Vous êtes sur la page 1sur 26

Altar Maket

Osmanlı Savaşları No 3, Şubat 2007

İki Türk Ordusunun birbirine girdiği


ANKARA MEYDAN MUHAREBESİ

1402

Ankara Muharebesi’nde, Timur’un savaş fillerinden birine saldıran Ordû-yi Hümâyûn neferleri.

1/72 ölçekteki bu diorama Orion Turkish Janissary, Zvezda Tatars Mongols ve Zvezda War elephants
kitlerindeki figürler kullanılarak, Altar Maket Stüdyosunda oluşturulmuştur.

Hicri, .27 Zilhicce 804, Cuma / Miladi, 28 Temmuz 1402 Cuma1

Dönemin iki büyük Türk devletinin uzun süredir beklenen büyük karşılaşmasının
meydana geldiği, Ankara’nın kuzey doğusundaki Çubuk Ovasında meydana gelen
meydan muharebesi.

1
İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s
128, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 310
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Çubuk Ovası, Çubuk, Ankara.


Sağ üst köşede Esenboğa Havalimanı görülmektedir. Kuzeyde Yıldırım, güneyde Timur muharebe düzeni
almış, Timur’un ordusunun sağ yanı Esenboğa havalimanına uzanmıştı.
Kaynak: Google Earth Uydu Görüntüleme Sistemi

Osman Gazi tarafından kurulan beylik, 14.yy boyunca temellerini sağlamlaştırdı ve


Osman Gazi’nin soyundan gelen, birbirinden yetenekli ve kararlı liderlerle 14.yy boyunca
hem Batıya hem de Doğuya doğru genişledi ve askeri ve siyasi gücünü ispatladı. Aynı
dönemde, Osmanoğulları Anadolu ve Balkanlarda gücünü artırırken, daha doğuda,
Maveraünnehir’de başka bir Türk devleti gücüne güç katmaktaydı. Timur isimli büyük
komutan ve devlet adamının önderliğindeki devlet güçlenerek büyüyor, aynı Osmanlılar
gibi gün geçtikçe kontrolü altındaki alanı genişletiyordu. Timur, 1368 yılında Emir oldu.
Timur etrafındaki dağınık vaziyetteki Türk ve Moğol boylarını birleştirmede başarılı oldu
ve askeri yeteneklerini bu güçle birleştirerek yedi sene zarfında İran’ı, 1378’de, nüfuzu
altına aldı ve buradan Azerbaycan ve Irak’a yönelerek buraları da ele geçirdi..2 Bu
başarılardan sonra yüzünü doğuya dönerek Hindistan seferi sonunda 1399’da tüm Kuzey
Hindistan’ı ele geçirdi.3 Böylelikle Timur, kendi devleti çevresinde bulunan dört Türk
devletinden ikisini yenmeyi başarmıştı (Hindistan Türk Hakanlığı ve Rusya’ya hakim
olan Altınordu devleti). Üçüncü devlet Mısır’daki Memluk sultanlığı ise Timur’un
baskısı altındaydı ve bu baskı sonucu ismen Timur’a tabiiyetlerini bildirdiler. Sona kalan
dördüncü devlet ise Osmanlı Devletiydi ve artık Timur’un hedefinde Osmanoğulları
vardı.4

Hint seferinden sonra tekrar Batıya dönen Timur Osmanlı sınırlarına dayanmıştı. 1400
senesinden itibaren Timur, Osmanlı sınırları içindeki yerleri şiddet kullanarak işgal etti ve

2
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 301
3
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 302
4
Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 34
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
Osmanlı ile sürtüşme başladı. Timur’un önünden kaçan, Osmanlı Sultanı Yıldırım’a,
Yıldırım’dan kurtulmak isteyen, Timur’a yöneldi. Anadolu’da halen bir birlik
sağlanamamış olduğundan farklı beylikler ve liderleri tehlikeli bir oyunla iki büyük
devletin birbirine girmesine zemin hazırlayıcı bir çabaya girdiler. Sivas’ı büyük şiddet
kullanarak yıkan Timur’a karşı Yıldırım’ın öfkesi büyüktü.5

Bu sebeplerden dolayı iki lider arasında mektuplaşmalar başladı. Önce birbirine hürmetle
başlayıp somut isteklerin karşı tarafa iletildiği bu mektuplaşmalarda giderek kontrolden
çıkıldı ve sert ifadeler ve hakaretler kullanılmaya başlandı.

Timur’un aşağılayıcı ve kendini beğenmiş bir mektubuna Yıldırım şöyle bir cevap verdi:

Ey Timur denen kuduz, kafir, soysuz köpek!

Mektubunda yazdıgın sözlerle benim gibi bir hükümdarı


korkutacagını sanarak, ne ahmak bir ugursuz oldugunu
gösterdin. Beni, önünden kaçan Acem ve Tatar
hükümdarcıkları ile mi kıyas edersin? Benim ordumu
Hind, Irak ve Herat askeri mi sanırsın? Anadolu’yu,
Sam, Haleb ve Bagdad’ı aldıgın gibi almayı mı
tasarlıyorsun? Sen ordumuzun bir tek defa maglup
oldugunu isittin mi? Dünya ve mal hırsıyla köpekler gibi
dövüsmekle ömür geçirdin, bununla ögünüyorsun. Bizim
hayatımız, din ve devlet ugruna gaza meydanlarında
geçmistir. İIste sen, iste cenk meydanı! Bekliyorum, ne
zaman istersen gel! Allah seni kahretsin ve Müslümanlar’a
daha fazla zulm edememen için sana uyanlara lanet olsun!6

Timur’un, aslında almayı beklediği bir cevaptı bu. Yıldırım veya Timur
mektuplaşmalarında ne derlerse desinler artık iki ordunun karşılaşması kaçınılmazdı.

Yıldırım Bayezıd, askeri yeteneklerini savaş alanında fazlasıyla göstermiş, son derece
zeki, ordusunu iyi tanıyan, ordusunu etkili sevk ve idare edebilen bir komutandı. I.
Kosova Savaşında babasının emrinde ve 1396’da Niğbolu’da kendi komuta ettiği Ordû-yi
Hümâyûn’la, Avrupa’nın seçme askerlerinden oluşan büyük orduyu yenmeyi başarmıştı.
Doğal olarak tüm Avrupa ordusunu yenen biri olarak ordusuna ve kendisine güveni

5
Timur’un Siva’ta yaptıkları için bakınız, Vilayetlerimizin Tarihi: Sivas, Hayat Tarih Mecmuası, Aralık
1967 eki, s 164-167
6
Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
tamdı. Yıldırım, ordusuna tam hakim, her emri anında en uçtaki savaşan birimlere dahi
ulaşan, düşmanın her hareketi hakkında günler öncesinden bilgi toplama ağına sahip,
araziyi kendi ordusu yararına etkili olarak kullanabilen ve en önemlisi kendisi de inançla
savaşan ve zafere inancı tam olan mert bir savaşçı liderdi.

Yukarda Yıldırım için saydığımız, bir orduya hükmetmek ve zafer kazanmak için
gereken tüm özellikler, Timur’da da vardı. Timur da hayatı boyunca savaşmış hem kişisel
hem de kumanda ettiği ordusuyla başarılar kazanmış, gururlu, düşmanını çok ince analiz
etme ve güçlü-zayıf yanlarını ortaya çıkarma becerisine sahip, muharebe alanında
emirlerini eksiksiz uygulatabilen ve muharebe hazırlıklarını muharebe alanına çıkmadan
başlatıp düşmanın tüm hareketlerini önceden haber alabilen yetenekli bir savaşçı liderdi.

Yukarda bahsettiğimiz kritik özelliklerin pek çoğu Yıldırım’ın Batı’daki düşmanlarında


yoktu. Timur da Doğu’da, Yıldırım vasıflarında bir düşmanla karşılaşmamıştı. İki lider,
birbirlerinin hareketlerini temkinli bir şekilde anlamaya çalışıyor ve yanlış bir harekette
tüm kazanımlarını kaybedeceklerinin farkında olarak birbirlerini gözlüyorlardı.

Timur etkili ve geniş bir haber alma sistemi kurmuştu. Sınırlarında, yerleşim birimlerinde
haber katiplikleri vardı ve bunların görevi bölge halkının ve sınır ötesindeki düşmanların
durumlarını, önemli gelişmelerini kendisine bildirmekti.7 Bu bilgiyi toplamakla ve
bildirmekle yükümlü haberci yanlış yaparsa ölümle cezalandırılırdı.8 Haber alamadığı
zamanlarda Timur acele hareket etmez beklerdi. Nitekim, Sivas’ı yıktıktan sonra daha
Batı’ya Osmanlı üzerine yürümedi çünkü bu casus teşkilatı vasıtasıyla tatmin edici
haberler alamamış ve çok çekindiği Yıldırım’ın ordusu hakkında bilgi edinememişti.

Timur’un bildiği bir şey daha vardı. Elindeki kuvvetler, düzenli ve disiplinli Osmanlı
ordusuna yetmeyebilirdi. Bu sebeple, Yıldırım’la karşılaşmadan önce Orta Asya’dan en
etkili ve güçlü birliklerini Anadolu’ya getirmeye çalışıyordu.9 Nihayet, ordusunu bu
seçme birliklerle takviye eden ve diğer tüm şartların artık Yıldırım’la karşılaşmak için
uygun olduğunu düşünen Timur, Yıldırım’a onun kabul etmesinin mümkün olmadığını
bildiği, kendi ağır isteklerini ileten bir mesaj yolladı. Kaçınılmaz noktaya gelinmişti ve
iki tarafın orduları harekete geçti.

7
Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 43
8
Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 44
9
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 306
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Yıldırım Bayezıd’ın Timur’la yapılacak karşılaşma için Ordû-yi Hümâyûn’u toplayışını gösterir harita.
Rumeli askerleri ve Sırbistan Krallığından Sırp birlikleri Edirne’de toplanıp, Anadolu askerleri ile Bursa’da
biraraya geldi.
Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,
103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s

Bursa’da toplanan, Ordû-yi Hümâyûn’un Timur üzerine yürüyüşü.


Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,
103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s

Bursa’dan yola çıkan Ordû-yi Hümâyûn iki koldan yürüyerek Ankara önlerine geldi.
Timur da harekete geçti ve birliklerini Sivas üzerine yürüttü. Habercileri kanalıyla artık
bilgi almaya başlamıştı, Osmanlı ordusunun hareketlerini takip edebiliyordu.10

Yıldırım, Timur’un Sivas’ta olduğunu öğrenince buraya yürüdü. İki ordunun öncüleri
Sivas ile Tokat arasında sıcak temas sağladılar fakat, Timur, Yıldırım’ın bu dağlık
bölgede geçitleri önceden tuttuğunu bildiği için bu yöne yüklenmedi ve Kayseri
istikametine yürüdü. Timur oldukça ihtiyatlı ve ağır bir ilerleyişe geçti. Yıldırım, Timur’u
istediği nispeten dağlık alana çekemeyince o da ordusunu yavaşça geldiği istikametten
geri çekmeye başladı ve iki ordu doğu batı hattında birbirlerine parelel olarak Ankara
istikametine yürüdü. Yıldırım’ı kendi peşinden gelmesine uğraşan Timur, duruma hakim
Osmanlı sultanını bu tuzağına düşüremedi.

10
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 308
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
Kırşehir’e doğru yürüyen Timur, Yıldırım’ın üzerine doğru geldiğini öğrenince telaşa
kapıldı ve süratle Ankara’ya yürüdü. Ankara kalesini kuşattı ve Ordû-yi Hümâyûn’un
kendi geldiği istikametten, yani güney doğudan, geleceğini hesaplayarak bu yönde düzen
aldı. Fakat, Yıldırım önderliğindeki Ordû-yi Hümâyûn Timur’un hiç beklemediği bir
süratte karşısına çıktı. İşin Timur açısından en dehşet verici yanı, Ordû-yi Hümâyûn’un
kendi beklediği güney doğu yönünden değil, hiç beklemediği kuzey doğu yönünden
karşısına çıkması oldu. Ordû-yi Hümâyûn kuzeyden gelmiş ve Çubuk Ovasındaki
Melikşah köyünde ordugah kurmuşlardı.11 Emir Timur ve büyük ordusu baskına
uğramıştı. Bu durum Timur’u telaşa düşürmüştü.

Yıldırım askeri dehasını ve süratini bir kez daha göstermişti. Tüm komutanları hemen
Timur ordusuna saldırıp dağıtmayı teklif ettiyse de Yıldırım, bu önerileri reddetti ve
Timur’u mertçe yenmek istediğini söyleyerek orduların düzenlerini alarak nizami bir
şekilde savaşmalarını arzu ettiğini söyledi. Timur hemen ordusunu düzene soktu ve
muharebe alanında iki büyük Türk ordusu, iki büyük Türk hükümdarı önderliğinde
savaşa hazırdı. Yıldırım ordugahını Melikşah köyünde kurmuş, Timur ise Saray köyünün
yakınlarında ordugahını kurmuştu.12 Timur’un su kaynaklarına hakim olduğu ve Ordû-yi
Hümâyûn’un su sorunu çektiği bildirilir.13

Taraflar Çubuk Ova’sında düzenlerini aldılar. İki ordunun mevcudu hakkında pek çok
görüş verilmesine rağmen, Timur’un topladığı ordunun 160 bin, Ordû-yi Hümâyûn’un ise
70 bin kişiden oluştuğu yaklaşımı akla yakındır.14 Timur ordusunda süvariler fazlaydı ve
oldukça süratli ve hareketli kuvvetlere sahipti. Ayrıca, Timur 32 adet savaş filine
sahipti.15 Fillerin nazik kısımları zırhlarla örtülü idi.16 Bu kuleli ve son derece süslü
koşumları olan fillerin üzerinden ok ve ateşler atıldığı aktarılmıştır.17 Filler üzerinden
nasıl ateş açıldığı konusu net değildir, kimi kaynaklar ateş toplarından kimileri ise
patlayan kumbaralardan bahseder.18 Okçular ve ateş topları veyahut Rum Ateşi adı verilen
silahlarla donatılmış bu fillerle Osmanlı ordusundaki piyadeleri ezmek ve süvarilerin
atlarını ateşle korkutmak hedeflenmişti.19 Fil görmemiş Osmanlı atları müthiş
ürkmüştü.20 Timur ordusunda fillere önem vermiş bir komutandı. Savaş alanında fil
kullanmanın tüm zorluklarına rağmen Anadolu’ya kadar bunları getirmişti. 1403
senesinde Timur’u ve ülkesini ziyaret eden İspanyol elçiye göre muharebede bir fil

11
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 310
12
Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 197
13
Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 167
14
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 311
15
Kaynak: Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427), İletişim Yayınları, İstanbul
1995, s 66
16
Tahsin Berkman, Harp Tarihi, Harp Okulu Basımevi, 1949, s 109
17
İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s
130, Justin Marozzi, Timurlenk, Yapı Kredi yayınları, Istanbul 2005, s 353
18
Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37 ve Caroline Finkel, Rüyadan
İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 26
19
İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s
130, Mahmut Esat Bozkurt, Aksak Demir’in Devlet Politikası, Kaynak Yayınları, İstanbul 2005, s 64-65 ve
Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 26
20
Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 37
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
[Timurluların gözünde] bin piyadeye bedel sayılıyordu çünkü filler hücum ettiler mi her
rastladıklarını çiğneyip geçiyor, yaralandıkları zaman da çılgınca harb ediyorlardı, fillerin
dişleri kesilerek uçlarına kılıç gibi silahlar dikiliyordu ve filler bunlarla saldırınca ortalığı
kasıp kavuruyorlardı ayrıca filler üç gün bir şey yemeden harb edebiliyorlardı.21

Muharebe alanında iki tarafın aldığı düzen şu şekildeydi. Kuzeyde bulunan Ordû-yi
Hümâyûn’un merkezinde Yıldırım Bayezıd, Şehzadeler Mustafa, Musa, İsa Çelebiler
bulunuyor bunların önünde Kapıkulu süvarileri, yeniçeriler ve önde azaplar yer alıyordu.
Sağ kanatta Anadolu kuvvetleri yer almıştı. Önlere okçular yerleştirilmişti. Sol kanatta
Rumeli askerleri bulunuyordu. Bunlarla beraber Yıldırım’ın kayınbiraderi olan Sırp
despotu komutasındaki süvari birlikleri vardı. Önde yine okçular vardı. Sağ ve sol
kanatların arkasında Anadolu beyliklerinden askerler ve Kara Tatarlar bulunuyordu. En
geride ihtiyat kuvvetleri yer almıştı.

Timur kuvvetleri, muharebe alanının güneyinde düzen aldı. Kuvvetler iki hat üzerinde
kademeli düzen aldı. 2. hat Merkezde Timur yer almıştı.Sağ ve sol kanatlara Timur’un
oğulları kumanda ediyordu. Ordunun önünde ürkütücü görüntüleriyle savaş filleri
yerlerini almışlardı.

İki orduyu oluşturan askerlerin namaz kılması ve dua etmesinin ardından Timur ordusu
tarafında çalınan borular ve kösler duyuldu. Birlik sancakları açılmış ve Timur ordusu
yavaş yavaş ilerlemeye başlamıştı. Uzaktan çelik bir duvar geliyordu.22 Böylelikle,
muharebe Timur ordusunun Ordû-yi Hümâyûn’un sol kanadına hücumu ile başladı.23

Ordû-yi Hümâyûn’un sol kanadı bu hücumu durdurmayı başardı ve Timur kuvvetlerine


karşı saldırıya geçti. İlerleyen Rumeli askerleri Timur ordusunun önündeki birbirine
zincirlerle bağlı filler ve Timur’un zırhlı süvarileri karşısında zorlanmasına rağmen ileri
atılmayı başardı.24 Sol kanatta bunlar cereyan ederken, Timur’un olağanüstü casusluk
becerileri sayesinde kendi tarafına geçmeye ikna ettiği, Osmanlı sol kanadının ihtiyatında
bulunan Kara Tatarlar, oldukça iyi savaşan Rumeli askerlerine ve Sırp kuvvetlerine
arkadan saldırdı. Osmanlı sol kanadı iki ateş arasında kalarak bozuldu. Aynı ihanet
Osmanlı’nın sağ kanadında da yaşandı. Timur emrindeki Anadolu beylerine öne çıkıp
bayrak sallayarak Yıldırım’ın ordusundaki kendi adamlarına işaret vermelerini emretti ve
sağ kanat da iki ateş arasında kalarak bozuldu. Kanatları çökmesine rağmen merkez

21
Ruy Gonzales De Clavijo, Timur Devrinde Kadis’ten Semerkand’a Seyahat, Kesit Yayınları, Ocak 2007,
158 ( ve sayfa 131 ve 152) ve İspanyol elçisi Clavijo’nun Semerkand Sefaretnamesi, Kaynak: Hayat Tarih
Mecmuası, Ağustos 1967, s 22 Aslında tüm savaş tarihine bakıldığında fillerin muharebede kullanımının
oldukça sınırlı kaldığı görülür. Temel olarak fili savaşta kullanmak zordur. Bakımı, beslenmesi ve üreme
zorlukları gibi büyük sorunların yanında fil gibi barışçıl doğaya sahip bir canlı, muharebe alanının kaosu,
gürültüsü, kokusu ve hareketinden kolayca paniğe kapılabilir ve kendi ordusu dahil, önüne gelen tüm
insan, mevzi, ordugah gibi şeyleri ezerek kaçabilirdi. Yaralandığı zaman da aynı durum geçerliydi, gördüğü
en kısa yoldan alanı panik halinde terk etmeye çalışan yaralı bir fil, kendi ordusunu ezerek düşmanın önünü
açabilirdi. Bu sebeplerden dolayı, antik çağlardan beri savaşlarda fil kullanımı oldukça sınırlı kalmıştır.
22
Tahsin Ünal, Türk Askerlik Kültürü, Berikan Yayınları, Ankara 2001 , s 128
23
Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri, 103
sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34 ve Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit
Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 198
24
Mufassal Osmanlı Tarihi, İskit Yayınevi, Şehir Matbaası, İstanbul 1957, s 199
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
sadakatle ve korkunç bir dirençle dayanıyordu. Nitekim Timur kuvvetleri kanatlardan
Osmanlı merkezinin yanlarına sarkmaya ve orduyu kuşatmaya başlamıştı. Padişahla
beraber Yeniçeriler ve Kapıkulu süvarileri, Sırplarla beraber canlarını dişlerine takmış
savaşıyorlardı. Sırpların bu kadar gayretli ve kahramanca savaşmaları Tirmur’un bile
takdirini kazanmış ve Yıldırım’ın “kafir çerisiyle iyi cenk ettiğini” ve bunların kusur
etmediğini söylemiştir. 25Öğleden sonra, muharebenin kaybedildiğini anlayan komutanlar
çekilmeyi teklif ettiler. Yıldırım bunu şiddetle reddetti ama tüm komutanlarının
çekilmelerine izin verdi. Akşama doğru, Yıldırım bir avuç askeriyle gerisindeki
Çataltepe’ye çekildi. Etrafında sadece kapıkulu askerleri yani yeniçeriler ve solakları
kalmıştı.26 Tüm tepe Timur kuvvetleri tarafından sarıldı. Yıldırım Bayezıd elinde ağır bir
savaş baltasıyla kendisini almaya gelenleri birer birer düşürüyor ve “müthiş baltasının
her bir darbesini öyle vuruyordu ki ikinci bir darbeye hacet kalmıyordu”.27 Yıldırım,
karanlık çöktükten sonra bu kuşatmayı yarmaya çalıştıysa da bu hattı yaramadı ve
yakalandı. Sabah saatlerinde başlayan muharebe, tüm gün devam etmiş ve gece yarısına
doğru sona ermiştir. Muharebe toplam 14-15 saat sürmüştür.28

Büyük muharebe sona ermişti. Bundan sonrası rivayet ve hikayelerle doludur. Yıldırım’ın
nasıl öldüğü, Timur’un ona nasıl davrandığı konuları yıllarca merak edilmiştir. Hikaye ne
olursa olsun, büyük zaferler kazanmış, yüksek askeri zekaya sahip cesur bir komutan ve
devlet adamı, 3 Mart 1403 tarihinde 43 yaşında esarette hayatını kaybetmiştir.29 Timur,
zaferi sonrası Fransa Kralı VI. Şarl ve İngiltere Kralı IV. Henry’ye mesaj yollamış ve
kendilerinin, Niğbolu’da yenemedikleri Osmanlı hükümdarını, yendiğini müjdelemiştir.30

Türk tarihinin en acı savaşlarından birini oluşturan Ankara Meydan Muharebesi


sonucunda, büyük emeklerle kurulmaya çalışılan Anadolu Türk birliği dağıldı, rakip
beylikler tekrar ortaya çıktı. Osmanlı’da taht kavgası başladı ve Osmanlı otoritesi
zayıfladı. Fakat Osmanlı, Yıldırım’ın babası, Padişah I. Murad’dan beri meydana
getirdiği sağlam kurumlar dolayısıyla, atılan sağlam temeller, Şehzade Süleyman ve
Vezir Çandarlızade’nin savaştan kurtarmayı başardığı seçkin askeri birlikler sayesinde
yıkılmamış, kısa bir toparlanma sürecinin ardından eskisinden daha güçlü olarak, o
zamana dek görülmemiş parlak bir döneme girmişti. Ankara’da muharebe alanından galip
ayrılan Timur ise tekrar doğuya dönmüş Çin üzerine yürümüştür. 1405’te o da hayatını
kaybetmiş ve kendisinden sonra kurduğu devleti kısa sürede parçalanmış ve yıkılmıştır.

25
Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 167 ve İsmail
Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 313
26
Mehmed Neşri, Neşri tarihi, Cilt 1, Kültür ve Turizm bakanlığı Yayınları, Ankara 1983,s 168
27
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 313
28
İsmail Hami Danişmend, izahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, Cilt 1, Türkiye Basımevi, İstanbul, 1947, s
130
29
Tahsin Tunalı, Ankara Savaşı, Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 39
30
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, s 314
RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Avrupa’lıların gözünden Timur ordusu


Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, Şehir Matbaası, İstanbul, 1957,s 216

Timur’un filleri’ni gösteren 15. yy’a ait bir minyatür


Kaynak: Medieval Warriors, The Age of Tamerlane, Osprey Publishing, Spain, 2004, s 15

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur ordusunda bulunan süvariler


Kaynak: Medieval Warriors, The Age of Tamerlane, Osprey Publishing, Spain, 2004, s 5

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur’u tahtında otururken gösteren bir minyatür


Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1967, s 23

Timur’un Ağustos 1403’de Gortin Kalesini kuşatması esnasında gösteren minyatür


Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts,
London 2005, s 219 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Ağustos 1401’de Timur Bağdatı alırken gösteren minyatür


Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts,
London 2005, s 219 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur tahtında bir eğlenceyi izlerken


Kaynak: Orjinali Zafername’de olan Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts,
London 2005, s 220 isimli kitapta tekrar basılan minyatür.

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur ve Altınordu devleti hakanı Toktamış Han arasındaki muharebeyi gösteren minyatür. Minyatürün üst
kısmında alt üzerinde mavi kıyafetli mızraklı Timur, Cengiz Han soyundan geldiği için kendisine üstünlük
taslayan Altınordu Hakanı Toktamışı bir seri muharebe sonucu 1396’da tamamen yenmeyi başarmıştır.
Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 204

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur ordusunun çoğunluğunu oluşturan zırhlı süvarilere örnek.


Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 212

Savaşan süvariler
Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 212

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

1398’de Delhi’yi ele geçiren Timur’un , bu başarısından sonra düzenlediği ziyafet ve kutlamalar.
Kaynak: Turks: A Journey of a Thousand Years, Royal Academy of Arts, London 2005, s 218

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Önce Niğbolu’da Yıldırım’a sonra Timur’a esir düşmüş, dönemin tanıklarından Alman savaş esiri
Sciltberger’in gözüyle Timur Ordusunda kullanılan fillerden biri.
Kaynak: Johannes Schiltberger, Türkler ve Tatarlar arasında (1394-1427), İletişim Yayınları, İstanbul 1995,
s 73

Avrupa’da Graz Eggenberg şatosundaki bir dizi tavan resminde bulunan panolardan biri. Burada,
Avrupalıların gözüyle, Ankara Muharebesi sonrası Yıldırım Bayezıd’ın yakalandıktan sonra kafese
konulduğu resmedilmiştir.
Kaynak: Caroline Finkel, Rüyadan İmparatorluğa Osmanlı, Timaş Yayınları, İstanbul 2007, s 172-173
arasındaki resimlerden

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Timur
Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1967, s 24

Sultan Birinci Bayezıd (Yıldırım Bayezıd). 1389 ile 1402 tarihleri arasında Osmanlıyı yöneten dördüncü
padişah. Yetenekli, hızlı karar alan, hızlı uygulayan bir komutan ve idareciydi. Yıldırım lakabının içi boş
bir sıfat oladığını defalarca savaş meydanlarında ispatlamış, ordusuna tamamen hakim bir komutandı.
Kaynak: Hayat Tarih Mecmuası, Ocak 1972, s 35. Aslı Topkapı Sarayı Müzesindedir.

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Haritalar

Orduların muharebe alanında aldıkları düzen


Kaynak: Mufassal Osmanlı Tarihi, Şehir Matbaası, İstanbul, 1957,s 199

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Kaynak: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara,
arkadaki krokiler No 3

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Kaynak:Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi IIIncü cilt 1nci kısım (1299-1451), Genelkurmay Basımevi, Ankara
1964, s 64 sonrası kroki 22

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Muharebe alanında Ordû-yi Hümâyûn’un aldığı düzen


A: Azablar B: Yeniçeriler
C: Rumeli Askeri D: Anadolu Askeri
E: Başkomutan (Sultan II. Murad) F: Kapıkulu Süvarisi, Sipahiler
S: Sırp süvarileri
xxx: Kazıklar

Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,
103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 26

Bu haritada Ordû-yi Hümâyûn kırmızı Timur ordusu mavi ile gösterilmiştir. Kara Tatarların ve Anadolu
beylerine bağlı askerlerin Ordû-yi Hümâyûn’un sağ ve sol kanatlarını vurmaları mavi oklarla, Ordû-yi
Hümâyûn’un kanatlarının muharebe alanından kaçışları kesik kırmızı oklarla gösterilmiştir.
Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,
103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Çataltepe’ye çekilen ve direnen Yıldırım ve Kapıkulu askerlerinin Timur ordusu tarafından sarılması.
Bu haritada Ordû-yi Hümâyûn kırmızı Timur ordusu mavi ile gösterilmiştir
Kaynak: Necati Tacan, Batı Türklerinin (Osmanlılar) Teessüs ve İstila Devirlerinde Harb Güdemi Usulleri,
103 sayılı Askeri Mecmuanın lahikası, Askeri Matbaa, İstanbul, 1936, s 34

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket

Muharebenin gelişimi ve sonuçlanması


Kaynak:Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi IIIncü cilt 1nci kısım (1299-1451), Genelkurmay Basımevi, Ankara
1964, s 64 sonrası kroki 23

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
KÜNYE

Ankara Meydan Muharebesi

Muharebe tarihi
28 Temmuz 1402, Cuma

Muharebe alanı
Çubuk Ovası, Ankara

Muharebe alanının topografik özellikleri


Düz bir alan. Çubuk Ovasının ortasından Çubuk Çayı geçmekteydi.

Savaşan Taraflar
Ordû-yi Hümâyûn Timur Tarafı
(Piyade ağırlıklı) (Süvari ağırlıklı)
Azablar Timur ve oğulları torunları tarafında kumanda
Rumeli askeri edilen Timur Devleti Ordusu.
Anadolu askeri Anadolu beyleri, Aydın Beyi, Germiyan Beyi,
Kapıkulu süvarileri (sipahiler) Menteşe Beyi, İsfendiyar Beyi de bu ordu saflarında
Yeniçeriler yer aldı.
Sırp süvarileri
Anadolu beylikleri askerleri: Germiyan, Karaman,
Aydın, Saruhan
ve Kara Tatarlar

Tarafların sayısal gücü


Osmanlı Tarafı Timur Tarafı
70 bin kişi 160 bin kişi
32 adet savaş fili

Tarafların muharebe alanında aldıkları düzen


Osmanlı Tarafı Timur Tarafı
Alanın kuzeyinde Melikşah köyü vardı ve Yıldırım Timur ise Saray köyü yakınına ordugah kurmuştu.
ordugahını burada kurmuştu. Ordusunun sağ yanını Ordusunu sağ yanını şimdiki Esenboğa Havalimanı
Mire dağının eteklerine, sol yanını da Çubuk önlerine sol yanını da Mire dağının hafif dalgalı
çayının vadisine dayamıştı. kenar eteklerine uzatmıştı.

Savaşan tarafların başkomutan ve önemli komutanları


Osmanlı Tarafı
Başkomutan Başkomutan
I. Bayezıd, “Yıldırım” Timur (Timurlenk veya Aksak Timur)

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa
Altar Maket
Komutanlar Komutanlar
Şehzade Süleyman Çelebi (sol kanat) Şahruh (birinci sıra, sol kanat)
Şehzade İsa Çelebi (merkez ikinci sıra sol) Miranşah (birinci sıra, sağ kanat)
Şehzade Musa Çelebi (merkez ikinci sıra sol) Emirzade Ömerşah (birinci sıra, merkez)
Şehzade Mehmet Çelebi (ihtiyat) Emirzade Sultan Hüseyin (ikinci sıra, sol kanat)
Şehzade Mustafa Çelebi (merkez ikinci sıra sağ) Emirzade Sultan Ebubekir (ikinci sıra, sağ kanat)
Vezir Çandarlızade Ali Paşa (merkezde) Emirzade Mehmet Sultan (ihtiyat)
Anadolu Beylerbeyi Kara Timurtaş Paşa (sağ kanat)
Rumeli Beylerbeyi Hoca Firuz Bey (sol kanat)
Stefan Lazareviç (Sırp despotu, Yıldırım’ın
kayınbiraderi, sağ kanat, ikinci sıra)

Taaruza başlayan taraf


Timur ordusu. Muharebe, Timur kuvvetlerinin sağ kanadının Osmanlının sol kanadına hücumu ile
başlamıştır.

Muharebenin süresi
Sabah altı veya onda başlamış, tüm gün devam etmiş ve gece yarısına doğru sona ermiştir. Toplam 14-15
saat sürmüştür.

Kazanan taraf
Timur Devleti ordusu

Sonuç
* Yıldırım esir düştü ve esarette hayatını kaybetti.
* Büyük emeklerle kurulan Anadolu Türk birliği dağıldı, rakip beylikler tekrar ortaya çıktı. Osmanlı’da taht
kavgası başladı ve Osmanlı otoritesi zayıfladı.
* Fakat Osmanlı, I. Murad’dan beri meydana getirdiği sağlam kurumlar dolayısıyla ve Şehzade Süleyman
ve Vezir Çandarlızade’nin savaştan kurtarmayı başardığı en seçkin askeri birlikler sayesinde yıkılmamış,
toparlanma sürecine girmiştir.
* Timur, tekrar doğuya dönmüş Çin üzerine yürümüş ve 1405’te o da hayatını kaybetmiştir.

©Altar Maket
Her hakkı Altar Maket’e aittir, izinsiz kopyalanamaz. Kaynak göstermek kaydıyla, burada yer alan görüş, bilgi ve resimlerden
araştırmalar ve kişisel kullanım için faydalanılabilir.

RReepprraaeesseennttaa V
Viittaamm
T
Tuuuumm pprroopprriiuumm M
Muunndduumm aaeeddiiffiiccaa

Vous aimerez peut-être aussi