Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
ABD ve Afrika'nın çıkarları örtüşmediği zaman elinde silah olan küresel bir güç
tercihini kimden tarafa kullanacaktır?
Soğuk savaş döneminde Amerika’nın Afrika kıtasına ilgisi sınırlıydı. Sovyet karşıtı
yönetimleri ve isyancı grupları desteklemekle birlikte bu ilişkiler bir proje üzerinden
Amerikan yönetimini rahatlatmaktaydı. Fakat Sovyetler Birliği’nin dağılmasından
sonra Amerikan yönetimi Afrika’daki serüvenine hazırlıksız yakalandı. Somali’de ki iç
savaş müdahalesine ve Etiyopya ile Eritre arasındaki sorunlar karşısında başarılı bir
politika yürütemeyişi ABD’nin Sahra altı Afrika’sındaki çıkarlarını bir süre daha
erteledi.
Bush yönetimi Şubat 2007’de Savunma Bakanlığı’na bağlı olarak ABD’nin Afrika
Kumanda Birliği’nin kurulacağı açıklaadı ve 1 Ekim 2008’deAFRİCOM kurularak beş
Afrika ülkesinde doğrudan faaliyetlerine başladı. AFRİCOM’un bir işgalci ordu
olmadığı, bölgedeki devletlere askeri ve siyasi destek sağlamak, barış ve güvenlik
ortamının sağlanmasına katkıda bulunmak, insani yardım ulaştırmak gibi hedeflerle
kurulduğunu dönemin Savunma Bakanı Robert Gates belirtilse de, ne insani yardım, ne
de barış ve güvenliğin sağlanmasında yapıcı bir rol üstlenmedi. AFRİCOM’un dört
yıllık faaliyetlerini incelediğimizde Amerikan çıkarlarının korunmasına yönelik
güvenlik ve istihbarata dayalı bir stratejinin izlendiği görülmektedir. Çin’in kıtada
artan ekonomik açılımlarına karşılık ABD güvenlik odaklı bir politika yürüterek
bölgedeki gücünü pekiştirmek istemektedir.
ABD’nin Afrika için yatırımları bütçesinin yüzde 1’ni dahi oluşturmazken Afrika’nın
Amerika’ya ihracatının yüzde 95’nin petrol, uranyum, altın, kobalt gibi değerli yer altı
kaynaklarından oluşması ABD’nin bu açığını güvenlik odaklı bir stratejik politika ile
gidermek istediğini göstermektedir. AFRİCOM’un Nijerya, Cibuti, Tanzanya, Kenya,
Güney Sudan, Uganda, Mozambik, Angola, Etiyopya, Ruanda gibi kriz odaklı ülkelere
konuşlandırılmış olması bu bölgelerin istikrarının sağlanmasından çok Petrol ve yer altı
kaynaklarının paylaşılmasıyla ilgilidir.
Nijerya Afrika’nın petrol ihraç eden ülkelerin başında gelmektedir. Nijerya petrolünün
yüzde 40’nı ABD’ye satarak bu ülkeye petrol temin eden beşinci ülke konumundadır.
Geçen senelerde Nijerya’da ki siyasi istikrarsızlık ve petrol bölgesi Nijer Delta’sındaki
isyancılar ile hükümet arasındaki çatışmalar petrol fiyatlarını etkilemişti. ABD’nin
petrol ihtiyacının yüzde 20’sini karşılayan Nijerya’nın, petrol bölgelerinin güvenliği
ABD yönetimini doğrudan ilgilendirdiği için ABD son üç ayda hem Nijerya’daki hem de
başta Mali olmak üzere Gana, Tago,Liberya, Sierre Leona’da Amerikan askerlerinin
sayısını artırmıştır.
Batı Afrika bölge ülkeleri örgütü olan ECOWAS’ın bölgedeki operasyonlara gönderdiği
askerlerin eğitim, teçhizat ve ulaşım hizmetleri AFRİCOM’un yardımlarıyla
yürütülmektedir. Sadece 2008-2009 tarihleri arasında AFRİCOM tarafından eğitilen
Afrikalı askerlerin sayısı 80 binin üzerindedir. Gine körfezinde sayıları 10 binin
üzerindeki AFRİCOM güçleri hem Batı Afrika sahillerini denetim altında tutmakta
hem de uyuşturucu ticaretinin Kolombiya ve Afganistan’dan sonra en önemli kapısı
olan Gine Körfezi’ni kontrol etmektedirler. AFRİCOM’un etkili olduğu bu bölge
Avrupa’nın yüzde 32’lik kokain ihtiyacını karşılamaktadır.