Ankilozan spondilit (AS) özellikle aksiyel iskelet tutulumunun ön planda olduğu ancak lokomotor sistem ile sınırlı kalmayan sistemik bir hastalıktır. Etkilediği ekstra-skeletal yapılardan biri solunum sistemidir. Akciğerde bronş duvarlarında kalınlaşma, bronşiolektazi, amfizem, apikal fibrozis, plevral kalınlaşma, plevropulmoner düzensizlik gibi patolojik değişimler gözlenebilmektedir. Bu tür değişikliklerin AS’nin erken dönemlerinde, akciğer semptomları ve X-ray bulguları ortaya çıkmadan ve hatta solunum fonksiyon testleri (SFT) bozulmadan önce meydana gelebildiği bildirilmektedir. AS’de ekstrapulmoner solunum sorunlarından biri akciğerlerin yeterli ekspansiyonu engelleyen costovertebral eklem ankilozu ve kifoz-skolyoz deformiteleridir. Hem pulmoner hem de ekstrapulmoner tutulum nedeniyle AS’li hastalarda ventilasyon sorunları yaşanabilir. Bu çalışmanın amacı AS’li hastalarda solunum fonksiyonlarını değerlendirmekti. Çalışmaya Modifiye New York kriterlerine göre AS tanısı konan 29 kadın, 68 erkek toplam 97 olgu alındı. Yaş ortalaması 37.3 (18-59) yıl, hastalık süresi 9.4 ± 7.1 yıl idi. Hastaların detaylı anamezi alındı ve fizik muayenesi yapıldı. Tüm olgulara solunum fonksiyon testi uygulandı. statistiksel analiz: Analizler SPSS (ver 10) ile yapıldı. Frekans, ortalama ve standart sapma tanımlayıcı istatistik analizle hesaplandı. Dağılımlar ki-kare testi ile karşılaştırıldı. Solunum restriksiyonu üzerine etkili olabilecek prediktif faktörler Binary Regresyon Analizi ile incelendi. p değeri 0.05’ten küçük ise istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
ciddi restriktif bulgular saptandı (Figur 1). Restriksiyon saptanan olgu oranı erkeklerde % 94.1, kadınlarda % 69 idi (p= 0.002) (Figur 2). SFT normal olguların boyu anlamlı olarak kısa idi (p=0.002). Sakroileit derecesi ile restriksiyon derecesi arasında korelasyon saptanmadı (R=0.228, p= 0.025) (Figur 3). Restriksiyon kifotik olanlarda (% 95.7), olmayanlara göre ( %78) daha sık idi (p= 0.015) (Figur 4). Lomber veya dorsal eklem hareket kısıtlılığı (EHK) ile restriksiyon arasında ilişki bulunmadı. Restriksiyon, dorsal EHK olan 54 olgunun % 90’’ında, olmayan 30 olgunun % 81.1’inde saptandı (p= 0.344) (Figur 5). Restriksiyon, servikal EHK olan 47 olgunun % 95.7’sinde, olmayan 50 olgunun % 78’inde tepit edildi (p= 0.015) (Figur 6). Tüm vertebral kolonda hareket kısıtlılığı olan 43 olgunun % 95.3’ünde, olmayan 54 olgunun % 79.6’sında saptandı (p= 0.034) (Figur 7). Olguların 6 sında (%6.2) sında tüberkuloz geçirmişti. Olguların %40.2 sinde (39 kişi) sigara içme anamnezi vardı. Gögüs ekspansiyonu ciddi restriksiyon olanlarda (2.1 ± 1.5 cm) anlamlı olarak daha az (p=0.013) idi. Restriktif solunum yetmezliği sorunu erkeklerde (Odds oranı 8.20 p= 0.0001) ve servikal ankiloz gelişen olgularda (Odds oranı 6.14 p= 0.019) daha sık idi.