Vous êtes sur la page 1sur 14

MZAHA VAHDET- VCD PENCERESNDEN BAKMAK: SALHNN ERH- NUTK-I NASREDDN EFEND ADLI RSALES

Looking at Humour Through Wahdat Al-Wujud: Salahis Risale erh-i Nutk- Nasreddin Efendi

Grol PEHLVAN*
Z Bir fkra figr olan Nasreddin Hoca, 15. yzyldan bu yana baz evreler tarafndan bir sf ve vel olarak kabul edilmitir. Bu nedenle mutasavvflar tarafndan saygyla anlm, fkralar t vermek iin nakledilmi, hatta bazen mstakil olarak erh edilmitir. Mstakilen erh kaleme alan mutasavvflardan biri de Abdullah Salhaddin-i Uk (Salh)dir. 18. yzylda yaam olan Salhnin kaleme ald ok sayda eseri iinde makalemize konu edindiimiz risalesi, mizah tarihimiz asndan nemli bir metindir. Tespit edebildiimiz kadaryla, dorudan Nasreddin Hocaya ait mizah bir metni erh eden ilk Trke eserdir. Eserde, aslnda bir fkra metninde geen ve Nasreddin Hocaya izafe edilen bir mlemma beyit erh edilmitir. erh, Vahdet-i Vcd anlay dorultusunda yaplmtr. Makalede, bu metin balamnda, tasavvuf-mizah ilikisi merkezinde air-eser-rih-erh-okur ilikileri tahlil edilmitir. Ayn zamanda, fkra balamnda, air olarak kabul edilen Nasreddin Hocann tasavvuf kiilii; eser olarak mlemma beytin sylendii balam, yani iinde getii fkra ve bu metnin yaratm-aktarm balam; rih Salh ve dnyas; erhin yap ve muhteva zellikleri; son olarak da bu drtl ilikinin meydana getirdii eseri okuyanlarn metni yorumlamas zerine bir deerlendirme sunulmutur. Anahtar Kelimeler Nasreddin Hoca, Abdullah Salhaddin-i Uak (Salh), mizah, fkra, tasavvuf, erh, balam ABSTRACT Nasreddin Hodja, as a joke figure, has been considered to be a sufi and a saint by some circles since the fifteenth century. Therefore, he has often been much revered by the sufis. His jokes have been not only narrated but also separately annotated. One of the Sufis who expounded the jokes separately was Abdullah Salahaddin-i Uaki, who lived in the eighteenth century. Among the works Salahi indited, his risale, which has been chosen as the subject of this study, is an important text in terms of our history of humour. As far as it has been ascertained, it is the first work in Turkish to annotate a humorous text directly belonging to Nasreddin Hodja. In the work, a mlemma couplet which is in fact mentioned in a joke and attributed to Nasreddin Hodja is annotated. The annotation has been done in line with the view of Wahdat al-Wujud (The Oneness of Being). In this study, the relationship between poet-work-commentator-annotation-reader is inquired in terms of the relationship between tasavvufnot known in english and humour within the frame of the Risale. Also, in the context of the joke, an analysis of sufi personality of Nasreddin Hodja, who is also considered to be a poet; the context of the mlemma couplet, that is, the joke in which the couplet is mentioned, its making and narrative context; the commentator Salahi and his world; the elements of the form and content of the annotation; and, finally, the response of the readers to this text constructed by that quadripartite relationship are presented. Key Words Nasreddin Hodja, Abdullah Salahaddin-i Uaki (Salahi), humour, the joke, sufism, annotation, context.

Giri Bugn bir fkra kahraman olarak ele alnan Nasreddin Hoca, tarihte baz evreler tarafndan bir vel ve mutasavvf olarak telakki edilmekteydi (Gzel 2004: 351-366). Bu nedenle tasavvuf eserlerde, sohbetlerde ondan nakiller yaplmakta; fkralar mridlerin eiti-

minde bir ara olarak kullanlmaktayd. Sflerin eserlerinde bunun yansmalarn belli lde grmekteyiz. Ancak anlalan bu faydalanma daha ziyade sohbet gelenei ierisinde kalmtr. Nitekim bugn de tasavvuf sohbetlerde Nasreddin Hoca fkralar ahlak ve tasavvuf tler vermek iin kullanlmaktadr.

* Ege niversitesi Trk Dnyas Aratrmalar Enstits Doktora rencisi. gurolpehlivan@hotmail.com

http://www.millifolklor.com

117

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

Osmanllar dnemine ait, imdilik iki eser, yazl edebiyatta da bu gelenein izlerini gsteren birer delil olarak karmzda durmaktadr. Bunlardan ilki bu makalede zerinde duracamz Risale, ikincisi ise, Burhaniye Tercmesidir. Nasreddin Hocann fkralarnn, Mevlev Seyyid Burhaneddin tarafndan kaleme alnan, Burhaniye Tercmesi isimli erhinin yazmas Fikret Trkmen tarafndan neredilmitir. Bu eserde Hocaya ait 121 fkra erh edilmitir (Trkmen 1999: 36). Bu kitabn Osmanllar devrinde yaplan tabasks ise Feyzi Halc tarafndan yaymlanmtr (Halc 1994). Bildiimiz kadaryla fkralar erh eden baka bir eser yoktur. Bu makalede ele alacamz risale ise, Nasreddin Hocaya atfedilen bir beytin erhi olduu iin, ona ait olduu varsaylan bir metnin, bildiimiz kadaryla, ilk yazl erhidir. Makalede u yntem izlenmitir: ncelikle Nasreddin Hocann mutasavvf olmasyla ilgili bilgiler ele alnarak, tarihte sfiler arasnda brakt imajn anlalmas salanmtr. Ardndan erh edilen beytin getii fkra ve bu metnin yaratm-aktarm balam aklanarak, beytin fkra iindeki yapsal deeri tespit edilmi, daha sonra Salah hakknda bilgi verilerek, erhin yap ve muhteva incelemesine geilmitir. Bu balamda erhi oluturan ana yaplar tespit edilip deerlendirilmitir. Son olarak bu beyti ve erhlerini deerlendiren almalar, yazldklar zamann ideolojik formlasyonu balamnda okumaya tbi tutularak, yeniden kurgulanmtr. air: Bir Sf Olarak Nasreddin Hoca maj Bugn gerekten yaayp yaamad hakknda dahi tartmalar olan Nasreddin Hoca (Tokmakolu 1991: 25-39; Sakaolu vd. 2009: 1-4), atalar-

mza gre yayordu. Hatta mutasavvf ve vel olduuna dair yaygn bir kanaat vard. Bu durum, Hocadan ilk bahseden kaynaklardan olan Saltuknmeden balayarak kendini gsterir. Hoca, bu kaynakta Seyyid Mahmud Hayranye bal bir sf olarak tantlmaktadr (Glpnarl 1996: 11). Saltuknmeden sonra yazlan kaynaklarda da Hoca, hep mutasavvf veya vel olarak anlmtr (Tat 1997: 297-307). Ancak bu kaynaklardaki verilerin szl kltrden geldiklerini, 13. yzylda yaayan Nasreddin Hoca ile ilgili ilk bilgilerin 15. yzyldan itibaren karmza ktn, bu durumun ise ciddi sorunlar oluturduunu ifade etmek gereklidir. cal Ouz, Lord Raglann kahraman zmlemelerinde ulat szel bellein tarih sylemi iinde 150-200 yldan daha nceye dair bilgi veremeyecei fikrinden hareketle, Saltuknmede verilen bilgilerin tarihselliinin sorgulanabilir olduunu dnmektedir (Ouz 2009: 557-558). Bu bilgilerden anlalaca zere Nasreddin Hoca, Anadoluda hep mutasavvf olarak kabul grmtr. Bu nedenle sfler nezdinde onun fkralar, genellikle mizah metninden ziyade, dintasavvuf bir balamda alglanmtr. Ona ait olduu kabul edilen szler bir remz olarak dnlm, ierisindeki derin anlam aa kartlmaya allmtr. Bu balamda bakldnda Hoca, eser veren bir sf deildir. Nasreddin Hoca fkralarnda iirlere rastlanmas, baz aratrmaclarn bu iirleri ve Hocann airliini deerlendirmesi sonucunu dourmutur. Makalemize konu olan beyti Esma imek, Hoca, iirlerde Yerli Yersiz Kullanlan Arapa-Farsa Kelimeleri Tenkit Etmek in iir Syler bal altnda incelemitir (imek 2005: 33). Namk Akgz de Hocann fkralarnda iirin,

118

http://www.millifolklor.com

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

alay etmek iin kullanlan bir unsur olduunun altn izmektedir (Akgz 2005: 229-230). Eser: Fkra ve iir ncelediimiz risalede Hocaya atfedilen bir mlemma beyit erh edilmitir.1 Bu risalede beytin getii fkra, eksik bir ekliyle, sadece bir nshada mevcuttur ki bunun da daha sonradan risaleyi oaltanlar tarafndan eklendii anlalmaktadr. Anlalan rih Salh, fkray vermeyi gereksiz grm; dikkatini beyit zerinde younlatrmtr. Beyti daha net anlamak iin ortaya kt balam, yani bal olduu fkray vermek istiyoruz: Bir gn Hocaya birka efendiler gelb, Sen okuyup yazarsn, ama Fris bilmezsin dirler. Hoca Nice bilmem? dir. Eer bilrsen bir beyt syle dirler. Hoca bu beyti okur: Reftem becay serviler grdm tokuz hur amedend Bir kan yarladm bir ka tarla mireved dedikte, mollalar, Eyvah diyp kalkp gittiler. (Trkmen 1999: 55; Halc 1994: 15)2 Grld gibi baz mollalar, Nasreddin Hocay imtihana ekmek amacyla onun Farsa bilip bilmediini sorarlar ve yukardaki beyitle cevaplandrlrlar. Burhaniye Tercmesindeki beyit olduka galiz bir imy iermektedir. Hoca, dokuz hri grdn ve birkan yakaladn syler. Bu nedenle mollalar Eyvah diyerek kalkp gitmektedirler. 1909 ylnda Veled (zbudak) elebinin Bah mahlasyla yaymlad eserdeyse fkra u ekildedir: Bir gn Hocaya birka efendi gelip Okur yazar geinirsin amm, Fris bilmezsin. Derler. Hoca, Niin bilmem?

der. Bilirsen bize bir beyit oku da iidelim. Demeleriyle Hoca bedhaten: Reftem be-cy- servler Grdm dokuz kurd medend Bir kan yatrladm Bir ka tarla mrevend Demekle mollalar, Eyvallh! deyip, Hocann iktidrn teslm ederler. (Letif 1996: 54)3 Abdlbaki Glpnarl ise, fkrann baka bir e metnini4 u ekilde vermektedir: Bir gn Hocaya, Farsa da bilsen derler, vaazn daha gzel olur. Hoca, bilirim der. yleyse derler, bir kta oku bakalm. Hoca okur: Reftem be cy- serviler, Grdm dokuz kurt medend Birkan yatrladm, Birka tarla mdevend. (Glpnarl 1996: 136-137). Veled elebi ve Glpnarl e metinlerinde de Risaledeki gibi, kurt kelimesi gemektedir. Risale ile bu metin arasndaki bir dier dikkat ekici kelime fark, sivri-servi arasndadr. Bizim ele aldmz Risale metinlerinde baka ekilde okunmaya mahal vermeyecek ekilde harekelenen bu kelime, baka kaynaklarda servi eklinde gemektedir. Fkrann balam dnldnde bu kelimeler metinle uyum iindedir. nceki iki kaynakta beyit eklinde olan mlemma ise, burada drtlk halinde karmza kmaktadr. Bilindii gibi fkralarda bu tr kelime deiiklikleri ok normaldir. Yer ve zamana gre metinler deiebilmektedir ki bu durum, szl rnlerin temel zelliklerindendir. Fkraya yapsal adan baktmzda adm ile karlamaktayz: Baz iyi eitim alm kiilerin Nasreddin Hocann Farsa bilgisini snamak istemeleri,

http://www.millifolklor.com

119

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

Nasreddin Hocann Farsa bildiini bir beyit ile onlara gstermesi, Gelenlerin bu beyit karsnda aknla dp oradan ayrlmalar. Snama durumu e metinde de belirgindir. Fkrann esprisini oluturan ikinci admda olan beyitteki en nemli kelimeler hr-kurttur. Burhaniye e metninde Nasreddin Hoca, grd hrileri yakaladn sylerken olduka galiz bir espri olumaktadr. Halbuki Risalede kurtlar yakalamas byle bir durum iermez. Burada aktr ki Burhaniye e metninin espri dozu daha yksektir. Her metinde de Hocay zor duruma drmek isteyenlere gereken cevap verilmektedir. Ancak Burhaniye e metninde mollalarn eyvah diyerek kalkp gittii eklemesi vardr ki bu da fkrann dinleyenler tarafndan iki ekilde anlalmasna yol amaktadr. lk olarak Hocann mollara verdii cevap karsnda, onlarn akn ve malup olmu bir hale dm olduklar; ikinci olarak da Hocann verdii sama ve galiz rnek dolaysyla onun cahilliinden dolay orada duramamalar. Her iki yorum da mmkndr; ancak Burhaniye mellifi Burhaneddin bu durumu Nasreddin Hocann lehinde yorumlayarak bir t vesilesi yapmaktadr. Veled elebi e metninde ise, mollarn cevab eyvallah eklinde olup, anlatc veya Veled elebi tarafndan, Hocann iktidarn teslim etmek eklinde yorumlanmtr. Yukardaki durum aka gstermektedir ki anlatc, dinleyici veya okuyucu bir metni kendi dnya gr erevesinde konumlandrabilir. Dolaysyla bir medrese talebesinin dilinde bu fkra cahillikle alay iin bir rnek olabilirken; bir mutasavvf iin t mevzuu haline gelebilir. Burada niyet nem kazanmaktadr. Fkra, onu yaratan kii tarafndan sadece bir glme vesilesi olarak

retilse bile, dinleyici veya okuyucular tarafndan ok farkl balamlarda anlalabilir. Bu adan bakldnda, yukardaki fkra ve ierdii beyit dnn kltr alan ierisinde, okur-yazar kesim iin retilmi bir metindi. Bugn kltr deimesiyle birlikte bu metni anlayacak insan says ok azalmtr. Bilindii gibi geleneksel kltrn canl kalabilmesi gncellenmesiyle mmkndr. Bu ilemin Trk halk edebiyat rnlerinden fkralara ve zellikle de Nasreddin Hoca fkralarna baaryla yapld rahatlkla sylenebilir (Ekici 2009: 273). Bu fkraya baktmzda, yukardaki hususlar metnin gnmzde gncellenmesi olanan azaltmaktadr. Yaptmz aratrma esnasnda bu fkraya popler Nasreddin Hoca kitaplarnda ve sanal kltr ortamnda5 hi rastlamamamz, fkrann gnmz mizah anlayna uymadn ve dolama girmediini gstermektedir. rih: Abdullah Salahaddin-i Uak (Salh) 1705-1782 yllar arasnda yaam olan Abdullah Salahaddin-i Uak, 18. yzyln ikinci yarsndan itibaren eser vermeye balayan bir mutasavvf ve airdir. Nesirde zellikle tercme ve erhleri bakmndan nemli bir yere sahiptir (Akku 1998: 3-5; Arc 2006: 11)6. Nazmda ise hilye, miraciyye, mevlid, nat gibi trlerde eserler vermitir. ki adet divan mevcuttur (Akku 1998: 174; Akku 2002). Salhnin erhleri incelendiinde, onun en ok bn Arabnin Vahdet-i Vcd anlayndan etkilendiini grmekteyiz.7 Bu nedenle o, erhlerinde vcd, mertib-i vcd, hakikat-i Muhammediye, ruh-i Muhammed, fen, bek, enel-Hak, lem-i nsut, lem-i ceberrt, fark, cem, ilmel-yakn, hakkel-yakn, fenfillah, ayn- sbite,

120

http://www.millifolklor.com

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

cemul-cem, tecell gibi terimlere rastlanmaktadr (Arc 2006: 100). Salhnin btn erhleri gz nne alndnda, onun yet, hadis ve mutasavvflardan ska alnt yapt, erhe balarken mutasavvfn ruhundan yardm istedii, erhte aralara kendisinin veya bakalarnn manzumelerini serpitirdii, kssa ve menkbelerden nakiller yapt, Arapa, Farsa iir veya beyitleri nce manzum olarak tercme ettii, lednn remzler kullanlarak yazlan iirleri aklarken tasavvuf terimleri de at, sarf ve nahivle ilgili izahlar yapt, bilinen kelimelerin tasavvuf anlamlarna iaret ettii, lgz ve muammalar zerken ebcedle ilgili aklamalar yapt, baz durumlarda ayn metni farkl ynlerden bir ka defa erh ettii, Arapa, Farsa eserlerde nce kelimelerin anlamn verip sonra tasavvuf manasn verirken, Trke eserlerde dorudan btnlkl olarak tasavvuf anlam vermeyi tercih ettii sylenebilir (Arc 2006: 71-99). erh: erh-i Nutk- Nasreddin Efendi 4.1. erhin Yap ve Muhtevas erh, Salahnin Nasreddin Hocann szlerinin deeri zerine yapt bir aklama cmlesiyle balamaktadr. Bu cmlede kullanlan oranlama terimi, atasz, masal, yank trk, tekerleme, yalan, uydurma sz, aka gibi anlamlarda kullanlmaktadr.8 Nasreddin Hocaya izafe edilen bu beytin bir tekerleme veya aka olarak grlmesinden dolay bu isimlendirme yaplmtr. Oranlamay tarif ederken sarf ettii remz-i mcmel tamlamasysa az szle, gizlice iaret etme anlamndadr. rih, bu noktada Nasreddin Hocann ruhaniyetinden de faydalandn syleyerek erhinin doruluunu kantlamaya almaktadr. Bu yntemin Salah tara-

fndan ska kullanldn yukarda belirtmitik. erh, vahdet-i vcd anlay dorultusunda kaleme alnmtr. Ayrca be yet, bir hadis ve biri kendisine ait iki iiri grlerini temellendirmek iin kullandn gryoruz. Salah, ilk olarak sivri kelimesi zerinde durmutur. Bu kelimenin nce minare, kule, da zirvesi gibi gnlk dildeki anlamlarn vermi; akabinde bn Arabnin konuyla ilgili grd bir iirini kaydetmitir (bkz. dn. 20). nl sfnin iirinde, da tepesi (arn zirveleri) bir sembol olarak kullanlmtr. slam kelamclarnn Allahn hkm verme ve hkmn yrtme kudretinin bir ifadesi olarak izah ettikleri (Akay 1995: 37) ve nitelii hakknda pek ok tartmann yapld bu terimi (Yavuz 1991: 407- 409), mutasavvflar tecelli mahalli, cism-i kll, mutlak varln bedeni, insan- kmilin gnl olarak anlamlandrmlardr (Uluda 1997: 53). Bu iirde ar, Allahn tecelli mahalli olarak zikredilmektedir ki bu da insann gnldr. Salahnin ikinci olarak ele ald kelime dokuz kurttur. rih bu kelimeyi her biri kendi iinde maddeye ayrlan bir l grup eklinde ele almtr: 1. slm (cisman): Nefs, sadr, kalb. 2. man (nefsan): Fuad, akl, ruh. 3. hsan (ruhan): Sr, haf, ahf. lk grup olan slm, erhde cisman olarak isimlendirilmitir. Madde anlamna gelen bu kelime (Uluda 1997: 123) ile rih, dinin niteliini kastetmektedir. nk din ncelikle bir ikrar kurumudur. slmiyette bu ikrar, Kelime-i ahadet ile gsterilir. Bu ehadeti yerine getirenin iten olup olmadna baklmaz. D grnte dini kabul eden, Mslman olarak tannr. rihin slm iinde ele ald ilk terim nefstir. Nefs, Kuran- Kerimde sekiz anlamda kullanlmaktadr. Bunlar in-

http://www.millifolklor.com

121

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

san ruhu, insan bedeni, bedenle beraber ruh, ztullah, insana ktl emreden kuvvet gibi eitli anlamlardadr (Cebeciolu 1997: 545-546). erhde Salh, bu anlamlardan, Yusuf sresi 53. yete iaret ederek, nefs-i emmareyi kast etmektedir. kinci olarak sadr, yani gs kelimesine iaret eder ki bu terimin izahnda kulland Allah kimi hidayete erdirmek isterse onun gsn (gnln) slma aar yetiyle nefs ve sadr arasnda hidayet noktasndan bir balant kurar. Son olarak kalb, kelimesinin iman ile ilikisini vermek iin de Kalbi iman ile sknet bulduu halde yetini hatrlatarak geni tamamlar. Burada Salah u tekamle iaret etmektedir. ncelikle nefs-i emmarenin esiri olan kii, ya zahiri ya da batn olarak kfr iindedir. Allahn yardmyla sadr alr ve ilah nefhay duyarsa kalbi iman eder. Bylece ilk basamaklar gemi olur. kinci grubun ilk terimi fuaddr. lh tecellileri seyretme yeri olan bu tavr (Uluda 1997: 195), etvar- sebann ncsdr. kinci terim olan akl, erhde Gazalnin verdii anlam erevesinde Rabban Latife (Uluda 1997: 36) yani kalbden kaynaklanan feyz ve ilhamdr (Uluda 1997: 37). Ruh ise, insanda bilen ve idrak eden bir latife olup (Uluda 1997: 439) hakknda ok ey bilinmez. Salh, bu terimi iman kelimesiyle ilikilendirmi, ayrca ruhun ihsan makam ve mahede mahalli olduunu ifade etmitir. Bu lnn sonunda rih, slamn iman esaslarn aklayan mehur bir hadisi delil olarak gstermitir (bkz. dn. 30). Her ne kadar bu hadis, genelde iman, slm ve ihsan mertebelerini aklamakta kullanlsa da (etin 1995: 414-451), rih burada sadece iman ve slmla ilikilendirdii alt terimin erhinde kullanmtr. nc grup ise, ihsan olarak isim-

lendirilen ve ruhan zellikte olduu ifade edilen terimden oluur. Sr, ruhtan sonra gelen bir latifedir ve ondan daha sttedir. Temaa mahallidir. Bu anlamda sr, ruhun ruhudur (Uluda 1997: 469). Haf, gizli olan ruha verilen isimdir (Cebeciolu 1997: 308). Ahf ise, en gizli anlamna gelip son duraktr. rihe gre bu terimler, vahdet mertebesi ve sevaiyye nisbetiyle ilgilidir. Her iki terim de yalnzca Allahn zt sz konusu olduunda kullanlan terimlerdir. Bu hlde artk sfnin varl tamamen yok olur ve geriye sadece Allahn zt kalr. Salhnin erhte ele ald nefs, kalb, ruh, sr, haf, ahf terimleri letaif-i sitte adyla anlmaktadr. nsan ruhunun alt latifesi vardr. Bunlardan biri (nefs) halk lemine, bei emir lemine aittir. Emir lemine ait olan latifelere Letaif-i hamse ad verilir. Emir lemine ait latifeler halk lemine ait olan latifeden daha erefli ve latiftir. Dier be latifede kalbden balayarak ahfya doru gidildike eref ve letafet artar. Bu latifeler i ie saylr. Tasfiye ilemi de kalbde balar ve yukardaki sraya gre yaplr (Uluda 1997: 335). Bunlarn insan bedeninde belli blgelerde olduuna inanlr ve her latife belli bir peygamberin aya altndadr. Yani eitli peygamberlerin ulat hakikatlara kabiliyet kazanmay ifade eden kavramlar, gelimeleri gsterir. Bu be latife krmz, sar, beyaz, siyah ve yeil olarak eitli kozmik renkler ihtiva ederler (Cebeciolu 1997: 470). Salhye gre slik bu dokuz mertebeden geerek vahdete eriir. Bu noktada rih, kendine ait bir drtlk ve arkasndan yapt izah ile bu mertebelerin dahi esas maksat olmadn, bu hllerde grlen kef ve kerametlerin yanltc olduunu, asl olann vahdet hakikatine ulamak olduunu ifade eder. Bu durum iin de Bir kan

122

http://www.millifolklor.com

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

batrladm bir ka tarla mirev msran rnek gsterir. Bylece sf zahirini eriat, btnn ise hakikat ile aydnlatr, diyerek yazd erhi sonulandrr. 4.2. Fkra, Beyit ve erh zerine Yaplan Deerlendirmeler Yukarda da belirttiimiz gibi bu beyte ilk dikkat eken Salhdir. Daha sonra Seyyid Burhaneddinin erh ettii fkralar arasnda bu metni gryoruz. Biz ncelikle Burhaneddin erhi zerinde durmak istiyoruz. Bunun nedeni Burhaneddinin erhinin herhangi bir yanksnn olmamasna ramen, Salhnin erhinin 1918 ylnda bir deerlendirmeye konu edilmesi, dolaysyla zerinde durulmasn gerektiren daha deiik hususlar bnyesinde barndryor olmasdr. Seyyid Burhaneddinin erhi u ekildedir: Yalnz ulm- arabiyede kalmayup fnn- sireyi, alel-husus fris kitaplarn okca mtala idn, zira ulm- frisde tasavvuf oktur. Ve tasavvufldr. Suri, menafi-i kesire ile fide-mend olursunuz dimei ima ve iaret buyururlar. (Trkmen 1999: 55)9 Kendisi bir Mevlev olan Burhaneddinin eserinin amac, Nasreddin Hoca fkralarnn tasavvuf erhini yapmak olmutur. Dolaysyla bu fkray da ayn bak asyla aklamtr. Burada hemen dikkati eken nokta, Burhaneddinin beytin erhiyle hi ilgilenmeyip dorudan fkrann btnnden bir t karmasdr. Ancak bunu yaparken kendi dnemindeki medrese zihniyetini, st kapal bir ekilde eletirdii gzden kamamaktadr. Bilindii gibi Osmanl medreselerinde belli dnemlerde olduka sert tasavvuf kart grler hkmran olmutur. Bu hareketlerin en bilineni Kadzdeliler adl gruptan kaynaklanmtr (Ocak 1979-

1983: 208-223). te bu devirlerden medrese mollalar arasnda yerleen bir yarg, zamanla atasz haline gelmitir: Her kim okur Faris, gider dinin yars. Bizce rih kendi zamannda da var olan10 bu anlaya kar bir anlamda tasavvufun, dolaysyla da Farsann savunmasn yapmaktadr. Kald ki Mevlev gelenei iinde Farsann nemi dikkate alndnda, Burhaneddinin tutumu daha da anlalr olmaktadr. Bu noktada, fikrini sylemek iin, aslnda kolay kolay byle bir mesajn kmasna msait olmayan bu metni kullanmtr. nceleyeceimiz ikinci erh Salhnindir. Bu erh zerine ilk dikkati eken M. Fuad Kprl olmutur. 1918 ylnda yaymlad Nasreddin Hoca isimli eserinde Hocann Batda ve Douda yanl anlaldn ileri srerek, doudan Salh ve erhini rnek gstermitir. Kprlye gre Salh, Hocaya sebebsiz yere bir mutasavvf kisvesi giydirmi ve sonradan uydurulan bu beyti zorla tasavvuf hakikatleri meydana karmak; bylece onun yksekliini ortaya koymak iin kullanmtr. Halbuki bu, abes bir i olup Hocay anlamamak demektir. Aslnda Salhnin yapt normaldir; nk Hocay Acem ve Frenk kitaplaryla zevki bozulmu okumular deil, halk anlayacaktr (Kprl 2004: 186). Salh iin olduka ar deerlendirmeler ieren bu grleri, yazld dnemin artlar ve Kprlnn edebiyat incelemelerinde kulland yntemi gz nnde bulundurmadan anlamak olduka zordur. Bu yllarda Kprlnn Trklk fikrini savunan aydnlar arasnda yer aldn biliyoruz. Bu noktada Kprl de dneminin aydnlarndan farksz olarak, halk-aydn ayrmn kabullenmitir. Ona gre Acem divanlarn kr krne tetkik eden aydnlarn halk

http://www.millifolklor.com

123

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

edebiyatn, bu balamda Hocay anlamalar mmkn deildir. Hele Bat etkisine girdikten sonra mill konulara srt evirmi aydnlardan byle bir ey beklemek hayaldi (Kprl 2004: 20, 24). Burada dikkat edilirse Kprl de avam (halk) ve havas (aydnlar) arasnda keskin bir snr izmektedir. Bu snrn en belirleyici ynlerinden birini ise estetik beeni oluturmaktadr. Bu durum, Dundesin tespit ettii, 19. yzyl Avrupasnda aydnlarn halk ve aydn ayrm iin kulland estetik ltyle birebir rtmektedir (Dundes 2006: 15-16). Bu tabloda Kprl, aydn karsnda halk ve rettiklerini savunmaktadr. rnein Trk iirinin vezni tartmalar esnasnda hece lsnden yana tavr koymas, bu anlaynn pek ok rneinden biridir (Kprl 1990: 12-16). Tm dnyadaki milliyeti anlaylarda olduu gibi, 19. ve 20. yzyllarda Osmanl topraklarnda yaayan milliyeti aydnlar gerek, z kltrn saf, bulanmam halkta var olduunu dnmlerdir (ztrkmen 1998: 37-40). Nitekim Kprl de 1914 ylnda yazd Yeni Bir lim: Halkiyat Folk-lore isimli yazsnda benzer fikirleri dillendirmitir (Kprl 1914, Evliyaolu 1988: 75den). Grld gibi Salhnin metnini deerlendirdii srada Kprl, halk ve milliyeti bir bilim adam sfatyla Arap ve Acem edebiyat etkisindeki aydnlara ynelik sert eletiriler getirmektedir. Bu durum da yapt yorumun ekillenmesinde nemli bir role sahiptir. Yukarda bahsedilen dnceler aslnda belli bir epistemik yaklamn getirdii sonulardr. Kprl, Trkiyede ilk olarak edebiyat estetik bir nesnenin tesinde epistemik bir alan olarak grm ve almalarnn eksenini bu yaklam belirlemitir. Kprl, Trk edebiyat metinlerini tarihsel ve sosyolojik

balamda okumay gerekletiren ilk kiidir. 19. yzyl pozitivizminden etkilenen Tarihselci okul mensuplarndan Lanson, Taine gibi edebiyat tarihileri ve Fransada ortaya kan Annales okulu, Kprlnn bu yaklamnn oluumunda bariz bir etkiye sahiptir. Nitekim bu etkileri Trk Edebiyat Tarihinde Usl isimli makalesinde rahatlkla grmek mmkndr. Burada Kprl, edebiyat tarihini, tarihin bir ubesi sayarak onu medeniyet tarihinin bir blm olarak kabul eder. Bu balamda edebiyatn, gelenekler, ahlak, fikr terbiye vs. pek ok hususla bir arada dnlmesi gerektii ve Trklerde bunu yapan birinin henz ortaya kmad, makalenin ana fikrini oluturmaktadr. Ayrca edeb eserlerin deerinin tespit edilmesine ynelik ltlerden de bahsedilmitir. nce tahlil sonra terkip olarak zetlenebilecek bu makaledeki fikirler, bugn de Trkiyedeki edebiyat tarihileri iin model durumundadr. Yukarda edebiyata bak ana hatlaryla verilen Kprlnn Salhye ho gryle bakmas, o gnn koullarnda pek mmkn deildi. Kprl, Salhnin ahsnda Trk edebiyat aratrmalarn znel ve kendinden menkul ltlerle deerlendiren btn bir eski zihniyeti gryordu. Ona gre bu zihniyet, Trk edebiyatnn tarihsel ve sosyolojik balamda yazlamamasnn ana nedeniydi. Tasavvufun ekici; fakat kim ne derse desin sezgiye dayanan yntemi, metinlerin pek ok defa ait olduklar tarihsel balamn dnda yorumlanmasna neden oluyor; hatta nl mutasavvflarn yorumlar bir nevi l kabul edildiinden, farkl fikirler kendine yer bulamyordu. Daha da kts, kimse bu metinlere farkl alardan yaklalabileceini dnemiyordu. Halbuki Kprlye gre, ortaa ile 20. yzyl ayran en nemli fark bilimsel yntem

124

http://www.millifolklor.com

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

anlay olup bu yolun benimsenmesi arttr (Palabyk 2005: 204). te bu dnce, Kprlnn eski edebiyatlara bazen sert, hatta hrn yaklamasna neden olmutur. Bu yllardaki yazlarnda Kprl, karsnda iki hasm grup grmektedir: Eski medrese zihniyetindekiler ve Bat taklitileri. Kprl, bu gruplarn en u noktalarda olduunu; fakat gerein iki grubun ortasnda aranmas gerektiini ifade etmektedir. Nitekim yllar sonra Ziya Gkalpi deerlendirdii bir yazsnda bu konuya yeniden dnm ve iki grubun da bu dnr anlayamadklarn ifade etmitir (Kprl 1990: 146). Aslnda Kprlnn de temel sorunu muhafazakr modern dncenin klasik amaznda sakldr. Bir yandan batllamak kanlmazken, te yandan mill deerlerin muhafaza edilmesi nasl mmkn olabilecektir. 19. ve 20. yzyl boyunca sorulan bu sorunun cevab hala tam olarak yantlanabilmi deildir. te Kprl, Nasreddin Hoca olgusuna bu pencereden baktnda eskiye ait bir kymetin, gnmzde nasl anlalmas lazm geldii ve daha da tesinde hangi yollarla deerlendirilebilecei zerine fikir retirken, eski anlayn en u rneklerinden biri olarak grd Salahnin erhini sert bir biimde eletirmitir. Bugn, Kprlnn dahil olduu pozitivist tarihselcilik yannda pek ok baka yaklam bilimsel gndemi igal ediyor. Hatta bilimin, insann dier faaliyetleriyle ayn konumda olduu dillendirilmektedir: Bilimsel teorilerin nihai ekilde dorulanamayacan veya yanllanamayacann, filozoflarn yeniden inalarnn bilimde fiilen ileyen eye ok az

benzerlik gsterdiinin kavranlmasna ynelik tepkilerden biri, bilimin, zel bir ynteme veya zel yntemlere gre ileyen rasyonel bir faaliyet olduu dncesini tamamen terk etmektir. [...] Onlarn grlerine gre bilimin, iir yazma veya yldzlara bakma gibi faaliyetlerden ayrmamz salayacak hibir hususi zellii yoktur. Bilime duyulan yksek sayg, daha nceki dnemlerde Avrupada Hristiyanlk tarafndan oynanan role benzer bir rol oynayan modern bir dine duyulan sayg olarak grlmektedir (Chalmers 1994: 26). Bu grn ise pozitivist bilim taraftar birisi tarafndan kabul edilmesi neredeyse imknszdr. Nitekim 1920 ylnda kaleme ald bir yazda Kprl, edebiyat ve bilimin birbirinden tamamen ayr ve bir dereceye kadar zt kavramlar olduklarn ileri srmekteydi (Kprl 2007: 107). Bu tartmalar, Kprl henz hayattayken balamt. Bu tartmalarn yapld bilimsel ortam ierisinde 1975 ylnda Feyerabendin Ynteme Kar isimli eseri yaymland. Bu kitapta yer alan Hem tarihsel olaylarn incelenmesi hem de dnce ile eylem arasndaki ilikinin soyut bir zmlemesi bunu gsterir. lerlemeyi engellemeyen tek ilke udur: Ne olsa uyar (Fayerabend 1999: 26) veya Ne kadar eski ve sama olursa olsun bilgimizi gelitiremeyecek dnce yoktur. Tm dnce tarihi bilimce emilir ve tek tek her kuramn gelitirilmesinde kullanlr (Fayerabend 1999: 27) gibi yarglar Kprl okuyamad. Ancak biz bugn okuma imknna sahibiz ve Salhnin abasnn da boa gitmediini dnyoruz.

http://www.millifolklor.com

125

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

Feyerabendi adan bakldnda, bir metin gerek anlamyla hi bir zaman tm cephelerine hkim olamayacamz bir varlk alann gsterir. Onu meydana getiren tarihsel koullar bilmenin metni anlamakta ne derece ie yarad ispat edilemez bir durumdur. nk eyler deterministik bir dzen iinde var olmazlar. Var oluta ans, kaza, yanl anlama, kiisel yetenek, deha gibi dorudan dzenle ilgili olmayan pek ok unsur da sz sahibidir. Bilim adam kendisini rahatsz eden bu at sineklerini yok saymaya eilimlidir. nk teki halde yapt bilimsel ilem her noktadan sorgulanabilir bir konuma indirgenir. Bu durumda metnin normal artlarda nasl retildiine dair bir kurgu gerekletirilir ki, bu da aslnda retenin ideolojik formasyonuyla sk skya balantldr. Salhnin ideolojik eilimi tasavvuf olduundan, metni yorumlamas da bununla doru orantl olarak tasavvuf olacaktr. Kprl ise pozitivist olmas sebebiyle ayn metni bilimsel adan ele alacaktr. Bu noktada Feyerabende gre, her iki yorum da ideolojik, ayn oranda tutarl ve dolaysyla geerlidir. Feyerabend Ne olsa uyar ilkesinin ilerlemeyi engellemediinden bahsederken tam da bu nokta zerine parmak basmaktadr. Bu ilke yorumu zgr kld iin, tek tipi bir tahakkmn emniyet garantisidir. Dier hallerde her zaman birileri dierlerinden daha hakl, doru veya gzel olduklarn iddia ederler. Bunu bir tahakkm vastas haline getirirlerse, o zaman bilim dnyas ksrlar. Bu noktada Feyerabendden aldmz ikinci yargya dikkat ekmek istiyoruz. Kprlnn nemsiz grd mistik

yorum/lar baka bir yerde sezgicilikin meydana kmasnda temel vazifesi grr/ler. Salh ve Kprl, hepimiz gibi, alarnn rndrler. Sorunlara baklar da bu ereveden dnlmelidir. Kendi eitim sreleri balamnda okuduklar metinleri yoruma tbi tutmular ve insanln bilgi havuzuna katkda bulunmulardr. Bu katknn rengini de ideolojik birikimleri belirlemektedir. Sonu Nasreddin Hoca tarih boyunca eitli yorumlarn, kimlik belirlemelerinin odanda kalm bir fkra figrdr. Bu kimliklerden sf ve vel olmas, ilk kaynaklardan itibaren izleyebildiimiz bir yaktrmadr. Biz, Nasreddin Hocann gerek kimliinin ne olduunun tesinde, ona biilen kyafetlerin halk bilimciyi ilgilendirmesi gerektiini dnyoruz. nk toplum nazarnda tek Nasreddin Hoca yoktur. nemli olan, bu kimliklerin oluumundaki sosyo-kltrel nedenlerin aa kavuturulmasdr. te bu balamda bakldnda Salhnin erhi, Hocaya kimlik belirleme uygulamalar iinde olduka ilgin bir konumdadr. Szl gelenekte ve tekke evrelerinde rif, sf ve vel olarak kabul edilen bu figr; Salh, eser veren, athiyye syleyen bir sf air olarak deerlendirmi ve bir fkra ierisinde geen beyte vahdet-i vcd anlay temelinde bir erh yazmtr. erh, klasik ekilde kaleme alnm olup, Salhnin Nasreddin Hocann ruhaniyetinden yardm aldn ifade etmesi, Hocann vel olarak alglanndaki doruk noktay gsterir. Bu erhi yaklak iki yz yl sonra deerlendiren Kprl de Salhnin bak asn, olduka keskin bir slpla eletirmitir. Kprl, hayat boyunhttp://www.millifolklor.com

126

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

ca etkisinde kald pozitivist bak asndan yapt bu deerlendirmede Salhyi gerek Nasreddin Hocay anlamamakla sulamtr. Ona gre zevki dou klasiklerini okumakla bozulan aydnlarn Hocay anlamas mmkn olmamtr. Gnmz bilim felsefesinin geldii noktada anlama teriminin kapsam ok geni tutulmu olup bilim bunlardan sadece biridir. Kprlnn bilim ve anlama konusundaki tutumu bu adan da yorumlanmaldr. Nasreddin Hocann kimliiyle ilgili tartmalara bu gzle bakldnda, Hocann gerekten kim olduundan ok, onun nasl grld, anlamlandrld daha ilgi ekici bir alan olarak grlyor. u veya bu ekilde Nasreddin Hocann gerek kimliini ortaya karma gayreti yerine, nk uzun yllardr bu zaten yaplyor, bu abalar sarf edenlerin Nasreddin Hoca alglamalarnn anlalmaya allmas, Nasreddin Hocay daha net grmemizi salayacaktr.
NOTLAR 1 Bu beytin Yunus Emreye izafe edildii bir Salh erhi daha varsa da (Sleymaniye zmir 806, 4b-5b) Yunus Emre ibaresinin sonradan eklenmesinden de anlalaca zere, hatal bir yaktrmadr. Metni ise, Risaleden farkl deildir (Arc 2006: 70-71). 2 Trkmen ve Halcnn esas aldklar Burhaniye Tercmesinde beyit yukardaki gibiyken, bizim yazmamzda u ekildedir: Reftem becy sivriler grdm dokuz kurd med/ Birkan batrladm bir ka tarla mirev. Bu durum beyitini tercmesinde de bir farkllk yaratmaktadr. Trkmen ve Halcdaki beyit, Bir yere geldim servi aalar grdm dokuz hri geldi/ Bir kan yarladm bir ka tarlaya gittiler eklinde tercme edilirken Risaledeki beyit, Bir yere gittim tepeler grdm dokuz kurt geldi/ Bir kan yakaladm bir ka tarlaya kat biiminde evrilmektedir. 3 Bu eseri yayma hazrlayan Mehmet Arslan ve Burhan Paacolunun dokuz matbu Nasreddin Hoca Letifnmesinin iindeki mevcut fkra metinlerini karlatrdklar izelgede, bu fkra

tm Letifnmelerde bulunmaktadr (Letif 1996: 22); bu izelgenin baka bir yaym iin bkz. (Paacolu 1996: 136). 4 E metin terimini versiyon karlnda kullanyoruz, bkz. (Ekici 1999: 116). 5 Fkraya sadece bir sitede rastladk; ancak bu site de din bir siteydi. www.ravzayahasret. com/izbirakanlar/19870-mustafa-asim-koksalefendi.html (12.07.2010). Sanal ortamda Nasreddin Hoca iin bkz. (zdemir 2009). 6 Salhnin yaymlanm baka bir erhi iin bkz. (Paksoy 2007). 7 Salhnin vahdet-i vcd hakkndaki grleri iin bkz. (Trer, Gndodu 2009). 8 http://tdkterim.gov.tr/bts/?kategori=verilst&kel ime=oranlama&ayn=tam 9 Baz kelime farkllklaryla matbu nshada da ayndr, bkz. (Halc 1994: 15). 10 Nitekim Seyyid Burhaneddinle ayn yzylda yaayan Ziya Paann ocukluuyla ilgili olarak anlatt u olay, bu yargnn gcn ve yaygnln gstermektedir: Benim mektebe gnderileceim vakit peder merhmdan Sakn olmaya ki faris okuyasn! Zr her kim okur fris, gider dnin yars! Dey alm olduum nashat kulamda kpe olduundan, farisye heves yle dursun, okuyanlara da dinsiz nazaryla bakardm (Bilgegil 1979: 12). Daha sonra lalasnn olumlu telkiniyle Farsann nemini anlayan Ziya, bu dili gizlice renmeye karar verir. Bu durumu da yle ifade etmektedir: ... gy gizli bir kabhat eder gibi mektebin demirba kitablarndan bir Tuhfe-i Vehb istire edp, o hafta derse baladm (Bilgegil 1979: 13). KAYNAKA Akgz, Namk. Nasreddin Hoca, Kfiye Geirmemek Deyimi ve Bir Klasik iir Eletirisi rnei, 1. Uluslararas Akehir Nasreddin Hoca Sempozyumu (Bilgi leni) Bildirileri 6-7 Temmuz 2005 Akehir, Yyy: Akehir Belediyesi Kltr Yaynlar, 2005. Akay, Hasan. slm Terimler Szl, (2. Bask), stanbul: aret Yaynlar, 1995. Akku, Mehmet. Abdullah Salhaddn-i Uk (Salhi)nin Hayat ve Eserleri, Ankara: Milli Eitim Bakanl Yaynlar, 1998. . Abdullah Selhaddn-i Uk Hz. Peygambere Natlar Dvn- Nut- Salh, stanbul: elale Yaynlar, 2002. Arc, Resul. Salhnin Tasavvuf iir erhleri, Yaymlanmam yksek lisans tezi, stanbul: Marmara niversitesi, 2006. Bilgegil, M. Kaya. Ziy Paa zerinde Bir Aratrma, I, (2. Bask), Ankara: Atatrk niversitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, 1979. Bozyiit, A. Esat. Nasreddin Hoca Bibliyografyas zerine Bir Deneme, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 1987.

http://www.millifolklor.com

127

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

. 1988-1998 Nasreddin Hoca Bildirileri ve Yazlar Bibliyografyas, Mteferrika, 15 (Yaz 1999-1). Cebeciolu, Ethem. Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Szl, Ankara: Rehber Yaynlar, 1997. Chalmers, Alan. Bilim Dedikleri: Bilimin Doas, Stats ve Yntemleri zerine Bir Deerlendirme, ev. Hsamettin Arslan, Ankara: Vadi Yaynlar, 1994. etin, smail. Tahkm-i Sdt erh-i Mikt, II, Isparta: Dilara Yaynlar, 1995. Dundes, Alan. Halk Kimdir?, ev. Metin Ekici, Halkbiliminde Kuramlar ve Yaklamlar, 1, haz. M. cal Ouz, Metin Ekici, Nebi zdemir, Glin t Eker, Selcan Grayr, Ankara: Geleneksel Yaynlar, 2006. Ebl-Hayr- Rm. Saltuk-nme, II, haz. kr Haluk Akaln, Ankara: Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 1988. Ekici, Metin. Halk Bilimi almalarnda Metin (Text), Doku (Texture), Sosyal evre ve artlar (Konteks) likisinin nemi, I. Balkesir Kltr Aratrmalar Sempozyumu Bildirileri, Balkesir: Balkesir Valilii Yaynlar, 1999. . Glme Teorileri ve Nasreddin Hoca Fkralar, 21. Yzyl Nasreddin Hoca ile Anlamak Uluslararas Sempozyum Akehir, 8-9 Mays 2008 Bildiriler, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, 2009. Evliyaolu, Sait, erif Baykurt. Trk Halkbilimi, Ankara: Ofset Reprodksyon Matbaaclk, 1988. Fayerabend, Paul. Ynteme Kar, ev. Erturul Baer, stanbul: Ayrnt Yaynlar, 1999. Gkalp, Ziya. Trkln Esaslar, haz. Mehmet Kaplan, stanbul: Mill Eitim Bakanl Yaynlar, 1970. Glpnarl, Abdlbaki. Nasreddin Hoca, (2. bask), stanbul: nklp Kitabevi, 1996. Gzel, Abdurrahman. Din-Tasavvuf Trk Edebiyat, (2. bask), Ankara: Aka Yaynlar, 2004. Halc, Fevzi. air Buhaneddinin Nasreddin Hocann Fkralarn erheden Eseri, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, 1994. Kele, Hafize. Selahaddin-i Uak ve Trke Tasavvuf iir erhleri, Yaymlanmam yksek lisans tezi, stanbul: Marmara niversitesi, 2008. Kprl, M. Fuad. Nasreddin Hoca, (3. Bask), Ankara: Aka Yaynlar, 2004. . lmnn 25. Yldnmnde Ziya Gkalpe Dair Baz Hatralar, Kprlden Semeler, haz. Orhan F. Kprl, stanbul: Mill Eitim Bakanl Yaynlar, 1990. . Hece Veznine Dair, Kprlden Semeler, haz. Orhan F. Kprl, stanbul: Mill Eitim Bakanl Yaynlar, 1990. . Edebiyat ve lim, Bugnk Edebiyat, haz. Mehmet Akif een, Ahmet Balc, Ankara: Aka Yaynlar, 2007.

Letif. Letif-i Hoca Nasreddin, haz. Mehmet Arslan, Burhan Paacolu, Sivas: Dilek Matbaas, 1996. Ocak, Ahmet Yaar. XVII. Yzylda Osmanl mparatorluunda Dinde Tasfiye (Puritanizm) Teebbslerine Bir Bak: Kadzdeliler Hareketi. Trk Kltr Aratrmalar, XVII-XXI (1979-1983), Ankara: Trk Kltrn Aratrma Enstits Yaynlar. Ouz, cal. Nasreddin Hocann Fkralar m? Nasreddin Hoca Fkralar m?, 21. Yzyl Nasreddin Hoca ile Anlamak Uluslararas Sempozyum Akehir, 8-9 Mays 2008 Bildiriler, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, 2009. zdemir, Nebi. Sanal Kltr Ortamnda Nasreddin Hoca, 21. Yzyl Nasreddin Hoca ile Anlamak Uluslararas Sempozyum Akehir, 8-9 Mays 2008 Bildiriler, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, 2009. ztrkmen, Arzu. Trkiyede Folklor ve Milliyetilik, stanbul: letiim Yaynlar, 1998. Paacolu, Burhan. Letif-i Hoca Nasreddinler zerine Bir nceleme, Trklk Bilimi Aratrmalar, 3 (1996), Sivas: Dilek Matbaas. Paksoy, Kezban. Selahaddin-i Uknin Bir Nutuk erhi, Turkish Studies, Tunca Kortantamer zel Says II, 2/4 (2007), Erzincan. Palabyk, M. Hanefi. Ord. Prof.Dr. M. Fuad Kprlnn lm Hayat ve Tarihilii, Ankara: Aka Yaynlar, 2005. Sakaolu, Saim ve Ali Berat Alptekin. Nasreddin Hoca, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, 2009. imek, Esma. Nasreddin Hocann airliini Konu Alan Fkralar zerine Bir Deerlendirme, 1. Uluslararas Akehir Nasreddin Hoca Sempozyumu (Bilgi leni) Bildirileri 6-7 Temmuz 2005 Akehir, Yyy: Akehir Belediyesi Kltr Yaynlar, 2005. Tat, Mustafa. Edebiyattan eri Din-Tasavvuf Trk Edebiyat zerine Yazlar, Ankara: Aka Yaynlar, 1997. Tokmakolu, Erdoan. Btn Ynleriyle Nasreddin Hoca, (3. bask), stanbul: Ylmaz Yaynlar, 1991. Trer, Osman, Cengiz Gndodu. Salhaddn-i Uknin Vahdet-i Vcdla Alkal ki Rislesinin Arapkirli Hazm Tarafndan Yaplar Tercmesi, Tasavvuf, 23 (2009), Ankara. Trkmen, Fikret. Nasreddin Hoca Latifelerinin erhi (Burhaniye Tercmesi), (2. bask), zmir: Akademi Kitabevi, 1999. Uluda, Sleyman. Tasavvuf Terimleri Szl, (3. Bask), stanbul: Marifet Yaynlar, 1997. Yavuz, Yusuf evki. Ar , DA, 3, stanbul: Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, 1991.

128

http://www.millifolklor.com

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

http://www.millifolklor.com

129

Mill Folklor, 2011, Yl 23, Say 92

130

http://www.millifolklor.com

Vous aimerez peut-être aussi