Vous êtes sur la page 1sur 16

KURAN ve DL -Dilbilim ve Hermentik- SEMPOZYUMU Yznc Yl niversitesi lahiyat Fakltesi, Van, 17-18 Mays 2001.

Ara. Gr. Mustafa KARAGZ


Erciyes niversitesi lahiyat Fakltesi mkaragoz@erciyes.edu.tr

Ara Gr. ahin GVEN


Erciyes niversitesi Sosyal Bilimler Enstits sguven@erciyes.edu.tr

zet Kuran, indirildii gnden bu yana, srekli olarak farkl yntemler nda anlalmaya ve yorumlanmaya allm ve allmaya da devam etmektedir. Tefsir almalarnda takip edilen yntemlerden birisi de filolojik yntemdir. Dilsel bir metin olmas sebebiyle, Kurnn dil asndan deerlendirmeye alnmas, nzil olmaya balad andan itibaren nemini hep korumutur. Daha Kurann nzlnden iki asr gemeden mslman alimler konuyla ilgili ok deerli eserler vermilerdir. Bu dnemdeki eserler, alan olarak daha ok sarf/morfoloji, nahiv/sentaks, belagat/retorik alanyla ilgili olarak, tr asndan ise Menil-Kuran, Mecazul-Kuran, Garibul-Kuran olarak nitelenebilir. Bu noktada dikkat eken ey, o zamanki alimlerin kendi dnemlerinin ilimlerini renerek bunlar Kuran yorumunda baarl bir ekilde kullanmaya almalardr. Anahtar Kelimeler: Hermentik, Kuran ve Dil, Dilbilim, Anlambilim.

1. Giri Van-Yznc Yl niversitesi lahiyat Fakltesinin 17-18 Mays 2001 tarihlerinde dzenledii Kuran ve Dil Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu, toplam yedi oturumdan oluan -ve sempozyumda sunulmasna karar verilmesine ramen ya teblicinin zel konumu ya da zaman darl sebebiyle sunulamayan ancak sempozyumun kitap olarak yaynlanm haline ilave edilen iki adet teblile birlikte- toplam yirmi dokuz adet tebliin sunulduu ilm bir organizasyondur. Biz burada, sz edilen sempozyumda sunulan teblilerin ksaca tantmn yapacaz.

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

19. yzyln sonlar ve 20. Yzylda, Batda gelimekte olan modern dilbilim, semantik, hermentik ve tarihsellik gibi disiplin ya da yntemlerin Kuran yorumunda kullanlmas gndeme gelmitir. Sz konusu bu disiplin ya da yntemlerden, Kurn yorumlama aamasnda da mutlaka istifade edilmesi gerektiini savunanlar olduu gibi, kimileri de bu disiplinlerin Batda kmas nedeniyle- bizim kltrmzle birebir uygunluk arz etmeyecei ya da pratikte bir zm nerisi getirmeyeceinden yola karak bu tr uralarn bo abalardan ibaret olduunu ne srmektedirler. Bu tartmalar srerken, bir yandan da, bu disiplinlerle ilgili gerek tez ve kitap niteliinde gerekse makale niteliinde deiik almalar yaplmaktadr. Bu adan, hem bu disiplinlerin uzmanlarn hem de bata tefsir uzmanlar olmak zere lahiyatlar bir araya getirmi olmas bakmndan bu sempozyum olduka nem arz etmektedir. Ayrca, bilimsel almalarn dar uzmanlk alanlarnda yapld gnmz bilim dnyasnda, farkl branlardan bilim adamlarnn grlerinin ortaya konduu ve bu ynyle de inter-disipliner bir zellik tayan bu sempozyum, bundan sonraki almalar iin hem rnek hem de tevik niteliindedir. 2. Kuran ve Dil -Dilbilim ve Hermentik- Sempozyumu I. OTURUM: Bakanln Prof. Dr. Zeynel KIRANn yapt ilk oturumda, srasyla, Prof. Dr. Aye KIRAN, Prof. Dr. Turan KO, Do. Dr. H. Mehmet SOYSALDI ve Prof. Dr. smail YAKIT birer tebli sunmulardr. Sayn Aye KIRAN Dil/Sz; Anlam/Szck isimli tebliinde, dil ve sz erevesinde anlamn gereklemesi konusunu ele almakta ve konuyu smet ZELin, Celladma Glmserken ektirdiim Son Resmin Arkasndaki Satrlar isimli iiri zerinde uygulamal olarak incelemektedir. Srasyla dilyetisi, dizge, dil ve sz kavramlarnn akland teblide anlam ve deer arasndaki nanslara vurgu yaplmaktadr. Anlambirimciklerin dildeki durumlar ile bunlarn szde gerekleme ekilleri olan; anlambirimcik aktarm, anlambirimcik indirgemesi, anlambirimcik dnm ve anlambirimcik silinmesinin anlatld teblide ilenen ana tema udur: Szckleri anlaml ve deerli klan, konuan insandr. nsann elinde, hangi dizgeyi ierirse iersin, yine insann ok uzun yllarla, uralarla oluturduu yetkin bir ara bulunmaktadr: Dil. nsan dil dizgesini, szcklerini deitiremez, ama bu arac yeteneine, becerilerine gre, istedii gibi 298

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

yeniden biimlendirir, yeni anlamlar retir ve iletisini sunmay baarr. (s.17) Kurn Dili Asndan Sz-Anlam likisi isimli tebliinde sayn Turan KO, anlam ve anlamann ne olduu ile ilgili gemi dnemlerde dile getirilen gr ve yaklamlar, anlam sorununun zmne ynelik olarak gnmzde ortaya atlm gr ve neriler dorultusunda ele alp incelemektedir. Anlam sorununun zmne ynelik gelitirilen kuramlar belli bal drt ana kategoride ele alp deerlendirmenin mmkn olacan ifade eden konumac, bu kuramlarn nerdii anlama ilkelerini hem kendi i tutarllklar asndan hem de Kurn dili asndan deerlendirmektedir. Deerlendirmeye konu olan bu yaklamlar unlardr: 1-)Zihinselci (ideational) yaklam, 2-) gndergeci ya da nesnelci (referantial theory) yaklam, 3-) davran yaklam ve 4-) kullanmbilimsel (pragmatic) yaklam. Daha sonra Kurn dili ve klasik anlama yntemlerine dair deerlendirmelerin yer ald bildiride yle bir sonuca varlmaktadr: Kurn anlamak, onun top yekun dnya grnn ne olduunu anlamaktan geer. Onun kulland dil ve slup bizi bu dnya grne ykseltmeyi ama edinen bir sz, kelam ya da hitaptr. Dolaysyla, onun ifadelerini sradan olgu ve olaylar dzeyinde kalan bir uyaran-tepki nedensellii balamnda, ya da gndermede bulunduu salt d dnyaya ait nesne, durum ve olaylar hizasnda anlamak, bir yerde onu hi anlamamakla ayn kapya kar. (s.29) Kuran Doru Anlamada Semantik Metodun nemi baln tayan Mehmet SOYSALDInn tebliinde, semantik metodun tanm, tarihesi ve bu alanda gerek yurt ii gerekse yurt dnda- yaplan almalarla ilgili kabaca bilgi verildikten sonra Linguistik, Felsef ve Genel Semantik hakknda deerlendirmeler yaplmaktadr. Ardndan Semantik biliminin inceleme alanlarnn banda gelen anlam deimeleri anlam daralmas, anlam genilemesi ve anlam kaymas (baka anlama gei)-, Kurandan rnekler verilerek ilenmektedir. Bu aamaya kadar genelde teorik erevenin izilmeye alld Semantik Metodun, Kurann anlalmasndaki etkisi ve nemi zerinde de durulduktan sonra, Semantik tahlilin yaplabilmesi iin takip edilmesi gereken aamalarn yedi (7) madde halinde zetlendii tebli, el-Kitb kelimesinin semantik analizi ile son bulmaktadr. Semantik Analizler Inda Kurnda Reyb ve Yakn Kavramlarn inceleyen oturumun son teblii, sayn smail YAKIT tarafndan sunulmutur. Semantik hakknda ksa bir giriten sonra teblici, phe, ekk, Reyb ve Yakn kelimelerini inceleyerek her birinin anlam alanlarn 299

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

belirlemekte ve phe, ekk, Reyb kelimeleri arasndaki ieriksel farkllklar tespit etmektedir. Buna gre kii kesin ve gerek bir bilgiye sahip olmad her eyi ifade ederken reyb kelimesini, (o eyin) ne olduunu ve nelere benzediini dnmeye baladnda phe kelimesini, ihtimal ikiye dtnde ekk kelimesini, hibir phe ve endieye mahal kalmadan ortaya kan geree ise L Reyb veya yakn kelimesini kullanmaldr. Kesin gerek anlamndaki yakn kavramnn dereceleri olan lmel-yakn, Aynelyakn ve Hakkel-yakn bilgi vastasdr. Bunlardan ilki, bir otoriteye, bir aratrmaya ve duyu glerine dayanarak bilmek anlamna gelir. kincisi, bizzat grlerek elde edilen bilgidir ki, birinciye nispeten daha kesin bir bilgiyi verir. ncs ise, bilgi objesini kendi ruhunda bulmaktr. Bu, adeta sujenin obje ile ittihaddr. Bu bilgiler nda teblici, Zelikel-Kitbu L Reybe Fh(i) ayetini u ekilde tercme etmektedir: Bu kitap, kesin gerein t kendisidir. veya Bu kitap, iinde kesin gerei veren kitaptr.(s.55) * * *

II. OTURUM: Yard. Do. Dr. M. Faik YILMAZ, Prof. Dr. Mehmet PAACI ve Yard Do. Dr. Ahmet NAMn teblilerini sunduklar bu oturumun bakanln Prof. Dr. Sadk KILI yapmtr. Yorumlama Tarihinin Deiim Srecinde Hermentik Problem isimli tebliinde sayn M. Faik YILMAZ, Platondan balayarak Gadamere kadar uzanan yorumlama tarihinin deiim srecini anlatmaktadr. Platona gre yorum/hermentik, verilen bir eyi doru anlamaktr. Aristo ise hermentii, dilin ifadelerinin tamamlanm bir teknii olarak grr. Ancak Hermentik problem btn plaklyla Yeni Ahit erevesinde ortaya kmtr. Hermentiin grevi, Kutsal Kitabn gerek ve kurtarc anlamn uygun metodik aralarla ilh hikmete uygun bir ekilde aklamak ve onu, zerindeki her trl kapallktan kurtarmaktr. Aydnlanmayla birlikte rasyonalist anlam ilkeleri domaya balam ve Karl August Gottlob Keil, temelinde yazarn ne demek istediinin tespit edilmesinin yatt u hermentik tezi ortaya atmtr: Kutsal Kitap da dahil olmak zere btn yazl metinler iin tek bir anlama metodu vardr. O da temelde gramatik ve tarihsel anlaytr. (s.65) Gadamerle birlikte hermentiin ilgi alanna giren ey, nesnelerin objektif aktarm ve tarihsel aklamas deil, aksine ok defa yorumcunun nne serilmi olan metinle ilikisi, onun ilgi alanna giren eydir, ve anlamann ls de zerinde dnlen nesneye uygunluudur. Sayn Mehmet PAACI, Kurn ve Tarihselci Yorum bal altnda sunduu tebliinde, her eyden nce Kurnn dilsel bir metin oldu300

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

unu ve milattan sonra yedinci yzylda konuulan bir Arapa ile indirildiini; dolaysyla bu sz konusu mekan ve tarih diliminde konuulan dilin araclk ettii bir kelimeler ve kavramlar dnyasnn, bir kltrn ve rfn bulunduu anlamna geldiini ifade etmektedir. Konumacya gre, Kurnn Arapa oluu iki anlama gelmektedir; birincisi, Allah bize bir beer diliyle (Arapa, branice ve Aramice gibi) konumutur. kincisi de Kurn, o kltrde cari olan kavram dnyasn kullanarak konumutur. Tarihsellikle slm disiplinler arasnda bir iliki kuran Paac, yle bir tespitte bulunmaktadr: Batan itibaren slm disiplinler, temel olarak tarihselci bir bak asna sahiptirler. nk her hangi bir hitabn, bir metnin dili zerinde almak, tamamyla tarihselci bak asna sahip olunmasn gerekli klmaktadr. Bu noktadan hareketle, slmi bilimlerin temelde sahip olduu tarihsel bak asnn, stanbulun fethi ve Endls kanalyla Batya gemesi neticesinde Batnn temel dncesinde bir deiim oluturmutur. Tarihselci bak asn 18. yzylda ancak fark edebilen Bat, gnmze kadarki sre ierisinde dil almalarn ok daha ileri gtrm ve semantik, hermentik ve semiotik gibi bilim dallarn gelitirmitir. Gnmze geldiimizde tarihselcilii yeniden kefettiimizi bildiren konumac, Kurn tarihselci bak asyla yorumlamaya alan Fazlur Rahman ve Nasr Hmid Eb Zeydin, baz hususlarda hi de tarihselci davranmadklarn iddia etmektedir. rnein klelik kurumunun Kurndan nasslar sonucu kaldrld sonucunu ve poligaminin (ok-elilik) Kurnda olmadn iddia eden Fazlur Rahmann, yetlerin indirildii ilk hitap evresindeki muhataplar tarafndan nasl anlaldn veya ilk dnem muhataplarnn, bugnk modern zihinlerimizin anlad anlamla ayn anlam m yoksa baka anlamlar m anlayp anlamadklarn sorma ihtiyac bile duymadn syleyen konumac, bu durumu eletirel bir dille ifade etmektedir. Hermentikin Anlam Dnyamzdaki Tekablleri: Mana, Tevl ve Tefsir isimli tebliiyle sempozyuma katkda bulunan Ahmet NAM, Bat ve slam bilgi sistemlerinin yorumlama ile ilgili kavramlar olan Hermentik, Mana, Tefsir ve Tevilin daha ok benzerliklerine vurgu yapmaktadr. bn Frise gre mana kelimesi etimolojik adan u anlama gelmektedir: 1- Bir eye hrsla ve aceleyle ynelme, 2- Boyun eme ve 3bir eyin tefsiri ve aklamas. mana ile manann manas arasnda ayrm yapan Abdulkhir el-Crcanye gre mana, lafzn hibir arac olmakszn vermi olduu ilk anlamdr. Bu bir bakma Stoaclarn d sz (logos prophorikhos) ne tekabl etmekte; manann manas ise, lafzdan hareketle bir manann akledilmesinden sonra bu manann bizzat baka bir manaya 301

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

gtrmesidir ki bu da Stoaclarn i sz (logos endiathetos) ne tekabl etmektedir. Ayn ekilde Tefsir kavramnn tredii kkenlerden birisi olduu ifade edilen Sefr kelimesi Stoaclarn i sz (logos endiathetos) kavram ile, bir dieri olan Fesr kelimesi de Stoaclarn d sz (logos prophorikhos) kavram ile izah edilmektedir. Sonu olarak Hermentik ile Tevil/Tefsiri ayniletirmenin mmkn olmadn, ancak her ikisi arasndaki benzerlikleri oaltmann da olanak dahilinde olduunu sylemektedir. * * *

III. OTURUM: Dil ve nsann Tarihsellii Balamnda Dn Metin adl tebliinde Sadk KILI, dil ile insann iki tarihsel fenomen olduunu vurgulayarak bunlara dayanan yorum ynteminin nitelii zerinde dncelerini anlatmaktadr. ncelikle dil, insan, tarihsellik ve metin (nass) kavramlarn tanmlayan konumac, yorum srecinde metin ile tarihin zorunlu etkileiminin olduunu, yorumun olumasnda merkezi nem tayan kltrel etkenlerin, mutlak nesnellii deil kltrel nesnellii dourduunu ve szcn ilk/kk anlamn bilmenin gereklilii yannda, metnin mana ve delalet imkanlarnn bu ilk anlam ile snrlandrlp dondurulamayacan ifade etmektedir. Bu bilgiler nda tebliin ana temas, dini metinlerin anlalmas ve yorumlanmas srecinde, insan, dilsel ve tarihsel balamlarn merkezi bir neme sahip olduudur. Naslarn Doasndaki Subjektivitenin tikd Aykrlklara Etkisi balkl tebliinde sayn Mehmet KUBAT, itikadi konulardaki ihtilaf ve farkllklarn kayna olarak dil ve bu dilsel ihtilaflarn sonular zerinde durmaktadr. Teblici, nasslarn karakterinin, ifade biiminin ya da dilin doasnda olan subjektivitenin neden olduu itikad ayrlklarn u temel kategoride betimlenebileceini sylemektedir: 1-) Nasslarn dilinin veya ifade biiminin btn tartmalar ortadan kaldracak biimde ak olmayndan kaynaklanan itikadi ayrlklar; 2-) Temelde dilsel olmakla beraber, Kurnn btnlnn, dilin inceliklerinin, siyasal, sosyal ve tarihsel durumun dikkate alnmamasyla ortaya kan itikad ayrlklar ve 3-) Nasslarn ifade biimindeki ift doalln, ifte gerekliin veya Kurnda ok anlama gelen szcelerin kullanlmasnn neden olduu itikad ayrlklar. Bu temel ilkelerden yola klarak, itikad mezhep ve frkalarn zerinde ihfilaf ettikleri, hkm, cebr ve ihtiyar, hidayet ve delalet ile insann fiillerinin yaratcsnn kim olduu...gibi konulardaki ayrlklarn temelinde dilin, dolaysyla Kurndaki baz ibarelerin birden fazla anlama elverili olmasnn yatt ifade edilmektedir. 302

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

Hermentik Yntem ve Usli Fkhn Kat-Zann Diyalektii isimli tebliinde sayn Metin YT, ncelikle hermentik (zellikle de tarihsel ve teolojik hermentik) hakknda genel bilgiler vermekte ve hermentiin nemli problemlerden biri olan znellik-nesnellik problemini ele almaktadr. Daha sonra hernemtiin dn nasslara uygulan hakknda bilgi vermekte, zellikle de slm nasslara uygulannn dourduu problemler sorgulayc nitelikte ele almaktadr. Sz edilen bu problemler drt balk altnda incelenmektedir: 1-) Vahyin mahiyetiyle ilgili problemler; 2-) Vahyin mercii ile ilgili problemler, 3-) lh Hitabn kapsamyla ilgili problemler ve 4-) Mantk problemler. Vahyin mahiyetiyle ilgili problemler balamnda, srasyla, Montgomery Watt, Fazlur Rahman, Hasan Hanef ve Nasr Hmid Eb Zeydin vahiy yorumlar ele alnmakta ve bu yorumlarn kritii yaplmaktadr. zellikle tarihselci hermentie eletirel bir yaklam sergileyen konumac, Usl- Fkh ilmindeki Kat-Zann diyalektiini alternatif bir anlama-yorumlama yntemi olarak sunmaktadr. * * *

IV. OTURUM: Dil Olgusuna Genel Bir Bak isimli tebliinde sayn Mehmet EK, doal diller arasnda yer alan insan dili olgusunu tanmlayarak, dilin gc, dili dil olarak dile getirmenin zorluu, Dildnce ilikisi, dil ve evrensellik konularn ele alm ve dilin zellikle iletiimsel yn zerinde durmutur. VII.-XI. Asr slam Dnyasnda Dil Olgusuna Yaklamlar ve Batl Dilbilimcilerle Mukayesesi isimli tebliinde ise sayn Yakup CVELEK; el-Hafc, bn Hcib, bn Cinn, el-Kiyl-Harrs, Frb, bn Haldun gibi dilci, fakih, filozof ve sosyolog olmak zere farkl alanlardaki Mslman ilim adamlarnn dil ve dil olgusunun tanmlanmasna ilikin yaklamlar ile modern dilbilimin ncleri kabul edilen F. De Saussure, L. Bloomfield, A. Martinet ve Noam Chomsky gibi Batl ada dilbilimcilerin yaklamlar arasndaki ortak noktalar tespit etmektedir. Oturumun nc tebliini sunan sayn . Hakk SEZER, u soruya cevap aramaktadr: Dillerin farkll erevesinde demceyi zebilir miyiz? Konumac, dillerin farkllnn temelinde, ilh ve insan bir kkene sahip ve insanla zde olan dil ve szn, insanolunun, zamanla onu kullanp gelitirdii, deimez kkleri treterek yeni szckler bulduu, bunlara dayanarak yeni anlamalar kazandrmak suretiyle terimler oluturduu olgusunun yattn sylemektedir. Teblici, dillerde var olan bu farkll bir an iin bir tarafa brakarak, btn dillerin kendisinden tredii ilk insan 303

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

dili olan demceyi tespit etmenin imkan dahilinde olduunu dile getirmektedir. Ona gre, demden bu yana geen sre ierisinde kelimelerde kaybolmayan bir z bulunmakla birlikte kullanma yeri ve ekli, dz veya dolayl anlam ya da okunuu asndan yer yer kaymalar olmutur. Dolaysyla dilbilimci kendi dilini de Ata Dili demce hedefine doru komak zere iin iine katmaldr. Elbette demceyi kefetmek iin deil de kendi dilinde demceden kalm olanlardan yararlanmak iin. Zira insann kendi dilini ok iyi anlamas ayrcal, karde ve amcaolu dillerini daha iyi tanyp yorumlamasna neden olacaktr. (s.235) Bu balamda konumacnn verdii rneklerden birisi de udur: Trkedeki, ilgi alaka, balant ve iliki gibi anlamlara gelen il szc; Arapada veliye/el/elihe/ill/ille yaknlk ve balant anlamnda; ngilizcede bir son ek olarak al ve all ilgililik ve balant anlamnda ve ngilizcenin kuzeni olan Franszcadaki lien, ilmik ve ba, lier ise balamak ve raptetmek anlamndadr. Eliften Alfaya Yaznn Yolculuu.isinli tebliinde sayn Mustafa SARICA alfabe ncesi ve sonras yaznn ksa tarihini anlatmaktadr. 5300 yl nce Dicle ve Frat nehirlerinin sulad geni havzada yaayan Smerler, yerleik tarm ve ticaret hayatnn zorunlu bir sonucu olarak resim yazsn, zamanla da bu yazdan daha tutumlu olan iviyazsn kullanmlardr. Daha sonra ise Msrllarn, Smer resim yazsndan etkilenerek kutsalyazy kullanma soktuklar tarihi bir gerektir. Tek bir sesin tek bir simgeyle karland yaz dzeni olan alfabeyi insanlarn kullanmna sokanlar ise Fenikeliler olmutur. Sami kkenli bu insanlarn M.. 1000li yllarda kullanmaya baladklar bu dil, 22 simgeden oluan bir yaz sistemidir. Gnmzde dnyann byk bir blmnn kulland yaz sistemi, Fenikelilerin yapt bu simge seimine dayanmaktadr. Ticaret yoluyla bu yaz sistemini alan Yunanllarn yazya en byk katks seslileri eklemek olmutur. Yunan alfabesinden Latinlere (oradan da Romallara) geen bu sistem, ald son grntye ramen, hl ne resim yazs izlerini terk etmi, ne de simge adlarndaki Arapa adlandrmalar bu byk yolculua ramen silinmitir. Yunanllarn sonradan kendilerinin ekledii harfler dnda dier btn harflerin ad Arapadr(Elif/Alfa, Be(yt)/Beta, Ce(mel)/Gama gibi...). Dilin Fenikelilerden Latin alfabesine kadarki servenini tek tek inceleyen teblici, balangtaki bu 22 simgenin, bugnk Latin ya da Yunan kkenli alfabelerin temeli olduunu ifade etmektedir. Sayn Mehmet irin IKARn, Ebul-Esved ed-Del (.69/688) ile balatt Arap dili gramer almalar ile szlk ve fonetik almalarn 304

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

konu alan tebliinin ismi lk Dnem Arap Dilbilimidir. Nahivde ilm ve metodolojik alma yolunu aan kii olarak gsterilen Halil b. Ahmed ile bu alanda ilk kapsaml eser yazan ve dili hem gramatik dzeyde, hem anlamsal dzeyde ve hem de pratik (dizgisel) dzeyde olmak zere dzeyli bir sistemde ele alp inceleyen Sbeveyhin almalar zerinde duran konumac, Sbeveyh hakknda u ilgi ekici tesbitte bulunmaktadr: Kendisinden nceki alimlerin brakt ilim havzasnda yetien Sbeveyhin kapsaml ve olgunlam bir eser yazmas garip olmasa gerektir. Dolaysyla Sbeveyh, bir mceddid olmaktan ziyade bir mukallidtir. (s.258) Szl kltrn hakim olduu cahiliyye dnemi Araplarnn ihtiya hissetmedii szlk almalar, nceleri dzensiz olmakla birlikte daha sonralar kapsaml ve dzenli olarak- slamn ilk dnemlerinden itibaren balamtr. Teblicinin tesbitine gre, Arap dilinde yazlan szlklerde genel olarak u metot izlenmitir: 1-) Ses deiikliklerini dikkate alarak yaplan alma (Halil b. Ahmedin Kitbul-Ayn ve bn Dreydin elCemhere fil-La isimli eserleri gibi); 2-) Kelimenin son harfine gre yaplan alma (Cevhernin Tacul-La ve Shhul-Arabiyye isimli eseri gibi) ve 3-) Alfabetik sraya gre yaplan alma (Zemahernin EssulBela adl eseri gibi). * * *

V. OTURUM: Prof. Dr. Zafer NLER tarafndan ynetilen bu oturumun ilk tebliinde sayn Sevindik VELYEV, Genel Dilbilimde Cmle Yaps (Sade cmlede Modallq) balkl bir tebli sunmutur. Ouz dillerinde basit cmlenin oluumunda szdizimi/sentaks asndan modallarn/ kiplerin rol, eitleri ve ilevleri zerinde duran Veliyev, bu balamda objektif-subjektif modallk, soru kipleri, tasdik-inkar kipleri ve modallklarn sentaktik/szdizimsel adan roln rneklerle aklamaktadr. Veliyev tebliinde zetle basit cmlenin oluumunda modallklarn rolnn byk olduunu, ancak bazen cmlenin sentaks/szdizimi asndan modala bu gereken nemin verilmedii zerinde durmaktadr. Sayn Necati TETK, Ses Anlam likisi Bakmndan Kuran ve Kraat adl tebliinde, seslerin tonu ve harflerin seiliinin manay yanstt eklindeki grnden hareketle; Kuran kelimelerini oluturan harflerdeki, ayetlerin tilavetindeki, srelerdeki, kraat farkllklarndaki, tecvid kurallarndaki ses ve anlam ilikisini ele almaktadr. Ayrca tilavetteki vurgulardan kaynaklanan anlam zelliklerine dikkat eken teblici Kurann bu ynyle de sz sanatnn zirvesinde olduunu belirtmektedir. 305

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

Kuran Anlamada Tek Bir Paradigmann Kifayeti ProblemiLugavi Yntemin Sonular zerine Kuran Baz rnekler adl makalesinde sayn Mustafa NVER, Kurann hayat gibi canl ve ok ynl bir kitap oluundan hareketle, onun anlalmas iin tek bir paradigmann yetersiz olduunu ne srmektedir. Kurann bu ok boyutlu ynnn, onun anlalmas srecinde gz ard edilmemesi gerektiini belirten konumac, yalnzca lugav/dilsel yntemin bu hususta yeterli olmayacan, aksine farkl paradigmalarn birbirini destekler mahiyette deerlendirilerek Kuran anlamada kullanlmalarnn daha uygun olacan ifade etmektedir. Bu balamda anlama yntemlerinin eitliliinin, Kurann evrenselliine olan katksna dikkat ekmektedir. Sayn Davut AYDZ Kuran- Kerimin Gramer Yapsna Bir Bak adl tebliinde oryantalistlerin Kuranda gramer hatalar olduu eklindeki iddialarn ve bu iddialarn kaynan ele alarak bunlarn yersiz olduunu ortaya koymaya almtr. Konumac, farkl kratlern gramer kurallarna uygun olmadn iddia edenler olduu iin ilk nce kratler hakknda bilgi vererek, kratler ve gramer kurallaryla ilgili genel bir deerlendirme yapmaktadr. Gramer hatas olduu iddia edilen ayetleri de tebliine alarak bunlarn analizini yapan Aydz, gramerin kitaplarda yazlandan daha geni olduunu belirtmekte, dolaysyla da sz edilen ayetlerde Arap dilinin gramer kurallarna aykrlk olmadn gstermektedir. ddialarn kaynana ve bu iddialara slam alimlerinin verdii cevaplara da deinen teblici, sonu olarak bu iddialarn yeni bir ey olmadn daha nce de bu tr iddialarn sz konusu olduunu ve cevaplandrldn ifade etmektedir. * * *

VI. OTURUM: Tarihsel Srete Anlam Deimeleri adl tebliinde sayn Zafer NLER, dilin duraan bir olgu deil aksine hayatn devam etmesine paralel olarak deien ve gelien bir olgu olduunu vurgulayarak, dildeki deiimin balca fonetik, anlam ve morfolojik boyutta sz konusu olduunu belirtmektedir. Anlam boyutundaki deiimlerin ok daha abuk olma zelliine sahip olduuna dikkat eken teblici, anlam deiikliine urayan kelimelerin anlalmas ve bir baka dile evrilmesinde yaanan zorluklarn, fonetik ve morfolojik deiiklie urayan kelimelere oranla daha fazla olduunu ifade etmektedir. Daha sonra Trkedeki anlam deiimine uram baz kelime ve deyimlerle konuyu rneklendirerek, deiim sebebiyle ne tr anlama hatalarnn olabileceini somut bir ekilde gstermektedir. Teblici, zellikle tarihsel bir metni anlama ve bir baka dile e306

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

virme srasnda dier faktrlerin yan sra, metinde geen kelime ve deyimlerin anlam deiimine uram olabileceklerini, dolaysyla bu tr metinlerde geen ifadelerin kendi dnemindeki anlamlar tespit edilerek, ilk nce ait olduklar dnemde hangi anlama geldikleriyle ilgili o dneme ynelik ezamanl bir aratrma yapmak gerektiini, aksi halde yanlmalarn olabileceini ifade etmektedir. Sayn Hasan BOYNUKARA eviri: Nasl Nereye Kadar adl tebliinde, evirinin tanm ve tarih iindeki yerini belirttikten sonra, evirmenin niteliklerine deinmektedir. Daha sonra da evirinin, eviri eylemi ya da evrilebilirlik asndan yaplan fakl snflandrmalarnn varlndan sz etmektedir. Ancak metinlerin bu balamda estetik ve fonksiyonel ya da dier bir ifadeyle sanatsal ve ilevsel olmak zere iki temel snflandrmaya tabi tutulmasnn mmkn olduunu belirtmektedir. Buna gre birinci trden metinlerin evirisi zor, ikinci trden olanlarnki ise daha kolaydr. zerinde tam bir anlama salanm belli bir eviri kuram olmadna dikkat eken teblici, aslnda bu kuramlarn, evirmenin metin karsndaki tutumunun nasl olmas gerektiine ilikin yaygn kanaatlerin toplam olduunu savunmaktadr. eviri metinle kaynak metin arasnda biim edeerliine ve anlam edeerliine ncelik vermenin avantajl ve dezavantajl ynlerine de deinen konumac, metne bir btn olarak yaklamann neminden de bahsetmektedir. Sonu olarak tam evirinin olamayacan, ancak evirmenin, metnin daha iyi anlalmas iin doldurulmas gereken boluklar iyi doldurduu takdirde muhtemel hatalarn nne geilebileceini ve hayati neme sahip metinlerin evirisinde bu sorumluluun bilincinde olunmas gerektiini ifade etmektedir. Sayn Emrullah LER, okanlamllk, Anlam Daralmas ve Kurann Trke evirilerinde Yaplan Yanllar adl tebliinde, dildeki okanlamllk ve anlam daralmas olgular hakknda bilgi vermekte ve eviri yaparken dilin bu zelliklerinin gz nnde bulundurulmas gerektiini belirtmektedir. Bu balamda zellikle anlam daralmasna urayarak Trkeye girmi olan baz Arapa kelimelerin, Trkelemelerinden sonra yine olduklar gibi Arapa kullanmlar esas alnarak evrilmeleri sonucunda hatalar ortaya kt iin, Arapa kavramlarla deil de Trkeye en yakn karlklaryla evrilmesi gerektiine dikkat ekmektedir. Teblici bu girizgahtan sonra, hda, s, salt, rahmet, rh, dn, hakk, kelimelerinin evirilerinde -zellikle ok anlamllk ve anlam daralmasnn gz ard edilmesi neticesinde- yaplan hatalara dikkat ekerek problemi daha somut hale getirmektedir. 307

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

Sayn Mehmet BATRK, Szcelem Dilbilimi ve Trkede Soru adl tebliinde szcelem dilbilimi asndan Trkede soru zerinde durmaktadr. ncelikle soru sormadaki temel amacn zihinsel olduunu belirten teblici, ancak bazen soru sormann zihinsel ve renmeye ynelik deil de retorik amal olabilecei ihtimali zerinde durmaktadr. Buna gre soru soran kii, rnein soru yoluyla arma, emir, phe, alak gnlllk, boyun eme gibi duygularn anlatabilir. Sonu olarak sorunun bireyler aras bilgi alverii biimlerini dzenleyen bir etkinlik olduunu belirten Batrk, ancak kimi zaman bu zihinsel etkinliin yerini duygusal etkinliin alabildiine de dikkat ekerek tebliini tamamlamaktadr. * * *

VII. OTURUM: Sayn Zeynel KIRAN Dilde rtk Anlam ve Dolayl Anlatm adl tebliinde insanlarn kullandklar ifadelerin her zaman dolaysz olmadn, dolayl olarak baka (rtk) anlamlar da bnyesinde barndrabileceini ne srmektedir. Daha sonra rtk anlatma gidilmesinin nedenleri zerinde duran teblici, konuann karsndakinden ekinme ve korkma, karsndakinin krlabileceini dnme gibi bireysel ya da toplumun temel yarglarna ve genel geer grlere aykr olmasndan ekinme gibi toplumsal nedenlerden tr rtk anlatm kullanmay seebileceini ifade eder. Ayrca konuanlarn, insan doasnn farkl eylerden holanma zelliinden dolay ya da samimiyetsizlik nedeniyle rtk anlatm yolunu seebileceklerini de szlerine ekler. Sonu olarak rtk anlatmn insann dilsel ve dsel gcnn bir gstergesi olduunu ifade eden teblici, okurun ya da dinleyenin rtk anlam konusunda uyank olmasnn gerektiini, iletiimin tam anlamyla gerekleebilmesi iin bu uyankln vazgeilemez olduunu vurgulamaktadr. Bir Bildiriim Dizgesi Olarak Beden Dili adl tebliinde sayn Necati KARA, insanlarn birbirleriyle olan btn etkileimlerinin belli anlamlar ierdii grnden hareketle, insann btn eylemlerinin dilsel eylemleri gibi bir bildirimde bulunduunu ne srmekte ve bu balamda da Kuranda yer alan beden dili anlatmlarn ilemektedir. Balangta beden diliyle ilgili tantc bilgilere yer veren teblici, beden dilinin kkeni zerinde durarak; belli bir anlam olan beden hareketlerinin bir ksmn doutan bir ksmn ise kltr yoluyla kazanldn ifade etmektedir. Beden dilinin ortaya kyla ilgili tarihi sreci zetleyen teblici, bu balamda slam alimleri iinde beden diline eserinde nemli bir yer ayran Cahzn konuyla ilgili grlerini de aktararak, konuya detayl olarak ilk yaklaann Cahz 308

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

olduunu ne srer. Ancak konuyla ilgili ilk mstakil eser yazann Charles Darwin olduunu da ifade eder. Daha sonra Kuranda beden diliyle ilgili analizlerine geen teblici, Kuranda beden dilinin kullanlmasn rneklerle aklamaktadr. Sayn Tahsin GRGN, na-Haber (Performative-Constative) Ayrm Ve Kurann Anlalmas Szeylem Teorisinin Tarihi zerineadl tebliinin giri ksmnda, gnmzde Kurann Allah kelam olmas zerinde yeterince durulmadn bunun en byk gstergesinin de din iin dil aratrmalarnn ne kadar nemli olduunun gerektii gibi fark edilmemesi ve bugn Kuranla ilgilenenlerin dil ile bilimsel felsefi olarak ilgilenmemesi olduunu ifade etmektedir. Her ne kadar ierisinde ihbari (constative) ifadeler bulunsa da aslnda bir btn olarak Kurann inai (performatif) olduunu dolaysyla da bu konunun klasik slam dncesi ile ada dilbilim almalar asndan analiz edilmesi gerektiini belirten teblici, bu iki gelenek arasnda karlatrmalara yer vermektedir. Bu balamda ilk nce szeylem teorisi (Speech Acts)nin Bat dnce dnyasnda ortaya k ve gelimesi zerinde duran teblici, 1950lerde J. L. Austin tarafndan dil felsefesine kazandrlan bu teorinin dayandrlabilecei en erken tarihin XX. yzyln ilk eyrei olabileceini ifade etmektedir. Daha sonra szeylem teorisinin ortaya knn arka plan olarak kabul edebileceimiz ya da nedenleri arasnda gsterebileceimiz bir olguya, mantk pozitivizmin anlam teorisine deinen tebliciye gre, bu szeylem teorisi mantk pozitivistlerin savunduu teorinin sakncalarn ama abas olarak ortaya kmtr. Szeylem teorisi ile ilgili bu bilgileri verdikten sonra teblici, sylenen szle sadece bir eyin dile getirilmedii, bunun da tesinde ayn zamanda bununla bir ey de yapld hususunun bandan beri slam dnce dnyasnda ifade edildiini vurgulamaktadr. Daha sonra slam toplumun temelini vahyin oluturduuna, vahiy de insanlara dilsel yolla ulat iin vahyin anlalmas-dilsel olann anlalmas ve vahyin anlalmas-Hz. Peygamberin dindeki yeri arasndaki ilikiye dikkat eken teblici, yaplan dil almalarnn arkasnda yatan kaygnn, dilsel olarak aktarlan vahiy ve snnetin dile getirdikleri ile mevcut arasndaki irtibat kurmak olduu sonucunu karmaktadr. Son olarak slam dncesindeki dilbilim almalarnn; lgat ve sarf (kelime bilgisi), nahiv (szdizimi), delalet (anlambilim) ve son olarak belgat (meani, beyan, bedi) olmak zere drt temel alana ayrldna dikkat ekerek, ina-ihbar ayrmnn daha hicri ikinci asrdan itibaren yapldn ifade etmekte ve dinin esas itibariyle ina olduunu, dolaysyla mantk pozitivistlerin ortaya atm olduu do309

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

rulama ve yanllama gibi bir yaklamn, Kurann anlalmas asndan olumlu bir deer tamadn ifade etmektedir. Vaz- Cedid mi Kef-i Kadim mi? (Varlk/Nesne > Dnce/Kavram > Dil/Szck Bantsna Dair) adl tebliinde Dcane CNDOLU, varlk, dnce, dil bantsndan hareketle Bat dilbilimi ile slam dilbiliminin karlatrlmayaca grn konu olarak ele almaktadr. Konumacya gre dil, basit bir ekilde dncenin arac olmaktan te bir eydir. Zira dil, o dilin temsil ettii bir kavram ve kavramn temsil ettii varlk anlayyla hakiki anlamn kazanr. Bat dnyas varl kutsaldan ayrd iin dili de kutsaldan ayrarak varlk anlayn kutsaldan ayrmtr. Oysa slam bilim anlaynda varlk mertebeleri drt kategoride incelenebilir: 1) Varln kendisi 2) Varln zihinde sret/kavram olarak var olmas 3) Varln dilde var olmas 4) Varln yazdaki hali. slam dilbiliminde dil hakknda sz sylenirken varln yalnzca nc mertebesi olan dilin deil, birinci ve ikinci mertebesi olan varln bizzat kendisi ve bir kavram olarak zihinde bulunuunu da gz nnde bulundurulmas gerekmektedir. nk varln, bu nc mertebesinden, yani dile getirilmesinden nce bir harite varoluu bir de zihinde kavram olarak var oluu sz konusudur. Bu iki aama gzden karldnda dil yalnzca basit bir iletiim arac haline dnerek dilin arkasnda var olan dnya tasavvuru yok edilmi olur. te Batda yaplan da budur. Oysa slam dnyas, dil alannda bugn Batda zerinde durulan problemlerle karlatrmay kabul etmeyecek lde, dil ile yllar ncesinden ilgilenmi ve zm yollar sunmutur. Sonu olarak, bugn ilim adamlarmzn yapmas gereken esas ey, vaz cedid, yani dil alanyla ilgili yeni eyler ortaya koymaktan ziyade, kef-i kadim yani nceden ortaya konan eylerin tekrar kefedilmesi olmaldr. * * *

Sempozyumda sunulmasna karar verilmesine ramen ya teblicinin zel konumu ya da zaman darl sebebiyle sunulamayan ancak bu eserde basmna yer verilen sayn Mevlt Uyank ve Burhanettin Tatara ait iki adet tebli daha bulunmaktadr. Biz bu teblilerin ierii hakknda da da ksaca bilgi vermek istiyoruz. Tarihsel Bir Olguyu Anlama Ve Anlamlandrma Sorunu -Tarih Felsefesinde Yntem Araylar- adl tebliinde sayn Mevlt Uyank, neden tarihsel bir olguyu doruya en yakn bir ekilde anlamann nemli olduu, bu anlamada yntemlerin neler olabilecei, ne tr sorunlar beraberinde getirdii ve hangi yntemin daha iyi olduu gibi konular zerinde durmak310

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

tadr. Teblici tarihi anlama ve yeniden dnmede takip edilecek yntemler olarak; empirist pozitivizm, gerekilik, ilevselcilik ve hermeneutik yntemleri zikretmektedir. Tebliciye gre hermeneutik yntemin seilmesiyle birlikte hem zamana mutlak bir deer atfeden tarihsicilik hem de grecelie davetiye karan tarihselciliin neden olabilecei handikaplara dme riski azalm olacaktr. Son olarak Kurann Yorumlanma Sorunu adl tebliinde ise sayn Burhanettin TATAR, Kuran yorumlama eyleminin bir hadise olduunu dolaysyla da yorumlamann srekli olarak kltrel, ekonomik, siyasi vb. anlam dnyasnda gerekletii grn ortaya koymaktadr. Konumac, Kurann; zihni, ifahi, yazl, fiili ve sembolik olmak zere be ayr varlk tarznn olduunu belirtmektedir. Buna gre zihni metni, Kurann ezberlenip anlalmas; ifahi metni, Kurann ifahi olarak aktarlmas ve okunmas; yazl metni, Kurann herhangi bir nesne zerine yazlmas; fiili metni, Kurann toplumsal hayat tarznda ve bireysel eylemler araclyla somutlamas; sembolik metni ise insanlarn birbirlerini tanma ve anlamalarn salamas olarak tanmlamaktadr. Daha sonra bu varlk tarzlarndan her birinin farkl metin-yorum ilikisi sorununa yol atn belirtmektedir. Kurann sembolik metninin dierlerinden daha anlaml ve ilevsel bir ekilde yorumlanmasn salayacan savunmaktadr. Daha sonra Kurann sembolik metninin ortaya kabilmesini diyalojik bilincin oluumuna balayan teblici, diyalojik bilincin bir varln veya bir metnin anlamnn mevcut an iinde kendisine her ynyle hazr olarak verilmediini, bu nedenle anlama veya yorumlama abasnn zamansal bir sre ierisine yayldn fark etmekle ortaya ktn ifade etmektedir. (s.503) Diyalojik bilinten hareketle yaplan yorumlamann, ideolojik yorumlamann neden olduu sorunlarla, yatay ve dikey okumalarn neden olduu iddet politikalarnn getirdii problemleri tamadn ne srmektedir. Sonu olarak bu tr bir sembolik okumann tam olarak yerleebilmesi iin, Kuran yorumlamann, karlkl retim ve yenilenmeyi beraberinde getiren bir hadise olarak ortaya kmasna ve ideolojik yorumlarca belirlenen snrlarn ortadan kaldrlmasna bal olduunu ifade etmektedir. (s. 508) Bakanln Do. Dr. Hasan BOYNUKARANIN yapt deerlendirme oturumunda ise, srasyla sayn Aye KIRAN, Sadk KILI, Turan KO, Zeynel KIRAN, Nasrullah HACIMFTOLU ve Hanefi KERMLnin sempozyuma ilikin genel deerlendirme konumalarna yer verilmitir. 311

Sosyal Bilimler Enstits Dergisi Say : 13 Yl : 2002 (297-312 s.)

3. Sonu Modern dilbilim, semantik, hermentik, ve tarihsellik gibi disiplin ya da yntemlerin srekli olarak gelitii ve (szl ya da yazl) metinleri anlamada birer yntem olarak kullanlmaya alld gnmz ilim dnyasnda, bu yntemlerin Kurann anlalmas ve yorumlanmas alannda kullanlabilirliini tartmas asndan, sz konusu sempozyumun nemli bir boluu doldurduu ve kendisinden sonra yaplacak almalarn ekillenmesinde de nemli katklarnn olaca kanaatindeyiz. Farkl branlardan alanlarnn uzmanlarn bir araya getirmesi, bu sempozyumun en nemli zelliklerinden biridir. Ancak, grebildiimiz kadaryla, bu sempozyum bilim adamlarnn teblilerini sunmakla snrl kalm, sunulan teblilerin mzakere edilmesi sempozyumun programna alnmamtr. Bu ise, tartma esnasnda ortaya kmas muhtemel olan farkl fikirlerin gndeme gelmesine bir tr engel oluturmutur. Elbette kuliste bilim adamlar gerekli grdkleri sorunlar birbirleriyle tartmlardr. Ancak bu fikirler hakknda kamuoyunun da bilgi sahibi olabilmesini salamak asndan sempozyum programna mzakere ya da deerlendirme oturumlar ilave edilseydi, kanaatimizce daha verimli olurdu.

312

Vous aimerez peut-être aussi