Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
PARA
TOPLUMU
1984 Yurdaer ERŞAN – Mustafa OKTAY
2
İÇİNDEKİLER
BİRİNCİ BÖLÜM
İKİNCİ BÖLÜM
I. KESİM: MÜBADELE DEĞERİNİN TEMEL
KARAKTERİSTİKLERİ
İşlevi.................................. 19
II E.E.O.P.Mübadele Aracı Olarak, Bütünleyici
İŞlevi .................................. 21
III E.E.O.P.Dolaşım Aracı Olarak, Bütünleyici
İŞlevi .................................. 26
TV E.E.O.P.Ödeme Aracı Olarak, Bütünleyici
İşlevi .................................. 28
V E.E.O.P.Ölçü Birimi Olarak, Bütünleyici
İşlevleri ................................ 30
VI E.E.O.P.İnsanı Zamanda Bütünleyici İşlevi ..... 33
VII E.E.O.P.Metaların Temsilcisi Olarak,
Bütünleyici İşlevi...................... 36
VIII E.E.O.P.Üretimin ve Tüketimin Aracı Olarak,
Bütünleyici İşlevi .....................37
IX E.E.O.P.Birikim Aracı Olarak, Bütünleyici İşlevi.38
X E.E.O.P.İktidar ve Mülkiyet Aracı Olarak,
Bütünleyici İşlevi ................ .....45
3
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
BİTİRİRKEN ............................................82
4
acı çekiyorlar."
Y.İ.ZAMYATİN
5
"Dolar dalgalanõyor!"
Sular ayaklarımdan belime
İlerliyor-çekiliyor.
Güneş altında iç ürpertici bir nefes alıp-verme,
titreyip-büzülme, gevşeyip-rahatlama,
garip bir haz!..
Ve ben,
zaman dışı bir varlık
Enerji partikülü,
insan!..
dalgada,
bundan üç milyar yıl önceki
bir zamanda,
büzülüp-gevşeyerek
kumsalı yaladığında dalga
kalmışım orada,
titreyip-büzülerek, gevşeyip-rahatlayarak.
Ve ben
zamanda
oniki milyon yıl önce
bir ağacın tepesinde,
savunmasız,
titreyip-büzülerek; gevşeyip-yayılarak
yattığım yerde dalgalar ayaklarımdan belime
gelip-giderken.
Gün ,
dokuz milyon yıl aşağı indiğinde,
elimde sivriltilmiş bir sopa
titreyip
ürpererek
toprağı eşelerken,
soğuk bir Cola'yla
rahatlıyorum!..
"Dolar dalgalanıyor!"
Ve ben gerilip-gevşiyorum,
her zerremde bin parça olup
dağılıp-yayılıyorum.
Parçalandıkça ben her atomumda,
çoğalıp-büyüyorum, yayılıp-genişliyorum.
Bölündükçe ben
Çoğaldıkça ben
Yayıldıkça ben
her zerremde ben,tükendikçe
rahatlıyorum.
7
Gün,
iki milyon dokuz yüz doksan beş bin yıl
daha aşağı indiğinde;
ben
elimde kil tabletle
Zift diyarından Ur'a giderken
titreyip-büzülüyorum.
Elimde telefon,
ayaklarımla suları dalgalandırırken
,
gevşeyip-rahatlıyorum.
Dalgalar yükselip-alçaldıkça
Ben,
kasılıp-titriyor, gevşeyip-rahatlıyorum.
Garip bir haz bu,
PARA,.. dalgada.
Aklım,
bilgim,
gücüm,
zamanım, herşeyim benim, PARA!.. Bende kendini
kendinde beni
yaratan PARA!..
Kilde biçimlenip, bakırda alazlanan,
gümüşte açılıp;
altında parlayan,
kâğıtta bir kuş gibi
hafifleyip,
dalga dalga
yayılıp-büyüyen,
varlığım benim.
Dolar boşalır, tekrar dolar
dalgalar ayaklarımı yalar.
Ve bana,
garip bir haz verir
bütün bunlar...
Bir sorsalar, ulan nedir
8
bu dalga!..
Neden,
dal-ga-la-nır bu PA-RA?
İlm-i iktisat, keser hemen
Dalgayı.
Dünya ekonomisinde
dalgada-durgunluk
durgunlukta-dalga!
enflasyon-stagnasyon
stagnasyon-enflasyon
ve de
stagflasyon!.
BAŞLARKEN
gerekir.
10
türmüştür.
(2)A.Einstein-L.İnfeld:Fiziğin Evrimi,s.244
İNSAN;
1 ) D a n e c i k -dalga bütünlüğünde kavranabilecek olan bir
canlı organizmadır. Bir maddi bütünlüktür.
2 ) Doğayla kurduğu bütünlükte sistemler bütününden
oluşan, bir açık - akar sistemdir.
BİRİNCİ BÖLÜM
I.1. GİRİŞ
İnsanların günlük yaşamlarında, en basit bir alış-veriş
ilişkisinde, ayaküstü oluşturdukları alternatif ekonomi-
politikaları, özü itibarıyla herbirinin kendi somutluğundan
kalkarak, biçimlendirdikleri birer ekonomi-politikasıdır.
(4)A.S.Akat:İktisadi Analiz,s.73.
1.2. İNSAN
I.3. PARA
(9) Diliimizde, özellikle doğu anadoluda davara hâlâ mal denir, Asya Türklecinde Tavar, m al
demektir. Slav dillerinde de bu anlamda kullanõlõr. Örneğin Rusca'da TOBAP, Leh dilinde TOWAR
m a l yerine kullanõlõr.
33
(11) Enerji, insanõn doğadan çeşitli araçlarla aldõğõ ve kendinde dönüşüme uğratõp emek
biçimine sokarak dõşa verdiği güçtür. Gücünü yoğunlaştõrdõgõ herşeyde, aynõ zamanda bir
ilkel yaşam biçimlerine kadar çesitli yaşam biçimlerinin de aynõ zaman diliminde varolduğu
bilinen bir gerçektir. Ve bunlarõn para ilişkilerinin dinamizmiyle süratle evrilerek en üst
.
39
İKİNCİ BÖLÜM
I. KESİM
MÜBADELE DEĞERİNİN TEMEL KARAKTERİSTİKLERİ
Oysa Para:
Mübadele Nedir?
yönelmiştir (13)..
a) Zaman Enleminde:
b) Zaman Boylamında:
Eğer doğalcı m a n t ık t a n k o p up , z o r un l u l u kl a r ı n
b i l gisini üreten bir bilim disiplini olabilseydi, o zaman
bil i m olarak kendisinin de,bu haliyle, sona
erebileceğini ve tarihselliğini ifade etmek zorunda
kalırdı.
b) Ya da i k ti s at çı l ar d o ğa l bir s ez g iy l e, bu
ve benzeri bir s ür ü si s te min r a sy on e ll e ri yl e ba ğ lı
gerçeklerin, anlaşılır kılınmamasında,kendi
varoluşlarının,hikmet-i vücutlarının nedenini
g ö rm e k t ed i r l e r .
Ç ü n k ü p ar a a l tı n s t an d a r d ın da n k o p m u ş , k a ğı t
para biçimiyle o;
yapmamız gerekir.
Uluslararası platformda alınan, altın standardından
kopma kararı, ulusal siyasal otoriteleri de altına bağımlı
olmaktan kurtararak;onları kendi paralarının değerlerini be-
lirlemede bağımsızlaştırmıştır. Aslında bu bağımsızlık sözde,
görece bir bağımsızlıktır. Çünkü uluslar, uluslararası bir
hiyerarşiye tabidir.
2.4-Tüm, ür e t i m i l i ş k i l e r i n i n , t a r i h s e l s ü r e ç
bu bağlamda; m ü b a d e l e a ra c ı o l a r a k g i r d i ğ i
v e b ü t ü n l ü ğ e gidişi başlat m ı ş t ı r .
olarak:
Böylece:
P a r a b u i ş l e v le r i :
gizlenmiş olur.
8 - Ev r en se l e şd eğ e r o l a n pa r anı n, ür et im ve tü ke ti m
ara cı olarak, bütünleyici işlevi :
bütünleyici işlevi;
9 . 1 - A l d ı ğ ı t a r i h s e l , ö z g ü l biçimlerde (altın gümüş
vb. ) s e r v e t bi r i k t i r m e a r a c ı o l m a ö z e l l i ğ i n i ,
g el i n c e , b i r i k i m a r a c ı o l a r a k , s a d e c e b i r t e k
işlevid ir.
o n u n k e n d i ta r i h i nd e g er ç e k l e ş ti r d i ğ i b i r
d e v r i m d i r. B u n u n ö n e m v e a n l a m ı g ö r ü l ü p
a tılı m ı ya pm ışt ır .
İKİNCİ KESİM
P a r a ü ret imi , k a p i t a l i z m i n ö z ü d ü r . K a p i t a l i z m ,
kendinden önceki kullanım değeri üretimine dayalı
üretim ilişkilerini, müba del e de ğe ri üre ti min e
dönüştürmekle, bu özünü gerçekleştirir. Böylece
ü r e t i m ; m a d d i s ü r e ç t e , kendisi için üret im olm ak tan
ç ı k ar başkası için ür eti m h a l i n e d ö n ü ş ü r .
undan ve d o l a y s i y l e b u z o r u n l u l u k d a n k a y n a k l a n ı r .
dönüşüm s o r u n u n u n k a y n a ğ ı , ç o k e s k i l e r d e d i r . S o r u n u n
s o r u n u , p a r a k a d a r eskidir diyebiliriz.
T a c i r l e ç i z m e ğe ç a l ı ş t ı ğ ı mı z, y e n i in s a n ti p i ,
paranın yarattığı bir tiptir.Kendi d i n a m i ği,pozitif yönü
kaynaklanır.
77
Üretim i l i ş k i l e r i n i n m e t a ü r e t i m i i l i ş k i l e -
r i n e dönüştüğü b i l i n i r v e m ü b a d e l e d e ğ e r i ü r e t i m i
olduğunu söylediğinde, b e l i r t m e d i ğ i ç o k ö n e m l i b i r
bütün c a n l ı f a kt ör l er i , bu zin c ir d e, ad et a b i re r
t a c i r h a li ne g el i r . B a ş k a d e y i ş l e , t a c i r d e
çözemez.
B u b ö l ü ş t ü r m e s a y e s in de o l u ş t ur d u ğ u h e r
o r g a n l a şm a d ü ze y i , o n u n g e l i ş m e s i v e s e r p i l m e s i d i r .
Bu, onun genişletilmiş yeniden üretimi demektir.
İnsanın, kendinin yeniden üretimi sürecinde,
y a r a t a c a ğ ı h e r o r g a n l a ş m a , a y n ı z a m a n d a onun
kendisinin genişletilmiş yeniden üretimidir. Bu süreçte
insanın ge l iş im i, or ga n laşmaya ayıracağı enerji-zaman
payının b ü y ü m e s i n e b a ğ l ı d ı r . O h a l d e h e r i k i e n e r j i -
z a m a n p a y ı n ı n a r a s ı n d a , bir dengesi zli ği n va rlı ğ ı ve
bu n u n g i d e r e k ar t an bi r b iç im d e, bü y üy ec e ği aç ık t ır .
B ö l ü ş ü m ü n b u ke r t e d e b a ş l am ı ş o l m a s ı, i n s an dediğimiz
canlı organizmanın bilincinde olmadan, en az emekle en
çok enerji,az çıktı ile en çok girdi elde etmeye yöneldiğini
gösterir. İnsan, en az emek ilkesini uygulamada, sınırsız
bir potansiyele sahiptir. Kendisini bu sınırsız potansiyeli
i l e d i ğ e r t ü m canlılardan a y ı r a n ve onun özgül değiş-
m e z l i k bağıntılarından biri olan en az emek ilkes ini
u y g u l a m ay a ; bilincinde o l madan, ya şamın dayattı ğ ı bir
zorunluluk olarak başlamıştır.
B u b ö lü ş t ü r me s a y es in d e , o l u ş t u r d u ğ u h e r
o r g a n l a Şm a h a l i , o n u n g e l i ş m e s i v e s e r p i l m e s i d i r .
Bu, insanın genişletilmiş yeniden üretimi
demektir. İnsanın, kendinin yeniden üretimi
sürecinde, yaratacağı her organlaşma, aynı zamanda
kendisinin, genişletilmiş yeniden üretimidir. Bu süreçte
insanın gel i ş im i, or ga n laşmaya ayıracağı enerji,zaman
payının b ü y ü m e s i n e b a ğ l ı d ı r . O h a l d e , h e r i k i
e n e r j i , z a m a n p a y ı a r a s ı nd a, bir den gesiz li ği n
va r l ığ ı v e b u n u n g i d e re k a rta n b i r b iç im d e
b ü y ü y e c e ği a ç ık t ır . B öl ü şü mün , b u k e r t ed e b a şl a m ı ş
o l m a s ı , i n s an dediğimiz canlı organizmanın bilincinde
olmadan, en az emekle en çok enerji;az çıktı ile en çok
girdi elde etmeye yöneldiğini gösterir. İnsan, en az emek
ilkesini uygulamada, sınırsız bir potansiyele sahiptir.
Kendisini, bu sınırsız potansiyeli i l e , d i ğ e r t ü m canlı-
lardan a y ı r a n ve onun özgül değişi ş m e z l i k bağıntıla-
rından biri olan, en az e m ek ilk esini; bilincinde
o l m a d a n, y aş a m ı n d a y at t ığı bir zorunluluk olarak
uygulamaya başlamıştır.
A m a , h e r k er te d e a l ı na n e n e r j i n i n b ö l ü ş ü m ü ; b a s i t
yeniden üretimle, genişletilmiş yeniden üretim
arasındaki dengesizliği, yeni bir d e n g e s i z lik
kertesine ulaştırır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
artık parada görür, parada ölçer. Onun için para, her an, her
bozar.
g e l i ş i p - s e r p i l m e m i e n g e l l e y e n n e varsa yıkılmalıydı.
g e l m i ş t i k i , k a ğ ı t h a l i m d e bile, yediğim u l u s a l
d evletler i n k e n d i e g e m e n l i k a l a n l a r ı n d a d o l a ş a b i l i -
rabilirlerdi.
İ k a m e ci l ik b a ş l a mı şt ı !. "Bağımsız" sanayileşme,
k a l k ı n m a r ü z g a r l a r ı e s i y ordu dünyada!..Batıdan,
t ü k e t i m m a l l a r ı ü r e t e n m akineler ta şıyordum ikameci
ü l k e l e r e , o r a l a r d a n göğsüm k a b a r a k a b ar a , b en i i h ya
e d e n t o p r a k l a ra dönüp; makine üreten makinelerde
katlanıp-katmerlenip yoğunlaşıyordum.
S a l ı n ıp - ya ns ı yo r du m, y o ğ u nla ş ıp - ya y ıl ıy o rd u m.
K e y nes'in ruhu şad olsun, Keynesgiller sayesinde dünyayı
dolanıyordum .
Ama h e r k a n a t ç ı r p ı ş ı n d a b i z i d e u n u t m a , u ğ u r l a r
o l s u n yavrum!.." demişti.
19 7 2' d e a i l e m t o p l a n mı ştı . D avi d R oc ke fel le r,
Marx K o n h n s t a m , G e o r g e F ra nk l i n , Z i b i g B r z e i s in k i ,
Alden Clausen (Bank of America Başkanı), J.P.
A u s t i n ( C o c a - C o l a B a ş kanı), P e t e r P e t e r s e n ( L e h m a n
Brothers Başkanı, eski bakan), George Ball
( P e t e r s e n ' i n ç a l ı ş m a a r k a d a ş ı , e s k i bakan ), J.K .
Jamieson (Exxon Başka nı), L ee Morgan ( Caterp i l l a r
Başkanı), David Packard-Hewlett Packard Company
B aş k a n ı), Ro b e r t R o s a ( E ski Maliye Bakanı, Averell
H ar r ima n ' ı n G a l ıŞ m a a r k a daşı), Michael Blumenthal
( Ro c k e f e l l e r V a k f ı Di r e ktörü,
B e nd i x B aş ka n ı ) , C y r us V ance (Rockefeller V ak fı
D i r e k t ö r ü Si m ps o n Th a tc h e' nin ça l ı ş m a ar k ad a ş ı ).
G ı v o n n i A g n e l l i ( F i a t ' ı n p atr onu), K urt B renb ach (Batı
Alman milletvekili, eski Hıristiyan Demokrat
h ü k u m e t i n ü y e s i , Thyssen Demir-Çelik grubu Başkanı ),
Pierre Jouven(Pechiney-Ugine-Kuhlmann Başkanı ),Baron
Lambert(Banker),J o h n L o u d o n ( R o y a l D u t c h P e t r o l e u m
Başkanı), Sir Eric Roll(Warburg Bank Genek Müdürü-
İ n g i l t e r e B a n k a s ı e s k i B a ş k a n ı ) , H ans Gunther Sohl
(Federal Almanya Sanayi Birliği Başkanı),Sir Ready Gedder (
Dunlop Başkanı),Guiseppe Glis e n t i ( R i n a s c e n t e D i r e k t ö r ü ) ,
J a c c u e s d e F o u c h i e r ( P a r i b a s Baskanı) , Sir Franck
R oh e r t s ( Ü ni l e v er v e L l o yd's Ba ş kanı) Edmond de
R ot h s c h il d ( B a n k e r ) , O l i vi er Giscard d'Es tain g (
Compagnie Financiere Başkanı , Fransa Cumhurbaşkanı' n ı n
kardeşi),Raymond Barre(Fransa Başbakanı), Chujiro
Fujino (Mitsubi shi gr ubu Ba sk anı),Sumi o Hara (Tokyo
Bankası Başkanı), Benichiro Komai (Hitachi Baskanı),
Akio Morita(Sony Ba şk a n I ) , EijiToyota(Toyota Ba şkanı),
102
T a k e s hi W at a m a be ( T ri d e nt International Finances
Başkanı )(25)
Ü ç k ı t a d a n g e l e n a i l e ü y e l e r i , Trilateral Komisyonu
oluşturdular. Bu, gayri resmi bir dünya iktidarı,
h ü k ü m e t i y d i . A r t ı k b e n i , y ed i i k l i m d ör t b u c a k, t ü m
dünyayı d o l a ş t ır a c a k olan, bu h ü k ü me t i n ö nü n d e
benimle i lg i l i , yı ğ ı lm ı ş sorunlar vardı. Ama,
b u n l a r ı n i ç e r i s i n d e e n ö n e m l i s i , benim yakın geçmişte
Keynesgillerin feraseti ile yayıldığım, biriktiğim, ulusal
sermayeler biçiminde, ikameci politikalarla hapsedildiğim
ülkelerde; tarihselleştirmek zorunda olduğum biçimlerdi.
Direnen, içlerine kapanan, gümrük duvarlarının arkasına
sığınan bu ikamecilerin gözleri, sadece iç pazarı
görmüştü. Bunlar, kapalı havuzda bemi yüzdürmenin keyfini
çıkartmışlardı. Böylece, dünyada bir sürü özel kapalı
havuzlarda dolanır oluşmuştum. Bu kapalı havuzlar artık,
benim dünya çapındaki çok yönlü dolaşımımı, engelleyen
birikintilerdi.
hizaya getiriyordum,.
Hazımsızlıktan öğüren merkez bankalarında, artık karın
ağrısı olmaktan da kurtulmalıydım. Ailem, gereken operatörü
OPEC'te bulmuştu. OPEC'in baş operatörü Yamani' nin yaman
zammı (% 300) bankaları hazımsızlıktan kurtardı, beni
hareketlendirdi. Artık yerimde duramıyordum, Avrupa Merkez
bankalarından, kredi biçiminde çıkıp, operasyon sonucu
petrol krizine giren ülkelere petrol taşıyordum. OPEC
kasalarında "petro" kaşesini yiyip bu kez petro-dolar
olarak döndüğüm bankalarda, bana oturtulacak yer
bulunamıyordu. Eure-dolardan öğüren bankalar, karın
ağrısından kurtulmuştu. Petrol krizi en büyük darbesini
ikamecilere vurmuşdu. Peşpeşe gelen petrol zamları,
ikamecilerin borç hanelerini, DÇM (Dövize Çevrilebilir
Mevduat)biçimiyle şişirdikçe şişirdi.
Ekiyorlar şimdi,
BİTİRİRKEN
B il i m i n b ü y ü k s o r u mluluğu var d ır .
107