Vous êtes sur la page 1sur 142

H

ak
an
Ü
Ç
O
K
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Tekamül Eden Evren
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

05.10.2009, Pazartesi – 11:00 biline en küçüğüne kadar olan yapıtaşlarının dahi, en azından titreştiğini yani
hareket halinde olduğunun tespit edildiğine dair duyumlar elde ediyoruz. Makro

K
Makale: Tekamül Eden Evren düzeyde ise, dünyanın kendi etrafında, ayların gezegenler etrafında,
Yazan : Hakan ÜÇOK gezegenlerin de yine güneş gibi veya benzeri yıldızlar etrafında, bu çeşit çeşit
yıldızların da Samanyolu'muz gibi galaksilerin küme elemanları olarak
Tekamül Eden Evren galaksilerin etrafında yörüngeler çizdiğini ve yine bu galaksilerin de kendi

O
etraflarında yörüngelerde hareket ettiklerini duyumsuyoruz. Buna itiraz edecek
Mevcut bilimsel veriler (ve tabi ilimsel gerçekler kabul ettiğimiz vahiy) kimse yoktur herhalde. Bu durumda akla yatkın olan, galaksilerin de yine daha
evrenin evrimleşmediğine, tekamül ettiğine dair, gayet açık deliller sunmaktadır. büyük kümeler oluşturup yörüngelerde hareket ettiklerini kabul etmektir. Bu

Ç
Çoğu Biliminsanı bunun aksine inanmaya ve aksini ispat etmeye çalışsa da, yörüngelerde hareket hali kuralını, galaksiler boyutunda birden bire istisna kabul
bunun aksini iddia etmek, bilimin kendi kurallarına ve felsefesine aykırı bir edip, birbirlerinden uzaklaşıyorlar demek ne kadar mantıklı olur, kendime
davranış olur. Bilimin rasyonel olmak gibi bir iddiası var olması, ancak bu soruyorum. Hele ki, Samanyolu ve Andromeda galaksilerinin birbirlerine
rasyonelliği tanımlarken sınırlı verilere ve bilgi kaynağına sahip olduğundan olsa yaklaşıyor olmaları gerçeği bilinip dururken, “Evren galaksiler veya

Ü
gerek, henüz açıklaması getirilememiş duyular, duyumlar, olaylar ve/veya süperkümeler boyutunda bir genişlemeye tabidir.” demek, bana saçma
fenomenler karşısında çaresizliğini inkar ile dengeleme çabası içinde geliyor. Burada kabul edebilecek herhangi bir tek düze genişlemenin söz konusu
bulunduğunu görmemek mümkün mü ? Bilim, bir Yaratıcıyı inkar ettiği an, olması mümkün görünmüyor. Muhtelif galaksilerin bazıları, birbirinden
bilimselliğini, tarafsızlığını (objektifliğini) kaybetmiş, çaresizliğini göstermiş olur. uzaklaşıyor, bazıları yaklaşıyor, bazıları teğet geçiyor, bazıları üst üste biniyor,
Olur olmasına da, ne sana bana, ne de kendine bu çaresizliğini itiraf edemez, bazıları kaynaşıyor veya bazıları ayrılıyor da olabilirler, genelleme yapmanız

n
kabullenemez. “Aklın yolu birdir !”, derler; Ancak o yola gelinceye kadar, bilim
doktrini veya dogması, akla karayı seçer. Bazan da seçemez. Biri çıkar, “Evren
Big Bang ile başladı, soğuyor ve kritik hızda genişliyor/şişiyor.”, derse,
doğru değildir. Genişleme ve/veya Şişme Modelleri ise bir genellemenin ötesine
gitmiyorlar ve tespit edilen anormallikleri istisna olarak kabul ediyorlar. Oysa,
böyle bir genelleme yapabilmek için yeterince bilgiye sahip miyiz, bilmiyoruz.
a
bunu hipotez olarak kabul etmek, bahsettiğimiz bilimsel kurallara ve bilimin Özellikle de sınırlı bir ufkunuz (Hubble Hacmi) varsa, böyle iddialarda bulunmak
genel felsefesine ters düşmez. Ancak, bunca soru işareti hala açıktayken, bu gayet saçma olabiliyor. Mutlak Düzenden Isınarak Yörüngelerde Tekamül Eden bir
hipotezi mutlak gerçek ve doğru kabul ettiğinizde, saçmalık olur. Yine bir başkası evren modelinse, böyle bir soruna yol açması mümkün değil. Böyle bir evrenin
k
çıkar da, “Evren mutlak düzen ile var edildi (yaratıldı), ısınıyor, mutlak düzenden (bak. Entropi Kuralı), yani maddenin mutlak sıfırdan
yörüngeler halinde tekamül ediyor (olgunlaşıp değişiyor) ve Merkez başlayarak, ısındığını iddia etmek durumundayız. Bu evrenin, ilk anındaki
Zaman Ufku diye adlandırdığımız küresel Hubble Hacmi (Mevcut yarıçap: Yaratılmasının Termodinamik Yasalarla çelişkisini gözardı edersek, ki Big Bang
Modeli veya Hipotezi de bu (Büyük Patlama ile) yoktan varolmanın sebebini
a

~13,7 milyar Işıkyılı), saniyede yaklaşık 300.000 km ile genişliyor.”,


derse, bunu da en kötü ihtimal hipotez olarak kabul etmemek, bilimin cevaplayamıyor, genel olarak maddenin neden böyle davrandığına dair herhangi
kurallarına, felsefesine, bütünlüğüne ve amacına nankörlük etmek, dogmatik bir soruyu cevaplamak da nispeten kolay olabilir. Yaratıldığı veya Oluştuğu o
ilk anında ise, her iki hipotez için geçerli olmak üzere, ne Entropi kuralı, ne de
H

saplantıya girmiş olmak, inat etmek olur. Veya bu ısrarda kasıt aramak gerekir.
Yakın çevremizden ve/veya bilimsel araştırma ve yayınlardan elde ettiğimiz Termodinamik yasalar geçerli olmuyor, olamıyor. Ancak Yaratılması durumunda,
bilgileri değerlendirdiğimizde, evrenin sürekli olarak değişim ve hareket halinde biz bir Hikmet'ten, Sebepten, amacını vahiy ile açık ve net zikreden bir
olduğunu, hiç bir zerresinin kazık çakmışcasına sabit olmayıp, sürekli hareketli, Yaratıcıdan bahsedebiliyorken, Kendiliğinden Oluşması durumundaki bir hipotez
olgunlaşma ve değişme yani tekamül halinde, olduğunu görmek mümkün. Örnek ise, hiçbir açıklama getiremiyor; Sebep ulaşılamaz bir açıklama olarak kala
vermek gerekirse, mikro düzeyde elektronların atomlar etrafında yörüngeler kalıyor. Bilim, belkide bir çeşit megalomanyak üstünlük kompleksi ile, kendini her
çizdiğini (veya bir kinetik enerjiye sahip olduklarını), atom çekirdeğinin içindeki soruya cevap, her soruna da çözüm bulabilme yetisi ve yetkisi iddiasıyla, bir
Yaratıcıdan bağımsız olabileceğine dair hüsnü zan içinde kıvranmaya mahkum
Sayfa 1/2 - Tekamül Eden Evren
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Tekamül Eden Evren
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

ediyor olabilir. Oysa bu, kendisini mutlak bilgi olarak tanımlayan ve hiç eksiksiz
her soruya cevabı bulunan bir Yaratıcının sunduğu apaçık bilgiden mahrum

K
bırakmaktan başka bir şey değil. Öyle ki, bu gerçek bilgiler olmadan,
çözdüğünüz her sorun yeni bir veya daha fazla sorun, verdiğiniz her cevap yeni
bir veya daha fazla soruya yol açmaktadır. Bunun sonunun çıkmaz sokak
olduğunu, eninde sonunda kafanın duvara çarpacağını anlamak için bilimadamı,

O
dâhi, zeki, müneccim, falcı veya herneyse olmaya da gerek yok hani.

Ç
Ü
n
a
k
a
H

Sayfa 2/2 - Tekamül Eden Evren


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

06.10.2009, Pazartesi – 13:55 Bilimadamlarının bir diğer iddiaları veya ısrarları da (bana göre
tutarsızlık), “Atomlar ve elektronlar, daha küçük parçacıklardan meydana gelip,

K
Makale: Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır evrenin yoktan var olmasından çok sonra oluştular.”, yukarıda da anlatmaya
Yazan : Hakan ÜÇOK çalıştığımız gibi. Ancak, ısının (termik enerjinin) olabilmesi için bir şeyin ışıma
yapması gerekir ki, evrenin ilk anında, atomlar oluşmadığından, öyle bir ışıma
Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır yapacak imkana veya bir yetiye dahi sahip değildi. Buna dayanarak denebilir ki,

O
bu Sözde Büyük Patlamayı meydana getirecek ısı, evrenin ilk oluştuğu, var
Big Bang Hipotezi, ki bazıları Tez, Kuram ve/veya Model de diyebiliyor, der ki: olduğu, yaratıldığı anda mevcut değildi, dolayısıyla klasik anlamda patlama
Madde büyük ısılardaki bir patlamadan kaynaklanarak, yoktan var oldu ve bu sözkonusu olamaz. Kısacası, kinetik ve termik enerji evrenin ilk oluştuğu anda

Ç
maddenin ısısı, oluşturduğu hacmin (evren) kritik hızda genişlemesiyle veya mümkün görünmüyor; Tekrar etmek gerekirse: Atomlar henüz oluşmadığından,
şişmesiyle, evrenin her noktası aynı ısıda oluncaya kadar soğumakta. Hipotezi o anda mümkün olabilecek tek enerji türü potansiyel enerji olabilir. Bu potansiyel
ortaya atan aynı bilimadamları diyorlar ki, mutlak sıfırdan sıcak olan (>0 Kelvin, enerjinin de ne olabileceğine dair biraz akıl yürütmek gerek. Entropi kuralına
-273° C) her madde, ışıma (elektromanyetik emisyon) yapar. Bu da, tersine göre, düzensizlik düzenden kaynaklanıp ilerlemektedir. Termodinamik Yasalar

Ü
çevirirseniz, madde yoksa, ışıma da olamaz ve/veya ışıma yoksa, madde yoktur da, “Madde yoktan var edilemez, var olan madde de yok edilemez.”, der. Artık bu
veya madde sıfırdan farklı bir ısıda değildir, anlamına gelir. Bununla beraber, alıntıları nereden bulacağınıza dair dipnot vermeye de gerek duymuyorum,
ışıma göremiyorsanız, bu orada madde yoktur anlamına da gelmek zorunda okuduysanız eğer, burada tekrar edilen kurallar ve yasaların dipnotları, 7 Gök Ve
değildir, çünkü zaman faktörünü de göz önünde bulundurmanız gerekir ki, Yer kitabımda mevcut. Özetle söylemek gerekirse, Büyük Patlama (Big Bang)
Hubble Hacminin, yani Merkez Zaman Ufkumuzun genişliği (Yani bildiğimiz, olduysa eğer, mantıken (hangi mantık ?) bu termik enerjinin patlaması olamaz.

n
algılayabildiğimiz evrenin sınırları) zamana bağlıdır; Örneğin, 10 milyar ışıkyılı
ötemizde 5 milyar yaşında bir yıldız var ise, bunu görmemiz mümkün
olamayacaktır; Ancak yıldız 10 milyar yaşına gelebildiğinde, biz de yıldızın
Bu vesile ile burada, çeşitli vahiy kitaplarında da belirtildiği üzere (en başta
Kur'an-ı Kerim), “Ol !” emrine dikkat çekmek istiyorum. Ama tabi böyle bir
ihtimalden (bana göre gerçekten) bahsettiğimizde, bilimadamları itiraz etme
a
doğumuna tanık olabiliriz. Bu süre içerisinde yıldızın ışığı bize ancak ulaşabiliyor. haklarını kullanacak, farklı bir açıklama talep edeceklerdir. Bu açıklamayı da, işte
Bilginin bize ulaşmasını zorlaştıran yegane engel mekan (hacim/uzaklık) değil, tam bizim yazdığımız, bu hipotezde bulabilirler. Hipotezin amacı da, samimi
zamanın da bir o kadar etkisi var. Bildiğimiz, tasavvur edebildiğimiz evren de, olmak gerekirse, kuvvetleri bir araya getiren büyük genel kuramı bulmaktan
k
klasik bir açıklama ile, Uzay-Zaman dediğimiz bir sistem. Bu sistemin içinde ziyade, bilimadamlar'ının bile anlayacağı bir dilde, birinci planda (primary =
önemli olan bir sabit mevcut: Işık-Hızı (Elektromanyetik Kuvvetin Erimi). “Işığın birincil), evrenin yaratıldığına ve tekamül ettiğine dair ipuçları vermek,
hızından daha hızlı hareket eden bir şey bilinmiyor !”, desek yanlış olur, çünkü dikkatleri o yöne çekmek; Evrimi ve sözde genişleyen evreni açıklamak ikinci
planda (secondary = ikincil) geliyor/kalıyor.
a

bugünün bilgileriyle, Kütle Çekim Kuvvetinin sonsuz erime (1/∞ g olsada, asla
sıfır olmaz) ve anında etki etme özelliğine/hızına sahip olduğunu biliyoruz (yoksa Bilimin genel olarak bir Yaratıcıyı tanımlayabilmek, mevcut sınırlı bilgi ve
tahmin mi ediyoruz ?). Gerçi, Kütle Çekim Kuvveti, maddenin (kütlenin) açıklamalar ile tarif edebilmekten aciz oluşu nedeniyle, Yaratanı tanımsız,
matematiksel açıdan etkisinin küçümsenecek kadar önemsiz veya hiç etkili değil
H

arasındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı, ama anladığımız kadarıyla mutlak sıfır
olmamakta. Yani 1/∞ gravitasyon mümkün, ancak sıfır olamaz. Tekrar atfetmesinden kaynaklanan kesin hatasının, elde ettiği sonuçlar üzerinde de
hatırlamak gerekirse, bilinen dört kuvvet: Kütle Çekim (Gravitasyon), Güçlü kesin yanıltıcı olması ihtimali (ve gerçeğini) anlayabilmek için, dahi mi, yoksa
Çekirdek, Zayıf Çekirdek ve Elektromanyetik Kuvvetler 'dır. Ki, bunları ortak bir bunu iddia edebilecek kadar deli mi olmak gerek acaba ? Görüyorsunuz ya, bu
Herşeyi Kapsayan Genel Kuram içinde toplamaya çalışmaktayız. Ne var ki, bu işler göreceli. Bilimde (pozitif bilim diye tanımlanan düşüncelerde) esas olan, 5
konuda çalışmalar, çok yavaş ilerlemekte. Bunun sebebi de, bence, bilimin duyu ile elde edilebilen bilgilerdir (somut gerçekler diye tabir edilir). Yaratan
Büyük Patlama Hipotezinde ısrar etmesinden kaynaklanan algısal yanılma. ise, yarattığından öte, beri ve münezzeh olduğundan dolayı, sonsuz ve/veya
sonsuzluk olarak tanımlanması gereği itibariyle, 5 duyu ile sınırlanabilmesi ve
Sayfa 1/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

tanımlanabilmesi mümkün değildir. Bu durumda bilimin 5 duyu ile


tanımlayabildiği bilgi girdileri (data, veri) sınırlıdır ve ancak bu sınırlılık dahilinde

K
faaliyet gösterebilmektedir, ötesi bilim için tanımsızdır. Dolayısıyla bilimin bu
şekilde davranması anlaşılabilir ve hoş görülebilir, hoş görülmesi gereği
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı da, Bilimadamları, bir Yaratıcının
var olmadığı, varsa da sınırlı etkisi veya tümden etkisizliğinde ısrar ediyorlarsa,

O
bunu da bir yere kadar hoş görmek gerekir. Bilim ve Bilimadamları eğer
vahiy'den faydalanmayı uygun bulmuyorlarsa, bu onların kafalarının karışmasına
sebep oluyorsa, bizim de bu konuda ısrar etmemiz, üzerimize vazife değil

Ç
elbette. Ne var ki, mutlak gerçek ve sınırsız bilgi olarak (bazımız) kabul ettiğimiz
vahiy, her şeyi en doğru şekilde tarif etse/açıklasa da, bundan faydalanmama
yolunu seçenlere biz ne desek fayda etmez. Bilim, sınırlı duyularla (data, veri),
sınırlı olasılıklarla, sınırlı bir evreni (Hubble Hacmini) tanımlayıp, teorik de olsa

Ü
simule etmeyi başarıyor, bir yere kadar bunda bazı sonuçlar da elde edebiliyor.
Bu bağlamda, Bilimin sınırlı oluşunu bir kenara bırakırsak, ilim dediğimiz ve
olaylara vahyin doğrultusunda yaklaşımda bulunan çoğu kişilerin de, bilerek veya
bilmeden vahyin anlaşılmasına engel olmaları, hatta bazısının işi mistifize etme/
mistik hava katma çabaları, pozitif bilim ile iştigal eden Bilimadamlarının da

n
isyan etmesine sırtlarını dönmelerine ve inkarlarına neden olmaktadırlar. Yani bir
takım Alimlerin, vahyi suistimal etmeleri, zaten bazen karmaşık olan bilginin
çözümlenmesine fayda sağlamıyor; Amaçları da öyle gibi görünüyor, eğer sonuca
a
bakarsanız. İlim açısından, vahyin apaçık ve net olması, eğer vahiy üzerinde
hegemonya kurma çabaları olmasa, ilmi açıdan olduğu kadar, Bilimsel açıdan da
çok büyük önem arz ediyor, ama ne var ki, az önce dediğim gibi, Bilim bu
k
konuda çekimser kalıp, vahyi sahiplenmeme yolunu seçiyor. Tabi, bu konuda
istisnalar da vardır herhalde.
a
H

Sayfa 2/2 - Mutlak Düzen, Mutlak Sıfır


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

20.10.2009, Salı – 13:21 O zaman demeliyiz ki, madde elektromanyetik emisyonda (foton salınımı)
bulunuyorsa ve bunun sebebi proton ile elektron arasındaki etkileşim/eşleşme

K
Makale: Atom ile Kütle Çekim Kuvveti ise, maddenin Kütle Çekim Kuvveti uygulamasının da sebebi, nötronun graviton
Yazan : Hakan ÜÇOK ile etkileşimi/eşleşmesi olmalıdır, ortada başka görünen bir parçacık yok. Bu aynı
zamanda gravitasyonun (yani kütle çekim kuvvetinin) başka açıklamalarla
Atom ile Kütle Çekim Kuvveti beraber, neden sonsuz bir erime sahip göründüğünün ve formüllerde neden

O
sonsuzluklar oluştuğunun1 da bir açıklaması olabilir. Şu alıntıyı iyice kafanızda
Bir gece yine, uyumadan hemen önce, atomun yapısı ile ilgili kafamda canlandırmanızı istiyorum:
canlandırma yapıyordum ki, atomun yapıtaşlarını (proton, nötron, elektron)

Ç
düşünürken, birden kafama dank etti. Şimdi sizde bir canlandırın kafanızda: “Matematiksel bir anlatımla, kütle çekim alanları nonlineer ! Bu, gerçekte kütle
Proton artı yüklü, Nötron yüksüz, Elektron ise negatif yüklüdür; Elektromanyetik çekim alanlarının enerjiyle ilişkili olması, enerjinin de kütleyle ifade edilmesi ve
Kuvveti düşündüğünüzde, bu kuvvetin etki edebilmesi için proton ile elektronun dolayısıyla bir çekimin ortaya çıkması nedeniyle ön plana çıkıyor. Kuantum diliyle
gerekli olacağına dair yadsınamaz bir ipucu bulursunuz. Peki ya Kütle Çekim söylersek, gravitonlar başka gravitonlarla etkileşebiliyor. Oysa elektromanyetik

Ü
Kuvveti ? Onun etki edebilmesini sağlayan parçacıklar hangileri ? kuvvetin taşıyıcısı olan fotonlar kendileriyle değil yalnızca elektrik yükleri ve
Bir Graviton'un varlığına dair söylentiler mevcut. Bu gravitonu dördüncü parçacık akımla etkileşir. Gravitonların arasındaki bu etkileşim nedeniyle maddeyi
olarak atoma dahil ederseniz ne olur ? oluşturan parçacıklar, kapalı bir ilmek oluşturan ve bir ağacın dallarına benzeyen
Şu olur: gravitonlar ağı ile çevrili.”2
Elektron, yük itibariyle (ying-yang) proton ile eşleşmektedir (parçacık çifti etkisi

n
oluştururlar), graviton ise açıkta kalır. Her ne kadar gravitonu henüz görebilmiş Şöyle diyebilir miyiz: “Maddenin elektromanyetik emisyon (foton salınımı)
değilsek de, yerçekimi bize öyle bir parçacığın var olduğunu anlatmaktadır ki, yapabilmesi için, mutlak sıfır dan daha sıcak bir halde olması gerek ve bu
elektronun da etkisini Elektromanyetik Kuvvet (Emisyon/Işıma/Foton salınımı) elektromanyetik kuvvetin bir özelliğidir.” ?
a
olarak tespit etmemize rağmen görmüş değiliz zaten. Ancak bu graviton Diyebilirsek eğer, o zaman da şunu diyebilmemiz gerekir: “Enerji farklı şekillerde
parçacığının (çiftler etkileşir kuramına göre ying'in) bir dengeleyici yang'ı bulunur:
olmalıdır. Arıyoruz tarıyoruz, atomun içinde bir tek Nötron'u buluyoruz. Nötron 1.Potansiyel,
k
ise, yüksüz olmakla beraber, hiçten gereksiz gibi görünmüyor; Gereksiz olsaydı, 2.Kinetik,
herhalde orada (var-) olmazdı. Diyeceksiniz ki: “Nötron, atomun kütlesine 3.Termik.
katkıda bulunuyor.” Ancak, hepsi bu mu ? Bence değil. Diyoruz (/-lar) ki, atomun Bunun dışında bilinen bir enerji türü varsa, çekinmeyin, bana söyleyin. Ortaya
a

kütlesini oluşturan parçacıklar, proton, nötron ve elektron, itirazım yok. Ancak çıkan termik enerjinin elektromanyetik kuvvet ile yakından ilişkisinin hepimiz
nötronu öksüz bırakmak niye ? Üstelik, nötronun atomun içinde farklı miktarı, farkındayız. Aynı şekilde potansiyel ve kinetik enerji ile de, ancak dolaylı olarak,
izotopların oluşmasına sebeb olduğu halde. Buna rağmen eş-parçacığı ilgilidir benim anladığım kadarıyla. Potansiyel enerjinin türleri, ya kinetiğin
H

bulunmuyor diyebilirmiyiz ? Proton ying, elektron yang ise, aynı şekilde nötron potansiyelidir (Kütle Çekim Kuvvetinin depolanması gibi), ya da (olası) termik
da bir ying ve yang'a ihtiyaç duymaktadır. Hadi bu da graviton olsun. Bilmediğim enerjinin (maddenin genel olarak ısı açığa çıkarmasından kaynaklanan) oluşumu
şey ise, Graviton'un atomun ağırlığı üzerinde etkisinin olup olmadığıdır. Onu da bi potansiyelidir. Aslında konvansiyonel Kuvvetler birliği olarak bildiğimiz
zahmet Bilimadamları araştırsın. Elektromanyetik Kuvvet, Güçlü Çekirdek Kuvvet ve Zayıf Çekirdek Kuvvet olarak
Bu konuda hipotezim şöyle: tabir edilen kuvvetlerin bir ortak paydaya sahip görünmelerine rağmen farklı
Büyük Birlik Kuramında (bak. Stephen W. Hawking) eksik olan Kütle Çekim 1 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 53, Sütün 3, Satır 3; Makale: “Her Şeyin Kuramı”
Kuvvetinin tabiyatı değil mi ? 2 Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 51, sütün 1-2, Satır, aşağılarda; Makale: “Her Şeyin
Kuramı”

Sayfa 1/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

tabiyatlara sahip olduklarını iddia etsem nasıl olurdu ? ısısında bulunmaktaydı. Yani, orada herhangi bir büyük patlama veya benzeri
Buna göre, elektromanyetizma diğer kuvvetlerden ayrı düşünülemiyeceği gibi, termik, elektromanyetik veya farklı bir potansiyel enerji veya kuvvetten

K
kütleçekim de diğerlerinden ayrı düşünülemez. Aynı sepetteki yumurtadır hepsi. bahsetmek mümkün olamaz. Bunu iyi anlamakta fayda var.
Eğer, elektromanyetizmayı güçlü çekirdek ve zayıf çekirdek kuvvetleriyle 10:50
birleştirmenin bir yolu bulunabilirse (matematiksel olarak) o zaman kütleçekimi
ile de birleştirmenin yolu açılmış demektir. Ancak burada kütleçekimin iki farklı Şimdilik bu konuda aklıma gelenler bunlar. Bu makaleyi bir ihtimal genişletmem,

O
yüzü (özelliği) olduğunu ve bunun diğer kuvvetlerin iki yüzlerine benzer, ama yeni şeyler eklemem mümkün görünüyor.
tıpatıp aynı olmadığını mantıken (soyut bir felsefe ile) kabul etmek yanlış olmaz.
Elektromanyetizmanın, her nekadar elle tutulur (belkide 5 duyu ile algılanabilir)

Ç
bir “gerçeği” var olduğu izlenimi yaygınlaşmış olsada, aslında pek de öyle
olmadığını hepimiz kabul ederiz herhalde (bak. Atomu oluşturan parçacıkların
boyut ve oranları ve daha küçük parçacıkların özellikleri). Benzer şekilde,
kütleçekim de otantik ve şimdiye kadar anlaşılmamış bir tabiyata sahipdir.

Ü
14:35
21.10.2009, Çarşamba – 10:45
Kütleçekim'i üç boyutlu bir matris olarak düşünürsek ve bu matrisin
elemanlarının temel düzeninin eşkenar piramit şeklinde dizili olduğunu
düşünürsek (bu şekli kafanızda çok iyi canlandırmanızda

s n
fayda var, iyisimi kartondan bir modelini yapıp iyice
incelemek), ki bu şekil mutlak düzenin yegane mümkün
olduğu biçimdir, o zaman maddenin o ilk düzenli halinden
a
sonra gerçekleşen öbeklenmelerin de bu matrisin düzgün
enerji potansiyelinden yola çıkarak, yüklerde (aynı
zamanda termik) armalar oluşturduğu sonucuna varmak
k
zor değildir. Aradaki fark, kütleçekimi oluşturan enerji
düzeyleridir, yani gravitonların yükleri. Ancak, daha öncede
ima etmiş olduğumuz üzere, bu yüklerin doğrudan,
elektromanyetik prensibe dayanan araç gereçlerle,
a

b
duyumsanamıyacağını, algılanamıyacağını, tespit
edilemiyeceğini anlamak da zor olmaz. Ancak yüklerin
sebep olduğu sonuçlar algılanabilir ve tespit edilebilir:
H

Örneğin, yerçekimi gibi. Bu durumda mutlak düzen


halindeki o ilk anda, kütleçekim de mutlak potansiyel ve
evrenin her noktasında eşit ve bir olması gereği apaçık
ortadadır. Bu yukarda tarif etmiş olduğumuz eşkenar şeklindeki piramitin köşeleri
dediğimiz noktaları hidrojen atomundan oluşmaktaydı. Hidrojen, tüm
elementlerin ilki olduğundan, ki günümüz bilimi de bunu inkar etmez, madde ilk
var olduğu anda bu mutlak düzen halinde ve mutlak sıfır (0 Kelvin = -273°C)
Sayfa 2/2 - Atom ile Kütle Çekim Kuvveti
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

26.10.2009, Pazartesi – 13:11 16:00


Zaten defalarca, mutlak tekilliğin bu evrende var olamayacağı iddiasıyla, bu

K
Makale: Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı sayfalarda iştigal ettik. Belki sizde artık bıkmışsınızdır. Ama en azından olaya bir
Yazan : Hakan ÜÇOK de böyle bakıp bu sonuca varmak da değişiklik olmadı mı ?
Yazdıklarım tekrardan ibaret, anladınız siz onu. Sadece olaylara farklı
Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı noktalardan bakıp, farklı değişkenlerle de hipotezimi destekliyorum aslında. Şu

O
an için yazdıklarım mantıklı geliyor, he ne kadar farklı bilinç ve anlayışta kişilere
Mutlak tekillik (teklik/birlik manasında da kullanılabilinir), Kara deliklerde çok uçuk gibi görünse de... Doğrusu, uçuk kelimesi, bu hipotezi tanımlamaya
rastladığımız tekillikten çok farklı bir tabiata sahiptir. Mutlak tekillikte kütle çekim yetmez, gerçekten hasta bir ruhun zırvalarına benziyor, kabul ediyorum. Ama ne

Ç
kuvveti hacmin her noktasında eşittir (ve birdir), oysa karadeliklerde (her tür var ki, her şeyde olduğu gibi, insanın ruh sağlığı da görecedir.
madde/kütle de olduğu gibi) kütle çekim (gravitasyon) hacimsel (veya vektörel, 16:05
yani her yönde) olarak, uzaklığın ters karesiyle orantılıdır, sadece kütlenin 27.10.2009, Salı – 12:35
miktarı ve diğer özellikleri (element, yoğunluk gibi) bu uzaklığın mesafesine etki “Sonra bir duman halinde bulunan göğe yöneldi, ona ve yere, 'İkiniz de,

Ü
eder. Karadelikler, her ne kadar tekillik izlenimi veriyor olsalar da, mutlak tekillik isteyerek veya istemeyerek gelin !' buyurdu. İkisi de, 'İsteyerek geldik.' dediler.”
oluşturmaktan çok (sonsuz, ∞) uzaklar. Kütle çekimin uzaklığın karesiyle ters [Fussilet, 41:11]
orantısına bağlı kalmak şartıyla, elektromanyetik emisyonu 180 derece tersine “Böylelikle onları iki gün içinde yedi gök olmak üzere yerine koydu ve her gökte,
çevirebilecek bir olay ufkuna (event horizon) sahipler. Bu olay ufkunun genişliği ona ait emri de vahyetti. Dünya semasını da kandillerle donattık ve koruma
de, karadeliğin kütlesine (m=mass) bağlıdır. Öte yandan, mutlak tekillikte ne bir altına aldık. ...” [Fussilet, 41:12]

n
olay ufkuna rastlarsınız, çünkü mutlak tekillik sonsuz kütleye sahiptir dolayısıyla
genişliği sonsuzudur, ne de mutlak tekilliğin içinden herhangi bir elektromanyetik
emisyon çıkar, olsa dahi çıkamaz kısacası. Mutlak tekillikte sonsuz bir kütle
Benim kanaatime göre, bu iki Ayette söz konusu olan, 11 (Ya da 10 ?) boyutun
ilk yaratıldıklarında bitişik olarak duman halinde (hidrojen protogeni)
bulunmaları, daha sonra 4 boyutlu evrenin (uzay-zaman, yer olarak geçiyor)
a
çekim kuvveti vardır. Bu haliyle 4 boyutlu Uzay-Zamanda (Einstein Evreninde) diğer boyutlardan ayrılmasıdır. Tabi bu ayette başka şeylere de dikkat çekiliyor;
var olamaz, ki mutlak tekilliği göreni de yoktur şimdiye kadar (veya biz Mesela dünya semasının koruma altına alınması ve kandillerle (Diğer gök
bilmiyoruz). Bu bilgilerden yola çıkarak, Özel ve Genel Görelilik Kuramlarında cisimleri) donatılması. Buradaki sema kelimesi uzayın, bana göre sonsuz,
k
(hipotezlerinde) geçen, zamanda geriye gitme olayı da, mümkün olamaz. Bu derinliklerine işaret etmektedir ki, diğer 7 gök (7 boyut) bu sema'nın ötesinde
manada, Kütle Çekim Kuvvetinin, uzaklığının karesiyle ters orantılı olarak etki bulunuyorlar. Ancak, 7 gök dahilinde uzay-zaman sisteminin göğünü de
etmesinin de çok büyük bir fayda olduğunu da idrak etmeliyiz. Öyle olmasaydı, düşünürseniz, o zaman dünya yer olur ve toplam boyut sayısı On'a (10) iner.
a

şimdi burada oturuyor, düşünüyor olamazdık. Tabi en doğrusunu Allah bilir, bizimkisi zan. Bence, artık kanaatim doğrudur-
13:45 yanlıştır, bir boyut fazladır-eksiktir, bunu burada tartışmaya gelmez, gerek de
15:46 yok, elimize bir şey geçmez.
H

Demek mutlak tekillik hiçbir şekilde elektromanyetik kuvvet üretmez, üretse de 12:57
serbest bırakamaz, enerjisi sadece ve sadece potansiyeldir. Bu potansiyel kütle
çekim kuvvetinin dışındaki tüm kuvvetler için geçerlidir. Aynı zamanda mutlak
tekilliğin tabiatı itibariyle her konuda (gravitasyon dahil) bir olması gereği
kendiliğinden ortaya çıkıyor.
15:57

Sayfa 1/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

30.10.2009, Cuma – 14:13 çok uzak noktaları arasında seyrederken adeta zamanı tüketmiş; gibi
İnternet'te bugün bulduğum bir makale: görünmektedir. Meselâ: güneşten yola çıkan bir muon'un arza ulaşması. teorik

K
olarak mümkün değildir. Muon'un fırtına gibi hızına rağmen yarı ömrü o kadar
Zaman ve 5. Boyut kısadır ki, arza ulaşmadan yolda değişime uğraması gerekir. Halbuki Güneş'ten
Yaratılış nizamında, varlıklarla boyutlar arasında değişmez bir ahenk vardır. Bir hatta daha uzak yıldızlardan bile dünyaya muon gelebilmektedir ki, bu ışınların

O
varlığın üç boyutlu sisteme uyması halinde, yani dünyamızda olduğu gibi maddî yarı ömrü değişmez bir nitelik taşıdığına göre, arza kadar gelebilmeleri, zaman
bir şekil gösterdiği taktirde, mutlaka 4 boyutun yani zamanın tesirine girer. Bu akışının uzayın muhtelif bölgelerinde değişini içinde olduğunu göstermektedir.
tesir maddî varlığın değişkenliğini zorunlu hale getirir. Önce bir hareket sistemi Bu gerçek, uzayın ve kainatın her noktasında 5. boyut tesirinin farklılığında
oluşur, varlıklar yer değiştirir. Bu değişim, kaba hatlarıyla bazan bir yerden bir doğmaktadır. Manyetik tesir boyutu, elipsoid bir yapıya sahip olan kainat

Ç
yere gidiş gibi gözlenir, bazan da mikro dünyalarda moleküller arasındaki alış- katlarında ayrı kuvvet hatları oluşturduğundan, zaman buralarda zaafa
verişler şeklinde de zuhur edebilir. Böylece yeni oluşlar, eskimeler ve değişimler uğramakta, yavaşlamakta ya da bazı bölgelerde hızlı akmaktadır. Manyetik tesir
ortaya çıkabilir. Biz bunları ölüm diye yorumlarız. Gerçekte ise olay, maddî boyutun şiddetindeki farklar, gravidasyon dediğimiz maddenin ona direnme
sistemin zaman boyutu ile birlikte yürüttüğü bir değişimdir. Daha önemlisi, 5. gücünü değiştirmektedir. Bunların ötesinde sistemlerin tamamı da, kendi

Ü
boyutu ve ondan sonraki boyutları iyi kavramadığınız için, kainattaki bütün gravidasyon bütünlükleri ile kainattan farklı mekan locaları oluşturmaktadır. Bir
sırları bu basit pencereden seyretmek isteriz. Halbuki maddenin özündeki güneş sistemi, hem tek tek fertleri ile hem de bütünü ile manyetik hareket
gravidasvon sırrı 5. boyutun tasarrufuna girince, zaman tesiri fonksiyonunu boyutuna tavır koymak zorundadır. Galaksilerde kendi bütünlükleri içerisinde bu
kaybeder ya da çok sınırlı çizgide kalır. 5. boyuttaki bir varlığın mekanı üç tarz özel bir gravidasyon tavrı arz eder. Böylece kainatın fark edilmez ekseni
boyutun mesafelerinde haps olmadığı için eskimeler, yıpranmalar ve dönüşümler etrafında bütün galaksi grupları ayrı tarzlarda dönüp dururlar. 5. Boyutun bu

n
artık söz konusu değildir. Hem buradaki olayların zamana bavlı diye bildiğimiz
süratleri çok artmıştır ve adeta anlık intikaller (bir anda ulaşma) şeklindedir,
hem de açık bir ölümsüzlük vardır. 5. boyuttaki bu hikmetleri, kainatın nazlısı
manyetik hareket gücü öylesine net bir boyuttur ki, galaksi topluluklarının
helezon şeklindeki yapılan ve virgül şeklindeki düzenleri, bu hareketin adeta
sonsuz uzaydaki ahenk nakışlarıdır.
a
EFENDİMİZ (S.A.V.) miracında net bir şekilde yaşanmıştır. Efendimiz (S.A.V.) Big-Bang teorisi ile ortaya çıkarı astrofizik tartışmalarının uzama sebebi,
dünya mekanında ilk intikali Kudüs'e yaparken, zamana bağlı kalarak bir kaç manyetik hareket boyutunu fark edememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü 4
saniye harcadığı halde; 5. boyuta geçince hem zamanın gerisini hem de ilerisini boyutlu sistemi içerisinde büyük enerji dağılımlarının yerleşimlerini izah etmek
k
bir anda seyretmiş ve anlatılması asırlar sürecek intikalleri, yatağı soğumadan imkânsızdır. Kainattaki bu sonsuz gücün bir noktadan patladığı ve dağılan
yaşamıştır. parçacıkları nasıl şekillendirip uzay mekanına yerleştirdiği, ancak manyetik
5. boyuttan ötesindeki boyutların niteliklerini ise, bugünkü fizik nosyonumuzla hareket boyutuyla izah edilebilir.
a

hiç fark edemeyiz. 6 ve 7 boyutlarda varlıklarını sürdüren meleklerin sonsuza Paul Davies'in mutlak vakumda yeni kuantların doğurduğunu tesbit etmesi,
yakın titreşim süratleri, bu boyutların özelli6inden gelmektedir. Bundan dolayıdır manyetik hareket boyutunun mesafe ve mekanları aşan sırrı ile açıklanmaktadır.
ki yüce kitabımız KUR'ÂN, bunların görünmezli6ini ve bilinmezliğini net olarak Gerek semaların ve uzayın sınırsız mekanlarında, gerekse varlıkların en küçüğü
bildirmiştir, daha önemlisi yüce kitabımızın zaman boyutu açısından yaklaşımıdır. sayılabilecek atom ordugâhlarındaki faaliyetlerde, 5. boyut hükmünü icra
H

Meleklerin Dünya mekanına bile sığması zor büyüklükleri yanında zamanla etmektedir. Hilbert'in maddî varlıkların sığınamayacağı kadar küçük, fakat var
ilgilerini akıl almaz süratle ifade etmiştir. olan mesafeleri dahi, 5 boyutun istilasından ötede kalamaz.
"Mearic" Sûresi âyet 4'de "Melekler ve ruh oraya uzunluğu 50.000 yıl olun bir 5. Boyut aynı zamanda varlıkların değişmezlik kazandığı bir geçiş noktasıdır. 4
günde yükselip çıkarlar" buyurulmaktadır. İşte zamanla 5. boyut arasındaki bu boyutlu sistemde değişkenliğe ve ölüme mahkum olan olaylar 5. boyuta
ahenk, kainatın çeşitli katlarında zamanın akış süratinde kaçınılmaz bir yansırken yeni bir hüviyetle sonsuzluğa ilk adımını atmış olur. Ne var ki,
değişkenlik hasıl eder. Astrofizikte müşahade edilmiştir ki, belli bir ışın; kainatın varlıkların bu noktaya intikali, kara delikler misalinde olduğu gibi,

Sayfa 2/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik ile karadeliklerin Farkı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

gravidasyonlarını terk etmekle mümkündür. İnsanın bütün varlıklardan farklı bir maddesel boyutların yani en, boy, derinlik ve zaman boyutlarının beşinci boyut
özelliği, bu intikali sağlayacak kabiliyette yaratılmış olmasıdır. İnsanlar, ruhî olan manyetik eylem boyutu tarafından yutulması olayıdır-. İkinci âyetin harika

K
yanları ile her an 5. boyuta yansıma kabiliyetine sahipken maddî yanları ile 4 tanımı ile kıyamet başlayınca madde, boyutları bu arada ışınların boyutları
boyutlu sistemin şartlarına tabiî olurlar. Bir anlamda "gizli gravidasyon" duruşur ve solar. Sûrenin âyetlerinin diziliş ahengi öylesine açık bir tarzda
sayılabilecek olan nefislerini yenemedikleri için, bu muhteşem kabiliyetlerini kıyameti tanımlamıştır ki; Bir yandan kıyamet mizansenini ekrana getirirken bir

O
kullanamazlar. Ehil olmayanlarca anlaşılamayan yüce insanın bu sırrı, pek çok yandan boyutlar ve yaratılışa dair fizik dersi vermektedir. Kur'ân inzal sırası
örnekleri ile yaşanmıştır. Yüce Peygamberimiz’in "Yaşarken ölünüz" emri, bu açısından hesap edilirse, yüce kitabımızın daha yeryüzünü nurlandırdığı ilk
söylediklerimizin özünü teşkil etmektedir. İnsanda mevcud olan muhteşem ruh günlerde ALLAH Sûre-i Tekvîr’i inzal ederek; bütün bilimin Kur'ân'da olduğunu
varlığı, nefsin dünya çıkarları tuzağında hapsedilmezse, o insan 5. boyutu da bütün "bilenlere" ilan edivermiştir. Zaten boyutlar yıkılınca neler olur? sorusuna

Ç
yaşayabilir. Zaten insanın ölümü bir anlamda 5. boyuta ve daha ötesindeki cevab bulabildiğimiz zaman boyutlara ve maddeye ait her şeyi anladınız
boyutlara intikal olayıdır. İnsan inansa da inanmasa da, yaradılışın bu akıl almaz demektir. Sûre ahengindeki çok zarif bir incelik de boyutların yıkılışını
sistemlerine tâbidir. 5. Boyutun çağımızda böylesine net bir görüntüye tanımlarken tüm maddeyi kapsayan ünlü atom çekirdeğini tarif eden âyeti
bürünmesi, ALLAH'ın kainatı tanımamız için bize açtığı yeni bir penceredir. Bir konunun sonuna getirmiş olmasıdır. Boyutlar, kıyametin kader düğmesinde

Ü
hadîs-i kudsîde Cenab-ı Hak: "Ben bir gizli hazineydim, bilinmeyi diledim, onun yorulup solarken Rahman esmâsından yansıyan "Hünnes" ve "Künnes"
için varlıkları yarattın" buyuruyor. Bu hadîs-i kudsî ALLAH'ın; ilmi bize neden hikmetleri yeniden varoluşlara ışık tutmaktadır.
öğrettiğinin sebebini de açıklamaktadır. Onun için ALLAH ölümden sonra daha DR. HALUK NURBAKİ
nice boyutları bize seyrettirecektir. Boyutlar sistemi mesafelerden başlayarak
zaman ve manyetik eylemle devam eder. Ancak bitmez. Çünkü buradan ötede İlginç, değil mi ? Ben pek öyle tesadüflere inanan bir insan değilim, bence

n
meleklerin varlıklarını sürdürebildikleri 6. ve 7. boyutlar, daha ötelerde ise
ruhlarını varlıklarını koruyabildikleri pek çok boyutlar vardır. İnsanoğlu boyutları
aşabilen muhteşem yaradılışıyla Rabbinin rızasını elde ettiği taktirde âyette
tesadüf yoktur. Ama öte yandan, tüm evrenin benim etrafımda döndüğünü de
düşünmüyorum. Bu makaleyi, google aramasında kendi makalelerimin hangi
sıralarda çıktığını araştırırken buldum. Aslında pek öyle yeni birşeyler çıkmadı
a
belirtilen "Eni yerlerle gökler kadar olan bir cennete" mazhar olacaktır. Şimdi benim açımdan bu makaleden, ancak içinde sayılan hadisleri es geçersek, Sure
Sûre-i Tekvîr'i bu bilgilerin ışığı altında anlamaya çalışalım. Kıyamet aslında dört ve ayetlerin ilginç açılımlarını beğendim. Varılan neticeler (sonuçlar) itibariylede
boyutun yıkılıp beşinci boyutun, hatta diğer boyutların açılma olayıdır. Bunu en makale çok da müthiş bir aydınlanma sayılmaz. Ama birisi oturmuş da, bu
k
net şekilde ifade eden âyet on birinci âyettir. Kur'ân bilimlerinde Keşt-i Sema konuda kafa yormuş, işte bu hareket çok ama çok hoşuma gitti. 5.boyut ile ilgili
diye tanımlanan "Sema sıyrılıp soyulunca" tanımı beşinci boyutun açılışını ifade ortaya atılan hipotez de yine aşağı yukarı benim bu konuda vardığım sonuçlara
etmektedir. Yüce kitabınızda kıyamette semanın aldığı şekil çeşitli tanımlarla (veya geçişlere) çok benzer noktalar içeriyor.
a

anlatır. Kıyametin daha ileri safhaları ayrı âyetlerde bildirilmiştir. Meselâ Sûre-i
Rahman'da semanın bir alev gülü haline geleceği vurgulanmıştır. Bu tanım,
kıyametin daha ileri bir safhasını anlatmaktadır. Sûı-e-i Tekvîr'in 11. âyetinde
bildirilen safha ise 5. boyutun açılmasıdır ki, Arapçâ da nefis bir kelime olan
H

Keşt-i Sema olarak kullanılmıştır. Yani gökyüzünün bir zar gibi, bir perde gibi
açılışı diye dile getirilmiştir. Bu olayın Güneş'in kör bir nokta, bir kara delik
haline gelmesi eylemi ile birlikte ortaya çıkması fevkalade önemli bilimsel
gerçekleri dile getirmektedir. Kur'an bilimlerinde Tekvîı–i Şems dediğimiz
Güneş'in kara delik haline gelmesi, kıyametin temel fonksiyonudur. Yani
kıyamette. başlangıç noktası Güneş'in kara delik haline gelmesidir. Bu olay

Sayfa 3/3 - Mutlak Tekillik ile Karadeliklerin Farkı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Sonsuzluk Kavramı ve sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

01.11.2009, Pazar – 10:25 Daha önceleri de sıfır'ın var olmadığını, var olamayacağını analiz etmiştik. Bir
bütün olarak, konuyu sonsuzluk ile beraber ele aldığımızda, olay çok daha net

K
Makale: Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır ortaya çıkıyor.
Yazan : Hakan ÜÇOK 12:37
10.11.2009, Salı – 08:34
Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır Ne var ki, yaratılışın fıtratına veya varoluşun benliğine aykırı olarak, Sıfır'ın (hem

O
maddi, hemde manevi olarak) birçok alanda uygulandığına tanık oluyoruz. Bu,
Sonsuzluk, kavram olarak her ne kadar dil bilimsel açıdan tanımlanmış görünse aslında öyle bir yanlış ki, bu davranışla beraber ve bundan sonra yaptığınız her
de, teknik olarak sadece bir işaretten (∞) ibarettir. Hiçbir formülde, birimlerin şey, vardığınız her sonuç, yanlış olmaya mahkumdur. Sıfır'ın var olduğuna dair

Ç
anlamlandırılmasında, yani miktarı kesin gösterebilmesi açısından sayısal bir inatla yoluna devam eden bir matematik bilimi mesela, rasyonel ve doğru hiçbir
değere tekabül etmez, edemez (tabiatı itibariyle sınırlayamazsınız, sınır sonuca ulaşamaz, istediğiniz kadar bunun doğru olduğunu empoze etmeye
tanımaz). İşte bundan dolayıdır ki, pozitif bilimlerde (!), sonsuzluk adında bir çalışsanız da. Nitekim (netekim), insan medeniyeti (!) veya diğer adıyla kabul
miktar ile, formül oluşturmak mümkün değildir, her zaman sonsuzluklara sebep gören ve göklere çıkartılan batı medeniyetinin (materyalizmin), sıfır'a dayalı

Ü
olur). Öte yandan, felsefi olarak, sonsuzluğu bir düzen içinde tasavvur edince doktrini ve dogmalarıyla, insanlığı nereye kadar sürüklediğinin en bariz örneğini
(var olan bir sistemde, yokluk ile açıklamaya çalışmadan), adedi yaşadığımız şu günlerde ortaya çıkan savaşlar, anlaşmazlıklar ve en aktüel
(kantite=quantity) ancak bir olabilir (bence). Sonsuzluk, herşeyi kapsadığından, etkisiyle küresel ekonomik kriz dediğimiz saçmalıkta meydana serilmektedir.
adedi de böylece, ancak ve ancak bir olabilir; Birden fazla sonsuzluk, kapalı bir Üstelik öyle bir mantıkla empoze edilmektedir ki bu sözde küresel ekonomik kriz,
sistemde mümkün görünmüyor. Matematiksel olarak da, sonsuzluk ile dört temel ne hikmetse kaymağı (tatlı kar) yemeye gelince besin zincirinin tepesindeki

n
işlemi yapmaya kalktığınızda, sonucu yine sonsuz olur veya işlem yapamazsınız,
çünkü sonsuzluktan bir çıkaramaz (çıkarsanız bile sonsuzluğun aslını gidermez)
ve yine sonsuzluğa bir ekleyemezsiniz (Kısacası: Yoktan var edemez, var olanı
götürücüler, paylaşmak gibi en temel kuralı işletmezler. Ne zaman işler ters
gider, yedikleri kaymak ekşimeye başlarsa (zarar), o zaman bağırıp çağırmaya,
dövünüp ağlaşmaya, ekşimiş kaymağı (zararı) etraflarına saçmaya (paylaşmaya)
da yok edemezsiniz, bak. Termodinamik):
a karar verip, daha önceden yedikleri kaymağı, ilgisi olmayan, habersizlerden
[1 / ∞ = ∞ x 1/∞] , [X x ∞ = ∞/tanımsız] , [∞ / X = X x ∞] , vs. tahsil etmeye başlarlar. Aslında bir zara felan da yoktur ortada, sadece sanal bir
10:45 görüntüsü. Bu ne menem bir küresel ekonomidir, anlayamadık gitti. Bu nasıl bir
k
12:15 mantıktır ki, bizden yemediğimiz şeyleri kusmamızı istiyorlar. Ama işte olan bu,
Nasıl ki varolan bir sistemde sıfır (yani yokluk) giderilmiş ise (tanımı yapılamaz boş karınlarımızdan son vitaminleri de alabilmek. Mantık, zengin olanı daha da
ve işlemlerde kullanamazsınız, değişikliğe sebebiyet vermez, etkisi kendisi gibi zengin etmek, olmayanın da elinde avucunda olanı (bazen olmayanı) ele
geçirmek, yani borcu ona yüklemek. Bunu herkes biliyor (bilmeyen, anlamayan o
a

yoktur, Örn.: [1 / 0 = tanımsız].), sonsuzluk da aynı mantık ve felsefe ile bir'e


(aslen tekliğe) eşdeğerdir ve bir'e işaret eder; Bütün mesele bu işaretin farkına garip ve cahil bırakılanlar hariç), ama kimse gıkını çıkarmıyor. Boyun eğip,
varmak veya varmamak, bilincinde olmak veya olmamak, buna olduğu gibi zalimlere, bozgunculara çanak tutmaya devam ediyoruz. Bazısı hayatta kalmak
için işin suyuna gidiyor, bazısı da bilmediğinden. Ancak, bilmemek ayıp değil,
H

inanmak veya inanmamak. Sonsuzluk, soyut bir kavram olduğundan, yerine elle
tutulur bir şey koymak gerekir, o da ancak mutlak bir olabilir, yoksa herhangi bir öğrenmemek ayıp. Üstelik bilmemek, bilmezlikten gelmek, okumamak,
rakam olamaz. Sonsuz olan mutlak bir ( [1] ) olmalıdır, bunun başka bir okuduğunu anlamamak, anlamak için okumamak İslam'a göre yanlış bir davranış
açıklaması getirilemez. Sonsuzluk sadece felsefi açıdan bu kadar net (bak. Kur'an-ı Kerim: ALAK, 96:6-7). Açık, seçik ve net olarak bu bildirilmiş iken,
tanımlanabildiğinden, matematiksel (belkide pozitif bilimsel) açıdan, kesin bir mazeret ne olabilir ? Bunun sonu pek hayra alamet değil (bak. Kur'an-ı Kerim:
tanımı yapılmadan matematiğin karşı karşıya kaldığı sorulara cevap verilebilmesi Musa ve Firavun, Haman kıssası ve daha niceleri). Bu günlerde, bu sapık
pek mümkün görünmüyor. uygulamalara baş kaldırmadığımız taktirde, Hz. İbrahim gibi karşı çıkmadıkça, bu
uğurda kendimizi horlatmadıkça, ateşe attırmadıkça, başımıza gelecek olanın,
Sayfa 1/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Sonsuzluk Kavramı ve sıfır
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Kur'an da ümmetlerin başına gelen bela ve gazaplardan farklı olacağını


sanmıyorum. Bu iki kere iki (=4, bazen 5), bir artı bir (=2) kadar kesin.

K
09:02

O
Ç
Ü
n
a
k
a
H

Sayfa 2/2 - Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

18.11.2009, Çarşamba – 13:00 schon haben). Nicht alles was drin steht ist Gesetz (und Naturgesetz schon gar
Makale: Hello World ! nicht), das beweisen auch die Revisionen die er (Hawking) einstweilen schon

K
Yazan : Hakan ÜÇOK gemacht hat.
Hello World ! Fakt ist, aus meiner Sicht und Filosphie, das ein Big Bang nicht stattgefunden
Damen und Herren; haben kann, weil:
Erlauben Sie mir, mich Vorzustellen: ● Raum und Zeit (Space-Time), also die Materie und ihre Auswirkungen

O
Mein name ist Hakan ÜÇOK (UECOK) und ich befasse mich nebenbei mit (die bekannten vier Kraefte, Forces), wodurch sich ja das Universum im
Nuklear-/Astro-Physik. Algemeinen von uns erfassen laesst, kann nicht durch eine sogenannte
Ich möchte Ihnen ein/e neue/s Universum-Enstehungs-Model/Hipothese Explosion aus dem Nichts enstanden sein, da für eine solche Explosion

Ç
vorstellen: ein bedarf an termischer und/oder kinetischer Energie besteht, die aber
Eine Hipothese (wie auch die Big-Bang-Teorie/Hipothese), wonach sich im allerersten Augenblick der Enstehung (oder Erschaffung wenn Sie
das Universum, aus absoluter Ordnung erwaermend und in (Umlauf-) wollen, wahrscheinlich nicht) nicht möglich sein kann (siehe Entropie und
Bahnen bewegend, weiterentwickelt (heran-reift). Termodinamik). Wie wir alle zu wissen scheinen (so schreibt es uns

Ü
Diese Hypothese beruht auf filosophischen Gedanken, die wiederum an, von mir wenigstens die moderne Wissenschaft vor, siehe Big-Bang), haben sich
interpretierten Fakten der (modernen) Wissenschaft, die ich hier und da Atome erst sehr viel spaeter nach der Enstehung (oder Erschaffung)
aufgeschnappt (und gut durchdacht) habe (unter anderem bei: gebildet und folglich ist ja vor deren Enstehung keine termische oder
http://www.starteachastronomy.com/universe.html) und der Theologie (Islam, kinetische Energie möglich, aber sehr wohl eine potentielle. Was wohl
angelehnt auf Fakt-angenommenem Wissen im Koran, die ich nicht missen will bedeuten mag, das zum Zeitpunkt der Enstehung (dem allerersten

n
wenn es um die richtige Interpretierung des Universums geht), angelehnt sind.
Was bedeutet das in der praxis (gemeint ist natürlich die praktische Teorie) ?
In der (quadratisch-) praktischen Teorie bedeutet das, das nicht alles was wir
Moment, der ja bis zu einer Zusammenballung von Materie, sei sie auch
noch so klein, und einer folglichen Erwaermung unendlich gewesen sein
muss, Faktor: Zeit ist eng verbunden mit allen uns bekannten Kraeften),
a
mit unseren 5 Sinnen zu erfassen vermögen (pure Daten unserer 5 Sinne), auch entweder nur potentielle Energie möglich gewesen sein muss oder gar
so sein muss, wie wir es interpretieren (Subjektive Analisierung der erfassten nichts. Mal abgesehen von der (von uns angenommenen ?) Tatsache (!),
Daten durch den 6. Sinn: Das Nach-Denken), sondern das es möglich ist, mit das nach den Regeln der Termodinamik, Materie nicht aus dem Nichts
k
einer anderen Interpretierung (Filosphie gehört nunmal einfach dazu), andere entstehen und auch nicht neutralisiert werden kann (also
Ergebnisse zu erzielen oder zu Pseudo-Fakten zu gelangen, die womöglich ganz Entstehung/Erschaffung und/oder Neutralisierung im wahrsten Sinne des
im Gegensatz zu den Ergebnissen der (manchmal oder andauernd Dogmatisch) Wortes), alles daraufhin deutet, das bei der Entstehung des Universums
modernen Wissenschaft ausfallen können. Wie Sie ganz sicher (besser als ich) eine Kraft gewirkt haben muss, deren Möglichkeiten wir uns im
a

wissen, hat das/die Big-Bang Model/Hipothese eine Reihe von Schwachstellen, Augenblick nicht bewusst sind und die noch weit entfernt von unserer
die die Wissenschaft bis heute noch nicht erfolgreich (Erfolgreich, aus meiner Vorstellungskraft sind (kommt aber mehr oder weniger noch, wenn Sie
Sicht, wie Sie darüber denken kann ich nicht wissen) klarlegen konnte. Ich bis zum Ende weiterlesen).
H

werde nicht tiefer in diese Materie eindringen, da es sonst aus Ihrer Sicht, (ganz ● Unser Horizont, eben wegen der Natur und ihrer Gesetze
bestimmt) nur eine Wiederholung von bekannten Ungereimtheiten des/der (Lichtgeschwindigkeit, Raum und Zeit), im Gegensatz zu einem
Models/Hipothese sein würde. Das können wir uns sparen. Falls es dann doch möglichen (nicht unmöglich) unendlichen Universum, begrenzt ist. Was
noch einige Laien (nicht abwertend gemeint) geben sollte die's nicht wissen, soviel bedeutet wie: Wenn wir das Alter des Universums, wie
kann ich ja das Buch von Stephen W. Hawking, „A Brief History of Time“ (Wissenschaftlich) angenommen, auf 13,7 Milliarden Jahre datieren
empfehlen, das sie aber mit gesundem Menschenverstand (was das auch sein (können?), wir gar nicht in der Lage sind zu wissen, wie sich das
mag) und einer guten portion Skepsis geniessen sollten (höchstwahrscheinlich Universum ausserhalb unserer uns bekannten Blase (Unser Horizont,
Sayfa 1/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Hubble Bubble sag ich jetzt mal) verhaellt (höchstwahrscheinlich genau vorstellen können, aber nicht wahr haben wollen?). Die Tatsache (?
so wie innerhalb unseres Horizonts). Zwar ist es möglich zu sagen: ...Siehe Astrophysik) das sich die Andromeda Galaxie und die

K
Unsere Blase, in deren Mittelpunkt wir uns befinden Milchstrasse in immer engeren Bahnen umeinander drehen (so wird’s
(gezwungenermassen), dehnt sich mit einer Geschwindigkeit von zumindest gesagt) und (in ein paar millionen Jahren) wahrscheinlich zu
299.792.458 metern pro sekunde aus (wer's nicht glaubt, misst nach). einer Galaxie verschmelzen werden (Wahrscheinlichkeit), gibt mir zu
Aber eben weil diese Ausdehnung noch an keine Grenze/n gestossen ist, denken. Wenn dies eine Ausnahme waere (so wird’s jedenfalls, bewust

O
sollte doch ein jeder gesunde Menschenverstand annehmen können, das oder unbewust, hingestellt, oder ?), haette ich mir nicht so viele
das Universum sehr wohl unendlich ist (oder wir wenigstens für einen Gedanken darum gemacht. Aber ist es nicht so, das man bei einigen
Moment annehmen sollten, das es so sein könnte). Woraus sich wieder Galaxien-Geschwistern hier und da, das gleiche oder aehnliche Verhalten

Ç
ableiten laesst, das es sich im Universum um eine unendliche Anzahl von beobachten kann? Ausnahmen bestaetigen die Regel, aber so viele
Materie (und somit unbegrenztem Raum) handelt (warum, wird spaeter Ausnahmen kommen mir dann doch schon recht verdaechtig vor
erklaert). (Ausnahmen werden zur Regel...?). Könnte es nicht sein, das sich ganze
● Da es sich, wie im 2.Punkt erlaeutert (und für einen Augenblick mal Ansammlungen von Galaxien (Cluster und/oder Supercluster) in Bahnen

Ü
angenommen), um unendliche Materie im Universum handelt, braucht es bewegen, die so lange dauern, das wir es nichr er/messen können (oder
sich weder auszudehnen, noch aufzublaehen (logisch!?). Kann es, wenn wollen?). Unter anderem auch wegen eben unseres begrenzten
man logisch (rationell) denkt (siehe kritische Dichte von 6 Atomen pro Horizonts (begrenzt durch Raum, dem Hubble Horizont und der Zeit, der
Kubikmeter), auch nicht. Daraus kann man (ich wenigstens) den Schluss Geschwindigkeit des Lichts, die Lichtgeschwindigkeit)?
ziehen, das ein Hubble Konstant, wie gerechfertigt er auch auf den ersten ● Da es sich, laut Einstein (Beide Relativitaets-Teorien), bei der

n
Blick scheinen mag, völlig unnötig ist und (in diesem Augenblick) keine
Fakten wiederspiegelt. Nichtsdestotrotz: Der Hubble Horizont klingt
immer noch logisch und ist rationell beweisbar (sogar Meinerseits),
Lichtgeschwindigkeit (im Vakuum, welches Vakuum?) um einen
(relativen) Konstanten handelt (~300.000 km/sek.), der zwar relatif
gemessen werden kann, aber gar nicht ist (meiner Meinung nach), sollte
a
scheint mir. Das ist eine von den vielen Ungereimtheiten der Big Bang man wohl annehmen können, das sich daraus mit dem berühmten
Hipothese. In Bezug auf Ausdehnung und/oder Aufblaehung des Doppler-Effekt (Hubble) eine logisch-rationale Grundlage hervorbringen
Universums, möchte ich auch noch folgenden Aspekt darlegen: Woher lassen und unseren wissenschaftlichen Forschungen (Ihren Forschungen,
k
glauben wir denn zu wissen, das sich Materie-Ansammlungen wie z.B. ich bin nur Filosoph) dienen kann. Zwar hat auch der Doppler so seine
Galaxien voneinander entfernen? In der Regel ist es doch so, das sich so Macken, die ich hier nicht aufzaehlen möchte (aber könnte, was aber den
ziemlich alles was wir zu erfassen vermögen (ganz zu schweigen von Rahmen dieses Schreibens sprengen würde). Die Rot- und/oder Blau-
Atomen und Elektronen, die wir uns wenigstens teoretisch vorstellen Verschiebung in der Frequenz der Elektromgnetischen Schwingungen
a

können/sollten), in Bahnen umeinander dreht (sog. Orbits), als da muss nicht unbedingt auf eine Ausdehnung oder Aufblaehung des
waeren: Mond um die Erde (in der Regel Monde um Planeten), Erde um Universums deuten. Warum das so ist, werden Sie ja wohl besser wissen
sich selbst (in der Regel Planeten um sich selbst), Erde um die Sonne (in als ich (siehe Bahnen). Und da sind auch noch die Paradoksen
H

der Regel Planeten um die Sterne), Sonne um sich selbst (in der Regel (Paradoxons), die sich die Wissenschaft anscheinend nur an den Fingern
Sterne um sich selbst und/oder um ihre Zwillingssterne), die Sonne um gesogen hat, um sich selbst zu beschwichtigen, oder etwas das schief ist,
die Milchstrasse (in der Regel Sterne um die Milchstrasse bzw. Galaxien), gerade zu biegen (z.B. Zwillings-Paradoks, usw., siehe Relativitaet). Auch
die Milchstrasse um sich selbst (in der Regel Galaxien um sich selbst, da werde ich im Augenblick nicht naeher drauf eingehen (spaeter
seien es nun Kugelsternhaufen oder diverse andere Formen, und wie im vielleicht, weiss noch nicht...).
Falle Andromeda-Milchstrasse, umeinander) und höchstwahrscheinlich, ● Die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung; Scheint auf den ersten Blick auch
Galaxien in Bahnen, die wir im Augenblick nicht ermessen können (zwar sehr schön in die Big-Bang-Hipothese reinzupassen. Aber wenn man sich
Sayfa 2/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

die, im Allgemeinen messbaren Elektromagnetischen Strahlungen, die es Richtung es geht (sagen Sie jetzt nicht das sich die Dinger nur von uns
überall (zu sehen ?) gibt, mal ansieht (!), kann man feststellen das die entfernen)? Und das wir nur einen begrenzten Horizont besitzen (die

K
Quelle nicht nur die Mikrowellen-Hintergrund-Strahlung sein kann und sie Hubble-Blase) und deswegen womöglich nicht alles nachmessen können.
nicht nur von den entfernten Grenzen unseres Horizonts kommen, oder? Das ist kein rationales Argument (im Sinne der Gründlichkeit der
Die Entfernung gibt ja nur bekannt wie alt diese Strahlung sein muss. Wissenschft; Nicht mehr...). Nichts, aber auch gar nichts deutet 100%
Sag mir jetzt nur niemand, das es nicht möglich ist, gleiche Frequenzen daraufhin (höchstens mal soviel prozent wie unsere Blase in relationen

O
von Strahlung (Elektromagnetischer Emision) auch in naeherer zum ganzen Universum steht, soviel wie: eins zu Unendlich), das sich das
Umgebung (jüngerer Natur) zu messen, was ja völlig unlogisch sein Universum ausdehnt oder gar aufblaeht. Woraus wir (ich) folgern, das es
müsste. Je weiter man schaut, umso aelter muss diese Strahlung ja wohl keinen Big-Bang gegeben hat. Also dürfte jetzt wohl jedem klar sein, das

Ç
sein, keine Frage und das ist ja auch nicht der springende Punkt. Dieser die Big-Bang Hipothese relativ leicht widerlegt werden kann, was ich
springende Punkt sollte noch ein wenig naeher von mir erlaeutert werden hiermit auch gemacht habe (ich war so frei). Klingt natürlich sehr nach
(weiss aber im Augenblick nicht, ob ich noch dazu komme). Es ist nur Klugscheisserei (Sie entschuldigen mich wegen dieses Ausdrucks...), was
logisch (Relativitaet) das der Doppler-Effekt, der durch die vektorale ich hier praktiziere (teorisiere), aber das sind halt nun mal so Gedanken

Ü
bewegung (kinetik) des jeweiligen Objekts in seiner elektromegnatischen die aufkommen, wenn man sich ein wenig Gedanken über all den Kram
Strahlen-Emission verschiedenartig erfasst werden kann. Nur ist es halt macht und könnten genauso gut von einem Laien stammen (was ich ja
so das sich nicht nur Objekte, die wir beobachten, bewegen. Auch wir, auch zu sein scheine), der es ein wenig genauer wissen will oder einem
bewegen uns mit rasanten Geschwindigkeiten durch den Raum (und der sich ganz blöd stellt und Ahnungslos erscheint. Und das ist (Antwort
folglich durch die Zeit). Kurz nachgerchnet, sind das: auf eben diese Fragen), was wohl von einer gründlichen rationalen

n
Umfang der Erde ca. 40.000 km > eine Umdrehung ca. 24 Stunden sind
> 40.000 km / 24 h = ~ 1666,67 km/h um die Erdachse; Mittlere
Entfernung der Erde um die Sonne: 150 millionen km > Volle Umdrehung
Wissenschaft erwartet werden kann. Aus dieser Sicht waere es schon
ganz gut, all diese Fragen beantwortet zu wissen, aber in meinem Fall ist
es halt nur retorisch gemeint, weil ich ahne, das Sie damit keine Zeit
a
der Erde um die Sonne: ca. 365,25 Tage (ca. 8766 Stunden) > verschwenden werden. Ich kann ja höchstens darauf hoffen, das jemand
150.000.000 km / 8766 h = 17111 km/h; Und da ist auch noch die mal genau liest, was ich hier geschrieben habe (verstehen ist ja wieder
Umdrehung der Sonne um die Milschstrasse (das rechnen Sie am besten eine andere Sache). Mehr will ich auch nicht erwarten. Denn jeder tut
k
mal selber nach, mir fehlen die ungefaeren Daten für eine volle eben nur seinen Teil seiner Überzeugungen (Nur Gott weiss, was das wohl
Umdrehung). Was soviel bedeuten soll wie: Wir rasen geradezu in sein mag, aber das ist ja aus der Sicht der Wissenschaft anscheinend ein
irgendwelchen Bahnen im Universum herum. Und je nach Winkel der vernachlaessigbarer Faktor...). Ich bin, und das möchte ich noch klar und
vektoralen Bewegung (3 Dimensionale kinetik der beiden Punkte) muss deutlich wiederholen, gar nicht überzeugt von einem vermeintlichen Big-
a

auch jede (von der Zeit abhaengige) Messung einer vermeintlichen Bang. Und die Experimente bei CERN (in der Schweiz) sind, meiner
Entfernung oder Naeherung von Objekten im Universum anders Meinung nach (könnte ich auch noch ne Menge zu sagen, aber das
ausfallen. Je weiter das beobachtete/gemessene Objekt, desto grösser sprengt wieder den Rahmen dieses Schreibens...), regelrecht für die
H

der Effekt, ganz klar. Können Sie sich vorstellen, welche Nebenwirkungen Katz. Gutes Geld, das man haette woanders besser anlegen können
das auf die Messungen haben kann? Sicher haben Sie sich schon (Hunger und Armut in den dritten Laendern, waerend in so manch einem
Gedanken darüber gemacht und auch in der Praxis alle Vorkehrungen Land, Haustiere wie Katzen und Hunde ihre eigenen KiteKat und Schapi
getroffen um diesen Zustand zu kompensieren !? Aber wie steht es mit haben können). Aber der Schein, das die Wissenschaft nicht auf der
den Bahnen der grösseren Klumpen (Materie faulen Haut rumliegt und sich nicht im Sonnenschein von Nobel-Preisen
Verdichtungen/Ansammlungen wie Cluster, also Galaxienhaufen und braeunt, muss ja gewahrt bleiben und je mehr Geld man dafür ausgibt,
Super-Cluster, also ganze Clusterhaufen)? Eine Ahnung in welche desto überzeugender kommts halt an bei den Massen. Da machts dann
Sayfa 3/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

doch nicht soviel aus, wenn ein paar millionen Menschen auf dieser Welt, nicht unlösbar dasteht. Und wenn die Logik nicht weiterhilft, kann ja der
dummerweise (selbst schuld, ironisch), ver/hungern (müssen?). Auch Mechanismus: Dogma herhalten, dann sagt man eben: „Das ist halt so !“.

K
ironisch, das eben die Wissenschaft mit dem Argument daherkommt, Mit Dogmen kann man jede auch noch so krumme Angelegenheit
alles für das Wohl der Menschheit zu machen (welche Menschheit; die zurechtbiegen und dafür sind sie ja auch da die Dogmen. Wenn alles
höchstens 10%, die die Sahne essen?). Nicht nur ironisch, sondern auch Rechtens waere braeuchte man auch keine Dogmen, stimmts? Und
komisch (verdient einen Oscar-Preis). Und dann noch die globale Kriese. solange man zwischen den eigenen vier Waenden ist, also in unserem

O
Welche globale Kriese denn? Wo ist denn das ganze Geld hin, hat sich Raum-Zeit-Kontinuum (4 Dimensionen, inklusive Zeit), kann man sich mit
doch nicht in Luft aufgelöst? Oder haben Sie (die Wissenschaft) eine dem was man sich zurechtgereimt hat auch so richtig austoben, sagt ja
Methode entdeckt Materie (Geld) zu Neutralisieren, was sich ja gar nicht keiner was. Anders sieht die Sache dann aus, wenn man diese vier

Ç
mit der Thermodinamik verinbaren laesst? Und warum muss der ganze Waende (Raum und Zeit) überwinden will, aber mit einer solchen
Globus die Hand unter das Beil halten, wenn es um Verluste geht, wo wir Einstellung einfach nicht weiterkommt. Da kann man sich den Arsch noch
doch nicht dabei waren, als es ums Absahnen ging? Und dafür denn, auch so weit aufreissen (Sie entschuldigen diese Bemerkung, aber da kommt
noch einen Oscar für das beste Scenario (Tragödie). Auch für alle etwas von meinem Sarkasmus zu Tage), es geht einfach nicht. So kommt

Ü
Darsteller noch einen Oscar (unter anderem die scheinheiligen man, bedauerlicher Weise (oder Gott sei dank?), in keine 5. Dimension,
Wirtschaftswissenschaftler). So das waers vorerst mal, was ich mir von geschweige denn in eine 6., 7., 8., 9., 10. oder 11. Dimesion. Nur logisch
der Seele reden wollte. Zwar ein wenig wie Klugscheisserei ausgefallen (?), das da mehr nötig ist, als seine Filosophie mit Vermutungen und (frei
(wie alles was ich schreibe), aber ich konnts mir nicht verkneifen. nach den Brüdern Grimm) erdachten Wissenschaften, aufzuputschen. So
● Weitere Dimensionen (5. - 11. Dimension); Mal abgesehen von geht’s dann ja nun auch wieder nicht. Draussen (in anderen

n
wissenschaftlichen Hipothesen / Teorien / Modelen der über-
(Hyperspace) oder unter- geordneten (Subspace) Dimensionen (rein
teoretisch sowohl innerhalb, als auch ausserhalb des sog. Einstein
Dimensionen) sieht die Sache ganz anders aus (Eigentlich eine
Vermutung Meinerseits; Glaubensfrage...). Und zwar so, das da ohne
wahres Wissen (rationales Wissen, das auf Universalitaet im Sinne des
a
Universums / Raum-Zeit-Kontinuums) die vorhanden sein könnten/sollen/ schöpfers beruht) nichts geht. Und wahres Wissen (keine Maerchen)
mögen, möchte ich nebenbei erwaehnen (was auch Ihnen sicher bekannt gibt’s halt nur vom Schöpfer selbst (Umsonst für jeden der es haben will;
ist, wenistens sein sollte), das dieses Tema in der Theologie (Bibel, Und zwar nicht nur in der Bibel oder im Koran, sondern auch zu
k
Koran) umfassend behandelt wird; 7 Himmel (Bibel), 7 Strassen/Himmel, beobachten im ganzen Universum; Nur das wie ist wichtig: Wie, mit
sprich Dimensionen über uns (Koran), eine jede mit ihren eigenen Regeln welchen Grundlagen und nicht: was). Geben wir es endlich zu; Allein auf
und/oder ihrer eigenen Natur. Das sind theologische Fakten uns selbst gestellt, sind wir nicht faehig Wissen aus dem Nichts zu
(Informationen des Schöpfers über Seine Schöpfung, die der Schöpfer erschaffen, das ist gegen jede Natur (Regeln des Schöpfers und Seiner
a

ohne Entgelt preisgibt, wenn man verstehen will was man liest...), die Schöpfung, dem Universum). Soweit zum theologischen Aspekt des
aber die Wissenschaft auf den ersten Blick vernachlaessigt zu haben Temas. Das relativ wenige an Wissen, das wir als Menschheit bisher
scheint. Das ist allerdings weder verwunderlich, noch ein Verbrechen (im zusammentragen konnten, reicht noch bei weitem nicht aus um sich frei
H

Sinne des Materialismus, nicht im Sinne der wissenschaftlichen im Raum bewegen zu können, mal abgesehen davon das wir bei allem
Gründlichkeit, die man ja eigentlich erwartet), wenn man bedenkt, das was wir erfinden (zu scheinen), eigentlich auch nur bei der Natur
alles was nicht rational bewiesen werden kann, von der Wissenschaft abgucken (siehe Vögel, Aerodinamik, Flugzeuge). Ich erwarte auf alle
nicht als Fakt (oder De-Fakto) angesehen werden wird, kann oder will. Faelle das die Wissenschaft ein wenig mehr Weitsicht zeigt und sich nicht
Denn es tut der Sache keinen Abbruch, solange alles, was das Tema mehr von einem Schöpfer aengstigt. Das Gegenteil (Zuneigung) und
betrifft, in irgendeiner Weise (und sei es auch noch sei weit aus den Anerkennung und „Verstehen-Wollen“ waeren von sehr grossem Vorteil
Fingern gesogen), logisch (?) begründet und erklaert werden kann und (Natürlich meine Meinung und danach richte ich mich ja auch...). Da ja
Sayfa 4/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

sehr viel teorisiert wird in der Wissenschaft (ohne jetzt/diesmal ihre muss, wegen der Eigenart des Augenblicks): Ein gleichseitiges Viereck
Praxis abzuwerten und Praktiken zu verdammen), sollte es doch wohl (einer 4-gleichseitigen Pyramide), an dessen Enden jeweils ein

K
auch möglich sein, die Theologie in wissenschaftliche Expremiemente und Wasserstoff-Atom, die in exakt gleicher Entfernung (relatif zu allen
Praktiken einzubinden. Was, meiner Meinung nach, sehr hilfreich sein Nachbaratomen) voneinander gestanden haben müssen. Die perfekte 3-
könnte. dimensionale Geometrie würde ich es nennen, was Sie dazu sagen kann
Die Natur (Regeln) und das Anfangsstadium einer absoluten Ordnung (Im ich mir nicht vorstellen. Aber wenn Sie bedenken, das auch Bienenwaben

O

Sinne und Zweck des Universums, Termodinamik und Entropie; Eher aus dieser Geometrie abgeleitet/zusammengesetzt sind (Sechseckig),
Entropie als Termodinamik im ersten Augenblick) und der weiche dann verstehen Sie was ich meine. Aus dieser geometrischen Form kann
Übergang vom „Nicht-Sein“ zum „Sein“ (siehe „Es Sei !“); man allerdings auf keinen Fall darauf schliessen wie sich diese Schöpfung

Ç
Nicht das ein Big-Bang soo unlogisch klingt, das es eben nicht möglich weiterentwickeln wird, ausser der Schöpfer selbst und Er weiss was als
sein könnte, so sehr es auch aus meiner Sicht ist. Möglich ist ja so naechstes kommen soll. Wenn Sie sich nun solch eine Geometrie
ziemlich alles und doch wieder nichts, wenn man in die Praxis schaut (für vorgestellt haben, und den ganzen (unendlichen) Raum damit füllen
uns normal Sterbliche wenigstens). Trotzdem, finde ich, klingt eine (indem Sie jeweils ein Atom dranhaengen), haben Sie eine absolut

Ü
Explosion (Big-Bang) nicht besonders gut, wenn man etwas aus dem geordnete Materie. Und zum auffüllen dieses unendlichen Raums, der ja
Nichts erschaffen möchte und das auf Anhieb klappen soll. Ausser erst durch die Materie selbst zum Raum erkoren (und unendlich) wird
natürlich man hat die Faehigkeit alle Faktoren zu kennen um alles perfekt (keine Materie, kein Raum), denn auch im ersten Augenblick war es kein
abzustimmen, sodas einfach Nichts und rein Garnichts schiefgehen kann. Raum im konvenionellen Sinn, sondern eine perfektere, absolute
Davon sollte man in diesem Fall (Erschaffung des Universums; aber keine Singularitaet, aehnlich wie wir sie bei Schwarzen Löchern

n
Geweahr für eine sog. Entstehung) wohl ausgehen können. Andernfalls
(Entstehung) waere die Wahrscheinlichkeit im Verhaeltniss Unendlich zu
Eins (und eben diese Eins ist eingetroffen?). Und trotzdem noch sprechen
beobachten/messen können, die ja eigentlich keine absoluten
Singularitaeten sind (siehe aktuelle wissenschaftliche Erkenntnisse). Bei
diesem Vorgang müssen Sie sich nicht sonderlich beeilen, denn es gibt
a
so viele Bedenken, die ich in den vorherigen Abschnitten bisher die Zeit noch gar nicht, die kommt erst, wenn die Strahlung
aufgezaehlt habe, gegen eine solche Explosion. Ein langsames (Elektromagnetische Emission) einsetzt, also dem ersten Klumpen, oder
Erwaermen und In-gang-bringen (erst kleinere, dann grössere der ersten Unregelmaessigkeit des/r Protogen Gerippes/Matrix. Klar,
k
Materieklumpen bilden, siehe: was man bei der Mikrowellen Hintergrund Endlosigkeit ist der Begriff, der den ersten (Pseudo-) Augenblick
Strahlung sehen kann), in Bahnen lenken, Reifen- und Weiterentwickeln- beschreiben kann und Endlosigkeit die, auch jetzt (!), in einer 5.
Lassen (so eine Art Evolution, aber nicht exakt was der liebe Darwin übergeordneten Dimension herrschen muss/könnte. Kein Vorher und kein
vielleicht gemeint haben könnte, oder Miskeveyh?), scheint mir, aus Nachher (was noch kommt), nur Jetzt. Dann, wenn alles bereit ist, nur
a

meiner Sicht ( nach meinen theologischen Grundlagen und dem Wissen noch eine ganz (unendlich-) kleine kinetische Energie (oder Fingertip) an
das ich mir angeeignet habe), eine elegantere Lösung zu sein. Eleganz ist eines oder mehreren Atomen (ganz nach belieben und wie das Universum
eine Vollkommenheit, die dem Schöpfer sehr wohl gebührt, finde ich. nachher mal aussehen und sich verhalten soll) und schon kommt der
H

Lange Rede, kurzer Sinn: Wie muss dann das Universum im Stein ins Rollen (Erwaermung und Bildung von Klumpen). Was danach
Anfangsstadium wohl ausgesehen haben, obwohl es im allerersten passieren wird und passiert ist kann man in der Tabelle der Periodischen
Augenblick seiner Entstehung für sterbliche Augen gar nicht (die ja selbst Elemente sehen. Fakt ist, das noch mit höchstem Anteil jede Menge
auch noch nicht vorhanden waren) sichtbar war (und auch jetzt nicht ist Wasserstoffatome im Universum vorhanden sind, mit zweithöchstem
und nie werden wird, nicht in Form von irgedwelchen bekannten Kraeften Anteil Helium und so weiter. Im allerersten (unendlichen) Augenblick der
-Forces- und deren Auswirkungen)? Ich tippe auf eine 3 dimensionale Enstehung (oder Erschaffung, wie mans nimmt), muss die Entfernung der
geometrische Form die wie folgt ausgesehen haben mag (aber nicht Wasserstoffatome in der geometrischen (Protogen) Form zueinander (also
Sayfa 5/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Hello World !
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

die Dichte), kritisch (6 Atome pro Kubikmeter; 6H/m³, oder ?) oder vorzustellen faehig ist, kann in einer (diesmal) übergeordneten oder (ein
grösser gewesen sein. Also die Atome weit genug voneinander entfernt, anderes mal) untergeordneten Dimesion (obwohl es -noch- keine

K
um nicht ein Wasserstoffmolekül (Klumpen) enstehen und thermische handgreiflichen Beweise dafür gibt, ich habe jedenfalls keine und wenn
Energie freiwerden zu lassen und da war ich so frei und habe dieses würde ichs auf Anhieb nicht zugeben...) sehr wohl möglich sein.
absolut geordenete Ur-Element Protogen genannt (Proto, weil es vor ● Unsere Rationalitaet, sowie auch unsere Objektivitaet beruhen
Allem da war und Gen, weil es eine geometrische Form aufweisen kann). letztendlich doch wieder auf subjektiv ausgewertetem Datenmaterial (von

O
Wie wir wissen (oder irre ich mich?), ist die Dichte von Wasserstoff sehr unseren 5 Sinnen kommend), unseres (immer und ewig) subjektiven
viel höher als 6H/m³. Noch kurz etwas zu der Anzahl (quantitaet) der Bewustseins. Die ideale Objektivitaet die wir verstehen (oder anstreben),
Protogen'e: Naemlich unendlich viele, denn da kein Zeitfaktor störend scheint mir, wenn mans so betrachtet, gar nicht möglich. Wir wissen und

Ç
mitwirken und einen behindern kann, ist es ganz schön anzusehen wie glauben einfach immer nur das, was wir wissen und glauben wollen. Das
alles auf einmal aus dem Nichts entsteht (Zack, das sieht dann aus wie sollten wir uns gegenüber allemal eingestehen. Nur durch diese
eine Explosion, naemlich ein Big-Bang, aber warum es keine Explosion Erkenntniss kann diese so sehr herbeigesehnte (aber wie es aussieht nie
sein kann, habe ich ja schon in Punkt 1 dargelegt). İrgendwie doch dagewesen und nie praktizierte) wissenschaftliche Objektivitaet sich

Ü
eleganter und vor allem eine rationalere Hipothese als eine plumpe Verkörpern (Materialisieren). Denn, wir können sie uns vorstellen, ergo
(Gewalttaetige) Explosion, oder? muss sie auch schon laengst erschaffen worden (oder entstanden) sein,
● Alle Zeichen, alle Erkenntnisse, alle Logik deutet/en daraufhin, das die 5. nur darauf wartend, angenommen zu werden. Nun das war ja jetzt
Dimension (sollte es nach der Meinung der Wissenschaft so etwas geben? ziemlich filosophisch. Aber Sie haben sicher den Hintergedanken erkannt
Die Theologie ist ja überzeugt davon und muss auch dran glauben), nicht (Wenn nicht, kann auch ich nichts mehr tun...): Filosophie (nun nicht

n
mit konventionellen Mechanismen (aber sehr wohl mit geistigem Potential
und/oder geistiger Entwicklung, so wie es der Schöpfer vorgesehen
haben mag...) kontrollierbar ist. Ich weiss nicht ob Sie mir in dieser
gerade um sie zu gerechtfertigen, ganz ehrlich), muss/sollte nicht nur auf
einfachem Wissen basieren (wo und wie es herkommt wissen wir ja
inzwichen), sondern verlangt mit Recht eine ausreichende Portion an Etik
a
Hinsicht zustimmen (weils ja halt gegen jede bekannte rationale und Glauben. Glauben allerdings, der, gut durchdacht werden und nicht
Wissenschaft spricht, odere nicht?). Allerdings kann ich nicht sagen, ob durch Scheuklappen schauend, anerkannt werden will.
die Parapsychologie da etwas zu sagen hat oder etwas sagen will. Nun wissen Sie's auch und ich bin mal gespannt, was aus dieser (meiner)
k
Tatsache scheint jedenfalls, das meiner hipothese nach, etwas 5. Hipothese mal werden wird. Denn ich habe noch lange nicht das Ende meiner
dimensionales im Raum-Zeit-Kontinuum (Einstein-Universum) nicht als „Kopfzerbrechen“ erreicht. Weitere Informationen über diese meine
materiell bezeichnet werden und auch nicht den Regeln des 4. Gedankengaenge gibt’s in meinem BLOG:
dimensionalen Raums (Physik) untergeordnet werden kann (aber man http://h3ok.isgreat.org/wp (leider nur in Türkischer Sprache verfasst).
a

kanns ja Antimaterie nennen ?), sondern anderen Regeln obliegt. Mit den und meine Veröffentlichungen im PDF-Format stehen zum download auf meiner
uns bekannten Werkzeugen ist so z.B. auch das Protogen nicht von uns Webseite:
erfassbar, genaus so wie es am Anfang der Erschaffung (oder http://h3ok.isgreat.org bereit (Auch wieder nur, ausgenommen dieses
H

Entsehhung) des Universums (nach meiner Hipothese) war. Der Einzige, Schreiben, „HelloWorld.pdf“, in Türkisch).
unendliche Moment (oder Augenblick), aus dem das Universum Kontaktieren kann man mich über e-mail bei Yahoo:
hervorgegangen sein muss, kann ja auch logischerweise (rationell -?!- hucok@yahoo.com und bei Google:
gedacht) auch nicht erfasst werden, wegen eben der Umstaende die ich hakan3ok@gmail.com.
oben schon beschrieben habe (4 Dimensional denkende Wesen wie wirs
sind). Ich gebe zu, das das etwas abstrakt klingt, aber abstrakt bedeutet Hakan ÜÇOK,
nicht unmöglich. Was der Geist (6. Sinn) erfassen kann oder sich Filosoph der Nuklear- und Astrophysik (Selbsternannt, frei vom Dogma).
Sayfa 6/6 - Hello World !
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

08.12.2009, Salı – 13:59 hareketliliğe sahip. 59 yaşındaki astrofizikçi, evrenin var oluşunu açıklamak
Makale, alıntıda geçen: 11 Boyut amacıyla yıllardır üstünde çalışılan "Her Şeyin Teorisi"sinin (Theory of

K
Yazan : Hakan ÜÇOK Everything) formülünü oluşturmayı başardı ve buna "M-teorisi" adını verdi.
Alıntı Yeri: http://www.focusdergisi.com.tr/bilim/00151/ Buradaki "M" (magic, mysterios, mother) büyülü, esrarengiz ya da her şeyin
(bütün teorilerin) anası olarak değerlendirilebilir.
Geçenlerde internette muhtelif „aramalar“ yaparken, ki bu aramalar benim Teori, uzayı, içlerinde bizim eşizlerimizin bulunduğu başka evrenlerden oluşan

O
burada araştırıp yazmakta olduğum konu ile ilgili idi, „11 Boyut“ diye çok boyutlu bir labirent olarak görüyor. Hawking, bu "kobold evrenler"in
aradığımda, karşıma şu aşağıdaki yazı çıktı. Henüz okumadıysanız, okumanızda yaşayanlarını "gölge insanlar" olarak nitelendiriyor. Yani, bizim evren olarak
fayda var, tabii ilgileniyorsanız. Dikkat çekmek istediğim kelimeleri koyu renkle tanımladığımız belki de, gerçekte iç içe geçmiş,

Ç
işaretledim, daha da dikkat edilesi 'lerin ise, altını da çizdim: birbirini şekillendiren ve hatta belki birbiriyle iletişim
Evren neden var oldu? Araştırmacılar, bu sorunun yanıtını "Her Şeyin Teorisi" halinde olan, birbirine paralel çok sayıda
adını verdikleri bir evren formülüyle yanıtlamayı umuyorlar. İngiliz astrofizik evrenlerin bulunduğu sonsuz bir uzayın minik bir
uzmanı Stephen Hawking, yeni bulgularıyla, içinde eşizlerimizin bulunduğu kesiti. Bu, sadece birçok esrarengiz olguya aniden

Ü
fantastik bir "hiper uzay"ın kapılarını açıyor. Biz diğer evrenleri göremiyoruz; bambaşka bir açıdan baktığı için değil, aynı zamanda
ancak, Hawking teorisinde, paralel sıradan yaşamımızın bu kadar basit olmadığını
evrenlerde olanların bizim göstermesiyle de büyüleyici bir evren tasviri.
korkularımızı, becerilerimizi ve Birçoğumuz, yaşadığımız olaylara hep daha fazla
özlemlerimizi etkileyebileceğini ileri anlam yükleme eğilimindeyiz. "Yaşamımda, ne

nsürüyor. olduğunu bilmediğim bir değişiklik


Şu sırada, siz bu cümleleri okurken, hissediyorum" dediğimiz anları hepimiz yaşamışızdır.
olacağını

paralel evrenlerdeki eşizleriniz de Korkular, hayaller, özlemler, fikirler... Ortada neden Resim 2:Uzay-zamanın
a bu cümleleri okuyor olabilirler. Onlar yokken, birden bire nasıl çıkıyorlar, nereden bükülmesiyle oluşan
da, bu teoriyi okuyunca, büyük geliyorlar? Genç iş adamı, her pazar sabahı eşiyle "solucan delikler"in zaman
olasılıkla sizin gibi inanmayacak ve birlikte tenis oynuyordu. O gün de, bütün diğer pazar yolculuğunu mümkün
k
başlarını sallayacaklardır. İlk bakışta sabahları gibiydi. Daha farklı geçeceğini gösteren en kılabileceği düşünülüyor.
çılgınlık ya da bir bilimkurgu ufak bir belirti yoktu. Ancak, bir süre sonra iş adamı
fantezisi gibi görünse de, bu teori oyunu savsaklamaya başladı. Servis atışları hep fileye takılıyordu.
a

tamamen matematiksel temellere Konsantrasyonu tamamen dağılmıştı. Huzursuzluğu giderek arttı. Birden aklına
dayanıyor. Stephen Hawking, "Sonsuz annesi geldi ve bu düşünceyi bir türlü kafasından silemedi. Eve döndüklerinde
Resim 1:Diğer boyutlar, yuvarlanmış küçük sayıda eşiz evrenler var" diyor. telefonları çaldı, arayan babasıydı. Öğlene kadar her yerde onu aramıştı. Annesi
küreler şeklinde uzay-zamanın bütün Hawking, Cambridge Üniversitesi'nin bir kalp krizi geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. İş adamının konsantrasyonu,
H

noktalarında yer alıyor Matematik Bilimleri Merkezi'nde bu olayı sezinlediği için mi dağılmıştı? Peki nasıl sezmişti bunu? Böyle bir olaya,
profesör olarak görev yapıyor. şimdiye kadar sadece parapsikoloji uzmanları açıklama getiriyorlardı. Bilim
"Amyotrofik lateral skleroz" adı verilen bir sinir hastalığı nedeniyle, ünlü adamları, ciddiyetsizlikle suçlanmamak için böyle konuların üstünde durmamayı
fizikçinin vücut kasları her geçen gün biraz daha eriyor. 1986'da bir soluk borusu tercih ettiler. Stephen Hawking'in geliştirdiği evren teorisi, hesaplamalara dayalı
ameliyatı sonucu sesini de kaybetti. O günden bu yana bilgisayar aracılığıyla yepyeni bir açıklama getiriyor. Hawking, mantıksal olarak, beynimizde hiçbir
iletişim kuruyor. Şu anda tamamen felçli, ancak zihni, inanılmaz bir şeyin bir bütünden bağımsız gerçekleşmediğini ileri sürüyor. Yani, tenis

Sayfa 1/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

kortundaki olayları şöyle açıklayabiliriz: Görülebilir evrenimizin dışında, iç içe kuvvetinin etkisiyle çöküyor ve uzay ile zamanın anlamını yitirdiği, yani
geçmiş ve eşizlerimizin bulunduğu, görülemeyen daha çok sayıda evren var. İş kaybolduğu, sonsuz yoğunluğa sahip bir yapıya, yani kara deliğe

K
adamı, annesinin geçirdiği kalp krizini telefonla öğrenmediğine göre, dolaylı dönüşüyor. Kara deliğin çekim alanı o kadar güçlü ki, ışın da dahil hiçbir şey
yollardan öğrendi; yani eşizlerinden biri aracılığıyla. Eğer Hawking haklıysa, çekim alanından kurtulamıyor. Fizikçiler bu duruma "tekillik" adını veriyorlar.
daha pek çok olgu paralel evren teorisiyle açıklanabilecek. Hiçbir neden ya Hawking, çevresindeki her şeyi yutan bu tuzakların tamamen karanlık

O
da bulgu olmadığı halde neden bazen korkuya kapılıyoruz? Eşizlerimiz o anda olmadıklarını, ışın yaydıklarını gösterdi. İçinde yaşadığımız evrenin de,
bu korkuları yaşadıkları için mi? Neden bazı insanlarla ilk kez tanıştığımız halde, "tekillik" durumundayken, Büyük Patlama ile birlikte şekillenmeye başlaması,
sanki onu uzun süredir tanıyormuşuz duygusuna kapılıyoruz? Başka bir dünyada Hawking'in buluşunu daha da önemli kıldı. Bu sayede bir gün, belki de
onu uzun süredir tanıdığımız için mi? Ya ilk bakışta aşk? Aslında böyle bir şey yaratılış hikâyesinin sıfırıncı saniyesine ulaşılabilirdi. Hawking, "hiçlik" ile

Ç
belki de yok ve her şey başka bir evrende yaşanan bir aşkın o an için "varlık" arasındaki geçiş anının aydınlatılmasının, "Tanrı'nın planı"nı ortaya
hissedilmesinden ibaret. Gerçekten de, bir bilimkurgu senaryosuna benziyor. çıkarmak anlamına geldiğini düşünüyor.
Stephen Hawking, bu fantastik fikre nasıl ulaşmıştı acaba? Bilim adamı, böyle Bilim adamları, bir "tekillik"
bir evren teorisine nasıl ulaştığını, "Ceviz Kabuğundaki Evren" adını verdiği durumunun olup olmadığını; bir

Ü
son kitabında açıklamış. Bu adı verirken İngiliz oyun yazarı William büyük patlamanın yaşanıp
Shakespeare'in "Hamlet"inden esinlenmiş. Eserde Hamlet, "Ey Tanrım, ceviz yaşanmadığını; zaman ve uzay
kabuğunun içine hapsolsam da, kendimi bütün âlemlerin kralı gibi görebilirdim, boyutlarının bu patlama sonucu ortaya
keşke şu kötü rüyalarım olmasaydı..." diyordu. Hamlet'in bu derin iç çekişi, çıkıp çıkmadığını uzun süre tartıştılar.
sanki düşünür Hawking'i tarif ediyor. Hastalığı onu, ceviz kabuğu olarak Çünkü, İngiliz fizikçi Isaac Newton'ın

n
nitelendirilebilecek hareketsiz vücudunun içine hapsetmiş. Ancak, o aklıyla,
sonsuzluğa, yani evrene hakim olmak istiyor. Hawking, Hamlet'in sözlerini
şöyle yorumluyor; bütün fiziksel engellere karşın, sadece beynimizin gücüyle
300 yıl önce kabul ettiği gibi, zamanın
sonsuz bir geçmişten sonsuz bir
geleceğe uzandığına inanıyorlardı.
a
uzayı araştırabilir ve teknik açıdan ulaşılması mümkün olmasa da, teorik olarak, Newton'ın teorisi, Albert Einstein
ilginç bölgelerin kapılarını aralayabiliriz. Hawking'in geliştirdiği formül, tarafından geliştirilen "Genel Görelilik
makroskobik evreni ve temel parçacıkların mikroskobik dünyasını tanımlamakla Teorisi"yle geçerliğini kaybetti. Yeni
k
kalmayacak, "Büyük Patlama" ve onunla birlikte zaman ve uzay teori, zaman, uzay ve maddeyi bir
boyutlarının başlangıcını da hesaplanabilir hale getirecek. Böylece insan, birinden ayrılamaz bir bütün olarak
evrenin en büyük gizemine, daha doğru bir yaklaşım gösterebilecek: Evrenin, Resim 3:Stephan Hawking düşünüyordu. Bütün kütleler, ister dev
a

var olmak için bir tanrıya ihtiyacı var mı? Yoksa varlığı, tamamen bilinen gökadalar ister küçücük asteroitler,
fiziksel yasalara mı dayanıyor? Bugün 59 yaşında olan fizikçi, bazı basın uzay-zamana şekil veriyorlar. Bu şekillenme, madde ve ışığın uzaydaki
organları tarafından Albert Einstein ile bir tutuluyor. Ancak birçok meslektaşı, hareketini belirliyor. Önce Roger Penrose, sonra da Hawking, 1969'da Büyük
bu karşılaştırmanın Einstein için bir haksızlık olduğunu belirtiyor. Ne de olsa Patlama'nın gerçek olduğunu ispatladıktan sonra, çekim kuvvetine dayalı
H

bilim adamı, evreni açıklamaya yönelik geliştirdiği "görelilik teorisi"yle, tam teoriyi daha da geliştirdiler. Yoğunluk, Büyük Patlama sırasında kuşkusuz çok
bir devrim yaratmıştı. Ama Hawking yeni bir teori kurmamış, Einstein'ın daha fazlaydı; ne de olsa, evrendeki bütün kütleler bir aradaydı. Patlama
kuramını temel alan bir teori geliştirmişti. Bilim olimpiyatında Hawking, 1974'te gerçekleşince, çevreye hayal edilmesi güç büyüklükte bir enerji yayıldı.
keşfettiği ve kendi adını verdiği ışınım ile ön plana çıktı: Fizikçi, temel parçacık Bu ilk enerji, temel parçacıklara ve maddenin kaderini belirleyen dört
demetinin bir kara delik yakınında bulunduğunda, nasıl davranacağını kuvvete dönüştü. Kozmologlar asıl sorunu, işte bu dört kuvvet konusunda
hesapladı. Belirli kütleye sahip bir yıldız, ömrünün sonunda, kendi çekim yaşıyorlar. Bir evren formülü, bütün zamanlar ve evrendeki bütün olaylar

Sayfa 2/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

için geçerli olmalı; yani son bir denklem, mikrokozmoz ve makrokozmozda gösteriyorlardı. Hesaplamalarına devam ederek bir sınıra ulaştı: Evrende on bir
etkili bütün kuvvetleri içermeliydi. Bugüne kadar yapılan matematiksel boyut vardı. Peki bütün o boyutları neden algılayamıyoruz? Hawking nedenini

K
hesaplamalar, sadece üç kuvveti kapsıyordu: elektromanyetik kuvvet şöyle açıklıyor: Büyük Patlama'nın ardından, zaman boyutu ile üç tane
(elektronları atom çekirdeğine bağlıyor), "güçlü kuvvet" (atom çekirdeğini bir uzaysal (uzunluk, genişlik, yükseklik) boyut açılarak kozmik büyüklüğe
arada tutuyor) ve "zayıf kuvvet" (radyoaktif parçalanmayı sağlıyor)... Buna dönüştü. Kalan yedi boyut, konumlarını değiştirmeden, yani sicim kadar bir

O
karşılık, bütün çabalara rağmen, dördüncü kuvvet olan kütle çekimi, bir alanı kaplayacak büyüklükte, bir gonca gibi sarılı olarak kaldılar. Bilim adamına
türlü "Her Şeyin Teorisi" ne dahil edilemedi. Nedeni ise, çekim gücünün göre, böyle yedi boyutlu bir yumak, evrenin her noktasında mevcut. M-
sadece maddelerde bulunması. Büyük Patlama sırasında kütle, Teorisi'ne göre, evren iki boyutlu bran'larla kaplı. Bu branlar için üçüncü boyut,
maddesel olmayan bir noktada, "hiçlik"i ifade eden bir kuvantumda bran'ların frizbi plakları gibi, içinde oradan oraya uçtukları ve hiç birbirlerine

Ç
yoğunlaşmıştı. Araştırmacıların, "tekillik" durumunu daha iyi anlayabilmeleri çarpmayacakları büyüklükte bir "hiper uzay". "Üç boyutlu kütlecikler" hiç fark
için her iki teoriyi "Kuvantum Çekim Kuvveti"nde birleştirmeleri, yani "Çekim edilmeden dört boyutlu bir uzaya, "dört boyutlu kütlecikler" beş boyutlu bir
Kuvvetinin Kuvantum Teorisi"ni geliştirmeleri gerekiyordu. Ancak, bunu bir uzaya vb. giriyorlar. Hawking, bu noktada kendi kendine şu soruyu sormuş:
türlü başaramıyorlardı. "Her Şeyin Teorisi"ne giden yolda başka bir sorun da, "Üstünde yaşadığımız Dünya nasıl yorumlanmalı ?" Yanıtını ise şöyle

Ü
atomun standart modelinde yaşanıyordu. Parçacıklar, bazı matematiksel vermiş: "Bizim gözlemleyebildiğimiz evren, belki de hiper uzayda süzülen üç
işlemlere tabi tutulduklarında, ortaya anlamsız ve sonsuz değerler boyutlu bir bran'dan öte bir şey değil. Ve evrenimiz bu uzayın içinde yalnız değil.
çıkıyordu. Ayrıca standart model, ne parçacık kütlelerini ne de doğal Çünkü, sürekli yeni evrenler, yeni bran'lar doğuyor. Fizikçiler, bu olaylara
kuvvetlerin şiddetini açıklıyordu. Bunlar formülde sabit değerler olarak yer "kuvantum fluktuasyonu" adı veriyorlar. Hawking, böyle bir kuvant
alıyordu. 80'li yılların ortalarında, fizik uzmanları John Schwarz ve Michael oluşumunu, kaynayan sudaki hava kabarcığı oluşumuna benzetiyor. Bu

n
Green'in uğraşıları sonucu bir çözüm yolu bulundu. Onlara göre anlamsızlıklar,
parçacıkların, denklemlerde sonsuz küçük noktacıklar olarak ele alınmasından
kaynaklanıyordu. Peki ama, parçacıkların iplikçikler gibi esneme yetenekleri
kabarcıklardan bazıları patlıyor, bazıları da içinde bulunduğumuz evren gibi
esneyerek genişliyor. Bilim adamı, sürekli bir üst boyuta geçen branlar'la ilgili,
insanın başını döndüren bu varsayımı biraz daha somutlaştırabilmek için,
a
olsaydı ne olurdu? Yaklaşık 10 yıl önce geliştirilen, ancak daha sonra hesapları hologram örneğini veriyor: Hologramlarda, doğru açıdan bakıldığında, iki
çıkmaza sokan "sicim teorisi", atomaltı parçacıkları nokta şeklinde değil, iplik boyutlu bir yüzeyde, üç boyutlu bir nesnenin görüntüsü fark ediliyor. Başka bir
(sicim) şeklinde tanımlıyordu. Sicimler, bir kemanın telleri gibi salınan, 10 (üzeri deyişle, daha yüksek boyuttaki bilgiler, daha düşük boyuttaki bir oluşumun içine
k
-33) santimetre (10-33 cm) uzunluğunda, minicik iplikçiklerdi. Sicimler şimdiye kodlanıyor. Öyleyse, üç boyutlu dünyamızda gerçekleşen her şey, aslında daha
kadar gözlenemedi; ancak, büyüklüğü matematiksel olarak yüksek boyutlu bir dünya tarafından üretilmiş olabilir mi? Ya da bir paralel
hesaplanabiliyor: Bir sicimin bir atomun büyüklüğüne olan oranı, bir atomun dünyanın sadece yansıması olabilir miyiz? Hawking'e göre bu soruların yanıtı
a

bütün Güneş Sistemi'ne olan oranına eşit. Ayrıca, belirli bazı sicimlerin, kütle evet! Yaşamımız, dünyalı olmayan yaratıklar tarafından oynanan bir
çekimine sahip olduğu ve sicimlerin, aynı zamanda kuvantlar oldukları da bilgisayar oyunu, biz de bilgisayarlarla üretilmiş oyuncular olabiliriz. Belki de,
bilinenler arasında. Hawking, buradan yola çıkarak "kütle çekiminin sadece bakıp eğlendikleri hologramlarız. Hawking'in teorisiyle, kehanet ve
kuvantum teorisi"ni geliştirdi. Stephen Hawking, sicimlerle ilgili çok sayıda telepati gibi metafizik konular da belki daha doğru yorumlanabilir: Bir
H

hesaplama yaptıktan sonra şu sonuca ulaştı: Evreni üç veya dört boyutlu kabul hologramda, üç boyutlu bilgiler, iki boyutlu yüzeyin her noktasında kodlanmış
ettiğimiz sürece, geliştirilen "Kütle Çekiminin Kuvantum Teorisi" bizi tek bir olarak bulunuyor. Hologram levhasını kırdığınız ve parçalardan birini ışık altında
evren formülüne götürmüyor. Dolayısıyla çözümü, çok boyutlu alanlarda incelediğiniz zaman, içinde kodlanmış olan üç boyutlu nesnenin yine tamamını
aradı. Bu nedenle de sicimde takılıp kalmadı ve hesaplar yaparak, sicimlerden görürsünüz. Çünkü, nesneye ait üç boyutlu bilgilerin tamamı, yüzeyin her
çok boyutlu kuvantlar elde etti. Bunlara "membran" adını verdi ve daha da noktasında ayrı ayrı kodlanmış bulunuyor. Dünyamız eğer bir hologram ise,
kısaltarak "bran" olarak kullandı. Bu bran'lar, birden fazla boyutta varlık bütün bilgiler, yine Dünya'nın her yerinde ayrı ayrı bulunuyor olmalı. Bu açıdan

Sayfa 3/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

bakıldığında, bu matris bütününün bir parçası olan kişinin, normalde fantastik bir "hiper uzay"ın kapılarını açıyor. Biz diğer evrenleri göremiyoruz;
görülemeyen bilgileri bazen fark etmesi çok da olağanüstü sayılmaz. Belki de ancak, Hawking teorisinde, paralel evrenlerde olanların bizim korkularımızı,

K
kâhinler, böyle bilgileri algılayabilen ve okuyabilen insanlardır. Hawking bu becerilerimizi ve özlemlerimizi etkileyebileceğini ileri sürüyor.
düşüncesinde yalnız değil. Bu varsayımı geliştirirken Hawking'e eşlik eden 1.Evrenin neden var olduğu, Kur'an-ı Kerim'de yazıyor.
evrenbilimci Alexander Vilekin, "Uzayda, Al Gore'un ABD başkanı olduğu ya da 2.Evren Formülü, nam-ı diğer „Büyük Birlik Kuramı“.

O
Elvis Presley'nin hâlâ yaşadığı paralel evrenler olabilir" diyor. Hawking daha da 3.Hiper-Uzay (Hyperspace) kavramına katılıyorum. Bunlar, bizin bildiğimiz, 5
ileri giderek paralel başka bir evrene geçmeyi hayal ediyor. Fizikçi, bilimkurgu duyumuzla algılayabildiğimiz ve içinde yaşadığımız, var olduğumuz, 4 boyutlu
dizisi "Star Trek"e, konuk sanatçı olarak katıldığı bölümünde, Isaac Newton ve evrenin (Yer) ötesindeki gökleri (7 Gök), yani 5.boyuttan 11.boyuta kadar, tarif
Albert Einstein ile poker oynamış, Marylin Monroe da dizinde oturarak ona şans eder. Bununla ilgili Kur'an-ı Kerim'dede bilgiye ulaşmak mümkün; İlgili ayetleri

Ç
dilemişti. Bilim adamı "Her türlü hikâye gerçek olabilir; bir evrende Marylin defalarca bu yazılarda tekrar ettik.
Monroe, diğer evrende de Kleopatra ile evli olabilirim. Böyle olduğuna dair 4.Korku meselesi ki, bununla ilgili tartışmalarımızın belkide hepsi yazılara
elimizde bir kanıt yok. Keşke olsaydı, o zaman poker oyununda çok para yansımamış olabilir, ama ipuçları mevcut. Korku ile ilgili, Kur'an-ı Kerim çok net
kazanabilirdim" diyor. Sicimler ve branlar'dan oluşan bu fantastik bakış açısı ve ayrıntılı bilgi vermektedir, okumasını ve anlamak istemeyi bilene.

Ü
gerçek olabilir mi? Hawking, evrenin varlığını tek bir formülle açıklayacak "Her İlk bakışta çılgınlık ya da bir bilimkurgu fantezisi gibi görünse de, bu teori
Şeyin Teorisi" nin henüz tamamlanmadığını, bunun belki de ancak 21. tamamen matematiksel temellere dayanıyor.
yüzyılın sonuna doğru mümkün olacağını belirtiyor. Ancak formül Ne demezsin; Söz konusu olan acaba hangi matematiksel temeller?
tamamlandığında da Tanrı'nın evren formülüne ulaşmış olacaklarını, bu Duyumsayamadığınız (5 duyu ile), ölçemediğiniz, hesaplayamadığınız bir şeyi
noktanın da insan aklının nihai zaferi olacağını belirtiyor. hangi matematiksel temellere oturtuyorsunuz, merak ediyorum. En başta

n
Yorumsuz demek isterdim. Ancak bunca iddianın karşısında yorum yapmadan
durmak (belkide nefs meselesi olacak ama), mümkün görünmüyor benim için.
Bundan önce ise şu konuyu açıklığa kavuşturmakta fayda var:
tasavvur etmekten dahi aciz olduğumuz bir sonsuzluk kavramı var ki, önce onu
doğru tanımlamak gerek.
Stephen Hawking, "Sonsuz sayıda eşiz evrenler var" diyor.
a
„Eğer bu alıntıda dile getirilenler doğru ise, ki bazen medyalar, bir insan öyle
Büyük Patlama hipotezi ile, sonsuz bir evreni inkar eden bir mantık, neden şimdi
söylemediği halde, böyle dedi demek gibi bir huyları var. Bunun gerçekten
çıkıp da sonsuz sayıda eşiz evrenler vardır diyebiliyor, anlamakta zorluk
söylenmiş ve/veya yazılmış olması durumunda benim de yorumum şöyle
çekiyorum. Ama aslında anladım ben onu... Anladınız siz de onu...
k
olurdu:“ demek, yapabileceğimiz en yerinde davranış;
Mutlak Tekilliğin, çok büyük bir yoğunluğa sahip olmak zorunda olmadığını, biz Hawking, Cambridge Üniversitesi'nin Matematik Bilimleri Merkezi'nde profesör
burada fikir olarak gayet net açıklamış, hatta alıntının mantığı ve felsefesi ile olarak görev yapıyor. "Amyotrofik lateral skleroz" adı verilen bir sinir hastalığı
nedeniyle, ünlü fizikçinin vücut kasları her geçen gün biraz daha eriyor. 1986'da
a

düşünürsek, resmen hesaplamıştık (bak. Mutlak Düzen ve Mutlak Tekillik


makaleleri ve yazılarımızdaki Protogen kavramı). Öncelikle şu anda, karadelik- bir soluk borusu ameliyatı sonucu sesini de kaybetti. O günden bu yana
tekilliği ile mutlak tekillik arasında bir ayrım yapma zorunluluğuı hissediyorum. bilgisayar aracılığıyla iletişim kuruyor. Şu anda tamamen felçli, ancak zihni,
inanılmaz bir hareketliliğe sahip.
H

Karadeliklerin mutlak tekillik olmadıklarını daha önce analiz etmiş ve Hawking'in


dahi bunu kabul etmek zorunda olduğunu yazmıştık (bak. „Zamanın Kısa Tarihi“ Şimdi birçok kişi çıkıp da: „Sakat (Engelli) adamla niye dalga geçiyorsun ?“,
adlı kitabı ve konu ile ilgili „7 Gök Ve Yer“ adlı kitabımızdaki analizler). diyebilir. Ama söylemeden edemiyeceğim; Bu adamın sadece bedensel engelli
Paragraflara bölerek yapmış olduğum kritik aşağıda: olduğundan emin miyiz? Ya söz konusu olan, bir de zihinsel engeli var ise?
Evren neden var oldu? Araştırmacılar, bu sorunun yanıtını "Her Şeyin Teorisi" Kontrollere tabi tutulmuş mu, yoksa Cambridge Üniversitesi'nde Matematik
adını verdikleri bir evren formülüyle yanıtlamayı umuyorlar. İngiliz astrofizik Bilimleri Merkezi'nde profesör olarak görev yapıyor olması ve de ünlü olması,
uzmanı Stephen Hawking, yeni bulgularıyla, içinde eşizlerimizin bulunduğu dediği herşeyin yasa olmasını gerektirir mi? Bu biraz dogmatik olmuyor mu?
Şüphesiz zihni inanılmaz bir hareketliliğe sahip, ama delilerin de aynı özelliğe
Sayfa 4/9 - 11 Boyut
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

sahip olduğunu inkar edebilirmiyiz? Tüm bu yazdıklarımı kendime karşı özeleştiri açıklanabilecek.
olarak sunmam da mümkün, farkındayım. Ben de az „hayalperest“ değilim

K
Bende isterim, ancak bu hayal (demek zorundayım şimdi), sönmesi çok
doğrusu. Ama bedensel engelinden dolayı, acıtasyon yapmaya, gereğinden fazla muhtemel bir balona benziyor bence.
korumacı davranmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Eğer gerçekten zihinsel Hastalığı onu, ceviz kabuğu olarak nitelendirilebilecek hareketsiz vücudunun
olarak bir dahi ile karşı karşıyaysak, o zaman kendisi de ayrıcalık yapılmasına içine hapsetmiş. Ancak, o aklıyla, sonsuzluğa, yani evrene hakim olmak
bozulabilir, hatta bozulmalıdır da bence, eğer ard niyetli değilse.

O
istiyor.
59 yaşındaki astrofizikçi, evrenin var oluşunu açıklamak amacıyla yıllardır Bence mahsuru yok. Evren sonsuz ise ve başarabilirse, en tabi hakkıdır demek
üstünde çalışılan "Her Şeyin Teorisi"sinin (Theory of Everything) kalıyor bize. Keşke anlayabilse.
formülünü oluşturmayı başardı ve buna "M-teorisi" adını verdi. Buradaki "M"
Hawking, Hamlet'in sözlerini şöyle yorumluyor; bütün fiziksel engellere karşın,

Ç
(magic, mysterios, mother) büyülü, esrarengiz ya da her şeyin (bütün
sadece beynimizin gücüyle uzayı araştırabilir ve teknik açıdan ulaşılması
teorilerin) anası olarak değerlendirilebilir.
mümkün olmasa da, teorik olarak, ilginç bölgelerin kapılarını aralayabiliriz.
Bu adı geçen M-teorisinin formüllerini gören varmıdır? Hadi anayı anladık da,
Aynı sonuçlara bende vardım. Ancak bunun için, zihinsel olduğu gibi, bazı etik
büyü (magic), mistisizm/mistik (mysterious) gibi kavramların bir matematikcinin

Ü
değerlere ve ahlaka da sahip olunması gerektiğine inanıyorum şahsen, yoksa iş
ağzına nasıl yakıştırabiliyoruz; Kendisi nasıl yakıştırıyor, anlamadım gitti. Bilimsel
etrafta kibirlenerek dolaşıp, etrafa zulüm etmeye kadar varabilir ki, buna da pek
araştırmalar iyi gidiyordu ya, şimdi olayı pozitif bilimlerin ötesine, berisine
izin verileceğine inanmıyorum.
taşımanın anlamı nedir? Büyünün bir baş belası olduğunu bilmiyormuyuz (bak.
Kur'an-ı Kerim) ? Hawking'in geliştirdiği formül, makroskobik evreni ve temel parçacıkların
mikroskobik dünyasını tanımlamakla kalmayacak, "Büyük Patlama" ve onunla
Teori, uzayı, içlerinde bizim eşizlerimizin bulunduğu başka evrenlerden oluşan
birlikte zaman ve uzay boyutlarının başlangıcını da hesaplanabilir hale

n
çok boyutlu bir labirent olarak görüyor. Hawking, bu "kobold evrenler"in
yaşayanlarını "gölge insanlar" olarak nitelendiriyor. Yani, bizim evren olarak
tanımladığımız belki de, gerçekte iç içe geçmiş, birbirini şekillendiren ve hatta
getirecek. Böylece insan, evrenin en büyük gizemine, daha doğru bir yaklaşım
gösterebilecek: Evrenin, var olmak için bir tanrıya ihtiyacı var mı? Yoksa
varlığı, tamamen bilinen fiziksel yasalara mı dayanıyor?
a
belki birbiriyle iletişim halinde olan, birbirine paralel çok sayıda evrenlerin
bulunduğu sonsuz bir uzayın minik bir kesiti. Bu, sadece birçok esrarengiz 1.Büyük Patlama hipotezini analiz etmiştik ya, aynen geçerli hala.
olguya aniden bambaşka bir açıdan baktığı için değil, aynı zamanda sıradan 2.Zaman ve uzay boyutlarının başlangıcının hesaplanabilirliğine gelince, ki bunu
da tartışmıştık; Bunun pek öyle gerçekleştirilebilir bir durum olduğuna inanasım
k
yaşamımızın bu kadar basit olmadığını göstermesiyle de büyüleyici bir
evren tasviri. yok aslında (malum bazı sabitlerden ve ilk yaratılış veya varoluş anının
özelliklerinden dolayı). Sebebi (okuyanlara malum olanlar) ise önceki
Bir şeyin esrarengiz (bilinmiyor) olması, bilimsel (aslında ilimsel) bakışın bir
makalelerimizde mevcut.
a

kenara atılmasına gerekçe olabilir mi? Kur'an der ki (mealen): „Gayb


3.Tanrıya ihtiyaç varmı, yokmu meselesi ise itikat, etik ve ahlak sahibi bir insanın
(bilinmeyen, esrarengiz kabul ettiğimiz) Allah katındadır.“. Sonuçta, belki akıl
şu cümleyle özetleyebileceği bir konu: „La ilahe illallah !“, yani mealen, „Tanri
erdiremesek de, herşey bir bilimsel temele, Allah'ın ilmine, dayanmıyor mu? Ama
yoktur, Allah vardır.“
H

tabi, bunun için bir Yaratana iman şart. Bu olmadığında, olay tabi sonsuz
4.Bilinen fiziksel yasalar dediğimiz ise, neyi bildiğimizi sanıyoruz acaba? 5
ihtimaller eğlencesine dönüşüveriyor ki, bunların arasında büyü, mistisizm de
duyumuzla algılayabildiğimiz, ama besbelli ki pek doğru yorumlayamadığımız
var.
fiziksel yasalar (Sünnetullah) mı?
Hawking, mantıksal olarak, beynimizde hiçbir şeyin bir bütünden bağımsız 5.Hawking'in iman ile inkar arasındaki klasik geliş-gidişlerine dalalet savlardan
gerçekleşmediğini ileri sürüyor. ibaret sorular.
Bütün dediğimiz, „Külli İrade“ olsa gerek. İtirazı olan? 6.Geliştirdiği Formül nerede? Ben mi kaçırdım?
Eğer Hawking haklıysa, daha pek çok olgu paralel evren teorisiyle

Sayfa 5/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Bugün 59 yaşında olan fizikçi, bazı basın organları tarafından Albert Einstein fazlaydı; ne de olsa, evrendeki bütün kütleler bir aradaydı.
ile bir tutuluyor. Ancak birçok meslektaşı, bu karşılaştırmanın Einstein için bir

K
1.Büyük Patlama'nın gerçek olduğunu nasıl ispatlamışlar acaba, galiba yine
haksızlık olduğunu belirtiyor. Ne de olsa bilim adamı, evreni açıklamaya yönelik birşeyler kaçırdım?
geliştirdiği "görelilik teorisi"yle, tam bir devrim yaratmıştı. 2.Büyük Patlama için çok daha fazla bir yoğunluk olması gereği apaçık ortada;
Einstein'ın herhangi birşey (bırak devrimi) yaratmış olması etik, ahlaki ve felsefi Ancak Mutlak Tekilliğin varolması ve kainatın yaratılması için herhangi bir

O
olarak mümkün değil, Yaratan „yoktan var edendir“, oysa o ancak keşfetmiş patlamaya (büyük veya küçük) gerek olmadığını (madem öyle, o zaman böyle),
olabilir. biz de ispat ettik bu yazılarımızda. Evrenin şişmiyor, genişlemiyor ve sonsuz
Ama Hawking yeni bir teori kurmamış, Einstein'ın kuramını temel alan bir teori olduğu „gerçeğimizden“ yola çıkarak ve tekrar bu „gerçeğe“ geri dönerek, bu
geliştirmişti. Bilim olimpiyatında Hawking, 1974'te keşfettiği ve kendi adını manada daireler çizerek, ispat ettik ki, sonsuz bir evreni yaratmak için öncelikle

Ç
verdiği ışınım ile ön plana çıktı: Fizikçi, temel parçacık demetinin bir kara delik sonsuz miktarda potansiyele (enerjiye de diyebilirsiniz) ve sonsuz zamana
yakınında bulunduğunda, nasıl davranacağını hesapladı. Belirli kütleye sahip bir sahip olmak yeterli, ki bu sonsuz zaman dönemi, yaratılmanın ilk anında var.
yıldız, ömrünün sonunda, kendi çekim kuvvetinin etkisiyle çöküyor ve uzay ile Burada tartıştığımız olay da yani sadece 4 boyuttan (hacmi olşturan 3 boyut:
zamanın anlamını yitirdiği, yani kaybolduğu, sonsuz yoğunluğa sahip bir x,y,z ve zaman, t) ibaret, bildirilen (bak. Kur'an-ı Kerim) diğer boyutlar (7 Gök)

Ü
yapıya, yani kara deliğe dönüşüyor. Kara deliğin çekim alanı o kadar güçlü henüz sözkonusu bile değil.
ki, ışın da dahil hiçbir şey çekim alanından kurtulamıyor. Fizikçiler bu duruma 3.Evrendeki bütün kütlelerin birarada olması, onların fiziksel olarak tek bir
"tekillik" adını veriyorlar. Hawking, çevresindeki her şeyi yutan bu tuzakların noktada bulunmasını gerektirmediğini, Mutlak Tekilliğin bir şartı olmadığını, bu
tamamen karanlık olmadıklarını, ışın yaydıklarını gösterdi. İçinde yazılarda tartışmıştık, hatırlarsanız.
yaşadığımız evrenin de, "tekillik" durumundayken, Büyük Patlama ile birlikte Patlama gerçekleşince, çevreye hayal edilmesi güç büyüklükte bir enerji

n
şekillenmeye başlaması, Hawking'in buluşunu daha da önemli kıldı. Bu sayede
bir gün, belki de yaratılış hikâyesinin sıfırıncı saniyesine ulaşılabilirdi.
Hawking, "hiçlik" ile "varlık" arasındaki geçiş anının aydınlatılmasının,
yayıldı.
Hangi çevreye yayıldı anlayabilmiş değilim. Hacim, madde ile kaim değil mi?
„Hiçlik“ manasında bir çevreden bahsetmek mümkün mü? Bu konuda (Hiçlik!)
a
"Tanrı'nın planı"nı ortaya çıkarmak anlamına geldiğini düşünüyor. kullandığımız terimleri doğru anlamlandırmakta fayda görüyorum. Hiçliğin, adı
Malum, ışın yayan, ışıma yapan (elektromanyetik emisyon) „bir şeyi“, mutlak üstünde, var olmadığını, olamıyacağını sayısız kere tekrar etmiş bulunuyoruz.
tekillik olarak tanımlayamazsınız. „Yaratılış Hikayesinin sıfırncı saniyesine Bu ilk enerji, temel parçacıklara ve maddenin kaderini belirleyen dört
k
ulaşmak...“ gibi bir iddia, bana komik geliyor. Eğri oturalım, doğru konuşalım, kuvvete dönüştü. Kozmologlar asıl sorunu, işte bu dört kuvvet konusunda
entropi meselesi bir sıfır anını gerektiriyor olmasına rağmen, termodinamiğin yaşıyorlar.
şu meşhur yasaları, bu anı gözlemleme konusunda ne diyor acaba? Mümkün Yani denmek istenen, bu enerjinin (bana göre potansiyelin) maddeye ve bu
a

değil; Olmamasının sebebi, kısaca tekrar etmek gerekirse, Mutlak Tekilliğin maddenin etki ve tepkisini oluşturan dört temel kuvvete ayrışması herhalde.
(sadece yaratılışın sıfır anında varolabilen tekillik) ışıma yapmaması, dolayısıyla Bununla birlikte Kütleçekim'in sonsuz erimini de tekrar hatırlatmak isterim.
„görünmez“ oluşundan kaynaklanıyor. Böylece, görmek ve herhangi bir planı Bu dört kuvvet konusunda herhangi bir sorun yaşanıyorsa eğer, bu benim suçum
H

ortaya çıkarmak gayet imkansız bir olay. İlk anı görebilseydik dahi, kesinlikle bu, değil, çünkü ben herhangi bir sorun yaşamıyorum. Sebebi, evreni bir Büyük
gerçekleşecek olan olaylara ışık tutmak zorunda da değil zaten. Bunu Patlamadan kaynaklandırıyor olmaları bence. Bizim hipotezimiz bunu aşmış
anlamamak için aşırı bir inkar çabası gerekiyor, bunu da ben beceremiyorum durumda.
doğrusu. Bir evren formülü, bütün zamanlar ve evrendeki bütün olaylar için
Önce Roger Penrose, sonra da Hawking, 1969'da Büyük Patlama'nın gerçek geçerli olmalı; yani son bir denklem, mikrokozmoz ve makrokozmozda etkili
olduğunu ispatladıktan sonra, çekim kuvvetine dayalı teoriyi daha da bütün kuvvetleri içermeliydi.
geliştirdiler. Yoğunluk, Büyük Patlama sırasında kuşkusuz çok daha Bir nebze (quantum) katılıyorum, ancak atom ve atom-altı düzeylere inince olay
Sayfa 6/9 - 11 Boyut
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

çetrefilleşiyor, bunu inkar edemeyiz. Püf noktası da tam burada: Kütle Çekim ve (Türkçe'ye bayılıyorum... Bu cümleyi başka bir dilde anlatmaya kalksanız,
maddenin son noktası atom'da. Zurnanın zart dediği yer. Mikrokozmoz ile destanlar yazmak işten bile değil...).

K
Makrokozmoz, elma ile armut gibidirler; Birşey çağrıştırıyor mu? Kütle Çekimin sonsuz değerler oluşturması, onu maddenin esasından daha küçük
Bugüne kadar yapılan matematiksel hesaplamalar, sadece üç kuvveti birimlere uygulama çabasındaki hatadan kaynaklanıyor. Bir yerlere varmak
kapsıyordu: elektromanyetik kuvvet (elektronları atom çekirdeğine bağlıyor), istiyorsanız, bundan vazgeçmelisiniz. Daha küçük birimlerde (atom-altı
parçacıklarda) etkili olan kuvvetler belli. Kütle Çekim ise birdir (hem bir, hemde

O
"güçlü kuvvet" (atom çekirdeğini bir arada tutuyor) ve "zayıf kuvvet" (radyoaktif
parçalanmayı sağlıyor)... sonsuz), daha küçük parçalara böldürmez kendisini. Keza, sonsuzu da bölmeye
Bildik kuvvetlerin tanımı ki, atomaltı parçacıkları ilgilendirirken, Kütle Çekim kalkarsanız (ki bölmeye çalışmak pek akıllıca değildir), bir yığın sonsuzluklarla
denen en küçük birim olarak sadece atom'u kabul eder ve öyle de etki eder. karşılaşırsınız (∞/X=Xx∞), anlamsız olur.

Ç
Buna karşılık, bütün çabalara rağmen, dördüncü kuvvet olan kütle çekimi, Ayrıca standart model, ne parçacık kütlelerini ne de doğal kuvvetlerin şiddetini
bir türlü "Her Şeyin Teorisi" ne dahil edilemedi. açıklıyordu. Bunlar formülde sabit değerler olarak yer alıyordu. 80'li yılların
Edilemez de. Herşeyi açıklama derdiyle yanıp tutuşmak bir nebze anlaşılabilir, ortalarında, fizik uzmanları John Schwarz ve Michael Green'in uğraşıları sonucu
bir çözüm yolu bulundu. Onlara göre anlamsızlıklar, parçacıkların,

Ü
ama „gerçekler“ var ya, adamı hiç olmadık, hiç umulmadık yerlere götürebilir.
denklemlerde sonsuz küçük noktacıklar olarak ele alınmasından
Nedeni ise, çekim gücünün sadece maddelerde bulunması. Büyük
kaynaklanıyordu. Peki ama, parçacıkların iplikçikler gibi esneme yetenekleri
Patlama sırasında kütle, maddesel olmayan bir noktada, "hiçlik"i ifade
olsaydı ne olurdu? Yaklaşık 10 yıl önce geliştirilen, ancak daha sonra hesapları
eden bir kuvantumda yoğunlaşmıştı.
çıkmaza sokan "sicim teorisi", atomaltı parçacıkları nokta şeklinde değil, iplik
Hani biz Protogen (şekli hatırlayın) diyoruz ya, işte o. Bu „Hiçlik“ten bir Büyük (sicim) şeklinde tanımlıyordu. Sicimler, bir kemanın telleri gibi salınan, 10 (üzeri
Patlamanın ortaya çıkacağını öngörmek, şart koşmak (Zann-etmek), kaçınılmaz

n
olarak, ortaya çıkan sorunlara yol açmaktadır. Bu öyle „tümdengelim“,
„tümevarım“ yöntemlerine hiç benzemez. Zaten mevcut evrenin tabiyatına
uymayan da ilk yaratılma anıdır ki, dediğimiz gibi bildik yöntemleri uygulamak ve
-33) santimetre (10-33 cm) uzunluğunda, minicik iplikçiklerdi. Sicimler şimdiye
kadar gözlenemedi; ancak, büyüklüğü matematiksel
hesaplanabiliyor: Bir sicimin bir atomun büyüklüğüne olan oranı, bir atomun
olarak
a bütün Güneş Sistemi'ne olan oranına eşit. Ayrıca, belirli bazı sicimlerin, kütle
doğru bir sonuç beklemek, takdir edersiniz ki, saçmalamak olur. Varılan sonuçlar çekimine sahip olduğu ve sicimlerin, aynı zamanda kuvantlar oldukları da
ve ortaya çıkan sorunlar da bunu apaçık göstermiyor mu? bilinenler arasında.
Araştırmacıların, "tekillik" durumunu daha iyi anlayabilmeleri için her iki teoriyi
k
Siçim kuramının özeti. Hernekadar, böyle kesin ölçüler verilebilmesine
"Kuvantum Çekim Kuvveti"nde birleştirmeleri, yani "Çekim Kuvvetinin şaşırsamda, şimdilik itirazım Büyük Patlamayı kabul etmemekten öteye
Kuvantum Teorisi"ni geliştirmeleri gerekiyordu. Ancak, bunu bir türlü gidemiyor.
başaramıyorlardı.
a

Hawking, buradan yola çıkarak "kütle çekiminin kuvantum teorisi"ni


Tekillik durumunu anlamıyacak ne var? Basit bir kaç kelimeyle tanımı yapılabilir. geliştirdi. Stephen Hawking, sicimlerle ilgili çok sayıda hesaplama yaptıktan
Buna da ister kuvantum dersiniz, isterseniz protogen. Ancak kuvantum tanımı ile sonra şu sonuca ulaştı: Evreni üç veya dört boyutlu kabul ettiğimiz sürece,
protogen tanımı arasında dağlar kadar fark var, sizde farkettiniz mi?
H

geliştirilen "Kütle Çekiminin Kuvantum Teorisi" bizi tek bir evren formülüne
"Her Şeyin Teorisi"ne giden yolda başka bir sorun da, atomun standart götürmüyor. Dolayısıyla çözümü, çok boyutlu alanlarda aradı. Bu nedenle de
modelinde yaşanıyordu. Parçacıklar, bazı matematiksel işlemlere tabi sicimde takılıp kalmadı ve hesaplar yaparak, sicimlerden çok boyutlu
tutulduklarında, ortaya anlamsız ve sonsuz değerler çıkıyordu. kuvantlar elde etti. Bunlara "membran" adını verdi ve daha da kısaltarak
Sanki bu sorun ortaya atılacak daha da saçma çözümlerle giderildi mi? Ben "bran" olarak kullandı. Bu bran'lar, birden fazla boyutta varlık gösteriyorlardı.
bilmiyorum, bir yerde ip koptu bende. Anlamadığımdan değil, sadece Hesaplamalarına devam ederek bir sınıra ulaştı: Evrende on bir boyut vardı. Peki
görmezlikten gelmeleri, (kasıtlı veya kasıtsız) görememezlikleri beni şaşırtıyor bütün o boyutları neden algılayamıyoruz? Hawking nedenini şöyle açıklıyor:

Sayfa 7/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Büyük Patlama'nın ardından, zaman boyutu ile üç tane uzaysal (uzunluk, felsefe, ahlak gibi kavramları hatırlarsak...) gayet zor olsa gerek. Öyle görünüyor
genişlik, yükseklik) boyut açılarak kozmik büyüklüğe dönüştü. Kalan yedi ki, zaman dediğimiz değişken (önce, şimdi, sonra gibi açılarıyla), öte-boyutlarda

K
boyut, konumlarını değiştirmeden, yani sicim kadar bir alanı kaplayacak anlam ifade etmiyor olabilir. Gerçekten, birşey söylemek imkansız, benim için.
büyüklükte, bir gonca gibi sarılı olarak kaldılar. Bilim adamına göre, böyle yedi 3.Sözkonusu olan, Hawking'in yapmış olduğu söylenen, o „hesaplamaları“,
boyutlu bir yumak, evrenin her noktasında mevcut. hernekadar anlayamayacak olsamda, görmek isterdim. Rakamları (sayıları) ve
değişkenleri nelerdir, denklemler neye benziyor, açıkcası çok merak ediyorum.

O
1.Sürekli göregeldiğimiz (kanıksadığımız) ve dogmatik bilimin bir hastalığı (veya
aşil tendonu) olarak algıladığım bir olgu da, şu herşeyi daha da karmaşıklaştırma Herhalde sır olsa gerek, görmek nasip olmayabilir.
çabalarıdır. Arkadaş, bir olayı çözmek için, onu basitleştirmeye çalışırsın; En Sicimler ve branlar'dan oluşan bu fantastik bakış açısı gerçek olabilir mi?
azından basit küçük parçalara ayırırsın ki, ilerde bu kendi kendine oluşturduğun Hawking, evrenin varlığını tek bir formülle açıklayacak "Her Şeyin Teorisi" nin

Ç
karmaşa devasa büyüklüğüyle seni ezmesin. Ne var ki, böyle bir basitleştirmeyi henüz tamamlanmadığını, bunun belki de ancak 21. yüzyılın sonuna doğru
daha çok bekleriz gibime geliyor (Çünkü o zaman, bu konularda herkes fikir mümkün olacağını belirtiyor. Ancak formül tamamlandığında da Tanrı'nın
yürütebilir, Nobel ödülünü daha çok kişiler arasında paylaştırmak gerekirdi; evren formülüne ulaşmış olacaklarını, bu noktanın da insan aklının nihai
Hatta, bundan bir çıkar elde edilecekse, her zaman olduğu gibi, belli bir zümreyi zaferi olacağını belirtiyor.

Ü
nemalandırmak mümkün olamayacaktı; Paylaşmak, insanın yapmayı hiç 1.Sicimler ve Branlar gerçektir veya değildir, bence önemli değil. Önemli olan,
istemediği bir şey ya...). bunların teori olmaktan dahi uzak olmalarıdır ki, bende zaten hipotez demekte
2.Öncelikle kapalı bir sistem olarak kabul ettiğimiz bir evreni, diğer mevcut ısrar ediyorum. Teoriyi pratiğe dönüştürmek olası, oysa hipotez henüz pratik bir
(olması ihtimal) boyutlardan karantinaya alıp birşeyler yapmak daha mantıklı uygulama görmemiştir. Pratikte uyguladığınız an, o hipotez, teori üzerinden
olmaz mı? Özetle alıntıda bahsedilen olgu, ihtimaller hesabıdır ki, sonsuz sayıda gerçek olmuş olur. Aslında „Her Şeyin Teorisini“ bulmanın, kafa patlatma veya

n
evren icad ederseniz, yaratılış gerçeğinden de sıyrılmak (inkar etmek) daha
kolay olsa gerek diye, tatbik edilmeye çalışılıyor. Sonsuz „bir“ evren neyine
yetmiyor da, sonsuz sayıda evrenler atıyorsun ortaya, anlayabilmiş değilim
olağanüstü çabalarla (CERN deneyleri gibi) ilgili olmadığına, 21. yüzyılın sonlarını
da beklemeye gerek olmadığına inanıyorum, çünkü Mayalara göre, 2012 yılının
sonunda zaten ayvayı yemiş ve olayı aydınlatamadan göçüp gitmiş olacağız.
a
(aslında anladık tabi). Bu bana iki ova dolusu altını olup da, üçüncüsünü dileyen 2012 kıyametine inandığımdan değil, aklı başında takva, itikat, etik, felsefe ve
adamı hatırlatıyor; Tevekelli değil, Kur'an-ı Kerim'de yazıyor. Neyse; Vardığı ahlak sahibi bir insan, böyle bir bilginin bizim içinde bulunduğumuz 4 boyutlu
sonuç, küçük bir itirazla beraber, Kur'an da bahsi geçen 7 Gök ile paralellik evrenin ve hatta toplam 11 boyutlu kainatın da ötesinde olduğunu (gayb Allah
k
gösteriyor. Küçük itirazımız ise şu: Kainat 11 boyuttan oluşuyor, evren ise 4 katındadır, özellikle kıyamet ile ilgili, bak. Kur'an-ı Kerim) kabul etmiş olmalıdır
boyutlu; yani biz toplamda 11 boyuta Kainat diyoruz, oysa anladığım kadarıyla ki, bunun da, 5. ve ötesindeki boyutlara ulaşmanın bir anahtarı olması
(yanlış bir tercüme veya yorunmlamada olabilir) Hawking, tüm bu 11 boyuta muhtemeldir (buda hipotez babında).
a

evren diyor. Neyse, önemli olan toplamda 11 boyut olması. Uzay-Zaman 2.Formülü tamamlayınca, bunun bir zafer olacağını iddia etmek, bir mücadeleyi
sisteminin ötesindeki diğer 7 boyutun şekilleri de, aynı bizim boyutlarımızda (isyanı) sürdürüyor olmanın işaretidir ki, kendisini aciz bırakmanızın mümkün
olduğu gibi, pek de önemli değil aslında, yani isterseniz yumak da dersiniz, olmadığını beyan eden bir Yaratıcı (bak. Kur'an-ı Kerim), sizce buna izin verir mi
H

sicimde, goncada olabilir. Önemli olan, o boyutların ve o boyutlara tabi olan ki? Yasak ağaçtan yemiş olmak bizi akıllandırmışa benzemiyor. Bu konuda ben
„şeylerin“ nasıl davranış sergilemesi gerektiğini irdeleyebilmek. Gerçi biz henüz 4 şahsen herhangi bir mücadele veya zafer peşinde olmadığımı, sırf merak ettiğim
boyutumuzu doğru dürüst (tam manasıyla) açıklayamıyorken, 7 boyut daha için, keşif arzusuyla (fetih ve hüküm, kim diliyorsa onun olsun, zaten Yaratıcı
denklemlerin içine sokmak, yukarda bahsetmiş olduğumuz karmaşıklaştırma bunları dilediğine verir), bu konularla iştigal ettiğimi, burada tekrar belirtmekte
metoduna iyi bir örnek, ama sonuç verecekse neden olmasın. Bence hiç mahsuru fayda görüyorum, buna inanırsınız veya inanmazsınız, çok da umurumda değil;
yok. Ne var ki, o 7 boyutun tabiyatları ve tabi oldukları kuralları bilmemiz pek Kimin isyan ettiğini, kimin boyun eğdiğini, Bilen biliyor nasılolsa... Sizde
mümkün görünmüyor; En azından bu kafayla (zihniyetle) anlamak (malum etik, dileyecekseniz illa; Bence, ilim dileyin. Ancak ilim, 6. duyunuzun o toplamda 11

Sayfa 8/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
11 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

boyuttan oluşan kainatı kavramanızı sağlar, zorbalık, isyan ve zafer niyeti değil.
Yaratan üzerinde hegomonya kurup, hükmüne ortak mı olacaksınız? Üstelikde,

K
ortakları hiç sevmediğini apaçık beyan eden bir Yaratıcı; Bu ister eş-koşmak
(şirk), isterse üçleme yöntemi olsun, sapıklığın, sapıtmışlığın sınırı yok ki.
Sonuç olarak şunu da söylemek isterim ki, aklı başında olması gereken bir bilim
adamının bu kadar fantaziye (hatta ütopyaya) kaçması gerekmezdi, kısaca:

O
„Biz bu evrenden bi mok anlayamadık, açıklamakta aciz kalıyoruz, ne felsefe
'miz, ne etik 'imiz, ne ahlak 'ımız, ne de ititkat 'ımız aslında bu evreni, Big bang
'e dayalı herhangi bir hipotezle, açıklamaya yeterli değil; Onun içindir ki, böyle

Ç
desteksiz atıp tutuyoruz, attıkça da yeni bişey atmak zorunda kalıyoruz.“,
deselerdi, o zaman da en azından, empati duygusu oluşurdu bizde de. Ama
böyle bir atıp tutmaya, doğrusu benim gönlüm asla razı olmaz. Ancak ve ancak
bundan dolayıdır ki, bende bedensel engelli olduğu için değilde, aklından zoru

Ü
olması ihtimali ile, aslında dalga da geçiyor değilim; Sadece şüphe ile
yaklaştığımı bildiriyorum burada. Makaleyi yazmamın, alıntıyı gözden
geçirmemin, asıl sebebi bu; Kişisel değil (It's not personal, it's just business...!),
işimiz bu...

n
a
k
a
H

Sayfa 9/9 - 11 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Makalesine Ek
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

17.12.2009, Perşembe – 09:41 gelince kafayı sıyırmak işten bile değil. Zihnin rasyonel açıklayamama gibi
Makale: Mutlak Tekillik Makalesine Ek hallerde, işi deliliğe vurduğu hepimizce malum. Bu konuyla bu kadar haşır neşir

K
Yazan : Hakan ÜÇOK olabilmek için de, biraz kafadan çatlak olmak belkide kaçınılmazdır, bilmiyorum,
Mutlak Tekillik Makalesine Ek göreceğiz. Ama tabi, delilik belgemizi hangi akıllı imzalayacak, çok merak
ederim.
Neyse; Mutlak Tekilliğin neden ve nasıl yanlış tanımlandığını az çok irdelemiş

O
Bugün Mutlak Tekillik adındaki makaleme bir ek yayınlama ihtiyacı duydum:
Çünkü, tekillik ile ilgili, özellikle de konu Mutlak Tekillik olunca, bir kavram olduk bu makalemizde. Aslında her şey kabak gibi ortada. Ne var ki, şimdilik,
karmaşası ve/veya tanımlama hatası olduğuna inanıyorum. Pozitif (dogmatik) kafalarımız basmıyor gibi görünüyor.
Bilimin bir türlü çözemediği olay, çünkü rasyonel açıklama getirememek gibi bir

Ç
acze sebep oluyor.
Mutlak tekillik dendiğinde, anlamamız gereken, bu tekilliğin herhangi bir
hacminin olmaması (ne kadar küçük olursa olsun) gereğidir ki, kara deliklerde
sözkonusu olan, mutlak tekillik değildir. Biliyoruz ki, kara deliklerde her şeye

Ü
rağmen bir ışıma sözkonusu (Bak. Hawking ve bocalamaları; Bakmayın
“Hesapladım !”, demelerine, resmen çuvallıyor bence...); Oysa mutlak tekillik'te,
mutlak tekilliği görmek veya tespit etmek mevcut mekanizmalarla (ister
teknik/pratikte olsun, ister teorik/düşünsel) mümkün görünmüyor; Öyle bir
varsayımı ancak hayal edebiliyoruz. Ne, Zaman-Mefhumu var olabilir, ne de

n
herhangi bir bilinen kuvvetin etkisi veya tepkisi (Elektromanyetik Kuvvet gibi ki,
bunlara Çekim Kuvvetinin de dahil olduğunu da fark ettim bu arada). Mutlak
tekillik, hacim kaplamaz (anti-maddenin görünmemesi gibi), madde değildir
a
yani, aynı zamanda hem yoktur (bildiğimiz anlamda, evrenimizde geçerli olan,
varlığın olmaması yani), hemde sonsuz bir büyüklüğe sahiptir. Potansiyeli ile
(sonsuz ve mutlak düzen biçimi: Protogen hali), sonsuz hacimli bir evreni ima (/-
k
e dalalet) eder. Anlaşılacağı üzere, böyle bir mutlak tekillik, içinde bulunduğumuz
4 boyutu aşar (sığmaz veya çok küçük kalır). Bu, 4 boyutlu evrenimizin bir
başlangıca (zaman, t=0) sahip olmasıyla beraber, hacimsel olarak sınırlı olmasını
a

veya çok küçük bir hacme sahip olmasını gerektirmez, çünkü o yapısıyla, o anda,
hacmi yoktur zaten. Kara delikler ise, istediği kadar küçük
(sıkışmış/yoğunlaşmış) olsun ve istediği kadar zamanı eğip büksün (zamanı
H

sıfırlayamaması ve zamanı geri alamaması gerçeğine dayanarak...),


elektromanyetik emisyonla veya diğer kuvvetlerin etkisiyle beraber, mutlaka en
azından Kütle Çekim Kuvveti etkisi gösterirler ki, günümüzde çok büyük (ama
sonsuz olmayan) çekim kuvvetlerinin var olduğu hesaplanmaktadır (Bilim
yapıyor bunu, ben değil). Buna sanırım itiraz eden çıkmaz.
Bu arada belirtmek isterim ki, konu kafa yedirtecek türden bir potansiyele sahip.
Ancak panik yapmazsak, olumsuz bir şey olmamasını umuyorum, çünkü aceleye

Sayfa 1/1 - Mutlak Tekillik Makalesine Ek


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
5.Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

31.12.2009, Perşembe – 12:50 5.-11.) 7 Gök: 5. Boyut'tan 11. Boyuta kadar olup, Kur'an 'da adı geçen (yollar).
Makale: 5.Boyut Bunlardan 5 'incisi, bu makalede analiz etmeye, irdelemeye çalıştığımız olgudur

K
Yazan : Hakan ÜÇOK (olan veya olmayan). Bu Yedi Göğü (yolu), aşağıdan yukarıya doğru, 1.Kat,
5.Boyut 2.Kat, vs., 7.Kat'a kadar sıralayabilirsiniz veya tersini (düzünü) seçersiniz,
Makalenin başlığını verdiğim bu tanıma uyacak veya uydurulacak bir şey biliyor yukarıdan aşağıya doğru sıralarsınız (aslında pek de fark etmez). Genelde
aşağıdan yukarıya doğru göreceli bir sıralama yapılır (bak. Apartmanlardaki

O
musunuz ?
Bekleyin, hemen sazan gibi atlayıp, “Ben bunu biliyorum !“, demeyin sakın... katlar ve nereden yola çıktığınıza bağlı olarak). Hepsi toplamda 11 boyut eder.
Çünkü, 5.Boyut dediğimiz zaman bunun, bildiğimiz/bilinen (ancak keşfedilebilen) Bu 11 boyutun toplamına biz Kainat (Evren değil) diyoruz. Bizi ise, şu anda
evrenin (kainat değil) ötesinde (berisinde, altında, üstünde, yanında, her ne ilgilendiren, 5.boyut (1.Kat Gök):

Ç
diyorsanız artık) olması gereği ve icabından dolayı, materyalist bir düşünceyle (4 Duyularımızla algılamakta aciz kaldığımız bu boyutu, yukarıda da tarif ettiğimiz
boyutu ve genel olarak en temel o 4 kuvveti kapsar) tanımı yapılamaz. Böyle üzere, aklımızla görme (pozitif anlamda hayal veya tasavvur etme; Söz konusu
söyleriz söylemesine de, hiç kimse bu 5. boyutu (gözle) görmüş, kendi olan: aklını kullanma, akıl etme olayı...) durumundayız. Bu anlamda da, somut
kulaklarıyla duymuş (şuradan buradan duyduklarımızın haricinde), koklamış, (materyalist) bir mekanizma ile karşı karşıya olduğumuzu iddia edemeyiz tabi ki.

Ü
tatmış veya dokunmuş (dokunma da, elektromanyetik ve/veya zayıf çekirdek- Tabiatı itibarıyla, zaten somut olmayan bu boyut, ancak soyut mekanizmalar ile
güçlü çekirdek kuvvetinin etkisidir, diğer duyular gibi) değildir aslında. Zaten 5 kavranabilir. Ne var ki, aklımız hep, varsa yoksa, somut konularla haşır neşir
duyumuz, ancak bilinen (4 boyutlu) evrende etki ve tepki gösterebilen olmaktadır (insanın bazı bazı fıtratı gereği). Ancak, soyut dediğimiz bu olguya
özelliklerimizdendir. Nihayet (daha öncede yazılarımızda açıklamaya çalışmıştık), yaklaşımımızda, çok önemli bir kaynağa sahibiz ki, apaçık bilgi içermesi
6.duyu olarak tanımladığımız duyuya sahip olduğumuzu iddia etmiştik. Bu açısından büyük bir nimet teşkil etmektedir: Kur'an-ı Kerim. Yine biliyoruz ki

n
6.duyu, Akıl'dır. Bu Aklımızı kullandığımız zaman (herkes de vardır, ancak
kimi insan kullanmaktan haz duymaz...), 5. boyutu (görmesek de, gitmesek de
orada bir köy var...) en azından hayal edebiliriz. Gerçi bu, az veya çok, ütopik
(bu bize Kur'an 'da apaçık bildirilmektedir !), bazı ilimler (teoloji başlığı altındaki
bilimler), ancak belli bir tekamül ile kavranılabilir/sindirilebilinir/sahiplenilebilinir.
Bu tekamüle, bazıları, akl-i kemal da derler; Ben bu zihinsel tekamülün,
a
ve kurgu-bilim (hayalperestlik) oluyor, ama netice itibarıyla, burada felsefe ahlak ile mutlaka ilgili olduğuna inandığımı belirtmek isterim. İş bu 5. boyutu
yapıyoruz. Bunun bilimselliği (bir çok şey gibi, örneğin: Hawking 'in M-Teorisi kavramak için, insanın belli bir felsefeye (ahlak, etik değerler, takva, iman) sahip
zırvaları) tartışılabilir. Oturup da tartışmak istediğimden değil, sadece bir fikir olan bir akıl (zihin) ile yola çıkması gerekli. Bütün mesele, doğru felsefeye
k
vermesi açısından, irdelemeye ve analiz etmeye çalışıyorum. Aynı açıdan tekamül yoluyla ulaşabilmek (ben ulaşamadım henüz, açık söylemek gerekirse).
baktığımızda, bilimin neden özenle vahiyden imtina etmesinden ve/veya bir Tüm bu 11 boyutun üzerinde (ötesinde) ARŞ denen (Kur'an 'da geçen) ve bütün
Yaradanı (Yaratanı) göz ardı etmesinden çıkarılacak sonuçlar da, bu 11 boyutların (olası) kısıtlamalarından bağımsız bir durum (hal/yer veya
ortam) vardır.
a

küçümsenmeyecek kadar bariz ortada duruyor (nedenleri apaçık bir şekilde


Kur'an-ı Kerim 'de açıklanıyor). Buna da herhalde, kimse (bilimciler) gocunmasa
gerek, çünkü böyle yaparak bilimin en temel kurallarını (rasyonel olmayı) zaten
H

hiçe saymış oluyor. Daha önce 11 Boyut adlı makalemde, bazı serzenişlerde
bulunmuştum ya (genel olarak tüm makalelerimde, bilime bu konuda Şu yanda gördüğünüz formül gibi sorunların/çözümlerin aslında sadece bilinen 4
dokundurmalarımı görebilirsiniz) , hatırlarsanız, işte bu makale de, onların boyuta hitap ettiğini ve 5. ve daha üst boyutları tarif etmekten aciz olduğunu
devamı niteliğinde kabul edilebilir. anlamak için, gerçekten dahi olmak gerekmez.
Öncelikle, en azından bildiğimizi sandığımız, şu 11 Boyutları bir hatırlayalım: 1/ r2 Tekilliği:
1.-4.) 4 Boyutlu Evren: Zaman ve Mekan (x, y, z eksenleri, yani üç boyut ve t Nitekim, solda gördüğünüz ve kütle-çekim-kuvvetinin
eşittir Zaman), Space-Time (Yer). (gravitasyon, yer çekimi) uzaklığın ters kare orantısıyla

Sayfa 1/4 - 5.Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
5.Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

ilgisini/yasasını hatırlarsanız, ki sağdaki resim de elektrik alanının formülünü artık söz konusu değildir. Hem buradaki olayların zamana bavlı diye bildiğimiz
vermektedir (aynı yasa), Kütle-Çekim-Kuvvetini 4 boyutlu evrene özgü bir süratleri çok artmıştır ve adeta anlık intikaller (bir anda ulaşma) şeklindedir,

K
davranış olarak düşünmelisiniz; 5. boyutta hiçbir anlam teşkil etmiyor olabilir hem de açık bir ölümsüzlük vardır. 5. boyuttaki bu hikmetleri, kainatın nazlısı
(Formüllerin kaynağı: “Magic, Mystery, and Matrix” - Edward Witten – PDF – EFENDİMİZ (S.A.V.) miracında net bir şekilde yaşanmıştır. Efendimiz (S.A.V.)
Quantum Mekaniği ve Alanları ile ilgili...). Açıklama: G=Newton Sabiti, M1=Kütle dünya mekanında ilk intikali Kudüs'e yaparken, zamana bağlı kalarak bir kaç
1, M2=Kütle 2, q1=elektrik-yükü 1, q2=elektrik yükü 2, r2=uzaklığın karesi.

O
saniye harcadığı halde; 5. boyuta geçince hem zamanın gerisini hem de ilerisini
Bu kaynaklara nereden ulaştığımı sorarsanız eğer, internette “String Theory” bir anda seyretmiş ve anlatılması asırlar sürecek intikalleri, yatağı soğumadan
veya “M-Theory” gibi terimleri wikipedia'dan (http://www.wikipedia.org) yaşamıştır.
araştırmanızı önerebilirim, karşınıza çıkacak bilgi (enformasyon) ve na-bilgi 5. boyuttan ötesindeki boyutların niteliklerini ise, bugünkü fizik nosyonumuzla

Ç
(dezenformasyon) seline hazırlıklı olun ve her gördüğünüze de inanmayın derim hiç fark edemeyiz. 6 ve 7 boyutlarda varlıklarını sürdüren meleklerin sonsuza
ben. Mesele de burada zaten, kendi aklınızın süzgecinden geçirmediğiniz her yakın titreşim süratleri, bu boyutların özelli6inden gelmektedir. Bundan dolayıdır
bilgi, dogmatik (ezbere kabul) olmaya ve yanlışlar (batıl) içermeye mahkumdur. ki yüce kitabımız KUR'ÂN, bunların görünmezli6ini ve bilinmezliğini net olarak
Aynı şekilde (hatta daha da bariz), Kur'an-ı Kerim okumadan, anlamadan (ki bildirmiştir, daha önemlisi yüce kitabımızın zaman boyutu açısından yaklaşımıdır.

Ü
anlamamak salaklıkla eşdeğerdedir), kendi kanaatinizi oluşturmadan, O 'nunla Meleklerin Dünya mekanına bile sığması zor büyüklükleri yanında zamanla
amel (hareket) etmeden, ilimdi, bilimdi hiç fark etmez, bir şeyleri gerçekten ilgilerini akıl almaz süratle ifade etmiştir.
anlamış olduğunuzdan, bir yere varabileceğinizden asla emin olamazsınız. "Mearic" Sûresi âyet 4'de "Melekler ve ruh oraya uzunluğu 50.000 yıl olun bir
Sanırım bu gayet net ve açık bir uyarı olsa gerek ki, bunu söyleyen ben değilim günde yükselip çıkarlar" buyurulmaktadır. İşte zamanla 5. boyut arasındaki bu
(bak. Kur'an-ı Kerim). ahenk, kainatın çeşitli katlarında zamanın akış süratinde kaçınılmaz bir

n
Asıl konumuz olan 5. Boyut'a dönersek, şu daha önce Mutlak Tekillik adlı
makalemde [Blog] alıntı yapmış olduğum yazıyı da tekrar hatırlatmak isterim
(Yayımlandığı kaynaktaki asli şekliyle tekrar ediyorum):
değişkenlik hasıl eder. Astrofizikte müşahade edilmiştir ki, belli bir ışın; kainatın
çok uzak noktaları arasında seyrederken adeta zamanı tüketmiş; gibi
görünmektedir. Meselâ: güneşten yola çıkan bir muon'un arza ulaşması. teorik
a olarak mümkün değildir. Muon'un fırtına gibi hızına rağmen yarı ömrü o kadar
Zaman ve 5. Boyut kısadır ki, arza ulaşmadan yolda değişime uğraması gerekir. Halbuki Güneş'ten
Yaratılış nizamında, varlıklarla boyutlar arasında değişmez bir ahenk vardır. Bir hatta daha uzak yıldızlardan bile dünyaya muon gelebilmektedir ki, bu ışınların
k
varlığın üç boyutlu sisteme uyması halinde, yani dünyamızda olduğu gibi maddî yarı ömrü değişmez bir nitelik taşıdığına göre, arza kadar gelebilmeleri, zaman
bir şekil gösterdiği taktirde, mutlaka 4 boyutun yani zamanın tesirine girer. Bu akışının uzayın muhtelif bölgelerinde değişini içinde olduğunu göstermektedir.
tesir maddî varlığın değişkenliğini zorunlu hale getirir. Önce bir hareket sistemi Bu gerçek, uzayın ve kainatın her noktasında 5. boyut tesirinin farklılığında
a

oluşur, varlıklar yer değiştirir. Bu değişim, kaba hatlarıyla bazan bir yerden bir doğmaktadır. Manyetik tesir boyutu, elipsoid bir yapıya sahip olan kainat
yere gidiş gibi gözlenir, bazan da mikro dünyalarda moleküller arasındaki alış- katlarında ayrı kuvvet hatları oluşturduğundan, zaman buralarda zaafa
verişler şeklinde de zuhur edebilir. Böylece yeni oluşlar, eskimeler ve değişimler uğramakta, yavaşlamakta ya da bazı bölgelerde hızlı akmaktadır. Manyetik tesir
ortaya çıkabilir. Biz bunları ölüm diye yorumlarız. Gerçekte ise olay, maddî boyutun şiddetindeki farklar, gravidasyon dediğimiz maddenin ona direnme
H

sistemin zaman boyutu ile birlikte yürüttüğü bir değişimdir. Daha önemlisi, 5. gücünü değiştirmektedir. Bunların ötesinde sistemlerin tamamı da, kendi
boyutu ve ondan sonraki boyutları iyi kavramadığınız için, kainattaki bütün gravidasyon bütünlükleri ile kainattan farklı mekan locaları oluşturmaktadır. Bir
sırları bu basit pencereden seyretmek isteriz. Halbuki maddenin özündeki güneş sistemi, hem tek tek fertleri ile hem de bütünü ile manyetik hareket
gravidasvon sırrı 5. boyutun tasarrufuna girince, zaman tesiri fonksiyonunu boyutuna tavır koymak zorundadır. Galaksilerde kendi bütünlükleri içerisinde bu
kaybeder ya da çok sınırlı çizgide kalır. 5. boyuttaki bir varlığın mekanı üç tarz özel bir gravidasyon tavrı arz eder. Böylece kainatın fark edilmez ekseni
boyutun mesafelerinde haps olmadığı için eskimeler, yıpranmalar ve dönüşümler etrafında bütün galaksi grupları ayrı tarzlarda dönüp dururlar. 5. Boyutun bu

Sayfa 2/4 - 5.Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
5.Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

manyetik hareket gücü öylesine net bir boyuttur ki, galaksi topluluklarının meleklerin varlıklarını sürdürebildikleri 6. ve 7. boyutlar, daha ötelerde ise
helezon şeklindeki yapılan ve virgül şeklindeki düzenleri, bu hareketin adeta ruhlarını varlıklarını koruyabildikleri pek çok boyutlar vardır. İnsanoğlu boyutları

K
sonsuz uzaydaki ahenk nakışlarıdır. aşabilen muhteşem yaradılışıyla Rabbinin rızasını elde ettiği taktirde âyette
Big-Bang teorisi ile ortaya çıkarı astrofizik tartışmalarının uzama sebebi, belirtilen "Eni yerlerle gökler kadar olan bir cennete" mazhar olacaktır. Şimdi
manyetik hareket boyutunu fark edememekten kaynaklanmaktadır. Çünkü 4 Sûre-i Tekvîr'i bu bilgilerin ışığı altında anlamaya çalışalım. Kıyamet aslında dört

O
boyutlu sistemi içerisinde büyük enerji dağılımlarının yerleşimlerini izah etmek boyutun yıkılıp beşinci boyutun, hatta diğer boyutların açılma olayıdır. Bunu en
imkânsızdır. Kainattaki bu sonsuz gücün bir noktadan patladığı ve dağılan net şekilde ifade eden âyet on birinci âyettir. Kur'ân bilimlerinde Keşt-i Sema
parçacıkları nasıl şekillendirip uzay mekanına yerleştirdiği, ancak manyetik diye tanımlanan "Sema sıyrılıp soyulunca" tanımı beşinci boyutun açılışını ifade
hareket boyutuyla izah edilebilir. etmektedir. Yüce kitabınızda kıyamette semanın aldığı şekil çeşitli tanımlarla

Ç
Paul Davies'in mutlak vakumda yeni kuantların doğurduğunu tesbit etmesi, anlatır. Kıyametin daha ileri safhaları ayrı âyetlerde bildirilmiştir. Meselâ Sûre-i
manyetik hareket boyutunun mesafe ve mekanları aşan sırrı ile açıklanmaktadır. Rahman'da semanın bir alev gülü haline geleceği vurgulanmıştır. Bu tanım,
Gerek semaların ve uzayın sınırsız mekanlarında, gerekse varlıkların en küçüğü kıyametin daha ileri bir safhasını anlatmaktadır. Sûı-e-i Tekvîr'in 11. âyetinde
sayılabilecek atom ordugâhlarındaki faaliyetlerde, 5. boyut hükmünü icra bildirilen safha ise 5. boyutun açılmasıdır ki, Arapçâ da nefis bir kelime olan

Ü
etmektedir. Hilbert'in maddî varlıkların sığınamayacağı kadar küçük, fakat var Keşt-i Sema olarak kullanılmıştır. Yani gökyüzünün bir zar gibi, bir perde gibi
olan mesafeleri dahi, 5 boyutun istilasından ötede kalamaz. açılışı diye dile getirilmiştir. Bu olayın Güneş'in kör bir nokta, bir kara delik
5. Boyut aynı zamanda varlıkların değişmezlik kazandığı bir geçiş noktasıdır. 4 haline gelmesi eylemi ile birlikte ortaya çıkması fevkalade önemli bilimsel
boyutlu sistemde değişkenliğe ve ölüme mahkum olan olaylar 5. boyuta gerçekleri dile getirmektedir. Kur'an bilimlerinde Tekvîı–i Şems dediğimiz
yansırken yeni bir hüviyetle sonsuzluğa ilk adımını atmış olur. Ne var ki, Güneş'in kara delik haline gelmesi, kıyametin temel fonksiyonudur. Yani

n
varlıkların bu noktaya intikali, kara delikler misalinde olduğu gibi,
gravidasyonlarını terk etmekle mümkündür. İnsanın bütün varlıklardan farklı bir
özelliği, bu intikali sağlayacak kabiliyette yaratılmış olmasıdır. İnsanlar, ruhî
kıyamette. başlangıç noktası Güneş'in kara delik haline gelmesidir. Bu olay
maddesel boyutların yani en, boy, derinlik ve zaman boyutlarının beşinci boyut
olan manyetik eylem boyutu tarafından yutulması olayıdır-. İkinci âyetin harika
a
yanları ile her an 5. boyuta yansıma kabiliyetine sahipken maddî yanları ile 4 tanımı ile kıyamet başlayınca madde, boyutları bu arada ışınların boyutları
boyutlu sistemin şartlarına tabiî olurlar. Bir anlamda "gizli gravidasyon" duruşur ve solar. Sûrenin âyetlerinin diziliş ahengi öylesine açık bir tarzda
sayılabilecek olan nefislerini yenemedikleri için, bu muhteşem kabiliyetlerini kıyameti tanımlamıştır ki; Bir yandan kıyamet mizansenini ekrana getirirken bir
k
kullanamazlar. Ehil olmayanlarca anlaşılamayan yüce insanın bu sırrı, pek çok yandan boyutlar ve yaratılışa dair fizik dersi vermektedir. Kur'ân inzal sırası
örnekleri ile yaşanmıştır. Yüce Peygamberimiz’in "Yaşarken ölünüz" emri, bu açısından hesap edilirse, yüce kitabımızın daha yeryüzünü nurlandırdığı ilk
söylediklerimizin özünü teşkil etmektedir. İnsanda mevcud olan muhteşem ruh günlerde ALLAH Sûre-i Tekvîr’i inzal ederek; bütün bilimin Kur'ân'da olduğunu
a

varlığı, nefsin dünya çıkarları tuzağında hapsedilmezse, o insan 5. boyutu da bütün "bilenlere" ilan edivermiştir. Zaten boyutlar yıkılınca neler olur? sorusuna
yaşayabilir. Zaten insanın ölümü bir anlamda 5. boyuta ve daha ötesindeki cevab bulabildiğimiz zaman boyutlara ve maddeye ait her şeyi anladınız
boyutlara intikal olayıdır. İnsan inansa da inanmasa da, yaradılışın bu akıl almaz demektir. Sûre ahengindeki çok zarif bir incelik de boyutların yıkılışını
sistemlerine tâbidir. 5. Boyutun çağımızda böylesine net bir görüntüye tanımlarken tüm maddeyi kapsayan ünlü atom çekirdeğini tarif eden âyeti
H

bürünmesi, ALLAH'ın kainatı tanımamız için bize açtığı yeni bir penceredir. Bir konunun sonuna getirmiş olmasıdır. Boyutlar, kıyametin kader düğmesinde
hadîs-i kudsîde Cenab-ı Hak: "Ben bir gizli hazineydim, bilinmeyi diledim, onun yorulup solarken Rahman esmâsından yansıyan "Hünnes" ve "Künnes"
için varlıkları yarattın" buyuruyor. Bu hadîs-i kudsî ALLAH'ın; ilmi bize neden hikmetleri yeniden varoluşlara ışık tutmaktadır.
öğrettiğinin sebebini de açıklamaktadır. Onun için ALLAH ölümden sonra daha
nice boyutları bize seyrettirecektir. Boyutlar sistemi mesafelerden başlayarak DR. HALUK NURBAKİ
zaman ve manyetik eylemle devam eder. Ancak bitmez. Çünkü buradan ötede

Sayfa 3/4 - 5.Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
5.Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Tabiatımız itibarıyla, materyalist bir fıtrata sahip olduğumuzdan, bu 5. boyut (07.01.2010, Perşembe – 12:05)
dediğimiz ve mutlak Tekilliği, yani Tekliği (Bir 'liği, Birlik 'i değil) ima eden üç

K
boyutlu (4. Boyut geçersiz o sonsuz anda) bir şekli referans olarak gösterme
ihtiyacı oluşmaktadır. Bu ihtiyacı giderme konusunda bizim faydalandığımız,
geometrik bir şekil ki, daha öncede yazılarımızda bu şeklin tanımını PROTOGEN
olarak yapmıştık. Daha sonraları bu şeklin özelliklerini geliştirme imkanına

O
ermiştik: Protogen-Geometrisi üç boyutludur, eş-kenar-dörtgendir, köşegenlerin
(atomların diziliş yerlerinin) her dördü de birbirine eşit uzaklıkta olmak üzere, bir
çeşit piramit şeklini oluşturmakta. Köşegenlerin birbirlerine uzaklığını da, tekillik

Ç
gereği, biraz kafa yorarak, kritik yoğunluğun (6 atom/m3) azıcık üstünde olması
gereği sonucuna varmıştık (Neden mi ? Cevap: Sonsuzluk anında,
Elektromanyetik emisyon olmaması gerekir, yani bilgi iletilmemesi gerekir, böyle
bir hali de ancak mutlak sıfır, yani -273°C ile elde etmek mümkün). Mutlak

Ü
Tekilliği, (Vahiy 'e, artı Termodinamik ve Entropi gibi mevcut bilimsel
kurallara, yani Sünnet-ul Allah 'a dayanarak) bu şekilde tanımladığımızda,
Varlık öncesi Yokluğun mutlak bir tanımını yapamasak da, en azından o
(sonsuz) ilk anın tasavvur edilebilir bir resmini oluşturmak mümkün olmuştu.
Big-Bang Hipotezinin aksine, böyle bir mutlak tekillikten, evreni ısınarak ve

n
yörüngelerde hareket ettirerek, herhangi bir patlama olmadan, tekamül
ettirmek mümkün görünüyor. Patlatma meraklısı materyalist batı medeniyeti ve
dogmatik pozitif bilimler bu konuda susmayı ve görmemezlikten gelmeyi tercih
a
ettiğinden (bak. Hello World ! adlı makalem, ki e-mail yoluyla göndermiş
olduğum hiç kimseden veya kurumdan herhangi bir cevap alabilmiş değilim.
Belkide, yazdıklarım çok amatörce ve Ütopik/Kurgu Bilim gelmiştir.); Bende
k
burada kendi çapımda daireler çizerek (kısır döngü olduğuna ihtimal
vermiyorum), belkide abesle iştigal ediyor olabilirim, çünkü inkar
mekanizması, aşılması mümkün görünmeyen bir doktrindir, niyet olmadıkça;
Yaşlandıkça (ve Kur'an okuyup, kanaat edinip, tekamül ettikçe) bunu daha iyi
a

anlıyorum. Kör'e görmeyi, sağır'a duymayı nasıl tarif edebilirsiniz (bak. Kur'an-ı
Kerim), mümkün değil anlamaz. Aynı şekilde 6. His olan aklı, belli bir felsefe,
etik, ahlak ve iman'a dayandırarak kullanmayı tarif etmek de biraz zor (hatta
H

imkansız) olsa gerek. Akıl var, var olmasına da, doğru kullanacak insan gerek
(yoktur demiyorum). Doğru kullanmayınca da, varılacak sonuçlar baştan belli
aslında: Bir türlü birleştirilemeyen Büyük Birlik Kuramı. Belki benim vardığım
sonuçlara göre izlediğim yöntem (iman dışında) çok basite indirgenmiş ve banal
da olabilir, ama en azından İman (yani, bir Yaradanı inkar etmeme) konusunda
yanlış yolda olmadığımı umuyorum (aslında biliyorum, bilmeseydim iman
olmazdı mantıklı düşünürsek).
Sayfa 4/4 - 5.Boyut
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Herşeyin Teorisi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

12.01.2010, Salı – 13:00 beyanlarda bulunanlara (temeli de yanlışlarla dolu, dezenformatif bilgiden yola
Makale: Herşeyin Teorisi çıkarak, tahmin ediyorlar...).

K
Yazan : Hakan ÜÇOK 5) Kainat, Evren (Yer, yani bildiğimiz 4 boyut) ve diğer Boyutlar (Gökler, Yollar)
Yörüngelerde Tekamül etmektedir. Sonsuz hacimli bir boyutta (Evren),
Herşeyin Teorisi Şişme veya Genişlemeye, ihtiyaç duyulmaz, yoktur. Tekamül, değişim, hareket
(yörüngelerde) ve tespih demektir. Tespih eden her şey (özellikle de tüm cansız

O
Hesaplayabildiğim kadarıyla; varlıklar) dairesel ve/veya eliptik yörüngeler izlerler (çoğunun yörüngesini tespit
edemeyerek, şişme veya genişleme demek, kolayımıza gelse de). Canlıların da
“Herşeyin Teorisi“ aşağıdaki gibidir. Hesaplayabildiğim kadarıyla dedim çünkü, bilinçli olarak (papağan gibi gevelemek değil) tespih etmeleri (tekrar tekrar,

Ç
eminim ki, bilmediğim daha bir çok şey de var. Ancak bana ulaşan ilim ve bilgiler ısrarla, namaz, dua, zikir gibi...) tavsiye edilmiştir (bak. Kur'an-ı Kerim).
(Bilimsel info/dizinfo'lar ve mutlak bilgi olan Vahiy, yani Kur'an-ı Kerim) 6) Her canlının (ve cansızların dahi) bir Eceli vardır (Doğmuş, tekamül ediyor ve
çerçevesinde, yapabileceğim hesaplar, şu ana kadar yazmış olduklarımda (Blog, ölecektir/ölmüştür). Bu ecelden kaçış yoktur (bak. Kuran-ı Kerim). Ruh tabir
Defter ve Makaleler) meydana çıkmış bulunuyor. Vardığım kanaat şudur ki; edilen olguyu farklı değerlendirmek gerek.

Ü
7) Evrenin öngörülmüş yasaları (Sünnetullah, yani fizik kuralları) gereği,
1) Kainat (Yani Gökler ve Yer, 11 Boyut) bilinçli ve bir nedenle (amaçla) evrenin belli bir hesaplanabilir yaşa sahip olması (13,7 milyar yıl gibi), yoktan
yaratılmıştır (Nedeni için bak. Kuran-ı Kerim). Yaratılmış olması, bir Evrim 'i var edildiğine işaret etmektedir. Bu hesabı yaparken, faydalandığımız ışık hızı
dışlamaz, ancak Kontrolsüz bir Değişim'den (Mutasyon gibi) bahsetmek sabitidir ki (~300.00 km/sn.), bize aynı zamanda, olası (olması gereken)
saçmalık olur. Bu nedenle de zaten, biz ona Tekamül diyoruz. sonsuz bir evrende yaşadığımızı, ancak bize ulaşan bilginin sınırlı olmasından

n
2) Ne Evren, nede genelinde Kainat, yaratılırken zor kullanılmamıştır
(Herhangi bir patlama, özellikle de Big Bang gibi, zaten yaratılışın ilk anında
patlayabilecek, yani kinetik veya termal etkide bulunabilecek madde sözkonusu
kaynaklanan ve bilmediğimiz şeylerin var olabileceğini hatırlatmalıdır. Sırf
bundan dolayı ışık hızı, sınırlı bir erime sahiptir.
8.1) Işık hızının (görece de olsa) sınırlı erime sahip olmasına rağmen, Kütle
a
değildir, olamaz, mutlak tekillik söz konusudur). Çekim Kuvvetinin (Gravitasyon) sonsuz/sınırsız erime sahip olması, etkisiyle
3) Kainat, belli bir süre için (bizim açımızdan, bilgimiz dahilinde olmayan, maddeyi ilgilendirdiğinden, sonsuz miktarda madde (dolayısıyla hacim) olduğuna
bilinemeyen, asla da bilinemeyecek olan, gayb) yaratılmıştır. Bu sürenin işaret etmektedir (Kritik Yoğunluk gibi bir olguyu/tanımı da göz önünde
k
bilinmemesi gereği (bak. Kuran-ı Kerim, gayb Allah katındadır...), evrenin bulundurarak). Sonsuz olması, bizim açımızdan sorun gibi görünüyor olsa da, bir
(genelinde kainatın) tekamül etme yasaları (Sünnetullah), sonu amacı vardır: Gayb'ı, yani Kainatın sonunu gizlemek (hatta, bir sonu yokmuş
olmayan/hesaplanamayan sonsuz miktarda kütlenin varlığına işaret etmektedir gibi davranmasını sağlamak, malum sebeplerle, bak. Kur'an-ı Kerim).
8.2) Genel Görelilik ve Özel Görelilik gibi teoriler (ister doğru kabul edin, ister
a

ve böylece sonsuza kadar var olacakmış izlenimi verir (ki, Sur'a üfleninceye
kadar da böyle devam eder). etmeyin) bize gösteriyor ki, algılarımızda (duyulardan elde ettiğimiz bilgilerde)
4) Bunun aksine, Big Bang Hipotezine dayanan ve Şişme veya Genişleme gerçeklerle çelişkili yanılsamalar söz konusu olabilir (her daim vardır demekte
istemiyorum, ama sonuç oraya gidip dayanıyor gibi...).
H

zırvaları olarak nitelenebilecek hipotezlerin tümü, anladınız siz onu, evrenin


yaratılmış olmasına muhalif ve Yaratanı inkar gayretlerinden ibarettir. Bu
tür Gayretkeşleri, her toplumda, her medeniyette, her ümmette, her renkte, Devam Edecek (Herşeyin Teorisi Bölüm 2)...
her türde (İnsan, Cin veya Uzaylı) ve her din 'de görmek mümkün. İş bu, şişme
veya genişleme hipotezleri, evrenin (bırakın kainatın) sonunu öngörmekten veya
hesaplamaktan dahi (atıp-tutmalar hariç), acizdirler (...onlar sırf atarlar...),
bakmayın siz o, evrendeki tüm maddenin sözde kütlesini hesapladığına dair

Sayfa 1/1 - Herşeyin Teorisi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Son Makale
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

17.01.2010, Pazar – 12:43 yoğunluklara sebebiyet vererek ulaşma çabasındadır, bak. Laboratuvarlarda
Makale: Son Makale üretilen Süper-Ağır-Elementler, UUP-115 gibi). Sonuç, her iki durumda da aynıdır

K
Yazan : Hakan ÜÇOK aslında, çünkü bizim tarif ettiğimiz mutlak tekillik de sonsuz (potansiyel'e
dönüşmüş) enerji ve sonsuz kütleye sahip bir durumdadır. Ancak, bunca yıllık
Son Makale çabalara rağmen, Big-Bang-Hipotezi, bizleri 5. Boyuta ve ötelerine
götüremediği ve sorunları (gerçek) rasyonel bir çözüme ulaştıramadığı gibi,

O
Mutlak Tekillik gereği, Kritik Yoğunluk olarak tabir ettiğimiz ve tanımı, 6 atom/ kafamızı karıştırmaktan, zaman kaybettirmekten, oyalamaktan başka, pek bir
m olan (her 1 metreküp'e, 6 atom düşer anlamında) bir hacim, eşik değeridir getiriye sahip olmadığına dair bir yoğun kıllanma duygusu içindeyim. Bu artık
(hipotez). Bu eşik değerinden az olan yoğunluk, mutlak tekillik (Antimadde maksatlı mı yapılıyor, yoksa gerçekten bilim, kendisini gösterdiği gibi masum

Ç
veya bizim tabirimizle Protogen) oluşturmaktadır ve mutlak düzen halinde mudur, bilemiyorum. Gerçek olan şudur ki, bu kafayla (felsefe, etik, ahlak ve
(geometrik dağılım olarak) ve mutlak sıfırdır (-273°C); Elektromanyetik iman-itikat, daha doğrusu yol, yani DİN ile), inkar ederek, bir yere
emisyon (foton salınımı, yani elektromanyetik kuvvetin etkisi) dolayısıyla (bizim varamadık/varamıyoruz (CERN deneylerini bekleyin ve görün). İnkar ki, bilimin
anladığımız) zaman mefhumundan uzaktır (5. Boyutta vardır/var olabilir bir Yaratanı inkar etme gayretleri (bak. sözde evrim-teorisi ve bilimin yapmacık

Ü
ancak). Daha yoğun olması ise, Maddenin (yoktan, 4 boyutlu uzayda) var rasyonelliği ve dogmaları, bunları bu yazılarda çok irdeledik ve özenle işaret
olmasını sağlamaktadır; Işıma, bu durumda başlamıştır (zaman akmaya başlar, ettik) gayet açık ve net olarak herkes tarafından fark ediliyordur, edilmelidir.
tek yönde: ileri). Tekrar hatırlatmakta fayda görüyorum: Kara Delikler, Mutlak Sadece ülkemize mahsus olmamakla beraber, entel-dantel-ezberci (bana göre
Tekillik oluşturmazlar. Öyle olabilmeleri için, sonsuz bir kütleye sahip olmaları sözde) bilim adamlarımız'ın (ve bayanların tabi), Allah dendiğinde, tüylerinin
gerekir ki, sahip değillerdir. Mutlaka bir şekilde elektromanyetik emisyona sebep nasıl diken-diken olduğunu (görmesek de) az çok hissedebiliyoruz hepimiz (bak.
olurlar ve ısıları mutlak sıfır değildir.

n
Bir diğer önemli gerçek şudur ki, Gravitasyonu (Kütle Çekim Kuvvetini) bilinen
herhangi bir mekanik (tartılar vardır, ama bize görece olarak bilgi verirler) veya
Bazı medyatik tartışmalar). Özellikle de Pseudo-Bilimcilerin (Açık ve net: Sözde-
Bilimcilerin), yani pozitif bile denemeyecek bilim dallarında iştigal eden o
insanların (Kendilerine mistisizm-uzmanı, astrolog, kahin, medyum, mehdi,
a
elektronik aksam veya aygıtla ölçmeniz mümkün değildir. Bu da acaba insanı mesih, vs. diyenler var), Allah dendiğinde, bazen (göstermelik) Elhamd-ül-illah
biraz düşündürmesi gerekmez mi ? Hal böyleyken, bırakın herhangi bir dediklerine, bazen de çiyak-çiyak bağırıp döğündüklerine, karşısındaki
Herşeyin Teorisini bulmayı, duyularımızla algıladığımız herhangi bir şey, acaba konuşmacıyı laf kalabalığı ile alt etmeye çalıştıklarına, bazen de arsız-arsız
k
gerçekten göründüğü gibi midir ? Buna göre, acaba Kütle Çekim Kuvvetin ve sırıttıklarına ve kendi aralarında göz kırpıştırdıklarına (kaş-göz işareti), ben
farklarının yarattığı etkinin kaynağı, 4 boyutlu Uzay-Zaman sisteminin ötesinden şahsen TV'de şahit oldum, kameradan kaçmadı...
mi ulaşmakta ve etki etmektedir ? Kainat toplu halde, 11 boyutuyla bir sistem Bu manada, genelleme yaparsak, dünya bugünkü haliyle, herkesin bir şeyler
zırvaladığı, atıp-tuttuğu bir kaos-ortamına sürüklenmiş (sözde medeniyet
a

oluşturmakta, bunu inkar etmiyoruz.


Işık hızı'na gelince; Biliyoruz ki, ışık hızı sınırlıdır (~300.00 km/sn.) ve kütleye dediğin, tek dişi kalmış canavar), insanlar uyutulmuş, uyuşturulmuş, oyalanmış,
sahip olan hiçbir şey, ışık hızında yol alamaz. Bu hıza ulaşması için (Einstein 'a aldatılmış ve sömürülmüş (vs., vs., vs....), toplumlar bir tek sözle köleleştirilmiş
veya ortadan kaldırılmış, öylesine bir resim oluşturmaktadır. Ters giden daha
H

göre), sonsuz bir enerjiye ve böylelikle kütleye ulaşması gerek. Bu, işin Big-
Bang-Hipotezi ile ulaşılmış bir varsayımıdır/tahminidir. Oysa, patlamanın birçok şeyi sıralayabilirdim, ama yazının maksadını aşıyor artık.
olmadığı, evrenin (ve/veya kainatın) mutlak düzen ve mutlak sıfır 'dan (yani, Böylelikle, şimdilik, yazılarımın sonuna gelmiş bulunuyorum. Bir süreliğine (ne
mutlak tekillik 'den) ısınarak tekamül ettiği bizim hipotezimize göre, ışık kadar bilemem), kafamı dinlemeye geri çekiliyorum.
hızına ulaşabilmek için o kütle 5. boyuta geçmesi gerekir ki, bunu da ancak o Allah 'a emanet olun !
kütlenin atomlarını, mutlak tekillik (Protogen) konumuna getirerek (kritik
yoğunluğun ötesine genleştirerek) elde edebilirsiniz (ki bilim, bunu çok büyük Hakan ÜÇOK
(19.01.2010 – Salı, 10:47)
Sayfa 1/1 - Son Makale
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
10 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

02.02.2010, Salı – 14:10 ı Kerim) mevcut. Bildiğimiz 4 boyutun ötesinde bir Zaman-Realitesi yoktur da
Makale: 10 Boyut demek istemiyorum, ancak bizim alışık olduğumuz ve tasavvur edebildiğimiz
Yazan : Hakan ÜÇOK özellikte olması gerekmiyor. Mesela, bizler de tekamül ettikçe veya farklı
10 Boyut psikolojik hal ve durumlarda olduğumuzda, zamanı farklı algıladığmızı
farketmişsinizdir herhalde. Bu bağlamda, diğer algılayamadığımız boyutlarda

K
Bugüne kadar yazmış olduğum bu denemeler (fragmanlar) ve (sözde) makaleler
ışığında, daha neler yazabilirim diye düşündüğümde, aslında bunların dışında pek zaman yoktur veya işlemez gibi varsayımlarda bulunmak yanlış olur. Evrende
öyle farklı konulara eğilme açısından motive olamadaığımı farkettim. Önceleri tanık olduğumuz zaman kıstasları da, bildiğiniz gibi, bizim anladığımız,
çeşitli düşünce fragmanları olarak defterlere (kurşun kalem ile bildiğimiz A5 ve anlayabildiğimiz oranlarda çok büyük yekünler tutmaktadır (Örn.: Evrenin, sözde

O
A4 defterlere yani) kayıt etmiş olduğum yazılar aslında birbirlerinden kopuk hesaplanmış, Yaşı gibi). Zamanı tasavvur ederken, olumlu-olumsuz
görünmekteler; Blog sitemi (http://h3ok.isgreat.org/wp) localhost 'da hissiyatlardan kaçınmamız gerekir (bak. Kur'an-ı Kerim: Hikmet söz konusudur),
(http://localhost/wp) sakin kafayla incelediğimde bunu farkettim. Blog'uma ilk duygusal yorum yapmak yanlış olur. Böylece (daha sonra eklemeler yaparmıyım,
defa uğrayan herkes düşüncelerimdeki (kopukluk gibi görünen) fragmansal olayı bilmiyorum), Kainatı 10 boyuta indirgemiş bulunuyoruz. Öyle olmasına öyle de,

Ç
farketmiştir herhalde. Çok daha sonra, 7 Gök ve Yer – pdf kitabını toparlayıp pratikte bu ne gibi fayda sağlar (nedense hep fayda sağlamak zorundadır) pek
makalelere geçtiğimde, biraz olsun (bir çeşit) düzen geldiğini görüyorum. Ancak, açık değil. Önemli olan da zaten, bu temeller üzerine 5. boyuta bir açıklama
ilk yazmaya başladığımda, olayın buralara kadar geleceğini bilmiyordum; Daha getirebilmektir. Bu konuda daha önce de birçok şey karalamıştım (yazmıştım),
sonra da onca fragmanı (bölük pörçük yazıları) tekrar düzenlemeye ve bir bütün ama temelli / kesin ve çok açık ve net bir tanımlama yapabilmiş değilim şu ana

Ü
olarak sunmaya üşendim doğrusu. Konunun tabiatı itibariyle zaten karmaşık kadar. Zaten kelimelerle açıklamak da biraz zor kaçıyor; Bilirsiniz, bir resim bin
oluşu, doğrusu düzenli ve tertipli bir yayınlamayı (en azından benim için) kelimeye bedeldir derler ya hani... Beşinci Boyutun görsel tanımını yapabilmek
zorlaştırıyor. Yine konunun, aynı anda akılda tutulması gereken pek çok ayrıntısı için, öncelikle bildik 4 boyutu iyi anlamakta fayda görüyorum, ki bunu pozitif
olması da, böyle bir düzen-tertibi imkansız yapıyor. Dolayısıyla, her ne kadar bilimler (Astrofizik, Nükleerfizik ve Kuvantum Fiziği) ve bilim camiası zaten
konu hakkında yazmalarımı, makaleler şeklinde yayımlamaya devam etsemde, elinden geldiğince (bazen enformatif-bilgilendirici, bazen de dez-enformatif,

n
hiç bir zaman bir bütünü (ve hatta istikrarı) yansıtmayacağı kanısındayım (çünkü
düşüncelerimde de bazı revizyonlar olabiliyor). Zaten Blog'un okunup
okunmadığı, anlaşılıp anlaşılmadığı da pek umurumda değil aslında. Ben yazayım
saptırıcı şekilde) yapmaktalar, ayrıntıya girmeye gerek yok sanırım. Benim
irdelemek istediğim şey ise, 5. boyutu anlaşılabilir ve hareketli bir Şekil ile
(animasyon) görselleştirebilmek (hani biz insanlar şekilciyiz, şekil olmayınca bi
a
da, oralarda bir yerlerde bulunsun da, (benim açımdan) omuzlarımdaki yükü mok anlamıyoruz ya, o manada yani...). Bugün artık biliyoruz ki (Bak.: alt
atayım da, gerisi fasa fiso... Böylelikle, yazmaya devam ederken, bu makalemin başlık, Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek
adını da bulmuş oldum ki, siz bunları okurken „Devam Ediyor“ başlığı „10 Tekamül Eden Evren Modeli Hipotezimiz), evren ilk yaratıldığı anda
k
Boyut“ şeklinde değişmiş olacak. 10 Boyut derken; bu fikre nasıl kapıldığımı (burada bazıları, kendiliğinden oluştu manasında ısrar ediyor olabilir hala)
belirtmemek de olmaz. Gerçi, yazının devamında bu zaten cevaplanıyor, ama hareketsiz (kinetik enerjiden yoksun, statik ve sabit) ve soğuk idi (mutlak sıfır,
burada (henüz yazıda çok fazla ilerlemeden) altını çizmekte fayda görüyorum; -273°C = 0 Kelvin), Big-Bang hipotezinin iddia ettiği gibi sıcak değil. Mutlak
a

Yer dediğimizde ne anladığımıza bağlı olarak, çoğunluğun (gerçi çoğunluk her Tekilliği (Evrenin o ilk ve sonsuz anını) nasıl tasavvur edeceğimize dair, en
zaman haklıdır diye bir şey de yok ya, neyse...) sadece Yer Küremizi (Dünya) baştan beri Protogen'i empoze ediyorduk zaten. Sırf görsellik olması açısından,
olarak hayal ettiğinin farkındayım. Böyle olunca da, Gök deyince bildik uzayı Blender (http://www.blender.org) denen bir programı kurcalamak, incelemek ve
kullanımını öğrenmek için, yoğun çabalar içerisine girme ihtiyacı duydum.
H

kastetmiş oluruz ki, bir adet Gök boyutunu burada harcamış oluruz. Eh, yedi gök
olduğuna göre (en azından biz öyle var sayıyoruz), bildiğimiz Uzay-Zamanı Yakında (belki pek de yakında değil aslında) Protogen-Hipotezimi, animasyon
(x,y,z,t) içeren kap olarak 1. katman, Gök oluyor. Kalıyor geriye 6 gök, yani altı halinde bu sayfalarda izlemeniz mümkün olabilir (olmayabilir de, çünkü progam
farklı fıtrata sahip boyut, toplamda 10 boyutlu Kainat eder. Bu elbette, 11. çok kapsamlı olduğundan, ABC 'sini henüz çözebilmiş değilim, ancak ilerleme
Boyutun olmaması anlamına gelmiyor (eğer mutlaka 11 boyut olsun kaydediyorum). Kainatı ister onbir (11), isterseniz on (10) boyutlu olarak
istiyorsanız), çünkü anlamakta ve tasavvur etmekte aciz olduğumuz (ki bu, tüm düşünün, aslında kısa vadede farkeden bir şey yok. Ancak prensip olarak, ilerde
boyutlar için geçerli aslında, bildik 4 boyut dahil...) bir ARŞ gerçeği (bak. Kur'an- başımız ağrımasın diye, böyle bir ihtimali de gözönünde bulundurmak istedim

Sayfa 1/2 - 10 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
10 Boyut
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

(kıvırma, savunma mekanizması).


Gerçi evrenin o ilk ve sonsuz yaratılma anını olduğunu düşündüğümüz gibi
göstermeye kalksak, kap-karanlık bir resim ortaya çıkar, teorik olarak (ışıma
yoksa, ki o anda yok, bilgi de olamaz), ancak bu karanlığın içinde olup biteni de
görselleştirme bakımından kendimizi kasarak sembolik şekillerden faydalanma

K
yoluna gitmemiz gerekir ki, modern bilim de, mikrodalgalardan oluşan fon
ışımasını, bu şekilde görünür ışık tayfına adapte ederek, gözle görülür hale
getiriyor (ısıya duyarlı kameralar da bunu yapar...). Amaç her zaman kutsaldır,

O
ancak o amaca ulaşmak için izlediğimiz yollar gayet aşağılık olabiliyor. Bu deyimi
de olumsuz anlamaya gerek duymuyorum. Demek, ahlak da biz insanlar
arasında görece olabiliyormuş. Şöyle kendi etrafımızda kıvırmak olsada aslında,
hedefi gözden kaçırmamak gerek.

Ç
03.02.2010, Çarşamba – 09:21

Ü
n
a
k
a
H

Sayfa 2/2 - 10 Boyut


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Sonsuzluğu Görmek
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

04.02.2010, Perşembe – 09:24 05.02.2010, Cuma – 15:10 sıkıya tutunduğumuz ve kaybetmekten korktuğumuz
Makale: Sonsuzluğu Görmek Yeryüzündeki (dünyadaki) mevcut Eğitim hayat da aslında, mutlaka ve mutlaka bir şekilde
Yazan : Hakan ÜÇOK Kurumları (okullar ve üniversiteler) ve onların sürecek. Vakti gelince de, ne bir saat ileri, ne de bir
uzantıları (halef ve selefleri ki, saat geri alınamayacaktır. Ecel geldi mi, hiçbir şey
Sonsuzluğu Görmek modern/pozitif/dogmatik bilim de bunlardan biridir), bunu engelleyemez (kredi kartınız hele hiç...),

K
“Sonsuzluğu nasıl görebiliriz ki ?“, dediğimizde, Küresel Sömürü Düzenine (yani kapitalizme) dünyaları verseniz de akan sular durur. Öte yandan,
aslında cevabı çok kolay: Bize ulaşan gerçek Köle (işçi robot) ve Yandaş (Yönetici) yetiştirmekten ecel gelmeden de, size makinalı tüfek ile ateş etseler
bilgilerin ışığında (tam manasıyla), sonsuzluğu başka bir işe yarıyorlar mı? Sonuçlara (Bunlardan de, bir şekilde kurtulmanız mümkün. Ancak tabi,

O
görebilmek için, o'nun parçası olmak gerekir (ki, şu birisi de Küresel Ekonomik Kriz...) baktığımızda, ecelin ne zaman geleceği de bilinmez (gayb dır). Bu
halimizle sınırlı bir etki alanı içinde olduğumuzu ve 5 bunun böyle olduğu, apaçık ortada. Ha, şimdi bunu manada, insan kendi ecelini bilmekten bile aciz ise,
duyumuzla sınırlı bir hacmi algılayabildiğimizi de inkar etmek de aslında kolay şüphesiz. Ne var ki, korkular niye, paniklemek niye, vesveselere uymak
hatırlarsak, bu mümkün değildir; Bak. Hubble Gerçek Bilgilerin ve İlmin ışığında (Bak. Kur'an-ı niye (ki, bu konularda Kur'an-ı Kerim de ayetler

Ç
Hacmi, zaman ve mekansal sınırlar, yani Uzay- Kerim), eğer ki, siz o (ilahi) felsefeyi, etiği ve ahlakı mevcut, okursanız...) ?
Zaman-Sistemi), yani idrak edilmeli. Bu konu ile anlamış ve benimsemiş iseniz, bu apaçık gerçeği Özetle söylemek gerekirse, sonsuzluğu mutlaka bir
ilgili, daha önce yazmış olduğum makaleyi burada inkar etmeniz, çok ağır sonuçlar doğurabilir. 15:23 şekilde (en saf haliyle) idrak edeceğiz, bunda şüphe
hatırlatmak istiyorum: Sonsuzluk Kavramı ve Sıfır 09.02.2010, Salı – 15:05 yok (Sonsuzluğa ister-istemez intikal edince).

Ü
(PDF) ve Blog'daki makale. (10:17) Bu zihniyetle (yukarıda anlattığım zihniyet), hangi Ancak, “Dünya gözüyle görmek”, derseniz, o işte, bu
(14:33) İma ve işaret ettiğim üzere, sonsuzluğu, sonsuzluğu, nasıl görebiliriz? Pek de olanaklı materyalist kafayla (felsefe, etik, ahlak ve iman
“görmek” babında bir işlev mümkün değildir (en gelmiyor (görünmüyor; görmekten...) bana. Eğitim doğru yolda değilse) idrak edilemez. İdrak
azından gözle), çünkü sonsuzluk, bilinen 5 duyu ile demişken, en güzel eğitimi kim verir derseniz bu, edebilmek, sindirmek için, Kalp-Gözüyle bakmalı
algılanamaz. Sonsuzluk kavramını bir yere kadar Amerika, İngiltere, Almanya vs. gibi ülkelerin eğitim (Bak. Kur'an-ı Kerim), derim ben. Kısaca: Teoride

n
tanımlayabiliriz (6. Duyu: Akıl ve idrak ile...), ancak
idrak etmekten çok uzağız (şimdilik). Onca filozof
ve sufi kendi çaplarında bu konuda bir çok şey
sistemine gıpta ile bakmakla çözülemez. Neden?
Çünkü yazılarımızda da önceleri belirtmiş olduğumuz
üzere, onlar belli bir zihniyetin temsilcileri
akıl yürütmeli (kendi aklınızı kullanmalısınız,
başkasına uymak değil), kanaat edinmeli ve pratikte
amel işlemeli. Yapmalı, etmeli diyoruz da, ... Benim
a
anlatmış bize. Ancak bu, kendi fikirlerimizi olduklarından, dogmaları da kendi felsefelerine, bunları yazmam sizce yeterince pratik değil mi?
üretmemizi engellememeli. İdrak edecek olan biziz. ahlaklarına, etiklerine, biraz da kültürlerine ve NOT: Internet'ten (http://www.scribd.com'dan)
Bu nedenle, fikir yürütmesi gereken de yine biziz. geleneklerine ve de imanlarına işaret eder ki, aklı “Quran and Modern Science” adında bir (PDF-)
k
Yok öyle: “Armut piş, ağzıma düş...”; Gümüş tepside başında bir insan (ki, pek azlar), burada birşeylerin kitap (Yazar: Dr. Zakir Naik; İngilizce) indirdim ve
sunulanların çoğu (azı değil), daha öncede yanlış olduğunu mutlaka sezecektir. Tabi, hayatta, okuyorum. Aklı kullanmak ile ilgili bazı ipuçları
belirttiğimiz gibi, dogmatik, inkarcı ve kendi onca hengameden (hayatta kalma endişesinden), veriyor, sadece bana değil aslında, özellikle de bilim
a

amaçlarına (materyalizmin felsefesine) alet etmek korkulardan, baskılardan, endişelerden ve camiasına... Ancak, evrenin genişlemesi ile ilgili
için tam manasıyla, uydurulmuş paniklemelerden kafanızı kaldırıp gözlerinizi bölümlerine katılmıyorum haliyle. Hatırlarsanız,
dezenformasyonlardır (en azından ihtimal açabilirseniz, bunu yaparsınız. Çünkü şu bir gerçek bizim hipotezimize göre genişleyen o malum
olarak). Buna inanırsınız veya inanmazsınız, benim ki, vesvese mekanizması (panik-atak) çok güzel Hubble Hacmi. Oysa, daha iyisini bilmediğinden
H

için çok da TIN! Kalkıp da: “İSYAN EDİN !”, işletiliyor. Şöyle bir durup, olaya (hayata) olimpik yazar da Big-Bang'e, Kur-an-ı Kerim ile destek
demiyorum (bu isyana teşviktir), ancak bunu bilmek bakış açısıyla bakmadan, bu biraz zor. Günlük veriyormuş gibi bir sonuç çıkıyor ortaya ki, ben buna
ve idrak etmiş olmak, belki bu dünyada değil, ama hayat mücadelesi de aslında göründüğü gibi değildir katılmıyorum. Ayetleri ben de okudum (okuyorum
bir yerde (sonsuzlukta veya sonsuzluğa giden yolda (Kur'an-ı Kerim okuyanlar, idrak etmiş ve ona göre zaten sürekli) ve Big-Bang ile sınırlı olasılıklar
mı yoksa ?) mutlaka faydalı olacaktır. amel işliyor olmalı...). Endişeler, korkular, netice çıkmıyor onlardan. Tabi başka bilimsel gerçekler de
itibariyle vesveseler, yersiz ve gereksiz; Öyle sıkı geçiyor bu kitapta. (10.02.2010, Çarşamba – 13:54)

Sayfa 1/1 - Sonsuzluğu Görmek


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Herşeyin Teorisi, Bölüm 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

10.02.2010, Çarşamba – 15:17 miktarda madde ile karşı karşıya isek, o zaman zaten nereden ve neyden (yani hangi tümden) geldiğiniz.
Makale: Herşeyin Teorisi, Bölüm 2 sonsuz olan bir evrene madde eklemeniz veya Big-Bang-Hipotezi açısından, önce tarif edilen
Yazan : Hakan ÜÇOK çıkartmanız mümkün olmadığından, madde sadece (tümevarım ile varsayılmış, ekstrapolasyon olmak
hareket halinde ve şekilden şekle giriyordur (tekamül zorunda bu durumda) bir patlamayı tümden
Herşeyin Teorisi, Bölüm 2 ediyordur). Galaksi gibi büyük madde gelişinizin başlangıç/çıkış noktası olarak seçerseniz

K
öbeklenmelerinin aralarında ışığı eğip büken alanlar ve daha sonra, şu anki evrenin halini interpolasyon
İlham'lar genelde aniden gelir ve biran önce sözkonusu olan mutlak tekillik olamaz, bence. Bunlar tekniğiyle simule ederseniz (=benzetim yaparsanız)
yazmazsam, kayboluyorlar, unutuyorum (yaşlılık Kara Delik olabilir. Yani, Kara Delikler sadece galaksi neler olur, bun-u/-a müşahede etmek/tanık olmak

O
herhalde ki, birçok şey böyle geldi geçti aslında). merkezlerinde değil, aralarında da var olabilir ki, için, şu an icra edilegelen pozitif bilimlere bakmanız
Mutlak Tekillik ile ilgili şöyle bir fikir geldi az önce: mesele sonsuz veya sınırlı çekim kuvvetiyle ilgilidir, yeterli. Oraya da bakın, bence sakıncası yok; Ancak
Vakumun (Vacuum), mutlak tekillik olması mantıklı düşünürseniz. (15:38) çözülemez sorunlarla karşılaşınca (ki, tespit edilen
gerekir. Şu Karanlık- veya Anti-Madde dedikleri 12.02.2010, Cuma – 09:06 sonsuzluklar bunun ispatıdır), Tümdengelim

Ç
de bu olsa gerek. Herşeyin Teorisini (Bölüm 1, Bu noktada, Herşeyin Teorisi kavramını yapacağınız ekstrapolasyon noktanızda bazı
okumuş olmalısınız) yazarken ve devamının sorgularken veya analiz ederken (elden geldiğince değişiklikler yapma ihtiyacı duyacaksınız, çünkü Big-
geleceğini belirtirken, bunlar aklıma gelmemişti ya. tabi), Herşeyin Pratiği kavramını da gözardı etmek Bang-Hipotezinde apışıp kaldığımız ve
Fırsat bu fırsat, şimdi 2. Bölüm ile devam ediyorum. olmaz. “Herşeyin Pratiği nedir?” dediğimizde, açıklayamadığımız bazı a - acayip durumlar var

Ü
Vakum (boşluk dedikleri şey) gerçekten de, 3-4 olagelen evren ve yapısı hakkında malum 5 (“Yok !”, demeyin: Var !). Öyle ki, özenle örülen
boyutlu evrende var olamaz bence. Vakum, duyumuzla elde ettiğimiz duyular, beynimizin (her Dogma-Duvarı pıtır pıtır dökülüyor (en azından bana
hacimsizlik (hacim den yoksun, tekillik işte) demek. zaman sübjektif olarak) sentezlediği algılar, öyle geliyor...). Tekrarlamaktan bıkmıyorum bende
Dolayısıyla, vakum'un içinde uzaklık (x, y veya z edindiğimiz (yine sübjektif) kanaat ve bu kanaatin (nedense): En başta, (100 % mutlak doğru ve
eksenlerinde ve tabi zaman=t) yoktur. Evrenin de, doğru olup olmadığına dair yapmaya gücümüz gerçek kabul edilegelen) Big-Bang-Hipotezinin,

n
genişlediğinden değil, içindeki her şeyin hareket
etmesinden ve yer değiştirmesinden (Tekamül)
kaynaklanan ve muhtemelen hacim olarak kritik
(imkanlarımız ve aklımız) yeten deneylerin, bileşimi
diyebiliriz (mi ?). Henüz ötemizden gelen bilgiler
(Vahiy) mevzu bahis (söz konusu) değil. Eğer
atomlar henüz oluşmadan, herhangi bir termik (ısı)
veya kinetik (hacim olması ve bu hacmin
genişlemesi) enerji ve etkilerinin nereden geldiğinin
a
yoğunluğun ötesine geçen Alçak Basınç Alanları dogmatik (kendi kendine yeterli olduğunu sanan, ve var olup olmadığının muallakta kalmasıdır (çok
(Mutlak Tekillik veya Anti-Madde dedikleri şey), ancak emin de olamayan bence...) bilimsel yöntemi kez analiz ettik ve tartıştık burada). Evrenin mutlak
uzayın o kısımlarını büküyor olabilir mi acaba? uygulayacaksak, saydıklarımız yeterli olmak (veya değil) tekillikten ve ondan da önce Yokluktan
k
Bence, bu mümkün değil. Mutlak Tekillik bence, zorundadır (unuttuğum bir şey varsa, hatırlatın). var olduğunu (yarım ağızla: yaratıldığını) kabul
bilinen 4 boyut ve etkileriyle reaksiyona girmez, her Aynı şekilde, belli bazı (ama hepsi değil) etmemiz halinde (artık hangi hipotezi tercih
bakımdan ve bakışımdan şeffaftır. Gravitasyona keşfedebildiğimiz kurallar (fizik yasaları, Sünnetullah) edersiniz, size kalmış), ki o durumda Termodinamiğin
a

sebep olan maddenin mutlak tekillikten oluşuyor çerçevesinde izleyeceğimiz yöntemlerden de (bilinen) yasaları devre dışı, etkisiz kalıyorlar, Big-
(yaratılıyor) olması, oluştuktan sonra onunla etkimesi interpolasyon ve/veya ekstrapolasyon ile bir çeşit Bang-Hipotezi de, Entropi konusunda (bence) apışıp
gerekmez. Bu, şu soruyu da ortaya atar ki, henüz (doğru veya yanlış) Tümden-Gelim ve/veya Tüme- kalıyor. Çünkü Entropi kuralı der ki, düzensizliğin başı
cevabını veremiyorum: Madde sonsuz miktarda mı Varım tekniklerini uygularız. Bu yöntemlerin, sınırlı (kabul ederseniz: Başlangıcı) düzen olmalıdır. Bomba
H

var, yoksa an be an, gerektiği kadar yeniden mi bir bilgi dağarcığıyla (Hubble Hacmi) yapılması, böyle patlatmak için belli (görece) bir düzenle yola
oluşuyor (sürekli yaratılıyor)? Kur'an-ı Kerim 'e yapılması için her şeye rağmen yeterli olduğu çıkmanız gereğini inkar etmiyorum (patlatmaya
bakarsak (ki bakıyoruz), Allah sürekli yaratmaktadır. kanaatine varılabilmesi, bence çok da itimat edilecek merakınız çok ise... Ama Mutlak Düzen 'midir
Eğer madde sınırlı ise, o zaman sürekli yeni madde bir şey değildir. Ancak Vahy'i devre dışı acaba?). Patlama ve ondan önceki halin mutlak
mutlak tekillikten evrenimize akıyor demektir (kritik bıraktığınızda, başka çareniz de yok gibidir. Önemli düzen olarak tanımlanabildiği tartışma konusudur
hızda genişleyen evren hipotezi). Yok, eğer sınırsız olan, nereden veya neyden tüme vardığınız ve/veya (bunu yapan yok). Bir evren yaratmak için, neden bir

Sayfa 1/2 - Herşeyin Teorisi, Bölüm 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Herşeyin Teorisi, Bölüm 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

patlama tercih edilsin ki? Yukarıda da belirttiğim gibi, vermiyoru-z/-um ya, neyse. İşte, durum böyle iken, farklı kanaatler oluşturmayı ve böylece farklı ve
tümdengelim yapacağınız ve Vahiy'den yoksun olarak onların (!) çıkıp da, Vahy'i dogmatik (hatta empoze belkide gerçek sonuçlar elde etmeyi amaçlamaktadır.
kabul edebileceğiniz onca farklı ekstrapolasyon edilmiş ve zorlama) olarak algılamaları (görmeleri, Kısaca: Atalarımızın yolu üzerinde körü körüne
noktası ve ihtimal varken?! (10:16) hissetmeleri) elbette kaçınılmaz. Ancaaaaak; İnsanın yürümeyelim derim ben. En azından farklı
(12:01) Evrenin sınırlı olup olmadığına dair ne desek insan'a, zorla, hile ile veya punduna getirip düşünerek, farklı bir noktadan yola çıkarak denedim,

K
boştur aslında. Sınırlı deseniz/desek, Hubble Hacmi uyguladığı, uydurma veya saptırma (dez- denemeye değerdi. Yapmış olduğum bu işi, kaldırmış
sizi/bizi yalancı çıkartır (çünkü algılayabildiğimiz enformasyon) olabileceği ihtimali gayet yüksek bir olduğum tozu, bulandırmış olduğum denizi, en
hacmin ötesi hakkında asla 100 % emin olamazsınız/ şeyi kabul ettirme çabaları ve bazı bazı (aslında azından kendime yaptığım iyilik olarak kabul

O
olamayız), yani bırakın Herşeyin Teorisini, çokça) başarıları ile, Allah 'ın, kainatı, evreni, hayatı ediyorum. Sizin (yani okuyucunun, varsa okuyan...)
Herşeyin Pratiği dahi kestirilemez durumda (Bu ve insanın kendisini ve hatta yaradılışı en mükemmel düşüncelerinizi ne kadar etkilemiştir, aslında bunun
durumda, makaleler yazıp, Herşeyin Teorisi başlığı şekilde ve ayrıntılarıyla apaçık tarif eden ve bilgi pek de umurumda olmadığını itiraf etmeliyim. Zaten
altında yayımlamak da, herkes takdir eder, gayet veren, inanması veya inkar edilmesi bu dünyada en başta da buna parmak basmış olduğumu hatırlıyor

Ç
mantıksız dır). Anlamadığımız, bilmediğimiz bir serbest olan Vahy 'i, müsaade ederseniz (etsenizde, gibiyim (hani “TIN !” demiştim ya...). Ne de olsa,
konuda da (zararsız gibi görünse de) teori yapmak etmesenizde) aynı kefeye koymanın abes olacağını şunun şurasında bende kendi çapımda eğleniyor,
ne kadar mantıklıdır, sorarım (bununla kimi burada belirteyim. Mantıklı düşünürseniz (Hangi vakit öldürüyor olabilirim (dikkatli olun). (19:29)
sevindiririz?). İleri süreceğimiz tanımlama (ben dahil) mantık? Görecedir...), bu ikisini aynı kefeye koymak

Ü
ancak hipotez olabilir, iddia bile değil. Artık bu gerçekten de (yine, bence...) saçmalık olur. Bu
hipotezi hangi gözlemlerle ve/veya deneylerle şekilde tartışarak da bir yere varamayacağımız kesin;
sağlamlaştırır, ispat ederiz, o da bize kalmış. (12:08) Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna. Dileyen
(18:35) Şimdiye kadar kim bilir kaç kez (oturup da dilediğine inanır. Ne var ki, insan kaynaklı ve çoğunu
saymadım...), mevcut ve süregelen (bana göre dogmatik olarak tarif edegeldiğim bilimin, bir yere

n
inkarcı) bilimin dogmatik'liğinden yakınmıştık; Aynı
şekilde (pozitif !) bilimcilerin, iman ve Vahiy hakkında
da böyle düşünüyor olmaları muhtemeldir (eskiden
gelince kafayı duvara tosladığını, hatta sinek gibi
sürekli gidip cama kafa attığını görmek, bunu idrak
etmek ve çözümün aslında ne kadar basit
a
bende...!); Ki buradan bakınca öyle görünüyor (kendi olabileceğini bilmek, bilip de yapamamak, işte asıl
üzerimde tecrübe ettim !); Çünkü, bilimsel insana (bana en azından) koyan (affedersiniz, ağır
çalışmalarda, Vahiy 'den özenle uzak durulmaya gelen) budur. (19:09)
k
çalışılıyor, gördüğüm kadarıyla. Tek tük istisnalar var, (19:11) Herşeyin Pratiği, gördüğünüz üzere
müşahede ediyoruz (bir şekilde denk geliyor). Ama (görmediniz mi ?), ortada. Gitmesek de, görmesek
temelde, pozitif bilimlerin öncüsü rolüne soyunmuş de, gerçek belkide (bizce algılanabilen) evrenin her
a

olan batı medeniyetleri, bırakın Kur'an-ı Kerim zerresinde bulunuyor ve “Alooooo ! Yok mu gören ?”
okuyup bilimsel alanlarda uygulamayı (gizli gizli diye, bize el sallıyor olabilir (bence büyük ihtimalle,
okuyup, karanlık veya aydınlık, kendi çıkarları için çünkü bu konuya, Kur'an-ı Kerim 'de defalarca dikkat
kullanmak amacıyla feyiz alıyorlarsa başka...), kendi çekiliyor: “Akıl etmeyecek misiniz?”, “Aklınızı
H

Vahiy 'lerine dahi (Kitap 'larına; Bunlar İncil 'di, kullanmayacak mısınız?”, “İdrak edebilir misiniz?”
Tevrat idi farketmez, ki o toplumlarda da mutlaka gibi). Biz sadece nereye ve nasıl bakmamız
istisnalar gözlemleniyor olabilir...) pek ehemmiyet gerektiğini henüz kavrayabilmiş değiliz (şu ana
vermedikleri ortada (görmek isteyen görür...). Zaten, kadar, ama artık görün yaf...). İş bu yazmalarımın
(bizce) tahrifata uğramış o kaynaklardan çok fazla amacı da aslında, alışılmışın ötesinde, farklı bakmayı,
mantıklı şeylerin çıkmasına biz (ben) de pek ihtimal farklı görmeyi, farklı algılamayı, farklı düşünmeyi,

Sayfa 2/2 - Herşeyin Teorisi, Bölüm 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kritik Yoğunluk
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

21.02.2010, Pazar – 12:32 alıntılardan ve resimlerden göreceğiniz üzere), matematiksel formüllerden ibaret
Makale: Kritik Yoğunluk ve tümünü burada alıntı yapmaya kalksam ayvayı yerim. Eğer çok merak
Yazan : Hakan ÜÇOK ediyorsanız, Wikipedia da “Critical Density” (Tırnaklarla beraber) diye aramanız
yeterli olacaktır:
Kritik Yoğunluk Question

K
How was the critical density of the universe calculated?
Kritik Yoğunluk ile ilgili çalışmalarımda, kağıt-kalem-pergel olsun, Open Office
paketinin Scalc'ı olsun, Blender 3D'nin 3 boyutlu tasarım modu olsun, Answer
bilmiyorum, ben mi bir şeyler yanlış yapıyorum ama, mutlak düzen çerçevesinde The critical density of the universe is actually not 'calculated' in the normal sense of the

O
word. It actually comes out as a parameter in the Friedmann equation for the expansion
şimdilik, 6 atomun 1 metreküp başına (6 atom/m³) iddiasının gerçekliğini
of the universe. When we compare the true density of the universe to the 'critical
göremedim. Belki hacimsel olarak 6 atomu 1 metrekübün içinde teorik olarak bir density', we determine whether we live in a 'closed,' 'flat,' or 'open' universe. What do
şekilde dağıtmak mümkün görünse de, pratikte bu hiç de kolay değil aslında. these words mean? If the density of our universe is greater than the critical density, our
Nedeni ise, hacmin içinde dağılmış

Ç
universe is 'closed,' which means our universe will eventually stop expanding and start
bulunan atomların bir düzensizlik contracting back on itself. If the density of the universe is equal to the critical density,
oluşturmaları ki, yine ben mi then we live in a 'flat' universe. In a flat universe, the universal expansion slows, but it
yanılıyorum ama, düzenli bir şekil, bu never reverses into a contraction. Lastly, if the density of the universe is less than the

Ü
durumda küre, oluşturmaları critical density, then the universe is 'open.' In an open universe, the expansion continues
gerekmez mi ? forever.
As for how to see what the critical density is, we should turn to the Friedmann equation:
İki Boyutlu olarak bunu yapmak
mümkün, bir altıgen çizmek yeterli
olacaktır (Bak. Resim 1), ama bu

ndurumda elinize geçen hacim değil,


alandır.
Oysa üç boyutta (ve hatta zamanı da
eklerseniz, 4 boyutta...), altı köşeli
This equation determines how the scale factor of the universe (essentially the size of the
universe), R, changes with time in terms of the energy density, , and k, a measure of the
curvature of the universe. The first term in this equation is just the square of the Hubble
a parameter, H. We now just rearrange this equation:
(atomlu) bir molekül yapısı elde
edemiyoruz; En azından düzenli bir şekle benzemiyor ve düzenli hacmi
simgeleyen bir kürenin içine oturmuyor (kağıt kalem ve pergel ile denedim, Scalc
k
ile hesapladım-Zip:15Kb, Blender 3D ile görselleştirdim-Zip:37Kb, olmadı).
Bir şeyleri yanlış yapıyor, yanlış bir mantık yürütüyor olabilirim, ancak şimdilik This is how the critical density is defined. To calculate it, you just need to measure the
öyle görünüyor ki, 6 atom değil de 5 atom kullanırsak şekil kürenin içine daha
a

Hubble parameter H and Newton's constant G. Currently, the best known values for H
düzgün dağılmış olarak oturuyor. Bu durumda da, acaba hacmin oranı (1 m³) and G give a value for the critical density of about 1x10 -29 grams per cubic centimeter.
aynı mı kalır yoksa, 1/6'sını çöpe mi atmak gerekiyor ? This seems very small, but we have to remember that most of the universe is practically
Şimdilik bu soruya bir cevap bulamıyorum. Zamanın, yani 4. empty. Recent measurements indicate that the actual density of our universe is very
H

boyutun da bu işin içinde bir var, bir yok gibi görünmesi de, close to the critical density.
mutlak tekilliğin oluşturduğu sonsuzluk ile ilgili idrak etmek Resim: 24.02.2010, Çarşamba – 11:00
gerekiyor herhalde ki, o durumda (sonsuzluğun mutlak H=Hubble Sabiti, Buraya kadar tarif edilegelen Kritik Yoğunluk (Critical Density), daha ziyade,
tekilliğinde), 4. boyut zaten bir şey ifade etmiyor ve herhangi bir G=Gravitasyon evrenin şekli ve geçmiş ile geleceği konusunda (ve biraz fazlaca da neden
Sabiti.
Şekilcilik de, abesle iştigal etmekten öteye gitmiyordur. Her genişlediği ve/veya şiştiği hakkında) fikir yürütmeler olarak kendini gösterdi.
neyse; Wikipedia da yaptığım araştırmalar sonucunda, Kritik Yoğunluk Ne var ki bu çalışmalar ve kaynaklar, bunca (belkide sonsuz) maddenin
konusunda bazı bilgilere ulaşmış bulunuyorum ki, bunlar daha ziyade (aşağıdaki nereden ve nasıl ortaya çıktığını açıklamaktan çok uzak. Belkide asıl önemli

Sayfa 1/3 - Kritik Yoğunluk


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kritik Yoğunluk
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

olan nereden ve nasıl 'ı anlayabilmek ki, o zaman Herşeyin Teorisi (zan ötesi, Future of an expanding universe - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “ expanding universe”
gerçek bilgi olarak) ile Herşeyin Pratiği de (yani, bizim irademiz dışında Galaxy filament - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
Galaxy formation and evolution - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
olagelen ve hala olan ve olacak olan) birbiriyle sentezlenebilir veya bire bir Graphical timeline of the Big Bang - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
örtüşebilir. Geleceği ve/veya Gayb'ı bilmek veya bildiğini iddia etmek veya bu Hubble's law - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Hubble”
konuda çaba göstermek abesle iştigal olabilir (ki, öyledir: Bak. Kur'an-ı Kerim), Inflation (cosmology) - Wikipedia, the free encyclopedia.mht

K
ama nereden ve nasıl'ı anlayabilirsek, (duruma göre bazen 4, bazen 5 boyutlu) Large-scale structure of the cosmos - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
Metric expansion of space - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
evreni ve genelinde (10-11 veya tercihe göre daha da fazla boyutlu) kainatı Molecular modelling - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
daha iyi (daha doğru) ve daha verimli anlayabilmek mümkün olabilecektir Redshift - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Redshift”
(bence). Yani, onca araştırma yaptım, Wikipedia'nın (ki insan yapısı olduğundan Reionization - Wikipedia, the free encyclopedia.mht

O
yazılan herşeyi gözü kapalı tastamam ve doğru kabul etmek de çok mantıklı Shape of the Universe - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
Stephen Hawking - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
olmaz) altını üstüne getirdim, PDF'ler indirdim, okudum, kafa patlattım. Ne var Structure formation - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
ki, çok da tatmin edici sonuçlar elde edemedim. Size bir sıralayayım Timeline of cosmology - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
araştırmalarımı:

Ç
Timeline of the Big Bang - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
Ultimate fate of the universe - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
PDF'ler (Wikipedia'nın kaynak gösterdiği yerlerden ve Scribd.com 'dan
Wilkinson Microwave Anisotropy Probe - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
indirdim)
Cosmological parameters.pdf
Diğer Siteler (Google da kelime arama yöntemiyle bulduklarım)

Ü
DARK ENERGY AND 3-MANIFOLD TOPOLOGY.pdf
“The Elegant Universe” - http://www.pbs.org/wgbh/nova/elegant/
DavidA.Lowe-SmallInstantonsInMatrixTheory.pdf
String_theory.htm - “String Theory”
Decadal_Survey-Dark_Energy_Task_Force_report.pdf
M-theory.htm - “M-Theory”
DimensionChangingExactSolutionsOfStringTheory.pdf
How was the critical density of the universe calculated_.mht - “Calculating the critical density”
EdwardWitten-MagicMysteryAndMatrix.pdf
Critical Density.mht - “Critical Density”
ELEVEN DIMENSIONAL ORIGIN OF STRING.pdf
EliasKiritsis-StringTheoryInANutshell.pdf Bunca bilgi hengamesinin arasında aydınlanmak gerçekten çok zor ve bunca

IsStringTheoryTestable.pdf
KojiHashimoto-CosmicStrings.pdf

n
F-TheoryDualsOfNonperturbativeHeterotic E8×E8 VacuaInSixDimensions.pdf
GreatMilkyWayAndromedaCollision.pdf
materyalin arasından çıkabildiğinizde kafanızda çok daha net bir resim
oluşmuyor, tam tersi, kafanız (en azından benimki) karışıyor, başınız dönüyor,
apışıp kalıyorsunuz. Kolay olduğunu kimse iddia etmemişti ve biz de kolay
MappingUniverse.pdf
a olacağını beklemiyorduk zaten, ama olayları karmaşıklaştırmak ve Çözümsüzlük
Muhtelif-M_TheoryAsAMatrixModel-A_Conjecture.pdf Çözümüne iletmek, alışık olduğumuz bir saptırma ve sapıttırma yöntemidir,
RobbertDijkgraaf-5DBlackHolesAndMatrixStrings.pdf unutmadık. “Hadi len, senin kafa basmıyorsa, bizim kabahatimiz ne?”, diyen
k
Story of baryons in a gravity dual of QCD.pdf
THE ORIGIN OF ELEMENTS-penzias-lecture.pdf mutlaka olacaktır,
TheTheoryFormertlyKnownAsStrings.pdf bekliyorum...
Neyse; Buna göre (Bak.
a

Wikipedia (Kendi arama fonksiyonu ile bulunanlar) Resim), şu bildik


Age of the universe - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Age of the universe” evrenin %4'ünü
Big Bang - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Big Bang”
Big Bang nucleosynthesis - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Big Bang nucleosynthesis” oluşturan muhtelif
H

Chemistry - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Chemistry” madde öbeklenmelerini


Cosmic microwave background radiation - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Cosmic (Taş-Toprak, Kaya,
microwave background radiation” veya “CMB” Gezegen/-imsi, Yıldız,
Cosmic neutrino background - Wikipedia, the free encyclopedia.mht
Critical Density -- from Eric Weisstein's World of Physics.mht -- “Critical Density” Galaksi ve kümeleri,
Dark energy - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Dark energy” süperkümeleri ve
Dark matter - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Dark matter” aradaki -intergalaktik-
Friedmann equations - Wikipedia, the free encyclopedia.mht -- “Friedmann equations” gazlar vs. gibi diğer
Friedmann–Lemaître–Robertson–Walker metric - Wikipedia, the free encyclopedia.mht

Sayfa 2/3 - Kritik Yoğunluk


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kritik Yoğunluk
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

maddeler, vs. vs. ...) saymazsak, evrenin geri kalanı boş (değil aslında: %74 ihtiyaç duyduğu bu halde, atomlar oluşturdukları bu bir çeşit matris dahilinde,
Karanlık Enerji, %22 Karanlık Madde, belkide vakum yani, mutlak vakum mu birbirlerinden en az (yoğunluk olarak) ne kadar uzakta olmaları gerekir ki,
değil mi, işte o şaibeli). Hatırlarsanız, Protogen-Hipotezimizde de buna benzer elektromanyetik emisyon mümkün olabilsin. Iş bu mutlak tekilliğin oluşturduğu
bir olasılıktan bahsetmiştik. Ancak bizim hipotezimizde, maddenin aslı ve mutlak denge düzeninin bozulabilmesi ve evren tekamülünün başlayabilmesi
kaynağı olan bu Protogen, 4 boyutlu uzay-zaman sisteminde kendisi var olamaz için, bir atom (herhangi biri) bir diğerine (herhangi 3 komşusundan birine) ne

K
(hayalet-madde veya ruh denebilir veya külli irade), sadece Gravitasyon olarak kadar yaklaşmalı ki, zincirleme reaksiyon (madde öbeklenmeleri) başlayabilsin.
etki yapabilir (olması gerekiyorsa bir çeşit dengeyi sağlar); O da ancak, mevcut Bunu aklınızda tasavvur etmenin ne kadar zor olduğunun (kendi tecrübelerimle
4 boyutlu evrendeki maddenin gravitasyonel farkı (iten-kakan bir kuvvet gibi...) sabittir) farkındayım, bunun için de zaten olayı görsel bir simülasyon ile (Blender
olarak kendini gösterir (göstermesine de, acaba göründüğü gibi midir? Bu da ayrı 3D 'de Particle-Boid olayı...) resmetme çabalarım/çalışmalarım sürüyor (Bak.

O
bir soru...). Kütle Çekim Kuvveti'nin sonsuz erimi de, işte tam buradan http://h3ok.isgreat.org/sdi/ : arada bir kontrol edin...). Çok yakında, az sonra
kaynaklanıyor. Diğer kuvvetlerden bir diğer farkı ise, Güçlü Çekirdek Kuvvet (ne demekse, görecedir...), belirttiğim adresten izlemeniz mümkün olabilir
olsun, Zayıf Çekirdek Kuvvet olsun ve/veya Elektromanyetik Kuvvet olsun tümü, (olacaktır demiyorum). (12:47)
atomdan daha küçük olan parçacıkların etkileşim veya tepkilerinden ibarettir. (12:51) Sanırım, üç aşağı, beş yukarı, Kritik Yoğunluk dediğimde, neyi

Ç
Gravitasyon ise, en küçük etki birimi olarak, 1 proton ve 1 nötron dan (artı, kastettiğimi anladınız. Astro-Fizik-Biliminin kastettiği Kritik Yoğunluğun ortaya
ailenin, atom-sisteminin vazgeçilmez parçası elektron) oluşan en az bir attığı Kapalı-, Açık-, Sonlu-, Sonsuz-, Genişleyen-, Şişen-Evren gibi tanımlamalar
hidrojen atomu ile yetinir. Daha küçük çapta etki etmesine gerek yoktur, öyle beni şu an için hiç ilgilendirmiyor, çünkü (kısaca) Tekamül Eden Evren diye

Ü
bir fonksiyonu/görevi veya ihtiyacı da (bildiğim kadarıyla) yoktur. Diğer kuvvetler adlandırdığım hipotezimde bunlara gerek yok (ileride gerek olabilir mi, belli
sadece 4 boyutlu uzay-zaman evreninde etkilidirler ve sınırlarına (ışık hızı sabiti değil...). (13:01)
ki, göreceli veya değil...) bağlıdırlar. Gravitasyon ise, kaynağı olan (belkide 5. (13:25)
boyut diyebiliriz) aslına da bağlı olduğundan, bir üst boyutta da, 4 boyutlu uzay- Alıntı:
zaman sisteminde de, sınırsız (sonsuz) erime sahiptir. Öyle olması, onu ışık In the Local Group, the Milky Way and M31 (the Andromeda Galaxy) are

n
hızının sınırlarından muaf (ve sınırsız hızda) kılmaktadır. Bildik (Big-Bang gibi)
hipotezlerden yola çıkarak, bunca enformasyon (ve tabi dez-enformasyonu ve
Çözümsüzlük Çözümdür Neticelerini) bir araya taşıyan akıl sahipleri, neden bir
yer geliyor da, şu meşhur Herşeyin Teorisi 'nde Kütle Çekim Kuvvetini diğer
gravitationally bound, and currently approaching each other at high speed. If
the two galaxies do meet they will pass through each other, with gravity
distorting both galaxies severely and ejecting some gas, dust and stars into
a intergalactic space. They will travel apart, slow down, and then again be drawn
kuvvetlerle beraber sentezleyemiyorlar, örtüşmüyor, şimdi anlaşıldı herhalde. towards each other, and again collide. Eventually both galaxies will have merged
(12:30) completely, streams of gas and dust will be flying through the space near the
(13:06) Bu anlamda Gravitasyon, hem 4 boyutlu uzay-zaman sisteminde, newly formed giant elliptical galaxy.
k
hemde 5. boyutta vardır ve etki eder (etkileri her iki yerde de farklı olabilir...). (http://en.wikipedia.org/wiki/Galaxy_formation_and_evolution)
Ne yazık ki, bu kafayla, gravitasyonu, maddenin etkileşimlerinden doğan Evren genişliyor mu, yoksa şişiyor mu, gibi abuk subuk sorular hakkında
sonuçları dışında, algılamaktan aciz varlıklar olarak, kafa patlatmaya devam
a

düşündürücü bazı fikirler vermesi açısından (daha önceleri de etraflıca


edecekmişiz gibi görünüyor. Bir ihtimal, ahlakımız üzerinde (etik, felsefe, dünya yazmıştık), güzel bir alıntı olarak, burada (neden burada?) bu alıntıyı yapmak
görüşü, iman, inkar gibi konuları kapsar) olumlu gelişmeler oluşturabilirsek (tüm istedim. (13:30)
kainatın yaptığı yani, tekamül...), Gravitasyonun gerçek tabiatını görmek (idrak
H

edebilmek) mümkün olabilecektir. Ama bunları daha önce de yazmıştım, Şimdilik bu kadar.
hatırlarsanız. (13:16)
25.02.2010, Perşembe – 12:32
Sizin de anladığınız üzere, bilimsel olarak kastedilen Kritik Yoğunluk ile benim
kastettiğim Kritik Yoğunluk aslında farklı şeyler. Benim kastım, evrenin o ilk ve
sonsuz anındaki Protogen yapısının (Eşkenar Piramit) dizilimindeki atomların
oluşturdukları hacmin ve yoğunluğun hali. Mutlak Tekilliğin (hipotezimize göre)

Sayfa 3/3 - Kritik Yoğunluk


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
28.02.2010, Pazar – 09:29 olan mutlak tekilliktir, 4 boyutlu uzay-zaman sistemi değil.
Makale: Mutlak Tekillik Ek 2 (01.03.2010, Pazartesi – 08:30) Bildiğimiz 3 boyut ve zaman henüz bağlı olduğu
Yazan : Hakan ÜÇOK diğer (ister 6, ister 7) boyutlardan ayrılmış değildir. O ayrım anı, mutlak düzenin
içinde (gravitasyonu bilfiil ortaya çıkaran) atomların, kritik yoğunluk eşiğini
Mutlak Tekillik Ek 2 geçtiklerinde (yani yoğunluk arttığında) ve ısınmaya başladıklarında gerçeklerşir

K
ve zaman mefhumu bizim anladığımız şekilde işlemeye başlar. Artık o andan
Daha önceleri Mutlak Tekillik ve Mutlak Tekillik Ek itibaren bir hacimden, kinetik (yörüngelerde
olarak yayımladığım makalelerime ikinci bir ek olarak tekamül) ve ortaya çıkan termik bir enerjiden

O
bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı duydum. Mutlak (elektromanyetizma) bahsetmek mümkündür. Bu iş,
tekillikten ısınarak ve yörüngelerde hareket ederek mutlak tekillikten ısınarak ve yörüngelerde hareket
tekamül eden evren hipotezimizin esasına dayanarak ederek tekamül eden (aslında şişmeyen ve
bu makalede, Kara Deliklerin bugün gözlemlenebilir genişlemeyen) bir evren'in resmidir. (08:45)

Ç
halleri ve Evrenin (genelinde kainatın) yaratılma Elektromanyetik ışıma, tayfın mümkün olan en ücra
anındaki (o sonsuzluk ve mutlak tekillik anında) noktasından başlar ve öbeklenmeler arttıkça da bir
tekilliklerin farklı olduğuna işaret etmeye çalışacağım. an gelir, şu aralar keşfedilen (CMB) mikrodalga fon
Daha öncede defalarca yazmış olduğum üzere, Big- ışımasını ortaya çıkarır, biz de bir gün (günümüzde)

Ü
Bang hipotezine göre evren (veya kainat), 4 boyutlu gelir, bunu keşfederiz. Aslında bu, evrenin yaşı 13,7
haliyle ilk ortaya çıktığı anda çok yüksek ısılarda ve milyar yıldır veya değildir, sayısı önem arzetmiyor,
ani (sudden) bir genleşme ile hacim kazanıp evrenin yoktan var olduğunun (yaratıldığının)
(quantlardan/) parçacıklardan oluşmaktaydı. Oysa ispatıdır, ancak evrenin istikbali (daha doğrusu sonu)
hacim ve kinetik enerjinin sonucu olan hareket, hakkında hiçbir ipucu vermez. Evren, sonsuza kadar

n
ancak madde ve bu maddenin muhtelif yoğunlukları
ile var olabilir, bu biiiir. İkincisi elektromanyetik bir
kuvvetin (foton salınımı/emisyonu, yani termik enerji
var olacakmış (tekamül edecekmiş) gibi görünür,
görünmek zorundadır. Bu konuda bilginin sızdığı bir
çatlak bulamazsınız (Bak. Kur'an-ı Kerim). Bu bilgi,
a
veya ışıma) etkili olup tahmin edilegelen 11 (veya 10) boyutun ötesindedir
ortaya çıkabilmesi ve ve ulaşılamaz. „Ben Biliyorum !“, diye ortaya çıkan
yayılabilmesi için hem varsa, mutlak yalan söylüyordur (inancımıza göre,
k
hacme ihtiyaç vardır, Vahy'e inanıyorsanız). Bildiğini, hesapladığını iddia
hemde parçacıklar eden, Allah'a iftira ediyordur, ayetlere muhalefet
atomu oluşturmalı (ilk ediyordur (bak. Kur'an-ı Kerim). Evrenin sonu
a

var olan hidrojen dışında, hipotezler ortaya atmak, hesap kitap


elementi için: 1 proton, yapmak, modeller oluşturmak, deneyler yapmak, vs.
1 nötron ve 1 elektron) serbest (belli ahlaki değerler ölçüsünde), elinizden
H

ve elektromanyetik geleni yapın. Anlaşılacağı üzere, zan'nın çoğu batıldır


kuvveti tetikleyebilecek ve zan ile yola çıkarak: „Evren Big-Bang ile var oldu
oranda yoğunlaşmaları/ (yaratıldı) !“ demek de, gayet açık bir şekilde, abesle
öbeklenmeleri (moleküler yapı oluşturmaları) ve iştigaldir. Tabi bu benim yazdıklarım da hipotezden öteye geçemez ve abesle
ısınmaları gerekmektedir ki, Big-Bang'e göre bu, iştigal etme olasılığı gayet yüksek, eğer Vahy'i yanlış anladıysam. Özeleştiri
ilk anda, söz konusu değildir. O an ki, ilk ışıma başlayana kadar ne hacim var yapmadan, düşünmeden, dogmaları körü körüne kabul ederek yol almak,
olabilir (mutlak tekilliktir), ne de ölçülebilecek (bizim anladığımız şekil ve gözünü kapatıp (veya göz göre göre) boşluğa atlamaya benzer. (09:20)
özelliklerde) bir zaman mefhumu, yani tekrar belirtmek gerekirse, sözkonusu Umarım, mutlak tekillik ile ilgili, olası açıkta kalan noktaları da yeterince analiz
Sayfa 1/7 - Mutlak Tekillik Ek 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
yapmışımdır, yoksa bir 3. Ek yazmak, işten bile değil.
Bir alıntı; Kaynak: http://www.dailygalaxy.com/my_weblog/2010/01/there-was- "Was the Universe Created By A Big Bang?"
no-big-bang-worlds-leading-experts-say.html Several of the World's Leading Cosmologists Say "No"

K
O
Ç
Ü
n "What banged?" Sean Carroll, CalTech -Moore Center for Theoretical Cosmology
a
& Physics
Several of the worlds leading astrophysicists believe there was no Big Bang that
brought the universe and time into existence. Before the Big Bang, the standard
k
theory assumes, there was no space, just nothing. Einstein merged the universe
into a single entity: not space, not time, but spacetime.
Proponents of branes propose that we are trapped in a thin membrane of space-
a

time embedded in a much larger cosmos from which neither light nor energy
-except gravity- can escape or enter and that that "dark matter" is just the rest
of the universe that we can't see because light can't escape from or enter into
H

our membrane from the great bulk of the universe. And our membrane may be
only one of many, all of which may warp, connect, and collide with one another
in as many as 10 dimensions -a new frontier physicists call the "brane world."
Stephen Hawking, among others, envisions brane worlds perculating up out of
the void, giving rise to whole new universes.
One of the most important space probes of the century is the Wilkinson
Microwave Anisotropy Probe (WMAP) launched in 2001 to measure the

Sayfa 2/7 - Mutlak Tekillik Ek 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

temperature differences in the Cosmic Microwave Background (CMB) radiatiion - Only gravity can't exist soley in a specific brane, but wanders where it will,
the 14-billion year old Big Bang's remnant radiant heat . The anisotropies then leaking off our brane into what physicists call "the bulk" -- the rest of space-
in turn are used to measure the universe's geometry, content, and evolution; time. Brane theory offer an fascinating and plausable explanation for why
and, perhaps most importantly, to test the Big Bang model, and the cosmic gravity is such a weakling: Maybe it's not any weaker than the other forces, but

K
inflation theory. WMAP data seem to support a universe that is dominated by just concentrated somewhere else in the bulk, or on another brane, providing
dark energy in the form of a cosmological constant. the key to understanding the dark matter that makes up 90 % of our universe.
Perhaps not surprisingly, there is no supportative data to date for Big Bang If our brane is but a small slice of a much larger cosmos, however, the "dark
theory, although the results aren't sensitive enough to rule out the pervasive matter" might be nothing but ordinary matter trapped on another brane. Dark

O
Big Bang/inflation model. matter is no longer some mysterious unknown, but the force at the heart of the
The influence of gravitaional waves on polarization is different from that of brane-brane interaction. With the brane model the universe goes through an
overall energy distribution, so it should be possible to tell from polarization in eternal cosmic cycle over a vast timescale of attraction, bounce with a spread
the WMAP scans whether the variation is coming from contrasting energy out bang, springing apart, and expansion until attraction (gravity) takes over

Ç
density (heat) or gravitational waves that a Big Bang should have produced. again.Such a shadow world, Hawking speculated, might contain "shadow human
The world's leading astrophysicists are confidemt that with a sensitive enough beings wondering about the mass that seems to be missing from their world."
probe such as that by the new Planck telescope with its more detailed CMB Are branes the key to understanding the origin of our universe? "Who knows?"
plots, that they can reduce the level of uncertainty low enough so that they can says Sean Carroll. "they will have taught us a useful lesson that we should have

Ü
say definitively whether the gravitational waves that should have been created known all along, which is that we don't have a clue to what's going on."
by the Big Bang as present. Alan Guth of the Massachusetts Institute of Technology, creator of the currently
If this next generation Planck accepted model of the Big Bang, said recently "he felt a little like Rip Van Winkle
Telescope shows that there is -- picking up his head from a long sleep only to notice that the landscape of
no onvious distortions caused physics he thought he knew had suddenly, drastically, changed."

n by gravity waves, it will rule


out the Big Bang plus inflation Casey Kazan.
theory -an add-on theory that
a explains the phenomenal
sudden expansion of space Ve; http://www.astronomycafe.net/cosm/bang.html 'den aldığım:
from a tiny point. In it's place
k
will be new models that
support what many leading
cosmologists see as our
a

universe to be proved to be one


of just many in an eternal cycle
of birth and rebirth.
H

Models of the universe that


involve a bouncing brane or a
Big Crunch rather than a start
from scratch Big Bang predict much smaller gravity waves being produced than
would come from a Big Bang. If the universe actually went through cycles of
expansion and contraction, it is possible that the uneven distributions in the
early post-Big Bang universe that resulted in the formation of galaxies were
leftovers from the universe before.
Sayfa 3/7 - Mutlak Tekillik Ek 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

1...The entire orbit of Mercury rotates because of the curved geometry of space
The Big Bang was NOT a Fireworks Display! near the sun. The amount of 'perihelion shift' each century was well known at
Written by Sten Odenwald the time Einstein provided a complete explanation for it in 1915.
2...Light at every frequency can be bent in exactly the same way by gravity.

K
The Big Bang wasn't really big. Nor was it really a bang. In fact, the event that This was confirmed in the 1919 Solar Eclipse for optical light using stars near
created the universe and everything in it was a very different kind of the Sun's limb, and in 1969-1975 using radio emissions from star-like quasars
phenomenon than most people--or, at least, most nonphysicists--imagine. also seen near the limb of the Sun. The deflection of the light was exactly as
Even the name "Big Bang" originally was a put-down cooked up by a scientist predicted by GR.

O
who didn't like the concept when it was first put forth. He favored the idea that 3...Clocks run slower in strong gravitational fields. This was confirmed by Robert
the universe had always existed in a much more dignified and fundamentally Pound and George Rebka at Harvard University in 1959, and by Robert Vessot in
unchanging, steady state. the 1960's and 70's using high-precession hydrogen maser clocks flown on jet
But the name stuck, and with it has come the completely wrong impression that planes and on satellites.

Ç
the event was like an explosion and that the universe is expanding today 4...Gravitational mass and inertial mass are identical. Most recently in 1971,
because the objects in it are being flung apart like fragments of a detonated Vladimir Braginsky at Moskow University confirmed GRs prediction of this to
bomb. within 1 part in a trillion of the exact equality required by GR.
Virtually every basic aspect of this intuitive image for the Big Bang (we ARE 5...Black holes exist. Although these objects have been suspected to exist since

Ü
stuck with the name) is incorrect. To understand why, you need to understand they were first introduced to astronomers in the early 1970's, it is only in 1992
Albert Einstein's general theory of relativity. Or, at least, you need to have a that a critical acceptance threshold was crossed in the astronomical community.
sense of it. That may sound daunting, but general relativity is the most It was then that Hubble Space Telescope observations revealed monstrous,
revolutionary scientific advance of the 20th century, and we all ought to acquire billion-sun black holes in the cores of nearby galaxies such as Messier 87,
some feeling for it before the century ends. Messier 33 and NGC 4261.

n
After all, it's been 82 years since Einstein put forth his theory. It's been tested
in scores of experiments and has always passed with flying colors and is now
firmly established as our premier guide to understanding how gravity operates.
6...Gravity has its own form of radiation which can carry energy. Russel Hulse
and Joseph Taylor in 1975 discovered two pulsars orbiting each other, and
through careful monitoring of their precise pulses during the next 20 years,
a
Moreover, it is part of the foundation of Big Bang cosmology. And it is because confirmed that the system is loosing energy at a rate within 1 percent of the
of general relativity that we know the Big Bang was (and is, for the event is still prediction by GR based on the emission of gravitational radiation.
going on) nothing like an explosion. 7...A new force exists called 'gravito-magnetism'. Just as electric and magnetic
k
Albert Einstein developed general relativity in order to make his famous theory fields are linked together, according to GR, a spinning body produces a
of special relativity include the effects of gravity. It is a better way than Sir magnetism-like force called gravitomagnetism. GR predicts that rotating bodies
Isaac Newton's of understanding how gravity works. Like a hungry amoeba, not only bend space and time, but also make empty space spin. A NASA
a

general relativity ( or just GR for short) had absorbed both Einstein's newly- satellite called Gravity Probe B will be launched in the next few years to see
minted special relativity and Newton's physics, giving us the means to replicate whether this effect exists. This is a killer. If it is not found, GR is mortally
ALL of the predictions from these two great theories, while extending them into wounded despite its long string of other successes.
H

unfamiliar realms of experience. One of these realms was the Black Hole. The 8...Space can stretch during the expansion of the universe. This was confirmed
other was the shape and evolution of the universe itself. by Edwin Hubble's detection of the recession of the galaxies ca 1929. More
Big Bang cosmology says that the universe came into existence between 10 to recently in 1993, Astronomer Kenneth Kellerman confirmed that the angular
20 billion years ago, and that from a hot dense state has been expanding and sizes of distant radio sources shrink to a minimum then increase at greater
cooling ever since, remains unassailable. Yet, Big Bang cosmology is vulnerable. distances exactly as expected for a dilating space. This is not predicted by any
It is based on GR being accurate over an enormous range of scales in time and other cosmological model that does not also include the dilation of space as a
space. Just how good is general relativity? So far, GR has made the following real, physical phenomenon.
specific predictions: We have now boxed ourselves into a corner. If we accept the successes of GR,
Sayfa 4/7 - Mutlak Tekillik Ek 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

we are forced to see the world and the cosmos through its eyes, and its eyes GR says specifically that space is not a passive stage upon which matter plays
alone, since it is the theory which satisfies all known tests to date. out its dance, but is a member of the cast. When you treat both galaxies and
So, how should we think about the Big Bang? Our mental 'fireworks' image of space-time together, you get a very different answer for what happens than if
the Big Bang contains these basic elements: 1) A pre-existing sky or space into you treat them separately, which is what we instinctively always do. Curved

K
which the fragments from the explosion are injected; 2) A pre-existing time we space distorts the paths of particles, sometimes in very dramatic ways. If you
can use to mark when the explosion happened; 3) Individual projectiles moving stepped into a space ship and tried to travel to the edge of the universe and
through space from a common center; 4) A definite moment when the explosion look beyond, it would be impossible. Not only could you not reach a supposed
occurred; and 5) Something that started the Big Bang. "edge" of the universe no matter how long or how fast you traveled, in a closed

O
All of these elements to our visualization of the Big Bang are completely false universe, you would eventually find yourself arriving where you departed. The
according to GR! curvature of space would bring you right back, in something like the way the
Preexisting Space? curvature of Earth would bring you home if you flew west and never changed
There wasn't any! course. In other words, the universe has no edge in space. There is nothing

Ç
The mathematics of GR state specifically and unambiguously that 3-dimensional beyond the farthest star.
space was created at the Big Bang itself, at 'Time Zero', along with everything As a mental anchor, many have used the expanding balloon as an analogy to
else. It was a 'singular' event in which the separations between all particles the expanding universe. As seen from any one spot on the balloon's surface, all
everywhere, vanished. This is just another way of saying that our familiar 3- other spots rush away from it as the balloon is inflated. There is no one center

Ü
dimensional space vanished. Theorists studying various prototypes for the to the expansion ON THE SURFACE of the balloon that is singled out as the
Theory of Everything have only modified this statement somewhat. During its center of the Big Bang. This is very different than the fireworks display which
earliest moments, the universe may have existed in a nearly incomprehensible does have a dramatic, common center to the expanding cloud of cinders. The
state which may have had more than 4 dimensions, or perhaps none at all. balloon analogy, however, is not perfect, because as we watch the balloon, our
Many of these theories of the earliest moments hypothesize a 'mother space- vantage point is still within a preexisting larger arena which GR says never

n
time' that begat our own universe, but you cannot at the same time place your
minds eye both inside this Mother Spacetime to watch the Big Bang happen,
and inside our universe to see the matter flying around. This is exactly what the
existed for the real universe.
The center of the Big Bang was not a point in space, but a point in time! It is a
center, not in the fabric of the balloon, but outside it along the 4th
a
fireworks display model demands that you do. dimension...time. We cannot see this point anywhere we look inside the space
Preexisting Time? of our universe out towards the distant galaxies. You can't see time afterall! We
There wasn't any of this either! can only see it as we look back in time at the ancient images we get from the
k
Again, GR's mathematics treats both space and time together as one object most distant objects we can observe. We see a greatly changed, early history of
called 'space-time' which is indivisible. At Time Zero plus a moment, you had a the universe in these images but no unique center to them in space.
well defined quantity called time. At Time Zero minus a moment, this same It is at this point that common sense must give up its seat on the bus, and yield
a

quantity changed its character in the mathematics and became 'imaginary'. This to the insights provided by GR. And it is at precisely this point that so many
is a mathematical warning flag that something dreadfully unexpected has non-physicists refuse to be so courteous. And who can blame them? But there's
happened to time as we know it. In a famous quote by Einstein, "...time and more to come.
H

space are modes by which we think and not conditions in which we live". Steven Projectiles moving through space?
Hawking has looked at the mathematics of this state using the fledgling physics Sorry!
of Quantum Gravity Theory, and confirms that at the Big Bang, time was GR again has something very troubling to say about this. For millions of years
murdered in the most thorough way imaginable. It may have been converted we have learned from experience on the savanas of the African continent and
into just another 'timeless' dimension of space...or so the mathematics seems elsewhere, that we can move through space. As we drive down the highway, we
to suggest. have absolutely no doubts what is happening as we traverse the distance
Individual objects moving out from a common center? between landmarks along the roadside. This knowledge is so primal that we are
Nope! incapable of mustering much doubt about it. But science is not about confirming
Sayfa 5/7 - Mutlak Tekillik Ek 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

our prejudices. It's about revealing how things actually are. bees in a swarm, make up the gravitational field itself. In this frothing tumult,
What if I told you that you could decrease the distance from your house and the the gravitational field is knit together, quantum by quantum, from perhaps even
Washington Monument by 'standing still' and just letting space contract the more elemental building blocks, and it is perhaps here that we will find the
distance away? GR predicts exactly this new phenomenon, and the universe ultimate origin for the expansion of the universe and the magical stretching of

K
seems to be the only arena we know today in which it naturally occurs. Like space. We hope the much anticipated Theory of Everything will have more to
spots glued to the surface of the balloon at eternally fixed latitude and longitude say about this, but to actually test this theory may require technologies and
points, the galaxies remain where they are while space dilates between them human resources that we can only dimly dream of.
with the passage of time. There is no reason at all we should find this kind of Was there a definite moment to the Big Bang?

O
motion intuitive. GR is perfectly happy to forecast that our universe emerged from an infinite
If space is stretching like this, where do the brand new millions of cubic light density, zero-space 'Singularity' at Time Zero, but physicists now feel very
years come from, from one moment to the next? The answer in GR is that they strongly that this instant was smeared out by any number of quantum
have always been there. To see how this could happen, I like to think of the mechanical effects, so that we can never speak of a time before about 10^-43

Ç
shape of our universe as a "Cosmic Watermellon". The fact that this is only the seconds after the Big Bang. Just as Gertrude Stein once remarked about my
shape for a 'closed' finite universe is only a technicality. Finite watermellons are hometown, Oakland, California that "There is no 'There' there", at 10^-43
also cheaper to buy than infinite ones. seconds, nature may tell us that before the Big Bang, "There was no 'When'
GR predicts the entire past, present and future of the universe all at once, and there" either. The moment dissolves away into some weird quantum fog, and as

Ü
predicts its entire 4-dimensional shape. As we slice the 4-dimensional, Cosmic Steven Hawking speculates, time may actually become bent into a new
Watermellon at one end of the cosmic time line, we see 3-dimensional space dimension of space and no longer even definable in this state. Ordinary GR is
and its contents soon after the Big Bang. At the other end of the Cosmic unable to describe this condition and only some future theory combing GR and
Watermellon in the far future, we see the collapse of space and matter just quantum mechanics will be able to tell us more. We hope.
before the Big Crunch. But in between, our slices show the shape of space Something started the Big Bang!

n
(closed, spherical volumes) and the locations of galaxies ( at fixed locations) as
space dilates from one extreme to the other.
As a particular slice through an ordinary watermellon, we see that its meat has
At last we come to the most difficult issue in modern cosmology. In the
fireworks display, we can trace the events leading up to the explosion all the
way back to the chemists that created the gunpowder and wrapped the
a
always been present in the complete watermellon. The meat is present as a explosives. GR, however, can tell us nothing about the equivalent stages leading
continuous medium, and we never ask where the meat in a particular slice up to the Big Bang, and in fact, among its strongest statements is the one that
came from. Cosmologically, GR ask us to please think of 3-dimensional space in says that time itself may not have existed. How, then, do we speak or think
k
the same way. Space, like the meat of the watermellon, has always existed in about a condition, or process, that started the whole shebang if we are not even
the complete shape of the universe in 4-dimensions. But it is only in 4- allowed to frame the event as "This happened first...then this...then kerpowie!"?
dimensions that the full shape of the universe is revealed. It is a mystery why This remains the essential mystery of the Big Bang which seems to doggedly
a

our consciousness insists on experiencing the universe one moment at a time, transcend every mathematical description we can create to describe it.
and that is why we end up with the paradox of where space comes from. There All of the logical frameworks we know about are based on chains of events or
really is no paradox at all. states. All of our experiences of such chains in the physical world have been
H

Space is not 'nothing' according to Einstein, it is merely another name for the ordered in time. Even when the mathematics and the theory tell us 'What
gravitational field of the universe. Einstein once said, "Space-time does not happened before the Big Bang to start it?' is not a logical or legitimate question,
claim existence on its own but only as a structural quality of the [gravitational] we insist on viewing this as a proper question to ask of nature, and we expect a
field". If you could experimentally turn-off gravity with a switch, space-time firm answer. But like so many other things we have learned this century about
would vanish. This is the ultimate demolition experiment known to physics for the physical world, our gut instincts about which questions ought to have
which an environmental impact statement would most certainly have to be filed. definite answers is often flawed when we explore the extreme limits to our
The gravitational field at one instant is wedded to itself in the next instant by physical world.
the incessant quantum churnings of the myriad of individual particles that like I wrote this essay before seeing the new IMAX file at the Air and Space Museum
Sayfa 6/7 - Mutlak Tekillik Ek 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Mutlak Tekillik Ek 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

'Cosmic Journey", by far one of the nicest and most heroic movies of its kind I
had ever seen. But of course it showed the Big Bang as a fireworks display. No
matter. It doesn't take a rocket scientist to accept the fact that the Big Bang
was a spectacular moment in history. What is amazing is that the daring

K
audacity of humans may have demystified some of it, and revealed a universe
far stranger than any could have imagined.
Still, we are haunted by our hunches and intuitions gathered over millenia, and
under circumstances far removed from the greater physical world we are now

O
exploring. No wonder it all seems so alien and maddeningly complex.

Hadi ben saçmalıyorum diyelim. Aynı şekilde aklını kullanan bunca vatandaş ne

Ç
halt ediyor o zaman ?
Belli ki, bizler Herşeyin Pratiğini doğru yorumlayabilmekten aciz durumdayken,
Herşeyin Teorisi diye bişeyin peşinde koşuyoruz (biz derken, dogmatik bilimi
kastediyorum...).

Ü
(03.03.2010, Çarşamba – 13:05)
En aktüel verilere göre, evrenin yaşı (bildik 4 boyutlu uzay-
zaman, t=1 den bu yana geçen süre; Bak. yandaki resim) üç aşağı
beş yukarı: ~13,75 Milyar yıl. Bu da, genel ve özel görelilik gibi

n
konuları gözardı edersek (etmeli miyiz ?), evrenin idrak
edebildiğimiz kadarının (Hubble Hacmi) 13,75 milyar ışıkyılı
yarıçaplı bir küre olduğu sonucuna götürür bizi. Buna göre
a
çapının da, bunun iki katı (yani, ~27,5 milyar ışıkyılı) olduğu
sonucuna ulaştırır. Gördüğünüz üzere t=0 gibi soyut bir zaman
mefhumu da çizdim resimde. Bu o malum (meşhur) Mutlak
k
Tekilliğin/Mutlak Düzenin olduğu ve maddenin henüz, Kütle Çekim
haricinde, hiç bir elektromanyetik emisyonun olmadığı Sonsuz An
'dır (Protogen). (13:22)
a
H

Sayfa 7/7 - Mutlak Tekillik Ek 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Süpersimetri
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
09.03.2010, Salı – 07:40 getirdiğinizde olay bitiyor ve altıncısını ekleyemiyorsunuz (asimetri oluşuyor).
Makale: Süpersimetri Ufak bir aralık kalıyor (5-10 derecelik). Bunun sebebini anlayabilmek için,
Yazan : Hakan ÜÇOK üşenmedim, kartondan muhtelif adetlerde (en az 5 adet) eşkenar piramit
Süpersimetri1 hazırlayıp (ölçme, çizme, kesme), birbirine yapıştırdım (Alan ve hacim hesabı için
“Süpersimetri”, demeden önce, bildik normal simetrilere bir bakalım. bak. http://staff.argyll.epsb.ca/jreed/math9/strand3/3106.htm). Sonuç ortada

K
Herkesin geometrik şekilleri bildiğini ben de biliyorum, ancak bu şekillerdeki bazı herkes deneyebilir.
garipliklerin (ki aslında gariplik de denemez) herkes farkında mı acaba, orası ayrı
bir konu. Başlamadan önce şunu da tüyo olarak belirtmeliyim ki, bildik 3/4-

O
boyutlu evrende tuhaf davranışlar sergileyen (veya cehaletimden dolayı bana
öyle geliyor...) bir geometrik şekil keşfetmişim gibi görünüyor: PROTOGEN. Daha
önce de birçok kez bu şeklin mutlak tekilliğe işaret ettiğine dair tespitlerde
bulunmuştum ve nihayetinde alan ve/veya hacim hesaplamaları ve

Ç
görselleştirme çalışmalarımda bazı tutarsızlıklara (dedim ya, bana öyle geliyor da
olabilir...) şahit oldum.
Tutarsızlık derken,
yanlış anlaşılmasın,

Ü
sadece işin iç yüzünü
anlayabilmiş değilim
hala, bu da sorun gibi Bu konuda kafa patlatmamı tetikleyen konular şu sayfalarda bulunabilir:
görünüyor. Mesele şu • http://www.cosmosmagazine.com/news/1580/exotic-matter-antimatter-
ki; alan hesabı molecule-created

n
yaparken (eşkenar üçgen için, açılar, kenar uzunluğu, yükseklik hesaplaması ve
sonucu olarak alanın bulunması) her şey gayet iyi görünürken (açılar vs.), iş
hacim hesabına gelince apışıp kalıyorum, çünkü (yoksa bana mı öyle geliyor ?),


http://www.cosmosmagazine.com/news/1899/new-twist-matter-
antimatter-mystery
http://www.cosmosmagazine.com/node/714
a
açılar uymuyor gibi görünüyor. Küp geometrisinde örneğin, tümü 90 derecelik • http://www.cosmosmagazine.com/news/2290/where-look-see-dark-
açılar elde edilebiliyor, ancak eşkenar piramit 'te (Triangular Pyramid), açılar 60 matter
derece gibi görünse de, öyle değiller (Olması gereken: 3x60°=180°, üçgenin iç • http://www.cosmosmagazine.com/news/2345/laser-creates-billions-
k
açılarının toplamı 180 derece3 ki, 2 boyutta bunda sorun yok...). 2 boyutta 6 particles-antimatter
adet eşkenar üçgen (7 nokta) ile güzel bir petek şekli (geometrisi, hemde Ancak bunlar biraz magazine kaçan (popülist 2) yayınlardır, hatırlatmak isterim;
simetrik) elde ederken, 3 boyutta, 5 adet eşkenar piramidi bir araya Daha ciddi (ama dogmatik) kaynaklara (daha ziyade yabancı dillerde) yüksek
a

1 Konu ile ilgili kaynaklar şöyle : öğrenim kurumlarının (M.I.T., vs.) web sitelerinden ulaşırsınız. Sonuç itibariyle,
Miyazawa Supersymmetry by Sultan Catto, 2008 fikirlerini empoze etmeye çalıştıklarında, zaten hiç şansınız olmaz, eğer kendi
A Supersymmetry Primer by S. Martin, 1999 beyin hücrelerinizi çalıştırmaz, her şeyi olduğu gibi (gümüş tepside sunulduğu
H

Introduction to Supersymmetry by Joseph D. Lykken, 1996 gibi) kabul ederseniz (siz onu anladınız...).
An Introduction to Supersymmetry by Manuel Drees, 1996 Protogen dediğimde ola ki eşkenar piramidi anlıyorsanız, bu yanlış. Benim
Introduction to Supersymmetry by Adel Bilal, 2001 kastım, eşkenar piramitteki gibi her noktası (veya köşesi) birbirinden eşit
An Introduction to Global Supersymmetry by Philip Arygres, 2001 uzaklıkta olan sonsuz sayıda nokta (bu durumda maddeyi veya antimaddeyi
Weak Scale Supersymmetry by Howard Baer and Xerxes Tata, 2006 oluşturan/oluşturamayan atomlar) ki, buna tekillik diyorum ve evrenin (ve/veya
Kaynak: üst 5. boyutun) homojen dağılmış noktaları diye de tanımlıyorum. Bu noktalar
Wikipedia-Supersymmetry (atomlar) eğer ışıma yapmıyorlarsa (noktalar kritik yoğunluğun üstünde iseler,
Yüzeysel değil, derinlemesine bir şey anlıyorsanız bu kaynaklardaki belgelerden, benden daha
zekisiniz demektir, çünkü ben bi mok anlayabilmiş değilim. 2 Popülist=Toplumun çoğunluğunu beyin yıkama ve atraksiyonlarla celbetme gayreti içinde olan.
Sayfa 1/2 - Süpersimetri
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Süpersimetri
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
yani birbirlerinden daha uzak) üst boyutta bulunurlar. Eğer kritik yoğunluğun söylemek gerekirse, pi sabitinin, mutlak tekillik şartlarının araştırmasını biraz
altında iseler (ışıma yapıyorlarsa), o zaman o tekillik (4 boyutlu evrende) (çok) zorlaştırdığını belirtmek isterim (virgülden sonra 250 milyar adet rakam
maddeye dönüşmüş oluyor (dolayısıyla mutlak tekillik olamıyor). İşin garip yanı, bulunabilmesinin de pek öyle faydalı olacağını düşünmüyorum, ancak varsa veya
kritik yoğunluğun üstünde olmaları halinde (Protogen, mutlak tekillik), hacim olacaksa bir gün, tümünü açıklayan bir “formül” çok faydalı olacaktır). Eğer pi
oluşturmuyorlar (mutlak tekillik) ki, bu aynı anda (aslında zaman olarak sabiti sonsuza kadar devam ediyorsa, o zaman, evreni sınırlı olarak görebilmek

K
sonsuzlukta) hem bir hemde sonsuz olmalarını gerektirir. Mutlak Tekillik de gayet zor olur. Bu durumda sonsuz ve sınırsız bir evrenden bahsetmek gerekir
dediğimde bunu kastediyorum (Bak. Mutlak Tekillik ile ilgili makalelerim). Bunu ki, böyle bir evrenin (daha öncede tartışmıştık) şişiyor veya genişliyor olması
Yokluk olarak da görmemek gerekir, çünkü boyutsal halleri/durumları bir üst düşünülemez. O zaman (yani şimdi), Mutlak Tekillik eşittir Süpersimetri

O
boyutta (5. Boyut) olduklarına işaret eder ki, konvansiyonel 5 duyumuzla (veya diyebilirmiyiz ? Ve şeklen (illede şekil olması gerekiyorsa, ki değil...) en küçük
onlardan faydalanan herhangi bir araç gereçle, payda olarak, eşkenar piramidi gibi midir (gibisi fazla...) ?
kütle çekimin etkileri, yani çekim ve sözde itim (18.03.2009, Perşembe – 09:38)
hariç...) bunları algılamamız mümkün değil, İşte, bu bilgilerin ışığında Süpersimetri (genel olarak dogmatik bilimsel tanımı

Ç
ancak bize ulaşabilen etkilerinden dolayı akıl veya tanımları nasıl olursa olsun), 3 ve hatta 4 boyutsal algılanış biçiminde
edebiliriz (düşünme, tasavvur, hayal, idrak, her (uzay-zaman) konvansiyonel duyulara (5 duyu: Görmek, Duymak, Koklamak,
neyse...). Günümüzde antimadde dedikleri şey Tatmak ve Dokunmak) bilgi (data) sağlayan (Kütleçekim Kuvvetinin dışında olan
de (karanlık madde/enerji=protogen ve diğer üç kuvvet) etkilerden farklı bir kavranma (algılanma) yöntem ve/veya

Ü
karanlık enerji=kütleçekimin 5. boyut ile 4 yoluyla idrak edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu da, sürekli tekrar ettiğimiz
boyutluluk/evren/uzay-zaman-sistemi ve var olduğunu düşündüğümüz 6. duyumuzu (yani Aklımızı) kullanmakla
arasındaki matris farkı) zaten görülmüş değil, olabilir. Fiziksel tekamülün (evrim dedikleri şeyin, ister mutasyon olsun, ister
sadece kütleçekimin etkileri (ama tepkisizliği) tabii haliyle, her ne kadar sonu yokmuş gibi görünsede, sonuçta insanın biyolojik
Illustration 1: 3D map of the large- hesaplanabiliyor (anladığım kadarıyla, bir yapısının, bir yere kadar, çevre şartlarına uymasını sağlayan bir olgudur)
scale distribution of dark matter,

n
şekilde lens etkisi ile; Bak. yandaki resim)3.
reconstructed from measurements Maddenin kendisi de 4 boyutlu evrende
of weak gravitational lensing with elektromanyetik ışımanın etkenleriyle (foton)
yetersiz, etkisi ve zamanında olamadığı yerlerde, tahminimce, zihinsel
tekamülün (aklını etkili ve yeterli şekilde kullanmaya başlamanın ve bunun
getirdiği avantajlardan faydalanmanın), zor'u ve/veya imkansız gibi görüneni
the Hubble Space Telescope.
a
etkileşebilmesine rağmen (ben öyle olayları (en azından) kolaylaştırması gibi bir hipotezi de gözününde bulundurmak
hatırlıyorum), antimadde (veya her nasıl tabir ediyorsanız) elektromanyetik ve ona göre davranışlarda bulunmak (salih amel işlemek), herhangi bir kayıba
kuvvet ile etkileşmez (itirazı olan ?), sadece kütleçekim kuvveti düzeyinde neden olmaz herhalde (denemekte fayda var; Bunun için bak. bir sonraki
k
feedback (“geri besleme”; Bak. Sibernetik) elde eder. Böylelikle, büyük çapta makale: Takva Elbisesi). (09:55)
düşünürseniz, evrendeki tüm madde, aslı (ve kaynağı) olan, tekillik matrisi
dediğimiz protogen'e, her an, (4 boyutun) her yerinde, sonsuz bir hızda, bilgi
a

(feedback/geri besleme) iletmektedir.


Tekrar geometrik şekillere geri dönersek, örneğin bir küp, gayet (nispeten,
göreceli) simetrik bir şekil oluşturmaktadır. Ancak, örneğin bir küre ile
H

karşılaştırıldığında, küp'ün simetrisi gayet (nispeten) asimetrik kalır. Bence,


eşkenar piramidin yanında küre de, (nispeten) çok asimetrik kalmakta (eğer bir
gün bunu görselleştirmeyi başarırsam, bunu ispat etmiş olacağım). Bu arada
tüyo olarak, Pİ sabitinin (sayıda diyebilirsiniz), virgülden sonra sonsuza doğru
giden bir sayı dizisi oluşturması da çok manidar (bunu daha sonra analiz etme
fırsatı buluruz umarım) ve mutlak tekillik ile çok yakından bir ilgisi olduğuna dair
bir his var içimde (hesaplarla uğraşırken pi sayısına tosladım). Bunu şimdiden
3 http://en.wikipedia.org/wiki/Dark_matter
Sayfa 2/2 - Süpersimetri
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Nasıl Yazıyorum
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
13.03.2010, Salı – 00:19 kaynak değil ancak. Çoğu insan, Kur'an-ı Kerim'i yaşadığı hayatta nereye
Açıklama: Nasıl Yazıyorum koyacağını, nasıl davranması gerektiğini bilmez (veya bilmek istemez, şu veya
Yazan : Hakan ÜÇOK bu nedenle işine gelmez), dolayısıyla, en azından (sözde) bir çeşit saygı
göstergesi olarak, zahmet edip de el sürmeyeceği bir şekilde duvara asılır (çoğu
Nasıl Yazıyorum hıristiyan evde olduğu gibi sözde çarmıha gerilmiş İsa gibi). Anlamadığımız bir

K
dilde (arapça) yazılı olması, okusak dahi bir şey anlayamayacağımız olması;
Bu okuduğunuz PDF'leri (Blog Makalelerimi) nasıl yazdığıma dair (fiil olarak, Okunması (anlamasak da) sevap olarak empoze edilen işte bu Kur'an-ı Kerim,
zihinsel olaylar sesli düşünmekten günümüzde herkesçe kendi anladığı dilde ulaşılabilir oldu artık ve belki bir nebze

O
ibaret...) soru işaretlerini insanlar da onu anlayarak ve düşünerek okumaya başladı. Kaynakça olarak
cevaplayabilmek için, bu yazıyı yazılarımın çoğunda Kur'an 'a atıfta bulunduğum ve alıntı verdiğim için, PDF
kaleme alma ihtiyacı duydum. olarak sitemden indirmeye (download) açıyorum (elbette ÜCRETSİZ !):
Öncelikle, aktüel olsun, uzun

Ç
zamandır üzerinde kafa yorduğum
konular olsun (genelde astro-, • Kur'an-ı Kerim, Türkçe: PDF , ZIP ( [ ^ ] işaretli )
nükleer- ve quantum-fiziği olduğu • Kur'an-ı Kerim, Türkçe: PDF , ZIP (Türkçe, 29 harfli)
gibi, güncel ve/veya toplumsal olaylar Kur'an-ı Kerim, İngilizce: PDF , ZIP (Edip Yüksel)

Ü

da olabiliyor), herhangi bir konu • Kur'an-ı Kerim, İnglizce: PDF , ZIP (F. Malik)
aklıma geldiğinde, bir zamanlar kağıt • Kur'an-ı Kerim, Almanca: Henüz bulamadım...
(A5 veya A4 defter) kalem (Kurşun
kalem) alır, aklıma ve ağzıma ne gelirse, karman çorman fragmanlar halinde
yazardım (küçük bir kısmını Kainatın 11 Boyutu: 7 Gök Ve Yer adlı pdf'de Yine her zaman indirmeye hazır olarak bu nüshalara şu sayfamdan da

n
okuduysanız ne demek istediğimi anlarsınız). Ancak bir süredir bu fragman
yazılarımdan vazgeçtim ve teknolojinin (sözde) nimetlerinden faydalanmak üzere
(ki bunu zaten ömrümün muhtelif zamanlarında, 1978 'den beri yapmaktaydım,
ulaşabilirsiniz:


http://h3ok.isgreat.org/KURAN.htm
http://h3ok.isgreat.org/KURAN.html
a
malumunuz ben kendi çapımda bir çeşit (!) Bilişim ve İletişim Teknolojileri Bence, her insanın bunlara, ücret karşılığı olmadan, ulaşabilmesi gerekmektedir
Uzmanıyım), bilgisayar üzerinde Open Office 'in (V3.2) Writer aracıyla yazmaya, ve eğer herhangi bir telif hakkı felan olduğunu iddia eden varsa, bana dava
oradan da yine bilgisayar üzerine kurmuş olduğum http://localhost 'da açmakta serbest, hodri meydan! Kur'an-ı Kerim 'i üç-beş'e satmak çok abes,
k
Wordpress adlı Bloglama sistemiyle (http://www.wordpress.org) dahili olarak kınıyorum.
oluşturup, daha sonra internet kafeye gittiğimde (evden internete
bağlanmıyorum, haftada 1 veya 2 kez maillerimi kontrol ederim) beleş
a

hosting'im olan http://www.1free.ws 'den aldığım http://h3ok.1free.ws alanında


wordpress blog'um için kullandığım http://h3ok.isgreat.org/wp 'deki sunucuma
(Blog) yüklemekteyim (veri tabanını burada export ediyorum, internette import
H

ediyorum, oluyor bitiyor). Gördüğünüz üzere, yaptığım her işlem (Vahiy ve diğer
kaynaklardan bilgi edinme, OpenOffice araçları, hosting, v.b. gibi...), beleş
sistemler üzerine kurulu (dolayısıyla, her türlü tedirginlik oluşturabilecek
istikrarsızlıklara karşı savunmasız) ve (internet kafe ücreti ve harcadığım zaman
hariç) bana hiçbir maddi külfet getirmiyor.
Bu, Beleş diye tabir ettiğim kaynaklardan Kur'an-ı Kerim, tahminim herkesin
mutlaka evinde bir adet bulunduğu (çoğu evde Arapça harflerle bulunur ve
genelde duvarda asılı durur...) bir kaynak; Pek de yüzüne bakılıp okunan bir
Sayfa 1/1 - Nasıl Yazıyorum
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Takva Elbisesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
13.03.2010, Salı – 00:19 Kullanmadığı-nız (-mız) durumda olacaklar, Surenin 9 ve 11. ayetlerinde gayet
Makale: Takva Elbisesi net açıklanıyor; Yani olacağı şu (nasıl ve ne zaman, sormayın artık):
Yazan : Hakan ÜÇOK Aklını kullanmayanlar (bir şekilde) helak veya yok edilecek !
Takva Elbisesi Bu durumda, eğer şöyle küresel duruma bir bakarsanız, manzaranın pek de iç
“Takva Elbisesi”, derken, neyi nasıl (/doğru) anlamamız gerektiğini bilebilmek açıcı olmadığının herhalde siz de farkındasınızdır. Bu gezegenin tam manasıyla

K
için şu ayeti okuyup sindirin: içine eder olduk ve bu gidişle de yeryüzünde bildiğimiz şekilde bir yaşam söz
(Araf Suresi 7:26) “Ey Ademoğulları ! Size avret yerlerinizi örtecek giysi konusu olmayabilir bundan sonra. Yıkıcı irademiz bunun icabına bakacak gibi
ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) görünüyor. Hal böyle iken, bu kafayla nasıl tekamül edilir, doğru yola nasıl çıkılır,

O
elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu, Allah’ın rahmetinin belli değil, pek de mümkünatı yok gibi.
alametlerindendir. Belki öğüt alırlar.” Tekamül gerçeğinin bu kadar bariz ve net bir şekilde anlaşılabileceği ve bunu
Şimdi ben kalkıp da ahkam kesecek değilim (bunu, hacı hoca takımları yapsın ve anlamak için, dahi (deha, zeka) olmanın şart olmadığı bir asırda yaşıyoruz
kendi aklını kullanmayanları saptırsın/doğru yola iletsin, bana ne...), ama iyice (...herkes gayet açık olarak ne halt ettiğinin farkında olması gerek...). Buna

Ç
düşününce, bu ayetten o kadar önemli sonuçlar ve ipuçları (her sure ve rağmen tutup da, evrimleşme gibi saçma sapan ve inkarcı bir zihniyetle (Big-
ayetlerden olduğu gibi) çıkartılabilir ki, ben şaştım doğrusu. Takvaya dair ipuçları Bang-Hipotezi...) evreni açıklamaya çalışmak, gerçekten aptalların yapabileceği
ve dahi ayrıntılı açıklamalarını Kur'an-ı Kerim 'de bulmak mümkün (ve tabi yine bir şey değil (o kadar da değil). Bunun için aptal değil, inkarcı olmak gerek;
tekrar ediyoruz ki, Kur'an-ı tefekkür ile okumak gerek, anlamıyorsanız Arapça Hemde aklını (fıtratı gereği) kullanmaktan nefret etmek (dolayısıyla yine bir çeşit

Ü
geveleyip, papağan gibi ezberleyip, vakit öldürmek değil). Yine şu ayeti okuyup aptallık gerektiren), gerçeklerin insanın kesinlikle işine gelmemesi ve kesin kes
sindirmekte fayda var: (dönüş olmamak üzere) inkar etmeyi... Böyle düşündüğünüz (inkar ettiğiniz)
(Enbiya Suresi 21:10) “Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki, sizin zaman, zaten herhangi bir ahiret idraki oluşmamış ve herhangi bir sonuca
bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız ?” katlanma mecburiyetinden de gaflet içindesinizdir (habersizsinizdir); Kimsenin
elinden bir şey gelmez, Allah hariç.
Bunu doğru anlamakta güçlük çekenlere, en kısa zamanda deli doktoruna

n
uğramaları veya samimi olarak kendi niyetlerinden şüphe duymaları tavsiye
edilir. Tabi, kasıt varsa, o başka. Yanlış anlaşılacak veya anlaşılamayacak hiç bir
şey yok bu ayette (mazeret kabul olunmaz). Bir de üstelik bir önceki ve bir
(24.03.2010, Çarşamba – 08:05)
Bir Kainat (en azından tasavvur edebildiğimiz kadarıyla bir Evren) düşünün ki,
içinde yaşayan (cüzzi irade sahibi) akıllı varlıklar dahi, fiziksel motoriklerini (!)
a kontrol edemez, yani aslında, düşündüğünü, yapmaya niyetlendiği aksiyonu
sonraki ayetleri de göz önünde bulundurursanız, durum-unuzun (-umuzun)
kendisi gerçekleştirmemektedir. Bunu yapan, evrenin genel kanunlarını (fizik,
vehameti daha da ortaya çıkıyor:
biyoloji gibi; Sünnet-ul Allah...) işleten (üstelik tarafımızdan yaratılmış olmayan)
(Enbiya Suresi 21:9) “Sonra onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik.
k
fiziksel mekanizmalar. Bizim (düşünen varlıklar olarak) tek yaptığımız, düşünmek
Kendilerini ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Haddi aşanları ise helâk ve niyet etmek; Ondan sonrası nasıl gerçekleşiyor, az çok biyoloji bilimi ile
ettik.” açıklanabilsede, bilincimiz (üst-bilinç dediğimiz) bunu nasıl gerçekleştirdiğinin
ve:
a

pek farkında değil. Parmağımızı oynatabiliriz, oynatırken ona bakar, kıpırdadığını


(Enbiya Suresi 21:11) “Biz zulmetmekte olan nice memleketleri kırıp görürüz, ancak o parmağın kıpırdaması için ne tür biyolojik mekanizmalar etki
geçirdik ve onlardan sonra başka başka toplumlar meydana getirdik.” etmektedir, hangi kaslar ne iş yapar, hareketi gerçekleştirirken, farkında bile
H

Gerçek şu ki (bugün keşfettim), Kur'an-ı Kerim 'de bahsi geçen Peygamberler değiliz. Bu konuda gayet açık bir ayeti burada tekrar etmek istiyorum:
(A.S.) dışında, bahsi geçmeyen daha nice Peygamberler de akıl sahibi olması [Enfal Suresi 8:17] “(Savaşta) onları siz öldürmediniz, fakat Allah
gereken toplumlara gönderilmiş ve Vahy'i o toplumlara iletmeleriyle, o onları öldürdü. Attığın zaman da sen atmadın, fakat Allah attı.”
toplumların içinden (çok az) bir kısmı (iman ederek) Tekamül Etmiş, diğerleri Bunu herkes deneyebilir. En azından bunu idrak etmek, kabul etmek, zor olmasa
(inkarcılar) ise, yok olmaya mahkum olmuşlardır. Apaçık Vahiy olan Kur'an-ı gerek. “Materyalist Düşünce” bunu (Allah'ın Külli İradesini) kabul etmez.
Kerim 'de yine aynı şekilde, O 'na muhatap olan toplumların içindeki insanların Big-Bang 'den tutun, Evrimleşme saçmalığına kadar, tüm doktrinleri, herşeyin
(bence) tekamüllerine yöneltmekte ve (görmek isteyene) yol göstermektedir. kendiliğinden oluştuğuna, kendiliğinden (bir çeşit tesadüfen) olduğuna
Bundan faydalanmanın yolu da: Aklı Kullanmaktır. hükmeder. Kur'an-ı Kerim 'de ise, Allah şöyle apaçık beyan eder, açıklar:
Sayfa 1/3 - Takva Elbisesi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Takva Elbisesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

[Vakı'a Suresi 56:57-59] “Sizi biz yarattık. Hala tasdik etmeyecek (13:00) Takva Elbisesi adlı bu makalem ile ilgili alakası bulunması açısından
misiniz?”, “Attığınız o meniye ne dersiniz?!”, “Onu siz mi (gerçi, hayatta yaşanan ve/veya olan herşeyin ilgisi olmakla beraber), şu son
yaratıyorsunuz, yoksa yaratan biz miyiz?” zamanlarda Avrupa 'da cereyan eden ve Kilisenin karışmış olduğu “(cinsel ve
Kur'an-ı Kerim 'e (ve Allah 'a) inanmıyorsanız (veya sindirmek zor geliyorsa), o diğer) İstismar Olayları” ile ilgili, birkaç Ayet tekrarlamak istiyorum (konuyla ilgili
yerlerin altını çizdim):

K
zaman, konu ile ilgili pozitif bilimler ne diyor acaba, ona bakalım. Bunun için
aşağıda belirtmiş olduğum makaleyi okumanızda fayda var: [Neml Suresi 27:54-58] “Lut’u da (Peygamber olarak gönderdik.) Hani o,
[Bilim Teknik Dergisi, Ekim 2008, Sayfa 106: “Özgür İrade” adlı makale]1 kavmine şöyle demişti: “Göz göre göre, o çirkin işi mi yapıyorsunuz?”,
Okuduysanız, konu ile ne kadar ilgili olduğunu anlamış olmanız gerekiyor. Ancak “Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz?

O
bir tek makale ile yetinmek olmaz ! “Özgür İrade” (“Free Will”, “Freier Doğrusu siz ne yaptığını bilmez bir toplumsunuz.”, “Bunun üzerine
Wille”) ile ilgili Wikipedia ne diyor, onu araştırmakta da fayda var. Özetle, kavminin cevabı ancak şöyle demek oldu: Lut’un ailesini
makalede söz konusu olan, insanın niyet ettikten sonra, aksiyonu memleketinizden çıkarın. Çünkü onlar temiz kalmak isteyen
gerçekleştirmek için bulunduğu teşebbüsün tetiklenmesinin, bilincin insanlarmış(!)”, “Biz de onu ve ailesini kurtardık. Ancak karısı başka.

Ç
davranmasından çok daha önce (yaratılması ve beklemesi/) oluşması (özetle Onun geride kalıp helak olmasını takdir ettik.”, “Onların üzerine bir
dedik ya... Makaleyi okumakta fayda var). (08:55) yağmur (gibi taş) yağdırdık. (Başlarına gelecekler konusunda)
uyarılanların yağmuru ne kötüydü!”
ve:

Ü
[Hadid Suresi 57:27] “Sonra bunların peşinden ard arda
peygamberlerimizi gönderdik. Onların arkasından da Meryem oğlu
İsa’yı gönderdik, ona İncil’i verdik ve kendisine uyanların kalplerine
şefkat ve merhamet duygusu koyduk. (Kendiliklerinden) icat ettikleri
ruhbanlığa gelince; biz onu onlara farz kılmamıştık. Allah’ın rızasını

n kazanmak için onu kendileri icat etmişlerdi. Fakat ona da gereği


gibi uymadılar. Biz de içlerinden iman edenlere mükafatlarını verdik.
Fakat onlardan birçoğu da fasık kimselerdir.”
a
Sanırım Lut peygamberin bu kıssası, geçmişte olan ve gelecekte olacak olan
olayları gayet net bir şekilde tarif ediyor ve insanları uyarıyor, ama okuyan mı
var ? Bu iki Surenin alıntı yapmış olduğum çeşitli ayetlerinde, 1.Eşcinsellik ile
k
ilgili, 2.Ruhbanlık ile ilgili, ipuçları bulmak mümkün. Her biri elbette birbirinden
bağımsız olabilen birer konulardır. Son zamanlarda TV'lerde yapılan tartışmalar
açısından da (Yok efendim, “Eşcinsellik hastalık mı, psikolojik rahatsızlık mı,
a

yoksa sadece bir tercih mi ?”, diye yapılan o safsatasal tartışmalar açısından
yani), çok büyük ipuçları vermektedir. Ama tabi, bu ipuçları görebilmek için
öncelikle İman etmek şart; Etmiyorsanız konu, “Bilimsel olarak, eşcinselliğin
H

hastalık olmadığına dair bulgular elde edildi !”, ironisine/saçmalığına dönüşür.


Bunu iddia eden (batı medeniyeti, dogmatik-pozitif-bilimler dediğimiz) aynı
zihniyet, iş bu İstismar Olayları cereyan ettiğinde (ve de nihayetinde gün-
1 Bilim Teknik Dergisinin yararlandığı kaynaklar: yüzüne çıktığında) saçını başını yolup, “Acaba nerede hata yaptık ?”, “Hata mı
Brass, M. & Haggard, P. (2007) “To do or not to do: The neural signature of self- yaptık ?”, “Biz hata yaparmıydık ?” , gibilerinden apışıp kalıyor, şaşırmadım. Eh
control”. The Journal of Neuroscience. 27(34), 9141-9145. tabi, olayı Tercih olarak tanımlarsanız, “Adam öyle tercih etmiş, ne yapsa
Haggard, P. (2005) “Conscious intention and motor cognition”. Trends in yeridir !” diyebilmek de gerek (ciddi değil, ironik olarak). Olay Tercih ise, daha
Cognitive Sciences. 9(6), 290-295.
Sayfa 2/3 - Takva Elbisesi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Takva Elbisesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
da vahim olmak üzere, bunun yanlış (vede çirkin) bir tercih olduğunu (Bak. bile kabul ediyorum, hayal ve fantazi dediysek, o kadar da değil...), hayatın ve
Kur'an ayetleri...) vatandaşlara söylemek, açıklamak (açıklayacak cesareti dünyanın (eğer inanıyorsanız) bir İmtihan olması nedeniyle, bunu böyle (bir
bulmak) gerek. Bunu bile bile yapmayan suç işlemiş olur. Evet, eğer çeşit Kelebek Etkisi) kabul etmek yanlış olmaz. Kur'an-ı Kerim ile bize ulaşan
homoseksüellik/eş cinsellik bir hastalık değilse (ki, bilim olmadığını kabul (bence mutlak doğru) bilgilerden anladığımız kadarıyla, Allah, ne bu dünyada
ediliyor), o zaman kesin olarak bilinçli (göz göre göre...) bir İnkar (imtihan boyunca) nede Ahirette (hesap kitap vaziyetlerinde), kullarına (yani

K
mekanizmasıdır, çünkü Apaçık Vahy'e muhalefet ve inkardır (gerçi, bilerek bize ve bizim gibilerine) zulüm etmez (zulmetmez); Eğer başımıza bir musibet
veya bilmeyerek, daha nice ayetlere muhalefet/-leri/-imiz sözkonusu ama...). (terslik ve/veya felaket, hangi boyutta olursa olsun) geliyorsa, bunu tetikleyen
Böyle sapkınlıklar (sapıklık demiyorum, şimdilik), dayandığınız tahrif de yine biziz (Bak. Kur'an-ı Kerim, inanıyorsanız). Aklını kullanınca, her şey

O
ettiğiniz/edilmiş kaynakların ve onları (zorla, Bak. Engizisyon) uygulamaya koyan gayet açık ve kabak gibi ortada (ama sadece aklınızı kullanırsanız). Bir şeyler
ve işleten zümrelerin (Ruhbanlar Gürühunun) ne kadar saçmaladığını ve kökten ters gidiyorsa, bu bizim kendi salaklığımızdandır (aklını kullanmamaktan; Bunun
inkar ettiklerini de bariz bir şekilde ortaya çıkarmıyor mu (yoksa ben at- sebepleri muhtelif olabilir: Örn. İşine gelmemesi gibi... Bak. Küresel Kriz gibi
gözlükleriyle mi bakıyorum olaya; Bilmediğim bir şey mi var) ? Hadi ben bi mok saçma sapan olaylar; Her ne kadar bunun bizim gibi basit insanların suçu

Ç
bilmiyorum diyelim; O zaman bu sorun nasıl çözülecek (veya sorun olarak olmadığı gibi görünse de, bu sisteme, yani globalizasyona, karşı çıkmamakla,
görülüp çözülmek istenecek mi), çok merak ediyorum (insanların işkembeden otomatikman suça ortaklık söz konusu...). Bu kadar da olmaz demeyin, mantıklı
attığı ve “Bilimsel Gerçekler” diye bize empoze ettiği şekilde mi ?). Genelde de, (Hangi mantık ? Cevap: İman, İtikat, Etik, Felsefe ve Ahlakın öngördüğü mantık
“Çözümsüzlük Çözümü” mekanizmasının işletildiğini, sorunun kulak arkası ile) düşünürseniz, bu böyledir (inanmıyorsanız, “Zaten her şey tesadüftür !”

Ü
yapıldığına, hasıraltı edilip unutulduğuna, üstü kapandığına tanık oluyoruz. Ben demek, yanlış olmaz...). (13:06)
şahsen, eşcinselliği (ayıplamamak ile beraber), ruhsal (da denemez ya), en Güncellendi; (05.04.2010, Pazartesi – 12:39)
azından psikolojik, bir rahatsızlık veya daha doğrusu sapma olarak gördüğümü Özetle söylemek gerekirse, herkes dilediği gibi giyinir; Ancak Takva Elbisesi
belirtmek isterim. Bu rahatsızlık, eğer biraz (cinsel olmamakla beraber) daha (bu konularda polemik yapmanın, siyasi ve/veya maddi rant elde etmenin
şefkatli ve merhametli bir şekilde o kişiye anlatılmaya çalışılsa (mesela Vahy'e abesliğini göz önünde bulundurarak), insan için aslında bulunmaz bir nimettir

n
yaklaştırılarak, tabi zorla değil...), büyük başarıların elde edileceğine (sorunun
giderileceğine) inanıyorum. Çünkü, çirkin bir iş olduğu, apaçık ortada (İman
yoksa, başka...). Üstelik böyle bir (eşcinsel) ilişkiye giren (girmek zorunda
(hele bilen olsa; Açıklayan yok ki, varsa da dinleyen yok...). Takva olan yerde
(ve kişilerde), ha ninja (...) gibi giyinmişsin, ha çırılçıplak dolaşmışsın, kimsenin
gözü görmez, göremez (görse bile, bir kere bakar, ikinci kez bakar, bir daha da
a
bırakılan dahi belki olmamakla beraber) her iki (veya daha çok) kişinin de aynı bakmaz, bakan da baktıran da kendini korur...). Takva Elbisesi, insan için her
psikolojik sapmanın içinde olduğunu inkar etmek, gerçekten samimi düşünürsek, tür olumsuz etkiyi bertaraf edebilen bir tür koruyucu kalkandır (şu kurgu-bilim
çözümsüzlüğe götürüyor (Top, top oluyor da, onunla paslaşan (!) niye top kabul filmlerindeki bildik kalkan gibi) ve musibetlerden korur. Takva Elbisesi 'ni giyen,
k
edilmez, hep şaşmışımdır...!). Aynı şekilde, Ruhbanlık dediğimiz ve bizim gibi hiçbir şeyden korkmaz, korkmak zorunda kalmaz. İş bu, Takva Elbisesi 'ni
Müslüman (geçinen/) olan toplumların da muzdarip olduğu bu İşgüzarlık giymeyi başaran insana (mümine), ne bu dünyada ne de ahirette korku yoktur
(Ruhbanlık, Hacı-Hoca takımlarının gerekli görülmesi) da, icat edilesi, uygulanası (Bak. Kur'an-ı Kerim). Takva olan yerde, şeytanın vesveseleri olamaz (ki, tüm
a

ve empoze edilesi “güzel bir davranış değil“, anlaşılan (Bak. Ayetlere, açık ve korkular, endişeler, kaygılar ondan ileri gelir; Adem ile Havva'nın hatalarına
net değil mi ?). (13:57) sebebiyet veren kaygı değil miydi ?). (13:02)
(26.03.2010, Cuma – 12:39)
H

Bu, iki gün önce (yukarıda yani) yazmış olduğum kısmın, Takva Elbisesi olarak
analiz ettiğimiz bu makalede yeri VARDIR (gereği de vardır !), olmalıdır.
Bilirsiniz, Kelebek Etkisi (Hipotezi veya Teorisi denebilir) ile, yaşanan ve
yaşanacak olan her şey, mutlaka birbiriyle ilgili. Zamanda geri giderek olanları
değiştirmek (mevcut teknolojinin ve/veya tekamülün buna izin vermemesi
gerçeğini de gözününde bulundurarak), mevcut Sünnet-ul Allah 'a (Allah 'ın
Sünnetine, kısaca Sünnetullah) aykırı olsa da ve mümkün olmasa da (kurgu-
bilim / bilim-kurgu – Science Fiction, bu konuda biraz çok atıyor gibi; Bunu ben
Sayfa 3/3 - Takva Elbisesi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
03.04.2010, Cumartesi – 15:28 olmaya mahkum değil midir ? Daha önceleride muhtelif zamanlarda, muhtelif
Makale: Deneyler makalelerde yazdığımız üzere, Big-Bang-Hipotezi birçok konuda açıklama
Yazan : Hakan ÜÇOK getiremiyor ve bu noktaları (pragmatikliğe varan dogmatikle) geçiştirme çabası
Deneyler içinde bulunuyor. Diyeceksiniz ki: “Hiçbir teori kusursuz olamaz !”. O zaman
En yeni bulgulara göre (CERN deneylerini kastetmiyorum...); Merkez Zaman Büyük Birlik Kuramı dediğimiz bir kuramın, her şeyi açıklayabilmesini nasıl

K
Ufkumuzda (evrenin en ücra görünebilir köşesinde) öbeklenmeler galaksi bekleriz ? Demek, bizim ulaşabileceğimiz son nokta asla kusursuz (mutlak) bir
oluşturacak kadar ilerlemiş (gibi bir şey) diyorlar. Bu, ne demek biliyor açıklama olamaz. Bu kusursuz açıklamayı, sadece (bakmasını bilmeyeni
musunuz ? Ayrıntılı olarak açıklamak gerekirse: yanıltabilen) gözlemlerde değil, bazı (daha doğrusu bir) mutlak doğru (kabul
(06.04.2010, Salı – 15:25) etmemiz gereken) kaynakta/-larda aramak gerekmez mi ? Bilim, Felsefe

O
Malum, Merkez Zaman Ufkumuzun (Hubble Hacmi/Horizon) dahilinde, bu olmadan, eksik olur (itirazı olan ?). Felsefe ise, ahlak ve etik gibi alt başlıkları
ufkumuzun (uzaklığı bildiren ışık yılı cinsinden evrenin yaşı olarak, ~13,75 Milyar içinde barındırmak zorunda, yoksa Basit bir Zihniyet olarak kalır, anarşi (hatta
yıl veya ışık yılı) ötesinde, o tarihe göre henüz galaksi oluşturabilecek Terör) olur. Anarşi ve Terörden ise Zulüm çıkar, başka bir şey değil. İddia
öbeklenmelerin olmaması gereği ki, bu ediyorum ki, dogmatik bilim, anarşi,

Ç
ancak evrenin yaşını 13,75 milyar yıl inkar ve (medeniyet dediğimiz, tek dişi
olarak kabul ettiğinizde sorun olmakta. kalmış canavarın) zorla empoze
Eğer evrenin yaşını bu şekilde sabit edilmesi nedeniyle, terör ve zulümden

Ü
tutmazsanız, o zaman hiç bir sorun yok. ibaret kalmaya devam ettikçe, bırakın
Bizde, şu ana kadar, evrenin yaşını (kaç herhangi bir Büyük Birlik Kuramı 'nı
yaşında olduğu, şimdiye kadar önem bulmayı, burnunun ucunu görmekten,
arz etmediği için) aynen bilimin (Big- hatta onu tanımlayabilmekten acizdir.
Bang Hipotezi/Doktrini) empoze ettiği Karanlıkta (kısır döngülerde) öylece
gibi kabul etmiştik. Ancak, hatırlarsanız, debelenip durur. (16:15)
evrenin sınırsız olduğunu
varsaymış ve ileri sürmüştük, ki bizim
oluşturmuş olduğumuz hipoteze bu
da

n (08.04.2010, Perşembe – 11:56)


|t|>0 (mutlak zaman, eksi olamaz) için
evrenin hacmi sınırsızdır (V=∞) demek
a
daha güzel uyuyor (Bak. Resim 1). gerek; Elde edilen bilgiler buna işaret
Buna göre evren (Protogen 'den, yani ediyor (benim yorumum, katılmak
Mutlak Düzenden Isınarak ve zorunda değilsiniz...). Buna göre, t=0
k
Yörüngelerde Hareket Ederek için hacim de (protogen dizlimi yapısı ile
Tekamül Eden Evren), ilk oluştuğu Resim 1 varlık öncesi, yokluk sonrası geçiş
(yaratıldığı) anda, hal-i hazırda zaten sınırsız bir hacme sahipti, söz konusu olan dönemi olarak) sonsuz (sınırsız) potansiyele sahip, Mutlak Tekillik idi. Bunu
a

patlama (Big-Bang) ve bu mantıktan yola çıkarak, genişleme veya şişme böyle kabul ettiğinizde, evren (genelde kainat demek gerek, ancak diğer
değil; Ve elbette öbeklenmeler (Galaksiler, Cluster 'lar, Supercluster 'lar), boyutları algılayamıyoruz, dolayısıyla o boyutlar hakkında bir şey söylemek yanlış
birbirinden uzaklaşmaktan ziyade, muhtelif yörüngelerde tekamül (ve tespih) olur) ne zaman var oldu (yaratıldı) diye bir soru sorduğunuzda, cevap vermek
H

etmekteler (Bak. Şimdiye kadar yazmış olduğum onca makaleler). Bu bilgilerin hayli güçleşiyor, sanki hep vardı gibi bir izlenim çıkıyor ortaya ki, yoktan var
ışığında, evrenin mutlaka belirlenebilecek yaşı olması gereği ve icabı ile, eğer olmuş (yaratılmış) olması gerekmiyor muydu ? Bunu söylerken de, Kıyamet
evren 13,75 milyar değil de, herhangi başka (daha az veya daha çok) bir yaşta Zamanının gizli olması gereğini (gayb) de unutmuş değiliz (ama bilim bunu
ise (kızıla kayma olaylarını da göz ardı etmeyerek ve ancak bunların da yanlış gözardı eder). Ancak, şöyle bir düşünceyi de göz ardı etmek olmaz: “Kütle
yorumlamalar olabileceklerini gözönünde bulundurarak...), algıladığımız tüm (madde) zamanı büker (bükmek ne demekse...)”, diyorsak (Einstein'e göre),
olaylardan çıkardığımız (Big-Bang Hipotezinden yola çıkan) sonuçsal veya geçiş evrenin o ilk (ve sonsuz) halinde, zamanın farklı bir şekilde akıyor olması (veya
'sel teoriler, kuramlar, tezler, hipotezler veya iddialar da, görece olarak yanlış akmıyor olması) ihtimalini (bana göre gerçek) de düşünmek gerek. Alçak basınç

Sayfa 1/3 - Deneyler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
alanlarında (boşluk diye tabir edilen ama aslında boşluk veya hacimsizlik Kuram (Great Unified Theory/GUT) için ne kadar faydalı ve etkilidir, sizin
olmayıp, maddenin geçiş süreci, beşinci hali olan, karanlık madde vs.) zaman takdirinize bırakıyor ve kendime göre kendi hesabımı yapıyorum. Yazının başında
(öbeklenmelerin görece hareket hızına bağlı olmadan...) durmuş veya daha belirtmiş olduğum gözlem (evrenin bilimce kabul edilen yaşından, 13.75, daha
yavaş/hızlı akıyor olabilir, çünkü mutlak tekillik halinde veya ona yakın bir halde yaşlı gibi görünen galaksiler olayı) de böylelikle açıklanmış oluyor. Bu vardığım
(kritik yoğunlukta veya kritik yoğunluğa yakın durumlarda: Yoğunluk=6 sonuçlardan yola çıkarak, evrenin yaşının şu an için belirlenemez olduğu ve

K
atom/m veya Yoğunluk<6 atom/m), zamanın eğilip bükülme oranı veya yaklaşık 13,75 milyar yıl olmak zorunda olmadığı kanaatini edinmiş bulunuyorum
akması da ona göre olacaktır. Zamanın tuhaf (!) bir şekilde görece olması, ışık (bu fikre ne kadar katılırsınız, bilemem...). Öyle görünüyor ki (bende nasıl
hızının da görece ama (sabit-olmayan-) bakana da bakmayana da sabit (sabit bir görüyorsam, kendime şaşıyorum yani...) evren, var olduğu (yaratıldığı) andan
şey varsa eğer evrende, oda Işıkhızı) olması nedeniyle, bazı kafa patlatmalar itibaren, hep varmış ve hep var olacakmış gibi davranıyor ve öyle

O
yapılması gereğine dikkat çekmek istiyorum. görünme ihtiyacı duyuyor da olabilir. Şüphesiz olayı (temsilen de olsa)
görselleştirebilsek (simülasyon), daha net bir resim ortaya çıkacaktır (“Bir resim,
bin kelimeye bedeldir !”, derler...). Olayı etkileyen tüm faktörlerin de, tek bir
DENEY 1: karede görüntülenebilmesi/algılanabilmesi, anlaşılabilirliği (ve idrak edilebilirliği)

Ç
Bir araç tasarlasak ve bu aracı ışık hızıyla güneşe doğru yollasak; Araçta da bir açısından çok büyük faydalar sağlayacaktır (Bu konuya, olayı anlamış ve idrak
sinyal verici olup, saniyede bir sinyal (1 Hz) gönderse. Araç etmiş olan biri
bizden uzaklaştıkça, hem dalga boyunun kısaldığına (sinyalin el atabilir, bence

Ü
zayıflaması), sinyal aralığının (iki sinyal arasında geçen sakıncası yok,
zamanın değişmemesi gerek aslında) artmasına, hemde çünkü beni
frekansının azaldığına (sinyalin katetmesi gereken mesafe beklerseniz, bu
arttığından) mı tanık oluruz acaba; Öyle ki, güneşe biraz zaman
vardığında, sinyal 8 dakikada bir mi ulaşır bize ? Yoksa alacaktır...).
zamanda ve iki nokta arasındaki mesafeye (uzaklık) (14:55)

n
tünelleme yapmış mı oluruz ? Tünelleme tabirini biraz
atmış, ama henüz tutamamış bulunuyorum, fark ettiniz
mi...?
(16:33)
Yukarıda
etmiş olduğum
tarif
a
bir alçak basınç
Kara Delikler ile, teorik olarak, yapılan mesafe alan (sızlığın)
tünellemelerinin (hatta sözde zaman gezilerinin) benzeri 'dan (mutlak
k
olarak (ki bunlar mutlak tekillik değillerdir), Kara Deliklerden veya mutlağa
çok farklı bir tabiatta olan ve Mutlak Tekillik olarak tabir yakın bir
ettiğimiz olgu ve onun zaman üzerinde (yoğunluk arttıkça tekillikten)
a

veya azaldıkça) etkileri, bence tartışılması gereken konulardır geçmeye


(protonları çarpıştırmak en önemli olay değil bana göre...). çalıştığınızda
(14:35) Bizim (Benim) hipotez-imize/-ime göre (Bak. (gravitasyonel
H

şimdiye kadar yazmış olduğum ve bu dosyalarda sorunları da bir


bulabileceğiniz tüm PDF ve makalelerde...), kainat (en an için gözardı
azından 3-4 boyutlu evren), ilk var olmaya başladığı (yaratıldığı) andan itibaren edersek, etmesek de olur...), aradaki mesafeyi 0 (sıfır) zamanda veya
( |t|>0 ve sonrası: t=∞=0 öncesi), sınırsız bir (çeşit) hacme (veya en azından yoğunluğun hal ve durumuna ve yol aldığınız hıza göre de, daha kısa bir
potansiyele) sahip, sonsuza kadar var olabilecek şekilde idi ve halen de öyle sürede katetmiş olursunuz (bu, Kurgu-Bilim'de rastladığımız ışınlama veya
görünmekte (Bak. Sözde Kritik Genişleme Hızı...). Bu mantık (bakış açısı hiper-uzay/alt-uzay triplerini çağrıştırmaktadır, Bak. Hyper-space, Sub-space).
veya yolun/yöntemin çıkış noktası olarak / Tümdengelim), Büyük Birleşik Unutulmaması gereken şudur ki: Olay sadece tek yönde (ileri) ve sadece

Sayfa 2/3 - Deneyler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
mesafeler için geçerlidir, yoksa iş “Büyükbaba” Paradokslarına dönüşür. bulunuyor, artık bunu kim üstüne alınırsa. Bu varlıklar (benim bildiğim ve tahmin
Bende bu çeşit paradokslardan pek haz duymuyorum, çünkü (her ne kadar ettiğim dogmatik bilim güruhu) göklerin ve yerin önce bitişik olduğunu, diri olan
teoride hayal edilebilir olsada), pratikte böyle bir şeyi ne gören, ne de duyanher şeyin (bu, evrene göndermedir) sudan (H2O) yaratıldığını görmelerine
var; Olanaksız yani... Olay, zaman kaybı (!) olmadan, mesafeleri aşmaktan rağmen, hala inanmazlar. (11:55)
ibaret (evrenin bir noktasından aniden kaybolup, başka bir noktasında aniden (12:30)

K
belirmek, bazı rivayetlerde Teleportasyon olarak da geçer, ama ispatı ve şahidiSu'dan yaratılma olayı ise, ilk oluşan
yok). (16:45) (yaratılan) hidrojen atomuna atıftan başka
(09.04.2010, Cuma – 11:45) bir şey olamaz bence. Diğer elementlerin
Deneyler konusuna devam etmeden önce, bazı ayetleri burada tekrar etmek oluşabilmesi için, hidrojen atomu

O
ve dikkat çekmek istiyorum; İlk dört ayet Selam ile (ki, ilerde bu konuyu (kütleçekim kuvveti etkisiyle sıkışıp, ısısının
irdelemek isterim), sonraki üç ayet ise (bizi ilgilendiren), evrenin (kainatın)artarak) nükleer reaksiyona (fizyon) girmesi
yaratılması ile ilgili: ve etrafta serbest uçuşmaya başlayan proton
1. [Nisa Suresi, 4:86] "Size bir selam verildiği zaman, ondan daha ve nötronların daha ağır (!) elementleri

Ç
güzeliyle veya aynı selamla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin oluşturması (füzyon) gerekir. Fizyon olurken
hesabını gereği gibi yapandır." de, elektromanyetik ışıma (foton
2. [Nisa Suresi, 4:94] "Ey iman edenler! Allah yolunda sefere çıktığınız emisyonu) oluşacaktır (bu da, zamanın

Ü
zaman, gerekli araştırmayı yapın. Size selam veren kimseye, dünya akmaya (!) başlamasını tetikler). Bu fizyon
hayatının geçici menfaatine (ganimete) göz dikerek, “Sen mü’min başlamaya yüz tuttuğu an (yoğunluğun
değilsin” demeyin. Allah katında pek çok ganimetler vardır. Daha önce kritikten daha az olması anından itibaren),
siz de öyle idiniz de Allah size lütufta bulundu (müslüman oldunuz). elektronlar hareketlerine başlayacak ve
Onun için iyice araştırın. Çünkü Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla (Resimde gördüğünüz üzere en alttaki ışıma)
haberdardır." radyo dalgaları (veya ondan ötede ne varsa)

evlere, geldiğinizi hissettirip

n
3. [Nur Suresi, 24:27] "Ey iman edenler! Kendi evlerinizden başka
(izin alıp) ev sahiplerine selam
vermeden girmeyin. Bu davranış sizin için daha hayırlıdır. Düşünüp
yaymaya başlayacaktır (beyaz hışırtı). Bu
olay nerede oluyor (oldu) derseniz, sınırsız
hacimli evrenin muhtelif noktalarında
a
anlayasınız diye size böyle öğüt veriliyor." oldu diyebiliriz.
4. [Furkan Suresi, 25:63] "Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu (14.04.2010, Çarşamba – 08:16)
ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “Selam !” Bu olurken de, Gelişigüzel, Tesadüfi gibi
k
der (geçer)ler." kavramlardan ve Evrim gibi, olayı tarif eden
akılsız, amaçsız, nedensiz bir gelişme
5. [Enbiya Suresi, 21:30] "İnkar edenler, göklerle yer bitişikken, bizim sebebinden de (eğer aklınızı kullanırsanız)
a

onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi kaçınma gereğini anlarsınız. Evrenin farklı
görmediler mi? Hala inanmayacaklar mı ?" noktalarında, farklı zamanlarda bilinçli bir
6. [Hadid Suresi, 57:4] "O, gökleri ve yeri altı günde (altı evrede) yaratan, etki (Tetikleyici) söz konusudur. Oluşum ve
H

sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya bu oluşumun (sözde) evrimi, sürekli gözetim
yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün ve kontrol altında olmadan bugün şahit
yaptıklarınızı hakkıyla görendir." olduğumuz uzay-zaman boyutunu
7. [Kaf Suresi, 50:38] "Andolsun, gökleri, yeri ve ikisi arasında oluşturması olanaksız (hem istatistik hemde
bulunanları altı günde (altı evrede) yarattık. Bize bir yorgunluk da mantık açısından). (08:24)
dokunmadı."
Enbiya suresinin 30. ayetinde “İnkar Edenler” diye bir kısım varlıklara atıfta

Sayfa 3/3 - Deneyler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kanaatım Budur
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
14.04.2010, Çarşamba – 10:57 belli kurallar (ki bunları da insan yaratmadı, ancak özelliklerine karar vermek gibi
Makale: Kanaatim Budur bir serbestliğe sahip, “Hür İrade”...) çerçevesinde (Etik, Ahlak, Dünya Görüşü,
Yazan: Hakan ÜÇOK yani Felsefi açıdan...), işini görme (yürütme) durumundadır. Kendimizi bu
Kanaatim Budur konuda kandırmayalım. Hal böyle iken, bize ulaşan verileri (felsefemize bağlı
Son yazmış olduğum makaleler ve tabi ki diğer tüm yazılarım (ister fragmanlar olarak) farklı yorumlamamızın, şaşılacak bir şey olmadığı sonucuna vardım. Bu

K
olsun, ister diğer aşağıda geçen ve geçmeyen makaleler): da aynı zamanda, farklı yorumlayanlara saygı gösterilmesi gereğine iletti beni.
Düşünsenize, “Bugün ıssız bir adaya düşecek olsan, yanında hangi üç şeyi
• Deneyler götürmek isterdim ?”, diye bir soru sorulduğunda, elbette herkesin aklına,
• Takva Elbisesi götürebileceği bir şeyler gelir. Ancak, “Bugün ölecek olsan ve üç şeyi

O
• Süpersimetri yanında götürme hakkın olsa, ne götürürdün yanında ?”, diye
• Kritik Yoğunluk sorulduğunda, bir insan ne diyebilir ? Ben şahsen bir şey bulamıyorum. İşi
• Sonsuzluğu Görmek ciddiye almayıp, dalga geçecek olan bir vatandaş, eminim mutlaka bir cevap
• 10 Boyut verebilir buna (ama samimi olmaz). Mesela, cehenneme gideceğine inanan,

Ç
• Herşeyin Teorisi yanında klima aparatı ister herhalde. Bu örneği şimdi niye verdim diye
• 5.Boyut sorabilirsiniz. Sorun, mahzuru yok. Satır aralarını okumanız cevap olarak yeterli.
• Mutlak Tekillik (12:25) Elektrikler gitti.......................

Ü
• 11 Boyut (14:18) Bilim Teknik Dergisi 'nin sitesinden alıntılar (Bu sefer: Yorumsuz):
• Sonsuzluk Kavramı
• Mutlak Düzen, gibi;

Hepsi bir şekilde Kainat, Boyutlar (Gökler) ve Evren konuları ile yakından ilgilidir.
Fark ettiyseniz (Ki, mutlaka etmişsinizdir; Etmediyseniz de, şimdi açıklıyorum),

n
tümünün yaklaşımı, felsefi bir yaklaşım. Herhangi bir pratik deneysel veriye
dayanmıyor. Tek yaptığım, bana ulaşan ve daha önce sübjektif bir analizin
üzerinden geçtiği, bilimsel (!) verileri (artık ne kadarını doğru anlamışımdır, o da
a
ayrı bir konu) ve bana ulaşabilen Vahy'i (Kur'an-ı Kerim: meal ve çevirileri)
tekrardan akıl süzgecimden ve bana özgü Etik ve Ahlak (kısaca: Felsefi)
mekanizmalarımdan geçirerek ve düşünerek (tefekkür), bana göre kesin bir
k
sübjektivite ile kaleme almak oldu. Objektif bir yaklaşımda bulunduğumu iddia
etmiyorum, ne de öyle bir objektif (bilimin kendine göre anladığı şekliyle:
Tarafsız) zihinsel bir mekanizmaya sahip olduğumu (ki bence, hiçbir insan sahip
a

değildir). Biliyoruz ki veri (data), saf haliyle (bize bulaşmadan önce) gerçekten
objektif bir yapıya (değişmeyen kurallara ve prensiplere) sahip. Ne zaman ki,
bu veri tarafımızdan algılanıyor (5 Duyu ile) ve aklımızda (6.Duyu) işleniyor
H

(düşünmek), işte o zaman, ister istemez, objektif olmaktan sıyrılıp, bizim


oluşturduğumuz sübjektif kanaate dönüşüyor. Bunu sanırım hiç kimse inkar
edemez. Evet bilim, bir şekilde objektif (tarafsız) olma iddiasındadır (ilkelerinin
tanımını oluşturan insan olmasa da). Ancak, bilimi icra eden bilinçler (bu
durumda: bilim insanları), asla bu özelliği kullanamazlar: İnsan, sübjektif bir
varlıktır, başka türlü olamaz (robot, makine veya bilgisayar değildir, duygusal bir
varlıktır), tabiatında bunun öngörülmediği gözlenmektedir. Dolayısıyla, insan da,

Sayfa 1/3 - Kanaatim Budur


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kanaatım Budur
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

Kütleçekimi Kuvveti: Kütleler arası kuvvet; örneğin bizi Dünya üzerinde, Ay’ı
Evrendeki madde başlangıçta nasıldı? yörüngesinde, yıldızları gökadalarda tutan kuvvet. Dört kuvvetin en zayıfı. En
Evren Büyük Patlama ile oluştu. CERN’deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda alışık olduğumuz kuvvet ama dört kuvvetin en problemlisi. Klasik fizikte genel
Büyük Patlama koşulları mikro ölçekte oluşturulabiliyor. Atom çekirdeğini görelilik kuramında uzay-zamanın eğriliği olarak tanımlanıyor. Aracı parçacığı
oluşturan proton ve nötronun her biri, üç kuarktan meydana geliyor. Kuarklar graviton henüz hiçbir deneyle gözlenemedi.

K
gluon adı verilen parçacıklar aracılığıyla haberleşiyor. Büyük Patlama’nın ilk
anlarında çok sıcak ve yoğun olduğu bilinen evrende kuarklar ve gluonlar Elektromanyetik Kuvvet: Elektronları atom çekirdeği çevresinde tutan,
serbestçe dolaşabiliyordu. Çarpıştırıcıda kuark-gluon plazması denen bu ortamın elektronik aletlerin çalışmasını sağlayan kuvvet. Elektrik yüklü parçacıklar
özellikleri araştırılıyor. arasında etkili. İtici veya çekici olabiliyor: Aynı yüklüler birbirini iterken zıt

O
yüklüler çekiyor. Yüklü parçacıklar hareketsizken elektrostatik kuvvetle
Karanlık enerji nedir? Karanlık madde nedir? etkileşirken, hareket halindeyken manyetik kuvvet de ortaya çıkıyor.
Çevremizde gördüğümüz her şey atomlardan oluşuyor. Ancak atomlar evrenin
sadece % 5’ini oluşturuyor. Geriye kalan % 95‘i karanlık enerji ve karanlık Zayıf Kuvvet: Nötronun protona dönüştüğü beta bozunması gibi, tüm

Ç
madde olarak adlandırılıyor. Her parçacığın süpersimetrik bir eşi olduğunu öne radyoaktif bozunmalardan sorumlu kuvvet. Güneş’in enerjisinin % 85’inden
süren kuramlar var. Karanlık madde Büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nda sorumlu füzyon patlamaları, zayıf kuvvet sayesinde gerçekleşiyor. Aracı
gözlenebilecek süpersimetrik parçacıklardan biri olabilir. parçacıkları W ve Z protondan yaklaşık 100 kat daha ağır. Bu yüzden etki alanı

Ü
atom çekirdeği ile sınırlı.
Kütlenin kaynağı nedir?
Işık kütlesiz; elektron ve kuarkların ise kütlesi var. Bazı kuarkların kütlesi Nükleer Kuvvet: Dört kuvvetin en güçlüsü. Kuarkları protonlar ve nötronlar
büyükken bazısınınki küçük. Farklı parçacıkların farklı kütlesinin olmasının içinde, tüm protonları atom çekirdeği içinde tutan kuvvet. Güçlü kuvvetle
nedeni bilinmiyor. Bu sorulara açıklama getireceği öngörülen Higgs parçacığı etkileşim, kuarklar arasında gluon parçacığının değiş tokuşu ile gerçekleşiyor.
gözlenirse cevap netleşecek.

n
En, boy, yükseklik ve zamandan ibaret dört boyutlu bir evrende mi
yaşıyoruz? Yoksa algılarımızın ötesinde başka boyutlar var mı?
(14:30)
Yorumsuz dedim demesine de, yinede bir tanecik yorum yapmaktan
a
Evrendeki dört temel kuvvetten en zayıfı kütle çekimi. Çekim zayıf olmasa da alamıyorum kendimi (Yapmazsam, orta yerimden çatlarım !!!), o da alıntının
çekim alanının parçacığı graviton, üst boyutlara kaçabildiği için bize zayıf ikinci cümlesi ile ilgili:
görünüyor olabilir. Yüksek enerjilerde üst uzay boyutları ortaya çıkabilir. Tataaaaaaaaaa:::::::
k
Evren Büyük Patlama ile oluştu.
Kuarkların bir iç yapısı var mı? Yorumum: OHAAAAA ! Dogma, dogma, dogma...!!!! Zorlama, başka birşey
Madde moleküllerden, moleküller atomlardan, atom nükleon (proton, nötron) ve
a

değil !!! Büyük, iki ucu boklu değnek türünde, bir iddia. “Evren, Büyük
elektronlardan, nükleon kuarklardan oluşuyor. Patlama ile oluştu !” demek, nasıl bir gaflet içinde olmayı gerektirir, farkında
mısınız ?
Kuark zincirin son halkası mı yoksa bir alt yapısı var mı? Karşı-madde Hazır başlamışken (çatlarım sonra...):
H

neden kayboldu?
Büyük Patlama ’nın ilk anlarında çok sıcak ve yoğun olduğu bilinen
Her parçacığın kendisi ile aynı kütlede ama zıt elektrik yüklü bir karşı-parçacığı
evrende...
var. Büyük Patlama’da madde ve karşı-maddenin eşit miktarda ortaya çıktığı
öngörülüyor. Şimdi ise madde evreninde yaşıyoruz. Madde karşı-madde dengesi Sıcak olduğunu Nereden (Nerrrrrden) biliyorsunuz, orada mıydınız ?
nasıl bozuldu? 1.Bu sıcaklık nerden/neden kaynaklanıyor, kendine soran var mı ?
2.İlk anlarda madde söz konusu muydu, çok yoğun olabilsin (ki, atomların çok
Kuvvetler sonradan oluştuğunu iddia eden de sizsiniz: Atomların oluşumu için 300.000 yıl
geçmesi gerekmedi mi...)? Elektromanyetik emisyon (foton ve oluşturduğu ısı)
Sayfa 2/3 - Kanaatim Budur
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Kanaatım Budur
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
olabilmesi için atomlar moleküler yapıya geçmiş olması gerekmez mi ? Evrenin niyetiniz nedir. Maddeye takılırsanız, iş zor...
ilk yaratıldığı (dilerseniz oluştuğu) anda, bu şartlar ortalıkta var mıydı ? Sonuç olarak: Benim kanaatim budur !
Biliyorsunuz ki: YOKTU !
3.Ne biliyorsunuz, ne bildiğinizi sanıyorsunuz ? İnsanlara neler empoze
ediyorsunuz ?

K
4.Hazır buraya kadar gelmişken; En yeni bulgulara (!) göre Tek Kutuplu
Mıknatıs icat edilmiş, haberiniz var mı ?
Bu sorulara açıklama getireceği öngörülen Higgs parçacığı gözlenirse cevap
netleşecek.

O
Higgs parçacığı gözlenemezse, Büyük Patlama 'dan vazgeçer misiniz ? Yoksa,
Higgs parçacığını icat etmenizin sebebi “Çözümsüzlük Çözümü” 'ne iletebilme
gayretleri midir ? Neyse bu kadar yeter; Önceki sayfada tarif etmiş olduğum
“farklı yorumlara saygı göstermek” kuralımı bozmamak için çok çabaladım, ama

Ç
olmadı. At gözlükleriyle bakan insanlara pek müsamaha (anlayış)
gösteremiyorum. Bu kadarcık kıvırtmayı da bana çok görmeyin; Laf
cambazlığında, bilim benden ışık yılı ötede. Kesinlikle olayı kişisel bir sorundan

Ü
(saplantıdan) öteye, toplumsal bir trajediye (belkide komikliğe) dönüştürme
çabasındaymışım gibi görünüyor, değil mi ? (15:04)
Atmışlar (varsayım (-lar) 'dan yola çıkarak) bir (Big Bang) model (bence hipotez)
ortaya, sonrada unutmuşlar bunun bir varsayım olduğunu, basmışlar gaza,
gidiyorlar... Eh ! Hayırlı yolculuklar... Ben sağda müsait bir yerde ineyim şoför

n
beğ (biliyorum Bey olacaktı), bu gidişle (gözler kapalı) bir yere toslayacaksınız
(muhtemelen 4 boyutlu sınırlarınıza)... (15:23)
(15.04.2010, Perşembe – 13:01)
Yazının başlığı “Kanaatim Budur” olduğuna göre, yazmış olduklarımdan da kimse
a
gocunmasa gerek (Aslında bana göre TIN !). Bu işler böyle yürüyor. Böylece
kanaatimi de bildirmiş oluyorum ki, bunu zaten tüm yazılarımda yapıyorum, bu
sefer de şaşılacak bir şey yok. Şaşacaksanız eğer, dogmatik bilimin
k
saçmalıklarına, atmalarına, (genelde) atıp tutamamalarına şaşın... Farz edelim
ki, bende atıyorum. Hemde “Felsefe yapıyoruz burada !” diye kıvırarak. En
azından şimdi anlamanız gereken şudur ki, herkes atıp tutabilir (veya
a

tutamayabilir); Sizin yapmanız gereken, kendi aklınızı kullanmanız ve kendi


kanaatinizi oluşturmanız. Birinin çıkıp da size yol göstermesine, sizi kendisine
uydu yapmasına, sizi (iyi veya kötü niyetle) etkilemesine, beyninizi yıkamasına
H

izin vermeyin. Kendiniz düşünün (kendin pişir, kendin ye...), başkasının


düşündüklerine sazan gibi atlayıp, kabul etmekten çekinin, sakının. Kaynak
olarak da, bence, Kur'an-ı Kerim size yeterli olsun. Anlaşılamayacak bir yanı da
yok, (apaçık bir Kur'an,) bunu okuduğunuzda anlarsınız. Araştırın; Tek bir meal,
tefsir veya çeviri ile sınırlamayın kendinizi. Arapça (Kur'an arapçası) biliyorsanız,
işiniz daha da kolay. Ancak; O 'na da inanamıyorsanız (şu veya bu nedenle), o
zaman kendinize sorun, güvenecek kim veya ne var bu evrende ve kendi

Sayfa 3/3 - Kanaatim Budur


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
21.04.2010, Çarşamba – 11:52 (22.04.2010, Perşembe – 08:20)
Makale: Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı Dezenformasyon Çağı:
Medeniyet (... dediğin, tek dişi kalmış canavar), tekamül eder (bence), hem
Ahir Zaman: fiziksel olarak fertler, coğrafi ve iklimsel çevre şartlarının değişimiyle (insan
Dezenformasyon Çağı ve/veya diğer aklını kullanan ve kullanmayan, canlı dediğimiz varlıklar: bitkisel

K
ve hayvansal) biyolojik, kontrollü ve kasıtlı değişimler geçirirler (evrim teorisi
Ahir Zamanda Kuran 'ın yeri: manasında herhangi bir mutasyondan bahsetmek, işi tesadüflere bırakmak gibi
Bu konuda fazla söylenecek bir şey yok aslında, çünkü çağlar boyunca insanlar bir şey olur, evrim kelimesinin kendisine karşı hiçbir garezim yok aslında, sadece
birçok tartışma ve polemik yapmışlar zaten. Bir polemik de ben eklemeyeyim yorumlanmasına itiraz ederim. Bundan dolayı biz Tekamül kelimesini

O
dedim. Ancak makaleye giriş gerekiyordu ve bu giriş tartışma konusu edilmeden kullanıyoruz). Hemde, zihinsel olarak bir tekamül sözkonusudur. Fiziksel
mümkün görünmüyordu, maksat polemik değil. Dolayısıyla, battı balık yan gider tekamülü bir kenara bırakırsak, zihinsel tekamülün vardığı yer (ki, varması
misali, en ağır iddia ile başlamayı uygun gördüm: “Dogmatik Bilime Saldırı !”. gereken yer ile aynıdır da demiyorum) bugün, “Enformasyon Çağı” olarak
tanımladığımız aşamadır. Ama nasıl enformasyonsa... (08:29)

Ç
Ahir Zaman 'da Kur'an-ı Kerim, her zaman bulunduğu yerde, apaçık mesajıyla
durup duruyor, aklını kullanmak isteyenlere yol gösteriyor, O'nu inkar edenlere (25.04.2010, Pazar – 15:12)
de meydan okuyor. Arapça aslıyla değişmez mucizesi ile, dalgaların İşine gelmeyenler, bunu inkar etmekte gecikmeyeceklerdir: 1 Enformasyona
yıpratamadığı, mealcilerin, tefsircilerin ve çevirmenlerin başvurduğu yegane (doğru kabul edilebilecek bilgiye) 9 (veya daha çok miktarda, adedince)

Ü
kaynak. Kim olursa olsun, Kuran'ın içindeki anlama (manaya) ulaşmak isteyen Dezenformasyon tekabül etmektedir (1:9 veya 1:∞ oranında). Yalanın, dolanın,
herkes, bu değişmez aslına danışma zorunluluğu hissetmektedir (zorundadır aldatmanın, saptırmanın, sapıtmışlığın haddi, hesabı ve sınırı yok gibi. Çağ, böyle
demiyorum). Değişmez aslına ulaşamayanlar, ulaşıp da (dil bilgisi yetersizliği bir çağ. Ve işin ilginç yanı, sistem bu şekilde yürüyor gibi görünmekte. Yürüyor
nedeniyle) anlamayanlar (çoğu insan, hepsi değil; Bazısı üşenir veya işine yürümesine de, nereye kadar ? Nereye varabileceğinin örneklerini muhtelif
gelmez ve daha nice sebeplerden dolayı...), eninde sonunda manasına yönelmek küresel olaylarda şu ana dek görme fırsatını yakalamış bulunuyoruz (öyle
olduğunun farkında değilseniz veya öyle olduğunu kabul edemeseniz bile, en

n
gibi bir kurtuluş yolunu seçmek zorunluluğu hisseder. Bu manaya ulaşmanın ve
üzerinde düşünmenin yollarından birisi de, mealler, tefsirler ve çeviriler
okumaktır, (özet değil; Özetine şifahen ulaşabilirsiniz, ancak doğruluğu
kötü ihtimal, geriye dönüş noktasını, “point of no return”, geçip bokun içine tam
batmış olduğumuzda bu anlaşılacak, ne var ki çok geç olacaktır). Bakın bir
etrafınıza, iletişim imkanlarının neredeyse sınırı yok gibi ve ulaşım da üç aşağı
a
tartışılabilir, kimin sizi nasıl yanıltabileceği belli olmaz, dezenformasyona
uğramak, maruz kalmak, olasılıklardan biridir...). Kuran'ı iki şekilde anlamak (?) beş yukarı benzer (ama eşit olmayan) ilerlemeler kaydetti. (15:31)
mümkündür (Niyetinize bağlı olarak, mutlaka bir şey anlarsınız): 27.04.2010, Salı – 08:30)
Bazı yerlerde okursunuz: “Ulaşım teknolojilerini, bilişim ve iletişim teknolojileri
k
1- İnanırsınız (iman ve şükür) veya
2- İnkar edersiniz (nankör ve kafir=doğrunun üstünü örtücü, olursunuz), oranında geliştirmiş olabilseydik, şu an galaksiler arasında seyahat ediyor
bunun ortası, gri bölgesi yoktur; İşine gelince böyle, işine gelmeyince de şöyle olurduk...!” gibi cümleler kurulur. Bu cümlelerin amacı, bilişim ve iletişim
olmaz, kıvırtmak mümkün değildir; Ya siyahtır, yada beyaz (0 veya 1). alanlarındaki hızlı gelişmenin boyutlarını açıklayabilmektir. Şüphesiz, 1978 'den
a

İnanırsanız, bu sizin bilginizin temelini ve yola çıktığınız gerçekleri, ipuçlarınızı beri, bilişim ve iletişim teknolojileri ile haşır-neşir olan birisi olarak, gelişmelere
oluşturur, düşünceleriniz yere (temele) sağlam basar (Bilim adamına göre bu, en ince ayrıntısına kadar şahit olmaktayım ve maksimum düzeyde de anlıyor ve
dogmadır, körü körüne, ispatsız kabul etmektir...). faydalanıyorum. Ne var ki (bilişimde o kadar olmasa da), iletişim konusunda işin
H

İnkar ederseniz, size yol gösterecek hiçbir bilgi kaynağının doğruluğundan asla cılkını çıkartmış olabileceğimizi düşünüyorum. Bunun elbette sebepleri var ve
emin olamazsınız (ve buna 5 duyunuzun bazen güvenilir olamadığı dahildir). bunlar tamamen duygusal (kar amaçlı). (08:42)
Şüpheler içinde kıvranır durur, burnunuzun ucunu görseniz de, anlamaktan aciz (11:00)
kalırsınız (Asıl dogma da, bana göre, budur...). Her iki durumda, bir felsefeye Başka çok az sektör vardır ki, iletişimde olduğu kadar büyük rakamlar (ciro, kar)
sahip olduğunuzu söyleyebiliriz, ancak etik ve ahlak açısından bu iki felsefe elde edebilsin. Ne silah tacirliği, nede enerji sektörü bu kadar bariz bir şekilde
birbirinden tamamen farklı olabilir (hatta tamamen farklıdır demek mümkün...). malı götürmüyor. Bariz diyorum ama, çok az insan iletişimde dönen dalaverelerin
Nasıl farklıdır ? Bu makalenin amacı, bu soruya cevap bulmak. (12:35) farkında. Hadi ondan da geçtik; Bir bakın, iletişim teknolojisi ne şekilde

Sayfa 1/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
sunuluyor ve hangi şekilde toplum tarafından kullanılıyor. %90'ı Geyik Yapmak Yapsa bile uygun bir gezegen bulamadan açlıktan ölür (maksat karnını doyurmak
için. Gerekli gereksiz her yerde, her zaman, herkesin elinde bir cep telefonu. ise). Vahiy açısından konuyu ele alırsak, iş daha farklı bir açıya bürünüyor. Makul
Dayanmış kulağa, sürekli bir bilgi alış-verişi, ama dediğim gibi, bu bilgi alış-verişi sürelerde engin evrende seyahat etmek istiyorsanız, ışık hızından daha hızlı yol
geyik yapmaktan öteye gidemiyor. Bunun faydasını da ancak kontör (daha yeni almak zorundasınız; Bunun için de 4 boyutun ötesine geçmeniz şart gibi bir şey
yeni, para hesabına geçildi) satarak kar elde eden iletişim şirketleri görüyor. şu anda. Yani 5. veya daha üst boyutlara ulaşabilmeniz gerekir. Bu da ancak (bu

K
Burada işin ayrıntısına girerek, cirolarının boyutlarını hesaba kitaba dökecek şimdi benim hipotezim) tekamül ile mümkün görünüyor. Nasıl bir tekamül ?
değilim, bunu herkes kendisi yapsın, miktarlar sizi de etkileyecektir. Neyse, Vahy'e uygun bir tekamül. Çünkü göklerin (diğer boyutların) anahtarları Allah'ın
kimsenin kazancında (eğer gerçekten kazanç ise) gözümüz yok, bırakın dır:
yapsınlar. Tarih göstermiştir ki, bir gün sömürülenler bu sömürünün hesabını çok 1.[Şura Suresi, 42:12] “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Dilediğine rızkı

O
acı bir şekilde tahsil ederler nasıl olsa. Gel gelelim asıl konumuz olan iletişim ve bol verir ve (dilediğine) kısar. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla bilendir.”
ulaşımdaki ilerlemelerin tabiatına. (11:16)
(15:58) 2.[Zümer Suresi, 39:62-63] “Allah, her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir.”
Ulaşım demişken, aktüel bir konu olarak Hawking 'in en yeni “Göklerin ve yerin anahtarları O’nundur. Allah’ın ayetlerini inkar edenler var ya,

Ç
yumurtlamasına da değinmeden edemeyeceğim: “Uzaylılar işte onlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.”
vardır ve sandığımız gibi dost canlısı olmayabilirler...”, Dolayısıyla, diğer boyutlarda seyahat etmek özel izne tabi olsa gerek ve bunu
hipotezine bazı itirazlarım var. Bunu Hawking 'e muhalefet bildik teknolojilerle yapmak, malum hız sınırlarından dolayı, mümkün

Ü
olarak görmemek gerek ve ben kişisel olarak kendisine hiç görünmüyor. (16:15)
bir garezim olmadığını tekrar etmek istiyorum. Ancak her (29.04.2010, Perşembe – 13:14)
fırsatta yaptığı varsayımlarla, ortaya attığı hipotezlerle, kafa Bildik (Ne bildiğimizi sanıyorsak artık...) 4 boyutlu uzayda (evren, yani uzay-
karıştırmaktan ileri gitmediğini düşünüyorum. Bunda bir art zaman sisteminde) etkili olan elektromanyetik ve çekirdek kuvvetleridir. Bir
niyet sezmiş olsaydım, “Amacı da kafa karıştırmak zaten !”, nebze de (quantum=kuvantum) kütleçekim kuvvetini (5 duyumuz veya bir kısmı
derdim. Şimdilik böyle bir şey demiyorum, çünkü ispat

n
edemem. Öte yandan, dogmatik bilimin en önde
gidenlerinden olduğunu tahmin ediyorum, ama bunun
sebebini de, daha geniş bir ahlak, etik ve felsefe altyapısının
ile) gözlemleme (algılama ve üzerinde düşünme) imkanımız da oluyor tabi. Ama
gerçekte şunu idrak (ve itiraf) etmeliyiz ki, bu kuvvet ile ilgili ve üzerinde hiç bir
tasarrufumuz yok (şimdilik mi desem ?); En azından bu kafayla (zihniyet)
mümkün değil...
a
olmayışına bağlıyorum. Buna ek olarak, Kur'an-ı Kerim Konumuz olan Dezenformasyon Çağı 'na geri dönersek (Hawking'in en yeni
okumamış olmasına da neredeyse kanaat getirdim. Uzaylılar yumurtlamasına yeterince açıklayıcı ve alternatif bir hipotez verememiş olmanın
vardır veya yoktur, şu an için bunu tartışmak, bence abesle bilincinde olarak, bunu ilerideki zamana bırakıyorum), şu birkaç satırda yaptığım
k
iştigal, çünkü her ne kadar algılayabildiğimiz evrende yüz analizden de anlaşılacağı üzere, neyi ne zaman ve nasıl düşüneceğimize dair
milyarlarca galaksi ve her galakside de ortalama 150-200 sürekli empoze edilen düşünceleri kritize etmeden duramıyorum; Keşke herkes
milyar yıldız olması gereği, bu yıldızların etrafında olası bunu yapsa... Belki biraz (fazlaca) şüpheci yaklaşımlarda bulunduğumu
a

gezegenlerde de canlı ve hatta zeka (akıl) sahibi varlıkların düşünebilirsiniz, ama öyle değil. Konu bilim ise, ne kadar şüpheci olursanız olun,
olma olasılığı çok yüksek olsa da, bu milyarlarca galaksinin yeterli olamaz bence (!). Bu (benim) şüpheciliğim daha ne ki ? Daha ısınma
aralarındaki milyonlarca ışıkyılı mesafe bulunduğu için, bu turlarındayım. Genel olarak konu (-lar) böylelikle gitgide çetrefilleşiyor
H

varlıklardan herhangi birsinin bizi keşfetmesi ihtimali de bir (karmaşıklaşıyor...) ve içinden çıkılamaz haller alıyor, farkındayım. Bu da pek
o kadar düşük. Bunu ancak oranları doğru tasavvur faydalı bir durum değil aslında (en azından okuyucu açısından). Ama kim takar
edebilirseniz anlarsınız. Bir uzaylı (veya uzaylılar topluluğu) kendi galaksisinden faydalı olmasını ? (13:35)
yola çıkıp başka bir galaksiyi ziyaret etmek istemesi, başlı başına bir sorun çünkü (13:36)
ışık hızıyla seyahat edebilseler dahi, bu yolculuklar milyonlarca (en azından Bilgi ve Zan ile ilgili birkaç Kur'an-ı Kerim ayetini burada araya eklemek
yüzbinlerce) yıl sürmesi gerekir ki, buna sabredecek bir medeniyet, herhalde istiyorum:
çaresizlikten ve başka gezegenleri sömürmek için yapmaz böyle seyahatleri.

Sayfa 2/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.

1.[Kıyamet Suresi, 75:36] “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı (13.05.2010, Perşembe – 11:35) Dezenformasyon Çağına örnek olarak,
zanneder.” bindörtyüz küsür yıl önce vahyedilmiş iki ayeti de, burada tekrar etmek
istiyorum1:
2.[Enam Suresi, 6::116] “Eğer yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah [Bakara Suresi, 2:104] “Ey iman edenler! 'Ra’ina (bizi gözet)' demeyin, 'unzurna
yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece yalan (bize bak)' deyin ve dinleyin. Kafirler için acıklı bir azap vardır.”

K
uyduruyorlar.” Açıklama: Sahabiler, Hz.Peygamber’in nasihatlerinden daha çok yararlanmak
için ona, “Ra’ina (Bizi gözet)”, diyorlardı. Yahudiler, bu ifadeyi İbranice’de
3.[Yunus Suresi, 10:36] “Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hakaret ifade eden bir anlamda kullanıyorlardı. Bir başka yoruma göre, “ra’ina”
hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz.” kelimesini, Arapça’da “çobanımız” anlamına gelecek şekilde “ra’ina” diye

O
okuyorlardı. O sebeple ayet, mü’minlerden, “Ra’ina” yerine yine, “Bize de bak”,
4.[Hucurat Suresi, 49:12] “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü “Bizi de gözet” anlamındaki, “Unzurna” ifadesini kullanmalarını istemiştir. Ayette,
zannın bir kısmı günahtır.” yanlış anlama çekilebilecek kelimeleri kullanmaktan sakınmanın adaba uygun

Ç
olduğuna işaret edilmektedir. Konu ile ilgili olarak ayrıca Nisa suresinin 46.
5.[Necm Suresi, 53:28] “Halbuki onların bu hususta hiçbir bilgileri yoktur. ayetine bakınız:
Onlar sadece zanna uyuyorlar. Şüphesiz zan, hakikat namına hiçbir şey ifade ve
etmez.”
[Nisa Suresi, 4:46] “Yahudilerden öyleleri var ki, (kelimeleri yerlerinden

Ü
kaydırıp) tahrif ederek onları anlamlarından uzaklaştırırlar. Dillerini eğip bükerek
6.[Kıyamet Suresi, 75:5,6] “Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti)
ve dine saldırarak 'İşittik, karşı geldik', 'İşit, işitmez olası!', 'Ra’ina' (2) derler.
yalanlamak ister. 'O kıyamet günü ne zaman?' diye sorar.”
Halbuki onlar, 'İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize bak' deselerdi, bu kendileri için
(03.05.2010, Pazartesi – 10:15) daha hayırlı olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Bu
Dezenformasyon Çağı dedik ya; yüzden pek az iman ederler.”

1.Bilgi Objektif dir.


2.Her insan sübjektif karar verir.

n
Şöyle birkaç olgudan (gerçekten) bahsetmek yanlış olmaz:

3.İnanç (ne tür olursa olsun), insanın karar vermesinde etkilidir. Bilgi, birisi için
Açıklama: Bakara suresinin 104. ayeti ile ilgili olarak da açıklandığı gibi, “Ra’ina”
Arap dilinde “Bizi gözet”, “Bize bak” demektir. Yahudiler, bu kelimeyi İbranice’de
hakaret ifade eden bir anlama; bir başka yoruma göre ise, peygamberimize
a hitaben “Çobanımız” anlamına gelecek şekilde hakaret kastederek “Ra’ina”
enformatif (bilgilendirici ve doğru) olabildiği gibi, bir başkası için dezenformatif şeklinde söylüyorlardı.
(yanıltıcı, saptırıcı ve amaçlı, kötü niyetli ve yanlış) olabilir.
Kendi kanaatinizi oluşturmanızın ne kadar önemli olduğuna dair atıf olarak kabul
4.Farklı inançlara sahip insanların (bu sadece mezhep seviyesinde dahi olsa)
k
etmek gerek bu ayetleri. Öyle ki, başınıza bir ruhban geçirir de (Hacı, Hoca,
tartışması (bence) vakit öldürmekten öteye geçemez. Asla birbirlerini ikna
İmam, Rahip, Rahibe, Dalay Lama, vs., fark etmez), peşine takılırsanız,
edemezler. Örneklerini TV'lerde izlemek mümkün. Bunun güzel bir örneğini şu
gerçekten de güdülmüşlerden olursunuz. Oysa insan sığır veya koyun değil ki,
Sure 'de görebilirsiniz:
a

güdülmeye ihtiyaç duysun, ki ben köy yerlerinde öyle sığırlar gördüm ki, onlar
[Kafirun Suresi, 109:1-6] De ki: “Ey Kafirler!”, “Ben sizin kulluk ettiklerinize bile günlük işlerini (otlaklara gidip gelmeyi) otomatiğe bağlamışlar, vakti gelince
kulluk etmem.”, “Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz.”, “Ben sabah çıkar gider, akşam olunca da kendileri geri dönerler, çobanları da laf olsun
sizin kulluk ettiklerinize kulluk edecek değilim.”, “Siz de benim kulluk ettiğime
H

diye yanlarında gezerler. Hal böyle iken, biz insan olarak, kendi kanaatimizi
kulluk edecek değilsiniz.”, “Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.” edinmek gibi bir görevimiz varken, ruhban sınıflarınca güdülmeyi seçersek,
Yani boş boş tartışmaya, gerek yok, herkes kendi bildiğini okuyor (ve sapık, sapıtmış değil de, ne oluruz ? İşte, tercihiniz de, bu açıdan bakılınca,
uyguluyor); “Tak sepeti koluna, herkes kendi yoluna...!”, demeli böyle burada başlıyor... (11:55)
durumlarda. Gönül isterdi ki, birbirlerinden bir şeyler kapsınlar, feyiz alsınlar,
ama bu olmuyor, ortaya çıkan manzara, Yecüc-Mecüc kapışmasından öteye
gidemiyor. (13:32)
1 Meal ve açıklamalar, Diyanet İşleri nüshasından alınmıştır. Daha fazla ayrıntı için diğer tefsir, meal
ve çevirilere bakmaktan çekinmeyin.
Sayfa 3/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
(12:05) Söyleyin şimdi bakalım, bu verdiğim örnek, Dezenformasyon Çağıyla hemen üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem dolu bir azap getir'
ilgili değil de nedir ? Konu, sorumluluğu üstünden atmak ise, sorumluluk ile demişlerdi."
beraber daha neleri elimizden bırakıp ruhbanlara devrettiğimizin farkında mıyız (16.05.2010, Pazar – 12:00)
(faydası olacak olsaydı, gam yemezdim, ama iş öyle değil...) ? Bu, sadece inanç Burada insana (ve insanın yaratıcısına) meydan okuması söz konusu, ama aynı
ile ilgili değil. Bilim konusunda (ve hatta diğer siyasal, sosyal ve toplumsal zamanda da, böyle bir girişimin varacağı sonuca da işaret edilmiştir (kopya

K
olaylarda) da aynı davranışı sergilemekten kaçınmıyoruz nedense. Biri çıkıyor verilmiş, Bak. İsra Suresi, 17:88] . Kendinize esas aldığınız Deytum 'a göre
(örneğin: Hawking, taktım ben ona herhalde...), bir şey söylüyor, bizde gözü (yola çıktığınız esas, tümden geldiğiniz ve/veya tüme vardığınız nokta, inancınız,
kapalı, olaya sazan gibi atlıyoruz, doğru (hatta kanun) kabul ediyoruz: İsterseniz bilginizin kaynağını oluşturan/temel alan kaynak, datum-”tarihleme”), bu ayetleri
Blog 'umda yapmış olduğum alıntılara, Hawking'in Boncukları..., bir göz atın. ya dosdoğru (mutlak doğru, ilahi vahiy, bilgilendirme, enformasyon) kabul

O
Ne dersiniz, gözü kapalı yutulacak şeyler midir bunlar (baya çiğnemek gerek) ? edersiniz, ya da ispat edilmemiş, öncekilerin (eskilerin) masalları
Hawking'in de artık olayı iyice magazine döktüğünü fark eden yok mu acaba ? (dezenformasyon) kabul edersiniz. Bu sizin “deytumunuz dur”. Daha önce de
Neden Hawking gibi bir adamın (veya başkalarının) güdümüne ihtiyaç duyalım belirttiğim gibi, farklı deytumları olan farklı görüşlerin ortak bir payda da
ki; Bu tembellik midir, yoksa kendi aklını kullanmaya üşenmek midir (Bak. buluşabilmeleri, eğer bir taraf diğer tarafı ikna edemezse/edemiyecekse (ki

Ç
Kur'an-ı Kerim: “Aklınızı kullanmayacak mısınız...”) ? Bunun da cevabını herkes edemeyecektir, baştan belli...), mümkün değildir (Bak. sonuç: “Tak sepeti
kendisi versin, benden beklemeyin. Yazılarımda çiğnemeden yutmaya hazır koluna...” deyimi ve Kafirun Suresi). Böyle bir zorlamanın da bir anlamı hiç
hiçbir şey bulamazsınız: “Armut piş ağzıma düş !” misali olgular, bende yok. yoktur bence. Dezenformasyonun nedeni şu ayette de (muhtelif başka ayetlerde

Ü
Niyetim düşünceleriniz üzerinde hegemonya kurmak değil, kendi aklınızı kullanıp de, açıp bakın...) görünmekte:
kanaat oluşturmanızı sağlamak (“Keyfimin kahyası mısın ? Dilediğime olayı [Kıyamet Suresi, 75:5,6] “Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti)
devrederim !”, derseniz, başka); Başka sonuçlara ulaşırsanız, o da sizin sübjektif yalanlamak ister. 'O kıyamet günü ne zaman?' diye sorar.”
kanaatiniz olsun, sakıncası yok. Aklın yolu birdir, Hak 'da birdir. Ama,
Bunu yapmanın (inkar etmenin) rasyonel (geçinen) bilim açısından faydaları ne
güdülmenin, sapıtmanın, saptırılmanın sonu yoktur, sonuçları da muhtelif
olabilir, ben pek akıl erdiremiyorum. Evrenin sonu hakkında zanlarda bulunmanın
(beklenmedik, sonuçta şaşırtıcı ve/veya yıkıcı) olabilir. (12:39)

n
(15.05.2010, Cumartesi – 15:03) Dezenformasyonun nedenleri:
Dezenformasyon dediğimizde, anlamamız gereken kasıtlı saptırmalardır. Bunlar
kaynağını dogmatik bilimden (Hawking'in Boncukları gibi...), bilgi kirliliğinden,
da mantığını hiç anlayabilmiş değilim.
[Müddessir Suresi, 74:8-9] "Sur’a üfürüldüğü zaman var ya; işte o gün çetin
bir gündür."
a Açıklama: “Sur'a üfürüldüğü zaman...” = Kıyamet zamanı, evrenin sonu..., ki
zandan, (yanlış) varsayımlardan, ihtimal hesaplarından, iftiralardan, gıybetten
elde ediyor olabilir. Veya tersinden (materyalist düşünceyle) bakarsanız, bunlar bu konuda bilinen (veya aslında bilinmeyen) 11 boyutta, ne zaman olacağına
(onlara göre sözde) vahiy 'lerdir. Yüzyıllar öncesinden, o zamana kadar olagelen, dair bilgi elde etmek mümkün değildir, bak. evrenin sonsuza kadar
k
o çağda da olan ve ahir zamanda da olacak olan saptırmalar varolacakmış gibi tekamül edişi (dogmatik bilim buna “Genişleme” der).
(dezenformasyonlar), vahiy'de (her şeyi gören, bilen ve yaratmış olan ALLAH [Müddessir Suresi 74:17-25] "Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım.
tarafından) bildirilmiştir (Bak. Ayetler): Çünkü o, düşündü taşındı, ölçtü biçti. Kahrolası nasıl da ölçtü biçti! Yine
a

[İsra Suresi, 17:88] "De ki: 'Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir kahrolası, nasıl ölçtü biçti! Sonra (Kur’an hakkında) derin derin düşündü. Sonra
benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. Sonra arkasını döndü ve büyüklük taslayıp şöyle
benzerini getiremezler.'” dedi: 'Bu, ancak nakledilegelen bir sihirdir.', 'Bu, ancak insan sözüdür.'"
H

[Enam Suresi, 6:93] "Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey (12:23)
vahyedilmemişken, 'Bana vahyolundu', diyen, ya da 'Allah’ın indirdiğinin
benzerini ben de indireceğim', diye laf eden kimseden daha zalim kimdir ?"
[Enfal Suresi, 8:31-32] "Onlara karşı ayetlerimiz okunduğu zaman, 'Duyduk,
istesek biz de bunun benzerini elbette söyleriz. Bu, eskilerin masallarından
başka bir şey değildir', dediler."
"Hani onlar, 'Ey Allah’ım, eğer şu (Kur’an) senin katından inmiş hak (kitap) ise

Sayfa 4/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
(18.05.2010, Salı – 11:54) “Aynı Deytum 'a sahip güruhu, İlim (!) Adamlarını, bir vakitte; Ve diğer bir
Dezenformasyon Çağına örnek bir davranış olarak, dün akşam yine, adı lazım başka Deytum 'a sahip güruhu, Bilim (!) Adamlarını (“İlim” ve “Bilim”
değil bir kanalda, evrim teorisinin (bence dandik bir iddianın) tartışılmasına (!) kavramları farklı şeyler midir, bunu da tartışabiliriz) bir başka vakitte bir araya
şahit olmak zorunda kaldık. Gerçi programın bir kısmını aynı saatlere denk gelen getirip, kendi aralarında tatlı tatlı (!) sohbet ettirerek bir yerlere varabilmelerini,
“Lost'un” yeni bölümüyle geçiştirmek mümkün oldu (artık bana ruhsuz mu elle tutulur, ilime ve/veya bilime faydalı olacak sonuçlar elde edebilmelerini

K
dersiniz, yoksa uyanık mı bilemem...?), ancak daha sonra (“SS x 2” formülü sağlamak bu kadar reyting yaptırmaz mıydı acaba ?”, diye de insanın aklına
icabı, “tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanı” misali) yine bu gelmiyor değil hani. (12:57)
tartışmaya (!) geri dönmek de, maalesef, şart oldu (alternatif herhangi bir (13:45) “Burada amaç nedir, üzüm mü yemek (illa yemek gerekiyorsa, yiyicilik
programı, diziyi veya filmi 1200 küsür uydu-kanalının arasından bulamama her zaman moda olmuştur insanlık tarihinde), yoksa (muhalefet, “muhalefet

O
beceriksizliğim nedeniyle). Bir süre sonra baktım ki, kimse kimseyi ne dinlemek, namına muhalefet” olsun diye) bağcıyı mı dövmek, anlayabilmiş değilim !”,
ne ikna olmak, ne de ikna etmek istiyor. Tek dertleri “Sükse Yapmak” (aslında demek isterdim, ama biz anladık onu; Sizde anladınız onu (veya biliyordunuz
amaç toplumu ve ortalığı bulandırmak ve “Çözümsüzlük Çözümüne” iletmek) zaten). Malum “Kanalın”, “ne idüğü belirsiz” (aslında belli ya, neyse...) şarkıcı-
olduğundan, insan ister istemez “Bu (kelli-Felli) adamlar (baksan, adam sanırsın) aktris bozuntusunu istihdam edip (...ve hatta kendisine bir program tahsis etmek

Ç
niye oraya oturmuşta, ağızlarında bu kadar büyük laflar geveliyor ?”, diyesi suretiyle gerçek amacını bariz belli eden bir kanalın; Artık siz ne anladınız, ben
gelmiyor da değil yani (cümle bir ihtimal düşük, ama böyle kalsın...). Solda ne anladım bundan, ayrıntıya girmek abes...), öte yandan gerçekleri
(sunucuya göre sağda, eğer bir anlam ifade etmesi gerekiyorsa) oturan gevelemeden dile getirebilen, kanalda muhtelif programlara çıkan ve hatta

Ü
(insanlara “Kur'an 'ı anladığınız dilde okuyun !” demekten aciz, sözde) Alim ve gazetesinde de yazan bir Prof.'a tercih etmesi, “daniska (İneğin Bokunu)
(ezberci ve sözde “Mehdi Spor” Takım taraftarları) Hadisciler olsun, sağda oturan yemenin” ve halt etmenin de nesidir ? Kabul, malum Prof.'un (bence takdire
(batı-materyalizm-felsefesi ve ahlakı, mutaassıp ve dogmatik, yine sözde) Bilim şayan) feveran çıkışları da, herkesçe bilinen (ve bence göz ardı edilebilecek)
Adamları ve (entel-dantel ve yine sözde) Aydınlar olsun; Her iki taraf da, farklı gerçeklerden biridir, ancak böyle davranışlarıyla seyircinin gözünde “Hz. İbrahim”
bir noktadan (Deytum 'dan, Bak. önceki programlarda tartışmaya katılmak gibi mertebesine ulaşabilen, “Gören ve İşiten İnsanların” son umut kaynağı olabilen
bir talihsizliğie imza atmak zorunda kalan Bayraktar BAYRAKLI 'nın “Deytum” ile (bence çok değerli) bir insanı da küstürmek için, baya da kendisiyle uğraşmak

n
ilgili anlatmaya çalıştıkları...) yola çıktığı için, asla birbirlerini ikna
edemeyeceklerini veya karşı tarafın kendilerini ikna edemeyeceğini pekala biliyor
olmalarına rağmen, ısrarla (pseudo- veya pozitif-) bilimsel, ilimsel (veya değil),
gerek herhalde (M.B.'nın bunu yaptığını biliyoruz az çok...). Neyse ki, artık
kendisi de hem (“Pisliğin Çokluğuna” şahit olma fırsatı bulduğu) politikayı
bırakarak, hemde ilmi ve bilimsel çalışmalarına geri dönerek, hayatının (inş-
a
argümanlarla (ve her biri kendine göre ezberledikleri dogmatik pseudo-bilim/ilim Allah) çok daha verimli bir dönemine girmiş ve böylece bizi (en azından beni) de
ve) laf kalabalığı yapıyor olmalarını, ben şahsen çok manidar buluyorum (belkide biraz olsun teselli etmiş bulunuyor. Şimdilerde kendisini hiçbir kanalda göremiyor
sadece ben). Anlaşılacağı üzere, boşuna da “Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı” oluşumuz da, ülkemizde ve genelinde dünyada “Pisliğin” ne kadar çok
k
diye makaleler yazmıyoruz herhalde burada. Örnek olarak böyle olaylar (Belkide miktarlarda arttığına dalalet etmektedir. Doğru söyleyenler hiçbir köyde
iyi niyetli olan bu “Hadi gelin, Evrimi tartışalım !” olayları...) gayet güzel bir barındırılmadıkları gibi, sürgünlere ve hicretlere maruz bırakılırlar. Bu Prof. 'un,
şekilde makaleme dahil edilebiliyor böylelikle. Hadi, malum Kanalın derdini de bir şekilde, insanlık adına daha nice çalışmalarına ve her şeye rağmen “havalara
a

anladık: Atraksiyon ile Reyting (ve böylelikle Reklam Geliri, bana göre Rant'ın bir girmemesine”, şahit olmaya devam etmek isterim şahsen.
çeşidini...) elde etmek. Ticarethane değil mi (Medya şirketleri birer ticarethane, NOT: Burada adını doğrudan anmadıklarımız: “Kanal”, “İlim Adamları”, “Bilim
bunu kimse inkar edemez...), elbette önce cebini düşünmek zorunda (patron Adamları”, “Alim”, “Hadisciler”, “Şarkıcı-Aktris” ve “Prof.” gibi tabirleri,
H

“Amme Hizmeti İçin” kurmadı ya şirketi ?), şaşırmadık da zaten (Malum, “Pisliğin makaleyi/yazıyı bir Fabl'a (Prof. hariç, tenzih ederim) dönüştürmek ve böylece
Çokluğu...” bizi şaşırtmamalı ! Bak. Kur'an-ı Kerim). Ne kadar kavga ve gürültü, olası tazminat davalarından yırtmak için, özenle seçilmiştir; Benzerlikler
polemik ve abuk subuk tartışma (konu ne kadar iyi seçilmiş olsa da, klişe tamamen tesadüfi ve kasıtlı değildir. Bilginize !
olmaktan öteye gitmiyor) olursa (bakmayın “Düzeyli tartışmalara imza Konuyla (Ahir Zaman) ilgili olmak üzere, aklıma gelen ve içimi burkan bu olayı,
atıyoruz !”, diye reklam yapmalarına...), reyting için o kadar iyidir. Buna, bir yere bu şekilde dile getirerek dengelenmiş ve elimden geleni yapmış olduğum için
kadar, anlayış göstermek mümkün olsa da, ayıplamadan geçmek de olmaz. mutluyum. (14:30)
(12:28)

Sayfa 5/5 - Ahir Zaman: Dezenformasyon Çağı


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Belirsizlik İlkesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
17.06.2010, Perşembe – 11:00 pek de mantıklı olmayabilir, netice itibariyle iman ederek Allah'ın mutlak doğru
Makale: Belirsizlik İlkesi bilgi verdiğini peşinen kabul etmiş oluyorsunuz; Böyle olsa da (bazıları bununla
Yazan : Hakan ÜÇOK imanınızın derecesini ölçmek gibi bir hataya kapılabilirler ki, imanı kesin olarak 0
veya 1 olarak kabul etmekten başka çaremiz de yok gibidir...), Kur'an kendisi
Belirsizlik İlkesi aklımızı kullanmamızı emrettiğinden (emirdir resmen, öyle tavsiye falan da

K
değil...), şüpheci bir yaklaşıma kem gözle bakılacağına ihtimal vermiyorum.
Quantum Fiziği Teorisinde (veya Hipotez) Belirsizlik İlkesi (Bak. Uncertainty Aklını kullanmanın, ölçüp biçmenin, eğer Kur'an-ı Kerim 'in öngördüğü şekilde
Principle-“Heisenberg İlkesi“) kendini önemli (sözde) bir paradoks olarak sunar (doğru niyetle) yapıldıkça, mahzuru yok (en azından ben böyle bir içtihat
(öyle ki, resmen dogmatizme döker işi). Oysa, Kur'an Ahlakı ile ele aldığınızda, sonucuna varmış bulunuyorum...). 11:58

O
belirsizlik diye bir ihtimal (tesadüf gibi bir şey) söz konusu bile olamaz (çoğu 11:59
inkarcı buna dogmatizm diyebilir, tabiatıyla...). Külli irade vardır ve Einstein'ın da Deytum 'umuzu belirttikten sonra, asıl konumuz olan “Belirsizlik İlkesi”
dediği gibi (Sözü şudur: “Tanrı zar atmaz”) evrende (uzay-zaman) ve genelinde meselesine geri dönersek eğer; Quantum Mekaniği tabir edilen (sözde) çözüm ile
kainatta, tesadüflere yer yoktur (tesadüfün ihtimaline dahi yer yoktur). Olaya bu hesabınızı kitabınızı yaptığınızda konu, ışık dalga mıdır yoksa tanecik mi

Ç
açıdan yaklaştığınızda, klasik (dogmatik) bilimin karşılaştığı sorunlarla da sorusuna bir sentez bulmak mümkün görünse de, ortaya işte böyle bir “Belirsizlik
(açıklanamaz paradokslarla) karşılaşmanız mümkün değildir. Olay apaçık İlkesi” çıkmakta ve bu olayı “tesadüfe” bağlamak zorunda kalıyorsunuz, çünkü
ortadadır (görmeyi isteyene ve bilene). Bunun idrakinden sonra yapacağınız deytumunuz itibariyle (felsefenizin rasyonelliği nedeniyle) bir Yaradanı (ve O'nun

Ü
ilerlemeler ancak sizi sorunsuz ve açıklanabilir (uğraşınca da deneylenebilir) külli iradesini) anmanıza izin verilmemiş bulunuyor. Olay böyle olunca bir
bilimsel gerçeklere götürür (Fetva vermiş gibi oldu, ama değil; Haddime de değil “kıvırtmaya” ihtiyacınız var, onu da “Tesadüf” olarak tanımlamak zorunda
zaten... Yaptığımız, farklı, alışılmadık yöntemler ortaya koymak. Denememek kalıyorsunuz. Gel gelelim, en basit dille söylemek gerekirse, tesadüf diye bir şey
gibi bir ısrarın arkasında başka nedenlerin yattığını söylemek zor değil benim yoktur. Bilgisayar mühendisleri gayet iyi bilir, herhangi bir şekilde “tesadüfi bir
için...). Daha önce de yaptığımız analizler ve yaklaşımlardan da yola çıkarak ve sayı” elde etmek istediğinizde kullanılan yöntem, çok büyük hızlarda ve
dahi felsefemizi kullanarak, Belirsizlik İlkesi diye birşeyin olamayacağını ispat hassasiyetle, sürekli açılışından bu yana geçen zamanı ölçen donanımlar

n
etmek de aslında zor değil, ancak ortaya çıkacak olan sonuç farklı kişiler
tarafından farklı algılanacaktır (bu, İman ve Küfür ile ilgili).
(18.06.2010, Cuma – 11:35)
(bilgisayarın iç-saati) kullanılır. Bu sayılardan elde edeceğiniz rastgele bir sayıyı
[RND(X)] ancak kullanabilirsiniz. Ama bu rastgele seçimi yapma sıklığınız
arttıkça ve frekansı değişmedikçe, sayıların tekrar etmesi gerçeği de artmaktadır.
a
Yine daha önce de belirtmiş olduğum üzere, farklı deytum 'lardan (Kur'an 'a göre Bu manada tamamen sonsuz rastgele sayı dizileri elde etmeniz asla mümkün
iman veya küfür; Pozitif bilime göre rasyonel veya değil...) yola çıktığınızda, her olamaz. Hal böyle ve bu, bilim tarafından gayet iyi bilinmekteyken, “pozitif bilim”
zaman “diğerleri” dediğinizi dogmatizm ile suçlamak/damgalamak mümkün, bu olarak çıkar da, “tesadüf” diye bir tanımlamayı somut bir gerçek olarak kabul
k
belirlenebilir mantık ile yola çıkarsanız buna “normal” demek şart. Tartışmaya ederseniz, ben aklınızdan ve daha önemlisi niyetinizden şüphe duyarım,
gerek yok aslında, herkes bildiği gibi yapsın. Burada belirtmek istediğim asıl duymayanlara da şaşarım. 12:21
nokta, benim “deytum'um”: Mutlak ve doğru bilgi kaynağı olarak: Kur'an-ı Aynı (deytumunuza görece) “mantıksızlığa”, Evrim Teorisinde de rastlamak
a

Kerim. Gerisi benim için şüphe ile yaklaşılması gereken, olası mümkün, ama bu konuda zaten yeterince polemik yapılmış bulunuluyor, daha
dezenformasyondur, kılı kırk yarmak en başlıca görevim. Deytum'unuz ne olursa fazlasına gerek duymuyorum. Ne yazık ki, evrim teorisine çarnaçar veya güçlü
olsun, farklı yöntemlerle varacağınız (eğer varabilirseniz/varabilirsek) sonuçlar itirazlar yükselmesine rağmen, Big-Bang ve onun beraberinde getirdiği
H

tamamen birbirine zıt olmak zorunda da değildir, ancak önemli olan, bu sonuca “Belirsizlik İlkesin” gibi çözümlere gıkını çıkartana ben şahsen henüz
veya sonuçlara kendi (felsefeniz ve) çabalarınızla varmanız (yani, kendi aklınızı rastlamadım (aynaya baktığımda gördüğüm kişi hariç). Konuyu kavramanın
kendiniz kullanmanız, başkaların size gümüş tepside sunmalarını beklemek (bırakın şüphe ile yaklaşmanın ve eleştirmenin) zorluğunu aşabilecek miktarda
değil). Bu manada, pozitif bilimlerde de bazı bazı gördüğümüz (muhalefet zeka ve akıl sahibi insan mı yetişmiyor ülkemizde (ve dünyada), yoksa aklı
babında) kendi kendine ve başka düşüncelere veya felsefelere olan eleştirel erebilecek olanların mı işine gelmiyor (salla başı, al maaşı), buradan bakınca
yaklaşımları, kötü niyet aranmaması şartıyla, aynen Kur'an-ı Kerim için de kestirmek zor, kesin bir kanaate varabilmiş değilim. Ama bildiğim bir şey varsa, o
geçerli olabilir (bu, sizin vicdanınıza kalmış). Şüphe ve kuşku belki Kur'an için da, bunca yazmalarıma rağmen, şimdiye kadar hiç kimsenin yazdıklarıma itiraz

Sayfa 1/3 - Belirsizlik İlkesi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Belirsizlik İlkesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
etmemiş olması (buna TÜBİTAK gibi güzide bilim kurumumuz da dahil...). Onca Keşfedildiğine dair ipuçları (olası dezenformasyonlar) verilen (var olduğu iddia
bilgi kirliliğinin içinde benim yazdıklarım da büyük bir ihtimalle arada kaynayıp edilen) “Karanlık Madde” ve “Karanlık Enerji” gibi oluşumların (ki, bilinen hiçbir
gidiyor herhalde, kimse zahmet edip de başından sonuna kadar okumamıştır. aygıt ve/veya teknoloji ve hatta duyu organı bunların varlığını doğrudan tespit
Zaten şu son 1 aydır “Google Analytics” ile yapmış olduğum tespitler de edemez, sadece dolaylı yoldan varlıkları veya var olabilecekleri tahmin edilebilir
gösteriyor ki, Blog 'umu okuyan pek yok. Zararı yok benim açımdan, sonuçta ve teorik olarak hesaplamak mümkün görünse de...) gerçekten “algılamayı”

K
ben şunu bunu ikna etmek için yola çıkmadım. 12:39 istediğimiz “gerçekler” olamayabileceğini de göz ardı etmesek iyi olur (derim
“Belirsizlik İlkesi” dediğimizde (ve kastedileni kavradığımızda), aklımdan geçen ben). Mutlak Tekillik asla bilgi sızdırmaz (Vahiy ve özelliklerini bilmediğim İlham
düşünceler bunlar. “Belirsizlik” varsa eğer (ki bize öyle görünmesi, öyle olduğuna hariç), oysa Karadelikler az veya çok (şöyle veya böyle) bunu yaparlar (Bak.
delalet etmez) , bunun kaynağı ancak ve ancak “Külli İrade” olabilir ve “Gayb” Hawking...), dolayısıyla mutlak tekillik değillerdir. (10:11)

O
dediğimiz (iman ediyorsanız) “gerçeğe” işaret eder. Gayb ise, Allah katında (11:28) Madde yok ise, hacim den bahsetmek olmaz demiştik; “Big Bang”
(bildiğimizi sandığımız 11 boyutlu kainatın ötesinde, Arş 'da ve/veya ötesinde) hipotezine göre ise bir nevi (şöyle veya böyle) patlama söz konusu. Benim
olduğuna göre, “Külli İradenin” ne yapmaya çalıştığını, O'nun izni olmadan anlamadığım şey ise, hipotezde iddia edildiği üzere, atomlar patlamadan (ilk
keşfetmemiz de mümkün olamaz (bunu kabul etmek şimdiki pozitif bilim andan) çok daha sonra (100.000 yıl ?) oluştuklarına göre, herhangi bir hacmin

Ç
açısından, dogmatizmle eşdeğerdir, farkındayım...). Kafa patlatmanın, olması ve “patlama (!) gereği” bu hacmin genişlemesi (ve/veya şişmesinin) nasıl
beceremeyince üzülmenin de gereği hiç yok. Hani “Tekamül” demiştik ya, zamanı olabileceğidir. Maddenin olmadığı veya madde yoğunluğunun kritik yoğunluktan
gelince (umulur ki) kapılar mutlaka aralanacaktır, ne var ki (bende dahi) daha küçük (daha az) olduğu bir “ortam” nasıl hacim (uzay veya uzay-zaman)

Ü
tabiatımız olan “Sabırsızlık” ön plana çıkmakta. “Kesin kes” diye bir tabir vardır olarak tanımlanabilir ?
ya hani, işte öyle bir şey. 12:58 Farkındaysanız, bu soruyu daha önce de defalarca sormuş bulunuyorum. Bugün
Asırlarca “Külli İrade – Cüzi İrade” gibi konularda süregelen tartışmalarında bir ve burada tekrar sormamın nedeni, olayın (sözde) “Belirsizlik İlkesi” ile ilgisi
nebze (quantum) açıklığa kavuşması açısından, bu makalemin faydalı olabileceği olmasındandır. Şöyle bir zihninizde canlandırırsanız, (herhangi bir şekildeki)
umuduyla son olarak, “Belirsizlik İlkesinin” (bence mutlaka) Külli İradenin hem patlamanın rastgele (tesadüfi) olmasına karşılık, Vahiy de tarif edilen “Ol !”
keyfiyetine, aynı zamanda da ahlakına ve adaletine işaret ettiğine inandığımı emriyle “Oluveren” kasıtlı ve bir Sebebi, Kaynağı, İradesi olan, bu iki evren

(18.06.2010, Cuma - 13:02)

n
(iman ettiğimi) ve güvendiğimi (tevekkül) belirtmek isterim. hipotezleri, kafa kafaya boynuz tokuşturuyor gibi gelmiyor mu size de ?
Protogen olarak tanımladığım mutlak tekilliğe dayalı bir “Yaratılma” hipotezinin
mantıksız gelebilecek hangi noktaları olabilir acaba, ben böyle bir olayın
a
21.06.2010, Pazartesi – 09:44 cezbinden dolayı sağlıklı düşünemiyor olabilirim. Varsa okuyan (ve anlayan),
EK: olası hatalarımı bana bildirmesini rica ederim (konuyu tartışmaya açmak değil
TEKİLLİK amacım, polemik yapmak ise hiç değil). Quantum Mekaniği de (az çok, biraz
k
kasarak da olsa, gözlemlenebilen) bir hipotez (bir tavşan), onun doğurduğu
İster “Karadelikler” olsun, ister bizim hipotezimizde tarif edegeldiğimiz “Mutlak belirsizlik ilkesi de hipotezin bir sonraki adımı (tavşanın suyu), belirsizlik ilkesinin
Tekillik” (Protogen) olsun, her ikisi de “Varlığa”, en azından “Yok” ile “Var” oluşturduğu paradokslar ve “rastgele”, “tesadüf” gibi kavramlar da yine bir
a

arasındaki bir “Ara Duruma” (Protogen) veya geçiş sürecine (“Süre” denemez sonraki adım (tavşanın suyunun suyu...) değil midir ? En baştan yola çıktığınız
o ilk anda) dayalı bir “Şey'e” (Karanlık Madde veya Enerji demenizde mahsur nokta (deytum), eğer yanlış ise (hani olur ya, bir ihtimal), bu temel üzerine
yok, güzel bir tarif olur) ihtiyaç duyarlar. “Var !” diyebilmek içinse, “Madde” kurduğunuz binanın sağlam olmasını, ortaya çıkan (eğer çıkarsa tabi) sonuçların
H

olması gerekir. Madde yok ise, klasik (!) anlamda bir “Varoluştan” ve/veya doğru olmasını, nasıl beklersiniz ? Bu nasıl bir “Dogmatizm” dir ?
boyut/lar-dan (hacim, uzay-zaman) bahsetmek mümkün değildir. Biliyoruz ki [Kıyamet Suresi, 75:5,6] “Fakat insan önünü (geleceğini, kıyameti)
(Bak. Dogmatik Pozitif Bilim), “Karadelikler” mutlak tekillik değildirler. Ve hiçbir yalanlamak ister. 'O kıyamet günü ne zaman?' diye sorar.”
surette evrenin “ilk anını” Karadeliklerde (içinde veya çevresinde) cereyan eden Evrenin nasıl (yaratıldığını) oluştuğunu bir şekilde (doğru veya yanlış) keşfederek
olaylara benzetmek ve karşılaştırmak mümkün değildir (yoksa bana mı öyle sonunun nasıl olacağına dair kesin bir bilgi edinebileceğine umut besleyen,
geliyor ?). 09:57 dogmatik bir (pozitif dediğimiz) bilim ile karşı karşıyayız. Bilgi birikimini “Zan”
O “İlk An” kendine has, kendine özel, eşi benzeri olmayan bir An dır. 'lardan (tesadüf, rastgelelik, olasılık, varsayım, tahmin, teori, tez, hipotez ile)

Sayfa 2/3 - Belirsizlik İlkesi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Belirsizlik İlkesi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
elde eden, zan üzerine zan ile adım adım ilerleyen (tavşanın suyunun suyu,
sonunda bulaşık suyu...), iradesini kabullenemediği, hikmetini anlamaktan aciz
ve inatla bir Yaratıcıyı inkar etmekte sakınca görmeyen bir bilim. Bu noktada
samimiyetle söylemek isterim ki, sizin de (bilimciler) bana “skolastik” ve
“dogmatik” demenize gocunmuyorum. Vahy'in bana ulaştırdığı ahlak ve felsefe

K
bunu bana yasaklar, bende isteyerek (Vahy'e) boyun eğerim. 12:15

O
Ç
Ü
n
a
k
a
H

Sayfa 3/3 - Belirsizlik İlkesi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Datum (Deytum)
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
23.06.2010, Çarşamba – 08:47 15:07
Makale: Datum (Deytum) Sürekli Deytum diyerek, bir süredir kafa şişirdiğim mesele bundan ibaret
Yazan : Hakan ÜÇOK (olmakla beraber:); Bilimin konuyla ilgili yaklaşımını (bu kadar kuşkucu ve Ön
yargılı olmasam, “takdire şayan insanüstü çabalarıyla” derdim), gereğinden
Datum (Deytum1) fazla ve beni kıllandıracak kadar bariz bir şekilde, dogmatik ve zorlama olarak

K
gördüğümü/algıladığımı tekrardan belirtmeden edemeyeceğim. Bunca yazı
Datum, yani Türkçe'ye geçmiş tabiriyle, “Deytum“, bir (veya daha çok ve geniş döşenmemin, kafa patlatmamın sebebi de aslında bu. Tabi kıllandırması
açılı) düşüncenin, felsefenin çıkış noktasıdır (temelidir). Felsefe veya hayata görecedir; Başkası bundan rahatsız olmayabilir. Her şeyin hazır ve gümüş tepside
bakış açısı veya görüş/bakış açısı, (içtihat ile edinilen) kanaat gibi tanımlama da tüketime sunulduğu “Dezenformasyon Çağında”, önlerine bir “Bilgi”

O
yapılabilir. Deytum, mutlak bir şekilde sübjektif akıl yürütmelere dayanır, geldiğinde, insanların çoğunun kafasında alarm zillerinin çalmamasına
hazır bilgiyi sorgusuz, sualsiz kabul etmek olamaz. Her ne kadar (5-6 adet şaşmıyorum da zaten. 15:34
duyulardan2 elde edilen) bilgi objektif (ama belkide tabiatını henüz Tabi bunca hengamenin içinde (bir şekilde hayatta kalma ve hayatını idame
ettirmenin derdi, ki, bazısı olayı abartarak işi “hırsa” döküp, mal-mülk yığma

Ç
kavrayamadığımız nedenlerle yanıltıcı olabiliyor) olsa da, dediğim gibi,
edindiğimiz kanaat (Akıl-Yürütme 'nin, 6. Duyunun sonucu, ortaya çıkardığı) derdine giriyor...), bilginin hazır ve (nispeten) yutmaya uygun şekillerde
sübjektif olmaya mahkumdur. Sübjektif olan her şey, kişiye (göre-ce) doğru sunulması gayet isabetli olmakta (Dezenformasyon'u yayanlar açısından...). Ama
veya yanlış olarak kabul edilebilir, bunu yadırgamamak gerekir. Evrenin bazı insanlar (hatta çoğunluk demek zorundayım) ömrü boyunca yuttuklarının

Ü
yaratılması (bazısına göre oluşması, var olması) konusunda da, (zorlukla) zararını idrak edememektedirler. Dezenformasyonu yayanlar bile ancak mefta
yaptığımız interpolasyonlar da (gözlem, deney gibi bilimsel yöntemler veya (mevt 'den gelir, Bak. Lügat: Ölüm, Terhis...) olduktan sonra gerçek faydasını (!)
sunulan / lutfedilen ve aslı araştırılmadan hemen inkar etmemek üzere aklı görmekteler (diye tahmin ediyorum, gidip gelmedim...). 15:50
kullanarak araştırılması istenilen Vahiy) haliyle her kişinin (veya zümrenin, (25.06.2010, Cuma – 11:00)
güruhun) kendi (sübjektif, kişisel) kanaatini yansıtır. İnterpolasyon dedik çünkü Daha önceki makalem olan “Belirsizlik İlkesi” ile ilgili, iki adet pdf dosyasına link
vermek istiyorum:

n
başka çaremiz yok. Zaman faktörü (t>0) açısından, belli bir noktaya kadar (t=0)
interpolasyon yapmak mümkün. Geriye doğru gittiğinizde (evrenin yaşı kadar),
belli olan o noktaya (t=0=∞) varırsınız (belli belli besbelli...). O noktadan
1. Quantum mechanics: Myths and facts (PDF, 526 KB)
2. The Uncertainty Principle: A Mathematical Survey (PDF, 1905 KB)
Bu dosyaları sağ tıklayıp “farklı kaydet” ile indirebilirsiniz;
a
ötesinin (geriye doğru, zamanın sıfır noktasından öte, teorik olarak eksi (-)
zaman tabir edilir) tabiatı ancak (yine teorik olarak) ekstrapolasyon ile Kolaylık olsun diye (ola ki indirmekte zorluk çıkarsa) zip'ledim ve sitemden de
betimlenebilir görünmekte (naçizane kanaatimiz !). Her ne kadar, zamanın şu indirmeye sunuyorum:
1. 23062010-1043 (“Quantum mechanics: Myths and facts” ZIP, 408 KB)
k
anki (t=şimdi) anından sonrası için (olası) öngörülere ulaşmakta ekstrapolasyon
(belli bir çerçevede aslında interpolasyon demek daha mantıklı olur) fayda 2. 23062010-1042 (“The Uncertainty Principle: A Mathematical Survey” ZIP,
edebilse de (varılan bilimsel sonuç: “Kritik hız veya ivme ile Genişleyen Evren”, 1.812 KB)
ki bunun algı hatası, yanlış kanaat olduğunu iddia ediyorum...), yine de (Vahy'e Her iki yazı da İngilizce yazılmış olup, aslında anlaşılır bir dilde hitap ediyor.
a

dayanarak söylemek gerek) bir “Garantisi” yok. Eğer evrenin bir sonu (“Var Göreceğiniz üzere benim bilime olan dogmatizm “suçlamalarım” çok da abes
olma” durumundan “Yok olma” durumuna geçişi, yani bence, Protogen 'e geri değil aslında. Konuyla ilgili Wikipedia 'ya da bakmakta fayda var: Bağlantıyı
dönüşmesi) olacaksa (bir zaman), kesin olarak bu bilgiye (ne zaman olacağına tıklayın. Ayrıca Wikipedia 'da araştırdığınız konuların sonuçlarında, en altta
H

dair) ulaşmak mümkün görünmüyor; En azından (zorlukla) duyumsadığımız ve 6 kaynakları görürsünüz, oralara da bakıp bazı pdf dosyalarını veya linkleri
duyumuzla algılayabildiğimiz, sübjektif kanaat edinebildiğimiz, şu 4 boyutlu (bağlantıları) da kurcalayın derim ben; Wikipedia her zaman en doğrusunu
(x,y,z,t=uzay-zaman) evrenin şartları gereği bu, anlaşıldığı üzere böyledir sunuyor diye bir kural veya yasa yok, çoğu bilgiler popülist amaçlar güdüyor ve
(diyerek, dogmatizme dalmamış olmayı umut ederim...). 09:42 pragmatik yaklaşımlarda bulunuyor. 11:18
11:36
Şu an, zamanı değil aslında ama, Evren (ve Kainat) Hipotezimize dayanarak,
1 Terimin ağzından çıktığını duyduğum ilk kişi: Bayraktar Bayraklı. Karadeliklerle Entropi ilişkisi ve Protogen (Mutlak Tekillik) ile Entropi ilişkisine
2 Görme, Duyma, Koklama, Tatma, Dokunma ve nihayetinde: “Akıl-Yürütme“.
Son Değişiklik: 07.07.10 - 10:53:32 | Sayfa 1/3 - Datum (Deytum)
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Datum (Deytum)
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
değinmek istiyorum: Aslında ben bir şey yazmasam da, herkes şimdi ne başaramadım, geometrik bilgimi biraz tazelemem gerekebilir...). 16:38
olacağını gayet açık bir şekilde anlamış olması gerek; Bunun için de tabanın merkezine E dersek: |AE| (=r2 olmak üzere) ve
Karadeliklerin (teorik olarak da olsa) tabiatını ve entropinin tek yönde ilerlediğini |AB|/2=|AF| (Kenar uzunluğunun yarısı) ve
bilen (Bak. Sibernetik) herkes kabul etmeli ki, karadeliklerin entropisi sıfır |FE| (yani iç çevre=r1) için (bi dakka, “ALAN Hesabıyla” bir çözüm bulmuş
olamaz (tam tersi), dolayısıyla mutlak tekillik değillerdir. Oysa, bizim Protogen olabilirim...) 16:55

K
Hipotezimizde evren ilk yaratıldığında (!) entropi de sıfır (veya mümkün olan en Formüller:
küçük değerde) idi. Bununla beraber “Zaman” da sıfır idi (t=0=∞): Mutlak |ABC| Eşkenar Üçgen için,
Düzen (Homojen dağılmış madde, nam-ı diğer: “Süpersimetri”). 11:50 |AB|=|AC|=|BC|=10 birim;
28.06.2010, Pazartesi – 13:51 |AF|=|AB|/2

O
Devam edecek... |FC|=√(|AB| - |AF|) = √(10-5) = √75 = 8.6 küsür...
05.07.2010, Pazartesi – 11:11
İş bu “Mutlak Tekillik” 'i, Süpersimetri olarak
adlandırmamın sebeplerini daha öncede açıklamış

Ç
olsam gerek, fakat tekrar etmenin (ve incelemenin) bir
zararı olmaz: Hatırlarsanız, Protogen modelime
(Eşkenar-Piramit) eşit uzaklıkta atomlar eklemeye

Ü
(maddenin homojen dağılımı olayı) çalıştığımda 3
boyutta bir sorun ile karşılaştığımdan bahsetmiştim;
Eşit dağılımlı açılar (tamamlayıcı açılar yani) elde
etmek mümkün değildi. 2 Boyutta bu kolay: Eşkenar
Üçgenin (|ABC| Üçgeni) her bir kenarına eşit uzaklıkta
noktalar yerleştirdiğinizde yine her eklediğiniz

n
noktadan bir eşkenar üçgen elde etmeniz mümkün
(Örneğin: Petek Şekli: 6 adet üçgen ile) ve bu sonsuza kadar devam edebiliyor.
Açılar daima 60° oluyor (3x60°=180°, çıkış noktasına dönüş). Ancak 3 boyutlu
07.07.2010, Çarşamba – 11:06
Bulduğumu sandığım çözüm, aradığım değilmiş... Ancak başka bir varsayımla r1
a ve r2 (iç ve dış) çevrelerini bulmuş olabilirim (geometri bilgilerimin bu kadar
bir eşkenar-piramitte (Protogen'de ve/veya |ABCD| Eşkenar Piramidinde) bu
mümkün değil. 2 boyutta h 'ye (=Yükseklik) |ABC| eşkenar-üçgeninde hipotenüs zayıflamış olması ne büyük talihsizlik...), şöyle ki:
hesabıyla ulaşmak mümkün r1=|CF|/3 (yani üçte biri) ve
k
[ h=√(|AB|²-(|AB|/2)²) ]. 11:28 r2=|CF|/3*2 (yani üçte ikisi) midir ?
(16:29) Oysa 3 boyutlu |ABCD| Öyle olduğunu var sayarsak, ki hesaplamış değilim, o zaman sadece Kenar
(Eşkenar-) Piramidinde yüksekliği Uzunluğuna dayanarak bir Eşkenar Piramidin yüksekliğini de bulmuş oluruz
a

sadece “kenar uzunluğunu” bilerek (yüksekliğini bulunca da hacim hesaplarını yapabiliriz ki, benim derdim de buydu
bulmak daha zor (hatta mümkün zaten...):
değil...): Bu üç boyutlu geometride Eşkenar Piramit Yüksekliği, h2=√(|AB|2 - (|AB|2 - (|AB|/2)2) x 2/3)2)
H

merkez noktayı bulabilmek için iki Tabi bunu da Scalc ile bi denemek gerek... Daha şimdiden belli ki, sonuçlar çok
farklı “Çevre'yi” (r1=iç çevre ve küsuratlı olacak. 11:32
r2=dış çevre) bulmanız gerekiyor. 13:15 Çalışma Sayfası 1 resminden de görebildiğimiz gibi, hesap bir şekilde
Bunları bulabilirseniz, Piramidin ortaya çıkıyor:
tabanından D köşesine çıkan AB=10 için, Yükseklik (h1)=8,66 küsür, EF (r1)=2,88 küsür, CE (r2)=5,77 küsür
“Dik'in” uzunluğunu ve nihayetinde DE (h2)=8,16 küsür (yukarıdaki formüle göre)...
hesaplayabilirsiniz (ben henüz Bu biraz “Tekerleği Yeniden İcat Etmek” gibi bir şey oldu ama, neyse.

Son Değişiklik: 07.07.10 - 10:53:32 | Sayfa 2/3 - Datum (Deytum)


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Datum (Deytum)
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
24.07.2010, Cumartesi – 17:02 şimdiye kadar anlamış olmanız gerekirdi. Gerçek şu ki; Ve şimdiye kadar bir çok
Tekerleği yeniden icat ettik ve buraya kadar geldik. Öyle görünüyor ki, şimdiye makalemde benzer sonuçlara varmış bulunuyorum: “Mevcut Zihniyetle”
kadar (sözde) icat edilen veya icat edildiği ileri sürülen (yani empoze edilen) her (süregelen dünya düzeni ve hayat anlayışı, kısaca: bu materyalist felsefe ile) çok
türlü bilgiyi (ve/veya na-bilgiyi, dezenformasyonu yani) yeniden akıl yakında 4 boyutlu evrenin sınırlarına kafayı toslamak üzereyiz (ki bazen, hal-ü
süzgecimizden geçirmeden anlamak (veya anladığını sanmak) çok zor (en hazırda bunun çoktan gerçekleştiğini düşünüyorum...). Ayrıca belirtmek isterim

K
azından benim için). Ne var ki, her bilgiyi de (bilmem kaç bin yıllık bilgi ki, teknolojinin sınırları VARDIR ve çok yakındalar; Artık biraz da Tekamül
birikimini) tekrar süzgecimden geçirmeye kalksam, ömrüm buna yetmeyebilir Etmek gerek (en azından kendi açımdan)!!! 17:44
(daha doğrusu yetmez). Dolayısıyla başka bir yöntem ile değerlendirmekte fayda
var. Ne var ki, bir şablon oluşturup, bana ulaşan bu bilgilerin de kalıba uyup

O
uymadığını test ederek kendime göre gerçeklere ulaşmak da işime gelmez. Bu
beni dogmatizmle suçladığım (sözde) pozitif bilim ile aynı seviyeye getirir
(negatif/olumsuz anlamda, o seviyeye inmek/düşmek gibi) ki, amacım tam da
bunu yapmamaktı aslında. Yanlış ile yanlışı gidermek değil amacım. Amacım

Ç
(ondan önce niyetim), batılı Hak ile bertaraf etmek (bilmem fark eden oldu
mu ?). 17:12
Not:

Ü
Termodinamik yasalar ile ilgili olmak üzere (kime göre yasa ve kim uydurdu ise):
Termodinamik bize “Yoktan var olmaz !” ve “Var olan yok olmaz !” der ya hani.
Ama bariz bir şekilde algılama fırsatı bulduğumuz 4 boyutlu dediğimiz evren
(artık bu konuda ne tür itikada sahipseniz...) ve 10 veya 11 (veya daha çok)
boyutlu varsaydığımız kainat, hiçbir şey demeden, zahmetsizce, bu yasaları
yalancı çıkarıyor. Eh, içinde var olduğunuz (ve “Düşünüyorum, öyleyse varım !”

n
demenize imkan tanıyan) bir evrene “Sen yoktan var olmuş olamazsın, çünkü biz
bir yasa uydurduk, orada öyle dedirtiyoruz !” diye iftira etmek de abesle iştigal
değil mi ? O da size: “Hadi ya? O zaman sen de nereden çıktın ?” demez mi
a
(demez, ama dese yeridir...) ?
Eh, hal böyle iken, benim de salak gibi tekerleği tekrar icat etmekteki çabalarım
neden abes olsun ki ? Ama zaten bu yazının (makale ?) hiç bir bölümünde ve
k
tabi diğer yazılarımda da amacım, yazdıklarımı haklı çıkartmak ve/veya kendimi
savunmak olmadı ve umulur ki ileride de olmaz. Yani, bunu okursunuz veya
okumazsınız, anlarsınız veya anlamazsınız, anladığınız taktirde gocunursunuz
a

veya bozulursunuz, bana “Çok da TIN !”. Demek istediğim: öyle görünüyor ki,
bilim (veya ilim) konusunda kendi bilginizi kendiniz üretmeniz, onun bunun
lafıyla kuyuya sallanmamanız esastır. Ancak o zaman bir araya getirdiğiniz
H

bilginin, batıl dan arı olduğuna kanaat getirirsiniz. Bu arada “Vahiy” ne olacak
diyorsanız, bu size kalmış: Niyetinize ve Neye inanmak istediğinize. Dogmatizm
kelimesinin (anladığım kadarıyla) icat edilme sebebinin, orta çağlarda (pozitif)
bilimi (kötü çocuk, canavar:) engizisyonun baskısından kurtarmak idi. Bugün ise
aynı kelimeyi ben hür düşünmeyi/düşünceyi, kendisi bir canavara dönüşen ve
kendisinden başkasını tanımayan bir mekanizmaya dönüşen (sözde) pozitif
bilimin baskısından kurtarmak için kullanıyorum. Ama bunu zaten imalarımdan

Son Değişiklik: 07.07.10 - 10:53:32 | Sayfa 3/3 - Datum (Deytum)


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Aklı Kullanmak
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
27.07.2010, Salı – 12:31 istedikleri gibi değil) ! Kaç kişinin elinde Anayasa var, kaç kişi İnternet 'e girip,
Makale: Aklı Kullanmak değişiklik taslağını indirmiş, bir karşılaştırma yapmış da, cereyan eden bu olayı
Yazan : Hakan ÜÇOK kavramış ve idrak edebilmiş bulunuyor ? O görsel ve basılı (yandaş veya zıt-daş)
medyalarda saatlerce yapılan tartışmalar ve (sözde) fikir alış-verişleri, zan,
Aklı Kullanmak tahmin, dedikodu ve/veya gıybetten öteye gidebiliyor mu ? Yoksa çok şey

K
söyleyip, hiç bir şey ifade edememekten mi ibaret ? Kendimize sormamız
Önsöz (Prolog) gereken soru şu ki: “Bir şey ifade edilmek isteniyor mu acaba gerçekten, yoksa
Akl'ın işlemesini engelleyici ve Din'i geleneklere bağlayan ve gelenekselleştiren, amaç, işi çözümsüzlük çözümü ile kotarmak (denizi bulandırmak) mı ?”. Pratikte
ezbere mahkum eden, dogmaları ve doktrinleri empoze eden her tür girişimi işler nasıl yürüyor, şimdiye kadar anlamış olmamız gerekiyor (ben şahsen

O
reddediyorum (bu arada kınıyorum da). Gelenek, görenek ve ananeler, insanı anladım, ama siz de farkında mısınız ?): Bin bir çeşit Dalavere dönüyor. Sadece
atalarının dini üzere yönlendirici ve Vahy'i tahrif edici muazzam bir etkiye yurt çapında değil, bu küresel boyutta da böyledir. Ne var ki, çoğu insanlar bir
sahiptirler. Bu tahrifat zamanla kulaktan dolma batıllara dönüşür ve süre türlü hengameden başını kaldıramayıp, olaya ve olaylara odaklanmakta başarısız
geçtikçe, içinde nebze doğruluk (ve Hak) 'dan eser kalmaz. Kur'an-ı Kerim'in olmaktalar. Hayatını idame ettirebilme endişesi gerçekten çok baskın olabiliyor

Ç
aslını tahrif edemeseniz de (İncil'e ve Tevrat'a olduğu gibi), Vahy'in (Kur'an-ı (bunun sebebi de malum küresel şartlar). Öyle ki, “Beni sokmayan yılan bin yıl
Kerim 'in herhangi bir şekilde) insanlara ulaşmasını, insanlar tarafından okunup yaşasın !” tripleri ortaya çıkıyor. Hem, “Gık !” demeye yeltenseniz ne yazar, en iyi
anlaşılmasını engellediğinizde, ruhbanlar güruhunu araya sokup onları birer ihtimal alacağınız cevap:

Ü
maaşlı çoban, toplumu da güdülmeye mahkum, kendi aklını kullanmaktan imtina “Ananı al da... git !”, en kötümser olarak da “Vatana İhanet” ile suçlanmanız,
eden ve korkan ve istediğiniz gibi siyaset, politika, doktrinler, (yandaş-) muhtelif “Ergenekon'umsu” davalara dahil edilmeniz olacaktır. Bu sistem
medyalar ve hatta sözde bilim ve/veya ilim ile yönlendirebileceğiniz (tebaamız, (“Küresel Kriz” gibi bazı muhtelif kazalara ve aksamalara rağmen) tıkır tıkır
halkımız babında hitap edebileceğiniz) bir sürü haline (insan sürüsü) işliyor, bir yandan cepler boşalıyor, bir yandan cepler doluyor (ancak bu da
getirdiğinizde, ancak ve ancak şeytanı sevindirir, insanları da ALLAH 'tan başka sadece olayın ve olayların tuhaf (!) bir yan etkisi olarak) ve insanoğlu (sürüleri)
her şeye kulluk eder hale getirmiş, şirk'e yönlendirmiş olursunuz (Sonuçlarını aynen Matriks (Matrix) 'deki gibi uyutuluyor, bir nevi pil (dolap beygiri, asgari

n
düşünebiliyor musunuz? O ateşten çıkış olabilir mi?). Ola ki, yaptıklarınızın
farkında değilsiniz (bilmeden), özür, kabahat dan daha büyük olmaz mı ?
Okuyacaksanız, Kur'an-ı Kerim okuyun. Akıl edecekseniz de, ancak ve ancak
ücretli, ortadirek, memur, vs.) olarak kullanılıyor (sözde gelişmiş ülkelerin
halkları da bunun dışında değil, sadece yaşam standartları biraz daha iyi, hepsi
bu, yoksa mantık aynı...). Her ne kadar şu açıdan olayları idrak edebilmem asla
a
kendi aklınızı kullanın, kanaat edinin (kendi içtihadınızı kendiniz yapıp, kendi mümkün olmayacaksa da: Yeryüzünde görece bir “Anarşi Düzeni”, tüm
fikrinizi oluşturun); Başkasının çiğneyip kustuğunu ağzınıza sürmeyin. Başkasının kurumlarca işletilmekte (hangi siyaset, ideoloji, felsefe, taraf, parti, takım,
kusmuğunu yemezsiniz değil mi ? O zaman başkasının (zorla veya hile ile mezhep, vs. olursa olsun); Ben öyle tahmin yürütüyorum, vardığım sonuçtur bu
k
empoze edilen) fikirlerini, neden hiç araştırmadan, aklınız kullanmadan kabul (Aklı Kullanmak dedik ya baştan, o bağlamda yani...).
edesiniz ki ? NOT:
Giriş Blog'umun alt başlığını,
a

Bugünlerde (aktüalite/güncel olaylar babında) bir takım çevreler (onlar kendini


“Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden
pekala bilir ve sizde elbette kimleri kastettiğimi anlayacaksınız) aklınca
Evren ve İnsan Hipotezi”
“Aydınlanma Seferberliği“ ilan etmiş, Halkın (onlara göre “Halkımız“ tabirini
H

kullanmakta sakınca yok, üstü kapalı Tebaamız demeye getiriyorlar...) arasına olarak değiştirmeyi uygun gördüm. Öyle anlaşılıyor ki, baştan beri bunu
inmiş bulunup, “Halk Oylamasında“ bazıları “Evet“, bazıları ise “Hayır“ tabirini yapmalıymışım, ancak kafam bir türlü basmamış. Çünkü burada sadece evren
empoze etmekteler. Sorarım size (ve salakça kendime), yapılan değişiklikler ile ilgili değil, yazılarda aynı zamanda da insan psikolojisi ve sosyolojisi ile iştigal
nedir, ne işe yarar, (şart değil ama) kimler bundan nemalanacak, kimlerin ayağı ediyoruz (ne kadarını rasyonel bulursunuz, orasını bilemem). Öte yandan,
kaydırılacak ve hatta bu yapılması öngörülen değişiklikleri “Halkımız“ olarak düşüğe yakın cümle kurmalarım da (bazen beni bile) pek şaşırtıcı doğrusu, ama
çağırdıkları insanların kaçta kaçı anlamış ve idrak edebilmiş bulunuyor ? Ben daha önce de dediğim gibi, burada amaç aklımdan geçenleri yazmak, birilerini
şahsen bir şey anladıysam ne olayım (gerçi bende “bir şeyler” anladım, ama ikna etmek veya kendimi birilerine anlatabilmek değil.

Son Değişiklik: 06.08.10 - 15:25:12 | Sayfa 1/3 - Aklı Kullanmak


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Aklı Kullanmak
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
Gelişme Rızkını kazanmak, hayatta kalmaya çalışmak, her ne kadar takdir ettiğim bir
Aklı Kullanmak ile ilgili bu örnekli girişten sonra, parmak basmak istediğim nokta çabaysa da, açgözlülüğü ve malı yığmacasına yığmayı da bir o kadar mantıksız
şu ki, bunlar basit bir “Komplo Teorisinden” (zaten olasılıklara ve tesadüflere ve anlamsız bulduğumu da burada belirtmek isterim. Asla yeterli olmaz ve
inanmıyorum ben...) çok öte ve “Göz göre-göre” işletilen, ancak kimsenin olsaydı bile bu yığdığınız mal sizi ecelinizden kurtarmaz; Teorik olarak mantıklı
(dediğim gibi) Gık'ını çıkaramadığı, aklımın kabullenmekte zorlandığı, bir nevi görünse de, pratikte bir faydası yoktur;

K
(çeşit) “Düzen”. Buna aslında benim de “Gık !” diyecek takatım yok, ama umulur [Hakka Suresi, 69:28] 'Malım bana hiçbir yarar sağlamadı.'
ki beni, “Deli galiba ?!” diyerek, görmezlikten gelirler. Aksi taktirde, çok basit [69:29] 'Saltanatım da yok olup gitti.'
bir kazaya kurban gitmek (karmaşık da olabilir), işten bile değil (bazı Denemesi serbest... Bu konuda Kur'an-ı Kerim 'de “MALI” kelimesini
yazarların yazılarında cümle ”içten bile değil“diye geçiyor, anlayabilmiş değilim, aratırsanız, birçok bilgiye ulaşabilirsiniz. Tabi, bu görüş (felsefe) de, benim (daha

O
var mı öyle bişi ?). Günümüzde muz kabuğuna basmak, kayıp düşmek, kafa baş öncede açıklamış olduğum) Deytum 'uma (İman, Ahlak, İtikat) bağlı bir
yarmak, kol bacak kırmak, zor olmasa gerek (birileri istedikten sonra...). gerçektir. 11:49
Nedense bu “Uygulama”, adı lazım değil, muhtelif “Bölücü Çete” liderlerine ve Elbette siz de fark ettiniz ki, burada sözü geçen tüm işlemler, Akl'ı Kullanmak
yöneticilerine uygulanmıyor (akıl vermek gibi olmasın). Neyse, “Vardır bir ile ilgili (kullanmayanların yazdıklarımdan bir şey anlayamaması gayet doğal).

Ç
Hikmet” deyip geçiyoruz. Bilirsiniz; “Aklın Yolu Birdir”, diye bir atasözü vardır (her ne kadar atalarımızın
Konuyu dallandırıp budaklandırmaya gerek yok, biz aslında Akl'ı Kullanmak ile dininden veya yolundan gitmemizin, gelenek, görenek, anane gibi, abes
ilgili Gelişme Bölümündeyiz şu an. Kafanız karıştıysa, unuttuysanız hatırlatayım olduğunu düşünsem de, bazı/çoğu atasözlerimizin gayet mantıklı olabileceğini de

Ü
dedim (kendime de...). inkar edemem, etmiyorum; Ve mümkün olduğunca yazılarımda da kullanıyorum,
27.07.2010, Çarşamba – 14:13 cuk diye oturuveriyor. Ancak bunu yapmak, aklını kullanmak ve idrak etmek
Gelişme (devam...) şartıyla; Olmadık yerde ve zamanda bir atasözü kullanmak hemen dikkat
Akıl nasıl kullanılır ? Veya aklı kullanma işlemi nasıl yerine getirilir ? çeker...). 11:55
Bu da aslında sorulacak güzel sorulardan biridir. Cevaplamak istendiğinde ise, Şu ayet olayı gayet net ve açık olarak aydınlatmaktadır:
ortaya çıkan bir etken var, biz ona Deytum (Datum) yani yola çıkış noktanız,

n
felsefenizin temeli diyoruz (hatırlarsanız bir önceki “Datum” Makalesi). Akıllı
(olduğunu düşünen) bir adam bir gün şöyle demiş: “Akıllı insan, kendi aklını
değil, başkalarının aklını kullanandır !” (bir yerde okudum mu, yoksa bir filimde
[Bakara Suresi, 2:170] “Onlara, 'Allah’ın indirdiğine uyun!' denildiğinde,
'Hayır, biz, atalarımızı üzerinde bulduğumuz (yol)a uyarız!' derler. Peki ama,
ataları bir şey anlamayan, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı (onların
a yoluna uyacaklar) ?”
mi izledim, tam hatırlamıyorum). Bu deyimin, makalenin başında dikkat
Demek “Aklını Kullanmak” var, bir de “atalarının dini üzere olmak” var (muhtelif
çektiğimiz “Başkalarının kusmuğunu ağzına almamak” uyarısı ile eşdeğer bir bilgi
başka aksiyonlar, davranış biçimleri de var elbette: İnkar, İsyan, vs. ...) 12:41
paketçiği olduğunu şöyle bir ortaya atmak istiyorum. Burada (anladıysak) şahit
k
olduğumuz manayı düşünürseniz, bu mantıkta birçok insanın etrafta dolaştığını
03.08.2010, Salı – 13:39
fark ederiz. Gerçek şu ki, “Başarının” maddi zenginlik ile ölçüldüğü bir dünya
Yandaş Medya Kavramı
düzeni içinde (kapitalizm, materyalizm) yaşıyoruz (bazılarımız bu düzende
a

Her şey tahminim 80 'lerin sonu ile 90 'ların başında bir zaman diliminde başladı
boğuluyormuş gibi hissediyor, o da başka bir konu...). Şöyle bir adım geri atıp,
(benim şahit olma fırsatı bulduğum kadarıyla...). Bu dediğim, Görsel Medyalar
olimpik bir bakış açısıyla bakın; Doğru değil mi ?
için geçerli olsa gerek, çünkü büyük ihtimalle yazılı basın (veya medya), yani
01.08.2010, Pazar – 11:31
gazete dergi vs., çok daha önceleri de (ta Osmanlı zamanında veya matbaanın
H

NOT: nihayet gelişiyle olsa gerek) var olmuş olması gerek. Tekelden kurtulan (ve
Şimdiye kadar elde etmiş olduğumuz (olası pseudo) bilgilerin ışığında, başka tekelciliklere uğrayan) TV yayınları çok sesli (bana göre uğultu, kuru
makalelerimin toplandığı kitapçıklardan bağımsız, 3. bir kitapçık yayınlamayı gürültü...) olmaya başladı (çok partili sisteme geçiş gibi bişi ve her şeyin bir
düşünüyorum (yayınlamaya niyetlendim yani). Bakalım ne olacak. Adını da bedeli olsa gerek...). Çok sesli derken, elbette (insanoğlunun yaptığı bir şeyde
“Protogen'in (veya Mutlak Düzenin veya Mutlak Tekilliğin veya “Evrenin ve farklı olması düşünülemez zaten) şunun veya bunun işine yarayan ve yaramayan
Kainatın” veya Yaratılışın) ABC'si” koymayı düşünüyorum. Ama tabi önce (görece menfaat icabı) çatlak sesler de ortaya çıkmış bulundu (bu çatlak seslere
yazmak gerek. demokrasi denebilir; Bence anarşiden öteye gidemez çünkü, laf olsun diye sözde
Son Değişiklik: 06.08.10 - 15:25:12 | Sayfa 2/3 - Aklı Kullanmak
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Aklı Kullanmak
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
etik kurulları olsa da, herhangi bir etik ve felsefi kavram tanımlaması yok gibi; meyvesini materyale (maddeye) dayanan dünyada (4 boyutlu evren de) vermek
Varsa da, menfaatler oldukça, uygulanamaz, eğri oturalım, doğru konuşalım...). zorundadır, aksi taktirde rasyonel değildir (işe yaramaz). Başarının zenginlikle
RTÜK 'ün de, partiler arası paylaşıma (kadrolaşmaya) uğramasından sonra, ölçüldüğü bir düzende yaşadığımızı daha önce de belirtmiştik ve kimse de itiraz
tarafsız bir medya hayal edemez olduk. Zaten hiçbir zaman da mümkün değildi, etmemişti. Ve elbette bu düzenin çoğunluk felsefesine ve dayatmasına
idealist olmak, abesle iştigal etmektir. Yandaş Medya dediğimizde, maalesef, uymadığınız zaman, size “Delidir, ne yapsa yeridir !” demeleri kaçınılmazdır, itiraz

K
sadece bu şekilde olumsuz olaylar aklıma geliyor, oysa her şeyin iyi de bir yanı da eden yok herhalde (bırakın istediklerini desinler). Ne var ki, bu “Düzenin”, işte
olması gerekmez miydi ? Ne yazık ki, herhangi bir menfaatim (rant beklentim) tam da bu deyimini (mantığını) çürüten ayetler Kur'an-ı Kerim 'de mevcut
olmadığından ben, iyi bir tarafını görmekten acizim, kusura bakmayın (veya (okuyup da iman edenler için geçerli olmak üzere, inkarcılar anlamak zorunda
kusura bakın..., bence “Çok da TIN !”). 16:00 değil...). İsterseniz bu ayetleri burada vermeyeyim de, siz bir zahmet açıp bakın,

O
05.08.2010, Perşembe – 12:32 arayın, bulun, okuyun, sindirin, ne dersiniz ? Bu vesileyle de makalenin başlığı
TRT'nin göstermelik tarafsız oluşunu da, ben apaçık görmekteyim (Kral olan “Aklı Kullanmak” ile ilgili pratik yapmış olursunuz. Biliyorsunuz ki, bizde
çıplak !), başka yok mu gören ? Kadroya alınan onca gerekli, gereksiz yandaşı öyle: “Armut piş, ağzıma düş !” olayları ve “Gümüş tepside” sunumlar yok
beslemek için de, zırt-pırt daha da çok reklam girmenin gerekli olduğu kanaatine (mümkün olduğunca kaçınmaya çalışıyorum). Ne yazık ki (mi ?); Kendi aklınızı

Ç
ben de sahibim (Devlet desteği: bandroldü, şuydu, buydu, bir yere kadar, dimi kullanmak ve bir kanaat edinmek gibi bir yükümlülüğünüz var (kabul etmek
ama ?). Kısacası TRT, şu anda, yandaş olabilenler için (imrendiğimden değil) bir istemeseniz de, zor da gelse...). 16:17
cennet (TRT'nin malı temiz, yemeyen...). Elbette diğer kurum ve kuruluşlarda da 06.08.2010, Cuma – 12:20

Ü
bu aynen böyle (ağır mı kaçtı ?). İşte, Aklı Kullanınca ortaya çıkan manzaralar Bunlar, o yukarıda bahsettiğim ayetler değil (onları bir zahmet kendiniz bulun):
bunlar: “Apokaliptik Senaryolar”, “Komplo Teorileri”; Ütopik gelebilir kulağa. [Rum Suresi, 30:58] Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlara her türlü misali
Fazla fantezi'ye, ütopyaya kaçtığımı, aşırı derecede kıllanan adam rolüne verdik.
soyunduğumu düşünüyorsanız, bütün gerçekleri tüm çıplaklığıyla görseydiniz
(bende henüz tümünü kavrayabilmiş değilim...), herhalde oracıkta zaman [Mü'minun Suresi, 23:112-115] Allah, (inkarcılara) “Yeryüzünde kaç sene
durabilir sizin için, akan kanınız donabilirdi. Bugünlerde, Canım Memleketimde kaldınız?” diye sorar. Onlar, “Bir gün, ya da bir günden daha az bir süre kaldık.

n
olagelen, şahit olduğumuz (yecüc-mecüc-vari) kapışmalar ve olaylar da, benim
bu kıllanmalarımı haklı çıkartmakta, farkındayım; Siz de farkında mısınız acaba ?
Sebeplerini hemen şuracıkta vereyim: Mal-, Mülk-, Evlat-, İktidar-, Saltanat-
Hesap tutanlara sor”, derler. Allah, şöyle der: “Çok az bir zaman kaldınız. Keşke
bunu (daha önce) bilmiş olsaydınız.”, “Sizi boşuna yarattığımızı ve bize tekrar
döndürülmeyeceğinizi mi sandınız?”
a
Hırsı, kısacası insanın dünya nimetlerine karşı olan dayanılmaz HIRSI ! Kime 12:43 Hayal (tasavvur) edilmesi açısından zor olan 'Sonsuzluk' kavramı vardır ya
sorsanız, iki ova dolusu altına bir üçüncü ova dolusu altın eklense, hayır demez hani; İşte Müminun suresindeki bu ayetler, zamanın göreceliği ile ilgili fikir
(Niye desin, salak mı ? Ama iş öyle değil, çok yakında bileceğiz...). vermesi açısından çok ilginçtir. Elbette sonsuzluğun yanında, sonsuzluğa kıyasla
k
[Nahl Suresi, 16:55] “Kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmek 70, 80, 90, bilemediniz 120 yıllık bir ömür, devede kulak gibi kalır. Göreceliği
için böyle yaparlar. Bir süre daha faydalanın bakalım! Yakında bileceksiniz!” şöyle de açıklayabilirsiniz: Kafamızda bir saç teli, görece azdır. Ama, çorbadaki
bir saç teli de, görece fazladır (çoktur). Kafada ne kadar çok olursa, bazılarına
a

[Rum Suresi, 30:34] “Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkar etsinler bakalım! göre, o kadar iyidir. Çorbada ise bir tanesi bile gereksizdir. Yok, yok. Şu an
Haydi (şimdilik) yararlanın, ama yakında bileceksiniz.” felsefe yapmıyorum, boşuna satır aralarında bir şeyler görmeye çalışmayın. Ne
12:57 yazıyorsam odur. 13:30
H

16:00 Bu şekilde, Aklı Kullanmak ile ilgili, daha nice örnek vermek mümkün olsa da,
Eh, hal böyleyken (veya böyle değil ve ben çok derin bir psikozda, hayal artık tekrar farklı konulara (evren hipotezine ve kafa patlatmalarıma) geri
dünyasında yaşıyorum ve farkında değilsem ? ...;), Aklı Kullanmak ne boka dönmek istiyorum. Üç aşağı, beş yukarı, ne demek istediğimi anlatmış olmayı ve
yarar ? Faydası mı var ? İlle de faydası mı olması gerek ? Daha da ötesi: Aklı eğer varsa okuyanlar, anlamış olmalarını diliyorum. Yoksa da okuyan, aslında
Kullanmak ile ilgili makale yazmak, ne menem abesle iştigal olayıdır ki, ben benim için fark etmez. Yazmış olmak, (bir çeşit psikanaliz...) derdimi (neden
burada oturmuş, ciddiyetle kafa patlatıp yazıyorum. Materyalizm (batı ve diğer bana dert olması gerekiyorsa...) dile getirmiş olmak bana yeter. 15:23
tüm sapıtmış medeniyetlerin) felsefesinde, yaptığınız her şey bi moka yaramak, ●

Son Değişiklik: 06.08.10 - 15:25:13 | Sayfa 3/3 - Aklı Kullanmak


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
09.08.2010, Pazartesi – 12:30
Makale: Deneyler 2 Şimdi kritik yoğunluk olarak kabul ettiğimiz, 6 atom/m3 (metreküp başına 6
Yazan : Hakan ÜÇOK atom) için bizim elimizde bulunan 4 atomlu protogen için bunun 4/6 (/6*4) yani
0,66666666666666666666666666666667 m3 (yani sadeleştirince 2/3) kadarını
Deneyler 2 elde edebilmek için Eşkenar Piramidin kenar uzunluğu (Resimdeki A, B, C, D

K
atomlarının birbirinden uzaklıkları) kaç cm (santim) olmalı ki, eşik değerini
(Kritik Yoğunluğu= (12 atom/2m3/3) verebilsin ?
AB=~20,39648902655506cm ise (OpenOffice Calc programı ile en fazla
20,3964890265551 rakamına ulaşabiliyorum !), bu eşik değerini bulmuş oluyoruz.

O
“Vakum nedir”, “Karanlık Madde nedir”, “Karanlık Enerji nedir”,
“Antimadde nedir”, gibi soruların doğru cevaplanabilmesi açısından, bu
hesapları yapmak zorunda kaldım. İyi de oldu bence (Zihinsel spor). İşte bu eşik
değerinden küçük uzaklıklar (yüksek oranda yoğunluk) için madde var

Ç
olmakta, üstündeki değerler (düşük yoğunluk) için, atomların içinde bulunduğu
durum ve hal, yokluğu (herhangi bir enerji emisyonu olmamasını, mutlak
sıfır=-273°C) veya bir üst boyutta (5. boyutta) olmalarını gerektiren bir durum

Ü
ortaya çıkmaktadır. Bu ilginç olaya artık nasıl bir ad takarsınız, size kalmış.
Maddenin, ancak bu durumuna, Vakum demeniz mümkün. Eğer CERN'deki
hızlandırıcının tünellerinde (mutlak) Vakum vardır diyorsanız, bence bu mümkün
değil, çünkü vakum, 4 boyutlu evreni tarif etmiyor ve hacimsizlik (mutlak
3 Boyutlu Eşkenar Piramit
tekillik) oluşturuyor (daha doğrusu hiçliği oluşturuyor, ama bu hiçliği tespit
“Datum”, “Aklını Kullanmak” gibi makaleler ile uğraşırken, aynı zamanda edebilecek bir aygıt henüz icat edilmedi...). 14:22

n
Protogen Hesaplamalarımda da gayet güzel ilerlemeler kaydetmiş
bulunuyorum. Bu hesaplamalarıma “Datum” adlı makalemde de dikkat
çekmiştim (hani geometri bilgilerimle sorunlar yaşamıştım ya...). Vardığım sonuç
Bu durumdaki bir “ortama”, atom çekirdeğinden koparttığınız protonları gönderir
de, çarpışmalarını beklerseniz, elde edeceğiniz sonuçlar gerçekten de çok ama
çok ilginç olacaktır. Ve bakalım bakalım, ne tür kıvırtmalar ile karşı karşıya
a
şudur ki; Bir Eşkenar-Piramidinin (Protogen temelini oluşturan şeklin) sadece kalacağız bu sefer... Bence Quantum teorisi öldü (zaten Prematüre doğmuştu) ve
Kenar Uzunluğunu bilmekle, hem yüzeyini (Alan=S), hemde hacmini yanında “Big Bang Teorisini” de götürdü, yaşasın yeniden uyduracağınız yeni
(Volume=V) bulabiliyoruz artık. Tabi bir de Hipotenüs hesabını bilmekte fayda Zan'lar, Masallar. Bunca zahmet edip kaynak (milyarlarca dolar) harcadıktan
k
var. Bu, bizim Kritik Yoğunluk 'tan anladığımız eşik değerini bulabilmemiz için sonra, bırakın Higgs-Parçacığını bulmayı (çok ararsınız...), Big Bang
gerekli olmaktadır. Uydurmasının YANLIŞ olduğunu keşfetmek, çok acı olsa gerek ve bence de çok
Buna göre (Bak. Resim): manidardır (nasıl oldu da oldu acaba? Hayret !). Evrenin (ve genelinde kainatın)
a

|ABC| Eşkenar Üçgen ve |ABCD| Eşkenar Piramidinde, tesadüfen ve rastgele oluştuğunu iddia etmenin ve kendini yırtarcasına ispat
AF=AB/2, etme çabalarınızın (pozitif, rasyonel bilim dediğinizin...) faydaları (!), işte elde
CF (Yükseklik=h1) = √(AB-AF) ki, 8,6602540378443900 'e tekabül ediyor ettiğiniz (edemediğiniz) sonuçlardır (Afiyet olsun...). Rasyonel olmasını
H

ve Alan için, S=(AB*CF)/2 formülünü kullanıyoruz. istiyordunuz ya, Termodinamik diye ortaya attığınız kurallar ve/veya kuramların
CE (Dış Çevre=r2) = 2/3 CF, açıklayamadığı “Yoktan Var Olma (Yaratılmış olması) Gerçeğini”, 4 boyutlu
EF (İç Çevre=r1) = 1/3 CF ve nihayetinde, evrendeki mevcut imkanlarınızla açıklayamayacağınızı anlamak için bunlara
DE (h2) = √(AB-CE) ki buda, 8,1649658092772600 'e tekabül eder veya gerek var mıydı ki ? Aslında baştan beri inat edilmeseydi, vakit- ve nakit- kaybı
DE (h2) = √(CF-EF) ki buda önceki gibi, 8,1649658092772600 'e tekabül engellenebilirdi. 15:01
eder. Hacim ise şu formüle göre hesaplanıyor: Ama “ille de teknoloji” demenin, “ben yaparım”, “ben ederim” 'lerde ısrar
V=1/6 (AB*CF*DE) etmenin nafile çabalar ve kendini kandırmaca dan öteye gidemeyeceğini

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:03 | Sayfa 1/4 - Deneyler 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
(naçizane) ben (biz) bile anla-dım (-dık), sizdeki bu ısrar niye ? Demek
olabilir ki, bunun arkasında çok daha önemli gerekçeler var, hedef: Çözümsüzlük 16.08.2010, Pazartesi – 12:04
Çözümü; Bir işi sürüncemede bırakmak, vakit kazanmak, ortalığı bulandırmak, Farklı Deytum'larla farklı sonuçlara varabileceğimiz gibi, birbirine paralel veya
saptırmak, sapıttırmak, kısaca Dezenformasyon (Batıl) yaymak. Niye ? Çünkü eşit/benzer sonuçlara varabilmemizin de olası (işte bu tam bir olasılıklar
Hak, işinize gelmiyor (Bak. daha önce alıntı yapmış olduğumuz Ayetler). Yoksa, diyarıdır) olduğuna dair bir şeyler yazmıştım ya hani; Bu, mantıklı düşünürsek

K
olabilir mi, gerçekte görünmeye çalıştığınız gibi zeki değil misiniz (Aptal mısınız olanaklı bir var sayımdır. Aklınızı rasyonel (dogmatik, hazırcı) bilimin merkezinde
olm...) ? 15:15 odakladığınızda, buna endekslediğinizde, yaptığınız her şey, vardığınız her sonuç
10.08.2010, Salı – 13:35 mantıklı gelebilir (bu, bazı tutarsızlıkları göz ardı etmeyi gerektiren bir işlem olsa
Protogen Hacim Hesaplamasına Not: da, hepsini sayayım mı şimdi ?). Bunu şahsen yapmış bulunuyorum (üşenmedim

O
“Ken Ward's Mathematics Pages” [LINK] sayfasında Triangular Base başlığı ve gocunmadım, empati yaptım). Şimdi, aynı şekilde rasyonel (veya pozitif)
altında: bilimcilerden de, arada bir, “Vayh'e” dayalı odaklanmalarını, bunu en azından
V=b*p*(h/6) ki benimkinde, ihtimal dahilinde kabul etmelerini, vakit kaybı olarak görmemelerini beklemek
Hacim=AB*CF*(DE/6) formülüne tekabül ediyor... çok mu yanlış oluyor ? Bir kerecik olsun Deytumunuzu, Vahy'e dayandırsanız,

Ç
şeklinde bir formül keşfettim. Bu formül ile Eşkenar Piramidin hacmi olaylara bu açıdan da baksanız, ne zararı olabilir, ne kaybedersiniz ki ? Bunu
hesaplandığında (Bak. Office Calc Dosyası) benimkiyle aynı sonuç çıkıyor. Bu da yapmaktan imtina edenler (pozitif, rasyonel, dogmatik bilimciler) acaba
demek oluyor ki, aslında tekerleği tekrar icat etmek, özellikle de Hipotenüs “korkuyorlar” mı: Komik duruma düşmekten, alay edilmekten, hatta belki

Ü
olaylarına da hiç girmeye gerek yokmuş. Ancak şu da var ki, böylelikle benim var dışlanmaktan, hor görülmekten, aç kalmaktan, takibata uğramaktan, ortadan
sayım olarak aldığım: kaldırılmaktan, ateşe atılmaktan mı korkuyorlar ? Bunu yapmamalarının sebebi,
CE (Dış Çevre=r2) = 2/3 CF, saydığımız nedenler mi, yoksa, “Göz Göre Göre” İnkar etmeleri mi ? Bu
EF (İç Çevre=r1) = 1/3 CF olağanüstü çabalarını (görmemezlikten gelmelerini) ben şahsen çok manidar
buluyor ve İnkar'a dayandırıyorum (Aytetleri daha önceki makalelerde
şeklindeki formül de doğrulanmış olmakta ve böyle de bakınca, tekerleği icat
bildirmiştik). Yoksa, mümkün değil, bu kadar kendini yırtarcasına, olasılık olarak

n
etmek göründüğü kadar gereksiz değilmiş. En azından olayı kendi aklımızla
düşünerek keşfetmiş, hazır gümüş tepside sunulanı yutmamış oluyoruz. Üstelik,
bizim formülümüz tek bir veri ile (AB, yani kenar uzunluğu) yetinmekte ve
dahi görmemelerini başka türlü açıklayamıyorum. Öte yandan da, kendilerine
sorsan: “Biz mutlaka Vahy'e uyarız!”, diye beyan eden o güruh (Hadisçiler),
bilim: “Evrim Teorisi” dediğinde, (haklı olarak) pis pis bakmalarına ve bin bir
a
sadece Eşkenar Piramide hitap etmekte, oysa Ken Ward 'ınki farklı üçgen tabanlı
dereden su getirerek ciyak ciyak itiraz etmelerine rağmen, aynı zihniyetteki
şekilleri de hesaplayabiliyor (yani farklı CF ve DE 'leri), ancak mutlaka CF ve DE
bilimin: “Big Bang” dediğinde bu (bana göre) mantıksızlığı “Ha, evet ! Bu,
'ye ihtiyaç duyuyor, ki bunları bilmiyorsanız ayvayı yemiş bulunuyorsunuz (benim
Kur'an dada var !”, diyerek hemen, sorgusuz sualsiz tasdik etmeleri, iyice
k
başlardaki saç baş yoldurtan halim...). Sonuç: Tekerleği tekrar icat etmek bu
araştırmadan (belki de anlamadıklarından veya akıl yürütmekten aciz oluşları
sefer çok da yanlış değilmiş, hatta pek de isabetliymiş. 13:51
sebebiyle) sazan gibi atlamaları, bence çok anlaşılmaz ve şaşılası bir davranış
(aslında anladım ben onları da, saf rolü oynuyorum...). Kur'an-ı Kerim'i bir bütün
a

olarak görememeleri ve hatta tefekkür ile okumamış olmalarını gerektiren bir


15.08.2010, Pazar – 21:16
davranış bu. Yoksa, ayette:
Kendime not:
[Zariyat Suresi, 51:47] “Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu
H

Coğrafi konum itibariyle bulunduğum yerin çok sıcak ve de nemli olmasından


genişletmekteyiz”
dolayı, şu aralar bir şeyler yazmakta çektiğim güçlük bir yana; Açlık, susuzluk
Diyanet'in notu: Ayet, “Göğü kudretimizle biz kurduk ve biz onu
ve nikotinden uzak oluşumun, zihinsel fonksiyonlarıma olumlu etki etmesine dair
genişletmekteyiz” şeklinde de tercüme edilebilir. Bu bakış açısı, modern
beklentilerim, şu ana kadar gerçekleşmiş değil. Bu benim için çok büyük bir
astrofizikte gündemde bulunan, evrenin sürekli genişlemekte olduğu görüşünü
hayal kırıklığı olmasıyla beraber, yine de elimden geldiğince az çok (daha ziyade
desteklemektedir.
az) akıl yürütme ve felsefe yapma çabaları gütmekteyim. Ne kadar başarılı
Blog yazarın notu: Diyanet de tümü Astrofizikçilerden teşekkül dahiler
olurum, şu an bilemem. Dolayısıyla, yazılarımı eskisi kadar sık günceleyemiyor
toplumu ya, hemen fetvayı da verivermişler.
olursam, sebeplerini yukarıda belirttim. 21:23
Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:04 | Sayfa 2/4 - Deneyler 2
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
olarak geçen beyana dayanarak, “Big Bang” modelinin empoze ettiği konusunda ya karadır, ya da beyaz (0 veya 1) ki, inanmıyorsa bizim tepkimiz
“Genişleyen Evren var sayımına“ hemen atlamaları başka nasıl açıklanabilir ? (Ayetleri var !): inanmayanı kendi haline bırakmak ve beklemektir, zorla ikna
Oysa bugün bilinen bir gerçektir ki (1920 'lerden beri), evrenin etmek değil (hele ki, canlı bomba göndermek hiç değil...). 14:21
“genişliyor/şişiyor olması olasılığı” ile beraber (sonsuz bir hacim genişlemez Hani günün başında (saat 12:04 gibi), konuyu açtığımız “farklı deytumları
veya şişmez biliyoruz da, mesela dedik, hacimsel bir genişlemenin söz konusu anlamaya çalışma” olayı vardı ya; Bir adım (görece) ilerde olan bir (veya daha

K
olduğundan değil, bize göre madde yörüngelerde tespih ve tekamül eder ki, çok) adım geriden geleni anlayabilir, ama geriden gelen (belkide) asla ilerde
bu da tespit edilen “Kızıla Kayma” ve “Mora Kayma” olayına ters düşmez), bizim gideni anlayamaz (Al-i İmran, 3:84), anlamak istemez (İnat): (Bir adım
Merkez Zaman Ufku olarak adlandırdığımız ve “Hubble Hacmi” olarak bilimde ötesini) Gören ile (geçmişe takılıp önünü) Görmeyen, bir olmaz (Ayetlerle
yer almış olan “Gerçeği” (!) (ki, bunun da varmak istediği nokta baştan belli sabittir: [Fatır, 35:199 – [Mü'min, 40:58] – [Ra'd, 13:16] – [Hud, 11:24] - ... ).

O
aslında) kavradığınızda, (ışık hızı ile) genişleyenin (“Kritik Hızda” genişleyen Bu manada, iman edenlerin her zaman aynı inkarcı zihniyet tarafından,
veya şişen evren değil), bizim küresel ufkumuzun olabileceğini niye göz “gerici” (neye göre acaba ?) olarak çağrılmaları da (ki bu lafı hak edenler de yok
ardı ederler veya bilmemezlikten, anlamamazlıktan gelirler ? Cümle çok değil hani, mesela işgüzar, ezberci hadisçiler...) bir başka komikliktir. Kim
karmaşık oldu, farkındayım (öz eleştiri babında...). 12:53 önde, kim geride, kime göre ne, nasıl, nerede, neden (görecedir)? İşte buna

Ç
13:00 Belkide bu konuda henüz yeterince kafa yormamışlardır veya bu açıdan felsefe denir. Mutlaka felsefedir; Ama tasdik edersiniz, ama etmezsiniz. Aynı
olaya bakmak akıllarına gelmemiştir (Bu konudaki beyanları ile, Bak. Blog'umda “oyunu”, dinler arasındaki ilişkilerde de görürüz; Musevi İseviyi anlamaz, İsevi de
yaptığım alıntı., hadisçi zihniyetin, kendini haklı çıkarmak, tasdik olunmak Müslümanı anlamaz (aslında anlamak istemez, anlasaydı zaten Müslüman

Ü
amacıyla, bilime yamanması, kıyakçılık yapması bariz ortada... Yoktan var olurdu...), ne var ki (ikiyüzlülükle) hepsi birbirine (asıl geridekiler bir adım ötede
edildiği, yani yaratıldığı gerçeğine bir diyeceğimiz yok, ancak Big Bang ile olanlara) mavi boncuk dağıtırlar, “Saygı duyarız !” masalını tekrar ederler (ta
yaratılmış olması gerekmiyor !). Ama “Evrim Teorisi” diye inatla ve inkar ile ki, punduna getirinceye, zayıf anını yakalayıncaya kadar, o zaman da, tut
yürüyen bilime, diğer konularda da aynı şüphecilikle yaklaşmaları gerekmez tutabilirsen, hiç bir anlaşmaya sadık kalmazlar, ayetle sabittir: [Tevbe, 9:8]).
miydi ? Bu şimdi, biraz hazırcılık ve dogmatik bilimin ekmeğine yağ sürmek Kur'an (mealen) der ki (mealen, muhtelif ayetlerde): “Bırak onları, oyalansınlar
olmuyor mu ? Buna en çok sevinen de inkarcı dogmatik bilim olsa gerek. 13:23 dursunlar; Onlar seninle savaşmadıkça, sen onlarla savaşma.”, ki burada “İntihar

n
Aklını kullanarak, Kur'an okumak, kendi içtihadını yapmak, her sorusuna Kur'an
'dan cevap bulmak, kanaat edinmek yerine, asıl miktarı (bir rivayete göre !) 500
'leri ancak bulabilen ve fakat nasıl olduysa, bugün 1,5 milyonları bulan (Sahih,
Bombacısı ol da, herifleri havaya uçur !”, demez (özellikle de kendi canına
kıymak, akla mantığa uymaz), ama nasıl oluyorsa bazı (sözde) Müslümanlar
böyle bir talimat varmışcasına, kendilerine vazife çıkarmaktalar (Olası uydurma
a
Güçlü, Zayıf ve muhtelif mezheplere göre farklı “değerde”) Hadislere rağbet hadislerde neler yazıyor bilemem, her şeyi eksiksiz açıkladığını beyan eden
eden, Hadis'in gerçek olup olmadığına, Kur'an-ı Kerim'i temel alarak karar Kur'an-ı Kerim 'den ötesine aklım ermez, çok şükür !). Elbette burada, Nefs-i
vermekten aciz, işte bu Hadisçiler, yedikleri nanenin (veya daniska, zevk Müdafaa konumunda (ve resmen savaş halinde) olanlara bir şey dediğimiz yok,
k
meselesi...) belkide farkında bile değiller. “Düşünmeyince”, “Aklını onlarla tam bir empati halindeyim (eğer haklıysalar, haklının yanında olma ahlakı
Kullanmayınca”, böyle oluyor demek (Yoksa ben mi ortada olmayan şeyler nedeniyle, ne var ki kalkıp da saldırgana, haksıza, savaş açmaktan aciz haldeyiz
görüyorum ?). 13:46 şu aralar). Bu mealen yazdıklarım, Fetva niteliğinde değil (apaçık Kur'an da
a

14:14 Asıl parmak basmak, dikkati çekmek, istediğim ince nokta şudur ki: Neye geçen ve parantez içinde saydıklarımız ve daha fazlası ayetler öyle ama...),
sazan gibi atladığınıza, neyi düşünmeden tasdik ettiğinize iyi bakın, yoksa zaten üstüme vazife de değil, sadece benim naçizane içtihadım (insan okuyunca
kaş yapayım derken, göz çıkarmak işten bile değil. Esas şu olmalı ki, ortak bir ister istemez bazı sonuçlar çıkarıp, kanaat ediniyor, belki doğru, belki yanlış
H

paydada (ALLAH Birdir de: Al-i İmran, 3:64) buluşamadığınız hiç bir felsefe veya kimine göre...) ! Görüyorsunuz ya, her şey ne kadar “göreceli” ?! Buradan
deytum 'u tasdik etmekte acele etmeyin. “İnancınıza saygı duyuyoruz !” (iman ve ahlaken) bakınca, işte olay böyle; Oradan nasıl görünüyor ?14:54
saçmalığına da kanmayın artık, çünkü saygı duysaydı (kim ne kadar tatlı dille
derse desin), zaten iman ederdi veya neye inandığınızı anlamaya çalışırdı NOT:
(empati, ki o da yok), gerisi boş laf kalabalığı ve mavi boncuk dağıtmaktan Eğer siz de Kur'an okuyup, içtihat yapmak ve kanaat edinmek istiyorsanız,
ibaret (bunu görmemek için çok salak veya idealist olmak gerek). Bu anlamda, indirin (download) Kur'an-ı Kerim 'i ve başlayın: [Muhtelif Dillerde]
saygı duymayı inandırıcı kılacak gri bölgeler asla yoktur ve olmadı. İman ●

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:04 | Sayfa 3/4 - Deneyler 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler 2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
15:37 olmak üzere taraflara bölünmüş, olay katliamlara kadar ilerlemişti. O zamanlar
Deneyler 2 (devam) çocuk aklımla (13 yaşımda), bu uzaktan da olsa duyageldiğimiz felaketleri
Şimdi, eğer Deneyler konusuna geri dönebilirsek, CERN 'de yürütülen deneyler önleyen (veya önlediğini söyleyen) insanlar bizlere kahraman gibi görünmüştü
açısından: Farz edelim ki, mutlak vakum (Yokluk) elde ettiniz ve bu vakumun (önlerken ne tür katliamlara neden olduklarını çok daha sonra duyduk). Neyse, o
içine, bir şekilde atom çekirdeğinden kopartmış olduğunuz ve ışık hızına yakın konu aslında benim polemik yapmamı gerektirmiyor, laf kalabalığı ile de kendi

K
hızlandırdığınız (enerji yüklediğiniz) protonları gönderdiniz ve bunlar da çarpıştı. kafamı karıştırmak istemiyorum. Benim kafamı kurcalayan günümüzde cereyan
Hadi, protonların çarpışmasından dolayı ortaya çıkan parçacıkları da bir şekilde eden olaylar ki (eh, yaşımda tutuyor), gördüğüm kadarıyla 80 öncesi toplumsal
tespit ettiniz (nasıl olacaksa artık, pek aklım ermiyor ya, neyse...), saydınız, hüsranı her açıdan katlamakta. Şimdi bir “Evet – Hayır” oyunu oynanıyor ki, 12
dökümünü aldınız ve analiz ettiniz (analizler kaç yıl sürecek, o da bilinmiyor ya, Eylül öncesini aratacak neredeyse (bu gidişle o da olacak gibi gibi...). Toplum

O
hadi ona da neyse...). Bu deneyin, iddia ettiğiniz ve yoktan (tesadüfen, rastgele) yine, en az iki, taraflara ayrılmış (aslında 3 ve hatta daha çok: evet, hayır,
oluşan Big Bang modelinde cereyan eden “olaylarla” yakından uzaktan, boykotçular, atıyorum:sol evetçiler, sağ evetçiler, sol hayırcılar, sağ hayırcılar,
herhangi bir benzerliği var mı acaba, yoksa kendinizi mi kandırıyorsunuz (ben aleviler, bektaşiler, sünniler, şiiler, tüsiadcılar, müsiadcılar, sendikacılar,
pek ikna olmadım da)? Bu hızda (ışık hızına yakın, ama tam ışık hızı değil...) ve mendikacılar, vs. vs. vs.; Aslında neredeyse sınırsız sayıda, 80 milyon, taraf

Ç
enerjide (kinetik enerji?) ve dahi ortamda (vakum olsa da, mutlak mı değil mi bulmak mümkün). Oysa seçenekler sınırlı: Evet veya Hayır. Benim açımdan, Evet
şaibeli...), etrafa saçılması beklenen parçacıkları (quarklar ve hatta quarkları desem bıyık, Hayır desem sakal, geçersiz kullansam boşa gidecek, boykot etsem
oluşturan daha da küçük olduğu öngörülen bozonlar, Higgs Bozonu/Parçacığı, birilerin ekmeğine yağ sürmek olur; İki ucu değil de, tamamı bokla kaplanmış

Ü
nam-ı diğer X-Parçacık gibi...) tespit edebilecek bir aygıtın olmamasını da göz değnek, hiç ele alınacak tarafı yok. Neyse, kafamı kurcalayan asıl konu bu değil.
önünde bulundurarak (veya kulak arkası yaparak) ve fakat detektörlerdeki Asıl mesele, insanlar nasıl oluyor da, oluşturdukları sivil veya resmi topluluk,
sensörler ile parçaların yapacakları öngörülen etkileşimleri nasıl ve neden (hangi adına: “Biz şöyle oy kullanacağız !” diyebiliyorlar, şaşırdım. Bu, tek tek her ferdin
mantık, bilimsel temeller, felsefe ve deytum ile) yorumlayabileceğinizi nereden kendi vicdanıyla vermesi gereken bir karar değil mi. Meydanlara inip oy dilenciliği
kestirebiliyorsunuz, anlamış değilim. Şimdiye (bugüne) kadar makro kozmos'da yapılmasını artık yadırgamıyoruz (çoklu parti sistemine geçişten beri), ama
(uzay ve zaman=evren) yaptığınız gözlem ve yorumların (ki dört boyutun ötesini indiğiniz meydanlara resmi kurumlarda çalışan insanları zorla (şantaj, tehdit)

n
görebilmiş değilsiniz) aynı zihniyeti ve felsefesi ile mi ? Eh o zaman, hadi
gözünüz “Aydın”, kulaklarınız “Manisa”: Tam da “görmeyi” istediklerinizi
göreceğinizden (yorumlayacağınızdan) hiç mi hiç şüphem yok, sizin de olmasın
getirtip, güneşin altına dikmek neden ? İşte benim anlamadığım olay da, bu
“Dikta Olayı”. Keyfimin kahyası mısın, nasıl oy kullanacağımı sana mı
soracağım ? Biz Türkiye 'yi Cumhuriyet ve Demokratik bir ülke bilirdik, yakışıyor
a
(gaza bas, dogmalara devam...). İyi mi ? Bundan güzel müjde mi olur (ara gazı mu ? Yakışıyorsa, ancak Muz Cumhuriyetlerine yakışır. Bence birileri (ve
vereyim dedim...) ? Tabi, sonuçları istendiği gibi eğip bükmek zaman alacaktır, kesinlikle diğerleri de) akıllarını bir an önce başlarına toplamalılar, yoksa iş işten
ama kim takar zamanı. Nasıl olsa kıyamet kopmayacak (ironi !) mı dersiniz ? geçecek. 13:48
k
Orada, sizin yöntem ve felsefelerinizin aksine, patlatmayı, çarpıştırmayı 23.08.2010, Pazartesi – 10:48
gerektirmeyen olaylar cereyan etmiş, ediyor ise ve siz de bunun (henüz) Karamsarlığımı mazur görürseniz (görmesenizde: “TIN !”) şunu söylemek isterim
farkında değilseniz, asla da (bu kafayla) olamayacaksanız; İşte o zaman, yandı ki: “Canım Memleketimde” (ve genelde küresel olarak), “Gökten bir felaket”
a

canım keten helva. 16:09 gelmedikçe başımıza, bu olaylar düzelecek gibi görünmüyor. Ne var ki, o zaman
◊ 17.08.2010, Salı – 14:32 da çok geç olacak. 10:52
Bunları yazmamın sebebi ve/veya amacı da, kesinlikle “bilim adamlar güruhunu” Asıl konum olan Deneyler (2) ile ilgili aklıma pek bir şey gelmiyor. Makaleyi
H

ikna etmek değil (tepelerine gökten inmedikçe zaten inanmazlar). burada bitiriyorum. 10:53
Sadece, işler (-i) ters gittiğinde: “Hah, ama ben demiştim !”, diyebilmek için. ●
◊ 20.08.2010, Cuma – 13:10 Aktualite:
Kafamı kurcalayan ve bir türlü sindiremediğim aktüel sosyolojik bir konu var:
Hatırlarsanız, 12 Eylül 1980 öncesi Sağ – Sol davaları vardı (o zamanlar henüz
Türkiye 'de olmadığım vede aklım ermediği için burada ahkam kesmeyeceğim).
Anladığım kadarıyla o zamanlar toplum en az iki (aslında üç: sağ, sol ve tarafsız)

Son Değişiklik: 23.08.10 - 10:54:05 | Sayfa 4/4 - Deneyler 2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Yörüngelerde Hareket
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
30.08.2010, Pazartesi – 20:53 Birincisi, Allah'ın kanununda asla bir değişiklik olmayacağıdır:
Makale: Yörüngelerde Hareket Eğer Ay, Gezegenler, Güneş ve Samanyolu birer yörüngede akıp gidiyorlarsa,
Yazan : Hakan ÜÇOK galaksi topluluklarında ve hatta daha büyük madde öbeklenmelerinde de aynı
kanunun işliyor olması gereği ve gerçeğidir.
En basit örnek olarak Güneşin ve Ay'ın bu kanunlara boyun eğdirilmiş ve belli bir

K
Yörüngelerde Hareket zamana kadar (büyük veya küçük kıyamet, ya da ecelleri gelinceye kadar) akıp
İster evren olsun, ister henüz bihaber olduğumuz kainatın tamamı (7 Gök) gitmeleri, yani doğmaları, yörüngelerde tespih ve tekamül etmeleri ve
olsun, her şeyin bizim iddia ettiğimiz gibi, Yörüngelerde Akıp Gittiğini ve bir nihayetinde ecelleri gelerek şekil değiştirmeleri. Biliyoruz ki, hiçbir şey yok
şekilde (biz bunu anlamasak da) Allah'ı tespih ettiğini beyan eden ayetleri olmaz, sadece şekil değiştirir (Bak. Termodinamik). Asıl yok oluş, büyük kıyamet

O
aşağıda çıkardım: ile gerçekleşecektir, ki onun zamanını bilmek, çok açık ve net biçimde iddia
[İsra, 17:77] “Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimiz hakkındaki kanun edebiliriz ki, mümkün değildir. Çünkü bizim gözlemleyebildiğimiz evren,
böyledir. Bizim kanunumuzda hiçbir değişme bulamazsın.” sonsuza kadar var olacakmış gibi davranmaktadır (Dogmatik Pozitif Bilimin
ortaya attığı çözüm: evrenin sözde “Kritik Hızda” veya “İvmelenerek”

Ç
[Lokman, 31:29] “Görmedin mi ki, Allah, geceyi gündüzün içine ve gündüzü Genişlemesi). 21:34
de gecenin içine sokuyor. Güneşi ve ayı da koyduğu kanunlara boyun Tespih konusunda Allah'ın Kuran 'da beyan ettiği muhtelif ayetler şöyle (tümünü
eğdirmiştir. Her biri (kendi yörüngesinde) belli bir zamana kadar akar almadım):

Ü
gider. Şüphesiz Allah, işlediklerinizden hakkıyla haberdardır.” [İsra, 17:44] ”Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih
ederler. Her şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların
[Ahzab, 33:62] “Daha önce gelip geçenler hakkında da Allah’ın kanunu tespihlerini anlamazsınız. O, halim’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir),
böyledir. Allah’ın kanununda asla değişme bulamazsın.” çok bağışlayandır.”

[Saf, 61:1] “Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. O, mutlak

n
[Fatır, 35:43] “Yeryüzünde büyüklük taslamak ve kötü tuzak kurmak için
(böyle davranıyorlardı). Oysa kötü tuzak, ancak sahibini kuşatır. Onlar ancak
öncekilere uygulanan kanunu bekliyorlar. Sen Allah’ın kanununda hiçbir
güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”

[Cuma, 62:1] “Göklerdeki ve yerdeki her şey, mülkün sahibi, mukaddes,


a
değişiklik bulamazsın. Sen, Allah’ın kanununda hiçbir sapma
bulamazsın.” mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi olan Allah’ı tespih eder.”

[Fatır, 35:13] “Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine [Teğabun, 64:1] “Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah’ı tespih eder. Mülk
k
sokar. Güneşi ve Ay’ı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Her biri yalnızca O’nundur, hamd da O’na mahsustur. O, her şeye hakkıyla gücü
belirli bir vakte kadar akıp gitmektedir. İşte bu, Allah’tır, Rabbinizdir. yetendir.”
21:50
Mülk yalnızca O’nundur. Allah’ı bırakıp da ibadet ettikleriniz, bir çekirdek zarına
a

bile hükmedemezler.” 31.08.2010, Salı – 10:36


Bu ayetlerin ışığında ”Tespih“ dediğimizde, ne anlamamız gerektiğini açıklamak
[Zümer, 39:5] “Gökleri ve yeri hak ve hikmete uygun olarak yaratmıştır. gerekirse: Her şey, kendi imkanları, donanımları çerçevesinde kendisini yaratan
H

Geceyi gündüzün üzerine örtüyor, gündüzü de gecenin üzerine örtüyor. Güneşi Allah'ı tespih eder (anar, zikreder, “hatırlar”). Demek “Cansız” diye tabir ettiğimiz
ve ayı da koyduğu kanunlara boyun eğdirmiştir. Bunların her biri belli her tür madde de bir şekilde Allah'ı tespih ettiğine göre ve eline tespih
bir zamana kadar akıp gitmektedir. İyi bilin ki O, mutlak güç sahibidir, çok alamayacak, dudaklarını kıpırdatamayacak, dile getiremeyecek olduğuna göre,
bağışlayandır.” tespih'in şeklen oluşturduğu daire den yola çıkarak, yörüngelerde hareket ederek
tekamül ettiğini (olgunlaştığını, ömrünü geçirdiğini) kabul etme durumundayız
[Fetih, 48:23] “Allah’ın öteden beri işleyip duran kanunu (budur). ki, yakın çevremizde gözlemleyebildiğimiz gerçek de budur: Gezegenler, Yıldızlar,
Allah’ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın.” Galaksiler. Buna itiraz etmek, inattan, inkardan, gerçeklerin üstünü örtmekten

Son Değişiklik: 08.09.10 - 14:08:54 | Sayfa 1/4 - Yorungelerde


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Yörüngelerde Hareket
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
(küfür) başka bir şey değildir ve bunu yapan da ancak Kafir (gerçeklerin üstünü “zorlama” oluyor. Bu durumda Entropi artmış, evrendeki madde düzensiz
örtücü) den başkası olamaz. Bu şimdi Fetva gibi durdu havada, amaç öyle değil, dağılmış, tesadüfen ve rastgele bu haline “evrimleşmiş” bir evrenden
bu sadece bir hipotez. 10:49 bahsediyoruz. Ve bunca tesadüfün ardından (yeterince zaman geçerse her şey
Entropi: tesadüfen mümkün olabilir mantığıyla), bunca rastgele olayların içinden (nasıl
Entropi kuralı gereği, evrende mevcut gözlemlenebilen (sözde) “Düzensizliğin” olduysa artık) “Düşünüyorum, öyleyse varım !”, diyebilen zeki bir “Varlık” ortaya

K
kaynağı “Düzen” (Mutlak Düzen) olması gerekir. Bu Düzen'i elde edebilmek için, çıkmış da, tesadüfen var olduğunu düşünebilmiş bulunuyor (hatta öyle
ya tutar, tüm maddeyi tek bir noktada bir araya sıkıştırır (tekillik) ve çok sıcak düşünmeyince adam yerine bile koymuyorlar...). Matematiksel ve de mantıksal
(veya sonsuza yakın termik ve/veya kinetik enerji ile) ani bir patlamaya maruz olarak, bu kadar da tesadüf olabilir mi, mümkün mü ? “Düşünmek” buysa, ne
bırakır, (zorla ve istemeyerek) rastgele oluşumundan bahseder, genişletir veya desek boş, tartışmaya gerek yok. 12:00

O
şişirirsiniz (bana hala saçma geliyor, ikna edici değil...) ve buna Entropi kuralını 15:35 Öte yandan, bugünlere tekamül ederek gelen, mutlak bir şekilde sebebi
tatmin için “Düzen” dersiniz (ve atomların dahi henüz oluşmadığı bir hacimden olan ve bir amaca hizmet eden bir evren herkesçe de daha mantıklı gelmiyor mu
ve ısı enerjisinden bahsetmiş olursunuz), geçen zaman içinde de “Düzensizliğin” ? 15:42 (bu düşünceyi sonuna kadar takip etmemişim...)
ilerlemesini (evrimleşmesini) seyredersiniz; 05.09.2010, Pazar – 20:20

Ç
Ya da, homojen (düzenli) dağılmış ve ilk yaratıldığı anda termik (ısı) ve Bu başlığın altında (Entropi) yazmış olduklarımın ışığında, “Entropi” olayına da
kinetik (hareket) enerjisi bulunmayan (duman) hidrojen atomu dizilimini hangi açıdan baktığınız (Deytumunuz) önemli; Eğer ki “entropi, maddenin eşit
(Protogen) “Düzen” olarak kabul eder, bu konumdan maddenin, atomları olarak evrende dağılmasının (homojen dağılım ve ışımanın sonu) bir ölçüsüdür”

Ü
birbirine yaklaştırarak tepkimelerine sebebiyet verip, ısınmasına ve diyorsanız (ki, iş oraya vardırılmaya çalışılıyor...), bunu “hesaplamak” çok da zor
öbeklenmesine yol açarak, (isteyerek) tekamül (olgunlaşma) ettirirsiniz. olmasa gerek (azimle s..., taşı delermiş), neden şimdiye kadar “hesaplayan”
Seçim sizin. Ancak her iki durumda da, termodinamiğin açıklayamadığı: “Yok çıkmadı acaba ? Evrenin (sözde) “şişmesi veya genişlemesi” bunu hesaplamaya
'tan Varolması” (gereği ve) gerçeğini, bu iki seçenekten herhangi birini engel değil ki (madem evrendeki tüm kütlenin miktarını ve kütlenin diğer
Tetikleyenin (Sebep ?) ne olduğunu da açıklama zorunluluğunun farkında anlamadığınız ama tanımlamaktan da geri durmadığınız diğer “Şeylere” olan
olmanız gerekir. Bunun için, ya rasyonel Bilime yönelir, hiç bir açıklama oranlarını bildiğinizi iddia ediyorsunuz...).

n
getiremez, apışıp kalırsınız (böylece termodinamik yasalar da var olamaz ve
bütün hipoteziniz boşa gider); Ya da, aşağıda belirtmiş olduğum ayetleri okur ve
idrak eder, gerçek ve hak (dosdoğru bilgi) kabul edersiniz (bilime göre
Vahy'e dayanarak söylenebilecek bir konu da, her şeyden önce olayı öncelikle
“Yaratılma”, “Tetikleme” ve “Esirgeme/Kollama/Tekamül ettirme” olarak doğru
algılamaktır:
a
dogmatiksinizdir...): Yaratılmada ortaya çıkan Hidrojen atomlarının (“canlı olan her şeyi sudan
[Fussilet, 41:11] “Sonra duman halinde bulunan göğe yöneldi; ona ve yarattık...”, H2O 'nun H'si, yani Hidrojen) mutlak tekillik halinde, zamandan
yeryüzüne, 'İsteyerek veya istemeyerek gelin' dedi. İkisi de, 'İsteyerek bağımsız var edilmesidir (“Ol !” emriyle). Daha sonra bu yaratılan “Boyutların”,
k
geldik' dediler.” “İsteyerek veya istemeyerek gelin !” emriyle ve “İsteyerek geldik.”
[Fussilet, 41:12] “Böylece onları, iki günde (iki evrede) yedi gök olarak demekle boyun eğmelerinden oluşan “Tetiklenme” ile ışımanın ve zamanın
yarattı ve her göğe kendi işini bildirdi. En yakın göğü kandillerle süsledik ve akışının başlaması ve her şeyin tekamül etmesi. Bu, iyice üzerinde düşünülmesi
a

onu koruduk. İşte bu, mutlak güç sahibi ve hakkıyla bilen Allah’ın takdiridir.” gereken çok önemli bir olay. Bunları düşünürken, ya bana doğru ilhamlar (Hak)
11:39 gelmekte. O zaman bu düşünceyi takip etmeye değer. Ya da, bende herkes gibi
11:42 Her iki bakış açısından da söz konusu olan bir “Düzen-Düzensizlik” atıp tutuyorum (uyduruyorum...!), o zaman dogmatik bilimden hiç bir farkım
H

terimidir ki, “Patlamayla” (Big-Bang) ortada “uçuşan” (x-) parçacıkların bir araya yok, sadece bin bir çeşit batılın arasında bir batıl fazla veya eksik, fark etmez
gelip önce (bildiğimiz kadarıyla) Quark'ları, sonra nasıl oluyorsa, Protonları ve (Ünlü veya Prof. olmayışım benim attıklarımı daha değersiz yapsa da,
Nötronları (bu arada Elektronlar nereden geliyor muallakta), daha sonra da bu “Uyduruğun” değeri mi olur, yalanın geçici bir rahatlatmadan başka ne faydası
Protonlar ve Nötronların birbirine “yapışıp” (Gluon ile açıklanmış) Atom var ?). 20:34
çekirdeklerini oluşturmalarını, çekirdeğinde bulunan Protonlar nispetinde
çevreden Elektron kapmalarını ve Atom'un nihai haline (ki bazı atomlardaki farklı
sayılarda Nötronlardan dolayı İzotoplara) dönüşmelerini açıklamak, bence biraz

Son Değişiklik: 08.09.10 - 14:08:55 | Sayfa 2/4 - Yorungelerde


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Yörüngelerde Hareket
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

Aynı gün: Saat 23:58 (Zamanda ve Zihnimde hafif ve de tuhaf bir “atlama” (!) mutlaka bir takım “İnsanlar” ortaya çıkacak, yorum ve içtihat yapmanın bana
yaşadım... 22:00 ile 23:30 küsür arası yok gibi... - Bak. “Meşhur Besin düşmediğini, onların yorum, tefsir, meal ve içtihatlarına (hatta mezheplerine)
Zehirlenmelerimden biri...!” Oluyor arada bir !) uymam gerektiğini söyleyecekler ve böylelikle kendilerini Ruhbanlar güruhuna
Bugün ilginç bir gün ve sanırım ilginç bir gece olacak (atıyorum, tutmasını dahil etmek gibi ayetlerde anlatılan bir gaflete düşmüş olacaklar. “Bunun başka
zaman gösterecek). Yukarıda Düzen ve Düzensizlik tanımlamalarına hafif bir bir açıklaması olabilecekse, bana da açıklayın da, belki Kur'an beni yeterince

K
giriş yapmış bulunuyorum. Bunların da “görece” olması ilginçtir. 00:18 aydınlatamamıştır (nasıl olduysa, hayret...), mutlaka bir çobana ihtiyacım vardır.”
06.09.2010, Pazartesi – 20:49 desem, gerçekten de bir şey anlamamışımdır ve belkide Kur'an beni (özellikle de
Big Bang hipotezinde patlamayla açıklanmaya çalışılmasının sebebi bir Yaratıcıyı nedense beni) muhatap almıyordur (Alemlere rahmet olması gerektiği halde ve
inkar etmek: “Patlarsa, kendiliğinden bir şekilde (rastgele) bir şeyler ortaya ben de bu alemde var olduğuma göre...?). Almıyorsa ne yapacağız ? Muhatap

O
çıkacaktır nasıl olsa ki, şu an müşahede ettiğimiz (gözlemlediğimiz) evren de olanlara mı, hacı hoca takımlarına, şıhlara, şeyhlere, büyücülere, üfürünkçülere
bunun ispatıdır !”, demeye getiriyorlar. Her şey iyi güzelde, “Yoktan Var mi yamanacağız ? Ortada Peygamber (S.A.) de olmadığına göre artık, meydanı
olmasını”, olabilmesini açıklamak mümkün değil... Neden (Hawking'in de dediği boş bulmuş, cirit atan Ruhbanların (Koyunun olmadığı yerde keçi, Abdurrahman
gibi) “var olmayan bir şey” var olma zahmetine katlansın ki, bir dürtü, tetikleme Çelebi misali) peşi sıra kuzu kuzu takip mi edeceğiz ? Akıl var mantık var, olacak

Ç
yok ise ??? 20:54 iş mi ? O zaman bize akıl vermeye ne gerek vardı ki, olayı otomatiğe bağlamak
[Rahman, 55:33] “Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından daha mantıklı (hangi mantık) olmaz mıydı ? Çoğu “Yöneticinin” ideal halk olarak
bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç tabir ettiği ve seve seve kabul ettiği akılsız seçmen sürüler. Bir başka soru da:

Ü
olmadıkça geçip gidemezsiniz.” Eğer çobanlara sürü olacaksak, var mı orada bir yerde Kur'an 'ı Astrofizik,
[Rahman, 55:29] “Göklerde ve yerde bulunanlar, (her şeyi) O’ndan isterler. O, Nükleerfizik ve Quantum hipotezi açısından yorumlayabilecek, dogmatik bilimin
her an yeni bir ilahi tasarruftadır.” kıçını yalamadan anlatabilecek babayiğit ? Hani nerede ? Evrim teorisine ha
babam yüklenen çok, ama aynı kişiler “Big-Bang” deyince olayı anlamıyorlar
07.09.2010, Salı – 13:44
veya anlamamazlıktan geliyorlar, hatta tasdik edenler var. Ne garip, ne menem
Yukarıda almış olduğum Rahman suresinin 33'üncü ayeti, boyutlara (göklere)
iştir bu (ne demekse) ? 17:07

n
ulaşmak için “büyük bir güce” gerek olduğunu açıklıyor. Yani, hepimizin
anlayacağı dilde: Işıktan hızlı gitmek (uzayda anlamlı seyahatin tek şekli)
istiyorsan (bu insanlar için geçerli olduğu kadar, cinler için de öyle, dikkatinizi
17:16
Anladınız siz onu, şu üstteki paragraf “Retorik” bir denemeydi: Mesela dedik.
Malum, kimin ne dediği, düşündüğü benim açımdan: Çok da TIN !
a
çekerim), büyük bir güce ihtiyacınız var. Bu güç nedir, nereden gelir, daha önceki
Başkalarına akıl vermek isteyenler, önce bi kendi akıllarını başlarına toplasınlar.
makalelerimi okuduysanız sorunun cevabı kabak gibi ortada (“Aklı Kullanmak” ve
Örneğin TV'lerde çıkan her tür insanlar (en göze batanlar: Sanatçılar, tam da
“Takva Elbisesi”). 29'uncu ayet de, çözüme işaret ediyor zaten (Bir de Bak.
merak ettiğim şeydi ya...), neden EVET veya HAYIR dediklerini empoze etmekten
k
Enbiya Suresi, 21:10 ve Araf Suresi, 7:26) . Hadi diyelim ki, Yer'in
geri durmuyorlar; Bir kişi de çıkıp: “Sorduk mu ?” veya “Ulen sana soran oldu
ucundan bucağından geçmeyi bir şekilde başardık (insanlığın aklını bir nebze
mu şimdi ?” demiyor. Nasıl bir “akl-i-düzen” dir bu, anlayamadım (pisliğin
kullanarak gerekli Teknolojiyi icat etmesiyle. Biz değil tabi. Gavur yapıyor abi !)
çokluğu...). Bana biri gelip de dese ki, “Oyunu şöyle kullan, böyle kullan !”, orada
a

ve gerçekten de bir insanı yörüngeye çıkartmak veya Ay'a ulaştırmak için baya
olay çıkar, sıçıp sıvarım, lafı da bir yerine sokarım (gücüm yettiğince). Ama
da ıkınmak gerekiyormuş, bunu da anladık (farkında olmayanlar olabilir, o da
TV'lerde böyle olayların boy göstermesinin amacı da, tek tek kişileri ikna etmek
ayrı bir konu). Burada büyük güç olan, hidrojeni yakan taşıyıcı füze mi, yoksa
değil. Amaçları popülist yaklaşımlarla “Prezentabl” (eli yüzü düzgün veya
onu (bir şekilde) icat etmeyi başaran akıl mı ? Bu sorunun cevabı, sizi (bizi) ışık
H

insanlarca fikrine değer verilen) idolleri (putları) empoze ederek, “Sürüleri” etki
hızından daha hızlı hareket etmeye, göklerin ucundan bucağından geçip gitmeye
altında bırakıp uzaktan kumanda etmek. Bunu anlamak çok da zor değil.
ulaştırabilir (belkiiiiii...). Ancak o zaman, galaksiler arasında raks edebiliriz (bu
Bununla beraber, bütün bir toplumu kamplara böldüklerinin, cepheler oluşturup
araçtır, amaç değil !). Bu makale de, bu haliyle daha çok fragmanlar koleksiyonu
savaş açtıklarının (Halkı birbirine düşürdüklerinin) belki farkında bile değiller
oldu gibi. 14:03
(veya bilerek, “dış mihrakların” etkisiyle hareket ediyorlar, tabi biri olduğu gibi
16:48
diğeri de, hepsini kastediyorum...). Ama bu kamplar, cepheler bir gün gelir de,
Siz de fark ettiniz, ben resmen (olmasa da, kendi çapımda en azından) Kur'an-ı
nasıl olsa bunun acısını bir şekilde çıkarırlar (örnekleri yakın tarihimizde mevcut),
Kerim 'i yorumluyorum, kafama göre içtihat (denebilirse) yapıyorum. Şimdi
Son Değişiklik: 08.09.10 - 14:08:55 | Sayfa 3/4 - Yorungelerde
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Yörüngelerde Hareket
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
artık kanlı mı olur, kansız mı, yoksa lokal anestezi ile şırınga mı kullanılır uzakları görebilecek, aklını kullanan adamlar ?). Şimdi, “Atam ! Atam ! Sen
bilemem. “Nasıl'ı” önemli değil zaten; Önemli olan bunun gerçekleşecek olması kalk, ben yatam !” söylemiyle dirilttiniz diyelim (mesela dedik), bu “Fasulye gibi
(er veya geç; Ama bugün, ama yarın veya öbür gün, neyse...). 17:30 Nimetten olan” güruhun kaçı (adet olarak), en başta kurduğu partinin bugünkü
Unutulmamalıdır ki, Türk Milleti İstiklal savaşından beri bir geleneğe sahiptir: mensupları, Ulus da sallandırılmaktan emin olabilir ? Arkadaş, söyleyecek ahlaklı
Bizde cephe yoktur, tüm yurt (satıh veya alan) cephedir, karış karış ve her bir bir şeyin yoksa, bari sus mağrur görün de, adam sansınlar. Bu halleriyle,

K
avuç toprağı ile. Savaş isteniyorsa (rahat battı da bunu isteyenler her kimse), o meydanlarda dolaşan onca “Hint Kumaşı Kılıklıların”, elbise giydirilmiş birer
zaman da bilinmelidir ki, biz (Türkler) topyekun savaş eder, ya çıkarız, ya da “Kütükten “ hiç bir farkları yok. Aslında arkasına sığındıkları o büyük adam
batarız (ki bu daha önce görülmemiş, “Türklük” zihniyeti hiç bir zaman var ya, bilseler Damokles'in kılıcı gibi tepelerinde dolaşıyor olduğunu, onlar
yeryüzünden silinememiştir, batı istediği kadar bunu kulak arkası etsin); Bizde farkında değiller. Onlar bekliyorlar ki, Mustafa Kemal mezarından kalksın gelsin

O
bu uğurda ölenler Şehit, kalan sağlar bizimdir (Gazi). Bu amaç uğrunda (Hak de onları kurtarsın. Oysa bu Millet daha nice Mustafa Kemal 'ler çıkartır da, onlar
için) önceleri de toprakları kanlarımızla suladık, bundan sonra da umulur ki bu şu tarafa bakarken, bu taraftan çıkagelebilir ve onları gafletleri içinde yakalar. Bu
farklı olmaz (kendimizin de olsa, akıtacak kan buluruz mutlaka). Bu arada vesileyle (Kütük meselesi) şu ayeti de hatırlatmakta fayda görüyorum:
satılmışlar, satıcılar, hainler, gafiller, düşmanla (her kim ve hangi zihniyette [Münafikun, 63:4] “Onları gördüğün zaman kalıpları hoşuna gider.

Ç
olursa olsun) işbirliği içinde olanlar, mutlaka bir gün (ama dünyada, ama Konuşurlarsa sözlerine kulak verirsin. Onlar sanki elbise giydirilmiş kereste
ahirette) hak ettiklerini bulacaklar. (22:30-22:38) gibidirler. Her kuvvetli sesi kendi aleyhlerine sanırlar. Onlar düşmandır, onlardan
Bu manada, eğer kendini bilmez (gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olan), sakın! Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan) çevriliyorlar!”

Ü
cebren ve hile ile bir yerlere gelmiş (ama aslını unutmuş), makamlara oturmuş “Konuyla ne alakası var ?”, “Sure de kastedilen onlar değil !”, demeyin (kimi
bazı insanlar, kendilerini “ne oldum aymazlığı” içinde “Bulunmaz Hind kastettiğimi anladıysanız tabi...). Devir değişti, devran döndü, bugünün şartları
Kumaşı” veya “Fasulye gibi Nimetten” sayarak, “Sürüleri” peşlerine takıp, bence bunu gerektiriyor. 23:12
cepheler açıp kapatarak bir mücadeleye hazırlanıyorlarsa, bilsinler ki, her şeyin 23:58 Ben, ayette geçen ile meydanlarda dolaşan insanlar arasında %99.99 gibi
farkında olan “bir takım insanlar” da, onların yaptıklarını (dikkatlice ve bilinçli bir paralellik (benzerlikte değil, resmen uyumluluk) görüyorum. Ama ben biraz
olarak) izlemekte ve hak ettiklerine kavuşturmak (tevdi, iade etmek) için sırasını

n
beklemektedir. Bizde herkes gibi, en uygun zamanda, en etkili ve en verimli
olacak şekilde (en can alıcı veya en can verici şekilde), gerekirse son kalan
damla kanımızı akıtmak için şevk, cesaret ve inayetle fırsat kolluyoruz. Bu
da miyop olduğumdan, yanılıyor da olabilirim (ironi).
08.09.2010, Çarşamba – 00:01
00:28
Her neyse; “Yörüngelerde Hareket” derken, bizim kastettiğimiz, şunun bunun
a
genetiğimizde var (desem, ırkçılık gibi olacak). Son anda (zurnanın zart dediği yörüngesine girmek ve güdülmek değildi. İlle de bir yörüngeye girip hareket
yerde, kaçarken veya sıçarken de olabilir...) böyle bir şey yapma kabiliyeti bu (tespih) edecekseniz bu, Kur'an-ı Kerim, onun Ahlakı ve kendi aklınız olsun.
Millete lütfedilmiş (lütuf). Bunun hikmetini de ancak ALLAH bilir. Bu acaba 00:30
k
yeterince açık oldu mu ? Ergenekon'umsu yapılanmaların (kastım: “Gerçek, 14:04
Bilinçli, Sabırlı VE Takva Sahibi Vatanseverlerdir”, o malum çıkar çevreleri Kısır döngülere de girmeyin, kendinizi hipnoz etmeyin, şartlandırmayın. Bunlar
değil...) adı sanı bilinmeyen ve belkide asla keşfedilemeyecek olan bu “Şahıslar” “aklı giderici” hareketlerdir ve size hiç bir faydası dokunmaz. Oysa amacınız
a

bir gün belkide ortaya çıkacak, Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığını ya özüne aklınızı keskinleştirmek olmalı. Varsa yoksa akıl bence., başka bir şeyden medet
(ruhuna ve ahlakına) uygun olarak sapmadan devam ettirecek ve geliştirecek, ummayın.
ileriye taşıyacak, ya da benzerlerini gerçekleştirecektir (gerekirse sıfır dan
H

başlamakla). Öyle, “Sarı saçlı mavi gözlüm, nerdesin nerdeeee...?” diye Türkü
çığırıp ağıt yakmakla, dövünmekle, kendini Ghandi 'lere benzetmekle, “Muhalefet
olsun da, nasıl olursa olsun...!” mantığı içinde bir Cumhuriyeti bozuk para gibi
harcamalarla, bu işlerin olmayacağı belli belli besbelli. İnsan, “Siyaset” yaparken
bunları iyi düşünmeli (en iyisi tabi siyaset yapmamakla, dansöz durumuna
düşmemek, sadece ve sadece Hak'kı anlatmak...), olası tüm eksileri ve
doğuracak sonuçları iyi tartarak konuşmalı ve hareket etmeli (nerdeeeee bizde o

Son Değişiklik: 08.09.10 - 14:08:56 | Sayfa 4/4 - Yorungelerde


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Büyük Patlama
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
17.09.2010, Cuma – 12:05 gerçekten bir varsayımdan öteye gidemediğini (istemeyerek de olsa) resmen
Makale: Büyük Patlama kabul etmiş bulunuyor.
Yazan : Hakan ÜÇOK

K
Büyük Patlama

O
Ç
Ü
n
a
k
Resim 1
a

Şu bildik “Big Bang” hipotezi ile ilgili, üstteki (yandaki) resme bir bakalım (Resim
Resim 2
1): Burada görsel olarak tarif edilegelen “Evrenin Genişlemesi”. Bir sonraki
Yoksa, iddia ettiklerine göre, Madde, Karanlık Madde ve Karanlık Enerjilerin
resimde ise (Resim 2), “Karanlık Madde” ve “Karanlık Enerji” 'lerin “miktarına”
miktarları (!) belli (en azından gerçeğe yakın tahmin edildiğini “sanıyorlar”). Tüm
H

bağlı olarak, evrenin (görece = relative) hacmindeki (Size of the universe)


bunlara ilk etapta mantıken itiraz etmek mümkün değil. Ama (birçok sorudan)
değişim görselleştirilmiş. Hatırlatayım, bunlar evrenin bir “patlamadan”
bir tek soru, tüm bu hipotezi ve yanında getirdiklerini alt-üst etmeye yetiyor (Bir
(hacimsel tekillikten çoğalarak genişleyen/şişen) varolduğunu var saydığınız
soru sormaya hakkım var, hangisini sorsam acaba ?):
(zannettiğiniz) taktirde, elde edebileceğiniz (rasyonel=bilimsel) “gerçeklerdir”.
15:18 Örneğin, (her zaman yaptığımız gibi, neredeyse klişe oldu...) “Işığın hız
Bu düşünceyi (varsayımı) doğru kabul ettiğinizde, bu hiç de yanlış değil veya
sınırından dolayı algılayabildiğimiz evren sınırlı olup da, algılama alanımızın
kulağa yanlış gibi de gelmiyor. Pek mantık hatası da bulamazsınız, çıkış
(Hubble Hacmi, ufkumuz...) dışında kalan bölge hakkında hiçbir bilgimiz olmadığı
noktanızız saymazsak. Buna rağmen, rasyonel bilim de farklı olasılıklar üzerinde
halde, evrendeki madde (kütle) miktarını ve bundan da öte karanlık madde ve
düşünmek zorunda kalarak (Bak. Resim 2), aslında “Big Bang” olayının
Son Değişiklik: 20.09.10 - 14:27:41 | Sayfa 1/2 - BuyukPatlama
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Büyük Patlama
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
enerjinin de miktarını ve oranlarını hesapladık diyebilmek nasıl oluyor da
oluyor ?”, diye sorsak, buna herhangi bir cevap verebilmek mümkün değil. Varsa
cevaplayacak bir babayiğit, buyursun, hodri meydan. Bunu “ekstrapolasyon” ile
yapmak mümkün görünsede, ekstrapolasyonu yaparken, yola çıktığınız
varsayımın yanlış olma ihtimalini de gözönünde bulundurursanız (ki bu ihtimali

K
kendiniz dahi rededemiyorsunuz, Bak. Resim 2), o zaman ortaya “gerçek” (veya
rasyonel gerçek) denebilecek NE çıkabilir ? 15:28
Rasyonalizmin (rasyonalitenin) bu durumda ne esprisi kaldı ki ? Bu sadece BİR
soru. Dahası da var ve biz bunları daha önceleri kimbilir kaç kere sorduk (önceki

O
makaleler...). Ne var ki, onca aramalarıma rağmen bu sorulara cevap bulabilmiş
değilim. “Büyük Patlama” (Big Bang) dediğimizde aklıma gelen bu düşünceleri
kısaca paylaşmak istedim. Bu makale de böylece bitmiş oldu (bakarsınız EK
yazarım). 15:38

Ç
NOT: Şöyle de bir düzeltme yaptım resim 2'de (Bak. Resim 3). “Anlayana
sivrisinek saz, anlamayana sazın sapı az...” misali ki, bu atasözünü çok daha
berbat hallere sokabilen siyasetçileri gördük (adı lazım değil).

Ü
Buna göre, hacim sonsuz, genişleyen ise bizim Merkez Zaman Ufkumuz (Hubble
Hacmi, saniyede yaklaşık 300.000 km). 16:05

n
a
k
Resim 3
a
H

Son Değişiklik: 20.09.10 - 14:27:41 | Sayfa 2/2 - BuyukPatlama


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Bezginlik
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
07.10.2010, Perşembe – 15:30 psikozlarımdan biri olsa gerek... Evet, evet, mutlaka bir gün bir kafa doktoruna
Makale: Bezginlik gidicem, söz... Gittiğim kafa doktoruna “kısa-devre” yaptırmayacağımdan emin
Yazan : Hakan ÜÇOK olduğum zaman...). Mutlaka şöyledir: Bana öyle geliyor sadece. İşin komiği,
bunlar çok önceden ATATÜRK tarafından öngörülmüş olaylar (Bak. Gençliğe
Bezginlik Hitabe), ne yazık ki, “Çıkarlar” (ve Endişeler=Gö. korkusu) insanların bunları

K
“Bezgin Bekir” diye bilinir hani; Muhtelif karikatür olduğu gibi görmesini engelliyor (ister - istemez) ve “Gık !”
dergilerinde yer almış (iştigal etmiş) bir kişiliktir. Aktüel bir demelerini engelliyor (Gık diyemeyen, ancak muhtelif
durum olması sebebiyle, kendimi (ben kendimi) halk seçimlerde oylarıyla az da olsa tarih üzerinde bir etkisi
oylamasından bugüne kadar, kamuoyunda cereyan eden olanlardır; Az bir etkisi vardır diyorum çünkü “sistemle” ilgili

O
“polemikler” nedeniyle öyle hissediyorum. Siyasetin (hem bazı -bence- sorunlar var ki, burada konuya girmeyeceğim
genel, hemde özel olarak) ne kadar iğrenç, aşağılık ve de şimdilik).
gereksiz olduğuna dair fikirlerimi beyan etmiş miydim, 12.10.2010, Salı – 13:18
hatırlamıyorum. Ama, şu son birkaç gündür (veya haftadır), Bezginliğin benim üzerimdeki etkileri bir yana, dünya

Ç
mevsimin de sonbahara çalmasıyla (her ne kadar bizim (genelinde hayat, yani devam eden şey ve/veya kainat)
buralarda henüz hissedemiyorsak da, biyolojik saatimiz bize benim zihnimle sınırlı değil elbette.
bunalımlara girmemizi telkin ediyor...), iş bu “Bezginlik” 14.10.2010, Perşembe – 11:50

Ü
işaretleri ve üstüne üstlük saçma sapan, tırı vırı polemiklerin “Bizim buralarda sonbaharı hissetmedik henüz.”, dememin
de baymasının etkisiyle, “Amaaaan, yeter ulen !”, üstünden bir gün geçti - geçmedi, güzel bir fırtına koptu ve
“Başlatmayın şimdi demokratik açılımınıza da, tesettürünüze dolu yağdı bulunduğumuz coğrafyaya. Şimdi artık
de ve ne kadar varsa, bilumum çocukça, abidik gubidik “görünürde de” olsa, sonbahar bezginliği ve karamsarlık için
sorunlarınıza (vede elbette çözümsüzlük kıvırtmalarınıza) !”, bir nedenimiz var. Gerçek şu ki, her mevsim olması
diyesi geliyor insanın. Ama demiyoruz, dimi ? Bunu gerekendir ve hepsinin özellikleri de kendine has olmakla

n
demeyecek kadar bilinçli olmak gerek. Bilmeliyiz ki, bu
bende bezginlik yaratan boş tartışmaların, olması gerekiyormuş. Olmasa,
kamuoyunu nasıl meşgul eder, dikkatleri bazı şeylerden bazı diğer şeylere nasıl
beraber, nedense biz insanların mevsimlere farklı duygular
yüklememiz kaçınılmaz görünmekte. Bunun 5 duyumuzla yakından bir ilişkisi var.
Ama 6. duyumuzla (AKIL) olmaması gerekir(-idi). Neyse. (11:58)
a
yönlendirebilirlerdi (?). Bilimsel ve/veya İlimsel tartışmalarla olacak iş değil tabi. Internet'te “sörferken” (gezerken) kullandığımız tarayıcılar var ya; Bugün bu
Zaten bu şekilde insan oyalamak da (Türkiye 'de) mümkün görünmüyor. Gazete konuda bir şeyler yazma azmindeyim (azmettim, taşı delebilecek miyim
dahi okumayan (Hoş, okusa da gazetelerde bi mok yazmıyor zaten; Sabahları bakalım...). Size başlıca bazı “Tarayıcı” isimleri sayayım da, “neyden”
k
haber kanallarında özetleri dinleyince anlaşılıyor) hale getirilmiş (bir nevi matriks bahsettiğimi anlayın (anlamayanlar için !): Opera, (Mozilla) Firefox, (Google)
'e hapsedilmiş) bir toplumdan ilim ve bilimle iştigal etmesini, bu konuda kafa Chrome, (Apple) Safari, (MS) Internet Explorer (çoğunluk olsa gerek),
yormasını beklemek, saflık olur. Bir toplumu en güzel nasıl yönetirsiniz ? Cevap: (Netscape) Navigator, vs. vs. vs.; Daha niceleri var ama hepsini saymaya gerek
a

Cahil bırakarak. Şimdi bana sakın ülkemizin “okuma - yazma” oranlarından dem yok. Belli başlı tarayıcılar bunlardır. Siz hiç kendinize sordunuz mu acaba, bu tür
vurmaya çalışmayın, yolu bilmek ile yolda yürümenin farklı şeyler olduğu gibi, (sözde Yardımcı) Programlar neden beleştir ve bu kadar sık güncelleniyorlar diye
okuma-yazma bilmenin de, okumadıkça bir işe yaramayacağını anlamak için dahi ? Hah, insanların internet deneyimini kolaylaştırmak için mi, daha etkili “bilgi
H

olmak gerekmiyordur herhalde. Dolayısyla, cehaletin sorunu okuma - yazma aktarımı” için mi, daha anlaşılır ve göz alıcı içerik sunabilmek için mi ? Elbette
bilmek/bilmemek değil, okuduğunu anlamamaktır (Daha ince detaya girersek: öyle ! Ama bunun bir bedeli yok mudur sizce ? Adam babasının hayrına mı
Ezbercilik, Dogmatizm gibi illetlerden bahsediyorum). İnsanların okuduğunu yapıyor bunu ? Tabi canım; sırf amme hizmeti için, yüzlerce adam (ve/veya
anlamaması için de medyalar, siyasi topluluklar, açık pazarın paragöz simsarları kadın) istihdam ediliyor ve bu programları geliştirmek için çalıştırılıyor. Üstelik bu
ve daha niceleri ve hatta devletimizin güzide Eğitim Bakanlığı dahi (Başında iş için öyle “asgari ücretli” de çalıştıramıyorsunuz. Bilişim mühendisliğinin
“gelen-geçen siyasetcilerin” oturması sebebiyle; Bürokratlar deseniz, hepsi kaymağını (elit tabakasını) istihdam etmek zorundasınız ve böylece de
“Kadro”...) ellerinden geleni yapıyorlar; Ya da bana öyle geliyor (Komplo teorisi (neredeyse) sınırsız (maddi) kaynaklar dökmelisiniz ortaya. Böyle Bir şeyi

Son Değişiklik: 21/10/10 - 12:49:06 | Sayfa 1/3 - Bezginlik


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Bezginlik
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
(rasyonalist batı medeniyeti) yapar mı, karşılık beklemeden ? Buna evet buradan yak ! 30 küsür kişi için sevinirken, öte yandan milyonlarca insan sefil
diyebilmek için, gerçekten de saf olma şartı aranıyor. “Echolon” diye bir şey bir vaziyette sürüm sürüm sürünürken, acı çekerken, ölürken, kaçımız bir damla
duydunuz mu hiç ? (12:15) gözyaşı döküyoruz ? Bu mudur hassasiyetimiz ? (14:45)
(12:48) Eh, duymadıysanız, şimdi duyun artık. Her ne kadar bunun bir “komplo Oturup da, bütün gün ağlaşalım anlamına gelmemekle beraber, en azından
teorisi” olduğuna dair savunma mekanizmaları etrafta esiyor olsa da (fırtına “ikiyüzlü” olduğumuzu kabul edelim yeter. Farkında olalım, idrak edelim. Aklımızı

K
gibi), biz (artık) biliyoruz ki: “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz !” (atasözü !), kullanalım da, bari riyakarlık olmasın. Ama nerdeeeee ? “Gündemi
ancak dumanın işaret ettiği “gerçek ateş” mi, yoksa “yapay bir ateş” ile asıl Belirleyenler”, TV'lerde seyrettiklerimiz, Facebook'da “beğendiklerimiz”,
yangın örtbas, “sümen altı” mı edilmek isteniyor ? Böyle konularda (doğru) internette ve/veya diğer bilgi kaynaklarından elde ettiklerimizle mi olacak bu,
kanaat edinebilmek için, hamleleri, satranç da olduğu gibi, birkaç adım ötesini yoksa hiçbir etki altında kalmadan, özgürce kullanmaya hakkımız olan ve başlıca

O
görmek, olmazsa olmazlardandır. Bunu anlamak için biraz araştırmak yeterli görevimiz olan “Aklımızı Kullanmak” ile mi ? Tabi bu, herkesin kendi seçimidir
(Wikipedia da ne yazıyor, öte yandan Wikileaks de ne yazıyor ve hatta daha da (seçim yapabilmek için akla sahip ve onu kullanıyor, işletiyor olmalı) ve vicdanına
öte yandan, nispeten bağımlı/bağımsız kaynaklar ne diyor bu konuda, araştırmak kalmış bir olay (varsa farkında olan bir vicdan). (14:53)
elzemdir...). Tabi araştırabilirseniz; Çünkü caanım memleketimde en çok 15.10.2010, Cuma – 16:40

Ç
kullanılan ortam Facebook olduğundan bu, aklını kullanmanın “şunu beğendim, Konu “Gündem Belirlemek” demiştik ya... İşte bu gündem belirleme işi, gelişen
bunu beğenmedim” 'lerden öteye gitmeyen güruhun içinden, araştırma tabirinin teknolojiler sayesinde, artık çok daha kolay. Çünkü, insanlara çok daha çabuk
ne anlama gelebileceğini anlayabilecek pek de fazla insan çıkmaz gibime geliyor ulaşabiliyorsunuz. Bir yandan bu iyi gibi görünse de, “Dezenformasyon'un”

Ü
ya, neyse. Bu yazının bu bölümünde aslında varmak istediğim nokta şu ki: etkinliği açısından maalesef bu insanlık namına bir felaket. Çünkü ulaşan bilgiler
Kullandığınız “tarayıcılardan” bir şekilde, özel bilgilerinize ve alışkanlıklarınıza genelde hep, ama hep, yanıltmalardan ve saptırmalardan, sapıttırmalardan
ulaşmak için kullanılan mekanizmalar var (bunu en bariz bir şekilde, utanmadan ibaret. Bu açıdan bakınca, medyalar ve internet birer DECCAL 'dirler (bilerek
yapan hizmetler de var tabi...). Bu bilgiler çok miktarda olduğu zaman (facebook veya bilmeyerek). Bu iddia da araştırılması, tartışılması gereken (sübjektif) bir
gibi 500 milyon üyeli sistemler mesela) bir “toplumun (veya bütün bir hipotez. Artık kimin işine gelir kimin gelmez, bilemem.
gezegenin: Dünya) insanları” hakkında çok değerli “istatistiksel bilgilere” 17.10.2010, Pazar – 11:26

n
ulaşmak mümkün ve bu uygulanıyor da zaten. Ancak bu bilinen (ve bazılarınca
henüz idrak edilmemiş) gerçeklerin de ötesinde çok daha çarpıcı ve can alıcı bir
nokta var ki, şimdi, hiç zaman kaybetmeden o konuya girmek istiyorum; (13:09)
Her ne kadar makalemizin ana başlığı “Bezginlik” ise de, konumuz “Karamsarlık”
değil. Daha ziyade bu tür bezginlikleri tetikleyen “gerçeklerin idraki” varmak
istediğimiz (can alıcı/verici) nokta.
a
(14:30) Konu: “Gündem Belirlemek” (Ya da empoze etmek), yani insanların neyi
nasıl düşüneceklerine dair karar verip, uygulanmasını sağlamak. Örnek vermek NOT: Open Office Org'a (beleş ofis paketi) yüklemiş olduğum “Türkçe yazım
gerekirse: Şu son günlerde (aslında 70 küsür gündür) dünya gündeminde bir Şili kılavuzu” beni bazen şaşırtıyor. Kelimeleri (heceleri) olmadık yerden bölmemi
k
'li “Göçük Kurbanları” var ki, evlere şenlik. Ne olacak, kurtulacaklar mı, telkin etse de, redakte ederken büyük kolaylık sağlayıp, yazım hatalarımı ve
kurtuldular mı derken, allem edip gullem edip nihayetinde vatandaşlar gün acele ile yanlış tuşlamalarımı engelliyor (düzeltmemi sağlıyor). Örn.: Yukarıda
yüzünü görmeyi başarabildiler. Ama konu bu mudur aslında ? Hadi biz de insanız (yazımı: yukarda değil) kullanmış olduğum “redakte” kelimesinin altı (kırmızı)
a

sonuçta, elbette insanların kurtulmasına itiraz edecek değiliz. Hayatların çizili olduğundan, yazım hatası olduğunu telkin ediyor, ama biliyoruz ki, bu
(şimdilik, ama ecel ne zaman yakalar belli değil...) kurtulması bizi de sevindirir. kelime bize dışarıdan (yazımı: dışardan değil) geldi ve programın (kılavuzun)
Ama olay bundan mı ibaret ? Kurtuldular ve biz de rahat uyku uyuyabilecek içinde yer almıyor. Sağ tıklayıp dağarcığına (dictionary) ekle dediğimde altı çizili
H

miyiz ? Ne gezer ! Dünya üzerinde şu an kaç kişinin (kendi ülkemizde bile) aynı göstermekten vazgeçiyor. Aynı şekilde yabancı kelimeler de (Facebook, internet
şeylerin kendi başına gelebilecek durumda olduğundan haberdar mıyız ? gibi) altı çizili olarak öyle kalıyor, uğraşmıyorum. Bununla beraber, “allem edip
Yooo ??? Şu anda bile, dünya üzerinde kaç kişinin (bunlar da İNSAN) bölgesel gullem edip” gibi deyimler ve kelimeler de dağarcığında mevcut olmadığından,
ve/veya küresel savaşlar (örnek vermeye gerek yok sanırım...) nedeniyle aynen altı çizili olarak kalıyor. Siz bu yazıları Blog 'da veya PDF dosyasında
öldüğünü, acı çektiğini, sefalet içinde bulunduğunu biliyor muyuz ? Eh, okurken farkında olmuyorsunuz (kırmızı çizgileri görmüyorsunuz). Neyse.
bilmiyoruz ! Hani nerede o her şeyi bildiğini iddia eden medyalar, nerede o
kendini her sorunu çözebilecek yetide ve yetkide olduğunu sananlar ? Buyur,

Son Değişiklik: 21/10/10 - 12:49:06 | Sayfa 2/3 - Bezginlik


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Bezginlik
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
21.10.2010, Perşembe – 12:42
Tüm bu yazmış olduğum “Bezginlik” martavalları (laf olsun, külah dolsun) aslında
gelip geçici bir “duygudan” ibaret ve bu kadar da kafa yormaya değmez aslında.
Ne var ki, bezginlik ile uğraşırken ortaya attığım açıklamalar (toplumsal olaylar)
gerçek ve üzerinde durduğum kadar sinir bozucu. Neyse. Bu şekilde

K
kıllanmalarım zaten her makalemde olmak zorunda. Bu makaleyi de böylelikle
bitirmek istiyorum. Kabul ediyorum: Bu biraz “zengin kalkışı” (bitirişi) oldu ama
bezginlik kelimesi de bende sinir yapmaya başladı. Bir sonraki makalemde yine
bilimsel (!) konularla iştigal etmek üzere...

O
Bitti.

Ç
Ü
n
a
k
a
H

Son Değişiklik: 21/10/10 - 12:49:06 | Sayfa 3/3 - Bezginlik


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
01.11.2010, Pazartesi – 19:28 Bu arada yeni bir site açtım: [ http://takva.isgreat.org ], ancak içeriğini henüz
Makale: KainatinABCsi 3.Kitapçık ile ilgili... yükleyemedim. Amacım, elimde bulunan tüm Kuran-ı Kerim meallerini bu siteye
Yazan : Hakan ÜÇOK yüklemek (inşAllah). Google arama motorunu ne kadar meşgul edersek, kardır.
Asıl kitabımı (!) nasıl yazarım gibilerinden düşüncelerle cebelleşirken “Mehdix”
adlı kitabı okumak gibi bir talihsizliğe de imza atmış bulunuyorum (hemde

K
Kainatın ABC 'si internet 'ten indirerek, beleş). Para ödemeyip, bir de eleştirmek çok abes oluyor
Daha önce blogumda da ama söylemeden geçemeyeceğim: Kitabı hangi kategoriye koyacağımı şaşırdım.
belirtmiş olduğum üzere, adını “Ben gerçekten kitap yazabilir miyim, nasıl yazarım ?” vs. gibi endişeler içinde
“Kainatın ABC 'si” koymayı kıvranırken, bakıyorum da eline kalemi alan çiziktirmiş. Film senaryosu mu,

O
düşündüğüm, 3. Kitapçık olan roman mı belli değil (herhalde edebi açıdan kendi çapında bir EKOL olsa gerek,
ve bu sefer ne fragman ne de yeni bir tür akım...), okurken kafamı muhtelif defalar duvara çarpasım geldi
makaleler toplumu olmasını (yapmadım, hala düşünüyorum, öyleyse varım...). Ama gazete dahi okumayan,
istemediğim yazı üzerinde okunsa da hiçbir (objektif, tarafsız) bilgi edinilemeyen yayınların (basılı ve/veya

Ç
çalışmaya başladım. Kitap gibi görsel, işitsel medya) olduğu bir ülkede, belkide böyle Kitaplar (!) gerek. İçerik
olacak umarım. Bir süredir açısından, mevcut dünya düzenini gerçekçi bir şekilde mi anlatıyor, yoksa ütopik
blogumda yeni yazılara mi, yoksa saf komplo teorisi mi, aslında o kadar önemli değil. Mana (uzun a=ă),

Ü
(makaleler veya alıntılara) yer yani içerik bakımından Travenian 'ın “Shibumi 'sini” ve George Orwell 'in “1984
veremeyişimin sebebi aslında 'ünü” andırıyor (aratıyor) aslında, ama edebi açıdan biraz (çok) zayıf kalmış.
bu. Bu arada internet üzerinde Bunu eleştirmek için ve/veya “polemik olması” açısından söylemiyorum; Bir
muhtelif ve kapsamlı bazı kıtap yazmak gerçekten de zor ve böyle bir şeyin (kitabın !) ortaya çıkması,
araştırmalar yapma fırsatı herhangi bir şeyin ortaya çıkmamasından daha iyidir herhalde. Kesin öyle. Sanki
buldum. Hem felsefi, hem benim şimdiye kadar kaleme aldığım “Şeyler” (!) çok mu matah ? Değil

n ilimsel (ilmi) hemde bilimsel


birçok gelişmeyi değerlendirme
fırsatı buldum bu arada.
elbette ! Ama bazen düşünüyorum: “Söz gümüşse, sükut altındır.” atasözü
gayet mantıklı değil mi ? Gerçi bu durumda (Mehdix için söylüyorum),
yazılmaması (az veya çok) kayıp olurdu herhalde.
a
Bununla birlikte, blogumun Neyse. Hazır başlamışken, gerçek eleştirileri de sıralasam iyi olur:
teknik ayrıntılarıyla da haşır 1.Bir siyasetçi (adı lazım değil, “Efendi Hazretleri” kendini bilir) şöyle dedi:
neşir olmak zorunda kaldım. “Sürüden ayrılanı kurt kapar...!”... Haydaaaaa...?!!! Kendilerini (tebaasını
k
Facebook hesabımı da herhalde) SÜRÜ olarak gören (Unzurna değil de anlaşılan Raina demeyi tercih
dondurdum (ve sitenin eden) bir siyasetçiden ne bekleyelim ? Kurban bayramında bizleri (değil,
yöneticilerine fırça kaydım, tebaasını) yatırırlar üç ayağını bağlayıp, Alim-Allah. Türkiye Cumhuriyeti 'nin 87
a

ancak tınmadılar...). Fark yıllık tarihinde ilk defa bir partinin (adı lazım değil) yönetimi baba dan oğula
ettiyseniz bir süredir blogumun (veya sonuçta bir akrabaya) geçecek bu gidişle. Daha önce denenmiş, ama
görüntüsünde de (theme) uygulanamamıştı (hatırlarsanız, çok uzak bir geçmişte değil...). Osmanlı
H

birçok değişiklik oldu, ama bu geleneğini yürütmeye (hortlatmaya) kalkanlar için: Nerede AKIL ? Nerede AKL'ı
sadece işin süsü; Ve fark ettim ki, gereğinden fazla işin süsüyle-püsüyle kullanan kullar ? Nerede sürüler halinde (tabi beklentileri olup da) şunun bunun
uğraşıyorum. Uğraşmamak için theme ile ilgili güzel bir program keşfettim peşinde koşanlar ? Ahan da burada... Beklentiler karşılanmayınca, elbette
(Artisteer 3 Beta). Bu Theme-Maker ile blogun görüntüsünü ve işleyişini “ayrılmalar”, “yeni (!) parti kurmalar” olacak. Yeni ABC partisi (gerçek adı lazım
gerçekten de iyice kurcalamak mümkün. Bu arada yabancı kelimeler için kimse değil) hayırlı olsun. Ama aslında bu memlekete gerekli olan bir değil (nüfusumuz
kusura bakmasın, herşeyi Türkçe'leştirmek mümkün değil ve bazen de çok abuk kaçtı, bilen var mı ?), ~80 milyon parti ! Sonuçta herkesin bir çıkarı vardır ve
subuk kelimeler ortaya çıktığından yerine göre kelimeleri olduğu gibi yazıyorum. “birlik beraberlik” bizim milletçe güçlü olduğumuz bir konu olmadığından, herkes

Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 1/7 - KainatinABCsi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
kendi partisini kursun, kendi çıkarları için tırmalasın birader. Bir tek parti kime [Enam Suresi 6:38] “Yeryüzünde gezen her türlü canlı ve (gökte) iki kanadıyla
yeter ? İstese bile hangi birimizin derdine yetişir ? Zaten istemez, o da ayrı bir uçan her tür kuş, sizin gibi birer topluluktan başka bir şey değildir. Biz Kitap’ta
konu. Ama bunu düşünebilmek için (Toilet, WC, 100 numara, neyse işte) Hela hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonunda hepsi Rablerinin huzuruna toplanıp
'da ne kadar ıkınmak zorunda kaldım, artık siz düşünün. Yoksa geçenlerde getirilecekler.”
mahalle köpeklerinden kaçarken miydi yaf, unuttum (balık hafızası derler [Bakara Suresi 2:2] “Bu, kendisinde şüphe olmayan kitaptır. Allah’a karşı

K
buna...). S.çarken, yada kaçarken nedense aklım iyi işliyor. Herneyse. gelmekten sakınanlar (Takva sahibi) için yol göstericidir.”
2.Başörtüsü olayına ayetlerle şöyle bir değinip geçeceğim, gerisini herkes kendi [Bakara Suresi 2:174] “Allah’ın indirdiği kitaptan bir kısmını gizleyip onu az
düşünsün: bir bedel ile değişenler (var ya); işte onlar karınlarına ateşten başka bir şey
[Araf Suresi 7:26] “Ey Ademoğulları ! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve doldurmuyorlar. Kıyamet günü Allah, onlarla ne konuşacak, ne de onları

O
süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) Elbisesi var arıtacaktır. Onlar için elem dolu bir azap vardır.”
ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. ? Bunlar sadece birkaç ayet, daha niceleri var. Özellikle de 174. ayet insanı çok
Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik).” (daha çok) düşünmeye yöneltmelidir bence. Sözüm okumayanlara olduğu kadar,
(20:53) “Bırakın, siz okumayın, anlamazsınız, bize gelin, etrafımızda toplanın, biz size

Ç
04.11.2010, Perşembe – 18:42 anlatalım !” veya “Arapça okuyun, anlamasanız da çok sevaptır !”, diyenler var
Arkasından gelen şu iki ayet de çok manidar: ya , işte onalaradır...
[Araf Suresi 7:27] “Ey Ademoğulları ! Avret yerlerini kendilerine açmak için, Hele bir de şöyle bir ayet var ki, okudukça içim titriyor:

Ü
elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de [Al-i İmran Suresi 3:19] “Şüphesiz Allah katında din İslam’dır. Kitap verilmiş
saptırmasın. Çünkü o ve kabilesi, onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık
Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır. yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerini inkar ederse, bilsin ki Allah
[Araf Suresi 7:28] “Çirkin bir iş işledikleri vakit, 'Biz atalarımızı bunun hesabı çok çabuk görendir.”
üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti', derler. De ki: 'Şüphesiz, Allah Bu açıdan, konuyu öyle bir ayetle geçiştirelim dediysek de, olacak iş değil

n
çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üzerine mi atıyorsunuz?'

Bunu, örtünen de, açılan da iyi düşünmeli bence. Her örtünen buna (Kuran 'a)
elbette. En ince ayrıntısına kadar anlatmak şart. Bunu ne kadar başarabildim,
bilemiyorum. En azından “asıl kaynak” olan Kuran-ı Kerim 'e yöneltebildiysek,
ne mutlu bize (Türk 'üm diyene ki, bu konuda bir yazı yazmak da geçiyor
a
inanmış, boyun eğmiş ve öylece uyguluyor veya örtünmeyen bunları inkar içimden, nasip...).
ediyor demek de doğru olmaz (Saçta keramet olsaydı, g.tte çıkmazdı diye bir laf Şimdi (İmdi), yazdım yazdım, ama asıl başlığı (konuyu) biraz ihmal ettim gibime
vardır... İşte aynı mantıkla, örtünüp bürünenin de ne olduğu asla belli olmaz.). geliyor. (19:24)
k
Biliyoruz ki, çoğu insanın Kuran 'da ne yazdığından haberi yok, atalarından ne Canım memleketimde “Kainatın ABC'si” diye bir kitap yazma hazırlıklarında olup
görmüşlerse onu uygulamakta. Olayı şekil 1A da (canım memleketimin da, “Büyük Ana Muhalefet” ile ilgili de fikir beyan etmemek olmaz. “Küçük Ana
resminde) görüldüğü gibi polemiğe dönüştürmenin, abuk subuk tartışmalara Muhalefet” ile ilgili konu açmayacağım hiç. Onları ilerde “Ne Mutlu Türk 'üm
a

girmenin, her (iki) taraf için de geçerli olmak üzere, olmadık ısrarlarda Diyene” adlı makalemde (inşAllah) konu ederiz. Belli ki “sorunlular” kendileri
bulunmanın, ortalığı karıştırmanın, denizi bulandırmanın karşılığında (ahirette) (herkes gibi), ama bende mesela %50 Çerkez, %50 de Muhacir olmama
nelerin elde edileceğini iyi hesaplamak gerek (2x2=4, 5 değil...!). Din (özellikle rağmen, kalkıp da dağa çıkmıyorum herhangi bir veya daha çok HAK ARAMAK
de İSLAM) orta yolu tavsiye eder, aşırılıktan, aşırı uçlardan sakındırmaya çalışır; veya kendime ait bir devlete ve topraklara sahip olmak için. Benim başım kel
H

Eğer konu iman ise (genelinde inanç ve özelinde İslam yani), o zaman bu mi, yoksa onlar mı uyanıklık yapıyorlar ? İlerde açıklarız (çok yakında, bu
yukarıda vermiş olduğumuz ayetlerin (her insanın kendisi tarafından) çok iyi ekranda).
irdelenmesi ve idrak edilmesi gerekir. Atalarınızı üzerinde bulduğunuz değil, Gelelim “Büyük Ana Muhalefete” ki, bir yandan Allah, Kuran-ı Kerim, İman,
kendi aklınızla elde edebildiklerinizle yapmalısınız bunu (Bak.[7:27]). Kuran-ı Takva gibi kavramları (felsefeleri aslında) burada savunurken, aynı zamanda da
Kerim yeterli değil mi ? Değilse eğer, olamayacaksa, o zaman şu ayetler niye (Kurucusu hasebiyle güzel duygular beslesek de.) iş bu muhalefete ılımlı
var: bakabilmemi ve OY vermemi engelleyen tek sebebin, bir çuval inciri berbat eden
(sözde) vatansever yönetici ve/veya yönetimine talip olagelen mahlukatın
Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 2/7 - KainatinABCsi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
gafletleri, dalaletleri ve hatta hıyanetleri (ihanet den) dir. Adam gibi adam Have we found the universe that existed before the Big Bang?
olsalar, neye inandığım önemini yitirmemekle beraber, iş bu Ana Muhalefete The current cosmological consensus is that the universe began 13.7 billion
oyum garanti olurdu. Böyle diyorum, çünkü (olması gerektiği gibi) Hiçbir çıkarım years ago with the Big Bang. But a legendary physicist says he's found the first
ve (Hak, Hukuk Adalet dışında) beklentim yok oy verme işleminde. Ama iş evidence of an eternal, cyclic cosmos.
maalesef öyle değil ve ben her sandığa gidişimde, oyumu “geçersizler The Big Bang model holds that everything that now comprises the universe was

K
mezarlığına” gömüp de gelmek zorunda bırakılıyorum. Yok, alternatif yok, ben once concentrated in a single point of near-infinite density. Before this
ne yapabilirim ? Şu 43 yıllık ömrümde, oy verebilecek bir taraf (!) ile singularity exploded and the universe began, there was absolutely nothing -
karşılaşabilmiş değilim. Sanırım ömrüm de bu şekilde, geçerli bir tek oy indeed, it's not clear whether one can even use the term "before" in reference
veremeden, geçip gidecek. Akşam olunca daha acıklı (duygusal) yazdığımdan, to a pre-Big-Bang cosmos, as time itself may not have existed yet. In the

O
burada şimdilik kesiyorum. Yoksa başıma bir bela gelecek. (19:47) current model, the universe began with the Big Bang, underwent cosmic
05.11.2010, Cuma – 15:18 inflation for a fraction of a second, then settled into the much more gradual
Tırstığımdan değil, amaç fazlaca sübjektiviteye girmemek, olayı fazlaca kişisel expansion that is still going on, and likely will end with the universe as an
bir havaya çevirmemek. Biliyoruz ki, amerikalılar bize bunu sürekli derler ya infinitely expanded, featureless cosmos.

Ç
hani: “Kişisel değil, sadece iş icabı...!” (This is not personal, just business...!). Sir Roger Penrose, one of the most renowned physicists of the last fifty years,
Mesele de bundan ibaret, yoksa kim gocunurmuş, kim bozulurmuş, malumunuz, takes issue with this view. He points out that the universe was apparently born
bizim için TIN ! in a very low state of entropy, meaning a very high degree of order initially

Ü
Neyse, canım memleketimdeki muhalif (parti, takım gibi) akımları da bu şekilde existed, and this is what made the complex matter we see all around us (and
aradan çıkarmış olduk. Gelelim asıl konumuza: “Kainatın ABC'si”. are composed of) possible in the first place. His objection is that the Big Bang
Henüz tek bir satır yazamamış olduğumdan, kitabın dosyası öyle boş boş durup model can't explain why such a low entropy state existed, and he believes he
duruyor. Aklımdan bir çok fikir geçmesine rağmen (makaleler bunun ispatıdır), has a solution - that the universe is just one of many in a cyclical chain, with
nereden başlayacağımı henüz kestirebilmiş değilim, ilham bekliyorum (çok mu each Big Bang starting up a new universe in place of the one before.
beklerim ?)... “Kitap nasıl yazılır ?” gibi araştırmalarım sürüyor bu arada (Bak. How does this help? Well, Penrose posits the end of each universe will involve a

indirdiğim bazı dosyalar).

n
Bazı kaynaklar: WAB.zip [ZIP dosyası, ~747 KB], yani “Writing A Book” ile ilgili

“Stilin, uyumun, zarafetin ve iyi ritmin güzelliği, basit oluşuna bağlıdır.”


return to low entropy. This is because black holes suck in all the matter, energy,
and information they encounter, which works to remove entropy from our
universe. (Where that entropy might go is another question entirely.) The
a
PLATO demiş. Kitap yazmakla ne alakası var demeyin, ben dedim zaten. Benim universe's continued expansion into eventual nothingness causes the black
yazılarımda stil, uyum, zarafet, herhangi bir ritm (ritim) yok ve basit de olmuyor holes themselves to evaporate, which ultimately leaves the universe in a highly
zaten (parantez içinde yazdıklarım sayesinde olduğu kadar, cümle kurmalarım ordered state once again, ready to contract into another singularity and set off
k
da biraz “Temel Mantığında” ve olur olmaz yerlerde virgül kullanıyorum, the next Big Bang.
farkındayım...). Ya da ben anlamadım Plato'yu. Neyse... (15:43) As alternative theories go, it's not without its merits, but there's no evidence to
(24.11.2010, Çarşamba – 13:12) support it...until now. He says he's found evidence for his ideas in the cosmic
a

Bir süredir (neredeyse 20 gündür) süregelen yazı yazmaktaki isteksizliğimi microwave background, the microwave radiation that permeates the universe
bugün kırmış gibi görünsem de, klavyede tuşların yerini unutmuş gibiyim. İki and was thought to have formed 300,000 years after the Big Bang, providing a
parmak kartal arama, bulma ve dalma sistemi de iyi işlemiyor (hiç bir zaman on record of the universe at that far distant time. Penrose and his colleague Vahe
H

parmak yazmış değilim). Gurzadyan have discovered clear concentric circles within the data, which
”Kainatın ABC'si” olayına (kitap yazımına) henüz bir giriş bulamadığımdan, suggests regions of the radiation have much smaller temperature ranges than
bundan hiç bahsetmeyeceğim. Ama aklıma takılan bazı başka şeyleri (!) dile elsewhere.
getirebilirim bu arada: Aktüel konular...! So what does that mean? Penrose believes these circles are windows into the
demek de içimden gelmiyor. (13:21) previous universe, spherical ripples left behind by the gravitational effects of
(16:21) Bu arada bir yere kaydetmiş olduğum bazı alıntıları da sizinle colliding black holes in the previous universe. He also says these circles don't
paylaşmak isterim (Başlıklar sizi kaynak sitelere götürecektir, tıklayın...): work well at all in the current inflationary model, which holds all temperature

Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 3/7 - KainatinABCsi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

variations in the CMB should be truly random. Antimatter – or the lack of it – remains one of the biggest mysteries of science.
Here's where the fun begins. If the circles are really there and are really doing Matter and its counterpart are identical except for opposite charge, and they
what Penrose says they're doing, then he's managed to overthrow the standard annihilate when they meet. At the Big Bang, matter and antimatter should have
inflationary model. But there's a long way to go between where we are now been produced in equal amounts. However, we know that our world is made up
and that point, assuming it ever happens. of matter: antimatter seems to have disappeared. To find out what has

K
The inflationary model has become the consensus for a good reason - it's the happened to it, scientists employ a range of methods to investigate whether a
best explanation we've got for the universe we have now - and so cosmologists tiny difference in the properties of matter and antimatter could point towards
will examine any results that appear to disprove it very critically. There are also an explanation.
a couple key assumptions in Penrose's theory, particularly that all particles will One of these methods is to take one of the best-known systems in physics, the

O
lose their mass towards the end of the universe. Right now, we don't know hydrogen atom, which is made of one proton and one electron, and check
whether that will actually happen - in particular, there's no proof that electrons whether its antimatter counterpart, antihydrogen, consisting of an antiproton
ever decay. and a positron, behaves in the same way. CERN is the only laboratory in the
Ve world with a dedicated low-energy antiproton facility where this research can

Ç
Antimatter atoms produced and trapped at CERN be carried out.
A diagram showing the region where antihydrogen atoms are synthesized and The antihydrogen programme goes back a long way. In 1995, the first nine
trapped in the ALPHA apparatus. atoms of man-made antihydrogen were produced at CERN. Then, in 2002, the

Ü
The ALPHA experiment at CERN has taken an important step forward in ATHENA and ATRAP experiments showed that it was possible to produce
developing techniques to understand one of the Universe’s open questions: is antihydrogen in large quantities, opening up the possibility of conducting
there a difference between matter and antimatter? In a paper published in detailed studies. The new result from ALPHA is the latest step in this journey.
Nature today, the collaboration shows that it has successfully produced and Antihydrogen atoms are produced in a vacuum at CERN, but are nevertheless
trapped atoms of antihydrogen. This development opens the path to new ways surrounded by normal matter. Because matter and antimatter annihilate when
they meet, the antihydrogen atoms have a very short life expectancy. This can

n
of making detailed measurements of antihydrogen, which will in turn allow
scientists to compare matter and antimatter.
Antimatter – or the lack of it – remains one of the biggest mysteries of science.
be extended, however, by using strong and complex magnetic fields to trap
them and thus prevent them from coming into contact with matter. The ALPHA
experiment has shown that it is possible to hold on to atoms of antihydrogen in
a
Matter and its counterpart are identical except for opposite charge, and they
annihilate when they meet. At the Big Bang, matter and antimatter should have this way for about a tenth of a second: easily long enough to study them. Of
been produced in equal amounts. However, we know that our world is made up the many thousands of antiatoms the experiment has created, ALPHA’s latest
of matter: antimatter seems to have disappeared. To find out what has paper reports that 38 have been trapped for long enough to study.
k
happened to it, scientists employ a range of methods to investigate whether a “For reasons that no one yet understands, nature ruled out antimatter. It is
tiny difference in the properties of matter and antimatter could point towards thus very rewarding, and a bit overwhelming, to look at the ALPHA device and
an explanation. know that it contains stable, neutral atoms of antimatter,” said Jeffrey Hangst
a

Ve of Aarhus University, Denmark, spokesman of the ALPHA collaboration. “This


inspires us to work that much harder to see if antimatter holds some secret.”
Antimatter atoms produced and trapped at CERN
In another recent development in CERN’s antimatter programme, the ASACUSA
H

Geneva, 17 November 2010. The ALPHA experiment at CERN1 has taken an


experiment has demonstrated a new technique for producing antihydrogen
important step forward in developing techniques to understand one of the
atoms. In a paper soon to appear in Physical Review Letters, the collaboration
Universe’s open questions: is there a difference between matter and
reports success in producing antihydrogen in a so-called Cusp trap, an essential
antimatter? In a paper published in Nature today, the collaboration shows that
precursor to making a beam. ASACUSA plans to develop this technique to the
it has successfully produced and trapped atoms of antihydrogen. This
point at which beams of sufficient intensity will survive for long enough to be
development opens the path to new ways of making detailed measurements of
studied.
antihydrogen, which will in turn allow scientists to compare matter and
“With two alternative methods of producing and eventually studying
antimatter.
Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 4/7 - KainatinABCsi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

antihydrogen, antimatter will not be able to hide its properties from us much has now been fully operational for about five years, and the experiments there
longer,” said Yasunori Yamazaki of Japan’s RIKEN research centre and a have produced some notable physics results. One of the big stories along the
member of the ASACUSA collaboration. “There’s still some way to go, but we’re way was the synthesis in 2002 of antihydrogen atoms by the ATHENA and
very happy to see how well this technique works.” ATRAP collaborations (CERN Courier November 2002 p5 and December 2002
“These are significant steps in antimatter research,” said CERN Director General p5, respectively).

K
Rolf Heuer, “and an important part of the very broad research programme at This feat was an important step towards one of the ultimate goals of everyday
CERN.” antimatter science: precision comparisons of the spectra of hydrogen and
Full information about the ASACUSA approach will be made available when the antihydrogen. According to the CPT theorem, these spectra should be identical.
paper is published. To get an idea of what precision means in this context, take a look at the

O
For further information on ALPHA experiment, please read here: website of 2005 Nobel Laureate Theodor Hänsch, which has the following
http://cerncourier.com/cws/article/cern/30577 cryptic headline: f(1S–2S) = 2 466 061 102 474 851(34) Hz. This may look like
Pictures available here: http://cdsweb.cern.ch/record/1307522 a cryptic puzzle appearing in Brown’s fiction, but it simply means that the
Footage available here: http://cdsweb.cern.ch/record/1307524 frequency of one of the n = 1 to n = 2 transitions in hydrogen has been

Ç
measured with an absolute precision of about 1 part in 1014. This is
Contact impressive, but where do we stand with antihydrogen?
CERN Press Office, press.office@cern.ch Storing antihydrogen

Ü
+41 22 767 34 32 Both ATHENA and ATRAP produced antihydrogen by mixing antiprotons and
+41 22 767 21 41 positrons in electromagnetic "bottles" called Penning traps (figure 1). Penning
Jeffrey Hangst, ALPHA experiment spokesperson traps feature strong solenoidal magnetic fields and longitudinal electrostatic
+41 76 487 45 89 wells that confine charged particles. The antiprotons come from CERN’s AD,
1. CERN, the European Organization for Nuclear Research, is the world's and the positrons come from the radioactive isotope 22Na. The whole process
leading laboratory for particle physics. It has its headquarters in Geneva. At involves cleverly slowing, trapping, and cooling both species of particles

n
present, its Member States are Austria, Belgium, Bulgaria, the Czech Republic,
Denmark, Finland, France, Germany, Greece, Hungary, Italy, the Netherlands,
Norway, Poland, Portugal, Slovakia, Spain, Sweden, Switzerland and the United
(Amoretti et al.. 2002 and Gabrielse et al.. 2002). But here’s the rub: when the
charged antiproton and positron combine, the neutral antihydrogen is no longer
confined by the fields of the Penning trap, and the precious anti-atom is lost.
a
Kingdom. India, Israel, Japan, the Russian Federation, the United States of The ATHENA experiment demonstrated antihydrogen production because it
America, Turkey, the European Commission and UNESCO have Observer status. could detect the annihilation of the anti-atoms when they escaped the Penning
Ve trap volume and annihilated on the walls.
k
Keeping antihydrogen: the ALPHA trap To study antihydrogen using laser spectroscopy, anti-atoms need to be
Antimatter is difficult to make, let alone store. Jeffrey Hangst describes how sustained for longer. In the 1s–2s transition mentioned above, the excited state
ALPHA, an experiment attempting to trap antihydrogen at CERN, overcomes (2s) has a lifetime of about a seventh of a second; while in ATHENA, an anti-
a

some of the difficulties and he questions the reality of ever making more than atom would annihilate on the walls of the Penning trap within a few
the tiniest amounts of antimatter. microseconds of its creation. Thus, the next-generation antihydrogen
Suppose, as the villain of a story, you absolutely needed to transport a experiments include the provision for trapping the neutral anti-atoms that are
H

macroscopic amount of antimatter, for whatever sinister purpose. How would produced in a mixture of charged constituents.
you go about it and could you smuggle it, for example, into the Vatican The Antihydrogen Laser Physics Apparatus (ALPHA) collaboration has recently
catacombs? The truth is that we will probably never have a macroscopic commissioned a new device designed to trap the neutral anti-atoms. ALPHA
amount of antimatter for such a scenario to ever become reality. takes the place of ATHENA at the AD and features five of the original groups
According to the preface to the popular novel Angels and Demons (2000), from ATHENA (Aarhus, Swansea, Tokyo, RIKEN and Rio de Janeiro) plus new
author Dan Brown was apparently inspired by the imminent commissioning of contributors from Canada (TRIUMF, Calgary, UBC and Simon Fraser), the US
CERN’s "antimatter factory", the Antiproton Decelerator (AD). The real-life AD (Berkeley and Auburn), the UK (Liverpool) and Israel (Nuclear Research Center,

Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 5/7 - KainatinABCsi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

Negev). To construct such a magnet, the ALPHA collaboration surveyed the experts in
Neutral atoms – or anti-atoms – can be trapped because they have a magnetic fabrication of superconducting magnets for accelerator applications. It turns out
moment, which can interact with an external magnetic field. If we build a field that the Superconducting Magnet Division at the Brookhaven National
configuration that has a minimum magnetic field strength, from which the field Laboratory (BNL) had previously developed a technique that is almost tailor-
grows in all directions, some quantum states of the atom will be attracted to made to our needs. The key here is to use the proper materials in the

K
the field minimum. This is how hydrogen atoms are trapped for studies in construction of the magnet. To detect antiproton annihilations, ALPHA
Bose–Einstein condensation (BEC). The usual geometry is known as an Ioffe– incorporates a three-layer silicon vertex detector similar to those used in high-
Pritchard trap (figure 2). A quadrupole winding and two solenoidal "mirror coils" energy experiments (figure 3). However, the annihilation products (pions) must
produce the field to provide transverse and longitudinal confinement, travel through the magnets of the atom trap before reaching the silicon.

O
respectively. Figure 2 also shows the electrodes that provide the axial Therefore, it is highly desirable to minimize the amount of material used in the
confinement in the Penning trap for the charged antiprotons and positrons. The magnet construction to minimize multiple scattering between the vertex and
idea is that the antihydrogen produced in the Penning trap is "born" trapped the detector. So bulky stainless-steel collars for containing the magnetic forces,
within the Ioffe–Pritchard trap – if its kinetic energy does not exceed the depth as used in the Tevatron or the LHC, cannot be used.

Ç
of the trapping potential. The Brookhaven process uses composite materials to constrain the
This is a big "if". A ground-state hydrogen atom has a magnetic moment that superconducting cable that forms the basis of the magnet. Using a specially
gives us a trap depth of only about 0.7 K for a magnetic well depth of 1 T. The developed 3D winding machine, the team at BNL was able to wind an eight-

Ü
superconducting magnetic traps that we can build and squeeze into our layer octupole and the mirror coils directly onto the outside of the ALPHA
experiments will give 1–2 T of well-depth for neutral atoms. All antihydrogen vacuum chamber (figure 4). The mechanical strength is provided by pre-
experiments to date occur in devices cooled by liquid helium at 4.2 K, but there tensioned glass fibres in an epoxy substrate. Only the superconducting cable is
are strong indications that the antihydrogen produced by direct mixing of metal.
antiprotons and positrons is warmer than this, with temperatures of at least The new ALPHA device (figure 5) was designed and constructed during the AD
hundreds of kelvin. ATRAP has devised a laser-assisted method of producing shutdown of November 2004 to July 2006 and commissioned during the physics

n
antihydrogen that May give colder atoms, but their temperature has not yet
been measured. (Note that the highly excited antihydrogen atoms produced in
both experiments can have significantly larger magnetic moments, thus
run at the AD in July–November 2006. The Brookhaven magnets performed
beautifully, demonstrating that charged antiprotons and positrons can be stored
in the full octupole field for times far exceeding those necessary to synthesize
a
experiencing higher trapping potentials. The trick, then, is to keep them around antihydrogen. We even made the first preliminary attempt to produce and trap
while they decay to the ground state.) Both groups are investigating new ways antihydrogen in the full field configuration; but we have yet to observe
to produce colder anti-atoms, and the 2007 run at the AD (June–October) evidence for trapping.
k
promises to be revealing. Meanwhile, the ATRAP collaboration worked hard to commission a new
Designer magnets quadrupole trap for antihydrogen and succeeded in storing clouds of
A second important issue facing both collaborations is the effect on the charged antiprotons and electrons in their new device. The 2007 physics run at the AD
a

particles of adding the highly asymmetric Ioffe–Pritchard field to the Penning promises to be an exciting one for antihydrogen physics. Both ALPHA and
trap. Penning traps depend on the rotational symmetry of the solenoidal field ATRAP should have operational devices that are capable – in theory – of
for their stability. As ALPHA collaborator Joel Fajans of Berkeley initially pointed trapping neutral antimatter for the first time.
H

out, the addition of transverse magnetic fields to a Penning trap can be a recipe Back to Dan Brown
for disaster, leading either to immediate particle loss, or to a slower, but equally So let’s look at what is possible in experiments with antimatter today, leaving
fatal, loss due to diffusion. Fajans’ solution, adopted by the ALPHA the speculation to aficionados of sci-fi and NASA. If you wanted to take
collaboration, is to use a higher-order magnetic multi-pole field for the antimatter to the offices of your national funding agency, you might consider
transverse confinement. A higher-order field can, in principle, provide the same taking some antiprotons, since most of the mass-energy of an antihydrogen
well-depth as a quadrupole while generating significantly less field at the axis atom is in the nucleus. This might be tempting, since our charged-particle traps
of the trap, where the charged particles are confined. are certainly deeper than those for neutral matter or antimatter. ATRAP and

Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 6/7 - KainatinABCsi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
KainatinABCsi
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

ALPHA initially capture antiprotons in traps with depths of a few kilo-electron- antimatter production and trapping lags far behind Dan Brown’s imagination;
volts, corresponding to tens of millions of kelvin. But, density is an issue. A and the Vatican is safe from us.
good charged-particle trap for cold positrons has a particle density of about 109 About the author
cm–3. Antiproton density is much smaller, but we’ll be optimistic and use this Jeffrey Hangst, University of Aarhus, Denmark, ALPHA spokesperson and
number. So to transport a milligram of antiprotons – of the order of 1021 former ATHENA physics coordinator.

K
particles – you would need a trap volume of 1012 cm3, or 106 m3. That means (16:28)
a cube 100 m wide, which will not fit in your luggage. Incidentally, a milligram (26.11.2010, Cuma – 12:21)
of antimatter, annihilating on matter, would yield an energy equivalent to about Yukarıda yapmış olduğum alıntılara baktığımızda ve ne manalara geldiklerini
50 tonnes of TNT. idrak ettiğimizde (edebilirsek...), (sözde) pozitif (ve bence dogmatik) bilimin ne

O
So, what about transporting some neutral antimatter? Neutral atom traps tür kısır döngüler içinde olduğunu da görebiliriz. Atmışsın bir iddia (hipotez)
certainly have higher densities. The first BEC result for hydrogen at MIT ortaya (Big-Bang'i “varsaymışsın”), tutturmuş gidiyorsun. Yola çıktığın nokta
reported a density in the order of 1015 cm–3 for about 109 atoms in the vardığın nokta ile aynı sapıklıkta (veya sapkınlıkta): YANLIŞ !
condensate. This is better, but still far less than a milligram, even if you can get Antimadde dedikleri şeyin tespit edilemeyeceğini pekala bildikleri halde

Ç
the atoms from a gas bottle. The size of the trap is now down to 105 cm3, “hapsettik, yakaladık, ölçtük, gördük, kokladık...” gibi saçmalıklara kendilerini
which is more manageable. Note, however, that the BEC transition in this nasıl ikna edebiliyorlar, şaşıyorum. Bütün işin sırrı “mutlak vakum” olayıdır. Ama
experiment was at 50 μK – far below the 4.2 K that we hope to achieve with bu “mutlak vakum” dediğimiz ve aynı zamanda “mutlak tekilliği” de (5. boyutta)

Ü
antihydrogen. Unfortunately, to get really cold and dense atomic hydrogen oluşturan “oluşum” (veya “gerçek” diyelim artık), bilinen 5 duyu ile veya
requires using evaporative cooling – throwing hot atoms away to cool the eşdeğerde herhangi bir ölçme-biçme mekanizmasıyla (araç-gereç) tespit
remaining ones in the trap. This implies damaging your lab before you send the edilemez, bunu da inkar edemezler. Peki varılan (sözde) sonuçları neden bu
surviving, trapped anti-atoms to their final, cataclysmic fate. And don’t forget kadar ciddiye alıyorlar ?
that the total history of antiproton production here on Earth amounts to Dediğim gibi, şaşıyorum...
perhaps a few tens of nanograms in the past 25 years or so. Unfortunately, the

n
antiproton production cross-section is unlikely to change.
How many anti-atoms can we trap? The Japanese-led ASACUSA experiment,
using an extra stage of deceleration after the AD, can trap around a million of
Bu makale de böylece sona ermiş oluyor. (12:32)
a
the 30 million decelerated anti-protons that the AD delivers every 100 s or so
(CERN Courier March 2005 p8). Suppose we could make all of these into
antihydrogen (in comparison, ATHENA achieved about 15%). The trapping
k
efficiency for neutral anti-hydrogen is anybody’s guess at this point – we would
be grateful for 1%. This is why the very notion of having a dense cloud of
interacting antihydrogen atoms will bring a weary smile to the face of anyone
a

working in the AD zone. Using the above figures, it would take us 1019 s –
about 300 billion years – to accumulate just one milligram. One might also
question if anyone could engineer a device reliable enough to safely contain an
H

explosive quantity of anti-matter – not in my lab, thanks.


Back down to the sober reality here at CERN, we would be happy just to
demonstrate trapping of antihydrogen in principle. This means initially trapping
just a few anti-atoms – not making a BEC or antihydrogen ice. The future of
our emerging field seems to depend on this, although ASACUSA is developing a
plan to do spectroscopy on antihydrogen in flight. Time will tell which approach
proves more promising. Two things are certain: the real technology of

Son Değişiklik: 26/11/10 - 12:34:06 | Sayfa 7/7 - KainatinABCsi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
WikileaksFenomeni
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
29.11.2010, Pazartesi – 21:00 medyalar ve metalar, dijital, görsel, işitsel, basılı ve bilumum nitelik ve nicelikteki
Makale: WikileaksFenomeni (sözde) “Enformasyonlar” dan size gerçekleri bildirmesini bekliyorsanız, kusura
Yazan : Hakan ÜÇOK bakmayın ama, gerzek, aptal, şaşkın, şaşkaloz (ne demekse artık) olmalısınız.
Yani ciddi olamazsınız; Gerçekten de bu abuk subuk düzenin yalakalarına mı
inanacaksınız (bana dinlemek bile ağır geliyor) ?

K
WikiLeaks Fenomeni “Kelli-felli adamların (ve de bayanların, eksik kalmasınlar)” muhtelif kanallarda
ortaya fırlayıp (Zıp-çıktı), birer “Elbise Giydirilmiş Kütükler” (5. Element: Tahta,
Sanal bir ortamda o kadar ciddiye alınan bir fenomendir ki bu menem, makale Odun !) şeklinde boş boş tartışmaları da (dedikodu, iftira, gıybet, ne ararsan
döşenmeye ihtiyaç duydum. İçerik açısından, ciddiye alınamayacak batıllar, var), her “Gündem Konusunda” olduğu gibi yine beni şaşırtmakta (malum,

O
dedikodular ve dezenformasyonlar içermektedir; Ancak fenomen olarak büyük pisliğin çokluğu...). Ama onları da bir nebze anlamak, hoş görmek
oranda kitleleri etkileyecek güçte bir olgu (oldu-bitti) olarak tanımlanması kaçınamadığım bir davranış (hak verdiğimden veya haklı çıkarmak açısından
gerek.“Şahinlerin Korku İmparatorluğuna” hizmet eden bir faaliyet olduğu açıkça değil, acıyorum sadece...). “Fani Dünyada” hayatta kalmak, kalabilmek için
belli oluyor (ayrıntılar çok yakında “Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene” adlı makalemde (malum, bildik korkular, endişeler, daha önce bahsetmiştik) bunu yapmaya

Ç
çıkabilir). Korku ise, Şeytan' dandır (İrdeledik...). İçerik açısından ciddiye mecbur hissettikleri apaçık ortada. Ne var ki, bu şekilde ancak 70, 80, 90 veya
alınamaz olduğunu en geç, George Orwell 'in “1984” ve Travenian'ın “Shibumi” taş çatlasa 120, bilemedin 150 yıllık bir dünya hayatını idame ettirebilirler; Sonra
adlı romanları hatırladığımızda idrak eder, anlayabiliriz. Okumadıysanız henüz ne olacak ? Ölümsüz olmadıklarına göre, “Sonsuz Ahiret Yurdunda” halleri ne

Ü
çok geç değil. Belge uydurmak, uydurma olmasa dahi “gerçekmiş” gibi olacak peki (bende pek emin değilim hani, gidip görmedim...) ? Burada
göstermenin (allayıp pullamanın) farklı ve türlü türlü yolları mevcut olduğundan, kazandıkları, orada fayda edecek mi ? Hadi bekleyelim ve görelim. (21:45)
NE gerçektir, NE değildir, iş bu 5 duyumuzla doğru algılamaktan aciz olduğumuz (30.11.2010, Salı – 11:32) Ama tabi, zaten “Bu dünyada ne yapsak kardır !”
bir evrende (kastım mevcut dünya ve DÜZEN !) ne kadar anlamlı olabilir; Bunu tarzında, “batı materyalist felsefesinin” (aslında sapık inanç ve itikat demek
da herkes kendi vicdanına ve nefsine sormak zorunda (da değil aslında, ama yanlış olmaz...) etki ve hegemonyasının dahilinde yaşadıklarından (ve farkında
mesela dedik). Bu arada, duyularınızın sizi aldatabilme ihtimali olan bir dünyada olmadan ezildiklerinden), öyle birer endişeleri de olmaması gerek; Ki yok.

n
(dedik ya: DÜZENDE !), gerçek “gerçekleri” ancak “aklınızla” idrak edebilir ve
kendinizce yine SİZE AİT bir “kanaat” edinerek bulabilirsiniz (eğer derdiniz
gerçekler ise tabi). Şunu da unutmayın ki, “Dünya” yalan (Yalan Dünya), VAHİY
Olmadığını her gün, an be an izlemekte ve Şahit olmaktayız (işler tıkırında
gidiyor görünüyor, reklam gelirleri kasaya...). Gidiş öyle bir gidiştir ki, şu
meşhur “Şahinlerin” beklemekte olduğu “Kıyamet Gününe Doğru” gibi
a
HARİÇ (inanıyorsanız) ve bunun dışında hiçbir bilgiye güvenemezsiniz, hiçbir görünmekte. Bekledikleri ve istedikleri de bu zaten. Ve gerçekleşmesi için de,
iddianın doğruluğundan ve hangi amaca hizmet ettiğinden emin olamazsınız. ellerinden geleni yapacaklarından emin olabilirsiniz. Ne kadar başarılı olacaklarını
Vahiy ise ortada, apaçık...! Bazıları görmese de, görmek istemese de, anlamasa da zaman gösterecek. WikiLeaks bu senaryonun sadece bir piyonu; Pozitif Bilim
k
da, anlamak istemese de veya ataları tarafından anlamamak üzere ise bir diğeri. Bunlardan başka, Küreselleşme, Küresel Ekonomi, Küresel
şartlandırılmış ise de, dileyene (niyet şart) doğru yolu göstermek üzere altın Ekonomik Krizler, Muhtelif Savaşlar ve Çatışmalar, Felaketler (Bak. Depremler,
tepside (“Bütün şanınız ondadır...”) Hazır ve nazır sunulmuş bulunuyor (apaçık Seller, vs. ...!), “sözüm ona Medeniyetler Çatışması”, kendilerinin icat ettiği
a

yazıyor, ama görmek isteyen mi yok ?): (bana göre sözde) “Radikal İslam” ve bu sapık düzene hizmet, yalakalık ve
(Enbiya Suresi, 21:10) “Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki, sizin bütün yaltaklık eden daha nice “Zulümler” ve bunları uygulamaktan geri durmayan
şeref ve şanınız ondadır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız ?” “Zalimler” mevcut dünyada. Hepsini (olmasa da, bazısını) görmediğimizi,
H

farkında olmadığımızı mı sanıyorlar acaba ? Acaba bizleri (kimiz biz yaaaf ?) çok
Tek yapmanız gereken: “Okumak” ve “Aklınızı Kullanmak”. Elde edeceğiniz
mu aptal sanıyorlar ? (11:49)
“kanaat”, size doğru yolu gösterecektir. Bundan ötesi fasa fiso, abesle iştigal ve
(14:49)
teferruattır. Benim kanaatim de işte budur.
Şimdi siz bana “WikiLeaks 'i” mi soruyorsunuz ? Hal-i hazırda süregelen ve (Fatiha Suresi, 1:6-7) “Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna
internette olsun, medyalarda ve basınlarda olsun, mevcut “Dezenformasyonlar 'ı” ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil.”
neden görmüyorsunuz ? Bunlarla beraber, sözde pozitif (bence dogmatik) bilim “Sapıklar” ve “Gazaba Uğramış olanlar”, bilmem, her Fatiha okuduğunuzda,
dedikleri “kurumun” (materyalizm felsefesinin) birer uzantısı olan tüm bu onlardan bahsedildiğinin, bahsettiğinizin farkında mısınız (niyazın bir kısmıdır) ?

Son Değişiklik: 03.12.10 - 14:47:59 | Sayfa 1/3 - WikileaksFenomeni


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
WikileaksFenomeni
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
Değilseniz, işte bu vahim bir durumdur. Çünkü o zaman namazınızda gaflet means they would make for example the electron mass infinite.
içinde olma ihtimaliniz var (tabi namazla, niyazla bir alakanız var ise, olmayanlar However, for removing those singularities a receipt has been developed called
burayı es geçebilir...). “İhtimaliniz var...” dedim, çünkü fetva vermek, "renormalization". (String theories get rid of those singularities if they assume a
hükmetmek üzerime vazife değil, sadece dikkatimi çekenleri bildirebilirim (bu space-time with many dimensions.)
bile bazısına fazla gelebilir, bana Ukala denebilir...). Şimdi biri mutlaka çıkıp da A more exotic effect happens in extremely strong fields where a particle can be

K
“WikiLeaks bir “Dabbet-ül Arz'dır !” deme gafletinde bulunacaktır; Denmeden ripped out of the vacuum leading to a spontaneous pair creation or "vacuum
önce, ben öyle olmadığı kanaatinde olduğumu belirteyim de... (15:37) decay".
(03.11.2010, Cuma – 14:11) So the vacuum is not a singularity but a complex structure that is not
Aslında bu konuda yazılacak çok şey var, ancak ben olayların hızına ayak "empty" but occupied with all kinds of particles. The structure of Quantum

O
uyduramıyorum. Zaten şu vakte kadar herkes de nasılolsa “WikiLeaks” olayının Chromo Dynamics, for example, the theory of quarks and gluons which are the
ne kadar banal bir şey olduğunu keşfetmiş durumda olsa gerek (Bak. elementary constituents of all hadrons like protons, neutrons, and hence all
Medyalardaki dönüşler...). atomic nuclei, makes quarks "confined" in bubbles called quark bags in the
Daha aktüel olarak bir bilim gurubunda sormuş olduğum soruya gelen cevabı "true QCD" vacuum.

Ç
alıntılamak istiyorum burada. Cevaptaki 7 yanlışı gösterebilir misiniz (lafın gelişi, Why don't we feel it ? The answer is - do fish perceive the water to be a
birkaçının altını çizdim ve bold yaptım, aslında baştan sona hep altını çizmeliydim special medium?
ya, neyse...) ?

Ü
Soru şu: David Vasak
“Quantum Physics” adlı üye olduğum grupta sorduğum: “Vakum (Hava Yorum:
boşluğu) nedir, mutlak tekillik diyebilirmiyiz ?”, babında bir soruydu. Arkadaşın datum'u şöyle:
Cevap ise şöyle: The trick here is to assume that the vacuum is...
Hi Hakan, Yani, “Varsayıyoruz ki...”. Varsayımlarla başlayan her çıkış noktasının varacağı

n
Vaccum is defined as the state of a physical system with the lowest
energy. This is sometimes difficult to define if there are infinitely many possible
states with negative energies, like it is in relativistic Quantum Field Theories
yer neresidir ? Cevabı biliyorsunuz. Ayrıntıya
Henüz soruma gelen sadece bir “cevap” olduğundan, fazla yüklenmek
gerek

istemiyorum vatandaşa. En azından zahmet edipte cevap yazmış kendince. Ama


yok...
a
(QFT) of fermions interacting via intermediate bosons. Examples of those QFTs öyle görünüyor ki, ilerde daha çok tartışacağız kendisiyle. Protogen modelimi ve
are Quantum Electro Dynamics (QED), or Quantum Chromo Dynamics (QCD) Mutlak Düzen/Mutlak Tekillik hipotezimi ilettiğimde ne olacak merak ediyorum.
where the dynamics of the fermions obeys the Dirac equation and the bosons Hayırlısı !
obey a type of Maxwell equations. Negative energy states are a feature linked
k
Başka bir konu ise NASA'nın farklı bir canlı türü bulduğuna ve herkesin
to the solution spectrum of the Dirac equation which embodies Einsteins relation şaşırdığına dair haber (Google News den buldum) Bizde yeşil derili bir yaratık
E² = p²+m², also known es E=mc² in a simple form. (aslında insan) görürmüyüz diye heyecanlanmıştık:
The trick here is to assume that the vacuum is the state with just all
a

Life on Earth, with a little arsenic


negative-energy states "occupied". High energy bosons like photons or gluons
Network News
can collide with any of the negative energy particles in the vacuum state and
kick it out leaving a hole behind. This corresponds to a pair that physically is
H

All life on Earth - from microbes to elephants and us - requires the element
interpreted as particle and anti-particle (for example electron and positron).
phosphorus as one of its six components.
This complex structure of the QFT vacuum in manifests itself also in many so
But now researchers have discovered a bacterium that appears to have replaced
called "virtual" processes that lead to physically observable "corrections" of
that life-enabling phosphorus with its toxic cousin arsenic, raising new and
physical quantities like mass or charge. (A systematic approach to those
provocative questions about the origins and nature of life.
corrections has been developed by Feynman and is known as Feynman diagram
News of the discovery caused a scientific commotion this week, including calls
technique.)
to NASA from the White House asking whether a second line of earthly life had
N.B.: Some of those corrections mentioned above are singularities, that

Son Değişiklik: 03.12.10 - 14:47:59 | Sayfa 2/3 - WikileaksFenomeni


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
WikileaksFenomeni
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

been found.
A NASA news conference Thursday and an accompanying article in the journal
Science said the answer is no. But the discovery opens the door to that
possibility and to the related existence of a theorized "shadow biosphere" on
Earth - life evolved from a different common ancestor from all we've known so

K
far.
"Our findings are a reminder that life-as-we-know-it could be much more
flexible than we generally assume or can imagine," said Felisa Wolfe-Simon, 33,
the biochemist who led the effort.

O
Prompted by debate about the possible existence of a shadow biosphere, Wolfe-
Simon set out specifically to see whether microbes that lived in California's
briny, arsenic-filled Mono Lake naturally used arsenic instead of phosphorus for
basic cellular functions, or were able to replace the phosphorus with arsenic.

Ç
She took mud from the lake into the lab and began growing bacteria in petri
dishes. She fed them sugars and vitamins but replaced phosphate salt with
arsenic until the surviving bacteria could grow without needing the phosphates

Ü
at all.
Her research found that some of the bacteria had arsenic embedded into their
DNA, RNA and other basic underpinnings.
"If something here on Earth can do something so unexpected - that breaks the
unity of biochemistry - what else can life do that we haven't seen yet?" said
Wolfe-Simon, a NASA astrobiology research fellow and member of the National

n
Astrobiology Institute team at Arizona State University.
"This is different from anything we've seen before," said Mary Voytek, senior
scientist for NASA's program in astrobiology, the arm of the agency involved
a
specifically in the search for life beyond Earth and for how life began here.
"These bugs haven't just replaced one useful element with another; they have
the arsenic in the basic building blocks of their makeup," she said. "We don't
k
know if the arsenic replaced phosphorus or if it was there from the very
beginning - in which case it would strongly suggest the existence of a shadow
biosphere."
a

Theoretical physicist and cosmologist Paul Davies, director of the Beyond Center
at Arizona State and a prolific writer, is a co-author on the new Science paper.
He had been thinking about the idea of a shadow biosphere for a decade and
H

had written a paper on it in 2005. Two years later University of Colorado at


Boulder philosopher and astrobiologist Carol Cleland also published on the
subject. Both asked why nobody was looking for life with different origins on
Earth, and Cleland coined the phrase "shadow biosphere."
... vs.vs.vs. Haberin (!) tamamını başlıktaki linkten (Washington Post) takip
edersiniz.
WikiLeaks Fenomenini de böylece bitiriyoruz. (14:32)

Son Değişiklik: 03.12.10 - 14:47:59 | Sayfa 3/3 - WikileaksFenomeni


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
06.12.2010, Pazartesi – 14:43 tabi olmadan da, bir açıklama ve tarif oluşturulabileceğine, kanaat
Makale: SonEvrenTeorisi | Blog Kaydı edinebileceğimize inanıyor/-um (-uz). Çoğunluğa her hal ve durumda uymak,
Yazan : Hakan ÜÇOK insanı yanlış sonuçlara götürebileceğini biliyoruz (Bak. Kuran-ı Kerim). Bu, her
şeye muhalif olmayı gerektirmese de, en azından bu durumda uygulanması
gereken bir davranış olarak “mantıklı” geliyor. Örnek vermek gerekirse:

K
Son Evren Teorisi (2010-2011)
The Age of the Universe
Şu günlerde 2010 yılının sonlarına doğru gelirken, 2011 yılı için ilk (2010 için (A Sample Problem)
son) bir “Evren Teorisi” ile 2010'u bitirmek ve 2011'e başlamak istiyorum.

O
Bu teorinin çıkış noktası (“varsayımı” da denebilir, bunda bir sakınca yok, çünkü 1) Assume that the Hubble constant, Ho is 75km/sec/Mpc, calculate the age of
bilim bunu sürekli yapıyor...) ve temel dayanağı “Mutlak Tekillik”, “Mutlak Düzen” the Universe if (a) the universe is empty (i.e. no mass), and if (b) the universe
ve “Protogen” Hipotezi ile daha önce (ve sürekli) iştigal etmiş olduğum has a critical density. (c) What is the age of the universe if it is denser than the

Ç
konulardır. Bunca kafa patlatmadan sonra, henüz bu hipotezlerimi revize etmiş critical density? (d) What’s the age if it is less dense?
değilim. Şimdiye kadar yapmış olduğum tespitler çerçevesinde başlıklar olarak şu
şekilde başlamak istiyorum: 2) The oldest globular clusters are ~13 ±1 billion years old. Can either (a)
1. Mutlak Düzen: or (b) be ruled out? Since we know that there is mass in the universe (we

Ü
Entropi “varsayımına” göre, mevcut “düzensizlik”, yani entropinin artmış ve exist!), suggest an alternative cosmological.
artıyor olması (öbeklenmeleri, ya da maddenin evrende homojen dağılmış
olmasını “düzen” olarak da kabul edebilirsiniz, size kalmış) mutlaka bir (sadece ...
bir) “düzenden” kaynaklanmış olabilir; Bunu adı da “Mutlak Düzen”. Mutlak
deyince, mümkün olduğunca mutlak anlamalıyız. Ancak bu mutlaklık 'ın Esther L Zirbel

n
(mutlakıyet 'in) şekli ne olabilir diye sorunca (ille de şekil olması gerekiyorsa),
aslında birçok açıdan farklı sonuçlara varılabilir. Ben (biz), maddenin “ilk
oluştuğu anı” (var olduğu, var edildiği, yaratıldığı anı) referans kabul edip,
(PDF'in devamı için google da başlığını aratınız...)
Yukarıda yapmış olduğum alıntıda sorunun nereden kaynaklandığını anlamak
mümkün. Başlıktan hemen sonra başlayan cümlenin ilk kelimesi olayı kabak gibi
a
atomların ve böylece uzayın ilk oluştukları, var oldukları (aslında “yaratıldıkları”) ortaya çıkarıyor: “Assume that...” (08:14)
andaki, olması gereken düzeni (Protogen yapısını) anlıyorum. Bunun şekli ancak (09.12.2010, Perşembe – 13:54)
ve ancak “Protogen Modeli” olabilir bence (bilmiyorum neden). Sebep, her Bilim, bize 5 duyumuzla ulaşan bilgiyi ve bu duyumları hassaslaştıran alet
k
atomun düzenli bir şekilde ve uzaklıkta diğer atomlardan eşit uzaklıkta ve edevat, aygıtlarımızın bize ilettiklerini, yanlış yorumluyor olabilir mi ? Yukarıdaki
konumda olması gereğidir. Buna “Mutlak Tekillik diyoruz. Ne var ki, üç boyutlu vermiş olduğum alıntı gibi “yorumları” ve “var sayımları” duyduğum, gördüğüm
bir evrende, böyle bir “şekil dizilişi” mümkün görünmüyor (Bak. “Deneyler 2” adlı ve “em pati yoluyla” idrak ettiğim zaman, bu soruya evet deyesim geliyor
makalem). (15:30) (diyesim yazdığım zaman, yazım hatası veriyor). “Olası bir yanlış noktadan” yola
a

(08.12.2010, Çarşamba – 08:03) Ve zaten “Mutlak Tekillik” de, “uzay ve zamanı çıkan her mantıklı düşüncenin (ne kadar olumlu manada sübjektif olursa olsun
tarif etmiyor ve oluşturmuyor. O ilk ve benzersiz (eşsiz) an, tüm sonsuz veya ne kadar objektif ve rasyonalist hatta pozitif olduğunu iddia ederse etsin),
miktardaki maddenin kaynağı, bir nevi çıkış “noktasıdır”. Bu, rasyonel pozitif hüsranla sonuçlanması, yanlışlara iletmesi, saptırması, sapıttırması ihtimali çok
H

(dogmatik) bilimin penceresinden baktığınızda, “düzen” anlamına gelir ki, bizim yüksek. İyi niyeti taktir ediyoruz ama, “işgüzarlığa” tahammül edemiyorum. Eğri
açımızdan baktığımızda da en “mantıklı” açıklama gibi görünüyor. Ne var ki, bu oturalım, doğru konuşalım. Rasyonalist, pozitif, objektif geçinen “Günümüz
mutlak tekilliğin bir “patlama (Big Bang)” ile uzay ve zaman'ı tetiklediği fikrine Bilimi”, bu şekilde yozlaşmış olamaz mı ? Aydınlanma çağının başlarında, o
(zannına, var sayımına, tezine, hipotezine, “modeline”) katılmıyoruz, ki birçok zamanın dogmatik ve zalim kilise ve engizisyonun yediği haltlara tepki olarak
insan da aynı şekilde düşünüyor zaten (umurumdaydı sanki ya, neyse...). doğan pozitif bilimsellik, günümüzde benzer “hezeyanlara” (saçmalıklara) imza
Katılmamak da, kim ne derse desin, rasyonel bilimin “asli sübjektivitesine” atıyor olabilir mi ? ”Assume that...” diye başlayan ve “Varsayalım ki, ...”
(tarafsızlığına) ve tabiatına aykırı bir durum değil, olmamalıdır. Aynı zihniyete manasına gelen herhangi bir felsefenin, düşüncenin, iddianın, tezin, teorinin
Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 1/7 - SonEvrenTeorisi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
ve/veya modelin doğru ve “dürüst” olabileceği ihtimali mümkün olsa da, nasıl halinde, evrenin her köşesindeki madde (sözde) tamamen eşit ısıda oluncaya
inanırız, nasıl güveniriz de, ipiyle kuyuya inmeye kalkarız, ben anlayamıyorum. kadar soğuyup, genişleyecekmiş. Eğer madde miktarı ile patlamanın şiddeti eşit
Nedir bu olay ? (14:15) oranda ise, sonsuza kadar “genişleyip/şişip” duracak. Eğer madde miktarı
“Hubble Sabitinin” o miktar olduğunu varsaymak niye ? Biliyoruz ki, en azından patlama şiddetinden daha büyük oranda ise, bir yere kadar genişleyecek, daha
ışığın hızının yaklaşık 300.000 km/sn. olduğunu “doğru” kabul ederek sonra kendi içine doğru yönelip, tekrar kendi içine çökecek/kapanacakmiş. Bir

K
hesaplayabiliyoruz ki, “Merkez Zaman Ufkumuz” dediğim ve bilimin “Horizont” Big Bang olayından yola çıktığınızda ortaya çıkan durum budur. Ancak,
diye isimlendirdiği küre üzerindeki en uzak nokta, her saniye yaklaşık 300.000 bahsettiğimiz üzere, 1.Tüm/toplam madde miktarını bilmiyorsanız (ki bilinmiyor,
km öteye kayıyor. Yine bir var sayım olan “Evren genişliyor” iddiasından yola malum merkez zaman ufkumuz sınırlı, ekstrapolasyon bu konuda mümkün değil
çıkarak (ki, öyle görünüyor olması bir yana, gerçekten de öyle olduğu henüz ve tek bildiğimiz ışığın hızı ve Hubble-Hacminin artması: ~300.000 km/sn....);

O
ispatlanabilmiş değil, çünkü değişkenleri yerli yerine oturttuğunuzda hesapta 2.Eğer Big Bang olmamış ise ve bu model saçmalıyorsa, ne olacak ? (11:15)
hata, kabul edemedikleri ”sonsuzluklar” ortaya çıkıyor), bu genişlemenin (11:41) “Kritik Yoğunluk” gibi bir terimi Big Bang dışında kullandığınızda ise,
gidişatını yine var sayılmış bir “kritik yoğunluğa” bağlayıp, kürenin de aynı farklılık arzediyor:
zamanda genişliyor olduğu ve hesaplanabiliyor olan “gerçeğini” göz ardı ederek (15:12) Maddenin sonsuz (sınırsız miktarda) olduğunu “farzedersek”, “var

Ç
veya unutarak, bir sonuca varma çabasını nasıl açıklarız ? Hangi mantığa uyar ? sayarsak” (neden öyle kabul ettiğimizi daha sonra yine, yeniden açıklarız,
Yapmayın, etmeyin; Tahammül edemediğim bir başka “şey” ise aptallıktır. Ama unutturmayın...) olay, madde miktarının genişleme (patlamanın) şiddetine
en uyuz olduğum da, “bile bile lades, küfür (gerçeğin üstünü örtme babında) ve oranını “tarif edegelen” değil de, uzayı oluşturması için gereken “Yoğunluğu” tarif

Ü
inkar” mekanizmalarıdır. İnsanın gözünün içine baka baka, “75 km/sec/Mpc” diye etmiş ve böyle anlamış oluyoruz. Bu yoğunluk, (hidrojen) “Mutlak Düzende”
bir saçmalık tekrar edenlere nasıl bir bakış “fırlatmalı” ki, artık bu şekilde uzayı oluşturan atomların birbirinden uzaklıklarını tarif etmektedir (Bak.
“baymaktan” vazgeçsinler ? Daha önce de belirtmiş olduğumuz üzere, herkesin “Deneyler 2” adlı makale). Niyetimiz herhangi bir patlamaya mahal vermek (ve
az veya çok gözlemleyebildiği gerçek şudur ki, evrendeki her tür madde böylece işi tesadüfe bırakmak) olmadığından, (ısınarak) sakince tekamül eden bu
öbeklenmesi (gezegenler, aylar, suni uydular, yıldızlar, galaksiler, ...) bir model üzerine yoğunlaşmaktayız ve bu sonsuz miktardaki atomlar da “kontrollü
yörüngede hareket ediyor ve etmek zorundadır (Kuran-ı Kerim buna açıkça atıfta bir şekilde yoğunlaşmaktadırlar”. Bir plana ve düzene uygun davranmaktadırlar.

n
bulunur). Etmezse ne olur ? Örnek olarak vermek gerekirse, dünyamız güneşin Patlama halinde, sınırlı miktardaki madde ile sınırsız olasılıklarda
etrafında belli ve dengeli bir hızda dönüyor olmasaydı, merkez kaç kuvveti ile “evrimleşebilen” (kendiliğinden gelişigüzel hareket eden) bir evreni tarif etmek
güneşin çekim gücü arasındaki kuvvetler dengesi bozulmuş olur ve gezegenimiz mümkün (bugün “gördüğümüz” ve anlamaya çalıştığımız evreni ise patlamayla
a
doğrudan güneşin içine düşerdi. Ya da, gereğinden daha hızlı dönseydi, uzayın tarif etmeye çalışmak abes...). “Tekamül eden bir modelde” ise, bir tek olasılık
derinliklerine doğru hareket ediyor olurduk. Üstelik bu dönüş, güneş sistemimizin olabilir, o da, şu an gördüğümüz ve anlamaya çalıştığımız (ve az kaldı, anlamak
henüz toz ve gaz bulutu halindeki zamanından beri süregelmekte. Güneşin bu üzere olduğumuz) evren ve özellikleridir. En basitinden bir “kızılötesi fon ışıması”
k
gaz bulutundan yoğunlaşarak oluşmasından (sıkışarak parlamaya patlama modelinde açıklayıcılıktan çok uzak olduğu ve cevaplanmayı isteyen yeni
başlamasından) sonra geri kalan tozlar ve gazlar (madde partikülleri) yeni sorular ortaya çıkardığından, patlamayı artık bir kenara bırakın yaf. (15:21)
gezegenleri oluşturmuştur (malum, ilk 4-5 gezegen daha yoğun olan tozlardan, Kütlesi olan “her şeyin” (=Madde), ışık hızından daha hızlı yol alamayacağını,
a

geri kalanlar ise az yoğun olan gazlardan oluşmakta ve dışa doğru pluto kayası hatta mutlaka daha yavaş olmak zorunda olduğunu (yoksa kütlesi sonsuza
ve ötesinde kuiper kuşağında yine sert maddeler bulunduğuna dair “bulgular” yaklaşıyormuşşşş...), bugün bize “Big Bang Modelini” savunan bilimin ta kendisi
mevcut). Aynı şekilde güneşimiz, Samanyolu'nun etrafında diğer yıldızlarla söylemiyor mu ? O zaman, kabarcığımızın dışında/ötesinde “Hiçliğin/Yokluğun”
H

beraber dönmeseydi, galaksimizin merkezine doğru düşerdi. Örnek olarak bunlar var olduğunu iddia etmektir bu (“Sınırlı miktarda maddeye sahip, genişleyen
yeterli sanırım. (15:08) veya kendi çapında şişen bir evrenin ötesinde ne var ?”, sorusu...). Oysa
(13.12.2010, Pazartesi – 10:53) “Yokluk”, adı üstünde yoktur, nasıl var olabilir (sıfır değeri gibi, işaret mevcut,
Yukarıda yapmış olduğum alıntıda, “critical density” olarak geçen “kritik ama işlevi yok bence. Sıfır'ı tanımlayın dediğimizde, hangi babayiğit bir
yoğunluk” evrende bulunan madde miktarına atıfta bulunuyor. Buna göre tanımlama yapabiliyor, tanımsız değil midir; “1/0” 'ı bana açıklayın o zaman ?) ?
patlamanın şiddetine göre madde miktarı evrenin tekrar kendi içine çökmesine Yokluk olamayacağına göre, evrendeki madde miktarı da sonsuz olmak zorunda
yetemeyecek kadar az (kütle çekim kuvvetlerinin toplamı yetersiz) olması (düz mantıkla: yokluğun tersi, sonsuzluktur), bu kadar basit. Sonsuz miktarda

Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 2/7 - SonEvrenTeorisi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
maddeyi ise, tek bir noktada sıkıştırmak mümkün değildir. (15:32) Eh, farketmesek bile, ışıma yaptığını söyleyebiliriz. Çünkü bize, “Mutlak sıfırdan farklı
dolayısıyla, yine “düz mantık” kullanır, düz kontak yaparsak (kısa devre, ki ısıdaki her madde ışıma yapar.” diye öğrettiler (Kim mi ? Cevap: Bilim Teknik
bazısının hoşuna gitmez bu, hayalleri, dünyaları yıkılır...), patlama da olmuş Dergisi, Ekim 2008, “Kim Korkar Kara Delikten ?” adlı makale, Sayfa 48, Sütun
olamaz. Bitti. Biraz “Oldu bitti 'ye” getirdik ama, çaresi yok; Kısır döngüden 2, Satır 5). Kaynak vermiş olduğum makalede yine Hawking'in, karadeliklerin
başka nasıl kurtuluruz ? Amaç çözüm bulmak mı, yoksa “çözümsüzlük” içinde kütleleriyle ters orantılı bir sıcaklığı olduğunu hesapladığı yazıyor (Sütün 1, Son

K
kıvranmak mı ? Zamane dünyamızda “Çözümsüzlük Çözümü” her ne kadar satır). Eh işte, hesap kitap yapıyorlar ama, neye göre anlayabilmiş değilim ya,
benimseniş olsa da (her alanda bu uygulanıyor...), biz buna pabuç bırakmıyoruz, neyse. Bana göre işte tam da bu hesaplama, Big Bang 'in olmadığının, cereyan
baştan beri bunu söyledik. (15:53) etmediğinin ispatıdır. Neden mi ? Anlatmaya devam ediyorum ya, sabırlı olun.
(15:56) “Mutlak Düzenin” ne olması gerektiğini, evrenin hangi hallerden çıkıp Geldik mi şimdi “Kızılötesi Fon Işıması” komedisine ? Geldik !

O
da günümüze kadar gelebildiğini, şimdi az çok anlamış bulunuyoruz. Aynı sözler WMAP adında bir uydu gönderiyor-uz (/-lar), belli bir ısı aralığında bize ulaşan
“Mutlak Tekillik” için de geçerlidir ve konuyu da böylece aydınlatmaktadır. elektromanyetik emisyonu (ışımayı) tespit ediyorlar, bunun 13 küsür milyar
(15:58) ışıkyılı (uzaklık birmidir, zaman değil) öteden geldiğini ve büyük patlamadan arta
(14.12.2010, Salı – 13:44) kalan ışıma olduğunu iddia ediyorlar. Bakın olayı anlamadıysanız, benden sakın

Ç
2. Mutlak Tekillik: ha, daha açıklayıcı anlatmamı beklemeyin, bu mümkün değil. Şimdiye kadar
Mutlak Tekillik için, “Mutlak Düzen” bölümünde yazdıklarımız aynen geçerli anladıysanız, ne Ala, tamam; Bundan sonra işler iyice içinden çıkılamaz hal
olmakla beraber, mutlak tekilliğin ne olduğuna dair daha detaylı düşüncelerimizi alıyor. (14:37)

Ü
de paylaşmazsak olmaz: Sözde bu ışıma (bizden uzaklaştığı için midir nedir), kızıla kaymış vaziyette
a) Mutlak Tekillik, “Kara Deliklerde” gözlemlediğimiz (var saydığımız, çünkü kara (Doppler Etkisini duymuş olmanız gerek), çünkü çok uzaklardan (ve eskilerden)
delik görebilen henüz yok, sadece kütle çekim etkileri “ölçülebiliyor”) tekillik, bize ulaşıyor (-muş, diyorlar...).
mutlak tekillik değildir. Maddeyi ne kadar sıkıştırırsanız sıkıştırın, hacimsiz olması (19.12.2010, Pazar – 15:44)
(tek boyutlu veya boyutsuz olması) mümkün değildir. Mutlak Tekillik, ser verip sır NOT: Her bilim dalında olduğu gibi, Astro-, Nükleer- ve Quantum-Fiziklerinde
vermez, oysa kara deliklerin de ışıma yaptıkları, şu son zamanlarda anlaşılmış “Varsayımlar ile bilim olmaz.” desek de, objektif gözlemlerimizi sübjektif (kişiye

n
bulunuyor (Örnek göstermek abes olsa da, ... Bak. Hawking). özel) hipotezlere (kanaat, felsefe, içtihat) dayandırmak zorunda kalıyoruz.
b) Mutlak Tekillik, 4 boyutlu evrende var olamaz, ancak etkilerine (gravitasyonun Nedeni ise çok açık; 5 duyumuzla elde ettiğimiz “bilgileri” bir şekilde
“bir çeşidi”) şahit olmak mümkün (bunu attım, bakalım tutacak mı...). yorumlamak zorundayız. Bu yorumlamayı yaparken de, kendimizce mantıklı birer
a
c) Mutlak Tekillik, şimdiye kadar “var sayılan” maddenin sıkışmış halinden altyapıya dayanmak gibi mecburiyetimiz bulunmakta ki, isterseniz buna
ziyade, maddeyi oluşturan ve gravitasyonu tetikleyen en küçük birimlerin (yani “tecrübe” de denebilir. Temel olarak bizim tecrübemiz ise şudur ki, bazen
atomların) düzenli bir şekilde dağılmış halleridir (Protogen dediğimiz “şey”, (belkide çoğunlukla) 5 duyumuzun bize ilettiği “temel bilgiler” dahi bizi
k
eşkenar dörtgen dizilimi...). Mutlak Tekillik ışıma yapmaz (elektromanyetik yanıltabiliyor. Örnek vermek gerekirse bir “göz yanılsaması” sayılabilir. Bu sadece
emisyon) ve mutlak sıfır (-273C) sıcaklığındadır. bir örnektir ki, bu örnekleri çoğaltmak mümkün. İş bu bilgileri “doğru
d) Mutlak Tekillik, aynı zamanda da “Vakum (Vacuum) – Boşluk” (bir rivayete yorumlamak”, doğru akıl yürütebilmeye dayanır ki, bunu dahi yapamadığımızı
a

göre hiçlik, yokluk) demektir. çoğunlukla idrak etmekte gecikmiyoruz. (16:05)


e) Mutlak Tekillik, bir üst boyuta ait bir oluşumdur, 4 boyutlu evrende (20.12.2010, Pazartesi – 14:04)
öbeklenmez. Öbeklenmeye başladığı an, madde oluverir. Ve tabi ışıma yapmaya SORU:
H

başlar ve elbette hacim kaplar (3 boyutlu algılanır ve zamanda var olur; Etti 4 Hakan ÜÇOK • What if the "Big Bang" Model (Theory, Hypothesis) is
boyutlu evren). wrong ?
Tabi bunlar bana göre mantıklı “var sayımlardır”. İlerde (az aşağıda...), bu What makes me believe that it could be wrong ?!
(başkalarına göre) “saçmalıkları” (Nonsense, Non-Sense = Manasız laf) nasıl akıl Tartışmalar:
ettiğime dair açıklamalar yapacağım. (13:58) Aaron S. • It is completely possible that it is wrong, that wouldn't really be a
(14:11) Şöyle düşünün; Herhangi bir maddeyi (kolaylık olsun diye hidrojeni surprise for anyone who has read even a small amount of history, and if it is we
örnek verelim: Elementler tablosunda H diye geçer...) ele aldığınızda, bunun, will know more than we do today. That is the wonderful thing about science,

Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 3/7 - SonEvrenTeorisi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
theory is adjusted to fit observation instead of the other way around.
However, up until now it has proven resilient to proofs of being totally wrong, Hakan ÜÇOK • At this instance I prefer not to entangle with theology in that
(with a few tweeks here and there). So I would posit it is unlikely to be matter, because science and theology are seen as rivals. I need a scientific
completely wrong, although in certain areas it will almost certainly need aproach.
adjustment to fit with experimental results. The "out of NOTHING" big-bang thing, but how (at this point not the WHY ?) ?

K
Mithra Jandhyala • The problem with "BIG" questions in science is that for Mithra Jandhyala • The "How" part is answered by many Physicists using the
solving them we have to invoke something "Supernatural" or something currently available Quantum physics theory. It seems that the "Nothingness" or
"Irrational" to explain the very sane world of order around us. I used to admire a "Pre-existing Symmetry" which we think should be self contained and stable is

O
the "Big Bang" theory but thinking about it now, it comes to me as a "Big not a stable entity and quantum fluctuations occurring at sizes comparable to
Disappointment". "Big Bang" says that the Universe came out "Nothingness" or the Plank's constant let to the Big Bang and the creation of Space and Time
some pre-existing symmetry. It sounds interesting but I am afraid its not all itself. So Modern physics is trying hard to marry Quantum Randomness with the

Ç
"Science" that is going on here. One has to have "Faith" in this model rather Observed Order proven by the Relativity theory.
than having before us the experimental evidence or facts. I feel that something I am not sure if this answer gives out any new information but nevertheless this
in the lines of the "Steady State theory" should come out in the future which is is how I could comprehend the "How" part.
both wonderful and also not involving magic or pure-imagination.

Ü
Hakan ÜÇOK • Sounds all good !
Aaron S. • I remember being told by a creationist once that the evidence for But "Randomness" is something that is hard to accept for me (not the quantum
creation was that we are here now (sigh:( ), so I am certainly skeptical of theory itself), if you know what i mean. I am unable to "believe" (scientifically)
"magic". However, I suppose all hypothesis requires 'faith' to some extent and/or understand coincidence or accident, sounds not rational, dont know
before it is properly tested, just some are quicker and easier to test than why...

n
others. The Big Bang does satisfy the test of scientific theories in many ways ie.
it makes useful and measurable predictions (eg. background radiation,
expansion, and possibly gravity waves, to name just a few). Although it is true
The "How part" i do understand more or less.

Aaron S. • This is where we have a problem. "Randomness" is an inherent part


a
it has not been proven as such, it is still very useful in making predictions about of the universe, there is no way to escape it. We are simply limited in our
our universe. The cause of the big bang, however, is still quite in the realm of understanding by being too big (or hot) to notice the randomness, therefore our
"magic", although several mechanisms have been proposed it is devilishly hard 'classical' world works by predictable patterns. The Quantum world is only
to test them. Chief in my concerns about the big bang is the little matter of measurable in probability terms in describing all classical attributes. This is not
k
"before", since time did not exist "before" it is difficult to envision exactly how so much contradictory to classical physics but the effects of Quantum
we propose to say the big bang even "happened" when all these words dictate a phenomena on classical objects is very small. This is why we can use Newtons
need for time. This seems a bit too philosophical and just sends my head laws to shoot a rocket from earth and hit a comet millions of miles away, even
a

spinning round in circles so I won't think about it anymore. though we know Newtons laws are wrong they are a very good approximation.
Mithra Jandhyala • A little matter of "before" is the crucial aspect here. I feel Relativity is in the same boat, it is not "correct" but it is an excellent
that we as humans perceive time due to relative motion of matter around us. I approximation.
H

don't think time would have any meaning when things are all motionless The point here is when we are talking about the big bang we are talking about
suspended in the space. So something prior to this "blast" can be regarded as starting with a singularity, or something with infinite mass and infinite
"timeless" but the question remains "who/what initiated this big bang ?". This is smallness, there is no way to apply a 'classical' view to this. So unfortunately
where the theory starts to disappoint me. I am compelled to believe that the this is where science crosses a little into theology (or philosophy), the method
Universe has always been around only that matter and energy keep playing with we have been using from time immemorial to describe systems and phenomena
each other. And it may be that we are not a cosmic accident but are very much we don't understand. But, fingers crossed we find something scientific soon
integral to the behavior of this universe. enough and can move beyond these notions.
Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 4/7 - SonEvrenTeorisi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
en küçüğünden en büyüğüne kadar “atom altı ve onlardan da küçük parçacıkları”
Mithra Jandhyala • This is hard to buy in "Randomness is an inherent part of oluşturması ve ancak bundan sonra, bu “atom altı” parçacıkların protonların,
the universe, there is no way to escape it." nötronların ve elektronların birleşmesi, atom'a dönüşmesiyle hacmi oluşturması
We can't even comprehend what "Randomness" is. "Randomness" is infinite ve atomların ışımaya başlamasıyla, “zamanın akışının” başlamasıdır ki, hipoteze
information. It is magic. Since Randomness closely operates with the Big Bang göre bundan önce zamanın kendisi henüz var olmasa da bu, muhtelif kaynaklara

K
theory, BB theory has to be "inconveniently" accepted. göre, 100.000 ile 380.000 civarlarında yıl sürmüştür. Üstelik bir genleşmeden,
I have a basic question here, at what level does the "Randomness" end and genişlemeden, şişmeden bahsediliyor ki, atomların kendisi oluşmadan bir hacmin
"Order" start ?.Is this a continuous band where "randomness" just fades away ve mesafelerin oluşmasının mümkün olamayacağı da ortada. “Ya da ben bir şey
and gradually order starts pitching in as we keep moving out of the sub-atomic anlamadım veya yanlış anladım.”, desem, buraya kadar anlattıktan sonra abes

O
and reach the world we perceive?. Explaining the solid world of facts and olmaz mı ? (15:52)
observations around us, I don't think we should accept Randomness as Buraya kadar anlattıklarımdan dolayı, ortaya attığım “var sayım” ile bu kafa
something that falls under scientific method. karıştırıcı ve şüphelendirici (kıllandırıcı) hipotezi baypas (by-pass) ederek,
I had thought about the concept of "Randomness" a lot and I find it worse than “mutlak tekillik”, “mutlak düzen”, “mutlak sıfır ısısı” ve “vakum” kavramlarını

Ç
Science Fiction. tekrar ve yeniden tanımlamaya gitmiş bulunuyoruz (makalenin başlarında). İşte,
“konvansiyonel (bildik) anlamda tekilliği”, “mutlak tekillik” kavramıyla
Aaron S. • Plancks units describe the 'limit' of when quantum effects are değiştirdiğimizde, bizim “zamanda gidebileceğimiz (aklımızla idrak babında,

Ü
dominant over relativistic effects. The idea of randomness did not come from BB yürüyerek değil...)” en uzak nokta (t=|0|, mutlak sıfır), öncesi tarafımızdan
nor did the BB come from randomness, it is simply the best theory so far. It is bilinemeyen ve “sınırsız/sonsuz miktarda” atomun “mutlak düzen” şeklinde,
interesting to note that this theory not only dictates how the universe came into “mutlak tekillik” ve mutlak “sıfır ısısında” olarak var olduğu An 'dır. Bundan
existence but also demonstrates that it must come into existence as Hawking öncesi için ekstrapolasyon (hatta gidişata bakarak interpolasyon) yapmak, ne
says in "A brief history of time." herhangi bir bilimsel hipotezin ne de bizim hipotezimizin harcı değil, ki biz de,
There does, however, seem to be order, even in randomness, ie. the universe bilim de “yoktan var olma” gerçeğini açıklamakta/idrak etmekte aciz kalıyor/-uz

n
always balances. This is seen in the equivalence of particles and anti-particles (“Bu konuda, Kuran-ı Kerim atıfta bulunmaktadır.”, demekten de kendimi
being created from the void, and that the universe's positive energy (matter, alamıyorum).
İş bu, bizim anladığımız manada, mutlak tekillik, mutlak düzen, mutlak sıfır
a
forces etc.) are countered by its negative energy (gravity).
I think the hardest thing to accept about randomness is there is nothing higher, ısısını, her ne kadar tespit etmek şimdiye kadar mümkün olmadıysa da, en
it is not like we get to complete order (except that total nothingness is complete azından neye benzediğine dair “benzetimler” yapmak mümkün. İşte bizim
order). Lets face it, nothingness splitting into positive and negative and then “Protogen” benzetimimiz de burada ortaya çıkıyor (önceki makalelerimizde
k
making every effort it can to go back to nothingness again requires interaction defalarca anlattık): “Mutlak Düzenden Isınarak Ve Yörüngelerde Hareket Ederek
between the positive and negative sides. If something prevented the Tekamül Eden Evren”. Burada Mutlak Düzen tabiri aynı zamanda mutlak tekilliği,
equalization of energy back to nothing then the system of interactions would mutlak sıfır ısısını ve zamansızlığı (O ilk An'ı, t=|0|) tarif ediyor. Isınması, mutlak
a

continue indefinitely until it did, thereby creating a cause and effect system. Our sıfır ısısından yola çıktığına dair görüşümüzün bir parçası. Yörüngelerde hareket
universe is the exception rather than the rule. etmesi ise, evrenin bugünkü haline gelebilmesi için muhtelif öbeklenmelerin
oluşabilmesine işaret etmekte. Dediğim gibi, şu an için, öncesi ve nedeni
H

(15:22) Diyelim ki, yani herkesin yaptığı gibi, “var sayalım”, “farz edelim” ki, muallakta (değil aslında ya, Kuran anlatıyor apaçık, neyse...).
bildiğimizi sandığımız evren, “konvansiyonel anlamda” bir “tekillikten” meydana (21.12.2010, Salı – 14:48)
gelmedi (oluşmadı). “Konvansiyonel anlamda” dediğimizde, anladığımız “tekillik”, Aklıma eleştirecek veya polemik yapacak bir şey gelmemiş. Aval aval bakmışım
maddeyi oluşturması beklenen, sınırlı fakat çok büyük mü, sınırsız ve sonsuz mu boşluğa.
bilinmeyen enerjinin ki, adını koymakta zorluk çekiyoruz, tek bir noktada (24.12.2010, Cuma – 12:02)
sıkışmış olarak (sebebi belli değil, nedensiz) ortaya çıkmasıdır. Big Bang Boşluk.
hipotezine göre öyle bir tekillik ki, maddenin oluşması için ilk önce bu enerjinin
Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 5/7 - SonEvrenTeorisi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
(13:42) Aktualite: kendisini icat eden mutlak sübjektif zihinlere rağmen, bir araya gelip topluluk
Kaptanın Seyir Defteri (Yıldız tarihi şöle böle, aşağı yukarı, ne bileyim ben...); oluşturduktan sonra objektif olduğunu iddia edebiliyor (veya öyle bir hüsnü zan
Bugün ne oldu, bi bilsen defter. Her zaman pencereden dışarı baktığımda ile kurgularını oluşturabiliyor). Kendi bilinç ve idrak çerçevesinde, elinden
görmeye alışık olduğum “çöp bidonları rezilliği” ortadan kaldırıldı, çok sevindim. sübjektif olmaktan başka bir şey gelmeyen bir bilincin ne kadar objektif
Sonradan ortaya çıktı ki, “ensesi kalın” birileri naçizane beldemizi ziyaret etmiş olabileceğini, ne tür sapıklıklar kurgulamaya kadir olduğunu, varın siz tahmin

K
ve dönerken bizim sokaktan geçeceğinden, o pisliği görmesin diye çöp edin (biraz da görün yaf...). Bu arada ben, sübjektif olmaktan, olabilmekten
bidonlarını (3 adet) arka sokağa kaktırmışlar. Netekim (nitekim) kırmızı plakalı şahsım ve geliştirdiğim felsefeler, yaptığım icraatlar adına utanmıyorum.
araç sokağımızdan geçerken ortalık gayet temiz görünmekteydi. Geçti gitti (2 Tabiatımda var ve inkar etmem, vazgeçmem de. Ancak, “rasyonel” bilime
saniye ya sürdü ya sürmedi), her kim ise artık (aslında çok da umurumda değil, hitap ettiğinizde kimsenin üstüne almayışı sebebiyle, onu icra eden (sözde)

O
TIN yani...). Bilmeni istedim defter, biz “ensesi kalın” olmadığımız ve kırmızı “bilim adamlarına” bunu söylediğinizde, yüzünüze garip garip bakmaktan başka
plakalı araçlarla ortalıklarda dolaşmadığımızdan, öyle temiz bir sokağa pek alışık bir şey yapamıyorlar. Sizi ciddiye almıyorlar. Hatta daha da ileri gidip, size
değiliz. Çoğu insan bidonların kapağını kaldırıp içine atmaktan aciz. Ama bu düşman gözüyle, hatta belki “radikal dinciymişsiniz” gibi bakabiliyorlar (bunu
ülkede (beldede), “ensesi kalınlar” görmesin, içleri bulanmasın diye uğraşan inkar edecek babayiğit var mı ? ). Çoğu da belki bu nedenle zaten tartışmaya

Ç
merciler varmış. Çok ince düşünülmüş, tebrikler, bravo... Aynı inceliği “bizim gibi ve/veya polemiklere girmeye çekiniyorlar. (13:41)
ölümlüler” (halk dediğimiz güruh) için de gösterecekleri vakit, dünya cennet Tartışmaya girmeyişlerin, giremeyişlerin, girseler de bağırıp çağırıp
olacaktır, garanti ederim. Bu durumda, o “ensesi kalınlar” gaflet içinde midirler tepinmelerinin bir başka sebebi de, dayanakları olan ve her bir ferdi tarafından

Ü
(etraflarında olanlardan bihaberler mi) diye aklıma geldi, not edeyim dedim. İyi tam olarak idrak ve ifa edilemeyen bilgi hengamesinin, önlerinde ve
de ettim, aferin bana. Hani madalya yok mu ? (13:56) arkalarında, sağlarında ve sollarında, üstlerinde ve altlarında oluşturduğu ve
NOT: Bugün de boş geçmesin diye yazdım. Hiciv babında oldu biraz. Daha ağır ezberlemek zorunda kaldıkları, objektif verilerden itina ile süzülmüş, saptırılmış
cümleler de kurabilirdim, aklıma gelen en hafifi bu (ince vede kısa)... Daha da sübjektif bilgi çöplükleridir. Tartışmak için gerekli olan veya tartışmanın
laf edecektim, ama başıma bela olur, neme lazım ! Bu kadarı da, “anlayana temeli ise, objektif veya süzülmüş sübjektif (fark etmez) bilgilerin idrak ve ifa
saz”, anlamayana ..... .... .. (anladınız siz onu, kuviz/quiz babında araları edilebilmesine dayanır. Ancak, saptırılmış bir bilginin neresini mantık kabul etsin

n
doldurun). “İroni” had safhada ! (14:06)
(25.12.2010 – 05.01.2011) Boş. Aradan bir yıl geçmiş be...
de idrak edebilsin ki, baştan aşağıya çürüktür. Dolayısıyla tartışsa, bu ancak iki
rakip veya düşman tarafın birbirini ezmeye veya yok etmeye çalışmasına benzer
(06.01.2011, Perşembe – 13:10) Tekrar asıl konumuz olan, şimdiye kadar (Bak. Savaşlar, Futbol taraftarları, A Partisi – B Partisi = Particilik, sağ - sol, laik
a
çoktan kapatmış olmamız gereken, bu yılın son ve yeni yılın ilk konusu/makalesi – antilaik, dinci - dinsiz, başörtülü – başı açık olayları ve daha niceleri...).
“Son Evren Teorisine” geri dönersek: Objektif olması öngörülen bilimsellik ise, aynı mantık ile kendini bir tarafa atmış,
Sorun şu ki (dogmatik bilim bunu sorun olarak bile görmez ve/veya farkında yolu en hızlı katetmenin, bir Yaratanı inkar etmekten, sonsuz ve sınırsız bir
k
değildir), pozitif bilim “Yaratıcı” ve/veya “Yaratıcılık” konusunda kendine has bir evrenin hiç sebepsiz “yoktan var olma zahmetine” katlandığına ve “tesadüf eseri”
“burnunun dikine gitme” alışkanlığı geliştirmiştir. Bu alışkanlık dediğimiz rastgele evrimleşebildiğine inanmaktan geçtiğini iddia eder ve bu doğrultuda
kavramın kaynakları da (sebepleri nedenleri) malum, bilimin uzun bir süre amel eder. Bununla da katettiği yolun bir yere çıkmasını beklemektedir. Gerçek
a

“dogmatik inanç sistemleri” tarafından (ki İslam kesinlikle bunların arasında şu ki, pozitif dedikleri (dogmatik) rasyonel bilimin temsil ettiği “Materyalizm'i”
değildir, bakınız tarih kitaplarına, o çağlarda İslam-i Bilimin/İlmin/Fen'in katettiği sapkınlığından, gafletinden, dalaletinden ve ihanetinden ve hatta eline Hiçbir
yollara) hegemonyası altında tutulup baskılanmış (eziyet edilmiş/görmüş) şeyin geçemeyeceğinden ancak ve ancak kesinlikle alışık olduğu doktrinlerle
H

olmasından kaynaklanıyor. İş bu ezilmelerden kurtulunca, bilim de bir tür eziklik açıklayamayacağı, karşısında tamamen umutsuz ve aciz kalacağı bir olay
tepkisi olarak, malum inanç sistemlerinin tümünü toptan reddedercesine, iş bu tümüyle ikna edebilir ki, bu olduğunda da zaten her şey için çok geç olmuş
inançların ve felsefelerin tersine gitmeye başlamış ki, sadece kendisini bir olacaktır. Yukarıda yapmış olduğum tartışma alıntıları da, görüldüğü üzere, iş bu
zamanlar zor durumda bırakan “kiliseye inat” tersine gitse, gene iyi. Ne var ki, ikna edilemez güruhun laf kalabalığını çok güzel bir şekilde yansıtmaktadır.
bununla yetinmeyip, öyle görünüyor ki, felsefi açıdan her tür insan-üstü “Gelin olayı basitleştirelim, bir ortak paydada buluşalım.” deseniz de, ezberlemiş
varlıkların ve açıklamalarının (Vahyin) inkar edilmesine dayanan, kendince bir olduğu ve kendisi dahi anlamaktan acz içinde bulunduğu o sözde objektif,
materyalist felsefe olan “rasyonalizme” vermiş kendini. Öyle bir rasyonalizm ki, rasyonel ve materyalist bilimin dayatmaları var ya, bu garip güruhun gözlerine
Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 6/7 - SonEvrenTeorisi
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
SonEvrenTeorisi | “Final Theory/Truth About Everything (2010-2011)”
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
perde çekmiş bulunmaktadır. Öyle ki, ağzından çıkanı kulağı duymaz hale gelmiş,
az önce kurduğu cümlede ortaya attığı “varsayım'ı” bir sonraki cümlesinde
kendisi ayaklar altına alıyor, ama farkında değil, idrak edemiyor. Şimdi, bunlara
ne derseniz deyin, dinleyen yok. Aslında çok da umurumdaydı ya, TIN (bites
me !) !

K
Bundan dolayı, öyle görünüyor ki, bu yazmış olduğum makale de “Son Evren
Teorisi” değil aslında. Zaten öyle olmadığını, olamayacağını da baştan
belirtmiştik. Biz yaşadığımız sürece ben (ve muhtelif başkaları), insanlık var
oldukça da mutlaka birileri bu “gerçekleri” sürekli olarak temcit pilavı gibi ısıtıp

O
ısıtıp yazacaktır. Beni kınamayın (aslında TIN !), elimden gelen budur, ancak
adım da Hıdır değil dur. Kimin Hıdır, kimin Zıpır olduğunu aktüel olaylar (Bak.
Haberler-TV, Gazeteler, Gündemler, vs.) yeterince ortaya seriyor, benim polemiğe
girmeme gerek yok. Bu makale de böylece tamamlanmış bulunuyor. Aslında

Ç
tamamlanmadı ama, biz öyle “var sayıyoruz”, şimdilik.
Bir sonraki makalem olan “Ne Mutlu Türk'üm Diyene” de bu arada başlamak
üzereyim. Çok yakında, pek yakında, az sonra ekranınızda olabilir. Haaadi

Ü
hayırlısı !

Bitti.

n
a
k
a
H

Son Değişiklik: 06.01.11 - 14:50:53 | Sayfa 7/7 - SonEvrenTeorisi


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
NeMutluTurkumDiyene
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

Başlama: 05.11.2010, Pazar – 12:40 (Fikrin geldiği ilk Ne var ki, vardığım kanaati kaleme alıp kağıda dökmek veya
vakit) bilgisayara tuşlayıp kaydetmek, göründüğü ve “zannedildiği” kadar
Son Güncelleme: Pazartesi 17.Ocak.2011 - 13:45:34 kolay değil (hiç olmamıştır, ama nasıl oluyorsa oluyor işte...). Öyle,
Bitiş: 00.00.0000 çoğu zaman yaptığım gibi, otur klavyenin başına, aklına ne gelirse

K
Makale : NeMutluTurkumDiyene yaz ve kurtul şeklindeki feveran çıkışlar, ani kalkışlar, bu konuda
Yazan: Hakan ÜÇOK pek faydalı olmaz gibi bir his var içimde. Hislerim/duyularım,
özellikle de 6. duyum (aklım ve kalbim, yani kalbin akl'ı tasdik
etmesi), beni bu konularda hiç yanıltmamıştır (umarım, bilmiyorum

O
Ne Mutlu TÜRK'üm Diyene aslında ya, neyse). Diğer bir yandan da olaya gereğinden fazla hissi
bir yaklaşımda da bulunmak istemiyorum. Dolayısıyla, dediğim gibi,
(07.01.2011, Cuma – 12:30) öyle hemen yazmaya başlayıp, ortalığa sıçıp, sıvamaktansa, biraz

Ç
“Türk Olmak” nedir, hakaret ve sövgü mü yoksa yüceltme ve övgü daha düşünceli hareket ederek, akl-i kamil (ve Türkçe'nin hakkını
mü ? vererek) bir makale çıksın ortaya dedik (! Hayır cümle düşük
Türk olmak nedir, ne değildir, “bilmem kim” derse “Şudur.” veya bir değil...). Bunun ne gibi pratik bir faydası olabilir dersek, işin

Ü
başkası derse “Budur.”, diyecek değilim. Kimin ne dediği de hiç mi içinden çıkamayız (sormayın yani...). İlle de pratik bir faydası veya
hiç umurumda değil, bunu biliyoruz zaten, dimi ? Bu konuda maddi dünyada bir karşılığı olması gerekmez ki, dimi ? Ruhumun
“akılsızlar (mana olarak aklı olup da, o aklı kullanmayanlar gıdası olsun, yeter ! Katılsanız da, katılmasanız da: Öyle !
kastedilmiştir, yoksa Allah akıl vermiş, kullanmayanlar veya başka Şimdi, lafı gevelemeyi (huyumdur, süslemeye bayılırım...) bırakıp

n
muhtelif puştluklar için kullananlar -her kim ki üstüne alınıyorsa-
olabilir, tercih meselesidir, beni ırgalamaz...)”, işte onlar tartışıp,
fildişi kulelerinde polemik yapadursunlar. Bizim bu makalede
da konumuza dönersek; Atatürk şu bizim makalenin başlığını
olduğu gibi söyleyivermiş (bende ondan arakladım, telif hakkı
yoktur umarım...) ve o sesin sürekli kulaklarımda çınlaması, beni
a
yapmak istediğimiz, bu yukarıdaki soruları ve (varsa) sorunları konunun aklıma düştüğü 2 ay öncesinden beri, sürekli bu konuda
irdelemek ve cevap bulmak da değil. Böyle (bize göre) “boş bir makale yazmam için motive (teşvik) etmiştir ve nihayet de bir
k
lakırdılara” harcayacak vaktimiz yok. Vaktimiz çok değerli yani. fırsatını bulmuş, yazmaktayım (suçlu olan aklım, hakem bey, salt
Bizim amacımız, “Türk Olmak” (varsa öyle bir şey...) ile “Türk'üm fikir suçu...): “Ne Mutlu Türküm Diyene !”. Bakınız, iyi bakınız,
demek“ arasındaki dağlar kadar farka dikkat çektikten sonra, düşününüz (aklınızla, başka bir tarafınızla değil...), anlayınız ve
a

“Türk nasıl Olunur ?” ve “Neden bir insan 'Ne Mutlu Türk'üm idrak ediniz: “Ne Mutlu Türklere !” veya ”Ne Mutlu Türk
Diyene !' cümlesini kurma/söyleme gereği duyar ?”, gibi sorulara Olana !” değil de, “Türküm Diyene !” diyor. Buradan
H

cevap bulabilmek. Bu soruların cevaplarını aslında çoktan kafamda çıkartacağınız sonuç şu olmalı ki (hemen konuya gelivereyim),
oluşturdum (bir kanaatim var ki, burada paylaşmaya değer kendine ve kendisinden bahsederken başkalarına “Türküm,
buldum, yoksa “Benim bildiğim kendime, başkaları isterse gitsin Mutluyum, çatla da patla emi !” demenin, Irk ile, Genetik ile, Kan
tersine, bana ne ?” ve “TIN !” derdim). Düşünmek, “akıl etmek”, gurubu ile (ne alaka ?), Kemik iliği ile, Soy ve Sop ile, hatta
kanaat oluşturmak “nispeten” kolay (eğer “düşünme” fiili ile, Tarihsel, Toplumsal, Ferdi veya Umumi Geçmişiniz ile (ve
Kur'an da tarif edildiği şekilde, yakından uzaktan ilginiz varsa...). sayabileceğim nice başka ve farklı Kıstaslarla), HİÇ Mİ HİÇ

Son Değişiklik: 17.01.11 - 12:21:40 | Sayfa 1/4 - NeMutluTurkumDiyene


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
NeMutluTurkumDiyene
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

İLGİSİ YOK ! Herkes “Türküm !” diyebilir (isteyerek veya mahalle Müslüman -Allah'a boyun eğmiş ve tevekkül etmiş- olmak),
baskısı ile zorlama olarak ki, isteyerek dediyseniz, asla bu herkesin ve her şeyin olduğu kadar (ister yaratılmış, ister
sevdadan vazgeçmezsiniz, zorlandıysanız ise her an yan çizme, Yaratanın) Hukukuna ve Hakkına riayet etmek ve Adaleti (ne
dansöz gibi kıvırtmaya hakkınız vardır, ben veriyorum...), pahasına olursa olsun ve ayrıcalık yapmadan) gözetmektir.

K
dudakların arasında tek bir kelimedir (Tekbir değildir, dikkatinizi “Türküm !” demenin İradesi, Temeli, Deytumu, İnisyatifi, Niyeti ve
çekerim...). İşin esprisi de (can alıcı veya can verici noktası da) Zihniyeti, Felsefesi budur (artık ne kadarı uygulanabilir, ne kadarı
burada değil zaten. gerçekleştirilebilir biraz da bize kalmış olmakla beraber, imkansız
Peki, nedir ve neyle ilgisi var ? değil, kesinlikle mümkün bence; Ama Eğitim şart !). Ancak ve

O
“Türküm !” demek, bir Düşüncedir, Zihniyettir, Felsefedir, Anlayıştır, ancak, temelinde bu saydığımız “gerçeklere” uyduğunuzda ve
tüm benliğinizle (nefs'i biraz olsun kenara bırakın, ruhunuzla) ikna “Türküm !” dediğinizde Türk ve Gerçek bir İnsan olursunuz.
olmuş olmaktır. Beşeri varlığın maddeye yansımasının Görüntüsü Türk'üm demeyi, Türk olmayı başarabiliyorsanız, bu sizi

Ç
ve hatta maddesel olduğu kadar ruhuyla “Var Olmasıdır”. En kısa otomatikman “İnsan” yapar zaten (olması gerekendir aslında ya,
yoldan tarif etseydik, buna “İnsan Olmaktır” demek geliyor neyse). Başka milletlerden olmak isterseniz, o da mümkün, Alman
içimden. Başka türlü “İnsan Olmak !” mümkün değil midir derseniz olursunuz, Amerikalı olursunuz, İngiliz, veya Ugandalı yada

Ü
ve elbette bunu demeye hakkınız var, o zaman (bölünmez ve saymaya takat yetiremeyeceğimiz herhangi başka bir milletten ve
paylaşılmaz, taksim edilemez olan) Türkiye Cumhuriyeti sınırlarının hatta uzaylı olursunuz. Ancak, bu “gerçekliğe” uyarsanız, “İnsan
dışına bakmanız gereğini salık veririm. Şüphesiz, başka milletlerin Olmak” bakidir, kimse size hayvan (mesela ÖKÜZ), bitki veya bir
de kendisine insan ve hatta “Türküm !” demesine itiraz etmemiz “şey” diyemez. Diyenler de ancak kendilerini kandırırlar. Konuyla

n
mümkün değil. Ancak, insan, insanlık ve “Türküm demek” her
nerede yaşıyor ve yaşatılıyorsa, şimdilik, o milletin tabi olduğu
devletle anılmasını da hor görmeyiz, başkaları da bizi hor
ilgili not edilmesi gereken bir başka şey ise, bizim de,
gezegenimizin uzayda bulunması ve hareket etmesi hasebiyle,
başka gezegenlerde yaşayan (aklı olup da onu kullanan) “akıllı
a
görmesin, mümkünse. Almanya'ya gidersiniz, ben Alman olmak varlıklarca”, uzaylı varsayılmamızdır. Ancak bu, insan olduğumuz
istiyorum dersiniz, bir süre sonra olursunuz da (önce yeşil kart, (veya olmaya çalıştığımız) ve “Türküm !” diyerek Türk olmamızın
k
oturma izni, vs. derken, ancak hep Türk veya Türk asıllı olarak temelini ve gerçeğini değiştirmez.
görürler sizi...); Veya herhangi bir ülkeye gidip (mesela Amerika) Ülkemizde, bu yukarıda saydığımız “gerçeklere”, şimdiye kadar
vatandaş olabilirsiniz (gerçi söylendiği kadar kolay değil pratikte, veya en azından bundan sonra, uyulmuş olsaydı, yani herkese
a

ama teorik olarak mümkün işte, Bak. “Lafta kalan” İnsan Hakları hakkı teslim edilmiş, hukuka riayet edilmiş ve adalet gözetilmiş
Beyannamesi...) vatandaşı olursunuz; İstemezseniz olmazsınız, olsaydı, birileri çıkıp da, bariz Cehaletleri, dış mihraklarca
H

kıçınıza tekmeyi yer, geldiğiniz yere (her neresiyse) geri dönersiniz, Güdülmüşlükleri, üzülmeden edemeyeceğim “Akılsızlıklarıyla” ve
neyse işte. Önemli olan niyettir. O niyet yoksa, bir milletin aptallığa ramak kalan Pervasızlıklarıyla, yırtık dondan çıkarcasına,
oluşturduğu çatı altında yaşamanız biraz (ve inat ettikçe de, daha) ortaya (Sazan gibi) atılmazlar, kendilerinden başka (sözde veya
zor olacaktır. (13:45) özde) “Azınlıkların” da (saymaya gerek var mı, ben mesela sözde
“Türküm !” demek; Hak'ka tapmak (tapınmanın -negatif “Çerkez'im”, ama dağa çıkmıyorum) bu ülkede isteyerek (belki
algılanmasın- en gelişmiş versiyonu olarak İslam'a tabi olup bazısı istemeyerek, bilemem) “Türküm !” deyip var olmaya

Son Değişiklik: 17.01.11 - 12:21:40 | Sayfa 2/4 - NeMutluTurkumDiyene


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
NeMutluTurkumDiyene
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

çalıştıklarını, aynı çileleri doldurup, aynı suyu içip, aynı ekmeği ve sebep olan “şey”: Bunca olumsuzlukların arasında, nasıl oluyor da,
kazığı yeyip, aynı havayı teneffüs ederek, her şeye rağmen, tüm muhalefet olsun (hepsi), iktidar olsun, birbirleriyle sidik
zorluklara göğüs gererek, var olmaya çalıştıklarını da fark ederlerdi. yarıştıracak, polemik yapacak vakit bulabiliyorlar ? O boşa
Dedik ya (dedik mi ?), “Akil Olmak” elzemdir. Bu devirde “Akl-ı harcadıkları vakit, bizim cebimizden ödeniyor. Ve buna rağmen, boy

K
Kemale” ermek de artık marifetmiş gibi görünüyor, o hale getirildi. boy TV'lere çıkıp, utanmadan, yüzleri bile kızarmadan, hala daha
Yoksa, kendilerini fasulye gibi nimetten, bulunmaz hint kumaşı laf ebeliği ile iştigal edebiliyorlar ya, pes doğrusu ! “OHA !”,
sanarak, “bir şekilde” (Bak. Adalet ve Seçim Sistemleri) ele demekten alamıyoruz kendimizi ki, bu söz ancak öküzlere
geçirdikleri makamlara kurulup, fildişi kulelerinde, sayısız (hayvancağızları tenzih ederim) söylenir cinsten, insana değil,

O
korumalar tarafından çepeçevre korunmuş hüküm sürenlerin de Türk'e ise hiç değil. (16:14)
“Sadece İnsan” olduklarını nasıl unuturduk, ki Akl-ı Kemal'den Hem “Türküm”, hemde “Mutluyum !” demek istiyoruz. Sonuçta
nasiplerini alıp alamadıkları da hiç mi hiç belli olmuyor doğrusu. hepimiz insanız veya olmaya çalışıyoruz, ancak bazıları daha az,

Ç
Bunu bilmiyoruz, çünkü günü birlik ağızlarından dökülen ve bizlere bazıları daha çok çabalıyor, ki rahat koltuğa oturanların daha az
yansıyan o boş tartışmaların da bu konuda karar vermemize pek de çabaladıkları tarihi (ve tekrar eden) bir tespittir. İşte, tarihin
faydalı olabildiğini düşünmüyorum. Bakmayın siz o elbise tekerrür etmemesi için, burada Akl-ı Kemale ermiş kişiler gerek,

Ü
giydirilmiş şıklıklarına, kütük'ten (5. Element: Tahta, yontulmamış) aklını kullananlar gerek. Kısacası bu işe insan gerek insan; Belkide,
farkları yok. Tam tersine, neredeyse “Mutlak Salaklıklarına” dünyaya bedel, bir TÜRK gerek (hangi azınlıktan olursa olsun, hepsi
hükmedeceğiz (var olan akıllarını kullanmadıklarına, belli belli kabulümüzdür). (16:45)
besbelli ve “apaçık yazılmış olan” bir “Ahlak'ın” bakış açısından). (13.01.2011, Perşembe – 14:36) Konumuzla pekala ilgisi olup da

n
İnsaf ! Eh evet, ama bize de biraz insaf yani... Bu araba su
yakmıyor (henüz soğuk füzyon icat edilmedi) ! (15:47)
(15:57) Kendilerine kıyak maaş ve emeklilikler tahsis ederken, el
burada mutlaka maydanoz olmam gereken bir, iki aktüel konu ile
ilgili fikirlerimi (hani düşünüyoruz ya...) beyan etmekten
üşenmiyorum ve de korkmuyorum. Artık kim nasıl üstüne alınırsa:
a
oğluna (vatandaşa) “bir asgari ücretin” (ne kadar zamlı olursa 1.Abuk Subuk Diziler:
olsun) yeterliliğini reva görenlerin hangi “aklını kullanmasından” TV ekranlarında yayınlanan onca “muhteşem abukluktaki dizilere”
k
memnuniyet duyabiliriz ? Eğri oturalım, doğru konuşalım; Bunu ek olarak bir de sözde tarihsel olayları ve kişileri konu edinen,
düşünen hiç yok mu ? O makama, o meclise oturunca, hayatta var görünürde edinebilen, edinmekten çekinmeyen o para delisi
olma, yaşamaya devam etme hakkı daha fazla mı oluyor ? Nerede manyaklar var ya; Onlara artık ne desem boş. Olayın tarih ile,
a

o, yasama ve yürütmekle yükümlü (resmen sorumlu) olduğunuz kişiler ile ilgisi olmaktan çıkmış olması, acaba kimsenin farkında ve
Anayasanın eşitlik hükümleri ? Uyan var mı ? Uygulanıyor mu ? umurunda değil mi ? Belli ki, bu şekilde (muhtelif ciddi geçinen
H

Uygulanmıyorsa, neden uygulanmıyor, uygulanamıyor ? kanallarda) kendine reklam yaptırmaktan (reklamın iyisi kötüsü
Uygulanamıyorsa eğer, neden hala orada oturuluyor, “Türküm !” yoktur) ve böylece gelirini (rant meselesi) katlamayı uman
diyen bir milletin zamanı neden boşa harcanıyor da, böylece bu prodüktörler, acaba bizim vatandaşımızı daha nelerle boş boş
milletin birlikte ve beraber olmasına fitne sokuluyor acaba ? meşgul edebilirler diye ciddi ciddi tefekkür halindeler (akıllarını
İtiraf ve kabul etmeliyim ki, bunlar çok ağır sözler. Şüphesiz. Ne puştluk için gayet güzel kullanıyorlar). İşin ucunda, dediğim gibi,
var ki, beni kızdıran, çileden çıkaran ve bu kadar ağır yazmama rant var. Bundan başka ne desem boş ve abesle iştigal.

Son Değişiklik: 17.01.11 - 12:21:40 | Sayfa 3/4 - NeMutluTurkumDiyene


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
NeMutluTurkumDiyene
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

2.İçki Yasakları: kurtulmanın bir yolunu bulsam. (15:05)


Yecüç-Mecüç kapışmasına dönecek desem inanır mısınız ? Gel gelelim, “Ne Mutlu Türküm Diyene” derken, sabah oldu erken.
Benim açımdan olay, içmek veya içmemek değil, çok da tın (Alkol “Türküm !” demek, böyle salaklığı gerektiriyorsa, ne desem boş.
kullanıp kullanmadığımı söylemeyeceğim...). Olaya şu açıdan (17.01.2011, Pazartesi – 12:11) Perşembe günü (13.01.)

K
bakalım: “Alkollü İçki olayı” bir sektördür. Yani anlayacağınız olayın yazdıklarımı silmek isterdim, ama makalemin otantikliğini bozmak
içinde yine para var; Götürenler var, götürenlere bakakalanlar ve istemiyorum. Maydanoz olmuşum, polemiğe katkıda bulunmuşum
yar etmek istemeyenler var; ve daha niceleri var. İçkiyi bir şekilde bir kere, dönüşü yok. Ancak, hala bu konularda polemikler, ciddi
tüketmeye alışık olan ve her şeyden habersiz vatandaş var. İşin ciddi (!) tartışmalar sürüyor ve kelli felli adamlar oturmuşlar, hala

O
içinde para ve çıkarlar varsa, olay bitmiştir, hangi taşın altına bu konuları tartışıyorlar ya, ne vahim bir durum. Hele bir de
baksanız şeytan çıkar. Olayın çok basit bilimsel irdelenebilitesi var “Sanatçı bozuntusu danteller” de konuşmuyor mu boş boş, eh yani,
ki, İstatistik Kurumları da aslında bunun için oluşturulmuşlardır: Bir PES ! Medyaların da ne kadar “yavşak” olabileceklerini bir süredir

Ç
yılda kaç “şirket” içki üretiyor, toplam üretim ne kadar, bu üretilen biliyorduk zaten, ama bu son gündemlerle bu kadar ileri düzeyde
içkinin miktarı kişi başına ne kadar, ne kadar promile tekabül baymaları, “yeryüzünde” çok büyük fitne ve fesatların döndüğüne
ediyor, bu promillerin trafik kazalarına sebebiyet verme “olasılığı” işaretten başka bir şey olamaz. Neyse. Aslında bu makalem ile ilgili

Ü
ne kadar, gibi, vs. İpucu olarak sanırım bu kadarı yeter. İstatistiksel söylemek istediklerimi yukarıda yazmıştım zaten. Bugün de bu
bir yaklaşım mantıklı olurdu doğrusu (ama zaten makaleme son verme zamanı geldi artık. Daha çok polemik
beklemiyordum...). Ama bunu yapan mı var ? Yok ! Hadi bunu yapılabilirdi, ama “Boşver !” deyip geçiyorum, çünkü yeni
yapamadınız, tarihten de mi bir şey öğrenemiyorsunuz ? Birçok makalem : “Deneyler 3” 'e başlamak üzereyim.. (12:19)

n
devletin insanlık tarihi boyunca benzer hezeyanlara imza attığını
bilmiyor muyuz ? Nerdeeee ? Buna kafa yoracaklar nerede ?
Polemik yapmak daha kolay. Hele bir de Genel Seçimler
Bitti.
a
kapıdayken, boş boş tartışmak daha karlı olsa gerek. Oylar başka
türlü nasıl elde edilecek. İçki yasaklanmış veya yasaklanmamış,
k
nasıl yasaklandığının şekli de önemli değil (teferruat). Önemli olan,
“Gündem” oluşturmak, oy yarışında kitlelerin beğenisini
kazanabilmek, karşıt görüşlüleri çamurda süründürmek. “Torba
a

Yasa” dedikleri “şeyin”, hilkatın içinde gündem oluşturabilecek daha


nice “güzellikler (!)” mevcut ve bunların hepsinin önümüzdeki altı
H

ay boyunca vatandaş tarafından “hazmedilmesi” gerekiyor. Ne var


ki, bu boş tartışmaların asıl amacının vatandaşı uyutmak olduğunu
da hadi ben söyleyivereyim. Ve bu “Ninni” olayına tüm siyasi, ticari
ve medyatik çevreler çanak tutuyorlar. Bence biran önce ne
olacaksa olsun da, sıra Tütün ürünlerine gelsin; Ben sigara
alışkanlığımdan muzdaribim; Komple bir yasak gelse de, ben de

Son Değişiklik: 17.01.11 - 12:21:40 | Sayfa 4/4 - NeMutluTurkumDiyene


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

17.01.2011, Pazartesi – 12:22 bang theory.


Makale : Deneyler3 In no other field of physics would this continual recourse to new
Yazan: Hakan ÜÇOK hypothetical objects be accepted as a way of bridging the gap
Deneyler (3) between theory and observation. It would, at the least, RAISE

K
SERIOUS QUESTIONS ABOUT THE VALIDITY OF THE UNDERLYING
Yaptığım “deneylerde”, elde THEORY.
ettiğim Tetrahedron (Protogen) But the big bang theory can't survive without these fudge factors.
şeklindeki asimetriyi açıklamam

O
Without the hypothetical inflation field, the big bang does not
pek mümkün görünmüyor. predict the smooth, isotropic cosmic background radiation that is
Tetrahedron'un içine gizlenmiş observed, because there would be no way for parts of the universe
olan bu Octahedron'u (8 that are now more than a few degrees away in the sky to come to

Ç
yüzlüyü), tekerleği tekrar icat the same temperature and thus emit the same amount of
edercesine, keşfedebildim. Bu microwave radiation.
arada başka “yaramazlıklar” da Without some kind of dark matter, unlike any that we have

Ü
yaptım ve şöyle “bir grup bilim observed on Earth despite 20 years of experiments, big-bang
adamına” da rastladım, bakın theory makes contradictory predictions for the density of matter in
neler söylüyorlar (İngilizce): the universe. Inflation requires a density 20 times larger than that
implied by big bang nucleosynthesis, the theory's explanation of
Alıntı:

n
Big Bang Theory Busted By 33 Top Scientists
5-27-4
the origin of the light elements. And without dark energy, the
theory predicts that the universe is only about 8 billion years old,
which is billions of years younger than the age of many stars in
a
Our ideas about the history of the universe are dominated by big our galaxy.
bang theory. But its dominance rests more on funding decisions What is more, the big bang theory can boast of no quantitative
k
than on the scientific method, according to Eric J Lerner, predictions that have subsequently been validated by observation.
mathematician Michael Ibison of Earthtech.org, and dozens of The successes claimed by the theory's supporters consist of its
ability to retrospectively fit observations with a steadily increasing
a

other scientists from around the world.


An Open Letter to the Scientific Community array of adjustable parameters, just as the old Earth-centred
Cosmology Statement.org (Published in New Scientist, May 22-28 cosmology of Ptolemy needed layer upon layer of epicycles.
H

issue, 2004, p. 20) Yet the big bang is not the only framework available for
The big bang today relies on a growing number of hypothetical understanding the history of the universe. Plasma cosmology and
entities, things that we have never observed-- inflation, dark the steady-state model both hypothesise an evolving universe
matter and dark energy are the most prominent examples. without beginning or end. These and other alternative approaches
Without them, there would be a fatal contradiction between the can also explain the basic phenomena of the cosmos, including the
observations made by astronomers and the predictions of the big abundances of light elements, the generation of large-scale

Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 1/6 - Deneyler3


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

structure, the cosmic background radiation, and how the redshift bang. To avoid bias, the peer review committee that allocates such
of far-away galaxies increases with distance. They have even funds could be composed of astronomers and physicists from
predicted new phenomena that were subsequently observed, outside the field of cosmology.
something the big bang has failed to do. Allocating funding to investigations into the big bang's validity, and

K
Supporters of the big bang theory may retort that these theories its alternatives, would allow the scientific process to determine our
do not explain every cosmological observation. But that is scarcely most accurate model of the history of the universe.
surprising, as their development has been severely hampered by a Signed:

O
complete lack of funding. Indeed, such questions and alternatives (Institutions for identification only)
cannot even now be freely discussed and examined. An open Eric J. Lerner, Lawrenceville Plasma Physics (USA)
exchange of ideas is lacking in most mainstream conferences. Michael Ibison, Institute for Advanced Studies at Austin (USA) /
Whereas Richard Feynman could say that "science is the culture of Earthtech.org

Ç
doubt," in cosmology today doubt and dissent are not tolerated, www.earthtech.org
and young scientists learn to remain silent if they have something http://xxx.lanl.gov/abs/astro-ph/0302273
negative to say about the standard big bang model. Those who http://supernova.lbl.gov/~evlinder/linderteachin1.pdf

Ü
doubt the big bang fear that saying so will cost them their funding. John L. West, Jet Propulsion Laboratory, California Institute of
Even observations are now interpreted through this biased filter, Technology (USA)
judged right or wrong depending on whether or not they support James F. Woodward, California State University, Fullerton (USA)
the big bang. So discordant data on red shifts, lithium and helium Halton Arp, Max-Planck-Institute Fur Astrophysik (Germany)

n
abundances, and galaxy distribution, among other topics, are
ignored or ridiculed. This reflects a growing dogmatic mindset that
is alien to the spirit of free scientific enquiry.
Andre Koch Torres Assis, State University of Campinas (Brazil)
Yuri Baryshev, Astronomical Institute, St. Petersburg State
University
a
Today, virtually all financial and experimental resources in (Russia)
cosmology are devoted to big bang studies. Funding comes from Ari Brynjolfsson, Applied Radiation Industries (USA)
k
only a few sources, and all the peer-review committees that Hermann Bondi, Churchill College, University of Cambridge (UK)
control them are dominated by supporters of the big bang. As a Timothy Eastman, Plasmas International (USA)
result, the dominance of the big bang within the field has become Chuck Gallo, Superconix, Inc.(USA)
a

self-sustaining, irrespective of the scientific validity of the theory. Thomas Gold, Cornell University (emeritus) (USA)
Giving support only to projects within the big bang framework Amitabha Ghosh, Indian Institute of Technology, Kanpur (India)
H

undermines a fundamental element of the scientific method -- the Walter J. Heikkila, University of Texas at Dallas (USA)
constant testing of theory against observation. Such a restriction Thomas Jarboe, University of Washington (USA)
makes unbiased discussion and research impossible. To redress Jerry W. Jensen, ATK Propulsion (USA)
this, we urge those agencies that fund work in cosmology to set Menas Kafatos, George Mason University (USA)
aside a significant fraction of their funding for investigations into Paul Marmet, Herzberg Institute of Astrophysics (retired) (Canada)
alternative theories and observational contradictions of the big Paola Marziani, Istituto Nazionale di Astrofisica, Osservatorio

Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 2/6 - Deneyler3


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

Astronomico di Padova (Italy) artık “Big Bang” in de hipotez olduğuna dair, elle tutulur
Gregory Meholic, The Aerospace Corporation (USA) kanıtlarımız oldu. (12:37)
Jacques Moret-Bailly, Université Dijon (retired) (France) (16:01) Bilimin bu yukarıdaki
Jayant Narlikar, IUCAA(emeritus) and College de France (India, yapmış olduğum alıntılara

K
France) verdiği cevap nedir biliyor
Marcos Cesar Danhoni Neves, State University of Maringá (Brazil) musunuz ? Sessizlik ! Evet,
Charles D. Orth, Lawrence Livermore National Laboratory (USA) sessizlik (elimde deliller var,
hemde kendim tecrübe ettim...).

O
R. David Pace, Lyon College (USA)
Georges Paturel, Observatoire de Lyon (France) Bu sessizliğin de ancak ve ancak
Jean-Claude Pecker, College de France (France) bir tek (bir kaç) nedeni olabilir, o
Anthony L. Peratt, Los Alamos National Laboratory (USA) (-nlar) da: Küstahlık, kendini

Ç
Bill Peter, BAE Systems Advanced Technologies (USA) beğenmişlik, kibir, yani ince-
David Roscoe, Sheffield University (UK) lazca meali ile “Arrogancy”.
Malabika Roy, George Mason University (USA) Alıntıda da belirttiği gibi, bu

Ü
Sisir Roy, George Mason University (USA) zinciri kırmak mümkün değil, taa
Konrad Rudnicki, Jagiellonian University (Poland) ki, benim de daha önceleri
Domingos S.L. Soares, Federal University of Minas Gerais (Brazil) belirttiğim gibi, kafalarına taş
(Kaynak: http://www.rense.com/general53/bbng.htm) yağmadıkça. Bu şekilde, dogmatik bilimin herhangi bir sorun

n çözmesini, bizi ileri götürmesini bekleyemeyiz, beklemiyoruz da


(24.01.2011, Pazartesi – 12:33) Özetle; Bir tarafımı yırtarcasına ve zaten, çünkü “milyarlarca parayı” abidik gubidik deneylere
ıkınarak dile getirmeye çalıştığım harcayıp, ortaya çıkardıkları tek şey (-ler) daha da çok “var sayım”.
a
ve “pozitif bilimin” Dogmatik bilimin tek yaptığı, çözümsüzlük çözümünü beslemek,
dogmatikliğine işaret eden geliştirmek. Ama niye ? İşte bu sorunun cevabı, zurnanın zart
k
yazılarımın bir çeşit özeti olan bu dediği yer. (16:11) Anlatacağım, ama önce bir başka alıntı yapmak
yukarıdaki alıntı, sanırım her istiyorum:
şeyi gayet açık ve net bir şekilde While the big bang was making its way into public consciousness,
a

özetliyor. Bundan ötesi ve there were other physicists that still didn't go for it. Fred Hoyle,
başkası (benim yazdıklarım) Thomas Gold, and H. Bondi, three other prominent scientists, put
H

teferruattan ibaret. Bu, sonraki forth a theory that has come to be known as the steady state
yazılarımda bilimin theory. Like the big bang theory of Lemaître, it was based on
dogmatikliğine atıfta philosophical premises, not scientific ones; but unlike the big
bulunmayacağım anlamına bang, it proposed an eternal universe, not one that was created in
gelmiyor. Her fırsatta bunu time. This theory was based on the cosmological principle, which
yapmak şart oldu artık. Böylece contained aspects first put forth by Einstein. Basically the idea was
Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 3/6 - Deneyler3
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

that the universe is homogeneous (smooth) and looks the same still had too much noise. After almost giving up, they found a large
from any place in the universe (isotropic). If the big bang amount of bird droppings (who would have thought it could get
occurred, it would look different to observers at different times. that deep) inside the microwave antenna that was distorting the
The steady state theory proposed a perfect cosmological principle. information coming in. Any form of excrement gives off heat as it

K
In other words, the universe looked the same to all observers in all breaks down, and that minuscule amount of heat was affecting the
times and at all places. microwave radiation spectrum.
The cosmological principle is an idea in which the universe, on a The most important piece of evidence in support of the big bang

O
very large scale, looks the same to all observers at all times and in came in 1965 when two researchers at Bell Labs in New Jersey,
any place. Matter is spread evenly throughout, which reflects a Arno Penzias and Robert Wilson, verified the existence of
smooth, nonclumpy universe. It is a philosophical idea originally something that was predicted by the big bang. This something is
proposed by Albert Einstein. called cosmic microwave background radiation. It's sort of the

Ç
Gold and Bondi suggested a unique solution for their smooth, diluted afterglow of the titanic explosion of the big bang. As you
uniformly dense universe, the spontaneous and continuous know, all radiation can be described by its spectrum. If you plot
creation of matter. In each area of space, about 100 meters that spectrum on a graph it will show you how much power the

Ü
square, once a year a new atom comes into existence. Throughout radiation has at various frequencies. The big bang theory predicts
the vast regions of space this small amount of matter would that the cosmic background radiation should be in thermal
accumulate over time and maintain a constant density in an equilibrium, that is, the spectrum of an object in thermal
expanding universe. As old stars and galaxies die, new ones are equilibrium neither absorbs nor gives up heat to its surroundings.

n
born and formed by the constant regeneration of matter that is
introduced through this spontaneous process.
This theory accounted for the creation of all of the elements in the
If the source of the radiation being measured is an explosion, like
the big bang, which involves the entire universe, it must be in
equilibrium because there are no surroundings to get energy from
a
same way that Gamow's big bang did, so it served as a good or give it to.
argument against the popularity of the big bang. But it never With this confirmation of the predicted radiation, scientists became
k
gained the scientific support that the big bang did. It was also very convinced that the big bang was “the answer.” Papers poured in by
difficult to prove. While it went a long way in providing a sound the hundreds, all developing mathematical theories and reasons in
alternative to the big bang, no one had ever observed the creation support of its correctness. If there was any doubt, or if some
a

of these atoms that were supposed to be occurring spontaneously aspect of the theory ran into problems, instead of questioning it,
out in space. But for over fifteen years the two theories were hotly more theories were developed to plug the holes. Scientists
H

debated in scientific circles, although because of Gamow's push to received grants and built their reputations on the big bang theory,
popularize his, it definitely got a lot more publicity. so no one was about to question its rightness. Besides, it is the
When the experiment was first set up to measure the microwave best theory around, so why go looking for something new when
background radiation, the scientists puzzled over the excess noise what you have works pretty well. Is it cosmological laziness or just
that their system was picking up. There shouldn't be that much the fact that too much time, money, and energy have been put
radiation. After adjusting the instruments and the antenna, they into a theory that has been presented as fact? And the assumption

Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 4/6 - Deneyler3


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

that Einstein introduced, that eventually a theory can be proven var olma sebebinin bir tek (tekbir) Allah'a, bir Yaratıcıya işaret
totally correct, is still a very strong influence, albeit somewhat ettiğini itiraf edeceklerdir (çok bariz inkar ile iştigal edenler,
unconsciously. nihilistler, ateistler hariç). Buna da “Tekillik” derler. Gel gelelim,
However, as more time has gone by, and with more experiments pozitif bilim mesela, sebebin, iradenin ve kaynağın Allah olduğunu

K
and stronger telescopes to verify big bang cosmology, the very itiraf etseler de, bir kez yarattıktan sonra, işi otomatiğe bağladığını
thing that the experiments hoped to show, has ended up causing ve kendisi için yapacak bir şey kalmamış olan bir evrenden
more problems for it. These are significant questions that the big bahsederler. Tabiat (Nature), kurallar ve kanunlar, gerisini
kendiliğinden halleder (evrimleşme) diyorlar. “Evrim Teorisi” de bu

O
bang has trouble answering. In the next section we'll take a look
at exactly what the problems are and see how science thinks the şekilde anlaşılan ve kabul gören dandik bir hipotezdir. Bence
universe is going to end. You'll also get a chance to learn about küfürden (gerçeğin üstünü örtmekten), dalga geçmekten başka bir
some new theories that may offer an alternative to the big bang. şey değildir. İş bu hipotezi sağlamlaştırmak (inandırıcı kılmak) için

Ç
Anlayan anlamıştır. (16:19) de, mutasyondan, (öngörülemez ancak olagelen) tesadüflerden
(16:31) Anlaşılan o ki, bilimin bu şekilde davranmasının bir sebebi bahsediliyor. Bir örnek daha vermek gerekirse; Zamanında “Albert
Einstein”, “Tanrı zar atmaz/Barbut oynamaz”, işi tesadüflere

Ü
ve amacı var. Bu sebep ve amaç şimdi fazlasıyla ve çok “Komplo”
(teorisi) gibi gelebilir, ama tüm işaretler bunu gösteriyor. Öncelikle bırakmaz babında bir söz söylemiş, ancak günümüz “teorik
amacı, az öncede belirttiğimiz gibi, “çözümsüzlük çözümünü” fizikçilerinden Stephen W. Hawking”, “Tanrı her fırsatta zar atıyor,
empoze etmek ve buna bir şekilde boyun eğdirmek. Sebebi ise, tek hatta zarları bazen bizim göremeyeceğimiz taraflara atıyor !”
tek her bir insanı, toplamında tüm insanlığı “karanlıkta bırakmak”. demekten çekinmiyor. Tüm bu söylediklerimizin pozitif (ve objektif)

n
Nasıl bir karanlık bu ? İnsanın, aslında neler yapabileceğine dair ve
ne için “yaratıldığının”, görevinin, potansiyelinin farkına varmasını
engelleyici, uyutucu, uyuşturucu bir karanlık. Bu “karanlıkta
bilim tarafından nasıl oluyor da itiraz görmeden kabul edilebildiğini,
ve hatta abuk subuk ne kadar uyduruk hipotez varsa (mesela big
bang teorisi) bunların temeline dayanarak “bilim üretildiği”, benim
a
bırakma” nasıl uygulanır ve nasıl uygulanıyor ? İnsanı “teknoloji” için şaşılası bir olay (pisliğin çokluğu seni şaşırtmasın). (12:25)
dedikleri icatlara mahkum ederek, bu teknoloji doktrinlerinin (28.01.2011, Cuma – 13:52) İzin verirseniz, bu arada mana
k
(medya, internet) empoze ettiği her şeyi peşinen doğru, sorgusuz açısından (semantik) “Küfür” ile “Sövgü/Sövme” terimleri
sualsiz kabul ettirerek. arasındaki farkı açıklayalım: Küfür, Kur'an-ı Kerim 'de “gerçeğin
(25.01.2011, Salı- 11:45) İnsanın salt 5 duyusuna hitap eden üstünü örtme, gizleme, saptırma, dezenformasyon (enformasyonun
a

materyalist düşüncelerin, idollerde yansımasıdır. İdolizmin (İdolcu- bilgilendirmenin tersi babında)” gibi anlamlara işaret etmektedir.
luk'un) de ne demek olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz: Sövmek/Sövgü ise, bir insanın olmayacak şeyleri “yapacağına”
H

İngilizceden gelen bu sözcük, Peygamber zamanında olduğu gibi, veya yaptığına dair (fiil, amel), gerçeği yansıtmayan veya fıtrata,
günümüzde de var olan bir güruhu, yaşatılan, ısrarla yaşatılmaya etiğe, ahlaka aykırı olayları tarif etmesi, dile getirmesidir. Sövmek
çalışılan, tarih boyunca hep var olmuş bir tür felsefeyi/dini de aslında bir çeşit küfür kabul edilebilir olsa da (“doğruyu”
tanımlıyor; Bu, “müşriklik” ve Allah'a “şirk/eş/ortak koşmaktan” yansıtmaz), üst başlık küfürdür, sövmek ise Küfrün sadece bir türü.
başka bir şey değildir. Elbette, sorsanız kimi hemen, kimi yarım Bu manada, eğer ki biz burada pozitif (dogmatik) bilim küfür ediyor
ağızla ve çekinerek, bir evrenin ve genelinde bir kainatın yoktan diyorsak, bu, “Bilim bize ana-avrat düz gidiyor... vs.” olarak yanlış

Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 5/6 - Deneyler3


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Deneyler3
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

anlaşılmasın, “Bilim gerçeklerin üstünü örtüyor, saptırıyor, yanlış


yönlendiriyor...vs.” olarak doğru anlaşılsın. (14:07)
(14:11) Pozitif Bilim ile o kadar çok uğraştık ettik ki, duyan/gören
de, bizi bilim/fen düşmanı olduğumuzu sanacak. Bu doğru değil

K
(aslında ne düşündüğünüz/düşündükleri pek de umurumda
değil...). Biz sadece yukarıda açıkladığımız şekildeki “küfre”, yani
yanlış bilgilendirilmeye, saptırılmaya, salak yerine konulmaya,
sömürülmeye karşı çıkıyoruz. Derdimiz bundan ibaret. Basitçe

O
anlatmak gerekirse, okuldaki din dersinde hoca “yaratılıştan”
bahsediyor da, bir sonraki ders biyoloji hocası, kendisinin dahi
anlamadığı, “evrimi” kabul ettirmeye çalışıyorsa (hangisi doğru, bir

Ç
tartışmak gerekirdi, eğer biri diğerini ikna edebilecekse...!), o
zaman öğrencilerin böyle bir paradoksla, taze beyinleri kısa devre
yapmadan, nasıl başa çıkabileceklerini de anlatıverseler ya

Ü
(Psikolojik danışmanlar var aslında...). Ondan sonra o
öğrencilerden sizi (her ikisini de) ciddiye almalarını nasıl
beklerler ? Böyle tezatlarla nereye varılmak isteniyor acaba ?
Yoksa amaç, her şeyi sorgusuz, sualsiz ezberleyen insanlar ortaya

retorik bir soru aslına...) ? (14:14)

n
çıkarmak mı (ki öyle olduğunu zaten biliyoruz ya, bizimkisi de

(14:25) Tüketim toplumu, robotlar, dolap beygirleri, asgari ücretli


a
köleler, memurlar, hatta alt- orta- ve üst-düzey yöneticiler, idoller
(putlar) peşinde koşan, Allah'tan başka her şeye kulluk eden,
k
boyun eğen bir toplum işte böyle ortaya çıkar; Bunları da,
makamlara oturan (aslında bizden daha akıllı olmayan) bazı
şahsiyetler, halkımız, tebaamız diyebilirler. Alo, uyanın, sabah
a

oldu ! (14:31)
“Uyan ! Göklerde ve yerde ne varsa, hepsi O'nundur (Allah 'ın).”
H

(14:41)

Son Değişiklik: 28.01.11 - 14:43:31 | Sayfa 6/6 - Deneyler3


ABC Of The Universe
“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

Phenomenons

Dark Matter & Energy;


(04.04.2011-00:00)
It is an observed fact (I assume) and obvious

K
that gravity has no counter-pole, instead consists
of a monopole which is, the attraction of matter
(atoms) with each other by a so called graviton.
This attraction has its opponent or counterfeit in
the centrifugal force and/or motion, as seen on
planetary, galactic and cluster/super-cluster

O
scales. Although it seems not to be possible yet
(may change any moment) telling the nature
(purpose/intention) and behavior of Dark Matter
and/or Dark Energy between large clumps of
matter like galaxies, “local galaxy-clusters” and

Ç
“super-clusters”, for a moment we should
assume that, the bigger (/more/grater sized)
matter is clumped, the lower gets the density of
space and the gravitational force between those
clumps, again leaving gaps of low-density and
Ü
Illustration 1: The Shape may change in relation to gravitational fields and
low-gravity which are acting (beyond any critical
density of matter and its gravitational effects) as
matter-clumps around effecting. a phenomenon we call dark matter & energy.
Dark matter IS matter beyond (below) critical
density (I call it TOTAL SINGULARITY), TOTAL VACUUM and dark energy IS the counterfeit/opponent (its
di-/counter-pole) to gravity itself (my assumption of zero-gravity). Do NOT scramble the “total singularity”
explained here with any (various) conventional singularities caused by black-holes. Black holes are “high-
density matter clumps” with high gravitational and electromagnetic emission effects, whereas the
an

singularity caused by low-density matter has NO gravitational effect at all (or at least a very small) and
either no electromagnetic emission and thats
why it's called “DARK MATTER”. Beyond (below of
course) a “critical density”, matter seems to
loose any (gravitational) connection to each
other and starts acting in a “very strange kind”
of being, like a “singularity”, but this time it is “a
total one”. Dark matter, as the name says, “is
ak

dark”, it does not emit heat (photons) and/or


any other electromagnetic force (Which means it
has a heat temperature of absolute zero.), has
no gravitational effects (because of low-density
matter beyond/below the CDH), neither does it
occupy any space (nothingness but WITH a
volume of vacuum forming a gap) and has a
cause of stopping time (timeless/irrelevant). If
you get in touch with dark matter, either you add matter (maybe a finger) to its mass, disturbing its low-
H

density state, causing it to “get being” or it evaporates that moment your finger and spills it out
somewhere else, preferable at the opposite side of the dark-matter-concentration. And this happens in no-
time. Whether you prefer a black hole or worm-hole to make far distances close or use the dark matter
clumps (they are not clumps but however...) to jump trough far distances, the less pain generating is the
last one. But these dark matter clumps are not even and have no symmetric shapes because of the
various matter-clumps around its location (eg. Two or more galaxies withdrawing, closing or passing on
each other), that's a problem... But one is for sure, if there is no “matter beyond (below) critical density”
between clumps, then there is a gravitational connection which makes any “dark matter between”
impossible. That means the clumps are connected with each other. So it needs big (maybe very big)
distances between clumps of matter to make any dark matter possible, to rip apart their gravitational
connection. Photons coming from far and entering that dark matter are being sucked on one side and
ABC Of The Universe
“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK
spilled out on the other side of the (non-) volume, maybe causing the redshift. I don't know how this
should work, but it was worth some thinking...
(pictures and context, updated on: 13.04.2011 – 12:37)

K
12.04.2011 – 09:40 “Fragment-Thoughts”

Critical Density Horizon (CDH);


-Density (or Pressure)
-Mass
-Distance

O
-Temperature
-Gravity
-EM emission (heat)

According to Dark Matter:

Ç
Low-density/-gravity gaps (volumes of vacuum) are Dark Matter. Because of the clumping of galaxies
somewhere far away, from galaxy-clumps, below (beyond) the critical density horizon, there are regions
of non-matter I call dark-matter-gaps.
The point is, that you can not approach the gap of singularity without disturbing its state.
“Dark Matter Gap”, Vacuum, Total Singularity, Volume of Non-Emitting Vacuum.
Ü
Close to each galactic core density and gravity of matter increases, up to black-hole singularities. This
black-hole singularities are no Total Singularities, (as) because they emit electromagnetism with high
frequency and have dense gravitational fields. They have effects on Space-Time, according to the theory
of relativity.
Matter do get colder if density decreases. Zero/Absolute Zero beyond (below) CDH means lower
(decreased) frequency (below/beyond microwaves).
Volumes of lower-density and -gravity gaps, with decreasing density and gravitational effect (and orbital
move?), by increasing distance.
an

Energy is decreasing with decreasing density. Beyond CDH, no (EM) energy observable. (12:08)

According to Dark Energy:


As we have analyzed before, the counterfeit or opposite force of (the “pulling force) gravity” is, move
(usually orbital move, pushing matter away from the gravity-/matter-clumps, “pushing force”).

Prediction: Distance to next CDH from our


world is 50.000 Lightyears.
ak

(14.04.2011 – 14:30)
Hyperspace:
As seen on the left, there might be solutions to
bridge the distance between two galaxies via this
so called “dark matter gaps” (hyperspace).
Depending on calculations (which I didn't), it
may be possible to find CDH's not only between
galaxies, but also between stars. Which may
H

allow us to travel interstellar distances in less


time than we assumed before. This “gaps” or
“fields of vacuum” may provide a shortcut trough
hyperspace (the 5th dimension), just like a “star-
gate”, as seen on TV. These gaps might be more even than gaps between galaxies. Still sounds like
science-fiction, right ?
ABC Of The Universe
“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK
The feature of matter is:
It clumps to molecular structures. This is because of the gravitational force. A clumping above the critical
density horizon and density triggers the EM-Force and causes heat (above 0 Kelvin).
Dark Matter Gaps (clouds) depend on distance and mass of matter-clumps on their peripheral shape.
...to be continued (not finished yet...)

K
O
Ç
Ü
an
ak
H
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Fenomenler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

PDF
14.04.2011, Perşembe – 14:58
Makale: Fenomenler
Yazan: Hakan ÜÇOK

Fenomenler

Blog'umda bulunan Phenomenons (İnglizce, PDF dosyası) adlı fragmanın Türkçe uyarlaması

K
olarak burada bir şeyler yazmayı uygun gördüm.
Bu makalede Karanlık Madde (Dark Matter), Karanlık Enerji (Dark Energy) ve Kritik Yoğunluk
Ufku (Critical Density Horizon, ben icat ettim...), Vakum, Boşluk gibi fragmanda geçen terimleri
açıklamaya çalışacağım. Bu makaleyi okurken, biraz olsun düşünmenizi rica edeceğim.

O
Karanlık Madde:
Karanlık Maddeyi açıklarken, bunun bilimsel bir
terim olduğunu ve bilimcilerin dahi tahmin
edemeyecekleri kadar gerçekçi olabileceğini

Ç
söylemek isterim. Karanlık maddeyi
göremezsiniz. Bir yandan karanlık olduğu için
(hiç bir şekilde elektromanyetik ışıma yapmaz),
diğer yandan bir çeşit şeffaf olduğundan,
Ü
gözlemlenmesi mümkün değildir. Varlığının “var
sayılması” sebebi ise, galaksi gibi madde
öbeklenmelerinin birbirinden uzaklaşıyor
olmasına dair bilimin “gözlemleri yanlış
yorumlamasından” kaynaklanmaktadır. Bu
yanlış yorumlamanın (daha önce de çok analiz
an

ettik) sebebi, malumunuz, bilimin


“dogmatikliğinden” ve hatta “inkarından” ileri gelmektedir. Uzun lafın kısası (yine geldik oraya),
“Büyük Patlamadan” (Big Bang) yola çıktığınızda, varacağınız yer hep aynı:
“Duvar+Kafa=Kafayı Duvara Toslamak”. Bu durumda kafayı toslamaktan ziyade, karanlıkta
(karanlık maddenin içinde) el yordamıyla etrafı ellerinizle kolaçan etmek, çünkü
“görmüyorsunuz”. İş bu, yine tekrar etmek istemediğim “var sayım”, yani (BB) teoriden yola
çıktığınızda, yani sürekli bunu empoze ettiğinizde, bir yere gelirsiniz ki, madde öbeklenmelerinin
yörüngelerde hareket ettiğini göz ardı ederek, evrenin içindeki maddelerin dengeyi
ak

sağlayabilmesini mümkün kılan, çekim kuvvetinin aksine, itici bir enerjiye (Karanlık Enerji)
ihtiyaç duyar, bu enerjinin kaynağını da bir türlü gözlenemeyen madde (Karanlık Madde) olarak
tanımlamanız gerekir. Netekim, tümevarım, tümdengelim, hesap kitap, kısır döngüler derken,
sabah oldu erken. Karanlık Madde gerçekten de, bakınız bizim Protogen olayına, EM-kuvvet
ortaya çıkarmaz, çıkaramaz. Nedeni ise malum, EM-Tayfının herhangi bir frekansında ışımaz
çünkü, mutlak sıfır ısısındadır (0 Kelvin). Bu ısıda atomlar (maddeyi oluşturması gereken
çekirdekler ve elektronlar) titreşmez. Dolayısıyla da bildik 4 boyutlu evrende varlıkları tespit
H

edilemez. Ancak hacim oluşturmaları muhtemeldir, tam olarak kesin bilgi veremiyorum şu anda
(gidip görmedim... ama “var sayıyoruz” bizde...). Makalenin ana başlığını “Fenomenler” olarak
seçmemin sebebi de budur. Olay fenomen ve benim yorumum da işte budur. Atmaktan kim
ölmüş ? Sadece atıp tutamamak biraz kötü oluyor elbette. Devam ediyorum... Malumunuz,
Kütle Çekim Kuvveti (KÇK) tek kutuplu bir olgu, oldu bitti (tersini iddia eden varsa,
buyursun...), çünkü hala havada (a-erodinamik imkanlar dışında) uçan araçlar göremiyorum.
Dolayısıyla, bildik gözlemlerimize dayanarak, evrendeki her şeyin üst üste yığılıp kalmasını
engelleyen bir kuvvet olmalı ki, onu da merkez kaç kuvveti olarak tanımlanmış bulduk
doğduğumuzda (biz de, bunu bize söyleyenlerin, yalancısıyız...). Merkez kaç kuvvetinin

Son Değişiklik: 15.04.11 - 16:06:57 | Sayfa 1/3 - Fenomenler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Fenomenler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

oluşabilmesi için de, madde öbekleri (ay, dünya, gezegen, yıldız, galaksi, vs.) hareket halinde
olmaları gerekmekte. Ne var ki, bazı istisna gibi görünenlerin dışında (ki, onlar dahi yörüngesel
hareketlerdir, bazıları farkında değil...), doğrusal bir uzaklaşmadan bahsetmek mümkün
görünmüyor. Yani, evrende Hiçbir şey, iki nokta üzerinden geçen doğrusal bir çizgiyi izlemez,
daireler çizer. Bu bile, büyük patlama teorisini geçersiz kılacak kadar etkili bir gerçektir ki,
malum “dogmatik bilim”, bu gerçeğin etrafından dolaşabilmek için, akla karayı seçer. Seçer
seçmesine de, bizi ikna etmez, edemez. İkna olmadık değil mi ? Olmadık tabi de, nedense Big-
Bang Teorisi “parsayı” toplamış kaçıyor, alo gören yok mu ? Neyse, nereye kadar kaçabilir ki ?

K
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”, derler ya hani. O misal, kaçarken hava kararmış,
Karanlık Maddeye dalmış, şimdi de el yordamıyla etrafını anlamaya çalışıyor, oysa burnunun
ucunu dahi göremiyor. Yok tabi bir ışık, mum, el feneri (kendi “karanlık uydurmaları” ışık
vermekten çok uzak). En azından, götürdüğü parsayı geri getirebilmesi için, biz geriden bir ışık

O
yakalım dedik. Parsanın (pasta) meraklısı olduğumuzdan değil, sırf Hak yerine gelsin diye. Bu
kadar polemik yeter.
Karanlık Madde bence, galaksilerin merkezinde oldukları tahmin edilen çok yoğun madde
öbeklenmelerinin (kara delikler) tam tersine, az yoğunlukta, hatta kritik yoğunluğun da altında,
kritik yoğunluk ufkunun ötesinde (hacim olarak içinde) bulunan “mutlak tekillik” oluşumlarıdır.

Ç
Oluşmalarının sebebi ise, galaksi gibi yoğun madde ve bu maddelerin oluşturduğu yoğun kütle
çekim kuvvetlerinin bir arada toplanmış olmasından kaynaklanan az yoğunluk ve çok az çekim
kuvvetlerinin etkisiyle dır. Öyle ki, aynı lastikte olduğu gibi, moleküler yapıyı haddinden fazla
gerdiğinizde lastik nasıl ki bir yerde yırtılıyorsa, galaksiler (hatta belki de yıldızlar) arasındaki
Ü
uzay da aynı şekilde atomların uzayda eşit dağılımları sağlanmasından kaynaklanan ve kritik
yoğunluğun altında bulunan hacimler oluşturmaktadır. Bu kritik yoğunluğun altındaki hacimleri
önceki makalelerimizde analiz etmiş ve hatta atomların hangi düzen içinde bu şekle
gelebildiklerini (Protogen Modeli) açıklamıştık. Karanlık Madde, evrenin ilk yaratıldığı andaki
halinin tıpatıp aynısıdır, ne fazla ne de eksik, yani “Evrenin ilk yaratılıp var olmaya
başlamasındaki ve önceki halidir”, desek yanlış olmaz. İlk yaratılışın “artıklarıdır” demeye dilim
an

varmıyor ve böyle de tanımlamak yanlış olur çünkü, “Artık” dediğimizde kafamızda canlanan
“gereksiz” manasıdır ki, her şeyin gerekli ve amaca yönelik bir var oluş sebebini göz önünde
bulundurursak, bu yanlıştır. Neyse.

Kritik Yoğunluk Ufku:


Kritik Yoğunluk Ufku,
aynı kara deliklerin
varsayılan “olay
ak

ufuklarına” benzer bir


olgudur ki, bu terimi icat
etmenin pek de bir
marifet olması gereğine
inanmıyorum. Aklı
başında herhangi
mantıklı düşünen biri
H

bunu akıl edebilirdi.


Ama bunun üzerinde
düşünüp de terim icat
etmenin birazcık da
“manyaklık” gerektiğini
kabul edebilirim.
Manyaklık deyince, ne
anladığınıza bağlı olarak, ya “deli” kabul edersiniz, ya da “parlak bir zeka” (deha demeyin de,
ne derseniz deyin...), aklını fıtrata uygun kullanan “varlık” olarak anlarsanız doğruya en yakını

Son Değişiklik: 15.04.11 - 16:06:57 | Sayfa 2/3 - Fenomenler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Fenomenler
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

olur. Her ne anlarsanız anlayın, size kalmış, benim için çok da TIN !
İş bu Kritik Yoğunluk Ufku'nun merkezinde (CDH), galaktik çapta madde öbeklenmelerinin
sebep olduğu çekim kuvvetinin etkisi ve kendi aralarındaki tepkime sonucu, kritik yoğunluğun
altında, son haddine kadar sündürülmüş lastiğe benzer bir hacim (volume) veya “boşluk” (gap)
oluşturmaktadır ki, bir sonraki adım olan lastiğin kopmasına benzer, atomların da moleküler
yapıları bozulmuş “mutlak tekillik” ortaya çıkmıştır. Mutlak Tekillik dediğimiz bu oluşum, her ne
kadar teorik olarak hacim kaplıyor olsa da, bildik uzay-zaman'a hiç benzemez. Ortaya çıkan her
hangi bir şey de yok aslında. Bu “şey” her neyse, bildik uzay-zaman sisteminde var

K
olmamaktadır ve “ortada görünen” mutlak bir vakum, boşluktur. Bir sonraki boyuta (5. Boyuta)
aittir. Bu “üst-uzay” dır (Hyperspace). İçinde mesafe yoktur, zaman yoktur (veya vardır ve
bizim anladığımız/algıladığımız şekilde işlemez, aynı kurallara tabi değildir), Mutlak Tekilliktir,
Tek'liktir, Bir'liktir, Bir'dir. Bunun nereye varacağını, “Kur'an ahlakına sahip insanlar” daha iyi

O
anlarlar. “Diğerleri” de mutlaka bir şeyler anlar, ama anlamamazlıktan gelebilirler, garantisi yok;
Umurumda da değil aslında.

Karanlık Enerji:
Karanlık Enerji veya Kütle Çekim Kuvvetinin tersi olan bu (sözde) “itici güç”, (dogmatik, inkarcı)

Ç
bilim tarafından gerçekten de “itici güç” olarak görülmek ister. Böyle düşünülmesi, dogmatik
bilimin işine gelir. Böylelikle inkar kolaylaşır. Aklın aslında reddetmesi, Vicdanın bolca sızlaması
azalmaz, ama geçici de olsa, rahatlatır. Hayır, “itici bir güç” yoktur orada. Maddenin
öbeklenmelerde toplanmasından ve tüm kütle çekim gücünün o maddede toplanarak, aralarda
Ü
kütle çekim kuvveti uygulayabilecek maddenin kalmamasından kaynaklanan “zayıf” (güçsüz
manasında değil...) hacimler vardır orada. O hacimler, ki biz onlara mutlak tekillik diyoruz,
aslında evrendeki tüm maddenin ve kuvvetlerin ilk ortaya çıkışına sebep olan mutlak tekilliktir.

Bu yazdıklarım, üç aşağı beş yukarı, İngilizce olarak yazmış olduğum “Phenomenons” adlı
fragmanın Türkçe makaleme yansımasıdır. (15.04.2011, Cuma – 15:55)
an

Bitti.
ak
H

Son Değişiklik: 15.04.11 - 16:06:57 | Sayfa 3/3 - Fenomenler


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
MemleketManzaralari
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

PDF
18.04.2011, Pazartesi – 14:30
Makale: MemleketManzaralari
Yazan: Hakan ÜÇOK

Memleket Manzaraları

Şu elektrik şirketlerindeki “eşoğlu eşekler” zırt pırt elektriklerle oynamayı bırakıp, bizde

K
yazdıklarımızı kaydedemeyip kaybetmekten kurtulabilseydik, belki bizim ülkemizde de bilim
üretilebilir hale gelinebilirdi. Belkide yazdıklarım bu kadar zehir zemberek olmazdı da. Kendimi
bildim bileli bu soruna parmak basmış, bir tarafımı yırtmış bulunuyorum, ancak son bir aydır
hop kalkıp, hop oturuyoruz, elektronik aygıt açmaya korkar olduk. Üretiliş itibariyle zaten

O
hassas olup da her şeyden nem kapabilen elektronik araç gereçlerimiz, “şeysinin”
doğrultusunda bütün mahallenin elektriklerini dilediği gibi kapatıp açabilen iş bu “eşoğlu
eşekler” yüzünden, arızalanır, bozulursa, hangi merci(i) mağduriyetimizi giderebilir, hangi
yetkiliye başvurabilir, derdimiz anlatabiliriz ? Yetkili diyorum, çünkü her zaman her yerde hep
yetkililer vardır (işinin ehli olmayan kadrolar), bir tarafını sallasan yetkiliye çarpar. Ancak

Ç
“sorumlu” bir şahıs bulmak mümkün mü ? Kim kaybetmiş de sen bulasın ? Yetkililer her boku
yerler, işler ters gidip sorumlu aradığında, ortalıklarda kimse görünmez. Hadi yakaladın diyelim
bir tane, hesap soramazsın, işten sıyırıp giderler (“Benim kim olduğumu biliyon mu lan ?”,
derler. Deyiş o deyiş, patlar gider...), kimse de “Alo nereye gidiyon ?”, demez, diyemez.
Ü
Dokunulmazdırlar, nedense, nasıl oluyorsa (Bak. Hak, Hukuk, Yasalar, vs.). Oluyor işte... Yoksa
bizimkisi de, herkesin yaptığı gibi, ezilinceye kadar başımızı duvarlara vurup, bir an önce bu
eziyetin bitmesini ummak mı olmalı ? Yoksa bilmemezlikten mi gelelim ? Kim bilir ! Onlar
gitsin de, aynı topun (bulunmaz Hind) kumaşı, aynı boku yiyen başkaları gelsin, iş mi ? İsabet
olacak olan belkide okkalı bir beddua etmek olurdu herhalde. Bu arada, hakiki (essah) Eşekleri
tenzih ederim, onların zerre kadar kabahati yok, kastımız insan kılığında dolaşanlara. Onlar da
an

ancak “Aman napcen bilimi, ilimi ? Böyle iyi ya işte...”, diyecek kadar eşek olabilmişlerdir işte.
Birkaç fırın ekmek gerek, essah eşek olabilmek ve kimseye zararının dokunmaması için.
Anladınız siz onu, aklını kullanmayanı, eşeğin gayet seviyeli düzeyinden aşağıda görüyoruz. Bu
yazıda, şimdilik, deşarj olabilmemi sağlamış bulunuyor. Biraz kendi kendime (akıllıca) konuşmuş
gibi oldum ya, neyse. Pala kılıç sokağa çıkıp (delice) baş biçmekten hayırlı olsa gerek. (15:04)
Bilim dedik de; Hakkaten, bilim bu memleketin neyine ? İdare ediyoz ya işte ! YGS olayında
mesela, bilim mi gerek, bilgi mi gerek ? Sınavı geçinceye kadar çıkabilecek olanları
ezberlemek, köprüyü geçinceye kadar “Dayı'nın Algoritmalarını bilmek” neyinize yetmiyor
ak

kardeşim ? İlla uyandırmak mı istiyorsunuz kerizi; Bulandırmak mı istiyorsunuz denizi ?


Düşünüyorum da, bu algoritma işi üniversitede, vizelerde, finallerde uygulanamaz mı acaba ?
Zaten eğitim hep ezber değil mi, atacakları bir yumurta değil mi, soru sormaya takati mi var
üniversite öğrencilerinin ? Büyük kolaylık olurdu be, mezun olunca nasıl olsa ya simit satacak,
ya da asgari (veya, herkes ne bilmediğini bildiği için, muhtelif dandik) ücretten kıç yalayacak,
sisteme dolap beygiri gibi su taşıyacak, matrikste pil olacak. Gerenk (gerenk) yok bilime.
Hele bir de, sözüm ona muhalif olanların, “Yetkili/Sorumlu istifa etsin !”, diye timsah (gözyaşları
H

değil) kükremeleri yok mu, duyduğumda dört duvardan hangisine önce kafa atsam diye
şaşıyorum kalıyorum, duvara kafa atamıyorum bir türlü. Ulan (evet ULAN !), söylesene
“Adaletin önüne çıkarılsın !” diye. Yemiyor mu, yoksa bunu da mı akıl edemiyorsun, onca akıl
edemediğin şeylerin arasında ? Ama tabi, akıl yok ki edesin. Şimdi bu malum çevrelere de bir
hayvan ismi yakıştırmak gerekirdi, ancak zavallıcıklar (kumaşın tüm topu) şu aralar seçim
hengamesi nedeniyle zaten çok hassas bir dönemdeler, bir de biz “abandone” etmeyelim
kendilerini. Umulur ki, bari bu seçimlerde, dünyanın dört bucağının farkına varabilsinler, ama
ihtimal bile olamaz.
(devam edebilir, etmeyebilir de...)

Son Değişiklik: 18.04.11 - 15:36:03 | Sayfa 1/1 - MemleketManzaralari


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
MemleketManzaralari2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

PDF
18.04.2011, Pazartesi – 14:30
Makale: MemleketManzaralari2
Yazan: Hakan ÜÇOK

Memleket Manzaraları 2

Peki ya bulunmaz Hind kumaşı iktidar ? Fasulye gibi nimetten dercesine, “HEDEF 2023” demek

K
de ne oluyor. Lafın gelişi, maksat söyleyecek bir şey mi olsun ? İyicene, aslında bi mok
bilmediğinizi, iktidar olmanın da ancak rant meselesi olduğunu açıktan açığa söylemek olmaz
tabi. 2023 !!! Yok be, bu 12 yıl eder (elde var zaten 9). Bu seçimleri (12 Haziran 2011)
kazansa, 2011-2015 + 2015-2019 + 2019-2023, bu Milletin seni iki kez iktidara getirmiş olup

O
da, bunu YGS gibi olaylarla (kendini) ödüllendiren bir zümreye (gruba, partiye), toplamda 3 kez
daha mı destek çıkacağını sanıyorsun ? Türkiye Cumhuriyeti'nin hangi döneminde böyle idealist
bir Ütopya gerçekleşmiş, sizin hayalleriniz hangi gazoz ağacında yetişiyor ? Dışarı, dünyaya
bakalım, toplamda hangi millet 5 kez hangi partiyi art arda iktidara getirmiş de, siz gündüz
vakti böyle rüyalara dalabiliyorsunuz ? Yerkürenin neresinde görülmüş 21 yıl iktidarda oturan

Ç
parti ? Lafımız Muz Cumhuriyetleri Meclisinin dışına, ki onlar da zaten şu son birkaç aydır pıtır
pıtır dökülmüyorlar mı ? Ne biçim danışmanların aklına uyup da kendinizi kandırıyorsunuz ?
Böyle bir istatistik var mı ? Hem kendinizi, hemde yüce Türk Milletine hangi akla uyup da bu
şekilde Ninniler söyleyebiliyorsunuz ? Açıkça söylesene şunu: Hedef değil, Ninni 2023 derler
Ü
buna, kim öle, kim kala, o zamana kadar bugünler nasıl olsa unutulur. Bir saat sonra ecelinizin
size yetişmeyeceğine dair tapu mu var elinizde, bırak 2023 'ü hayal etmeyi ! 2002 'den bu
yana, Hedef 2010, 2011, 2012, vs. diyerek söylediğiniz ninnilerden uyanmış bir Milleti bu
şekilde kafaya almak neden ? Yoksa amaç zaten bu Millete hizmet etmekten ziyade, iktidar
olmanın keyfini çıkarmak mı ? Mantıklı düşününce başka bir çözüm gelmiyor da aklıma...
Ha yerler değişik olsaydı da şu an muhalefet olan iktidar olsaydı, iktidar da muhalefet olsaydı,
an

farklı bir durumla mı karşı karşıya olacaktık ? Ne gezer, gündemi işgal edebilecek yolsuzluk mu
yok ? Mutlaka bulunur, ki benim aklıma gelen varsa, bu zaten uygulanıyordur hal-i hazırda. İşin
esprisi şu ki, bir olumsuzluk hayal ediyorsun, oluveriyor; Mübarek (Hüsnü değil), zihin mi
okuyorsunuz siz ?

(Yeter bu kadar; Bitti !)


ak
H

Son Değişiklik: 18.04.11 - 20:05:39 | Sayfa 1/1 - MemleketManzaralari2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Korku
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

PDF
15.05.2011, Pazar – 10:43
Makale: Korku
Yazan: Hakan ÜÇOK

Korku
(16.05.2011, Pazartesi – 20:41)
Makaleyi yazmaya kara vermem ile yazmaya başlamam arasında geçen zaman süresinde, nasıl

K
başlasam diye düşünüyordum. Uygun bir giriş bulamadım. Şimdi de, nasıl olsa bir şekilde
konuya gelirim düşüncesiyle başladım tuşlamaya. Korku konusuna muhtelif makalelerimde
değinmiş bulunuyorum ve daha önceki kayıtlarımda da bu konuyla iştigal etmiş olduğumu
hatırlar gibiyim. Ancak o kayıtlar çok eski ve elektronik ortama aktarmadığım elle yazılmış

O
defterlerimde mevcut. En basit olarak bazı sinema filimlerinde korkunun nasıl ele alınmış
olduğuna değinerek bir girizgah hazırlamak geldi aklıma. Yıldız Savaşları (Star Wars) serisinde,
korku konusu gayet güzel bir şekilde ele alınmış ve işlenmiş bulunuyor. Star Wars Felsefesine
aşina olanlar bilir, Yoda (tıfıl, yeşil, uzun kulaklı, uzaylı 'yaratık', JEDI ustası...) özetle der ki:
“Korku seni GÜC 'ün karanlık tarafına iletir.” Holywood sinemasında, korku ile ilgili birçok

Ç
felsefeye ve dünya görüşüne şahit olmak mümkün, hepsini saymaya takadım yetmez. Bunun
dışında, Kur'an-ı Kerim 'de korku, muhtelif şekillerde ve açıklamalarla ele alınmış, en bariz kıssa
olarak da Adem ile Havva'nın tecrübeleri ayetlerle anlatılmaktadır (anlayana). Bundan başka,
kimler korkmaz, korkma gereği duymaz babında çok güzel bir ipucu olan ayet de mevcut
(arayıp bulun).
Ü
Korkunun içgüdüsel savunma mekanizması olarak etki ve tepkisini bir kenara bırakırsak (o da
az-buz değil ama anlatmak uzun sürer...), mantıklı düşününce (aklımızı kullanarak),
gerçektende korkmanın, endişelenmenin, karamsarlığa düşmenin ne kadar gereksiz olduğunu
fark ederiz. Ancak bu gereksizlik “müminleri” bağlayıcıdır ve ilgilendirir, bunu da belirtmeden
edemiyeceğim. Vahy'i inkar edenler ise (ateistler vs.) zaten Kur'an-ı Kerim 'i hiç
an

takmadıklarından, ne kadar korksalar azdır. Ve bir türlü “teslim olamayınca” da, korku size
olmadık şeyler yaptırabilir, yaptırıyor da. Buna hepimiz, mevcut “dünya düzeninde” şahit
olmaktayız.
(17.05.2011, Salı – 16:13)
Tüm batı medeniyetinin ilerlemesi, ilerleyebilmesi, korku üzere kuruludur. Daha önceleri
Komunizm korkusuyla ilerleme kaydetmeye çalışan iş bu “medeniyet” dediğimiz tek dişi kalmış
canavar, komunizmin tehdit unsurları ortadan kalktığında bugünlerde kendine yeni bir (eski)
“korku kaynağı” bulmuştur. Bu yeni tehdidin adı: “İslami Terör”. Bu ne menem tanımlamadır ki,
ak

İslamın temellerinde aslında “terör'ün” yeri olmamasına (ve apaçık vahy'inde de tek kelimeyle
anılmamasına) rağmen (ne yazık ki çoğu insan okuyup anlamaktan aciz, bir kısmı ise yakmayı
tercih ediyor), bir Din'e mensub milyarlarca insanı bir çırpıda potansiyel de olsa terörist ilan
edebiliyor? Aslında burada psikolojik yansıtma mekanizması söz konusudur, ama gel de anlat
bakalım kolaysa. Anlatamazsınız, kıçınızı yırtsanız mümkün değil. Çünkü kesinlikle öyle
olmadığı, tanımlamayı yapanların işine gelmez. Adam kolayını bulmuş, yükü sarmış, basmış
gaza gidiyor, tutmak mümkün mü? Değil! Eskiden de, İslam olsun, Türkler olsun kendi Din'leri,
H

felsefeleri, ahlakları, etikleri ve medeniyetleri açısından tehdit sayılmamış mıydı? Evet öyle,
bunu kendileri de inkar edemez. Şimdi bu temcit pilavının tekrar ısıtılıp tüm dünyanın önüne
sürülmesinin sebebi, korkuya delice, çaresizce ihtiyaç duymaları. 6 milyarın üzerindeki
insanların zihinlerini başka nasıl meşgul edebilirsiniz ki? Meşgul ederken de, öte yandan malı
nasıl götürebilirsiniz ki? Geçmişinde “Sömürgeler” ve sömürü üzerinden nemalanan, dünyanın
anasını ağlatan bir (batı) “medeniyeti” başka nasıl haklı çıkarabilirsiniz? Ve öyle ki, sonuçta
mutlaka haklı çıkabilmeyi umarak elinden gelen herşeyi (ama herşeyi) yapmakta ve yapmaktan
asla vazgeçmeyecektir. İşin ucunda materyalizm var, işin ucunda çıkarlar var, işin ucunda ve en
temelinde “korku” olduğu ve olması gereği gibi, bu dünyanın ötesinde başka bir şeyin

Son Değişiklik: 23/05/11 - 11:35:08 | Sayfa 1/2 - Korku


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Korku
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

olmadığına dair sapkın zihniyet, felsefe, itikat, ahlak, etik ve inanç var, sapıtmışlık ve
saptırılmışlık var. Peki saptıran, sapıttıran ney veya kim? Adem ile Havva'yı ne ve kim, nasıl ve
neden saptırmış, sapıttırmış ise, bugün olsun, insanlık tarihi boyunca olsun, neredeyse kusursuz
olan planını uygulayan ezeli ve ahir düşman. Daha açık konuşmaya gerek var mı? Bence yok.
Herkes kime nasıl ve neden uyduğunun, kime hizmet ettiğinin, aslında kime ve neye hizmet
etmesi gerektiğinin pekala farkında. Bunu ise nasıl yapacağına dair, birçoğunun herhangi bir
fikri, kanaati yok. Niye yok? Çünkü, fikri olabilmesi için düşünmesi, tefekkür etmesi gerekir
(ezberleyip papağan gibi tekrar etmek değil, amca dayının sağladığı şifrelerle hiç değil).

K
Düşünmeyince nasıl kanaat oluşabilir ki? Akıl var (Bak. Kur'an-ı Kerim)! Var olmasına var da,
kullanacak mı yok, yoksa korkmaktan kullanmaya fırsat bulamayanlar mı var? İşte, bütün sorun
da burada: “Düşünüyorum, öyleyse varım!” diyemiyorsunuz, çünkü “Korkuyorum,
düşünemiyorum, düşünmekten acizim!” demek zorunda kalıyorsunuz, zorunda bırakılıyorsunuz,

O
sistem böyle işliyor. Bu, bize göre bir “kısır döngü” aslında. Ama mevcut düzen ile işini tıkır tıkır
yürütenler, gemisini yüzdüren kaptanlar için çok büyük bir avantaj. Ne yazık ki, bundan sonra,
kafanıza vura vura, başınıza kaka kaka olacak işler, düzelecek konular değil bunlar; Aslında hiç
olmadı (Bak. Kur'an-ı Kerim). Öyle görünüyor ki (buradan bakınca, bence), kendiliğinden
insanoğlunun bu kısır döngüden kurtulması çok zor, zaten kurtulmak isteyenler de yok gibi, ben

Ç
hiç görmedim. Ancak can çıkmadıkça, biz de umut etmekten vazgeçmeyelim mi desek, yoksa
abuk subuk, kimsenin anlamadığı makaleler yazmaya mı devam etsek? Bu işi de bu kadar
basite indirgemek pek doğru olmasa gerek, ancak başka çare mi bıraktınız? Buna rağmen hala
anlamayanlar, yazıyı sonuna kadar okumayanlar olacaktır mutlaka. Ne var ki, bu da benim için:
“Çok da TIN!”. (17:00)
Ü
an
ak
H

Son Değişiklik: 23/05/11 - 11:35:08 | Sayfa 2/2 - Korku


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Phenomenons2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.
PDF
23.04.2011, Cumartesi – 13:00
Makale: Phenomenons2
Yazan : Hakan ÜÇOK
Phenomenons 2
The Truth;
(23.04.2011 – 13:08)
It is a well known common sense and by some people ultimately known FACT (but officially kept “under raps”)
that, today we all are aware of the truth about the universe and how it DID NOT and COULD NOT HAVE happen. I

K
just don't understand, why this so called scientific thinking people (scientists), particularly Astrophysicists,
Theoretical Physicists and Quantum Physicists (at least the ones alive today), still persist on an outdated model, a
simple theory, an assumed hypothesis like Big Bang. For the common public and majority of some scientists
(maybe unaware of all the complicated details that leave and lead to a trail or believed truth in their
consciousness) the model indeed seems to be at first glance the best explanation of how the universe became

O
being. But at the second glance, one may not be that much convinced about all the assumptions that had to be
made (even fabricated) to make it (the model) what it is and how it is supposed to work today. All those
assumptions that make the model/theory relevant to the public ARE NOT facts, nevertheless it is being threatened
as kind of a (sometimes ultimate) “truth” by this public.
Revelations, Hoax or Truth?
Have you ever thought of the possibility that revelations might be truth or even just considered for a moment that

Ç
they may eventually be information for a possible (eventually) ultimate knowledge?
I am surprised of the behavior of science, not considering revelations as a possible source of knowledge , which
they should at least try to falsify*. Although there's another possibility of revelations to be disinformation, but this
has to be falsified like any other theory*. That is indeed not a very objective approach of science to information
that may eventually be ultimate knowledge. If there is even a little chance that it might be truth, why not using it?
For example:
Ü
Neither the Jews nor the Nazarenes will be pleased with you until you follow their creed. Say, "The guidance is
God's guidance." If you follow their wishes after the knowledge has come to you, then none can help or protect
you against God. [2:120]

Did those who reject not see that the heavens and the earth were one mass and We tore them apart? That We
made from the water everything that lives. Will they not acknowledge? [21:30]
an

When Our signs are recited to them, they say, "We have listened, and if we wish, we could have said the same
thing. This is nothing but tales of the ancients!" [8:31]

The one who says to his parents: "Enough of you! Are you promising me that I will be resurrected, when the
generations who died before me never came back?" While they both will implore God: "Woe to you; acknowledge!
For God's promise is the truth." He would say, "This is nothing but tales from the past!" [46:17]

When Our signs are recited to him, he says: "Tales of the ancients!" [83:13]
ak

These words have been revealed more than 1400 years ago and still we find persons on this world that are fitting
into what was described. The last 4 revelations I've listed above fit very well onto Hawking nowadays (May 2011).
What is it with science and religion?
Religion has its own rationality and science has its own rationality. What if their rationalities do not count until both
accept and respect each other? Whereas many religious rationalities even differ from each other. But they all
(most of them) meat at one common and single point: “Everything was/is created by A CREATOR !”
Many religions (except Islam) would go better if they could accept (re-considered) scientific approach. I do not
count Islam with the many religions, because Islam does already impose scientific approach from beginning to end
(at least Islam's holy book the Quran). Unfortunally the Quran isn't being read, preferably burned (by other
H

religious) and ignored by others (almost every scientist).


Science itself would go better and come finally to any conclusions if it would see revelations as eventual
information of truth, that shall become knowledge and would be very helpful to solve any problems. It is the
intention of religion, or should be at least, to help mankind solving any problems.
The Quran:
From the point of the Quran, there's no problem at all with the universe we are living in and we are able to
observe. All predictions do fit neatless into observations, as long as you interpret the revelations right. To interpret
the revelations right, you have to have the right intentions. The Quran would never mislead to any wrong action as
long as you have done the interpretations with the right intentions. What are those right intentions? Funny but,
you can't be aware of “the right intentions” unless you read the Quran. It teaches almost everything you need to
achieve reaching the and any truth. And indeed, it's (chronologically revealed) first verse teaches: “Read!”:

Son Değişiklik: 24.05.11 - 14:32:15 | Sayfa 1/2 - Phenomenons2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Phenomenons2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

96:0 In the name of God, the Gracious, the Compassionate.


96:1 Read in the name of your Lord who has created.
96:2 He created the human being from an embryo.
96:3 Read, and your Lord is the Generous One.
96:4 The One who taught by the pen.
96:5 He taught the human being what he did not know.
Which scientist could say anything controversial to these verses? In which rationality does it not fit? None! But the
point is, many of them are not even aware of it because they didn't read it... They kept their distance, to not being
seen as fools by the public. They take care merely of what people would say, than of what the truth really may be

K
or is. I see it as a kind of intentional purpose of science, denying revelations, so that we all get stuck on this
planet and do not mature (science calls it evolution) into what we were (intelligently) designed for.
Will you not consider, will you not acknowledge ?
Where you see randomness and uncertainty, I see intention and purpose.
Where you see evolution and mutation, I see maturing and evaluation.

O
You call it evolution with a huge source of billion years, whereas you can't be sure if it is what it looks.
Where you see explosion and expansion, I see creation and orbiting.
For you it may have no sense at all, for me it is to sense itself.
Where you are copying and repeating mindless, without using own intellect;
I believe, have faith and use intellect to read and understand what is given.
We all observing the same, it is the question of: “What we want to see, what we want it to be.”

Ç
You fear what it could be, I do not and know that it is with purpose and intention.
You fear death, I do not. I hope to achieve the knowledge useful after death.
You don't believe in hereafter, stuck into the material world and all that matters is matter.
No way to convince you of things you can't sense. Your unused intellect won't help you to understand what is
sense.
Ü
You keep digging into matter spending billions in search of God/-s, unaware or denying of: “There is no God/-s”.
You know that it needs a Creator to set up a whole universe, but can't accept that you are helpless, hoping for
help of the God/-s.
You are not reading nor accepting truth spoken words, but senseless words of the created, you like them much.
You call it rational and science without knowing the meaning of the words, that what you think is the truth will
leave you an orphan and alone.
You fear to fail in a limited life, but don't fear a life in the dark or fire of eternal.
an

You are not aware of the ancients life told to you so you may consider, but wherever you can you repeat their
glitter.
You don't want to consider and not acknowledge the truth, all you've needed has come and gone with your faith.
You call it “a tale” where there might be a truth, call it a truth where and whenever you can not proof.
Faith you say is ignorance and nonsense, don't you consider the senseless fabricated by yourself ?
Will you not acknowledge at least consider after reading this stuff, how can you hope that one day you'll find the
truth ?
You think you are thinking and haven't really done yet...
But wherever one says: “I think, so I am.” your applause is with them.
ak

(23.05.2011, Monday – 11:00) *If you think this is a poem, you are wrong! It is indeed not...
(24.05.2011, Tuesday – 13:51) **It is a truly shocking circumstance to see, how “unaware” or “intentionally
ignorant” the western world is and behave, if it comes to “knowledge (information that eventually is right)” that
has it's source in the Quran. The Quran is being rigorously ignored, whereas any other, even the simplest mystic
religion, is being elaborated with and in every single detail. But there is hope that one day every single human
shall at least read the Quran once, because we can see that it is not just ignored anymore; People trying (and
having success) to burn it. I can't understand a mind burning a script just because it is from another religion, but
it will have the effect that it is not a subject of unawareness and ignorance anymore, no more. If there must be
feared something than it must be this. And yes, in this case we can say, that the Quran, as an (eventually)
H

ultimate and final revelation of A CREATOR, must be the ultimate truth, otherwise it would not have been so
blindly ignored and hatred. It is very obvious that the information and knowledge it is carrying could be of use one
day, for those who haven't read it yet. This leads me (and should you too) to some conclusions I have to come up
with, what actually is happening on this world. My conclusions would not interest anyone neither do I want to be
misunderstood (although it won't bother me...), as was the Quran. So I better keep my conclusions for myself.
But, what I had the chance of summarizing for myself, shall not be in vain hopefully. One day it may help
understanding the human mind better. For now, it is just a question of stubbornness beliefs, that may change any
time...
* Updated 23.05.2011
** Updated 24.05.2011
Look out for “Phenomenons 3” !

Son Değişiklik: 24.05.11 - 14:32:15 | Sayfa 2/2 - Phenomenons2


B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Korku2
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren ve İnsan Hipotezinin Makalesi.

PDF
24.05.2011, Salı – 11:41
Makale: Korku2
Yazan: Hakan ÜÇOK

Korku 2
(24.05.2011, Salı – 11:41)
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...

K
Nereye baksanız, korkuyla ilgili tavisyelere rastlarsınız. Tevekelli değil, bunun mutlaka bir
sebebi var. Bir önceki “Korku” makalesinde, aslında korkmanın ne kadar gereksiz olduğuna
zaten değinmiştik. Bundan da öte, korkunun bize nereden, kimden ve kime hizmet edenlerden
ilham ve empoze edildiğine de değindik. Mevcut “Dünya Düzeni” (ki, bu durumda “Düzen”

O
demek ne kadar mantıklı, tartışabiliriz...), korkuyu ana felsefesi olarak kabul etmiş, korkuyu
beslemekte, geliştirmekte (fani dünyada) çok büyük faydalar görmekte ve çıkarlarına uygun bir
şekilde sistematik olarak kullanmakta. Sırf bunun için bir “psikolog ordusu” istihdam edilmekte.
Bu oluşuma (düzen ?), felsefeye, itikata bazı çevrelerce “Korku İmparatorluğu” denmekte.
Ancak bu adı verenler, tanımlamayı yapanlar dahi, aynı sistemin içinde korkuyu beslemekten

Ç
geri kalmayanlar, ondan nemalananlardır. Bunu neredeyse herkes yapıyor (“neredeyse” demek
bile abes...). Küreselleşme gayretleri (ne demekse artık...) bu korkunun temelinde tohum olup,
filizlenip, kabak gibi ortaya fışkırmakta. Korku ve endişenin altında herhangi bir şekilde
ezilmeyen insan, topluluk ve/veya devlet yok gibi (yok yani...). Kabul, korkmamak gerçekten
Ü
kolay bir iş değil, aptalca uygulanabilen cesareti (ve içgüdüsel savunma mekanizmalarını)
saymazsak.
Devam edecek...
an
ak
H

Son Değişiklik: 24/05/11 - 14:48:17 | Sayfa 1/1 - Korku2


ABC Of The Universe
“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

Abstract

K11
This paper was intended to make another step closer to the grand unified theory by approaching
it with an unconventional explanation of the (observable) visible and sensible universe as we
believe we know. But senses are not limited to ours (5). There is indeed one more and most
important sense to be recognized and we all must be aware of: Our Intellect, is our 6 th sense and
it is the strongest, the most powerful, sometimes maybe even the most glorious gift given to
creatures given by their creator. Even, can we say it is … ?; Whatever, not going to dive into

O0
idolism in here.
This paper does not contain any (or many, prefer having none) mathematical, physical or other
scientific formulas which are “normally” being used by science to explain, describe and show

Ç| 2
theories, theses, hypotheses and models of the so called “known universe”, which can be
sometimes (or always ?) dogmatic. As science is officially no (and in-officially a) religion but at
least should not be one, I can't accept any dogmatism within assumptions of science; But they
happen, wonder why. What we think to know is always just a little fraction of observations and
(or even) reality, which might be infinite to us or our abilities and (of our) understanding.
This paper was meant to reflect my “totally subjective” point of view, as well as my subjective
thinking about the matters I am trying to explain in here. As i am not able and also don't want
and don't need to be objective on any matter which needs thinking (neither is anyone else), I do

others).
ÜK
confess and believe and take it real and the truth, that a subjective approach well combined with
philosophy should and is more than enough to forward my mind and opinion in this paper (to
O
The purpose and reason that made me writing this paper was encouraged by the FQXi
community and their actual essay contest which I am not participating (as of today: 02/23/2011):
“Is reality digital or analog ?”. As I had no real motivation to write preferable anything similar in
English (about GUT or similar things), this occasion (or lets call it opportunity) i could not have
aÜnÇ
leaved without participating with a (this) paper. But instead of sending in, misusing it for my own
dirty explanations. Means, a good way to gain writing skills which I can use to write my own book.
But that book still has to be written, don't know when...
This paper does indeed approximate the contest-topic of the community mentioned above,
although it does not seem to do so at the very first glance, be patient. I am going to explain the
connection between REALITY and the great unified theory from my philosophical point of view,
which will answer the original question of the topic.
This paper has been written in English to avoid any complex sentences and to speak very
n

very plain so that nobody could say: “I didn't understand it...!”. To understand the message of this
aak

paper, one does neither have to be a professional physicist, nor a genius, as I am none of these
too, but writer of this paper. I assured this paper to be readable whilst I wrote it in English
because writing it in Turkish or German may have caused it to be not understandable as I would
have had used more (too) complex constructed sentences. So this one is easy and simple because
I am not a native English speaking person.
Hak

The purpose of the universe is to be observed and its the best thing one can do with it: observe.
We are here to observe and understand. And we have a powerful tool to do that: Our intellect.
To have a good understanding of this papers point, it is necessary to know and understand what
the terms “Digital” and “Analog” mean. To do this, I would like to refer to Wikipedia where you can
search and find the explanation of this terms.
H

...
3

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

Prolog

K11
The universe is neither analog nor digital, it is singular (that I am sure of and don't need to
explain yet) and infinite (that I have to prove).
For a universe to be able acting as if it were endless in space AND time (observed fact), so that
it can be dated back to a beginning but its end shall not and will not be determined by anyone, it
(the universe as we observe) has to be infinite and one infinite universe is sufficient to form a
(what we observe) fully functional, functioning and will function, infinitely universe that is

O0
shapeless, unique in every part of its space-time and every moment of its existence, rather than
an infinite number of un-unlimited (finite) and “closed captioned” (parallel) universes with each of
them having different (but supposed unique among themselves) faiths and some of them

Ç| 2
insufficient to form (by themselves will or by random happenings) exactly ordered laws, with this,
self-rendered unable to form some life in it. No life means: Nobody who could ask: “What the
heck is going on ?”

Infinity does not need to expand, nor extend and of course needs no container as it has neither
the need for, nor is any shape or any form necessary.

...
ÜKO
aÜnÇ
n
aak
Hak
H
4

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

Monolog

K11
There can be only one infinity (infinite space-time and infinite matter in it, which is the
ultimate cause of space itself and as well cause of the observed time) and not infinite numbers of
limited spaces (universes) with unlimited possibilities that may happen here or may not happen
there. Why it should be like this we can see in the ultimate and final revelation.
Lets have a look at what ALLAH is telling us about the universe in generally and for the ones
who are willing to accept (or not) an intelligent design, whom is indeed fully capable of creating

O0
without faults and needs no experiments in its creation and Being of THE Law-Maker:
Have not the unbelievers ever considered that the skies and the earth were once one mass, then
We split them asunder? And We have created every living thing from water. Will they still not

Ç| 2
believe? [21:30]

He is the One Who has created the night and the day and the sun and the moon: all (the celestial
bodies) move swiftly in an orbit of their own. [21:33]

The sun and the moon move along their computed courses. [55:5]

Then He settled to the heaven, while it was still gas, and He said to it, and to the earth: "Come
ÜK
willingly or unwillingly." They said, "We come willingly." [41:11]

He created seven heavens in harmony. You do not see any disorder in the creation by the
O
Gracious. Keep looking; do you see any flaw? [67:3]

Then look again twice; your eyes will come back humiliated and tired. [67:4]
aÜnÇ
We have adorned the lower heaven with lamps, and We made it with projectiles against the
devils; and We prepared for them the retribution of the blazing fire. [67:5]

If they are told "Do not make evil in the land," they say, "But we are the reformers!" [2:11]

No, they are the evildoers, but they do not perceive. [2:12]

If they are told, "acknowledge as the people have acknowledged," they say, "Shall we
n

acknowledge as the fools have acknowledged?" No, they are the fools but they do not know.
aak

[2:13]

They said, "Be Jews or Nazarenes so that you may be guided!" Say, "No, rather the creed of
Abraham, monotheism; for he was not of those who set up partners." [2:135]
Hak

Say, "We acknowledge God and what was sent down to us and what was sent down to Abraham,
Ishmael, Isaac, Jacob, the Patriarchs, what was given to Moses and Jesus, and what was given to
the prophets from their Lord; we do not make a distinction between any of them and to Him we
peacefully surrender." [2:136]
As it neither does need (for an ultimate Intelligence who creates the laws itself) to make
H

experiments, neither to gamble with unpredictable randomness, uncertainty and rolling dices
where “the observers” (exactly us asking: “Why is this ?”) shall not see or be aware of them,
whereas on the other hand revealing them (to us that we may be aware), that everything has
been created to serve a purpose and be observed (by us), not only by natural (provided, our 5)
senses, but the observers (our) Intelligence and/or Intellect (6th sense) too.

...
5

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK
Here we get some questions of science answered (in the final and ultimate version of
revelation):

K11
Inter-Stellar And Inter-Galactic Travelling

He created the human from clay, like pottery. [55:14]

The Jinn He created from a smokeless fire. [55:15]

O0
Those in the heavens and earth ask Him, everyday He is in some matter. [55:29]

Ç| 2
O tribes of Jinn and humans, if you can penetrate the diameters of the heavens and the
earth, then go ahead and penetrate. You will not penetrate without authority. [55:33]

He sends against both of you projectiles of fire and copper; so you will not succeed. [55:35]

Science Trying To Calculate The End Of The Universe

ÜK
They ask you regarding the moment: "When will be its time?" Say, "Its knowledge is with my
Lord, none can reveal its time except Him. It is heavy through the heavens and the earth; it will
not come to you except suddenly." They ask you, as if you are too curious about it! Say, "Its
O
knowledge is with God, but most people do not know." [7:187]

They ask you about the moment: "When is its appointed time?"
You have no knowledge if it.
aÜnÇ
To your Lord is its term. [79:42-44]

The people ask you regarding the moment. Say, "Its knowledge is with God. For all that you know
the moment may be near!" [33:63]

About Spirit/Soul
n
aak

They ask you concerning the Spirit. Say, "The Spirit is from the command of my Lord, and the
knowledge you were given was but very little." [17:85]

About Timing
Hak

They ask you regarding the new moons, say, "They are a timing mechanism for the people as
well as for the Pilgrimage."
Piety is not that you would enter a home from its back, but piety is whoever is aware and comes
to the homes through their main doors. Be conscientious of God that you may succeed.
H

[2:189]

...
6

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK
Some (Stupid) Questions Of Me

Zero = Nothingness ?

K11
Does “nothing” exist ?
What IS nothing ?
IS it or IS it NOT ?
Is -1 less than 0 (zero), like: [-1<0] ?
Can anything be less than zero/nothing ?

O0
Does 0 (zero) serve anything or does it serve anything but the TRUTH ?
Now, I have more like this but for now it should be enough. This questions should be considered
and again considered and Re-considered and De-considered (as well as de-constructed and re-

Ç| 2
constructed) if we are going to establish any step closer or further on our approach to a or any
grand unifying theory.

...

ÜK
O
aÜnÇ
n
aak
Hak
H
7

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

Matters

K11
For a closer explanation of “this matter” and Matter at all, I would like to start at a point that has
to be re-considered by the “so called positive & claiming to be objective science”.

Depending on the distance between two galaxies, there is an observable and computable aspect
of increasing gravity at clumping of mass (higher density) at and to the center of each galaxy and
in traverse (tersine) the density becoming lesser (lower) as distance within the space to other

O0
matter/mass/clumps increases. Means, closer to galaxy-clumps you have a higher density of
matter (denser) resulting in greater gravitational forces; And far from galaxies you have a lower
density of matter if there is any at all. Which brings us to the result that the gravity within a

Ç| 2
galaxy must be stronger than the gravity far away from galaxies (the so called empty space or
lower density matter) within intergalactic space. I should have painted a picture of a graph that
shows the gravitation between two clumps (for example galaxies) and their distance to each other.
I'll take care of it later...

What is Dark Matter and how does it behave on the gravitational scale ?
What dark matter is or not is, I am not able to tell/say yet. But observational results, obtained
from actual happenings (i.e. NASA, Web, ect.) and “logical thinking” (what logic ?) lead me to this
ÜK
(maybe pseudo-) fact: Regions within the intergalactic space that have very low gravitational
effects, low-density fields of matter, as explained above, may reach below g=1/∞ a critical density
where matter, space & time can not exist anymore and folding into or onto another dimension
O
beyond the universe itself to a upper (5 th) “Hyperspace-like” continuum, where, of course, time
stands still and space is zero. That sounds kinda science-fiction, I confess. But if we were not able
to travel beyond a limited speed (Lightspeed) or by “using” black holes (condensed, high
gravitational fields)to take far distances in rational time and without being hurt (like spagetti),
aÜnÇ
would it not be rational to think of the opposite side of gravitation delivering this travel ?
On the other hand, this low-density areas in the intergalactic space may be an explanation of,
what science has a habit to call, Redshift. It may cause a red filter to the lights passing thru.
Means, effecting the wavelength of light to decrease. We know that a light-ray, diving from air into
water (from low density to high density material), does being effected by two (?) ways;
1th, it gets angular deflected, according to its coming angle (but not with a right-angle of 90°).
2nd, its wavelength increases (EVERY angle, including the right-angle), right ?
No, that last sentence, I am not sure about.
n
aak

So, what is Dark Energy then ?


Honestly, I don't have a clue. I am not even sure if it needs any dark energy if there's already
something called dark matter. As with “normal” matter having some kind of energy effecting thru
electromagnetism, gravitation, strong force & weak force and dark matter seems to be the
counterpart and/or “source of matter” (excluding possibility of that “antimatter stuff” totally at the
Hak

moment...), but not exactly behaving like a counterpart.

What is space ?
Space is made of a group of any (at least 2) atoms or a molecule and the distance of atoms to
each other. This distance (between the atoms) has to be below a critical density of matter, so
H

that gravity does not become less than 1/∞ g and temperature shall not become "absolute zero"
between them. Increasing the distance beyond critical density and decreasing the temperature to
-273° C (absolute zero, 0 K) would mean TOTAL VACUUM and in that vacuum there is no space
anymore. Means it is “Non-space”, with a zero distance. This explains the question of what dark
matter is and what its behaves on the gravitational scale are.
8

ABC Of The Universe


“Approaching the Grand Unified Theory”
by
Hakan ÜÇOK

K11
O0
Ç| 2
Figure.1: Calculation Of Galactic Distortion
ÜKO
Galactic Distortion
As of Figure.1 (above); From the point of View [A] we look in a right-angle straight onto a Galaxy
with a center [B] and a point at the perimeter [C]. The Galaxy center [B] is in a distance of 10
million Lj. From our point of view, has a Diameter of 100.000 Lj., a radius of 50.000 Lj. and makes
a full turn (360°) around itself within 2.2 million years. These values are Astrophysical very
possible, although there might not be galaxies at this values observed, these are possible and
aÜnÇ
given values. As the distance from [A] to [B] is 10 million Lj., the distance from [A] to [C] must be
10.000.124,99 Lj., with a difference of 124,99 Lj. Which means practically a light starting from [B]
arrives 124,99 years earlier at point [A] than a light that started from [C]. This is the time
distortion of [A] to [B] related to [A] to [C]. As the galaxy we are observing has a radius of 50
thousand Lj. and therefore a perimeter of 314.159 Lj. (2r*Pi) with a full spin (360°) of it in 2.2
million years. Which is a spin of 0.14 Lj. per year multiplicated with the difference of the light
arriving from [B] and [C] (124,99), [C] becomes 17,8498 Lj. distorted relative to its observed
position at [C] and on the perimeter bow back-spinned at [D]. Which is further an angle of
n

(360/314159*17,8498) of ~0,020454°.
aak

This means also, that the bigger an observed galaxy is (diameter) the more distortion we are able
to find between its center and its perimeter (outer limits). The farther it is the smaller is the final
pictures distortion. As well as, the closer we are to the observed galaxy, again the distortion of the
finally observed picture must be bigger. Which is at least really one reason more not to rely on
observations, of our 5 senses ONLY, without considering it WITH our Intellect. It is a feature of the
Hak

universe itself, proving and showing us that observing means not everything, but using Intellect
by thinking is a gift very special, for a THINKING Mankind. The observed and fixated picture of a
galaxy and its subsidiaries must be re-considered with this factors:
1. Distance to our point of view.
2. Diameter (and or radius) of the observed galaxy.
H

3. The galaxies spinning speed.


4. Difference between center and perimeter points.
5. Change of view by different observing times between center and perimeter.
6. And at least, how it might look if added up to its momentary look (+Distance in Lj.). This
does not include new stars born and died within the given (distance from point of view) time.
...to be continued...
Getting closer... But hard to switch between Turkish-, German- and English-Thinking.
(not finished yet...)
9
Galactic Distances

K11
From our point of view (A) / Camera - All Values in Lightyears & Years

0
NOTE: Assumed Age of Universe is 13.7 Billion Years – Watching-Angle onto Galaxy is "Right-Angled (90 Degrees)"

2O
Distance (A) To Galaxy Center (B) Diameter Of Galaxy Distance (A) to Perimeter (C) Difference (Lj.) / Shifted Picture (Years) Perimeter ~ (Diameter x Pi) Given Full Rotation Time (Years) Distortion Center To Perimeter Shift To (D) Lj. By Diff.

100.000 100.000 111.803,39887498900000 11.803,39887498950000000 314.159,265358979 2.200.000 1685,5214178662300000


1.000.000 100.000 1.001.249,21972504000000 1.249,21972503932000000 314.159,265358979 2.200.000 178,3881595865000000
10.000.000 100.000 10.000.124,99921880000000 124,99921876005800000 314.159,265358979 2.200.000 17,8498466982301000
100.000.000 100.000 100.000.012,49999900000000 12,49999922513960000 314.159,265358979 2.200.000 1,7849957152534900

Ç|
2.500.000 200.000 2.501.999,20063936000000 1.999,20063936058000000 628.318,530717959 2.200.000 570,9703674242940000
10.000.000.000 100.000 10.000.000.000,12500000000000 ,12500000000000000 314.159,265358979 2.200.000 0,0178499582590329
13.700.000.000 100.000 13.700.000.000,09120000000000 ,09124183654785160 314.159,265358979 2.200.000 0,0130293037908532
15.000.000.000 100.000 15.000.000.000,08330000000000 ,08333396911621090 314.159,265358979 2.200.000 0,0119000629622712

ÜK
75.000 100.000 90.138,78188659970000 15.138,78188659970000000 314.159,265358979 2.200.000 2161,8129981472700000
50.000 100.000 70.710,67811865480000 20.710,67811865480000000 314.159,265358979 2.200.000 2957,4779194740300000
25.000 100.000 55.901,69943749470000 30.901,69943749470000000 314.159,265358979 2.200.000 4412,7523607397000000

nÇO

n
ak
ka
a
HH

Page 1
Curiculum Vitae

Hakan ÜÇOK – Bilişim ve İletişim Teknolojileri Uzmanı

Doğum Tarihi: 23.05.1967


Doğum Yeri: Çifteler - Eskişehir
Medeni Hali: Evli

K
İletişim Bilgilerim:
E-Mail: hucok@yahoo.com - hakan3ok@gmail.com
Web Sitem: http://h3ok.1free.ws
Blog'um: http://h3ok.isgreat.org/wp

O
CV-Download: http://h3ok.isgreat.org/CV.pdf

Konu: CV / Özgeçmiş / İş Başvurusu

Eğitimim:

Ç
● İlk- ve Ortaokul: Almanya 1973-1984 (Ortaöğrenim - Realschulabschluss)
● Lise: Kaya Aldoğan Lisesi - Kuşadası 1984-1987
● Yüksek Öğrenim: Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi,
Alman Dili ve Edebiyatı - ANKARA 1987-1992 (Son sınıf terk)
Ü
● Bilişim ve İletişim Teknolojileri Eğitimi: Otodidaktik 1978-2010

İş Tecrübem: (Son İşyerinden başlar)


● 2004-2008 Tezgahtarlık; Çanta, Deri, Tekstil - BELEK
● 2003-2004 Ürün Temsilcisi; Millenyum, İth. Şirketi - ESKİŞEHİR
● 2002-2003 Web Tasarım, Bilgi İşlem Dep.; Ekol Turizm - KUŞADASI
an

● 2001-2002 Web Tasarım, Bilgi İşlem Dep.; Panda Turizm - KUŞADASI


● 1998-2001 Teknik Servis Müdürü; Kampus Bilgisayar - İSTANBUL
● 1997-1998 Teknik Servis Müdürü; Ahad Bilgisayar - KUŞADASI
● 1996-1997 Tezgahtarlık; Çanta, Deri - SİDE
● 1994-1996 Askerlik Görevi
● 1993-1994 Teknik Servis Müdürü; Doğu Elektronik - ANKARA
● 1992-1993 Teknik Servis Müdürü - Bilgi İşlem Dep. - Ön Muhasebe;
ak

Diana Turizm H.Q. - KUŞADASI


● 1987-1992 Tezgahtarlık (Yaz tatillerinde); Deri, Çanta, Halı - KUŞADASI

Yabancı Dil:
● Almanca: Akademik düzeyde, Anadil
● İngilizce: Çok iyi düzeyde, yazılı ve sözlü olarak

Bilişim ve İletişim Yeteneklerim:


H

● Her tür elektronik ve mekanik aygıt ve araçlar, ofis gereçleri

Ehliyet:
● B-Sınıfı Sürücü Ehliyeti (1998-)
B-ismi ALLAH 'i Rahman-i Rahim...
Hakan ÜÇOK
Nasıl Yazıyorum
Mutlak Düzenden Isınarak ve Yörüngelerde Hareket Ederek Tekamül Eden Evren Hipotezinin Makalesi.
13.03.2010, Salı – 00:19 kaynak değil ancak. Çoğu insan, Kur'an-ı Kerim'i yaşadığı hayatta nereye
Açıklama: Nasıl Yazıyorum koyacağını, nasıl davranması gerektiğini bilmez (veya bilmek istemez, şu veya
Yazan : Hakan ÜÇOK bu nedenle işine gelmez), dolayısıyla, en azından (sözde) bir çeşit saygı
göstergesi olarak, zahmet edip de el sürmeyeceği bir şekilde duvara asılır (çoğu
Nasıl Yazıyorum hıristiyan evde olduğu gibi sözde çarmıha gerilmiş İsa gibi). Anlamadığımız bir

K
dilde (arapça) yazılı olması, okusak dahi bir şey anlayamayacağımız olması;
Bu okuduğunuz PDF'leri (Blog Makalelerimi) nasıl yazdığıma dair (fiil olarak, Okunması (anlamasak da) sevap olarak empoze edilen işte bu Kur'an-ı Kerim,
zihinsel olaylar sesli düşünmekten günümüzde herkesçe kendi anladığı dilde ulaşılabilir oldu artık ve belki bir nebze

O
ibaret...) soru işaretlerini insanlar da onu anlayarak ve düşünerek okumaya başladı. Kaynakça olarak
cevaplayabilmek için, bu yazıyı yazılarımın çoğunda Kur'an 'a atıfta bulunduğum ve alıntı verdiğim için, PDF
kaleme alma ihtiyacı duydum. olarak sitemden indirmeye (download) açıyorum (elbette ÜCRETSİZ !):
Öncelikle, aktüel olsun, uzun

Ç
zamandır üzerinde kafa yorduğum
konular olsun (genelde astro-, • Kur'an-ı Kerim, Türkçe: PDF , ZIP ( [ ^ ] işaretli )
nükleer- ve quantum-fiziği olduğu • Kur'an-ı Kerim, Türkçe: PDF , ZIP (Türkçe, 29 harfli)
gibi, güncel ve/veya toplumsal olaylar Kur'an-ı Kerim, İngilizce: PDF , ZIP (Edip Yüksel)

Ü

da olabiliyor), herhangi bir konu • Kur'an-ı Kerim, İnglizce: PDF , ZIP (F. Malik)
aklıma geldiğinde, bir zamanlar kağıt • Kur'an-ı Kerim, Almanca: Henüz bulamadım...
(A5 veya A4 defter) kalem (Kurşun
kalem) alır, aklıma ve ağzıma ne gelirse, karman çorman fragmanlar halinde
yazardım (küçük bir kısmını Kainatın 11 Boyutu: 7 Gök Ve Yer adlı pdf'de Yine her zaman indirmeye hazır olarak bu nüshalara şu sayfamdan da

n
okuduysanız ne demek istediğimi anlarsınız). Ancak bir süredir bu fragman
yazılarımdan vazgeçtim ve teknolojinin (sözde) nimetlerinden faydalanmak üzere
(ki bunu zaten ömrümün muhtelif zamanlarında, 1978 'den beri yapmaktaydım,
ulaşabilirsiniz:


http://h3ok.isgreat.org/KURAN.htm
http://h3ok.isgreat.org/KURAN.html
a
malumunuz ben kendi çapımda bir çeşit (!) Bilişim ve İletişim Teknolojileri Bence, her insanın bunlara, ücret karşılığı olmadan, ulaşabilmesi gerekmektedir
Uzmanıyım), bilgisayar üzerinde Open Office 'in (V3.2) Writer aracıyla yazmaya, ve eğer herhangi bir telif hakkı felan olduğunu iddia eden varsa, bana dava
oradan da yine bilgisayar üzerine kurmuş olduğum http://localhost 'da açmakta serbest, hodri meydan! Kur'an-ı Kerim 'i üç-beş'e satmak çok abes,
k
Wordpress adlı Bloglama sistemiyle (http://www.wordpress.org) dahili olarak kınıyorum.
oluşturup, daha sonra internet kafeye gittiğimde (evden internete
bağlanmıyorum, haftada 1 veya 2 kez maillerimi kontrol ederim) beleş
a

hosting'im olan http://www.1free.ws 'den aldığım http://h3ok.1free.ws alanında


wordpress blog'um için kullandığım http://h3ok.isgreat.org/wp 'deki sunucuma
(Blog) yüklemekteyim (veri tabanını burada export ediyorum, internette import
H

ediyorum, oluyor bitiyor). Gördüğünüz üzere, yaptığım her işlem (Vahiy ve diğer
kaynaklardan bilgi edinme, OpenOffice araçları, hosting, v.b. gibi...), beleş
sistemler üzerine kurulu (dolayısıyla, her türlü tedirginlik oluşturabilecek
istikrarsızlıklara karşı savunmasız) ve (internet kafe ücreti ve harcadığım zaman
hariç) bana hiçbir maddi külfet getirmiyor.
Bu, Beleş diye tabir ettiğim kaynaklardan Kur'an-ı Kerim, tahminim herkesin
mutlaka evinde bir adet bulunduğu (çoğu evde Arapça harflerle bulunur ve
genelde duvarda asılı durur...) bir kaynak; Pek de yüzüne bakılıp okunan bir
Sayfa 1/1 - Nasıl Yazıyorum
H
Hak
aa
Ü
kna
nÇO
ÜK
Ç| 2
O0
1K
1
H
Hak
aa
Ü
kna
nÇO
ÜK
Ç| 2
O0
1K
1
H
Hak
aa
Ü
kna
nÇO
ÜK
Ç| 2
O0
1K
1
H
Hak
aa
Ü
kna
nÇO
ÜK
Ç| 2
O0
1K
1

Vous aimerez peut-être aussi