Vous êtes sur la page 1sur 36

ASR-I SAADETTE ADLYE TEKLATI Prof.Dr.Fahrettin Atar Giri Birinci Blm I- SLM ADLYE TEKLATININ DOUU I.

Tarihi Malumat A- slm'dan nce Arap Yarmadasnda Adliye Tekilat B- Hz. Peygamber Zamannda slm Adliye Tekilat 1. Adli Tekilatn Ortaya k 2. Medine'de Kaza Fonksiyonunun fas 3. Baehir Medine'nin Dndaki ehirlerde Kaza Fonksiyonunun fas 4. Hz. Peygamberin Kadlar 5. Adli Sahadaki Yenilikler 6. Kaza Fonksiyonunu fa Edenlerin Manev-Uhrev Mesuliyeti I. slm Adliye Tekilat'nm Tarih Bakmndan slm ncesi Arap Adliye Tekilat, Bizans-Roma Adliye Tekilat Ve ran Adliye Tekilat le Mnasebeti kinci Blm KAZA FONKSYONU FA EDEN MEMURLAR I. Asl Olan Memurlar (Hakimler) A- Hakimlerin Vasflar: 1. Cinsiyet (Erkek Olmas): 2. Bulu Ve Akl: 3. lim: B- Hakimlerin Tayin, Terfi Ve Azilleri C- Hakimlerin Vazifeleri D- Hakimlerin Bamszl Ve Adl Tekilatta Hiyerari E- Hakimlerin Maalar II. Yardmc Memurlar 1- Mftiler 2- Avukatlar 3- Noterler 4- Zabt Katipleri 5- Tercman nc Blm GENEL VE ZEL MAHKEMELER VE DER KAZA MERCLER I- Genel Mahkemeler Ve leyileri 1. Tek Ve Toplu Hakim Usulleri Ve stiare 2. Mahkemelerin Dereceleri Ve Temyiz Mahkemesi 3. Mahkemelerin Faaliyet Yerleri 4. Muhakemenin Gn, Saati Ve Tatili 5. Vazife Ve Selahiyet II. zel Kaza Mercileri A-Muhtesiplerin Kazai Faaliyetleri B- urta (Polis)Nin Kazai Faaliyetleri C- Askeri Kaza (Kaad'l-Askerler) Drdnc Blm MUHAKEME USUL A- Dava B- Mdafaa C- Davaya Son Veren Taraf Muameleleri 1. Feragat Ve Af 2. Sulh D- Deliller Ve spat Yk 1. ahitlik (ehadet) a) Kavram: b) ehadet- Hisbe: c) ahadette Nisab: D) Davacnn Yeminiyle Birlikte Tek ahid Ve Tek ahid e) Yalan ahadet f) Tezkiye: 2. Hakimin ahsen Bilmesi Ve Kanaati 3. Ehl- Vukuf (Bilirkii) 4. Keif 5. krar 6. Yemin

7. Kasame 8. Karine Ve Emareler 9. Yazl Delil E- Muhakeme Ve Murafaa Usul F- Kanun Yollar G- Hkmn cras Ve Cezann nfaz H- Hapishaneler Ve Tevkif I- Tahkim Beinci Blm KANUNLAR HTLAFI VE GAYR MSLMLERE TANINAN KAZA SELAHYET BBLYOGRAFYA

ASR-I SAADETTE ADLYE TEKLATI Prof.Dr.Fahrettin Atar


(Marmara niversitesi ilahiyat Fakltesi retim yesi, istanbul) Fahrettin 1947 ylnda Erzurum'da dodu. lkokul, ve .H.L. ATAR ni Erzurum'da okudu. 1971 ylnda stanbul Yksek slm Enstitsnden mezun oldu. Atatrk niversitesi slm limler Fakltesinde slm Hukuk alannda doktorasn yapt. 1975 ylnda doktor unvanm ald. 1982 ylnda doent 1989 ylnda profesr oldu. Erzurum Yksek slm Enstitsnde 1976-83 yllar arasnda slm Hukuku retim yelii ve darecilik grevlerinde bulundu. 1983 ylnda Marmara niversitesi lahiyat Fakltesine slm Hukuku retim yesi olarak tayin edildi. Halen bu grevini srdrmektedir. Eserleri: - slm Adliye Tekiyat, - slm Hukukunda Borlunun flasna Karar Ve rilmesi, Hacredilmesi, Mallarna Haciz Konulmas ve Hapsedilmesi, - slm cra ve flas Hukuku - Fkh Usul [1]

Giri
nsan yaratl itibariyle her trl iyi ve kt ileri yapmaya msaittir. Daha ziyade kt ileri yapmaya meyillidir. Bu sebeple bir cemiyette kendi hakkna raz olmayan, bakalarnn hakkn ihlal eden bakasna ait borcunu demeyen ve bakasnn haksz olarak canna kyan insanlar bulunabilir. Hz. Adem'in oullarnn hayat hikayelerim Kur'an- Kerim'de okuyoruz.[2] Yine Kur'an'da insann tabiat ok vazh bir ekilde anlatlmaktadr.[3] ite insann baz amiller sebebiyle bakasna yapt hakszlklar nlemek, hakk hak sahibine teslim etmek ve cemiyette asayi ve huzuru temin etmek iin adli ileri yrtecek bir organa ihtiya duyulmu ve kendisinde kudret bulunan bir ahs tarafndan yrtlmtr. Allah adli ilerin yrtlmesinden nceleri peygamberleri mes'ul tutmutur.[4] Kur'an'da adli ilerin Hz. Davud[5] ile Hz. Sleyman[6] ve Hz. Muhammed (s.a.v.)[7] e tevdi edildiim gryoruz. Burada kaza fonksiyonunun Asr- Saadet'teki ifa ediliini gstermee alacaz, islm'dan nce, arap yarmadasnda, adli ilerin yrtlmesi salam temellere dayanmyordu. Kaza fonksiyonu devletin resmi fonksiyonlar arasnda deildi.[8] Hakemler adli ileri yrtyorlard, iki taraf, anlatklar hakemin huzurunda muhakeme oluyorlard. Hakemlerin tatbik edecekleri bir hukuk mdevvenat yoktu. Hakemler kendi ahsi rey ve akl se-hmleriyle davalar neticeye balyorlard. slm Hukukular, slm adliye tekilatnn mene ve hareket noktasnn, islm'n gelii ve ortaya kyla paralellik arzet-tii grndedirler.[9] Hz. Peygamber, islm ncesi bozuk ve devlet kudreti tarafndan ifa edilmeyen kaza fonksiyonunu devletin bir fonksiyonu olarak ilan etti. Fertlerin her sahada olduu gibi kazai sahada da haklarn koruma vazifesini merkezi devlet zerine ald. Adliye tekilat eitlik prensibine kavuturuldu.[10] Bundan byle hakl olan -zayf da olsa- hakkm alabilme imkanna kavutu. Gerekten, Kur'n- Kerim, islm adliye tekilatnn temelini att.[11] Hz. Peygamber de ilk hkim olarak Kur'an' uygulad.[12] O kad sfatyla adli tekilat yrtrken, gelecek asrlarda da kadlara vazifeleri esnasnda uymaya mecbur olacaklar muhakeme usul hakknda kaideler koydu.[13] Hi phesiz, Hz. Peygamber ilk zamanlarda adl, idari, asker ve siyasi ilerin btnn ahsen yrtyordu. Ancak sonralar islm lkesinin genilemesi sebebiyle bu grevlerden bazlarn arkadalarna tevdi etme mecburiyetinde kald. Arkadalarna tevdi ettii grevler arasnda kaza ileri de vard. Bundan byle, Hz. Peygamber, Medine ve civar blgelerin adli ve kazai ilerini yrtmee devam ederken, Yemen, Bahreyn, Oman, Nec-ran ve dier blgelere, adl ve kaza ileri yrtecek memurlar gnderiyordu. Srf adl ileri ifa edecek hakimler gnderdii gibi bazen de vali veya vergi memurlarna (amillere) bu grevi ek grev olarak tevdi ediyordu. Hz. Peygamber tayin ettii hakimlerin kararlar iin, baehir Medine'de temyiz makamnda bulunuyordu. O, hakimleri tayin ederken de, onlara muhakeme usul, adli idare ve tatbik edilecek kanunlar hakknda bilgi veriyordu.

Hz. Peygamber ilk kady tayin etmitir. O'nun tayin ettii ilk kad Hz. Ali'dir.[14] Hz. Peygamber, Hz. Ali'den sonra Muaz b. Cebel, Ma'kl b. Yesar' da kad tayin etmitir.[15] Mehur Muhaddis Zhri ve Said b. Mseyyeb'den gelen bir rivayette, ne Peygamber (s.a.v.), ne Ebu Bekir, ne mer kad tayin ettiler. Ancak Hz. mer, Yezid b. Uht'un-Nemr'i kymet ynnden belirli bir miktar amayan davalara bakmakla grevlendirdi.[16] Baka bir rivayette bu ahs Yezid b. Uhd'un-Nimr deil Hz. Ali'dir. Hasan ibrahim Hasan, Hz. Peygamberin hem bir mbelli, hem de bir hakim olduunu, ondan baka kad olmadn, ehirlere kadlar tayin etmediini, tayin ettii valilere ek grev olarak kazai grevleri tevdi ettiini, ancak vefatna yakn yllarda sahabelerden bazlarna kaza ilere bakma izin ve selahiyeti verdii mtalaasnda bulunur.[17] Ali Abdurrazk, Hz. Peygamberden nakledilen hadislein o za-mamn adliyesi ve muhakeme usul hakknda tam bir bilgi vermediini, islm limleri tarafndan Peygamberin kadlar olarak bilinen Hz. Ali, Muaz b. Cebel ve Hz. mer'in baz rivayetlerde kumandan, amil (vergi memuru) ve vali olarak tayin edildiklerinin zikderilmesinin karkla sebebiyet verdiini iddia eder. Sabi'den gelen bir rivayete gre ashab iinde drt tane (Ebu Bekir, mer, bn Mesud ve Ebu Musa) kad vard.[18] Katade ve Mesruk'dan gelen bir rivayette ise ashab iinde alt kii (mer,Ali, bey b. Ka'b, Mes ud, Ebu Musa, Zeyd b. Sabit)'nin kadlk yapt bildirilmektedir. [19] islm hukukular[20] ilk kady Hz. Peygamberin tayin ettii grn benimserler. Bilhassa, Hz. Ali, Muaz, mer, Ma'kl b. Yesar'm[21] onun tarafndan kad tayin edildiinde phe etmezler. Makrizi[22] ve Kettani[23] Peygamber devrindeki idari tekilatlar mufassal bir ekilde incelerken, adliye tekilatna genie yer vermektedirler ve Peygamberin kadlar bal altnda Hz.Ali, Muaz, Hz. mer'in onun kadlar olduunu rivayetleri ile bitlikte zikrediyorlar. Gerekten Makrizi ve Kettani bu hususta aydnlatc fikirler ortaya koymular ve tarihi vesikalar gn na karmlardr. Ali Abdurrazzk'm Peygamber devri adliyesinin gle sebebiyet verdii eklindeki grne temas etmek istiyorum. Hz. Peygamber biraz nce belirttiimiz gibi Hz. Ali, Muaz b. Cebel gibi ahsiyetleri Yemen'in eitli blgelerine kad tayin etmitir. Baz kaynaklarda Hz. Ali'nin bir askeri birliin kumandan olarak gnderildii zikredilmektedir. Hz. Ali'nin bir defasnda askeri bir birlie kumandan tayin edilmesi onun kad tayin edilmesine mani midir? Yine Muaz b. Cebel iin ayn ey sylenebilir. O'nun amil tayin edilmesinin kaynaklarda zikredilmesi onun kad tayin edilmesine mani midir? Hz. Ali bir sene askeri birlie kumandan gn-derilmise ertesi sene de hakim tayin edilmitir. Muaz da ayn ekilde, bir sene vergi memuru olarak tayin edilmi, ertesi sene ise kad tayin edilmitir. nk Hz. Peygamber her sene memurlarn deitiriyordu. Bu deime durumlarn Taberi Tarihinin her senenin amilleri ve valileri blmnde bulabiliriz. Buraya kadar naklettiimiz tarihi vesikalar muvacehesinde ilk kady Hz. Peygamber (s.a.v.)'in tayin ettii neticesine varyoruz. Hz. Ebu Bekir ve mer'in ilk kad tayin ettii grn savunan melliflerin, Peygamber zamanndaki Yemen blgelerine hakimlerin tayin edildiini nazari dikkate almakszn bu grleri serdettiklerini sanyoruz. O zaman iki grte de eliki yoktur. yle ki Hz.Ebu Bekir kendi hilafeti zamannda Medine'ye ilk kad olarak Hz. mer'i tayin etti, Hz. mer de hilafeti zamannda fethedilen Kfe, Basra ve Msr ehirlerine ilk nce kad tayin eden bir halifedir. Arab Administration" adl eserin yazar S.A.Q.Husaini,[24] kaza kuvvetinin icra kuvvetinden Peygamber zamannda ayrldn sylyor. Biz, o zaman kaza kuvvetinin icra kuvvetinden ksmi bir ekilde ayrldn kabul ediyoruz. Adliyenin tamamyla istiklaline kavumas ve kaza kuvvetinin icra kuvvetinin murakabesinden kurtulmas Abbasiler zamanna rastlamaktadr. Abbasi halifeleri bu gnk Adliye Bakanlna tekabl edecek Kad'l-Kudat'lk tekilatn kurdular. Bundan byle kaza fonksiyonu bu kurulu tarafndan ifa oluyordu.[25]

Birinci Blm I- SLM ADLYE TEKLATININ DOUU I. Tarihi Malumat


Bu bahiste Hz. Peygamber, zamanndaki adliye tekilat hakknda tarihi bilgi vermeye

alacaz, slm adliye tekilatnn Arap devletleri topraklarnda kurulmas sebebiyle islm ncesi Arap adliye tekilatna dair bilgi vermeyi faydal bulduk. [26]

A- slm'dan nce Arap Yarmadasnda Adliye Tekilat


Tarihiler, araplan gney ve kuzey araplar diye iki ksma ayrrlar. Gney araplara Kahtaniler, Kuzey araplara smaili-ler denir. Gney araplann yurdu Yemen, kuzey araplann yurdu ise Hicaz blgesidir.[27] Biz burada, islm dininin ortaya kt yer dolaysyla Hicaz blgesinde yaayan araplann adliye tekilatm inceleyeceiz. islm ncesi Hicaz blgesi, yerli ve gebe kabile hayat zerine kurulmu ok sayda mstakil siyasi gruplamalarn geni bir kmesi manzarasn arzeder. Kabileler siyas ve idare edilii ynnden ilkel saylr. Seyyit, eyh, reis gibi idarecilerin otoriteleriyle idare edilen kabileler,[28] basit tekilatlarn islm gelinceye kadar muhafaza ettiler. Mekke ehri dier ehirlere nazaran biraz tekaml etmi gzkr. Mekke Eraf saylan kabileler tarafindan idare edilen ehir Devleti eklinde siyas bir yapya sahipti. On kabilenin yrtt ondan fazla bakanh bir hkmeti vard. [29] Hicaz blgesinde tekilatl siyasi bir otorite ve devletin yokluu, kazai ileri yrtecek kaza organnn yokluuna sebep oluyordu,[30] Kabile hakemleri Tahkim ifade olunan bir sistem iinde kazai ileri yrtyorlard. Bylece hakemler, devlet otoritesine dayal bir adliyenin ifa edecei ileri ellerinden geldii kadaryla ifa etmeye alyorlard. Kabile iinde kan hukuki ihtilaflar, hikmet ve kemal sahibi hakemlere grrlyordu. Yakubi, [31]hakemler an ve eref sahibi, doru, emin, tecrbeli ve ahsiyet sahibidirler diyor. Baz hakemler kabileler zerinde byk bir gven meydana getirmilerdir. Ibn Hiam, Amir b. Zarib ismindeki hakemden bahsederken, kabileler ihtilafa dtklerinde onun hakemliine bavurduklarn ve onun verdii hkme rza gsterdiklerini nakleder.[32] Bu arada hakemlerin Arraf ve Kahinlerden seildiine iaret edelim.[33] Yakubi, soy ve baka hususlardaki karlkl stnlk iddialarndan kan ihtilaflar (mnafere), su hakk ve kan davalarnn hakemlere gtrldn kaydeder.[34] Hakemler erkeklerden olduu gibi kadnlar arasndan da seilirdi.[35] islm ncesi Hicaz blgesinde kaza fonksiyonunu ifa edecek ve devlete bal bir adli organ bulunmaynca, ceza davalarnn baklmas, cezalarn infaz iin zel bir durum sz konusudur. Bu blgede her fert bu durumlarda kendi hakkn korumak ve almak mecburiyetiyle kar karyadr. Eer fert maddi bakmdan kuvvetli ise hakkn almakta glk ekmezdi. Fakat zayfsa hakkn elde edemez ve hakk kaybolup giderdi.[36] Fertler cinayet vak'ala-rmda haklarn bizzat elde ettikleri zaman bir takm kargaalklar ve huzursuzluklar meydana geliyordu. yle ki lnn miraslan (sahib'd-dem) veliy'd-dem katilden lenin cn alr. Bu durumda ise katili kabilesi koruduu iin nesillerce dmanlk ve kan davalar devam ederdi.[37] ite bu durumlarda kabileler huzursuz ve perian olurlardu. Hatta bazen kan davalar kabilelerin hayatna mal olurdu. ldrme, diyet vermekle yattrlabilirdi. Diyet olarak bir lnn kan karl yz deve verilirdi.[38] Mekke ehir devletinde diyeti tesbit etmek zere Enak fonksiyonu vard.[39] Muayyen vazifeli, kabileden seilen bir zat bu grevi ifa ediyordu, slmiyetin zuhuru sralarnda bu grevi Mekke'de Ebu Bekir yrtyordu.[40] Medine'de, islm'dan nce kabileler arasnda diyet verme hususunda eitlik yoktu. Baz kabileler, dier kabilelerin dedii diyetin yarsn dyordu.[41] islm ncesi Arap tahkim sistemindeki muhakeme usul ok basit ve ifahi idi. iki taraf anlatklar hakemin huzurunda muhakemenin yer ve gnn tesbit ediyorlard.[42] Amir b. Sa'd, Dah-yan lakabyla anlyordu. nk o, kuluk vaktinde, ihtilaflar zmek iin taraflar huzuruna kabul ediyordu.[43] Muhakeme iin belirli ve muayyen bir salon yoktu. Ekseriya ev, [44] toplant salonlar (nevadi)[45] muhakeme salonu olarak kullanlyordu. Hakemler taraflar dinliyor ve davacdan delil ikame etmesini istiyordu. air, Kus b. Saide o zamann delil anlaym Davasn delil ile ispat etmek davacya, yemin etmek ise davalya der cmlesiyle ifade etmitir.[46] Murafaa esnasnda ahitler ve ehl-i vukuf dinlenir, bunlarn doru syleyeceklerine dair yemin verdi-rilirdi. Kaif denen ehli vukuflardan bazlar toprak zerinde bulunan ayak izlerinden bir hrszn kimliini bulabilirdi.[47] Amir b. Zarib bir davada karine yoluyla ihtilafa zm buldu.[48] el-Ef a el-Crhmi kendisine getirilen miras davasnda taraflara yemin teklif etmiti.[49]

Deliller arasnda kasame vard.[50] Kasame, su faili bilinmedii halde bulunan bir lnn, l olarak bulunduu yer halkndan elli kiinin onu ldrmediklerine ve ldreni bilmediklerine dair yaptklar bir yemin eididir. Kasame yeminini ihdas eden Ku-rey hakemlerinden el-Haris b. Ubeyd idi.[51] slm ncesi arap yarmadasnda hakemlerin tatbik edecekleri mdevven bir kanun yoktu.[52] Hakemler ahsi rey, rf ve dete gre hkmediyorlard.[53] Hakemin kafi ve nihai karar, icra ve infaz edilmekten mahrumdu. Hkmuni icras taraflarn iyi niyetlerine ve taraflardan lehine hkmolunanm stn kuvvetine bal idi.[54] Bu bahsi bitirirken Hamidullah'm "Bahadrlk tekilat" diye vasflandrd Hful-Fudul'dan bahsedelim.[55] Mekke ehrinde, Crhm kabilesi zamannda Fazl isminde kii zulme, hakszla urayanlarn yardmna komak zere bir birlik kurdular, ayrca hakszla urayanlarn yardmna koacaklarna dair de yemin ettiler. Bu cemiyete Fazl ismindeki ahslar yemin ederek kurduklar iin, Fazllarn yemini anlamna gelecek Hilf ul-Fudul dendi. Zamanla bu tekilat tarihe kart. Fakat Mekke'de hakszlklar oald iin bu tekilatn yeniden ihyasna ihtiya duyuldu. Hz. Peygamberin amcas Zbeyr b. Abdulmuttalib ehrin ileri gelenlerini Abdullah b. Cud'an'm evinde toplad ve Hf ul-Fudul cemiyetim tekrar kurdu. Bu cemiyetin gayesi u ekilde ilan edildi. Bu tekilatn mensuplar, Mekke'de ister yerli ve ister yabanc bir ahs hakszla urad zaman onun yardmna koacakt. Hz. Peygamber de bu tekilata itirak edenler arasmda idi. Hatta O'na sonraki bir tarihde bu tekilattan bahsettiklerinde, "eer bir kimse tarafndan bu gn bile yle bir cemiyetin kuruluu iin davet edilsem, davete hemen icabet ederim" dedi.[56] Hz. Peygamberin Hilf ul-Fudul iin verdii yemine sadakat gsterdiini ve bilfiil de hakszla urayanlarn yardmna kotuunu gryoruz.[57] Hilful-Fudul, Emever zamanna kadar tesir ve icraatm devam ettirmi gibi grnyor. Hz.Ali'nin olu Hseyin ile Muavi-ye'nin Medine valisi Utbe b. Ebu Sfyan arasnda bir ihtilaf kt. Hz. Hseyin Utbe'ye "ayet bir vali olman hesabiyle bana hakszlk etmeye devam edersen, Hilful-Fudul azalarna mracatla onlarn yardmm taleb ederim" dedi.[58] Vali Hz. Hseyin'in bu sz zerine hakszlk yapmaktan vazgeti. [59]

B- Hz. Peygamber Zamannda slm Adliye Tekilat


slm'dan nce, gerek Mekke ve gerek Medine ehri mterek ve merkezi otrite ve idare ynnden zayf, daha dorusu mahrum saylrd. Kabileler merkezi otoriteden mahrum yaadklar iin siyasi durumlar anariden farksz bir manzara arzediyordu. Merkezi idarenin yokluu, kabile iinde veya kabileler arasnda adl ilerin muntazaman yrtlmesini menfi ynde etkiliyordu. Haklarn ve hrriyetlerin alnmasnda ve korunmasnda fertlere yardma olacak yetkili siyasi bir merci yoktu. Fertler haklarn bizzat kendileri korumak ve elde etmek mecburiyetinde idiler. stelik merkezi ve mterek bir otoritenin yokluu, her trl tecavz, hakszlk ve kan davalarnn oalmasna sebebiyet veriyordu. Hilf ul Fudul tekilatnn kurulmas bu boluun doldurulmasn hedef ve gaye ediniyordu. Fakat takdir edilir ki, bylesine mevzii tekilat ne kadar faaliyet yapabilir, lkede ne dereceye kadar hakszlklar nleyebilir, cemiyetin huzurunu nasl salayabilir ve bir devletin fonksiyonlarm nasl icra edebilirdi. slm ncesi Mekke ve Medine'de hakemler tarafndan yrtlen ihtiyari bir tahkim sistemi fertlerin haklarnn korunmas ve elde edilmesi iin kafi deildi. nk hakemin uygulayaca mdev-ven bir kanun mevcut olmad gibi, karar da bir mana ifade etmiyor ve ihtilafa kafi bir zm yolu getirmiyordu. ayet lehine hkmedilen taraf zayfsa, hakkn almas kar tarafn iyi niyetine bal idi. Dier taraftan, lehine hkmedilen taraf kuvvetli ise kaba kuvvet yoluyla hakkm alrd.[60] Grlyor ki, adaletin tevzi ve ifas, fertlerin insaf ve takdirine terkeddii, cezai ve hukuki ihtilaflar zecek bir kaza organnn bulunmad bir toplumda, herkesin hakkn gven altna alacak, adli reformu yapma zaman gelmi ve gemi intiban bize vermektedir. Gerekten, Hz. Peygamber, bu bozuk dzene bir eki dzen vermek iin elinden gelen hertrl gayret ve abay sarfetti. Allah'dan ald Kur'an nasslar istikametinde adli sistemin temellerini att ve bu sistemi tatbikatyla tekaml ettirdi. Kurduu adli sistem, devlet otoritesine bal olarak yryordu. Bu sistemde her ferde eit haklar tannm ve fertlerin haklarnn korunmas grevini, devlet bizzat kendi uhdesine almt. Taraflara kuvvetli veya zayf olularna gre deil, hakl olup olmadklarna gre muamele ediliyordu. Ezcmle fertler gnl huzuru iinde yaayabilecei bir sisteme kavumutu.[61]

1. Adli Tekilatn Ortaya k


Biz, burada Hz. Peygamberin Mekke ve Medine devirlerine ait olan adl tekilat ilgilendiren faaliyet ve tatbikatn genie tetkik edeceiz ve islm adl tekilatnn nasl ortaya ktn greceiz. Hz. Peygamber (s.a.v.) 610 tarihinde peygamberlik vazifesine balamasyla, adl ilerin onun tarafndan hemen yrtlmeye balanaca anlamna gelmez. nk her eyden nce adl ilerin muntazam yrtlebilmesi iin bir devletin ve kendisine itaat eden bir toplumun bulunmas gerekir. Geri o, gnden gne oalan bir camiann mnakaasz bakam idi. Bu camia her trl glklerin zmnde, takip edecekleri hatt hareket tarzm ondan reniyorlard. Ancak mslman camia maddi bir iktidara sahip deildi. Dolaysyla mrik araplarn muhalefetleriyle karlayorlard. Hatta mslmanlarn ekserisi mriklerin takibat altnda yayorlard. Bazs Habeistan'a g etmekle takibattan kurtulmutu.[62] Bu artlar muvacehesinde Peygamber iin adli ilerin muhtazaman yrtlmesini salamak gayesiyle herhangi bir teebbste bulunmas erkendi. Hamidullah, Mekke devrini kastederek, ben iki mslman arasnda bahis konusu bir ihtilaf zmek iin kendisinden (yani Peygamberden) bir hkm, bir hakem karar istedikleri bir vakaya rastlamadm; muhtemelen bu tarzda bir vaka cereyan etmemitir diyor. [63] Biz, bu arada una iaret edelim ki, istisnai olarak Hz. Peygamberin islm'dan nce Kabe'nin yeniden inasnda, Hacer'l-Esved (kara ta)m yerine konulmasnda kan ihtilafta hakemlik yaptn gryoruz.[64] Ibn Sad, islm'dan nce, Hz. Peygambere bir takm ihtilaflarn getirildiim zikreder.[65] Gerekte, adl tekilat konusu Mekke devrinde ele alnmaya balamtr. Adl tekilat ilgilendiren ilk ayet orada inmitir.[66] Bu ayet islm adliye tekilatnn kurulmas iin bir nve saylr. u hususa iaret etmek icap eder ki, adl ilerin muntazaman yrtlmesi kuvvetli ve kudretli bir devlette mmkndr. Halbuki islm devletinin siyasi otoritesi henz teekkl etmemiti. Hz. Peygamber, maddi ve manevi reformlarn bu arada adli reformu gerekletirebilmesi iin maddi iktidara kavumak mecburiyetinde idi. Aksi halde modern ve yeni olarak ileri srlen her fikire ve teebbse kar kan bir toplumda gerekletirmek istedii reformlarda muvaffakiyet elde edemezdi. O, Mekke devrinde maddi iktidara kavumaktan ziyade, slm bir Devlet'in her trl siyasi ve idari arkm evirebilecek elemanlarn yetimesini salad. Reslullah Medine'ye hicret eder etmez islm devletini kurdu.[67] nce mslmanlar arasnda kardelik anlamas yapt. [68] Sonra Medine'de oturan Yahudi, Hristiyan ve Mrik araplarla bir antlama yapt. Antlama yapt gruplarn adl siyas, asker ve mal hususlarda takip edecekleri hatt- hareket tarzn tesbit ve tanzim eden 52 maddelik bir anayasa vazetti.[69] Bu anayasa tahlil edildii zaman dier sahalarda olduu gibi adl sahada da ok baarl bir reform ve inklap olduu anlalr. Evvelce adl sahada bilinen ve takib olunan usul ve prensipler kaldrld. Daha modern ve daha gven verici prensip ve usuller getirildi. "Bu anayasa, fertlerin ve hatta kabilelerin kendi haklarm kendilerinin korumas usuln kaldrd ve bunu merkezi bir otoriteye yani Devlet bakanna tevdi etti. Bu anayasa, ayn ekilde hkmleri infaz etmek zere merkezi otoriteyi salahiyetli kld. Allah ve onun elisi, dier bir deyile Kur'an ve Hadis her ikisi birden en ysek hakemler, memleketin mdevven kanunlar ilan edildi. Bu hzl gelimeyi (ki, asla bir inklapdan aa bir ey deildi), gerek fert ve gerek cemiyet iin selamet ve saadet getiren dier slahat takib etti; Eski devirlerde, ayet kuvvetli ve kudretli taraf, bir hakemin hkmn kabul etmeyecek olsa bu davann dier bir hakeme gtrlmesini taleb ederdi"[70] slm'da ise durum bu olmayacaktr, islm'da bir hkm verildikten sonra o hkm kaziye-i muhkeme olduu iin bozulmas ve tekrar baka bir hakem veya hakim tarafndan grlmesi mmkn deildir. Taraflar verilen karar kabul etmek mecburiyetindedirler. Kur'an'da bu hususlar sarih bir ekilde aklanmtr: Allah ve Peygamberi bir ide hkm beyan ettiinde gerek bir mmin erkek ve gerek bir mmin kadn (bu hkmde) muhayyerlie sahip olmaz. Kim Allah'a ve Resl-ne isyan ederse muhakkak ki o apak bir sapklkla yolunu saptmtr[71] Hayr, Rabbine andolsun ki, aralarnda ekitikleri hususta seni hakem tayin edip, sonra senin verdiin hkm ilerinde bir sknt duymadan tamamen kabul etmedike inanm olmazlar[72] Aralarnda hkm verilmek zere Allah'a ve Peygamber'e arldklar vakit: iittik ve itaat ettik demek, ancak mminlerin szdr, ite saadete erenler onlardr.[73] Hz. Peygamber tarafndan verilen bir hkme kar, islm ncesinin kt bir alkanl sebebiyle itiraz edip de, o davay baka bir kimseye gtrenler hakknda merkezi hkmet tarafndan sert davranldm

ve hkm ve cezann Devlet tarafndan infaz ve icra edildiim gryoruz.[74] Hz. Peygamberin, Mslman, Yahudi, Hristiyan ve Mrik Araplarn mal, asker, idar, adl vs. sahada takip etmeleri gerekli hatt- hareket tarzn tanzim eden anayasasnda Kur'an'n amir hkmleri kendisini gstermektedir. Konumuzla ilgisi olan Anayasasnn adl kaide ve prensiplerini gzden geirdiimiz zaman, bu inceliin kolayca farkna varabiliriz. Anayasann iki ayr maddesi dorudan doruya adliyeyi ilgilendirir. yle ki; ihtilafa dtnz herhangi bir ey, Allah'a ve Peygamber'e gtrlecektir, selam olsun ona (madde 23) ve ayrca: Bu sahifede (yazda) gsterilen kimseler arasnda zuhurundan korkulan btn ldrme yahut mnazaa vakalarnda Allah'a ve Reslullah Muhammed'e (s.a.v.) gtrlmesi gerekir. Allah, bu sahifeye (yazya) en kuvvetli ve en iyi riayet edenlerle beraberdir (madde 42)[75] imdi bu maddelerin Kur'an'n hangi ayetleriyle mana ve mefhum ynnden paralellik ve benzerlik gsterdiini tetkik edelim: Ey Muhammedi Kur'n', nce gelen kitab tasdiken ve ona ahit olarak gerekle sana indirdik. Allah'n indirdii ilearala-rnda hkmet; gerek olan sana gelmi bulunduuna gre, insanlarn heveslerine uyma![76] Ey Muhammedi Dorusu, insanlar arasnda Allah'n sana gsterdii gibi hkmedesin diye Kitab sana hak olarak indirdik; hakk gzet hainlerden olma[77] O halde, Allah'n indirdii Kitap ile aralarnda hkmet, Allah'n sana indirdii Kur'an'n bir ksmndan seni vaz geirmelerinden sakn, heveslerine uyma; eer yz evirirlerse bil ki, Allah bir ksm gnahlar yznden onlar cezalandrmak istiyor, insanlarn ounluu gerekten fasktrlar. Cahiliye devrini mi istiyorlar? yi anlayan bir topluma gre Allah'tan daha iyi hkm veren kim vardr?[78] Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Peygamber'e ve sizden emir sahibi olanlara itaat edin. Eer bir eyde ekiirseniz, -Allah'a ve ahiret gnne inanmsanz- onun hallini Allah'a ve Peygamber'e brakn. Bu, hayrl ve netice itibaryla en gzeldir.[79] Yukarda meallerini naklettiimiz ayetlerden de anlalaca gibi btn ihtilaflar Allah ve Resulne gtrlecek, Kur'an ve Snnet mslmanlarn mdevven kanunlar olarak bilinecek ve tatbik edilecektir. Anayasasnn 42. maddesi de gayri mslimlere adl ve kaza muhtariyet tannd anlalyor. Kur'n- Kerim'de Yahudi ve Hristiyan ve dini cemaatlara tamnan kazai muhtariyet aklkla ifade edilmektedir. yle ki: Onlar yalana kulak verirler, haram yerler. Eer sana gelirlerse aralarnda hkmet, yahut onlardan yz evir; yz evirirsen sana zarar veremezler. Eer hkmedersen aralarnda adaletle hkmet. Allah adil olanlar sever. Allah'n hkmnn bulunduu Tevrat yanlarnda iken ne yzle seni hakem tayin ediyorlar da sonra yz eviriyorlar? ite onlar inanm deillerdir[80] Bu anayasada din gruplar aralarndaki ihtilaflar halledemedikleri durumlarda ihtilaflarn Hz. Peygamber'e gtrmeleri gerektii hususu ifade edilmitir. Hz. Peygamber zamannda Medine'de Yahudi ve dier dini cemaatlara kazai muhtariyet tannd iin, her cemaat kendi davasn kendi mahkemesine gtryordu ve her cemaat mahkemelerinde kendi kanunlarn uyguluyorlard. Bazen Hz. Peygamber'e, Yahudi, Hristiyan vs. gibi dinlere mensup ahslar davalarn getiriyorlard. Nitekim, bir yahudi erkek ile bir yahudi kadn zina etmiti. Bu ahslar nasl bir ceza verilmesi gerektii hususunda Hz. Peygamber'e geldiklerinde, Tevrat'n zina yapanlara verilen recim cezasn verdi ve ceza derhal infaz edildi. [81] Anayasann 21. maddesinden anlaldna g*e ceza davalarnda dini gruplardan hangisi olursa olsun selahiyetli mahkeme, islm mahkeme 1 eridir. Bir defasnda Yahudi cemaatinden biri, bir kadnn zinetlerine tama ederek bunlar zorla almaya kalkt ve kadnn ban iki ta arasnda ezerek ldrmek istedi. Kadnn lmle peneletiini gren kimseler Hz. Peygamber'e bu durumu haber verdiler ve O da anayasann kendisine tanm olduu sela-hiyet sebebiyle derhal hukuku amme davas at ve lmle peneleen kadn Bu duruma seni kim getirdi diye sorduunda kadn lmeden nce bunu bir yahudinin yaptm syledi. Yahudi yakaland ve mahkeme huzurunda suunu itiraf etti. Resulullah o ya-hudiye ksas tatbik ederek iki ta arasnda ezdirmek suretiyle cezalandrd.[82]

2. Medine'de Kaza Fonksiyonunun fas


Hz. Peygamber, slm Devletinde kaza organnn ba olarak kaza fonksiyonunu ifa ediyordu.

[83] Her trl dava ve ihtilaflar onun tarafndan zme kavuturuluyordu. O gerek hukuki ve gerek cezai davalar Kur'an hkmleri muvacehesinde hallediyordu. Kur'an'm hkmlerini uyguluyordu. Bu arada Kur'an'da bulunmayan hususlar iin de hukuki hkmler koyuyordu. Hz. Peygamber'e gelen hrszlk, zina, sarholuk, adam ldrme, yaralama ve buna benzer cemiyetin huzur ve skununu karan hadiselerde, sululara Kur'an'm tesbit ettii cezalar uygulanyordu. Bu arada davalar zme kavutururken, gelecek asrlardaki slm hakimlerinin takib etmesi gerekli muhakeme usul hakknda prensipler ortaya koyuyordu. Safvan b.meyye'nin elbisesini alan hrsz, Peygamberin huzuruna karld. Yaplan muhakeme sonunda hrszlk suu tesbit olundu ve hrsz el kesme cezasna arptrld [84] Mekke fethinde zengin bir kadn hrszlk edince, Hz. Peygamber (O'na da ayn cezay verdi. Baka birisine ait bir mal alp mahkeme huzurunda aldn itiraf eden birini, Hz. Peygamber ayn ekilde el kesme cezasna arptrd.[85] Hz. Peygamber, zina suunu ileyenleri recim cezasna arptryordu. Nitekim Elem kabilesinden bir ahs [86]ile Maiz b. Ma-lik'e [87] recim cezas uygulamt. Gebe olduu halde zina suu tes-bit edilen bir kadn, ocuunu dourduktan sonra recmedildi.[88] Bekar olduu halde zina ettii tesbit olunan bir ahsa yz deynek vuruldu.[89] Bir ldrme vakasnda su failini yz deve vermekle cezalandrd.[90] Ebu Nuaym isminde bir ahs iki itii iin adalet huzuruna karld. Hz. Peygamber ona ceza olarak krk deynek vurulmasna karar verdi.[91] Hilal b. meyye, karsnn zina ettiini mahkemeye ihbar etti. Yaplan muhakemede kadnn zina ettiini ispatlayamaymca, iftira suuna (Hadd-i Kazif) arptrld ve seksen deynek vui'uldu.[92] islm devletinin her kesinden Hz. Peygambere hukuk davalar da getiriliyordu. Hz. Peygamber hukuk davalarm zerken de hukuk muhakemeleri hakknda bir takm prensip ve kaideler koydu. O'na gelen hukuk davalar arasnda miras ihtilaflar,[93] toprak mlkiyeti,[94] su kuyusu mlkiyeti,[95] su hakk ihtilaflar,[96] neseb,[97] bor,[98] vs. bulunuyordu. [99]

3. Baehir Medine'nin Dndaki ehirlerde Kaza Fonksiyonunun fas


Anayasada, Medine'de islm dndaki dinlere mensup kimselere tannan adli, hukuki ve dini muhtariyetin ayns, sonradan tslm devletine idari ve siyasi ynden ball sz konusu olan eyaletler de tannmtr. Necran hristiyanlar ile islm devleti arasnda siyasi bir antlama oldu. [100] Necranllara antlama gereince, dini, hukuki ve adli sahada muhtariyet verilmiti. Necran-hlar, islm adaletine hayran olmallar ki, Hz. Peygamberden adli ilerini yrtecek bir hakim isterken aramzda ihtilafa dtmz konularda hkm verecek bir kad gnder dediler. Hz. Peygamber de onlarn bu isteim yerine getirmek zere Ebu Ubeyde b. Cerrah oraya kad olarak gnderdi.[101] Arar b. Hazm da Necran'a islm devletinin temsilcisi olarak gnderildi, ibn Hazm orada yeni mslman olan kimseler arasnda dini, idari, adli retim ve eitim ilerini yrtyordu.[102] Hz. Peygamber zamannda Iran devletine bal Oman eyaleti, Ceyfer ve Abd isimlerinde iki kardein mterek saltanatyla idare ediliyordu. Hz. Peygamber onlara Amr b. As ile bir mektup gnderdi ve onlar islm'a davet etti. Mektubun metni yledir: Rahman ve Rahim olan Allah'n adyla, Allah'n Resul Muhammedi'den el-Culanda oullar Ceyfer ve Abd'e: ...Siz ayet, her ikiniz de slmiyeti kabul ederseniz, ben her ikinizin de iktidarda kalmasna rza gstereceim. Fakat her ikiniz de slmiyeti kabul reddederseniz, her ikinize ait krallk da elinizden gidecektir.[103] Abd ve Ceyfer mslmanh kabul ettiler ve lkelerinde bulunan gayri mslimlerin idarecisi olarak ayn grevlerinde kaldlar. Bu arada, islm hkmetinin temsilcisi sfatyla eli Amr b. As mslmanlar arasnda adaletin tevzi ve ifas, mslmanlar-dan sadaka ve zekatlarn toplanmas ve gerekli yerlere sarfedil-mesi ve ayrca gayri mslimlerden cizye vergisinin toplanmas ve mslman halkn dini retim ve eitim ileriyle grevlendiril-di.[104] Bahreyn Eyaleti, iran'a bal olarak el-Mnzir b. Sava tarafndan idare ediliyordu. Hz. Peygamber, el-A'la b. el-Hadrami ile eyalet valisi Mnzire bir mektup gnderdi ve o mektupta valiyi islm'a davet etti. Eyalet valisi Mnzir, Hz. Peygamber'e olumlu bir cevap verdi. Hz. Peygamber Mnzir'i ayn ekilde gayri ms-limlerin idarecisi olarak vazifesinde brakt, islm devletinin temsilcisi sfatyla orada bulunan Ala b. Hadrami mslman olanlarn idarecisi oldu. Bundan byle o, mslman halkn idari, adli, mali dini ve retim ilerini yrtmeye balad. [105]

Yemen'de, Bzan (Bazam) b. Sasan-Iran devletinin valisi idi, Hz. Peygamber Bzan' mslman olduktan sonra, ayn ekilde Yemen'de vali olarak brakt.[106] Bzan,sadece idari ileri yrtyordu. Adli ve dier iler ise Peygamber tarafndan gnderilen, amil ve hakimler tarafndan yrtlyordu.[107]

4. Hz. Peygamberin Kadlar


Arap yarmadas, Hz. Peygamberin vefatna yakn sralarda batan baa islm devletinin hakimiyeti altna girmiti.[108] Takdir edilir ki, bu kadar geni topraklar iine alan bir lkenin idaresinin tek kii tarafndan yrtlmesi imkanszdr. Bu sebeple Hz. Peygamber her fethedilen veya kendi rzalaryla mslman olarak islm hakimiyeti altnda yaamay arzu eden her blgeye bir vali tayin ediyordu. Valiler idari ilerle megul oluyorlard. Valiler vazife yaptklar blgelerde kazai ileri bazen kendileri ifa ediyorlard. Bazen de islm hkmeti tarafndan srf kazai ilerle grevli memurlar yani hakimler gnderiliyordu. Hatta Hz. Peygamber Medine'de kazai ilerin oalmas sebebiyle nceden hakim sfatyla tamakta olduu grevlerden bir ksmm sahabilerine devretmiti. Amir'-a'bi'den gelen bir rivayete gre, Peygamber devrinde drt kad vard. Bunlar Hz. mer, Ali, Zeyd b. Sabit, Ebu Musa'l-E'ar idi.[109] Mesruk ve Katade, Peygamber zamannda alt tane kad olduun zikrediyorlar. Mevzubahis ettikleri kadlar mer, Ali, ibn Mesud, bey b. Ka'b, Zeyd b. Sabit ve Ebu Musa'l-E'ar'dir.[110] Bu rivayetler Peygamber zamannda hakimlerin mevcut olduunu gsteriyor ve ispat ediyor. Ancak bu iki rivayet Peygamber zamanndaki hakimlik yapm ahslarn bir ksmnn listesini vermektedir. Serahsi ilk zamanlarda kad (ha-kim)larm mfti olarak adlandnldma dikkati ekmektedir. [111] Kanaatimizce ilk devirlerde kadlarn ekseriya mftiler arasndan tayin edilii, kadlara mfti diye isim verilmesine sebep olmutur. Kaynaklardan tesbit edildiine gre, Peygamber zamannda 140 sahabe, mfti idi.[112] Serahsi'nin mevzu bahs szn nazari itibare alrsak Peygamber devrinde 140 mftiden ekserisinin kadlk vazifesi yaptm kabul etmek mecburiyetinde kalrz. Gerek Sadi'nin ve gerek Mesruk ve Katade'nin hakim olarak gsterdikleri ahslar da bu 140 kii arasndadr. Peygamber zamannda drt veya alt tane kad var denilmesi o ahslarn vazifelerinde baar elde etmeleri ve hret bulmalaryla tefsir olunabilir. Aksi halde vesikalar arasnda onlardan baka yer alan hakimlerin durumunu izah etmek mmkn olamaz. Hz. Peygamberin sahabilerinden ekserisine kazai sahada grev tevdi ettiini tarihi vesikalarla izah edebiliriz. Bir gn iki ahs aralarndaki ihtilan Hz. Peygamber'e getirdiler ve biz nce bu ihtilaf iin ilim sahibi ahslara mracaat ettik, onlar bize ihtilafn zm hakknda yle yle bir hkm verdiler dediler.[113] Hz. Peygamber ihtilaf getiren ahslar dinledikten sonra, verilen karar yerinde buldu ve verilen cezay derhal infaz etirdi. Hz. Peygamber'in burada temyiz makamnda olarak tayin ettikleri hakimlerin kararlarna yaplan itirazlar tetkik ettii anlalyor. Mellif Hamidullah bu hususa iaretle ilk anlarda, Hz. Peygam-ber'in kendisi nihai istinaf veya temyiz olmak zere, nakibler onun emri altnda hakim olarak vazife grme benzemektedir Tedricen, Medine'de kazai ilerin miktar artm ve Hz. Peygamber hakim sfatyla tamakta olduu yetkilerden bir ksmn bakalarna devretmek ve kazai hususta sadecce temyiz yetkisini kullanmakla iktifa etmee mecbur olmutur.[114] diyor. Ukbe b. Amir yle anlatyor: Bir gn Reslullah'm yannda otururken iki ahs aralarndaki bir ihtilaf ona getirdiler. Hz. Peygamber bana hitaben Ya Ukbe kalk ve bu iki kii arasndaki ihtilaf hakknda hkmet dedi. Ben Ya Reslallah, bu hususta sen benden daha selahiyetli ve daha liyakatlisin dedim. Reslullah szne devam ederek Ya Ukbe, eer onlarn arasnda hkmedersen itihat etmee ihtiya duyduun iin itihad edip de gayene isabet edersen on sevap mkafatna nail olursun, ayet itihadnda almana ve cehdine ramen hata edersen -alman karl olarak- bir sevap mkafaat elde edersin dedi.[115] Hz. Peygamber bir davada da hkm vermekle Amr b. As' grevlendirdi. Amr ihtilafn zmne memur edilince Ey Allah'n Resul senin yannda ve huzurunda m davaclar arasnda ihtilafa bakmam gerekiyor? dedi. Hz. Peygamber cevaben, Evet, benim huzurumda davaya bakacaksn dedi. Amr tekrar Peygam-ber'e sordu: Ya Reslallah hangi esas zerine hkm vereceim? Hz.Peygamber, ayet sen, davaclar dinledikten sonra aralarnda karar vermek iin itihat edersen ve bu hususta isabet edersen on sevap mkafaatn elde edersin, ayet itihatnda alma ve cehdine ramen hata edersen bir sevap (baka bir rivayette iki sevap) mkafaatn elde edersin dedi.[116] tki kardein mterek mlkiyetlerinde bir arazi paras vard, burada bir kulbe ina edildi. ki kardein varisleri bu kulbenin hangi kardee ait olduu hususunda ihtilafa dtler. Bu meselenin zm iin Hz. Peygamber'e geldiler. Hz. Peygamber davaya bakmakla Huzeyfe b. Yeman' grevlendirdi. Huzeyfe bizzat dava edilen kulbenin mahalline gitti. Gerekli keiften

sonra, ihtilan bir zme balad ve tekrar Medine'ye dnd. Verdii karan Hz. Peygamber'in tasviblerine sundu. Hz. Peygamber, verilen karar temyiz ederek tasdik etti.[117] Hz. Osman hilafet mevkiinde iken, Hz. mer'in olu Abdullah' hakim olarak tayin etti. Ibn mer grevden affedilmesini istedi. Gereke olarak da kaza fonksiyonunun mes'uliyetli bir fonksiyon olduunu ileri srd. Hz. Osman, bn mer'e niin grevden affin istiyorsun, baban bile hakimlik yapt dedi. Ibn mer cevaben yle dedi: Evet babamn hakimlik yaptn biliyorum. Fakat herhangi bir mkil esnasnda hemen Hz. Peygamber'e soruyor ve o mes'elenin zmn O'ndan reniyordu.[118] Mellifler bu rivayet ile Hz. mer'in Hz. Peygamber zamannda hakimlik yaptna hkmederler. Dier baz rivayetlerde Hz. mer'in kad tayin edildii belirtilir. [119] Bu arada Hz. mer'in hicri 11. ylda mil olarak tara eyaletlerine gnderildiini hatrlatalm.[120] Hz, Peygamber, tara vilayet ve eyaletlerinde adli ilerin yrtlmesini valilere ek grev olarak tevdi ediyordu. Fakat oralara srf kazai ve adli ileri yrtecek memurlar da gnderdi. Onun srf adli ilerle grevlendirdii hakimlerin Yemen'in eitli blgelerinde grev yaptklarn gryoruz. Hz. Peygamber tarafndan srf adli grevle tayin edilen ilk kad Hz. Ali'dir.[121] Hz.Ali, kad tayin edilmeden nce Yemen'e bir askeri birliin kumandan olarak gnderilmiti.[122] Hz. Peygamber, Hz. Ali'yi[123] Yemen'in Necran blgesine kad tayin ettii zaman, Hz. Ali byle bir grevi nceden ifa etmedii iin tereddt etti ve yle dedi: Ya Reslallah, beni her bakmdan bilgili bir toplulua hakim tayin ediyorsun, halbuki ben gencim ve adli idare muhakeme usul hakknda herhangi bir bilgim yoktur. Bu sz zerine Hz. Peygamber nce elini gsme koydu ve yle dedi: Allahm, bu gencin dilinin belaatini artr, kalbini hidayetten ayrma ve gayesine ulatr diye dua ederek bu hususta bana cesaret verdi. Ve ayrca u nasihatta bulundu: ki taraf da dinlemeden aralarnda hkmetme; bu, alnmas gerekli karar tayin etmede sana daha elverilidir ve Hz. Ali ilave ediyor: ben bu andan itibaren hkm vermee devam ettim, asla bir phe ve tereddde dmedim. Hz. Ali'nin Yemende ka sene hakimlik grevi yaptm tes-bit etmek gtr. Kaynaklardan edindiimiz bilgiye gre orada bir seneden fazla bu grevde kalmad anlalyor. Hz. Ali, Yemen'de hakimlik yaparken taraflar onun verdii baz kararlara itiraz edip Hz. Peygambere temyiz edilmek zere gtrmlerdir. Hz. Peygamber, Hz. Ali'nin vermi olduu kararlar temyiz etmi ve btn kararlarn hukuki usul ve kaidelere uygun olduunu aklamtr. Hatta onun vermi olduu kararlarda byk bir isabet kaydettiini ifade etmitir.[124] Hz. Peygamber zamannda hakim olarak temayz etmi ahsiyetlerden biri de Muaz b. Cebel'dir. Muaz, Mekke ve Yemen blgelerinde dini eitim ve retim grevlerinde bulunmu, dolaysyla bilgi ve tecrbesi artmt.[125] Hukuk sahasnda nazari ve tatbiki bilgisiyle Hz.Peygamber'in takdirini kazanan Muaz'm Ye-men'in Cened blgesine tayin edildiini gryoruz.[126] Hz. Peygamber kendilerine Yemen'e kad olarak tayin ettii haberini verdikten sonra islm mahkemelerinde tatbik edilecek kanunlar sordu. Bu soruya verilecek cevap mstakbEL hakimlerin islm mahkemelerinde uygulayacaklar kanunlar tekil edecektir. Hz. Peygamberin sorusu bu gayeye matuf ve mebnidir. Muaz'm, Peygam-ber'in sorusuna verdii cevap ok yerinde ve ilgin saylr. Reslullah Muaz'a sordu: Hangi esasa gre hkm vereceksin ya Muaz? Allah'n Kitabna (Kur'n'a) gre, Onda o hadiseyle ilgili bir hkm bulamazsan, Peygamberin Snneti ile, Ya onda da bulumazsan, Kendi itihadmla hkmederim. Hz. Peygamber Muaz'm bu ekilde olgun ve kemali dikkatle verdii cevaplara karlk byk bir memnuniyet hissetmi ve ona yle dua etmitir: Allah'm, sana hamd senalar olsun ki, Resulnn elisini, Reslullah'n raz olduu ve istedii eye muvaffak kldn.[127] Muaz, adl ve kazai iler yannda mal, din, eitim ve retim ilerini de yrtyordu.[128] Muaz'm Yemen blgesinde hakimlik yapt zamana ait vermi olduu mahkeme itihatlarna malikiz[129] Hz. Peygamber Yemenlilere bir yaz (mektup) gndererek Muaz'm kendi blgelerinde hakim olarak vazife yapacan bildirmi-tir.[130] Ma'kl b. Yesar kendi kabilesi Mzeyne'de hakimlik yapmak zere Peygamber tarafndan tayin edilmiti.[131]MaTaTn kazai faaliyeti ve itihatlar hakknda bir bilgiye sahip deiliz. Her halde olaanst saylacak bir faaliyette bulunmamtr. Vesikalar arasnda Ebu Musa'l-E'ar'nin Yemen'de Peygamber zamannda hakimlik ve retmenlik yapt gemektedir.[132] Ebu Musa'nn itihatlar ve adli idare konusunda yapt faaliyet hakknda herhangi bir haber bize ulamamtr. Ancak, Hz. mer zamannda adli idaredeki aktif faaliyeti kaynaklar arasnda gemektedir. Baz kaynaklarda, Attab b. Esid'in Mekke'ye kad olarak tayin edildii gsterilmektedir.[133]

Daha ziyade onun Mekke'ye vali olarak gnderildii kabule edilir.[134] Hz. Peygamber (s.a.v.) At-tab'a bir miktar maa vermitir.[135] Attab'm Mekke'ye kad deil, vali tayin edildiini kabul etmek daha doru olur. Bu ekilde kabul edilirken, valilik grevini ifa ederken ek grev olarak da adli ileri yrttn dnebiliriz. Hz. Peygamber tayin ettii hakimlere bir takm tavsiye ve direktiflerde bulunuyordu. Yukarda Hz. Ali ve Muaz'a yapt tavsiyeleri zikretmitik, ayn ekilde Ubeyde'yi Necran'a hakim olarak gnderirken onlarn sana dava olarak getirecekleri eyler hususunda adaletle hkmet dedi. [136] Hz. Peygamber baka bir tayin esnasnda hakimin muhakeme esnasnda al veri yapmayacam tenbih etmitir. [137]Ayrca hakimin muhakeme esnasnda fkeli ve sinirli bir halde iken hkm vermesini yasaklamtr.[138] Baka bir tayin esnasnda, "kim olursa olsun, slm kanunlarna gre hareket etmeyen grevinden alnacaktr", dedi.[139]

5. Adli Sahadaki Yenilikler


slm, dier sahalarda olduu gibi adli sahada da hukuk lemine yenilik getirmitir. Getirdii yenilikler arasnda, mes'uli-yetin ahsilii, fiillerde niyetin nazari dikkate alnmas, her ferdin adliye nnde eit haklara sahip olmas saylabilir. islm'da mes'uliyetin ahsilii prensibi kabul edildii iin herkes kendi yaptndan mesul olacaktr. Eer insan su saylacak bir fiili ilerse, o sutan tr bakas deil kendisi cezalandrlacaktr. Bab krall medeniyet ynnden byk bir merhale katetmelerine ramen hukuk mdevvenatlarmda (Hamurabi Kanunlar) ideal hukuka aykr hkmler bulunuyordu. Mesela ksas usul[140] tamamen ilkel bir durum arzediyordu. ayet cani bir kimsenin kzn ldrm ise kendisi bu kanuna gre katledil-meyip kznn hayatna son verilecektir. Tevrat'ta "Kza kz" prensibi kabul edilmemitir.[141] islm'da durum bunun benzeridir. Her ahs kendi suunun cezasn ekecektir. Kur'n- Kerim'de: Hibir ahs dierinin ykn ekmez denilmesiyle mesuliyetin ahsilii prensibine iaret edilmitir.[142] Hz. Peygamber yukarda bahis konusu ettiimiz anayasann 25, 31. maddeleri ve mteaddid hadislerinde bu hususa temas ederek; Bir kimsenin iledii cinayetten kendisi mesul tutulacaktr ifadesiyle aklamtrlar.[143] islm hukukunda, ceza davalarnda maznunun suu ileyip ilemedii hususunda bir sarahet bulunmad zamanlarda onun lehine af cihetine gidilmesi tavsiye edilmitir. Hz. Peygamber pheli hal sebebiyle cezalar kaldrnz[144] ve Elinizden ne kadar imkan gelirse mslmanlarn cezalarn kaldrmaya alnz. ayet elinizde beraati iin bir yol, bir delil varsa maznunu serbest braknz; zira bir bakann afta yanlmas cezalandrmada yanlmasndan daha evladr[145] buyurmaktadr.[146] islm Hukukunda nesil, soy, kavim, vatan ve blge ayrm yaplmakszn herkese adliye nnde eit haklar tannmtr, islm'dan nce fertler ve kabileler arasnda cezalarn tatbikinde farkl muamele yaplyordu. Hz. Peygamber bir hadisinde bu hususa iaretle: Sizden evvelki kavimlerin helak olmalarnn bir sebebi de udur; onlarn aralarnda makam ve mevki sahibi kimselerden biri hrszlk yapnca, hrsza gereken ceza verilmeyip braklrd, ayet makam ve mevki sahibi olmayan birisi hrszlk yapnca, hemen onu cezaya arptrrlar di diye buyurmaktadr.[147] slm'dan nce zina sularnda da ayn ey bahis konusudur. ayet mevki ve makam sahibi birisi zina ederse, gereken ceza verilmezdi. Fakat asil olmayan bir aileye mensup birisi zina etti mi, hemen cezalandrlrd.[148] slm'dan nce kabileler arasnda diyet verme hususunda da bir denge yoktu. Beni Kurayza kabilesinden bir ahs, Beni Nadr kabilesinden bir ahs ldrd vakit, ikinci kabilenin dedii diyetin yarsn derdi.[149] ngiliz Hukuk sisteminde de adalete uygun olmayan bir takm hkmler bulunmaktadr.yle ki, krallar mahkemelerin ka-zai yetkisi dmda braklmtr.[150] Yani "kral yamlmaz" prensibi kabul edilmitir. slm'da byle bir tefrik yaplmad gibi, hem nazariyatta ve hem de tabikatta eitlik prensibine sadk kalnm ve burjuvazinin imtiyazl olmad aklanmr. Her fert kanun nnde eit haklara sahip olmutur herhangi bir ekilde farl muameleye meydan verilmemitir. Hatta slm'da hkmet edenler, idareciler bile farkl bir hakka sahip deildirler. Hz. Peygamber'e yaplan ikayetler malumdur.[151] Onun halifelerinin slm mahkemeleri nne herhangi bir fert gibi ktklarn gryoruz.[152] slm adliyesinde, cezalar verilirken ameller, niyetlere gre hkm alr[153] prensibine bal kalnarak, kasden, kazaen ve cebir altnda ilenen fiil ve hareketler ayr ayr mtalaa olunur. Hz.

Peygamber zorla rzna geilen bir kadna recim cezas uygulamadi.[154] Hz. mer de byle bir hdisede ayn yolu takip etmitir.[155] Hz. Peygamber kast olmad halde birisinin diini kran ahsa ksas cezas vermedi.[156] Bir hadiste, ocuun, uyuyan bir kimsenin ve mecnunun hareketlerinden -kast olmad iin- mesul tutulmayaca ifade edilir.[157] Ayrca insanlardan baka .btn yaratklarn her trl mesuliyetten beri olduu Peygamber tarafndan ayn ekilde belirtilmitir, islm ncesi, cansz veya canl varlklarn sebebiyet verdikleri zarar ve ziyana kar takip edilen hatt hareket tarz Peygamber tarafndan ilga edildi. Cahiliye devrinde Araplarn tatbikat, bir kimse herhangi bir kimseye ait bir kuyuya derek lse, (lenin miraslarna kalmak zere) bu kuyu kan diyeti yerine geiyordu. ayet bir hayvan bir kimseyi ldrrse, o hayvan kan diyeti oluyordu. ayet bir maden oca birinin lmne sebep olsa o maden kan diyeti oluyordu. Bu durumdan Hz. Peygamber'e bahsedildi. O da cevaben konumayanlar (hayvanlar) mesuliyetten beridirler, maden oca beridir, kuyu beridir de-di. [158] Mellif Hamidullah, ingiltere'de yakn tarihlere kadar ilkel saylacak prensiplerin devam ettiim sylemektedir. yle ki, ingiltere'de, ayet bir kimsenin lmne sebep olmusa, arabalar, duvarlar, aalar, gemiler, hayvanlar vs. "lm cezasna" arptrlyordu.[159] Bu artlar muvacehesinde, islm'n adli sahada yukarda kaydettiimiz yenilikler, hukuk lemine kazandrlm en byk reform ve inklaplar saylr. [160]

6. Kaza Fonksiyonunu fa Edenlerin Manev-Uhrev Mesuliyeti


Hz. Peygamber, kaza fonksiyonunu ifa edecek hakimlerin, bilgili, kltrl, dindar, ahslar arasndan seilmesinde srar eder. Hz. Peygamber, bir taraftan bilgili, dindar, hakimlerin ahirette mkafaatlara kavuacaklarm haber verirken dier taraftan karaktersiz, ehliyetsiz hakimlerin karlaacaklar cezalar hatrlatr. Hakimlerin karlaacaklar bu durumlar hadislerle canl bir manzara gibi gzkr. Hz.Ai, Peygamber'den bu hususla ilgili olarak iittii bir hadisi yle anlatyor: Hibir vali ve hakim yoktur ki, srat zerinde Allah'n vurunda hesap vermeye getirilmi olmasn. ayet hakim veliler. vazifelerinde adaletle hkm vermilerse, Allah onlar mkszilandracak, ayet adalete riayet etmeksizin hkm vermie, Allah onlar yzkoyun Cehenneme atacaktr[161] Hz. Peygarier hkm verilirken, rvet verene de, alana da lanet etmitir."[162]"saat adaletle hakimlik yapmak, bir sene nafile ibadet yapm=ba daha iyidir. [163] Bir kimse mslmanlar arasnda hakimlik yarken, adaleti zulmnden fazla ise, baka bir ifadeyle adaleti ne galebe alyorsa o cennetliktir. ayet zulm adaletine alyorsa cehennemliktir.[164] Hz. Aie'nin Reslullah'dan; bir hadisde yle denilmektedir: Adaletten ayrlmayan bir hakim kyamet gn melekle rafndan getirilir ve iddetli bir sorguya ekilir. Hakim olar. sorgu esnasnda bir hurma tanesi hakknda dahi iki kii arrs'da hakimlik yapmamasn arzu eder[165] Hz. Peygamber hatta ksma ayrarak bunlarn durumlarn yle tavsif Hakimlerin bir ksm Cenneti hakeder, bir ksm ise Cehen^ni hakeder; Cenneti hakeden hakimler hakk bilip onun gereni yerine getiren adil ahslardr. Hakk bildii halde hkm davranmayan hakim ise Cehenneme gider.Hakimlikle ilgili hukuki bilgisi olmad halde, insanlar arasnda cahilane hize-den bir hakim de cehenneme gider.[166] insanlar arasnda, tayin edilen ahs, baksz boazlanmtr.[167] Bunlar haberden birka rnektir. Kur'n- Kerim ayn mevzu zerinde durarak, bir kaideler koymutur: Ey Davud, Biz seni, yeryznde hkmran kldk, o haizi lisanlar arasnda adaletle hkmet, hevese uyma yoksa seni A yolundan saptrr. Dorusu, Allah'n yolundan sapanlara ra hesap gnn unutmalarna karlk etin azab vardr.[168] Hi phesiz Allah size, emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasnda hkmettiiniz zaman adaletle hkmetmenizi emreder[169] Netice itibariyle, nev'i ahsna mnhasr olan islm adliyesi dnyevi ve uhrevi meyyidelerle teminat altna ahnmak istenmitir. [170] ehliyetli ehliyetli bilgisiz, ahirette

I. slm Adliye Tekilat'nm Tarih Bakmndan slm ncesi Arap Adliye Tekilat, Bizans-Roma Adliye Tekilat Ve ran Adliye Tekilat le Mnasebeti
islm adliye tekilat Bizans, Iran ve islm ncesi Arap devletlerinin senelerce hakimiyetlerini srdrdkleri topraklar zerinde kurulmu ve tekaml ederek son eklini almtr, insann aklna yle bir soru gelebilir: islm adliye tekilat mevzubahs ettiimiz devletlerin hkm srdkleri

topraklar zerinde kurularak tekaml ettiine gre, acaba onlarn tesirinde kalm mdr? Yoksa srf kendi prensip ve kaideleri muvacehesinde mi tekaml etmitir? ite bu meseleleri burada tarafszlk (objektivite) lleri ierisinde inceleyerek islm adliye tekilatnn gerek hviyetini ortaya koymaya alacaz. islm mellif ve hukukular, islm Hukuku ve tekilatlarnn ilahi meneye istinat ettiklerini ve onlarn herhangi bir yabanc ve yan tesir altnda kalmakszn tekml ettiklerini savunmalarna karlk, islm Hukuku ve messeselerinin tarihi ve hukuki tekamllerini ihtisas konusu olarak etd eden baz msterikler islm melliflerinin aksine olarak islm hukuku ve messeselerinin yabanc tesirler altnda kalarak tekaml ettiini kabul ediyoiar. Biz burada biri dierine zd fikirlere sahip olan iki grubun islm hukukunun bir messesesini tekil eden adliye tekilatnn meneleri zerinde serdettikleri grleri zikredip kendi mtalaa ve grmz ilave edeceiz. islm devleti, Hz. Peygamber zamanndan itibaren yabanclarla mnasebete balam, sonralar bu mnasebet daha da artmtr. Hz. Peygamber -az da olsa- Yahudi ve Hristiyan dinini yaayan ve arap rf ve detlerini devam ettiren kimselerle kar karya gelmi ve icabnda onlarla hukuki, idar ve siyas antlamalar yapmtr,[171] Drt Halife, Hz. Peygamber'in vefatn mteakip zamanlarda Bizans ve Iran devletlerini fetihler sebebiyle karlarnda buldular, ister istemez onlarla temas etmek ve ilikiler kurmak mecburiyetinde kaldlar.[172] islm hukukunun Peygamber zaman incelenirken, her trl temas ve ilikilerin ilahi vahye dayanarak halledildiinin unutulmamas gerekir. Hz. Peygamber meseleleri ilahi vahye dayanarak hallediyordu ve btn devlet tekilatlarnn temellerini vahye istinat ettiriyordu. O bazan Medine halknn rf ve adetinin iyi ve makul olanlarn almak suretiyle islm hukukunun gelimesine yardmc oluyordu. Hz. Peygamber bu hususa iaretle Cahiliyye zamannn fezaili ile islm'da da amel olunmaya devam edilecektir.[173] demitir. Ancak Reslullah'm islm'dan nceki takip edilen faziletli eylerden alarak islm hukukuna mal ettii eyler ilahi vahiy yannda ok kk bir yer igal ettiini syleyebiliriz. Reslullah, temasta bulunduu insanlara (gayr mslimlere) slm ve insan ller ierisinde muamelede bulunuyor ve hibir zaman merhameti elden brakmyordu.[174] O'nun bu ekildeki gayri mslimlere kar yumuak ve merhametli davranmas onlarn tesirinde kalacaklarn gstermez. nk o, btn messeselerin zellikle adliye cihaznn slm kanun ve prensipler dahilinde yrtlmesini ve hibir yabana tesirin altnda kalmamasn arzu etmi ve arzusunda da muvaffak olmutur. O, Muaz,[175] Hz. Ali[176] vs. gibi kimseleri islm devlet ve hkmetinin kazai temsilcisi sfatyla Yemen'e gnderirken islm kanun ve muhakeme usul ile kaza organm yrtmelerini emretmitir. Yine O, islm dinini tebli iin Bizans, ran, Habeistan ve Msr devletlerine eliler gnderiyordu.[177] Gnderilen her eliye islm dinine davet hususunu havi bir mektup veriyordu. Mevzu bahs mektuplarda Allah'a ve Peygambere din ve siyas konularda itaatten taviz verilmeyecei hususuna dikkat ekiliyordu. yle ise bu durum muvacehesinde, yabanc bir tesir sz konusu olamaz. slm adliye tekilat tarihim en geni ekliyle inceleyen msterik E. Tyan, gerekten deerli etdleriyle islm adliye tekilatnn mene ve esaslarm gstermeye alm ve bu sahada ilme yardm ve faydalan dokunmutur. O, islm melliflerinin islm adliyesi iin mene saydklar Peygamber zaman adliyesini, islm ncesi Arap adliye tekilatnn Bizans imparatorluu ile mnasebetten sonra kurulmaya baladm ve geni apta ondan tesiiendiini syler.

Tyan'm islm adliye tekilatnn Peygamber zamannda kurulmadn iddia edip, drt Halife zamannda kurulmaya baladn syledii yazsnda, islm adliyesinin gerek hviyetini u iki cmlede zetler:
I- islm adliye tekilat umum yapsn, Bizans adli tekilatndan almtr. II- ite bu tekilat zel artlar tahtnda ve kendine has kaideleri takip ederek tekaml etmitir ki, neticede btn bunlar ona gayet ak bir orijinalite vasf kazandrmtr. Tyan, bu husustaki grlerini u ekilde anlatr: Hz. Mu-hammed'in almalarna bir gz atlrsa u kanaate varlr; o yeni bir teri (legislation) hareketine girimedi ve yeni bir adli sistem kurmay iddia etmedi.Adli tekilatn bahis konusu olduu Kur'an ayetlerine ve Peygamber'in ahslar ve gruplar arasndaki davalar zerken bir hakim olarak temsil edildii hadislere mracaat olunduu zaman, buradaki durumun islm ncesi tatbik edilen hakem adli sisteminden farkl bir ey olmad grlr. Kur'n'da adli meseleler incelenirken islm'dan nceki mefhumlar aynyla kullanlmtr. Mesela hakem, tahkim vs. gibi, cahiliye zamannda hakemlerin davay kabul edip etmemeleri gibi bir durura Hz, Peygamber iin de sylenebilir. O

da davay kabul veya reddetme selahiyetine sahipti. Biz Peygamber zamannda muhakeme usul kaidelerini, mahkemenin faaliyet gn ve yerlerini gsteren kaideleri, davann takp eklinin ne ekilde olacam gsteren kaideleri, delil ve ispat ! m belirli usulleri gremiyoruz. Yine Peygamber tarafndan verilmi hkmlerin kesin olarak tatbik edileceini gsteren bir kanun ve kararlarn ne ekilde icra edileceini belirten bir kaide yoktur[178] Peygamber adli tekilat yrtmek zere bir kad da tayin etmemitir[179] slm mellifleri tarafndan adliye tekilat hakknda mstakil olarak yazlan eserler[180] ile fkh (islm Hukuku) kitaplarnn Edeb'l-Kad[181] blmne bakld zaman, orada islm adliye tekilatnn ilk kurucusunun Hz. Peygamber olduunu grrz. Hz. Peygamber Allah'n Kitabn insanlara tebli eden aracdan baka bir ey deildir.[182] O her trl hareketlerinde olduu gibi adli hareketlerinde de Kur'an'm istikametinde yrmtr.[183] Kur'an, adli tekilatn temellerini atm,[184] O da ilk hakim olarak tatbikatyla onu uygulamtr.[185] Bu arada Kur'an'n kendisine verdii yetkiye dayanarak bu hususta bir takrt yemlikler getirmi ve mstakbel hakimler iin tatbik edecekleri kanun ve hukuki kaideler hususunda bilgi brakmtr. [186] Hamidullah'm dedii gibi hukuk sistemlerinin de dier beer kanun ve messeseleri gibi kendisinden nce gelenlerin tesirinde kaldklar ve muasrlarnn da tesir altnda kalm olmalar tabii bir hadisedir[187] Eer islm hukuku, islm ncesi cahiliye hukukunun u veya bu ekilde tesiri altnda kalmsa bunda alacak bir ey yoktur, islm'dan nceki hukukta islm dinine aykr olmayan hukuki ve adli bir prensip niin reddedilsin? islm ncesi adliye sisteminde uygulanan iyi eyler (fezail-i cahiliye)~niin islm hukukunda da devam ettirilmemi olsun? Reslullah (s.a.v. slm ncesi cahiliye zamannn faziletleriyle slm'da da amel olunur hadisini zikretmektedir.[188] Buna gre Hz. Peygamber islm ncesi adliye sistem ve tekilatnn iyi taraflarn alacaktr, bunda hibir mahzur grlmemitir. Her eyden nce Arap adliye tekilat iin kullanlan istilah ve lugatlar islm tekilatnda da kullanlmaya devam edecektir. nki Peygamber'den nceki konuulan dil de, onun kulland dil de arapadr. yle ise ayn kelime ve stlah kullanmak bir bakma zaruridir. Peygamber, islm ncesi bilinen istilah ve kelimelerini kullanarak adli sistemi kurmutur, islm adliyesi yrtlrken islm ncesi kullanlan kelime ve stlahlarn kullanlmas iki sistemin tpatp ayn olduu anlamna gelmez. Kanaatimizce Tyan bu noktada tarihi vesikalara uygun dmeyen grler ileri srmektedirler. Bu arada Tyan'n bu hususta tenakuza dtn syleyebiliriz. yle ki, O, Peygamber zaman adliyesini incelerken bir taraftan Peygamber iin cemiyet iinde mnakaasz bir bakan derken, dier taraftan islm devleti idaresinin zelliklerinin, adaletin icrasn mmkn klmad mtalaasnda bulunur.[189] Buradaki tenakuz bariz bir ekilde gzkmektedir. Eer Peygamber cemiyet iinde mnakaasz bir bakan ise adaletin icras mmkndr. Yok eer adaletin icras gayri mmkn ise, o zaman Peygamber, cemiyet iinde mnakaasz bir bakan olamaz, ite grld gibi mezkur mellifin grn izah etmek gtr. slm ncesi adliye tekilatnda kabul edilen Kasme,[190] Yemin[191] ve ehadet[192] delilleri islm adliyesinde de kabul edilmitir. nk, bunlar o zamann adliyesinin iyi taraflar idi. Bu bakmdan iki tekilat arasnda deliller ynnden bir benzerlik mevcuttur. Ancak adliye tekilat yalnz delillerle bitmez ve kemale ermez, islm adliye tekilat daha modern usul ve kaidelerle alma zeminine oturtulmutur, islm ncesi adliye tekilat ile mukayese edilmez lde tekamle uramtr. Tyan, Peygamber zaman adliye tekilatnn hkmleri infaz etmekten mahrum olduunu sylemektedir.[193] Kanaatimizce Tyan, Peygamberin adli tekilat ilgilendiren tatbikatn gzden geirseydi, bu grnde srar etmeyecekti. Hadis kitaplarnn hudud, ksas, ahkam, dava, beyyinat blmleri Peygamberin cezalar infaz ve hkmleri icra ettii hakknda bizi geni malumat sahibi klar. Kur'an ayetleri[194] bu hususta aydnlatc bilgiler vermektedir. Hz. Peygamber'in 52 maddelik anayasas adliye tekilatnn ileyi tarzn ak bir ekilde gstermektedir. Tyan, Peygamber zamannda muhakeme usul ve mahkemenin gn ve saatinin belirli olmadm sylerken, Peygamberin hakimleri Hz. Ali ve Muaz' kad olarak tayin ettii zaman muhakeme usul hakknda vermi olduu talimatlarndan[195] haberdar olmama benziyor. Mahkemenin yeri ve saati belirli olup olmamas zaruretlerle ifade olunabilir. Demek ki o zaman mahkemenin faaliyeti iin belirli bir yer ve belirli bir saat tesbit etmek zarureti yoktu. Byle bir durumun adliye tekilat iin noksanlk tekil ettii sylenemez. [196]

kinci Blm KAZA FONKSYONU FA EDEN MEMURLAR I. Asl Olan Memurlar (Hakimler) A- Hakimlerin Vasflar:
Reslullah'n slm adl tekilatnn esaslarm gsterenve daha nce belirttiimiz hadislerine bir gz atld zaman orada kaza fonksiyonunun ne kadar mesuliyetli bir fonksiyon olduu grlr. Hadislerde, bir taraftan iyi vasfl hakimlerin ahirette Cennete gitmek suretiyle mkafatlandrlaca zikredilirken, dier taraftan iyi vasfl olmayan hakimlerin ahirette cezaya arptrlacaklar hatrlatlr. Hz. Peygamber, nazari olarak hakimlie tayin edilen ahslarn baksz olarak boazlandm[197] sylerken, tatbikatta da bu prensibe sadakat gstermitir. yle ki Eb Zer el-Gifar kendisinden hakimlik grevi isterken kaza fonksiyonu mesuliyetli bir fonksiyondur, sen ise bu fonksiyonu yrtecek ehliyet ve kabiliyete sahip deilsin.[198] diyerek onun teklifini reddetmitir. Yine E'asl bir ahs Reslullah'dan kaza grevi isteyince, onun da isteini ayn mlahazalar gznnde bulundurarak reddetmitir.[199] islm hukukular, kaza fonksiyonunun bir ahsa tevecch edip etmemesini, vacip, mubah, mstehap, mekruh ve haram olmak zere be ksmda gstermilerdir.[200] Ehliyetli, kazai bilgileri mkemmel ahslar kaza fonksiyonunu kabul edip yklenmeleri vAcip ve ifa ettiklerinde sevap kazandklar halde, teknik ve manevi vasflar haiz olmayan ahslarn kaza fonksiyonunu kabul ve yklenmeleri haram ve ifa ettikleri takdirde gnahtr. Gerek Reslullah'm ve gerek drt Halife ve Emeviler zamannda kaza fonksiyonunu yrten hakimler teknik, manevi ve ahlaki vasflan haiz olmalar bakmndan bu fonksiyonu yrtmeye layk ahsiyetlerdi. Hz. Peygamber tarafndan Yemen blgesine kad olarak tayin edilen ve Hz. mer zamannda da ayn grevde bulunan Hz. Ali iin O, kaza ilerim en iyi bilen ve yrten hakimdir[201] denilmitir. Hz. Peygamberin Yemen'in Cened blgE-sine kad tayin ettii Muaz b. Cebel iin helal ve haram konularn en iyi bilen kimsedir[202] denilmitir. [203]

1. Cinsiyet (Erkek Olmas):


Tatbikatta kadnlardan hakim tayin edildiine rastlamyoruz. Peygamber, Semra binti NheykilEsediye isminde bir kadn Medine'de muhtesip olarak grevlendirdi.[204] Semra, ar pazarda dolayor, hisbe grevini yerine getiriyordu. Muhtemeldir ki, bu hanm muhtesiplik grevim ifa ederken sahabe arasndaki ticari ihtilaflar zmtr. Makrizi, Hz. mer zamannda da Semra'nn ayn vazifede kaldm zikretmektedir.[205] Makrizi, ifa binti Abdillah'n da ayn grevde (yani hisbe) istihdam edildiini nakletmitir.[206] islm hukuku ve tekilatlar zerinde aratrmalar yapan mellif Hamidullah, ifa binti Abdillah iin Bu hanm sahabinin en azndan ticari ihtilaflar zerinde muhakeme yetkisini kullanmas gerekmitir.[207] diyor. [208]

2. Bulu Ve Akl:
Hakimin yal olmas art deildir. Bulu ana erimesi hakimlie tayini iin kafidir. nk Hz. Peygamber Hz. Ali'yi Yeme-en'e gnderirken benim yam kk demi,[209] Buna ramen Hz. Peygamber yine de onu kad tayin etmiti. Attab b.Esid, Peygamber tarafndan Mekke'ye vali-kad tayin edilirken ya 18 veya 21 idi.[210] Hz. Peygamber Taifi fethedince, ya kk olmasna ramen Osman b. Ebi el-As' vali-kad tayin etti. nk, Osman, islm' en iyi bilen ahslardand. stelik ilme kar da sempatisi vard.[211]

3. lim:
Hz.Peygamber ve onun sahabileri, dier sahalarda olduu gibi hukuk sahasnda da bilgili idiler. Bu evrede ilim tahsil edenler arasnda iyi malumatl, hukuki bilgileri fazla olan ahslar kad tayin ediliyordu.[212]

B- Hakimlerin Tayin, Terfi Ve Azilleri


ilk devirlerde hakim tayin edilmesi ii her zaman merkezi hkmetin selahiyetinde idi.[213] Hz. Peygamber; Ma'kil b. Yesar, Ali, Muaz vs. gibi hakimlerim bizzat kendisi tayin etmitir.[214] Hakimlerin azil ileriyle de yine kendisi ilgileniyordu. Hz. Peygamberin hakimlerinin tayininde tatbik ettii usul Hz. Ebu Bekir de uygulamtr. O da Medine'ye Hz. mer'i bizzat kendisi tayin

et-mtr.[215]

C- Hakimlerin Vazifeleri
Hz. Peygamber bakent Medine'de dier iler yannda kaza ileri dahi yrtyordu.[216] Vilayet ve eyaletlere tayin ettii memurlara tavzif edildikleri grev yannda ek grev olarak da kaza grevleri ifa etmelerini emrediyordu.[217] Bu memurlar daha ziyade eitim, idar ve mal grevlerden mesul tutuluyorlard. Reslullah gerek bakent Medine'de ve gerek tara vilayet ve eyaletlere srf adl ileri yrtmekle grevli hakimler de tayin ediyordu.[218]

D- Hakimlerin Bamszl Ve Adl Tekilatta Hiyerari


Her hakim, itihadnda hrdr. Bir hadisenin zm iin diledii ekilde ahsi reyiyle itihat etme imkanna sahiptir. Zaten itihat Peygamber tarafndan vlm bir kaynak olarak bilinir. Reslullah'm sorusuna Muaz'm Kur'an ve Snnet'ten sonra rey ve itihatla hkm vei'ecei eklinde verdii cevaba ok memnun olmutur.[219] Reslullah'm Amr b.As ve Ukbe b. Amir'e itihat hakknda bilgi verirken, Eer itihat eder ve itihadnzda gayenize isabet ederseniz Allah size iki mkafat verir, eer itihat eder ve yanlrsanz, itihat ettiiniz iin bir sevap alrsnz[220] demiti. Hz. Peygamber ilahi vahiyle hkm veriyordu. Kendisine getirilen bir davada, o davann zm iin herhangi bir vahiy gelmemise kendi reyiyle hkmediyordu. Henz vahiy bulunmayan bir konuda Reslullah kendi reyiyle zme kavuturduu bir davada sonradan vahiy gelip te hkm bozulmas halinde, evvelce verdii hkm bozmuyor, ancak verdii evvelki hkm, gelecek mmasil bir davada tekrar etmiyordu.[221] Bu durum, kanunlarn "makable mul olmadna dair bir hukuk prensibinin tatbikatndan baka bir ey deildir. [222]

E- Hakimlerin Maalar
islm hkmeti, ilk devirlerden beri kaza fonksiyonunu ifa eden hakimlere, al mal a nna karlk maa verirdi. Hakimlere maa verirken, hayat artlar azami derecede gznn alnrd. Ebu Davud'un rivayet ettii bir hadisten, Reslullah'm amme hizmetlerini yrten memurlara (hakimler de dahil) maa verdiini reniyoruz. Reslullah memurlarna maa verirken onlarn her trl masraflarnn hkmet tarafndan karlanacan kendisi istihdam ettiimiz kimse, karsna ait masraflar da alacaktr. ayet hizmetisi yoksa, onlannkini de, yine evi yoksa ev kirasn dahi alacaktr. Beyt'l-mal'dan, baka sebeplerle alnacak her masraf bir kusur veya hrszlk tekil eder[223] szleriyle ifade ediyordu. Hz. Peygamber, Hicri 8. ylda. Attab b. Es'id'i Mekke'ye vali-kad tayinetti ve ona gnlk olarak bir dirhem (aylk 30 dirhem eder) maa verdi.[224] Baka bir rivayette senede 400 dirhem, [225] dier baka bir rivayette ise senelik 40 ukiye (bir ukiye, 40 dirhem veya miskal karldr) arlnca gm veya altn tutarnda maa verirdi.[226] Merginani, Hz. Peygamberin Hz. Ali ile Attab b. Esid'e maa verdiini kaydeder.[227]

II. Yardmc Memurlar 1- Mftiler


Mftiler, islm adliye tekilatnda kaza fonksiyonunun ifadesinde nemli bir rol oynarlar; bir bakma kaza organnn yani hakimin yardmcs ve maviridirler. Ifta tekilat -hususi de olsa- Hz. Peygamber zamanndan itibaren islm adliyesinde nemli bir yer igal etmitir. Peygamber hem bir kad ve hem de bir mfti idi.[228] Kendisine sorulan hukuki ve dini sorulara bizzat cevap veriyordu.[229] Hatta O'na sorulan baz sorular ilahi vahiyle cevaplandrlyordu.[230] Reslullah camide dini tedrisat yaparken ashabn ilmen yetitiriyor ve onlarn sorduklar sorulara ilmi cevaplar veriyordu.[231] O bu usul takip ederken ashabn ilmen yetitirdi ve onlar fetva verecek dereceye ykseldiler. Mverrih ve hukukularn bildirdiklerine gre Peygamberin ashab ierisinde yzkrk kii fetva verecek selahiyete haizdi.[232] Bunlar ierisinde yedi kii fetva verme hususunda temayz etmi ahsiyetlerdi.[233] Reslullah bu ahslara fetva verme selahiyetini tanmt. Ibn Abdilberr Ibn Mes'ud'un bir davada Hz. Peygamberin fetvasiyle hkm verdiini kaydetmektedir.[234] Kur'an- Ke-rim'de Peygamberin g durumlarda ashabyla istiare etmesi emredilmektedir.[235] Bu emir sebebiyledir ki O, ashabnn grlerini alyor ve onlardan

istifade ediyordu. Bylece teri asndan o zamanki mftilerin nemli bir mevkileri vard. [236]

2- Avukatlar
slm Hukukuna gre gerek daval ve gerek davac davasn takip etmek iin bir vekil tayin edebilir.[237] nk herkes kendi davasn bizzat takibe ve idare etmeye muktedir deildir. [238] Mavsl, davalar takip etmek iin bir vekilin tayin edilmesinin mmkn olduunu Hz.Peygamber'in sizlerden biri dier tarafa nazaran beni ikna etmede daha elverili deliller ileri srp davasn daha gzel ve beli anlatabilir ve ben de anlatlan ve iitilene gre hkm veririm[239] hadisiyle mdafaa etmektedir.[240] Serahsi'nin anlattna gre Hz Peygambere arzedilen bir davada taraflardan biri kanunlar ve muhakeme usuln iyi bilmesine karlk dier taraf bu hususta hibir bilgisi yoktu. Kanun ve muhakeme usuln iyi bilenhaksz olduu halde mdafaasn iyi yapt ve dava-yi kazand. Kanun ve muhakeme usul hakknda bilgisi olmayan taraf davasn mdafaa edemedii iin hakl iken davay kaybetmiti. Fakat bu esnada Hz. Peygamber yalan deliller ileri srerek davay kazanr ve kardeinin hakkn da alrsa Cehennemden bir ate paras alm olur dedi. te o anda kanunlar ve muhakeme usuln iyi bilip kendim mdafaa eden ahs gerei itiraf etti ve hak sahibine verildi.[241] Demek ki davay kaybeden bu davada kanunlar ve muhakeme usuln iyi bilseydi, hakkm mdafaa eder ve davay kazanr, Hz. Peygamber'in manevi cezay hatrlatmasna ihtiya duyulmazd. Serahs, islm mahkemelerinde Reslullah (s.a.v.) zamanndan itibaren kendi zamanna kadar vekillerin mvekkillerin davalarn takip ettiklerini kaydeder. [242]Hz. Peygamber'e sunulan bir nafaka davasnda, taraflardan biri bizzat kendisi, dier taraf ise vekili temsil edip mdafaa ediyordu.[243] Beyhaki, Resluliah'm bir cinayet davasnda nce maktuln varislerinin vekilini dinlediini kaydeder.[244]

3- Noterler
Serahsi, Reslullah zamanndan itibaren kendi zamanna kadar ticari, hukuki, akit ve muameleler ile idari tasarruf ve siyasi antlamalarn yaz ile tesbitinin bir gelenek halinde devam ettiini kaydeder.[245] Bakara sresinin 282. ayeti, hukuki ve ticari akit ve muamelelerin yaz ile tevik edilmesinde srar eder. Bu sebeple Hz. Peygamber zamannda akit ve hukuki muameleler yaz ile tesbit ve tevsik ediliyordu. Hz. Peygamber bir sat akdini yaz ile tesbit ettirdiini kaynaklar arasnda gryoruz.[246] Reslullah, baz arazileri ikta olarak sahabilere verirken ayrca bu hususta tapu mesabesinde bir yaz da (iktaname) onlara veriyordu.[247] Siyas bir antlama olan Hdeybiye [248]ve Reslullah ile Drt halifenin Necranhlarla ayr ayr yaptklar antlamalar yaz ile tesbit edilmitir.[249] Reslullah zamannda noterlik ilerini,yani hukuk ve ticar akit ve muameleleri Zeyd b. elErkam, el-Ala b. Ukbe,[250] el-Mugire b. u'be ve el-Husayn b. Nmeyr[251] yazp tevsik ediyorlard. Tabakat adl eserinde iraz, Hariceh b. Zeyd ile Talha b.Ubeydullah'n kendi zamanlarnda halkn hukuk ve ticar akit ve muamelelerim yazdklarn kaydeder.[252]

4- Zabt Katipleri
Davalarn tescili ve mahkeme zabt katibinin islm adliye tekilatnda yer al slm'n ilk devirleine kadar kar. Hz. Peygamber ve halifeler zamannda davalarn az oluu, mahkemelerde tescil iini ve dolaysyla mahkeme zabt katibine ihtiya hissettirmiyordu, imam er-Rafi bu zaman kastederek davalarn tescil edilmediini zikreder.[253] Bununla beraber Hz. Ali tarafndan sadece bir davann tescil edildiini ve duruma esnasnda taraflarn ifadelerinin bir katip tarafndan yazlp zaptedildiini kaynaklar arasnda gryoruz.[254]

5- Tercman
Hz. Peygamber, taraflar arasnda arap dilinden baka bir dili konuanlarn istek ve ihtilaf ve onlarn getirecekleri delilleri anlamak maksadyla baz teebbslerde bulundu. O, Zeyd b. Sabit'e branice renmesini emretti. Zeyd, braniceyi rendi ve mahkemede Ibranice konuanlarn tercman oldu.[255]

nc Blm GENEL VE ZEL MAHKEMELER VE DER KAZA MERCLER I- Genel Mahkemeler Ve leyileri 1. Tek Ve Toplu Hakim Usulleri Ve stiare
slm adliye tekilatnda, ilk zamanlarda (Peygamber ve drt Halife zaman) mahkemelerin tek hakim usulyle altn gryoruz.[256]

2. Mahkemelerin Dereceleri Ve Temyiz Mahkemesi


islm adliye tekilatnda mahkemeler tek dereceli olarak ic-rai kaza etmilerdir. Ancak biraz sonra tereferruatyla ifade edeceimiz gibi madun mahkemeler tarafndan verilen kararlar kaziye-i mahkeme tekil etmekle birlikte, st dereceli mahkemeler tarafndan ekil ynnden temyizen tetkik edilir. Reslullah zamanndan itibaren, islm mahkemeleri yukarda izah ettiimiz tarzda faaliyet gstermilerdir. Reslullah ilk zamanlarda kaza fonksiyonunu bizzat kendisi yrtyordu, islm devletinin snrlar genileyince kaza fonksiyonunu ifa etmekte glk ekmesi sebebiyle, sahabilerden bazsn kaza fonksiyonunu ifa etmek iin kad olarak tayin etti.[257] Bununla beraber, Reslullah tayin ettii kadlardan kazai kararlarn temyiz etme yetkisini muhafaza ediyordu.[258] islm hukuku zerinde aratrmalar yapan mellif Hamidullah, Reslullah'm zamanndaki mahkemelerin faaliyetini ifade etmek zere "Tedricen Medine'de kazai ve adli ilerin miktar artm ve Hz. Peygamber, hakim sfatyla tamakta olduu yetkilerden bir ksmm bakalarna devretmek ve kazai hususta sadece temyiz yetkisini kullanmakla iktifa etmeye mecbur olmutu" demektedir.[259] Bir gn iki ahs aralarndaki ihtilaf, nce ilim sahibi bir hakime gtrdler. Hz. Peygamber, ilim sahibi hakim tarafndan verilen hkm hukuka uygun bularak hakimin verdii cezay derhal infaz ettirdi.[260] Hz. Peygamberin Ukbe b.Amir,[261] Amr b. el-As,[262] Hzeyfe b. el-Yeman[263] ve Hz. Ali'nin[264] verdikleri kazai kararlar temyiz ettiini tarihi vesikalar arasnda gryoruz. [265]

3. Mahkemelerin Faaliyet Yerleri


Hz. Peygamber zamannda adli durumalarn yapld muayyen bir bina, bir ev yoktu. O, camide, pazarda, evde, taraflar kabul ediyor ve hemen bulunduu yerde davaya bakyordu. [266] Mellif Hamidullah, Hz. Peygamberin kazai faaliyetini nerelerde srdrdn anlatrken Hz. Peygamberin adli durumalara mahsus sabit bir mahalli yoktu. Cami, pazar yeri, konaklama yerinde bir adr btn her yer onun iin uygundu diyor.[267] islm Ansiklopedisinin Mescid maddesi yazar J. Pedersen, mescit (cami)in idari ilerin yrtlmesinde devletin faaliyet merkezini tekil ettiim Islmiyetin mahiyeti icab, din ile siyaset blnmez bir btn tekil etmekte idi. Her iki sahada ayn ahs hkmdar ve ba idareci ve ayn yer bina yani, cami de, siyasi ve dini faaliyetin merkezi idi cmleleriyle anlattktan sonra[268] bu arada Hz.Peygamber ve sonraki devirlerde, mescidin muhakeme salonu olarak kullanldn mufassal bir ekilde ifade etmek-tedir.[269] Gerekten Hz. Peygamber; camide eitim, retim, idari, siyasi, dini ve adli ilerin btnn ifa ediyordu. Kendisine gelen davalarn ekserisini camide hall fasl ediyordu. O'nun camide hall faslettii davalar biliyoruz.[270] Hanef hukukularndan Merginani Hz. Peygamberin caminin bir kesini duruma salonu olarak kullandn" zikreder.[271] Ayn hususu Hassafm Edeb-l-Kad'sma erh yazan Ibn Maze de ifade etmektedir.[272]

4. Muhakemenin Gn, Saati Ve Tatili


Hz. Peygamber ve Drt Halife zamannda davalara bakmak zere hususi bir gn ve saat tayin edildiine ve mahkemelerin tatil edildiine dair herhangi bir kayda rastlamyoruz. Mahkemeler haftann her gnnde ve saatnda adaleti tevzi ediyorlard. [273]

5. Vazife Ve Selahiyet
Hz. Peygamber, icra, kaza ve teri fonksiyonlarn birlikte yrtyordu.[274] O hem bir kanun koyucu, hem bir amir ve hem de bir hakimdi. Medine'ye hicret edip orada Medine Site devletin kurduktan sonra devlet iin bir anayasa hazrlad. Bu anayasada adli konulara geni olarak yer vermi ve gayri mslimlere adli muhtariyet tannmtr. Ancak gayri mslimler aralarndaki ihtilaflar zme kavuturmada acziyete derlerse, selahiyetli mahkemenin islm mahkemesi olduu sarahaten ifade edilmitir.[275] Hz. Peygamberin ilk zamanlarda adli ileri bizzat kendisi yrttn evvelce sylemitik. Fakat fethedilen her ehre bir vali tayin ederek, o valiyi ayn zamanda adli ilerin yrtlmesinden mesul tutuyordu.[276] Hz. Peygamber, Medine ve havalisinin adli ilerini yrtmekle birlikte, Arap yarmadasnn her kesinden ona davalar geliyordu.[277] nk onun iin ne vazife ne de selahiyetin snrlandrlmas bahis konusudur. Ancak hayatnn sonuna doru slm devletinin genilemesi ve adli ilerin oalmas sebepleriyle adli ilerden bir ksmn Medine'de sahabilere tevdi etmek mecburiyetinde kald.[278] Hatta baz durumlarda davalar kendisi hazr olduu halde baka bir sahabiye havale ediyordu.[279] Hz. Peygamber zamannda tara vilayet ve eyaletlere tayin edilen memurlar iin yer itibariyle selahiyetin snrlandrlmas sz konusu olamaz. Fakat vazifenin (madde itibariyle selahiyet) snrlandrlmas sz konusu olabilir, n Bahreyn, Oman, Yemen, Hadramut, Mekke, Taif vs. gibi ehir ve blgelere tayin edilen devlet memurlar ancak blgelerindeki adli ileri yrtebilirler.[280] Tayin edildikleri blge veya ehirden baka bir yerin adli ilerini yrtmeye selahiyetleri yoktur. Tayin.edilen memurlar blgelerinin her trl (yani ceza, hukuk) davalarna bakabilirler. Bu hususta vazife taksimi yaplmamtr. [281]

II. zel Kaza Mercileri A-Muhtesiplerin Kazai Faaliyetleri


Hisbe tekilat, slm cemiyetinde iyilikleri emretmek ve ktlklerden vazgeirmek suretiyle sosyal huzuru salayan din bir tekilat olarak ortaya kmtr.[282] Makrizi, hisbe tekilatnn Hz. Peygamber tarafndan kurulduunu zikrettikten sonra, o zamanki hisbe tekilatn yrten muhtesiplerin isimlerini nakleder.[283] Kettani de bu mevzuda Makrizi gibi bir yol takip eder.[284] Hassan Hassan ise Hz. mer devrinde bu tekilatn kurulduu mtalaasn yrtr.[285] Biz bu tekilatn Peygamber devrinde kurulduunu kabul etmeye mecbur eden delillerle kar karya olduumuzu syleleyim. Hisbe tekilat Mekke'de fetihten sonra kuruldu. Hz. Peygamber fethi mteakip Said b. Said elAs' oraya muhtesip tayin etti.[286] Medine'de Hz. Peygamber bizzat kendisi ar pazarda dolayor ve bu vazifeyi yerine getiriyordu.[287] Bu arada Semra binti Nu-heyki'l Esediyye ismindeki bir kadn Medine'de muhtesip olarak istihdam etti.[288] Semra, ar pazarda dolayor, hisbe grevini yerine getiriyordu. Muhtemeldir ki bu hanm muhtesiplik grevini ifa ederken sahebe arasndaki ticari ihtilaflar zmtr. [289]

B- urta (Polis)Nin Kazai Faaliyetleri


urta tekilatnn tarihesi hakknda muhtelif grler ileri srlmtr. Makriz[290] ve Buhar[291] bu tekilatn Hz. Peygamber zamannda kurulduunu kabul ederlerken, baka mellifler Hz. mer,[292] Hz. Osman,[293] Muaviye[294] zamanlarnda kurulduunu ileri srerler. Biz bu tekilatn balang tarihinin deiik olarak gsterilmesini, melliflerin urtay stlah olarak deiik adan deerlendirmelerine balyoruz. Herhalde urtay deiik stlahlarla deerlendirmeseydiler, bu tekilatn balangcm deiik gstermezdiler. Biz, btn kaynaklarn ifadelerim gznne alarak bu tekilatn Peygamber zamannda kurulduunu kabul ediyoruz. [295]

C- Askeri Kaza (Kaad'l-Askerler)


islm devletlerinde, orduya mensup ahslar ilgilendiren ceza ve baz hukuk davalarnda selahiyetli kaza mercii, asker kaza organ olan asker mahkemelerdir.

Hz. Peygamber, Medine'de slm devletini kurduktan sonra, baz hallerde asker mdahaleye devletini taarruzdan kurtarmak iin mecbur oldu.[296] Bu sebeple o ordular tekil etti ve ordunun ynetimini, kumandanln bizzat kendisi ifa etti.[297] Ordu mensuplar arasnda kacak ihtilaflarda, ordu mensuplanmn iledikleri sulara ordu kumandam olarak bizzat kendisi bakyordu. [298] Hz.Peygamber her askeri birlie bir kumandan tayin ediyordu.[299] Bu kumandanlar ayn zamanda ordu mensuplar arasnda meydana gelecek sulara bakyorlard. [300]

Drdnc Blm MUHAKEME USUL


Hz. Peygamber muhakeme esnasnda tatbik ettii kaide ve ekilleri, eitli vesilelerle nazari olarak ortaya koyuyor, dolaysyla taraflarn ve hakimlerin her zaman uymaya mecbur olacaklar kaideleri gsteriyordu.[301] Reslullah'm tatbik ettii muhakeme usulne gre mahkemelerde davay ispat etmek davacya dmektedir.[302] Hakimler davacnn getirecei delillere bal kalarak hkm vermek mecburiyetindedir.[303] Ayrca islm muhakeme usulnde tek tarafl olarak icra-i kaza yasaklanarak davalya da mdafaa hakk tannmtr.[304]

A- Dava
Ceza davalarnda, davann almas ve takip edilmesi hukuk-davalanndan farkl bir manzara arzeder. Ceza davalarnda, hakk ihlal edilen fert veya onun varisleri dava aabilecei gibi bir ihbar zerine hakimler de amme davas aabilirler ve mahkemeyi faaliyete geirebilirler.[305] Hz. mer,[306] bir lm haberinin kendisine gelmesi zerine, katili bulmak ve gereken cezaya arptrmak iin hukuku amme davas aarak mahkemeyi harekete geirdi. Bu davann tahkikat tam bir sene devam etti. Basra valisi Mugire b. u'be'nin zina ettii haberi Hz. mer'e gelince, hemen onun hakknda hukuki amme davas at ve mahkemeyi faaliyete geirerek zanl hakknda gerekli soruturmay yaptrd.[307] Hz. Osman'a Kfe valisi Velid b. Ukbe'nin arap itii ihbar edildi. Hz. Osman bu ihbar zerine hukuku amme davas aarak zanl hakknda gerekli soruturma ve tahkikat yaptrd.[308] Amme hukukunu ilgilendiren davalarda, kadlar gibi her mslman da taraf olabilir ve hukuku ammeye tecavz durumunda, ihbar haberini gtren ahs hukuku amme davas am saylr ve o davay taraf olarak takib eder.[309]

B- Mdafaa
Muhakeme usulne gre davacnn mcenred iddiasyla istei hemen yerine getirilmez, iddia edilen ey (mddeabih) hakknda davalnn gr sorulur. Bu onun en tabii hakkdr. nk haklar davacnn mcerred iddiasyla tek tarafl verilmi olsa ok zaman haklar kaybolur ve hak sahipleri madur olurdu. Reslul-lah'm bir hadisi bize bu hususta yol gstermektedir: O, ayet hakimler insanlara tek tarafl beyan ve iddialara meb-ni hak tevzi edecek olsalar, kar (ceza mahkemeleri) ve ahslarn mallan (hukuk mahkemeleri) zerinde doru ve adil olmayan hkmler verilirdi diyor.[310] Hz. Peygamber Ali b. Ebi Talib'i Yemen'e kad olarak tayin ederken tek tarafl hkm vermekten saknmasn, iki taraf senin karnda yerlerini alnca; birini olduu gibi dier taraf da dinlemeden aralarnda hkmetme. Bu alnmas gerekli karan tayin etmede sana daha elverilidir. szyle ifade etmilerdir.[311]

C- Davaya Son Veren Taraf Muameleleri 1. Feragat Ve Af


Feragat ve af daha ziyade hukuk davalarnda bahis konusu olabilir. Bir kimse kiisel hakkndan feragat ederek davaya son verebilir. Peygamberimize sunulan bir davada,taraflardan biri hakkndan feragat etti ve bylece dava son buldu.[312] Gerekten Hz. Peygamber devrinden itibaren ksas ve diyet davalarnda af ve hakdan feragat kabul edilmi olduu halde,[313] hudud davalarnda hibir zaman af ve feragat kabul edilmemitir.

Mekke fethedildii gn, asil aileye mensup bir kadn hrszlk yapm ve dava Hz.Peygamber'e gtrlmt. Hz. Peygamber de deliller muvacehesinde hrszlk suunun ilendiini tesbit etti ve hrsz el kesme cezasna arptrd. Birisi Hz. Peygambere mracaatla hrszn elinin kesilmemesini istedi. Hz. Peygamber bu teklife mthi kzd ve byle davalarda affn bahis konusu edilemeyeceini bildirdi.[314] Safvan b. Umeyye'nin elbisesini alan hrsz yakalanarak Hz. Peygamber'e gtrld. Hz. Peygamber, hrsz el kesme cezasna arptrd. SafVan, hrsz affettiini ve hakkndan feragat ettiini sylemesi zerine, Hz. Peygamber: Mahkemeye gelmi bir hrszlk davas neticesi cezaya arptrlm bir suluyu ben affetsem bile Allah affetmez diyerek Saf-van'm af isteini reddetmitir.[315] nk bu gibi cezalar cemiyetin selameti amme (kamu) menfaati ve sosyal adalet dnceleriyle konulmutur. Bunlar madurun veya onun varislerinin affetme-siyle yahut haklarndan feragat etmeleriyle dmez. Hz. Peygamber (s.a.v.): Taraflar, ihtilaflar mahkemeye intikal ettirmeden nce ceza (hudud) davalarnda haklarndan vaz geebilirler, birbirlerini affedebilirler.Ancak dava mahkemeye geldikten sonra af bahis konusu olamaz, gereken cezalar verilir ve verilen ceza tenfiz (infaz) edilir diyerek ceza davalarnda (hudud) af ve feragatin ne zaman kabul edileceini, ne zaman kabul edilmeyeceini seraha-ten belirtmitir.[316] Burada hatrlatalm ki, Hz. Peygamber, ispat edilemeyen veya ispat mmkn olamayan ceza davalarnda; Elinizden ne kadar imkan gelirse mslmanlarn cezalarn kaldrmaya alnz, ayet elinizde beraati iin bir yol, bir delil varsa, maznunu serbest braknz, zira bakann afta yanlmas cezalandrmasnda yanlmasndan daha evladr[317] ve pheli hal sebebiyle cezalar kaldrnz[318] hadisleriyle maznunun lehine olarak af cihetine gidilmesini tavsiye edilmitir. Burada siyasi sulularn cezalarnn umumi bir surette affedilip affedilemecei bahis konusu olabilir. Hz. Peygamber Mekke'nin fethinde mriklerin cezalarn affedip umumi af ilan etmiti. [319] Bu tatbikatn umumi bir af iin delil kabuledilip edilmemesi mnakaa konusu olabilir. [320]

2. Sulh
Taraflar, gerek durumadan evvel ve gerekse muhakeme esnasnda, aralarnda niza ve ihtilaf sulh ve anlama suretiyle zme kavuturabilirler. Hz. Peygamber'den rivayet edilen bir hadisde, mslman-lar arasnda helali haram, haram helal etmemek artyla sulh makbuldr diyor.[321] Hz. Peygamber, kendisine gelen baz davalarda sulh olmala-r,uyumalar iin taraftan bu yola sevketmitir.[322]

D- Deliller Ve spat Yk 1. ahitlik (ehadet) a) Kavram:


ehadet delili, islm hukukunda en nemli delillerden biridir. Kur'an- Kerim'in birok yerinde bu delile temas edilmektedir.[323] Hatta Kur'an baz davalarn ispatnn ahadet deliliyle mmkn olabileceini ifade etmitir.[324] Hz.Peygamber de kendisine dava geldii zaman taraflardan nce ahit getirmelerim istiyordu.[325] Yine O, nazari olarak da islm adliye tekilatnda onlarn nemli bir yeri olduunu ahitlere ikram ve hrmet ediniz. nki, Allah onlar sayesinde haklar yaatr, korur szyle ifade etmilerdir.[326] Kur'an adaletle ahitlik etmeyi[327] ve bir kimsenin ahit olarak gsterildiinde ehadetten kanmayarak grdklerini ve bildiklerini anlatmas mecburiyeti (farz- ayn ve farz- kifaye) zerinde[328] srar eder. [329]

b) ehadet- Hisbe:
Amme hukukunu ilgilendiren davalarda her mslman hasm olabileceinden ihbar annda dava hkmen alm kabul edilir ve o ahsn ehadeti dinlenir. Bu ehadete ehadet-i Hisbe denir.

[330]Hz. Peygamber ahitlerin en iyisi kendisinden ehadet etmesi istenmedii halde ehadet eden,kimsedir diyerek ehadet-i hisbeye temas etmitir.[331] Ehl-i zimmilerin biribirleri arasnda yapacaklar ehadet kabul edilir. Bir hadiste, Her ahs, kendi dinine mensup ahs aleyhinde ahadet edebilir. Yahudi, Hristiyan'n aleyhinde ahadette bulunamaz, Hristiyan da Yahudinin aleyhinde ahadette bulunamaz. Sadece mslmanlar dier dinlere mensup ahslar aleyhinde yapacaklar ahadet kabul edilir diye rivayet edilmektedir. [332] Hz. Peygamber, yahudilere mensup iki ahs zina edince onlardan drt ahit istemiti. [333] Hz. Aie'den rivayet olunan bir hadisten akrabaln ahadetin kabul edilmesine engel olan bir durum olduu anlalyor.[334]

c) ahadette Nisab:
Kur'an ceza davalarnda iki adil ve namuslu erkek ahit getirme mecburiyeti zerinde srarla durur[335] ve hatta gayri meru mnasebetler (zina) gibi en ciddi vak'a ve durumlarda ise drt erkek ahit art koar.[336] Beyhaki de, kadnlarn ceza (hudud) ve talak davalarnda ahadetlerinin kabul edilmediini zikrediyor.[337] Zhri de ayn ekilde kadnlarn Peygamber (s.a.v.) ve ondan sonraki halife (Ebu Bekir ve mer) zamanlarnda, ceza davalarnda ahid kabul edilmediini rivayet ediyor. [338] Yukarda vermi olduumuz izahatten anlalaca zere ceza davalarnda (ksas ve hudud) ehadetin nisab Kur'an'da, zina davalar iin drt erkek, hukuk davalar iin iki erkek veya bir erkek iki kadn olarak tesbit edilmitir. Fakat hususi durumlar arzeden ve mesela zellikle kadnlarn durumlarn ilgilendiren ve erkeklerin bilmesi imkan dahilinde olmayan hallerde Reslul-lah'n hadislerinde Kur'an'da belirtilmedii halde kadnlarn ahadetlerinin kabul edildiini gryoruz. Kadnlarn hangi hallerde ehadetlerinin kabul edileceim belirtmek faydal olur. Hzeyfe'nin bir ebenin doum zerine bir ocuun nesebini tesbit iin yapaca ehadet kabul edilir diye rivayet ettii hadis[339] ile Hz.Ali'nin bir ebenin doum annda ocuun sesi ktktan sonra ldne ehadette bulunmas, mirasn dmesi ve cenaze namaznn klnmas iin kabul edilir diye rivayet ettii hadisden[340] kadnlarn miras, neseb ve diyaneti ilgilendiren cenaze namaznn klnmas hususunda ehadetlerinin kabul edilecei hkm ortaya kmaktadr. Ayrca st emme hususlarnda bir tek kadn ahidin ehadeti kabul edilecei Tirmizi ve Ebu Davud'un Snen adl kitaplarnda rivayet edilmektedir.[341]

D) Davacnn Yeminiyle Birlikte Tek ahid Ve Tek ahid


bn Abbas,[342] Ebu Hureyre,[343] Sa'd b. Ubade,[344] Cabir b. Abdullah,[345] Ali b. Ebi Talib, [346] Abdullah b. Amr [347] Reslullah'm davacnn yemini ile birlikte bir ahitle hkmettiini rivayet ediyorlar. Hz. Ali'den Peygamber (s.a.v.), Ebu Bekir, mer ve Osman'n davacnn yemini ile birlikte hkmettikleri rivayet olunmaktadr.[348] Peygamber, Hzeyme kime ehadet ederse O'mn ehadeti iki ahidin ehadeti karldr dedi.[349] Ibn Kayym bir ahidle hkmetmek, Hzeyme'ye mnhasr deildir. Fazilete ondan stn ve onun seviyesinde olan sahabe mesela; Hz. Ebu Bekir, mer, Osman, Ali, bey b. KaD bu olayda Peygamberimize ehadette bulunsa idiler, Peygamber elbette onlarn ehadetini kabul ederdi. Nitekim bir kylnn Ramazan hilalini grdn haber vermesi zerine, habem gereini yerine getirdi diyor.[350] Peygamber (s.a.v.) ganimet hususunda dahi davacya yemin ettirmeksizin ve baka bir ahid de istemeksizin yalnz bir ahidle hkmetti.[351]

e) Yalan ahadet
Yalan yere ahadet Kur'an'da katiyyetle yasak edilmi ve yalanc ahide de lanet edilmitir.[352] Peygamber (s.a.v.)[353] kere yalan yere ahadet ile Allah'a irk gnah birbirine eittir dedi ve u ayeti okudu: "Yalan szden kann, Allah'n muvakkitleri O'na (Allak'a) e tutmayanlar olarak (kann)" buyurdu.[354] Peygamber (s.a.v.) yalan yere ahadeti byk gnahlardan saymtr.[355]

f) Tezkiye:
Hz. Peygamber bir hadisinde,tezkiye iin bir kimsenin adalet durumu sorulduunda o kimse hakknda bilinen gerek durumu aynen ifade etmeyi tavsiye ediyor.[356]

2. Hakimin ahsen Bilmesi Ve Kanaati


Raslullah bu konuda yle buyuruyor: Ben ancak fani bir beerim; siz bana birok ihtilaflar getiriyorsunuz, sizlerden biri dier tarafa nazaran beni ikna etmede daha elverili ve muktedir davranm olabilir,. Ben de ondan iittiim eye gre hkmederim. Verdiim bir hkmle bir kimseye hakikatte din kardeine ait bir eyi verecek olsam, onu asla almasn, Zira benim ona bu ekilde vermi olduum ey ancak, ateten bir paradr.[357]

3. Ehl- Vukuf (Bilirkii)


Kur'an- Kerim'de Hz. Yusuf un uram olduu iftirada suun kime ait olduunu tesbit etmek iin, davann bilirkiiye havale edildiini gryoruz.[358] Neseb davalarnda, fizyonomi mtehassslarndan (Kaif) nesebin tesbitinde istifade edilebilir. Hz. Peygamber zamannda ve sonraki zamanlarda kainerin neseb tesbitinde oynadklar rol kaynaklar arasnda grlmektedir.[359]

4. Keif
Hz. Peygamber zamanna ait keif vakalarna rastlyoruz. Mellif Hamidullah Hz. Peygamberin bir kefini naklediyor, Medine'de iki toprak sahibi arasnda kan, bir araziden baka bir araziye su geirilmesi ile ilgili olarak kan davadr. Birok kimsenin bu meseledeki gayretlerinin boa gitmesi zerine Hz. Peygamber ihtilaf zmek zere bizzat o mahalle gitmitir diyor.[360] ki karde mterek olarak bir arazi parasna sahiptirler, bu arazi parasna kk bir ev ina edildi. Bu iki karde ldkten sonra, varisleri bu evin hangi kardee ait olduunda ihtilafa dtler ve ihtilaf Reslullah'a gtrdler. Reslullah bu davann baklmasyla Huzeyfe b. elYeman' grevlendirdi. Huzeyfe, bizzat ihtilaf konusu mahalle gitti ve gerekli keif ve tahkikatten sonra karar verdi. Tekrar Medine'ye dnp karar Hz. Peygam-ber'e sundu. Peygamber kefe dayanarak verilen karan temyizen tasdik etti.[361]

5. krar
Hz. Peygamber; zina,[362] hrszlk,[363] Hz. Ebu Bekir; hrszlk,[364] Hz.mer; zina,[365] Kfe kads ureyh bir dava[366] da mu-kir'in ikrarm hkmlerine mesned etmilerdir. [367]

6. Yemin
Yemin, baz ceza ve hukuk davalarnda hkmlere mesned olacak delillerden biridir.[368] Reslullah, delillerle davasn ispat etmek davacya, yemin ise iddiay reddedene der hadisiyle yeminin taraflardan hangisine tevcih edilmesi gerektiini belirtmektedir.[369] Hz. Peygamber Hadramut ve Kinde'li iki ahsn getirdii arazi davasnda, nce davacdan delil ile davasn ispat etmesini istedi. Davac, davasn ispat edecek bir delil getiremeyince Reslullah, davalya yemin teklifinde bulundu.[370] Tek ahidi bulunan bir davacya Hz. Peygamber'in yemin teklif ettiini hadisler arasnda gryoruz.[371] islm hukukuna gre yemin ederken bir takm formller ve prensiplere riayet edilmesi gerekir. Hz.Peygamber, Allah'n adna yemin ettiriyordu.[372]

7. Kasame
slm ncesi ekliyle islm'da da kabul edilen kasame,[373] bir ky veya kasaba veyahut ehirde faili mehul bir l bulunduu takdirde o yerin sakinlerinden 50 kiiye "onu ldrmediklerine ve ldreni bilmediklerine dair tevcih edilen yemindir."[374] Hz. Peygamber,[375] faili mehul lm hadiselerinde 50 kiiye kasame yemini ettirdi. [376]

8. Karine Ve Emareler
Hz. Peygamber'in karine ve emarelere istinat ederek hkm verdiini gryoruz. Ebu CehL[377] ile KaT^ b.Eraf[378] mrik olmalar sebebiyle mslmanlar tarafndan ldrld. Onlarn kimin tarafndan ldrld ihtilaf konusu oldu. Hz. Peygamber ldrdn iddia eden ahslarn kllar zerindeki kan izlerinden ldren ahs tesbit etti. nk kl zerindeki kanlar ldrmeye bir emaredir. [379]

9. Yazl Delil
Bakara sresinin 282. ayetinde hukuk ve ticar akit ve muamelelerin yaz ile tesbit edilmesi istenir. Hz. Peygamber devrinde hukuk ve ticar akit ve muameleleri Zeyd b.Erkam, Ala b. Ukbe, Muire b. u'be ve Husayn b. N-meyr,[380] Drt Halife ve sonraki devirlerde ise Talha b. Ubeydullah ile Harice b. Zeyd (l.lOO) yazyorlard.[381] ilk devirlerde idar, siyas mahiyetteki yazlar da ahitlerle tevsik ediliyordu. Nitekim, Hdeybiye, [382] Necranllarla yaplan ilk antlamalar,[383] Hz mer'in tayin ettii vergi memurlarnn tayin kararnameleri[384] ahitler huzurunda yazlmtr. Hz. Peygamber herhangi bir ihtilaf annda mahkemeye ibraz etmek zere bir al-veri akdini yazdrtt[385] ve ikta arazileri iin ispat belgesi mahiyetinde yazl bir kat (iktaname) veriyordu.[386]

E- Muhakeme Ve Murafaa Usul


Hz. Peygamber duruma esnasnda taraflar oturtuyordu. Reslulah duruma yaplrken her trl d tesir altnda kalnmadan adaletin tevzii gerektiini ifade etmilerdir. O'nun duruma esnasnda hakimlerin taraflara eit muamele etmelerini istemesi dikkate ayandr. Hatta O, hakimin taraflara baknda, konumasnda, her trl hal ve hareketlerinde eit muamele etmesini emretmekle her ferdin hakkm gven altna alm saylr.[387] Daval inkar ederse, davacdan delil istenir.[388] Hadramut ve Kinde'den gelen bir arazi davasn Reslullah bu ekilde muhakeme etmiti.[389]

F- Kanun Yollar
Hz. Peygamber'in hakimlerin kararlarna itiraz ederek temyiz etmeyi isteyen kimselerin davalarn temyiz ettiini nceden grmtk. [390]

G- Hkmn cras Ve Cezann nfaz


Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel'in maln haczetmi ve o mal borcu karlnda satmt.[391] Hz. Peygamber, Zbeyr b. Avvam ile Ensar'dan bir ahsn getirdii sulama hakk ihtilafn zme kavuturdu. Aleyhinde hkm olunan (makd aleyh) ahs hakkna raz olmaynca, Hz. Peygamber karar bizzat kendisi icra etti.[392]

H- Hapishaneler Ve Tevkif
Mekke devrinde mriklerin eitli eza ve cefalarna maruz kalan mslmanlarm bazlar onlar tarafndan hapse de atlyorlard.[393] Hz. Peygamber, Medine'ye hicret ettikten sonra, Mekke'li mrikler tarafndan hapsedilen mslmanlar kurtarmak zere Mekke'ye, el-Velid b. Velid b. Muire'yi casus olarak gnderdi. Velid Mekke'ye gizlice gitti ve tavansz bir hapishanede elleri ve ayaklar bal olduu halde hapsedilmi iki mslmamn balarn zerek kurtard.[394] Hz. Peygamber, borlarn vermeyenleri,[395] harb esirlerini[396] ve katilleri[397] ve yahut cinayetten zanl olanlar hapsediyordu. Kettani[398] ve Ali Dede's[399] ye gre ilk tarihlerden itibaren Hz. Osman zamanna kadar, sulular kuyularda hapsediliyordu. Peygamber ve Drt Halife zamannda zel bir hapishane yoktu. Mes-cidler ve Dehlizler hapishane olarak kullanlyordu,[400] Nitekim, Hz. Peygamber, bir cinayet sulusu olan Sumame b. sale'yi mescidin duvarlarna balamt.[401] Tay kabilesinden Hatem'in kz Seffne, mescitte kadnlara mahsus bir odaya hapsedilmiti.[402] Hz. Peygamber, Beni Kurayza yahudilerinden esir aldklar kimseleri Haris'in kznn evine hapsetmiti.[403]

I- Tahkim
slm'dan nce, Mekke ve Medine ehirlerinde kazai ileri yrtecek devletin adli organ olmadn ve mahdut sayda kabile hakemlerinin kazai ileri yrttn evvelce grmtk. [404] Peygamber (s.a.v.) ve Halifeler zamannda, kazai ilerin devletin fonksiyonlar arasnda yer almasna ramen yine de baz durumlarda hakeme bavuruluyordu. Beni Kureyza yahudilerinden alnan esirlerin durumu hakknda hkm vermek zere Sa'd b. Muaz hakem seilmiti.[405]

Beinci Blm KANUNLAR HTLAFI VE GAYR MSLMLERE TANINAN KAZA SELAHYET


slm devletinde gayrimslim tebaa da; hukuki, adl ve dini muhtariyete sahiptir. Kendi mahkemelerinde kendi kanunlarna tabi olarak yaarlar.[406] Bu ekildeki muhtariyet ve~me hususu, Kur'an- Kerim'in hukuki bir prensibidir.[407] Hz. Peygamber (s.a.v.) de bu hususa ok itina etmitir. Kurduu ilk islm devletinin 52 maddelik anayasasnda onlara verdii adli muhtariyeti sarahaten aklamtr. Bu gayri mslimlerin dinlerine kar gsterilen saygnn bir ifadesidir. Hatta gayri mslimlere tannan adli muhtariyete ramen, Hz. Peygambere (s.a.v.) davalarn getirdiklerinde, kendi kanunlarm tatbik ediyordu.[408] Hz. Peygamber (s.a.v.) Yemen'in Necran blgesinde yaayan hristiyan halkla bir antlama yapt. Necranllara antlama gereince adli ve hukuki muhtariyet verildi. Ancak Necranllara slm devletine cizye vergisi vermek mecburiyeti ykletildi. Buna karlk can, mal ve namus gvenliini de elde ettiler.[409] Hz. Ebu Bekir, mer, Osman ve Ali hilafet makamna ktklarnda, onlar da yaplan antlamalar yenilediler ve bylece Peygamber tarafndan tannan hak ve hrriyet onlar iin devam ettirilmi oldu.[410] Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Necranllara verdii adl ve hukuk, din muhtariyet ve hrriyetin ayns, Bahreyn,[411] Umman.[412] Yemen[413] eyaletlerine slm devletine cizye vergisi demeleri artyla verildi. Bylece yalnz nazariyeyle kalmayp tatbikatta yrrle konulan din ve adl muhtariyet slm devletinin gayri mslim tebaa zerinde byk memnuniyet dourmasna vesile olmutur. Nitekim Necran, adl muhtariyetim elde etmesine ramen, Hz. Peygamber den aralarnda hkmetmek zere bir hakim gndermesini istemilerdir. Hz. Peygamber de onlarn bu isteini Ebu Ubeyde b. Cerrah gndermekle yerine getirmi oldu.[414] Ayn ekilde Hay-ber yahudileri de Islm adaletten memnun idiler ki, Abdullah b. Revaha'mn kendi blgelerine islm devletinin bir memuru olarak vazife yapt srada, memnuniyetlerim bu adalet sayesindedir ki yer ve gk ayakta durur dediler.[415] slm devletinin, gayri mslim tebaaya tand muhtariyet ve hrriyet, slm devletinin bekaasma glge drc harekette bulunulmad mddete devam eder. Elbetteki gayri mslimler tarafndan islm devletinin emniyet ve asayiini sarsacak hal ve hareketlerde bulunulduu takdirde slm devleti mdahale eder. Nitekim Hz. Peygamber, Necran halkyla yapt anayasal haklar erevesindeki sulhnamede bilhassa bu hususa iaret etmilerdir. Zimm ile Mslmanlar arasndaki ihtilaflarda islm Mahkemelerinin selahiyetli olduunu ve tabik edilecek kanunun, islm kanunu olacam sylemeye hacet yoktur.[416] slm Mahkemelerinin selahiyetli oluu bir ayete'[417]dayanmaktadr. Hz. Peygamber, zinet eyalarna tama ederek bir cariyeyi ldren yahudiyi ksas cezasna arptrarak ldrd.[418] Bir mslim ile yahudi arasnda kan arazi ihtilaf Hz. Peygambere getirilmiti.[419] Hz. Peygamber Hayber blgesinde ldrlen bir ahs iin orann halk nezdinde bir soruturma at. [420] Burada, mhim bir mesele karmza kmaktadr; islm hukuku topraa bal (jzsoli) hukuk mu, yoksa ahstan ileri gelen hukuk mu (jzpersonali)dur? Bunun cevab ksmen ondan, ksmen tekindendir.[421] Fattal, islm devletinde kanunlarn ahsilii prensibi, kanunlarn mlkii[422] prensibine galebe alyor. nki Hz. Peygamber yahudilere kendi kanunlarn tatbik ediyordu demitir.[423] Ebu Yusuf, mslman nerede olursa olsun gidiini slm kanunlarna gre ayarlar demekle kanunlarn ahsilii prensibini kabul etmektedir.[424] Baz meselelerde islm devletinde kanunlarn mlkilii prensibine riayet edilir. Muham-med e-

eybani Peygamber efendimizin bu husustaki bir hadisini nakleder: Kim ki bizim topraklarmzda bir kati, zina yahut hrszlk yapar da kaarsa ve sonra msaade alp dnerse, kamak istedii meselelerden dolay muhakeme edilir ve ceza grr. ayet kati, zina yahut hrszl dman memleketinde yapar da msaade ile slm lkesine dnerse baka yerde yapt ilerden dolay burada muhakeme edilemez.[425]

BBLYOGRAFYA
Ahmed b. Hanbel, el-Msned, Msr, 1313. Ali Abdirrazik, el-slam ve UsuVul-Hukm, Msr, 1344. Ali Dede, Alaaddin b. Mustafa, Muhadarat'il-Evail, Msr, 1311. el-Belazur, Ebul Hassan, Futuh'ul-Buldan, nr. de Goeje Leyden, 1866. el-B&lazuri, Ensab'ul, Eraf, nr. M. Hamidullah, Msr, 1959. Beyhaki, Ebu Bekr Ahmed, es-Snen'l-Kbra, Haydarabad, 1346/55. Bilmen, N., Hukuku slamiyye ve Istlahat Fkhiyye, istanbul, 1967-1970. ^ Buhari, Muhammed b. ismail, Sahih, Kahire, 1311. Cahiyari, Ebu Abdullah, K. el-Vzera ve'l-Kttab, Msr, 1938. Cassas, Ebu Bekr (l. 970 H), Edeb'l-Kad, el-yazmas, Feyzul-lah, 658. Cevad Ali, el-Mufassal fi Tarih'il-Arab KabVel-slm, Beyrut, 1968-1972. Damad Efendi (l. 1978 H.), Mecma'ul-Enhur, istanbul, 1289. Darekutni, Snen, Delhi, 1310. Darimi, (l. 255), Snen, am, 1349. Debusi, (l. 430 H.) Esrar, el yazmas, Ayasofya, no: 1021. Ebu Davud, Snen, Msr, 1280. Ebu Ubeyd,.K. el-Emval, Msr, 1353. Ebu Yusuf, K Hara, Kahire, 1352. Ferra, Ebu Ya'la, el-Ahkm'us-Sultaniyye, thk. Muhammed Ha-mid, Msr, 1938. Gazali, Muhammed, el-Veciz fi Fkh'-af'i, Msr, 1318. Hakim, el-Mstedrek, Haydarabad, 1334. Hamidullah, M., slm Peygamberi, trc. S. Tu-S. Mutlu, istanbul, 1969. Hamidullah, Vesaik, Beyrut, 1969. Hamdillah, M., I'Administration de la Justice au debut du Califa, France - slm Paris, no: 32-35, Oct.-Dec. 1969'dan ayr basm. Hamidullah, slm'n Hukuk lmine Yardmlar, nr. S. Tu, istanbul, 1962. Hamidullah, slm'da Devlet daresi, trc. K. Kuu, istanbul, 1963. Hassaf, Ebu Bekr Ahmed b.mer, Edeb'l-Kad, el yazmas, Top-kap no: A. 1015. Hassan ibrahim Hassan, Tarih'ul-lslm, Kahire, 1953. Hitti, Ph., History ofthe Arab, London, 1951. Husaini, S.A.O., Arab Administration, Madras, 1948. Ibn Abdilberr, Ebu mer, el-lsti'ab, Haydarabat, 1318. bn'l-A'rabi, Ebu Bekr, Ahkm'ul-Kur'an, Msr, 1957. Ibn'l-Cevzi, Abdurrahman, el~Muntazam, el yazmas, Ayasofya, no: 3092, 3093, 3094 Ibnl-Esir, Izzddin, en-Nihaye fi Garib'il-Hadis, Msr, 1311. Ibn'1-Esir, sd'l-Gabe, Yer yok, 1280.

IbnFerhun, Tabsirat'l-Hkkam, Kahire, 1301,1302. Ibn Habib, Muhammed, K. Muhabbar, Haydarabad, 1942. bn Hacer, K. sabe, C akutta, 1866. Ibn Haldun, Tarih (K. el-tber), Msr, 1284. Ibn Haldun, Mukaddime, trc. Z.K. Ugan, istanbul, 1968. Ibn Hiam, Sire, thk, Mustafa -ibrahim, Msr, 1316. bn Kayym, Zad'l-Mead, Msr, 1950. Ibn Kayym, l'lam, Msr, Tarihsiz. Ibn Kayym, Et-Turuk'ul-Hiikmiyye, Msr, 1317. Ibn Kayym, Ahkam Ehl-i Zimme, thk, Subhussalih, Dmak, 1961. Ibn Kesir, Ebu'1-Fida, el-Bidaye ve'n-Nihaye> Kahire, 1932. Ibn Mace, Snen, Msr, 1952. bn Maze, mer b. Abdilaziz, erh, Edeb'l-Kad'li'l-Hassaf, el yazmas, Atf Efendi, no: 11108. Ibn Sa'd, Tabakat'l-Kbra, Leiden, 1917. Ibn Teymiyye Hisbe Fi'l-lslm, Yer yok, 1967. bn'l-Uhuvve, Ma'alim'ul-Kurbef Fi Ahkam'il-Hisbe, nr. Reu-ben Levy, Cambridge, 1937. bn Zenceveyh, K. Emval, el yazmas, Sleymaniye Fotokopi, no: 141. Kasani (l. 587 H.) Ebu Bekr, Bedai'u's-Sanai, Msr, 1327. Kavak, Y.Z., Hisbe Tekilatnn Bir slm Hukuk ve Tarih Messesesi Olarak Kuruluu ve Gelimesi, Doentlik Tezi, Taktilo Metin, istanbul Edebiyat Fakltesi Kitapl, Tb/3, istanbul, 1973. Kettani, Abdulhayy, et-Teratib'l-ldariyye, Rabad, 1346. Macit, Abdulmun'im, Et-Tarih'us-Siyasi, Msr, 1956. Makrizi, mta'ul-Esma, el yazmas Kprl, no: 100. Makrizi, Ahmed b. Ali, Htat, Beyrut, Tarihsiz. Malik b. Enes, el-Muvatta, Msr 1951. Maverdi. Ebul-Hasan, el-Ahkam'us-Sultaniyye, Msr, 1909. Mevsili (l. 683), el-lhtiyar, Yer ve tarihsiz. Merginani, el-Hidaye, istanbul, 1290. Meydan, el-Emsal, Beyrut, 1312. Mslim, Sahih, thk. M. Fuad, Msr, 1955-1956. Nesei, Snen, Msr, 1930. Nveyri, ihabeddin, Nihayet'l-Arab, Msr, 1923-1949. Oki, M. T., Baz Hadis Meseleleri zerinde Tetkikler, istanbul, 1959. San'ani, Ebu Bekr, Musannaf, thk. Habibirrahman, Beyrut, 1970-1972. Schacht, J., Esquisse d'un Histoire du Droit Musulman, Paris, 1953. Serahsi, emseddin, Mebsut, Msr, 1324. Serahsi, erh'us-Siyer'il-Kebir, trc. Ayntabi, stanbul, 1241. Suyuti, Tarih'ul-Hulefa, Msr, 1321. Suyuti, Camiu's-Sair, Msr, 1330. an'i,C el-mm, Bulak, 1321/25. arani, Kefu'l-Gumme, Msr, 1281. ayzari, Abdurrahman, K. Nihayet'ir-Rtbe fi Talebi'l-Hisbe, Kahire, 1946.

irazi, Ebu shak, Tabakat'ul-Fukaha, el yazmas, Yeni Cami, no: 865. Taberi, Ebu Ca'fer, Tarih'ul-Umem ve'l-Mlk, Kahire, 1939. Taberi, Tefsir, Msr, 1321. Tarablusi, Mu'in'l-Hkkam, Msr, 1310. Tarsusi, Ebu shak, K. Alam fi Mustalah'is-uhud ve'l-Hk-kam, el yazmas, Kadzad Mehmed, no: 119. Tarsusi, Ebu Bekr, Sirac'ul-Mlk, Msr, 1306. Tirmizi, Snen, Msr, 1931. Tu, S., slam lkelerinde Anayasa Hareketleri, istanbul, 1969. Tyan, E., Histoire de FOrganisation Judiciaire en Pays islm, Paris, 1938. Tyan, Le Notaiat dans la Pratique du Droit Musulman, Beyrut, 1959. Veki', Ahbar'ul-Kudat, Kahire, 1947. Ya'kubi, Tarih, Necef, 1939. Zehebi, Muhammed b. Ahmad, Mizan'ul-l'tidal, Kahire, 1963. Zeydan, C, Medeniyeti Islamiye Tarihi, trc. Z. Megamz, istanbul, 1328. Zeyle'i, Tebyin'l-Hakaik, Bulak, 1315. [426]

[1] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/103-104. [2] K.,Maide, 5/27-31. [3] K., Ahzab, 33/72; Mearic, 70/19-21. [4] Damat Efendi, II, 143. [5] K, Sad, 38/26. [6] K., Nemi, 27/16. [7] K., Maide 5/48. [8] Tyan, E., Organisation Judiciaire, 1, 31; Cevad Ali, V. 635. [9] Serahsi, XVI, 60; Kasani, VII, 4; Bilmen, .N., VIII, 210; bn Humara, Feth'l-Kadir, V.459; Maverdi, 55; bn Maze, el yazmas, Atf Efendi, no:1108, vr. 4a. [10] Tu, S.slm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. [11] Nisa, 4/58, 65,105; Maide, 5/42, 49. [12] Mslim, 30/4,5; Buhar, Ahkam, 20, 29; Ebu Davud, Ahdiye, 7. [13] bn Mace, Ahkam, 7, no: 2321. [14] Ali Dede, Muhadarat'l-Evail, s. 95; a'rani, Kefu'l-Gummeh, II, s.291. [15] Arapa metinler iinbk. Kasani, VII, 4; Maverdi, s. 55; ibn Maze el-yazma-s, Af Ef., no:1108, vr. 4a; Tarablusi, s. 8; ibn Sa'd, H/2 s. 100101; Maknz, imta' el-Yzmas,, kprl, no: 1004, s. 926; ibn Ferhun, Tabsrat ul-hkkm, 10; ibn Hmm, Feth'l-kadir, V.459 [16] Arapa metin iin bk. Ebu Bekir, Musannaf, Hadis no: 1529, Vek, u, a'ran,II. 297. [17] Hassan Hassan, Tarih, I, 525. [18] bn Sa'd, II/2 s. 110; bn Kayym, Plan, 1,13; Arapa metin m bk. fettan, 1,259. [19] Veki, 1,105; Arapa metin iin bk. Kettani, I, 258 [20] Ali Dee, s. 95; Kasani, VII, 4; Maverdi, s. 55; Ebu Yala, s. 46; Beyhak , Edeb'l-kad, 1; bn Ferdun, 1, 9;Tarablusi, s. 8; ibn Maze, Edeb ulkad, el yazmas, Atf Ef. no: 1108, vr. 4 a-b. [21] Kettani, I, 256-259; Tarablusi, s. 8; Arapa metin iin bk. Ibn Ferhun, Tab-sirat'l-Hkkam, I, 9. [22] Makrizi, mta', el yazmas, Kprl, no: 1004, s. 998 ve dev. [23] Kettani, I, 256-259. [24] Husaini, S.A.Q. Administration, s. 20, 44. [25] Kettani, I, 262-263. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/105-109. [26] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/111. [27] bn Kesir, Bidaye, II, 156; Cevad Ali, Tarih, I, 294m; Macid, Abdul Mun'im, Tarih, 1, 8 ve dev.; ibli,7s/dm Tarihi, trc. Dorul,.R., 1,128. [28] Macid, Tarih, I, 48. [29] bnCevzi, Muntazam, el yazmas, Ayasofya, no: 3092,1, 290; bn AbdRabbih, III 314; Cevad Ali, V, 247 ve dev. [30] Tyan, I, 31. [31] Yakubi, Tarik, 1,124. [32] bn Hiam, 1,129. [33] Cevad Ali, V, 636. [34] Yakubi, 1,124. [35] Cevad Ali, V. 498; Tac'ul-Arus, VIII, 253. [36] stisnai bir durum iin bk. s. 30-31. [37] aatay N,,slm ncesi Arap Tarihi, s. 100. [38] Fakihi, Milnteka, s. 142. [39] bn Abd Rabbih, II. 314; bn Cevzi, Muntazam, el yazmas, Ayasofya, no: 3092,1, 290. [40] Suyut, T. Hlefa, s. 13; bn Abdilberr,stab, s. 342. [41] bn Hiam, II, 215; Taberi, Tefsir,Vl, 138,141. [42] Cevad Ali, V, 497.

[43] bn Habib, Muhabbar, s. 135; el-A'lam, IV, 18; Balazuri, Ensab 88. [44] Lisan'ul-Arab, Hkm md. [45] Cevad Ali, V, 506. [46] Meydani, Emsal,l, 92; Ali Dede, Evail, s. 98. [47] Hamidullah, slm Peygamberi, II139. [48] bn Kesir, Bidaye,ll, 206; bn Hiam, I, 129; Sheyli,!, 86. [49] Fakihi, Mnteka, s. 135. [50] Nesei, Kasame, 2; Mslim, XXVIII, 7-8. [51] Fakihi, Mnteka, s. 142. [52] Cevad Ali, V, 241. [53] Schacht, s. 11. [54] Schact, Es (birletir) quisse d'une Histoire du droit Musulmane, s. 11. [55] Hamidullah, slm Peygamberi, II, 118. [56] bn Hiam, 1,140-142; bn Sa'd, 1/1, s. 51, 82; Sheyli, I, 90-91; Yakubi, II, 12-13; bn Hibabi, Muhabbar, s. 167; bn'l-Esir, Kamil, II, 2526; bn Kesir, Bidaye, II, 291-292; bn Cevzi, Muntazam, el yazmas, Ayasofya no: 3092,1, 329; Makrizi, nta, el yazmas, Kprl, no: 1004, vr. 4 a; Arapa metin iin bk. Maverdi, s. 65-66. [57] Tarablusi, 8.120; bn Maze, erh Edeb'il-Kad, el yazmas, Atf Efendi, no: 1108, vr. 53 a. [58] bn Hiam, 1,142, Sheyli, I, 93; bn'l-Esir, Kamil, II, 26-7. [59] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/111-115. [60] Yukarda bk. "slm'dan nce Arap Adliye Tekilat" bahsi [61] Tu, S., tslm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/115-116. [62] bnSa'd,I/l,s. 136. [63] Hamidullah, slm Peygamberi, II, 180. [64] Taberi, Tarih, II, 41; bn Kesir, Bidaye, II, 299; Balazuri, Ensab, s. 99; Ibn Sa'd, I/l, s. 94; bn Hiam, I. 209; Ibn Esir,_Ka7m/,II, 29. [65] Arapa metin iin bk. bn Sa'd, l/l, s. 102. [66] Arapa metin iin bak. K., Sa'd, 38/20. [67] Yukarda bk. s. 7. [68] bn Sa'd, 1/2, s. 1; bn Kesir, Bidaye, III, 226. [69] Tam ve mukayeseli metin iin bk., Tu, S., slm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. [70] Hamidullah, slm Peygamberi, II, 181. [71] K., Secde, 33/36. [72] K., Nisa, 4/65. [73] K., Nur, 24/51. [74] bn Kesir, Tefsir, I, 519-521; Suyut,T. Hlefa, s. 48. [75] Tu, S., slm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. [76] K., Mide, 5/48. [77] K., Mide, 5/105. [78] K., Mide, 5/49-50. [79] K., Nisa, 4/59. [80] K., Mide, 5/42-43. [81] bn Mace, Hudud, 10 (2556, 2557, 2558); Darimi, Hudud, 15; Hakim, IV, 365; Tirmizi, Hudud, 10; Mslim, XXIX, 26-28; Taberi, Tefsir, VI, 135; De-bsi, Esrar, el yazmas, Ayasofya, no: 1021, vr. 443 a; bn Hiam, II, 213-214; Makrizi, mta, el yazmas Kprl, no:1064 a; Ebu Davud, Hudud, s. 25. [82] Ebu Davud, Diyat, 10; bn Hanbel, III. 170, bn Mace, Diyat (2665, 2666); ,KC,DaTIni> Diyat, 4; Nesei, Kaseme, 11; Tirmizi, Diyat, 6. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/116-121. [83] Serahsi, XVI, 86. [84] Ebu Davud Hudud, 15; bn Mace, Hudud, 28; Malik, Hudud, 28. Buhari, Hudud, 11,12; Tirmizi, Hudud, 6; Darimi, Hudud, 5. [85] bn Mace, Hudud, 24 (2588); bn Abdilberr, s. 78. [86] Hakim, Mstedrek, IV, 370; Darekutni, Snen, s.342. [87] Mslim, 29/19, 20, 21; Buhar, Ahkam, 21; Ebu Davud, Hudud, 7, 23. [88] Tirmiz, Hudud, 9; Malik, Hudud, 5; Mslim, Hudud; 23. [89] Hakim, Mstedrek, IV, 370. [90] bn Hiarn, IV, 275-276; Balazuri, Ensab,$. 285; bn Kesir, Bidaye, IV, 225. [91] Mslim, 29/35; Buhari, Hudud, 3, 4; Tirmizi, Hudud, 14. [92] Buhari, ehadet, 22. [93] Ebu Davud, Akirye, 7. [94] Buhari, Husumat, 3; Ebu Davud, Ahdiye, 26; Tirmizi, Ahkam, 12; Ebu Ubeyd, Hadis no: 705. [95] bn Kayym, Turuk, s. 94. [96] Buhari, Musakat, 7, 8, 9; Tirmiz, Ahkam, 26; Balazuri, Futuh, s. 10-12; Ebu Davud, Akdiye, 31; urayh, b. Yunus, el yazmas, Feyzullah, no: 506, K Kada, vr. 52 a [97] Buhar, Husumat, 5; Malik, Akdiye, 20. [98] Buhar, Husumat, 38; Ebu Davud, Akdiye, 12. [99] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/121-122. [100] Ebu Yusuf, K. Hara, s. 71 ve dev; Ebu Ubeyd, K. Emval, no: 502; bn Zen-ceveyh, K. Emval, el yazmas, Sleymaniye, Fotokopi, no: 141, vr. 67 a; Ha-midullah, Vesaik, no: 94. [101] bn Hiam, II, 233; Mukayese ediniz: Beyhak, Ebed'l-Kad, 1; Abdilberr, sti'ab b. 690; bn Sad. Il/1, s. 299; Arapa metin iin bak. bn Hiam, II, 233. [102] bn Hiam, IV, 241; bn Abdilberr, sti'ab, s. 450; Balazuri, Futuh, s. 69; Makriz, mta, el yazmas, Kprl, no: 1004, vr. 926 a; KettanJ, 44,168. [103] bn Sa'd, 1/2, s. 18; bn Esir, Kamil II, 185; bn Kayym, Zad'l-Mead, III, 62; Hamidullah, Vesaik, no: 76. [104] bn Sa'd, 1/2, s. 18; bn'ul-Esir, Kamil, II, 185. [105] bn Hiam, IV, 222; Taberi, Tarih,U, 393; Balazuri, Futuh, s. 78, 81; bn Sa'd, IV/2, s. 76, 77; bn Abdilberr, sti'ab, s. 518. [106] bn Kayym, Zad'ul-Mead I, 31; Kettan, I, 240-241.

[107] Kettan, I, 43; bn Kesir, Bidaye, II, 161, V, 77; Makrizi, mta, s. 926; bn Hiam, II, 233; Ebu Davud, Ahdiye, 64, Balazur, Ensab, s. 529. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/123-124. [108] Makriz, mta, s.994. [109] bn Sa'd, II/2, s. 110; bn Kayym, 'lam, 1,13; Veki, 1,104; Arapa metin iin bk. Makriz, mta', s. 900. [110] Veki', 1,105; Arapa metin iin bk. Kettan, I, 258. [111] Arapa metin iin bk. Serahs, XVI, 109 Muyakese ediniz:Veki' I, 288. [112] bn Kayym, 'lam, 1,9; Makrizi,/mfo,s.889; bn Hazm, CSire, s. 319-335. [113] Tirmiz, Hudud, 8; Ebu Davud, Hudud, 24; Malik, Hudud, 6; Arapa metin in bak. Buhar, Ahkam, 39. [114] Hamidulah, slm Peygamberi, II, 183. [115] Kettan, I, 258; Veki,:I, 105; Arapametiniinbk.Darekutn, Snen, s. 511. [116] Serahs, XVI, 76; Hakim, IV, 88; Darekutn, s. 510; Arapa metin iin bk. Ahmed b. Hanbel, II, 187, IV, 205. [117] bn Abdilberr, sti'ab, s. 96,97, Darekutni, s.522; bn Mace, Ahkam, 18 (2343)Beyhak, Sulh, 6; Kettan,1,280;Arapa metin iin bk. bn Sasd,5,V, 403. [118] bn Sa'd,IV/I, s. 108; Tirmiz, Ahkam, 1; bn Hanbel,!, 66; Makriz, mta, el yazmas, Kprl, no: 1004, s. 998; Nubahi, Kudat Endls, s. 22; Nveyri, VI, 264; Veki, 1,17-18; Kettan, I, 256-257. [119] bn Sa'd, II/2, s. 110; Makizi/mto, 900; Veki, 1,105 bn Kayymjlm 1,13. [120] Makriz, mta, s. 1049. [121] Ali Dede, Eva, s. 95. [122] bn Hiam, IV, 249-250. [123] bn Sa'd; II/2, s.100-101; Hakim, IV, 88, 93; bn Kesir, Bidaye, II, 161, VII, 334, 259, Balazur, Ensab, s. 384, 531; Taber, Tarih, II, 360; Tirmiz, Ahkam, 5; Makriz, mta, s. 167, 998; Beyhaki, Edeb'l-Kad, 57, 59; Suyut, T. Hlefa, s. 66; bn Abdilberr, s. 473; bn Mace, Ahkam, I (2310); Veki, I, 84-85; Kettan, 1, 257-258; Ali Dede, Eva, s. 95; bn Hanbel, I, 90,143, 149; bn Kayym, Zad'l-Mead, I, 32 bn'l Esir, Kamil, II, 205; irazi, T. Fukaha, el yazmas, Yeni cami, no: 865, vr. 6a; Maverdl, s. 55; Arapa metin iin bk. Ebu Davud, Ahdiye, 6. [124] bn Hanbel, 1,152; bn Kayym, 'larn,!, 176,11,140,18; Zad'l Mead, III, 201; Belhak, Dava ve Beyyinat, 14; Hakim, IV, 96; bn Mace^hkam, 20 (2348); Veki, I, 93-94; Zehebi, Mizan'l-'tidal, I, 219-220. [125] bn Hiam, IV, 143; Makriz, mta, s. 144; bn Er, Kdmi/JI, 185; Taberi, Tarih, II, 362, 464. [126] Balazur,rcsa6 s. 529; Tirmiz, Ahkam, 3; Beyhak, Edeb'l-Kad, 21; Ebu Davud, Akdiye, II: bn Abdilber, sti'ab, s. 246; bn Teymiye, S. er'iye, s. 23 bn Sa'd, II/2, s. 107-108; III/2, s. 121; bn Kayym, 'lam, I. 175; Taberi, Tarih, II, 464; Ebu Ubeyd; Hadis no: 1020; Veki, I, 97; Kettan, I, 43; 258, 259; Maverdi, s. 55; i'raz, T. Fukaha, el yazmas, Yeni Cami, no:865, vr. 8b; Arapa metin iin bk. Makrizi, mta, s. 926. [127] Arapa metin iin bk. Maverdi, s. 55. [128] Balazur, Ensab, s. 529; Makriz, Emta, s. 926;bn Abdilberr, s. 246. [129] Makriz, mta, s. 969; Veki, I, 99. [130] bn Sa'd, III/2, s. 121. [131] Tarablus, s. 8; bn Ferhun, 1,9; Kettan, I, 258; Arapa metin iin bk. Hakim, III, 577. [132] Veki, 1,100-101; Kettan, I, 259; Balazur, Futuh, s. 69; iraz, T. Fukaha, el yazmas, Yeni Cami, no: 865, vr. 8; Buhar, Magaz, 60. [133] Serahsi, XVI, 67; Kasan, VII, 2; bn Maze, . Edeb'il-kad, el yazmas, Atf Efendi, no: 1108, vr. 25a. [134] Makriz mta, s. 144; bn Abdilberr, s. 521; bn Sa'd, II/l, s. 105; bn'l-Esir, Kamil, II, 185; Kettani, I, 109; Taberi, Tarih, II, 362; Balazuri, Futuh, s. 40; bn Hiam, IV, 83,143; Sheyli, II, 276. [135] Fakihi, Mnteka, s. 40 (40 Ukuye Gm); Sheyli, II, 276 (Her gn bir dirhem) [136] bn Hiam, II, 233. [137] Serahsi,XVI,77. [138] Buhar, Ahkam, 13; Tirmiz, Ahkam, 7; Nese,Adab'ul-Kudat, 18; Ebu Davud, Akdiye, 9. [139] Beyhak, Edeb'l-Kad, 25. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/124-130. [140] Hamidullah, slm Peygamberi, II, 185. [141] Tevrat, Lehliler, bab, XXIV. cmle 17; bk. K., Mide, 5/45. [142] K., sr, 17/16; Fatr, 35/19; Zmer, 39/9; Necm, 53/39; Arapa metin in bk. VI, 164. [143] Nese, Kaseme, 40; Darim, Diyat 25; Arapa metin iin bk. bn Mace, Di-yat, 26 (1669 72). [144] Ebu Yusuf, s. 152; Serahs, XVI, 114. [145] Darekutn, s. 324; Ebu Davud, Hudud, 6; bn Mace,Hudud, 5 (2545); Ha-kim.lV., 384; bn Kayym, 'lam, I, 209; Arapa metin iin bk. Tirmiz, Hudud, 2: [146] "islm Ceza Hukukunda Hmanist Prensipler" hakknda tslm limler Fakltesinde 1975 de M.C. Akit tarafndan doktora tezi almas yaplm ve bu eser yaymlanmtr. [147] bn Mace, Hudud, 6 (2547); Darimi, Hudud, 5; Ebu Davud, Hudud, 4, 16; bn Kesir, Bidaye, IV, 318. [148] Taberi, Tefsir,Vl, 140,141. [149] bn Hiam, II, 215; Taberi, Tefsir, VI, 138; Ebu Davud, Akdiye, 10; Nese Kaseme, 7; Hakim, IV, 336; Darekutn, s. 381. [150] Parry. C, ngiliz Hukuk Sistemi, trc. Versan, V., s. 14 [151] HamiduYlah, Devlet daresi, trc. Kuu, K., paragraf, 259. [152] Ferra, s. 50; Beyhak,Edeb'l-Kadi, 49; Kasan,VII, 9; Serahsi, XVI, 73, 74,122, bnSa'd, 1/2, s.97. [153] Arapa metin iin bak. Buhar, 1/1. [154] Ebu Davud, Hudud, 8; Tirmiz, Hudud, 22. [155] Ebu Yusuf, s. 153. [156] Nese, Kasame, 17,18,19; Tirmiz, Diyat, 20; Buhar, Diyat, 18. [157] Davud' Hudud, 17; Darim, ifudud, 1; Tirmiz, Hudud, 1. [158] Yusuf, s. 22; Ebu Davud, Diyat, 27; bn Mace, Diyat, 27 (2673); Mslim ' 29/4546; Darekutn,352; Arapa metin iin bk. Buhar,Diyat,28, 29. [159] Hamidullah;slam Peygamberi, II, 187. [160] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/130-133. [161] Nveyr, VI., 264-265. [162] Tirmiz, Ahkam, 9. [163] Serahs,XVI, 72. [164] Ebu Davud Akiye 2. [165] Nveyr, VI, 264. [166] Ebu Davud, Akdiye, 2; Beyhak, Edeb'l-Kad, 21, 22 Hakim."' ~l Tirmiz, Ahkam, 1, Arapa metin iin bak. bn Mace, Ahkam, c IT-5).

[167] Ebu Davud, Akdiye, 1; Beyhak, Edeb'l-Kad, 5; Darekutn, s. :11 Halam, IV, 91; Arapa metin iin bk. bn Mace, Ahkam, 1 (2308). [168] K.,Sad, 38/26. [169] K, Nisa, 4/58. [170] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/133-135. [171] bn Hiam, III, 331; Makriz, mta, s. 100. [172] Bilgi iin bk. Taber Tarihi. [173] Arapa metin iin bk. Hamidullah, slm Peygamberi,II,180 (Ahmed b. Hanbel, III, 425 den naklen). [174] Tu, S., slm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. [175] Maverd, s. 55. [176] Maverd, s. 55. [177] bn Kayym, Zad'l-Mead, 130-31; bn Kesir, Bidaye, IV, 262. [178] Tyan, I, 92. [179] Tyan,I,94. [180] Hassaf, Edeb'l-Kad, el yazmas, Topkap, no: 1015; bn Maze, . Edeb'l-Kad, el-yazmas, Atf Efendi, no: 1108. [181] Kasani, VII, 1 ve dev.; Serahsi, XVI, 59 ve dev.; Merginani, II, 84. [182] K., Nur, 24/54. [183] K., Maide, 5/42,49, 65,105; Nisa, 4/42, 49. [184] K, Nisa, 4/58, 65,105; Maide, 5/42, 49. [185] Mslim, 30/45; Buhar, Ahkam, 20. [186] Nesei, Adab'ul-Kudat, 36; Beyhaki, krar, 1. [187] Influence of Romen Law On slmic Jurisprudence, paragraf, 36. [188] bnHanbel!III, 425 [189] Tyan, 17, 85-86, 90-97. [190] Nesei, Kaseme, 2; Mslim, 28/7-8. [191] Mey dam msal, I, 92; Beyrut, 1312; Ali Dede, s. 98. [192] Hamidullah, JsMm Peygamberi, II, 139. [193] Tyan, I, 91-92. [194] K., Nisa, 4/65; Nur, 24/51; Ahzab, 33/36. [195] Maverdi, s. 55. [196] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/135-140. [197] Ebu Davud, Akdiye, 1; Arapa metin iin bk. Tirmiz, Ahkam, 1. [198] Hakim, IV, 91, 92; Beyhak, Edeb'l-Kad, 5; Tartui, Sirac al Muluk, s. 34-35; Ebu Yusuf, s. 9; Nuveyri, VI, 264; Ebu Ubeyd, K Emval, no: 6; Ibn Sa'd,IV/l,s. 170, Veki, 1,21. [199] Mslim, 33/15, Nesehi, Adab'ul-Kudat, 4. [200] Tarablusi, s. 10, bn Ferhun, 1,11, Kahire, 1301. [201] bn Sa'd, 11/2, s. 202; bn Abdilberr, s. 474; Veki, I, 88, 90; Makrizijmta, s.999; bn Kesir, Bidaye, VII, 359; Kettan, I, 258. [202] bnSa'd, II/2, s. 107. [203] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/141-142. [204] bn Abdilberr, Istiab, s. 761; Makrizi, mta, s. 1054. [205] Makriz, mta, s. 1054. [206] Makriz, mta, s. 1054. [207] Hamidullah,Ulam Peygamberi, II, 95. [208] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/142. [209] Makriz, mta, s. 998. [210] Serahsi, XVI, 67; Sheyli, II, 276. [211] ibn Hiam, IV, 185; bn Kayym, Zad'l-Mead, II, 198. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/143. [212] Maverdi, s.54; Ferra, s. 45; Nveyri, VI, 250-251; Tarablusi, s. 15. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/143. [213] Hamidullah,slm Peygamberi, II, 197. [214] Maverdi, s. 55, Hakim, III, 577. [215] Taberi,Tarih,II, 617. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/143. [216] Serahs, XVI, 86; Oki, M.T., Baz Hadis Meseleleri, s. 151. [217] bn Kayym, Zad'ul-Mead, I, 32; Kettan, I, 43, 258;Ibn Teymiye, s. er'iye, s. 23; Taberi, Tarih, II, 464; bn Kesir, Bidaye, V, 77; Makrizi, mta, s. 926, 1000; bn Hiam,II, 233 Balazur, Fukuh, s. 69;Serahs, XVI, 70; bn Sa'd, II/2, s. 1,110. [218] Maverdi, s. 55; Tarablusi, s.8; bn Ferhun, 1,9. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/144. [219] Maverdi, s. 55; Tarablusi, s. 8; bn Ferhun, 1,9. [220] Serahsi, XVI, 96-70; Darekutni, s. 510,511; bn Hanbel, II, 187, V, 205; Hakim, IV, 88. [221] Serahsi, XVI, 85. [222] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/144. [223] Ebu Davud, mare, 10. [224] bn Hiam, IV, 143; Sheyli, II, 276; Makriz, mta, s. 994. [225] Kasan, VII, 14. [226] KettaniJ, 264; ibn Maze, el yazmas, Atf Efendi, no: 1108, vr. 25a; Fakiti, Mnteka, s. 40; Makrizi,/mta, s. 994. [227] Merginani, Hidaye, II, 379. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/145. [228] Serahs, XVI, 86; Oki, Baz Hadis Meseleleri, s. 151. [229] bn Kayym, Peygamberin fetvalarndan bir ksmn tespit etmitir, bk. lam, IV, 265 ve dev. [230] K, Bakara 2/189, 215, 217, 219, 220, 222; Maide 5/4; A'raf 7/187; Enfal 8/1; Enfal, 17/85. [231] bn Kayym, IV, 265 ve dev., bn Sa'd, III/2, s. 143. [232] Mikrizi,mta, s. 889, 900-901; bn Kayym/7am, I, 9-11; bn Hazm, s. 319-335; Kettani, I, 58; bn Sa'd, II/2, s.99-110; bn Hacer, sabe, II, 52;bn'l-Cevzi, Mcteba, el yazmas, Ayasofya, no: 3395 vr. 62 a; Suyut Edeb'ill-Mfti, el yazmas, ehit Ali Paa, no: 2714/12, vr. 148 a-b.

[233] Bu yedi kii unlardr: Aie, mer, Abdullah, mer, Ali b. Ebu Talib, Abdullah b. Mesud, Zeyd b. Sabit, Abdullah b. Abbas; Makriz, s. 900. [234] bn Abdilberr Jstiab, s. 714. [235] K., li mran, 3/159, ura, 42/38. [236] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/145-146. [237] Kasani, VI, 22; bn Ferhun, Kahire, 1301;1,125; Mecelle, md. 1516. [238] Mavsili, ihtiyar, II, 156;Bilmen, VI, 346; Arapa metin iin bk. Serahsi, XIX, 4,5. [239] Tirmiz, Ahkam, II, Nese, Adab'ul-Kudat, 13; Arapa metin iin bk. Mslim, 30/4, 5. [240] Mavsili, htiyar, II, 157. [241] Serahsi, XVI, 86. [242] Arapa metin iin bk. Serahsi, XIX, 4. [243] Serahsi, XIX, 2; Tahavi, K. urut, el yazmas, ehit Ali Paa, no: 881, 42a, 126b. [244] Beyhaki, Vekalet, 2. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/146-147. [245] Serahs, XXX, 168. [246] bn Mace, Ticaret, 47; Buhar, Buyu, 19; Serahsi, XXX 169. [247] Hamidullah, Vesaik, no: 147/a, 15,163; Kettan, 1, 276. [248] bn Hiam, III, 331; bn Sa'd, II/l, s. 69 ve dev.; bn Kesir, Bidaye, IV, 168; Makrizi, mta, s. 100; Sheyli, II, 230. [249] Ebu Yusuf, s. 71 ve dev. [250] bn Hacer, sabe, II, 1186-1187; Cahiyari, s. 12; Arapa metin iin bk. Kettan, I, 275. [251] Kettan, 1, 275; Cahiyari, s. 12; Arapa metin iin bk. bn Hacer, sabe, 1, 297. [252] Arapa metin iin bk. irazi, T. Fukaha, Yeni Cami, no: 865, vr. 15a, Mukayese ediniz. Kettan, I, 276. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/147-148. [253] Kettan, I, 276. [254] Beyhak, Edeb't-Kad, 10; Kayym, Turuk, s. 48-49; Tarablusi, s. 212. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/148. [255] Serahs, XVI, 89. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/149. [256] "Peygamber ve Drt Halife Zamannda Adliye Tekilat" bahislerine bk. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/150. [257] Maverdi, s. 55; Kettan, I, 256-259. [258] bn Haldun, 1,152; Veki, I, 93, 94; bn Kayym, 'lam, 1,176. [259] Hamidullah,slm Peygamberi, II, 183. [260] Buhar, Sulh, 5, Ahkam, 39; Tirmiz, Hudud, 8, Ebu Davud, Hudud 24; Malik,Hudud, 6; bn Mace,Hudud, Hadis no: 2549; Darim,Hudud, 12. [261] Darekutn, s. 511; Kettani, I, 258; Veki, 1.105. [262] bn Hanbel, II, 1873IV, 205; Hakim, IV 88; Darekutn, s. 510; Serahsi XVI, 70, 76. [263] bn Sa'd, V, 403; bn Abdilberr, s. 96, 97; Darekutn, s. 522; bn Mace, Ahkam, 18 (2343); Beyhak, Sulh, 6; Kettani,I, 280. [264] bn Hanbel, 1,152; bn Kayym, Zad'ul-Mead, III, 201, 'lam, 1,176, II, 14,18; Beyhaki, Dava ve Beyyinat, 14; Hakim, IV 96; bn Mace, 20 (2348), Veki, I, 93; Zehebi, Mizan'ul-tida.1,1, 219-220. [265] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/150-151. [266] Kettani, I, 270; Buhar, Ahkam, 20,29; Darekutni, s. 527. [267] Hamidullah,slm Peygamberi, II. [268] .A. Pedersen, J., Mescid md. VII, 42. [269] . A. Pedersen, J., Mescid md. VII, 46. [270] Buhar, Husumat, 3,8, Sulh, 9,13; Nesei, Abad'ul-Kudat, 20, Beyhaki, Sulh, l;Kettan, I, 270. [271] Merginani, 11,86. [272] bn Maze, el yazmas,Atf Efendi, no: 1108. vr. 18b. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/151-152. [273] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/152. [274] Husaini, S.A.Q. Arap Administration, s. 19. [275] Tu, S., slm lkelerinde Anayasa Hareketleri, s. 31 ve dev. [276] Serahsi, XVI, 67; Kasani, VII, 2; bn Hiam, IV, 83,143. [277] bn Kayym, Turuk, s. 94-95. [278] bn Sa'd, II/2, s. 110; KettanJ, 158. [279] Darekutn,S.510,5l,512. [280] bn Hiam, IV, 241; Balazur,Futuh, s. 69; Taberi, Tarih, II, 393. [281] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/152-153. [282] Ferra, s. 268; Zeydan C, 1,225; ibn Haldun, Tarih, 1,188;bn Kayym, Turuk, s. 216; Makrizi,/mta, s. 1054; Makrizi, Hitat, I, 463; bn Teymiye, Hisbe, s. 8; eyzeri, Nihaye, s. 6; Arapa metin iin bk. Maverdi, s.208. [283] Makriz mta, s. 1054. [284] Kettan, I, 284-288. [285] Hassan Hassan, I, 530. [286] bn Abdilberrs.555; bn Sa'd, 1/1, s. 104. [287] Kettan, I, 284-285; Mslim, mam, s. 165; Tirmiz, Buyu, s. 72, 45. [288] bn Abdilberr, stiab, s. 261; Makrizi, mta, s.1054. [289] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/153-154. [290] Makriz, Hitat, II, 187, mta, s. 1054. [291] Buhar, Ahkam, s. 12, Mukayese ediniz, Saran, Kefu'l-Gumme, 11, 29. [292] Yakubi, Tarih, II, 137; bn Kesir, Bidaye, VII, 133. [293] bn Habib,Muhabbar, s. 373; Suyut, T. Hulefa, s. 64. [294] Yakubi, Tarih, II, 207. [295] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/154-155. [296] Zeydan.C, 1.141.

[297] Zeydan,C, 1.141. [298] Buhar, Hums, 18, Megazi, 54; Ahmed b. Hanbel, V, 306; bn Hiam, IV, 275-276. [299] Bk. Buhar, Kitab'ul-Megazi. [300] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/155. [301] Maverd, s. 55. [302] Tirmiz,Ahkam, 12. [303] Mslim, 30/4,5. [304] Mslim, 30/1. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/156. [305] Bilmen, VIII, 229; Mukayese ediniz: Ord. Prof. Sabri akir Ansay'm Hatrasna Armaan, Ankara, 1964, ok, C. "Savclklarn Avrupa Hukukunda Gelimesi ve Trkiye'de Kuruluu", s. 35-36. [306] bn Kayym, Turuk, s. 28-29. [307] Yakubi, Tarih, II, 124; Balazuri, Futuh, s. 344-345, Ensab, s. 491-492; bn'l-Esir, Kamil, II, 378-379; bn'l-Cevzi, Muntazam, el yazmas, Ayasofya, no: 3093, II, 333; Taberi, Tarih, III, 168-170. [308] bn'l-Esir Kamil, III, 53; bn Mace, Hudud, 16 (2571); Darimi, Hudud, 9; Ebu Davud, 35; Mslim, XXIX, 30; Darekutni, s. 375. [309] Bilmen, VIII, 229, Mukayese ediniz: Ord. Prof. Sabri akir Ansay'm Hatrasna Armaan, Ankara, 1964, ok, C, "Savclklarn Avrupa Hukukunda Gelimesi ve Trkiye'de Kuruluu", s. 35-36. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/156-157. [310] Beyhak, Dava ve Beyyinat, I, krar,I; Nesa, Adab'ul-Kudat, 36; Darekutn, s. 491; Mslim, XXX,I [311] Tirmiz, Ahkam, 5; Ferra,s. 46; Serahsi, XVII,Veki, 1,86; Makrizi, Imta, s. 998. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/157. [312] Beyhak. [313] Buhar, Sulh, 7; Nesei, Kaseme, 15-16; bn Mace, Diyat, 16 (2649). [314] Ebu Davud, Hudud, 4,16; Hakim, IV, 379; bn Mace, Hudud, 6; Darhni, Hudud, 5; Mslim, XXIX, 8-11. [315] Maverdi, s. 199; Darekutn, s. 374; Malik, Hudud, 28; bn Mace, Hudud, 28 (2595), Hakim, IV, 380; Ebu Davud, Hudud, 15; Darim, Hudud, 3. [316] Ebu Davud, Hudud, 6; Darekutn, K. Hudud ve Diyet, s. 336. [317] Hakim, IV, 384; bn Hanbel, V, 160; Darekutn, Hudud, II, 324; Ebu Yusuf, s. 152. [318] Serahs, XVI, 114; Ebu Yusuf, s. 152. [319] bn'l-Esir, Kmil, II, 170. [320] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/158-159. [321] Ebu Davud, Akdiye, 12; Tirmirf, Ahkam, 17; ibn Mace, Ahkam 23. [322] Beyhak, Sulh, 1,5; Debusi, Esrar, el yazmas Ayasofya, no: 1021, vr, a; bnKayym, 'lm, I, 91. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/159. [323] K., Bakara, 2/282, 283; Maide, 5/8,106; Talak, 65/2. [324] K., Nur, 24/4; Nisa 4/15. [325] Buhar, Musakat, 6, bn Kayym, Zad'ulMead, III, 208, Turuk, 94. [326] Serahsi, XVI, 87; Suyut, Cami'us-Sair, I, 54. [327] K, Maide, 5/8. [328] K, Bakara 2/282, 283. [329] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/160. [330] Ali Haydar,Mecee, 1696 md. erhi, Bilmen,Wlll, 127; H. Stk, Vezaif-i Kudat, s. 75; Ayrca bk. Tez metni, s. 124,173. [331] Mslim, XXX, 19; Ebu Bekir, Musannaf, 15557; Beyhak, ehadet, 15; tbn Mace, Ahkam, 28 (2364); Malik, Akdiye, 3; Ebu Davud, Ahdiye, 13; Tirmizi, ehadet, 1. [332] Darekutn, II, 529; Ebu Bekir, Musannaf, 10228. [333] bn Kayym, Zad'ul-Mead, III, 208; Debusi,Esrar, el yazmas, Ayasofya, no: 1021, vr. 249 a. [334] Tirmiz, ehadet, 2; bn Mace, Ahkam, 30. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/160-161. [335] K., Talak, 65/2, Bakara, 2/282. [336] K., Nisa, 4/15, Nur, 24/4. [337] Beyhak, ehadet, 4. [338] Ebu Yusuf, K. Hara, s. 164. [339] Darekutn, s. 524. [340] Darekutn, s. 524. [341] Tirmiz, Reda, 4; Ebu Davud, Nikah, 5. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/161-162. [342] Mslim, 30/2; Darekutn, s. 516. [343] Tirmiz, Ahkam, 13; Darekutn, s. 515. [344] Darekutn, s. [345] Tirmiz, Akdiye, 13; Darekutn, s. 515. [346] Darekutn, s. 515; Tirmiz, Akdiye, 13. [347] Darekutn, s. 515. [348] Darekutn, 11,516. [349] Ebu Davud, Akdiye, II, 77. [350] bn Kayym, Turuk,s, 26-27. [351] Buhar, Hums, 18, Maazi, 54; Ahmed b. Hanbel,V. 306. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/162. [352] K., Purkan, 25/72; Bakara, 2/283. [353] Tirmiz, ahadet, 3. [354] K, Hac, 22/30. [355] Buhar, ahadet, 10. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/163. [356] Buhar, ahadet, 16. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/163.

[357] Mslim, 30/4, 5; Darekutn, s. 526; Tirmiz, Ahkam, II; Nesei, Adab'ul-Kudat, s. 13; Ebu Davud, Akdiye, s. 7; Malik, 36/1; Buhar, Mezalim, 17, ahadet, 27, Ahkam, 20, 29; bn Mace, Hadis No: 2317, 2318. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/163. [358] K, Yusuf, 12/26-28. [359] Serahs, XVII, 69; Beyhaki, Dava ve Beyyinat, 12; bn Kayym, Turuk, s. 66,195-196. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/163-164. [360] Hamidullah, slm Peygamberi, II, 196, Mukayese ediniz: Buhar, Ahkam, 36; Nesei, mame, 15; bn Hanbel, V, 332. [361] Darekutn, s. 522; bn Abdilberr, s. 96; bn Sa'd, V. 403; Beyhak, Sulh, 6. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/164. [362] Tirmiz, Hudud, 8,9; Malik, Hudud, 4,5,6, Buhar, Hudud, 22; Ahkam, 19; Mslim, Hudud, 16, 23, 25, Darimi, Hudud, 12,17; bn Mace, Hudud, 9 (2554-2555), 7 (2549); Hakim, IV, 370; Darekutni, s. 330. [363] ibnMace, Hudud, 24 (2588), 29 (2597); Darimi, Hudud, 6; Darekutn, s. 331; Ebu Bavnd, Hudud, 9. [364] Malik, Hudud, 30. [365] bn Maze, el yazmas, Atf Efendi, no: 1108, vr. 53b; Malik, Hudud, 9 [366] Ebu Bekir, Musannaf, 15301. [367] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/164. [368] Serahs, XVI, 104-105. [369] Tirmiz, Ahkam, 12. [370] Tirmiz, Ahkam, 12; Buhar, Musakat, 5, Husumat, 3, ehadet, 19, 21; Beyhaki, Dava ve Beyyinat, 2, Ebed'l-Kad, 52; bn Abdilberr, s. 4950; Darekutn, s. 515, 516; bn Kayym, Turuk, s. 94-95;bn Maze, el-yazma-s, Atf Efendi, no: 1108, vr. 31b. [371] Ebu Davud, Akdiye, 2; Darekutn, 515, 516; Tirmiz, Ahkam, 13. [372] Ebu Davud, Akdiye, 24. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/165. [373] Nesei, Kaseme, 2; Beyhak, Kasame, 1; Mslim, 8/7,8. [374] Ibn'l-Esir, imaye, III, 253; Zeylei.VI, 169; ibn Nceym, VIII, 446; Mer-ginani, II, 515 [375] Beyhak, ahadet, 38, Kasame, 1,2; Darekutn, s. 334; Mslim, 28/1-6; bn Mace, Diyat, Hadis no: 2667, 2678; Darimi, Diyat, 2; Buhar, Diyat, 22, Ahkam, 38; Malik, Kasame, 1,2; Nesei, Kasame, 3,4; Tirmiz, Diyat, 23; Ebu Davud, Diyat, 8,9; Debusi, Esrar, el yazmas, Ayasofya, no: 1021, vr. 463b. [376] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/165. [377] Mslim, 32/42; bn Kayym, Turuk, s. 11; bn Ferhun, 1,163. [378] bn Hiam, III, 287-288. [379] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/166. [380] bn Hacer, sabe, I, 297, II, 1186-1187; Cahiyari, s. 12; Kettan, I, 275. [381] iraz, Tabakat, el yazmas, Yeni Cami,no 865, vr. 15a. [382] bn Ham, III, 331; Makrzi/mto, s. 100. [383] Ebu Yusuf, s. 71 ve dev. [384] bn Kesir, Bidaye, VII, 134;Taberi, Tarih, III, 276. [385] bn Mace, Ticaret, 47; Buhari.buyu, 19; Serahsi, XXX, 169. [386] Hamidullah, Vesaik, no: 147,154,155,163. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/166. [387] Beyhaki, Edeb'l-kadi, Darekutn, s. 511. [388] Mecelle, 1817. [389] bn Kayym, Turuk, s. 94-95. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/166-167. [390] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/167. [391] Beyhak, K. Tefti, Bab, 4. [392] Maverd, s. 64. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/167. [393] bn Hiam, I, 315, 339, II, 3, 295; bn'l-Esir, Kamil, II, 45; Taberi, Tarih, II, 97; bn Kesir, Bidaye, III, 57. [394] bn Hiam,II, 120. [395] Ebu Bekir, Musannaf, 15313;Ebu Davud, Ahdiye, 29. [396] bn Hiam, II, 51, II, 305; Sheyli, II, 198. [397] bn Maze, el yazmas,Atf Efendi, no: 1108,vr. 56b;Ebu Davud, Akdiye, 29. [398] Kettan, I, 297. [399] Ali Dede, s. 164. [400] Kettan, I, 297;bn Maze, el yazmas,Atf Efendi, no: 1108; vr. 56b; Tarab-lusi, s. 232; bn'l-Hmam, V, 471. [401] Buhar, Husumat, 6,7; bn Hanbel, II, 198. [402] Ketani,I,300. [403] Kettani, I, 244-245; bn Hiam, III, 251; Sheyli, II, 198. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/167-168. [404] Bk. "slm'dan nce Arap Adliye Tekilat" bahsi. [405] Taberi, Tarih,II, 249; Mslim, 32/64. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/168. [406] Ferra, s. 144; Schacht, s. 21; Influence ofRoman Law,On slamic Jurisp-rudence, paragraf, 31-35, 58, 254-253; Tyan, 1,123. [407] K, Maide, 5/43-50. [408] bn Mace,Hudud, 10 (2556-2557, 2558); Darim, Hudud, 15; Hakim, IV, 365; Taberi, Tefsir, VI, 135. [409] Ebu Yusuf, s. 71-75; Balazur, Futuh, s. 63-68. [410] Ebu Yusuf, s. 73-75; Balazuri, .Futuh, s. 66-68. [411] Balazuri, Futuh, s. 78-79. [412] Balazuri, Futuh, s. 76. [413] Balazuri, Futuh, s. 68-69. [414] bn Hiam, II, 233; bn Abdilberr, s. 630;bn Sa'd, III/l, s. 299. [415] Ebu Yusuf, s. 51; Balazuri, Futuh, s. 24; Ebu Ubeyd, Hadis no: 1437 bn Zenceveyh, el yazmas, Sleymaniye, fotokopi: 141, vr. 26a-b. [416] afi, mrn, VII, 38; Hamidullah, Devlet daresi, paragraf, 684.

[417] K., Nisa, 4/141. [418] Nesei, Kasame, 11; Tirmiz, Diyat, 6; bn Mace, Diyat, 24 (2665, 2666), Darim, Diyat, 4, 5, 7,12,13; bn Hanbel, II, 170,171; Mslim, 28,15,17; Darekutn, Hudud, s. 358-359. [419] Buhar, Husumet, 3; ahadet, 19, 21; bn Maze, el yazmas, Atf Efendi, no: 1108, vr. 31b; Ebu Davud, Ahdiye, 25; bn Mace, Ahkam 7 (2322). [420] Darekutn, s.334; Beyhaki, Kasame, 1; bn Mace, Diyat, 28 (2677-2678); Darim, Diyat, 22; Malik, Kasame, 1, 2,Buhari, Ahkam, 38; Mslim, Kasame, 6; Nesei, Kasame, 3, 4; Tirmiz, Diyat, 23; bn Kayym, Turuk, s. 86; Ebu Davud, 8,9. [421] Hamidullah, islm'n Hukuk ilmine Yardmlar, s. 87. [422]Kanunlarn ahsilii prensibi: Kanunlarn ahsilii, bir kanunun yalnz o devlet lkesinde deil, yabanc memleketlerde de kendisiyle hangi cihetten olursa olsun;irtibat olan ahslarn hukuki mnasebetlerinde tatbik olunmas demektir. Kanunlarn mlkilii prensibi: Kanunlarn mlkilii, bir kanunun bir devlet lkesinde, tabyyetleri ne olursa olsun, ahslarn btn hukuki mnasebetlerinde tatbiki demektir. Berki, O.F., Trk Hukukunda htilaflar, s. 7. [423] Fattal, Stat non musulman, s. 358. [424] Serahsi, X, 95. [425] Serahs, X, 95-97; Serahsi, erh Siyer Ke6ir,trc.,Ayntabi,II, 226. Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/169-171. [426] Prof. Dr. Fahrettin Atar, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/173-176.

Vous aimerez peut-être aussi