Vous êtes sur la page 1sur 512

ANKARA NIVERSITESI

ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARINDAN - No. 146

HAD S ISTILAHLARI

Prof. Dr. Talat KOY T

ANKARA ON/VERSITES
ILAHIYAT FAKLTESI YAYINLARINDAN - No. 146

HAD S ISTILAHL ARI

Prof. Dr. TalAt KOY T

ANKARA NIVERSITESI BASIMEV -ANKARA. 1980

NSZ

Hadis stlahlan, hadis ilminin temel ta lardr. Bunlardan herhangi birinin yok farzedilmesi, temel ta larmdan birinin yokluuna dellet eder. E er btn stlahlar kaldrrsanz, ortada, hadis ilminden hibir eser kalmaz. Bu sebepledir ki her bir stlah, bu ilmin bir blm veya bir dal olarak, hadis imamlannn balca aratrma konusu olmu ve her biri hakknda mstakil eserler telif edildi i gibi, hepsini birden inceleme konusu yapan muhtasar veya mufassal eserler de vcuda getirilmi tir. Bu tip eserlere, hadis ilminde, stlah olarak konulmu lafzlar mil olmalar itibariyle Mutalabu'lLiadi ad verilmitir. Hadisiler, hadis ilmini, rivayet ve dirayet ynnden iki k sma ayrmlardr. Rivayet ynnden hadis ilminin konusu, Hazreti Peygambere isnad edilen sz, fiil ve takrirlerin bilinmesi, zabt ve rivayetidir. Dirayet ynnden hadis ilmi ise, rivayetin hakikat n, artlanm, eitlerini, hkmlerini, rvilerin hal ve artlarn ve merviyyat n snflarn inceleme konusu yapmtr. Bu taksimden de anla lmaktadr ki, birincisi Hazreti Peygamberin hadislerinin zabt ve rivayetinden ibaret olduu halde, ikincisi, zabt ve rivayet edilen hadislerin s hhatini inceleyen, sahih olanlarla zay f olanlar birbirinden ayrmay gaye edinen bir ilimdir. O halde, bu ikincisi olmaks zn, yani hadislerin tenkid ve tahlillerini yap p sahili olanlar n zayf olanlarndan ayrmakszn onlann zabt ve rivayetinden hibir fayda sa lanamaz. Bu sebepledir ki dirayet ynnden hadis ilmi bu ilmin temelini te kil eder, ve "Hadis lmi" denildii zaman da, umumiyetle dirayete dayanan ilim anla lr. Nitekim hadisiler aras nda maruf olan cIlmu dirciyeti'll adi, `Ilmu cIlmu mu klabt'lbadi veya ksaca cllmu'lbadi tabirleri de ayn manda kullanlm ve hepsi ile bu ilim kasdedilmi tir. O halde, takdim etti imiz "Hadis Istlahlar" adli bu eser, bir hadis usldr; yahut ad ndan da anlald gibi Mutala4d1-4adi ilmini tmildir. Ancak allmn dnda stlahlar alfabetik srada 3

verilmi ve bylece her stlahn daha kolay renilmesi gaye edinilmitir. Konuyla ilgili eski ve yeni arapa kaynaklarda bu tr bir tertiple hazrlanm herhangi bir kitap mevcut de ildir. Bu sebeple, hadisle ilgili stlahlar tesbit ederken zami dikkat sarfedilmi ve herhangi bir stlahn kitap dnda kalmamasna allmtr. Bununla beraber btn dikkatlere ra men gzden kam baz stlahlar varsa, bu, tesbit edebildi imiz yzn stndeki stlahn da dellet etti i gibi, konunun vs'ati ve ilk defa olarak hadis stlahlarnn alfabetik srada verilmi olmas dolaysyledir. Byk hadis imam elBubl, Islm'n Kur% Kerimden sonra en gvenilir kitab olarak kabul edilen abil'ini tasnif etti i zaman, inneme'l acwlu bi'n niyat (ameller niyetlere gre de er kazanr) hadisini, tasnif ynnden yeri olmamakla beraber, kitab nn banda zikretmitir. Kendisi bu konuda herhangi bir a klama yapmam ise de, bunun delttlet etti i man ok ulvidir ve kitab n tasnif ederken sahip olduu niyetteki samimiyetini gsterir. Biz de bu kitab takdim ederken ayn hadise i aretle niyetimizin hlis oldu unu belirtmek isteriz. Bu itibarla, kitab mzn konu ile ilgilenenler iin faydal olmasn, rastlanacak kusurlarm ba lanmasm dileriz.

Tevfik Allah'tandr. Talat KOYIT

i NDEK LER
A
Sayfa

MA"' ve Ebng' ^Abdile `Ad Met <Adetu'r-RgvI <Adi Alkl Ahberangt Ahberan Rr 'aten <Aleyh Ahberani Ahberani Fulnun Mukgtebeten Akva'1-Esnid <MI `Arz Aahhu'l-AhAdI Aahhu'l-Es Aahhu'l-Kutub AhM3 Ah ml-Bida< Ahnu'l-BadI A1 <Aere Mubeere 'Aziz B Bedel Beyn Bid<at

15 16 17 21 21 22 24 28 28 29 30 30 38 45 45 47 52 52 52 54 54 55

57 58 61 63 5

C
Sayfa

CahMet Cmic Crih Cerh Ceyyid E Eceztu Ehle Zenani. Eceztu Leke Wa'. ahha Ev Yashhu Min Mesminti .. . ... Eceztu Leke Mesmcti Eceztu Limen Ye 'u FuLa'nun Eceztu Limen Yilledu LifuUnin Eceztuke En Terviye `Anni. Eceztuke Muczti.

65 66 68 69 71 80

Eknir ve Asqn.
Elkb En

Enbe'en Erbe`fm ErcahulEs"nid Emri En T.A. Be'se Bihi Esbet E betu'lEsnid E betu'nNs Eer Esn' EsmW ve Kun. Etkan Evsaku'nNs F Ferd Ferdi MuhMif Ferdi Mutlals. 6

81 82 82 83 83 85 86 86 93 93 95 96 96 97 98 98 99 100 100 100 101 102 102 106 107

108 108 109

Sayfa

Ferdi Nisbi Flsbu'rRvI Fi ljadiibi Zdfun Fihrist Fisk Fulah4 Seb`a G Garlb GarIbu'lljadIs Gayru ika
H

110

111 111

111 112 1131

114 115 116

Ha Haber Ah5d Haberi Mutevtir Iiaddesen 11adde,5en FuMnun Muk'jtebeten ljaddesen1 1.1adi 1.1adisi hhi Kudsi Rabbni. Hakk ljasen 1.1asen Galib 1.1asenu'1I-JadIs 1.1asenu'1Isn Ibsen Ligayrihi 1.Iasen Liztihi 1-jasen sahih 1.1asen sahl:h Garib 131y k. 1jueee

117 118 118 118 118 119 119 120 123 123 125 125 125 129 131 132 132 133 134 137 138 138

(Illet

139 145 7

Sayfa

`Ilm-i NaiarI <Ilm-i Zarar'

147 149

bdrtl Icaze Icaze `Amme Icaze Mucerrede <Ani'l-Munavele. Icaze Mukterine Bil-Munavele Idrac Ikve Ve Akavat namu'-eyh} nda' infirad Inkta< hab Irsal Isnad Istimla' ictibar Itkan htrab K Kadh RadIt Ralb Kale Lena Fulanun Rara'tu Bikatt Fullanin Raena Rasas Kavi Ket Ketebe ileyye Fulanun Kezzab Kezzabun Yekzibu Decc'alun Rra'a <Ale'-eyk 8

151 151 152 155 156 160 161 161 164 165 166 167 167 168 169 170 174 174 176 176

181 181 181 183 185 185 185 188 188 189 189 189 189

Sayfa

KitAbe Kit gbetu'1-1.1adi Kizb Kudsi Hadis Kun'a. Kuri'e <Aleyhi ve Ene Esmdu lu ri Kutubi Sitte L L Be'se Bihi Lab4 LalFab L ey' L Yuhteccu Bihi Leyse Bihi Be'sun Leyse Bihuccetin Leyse Bikaviyyin Leyse Leyse Leyse Biey'in Leyse Bizk Leyyinu'lHadis

189 189 199 201 201 201 202 202

203 203 204 204 204 204 204 204 204 204 204 205 205 205 M

M Aclemu Bihi Be'sen Maballuhu e Sdly.0 Mabfai Mahv Makbul M411ib

Macrilf Matriih Matciinun fih Mechfil Mechillu'lcAdrle

206 206 206 207 208 208 210 210 211 211 211 211 212 9

Sayfa

Mechfilu'lcAyn Mechiilu'lHal Me'mn Mens lh Merdiid Merf< Merffic Mursel Mestr Mehur Metin Met/ k Mevali MevVf Mevsl Mucaddil Mucalla Mu(allel Mu'ancan Mu( sarat Mubhem Mubhemft Mue2ese Muez Muez Leh Muciz Mudebbec Mudelles Mudellis Mudevven Mudrec Mudrecu'lsn Mudrecu'lMetn Mudric Mu'ennen Mu'ennen Mufredat Mufterik 10

213 213 215 215 215 217 219 219 219 220 221 221 222 224 225 225 235 236 238 240 242 243 245 246 246 246 246 246 249 251 252 253 253 255 258 259 259 261 262

Sayfa

Muhaddis Muhidefet Muharref Muha?ram Muhkem Muhtelif Muhtelifu'lljadis Mukele Mulatebe Muklln Muksirfin Mumli Mun&vele Munkatc Munker Mu nkeru'lkladIs Mursel Mursel Hafi Muruvvet Musfaha Musahhaf Musannaf Musannf Musgv t Muselsel Musned Musnid Mustahree Mustahric MustalahulHadis Mustefft Mustemli Mut rbe(at Mut ..lic Mu'telif Mute bih Mutevtir

262 264 2 65 2 66 267 2 68 2 68 274 2 74 2 75 27 7 277 279 282 286 287 291 291 297 298 300 301 306 309 309 310 313 320 32 O 32 3 223 332 333 334 336 336 343 344

11

Sayfa

Mutlsm Muttal Muttefk Muttehemun Muvafalsat Muvatta' Muz'?al Mugarib N Na. Nait' N azil Nebbe'ena Nesli Nuzill R Rak R av! Rivayet Rivaye Bil-Matna

349 349 349 352 353 353 356 357

359 359 359 360 360 367

368 369 371 372

S
Sabls ve Lahls Sabit achlsa Sadak ahab' Sahile Sahib Sahlhan Sahib Garib abib Garib klasen Salsrt Salih Sami` Sema' Sena 12 374 375 375 375 375 381 383 389 392 392 393 393 394 394 396

Sayfa

Sened Seni
Sika Sunen Sunnet

397 397 397 398 398 399

hid akk gtz

404 405 405

Tabak U. T 1bici Tddil Tahammulu'lkladis Tahric Ta hrif Tak vik Taktic Tdlik Taraba 11adiehu Tashif Tashik Tasnif Tazbib Tedlis Tekellemii Fih Telkin Temriz Tercih Terekhu Tesviye Tev 'ril> ve Vafeyt Tevtur

409 411 412 414 419 420 420 420 421 427 428 428 429 429 431 432 436 439 439 440 440 443 443 443 445 13

Sayfa

tUluvv

446 446 V

Vahy Vayyet Vaz( Vazztun Yaa<u Veeedtu Bihatt FuUnin Vehim VicUle Vuhdk Z Zabt ZMaibu'1-1.1adi Zarif (Zayf) Zaciful-1.1adi ?drfun Cidden Zarb Ze-4?id Zndik Ziy a de Zu(aW BBLYOGRAFYA INDEKS

447 454 454 462 463 463 464 465

466 467 467 470 470 470 472 473 476 479 481 485

14

A
ASA.' VE EBN /VHadis stlahnda aba' ve ebn' tabiri, bir aile eb (baba) ierisindeki hadis rivayeti mnasebetiyle kullan lmtr. in, ebna' da bn (o ul) in o uludur. Babalar n oullandan, veya o ullarm babalarndan rivayet ettikleri hadisler, baz mellifler tarafndan tasnif edilmi ve konu ile ilgili mstekl kitaplar meydana getirilmi tir. elBa dadrnin babalarn oullarndan rivayet ettikleri hadisleri biraraya getiren byle bir kitab vardr'. EsSuytl, bu kitaptan baz misaller verir: cAni'lcAbbrs bn `Abdi'lMuffalib,`an bnihi'lFc41 enne (s.a.s.) cemca beyne'ssalcUeyni bi'lMuzdelife. Enes bn Malik'in ismi zikredilmeyen bir o lundan; Ynus bn Ebi ishak'n, olu srail'den; Eh -l Bekr bn Ebi (Ayya 'n, olu brahim'den; `mer bn Ynus'un, o lu Muhanmed'ten; Sacid ibnu'l1-Jakem elMri'nin, olu Muhammed'ten, Yalya bn Cacfer'in, o lu 11useyn'den buna benzer rivayetleri vard r2. Oullarn babalarndan olan rivayetlerine gelince, bunlar iki k smda mtalaa edilmi lerdir. Birincisi, yalnz oulun babasndan rivayetidir ki, bu yolla gelen hadisler daima `an ebihi ibaresiyle nakledilmitir. Bu ekilde rivayet edilmi pek ok hadis vard r. Eb Na r elVa'ilrnin bu konuya tahsis edilmi bir de kitab bulunmaktadr'. kincisi ise, oulun, babas vastasyle ced (dede) dinden rivayetidir. Bu ekilde gelen hadislerin isnadlarnda daima u ibare grlr: 'An ebihi
225; 1. Bkz. s. 281; bn Ke lr, iblit ru es Suyti Tedribu'r rtvi, s. 431; el Kettni, er Risletu'l mustatrafa, s. 122. 2. Es-Suyiit", Tedrib, s. 433. 3. Ebil Nar el-V'ili (11beydullah 1bn Sa`id, bn Hatim bn Ahmed es-Siezi, el ibiinetu'lkubr*E1 sahibi olup ez-ZehebI tarafndan "sunnet ilminin imam," olarak tamtlmtr. 444 H. senesinde Mekke'de vafat etmi tir. Bkz. Tegkiretu'l4uffri, II. 1118-1120; Ibnu' -Sall, s. 283; bn Keir, P titiru `Ulami'l hadis. 230. bn Keir'in belirttiine gre El Nar el-V'ill tarafndan tasnif edilen bu kitaba, mteahh rndan baz kimseler, nemli ve faydal bir ok ey ihve ederek geni letmilerdir. Keza bkz. el-KettnI, er Ris lletu'l mustafrafa, s. 122.
-

15

can ceddihi. Ancak bu e it ibarelerde, hazan bir m kille karla mak ihtimali bulunur. Bu mkil, ok defa ceddin tayininde ortaya kar; nk o ul, ok zaman kendi ceddini, yani babas nn babasn kasdetmi olmakla beraber, bazan da babas nn ceddini kasdetmi olabilir. Bir baka ifade ile, ceddihi ibaresindeki ha' zamirinin bazan eb (baba) e, bazan da eb'ten sonra gelen bn (oul) e matuf oldu u grlr. Me es adba adn verhur sahabilerden `Abdullah bn `Anr dii bir ok hadisi ihtiva eden sahifesi, torunlar tarafndan bu yolla rivayet edilmi ve isnad nda <An,. bn dayb, <an Ebihi, <an Ceddihi ibaresi kullanlmtr. Oul olarak <Amr'in knyesi <Amr bn Sucayb <Amr bn ubn Muhammed bn <Abdillah bn <Amr (ayb, <an Ebihi, <an Ceddihi ibaresine gre, Eb (baba) den murad <Amr'in babas Su<ayb'tr. Ced (dede) ise, ya <Amr'in dedesi Muhammed, yahutta Sucayb'm dedesi sahabi (Abdullah't r. Filhakika hadisiler aras nda bu husus ihtilf konusu olmu , bazlar ceddin Muhammed, baz lar da <Abdullah oldu unu ileri srm ler ve bu isnadla gelen hadisleri tenkid etmilerdir". Bununla beraber Ahmed bn I:Ianbel, <Ali Ibnu'lsh4 bn Rahnye Eb (Ubeyde gibi baz hadis imamlar da bu isnadla nakledilen hadislerin do ruluuna inanmlardr5 .
,

Oullar!' babalarndan rivayetine en gzel rnek, esSuytrnin elBa cldi'den nakletti i u isnad gsterilebilir:

bn Esed bni'l(Abdu'lVahhab bn <Abdi'l`Aziz Ley bn Suleyman bn Yezid bn Ukeyne etTemimi bale : Semi(tu Ebi yabalu, semi(tu Ebi yabalu, semictu Ebi yab llu, semictu Ebi yabalu, semictu Ebi Yabalu, semi`tu Ebi yabalu, semictu Ebi yakala, semictu Ebi yaklu semictu Ebi yabalu, semictu <Ali nin Ebi Talib (Ra.) yabalu : Ve bad su'ile cani'lklannan. . . 6. Bu isnadta dokuz baba vard r ve sonuncusu hadisi <Ali bn Ebi Tlib'ten iiten Ukeyne bn (Abdillah'tr.
<ABADILE (Abdile, lugatta <Abdullah isminin o ul yaplm eklidir'. Ancak Hazreti Peygamberin ashab arasnda 220 kadar `Abdullah bulundu u halde, bunlara <Abdile ismi tlak olunmam ve stlah olarak yalnz , baz rivayete gre de drt sahabi bu isimle hret kazanmlardr. ElCevheri'ye gre me hur sahabi <Abdul4. yiit, 5. 6. 7. 'Abdullah bn `Anr Hadis tarihi, s. 44-48. EsSuyati, Techlb, s. 434. Ayn eser, s. 437. Bkz. Kamus tercemesi, I. 1202. abife'si ile ilgili tenkidler hakk nda bkz. Talat Ko-

16

lah bn <Abbas, (Abdullah bn <Omer ve <Abdullah bn `Artr bni'l%Vur'. Kamus mtercimi ise yle der: "`Abdullah bn Mes<d cAbridile'den deildir. Cevheri galat eylemekle <Aba'dile'den addeylemi tir. arih der ki: Elli kadar tblt nshalarna rracaat eyledim; birinde dahi bn Mes< ld'un zikrine tesadf eylemedim" 9.
.

EsSuyti, ibnu' alah'a uyarak (Abadile lafzmn drt sahabiye tlak olundu unu kaydetMitir. Yukarda ismi geen sahabiye ilayeten . drdnc sahabi <Abdullah Ibnu'zZubeyr'diri. EzZemah eri ve erRaficrye gre <Abadile, bn Mesifd, bn `mer ve bn <Ahbas'tr; fakat esSuyti, bunun stlah ynnden yanl olduuna iaret etmitir". Hangi isimlerden mte ekkil olurlarsa olsunlar, yukarda isimleri geen ve (Abadile ad ile anlan bu sahabiler, uzun mddet ya amlar ve bylece mslmanlar onlar n geni ilimlerinden istifade etmek imkann bulmulardr. (Abadile, bir mesele, yahut f kli bir gr zerinde ittifak ettii zaman, grleri hakknda "bu, 'Abadile kavlidir" denil- mitir. <ADALET <Adalet, hadis naklinde, rivayetlerinin kabul edilebilmesi iin rvilerde bulunmas gereken vasflardan biri ve en nemlisidir. ElCeza'irinin de belirtti i gibi, bu kelimenin ihtiva etti i manay btn incelikleri ile kavramak ve tarifini yapmak en g i lerden biridir. Bu sebeple ulema, nesailerinin bir ksmn bu konunun aydnlanmasum tahsis etmi lerdir. Bunlardan baz larna gre <adalet, insan, keba'ir (byk gnah) iktisabndan ve ag'ir (kk gnah) zerinde direnmekten alkoyan bir melekedir. Bazlarna gre de, ehadet ve rivayetinin kabul edilmesini gerektirecek ekilde, insana, tdat ve mrvvetin hakim olmasdr. Zira insann ilerinde ndslyet ve mryvetsizlik galebe alarsa, ehadet ve xivayeti reddedilir". ElGazali'ye gre rivayet ve ehadette (adalet, dinde s6et (gidi) in doruluu ve dzgnldr ki ruha salam verir ve onun takva - lk ve mrvvete ytinelmesini sa lar; bu suretle, insann doruluu hakknda nefislerde gven has l olur. Zira insam yalandan ahkoyacak Allah korkusuna ship olmayan bir kimsenin szne gvenilmez. Dier taraftan, mubah olmakla beraber, mesela yolda bir ey yemek, cadde
8. 9. 10. 11. 12. Bkz. e blib, I. 502. Bkz. Kamus tercemesi, I. 1202. EsSuyfti, Tedrib, e. 405. Ayn yer. Bkz. Tevcihu'nnazar, e. 26.

17

ortasnda iemek, rezilne sohbetlerde bulunmak, akada ifrat a gitmek gibi, mrvveti zedeleyebilecek fiil ve hareketlerden sak nmak, adalette art ko ulduktan sonra, bir so an tanesi almak, veya kasden bir bu day tanesi a rhnda noksan tartmak gibi, kk byk btn gnhlardan -sakmmak da, bitarikl evli, adaletin - artlarmdandr. Zira btn bunlar, dinin zarfl na dellet eden kusurlard r; o dereceye kadar ki, bu kusurlar nefsinde cemeden bir insan, dnyevi gayeleri iin yalan sylemekten bile ekinmez". ElHatib elBa dadi, Eba Bekr Muhammed Ibnu'tTayyib'ten nakletmitir: ahit ve muhbirin s fat olarak matlub olan `adalet, kiinin, dininde istikameti, mezhebinde selmeti, fsictan kalbinin ve organlarnn ad aleti ibtal ettikleri bilinen d nce ve hareketlerden uzakhdr. Bu bakmdan, adaleti tan tan sfatlarn tm iin "Allah'n emirlerine ittiba, rehyettiklerinden intihad r" demek gerekir. Bununla beraber, insann btn, gnahlardan salim olmad da bilinen gereklerdendir. Kendisine emrolunan eylerden bazlarn terkedenlerle, btn vecibelerini terkeden kimselere kadar, e itli derecelerde yer alanlar vardr. Buna gre adaletle mevsaf olan kimseyi tarif ederken u hususlar belirtmek lazmdr: o kimsedir ki, farzlar eda etti i, kendisine emrolunan eylere skca yapt, nehyolunanlardan korunduu, adaletini iskat eden fuh iyyattan ictinab etti i, fiil ve hareketlerinde hak ve vcib olan aratrd, dinini ve mrvvetini ihlal eden szlerden kand cmlenin maruf ve inalumudur. te, hali byle olan kimse, dininde adaletle mevsf, hadisinde sdk ile marftur. unu da unutmamak lazmdr ki, bu kimsenin, failinifasile mertebesine indiren byk gnahlardan saknmas kfi deildir. Halk arasnda, kk gnahlar arasnda bilinen yalanclk, az miktarda dahi olsa yanl tart, bir patlcan hrszl ve mslmanlarn yalan szlerle kand rdmas gibi fl ve hareketlerden de sak nmas lazmdr". Hadis rvilerinde aranan bu artlar, onlarn hal ve hareketlerinin takip ve tesbit edilmesiyle bilinir ve ancak bundan sonra adalet vasf na sahip olduklarna hkrraedilir. E afici, Ahmed bn Hanbel ve ekser ilim ehli, hal ve hareketi mehul Olan, yani adaleti yakinen bilinmeyen kimselerin rivayetlerinin makbul olmad gr zerinde birlemilerdir". cIrak ehlinden Eb a Hanife ile ona tbi olanlar ise, rivayetin kabulnde Islmiyetin izharn ve ravinin zhir bir fktan selmetini
13. Bkz. elMusta fii, I. 157.

14. El Kiftye fi 15. EltImidI, ellbkr fi m

s. 80-81.

Il. 110.

18

yeterli grmlerclir". Yani bunlara gre adalet, islam n izhar ve mslmann yine zhir bir fsktan selmetidir". Bu gr iin rakhlarm ileri srdkleri delil, bir arabinin, Hazreti Peygamberin huzurunda Ramazan aynn girii ile Ilgili ehadetidir. bn cAbbas'tan rivayet edildiine gre, bir al-abi, Hazreti Peygambere gelerek hilali grd n sylemi, Hazreti Peygamber de ona "Allah'tan ba ka kah olmadma ve Muhammed'in, O'nun elisi oldu una ehadet edip etmedi ini" sormu, arabinin "evet, ehadet ediyorum" demesi zerine de orada bulunan , Bilal'e" ey Bilal, halka duyur: Yar n oruca ba lasnlar" diye emir buyurmu tur". 'Irak ehli bu haberi ele alarak "grlyor ki Hazreti Peygamber, arabinin adaletin,, ba ka herhangi bir eyle talkik etmeksizin, sadece islmiyetin izhar ile yetim/ni ve onun, Ramazan ay ile ilgili ebadetini kabul etmi tir" demilerdir20. Bununla beraber, ayn gre sahip olmayan bu delile itiraz ederek "Ramazan ayna ehadet eden ahsn arabi olmas , onun adil olmasna ve Hazreti Peygamberin daha nceden onun adaletin vak f bulunmasna, yahutta halkn, onun halini Hazreti Peygambere bildirmi olmasna mani te kil etme " demi, bir ihtimal olarak da, "belki, arabinin tasdiki hususunda o anda bir vahiy gelmi olabileceini, netice itibariyle Hazreti Peygamberin, arabinin' haberini' kabul etmek iin sadece slmiyetin izhar ile iktifa. edip etmediinin kesin olarak bilinemiyeceini" ileri srmtr21.

Adaletin tesbiti ile ilgili olarak imamlar aras nda ortaya kan bu eit ihtilaflar, adaletin tahakkukunda islam n ve fsktan selmetin birinci plana alnmas dolaysyle, esasa taaluk etmemi bulunmaktadr. nk sfamn izhar ve zhir bir fsktan selmet ile iktifa edenler dahi, netice itibariyle islami ahvali art ko mn olmaktadrlar. Filhakika adaleti mehul olanlarn rivayetini kabul etmiyenler, bu rivayette yalan olmas ihtinialine'dayanrlar; fakat uras da muhakkaktr ki, ada-, leti mehul olan ahsn yalan sylemesi ihtimali bulunmakla beraber, byle bir ahsn, imiyetini izhar etmesi ile zhir bir f sktan salim bulunmas halinde doruyu sylemesi ihtimali daha kuvvetli olacaktr.

16. Aym yer. 17. El-fflatib el-Ba dadi, el Kifrye,'s. 82. 18. Bill el-Ilabel, Hazreti Peygamberin mezzinidir. Tercemesi iin bkz. bn Hacer, elIhe fi temyki' abbe, I. 170. 19. El-Hatib el Kifdye, s. 82. 20. Ayn yer. 21. Ayn yer.
-

19

Bir hadts rvisinde adaletin sbt bulmas iin bazi delillere ihtiya vardr. Bu deliller, ya iki alimin o rvinin adaleti hakk nda ehadette bulunmasdr ki, bilhara bu ehadet, hadIsiler aras nda uybulur; ya da ravinin adaleti, hadisiler ve sair ilim ehli aras nda hibir pheye mahal brakmayacak surette hret kazan r. Mesela Malik bn Enes22, Sufyan esSevri", Sufyan bn cUyeyneza, elEvzaci", e_u-s126, A4med bn klanbe127, ve emsali, adaletlerine ehadet edecek herhangi bir muaddile muhta de illerdir. Keza hadisilerden elLeys Ibn Sacd", ube ~ IbnulIjaccac 29, 'Abdullah Ibnu'lMubarek", Vekic bnu'lCerrah",
22. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Wtira, Takdimetu'l-ced4 11-32;,Kitrbu'l-cerh ve 't-ta 'dil, IV. 1, 204-206; Eb Nu'aym, Utlyetu'l-evliya", VI. 316-355; Ibn Hallikn, Vafeyatu'l-eyan, III. 284-287; e-Zehebi, Tezkire, I. 207-213; Ibn Hacer, TeltzIbu't-teltgib, X. 5-9; el-Mes Murt cu'-.zeheb, III. 350. 23. 161 senesinde vefat eden ufygn e-evrrnin tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Hatim, Talsdimetu'l-cerh, s. 219-232; Ebil Nu'aym, 13tlye, VII. 368-380; el-Hatib, Trihu Badat!, XIII. 496-512; e4ehebi, Tezkire, I. 306-309; Ibn Hacer, Tehzib, XI. 123-131. 24. Hicri 198 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi Iitim, Takdimetu'l-cerh, s. 32-54; Ebii Nu'aym, Ikiye, VII. 270-318; el-Llatib e1-Ba d3di, Taribu Badad, IX. 174-184; Ibn Halfikn Vafeyt, II. 129-130; e -Zehebi, Tezkire, I. 262-265; Ibn ljacer,Teh ib, IV.117-122.
,

,25. Eb3 'Amr 'Abdurrahman Ibn 'Amr !bn Muhammed ed-D ma ki el-Evz3<I, 157 senesinde vefat etmitir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi 1:13tim, Talpelimetu'l-terh, s. 184; Ibn Hallikiin, Vafeyat, IL 310-311; e-Zehebl, Tezkire, I. 178-183; Ibn Hacer, Tehzib, VI. 238. 26. Muhammed Ibn Idris e -Siifi'l 204 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Elya Nu'aym, Iltlye, IX. 63-161; el-Hatib el-Ba cl3di, Tarihu Badad, II. 56-73; Ibn Llallikin, Vafeyat, III. 305-310; /bn Ebi Ya`13, Tabakatu'141anabile, I. 288-284; e -Zehebi, Tezkire, I. 361-363; Ibn Hacer, Tehzib, IX. 25-31; es-Subki, Tabal iitu'-itfi' yye, I. 172-175; Ibn Ke ir, el-Bidaye, X. 251-254. 27. 241 senesinde vafet eden Ahmed Ibn Hanbel'in tercemesi iin bkz. Ibn Ebi W tim, TaltdiTarihli Badat!, metu'l-cedt, s. 292-313; Ebii Nu'aym, Illye, IX. 161-233; el-Rabb IV. 412-423; Ibn Hallikn, Vafeyat, I. 47-49; Ibn Ebi Ya`13, TabaUtu-ljanabile I. 4-20; Ebu'l-Ferec Ahmed; ez-Zehebi, Tezkire, I. 431-432; Ttrihu'17 Islam, I. 58-131. (Musned neri mukaddimesinde); Ibn Hacer, Tehzib, I. 72-76; es-Subkl, Tabakatu'-afi`syye, I. 199-221; Ibn Ke ir, el-Bidaye, X. 325-343. 28. E1-Ley Ibn Sa`d, 175 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Eha Nu'aym, Fl lye, VII. 318-327; el-Hatib el-Ba d3dI, Tarilju Badat!, XII. 3-14; e -Zehebi, Tezkire, I. 224-226; Ibn Hacer, Teltzib, VIII. 459-468. 29. 160 senesinde vefat eden ube Ibnul-klacc3c'm tercemesi iin bkz. e -Zehebl, Tezkire, I. 193-197; Ibn' Hacer, Tehzib, IV. 338-346. 30. 'Abdullah Ibnug-Mubilrek Ibn VA b. el-HanialI, 181 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi 133tim, Takdimetu'l-cerh, s. 262-281; Ebii Nu`aym, Iltlye, VIII. 162-190; el-Hatib el-Ba dgcli, Taribst BadAd, X. 152-169; Ibn Hallikkin, Vafeyrt, IL 237-239; e-Zehebi, Tezkire, I. 274-282; Ibn Hacer, Tehzib, V. 382-387.

20

Yalya bn Macin", `Ali Ibnul-Medini" ve bunun gibileri, ilim ehli arasnda adaletleriyle hret kazanm kimseler olup, hi kimse, bunlar adalet ynnden incelemeye tabi tutmaz. Mesela Ahmed bn Hanbel'e shak 1bn Rahye" hakk nda sorulduu zaman "shak gibisi sorulur mu?" demi ; Ebii cUbeyd'i soranlara da Yalya bn Macin: "Benim gibisine Ebii Tbeyd sorulur mu? Ebii <Ubeyd'e bakalar sorulur" cevabm vermitir". Netice itibariyle adalet, hadis rivayetinde, ravinin ship olmas gereken sfatlardan en mhimmi olup, s ras geldii zaman zerinde ayrca duraca mz gbt artyle birlikte raviye itca vasfn kazandran bir unsurdur. cADALETU'R-RAVI - Usal kitaplar nda ve bilhassa rvilerin cerh ve ta'dili ile ilgili bahisler de s k sk rastlanan bu tabir, <addiet maddesinde zerinde durulan vas flarn hadis rvisi zerinde birle mesidir. Bu bakmdan caddletu'r- rrvi denildii zaman, ravinin din i lerindeki istikameti, fsktan selmeti ve nrvveti ihlal eden hata ve kusurlardan uzakl anlalr (Bkz. `Adalet). lugatta, noksan ve fazlalik cihetinden ifrata gitmeksizin `ADL orta (mutavasst) yolu muhafaza etmek demektir. Kur'n Kerimin "... ve bylece sizi orta bir mmet k ldk" 36 ayetirde geen vasat kelimesi, <adi kelimesiyle tefsir edilmi tir. Bu bakmdan vasat ve <adi, ayn manya gelir. `AM kelimesi, bazan da cevrin zdd olan manya tlak olunur ve insann zerine vacib olan fiili i lemesi, vcib olmayan da rerketmesidir; cevr ise bunun zdddr. Bazan da bu kelime ile iyi ve gzel olan fi31. 197 senesinde vefat eden Vekl< tbnu'l-Cerrah er-Ru'si'nin tercemesi iin bkz. bn Ebi ljtira, Tel s.219-232; Eb Ndaym, Ijye, VIII. 368-380; el-Uatib el-Ba dadi, Trilu Baelt d, XIII. 496-512; es-Zehebi, Tezkire, I. 306-309; bn Hacer, Tehzib, XI. 123-131. 32. 233 senesinde vefat eden Yakyil bn tercemesi iin bkz. bn Ebi kItim, Takdimetu'l-cedt, s. 314-319; el-Hatib el-Ba ddI, Trilut Badad, XIV. 177-187; bn Uallikiin, Vafeydt, V. 190-193; ez-Zehebi, Tezkire, I. 429-431; bn Hacer, Tehztb, XI. 280-288. 33. `Ali bn `Abdillah bn Cdfer el-MedInl, 234 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Ebi Hatam, Takdimetu'l-cerh, s. 319-32d; el-Hatib el-Ba ddi, Ttrilu Badiid, XI. 458-. 473; ez-Zehebi, Tezkire, I. 429; es-Subki, Tabakatu'-r fi`tyye, I. 366-368; bn Hacer, Tekzib, VII. 349-357. 34. Eb Yalrb 14.4 bn brahim el-Itaniall el-Mervezi, tim Rhflye (Bhveyh), 238 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hallikan, Vafey lt, I. 179-180; ez-Zehebi, Tezkire, I. 433-435; bn Hacer, Tehz1b, I. 216-219. 35. Ibu'-al14 s. 95; es-Suyti, Tedrib, s. 199. 36. Bakara sresi, 143.

21

iller kasdolunur; bu fiiller, mteaddi (gei li) olup, bir bakas zerinde tesiri grlr. Mesl bir hkamdar hakk nda "teb'asna iyi davranr" denildii zaman, onun adil olduu kasdedilmi olur. eriat dilinde 'adi ise, Hazreti Peygamberden hadis rivayet eden veya bu konu ile ilgili olarak ehadette bulunan bir ahsn, bu rivayet veya ehadetinin kabuln gerekli k lan ehliyet manasma gelir". Adl, yukarda zikrolunan mnalarda masdar olmakla beraber. sfat olarak da kullanlr ve mesela raculun cadlun ve imra'atun tadlun denir 38. Raculun cadlun beyyinu'lcadli ve'lcaddleti denildii zaman maEdarla vasfolunmutur ve zrz <adlin yani rivayet ve ehadetinde ehliyet sahibi manasnda kullandmtr39. Hadis stlahnda 'adi, zikretmi olduumuz bu manda kullan lm, fakat masdar olarak umumiyetle `adalet kelimesi shret kazanmtr (Bkz. <Adalet). Atad, lugatta "bir" manasma gelen ve bir eyin saysna dellet eden abad veya viffirdin ouludur. Istlahta ise, mutevatir ,abeolmayan haberlere verilmi bir isim olarak kullanlr ve mesela l ru'lvd4td (bir kiinin haberi) denir ve bir ki i tarafndan rivayet edi-len haber kasdedilir Haberi cihad da birer kii tarafndan rivayet edilmi haberdir. E afici (. 204) nin haberi lAssa da dedii haberi :vahd tabiri, ilk asrlar iinde yalnz bir kiinin rivayet etti i haberler hakknda kullanlmtr. Nitekim e afig, bu e it haberleri tarif ederken "Hazreti Peygambere, yahut ondan sonraki bir ahsa mntehi olana kadar bir kiinin bir kiiden rivayet etti i haberdir" demi ; bu haberlerin dinde huccet olarak kullamlabilece ini isbat hususunda da Hazreti Peygamberin hayat nda bir kiinin haberi ile ilgili tatbikattan rnekler vermi tir (Bkz. erRisdle, 's. 369 vd). Ancak daha sonraki devirlerde ve zellikle us'l , kitaplarnn tedvin edildii asrla da haberi hd anlar nda nemli saylabilecek bir de iiklik olmu ve bu tabir, yalnz bir kiinin bir kiiden rivayet etti i haberler hakk nda deil, iki 'kiinin iki kiiden, kiinin ve hatt n stnde kiilerin veya daha fazla ki ilerden rivayet ettikleri haberler hakknda kullanlmtr. u artla ki, ijn stndeki ki ilerin, her tabakada mutevatirin art olan kalabalktan daha az olmas lazmdr.
37. el iblet m, II. 108-109. 38. Kamas tercemesi, III. 1429. 39. bn Manitir, Lisanu'l `Arab, XI. 430.
-

22

Baz tabakalarda az olmasa bile, di er baz tabakalarda mutevatirin art olan kalabala erimemi olmas dolaysyle haber yine hd haberlerden say lr. Nitekim usUl kitaplarnda, haberler, onlar rivayet edenlerin saylarna gre nce iki ksma taksim edilmi , bir ksmna mutevatir, dier ksmna da hd denihni tir. Daha sonra hd haberler de garib, aziz ve me frer olmak zere ksmda mtala edilmitir. Garib, en ok bir ki inin, aziz iki, mehr ise ve n stnde, fakat mutevatirin art olan kalabaln altndaki kiilerin rivayet ettikleri haberlerdir. , Mutevatir derecesine ula mam olan mehur haberlerin bile hdtan saylmas, bu eit haberlere kar ileri srlen itirazlarda daima gznnde bulundurulmas gereken nemli bir husustur.. Zira ilk as rlarda mutezilenin zuhuru ile birlikte haberi vh din dinde huccet olarak kullanlp kullandamyaca hususunda ortaya kan mnakaalarda, mezklr tabirle kasdedilen mann n, yalnz bir kii tarafndan rivayet edilen haberlere mi, yoksa daha sonraki as rlardalsal kitaplannda grlen ve aziz ve me hiir denilen haberleri de iine alan hda m dellet etti ini kesinlikle tesbit etmek gerekir. Filhakika zaman mzda bile, itikadi konulann isbatnda kullanlan baz hadislerin mutezili bir grle reddedildi i grlmektedir. Bu red keyfiyetinde ileri srlen gereke, delil olarak kullan lan hadislerin hdtan olmalar dr. Ancak hdla kasdedilen man dk defa a k olmamakta ve hangi e it rivayetlerin hdtan sayld kesinlikle bilinememektedir. Bu man ile, mutezilenin sz konusu etti i yalnz bir kiinin haberi mi kasdedilmektedir, yoks'a hadis usul kitaplar ndn sz konusu edilen ve mutevatir saylmasa bile ok kii tarafndan rivayet edilerek mehr adn alan, fakat hdtan say lan haber e idide mi kasdedilmektedir? Ahd haberlerin bilhassa itikadi konularda delil olarak kullandam yaca rn benimseyenlerin, hd n" zaman iinde sahip oldu u bu deiik manlan arasnda hibir ayrm yapmakszn onu reddetmeleri, meseleyi saptrmakta ve yanl neticeler tevlid etmektedir. E er , bu kimseler, mutezili gr benimsemeye meyyl olarak hd haberleri reddediyorlarsa, bu haberlerin, yaln z bir kiinin rivayet etti i haber cinsinden olduunu aklamak zorundadrlar; nk mutezile, haberi h d ile bir kiinin haberini kasdetmi , yahut onu bu manda .anlamtr. Mutezilenin tan nm imamlarndan eltlayyt, nticir adh kitabnda (S. 55) bunu yle aklamtr: "Biz adil bir kiinin haberi (haberu'lvludi'l(dl) nin huccet olarak kullamlabilece ini kabul etmiyoruz". E Sfi<i de haberi vh din tarifini yaptktan sonra, onun huccet olarak kullandabilmesis iin baz artlar ileri srm ve
,

23

yle demitir: "Haberi rivayet eden kimsenin dininde sika, sznde . dk ile mar, ne rivayet etti ini iyi bilip anlar, lafz ynnden hadi- s sin manasm bozacak eylere vakf, hadisi iittii ekilde harfiyyen rivayet eder, man zere rivayet etmez nk mana 'zere rivayet eder ve manay bozacak eyleri de bilmezse, helali harama evirebileceini anlamaz; fakat harfiyyen rivayet ederse, byle bir endi eye mahal kalmaz-e er hfzndan rivayet ederse hafz, kitabndan rivayet ederse onu iyi bellemi, bir hadisin rivayetinde bakalar ile birlemi ise, hadisinin onlarn hadisine muvafk, mlki olduu kimseden iitmedii eyi rivayet etmek suretiyle mudellis olmaktan ve sikat n Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri eye muhalif olarak hadis rivayet etmekten beri olmas lazmdr. te bu artlar, kendisinden hadis rivayet ettii kimsede de bulunmandr ve bu hal mevsl olarak Hazreti Peygambere veya onun dnundaki kimseye var ncaya kadar devain etmelidir. Byle olunca haberi valnd huccettir" (erRisdle, s. 370-371). Grld gibi haberi vandi reddeden mutezile ile, onu baz artlarn tahakkuku ile kabul eden e Safiernin bu e it haberden anladklar mana ayndr ve her ikisi de tek bir ki i tarafndan nakledilen ' haberi kasdetmitir. Buna gre, haberi valndin dinde delil olarak kallamhp kullanlamyaca hususundaki mnakaalarm mutezilenin zuhuru ile ortaya kt gznnde bulundurulursa, bu mnaka alarda sz konusu edilen haber e idinin sadece bir kiinin haberi olduunu, aziz ve nehlr denilen haber e itlerini bu mnaka alarm uml iinde mtalaa etmemek gerekdi ini kabul etmek icab eder. Bu bakndan usl kitaplarnda kesin bir ayrm yaplmam ve haberi valud ile , haberi hd ayn manda kullanlm olsa bile, bizim, birincisini bir kiinin, dierini ise birin stndeki ki ilerin rivayet ettikleri haberlere tahsis etmemiz daha uygun bir yol olacakt r. AIMERANA. ,"Bize haber verdi" man:asma gelen abberana kelimesi, hadis rivayetinde rvinin hadisi hangi yollarla ald m gStermek ve onu ald kimseye isnad etmek iin kulland tabirlerden biridir. Sras gelince zerinde ayr ca durulaca gibi, hadisin eitli tahamml (ah) yollar vardr. Ravi, ya eyhin azndan bizzat hadis dinler (semtte); ya kendisi kitab ndan eyhe okur (tarz kr'a); ya eyh baz hadislerin rivayeti iin rviye izin verir (iczet); yahutta hadislerini muhtevi bir kitap verir (muna'vele); ya uzakta bulunan Ta.viye mektupla hadis yaz p gnderir (muktebe); ya lmnden nce. hadislerini veya kitaplarn rivayet etmesi iin rviye vas yette bulunur (vayyet); yahutta ravi eyhin lmnden sonra ona ait baz hadis

24

kitaplar bulur ve bu kitaplardan rivayet eder (vickle)4, te bu eitli yollarla raviye intikal eden hadislerin rivayetinde, rvi, hangi yolla hadis aldna dellet etsin iin al,berand, l addesend, semictu ve bunun gibi baz tabirler kullanr. Ancak unu belirtmek gerekir ki, rivayet esnasnda kullanlan bu eit tabirlerden her birinin mutlak surette dellet ettii deimez bir tahammul yolu yoktur. Ba ka bir ifade ile, herhangi bir tabirin, yukarda sraladmz tahammul, yollarndan herhangi birine tahsis olundu unu gsteren hibir kaide mevcut de ildir. Bunun sebebi, hadisiler aras nda, her tabir iin belirli bir ittifakn olmaydr. Burada zerinde durdu umuz ai berand tabiri, bu konuda ak bir misal te kil eder. Sras geldike ele al nacak dier tabirlerde de ayn husus grlecektir. Alberand kelimesi, hemen hemen btn hadis tahamml yollarnda kullanlan tabirlerden biridir. Rvi, eyhin aznda!' bizzat dinledii hadislerin rivayetinde alberand kullamr41 Ancak bu, sem yolu ile alnan hadislerin rivayetinde al berand'dan baka tabirin kullaml myacama dellet etmez. Mesela eltlatib, rvinin, eyhten iittii hadisleri rivayet ederken semictu, baddesend, alberand ve enbe'end tabirini kullanmak hususunda muhtar oldu unu syler42. Fakat yine elIJatib'e gre, bunlar aras nda semictu tabiri en yksek dereceyi al r ve ondan sonra srasyle baddeend, 1.1addeseni, ve alberand tabirleri Bununla beraber alberand tabiri, dierlerine, nisbetle daha ok kullanlmtr. Mesela Hammd bn Seleme, <Abdullah Ibnu'lMubrek, Hueym bn Beir, (Ubeydullah bn Ms 4 `Abdurrazz4 ilin Hemmm, Yezid bn Elirn, `Artr bn `Avn,Yahy bn Yaly et-Temimi, shak bn Rffliye, Elif" Mes<d Ahmed Ibnu'lFurt, Muhammed bn Eyyb44 ve dilinden daha bir ok kimse, eyhten iittikleri hadis40. Tahamml yollan ile ilgili bu tabirler iin ilgili olduklar maddelere bakdraand r. 41. Bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 239. 42. Bkz. el-Hatib el-Ba ddl, s. 283-2,84. 43. Ayn yer ve el-Hatib'ten naklen es-Suyiiti, Tedrib, s. 239-240. 44. Yukarda ismi geen imamlardan Hammd bn Seleme, 167 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Ebl Wtim, Kittbu'l-eerb ve't-ta' dil, I. 2, 140-142; ez-ZehebI, Tezkire, 1.202-203; Eb Nu'aym,Haye, VI. 249-257; bn Hacer, TelzIla, III. 11-16.`Abdullah bnu'l Mubrek'in tercemesi iin bkz. 30 No. lu dipnot. Hu eym ln Beir'in tercmesi iin bkz. Ilm Ebi Ijtim, Kiffibu'l-cerk IV. 2, 115-116; el-Hatib el-Ba ddi, rerltu Baltd, XIV. 85-94; ey-Zehebi,Tezkire,I.248-249; bn Hacer, Tehz1b,XI.59-63.`Ubeydullablbn Msi1 el-"Absi el-Kll, 213 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Ebi ljtim, Kiffibu'l-cert , II. 2, 334-335; ez-Zehebl, Texkire. I. 353-354; bn .Hacer, Tehlb VII. 50-53. 'Aldurrazzk bn Hemmm, 211 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bk . bn Ebi Htim, Kiabu'l-cerlft, III. 1, 38-39; bn Vafeyiit, II. 385; ez-Zehebi, I. 1.364; bn Hacer, Tehzib, VI. 310-315. Yezid bn

'25

lerin rivayetinde, hemen hemen al beranadan baka bir tabir kullan mamlardr". Ancak Ibnu' SalabL'a gre, afberandnn yaygn bir ekildeki bu istimali, tabirin, eyhe okuma ((arz) yolu ile al nan hadislere tahsisinden ncedir'. Maamafih altberanamn eyhe okuma (`arz) yolunda istimali ve ona tlak zerinde hadisilerin ittifak etmediklerini syliyen yine ibnu'sSalat lilmutur47. Ona gre, `Abdullah ibnu'lMubarek, Yalya Ahmed bn Hanbel, enNesa'i ve dier baz hadisiler, ahberand ve benzeri tabirlerin (h addeend ve enbe'end gibi) (arz yolu ile alnan hadislerin rivayetinde k llanlamyacam ileri srmlerdir; buna karlk elButari mezhebinde olanlarla Bicaz ve K afelilerin ekseriyyeti, ezZuhri, Malik bn Enes, Sufyan bn (Uyeyne, Yalya bn Sacid elR.attan gibi n tekaddiminden olan imamlarn sonuncular ahberand ve benzeri t abirlerin <a.z metodunda kullanlmasn tecviz etmilerdir". Bunlarn yannda yeralan nc bir gr ise ahberand tabirinin tlakn tecviz etmi , laddeey,ii gibi benzeri tabirler iin cevaz s ;Termemitir; bu da, e Safici e 'ashabnn mezhebidir49. Muhammed Ibnu'lHasan elCevheri'nin a kladma gre, hadisilerin o u bu gr benimsemilerdir; nk bu gr e sahip olan hadisiler iin ahberand tabiri, "bize haber verdi" manaHrn, 206 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire, I. 317-320; bn Hacer, Tehzib, XI. 366. 369. 'Amr bn 'Avn, 225 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 426-427; bn Hacer, Tehzib, VIII. 86-87. Yahya et-Temin l, 226 senesinde vefat etmitir, Tercemesi iin bkz. ez.-Zehebi, Tezkire, I. 415-416; bn Hacer, Tehz1b,XI. 296299. shak bn Itlrye'nin tercemesi iin bkz. 34 No.lu dipnot. Ahmed bnu'l-Furt bn Hlid ez-Zabbi er-Rzi, 258 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Htim, Kitabu'lcerk, I. 1,67; el-Hatib el-Ba ddI, Trihu Badcld IV. 343-344; ez-Zehebi, Tezkire, I. 544,-545; bn Hacer, Tehzib, I. 66-67. Muhammed bn Eyyb bn Yahya el -Beceli, 294 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-ZehebI, Tezkire, I. 643. 45. El-Hatib el-Ba ddi, s. 285; bnu'-alala, `111iim z'l-kadlz, s. 119; es-Suyyti, Tedrib, s. 240.-`Abdurrazzk, Ahmed bn Harbel'e, Ma`mer'den hadis rivayet ederken gaddfserii Mdmer, fakat ba kalarma riva etti inde igerant Macmer der. Bu husus, ~red bn Hanbere soruldu unda u cevab vermitir: 'Abdurrazzk, bizim kaddesent tabirini daha ok sevdiimizi bildii iin bu tabiri kullamyor. Fakat kendisi dima ahberand tabirini kulland iin de bakalarna riyayeti esnasnda 'bu tabiri tercih ediyor. Muhammed bn EbilFevris'den gelen ba ka bir habere gre, Hu eym, Yezid bn Hran, ve 'Abdurrazzk ahberand dar baka tabir kullanmazlard Eer bunlardan birinin rivayetinde kaddesent tabiri grlmse, bu muhakkak ktibin hatas ndan bala bir ey deildir. Haberler iin bkz. el-114lb el-Ba ddi, s. 285; ibnu' -alb,.`Ulfrmu'l-badi, s. 119. 46. Bkz. ibnu' -Salb, `Ukmel-hadis, s. 120; es-Suyti, Tedrib, s. 240. 47. Bkz. `Illmu'/-lddi, s. 123. 48. Ayni yer. 49. Ayn yer. Keza bkz. el-Uatib el-Ba clcli,"el-Kifriye, s. 297.

26-

srada bir kelime olmaktan km, "ben eyhe okudum, yani arzettim" mal:asma gelen bir alem olmutur". cazet ve mundvele yolu ile alnan hadislerin rivayetinde de al berana ve benzeri tabirlerin kullan lmas baz hadisiler tarafndan tecviz edilmi, bazlar da, bu tabirlerle birlikte tahamml yolunu belirtecek bir ibarenin zikredilmesini uygun grm lerdir. Malik bn Enes, bn Curayc, Ahmed bn Iianbel -ve di er baz hadisiler, akberana ve benzeri tabirlerin icdze ve mundvelede kullanlmasn ho karlamamlardr. Mesela Malik bn Enes, "br senin el Muvegta' adl kitabn; yazdm ve karlatrdm; bunun rivayeti iin bana icazet ver; yaln z rivayet ederken al berana Malik mi diyeyim, yoksa kaddesena Malik mi?" diyen bir ahsa "hangisini istersen onu syle" cevab n vermi tirs : Ahmed bn klanbel ise, ucayb'm hadislerini", bir k smn ona okuyarak, bir k smn ondan dinleyerek, bir ksmn da icaze ve munave/e ile alan elHakem bn Nafi" e, "btn bu hadiselerin rivayetinde akberand de" demitir54. Bu haberler, icaze ve niunavele yolu ile alnan hadislerde de al berana ve benzeri tabirlerin kullanldn gstermektedir. Bununla beraber Ibnu'salah ve ona tabi olanlar, bu e it rivayetlerde tahamml yolunun aklanmasn daha do ru bulmular ve hadisilerin ekseriyyetle bu gr zerinde birle tiklerini ifade etmi lerdir". Bu aklama i i de, ra vinin, mesela akberand icdzeten yahut kaddeend munaveleten ve benzeri ibareleri kullanmasdr.

Ahberandnn, mukatebe yolu ile alman haclislerin rivayetinde kullanilmas ise, el-Ley bn Satd, Man ar" ve dier baz hadisiler tarafndan tecviz edilmi olmakla beraber, baz hadisiler, bunu do ru grmemile dir.
50. Ayn yer ve es-Suyti, Tedrib, s. 246. 51. El-ljatib el-Baddl, el-Kifdye, s. 333. 52. Su'ayb bn EM Hamza, 162 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ey-Zehebi, Tezkire, I. 221-222; bn Hacer, Tehzlb, IV. 351-352. Ebu'l-Yeman el-Hakem bn Nrfi, 221- senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. zg-Zehebi, Te'ZkIre, I 412; MizCn4/-i'tidii/, I. 581-582; bn Hacer, Te110, II. 441-443. 54. El-Hat el-BaddI, el-Kifaye, s. 333. l 55. bnu',-Salah, s. 151; es-Suyiiti, TedrU#, s. 274. 56. Mins& bnu'l-Mu`temir es-Suleml, 132 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, I. 142-143; bn Hacer, TehzUt, X. 312-315. Bir haberde Sn'be'nin yle dedii nakledilir: "Mansiir bana bir hadis yaz p gndermiti: Sonra onunla karlatm; bn hadis hakknda sordum ve bunu rivayet ederken kaddesenr desem olur mu? dedim. Bana, sana tandis etmedim mi? Sana bir l dis yazdm zaman tandis etmi olurum, cevab m verdi". Bu haber iin bkz. el-Hakim Mdrifet s. 261; el-Hatib el-Ba ddI, el-Kifaye, s. 337, 343; el-Irzi `Iyz, el-Ilma` ila marifet uali'r-rivaye ve talcyldi's-sema', s. 85.

27

Yukarda verilen izahlardan anla ld gibi, bir rivayet stlahl olarak kullanlan ahberand tabiri, hadisiler aras ndaki gr ayrlklar dolay syle, hadisin alnd yola dellet edebilecek bir mahiyet arzetmemektedir. Bununla beraber, u da anlalm bulunulmaktadr ki,' bu eit tabirlerin kullamlnda her hadisinin kendine has bir metodu vardr. Mesela bir hadisi, mukcitebe yolu ile rivayet etti i hadisler iin afberand tabirinden ba ka bir ey kullanmaz. Bir ba kas, attberandnn, yalnz carIsircrat yolu ile alnan hadislerde kullamlabile ceini ileri srer. O halde, mhim olan mesele, hadisilerin, bu konuda takip ettikleri yolu, yani tabirleri kullan larndaki metodu bilmektir. E er bu metot bilinirse, hadislerin en fazla hangi yollarla al np rivayet edildiini tesbit etmek ok kolayla m olacaktr". AtIBERANA. KIR VATEN (ALEYH eyhe okumak suretiyle alnm olan hadislerin rivayetinde kullanlan bir tabirdir. Hadis bir eyhe okundu u, yani car., edildii zaman, eyh, ya okunam tasdik veya ikrar eder, yahutta ikrar makam nda sldt eder. Hadisiler, bu suretle eyhin bilgisine ve tasvibine sunulmu olan hadislerin rivayetinde kullanlmas gereken tabirler zdinde ihtilaf etmi lerdir. Bazlar, seni(tu, Isaddeseni ve allberanl gibi tabirlerin kullanlmasn tecviz eder- . ken, dier bazlar da bunun caiz olmad m ileri srmlerdir. Bu ikincilere gre, semi(tu tabiri, hadisin eyh tarafndan zikredildiine ve semictu diyen kimse tarafndan da dinlendi ine dellet eder. Halbuki hadisi zikreden, onu daha sonra rivayet edecek ola ravidir ve dinleyen de eyhtir. Byle bir durumda ravinin semictu demesi gere e uygun de ildir; daha do rusu yalan beyandr. Lladdeent ve ai berand tabileri de byledir. te bu gre ship olan hadisiler, ravinin eyhi deil, fakat eyhin ravinin okuduu hadisleri dinleyerek tasvip ettiine ve hadisin bu suretle ahud na dellet etsin iin al berand Isirit'aten caleyh veya Isaddesenii bircraten caleyh gibi ibarelerin kullanlmasn zaruri grnlerdi ". AtIBERANI Gerek al beranc1 ve gerekse aiberand lsircraten caleyh maddelerinde de a kland gibi, bir ksm hadisiler, al berana ve ben zeri tabirlerin eyhe okuma ((arz) metodu ile al nan hadislerin rivayetinde kullandamayacam ileri srerlerken, di er bazlar da, bilhassa
57. Meselii YAly bn Said el-Rann'm bn Cureye ile ilgili u sz bu konuda bir rnek tekil eder: " bn Cureyc 'aclk bir kimse idi. ljaddeeni, dedi i zaman bu sena`dr; alberanii veya abberani dedii zama bu kra'attr; Icide dedi i zaman da, bu, sanki "rih" gibidir". Bkz. ,el-Hatib el-Baddi, s. 302. 58.. Ayni eser, s. 296-297.
,

28

al beranay camt tahsis etmek suretiyle, ona, zhirin hilfma bir mana vermilerdir. Nitekim elCevheri'den nakletti imiz bir habere gre bu tabir, onu (arda kullanan hadisiler -nazar nda "bize haber verdi" mansmdan ziyade "ona okuduk" veya "arzettik" mansma gelen bir alem olmutur (Bkz. AbberanA). "Bana haber verdi" manasma gelen ahberani tabirinin de, ahberana gibi `arta tahsis olunduu, yahut, daha ziyade bu yolla al nan hadislerin rivayetinde kullan ld anlalmaktadr. Bu tahsis, Malik bn Enes'in ashabndan olan 'Abdullah bn Vehb" tarafndan aklanmtr ve di er baz tabirler de bahis konusu edilerek yle denilmektedir: "fladdeena dediim vakit, bu, baka kimselerle birlikte bizzat eyhin azndan iittiim hadislerdir. Haddeeni dersem, bu da, yalnz bama olduum zaman eyhten iittiim hadislerdir. Alaberana dediim vakit, eyhe bakalar tarafndan okunan (arzedilen) ve benim de bu esnada dinlediim hadislerdir. E er ahberani derseja, bu da, yalnz benim eyhe okuduum hadislerden ibarettir" 60. 'Abdullah bn Vehb'in bu aklamasmdan anla lyor ki, I,taddeenCt ve baddeeni tabirleri, eyhin azindan iitme e, yani hadis tahamml yollarndan semaca dellet etti i halde, al berana, ve ahberani tabirleri, eyhe `arta veya krk"'ata dellet etmektedir. u var ki, ahberani tabiri, bir topluluk huzurunda eyhe okunan hadislerin rivayetinde, ahberani tabiri ise, rvinin yalnz ba na eyhe okuduu hadislerin rivayetinde kullan lmtr. Hadis usl ile ilgili mehur kitap sahibi elHakim Eb (Abdillah (O. 405) ayn konuya temasla yle demi tir: "Benim rivayette ihtiyar etti im ve eyhlerimin ekserisi ile muasrm olan imamlar n ittifak ettikleri gr : Mu' hadisten yaln z ba na ve lafzan alan ahsn, 1.1addeseni fulan ; rnuhaddisten bakalanyle birlikte ve lafzan alan ahsn, baddesena fulan bizzat muhaddise okuyan ahsn ahberani fulan ; muhaddise okunurken hazr olan ahsn da al berana fulan demesidir6. ElWkim'in bu ifadesi, daha nce (Abdullah bn Vehb'ten nakletti imiz grn ay-7 dr. n AtIBERANI FULA.NUN MUKATEBETEN Mektupla ma yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullan lan tabirlerden biri olan bu ibare "fuln kimse mektupla bana haber verdi" mans ng gelir. Bu e it ri .
59. 'Abdullah Ibn Vehb bn Muslim el-Fikri el-Rurai, 197 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. Ibn Ebi I tim, Kitbu'/-cerb, II. 2, 189-190; Ibn Iiallikn, Vafeyiit, II. 240-242; ez-Zehebi, Tezkire, I. 304-306; Ibn Hacer, Tehzib, VI. 71-7 4. 60. Bkz. es-Suy-84, Tedrlb, s. 249. 61. Bkz. Ma`rifet s. 260.

29

vayetlerde altberatta ve baddeena tabirlerinin kullamlmasm tecviz et miyenler, tahammul yolunun rivayette auslanmas bakmndan al berata fulCatun mukCitebeten veya kitbeten yahutta ketebe ileyye fuldnun gibi tabirlerin kullanlmasn zaruri grmlerdir. ibnu' --allr'a gre, taharri ve nezahet ehlinin mezhebinle do ru ve lyrk olan da budur 62. AR.VA'LESA (Bkz. AalAru'les

`AL `Ali, lugatta birinci babtan fil olup masdar (u/uvdnr. Yksek olan nesneye denir. an ve eref sahibi kimseye ciaiyu'lkdb tlak olunur ki erif manasmadr63. Bu manyd uygun olarak, hadis stlahnda <d//, bir e it isnadn sfat olur ve rivayetin, gerek Hazreti Peygambere ve gerekse me hur hadis inandarndan birine veya sahih kitaplardan birinin rivayetine, rvi saysmn azl dolaysyle yakn olmas halinde isndm kazand ' yksek deeri ifade eder. Bu, bir bak ma haberin kayna na en ksa yoldan ula mak mansma gelir ki, bu k salk, tabiatiyle isndta rvi adedinin azl ile mmkn olur. E er bir isndta yer alan ricalden her birinin kendi cihetinden bir hata yapmas gzniide bulundurulursa, ricalin bir isndta o almas halinde hatamn da o nisbette artabilece i, buna karlk daha az rical ile rivayet edilen bir hadiste daha az hata yaplaca tabiidir". Bu bakmdan cu/uv, isnda yksek bir de er kazandm. Hadis imamlar teli isndta rivayet eden kimselerden hadis almak iin me akkati' seyehatlar bu sebepten ihtiyar etmi lerdir.,Alrmed bn Hanbel, bunu u szleriyle aklamtr: "Ali isnd talebi, bize seleften kalan bir snnettir" 65. Filhakika, bunun rneklerini gerek Hazreti Peygamberin hayat nda ve gerekse sahabe ve tbi'n devirlerinde grmek mmkndr. ElIl kim Eb `Abdillah, Enes bn ?vnlik'ten yle bir haber nakletmi tir: "Hazreti Peygambere herhangi bir ey sormaktan 'nehyolunmu tuk. Bu, sebeple bir bedevinin ona gelip baz eyler sormas ve bizim de bunu dinlememiz ho unauza gidiyordu. Bir gn byle bir adam geldi ve dedi ki: Ey Muhammed, bize habercin geldi ve senin Allah tarafndan gnderildiini syledi; sen byle diyormu sun. Hazreti Peygamber, evet do ru deyince bedevi suallerine devam etti ve Allah Ta'l ile Islm'n artlarna dair bir ok sual sordu; reneceini renip oradan ayr ld' 66. ElHakim, haberi naldettikten
62. Bkz. `Intmu'l-btd1.1, s. 154-155.
63. Kamus tercersi, IV. 1088.

64. Kr. s. 231. 65. Bkz. es-Suyfrti, Tedrib, s. 359. 66. Haberin tam metni iin Uz. Marifet `ttlani71-1>cdt, s. 5.

30

sonra yle der: "Bu hadis Muslim'in allib7inde yer atm olup, li isnd talebinin caiz oldu una dellet eder. Bedevi, Allah' n zerlerine farz kldi ibadetleri Hazreti Peygamberin elisinden renmi olmakla beraber, bununla iktifa etmemi , Hazreti Peygamberin bulundu u yere seyehat ederek elinin haber verdiklerini bizzat onun a zndan Buna benzer seyehatler sahabe devrinde de grlr. Yine el-Hakimin bir haberine gre, Eb Eyyb M sr'da bulunan c1413a Ibr cAmir'e bir hadis sormak iin Medine'den M r'a gitmi ve o hadisi sorup rendikten sonra tekrar Medine'ye dnm tr. El-11akim'in ifadesine gre, o sralarda bu hadisi Hazreti Peygamberden i iten Eb Eyyb ile cUlOa bn cAmir'den baka sahabi kalmamt . Bununla beraber Medine'de hadisi ikinci elden alan kimseler de yok de ildi. Eb Eyyb, hadis zerindeki teredddn izale etmek iin M r'a gitmeden bu kimselere ba vurabili di., Fakat o, bununla iktifa etmemi ve hadisi bizzat Hazreti Peygamberin a zndan iiten .(U1A3a'ya dan mak iin Mr'a gitmitir". snadta (u/uv, be kasmda mtalaa edilmitir: 1. Gvenilir bir isnadla Hazreti Peygambere olan yak nlktr. Bu yaknlk, Muhammed bn Eslem et.-Tiisrnin ifadesine gre Allah'a yaknlk gibidir. nk isnadm yaknl, Hazreti Peygambere yak n lktr; Hazreti Peygabere yak nlk ise, Allah'a yaknhktr69. Bu ksm, (uluvvun en yksek derecesini te kil eder ve buna culuvvi mutlak denir". Burada u hususu da belirtmek gerekir ki, <al isndta aranmas icabeden en mhim art, isnadm zayf olmamas, hele iinde sahabeden hadis iittiini iddia eden yalancla m bulunmamasdr. bn Hudbe, Dinar, Ilarra , Nucaym bn Salim, -Ya% ibnu'l-E dalF ve Ebu'dDunya ,el-E ec gibi baz kimseler, sahabeden baz larna mlak olduklarn ileri siii-erek onlardan baz hadisler rivayet etmi lerdir. Bu suretle isnadlar culuv mertebesini kazanm olmakla beraber, zayfhklar dolaysyle hibir de er ifade etmezler ve tabiatiyle daha sa lam olan ndzil isnadlar, bu e it %ii isndlara tercih eclilirler 71 . Baz hadis eserleri gzden geirilecek olursa nzil isndlar yar mda %H isnadlarn da yer ald kolayca grlr. Mesela Malik bn Enes'in
67, 68. 69. 70. 71. Ayn yer. Ayn eser, s. 7-8. ibnu'saM1,, `11Kmu'1 hadi, s. 231-232. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 79-80 EsSuyfig, Tedrib, s. 360.

31

r ole snad ikilidir; yani mam Malik ile Hazreti Peygamber aras nda biri

sahabi biri tabi'i olmak zere iki ravi halkas yer almtr. ElBu4ari, saylar 22 yi bulan baz hadisle i, Hazreti Peygamberden yaln z rvi vastasyle nakletmi , baz hadislerin isnadnda ise rvi says dokuzu bulmu tur. ElBut ari'den ,sonra gelen hadisilerin <all isndlarmdaki rvi says daha da artmtr; bu art , tabiatyle, her gelen yeni nesille ve Hazreti Peygamber devrinden uzakla tka fazlala mtr. Mesela 256 H. senesinde vefat eden elBubarrnin en 'an isnad , biraz nce de kaydetti imiz gibi, l iken, 911 H. senesinde vefat eden Celalu'dDin esSuyfiti devrinde onikili olmu tur. EsSuyi'4I bu konu ile ilgili olarak yle demektedir: "Bu devirde bize ve bizim eMsalimize sema< yolu ile ve muttas l isndla sahih olarak gelen hadislefin en <MI olanlar, bizimle Hazreti Peygamber aras nda oniki rvisi bulunan isnadlardr. Araya icazet girmi olan hadislerin isnadlar onbirli, biraz zayf olmakla beraber yalan say lamyacak olanlar onludur...' 72. (Uluvvun en yksek mertebesi olarak a klamaa altmz bu ksm, elHakim Eb =Abdillah tarafmdan tenkide tbi tutulmu ve . her nedense, rvi adedinin azl dolaysyle tezahr eden Hazreti Peygambere yaknlk, matlub olan <uluvden addedilmemi tir. Kitabnda <li isnd talebiyle ilgili baz haberleri zikrettikten sonra <uluvvun bilinmesi konusuna gemi ve yle demitir: " snadlardan cali olanlarn bilinmesine gelince, bunlar, ava mn zannetti i gibi, ravi says bak mndan Hazreti Peygambere yak n olan isnadlar deildir". El-11akim'in bu ifadesi herhangi bir izaha lzum hissettirmiyecek kadar a ktr. Ancak, bu ifadeyi takip eden misaller, zerinde dikkatle durulmas gereken bir hususiyet arzeder. El-1:lakim bu misallerin birincisinde kendisine <Mi olarak ula an bir isnd verir. Bu isndta culuv, Eb l Hudbe brahim bn Hudbe'nin Enes bn Malik'ten rivayeti itibariyledir. Keza bunu takip eden misallerde <Abdullah bn Dinar'm Enes'ten, Milsii bn `Abdillah etTavil'in yine Enes bn Malik'ten, Ebu'ddunya <0naan Ibnu'ltlattal'm <Ali bn Ebi Talib'ten rivayetlerini zikreder. ElWikim'e gre, bu ve buna benzer isndlarla ihticac olunmaz; hi bir hadis imamnn musnedinde bunlardan nakledilmi tek bir hadis yoktur. O halde ricalin saysna gre de il fakat anlaya gre bilinen isnd daha ba ka'bir eydir. nk yle isndlar vard r ki, ravi says yedi ile on aras nda deitii halde drtl olanlardan daha calidir. Bu esasa istinaden, mesela Muslim'in de abib'inde yer alan elA<me 'in
72. Aym yer. 73. Bkz. Mdrifet cularrti'l-hadis, s. 9.

32

"drt ey vardr ki, bir kimsede bulunursa o kimse mnafk olur" hadisi", yedi rvili bir isnda shiptir ve bu isnd calidir. nk buradaki yaknlk Sleyman bn Mihran elA<me 'e olan yak rlktr ve hadis elA`me'in hadisidir; elA<me ise hadis imamlarndan biridir. Buna gre culuv, sahih bir rivayette, hadis imamlar ndan birine az bir rvi saysyle yaknlktan ibarettir". hulsa etti imiz bu gr, culuvv, yalnz hadis imamlarndan birine olan yaknlk eklinde ortaya koymakta, fakat Hazreti Peygambere olan yak nl <uluvden saymamaktad r. Daha sonraki mustalahulhadis mellifleri, yukar larda da zikretti imiz gibi, culuvv be ksma ayrmlar ve Hazreti Peygambere olan yak nl , culuvvn en yksek mertebesi olarak tavsif etmi lerdir. ElHakim bu ksm reddederken zay f olan %ii isnadlar misal olarak gstermi tir. Halbuki daha sonraki mellifler, sahih olan rivayetleri bahis konusu ederek bu e it rivayetlerde Hazreti Peygambere yak nl culuvvn en yksek derecesi saymlardr76. 2. cUluvvn ikinci ksm, elA<me (. 148), Hu eym (. 188), bn Curayc (. 150), elEvzci (. 157), Malik (O. 179), ube (O. 160) ve emsali hadis imamlar ndan birine, rvi say snn azh dolaysyle ortaya kan ve elVakim'in de bahis konusu etti i yaknlktr. Bu ksmda, Hazreti Peygamberle hadis imam arasndaki rvi saysnn azl veya oklu u nazar dikkate alnmaz; bu arada rvi says oalm olsa bile, <uluv, hadis imam ile daha sonraki devifierde hadisin son rvisi arasndaki yaknlk ile teekkl eder". 3. nc ksm, Kutubi Sitte gibi mutemed kitaplar n rivayetlerine nisbetle olan culuvdr. Bu, daima bir <uluvvi mutlak olmad iin bn Dakik elcid tarafndan cu/uvvu'ttenza ismiyle tesmiye olunmutur75. `Uluvvn bu derecesini biraz a klamak gerekirse denilebilir ki: Bir rvi, mutemed kitaplardan birinin tarik ile bir hadis rivayet etmi olsa, isnad, bir baka tarikla rivayet etmesi halindekine nisbetle daha nazil olacakt r. Mesela etTirmizi, <Ali bn Huer'dan; o, Halef bn TJalife'den; o, liumeyd elA<rac'tan; o, <Abdullah Ibnu'lliaris'ten; o da bn Mescd'tan "Allah Ta'ala, Ms (A.S.) ile konu tuu zaman Hz. Musa'nn zerinde ynden bir cbbe vard " hadisini rivayet
74. 75. 76. 77. 78. Bkz. I. 78. Bkz. elHakim, Mdrifet s. 11. Elljkim'in gr ile ilgili ksa bir itiraz iin bkz. Ibnu' -alg, EsSuyti, Tedrib, s. 363. Ayn yer.

s. 232.

33

etmitir". Bir kimse etTirmizi tarik yle bu hadisi rivayet etse, o kimse ile Halef bn Halife aras nda mesela dokuz rvi bulundu u halde, bir cz shibi olan Hasan bn cArafe vastasyle rivayet etse kendisiyle Halef arasnda yedi ravi bulunacak". Bunu, yle bir ema ile gstermek meselenin daha kolay anla lmasn salayacakt r:

Hz.Pegamber
sss10.111 s

/bn /Mm ciid.

Ibnu'l-

41 la
F umeyd el-Ac ree Falef Ibll tialife 7 el -Hasan bn, <Arar.
6

cill bn ucr

Rvi
Rvi

8 'Rvi (et-Tirmizi)

7 Rvi
-

4 Rvi

6 Rvi
-

3
2

Rild
Rvi -1-Rvi

1-T5 Rvi
. 3 Rvi

4 Rvi

2 Rvi 1 Rvi

79. Bkz. Sunen, IV. 224 80. Yedi veya dokuz ki ilik bu rivayet, Hicri 806 senesinde vefat eden ellraVye gredir. Bkz. etTakylel ve'1-44 (`Uliimu'lbad4le birlikte, IIaleb 1350 s 217-218).

34

emada grld gibi, el <Iraki, Hazreti Peygamberin Hz. Msa ile ilgili bir hadisini etTirmizrnin elCamicindeki tarik yle ald zaman, kendisiyle Halef aras nda etTirmizi de dahil dokuz rvi bulunmaktad r. Fakat ayn hadisi elHasan bn cArafe'nin cz'nden ald zaman kendisi ile Halef arasnda yedi rvi vardr. Yani isnd di erine nisbetle <alidir. Buna culuvvi nisbi denir. Maamafih bn 'At afenin cz' tarikyle gelen isnd da bizatihi mutlak `Midir. Zira eleIraki ile Hazreti Peygamber aras ndaki yaknlk buna dellet etmektedir; hadisin bundan daha `Mi bir senedi yoktur". `Uluvvi nisbl, rivayetteki duruma gre drt ekilde tezahr eder ve her biri ayr ayr isimler alr. a) Bunlardan birincisi murnifalcattr. Bu, mutemed kitaplardan birinin musannfnn eyhine, daha 'an bir ba ka senedle vusaldr. Mesela:

liz.Peylfsaaber Enes bn 113.1i1. ljusleyd

ElRavi Rami
-

Ravi

T-

Rvi
Ravi.
Musannf elBuhari, eyhi Muhammed bn `Abdillah tarikyle bir hadis rivayet etmi tir. Bir kimse, elBuharl tarikyle de il de onun eyhi elEnsarrnin kitab na varan bir ba ka tarikle bu hadisi rivayet etmi olsa, isnad elBuharrye nisbetle %il oldu u gibi,
81. Ayn yer.

35

eyhi elEn ri'den rivayet etmek hususunda elButAr ile aralar nda muvq .alcat olmu olur. b) `Uluvvi nisbrnin ikinci ekli bedeldir ve buradaki muvafakat, musannfn eyhinin eyhi zerinde olur. Yukar da verdiimiz ilk ema bedele misal te kil eder. Elgral$1, bir ba ka tarikla etTirmizrnin eyhinin eyhine vasl olmutur ve etTirmizi ile aralar ndaki muvafakat, onun eyhinin eyhinde vukubulmutur. c) <Uluvvi nisbinin nc ekli musCviittr. Bu, kitap sahibi ile Hazreti Peygamber veya sahabi aras nda ka ravi varsa, bir kimsenin, bir baka tarikla Hazreti Peygamber veya o sahabiye kadar ayn saydaki raviler vas tasyle o hadisi rivayet etmesidir. d) Bu musavat, ravi ile de il de ravinin eyhi ile kitap sahibi arasnda olursa buna da mu etfaba denir ve culuvvi nisbinin drdnc eklini tekil eder". 4. `Uluvvn drdnc ksm, ravinin dier bir isndtaki raviye nisbetle erken lmesi halinde te ekkl eder. Bu durumda mesela, iki isndtan birinde di erine nisbetle ravi saysnn az olmas bahis konusu deildir. Ibnu'alah, ravi vas tasyle elBeyhaki (. 458) den, onun da (O. 504) den ivayetini misal olarak zikretmi ve bu isnadn yine ravi vastasyle Ebr Bekr bn Halef (. 487) den, onun da elUakim'den rivayetine nisbetle `al' oldu unu sylemitir 83 .

e1 FJ .kin
-

el-Beyb 0.4 8 Ray' Rvi Rvi

bn Ja1ef (0.487) Rvi Rvi Rvi

/bnu 9-a1i4 (0.643)


s. 234; esSuytl, Tedrlb, s. 363-364; bn Hacer, Nutt82. bn betu'lfiker erhi, s. 81. 83. Ibnu'ala4,`Ultimu'l--/zadi, s. 235-236.

36

emada grld gibi, Ibnu'salabla elIJakim aras nda iki rivayet zinciri vard r ve her iki zincirdeki rvi halkas aym saydadr. Bununla beraber, ibnu's alab.'m elBeyhaki tarikyle ald rivayet senedi, bn ?alet' tarikyle ald rivayet senedine nisbetle calidir; nk elBeyhaki, bn ijalef'ten 29 sene nce vefat etmi tir. Bu culuv, bir rvinin di er bir rviye nisbetle erken lmesi halinde bir isnd iin verilen hkmdr. Yani burada iki rvinin veya iki eyhin vefat tarihleri nazar dikkata alnarak yaplm bir kyas vardr. Bazan da byle bir k yasa gidilmeden tek bir isnd zerinde durulur ve eyhin lmnn takaddm halinde senedin cali oldu una hkmedilir. nk eyhin lmnn tekaddm ile, ondan yap lan rivayet arasna uzun bir zaman girmi tir. Bazlarna gre bu zaman 50, di er bazlarna gre de 30 sene olarak tesbit edilmi tir. Bir baka ifade ile rvi, eyhin lmnden 50 veya 30 sene sonra rivayet etmi olursa isnd cali olur". 5. (Uluvvn be inci ksm, rvi says yine ayn olmak zere, bir eyhten iiten iki rviden birinin, di erine nisbetle eyhini daha evvel iitmesi ile te ekkl eder. Yani bir eyhter, rvilerden biri altm , dieri krk sene evvel hadis i itmi ise, birincisi di erine nisbetle cali saylr. Bu eit culuv, bilhassa ah r mrlerinde ihtilta maruz kalan gvenilir eyhlerden hadis alnmas halinde de er kazanr". Zira semac tekaddm eden rvi, eyhini hali shhatinde, semac teahhur eden rvi ise, onu hali ihtilt nda iitmi olur. Bununla beraber, bazan da eyhin, ilk rivayetinden sonra itkan ve zabt derecesine bali olduu gznnde bulundurularak, sema` taahhur eden rvi can say lr. Ancak bu culuv, culuvvi manevidir". bn Tahir ve bn Dakik'l</d, culuvvn drdnc ve be inci ksmlarnda yer alan tekaddmi vefat ve tekaddmi sema' tek bir ksm iinde mtalaa etmi ler, buna karlk elBuljari ve Muslim ile dier baz mehur kitaplara az bir rvi says ile vsl, culuvvn baka bir ksm olarak zikretmi lerdir. Ayrca, nadiren bulunan ve zikrinde zaruret grlen (aziz hadisler de hangi ynden rivayet edilirse edilsin call saylmtr".
84. Ayn yer. 85. Ihtilt, "bir adamn akl ve uuru filsid olmak manasnda mstameldir. Akl ve uuru fesada uram kimse hakknda iloalata'r-raculu denir" (Kamus tercemasi, III. 46). Daha geni bilgi iin bkz. 86. Bkz. es SuytI, Tedrib, s. 266-267.
-

87. Ayn yer.

37

`ARZ Lugatta, bir eyi bir kimseye gstermek, ibraz ve izhar etmek manasna gelen `arz kelimesi", hadis 'sulak' olarak, ravinin, elinde bulunan hadisleri eyhine okumas (arzetmesi) manas nda kullanlmtr. Bu bakmdan, hadisilerin o una gre `arz , "eyhe okumak" eklinde ifade edebilece imiz elK ra'atu <ala' eyh tabirinin tam karldr. Bununla beraber bn Hacer, k raatla `arz arasnda umum husus fark olduuna iaret etmi , (cron ancak kra'at yolu ile tahakkuk edebilece ini, fakat her kra'atta (crz gayesinin bulunmad n sylemise de", bu fark, hadis tahamml metodunda <cr'n umumiyetle kra'at, veya kra'atn `arz manasnda anlalmasna engel olmamtr. Esasen hadisiler arasnda da bu konu ile ilgili herhangi bir ihtilaf mevcut deildir. Ravinin, eyhe hadislerini arzetmesi, ya bizzat onun, yahutta eyhin huzurunda bulunan bir ba ka ahsn eyhe okumas ve rvinin de okunan hadisleri dinlemesiyle olur. Keza okuma i inin kil aptan veya katmadan yap lmas, yahut eyhin, okunan hadisleri kitaptan veya h fzndan takip etmesi aras nda hibir fark yoktur ve hangi ekilde olursa olsun, `arz tahakkuk etmi olur". yolu ile alnan hadislerin rivayetinin caiz olup olmad meselesi, hadisiler arasnda, bir ka isim mstesna, ihtilaf konusu olmamakla beraber, <cimn hadis semac karsndaki mertebesi, hadisilerin mezheb zerinde toplanmalar na yol amtr. Bunlardan birincisi, <amn, sema` mertebesinde ve ona e it derecede olduu grn savunanlarn mezhebidir. kincisi, `arta semaca, ncs ise, sema` `ar t a tercih edenlerin mezhebleridir". `Arz ile sema( arasnda hibir fark grmiyen ve cargn bizatihi sema< oldu unu syliyen hadisilerin ba nda Medine ehlinden 'Abdurrahman <Ikrime 93, bn iha'b ezZuhri", Rebicatu'rIbn Manzr, Lisanu'l=Arak VII. 168; Kamus tercemesi, II. 1266. Bkz. Fetb,u'lbari biserft akild'IBuljeiri, I. 110. ibnu'aMb, `Ultimu'l4adis, s. 122; esSuyiiti, Tedrib, s. 242. Bkz. esSuyiiti, Tedrib, s. 243. 'Abdurralmun Ibnu'1-1.1tiri , 143 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hacer, Teksif), VI. 156-158. 88. 89. 90. 91. 92. 93. Ikrime elMedeni 107 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ezZehebi,

Teskire, I. 95-96; Ibn Hacer, Tehsib, VII. 263-273.


94. bn iUb ezZuhri, 124 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn I-JalliUn, Vafeyrit, III. 317-319; Eb Nucaym, Ijlye, III. 360-381; ezZehebi, nribu'lslim, V. 136 152; Tezkire, I. 108-113; nn Hacer, Tehalt), IX. 445-451.
-

38

Rey", el- `Ala' bn cAbdirralman", Yahya bn Said el-An kl", bn cUrva", Muhammed bn cAmr el-Leyi99, Malik bn Enes9, Mekke ehlinden cAlkama bn Rays cAmir bn erMil e- acbil2, el-Hasan bn Mi11 bn 1-.1ayy9 3, Basra ehlinden KaMde bn Di'me"4, Ebu'l- Ziy'd bn Firfz'" Kehmes i'bnul-ljasani", Sacid bn Ebi cAriibeun, Msr ehlinden 'Abdurrahman bnu'1-Ks mos, Eheb bn cAbdi'1-cAziz 109, <Abdullah bn Vehbl", 'Abdullah bn cAbdi'1-1-.1akem"' gelir" 2 .
95. Rebl'atu'r-Re'y, bn Ebi cAbdirrahman 136 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hallikn Vafeyt, II. 50-52; ez-Zehebi, Tezkire, 1. 157-160; bn Hacer, Tehzib, III. 258259. III. 102-103; 96. El-cAIA' bn cAbdirahman, tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, bn Hacer, Tehzib, VIII. 186-187. 97. Yahyr bn Said el-Ensfti, 143 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-ZehebI, Tezkire, I. 137-139; bn Hacer, Tehzib, XI. 221-224. 98. Hi ftn bn bni'z-Zubeyr /bni'l-'.Av~, 146 senesinde vefat etmitttir. Tercmesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 144-145; bn Hallikn, Vafeyat, V. 129-130; bn Hacer, Tehzib, XI. 48-51. 99. Muhammed bn el-Ley i, 144 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-ZehebI, 'Will, III. 673-674; bn Hacer, Tehzib, IX. 375-377. 100. Malik bn Enes, 179 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Ebi Wtim, Tak. dimetu'l-cerh, s. 11-32; Elii Nu'aym, Ijlye, VI. 316-355; bn Iallikn, Vafeyt, III. 284-287; ez-Zehebi, Tezkire, I. 207-213; bn Hacer, Tehzib, X. 5-9.
,

101. 'Alhame bn Iays en-Naha`i, 62 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. e -Zeheld, Tezkire, I. 48-49; bn Hacer, Tehzib, VII. 276-278. 102. "Amir bn erMtil e -a`bi Ebfi 'Atar, 103 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. el-Badfdi, Tribu Baad, XII. 227-233; Ebil Nu'aym, Ijlye, IV. 310-338; bn Vafeyt, II. 227-229; ez-Zehebl, Tezkire, I. 79-88; bn Hacer, Tehzib, V. 65-69. 103. El-Basan, bn Wih bn Hayy, tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, 'tiddl, I. 496499; bn Hacer, Tehzib, II. 285-289. 104. Katrde bn Di%me es-Sediisi el-Ba rl, 118 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hallikn Vafeyt, III. 248-249; ez-Zehebi, Tezkire, I. 122-124; bn Hacer, Tehzib, VIII. 351-356. 105. Ebu'l-q1iye Ziyftl bn FIrrz 90 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, XII. 143-144. 106. Kehmes bnu'l-Basan et-Temimi el-Basri, 149 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-ZehebI, 1111zr nu'l-i `tidl, III. 415-416; bn Hacer, Tehzib, VIII. 450-451. 107. Sa'id bn Ebi 'Arbe, 156 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 177-178; 'deka, II. 151-153; bn Hacer Tehzib, IV. 63-66. 108. 'Abdurrahman bnu'l-Kftm bn Muhammed bn Ebi Bekr, 126 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire, I. 126; bn Hacer, Tehzib, VI. 254-255. 109. Eheb bn 'Abdi'l-'AzIz (. 204), tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, I. 359-360. 110. 'Abdullah bn Vehb, 197 senesinde Vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. 59 No.lu dipnot. 111. 'Abdullah bn 'Abdi'l-Hakem (. 214), tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, V. 289-290. 112. Talir Tevcihu'n-nazar iki s. 201.
, ,

39

ile sem< aras nda hibir fark grmeyenler, Sacd bn Bekr kabilesinden Zmln bn Sa<lebe'nin hadisini delil olarak gsterirler. ElButri, "Kitbu'lclm" inde lura'at ve carza tahsis etSufyn ve Mlik'in <arz ciz grdklerine i atii bir bbta, retle, Enes bn Mlikten ?inm'n u hadisini nakletmi tir:
cAr5

"Enes bn Mlik der ki: Mescidde Hazreti Peygamberle birlikte oturuyorduk. Devesiyle bir adam geldi. Deveyi kertip ba ladktan sonra hanginiz Muhammed, diye sordu. Hazreti Peygamber ashab arasnda dayanm oturuyordu. u dayanm oturan beyaz adam, dedik. Adam Hazreti Peygambere ey (Abdu'lMuttalib'in olu, diye hitap edince, Hazreti Peygamber, seni dinliyorum, dedi. Adam: Sana baz eyler soraca m; bu soracaklar= a rdr, gnln incinmesin, dedi. Hazreti Peygamber, akl na geleni sor, deyince, adam sorular na balad : Senin ve senden ncekilerin Rabb akma syle: Seni btn halka Allah m gnderdi?..."' Yukarda zikredilen bu hadis, bir sahabinin daha nceden renmi olduu islm esaslar= Hazreti Peygambere arzetmesinden ba ka bir ey de ildir. Hadisin sonunda "ben, kavmimin geride kalanlar = elisiyim" demek suretiyle Hazreti Peygamberden teyiden renmi olduu bu esaslar onlara tebli edece ini de aklamtr. ErRmahurmuzrnin bn Ebi Tlib'ten ve bn <Abbs'tan nakletti i haberler de tarz ve sem< aras nda fark grmiyenler iin birer delil olarak ileri srlm tr. <Ali'nin bu konudaki sz yledir: "Alime bir eyi okuyarak arzetmek, ondan i itmek mesabesindedir" 114. bn <Abbs ise "bana okuyunuz. Bana okumamz, benim size okumam gibidir" demitirw,
cAr ve kra'at semca tercih edenlerin mezhebine gelince, ba larnda bn Curayc 116, (Osmn Ibnu'lEsved 117, Haniala bn Ebi Suf113. Hadisin tam metni iin bkz. el-Buhrri, abib, I. 23 (Brbu'l-kra'ati ve '1-`arz )}addi). Adam bu sualden sonra Hazreti Peygambere, namaz , orucu ve zekt da emredenin Allah m olduunu sormu, hepsinde de Hazreti Peygamberden "evet" cevab n alnca "sen ne getirdin ise ben ona iman ettim. Kavmimin geride kalan elisi benim. Ben Sa`d bn Bekr o ullarndan 7mm /1m alebe'yim" diyerek szlerini tamamlam tr. 114. Bkz. 115. Ayn yer. beyne'r-rvi s. 428-429.

116. bn Cureyc, 'Abdu'l-Melik bn `Abdi'l-`Aziz, 150 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. el-Uatib el-Ba drdi, Tdriltu Baddd, X. 400-407; bn Hallikn, Vafeydt, II. 338; e ZehebI, Te5kire, I. 169-171; bn Hacer, TehzU), VI. 402.-406. 117. `Onn bnu'l-Esved (. 149), tercemesi iin bkz. lbn Hacer, Teh0), VII. 107.

40

alla 'bn `Amr'", Muhammed bn ishak 120 , Sufyan esSevriud, Eba Hanife 122, bn Ebi elMusenna ibnu' Sabba'h 24, ube ibnu'lHaccac 125 gibi bir ok tannm hadisinin bulundu u bir grup da "Mime okunan, alimin sana okumas ndan hayrldr" diyerek `arta semaca tercih etmi lerdir 26. elBadadi, <Ali bn Ebi Talib'ten bu mezhebe salik olanlarn gr n de teyid edecek u haberi nakletmitir: "Kendi hadisi olduunu ikrar ettikten sonra alime hadisleri okumak, alimin okumasndan daha iyidir" 127 . Sema(' `arta tercih edenler ise, umumiyetle me rk ehlinden olanlardr. ibnu'Salab olsun, ona teb'an enNevevi ve esSuyati olsun doru olan mezhebin de bu oldu unu kabul etmi lerdiri 2s. `Arda semac aras nda fark grmeyenlerin, veya birini di erine tercih edenlerin, grlerine mesned ittihaz ettikleri esaslar baz haberlerden karmak mmkndr. Mesl <Abdurrahman bn Mehdi "Malik'e okuyup arzetti i hadislerin, ondan dinledii hadislerden daha sa lam olduunu" syler ve sebep olarak da, onun hazan, hadis rivayetini kesip baka szlere yer verdi ini ileri srer129. EbulVelid, yine <amn daha salam olduunu ifade etmek iin yle der: "Bana okudu un zaman daha salam oluyor; nk bu suretle ben, btn kalbimi ve btn dikkatimi okuduun eye hasredebiliyorum. Halbuki ben okursam,
118. Haniala bn Ebi Sufyrn, tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, I. 176; 1111-znu'l-i`tide-d, I. 620-621; bn Hacer, Tehzib, III. 60-61. 119. Talha bn 'Amr el-Ijagraml el-Mekki, 152 senesinde vefat etmi tir. Terce nesi iin bkz. ey-Zehebl, Miznu'l-i `tidal, II. 340-342; bn Hacer, Tehzib, V. 23-24. 120. Muhammed bn Ishrk bn Yesiir, 150 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. el-Badr dr, Trltsu Badd,I. 214-234; bn Hallikrn, Vafeyt, III. 405-406; eg-Zehebi, Texkire, I. 172-174; Miznu'l-i`tidl, III. 468-475; bn Hacer, Tehzib, IX. 38-46. 121. Sufy an e-SevrI, 161 senesinde vefat etmi tir. Tercmesi iin bkz. 23 No.lu dipnot. 122. Ebl Hanife en-Nu' nEin bn iibit, 150 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. elHatib el-Bad0di, Trzrdlu Badd, XIII. 323-454; bn Hallikn Vafeyt, V. 39-47; eg-Zehebi, Te,,,Jeire, I. 168-169; bn Keir, el-Bidtye, X. 107; Tanribirdl, en-Ncr mu':::-.iiihire, II. 12-15. 123. bn Ebi Zi'b, Ebu'l-IIri Muhammed 1bn `Abdirrahman el-Kura i, 159 senesinde vefat etmitir. Tercemesi iin bkz. bn Hallikrn, Vafeyt, III. 323; ey-Zeheld, Tegicire, I. 191-193; Illizimu'l-i.`tidtd, III. 620; bn Hacer, Tehzib, IX. 303-307. 124. El-MuennA bnu'-abbiih, 149 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ey-Zeheld, Miznu'l-i`tidl, III. 435; bn Hacer, Tehzib, X. 35-37. 125. Bkz. 29 No. lu dipnot. 126. Bkz. Tedrib, s. 244. 127. Bkz. el-Kifaye, s. 274. 128. Bkz. s. 122; en-Nevevi, Takrib ve erhi Tedrib, s. 244. 129. Bkz. el-Hatib, el-Kifye, s. 276.

ynna,

41

okuduumu anlamadm zamanlar oluyor'". Musi' bn l=Mvild'un sz de buna benzemektedir: "K raat rivayetten daha sa lamdr. Bana okuduun zaman, nefsim seni dinlemekle me gul oluyor. Ben rivayet edecek olursam, senden veya senin okumandan gaflete d yorum"" 1 . EsSuyfrtrnin a kladna gre, kr'ati sena<a tercih edenlerin ileri srdkleri bir ba ka sebep de, se n< esnasnda, yani eyhin okumas halinde, onun tarafndan yaplacak herhangi bir hatan n, talebe tarafndan kolay kolay dzeltilememesidir. Halbuki eyhe okundu u zaman, talebe hata yapsa bile, btn dikkatini okunan dinlemek iin sarfeden eyh tarafndan hatann dzeltilmesi ok daha kolay olur" 2. Bununla beraber, talebenin eyhe okumas halinde eyhin de hata yapabilece ini gznnde bulunduranlar semt `art a tercih etmi lerdir. Bunun da misali, yine elI-Jatib tarafndan zikredilmitir: shak bn etTabWn sylediine gre, Mlik bn Enes'e okunurken, MMik uyuklam ve shak da bundan sonra eyhe kfa'atn hibir deer ifade etmedi ini anlamtr'". Sem5.<1 `arta veya 'am sena'a tercih edenlerin ileri srdkleri bu grler, yahut her iki tarafta da grlen ve kolayca reddedilemiyen bu aksaklklar karsnda baz hadisiler de tesviye cihetine gitmi ler ve "gerek eyhin, gerek talebenin hataya d mesi bahis konusu olunca <crz ve sem51` aras nda hibir fark yoktur" demi lerdir" 4. Fakat eyh, hadslerini kitab ndan de il de hfzndan okuyacak olursa, bu durum, phesiz daha itimada ayandr ve o zaman sem dcm `arta tercihi gerekir"' Grld gibi her ekilden birini tercih edenler, di erlerinin mahzurlarn gznnde bulundurarak bu tercihi yapmaktad rlar. O halde ister eyhe <arz eklinde olsun, ister bizzat eyhin hfzndan veya kitabndan okumas eklinde olsun, mhim olan mesele, rivayeti za'fa uratabilecek bu e itli mahzurlarn nn almaktr. E er bu mahzurlar nlenebilirse, Hazreti Peygamberin hadislerini do ru olarak nakletmekten ibaret olan gaye tahakkuk etmi olur. Esasen hadisileri cam semra veya sem a'` `arta, yahutta her ikisi aras nda tesviyeyi tercihe sevkeden mil de, m ahedeleri neticesi, tercih ettikleri usill ile bu gayenin en iyi bir ekilde gerekle tiine inanmalar olmutur.
130. 131. 132. 133. 134. 135. Ayn eser, s. 277. Ayn yer. Bkz. esSuyrkti, Tedrib, s. 244. Bkz. elKiftye, s. 272. EsSuy ltl, Tedrib, s. 244. Ayn yer.

42

gr'at veya tamil., daha do rusu hadis tahammlnn veya `arz metodu ile gerekle ebilmesi iin baz h suslarn gznnde bulundurulmas gerekmektedir. Bir ka madde halinde bunlar yle sralayabiliriz: 1. Hadislerin eyhe okunmas halinde, eyhin asil= (kitabnn) orada hazr bulunanlardan gvenilir bir kimsenin elinde bulunmas ve okunan hadislerin onun taraf ndan da kitaptan takip edilmesi cizdir. Eer eyh, bu hadisleri h fzndan biliyorsa, kitap sanki kendi elinde imi gibidir; fakat okunan hadisler, hem onlar ezbere bilen eyh ve hem de eyhin kitabn elinde tutan di er ahs tarafndan takip ve tashih edilece i iin, daha stn bir derecededir. E e byle bir durumda eyh, hadislerini ezbere bilmiyorsa, el/.(41 (Iyz' n elBisllnrden ve mam el-13arameyn'den nakline gre, `arz sahih olmaz; bununla beraber btn hadisiler bunun sahih oldu unda ittifak etmi lerdir. nk eyh, hadislerini ezbere bilmese bile, o hadisleri ihtiva eden kitab, dini btn gvenilir bir ahsn elindedir ve kr'at esnas nda bu kitaptan takip edilmektedir. Ancak okunan hadisleri eyhin kitabndan takip eden ahs itimada sayan bir kimse de ilse ve eyh de hadislerini ezbere bilmiyorsa, phesiz bu (arz sahih de ildir se 2. Kr'at esnas nda eyh, kendisine okunan hadisleri dinler, hepsini anlar, reddetmez, fakat ikrar mahiyetinde hibir ses de karmazsa, lpr'at yine sahih ve bu surette al nan hadislerin rivayeti hadis ve f kh ehli ile uslclerin ittifak yle ciz olur. Ancak Ebit shak eirazi, Ibnu'sSabb ve Suleym erRzI gibi baz Sfi'l imamlar yle Dvitid ei-2hirrye tbi olan baz imamlar, `arz esnasnda eyhin ikrarn art k omulardr. 3. I r'at yolu ile alnan hadislerin riavayetinde kullan lacak olan ibarelerde belirli bir ittifak bulunmamakla beraber, tahamml yolunun aklanmas genellikle iyi karlanan ve tavsiye edilen bir husus olmutur. eyhe bizzat okuyan kimse, okudu u hadisleri rivayet ederken .N-ara'tu `alt fulanin der. Bir bakas okumu ve o da dinlemise caleyh ve ene esmacu ibaresini kullanr. Bunun dnda "kr'at" lafzyle mukayyed dier semc ibareleri de <ar;ela kullanlan tabirlerdendir. Mesel laddeenci bibrirati veya laddeend lariraten caleyh ve ene esmacu; al berand bik nrati veya al berand lard'aten (aleyh ve ene esmacu gibi. c.A .z yolu ile alnan hadislerin rivayetinde, semcda oldu u gibi, yalnz laddesend veya al berena gibi tabirlerin kullan lmasn baz hadis
136. Bkz. hnu'alh, `Ulfmu'lhadis, s. 125; esSay:ip, tedrib, s. 247. ElRrzi `Iyz'n gr hakknda bkz. s. 75-76.

43

iler ho grmemilerdir. Bunlar n banda 'Abdullah Yahy et-Temimi, Ahmed bn Hanbel ve en-Nes5.'i gelmektediri". Bununla beraber baddeen ve ali berana tabirlerinin kullan lmas, 1.-l cz ve Kfe ulemas nn byk ounluunca tecviz edilmi tir. Bu da, ezZuhri, Malik bn Enes, Sufyn bn (Uyeyne, Yahy bn Sacid el-Buhri, Sufyn es-SevrI, Eb Hanife, Yezid bn Harun, Eb ("Iim en-Nebil, Vehb bn Cerir, Sa(lebe, et.-Tal vi ve Eb Nucaym el-I bahnrnin mezhebidir'". Bunlar aras nda Malik, Sufyn bn `Uyeyne ve Sufyn es-Sevri gibi baz imamlar da, `arx yolu ile al nan hadislerin rivayetinde semi(tu tabirinin kullanlmasn tecviz etmi lerdir"9. E-Siifi`i ve ashab , Muslim ibnu'l-B[acc - c, el-Evza`i ve bn Vehbin temsil ettikleri bir mezhep de baddesenann hlfma yalnz altberand tabirinin `arx yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullan lmasn tecviz etmilerdir. El-Cevheri'nin el-Insaf adl kitabndaki beyanna gre ahberand tabiri, hadisiler aras nda "ben eyhe okudum" mansma gelen bir alem olmu tur140. Eb (Abdillah'tan nakletti ine ve enibnu' - alWn Nevevi ile es-Suytrnin de ibnu' -Salh'a teb'an zikrettiklerine gre, rvinin yalnz bana eyhe okudu u hadislerin rivayetinde alberani fulan, bakalarnn da hazr bulunduu bir mecliste eyhe okunan hadislerin rivayetinde ise al beran fuln demesi gzel bir usl say lmtr' 4 '. (Abdullah bn Vehb, e-Sfiti, Ahmed bn IJanbel, et-Tirmiii ve elBeyhalsrnin tercih ettikleri gr de budur. 4. Rvi, eyhe hadis okudu unu bilir, fakat sonradan, bu okumann bakalarnn huzurunda m, yoksa yalnz bana m okuduunda pheye derse, rivayet esnas nda alberan tabirini kullanr; nk aslolan rvinin bizzat okumas dr. Ba kalarnn vcdu veya ademi vcdu aphelidir. E er rvinin phesi, byle bir toplulukta kendisinin mi yoksa bakasnn m okumasyle hadis ald zerinde vukubulursa, bu phede aslolan kendisinin okumad dr. El-Burkni, bu gibi hallerde Icara'na (ula fulnin ibaresini kullanmtr. nk bu ibare, bakasnn okuduu zamanlarda da kullan lan bir tabirdir' 42.
elKifdye, s. 297; esSuyiiti, Tedrib, s. 245. 137. Bkz. 138. Bkz. esSuyiiti, Tedrib, s. 245. EtTabAvi bu konuda bir de diz telif etmi tir. 139. Ayn yer. s. 123; esSuyftti, TedrVb, s. 246. 140. Bkz. mu'lhadis, s. 126; esSuyiiti, Tedrib, s. 248-249. Keza bkz. 141. Bak. `Ulr s. 260. `Abdillah, Mdrifet 142. Bkz. Tedrib, s. 249.

Eb

44

5. ./.(ra'at esnas nda okunanx dinlemek vazifesini zerine alan eyhin, veya orada haz r bulunan sami'ndan birinin ba ka bir eyle megul olmas ve mesela yaz yazmas halinde, hadis ahz nn sahih olup olmad baz imamlar aras nda ihtilaf konusu olmu tur. Ibrahim elEb l Ahmed bn <Adi, Eb l shak el-Isferayini ve di er baz imamlar, byle bir hadis al snn mutlak surette sahih olmadm, buna mukabil Masa bn Harln ve dierleri ise mutlaka sahih oldu unu ileri srmlerdir143 . Fakat burada mhim olan mesele, ibnu's- alah'n da i aret etti i gibi, kra'at esnas nda baka bir ile megul olan ahsn kra'at olunan anlayp anlamamasdr. E er anlarsa hadis ahz sahih olur; anlamazsa tabiat yle bu al sahih kabul olunmaz. Bu konuda ed-Darakutnrye atfen baz misaller zikredilebilir: Bir ahs, hadislerini ed-Darakutnrye arzederken ed-Darakutni namaza durmu . .R-ira'at esnasnda bir hadisin isnadnda Nuseyr bn Zu'lk ismi gemi ; fakat ah s ismi Buseyr olarak okumu . Ed-Darakutni, hataya tashih iin namazda "subhane'llah" demi ; br bu sefer ismi Yuseyr diye okumu . Ed-Darakutni namazda "nn vel-kalem" yetini okuma a balay nca, br, ismin ba harfinin "nrn" olduunu anlam ve hatasna dzeltmi ' 44. Yine ed-Darakutni ile ilgili bir baka habere gre, bir ahs, onun nafile namaza durdu u bir srada <Amr bn ucayb ismini cAmr bn Sacid olarak okumu ; ed-Darakutni "subhane'llah" diyerek . , fakat ahs yine bn Sacid deyince, eyh, hatysiemk namazda ya u<ayb e- altuke te'muruke ayetini okumu 145 . 6. u<be ibnu'l-Haccae, perde arkas nda bulunan eyhi ba langta grmeyi art ko mu olmakla beraber, umumiyetle, eyhin orada bulunduunu gvenilir bir kimsenin haber vermesinden sonra ona okumann sahih olduu kabul edilmi tir. AAIRIU'L-MaDIS - "Hadislerin en sahihi" manas na gelen bu tabir iin bkz: Asahhu'l-esanid. .AAHUU'L-ES "ANID - snadlarm en dorusu, en kuvvetlisi ve ok tercih edileni manas na gelen bu tabir, hadislerin, kabul artlarn hiz isnadlar aras nda yaptklar tercihe dellet etmek zere kullaml= mtr. Bir hadis hakknda "bu hadis sahibtir" denildi i zaman, bu szden saz ve illetten ani, adil ve zab t olan ravilerden mte ekkil muttasl bir isnadla rivayet edilmi hadis anlalr. Bununla beraber, ilaan
143. Ayn eser, s. 251. 144. Ayn eser, s. 252. 145. Ayn yer.

45

rvilerin de hata yapmas veya baz eyler unutmas ihtimali dolaysyle bu shhat kesin de ildir. Keza bir hadis hakknda gayri sahih veya zayftr, denilirse, sahih olan hadiste aranan adalet, zabt, z ve illetten ri olmak artlaryle, ittisalde kusur ve noksanl k bulunan hadisler anlalr; ancak bu zayflk, yalan syliyenlerin bazan do ruyu syliyebilecekleri ve ok hata yapanlar n da bazan hatadan slim olarak hadis nakledebilecekleri ihtimaline binen, zay f denilen hadislerin yalan olmas kesin de ildir. Sahih ve zayf hadisler hakk ndaki bu aklamadan anla ldna gre, shhat ve zay flk, hadislerin isnadlar itibariyledir. Yani isnad, mezkr artlar cemeden bir hadis umumiyetle sahih, bu artlardan birinde veya baz snda grlen herhangi bir kusur veya noksanl k dolaysyle de hadis zayf olur. Ancak, rvilerin gerek adalet ve gerekse zabt ynnden birbirlerinden farkl derecelerde olmalar , isnadlarn, hem shhat ve hem de zayflk bakmndan birbirinden farkl mertebelerde mtalaa edilmeleri neticesini do urmutur. Bu demektir ki, baz isndlar, dier bazlarna nisbetle akv ve esahtrlar. Bununla beraber, bir isnd iinde yer alan btn rvilerin teker teker en yksek kabul artlarn haiz olmalar ve bu hususiyei in, di er isndlara nisbeten tesbiti imkan dahilinde grlmedi inden, bir isnd hakk nda sylenen "isnadlarm en sahihi" veya "isnadlar n en kuvvetlisi ve en mreccah " hkm, tam bir kat'iyet ifade etmez. Bu hkm, hadisilerin kendi nazarlarnda daha sahih ve daha kuvvetli olan isndlar hasebiyle de iir Bilhassa, bir lkede daha fazla yayg n olan isndlar, o lke hadisileri arasnda daha muteber addedildi i halde, baka lkelerdeki hadisiler nazarnda o derece tutulmazlar. Mesela Veki< ibnulCerrab'a Hin bn ( Uva can eblhi `an Mal bn Humeyd eani'lKesim <an 'A.'i e ve Sufyan can Ibrahim cani'lEsved <an `A'i e isnadlarndan hangisini tercih etti i sorulduu zaman, "beldemiz ehli ile hibirini msavi tutmayz" cevabn vermitir; fakat, bu haberin ravilerinden olan A lmed bn Sacid edDarimi, Hi am bn cUrve <an Ebihi <an <71.'i e isnadm tercih etmitir-146. Usal kitaplarnda, isnadlarm en sahihi olarak ileri srlm eitli grler yer almtr. Bunlardan baz lar yledir: Ahmed bn Ilanbel ve shak bn Ralraye mezhebinde olanlara gre en doru ve en kuvvetli isnd: EzZuhri <an Salim can Ebihi <Abdillah. <Ali ibnu'lMedini: ve elFilas mezhebinde olanlara gre en do ru
146. EsSuyf41, Tedrib, s. 31.

46

ve en kuvvetli isnd: Muhammed tbn Sirin, Can <Abide esSelmni can bn Ebi Bazlarna gre: Suleyman elA`me can ibrhim enNahaci can cAlkame bn Rays can cAbdillah bn Mescd'tur. Mehur mam elBuhari en sahih isnad n Malik can Nafi` can bn `mer olduunu sylemi , `AbdulRahir etTemimi ise, bu isnad n bana e aficryi ekliyerek e Safici can Malik can Nafi` can bn `mer isnadm , isnadlarm en stn kabul etmi tir147 . Hadisilerin ittifak yle Malik'in rvileri aras nda e aficiden daha kuvvetlisi yoktur. Muteahhrndan baz hadisiler ayn isnda Ahmed bn Hanbel'i de eklemek suretiyle te ekkl eden Ahmed cani' afici can Malik isnadm "altn zincir" (silsiletu'zZeheb) olarak tavsif etmi lerdir. Ne var ki bu isndla yalnz drt hadis rivayet edilmi ve bu hadislerden yalnz biri, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde yer almtr. Bunun d nda baka hadisin nerede rivayet edildi i bilinmemektedir as. isnadlarm en kuvvetlisi veya en sahihi sznn bir sahabiye veya muayyen bil beldeye tahsis edildi i de grlr ve mesela "Eb Bekr e ddik'm isnadlarmn en sahibi bn Ebi Halid can Rays bn Ebi Hazim can Ebi Bekr isnad dr" denir. Bunun gibi, `mer ibnu'lHattab'm isnadlarmn en sahihi ezZuhri can Salim <an Ebihi can ceddihi yahut tbn klazm'e gre ezZuhri, can Salim can cOmer dir" 9. Beldelere tahsis edilen en sahih isndlara gelince, Mekkelilerin Sufya'n bn cUyeyne can 'Arar bn Dinar can Cabir; Yemenlilerin Macmer can Hemmam can Ebi Hurayra; M srhlarn elleys bn Sac(' can yezid bn Ebi Habib can EbilHayr can <Ukbe bn c "imir; Horasanhlarm seyn bn Vakd can (Abdillah bn Bureyde can Ebihi; amllarn elEvzaci can Hassa!). bn `Apyye can e ababe isnadlar dr". En sahih isnadlar zerinde hadis. imamlar ihtilaf ettikleri iin"' ortaya pek ok e itli isnd kmtr. Bunlarn hepsini burada ayr ayr zikretme e lzum grlmemi , ancak baz rnekler verilmi tir. AAHHU'LKUTUB Ihtiva ettikleri hadisler bak mndan "kitaplarn en sahihi" manas nda kullanlan bu tabirle elBuh,ari'nin el147. Ibnu'sSal5h, `Ulumu'/badis., e. 12; esSuyati, Tedrib, 32. 148. EsSuyti, Tedrib, s. 33. Bu isnadla gelen hadis iin bkz. Ahmed bn Hanbel, Musned, II. 109. 149. Bkz. Mdrifet s. 55; esSuyiiti, Tedrib, s. 36. 150. ElHakim, Mdrifet s. 56; esSuyiiti, Tedrib, s. 37. 151. Ehakim, Mdrifet `ulami'lhadis, e. 53.

4,7

Cdmicus ablb'i kasdedilmitir. mam enNevevi, Muslim'e yazd erhin mukaddimesinde bu konuya temas ederek yle der: "Ulem, Kur'n Kerimden sonra a allu'lkutubun elBubiri. ve Muslim'in Sattil;'leri olduunda ittifak etmi lerdir. Sonra, bu iki kitab n da en sahihi, gerek ihtiva etti i fevaidin ve gerekse a k veya kapal maarifin oklu u dolaysyle elBut k-rnin kitab dr. Bizzat kendi itirafiyle de sbit olmutur ki, Muslim, elBut ri'den istifade etmi ve onun, hadis ilminde naziri olmadn sylemitir. Zaten elBuls rrnin kitabn, dierine tercih ediimiz bundandr. Hadisin es arma vkf olanlarn ekseriyyeti de bu gre shiptir. Bununla beraber, Eb elI-Juseyn bn enNeysbri, Muslim'in kitab nn daha sahih oldu unu sylemi , baz Marib eyhleri de ona muvafakat etmi lerse de, do ru olan gr ilkidir. Eb Bekr elMedlarinde keza elBuljrryi tercih etmi , Eb cAbdirralyman enNesn ise, btn kitaplar aras nda elBuljlrnin kitabndan stn olmadm sylemitir". "ElButri, sahih hadislerden seerek meyana getirdi i kitab zerinde 16 sene alm ve onun tertip ve tanzimiyle u ramtr". "Muslim'in, c4ib'indeki uslne gre mdancan isndlar, semictu ile mevsl hkmndedir. Bu isndlarda iki rvi her ne kadar muas r olsalar bile, hazan bunlarn birbirleriyle bulu tuklar kat'yetle tesbit edilememektedir. Halbuki elBuljri, bu e it isndlarda, iki rvinin lika' tesbit edilemedike onlar n mevsl olduklarna hkmetmemi tir. te bu usldr ki, elBub' rnin kitab n dierine stn klmtr. Bununla beraber Muslim de byle bir usle cevaz verdi i iin aleyhine hkmolunamaz. nk o, bir hadisin mteaddit isndlarm vermek suretiyle dier zr ortadan kaldrmtr. Keza yaln z Muslim'e has bir usl daha vardr ve faydas ynnden byk bir de er ta r. Bu da, her hadisi mevz'una gre belirli bir yere koymas , o hadisin, uygun grd eitli isncllarm ve muhtelif lafalann seip biraraya getirmesi ve bu suretle hadisin e itli ynlerden tetkikini ara trc iin kolaylatrm olmasdr. Halbuki elBul-Jri, hadisin bu e itli ynlerini, kitabnn muhtelif ve birbirinden farkl bblar nda ve hatt biroklar m da ilgisi olmad zanmna varlan bblarda zikretmi tir. Bu bakmdan bir hadisin eitli turukunu biraraya getirmek ara trc iin bir hayli glemitir" 152. EsSuyti, elBuhri'nin tercih sebeplerini bir ka madde halinde sralamtr. Buna gre:
152. Bkz. enNevevl, erhu ahlhi Muslim, I. 9-10.

48

1. ElBurrnin, kendilerinden hadis almakla teferrd etti i kimselerin says 430-440 kadardr. Bunlarn arasnda yalnz 80 rvi hakknda zayf olduklar gr ileri srlmtr. Muslim'in teferrd etti i rviler ise, 620 dir ve 160 hakknda zayf olduklar ileri srlmtr. phesiz, gvenilir (sika) kimselerden hadis nakletmek, haklarnda ileri srlen zafiyet ne derece hafif olursa olsun bu gibi kimselerden hadis almaktan evldr. 2. ElBukrI, kendilerinden hadis nakletmekle teferrd etti i ve haklarnda da zayf olduklar sylenen kimselerden fazla say da hadis almamtr. Yazl birer nsha olmakla beraber, zay f olarak bilinen hadislerden yalnz (Ikrime'nin bn `.Abbs'tan ald msesn, dier nshalara hi iltifat etmemi tir. Halbuki Muslim, Ebu'zZubeyr'in Chir bn `Abdillah'tan"; Suheyl'in, babas ndan154 ; bn cAbdirrahman'm keza babas ndanl"; Hammd bn Seleme'nin bit'teni 56 gelnshar nn o unu kitabnda nakletmitir. 3. Muslim, yukarda enNevevi'nin ibaresinde de grd mz mdadan isndlarda, ricali muas r olduu zaman, birbirleriyle bulu tuklar kat' yetle tesbit edilemese bile ittisal ile hkmetmi tir. El153. Sebebi C5bir bn `Abdillah'n tercemsi iin bkz. bn Hacer, el-st Hazreti Peygamberin be, ashab arasnda fazla hadis rivayet etmekle hret kazananlardan biri olan C5bir'in bir de hadis sahifesi oldu u bilinmektedir. Bu sahife t hifet Ctibir adyle tannmtr. Bir ok hadisi gibi Ebu'z-Zubeyr de bu sahifeyi rivayet etmi tir. Nitekim tbn EbI Witim, bu konuda yle der: "Suleymn Ibn Kays tarafndan yazlar sahife, onun vefatndan sonra ilesinin yamnda kalmtr. Ebu'z-Zubeyr, Eb Sufyiin ve a`bi, dinlemiler ve ondan hadis rivayet etmi lerdir; fakat rivayet ettikleri hadislerin o u bu sahifedendir. Keza Katrde de ayn sahifeden rivayet etmitir" (Kitbu'l-Cerh ve't-tddil, II. 1, 136). C5bir'in ad geen sahifesi hakknda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis Tarihi, s. 48-51. 154. Suheyl Ibn Ebi lih tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, `iikl, IL 243-244; Ibn Hacer, TehzEb, IV. 263-264. Suheyl, Eb Hureyre'nin hadislerini babas Eb 551ih vastasyle rivayet ediyordu. Ez-Zehebrnin i aret etti ine gre, elinde babas ndan gelen nshalar da bulunmakta idi.
,

155. El-'.A.15' bn `Abdirralman tbn Ya`kilb el-Medeni de babas ndan yazl hadis rivayet edenlerdendir. Ibn Kuteybe'nin Mtilik'ten naklen bildirdi ine gre, "el-`Alr'm elinde bir sahife vard. Bir kimse bu sahifeden hadis yazmak istedi i zaman el-`..k15', ya hepsini yazars n, yahut hi yazmazs n, derdi. Bu sahife Medine'de me hurdur" (bkz. el-Ma`iirif, s. 215). Tercemesi iin bkz. ez-Zehebt, `tidl, III. 102-103; bn Hacer, Tehx1b, VIII. 186-187. 156. Hammild tbn Seleme (. 167), Ahmed bn Hanberin ifadesine gre, bit Ibn Eslem el-Bungni (O. 123) yi en iyi bilenlerdendir. Ayn zamanda hadisleri ilk tasnif edenlerden biri olmas dolaysyle bit'ten gelen bir nshaya sahip olmas tabiidir. Hamm5d'm tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 202-203; Miznu'l-ictiddl, I. 590-595; Ibn Hacer, Tehxib, III. 11-16. ahit bn Eslem el-BuniinPnin tercemesi iin bkz. Tezkire, I. 125; MIznu'l-i`tidlil, I. 362; Tehz1b, II. 2-4.

49

1345.11 ise, ittisal sabit olmad ka byle hadisleri nakletmemi tir. Ancak zikretti i bbla dorudan do ruya ilgisi olmayan hadisleri o bb iinde nakletmesi, bir ba ka yerde mdadan olarak nakletti i isndlardaki rvilerin, eyhleini iittiklerini gstermek iindir. 4. ElButrri'nin, kendilerinden hadis nakliyle infirad etti i zayf rvilerin o u kendi eyhlerindendir. ElBuhar onlara mlki olmu , onlarla ayn meclislerde bulunmu , hallerini renmi ve hadislerine muttali olmu tur. Halbuki Muslim'in teferrd etti i kimselerin o u, kendi asrna tekaddm eden, tabi'tin ve sonraki tabakalara mensup kimselerdir. phesiz, bir hadisi, kendi eyhlerinin hadislerini asr na tekaddm eden devirlerde mlki olmad kimselerin hadislerinden daha iyi bilir. 5. ElBultri, birinci tabakadan h fz ve itkan derecesinde olanlar n hadisleriyle, bunu takip eden tabakadan uzun zaman miilzemeti bilinen gvendii kimselerin muttasl hadisle ini ta(111c olarak nakletmi tir. Halbuki Muslim, elI-Dzimnin de beyan etti i gibi'", bu tabakadan asl olan hadisleri almtr. 6. ElButrl ve Muslim'in tenkit edilmelerine yol aan hadisler, toplam olarak 210 kadardr. Bunun yalnz 80 civarnda olan elBuhrTde yer almtr. phesiz, daha az tenkit edileni, ok tenkit edilene tercih olunur'". te yukarda zikredilen bu alt maddelik sebepler dolay syle elBubirrnin kitab , Muslim'in kitab ndan stn addedilmi ve ona cecri/lu'lutub vasf tlak olunmutur. Bununla beraber, yukar da enNevevi'nin ibaresinde geti i zere, elHakim Eb (Abdillah "yer yznde Muslim'in kitab ndan daha sahih bir kitap yoktur" demi tir. ibnu'sallft'a gre, e er, gerek elWkim'in bu sznden ve gerekse ona tabi olarak Muslim'i elBubii i'ye tercih eden baz Marib eyhlerinin bu e it gr lerinden maksat, Muslim'in sahih olmayan hadisleri di erleriyle kartrmad ve elBuljr'de olduu gibi, mukaddimesinden sonra yaln z sahih hadisleri yine di erlerine kartrmadan kitab nda serdetti i ifade edilmekse, bunda bir
157. Bkz. esSuyti, Tedrib, e. 42. Elklzimi Zeynu'dDin Eb Bekr Muhammed Un Ms, 584 senesinde vefat etmi tir. E1-11azimi, bata elBuVri ve Muslim olmak zere Elii Dvd, etTirmizi ve enNesTnin, kitaplar n tesnif ederken gznnde bulundurduklar art lar inceleyen kk bir risale yazm ve bu risaleye uriitu'lE'imneti'lljamse adn vermi tir. EsSuytrnin atfen iaret etti i husus, bu risaledeki gr leriyle ilgilidir. 158. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 42.

50

beis yoktur. Fakat maksat, kitab nn, sahih olmas ynnden e i ve benzeri bulunmad n ileri srmekse, bu iddia shibine iade olunur" 9. bn Hacer elHakim'in yukar da mezkar sz hakknda daha farkl bir izah vermitir. Ona gre elHakim, bu sz ile, Muslim'in kitabnn, elButa'rPnin kitabndan daha sahih oldu unu tasrih etmemi ; sadece, Muslim'in kitabndan daha sahih bir kitab n mevcudiyetini nefyetmitir. Burada nefyolunan, s hhat ynnden Muslim'in kitab na denk olan bir kitapta, onu di erinden stn klacak "ef`al" (e abh gibi) vezninin getirdi i ziyade shhattir; yoksa elHakim'in sz, iki kitap arasndaki denklii nefyetmemi tir. Keza baz Marib eylerinden naklolunan Muslim'in, abilm'lBubri'ye stnl ile ilgili grler, Muslim'deki hadislerin tertip ve tanzimi cihetindendir; s hhat ynnden de ildir; ve esasen hi kimse bunun s hhat ynnden oldu unu aklamam tr. E er byle bir a klama bulunsayd, vciduna ahit olanlar onu reddederlerdi. Buna ra men elBut arrnin shhatinin, zerine kaim oldu u sfatlar, Muslim'inkinden daha mkemmel ve daha sa lam, artlar brnkinden daha kuvvetlidir. ttisal cihetinden keza elBul arrnin, rvilerin bir defa bile olsa birbirleriyle likalarnn sbit olmas n art ko mas da onun stnl n icabettirir. Halbuki Muslim, onlar n sadece a da olmalar ile iktifa etmi tir. Oysa rvi, hadis ald kimseye bir defa bile mlki olsa, bu, onun rivayetlerinde o kimseden hadis i itmedii ihtimalini do urmaz. Byle bir ihtimal olsa bile, -ayinin mdellis olduuna hkmedilir ki, konumuzla ilgili deildir.
,

ElBultarrnin zabt ve adalet cihetinden stnl ne gelince, Muslim'in, haklarnda dedikodu yaplan ricali, elButtarrnin, haklar nda dedikodu yaplan ricalinden say ca daha oktur. Bununla beraber elBut ri, Muslim'in hilafna, bu gibi kimselerden fazla hadis almam , daha ziyade yakndan tand eyhlerinden almtr. ElBuhar'', saz ve llet ynnden ele al nrsa, tenkide u rayan hadisleri, Muslim'de bu ynden tenkide u rayan hadislerden daha azd r. te zikrolunan bu cihetlerden ve uleman n ittifakyle el-Buhar'', gerek ilimler ve gerekse hadis san'at bakmndan Muslim'den daha stn ve daha bilgilidir. Muslim onun tilmizidir 6.
159. Bkz. `LIWmu'l hadis, s. 14-15.

.160. Bkz. bn Hacer, Nthbetu'l fiker erhi, s. 37.

51

A g31.13 (Bkz.: ald)i).

A UABU'L-B DA( - (Bkz.: Ehlu'lbida").


A HABU'LHADIS Sahabe devrinin veya Hicri birinci asr n sonlarna doru, Sa'id bnu'lMuseyyib, bn ilab ezZuhri, brahim enNabaci, e a'bi ve 'Allame gibi bir ok ilim adamnn yetitii ve ikinci asrda onlar takiben gelen Malik bn Enes, Yahya bn Satid, Sufyan bn cliyeyne ve Sufyan esSevri, ube, elEvza'i gibi bir ok imamn ya ad sralarda ve bunlar takip eden nesillerde uleman n ou re'ye dalmay, re'yle fetva vermeyi veya hkm istinbat nda bulunmay ho karlamyorlar, bunu kerih gryorlard. Bunlarn en byk megalesini, Hazreti Peygamberin hadislerini toplamak ve rivayet etmek te kil ediyordu. Sahabeden nakledilen haberler aras nda grlerini teyid edecek deliller de bulunuyordu. Mesela 'Abdullah bn Mes'ld, kendisine bir mesele hakknda sual soran ahsa "ben, Allah' n size haram kld eyi halal klmay, veya halal kld eyi haram klmay kerih gryorum" demiti. Mu'az bn Cebel, bir defas nda halka hitap ederek "ey insanlar, henz gelmemi olan belay gelmesi iin shratlendirmeyiniz. Mslmanlar aras nda sorulanlara hemen cevap verenler var" demi ; buna benzer haberler `mer, ',A11, bn 'Abbas ve bn Mes'ad'tan da rivayet edilmi tir. 'Abdullah bn `mer, Cabir bn Zeyd'e u tavsiyede bulunmutur: "Sen Basra fakihlerindensin. Kur'n ve Sunnetten ba ka bir eyle fetva verme; e er bunun aksini yaparsan hem kendini ve hem de mslmanlar helk edersin" Ebu'nNw anlat r: Eba Seleme Ba ra'ya geldii zaman elHasan elBa ri ile birlikte onun yanna gittik. ElHasan'a dedi ki: Burada, seninle kar la mam, beni, baka birisiyle karlamaktan daha ok memnun etti. Zira rendiime gre sen, re'yinle fetva veriyormu sun. Kitap ve Sunnet olduka re'yinle fetva vermel", islamiyetin, aslna uygun bir ekilde korunmas gayesine mal uf olarak mslmanlar aras nda bu grn daha bidayetten itibaren tutunmas, mslmanlar, Islam lkelerinde ilk kaynak olan sahabe ile birlikte yaylm hadisleri toplama a, sahife ve kitaplarda cemetme e itmitir. Bu suretle hummal bir kitabet ve istinsah devri ba lam, rivayetle me gul olan hemen herkesin elinde bir hadis sahifesi veya ki; tabi, yahutta bir nsha bulunmas det haline gelmi tir. Herhangi bir lkede hadis rivayetiyle hret kazanm bir imamn bulunduu haberi, dier lkelerde yerle mi olan hadisiler tarafndan renilir
161. Bu haberler iin bkz.
Sunen, I. 58-59.

52

renilmez, o imamn lkesine, ondan hadis i itmek iin aknlar balam ; bu suretle H,caz am, (Irak, Msr, Yemen, Horasan gibi lkeler, hadis toplamak maksad yle daima ziyaret edilen lkelerden olmutur. Bu seyahatlar n neticesi, her bir hadisinin elinde, daha nce hi kimsenin biraraya getiremedi i binlerce hadis toplanm ; hazan bir hadisin yzlerce ki i tarafndan iitilmesi ve ayn ekilde yine kalabalk kimselere rivayet edilmesi suretiyle o hadisin turuku o alm ve hadislerin hret veya garabet durumlar n tesbit etmek imkm hasl olmutur. Keza bir ok hadis imam, taraf ndan sahih olduklarna hkmedilen hadislerin de biraraya getirilmesi mmkn olmu ; ok defa Fkh ehli arasnda bilinmeyen bir ok hadis, hadisilerin bu gayretleri neticesinde, hkm istinbat nda fkhlarn istifadelerine haz r bir ekle getirilmitir. Nitekim mam eSafi(1, bu konuda Ahmed bn Hanbel'e u ricada bulunmu tur: "Siz sahih olan haberleri bizden daha iyi biliyorsunuz. Bunlar bize syleyiniz; Kilfi olsun, Ba ri olsun ve ami olsun; nerede ise gidip bu hadisleri alarm" 2.
,

Hadisin, ilk mslmanlar nazarnda kazand bu deer, aslnda, onun Kur'an! Kerimden sonra dinin ana kayna olmas cihetinden geliyordu. Onlar, herhangi bir mesele hakk nda Kur'ni bir hkm mevcutsa, o meselenin halli iin ba ka bir kaynak, veya Kur'n dnda baka bir hkm aramak lzumunu hissetmiyorlar ve bunu caiz de grmyorlard . E er Kur'nda bulunan hkm, muhtelif ynlere gtrlebilen bir man ta yorsa, hadis veya sunnete bak yorlar ve Hazreti Peygamber taraf ndan tercih edilen manay kabul ediyorlard. Nitekim bu tatbikat, baz hadisilerin "sunnet, Kur'n zerinde hkm veren bir vasfa sahiptir" sznde en a k ifadesini bulmutur ki, bununla sunnetin, Kur'n yetlerinin do ru olarak anla labilmesini sa layan bir tefsir mahiyetinde oldu unu anlatmak istemi lerdir'". Kur'm Kerimde ne a k ve ne de muhtelif ynlere gtrlebilen manda her hangi bir hkm bulamadklar zaman yine Hazreti Peygamberin sunnetine bakm lar ve mkillerini onunla halletmi lerdir. E er bir meselede, onu halledecek bir hadis de bulamamlarsa, sahabe ve tabiLnun tatbikatna bakmlar ve bunlar aras nda huccet olabilecek sz ve fiilleri tercih etmi lerdir. Dnyevi meselelerde ve dinle do rudan doruya ilgisi olmayan ve daha nceki nesillerde tatbikat, da bulunmayan davram larda, yine Kur'n ve Hadislerin ima ve i aretlerini ara trmlar, zaruri olarak ba 162. Bkz. Ebu'l-1-Juseyn bn Yalk Tabald tu'lIlant bile, I. 282. 163. Bkz. Ibu `AbdilBerr, CWmi` beyni'l 'lm, II. 191. Keza bkz. edDarimi, Sunen, I. 145.

53

vurduklar re'yle ictihadlar nda yine bu iki kayna n havas iinde kalmaa almlardr. Dini ve bilhassa itikadi konularda ise, bu iki kaynak dnda hibir gr e, hibir re'y ve ictihada iltifat etmemi lerdir. nk, inanlarna gre, Allah, insanlar karanhktan nra, dalletten hidayete karmak ve slm dinini dier btn dinlere stn k lmak iin Hazreti Mulammed'i bir eli olarak gndermi ; onunla birlikte, insanlarn ihtilf ettikleri meselelerde aralar n bulmak ve adaletle hkmetmek iin bir de Kitap indirmi ve insanlara dini ve dnyevi anlamazlklarnda bu Kitapla. Peygamberin sunnetine ba vurmalarm, bu iki kaynan altnda mkillerini halletmelerini emretmi tir. Ayrca Kitabnda, Peygamberi vas tasyle gnderdi i dini ikmal ettiini ve insanlar zerindeki nimetini tamamlad m aka beyan buyurmu tur"4 . O halde dini ve itikadi konularda bir insana ln n olacak bilgi, tam olarak bu iki kaynakta mevcuttur ve mslmanlar n bunun dnda bilip renmekle, veya iman ve itikad etmekle mkellef olduklar hibir husus yoktur. te yukar dan beri a klamaa altmz bu gr ler, kendilerini hadise hasretmi , slam dininin bu ikinci mhim kayna n her trl tayir ve tahriften korumay gaye edinmi ve bu maksatla hadis usl ve fr'l'una ait kaideler vazederek onu slm'n en erefli ilimlerinden biri haline getirmi olan bir mslman grubunun gr leridir ki, slam tarihinde bu gr lere ship olanlara a hbu'l-hadis (hadis ashab veya hadis ehli) denilmitir. AL -A l, lugatta temel, esas, dayanak mnas ndadr. Kaide ve delil manlarnda da kullanlmtr. Cem'i u ii/ gelir. Hadisiler aras nda, bu manya uygun olarak, hadis rivayet eden rvinin, veya eyhin, hadis'erini toplam olduu kitabna denir ki, rivayet esnas nda hfzasnn destek ve dayana n te kil eder. eyh bu kitab byk bir dikkat ve titizlikle yazar ve muhafaza eder; rivayet esnas nda yannda bulundurur. eyhin hadislerini istinsah etmi , veya sernc esnas nda yazm olan bir rvinin, nshas n eyhe arzetmeden veya eyhin al ile mukabele etmeden o nshadan rivayeti ciz olmazl". Bir eyhin a/ndan aynen istinsah edilmi bir baka kitaba o a hn nshas denirse de, muhtelif eyhlerden derlenerek meydana getirilmi bir kitap, onun shibine ait bir al olur. cAERE MUBE ERE - Hazreti Peygamber taraf ndan cennetle teb ir olunan on sahabiye el-tA aratu'l-Mube ere ad verilmitir.
164. Ma'ide stiresi, 4. 165. Bkz. esSuytk Tedrit, s. 294.

54

Ahmed bn Hanbel, Musned'inde `Abdurrahman bn `Avf tarikyle Hazreti Peygamberden nakletti i bir hadiste, bu on sahabiyi yle sralamtr: Ebn Bekr, cOmer, (Ali, (Osman, Tallya, ezZubeyr, <Abdurrahman bn (Avf, Sa(c1 bn Ebi Vakkas, Sacid bn Zeyd Ibn (Amr bn Nufeyl, Eb `Ubeyde ibnu'lCerrat 66. Bununla beraber hadisin baz rivayetlerinde onuncu sahabi a ka belirtilmemi tir. Mesela yine Musned'te Sacid bn Zeyd'ten gelen e itli rivayetlerde, Eb `Ubeyde ibnu'lCerral 'm ismine rastlanmaz. Buna karlk, bu rivayetlerde Hazreti Peygamber nce kendisini, sonra da dokuz sahabi ismini zikrederek cennetle mjdelenen on ki iyi belirlemitir 167. Yine Sacid bn Zeyd'in bir rivayetinde, bu sahabi, Hazreti Peygamberden sonra sekiz sahabi ismi zikretmi , fakat onuncu sahabinin ismini vermek yerine, "dileseydim onuncuyu da isimlendirirdim" demekle yetinmitir. Onuncu sahabinin kendisi oldu una phe yoktur. Zira ayn hadisin Eb Dav fd'da yer alan bir rivayetinde u ziyade grlmektedir: "... Dileseydim onuncuyu da isimlendirirdim. Ona sordular: Kim o? Said bn Zeyd sustu. Tekrar sordular: Kim o? Bunun zerine u cevab verdi: Said bn Zeyd"8. (AZIZ <Aziz, lugatta "bir adam aziz ve erif olmak ve bir kimse zelil iken kaviy ve zikudret olmak" manas nadrl". Hadis istlahnda ise, <Aziz, bir hadisin garib iken bir ba ka ynden rivayet edilmek suretiyle kuvvet kazanmas ve aziz olmasdr. Mesela ezZuhri, veya Katada gibi me hur hadis imamlarndan birinin rivayeti, onlardan rivayet eden bir tek raviye inhisar eder, ba ka ravi bulunmazsa, bu rivayet garib olur. Bir ba ka ifade ile, bir hadis, ezZuhri ve benzeri imamlardan birinden yaln z bir ravi vas tasyle rivayet edilirse, daha sonraki nesillerde hadisin turuku o alm olsa bile bu hadise garib denir. Hadisin tek bir raviye inhisar etti i tabakadan bir ba ka ravi ayn hadisi yine o imam dan rivayet ederse, o 'ana kadar garib olarak bilinen hadis, ikinci ravinin rivayetiyle kuvvet kazanr ve aziz olur. Buna gre azizi, herhangi bir tabakada yaln z iki ravi tarafndan rivayet edilen hadisler olarak tarif etmek daha do ru olur. Bununla beraber bnu's all, garib olan bir hadisi, iki veya ki i rivayet ederse aziz olur, demek suretiyle, ki inin teferrdn de azizin tarifine sokmu bulunmaktadir". Halbuki bn 1,IEacer'e gre bir hadis, herhangi bir tabakada
166. Bkz. Ad geen eser, I. 193. 167. Hadis iin bkz. Ahmed Ibn Hanbel, Musned (Ahmed M. akir neri, Msr 1369/ 1950), I. 110-111. 168. Eb Drviid, Sunen, II. 516. 169. Bkz. Kamus tereemesi, II. 823; bn Maniiir, Lisa'nu'l`Arab, V. 374. 170. Bkz. s. 243.

55

yalnz bir kii tarafndan rivayet edilirse o hadis garib, iki ki i tarafndan rivayet edilirse aziz ad n alr"'. bn 11bban'n ifadesinden veya baz kimselerin ileri srdkleri grlere onun verdi i cevaptan, azizi, btn tabakalarda yaln z iki kiinin iki kiiden rivayetleri olarak tarif edenlerin bulundu u anlalmakta ve bn 11bban "iki kiinin iki kiiden rivayeti asla bulunmaz" demek suretiyle, byle bir aziz e idini reddetmektedir; yahutta bn Hbban, azizin tarifi bahis konusu oldu u zaman, bu tariften, her tabakada yalnz iki kiinin yalnz iki kiiden rivayet etti i hadis mana= anlamaktadrm. bn Hacer, bn 1.1bban'n bu anlayna iaretle yle der: " bn 1.1bban, iki kiinin iki ki iden rivayeti asla bulunmaz demek suretiyle btn tabakalarda yaln z iki kiinin yalnz iki kiiden rivayetini kasdediyorsa, bu do rudur; gerekten bu e it bir rivayet bulmak hemen hemen imkans z gibidir. Fakat tecviz etti i aziz ekli, iki kiiden az olmayan kimselerin iki ki iden az olmayan kimselerden rivayet etmeleri suretiyle mevcuttur. Bunun misali eyban (el-Bubari ve Muslim) n Enes'ten ve el-Bubarrnin Eb Hurayra'dan rivayet ettikleri u hadistir: "Ben iinizden birine anas ndan babasndan ve ocuundan daha sevgili olmad ka o, iman etmi saylmaz"'". Bu hadisi, Enes'ten Ratade ve cAbdu'l-`Aziz bn uheyb; R.atade'den ube ve Sacid; (Abdu'l-cAzli'den smacil bn cUleyye ve (Abdu'l-Varis; ve bunlarn her birinden de, says ikinin stnde birer cemaat rivayet etmitir"'".

Hz.Peysamber Enes Katnde I Sa d


---

Ebil/Hurayra
i

be ube Cemiaat

ti rCemaat

Wipidu'l-5AzIz I ismatIl Wbduel-Varis I Cemaat Cemaat

emada da grld gibi, zikri geen hadis, ilk tabakada bir imamdan yalnz iki ravi vastasyle rivayet edilmi se de, nc tabakadan sonra turuku o alm ve her birinden birer cemaat taraf ndan rivayet edilmi tir. Bu hadis azizin bir rne idir.
171. 172. 173. 174. Bkz. Nubbetu'lfiker erhi, s. 26. Bkz. esSuyrtti, Tedrib, s. 375. ahiti, I. 9; Muslim, ahiti, I. 67 (hadis No. 69, 70). Hadis iin bkz. bn Hacer, N4betu'lfiker erhi, s. 28.

56

B BEDEL - Bedel, uluvv-i nisbinin ksmlarndan birisidir. Bilindi i gibi hadis, isnad ynnden ya ti, ya da nzil olur. Hadisin ali olmas, onu en son nakleden raviye gre, ya kendisiyle Hazreti Peygamber arasnda az sayda ravi bulunmas itibariyledir; ya da me hur hadis ,mamlarndan veya Kutub-i Sitte musanmflar ndan birine nisbetledir. Birincisine, yani Hazreti Peygambere varan isnadta ravi say s az olan hadise uluvv-i mutlak, dierine de uluvv-i nisbi denirm. Ite bedel, zikretti imiz bu uluvv-i nisbinin ksmlarndan biridir. Bedel, mesela el-Bubarrnin kitab nda bulunan bir hadisin, elBub.arrnin eyhine muvafakatla onun eyhinden, ba ka bir isnadla rivayet edilmesidir ki e er bu hadis el-Bub.ari ve eyhi tarih ile rivayet edilmi olsayd , ravi says daha ok olacakt . Bunu bir misalle yle aklayabiliriz: El-Bubari. kitab nda Msa bn smail vastasyle Hemmam'dan bir hadis rivayet etmi tir. Hemmam bu hadisi shak bn <Abdillah'tan, slak Enes'ten, Enes de Hazreti Peygamberden alm tr.

Hz .Peyramber

Hemm:,.ra Ravi
-

Rz

r-

el-B ri Rvi

Rgyi

Rvi
Biz
175. Daha geni bilgi iin bkz.

57

emada grld gibi, biz bu hadisi elBulari ve eyhi Masa. tarikyle Hemmiim'dan rivayet edecek olursak, bizimle Hemmam arasnda d t rvi bulundu u halde, Mfisa tarik yle de il de, mesela onun arkada olan bir bakas vastasyle Hemmam'a varan bir isnadla rivayet etsek, bizimle Hemmam aras nda daha az rvi bulunacak. te bizim bu ikinci rivayetimiz uluvvi nisbinin bedel dediimiz ksmn tekil eder; nk bu rivayet lidir, elBuls arrnin eyhi tarikyle yaptmz rivayet ise nzildir. Ali rivayetin bedel olmas da, elBut arrnin eyhini baka bir eyle ibdU etmemiz dolayslyledir'". BEYAN Beyan, mcmel ve gayri mfesser olan bir eyin tavzih ve tefsiridir ki buna dellet denildii gibi, baz lar da onun delil olduunu sylemi lerdir. Bu itibarla lugatta brte'ey'u bey(inen denildii zaman, ittezalm (tavazzuh etti), tebeyyene (tebeyyn etti) manalar anla lr. E afiq'ye gre beyan, delil veya delletten daha umumi bir manya sahip olup, usl ve frfrun manalar n cemeden bir isimdir". Hadis stlahlar ynnden beyan n aklanmas , sunnet veya hadisin, islam eriatn n beyan olarak, Allah Ta'aln n Hazreti Peygambere bah etti i bir minha olu u itibariyledir. nk bu husus, Kur'am Kerimde a ka belirtilmitir: "Ve enzelna ileyke'zzikra litubeyyine li'nnasi m nuzzile ileyhim le(allehum yetefekkeran" (Biz sana zikr'i indirdik ki, kendilerine gnderileni halka a klayasn; belki onlar da ibaha gelip d n ler) 1'S. "Ve ma enzelna taleykelKitabe illa litubeyyine fihi huden ve raluneten likavmin yu'minfin" (Biz sana Kitab' , halka ihtilafa d tkleri eylerde a klayasn diye inanan kavimler iin hidayet ve rahmet olarak indirdik) 1 ". Bu iki ayette a ka grld gibi Allah Ta'ala, a k bir nass ile Hazreti Peygambere, Kur'an]. Kelimin beyan n bah etmi , Kur'an' Kerimi ona a klamas iin, yani onda mcmel olarak gelen usl erh etmesi iin gndermi tir. Buna gre Hazreti Peygamberin rasullk grevi, kendisine indirilen Kitab sadece halka ula t rp tebli etmek deildir; Allah Ta'ala ona, ayn zamanda bu Kitab n beyann , erh ve
176. `Ulavvi Nisbi'nin di er e itleri iin bkz. 177. Bkz. e 8B`1, erRistle, s. 21. 178. Natl sresi, 44. 179. Ayn sre, 64.

58

izahn bah etmi , onu bu ile grevlendirmi tir. Nitekim baz haberlerden rendi imize gre, Hazreti Peygambere Kurn Kerlinden bir yet nzil oldu u zaman, arkas ndan, Kur'ndan olmayan ve gayri metluv diye tabir edilen bir ba ka vahiy de ilk vahyi tavzih ve tefsir etmek zere gnderilmi t ir . ElE vz (rnin IJass bn ,14yye' den ri vayet etti i bir haber bu hususu yle aklamtr: "Cibril Hazreti Peygambere vahiy getirdi i zaman, o vahyi tefsir eden bir de sunnet getiriyordu,, 80 . Kur'n Kerimde yer alan ve Hazreti Peygamberin kendi nefsinden ve hevas ndan konu madn , fakat konu tuu her eyin vahye mstenid oldu unu ifade eden yet de, sunnet veya hadisin nemini aklamak bakm ndan zerinde ayrca durulmas gereken bir manya sahiptir. Bu yetin meali yledir: - "(Peygamber) hevadan konu maz; onun konumas, sadece kendisine gnderilen bir vahiydir"i". Buna gre, eriat n beyan olmak zere Hazreti Peygamberden sadr olan her eye itaat, btn mslmanlar n zerine vcibtir; nk o, Allah'n Kurn Kerimde murad etti i eylerin mbeyyin ve mfessiridir ve bu husus, yukar da zikrolunan iki yetin a k ifadesinden kolayca anla lmaktadr. Di er taraftan Hazreti Peygambere itaat n vcbu, Kur'nn apak emirlerine de istinad eder. Misal olmak zere u bir ka yet mealini zikredebiliriz: "De ki: Allah'a ve Rasle itaat edin. E er bundan yz evirecek olursanz (bilesiniz ki) Allah kfirleri sevmez'" 82 . "Allah'a ve Rasle itaat edin; belki rahmet olunursunuz"" 3 . "Kim Rasle itaat ederse Allah'a itaat emi olur" 184 .
180. bn 'Abdi'l-Berr, Ciimi`beyrni'l clm, II. 191. El-Evz"a% bu habere istinaden yle demitir: "Kitap, sunnete, sunnetin Kitab'a oldu undan daha fazla muhtat r", Bu, u demektir ki, sunnet Kitab tefsir ve tavzih eder; fakat sunnetin Kitapla tefsir ve tavzihi sz konusu deildir. Buna benzer baka bir haber Yahy bn Ebi Keir'den nakledilmi tir "Sunnet, Kitap zerine hkm verebilecek bir vasfa sahiptir. Fakat Kitab n sunnet zerinde byle bir vasf yoktur". Ahmed bn Hanbel'e bu sz hakknda soruldu u zaman "bunu sylemee cesaret
-

edemem; fakat uras muhakkaktr ki, sunnet Kur'n tefsir ve tavzih eder" demi tir. Bu haber iin bkz. bn `Abdi'l-berr, ad geen eser, II. 191. 181. Necm sresi, 3. 182. 71.1-4 gnriin sresi, 32. 183. Ayn sre, 132. 184. Nis'4' sresi, 80.

59

Kur'm Kerim btn delilleriyle dinin ashd r; bunda hibir mslmann ek ve phesi yoktur. Ancak Kitapta gelen ahkam n o u kllidir, cz'i de ildir; icmalidir, tafsili de ildir. Bununla beraber Allah Ta'ala, bunlar n insanlara beyan n Hazreti Peygambere bah etmi , o da vahiy yolu ile mcmelini beyan, m kilini tavzih etmi , yine kendisine gnderilen vahye istinaden, her ne kadar bu vahiy Kur'nda yer alan metluv vahiylerden olmasa bile ahkm vazetmi tir. Buna gre Kur'n Kerimin sunnet ile beyan eitli ynlerden olur: 1. Beyan bazan Kur'n nass na muvafk -olur. Bu takdirde sunnet, Kur'an teyid ve tekid eden bir manya sahiptir. Mesela Kur'an]. Kerim'de namaza haz rlanan bir kimsenin yapaca ilk ile ilgili olarak u emir gelmitir: "Ey iman edenler, namaza kalkt nz zaman yznz ve dirseklere kadar ellerinizi y kayn; banz meshedin ve ayaklarnz topuklarla birlikte ykayn""5 . Kur'an bu yetle unu aklamt r ki, abdest bozan bir kimse, namaz k lmaya kalkt zaman abdest azalarn ykamak, yani abdest almak zorundad r. ElBulsarrnin Eb Hurayra vastasyle nakletti i bir hadisten rendi imize gre, Hazreti Peygamberin bu ayeti beyan , Kur'n nass na muvaf k olarak varid olmutur. Peygamberimiz bu konuda yle buyurmu tur: "Abdest bozan bir kimse yeniden abdest almad ka namaz kabul olunmaz" 186 . 2. Sunnet, bazan Kur'm Kerimde mcmel olarak gelen yetleri beyan etmitir. Namaz, oru, zeka-t, hacc, alm satm, nikh, talk ve dier meselelerle ilgili olarak pek ok mcmel ayet nazil olmu , daha dorusu Allah Ta'ala bunlar n tafsil ve tavzihini yapmam , bunu Hazreti Peygamberin beyan na brakmtr. Mesela Kur'an! Kerimde "namaz klm" (al~u' alat) emriyle birlikte "namazlar ve bilhassa orta namaz muhafaza edin" 187, "gne domadan ve batmadan nce Rabbin hamd ile tesbih et"'" gibi mcmel ayetler gelmi , fakat klnmas emrolunan bu namazlar n vakitleri, rek'at adetleri ve ne ekilde k hnacaklar aka belirtilmemi tir. Bununla beraber Hazreti Peygamber, yine Allah'n kendisine bah ettii gayri metluv vahiy ile bunlar beyan etmi , ayrca mslmanlara "benim k ldm gibi khnz" 189 demek
185. M8'ide sresi. 6. 186. Bkz. ahiti, I. 43. 187. Bakara sresi, 238. 188. Kaf sresi, 39. 189. ElBulArI,

ahiti, I. 155.

60

suretiyle namazn eda eklini, db ve erkan n gstermitir. Keza Kurn Kerimde zekt verilmesiyle ilgili emirler bulunmakla beraber, hangi maldan ne miktar zekt verilece i hususu belirtilmemi tir. Sunnet mcmel olarak gelen zekt yetlerini beyan etmi tir. 3. Sunnet, m manas nda gelen ayeti tahsisle beyan eder. Mesela verasetle ilgili olarak gelen bir ayette "Allah, ocuklar nz hakknda erkek evlad iin, iki kadn hissesi kadar (miras) emreder" 9, denilmi, Hazreti Peygamber ise, "biz enbiyalar miras b rakmaya. Brakt mz ey sadakadr'"91 ve "katil varis olmaz' 192 hadisleriyle m hkmnde gelen ayeti tahsis ederek Peygamberlerin miras b rakmayacaklar n , katillerin de mirasa haklar olmadklarn beyan etmitir.
.

4. Sunnet, Kur'an! Kerimin mutlak n takyid ile beyan eder. Mesela "kadn olsun erkek olsun, h rszlarn ellerinin kesilmesini"'" emreden ayet, elden kesilmesi gereken k sm takyid etmemi tir. Halbuki "yed" (el) kelimesi umumiyetle avutan ba layarak dirse e kadar uzanan ksma tlak olunur. Ancak Hazreti Peygamber kendisine getirilen bir hrszn elini bileinden kesmek suretiyle ayeti beyan etmi tir194. Zikretmi olduumuz bu misaller, sunnetin Kur'n Kerimin beyan olmak bakmndan nemini aklamaa yeterlidir. BID'AT Lugatta bid'at, bir eye balamak, onu ihdas etmek, ina eylemek man:asma gelir. Bedeca'ey'e denildi i zaman ene'ehu (onu in a etti) ve bede'ehu (ona balad) manas anlalr. Bidcat, hadis olan eydir. Istlahta, dinin ikmalinden sonra ihdas olunan ve dine izafe edilen eye denilmi tir. bnu'sSekit'in tarifine gre her muhdes (ihdas olunan ey) bidcattr' 95 . (Omer Ibnu'ltlattab, Ramazan aylar nda k lnan teravih namaz hakknda ni<meti'lbidcatu hil;ihi (bu ne gzel bid'attr) demi tir. Buna gre bid(at iki ksma ayrmak gerekir. Birincisi hidayete gtren bid'at; ikincisi ise, dallete gtren bidcatt r. Ilki, Allah'n ve Rasalnn emir ve te vik ettikleri eylerdir ki vlme e layktr; nitekim Hazreti `mer teravih namaz hakknda "bu ne gzel bir bid'at" demitir. Dieri ise, Allah'n ve Rasalnn emir ve te vik
190. Nisa' sreso, 11. 191. El-BuVrI, SalAt, IV. 209-210; Muslim, Sa4111, III. 1379 vd. 192. Et-Tirmizi, Sunen, (fer'iz 17) IV. 425; Ibn 11,Uce, Sunen, (diyfit 14), II. 143. 193. Wide sresi, 38. 194. Bkz. Ez-Zeyldi, Na bdr-r7ye, III. 370. 195. Bkz. ibn Manzr Lisiinu'l-`Arab, VIII. 5.
,

61

ettikleri eylerin hilafna olan ilerdir; bu da ktlenme e ve inkar edilmee layk olur. vlmee layk olan bid'at, Hazreti Peygamberin bir hadisinde de belirtti i gibi, insana sevab kazand rr. Bu hadisinde Hazreti Peygamber yle buyurmutur: " yi bir eyi veya yolu sunnet ittihaz eden kimse, onun ve onunla amel eden kimselerin ecr ve sevab na nail olur" 196 . Ktlenmee ve inkr edilme e layk olan bidtat ise, yine Hazreti Peygamberin hadisinde grld gibi sahibine gnah kazand m. Hazreti Peygamber, yukar da zikrettiimiz hadisin devammda yle buyurmutur: "Kt bir eyi veya yolu sunnet ittihaz eden kimse, onun ve onunla amel eden kimselerin gnah n yklenir". Hazreti <Omer'in teravih namaz hakknda syledii "bu 'ne gzel bir bidat" sz ile, vlm olan ve bu namaz ikame edene sevab kazandran bir sunnet kasdedilmi tir. Ancak bu sunnet, Hazreti Peygamberin sunnetlerinden de ildir. Zira Hazreti Peygamber, teravih namazm baz geceler lulm , sonra terketmi tir; halk devaml ve muntazam bir ekilde byle bir namaz iin toplamam tr. Hatta Eb Bekr devrinde de muntazam bir teravih namaz klnmamtr. Ancak cOmer ibnu'lIJatt'b halk bu namaza davet etmi ve bu sebepledir ki teravih namaz hakknda "ne gzel bir bid<at" tabirini kullanm tr. Bu bakmdan Hazreti tOmer'in "bidcat" olarak vas flandrd bu namaz, asl nda bir sunnettir ve Hazreti Peygamberin "benim ve benden sonraki Hulafai Raidinin sunnetine uymamz sizin iin lzumludur" buna aka dellet etmektedir. Ancak hadis stlahmda "bid<at" kelimesinin dine ayk r ve dolaysyle ktlenmeye lay k manlarda kullan ldna i aret etmek gerekir. Filhakika bu kelimeden treyen ve fail manasma sahip bulunan nubtedic veya mubtedi(a tabiri, dine ayk r olan yola sapm veya dallette kalm kimseler hakknda kullanlmtr. Nitekim ezZehebi, mubtedicadan veya bid<at ehlinden bahsederken yle demi tir: "(Osman' n hilafeti zaman nda zhir bir bid(at vukubulmamt . Fakat onun ldrlmesi zerine birbirine kar iki bid'at zuhur etti. Biri <All'yi tekfir eden havaric, dieri de onun imametini, smetini, yahut nubuvvetini ve uluhyyetini iddia eden rrtfigt (gulat i'a) bid'atlar idi"". Ez196. Hadis iin bkz. Muslim, Saidit, II. 705. 197. Hadisin tam metni iin bkz. Eb DSVd, 198. Daha geni bilgi iin bkz. Ehlu'l-Bida`.

Sunen,

II. 506; Ibn lfce,

Sunen,

I. 19.

62

Zehebrnin bu szlerinde de grld gibi, havaric, rafza veya gulat i'a ve benzeri frkalar hakknda bidat tabiri kullan lmtr. Bu frkalarn slam d davranlar ve inanlar dolaysyle dallet iinde kalm bir takm te ekkller olduu, mezhebler tarihine vak f herkes tarafndan bilinmektedir. B D'ATU'R RAVI Bid<atn, st lah olarak, ihdas edilmi din d ve dine muhalif, fakat dindenmi gibi gsterilmi bir takm inan ve davran lar olduu bilinmektedir199. Bu gibi inan ve davran lardan ve bunlara kendisini kapt rm kimselerden ekinmek, dinin selameti ve insan nefsinin hidayeti bak mndan zorunlu olmak gerekir. te bu sebepledir ki hadis ilminde bidatu'r nr vl, yani hadis rivayet eden kimsenin bidcata nisbet edilmesi ve onun bidat ehlinden say lmas, ta'n sebeplerinden biridir. nk rvi, sahip oldu u bidat sebebiyle ya mukefferdir; yani tekfir olunmu tur; zira onun sahip oldu u inan ve itikad, kfr gerektiren inan ve itikadlardand r; yahut ravi bu inan ve itikad dolaysyle tekfir olunmasa bile, fiska nisbet edilmi ve onun fasik oldu u sylenmitir. Bu iki halden birincisinde, yani ravinin itikad dolaysyle kfre nisbet edilmesi halinde, bu ravi hadisiler nazarnda makbul deildir ve onun rivayeti kabul edilmez. Bununla beraber baz hadisiler, bu ravinin, din d inanlarnun yaygnla mas ve herkes tarafndan benimsenmesi iin yalan sylemenin meru ve helal oldu una inananlardan olmad kesinlikle bilinirse, onun rivayetlerinin kabul edilebilece ini sylemi lerdir. Bununla beraber, uras da muhakkaktu ki, herhangi bir bidat sebebiyle her tekfir olunan ravinin reddedilmesi zorunlu de ildir; nk her grup, muhaliflerinin mubtedicadan oldu unu iddia eder ve ok defa da bu iddiasnda mbala al olur. Bu takdirde ortada tekfir olunmam hi kimse kalmaz. Bu sebeple, rivayeti reddolunacak bir ravinin, her eyden nce, dinde tevatr yolu ile sabit olmu ve zaruri olarak bilinmesi sa lanm bir ii inkar etmesi veya bunun aksine inanm olmas lazmdr. Bu evsafta olmayan ravinin, aksine, takvas ve sznde gvenilir olmas da bahis konusu ise, rivayetinin kabul iin hibir engel yok demektir.

E er ravi, bidat tekfiri gerektirmeyen kimselerden olursa, bu gibiler hakknda eitli grler ileri srlm tr. Bazlarna gre bunlarn rivayetleri mutlaka reddolunur; nk bid'at sahibindeh rivayet, mezhebinin propaganda edilmesine ve isminin yceltilmesine vesile olur. Bu sebeple mubteditadan hibir ey rivayet etmemek gerekir.
199. Bkz.

63

Bazlar, yalann helal oldu u inancna sahip olmayan mubtedicadan rivayeti kabul etmi ler; bazlar da, mubtedic, rivayetiyle kendi bid<at na daveti gaye edinmedike, ondan hadis rivayet edilebilece ini sylemilerdir; nk bidcata davet, onu vmekle gerekle ir; bu ise, vmeye mesned te kil edecek rivayetler vazc na veya baz rivayetlerin tahrifine yol aar. Hadisiler aras nda umumiyetle kabul edilen gr de budu 2.

200. bn Hacer, Nuhbett'lfiker erhi, e. 68-69. Keza bkz. Ehlu'lBida`.

64

C
CAH 'ALET Celil veya cahalet, lugatta, "umur mubhemede ilim olmakszn tekaddm" olarak tarif edilmi tir201 . Rgb'a gre cahaletin ekli vardr: 1. Nefis ilimden tamamiyle hali olur. 2. Bir ey, olduundan baka bir ekilde bilinir ve ona ylece itikad olunur. 3. Yahutta bir ey, yaplmas gereken eklin hilfma yap lr; bunu yapan ya itikad dolaysyle byle yapar ve bu itikad nda samimidir; yahutta fsiddir202. Maamafih cahalet hakk nda, "bilinmesi mmkn olabilecek ey hakkndaki bilginin olmamas" eklinde gelen tarifi kabul etmek, konumuz ynnden daha uygun grlmektedir. nk hadis stlahnda cahalet tabiri, bir rvinin cerh veya tadiline sebep olabilecek hallerinin bilinmemesi ynnden kullanlm olmaktadr. Ancak burada, u hususu belirtmek gerekir ki, cahalet lugat manmyle al nacak olursa, tacna layk olan kimsenin, cahalet vasfna sahip olan kimse, yani chilin olduu anlalr. Oysa zerinde durduumuz konu ile ilgili olduu zaman, cahalet, hadis rvisi hakknda cerh ve tadil ynnden hkm verecek olan hadis imamnn vasfdr ve bu imam n chili olduu husus da, hadis rvisinin hal ve me rebidir. Bu bakmdan imam hakknda cahaleti dolaysyle ta'n bahis konusu de ildir; aksine bahis konusu olan ta(n rvi hakk ndadr; yani rvinin bilinmemesi, cerh ve ta'dil ynnden mechill kalmas dr. Mechll olan rvi, mechiil kalm olmas dolaysyle tacna mstahak olur. Rvinin bilinmemesi, yani hadis imamlar arasnda mechl kalmas, balca iki sebebe dayan r. Birincisi, rvinin isim, knye, lakab, neseb gibi eitli ve pek ok sfatlar olduu halde bunlardan yaln z birisiyle tannm olmas ve rivayet isnad nda, bu tannm olduu isimden baka bir isimle zikredilmesidir. Rvinin kendi ismi olmakla beraber, me hur olmayan bir isminin kullan lmas, onun baka bir ahs olduu zannn uyandrr. Bu ise, hadis rivayetinde gven sa lam
,

201. Bkz. Tlc, VII. 268. 202. Ayn yer.

65

kimseleri arayan hadisilerin, bu ahs hakknda tam bir bilgi edinmelerine engel olur; rvi hadisiler aras nda mechal kal r veya hadisiler bu rvi hakk nda cahil olurlar. Mesela Muhammed Ibnu'sSa'ib bn Bir elKelbi, bazlar tarafndan ceddine nisbet edilerek Muhammed bn Bir diye isimlendirilmi ; bazlar ona liammad demiler; bazlar da, ya Ebu'nNazr, ya Eba Sacid, yahutta Eba am knyeleriyle onu belirtmi lerdir. Bu suretle asl nda tek bir ahsa dellet eden bu de iik isim ve knyeler sebebiyle ahsn ayr ayr kimseler olduu zannedilmi, iin asln bilmeyenler de, tabiat yle, bu ahs hakknda veya onun hadis rivayetindeki durumu hakk nda kesin bir hkm sahibi olamamlardr. Ravinin mechal kalmas nn ikinci sebebi, hadis rivayeti ynnden mulcd/ in'dan olmasdr. Mulc ll (o ulu muUlan) az hadis rivayet eden kimselere denir. Bunlar aras nda umumiyetle yalnz bir kiinin hadis ald kimseler vardr203 . Bu kimselerin isimleri ok defa isndda zikredilmekle beraber, hazan da zikredilmez ve mbhem b raklr. Mubhem braklan bu isimler yerine atberani fuldn, ahberani, eyhun, ah ,berani raculun, ahberani ba<;uhum, al berani, bn fulnin gibi urnumi tabirler kullan hr20i. Ravileri bilinmeyen hadisler umumiyetle hadis imamlar arasnda makbul addedilmemi tir. nk bir hadisin kabul edilebilmesi iin onun ravilerinde adalet ve zabt gibi baz artlar aran r; yani ravinin bu artlar cemeden aka kimselerden olmas lazmdr. Esasen hadisilerin bir rvi hakk ndaki cahaletleri de, bu rvinin adalet ve zabt ynnden durumlarna vakf olmamalarndan baka bir ey de ildir 205.

C LUIC- Cami', lugatta cemetmek (toplamak, biraraya getirmek),


manasnda kullanlan cem< kelimesinin fail vaznindeki ifadesidir. oulu cavanic gelir. Kelimenin "toplayan, bireraya getiren" manas nda olduu gznnde bulundurulursa, kullanld yerlere uygun manalar ihtiva etti i kolayca anla hr. Mesela byk halk kitlelerinin biraraya gelip topluca namaz k ldklar mescidlere cami denilmi tir; nk bu mescidler, byk bir kalabal ilerinde toplarlar. Kur'an' Kerime Cavarni<u'lKelim denilmitir. nk Allah Tacala az kelime ile pek ok manlar ifade eden yetlerini bu kitapta toplam tr. Hazreti Peygamberin Cavdmi(u'lKelim ile konumas, onun sfatlarmdan biridir; nk hadisleri az szle ok mana ifade eder. Bir hadiste u ibareler
203. Bu kimseler hakknda daha geni bilgi iin bkz. Vulunn. 204. Daha geni bilgi iin bkz. Mubhem.t. 205. Bkz. ibn Hacer, Nugetu'l-fiker erhi, s. 66.

66

yer almtr: "Dumn cavdmi` olmas mstehabtr". Yani dua iyi ve doru olan istekleri, yahut Allah'a hamd ve senay iinde toplad zaman mstecab olur. Niahayet, Allah Tacala hesap gn btn mahtkat toplad iin, esma-i husnasndan biri da CCmi(dir2". Bazlarm zikrettiimiz bu manlara uygun.olarak, hadis stlahnda cami' kelimesi, Hazreti Peygamberin de iik konulardaki hadislerini iinde toplayan byk kitaplar hakk nda da kullanlmtr. Ancak burada, btn hadis kitaplar na cami` adnn verilmediini de kaydetmek gerekir. Mesela el-Bubari, Muslim ve et-Tirmizrnin Kutub-i Sitte iinde yer alan eserlerine el-Cami` denildii halde, ayn guruba dahil Eb Davkl, en-Nesa'l ve bn Mace'nin eserlerine bu isim verilmemi tir O halde bu fark, kitaplar n ihtiva ettikleri konular ynnden ileri gelmektedir. Mesela el-Bubarrnin kitab n ele alacak olursak, onun, u konular iine aldn grrz: 1. Bed'ul-vahy, 2. Iman, 3. <Dm, 4. Vuz', 5. Gusl, 6. klayz, 7. Teyemmum, 8. aMt, 9. Mevakitu's-alat, 10. Ean, 11. Cumuca, 12. aMtu'l-ljavf, 13. alatul-clydeyn, 14. Vitr, 15. Istiska', 16. Kusf, 17. Suciidu'l-Kur'an, 18. Taksiru's-salat, 19. Teheccud, 20. ahit fi Mescidi Mekke, 21. <Amel fi's-salat, 22. Sehv, 23. Cen'iz, 24. Zekt, 25. Hace, 26. (1..Tmra, 27. Mubsar, 28. Cez'u's-sayd, 29. Feza'ilu'l-Medine, 30. avm, 31. alatu' t-teravib, 32. Fazlu leyleti'l-R.adr, 33. Ictikaf, 34. Buyfc, 35 Selem, 36. uf(a, 37. Icare, 38. 1Javalat, 39. Kefalet, 40. Vekalet, 41. liars ve muzarda. 42. urb, 43. Istikraz ve eda'u'd-duyn, 44. TJusiimat, 45. Lukata, 46. Meialim ve ga b, 47. erike, 48. Rehn, 49. clik, 50. Mukateb, 51, Hibe, 52. ehdt, 53. ulb, 54. urilt, 55. Yasaya, 56. Cihad ve siyer, 57. Farzu'l-bumus, 58. Cizye, 59. Bed'ul-halk, 60. Enbiy', 61. Menakb, 62. Feza'ilu asbabi'n-Nebiy, 63. Menakbu'l-ensa , 64. Maazi, 65. Tefsiru'l-Kur'an, 66. Feza'ilu' 1-Kur'an, 67. Nikah, 68. Ta14, 69. Nafakt, 70. Atcnne, 71. <A14a, 72. Zeba'ib, 73. Azabi, 74. E ribe, 75. Marza, 76. Tb, 77. Libs, 78. Edeb, 79. Istian, 80. Da`vat, 81. Rikk, 82. Kader, 83. Eymn ve nuzr, 84. Keffrt, 84. Fer' z, 86. 1.ludild, 87. Diyt, 88. istitabetu'lmurteddin, 89. 'kral, 90. 1.11yel, 91. Tachiru'r-ru'ya, 92. Fiten, 93. Ahkam, 94. Temenni, 95. Abbaru'l-ahad, 96. Ni an ve'sSunne, 97. Tevbid, El-Bubarrde yer alan bu 97 de iik konuya mukabil - ki bu konularn her biri "kitab" ismini al r; ayrca her kitab muhtelif say da
206. ibn Manznr, Lis5nu'1.-5.Arab, MIII. 54-55.

67

"bab" lara blnm tr - mesela Eb Davad es-Sieistanrnin eseri yalnz 40 "kitab" tan mte ekkildir. ki eser arasnda bir karlatrma yapmak iin, Eb Davd'un eserindeki blmleri de burada gstermek her halde faydal olur: 1. Taharet, 2. alat, 3. alatu'l-istisiFa', 4. alatu's-sefer, 5. Tetavvu', 6. ehru Ramazan, 7. Sucd, 8. Vitr, 9. Zeka- t, 10. Lu4ata, 11. Menasik, 12. Nikah, 13. Ta14, 14. avm, 15. Cihad, 16. icabu'l-azabi, 17. Vasaya, 18. Fera' z, 19. Harac, imara, fey', 20. Cen'iz, 21. Eyman, 22. Buye, 23. Alzye, 24. 'Dm, 25. E ribe, 26. Ateme, 27. Tb, 28. 'Atak, 29. Hurf ve Igra'at, 30. Hammam, 31. Libas, 32, Tereccul, 33. Hatem, 34. Fiten, 35. Mehdi, 36. Melalpm, 37. Hudd, 38. Diyat, 39. Sunne, 40. Edeb. Ccimie ad verilen hadis eserleri, hicretin ikinci asr ndan itibaren tasnif edilmee balanmlardr. Bunlarn ilk musannf Maemer bn Raid el-Ezdi (. 153) dir. Bu as rdaki dier musannflar Kebir ve el-Camieu'-agir adli iki eseriyle Sufyan es-Sevri (161), Rabie bn Habib el-B sri (. 170), 'Abdullah bn Vehb bn Muslim el-lura i (. 197) ve Sufyan bn `Uyeyne (. 198) dir. nc as rda ise, eAbdurrazzak bn Hemmam (. 211), el-Butari (. 256), Muslim tbnu'l-1:laccac el-Ku eyri (A. 261) ve eseri Sunen diye de adlandrlan et-Tirmizi (. 279) Cami' tasnif etmi lerdir. Daha sonraki devirlerde meydana getirilen Cmieler, umumiyetle kendilerinden nce telif olunan me hur eserlerdeki hadisleri bir kitapta toplamak gayesini gtm lerdir. lmul-Esir el-Cezeri (O. 606) nin Ccimi<u'l-u fl li-aladii'r-Rasa"7 , bn K eir (. 694) in Cdmicu'lmesenid2" i ve es-Suyfi i (. 911) nin el-Ctimicu'-agl209i ve el-Ccimicu'li bu cmleden olaKebir veya Cencu'l-Cevdmic rak zikredilebilir. EL-CAMeU'-AHII.1- Cmle ismini alan hadis eserleri aras nda sahih vasfm bihakkn kazanm iki byk kitap vardr ki, bunlara elCcimicu'-abib denilmitir. Bunlardan biri el-Bub.arrnin, di eri de Muslim'in attil.leridir. Her ikisi birden bahis konusu oldu u zaman abilein diye zikredilirler. Bu iki kitap aras nda tercih yapan hadis imamlar , el-Butkarrnin kitab na ncelik vermi lerdir. Bununla beraber Muslim207. 208. 209. 210. Haci Halife, Kefu'i-iunr n, I. 535. Ayn eser, I. 573. Ayn eser, I. 560. Ayn eser, I. 597.

68

in kitab iin daha sahih diyenler de olmu tur. Fakat Muslim'in stnl, hadisle inin elBuhrrnin hadislerine nisbetle daha sahih oluundan de il, belki tertibinin gzelli i dolaysyledir2". CAR kl Crih, "cerh" kelimesinin fil veznindeki kullanldr. Cerit, aada da aklanaca zere, bir ahsn adalet vasfn iskat ile ehadetini ibtal etmek veya rivayet etti i haberi rvinin vasfna istinaden kabul etmemektir. Buna gre c5Til , rvi hakknda bu hkm veren, veya verebilme salhiyetini kendinde bulan kimsedir. Dini korumak gayesiyle ahslar hakknda bu trl hkm verme ii, sahabe devrinde ba lam , bn 'Abbas, `UIA.de bnu' mit, ve Enes bn Malik gibi sahabiler ahslarla ilgili grlerini aklamaktan ekinmemi lerdir. Sahabeden sonra gelen tbi'n devrinde de e Sa(bi, Muhammed bn Sirin, Sacid bnu'lMuseyyib ayn ii grnlerdir. Ancak, bunlarn says, tabiatiyle kendilerinden sonrakilere nisbetle daha azdr. Zira aralarnda zayf olanlar, yani zerlerinde cerhe konu tekil edecek hal bulunanlar da azd r. Sahabenin bir ksmnn henz hayatta oluu, hadis rivayet edenlerin umumiyetle sahabeden hadis almalar ve nihayet devrin Hazreti Peygamber devrine yak nl, hadis rivayetinde zayfln azlndaki balca sebeplerdir. Fakat Hicri ikinci asrn balangc ndan itibaren, gerek adalet ve gerekse zabt ynlerinden zayf kimseler treme e, hadisle hibir ilgisi olmad halde, burunlarn hadis meselelerine sokan ve hadisleri irsal eden veya mevkflar merf yapan rviler ortaya kmaa balamtr. Tbi'iln asrnn sonlarna doru, yani Hicri 150 seneleri civar nda elMme hadis rvileri hakknda konumaa ve bazlarn cerh, baz larn da tadil etme e balam ; bunu,hemen hemen yalnz ila (gvenilir) rvilerden hadis alan ube, Hi am edDustuv'i, Sufy l esSevri, bnulMcifin, 11amm.d bn Seleme, elLeys bn Said takip etmi ; daha sonraki tabakalardan da 'Abdullah bnu'lMul 'rek, Hueym, Elf sl 'k elFezri, elMa(ff bn (Imrn Bi r bnu'lMufazzal, Sufyn bn (Uyeyne, bn (Uleyye, (Abdullah bn Vehb, Veki( ibnu'lCerrah gelmitir. Bunlar aras nda bilhassa Yahya bn Sacid elKattan ve (Abdurrahman bn Mehdi cerh ve tadilleriyle byk hret kazanm, halk nazarnda, bunlarn cerhettikleri kimseler mecrh, tadil ettikleri kimseler de makbul olarak kabul edilmi lerdir. Herhangi bir rvi zerinde ihtilf etmeleri halinde, halk, kendi ictihad zere yine cerh ve tadil hususunda hret kazanm dier imamlara ba vurmulardr.
211. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Aabhul-Kutub.

69

Yukarda zikredilen isimlerden sonra ve onlar takip eden tabakalarda Yezid bn 1-brn, Elyr tAbdurrazzk ve Ebil <3.sm enNebil gelir ki, kendi zamanlar nda bilgilerine mracaat edilen cerh ulemasmdan addedilmi lerdir'' 2
.

Cerh, hadis ilminin en nemli konular ndan biri olduuna gre, crihte de aranmas gereken baz nemli artlarn bulunaca tabiidir. Bu artlarn banda, phesiz, rvilerin hallerini gerek mans yle bilmek ve onlar iyi deerlendirmek gelir. Ancak bu de erlendirmede, crihin adalet vasf nn en mhim rol oynayaca m da hatrdan karmamak gerekir. Zira adalet ynnden noksan olan bir crihin, herhangi bir rvi hakk ndaki hkmnde isabetli olabilece i pheden uzak deildir. Dier taraftan cerhte, gayenin tahakkuk edece i asgari hadte kalmak ve bu haddi tecavz etmemek, crihin dikkat etmesi gereken hususlardandr. Nitekim baz cerh ve tadil imamlar, "fulan kezzM (yalanc) tr" diyen dier baz meslektalarn ayplamlar ve "szn daha gzel kelimelerle syle; kezz5b deme; fakat hi olmazsa, hadisi hibir ey deil, de" diyerek tecavzkr bir dil kullanmamalar n tavsiye etmilerdir2". Muslim, alWinin mukaddimesinde Eyyfib esSabtiy rnin biz ahs hakknda "o, rakamlara ilveler yapar" dedi ini nakleder214. Bununla onun kizbi kasdetti i anlalmaktadr. ElBut:iirrnin, rvilerin cerhinde takip etti i usl de budur. Mecbur kalmad ka herhangi bir kimse hakknda "fuMn kezzMun" (fuln kezzbt r) veya "fuln" vazzun" (fuln hadis vazedicidir) ibarelerini kullanmam , fakat ok defa "munkeru'lhadis", "seketil (anhu", "fihi naiarun", "terekhu", "kezzebelf fulan", "ramhu fuMnun bi'lkezib" gibi ibareleri tercih etmitir 215 . Hadis ricaline tahsis etti i etTetrIf u'lKebir adl kitabn kaydederek "onda halk gybetten baka bir ey yok" diyenlere kar elBul 'ari, "biz bunlar rivayet yolu ile ald k; yoksa kendimizden bir ey sylemedik" cevab n vermitir'''. Yalya bn Sa<id elKati li n ise, kendisine "senin bu ktledi in kimselerin, kyamet gn kar na hasm olarak kmalarndan korkmuyor musun?" diyen bir kimseye unlar sylemitir: "Bunlarn hasm
212. 213. 214. 215. 216. Bkz. elCeznrl, Tevelhu'nnazar, s. 212. Ayn eser, s. 117. Bkz. ad geen eser, I. 21. ElCeznri, Tevelhu'nnazar, s. 117. Ayn yer.

70

olarak kmalar, hadislerini yalandan korumad m iin Hazreti Peygamberin has m olarak kar ma dikilmesinden evlad r"217. Hadis imamlarmn, hadis rivayet eden kimselerin hallerini bilmek zorunluluu, onlar rvilerin hallerini ara trmaa sevketmitir. Bu suretle renebildikleri hususlar , bakalarnn veya daha sonraki nesillerin de bilip renmeleri iin kitaplar tasnif etmi ler ve rvilerin e itli hallerini bu kitaplarda a k ak anlatmlardr. Hadis trihinde, rvilerin cerh ve tadiline ait bu kitaplar nemli bir yer i gal ederler2'. CERH Cerh, lugatta, yaralamak manas nda kullanlr Yaralamak fiili herhangi bir aletle olabilece i gibi dil ile de olur ve Kaniis tercemesinde denildi i gibi "bir kimseye kadh ve ta'n, ya etm ile zebandrazlk edip dilazar eylemek manas na istimal olunur ki cerahat sinandan e ed olur. Bu sebeple bir kimse bir kimseye sebb u etm ettii zaman cera4ahu denir" 219 . Bunun dnda cerh kelimesi, bir hakimin kizb ve fsk thmeti altnda bulunan bir ahidin adaletini, yani gvenilir olma vasfn iskat ile ehadetini reddetmesi manas nda da kullanlr ki bu mana ile kelime, biraz nce lugat manas nda grdmz sebbetmek, etmetmek v.s. gibi manalarm tamamiyle aksi bir mana kazanm olur. Zira sebb ve etmde (birisine svmek, kfretmekte), umumiyetle muhataba kar , hakl veya haks z, bir tecavz bulundu u halde, adaletin iskat ve ehadetin reddi meselesinde byle bir tecavz bahis konusut de ildir. Burada bahis konusu olan husus, muhatab n kzib ve fsik olmas, yahutta ehadetinin reddini gerektiren baz vasflarn bulunmas dolaysyle grlecek bir i in ona grdrlmemesi ve ondan saknlmasdr. Hadis stlahnda cerh bu manda kullan lmtr ve hadis ravisinin, rivayet etti i hadisin do ruluuna ehadetini redde mncer olabilecek adl, zabt vs. ynlerden sahip oldu u kusurlu vasflar dolaysyle reddedilmesi demektir. Hadis ilminin nemli konular ndan birini, hatta en nemlisini te kil eden cerh, Hazreti Peygamberin hadislerini, sahteleriyle kar maktan korumak, kar anlar' dierlerinden ayklamak gayesini gder. Yahya bn Ma<in'in syledi i gibi, hadisin aleti sadk (do ru) olmak, bielcat terketmek ve kebair (byk gnah) den saknmaktr220 . Keza Allah. Ta'ala adil olan n kabuln, fsik olann da reddini emretmi tir. O halde, adl olsun, fsk olsun, her ikisinin de btn ayrntlaryle aklanmas gerekir; ta ki, fsik ve kzib olan n ha217. Ayn yer. 218. Cerh ve ta`dil ile ilgili telifler hakk nda bk. ayn eser, s. 113 vd. 219". Kamus tercemesi, I. 866. 220. ElIjafib elBagdrdi, s. 101.

71

beri veya ehadeti, adil olann haber ve ehadetini buland rp bozmadan reddedilebilsin. O halde, cerh, bir hadis rvisinin kusurlu s fatlarm ortaya koymak, onun ehadetini reddetmek, yani rivayet etti i hadisin reddedilmesini salamaktr. Ancak burada, zerinde durulmas gereken baz nemli noktalar vardr. Bunlarn banda, rvinin cerhine gerekten sebep te kil edecek hallerin bulunmas ve herkesin, cerh ediyorum diye, diledi i kimseyi diledii ekilde ktlememesi gere inin bilinmesi gelir. nk yle haller vard r ki, bunlar, o unlu un nazarnda sahibinin cerhedilmesini gerektirecek ktlkler olmad halde, bazlar bunlar kt grrler ve bu hallere sahip olan kimseleri cerhederler, dolaysyle onlarn haksz yere ktlenmelerine sebep olurlar. Bundan dolaydr ki hadis imamlar, bir rvinin cerhedilmesi halinde, cerhe sebep te kil eden hallerin de a klanmasn art ko mulardr22. E afici, i aret etti imiz bu konuda ok iddet gsteren imamlardan saylr. Rivayet olundu una gre bir ahs, birisini cerheder. Kendisine cerh sebebi soruldu u zaman crih, cerh etti i ahs ayakta ierken grdn syler. Bunda cerhi gerektirecek ne oldu u sorulduu zaman, zerine ve elbisesine idrar s rayacan, sonra da bu halde namaz k lacam ifade eder. Crihe, o ahsi bu halde iken namaz kldn grp grmedii sorulunca da grmedi ini aklar. te bu ve buna benzer cerhler, tevile dayanan ve carihin cehaletine dellet eden manasz davranlardandr. Byle davranlardan hadisilefin zarar grmeTerini nlemek iin, cerh sebeplerinin a klanmas ve crihten cerhi gerektiren hallerin sorulmas gerekli grlmtr22 . Ebu'tTayyib Tahir bn cAbdillah'tan bu konu ile ilgili olarak u gr nakledilmitir: "Cerh, mufesser olmad ka kabul edilmez. Hadis ehlinin "fuln kimse zay ftr", "fuln kimse hibir ey de ildir" gibi szleri o kimselerin cerhini ve haberlerinin reddini gerektirecek szler deildir. Halkn, insan fsik yapan eyler hakkndaki gr birbirinden farkl olunca, cerh sebebinin a klanmas da zaruri olur; zira cari221. Bu konuda el-H4lb el-Ba cldr, Ebii Bekr Muhammed Ibnu't-Tayyib'ten u haberi nakletmitir: ehlinden olanlarn o u ,cerhi bilmeyen bir kimse cerhetti i zaman, bunun aklanmasn zaruri grm lerdir. Bununla beraber crih, ilmine gvenilen bir kimse ise, buna lzum grlmemi tir". E1-Hatib'in tercih etti i gr de budur. nk ilim ehlinden olan crihten cerh sebeplerini a klamas istendii zaman, bu, onun hakk nda bir su-i zann n bulunduuna dellet eder ve cerh etti i ahsn ahvalini bilmemekle itham edilmi olur. Bu ise, crihe olan itimada zt bir inan tekil eder. El-ljatib'in bu gr hakknda bkz. el-Kifye, s. 107-108. 222. Ayn eser, s. 108.

72

hin, f sk kabul ederek rviyi cerhetmesine yol aan sebep gerekten f sk mdr, de il midir? Bunun bilinmesi gerekir. K eza iki ki i, suyun pis olduuna ehadet etseler, suyu pisleten eyi veya pislenmesinin sebebini aklamadka ehadetleri kabul olunmaz; nk halk n suyu pisleten eyler hakkndaki gr eitlidir"223 . Bununla beraber bir ok hadis imam , hid veya muhaddisin, mubah saylan bir ok davrantan saknmasn yine de zorunlu grmlerdir. Mesela seyir iin yol kenar nda oturmak, yolda bir eyler yemek, rezilane sohbetlerde bulunmak, yol zerinde veya ayakta i emek, aka ve oyunlarda ifrata gitmek gibi davran larn, mrvvetin noksanlna dellet etti ini kabul etmi ler, her birinin adaleti iskat etti ine ve dolaysyle ehadetin reddini gerektirdi ine inanmlardr. Ancak, mubah olan bu gibi fiillerin yap lmas halinde, carih iin takip edilecek yol, bunlar yapan ahsn hadis rivayetindeki veya ehadetteki durumunu kontrol etmek ve yalan da irtikb edip etmedi ini aratrarak bu konuda kesin bir kanaata sahip olmakt r. E er bir ahsn yalandan iddetle kand anlalrsa, onun haberini veya ehadetini kabul etmekte bir beis yoktur. Fakat yalan kar snda kolaylk gsteren, yahut yalan bir haberi nakletmekten ekinmeyen bir kimse oldu una kanaat getirilirse, onun haberi al nmaz, ehadeti reddedilir Yukarda baz misallerini zikretti imiz haller, cerhe sebep te kil edip etmemeleri ynnden, hadis imamlar arasnda e itli ekilde tefsir edilmi ; her birinin gayesi hadisin s hhatini garanti altna almak olmusa da, takip ettikleri yol birbirinden farkl olmutur. Cerhi gerektiren di er baz haller zerinde ise, herhangi bir ihtilaf bahis konusu olmam, btn hadis imamlar , istisnasz, bu hallerden herhangi birine sahip olan kimseyi cerh ve haberini red etmekte tereddt gstermemi lerdir. Eb l Uatim bn kfibban'n da belirtti i gibi, hadis ilmiyle megul olan kimselerin, ravilerin cerhine taalluk eden halleri iyi bir ekilde bilmeleri gerekir224. Malik bn Enes de bir sznde bu hallerin ancak bir ksmn ve en nemlilerini toplayarak yle zikretmitir: "Drt grup kimseden ilim (hadis) alma; bunun d ndakilerden alabilirsin: 1. Herkesten daha ok hadis rivayet etmi olsalar bile, sefih olan ve sefahatini ilan eden kimselerden; 2. Hazreti Peygamberden rivayet etti i hadislerde kizb (yalanc lk) le itham olunmasalar bile, gnlk hayatlar nda
223. Ayn yer. 224. bn 1;lbln'n cerh ile ilgili grleri hakkmda bkz. Kittbu't tarih ve'l mecrltin, v. 18b.
-

73

yalan syledikleri sbit olan kimselerden; 3. Heva dilinden olan (bkz. Ehlu'lheva) ve halk da kendi hevasna davet eden kimselerden; 4. Ibadet ve faziletleriyle tan nm olsalar bile, ne rivayet ettiklerini bilmeyen kimselerden ilim alma" 225 . Malik bn Enes'in bu sznden anla lyor ki, sefahat, yalanclk, heva ehline mensubiyet ve ne rivayet etti ini bilmemek, cerhe sebep tekil eden en nemli hallerdendir. Bunun dnda dier baz haller daha vardr ki, bunlar da gznnde bulundurarak hepsini ayr ayr aklamak faydal olacaktr. 1 . Kizb (yalanclk): Hadis imamlarmn titizlikle zerinde durduklar cerh sebeplerinden biridir. Halk aras nda ve gnlk hayatnda yalan syledi i sabit olan kimseler cerhedilir ve haberleri kabul olunmaz. E er byle kimseler yalanc hktan tvbe eder ve bir daha yalana dnmezlerse o zaman rivayetlerini kabul etmek gerekir. Hazreti Peygamberin hadislerinde yalan syleyenler, ona yalan isnad edenler ve iitmedikleri hadisleri i itmi gibi ileri srenler ise, yalandan tvbe etseler bile, artk bunlardan hadis alnmaz. Bu gibileri hakk nda Ahmed bn 1.1anbel yle demiti': "Bir hadiste yalan syledi i tesbit edilen bir kimse, sonradan tvbe etse, onun tvbesi kendisiyle Allah aras ndadr. Fakat artk ondan ebediyyen hadis yaz lmaz "226. Rafi< bn E ras'tan buna benzer u haber nakledilmi tir: "Denilir ki yalancmn 'akbeti, doruluunun kabul edilmemesidir. Ben de derim ki: Bidcat ehlinden olan fasikn akbeti, iyi hallerinin zikredilmemesidir" 22'. Hadisi ebediyyen terkedilen kimseler hakk nda el-1-Jumeydi (Abdullah bnu'zZubeyr de unlar sylemitin: "Zamanna yetimedii kimseyi iittiini iddia ile ondan hadis rivayet eden kimse, yahutta zamanna yetimekle beraber i itmedii hadisleri i itmi gibi rivayet eden kimse ebediyen terkolunur" 228 . 2. Sefeh: Lugatta kt yarat l, cehalet ve hafiflik manlarma gelen sefeh, yukar da zikretti imiz Malik bn Enes'in bir sznden de anlald gibi ravinin cerhini ve hadisinin terkini gerektiren s fat225. Elljatib elBaddl, elKifdye, s. 116. 226. Ayn eser, s. 117. 227. Ayn yer. 228. Ayn eser, s. 118. Bu gibi rvilerin eerhine ve ebediyyen terkine sebep olan yalanc hk, tabiatiyle kasde mebni yalanc hktr. Bununla beraber "rivayetinde hata yapt n ve yalam kasdetmedi ini" syleyen kimseler iin durum de iir. Bunlarn gerekten yalam kasdetmedikleri anla lrsa tvbe etmelerinden sonra rivayetlerini alnmas mnkin olur. Cerhe sebep te kil eden yalanchk hakknda daha- geni bilgi iin bkz. Kizb.

74

lardan biridir. El-Llatib, Yahy bn Sald el-R.attln'dan yle bir haber nakleder: Yalya' der ki: en-Nazr bn Mutarrf229 tan iittim: "E er size rivayet etmediysem anam zniyedir" diyordu. Bu sebepten onun hadisini terketim230. El-R, atib, szne inand rmak iin anasnn zniye olduunu ileri sren en-Nazr bn Mutarrf adndaki ahsn bu szlerini, onun sefahatine rnek gstermi tir. Filhakika bu szdeki baya lk, Hazreti Peygamberin hadislerini renmek ve ba kalar na nakletmek iddiasnda bulunan kimseler iin tasavvuru imkns z bir haldir. Bu gibi kimselerin sefahatlarini dinlememek, onlardan hadis almaktan evld r. 3. Bidcat ve heva: Cerh sebeplerinden biri de, rvinin bidtat ve heva shibi olmas dr. Din d ve dine muhalif inan ve davran lar olan, bu inan ve davran lar dinden bir mesele imi gibi gstererek halk da bunlara davet eden kimseler, hakl olarak cerhedilmilerdir. nk bu gibi kimseler, inanlar na dini bir hviyet kazand rabilmek iin, onlar teyid eden hadisler uydurmaktan ekinmezler. Ancak, ba kalarn bidatlarma davet etmeyen ve yalan sylemeyi byk gnah sayan baz bid`at ehlinden olanlarn hadislerini ahp almamak hususunda deiik grler ileri srlmtr. Bu konuda ehlu'l-bida< ve ehlu'l-heva maddelerinde daha geni bilgi verilmitir. 4. htilt ve tegayyr: mrlerinin sonlar na doru, hfularnn zayflamas sebebiyle rivayet ettikleri hadisleri kar tranlarm, bir hadisin isnadn dier hadise, veya di er hadisin isnadn beriki hadise balayanlarm, Mlik'in hadisini dbe'den, uebe'nin hadisini SufyAmdan rivayet edenlerin halleri de hadis imamlar arasnda cerh sebebi olarak kabul edilmi ; bilhassa bu hastal k geldikten sonra rivayet edilen hadislerden iddetle kamlmtr. Hafzasm kaybeden ve bu yzden hatal hadis nakleden kimseler aras nda pek ok tannm hadisi vardr231 . 5. Rivayetleri aras nda z, munker ve garib hadislere fazla yer verenler: El-tlatib, bu gibi kimseleri kasdederek yle demektedir: Bu devirde hadis talebesinin o u, mehur hadisler yerine garibleri, ma'rf olanlar yerine munkerleri yazmak, cerhedilmi ve zayf olduklar belirlenmi olan kimselerin hatal ve yanl rivayetleri ile mehur olmak hevesinde... O derece ki, o unun nazarnda sahih, saknlan; sbit, karlp atlan hadislerden olmu . Btn bunlarn sebebi, rvi229. Bu ah'a hakkmda bkz. egZehebI, MizCnu'li `ticItl, IV. 263. Burada isim, tim Mitrak olarak verilmitir. 230. Bkz. s. 115. 231. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. titi14.

75

lerin hallerini bilmemeleri ve do ruyu yanltan, sahihi zayftan ayrt edecek bilgiden mahrum olmalar dr. Onlarn bu halleri, seleflerimizin ileri gelen muhaddislerinin hallerine ne kadar ayk rdr2". Garibi, kendisiyle amel olunmaz ve itimad edilmez bir hadis e idi olarak tarif eden Ahmed bn Hanbel de, elUatib'in gr n teyid edecek bir ekilde, gerek hadisin terkedildi ini ve garib hadislere tevecch gsterildi ini, halbuki bunlarda ok az "f kh" bulunduunu sylemitir 233 . az ve munker ise, gvenilir kimseler taraf ndan rivayet edilen bir hadise bu rvilerden birisi taraf ndan muhalif olarak nakledilen hadistir ki, bu rvinin zabt ve adalet ynnden derecesine gre, hadis, ya z, ya da munker olur. Binanaleyh, garib olsun, z veya munker olsun, rivayetlerinde bu e it hadislere yer veren, sahih hadisten ok bu eit hadisleri rivayet eden kimseler, hadis imamlar tarafndan cerh edilirler ve ivayetleri kabul olunmaz. 6. Rivayetlerinde fazla yanl lk yapanlar: Hadis rivayetinde yanllk, hadislerin do ruluunu yok eden en byk tehlikedir. Bu bakmdan hadis imamlar , devaml yanhlk yapanlar, kizb ile itham olunan kimselerle ayn derecede tutmu lardr. Nitekim <Abdurrahman bn Mehdl, bir sznde "yaln z kizb ile mttehem olan ve rivayetinde daima yanlhk yapan kimselerin hadisleri terkolunur" demi t ir234. yle bir sz nakledilmi tir: "Yalnz<Abdulahin'Mrektd drt grup insandan hadis yaz lmaz: Yanllk yapan ve yanlndan dnmeyen kimselerden; kezzb (yalanc ) olanlardan; halk bid'atna davet eden bidat shibi kimselerden; hadis h fzetmeyen, fakat hf zasndan rivayet eden kimselerden..." 235 . E ;Ifi`i ise, " ehadetinde fazla hata yapan kimselerin ehadetleri kabul olunmad gibi, hadisilerden ok hata yapanlar n da e er ellerinde sahili kitaplar yoksa hadisleri terkolunur" demi tir236. Bu haberlerin de dellet etti i gibi, hadis rivayetinde fazla hata yapmak, cerh sebeplerinden biri saylm ve bu ynden cerh edilenlerin hadisleri kabul olunmamtr. 7. Gaflet: ok defa cehalet ve d ncesizliin bir neticesi olarak tezahr eden gaflet, rvinin, kitab nda yapt bir hatay, bakalarnn
232. 233. 234. 235. 236. ElKiftye, s. 141. Aym yer. Ayn eser, s. 143 Ayn yer. Ayn eser, s. 236.

76

ikaz zerine dzeltme e kalk mas, fakat daha byk bir hata yaparak bnu ylece rivayet etmesidir. Bazan, ba kalarnn hatal tashihlerine kapl p kitaptakini terketmek ve hatal olan rivayet etmek de gafletin de iik bir rneidir. Bu gibi durumlarda hadisin mn ynnden de bozulduunu farkedemeyen rvi, hakl olarak hadis imamlar nn cerhinden kendisini kurtaramaz. 8. Telkin: Hafza ynnden zayf olan ve rivayet ettikleri hadisleri bilmeyen kimselerin maruz kald klar durumlardan birisidir. Bu gibi kimselere bazlar gelip "bunlar senin hadislerindir; bu hadisleri senden rivayet edelim mi?" diye sorduklar nda, kendi hadisleri olup olmadn bilmedikleri iin "peki, rivayet et" derler. Asl nda bu hadisler kendilerine ait olmayabilir ve kendilerini kar larndakilerin telkinine kaptrarak bu hadisleri onlara rivayet etmi olurlar. Bu e it telkine maruz kalanlar n hadisleri sahib olsa bile, ba kalarnn, onlardan aldklar hadisler aras na zayf ve hatt uydurma olanlar kar trmalar telkin yolu ile kolaylam olur. Bu sebepten telkin, ona maruz kalan ravinin terkini ve hadislerinin reddini gerektiren byk bir illet saylr. 9. Rivayet ettikleri hadislerin yalan oldu unu bilmeyenler: Hadis ehlinden olmayan ve hadis ilminin inceliklerini bilmeyen, bununla beraber, inan itikad ve ibadet ynnden "dini btn" kimselerin maruz kaldklar durumlardan biri de, cehaletleri dolay syle yalan sylemeleri, fakat bu sylediklerinin yalan oldu unu bilmemeleridir. Yezid bn Harun anlat r ve der ki: Vas t'da Enes bn Malik'ten hadis rivayet eden bir kimse vard. Bir gn bu ahsn, Enes'in hadislerini bir kitapta toplad haberi geldi. Ona gittik; bize kitab n gsterdi; fakat kitaptaki hadisler ureyk bn `Abdillah'n hadisleri idi. Ancak adam 1.uuldesenet Enes (Enes bize rivayet etti) diyerek hadisleri okuma a balamt bile. Ona, bu hadislerin ureyk'e ait oldu unu syledi imiz zaman "haklsnz" dedi ve arkas ndan laddeend Enes (an ureyk (Enes bize ureyk'ten rivayet etti) diyerek hadis nakletme e balad23 . 10. Grmedikleri ve hi kar lamadklar eyhlerden hadis nakledenler: Bu gibi kimseler ok defa ellerine geirdikleri ba kalarna ait kitaplardan rivayet ederler. Asl nda kitapta bulunan hadisler sahih olsa bile, kitap sahibini hi grmedikleri ve onlardan bu hadisleri i it237. bn Ijibbn, Kitrbu'ttarih ve'lmecrrbin, v. 22 b. ahsm, Enes bn Mlik'in sahabi olduunu ve ureyk'ten hadis nakletmesinin imkiinsiz bulundu unu dnemeyeeek kadar cahil olduu grlmektedir. ureyk bn `Abdillah enNalja`i 177 senesinde vefat etmi tir.

77

medikleri iin rivayet ettikleri hadislere gvenilemez. Bu durum, bu gibi kimselerin cerhini ve hadislerinin terkini gerektirir 238 . 11. Hayatta iken grp hadis i ittikleri eyhlerinden, hi i itmedikleri hadisleri de rivayet edenler: Bu gibi kimseler, bir eyhten bir miktar hadis i itirler; fakat eyhin vefat ndan sonra, daha nce ondan hi iitmedikleri hadisleri ya ba kalarndan iitmek, ya da kitaptan almak suretiyle rivayet ederler; fakat bu hadisleri rivayet ederken aradaki vastay kaldrrlar ve do rudan doruya eyhten iitmi gibi ona isnad ederler. Yalya bn Ma`in'in ifadesine gre byle kimseler yalancdrlar ve bu ynden cerhedilirler 239 . 12. Kitaplar kaybolduktan sonra ba kalarna ait kitaplardan rivayet edenler: Haf za ynnden zay f olan bu gibi kimseler, kitaplar ndan rivayet ettikleri zaman itimada ayan olurlar. Ancak, kitaplar kaybolduu zaman, hafzalarmdan rivayet edemezler ve kendi kitap larmn dier nshalarna bavururlar. ok defa hatal olan bu nshalar ise, ravinin hatal hadis nakletmesine ve dolay syle bu ynden cerhedilmesine sebep olurlar. 13. Hadislerine bakalar tarafndan yap lan ilavelerin farkna varmayanlar: Umumiyetle hadis ehlinden olmayan ve kitaplar ndaki hadisleri de hfzetmeyen bu kimseler, kitaplar na yaplan herhangi bir ilaveyi kendi hadisleri zannedip rivayet ederler. Bunlardan baz lar da ilaveden bahsedildi i zaman bunu kabul etmezler ve hata zerinde srar ederler. Bu kimseler, iman ynnden zay f olan kimselerdir ve bu yzden cerhedilirler 24. 14. Hadis rivayeti esnas nda lisanlarnda vaki olan hatay dzeltmekten kaanlar: Bunlar ilk anda hata yapt klarnn farknda deillerdir; fakat fark na vardklar zaman da bu hatay dzeltmezler ve hadis rivayetine devam ederler. Byle kimseler "kezzab" (yalanc ) saylrlar ve bu sebepten cerh edilirler 24'. 15. Grmedikleri eyhlerden hadis rivayet edenler: "Mudellis" denilen bu gibi kimseler "tedlis"in ok kt bir rivayet tarz olmas dolaysyle iddetli bir ekilde cerh edilmi lerdir. "Tedlis" maddesinde, bu kon zerinde ayrca durulmutur. Yukardan beri aklamaa altmz ve daha ziyade rivayet uslne taalluk eden bu haller, ravilerin belli ba l cerh sebeplerin238. 239. 240. 241. Ayn Ayn Ayn Ayn eser, v. 23a. eser, v. 24a. eser, v. 24b. eser, v. 25a.

78

dendir. Bunun d nda baka haller de bulunabilir ve bunlar da ravinin dini ve ahlaki durumlaryle ilgili olabilir. Mesela mu'min ve muslim grnen, fakat gayeleri mslmanlar aras na fitne ve fesad sokmak, slam'i ykp paralamak olan zndklar, elbette hadisleri reddedilen kimselerdir. Bunun gibi ahlaki seviyeleri d k olan kimseler de, bu ynden cerh edilerek rivayetleri terk olunur. Btn bunlar, Hazreti Peygamberin hadislerini her trl tahrif ve tashiften korumak iin al nan tedbirlerdendir. Burada, cerhle ilgili olarak zerinde durulmas gereken bir nokta daha vard r. Bu da, cerh ve tadilin bir ravi zerinde birle mesi halinde yaplacak ile ilgilidir. Yani bazlar tarafndan cerh edilen bir ravinin, dier bazlar tarafndan da tadil edilmesi, yani gvenilir oldu unun belirlenmesi halinde takip edilecek yol meselesidir. EsSuyti'nin ifadesine gre, bu gibi durumlarda cerh ne al nr; fkh ve usid alimlerinin ittifak ettikleri do ru gr budur'''. Eltlatib de bu konuda herhangi bir ihtilafn bulunmadna iaretle, esSuyiWi'den ok nceleri cerhin takdim olunacan belirtmitir243 . Wavinin gvenilir bir kimse olduunu ileri srenler sayca daha ok olsalar bile, hkm yine ek-ilde/in szlerine gre verilir. nk carih, yalnz kendisinin bildii bir duruma gre raviyi cerheder. Grihle, raviyi tadil eden kimse aras nda konu ile ilgili bir konumann getii farzedilirse, carihin, di erine yle diyece ini tahmin etmek g olmaz: "Senin raviyi tadiletmendeki sebepleri biliyorum. Yaln z bunlar olsa, onu ben de tadil eder ve onun gvenilir bir kimse oldu unu sylerdim. Fakat benim bildi im baz eyler daha var ki, bunlar ravinin cerhini gerektirir ve sen bunlar bilmiyorsun; e er bilseydin, sen de onu cerhederdin". Bu ifade kar snda, raviyi tadil eden kimsenin susmay tercih edece ine ve carihe tabi olaca na phe yoktur. Zayf bir gr olarak, raviyi tadil edenlerin oklu u halinde ravinin tadili ile ilgili haberlerin kuvvetlenece i, cerhle ilgili haberlerin ise zayflayaca , bu sebeple tadilin tercih edilece i ileri srlm se de, eltiatib bu gr reddetmi ve yle demitir: "Tadil edenlerin says ne kadar ok olursa olsun, bunlar n ravi hakkndaki szleri, carihlerin haber verdikleri hallerin yoklu una del'alet etmez. E er raviyi tadil edenler "biz ehadet ederiz ki, rvide cerhi gerektiren bu haller vukubulmad" derlerse, bu takdirde, bunlar n cerh ve tadil ulemas ndan sa242. Bkz. Tedribu'rrCvi, s. 204. 243. Bkz. elKifiiye, s. 107.

79

ylmamalar gerekir. nk bilmedikleri haller zerinde hkm vermeleri, batl zerine ehadet etmekten ba ka bir ey de ildir" 244. CEYY D Lugatta iyi ve gzel manas nda kullanlan ceyyid tabiri, hadis stlahnda, sahih'e yakn bir mnada zikredilmi tir. Mesela ibnu' alah, Ahmed bn Hanbel'den naklen eZuhrrnin Salim'den, onun da babasndan rivayetini bahis konusu ederken bu isnad aclAu'/ esiinid (isnadlarn en sahibi) olarak de erlendirmitir245 . Halbuki ayn isnad hakk nda Ahmed bn Hanbel'in kulland ibare ecvedu'l-esCzn d (isnadlarn en ceyyidi) eklindedir 246 . Nitekim elHakim de ayn isnad Ahmed bn Hanbelden ecvedu'lesanid olarak nakletmi tir247. Bundan da anlalyor ki, bnu' alah'a gre "ceyyid" ile "sah h" arasnda hi bir fark yoktur. Keza etTirmizi de, t bla ilgili bir hadis hakk nda h-;d hadiun ceyyidun hasenun (bu ceyyid hasen bir hadistir) ibaresini kullanmtr. Bu da onlara gre "ceyyid" ve "sah h" in ayn manay ifade ettiklerini gsterir 248 . Bununla beraber baz lar iki kelimeyi ayn derecede grmezler. Bunlara gre, hasen lizitihi olan bir hadis, bu dereceden ykselir, ancak "sah h" derecesine eri ip mimedii hakknda bir tereddt has l olursa, o hadisi "sahh" vasfndan daha a a dereceye dellet etmek zere "ceyyid" tabiri kullan lr. Buna gre "ceyyid", sahhin altnda, hasen lizatihi'nin de stnde olan bir dereceyi gsterir.

244. Ayn yer. 245. Bkz. cUlrznu'l-lyadi, s. 12. 246. Bkz. Tedrib, s. 104. 247. Bkz. Mdrifet 248, Es-Suyfrti, Tedrfb, s. 104.

s. 54.

80

ECEZTU EHLE ZEMANI - "Zaman= insanlarma izin verdim" manasna gelen bu ibare, iczet yolu ile hadis rivayetinde kullan lan tabirlerden biridir. Dikkat edilecek olursa, rivayet iin izin veren eyh, bu ibarede hangi kitab nn veya hangi hadislerinin rivayetine izin verdiini tasrih etmedi i gibi, izin verdi i kimseleri de a klamam, ancak ekle ze nnl "benim zamanmdaki insanlara" demek suretiyle umumi bir tabir kullanmtr. Bunun gibi yine umuma dellet etmek zere eyhin eceztu'l-muslimin (mslmanlara izin verdim) veya eceztu kulle Ladin (herkese izin verdim) demesi de mmkndr 249 . ict dmme denilen ve muayyen olmayan eyler iin umum vasze fyle verilen bu trl icazetler, muteahh r ulema arasnda ihtilaf konusu olmu, icazeti as l olarak kabul edenler, genellikle, bu nevi zerinde tereddt gstermilerdir. Bunlara gre, umum vasf tandit edilir ve icazet, mesela "fuln beldenin ilim talebesi iin" verilirse, daha ok kabule sayan olur25 o. mellifi bnu'-all da, bu icazet e idinin kendisine uyulan imamlarm hibiri tarafndan kullanlmadn, onunla rivayette bulunulmad m, aslnda icazette bir zay fhn hissedildiini ve umum vasf ile bu zafiyetin bir kat daha a ttm syliyerek, onun adem-i cevaz na meyletti ini gstermitir"'. Bununla beraber el-K 5.zi icaze carnme hakknda "bunun zerinde ihtilaf ettiklerini zannetmiyorum; ona mani olan bir kimse de grmedim" demek suretiyle, Ibnu' - alWa muhalif olarak ona cevaz vermi tir252. Bu gr e sahip olanlar arasnda Ebu't-Tayyib, bn Mende ve daha bir ok kimse vardr. Es-Suytrnin belirtti ine gre, icazetin bu e idine
249. Ibnu'alb, `Uitimu'lhadis, s. 136; esSuytl, Tedrib, s. 258. 250. Ayn yer. 251. Ad geen eser, s. 137. 252. EsSuyti, Tedrib, s. 258. Ellz1 `Iytiz'n bu konudaki gr iin bkz. elihnEc s. 101.

81

cevaz verenler o kadar oktur ki, baz kimseler, bunlarn isimlerini alfabetik sra ile bir cild iinde toplam lardr2". ECEZTU LEKE MA AHHA EV YAII11-1U M N MESMC(.ATI"Sana gre sahih olan veya sahih olacak olan mesmt mn rivayeti iin sana izin verdim" manas nda icazete dellet eden bir tabirdir. eyhin byle bir ifade ile talebesine icazet vermesi, hadisiler aras nda umumiyetle tecviz edilmi tir. Burada nemli olan husus, icazeti veren eyh (muciz)in, icazetten nce i itmi olduu eyler iin icazet vermesidir. Halbuki eyh, "iittiim ve iitece im eylerden sana gre sahih olanlar iin izin verdim" dese, bu trl icazet kabuk sayan de ildir, daha dorusu batldr. Her ne kadar eyhin bu ifadesindeki birinci k, yani "iittiim eylerden sana gre sahih olanlar iin izin verdim" sz makbul addedilirse de, ayn ifadenin ikinci kk , yani onun, henz iitmemi olduu ve ilerde iitecei eylerin rivayeti iin ba kasna icazet vermesi do ru de ildir. Eer icazetin, ona konu olan eyin yani mucdzn ihbar demek olduu gznnde bulundurulursa, kendisinde haber olmayan ki inin, bakasn haberdar edemiyece i gayet tabiidir2". Byle bir icazetin, "ilerde sat n alaca m eyin sat iin sana izin verdim" demekten de fark yoktur2". ECEZTU LEKE MESMI:Jc:ATI eyhin, herhangi bir kitap ismi zikretmeksizin "i itmi olduum eylerin rivayeti iin sana icazet verdim" eklinde kulland bu tabir, muayyen kimselere, muayyen olmayan eylerin rivayeti iin verilen icazete dellet eder. Muctz (icazet veren) in bazan, eceztu leke cemita mesmucatT "btn i ittiim eyleri..." dedi i gibi, cemIca merviyyati "btn rivayetlerimi..." veya buna benzer tabirler kulland grlr. Burada mhim olan, mucaz leh (kendisine icazet verilen ahs) n belirli olmasna ramen, mucaz (hakknda icazet verilen kitap v.s.) n belirli olmamas dr. slam ulemasnn, gerek mucc7z leh ve gerekse mucCLz belirtilmek suretiyle verilen ve kendi nevileri aras nda en yksek dereceyi alan icazet ekli zerinde ihtilaf etti i ve bazlar tarafndan onunla rivayete cevaz verilmedi i gznnde bulundurulursa, mucaz belirtilmemek suretiyle daha zay f dereceye d en bu e it icazetin daha fazla ihtilaf konusu olaca tabiidir. Filhakika Ibnu' alalr, bu tabirlerle verilen
253. Tedrib, s. 258. 254. ibnu'aliib, `Ulfmu'l badt, s. 142; esSuytI, Tedrib, s. 264, El Krizi ciyz'in gr s. 105-106. iin bkz. 255. bnu'altb, `Ulr mul4adi-, s. 143.

82

icazetleri bahis konusu ederek, bunlar zerinde kan ihtilfm daha iddetli ve daha ok oldu unu, bununla beraber hadis ve fkh ulemasnn ekseriyetle cevaz na ve onunla amel etmenin lzumuna kail olduklarm kaydetmi tir2". ECEZTU L MEN YESAT FULA.NUN "Fulan kimsenin diledii ahs iin icazet verdim" mansma gelen bu ibare, icazeti verenin cehaleti ve icazetin arta muallak olmas dolaysyle batl addedilmi ve mehul icazetlerden saylmtr257 . Ibnu' Sallffl gre bu e it icazetle eceztu li men ye t 'ul iccize "icazeti dileyen kimselere verdim" diyen bir eyhin icazeti aras nda hibir fark yoktur ve bu ikincisindeki cehalet daha brizdir; nk say s bilinmeyen kimselerin me iyyetine muallaktr. E er eyh, bunun yerine, eceztu li men ye cf ur rivilye `anne "benden rivayet etmek isteyenler iin icazet verdim" demi olsayd kabule ayan olurdu; zira icazetten maksat, o icazetle, rivayeti, kendisine icazet verilen ahsn meiyyetine brakmaktr ve bu, durum icab talik sigasyle tasrih olunmusa da ashnda talik de ildir. Nitekim baz Sfici imamlar , alm satmda buna cevaz vermi lerdir25s.

bnu' alb'n, sat muamelesinde satcnn "bunu sana u fiatla satt m; dilersen al" demesini, icazette "benden rivayet etmek isteyenler iin icazet verdim" ibaresiyle mukayese ederek bu e it icazeti kabule ayan grmesi, el(Ir4i taraf ndan tenkit edilmitir. Bu tenkide gre, iki ibare arasnda belirli bir fark vard r. Bey' (sat ) la ilgili ibarede alc bellidir; halbuki icazetle ilgili ibarede mucz, yani icazet verilen mehuldr. Ibnu' -Sal4 bu hususu gzden ka rmtr. Satla ilgili ibareye denk bir icazeti eceztu leke en terviye canni in i'te'r rivtlye `anne "eer benden rivayet etmek dilersen, rivayet etmen iin sana icazet verdim" eklinde olmas gerekirdi. Ancak byle bir icazet sahih olabili di. Ibnu'sSalWn kabule ayan grd icazet ise sahih de ildir259.

ECEZTU L MEN YLEDU LFUL 'ANN "Fulan kimsenin doacak ocu u iin icazet verdim" mansmda kullan lan bu tabir,
256. Ilnu',alM, `U/8mu'/hadis, s. 136. 257. Mechul icazet, eyhin, mechul olan ey iin veya mechul olan kimseler iin verdi i icazettir. Mesel3 eyh, marrf ve me hur olan bir ka sunan kitab rivayet etti i halde "sana, sunen kitabm benden rivayet etmen iin icazet verdim" der, fakat bu sunen kitab nn hangi sunen kitab olduunu belirtmezse, icazeti mechul olur. Keza eyhin "Muhammed bn Wlid edDmaki iin icazet verdim" demesi de mehcul icazetlerden say lr. nk ayn devirde, ayn ismi tayan bir ka ahs vardr ve eyh, Muhammed 1bn IjAlid edD makrnin hangisi olduunu aklamamtr. Bkz. Icrzet. 258. Ibnu'alih, cUhinu'ihadis, s. 139. 259. Ayn yer.

83

henz mevcut olmayan kimselere matuf oldu u iin muahhar ulema arasnda mnaka a konusu olmu ve ekseriyetle byle icazetin sahih olamayaca zerinde ittifak edilmi tir. ibnu' alah'n beyanna gre, eer eyh "fulan kimseye ve onun do acak ocu una..." yahut "sana, ocuuna ve daha sonra gelecek olanlara icazet verdim" diyerek, ma`d lmu yani henz dnyaya gelmemi olan ocuu mevcuda atfetmi olsayd , icazeti makbul olurdu. Nitekim Eb Bekr bn Ebi Davd, kendisinden icazet isteyen bir ahsa "sana, evladna ve doacak ocuklar na icazet verdim" diyerek bu ikinci kkn doruluunu gstermitir200. Maamefih "bn Ebi Davd'un bu icazeti, kendisinden icazet talebeden ahsa mubala a tarikiyle ve verdi i icazeti teyid etmek maksadyle" oldu unu sylemesi, madamun mevcuda atf halinde dahi byle bir icazetin zay f oldu u intiban yaratmaktad r 261 . Ancak ellastalani bu ksmn doruluunu aklam , elHatlb elBa dadl ise, Malik ve Eb Hanife ashab nn macdma vakf caiz grdklerini syliyerek, henz do mam olan kimseye de icazet verilebilece ini dorulam tir262. ElHatib'e gle "icazetten maksat, mucizin, kendisine gre sahih olan hadislerin rivayetini mucciz leh iin mubah grmesidir. baha, hem akl ve hem de gayri ak l olanlar iin sahihtir. Nitekim btn eyhlerin kendilerinden uzak olan ocuklara, ya larn sormakszn ve temyiz ana girip girmediklerini ara trmakszn icazet verdikleri grlr. Her ne kadar bunlar n, henz do mam ocua icazet vermedikleri grlm se de, byle bir icazet verilmi olsayd yukarda aklanan duruma kyasla bu icazetin de sahih oldu u kabul edilirdi263 . Yine elHagre, Hanbell tbnu'lFerra' ve Malik': bn Umr , bu nevi icazetin sahih olduunu belirtmilerdir2". Ebu'rrayyib ve Ibnu' abba , bu icazetin butlan na hkmetmilerdir. nk icazet mucciz n ihbar mahiyetindedir.'Nasl ma`dam olana ihbar bahis konusu edilemezse icazette byledir 2". Kk yata olan ve henz temyiz ana girmemi bulunan ocua gelince, Ebu'tTayyib ve el---Hatib, byle birine icazet verilebileceini kabul etmi lerdir; do rusu da budur. Kk ocu un s( nttcl sahih olmasa bile icazeti sahihtir 266 .
260. 261. 262. 263. 264. 265. 266. Ilnu'salgb, cUlr mu'lhadis, s. 140; esSuyli, Teddb, s. 262. ElBulkinrnin sz iin bkz. esSuyti, Tedrib, s. 262. Ayn yer. ElIlatib elBa dik11, s. 326. EsSuyti, Teddb, s. 262. Aym eser, s. 263. Ayn yer.

84

EsSuyati'nin elgralg'den naklen belirtti ine gre, akh olmayanlara, yani delilere verilen icazet de sahihtir. Nitekim yukar da, icazetin ibahadan ibaret oldu unu ve ibahann ise, hem ak l sahipleri ve hem de akh olmayanlar iin sahih bulundu unu belirten eltiatrb'in szleri de bunu teyid etmektedir. Bu arada kafirlere verilen icazetin de makbul say ldn burada zikretmek gerekir. Her ne kadar ilk slam ulemas arasnda bunun tatbikat grlmezse de, esSuytrnin yine elg[ralsrye atfen verdi i tek misal, bu gr n doruluunu ortaya koymaktad r. Muhammed Ibn(Abdi'sSeyyid isminde bir yahudi doktor, Ebu <Abdillah e Sr/den hadis dinlemi ve ismi, ayn eyhten hadis dinleyen di er kimseler aras nda yer almtr. Blahara eyh bu yahudi de dahil hepsine icazet vermi ve bu icazeti hibir itiraza u ramamtr. Ancak yahudi, sonradan mslman olmu ve dinledi i hadisleri rivayet edebilmi tir267 . icazet kafir iin sahih olunca .filsile ve bid<at ehlinden olanlar iin de bitafiklevla sahih sayhr; ancak bunlar, tabiatiyle, mani zil olduktan sonra rivayet edebilirler. ECEZTUKE EN TERVYE <ANNI H AZA'LK TAB "Bu kitab benden rivayet etmen iin sana icazet verdim" manasma gelen ve belirli olan bir kitabn rivayeti iin yine belirli kimselere verilen icazetlerde kullan lan bir tabirdir. Muriz (icazeti veren eyh) in bu trl icazetlerde eceztu lekelkitab elfulani (fulan kitap iin sana icazet verdim) veya eceztu leke me' temelet `aleyhi fihristi (fihristimin268 ihtiva ettii eyler iin sana icazet verdim) gibi ayn manya gelen tabirler kullanmas da mmkndr. Bu tabirler, munaveleden mcerret olarak icazetin en yksek derecesine dellet ederler. slam ulemas, icazetin di er nevilerinde oldu u gibi, bu tabirlerle verilen icazetin s hhati zerinde ihtilaf etmi , bazlar buna cevaz verirken di er bazlar da ademi cevazma kail olmulardr. ibnu' alah'n belirtti ine gre baz kimseler ise, bu nevi icazetin cevaz zerinde hibir ihtilaf bulunmad n, hatta Zhiriyye imamlarnn bile buna muhalefet etmediklerini ileri srm lerdir 269 . Fakat gerek
267. Ayn yer. 268. Bkz. 269. bnu' a.181.1,`U/mu'/badi, e. 134.

85

udur ki, hadisiler, fukaha ve usulclerden baz lar, bu yolla hadis rivayetine cevaz vermemi lerdir270. ECEZTUKE MUCA.ZATI eyhin icazet tarikiyle ald eyleri yine icazet tarik yle bakasna verirken kulland bu tabir, "mucazat m iin sana icazet verdim" manas nda olup, bazan da eceztu leke rivayete ma ucize 11 rivayetuhu "rivayet etmem iin bana icazet verilen eylerin rivayeti iin sana icazet, verdim", veya buna benzer ekillerde de kullanlmtr. Islam ulemasndan bazlar, bu eit icazetin caiz olmad n ileri srmlerdir. Hatta bunlardan ibnulCevzrnin eyhi Ebu'lBerekat cAbdulVahhab Ibni'lMubarek, bu konuya bir de kitap tahsis etmi tir271 . Ona gre icazet aslnda zayf olan bir rivayet eklidir; iki icazetin birlemesiyle bu zayflk bir kat daha artm olmaktadr272 . Bununla beraber ekseriyet, bu e it icazetin sahih oldu unu syliyerek onunla amel etmitir. Hatta bazan bir kitab n ve daha fazla kimseler arasnda yalnz icazet yolu ile rivayet olundu u bile grlmtr; ancak bu eit rivayetlerde, ravinin bir tak m hususlara dikkat etmesi gerekmektedir. Mesela eyhinin eyhi eceztu lehu m ahha tanhu min semacr "sema'ndan nce sahih olan eylerin rivayeti iin ona icazet verdi ini" belirtmise, ravinin, ancak kendi eyhince sahih kabul edilen eylerin rivayeti iin kendisine icazet verildi ini bilmedike bunlar rivayet etmesi doru de ildir273. Netice itibariyle bu e it icazet de, di er icazet nevilerinde oldu u gibi, baz muhalifleri bulunmasna ra men, hadisiler arasnda tecviz ve tatbik olunmu tur. EHLU'LBD.Ac slam dininin ikmalinden veya Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra hdis olan ve dine izafe edilen her eye
270. cazetin en yksek derecesi oldu una yukarda iaret etti imiz bu nevi, baz hadis, fkh ve usal ulemas tarafndan sahib kabul edilmeyince, bundan daha a a derecede ve zay f olan dier icazet nevileri de ayn ulema tarafndan reddedilmi olacaktr. Bu ise, u demektir ki, genel olarak icazet yolu ile hadis rivayeti, bu gr e sahip olanlarca, makbul de ildir. Daha geni bilgi iin bkz. cazet. 271. Badad muhaddisi, hafz alim Ebu'lBerekat 'Abdu'lVehhab Ibni'lMubarek /bn Ahmed elEnmati elBadadi (462-538), tercemesi iin bkz. exZehebI, Te.51cire, II. 1282-1283. EzZehebI, burada, onun icazet zerine icazeti tecviz etmedi ine ve bu konuda bir kitap telif ettiine i aret eder. 272. EsSuyti, Teddb, s 265. 273. Ayn eser, s. 266.

86

bidtat denilmitir. (Bkz. Bidat). Bidac, bidatin cemi ekli olup ehlu'lbidac (veya ehl-i bid'at) denildi i zaman, dinden olmayan bu eit hadisata intisap etmi kimseler anla lr. Bunlar, mubtedic (veya mubtedica) ismini de alrlar. Bidat bazan iyi ve gzel olabilece i gibi (bid(at-i hasene), kt ve irkin de olabilir (bidat-i seyyi'e). Fakat hadis dilinde bidcat veya ehl-i bid(at denildi i zaman, sunnete muhalif olan ve daima zemmedilen eyler ve kimseler anla lr. (Bkz. Bidcat). Bid(at, slam tarihinde, Hz. (Osman' n ehid edilmesinden sonra ortaya kmaa balamtr. E z-Zehebi bu konuya temas ederek yle demektedir: " (Osman'n hilafeti zaman nda zhir bir bid(at vukubulmam tr. Fakat onun katledilmesi zerine birbirine kar iki bid'at zuhur etti. Biri, (Alryi tekfir eden Itavaric, dieri de, onun imametini, smetini, yahut nbvvetini veya uluhiyyetini iddia eden raftg (gulat- i(a) bid'atlar idi. Sahabe asr mn sonlarna doru, bnu'z-Zubeyr ve (Abdu'l-Melik'in imaretleri s rasnda murci'e ve kaderiyye bidatlar vukubuldu. Tabi'lln asrnn balarnda, Emevi hilfetinin sonlar na doru cehmiyye ve muebbihe - mume ile bid(atlar zuhur etti. Sahabe devrinde bunlarn hibiri olmamt"274. E z-Zehebrnin bu ifadesinde yer alan ve (Ali'nin imametini, smetini, hatt nbvvet ve uluhiyyetini iddia eden rafga veya gulat- ica, `Osman bn (Affan devrinin sonlar na doru teekkl etmi , (Ali bn Ebi Talib zamannda daha ok byyp geni lemi bir frkadr. Emevi devrinde, (Ali o ullarnn maruz kaldklar zulmler, bu bymede balca rol oynam ; onlara kar duyulan sevgi ve ba lhn artmas n salad gibi, iciliin mukabil ceryanlara kar yekvcut halinde kuvvetlenmesine de yard m etmitir. Hazreti Peygamberin vefat n mteakp, hilafet ve imamet makamna (Ali bn Ebi Talib'in gemesi grn savunan baz sahabilerin, zuhurunda ne derece rol oynad klarn tesbit etmek gtr. Fakat bu gr ne kadar masumane olursa olsun, mslmanlar aras na fitne ve fesat sokmak isteyenler, daha Hazreti (Osman hayatta iken, onun yumuak idaresini frsat bilerek, sahabenin Hz. (Ali ile ilgili bu grn istismar etmiler ve Hazreti Peygamberin vefatmdan sonra, hilafet ve imametin, Ali'nin hakk olduunu, ancak, Eb l Bekr, (Omer ve sonra da 'Osman' n bu hakk ondan gasbettiklerini ileri srm 274. E?,--Zehebi, el-Muntehd min Minhdci's-sunne, s. 386.

87

lerdir. te bu gr , i(a inancnn balca temeli . olmu ve iciler, btn mcadelelerini, bu hakkn, sahibine iadesi iin geli tirmilerdir. <Ali'nin vefat ile hak zil olmam ve onun evladlarma intikal etmitir. Bu sebepledir ki mcadele, <Ali ad na olduu kadar, evladlar adna da oldu u iin, her devirde, bir evvelkine nisbetle iddetini daha ok a trm tr. icaya gre (AH, Hazreti Peygamberin vasisi ve varisidir 275 . mametin, hibir zaman onun evlad elinden kmamas lazmdr; karsa, bu, ancak zulm yolu ile olabilir 276 . Gulat i(aya mensup olan frkalar ise, imamlar hakknda ilahi hkmler vazetmi ler; Imzan imamlar ndan birini ilaha, bazan da, ilahi rnahliikata benzetmi lerdir277 . te bu e it grleriyle ve Islam d inanlanyle ica, ehli bid'attan addedilmi tir. I-Javaric ise, <Ali ile Mucaviye aras nda cereyan eden ffin sava srasnda, <Ali'nin Mu(aviye tarafndan izhar edilen tahkim fikrini kabul etmesi zerine, <Ali'ye kar cephe alan ve hurc ettiklerini bildiren (Ali taraftarlar ndan 12 bin kiilik bir grubun ad dr278 . Bunlar, bir taraftan idari hatalar yznden Halife (Osman' n, dier taraftan tahkim fikrini kabul etti i iin (Ali'nin ve nihayet <Ali'nin hakk olan hilafeti gasp etti i iin de Mucviye'nin byk gnah i lediklerini ileri srerek, bunlar hakk nda kfrle hkm vermi lerdir279. Yani hav"aricin nazar nda byk gnah sahibi (murtekibu'lkebire) kafir olmutur. tlav'aric, bu gr ile, mslmanlar aras nda hkim olan inanca aykr yeni bir inan getirmi ve ica gibi, bunlar da ehli bidattan addedilmi lerdir. Mubteditadan olan di er frkalara gelince, ya yine byk gnah shibi (murtekibulkebire) hakk ndaki hkm Allah'a irca ettikleri iin2so, ya da ameli imandan ay rarak, imar= tasdik, itikad ve manid4i'lca fi'l-aV 275. Bu konuda uydurduklan bir hadis iin bkz. es-Suyiig, el-Le'dli'l-ma nr me`a, I. 359. 276. Bkz. e- ehristni, el-Milel ve'n-nilal, I. 146 277. Aym kitap, I. 173. 278. Ayn kitap, I. 115. 279. Ayn eser, I. 116-117. 280. Aym eser, I. 139. Bu gr n meneini sahabeye kadar indirmek mmkndr. Baz sahabiler Hazreti Peygamberin herhangi bir fitne vukuunda, bu fitneden uzak kalmay tavsiye al116, VIII. 92 (kitbu'l-fiten); Museden hadisine istinaden (hadis hakk nda bkz. lim, abil, IV. 2211-2212) bu gibi hdiselere kan mamlar; birbirleriyle mcadele eden guruplar hakknda herhangi bir hkm vermekten ka nmlardr Bunlara, hkm vermeyi Allah'a irc etmeleri dolaysyle, nurci'e denilmitir. Bu gr n islna d oldu u iddia edilemez. phesiz kullar hakknda asl hkm verecek olan, hkm sahibi Allah Ta`ld r.

88

fetten ibaret oldu unu ve gnah n imana zarar vermiyece ini syledikleri ve bu suretle ameli irca (yani te'hir) ettikleri iin murci'e ismini alan bir mezhep de bunlardan biridir. Bilhassa bu ikincileri, yani ameli te'hir edenler ve kt amelin imana zarar vermiyece ini syliyenler, bu slam d inanlanyle ehl- i bid'attan addedilmi lerdir.
-

Keza, Allah Ta'lnn, Kur'n yetlerinde ve Hazreti Peygamberin hadislerinde isbat edilmi olan sfatlarm tatil eden cehmiyye281 ; kaderi reddederek insana sonsuz bir irade ve hrriyet tan yan, iyi ve kt fiillerinin bizzat insan n kendisi tarafndan yarat ldn ileri sren leaderiyye 282; ve bunlarn tamamiyle z dd bir gr e sahip olan, kaderi isbat yolunda insan hava cereyan na kap lm bir tye benzeterek btn irade ve hrriyetini selbeden ve bu suretle mes'uliyyeli omuzlarmdan atmak isteyen cebriyy mezhepleri de, Kur'm Kerimin ve sunnetin izdi i slam hudutlarn a arak bidat yoluna girmi lerdir. Nihayet cehmiyyenin sfatlar meselesindeki ta til grn alan, kaderiyyenin de kaderi red ve inkr eden inanc na ship kan mu(tez ile" 4, bu e it gr ve inanlarn kadim Yunan felsefesinin
281 Cehmiyye, Cehm bn afvan (o. 128) a nisbetle ortaya km olan bir mezhebin ad dr. Cehm, mezhebini Kur'an ayetlerini tevil etmek esas zerine kurmu tur. Bu ie, nce, Kur'nda mevcut olan Allah' n sfatlanyle ilgili ayetlerden ba lam, bunlarn tevili neticesinde O'nun zatndan gayri btn sfatlarnu nefy, flnrette gzle grlmesini red, ve nihayet O'nun hakikatta mutekellim olmadn beyanla, Kur'am kerimin mahlak oldu u neticesine varrntr. Daha sonralar byk gelime gsteren Mutezile mezhebi, Cehm'in bu gr lerini benimsedi i iin Cehmiyye ad ile de hret kazanmtr. 282. Mslmanlar arasnda kaderin reddi ve kaderiyye mezhebinin zuhuru, Maled el-Cuheni (O. 80) ve Gaylan ed-D maki (. Hiam bn (Abdi'l-Melik zaman) ile balar. El-MakrizEnin bildirdiine gre (el-114at, IV. 181), "Islam'da kader meselesinde ilk defa konu an kimse Ma`bed bn Halid el-Cuheni'dir. El-Hasan el-Basri meelisine devam edenlerdendi. Basra'da bu gr yaymaa balad zaman, `Amr bn 'tibeyd de ona intisab etmi , bunu gren Basra halk da onun pe inden gitmi tir. Macled el-Cuheni'nin lmnden sonra onun kaderle ilgili grleri Gaylan ed-D maki tarafndan yaydnutr. Mutezile mezhebi, kader meselesinde bu gr benimsemi ve kaderiyyecilik bu mezheb eliyle geli tirilmitir. 283. Islam'da Cebriyye mezhebinin kurucusu, Ca'd bn Dirhem adnda bir kledir. Bu adam, Beni' Hakim mevalisinden olup am'da ikamet ediyordu. Cebr akidesini burada yayma a ba. laynca am'dan tardedilmi tir. Ca'cl, sfatlarm nefyi ve ballcu'l-K.ur'an akidelerinin claili ini yapmakla da hret kazanm tr. 284. Mutezile mezhebi, Basra'da, el-Hasan el-Ba rl'nin talebelerinden Vasfi bn 'Ata'nn murtekibu'l-kebfre meselesinde hocas na muhalif bir gr ortaya atarak ondan itizal etmesiyle ortaya kmtr. Cehmiyyeden ta`til, kaderiyyeden de kaderin reddi gr lerini alarak kaderiyye ve cehmiyye adlar ile de hret kazanan mutezile, kadim Yunan felsefesinin de tesiri alt nda, Islam akaidine de iik grler getirmi, Abbasi halifesi el-Me'man zaman nda devletin resmi mezhebi olabilecek kadar byk geli me gstermitir. Fakat gerek el-Me'man'un ve gerekse onu takip eden halifelerin, mutezile gr olan halku'l-Kur'an inanc n halka zorla kabul ettirme e almalar, mezhebin ksa bir zaman iinde kmesine sebep olmu tur.

89

altnda erh ve izaha ba layarak bir tak m din d grleri slama sokmaa almtr. Bilhassa tatil fikrine ship ktktan sonra, bunun tabii bir neticesi olan talls.u'l-Kur'an (Kur'an' Kerimin mahlk olu u) inanc28', muctezilenin, mslmanlar aras nda fitne yaratmak iin ba vurdu u en kuvvetli bid'atlardan biri olmu tu 286. te yukardan beri ksaca hulsa etti imiz bu mezhep ve frkala - tabiatiyle bunlardan tremi ve bunlarn birer kolu olarak umumiyetle imamlarmn isimleriyle tesmiye edilmi sair frkalar da dahil olmak zere - hepsi birden, hadisiler ve ehl-i sunnet taraf ndan bidcat ehli olarak tesmiye olunmu lardr. Nitekim Malik bn Enes bidcat ehlini "Allah'n esm ve sfatlarn, kelmm, ilmini ve kudretini bahis konusu ederek bunlar zerinde cidal ve mnaka a aan kimseler" olarak tarif etmi tir287. Malik bn Enes'in bu tarifinde, yukarda zikrolunan frka ve mezheplerin gr lerine toplu olarak temas edilmi tir. Hadis ilminde bidcat ehlinden bahsedilmesi, gr ve inanlarnn aklanmas, hadis ravileri aras nda bu e it kimselerin de bulunmas sebebiyledir. Hadis ilmiyle me gul olan kimseler, bidcat ehlinden olan ravilerle yak ndan ilgilenmi ler, rivayet ettikleri hadisleri iddetli bir tenkide tabi tutmu lardr. Ancak, bu tenkide tabi tutma i i, tabiatiyle, bidtat ehline mensup baz rvilerden hadis al nabilecei grne sahip hadisiler iin bahis konusudur. Bunlar n yannda, ne olursa olsun
285. Halkul-Kur'an inanc , mutezilenin, Allah Ta'aln n, sem`, basar, hayat, kudret, kelm gibi zat ile kaim sbut sfatlar bulunduunu reddetmesi neticesinde ortaya km bir grtr. Allah'n zat ile kaim kelm sfatnn bulunmamas demek, dier sfatlar gibi, bu s fatn da kadim olmamas demektir; yani Allah ta'alkihtiya an nda kelm yaratmtr.Bu bakmdan kelm muhdes ve mahlktur. Kelm n mahla olmas demek, O'nun kelm ndan ibaret olan Kur'nn da mahlk olmas demektir. Bu konuda geni bilgi iin bkz. Talat Koyi it, Hadisilerle kelmalar aras ndaki mnakaalar, s. 184 vd. Keza bkz. ayn mellife ait, Hadis tarihi, s. 225 vd. 286. Allah'n kelm olan Kur'an]. Kerimin maili -ilk, yani sonradan yarat lm olduu gr, nutezilenin, Abbasi halifesi el-Me'mn eliyle devletin resmi mezhebi olarak ilan edilmesinden sonra, mslmanlara zorla kabul ettirilmek istenen bir akide olmu ; bata Ahmed Ilin 1.1anbel olmak zere, bir ok imam ve fakih, Kur'a= mahlk oldu unu ikrar etmeleri iin i kenceye tabi tutulmu lardr. Fakat bu ikencelere ve sunnet ehlinden baz imamlarm ldrlmesine ra men, gerek el-Me'mun'dan sonra yerine geen karde i el-Mu`tan (O. 227) ve gerekse onun o lu el-Vaik (O. 232) zamannda, bu mutezill hareket tam bir ba arszl a uram ; halife el-Mutevekkil (C). 247) zaman nda ise, bu hareketin faydas zl anlalarak isrardan vazgeilmi tir. Ne var ki islam tarihinde "milne" tabir edilen bu hadiseler, kelm ehlini temsil eden mutezile ile, sunnet ehlini temsil eden hadisiler aras nda derin uurumlar am ve birbirlerine ynelttikleri ithamlar giderek yo unlamtr. Halku'l-Kur'n inancn/1 sebep olduu hadiseler hakknda daha geni bilgi iin bkz. Talat Koyi it, Hadisilerle kelmclar arasndaki mnakaalar, s. 192 vd. 287. Bkz. el-Herevi, Zemmu'l-kelm, II. 172.

90

bidat ehlinden hadis al nmamas gerekti ini syleyen hadisiler de vardr. Eltiatih elBa ddi, bu konuya tahsis etti i bir blmnde u izahat vermiiir: " lim ehli arasnda kaderiyye, havrie, ve rf ?a, gibi bidcat ve hev ehlinden hadis semacm n cevaz zerinde gr ayrl vardr. Seleften baz s bunun ademi cevazma kail olmu tur. nk bunlara gre bidcat ehli, ya mte'evvilinin tekfirine gidenlerce kfir, ya da tekfirine cevaz vermeyenlerce fsikt rlar. Yine bu grte olanlara gre, tevil yolu ile kfir ve fsik olduklar na hkmedilen kimseler munnit kfir ve maksatl fsik mesabesindedirler. Bu bak mdan, bunlarn haberlerini almamak gerekir. Malik bn Enes, bidtat ehlinden hadis rivayet etmeyen kimselerdendir. lim ehlinden olan di er baz kimseler de, yalan , ve hidlik yapacak durum olmad halde kendilerine muvafakat eden kimseler lehine ehadette bulunmay helal saymayan heva ehlinin haberlerinin kabul edilebilece ini sylemilerdir. Bu gre ship olanlarn banda fukahdan Eb cAbdillah Muhammed bn dris eSfici vardr. E fig bu konuda yle demi tir: Heva ehlinin ehadeti kabul edilir; yaln z rfzadan olan liattbiyye 2" mstesn; nk bunlar, kendi taraftarlar iin yalan ehadeti mubah grrler. Rivayet olundu una gre bu gr , ayn zamanda ib'n Ebi Ley18289, Sufyn esSevri29 ve K41 Ebn Yiisuf 29' un da gr dr. Ulemann ou, hev ehlinden oldu u halde dilik yapmayan kimselerin haberlerinin kabul edilebilece ini, fakat dilik yapanlar n haberlerinin huccet olarak kullamlamayaca m sylemilerdir. Ahmed bn 13anbel, bu gre ship olan imamlardan biridir" 292.
288. Bkz. el-Hatib s. 120. El-Hattrbiyye, Ebu'l-liattrb Muhammed bn Ebi Zeyneb el-Esedi taraftarlarmu tekil ettikleri bir frkadr. Bunlara gre, (el-Ba dadinin akladma gre) (bkz. el-Fark beyne'l-firals, s. 150) imamet, Cdfer e -Sdk'a kadar 'Ali evladnda idi. Iddialarna gre imamlar ilaht r. Ebu'l-tlattab nce onlar n enbiya olduklar n iddia ediyordu; sonra ilh olduklar n ileri siirmee balamtr. Yine ona gre Hasan ve Huseyn'in evlad Allah'm o ullardr. Cdfer de ilahtr. Fakat Cdfer, Ebu'l-Hattab'm bu iddias n renince onu lnetlemi ve kovalanu, o da ulhiyeti kendi nefsi iin iddia etme e balamtr. Ebu'l-Hattb'm taraftarlar da Caler'in ilh oldu unu iddia ediyorlar, fakat Ebu'l-Ilattb'm ondan ve hatta `Ali'den daha hay rl olduunu ileri sryorlard. Hattabiyyeye gre muhalifleri aleyhine kendi taraftarlar iin yalan sylemek, ve yalan ahadette bulunmak caizdir. 289. Eb cAbdirrahman Muhammed bn cAbdirralman bn Ebi Leyla, 148 senesinde vefat etmitir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tegleir, I. 171. 290. Sufyn e-Seyri hakknda bkz. 23 No. lu dipnot. 291. Razi Eb Yfisuf Ya`kb bn Ibrahim Eb Hanife'nin me hur talebelerinden olup 182 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 292-294; Ibl Vafey 1t, V. 421-431. 292. El-Hatib el-Ba dadrnin bu haberi iin bkz. s. 120-121.

91

Hadisiler, e itli fitnelerin zuhurunda bidat ehlinin oynad klar mhim rol biliyo ]ard . Bunlar, mdafaas n yaptklar grleri halk aras nda yayabilmek iin, bu gr lere uygun hadislei uyduruyorlar ve sonra da bunlar Hazreti Peygamberin a z ndan km gibi rivayet ediyorlard . Hatta bunlardan baz lar , bid'atlar ndan dnp do ru yola girdikleri zaman, hadisilere, hadis ald klar ah slara dikkat etmelerini sylyorlar, kendilerinin de bidat yolunda iken ho larna giden baz grleri nas l hadis ekline soktuklarn aka itiraf ediyorlard"'. Gerek bu e it itiraflar ve gerekse her gn gzler nnde cereyan eden hadis imalall, hadisilerin, i`a,kaderiyye, murei'e ve tavarie gibi e itli frka ve mezher lere mensup kimselerle alakalar m kesmelerine ve aralar nda hadis rivayet eden kimseler varsa, onlar n hadislerini almama a sevkediyordu. Mesela Sufyn bn (Uyeyne, Said bn Ebi (Arabe'den hadis rivayet ediyordu; fakat sonralar bu rivayeti azaltt grlnce sebebi sorulmu , o da u cevab vermi tir: "Kader hakknda, bu benim gr n oldu u gibi, Hasan ve Katade'llin de grdr, dedi ini iittikten sonra onlardan rivayeti nas l azaltmayaylm ?'"". Hadisiler, yukar da da i aret olundu u gibi, ekseriyetle dilik yapmayan ve szne gvenilen bidat ehlinin hadislerini alm lar, alnmamas gerekti ini syleyen di er hadisilere de itiraz ederek, hareketlerinin do ru olmad n sylemi lerdir. Mesela Yahya bn Said el-R.attan "ben, bid'atta reis olan kimselerin hadisini terkederim" diyen (Abdurrahman bn Mehdi iin "peki, Iatade'yi ne yapacaks n; ( Omer bn Zerr'i, bn Ebi Ruvad ve bunun gibi daha bir ok hadisiyi ne yapacaks n? E er (Abdurrahman bunlar gibi bidat ehlini terketmi se bir ok hadisi terketmi demektir" diyerek bn Mehdi'nin gr ne mamtr295 . Byle bir gr n, bilhassa bidatlarm ok daha yayg n oldu u lkelerde, oralar halk arasnda bilinen sahih hadislerin kaybolmasna yolaaca tabiidir. nk siamiy-etin daha ilk gnlerinden itibaren buralara gelerek yerle mi pek ok sahabi vard r ve bu sahabilerin Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadisler yaln z buralarda bilinmektedir. Bu hususu gznnde bulunduran 'Ali ibnu'lMeclini, bidat ehlinden hadis rivayetini tecviz etmeyen hadisiler iin yle demitir: "Rader sebebiyle Basra, te eyyd ( i a gr n benimsemek) sebebiyle Kafe halk n terkedecek olursan hadis elden gider"'.
293. Ayn eser, s. 123. 294. Ayn eser, s. 124-125. 295. Ayn eser, s. 128. 296. Ayn eser, s. 129. Bidat elli ile ilgili daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadisilerle kelnc lar arasndaki miinakaalar, s. 248 vd.

92

Bu konu ile ilgili izahata burada son verirken, u hususu bir daha hatrlatmak yerinde olur: Baz hadisilerin bicl'at ehlinden hadis rivayet etmeleri, onlardan i itilen her hadisin mutlaka al nm olduu manasnda anla lmamaldr. phesiz, bunlara mensup olan bir rvi, en sk bir ekilde hadisilerin cerh szgecinden geirilmi , rivayet etti i hadisin shhat derecesi tesbit edilmi , sonra da, kabul veya reddi hususunda bir hkme var lmtr. EHLU'LHEV Hevd, lugatta kalbin arzu ve heveslerine veya lezzetlerine tabi olmak man:asl na gelir. Bu manada hem medhe ve hem de zemme Layk bir meyil anla hrsa da, ok kere mezmenn olan hevesler iin kullan lm tr. bn (Abdi'lBerr, Allah Ta(aln n sfatlarn nefyeden, ilmi, kudreti ve kelm zerinde cidal ve mnaka a kaps aan, bunlar aslna uygun olmayan manlarda ve kendi arzu ve heveslerine gre te'vil ederek Islam' n izdi i yoldan inhiraf eden kelamc larn hev ehlinden olduklar zerinde hadisilerin ittifak ettiklerini zikreder 207 . Keza, gerek elHasan elBasri ve gerekse Muhammed bn Sirin'in "hev ehli ile birarada ictima etme, onlar dinleme ve onlarla mnaka aya giri me"2" dedikleri zaman, hev ehli tabiriyle, Kur'an yetleri zerinde cidal ve mnaka aya girerek kalplerde phe yaratan, Hazreti Peygamber, ashab ve daha sonra bunlara tabi olan mslmanlar n Kur'ana dayanan inanlar n reddeden e itli frka ve mezhepleri kasdettikleri anla lmaktadr. Bu bak mdan diyebiliriz ki, hadis dilinde hevd ehli, bid'at ehli ile ayn manlarda kullan lm ve her ikisiyle de ayn zihniyyete sahip kimseler kasdolunmu tur 290 . EK.B R VE AS AGIR Hadis stlahatnda ekdbir ve asdlr tabirincilefin ikincilerden hadis rivayet etmeleri mnasebetiyle kullanlm tr. Usli hadiste bu blm, rivayetu'l ehdl ir (cni'l a d r (byklerin kklerden rivayeti) ba l altnda e itli misalleri gsterilmek suretiyle incelenir". Byle bir rivayet eklinin usli hadiste yer almasnn en mhim sebebi, kendisinden rivayet olunan ahsn, gerek ya ve gerekse fazilet ynnden rviden stn oldu u, veya rivayet isnadnda takdim te'hirli bir hata bulundu u vehmine d lmemesi iindir. Aslnda rvi, rivayet etti i kimseden ya bakmndan byk, tabaka bakmndan akdem olabilir. EzZuhri ve Yahya bn Sa<ld el

297. 298. 299. Bida`. 300.

Bkz. bn `Abdi'l-Berr, Carnic beyt rti'l-clm, II. 96. Bkz. el-Herevi, Zemmu'/-kehin , II. 157b. Bid'at veya hev ehlinin hadi le olan ilgileri hakknda daha geni bilgi iin bkz. Ehlu'lMesela bkz. s. 276; es-Suyi41, Tedrib, s. 423.

93

Ensrrnin Mlik 'bn Enes'ten"'; Ebu'l-Ks m<Ubeydullah bn Ahmed el-Ezheri'nin, talebesi el-Ba ddi'den302 rivayetleri gibi. Yahut rvi, ilim ve hfzadaki stn durumu sebebiyle derece bak mndan kendisinden daha aa, fakat daha ya l bir eyhten rivayet eder. Mlik bn Enes'in 'Abdullah bn Dinr'dan" 3, Ahmed bn Hanbel ve shak bn Rhye'nin <Ubeydullah bn Miis el-sAbsi'den394 rivayetleri gibi. Yahutta rvi, her iki cihetten de rivayet etti i ahstan stn olur; yani hem ilim ynnden stn, hem de ya a bykt'. rAbdu'l-Gani bn talebesi Muhammed bn 'Ali e - firi'den,3 ", el-Burkni'nin el-I-Jatib'ten 3" rivayetleri gibi. Keza sahabenin tbi'ndan, <Abdile ile Eb Hurayra, Mu<viye ve Enes bn Mlik gibi baz sahabilerin K dbu'l-Albr'dan", tbi'nun etb'u-tbi'inden rivayetleri de bu gruba dhildir. Mesel ez-Zuhri ve el-En ri Mlik'ten rivayet etmi lerdir"8 . Tbici olmayan 'Anar bn ucayb bn Muhammed bn <Abdillah bn `Amr ibni'l-cik'tan, baz rivayete gre yirmi, bazs na gre de yetmi ten fazla tabi(' hadis alm tr."'
301. Yahy. bn Sa`id el-Ensri (. 143), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, 137-139. Mlik bn Enes (. 179) 'in tercemesi hakk nda bkz. 100 No. lu dipnot. 302. El-Hatib Eb Bekr Ahmed bn <Ali bn Siibit bn Mehdi, Tiirlku Badiid, el-Kifrye, es-Stb k erefu akabi'l-hadis, el-Muttefik ve '1-mufter k, Takyidu'l= lm ve daha pek ok kitab n mellifi olup 463 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, II. 1135-1146. 303. <Abdullah bn Dinr Eb <Abdirralman el-`mari el-Medeni, (O. 127) tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 125-126. 304. Ahmed Ibn Ilanbel hakk nda bkz. 27 No. lu dipnot. shak bn Rhye hakknda bkz. 34 No. lu dipnot. `Ljbeydullah by Ms el-(Absi el-Kfi (O. 213), tercemesi iin bkz. Ez-Zehebi, Tezkire, I. 353-354; Mizanu'l-i`tid l, III. 16; bn Hacer, Telzib, VII. 50-53. 305. Abdu'l-Gani Sa`id bn 'Ali bn Sdid Eb Muhammed el-Ezdi (O. 409), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, II. 1047-1049. Muhammed bn <Abdillah bn <Ali es-Sahili e -iiri (376-441), tercemesi iin bkz. e -Zehebi, Tezkire, II. 1114-1117. 306. El-Burkni EU]. Bekr Ahmed bn Muhammed bn Ahmed el-ljrezmi e -rfi'l (336425), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, II. 1074-1076. 307. Enes bn Mlik (O. 91, 93), tercemesi iin bkz. bn Hacer, el-ibe, I. 71-73; eg-Zehebi, Tezkire, I. 44-45; Ka`b el-Ahbr (O. `O mr'm hilfetinde), tercemesi iin bkz. bn Hacer, el-iC be, V. 322-324; ez-Zehebi, Tezkire, I. 52. 308. Ez-Zuhri Muhammed Ibn ihab (O. 124), tercemesi hakk nda bkz. 94 No. lu dipnot. El-Ensri Yahya bn Sacid (O. 143), tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 137-139; 'bn Ha. cer, Tehz1b, XI. 221-224. 309. Bkz. Ibnu' -alrb, `Ultn371-hadis, s. 277-278; es-Suyini, Tedrlb, s. 425. El-`irrikl, mezkiir eserine yazd taliknda, `Anr bn uayb'n iki sahabiyi iittiini syliyerek onun tabii olmad yolunda ileri srlen gr do rulamaz. Bu konuda bkz. ( ///.mu'/6adi'in Haleb 1350 basks, s. 288.

94

ELR :AB Elkab, lakab kelimesinin Lugatta bir ahsn, asl ismi dnda msemma oldu u baka bir isme denir. Ayn kkten kullanlan tellsib, bir kimseye lakab vazetmek, telalcicub ise lakablanmak manasna gelir'''. Hadis ilminde, bilhassa bu filmin ricale taalluk eden k smlarnda, lakablara ayr bir ihtimam gsterilmi , isim ve lakablanyle hret kazanm hadis ricali iin mstakil biyografik kitaplar tasnif edilmi tir. Hadisilerin bu konu zerinde hassasiyetle durmalar nn balca sebebi, hadis rivayet eden kimselere verilmi lakablarn baz kimseler tarafndan kartrlmas ve ok defa isim zannedilmesidir. Lakablar bilmeyen kimseler, baz yerde ismini, baz yerde de lakab m grdkleri bir ravinin ayr ayr ahslar olduu zehabna kaplrlar. Mesela (Abdullah bn Ebi Mily. veya `Abbad bn Ebi lih, ismi ve lakab kartrlan ve ayr ahslar oldu u zannna varlan kimselerden biridir. Asl nda `Abbd, cAbdullah'n lakab dr; bazan (Abbad lakablyle ve bazan da 'Abdullah ismiyle zikredilir 3 ". Bir ahsn, houna gitmiyecek bir isimle lakabland rlmas genellikle caiz grlmemi tir. Ancak gybet kasd olmakszn bir ahsa lakab vermek baz imamlar tarafndan ho karlanmtr'''. islmiyette ilk defa zikrolunan lakab Elya Bekr e - iddik'n lakab olmu ve ona (Atik denilmi tir; ancak bu lakabm ona niin verildii kesinlikle tesbit olunamamtr. Bazlar , yznn atakati, yani gzelli i dolaysyle 'Atik denildi ini sylemiler, bazlar da (Atiku'llah demilerdir'". Lakablardan baz larnn sebebi bilinmekle beraber, baz lar da, yukarki misalde grld gibi bilinmemektedir. Bu konu ile ilgili olarak telif edilen kitaplarda" 4 bilinen telkib sebepleri ayr ayr aklanmtr. Misal olmak zere burada baz isim ve lakablar zikredece iz.
310. Bkz. Kamus tercemesi, I. 491. 311. Bkz. ez-Zehebi, : (cAbbrd bn Ebi lih es-Semmrn), II. 10; bn Ebi 11im, Kitr bu'l-cer4 : (cAbbrd bn Zekvk, ve huve bn Ebi lih es-Semmffil, rav canhu Hueym fekrde: Hadde e.ffi 'Abdullah bn Ebi rlil. Ve yukrlu li-`Abdillah `Abbrd...), III. 1, 78. 312. Es-Suy-41, Tedrlb, s. 459. 313. Bkz. Ma`rifet s. 210; el-Hrkim'den naklen es-Suyti, Tedrib, s. 459. 314. Ebii Bekr e-irazI, (O. 411) Ebu'l-Fa4 el-Feleki, (. 427,8) ebu'l-Ferec eyhulislam bn Hacer gibi baz imamlar bu konuda kitap telif etmi lerdir. E -irrzi'nin Munteha'l-ker al f imarifet e4rbi'r-ricU adl kitabnn, bn Hacer ve el-Feleki'nin teliflerinden nce ilk byk kitap olduu sylenir. bn Hacer, kendinden nceki teliflerin hulsas n cemederek baz ilveler yapm ve kitabna Nuzhetu'l-elbab adn vermitir. Es-Suyti'nin de bu konuda Ke fu'n-niVib `ani'l-elVb adl bir kitab vardr. (Bkz. el- KettrnI, er-Risciletu't-mustalrafa, s. 90).

95

Mu<aviye hn (Abdi'l-Kerim ez-: Mekke yolunda arp yolunu kaybetti i iin ez-?.al ismiyle telkib edilmi tir. Aslnda zal, dalalette kalm kimseye denir. `Abdullah hn Muhammed ez-?dif: Vcuta zay f bir kimse olduu iin e?-Za`if denilmi tir; yoksa hadis ynnden zay f olduu iin de il. Baz lar da zabt ve itkan n iddeti dolays yle ezdad bab ndan telkib olundu unu sylemi lerdir. cAbdu'l-Gani bn Said bu hususa i aret ederek iki byk adam n kabih lakablarla telkib edildiklerini sylemi tir ki bunlardan biri ez-Zal di eri de ez-?a'if(tir. Muhammed bnu'l-Fazl Rbu'n-Numan es-Sedsi ckrim: Abid, sahil ve arametten uzak bir kimse olmakla beraber "fsid" manas na gelen 'Alim ismiyle telkibedilmi tir. Ynus bn Yezid badeti dolay syle idi. Tabi'andan rivayet eden zay f bir ki i denilmi tir.

Ynus bn Muhammed e - adiik: S ar-i etbadan kezzab (yalanc) bir kimse oldu u halde e - adk lakab verilmi tir. Yunus el-Keziib: Ahmed bn Hanbel devrinde ya am sika (gvenilir) bir kimse idi. H fz ve itkan dolaysyle kezb denilmi tir. ENik Hadis rivayetinde ok kullanlan abberana kelimesinin k saltlm ekilidir. Bu ve buna benzer tabirler, rivayette daima tekerrr etti i iin, hadisiler, iltibasa meydan vermiyecek ekilde, her tabir iin birer remz tesbit etmi ler ve isnadlarda daima bu k saltlm ekilleri yazmlardr. El-Beyhaki ve di er baz hadisile , atberanciya dellet etmek zere nan harfinden nce bir de b' harfi ilave ederek bena eklini kullanm larsa da umumiyetle bu ziyade harfe lzum olmad ileri srlmtr. Es-Suytrnin ifadesinden anla ldna gre, ilave edilen VI' harfi badde end kelimesinin ksalt lm olan ena remzi ile kar t rlmamas iindir315 . Keza baz maribi hatt nda nan harfinden nce ra' veya hcr harflerinin ilave edildi i de grlm , fakat bu rumuzlar hadisiler aras nda uyubulmam tr. At beranci kelimesinin en ok kullanlan ve en ok hret kazanan k saltlm ekli, yukar da zikretti imiz ena eklidir3 ".
-

ENBE'EN - Nebe' (haber) kknden "bize haber verdi" manasnda kullanlan bir rivayet tabiridirm. Hadis tahammlnn e itli
315. Bzk. esSuyti, Tedril, s. 302. s. 180; esSuyti, Tedrib, s. 302; elIAsimi, Ravd du'316. ibnu' alall, tabdi, s. 193. 317. Rivayet tabirleri ile ilgili genel manda bilgi iin bkz. Abberan a.

96

yollan gzden geirilecek olursa, baz itirazlara u ramakla beraber, enbe'end tabirinin, bir ok tahamml yollar nda kullanld grlecektir. Mesela Ibnu' aMh,elKaza ciyaz'dan enbe'enii tabirinin, di er baz tabirlele birlikte bizzat eyhin azndan iitilmek suretiyle alnan hadislerin rivayetinde kullan labileceine dair bir sz nakleder 318 . Bununla beraber elcIraki, cIyaz'm bu gr ne itiraz ederek enbe'enamn, icazet tarikyle alnan hadislerin ivayetine tahsis edilmesinden sonra, semac yolu ile al nan hadisler iin istimalinin, bu hadislerin icazet tarikyle alnd zanmn uyandraca m sylemitir319. Filvaki, enNevevi d Talcrib'inde ve ona teb'an es Suyti TedrIbinde, enbe'en' tabirinin, mteahhran tarafndan icazete .tlak olunmu bir stlah olduunu belirtmilerdi ". Yine es-Suyatrnin ifadesine gre, mtekaddinranun nazarnda enbe'enii, ahberana ayarndadr. El(Iraki itiraz etmekle beraber, me hur hadis imamlar ndan ube, (Iyaz'm ifadesine gre, icazetle rivayet etti i hadislerde bazan enbe'end bazan da ahberand tabirlerini kullanmtrm. ERBEceN Lugatta "krk" saysna dellet eden erbe`an kelimesi, hadis tarihinde, krk hadisi ihtiva eden mecmualara verilmi bir isim olarak hret kazanmtr. Krk hadis mecmualar , Hazreti Peygamberden rivayet edilen son derece zay f bir hadise istinaden oltaya kmtr. Bu hadisten anla ldna gre, Hazreti Peygamber yle buyurmutur: Men hafita <alC ummeti erbectne hadi en men emri diniha be caehu'llahu ta<tdd yerme'lh yameti fi zumreti'lculemC 'i ve'lfuldtha. (Her kim ummetim iin dinine dair k rk hadis hfzederse, Allah Ta'ala onu kyamet gnnde ulem ve fukah zmresi arasmda ba'seder). Bu hadisin baz varyantlarnda, Hazreti Peygamberin son ibare yerine "kyamet gnnde onun iin efaat ve ehadet ederim" dedi i de ileri srlmtr. Ancak, hibir muteber hadis kitab nda yer almayan bu zayf hadis, pek ok kimsenin ya k yamette alim ve fakih zmresi aras nda ba'solunmak, yahutta Hazreti Peygamberin efaat ve ehadetine nail olmak iin, harekete gemesine ve k rk hadis ihtiva eden kitaplar hazrlamasna sebep olmu tur. Haci Ifalife'nin Kefu'i--2uniin adl me318. Bkz. `LT1(mu'lhadis, s. 118. ElIgzi `Iy'n bu sz iin bkz. 319. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 239. 320. Aym eser, s. 275. s. 122.

321. Ayn yer. Elgrkfnin itiraz , u`be'nin, icazeti bir tahammul yolu olarak makbul saymamas ynndendir. Icazeti makbul saymaymca, onun, bu yolla hadis rivayet etmeyece i ve dolaysyle aym manda olmak zere enbe'end ve ageran tabirlerini kullanmayaca tabiidir.

97

hur eserinde en-Nevevi'den naklen zikretti ine gre (I. 77), ilk Erbetan tasnif eden kimse, 'Abdullah Ibnu'l-Mubarek'tir (. 181). Daha sonraki asrlarda Erbecan tasnifi hi durmadan devam etmi tir. Tasnif olunan Erbecnlar a asnda en me hur olan, phesiz, Muhyiddin Yahya bn Seref en-Nevevi (. 676) nin Erbectine hadien denilen ve el-Erbec- ne'n-Neveviye ad ile tannan tasnifidir. Erbe`fn lar, umumiyetle, belirli bir konu hakknda Hazreti Peygamberden varid olan hadisleri biraraya getirmi ve mesela bazlar usl-i dine,bazlar fura, baz lar cihada, bazlar zhd ve dba ait hadisleri toplam olduklar halde, en-Nevevi, Erbecnunu btn bu konulardan setii, ou el-BuharI ve Muslim'in abiltlerinde de bulunan hadislerden meydana getirmi tir. Ezbe lenmesini kolayla trmak iin zikrettii hadislerin isnadlarm hazfetmeyi de uygun bulmu tur. Erbecinlar arasnda byk hret kazanan bu eser, pek ok imamm, zerine erhler yazmasna da mazhar olmutur. Haci Halife, Ke fu'i-Zunan'unda (1.59) bu erhleri zikreder. Ebu'l-`Abbas Ahmed (O. 699) nin, Necmu'd-Din Suleyman bn cAbdi'l-laviy et-Taff. (. 710) nin, Tacu'd-Din `Omer bn el-Fakihi (. 731) nin, Zeynu'd-Din elMalati (. 788) nin, Yasuf bnu'l-Hasan et-Tebrizi (O. 804) nin, Burhanu'd-Din Ibrahim bn Ahmed (O. 851) in, Ebr Haf el-Belbisi'nin erhleri bunlardan baz lardr. Prof. Dr. Abdulkadir Karahan' n krk hadis eserlerine tahsis edilmi slam-Trk Edebiyat nda Krk Hadis (stanbul 1954) adl bir kitab, bu konuda daha geni bilgi edinmek isteyenler iin ba vurabilecekleri byk ve kymetli bir eserdir. ERCAHU'L-ESANID - Isnadlarn en iyisi ve en do rusu olmak bakmndan tercih olunanlar manas nda kullanlan bu tabir iin bkz.: Asahhu'l-esanid. ERCer EN LA BE'SE B H - Hadis rvilerinin cerh ve tadilinde kullanlan ve onlarn hadis rivayetinde gvenilir olmak veya olmamak bakmndan mertebelerine dellet eden tabirlerden biridir. Yeri geldike aklanaca zere, cerh ve t adil ulemas , hadis ravilerini eitli ynlerden tenkide tbi tutmu lar, adalet ve zabt bak mndan herbirini mertebelere ayrmlardr. Mesela bir kimse hakk nda ika, ~an veya ebt denildii zaman, o kimsenin adalet ve zabt ynnden en yksek mertebede oldu u aklanmtr. Ibnu's-Salah' n ifadesine gre, cerh ve tadilde kullan lan bu lafzlar, en gzel bir ekilde bn 98

Eh! HAtim ta afndan tertibedilmitir322. Gerek bn Ebi 1.-Itim'e ve gerekse ona tabi olan Ibnu' alh'a gre, tadile dellet eden laf zlarla tecrihe dellet eden lafzlar drder mertebeye ayr lmtr. Her mertebe, kendinden nceki mertebenin dnundadr" 3. Ercii en lj be'se bihi ibaresine gelince, "temenni olunur ki onda bir beis grmyorum" manasma gelen bu lafz, Ibnu' alh ta afndan zikri ihmal edilen di er bir ok lafzla arasnda yer alr. Ancak bu lafz m dlamu bihi be'sen lafzyle ayn mertebede gren esSuyti, onun, tecrih lafalarmn ilk, yahutta tddil lafzlarnn son mertebesinde yer alabilece ine iaret eder 324. E1cIr4i'ye gre ise, bu lafz, tadilin daha yksek bir mertebesindedir 325 . Ibnu' alb'm Illm'u zerine yapt etTaliyld ve'1-1011 adh erhinde de elcIrki, bu lafz nc veya drdnc mertebelerinden addetmi tir326. ESBABU'LIJADISMteahhr hadis ulemas arasnda telifine balanan, hadislerin sebebi viirdu ile ilgili bir konudur. Kur'n yetlerinin nzl sebepleri bulundu u gibi, hadislerin de vrd sebepleri vardr ve Hazreti Peygamber, bir ok hadisini e itli sebeplere binen sylemitir. Ancak bu sebepler, hadislerin metninde ok defa zikredilmez Mesela: nneme'ld ndlu bi'nniycit hadisi, elBuhrrnin ab./4'teki ilk mehur hadisini tekil eder; fakat hadisin ne maksatla sylendi i metinden anlalmaz. Bununla beraber, hadislerin vrd sebeplerini ara tranlar, mezksr hadisle ilgili u kssay bulurlar: Bir ahs, Umm lays isminde bir kadnla evlenmek ister; ancak kad n, bu adamn Mekkeden Medine'ye hicret etmesi artyle onunla evlenebilece ini syler. Adam bu art kabul ederek Medine'ye gider ve orada kad nla evlenir. Bu hdiseden sonradr ki adama Muhciciru Ummi .Kays (Umm Rays Muhaciri) ad verilmitir327 . Islmiyetin bidayetinde buna benzer hadiselerin sk sk tekerrr etti i ve bir ok kimsenin, ya evlenmek kasdyle, yahutta ticaret veya herhangi bir dnyevi gaye ile Medine'ye gt grlr. te Hazreti Peygember, bu hdiseler sebebiyledir ki amellerin veya yap lan ilerin, onlar yapanlarn niyetlerine gre
322. `Abdurrahman !bn Ebi Wtim Muhammed bn dris etTemlml erltrzI, 327 senesinde vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. e Zehebi, Tezkire, II. 829-831. s. 110. 323. Bkz. bn Ebi I itim, Kitabu'l cerk I. 1,37; Ibnu'alEh, 324. Bkz. Tedra), s. 234. 325. Aym ye . 326. ElIrtiki'nin bu eseri, `Ulf mulbadiiin 11aleb 1350 basksnda yer almtr. Bkz. s. 138. 327. Bkz. bn Hacer, Fetbu'l brf, I. 13.
,

99

deerlendirilece ini ve bu niyetlerdeki ihlas ve samimiyyete gre insanlarn mkafatland rlacan yukar da mezkr hadisiyle haber vermi tir. phesiz, Allah ve Rasl iin Medine'ye hicret eden bir ahsn ameli ile, evlenece i kadn dnerek hicret eden bir ahsn ameli arasnda byk fark vard r; nk bu iki ahsn niyetleri birbirinden ok farkldr. Keza dnya zevki iin hicret edip evlenmeyi d nen bir kimse ile, evlenece i kadn mslman yapmay dnen, yahut kadnn mslman kiilii yannda kendi kiiliini bulacan hesabeden ve bu gaye ile hicreti gze alan kimsenin niyet ve amelleri aras nda yine ayn fark mevcuttur. Baz hadislerin sebebi vrdlar da, hadis metinlerinde a ka grlr. Mesela Cebra'11 (A.S.) in gelip, iman, Islam ve ihsan n manalarn' sormas Hazreti peygamberin de bunlar cevaplandrmas ; her hangi bir sahabinin, bir mesele hakk nda bilgi istemesi, yahut herhangi bir sahabide grlen yanl ve hatal bir hareketin Hazreti Peygamber tarafndan dzeltilmesi gibi e itli hadiseler, hadislerin sebebi vl adu olarak onlar nakleden sahabilerin szleriyle birlikte hadis metinlerinde yer ahr 328. Hadislerin vrd sebeplerinin bilinmesinde byk faydalar mlhaza edilmi tir. nk sebebin bilinmesiyle, her eyden nce, mesele ile ilgili fkhi hkm tebeyyn eder; daha do rusu, hadisin kolayca anlalmasnu sa lar ve benzer meselelerde tatbikat n kolaylatnr. Ebu 1.1afs elcUkberi329 ve Eb Hamid bn Ktah elCevbari"nin, hadislerin sebebi vrdlarm biraraya getiren telifleri vard r. EBET(Bkz.: ebt). ESBETU'LESANID(Bkz.: Asahlru'les ESBETU'NNAS "nsanlarn en salam ve en gveniliri" manasnda, hadis rvilerinin tadili iin kullan lan tabirlerden biridir. Bu tabir, tadilin en yksek mertebesinde yer alm olmakla beraber, gerek bu mertebeleri ilk defa vazeden bn Ebi Uatim33 ' de ve gerek328. Bkz. bn Hamza elBeyCm ve' ta`rif f l esbdbi kaddime), s. 3. Keza bkz. esSuyag, Tedrib, s. 540. eerrf, (mu-

329. 'Abdullah Ibnu'lIjuseyn el` kberi (0. 616), tercemesi iin bkz. bn Iiallkn, Vafeydtu'ltcytm, II. 286-287; bn Receb, Zeylun 'ald Tabal.ulti'l ljandbile, II. 109-120.

330. Bkz. es-Suyi-44 Tedrib, s. 540. 331. Bkz. Kitr bu'leerh ve'ttddil, I. 1, 37.

100

se, bn EM tasnifine daha yksek bir mertebe ilave eden ezZehebi"" de grlmez. Biraz daha a klamak gerekirse, bn Ebi tadil elfazn drt mertebeye ay rm, ilk mertebede en gvenilir rvileri tavsif etmek iin baz tabirler sralamtr. (Sika, mutkm, sebtun, Imccetun gibi) kinci, nc ve drdnc mertebele de de, kendilerinden bir evvelki mertebelerin dnunda tadile dellet eden eitli tabirler yer alm tr"'. Ancak, birinci mertebede yer alan tabirleri, gvenilir ravilerin tavsifi iin kifayetsiz bulan ezZehebi, bu mertebenin de stnde bir ba ka mertebe ilave etmi ve bunu birinci mertebeden saymtn 334 . Bu suretle bn Ebi Hatim'in birinci mertebesi, ezZehebi tertibinde ikinci mertebe olmu tur. EzZehebrye gre, birinci mertebede yer alan tabirler, ya ikinci mertebede yer alan elfazdan birinin te'kid maksad yle tekrar (sikatun sikatun, veya sebtun sebtun gibi), yahutta bu elfazdan birine bir di erinin ilavesinden ibarettir ( ikatun ebtun, ebtun sikatun, sebtun mutkmun gibi). bn Hacer el<Askalani'" ise, ezZehebrnin de birinci mertebesini kifayetsiz bularak ondan stn bir mertebe ilave etmi tir. Bu suretle bn Ebi Halim'in birinci mertebesi, ezZehebrde ikinci, bn Hacer'de ise nc mertebe olmutur. bn Hacer'in birinci mertebesinde yer alan tadil elfaz, efcal vezninde gelen tabirlerdir (evsak, e bet, etkan Buna gre, bizim burada i aret etmek istedi imiz ebetu'nnds tabiri, bn Ebi Hatim'in ve ezZehebrnin tasniflerinde yer almayan, fakat b Hacerin tasnifinde ta'dilin en yksek mertebesine dellet eden bir ibaredir. ESER Eser, lugatta bir nesnenin yerinde kalan bak yyesine denir. Bu manda mesela ra'eytu esere'ddar denildii zaman, evin bakyyesi anlalr337. o ulu a ar ve asa'. gelir. Keza eser, haber ve hadis manasna mstameldir ki menkul canhten bak yyedir. Bu manda semi(tu minhu'le er denildii zaman "ondan haber i itmi olduu" anlalr.
332. Bkz. Miznu'l-i`tidl, I. 4. 333. Bkz. Kitbu'l-cerh ve't-tddll, I. 1, 37. 334. Bkz. Miznu'l-i'tidl, I. 4. 335. Hicri 852 senesinde vefat eden tim Hacer el-`Askalnrnin tercemesi iin bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 9-17. 336. Bkz. ayn eser, s. 95. 337. Kamus tercemesi, II. 116. Kur'an' Kerimin ve nektubu m haddem ve rehum (Yasin sresi, 12) yetinde ve nektubu srahum ibaresi bu manda kullan lmtr. Yani "iyi veya kt yapp terkettikleri amelleri yazar z". (Bkz. bn Maniiir, Listnu'l-`Arab, IV. 6).

101

Hadis ve Sunnete e er tlak bu mandadr338 . Yine bu manda eser, masdar olarak riviiyet'in karldr ve eere'lhadie denildii zaman ravjihu (onu ba kasna nakletti, rivayet etti) mans anlahr. Ayn man, bn Ebi havric aleyhindeki veli bak ye minkum eserun (iinizde hadis rivayet edecek bir rvi veya muhbir kalmam ) du'as ile Ebii Sufyn' n levl en ye'serii canni 31kezibe (benden yalan nakletmeselerdi) eklindeki sznde de grlr 339 . Bu aklamadan anla lyor ki eser kelimesi haber'in mradifidir. Ancak Hors'n fukahas, bu kelimeyi sahabeden mevidif olarak gelen haberlere tlak etmi , merfda da haber demilerdir. Yani onlara gre Hazreti Peygamberin szlerine haber, sahabenin szlerine ( nevkfif) de eer denir34. bn Hacer, hem mevicrif'a ve hem de malet<a eser denildiine i aret eder 341 . EnNevevi'ye gre ise, haber, ister merfii=, ister metldif ve ister malctiic olsun, muhaddisler nazarnda hepsi de e erdir. ESMA.'(Bkz.: Esm' ve Kun). ESMA.' VE KUNA. simleriyle hret kazanm hadis rvilerinin knyelerinin, veya knyeleriyle hret kazanm olanlarn da isimlerinin bilinmesi, hadis ilminde nemli bir konu te kil eder. nk ismiyle hret kazanm olan bir rvinin bazan knyesiyle, yahut knyesiyle hret kazanm olan bir rvinin de ismiyle zikredilmesi, knyeyi ve ismi bilmiyenleri tereddde sevkeder ve bu rvinin ayr ayr ahslar olduu zannn uyandrr. Baz isndlarda grld gibi, isim ve knye beraberce zikredildi i zaman, ikisinden birini bilmiyen bir kimse, yine ayr ahslar olduu zannyle isim ve knyeyi ayrmaa kalkn Mesel Elf Hanife tarik yle Ms bn <A'ie'den u fe'inne lariretehu lehu hadisi rivayet etmi tir: Men all larcretun. ElHkim'in ifadesine gre, hadisin isnd nda grlen 'Abdullah bn Seddd'n knyesi Ebu'lVelid'tir ve ismiyle birlikte zikredilmitir. Fakat knyeye vak f olmayan bir rvi, 'Abdullah ve Ebu'lVelid'in ayr ahslar olduunu zannetmi ve `Abdullah bn eddd can Ebi'lVelld diyerek isim ve knyeyi Can harfi ile ayrmtr. Ashnda isndm 'Abdullah bn eddd huve Ebu'lVelid olmas gerekirdi. Bazan da bunun tamamiyle aksi hatalar n vukubulduu grlr. Ebl Usmenin Hammd bnu'sS'ib esSb k'tan rivayeti gibi, En338. 339. 340. 341. Bkz. Kamus tercemesi, II. 116. bn Manifr, Lisiinu'l `Arab, IV. 6. Bkz. es-Suriti, Teddb, s. 109. Bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 78.
-

102

Nes'I bu isndla bir hadis nakletmi ve can Ebi Ust me klammrd budsScrib diyerek knye ile isim aras ndaki can harfini kaldrm ve iki ayr ahs tek bir ahs olarak gstermi tir. Aslnda isnd can Ebi Usame

`an Hammad tir342.


Konunun ehemmiyetine binen bir ok kimse, rvilerin isim ve knyelerine dair mstekl eserler tasnif etmi lerdir. 'Ali Ibnu'lMedini 343, Muslim bnu'luacce 344 , enNes'1. 345, Eb Almed3", bn Mende347, Eb Bir edDlbI 348 bunlardan bazlardr. E1I3kim Eb Almed'in kitab , ismi bilinen ve bilinmeyen rvileri zikretti i iin dierlerinden daha faydal dn. Muslim ve enNesi ise, yalnz ismi bilinen rvileri zikretmi lerdir349. Musannflarn knye ile ilgili bu eit eserlerinde takip ettikleri usl, umumiyetle, knyeleri "elif" ten bahyarak harf s rasna gre zikredip, kar snda, her knyenin ait olduu ismi gstermektir. ibnu's alh, knye shiplerini dokuz gruba ay rm ve her biri iin misaller vermi tir35. 1. Knyeleriyle isimlenen rviler. Bunlarn, knyelerinden baka isimleri yoktur ve iki ksma ayrlrlar: a) isim yerinde kullan lan knyeden baka knyesi olanlar; Bunlarn, bir de sanki knyelerinin knyesi vard r. Medineli Fukahr-i sebcadan olan ve "Bhibu Rurey " lakab ile tannan Eb Bekr 'Ah342. Es-Suyiiti, Tedrib, s. 450. 343. 'AB Ibnu'l Medini (O. 234), tercemesi iin bkz. 33 No. lu dipnot. 344. Muslim /bnu'l-1.1acce (O. 261), tercemesi iin bkz. el-Badrdl, Tdrqu Badld, XIII. 100-104; bn EM Yagr, Tabakdtu'l-klandbile, I. 337; bn Hallikn, Vafeyiit, IV. 280-282; ez-Zehebi, Tezkire, I. 588-590; bn Ijacer, Tehzib, X. 126-128. 345. En-Nesn (O. 303), tercemesi iin bkz. bn ljallikgm, Vafeyit, I. 59-60; eg-Zehebl, Tezkire, I. 698-701; bn Hacer, Tehlb, I. 36-39; es-Subki, Tabalsitte-dfi` yye; II. 83-84; bn Keir, el-Biddye, XI. 123-124. 346. Eb Ahmed el-11Mcim, Muhammed bn Muhammed bn ishls en-Neys8brl (. 378), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, II. 976-979. 347. bn Mende Eha `Abdillah Muhammed bn IslAk (. 395), tercemesi iin bkz. eg-ZehebI Tezkire, II. 1031-1036. 348. Eb Bir Muhammed bn Ahmed el-Enirl ed-Dr4bi (O. 310), tercemesi iin bkz. elZehebi, Tezkire, I. 759-760. 349. Bkz. es-Suyikg, Tedrib, s. 451. Keza bkz. el-KetUni, er-Risaetu'l-mustalrafa, s. 90-91. 350. Bkz. s. 297 vd.

103

durrahman huni-Haris bn Hi am el-Maln-1mi bunlardandr. Ebu Bekr, bu zatn ismidir; knyesi ise, Eb <Abdirrahmadd r35. Bir baka misal Eb l Bekr bn Muhammed bn <Amr bn Hazm Mehur sahabi. ( Amr bn klazm'n torunu olan bu zat n ismi Eb Bekr, knyesi de Eb Muhammed'tir. Baz lar onun, ismi olan knyeden baka knyesi olmadn sylerle "2. b) Isim yerinde kullanlan knyeden ba ka knyesi olmayanlar: Ebu Bilal el-E cari 353 ve Ebu Ha in bn Yahya. bn Suleyman erRazi"4 gibi ki bunlarn isimleri yoktur ve knyeleri isimleridir. 2. Knyesiyle maruf olan, fakat ayr ca ismi olup olmad bied-Di'ull" (veya ed-Du'eli) Eb Mulinmeyenler: Ebu Unas veyhibe, Ebn eybe el-ljudri (bunlar sahabidir ve bu sonuncusu stanbul muhasarasma kat lm ve orada ehid dm tr); sahabi dndakilere misal, Enes bn Malik'ten rivayet eden Ebul-Ebyaz, bn (Omer'in klesi Eb Bekr bn Nafi`, <Abdullah bn 'Am" klesi Ebu'n-Necib, Ebu Harb bn Ebi'l-Esved ed-Du'eli'dir. 3. Bir knye ile lakablananlar ve bu lakabtan ba ka isim ve knyesi olanlar: Eb Turab <Ali bn Ebi Talib Ebu'1-I-Jasan" 5, Ebu'zZinad <Abdullah bn Zekvan Ebu <Abdirrahman 35t , Ebu'r-Rical Muhammed bn `Abdirrahman Eb cAbdirralman357 , Ebu Tumeyle Yahya bn Yazl, Ebu. Muhammed"' gibi, ki birinci isimde Ebn Turab (Alr351. El-lrlF1, bnu'- all'a yazd et-Takyid ve'/-4l'nda, ibnu' -Sall'm Ebn Bekr hakknda verdi i bu habere itiraz eder ve bunun, el-Bul rI tarafndan Eb Bekr'in klesi Sumey'den naklen Trffi'inde rivayet edildi ini ve zayf oldu unu syler. El-lrkrye gre bu hususta iki rivayet daha vard r. Yine el-Buhri taraf ndan nakledilen bu rivayetlerden birine Kitllne/gre, Eb Bekr knyesi, Muhammed ismidir. Daha do ru olan ve bn Ebi ve't-tddiTcle, bn lbbn'n Kittbu's-siVt'ta tercih ettikleri ikinci rivayete gre de ismi cerlft Haleb 1350 ne ri, s. knyesidir. Bkz. Ad geen eser iin Ibnu's- all'm 322-323. 352. Bkz. bnu' -all, `Ulrnu'l-4adlz, s. 297. 353. EM Bill el-E'ari el-Kfi ((O. 222) hakk nda bkz. ey-Zehebi, Miz'dnu'l-i`tidiil, IV. 507. Burada ez-ZehebI, isminin Mirds bn Muhammed olduunun sylendiine, bazlarmn Muhammed, bazlarnn da 'Abdullah olduunu sylediklerine i aret etmitir. 354. bnu's-all'm belirtti ine gre, Eb Ijtim er-RzI Eb Da in'e ismi olup olmadn s. 298. sormu, o da "hayr, ismim ve knyem birdir" demi tin Bkz. tercemesi iin bkz. bn lacer, el-icibe, IV. 269 355. Ayn eser, s. 299. 'Ali bn Ebi 271. -ZehebI, Tezkire, I. 10-12. 356. Ebu'z-Zind 'Abdullah bn Zekvin (O. 131), tercemesi iin bkz. ev-Zehebi, Tezkire, I. 134-135. 357. Bkz. Ibn Hacer, Tellga, IX. 295-296. 358. Yahya Ibn Vazih el-Mervezi, bkz. e-Zehebi, Tezkire, IV. 413; Ibn Hacer, Tehz1b, X. 293-294.

104

nin lakab, Ebu'lHasan ise knyesidir. kinci isimde Ebu'zZind lakab, Ebn (Abdirrabanan knye, keza nc ve drdnc isimlerde Ebu'rRicl ve Eb Tumeyle lakab, Eb (Abdirral man ve DA Muhammed knyedir. 4. ki ve daha fazla knyesi olanlar: Me hur hadis imamlarndan (Abdu'lMelik bn `Abdi'l`Aziz bn Curayc gibi ki, Eb Halid ve Ebu'lVelid olmak zere iki knyesi vardr. ibnu's alh da, eyhi Man r bn enNeysbrrnin knyesi bulundu unu ve bu knyelerin Eb Bekr, Ebu'lFeth ve Ebu'lKs m olduunu sylemitir"9. 5. smi bilindii halde knyesi zerinde ihtilf olunan ve iki veya daha fazla knyesi oldu u ileri srlen kimseler: Usme bn Zeyd36 gibi. Bazlarna gre knyesi Eb Zeyd'tir; baz lar da Eb Muhammed, Eb (Abdillah, veya Eb Ilrice oldu unu sylemi lerdir. Keza yine sahabeden Ubeyy bn Kag'm knyesi zerinde ihtilf edilmi , bazlar onun Ebu'lMunzir, bazlar da Ebu'tTufey1 oldu unu ileri elHerevi'nin bu konuda telif srmlerdir361 . (Abdullah bn ettii bir de muhtasar vardr36z. 6. Knyesi bilindi i halde ismi zerinde ihtilf olunan kimseler: Sahabi Ebu Ba ra elGfri bunlardandr. Isminin Cemil bn Ba ra olduu sylenmi, bazlar da dorusunun 11umey1 oldu unu ileri srmlerdir. Yine mehm sahabilerden Eb Hurayra'n n ismi zerinde ihtilf olunmu ve eitli isimler ileri srlm tr. bn (Abdi'lBerr'e gre hem- Eb Hurayra'nm, hem de babas nn ismi hakknda yirmiye yakn gr ileri srlm olmakla beraber bunlardan hibirisinin kesinlik ifade etmedi i anlalmaktadr. Ancak 'Abdullah veya 'Abdurrahman isimleri islm devrinde Eb l Hurayra'nn ismi olarak akla daha yakn gelebilir. Nitekim bn islk da, onun isminin (Abdurrahman bn ahr oldu unu sylemi, dier btn mellifler de, isim ve knyeye tahsis ettikleri eserlerinde, bn islVa istinaden (Abdurrahman bn ahr ismini tercih etmi lerdir'''. 7. Nadir olsa bile, hem knyesi, hem de ismi zerinde ihtilf olunan kimseler( Hazreti Peygamberin klesi Sefine bunlardand r.
359. 360. 361. 362. 363. Bkz. Ibm's- alab, s. 299. UsEme bn Zeyd, tercemesi iin bkz. bn Hacer, el-Idbe, I. 29. Keza bkz. ayn eser, I. 16-17. Es-Suyrg, Tedrib, s. 453. bn `Abdi'l-Berr, el-Istrdb, II. 718; bn Hacer, el-Idbe, VII. 199.

105

Bazlar isminin <Umeyr, baz lar lih, bazlar da Mihrn olduunu sylemilerdir. bn Hacer sahabilere tahsis etti i el- dbe adl eserinde, Sefine'nin yirmiden fazla de iik ismini zikretmitir364. Knyesi de kesinlikle bilinmeyen bu sahabi hakk nda, bazlar Eb `Abdirrabman, bazlar da Ebul-Bubteri demi lerdir. 8. Ne knyesi ve ne de ismi zerinde hibir ihtilf bulunmayan ve her ikisiyle de hret kazanan kimseler: Sufyn es-Sevri, Mlik bn Enes, Muhammed bn Idris e-Safiti, Almed bn Hanbel ile Eb Hanife en-Nu(mn bn Sbit ve daha bir ok hadis imam, ayn zamanda Eb (Abdillah knyesiyle de hret kazanmlardr. 9. smi bilinmekle beraber, yaln z knyesiyle hret kazananlar: smi (Anr olduu halde Eb isl4 es-Sebici ve Muslim olduu halde Ebu'-Zub knyesiyle tan nanlar bunla dandr. bn `Abdi'l-Berr'in bu konuya tahsis etti i gzel bir eseri vard r3". bn Hacer tarafndan dokuz ksmda zikredilen ve knyesiyle tannm olan bu hadisiler yannda bir de knyeleri bilinmeyen veya bilinse bile isimleriyle hret kazanan kimseler vard r. Hadis ricali ile ilgili mstekl kitaplar meydana getirmi olanlar, bunlar hakk nda da kitap tasnif etmi lerdir. Ancak bu konuda tasnif edilen kitap, di erlerine nisbetle daha azdr'''. Bunun sebebi, herhalde isimleriyle hret kazanan hadisilerin, knyeleriyle hret kazananlar aras nda mtala edilmi olmalardr Nitekim el-grlsi, Takyld'inde ibnu' -Sa1511'm bu tasnifine i aretle, isimleri maruf olan fakat knyeleri bilinmeyen bu ricalin, yukarda zikredilen dokuz gruptan be inci ksm iinde ele al nmasnn daha doru olacan belirtmitir 367 . Bilindii gibi beinci ksmda ismi bilindii halde knyesi zerinde ihtilf olunan ve iki veya daha ziyade knyesi oldu u ileri srlen kimseler ele al nmtr. ETKAN - Hadis rvilerinin tadilinde kullan lan tabirlerden birin dir. Lugatta bir eyi sbit ve muhkem eylemek mansma gelen itid kknden efcal vezninde bir kelimedir. bn Ebi Htim ve ez-Zehebrnin, rvilerir cerh ve ta'diline dellet etmek ve hadis rivayetinde gvenilir olup olmad klarn gstermek
364. 365. tabn 366. bn Hacer, el-abe, 111. 109. Bkz. el-Kettni, er-Ris le el-Mustatrafa, s. 91. El-KettnNin bildirdiine gre bu kiismi el-istignii fi mdrifeti'l-kunFed r. lnu'-all, "bize ulatna gre Eb ljtim bn 1:Ibbn'n bir kitab vardr" der. Bkz. s. 303. Keza bkz. el-Kettni, er-Ristle el-Mustarrafa, s. 90-91. 367. Et-Talcyld ve'1401,1 iin bkz. laleb 1350 basks, s. 327.

106

iin baz tabirleri tasnif ettikleri malmdur 3". Ancak gvenilir rvilerin tadilinde kullanlan tabirleri yetersiz 13ulan bn Hacer, bu tabirlerin ef al veznini, hfza ve adalet ynnden en stn derecede olan rviler iin kullanm ve bu suretle ef al vezni, tadilin birinci mertebesine dellet eden bir tabir olmu tur. 369 EVSAIWNNA S " nsanlar n en gveniliri" mansmda hadis rvilerinin tadili iin kullanlan bir tabirdir Evs4, Silsa kelimesinden ef al vezninde olup tadilin birinci mertebesine dellet eder 370.

368. Bkz. Kit( bu'lcerb ve'ttaVII, I. 1, 37; Mizdnu'li`tidtil, I. 4. 369. Daha geni bilgi iin bkz. E betu'nnrts. 370. Bkz. Ebetu'nnas.

107

FERD Ferd, lugat ynnden bir, tek, veya iftin yar s manasna gelir. Hr il ferdun (bu ferddir) denildi i zaman, onun, yegane, yekdane olduu anlalr"'. Hadis stlahnda ise ferd, gerek lugat ynnden ve gerekse stlah ynnden garib'in mteradifidir (garib maddesine bkz.). Ancak stlahlar, her iki kelime aras nda, kullanllarnn azlna veya oklu una gre ayrm yapmlar ve ferd ismini ok defa Ferdi mutlak'a, garib ismini ise ferdi nisbi'ye tlak etmi lerdir. Ancak bu, kelimelerin isim olarak kullan l ynndendir. Fakat bu kelimelerden tremi fiillerin kullanl bahis konusu olduu zaman aralar nda hibir ayrm yaplmamt r. Mesela haber ister ferdi mutlak olsun, ister ferdi nisbi olsun, her ikisinde de teferrede bihi fuldnun veya arabe bihi fulcinun denilerek, ferd ve garibten tremi fiiler ayn mnda k ullanlmt r 372 . Ferdin, garibin mteradifi olarak da kullan ld gznnde bulundurulursa, kelimenin hadis stlah ynnden manas , isnadn her hangi bir yerinde 'iyisi tek kalm haber e idi olur. Ancak bu e it haberlerin tarifinde kullan lan kelime, umumiyetle garib kelimesidir ve ferd tabiri, yukarda da iaret olunduu zere, garibin ksmlar bahis konusu olduu zaman daha ok kullan lmtr (Bkz. Garib). FERD MU1JALF Adalet ve zabt ynlerinden zay f olan bir ravinin, kendisinden daha gvenilir ravilere muhalif olarak rivayeti ve bu rivayetinde tek kalmas dr. Maamafih rivayetinde bakalarna muhalefet bahis konusu olmadan ravinin ba kalarnn rivayet etmedi i bir hadisi rivayet etmesiyle tek kalmas da ferdi muhaliften say lm tr. Tabiatyle, rivayetinde tek kalan ravinin adalet ve zabt ynlerinden gvenilir bh kimse olmas halinde rivayeti ferdi muhalif kabul edilir"'.
371. Bkz. Kamus tercemesi, I. 1234; bn Manir, Lisiinu'l `Arab, III. 333. 372. Bkz. bn Hacer, Nr hbetu'l fiker erhi, s. 32. 373. Bkz. esSuyrtl, Tedrib, s. 149.

108

Ferd-i muhalif, merdud ve munker haberler cmlesinden olup ciz?n bir eididir. (Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. FERD- MUTLAK - Ferd kelimesinin, tabakalardan herhangi birinde rvisi tek kalm haberlere dellet etti i gznnde bulundurulursa, ferd-i mutlak (el-Ferdu'l-mutlak) n, tarifini verdi imiz ferd eitlerinden biri olduu anlalr. Nitekim bn Hacer, "garabet, ya senedin aslnda olur, yahutta bir ba ka tarafnda..." 374 demek suretiyle, ferdiyyetin mteradifi olarak kullan lan garabetin, isnad n bazan bir yerinde, bazan da bir ba ka yerinde grlmesi sebebiyle iki k smda mtalaa edildi ini aklar ki, bunlardan birisi ferd-i mt/als'tr ve garabetin senedin ashnda olmas eklidir. Senedin asl (aslu's-sened), kendisinden sonraki turuk ne kadar o alrsa o alsn, isnad n dnp dolat yerdir ki, evvel, mene', ahr, intih, mntehay- sened gibi tabirlerin de tlak olundu u sahabinin bulunduu taraftr. Buna gre garabetin isnad n aslnda veya evvelinde oluu, hadisi rivayet eden sahabi veya sahabiden rivayet eden tabii saysnn birden fazla olmamas dr. Yani sahabinin veya tabiinin, rivayet etti i hadisle teferrd etmesi, tek kalmas dr. Ferd-i mutlak'a misal olarak, el-Buhafi" ve Muslim tarafndan nakledilen vel'm sat ve hibesini yasaklayan bn `mer hadisi zikredilebilir. Hazreti Peygamber, kle azad ndan do an miras hakkn n satn ve hibe edilmesini bu hadisiyle nehyetmi tir375. Bu hadisi `Abdullah bn cOmer'den rivayet eden tabig 'Abdullah bn Dinar rivayetinde tek kalmtr ve bu teferrd senedin asl nda oldu u iindir ki hadis ferd-i mutlaktr. Ferd-i mutlakta bazan tek kalan raviden hadisi alan ravinin de tek kald ve bunun btn raviler boyunca veya o unda devam ettii grlr. mann hasletleriyle ilgili Elya Hurayra hadisi iki rvisi tek kalm bir hadistir: "man, yetmi -veya altm- u kadar ubedir. En stn la ilahe illa'llah szdr. En alt derecesi ise, yoldan (ta , diken vs.) eza veren eyleri kaldrmaktr. Haya da imandan bir ubedir" 376. Hazreti Peygamberden Eba Hurayra taraf ndan ivayet edilen bu hadis, Ebu Hurayra'dan Ebn Salih, Eba Salih'ten de 'Abdullah
374. Bkz. Ntehbetu'lfiker erhi, s. 31. 375. ElBulAri, ahiti, III. 120; Muslim, ahlh, II. 1145. 376. ElBubiul, ahiti, I. 8; Muslim, ahiti, I. 63.

109

bn Dinar vastasyle nakledilmitir. Gerek Ebr Salih ve gerekse 'Abdullah bn Dinar, bu hadisin rivayetinde tek kalm lard' 3". FERD- NISBL- Ferd-i nisbi, garabetin senedin ortas nda olmas halinde ortaya kan haber eididir. Nisb denilmesi, haber aslnda mehr olsa bile, teferrdn belirli bir ahsa nisbetle vukubulmas dolaysyledir. Haberin me hfir olmas ise, kendisinde teferrd etmi ravileri bulunmayan sair turuk (isnadlar) ynndendir. Mesela: Malik Ibn Enes, Naficden, Nafi' de Ibn (Omer'den bir hadis rivayet etmi olsa ve bir baka ravi de ayn hadisi mutabic olmakszn Malik'ten rivayetiyle teferrd etse, yani Malik'ten bu raviden ba ka hi kimse rivayet etmemi olsa, bu hadis, Malik'ten tek olarak rivayet eden raviye nisbetle ferd'tir. Nafi'den rivayet edenler kalabal k bir cemaat olduu takdirde, bu cemaata ve onlardan bize kadar nakleden ayni ekildeki kalabalk '<yi gurubuna nisbetle de hadis mehr olur. Bunu yle bir ema ile gstermek mmkndr:

Ukir iLe lD I
Ravi I Ravi 1 Rti.v1.

ner
Iiific

Ie:lik

rj

Ravi

I
Ray-1 (Ferd) Ravi.

1 Ravi.

Bazan da ivayetinde tek kalan raviden yine kalabal k bir cemaatm rivayet etmesi dolaysyle hadis mehcr olur. nneme'l-acmidu bi'nniyat hadisi bunlardand r. Hadisi Hazreti Peygamberden yaln z (Omer bnu'l-tlattab rivayet etmi tir. cOmer'den cAlkame, 'AllFame'den Muhammed bn brahim, Muhammed bn brahim'den de Yahya bn Sdid rivayet etmi , her biri de bu rivayetlerinde tek kalm lardr. Fakat Yahya'dan rivayet edenlerin oklu u dolaysyle hadis mehr olmutur.
377. bn Hacer, Nthbetu'lfiker erhi, s. 31.

110

FIRHU'R FaVi lugatta "bir nesneyi zihin ve f tnatla gerei gibi anlayp bilmek manasmadr" 378. Bu bakmdan, bir eyi iyi bilen ve onun limi olan kimseye ayn zamanda fakih denir379. Bu manya uygun olarak fthhu'rreivl, hadis rivayetiyle me gul olan kimsenin, rivayetin artlarn, hakikat n, eitlerini, ahkamm , rvilerin ahvalini ve artlarn, merviyyatn snflarn gere i gibi bilmesi ve bu bilgiye istinaden sahih olan hadisleri zay flarndan ayrt edebilmesidir. Hadis ilminin inceliklerini iyi bilen bir rvi, ayn zamanda helal ve harama da vak f olduu iin, Islam'n emretti ini emreder, nehyettiini de yasaklar. Nitekim Hazreti Peygamber bir hadisinde yle buyurmu tur: "Allah, bizden bir hadis i iten ve onu ba kasna nakleden kimsenin yzn ak etsin. Olabilir ki f kh hmili, onu kendisinden daha fakih bir kimseye nakleder; ve olabilir ki fkh hmili fakih deildir" 380. Bu hadiste grld gibi Hazreti Peygamberin szleri birer ilimdir ve onlardan "f kh" olarak bahsedilmektedir. Bu ilme sahip olan kimse (rvi) ise "f kh hmili" dir. Hazreti Peygamberin hadis'erini iitip hfzetmek suretiyle "fkh hmili" olan bu kimse, onlar bakalarna nakleder ve belki kendisinden daha fakih olan ve helal ve haram ynnden daha isabetli istinbatlarda bulunabilen bir kimseye nakletmi olur. Belki de bu hadisleri iyi bellemi olan kimse hi fakih deildir ve hfzetti i hadisten istifade edebilecek kaabiliyeti yoktur. Fakat onlar bakalarna, yani fakih olanlara nakletmek suretiyle, onlardan daha iyi istifade edilmesini sa lam olur. F RADIS H ZA`FUN Ravilerin cerhinde kullanlan ve hadis rivayetindeki mertebelerine dellet eden laf zlardan biridir. "Hadisinde zayflk var" manasma gelen bu tabir, cerh elfaz nn birinci mertebesinde yer almaktad r. FHRST Farsadan arapaya gemi ve dahrace vezninde (fehrese) kullanlm olan fihrist kelimesi, muhtelif kitaplar iinde cemeden bir kitap manasna gelir. Hadisilerin muhtelif eyhlerden i iterek ivayet hakkn aldklar kitaplarm bir listesinden ibaret oldu u anlalmaktadr" 1 .
378. Kamus tercemesi, IV. 823. 379. Tiic, IX. 403. 380. Eb Dvd, Sunen, II. 289; etTirmi&I, Sunen, V. 33-34; bn MOce, Sunen, I. 102. eitli rivayetleri olan bu hadisin bir rivayetinde "szmz i iterek onu iyice lufzeden ve snra da iitmeyen kimselere tebli eden kimsenin yzn Allah ak etsin... denilmi tir. 381. Bkz. esSuyti, Tedrik s. 256.

111

FISK Fisk, "emri ilahiyi terk ile isyan edip tarik haktan hurc eylemek, yahut zina ve fcr eylemek manasmad r" 382 . EsSuyatrden nakledildiine gre Araplar, fisk lafz n bidayette mcerred ljurac manasnda kullanyorlard . Sonradan ilahi tcattan huruc fahi ile hurac manasma nakledip bu vecih zere haric olan kimseye fasik tlak eylediler. Buna gre kelime, lugat manas na deil, stlah erg manasma kullanlm olmaktadr"'. Fiskn yukarda zikretti imiz manasndan anlalyor ki, insan, Allah'n emirlerine ittiba ve nehiylerinden ictinab etmedi i mddetce Allah'a Isyan etmi ve Islam'n yolundan km (hurc etmi ) olmaktadr. Hazreti Peygamber bir hadisinde bu hususu yle aklamtr: "Zni, zina iledii sra m'min olduu halde zina i lemez. Hrsz, hrszlk yapt sra m'min oldu u halde hrszlk etmez. Iki ien, iki iti i sra m'min oldu u halde iki imez'''". Zikretti imiz bu hadisten anla lyor ki, Allah'a isyan eden ve O'nun nehyetti i kebi i ilemekten ka nmayan kimse, onlar iledii anda m'min vasfm kaybetmekte; veya hi olmazsa, baz Islam ulemasnn Kur'an]. Kerimdeki "Allah, kendisine irk ko ulmay affetmez; fakat bunun d ndaki gnahlar diledi i kimse iin affeder"'" yetine istinaden, gnah i leyenlerin m'min olsalar bile, imanlar ndaki noksanlk sebebiyle gerek bir m'min olamayacaklar yolundaki grlerinin muhatab olmakadrlar. te bu gre dayanarak denebilir ki, fisk, insan kmil m'min olmak vasfndan mahrum eden ve Allah'n meiyyeti tecelli etti i anda onu azabma srkleyen bir davramtn. Fisk, itikad ynnden ele al nacak olursa, islam'a aykr inanlara balanmak demek olur ki, bu inanlar kfr gerektiren cinsten olmadka bidcat adn alr. Buna gre fisk , ameli ve itikadi olmak zere iki ksma ayrmak mmkndr. Hadis ilmi ynnden ameli fisk n banda yalanclk (kizb) gelir. Hazreti Peygambere kas dl olarak yalan isnad eden ve hadis uyduran kimseler, bu fsklanndan dolay terkedili ler (Bkz. Kizb). Yalanchkla birlikte Islam'n yasaklad dier btn davran lar da fisk iinde mtalaa edilir ve fasik fisk ndan dolay cerhe tabi tutulur.
382. 383. 384. 385. Kamus tercemesi, III. 988. Ayn yer. Hadisin e itli rivayetleri iin bkz. Nisa' sresi, 47.

Sahip, VI. 241; Muslim, c14, I. 76.

112

tikad ynnden fisk ise, slm'a aykr inanlardan ibaret olup, bunun bicrat ad altnda incelendi ine biraz nce i aret etmitik (bkz.

Bid<at).
FUKAILTA SEWA Tabiinun ilk tabakas iinde mednelilerden fkh ile temayz etmi yedi zt vardr ki, bunlar elFulcahrt'u'sSebca (yedi fakih) adyle hret kazanmlardr. Bu yedi fakih unlardr: Sacid ibnulMuseyyib 386, elRasim bn Muhammed bn Ebi Bekr Sddik3 87, <Urva ibnu'zZubeyr 388, Ilarice bn Zeyd bn Sabit389, Eb Seleme bn cAbdirraiman bn <Avf", <Ubeydullah bn `Abdillah bn `Utbe bn Mes`fid"' ve Suleyman bn Yesar 392 . 1.1caz ulemas umumiyetle yedi fakihi bu ekilde saym olmakla beraber, di er baz mnferid gr ler de ileri srlm ve mesela 'Abdullah ibnu'lMubarek, Eb Seleme bn <Abdirrahman yerine Salim bn `Abdillah bn `Omer393 i; Ebu'zZinad yine Eb Seleme yerine Eb Bekr bn 'Abdirrahman' zikretmi ; <Ali ibnu'lMedini ise, Medine fakihlerinin on iki ki i olduklarn sylemi ve bunlarn isimlerini vermitir394. Tbin ierisinde, phesiz, ilmi ile hret kazanm daha pek ok kimse vardr. Fakat yukar da zikredilen yedi fakih ve onlara ilave edilen di er isimler, Medine fukahas aras nda ilmiyle en ok gze arpan kimselerdendir.

386. Sdid bnu'l-Museyyib (O. 89, 91, 105), tercemesi iin bkz. Ebn Nu'aym, Ijlye, II. 161175; -Zehe131, Tezkire, I. 54-56; bn Hacer, Tehzib, IV. 84-88. 387. E1-1:asim bn Muhammed bn Ebi Bekr es-Siddik (O. 107), tercemesi iin bkz. eg-Zehebi, Tezkire, I. 96-97; bn Hacer, Tehzib, VIII. 333-353. 388. "Urve bnu'z-Zubeyr (O. 94), tercemesi iin bkz. Eb Nu'aym, Ijlye, II. 176-183; ezZehebi, Tezkire, I. 62-63; bn Hacer, Tehzib, VII. 180-185. 389. liarice bn Zeyd bn Stbit (O. 99) tercemesi iin bkz. bn Hacer, Tehzib, III. 74-75. 390. Eb Seleme bn 'Abdirrabman bn 'Avf (O. 94), tercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, I. 63; bn Hacer, Tehzib, XII. 115-118. 391. "Ubeydullah bn 'Abdillah bn 'Utbe bn Mes'ld (O. 98), tercemesi iin bkz. bn Vafeyt, II. 300-301; et-Zehebi, Tezkire, I. 78-79; bn Hacer, TehgEb, VII. 23-24. 392. Suleymfm bn Yes'r (O. 107), tercemesi iin bkz. bn Ijallik"n, VafeyEt, II. 135-136; ev-Zehebi, Tezkire, I. 91; bn Hacer, Tehzib, IV. 228-230. 393. SMim bn 'Abdillah bn 'Omer (O. 106), tercemesi iin bkz. bn Hallikn, VafeyCt, II. 94-95; -ZehebI, Tezkire, I. 88-89; bn Hacer Tehzib, III. 436-438. 394. Bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 421.
,

113

G
GARIB Garib, lugatta, yabanc , vatanndan uzakta, yaln z ve tek bana kalm kimse demektir. Hadis st lahnda ise, metin veya isnad ynnden tek kalm , yahut benzeri, ba ka rviler tarafndan rivayet edilmemi hadise denilmi tir. Garib hadisler, sahili ve gayr sahih olmak zere iki ksma ayrldkla gibi, metin ve isnad ynnden de garib, veya yaln z isnd ynnden, yahutta yaln z metin ynnden garib olmak zere k smlara ayrlrlar. Garib hadisler, umumiyetle sahih olmamakla beraber, garabetin, shhati yok edici bir vas f olduu da ileri srlemez. Zira s hhat, rvilerin sika (gvenilir) kimseler olmalar halinde sbt bulur. Buna gre rivayetiyle teferrd eden, yani tek kalan ve bundan dolay hadisi garib olan rvi, gvenilir kimselerden oldu u takdirde, rivayetini sahil kabul etmemek iin hibir sebep yoktur. Hatt byle bir hadis, rvilerinin adalet ve zabt ynlerinden bulunduklar derecelere gre sahih olduu gibi, hasen veya zayf da olabilir. Akladmz bu ynleriyle garib hadis, s hhat ynnden di er hadis eitlerinden farkl olmamakla beraber, hadis imamlar arasnda yine de fazla ra bet grmemi ; hatt baz lar, onlar zemmeden szler bile sylemi lerdir. Mesel Ahmed bn Hanbel "bu galib hadisleri yazmaynz; nk onlar menakirdir ve o u zayf rvilerden gelmedir" demi ; Mlik bn Enes de "ilmin errinin garib layrnn da halk tarafndan rivayet edilen zhir" oldu unu ileri srm tr. cAbdurrazzk "biz garib hadisin hayrl olduunu zannederdik; halbuki o e imi" derken Eb Ysuf da "dini kelm ile arayan z ndklar; hadisin garibini arayan yalanc olur; mal kimya ile arayan ise ifls eder" demi tir395.Garibin metin ve isnad ynnden taksimine gelince, yukar da da i aret olundu u gibi, hadis hem isnad ve hem de metin ynnden garib
,

395. Bu ve benzeri haberler iin bkz. esSupiti, Teddb, e. 376.

114

olabilir. Garibin bu ksm, tek bir ravinin rivayet etti i metinle tek kalmas halinde ortaya kar. Bazan da hadis yaln z isnad ynnden garib olur. Mesela sahabeden bir cemaat taraf ndan rivayet edilen bir hadis, baka bir sahabiden nakleden bir tabi'inin teferrd ile garib olur ve onun "yalnz bu ynden garib oldu u" sylenir. Yalnz metin ynnden garib olan hadis ise, ravisi o metinle teferrd eden hadisti ; ancak bu e it hadisler ferdin hret kazanm ekliyle bulunurlar; yani metin bidayette garib olsa bile sonradan hrete kavu mu lu veya mehur olmutur. <Omer ibnu'l-Uattab'm inneme'l-acnt bi'nniyt "ameller niyetlere gredir" hadisi garibin bu k smna bir rnek tekil eder; zira bu hadisi Hazreti Peygamberden yaln z <Omer Ibnu'ltiattElb rivayet etmi tir. cOmer'den yaln z (Allame bn Vakkas, (AlIsame'den yalnz Muhammed bn brahim et-Teymi, ondan da yaln z Yahya bn Sacid alm ; Yahya'ya kadar metin garib olarak rivayet edildii halde, Yahya'dan rivayet edenlerin oklu u dolaysyle de hadis mehur olmutur. Garabet bazan isnadn aslnda, yani sahabi tarafnda, bazan da ortasnda vukubulur ve birincisine garib-i mutlak veya ferd-i mutlak, ikincisine ise garib-i nisbi veya ferd-i nisbi denir. Ga ibin bu ksmlar hakknda ferdie ilgili maddelerde daha geni bilgi verilmitir. GARIBU'L - HADIS - Garib maddesinde akladmz bir hadis eidinden tamamen farkh manda kullan lan garlbu'l-bach, hadis metninde geen ve az kullan lmas dolaysyle anlalmas g olan kapal kelimelere verilmi bir isimdir. Hadis ilmi ynnden byk nem tayan garibu'l-badi, ancak lugat ilmine vakf olanlarn iinden kabilecekleri bir konu olmakla beraber, hadisiler aras nda garib kelimeyi bilmeyen ayplanm ; byle kimselere, Hazreti Peygamberin szlerini zanna dayanarak tefsir etmekten sak nmalan tavsiye olunmu, baz hadisiler de bizzat kendileri bu konuda geni bilgileri olmad iin hadis tefsirinden iddetle kammlardr. Mesela Ahmed bn Hanbel'e bir kelime hakk nda soruldu u zaman, "onu garib ehline (yani garib kelimelerden anlayanlara) sorun. Ben Hazreti Peygamberin szleri hakknda zan ile konumaktan ho lanmam" demitir396. Hadis limleri garibdt-ladi konusunda kitap telifine de ok nem vermi ve garib kelimelerin asl n, kullanld yerleri ve manalar m bu kitaplarda a klamaa almlardr. Sylendi ine gre bu konuda ilk kitap tasnif eden kimse en-Nazr bn umeyl (. 203, 204) dir. Baz lar
396. EsSuyiiti, Tedril, s. 378.

115

ise, ilk musanmfn Ebu cUbeyde Mucammer Ibnu'lMusenn (. 210) olduunu ve enNazr' n ondan sonra geldiini ileri srmlerdir. Bunlar Eb (Ubeyd elKasm bn Sellm (. 224) KitCbu ve'lcisar adl mehur kitab ile takip etmi ; daha sonra bn Kuteybe edDineveri (. 276), EU. (Ubeyd'in noksanlarm tamamlamak ve hatalarn dzeltmek gayesiyle zeylini tasnif etmi tir397. Daha sonralar garlbu'lltadis'le ilgili telifler o alm ve bir ok kimse bazan mstakil kitaplar tasnif ederek, bazan da kendilerinden nceki melliflerin ayn konudaki kitaplarna zeyller haz rlayarak bibliyografyay zeginletirmileridir. GAYRU KA Rvilerin cerhinde kullan lan tabirlerden biri olup, adalet ve zabt artlarn haiz olmayan kimseler hakk nda sylenmitir. "Silca" kelimesinin, bu iki art haiz rvilere dellet etmek zere "gvenilir" mans nda kullanld gznnde bulundurulursa (Bkz. ika), gayru ika tabirinin bunun zdd mansna geldi i kolayca anla lr. Bu tabir, zayf rviler hakknda kullanlan dier tabirlere gre mertebe bak mndan sondan bir evvelkiler aras nda yer alr. Yani kezzcibun, deccillun gibi en a r cerh ifadelerinin bulundu u mertebenin bir evvelindedir ve tabiat yle bu tabirle tavsif olunan bir rvi ve rivayetleri tamamiyle metrk say lr.

397. Bkz. Talat Koyi it, Hadis tarihi, s. 266.

116

HA - Hadisilerin, hadis kitapla nda iaret olarak s k sk kullandklar bir harftir. Harfin grld yer, iki ve daha fazla isnad olan bir hadisin de iik isnadlar altnda tek metni zikredildi i zaman isnadlar arasndaki boluktur. Bir baka ifade ile, bu harf, bir isnadtan di erine intikal edildi i zaman kullanlm ve onunla, orada nakledilen hadis metnine ait mteaddit isnadlardan birinin zikredildi i, bundan sonra ikincisinin zikredilece i ifade edilmek istenmi tir. Harfin hangi kelimenin k saltlm ekli olduu kesinlikle bilinmemektedir. Bununla beraber baz lar , kla'mn, bir isnadtan di erine geii veya de imeyi (tahvili) belirtmek iin taltvir den alndn ve bu kelime iinde bulunan Ha harfi olduunu ileri srm, bazlar iki isnad aras na girdi i iin lcril'in Ua's olduunu sylemi, bazlar da Mariblilerin, isnadn bittii yere geldiklerinde "hadis" dediklerine iaretle burada kullan lan 'At'nn "hadis" in 1.-/a's olduunu iddia etmilerdir. Fakat harfin hangi kelimeden al nd kesinlikle bilinmemi olsa bile, uras muhakkaktr ki, kullanlma sndaki gaye a ktr ve ayn hadise ait birbiri pe isra zikredilen isnadlar birbirinden ayrmak ve aralarnda herhangi bir karkla meydan vermemek faydas mlhaza edilmitir. Ayn gaye ile, Eb Muslim el-Leysi, EVI `0mn e - bnT gibi baz hfzlar da, Ha yerine H harflerini koymu lardr. Bu i aretin "doru" manasna gelen alda dan alndna phe yoktur 39g. ibnu' alh, birbiri arkas na iki isnad zikredildi i zaman, arada, birinci isnada ait hadis metninin d tnn zannedilmemesi ve iki isnadn birbiriyle kartrlp tek bir isnad yap lmamas iin if iaretinin konulmasm daha uygun bulmutur-399.
398. EsSuyi4i, Tedrib, s. 303. 399. `Ulranu'l-1:tacff, s. 181.

117

JABER Lugat ynnden herhangi bir ey veya bir mesele ile ilgili olarak nakledilen bilgi mansma geldi ini syleyebilece imiz haber, hadis ilminde "hadis" kelimesinin mteradifi olarak kullan lm ve haber denildii zaman Hazreti Peygamberin hadisleri anla lmtr. Bununla beraber, haberle hadis aras nda ayrm yapanlar da olmutur. Bunlara gre hadis, yaln z Hazreti Peygamberden nakledilen szler iin kullanlr Haber ise, Hazreti Peygamberin d ndaki kimselerden nakledilen szlerdir. Nitekim Hazreti Peygamberin szleriyle me gul olanlara muhaddi denildii halde, tarih, ksas, hikye ve benzeri nak llerle uraanlara al b dri denilmitir. Baz lar da, haberle hadis aras n da umum husus mutlak bulunduunu syleyerek, her bir hadisin haber olduunu, fakat her e it habere hadis denilemeyece ini ileri srmlerdir. Buna gre, haber daha umumi man ta makta ve Hazreti Peygamberin szleriyle birlikte sahabe ve tbicndan nakledilen szler de bu man iine girmi bulunmaktadr4". Haberler, ister Hazreti Peygamberin szlerine dellet eden hadis eklinde olsun, ister sahabe ve tbi<iin ile bakalarndan nakledilen sz eklinde olsun, rivayet yolu ile bize geli ekilleri ok defa birbirinden farkl olur ve bu farkl durumlar itibariyle deiik isimler alrlar. Mesel bir haber, ilk kayna ndan itibaren, her nesilde say s belirsiz kalabalk bir cemaat taraf ndan rivayet edilirse, bu habere mutevCtir ismi verilir. E er herhangi bir nesilde haberin rvi say s en az e derse me hr, ikiye derse (aziz, bire d erse garib adn alr. Ayrca mutevatir dnda kalan dier haber e itlerinin hepsine birden (yani me hr, aziz ve garib'e) cl4dd denir. Mutevtir haberler, rvilerinin yalan zerinde ittifaklar aklen ve deten mmkiin olmad iin kesinlik ifade ettikleri halde, iild haberler, ya malcbi, ya da merdd olurlar. Bu haberlerin kabul veya red edilmeleri, onlar rivayet edenlerin do ruluk veya yalanclk sfatlarnn tesbitine ba ldr. Makbul ve merdd haberler, rvilerinin do ruluk ve yalanclk sfatlarndaki deiik mertebeler dolaysyle ayrca gruplara ayrlr ve her biri ayr ayr isimler alr. HABER- ANAD (Bkz. "Al d). HABER-I MUTEVATIR (Bkz. Mutevtir). 1.1ADDESEN.L\.. Rvinin, eyhten ald hadisleri rivayet ederken kulland tabirlerden birisi baddeenci olup, "bize nakletti" veya "riva400. Bkz. bn Hacer, Nugetu'l fiker erhi, e. 22.

118

yet etti" mansma gelir. eyhten hadis alma usulleri, se &L<, camkr'.'at, iczet munvele, kitEbet, va yyet, vic5.de gibi de iik ekillerde olmakla beraber, bu usullerden herhangi biriyle alman hadisin rivayetinde kullanlacak tabir hakknda, hadisiler aras nda belirli bir ittifak mevcut deildir. Bu itibarla haddeend tabiri, semr yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanld gibiaol , ca402, munvele, icze 4" ve ki-t& be4o4 yolu ile alnan hadislerin rivayetinde de kullan lmtr. Ancak bu kullam, yukarda da i aret etti imiz gibi hadisiler aras nda hasl olan belirli bir ittifaka dayal de ildir; baz hadisiler, onun herhangi bir yolda kullanlmasn uygun bulurken, di er bazlar onlara muhalefet etmilerdir.
,

IJADDESENA FULANUN MUKATEBETEN 1:laddesen tabirinin, kiUbet yolu ile al nan hadislerin rivayetinde, kiubet lafz ile kaytl olarak kullanlan bir ekilidir ve "bize kitabet yolu ile rivayet etti" mansma gelir. HADDE ENI IJaddeseni, "bana rivayet etti" mansma gelen bir rivayet stlahdr. eyhten muhtelif yollarla al nan hadislerin nakli esnasnda kullanlm olmakla beraber, el-1Pkim, umumiyetle hangi hallerde kullanldn gstererek yle demi tir: "Benim rivayette tercih ettiim, eyhlerimin ve asrmdaki imamlarn ounun da zerinde ittifak ettikleri gr , rvinin, yalnz bana eyhten iittii hadislerin
401. EsSuyti, Teddb, s. 240. ibnu' Saliih'n ifadesine gre haddeend ve abberanii tabirleri, sem` yolu ile alnan hadislerin rivayetinde semi`tu tabirinden daha yksektir; zira semi`tu'da, eyhin, rviye bizzat hadisi rivayet etti ini gsterecek ak bir dellet mevcut de ildir. Bkz. s. 120. 402. Ancak burada laddesen 'd'mn k aatla mukayyed olmas tercih edilmi ve I.taddeend k rdaten 'aleyh denilmesi daha do ru grlmtr. Bununla beraber, 'Abdullah ibnu'lMubrek, Yaly bn Yahy etTemini', Ahmed bn Hanbel, enNes'i ve di er baz imamkr, baddef!.enii 'mn kullamlmasm ho grmemiler; ezZuhri, Mlik bn Enes, Sufyiln bn `ITyeyne, ve atbemnr Yahy bn Said elKattn, elBuhilri gibi bir ok muhaddisle Ilicz ve Kiife ulemas mn o u bu tabirlerin kullanlmasna cevaz vermi lerdir. Bazlar da yalnz aljberan'mn kullan lmasn tecviz etmiler, laddeseniz iin cevaz vermemi lerdir. Bu da, e Sfil ve ashabuun mezhebidir. Bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 245-246. 403. EzZuhri, Mlik, elHasan elBa rl gibi baz imamlar leaddesenii ve alberan'mn munavelede, Eb Nu'aym elI bahni, Eki `Abdillah elMerzubni ve di er baz imamlar da mcerred icazette kullanlmasn tecviz etmi ler; ancak enNevevi, bnu' Salh'a tbi olarak eksen ulemann buna cevaz vermediklerini ve do rusunun da bu oldu unu, bununla beraber tahammul yoluna i aret etmek ve lcddesen7 icttzeten demek suretiyle buna cevaz verildi ini kaydetmi tir. Tedrib, s. 274. Bkz. 404. ElLey bn Sa`d, Manr ve dier baz muhaddisler, 1;addesenii ve agerand tabirlerinin kullanlmasna cevaz vermi lerdir; ancak do ru olan, bu tabirlerin baddesenii fulcIn kittbeten gibi kitabetle mukayyed ibarelerin kullan lmasdr. Bkz. ayn eser, s. 279.

119

rivayetinde haddeseni, bakalarnn da bulundu u bir toplulukta i ittii hadislerin rivayetinde haddesen, yalnz bana eyhe okuduu hadislerin rivayetinde al herani, ba kalarnn da hazr bulundu u bir top lantda eyhe okunarak alnan hadislerin rivayetinde ise ahberana tabirlerini kullanmasdr"40s. ElHkim tarafndan ileri srlen bu gr n, btn hadisiler aras nda ne derece tatbik edildi ini kestirebilmek gtr. Zira her bir hadisinin kendine has bir metodu oldu u gznnde bulundurulursa, bu ve buna benzer tabirlerin kullaml nda takip edilen bu metodu tesbit etmenin gl kolayca anla lr. HADIS Hadi lugatta kadim'in z dd cedid (yeni) nansma geldi i gibi, haber mans na da gelir ve bu kelimeden treyen baz fiiller, haber vermek ve nakletmek gibi manlarda kullan lr. Kur'n Kerimin "bu sze inanmayanlarn ardndan zlerek neredeyse kendini mahvedeceksin" 4" melindeki yetinde geen hadis kelimesi, sz veya haber mansnda olup Kur'n Kerim kasdedilmitir. Bir ba ka yette ise, bu kelimeden treyen fiil "haber ver" veya "tebli et" mans nda kullanlmtr407.
,

Daha sonralar kelimenin kullanlnda baz geli meler olmutur. Umumi mansnda herhangi bir de iiklik grlmemekle beraber, dini evrelerde baz haber e itlerine isim olarak verilen hususi bir man kazanmtr. bn Mes'ild'tan nakledilen bir haberde bu man a k bir ekilde grlr: "En gzel sz Allah' n Kitabdr"408 . Nihayet hadis lafz Hazreti Peygamberin szlerine tlak olunmu ve onunla ilgili btn haberlere hadis denilmi tir. Ebu Hurayra taraf ndan sorulan bir soruya Hazreti Peygamberin verdi i cevapta bu kelime, bizzat Hazreti Peygamber taraf ndan bu manda kullanlmtr. Ebl Hurayra bu sorusunda Hazreti Peygambere yle demitin "Kyamet gn senin efaatine nail olacak en mes`iid kimse kimdir, y Raslallah?". Hazreti Peygamber Eb Hurayra'ya u cevab vermitir: "Senin hadise kar olan i tiyakm bildi im iin, bu hadis hakknda hi kimsenin bana senden evvel sual sormayaca n tahmin et405. Bkz. esSuyf41, Tedrib, s. 248. 406. Kehf sfiresi. 6. 407. ?ub5 sitresi, 11. 408. Hadisin eitli rivayetleri iin bkz. elBubrl, II. 592-593.

ahiti, VII.

96, VIII. 139; Muslim, ahiti,

120

mitim. Kyamet gn benim efaatime nail olacak en mes'ird kimse l ilethe illa'llah diyen kimsedir'''. Hadis kelimesi, umumiyetle ve yukarda grd mz ekilde, Hazreti Peygamberin szlerine tlak olunmakla beraber, slam ulemas arasnda ta if ynnden baz farkl grler ortaya kmtr. Buna gre, baz usal ulemasnn tarifinde hadis, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerine tlak olunmu tur; bu bakmdan kelime ayn manda kullanlan sunnet'in mradifidir (bkz. Sunnet). Baz hadis ulemas ise, hadis lafz n yalnz Hazreti Peygamberin szlerine de il, sahabe ve tabi'andan nakledilen mevicif ve ma4i2( haberlere de tlak etmi lerdir; bu bakmdan kelime haber'in mradifidir (bkz. Haber). Bazlar da yukarda i aret olundu u zere, hadisi yaln z Hazreti Peygamberin szlerine tahsis etmi ler, bakalarndan gelen szlere de haber demilerdir. Bu takdirde hadisle haber aras nda belirli bir fark n bulunduu ak bir ekilde anlalr. zet olarak, biz burada, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibaret olan sunnet'in szle ifade edilmi ekline hadis denildiini gznnde bulundurursak, bu kelimeden anla lmas gereken gerek manay ortaya koymu oluruz. O halde hadis, nbvvetten sonra Hazreti Peygamberden rivayet olunan sz, fiil ve takrirlerden ibarettir; nk mslmanlar n ittiba etmekle emrolunduklar sunnet, bu ekilde sabit olur. Hazreti Peygamberin sunneti, ondan sz olarak sad r olur ve haber olarak bize intikal ederse, bu haberin tasdiki gerekir. E er sunnet, icab, tahrim veya ibaha ynnden te rii olursa, keza ona ittiba gerekir; nk peygamberlerin nbvvetlerine dellet eden ayetler, onlar n, Allah Taaladan naklen haber verdikleri eylerde masam olduklar n gsterir. Bu bak mdan onlarn haberleri do rudur ve hatkr. Esasen nbvvetin manas da budur. Bunun iinde, Allah Taalnn, peygamberlere gaybtan haber vermesi de yer al r. Bu haberi alan peygamber, onu insanlara nakleder. Zaten peygamberin vazifesi halk davet ve Rabbnn risaletini onlara tebli etmektir. Hazreti Peygamberin sunneti fiil olarak sad r olur ve bu fiil bize kadar intikal ederse, keza bu fiile ittiba gerekir. Bilhassa ittiba emrolunan fiiller ayr bir zellik ta r. Mesela "benim namaz kldm gibi klnz" sz, bir fiili sunnete uyulmas m emreden kavli bir sunnettir.
409. Hadis iin bkz.

abilt, I. 33.

121

Hazreti Peygamberin ikrarlar da yine onun hadisi iinde yer alr. Mesela Hazreti ` ./k.'i e'nin kzlarla oynamas n ikrar, bayram gnlerinde . cariyelerin ark sylemelerini ikrar ve sahabenin buna benzer e itli davranlarn ikrar, bu cmleden olarak zikredilebilir. Bunlar n hepsi de hadisten addedilir ve gaye din ad na istidlal olunacak eylerin tesbitidir; bu ise, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirleriyle mmkn olur. Hadis ierisine, Hazreti Peygamberin nbvvetten evvelki haberleri de girer. Henz nbvvet gelmeden nce, mesela 111ra' ma arasnda ibadetle me gul olmas , siretinin gzelli i, ahlaknn yksekli i, doruluu, okuyup yazma bilmeyen bir mmi olu u gibi, onunla ilgili btn haberler hadis kitaplar nda yer alr ve hepsi de onun nbvvetinin birer delili oldu u gibi, mslmanlar iin birer ibret ve rnek vesikas tekil ederler. Onun sireti yannda, Kur'n yetlerini tefsi i ve gazveleri de hadis ierisine girer. Ancak burada una i aret etmek gerekir ki, bugn elde mevcut hadis kitaplar, umumiyetle, nbvvetten sonraki haberlerle ilgilidir; nk bunlar n hepsi slam dinine taalluk eder ve hepsi de ameli gerektirir. Nbveten evvelki haberler ise, Hazreti Peygamberi tanmak ve ona inanmak iindir; bunlarla amel etmek gerekmez. slam ulemas , umumiyetle, dine taalluk eden hadislerin Allah tarafndan Hazreti Peygambere vahyedilmi olduklarn kabul ederler. Kur'm Kerimde bu hususa dellet eden u ayet yer alm tr: "(Peygamber) kendi nefsinden konu maz; onun szleri kendisine vahyedilmi bir vahiyden ba kas deildir' ,410 . Hazreti Peygamberden ve ashabndan nakledilen baz haberler de bu gere i teyid eder mahiyettedir. bn Mace ve ed--Darimi'nin rivayetlerine gre Hazreti Peygamber yle buyurmutur: "Rasulullah (s.a.s.) n haram kld ey, Allah'n haram kld ey gibidir 411. Bir baka haber, Hazreti Peygamberden yle rivayet edilmi tir: "Bana Kitap ve bir de onunla birlikte onun gibisi verildi 412. Bassan bn `Apyye ayn konuda u aklamay yapmtr: "Cibril (a.s.), Rasulullah (s.a.s.) a Kur'anr getirdi i gibi sunneti de getirir ve ona Kur'anr nas l retirse sunneti de yle retirdi 4. Yukarda zikretmi olduumuz Kur'n yetinden ve di er haberlerden de anla ld gibi, Kur'n ve hadis (sunnet), Allah taraf ndan
410. 411. 412. 413. Necm soresi, 3. Bkz. bn 111.ce, Sunen, I. 9-10; etTirmigi, Sunen, V. 38. Eb Dviid, Sunen, II. 505. bn `Abdi'lBerr, Ct mi` beyt ni'l' ln, II. 191.

122

Hazreti Peygambere gnderilmi birer vahiy olmak bakmndan ayndrlar; u farkla ki, Kur'n, hadisin hilaf na mutcizdir; kelimeleri lavh mahfilzda yazldr. Ne Cibril (a.s.) in ve ne de Hazreti Peygamberin Kur'n zerinde hibir tasarruflar bahis konusu olamaz. Hadis ise, muhtemelen Cibril (a.s.) e man olarak tevdi ediliyor, Cibril (a.s.) ona kelime ve lafalardan bir elbise giydiriyor, sonra da Hazreti Peygambere bunlar tebli veya ilham ediyordu. Hazreti Peygamber ise, daha fasih bir dil ile bunlar tekrarl yordu4'4. Hazreti Peygamberden hadis olarak tesbit edilmi , fakat daha ziyade onun baz gnlk ya ayna taalluk eden ve dini hibir vasf bulunmayan szlerinin yukarda zikredilen hkmn dnda kaldn kabul etmek gerekir. Onun, sair insanlar gibi bir be er olduunu ve her beer gibi hata yapabilece ini aklamas4", buna dellet eder. Nitekim baz ictihadlarnda hataya d mesi, bu hususlarda herhangi bir vahyin gelmedi ini gsterir; ancak bu hatalar n da hazan vahiy yolu ile tashih edildii de unutulmamaldr4 ' 6. HADIS-I ILAHI (Bkz.: Hadisi kudsi). HADIS- KUDSI Hazreti Peygamberin sz olarak Rabb na izafe veya Rabb ndan rivayet etti i hadislere hadisi kudsi (hadisi ilahi veya rabbani) denilmi tir. Bu e it hadislere kudsiyyetin izafe edilmesi, tariften de anla ld gibi onlarn, het trl noksanlktan mnezzeh olan Allah Taaladan sadr olmas ynndendir; yani bunlar n menei, Allah Ta'aladr; onlar ilk defa syleyen O'dur. Allah Ta'aladan sadr olan ve kudsi denen bu szlere hadis lafz nn tlak ise, bunlarn Hazreti Peygamber tarafndan Rabbndan nakl ve hikye edilmesi sebebiyledir. Kudsi hadislerin, bir taraftan ilk kaynak olarak Allah Ta'alaya izafe edilmesi, di er taraftan Hazred Peygamberin hadisleri aras nda ve hadi lafzyle zikredilmesi, bunlar n baz ynlerden Kur'an Kerime, baz ynlerden de Hazreti Peygamberin hadislerine benzerli ini ortaya koymaktadr. Zira Kur'an! Kerim Allah Taalmn kelm olup Hazreti Peygambere vahyolunmu tur; kudsi hadislerin de ilk kayna Allah Ta'ala olduuna ve Hazreti Peygamber taraf ndan O'ndan rivayet edildiine gre, bunlar da vahiydir. Binaanaleyh, vahiy olmak bak mndan Kul'n Kerimle hadisi kudsi aras nda herhangi bir fark mevcut deildir. Bununla beraber kudsi hadisler Kur'ndan say lmazlar;
414. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Valny. 415. Bkz. Muslim, ahlb, IV. 1835-1836. 416. Daha geni bilgi iin hkz. `Abdulvahhrb

rslam terii tarihi, s. 15.

123

her ikisinin de kendilerine has zellikleri vard r ve bu zellikler ikisinin ayn ey olmalar na engel tekil ederler. Bunlarn ba nda, kudsi hadislerin, bizzat Hazreti Peygamberin sz olmas gelir. Yani hadisin manas Allah Ta'ala tarafndan Hazreti Peygambere vahyedilmi olsa bile, bu mana= insanlara aktar lmasnda, kelimelerin veya ibarelerin tercih ve tertibi Hazreti Peygamberin ihtiyanna b raklmtr. Hazreti Peygamber kendisine vahyedilen herhangi bir eyi, manasna sadk kalarak kendi szleriyle ifade eder; bu szler asl nda vahyolunan mannn vahyolundu u ekildeki szleri olmayabilir. Halbuki Kur'm Kerim, hem man ve hem de harf ve kelimeleriyle vahyolunmu tur. Bu harf ve kelimelerin ne ekli ve ne de tertip ve tanzimi Hazreti Peygamberin taht tasarrufunda de ildir. Hazreti Peygamberin grevi kendisine vahyolunan szleri, ayn harf ve kelimelerle insanlara tebli etmektir. E er bu szler aras nda insanlarn anlayamyacaklar ibareler bulunursa, Hazreti Peygamber bunlar aklar, erh ve izah eder; onun bu a klamas tefsir olur ve Kur'n olmaktan kar. O halde ksaca ifade etmek gerekirse, diyebilirz ki, Kur'n Kerim, hem mana ve hem de lafz olarak vahyolundu u halde, kudsi hadis, yalnz man olarak vahyedilmi tir; lafz Hazreti Peygambere aittir. Kur'm Kerimi di erinden ayrt eden ba ka zellikler de vard r. Mesela mana ve lafz ynnden onda bulunan icaz, veya insanlar benzerini sylemekten ciz b rakan e sizlik, kudsi hadislerde yoktur. Keza Kur'n tilavetiyle teabbd, temiz olmayan kimsenin ona dokunmamas , namazlarda okunmas , man ile rivayetinin tecviz edilmemesi, tevatr yolu ile lafzen ve manen nesillere intikali, kudsi hadisler iin bahis konusu olmayan zelliklerdir. Kudsi hadisi, Hazreti Peygamberin di er hadislerinden ay rt eden zelliklere gelince, bunlar n banda, hadisi kudsinin vrd ekli yer ahr. Yukarda da i aret olundu u gibi bu eit hadislerin ilk kayna Allah Ta'aladr; hitap O'nundur ve Hazreti Peygamber bu hadislerin rvisi durumundadr. Nitekim bu e it hadislerin ba nda umumiyetle u ibareler grlr: "Kale'llahu Tacala fima ravahu canhu Rasidullah (s.a.s.)" (Hazreti Peygamberin rivayet etti ine gre Allah Tacala buyurdu ki...) veya "Kale Raslullah (s.a.s.) fima yervihi can Rabbihi" (Hazreti Peygamber Rabb ndan rivayetle buyurdu ki...). Di er hadislerin vrdunda ise ilk kaynak Hazreti Peygamberdir ve ok defa grld gibi bu hadisler sahabe tarafndan "Kale Raslullah (s.a.s.) (Hazreti Peygamber buyurdu ki...) ibaresiyle nakledilir. 124

Gerek kudsi hadisler olsun, gerekse Hazreti Peygamberin di er hadisleri olsun, vahiy olmak ynnden eksen" slam ulemas nazarnda aralarnda hibir fark yoktur. Nas l kudsi hadisler Allah taraf ndan mana ile vahyedilmi lerse, dine taalluk eden di er hadisler de ayn ekilde vahyedilmi lerdir417 . HADIS- RABBANI-(Bkz.: Hadis-i kudsi). 1.IAKK-Uakk lugatta kaz mak veya kamak manasna gelir. Hadis stlahnda ise, hadis yaz lan bir kitaba girmemesi gereken bir yaz nn bak vs. ile kaz narak yok edilmesi manas nda kullanlmtr. Sema meclislerinde, umumiyetle kal n lavha halinde ka t veya varak zerine yaz lan hadisle in baz ibarelerinde yap lan yanllklar eitli yollarla dzeltilmi , ancak bu dzeltme i inin hadis metin veya isnadlarnda her hangi bir karkla sebep olmamas iin byk dikkat sarfedilmi tir. Hadisilerin kitaptan olmayan ibarelerin kald rlmas, yani silinmesi iin takip ettikleri usuller x arb, hakk, mai.v ve ke t gibi isimler alr (bu kelimelere ait a klamalar iin ilgili maddelere bak nz). Bak vs. gibi letlerle yap lan hakk, hadisiler aras nda makbul bir usl olarak grlmemi , bunun bir thmet oldu u ileri srlm tr41g. Baz hadisiler de, serna meclisinde b ak bulundurmay kerih grmlerdir. Zira b ak bulundurulur ve yaz lan bir hadis onunla kaznrsa, bir ba ka eyhin rivayetine gre sahih olmas muhtemel bir hadisin imhas cihetine gidilmi olur. Kaz nan hadis, baka bir eyhten iitildii zaman, onun yeniden ilhak gerekir. Halbuki ikinci rivayet birincisi zerine yaz lr ve ilkine s hhat almeti konursa, hakke lzum kalmaz4'9 . HASEN - Lugat ynnden "gzel" manas na gelen "hasen" kelimesi, hadisiler stlahnda, sahih ile zay f arasnda yer alan, fakat sahihe daha' yakn olan bir hadis e idinin ismidir420. Hadisler ilk defa
417. Bkz. vahiy, 418. Bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 300; el-Cez'iri, Tevcihu'n-nazar, s. 357. 419. Ayn yer. Keza bkz. `Iyz, el-ilmt`, s. 170. 420. El-Cez'irPnin de ifade etti i gibi hadisler aslnda sahib ve gayr-i sahih olmak zere iki ksma ayrlrlar. Sahib, Hazreti Peygambere nisbetindeki s hhati sabit olan, gayr-i sahih ise, bu nisbetin adem-i s hati bilinen hadislerdir. Bununla beraber, hadislerin e itli sebepler dolaysyle daha pek ok ksma ayrldklar grlr ve denir ki: Hadisler, ya s hhatleri bilinir ve muhtelif karineler dolay syle ilim ifade ederler; bunlar sahih hadislerdir. Yahutta ne s hhatleri ve ne de adem-i shhatleri bilinir; bu hadisler de zay f hadislerdir. Mtekaddinafinun o u hadisleri sadece sahih ve zay f ksnrdarma ayrmakla beraber, el-Hattbi e ay rm ve sahihle zayf arasnda bir de haseni zikretmi tir. Bkz. Tevahu'n-nazar, s. 145.

125

eltlattb1421 taraf ndan sahh, hasen ve zayf olmak zere e taksim edilmi , bilhara bu l taksim hadisiler aras nda hret kazanm ve bu arada 1.1asen'in e itli tarifleri yap lmt r. Hadislerin sahih, hasen ve zayf olmak zere e ayr ldn syleyen elljattibi, her birinin tariflerini de vermi ve hasen hakknda yle demi tir: "esasen, mahreci bilinen, ricali hret kazanan, hadislerin ekseriyetini te kil eden, eksen ulema taraf ndan kabul edilen ve eksen fukah taraf ndan da kullanlan bir hadis e ididir 5,422. EtTirmizi'nin tarifine gre, isnad nda kizb ile mttehem bir rvisi bulunmadan z olmaks zn eitli ynlerden rivayet edilen her hadise hasen denir 423 . EtTirmizrnin bu tarifi baz hadisiler arasnda itiraza u ram ve onun, hasen hadisi sahih hadisten ay rt edecek bir vasf getirmedi i, zira sahihin de rvilerinin kizb ile mttehem olmadklar ve zdan salim bulunduklar ileri srlmtr. Yaln z etTirmizrnin art ko tuu bir husus vardr ki, o da hadisin ba ka ynlerden de rivayet edilmesidir ve bu, sahih hadislerde art ko ulmamtr. Bununla beraber etTirmizi'nin tarifinde u husus a ka grlr ve bu da mezkr itiraza cevap te kil eder: EtTirmizi, hasen hadis rvilerinin kizb ile mttehem olmamalar gerekti ini sylemitir. Vka sahh hadis rvilerinin de kizb ile mttehem olmamalar lazmdr; fakat bu ifadenin iinde, ayn zamanda, bu rvilerin sika olmalar art da yer alm bulunmaktadr. Buna gre hasen hadiste ko ulan "rvilerin kizb ile mttehem olmamalar " art ile sahih hadisin "rvilerin sika olmalar " art arasnda fark vard r ve bu bak mdan hasen hadis rvileri, derece ynnden sahih hadis vilerinden daha a a seviyededirler. Buna ilaveten l asende art ko ulan hadisin baka ynlerden de rivayeti meselesi, sahihte art ko ulmamtr; bu da baseni sahihten ay ran bir baka zelliktir. Buna benzer bir itiraz, yukar da zikretti imiz elIJEatt'brnin tarifine kar da yaplabilir ve denir ki: Sahih hadislerin de mahreleri bilindi i gibi, ricali de me hurdur. Ne var ki eltlatt5.bi bu ifadesiyle hasen hadislerin sahih hadisler derecesine ula madklarun kasdetmi tir. Nitekim bununla ilgili ibareyi takiben yle demi tir: "...Ekseri ulem
421. Ceddi el-Hattab'a nisbetle el-Hgtabi denilmi tir Knyesi Eb Suleyman Hamd mu'-ahiti, Garlbu'l-hadis, Me1bn Muhammed 1bn Ibrahim Ibni'l-Hattab el-Busti olup, PIC tlimu's-Sunen (Sunen-i Ebi Davud'un erhi) adl eserlerin mellifidir. 388 Hicri senede vefat etmi tir. Tercemesi iin bkz. ez.-Zehebi, Tezkire, II. 1018-1020. 422. Bkz. Me'alimu's-Sunen (mukaddime), s. 6. 423. Bkz. Sunen, V. 758.

126

tarafndan kabul edilen ve eksen fukh taraf ndan da kullanlan bir hadis e ididir". "Mahreci bilinen ve ricali hret kazanan..." ibaresinin iine sahih hadislerin de girdi i farzolunsa bile, bu ikinci ibare ile hasen sahihten ayrt edilmi olur; zira sahih hadisler eksen ulem ve fukah tarafndan de il, btn ulem ve fukah taraf ndan kabul edilir ve kullanhrlar424 . ElI-Jattbl'nin tarifi ile etTirmizrnin ve di er baz mteahhrinin tarifleini zikreden ibnu's alh ise, btn bu tatiflerin sadra ifa vermediini sylemi ve elIJattbrnin olsun, etTirmizrnin olsun, verdikleri tariflerle hasen ve sahili birbirinden ay rt etmediklerini ileri srmtr. Ibnu's alh'a gre hasen hadis iki k smdr. Birincisi, isnad ndaki ricali mestr olmaktan hli bulunmayan ve ehliyetleri tahakkuk etmeyen hadislerdir. Bununla beraber bu rviler, rivayetlerinde fazla hata yapan ve kizb ile mttehem olan, yani hadis rivayetinde 'kizbi kasden ihtiyar ettikleri bilinen kimselerden de illerdir; ayn zamanda hadisin metni, ba ka ynden veya bir ok ynlerden benze inin rivayet edilmesiyle, mar olur ve bylece hadis z veya munker olmaktan uzak kalr. te etTirmizi'nin tarifi bu k sma aittir. klasenin ikinci k smna gelince, bu da, rvileri s dk (do ruluk) ve emanet (gven) ile me hur olmakla beraber, h fz ve itkan ynnden daha a a derecede olmalar itibariyle sahib, hadis rvilerinin derecesine ulamayan fakat teferrd dolay syle hadisi munker olan kimselerin derecesinden de stn olan hadislerdir. Bu halisler, ayn zamanda, z, munker ve muallel olmaktan da uzakt rlar. Bu ksm da, elI-JaWbi'nin tarifinde sz konusu edilen hasen e ididir425 . tbnu's alh'n hasen hadisleri iki k srna ayrarak tarif etmesi, hem eltlattbNin hem de e Tirmizrnin tarifle ini biraraya getirmesi bakm ndan nemlidir. Bu nem, iki me hur imamn, ayn eyin tarifini yaparken aradaki fark ne kadar az olursa olsun ayr ayr eylerin tariflerini yapt klarn ortaya kard iin bir kat daha artmaktadr. Nitekim bnu's alh, gerek elljattbrnin ve gerekse etTirmizi'nin tariflerinin sadra ifa vermedi ini sylerken, yine bu tariflere ba l kalm , onlara biraz daha a klk kazandrm ve neticede her iki tarifin birbirinden az ok farkl olduu kanaat na vararak,
424. Tariflerle ilgili itirazlar hakknda bkz. Tedrib, s. 87; el-Cez'iri, Tevelhu'nnair, s. 146. Es-Suyfitrnin, el-klattrbrnin tarifi ile ilgili olarak nakletti i bir itirazda bn yle demektedir: "Mahreci bilinen ve rvileri za`fla hret kazanan hadislere mi hasen denir?". 425. Bkz. ibnu' -alfl, `Ulumu'l-hadis, s. 28.

127

yine bu iki tarife gre hasen hadislerin iki k sm olduunu sylemitir. Ibnu' alab' n bu taksimine gre, hasen hadislerin bir k sm hasen liztihi, bir ksm da hasen ligayrihi'dir426. bn Hacer de, ibnu' alal gibi, kasenin mstekl bir tarifini vermemi , onu, hd haberlerin iinde sahihin nc ve drdnc mertebelerinde yer alan iki hadis e idi olarak zikretmi tir. Ona gre, adil ve zabt tam olan bir ravinin, muttas l bir senedle, llet ve zdan uzak olarak rivayet etti i haber, ahadtan ahin lizdtihi'dir ve en st derecede bulunur. Baz kusurlar sebebiyle haber bir derece a aya der, bununla beraber bu kusurlar izale edecek ve hkmsz k lacak ve bylece onun s hhat derecesini kuvvetlendirecek, mesela turukun oklu u (haberin ba ka ynlerden de rivayet edilmesi) gibi baz hususlar bulunursa, haber yine sahibtir, fakat liztihi de ildir. Bu kusurlar izale edecek turuk oklu u gibi hususlar bulunmazsa, i te o zaman hadis hasen liztihi olur. E er hadis, rvisinin hali bilinmedi i iin balangta derecesi tesbit edilememi cinsten olur, fakat sonradan baz karineler yardnyle zayfhk derecesinden kar ve kabul edilebilir oldu u anlalrsa, bu hadis de basendir, fakat liztihi de ildir; buna hasen ligayrihi denir427. Grld gibi bn Hacer de haseni iki k sma ayrm ve her iki ksm ayr ayr ta if etmitir. yle anla lyor ki, ona gre hasen, rvilerindeki baz kusur sebebiyle sahihin bir derece a asna d en bir hadis eididir. Bu kusurla birlikte haberi takviye edecek, daha do rusu kusuru tesirsiz hale getirecek turuk oklu u gibi bir kuvvetlendirici bulunmazsa, bu ksma giren haberler k) asenin en yksek mertebesinde yer alrlar. Burada unu da belirtmek gerekir ki, bn Hacer'e gre, hadisin sahih mertebesinden hasen mertebesine d mesine sebep olan kusur, rvisinin zabtmn, sahih hadis ray-isinin zabtna nisbetle biraz daha az olmas , a a derecede bulunmas dr. E er bu zabt azl bulunmasayd , hadis, hasen de il, sahih mertebesinde bulunacakt 428 . Hasen hadis, kuvvet ynnden sahih hadisler gibi olmasa bile, delil olma (ihticac) ynnden onlardan farks zdr. Bu sebeple elHakim, bn Hblan ve bn Huzeyme gibi imamlar, haseni sahih e idi arasnda zikretmi lerdir. Bununla beraber hadisiler aras nda bu husus, yine de ihtilaf konusu olmu tur. Zira Ibnu's alah'n da dedi i gibi, iki turuku bulunan bir hadisin her iki tariki de infirad etmi olsa, byle
426. Bu ksmlar hakknda ilgili maddelerde ayrca bilgi verilmitir. 427. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 33. 428. Ayn eser, s. 39.

128

bir hasen hadis huccet olamaz. Di er taraftan baz vasflar vardr ki, bunlar bir hadiste bulunursa, rivayeti kabul etmek gerekir. Bu vas flarn en a a derecesinde dahi hasen haber sahih hkmndedir; fakat bu vasflar bulunmazsa, o habere hasen de denilse onunla ihticac olunmaz. Ancak haberin kabuln gerektiren bu vas flarm bulunmamas halinde habere hasen denilip denilemiyece i de ayr bir konudur429. Yukarda bn Hacer'in tarifini zikrederken, rvinin zabt ynnden kusurlu olmas halinde hadisin hasen mertebesine d tne iaret etmitik. Ayn konuya temas eden ibnu' Salah, do ruluk ynnden me hur olan bir rvinin hafza ve zabt ynnden geri kalmas halinde, hadisinin bir ba ka ynden de rivayet edilmesiyle kuvvet kazand n ve bylece hasen mertebesinden sahih mertebesine ykseldi ini belirtir. Mesela Muhammed bn 'Arar bn tAlkame'nin Eb Seleme'den; onun Eb Hurayra'dan, Eb Hurayra'n n da Hazreti Peygamberden rivayet etti i "mmetim zerine g gelmemi olsayd, onlara her namazdan nce di lerini misvak ile fralamalarm emrederdim"43q hadisi, Muhammed bn 'A= sebebiyle hasen hadislerden addedilir. Bu ravi dk (doruluk) ile maruf olmakla beraber itkan ehlinden de ildir. Hatt baz lar, hfznn ktl sebebiyle onu zayf rviler arasnda zikref niler bazlar da sdk ve celleti dolaysyle onun gvenilir ( ika) olduunu sylemilerdir. Ne var ki h fznn zayfl dolaysyle Muhammed bn (Amr'in hadisi hasendir; fakat bu hadis ba ka ynlerden de rivayet edildi i iin, onun sahih oldu una hkmedilmitir. Mutbeat, Muhammed bn Eb Seleme'den de il, Eb Seleme'nin Eb Hurayra'dan rivayeti iindir ve Eb Seleme'den, ayrca, elAtrac, Satid elMakburT, babas ve dier kimseler ayn hadisi rivayet etmi lerdir4". Bir hadisin bir ok zayf ynlerden rivayet edilmesi, o hadisin hasen olmasn gerektirmez. Ancak do ru ve emin olan rvisinin hfzndaki zayfhk sebebiyle zay f adedilen hadis, baka ynden rivayet edilmesi suretiyle hasen olur. HASEN GARIBI-Jasen garit, etTirmizi'nin elCrnzicu's ablb'inde, bir hadisi tavsif etmek iin s k sk kulland tabirlerden biridir. Bir hadisi zikrettikten sonra &Izci badiun basenun garibun (bu hadis hasen
429. Bkz.

Tedrib, s. 91.

430. Hadisin deiik isnadlarla gelen rivayetleri iin bkz. el-Bubi -14 abil, I. 214; Muslim, aUlt, I. 220. Ad geen rivayet iin bkz. et-Tirmi l, Sunen, I. 34. 431. Bkz. Ibnu's-Saltit, `U/iimu'l-badf, s. 31-32; es-Suya-tl', Tedrib, s. 103.

129

garibtir) dei. Ancak etTirmizi, hasen tabiri ile neyi kasdetti ini aklam , yani, kasenin tarifini yapm olmakla beraber, bu tabirin bir ba kasyle, mesela garIble birlemesi halinde, bu birle ik ibarenin neye ve hangi manya dellet etti ini belirtmemitir. Mkil yalnz bu ibareye mnhasr kalm olsayd, belki de fazla bir nem kazanmam olurdu. Fakat etTirmizi'nin hasen garip tabirinden baka kulland dier baz tabirler daha vardr: kiasen ai14, hasen abil garib, alih garib gibi ki, etTirmizi bu tabirlerle de hangi hadis e itlerini kasdetti ini kesinlikle aklamamtr. Bu sebeple muhtelif devirlerde hadisle u ra anlar, bu tabirlerle neyin kasdedildi ini kendi gr alarndan aklamaga almlar ve e itli grler ileri srmlerdir. EtTirmizi bu tabirleri zikretmi olmakla beraber, yukarda da i aret ettiimiz gibi, yalnz kasenin tarifini vermi ve yle demitir: "K itab mzda badiun ilasenun dediimiz hadislerle, bize gre isnad hasen olanlar kasdettik. Bvisi kizb ile mttehem olmayan, ba ka ynlerden de rivayet edilen ve z olmayan her hadis bizce laserdir"4". EtTirmizi, muhtemelen, ya anla lmas g, yahutta yeni bir tabir olmas dolaysyle kasenin tarifini vermi , fakat, belki de hadisiler arasnda mehur olduklar iin sahh ve garibin tarifini verme e lzum grmemi tir. Bununla birlikte birle ik tabirleri de a klamam , yahut aklamaya lzum grmemi tir. Bunun sebebini anlamak bizim iin mmkn deildir.

klasen garib tabiriyle ifade edilmek istenen manya gelince, bu konuda ezZerke i u gr ileri srmtr: "EtTirmizi'de faize, hadi un itasenun gariban "bu, hasen garib bir hadistir" ibaresi aynen grlr. Ona gre hadisin ba ka ynden de marf olmas , yani baka bir isnadla da rivayet edilmesi, hasenin artlarndandr. Garib ise, rvilerden birisinin o hadisle infirad etmesi, yani tek kalmas dr ve bu iki ekilde grlr. Birincisi, hadisin metin ynnden garib olmas ; di eri ise, isnad ynnden garib olmas dr. EtTirmizrnin ibaresinde sz konusu edilen garib ikincisidir; yani isnad ynnden vukubulan garabettir ve bu ksm, sahabeden rivayetlerinde baz tbinun teferrdleri dolaysyle daha nceden bilinmektedir. O halde etTirmizi'nin hasen garib ifadesine gre, hadis metin ynnden hasen, isnad ynnden de garib demektir; zira hadisi cemaattan, birden fazla kimse rivayet etmemi til ,, 432 .
431. EtTirmi4 Su nen, V. 758. 432. Bkz.
Tevelitu'nnazar,

s. 161.

130

Talsyyu'dDin bn Teymiye ise, hasen garib hakk ndaki grn yle aklamtr: Garib, yalnz bir rivayet isnad yle bilinen hadislerdir. o u zayf olmakla beraber, baz lar da sahihtir Mesela "ameller niyetlere gredir" hadisi 433 , "vel'in sat ve hibe edilmesinden nehiy"434, "Hazreti Peygamberin, ba nda mi fer olduu halde Mekke'ye giri i99435 hadisleri, elBuha'ri ve Muslim tarafndan da nakledilmi sahih hadislerdendir. Bununla beraber birinci hadis (Omer Ibnu'lIlattab'tan yalnz (Alkame bn Vakkas, `Allsame'den yaln z Muhammed bn brahim etTeymi, Muhammed'ten de yalnz Yahya bn Satid elEn ari vastasyle rivayet edilmi tir. Keza ikinci hadis (Abdullah bn cOmer'den yalnz 'Abdullah bn Dinar vas tasyle, nc hadis ise, Enes'ten yalnz ezZuhri, ondan da yalnz Malik tarafndan rivayet edilmi tir. Bu bakmdan her hadis de garibtir. EtTirmizrnin stlahmda hasen ise, iki ynden rivayet edilen hadislerdir. Ravileri aras nda kizb ile mttehem bir kimsenin bulunmamas, sahih hadislere ayk r yni saz olmamas, etTirmizi'nin hasen iin koydu u artlardandr. Ancak baz kimseler, onun hasen ismini verdi i haberlerin bu taysife uymadn sylemilerdir. Mesela haklar nda hasen garib dedii hadisler bunlardandr ve yalnz bir tek isnadla rivayet edilmi lerdir. EtTirmizi bunlara da hasen demitir. O halde bunun izah yle olmandr: Hadis, bir tek tabi(iden rivayet olundu u iin garib saylr; fakat bu tabitiden iki ynden rivayet edilince, turukunun tbi'iden itibaren o almas sebebiyle hasen olur; asl nda hadis garibtir 436 . Netice olarak, etTirmizi'nin kitab nda kullanm olduu hasen garib tabirinden maksat, ezZerke i'ye gre hadisin metin ynnden hasen, isnad ynnden de garib olmas dr. bn Teymiye'ye gre ise, hadisin, isnadmn bir merhalesine kadar garib, bu merhaleden itibaren de hasen olmas dr. Buna ila-yeten hadisin bir isnadna gre hasen, dier bir isnad na gre de garib olabilece ini ileri srenler de olmutur437. Ancak bu ve benzeri tabirler, onlar ilk kullananlar tarafndan aklanmadma gre, yukarda verdi imiz aklama ekillerini kesin olarak kabul etmek g grnmektedir. HASENU'L-HAD Hadis ravilerinin tadilinde ve nc mertebeye dellet etmek zere kullan lan tabirlerden biridir. Elgrillsi'nin
433. 434. 435. 436. 437. 116). Bkz. ahiti, I. 2, 20; Muslim, alii., III. 1515. Bkz. elBubW, ahiti, III. 120; Muslim, ahiti, II. 1145. Bkz. elBubri, II. 216; Muslim, abk, IL 990. Bkz. elCez'iri, Tevcihu'nnazar, s. 161. Bkz. James Robson, Hasen hadislerin eitleri (IlLihiyat Fakltesi Dergisi, Yl 1963, XI.

131

drdnc mertebe iinde zikretti i bu tahir, "eybun vasatun", "mukribu'lhadis", "ceyyidu'lbudls" tabirleriyle ayn derecededir4". HASENU'L-ISN "AD Hadis imamlarmn sk kullandklar tabirlerden biri olan hasenu'lisnad, hadisin isnad ynnden hasen oldu una dellet eden bir stlahtr ve ok defa hz hadi:sun hasenu'1isn d (bu, isnad hasen olan bir hadistir) ibresi iinde zikredilir. Ancak bu ibarenin ifade etti i manda, dikkat edilmesi ve 1.z hadisun hasenun (bu, hasen bir hadistir) ibaresinden anla lan man ile kart rlmamas gereken nemli bir nokta vard r. Bu nokta, 11asenu'lisnM tabirinin mutlak surette hasen hadislere dellet edemiyece i hususu ile ilgilidir. Bir ba ka ifade ile, herhangi bir hadis hakk nda "bu, hasenu'lisnd'tr", yani "isnad hasen olan bir hadistir" denildi i zaman, bu hkm, byle bir hadisin mutlaka hasen olduuna dellet etmez. nk bir hadisin isnad , rvilerinin adalet ve zabt ynnden bulunduklar mertebeye gre hasen olmas mmkndr ve bu sebepten hadis hakk nda "bu, hasenu'lisnd' r" demek hatal saylmazsa da, isnad hakknda hasen hkm verilen hadis, metin ynnden z veya mucallel olabilir. Halbuki hasen hadisin art z ve mu'allel olmamaktr (bkz. klasen). z ve mucallel hadisler zay f hkmne tabidir ve hasen hadislerin dnundadr. Buna gre, hasenu'l isn tabiri, hadisin yalnz isnadnn hasen oldu una dellet eden bir stlahtr ve metin de hasen oldu u anlamn vermez ; zira metin, z ve llet dolaysyle zayf olabilecei gibi, z ve lletten slim olmas halinde de sahih grubuna girebilir. 1.1asenu'lisnd tabiri ile ilgili bu aklamadan sonra, tabirin dellet ettii man ile, batarafta i aret olunan hadi-an hasenun tabirinin delleti arasndaki fark daha iyi anla lm olacaktr; zira bu ikinci tabirle hadis imamlar tarafndan tarifi yap lan hasen hadisler kasdedilir. HASEN LGAYRH ibnu' alah'n tarifine gre, isnad mestr olan, yani rvilerinin ehliyetleri tam olarak tesbit edilmemi bulunan, bununla beraber rivayet ettikleri hadiste fazla hata yapmayan ve kizb ile mttehem olmayan kimselerin rivayet ettikleri hadistir ki, bir ka ynden rivayet edilmesi halinde z ve munker olmaktan kar ve hasen ligayrih adn ahr439. Aslnda zayf nev'i iinde yer alan bu e it
438. Bkz. esSuyiiti, Tedrlb, s. 232; elLaknevi, er Reru ve't tekmil, 72. 439. Bkz. `I.nmu'1hadl, s. 27.

132

hadisler, onlar takviye eden bir hususun ortaya kmas ile hasen mertebesine ykselirler. Bu hususun bulunmamas halinde zafiyet devam eder ve tabiatiyle huccet olarak kullan lmalar mmkn olmaz440. Bu kaide, umumiyetle, baz zayf hadis e itleri iin de bahis konusudur. Zira zayf hadislerdeki zafiyet, bazan zail olmakla beraber, bazan da bu mmkn olmaz. E er zafiyeti zail olabilecek hadislerden ise, bu, baz rvilerinin do ru ve gvenilir olmalarna ramen, ancak hafza ynnden zayfhklar sebebiyledir. E er bunlarn rivayet ettikleri hadis bir baka ynden de rivayet edilecek olursa, onlar n do ru rivayet ettikleri anlahr ve bylece nceden zay f olduu bilinen hadis basen mertebesine ykselir; ancak bu mertebe, hasenin ligayrih mertebesidir. Irsal ynnden meydana gelen zarfl k da byledir. Hfzass salam olan bir imamn, bir defasnda mrsel olarak rivayet etti i bir hadisi, bir baka ynden muttasl olarak rivayet etmesi halinde murseldeki zarflk zil olur ve hadis hasen mertebesine ykselir. Tedlis ve baz rviler hakkndaki cehalet de irsal gibidir; bu rvilerin bilinmesi halinde mudelles olan hadis, hasen grubuna girer. 0 halde diyebiliriz ki, zayf hadisin hasen mertebesine ykselmesi, kuvvetlendirici vasf bulunan hrici bir sebebe istinad eder; i te bu sebep dolaysyledir ki, zayf iken hasen olan hadise, zt itibariyle basen olan, bir baka ifade ile kuvvetlendirici vasf bulunan hrici bir sebep olmakszn ztndan hasen saylan hadislerden ay rt etmek iin, hasen ligayrih denilmitir. Kuvvetlendirici vasf bulunan harici sebeplerin bulunmas na ramen hadisteki zafiyetin yine de zil olmamas , baz rvilerinin kizb ile mttehem olmalar ve hadisin z ve lletten slim bulunmamas sebebiyledir. Bu hadis, bir ba ka ynden de rivayet edilse, zarfl k zil olmaz ve zayf mertebesinden hasen mertebesine ykselmez. Men hafiaia cafr ummeti erbacine hadisen. (ummetim iin krk hadis toplayan kimseyi, Allah, Kyamet Gn fukah zmresi aras nda baseder) hadisi, turukunun okluuna ramen hadis imamlarmn ittifakyle zayf hadislerden addedilmitir". IJASEN LIZA.TIH Ibnu' a14, etTirmizi ve eltIatt'brnin basenle ilgili tariflerine i aretle, bu tariflerin sadra ifa vermediklerini
440. Ekz. Kav V dzet-tab ll, s. 82. Haber-i hd n makbul ksmn drde ayrarak drdnc ve en aa ksmna hasen ligayrihi diyen bn Hacer'in tarifi de buna benzer ve hakknda tevakkuf olunan bir haberin kabul tarafn tercihe yard m eden bir karinenin_bulunmas yle onun hasen olaca n syler. Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 33. 441. Bkz. Teveth t'n-nazar, e. 149.

133

syliyerek baseni ayr ayr iki ksmda tarif etmi tir (bkz. 1:lasen). Onun ikinci ksma ait verdi i tarif, eltlattabrnin tarifinde bahis konusu edilen hasen e ididir ve ,hasep lipltih'e aittir. Ibnu' alah'a gre hasen lizatih, rvisi s dk (doruluk) ve emanet (gven) ynnden me hur olan, fakat hfi ve itkan ynnden kusurlar sebebiyle sahih hadis ricalinin derecesine ula amayan, bununla beraber rivayet etti i hadisle infirad eden ve bu sebepten b.adisi mnker olan kimselerden stn derecede bulunan, hadisi de saz, munker ve muallel olmayan kimsenin rivayetidir 442. bn Hacer'in tarifinde hasen lizatih, saz ve lletten salim, adil, fakat zabt ynnden kusurlu rvilerin muttas l senedle rivayet ettikleri hadislerdir443 . bn Hacer'in bu tarifi, asl nda, rivinin zabt yn hari, di er artlarla sahih hadisin tarifidir (bkz. abib). Zira sahihte zabtm da tam olmas art ko ulmutur. E er zabtta, hafza ve itkan ynnden bir kusur bulunursa, byle bir ravinin hadisi hasen lizatih olur. Ancak bu kusur, zayf ravilerde bahis konusu edilen kusur mertebesinde de ildir. Keza hadisin hasen olmas , harici bir sebebe de istinad etmez. Nitekim hasen ligayrih, ashnda, zay f bir haberdir; ravilerinin cerh ve adaleti tahakkuk etmedii iin red veya kabul mmkn olmayan mestfr bir haber cinsinden olabilir. Fakat harici bir sebebe istinaden bu zay fhk zil olur ve hadis hasen ligayrih mertebesine ykselir. Burada bahis konusu edilen harici sebep, hadisin ba ka ynlerden de rivayet edilmesidir. I-Jasen lizatih iin harici sebep bahis konusu de ildir; yani hadisin baka ynlerden de rivayet edilmesi art ko ulmamtr; o, zat itibariyle basendir. Buna gre, hasen lizatih sahih haberler cinsindendir; ancak derecesi sahihin derecesinden a adr. Hasen lizatih, turukunun o almas ve baka ynlerden de rivayet edilmesi halinde. sahih mertebesine ykselir. nk isnad n oklu u, hadise hasen vasfn kazandran ravinin kusurlu zabtm takviye eder (bkz. abib ligayrih) IIASEN AI:11. 11 zellikle etTirmizi tarafndan kullanlan ve &Izci hadi un basenun sabibun (bu, hasen sahih hadistir) ibaresiyle baz hadislerin de erlendirilmesi iin zikredilen tabirlerden biridir. Bu tabirle
442. Bkz. s. 28; ihnu's- alall'tan naklen el-Cez'a'irI, Tevcihu'n-nazar, s. 148. 443. Bkz. Nubbetu'l-fiker erhi, s. 39.

134

neyin ifade edilmek istendi i veya onun hangi e it hadislere dellet ettii, onu bizzat kullananlar tarafndan aklanmad iin, hadisiler arasnda eitli ekillerde izah edilmi ve zaman zaman konu etrafnda mnakaalar bile olmu tur. ibnu' ardh'a gre etTirmizrnin hasen sahi:4 tabirinde bir mbhemlik vardr. Zira hasen, sahihe nazaran daha a a derecededir ve aralarnda bir kusur bahis konusudur; yani birincisi, ikincisine gre kusurludur. Hasen ve sahih vas flarnn bir hadis zerinde birle tirilmesi, yani hadise hem hasen hem de sahih denilmesi, bahis konusu olan bu kusurun hem isbat hem de nefyi mansma gelir: Hasen denildi i zaman bu kusur isbat, sahih denildi i zaman da nefyedilmi olur. Maamafih bu mkilin halli yle olabilir: Hasenun ahihun tabiri, do rudan doruya isnadla ilgilidir. Hadis, iki isnadla rivayet olundu u zaman, bu isnadlardan birisi hasen, di eri sahih olursa, bu hadise hasen sahib demek do ru olur. Yani hadis, bir isnada nisbetle hasen, di er isnada nisbetle sahihtir. Bununla beraber, burada kullan lan hasen lafz yle, stlah mansmn deil, lugat mansmn kasdedildi ini syleyenler de vardr ve akla yak n gelmektedir444. bn Dakik elqd (. 702), ibnu' al4'm bu grne itiraz mahiyetinde u fikri ileri srer: Mahreleri bir oldu u halde haklarnda hasen ahih tabirinin kullanld hadisler gznnde bulundurulursa, yukardaki izah tarz nn mkili halletmedi i anlahr. Filhakika etTirmizi muhtelif yerlerde haza had1sun hasenun ab,lhun naerifuhu ill min hcizii'lvech (bu hasen sahih bir hadistir; biz onu yaln z bu ynden (yalnz bu isnadla) biliyoruz) demi tir445. Bu mkili yle izah etmek mmkndr: Hasende sahihe nisbetle kusur bulunaca kayd art koulmamtr. Onda kusurun belirmesi veya onun kusurlu anlalmas, hasen lafz zerinde iktisar sebebiyledir; yani ona kusur, iktisar ynnden gelmi tir; yoksa onun asl ve zat ynnden deildir. Rvilerin, rivayetlerinin kabuln gerektiren bir tak m sfatlar vardr ve bu sfatlar muhtelif derecelerde olup, baz s bazsnn stndedir. Mesel teyakkuz, hfz ve itkan sfatlar, sdk ve yalanclk thmeti altnda bulunmamak gibi baz sfatlardan daha stn derecededir. Bu derecedeki sfatlarn varl, daha stn derecedeki s fatlarn varlna
444. Bkz. s. 35; elCez'iri, Tevelhu'nnazar, s. 158-159.

445. Biraz nce de zikretti imiz gibi, bnu' --all, hasen alAt tabirinin, biri hasen, di eri sahih iki isnadla rivayet edilen hadisler iin kullan ldn ileri srm-tr. Halbuki bn Dakik'm da belirttii gibi etTirmizi bu tabiri "biz, bu hadisi yalnz bu ynden biliyoruz" diyerek isnadinin tek oldu unu belirtti i hadisler iin de kullanm tu. bn Dakik'm itiraz bu yndendir.

135

engel te kil etmez; sdk ile hfzn birarada bulunmas gibi. Buna gre, sdk gibi daha a adaki bir s fata nisbeten hadis hasen, h fz gibi daha stn bir s fata nispeten de sahih olur. Bu sebeple her sahih hadisin hasen olduu ortaya kar Halkn her sahil hadise hasen demesi de bu yzdendir446. bn Kesir'e gre bu mesele asl nda yanl vazedilmitir. Zira husn ve slhat'in bir hac:liste birle tirilmesi, sahih ile hasen aras nda bir mertebe te kil eder. Buna gre, burada mertebe var demektir. Birisi, en yksek mertebe olan al i., ikincisi en a a mertebe olan hasen, ncs de bu ikisi aras nda bulunan hasen ahiti mertebesidir. Halkn, kendisinde hem tathlk ve hem de ekilik bulunan muz hakknda "bu, tatl eki" demesi gibi. Buna gre, etTirmizrnin hasen abilt dedii hadis, yalnz hasen dedii hadisten daha yksek ve yalmz atiih dedii hadisten daha a a derecededir447. bnu'salah zerine yazd erhinde, bn Kesir'in yukarda zikretti imiz grne itiraz eder ve "bu, delili olmayan bir hkmden ibarettir ve etTirmizrnin sznden anla lan mandan ok uzaktr" der448. Ayn ekilde, bn Ke ir'in grne Bedru'dDin ezZerkei (. 745) ve Hafz bn Hacer elcAskailni (. 852) de itiraz etmiler ve "bu, nc k smn isbatn gerektirir; ayn gre sahip baka kimse yoktur" demi lerdir. Buna ilaveten ezZerke i, "bunun iemda muhalif olduunu, doru olduu takdirde etTirmizi'nin kitab nda ok az sahih hadisin bulunmas n gerektirece ini, zira onun hadisler hakknda hza aWun (bu sahihtir) ibaresini ok az kullandn, halbuki hhat ve husn ile tavsif etti i hadislerin o unun elBuhari ve Muslim'in kitaplarnda yer aldn" ileri srmtr. Bundan sonra ,hasen ahiti tabiri hakknda kendi gr n de aklayan ezZerkei, bu konuda yle demitir: "EtTirmizi'nin zel surette kulland hasen atab sz ile, teradf, yani iki kelime aras ndaki mana birli ini kasdetmi olmas ihtimal dahilindedir ve bunu nadiren kullanmas da onun caiz olduunu gsterir. Nitekim baz kimseler, haseni sahih gurubuna sokanlarm grlerine istinaden husn s hhatle tavsif etmi lerdir. Onun, iki hal ve zaman itibariyle bir tek isnadda her iki kelimenin de gerek manalann murad etmi olmas da mmkndr. Bu takdirde etTirmizl, bu hadisi, doruluk (s dk) ve gvenilir olmak (emanet) bak mndan
,

446. Bkz. el-gr41, et-Takyid ve'/-4b(`rniimul-hadi 'in Haleb 1350 basks) ; s. 46; el-Cez Viri, Teedhu'n-naiar, s. 159. 447. Ayn yer. 448. Bkz. et-Talcyld ve'1-izah, s. 47.

136

hrete eri mi, veya bu haller mevcut olmakla beraber henz tan nmam (mestr) bir kimseden iitmi ; sonra bu kimse adalet bakmndan daha yksek bir mertebeye ula m ve etTirmizi de o hadisi bu adamdan tekrar dinlemi olabilir. Bilahara hadisi naklederken, duruma gre onu iki ekilde (hasen ahiti olarak) tavsif edebilir. Bir ok kimseden rivayet olunduuna gre etTirmizi, bir hadisi bir tek eyhten mteaddit defalar i itmitir. Bir baka ihtimal de, etTirmizrnin hadis hakkndaki kendi grnn hasen, ba kalarnn grnn de sahih (yahut bunun aksi) olarak tezahr etmesidir. Bu takdirde hadis, hasenin en yksek, sahihin de ilk derecelerindedir ve etTirmizi, her iki tabiri iki ayr gre istinaden bn klacer'e gre, hasen ve sahihin bir tek vas f iinde birlemesi, mctehidin, rvi hakknda shhat artlarn haiz olup olmamas ynnden tereddt etmesi sebebiyledir. Ancak bu tereddt, rvinin rivayetinde tek kalmas halinde zuhur eder. Hadis imamlann n rvinin halinde tereddt etmeleri, mctehidin, hadisi iki vas ftan birisiyle tavsif etmesine imkn vermez; bu takdirde, hadisin baz larna gre hasen, bazlarna gre de sahih oldu u sylenir. Ancak burada hasenun ev abibun (hasen veya sahih) demek gerekirken, tereddde dellet eden ev harfi kald rhr. Buna gre, hakknda hasenun abIluin denilen hadis, tereddtsz olarak hakknda yalnz aliNn denilen hadisten daha a a derecededir; nk kesin ifade, tereddt ifadesinden daha kuvvetlidir. Bu a klama, sz konusu hadisin isnadnn tek olmas halindedir. Hadisin iki isnad bulunmas halinde, iki vasfn beraberce bir hadis hakknda kullanlmas ise, biri hasen, dieri sahih iki isnad itibar iledir. Bu takdirde hakknda hasenun abIbun denilen hadis, ferd oldu u halde hakknda yalnz altillun denilen hadisten daha stndr; nk isnad n okluu hadisi kuvvetlendirir45. Konunun banda da iaret etti imiz gibi, ileri srlen btn bu grler, zellikle etTirmizi tarafndan kullanlan, fakat mans aklanmayan bir tabirle ilgilidir. Byle bir tabirin mans onu kullanan tarafndan aklanmadka, hakknda ileri srlen btn gr ler bir tahminden te geemez. TJASEN AUTI-j GARIB EtTirmizrnin bir hadisi tavsif etmek maksadyle kulland birleik tabirlerden biridir. Di er birleik
449. Bkz. 'etcf,hu'nna z ar, s. 159-160.

450. Bkz. Nulbetu'lfiker erhi, s. 39-40; bn 1:lacer'den naklen elCezio.'iri, Tevelhu'nnazar, s. 160.

137

tabirlerde oldu u gibi bu tabirin mans da etTirmizi tarafndan aklanmamtr. Her ne kadar bn Teymiye bu tabiri aklamaa alm ve bunun, hazan ahiti garib bir isnadla, sonra da en evvelki rviden sahih bir isnadla ve bir ba kasyle rivayet edildi ini ve bylece nce abi1.1 garib olan haberin sonra basen olduunu ileri srm se de4", ahiic basen garib tabirinin iasen ahiti garib tabiri ile ayn manda kullanlp kullanlmadna dair herhangi bir a klama yapmam tr. Halbuki etTirmizi her iki birle ik tabiri de yeri geldike kullanm tr. 1,1IY.k R Rvilerin cerh ve tadilinde kullan lan tabirlerden biri . olup, bn tertibine ve elcIr4I'nin ilvesine gre tadilin ikinci, ezZehebi'nin tertibine gre nc, bn 1:lacer'e gre de drdnc mertebeye dellet eder. Lugatta "t ly -ru'ey'i" denildii zaman, onun efdali mans anlalr ki, bir rvi hakknda kullanlmas, o rvinin itimada ayan bir kimse oldu unu gsterir452 . IJUCCE Rvilerin tadili iin kullan lan ve hakknda kullanld rvinin, bn Ebi Htim tartibine gre adalet ve zabt ynnden en yksek mertebede oldu unu gsteren bir tabirdir 4".

451. Ayn eser, s. 162. 452. Bkz. Tedrib, s. 230. 453. Ayn yer.

138

(ILLET Illet lugatta maraz mans nda kullanlr ve ikinci bbtan `aile - yacllu, veya ictelle denildi i zaman marigt "hastaland" yahut kiine 'edilen "hasta oldu" mans anlalr. Yine bu manda veltt dalleke'llahu yani la eJbeke bic lletin "Allah sana bir llet (hastal k) vermesin" denir. Bundan ba ka llet'in bade ve (ozr gibi manlar da vardr ve insan iinden alkoyan bir olay veya bir hale dellet eder. (7k m bn Sbit yle der: Macilleti ve ene celedun ncbilun "benim lletim (zrm) nedir ki ok atmakta mahir oldu um halde (cihada katdamyorum)". Illet bir de sebep mansnda kullanlr ve taletuhu denildii zaman sebebuhu "sebebi" mans anla lr. o ulu `le/ ve ctirt/ Hadis stlahnda zhirde sahih grnen hadisi zatfa u ratan (15dib) 455 anlalmas g, gizli bir kusur veya sebepten ibarettir. Illet, ok defa bir hadisin isnad nda, hazan da metninde vukubulur. snadda vukubuldu u zaman hem isnad , hem de metni zayflatr; bazan da metne tesir etmeksizin yaln z isnad zacfa uratt grlr. Mesel gvenilir (sila) rvilerden Yacl bn `Ubeyd, Sufyn esSevri vastasyle u hadisi rivayet etmi tir: Ya(l bn (Ubeyd <an Sufyn esSevri can <Amr bn Dinr `an bn cOmer cani'nNebiy (s.a.s.) Me: ElBeyynnl Bu hadisin isnad, adalet vasfn haiz rvilerin, ayn vasftaki rvilerden rivayetiyle muttas l bir isnadtr; fakat lletli olup sahih Illeti, Ya% bn cUbeyd'in Sufyn esSevri vas tasyle `Arar bn Dinr'dan rivayetidir. Asl nda 'Atm bn Dinar deil, <Abdullah bn Dinr olmak gerekir. Zira ayn hadisi Sufyn'dan rivayet eden btn
454. Illetin lugat mans hakknda daha geni bilgi iin bkz. bn Manifr, Liscinu'l-`Arab, XI. 471. 455. Kdih lugatta kemirmek maniisma gelen Isadl?" tan ismi fffildir. Iadal ceddrdu'ecere "kurd aac kemirmi" denir.
,

139

imamlar Sufyn' n eyhini 'Abdullah bn Dinar adyle zikretmilerdi . Bununla beraber hadisin metni yine de sahihtir 456. Metinde vukubulan llete misal, Muslim'in el-Velid bn Muslim'den naklen teferrd etti i "besmele" ile ilgili hadistir: Haddesen Muhammed bn Mihrn er-Rzi, haddesen el-Velid bn Muslim, haddesen el-Evz<1. <an Katde ennehu ketebe ileyhi yulsbiruhu `an Enes bn Malik ennehu haddesehu kale: alleytu halfe'n-Nebiyy (s.a.s.) ve Ebi Bekr ve cOmer ve `Osman, fekn yesteftihne bil-hamdu li'llahi Rabbil-<lemIn, l yezkurne evveli kr'atin ve la fi lnrih. (... Enes bn Malik rivayet etti ve dedi ki: "Hazreti Peygamberin, Eb Bekr, (Omer ve `Osman' n arkas nda namaz k ldm. Bunlar namaza el-Hamdu li'llahi Rabbil-<lemin ile ba lyorlar, ne kraatin banda ne de sonunda besmeleyi zikrediyorlard )"7 . Keza ayn hadisi Malik bn Enes, el Muva!Wmda Humeyd tarik yle Enes'ten nakletmi tir:
-

...Kumtu ver'e Ebi Bekr ve `mer ve `Osman; fekulluhum iza'fteteha's-salt 4". kne la yakra'u Gerek Muslim ve gerekse Malik bn Enes tarafndan nakledilen bu hadis metin ynnden lletlidir. E - ficrye gre hf zlar, bu hadisin rivayetinde Mlik'e muhalefet etmi lerdir; bunlarn ba nda Sufyn bn cUyeyne, el-FezrI ve es-Sekafl gibi kimseler vard r. Sufyn'n Eyyb'tan, Eyyb'un da Katde'den rivayetine gre Enes bn Malik yle demitir: ...Kne'n-Nebiyyu (s.a.s.) ve Eb Bekr ve <Omer yeftetihne'lkr'ate bil-hamdu li'llahi (Hazreti Peygamber, Eb Bekr ve <Omer, k raate el-Hamdu li'llahi Rabbil-lemIn ile ba larlard). Bu rivayet, nce Fatiha ile k raate ba lanacana dellet eder; fakat Fatiha'dan nce besmelenin terkedildi i anlamna gelmez. Eyyb, ube, ed-DustuvN, Seybn bn <Abdirrahman, Sacid bn Ebi <Arbe, Eb <Avne gibi bir ok tan nm hadisi, hadisi Katde'den bu ekilde rivayet etmi lerdir. Mahfz olan da budur 459.
456. El-Cez.'iri, Tevelh t'n-nazar, s. 265-266. Hadis metni iin bkz. 10; Muslim, akil,, III. 1164.
-

al;a4, III.

457. Bkz. Muslim, :7.34/4, I. 299. 458. Bkz. el-MusJag, 1. 81 Teddb. s. 1.64. 459. Bkz.

140

Muslim'in alyWinde yer alan elEvzaci rivayetine gelince, hadisi elEvzaci'den nakleden elVelid bn Muslim, her ne kadar eyhinden semacm tasrih etmi se de tedlisu'ttesviye ile tamnrm bir kimsedir. Di er taraftan elEvzaci ile Katade aras nda ba ka bir kimsenin de bulunmad sabit olsa bile, Katade gzleri grmeyen (m) bir kimsedir. ElEvzaci'ye hadisi yazl olarak rivayet etti ine gre Katade bunu her halde birisine yazdrm olacaktr; ancak bu katibin ismi zikredilmemi tir. Hadis bu ynden de lletlidir46. ElHakim Eba cAbdillah enNeysabari metin ve isnadta vukubulan llet e itlerini on gruba ay rm ve her birini misalletiyle a klamtr. 4" Biz de burada elHakim'e istinaden bu on grubu zetleme e alacaz. 1. Illet eitlerinden biri, sened zhiren sahih grnse bile, rvilerden birinin hadis ald eyhinden semac olduunun bilinmemesidir. Misal: Haccac bn Muhammed kale bn Curayc can Masa bn cUkbe can Suheyl bn Ebi Salih can ebihi can ebi Hurayra cani'nNebiyyi (s.a.s.) kale: Men celese meclisen ke ura fihi la atuhu fekale en yakame: Subhaneke'llahumme ve bilyamdike la ilahe illa ente esta firuke ve etabu ileyke illa gufira lehu ma kane fi meclisihi rivayetine gre Muslim, ElBulyarrden bu hadisi sormu, elBuhari de ona u cevab vermi tir: Grn te gzel bir hadistir; dnyada bu bbta gelen ba ka bir hadis bilmiyorum; bununla berabe lletlidir. Bize Masa bn smacil rivayet etti; ona Vuheyb, Vuheyb'e de Suheyl, cAvn bn cAbdillahtan rivayet etmi tir. Bu isnad daha iyidir. Zira di er isandta ismi geen Masa bn `Ukbe'nin Suheyl'den hadis iittii bilinmemektedir462. 2. Hadisin bir ynden musned olarak rivayet edilmesine ve bu ekliyle sahil olmasna ramen, sika ve hafz olarak bilinen kimseler tarafndan bir ba ka ynden yap lan rivayetinde mursel olmasdr. Misal: Kabia bn cUkbe can Sufyan can Halid elHazza' ve cik m can Ebi Klabe can Enes merfdan : Erhamu ummeti Eba Bekr, ve e edduhum fi dIni'llahi cOmer, ve e dakuhum haya'en (Osman, ve akra'uhum Ubeyy bn Kdb, ve agemuhum ve'lharam Mucaz bn Cebel; ve inne likulli ummetin eminen ve eminu hazihilumme Eba (Ubeyde.
460. 4111 yer. 461. Bkz.

Aldrigret

s.

113 vd.

462. Ayrl yer.

141

ElWakim'e gre hadisin isnad sahib olsayd elCtimicu' aldb'te nakledilirdi. Halbuki tIalid sahabi Enes bn zikretmeksizin hadisi Eb Klabe'den mursel olarak rivayet etmi tir463. 3. Malum bir sahabinin hadisi oldu u bilinmekle beraber, ayr ayr memleketlere mensup ravilerin birbirlerinden rivayetleri s rasnda, baka bir sahabiden rivayet edilmesi, hadis iin bir ba ka llet tekil eder. Mesela:
Msa bn `Ukbe <an Ebi shak <an Ebi Burde (`an Ebihi) enne

Raslallah (s.a.s.) kale: nni le'esta firu'llahe ve etbu ileyhi fi'lyevmi mi'ete merratin. snad gren bir hadisi, onun, sahihin artlarn haiz bir isnad olduunu zanneder. Medineliler kfelilerden rivayet ettikleri zaman, ok defa, ayaklar kayar ve yukarda zikredilen isnadta grld gibi, Eb Burde'nin, hadisi, babas Eb Masa'lE <ari'den nakletti i vehmine kaphrlar. Halbuki hadis, Muslim'in ald,4'inde de yer ald gibi, Eb Burde tarafndan elAar elMuzeni'den rivayet edilmi tir4". 4. Yine bir sahabinin hadisi olduu halde, shhatini gerektiren eyin aklanp hatal olarak bir tabiiden rivayet edilmesidir; yle ki bu tabignin o badisten haberi bile olmayabilir. Mesela: Zuheyr bn Muhammed `an `Osman bn Suleymancan Ebihi ennehu semica Rasla'llah (s.a.s.) yakra'u bi'tTr. Elklakim'e gre bu hadiste llet vardr. Birincisi ravi ismindedir ve tabignin ismi (Osman Ibn Suleyman olarak zikredilmi tir. Halbuk bu 'Osman bn eh! Suleyman'd r. kincisi, isnadta can Ebihi denilmi ve Suleyman (daha do rusu Eb Suleyman) kasdedilmi tir. Halbuki `Osman, hadisi babas Eb Suleyman'dan de il, Nafi' bn Cubeyr'den rivayet etmi, Nafi` de, onu babas Cubeyr den alm tr. 'nc llet ise, yine isnadta <an Ebihi ennehu semi`a Rasla'llah (s.a.s.) denilmitir; yani Eb Suleyman'n bu hadisi Hazreti Peygamberden i ittii aklanmtr. Halbuki Eb Suleyma r'm Hazreti Peygamberle sohbeti yoktur; onu grmemi tir4". 5. Hadisin cancane ile rivayet edilmesi ve senedinde bir ravinin
463. Ayn eser, s. 114. Hadisin metni iin bkz. Ahmed Ibn 1.1anbel, Musned, III. 281. 464. Bkz. Muslim, ahiti, IV. 2075. 465. Bkz. Macrifet s. 115. EzZuhrl'nin Muhammed Ibn Cubeyr bn Mut'mVI. 49 ve 50; Muslim, den, onun da, babas Cubeyr'den rivayet etti i metin iin bkz. I. 338.

142

dm olmasdr ki, bu llet, hadisin malfz olarak bir ba ka yoldan rivayet edilmesiyle ortaya kar. Mesela: ...Yilnus can bn Sihab can `Ali bni'lHuseyn can ricalin mine'len ar ennehum kana maca (s.a..s.) zate leyletin ferumiye binecmin fe'stenare... Elliakim'in belirtti ine gre, Ynus, hafzasnn kuvvetine ve mevkiinin yksekli ine ramen isnad kusurlu zikretmi tir. Halbuki ayn hadisi Sufyan bn cUyeyne, di er rivayetlerinde Ynus, ucayb bn Ebi Hamza, ahl bn Keysan, elEvza'cl ve di erleri bn ihab ezZuhri'den can bn (Ablds kale lzaddeseni ricdlun mine'len ar isnadyle nakletmi lerdir. Buna gre hadisteki llet, Ynus bn Yezid'in isnadtan. bn cAbbas' drmesi ynndendir 466 . 6. Hadis, gayri musned olarak mahfz bulundu u halde, bir ravinin onu musned olarak rivayet etmesi, hadisin lleti olur. Mesela: ...`Ali ibnu'lHuseyn bn Vakd can Ebihi can cAbdillah bn Burayde can Ebihi can <Omer ibni'ltlattab: Kuku: Ya Rasiilallah, ma leke efatruna... Hadis isnad ynnden lletlidir; nk <Ali bn Uarem onu luddeend <Ali bnu'l luseyn bn Valcul belaani enne (Omer isnadyle gayri musned olarak rivayet etmi tir467 . 7. Bir ravinin hadis ald eyhinin ismini bir rivayette zikretmesi, bir baka rivayette de mphem b rakmasdr. Mesela: ...Ebii Silab can Sufyan es eyi cani'lHaccac bn Ferafia can Yahya bn Ebi Ke ir can Ebi Seleme can Ebi Hurayra kale, kale'n.Nebiyyu (s.a.s.): Elmu'minu rrun kerimun velfaciru habbun le'im. Grld gibi hadis musned olarak rivayet edilmi tir. Halbuki ayn hadisin bir ba ka rivayeti (ani'lklaccdc bn Ferdfia <an Raculin `an Ebi Seleme isnadyle gelmitir. Bu isnadta hadisi can raculin diyerek mphem brakt bir kiniseden nakletmi ; halbuki birinci isnadta bu kimse Yahya bn Ebi Ke ir olarak isimlendirilmi t ir46g. 8. R:ayinin idrak etti i ve hadis iittii eyhinden, iitmemi olduu bir hadisi vastasz olarak o Seyhten rivayet etmesi hadisin lletini tekil eder. Mesela:
466. Aym eser, s. 116. 467. Ayn yer. 468. Ayn eser, s. 117.

143

...Him bn 'Abdullah `an Yahy bn Ebi Ke ir can Enes bn Mlik enne'nNebiyye (s.a.s.) kne iz eftara < nde ehli beytin... Ellikim'e gre hadis lletlidir; nk Yaby bn EM. Kesir Enes'e yetimi ve onu grm se de, bu hadisi ondan i itmemitir. Nitekim hadisin bir ba ka ynden gelen rivayetinde Yaly, Enes'ten kendisine naklolunduunu sylemitir: Ahberand Hi m <an Yahyr bn Ebi Ke !r 4cile : Huddi tu can Enes.. . 469. 9. Hadisin marf bir tarih varken, rvilerden birinin bir ba ka tarikla bu hadisi rivayet etmesi halinde, hadisi alan ahsn bu tarikla deil de marf olan tarikla hadisi nakledip gitmesidir. Mesela: ...ElMunzir bn cAbdillah Can (Abdirl`Aziz bn Ebi Seleme can ( Abdillah bn Dinr <an bn cOmer enne Raslallah (s.a.s.) kne iza'ftete4a' alt kle: Sub neke'llahumme tebreke'smuke ve tacl cedduk Hadis lletlidir; nk `Abdul`Aziz bn Ebi Seleme sahabi bn tOmer'in hadislerini ok defa bu tarikla nakletmi tir. Halbuki yukarda zikredilen hadis bn (Omer'in de il , 'Ali'nin hadisidir ve isnad (Abdu'l<Aziz bn Ebi Seleme hadde enii <Abdullah bnu'lFa4 cani'lAcrac (an (Abdillah bn Ebi RCfic can eklindedir. Ancak elMunzir bn cAbdillah, hadisi cAbdu'l`Aziz bn EM. Seleme'nin bn cOmer'e ula an marf isnadyle nakletmitir470. 10. Hadisin bir ynden merfl, bir baka ynden de mevkf olarak rivayet edilmesi de onun lletini te kil eder. Mesel: ...ElAcme can Ebi Sufyn can Cbir (ani'nNebiyyi (s.a.s.) kle: Men zahke fi altihi yu'idu' alte ve l Ayn hadis, Vekic bnu'lCerrh'tan gelen rivayette Ciibir'in bir fetvas olarak grlr ve bu bakmdan mevkftur: Veki"ani'lAcme `an Ebi Sufyn kle: Su'ile Cbir cani'rraculi ya?baku fi' alti kle: Yucidu' alte ve l yucidu'lvuz f9471 .
El Hkim Eb `Abdillah, hadiste vukubulan lletleri, yukar da naklettiimiz on grupta a kladktan sonra, btn llet eitlerinin bunlardan ibaret olmadn, zikretnedi i baka gruplarn da bulunduunu; zikrettiklerini de bu ilimde ihtisas sahipleri iin misal olmak ve bunlarla mall hadislerin hususiyetleriri tantmak zere zikretti ini belirtmi tir.

469. Ayn eser, s. 118. 470. Ayn yer. 471. Ayn yer.

144

Yukar da verilen rneklerden de anla ld gibi, hadis ilminin en nemli konularndan birini tekil eden llet meselesi, her hadisinin kolayca nfz edebilece i bir konu de ildir. Cerh ve tadilin tamamiyle d nda kalan ve bir ok gvenilir rvilerin hadislerinde tes adf edilen lletin472 yegane delili, bu ilme vakf imamlarn birbirinden habersiz olarak o llet zerinde ittifaklar dr. Bu bakmdan llete vakf bir imam, altn ve gm gibi madenlerin kymetini takdir etme sanatna ship bir sarrafa benzer. Nitekim 'Abdurrahman bn Mehdi, kendisine itiraz eden ve "baz hadisler hakk nda u sahih, u zayf diyorsun; bunlar neye istinaden sylyorsun; bu konudaki delillerin nedir ?" diyen bir kimseye u cevab vermitir: Sen paralar n bir sarrafa gtrp k ymetini sordu un zaman, o sana onlarn salam ve sahte olanlarn ayrarak syler ve sen ona itiraz edemez, bunlar neye istinaden sylyorsun, diyemezsin, i te bu ilim de byledir. Sarraf n uzun senelere dayanan ihtisas gibi, hadisinin de mcalese ve mzakere neticesi kazand bir ihtisas vardr; bu ihtisas sayesinde bir hadisin sahili veya zay f olduuna hkm verebilir4". Keza Ebn Zurca, "bir hadisi lletlendirmenizde istinad etti iniz delilleriniz nedir ?" diyen bir ahsa u cevab vermitir: Illeti olan hadisi sorars n; sana onun lletini sylerim; sonra Muhammed bn Muslim bn Vare'ye gider, bana sordu un hadisi ona da sorars n; o da sana onun lletini zikreder. Sonra Eb 1.Itim'e gider, ayn eyi ona da sorarsn. Hepimizden aldn cevab karlatrrsn. E er lletle cevaplar aras nda ayhk grrsen, her birimizin kendi gr ne istinaden konu tuunu anlarsn. Eer aym cevap zerinde ittifak gittiimizi grrsen, o zaman bil ki, bu ilim bir gere e dayanmaktadr. ahs, Ebu Zurca'nn sylediklerini aynen yapm , her nn de, hadisin ayn lletle matl1 oldu unu belirtmeleri zerine "ben de ehadet ederim ki bu ilim bir ilhamd r" demitir474. cILMU'LHADISIslami ilimler aras nda en nemli ve en erefli yeri i gal eden hadis ilmi (clmulhadis), muhtelif imamlar tarafndan eitli ekillerde ta if edilmitir. Bunlardan (Izzu'dDin bn Cemaca'ya gre bu ilim sened ve metnin ahvalini bildiren kanun (kaide) lardan ibarettir. Bu bak mdan hadis ilminin konusu, sened ve metin, gayesi ise sened ve metinden sahih olanlarn, sahih olmayanlarmdan ay rp bilmektir475 .
472. 473. 474. 475. Ayn eser, s. 112. Bkz. esSuyrg, Tedrib, s. 162. Bkz. e14:1Ekim, Mdrifet s. 113. Bkz. esSuyinj, Tedrib, s. 5; ellsml, XCavii`tdu'ttaldis, s. 51.

145

ibn Hacer'in tarifinde hadis ilmi, rvi ve mervinin halini bildiren kaideler bilgisidh 476 . ElKirmni'ye gre, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve ahvalini bildiren ilme hadis ilmi denir. Konusu, Hazreti Peygamberin, Allah' n Rasl olmas bakmndan zatdr. Gayesi ise, dnya ve ahret saadetine insanlar eritirmektir. Ancak bu tarif, ml dolaysyle itiraza uram ve elK afici hayretini gizleyemiyerek "konusu Hazreti Peygamberin zat m ? Bu, hadisin deil, tbbn konusudur" demi tir477 . Zeynu'dDin elgraki'ye gre hadis ilmi, mertebesi yksek, faydas byk olan bir ilimdir; ahkamn ou ona istinad eder; helal, haram onunla bilinir478 . Hadis ilmi, rivayete ve dirayete ait olmak zere ba lca iki ksma ayrlmtr. ElEkfnrnin tarifine gre, rivayetle ilgili hadis ilmi, Hazreti Peygamberin sz ve fiillerinin naklini veya rivayetini, zabt n veya kaydn iine alan bir ilimdir. Dirayetle ilgili hadis ilmi ise, sunnetin nakli ile, onu nakleden veya haber veren kimseye isnad etmekten ibaret olan rivayetin esas n, rvinin rivayet etti i hadisleri semac, arz icaze ve bunun gibi sair tahamml yollarndan biri ile almas ndan ibaret olan rivayetin artlanm, ittisal, ink ta ve saireden ibaret olan rivayetin eitlerini, red ve kabulnden ibaret olan rivayetin hkmlerini, adalet ve cerh ynnden durumlar ile tahamml ve eda ynnden ba l bulunduklar kaydlardan ibaret olan rvilerin hal ve artlarn, rivayet olunan hadislerin de musned, mu(cem cz vs. ynnden s nflarn bildiren bir ilimdir479. EnNevevi'nin ifadesine gre, hadis ilminden maksat, metinlerden anlalan mana ile, isnad ve llet bilgisinin tahkik ve tesbitidir. Zira llet, hadiste bulunan ve hadisin za`f n gerektiren gizli bir kusurdur; ve kusurun gizlilii dolaysyle hadis zhiren sahih grnr. Bu sebeple hadis ilminde llet bilgisi, bu ilmin ba lca temellerinden birini te kil eder. Yoksa bu filmden maksat, sadece hadis i itmek, yahut i ittirmek, yahutta i itilen hadisleri yazmaktan ibaret de ildir. Fakat hadisin doruluunu tahkik ve tesbitte itina gstermek, metin ve isnadlar n manalanndaki gizlilii aratrmak, bunlar zerinde durup d nmek,
476. Es-Suyiiti, Teddb, s. 5. 477. Ayn yer. 478. El-Ceztl'irI, Tevelhu'n-nazar, s. 20. 479. Bkz. Teddb, s. 5; el-1snii, Kavii` du't-tal.tdi, s. 51. Dirayet ilmi ile ilgili olarak verdi imiz tarif el-Ekfrurnin olmakla beraber, bu tarifte yer alan tefsir mahiyetindeki ibareler es-Suyti'ye aittir.

146

ona devaml itina gstermek, daima bilen kimselere ba vurmak, tahkik ve tesbitte gvenilir kimselerin kitaplar n okumak, ulat ve faydal grd neticeleri not etmek, haf zasna ve kitabma kaydetmek, sonra yazd eyleri devaml olarak kontrol etmek, h fzettiklerini, ister kendi derecesinde olsun, ister stnde veya alt nda olsun, bu ilimde me gul olanlarla mzakere etmek, hadis ilminin gerekle mesinde belli ba l artlardan say lr. Bilhassa mzakere, h fzolunan bilginin salamlamas ve yeni bilgiler kazan lmas bakmndan byk bir nem ta r. Zira bu ilimde bilen bir kimse ile bir saatlik mzakere, bir saatlik (hatt gnlerce) mtalaa ve h fz etmekten faydal dr; yeter ki bu mzakerede faydalanma gayesi gdlsn480. (ILMi NA2 A Kelimelerin ifade ettikleri lugat manas ynnden ele alnacak olursa, lmi nazar; (elc lmu'nnazar;), inceleme ve ara trma yolu ile insanda hasl olan ilim veya bilgi kar hdr. Hadis stlahnda ise, haberlerin, haber verdikleri konularda, ikna ynnden insan zerinde braktklar tesir olup, ancak zihni bir tetkik ve tertip neticesi kesinle ir ve bilgi halini alr. Bunu bir misalle aklamak gerekirse, Hazreti Peygamberden nakledilen bir hadis, onu ilk i iten kimse iin, getirdii hkm veya tavsiyede bulundu u dini veya ahlaki her hangi bir davran ynnden ilim veya bilgi ifade eder; bir ba ka syleyile, insanda, bu hkm ve davran la ilgili bir ilim hasl olur. Ancak bu ilim zannidir; kesin de ildir. Kesinle mesi iin, insann baz inceleme ve ara trmalara, nceden sahip oldu u dier bilgilere istinaden bir takm istidlallere ba vurmas gerekir. Bu inceleme ve ara trma, hadisin isnad ve metni ynnden olur. isnad ynnden ara trma, onun rvilerine ve ittisal ynnden durumuna taalluk ede'. Hadisin ravileri adalet ve zabt ynnden tam ve gvenilir kimseler midir? Sened muttas l mdr; yani hadisi birbirinden nakleden raviler, gerekten birbirine mlaki olup, o hadisi birbirinden i itmiler midir? Arada herhangi bir inkta, kopukluk, yani bir ravi d mesi var midir? Senedin herhangi bir lleti var midir? Metinle ilgili aratrma ise, onun, Hazreti Peygamberden rivayet edilen di er hadislere, ummumi man ynnden uygun olup olmad n ortaya karmak gayesine yneliktir; nk herhangi bir ayk rlk, hadisin z olduu neticesini do urur. te, hadisin hem isnad ve hem de metin ynnden byle bir ara trmaya tbi tutulmas neticesinde, insanda kesin bir kanaat has l olur
480. Bkz. enNevevI, erlu allli Muslim (naukaddime), I. 47-48.

147

ve bu kanaat, hadisin red veya kabulne taalluk eder. E er rvilerin adalet ve zabt ynnden zay f olduklar , isnadta ittisalin bulunmad ve lletli olduu, metnin Hazreti Peygamberden rivayet edilen di er hadis metinlerine man ynnden ayk r dt, yani z veya munker olduu anlalrsa, hadisin zayf olduuna hkmedilir. Bu hkm, insanda, hadisle ilgili olarak te ekkl eden bilginin tabii bir neticesidir. Hadisin metin ve isnad ynnden ara trlmas , insanda, yukardakinin aksi olan bir netice de do urabilir. Rviler adalet ve zabt ynnden mkemmeldir; sened mutas ldr; metin z ve munker Herhangi bir lletle mall de de ildir. Bu takdirde hadisin sahih oldu una hkmedilir. Bu hkm de yukarda iaret olunduu gibi, inceleme ve aratrma neticesinde insanda hasl olan bilginin neticesidir. Hadisin kabul veya red ynnden de erini tesbite yarayan inceleme ve ara trma, bizim zerinde durdu umuz naictri tabirinde geen nazar kelimesinin tam karldr. Zira lugatta nazar kelimesi gzn grme duygusuna dellet eder ki 481 , bir eye yneldi i zaman, bu ynelite onun mahiyetini anlama a matuf bir gaye vard r. Bu sebeple el-Cevheri en-ncticiru te'emmulu' -ey'i bi'l-cayn (nazar, bir eyi gzle dnmektir) demi tir482. Bu dnme tabiatiyle nazar olunan ey hakknda daha nceki bilgilere de istinaden, yeni bilgiler almak gayesine matuftur; bu ise, istidlli gerektirir. Bu aklamalardan anla ldna gre, (lm-i nazar, nazar ehliyetine sahip olan, yani ara trma gc bulunan kimselerde bulunur. Aratrma gcnden maksat, zerinde durdu u konuya, veya konunun mensup bulundu u dala vakf olma kudretidir. Bu kudrete sahip olmayan cahil kiide nazar! ilim hasl olmaz. Bu, hadis ynnden u demektir: Hadis ilmine vukufu olmayan bir kimse, i itmi olduu bir hadis hakknda, ara trma gcne sahip olmad iin, ilm-i nazariyi elde edemez, veya hadis hakknda kabul veya red ynnden hkm veremez. Ilm-i nazari, hadis imamlar arasnda umumiyetle haber-i ahad iin sz konusudur. nk haber-i hd aras nda makbul haberler bulunduu gibi, merdild haberler de vard r. Ancak makbul olanlarn dierlerinden ayrt edilmesi, haberlerin, yukarda akladmz ekilde tetkik edilmelerine ba ldr. Bu bakmdan hadis imamlar , umumiyetle,
481. Bkz. 'bn Mankar, Lis inu'PArab, V. 215. 482. Bkz. elCevheri, e.511m14, II. 830.

148

hd haberlerin lmi nazari ifade ettiklerini sylemi ler ve ilim lafzn nazari lafz yle tahsis etmi lerdir. nk haberi ahadla insanda hasl olan ilim zaruri veya kesin bir ilim de ildir; kesinli i ancak naSzar'a baldr. Ilim lafzn haberi hd iin ho karlamayan baz kimseler ise, zan kullanm lar ve "haberi hd zann ifade eder" demi lerdir4". Bununla beraber, her iki tabirin kullan h arasnda byk bir fark mevcut, deilair. nemli olan husus, lmi nazari veya zan ifade eden hadislerin sahil ve makbul olanlarn, zayf ve merdild olanlar ndan ayrt etmektir. Bu ise, hadis imamlar tarafndan gerektii ekilde yaplmtr. cILMi ZAKTRI Insanda zaruri olarak has l olan bilgi manasma gelen lmi zaruri (elclmu'?zaruri), hadis stlahnda, rivayet edilen bir hadisin, kabul ynnden insan zorunlu brakan ve reddine imkn vermeyen bilgi manasnda kullanlmtr. Bunu bir misalle aklamak gerekirse, dnyan n herhangi bir lkesinde bulunan bir ehrin ismini duyan bir ahs, o ehirin varln haber verenlerin oklu u karsnda, onu reddetmek imkanna sahip deildir. 0 ehri grmediini, hatta o ehrin bulunduu lkeye hi uramadn sebep gstererek, kendi gz ile grmedi i bir eyin varlna inanamayaca n ileri sremez; veya o ehirden bahsedenleri, yahut onun varl n haber verenleri yalanclkla itham edemez; nk o ehir hakknda haber verenlerin bir yerde toplanarak, asl nda bulunmayan bir ehrin, bulunduu yolunda yalan bir haber zerinde ittifak etmelerine ve sonra da bunu halk arasnda yaymalarna imkan yoktur. Byle bir ihtimal sz konusu bile olamaz. nk akl, ister tesadfen olsun, ister kasden olsun, yalan haber zerinde byle bir ittifak n olabilece ini kabul etmez. te, o ehirin varlyle ilgili haberlerin insanda has l ettii bilgi, zaruri olan ve derine veya reddine imkan bulunmayan bir bilgidir. Hadis ilminde bu bilgi mutevatir haberler iin sz konusu olmu tur. Hazreti Peygamber devrinden itibaren her nesilde say s bilinmeyen kalabahk kimseler tarafndan rivayet edilen bir haber, onu i iten kimse iin, yukarda verdiimiz ehir misali, zaruri bir ilim veya bilgi ifade eder. O kimse, bunu reddetmek imkan na sahip de ildir; nk o haberi rivayet eden say s belirsiz kalabalk topluluklarn biraraya gelerek byle bir haber uydurmalar , biraraya gelmeseler bile ayn yalan haberin rivayeti zerinde birbirinden habersiz ittifak etmeleri ak ln kabul edebilecei bir i deildir. te bu sebepledir ki mutevatir haberler ilmi zaruri ifade ederler.
483. bn Hacer, Nuhbeul-fiker erhi, s. 29.

149

Ilmi nazar!, yaln z inceleme ve ara trma ehliyetine sahip kimseler iin sz konusu oldu u halde (bkz. (Ilmi naiarI), lmi zaruri, bu ehliyete sahip olmayan kimseler iin de sz konusudur. nk lmi nazari, inceleme ve ara trmaya ihtiya gsteren bir bilgidir; lmi zaruri ise, buna lzum hasl olmadan insanda vcut bulan bilgidir. Bu bak mdan, mutevatir haberler, gerek isnad ynnden ve gerekse metin ynnden hadis ulemasmn tetkikleri dnda kalmtr ve esasen mutevatir haberler iin isnad sz konusu de ildir. Burada konuya en gzel misal te kil eder dncesiyle Kur'n Kerimi zikredebiliriz. Kur'an! Kerim, Hazreti Peygambere Allah tarafndan vahyedilmi bir Kitap't r. Sahabe, yahut ilk Islami devrin mslmanlar, bu Kitab' btn ayetleriyle Hazreti Peygamberden alm lardr. Alanlarn says kesinlikle bilinmemektedir. Fakat say larnn okluu o kadar kesindir ki, ikinci nesil, yani tabi'' n, bir lmi zaruri olarak bir yetini dahi reddetmek imkann bulamamtr. Kur'm Kerimin rivayeti nesiller boyunca rvileri daha da o alarak devam etmi ve zamanmza kadar gelmi tir. Bugn dahi hi kimse, zaruri ilim ifade eden rivayeti dolay syle tek bir yetini bile reddetmek imkan na sahip de ildir. nk yukardaki aklamadan da anlald gibi, byle bir reddi, lletten sab r' olan bir akl kabul etmez.

150

BDAL (Bkz. Bedel).


cC TiM Kelimelerin ashna uygun bir ekilde okunmasn ve zellikle hadis rivayetinde, Hazreti Peygamberden i itilen bir hadisin aynen ve ii tildi i ekilde nakledilmesini sa lamak maksadyle 1,11'dan ve Cim'den, Dal' Zel'den, R'y Ze'den, Sin'i n'dan T'y 21'dan, ad' Zad'tan, (Ayn' Gayn'dan vb. ekil itibariyle birbirine benzeyen harfleri birbirinden ay rt edebilmek iin nokta kullan lmasna icct m denilmitir. Her ne kadar Hazreti Peygamberin, yaz larn noktalanmasm emretti ini gsteren baz ivayetler zikredilirse de (Bkz. Rak ), Islam'n bidayetinde henz yeni inki af etmeye ba layan Arap yazsnda, bugn harflerde kullan lan noktalarn, muntazam bir ekilde kullanlmad ve bu ie gerei gibi itina gsterilmedi i anlalmaktadr. Zamanmza kadar intikal eden tarihi olduka eski yazma eserlerde bu husus aka grlmektedir. Nitekim mutezilenin hadisilere kar ynelttikleri hijeumlarnda da buna dellet eden u szler yer alr:"... Bir' aka hadisi SeVatin ve Sebcine'den rivayet eder; fakat asl nda bunlar ube ve Sufyrn' dir f 34 84. Yine tarihi bir olaydan bahsedilirken, noktas z olarak yaz lan bir mektubun, Hazreti cOsmn' n katline kadar varan hadiselere sebep olduu zikredilir. Hazreti `Osman, M sr valisi `Abdullah bn Sa`d bn Ebi SerVa yazd bir mektupta, Msr'a tayin etti i Muhammed bn Ebi Bekr hakk nda izit e Vekum fa'bbilh (size geldii zaman onu kabul edin) demitir. Fakat noktas z olarak yaz lan fa'lcbilid (onu kabul edin) ibaresi, muarzlar tarafndan fa'Istulh (onu ldrn) eklinde okunmu ve byk bir fitneye sebep olmu tur"5.
484. bn Kuteybe, Te'vilu muttelifi'l4adi, s. 12. Mehur hadis imamlanndan olan ube ve. Sufyn, isimlerinin yanlnda nokta kullanlmad takdirde, 77 rakanuna dellet eden sel `a ve seb`in eklinde okunmas ihtimali vardr. 485. Baz haberlerden rendi imize gre `O mn bn `Affan, hilfetinin ikinci senesinde Msr valisi 'Al= bnu'lV' azlederek yerine 'Abdullah bn Sa`d bn Ebi Serh: tayin etmiti.

151

ncil'de <Is (a.s.) hakknda gelen ente nebiyyun velledtuke mine'lBetl (sen, bkire bir kad n (Meryem) dan dnyaya getirdi im bir peygambersin) ibaresi, hristiyanlar taraf ndan ayn ekilde yanl okunup tahrif edilmi ve ente buneyye veledtuke mine'lBetl (sen bkire bir kadn (Meryem) dan benden olma bir o ulsun) denilmitir4". Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadislerde bu e it yanlhklara meydan vermemek iin, onlarn iccm ve icrb ynnden tesbit ve takyid edilmesi, zellikle bu sahaya yeni girmi olanlar iin gerekli grlmtr. CAZE caze veya icazet, "bir nesneyi reva ve mak ll grmek ve dstr vermek ve mnasib tutmak mansma mstameldir...", keza "bir maddenin cevaz na imza ve takrir eylemek mans na mstameldir"487. bm' alh'n lugat Ebu'lHuseyn Ahmed bn Fris'ten nakletti ine gre icaze, hayvan veya arazi sulamak iin al nan suya delilet etmek zere kullandklar cevaz kelimesinden mtaktr. Nitekim isteceztuhu feecazeni denildii zaman, "ondan su istedim; o da bana hayvan ve arazi sulamak iin su verdi" mans anlahr488. Ilim talebi de byledir ve isteceztu'lcalime cihnehu feyuclzunl (limden ilmini bana balamasn istedim, o da bana ba lad) denilir. Buna gre bir kimsenin eceztu fulnen mesmiicati demesi, sem yolu ile ald hahadislerin rivayetini fuln kimseye ba lamas mansma gelir ki, bu balama, bir bakma izin vermek mansmda kullan lm olur489. caze, semc, arz k ra'a gibi hadis tahamml yollarndan biridir. Umumiyetle eyhe hitaben rvi cihetinden gelen ve "senin fuln ve
Ancak 'Abdullah, halk tarafnda sevilmiyor, e itli honutsuzluklara ve ikyetlere sebep oluyor; azli hususunda halifeye yap lan btn mracaatlar ise neticesiz kal yordu. Nihayet 700 kiilik bir heyet Mr'dan Medlne'ye gelerek halife nezdinde te ebbse geince 'Abdullah azledilmi ve yerine Muhammed bn Ebi Bekr tayin edilmi tir. Sylendiine gre, heyet bu neticeyi aldktan sonra geri dnm , yolda karlatklar ve pheye derek zerini aradklar bir ahsn halifenin habercisi oldu unu ve 'Abdullah bn Sa`d bn Ebi Sert'a hitaben yazlm bir mektup tadm da renmilerdir. te bu mektupta yer alan ibareler noktas zd ve "Muhammed bn Ebi Bekr, fuln ve fulan sana geldikleri zaman onlar kabul et" eklinde okunabildii gibi "onlar ldr" eklinde de okunabilirdi. Nitekim heyet, bu ibareleri yanl okumu ve Medi ne'ye geri dnmtr. O srada Basra'dan ve Kfe'den gelen di er heyetlerle birle erek halifenin evini muhasara etmi ler ve halifeyi ldrm lerdir. Bu olaylar hakknda bkz. bn Kuteybe, ve's-siy lse, s. 37. Keza bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 287. 486. Es-Suyti, Tedrib, s. 287. 487. Bkz. Kamus tercemesi, II. 787. s. 311-312. 488. `Uliimu'l-4tadt", s. 145; keza bkz. el-Ba diidi, 489. Es-Suyliti, Tedrib, s. 268.

152

fuln kitaplarnda yer alan hadislerini rivayet edeyim mi?" tarz nda bir istek olarak ortaya kan izin talebi, eyhin "onlar rivayet etmen iin sana icazet verdim" demesiyle, hadis tahamml gerekle mi olur. Mvinin, bu hadisleri eyhten dinlemesi veya ona arzetmesi art k sz konusu deildir. Bununla beraber, ube, brahim Eb Nar elVa'ilI, Ebu' eyi elI bahani gibi baz hadis imamlaryle, fukahadan kluseyn, elMaverdI, Eb Bekr icazet yolu ile ahnan hadislerin rivayetini tecviz etmemi ler, bu yolla gelen hadislerle amel etmenin caiz olmad n ileri srm lerdir. Yukarda ismi geen ube "e er icazet caiz olsayd , ilim talebi iin yap lan seyahatlar batl olurdu" demi ; baz fakihler ise, "sana benden i itmediin eyin rivayeti iin icazet verdim" demenin, "benim zerime yalan syleniene izin verdim" manasma gelece ini, halbuki eriatn iitilmeyen eyin rivayetini mubah kar lamadn ileri srmlerdir. Baz rivayetlere gre bu gr e sahip olanlar aras nda eafici, Eb Hanife, Eb Yusuf, Malik ve bn gazm bulunmaktad r49. Bununla beraber o unluk icazetin caiz oldu unu kabul etmi tir. Konu ile ilgili olarak ihtilaflar da zikreden eltlatib elBa dadi yle demektedir: " cazetle rivayet edilen hadisler zerinde ihtilafa d tler. Bazlar bunlarn sahih olduklar grne balandlar; bazlar da reddettiler; fakat kabul edenler daha oktur. Sonra, bunlar kabul edenler, ahkma taalluk eden hadislerle amel etmenin vcbu zerinde ihtilafa dtler. Zhiriyye mezhebine mensup olanlarla, mteahh rndan Zhiriyyeye tabi olanlar, icaze yolu ile rivayet edilen hadislerin, mursel olan ve mehul kimselerden rivayet edilen hadisler hkmnde oldu unu ileri srerek bu hadislerle amel etmenin caiz olmad n sylediler. Fakat ulemann ou bunlarla amelin vacib olduu grndedir"4". cazetin shhati zerindeki gr iin, Hazreti Peygamberin ma azisinden <Abdullah bn Cah hadisini asl olarak gstermilerdir. Rivayete gre Hazreti Peygamber, 'Abdullah bn Cal' Nable'ye gndermi ve' ona "bize Kurey le ilgili bir haber getirinceye kadar orada kal" demi , fakat sava iin emir vermemi tir. Yalnz, Hazreti Peygamber ona nereye gidece ini sylememi , eline kapal bir yaz vererek "adamlaruala beraber k. ki gn yrdkten sonra yaz y a ve sana emrettiklerimi oku, sonra onlar yerine getir. Adamlarndan hibirini seninle beraber gitmesi iin zorlama" demi tir. <Abdullah iki gn yrdkten sonra yazy okumu ve Nalde'ye giderek R.urey 'le ilgili haberler toplamak
490. Bkz. esSuyi41, Tedrtb, s. 256. 491. Bkz. elK ftye, s. 311.

153

hususundaki Hazreti Peygamberin emrini renmitir. Bunun zerine adamlarna yle demitir: " inizden ehid olmak isteyen varsa benimle beraber gelsin; nk ben hazreti Peygamberin emrini yerine getireceim. Eer benimle birlikte gitmek istemeyen varsa geri dnsn zira Hazreti Peygamber gitmeniz iin sizi zorlamaktan beni menetti". Adamlarnn hepsi de (Abdullah'la beraber yola devam etmi lerdir492. Yukarda zet olarak verdi imiz bu hadise, icazetin sahih oldu una delil gsterilmek iin zikredilmi tir. icazetin shhati zerindeki gr ayrl yannda, bir de, genellikle kabul edilse bile, onunla amel etmenin gerekli olup olmad hususunda gr ayrlklar' bulunduunu yukarda kaydetmi tik. cazetle amel etmenin gerekli oldu u gr ne sahip olanlar, bu konuda yine Hazreti Peygamberin bir hadisine dayan rlar. Hazreti Peygamber, Bera'e sresini bir sahifeye yazarak onu Eb Bekr'e vermi , ondan <Ali bn Ebi Tlib alm , fakat birbirlerine okumamlardr. Sonra da ayn sre Mekke'ye var ldnda halka bu sahifeden okunmu tur. Bu da bir icazet eklidir ve hkmn sbt bulu unda icazet, sem mertebesinde olmutur493 . mtekaddimndan icazeti kabul eden ve onunla amel etmenin gerekli oldu unu syleyen kimselerin bir listesini verir. Bunlar aras nda elHasan elBa ri, Nafi,' bn ihab ezZuhri, Rabia bn Ebi <Abdirralrman, Yalya. bn Sacid elEn arl, Katade, Meklfd eEbn bn Ebi (Ayya , Eyyb esSalrtiyani, Hi am bn `Urve, Yalya bn Ebi Kesir, Man ar bnu'lMdtemir, `Ubeydullah bn Ebi Cacfer, 1-layve bn urayb, ucayb bn Ebi Hamza, elEvzaci, bn Ebi Zi'b, Malik bn Enes, Sufyn esSevri gibi bir ok tan nm imamlar vardr494. Burada u hususa da iaret etmek yerinde olacakt r: cazet umumiyetle kabul edilmi olmakla beraber, bu metoda kolay ve me akkatsiz hadis alma yolu olarak bak lmamas gerekti i de gznnde bulundurulmutur. Mesela yukar da icazeti kabul edenler aras nda ismini zikrettiimiz Malik bn Enes'e alimin " u benim kitab mdr; onu al ve iindekileri benden rivayet et" demesini nas l karllyorsun, denildii zaman, Malik u cevab vermitir: "Bunu caiz grmyorum. Baz lar byle yapyorlar; fakat ben ho lanmyorum. Bunlar az zamanda pek ok hadis
492.Arca eser, s. 312-313. 493.Ayn yer. 494.Ayn yer.

154

yklenmek istiyorlar' 495, Bundan anla lyor ki verilecek icazet, ehil olmayan, bu yolda meakkate katlanmak ve hizmet etmek istemeyen kimseler iin de ildir. Bu sebepledir ki Mlik bn Enes, bu vasfa sahip olan bir kimseye icazet vermekten ekindi i zaman "biri kiliseye hizmet etmek de il, kssis olmak sevdas nda" der; ve mesel olarak zikretti i bu szler, o ahsn, icazete dayanarak hadis renmek yorgunlu una ve seyahat me akkatine katlanmaks zn, lkesinin fakihi ve ehrinin nmhaddisi olmak hevesinde bulundu unu aklamak ister' 96. Bununla beraber baz haberlerden rendiimize gre, icazet, ok defa hadis alma iini kolaylatrm ve bu maksatla yap lan seyahatlar azaltmtr. Sufyn bn cUyeyne anlatr: bn Sihb ezZuhri'nin yannda idim. Elinde krtasla ibn. Curayc geldi. K rtaslarn iinde ve d nda hadisler vard. EzZuhrrye- "bunu senden rivayet edeyim mi ?" dedi. O da "evet" diye cevap verdi. Bunlardan hangisine hayret edece imi bilemedim. Birisi "bunu senden rivayet edeyim mi?" diyor, br de "evet" diye cevap veriyor497. Sufyn bn <1.1yeyne'nin hayretinin, ezZuhri'nin k rtasta yazl olan hadislerin kendi hadisleri olup olmad na bakmamasndan ve bn Curayc' n da bu hadislerin rivayeti iin icazet talebinde bulunmasndan ileri geldiini syler. Bununla beraber, durumu a klamak maksadyle ileri srd ihtimal de akla yakndr: "Herhalde ezZuhri krtastaki hadisleri biliyordu; belki de bunlar bizzat kendisi yazm t. Bu sebeple bakma a lzum grmedi. Yahutta bn Curayc'n, kendisine ait olmayan hadisler iin icazet istemiyece ini biliyordu" 4". Buna benzer misalleri o altmak mmkndr. Bundan kan netice udur ki icazet baz hadisilerin muhalefetine ra men, ounluk tarafndan bol bol kullanlmtr. CAZE 'MME cazetin, umum vasf ile, belirli olmayan kimselere verilen bir eklidir. Bu e it icazetlerde, icazeti veren kimse eceztu'lmuslintine (mslmanlara icazet verdim), yahut eceztu kulle ahadin (herkese icazet verdim), yahutta eceztu ehle zemanl (zamanmda yaayan herkese icazet verdim) gibi tabirler kullan r. Bu tabirlerde grld gibi, ortada icazetin verildi i belirli bir kimse yoktur; fakat "mslmanlara", "herkese", "zaman mn insanlarna" denilmek suretiyle umuma dellet eden bir ifade kullan lmtr.
495. 496. 497. 498. Aym eser, s. 316. Ayn eser, s. 317. Ayn eser, s. 314. Ayni yer.

155

cazetin bu e idi, ilnu's all;'m ifadesine gre, mteahh rn arasnda ve tabiatiyle icazeti bir as l olarak kabul edenler taraf ndan sz konusu edilmi, ancak cevaz zerinde gr ayrl hasl olmutur. ibnu's allfn bu konudaki mnaka aya itirak ederek "e er umlm ifade eden szler yerine 'fuln beldenin ilim talebesine icazet verdim' gibi belirli bir hududa dellet eden szler kullan lm olsayd, kabule daha ok yakn olurdu" demesinden anla lyor ki, o da icazetin daha nceki tabi lerle verilmesine taraftar grnmemektedir 499. Nitekim icaze <c-intme'ye Ebu'tTayyib etTaberi ve Eb Bekr cevaz verdiklerini kaydettikten sonra, kendi gr n aklam ve kendisine uyulan imamlardan hibirinin bu icazeti kulland na dair bir ey iitmediini sylemi tir. ibnu' all.'a gre icazet, zaten zay f bir tahamml yoludur; belirli olmayan ve umum ifade eden tabirlerle bu zafiyet bir kat daha artmaktad r"9. Bununla beraber bn Hacer, pek ok kimsenin icaze camme ile rivayet ettiklerini, hatt baz hfularn, rivayet edenlerin oklu u dolaysyle bunlar harf srasna gre tertip edip mdcemler bile vcda getirdiklerini sylemi tir501 . Yine bn IIacer'e gre, her ne kadar mteahh rn aras nda icaze (amme muteber bir metod olarak grlse bile semcm alt nda olduu ittifakla sbittir. Ancak bu eit icazetler, phesiz hadisin muc?al olarak rivayet edilmesinden hayrldr"2. CAZE MUCERREDE (ANPLMUNANELE Kitap munvelesi (yani rivayet edilmesi istenen hadis yaz l bir kitab n elden verilmesi) olmakszn verilen icazet demektir ki, eyhin, rivayet hususunda mcerred iznine dellet eder. Bu izin, baz kitap isimleri zikredilsin veya edilmesin, (fuln kitab n veya btn mesmat n rivayetiyle ilgili) bir beyandan ibarettir. Bunun kar t munvele ile beraber verilen bir icazet ekli olup, eyhin, icazetle birlikte rivayetine izin verdi i kitab da rviye vermesidir. Munvelesiz icazetin e itli ekilleri vardr. Bunlar aras nda en yk(fuln kitab n rivayeti sek olan , eyhin, eceztu iin sana icazet verdim), yahut eceztu leke me' temelet caleyhi fihristl zihi (u fihristimin ihtiva etti i kitaplarn rivayeti iin sana icazet verdim) diyerek, belirli kimse iin belirli kitaplar hakk nda verdii icazettir. Genellikle icazeti kabul edenler, onun bu e idini de kabul
499. Bkz.
500. 501. Ayn yer. Bkz. "V thberu'l-fiker erhi, s. 90. s. 136-137.

502. Ayn yer.

156

etmiler, bazlar ise, bunun zerinde hibir gr ayrl bulunmadn ileri srm lerdir" 3 . Bu eit icazetin bir ba ka ekli, eyhin, belirli kimseler iin eceztu leke cemIca mesmacitti (sana i ittiim btn hadislerin rivayeti iin icazet verdim) ve benzeri tabirlerle, ismini zikretmedi i belirsiz kitaplarnn rivayeti iin icazet vermesidir. Bu e it icazet zerinde, hadisiler ve fakihler aras nda daha ok gr ayrh km olmakla beraber, ounluk tarafndan tecviz edilmi ve bu yolla rivayet edilen hadislerin ameli gerektirdi i sylenmitir5". Munavelesiz icazetin nc ekli icaze<antme denilen ve eyhin, umum vasfyle belli olmayan kimselere verdi i icazettir ki, bu icazet ekli icdze cantme maddesinde ayrca aklanmtr. Bir baka ekil, eyhin eceztu lifulanin en yerviye <anni Kitdbe'sSunen (fuln kimseye Sunen kitab n benden rivayet etmesi iin icazet verdim) diyerek belirli kimseye mehul olan bir kitabn rivayeti iin izin vermesidir. Mehul olan kitap "kitabu'ssunen" dir; zira eyh, muhtelif kimselere ait sunen kitaplar nn rvisidir ve rivayetine icazet verdii sunen kitabnn bunlardan hangisi olduunu aklamam tr. Buna gre mehul olan bir eyin rivayeti iin icazet vermi tir. Bazan da eyh, eceztu liMuhammed bn Hdlid edDtma ld en yerviye canni Kitdbe'lfulan (Muhammed bn Hlid edDmakrye fuln kitab benden rivayet etmesi iin icazet verdim) diyerek, belirli bir kitabn mehul kimse taraf ndan rivayet edilmesine izin verir. Ancak eyhin yaad devirde Muhammed bn Iilid edDma ki isminde m teaddit kimseler bulundu u halde, eyh bunlar n hangisi iin icazet verdiini aklamamtr. ibnu' Salh'n ifadesine gre bu trl icazet fsid ve faydas zdr. Ayn zamanda bu, isimleri ve nesebleri belli mslmanlardan bir cemaata verilen icazetten farkl dr. eyh, her ne kadar bu cemaati te kil eden ferdleri teker teker bilmese bile, huzurunda hadis dinleyenleri bilmemesi kabilindendir ve sahih kabul edilirs". Bununla beraber, mehul olan ahs, veya rivayeti iin icazet verilen kitap, herhangi bir karine ile bilinir ve mehuliyet zil olursa, o zaman sahh addedilirs" ElcIrkrnin, arta ba li olmas dolaysyle ayr bir icazet ekli olarak zikretti i, bnu' alh ve ona istinaden enNevevi ve esSu503. 504. 505. 506. bnu'saVnh, s. 136. Ayn eser, s. 137. Aym eser, s. 138. Bkz. esSuyiig, Tedrfb, s. 260.

157

yfiti'nin ise, mehule verilen icazet olmas dolaysyle, yukarda aklad= drdnc ksmda mtalaa ettikleri di er bir ekil de, eyhin eceztu limen yeWu fuldnun (fulnn istedi i kimseye icazet verdim) diyerek verdi i izindir507. Bu icazette hem cehalet, hem de arta bal olu vardr; cehalet dolay syle de batldr"8 . Bununla beraber, Eb Ya(l bnu'l-Ferr' ve Ebu'l-Fail Muhammed bn cUbeydillah, istein bulunmasyle cehaletin ortadan kalkaca prensibine dayanarak bu eit icazetin sahih oldu unu ileri srm le diri". Yahya bn Maashabndan Eb Bekr bn Ebi Ijayseme kendi yaz syle byle bir icazet vermi tir: Eceztu li-EbI Zekeriyy Yally bn Mesleme en yerviye canni ahabbe man semitahu minni Eb Muhammed el-Rs m bnu'l-A ba ve Muhammed bnu (Abdi'l-Aq kem semichu minni ve ezintu lehu fi zlik ve limen ahabbe man ashbihi fe'in ahabbe en tekne'l-iczetu li-ahadin ba(cle hz fe'ene eceztu lehu zlik bikitbi hz. Ve ketebehu Ahmed bn Ebiljayseme bi-yedihi fi evv'1 sene sit ve sebein ve mi'eteyn 5 ". Munvelesiz icazetin be inci ekli, henz mevet olmayan kimselere verilen icazettir. eyh, ya eceztu lifulanin ve limen yledu lehu (fuln kimseye ve onun do acak ocu una icazet verdim) diyerek henz mevet olmayanr mevcda atf yapar; yahutta at f yapmaks zn icazeti yalnz mevet olmayana tahsis eder ve e c eztu limen yledu lifuldnin (fuln kimsenin do acak ocu una icazet verdim) der. Mevet olana atfla mevet olmayana verilen icazet, di erine kyasla makbul addedilmitir. Bununla beraber el-Uatib, mevcilda atfedilmeksizin yaln z macdma verilen icazetin de di eri kadar sahih oldu unu ileri srm , bu konuda bir de risale telif etmi tir. Yine el-lJatib'e gre Mlik ve Eb 1.1anife'nin ashab da mevet olmayana verilen icazetin sahih oldu u grndedirler51 . EI-11atib, henz ya lar kk olan ocuklar da bahis konusu ederek yle der: "M.zi Ebu't-Tayyib et-Taberiye kk ocuklara verilen icazetin sahih olup olmad n, shhatte ya ve temyizin sz konusu edilip edilemiyeceini sordu. Ya ve temyizin muteber olmad n ve buna kyasla henz do mam olan kimse iin "sana ve do acak o507. 508. 509. 510. 511. bnu's aMly, `Ulamu'l4adis, s. 138; esSuyti, Tedrib, s. 260. Ayn yer. EsSuyi4i, Tedrib, s. 261. Bkz. Tevciltu'nnazar, s. 205. Bkz. Tedrib, s. 262.

158

cuuna icazet verdim" denilmek suretiyle verilen icazetin s hhatini gerektirdi ini syledi. Buna gre icazet, icazeti veren ahsn, kendisince sahih olan eylerin rivayetini icazet verilen kimse iin mubah grmesidir. baha ise, hem akl bana gelmi olan kimse iin, hem de henz bu aa gelmemi kimse iin sahihtir. Bu sebepledir ki btn eyhlerimiz, kendi yanlar nda olmayan kk ocuklara ya larnn ne olduunu sormadan icazet vermi lerdir. Her ne kadar henz do mam kimseler iin icazet verdiklerini grmedik ise de, e er birisi kp byle bir icazet vermi olsayd, di erine kyasla bu da do ru olurdu" 5 ". Munvelesiz icazetin alt nc ekli, eyhin, henz iitmemi veya tahamml etmemi olduu hadislerin, bunlar iittikten veya tahamml ettikten sonra rivayet etmesi iin birisine icazet vermesidir ki, bnu' all'm elRzt (Iyz'dan nakletti ine gre, bu kabil icazet ne i itilmi ve ne de grlmtr. Bununla beraber mteahh rndan baz kimseler byle icazet vermektedirler. Fakat do ru olan, Rurtuba Kad s Ebu'lVelid Yunus bn Muis'ten bu eit icazet isteyen bir kimseye icazet vermekten ekinmesi ve baz kimselerin de icazet isteyene "henz almam olduu eyi sana nasl verir" demeleridir". te bu gr zerine bnu' alt u kaideyi vazetmitir: cazet, mucaz (hakknda icazet verilen ey) haber vermek hkmndedir; yahutta izindir. Eer haber vermek hkmnde oldu u kabul edilirse, elinde haberi olmayan kimse bir ey hakknda nasl haber verir? Bu bakmdan byle icazet do ru deildir. Eer icazetin izin oldu u kabul edilirse, izin veren ahs, henz elinde bulunmayan bir malin sat iin vekiline nasl izin verebilir? Byle bir icazetin bu ynden de do ru olmad grlmektedir. O halde, kendisine icazet veren eyhten, icazetle hadis rivayet etmek isteyen kimsenin, rivayet etmek istedi i hadisleri eyhin icazet tarihinden nce i itmi olmasna dikkat etmesi gerekir 514. Aksi halde rvi, eyhin icazet tarihinden sonra i itmi olduu hadislerini rivayet etmi olur ki, bu takdirde icazet bat ldr ve rvi, rivayet hakkn almam olduu hadisleri nakletmek durumuna d m olur. Eer eyh, eceztu leke md akka ve ma ya tlku c ndek men mesmdcdti (sence sahih olan ve sahih olacak olan mesmitat m rivayet etmen iin sana icazet verdim) derse, bu trl icazet yukar da zikrolunandan farkldr ve bununla yap lan rivayet makbuldr nk eyh, bu szle
512. Bkz. el-BadI, el Kifiye, s. 325-326.
-

513. Bkz. `Ulanu'l-hadis, s. 142. E1-1,lzi `Iy4'n gr hakknda bkz. 514. s. 142.

s. 105-106.

159

"benim icazetten nce i itip de sence icazetten sonra bilinen eylerin rivayeti iin sana icazet verdim" demek istemi tir'''. Munvelesiz icazetin yedinci ekli, eyhin eceztu leke muccIzati (rivayeti iin icazet aldm eyleri rivayet etmen iin sana icazet verdim), veya eceztu leke rivyete nd ucize ii rivyetuh (rivayeti iin bana icazet verilen eylerin rivayeti iin sana icazet verdim) gibi szler kullanarak mucztn, yani icazetle alm olduu eyleri, yine icazetle ba kasna vermesidir. bnu'lCevzi'nin eyhlerinden Ebu'lBerakt (AbdulVahhb bnu'lMubrek elEnmti, icazetin asl nda zayf bir metod olduunu, iki icazetin birle mesi halinde bu zafiyetin bir kat daha artm olacan ileri srerek bu e it icazeti reddetmi , bu konuda bir de risale telif et nitir"6. Bununla beraber ekseriyetle bu icazetin ciz olduuna hkmedilmi, hatt baz kimseler, ve daha ziyade icazetin birle mesi halinde bile rivayeti kabul etmi lerdir: Rivdyetu'l iciize <ani'l icCze gibi. Ancak burada nemli olan mesele, icazet alan ahsn, rivayet etti i eyler aras na, hakknda icazet verilmemi olan eylerin de girmemi olmasna dikkat etmesidir.

Yukardan beri a klamaa altmz icazet ekilleri, grld gibi, baz muhalefete ra men umumiyetle kabul edilini ve bu yollarla bir ok hadis kitab nesilden nesile rivayet olunmutur. Batarafta da kaydolunduu gibi, icazetin bu e itli ekilleri, eyhin rviye mcerred icazet vermesinden ibarettir. Rvinin rivayet etmek iin icazetini ald eyler, ona e itli yollardan intikal etmi olabilir. Ancak burada zerinde durdu umuz konu, icazeti veren eyhin, icazete konu te kil eden hadisleri bizzat rviye vermemi olmasdr. Esasen munavelesiz icazetin mans da budur. CAZE MUKTER NE B 'LMUNAVELE Munvele ile birlikte verilen bir icazet eklidir ki, munvelesiz icazete nazaran daha s hhatli saylmtr. eyh, rviye eceztu leke en terviye 'ama ht zCt'l kitb (bu kitab benden rivayet etmen iin sana icazet verdim) derken kitab da verir. E er rvi uzakta ise, ona yaz l hadislerle birlikte bu hadislerin rivayeti iin biraz nce zikretti imiz ibareye benzer icazet kayd n da ihtiva eden bir mektup gnderir. Hadisiler aras nda munavele ve mukcitebe adi altnda verilen bu e it icazetler byk hret kazanmtr.

515. Ayn yer ve elCeznrI, Tevciltu'nnazar, s. 207. 516. EsSuyiti, Tedrib, s. 265; elCezWirl, Tevcilu'n nazar, s. 207.

1.60

IDRAC drac, lugatta bir eyi bir eye eklemek, veya idhal etmek, sokmak manas nda kullanhr Dercu'ey' veya idrcu'ey' c, denir ki, ikincisi daha fasihtir 517 . Hadis stlahnda idrC rvinin, rivayet olmayan baz szettii hadisin isnad veya metnine hadisin asl ndan ler sokmasdr. Hadisi bu ilave ile alan ahs ise, ok defa onun fark na yaramaz ve hadisin asl dan olduu zannyle o da ba kasna nakleder. Bylece, ilk tabakalarda yap lm olan bu ilave, daha sonraki tabakalarda iin asl bilinmeden hadis olarak rivayet edilmi olur.
drc, ancak, ayn hadisin Hazreti Peygamberden ba ka isnadlarla rivayet edilmesi halinde anla lr; nk di er rivayetlerde, yaln z bir rivayette grlen ilvenin bulunmas na imkn yoktur. Bu sebeple, rivayetler arasndaki fark, daha do rusu bir rivayette di er rivayetlere nisbeten grlen fazlal k, o fazlaln, isnadta bulunan bir ravi tarafndan yapld neticesini do urur. idritc, yukarda da iaret etti imiz gibi, ya hadisin isnadnda olur: ya da metninde...Metinde olan da, ya onun ba tarafnda, ya ortasnda, yahutta sonunda grlr. Fakat neresinde olursa olsun, idrac edilmi her hadis, sahih veya hasen oldu u gibi, zayf da olabilir ve bu eit hadislere mudrec ad verilir. (Daha geni bilgi iin bkz. Mudrec). IIT LAT htilt iftical vezninde karmak manasnadr. l telewt' ey' denildii zaman imtezece manas anlalr. Keza "bir adam n akl ve uru fsid olmak manas na mstameldir. Akh ve uru fesada uram kimse hakknda iltelaN'rraculu denir'"".
,

Hadis iminde ihtilat sika (gvenilir) kimseler olarak bilinen hadis ravilerinin, eitli sebepler dolaysyle akl ve urlarmda vukua gelen deimeler neticesi, rivayet ettikleri hadislerde ok hataya d meleri ynnden byk nem tayan konulardan birini te kil eder. nk sika olarak tannm bir rvinin ittilata u rad, yani akl ve utiruna bir hastalk 'am olduu bilinmezse, ibtil4tan sonra rivayet etti i, hatal hadisler, onun gven veren s fatna istinaden kabul edilmek durumunda kalr. - Halbuki bu sfat ihtilat sebebiyle gven verici olmaktan km, rvinin cerhini ve hadisinin reddini gerektiren bir ekil almtr. Bu sebepledir ki hadisiler, hadis ravilerini daimi bir kontrol alt nda bulundurup, ihtilat illetine tutulmu olanlar hemen hadis rivayetin,

517. Bkz. lbn Manir, Listnu'PArab, II. 269. 518. Bkz. Kamus tercemesi, III. 46.

161

den menetmi ler, onun bu hastah a maruz kald n etrafa duyurarak ondan hadis alnmasn nleme e almlardr" 9. htilt, insana sonradan 'k z olmu bir llet olduuna gre, hadisilerin bu konuda vazettikleri kaidenin, gvenilir bir rvinin it tilttan nceki rivayetini kabul, itti14tan sonraki rivayetlerini ise terketmek olduunu anlamak g de ildir. Hadis kitaplar nda, rvilerle ilgili olarak gelen haberlerin bilhassa bu hususu ortaya koyduklar aka grlr. Misal olmak zere burada bir ka rvi isminden bahsedece iz: Hadisilerin ittifakla belirttiklerine gre, `A -t' ibnu's-Sb esSekafi el-Kafi (. 136), tbin ulemas ndan biri olmakla beraber, mrnn sonlarna do ru ihtil4a maruz kalm ve hfzas bozulmutur. Bu sebepledir ki Ahmed bn 1-,lanbel onun hakk nda "her kim ondan kactimen iitmise o sahihtir; ve her kim ondan hadisen iitmise hi bir ie yaramaz" demi tir520. Ahmed bn Hanbel, bu sznde kulland kadimen lafzyle, `At'un ihtilttan nceki, hadisen lafzyle de ihtilttan sonraki halini kasdetmi tir, Yine bu szden anla ld na gre cAW ihtil-ttan nce gvenilir ve hadisi al nr bir kimsedir; fakat ihtilttan sonraki hali zay f olup hadisleri kabule sayan de ildir. htil4m balang tarihi hadisiler iin ne derece nemli ise, bu tarihten sonra ondan hadis alan kimselerin tesbiti de o derece byk nem arzeder. nk ihtil4tan nce gvenilir bir rvi olmas dolaysyle hadisleri ne derece sahih ise, ihilttan sonra mecrih olmas dolaysyle de hadisleri o derece zayftr ve ihtilttan sonra ondan hadis alanlarn, sadece bu zayf hadisleri naklettiklerine hkmolunur. Bu sebeple ismi geen cAt' ibnu's-S'ib'ten yaln z Sufyin es-Seyri ve ube bnu'l-I-Jaccc'm rivayetlerinin sahih oldu u ileri srlm tr; nk bu iki hadisi, (At'n n ihti14tan nceki devrine yeti mi ve salam halinde ondan hadis alm tr. Bazlar bu iki kiiye Hammd bn Zeyd'i, bazlar ise Hammd bn Seleme'yi ilve etmi lerdir, Yahygt bn Ma`In'e gre, Sufyn ve ube dnda, `At'dan hadis i itenlerin hepsi ihtilttan sonra i itmilerdir. El-cUls.aylI ise, ayn iddiay Basra
519. Ibnu' -all, bu konuda mstekl bir eserin telif edilmedi ini kaydederse de (bkz. s. 352), es-Suytl, el-cIrkrden naklen mteahlurandan Haf z allu'd-Din el`AltiTnin konu ile ilgili bir telifine i aret etti i gibi, kendisi de el-Hazimrnin latif bir kitab n bizzat grd n syler (bkz. Tedrib, s. 522). `Illiimu'/-hadis niri Muhammed Rilb et-Tab briti da Ibrahim bn Muhammed el-Halebi (. 841) nin el-itibr bimen rumiye bi'l-quiir; adl bir kitabn, mellifin dier iki risalesiyle birlikte ne rettiini, Ibm'-all'm yukarda zikrettiimiz ifadesine kar lk not olarak kaydetmi tir. 520. Bkz. ez-Zehebi, MtzCnu'l-i `tirkil, III. 70-71.

162

halk iin ileri srerek, tAt'n n Bara'ya ihtilt halinde iken geldi ini ve bu yzden basrallarn ondan bu halde iken hadis iittiklerini sylemi tir. Bununla beraber onun Ba ra'ya biri ihtilttan nce, biri de ihtilttan sonra olmak zere iki defa gitti ini, ondan ilk gidi inde iitenlerin hadislerinin sahih oldu unu syleyenler de olmutur'''. Yine bu deiik grler arasnda Sufyn bn <Uyeyne'nin ve Him edDustuvTnin isimleri gemekte; baz lar, bu iki hadisinin tAt'dan ihtilttan nce i ittiklerini sylerken, di er bazlar, bunun aksini iddia etmektedirler 522. htilta urayan hadisilerden biri de Eb sh4 esSebIcidir. EzZehebrnin "ihtiyarlad ve unuttu; fakat ihtilta maruz kalmad " demesine ra men523, hadisilerin o u onun bu llete yakalandn sylemilerdir. EltlaliWye gre Sufyn bn cUyeyne'nin ondan hadis semd ihtilttan sonraya rastlad iin, elBuhrl ve Muslim Sufyndan onun hadisini nakletmemi ierdir 524 ihtilta maruz kalan bir ba ka hadisi Sdid bn iys elCmayri (. 144) dir. EzZehebi'nin ifadesine gre Sacid gvenilir ulemadan biridir. Ancak sonradan hafzas bozulduu iin Yahya Ibn Sdid elRattn onun zayf olduunu sylemitir. u var ki Yahy, Sacid'e mrnn sonlarna doru yetimi ve ihtilt halinde iken ondan hadis i itmitir; bu sebeple onu zay f addediyor ve i ittii hadisleri rivayet etmiyordu 525 . Yahy. bn Sdid elKattan gibi islk elEzrak, Muhammed Ibn Ebl 'Adi, `Isa bn Ynus, Yezid bn Hrn, Hlid ibn. 'Abdullah, cAbdu'lAg.' Ibn <Abdi'lAcl, (AbdulVris bn Said, Cdfer bn Suleymn, Hammild Ibn Usme, Hammd bn Seleme, Salim bn Nh, Sufyn esSevrl, Suleymn bnu'lMuire, ube, <Abdullah ibnu'lMubrek, tAbdu'lV5Ind bn Ziyd, `Abdu'lVahhb esSekafl, Vehb bn Hlid Yezid bn Zuray` da ondan ihtilttan sonra hadis i itenlerdendir. Bununla beraber, yine ismi geen bu hadisilerden baz lar, ihtilattan nce de ondan hadis i itmilerdir'26.
,

521. Bkz. esSuyiki, Tedrib, s. 522. 522. Ayn eser, s. 523. EsSuyilti, burada `AtWdan ihtilat halinde iken hadis i iten baz kimbn `Uleyye, selerin isimlerini verir Bunlar aras nda Cerit. bn bn 'Asm, Muhammed bn Fuzayl bn Gazvrn ve Hueym vardr. ElBuhrrI, Hueym vastasyla `Atr'mn yalnz bir hadisini nakletmi tir. 523. Bkz. III. 270. 524. EsSuyhti, Tedrib, s. 523. Ihtilat halinde iken Eb shrh'tan hadis iitenler arasnda srr'll bn Yrnus, Zekeriyyr bn EbI ZA'ide, Zuheyr 1bn Mu`rviye Z'ide Ibn R.udrme gibi kimseler vardr. 525. Bkz. ezZehebi, Miztnu'li`tidtd, IL 127. 526. Bkz. esSuy-41, Tedrib, e. 523-524.

163

ihtilta maruz kalan ve hafzasm kaybeden daha bir ok hadisi vardr. Bunlar n hepsini burada ayr ayr zikretmek imkans zdr. Bununla beraber bu llete yakalanm baz mehur hadisilerin sadece isimlerine iaret etmekte fayda vard r. Bu hadisiler unlardr: Sacid bn Ebi (Arbe, (Abdurrahman bn (Abdillah bn (Utbe bn (Abdillah bn Mes(fd, Malik bn Enes'in eyhlerinden Rabi'<a erRe'y, Salih bn Nebhn, lusayn bn (Abdirrahman elKfifi, (Abdu'lVahhb sSekafl, Sufyn bn (Uyeyne. (lmnden iki sene nce bu llete yakalanmtn), `Abdurrazzk (lmnden nce ama olmu ve telkin ile hadis rivayet etme e balamtr), (A.rim, Ebu R lbe, 11accc bn Muhammed elA`versz7 ve dier baz hadisiler. kIVE VE A1JAVA.T Hadisilerin, zerinde nemle durduklar konulardan biri ihve ve al cya (karde raviler) konusudur. Baba isimleri bir olan hadis rvileri, ok defa asl na vakf olmayan kimseler tarafndan karde olduklar zannedilirler; halbuki baba isimlerinin benzerliinden baka, aralarnda hibir yaknlk yoktur. Ravilerin isim ve neseplerini tesbit etmeyi hadis ilmi ynnden zorunlu gren hadisiler, raviler hakk nda yanl bilgiye yol aan baba ismi benzerlikleri zerinde durmu lar, bu yanll nlemek iin karde rviler hakknda biyografik eserler telif etmi lerdir. <Ali bau'lMedini, enNes'i, Ebu'l<Abbs esSarrc, Muslim ibnu'lliacee, Eb l Dvfid, bu konuda mstekl kitap tasnif edenlerdendir. Burada baz karde ravi isimlerini misal olarak zikredebiliriz: Sahabeden: eltlattab' n oullar : (Omer ve Zeyd; Mes(ild'un o ullar : (Abdullah ve (Utbe; bit'in oullar : Zeyd ve Yezid; el(Xs' n oullar : 'Al= ve Hiam. Tabi'ndan: urakbil'in oullar : (Amr ve Erkam; her ikisi de (Abdullah bn Mes(ud'un ileri gelen ashab ndandr. ibnu'Salah'n ifadesine gre bn Mes'ild'un ashab arasnda Huzeyl ve Erkam isimlerinde iki ayr karde daha vardr ve bunlarn baba ismi de Surahbil'dir.'28 Bununla beraber, es-Suyti bunun do ru olmadn, tarihcilerin
527. bn Cureyc'in ashabndan olan ljace.e bn Muhammed, hayatnn sonlarna doru ihtilta maruz kalm ve Badad'a son geli inde Yaby bn Ma`In tarafndan hadis rivayetinden menolunmutur. Bununla beraber, baz kimseler, onun yalnz kald bir srada yanna girerek u`be Ibnu'lIlace5.e'a ait bir hadis kitabn eline vermiler ve rivayet etmesini istemi lerdir. 1.1ae4e hi tereddt etmeden bu hadisleri onlara rivayet etmi tir. Bkz. bn Hacer, Tel41. etTehzlb, II. 1206. s. 279. 528. Bkz. Ibnu' aMb,

164

ve ensb yazarlar nn bu isimler zerinde gr ayrlma dtklerini ileri srer'''. ucayb'm o ullar : <Amr, (Omer ve dayb; elMuire bn u`be'nin oullar : <Urve, Hamza, Yackrb ve elGfr; Talha bn (Ubeydillah'n oullar : Ms, `Isa, Yahya, cImrn ve k z <A'ie. Daha sonraki tabakalardan CUyeyne o ullar : Sufyan, Adem, <Imrn, Muhammed, brahim; hepsi de hadis rivayet etmi tir; fakat aralarnda en ok hrete ulaan Sufyan bn <Uyeyne'dir. 'LAMU' EYtl cian lugatta "bildirmek" mansmdad r. Hadis stlahnda i<larm'eyh, eyhin, sahip oldu u hadisi veya hadis kitabm rviye gstererek, bunlar n kendi sem<1 oldu unu bildirmesi ve fakat rivayeti iin icazet verdi ine dair herhangi bir beyanda bulunmamasdr. Balarnda bn Cureyc, ibnu' Sabb efici, Ebul`Abbs elVelid bn Bekr gibi bir ok hadis, fk h ve usid ehli ile Zhiriye'ye mensup kimseler, eyhin, "bunlar benim i ittiim hadislerdir" diyerek icazet verdi ine dair herhangi bir ifade kullanmamas n, rvi iin bir eit icazet telakki etmi ler ve rvinin bu hadisleri rivayet edebilece ini ileri srmlerdir. Hatt Zhiriye'ye mensup baz kimseler, eyhin, "bunlar benim rivayetimdir" demesinden sonra "bunlar benden rivayet etme" szn ilve etmesi halinde bile, rvinin o hadisleri rivayet edebilece ini sylemilerdir. (Iy4'a gre de bu gr dorudur530. Keza erMmahurmuzi, Zhiriye'ye mensup kimselerin grne iaretle yle der: eyhin, hadislerinin rivayeti iin rviye icazet vermesi veya vermemesi aras nda hibir fark yoktur; nk burada nemli olan, muhbirin ( eyhin), rivayet etti i hadisleri kendi eyhinden iittiini ikran ve rviye bunu ihbar (haber vermesi) dir. Rvinin, bu ikran iittikten sonra hadislerin rivayeti iin eyhten izin almas gerekmez. Nitekim bir rvi, bir eyhten hadis i ittikten sonra bu eyh rviye "bu hadisi rivayet etmen iin icazet vermiyorum" dese, bu szn hibir de eri yoktur; eyh, icazet yerse de vermese de rvi bu hadisi rivayet edebilir. Keza eyhin iittii veya arzetti i hadisleri rviye haber vermesi halinde, rvinin onlar rivayet etmesi iin ayr ca izne ihtiyac yoktur; hatt eyh "bunlar benden rivayet etme" dese biless Bununla beraber baz hadisiler, eyhin "bunlar benden rivayet etme" demesi halinde, rvinin bu hadisleri rivayet etmesine cevaz
529. Bkz. Tedrib, s. 428. 530. Bkz. esSuy-rtl, Tedrib, s. 280. 531. Bkz. erlUnahurmuzl, elMu4addisu'lfa l, s. 451.

165

vermemilerdir. Gerek bnu's- alh ve gerekse ona uyan en-Nevevi bu gr benimsemi lerdir. El-Gazali de " eyhin bu hadisleri i itmi olmasna ra men, kendisince bilinen baz sebepler dolaysyle rivayetine izin vermemi olabilece ini" ileri srerek bu gr mdafa etmitir 532 . te btn bu a klamalar, ic/Cnu' -eyhin de, sema, arzkra'a ve icaze gibi hadis tahamml yollar ndan biri olduunu ortaya koymaktadr. MLA' - iml, lugatta, birisi bir eyler yazdrmak mansna gelir"'. Hadis stlahnda ayn manya dellet etmek zere, muhaddisin, etrafnda bulunan ve ondan hadis dinlemek iin toplanm olan kimselere hadis yazd rmas manasnda kullanlr Hazreti Peygamberin e itli kabile reislerine ve yabanc devlet erknna gndermek zere ktiplerine yazd rd diplomatik mektuplar ve dinin talimi ile ilgili sair vesikalar, iml metodunun ilk tatbikat' olarak grlr. Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra, sahabe arasnda hadis yazdrmay da iine alan bu metod, daha sonraki devirlerde byk bir nem kazanarak geli mi ve hadis rivayetinin ve semcm n en stn ekillerinden biri olmutur 534 . Sahabe ile ilgili rivayetlerden rendiimize gre Vsile ibnu'lEslac hadis iml eder, halk da nnde onun iml etti i hadisleri yazard535. Keza tbinden Nfic de bn Curayc'a hadis iml Mtekp devirlerde meclisler akdedip hadis iml eden imamlar arasnda ube bnu'l-Hacce (. 160), Yezid bn Harran (. 206), Vekic ibnu'l-Cerrah (O. 197), 'As m bn `Ali et-Teymi (. 221), cAmr bn Merzl el-Bhili (45. 224), Muhammed bn smail el-Buhri (O. 256), Eb Muslim el-Kecci (O. 292) ve Cacfer bn Muhammed el-Firybl (o. 301) gibi kimseler vard r. Keza Nisbr'da el-Hakim E b `Abdillah (O. 405), Ba dd'ta Ebu'l-Hasan bn RizIsnveyh, isbahn'da Eb Nucaym Ahmed bn (Abdillah (O. 430) ve bn Mende Eb cAbdillah Muhammed bn shak (O. 395), Basra'da `Isa bn Gassn, Hemedn'da Eb Tahir bn Seleme, Merv'de Ebu' Mansr es-Sem`ni ve Eb Haf cOmer bn Muhammed es-Serahsi gibi imamlarn iml meclisleri byk hret kazanmtrs".
532. Bkz. el Mustasfii, I. 165. 533. Bkz. Ibn Manir, Lisr nu'l=Arab, XV. 291. s. 218. Ibnu'salitl bunu u ifade ile belirtir: "Bilen muhaddis 534. Bkz. iin meclisler akdedip hadis iml etmek mstehabd r". 535. EsSuyiiti, Tedrib, s. 338. 536. Tayyib Oki, Ban hadis meseleleri zerinde tetkikler, s. 96. 537. Ayn yer.

166

bnu's alt (. 643) tan sonra 1.1f Ebu'lFail (o. 806) nin son gnlerine kadar geen zaman ierisinde iml i inin kaybolmaa yztuttuu grlrse de, elcIr4rnin 796 senesinden ba layarak lmne kadar geen on sene zarf nda akdetti i 410 iml meclisiyle yeniden canlanmtr. Elgr41.'den sonra o lu tarafndan 826 senesinde vefat edinceye kadar 600 n stnde iml meclisi akdedilmi , sonra da bn Hacer el--cAskaMni (. 852) taraf ndan vefat na kadar devam ettirilmitir. bn Hacer'in bu mddet zarfnda binden fazla iml meclisi akdetti i kaydedilmektedir5 ". Bundan sonra 19 sene mddetle iml meclisleri yine kapal kalm, 872 senesinde esSuyti tarafndan yeniden almtr. nce 80, sonra 50 meclis akdeden esSuyti, bu meclislerde halka hadis yazd rmtr" 9. ml meclislerinin byk ra bet grd devirlerde, bu meclislere devam eden halkn 100 bini at sylenir. Mesel c_A m bn <Ali elVstrnin meclisinde 100 binden fazla kimse haz r bulunmutur". Ayn hadisi ile ilgili olarak gelen ba ka bir habere gre de, Yalya bn Macin, kendisine "halk n efendisi oldu" diyen bir kimseye "sus, halk n efendisi iis m bn cAli'dir; zira meclisinde 30 bin ki i var" cevab n vermi tirs41. Bu rakam dahi kalabal n azametini gsterme e yeterlidir. qsm bn <Ali, elBut5Trnin eyhlerindendi. ml meclisleri, bu meclislerde haz r bulunanlarn azhna veya okluuna gre mescid veya cami gibi kapal yerlerde, yahut geni meydanlarda akdediliyordu. Haz r olanlarn okluu ve hadis iml eden muhaddislerin seslerinin onlara uzak bulunan kimseler tarafmdan i itilmemesi halinde, sahan n muhtelif yerlerinde mustemli denilen ve eyhin szlerini daha yksek ve przsz sesle tekrarlayan yard mclar kullanlmas da adet olmutu (Bkz. Mustemli ; keza konu ile ilgili olmas bakmndan Mu mit). NF laD nfird, rvinin rivayet etti i hadisle tek kalmas demektir. Bu manda mesel inferede bihi fulanun can fulanin (fuln kimse, den rivayet etti i u hadisle infird etti) denir ki, o eyhten bu hadisi fulndan ba ka kimsenin rivayet etmedi i anlahr. Ayn kkten gelen teferrud kelimesi de, yine bu manada kullan lmtr (Bkz. T eferrud). NKIT nktc, snad zincirinden bir veya bir ka rvi halkasnn dmesiyle isnadda meydana gelen kopukluktur. Rvi d mesi538. 539. 540. 541. Bkz. esSuyf4I, Teddb, s. 343. Ayn yer. Ayn yer. EzZehebi, II. 355.

167

nin, isnadn banda, ortasnda veya sonunda ve, d en rvi saysnn bir veya daha fazla olmas na gre o isnadla gelen hadis de iik isimler altnda zikredilir. Mursel, Mu<zal, MunkatIc gibi. Ancak inkte, hadisi zayflatan bir cerh almetidir. eRA.13 Arapay fasih bir ekilde konumak veya sylemek mansnda kullanlan ARB den m tak olarak, kelimelerin do ru ve ashna uygun bir ekilde okunmasn salayacak harekelerle ekillendirilmesine itrab denilmitir. Hadisiler, umumiyetle, herhangi bir kelimenin yanh okunarak yanl man verilmesini nlemek maksad yle, hadis yazanlarn, her kelimeyi harekelerle ekillendirmelerini zorunlu grm lerdir. Bununla beraber baz lar, bunu ho karlamamlar ve sadece iltibasa meydan vermemek iin m kil olan kelimelerin ierablanmas m, dierinde ise buna lzm olmadn ileri srmlerdir. Fakat do ru olan ekil, her kelimenin ierab nn gsterilmesidir. Nitekim Hazreti Peygamberden rivayet edilen zekdt elcenin zekU ummihi hadisi542, ierabndaki tereddt sebebiyle ihtilf konusu olmu , ounluk zekatu ummihi ibaresini zekatu'lcenin ibaresinin haberi yaparak "ceninin bo azlanmas , anasnn boazlanmasdr" mansna gelmek zere merf okumu lardr. Bu manya gre, anas boazlandktan sonra, ayrca ceninin bo azlanmasna lzm yoktur. Bununla beraber Hanefiyye, zekat ummihi ibaresini, hazfedilen kf cer harfinden bedel olarak mansb okumu lar (zekate ummihi = kezekiiti ummihi gibi); yahut zekat elcenin ibaresinin banda yuzekka fiili takdir ederek yuzekka'lceninu tezkiyeten misle zekati ummihi (anasnn boazlanmas gibi, ceninin de boazlanmas gerekir) mans vermilerdir. Bazlar da her iki ibaredeki zekat kelimesini mans lb okumular (zekate'lcenin zekate ummihi gibi) ve yine ayn manya gelmek zere zekkii'lcenIne zekate ummihi (anas gibi cenini de boazlayn) demilerdir. Grlyor ki, hadisin ierab nda vukubulan bir tereddt dolay syle, onu mubted ve haberden ibaret bir cmle kabul edip merf okuyanlarca, ldrlen bir di inin, canl kald takdirde cenininin de ldrlmesine lz'm olmad halde, ikinci ibareyi mansb okuyanlar, anas nn ldrlmesinden sonra ceninin de ldrlmesini gerekli grm lerdir543 . Bu bakmdan hadislerin ierjb, islm erlatinin do ru bir ekilde muhafaza edilmesi ynnden lzumlu saydnu tr.
542. Ebil Dvid, Sunen, II. 93; etTirmizi, Sunen, IV. 72; ibn, M5ce, Sunen, II. 288. 543. Bkz. esSuyg, Tedrib, s. 288.

168

RSA L Lugatta gndermek mans nda kullanlan irsl kelimesi, . hadis stlahnda, Hazreti Peygamber devrine yak n olmak bakmndan ya a byk olan bir tbi'inin "Hazreti Peygamber yle dedi" veya " yle yapt" diyerek bizzat kendisinin i itmedii veya grmedi i sz veya fiili, do rudan do ruya Hazreti Peygamberden rivayet etmesidir. Buna gre tbici, as l haber kayna olan, yani hadisi kendisine nakleden sahabiyi atlam olmaktad r. ElHakim Eb <Abdillah ve bnu' all'm hadis imamlarna atfen zikrettikleri irscil tarifi budur544. E er sahabiden sonraki tabakalardan bir veya bir ka rvi isnaddan drlm olursa buna irsal denmez. Rivayet etti i hadisi Hazreti Peygambere isnad eden tbi<i, ezZuhri, Eb 1.1zim ve Yahya bn Sacid elEnsrI gibi, Hazreti Peygamber devrine daha uzak olmas dolaysyle kk yata olursa, bu gibilerin rivayetlerinin irsal say l') saylamayaca hususunda baz gr ayrlklar' kmtr. Tabi<lnun kklerinden (s ru'ttbiein) olduklar iin ancak birka sahabiye yeti ebilen bu gibi kimselerin, hadislerini ok defa kendileri gibi tbici olan kimselerden 'ald klarn ileri srenlerce, bunlar n sahabi zikretmeksizin do rudan Hazreti Peygamberden rivayetleri irsal sayilmaz" 5. Keza, Hazreti Peygamberin vefatnda 13 yalarnda olan bn `Abbas ve onun gibi kk sahabilerin, hadislerinin o unu byk sahabilerden i ittikleri halde, bu sahabi. lerin isimlerini zikretmeksizin Haszreti Peygamberden nakletmeleri de irsal saylmaz. Bunlarn isnadlar mevsl hkmndedir546. Hadisiler arasnda irsalin tarifi yukar da zikretti imiz ekilde bilinmekle beraber, baz kimselerin verdikleri tarifler ayr bir rivayet ekli hatrlatr. Mesel Yahya bn Sackl elKattn'a gre irsal, bit rvinin iitmedii kimseden rivayetidir"7. Eer bu rvinin tbici ve i itmedii halde kendisinden hadis rivayet etti i kimsenin de Hazreti Peygamber oldu u belirtilmi olsayd, bu t arif, yukarda verdiimiz mar tariften farks z olurdu. Fakat Yahya bn Sa`id'in tarifinde zikredilen rvi ile, ne tbi`i ve ne de onun, kendisini i itmedii halde hadis rivayet etti i kimse ile Hazreti Peygamber kasdedilmi tir. Burada kasdedilenler, isnadn herhangi bir yerinde bulunan rvi ile bu rvinin yetiemedii eyhinin eyhi mevkiinde olan kimsedir ve rvi, ru rivayet ekliyle, asl hadis alm olduu kendi eyhini atlam olmaktadr.
544. 545. 546. 547. Bkz. nidrifet `uliimi'lhadis, e. 25; `Ultimu'l4adi, s. 47. Bkz. ibnu' aMk, `U/iimu9.hadis, s. 48. Ayol yer. Bkz. esSuyfrti, Tedrlb, s. 119.

169

Yahya bn irsal hakknda verdi i tarifin aynn de de grrz. ElI-Jatib der ki: "Ilim ehli aras nda ihtilfsz bilinmektedir ki, mudelles olmayan hadisin irsali, rvinin, muas r olmayan, yahut mlakat bulunmayan kimseden rivayetidir. Sacid bnu'lMuseyyib, Eb Seleme bn `Abdirrahman, tUrve bnu'zZubeyr, Muhammed bnu'lMunkedir, elBasan Muhammed bn Sirin, Katade ve bunlarn yanda olan di er tabi'nun Hazreti Peygamberden rivayetleri gibi..Keza tabicin dnda mesela bn Curayc' n (Ubeydullah bn (Abdillah bn (Utbe'den, Malik bn Enes'in elKas m bn Muhammed bn Ebi Bekr e SddiVtan, Hammad bn Ebi Suleyman'n cAlkame'den rivayetleri de ayn ekildedir ve burada isimleri zikredilenlerin, kendilerinden hadis naklettikleri kimselerle muasaratlar yoktur. ElIjaccac bn Ertat, Sufyan esSevri ve ucbe'nin ezZuhri'den rivayetleri gibi, muas n olup da mlaki olmad kimselerden rivayet edenlerle, mlaki oldu u eyhten hadis i iten ve ancak baz hadisleri iitmeden o eyhten irsal eden kimseler hakk ndaki hkmmz yine aymdr" 548. Gerek Yahya bn Sdid elKattan' n ve gerekse elHatib'in irsalle ilgili bu tariflerinden anla lyor ki, el-11akim'in ve di er hadisilerin municatc ve m tcgt/ adn verdikleri hadis e itleri, di erleri nazarnda mursel yani irsal edilmi hadis nev'indendir. Zira marf olan tarife gre isnadn ortasnda, daha dorusu tabici veya tabi`iden sonraki bir ravi derse, bu isnadla rivayet edilen hadise murdsatc denir. E er birden fazla ravi d er -ve bu d meler birbiri arakas na devam ederse, byle bir isnadla rivayet edilen hadis de mu4a/ adn alr. Fakat isnadtan sahabi d erse, yani tabi% sahabiyi atlayarak hadisi do rudan Hazreti Peygamberden rivayet ederse, bu e it hadise de mursel denir.

SN AD snad, lugatta ya laz m (geisiz) olarak da n ete inden zirvesine do ru trmanmak ve ykselmek, yahutta mteaddi (gei li) olarak ykseltmek manas nda kullanlmtr. Bundan ayr olarak, isnadn bir de itimad etmek manas vardr ve her iki mana, slsiden kullanlan seted kelimesinin tam karldr. Hadis stlahnda ise isszn, asl sahibine arac lar vastasyle ykseltilmesidir ve bu tarif, kelimenin da n zirvesine ykselmek veya ykseltmek manasndan alndna dellet eder. snad, baka milletlerde bulunmayan ve yaln z mslmanlara hs olan bir sistemdir. bn Bazm'n ifadesine gre 549, hadisin, Hazreti
548. Bkz. elKiftye, s. 384. 549. Bkz. es. Suyti, Tedrlb, s. 359.

170

Peygambere varncaya kadar muttas l bir ekilde gvenilir kimse taraf ndan, yine gvenilir kimseden rivayet edilmesi keyfiyeti, Allah' n yalnz mslmanlara hs kld bir sistemdir. Her ne kadar yahudilerde irsal ve iYal cinsinden isnada benzer baz rivayet ekilleri grlrse de, bunlar vastasyle Hazreti Msa'ya yakla malar , bizim Hazreti Peygambere yakla mamz gibi de ildir. snad, bizi tabicn ve sahabi vastas yle Hazreti Peygambere yakla trd halde, onlar Hazreti Ms.'dan ancak otuz as r sonras bir devre kadar gtrebilmi ti ; yani isnadn son bulduu devirle Hazreti Msa arasnda otuz as rhk bir inkta, bir kopukluk vardr. Bu bakmdan yahudilerin elinde, peygamberleriyle ilgili kesin ve gvenilir haberler mevcut de ildir". Hristiyanlarda ise, talak n tahrimi ile ilgili birka haber mstesna, bu vasfa ship bir nakl mevcut deildir. Fakat yalana ve yalanc lara mstenit haberler, gerek yahudilerde ve gerekse hristiyanlarda bol miktarda grlr"'. snad, yukarda da iaret etti imiz gibi, yaln z mslmanlara mahsus bir rivayet sistemidir. Eb <Ali elCeyynrnin belirtti ine gre, Allah, mslmanlar dierinden eyle ayrmtr. snad, bu eyden biridir. Dier ikisi ise ensb ve icral tr. ElIjakim'in ve di er imamlarn Mataru'lVarraVtan rivayet ettikle ine gre, Kur'an' Kerimden nazil olan ev esiiretin min clmin yeti 552 isnad ile tefsir edilmitir" 3 . Hadis rivayetinde isnad tatbikinin daha Islam' n ilk devirlerinde balad grlmektedir. <Omer ibnu'ltlattb'm hadis nakleden baz kimselere, bu hadisi kimden ve ne zaman i ittiklerini sormas ve onu baka kimselerin de iitip iitmediini aratrmas554, <Ali bn
550. Prof. M. Tayyib Oki, Horovitz'den naklen isnadla ilgili u bilgiyi verir; "Horovitz, isnad sisteminin klasik ve ark eski a literatrne mehul kald n itiraf etmekle beraber, onu, yahudilerdeki rivayetlerin teyid sistemine benzetmekte ve men e itibariyle isnad n oradan geldiine inanmaktad r. Horovitz, hem yahudilerde de shim isnadna benzer bir sistemin mevcudiyetine iaret eder, hem de slm isnadmn mkemmeliyeti yznden, sonralar yahudiler tarafndan taklid edilmeye balandn itiraf eder. Zira ayn mellif, yahudi Talmud literatrndeki rivayet materyaline ait kronolojik s raya gre tanzim i inin, ancak mildi dokuzuncu asr sonlarnda baladn ve bu gibi te ebbslerin islm devleti lkelerinde vki oldu unu ve bylece, isliim isnaduun yahudilerin zerindeki tesirini a ka beyan etmi olur". Bkz. Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler, s. 8. 551. Es-Suyti, Tedrib, s. 359. 552. AlAaf sresi, 4. 553. Es-Suyti, Tedrib, s. 359; Rtva`tdu't-tandfs, s. 186; el-Uatib el-Ba ddi, erefu ass. 39. 554. Eb ltim bn Hbbn, Kitbu't-tiirih ve'l-mecrithln, v. lla.

171

lib'in, kendisine hadis nakledenleri yemine davet etmesi?", ilk isnad tatbikinin baz iaretleri olarak gsterilebilir. Maamafih sahabe devrinde, daha sonraki devirlerde grlen mkemmel isnad tatbikini aramak lzumsuz gibidir. nk sahabe, Hazreti Peygamberin mus rlardr ve bunlarla Hazreti Peygamber aras nda onlara hadis nakleden ba ka bir nesil mevcut de ildir. Her ne kadar kk ya ta olan sahabilerin ou, hadisleri ya l sahabilerden almlarsa da, Islm' n bu ilk mntesipleri iin yalan sylemek veya sylenen yalanlar Hazreti Peygambere isnad etmek sz konusu de ildir. Hepsi de (udl ve rivayetlerinde adleturlar. Bu sebeple rivayet ettikleri hadislerin garantisi olarak, veya do ru rivayet edip etmediklerini tahkik etmek maksad yle, onlardan haberlerinin kaynaklar n sormak lzumsuz gibidir. Fakat sahabe arasnda yetimee balayan yeni neslin, yani tabig neslinin hadis rivayetine i tirak etmesi zerine durum de imitir nk bu nesil iinde, sahabenin kat ksz, saf ve her trl pheden uzak imanna ship olmayan kimseler de vard r. Yalan, bu kimselerin a zlarmdan su gibi akmaktadr. Byle oldu u iindir ki ilk defa nc halife <Os nn bn (Aff'n devrinde "fitne" ad verilen karkhklar ba gstermi , Hazreti `Osnn ehid edilmi , i`a, havaric, murcie, cebriyye, kaderiyye, cehmiyye ve mutezile gibi siyasi ve itikadi f rkalar, mezhebler ortaya kmtr. Bu frka ve mezhebler, islm dnyas na yeni bir takm gr ve inanlar getirmi ; fakat bu gr ve inanlar, umumiyetle, islm inan ve itikadna aykr dmtr. Bu ayrlk ise, kendi mensuplarm, sahip olduklar gr ve inanlarm mdafas nda ve onlara islmi bir libas giydirilmesinde yeni bil- takm faaliyetlere srklemi ; ilerinde muhafaza ettikleri slami imamn zdf ve noksanl sebebiyledir ki, giri tikleri bu faaliyetlerde kendi ynlerinden ba arl olmulardr. eitli frka mensuplarnn, ftratlar icab , kolayca baardklar bu faaliyetlerin banda, inanlar n destekleyecek hadisler uydurmak ve bunlar Hazreti Peygambere isnad ederek halk aras nda yaymak geliyordu. te ksaca aklamaa altmz bu durum, hadisileri, hadis rivayet eden kimselerden haber kaynaklar n sormaya, daha do rusu isnadlarn daha titiz bir ekilde aratrmaya sevketti. nk ki i iin neseb ne ise, haber iin isnad da o idi. Hicri 110 senesinde vefat eden Muhammed bn Sirin bu konu ile ilgili olarak bize u bilgiyi vermitir: "Bidayette isnad sormuyorlard. Ne zaman ki fitne zuhur etti, (hadis rivayet eden kimselere), bize hadis ald nz kimselerin isimlerini sy555. Bkz. elljatib
s. 28; esZellebi, Tezkire, I. 10.

172

leyiniz, deme e baladlar. Bakyorlar, (ismi verilen rvi) e er ehli sunnetten ise, hadisini alyorlard ; ehli bidcattan ise, hadisini terkediyorlard""6. Burada una da i aret etmek gerekir ki, bn Slrin'in bu sz, fitneden nce hi isnad kullan lmadma dellet etmez, Ancak, yukarda da kaydetti imiz gibi, sahabiler iitmi olduklar hadisten mutmain olmak iin, bazan kaynak soruyorlar, veya hadisi nakleden sahabiden hid talebediyorlard . Fakat bu titizlik, kar larndaki rvinin doruluuna gvenememekten de il, sadece kendilerini mutmain k lmak arzusundan ileri geliyordu. Yoksa isnad tatbiki, Araplar aras nda chiliyye devrinde de bilinmekte ve baz iirlerini ve hikyelerini isnadlar yle nakletmekte idiler. Bununla beraber isnad n sistemli bir ekilde tatbiki, yukar da da belirtti imiz gibi, sahabenin son, tabi<fnun da ilk devirlerinde ve mslmanlar aras nda zuhur eden fitneden sonra balamtr. Muhammed bn Sirin'in yukar da nekletti imiz haberine ilaveten, Muslim'in kesiksiz isnadla Mucahid'ten rivayet etti i u haber de, ayn hususu tayid etmektedir. Mucahid der ki: "Bu eyr el`Adevi, bn cAbbas'a gelerek Hazreti Peygamber yle dedi, Hazreti Peygamber byle dedi, diyerek hadis rivayet etme e balad . Fakat bn (Abbas onu dinlemiyor, hadis rivayetine de msaade etmiyordu. Nihayet Bueyr dayanamad ve yle dedi: Ya bn 'Abbas, gryorum ki benim Hazreti Peygamberden rivayet etti im hadislere kulak asm yorsun, beni dinlemiyorsun. bn 'Abbas Bueyr'e u cevab verdi: Biz, bir zamanlar, bir kimsenin Hazreti Peygamber yle dedi, dedi ini iittiimiz zaman onun syledi ini gzlerimizle Hazreti Peygamberden gryor, kulaklarmzla iitiyorduk. O zamanlar onun zerine yalan sylenmiyordu Fakat, ne zaman ki halk, iyi olsun kt olsun, sl -ak ettii yolu ayrt etmez oldu; biz de ancak bildi imiz hadisleri alma a baladk" 5". Tabicln dev inde isnad gerek de erini kazanm , hadisiler, isnadsz hadis rivayet edenleri daima ikaz ederek hadis ald klar kimseleri aklamalarn salamlardr. Mesela yukarda ismi geen Muhammed bn Sizin "bu ilim dindir; dinini kimden aldna dikkat et" diyerek isnada nem verilmesini tavsiye ederken 558, Hic i 124 senesinde
556. Bu haberin rivayetleri iin bkz. Muslim, .5a414 (mukaddime), I. 15; bn Ebi Hiitim, Kittbu'l-cerl ve't-tddll, I. 1,28; Almed bn v. 114b. el-Hatib el-Ba dEdi, el-Kifdye, 122. 557. Haber iin bkz. Muslim, al>14 (mukaddime), I. 13. 558. Haber iin bkz. Ayn yer.

173

vefat etmi olan bn ihb ezZuhri "kale Rasidu'llah" diyerek kendisiyle Hazreti Peygamber aras ndaki rviyi atlayan bn Ebi Ferve'yi azarlam ve "hadisini niin isnada ba lamyorsun da bize ipi ve halkas olmayan hadisleri rivayet ediyorsun ?" demi tir 559 . Sufyan e evri (. 161) "isnadm, m'minin silah olduunu" sylemi ", (Abdullah bnul-1\lubarek (. 181) de "isnad dindendir; o olmasayd herkes istedi ini sylerdi" demitir56 . snada verilen bu de er sayesinde, hadis rivayet eden kimselerin hal ve mereblerini tesbit etmek de mmkn olmu ve herbiri hakk nda tanzim edilen biyografik tarihler yard m ile kimin gvenilir, kimin zayf veya yalanc olduu, bu ilimle megul olanlar n istifadelerine su nulmutur. STMLA.' stimla, lugat olarak "iml talebetmek", yani birisinden bir ey yazdrmasn istemek manas na gelir. Hadis stlahnda, yine bu manya uygun olarak, hadis talebesinin eyhten hadis yazdrmasn istemesi demektir. Esasen "imla", if (al bb ndan eyhin hadis yazdrmas olduu gibi (Bkz. .tm/Ct'), istiml da, istifeal bab ndan gelen ve talebe cihetinden hadis yazma iste ine dellet eden bir manya sahiptir. `TB Lugatta, bir eyi tetkik etmek, saymak, mukayese ve imtihan etmek manalarnda kullanlan itibar kelimesi, hadis stlahnda, ferd sanlan bir hadisin ba ka yoldan da rvisinin bulunup bulunmadn, yani bakalar tarafndan da rivayet edilip edilmedi ini ara trmak manasma gelir. Ferd olan hadisin ara trlmas u ekilde cereyan eder: Hadis imam ferd olarak bilinen hadisi ele alarak, bu hadisin ayn lafzla cami, musned, mu'cem,cz ve benzeri hadis kitaplarnda ba ka bir rivayet zinciriyle nakledilip edilmedi ini aratrn Ara trma iine, nce, elinde bulunan ve ferd olan hadisin, teferrud etmi rvisinin akran ndan balar. Yani akranlardan birinin, rivayetinde tek kalm rvinin eyhinden ayn hadisi rivayet edip etmedi ini aratrn Mesela, ekille gsterilen rivayet zincirinde de grld gibi, bir hadis A isimli raviden B, C ve D isimli rvi taraf ndan rivayet edilmi olsun. B isimli raviden de F ve G ismili raviler bu hadisi rivayet etmi lerdir. Fakat F den sonra hadis ferd kalm tr; nk onu H isimli raviden baka rivayet eden olmam tr; yani H, bu hadisi F den rivayetinde
559. ElIirkim Eb `Abdillah, Marifet s. 186. 560. E1-1lsimI, 561. Muslim, adi (mukaddime), I. 15.

s. 6; Ebil Nu'aym, Fllye, III. 365.

174

teferrud etmi tir. te, sz konusu ettiimiz itibar, H isimli rvinin teferrudu ile ferd oldu u bilinen bu hadisin, H dan ba ka bir ravi taraf ndan da rivayet edilip edilmedi inin tesbiti iidir ve bu i , tabii olarak, teferrudun H n bulunduu tabakada olmas dolaysyle, onun akranlar aras nda bu hadisi F den rivayet eden bir ba ka rvinin bulunup

Hadis
A B C D

F
9

H
bulunmadn ara trmakla ba layacakt r. E er F den, H dan ba ka bir rvinin de ayn hadisi ayn lafzlarla rivayet etti i, cmic, musned vs. hadis kitaplaanda yap lan bu arat, ma neticesinde renilirse, H, F den yapt rivayetle teferrud etmi olmaktan ve ferd san lan hadis de ferd veya garib say lmaktan kurtulmu olur. Keza ayni laf zla, H dan baka bir rvinin, F den rivayetiyle ferd san lan hadis iin muttbaat hasl olur (Bkz. Mutabacct) ve itibar neticesi bulunan ve H n akran olan ikinci ravi mutbi', H ise mutiibac adn alr. ctibarda H n mutabi` bulunamad takdirde takip edilecek usl, bu rvinin eyhi F iin mutbi'm bulunup bulunmad nn aratrlmas olacaktr. Yani hadisi F den ba ka bir rvi B den rivayet etmi midir, etmemi midir? E er F den ba ka bir rvinin, mesela G nin, hadisi B den rivayet etti i grlrse, bu tabakada mutabacat has l olmu olur. Ancak bu mutabdat tam bir mutabdat de ildir (Bkz.
Muttibacc lcatra).

Aklamalardan anlalyor ki itibar, teferrud eden rvinin, bir mutabi'l bulunup bulunmad n, eitli hadis kitaplarmda ara tirr a ktan ibarettir. E er bu rvinin ayni tabakadan bir mutabic bulunmazsa, ara trma, onun eyhi ve eyhinin eyhi ile sahabi tabakas na varncaya kadar devam eder. Bu ara trmann gayesi, ferd san lan bir hadisin, gerekte ferd olmad n tesbit edebilmek ve s hhat ynnden onu kuvvetlendirmek, onunla amel edilmesini sa layabilmektir. 175

TI.N Lugatta, bir eyi veya bir i i salam ve muhkem yapmak manasnda kullanlan itkn tabiri, hadis stlahnda, rvilere verilen vasflardan biridir ve trkede kulland mz "titizlik" in kar hdr. Hadislerin tahamml ve rivayetinde az da olsa gaflete d meyen, bunlarn artlarn byk bir titizlikle yerine getiren bir rvi itkn shibidir. Bu gibi kimseler, ayn zamanda adalet ve zabt artlarn da hiz olduklar iin hadis ilminin en gvenilir kimselerinden addedilirler.
MIRAS iztrgb, lugatta, dalgalanma, veya iddetli hareket sebebiyle dalgalar n birbirine arpmas mans na geldii gibi, bir iteki ihtill, fesad ve bozulma manlar nda da kullanlr. Hadiste izt rb, bu mandan alnm olup, rvinin veya rvilerin izt rgb, zabt ynnden zayflklarma dellet etmek zere, bir hadisin muhtelif ekillerde rivayet edilmesi nelicesini do urur. yle ki, rivayetin mteaddit olmas na ramen, aralarndaki eitlik dolaysyle herhangi birini tercih etmek imkan bulunmaz. E er bu rivayetlerden birisi, rvilerinin zabt, veya herhangi bir vas f ynnden dierinden stnl dolaysyle tercih edilebilse idi tabiatiyle izt rl sz konusu olmaz; hkm, tercih olunan hadise gre verilir, di erleri ise, ya z, ya da munker saylrd . ztrab, bazan isnadda, bazan metinde, hazan da hem isnad ve hem de metinde beraberce olur. iztrgbn isnadda vukubulan rne i, Eb Bekr'in y Rasla'llah, errke ebte. eyyebetni Hd ve aljaviituhd (y Rasllah, seni ihtiyarlam gryorum. Hazreti Peygamber u cevab verdi: Beni, Hd ve benzeri sreler ihtiyarlatt ) hadisidir". Eb slk esSebici vas tasyle rivayet edilen bu hadisin isnad nda e itli ekiller grlr: Baz rivayetlerde hadis mursel olarak, baz larnda Eb Bekr'in, baz lar nda Sard bn Ebi Vakk'n, bazlar nda da cA'i e,nin musnedi olarak gelir. Rivayetlerin hepsinde de rviler sika (gvenilir) kimselerdendir ve aralarnda herhangi bir tercih yapmak mmkn de ildir'. Eb Dvd ve bn Mce'nin sm41 bn Umeyye tarikryle Eb (Anr bn Muhammed bn Hurays'ten, onun da, ceddi Hurays vas tasyle Eb Hurayra'dan naklettikleri Hazreti Peygamberin "herhangi
562. Hadisin !bn `Abbas'tan gelen bir rivayeti iin bkz. etTirmizi, Sunen, V. 402. 563. EsSuyti, Tedr'ib, s. 172. Ravilerin hepsinin de sikattan olmalar dolaysyle isnadda grlen bu eit iztrabn hadisin shhatine zarar vermemesi lazm gelece i ilk akla gelen hususlardandr ve byle bir d nce makbuldr. Ancak hkm hadis zerine taalluk etmektedir ve byle bir tearuz halinde hadislerin sahih ve esah olmak zere derecelere ayr lmalar gerekir. phesiz, ravisi yznden zerinde ihtilaf edilmeyen hadis, ihtilaf konusu olan hadisten daha sahibtir.

176

biriniz namaz k ld zaman nne (stre olacak) bir ey koysun" veya baz rivayetlerde "e er dikecek bir asa bulamazsa bir hat eksin" hadisi, muhtelif isnadlar nda igrabn ak bir ekilde grld enteresan bir misal tekil eder. Bu isnaddaki ihtilaf, ismacil- bn Umeyye zerinde ve onun rivayetinde ortaya kmaktadr. Bi r bnu'lMufa??al ve Ravh bnu'lRasm, ismaWden hadisi naklederken onun eyhini yukarda zikretti imiz ekilde, yani Ebil cAmr bn Muhammed bn IJurays olarak vermi lerdir. Daha do rusu, smail bn Umeyye'nin, eyhini onlara bu ekilde isimlendirdi i anlalmaktadr, ve eyhi de hadisi ceddinden nakletmi tir. Sufyan esSevri'nin rivayetinde ise, eyhini ve eyhinin eyhini daha deiik bir ekilde vermi ve can Ebi cAmr bn 1.1uray 'an ebihi demitir. Keza Ismacirden gelen di er rivayetlerde de de iik ekiller grlr. Mesela: can smail bn Umeyye can Ebi cAmr bn Muhammed bn cAmr can ceddihi 1.1urays bn Suleym... can smail bn Umeyye can EM cAmr bn 1-Jurays can ceddihi can smail bn Umeyye Can Ibray5 bn can Ebi Hurayra . . .

can bn Umeyye can Eh! `Anr bn Muhammed can ceddihi Ilurays bn Suleyman... Bu isnadlarda da grld gibi, ihtilaf, smail bn Umeyye'nin rivayetinden ileri gelmi ve smail, her defas nda eyhini deiik ekillerde vermitir. Buna benzer bir ihtilaf, ayn hadisi smacirden rivayet eden Sufyan bn cUyeyne'de de grlr: <an bn cUyeyne can smail can EM cAmr bn Muhammed bn Ibrays can ceddihi Ibrays can bn cUyeyne can smail can EM Muhammed bn cAmr bn Hurays can ceddihi raculin min Ben! cUzre... Can bn cUyeyne can smail can EM cAmr bn Hurays can Ebili 564 . <an bn (Uyeyne can smail can EM cAmr bn Muhammed bn `Anr bn Ibrays can ceddihi gurays bn Suleym... bnu' Salah tarafndan verilen bu misal?", elctrakrnin ifadesine gre, rivayetler aras nda tercih yaplabilmesi halinde igrabu kaybolaca grne istinaden itiraza u ram, hadisin Sufyan es evri
564. Bkz. Ebl Dtivad, Sune, I. 158; bn MSce, Sunen, I. 301. 565. Bkz. s. 85; esSuyfill, Tetkik s. 170.
.

177

tarafndan da rivayet edildi i ve Sufyn'n hfz ynnden hadisi naklede dier rvilerden daha stn oldu u cihetle, rivayetinin di erine tercih edilmesi gerekti i ileri srlmtr. Her ne kadar elHakim ve dier imamlar, hadisin sal:fil olduunu sylemi lerse de, tercih yn yine de ihtilafldr. Geri Sufyan dierlerine nisbetle daha stn hafizaya sahiptir; fakat rivayetinde 'an EM, `Amr bn liuray `an Ebthi demek suretiyle teferrud etmi tir. Halbuki di erleri 'an Ebihi yerine `an ceddihi demilerdir, ve hepsi de Basral gvenilir imardardr. Keza Sufyan bn 'Uyeyne de rivayetinde bunlara muvafakat etmi tir. O halde tercih edilmesi gereken rivayet, oklu un rivayetidir. Di er taraftan Ismacil bn Umeyye Mekkelidir; Sufyan bn cUyeyne de orada ikamet etmi tir. Bu da rivayetinin ayr bir tercih yndr. Sonra, yine Mekkeli olan bn Curayc, <an Huray bn (Amma,. (an Ebt Hurayra dedii rivayetiyle dierlerinin hepsine muhalefet etmi tir. Bu takdirde btn tercih ynleri birbirine zt olarak ortaya kar. Buna, hadisin asl rvisi olan ahsn, yani sma'il'in eyhi Eb 'Anr bn Hurays'in mechl oluu da ilave edilirse 566 , hadisin zayf olduu anlalr. Nitekim Eb Davd da, Sufyan bn (Uyeyne'den onun zafiyeti ile ilgili bir haber nakletmi tir"7. E Safi% elBeyhaki ve enNevevi de hadisin zay f olduunu syleyenlerdendir'". Metinde vukubulan iztraba gelince, bunun iin Fat ma Bint Raysin u hadisi rnek gsterilebilir: Su'ile'nNebiyyu (s.a.s.) cani'zzekati felcale : nne lehalsan siva'zzekat. (Hazreti Peygambere zekt hakknda sorulduu zaman, u cevab verdi: Malda zekttan ba ka da bir hak vardr). EtTirmizi hadisi ureyk tariklyle Eb Hamza'dan, o e Sa`blden, o da Fatma'dan bu ekilde nakletmitir. bn Mace'nin rivayeti ise
566. nk bu ahstan, Ismt'll'den baka kimse rivayet etmemitir ve hem onun hem de babasnn ismi zerinde ihtilg olunduu gibi, babasndan m yoksa ceddinden mi rivayet etti i, veya Eb Hurayra'dan rivayet eden ahsm bizzat kendisi mi oldu u tesbit edilememi tir. 567. Bkz
Sunen,

I. 159.

568. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 171. Seyhulislm bn Hacer'e gre bu rivayetlerin en sa lam Bir ve Ravl'm rivayetleridir. En mulls ise Ilumeyd IbnulEsved'inkidir. Mechul rvinin ismini Eb `Anr bn Muhammed olarak zikreden kimse, Eb Muhammed `A nr diyen kimseden daha ok tercihe ayandr; nk birincisini syleyenler daha oktur. Fakat isim zerinde ne ekilde ihtilf edilirse edilsin hadisin ztraba misal olarak gsterilmesi uygun de ildir; nk ihtilf yalnz bir rilvi zerindedir. E er bu rvi gvenilir bir kimse ise, ismi ve nesebi zerindeki ihtilf zarar vermez. Sahih hadisler aras nda buna benzer misaller mevcuttur. Nitekim Ibm Ilbbn da hadisin sahili oldu unu ileri srm tr; nk mezkr ravi onun nazar nda sikadr. Ancak buradaki za`f izt rabtan gayri bir ynden gelmektedir.

178

yledir: Leyse fi'l mali hahhun siva'zzekcit (malda zekttan ba ka bir hak yoktur) 569. Bu iki rivayette tevili mmkn olmayan bir izt rab vardr. Bununla beraber baz lar , bu hadisin de iztrab iin uygun bir misal olmayacan ileri srmlerdir; nk ureyk'in eyhi zayftr ve hadis iztrab ynnden deil, ravinin za'f ynnden merddtur. Di er taraftan hadisin tavili de mmkn olabilir. yle ki: Fatma Bint Rnys, hadisi her iki ekilde de Hazreti Peygamberden rivayet etmi tir ve birinci hadiste geen "hak" kelimesiyle mstehab olan, nefyedilen ikinci kelime ile de vcib olan "hak" kasdedilmi tir. Maamafih bu konuda daha doru olabilecek bir misal daha vermek mmkndr. Bu misal, namazda Fcitiha sresinden nce "besmele" nin de okunup okunmayaca ile ilgili Enes bn Malik hadisidir. Muslim'in bn Muslim rivayetiyle teferrud etti i bu hadiste Enes bn Malik yle demektedir: "Hzreti Peygamberin, Eb Bekr'in, 'Osman' n arkasnda namaz Bldm; el Ucunda li'llahi Rabbi'lcalemin ile balyorlar; kraatin ne ba nda ne de sonunda Bismi'llahi'rRahmani'rRaUm'i zikretniyorlard'"P. Humeyd etTavil vas tasyle yine Enes bn Malik'ten rivayeti yledir: Bekr, `mer ve 'Osman' n arkasnda kldm; hepsi de namaza ba ladklar zaman Bismi'llahi'rRahmani'rRahim'i okumuyorlard""'. ElBuhari ise hadisi Haf bn <Omer tariklyle Enes'ten u ekilde nakletmi tir: "Hazreti Peygamber, Eb Bekr ve cOmer, namaza elliamdu li'llahi bahyorlard's7z. Mezkiir hadisi sz konusu eden bn <Abdi'lBerr yle der: Bu hadisin lafzlar zerinde pek ok ihtilaf edilmi tir. Baz rivayetlerinde "Hazreti Peygamber, Eb Bekr ve cOmer'in arkas nda kldm" denilmekte, bazlarnda buna <Osman ilave edilmekte, baz larnda yalnz Eb Bekr ve 'Osman zikxedilmektedir Baz rivayetlerde "Bismillahi'rRahmani'rRahim okumuyorlard ", bazlar nda "cehretmiyorlard", bazlarnda "cehrediyorlard", bazlarnda "kraata elHamdu li'llahi Rabbilcalemin ile ba hyorlard", bazlar nda da besmeleyi "okuyorlard" denilmektedir. Bu yle bir izt rabtr ki, hibir ravinin elinde buna dair bir huccet yoktur. uras muhakkaktr ki Enes, bu hadisiyle "besmele" nin nefyini kasdetmemi tir. ElBuhari ve Muslim'in artna uygun bir senedle Ahmed bn 1:lanbePin ve Iluzeyme'nin ihrac ettikleri bir haberden renildiine gre, Eb Seleme'nin "Hazreti

569. 570. 571. 572.

Bkz. etTirmizi, Sunen, III. 48; bn Mree, Sunen, I. 546. Hadis iin bkz. Muslim, ahiti, I. 299. Bkz. Malik, elMuvattr', I. 81. Bkz. ahiti, I. 181.

179

Peygamber namaza elHamdu li'llahi ile mi, yoksa Bismi'llahi'rRahmani'rRahlm ile mi ba lyordu?" eklindeki bir sualine Enes bn Mlik u cevab vermitir: "Sen, bana bilmedi im bir eyi sordun; senden nce de hi kimse byle bir sual sormanu t'"7 . htrb, vermi olduumuz bu misallerden de anla ld gibi, hadisin za'fn gerektiren bir llettir; zira bunun men ei, hadis rvilerinin, ne kadar gvenilir olurlarsa olsunlar, rivayet ettikleri bir hadiste, geici de olsa gsterdikleri bir zabt zay fldr. Bu zayflk dolaysyle deiikekillerde gelen rivayetlerden herhangi birini tercih etmek mmkn olmad zaman, o rivayet muztarib olur ve hadise de rnuarib ad verilir (Bkz. Mu4arib).

573. bn `Abdi'l-Berr'in hadisle ilgili gr hakknda bkz. es-Suyti, Tedrib, s. 165.

80

KADH Kad1)., lugatta ta'n etmek, kusurlar ndan dolay ayplamak ve zemmetmek manalarma geldi i gibi, aalara ara olan bir kurdun onlar kemirip yemesi manasnda da kullanlr Hadis stlahnda kelimenin bu manya uygun olarak mecazen kullan ld anlalmaktadr: Kemirip yemek, i e yaramaz, zayf bir hale getirmek. Filhakika usal kitaplar nda eitli ibareler iinde kelimenin bu manya uygun bir ekilde kullanld grlr. Mesela esSuyti, lletle ilgili olarak yle bir cmle kullanm tr: Ve takacu'l(lletu filisnadi ve huve'lekler, ve kad taka`u kad yakde4u fihi ve fi'lmetni... metn; ve ma yaka`u minha Ve kad yakdebu bassaten ve yekanu'lmetnu macrfen aln an. (Illet, ok defa isnadta, bazan da metinde vaki olur. snadta vaki olan, bazan hem isnad hem de metni kemirir (yani zayflatr); bazan da yalnz isnad kemirir (zayflatr) ve metin, macraf sahih k alr) 574
.

Keza bnu' Salah, muccd/e/ hadisin tarifini verirken yle der: ma'ttulca fihi cala clletin takdehu fi hhatihi (mucallel hadis, kendisinde, shhatini kemiren (zayflatan) bir lletin bulunduuna muttali olunan hadistir"s. Ayn kelimenin Icadill (veya Icadiba) eklinde fa'l sigasiyle kullanlan manas da, yine akladmz manya uygun olarak gelir: EltIlletu cbaretun can sebebin amizn bafiyyin kadihn (llet, hadisi kemirici (zayflatc) gizli bir sebepten ibarettir 5". KADIH Bkz. Kadh. KALB: Kalb, lugatta, bir eyin halini ve eklini de itirmek, altn st, stn alt, iini d , dn i yapmak manasma gelir. Hadis
574. Bu ibare hakknda bkz. es-Suytl, Tedrib, s. 163. 575. Bkz. `U/ant'/-hadis, s. 81. 576. Bkz. es-Suyti, Teddb, s. 161.

181

stlahnda da bu manya uygun olarak, hadis rvilerinin isimlerinde, isnadlarda ve metinlerde yap lan deiikliklerden, takdim ve tehirlerden ibarettir. Mesela bazan rvinin ismiyle babas nn ismi arasnda takdim ve tekir suretiyle de iiklik yaplr. Murra bn Ka<13 ile K a`b bn Murra gibi ki, birincisinde rvi ismi, di erinde baba ismi olarak ortaya kmtr. Bazan hadisin metninde buna benzer de iikliklerin yapld grlr. Muslim'in nakletti i "yedi kii vardr ki Allah bunlar (Arnn) glgesi altnda glgelendirir" melindeki Ebu Hurayra hadisinde u ibareler yer al r: Ve raculun ta addaka bi adakatin feahfha hatta la taleme yeminuhu m tunfiku imluhu ("i te bu yedi kiiden biri de" tasaddukta bulunan ve bunu gizleyen kimsedir; yle gizler ki, sol elinin verdi ini sa eli bilmez57 . Muslim'in btn ahiti nshalarnda zikretti imiz ekilde yer alan bu hadis metni?", Malik bn Enes'in Muvegt' nda ve elBuharrnin aidl'inde yer alan rivayetlerden anla ldna gre kalbedilmitir. Doru olan rivayet yledir: Ve raculun ta addaka bi adakatin feahfaha hatta la ta<leme imaluhu m tunfiku yeminuhu (i te bu yedi kiiden biri de" tasaddukta bulunan ve bunu gizleyen kimsedir; yle gizler ki, sa elinin verdi ini sol eli bilmez)". Muslim'in rivayetinde kalbe urayan ksm, "sa elin verdi ini sol eli bilmez" szleridir. Filhakika verilen bir ey daima sa elle serilir. Fakat Muslim rivayetinde verme ii sol ele hamledilmi ve bu suretle hadis metninde bir de iiklik yaplmtr.
.

Bazan da "kalb, bir hadisin isnadnn bir baka hadise isnad edilmesiyle olur. Yabut bir ravinin hadisi, ba ka bir rviye isnad edilir. Mesela hadis Salim'indir, yani Salim tarafndan rivayet edilmekle me hur olmutur; fakat ra beti artrmak iin o hadisi Nafi`e isnad ederler. Hadis Malik'in hadisidir; onu <Ubeydullah bn `Omer'den rivayet ederle 58. Kalb, ya ravinin zayfl dolaysyle hasl olur; yahutta kasden yaplr. Kasden yaphrsa, ya zayf olan bir hadisi sahih yapmak, veya hadise garib ss vermek suretiyle ona kar rabeti artrmak gayesi gdlr. Her iki hal de, va?` (uydurma) dan farks zdr ve umumiyetle
577. Hadis iin bkz. ahiti, II. 715. 578. Bkz. ayn yer: Nasirin 7 No. lu notu. 579. Bkz. II. 952; .5416, II. 116.

580. Bkz. esSuyfll, Tedrib, s. 191.

182

yalanc (kezzab) ve uydurucu (vazza) kimselerin i idir. Bazan da IF.alb, yine kasden ve fakat bir hadisinin h fzn kontrol ve imtihan etmek iin yaplr. Ancak bu maksatla yaplan kalb, devaml olmaz; istenilen gayenin gerekle mesinden sonra kalb i ine de son verilir"'. ElButari. Badad'a geldi i zaman hadisiler onun hadisteki kudretini lmek iin 100 hadis semi ler ve her bir hadisin isnad m kalbederek birinin metnine di erinin isnadn, birinin isnadna dierinin metnini ba layarak on ahsa onar malclb hadis vermiler ve elBulAri meclise geldi i zaman ona bu hadisleri birer birer sormalar n emretmilerdir. Nihayet mecliste Ba dad ve Horasan ulemas da hazr olunca, on ahstan her biri elindeki hadisleri okuma a balamtr. Her hadisin okunmasndan sonra elBubarI o hadisi bilmedi ini sylemi ve bylece 100 hadis on ahs tarafndan onar onar okunmutur. Her hadisin okunmas ndan sonra elBubarrnin "bu hadisi bilmiyorum" demesi, Ba dad ulemas nn ona pheli nazarlarla bakmas na sebep olmu , onun aczine ve anlay szlna hkmedilmesine yol amt . Fakat 100 hadisin okunmas bitince, elBubari ilk on hadisi okuyan ahsa dnm ve ona "senin ilk okudu un hadis yledir; isnad u, metni budur. kinci hadisin, nc, drdnc ilh. hadisin de yle olmaldr" diyerek her hadisi kendi isnad yle okumu ve bylece on ahsn okudu u metin ve isnadlar 'Ialbedilmi 100 hadisi dzelterek tekrarlam ve orada bulunan ulamn n huzurunda hafza kudretinin stnln isbat etmi tir"2. Gerek metninde ve gerekse isnad nda baz ibare ve isimleri bedilmi olarak rivayet edilen hadislere maklb ad verilir. Malslfib, cerh sebeplerinden biri olan muijiilefetin takdim ve tehirle meydana gelen neticelerinden biridir ve zay f hadisler aras nda yer alr (Bkz. Matelb) KALE LENA FULANUN "Fuln kimse bize dedi ki" manasma gelen ve hadis rivayetinde kullan lan tabirlerden biridir. ibnu' alal'm cIyaz'dan nakletti ine gre bu tabirin, eyhten sem yolu ile alnan hadislerin rivayetinde, semaca dellet eden di er tabirler aras nda kullanlmas caizdir. Bununla beraber ibnu's alah, gerek bu tabiri ve gerekse seni:ada kullan lan dier baz tabirleri de kasdederek,
581. Bkz. Ibn Hacer, Nuh betu'lfiker erhi, s. 63-64. 582. Ibnu'sall, `Illiimu'lhadis, 91; esSuyiiti, Tedrib, s. 192-193. ElBubrrnin buna benzer imtihanlar Basra ve Semerkand'da da geirdi ini gsteren rivayetler vardr. Bkz. elfIatb Trlhu Badeid, II. 15-16; esSubkl, Tabandtu' 4fi Vire, II. 6; /bn Keser, elBidye ve'nniliye, II. 25.

183

cIyz'dan nakletti i bu szn aklanmaya muhta olduunu ve zerinde durmak gerekti ini sylemi, "bizzat eyhten iitilmeyen hadislere hs olarak kullanlmas yaygn hale gelmi lafalarn, iltibasa meydan vermemek iin, bizzat eyhten i itilen hadislerin rivayetinde kullan lmamalar gerekir" demi tir583 . u da var ki, bnu' alh'a gre kale lend fulanun tabiri Itaddesend fulanun tabiri kabilindendir; ancak bu tabir, baz mteahhr Marib ulemasnn belirttiine gre mzakere yolu ile alnan hadislerde kullamlmaktadr 584 . ElBubarrnin rivayetleri aras nda bu tabire sk sk rastlan r. Biraz nce zikri geen Ma rib ulemas na gre elBul,,arrnin kendi eyhlerinden ald hadislerin rivayetinde kullan lan bu ve benzeri tabirler zhiren ittisale, manen kopuklu a dellet eden tel& cinsinden haberlerde kullanlmtr. Ayn zamanda elBul 'ari bu cins haberleri ihticac iin deil, istihad iin zikretmitir. bnu' al, bu grn shibinden daha nce ya am olan Ebf Ca(fer bn 11amdn enNeysabiirrnin "elBuljrrnin bu gibi tabirlerle rivayet etti i haberlerin arz ve munavele oldu u" grn ileri srerek di er gr reddetmiti5". Lena gibi bir zamir almayan ve yaln z kale fulanun eklinde kullanlan tabir, rivayet stlah olarak en a a derecede olan tabirlermunicaic dendir. nk bu ve benzeri tabirler, umumiyetle, ve mucallalc cinsinden olan ve ravi ile kendisinden hadis rivayet etti i eyh arasnda mulakatn bulunmadna dellet eden haberlerin rivayetinde kullanhrlar. Bununla beraber, bu e it tabirlerin mutlak surette inktaa dellet ettikleri de iddia olunamaz. Zira rvi ile eyhi arasnda bir mulakatn bulunduu bilinirse, bu tabirlerin semaca dellet gittiklerine hkmedilebilir. Hatt bale lafzm yalnz sem yolu ile alnan hadislerin rivayetinde stlah olarak kullanan hadisiler bile vard r. Mesela Haccac bn Muhammed elA`ver bn Curayc' n kitaplarn Iccile'bnu Curayc ibaresiyle rivayet etmi tir. Hadisiler, elAcver'den bu hadisleri almakta ve delil olarak kullanmakta tereddt gstermemi lerdir"6. Yine bu konuda, eltlatib'in a kladma gre, e er I-ayinin halinden, onun sadece i ittii hadisleri bu lafzla rivayet etti i anlahrsa, bu tabir, bakalarnn sem hadislerini rivayet ederken kulland klar luddeend tabiri mertebesinde olur. Ancak bir rci, bu lafz hem sem'cla
583. Bkz. Ibnu'sa181,
Ultbnu'l4adis. s.

118.

584. Bkz. ayn eser, s. 63. 585. Ayn yer. 586. ElIjatib elBa dk11, s. 290: esSuytl, Tedrib, s. 241.

184

hem de sem d nda ald hadislerin rivayetinde kullan rsa, o zaman, ondan, yalnz hangi yolla ald n belirtti i haaisler al mr587. Bundan anlalyor ki !szle lafz, (an lafz gibi deildir ve hadisiler arasndaki stlah mans eitlidir. Bazlar, yukarda ismi geen el-A(ver gibi onu daima sem'da kullanm lardr. Bazlar, bunun aksine, yalnz iitmedikleri hadislerin rivayetinde, baz lar da, el-Buhkl gibi, bazan sem ile bazan da sem'clan gayri yollarla al nan hadislerin rivayetinde kullanmlardr. Bu bakmdan, lafz hakknda tek tarafl kesin hkm vermek mmkn de ildir"". KARA'TU FULANIN- "Fulan kimsenin hatt ile (yazlan bir hadisi onun kitab nda) okudum" mans nda kullanlan rivayet stlahlarndan. biridir. Bu tabirin, genellikle, vicekle yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullan ld grlr. ster muas r olsun, ister olmas n, bir rvinin, herhangi bir eyhe ait olan kitab bularak ondaki hadisleri sem veya icazet olmaks zn rivayet etmesi (Bkz. Vicdde), ancak Tahamml yolunun belirtilmesi halinde ciz grlm tr. Bu sebeple, eline geirdi i bir kitaptaki hadisi rivayet etmek isteyen kimse "fuln kimsenin kitab nda okudum" diyerek o hadisi nakledebilir. Bu ve benzeri tabirler d nda lik'a ve hatt sem(a dellet edebilecek herhangi bir tabirle byle bir hadisin rivayeti, rvi iin a r thmet vesilesi olurm. KASENA- Hadisilerin hadis kitabetinde rumuz olarak kullandklar kelimelerden biridir ve kle badde encrnm ksaltlm eklidirs". KA : Cmi ve mescidlerde veya kalabal k halk topluluklarnn bulunduu yerlerde, hret kazanmak ve hediye toplamak gayesiyle va`zeden ve va(zlar n daima hikyelerle ssleyen kimselere IcaC denilmitir. Hulfa-i R idin devrinin sonlarna doru fitne tabir edilen dahili karklklarla birlikte zuhur etmeye ba layan bu hikyeciler, daha sonralar btn islm lemine yaylm, cmi ve mescidlerde halkn dini hislerini galeyana getirmeyi bir meslek ve san'at haline getirmi lerdir. Konu malarndaki heyecan verici ustalk, ok defa, dinleyenleri oturduu iin, halk aras nda aranan, pe lerinden gidilen ve szlerine gvenilen kimseler olmulardr. Aslnda. bu hikyecilerden baz larna,
587.Bkz. 588.Bkz. 589.Bkz. 590.Ayn
81-1(iflye, s. 289. esSuyi4i, Teddb, s. 137. ayni eser, s. 282-283. eser, s. 303.

185

halkn byk bir lehacmle etraflar na toplanmas ndan ba ka bir ey ilgilendirmiyordu. Kazand klar hret, hrslarn daha ok artrr, halk heyecanlandrmak, galeyana getirmek ve zerlerindeki tesiri vdz boyunca devam ettirmek iin akla hayale gelmedik hikayeler uydururlard . te Hazreti Peygamberin hadisleri zerine gelen byk bellardan biri, bu ba rt snfndan gelmi tir"1 . nk bunlar, uydurduklar hikayelerin halk zerinde daha ok messir olmas iin, onlar Hazreti Peygambere isnad etmekten ekinmezler, bunda herhangi bir gnah, bir bhtan grmezlerdi. Teessf edilecek bir husus da, bu kimselerin, Hazreti Peygamber zerine en byk yalanlari isnad etmelerine, halk n tetkik ve tetebbudan uzak en koyu cahilleri olmalar na ra men, kendilerini dinleyecek kulak, tasdik edecek dil, mdafa edecek kol bulabilmeleri idi. Rivayet olundu una gre bunlardan biri, Ba dd camilerinden birinde, Kur'an]. Kerimin "belki Rabb n seni anl bir makama yceltir" melindeki ayetini 592 tefsir eder ve Hazreti Peygamberin Allah Ta'l ile birlikte Ar zerinde oturaca n ileri srer. Bu hdise, me hur mfessir Muhammed bn Cerir etTaberinin kula na gider; hikayeciye kzar, itirazn iddetlendirir, kap s zerine de yle bir ibare yazar: Subhane leyse lehu enis ve l lehu cal cAr ihi celis EtTaberrnin hikayeeiye kar bu davran , Bacild halkn galeyana getirir; evini ta a tutarlar; adeta onu recmederler. Kap s ta altnda kaybolur593 . Badd cmilerinden birinde Zurca isminde bir iss (hikyeci) vard. Mehur mam Eb Hanife'nin anas, bir mesele hakk nda fetva almak ister; ancak Eb Hanife'nin verdi i fetvay, "ben senin szn deil, ancak Zurca'nn szn kabul ederim" diyerek reddeder. Bunun zerine Eb Hanife anas n Zur(a'ya gtrr ve ona "bu benim anamdr; senden u mesele hakknda fetva istiyor" der. Zurca "sen benden daha alim ve fakihsin; istedi i fetvay sen ver" deyince Eb Hanife "ben bu mesele hakknda u fetvay verdim" cevab m verir. Zurca'mn "mesele Ebn Hanife'nin dedi i gibidir" demesi zerine kadn raz olur ve oradan ayrhrlar'94. Bu hikye, lcui4n, halkn akllar zerinde ne derece hkmran olduklarn gsterme e yete lidir. Fklta, ilimde, zeka ve anlay ta
591. Bkz. esSuyti, elLe'dli'lma nii`a, II. 471. 592. Isra' sresi, 79. 593. Mu afa e b'i, esSunne ve meknetuhii Talziru'lhavC man eic.r7z/bi'/-1cu if'ndan nakledilmitir).

s. 102, (es--Suytrnin

594. Ayn eserden naklen Muhammed Eb Zehv, elHadis ee'lmul.taddi an, e. 266.

186

en yksek dereceye ula m , hreti her tarafa yay lm olan Eb Hanife gibi bir imamn verdii fetva ile anas kani olmuyor, hikyeci Zur`ann fetvasm istiyor. Ashnda bunlar, halk n en hayaszlar idiler. Uydurduklar hadislerin halk arasnda tutulmas iin ezberledikleri bir ka isnad bu hadislerin ba na eklerler, sanki Hazreti Peygamberden sahih isnadla rivayet edilmi ve sanki kendileri de isnad n banda yer alan me hur imamdan bu rivayeti alm gibi, byk bir ciddiyetle onu tekrarlarlard . Eb Htim anlat r: Mescide girdim. Namazdan sonra bir gen kalkt ve hadis ivayet etme e ba lad : ljaddeend Eb Halife, baddeend elVelld can ube <an R-cadde `an Enes... Rivayetini bitirdikten sonra ona sordum: "Sen Eb tialife'yi grdn m?" dedim. "Hayr" dedi. "Onu grmedi in halde ondan nas l rivayet ediyorsun?" dedim. Bana u cevab verdi: "Bizimle mnaka a mrvvetin azlndandr. Bu isnad biliyorum. Ne zaman bir hadis i itsem onu bu isnada ekliyorum!"59s. Bu hayaszln bir baka rne ini de u hdisede grmek mmkndr: Bir gn Ahmed bn lianbel ve Yahy bn Mdin Rusfe mescidinde namaz klarlar. Namazdan sonra lcu atan biri kalkar ve hadis rivayet etme e balar: kladdesen Ahmed ibn 11anbel ve Yahy bn Matin kala haddesen (Abdu'rRazzk can Mdmer can R.atde `an Enes kale: Kale Raslu'llah (s.a.s.): Men kale la ilahe illa'llah halaka'llahu min kulli kelimetin tayran minkrehu min zehebin ve ri ehu min meren... Ahmed bn 1;lanbel ve Yahy bn Mdin'den rivayetle isnad Hazreti Peygambere kadar varan bu hadis, "her kim la ilahe illa'llah derse Allah bu szn her kelimesinden bir ku yaratr; bu kuun gagas altndan, tyleri de mercandandr..." szleriyle ba lamakta ve yirmi varak kadar tutmaktad r. Ahmed bn klanbel ve Yahy bn kendilerinden bu e it uzun bir hadis rivayet eden hikyeciyi byk bir aknlk iinden dinledikten sonra birbirlerine bakarlar ve "sen byle bir ey rivayet ettin mi" diye birbirlerine sorarlar. Fakat her ikisi de bunu ilk defa iitmilerdir. Nihayet vacz biter. Yahy. bn Macin eliyle iaret ederek adam yanlarna a rr. Adam hediye alaca n zannederek gelir. Yahy sorar: "Bu hadisi sana kim rivayet etti?". Adam "Ahmed bn 11anbel ve Yahy bn Mdin" deyince, Yahy "ben
595. Bkz. esSuyti, elLe'Wi'l nunr a, II. 473.

187

Yahya bn Man; bu da Ahmed bn Hanbel; biz Hazreti Peygamberin hadisleri aras nda byle bir hadis i itmedik ve rivayet de etmedik?" der. Bunun zerine adam hayas zca cevap verir: "Ben Yahya bn Macinin bu derece ahmak oldu unu bilmezdim; u anda rendim Sanki sizden ba ka Yahya bn Man ve Ahmed bn Hanbel yok! Ben tam onyedi tane Ahmed bn Hanbel ve Yahya bn Ma`in'den hadis yazdm!!" Bu szleri i iten Ahmed bn Hanbel eliyle yzn kapat r ve Yahy a 'ya "brak gitsin" der. Adam her ikisiyle de istihza eder bir halde ayrlr"6. Kadlarn Hazreti Peygamberin hadislerine verdikleri zararlar saylamyacak kadar oktur. Hadis imamlar , hadis vaz` ynnden zndklar kadar tehlikeli olan bu s nf insanlarla da mcadele etmek zorunda kalmlardr. KAVI Kavi, hadis ehli aras nda makbul nev'inden olan hadisler iin kullan lan ve ahiti kelimesiyle e manda olan bir stlahtr597 . KEST Ket kelimesi, fazla olan eyi kesip ayrmak, bir eyin rtsn amak, soymak ve yaz ierisinden bir harfi silmek gibi manlarda kullanlr Kelime, hacir (deve) derisinin yzlmesinden al nmtr. Araplar, koyun ve benzeri hayvanlar n yzlmesi ile ilgili olarak sek kelimesini kullandklar halde (mesela seleha' te derler), develer iin ke t'l kullanmlar ve ke etc'lba<lre (deveyi yzd) demi lerdir. Hadis kitabetiyle ilgili olarak kullan lan kertan maksat ise, hak ve bur, yani kazmak, harfi veya kelimeyi, ka d zedelemden silmektir (Bkz. ljak). airin bir beytinden bu man a ka anla lmaktadr: 1.1a4uke filke t delilun cala Enneke fi'lhatt kesirulgalat "Ket hususundaki hazakat n gsteriyor ki sen ok hata yapan bir kimsesin". Hadis kitabetinde, umumiyetle yanl yazlan bir hadisin ket, mahv veya hak yolu ile izalesi, hadisiler aras nda doru grlmemitir. Byle hadisleri zarb yolu ile ibtal etmek daha uygundur (Bkz. 7.ctrb). Bununla beraber e er yanh yazlan ey, bir harf, kelime veya ksa bir ibare ise, bunun ke t yolu ile izalesi zarb'tan daha iyidir nk zarbedilen yaz , her ne kadar ibtal edilmi olursa da gznnde kal596. Bkz. Ahmed M. akir,
597. Bkz. esSuvti, Tedrib. s. 104. s.

188

mas - dolayslyle, onun bir asil oldu u zannn uyandrabilir. Fakat uzun bir ibarenin ke t, hem yorucu, hem vakit al c, hem de sahifeyi ifsad edici olduu iin zarb n tercih edilmesi uygun olurs". KETEBE LEYYE FULA.NUN "Fulan kimse bana yazd " mansnda mukdtebe yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanlan bir tabirclir. Hazreti Peygamber devrinden beri tatbikat grlen bu usl, bir nevi icazete ve bu uslde kullan lan tabir de, hadisiler nazarnda rvi ile kendisine hadis yazan eyh arasndaki ittisale dellet eder. ElBuhrrnin, eyhi Muhammed tim Be r'dan rivayet ettii bir hadisi bu yolla ald ak bir ekilde grlr; elBuhri hadisi naklederken yle der: Ketebe ileyye Muhammed bn Be iir. . 599. Muslim'de bu tabirle rivayet edilmi daha ok hadise rastlanr. Mesel Verrd tarik yle nakletti i bir hadiste yle denilmektedir: Ketebe Mu'viye min Rasuli'llah (s.a.s.). 060 (s.a.s.)
.

Uktub ileyye biey'in semi`tehu Feketebe ileyhi: Semictu R asula'llahi

KEZZAB Hadis rivayetinde yalanc h meslek haline getirenler iin kullanlan ve cerh elfaz arasnda en a a mertebeye dellet eden tabirlerden biridir. Mubal a sigasyle bir iin filini gsteren bu kelime, ok yalanc mansna gelir. KEZZABUN YEKZBU DECCALUN Deccal vasfyle - tavsif edilerek yalan syledi i belirtilen ve yalancl meslek haline getiren kimseler hakknda tekrarlanan cerh laf zlarnn en aa mertebesidir. RIRA'A (Bkz. 'Arz).

KTA BE (Bkz. Muktebe). KTABETU'LIJADIS Kitbetu'lhadis (veya hadislerin yaz lmas) tabiri, hadis stlahnda ba lca iki konuya dellet eden bir man tamaktadr. Birincisi, Hazreti Peygamber 3.re ashab devrinde hadislerin yazlmas ile ilgili tarihi bilgileri iine al r. kincisi ise, hadis meselelerinin bir ilim hviyeti kazanmasndan sonra, hadis kitabeti esnas nda hadisilerin dikkat etmeleri gereken bir tak m artlar, usl ve kaide598. Bkz. el-Cezr'irI, Tevdhu'n-naiar, 599. Bkz. ahiti, VII. 227. 600. Bkz. ahiti, I. 415. s. 358.

189

leri iine alar. Biz de bu konu zerinde dururken, hadis kitabetinin bu iki anlamn aklamaya alaca z. Hadis kitabetinin ba langc sz konusu olduu zaman, hadislerin slam Teriinde nem kazanma a balad devri de gznnde bulundurmak gerekir nk hadislerin yaz lmasndan murad, onlarn hatadan uzak olarak muhafaza edilmesi arzusudur. De imez bir kanundur: Muhafaza edilmek istenen ey ne kadar k ymetli ise, onun muhafazas iin alnacak tedbirler de, o derece s k ve iddetli olur. Kymetsiz ey daima kayp ve yok olmaya mahk lndur. te bu kaideyi gznnde bulundurarak u soruyu sorabiliriz: Hadisler ne zaman nem kazanma a balamtr? Yahut mslmanlar nazarnda ne zaman byk nem kazanmtr da, mslmanlar onu muhafaza iin tedbir almak gere ini duymulardr ? Bizce bu sorular cevaplandrmak g de ildir ve ilk mslmanlarn slam vasflarn gznnde bulundurmak, meselenin nemli bir k smn halletmeye yarayacakt r. Bilindii gibi ilk slam Devleti Medine'ye hicretten sonra orada kurulmutur. Bu devletin s nrlar , daha ba langta, ehrin bir ka mahallesini iine alacak kadar kkt ve di er mahallelerinde m rik Araplarla yahudiler oturuyordu. Hicretin vukubuldu u 622 senesinde Medine'ye gen mslmanlarla Medine'ye oturan mslmanlar n says hakknda kesin bir rakkam mevcud de ildir. Fakat mantki dnce ile dnyalar deil, fakat mdafa sanat n bilen kk bir ehri bile fethedecek gte grnmemektedirler. Bununla beraber, yine de ok ksa bir zaman iinde dnyalar fethedilmi tir. Hicretten sekiz sene sonra, yani 630 da Mekke mslmanlara boyun emitir. 635 de a m, 641 de Msr, 647 de Trablus, 670 de imall Afrika ve daha sonra Endulus mslmanlar tarafndan zaptedilmitir. Btn bunlar, slam Devletinin kurulu undan itibaren 50 sene iinde tamamlanmtr. Fetih hareketleri ayn sratle do uda da devam etmi ve slam hudutlar Hindistan ilerine ve in topraklar na kadar uzanmstr. Ksa zamandaki bu geni lemeyi zikretmekten maksadmz, mslmanlarn say ve silah bakmndan, dierlerinden stn durumda olduklarn belirtmek iin de ildir. Aksine, o sralarda mslmanlar ne sayca ve ne de silah ve techizat bak mndan muhasmlaryle boy l ebilecek bir durumda idiler. Hatt sava a giritikleri Bizansllarn ve ranhlarn harp sanat nda ulatklar stn dereceye hayallerinde bile ulam deillerdi. Buna ra men yarm asrlk bir zaman iinde Asyay ve Afrikann imalini avular iine aldlar. Bu baarnn srr, dmanlara nisbeten say ca okluk, veya silah ve techizat bak mndan kuv190

vet olmadna gre, bir baka eyde bulunuyordu ve bu da manevi kuvvetten ba ka bir ey deildi. Bu kuvvet, chiliye devrinde ganimet aramak, yahut ya maclk yapmak iin adrlarndan kan Araplar , bu sefer i(lay kelimetu'llah iin, yani Allah ismini her tarafta yaymak ve yceltmek iin harekete geirmi ti. Bu kuvvet iman idi. Allah'a inanmlard . Peygambere ve Peygamberin kendilerine tebli etti i Kitab'a inanm lard ; bu inanlarnda samimi idiler. E er samimiyette bir kusurlar bulunsayd, phesiz, kazanlar zafer de il malubiyet olurdu. lk mslmanlarn islam'a olan inanlar ndaki bu mkemmeliyet, Hazreti Peygamberin hayat boyunca nzlne hid olduklar ve kulaklar yle dinledikleri vahyin onlar zerinde b rakt tesirin bykln gsterme e yeterlidir. E er bu tesir olmasayd , ne onlarda Islam' n bu mkemmeliyeti grlr, ne de onlar n dnyalar fetheden bir ruba ship olmalar mmkn olurdu. 0 halde baarmn srr, Hazreti Peygambere gnderilen vahiyde ve Peygamberin etraf nda toplananlar n bu vahye samimiyetle inanmalar nda idi. Yirmi sene devam eden vahiy, onlar cahiliye a ndan alp karm , onlara yepyeni, ulvi bir ruh kazand rmt. Bu vahiylerden bazlarnda Allah'n u emirlerini grmek mmkndr: "Rasln size verdiklerini aln; nehyetti i eylerden de ekinin'"'"; "Allah'a ve Rast' le itaat ediniz" 602 ; "Her kim Rasle itaat ederse Allah'a itaat etmi olur"603 ; Peygamber "onlara iyili i emreder; onlar ktlkten nehyeder. yi olan eyleri onlar iin helal, kt olan eyleri haram klar" 604 Bu vahiylerin getirdi i emirleri i iten ilk mslmanlarn, Hazreti Peygambere itaatta kusur etmiyeceklerini, onun emir ve nehiylerine tam bir imanla boyun e eceklerini kabul etmek gerekir; zira yukar da iaret etti imiz baarnn srrm, bu itaat n dndaki bir baka sebepte aramak mmkn de ildir. te, mslmanlarn itaat ettikleri Hazreti Peygamberden varid olan bu emir ve nehiylerin tm, Kur'an' Kerimle birlikte onun hadislerinden ibarettir. lk mslmanlar, Kur'n yan nda hadIslerin de bilinip renilmesi ve onlar vas tasyle gelen emir ve yasaklara uyulmas gerektiine inanmlard ; nk bu, Allah' n "Rasle itaat edin" emrinin bir gere i idi ve slam da ancak bununla tamam olurdu. Bu inan,
601. Har sresi, 7. 602. 'Imr"r sresi, 32. 603. Nisa' sresi, 80. 604. ..4.'rf sresi, 156.

191

tabiatiyle mslmanlar , Hazreti Peygamberin hangi konu ile ilgili olursa olsun, btn szlerini toplamaya ve onlar byk bir titizlikle korumaya sevketti. Hadislerin bilinip renilmesi ve korunmas iin balca iki vastaya bavurulmutur. Bunlardan birincisi hafza, dieri ise yazdr. Yaz sanatnn inki af etmedi i devirlerde edebiyata merakl milletlerin hafza kaabiliyetlerinin son derece geli tii bilinen gereklerdendir. E er bu husus gznnde bulundurulursa, Arap yaz snn yeni yeni geli mee ba lad Islam'n ilk gnlerinde, hadislerin korunmas iinin hafzaya tevdi edilmi olduu kolayca anla lr. Ancak hafzaya tevdi edilen herhangi bir szle Hazreti Peygamberin hadisi aras nda kesin bir ayrm yapmak zorunludur. nk s radan bir insan n gelii gzel sznn unutulmaya mahkm oldu u sylenebilirse de, Peygambere itaatn bir gere i olarak daima mzakere edilen ve daima tatbik sahas bulan hadisler iin ayn sz tekrar etmek mmkn de ildir. Islami davetin ba lad sralarda Kurey 'ten yalnz onyedi kiinin yaz bildii sylenmektedir". Fakat Hazreti Peygamberin e itim politikas sayesinde ok gemeden bir ok mslman okuma yazma rennitir606. te bunlarn, hem Hazreti Peygamberden i ittikleri, hem de kendi aralarnda mzakere yolu ile rendikleri hadisleri yazd klarn gryoruz. Her ne kadar ka sahabinin hadis yazd n kesin olarak tesbit edemiyorsak da, zikredilen baz isimlerden hadis yazma iinin son derece yayg n olduunu anlyoruz. Hatt o derecede ki Hazreti
605. Bkz. el-Belzuri, Futltu'l-buldn, s. 457. 606. Bkz. Muhammed HamIdullah, Hemmam bn Hunebbih'in Sahifesi, s. 21 vd. Prof. M. 11amidullah burada Hazreti Peygamberin e itim tekiltyle ilgili baz misaller verir. Mesel MedIne'ye hicretten sonra ilk i olarak Mescid-i Nebevi in a edilmi, bunun yanna da uffe denilen st kapal bir bina yaplmtr ki, bu bina islmiyetin ilk niversitesi olmu tur. Gndzleri, fkh, akaid ve bunun gibi dini filmleri renen talebe geceleri de burada kal rlard. ekihiliyye devrinde ktib unvam ile tannan 'Abdullah uffe talebesine yaz sanatn reten hocalardan biri idi. Keza Daru'l-R.urrcr denilen dier bir yatl mektep de hicretin ikinci senesinde Mahreme bn Nevfel'in evinde a lmtr. Rivayetler aras nda, Hazreti Peygamberin e itim politikas ile ilgili ok dikkate deer yle bir haber de vard r: Mslmanlarn Medine'ye hicretinden iki sene sonra Mekkeli m riklerle aralarnda tarihin mehur Bedir sava vukubulmu, dmann bire nisbetindeki stnlne ramen zafer mslmanlara ynelmi ti. Zaferden sonra bir ok m rik esir de ele geirilmiti. Hazreti Peygamber bu esirlerin fidye kar l serbest braklmalarma karar verdi. Fakat bu fidye tarihte e ine rastlanmayan bir ekilde dendi: nk Hazreti Peygamber, yaz bilen her bir mrikin on mslman ocu una okuma yazma retmesini art ko mutu. Tabiatiyle bir ok m rik bu suretle esaretten kurtuldu u gibi, kurtulanlarn on misli fazla mslman da okuyup yazmasun renmitir.

192

Peygamberin "benden Kur'ndan ba ka bir ey yazmaymz; her kim benden Kur'ndan ba ka bir ey yazm ise onu imha etsin" demek zorunda kaldn bile gryoruz 607 . E er hibir sahabi hadis yazmam olsayd, phesiz, Hazreti Peygamberden byle bir nehiy vrid olmaz, yahut Hazreti Peygamber, sahabilerin zaten yapmad klar bir iten onlar nehyetmek lzumunu hissetmezdi. Bundan anla lan udur ki, sahabeden baz kimseler, Hazreti Peygamberden i itmi olduklar hadisleri yazyorlard ve muhtemelen bu yazma i i, Hazreti Peygamberin yukarda zikretti imiz yasan koyuncaya kadar da devam etmi ti. Hazreti Peygamberin ashab n hadis yazmaktan menetmesi e itli ekillerde aklanabilir1. lk devirlerde mslmanlardan ok az kimsenin yaz bildiini yukarda zikretmi tik. Yaz bilenlerin o u da, bunu henz yeni renmilerdi ve hatas z olarak yazam yorlard. Hadislerin hatal olarak yazlmas halinde dini ynden eitli mahzurlarn kaca tabii idi. 2. Hadislerin yazlmas menolunduu sralarda vahiy de geliyor ve Kur'm Kerimden nazil olan ayetler vahiy ktipleri taraf ndan yazld gibi, yetleri ezberlemek veya renmek iin dier mslmanlar tarafndan da yazlyordu. Sahabiler, Kur'm Kerimin uslilbne henz alkn olmadklar iin Kur'n yetleri ile hadisleri birbirinden ay rt etmekte glk ekiyorlard . :Ayet -ve hadislerin ayn sahifelerde yazlmas halinde bunlarn karmas ihtimali de vard. Hazreti Peygamber, hadislerin yazlmasn menetmek suretiyle bu tehlikeyi nlemi oluyordu. Aradan bir mddet getikten sonra bu yasa n kaldrld ve hadis yazmak isteyenlere izin verildi i grlmektedir. Byle bir izin ktktan sonra, yukarda sz konusu edilen mahzurun ortadan kalkm olduunu kabul etmek gerekir. Nitekim nceden, Kur'ndan ba ka bir eyin yazlmamas n emreden Hazreti Peygamber, daha sonralar , mesela her gn pek ok hadis i itti ini, fakat bu hadisleri hafzasnda tutamadn syleyen bir sahabiye "hafzana dinle yardm et", yani "yaz" demi tir608. Yine hadis yazmak iin izin isteyen ve Hazreti Peygamberin rza ve gazab halindeki szlerini de yaz p yazamyaca n soran 'Abdullah bn cAnr bni'lq 'a "yaz; nk ben, (iyi halimde de kzgn halimde de) yalnz hak olan sylerim" demitir609. 'Abdullah bn `Anr bu izni aldktan sonra pek ok hadis yazm tr. Nitekim Ebu
607. Hadis iin bkz. el-1:141b elBa dAdI, s. 105-106. 608. Ayn eser, s. 65. 609. Ayn eser, s. 72 ve ezZehebI, Tar(hu'lIslam, III. 38.

193

Hurayra bu hususa i aret ederek yle der: "Ashab ierisinde benden daha ok hadis bilen kimse yoktur; yaln z 'Abdullah bn <Amr mstesn; zira o, hadislerini yaz yordu, ben ise yazmyordum' ,610 . (Abdullah bn cAmr, Hazreti Peygamberden i ittii hadisleri yazmak suretiyle byk hacimde bir "sahife" meydana getirmi ve buna ddilca adn vermitir. Muchid bu sahife hakk nda yle der: Bir gn cAbdullah'n yanna girdim. Ba nn altnda bir sahife vard . Ona bakmak istedi im zaman bana engel oldu. Kitab n benden sakl yor musun, deyince u cevab verdi: Bu, Hazreti Peygamberden i ittiim e aldfe es cidilea'dr ve benimle Hazreti Peygamber aras nda hi kimse yoktur. (`Abdullah Ibn 'Arar bu szyle sahifede bulunan hadisleri bizzat Hazreti Peygamberin a zndan iitti ini ve kendisiyle Hazreti Peygamber aras nda, hadisleri kendisine nakleden ba ka bir kimse bulunmadn ifade etmek istemi tir). Allah'n Kitab ve bir de bu sahifedekiler olduktan sonra ba ka eyler beni ilgilendirmez'"? . <Abdullah bn 'Amr'in bu hadis sahifesi, onun vefat ndan sonra torunlarna intikal etmi ve onlar tarafndan rivayet edilmi tir. Ahmed 'bn Hanbel'in Musned'ini tetkik edenler, (Abdullah' n hadisleri arasnda cAmr Ibn ucayb bn Muhammed bn cAbdillah bn cAmr Ibni'lcik'n can eldhi <an ceddihi isnadyle nakletti i hadislerin bu sahifeden alnd na tereddtszce hkmedebilirler 6 2. Hazreti Peygamber hayatta iken byle bir hadis sahifesinin ortaya kmas, ilk devirlerden itibaren hadise verilen nemi gsterdi i gibi, bunun bir neticesi olarak, <Abdullah bn `Anr gibi ba ka sahabilerin de hadis yazabileceklerine dellet eder. Nitekim Ebu Hurayra'n n Hazreti Peygamberden rivayet etti i hadislerden seilmi 140 kadar hadisi ihtiva eden es attife e ahika adyle hret kazanan bir ba ka eser, yine sahabe devrine ait hadis kitabetiyle ilgili rneklerden birini tekil eder. Ahmed 'bn Hanbel'in Musned'inde tek bir isnadla tamam nakledilen bu sahifenin, Prof. Muhammed Hamidullah taraf ndan am'da ve Berlin'de bulunan iki mstek l nshas, karlatrlarak neredilmitir6". Prof. Hamidullah, bu sahife hakk nda u bilgiyi vermitir:
610. Bu haber iin bkz. elBubrI, 504, I. 41; Ahmed Ibn Hanbel, Musned, II. 248; bn Hacer, elisiibe, IV. 116; VII. 202. 611. Bkz. Ibn Saccl, rabalsiit, VII. 2, 189; ezZehebI, Trtlu'/ slam, III. 38. 612. 'Abdullah bn `Amr'in bu sahifesi hakknda bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 44-48. 613. ElBubri ile Muslim'de bu sahifeden yap lan baz nakilleri de gznnde bulundurarak nsha farklarma i aret eden Prof. M. Hamidullah, mezkr sahifenin be inci ve ingilizce olarak yaplan tab`ma hadis kitabetiyle ilgili geni bir mukaddime de eklemi tir. Bu tabi, tarafmzdan "Halen elde mevcut en eski hadis eseri: Hemmiim Ibn Muneb bih'in Sahifesi" ad altnda trkeye terceme edilmi ve Ilhiyat Fakltesi Yay nlar arasnda neredilmitir (A.11 Ba mevi 1967).

194

"Eb Hurayra'n n talebelerinden biri, bu eserin rvisi olan Hemnm bn Munebbih idi. Bu eser, bize kadar gelen eserlerin en eskisidir. bn Sa`d'a gre Eb l Hurayra 59 / 677-8 senesinde lm tr; dier kaynaklar, onun lmn bir sene daha evveline, yani 58 senesine ahrlar. Aslen Yemenlidir; keza Hemmn. da Yemenlidir. Tahsil iin Medine'ye geldi i zaman, onun kendisini mmtaz hem ehrisi Ebn Hurayra'ya takdim edece i tabdir. Ebr Hurayra, bu gen hemehrisi iin Hazreti Peygamberin hadislerinden 140 kadar n semitir. Bu hadisler daha ziyade ahlki tav r ve hareketlerle ilgili olup, Eb Hurayra bunlardan kk bir risale te kil etmi ve talebesine yazdrmtr. Bu olayn tarihi belli deildir; fakat Eb l Hurayra'nn lmnden nce olduu muhakkaktr. Daha sonraki baz kaytlar, bu risaleye e ahife e Sahiba denildiini gsterir; ancak Hemmm' n onu muhafaza ve rivayet etmek iin gsterdi i gayretlerinden dolay , sonraki nesiller ona ahifetu Hemmam demilerdir. Bu sahifenin tam isminin "Ela Hurayra-

nin Hemma n bn Munebbih iin te tip ettii e ahife e ahika" olmas gerekirse de, biz burada her iki yazma zerinde de yer alan di er ismi muhafaza edece iz. Bu isim akla daha yak n gelmektedir; zira yukarda da grld gibi, eer Eb Hurayra, hadis ilmiyle ilgili hususlarda herhangi bir kimseye zenmi olsayd, bu kimse eaFfe e adiha ad altnda bir telif b rakm olan 'Abdullah bn cAmr ibni'lcks olurdu. Bu takdirde Eb l Hurayra'nn <Abdullah' taklid ederek kendi koleksiyonuna e ahife e ahika ismini vermesi garib deildir".
"Hic etin birinci asrmn ortalarnda ortaya kan bu koleksiyon, tarihi de eri bakmndan kymetli bir vesika te kil etmektedir. Hazreti Peygamberin hadislerinin, onun lmnden iki veya yz sene sonra yazlmaya balandn iddia eden kimseler vardr ve tahmine istinaden, bn Hanbel, elButrI, Muslim ve etTirmizI gibi ahsiyetleri sahtekrlkla itham etmekte tereddt gstermezler. Bunlar delillerini daha ziyade Hazreti Peygamber ve ashab zamannda yazl hadislerin bulunmad tahmini zerine dayamlardr. Dikkatle mukayese ve mukabele edildii zaman, bn 1.1anbel, elBuljrl, Muslim gibi daha sonraki mellifler, Peygamberin hadislerinin umumi mans yle dursun, bir kelimesini ve hatt bir harfini bile de itirmemilerdir. Hemntn'm sahifesinde yer alan her hadis, yalnz Ebr Hurayra'nn rivayeti olarak alt sahil kitap ( thah Sitte) ta kelimesi kelimesine bulunmakla kalmam, ayn zamanda Peygamberin bu szlerinden her biri, man itibariyle dier sahabilerden de rivayet edilmi tir. Bu suretle onlarn Hazreti Peygambere isnadlar mn ne hayali ve ne de aslsz olmadkla195

rna mkemmel bir delil te kil etmilerdir. Mesela Hemmam'n mezkiir koleksiyonundaki 56 No. lu hadisin, el Butarrrin abib'inde Enes tarafndan, 124 No. lu hadisin (Abdullah bn cOmer tarafndan rivayet edildi ini grrz. Keza 54 No. lu hadis, elButarI tarafndan Enes ve Sehl bn Sa`d esSedi'ye istinaden nakledilmi tir. Dierleri de bunun gibidir"" 4. Hazreti Peygamber ve ashab devrinde yazlarak meydana getirilmi iki mehur hadis sahifesi hakknda bu ksa bilgiyi verdikten sonra, islamiyetin daha ilk devirlerinden itibaren, mslmanlar aras ndaki hadis kitabetiyle ilgili faaliyet az ok ortaya km bulunmaktadr. Bu devirde vcuda getirilen daha ba ka sahifeler, zamammza kadar intikal etmemi olsalar bile, kaynaklar, ba ka sahabilerin de hadis yazdklarn ve sahifeler meydana getirdiklerini kaydetmektedirler. Mesela sahabi Cbir bn <Abdillah'n bir hadis sahifesi abifetu CCbir adryle hret kazanm ve bir ok kimse bu sahifedeki hadisleri rivayet etmiler dir" 5. ( Al! bn Ebi Talib'in elinde bulunan bir sahifenin sadakt ve feraize ait hadisleri ihtiva etti i", yine sahabeden Semura bn Cundeb'in, oullar iin pek ok "lm"i ihtiva eden bir risale haz rlad ve bu risale muhteviyatnn daha sonralar oullar ve torunlar tarafndan rivayet edildi i617 Enes bn Malik'in, elinde bulunan bir sahifeyi "bu, Hazreti Peygamberden i iterek yazd m ve sonra da ona okuyup tashih etti im hadislerdir" diyerek takdim etti i618 gznnde bulundurulursa, bir ok sahabinin hadis kitabetiyle me gul olduklar ve hafza yannda kitabete de byk lde nem verdikleri anla lr. Sahabenin dizi dibinde yeti en tabi`iler devrinde ise, hadis kitabeti art k byk bir mkil olmaktan km , her hadisinin e itli yollarla elde ettii binlerce hadisin muhafazas iin bavurulan yegane vas ta haline
,

614. Ad geen eser, s. 49-50. 615. Bkz. bn Sa`d, Tabaklt, VII. 2,1; bn Ebi Iltim, Takdimetu'lcerb, s. 46; el-1141b elBadrdI, s. 354; bn Hacer, Tehzib, V. 27; VIII. 355 ezZehebI, 116; TCtr[bu'l slam, IV. 296; Tehzibu'lesmC', II. 58. 616. Bu sahife ile ilgili haberler iin bkz. Muslim, abib, III. 1567; elBulArI, I. 36; IV. 30; Sunen, I. 469; Ahmed !bn Hanbel, Musned, I. 81, 102, 118, 119, 126; ezZehebI, Tezkire, I. 12; Tiirlhu'l slam, II. 199; elHerevi, Zemmu'l keliim, I. 116a; bn Ebi HUim, Takdimetu'lcerb, s. 130. 617. Bkz. etTetrihu'lkebfr, I. 1, 26; bn Ebi Hatem Kiblbu'lcerh ve't-ta`c111, II. 2, 186; bn Hacer, Tehzib, II. 94; III. 135; IV. 198, 236.
,

618. Bkz. erlUmahurmuzl, elMul addiu'/fiil, s. 367; elljatib elBagdildi, Talsyklu'l-

`tim, s. 95-96.

196

gelmitir. Bu devir, ayn zamanda hadislerin tedvin ve tasnif edildi i bir devir olarak da temayz etmektedir. Bu bak mdan, sahabe devrinde grlen sahifeler, bu devirde yerlerini daha byk hacimdeki mdevven veya musannaf eserlere b rakmlardr. "Hadis kitabeti" nden anla lan birinci man ile ilgili aklamamza burada son vermeden nce, bilinmesi gereken bir hususa bilhassa i aret etmekte yarar vard r. K aynaklarda "hadis kitabeti" sz konusu edildii zaman, daima, Hazreti Peygamber ve ashab devrinde hadislerin kk apta sahifelere yaz lmas ii kasdedihnitir. Bu devirden sonra ise, "kitabet", art k yerini "tedvin" e b rakm ve bu kelime ile daha geni apta hadis toplama ve yazma i i ifade edilmitir. "Tedvin" toplamak manasna gelmektedir (Bkz. Tedvin) ve Hazreti Peygamber ve ashab devrinde byle bir faaliyetin mevcut oldu unu gsterecek hibir delile sahip bulunmamaktay z. Baz sahabiler, Hazreti Peygamberden bizzat i ittikleri baz hadisleri yazmlar, fakat bu sahabilerden hibiri, kendi iittii hadisler yannda di er sahabi arkada larnn iittikleri hadisleri de toplay p yazmay dnmemi, yahut d nm olsa bile byle bir ie teebbs etmemi tir. O halde bu devirde toplama faaliyeti yok, fakat baz sahabilerin yazabildikleri nisbette, Hazreti Peygamberden i ittikleri hadisleri yazma faaliyetleri vard r ve hadis tarihinde bu faaliyete kitabetu'l-4adis denilmitir". Kitbetu'lbach 'in dellet etti i ikinci manya gelince, konunun banda da iaret etti imiz gibi, bu, hadis meselelerinin bir ilim hviyeti kazanmasndan sonra, hadis kitabeti esnas nda hadisilerin dikkat etmeleri gereken bir tak m artlar, usal ve kaideleri iine al r. Hadis kitabetinin yaygn bir hale gelmesi neticesinde, i itilen hadislerin iitildii ekilde rivayet edilmesi ve herhangi bir yanl la meydan verilmemesi iin kitabet i inde kelimelerin gerek ekil ve gerekse noktalama ynnden daha dikkatle kayd na byk gayret sarfedilmi , hadisiler tarafndan renilmesi gerekli grlen bir tak m kaideler konulmutur. Bu kaidelerin en nemlileri unlardr: 1. Hadis yazan kimsenin, iki hadisi birbirinden ay rt etmek iin aralarna ortas blnm bir daire ekli koymas gerekir. Ebu'zZind, Ahmed bn IIanbel, brahim bn shak, Muhammed bn Cerir etTaberi bunu adet edinmilerdi. Baz hadisiler ise, hadisin bitti i yerden itibaren sat r bo brakrlar, ikinci hadise alttaki sat rdan balarlard .
619. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, e. 199 vd.

197

2. Hadis yazan kimsenin, Allah isminin geti i yerlerde "azze ve cell" "tebareke ve ta'ala" gibi sena (vg) ifade eden ibareleri muhafaza etmesi gerekir. Keza Hazreti Peygambere salt ve selam ifade eden ibarelerin yaz lmas da ihmal edilmemeli, hatt tekrar halinde de usan duyulmamand r. E er eyhten i itilen hadiste bu senlar mevcut ise, zaten ravinin bunlar aynen muhafaza etmesi gerekir. Fakat as lda mevcut deilse, bunlar yazmasnda ve rivayet esnas nda okumasnda hibir mahzur yoktur; nk okudu u ey, du ve sendan ba ka bir sz de ildir. <Ali bnulMedini ve (Abbs bn gelen bir haberden rendiimize gre, bunlar, salt ve selam rivayette mevcut olsa da olmasa da 1 erketmezlerdi. Bununla beraber kitabet esnasnda acele yazmay gerektiren bir durum olursa salt ve selam daha sonra yazmak zere yerlerini bo brakrlard . 3. Hadis yazan kimsenin, i ittii hadisleri aynen rivayet edebilmesi iin, kitabn i(rc ynnden kusursuz bir ekilde haz rlamas b gerekir. '<cam harflerin noktalanmas , icriib ise hareketlenmesidir (Baz. '`cam, i <rb). 4. Noktalanm harflerin (elburilfulmucceme) zablina itina gsterildii gibi, noktasz harflerin (elhuridulmuhmele) zabt na da itina gstermek gerekir. Bu konuda takip edilen usril muhteliftir. Baz lar noktalarn yerini de itirerek harflerin alt na korlar ve mesela noktasz olan "R" harfini, alt na bir nokta koymak suretiyle bu harfin "Ze" olmadna iaret ederler. Keza "<Ayn" harfini alt nda bir nokta ile yazarak "Gayn" dan, " ad" harfini altnda bir nokta ile yazarak "Zad" tan, "T" harfini alt nda bir nokta ile yazarak "21" dan ayrdederler. Noktasz "Sin" harfinin yaz lnda da de iik grler ileri srlm tr. Bazlar " n" a dellet etmek zere kullan lan noktann (. .), "Sin" harfinin altnda bir dizide (...)yaz lmas gerekti ini sylemilerdir. Bazlar ise, "n" harfindeki noktan n ters evrilerek ( . ) "Sin" altna yazlmasn uygun grm lerdir. "lia" harfi bu kaidenin dndadr; nk alt na nokta konulmas halinde "Cim" ile karmas ihtimali vardr. Bu sebeple bir ok kimse "Ra" harfinin alt na yine noktasz ve fakat daha kk bir "Ha" harfi daha yazarlard . Bu usll dier baz noktasz harfler iin tatbik edilir Bir ok kitapta grlen usiillerden biri de huruf muhmele (noktasz harfler) zerine kk bir hattn konulmasdr. 5. Hadis yazan kimsenin itina gstermesi gereken di er bir husus da, ta hih; tazbib veya temrizd r. Ta41,11, rivayet ve man ynnden sahili olmakla beraber, phe ve ihtilaf olunmas ihtimali bulunan bir 198

kelime veya ibare zerine " abla" kaydnn konulmasdr. Bu kayt, o kelime veya ibarenin, hadisi yazan kimse taraf ndan tahkik olunduuna ve o ekliyle doru olduuna dellet eder. Tc blb ise ki buna temr1 da denir ,o ibarenin nakil ynnden do ru, ancak lafz ve man ynnden fsid, yahut zay f, yahut noksan, yahut musahhaf, yahut z olduunu, arapa ynnden caiz olmad n gsteren ve ibare zerine batarafnda " ad" harfi bulunan uzunca bir izginin konulmas ndan ibarettir. 6. Hadis yazan kimsenin, kitabn aslndan den, fakat ha iyede yeniden sokulan kelime ve ibarelere itina gstermesi gerekir (Bkz. Laltal.c). 7. Hadis yazan kimsenin, hadisleri dikkatli yazmas , hadisten olmayan kelime ve ibarelerin hadis metnin girmemesi iin titizli i elden brakmamas gerekir. Bununla beraber herhangi bir yanl lk neticesi kitaba girmi baz fazla kelime ve ibareler varsa, bunlar uslne uygun bir ekilde iptal etmesi lazmdr. Bu iptal ii de, ya o fazla kelime zerine zarb yolu ile olur; yahutta fazlal k hak veya maltvedilir Zarb, iptal edilmek istenen kelime veya ibarenin zerine bir izgi ekilmesiyle yaplr (Bkz. Zarb). Hak, yaznn bak vs. ile kaznmas, malv ise silinmesi demektir. 8. Eer hadis kitab , iki ve daha fazla rivayet yolu ile gelmi olur, bu rivayetler aras nda baz ihtilflar bulunursa ve hadisi bu ihtilaflar veya rivayet farklar n kendi kitabnda gstermek isterse, iltibasa meydan vermemek iin ok dikkatl davranmas gerekir. Bu konuda takip edece i yol, nce kitab n belirli bir kitaba gre yazmak, sonra dier rivayetlerdeki fazlal k veya noksanl, o rivayetlerin ravilefinin tam isimlerini de zikrederek kitab n haiyesinde veya belirli bir yerinde gstermektir. E er ravi isimlerini tam olarak kaydetmez ve bu isimlere dellet etmek zere baz harfleri rumuz olarak kullamrsa, kitab n banda veya sonunda rumuzun hangi isimlere dellet etti ini aka belirtmesi gerekir. K ZB Kizb, Hazreti Peygamberin sylemedi i bir eyi kasden ona isnadla rivayet etmek, daha a k bir ifade ile yalan sylemektir. Hadisilere gre ta'n sebeplerinin en iddetlisi olan kizb ile tannm bir rvi, artk ebediyyen terkolunur ve hadisi reddedilir Ahmed bn Hanbel'in de belirtti i gibi, bir ravinin yaln z bir hadiste yalan syledii, sonra da bu yalandan tvbe etti i grlse bile, tvbesi kendisiyle Allah arasnda olan bir i tir ve bu rviden art k hibir hadis alnmaz ve 199

yazlmaz620. ElBubarrnin eyhle inden Eb Bekr elHumeydrnin ve afi'l imamlarndan Ebu Bekr e ayrafi'nin gr leri de budur. E ayrafi buna ilaveten "kizbi dolaysyle hadisini terketti imiz kimsenin, tvbesi dolaysyle kabul cihetine gitmeyiz. Keza baz hallerinden dolay zayf grdmz kimseyi, bundan sonra kuvvetlendirmeye ahmayz" demi ve ehadeti bu kaidenin d nda brakmt r62 . Bu grlerden anla lyor ki hadis rivayetinde kizb, tutunmas halinde kyamete kadar bir eriat olarak kalabilecek ve dini ifsad edebilecek byk bir tehlikedir. Bu sebeple bir ravinin yaln z bir hadiste yalan grlse ve sonradan tvbekr olsa bile, dini korumak iin art k ondan bir daha hadis alnmaz. Bununla beraber hadis d nda yalan sabit olan kimse, her ne kadar terke mstehak olsa da, bu yalandan tvbe etti i bilindikten sonra onun hadisleri alnabilir; nk hadis d ndaki yalann fesad umumi deildir. Nitekim yalan ehadette bulunduktan sonra tvbekar olan kimsenin ehadeti kabul olunmaktadr. Ancak enNeve-vi, hadis rivayeti ile ehadet aras nda hibir fark bulunmad na i aretle, ehadetteki yalamndan tvbe edenin ehadetinin kabul olundu u gibi, hadis rivayetindeki yalan ndan tvbe eden kimsenin tvbesinin de kabul edilmesi gerekti ini, nitekim kfir olan bir kimsenin mslman olduktan sonra rivayetinin ayn ekilde kabul olundu unu ileri srmtr622. Bununla beraber, kfirin mslman olmas halinde rivayetinin kabul olundu u yolunda ileri, srlen gr n bu konuya uygun bir misal olmad anlalmaktadr. Zira islam vasf, hadis rivayet edenlerde aranan ilk ve umumi bir arttr; fakat bu art, her slam vasfn tayan kimsenin hadislerinin kabul edilmesini gerektirmemektedir. Nitekim hadis uydurup bunlar Hazreti Peygambere isnad eden kimseler de bu vasfa ship olan kimselerdir. Bir rvinin kizbi, ok defa, kendisinden hadis rivayet etti i kimsenin vefat tarihi ile, kendisinin do um tarihinin bilinmesi halinde arada beliren zaman farkndan anla lr. Hikaye edildi ine gre (Omer bn Miisa IIm'a gelerek bir mescidde hadis rivayet etme e balar. Ancak rivayetlerinin o unda baddesend eyhukumu' c lilt (bize slih bir eyhiniz rivayet etti) ibaresini tekrar edince, orada bulunanlardan biri "bu salih olan eyhimiz kimdir; a kla da renelim ?" der. Itavi bu eyhin 1-151id bn Ma`dan oldu unu ve 1 08 senesinde Erminiyye gazvesinde
620. E1-1J4lb 621. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 220. 622. Ayn eser, s. 221. s. 117.

200

onunla kar latn syler. Bunun zerine rviye yle der: "Allahtan kork ve yalan syleme. Iplid bn Macch'n 104 senesinde vefat etti; sen ise onunla lmnden drt sene sonra kar latn sylyorsun. Sana unu da syleyeyim ki, o Erminiyye seferine de il Rum seferine k atlmt"6". Hadis rvileri arasnda bu eit yalanlar ok abuk ortaya kan pek ok kimse vard r. Bu sebepledir ki 11afs bn Gly "bir eyhi itham ettiiniz vakit, onu senelerle hesaba ekin", yani o eyhin ya ile ondan hadis rivayet eden kimsenin ya n hesap edin, demi tir. Nitekim Sufy esSevrI de "rvilerin yalan syleme e ba lamala zerine kendilerinin de tarihler kullanma a baladklarn" sylemitir624 . Bu tarihler sayesinde mlki olmad klar eyhlerden hadis aldklarn iddia eden kimselerin yalanlar kesin bir surette ortaya kmtu 625 . KUDSI HADIS (Bkz. Hadisi Kudsi) KUNA (Bkz. Esn.. ve Kun') KURPE cALEYH VE ENE ESMAcU K ra'at arz yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanlan tabirlerden biri olup " eyhe okundu, ben de dinledim" mansma gelir. Arz veya k raat, rvinin, daha nce elde etti i ve rendii herhangi bir eyhe ait hadisleri rivayet edebilmek iin o eyhe ba vurmas, hadislerini ona okuyup hatah olanlar varsa tashil edip ondan rivayet hakkn almasdr (Bkz. (Ar?). lk anda bu usiiln, rvi ile eyh aras nda bir hadis al p verme iinden ibaret oldu u anla hrsa da, ok defa ba ka kimselerin de bu vesile ile hadis iittikleri ve bu hadislerin rivayet hakkn kazandklar grlr. nk rvi, hadislerini eyhe arzederken veya okurken yanlar nda baka kimseler de bulunur ve bunlar da rvinin okudu u ve eyhin, varsa hatalarn tashih etti i hadisleri dinlerler veya yazarlar. Bu kimseler, bu ekilde dinlemi ve renmi olduklar hadisleri, aynen eyhten iitmi gibi rivayet hakk na sahiptirler. Tabiatiyle rivayet esnas nda laddesena, al berand gibi baz tabirler kullamrlar; fakat bu us ll ile alnan hadislerin rivayetinde, ne ekilde alndklarn da gstermek bakmndan mecliste hazr olan ve eyhe okunan hadisleri dinleyen kimsenin "okundu, ben de dinledim" mansma gelen buri'e caleyhi ve ene esmdu tabirini kullanmas en do ru ve en gzel bir hareket olur.
623. Eltlatib elBa d3di, elKifiiye, s. 119. 624. Ayn yer. Keza bkz. esSuyrti, Tedrfb, s. 505. 625. 1bn Hacer, Nuhletu'lfiker erhi, e. 55.

201

R.U Ji (Bkz. Ra g )
KUTUB S TTE Sahih hadis kitaplar aras nda en sahih olarak bilinen elBut ari ve Muslim'in elCami'u' attlh'leri ile Ebu Davud, etTirmizi, enNesa'i ve bn Mace'nin esSunen'leri, Kutubi Sitte (alt kitap) adyle hret kazanm tr. Ancak bunlarn arasnda yer alan bn Mace'nin Sunen'i, alt nc asrn bana kadar Kutubi Sitte'den saylmamt ; daha do rusu, bu zamana kadar hadisiler nazar nda asl olan be hadis kitab bulunuyordu. Ebu'lFail bn Tahir elMakdisl ((O. 507) nin bu be kitaba tahsis etti i Ap.cif'a bn Mace'nin Sunen'ini de eklemesinden ve "Alt mamn artlar" (urfitu'le'immeti'sSitte) adl kitabn telif etmesinden sonra, bn Mace'nin Sunen'i de muteber kitaplar arasnda zikredilme e balamtr. Bununla beraber onun, yalanclk ve hadis hrszl ile itham olunmu baz ravilerden gelen hadislere de kitab nda yer vermi olmas, baz hadisilerin Sunen'in altnc kitap olarak kabul edilmesine muhalif kalmalar na sebep olmutur. Bu hadisilerden bir k sm, daha az zayf rvileri ve daha az saz ve munker hadisleri bulunan edDarimrnin Sunen'ini altnc kitap olmaya layk grrken, di er bazlar, Malik bn Enes'in MuvaHii' adl kitabn bn Mace'nin Sunen'i yerine teklif etmi lerdir. Maamafih Sunen, sayca fazla olmayan zay f ve hatt mevzil saylan baz hadislerine ra men, bilhassa fkh bblan ynnden byk faydas dolaysyle altnc kitap olarak kabul grm ve hret kazanmtr"'.

Kutubi Sitte, dier hadis kitaplar na nisbetle daha sahil ve itimada sayan olduklar iin t4(tb, adyle de isimlendirilmitir. Bununla beraber ilk iki kitap, yani elBubari ve Muslim'in kitaplar , dier drt Sunen'den daha sahihtir ve al iiiin adyle hret kazanmlardr. Kutubi Sitte'den her birinin kendine has bir takm hususiyetleri vardr. Mesela fkh bablan ynnden elBul arrnin, tertibinin gzellii ve talikat nn azl ynnden Muslim'in, rivayet sanat ynnden etTirmizi'nin, ahkm hadislerini toplamas ynnden Ebu Davud'un, fkh bablanna ayrmam ynnden bn Mace'nin ve nihayet bu meziyetlerin o unu kendisinde toplamas ynnden enNesTnin kitab ayr bir de er ta r.

626. Bkz. 'Faik Koyiit, Hadis tarihi, s. 249-250.

202

L
L BE'SE B H Ravilerin tddilinde kullan lan ve bn Ebi Htim'in tertibine gre ikinci, ezZehebi'nin tertibine gre nc, bn Hacer'in tertibine gre de drdnc mertebeye dellet eden tabirlerinden biri olup "bir beis yoktur" veya "fena de il" manasma gelir. Yahya bn Macin'in ifadesine gre, bir rvi hakk nda la be'se bihi denilirse bu sz onun ika olduuna dellet eder. Ancak bir rvi hakk nda kullanlan ika tabiri ile bu tabir arasnda bir farkn bulunduu muhakkaktr ve ika tabirinin daha stn bir dereceye dellet etti ine phe yoktur627 . LAHAR. Hadis kitabetinde dikkat edilmesi gereken, nemli meselelerden biri /ahals't r. Lahak, lugatta zid, ilave edilen ey manasma gelir. Hadisilerin ve bilhassa hadis yazanlar n stlahnda ise, kitabn ashndan den, fakat sonradan ha iyede gsterilen veya kitaba ilhak olunan sz veya ibareye denir. Metinden d en bir ibarenin ha iyede gsterilmesi iin umumiyetle takip edilen usl, ibarenin d t yerden yukarya doru kk bir hat ekilmesi ve bu hatt n, iki satr arasnda, haiyenin bulunduu tarafa ksaca yneltilmesinden ibarettir. Lal:14 ise, haiyede bu hatt n karsna ve sa tarafa yaz lr. E er yazlacak ibare uzun ve hatt n karsnda sadan balayarak hatta do ru yazlmas imkansz ise, onun yine hat hizas ndan balamak zere sahifenin yukarsna doru yazlmas uygun olur. E er yukardan aaya doru yazlacak olursa, ileride kabilecek lahalOar iin ha iyede bo yer bulamamak ihtimali do ar. Lahakn yazlmas tamam olduktan sonra, sonuna alda ibaresinin, veya biti ik "Sad" ve "Ha" harflerinin konulmas da gerekir. Bununla, metinden d en ibarenin haiyede kaydolunandan ibaret olduuna iaret edilmi olunur Bazlar alsIsa yerine inteha'llakak (lahak son buldu) eklinde bir ibare koymay det edinmiler, bazlar da kitabn aslndan den ibarenin sonuna metinde d en ksmdan sonra
627. Bkz. esSuyiiti, Tedrit, s. 234.

203

yer alan ilk kelimeyi de ilave etmi lerdir; bylece lahakn son kelimesi, metin iindeki kelime ile birlikte mkerrer olarak yaz lm ve lahakla kitap iinde yer alan ibarenin ittisali sa lanmtr. Kitab n aslndan olmayan, fakat erh, bir hataya i aret, rivayet veya nsha farklarn belirtmek maksadyle haiyeye konulan kay tlar ise, kitabn aslndan olduu zannn uyandraca dncesiyle bazlar tarafndan ho karlanmamtr. LAKAB (Bkz. Elkb) LA EY' Hadis ravilerinin cerhinde kullan lan ve hadislerinin reddedilmesi gerekti ini gsteren tabirlerden biridir. "Hi bir ey deil, ie yaramaz" manasma gelen bu tabir, esSuytrnin belirtti ine gre tecrihin drdnc mertebesinde yer ahr 628 . LA YUHTECCU B H Tecrihin nc mertebesinde yer al r ve "onunla ihticac olunmaz" man:asma gelir. LEYSE B H BE'SUN (Bkz. L' be'se bihi) LEYSE B HUCCETN "Huccet de ildir" manasnda kullanlan ve rvilerin cerhine dellet eden tabirlerden biridir. Bununla taysif edilen bir ravi, her ne kadar adalet ynnden sak t ve metra say lmazsa da, herhangi bir eyle mecrih olduu kabul edilir. Bu gibilerin hadisleri ancak itibar olmak zere yaz labilir. LEYSE AVYYIN Tecrihte kullan lan ve "kuvvetli deildir" man:asma gelen bir tabirdir. Leyse biltuccetin ve benzeri tabirlerin dellet ettikleri mertebenin a asnda olan bir mertebeye dellet eder. Bu vasfta olan ravi dierlerinden daha zayftr; bununla beraber hadisi itibar iin yazlr. LEYSE BI'LMETIN "Metin deildir" manasnda tecrih iin kullanlan tabirlerdendir ve leyse bihuccetin tabiri ile ayn mertebededir. LEYSE BPSSIKATI Cerh tabirlerinin en iddetlilerinden olup, bu vasfa ship ravinin ve hadisinin terkedildi ine dellet eder. Gerek adalet ve gerekse zabt ynnden gvenilir olmayan kimseler hakk nda kullanlr ve "s4a deildir" manasma gelir. LEYSE B EY' N "Bir ey deildir" manas nda ravilerin cerhi tabirine nisbetle bir derece iin kullanlan bir tabirdir ve leyse daha hafiftir.
628. Ayn yer.

204

LEYSE Cerhte kullanlan tabirlerin birinci mertebesinde yer alanlarndandr. Bununla vasfedilen rvi, bir eyle mecrill olmakla beraber adalet ynnden sk t deildir. Bu sebeple hadisleri yalnz itibar iin yazhr. LEYYNU'LHADIS Tecrihin birinci mertebesinde yer alr; hadisi metr lk deildir; itibar iin yaz hr. L RF bir kimsenin bir kimseye kavu mas (mlki olmas ) mansma gelir. Lik'm hadis rivayetinde nemi ok bykt . Bir rvinin muhtelif eyhlerden nakletti i hadislerin kabul edilebilmesi iin, her eyden nce o rvinin hadis ald eyhlere mlki olduunun bilinmesi gerekir. Bir eyhe lik' bilinmeyen rvinin o eyhten rivayet ettii hadisler, mursel veya mudelles hkmndedirler ve isnadta inkta var demektir; nk o rvinin, hadisi ba ka kimselerden ald halde o kimseleri zikretmemesi ve mlki olmad eyhe isnad etmesi ihtimali vardr. eyhe lik' bilinmeyen rviler, hadislerini o eyhten rivayet ederken lik'a da ihtimali olan Iccile ve can gibi tabirler kullan rlar. Mutlak surette lik'a dellet eden semictu ve baddeend gibi tabirlerin kullanlmas, bunlar kullanan rvinin yalancln gsterir. nk rvi, mlki olmad eyhten semictu (o eyhi iittim) veya baddeend (o eyh rivayet etti) demek suretiyle yalan sylemi olur. Hadis ricali hakknda telif edilen biyografik eserlerde, mlki olmad halde baz eylerden hadis rivayet eden kimselerin durumlar e ak bir ekilde gsterilmi tir.

205

M
M 'A A(LEMU B H BE'SEN "Onda bir beis grmyorum" manasna gelen ve tadilin son, yahut tecrihin ilk mertebesine dellet eden tabirlerden biridir. Hakknda bu tabir kullanlan bir kimse metr lk saylmaz; fakat onu adaletten iskat etmeyen bir ey-le mecrhtur ve hadisleri sadece itibar iin yaz lr. MAHALLUHU ESSIDRU "Mahalli veya yeri do ruluktur" manasnda kullanlan ve tadil lafzlarnn bn Ebi Wtim tertibine gre ikinci, ezZehebi tertibine gre nc, bn Hacer tertibine gre de drdnc mertebesinde yer alan bir tabirdir.

MAHFiTZ Saz olan hadisin mukabili olarak tercih edilen hadise mahfcti ad verilmitir. Saz, sika rvinin zabt ynnden olsun, rivayetin okluu ve buna benzer tercihi gerektiren sair ynlerden olsun, kendisinden daha stn rvilere muhalif olarak rivayet etti i ve rivayetiyle tek kald hadistir (Bkz. 4). Byle bir hadisin rvisi sika da olsa, kendisinden daha stn durumda olan ve daha fazla isnadla gelen dier rvilerin rivayetlerine muhalif rivayeti, muhalif olan bu rivayetin terkini, di erlerinin rivayetlerinin tercihini gerektirir. Buna gre terkedilen hadis saz, tercih edilen, yani kabul edilip al nan hadis de naltf adn alr. EtTirmizi, enNesai ve bn Mace tarafndan nakledilen u hadis mallpia misal olarak zikredilebilir:
Sufyan bn <Uyeyne <an `Amr bn Dinar `an cAvsece `an bn `Abbas (r.a.) enne raculen tuviffiye (ala (andi (s.a.s.) ve lem yeda` varisen illa mevla huve e(tekahu 629. Bu hadis Hammad bn Zeyd tarafndan da yine <Amr bn Dinar ve (Avsece isnad yle rivayet edilmi, fakat bu rivayette, Sufyan bn (Uyeyne'nin isnadnda yer alan bn (Abbas zikredilmemi tir. Gerek Sufyan bn (Uyeyne ve gerekse 1.1ammad bn Zeyd, her ikisi de hadIsi
629. hadisin metni iin bkz. Elya Drvild, Sunen, II. 112; 'bn MUe, Sunen, II. 167.

206

`Arar bn Dinar'dan alm , fakat birisi isnadnda ibn (Abbas' zikretmi, di eri ise zikretmemi tir; yani biri di erine muhalefet etmi tir. Bu durumda, bu iki rivayetten hangisi do rudur ve hangisini tercih etmelidir; yahut hangisi magai, hangisi sclzd r? Eb hatam, Sufyan bn (Uyeyne rivayetinin tercih edilmesi gerekti ini ve onun malfa olduunu sylemitir. nk, her ne kadar I-Jammad bn Zeyd de adalet ve zabt ehlinden bilinirse de, bu isnadla rivayetinde tek kalm ve ondan ba ka hi kimse, hadisi, bn `Abbas' isnadnda zikretmeksizin nakletmemi tir. Buna mukabil bn `Abbas'n zikrinde Sufyan bn `Uyeyne'ye tbi olan ve aralar nda bn Curayc gibi tan nm imamlar da bulunan kimseler vard r. O halde Sufyan' n rivayeti, bu rivayete tbi olanlarn okluu dolaysyle 1-Jamm.- d bn Zeyd'in rivayetinden daha kuvvetlidir ve onun tercih edilmesi gerekir. te tercih edilen bu hadise maljai denir. Tercih edilmeyen klammad bn Zeyd hadisi ise
aglr.

MAUV Mabv, hadis kitabeti esnas nda yanh yazlan bir kelime veya ibarenin parmak veya bir bez paras ile silinip yok edilmesi usullerinden biridir. Ancak bu usal, henz yaz lm ve mrekkebi kurumam yazlarn silinmesinde geerlidir; ayn zamanda zerine yaz lan kat veya evrak n da kaln cinsten olmas gerekir. Bununla beraber, byle bir silme ii, ok defa ka dn kirlenmesine ve kararmasma, hatt yrtlmasna yol at iin hadisiler tarafndan tecviz edilmemi tir. Mahv, eitli ekillerde yaplr. Yukarda da iaret olunduu gibi, ya parmakla, yahutta bir bez paras ile olduu gibi, en garibi ve elCeza'irrnin ifadesine gre en sa lam olan, Mliki fukahasndan Salman Ibn Sa`d'n usaldr. 'Bu zt, bir ey yazdktan sonra onu dili ile yalarm . Bu usal, her halde Ibrahim enNat a`rden rivayet olunan u sze istinad etmektedir: "Bir adam n elbisesinde ve dudaklarnda grlen mrekkeb lekeleri onun mrvvetindendir" 630. Yine rivayet olunduuna gre Ebil shak e irazi'nin elbiseleri gkten mrekkeb ya ini da o alt nda kalm gibi leke iinde imi ve o buna hi aldr etmez(Ubeydullah bn Suleymn da, elbisesinde grd sar lekeyi boyadktan sonra "mrekkeb bizim iin za`ferandan daha gzeldir" diyerek u beyti inad etmitir:
innema'zzaffernu ( tru'luziir ve midadu'ddiviyyi ctru'rrical

"Za'feran kad nlarn kokusudur. Mrekkeb ise erkeklerin kokusudur'"".


630. Bkz. 631. Ayn yer. Tevelhu'n naiar, s. 358.

207

MAKBL Makbl, bn tasnifinde iki ks mda incelenen hd haberlerin birinci k smn tekil eder; di eri ise merddtur. Umumiyetle saltihin mradifi olarak kullan lan makbul, kendisiyle amel edilmesi gereken haber e ididir; nk bu e it haberleri nakleden rvilerin doruluklar sbit olmu ve haberleri kabul s fatn kazanmtr632 . MAKLB Hadis rvilerinin isimlerinde, isnadlarda ve metinlerde baz kelime veya ibarelerin, gerek yerlerini de i tirerek ve gerekse yerlerine ba ka kelime ve ibareler koyarak rivayet edilen hadislere nalelb denilmi tir. Buna gre maklfib, kelime mansma uygun olarak, stlahta, kalbedilmi , veya takdim ve tehi,le de iiklie uram hadis demek., ir. Bir hadis, ya metninde yap lan de iiklik dolaysyle makhil olur; ya isnadta bir rvi isminin kalbi, yahut hadisin mar olan isnad nn bir ba ka isnadta, yahutta manf olan rvisinin bir ba ka rvi ile de itirilmesi halinde maklb olur. Metin ynnden makbiba, Uneyse'nin iz ezzene tbnu Ummi Mektm fekulu ve' rab l; ve iz ezzene Bill fel vela te aba ( bn Ummi Mektm ezan okudu u zaman yeyin ve iin; Bill ezan okuduu zaman da yeyip imeyin) hadisi misal olarak zikredilebilir. Bu hadis, bn <Omer ve Hazreti <Al e rivayetiyle me hur olup do rusu yledir: " nne Billen yu'ezzinu bileylin fekul ve' rabr ; hatt yu'ezzine bn Ummi Mektm" (Bill geceleyin ezan okur; o okudu u zaman yeyip iin; t bn Ummi Mektm okuyuncaya kadar... 633 . Bir rivayetin d nda ve farkl olarak gelen rivayetler maklbtur. Ancak bn 1:lbbl ve bn Iluzeyme, Bill ile bn Ummi Mektm'un geceleri mnavebe ile ezan okumu olabilecekleri ihtimaline dayanarak Uneyse rivayetini de maklbtan saymami larsa da, bunun zayf bir ihtimal olduuna ve basit bir tevilden ibaret bulundu una phe yoktur. Rvi isminin kalbedilmesi de, hadisin m41 -]) saylmas na yol aar. Byle bir kalb, rvi isminin baba, baba isminin de rvi ismi olarak deitirilmesiyle olur: Ahmed bn <Ali ile <Ali bn Ahmed gibi. ki veya daha fazla hadisin isnadlar nn deitirilmesiyle ortaya kan deiik isnadl hadislere de makbab ad verilir. Ba dd ulemasnn elBuhrrnin hafzasn ve hadis ilmindeki kudretini lmek iin, ona isnadlar makkb yz hadis sorduklar, onun da her isnad ait olduu hadise vermek suretiyle stn bilgi kudretini isbat etti i maMndur634.
632. Bkz. 'bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 28. 633. Bkz. esSuyti, Tetkik s. 191. 634. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz.

208

Makkib, bir ravi ile mehur olan hadisin, bir ba ka raviden rivayet edilmesiyle de meydana gelir. Mesela, Salim'den rivayetle me hur olmu bir hadisi Naficden, yahut M lik'ten rivayetle me hur olan cUbeydullah 'bn <Omer'den rivayet ede er. Me hur hadis, Naficclen veya <Ubeydullah'tan maklb olarak ri ayet edilmesi halinde, rivayet edildi i isnadla garib olur ve baz ha isiler aras nda ra beti artar. Ancak hadisin isnadnda bu e it dei 'ldikler yaparak ona kar rabeti artrmak, hadis vazedenlerin i idir Hammad bn `Arnr, Eb smail brahim bn Ebi Hayye, Behll bn beyd elKindi, bu i i yapan yalanc lardandr. Mesela yukarda ismi een Hammad bn `Am; Hazreti Peygamberin selam ile ilgili bir adisini merfil olarak el`Ame 'ten yle nakletmitir: ...`An Hammad bn <Amr (anilA<me `an Ebi Salih <an Ebi Hurayra merfacan: za lakitum elmu rikine fi tarikn fela tebde'hum bi'sselam. (Bir yolda m riklerle kar latn z zaman onlara ilk defa siz selam vermeyiniz). Asl nda bu hadis, elAtme 'in deil, Suheyl bn Ebi Slih'n hadisidir. Fakat . Hammad bn Suheyl yerine elA`me 'i koymu ve bu suretle hadise kar rabeti garib isnadla art rmak istemi tir. Nitekim Muslim, akil'inde ube, Sufyan esSevri, Cerir bn <Abdi'lHamid ve <Abdu'l`Aziz edDaraverdryi zikretmi ve hepsinin de hadisi Suheyl'den rivayet ettiklerini gstermi tir6". Garib hadisler, ok defa, onlara ra beti artrmak gayesi gden yalanc (kezzab) kimselerin maklb hadisleri oldu undan, hadis ulemas arasnda garib pe inden komak ho karlanmamtr. Nitekim garib hadislerin sahihi de bu yzden yok denecek kadar azd r. Bazan maklbun, ravinin gaflet ve hatas yznden meydana geldii de olur. Mesela Cerir bn Hazim, Sabit tarikyle Enes'ten yle bir hadis nakletmi tir:
Cerir bn 11zim 'an Sabit <an Enes merfacan: za ukimet es-

alatu fela tekam hatta teravni... (Namaz ikame edildikte beni grmedike aya a kalkmaymz). Halbuki bu hadis: Yahya bn Ebi Kesir <an `Abdillah bn Ebi Katade <an Ebihi cani'nNebiyyi (s.a,s,) isnad yle mehurdur, Muslim'in ahil'inde yer alan isnad da yledir: <An Haccac esSavvaf, haddesena Yahya. bn Ebi Kesir can Ebi Seleme ve `Abdillah bn Ebi Katade <an Ebi Katade kale kale Raslu'llah (s.a.s.) 636.
635. Bkz. Muslim, 54/4, IV. 1707. 636. Bkz. ahiti, I. 422.

209

liammd bn Zeyd'in ifadesine gre, Cellr de bu hadisi Haccac esSavvPtan i itmitir. Hammd bu konu ile ilgili olarak yle der: Cerir'le birlikte Sbit'in yan nda idik; orada Haccc da bulunuyordu ve bize Yaby. bn Ebi Kesir'den 'Abdullah bn Ebi Katde tarik yle mezkr hadisi rivayet etti. Fakat sonradan Cerir, hadisi Sbit'in rivayet ettiini zannederek ondan nakletti 637 . Rvilerin gaflet ve hatalar yznden hadislerde meydana gelen deiiklikler, umumiyetle o hadislerin zay f hadisler aras nda yer almalarna sebep olmutur. Bu zayfln asl sebebi de, hi phesiz, rvinin gaflet ve hataya d mesini kolaylatran zabt azh dr. Bununla beraber sika olan bir rvi isminin sehven kalbedilmesinin, sahih hadisi sahih, veya hasen hadisi hasen olmaktan karmadn da gryoruz. Nitekim mam ezZerkei bu konuya i aretle "maklb, z ve muztarib hadisler, bazan sahih ve hasen k smna girerler" demi tir 638 . MAITC.` Tbi`frdan mevkilf olarak rivayet edilen sz ve fiillere

malgu< denir. E fici ve etTaberni, maktcu isnad muttasl olmayan, munkat mansmda kullanmlardr 639 . Bu kullan , muhtemelen, kelimelerin stlah olarak istikrar kazanmas ndan nce olacaktr. Zira bu istikrar meydana geldikten sonra maktc, isnad muttasl olarak tbiciye varan ve orada son bulan haberlere denilmi tir. Munisaic ise, Hazreti Peygambere nisbet olunan fakat isnad nda inkta bulunan hadistir. Bu bak mdan maktc, metinle ilgili konular aras nda incelendii halde, munktc isnadla ilgili konular aras nda mtala edilir. u var ki, maktl` hadislerin de isnadlar, merf( ve mevkilf hadis isnadlar gibi bazan muttasl olmayabilirler. MA(1,10-L edDrakutni ve etTirmizi, dier baz hadis imamlar arasnda macll, mdallel yerine kullanlm olmakla beraber, uslcler, rubaci olan iclarin ismi merlnn magl gelmiyece ini ileri srerek bu kullan hatah bulmulardr. Bununla beraber, hatal bulduklar ma(ll yerine, i'llin ismi mefcl olan m ttall'i kullanmalar gerekirken bunu da kullanmam lar, yerine, me gul etmek ve avutmak manlarma gelen ve konu ile hi ilgisi olmayan taclirin ismi merl mdalleri stlah olarak vazetmi lerdir. Magl ve mucallel, zhirde sahih olan, fakat gerekte s hhatine zarar veren bir lleti bulunan hadis e ididir. Burada, macllun man637. Bkz. esSuyati, Teddb, s. 193-194. 638. Ayn eser. s. 173. 639. Ayn eser, s. 117.

210

sna bu kadarla i aret olunmu , daha geni bilgi mucalle/ bahsinde verilmitir. MA<ROF Munker veya z merdd olan hadisin mukabili olarak tercih edilen hadise mdr lf denir. Munker veya az merdild, zayf rvinin sika rvilere muhalif olan rivayetidir. Buna gre munker rivayete kar tercih olunan sika rvilerin rivayeti macrf ad m alr. bn Hacer ve bn Hacer'den naklen esSuytl, macr lfa misal olmak zere bn Ebi Hubeyyib bn Habib tarikyle rivayet ettii u hadisi nakletmi lerdir: Hubeyyib bn Habib <an Ebi shak cani'lcAyzr bn Hurays `an bn `Abbas (ani'nNebiyyi (s.a.s.) kale: Men elme's alfite ve ta'zzekii.te ve hacce ve sime ve is.ara'??ayfe dehale'lcenne. Eb kUtim'n Ifadesine gre, sikattan olan di er baz kimseler, mezklr hadisi Eb slAk'tan mevkuf olarak, yani Hazreti Peygambere isnad etmeksizin bn Abb.s'n sz olarak rivayet etmi lerdir. MdrCf olan rivayet de budur"). Buna karlk, hadisin hazreti Peygambere isnadla merf olarak gelen rivayeti munkerdir. MATRQ1 Zayf hadis eitlerinden biri olup, hadisiler aras nda umumiyetle metrk manasnda kullanlmtr. Esasen ne lugat ynnden ve ne de stlah ynnden matrh ile metrk aras nda hibir fark grlmemektedir. MATcCINUN Fili Cerh tabirlerinden biri olup, birinci mertebede yer alr. Bununla vasfolunan bir rvi, sk t ve metra de ildir; fakat onu adaletten iskat etmeyen bir eyle mecriih saylr, ve hadisleri itibar iin yazhr. MECHL Tecrihin nc mertebesine dellet eden bir tabirdir. Bununla tavsif olunan bir rvinin hadisleri yaln z itibar iin yazhr. Mechln, rvileri tavsif etmek iin kullan lan bu mansmdan baka, adalet ynnden hali bilinmeyen kimseler hakk nda kullanlan bir mans daha vardr. ElHatib elBa dMi'nin de belirttii gibi, hadis ashab arasnda, bu manda kullanlan mechul, hadisle me gul olmayan, ilim talebi (talebu'ltlm) ile hret kazanmayan, fazla hadis rivayet etmeyen ve bu sebepler dolay syle de hadisiler aras nda bilinmeyen kimselerdir. Bunlar n isimlerinden bahsedilmesi ise, kendilerinden umumiyetle bir kiiden fazla kimsenin rivayet etmemesi sebebiyle640. Bkz. bn Hacer, Nhbetu'lfiker erhi, s. 45; esSuyti, Tedrib, s. 152.

211

dir. Mesela <Amr Z Mur, Cebbar 'Abdullah bn Aar elHemdani, elHey em bn liane , Malik bn Aar, Sa`id by Zi I;ldan, yalnz Eb shak esSebi<rnin kendilerinden rivayet etti i kimselerdendir. Keza yalnz e a`bi'nin hadis ald Sem'an bn Menec ve elHezhaz bn Mizen; Ebu'tTufey1 `A.mir bn Va ile'nin hadis ald Bekr bn Karva ve klallam bn Cezel; thlas bn <Amr'in hadis ald Yezid bn Subaym; Katade'nin hadis ald Curey bn Kuleyb, hadisiler arasnda mechl olan kimselerdendir". Yine elHatib'in ifadesine gre, mechl olan bir kimse, ilimle hret kazanm iki ve daha fazla kimselerin kendisinden hadis rivayet etmeleri halinde mechl olmaktan kar642 . Ancak bu iki kiinin mechlden hadis rivayet etmeleri halinde o mechl olmaktan karsa da, adalet hkm o kimse iin sbit olmu saylmaz. Bununla beraber baz kimseler bunun aksini iddia etmi ler ve adil olan ki inin mechlden hadis rivayet etmesini "onun hakk nda herhangi bir cerh olsayd adil onu bilir ve aklard" diyerek mechl iin tadil saym lardr. Fakat bu grn yanh olduuna phe yoktur; nk adil olan ki inin hadis ald kimsenin adaletini bilmemesi mmkndr. Hatt bir ok adil ve sika kimseler de vard r ki zayf ve yalanc olduklarn bildikleri kimselerden baz maksatlarla hadis nakletmi ler, fakat bu kimselerin hallerini zikretmemi lerdir. Byle durumlarda, kendilerinden adil kiilerin hadis rivayet etmelerini, bu zay f ve yalanc kimseler iin tadil kabul etmek imkan yoktur. Buna gre, kendilerinden bir veya iki kiiden fazla hadis nakletmemi , hadis talebiyle tamnmam kimseleri, kendilerinden rivayet edenler adil olsalar bile mechl kabul etmek gerekir. MECHLU'LcADALE Az hadis rivayet etmeleri, daha do rusu hadis talebiyle me gul olmamalar dolaysyle, hadisiler arasnda mechl kalm kimseler vardr (Bkz. Cahi let. Keza bkz. Mechid). Bu gibi kimselerden her ne kadar iki ve daha fazla adil kimse, isimlerini zikrederek hadis rivayet etmi olsa bile, bunlar tezkiye ve tevsik edilmedike mechl olmaktan kmazlar. Hali mechl olan, daha do rusu adil kimseler tarafndan tezkiye ve tadil edilmedikleri iin adalet ynnt den durumlar bilinmeyen kimselere mechlu'lcadc- le (adaleti mechill) ad verilmitir. Ne var ki bunlar, kendilerinden iki veya daha fazla Mil kii rivayet etti i iin, zhiren adil kabul edilirler ve mechiilu'l641. Bkz. 642. Aym yer. elKif jye, s. 88.

212

Ila/ veya mestr adm alrlar. Bunlarn yannda bir de kendilerinden yalnz bir kiinin hadis rivayet etti i kimseler vardr; bunlara da mechlu'l(ayn denir. Mechlu'lcadale olanlardan ismi zikredilmeyen ve kimli i bilinmeyen kimseler ise, mubhem ravilerdir..
MECHCLU'LEAYN Hadis talebiyle ve rivayetiyle tannmam, haklarnda cerh ve tadil imamlar ndan herhangi biri tarafndan cerh veya tadille ilgili hibir hkm verilmemi ve kendilerinden yalnz bir kii tarafndan hadis nakledilmi kimselere mechlu'lcetyn denir. Bu tabir, lugat ynnden ahsen mechul olmak manasma gelirse de, byle bir kimseden hadis rivayeti ile teferrd eden kimsenin, onun ismini zikretti i ve bu suretle o ahsn maltim kimselerden oldu u gznnde bulundurulursa, mechlu'L'ayn tabirinin hadisilere hs bir stlahtan ibaret oldu u anlalr. Buna gre, bu tabirle kasdolunan man, hadisi yalnz bir kii tarafndan rivayet edildi i iin hadisiler tarafndan bilinmeyen kimsedir.

Mechlu'l(ayn n hkm, aynen mubhem gibidir. Yani mechlu'lcayn olan kimse, hadisiler nazar nda merdadtur ve hadisleri al nmaz.
Bununla beraber rivayetin kabul iin islam'dan ba ka art aramayanlar, mechiilu'l<aymn rivayetini makbul saym lardr. Bazlar <Abdurrahman bn Mehdi ve Yahya bn Sacid gibi yalnz adil olan kimselerden rivayet etmekle mar olan kimselerin mehfil raviden teferrd etmeleri halinde rivayetinin kabul edilebilece ini ileri srmler, bazlar da ilim dnda bir eyle, mesela zhd veya secaatle hret kazanm olmalar halinde rivayetlerini makbul saym lardr ki, bu sonuncusu bn <Abdi'lBerr'in gr dr'. bn 1:lacer'e gre ise, mechlu'Paynden teferrd eden rvi, cerh ve tadile ehil bir kimse ise bu ravinin tezkiyesi ile, deilse bunun dnda cerh ve ta dile ehil bir kimsenin tezkiyesi ile mechitlu'lcaymn rivayeti kabul edilir; aksi halde, yani ehil bir kimse tarafndan tezkiye edilmeyen mechlu'lcayn makbul deildir. Yine bn I-Jacer'e gre en do ru olan bu grtr644. MECHCLU'L-117k Hadis talebiyle veya hadis rivayetiyle tan nmam , haknda cerh ve tad ' imamlarndan herhangi biri tarafndan cerh ve tadille ilgili hibir hkm verilmemi ve bu sebeplerle hadisiler arasnda mechal kalm bir kimseden iki veya daha fazla adil ki i ismini zikrederck bir hadis rivayet ederlerse, bu kimseye mechlurhal veya mestr denir. Bu kimse, her ne kadar ismi zik edilerek kendisin643. Bkz. esSuyutl, Tedrlb, s. 210. 644. Bkz. Nubbetu'lfiker erhi, s. 67-68.

213

den iki veya daha fazla kimseler taraf ndan hadisi nakledilmise de, adil olup olmad aklanmad iin, mechl ve bu ynden hali mestur kalm demektir. Mechalu'lbal ile mechalu'lcayn arasndaki fark, yukarda da akland gibi, birincisinden iki ve daha fazla ki inin rivayet etmesiyle ahsnn mechl olmaktan kmas ve yalnz adalet ynnden halinin mechl kalmas , buna karlk ikincisinden, yani mechalu'lcayn'den yalmz bir kiinin rivayet etmesi dolaysyle hem ahs, hem de adaleti ynnden mechul bulunmas dr. bn Hacer, mechalu'lbal ile mestar arasnda hibir ayrm yapmaz ve "eer bir rvi, kendisinden iki ve daha fazla kimse rivayet eder ve fakat tezkiye olunmazsa, bu rvi mechalu'llaldir ve buna mestar denir" der 645 . adaleti mechl olursa, bunun mechalu'l4a1 olduunu, fakat zahiren adaletine hkmedilip bt nen ne olduu bilinmeyen kimseye de mestar denildiini ileri srer646. bn klacer'e gre mechlu'll al veya mesturun rivayeti, herhangi bir kayda tabi tutulmakszn baz kimseler tarafndan kabul edilmitir. Fakat doru olan, her iki ihtimale istinaden ne reddine ve ne de kabulne hkmetmek, hali belli oluncaya kadar beklemektir 647. ibnu'sSalaVa gre ise, zhiren ve btmen adaleti bilinmeyen mechalu'lbal, ounluun nazarnda makbul de ildir; fakat zhiren adil olduu bilinen mestar ise, mechalu'lbali reddedenlerce kabul edilmitir. Baz Safi% imamlar bu gre sahiptirler. Mesela bunlardan Suleyman bn Eyyfb erltzl, zhiren adil olan mestarun kabul ile ilgili olarak u gr e yer vermi tir: Bir ey hakknda haber vermek, o haberi nakleden rvi hakk ndaki husni zanna dayan r. E er bir rvi, reddini gerektirecek ekilde cerh edilmemise, yahut kendisi ile ilgili herhangi bir cerh bilinmiyorsa, o rvi hakk nda husni zanda bulunmak gerekir. Bu, zahiren de olsa onun adaletini gsterir. Halbuki cerhedilmeni bir rvinin, cahalet dolaysyle tezkiye ve tevsik edilmemesine istinaden reddine hkmetmek, onun hakk nda sui zanda bulunmak demektir. Nitekim bir ok me hur hadis kitabnda, bir hayli zaman nce vefat etmi ve btmen adaletlerini.tahkik etmek imkan kalmam pek ok rvi hakknda bu yolla, yani husni zanla amel edilm itir648 .
645. Ayn yer. 646. Bkz. `Ulmu'lhadis, s. 101. 647. Nuk,betu'lfiker erhi, s. 68. 648. Bkz. ihnu' aMl, `Ulfnu'lhadis, s. 101.

214

ME'MN Rvilerin tadilinde kullanlan tabirlerden biri olup bn Ebi 1:ltim'in tasnifine ve el(Irkrnin ilaVesine gre ikinci, ezZehebi'nin tasnifine gre nc, bn Hacer'in tasnifine gre de drdnc mertebede yer al r. MENSll (Bkz. Nesb). MERDD Reddedilmesi gereken hadislere dellet etmek zere, maisbln mukabili olarak genel manda kullanlan bir tabirdir. bn Hacer'in taksimine gre, mutevatir d nda kalan haberler, ya makbul, ya da merdcd olurlar. nk bu haberler, ya kabul s fatn haizdirler ve bu sfat onlar nakleden rvilerin do ruluklarnn kesinlik kazanmasnn bir sonucu olarak oltaya kar; yahutta red s fatn haizdirler; bu sfat da rvilerin yalanc olarak bilinmelerinden sonra ortaya kar. Birincisinde, rvilerin do ruluu dolaysyle haberlerinin de do ruluuna hkmedilir; bunlar mcdcba haberlerdir. Ikincisinde ise, rvilerinin yalanch dolaysyle haberlerinin de yalan oldu u kabul edilir; bunlar da merdCd haberlerdir. Bazan rvilerin ne do ruluklar ve ne de yalanchklar hakknda kesin br hkm vermek mmkn olmayabilir. Bu takdirde, bunlar n haberlerini makbl veya merdda sokacak herhangi bir karinenin bulunup bulunmad aratrhr. E er byle bir karine de mevcut de ilse, bu eit haberler zerinde tevakkuf edilir. Bir haber zerinde tavakkuf, o haberle amel etmemek, bir ba ka ifade ile o haberi delil olarak kullanmamak demektir. zerinde tevakd kuf olunan haber, aynen merdiid haber gibidir; ancak onun merdr saylmas, onda red sfatnn kesinlik kazanm olmas dolaysyle deil, kabuln gerektiren bir s fatn bulunmamas dolarsyledir649.
,

Hadisin merdd olmas, ya isnadndan bir veya bir ka rvi d mesi, yahutta rvilerinden birinin veya bir ka = diyanet yahut zabt ynnden cerh edilmesi sebebiyledir. Rvi dmesi, ya hadisi kitab nda nakleden bir musann fn kendi tasarrufu olarak isnad n bandan bir veya birka rviyi, bazan da btn isnad hazfetmesi suretiyle olur ki, bu e it hadise mutallab ad verilir; yahutta hadisi rivayet eden rvilerden birinin isnadm ortas ndan veya sonundan bir veya bir ka rviyi d rmesi sebebiyle olur. snadn ortasndan bir rvisi dm hadise munlcaP,c, birbirini takip eden iki veya daha fazla rvisi d m hadise de mu<zal denir. E er isnadn sonunda sahabi dm olursa, bu eit hadislere de mursel ad verilir.
649. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 28-29.

215

Bazan bir isnad ierisinde muas r olmayan iki ravinin birbirinden hadis nakletme durumlar dolaysyle aralarnda bir ravinin dm olduu aka bilindi i halde, bazan da muas r olan, hatt birbirine mlaki olduklar bilinen iki ravinin, birbirinden i itmedikleri hadisleri naklettikleri olur; aslnda byle bir hadisi nakleden ahs onu bir bakas vastasyle di erinden almtr. Buna gre isnadtan d en ravi, ikisi arasndaki bu vas tadr. snadnda bu eit hafiy (gizli) bir d me olan hadise de mudelles denir. snadta e itli ekillerde grlen rvi d mesi sebebiyle ortaya kan bu hadis e itlerinin hepsi de merdiid haberler aras nda yer alr. Ravilerinden birinin veya bir ka = diyanet ve zabtlar ynnden cerhedilmeleri de hadisin merdd olmas na yol aar. Bu konuda iddet ynnden birbirinden farkh on e it cerh sabebi vard r ve bunlardan her hangi biriyle cerh edilen ravinin hadisi me dd saylr. Cerh sebeplerinin en iddetlisi ravinin kizbi, yani yalancldr. Bu ynden cerh edilen ravinin hadisi meiicdur, yani uydurmad r. kincisi ravinin yalanc hkla itham edilmesidir; byle bir ravinin hadisine de metrk ad verilir. Cerh sebeplerinin ncs, 'ayinin fahi hatas, drdncs gafleti ve be incisi de fskdr. Bunlarla cerh edilen ravinin hadisine munker denir. Altnc cerh sebebi vehimdir. Vehim, 'ayinin, mesela mursel olan bir hadisi muttas l olarak rivayet etmesidir. rivayetinde vehmetti ine hkmetmek olduka g bir i tir. E er baz karineler yard myle rivayette vehim bulundu una hkmedilebilir ve ravi bu ynden cerhedilirse, hadisi mu<allel olur. Cerh sebeplerinin yedincisi, ravinin di er ravilere muhalif rivayetidir. Bu muhalefet, ya rivayetine baz yabanc isimler veya hadisten olmayan ibareler dercetmesiyle olur; bu takdirde kendisine yabanc szler sokulmu olan hadise mudrec denir. Yahut muhalefet, hadisin isnad veya metninde baz takdim ve tehirler yap lmak suretiyle ortaya kar. Byle bir hadise de malc/b ad verilir. Yahut muhalefet, 'ayinin ibdaliyle olur ve bu halde iki muhalif rivayet aras nda tercih yap lamazsa hadise mu.garib ad verilir. Yahut muhalefet, yaz nn ekli deimeksizin baz harflerin nokta hatalar ndan oltaya kar ve hatadan dolay hadise musalg.taf denir. E er yaz nn eklinde bir de ime olur ve muhalefet bu ynden meydana gelirse bu takdirde hadis mutarref adn alr. Cerh sebeplerinden sekizincisi cahalet, yani rvinin adalet ve zabt ynlerinden halinin bilinmemesidir. Dokuzuncu sebep rvinin sui hfz, onuncu sebep de bid'at dr. 216

Ilgili maddelerinde ayrca akladmz bu hadis e itlerinin hepsi de, derece bakmndan birbirinden farkl olsalar bile, merdrd haberler arasnda yer alrlar. MERFec zellikle Hazreti Peygambere isnad edilen sz, fiil ve takrirlerden ister munkat isnadla rivayet edilmi olsun, ister muttal isnadla rivayet edilmi olsun btn hadislere merfiic denir. Bu sz, fiil ve takrirler, ya a k bir ifade ile Hazreti Peygambere isnad edilirler; yahutta bunlar Hazreti Peygambere a k bir ekilde isnad edilmese bile, onlarn Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirleri olduklarna hkmolunur. Mesela sahabinin "Peygamberi i ittim yle diyordu", veya "bize yle buyurdu" gibi ibarelerle nakledilen hadisler tasrihan merfac olan szlerdendir. Sahabinin "Peygamberin yle yaptn grdm" diyerek nakletti i hadisler, tasrihan merf( olan flle dendir. Tasrihan merfc olan takrirler ise, yine sahabinin "Peygamberin huzurunda yle yaptm", yahut "fulan kimse Peygamberin huzurunda yle yapt", yahutta "Peygamberin huzurunda yle yapld" diyerek' naklettii, fakat Hazreti Peygamberin yap lan bu fiil ve hareketlere kar inkar veya itirazda bulundu una dair hibir i arette bulunmad haberlerdir. Sz, fiil ve takrir olarak nakledilen hadislerin tasrillan merff c olmalarndan maksat, bunlarn ak bir ekilde Hazreti Peygambere izafe edilmeleridir; yahut bir ba ka ifade ile, Hazreti Peygambere ait sz, fiil ve takrirler olduklar nn, onlar rivayet edenler taraf ndan ak bir ekilde ifade edilmeleridir. Hukmen merffc olan, yani Hazreti Peygambere aidiyetleri a ka belirtilmeyen, bununla beraber, nakledilen haberlerin mahiyetinden ona ait olduklar anlalan ve merffc olduklarna hukmedilen hadisler de, yukardakiler gibi sz, fiil ve takrirlerden ibarettir. srailiyattan alnmam , bir ictihadla, bir lugatn beyan veya bir garib kelimenin erhi ile ilgisi olmayan, fakat yaratlm balangc ve gelip gemi peygamberler hakknda maziye, harpler, fitneler, k yamet gnnn ahvali gibi gelece e ait sahabi haberleriyle, bir fiilin yap lmas halinde kazanlacak sevab veya bir ba ka fiilin yap lmas halinde maruz kalmacak kabla ilgili sahabi szleri merfc hkmndedirler. nk sahabinin bu konulardaki szleri, bunlar ona haber veren bir ba kasnn bulunmas n gerektirir. Bunlar kendi nefsinden sylemesine, ictihadda bulunarak bunlardan haber vermesine imkn yoktur. Ona bunlar haber verenin ancak Hazreti Peygamber oldu una hkmedilir 217

ve dolaysyle sahabinin bu konulardaki szleri hukmen merfc olur. Burada una da i aret etmek gerekir ki, sahabinin bunlar bizzat Hazreti Peygamberin a zndan iitmi olmas da art de ildir. Fakat Hazreti Peygamberden i iten bir baka sahabiden, ikinci ve hatta nc veya drdnc elden i itmi olmas mmkndr. Hkmen merfac olan fiiller, sahabinin, ictihad na mecali olmad bir takm hareketlerdir ki bunlar Hazreti Peygamber yaparken grdn sylemese bile, onlar n Hazreti Peygambere ait olduklar na hkmedilir Mesela eSafi% Hazreti 'Ali'nin ksf namaz n her rek(atta ikiden fazla rk ile k ldn haber vermi tir. Hazreti 'Ali'nin bu namaz kendi ictihad ile bu ekilde klm olabilece i sylenemez. Fakat bunu Hazreti Peygamberden bylece rendiine hkmedilir ve ksf namaznn her rek`atta ikiden fazla rk ile k lnmas hkmen merfc olur. Hkmen merfilc olan takrirler ise, sahabinin, Hazreti Peygamber zamamnda bir i i u veya bu ekilde yapt klam haber vermesidir. "Biz Hazreti Peygamber zaman nda yle yapard k" denilerek nakledilen bir haberin, hkmen merft oldu una phe yoktur. nk sahabenin devamli olarak yaptklar bir fiilden Hazreti Peygamberin haber siz olduu sylenemez. Keza yasak olan bir fiilin sahabe taraf ndan devaml olarak yaplmas da dnlemez. Bundan u neticeye vard r ki, Hazreti Peygamberin yap lmasna msade etti i veya msamaha gsterdi i her fiil merf`dur. Sz, fiil ve takrirler d nda sahabe veya tabi`nun, sarih bir tabir kullanmakszn naklettikleri baz haberler daha vard r ki, bunlar da me ffc hkmndedirler. Mesela bir tabi% bir hadisi sahabiye isnad ettikten sonra "hadisi refc eder", yahut "onu rivayet eder", yahut "isnad eder", yahut "rivayet ederek", yahut "sz sahibine ula trr", yahutta "rivayet etti" gibi baz tabirler kullanr; fakat mesela "had si ref` eder" dedi i zaman, ahabinin hadisi kime ref< etti ini, yahut "rivayet eder" dedi i zaman sahabinin hadisi kimden rivayet etti ini tasrih etmez. Bununla beraber, szn as l sahibinin Hazreti Peygamber olduu anlalr ve hadisin merfc oldu una hkmedilir Sahabnin herhangi bir ey hakknda "bu ey sunnettendir" demesi de, ekseriyetin gr ne gre merf( hkmndedir; ancak bu sunnet herhangi bir sahabbre izafe edilir ve mesela "bu, Eb Bekr ve <Omer'in sunneti idi" denilirse, o zaman bu sunnetin me ffc olmad anlalr. Bununla beraber "bu ey sunnet cmlesindendir" ibaresinin daima merffic hkmnde olan bir sunnete dellet etmedi ini ileri sren218

ler de vard r. Mesela bu konuda e ficrye iki gr isnad edilir ve bu grlerden ikincisi, mezkiir ibarenin daima merfc olan sunnete delalet etmedi i yolundadr. Keza afici imamlar ndan Eb Bekr e ayrafi, Hanefi imamlarmdan Eb Bekr erRaz' ve Zahiri imamlardan bn Hazin da sunnetin Hazreti Peygamberle di erleri aras nda de itiini ileri srerek bu gr benimsemi lerdir. Sahabinin "fulan eyden nehyolunduk" szleri de, emrin ve nehyin Hazreti Peygamberden gelmesi dolay syle merfc hkmndedirler. Bununla beraber baz lar, emr ve nehyedenle ba kalarnn da kaydedilmi olabilece i ihtimaline dayanarak, bu szlerin merfc olmad n ileri srmlerdir. Sonu olarak denebilir ki, kayna Hazreti Peygamber olan ve ister muttas l, ister munkat isnadla rivayet edilen btn sz, fili ve takrirler merfc ad n alrlar. MERFec MURSEL Merfc hkmnde olan bir szn, tabiciden sonraki ravisi zikredilmez ve tabicinin hadisi refc etti i, yahut rivayet ettii, yahut isnad etti i, yahutta sz shibine ula trd belirtilirse, bu sz merfd mursel olur. nk tabiciden sonra isnadtan d en ravi sahabidir. Sahabi atlanarak Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadislere mursel denir (Bkz. Mursel). Burada her ne kadar sahabi ile beraber Hazreti Peygamber de tasrih edilmemi ise de, tabi`inin hadisi refc etti ine, veya rivayet etti ine, yahutta sz sahibine ula trdna iaret olunmakla hadisin mursel olmaktan ba ka merf` oldu una da hkmedilir ve dolay syle hadis merfiic mursel olur. MESTR (Bkz. ME HR Mehr, lugat ynnden hrete eri mi hadis mana sma gelirse de, hadisiler arasnda stlah olarak biraz daha farkl bir manda lullamlm ve en az isnadla rivayet edilen, fakat tevatr derecesine eri meyen hadislere denilmi tir65. Me hrun bu tarifi, baz fkh ulemasna gre mustefiz denilen hadisleri tan tr; nk bu kelimenin kk, bir kaptan dklen suyun yay lmasn anlatmak iin kullanlmtr; nitekim lugatta f4a'lmiru feyg n denir (bkz. Mustefiz). Bununla beraber mehrla mustefiz aras n ayranlar da vardr ve bunlar, mustefiz , bandan sonuna kadar ikiden fazla isnad olan hadislere tahsis ettikleri halde, banda bir rvisi olsa bile sonradan hrete erien hadislere de me hr demilerdir. Fakat hadisiler aras nda marf
650. Bkz. bn Hacer; Nthbetu'lfiker erhi, s. 25; esSuyti, Teddl, s. 368.

219

olan tarif, yukarda da i aret etti imiz gibi, en az isnadla nakledilen hadislerdir. Mehurun dier bir manas da, rvisi olsun veya olmas n, yahut ash bulunsun veya bulunmasn, halk arasnda dola an btn hadisleri iine alr. Mesela men <arefe nefsehu felcad'arefe Rabbehu ve kuntu kenzen l drafu hadisleri, asl olmayan, fakat halk aras nda hrete erimi bulunan hadislerdendir. Bir hadisin hret kazanmas , bir emri nisbidir: Bazan yaln z hadisiler aras nda, hazan hem hadisiler hem de di er ulem ile halk arasnda, bazan fukaha, hazan da usleler aras nda mehur olduu grlr. Mesela ila'llahi etfaldIsu hadisi fukah arasnda me hur olmutur. Rufica can ummetl elhata'u ve'nnisydn hadisi uslcler arasnda, elMuslimu men selime'lmuslimne min lisdnihi ve yedihi hadisi ise, hem hadisiler hem de di er ulem ile halk aras nda hret kazanmtr. Fakat stlah ynnden yukar da verdiimiz tarife uygun olan ve yalnz hadis ulemas tarafndan bilinen mehura misal, elBut arI ve Muslim'in de naklettikleri enne ( s.a.s.) kanete ehranbacde'rrukd` hadisidir6". Gerek elBut ati ve gerekse Muslim, bu hadisi Suleyman etTeymi tarikryle Eb Meclez'den nakletmi lerdir; Eb Meclez ise, Enes bn Malik'ten almtr. ElHakim, mezkr hadis hakknda u bilgiyi verir: "Bu hadis nakledilmitir. Onun, Eb Meclez'den ba ka Enes'ten nakleden rvileri vard r. Keza etTeymi'den ba ka kimseler Eb Meclez'den ve elEnsarrden ba ka kimseler de etTeymi'den bu hadisi rivayet etmi lerdir; ancak bu husus, sanat ehli d ndakilerce bilinmez nk bunlar, Suleyman etTeymi'nin, Enes'in dostlarmdan clduunu dnerek ikisi arasnda yer alan di er ravi (Eb Meclez) vastasyle gelen rivayetin garib olduunu zannederler. Yine bunlar, hadisin ezZuhri ve Katade'den gelen bir ok turuku bulundu unu bilmezler. Bunun gibi daha binlerce hadis vard r ki, ehlinden bakas bunlarn hretine vakf deillerdir"2. METIN snadn veya rviler silsilesinin kendisinde son buldu u ksm olup hadisin asln tekil eder. Bu itibarla ya Hazreti Peygamberin sz olmas dolaysyle merfd adn alir; ya sahabinin sz olmas dolaysyle mevledf, yahutta tabi'inin sz olmas dolaysyle de maletc denir.
651. Bkz. 652. Bkz. cl.111. , II. 14; Muslim, al6,b, I. 468-469. E138 `Abdillah, Mu'rifel ,s. 93-94.

`'"0

Ksacas metin, hadisin isnadtan sonra gelen ve bu isnad vas tasyle nakledilen haberden ibarettir. METRK bn Hacer'in tarifine gre, Hazreti Peygamberin hadislerinde kizb (yalanc lk) ile itham olunan, yahut hadiste yalan grlmese bile, sair konumalarinda kezzb (yalanc ) olarak bilinen kimselerin, maltim kaidelere ayk r olarak rivayet ettikleri ve bu rivayetlerinde mnferid kaldklar hadislere metrk denilmitir6". Rvinin, Hazreti Peygamberin hadislerinde yalan grlmese bile, sair konu malarndaki yalan dolaysyle hadiste de yalanc lkla itham olunmas, bn Hacer'in tasnifinde cerh sebeplerinin ikincisini te kil eder. 1.1-nc, drdnc ve beinci derecelerde yer alan ta'n sebepleri ise, rvinin galat , gafleti ve fskdr. bn Hacer, biraz nce de zikredildi i gibi, kizb ile itham olunan rvinin hadisine metrk dedi i halde, dier hal ile tacn edilen rvilerin hadislerine yine muhalefeti art ko mayanlarn grlerine gre munker denildiini kaydeder. Metrkun tarifini 'bn Hacer'e atfeden esSuyti ise yle der: Kendisinde muhalefet bulunmayan ve yalnz kizb ile itham olunan, ya galat , ya gafleti, yahutta f sk ok olan bir rvi taraf ndan rivayet edilmi hadislere metrik denir654 . Bundan da anlahyor ki, bn Hacer, yalnz kizb ile itham olunanlarm rivayetiyle teferrd ettikleri hadislere metriik dedii halde, esSuytl, bn Hacer'in munker olarak isimlendirdi i hadisleri de metrk iinde zikretmitir. Maamafih, munkeri, zayf rvilerin sika vilere muhalif rivayetleri olarak kabul edecek olursak (bkz. Munker), muhalefet bahis konusu olmakszn, yalnz zayf rvilerin rivayetleri cihetinden bilinen hadislere de metrCk demek do ru olur. Nitekim bn Hacer de, rvinin zafiyetiyle muhalefet vki olursa, bu e it hadislere munker denildi ini kaydetmitir655 . METRKU'LHADIS Metrak, kizb ile itham olunan kimselerin rivayeti ile teferrd ettikleri mak= kaidelere muhalif hadis olduuna gre (bkz. Metrk), rvilerin cerhinde kullanlan metrcku'lbadis tabirinin, hadisi terked len rvilere dellet etmek zere kullan ld anlalr. Buna gre mezkar tabir, kezzb (yalanc ) ve vazzc (hadis vazedici) gibi cerhin en iddetli mertebele inden bir derece evvel gelir ve muttehemun bi'lkizbi mertebesiyle ayni derecede yer all . Bununla beraber ibnu' alt bu tabiri cerhin drdnc ve son mertebesinde zikretmi tir656 .
653. 654. 655. 656. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker Bkz. esSuyti., Tedrtb, s. 152. Bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 44-45. Bkz.`tflmu'lhadf , s. 113. s. 60.

221

MEVA.LI - bn Hacer, hadis usillne tahsis etti i Nuk erhinin ,be sonu blmnde yle der: "...Yksek' dereceden olan, yani kle zd eden ve efendi mansmda kullanlan mevl (o ulu: Mevli) ile a a mertebeden olan, zdl , yahut anlamal, yahutta birisi eliyle islm'a giren ve kle manasnda kullanlan mevl'y bilmek de hadis ilminde gerekli grlen hususlardandr" (Bkz. Nulbetu'l-fiker erhi, s. 101). bn Hacer'in mezkr ifadesinden de anla ld gibi, mevl tabiri efendi mans nda kullanld gibi, kle mansna da gelmektedir. Ancak hadis stlahnda ve bilhassa isnadla da rical isimleriyle birlikte sk sk rastlanan mevl tabi i, zd edilmi kle manas nda kullanlmtr. slami ilimlerde, bu manda kullan lan mevalinin hayrla yaciedilmesi gereken byk hizmetleri olmutur. Bunu anlamak iin, bn Ebi Leyl'nn u haberini hat rlamak gerekir. bn Ebl Leyla anlat r: "Koyu bir Arap milliyetisi olan `Isa bn Miis bir gn bana yle sordu: Basra fakihi kimdir? El-Hasan bn. Sonra kim ? Muhammed bn SIrIn. Nedir bunlar Mevliden. Mekke fakihi kim? `Ata' bn Ebi Rabh, Muchid, Sdid bn Cubeyr, Suleymn

bn Yesr.

Bunlar nedir? Mevli. Medine fukahas kimler? Zeyd bn Eslem, Muhammed bnu'l-Munkedir, Nfic bn Ebi Necih.
Bunlar nedir? Mevli. `Isa bn Miis'nn rengi de iti ve tekrar sordu: Kub ehlinin en fakihi kimdir? Rabicatu'r-Re'y ve bn Ebfz-Zind. Bunlar nedir? Mevliden. Yz kart ve sordu: Yemen fakihi kimdir? - Tvs, olu ve bn Munebbih. Bunlar kim ?

222

Mevali. Boyun damarlar iti, aya a kalkarak sornaa devam etti: Horasan fakihi kim? (Ata' bn (Abdillah el-Ijorasani. Bu (Ata' ne? Mevl. Yz daha ok kar t, siyahlat ; yle ki korktum. Sordu: am fakihi kim? Mekhl. Bu MekiAl ne? Mevla. Yorgun ve bitkin bir halde nefes alma a balad : Kilfe fakihi kim ?

Eer korkmasaydm el-Hakem bn (Uteybe ve (Ammar bn Suleyman diyecektim Fakat iin ktye varaca n dnerek brahim en-Nalidi ve e - dbi dedim. Bunlarn ne olduklarn sordu. "Arap" deyince Allahu ekber dedi ve skn buldu" ( bn 'Abdi Rabbih, el-cIlsdu'l-ferld, 415-416). Bu haber, azad edilmi mevalilerin veya mevli ocuklar nn slami ilimlerde ula tklar yksek dereceleri gstermek bak mndan byk nem tar. Bu mevalilerin byk bir ksmnn hadis rivayetiyle de megul olduklarna phe yoktur. Bu sebeple hadis imamlar , mevalilere de ayr bir itina gstermi ler; bn Hacer'in yukar da zikretti imiz szlerinden de anla ld gibi, onlarn bilinmesini hadis ilmi ynnden lzumlu grmlerdir. Hatt es-Suyrtrnin iaret etti ine gle (bkz. Tedrib, s. 530), Ebil <Omer el-Kindi, Msrllara nisbet edilen meviller hakknda bir de kitap tasnif etmi tir. Mevlilerin eitli ekillerde zikredildiklei grlr. Bunlardan baz lar kabilelere nisbet edilir ve mesela fuliin el-R.ura i denir. Zhire baklarak onun, Rurey kabilesine mensup bir Arap olduu zannedilir; fakat aslnda bu kabilenin azadh klesidir. Mesela Rufey` er-Riyahi, Ben Riyah"tan bir kad nn azadi' klesi idi. Kibar- tabiindendir. Sirin, Ben Neccar' n azadii klesi idi. Olu Muhammed ( bn Sirin), kibar- tabilnin mehur imamlarmdandr. Baz mevaliler de, kendilerini zd eden ahsa izafe edilerek meviCt fular eklinde zikrolunurlar ki o unluu bunlar te kil eder. Mesela mam. Malik bn Enes'in eyhlerinden Nafi`, mevl 'Abdullah bn (Omer ((Abdullah bn `Omer'in zdh klesi) olarak hret kazanmtr. 223

Eba (Ubeyd, mevla (Abdullah ibn Ezher, mevl <Abdurrahman bn bn (Avf da denilmi tir. Eflah, mevla Ebi Eyyab elEnsari. Eba Murre, mevla 'Akil bn Ebi Tlib, kibar tabicindendir. karde , Suleyman bn Yesar, 'Ata' bn Yesar ve 'AbdulMelik bn Yesar tabianun ileri gelen faldhlerinden olup, babalar Yesar, mevhi Meymane olarak bilinir: Merv'den km drt imam vardr ki, bunlarn babalar kle idi. Bunlar: <Abdullah ibnu'lMubarek, brahim 'bn Meym ln, elHuseyn bn Vakd ve Eba Hamza Muhammed ibn Meyman'dur. Baz mevaliler de, mevla'l slm olarak tan nrlar; yani eliyle mslman olduklar kimseye nisbet olunurlar. Mesela mam elBuhari, mevla'lCdfiyylndir; nk ceddi mecsi iken elYeman elCu(f1 eliyle mslman olmu ve ona nisbet edilmi tir. ElHasan elMsercist de byledir ve mevla (Abdullah ibni'lMubrek olarak tannr nk nce nasrani (hristiyan) iken onun eliyle mslman olmutur. Burada mevatilerle ilgili olarak zikretti imiz bir ka isim, sadece birer rnek olarak verilmi tir. Bunlarn hepsini ayr ayr tanmak, hadis ricali hakknda geni aratrmay gerektiren bir i tir. Rical kitaplarnn, bu konuda bavurulabilecek ilk kaynaklar olduklar na phe yoktur. MEVIO:JF Sahabeden, isnad ister muttasl olsun ister munkat olsun, sz, fiil veya takrir olarak rivayet edilen haberlere mevkaf denilmitir. Sahabe szlerine bu ismin verilmesi, isnad n sahabide son bulmas ve Hazreti Peygambere ula mam olmas dolaysyledir. Bununla beraber sahabide son bulmu her isnadla gelen habere mevkaf denilemiyece ini de hatrdan karmamak gerekir. Zira baz mevkaf haberler, aslnda hkmen merfa( olabilirler (bkz. Merfal. Bu da, sahabiden mevknf rivayet edilen bir haberin, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden olmas itibariyledir. Nitekim sahabinin "Hazreti Peygamber devrinde yle derdik" yahut " yle yapardk" demesi, bu sz veya fiilin Hazreti Peygamber devrine izafesi dolay syle merfat hkmne sahiptir; fakat byle bir izafe yap lmam , yahut bu sz veya fiilin merfac oldu una dellet edecek herhangi bir karine bulunmam olasayd, o habere mevkaf demek mmkn olurdu. Mevkaf haberlerde isnad n sahabiye kadar muttas l olarak gelmesi art ko ulmam ise de, elHakim'in mevkaf iin verdi i ta ifte "saha224

biye kadar iczal ve irsal etmeksizin hadisin rivayet edilmesi..." demesi"' baz hadisiler nazar nda byle bir artn sz konusu edildi ini gsterir. Ancak bu gr o unluk arasnda itibar grmemi ", isnad muttasl olsun veya olmas n, sahabe szlerine mevkaf denilmi tir. Mevlpif tabiri, hazan da sahabi d nda herhangi bir rviye atfen kullanlr ve mesela ld i mevk iifun calci cA!C' denir. Bu tabir, isnadn <At'ya kadar geldi ine iaretten ibarettir ve kelime stlah manasnda deil, lugat manasnda kullanlmtr. MEV CL Bir isnad tekil eden ravilerden her birinin, kendi stndeki raviye, yani eyhine mlki olarak hadisi bizzat ondan i itmi ,veya alm olmas keyfiyetidir ki, muttasl olan byle bir, isnada mev fl denir. Bu bakmdan mev al ve mutta l, kesiksiz bir isnad hakknda ayn manda kullanlm iki tabirden ibarettir (bkz. Mutta l). MEVZ1Ce Mevzc, lugatta vaztdan ismi mef`ldr. Vazc, iskat etmek, terketmek, iftira ve ihtilk etmek manalanna gelir. Hadis stlahnda ise, kelimenin bu son mal:asma uygun olarak, Hazreti Peygamberin sylemedi i bir sz, yalan ve iftira ile ona nisbet etmektir ki, bu manda mevzil`, yalan ve iftira ile Hazreti Peygambere nisbet edilmi sz demektir. Uydurulmu szlerin Hazreti Peygambere nisbetinde eitli sebepler de gznnde bulundurulursa, mevz< hadisin tarifini yle yapabiliriz: Bata slam dinine kasdedenler olmak zere, mensup olduklar siyasi frka ve hizipleri, fkhi mezhebleri, kabilelerini, dilleiini, beldelerini, peinden gittikleri imamlar n medhetmek, halife ve emirlerin nezdinde yksek mertebeler kazanmak, cami ve mescidlerde vaczettikleri cemaat n tevecchne naili olmak, halk n dini emir ve nehiylere kar rabetini artrmak maksad yle din dmanlarnn, yalanclann ve cahillerin uydurauklan, sonra bu uydurulan eylere derecelerini ykseltmek iin tannm hadis ravilerinden dzdkleri isnadlar ekleyerek hadismi gibi Hazreti Peygambere iftira ile isnad ettikleri yalan szlere mevzi!' denir659. Hazreti Peygamberin sylemedi i bir sz ona nisbet etmek veya ksacas hadis uydurmak, men kezebe caleyye mutecammiden fe'lyetebevve' makeadehu mine'nnar (her kim benim adma yalan sylerse cehen657. Bkz. el-Hakim Elft `Abdillah, 658. Bkz.
Teverhu'n-nazar, s. 67. s. 19.

659. Talt Koyiit, Hadis tarihi, s. 132.

225

nemdeki yerine haz rlansn)" hadisi gere ince haramdr; keza bir hadisin yalan oldu unu bile bile onu rivayet etmek de ayn derecede gnah saylr. Nitekim Muslim'in abil'inde bu konu ile ilgili olarak yle bir hadis nakledilmi tir: "Her kim benden yalan oldu u bilinen bir hadis rivayet ederse, o kimse yalanc lardan bilidir" 6". Bununla beraber, gerek hadis rivayet edenleri ve gerekse renmek iin hadis toplayanlar uyarmak ve haram say lan bir fiili ilemelerini nlemek maksad yle, mevzl` hadisleri, mevz l` olduklarn da aklamak suretiyle rivayet etmek zaruri grlm tr. Nitekim bu rivayetler neticesinde mev?ii.c hadisleri kitaplar ierisinde toplamak ve isnadlar yle birlikte tehir etmek mmkn olabilmitir 662 . Bir hadisin nev? -fic olduuna eitli ekillerde hkmedilir; ancak onu uyduran raviye nisbetle verilecek hkm, insanda has l olan zann galip yolu iledir, kesinlikle deildir; nk ok yalanc olan bir kimsenin bazan do ru sylemi olmas da mmkndr. Byle bir kimse tarafndan rivayet edilen hadis hakk nda mevzfc hkmn vermek, o kimsenin rivayetinde do ru olabilece i ihtimali dolaysyle zamla dayan r; ancak bu zan, ravinin yalanc olarak bilinmesi dolaysyle de gere e yakndr ve hadis hakknda sahih hkmnden ziyade mevzac hkmnn verilmesini sa lar. Di er taraftan, bu hkm verecek olan hadis imamlar, sahip olduklar kuvvetli meleke, parlak zihin, geni anlay ve hkme mesned tekil eden karinelere derin vukuf sayesinde, hadislerin mevzf c olanlarn dierlerinden ayrt etmekte glk ekmezler. Bir hadisin mev?fc olduu, bazan da, onu vazedenin ikrar ile bilinir. Mesela Meysere'nin Kur'n n faziletleri ile ilgili hadisi bizzat uydurduunu itiraf etmesi 663, yahut tOmer bn ubh'un Hazreti Peygamberin bir hutbeyi hakk nda "bu hutbeyi ben vazettim" demesi gibi664. Bazan hadisi vazeden kimsenin ikrar , yukardaki misalde grld gibi ak olmamakla beraber, hadisle ilgili bir ba ka ikrarnn
660. 70 sahabi tarafmdan rivayet edilmi ve her nesilde rivayet edenlerin o almasyle mutevtir hadislerden olmu tur. Kutubi Sitte ile di er hadis eserlerinde nakledilmi tir. Baz rivayetleri iin bkz. elButrri, Sahlh, I. 35; Muslim, ahiti, IV. 2298; Ibn M'ace, Sunen (mukaddime), I. 16-17. 661. Bkz. Musliin, ahiti (mukaddime), I. 9. Hadis metninin sonunda yer alan "yalanc lar", kelimesi, baz rivayetlerde cemi, baz rivayetlerde de tesniye sigas ile gelir. Tesniye olmas halinde, yalan olduu bilinen bir hadisi rivayet eden kimse iki yalanc dan birisi olur; dieri hadisi bizzat uyduran ve Hazreti Peygambere isnad eden kimsedir. 662. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 60. 663. Bkz. Talat Koyi it, Hadis tarihi, s. 164. 664. EsSuyfti, Tedrib, s. 178.

226

manasndan o hadisin mevzfic oldu u anlalr. Mesela bir Ta-vi, bir eyhten hadis rivayet eder; fakat bu hadisi uydurdu unu sylemez. Bununla beraber raviye do um tarihi soruldu u zaman verdi i tarihin, kendisinden hadis nakletti i eyhin vefatndan sonra olduu grlr. Hadisin eyhten bu rviden ba kas tarafndan da rivayet edilmemesi halinde, onun mevzfrc oldu una hkmedilir. Bazan hadisin mevziic oldu u ya ravide yahutta hadisin kendisinde grlen baz karineler yardm ile anlalr. Nitekim bir ok uzun hadisler vardr ki, lafzmda ve manas nda bulunan rekket, onlar n mevzfic olduklarna ehadet eder. ErRebic bn Hu eym'in de ifade etti i gibi, her hadisin ya gndz n andran bir aydnh, yahutta gece karanln andran bir zulmeti vardr; bunu kolayca anlayan hadis imam' birini ahr, di erinin mevzl( olduuna hkmeder6". u var ki yalnz lafzda bulunan rekket onun mevzi-1c olduuna dellet etmez; zira bazlar hadisi manen rivayet ettikleri iin lafzlarn fasahatine dikkat etmezler; bu suretle hadis manen do ru olsa bile lafzen bozuk rivayet edilmi olur. Bu sebeple as l mhim olan, manadaki rekkettir ve bu rekket hadisin mevzfc olduuna dellet eder. Ravinin halinden anlalan ve hadisin mevzii` olduuna dellet eden karineye misal olarak Me'mn bn Ahmed'in elHasan elBa ri ile ilgili bir sz zikredilebilir. Bir gn bu ahsn yannda elHasan elBari'nin Eb Hurayra'dan hadis i itip iitmedii hususundaki ihtilaf sz konusu edilince, Me'mun, hemen Hazreti Peygambere ula an bir isnadla el-Hasan'n Eb Hurayra'y iittiini ileri srmtr 666 . Seyf bn cOmer etTemimi anlat r: Sacd bn Tarif'in yan nda idim. O srada a layarak o lu geldi ve hocasnn kendisini dvdn sy ledi. Olunun alayna dayanamayan Sa`d hemen u hadisi ileri srd: "ocuklarnzn hocalar, sizin en eririnizdir; onlar yetime en az merhameti ve kimsesize en iddetli olanlardr'"67.
,

Ravinin herhangi bir mezhebe taassub derecesindeki ba ll, mezheble ilgili olarak rivayet etti i hadislerde de vazca dellet eden karinelerden sayhr. Mesela bir rafzinin Ehli Beytin faziletleri hakk ndaki rivayeti bu cmledendir. Yukarda ismi geen Me'mn bn Ahmed'in yannda e ficl'den bahsedilir; Me'mn isnad ile hemen u hadisi ileri srer: "mmetim iinden Muhammed bn Idris (e ficit) adnda bir adam kacak; bu adam mmetime iblisten daha zararl ola665. Ayn eser, s. 179. 666. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 58. 667. EsSuyiig, Tedrib, s. 180.

227

cak. Yine mmetim iinden Ebil Hanife adnda bir adam kacak; bu ise, mmetimin olacak, mmetimin olacak" 668 . Bir hadisin mevziic olduu, bir de, mervinin yani rivayet olunan hadisin metninden anla lr. Vazca dellet eden ve hadisin metninde grlen karinelerin ba nda, tevili mmkn olmayacak ekilde akla aykr olmas, Kitab (Kur'n) n, yahut tevatr yolu ile sabit olmu sunnetin, yahutta kesinle mi icmdn dellet etti i hkme aykr bir hkm getirmesi bulunur. Bazan ok mhim bir olay veya bir hkm ifade etmesi dolaysyle, tevatren sbt bulmas , yahut hi olmazsa kalabalk bir cemaat taraf ndan nakledilmesi gerekirken yaln z bir kii tarafndan nakledilmesi; gayet kk bir fiil iin ok iddetli bir va<id (azab ile korkutma), yahut yine nemsiz bir i iin byk vdd (mjde) getirmesi de - bu sonuncusu kussas n rivayetlerinde ok grlr - vazca dellet eden karinelerdendir. Akla aykn olarak gelen mevz lta misal, ibnu'l-Cevzi'nin `Abdurrahman bn Zeyd tim Eslem tarik yle babasndan nakletti i u iki hadis gsterilebilir: "Nah'un gemisi Beyt'i yedi defa tavaf etmi , iki rekfat da namaz klmtr" 669 . "Allah at yaratm , sonra ko turmu ; at terlemi ; bunladan da kendisini yar atmtr' ,670. Hadis vazedenler, kendilerini vazta sevkeden millerin e itli olmas dolaysyle muhtelif ksmlara ayrlrlar. Bunlar n hadis ynnden en zararl ve din ynnden en tehlikeli olanlar , kendilerini zhd ve ibadete nisbet edenler, yani bid ve zhid olanlard r. Allah katnda byk ecir kazanacaklar zannyle uydurduklar hadisler, zhd ve takva ynnden insanda uyand rdklar gven hissi dolaysyle, ok defa, kabul olunurlar. Bu sebepledir ki Yahya bn Sacid zerlerine caiz olanla sak nmalar gereken hadisieri, cehaletleri dolay syle birbirinden ay rt edemeyen, yahut daima ship olduklar husn-i zanla iittikleri her eyi doruya hamleden bu gibi kimseler hakk nda
668. Ayn eser, s. 181. 669. Aym yer ve Ahmed M. akir, olBii'i u'lbai. , s. 91. 670. Aym yer. Muhammed bn Suca` dinden sapm bir kimse idi. Hadis onun tarafndan uydurulmutur. Manasndan da anlald gibi bu sz, herhangi bir mslmann, hatta akl sahibi bir kiinin hadis olarak ileri srebilece i bir sz deildir. isnadda yer alan Ebu'lMuhezzim'in de dierinden fark yoktur. u`be bu ahsi "bir dirhem karlnda yetmi hadis uydurabilecek bir tip" olarak tavsif eder. Muhammed bn ucii` (O. 266) hakknda bkz. ezZehebi, Miztnu'li`tidal, III. 577-578; Ebu'lMuhezzim Yezid bn Sufyan hakknda bkz. ayn eser, IV. 426.

228

"hi kimsede bunlarda grd m yalan grmedim" demi tir67 . Maamafih bunlarn hali halkn ou tarafndan bilinmese bile, hadis ulemasmn veya hadis tenkitilerinin mehul Ecir ve sevab kazanmak maksad yle hadis uyduranlara misal olarak Nnh bn EM. Meryem zikredilebilir. cIkrime tarik yle bn <Abbstan rivayet etti i hadisler sz konusu edilerek "Kur'a= sre sre faziletleri ile ilgili hadisleri nereden buluyorsun ? Bunlar (Ikrime'nin ashabnda bile yok ?" denildi i zaman, Nl u cevab vermitir: "Ne yapaym; gryorum ki halk Kur'ndan yz evirip Eb Hanife fkhyle, yahut bn IshWn Matzrsi ile megul oluyor. Ben de hasbeten bu hadisleri vazediyorum" 672. Keza bunlardan Meysere bn 'Abdi Rabbih, zhd ve takva sahibi olmasna, dnyevi ehvetlerden iddetle kanmasna ve lm zerine btn Badd arsnn kapanacak kadar hretli olmasna ramen, hadis vazederdi. Kendisine "fulan sreyi okuyan kimse u kadar ecri, fuln sreyi okuyan kimse de bu kadar ecri kazan r gibi ifadeleri ihtiva eden bu eit hadisleri kimden ald n" denildii zaman, "halkn rabetini artrmak iin vazettim" demi tir673. Keza Eb Wwd enNaha% geceleri en uzun namaz k lanlardan, gndzleri en ok oru tutanlardan 674 ; Eb Bi r Ahmed bn Muhammed elMervezi de zaman nda sunnete iddetle bah olanlardan ve onu en ok mdafa edenlerden 675 olmalarna ramen, her ikisi de hadis vazederdi. Yukarda da i aret etti imiz gibi, Hazreti Peygamber adna yalan sylemek en byk gnahlardan saylmakla beraber, Kerr miy_ye676,
671. Es-Suyti, Tedr, s. 184. 672. Ayn yer. Ez-ZehebI, MEzrzu'l-i`tiddl (III. 279) da Nh hakknda u bilgiyi vermi tir: Nuh bn EM Meryem Eb 'Isme el-Mervezi Merv ehli ttlimidir. Kendisine NO el-Ciimic de denilmitir; nk fkh Eh Ilanife'den ve bn Eld Leyl'dan, Hadisi Haccc bn Ertiit'tan, tefsiri el-Kelbi'den ve MulFtirden maaziyi de bn sblF'tan almtr. Es-Suyiitrnin bn klblfn'dan naklen bildirdiine gre (Tedrib, s. 184), Nh, sdk (doruluk) dnda btn ilimleri kendisinde cemetmitir. 673. Bkz. ez.-Zehebl, Miziinu'l-i`tiddl, III. 230; es-Suyilti, Tedrib, s. 185. Ez-Zehebrnin bn Ilbbn'dan nakline gre, Meysere, hadis vazetti i gibi, gvenilir kimselerden de mevz hadisler rivayet ederdi. 674. Ez-Zehebi, Miz(nu'd-ictiddl, H. 218; es-Suyiiti, Tedrib, s. 185. 675. Es-Suyiiti, Tedrib, s. 185. 676 Muhammed bn Kerrm es-Sieistnrye ve onun mezhebine mensb olanlara Kerrmiye denilmitir. E-ehristni, sfatlar isbat etmeleri, bununla beraber teesim ve te bihe mnteli olmalar dolaysyla bunlar sfat yyeden sayar (bkz. el-Milel ve'n-nihai, I. 108).

229

sevab gerektiren amellere kar rabeti art rmak (ter ib), kab gerektiren amellerden de sak ndrmak (terhib) iin hadis vazc n tecviz etmi , Hazreti Peygamberin men kezebe caleyye mutecammiden (benim adma kasden yalan syleyen kimse) hadisinin baz varyantlarnda grlen bihi'nnase (halk dallette b rakmak iin) ibaresini delil olarak ileri srm lerdir 677 . Ancak bu gr ehli sunnetten olan mslmanlarn iemac ile merduttur. Zhid ve bidlerden sonra gayeleri iin hadis vazc nda byk fayda mlhaza eden ikinci grup, z ndklardr. Zndk ismi, zahiren mslman olan, fakat aslnda kfr iinde gizleyen kimselere verilmi tir. Zndklar, genellikle Mecsi dinine mesup olan, yahut Mani ve Senevi akaidini benimseyen, iki ilha ibadet eden kimselerdir. Bunlar Emevi devrinin sonlarnda ortaya kmaya balamlar, Abbasi devrinde itikadi bozukluun yaygmlamas ve dinsizli in aa vurulmas zerine ultshiyeti inkr etmekten ekinmemi lerdir. slmiyetin kendi hakimiyetlerine son vermesini hazmedemeyen z ndklar, silah gc ile onu ykp intikam alamayacaklarn bildikleri iin, ona inananlar n itika dn bozmay ve bu maksatla hadis uydurmay balca kar yol olarak grmlerdir678. 1,1ammad bn Zeyd'in belirttiine gre zndklar ondrt bin hadis uydurarak bunlar Hazreti Peygambere isnad etmi lerdir. Halife el Mehdi zamannda ldrlen z ndk cAbdu'lKerim bn bile, ldrlmeden nce tek ba na drt bin hadis uydurduunu ve bu hadislerle helh haram, haram helal kld-m itiraf etmi tir". elKari tarafndan ldrlen, sonra da yak lan Beyan bn Semcan enNehdi ve Muhammed bn Sdid eSami, zndklar arasnda hadis vazc ile en ok hret kazanan kimselerdendiler. Bu sonuncusu, ileride ortaya srece i peygamberlik iddias na delil olmak zere ene h ,Utemu'nnebiyyin, l nebiyye baccll ulu en ye d'ellahu (ben peygamberlerin sonucusuyum; benden sonra peygamber yoktur; ancak Allah dilerse...) hadisini uydurmu ; Ulu en ye d'ellahu ibaresiyle de, peygamberlik iddiasn Allah'n meiyyetine ba layarak ileride kendisinin peygamber olabileceine iaret etmek istemitir"
677. Men kezebe `aleyye mute`ammiden liyuz lle bihi'n d se, yani "halk dallette b rakmak iin benim adma yalan syleyen kimse" ibaresinden anla ldma gre, mezmilm olan hadis baz halk idll iin yaplandr. Fakat dini emirlerin ifas iin halk tevik etmek gayesiyle hadis vazedilirse, bu, Kerrmiye'ye gre mubaht r. Nitekim bazlar, "biz, Hazreti Peygamber aleyhine deil, lehine hadis vazediyoruz" demi lerdir (bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 184). 678. Bkz. Talt Koyiit,Hadis tarihi, s. 117 vd. Keza bkz. Zndk. 679. Ayn eser, s. 186. 680. Ayn yer.

230

Zndklar, bundan nce sz edilen zhidlerin kar snda yer alan bir grubu tekil ederler. Bir zhid hadis yaz(' ile slm'a hizmet gayesi gtt ve bu gayesinde samimi oldu u halde, zndk, islam' ykmak ve mslmanlar paralamak gayesine ynelmi tir. Nitekim her iki gruba ait yukar da isimleri geen kimselerin hadis va:ze ile ilgili itiraf, larmda bu husus ak bir ekilde grlmektedir. Mesela bir zhid, halkn Kur'ndan uzakla tn grerek Kur'an srelerinin faziletleri hakknda hadis uydurmu ve bununla halk Kur'na ekmek gayesi gtm olduu halde, bir zndk, uydurdu u hadislerle helal' haram, haram da helal yapmaya ve bu suretle islam' ykmaya alm t . Ne var ki, gayeleri aykr olsa bile, hadis uydurmak hususunda birle en her iki grup da hadis ulemas tarafndan ayn derecede ktlenmi , Allah'n huzuruna kncaya kadar silinmeyecek olan kezzab ve vazzac damgalanmtr. Zhid ve zndklardan sonra gelen nc grup, mezheplerinin baars iin hadis uyduran mubtedi<ad r ki, bunlarn banda Ilattabiyye ve Rafza gibi frka mensuplar gelir"'. Ehli bidcat ad m alan bu kimselerin hadis vaz( ile ilgili haberleri pek oktur. Bunlara mensup bir ahs, bidatndan rc ettikten sonra u itirafta bulunmu tur: "Hadis aldnz kimselere dikkat ediniz; zira biz, bir gr benimsediimiz zaman, onun iin hadis uydurmaktan ekinmezdik "682. Bir dier grup, hulef ve umerya sokulmak, onlardan hediyeler almak maksadyle. onlar n fiil ve hareketlerine uygun veya ho larna gidecek hadis uyduran kimselerden mte ekkildir. Bunlarn, bilhassa gemi devirleri ktleyerek zaman n halifesine yaranmak iin yine hadis vaz`ndan istifade ettikleri grlmektedir. Mesela halife elMehdI'nin Mukatil halknda "baksana bana ne diyor; istersem benim iin (Abbasla ilgili hadis vazedecekmi . Ona byle bir eye ihtiyac m olmadm syledim" sz, bu cmleden olarak zikredilebilir"'. Halife ve emirlere yakla mak ve onlardan hediye ve cizeler koparmak maksadyle hadis vazedenlerin ilgi ekici bir rne i de, Gyas
681. Hattbiye, rafzadan bir grup olup Ebu'l-tlattb el-Esedi'ye mensup olanlara denilmi tir. Muhalifleri aleyhine yalan ehadeti mubah sayarlar ve hulfle inanrlar. Ebu'l-Hattb'a gre imamlar nce nebiy, sonra da ilaht rlar. Ca`fer e - ddc'a bal olmas dolaysyle onun ve babalarnn ulhiyetini iddia etmi, fakat Cafer tarafndan lnetlenmesi zerine ondan ayrlm ve imameti kendi nefsi iin ileri srmee balamtr. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. e- ehristni, el-Milel ve'n-nihai, I. 179. 682. El-Hatib el-Ba ddl, el-KifCye, s: 123; es-Suyti, Tedrib, s. 186. 683. Es-Suyti, Tedrib, s. 187; Ahmed M. akir, el-Bii'iu b, s. 94

231

bn brliim'in halife elMehdi ile olan hikyesidir. Nakledildi ine gre, Gys bir gn halifenin huzuruna girer ve onu, msabakala da kullanmak zere besledi i baz gvercinlerle oynarken bulur. Ancak, muhtemelen gvercinlerin eria( ynnden msabakalar iin beslenip beslenemiyecei hususunda halife elMehdrde bulunan bir endi eyi izale etmek maksadyle yle bir hadis ileri srer: "Msabaka, ancak demirden yaplm oklar, deve trnakl, yahut at t rnakl, yahutta kanatl hayvanlarla yap lr". Bu hadis, aslnda, sonunda yer alan "kanatl hayvanlar" ibaresi olmakszn Suneni Erbacada rivayet edilen sahib. hadislerdendir. Fakat Gys, halifenin endiesini gidermek, daha do rusu ona yaranmak ve bu suretle hediye koparmak iin "yahut kanath hayvanlar" ibaresini bu sahih hadise ilve etmekten ekinmemi ve bylece gvercin gibi kanath hayvanlarn da dierleri gibi msabakalar iin beslenebilece ine Hazreti Peygamberin a zndan izin vermek istemi tir. Vka halife GlyWn maksadn anlam ve ona bir miktar para da vermise de, sonunda "gryorum ki kafan Hazreti Peygamber adna yalan syleyen bir kezzabm kafas " diyerek onu huzurundan kovalam , gvercinleri de ldrtm tr685 . Hadis vaz(yle hret kazanan di er bir grup da, halk aras nda hret kazanmak ve e itli ynlerden menfeat temin etmek gayesi gden baz vizlerdir. Cmi ve mescidlerde vacz ve nasihatlarm sslemek, bunlarn halk zerindeki tesirini daha ok art rmak maksad yle bir takm hikyelere hadis ss vermek, IcaC ad verilen bu gibi kim selerin ba lca grevleri idi (bkz. Ra 4). Mev4( hadislerin men eine gelince, bunlar n ou, onlar vazedenlerin kendi szlerinden ibarettir. Bizzat uydurduklar bu szleri, bama mehur rvilerden mteekkil isnadlar ekleyerek hadis ekline sokmak, bu ii meslek haline getirmi kimseler iin elbette g bir ey deildir. Mevzlc hadislerin dier bir ksm da, ya israiliyattan al nm szlerdir; yahutta baz filozof ve tabiblerin szleridir. Mesel Hazreti Peygambere isnad edilen "mi de hastalklarn, perhiz ise devamn ba dr" sznn hadisle hibir ilgisi yoktur ve me hur Arap tabiblerinden el684. Gy8 , hadisiler aras nda yalanc l ile tannm bir kimsedir. Yaby'a bn Main onun hakknda kexzCbun demitir. Ahmed bn 1Janbel, "halk kendisini terketti", elBuhri. "onu terkettiler" demi , elCiizie3ni ise, onun "hadis vazetti ini" sylemi tir. (Bkz. ezZehebi,

Miziinu't-i ctiddl, III. 337).


685. EsSuyiiti, Tedrib, s. 187; Ahmed M: . akir, s. 94.

232

Haris bn Kelede'nin szdr. Keza hadis olarak ileri srlen "dnya sevgisi her trl ktln badr" sz de, baz larna gre Malik 'bn Dinar'n, dier bazlarna gre de Peygamber Hazreti `Isa'n n szlerind endir" 6. Baz hallerde rvilerin, bir hadis metnini ele alarak bu metnin bana ortasna veya sonuna kendi gr ve dn lerine uygun szler eklemeleriyle de mevzc hadislerin meydana geldi i grlmektedir. Bu ii kasden yapan kimsenin, phesiz, di er yalanclardan fark yoktur. Bununla beraber baz rvi szlerini ihtiva eden hadis metinlerinin rvinin hatas yznden mevzfi( hadise benzedi ini de gznnde bulundurmak gerekir. Mevz l` olmaktan ziyade mudrec snfna giren bu eit hadisler, bn Hacer'in de ifade etti i gibi, rvinin bir isnad zikrettikten sonra aklna den bir sz sarfetmesi, bu szn de onu dinleyenler tarafndan isnad zikredilen hadis metninden oldu u zanmyle kaydedilmesinden ibarettir 687 . Mesela bn Mce Suneninde yle bir hadis nakletmi tir: ...<an ureyk canilAcme `an Ebi Sufyn <an Cbir kale kale hasun vechuhu Rasiilu'llah (s.a.s.): Men ke uret salatuhr (Kim gece namaz= o altrsa gndz yz gzelle ir) 688. ElkIkim'in anlatt na gre bu hadis, onu ureyk'ten nakleden Sabit bn Ms'mn bir hatas mahsuldr. Bu hata yle olmutur: Bir gn Sabit ureyk bn <Abdillah' n yanna girer. O srada ureyk hadis imla etmektedir ve Sabit'in girdi i srada yazd raca bir hadisin isnadm yenice sylemi bulunmaktadr. Ancak ureyk, Sbit'in girdiini grnce ba n kaldrm ve ona bakarak "kim gece namaz n oaltrsa gndz yz gzelle ir" demitin ureyk bu szyle Sbit'i kasdetmi, zhd ve ibadetinin hreti dolaysyle ona iltifat etmek istemitir. Ne var ki Sabit bu iltifat n kendisine oldu unu anlamam , girdii srada iittii isnada ait bir hadis oldu u zanmyle onu mezkr isnad altnda ureyk'ten rivayet etmi tir"'. Ravinin herhangi bir kasdna mebni olmakszn hadis metni ierisine idrac edilen bu e it szlere sahih hadis kitaplar nda da rastlanr.
686. 687. 688. 689. EsSuyti, Tedrib, s. 188. Bkz. bxt 11acer, Nuhbetu'l-liker erhi, s. 62. bn Mce, Sunen, I. 4,00. Ayn yer, mezkr hadisin Ebu'lIJaan Muhammed bn Tedra, s. 188. haiyesi. Keza bkz.

233

Ancak hadisin baka isnadlarla gelen rivayetler ine istinaden bu e it ilveler hadis imamlar tarafndan kolayca tesbit edilmi tir (bkz. Mudrec). Mevzc hadislerin, slam dini ynnden sebep olabilece i zararlar ok byk olduu iin, hadis ulemas , dier hadisler kadar, bunlar zerinde de durarak isnadlar yle birlikte hepsini mstekl kitaplar halinde biraraya getirmeye al mlardr. B kitaplar n en me huru, Ebu'lFerec 'Abdurrahman bnu'lCevzi (. 597) nin Kittbt'lMev4crt'dr. Bu kitabn ihtiva etti i hadislerin o u elCzikni'nin Kitabu'l EbritTinden alnmtr. Ancak elCzikni, sunnete muhalif btn hadisler hakknda mev4( hkmn verdi i iin, ibnu'lCevzI de onun tesiri altnda kalarak, bir ok hasep, hatt ahih mertebesinde olan hadisle i mevzilt aras nda zikretmek hatas na dmtr. bn Hacer'in ifadesine gre, Muslim'in cl,Winde yer alan bir hadisin ibnu'lCevzi tarafndan mev4` olarak tavsifi, onun byk bir gafletidir"a. Yine ibn Hacer, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inden 24 hadisin Cevzi'nin kitab nda yer aldn tesbit etmi ve mam Ahmed'i byle bir thmete kar mdafa etme e ahmtr. ibnu'lCevzi'nin Mevpicc- t' bir ok hadis imamlar tarafndan tahlil ve tenkide tabi tutulduktan, ihtiva etti i hadislerin dereceleri gere e daha yakn bir ekilde tesbit edildikten sonra daha faydal bir ekle getirilmitir. Hatta esSuyti, bu hususu gznnde bulundurarak ibnu'lCevzi'nin kitab n telhis etmi ve her hadis hakknda hadis imamlar tarafndan ileri srlen gr leri de kaydetmek suretiyle kullanl bir kitap meydana getirmi tir. Bu kitabn ad elLe' cili'lmanica d r EbulHasan (Ali bn Muhammed bn (Arrk (. 963), esSuytinin kitabna bir ok ilveler yaparak Tenzihu' eri<ati'lmerflica <ani'lal beiri'enicati'lmev pira adl kitabn meydana getirmi tir. Mukad dimesinde hadis ilmiyle ilgili baz fasllar ve hadis vazedenlerin alfabetik sra ile isimlerini ihtiva eden bir kitap da di erleri gibi tabedilmi olarak elimizde bulunmaktad r.
.

Ebl <Abdillah Muhammed bn 'Ali eevkni (1173-1255) nin, daha nceki mellefattan da istifade ederek meydana getirdi i el Fevdpi(a adl kitab ile Muhammed bn cAb(831-902) nin alfabetik s raya gre tertip etti i dirral man esSetlvi fi beydni ke lrin mine'lalddii'lmu tehere ale'lelsine adl kitab bu meyanda zikredilebilir. Her iki kitap da tabedilmitir.
690. Bkz. bn Hacer, ellavlu'lmuseddedfi'zzebbi`ani'lMusned, s. 31

234

MUcADD L Bir hadis rvisinin, szne gvenilir, (g dil ve bt kimselerden olduunu haber vermek mansma gelen "tacdirl" den ismi fil olup, ahslar tezkiye eden ve tezkiyesine gvenilen kimse demektir. Az hadis rivayet etmesi, yahut kendisinden bir veya iki ki iden fazla kimsenin hadis nakletmemesi dolay syle hadisiler arasnda marf olmayan, bir ba ka ifade ile "mulplln" dan, yahut "mechillu'lcayn" veya "mechfilu'lVl" olan kimselerin hadislerinin kabul edilebilmesi iin ok defa bunlar hakk nda husni ehadette bulunacak ve o kimselerin adaletle muttas f olduklarn ortaya koyacak bir veya iki mucaddile ihtiya hasl olmutur. Bu mucaddilin, phesiz, szne gvenilir kimselerden olmas attur; aksi halde tacdilinin hibir k ymeti yoktur. Bir rvinin adalet vasfma sahip oldu unu kabul edebilmek iin, o kimseyi tacdil eden mucaddillerin says hakknda eitli grler ileri srlmtr. Baz fakihler, hadis rivayet eden bir kimse (muhaddis) ile, kullarn hukukuna taalluk eden meselelerde ehadette bulunan kimse ( hid) arasnda hibir fark olmadn ileri srerek, gerek muhaddisin ve gerekse hidin en az iki mucaddil tarafndan tacclil edilmesini art ko mulardr. Bunlara gre, ikiden az muaddilin ifadesiyle adalet sbit olmaz. Bununla beraber uleman n ou, kullarin hukukuna taalluk eden bir meselede ahadette bulunacak kimsenin en az iki mu<addil ile tacdil edilmesini kabul etmi lerse de, muhaddis iin bir muaddili yeterli grmlerdir. Baz larna gre muhaddis ve hidin tddilinde tezkiyesi makbul bir mucaddil yeterlidir". Mucaddilin kadn veya kle olmas halinde de durum ayndr. Adil bir kadnn veya bir klenin haberi makbul say ldna gre, bir muhaddisin halinden haber vermek mansma gelen ta<dilin de makbul olmas gerekir. Bununla beraber Medine fakihlerinin o u, ta<dilde kadn mu(addil olarak kabul etmedikleri gibi, ikiden az adam n ta`dilini de yeterli saymam lardr692.
691. Bkz. el-Hatib el-Ba ddi, s. 96. El-tlatib de muhaddisin tadilinde iki muaddili ihtiyat tedbiri olarak iyi grm , bununla beraber bir ki inin de kfi gelebilece ini sylemitin. Nitekim haber-i vhdle amel etmek vcib oldu u gibi, bir kiinin tadilinin de kabul edilmesi gerekir. 692. El-Hatib el-Baddi, el-Kifiiye, s. 98. Keza bkz. Tedrib, s. 213-214. El-tlatib, bir kadn muaddilin tadili ain kabulnde Berire hadisini delil olarak ileri srmtr. Bu hadise gre Hazreti Peygamber, `A'i e ile ilgili ifk meselesinde, cA'i e'nin durumunu renmek iin BerIre'yi a rr ve ona `A'i e hakknda kendisini pheye dren veya ho olmayan bir durum bulunup bulunmadn sorar. Kadn, Hazreti cA'i e'nin altndan daha temiz olduunu syleyerek onu tezkiye eder.

235

Mucaddilin bir ahsn ta`dil ve tezkiyesinde kulland szler zerinde, bu szlerle adalet vasfnn hasl olup olmayaca ynnden, eitli grler ileri srlmtr. Baz larna gre, bu konuda makbul olan sz, mucaddilin "bu ahs, leh ve aleyhime ehadeti makbul olan bir kimsedir" demesidir. Baz lar da "adildir; raz olunur", "adildir, makbuldr", "ehadeti makbuldr" szlerinin tacdill iin yeterli olaca n ileri srmlerdir. <Irak ulemas ise, mdaddilin "onu yaln z hayr olarak biliyorum" demesini yeterli saymlardr693 . Burada nemli olan husus, elI-JatIb'in de iaret etti i gibi, tacdilde, ahsn adaletinin beyan edilmesiyle birlikte, ehadetinin makbul ve r za gsterilir oldu unun da belirtilmesidir. Nitekim adil olan ve fsktan salim bulunan bir ok kimse vardr; fakat bunlarn gaflet, zayfhk, unutkanlk ve ehadette bulunduu ey hakknda bilgisizlik gibi halleri dolaysyle ahadetlerine rza gsterilmez. Bu hallerin hepsi, adil bir kimsenin adalet vasf na halel getirmese bile, ehadetinin kabulne mani hallerdendir. Bu itibarla hadis ulemas , mucaddilin, bir ahsn tddilinde sadece "bu adildir" demesini yeterli grmemi ler, ayn zamanda, ehadetinin kabulne mani bir hali bulunmadn ortaya koyacak bir tabirin de buna eklenmesini istemilerdir. <Omer bnu'lIJattab'm me hur sahabi. 'Abdurrahman bn (Avf'a u hitab, bu konuda hadisilerin ileri srdkleri en gzel delillerden birini te kil eder: Ente `ttclend elcadlu'rrtzd, femci'z semi`te ?". (Sen, bize gre adil ve ehadetine rza gsterilen bir kimsesin; Hazreti Peygamberden neler i ittin?). MU<ALLAR snadnn ba ndan bir veya birbirini takip etmek zere daha fazla ravisi hazf ve en son hazfedilen ravinin eyhine nisbet edilmi hadislere mucallak denilmi tir. Bazlar, btn isnad hazfedilerek kcIle Rasflu'llah (s.a.s.) denilmek suretiyle nakledilen hadisleri de mucallaktan saymlardr. Mucallak ismi, umumiyetle cezm sigasiyle, yani kale, .fecale, emere, nehci,zekere ve halde gibi kesinlik ifade eden tabirlerle rivayet edilen hadislere verilmi, fakat bnu'sSalaVn da dedi i gibi, yurvci, yakala, yuzkeru, yuhM ve benzeri tabirlerle nakledilen hadislerde bu isim kullanlmamtr694 . Bununla beraber, mteahh rtindan bazlar, mesela Ebu'lljaccac elMizzi, elButiTnin abil 'indeki bu kabilden hadislere de mucallak ismini vermi tir 695 .
693. Bkz. el-Hatib el-Ba drdl, 694. Bkz. 695. Es-Suyti, s. 84-85.

cUlntu'l-hadis, s. 63. Tedrib, s. 137.

236

El-Bu4arnin mdallak hadislerin ba lca menei olduu anlalmaktadr. "Kaynaklarn verdii malumattan anla ldna gre, alilft'te mevcut bu gibi merviyat ilk defa ciddi bir ekilde ele alp taclik diye adlandran kimse Ebu'l-Hasan ed-Darakutni (. 335), daha sonra ayn isimle el-Cem` beyne' - abikayn adl kitabnda mevzuubahs eden MA `Abdillah (. 420) olmu tur696. Bu bakmdan mutallak hadis, bir hadis e idi olmaktan ziyade el-Bul>arrnin alil.'inin en nemli hususiyetlerinden birini te kil eder. Bu hususiyet zerinde duran bn Hacer yle der: "Ta(lik, eyhten sem yolu ile alndn gstermiyecek (mesela kle, zade, zekere, yuzkeru, yukedu gibi) kat veya yar kat< bir ifade ile, isnadtan bir veya daha fazla ahs hazfetmektir. E er kat(i bir ifade kullan lrsa (kale, reva gibi) kendinden alnann shhatine dellet eder 697 . Ancak, onun hazfolunan senedinin ravileri zerinde d nmek gerekir: E er bunlar sikattan iseler, ta<liklerindeki sebep, bu hadisin, kitab n bir baka yerinde, veya manaslm o bbta di er bir vasta ile de olsa bulunmu olmasdr ki, ihtisaren ona ta<lik ile i aret edilmi tir; yahutta bu ta`lik, muhaddisin, hadisi eyhinden sem yolu ile ald n, fakat bu eyhin tedlis ile tanm dn, yahutta hadisin mevkuf bulundu unu, yani senedin ancak sahabiye kadar kabildiini gsterir. Bir baka ihtimal de, haddizat nda rvileri 'sikattan olmakla beraber, aralar nda, el-Bubarrnin artna uymayanlarn bulunmasdr. te bu ihtimaller dolaysyle mellif hadisini dorudan do ruya tatlikan, yani senedini ksaltarak alr; hazan da mtabeat yolu ile al r. Bu da, yukar daki muhtelif sebeplerden biriyle "cezm" (yani kat% mesela kale fulanun, reva fulanun) sigasiyle yaplr... Musannf, ayed temriz (yani katci olmayan, mesela yullu, yurv) sigasiyle bir hadis almsa, bu takdirde hadisin isnad nda, talikda zikretti i ahsa kadar zay f bulduu bir ahs var demektir. Yalnz bazan bu zay flk, bakalarmn seneddeki lleti grmemi olmasndan veya mhimsememele inden dolay sahih kabul edecekleri kadar ehemmiyetsiz derecede de olabilir. Bu tarzda, mutallak olarak alnm bulunan hadisin birinci kategoride oldu u gibi senedinde teemmle ayan pheli bir taraf var demektir""s.
:

Mucallak hadisin shhati, isnadnn bilinmesine veya hadisiler arasnda marf olmasna baldr. snad bilinen ve kabul artlarn
696. Bkz. ihnu'sSalah, <Ulrmu'l4adi, s. 61; elgr4i, etTalFyid ve'1-4a4, s. 72; esSuyiiti, Tedrlb, s. 136; Fuat Sezgin, Buharinin kaynaklar , s. 83. 697. Kr . elKsunl, Kavcxdu'ttalu/k, 105. 698. Bkz. Fuat Sezgin, Buharini kaynaklar , s. 84-85 (bn Hacer'in Taclik etTac/W ndan naklen).

237

haiz olarak hadisiler aras nda maraf olan mutallak bir hadisin sahish veya hasen hkmn ta mas tabiidir. Ancak, isnadm bandan bir ve daha fazla rvinin hazfedilmesi, ok defa mellifin tasarrufundan olduu cihetle, hazfolunan rvilerin bilinmemesi veya onlar hazfeden kimsenin "hazfetti im rvilerin hepsi de sils.attand r" demesi halinde mucallak hadis zayf hkmndedir; zira mellifin, hazfetti i rvileri tacdili mbhemdir ve hadis hakk nda shhat hkmn vermek iin kifayet sizdir 699 . MU'ALLEL' Grn itibariyle sahih olan, fakat aslnda gizli ve kdih (s hdatini kemiren) bir lleti bulunan hadislere mucallel denilmitir. Ancak bu llet ke fedilmedike hadisin mu(allel oldu u elbette sylenemez. Bu sebepten, mucallelin tarifini yaparken, kendisinde s hhatini kemiren bir lleti bulunduu anlalan, bununla beraber grn te yine de sahih olan hadistir, demek daha do ru olur. Mucallel kelimesi, lugatta bir eye ara olarak onu me gul etmek manasma gelen tac/I/den ismi meNildr. Hadise bir lletin arz olmas, onu shhatten drd gibi, bu Jiletle mucallel olmas neticesini de dourur. Bununla beraber elBulyari, etTirmizi, edDarakutni ve dier baz hadisiler, mucallel yerine ma`/ii/ tabirini kallanmlardr. Ancak bazlar, hadise bir lletin isabetini gznnde bulundurarak, hi olmazsa Nah!' ismi mef`lln kullanp ndll demenin daha doru olaca n, zira icllden ismi mef<ln maqil vezninde gelmedi ini syliyerek bu tabirin kullan ln hatah grmlerdir700. Yine bunlara gre, ma`lCi 1, lugatta devenin ikinci defa sulanmas manasnda kullanlan (aile fiilinin ismi mef`fldr. Bu ynden tabirinin lletli hadisler iin kullanlmas hatadir701 . Bununla beraber macha tabirinin kullanlnda herhangi bir mahzur bulunmad n ileri srenler de vardr. Bunlara gre calle fiili, baz lugat kitaplar nda, bir eye llet isabet etmesi keyfiyetini gstermek iin de kullan lm ve calle'ey'u, aza e C bethu tilletun denilmitir. Buna gre, baz hadis imamlar tarafndan kullanlan macll tabirinin bu mandan al nm olduu anlalmaktadr ve bu kullam hatal deildir 7 2. Hadislerin mucallel e idi, hadis ilminin en nemli ve en g bilinen konularndan birini te kil eder. Yksek anlay , stn hafza, yzbinleri a an hadislerin metin ve isnadlarma derin vukuf sayesinde ha699. 700. 701. 702. Bkz. bn Hacer, Nugetu'lfiker erhi, s: 53. Bkz. s. 161. Bkz. Teveih r'nnazar, s: 264. Ayn yer.

238

disin lletini kefetmek mmkn olabildi i iin, hadisiler aras nda ok az kimse mu(allel bahsindeki bilgisiyle hret kazanabilmi tir. (A11 bnulMedini (. 234), Almed bn Hanbel (O. 241), elBul ari (O. 256), Yackab bn eybe (O. 262), Ebii Hatim (O. 277), Elya Zurca (. 264) ve edDarakutni (. 385), mucallel hadislere vak f olan imamlar arasnda isimleri en ok zikredilen kimselerdir. ElHakim'in ifadesinden de anlald gibi, bir hadis eitli ynlerden tagil edilir (Bkz.'Illet); ancak bunun cerhle hibir ilgisi yoktur. Zira cerh, hadisin metin veya isnad nda herkes tarafndan kolayca grlebilen bir kusur sebebiyle onun zarfl n ortaya koymaktan ibarettir. Yahut denilebilir ki cerh, hadisin mala n olmu lletine istinaden onun hakknda hkm vermektir. Bu bakmdan lletin bilinmesi cerhe tekaddm eder ve bu bilinmedike cerhetmek mmkn de ildir. Halbuki llet gizli bir kusurdan ibarettir ve yukar da da kaydedildii gibi bunun kefedilip bilinmesi ayr bir ihtisas ister; bilinmedi i mddete de, hadisin kusurdan salim ve dolay syle sahili olduuna hkmedilir. Bir hadis, ya isnadnda, ya da metninde ke fedilen bir takm illetler dolaysyle mu'allel grubuna girer. Bu !Hedefin bir ok e idi vardr. ElHakim bunlarn yalmz on tanesine i aret etmi ve her biri iin ayr ayr misaller vermitir. "cIllet" maddesinde bunlar hakk nda ayrca bilgi verildii iin burada tekrar na lzum grlmemitir (Bkz. `Met). Ancak una i aret edilebilir ki: Hadisle me gul olan kimselerin bir hadis hakknda "bu hadis fulan kimse ile magaldr" ibaresini grdkleri zaman, hkm vermekte acele etmemeleri ve lleti daima hadis stlahmda gizli bir kusur manas nda anlamamalar gerekir. nk baz ulemann, lleti stlah d bir manda da kullandklar grlmektedir. Bunlara gre llet, baz rvilerde grlen yalanc lk (kizb), gaflet, kt hafza (sui hfz) gibi kadil ve zahir (gizli de il) cerh sebepleridir703 . Keza Eba Ya(la llet kelimesini e itli ekilleriyle kadil olmayan bir manda kullanmtr. Mesela gvenilir kimseler tarafndan muttasl olarak rivayet edilen bir hadisin bir ravi taraf ndan mursel olarak rivayeti bu cinstendir ve byle bir hadis hakk nda huve ah' un macllun (bu hadis sahh matlldur) denilmi ve sahihm ksmlarmdan biri saylmtr. Malik bn Enes'in Muvaffa' nda buna benzer yle bir rivayet yer alm tr: ...1-Jaddeseni Malik: Ennehu bele ahu enne Eba Hurayra kale kale Rasalu'llah (s.a.s.): Li'lmemlaki tacanauhu ve kisvetuhu bi'l703. Ahmed M. akir, el-136'iu'iba i,s. 77 ,

239

ndrf, vela yukellefu mine'ltameli illa ma yutik "(Kle, ister kad n olsun ister erkek olsun) maraf olan uslde doyurulur ve giydirilir (yiyece inde ve giyece inde ne israfa ka hr, ne de hakk ondan kslr) ve ona takat dnda i yklenmez" 704 . Grld gibi hadis, inu<al olarak, yani Malik ile Eba Hurayra arasnda birden fazla rvi atlan nak suretiyle nakledilmi tir. Halbuki ayn hadis, el Muvattor dnda, yine Malik'ten, atlanan rvi isimleri belirtilerek mev al olarak rivayet edilmi tir ve isnad yledir: brahim bn Tahman ve'nNu<man bn 'Abdi'sSelam can Malik Can Muhammed bn `Atlan can Ebihi (an Ebi Hurayra... Hadis bu isnad n beyanndan sonra sahih olmu tur. yle anla lyor ki bazlarnn da dedii gibi?", bu hadis mu<allelin aksidir; zira mu<allel olan bir hadisin zhiri selmettir; yani sahih grn ldr; fakat lleti kefedildikten sonra mucallel olur. Halbuki el Muvaffii'da yer alan hadisin zhiri, isnadndaki rvi d mesi sebebiyle lletlidir; sonradan onun muttas l olduu anlalmtr. Netice itibariyle mucallel (veya maga hadis, rvinin vehmi dolaysyle isnad veya metinde yapt bir hata ile rivayet edilen hadis olup bu hata ke fedilinceye kadar sahih ve hatadan slim olarak kabul edilir. Hatamn daha sonralar ortaya kmasyle hadisiler aras nda marf olan rivayet o hata ile macl ll veya mdallel olur ve bu gruba girer. Ancak btn lletler, hadisin s hhatinde kadih bir rol oynamad klar iin btn mucallel hadislerin zayf olduklar leri srlemez. MU'AN'AN Rvinin, hadisi tandis, ihbar ve sem yollar ndan hangisiyle aldm belirtmeksizin (yani haddesena, abberana ve sem ctu gibi tabirler kullanmayp) yalnz Can lafzyle (`an fulanin Can fulanin can fulanin diyerek) rivayet etti i hadislere mucancan denilmi tir. Bazlarna gre mursel nevinden olan bu e it rivayet, hadis ve fklr ashab ile uslclerin o u tarafnda muttasl olarak tavsif edilmi tir. Ancak mu<adan bir isnadn ittisal ile tavsifi, yine de baz artlarn tahakkukuna baldr. Rvinin mudellislerden (yani mlki oldu u eyhlerden iitmedii hadisleri rivayet edenlerden) olmamas ve can lafz ile hadisini nakletti i eyhe mlki oldu unun bilinmesi, bu artlarn banda gelir. E er eyhten i itmedii hadisi `an lafz ile rivayet eden mudellis ve onun rivayeti olan hadis (mudelles), mucan<an d nda mtalaa edilecek olursa, mucancamn ittisaline hkmetmek iin bir tek art kalmaktadr ki,
704. Bkz. elMtuagir, II. 980. 705. Bkz. Ahmed M. akir, s. 77-78.

240

bu art, rvinin hadis ald eyhe mulki olduunun bilinmesidir. Bu tek art zerinde e itli grler ileri srlmtr. Bu grlerden biri, ahiti musanmf Muslim ibnu'lHaccc'a aittir. Muslim, al>/b'inin mukaddimesinde "mdadan hadisle ihticac salaih olmas bb" bal altnda, yukarda zikretti imiz arta itiraz etmi ve bunun isnadlara tacn etmek iin sonradan uyduruldu unu, daha nceleri hi kimsenin byle bir art ileri srmedi ini syliyerek yle demitir: "Hadislerle ve rivayetlerle me gul olan eski ve yeni btn ilim erbab nn zerinde ittifak ettikleri yayg n gr udur ki, sika olan her bir rvi, kendisi gibi sika bir rviden hadis rivayet etti i zaman, bunlarn biraraya geldiklerine ve kar lkl konutuldarma dair hibir haber gelmemi olsa bile, ayn asrda yaam olmalar dolaysiyle, birbirlerine kavumu ve birbirlerinden hadis i itmi olmalar ciz ve miinkindir; rivayetleri sbittir ve bu rivayetle ihticac zaruridir" 706. Bu szlerden anla lyor ki Muslim, can lafzyle rivayet edilen hadislerde sika rvilerin birbirlerine mulki olduklar nn bilinmesini art komuyor, fakat mus r olmalarn hadisin kabul iin yeterli gryor. Ayn zamanda, mucancan hadislerin mursel veya munkat olmalar ihtimaline binen, cancanede rvilerin birbirlerine kavu mu olmalarn art ko anlarn da mucan<an ile ihticac etmemeleri gerekti ini ileri sryor ve "e er, senin haberi zay f grp onunla ihticac terketmendeki sebep, o haberdeki irsal ihtimali ise, ba ndan sonuna kadar sem kaydn grmedike mdancan isnad kabul etmemen gerekir" diyor 707 . Muslim'in bu itirazna muhatap olan ahslarn, mucancan hadislerin kabul edilebilmesi iin birbirlerinden can lafz yle hadis nakleden rviler aras ndaki mulkatm sbltunu art ko an elBubrI, Ibnu'lMedinI ve dier baz hadis imamlar olduklarn, bn Hacer'in u sznden anlyoruz: "ElBuljArrnin, hadislerindeki ittisal ynnden Muslim'e stnl , birbirinden hadis nakleden rvilerin, bir defa da olsa, birbirlerine mulld olduklarnn sbit olmas hususunda ileri srd art dolaysyledir. Halbuki Muslim, bu rvilerin mus r olmalaryle
706. Bkz. Muslim, ahiti, I. 29-30. 707. Ayn yer. Muslim bu konuda Hit bn `Urve, 'an Ebili, 'an `A'ie isnadm misal olarak m zikreder ve der ki: Yakinen biliyoruz ki Hi am, babasn ve babas da`A'ie'yi iitmitir. Feza `A'ie de Hazreti Peygamberi. Hi am, babasndan nakletti i bir hadis iin aljberani veya semi`nt lafzlarm kullanmad zaman, kendisiyle babas arasnda, bu hadisi kendisine nakleden bir ba ka ahsn bulunmas mnakindir. Yani o hadisi babas ndan bizzat iitmemi, fakat onu rivayet etmek istedi i zaman da, asil i ittii kimseye isnad etmemi ve mursel olarak rivayet etmi tir. Bu durumun, aynen, babas ile `A.'ise arasnda olmas da milmkindir. Ilattil ierisinde sem

kayd olmayan hadlslerin isnadlar da byledir.

241

iktifa ve elBub.arryi de ileri srd bu art dolaysyle cantaneyi asla kabul etmemekle ilzam etmi tir; bir ba ka ifade ile, onun cancaneyi kabul etmemesi gerekti ini ileri srm tr708". Maamafih yine bn Hacer, elBut arrnin gr n teyid etmek maksadyle, byle bir ilzama gerek olmadn , zira ravinin, hadis ald kimseye, bir defa dahi olsa mulaki olduu sbt bulunca, o kimseden rivayetlerinde onu i itmemi olmas ihtimalinin cereyan etmiyece ini sylemi ; fakat rvinin, o kimse ile mulakat sbit olmakla beraber gerekten i itmedii bir hadisi rivayet etmesi halinde, mudellis olaca n, halbuki konunun mudellisin dnda mefraz bir konu oldu unu szlerine eklemitir709. Mucancan hadisler hakknda ittisal ile hkmedebilmek iin ileri srlen artlardan biri de, mucanc nler aras nda mulakatn sbtundan baka sohbetin uzunlu udur. Bu art ileri srenlerin ba nda Ebu'lMuiaffer esSencani gelir710. Ancak, bn Hacer'in de dedi i gibi, gerek bu art ve gerekse `ancanede mutlak ink ta`m bulundu unu ileri srerek reddi gr n savunanlar, lzumundan fazla iddet tarafn iltizam edenlerdir. Muslim'in yalmz musaratla iktifa eden gr nde ise, yine a r derecede bir suhulet vard r. Halbuki elBubari ve ona tabi olanlarn grleri, dierleri arasnda vasat bir yer i gal eder ve dorusu da budur 711 . MUcA.ARAT Mufacale bab ndan masdar olan mu<asarat, birbirlerinden hadis rivayet etsinler veya etmesinler, ayn asr iinde ya ayan rviler hakknda kullanlm bir tabirdir. Beraberce bir as rda ya amak manasna gelen kelime, mucancan hadislerin ittisaline hkmedebilmek iin Muslim tarafndan ileri srlen bir arttr. Bu arta gre, birbirinden (an lafz ile rivayet eden sika ravilerin mucas r olduklar tebeyyn edince, bu rivayetin muttas l olduuna hkmedilir (Bkz. Mucancan). u var ki mucasarat, birbirinden hadis rivayet eden rvilerin bir birlerine mlki olduklar na mutlak surette dellet etmez. Nitekim, mucasn olduu halde mulki olmad eyhten hadis rivayet edenler bulunduu gibi, mulki olduu eyhlerden i itmedii hadisleri rivayet edenler de vardr. Bu bakmdan, mesela tedllsin tarifinde yalnz muasaratla iktifa edenlere kar klm ve rivayette mucasarat n deil mulakatn art ko ulmas gerekti i ileri srlmtr (Bkz. Tedlis); fakat yalnz mucasaratla iktifa edilip, mdas r olup da mulakat bulun708. 709. 710. 711. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 37. Ayn yer. Bkz. esSuyfti, Tedrib, s. 133. Ayn yer.

242

mad bilinen bir eyhten rivayet edilen bir hadisin mudelles de il mursel oldu u sylenmitir (Bkz. Murselihafi). Mesela muljazramlar. Hazreti Peygamberle muca arat etmi olmalarna ra men ona mulaki olmamlardr ve bu sebeple onlarn Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadisler mudelles de il, mursel cinsinden addedilmi tir. MUBHEM Mubhem kelimesi, iblandan ismi mef<111 olup belirsiz braklm veya ne oldu u bilinmeyen, ey demektir. Hadis stlahnda, isnadta ismi a klanmakszn ok defa "fuln" tabiri ile i aret olunan raviler hakknda kullanlmtr. Bazan eyhinden hadis nakleden bir ravi, ya ihtisar iin, ya da eyhinin zarflm rtmek iin onun ismini aklamaz ve mesela al beran fulanun "fuln kimse bana haber verdi" demekle iktifa eder. Bu suretle isnad ierisinde bir ravi mubhem braklm olur ve e er eyhinin ismini bu rivayette zikretmeyen kimseden ayn hadisin bir baka rivayetinde mubhem Ta-vi yine aklanmam olarak gelirse, mubhemin kim oldu unu tesbit etmek mmkn olmaz. snadnda mubhem ravi bulunan bir hadisin hkm kabul edilmemektir. nk haberin ba lca kabul art, ravilerinin adaletidir. smi mubhem b raklan bir ravi ise, ahsen bilinmedii gibi adaleti de mechl demektir. Keza ta<dil lafzyle mubhem b raklan ravinin hadisi de makbul deildir Ta<dil lafzyle ibhm, ravinin ahberani' ilcatu "bana gvenilir kimse haber verdi" diyerek hadis nakletmesidir. Her ne kadar bu szde geen mubhem kimse, ravi nazar nda :ika olabilirse de, ba kalar nazarnda onun mecrh kimselerden olmas ihtimali vardr ve bu ihtimal dolaysyle hadisinin kabul edilmemesi gerekirm. Bununla beraber hadis metninde geen mubhem isimlerin, s hhat zerinde herhangi bir tesir icra etmediklerini de hat rdan karmamak lazmdr.
.

Mubhem isimler, bir ahsa dellet etmek zere kullan lan eitli tabirlere gre muhtelif k smlara ayrlmtr. Bunlarn en mhimmi raculun (bir adam) ve imra'etun (bir kadn) kelimeleriyle bu kelimelerin tesniye veya cern< halinde kullan lm ekilleridir (raculni imra'etni iki kadn, ricdlun adamlar, nisd'un iki adam, nlar gibi). kad Mesela Eb Davd, IIaf bn <Omer tariluyle yle bir hadis nakletm itir : ...`an 'Arar bn Evs <an raculin min beni `tamir ennehu kale: Ya Rasiila'llah enne ebi eytun kebirun la yestetru'lhacce ve lagcumrate
712. bn Hacer, Nubbetu'lfrer erhi, s. 67.

243

ve la'iidne? 1le: Uhcuc <an ebike vactemir (Bena qmir'den bir "racul", Hazreti Peygambere, babas nn ok yal olmas dolaysyle hac ve umreye takat getiremedi ini sylemesi zerine Hazreti Peygamber babas yerine hac ve umre yapmas n tavsiye eder) 7". Haf bn cOmer rivayetinde "Bena cikmir'den bir racul" eklinde mubhem olarak gelen bu isim, yine Eba Davud'un Sunen'inde ayn hadisin Muslim bn brahim ve etTirmizi'nin Sunen'inde 714 Ylsuf bn <Isa rivayetlerinde Eba Razin el<Ukayli eklinde beyan edilmi tir. ...can (Ubeydillah bn Burayde can Ebihi kale: Ca'et imra'etun ila'nNebiyyi (s.a.s.) feklet: nne ummi mtet ve lem tehuc, efee4uccu `anha Necam, kacci canha. (`Abdullah bn Burayde'nin, babasndan rivayet etti ine gre "bir kadn", Hazreti Peygambere haccetmeden len anas yerine haccedip edemiyece ini sorar; Hazreti Peygamber: "Evet, onun yerine haccet" der) 715 . Grld gibi rivayette, Hazreti Peygambere sual soran kad n (imra'e) mubhemdir. ...<an (.1'i ete klet: Knet <indi imra'etun min Beni Esed, fedalale caleyye Rasalu'llah (s.a.s.) fekle: Men hzihi ? Fulne, la tanmu mine'lleyl... (Hazreti <71.'i e anlatr: Yanmda Bena Esed'ten bir kadn vard. Hazreti Peygamber geldi ve bu kad n kim, dedi. Ben de fuln kimse, geceyi (ibadet iin) uykusuz geirir, dedim) 716. bMubhem isimlerin bir ksm bn; Bint, nu'lAh ve ibnu'lult eklinde geldi i gibi, dier bir ksm da (An m ve (Ime, veya zevc ve zevce eklinde de gelir. Yukarda da i aret ettiimiz gibi, bunlar bazan isnadta, bazan da hadisin metninde grlrler. Bunlarn tesbit edilerek as l isimlerinin ortaya karlmas , hadis rivayetinde asl olan eyin tahkiki gayesine matftur nk insan daima iin ashm renmek, gizli ve sr olan eyleri kefetmek temaylndedir. Dier taraftan hadis, metin iinde geen mubhem ki inin iy ve medhe layk bir amelini aksettiren bir man ta yorsa, bu mubhemin ke fi onun faziletini renmek bakmndan daha faydah olur. Fakat iyi ve ho olmayan bir amel aksettiriyorsa, bu amelin, yanl bir zan ile ba kalarna nisbet edilmemesi iin mubhemin ke fi yine zorunlu bir i olur.
713. Bkz. Ebn Dvid, Sunen, I. 420. 714. Bkz. Sunen (el-Cgni`), III. 269. 715. Et-Tirmizi, ayn yer, 716. El-BuliarI, ahiti, II. 48; Muslim, al.llt, I. 542. Muslim'in bir rivayetinde mubhem olarak gelen bu kad n, bir baka rivayette el-Havra' Bint Tuveyt olarak isimlendirilmi tir.

244

Eer mubhem, isnad iinde yer alm sa, adalet ve zabt ynnden onun tesbiti gerekir; ta ki hadisin sahih veya zay f olduu hususunda kesin bir hkm verilebilsin. te, mubhemin kefinde mlhaza edilen bu gibi faydalar sebebiyle, hadis imamlar tarafndan konu ile ilgili bir ok kitap tasnif edilmi , ierisinde mubhem isimler bulunan hadisler tertip edilerek mubhemlerin dellet ettikleri isimler a klanmaya allmtr (Bkz. Mubhemt). MUBHEMA T Hadislerin metin ve isnadlarnda vaki olan mubhem isimleri beyan etmek maksad yle tasnif olunan kitaplar, umumiyetle elMubhemcU ad altnda toplanmtrn". Bu konuda kitap tasnif edenlerin banda cAbdulGani bn Sacid elMisli (. 409), eltlatib el Badad (. 463) ve Ebu'l-1s m bn Bakuval (O. 578) gelir. bn Bakuval' n kitab, dierleri aras nda en byk ve en nefis olandr. Kitapta 321 hadis biraraya getirilmi ve bu hadislerde geen mubhem isimler a klanmtr. Ancak tertip edilmemi olduu iin kitaptan faydalanmak bir hayli gtr 718. Eltlatib'in kitab, 171 hadisi ihtiva eder. Mubhem ahslarn isimlerine gre alfabetik bir tertibini de vermekle beraber, g istifade edilir bir kitaptr. Bu glk, mubhem ahslarn isimlerine gre tertip edilmi olmaktan ileri gelmektedir; nk mubhemin ismini bilen kimse iin kitaba mracaat lzumsuzdur; bilmeyen kimse ise, el-11, aO'in kitabnda mubhemin yerini tesbit etmekte glk eker. EnNevevi ise, hadislerin isnadlar n hazf ve sahabi ravilerinin isimlerini alfabetik s raya gre tertip etmek suretiyle eltlatib'in mezkr kitabn ihtisar etmi ve onu daha kullanh bir ekle sokmu olmakla beraber, baz mubhem isimleri a klamadan brakmtr"'. Nihayet eeyh Veliyyu'dDin elIraki (0.806) elMustefdd man mubhem ve'lisn ld adn verdii kitabnda, eltlatIb'in, bn Bakuval'n ve enNevevi'nin kitaplarn biraraya getirip, ba ka ilaveler de yaparak bunlar fkh bablarma gre tertip etmi ve bu konuda en gzel tasnifi meydana getirmi tir720. Bunlar yannda, baz hadis kitaplarnn mubhematna tahsis edilmi kitaplar da vardr. Mesela eyhulislain bn Hacer (O. 852), ButarI
717. 718. 719. 720. Bkz. Hei Halife Ke fu'rgunitn, II. 1583 elmubhena. t. Ayn yer ve es Suyrti, Tedrib, s. 499. Ayn yer. Ayn yer.
,

245

erhinin mukaddimesinde mubhematna ayr bir fasl e ll'i ((O. ayrm721 , keza Eb Zer Ahmed bn brhim 884) de Muslim'in mubhemat na ayr bir kitap tahsis etmi tir722 . MUCALESE Mufcale bb ndan birarada oturmak veya meclislerde beraberce bulunmak mans na gelen muclese, hadis stlahnda, yine bu manya uygun olarak, hadis rvilerinin birbirleriyle olan sohbetlerine ve yakn ilikilerine dellet etmek zere kullan lm bir kelimedir. ki rvi arasndaki muclese, kesinlikle mulkta dellet ettii iin, birbirlerinden rivayetlerinde ittisal hkm cridir. Tabiatiyle bu, rvilerin mudellis olmamalarma ba ldr. Aksi halde, bir mudellisin, celisi olan kimseden i itmedii hadisleri de rivayet etmesi dolay syle rivayetlerinde ittisal bulundu unu ileri srmek gle ir. MUCAZ Mucz, icazetten nefc1 mansmda, rivayet edilmesi iin hakknda icazet verilen kitap vs. ye dellet eden bir kelimedir. oulu muczt olarak kullan lr Mesel bir rvi, elinde bulunan hadis kitaplarnn, bir bakas tarafndan rivayet edilmesini istedi i zaman o kimseye icazet verir ve yle diyebilir: Eceztuke mucazatl, yani "bana, rivayet etmem iin icazet verilen ( u kitaplar , senin de benden) rivayet etmen iin sana icazet verdim". Bundan da anla lmaktadr ki mucaz, icazet tarik yle rivayet edilen veya al nan hadislerdir. MUCAZ LEH Hadis tahammlnde icazetle ilgili rivayetlerde kullanlan mucclz leh tabiri, rivayet iin "kendisine icazet verilen kimse" mansndadr. MUCAZ Muciz, icazetten f' l mansnda, hadislerini rivayet etmesi iin bir kimseye "icazet veren eyh" e dellet eder. MUDEBBEC Mudebbec, ibnu' all'm ifadesine gre, akrann, yani yaa birbirine yak n olan rvilerin birbirlerinden hadis rivayet etmeleridir. Keza isnadca olan yak nlkta da rvilerin birbirlerinden hadis rivayet etmeleri bu isimle adland rlmtr723 . Bu konuda ibnu' alh yle der: Ya a ayn olan rvilerden birinin di erinden rivayeti muhtelif ksmlara ayrlr. Bunlardan biri de mudebbectir. Mudebbec, ayn yalarda olan iki rvinin birbirinden hadis rivayet etmesidir. Meseli sahabeden Hazreti (A'i e ile Eb Hurayra gibi ki, bazan cA'i e Ebr Hurayra'dan, bazan da Ebii Hurayra cA'i e'den rivayet etmi tir. Keza tbiciindan ezZuhri ile `mer bn (Abdi'l`Aziz, etbadan Mlik ile
721. Hedyu'sstri, II. 2-81. 722. 1.15e1 Halife, Ke fu'iiunrn, II. 1583. s. 278. 723. Ibnu' aMb,

246

elEvzaci ve daha sonrakilerden Ahmed bn Hanbel ile 'Ali ibru'lMedini de byledir ve birbirlerinden hadis nakletmi lerdir724. ibm's alalfa yazd Talcyld'inde, ibnu's alal'm mudebbec ile ilgili bu tarifine baz itirazlarda bulunur ve yle der: "Musannfn mudebbeci birbirinden hadis rivayet eden iki karine (yani ayn yalarda olan iki rviye) hasretmesi, tbi olmas dolaysyledir. Nitekim elHakim, Ulamu'lladls adl kitabnn "akranlarm rivayeti' ba hkl 46 nc blmnde yle demektedir: ki karin ya ve isnad ynnden birbirine yak n olduklar zaman, k sm ortaya kar ki, bunlardan birincisi, eyhlerimizin mudebbec olarak isimlendirdikleri ksmdr. Bu, bir karinin kendi karininden rivayet etmesidir. Sonra ikinci karin brnden rivayet edinCe mudebbec olur". "ElHakim'in ksaca ortaya koydu u ve ibnu'salnh'in ona tbi olarak terkrarlad bu tariflerden anla ldna gre mudebbec, iki karinin birbirinden rivayetidir. Fakat asl nda bu byle de ildir. Mudebbec, iki rvi, ister karin olsun, ister biri di erinden byk ya ta olsun, birbirinden rivayet etmeleridir. Ancak, by n kkten rivayet etmesi halinde, bu, uslde "byklerin kklerden rivayeti" blmne girer". "ElHakim bu ismi (yani mudebbeci), kimli ini aklamad baz eyhlerinden almtr. Onun asl kasdetti i kimse de edDarakutni'dir ve bu ahs onun eyhlerinden biridir. Bildi ime gre mudebbec ismini de ilk defa kullanan edDarautni olmu tur ve bu konuda elMudebbec adn verdi i bir cildlik mufassal bir de kitap tasnif etmi tir. Bu kitabn sahih bir nshas elimdedir; burada iki rvinin karin olmalar n art ko mamtr. Kitapta Eb Bekr'in Hazreti Peygamberden ve Hazreti Peygamberin Eb Bekr'den, (Omer'in Hazreti Peygamberden ve Hazreti Peygamberin (Omer'den, a`d bn (Ubade'nin Hazereti Peygamberden ve Hazreti Peygamberin Sacd bn (Ubade'den, rivayetlerini zikrettii gibi, baz sahabenin tabinden rivayetlerini de zikretmi tr ki, bu tabitInun, kendilerinden rivayet eden sahabilerden rivayetberi vardr. Mesela cOmerle Ka(bu'lAbbar' n, bn cOmer'le (Atyye el--(Avfi'nin ve Bekr bn (Abdillah elMuzenrnin, bn (Abbasla <Amr bn Dinar, Eb Seleme bn (Abdirratman ve `Ikrime'nin, Ebn Sdid elHudri ile Eb Nazra el(Abdrnin, Enes bn Malik ile Bekr bn (Abdillah elMuzeni'nin birbirlerinden rivayetleri bunlar aras ndadr. Keza kitapta, baz tbinun, baz etbau'ttabi(inden rivayetleri de zikredilmitir. Mesela (Abdullah bn `Avn ve Yahya bn Sacid elEn724. Ayn yer.

247

safi ile Mlik'in, (Al= bn Dinar, Eb l shak esSebici ve Suleyman bn Mihra'n elAcme ile Sufyan bn cUyeyne'nin, Ebu shak esSebici ile o lu Ynus bn Ebi ishaVn birbirlerinden rivayetleri bu zikredilenler arasndadr. Bunlara ilaveten daha sonraki tabakalardakilerin buna benzer rivayetleri de gznnde bulundurulursa, mudebbecin, birbirinden rivayet eden rvilerin karin olmakla takyid edilmedikleri, aksine hkmn bundan daha geni olduu anlahr"725. Elgraki., bu grleriyle elHakim ve ibnu' Salah'a itiraz etmi olmakla beraber, bn Hacer'in, Nuhbe erhinde, bir eyhin tilmizinden hadis rivayet etmesi halinde, bu rivayetin mudebbec olarak isimlendirilemiyece ini, bunun, "byklerin kklerden rivayeti" k smna girece ini ileri srmesi de, onun elgrakrye muhalif bir gr e sahip olduunu ve bu gr ile elUkim'e uyduunu gsterir726. Birbirinden hadis nakleden raviler ister karin olsun ister olmas n, hadisiler aras nda bu konuda beliren gr ayrlklar bir tarafa, bu rivayet eklinin mudebbec olarak isimlendirilmesini gerektiren sebep ve hikmetin ne oldu u da kesin olarak bilinmemektedir. El--(Ir4i, bu istifhama iaretle yle demektedir: B e it rivayete mudebbec isminin verilmesini gerektiren sebep nedir, aralar nda ne gibi bir mnasebet vardr ve kelimenin i tikak ne olabilir? imdiye kadar bu konu zerinde kimse durmam tr. Grne gre bu isimin verilmesi, bu eidin gzellii (husn) dolay syledir. nk mudebbec lugat ynnden muzeyyen demektir. Nitekim elMultkem mellifinin belirtti ine gre debc, nak ve tezyin manas na gelir. Kelime farsadan muarrebtir. Dibeicetu'lvech denildii zaman, yzn gzelli i anlalr. bn Mescdu'un, dlbacu'lKur'an olarak isimlendirmesi bundandr Buna gre, e er mudebbecin bu manadan geldi i kabul edilirse, isnadta iki karinin, veya biri byk di eri kk olmak zere birbirinden rivayet eden iki ravinin birle mesi, ok defa ikisinin de, yahut yaln z birisinin alim ve hafz olmas halinde vukubulduu iin, bu vasflar dolaysyle, an ve nazil olan ba ka isnadlardan vazgeilmesi mmkn olur. Bu ise, mudebbec dediimiz ve tercih etti imiz isnad iin bir tezyin ve tahsin vesilesidir. Mesela Yahya bn Macin'in Ahmed bn Hanbel'den ve Ahmed bn 11anbel'in Yahya' bn Macin'den rivayeti byledir. Akranlarn rivayeti, ok defa, bilgileriyle temayz etmi ilim ehli arasnda grlr.
725. Bkz. et-Takyld ve' 1-10h, s. 290-291 (` Ulnzu'l-1./adfs'in Balah 1350 basksnda).

726. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 82.

248

Bununla beraber, mudebbecin, yukarda akladmiz mannn tamamiyle zdd olan bir manda da dellet etti i ileri srlebilir. E er mudebbecde yer alan iki kartn ayn tabakadan ve ayn dereceden olursa, bir birine benzeyen iki yana a tebih edilir ve bunlara dibacetan denir. Bu takdirde man, ve Ibnu' -Sahlfn mudebbeci iki karinle takyid etmelerindeki hikmete de uygun olur; nk bununla isnad nzil olur ve isnad n nzl dolaysyle mudebbec olarak isimlendirilmesi ihtimali ortaya kar. E er rviler karin ise, her biri bir derece, byn kkten rivayeti ise iki derece d m olur. Yaly bn Macin'e gre, nzfl, yzdeki bir leke (karba) gibidir. `Ali ibnu'l-MedinI ve Ebu 'A= el4Nlustemli ise, onun u'm olduunu ileri srmlerdir. Bu takdirde mudebbec, isnad iin bir mehid almeti olmaktan ziyade zemme dellet eden bir isim olur. Nitekim bu manda raculun mudebbecun denir ve irkin yzl (kabIbu'l-vech) mans kasdedilir Netice itibariyle mudebbec, yukarda aklanan rivayet e idi iin ya bir medihtir, ya da ikinci manda zemdir 727. MUDELLESBir rvinin, mlki olduu eyhten iitmeden, (yahutta mus n olmakla beraber mlki olmad eyhten iitmi gibi) rivayet etti i hadislere mudelles ad verilmitir. Ancak, vermi olduumuz bu tarifte yer alan "yahutta mus r olmakla beraber mlki olmad eyhten iitmi gibi" ibaresini, ihtiyath kabul etmek gerekir. nk bnHacer'e gre mudelles, yalnz, rvinin mlki olduu, eyhten iitmeden rivayet etti i, bir baka ifade ile, eyhe mlki olduu halde, ondan bir ba ka vastayle ahp o vastay zikretmeden do rudan doruya eyhe isnadla nakletti i hadistir. Buna gre, bir hadise mudelles diyebilmek iin, rvisinin, kendisinden had s naklettii eyhe mlki olduunun bilinmesi arttr 728. Bununla beraber en-Nevevl Talcrib'inde, rvinin mus r olduu eyhten iitmeden729, bnu' -Sal4 ise, U/Cmu7-11,adi'inde rvinin mlki oldu u eyhten iitmeden, yahut mus r olupta mlki olmad eyhten mlki olmu gibi rivayet etti i hadise mudelles ismini vermilerdir730. Bundan anlalyor ki, gerek en-Nevevi ve gerekse ibnu' -Sa15.1.1, rvi ile eyhi arasnda mlktn bulunup bulunmadna itibar etmeksizin musr olmalarn yeterli grm ler ve maddesi buna gre zarif etmi lerdir. Halbuki bn Hacer'in tarifinde mudelles, yukarda da iaret etti imiz
727. 728. 729. 730. E1=Ir41, etTahykl ve'1-101, s. 291. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 55. Bkz. esSuytl, Tedrih, s. 140. ihnu's--alW)., s. 66.

249

gibi, birbirine mlki olduklar bilinen iki ki iden birinin dierinden iitmeden rivayet etti i hadistir. bn Hacer'e gre, muas r olan, fakat birbirine mlki olmad klar bilinen iki kii arasnda, i itme olmakszn yap lan rivayet, mudelles deil, murseli hafi olarak isimlendirilir. Bu bakmdan mudelles ile murseli hafi arasnda ok ince bir fark vardr. Mudelles, eyhe mlki olduu bilinen rviye mahsustur ve o eyhten i itmeden rivayet etti i hadistir. Murseli hafi ise, eyhe muasr olan ve fakat onunla mlakat oldu u bilinmeyen rviye mahsustur; mlakat olmay nca, tabiatiyle rvi o eyhten i itmedi i hadisi rivayet etmi olacaktr731 . O halde mudellesin tarifini yaparken, mlakat nazar dikkate almaks zn muasarat sz konusu eden kimse, murseli ijafiyi de bu tarifin iine sokmu olur ki, bu yanltr; do rusu, her ikisini birbirinden ayrmaktr. bn Hacer, mudelleste mlakat n art olduuna ve musarata de il mlakata itibar edilmesi gerekti ine, hadis ilmine vak f kimselerin, Eb 'Osman enNehdi ve Rays bn Ebi Hzim gibi muta?ramlarn Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislerin mudelles de il murseli hafi cinsinden olduklar zerindeki ittifaklar n delil olarak ileri srer. nk muls a?ramlar, Hazreti Peygamberin muasr' olan, fakat ona mlaki olmad klar bilinen kimselerdir. Bu bak mdan, e er bir muls a?ram, aradaki vas tay atlayarak do rudan do ruya Hazreti Peygamberden hadis nakletmi se, bu hadis murseli hafidir, mudelles deildir 732
, , .

Bayinin, kendisine hadisi as l nakleden kimseyi isnadta zikretmemi olmas dolaysyle kullanlan mudelles tabirinin itikak, alacakaranlk denilen ve karanl k ile aydnhn birlemesine dellet eden deles'tendir. Sanki rvi, eyhinin ismini zikretmemekle isnad n aydnln karartmakta ve zay flatmaktad r 733 . Bununla beraber deles'in bir manas da, satcnn malndaki kusuru mteriden gizlemesi ve sa lam mal fiyat ile satma a almasdr ki, bu manya gre mudelles, L-ayinin, kendisine hadisi nakleden zay f kimseyi atlayarak ondan sonraki eyhe isnad etmesi ve bylece isnad salam gstermesidir. Bu eyh, ayn zamanda, rvinin kendi eyhi de olduu iin, aralar nda bir vastann bulunabilece i ok defa d nlemez ve yanl olarak isnadn salamlna hkmedilir Ravinin, mlki oldu u eyhten iitmeden hadis rivayet etmesi ve kendisine hadisi nakleden as l eyhi isnaddan d rmesi iine tedlis denir. Tedlis maddesinde bu konuda da ayrca bilgi verilmi tir.
731. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 56. 732. Ayn yer. 733. Ayn yer.

250

MUDELLSRivayetinde tedlis yapan, yani kendisine hadisi nakleden asl eyhini atlayarak, onu mlki oldu u, fakat iitmedii ikinci eyhe isnadla ondan i ittii vehmini uyandran kimselere mudellis denilmitir. Hadisiler aras nda mudellis olarak tan nan pek ok kimse vardr. Mesela Ahmed bn 1Janbere gre Sacid bn Ebi cArbe, el Hakem bn (Uteybe'den, Hammad'tan cAmr bn DInar'dan, Hi m bn `Urve, bn Ebi IIiid `Ubeydullah bn `mer, Eb Bir, Zeyd bn Eslem ve Ebu'zZinacl'tan hibir hadis i itmedii halde onlardan tedlis ile rivayet etmi tir74. Keza mehur hadisi Sufy'n bn yeyne, bir mecliste ezZuhri'den hadis rivayet etme e balad zaman, ona bu hadisi iitip iitmedii sorulmu, o da, hayr, ne ondan ne de ondan iiten kimseden i ittim; bana `Abdurrazzal rivayet etti; tAbdurrazzals.'a da Ma`mer ezZuhri'den...diye cevap vermi tir'''.
,

elBadadrnin Yahya bn Sacid'ten nakletti ine gre, Sufyn esSevri hadiste emlru'lmu'minin olmas na ramen bazan tedlis yapardm. Mudellislerin haberlerinin kabul edilip edilemiyece i hakknda deiik grler ileri srlmtr. Fakihlerden bir grup ile hadis ashabna gre mudellisin haberi makbul de ildir; nk mudellis, ash olmayan bir ey hakknda vehme sebep olabilece i gibi, onun, ismini zikretmedi i kimsenin .115a olmamas, yahut isnadn ali yapma arzusuna sahip olmas ihtimali de bulunabilir . Bununla beraber, ilim ehlinden baz larnn, mudellisi kezzab (yalanc) mertebesinde grmemeleri ve tedlisin bu ii yapan kimselerin adaletini izale edecek mahiyette telakki etmemeleri dolaysyle onun haberlerinin kabul edilmesi gerektiini ileri srmlerdir. Bunlara gre mudelles hadis mursel hadis kabilindendir; yani tedlis ile irsl aras nda fark yokturm. Di er baz larna gre ise, e er mudellis, hi mlaki olmad kimseden tedlis yapar ve bunu rivayetlerinde det haline getirirse, ondan hadis al nmaz. Fakat tedlisi, mlki oldu u ve hadislerini i ittii kimseden yapar ve byle bir kimseden i itmedii hadisi rivayet ederse, kendisinden tedlis yapt kimsenin sika olmas art yle makbuldir ElIjatib'in de itimada ayan grd dier bir gr ise, mudellisin haberinin kabul edilmemesi ynndedir. Bununla beraber e er
734. 735. 736. 737. 738. 739. Bkz. elBadrdI, Ayn eser, 359. Ayn eser, s. 361. Ayn yer. Ayn yer. Ayn yer. s. 358.

251

mudellis, haberini, vehmi izale edecek bir laf zla rivayet edecek olursa, ancak o zaman, o haber kabul edilir. ElI-Jatib bu konuda "bize gre sahil olan gr budur" diyerek mezkar art teyid eder740. Mudellisin rivayet etti i haberde, yine tedlis yap p yapmad hususunda hasl olan vehim ve pheyi izale edecek olan laf zlar semictu

fuliinen yakau, yultaddisu, yulbiru, kle li fulnun, zekera li fulnun, ltaddeenl, al barani ve buna benzer lafzlardr. Bu lafzlar, mudellisin,
haberi, isnad etti i eyhten i ittiine kesinlikle dellet ederler. Aksi halde, tedlis yapan kimse, mlaki oldu u eyhten iitmedi i hadis rivayet ederken semda dellet eden bu laf zlardan herhangi birini kullanamaz; kullan rsa rvi kezzab (yalanc ) addedilir ki, hadisi, tedlisten nce onun yalancl ynnden merdad say lr. Bu itibarla mudellis, hadisi isnad etti i eyhten semda delleti muhtemel olan `an ve kale gibi lafzlar kullanr Bu lafzlar, semda dellet ettikleri kadar, hadisin iitilmeden rivayet edildi ine de dellet ederler; esasen insanda phe ve vehmin has l olmas da, onlarn bu iki ynl manalar sebebiyledir. sahili kabul etti i gr , tedlis yapmay det haline getirmi bir kimsenin, bu lafzlarla rivayet etti i haberlerin kabul edilmemesi esasna istinad eder nk rvinin bu laf zlarla rivayet ettii hadisi iitmemi olmas ihtimali vardr ve bu ihtimal, rvinin mudellis olarak bilinmesi dolay syle, aksi ihtimale nazaran daha kuvvetlidir. bn Hacer de, ellJatib'in sahih kabul etti i bu gr ahr ve "mudellis olan kimsenin hkm, eer adil bir kimse ise, semdm tasrih rivayetler mstesna, <an ve kle gibi lafzlarla rivayet etti i haberlerinin kabul ectilmemesidir" der"'. MUDEVVEN Hadisleri yaz l olarak defter veya kitaplarda toplamak manasma gelen tedvinden ismi mef`l olup "toplanm" demektir. o ul halinde mudevvenat kullanhr ve eitli konularda toplanm hadislerin tekil etti i kitaplara denir. Hazreti Peygamber devrinde baz sahabilerin kk apta ahsi te ebbsleri dnda resmi bir tedvin i ine giriilmemiti. Bu sebepledir ki bu devirde, sahabilerin Hazreti Peygamberden i itip yazma i inde "kitabet" lafz kullanlm , fakat "tedvin" lafz , muhtelif sahabilerin hadislerini bir kitapta toplama i ine hamledilmitir. Onun iin ilk mudevven eserler, tabi'fn devrinin balangcnda ortaya kmaa balamtr.
740. Ayni yer. 741. Bkz. bn Hacer, Nuljbetu'lfiker erhi, s. 55.

252

Bundan nce baz sahabiler tarafndan yazlan hadis koleksiyo alarma sdlafe ad verildii nalifindur. MUDREC Bir eyi bir eye eklemek veya idhal etmek manas na gelen idractan ism-i mef`al olup, hadis stlahmda, ravisi taraf ndan isnad veya metnine asl ndan olmayan baz szler sokulmu hadis demektir. Bu tarife gre mudrec, ya isnad ynnden, yahutta metni ynnden idrac edilmi hadis demek oldu undan, mudreci bu iki ynden incelemek gerekir. Mudrecin bu iki k sm mudrecu'l-isnii'd ve mudrecu'l-metn adyle bilinir MUDRECU'L- SNA D Bir ravinin sika rvilere muhalefetle 742 nda de iiklik yaparak rivayet etti i hadise mudrecu'l-isnadisnad denir. Mudrecu'l-isnad e itli ekillerde vaki olur: 1. Bir hadis, bir ok kimseler tarafndan muhtelif isnadlarla rivayet edilmitir. Bir ravi, ayn hadisi bu kimselerden rivayet eder, fakat hepsini tek bir isnad iinde birle tirir ve onlarn isnadlarndaki fark belirtmez. Mesela et-Tirmizi, kitab nda isnadyle u hadisi rivayet etmitir: ...Can Bundar, can bn Mehdi, `an Sufyan es-SeVri, Can Ya ! ve Maus& vel-A(me , `an Ebi Va'il, Can 'Anar bn Surabbil, <an `Abdillah bn Mesci-1d kale: kultu: eyyu'z-zenbu ac . a.mu ? Kale: En teccale li'llahi nidden ve huve tialakake. Et-Tirmizi'nin bu hadisinde Va l'm rivayeti Man ar ve el-A`me 'in rivayetlerine idrac edilmi tir. nk Va l bu hadisi Ebn Va'il tariklyle do rudan do ruya 'Abdullah bn Mes<ad'tan rivayet etmi tir. Nitekim el-Bubari Va l'dan gelen rivayeti Kale Yahya: Ve badde end Sufyan, hadde eni Vstl, <an Ebi Vcril, (an `Abdillah ( bn Mescr d) diyerek zikretmi , Mansiir ve el-Acmes'in rivayetles ini ise, baddesenit `Artr bn (Ali, hadde eni Sufyiin, baddeseni, Man 17 ve Suleynuin (el-A`me , (an Ebi <an Ebi Meysere (cAnr bn urabbil, (an (Abdillah (bn Mes(iid) isnadyle vermitir 743 . Bundan anla lyor ki, etTirmizi, hadisinde, Va l'n isnad, Manar ve el-A<me'in isnadlarmdan farkl olduu halde, bu fark belirtmeksizin tek bir isnad ierisinde birletirmitir.
742. Bkz. tbn ljacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 61. 743. Bkz.

ahiti, VIII. 21.

2 53

2 . Rvinin elinde iki muhtelif isnadla gelmi iki ayr hadis bulunur. Her iki hadisi bu isnadlardan birisiyle rivayet eder, yahutta bir hadisi kendi isnadyle rivayet ederken, metnine di er hadisin metninden baz ibareler sokarsa, hadisi mudrecu'lisnad olur. Mesela Malik bn Enes tarikyle muttefekun aleyh olan bir hadis, Sacid bn Ebi Meryem tarafndan u ekilde rivayet edilmi tir: . Sa`id bn Ebi Meryem, <an Malik, `ani' zZuhr , can Enes enne Rasala'llah (s.a,s,) kale; La tebagaa vela tehaseda vela tedabera vela tenafesii. Aslnda bu hadis mudrecu'lisnadt r ve hadisi Malik'ten rivayet eden Sacid bn Ebi Meryem, metnin sonundaki vela tenafesa ibaresini bir baka hadisin metninden alarak bu hadise idrac etmi tir. Di er hadisin metni yledir: yyakum fe'inne'iianne ekzebu'l-

hadis, vela tecessesii vela tenafesa vela tehased 11744 .


3. Ravinin elinde, bir isnadla, ancak metnin bir k snu gelmi olan bir hadis vardr. Bu metnin isnad ile, kendisine bir ba ka isnadla gelmi olan hadisin metnini tam olarak rivayet eder. Mesela Eb Davad, Sunen'inde Hazreti Peygamberin nas l namaz kldn aklayan Va'il bn Hucr hadisini baddesena Musedded, haddesena Bir ibnu'lMufaal, can (21tm bn Kuleyb, can Ebihi, `an Va'il bn Hucr isnadyle zikrettikten sonra 745 yle bir haber daha nakleder: Haddesenr elHasan bn haddesena Ebu'lVelid, haddesena Za'ide, <an 'As m bn Kuleyb biisnadihi ve ma`nahu... ve kale fihi: umme ci'tu bdde zalik fi zemanin fihi berdun edidun... Bu haberde yine, (A. m bn Kuleyb tarikyle yukarda zikredilen hadisin aynsnn ayn isnadla geldii belirtilir ve hadis metni verilir. Keza Eb Day -ki, ureyk tarikyle (Asm bn Kuleyb'ten ayn mandaki haberi yine ayn isnadla nakleder. te bu haberin isnad , yukarda zikretti imiz bn Hucr hadisinin isnad na dercedilmi tir. Zira bu ikinci haber, asl nda can <Ji tm bn Kuleyb, `an `Abdi'lCebbar bn can bct`, ehlih `an isnadyle rivayet olunmu tur. 4. Ravinin, eyhinden hadisin ancak bir tarafn iitmesi, sonra bir vasta ile yine o eyhten tamamn almas, bir baka rvinin de aradaki vastay hazfederek hadisin tamam n br rviden nakletmesi de mudreculisnadm bir e idini te kil eder746.
744. Hadis iin bkz. Millik, el-Mutagir, II. 907; el-Buhrl, Salll, VII. 90-91; Muslim, IV. 1983. Mudrec olan hadis iin bkz. Malik, el-Muvagi , II. 907-908. " 745. Bkz. Ebii Davnd, Sunen, I. 167. 746. Bkz. bn Hacer, Nugetu'l-fiker erhi, s. 61; es-Suy l;i, Tedr1b, s. 176.

254

MUDRECU'LMETNBir ravinin ika rvilere muhalefetle, metne, metnin asl ndan olmayan baz szler ilave ederek bu szlerin hadisten olmadm beyan etmeksizin rivayet etti i hadise mudrecu'lmetn denir. Rivayet sras nda, hadisin ravisi tarafndan idrac edilen ve hadisten olmayan bu szler, ya hadis metninin ba nda, ya ortalar nda, yahutta sonunda yer ahr. Mevkid gibi sahabi sznn, yahut maktac gibi tabii sznn, yahutta daha sonrakilerin szlerinin herhangi bir tefrik yap lmakszn Hazreti Peygamberin (merfac) szne eklenmesi ve ona atfedilmesi dolay syle, idracn daha ok hadis metninin sonunda yapld grlr. Metnin evvelinde yap lan idrac ise, ortas nda yap lana nisbetle daha oktur; nk ravi ok defa bir sz syler ve bu szne kuvvet vermek iin Hazreti Peygamberin hadisini delil olarak zikreder; fakat kendi szyle zikretti i hadisin arasn ayrmaz Bylece kendi sznn de hadis metninden oldu u zannm uyandrr. Eba Kutn ve ebabe tarik yle ayr ayr ucbe'den, onun Muhammed bn Ziyad'tan, bn Ziyad'n da Miii Hurayra'dan rivayet etti i u hadis, metninin evvelinde vaki olan idraca misal te kil eder: (An Ebi Hurayra Iade : Kitle Raslu'llah ((s.a.s.) : Esbi771 vup.Ve, veylun min'nncir (abdesti eksiksiz al n; cehennemde yanacak olan topuk arkalar nn vay haline)747. Mezkar hadiste yer alan esbi ft'lvuWe (abdesti eksiksiz aln) ibaresi, Ebl Hurayra'ya ait bir szdr. Muhtemelen yan ndakilere abdest alrken dikkat etmeleri gereken hususlardan bahsediyor ve uzuvlarda ykanmam yer braklmamas gerekti ini sylyordu. Bu maksatla "abdesti eksiksiz aln" dedi, sonra da Hazreti Peygamberin mezkar hadisini zikretti. Bunu i itenlerden baz lar da, Eb l Hurayra'nm ihtar ile Hazreti Peygamberin hadisini birle tirerek rivayet etme e baladlar. Maamafih buradaki hatan n, hadisi u(be'den rivayet eden Ebi " Kutn ve ebabe'den ileri geldi i ve bu rvilerin iki sz aras n ayrmadan rivayet ettikleri anla lmaktadr. Nitekim elBuhari ve Muslim altiVlerinde yine ube tarikyle ayn hadisi rivayet etmi ler ve Eba Hurayra'nn szn hadis metninden ayrmlardr: ... Muhammed bn Ziyad kale: Semictu Eba Hurayra ve kane yemurru bina ve'nnasu yetevazza'ane minelmitherati, kale: Esbi lvuza'e, feinne as m (s.a.s.) kale: Veylun li'lackabi mine'nn51.748 .
747. Bkz. esSuyiiti, Tedrit, 748. Hadis iin bkz.

s. 175.
ahiti, L 49; Muslim, ahiti, I. 215.

255

Metnin ortalarnda vukubulan idrac, ya rvinin hadis rivayetini tamamlamadan nce hkm istinbat etme e kalk mas ve bu suretle szlerinin metin aras na sokulmas halinde olur; yahutta metin iinde geen baz garib kelimelerin tefsir edilmesi veya o kelimelere a klk kazandran mradif kelimeler ilavesiyle olur. Mesela edDaraku rd, Sunen'inde <Abdu'lI-Jamid bn Ca`fer tarikyle u hadisi nakletmitir: . . . Men messe zekerehu ev unseyeyhi ev ruf ayhi felyeteva;;a'. EdDarakutnrnin ifadesine gre 'AbdulHamid ev unseyeyhi ev rufayhi ibaresinin zikrinde hataya d mtr. Aslnda bu sz, hadsi Binti afvaddan rivayet eden (Urve bnu'zZubeyr'e aittir. Eyyub esSahtiyan' ve Hammad bn Zeyd gibi gvenilir kimseler, Hiam bn cUrve'den hadisi bu ekilde yani men messe ;ekerehu felyeteva;ga' ibaresiyle zikretmi lerdir. ElHarib'in ifadesine gre (Urve, hadis metninden, ehvet mahallinin messinin abdestin bozulmas iin ilk llet olduu manasm anlam ve bu hkmn zekere yaknl dolaysyle dier uzuvlar iin de sahih olacan dnerek ev unseyeyhi ev ruf ayhi ibaresini hkm istihrac etmek maksadyle hadisin metnine idrac etmi tir. Baz rviler de bu szlerin hadis metninden oldu unu zannederek `Urve'den i ittikleri ekilde rivayet etmi lerdir749. Zikretti imiz bu misal, hkm istinbat gayesiyle metin aras nda yer alan idracla ilgilidir. Bazan da bir kelimenin tefsiri maksad yle sylenen szlerin metin arasna idrac edildi i grlmektedir. atilu'/BufiarPnin banda yer alan Bed'u'lvahy (vahyin ba langc) ile ilgili hadiste u ibareler grlr: Kane'nNebiyyu (s.a.s.) yetebannesu fi ari Ifira' : ve huve'tte`abbudu'lleyaliye zevati'l--(adedi (Hazreti Peygamber H ra' ma arasnda tehannus ederdi; tehannus adedi belirli gece ibadetleridir). Bu hadis Hazreti 'A 'ie'den rivayet edilmi tir. Yukarda zikretti imiz ibarenin yalnz ilk ksm Hazreti `71.'i e'nin szleri aras nda yer alm , fakat ikinci ksm, yani tebannus'un ne demek oldu unu aklayan szler, hadisin rvilerinden olan ezZuhri taraf ndan ilave edilmi tir. EzZuhri, hadisi rivayet ederken, mezhir kelimeyi syledikten sonra manasm aklamak zorunluluunu hissetmi, onu dinleyenler de, bu a klamann hadis metninden oldu unu zannederek metin iinde rivayet etmilerdir. Metnin sonundaki idraca gelince, El f Davud'un Sunen'inde nakledilen bn Mescud'un teehhud hadisi buna bir misal tekil eder: Enne
749. Bkz. esSuyg, Tedrib, s. 175-176. Hadis iin bkz. Eba EQvrcl, Sunen, I. 41.

256

Rasala'llahi (s.a.s.) ahaze biyedi (Abdillah (bn Mes (ad) fe(allemehu'tteehhude fi'alat (fezekere mi le duccri hadiilA(me ) iza kulte ha.0 ev bazayte haza fekad bctayte alteke, in i'te en tebame febum ve in i'te en tabcude feb`ud 7". Mezkar hadisin isnadnda ismi geen Zuheyr ( bn Mdaviye) ve hadisi ondan rivayet eden baz rviler, izd kulte haza ev bazayte hciza ile balayan ve sonuna kadar devam eden sz merfa hadise eklemi lerdir. Aslnda bu sz bn Mescad szdr. Nitekim edDarals.utni rivayetine gre, ayn hadisi Zuheyr'den nakleden ebabe bn Seyyar mezkur ibareyi ble (Abdullah ( bn Mescad) : zel kulte haza ev kaglyte !Laza.. diyerek merfa hadisin metninden ayrm ve onun 'Abdullah bn Mesectd'un sz olduunu bylece belirtmi tir751 . drac, ister isnadta, ister metinde yap lm olsun, hadis ve fkh ashabnn icmd ile haramdr. EsSem'ani ve di er baz imamlara gre, kasden idrac yapan kimsenin yuharriffne'lkelime an mevap,(Lhi 7" ayeti gereince adaleti salut olur ve kezzahan zmresine iltihak eder 753 . Bununla beraber esSuyati, hadis metni ierisinde yer alan baz garib kelimelerin tefsiri maksad yle yaplan idracta bir beis grmemektedir. Nitekim ezZuhri gibi bir ok hadis imamnn idraclar hep bu kabildendir754. Bir hadis metninde idrac vaki olup olmad eitli ekillerde bilinir I Hadisin bir ba ka sahil isnadla gelen rivayetinde mudrec olan ksm, kendisine idrac edilen hadis metninden ay rt edilmi olur. Yukarda zikredilen misallerde bu husus a k bir ekilde grlmektedir. 2. Ya ravinin, yahutta buna vak f imamlarn ak beyanlaryle mudrec olan ksm bilinmi olur. Mesela 'Abdullah bn Medud'tan men mcite la yu riku bi'llahi ey'en debale'lcenne, ve men mate yu riku bi'llahi eyh'en dehale'nndre (kim Allah'a irk komadan lrse cennete girer; kim Allah'a irk koarak lrse cehenneme girer) hadisi rivayet edilmitir. Ayn hadisin bir baka rivayeti ise yle gelmitir: `An (Abdillah ble : Semictu Rasiila'llah (s.a.s.) yabalu : Men mate yu riku bi'llahi ey'en dehcle'nnare : ve bultu ene : Ve men mate la yu riku bi'l750. 751. 752. 753. 754. Hadis iin bkz. Ebi Dv3d Sunen, I. 222. Bkz. esSuyiig, Tedrib, s. 174. Ma'ide sresi, 13. Ayni eser, s. 178. Ayn yer.
,

257

lahi ey'en dehale'lcenne. Grlyor ki birinci rivayette merf olarak gelen haberin, ikinci rivayette, rvisinin, yani bn Mesciid'un beyaniyle mudrec oldu u anlalmtr"5.
3. Bir hadisin mudrec oldu u, hazan da o szn Hazreti Peygamber tarafndan sylermi olmasnn aklen imkans z bulunmasyle anla hr. Mesela Eb Hurayra'dan yle bir hadis rivayet edilmi tir: Li'l(Kle kul iin iki kat ecir vard r. Nefsim yedi kudretinde olan llah'a kasem ederim ki, Allah yolunda cihad olmasayd , hacc ve anama iyilik etmek kaygusu bulunmasayd , kle olduum halde lmeyi temenni ederdina 7". Bu hadisin "kle iin iki ecir vard r" ibaresi merf ve sahih olmakla beraber "nefsim yedi kudretinde olan Allah'a kasem ederim ki..." sz ile balayan ve sonuna kadar devam eden ibareler Eb Hurayra'nn szdr. Zira Hazreti Peygamberin kle olarak lmeyi temenni etmesi imkansz olduu gibi, anasnn o daha kk iken lm olmas dolaysyle anasna iyilik etmek kaygusunda bulundu undan bahsetmesi lzumsuzdur 757
.

cabdi'lmemlki ecritni ve'llez1 nefti biyedih ve'lhaccu ve birru ummi le'ahbebtu en ennite ve ene memlkun.

MUDR CMudric, idrcic)tan ismi fail olup, rivayet etti i hadisin metin veya isnadna, ika ray-Here muhalefetle hadisten olmayan szler sokan kimse demektir. Hadisiler nazarnda mudricin hukm, rivayetindeki muhalefeti dolaysyle ta'n edilmek ve hadisi merdd say lmaktr. Ancak bu hkm umumi deildir. Her ne kadar esSem<ani ve di er baz hadis imamlar, kasden idrac yapan kimseyi, Kur'n Kerimin yuharrifne'lkelime can mevi-ivhhi 7" yetine istinaden adaleti sak t ve dolaysyle kezzM iin zmresine idhal etmi lerse de, hadis metninde geen baz garib kelimelerin aklanmas gayesiyle yaplan idracta bir beis grlmemi tir (Bkz. Mudrecu'lmetn). Bir ok me hur hadisinin de yine bu maksatla idrac yaptklar gznnde bulundurulursa, mudric ile ilgili hkmn, idracnda yalnz kt maksatlar gden kimselere hs olarak kald anlalr.
755. Hadis iin bka. Muslim, ,9414, I. 94. 756. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 174. 757. Mezkr hadisin ve'llezi nefs Ebi Hureyre biyedih ibaresiyle gelen dier bir rivayeti iin bkz. Muslim, ahfh, III. 1284-1285. 758. Mg'ide sresi, 13.

258

MU'EN'EN(Bkz. Mu'ennen) MU'ENNENsnadmda haddeend fulanun enne fuldnen kaddesehu gibi enne harfini ihtiva eden ibarelerle rivayet edilmi hadislere mu'ennen veya mu'en'en denir. Enne harfinin, senedin ittisaline dellet edip etmedi i hususu, hadisiler aras nda ihtilaf konusu olmutur. Ibnu'sSalah' n ve ona uyan enNevevirnin ifadelerine gre Ahmed bn 1.1anbel ve bir cemaat enne harfinin, can harfi gibi olmadn, yani ittisale dellet etmedi ini, senedin munkatc saylacan, ancak ayn haberde bir ba ka ynden semacn belli olmas halinde ittisal ile hkmedilebilece ini sylemilerdir. Bununla beraber ekseriyet, bu arada Malik bn Enes, enne'nin, rvisi tedlisten slim ve eyhine mlki olduu bilindike, ittisal ynnden can gibi olduunu ileri srm lerdir759. bn (Abdi'lBerr ise, enne ve can gibi rivayette kullan lan harflere ve sair elfaza de il, rvi ile eyhi arasndaki mlakat, mcalese, m ahade ve semaca itibar etmek gerekti ini sylemi ve "rivayette semac n belli olmasn art ko mak manaszdr; zira icma ile sbit olmu tur ki sahabiye kadar uzanan isnadta sahabi ister can, ister enne, ister kale ve ister semictu tabirini kullanm olsun, hepsi de muttasldr" demitir76. bu'salah, sem belli olmadka enne harfinin inktaca hamlolunaca grn ileri sren elBerdicryi bahis konusu ederek u mahedesini anlatr. ElBerdici'den nakledilen bu gr n aynsn Yackilb bn eybe'nin Musned'inde grdm. Y"ftb, Ebu'zZubeyr'in rivayet etti i (Ebu'zZubeyr Yan Ibni'lI-Janefiyye can cAmmr kale : Eteytu'nNebiyye (s.a.s.) ve huve yu alli fesellemtu caleyhi fereddecaleyye's-selam hadisini zikretmi ve bunun musned mevsl oldu unu sylemitir. Sonra lays bn Sa`dn ayn haberle ilgili (Rays bn Sacd) can `Ata' bn Ebi Rabdh can enne (Ammiiran merre bi'nNebiyyi (s.a.s.) ve huve yu alll. rivayetini zikretmi , bunun da can cAmmr kle : Enne cAmmiiran merre denilmesi dolay syle mursel olduunu ileri srmtr76 . ibnu'salah'n bu ifadesinden anla ldna gre ayn hadisin iki rivayetinden birinde can cAmmr kle dierinde enne Ammaran merre denilmesi sebebiyle birincisi muttas l, ikincisi mursel veya munkatc addedilmitir. Bu, u demektir ki, enne ittisale dellet ynnden can
759. Bkz. Ibnu's-alW, `Ulrmu'l-badi , s. 57; es-Suyati, Tedrib, s. 134. 760. Ayn yer. 761. bnu's-alal, `Ulumu'l-hadis, s. 58; es-Suyati, Teddb, s. 135.

259

gibi deildir. 'An ittisale dellet etti i halde enne buna dellet etmez. Bu gr, yine ibnu's alh'n Ahmed bn kianberden naklen verdi i `an ve enne eit deildir" hkmne uygundur762.
.

Ancak ibnu's alah'n <IT/,m'u zerine yazd Talcyld'inde bu gre itiraz eder ve yle der: "Musannfn Ahmed bn Hanbel ve Ya<kub bn eybe'den (an ile enne'nin birbirinden ayr eyler olduuna dair hikye etti i gr, onun anlad ekilde deildir. Aslnda gerek Ahmed bn Hanbel ve gerekse Ya<kab bn eybe enne sebebiyle can ile enne arasnda bir ayrm yapm deillerdir. E er burada bir ayr lk sz konusu edilirse, bu baka bir sebep dolay syledir. Bu sebep de udur: Yackfb bn eybe enne ile gelen rivayeti mursel olarak tavsif etmi tir; nk ibnu'lHanefiyye kssay <AmmWa nisbet etmemi tir. E er o, enne Ammran Merertu bi'nNebiyyi (s,a.s.) demi olsayd, rivayeti mursel klmazd ; fakat enne Ammaran merre lafz kullanld iin bnu'lHanefiyye, hid olmad bir hdiseyi anlatm oluyordu. Filhakika ibnu'lIjanefiyye, <AmmW n Hazreti Peygambere u rayp ona selm verdi ini bizzat m ahede etmemi ti. Bu sebeple hadisi mursel olarak tavsif etmitir. Kaideye gre bir rvi, herhangi bir vak`a ile ilgili bir hadis rivayet etti inde, eer Hazreti Peygamberle baz ashab arasnda cereyan eden bu vak`a zaman n idrak etmi se ve bunu rivayet eden o yakaya hid olmu bir sahabi ise, rvinin vakcaya hid olup olmad kesinlikle bilimese bile, rivayetin muttas l olduuna hkmedilir E er vak`a zamann idrak etmemi se, rivayet, sahabi murselidir. E er rvi tbici ise rivayet munkat <dr. E er tbi`i, vukuu zamann idrak etti i bir hdiseyi hikye ediyorsa muttas lelr. Keza vukuu zaman n idrak etmemi , fakat bunu sahabiye isnad etmi se, bu da mutas ldr; aksi halde munkatt olur". "Ahmed bn Hanbel'in <an ve enne ayn de ildir, sz de bu kaideye uygundur. Nitekim eltlatib'in Kifrye'deki rivayetine gre, Ahmed bn Hanbel'e bir kimsenin Kae (Urve enne ciPie lutlet demesi ile (an Urve an i'ie demesi aras nda fark bulunup bulunmad soruldu u zaman, "nasl fark olmaz" demi ve iki lafz arasn, birincisinde `Urve'nin, zamamna yeti emedi i kssay Hazreti c..k.'i e'ye isnad etmemesi, ikincisinde ise, can<ane ile ona isnad etmesi dolay syle tefrik etmitir. Bu bakmdan birincisi mursel, ikincisi ise muttas ldr"763 .
762. Ibnu'salt, `Ulnzu'lhadis, s. 57. 763. Bkz. elgagb elBa dMI, s. 408; keza bkz. 69-70. etTalcyid ve'/-1,04, s.

260

EsSuytrnin ifadesine gre, daha sonraki devirlerde icazet yolu ile alnan hadislerin rivayetinde enne'nin kullan l oalm, maribliler ise can ve enne'yi hem sem`da ve hem de icazette kullanm lardr764. MUFREDAT Bata sahabe ve tbican olmak zere, hadis rvilerinin ve ulemann tercemei hallerine tahsis edilen kitaplar n bblar sonunda yer alan mufredt, isim, knye ve lakablar tek veya ndir olan ve yine alfabetik s ra ile tercemeleri verilen ahslardr. ElBerdici bu konu ile ilgili bir kitap tasnif etmi 765 , Eb cAbdillah bn Bekr ise, bu kitaba yapt baz ilvelerle onu daha da geni letmi olmakla beraber, mufredattan olmayan isimlere de yer vermi olmas dolaysyle hatadan slim kalamamtr766. Burada mufredatla ilgili baz rnekler verilebilir: 1. simlerde mufredat: Ecmed bn (Ucyn: Eb Bekr ibnu'l(Arab', ismi Ahmed olarak kaydetmi tir; fakat yanh tr. Bazlar bn cUceyyan okumulardr. Ecmed sahabidir ve Msr fethine katbmtr. Kendisinden herhangi bir hadis rivayet edildi i bilinmemektedir. Cubeyb: bn hin'e gre Ilubeyb'tir; baz lar ise Cubeyr olarak zikretmilerdir. Sahabidir. Sender: Msr'da yerle mitir. Ebu'lEsved ve o lu `Abdullah'n ismi ile Eb `Abdillah olarak knyelenmitir. Bu sebepten baz lar onun iki ayr ahs olduunu zannederler. ekel bn Ilumeyd: Sahabidir. udeyy bn cAcln Eb Umme elBhili: sahabidir. unbil ibnu'lA`ser: Sahabidir. Kelede bn Hanbel: Sahabidir. Vbisa bn Macbed: Sahabidir. Nubeye Sahabidir. Ancak bu isimle ferd (tek) de ildir. Ayn isimde bir ba ka sahabi ve baka bir ahs daha vardr. emguven bn YezId Eb Reyl ne: Sahabidir. Hubeyb bn Mufil: Sahabidir. Lubeyy bn Leb: Sahabidir. Evsat bn 'A= elBeceli: Tbici. Tedm, bazlarna gre Yedm'dur.
764. Bkz. Tedrib, s. 136. 765. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 445. ElBerdici Eb Bekr Ahmed bn evr iin bkz. ezZehebt, Tezkiretu'l4uff ii, I. 746-747. 766. Ayn yer. 301), tercemesi

261

Ciln bn Ferve Ebu'l-Celed el-Ahbari. Ed-Duceyn bn Sabit Ebu'l-Gun. Zirr bn Hubey : Bu isim ferd de ildir. Aym isimde bakalar da vardr. Su'ayr Yurdan. Mustemirr ibnu'r-Rayyan. `Azvan bn Yezid. Nevf Zurayb bn Nukayr bn umeyr. 2. Kunyelerde mufredat: Ebu'l-cUbeydeyn: smi Mu'aviye bn Sebre olup bn Mes'ad'un ashabndandr. Ebu'l-'Uera': smi Usame bn Ebu'l-Mudille: smi maruf Eb Muraye: smi 'Abdullah bn 'Amr'dir. Eb Mu'ayd: smi Haf bn Gaylan'dr. 3. Lakablarda mufredat: Sefine: Hazreti Peygamberin klesi olup ismi Mihran'dr. Bundan baka Sefine lakab alm kimse yoktur. Savalarda pek ok mal ta d iin Hazreti Peygamber ona "sen bir Sefine (gemi) sin" demi , bundan sonra Sefine lakab ile hret kazanmtr. Suhnan veya Salman: smi 'Abdu's-Selam bn Mutayn. Mukedne. MUFTERIR.(Bkz. Muttefik) MUHADD Muhaddi , lugat olarak tandi (rivayet etmek) ten ism-i fail olup hadis rivayet eden kimse manasma gelir. Bu manada kelime, rvinin mradifidir. Fakat stlahta muhaddi , ravi kelimesine nisbetle daha zel bir manya sahiptir ve aralar nda umm husas vardr; yani her muhaddi ravidir; fakat her rvi muhaddi Muhaddisi rviden ayran fark, onun, rivayet ve dirayet ynnden mhir, sahih olan hadisi sakiminden ay rdedebilecek bir melekeye sahip, hadise mteall k btn ilimlere ve hadisilerin stlahlarna vakf, 262

hadis rvilerinden mu'telif ve mu4telif, muttefik ve mufterik olanlar ve hadislerdeki garib lafzlar iyi bilen bir kimse olmas dr. Bu bilgileri kendisinde cemeden bir hadisi muladdis ismine layk olur. Bununla beraber bir kimsenin gerek bir mul addis olabilmesi iin yine de hadis ilmindeki stnl kfi de ildir. Bu stnle ilaveten muladdisin sahip olmas gereken ba ka vasflar da vardr ve bu vasflarn kayna hadis ve hadis ilmidir. nk hadis ilmi, ilmlerin en ereflisidir. Nas l olmasn ki, bu ilim, insan Hazreti Peygambere gtren ve ona ula tran yegne yoldur. Onun sz ve fiillerinin hatadan korunmas , onun sylemedii szlerin ona nisbet edilmesinin nlenmesi, ancak bu ilim sayesinde mmkn olmu tur. Allah Tacaln n Kur'an' Kerimdeki "Kyamet Gn herkesi kendi imam ile arrz"767 kavli erifine gre, her insan peinden gitti i imam veya rehberine gre muamele grecektir. Bu konuda, hadisiler iin bundan daha erefli bir netice d nlemez; nk onlar n Hazreti Peygamberden ba ka imamlar yoktur. Fkh olsun, tefsir olsun btn er<i ilimler ona muhtat r. nk fkhn kaynaklar Kitap ve hadistir. Allah kelm olan Kitab n ise, herkesten nce Hazreti Peygamberden sbit olan hadislerle tefsir edilmesi gerektii, inkar kabul etmez bir gerektir. Bu bak mdan hadis ilmi, ilimlerin en ereflisidir. Yine bu bakmdan en gzel ve en stn ahlak n kayna dr. bn' alh hadis ilmi hakknda "o, dnya ilmi de il ahret ilmidir" demitir768 . EnNevevi'ye gre de "kim bu ilimden mahrum braklm ise, o byk bir hay rdan mahrum b raklm demektir. Kim bu ilimle rzklandrlm ise, e siz bir fazilete nil olmutur" 769 . Zaten Hazreti Peygamberin "szm i iten ve onu iyice hfzeden kimsenin yzn Allah ak etsin" 770 mahiyetindeki duas na Ilan olmak, hadisle me gul olan kimse iin yeterlidir.Sufyn bn `Uyeyne bu hadis dolaysyle yle demitir: "Hadis ehli ierisinde hi kimse yoktur ki, Hazreti Peygamberin bu hadisinden dolay yznde o akhk ve aydnlk olmasn"771 . te muladdis, hadis ilminin eitli konularndaki stn bilgisi yannda, yukar da yksek de erini belirtme e altmz bu ilmin kazandrd en stn vas flar da kendinde cemetmi olan kimsedir.
767. Isr sresi, 71. 768. Bkz. s. 213. 769. Bkz. en-Nevevi, et-Talsrib ve erhi Tedrib, s. 333. 770. Hadis iin bkz. 380 No. lu dipnot. Hadisin e itli rivayeteri vardr. Bunlardan biri yledir: "Bizden bir hadis i iten, onu hfzeden, sonra da ba kalarna tebli eden kimsenin yzn Allah ak etsin". 771. Bkz. es-Sryti, Tedrib, s. 333.

263

MUIJALEFETIster zay f olsun, ister gvenilir olsun, bir rvinin kendinden daha gvenilir ravilerin rivayetine ayk r olarak hadis nakletmesine muhalefet denilmitir. Muhalefetin, daima bir ravinin vehim ve hatas neticesinde meydana gelmesi dolaysyle, o ravi, bu vehim hatasndan dolay mecrh, muhalif olarak rivayet etti i hadis de merdud ve zayf addedilir. Muhalefet, e itli ekillerde vukubulur ve gerek muhalif olarak rivayet edilen hadis ve gerekse bu hadisin muar z olan dier hadis, muhalefetin vukuu ekline gre de iik isimler afir. Eer ravi, gerek ravisinin zabt ynnden ve gerekse turukunun okluu ynnden daha stn durumda olan bir rivayete muhalif rivayette bulunursa, stn durumda olan rivayetin tercih edilmesi tabiidir. Bu muhalefet, ayn hadisin birbirinden farkh iki rivayeti iin sz konusudur. Bu bakmdan, kendinden daha gvenilir olan rvilerin rivayetine muhalefet eden ravi, yine de gvenilir bir kimse ise, hadisine dz ad verilir (Bkz. az). Turukunun oklu u veya dier tercih sebeplerinden herhangi birisi ile daha stn durumda bulunan ve bu sebepten tercih edilen mukabil hadise de mahfi denir (Bkz. Malfai). Gvenilir ravilere, rivayetiyle muhalefet eden ravi zay f bir kimse ise, hadisi munker'dir (Bkz. Munker). Gvenilir raviler taraf ndan rivayet edilen ve munkerin mukabili olan di er hadis ise ma`raf ismini almtr (Bkz. Macrf). Muhalefet, bazan ravinin, rivayet etti i hadisin isnadnda yapt alefet, deiiklik sebebiyle vukubulur. Mesela bir cemaat, muhtelif isnadlarla bir hadis rivayet eder. Bir ba ka ravi de, bu cemaattan ayn hadisi, cemaattan yalnz birinin isnadnda birletirerek rivayet eder; fakat isnadlar aras ndaki ihtilaf' belirtmez. Bu suretle rivayet etti i hadisin isnad, mezkr cemaat n her ravisinden ayr ayr hadisi rivayet edenlerin isnadna muhalif olur. isnadnda muhalefet dolay syle byle bir de iiklie uram olan hadise mudrecu'lisnad denir (Bkz. Mudreculisnad). Muhalefet, bazan da, ravinin, rivayet etti i hadisin metnine o ha&ten olmayan bir sz ilave etmesiyle meydana gelir. Bu szn ilavesi, ok defa, ya hadisin getirdi i hkme dikkat ekmek gayesine matf olur ve ravi, bu maksatla sarfetti i sz hadisin metninden ay rt etmez. Bu suretle, hadisini dinleyenler zerinde, kendi sznn de hadis metninden olduu zannn uyandrr. Yahut hadis metninde geen garib bir kelimenin erh ve izah', yahutta metinden hkm istinbat gayesine 264

mataf olur. Fakat bu ilveler her ne maksatla yap lm olursa olsun, rvinin bu ilavelerini ihtiva eden rivayeti ile, bu ilveleri yapmayan ravilerin rivayetleri aras nda muhalefet has l olur. Bu e it ilveleri ihtiva eden hadislere mudrecu'lmetn ad verilir (Bkz. Mudrecu'lmetn). Bazan rvinin, isnaddaki baz isimlerde ve metnin baz ibareleri arasnda yapt takdim ve tehirler dolaysyle muhalefet has l olur. Rvi isimleri veya ibareleri takdim ve tehire u ram olan hadislere maklb denir (Bkz. MalOb). Bazan muhalefet, rvilerinin muttas l olal bir isnadn ortasnda yapt rvi ziyadesiyle has l olur. Bu ziyadeyi yapmayan ravi, yapan rviye nisbetle daha titiz ve daha dikkatli olsa bile, ziyadenin bulunduu yerde se na'a kesinlikle dellet eden senzictu veya ahberani gibi bir tabir kullanmad ka, ziyadeyi yapan rvinin rivayeti tercih olunur. snad nda byle ziyadeleri ihtiva eden hadislere elmezld fi (muttas l isnadlarnda ziyade edilmi hadis) denir. Bazan da muhalefet, metin iinde herhangi bir kelimenin yaz lmdaki bir dei me ile meydana gelir. Kelimedeki bu de ime, ya herhangi bir harfin noktas na nisbetle olur ve hatt n ekli bozulmaz; yahutta baz harfler yer de itirmek veya yerlerine ba ka harfler konmak suretiyle olur. Tabiatiyle harflerdeki bu de iiklik yaznn eklinde de bir deiikli in meydana gelmesine sebep olur. Yaz nn ekli deimeksizin yalnz noktaya nisbetle vukua gelen de iiklii muhtevi hadise mualtItaf, hat eklindeki deiiklii ihtiva eden hadise ise mutarref ad verilir (Bkz. Ad geen tabirler). Hadislerin metin ve isnadlar nda, rvileri tarafndan yaplan bu eitli deiiklikler, rivayetlerin;n, bu de iiklikleri ihtiva etmeyen di er rivayetlere muhalif olarak gelmesine yol aar. Bu bak mdan, yukarda da iaret olunduu gibi, hadisiler, daima sahih olarak gelen rivayetleri tercih etmek zorunda kalm lardr. Ancak, birbirine muhalif olarak gelen iki rivayetten birini tercih etmek, bazan her iki rivayetin de ayn derecede bulunmas dolaysyle mmkn olmamtr. Bu takdirde hadis mu4arib addedilmi ve iki rivayetten birinin tercihini mmkn klacak herhangi bir karinenin veya onu takviye edecek di er bir sahil isnadn zuhuruna kadar o hadisle amel edilmemi tir. MUHARREFTalrif babndan ismi mansnda tahrif edilmi, veya harf ve yaz ekli deiiklie uram kelime veya ibarelere muharref denilmitir. Mesela bir ibare iinde geen mahrm keli265

mesi, bir hata neticesi merl tim olarak okunur ve yaz lrsa, o ibare muharref olur; yani tahrife, veya yaz ekli de iiklie uram demektir. Hadisler arasmda bu trl de iikli e u ram olanlarna ok rastlanr. Ancak hadis imamlar bu deiiklikleri i aret ederek kelimenin do ru olan eklini gstermi lerdir. Burada unu da kaydetmek gerekir ki, gerek elHakim enNeysMiri ve Ibnu' alab, ve gerekse enNevevi ve onun arihi esSuy lti, yazda ekil deiiklii ile meydana gelen muharref hadisleri, sadece harflerin nokta de iikliine uramasyle meydana gelen mu ahhaf hadisler ierisinde mtalaa etmi ler ve hepsine birden mu ahhaf demi lerdirn2 . Bununla beraber bn Hacer, mu abbaf iki ksma ayrarak, yukarda da i aret etti imiz gibi, ekil ve hat de iikliine uram yazlara muharref, yalnz nokta de iikliine uram yazlara da muahhaf ad n vermitiM 3 . MUHAZRAMMul a?ram, chiliye devrinde ya ayan, Hazreti Peygamberin devrini de idrak eden ve fakat onunla sohbeti bulunmayan mslmanlara verilmi bir isimdir. Kelimenin lugat manas eitlidir. Mesela tlarama'/uzne denir ki "kula kesti" manas yla gelir. Bu manada ncilsatun muhav-am "kula kesilmi deve" tabiri kullanl r. Yahut labmun mulwam denir ve etin erkek veya di i hayvan eti olup olmadnn bilinmedii kasdedilir. Keza mul cv-am tabiri de suyun ne tatl ne ac olduuna dellet eder. Babas beyaz, kendisi siyah olan ocu a da mullaram denilmitir. Chiliye ve slam devirlerini idrak etmi olmakla beraber, Hazreti Peygamberle sohbetleri bulunmayan ve onu hi grmeyen kimselere de muhazram tabirinin isim olarak verilmesi, phesiz, yukarda zikretti imiz lugat manalarndan birine uygun d er. Fakat bu isim, hangi mandan alnm olursa olsun, tlak olunduu kimselerin tarifi hususunda hadisilerle lugat lar arasnda baz gr ayrlklarnn bulunduu anlalmaktadr. Lugatlara gre mul a?ram, yar mrn chiliye, di er yarsn da ister sahabeyi idrak etsin ister etmesin, slam devrinde ya am olan kimsedir. Hadisiler nazar nda ise, Mekke fethinden nce kendi kavmini veya ba kalarm kfr halinde idrak eden kimsedir. Zira Araplar fetihten sonra islam'a tamamen dahil olmu lar ve chiliye ismi bundan sonra zerlerinden kalkm tr. Nitekim Mus772. Bkz. s. 146-152; Ibnu's aMb, Mdrifet 252-256; esSuyfnti, Tedrib, s. 385. 773. 1bn Hacer, Nuljbetu'lfiker erhi, s. 64. s.

266

lim'e gre Bu eyr bn (Amr Hicretten sonra dnyaya geldi i halde muljazram saylmtr774. Lugatlar ise, hadisilere gre sahabi olan Hakim bn I-Jzam'n mut a?;ram olduunu sylemilerdir. Muslim bnul--klaccac yirmi muhazram ismi saym , esSuyatT bunlara baka isimler de ilave etmi tir"'. EsSur-4'1'11in elqraVden naklen verdi i bu isimler yannda"' muha?ram olarak zikredilen daha bir ok kimse vard r. Bunlarn hepsi de Hazreti Peygamberi grmek erefine nil olmad klar iin tabi(andan addedilmi lerdir. MUUKEM--- Hazreti Peygamberin hadisleri aras nda, bazan man ynnden birbirine z t, veya birbirini nakzeder grnen szlerin yer ald grlr. Saylar fazla olmasa bile bu e it hadisler hakkndaki hkm, basit bir tenekuz iddias yle bunlarn reddedilmesinden ibaret de ildir. Bu hadislerin hepsinin de bir hikmete mebni olarak ve insanlar n mesalihine uygun bir ekilde Hazreti Peygamberden geldi ine phe yoktur. Bu itibarla hadis ulemas , zhiri tenakuza dellet eden bu hadisler arasnda cem ve telif yaparak, onlar n aslnda birbirini nakzeden manalarda olmadn isbat etmilerdir (Bkz. Muttelifulliadis). Ancak bunlar aras nda cem ve telifi mmkn almayan baz hadisler daha vard r ki, bunlarn Hazreti Peygamberden vrild tarihleri tesbit edilmek suretiyle tarih ynnden mukaddem olanlar n mensah, muahhar olanlar n da nsih olduklarna hkmedilmitir (Bkz. Nesb. Mensiih). Bununla beraber, Hazreti Peygamberden gelen ve zhiri tenakuza dellet eden hadislerin byk bir yekn tutmad m burada bir daha kaydetmek gerekir. Ciltleri dolduran ve yzbinleri a an hadis metinleri, yine de her biri bir hikmete mebni olarak vrid olan ve zhiri tenakuza dellet eden bu trl hadislerdeki muarazadan salimdir. te hadis stlahmda, hibir phe ve tereddde yer vermeksizin alnp amel edilen ve her trl muarazadan salim bulunan bu hadislere muhkem denilmitirm.
774. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 419. 775. Bkz. Tedrlb, s. 420. 776. Bkz. etTakyld ve7izah, s. 282. 777. Nitekim Allah Ta`ill da Kur'm Kerimde Kur'n yetlerinin bir k smn muhkem olarak isimlendirmi, muhtelif manlara gelmesi muhtemel olan yetlere de mute abih adm vermitir. Kur'm Kerimde bu konu ile ilgili olarak gelen yet, melen yledir: "Sana Kitab' indiren O'dur. Bu Kitab'm yetlerinden bir k sm muhkem olup, bunlar Kitab' n temelidir; di erleri ise mute abihtir" (Ali `Intrn sresi, 7).

267

MUUTEL F(Bkz. Mu'telif). MUHTEL FU'L-1.1ADIS Hadis ilminin en nemli konular ndan biri olan multelifu'lhadis, iki hadisin man ynnden zhiren birbirine zt olarak vrid olmas halinde aralar nda cem ve telif yap lmas, yahut iki hadisten birinin tercihiyle di erinin terki ve tercih olunanla amel edihnesidir. Konunun nemi dolay syle, zhiri tearuza dellet eden hadisler aras ndaki cem ve telif, yahut birinin di erine tercihini gerektiren vas flar tehis ve tesbit, ancak, hadisle f kh ilimlerine vak f ve hadislerin inceliklerini kavram olan usul imamlar na myesser olmutur. Bu konuda ilk kitap telif edenlerin ba nda mehur imam Muhammed bn dris e afi(1. gelir. E afici bu telifinde birbirine z t manalarda vrid olduu ileri srlen hadislerin cem ve telifinde takip etti i usille ait baz bilgiler vermi , bu eit baz hadisleri de biraraya getirmi tir"' Bu konuda kitap telif edenlerden biri de ibnKuteybe (213-2 76)dir. Te'vIlu multelifi'l4adis ad n verdi i bu kitapta bn Kuteybe, enNevevrnin ifadesine gre, bu blme girebilecek hadisleri toplad kadar, uygun olmayanlara da yer vermi ; bu blme girmesi gereken bir ok hadisi de d arda brakmtr779 . Daha sonra bn Cerir etTaberi (224 310) ayn konuda bir kitap telif etmi , Ebf Ca<fer Ahmed bn Muhammed etTal a. vi (235-321) nin Mukilu'l iisiir' , cOsm5.n bn Sa`id edD'arimi (200-280) nin, yine ayn konudaki kitab hret kazanm tr. Zahiri manas tearuza dellet eden ve muhtelif adn alan hadisler, umumiyet itibariyle iki ksma ayrlrlar. Birincisi, birbirine muhalif grnenler aras nda cem ve telifi mmkn olanlar. Di eri ise, aralarnda nesh bahis konusu olmad bilindii takdirde, ravilerinin s fat ve dereceleri gznnde bulundurularak tercih olunabilenlerdir. Bu taksime gre, Hazreti Peygamberden sahih olarak gelen hadisler aras nda gerek bir tearuzun, ancak nesh bulundu u zaman sz konusu edilebilece i anlalr. Nesli, er`i bir hkmn tatbikattan kald rlmas ve onun yerine baka bir hkmn vazedilmesidir (Bkz. Nesli). Gayet tabiidir ki, ilk hkm getirmi olan nass ile, bu nass n hkmn iptal eden ve onun yerine vrid olan hkmn nass arasnda sz konusu tearuz veya tenakuz bulunacaktr. Fakat nesh sz, konusu olmad zaman hadisler arasndaki tearuz ve tenakuzdan da sz edilemez. Nitekim e afig, za778. Bkz. Kiti- bu'lumm, VII. 2-413 hamisi.

779. Bkz. esSuyti, Tedrff,, s. 387.

268

hiri tearuza dellet eden hadisler aras ndaki bu ihtilafn sebeplerine i aretle, Hazreti Peygamberden birbirini nakzeden hadisler vrid olmad n aklam780 , Muhammed bn slk bn Iluzeyme de "birbirine zt iki hadisin varoldu unu bilmiyorum. Her kimde byle hadis varsa getirsin, aralarn telif edeyim" dem.i tir781 . Zhiri manalar tearuza dellet eden, fakat aralar nda cem ve telif yaplmak suretiyle gerekte byle bir tearuzun bulunmad anlalan iki hadise misal olarak /61 cadv hadisi firre mine'lmczmi hadisi783 zikredlb.HatPygmerbinchadst"yokurbyurmu , ikinci hadiste ise "czamldan kamay" emretmitir. Her iki hadis de sahihtir ve zhiri manalarmda bir tearuzun bulunduu Sikardr. Bu tearuz, sirayetin nefiy ve isbat ndad r. nk Hazreti Peygamber, bir hadisiyle hastal klarn, hastalkl kiilerden salam kiilere gemiyece ini belirterek sirayeti nefyederken, di er hadisiyle czamldan kamay emrederek sirayeti isbat etmi tir. Bununla beraber hadis ulemas , iki hadis aras n eitli yollardan cem ve telif etmiler ve aralar nda bir tenakuzun bulunmadn ortaya koymu lardr. Onlarn bu cem ve telifi yle zetlenebilir: 1. bnu's al'at'm da iaret etti i gibi', hastalklar, tabiatlar itibariyle sirayet edici de illerdir; fakat Allah Ta'ala, bir hastal a mbtela olan kimsenin sa lam kimse ile temasn , hastaln salam olana gemesi iin bir sebep k lmtr. Bu itibarla Hazreti Peygamber, birinci hadisi ile, chiliye Arab n, hastalklarn tabiatlar itibariyle sirayet
780. Bkz. e-ffri, s. 210 vd. 781. Bkz. es-Sur-4i, Tedrib, s. 387. 782. Hadisin e itli rivayetleri vard r. Muslim'deki bir rivayet yledir: 'An Ebi Hureyre: Hine kle Rasulu'llah (s. a. s.) "I cadv ve l afer ve Iri hme" felsle a`rbiy: Y. Rasla'llah fem blu'l-ibili teknu fi'r-remli ke'e mehr'i-ibcu, feyeePu'l-baciru'l-ecrebu feyedhulu flh feyucribuh kulleh? Kle: Femen a`da'l-evvele?". "Ebu Hureyre'der rivayet edilmitir Hazreti Peygamber: Hastah m bizzat sirayeti yoktur. Safer'in hurmeti yoktur. Bayku ile tee'un de yoktur, dedi i zaman bir l Arab yle hitap etti: Y Rasulallah, yle Ise, benim geyikler gibi sa lam ve temiz develerime ne dersin? Uyuzlu bir deve gelip de sa lam develer arasna girince onlarn hepsini uyuz ediyor? Hazreti Peygamber arbiye yle dedi: Ya ilk uyuz deveye bu hastal kim sirayet ettirdi?". Hadisin metni iin bkz. clffi, IV. 1742. Hadisin el-Buhri rivayeti iin bkz. ahiti, VII. 19. Hadis metninde geen `advC kelimesi, hasta olan bir kimse ile temas eden sa lam ki iye aym hastaln gemesi demek olan i<dirdan isimdir ki hastal m sirayeti mansum gelir. Hazreti Peygamber WadvC sz ile sirayeti nefyetmi olmakta, yani hastaln kendi kendine gemiyece ini bildirmektedir. 783. Bkz. el-Buhri, 5414, VII. 17. 784. Bkz. s. 257.

269

ettikleri inanc n nefyetmi , ikinci hadisinde ise sebep itibariyle isbat etmitir. 2. ki hadisin telifi bn IIacer'e gre biraz daha farkl dr: Hazreti Peygamberin sirayeti nefyi, umum zere bakidir; yani ne tabiat itibariyle ne de sebebiyet dolay syle sirayet sz konusudur. Nitekim Hazreti Peygamber bir hadisinde "bir ey bir eye sirayet etmez" buyurmakla ve keza cerebe yakalanm bir devenin sa lam develer aras na girerek onlara da ayn hastal aladn syleyen bir rbiye "o halde ilk deveye bu hastal kim sirayet ettirdi?" demekle, sirayeti kmilen nefyetmi ve hastaln, birinci devede oldu u gibi ikinci devede de Allah Taclnn takdiri ile ba ladn ifade etmek istemi tir. Czaml hastadan kamakla ilgili olarak gelen emir ise, seddi zerayi cmlesindendir; yani, sa lam kiinin, hastahkh ki i ile temas neticesinde hastal n di erine sirayet etti i vehmini nlemek ve Allah' n takdiri ile ba ladn hatrdan karmamak gayesine matuftur. Zira insan, hastaln temas neticesi sa lam insana geti ine itikad etmekle Allah'n takdirini unutur ve bunun d nda hastalk veren ba ka kudretler ihdas etmek suretiyle gnahkr olur 785 . 3. R41' Eb l Bekr elB4111nrnin telifine gre, birinci hadiste sirayet umumi manda nefyedilmi olmakla beraber, ikinci hadiste czam ve benzeri hastal klar iin isbat edilmitir. Bu bakmdan sirayetin isbat umumi nefiyden tahsis mansmdadr. Buna gre her iki hadisin mans, czam ve benzeri hastal klar mstesna, di erlerinde sirayet yoktur. Bu sebeple czam ve benzerlerinden aslandan kaar gibi kamak gerekir7". 4. Bir gre gre de czamdan kamakla ilgili olarak gelen emir, bu hastala yakalanm olan kimselerin hatrlarna riayet etmek gayesine matuftur. Zira meczim, shhatli kimseleri grd zaman, mustbetinin bykln anlar ve ztrab o ahr. Hazreti Peygamber 4G meczndara devaml bakmaynz" melindeki bir hadisi ile de bunu ortaya koymutur787 . Zhiri manlar arasnda tearuz bulunan iki hadisin cem ve telif yollar ile ilgili olarak zikredilen bu misaller, asl nda mezkr had'isler arasnda byle bir tearuzun bulunmad n belirtmek gayesine matuf785. bn Hacer'in iki hadis arasndaki bu telifi iin bkz. Nthbetu'lliker erhi, s. 48. Keza bn klacer'den naklen: EsSuyili, Tedrib, s. 388. 786. EsSuyni, Tedrib, s. 388. 787. Ayn yer.

270

tur. nemli olan mesele, hadislerin ifade etmek istedikleri manay , daha do rusu Hazreti Peygamberin bu hadislerle murad etti i n anay ve hadislerin vrcluna sebep olan hdiseleri iyice bilebilmektir. Bunlar bilindii takrirde birbirini nakzeder mahiyette olan hadisler aras nda tenakuz bulunmad kolayca anla lm olacaktr.
,

Bununla beraber, hadis ulemas nn, birbirine muarz manlarda vrid olan baz hadislerin cem ve telifinde ciz kald klar grlr. Bu hadisler arasnda nesh de sz konusu olmaynca, hadislerden hangisiyle amel etmek gerekti i hakknda hkm vermek gle ir. Fakat bu glk, bu gibi durumlarda hadislerden birinin tercihi ile ortadan kald rlmtr. u var ki bu tercih, geli igzel de il, bir takm kaidelere ba l kalnarak yaplmtr. Mesela birbirine z d manlarda varid olan iki hadisten hangisinin ravileri, di erinin rvilerine nisbetle daha titiz ve daha dikkatli ise, bu dikkat ve titizlik, o hadisin tercih edilmesinde aranlan artlardan biri olmu tur. Yahut hangi hadis daha fazla isnadla rivayet edilmi ise, bu isnad oklu u, yine tercih sebeplerinden biri saylmtr. ElPtibc1r ve'lmensg adl kitabnda bu sebeplerden elli tanesini zikretmi tir. ESuylti'nin yedi grup iinde zikretti i bu tercih sebepleri yle zetlenebilir. 1. Ravinin haline taalluk eden tercih sebepleri: Ravilerin oklu u: Bir hadisin rvisi ne kadar oksa, o hadise vehim veya yalan kar mas ihtimali daha azdr. Bu sebeple rvisi ok olan hadis, daha az ravi tarafndan rivayet edilmi olan hadise tercih edilir. Bir hadisin isnadnda yer alan ravi say snn azl : Bu gibi isnadlara e ad verilir (Bkz. ti, Inu, yani hadisin, araya fazla kimse karmadan daha ksa yoldan rivayet edilmesi, hadise vehim ve yalan karmasn nleyen en nemli millerden biridir. Bu bak mdan, isnad al' olan hadis, isnad nazil olan hadise tercih edilir. Ravilerin fkh : Hadis ister man ile, ister laf z ile rivayet edilmi olsun, rvisi fakih olan hadis, avamdan herhangi bir kimsenin rivayet ettii hadise tercih olunur. nk fakihin rivayetinde vehim ve hata ihtimali dierine nisbetle daha azdr. Ravinin nahiv kaidelerine vakf olmas : Dili iyi bilmesi, hafza kudretinin stnl, hadise itina ve ihtimam gstermesi ynnden zab.' tnn stnl, hreti nk hret, takva gibi, ahs yalan sylemekten ahkor keza ravinin takvas , itikad ynnden tam olmas, yani mubtedi` olmamas, hadis ehli ve di er ulema ile devaml sohbeti, erkek olmas yani iki mtenakz hadisten birinin rvisi erkek, di eri271

nin rvisi kadn ise, birincisinin rivayeti tercih olunur keza rvinin hr olmas bu da, kle olan bir rvinin rivayetine tercih sebebidirravinin neseb ynnden me hur olmas , isminin, aralarnda ayrm yap lmasn gletirecek zay f bir rvi ismi ile kar mamas , isminin tek olmas, mracaat edece i kitab bulunmas , adaletinin tezkiye ile sabit olana kar ihbar yolu ile sbit bulunmas , rivayetiyle amel edilmi olmas , muarznn, tezkiye eden taraf ndan haberiyle amel olmmamasma karlk dierinin haberiyle amel olunmas , adaleti zerinde ittifak edilmesi, tadil sebeplerinin zikredilmi olmas , tezkiye edenlerinin ok olmas, keza tezkiye edenlerinin ulemadan olmas , rvinin nakletti i haberle ilgili vak'aya bizzat ahid olmas mesela Hazreti Peygamberin zevcesi Umm Seleme'nin cnb olarak gecelemekle ilgili haberi, buna muarz olarak elFazl bn 'Abbas tarafndan nakledilen habere tercih edilir; nk Umm Seleme, bu konuda elFazl bn (Abbas'a nisbetle daha bilgilidir rvinin islam'a muteahhr olarak girmi olmas bazlar bunun aksini ileri srm lerdir; nk mutekaddim olan n asalet ve marifeti daha kuvvetlidir. Fakat mtekaddim olan n lm, Islam' mteahhr olana nisbetle teahhur ederse rivayeti tercih olunmaz; nk bu durumda islam' mtekaddim olan rvinin rivayetinin di erine nisbetle teahhur etmi olmas ihtimali vardr. Bununla beraber mtekaddim olann rivayetlerinin di erinden mukaddem oldu u bilinirse, mtekaddimin hadisi tercih olunur. 11:ayinin hadisini dikkat ve titizlikle aratranlardan olmas ve ushlbnn gzelli i; rvinin muarzna nisbetle eyhine daha ok mlzemet etmesi, kendi lkesinin eyhlerinden hadis iitmi olmas, hadis alrken eyhini bizzat m ahede etmi ve onunla konumu olmas, mana ile rivayeti tecviz edenlerden olmamas ; sahabinin byklerden olmas ; hadis 4ziye ile ilgili ise, rvisinin <Ali bn Ebl Talib olmas ; helal ve haramla ilgili ise Mucaz'dan, fera'izle ilgili ise Zeyd'ten gelmi olmas ; isnadnn Hicazi olmas, yahut ravilerinin tedlise rza gstermeyen bir lkeye mensup olmalar . . . bunlarn hepsi de hadisin tercih edilmesinde gznnde bulundurulan ve rvinin haline taalluk eden sebeplerdendir. Bu halde bulunan rvilerin hadlleri, ayn halde bulunmayan rvilerin nuarz olarak rivayet ettikleri hadislere tercih olunur. 2 . Hadis tahamml ile ilgili tercih sebepleri: Bhl andan sonra hadis alanlarn hadisleri, bazsn bhl andan nce, baz sn da bu adan sonra alanlarn hadislerine tercih olunur; nk bu ikincilerin, bldan sonra alm olduklar hadisleri de bh'dan nce alm olmalar ihtimali vardr. Halbuki blclan sonra hadis tahamml eden kimse, zabt ynnden daha kuvvetlidir. 272

Rvinin, eyhinden sem yolu ile ald hadis, arz yolu ile alan di er rvinin hadisine, yahut arz yolu ile ald hadis, kitabe veya mnavele, yahut vicde yolu ile alan rvinin hadisine tercih edilir 3. Rivayet keyfiyeti ile ilgili tercih sebepleri: Lafzan rivayet edilen hadis, man yolu ile rivayet edilen hadise, sebebi vrtidu zikredilen hadis, sebebi vrd zikredilmeyen hadise tercih olunur; nk rvinin hadisin sebebini bilmesi, onun hadise kar olan titizli ine dellet eder. Rvisi tarafndan hadis zerinde tereddde d lmemesi, hadisin baddeencl ve semictu gibi ittisale kesinlikle dellet eden tabirlerle rivayet edilmesi, ref`i veya vasl zerinde ittifak edilmi olmas, isnadmda ihtilf, yahut lafzmda izt rab olmamas , hadislerden birisi me hur iken dierinin aziz veya garib olmas , yahut birisi aziz iken di erinin garib olmas da rivayet keyfiyeti ile ilgili tercih sebeplerindendir. 4. Hadisin vdd vaktiyle ilgili tercih sebepleri: Medeni olan hadis mekki olana, tahfifi ihtiva eden hadis, teahhura dellet etmesi dolaysyle, iddeti ihtiva eden hadise tercih olunur nk Hazreti Peygamber, islm'n ilk devirlerinde, yani Mekke devrinde mslmanlar chiliye detlerinden uzakla trmak iin daha iddetli bir dil kullanm, fakat sonralar buna lzum kalmad iin daha yumuak olmaya meyletmitir. Keza islm'n geliinden sonra tahamml edilen hadis, islmiyetten nce tahamml edilen hadise, vrd tarihi zikredilmeyen hadis, vrd tarihi mtekaddim olarak zikredilen hadise, Hazreti Peygamberin vefat na yakn bir tarihte vrd eden hadis, tarihsiz hadise tercih edilir 5 . Hadisin lafz ile ilgili olan tercih sebepleri: Lafzlar hss ifade eden hadis, m olarak gelen hadise; m olarak gelen ve tahsis olunmayan hadis, tahsisten sonra sir ferdlerine delletinin zarfh dolarsyle tahsis olunana; mutlak, bir sebep zerine vrid olana; hakikat mecaza; hakikata benzeyen mecaz, benzer olmayan mecaza; er'l olan olmayana tercih edilir 6 . Hkm ynnden olan tercih sebepleri:Tahrime dellet eden, yani bir eyi haram klan hadis, onu mubah klan hadise, ihtiyat gerektiren bir meselede iddet getiren hadis, hafife, haddin nefyine dellet eden hadis, haddi getiren hadise tercih olunur. 7. Hrici tercih sebepleri: Kur'n Kerimin zhirine, yahut bir baka sunnete, kyasa, mmetin veya Hulafai R idinin amel ve tatbikat olan dier bir rivayetle takviye edilen, yahut getirdi i hkmle 273

mttefik bir benzeri olan, yahut eytan(el-Bul, ari ve Muslim) tarafndan ittifakla nakledilen hadis, bu evsafta olmayan hadise tercih olunur 788 . MUK7kBELE Lugatta bir eyi bir eyle yzyze getirmek veya karlatrmak manasna gelen mukabele kelimesi, hadis stlahnda, hangi suretle istinsah edilmi olursa olsun, hadis yaz lm bir kitab n nshas m, o hadisleri rivayet eden eyhin as l (orijinal)nshas yle karlatrmak ve mevcut hatalar bu asla gre tashih etmekten ibarettir. Bir hadis talebesinin, herhangi bir eyhten yazm olduu hadisleri, daha dorusu bu hadisleri ihtiva eden nshas m, eyhin asl ile mukabele etmedike eyh o talebeye mezkr hadislerin rivayeti iin icazet vermi olsa bile bunlar rivayeti caiz olmaz. u var ki, talebenin elinde bulunan nshadaki hadisleri rivayetinde aslolan husus, bu hadislerin hatadan salim olarak yaz lm ve yine hatadan salim olarak rivayet edilmi olmalardr. Bu itibarla mukabele, hadis nshas nn asla (orijinal nshaya) uygunlu unu kontrol ve grlecek hatalar tashih etmek iin ba vurulan bir usldr. Bunun bir ba ka yn de, nshann, eyhin asl ile mukabele edilmese bile, her halde eyhe okunmas veya arzedilmesidir (Bkz. `Arz). Hadis talebesi, kendi nshasn eyhin nshasyle mukabele edip hatalarm dzeltebilece i gibi, ayn hadislerin eyhe bir ba kas tarafndan okunmas halinde de bu tashih iini yapmas mmkndr. Keza mukabelenin bizzat nsha sahibi taraf ndan yaplmas da art de ildir. Gvenilir bir kimse bu mukb- beleyi yapabilir. art olmayan di er bir husus da, mukbelenin, eyhin nshasyle yaplmas keyfiyetidir. Hadis talebesi, nshas n eyhin ash ile nukbele edilmi gvenilir bir kimsenin nshas yle de mukbele edebilir. Zira, yukarda da i aret etti imiz gibi, mukabeleden maksat, fer'i nshan n asl nsha ile uygunluunu sa lamaktr. eyhin ashna uygun olan bir nshaya, nc bir nshan n uygunluu, onun eyhin nshas na uygun olmas demektir. MUKAR BU'LHADIS Ravilerin tadilinde kullamlan tabirlerden biri olan mukaribu'lhadis "hadisi gzel ve do ru" manasnda kullanlmtr. Ibnu' alah'n, bn Ebi Hatim'e uyarak tesbit etti i drt tatili mertebesinden nc, ezZehebi ve elcIrakrnin tertibinde drdnc, bn Hacer'in tertibinde ise be inci derecede yer ahr 789.
788. EsSur:41, Tedrib, s. 389-391. 789. EsSuyfg, Tedrib, s. 234.

274

MUK "ATEBE Lugat ynnden "yaz ma" mansma gelen mukrtebe, hadis stlahnda tahamml yollarndan birine dellet etmek zere, eyhin kendi mesmuct m veya hadislerinden baz sn yaknda veya uzakta olan bir kimseye yaz p gndermesidir. "Kitbe" de denilen bu metodla, kendisine hadis gnderilmi olan ahs, o hadisleri eyhten alm ve rivayet hakkna sahip olmu saylr. eyhin, ister kendi hatt ile olsun, ister bakalarna yazdrmak suretiyle olsun, bir ahsa gnderdi i hadisleri muhtevi mektup veya risale, bazan eyhin, o hadislerin rivayeti iin icazet verdi ini belirten ak szlerini de ihtiva etti i halde bazal): da bunlardan mcerred olur; yani hadislerin rivayeti iin izin verildi ine dellet eden icazet lafalar m ihtiva etmez. cazet lafzlar, eyhin, mektubun ba na veya sonuna kaydetti i eceztuke ma ketebtu leke "sana yazdm hadisler iin icazet verdim" ve buna benzer ibarelerden ibarettir. cazet lafzlarm da ihtiva eden bu trl rivayet ekli, shhat ve kuvvet ynnden icazete ba l mun-vele ile ayn derecededir. cazeti ihtiva etmeyen muktebe ekline gelince, ba larnda eleljAmidi ve ibnu'lKattan olmak zere baz kimseler, bu yolla alnan hadislerin rivayetini ciz grmemilerdir. Bununla beraber, Eyy -ah esSattiyni, Mansr, elLey . bn Sacd, bn Ebi Sebura gibi mutekaddimn ve muteahh rndan bir ok kimse, Ebu'lMuzaffer esSem(ni, uslclerden er7-Rzl: bunu tecviz etmi ler ve kitaplar nda bu eit rivayetlere yer vermi lerdir. Nitekim hadis kitaplarn gzden geirenler ketebe ileyye fulnun kle kaddesen fulnun... gibi ibarelerle rivayet edilmi bir ok hadise rastlarlar ki, hepsi de bu kabildendir. Hadisiler aras nda bu eit rivayetler mevl saylmtr. Hatt esSem(ni byle rivayetleri icazetten daha kuvvetli addetmi , esSuyti ise, belki munvelenin bir ok eitlerinden de kuvvetli oldu unu sylemi tir79.

ipw

elBasan bn `Abdirratman tarikyle baz ilim erbabndan nakletti ine gre, bir muhaddis, herhangi bir kimseye hadisleriniyazp gnderir ve bu hadisleri fuln kimseden i ittiini de ayrca tasrih ederse, hadisleri alan kimse, ya muhaddisin kendisine bunlar yazdn yakinen bilir, yahutta onun tarafndan yazldnda pheye der. E er pheli ise, bu hadisleri rivayet etmesi ciz olmaz. Fakat onun tarafndan yazldna yakinen inamrsa, o zaman, yaz l olarak
790. EsSuytl, Tedrib, s. 278.

275

gnderilen bu hadislerle, bizzat muhaddisin a zndan iitilerek alnan hadisler aras nda hibir fark yoktur. Zira muhaddisin ister lafzan, ister yazl olarak, hadisleri fuln kimseden i ittiini bildirmesi rivayet ynnden birbirinin ayn olan eylerdir79. Mukatebe yolu ile alman hadislerin rivayetinde, tahammul yolunun, yani hadisin kitabe yolu ile alndmn belirtilmesi ve mesela ketebe ileyye fulanun, yahut abberana fulanun mukatebeten, yahutta haddesena fulanun kitabeten gibi tabirler kullanlmas en doru yol olarak tavsiye edilmitir. Ahmed bn Manr'un ifadesine gre rivayette dikkat ve titizlik gsterenlerin mezhebi budur; seleften bir cemaat daima bu yolu tutmuiardr792. Mesela elHatib'in Haf bn (Omer tarik yle nakletti i bir hadisin isnadnda bu husus aka grlr: kladdesena Haf bn `mer Eb <Omer ezZarir kale haddesena Hammad bn Seleme kale ahberana Eyyb esSahtiyan! kale: Ketebe ileyye va'llahi Nafi' enne bn `mer kale kale Raslu'llah (s.a.s.): La yukimu'rraeulu erRacule min mak<adihi summe yeclisu fih 793 . Bununla beraber, elLey bn Sa<d, Manr ve hadis ulemasndan bazlar baddesenii ve ahberana tabirlerinin mukatebede kullanlmasn caiz grmler ve bu yolla aldklar hadislerin rivayetinde bu tabirleri kullanmlardr. Mesela ube Man r'a "bana yazd n hadisleri tandis edeyim mi?" diye sordu u zaman, "sana yazdmda tandis etmi olmuyor muyum?" cevabm vermitir. Keza Eyyb es Sahtiyan' de Su`be'nin buna benzer bir sualine ayn mukabelede bulunmutur794. Bunun gibi, elLey Ibn. Sa`cl da Bukeyr bn <Abdillah bni'lE ec'ten bir tak m hadisler rivayet etmi ve her birinde haddeenl Bukeyr tabirini kullanmtr. Aslnda elLey, Bukeyr'den hibir hadis iitmemitir; fakat ondan rivayet etti i hadisler, Bukeyr'in ona yazarak gnderdi i hadislerdir7". <Abdullah bn Vehb'in ifadesine gre Yahya bn Sacid, elLey bn Sacd'a baz hadisleri yazarak gnderir, elLey de bunlar 1.1-addeeni Yahya bn Sdiel diyerek rivayet ederdi. Keza Hi am bn <Urvenin yazd hadislerin rivayetinde de haddeeni Hiam tabirini kullarurd796.
791. 792. 793. 794. 795. 796. Bkz. elHatib elBa ~1, el Kifiiye, s. 345. Ayn eser, s. 342. Ayn yer. Ayn yer. Ayn eser, s. 344. Her iki haber iin de bkz. ayn yer.

276

Btn bu haberler gsteriyor ki, baz hadisiler, prensip itibariyle, mukftebe yolu ile aldklar hadislerin rivayetinde, al (tahammul) yolunun belirtilmesi bak mndan ketebe ileyye fulcin gibi tabirlerin kullamlmasm zorunlu grrlerken, di er bazlar, bir rvinin bir ba ka rviye hadislerin yazarak gndermesiyle, iki rvinin biraraya gelerek birinin dierine ifahi olarak hadis rivayet etmesi aras nda nemli bir fark olmad grn tamlardr. Bu bakmdan hadis kitaplarnda grlen eitli rivayet tabirlerinden, o tabirlerden biri ile rivayet edilen hadisin hangi yolla alnm oldu unu tesbit etmek gle mitir. u var ki, prensiplerine s k skya bal olan bir hadisinin, kulland eitli tabirlerin hangi tahammul metoduna dellet ettikleri tesbit edilebilmi ise, o zaman bu glk ortadan kalkm tr. MUR.LLJS Mukll (veya oulu muklln), iklOden ismi fil olup bir eyi azaltmak veya az yapmak mansma gelir. Hadis stlahnda umumiyetle az hadis rivayet eden sahabilere verilmi bir isim olmutur. Hazreti Peygamberden binin stnde hadis rivayet eden yedi sahabi ki bunlara muk irn denilmi tir istisna edilirse, di er sahabilerin, rivayet ettikleri hadis say s bakmndan mulsllndan sayldklar anlalr. MUKSRN Muksir (o ulu muksirn), iksWdan ismi fil olup binin stnde hadis rivayet eden sahabiler hakk nda kullanlm bir tabirdir. bn Kesir'in Ahmed bn Hanbel'den naklen zikrei ti ine gre, sahabeden en ok hadis rivayet edenler (ek eru'aliibeti rivdyeten li'll adi) alt kiidir. Bunlar: Enes bn MAk, CM3ir bn <Abdil lah, <Abdullah bn <Abb a s, <Abdullah bn <Omer, Eb Hurayra ve Hazreti <.A.'ie'dir"9". Ahmed Muhammed akir, bn Ke ir'in mezker beyan ile ilgili erhinde ise, en ok hadis rivayet eden sahabiler hakk nda u bilgiyi vermitir: Sahabe arasnda en ok hadis rivayet eden kimse Eb Hurayradr. Bunu srasyle u sahabiler takip eder: Hazreti Peygamberin zevcesi Hazreti <A'ie, Enes bn Maik, htbru'lumme (ummetin limi) olarak bilinen <Abdullah bn `Abbas, <Abdullah bn (Oner, Cbir bn <Abdullah, Ebr Sdid elUudri, <Abdullah bn Mescad, <Abdullah bn <Amr Ulema, sahabilerden her birinin rivayet etmi olduu hadislerin saysn tesbit etme e alm, ok defa da Ibnu'lCevzi'nin. Telkiltu
797. Bkz. bn Kesir, s. 209.

277

fuhr ehli'le er adl kitabnda zikredilen saylara itimad etmi lerdir. mi bnu'lCevzi ise, sahabilerin rivayet ettikleri hadislerle ilgili rakamlar Balpy bn Muhled'in Musned'inde her bir sahabi taraf ndan rivayet edilen hadisleri saymak suretiyle elde etmi tir.. Zira bu Musned, sair hadis kitaplar arasnda en ok hadis ihtiva eden bir kitapt r798 . ihtiva etti i hadis says bakmndan byk nemi haiz olan di er bir kitap da, Ahmed bn Hanbel'in Musned'idir. Ancak Balpy bn Mutled'in Musned'ine istinaden bnu'lCevzi tarafndan zikredilen hadis says ile Ahmed bn Musned'indeki hadis says arasnda byk bir fark vardr. Bu fark bilhassa her iki Musned'te yer alan Eb Hurayra hadislerinde grlr. Bununla beraber, bu fark n, tek bir hadisin rivayet ve turukunun oklu undan ileri geldi ine phe yoktur. Filhakika Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde pek ok hadis mteaddit defalar tekrar edilmi tir. A ada muksinindan addedilen sahabilerin, bnu'lCevzi'ye ve Ahmed bn Hanbel'e gre, rivayet ettikleri hadislerin say lar gsterilmitir. Eb Hurayra: bnu'lCevzi'ye gre rivayet etti i hadislerin says 5374 tr. Ahmed bn Musned'inde ise 3848 hadisi yer al, mtr. 'Abdullah bn tOmer: bnu'lCevzi'ye gre 2630; Ahmed bn Musned'inde 2019 hadis; Enes bn Malik: bnu'lCevzi'ye gre 2286, Ahmed bn Hanbel'in Musne'inde 2178 hadis; Hazreti <ik'ie: bnu'lCevzi'ye gre 2210, hadis; 'Abdullah bn `Abbas: bnu'lCevzi'ye gre 1660, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde 1696, hadis; Cabir bn <Abdullah: bnu'lCevzi'ye gre 1540, Ahmed bn Musned'inde 1206 hadis;
798. Ahmed M. akir'in belirtti ine gre, Balpy bn Mahled'in kitab, sunnetin en mhim kaynaklarndan biridir. bn Hazm bu kitapla ilgili olarak u bilgiyi vermitir: "Baky bn Mabled, Musned'inde 1300 den fazla sahabinin hadisini rivayet etmi tir. Her sahabinin hadisini fkh bblarma gre tertip etmi tir. Bu bakmdan kitap hem musned, hem musannaft r. Ondan nce bu tertip zere kitap telif eden bir kimse bilmiyorum". Bununla beraber bu byk k ymeti haiz kitabn islm ktphanelerinde mevcudiyetine dair hibir ey iitmedik Kmilen kaybolup olmadna dair de hibir ey bilmiyoruz. Belki Endulus ( spanya) te yokolmaktan kurs. 210. tulmu baz bakyelerine rastlamak mmkindir. Bkz.

278

Eb Sacid bnu'lCevzi'ye gre 1170, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde 958 hadis; Abdullah bn Mes'fid: ibnu'lcCevzi'ye gre 848, Ahmed Hanbel'in Musned'inde 892 hadis; bn

'Abdullah bn (Amr bnu'lCevzi'ye gre 700, Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde 722 hadis yer almtr. Burada, Ahmed bn Hanbel'in Musned'iyle ilgili olarak verilen hadis saylarnda, mkerrer olan hadislerin de dahil bulundu unu unutmamak gerekir. nk bir hadis, muhtelif isnadlarla rivayet edildi i zaman isnadlarmn saysmca bir ok hadis olur. Bu bak mdan, her sahabinin rivayet etti i hadislerin gerek say sn, ancak mkerrer olanlar n karlmas suretiyle tesbit etmek mmkndr. Mesela Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde yer alan Ebfi Hurayra hadislerinden mkerrer olanlar karld takdirde 1579 hadisin kald grlr. Halbuki ibnu'lCevzI Baky bn Mahled'in Musned'inde Ebfi Hurayra'ya ait 5374 hadis saymtr. phesiz bunlar aras nda mkerrer olan hadisler de yer alm olacaktr799. MUMLI mWdan ismi fail olup "imla eden, yani yazd ran" manasma gelen mumli, hadis meclislerinde, hadis dinlemek veya yazmak maksadyle toplanan cemaata kitab ndan veya hafzasndan okuyarak hadis yazdran eyh yahut muhaddis kar* kullamlm bir t abiridir . Bazan, hadis yazacak cemaatin ok kalabal k olmas ve geni bir sahay kaplamas dolaysyle, mumlinin sesinin uzakta oturanlar tarafndan duyulmamas, iml srasnda mustemli tabir olunan yksek sesli araclar kullanlmasna yol amtr. Bunlar, mumli (eyh) nin okuduu hadisleri yksek sesle tekrarlayarak uzakta oturanlar n daha iyi duymalarm salarlard (Bkz. Mustemli). Ancak, mumlinin sesini duymadan sadece mustemlinin tekrar ile hadislerin yaz lmas, bilahare bu yolla alnan hadislerin mumliden rivayet edilmesi hadisiler aras nda ihtilaf konusu olmutur. Mutekaddimfindan bir cemaatin gr ne gre bu caizdir. Mesela' bn 'Uyeyne, halkn ok kalabalk olduunu ve bir ok kimsenin iitmediini syleyen mustemli Elyfi Muslim'e "onlara sen duyur" demi tir800. ElAcme anlatr: brahim enNeba'rnin etrafnda oturur, rivayet etti i hadis799. Ayn eser, s. 211-212. 800. EsSuyi41, Ted ib, s. 253.

2 79

leri dinlerdik. Fakat biraz kenarda oturanlar, onun sesini i itmezler ve ne syledi ini birbirine sorarlard ; sonra da iitmedilderi eyleri ondan rivayet ederlerdi". Bunun gibi, 11ammd bn Zeyd de, rivayet srasnda iyi iitmeyipte "ne dedin" diyenlere "yan ndakilere sor" diye cevap verirdi"2. Ancak mumliden iitilmeden yine ona isnaden hadis rivayet edilmesi, bnu'sall'm ifadesine gre, bu i i yapanlarca semcda gsterilmek istenen bir kolaylikt r 803 . Bununla beraber, rivayette daha ok dikkat ve titizli i art ko anlar bunu ciz grmemi lerdir. Elgrki de bu hususa iaret etmi, fakat tatbikat ynnden di erinin yubulduunu belirtmitir. Akladna gre mustemli, eyhe okuyan ve hadisini arzeden kimse gibidir. u var ki eyh (mumli) in, mustemlinin szlerini duymas gerekir; aksi halde, do rudan do ruya eyhten rivayet ciz olmaz. Nitekim elBuljri ve Muslim'in aldblerinde <Abdu'lMelik bn cUmeyr rivayetiyle Cbir bn Semura'dan gelen bir hadis buna dellet etmektedir: ...cAbdu'lMelik bn (Umeyr Can Cbir bn Semura kle: Semi`tu'n Nebiyye (s.a.s.) yak llu: Yekfnu isn caere emiran fekae kelimeten lem esmecha; fekdle nnehu kle : Kulluhum min Kuray . 804. Hazreti Peygamber bu hadisinde 12 emir gelece ini ve hepsinin de Kurey'ten olaca n haber vermitir. Ancak rvi Cbir, Hazreti Peygamberin szlerinin bir k smn anlayabilmi, dier ksmm da ona babas haber vermitir. Bu bak mdan Cbir, hadisi Hazreti Peygamberden rivayet etmi olmakla beraber, i itmedi i ksm da babas vastasyle rendiini belirtmitir"5. Mumlinin hadisini .mustemlI vas tasyle alp bu vastay hazfettikten sonra hadisi do rudan doruya mumliden rivayet etmenin ciz olduu grnde olanlar ise, yine ayn hadisin Muslim'in aldb,'inde yer alan bir baka rivayetini delil olarak ileri srerler. Amir bn Sa`d bn Ebi Vakks tarikyle Cbir bn Semura'dan gelen bu rivayet yledir: bn Satd bn Ebi Vakks kle: Ketebtu il Cbir bn Semura maca gulml Nfic: En atbirnI biey'in semi(tehu min Rasfli'l801. 802. 803. 804. 805. Aym yer. Aym yer. Bkz. Ibnu' alrb, s. 132. Bkz. Muslim, abIl., III. 1452-1453. El`Ir4I, etTalcy[d ve'1-104, s. 149-150.

280

(s.a.s.) yevme lah (s.a.s.) kale: Feket e ileyye: Semictu Cumucatin, ca iyyete ucime'leslemiyyu, yaklu "la yezalu'dDinu ka'inen hatta tekiime'ssacatu ev yekiine <aleykum isna ca ere halifeten, kulluhum min Rureyin... bn Sa`d, rivayetinde, Cabir'e bir mektup yazarak Hazreti Peygamberden iittii bir eyi kendisine haber vermesini istedi ini, onun da yine bir mektupla, k yamete kadar, yahut hepsi de Kurey ten olan 12 halife gelinceye kadar dinin baki kalaca na dair Hazreti Peygamberden i ittii hadisi yazdn bildirir 806. Bu rivayette Cabir bn Semura, iitmedii ksm, dier iittii ksmdan ayrt etmemi, daha do rusu, babas vastasyle rendi ini belirtmemitir. Bu bakmdan Cabir'in bu hareketi, mumliyi i itmeden mustemll vastasyle ahnan hadislerin mumliden rivayetinin cevaz na delil olarak gsterilmi tir. Bununla beraber elcIraki, rivayetle ilgili bu gre eitli ynlerden itiraz edilebilece ini syler ve u ihtimalleri ileri srer: 1. Bu rivayetteki i itilmeyen ksm, belki de ba ka rviler tarafndan idrac edilmi tir. Bir baka deyile, Cabir, Hazreti Peygamberden iittii ksmla babasndan iittii ksm ayrt etmitir de, hadisi ondan nakleden baz rviler iki ksm birletirmilerdir. Nitekim <Aldu'lMelik bn cUmeyr, ea`bi, Hu ayn ve Simiik bn Harb gibi bir ok kimse, hadisi mursel olarak rivayet ettikleri halde, yaln z qmir bn Sacd nevl olarak rivayet etmi tir. 2. Seyhan, yani elBuhar! ve Muslim, her ikisi de mufassal rivayette ittifak ettikleri halde, Muslim, cAmir'in raevsul rivayetiyle infirad etmi, yani tek kalmtr. 3. Ekseriyetin Cabir'den mezkr hadisi rivayeti semal yolu ile olduu haldeilmir bn Sa(d'n rivayeti muktebe yolu iledir ve sema( ile muttasl deildir. 4. ayet Cabir hadisini irsal etmi se, bu da ancak sahabe iin cizdir; yani bir sahabi, bir ba ka sahabiden i ittii hadisi irsal ederek (Bkz. rsal ve Mursel) Hazreti Peygamberden rivayet edebilir; nk sahabenin hepsi de udldiir; yni adil kimselerdir. Fakat bu, sahabi olmayan kimseler iin caiz de ildir. Binaanaleyh Cabir'in, bu rivayette hadisi babasndan irsal etmi olmas da ihtimal dahilindedir 807.
806. Mezkiir hadis iin bkz. Muslim, ,5414, III. 1453. 807. Bkz.

etTa4yid

s. 150

281

Netice itibariyle, mumli, eyh veya muhaddis olarak hadislerini rivayet etmi olsa bile, semcda titizli i art ko anlar mumlinin szlerini iitmedikee mustemliye itibar etmemi ve onun tarafndan tekrarlanan hadisleri almamlardr. Sem`da biraz daha kolaylk taraftar olanlar ise, rivayet s rasnda ya mustemliden, yahutta yanlar nda daha iyi i iten kimselerden istifade etmekte bir mahzur grmemi lerdir. MUNkVELE eyhin, hadislerini ihtiva eden kitab n rivayet etmesi iin elden talebeye vermesi mansma gelen munAvele, hadis tahammul yollar ndan biridir (Bkz. Tahammul). Asl , elBuhArrnin ta(likat aras nda zikretti i bir hadise dayanr. Bu hadise gre Hazreti Peygamber, bir sefer heyeti kumandanma yaz l bir emirname vererek "bunu fular yere gelmeden ama" demi , kumandan da ancak o yere geldikten sonra a p adamlarna okumu ve Hazreti Peygamberin emirlerini duyurmutur". ElBut rl bu hadise istinaden munAvelenin s hhatine kail olmu ve IjicAz ehlinin de bu hadisi munAvelenin cevaz na delil olarak ileri srdklerine i aret etmi tir809. Yine rivayet olundu una gre, Yezid erRukA i, Enes bn MAlik hakknda fazla hadis rivayet etti ini syledikleri zaman, Enes'in bir meed1 81 getirip nlerine att n ve bunu bizzat Hazreti Peygamberden yazarak ona arzetti ini nakleder". Bu haber de, munavelenin hadis tahammulunde gvenilir bir metod oldu una dellet etmektedir. eyhin, hadislerini ihtiva eden bir kitab talebeye vermesi ve onlarn talebe tarafndan kendisinden rivayet edilmesini sa lamas iki ekilde olur.Birincisi, eyhin, kitabn verirken "bu, benim fuln kimseden iittiim hadislerdir; bunu al ve benden rivayet et" yahut "bunu al; istinsah et; mukabele de ettikten sonra bana geri ver ve yazd klarn benden rivayet et" demesidir. Kitab n bu szlerle talebeye verilmesi ekline el munvele elmaisrne denilmitir ki "icazetle birlikte munAvele" mansma gelir ve kitapla beraber kitab n iindeki hadislerin rivayet edilmesi iin sarih bir icazetin verilmi olduuna dellet eder. Bu tahammul ekli, icazetin en yksek derecesini te kil etti i gibi, Medine'den ezZuhri, Rabia, Yat yA bn Sdid elEn ArI, MAlik bn Enes; Mekke'den MucAhid, Ebu'zZubeyr Muhammed bn Muslim; K fe'den (Alkame bn Kays, brhm enNaha(I, e a`bi; Ba radan (Ali bn DAvfid, KatAde bn DiAme, Humeyd e
808. 809. 810. 811. ElBuhrl, a6/6, I. 23. Aym yer. Mecl, mecellenin o ulu olup, ierisinde hikmet yaz l sahife veya kitap manfsma gelir. EsSuyti, Teddb, s. 269.

282

Tavil; Mr'dan 'Abdurrahman ibnu'l-1s m, 'Abdullah bn Vehb ve daha bir ok hadisi nazar nda, dier bir tahammul ekli olan sema( ile aym ayarda tutulmu tur 812 . Hatt es-Suy ltrnin ibnu'l-Esir'den naklettiine gre, sema`dan da stn bir tahammul eklidir" 3. Zira eyhin icazeti yannda kitaba gven, sema`da syleyen ve dinleyene nz olmas muhtemel vehim dolay syle daha kuvvetlidir 814. Bununla beraber en-Neveyrnin, sahih olan gr n, bu eit munavelenin sema` ve k raattan daha a a derecede oldu unu sylemek suretiyle meseledeki ihtilafa daha kesin bir cevap getirdi i grlmektedir 815. En-Nevevrye gre bu gr e sahip olanlarn banda Sufyan e-Seyri, el-Eyzaci,, (Abdullah bnul-Mubarek, Ebu Hanife, e - afi(i, el-Buveyti, el-Muzeni, Ahmed bn Hanbel, shak bn Rahveyh, Yahya bn Yahya gelir 816 . eyhin, Raviye sema(m vermesinden ve rivayeti iin icazetini bildirmesinden sonra kitab talebede b rakmamas da icazete ba l munaveleden saylmtr. Ancak talebe, ta yire uramadndan emin olduu bu kitab veya bu kitapla mukabele edilmi meysa bir nshay elde etti i takdirde ondan rivayet edebilir. u var ki, bu munvele, derece bak mndan dierinden a adr; ayn zamanda muayyen bir kitabn rivayeti iin verilen munaveleden ari icazetten ayr bir stnl yoktur. Bu itibarlad r ki, baz fkhlar ve uslcler, bu munvelede hibir fayda olmad m ifade etmi lerdir 817 . icazete ba l munavelenin di er bir ekli, talebenin bir kitapla birlikte eyhe gelmesi ve "bu, senin rivayetin; bunu munvele ile senden rivayet etmem iin bana icazet ver" demesi; eyhin de, talebeye itimad dolaysyle kitaba bakmadan istenilen icazeti vermesidir. Ancak talebe, haberine ve dinine gvenilen kimselerden olmad ka bu trl
812. Bu gre sahip olan dier hadisilerin isimleri hakknda bkz. Mdrifet s. 257-258. 813. Bkz. esSuyiiti, Tedrib, s. 271. 814. Ayn yer. Keza bkz. Ahmed M. akir, s. 138. 815. EsSuyti, Tedrib, s. 271. 816. Ayn yer. Keza bkz. Mdrifetculfimi'lhadis, s. 259-260. Elljkim'in burada bahis konusu etti i mesele, arz ile semii'm ayn derecede olup olmad meselesidir. Ancak bu arz, eyhin talebeye de il, talebenin eyhe kitap vermesi ve bu kitab n eyh tarafndan tetkik edildikten sonra tekrar talebeye iadesi ve rivayeti iin icazet verilmesidir. Binaanaleyh bu tahamml ekli de bir eit arz olmakla beraber munvele iinde mtal edilmi tir Bu bakmdan ibn'Salah, bu munvele e idine `r u'lmuriivele adn vermitir. Talebenin eyhe okuyarak arzetmesi de 'aru'/-1c rga'dr. Bkz. s. 147. 817. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 272.

283

icazet ve munavele bt ldr. Talebe gvenilen kim s elerden oldu u ve eyh de "e er bu kitaptakiler gerekten benim hadisim ise, hata ve vehimden beri olmam artyle onu benden rivayet et" dedi i takdirde, bu, caiz ve gzel bir ey olur 818 . Munavelenin ikinci ekli, icazetten ri olan munaveledir ve buna
el mundveletu'l mucerrede (ani'l ic ?ize denilmitir. eyh, birinci ekilde

olduu gibi talebeye bir kitap verir ve "bunlar benim hadislerimdir" der; fakat bunlar rivayet etmesi iin icazet verdi ini sylemez; yani "bunlarn rivayeti iin sana icazet verdim" yahut "bunlar benden rivayet et" demez. Do ru olan ve hadisilerin o unluu arasnda tutulan gre gre, bu e it munavele ile rivayet caiz de ildir. Bununla beraber, bu rivayeti tecviz eden baz hadisilerin bulunduu da grlmektedir. Baz fkh ve uslcler tarafndan ayplanan bu hadisilerin 819 grlerine gre, muhaddis, hadislerini kendisinden rivayet etmesini isteyen kimseye bir kitap verir ve "bunu okudum; iindekilere vak f oldum. Bunlarn hepsini, aynen kitapta oldu u gibi fuln rivayet etti" dese, o kimse, kendisine, rivayet iin ister icazet verilsin, ister verilmesin, bu hadisleri rivayet eder. nk maksat, o hadislerin shibi olan muhaddisin bunlar iittiini haber vermesidir. Bunlar iittii anlalnca, onlarn rivayeti iin kendisinden izin alma a gerek yoktur. Nas l ki bir ahs, dier bir ahstan hadis i itir; sonra hadisi rivayet eden ahs dierine "rivayet etti im bu hadisi benden rivayet etmen iin sana icazet vermiyorum" derse, bu bo bir sz olur, ve hadisi rivayet eden ister icazet versin, ister vermesin, i iten kimse bunu ondan rivayet eder. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bir husus vard r: Kitab nn rivayeti iin icazet verdi ini belirtmeyen muhaddisten o kitab rivayet
818. Bkz. elHatib elBa ddl, s. s. 328; esSuyfiti, Tedrib, s. 272-273. ElHatib bu konuda Malik bn Enes ve bn ihb eZuhri'nin tatbikatyle ilgili baz misaller verir. Bunlardan birinde 'Abdullah bn Vehb u hdiseyi nakletmektedir: M lik bn Enes'in yannda bulunduumuz bir srada elinde olduka ykl kitaplarla bir adam geldi ve Mlik'e "ey Eb `Abdillah, bu kitaplarda senin hadislerin var; bunlar senden rivayet edeyim mi?" dedi Mrlik de "eer s. 329. Buna benzer benim hadislerim ise benden rivayet et" cevab n verdi. Bkz. bir tatbikat da Mlik, ezZuhri'ye atfen nakleder ve yle der: EzZuhri'ye bir sahife ile gelirler ve "bunlar senin hadislerin; senden rivayet edelin ve kaddeen bn ilclb diyelim mi?" derlerdi. EzZuhri de sahifeyi amadan, iindekileri okumadan ve okutmadan "evet" diyerek rivayetine izin verirdi. Bu ona gre cizdi. ElHatib bu haberi naklettikten sonra, ezZuhrrnin sahifeye bakmadan rivayetine izin 'Vermesini bahis konusu ederek "herhalde bn ihb sahifeyi biliyordu; daha nceden grm ve iindekilerin kendi hadisleri oldu una muttali olmutu. Bunlarn rivayeti iin icazet isteyen kimse gvenilir bir kimse de olunca sahifeye tekrar bakmak lzumunu hissetmemitir" der. Bkz. ayn yer. 819. ibnu' alh, `Uliim elbadt, s. 149; esSuyti, Teddb, s. 273.

284

ederken luddeseni yahut ahberani fuldnun enne fulnen baddeehu "fulan kimse bana rivayet etti; ona da fuln kimse rivayet etmi " demek lazmdr. Bundan ayr olarak mesela 1.utddesenl fulanun enne fulnen ble "fuln kimse bana rivayet etti; fuln dedi ki" gibi bir tabirin kullan lmas doru de ildir; nk bu tabir, szlerin i itilmi olmasn gerektiren bir hikaye eklidir. Halbuki o kimse bunlar iitmemitir82. cazetsiz munavele ile rivayeti tecviz eden had siler yannda baz uslelerin de yer aldklar grlr. Mesela bunlardan biri erRazidir. Ona gre ne izin, ne de munavele arttr. eyhin, bir kitab i aret ederek "bu benim fulndan semd mdr" dese, onu i iten kimseye kitab ister versin, ister vermesin, ister "bunu benden rivayet et" Besin, ister demesin, o kimsenin, kitab eyhten rivayet etmesi caiz olur 821 . Keza ibnu' alal da iclamu'eyll'ten ibaret olan erItazr lin grne i aretle, icazetsiz munavele ile yap lan rivayetin, eyhin mcerred Nami ile yaplan rivayete bir stnl olduunu, birincisinde, hi olmazsa, izne de dellet eden munavele bulundu unu ve stnln bu ynden ileri geldi ini syliyerek bu yolla rivayeti tecviz eder 822. EsSuyti ise, ayn gr dorulamak iin u mtalay ileri srer: E er mnavele, talebeden geldi i takdir olunan " u kitab rivayet etmem iin bana ver" iste inin bir cevab olarak dnlr ve eyh de kitab ona verir fakat rivayeti iin izin verdi ini tasrih etmezse, talebenin o kitab rivayet etmesi sahili ve caiz olur. nk talebenin istei iinde, kitab n rivayeti iin de bir izin iste i vardr ve eyh kitab vermekle, iznini tasrih etmese bile izin iste ine rza gstermi saylr 823 . Munavele ile alnan hadislerin rivayetinde kullan lan tabirlere gelince, bu konuda da, hadisiler aras nda deiik grler ileri srlm tr. Munaveleyi semac ile ayn derecede grenlerce baddesenci ve ahberana tabirlerinin munavelede kullan lmas calzdir. Bunu tecviz edenlerin banda ezZuhri, Malik bn Enes, elBasan elBasri gelir. Fakat rivayette dikkat ve titizli i ile hret kazanm hadisilerin o unluuna
820. Bkz. elHatib elBadadi, s. 348. Bu gr nakleden elHatib, baz ilim ehlinden naklen yle demitir: Hi kimse iin muhaddisten i itmedii, yahut munavele ile kitab ondan alnu olsa bile, rivayeti iin icazet almad eyleri rivayet etmek caiz de ildir. 821. EsSuyti, Tedrib, s. 273. 822. Bkz. Ibnu' Salah, `Ulnnelhadis, s. 150. 823. EsSuyti, Tedrib, s. 273. Keza talebe, "fulan kimseden i ittiklerini bana rivayet et" dese ve eyh de "bunlar benim fulandan i ittiklerimdir" cevabn yerse, talebenin' onlar rivayeti sahihtir. Bumin d nda mesela eyh, kitabm yerse ve fakat kitaptaki hadislerin fulndan iittii hadisler olduunu tasrih etmese, bunlarn rivayeti hadisilerin ittifak yle sahih olmaz.

285

gre, sair tahammul yollar nda olduu gibi, hadisin alnm olduu yolun belirtilmesi arttr. Mesela rvi "baddeeni, yahut al berani fuldnun munveleten der; yani fuln kimsenin, hadisi munvele yolu ile kendisine rivayet etti ini, yahut haber verdi ini belirtir. Yahutta naveleni fulnun ve buna benzer tabirler kullan r824 . Bununla beraber hadis imamlar arasnda tatbikat nn yine de bir birinden farkl olduu anlalmaktad r. Mesela Eb Ca<fer Ahmed bn 13[amdan, elBuharrnin kle li fulnun diyerek rivayet etti i btn hadislerin turz ve mundvele yolu ile alndn syler825 . Bunun gibi, mam elEyzati, munavelede baddesen yahut al ,beran kullanmak istediini soran `Amr bn Ebi Seleme'ye "e er sana rivayet etmi isem bunlar kullanrsn; fakat munavelede kle Ebii Amr yahut can Ebi Amr dersin" demi tir 826. MUNKATIt Munkat < tabiri, lugat ynnden, umumiyetle isnaal muttas l olmayan hadisler iin kullanlmtr. nkta< veya ravi dmesi, isnadm ister ba nda olsun, ister ortas nda veya sonunda olsun, o isnad munkat <dr. Bu bak mdan, sahabisi d en ve mursel denilen isnadda munkat< aras nda lugat manas ynnden hibir fark yoktur 827

Bununla beraber, stlahta munka4`, elI-Jakim'in de i aret etti i gibi, murselden ayr bir eydir ve isnadda tabigye varmadan nceki bir rayinin, kendisinden hadis nakletti i ahsi iitmeden, ondan rivayetidir 828 . Bu durum, tabiatiyle ravinin, hadisi bir ba ka ahs vastasyle alm olduuna delalet etti i gibi, bu vastann isnadda zikredilmemi olmas da, isnadn munkat< yani kesik veya kopuk olmas n gerektirir. Misal olarak u hadis zikredilebilir: ... Muhammed bn Suleyman e-I-Jauanil, haddesena Muhammed bn Sehl, haddesena `Abdurrazzak, kale zekera'sSevri, can Ebi shak, <an Zeyd bn Yuseye, <an Huzeyfe kale: Kale Rasalu'llah (s.a.s.): n velleytumha Eba Bekrin fekaviyyun eminun, la te'huzuhu fi'llahi levmetu la'imin; ve in velleytumilha `Aliyyen fehadin mehdiyyun, yukimukum 'alta tarik n muste 4.1m829 .
824. Bkz. s. 150-151; es-Suyiiti, Tedrib, s. 274. 825. Bkz. es-Suyirti, Tedrib, s. 276. 826. Bkz. el-Hatib el-Ba ddI, el-Kifdye, s. 330. El-Hatib'e gre do ru olan tabir baz selefin munavelede kullandklar dtni falan yahut defe`a ileyye kitbehu ve benzeri tabirlerdir. 827. Bkz. Ibnu's-Salih, `Ulntu'l-hadis, s. 53. s. 27. 828. Bkz. 829. Hadis iin bkz. Ahmed bn Hanbel, Musned, I. 109; el-I-Ukim, Marifet cddmi'/-hadis, s. 28-29.

286

snad gren herkes, ilk anda onun muttas l olduuna hkmeder. nk elRazrami ve Muhammed bn Sehl, her ikisi de gvenilir kimselerdir. cAbdurrazzak'm Sufyn'dan, keza Sufyin' n da Ebii ishk'tan semac marf ve me hrdur. Bununla beraber, (Abdurrazzk Sufyn'dan, Sufyn da Ebil ishVtan bu hadisi iitmemi lerdir. Yani cAbdurrazzk ile Sufyn ve Sufyn ile Ebil shak arasnda isimleri isnaddan drlm iki rvi vardr. Bu sebeple isnad munkat <drs". Munkat'm bir baka eidi de, isnadda mech1 bir ahsn yer alm olmasyle ortaya kar. Mesela ...can Ebi'lcAl' bn 'Abdullah bni'iblAr can Raculeyni min Beni Hanzala can eddiid bn Evs..."' Hadisin isnadmda Ebu'l`Ala' ile eddd bn Evs aras nda yer alan ve hadisi rivayet etmi olan Benfi Haniala'dan iki ahsn kim olduklar mechiddr. Bu sebeple hadis munkat c saylmtr" 2. Bir hadisin munkatc saylabilmesi iin, isnaddan yaln z bir r vinin d m olmas lazm geldi ini de hat rdan karmamak gerekir. Bununla beraber, iki veya daha fazla rvi d m olursa, den rvilerin isnadda tevali etmemeleri, yani birbirini takip eden raviler olmamalar lazmdr. nk birbirini takip eden iki ve daha fazla rvi d t zaman, hadis stlah olarak, munkat c olmaktan kar; d en rvilerin isnaddaki yerlerine gre nu'al veya mucallalc gibi ayr ayr isimler ahr 833 . MUNKER Zayf olan bir ravinin, gvenilir rvilere muhalif olarak rivayet etti i ve bu rivayetiyle tek kald hadise munker denilmi tir. Bu tarif, eyhulislam bn Hacer'in verdi i tariftir 8 ". bnu's ally ise, Ely Bekr Ahmed bn Mrn elBerdiei'den u tarifi nakleder: Munker, ravinin rivayetiyle tek kald hadistir ki, metni yalnz onun rivayetiyle bilinir; ayn zamanda bu metin, ne onun rivayet etti i ynden ve ne de bir ba ka ynden marftur 835 . Bu tarif, bir ok hadisinin munker hakknda ileri srd bir tariftir. Fakat bnu' alWa gre, aslinda, zda olduu gibi munkerde de i i geni tutmak gerekir; zira az ve munker ayn eydir. Buna gre munker
830. Bkz. Macrifet s. 52. 831. HadIsin metni iin bkz. 832. Bkz. s. 29; keza el-Wkim'den naklen Ilnu's-al,

Sunen, IV. 476. Macrifet s. 527-28; Ibnu's- al'ab, 833. Bkz. bn Hacer, Nulbetu'l-fiker erhi, s. 55. 834. Ayn eser, s. 44-45. 835. Bkz. s. 71-72.

U/Cmu'/-/md4, 52-53.

287

iki ksmdr. Birincisi (yani saz) gVenilir rvilerin rivayetine muhalif ferd hadistir ki rne i Malik bn Enes'in ezZuhri tarikyle rivayet ettii "mslman kfire, kfir de mslmana vris olamaz" hadisidir. Malik, bu hadisin isnadn `an ezZuhri, can `Ali" bn Ifuseyn, (an cOmer bn (Osmein, can Uscime bn Zeyd, can (s.a.s.) eklinde vermi ve Usme bn Zeyd'ten hadisi nakleden rviyi <Omer bn `Osman olarak zikretmitir. Halbuki di er gvenilir olan ve hadisi ezZuhri'den nakleden kimseler, bu ismi 'Mm bn `Osman olarak zikretmi lerdir. Bu ynden Malik, dier gvenilir rvilere muhalefet etmi ve ondan ba ka da hadisi bu isnadla rivayet eden olmad iin hadis munker addedilmitir"6. Bununla beraber ibnu'sSalh'n hadis hakkndaki bu hkm,
el `Iraki'nin itirazna uramtr. algrki bu itiraz nda yle der:

"Musannf (ibnu'sSalah), Mlik'in bu hadisi hakk nda munker hkmn vermitir. Halbuki ona munker ismini veren hi kimse grmedim. Malik'in, hadisin isnadndaki bir ismi (cAmr' ) cOmer olarak zikretmesi ve bunda tek kalmas yle hadis metninin munker olmas gerekmez. Her ne hal ile olursa olsun metin sahihtir. Nitekim bizzat kendisi de, 'mucallel hadislerden bahsederken, isnad nda bulunan, ve fakat metne tesiri olmayan llete misal verirken Ya<la bn `Ubeyd'in Sufyn eevri'den, esSevri'nin `Amer bn Dinar'dan, bn Dinr'n bn (Omer'den, onun da Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri elBeyyi, <ni bi'lhyr hadisini zikretmi ve "bu isnad, adil ki ilerin adil kiilerden rivayetiyle muttas l olan bir isnadd r; fakat mucalleldir ve sahih deildir. Bununla beraber metin sahihtir. snadndaki llet ise, 'Amr bn Dinar szndedir; asl nda bunun <Abdullah bn Dinar olmas gegerekir" demi tir837 . Grld gibi burada, isnadda vaki olan vehim, hadisin metnini sahih olmaktan karmam tr. Binaanaleyh, `mer bn `Osman tarikyle rivayet etti i hadis metninin de, isimdeki bir vehim dolaysyle munker addedilmemesi gerekir""s. ibnu'sSalah tarafndan zikredilen misalin, sz konusu olan munkere uygun bir misal te kil etmediini bu ekilde ortaya koyduktan sonra Suneni Erbaca da rivayet edilen bir bn Curayc hadisini ele alr ve bu hadisi Ibnu'sSalah' n tarifine uygun bir misal olarak zikreden Bu hadis yledir:
836. Ayn yer. 837. ibnfsal'n lletle ilgili bu gr iin bkz. 838. Bkz. elgr41, etTalsyld ve'1-4 11.4, s. 88. s. 83.

288

...Hemmam bn Yahya, Can Ibn Curayc, `an ezZuhri, Can Enes kale: Kane'nNebiyyu (s.a.s.) iza dahale'lhala'e vazda hatemehu. Eb Davud, hadisi naklettikten sonra u gr ileri srmtr; Bu hadis munkerdir; zira bn Curayc'tan gelen di er rivayetler can bn Curayc, an Ziyad bn Sacd,can ezZuhri,can Enes : Enne'nNebiyye (s.a.s.) ittehaze hatemen min verik n ekliyle marftur. lk rivayetteki vehim Hemmam Ibn Yayii'dan ileri gelmi tir ve bn Curayc'ten, Hemmam'dan ba ka hi kimse hadisi bu ekilde rivayet etmemi tir839. Sunen sahibi enNesai de Hemmam' n mezkr rivayetini naklettikten sonra "hadis mahfz de ildir; Hemmam bn Yahya silsad r ve cli,/ sahipleri kendisinden hadis nakletmi lerdir; fakat burada Hemmam, dier silsata muhalefetle hadisin metnini bu isnadla ve bu ekilde nakletmitir. Halbuki di erleri, hadisi bn Curayc'ten Eb Davud'un iaret etti i ekilde nakletmi lerdir. Bu sebepten dolay Hemmam'n hadisi hakknda nekaretle (yani munker olmakla) hkmedilmi tir84. Yukarda zikretti imiz misaller, Ibnu's alah'n iki ksma ayrd munkerin birinci ksmyla ilgilidir. Munkerin ikinci ksm, ravisi silsa ve mutkn olmayan hadisi ferdtir. bn Mace tarafndan Eb Zukeyr Yahya bn Muhammed bn can Hiam bn cUrve, can Ebihi, can cil'ie isnadyle merf olarak rivayet edilen kulii'lbelaha bi'ttemri fe'inne'bne Jdeme izd ekelehu c4aba'e,IcInu hadisi, bu konuda misal olarak zikredilebilir. Ha lisin rvilerinden olan Eb Zukeyr Yahya bn Muhammed, her ne kadar baz hadisleri Muslim tarafndan mutabecat olarak nakledilmi se de, imamlar arasnda zayfh bilinen kimselerdendir. Mesela Yahya bn Maciin onun hakknda ctcifun demitir. bn klibban da "kendisiyle ihticac olunmayacan" ileri srmtr. Bu bakmdan, yukarda zikredilen hadisi munkerdir; nk bu rivayetiyle teferrud etmi tir; yani hadisi, ondan baka rivayet eden olmamtr 4 . Yukarda Ibnu'salah'n munkerle ilgili olarak verdi i tarif ve rnekler gstermi tir ki, ona gre az ve munker aras nda hibir fark yoktur. az da munker gibi iki ksmdan ibarettir. Birincisi ravinin, kendisinden hafza ve itkan bakmndan daha stn olan ravilere muha839. Bkz. Ebn Drviid, Sunen, I. 5; Ibn Mrce, Sunen, I. 129. Muhtelif rivayetler iin keza bkz. enNesrl, Sunen, VIII. 178. 840. EsSuyti, Tedrtb, s. 152. 841. Bkz. Ibn Mree, Sunen, II. 317.

289

lif rivayeti ve bu rivayetiyle tek kalmas dr ki, Ibnu'allft byle olan hadise C z merdld adn vermitir kincisi ise, muhalefet sz konusu olmakszn sika olan rvinin munferid rivayetidir; yani ondan ba ka hi kimsenin rivayet etmedi i hadistir (Bkz. z). Yukarda aklad= munkerin birinci ksm ise, keza zl birinci ksmnda olduu gibi, siktn rivayetine muhalif olan hadisi munferidtir. kinci ksm da, yine zda olduu gibi, muhalefet sz konusu olmaks zn, fakat zln aksine zay f rvinin munferid rivayetidir. bn Hacer'in munkerle ilgili tarifi, bnu'sall'm tarifine nisbetle daha farkl dr. Keza bu fark zla munker aras nda da aynen grlr. Ona gre bir hadisin munker veya z saylabilmesi iin rivayette muhalefetin bulunmas arttr. Yani hadis ister z olsun ister munker olsun, rvinin, o hadisi kendisinden daha stn durumda olan rvilere muhalif rivayet etmi olmas lmmdr. Hadisin z veya munker vasfn almas ise, sikta muhalefet eden rvinin durumu ile ilgilidir. Eer bu rvi zayf ise sikta muhalif olarak rivayet etti i hadis munkerdir; rvi sika olmakla beraber, muhalif kald dier ila rvilerin rivayetleri, isnadn okluu gibi eitli tercih sebeplerinden dolay tercih edilmek durumunda olursa, o zaman, sika olan, fakat rivayetiyle tek kalan rvinin hadisi z adn alr (Bkz. z). Buna gre munker ile z arasnda tek ynden umum husus fark bulunmaktadr. Muhalefetin art olmas itibariyle her ikisi aras nda birlik, buna karlk, rvilerin durumlar itibariyle ayrlk vardr: zln rvisi sika, munkerin rvisi ise zayftr 842 . bn Hacer'in bu a klamas gznnde bulundurularak munkeri tarif etmek gerekirse, denebilir ki: Zay f olan bir rvinin, sika olan rviye muhalif olarak rivayet etti i hadisi ferdtir. bn Hacer, bu suretle izah etti i munkere u hadisi misal gstermitir: Hubeyyib bn Habib elMukri, <an EM shk, cani'lcAyzr bn Hurays, can bn tAbbs cani'nNebiyyi (s.a.s.) kle: Men ekme'ssalte, ve ta'zzekte, ve hacce, ve sme ve kara'zzayfe debale'lCenne. Eb Wtim'e gre hadis munkerdir; nk klubeyyib bn Habib zayftr; ayn zamanda hadisi Eb stk'tan mevkf olarak rivayet eden, yani isnadda Hazreti Peygamberi zikretmeksizin do rudan bn `Abbs'm sz olarak nakleden di er sikta muhalefet etmi tir843 .
842. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 45. 843. Ayn yer.

290

Gerek munkerde ve gerekse zda, rvinin sika rvilere muhalefeti sz konusu oldu una gre, ortada ayn hadisin birbirinden farkl iki rivayeti var demektir ve bu durumda, tabiatiyle sika olan rvilerin rivayetleri tercih edilecektir. E er hadis munker ise, tercih olunan mukabili macraf, z ise, yine tercih olunan mukabili de muhfai adn alr (Bkz. Macrf, MahfZ). MUNKERU'LRA DIS Munkeru'lhadis, hadis rvilerinin cerhinde kullanlan tabirlerden biri olup "hadisi kabul edilmeyen, r za gsterilmeyen kimse" mans na gelir. iddet bakmndan nc mertebede bulunan tabir erlfu'/-1.tadi, c,cifun, hadisuhu munkerun, vahin, gcafhu gibi tabirlerle ayn srada yer ahr 844. MURSEL Hazreti Peygambere yak n bir devirde ya am olmalar dolaysyle, sahabenin o unu gren ve onlarla sohbette bulunan tbicilerin, i ittikleri sahabileri atlayp dorudan doruya Hazreti Peygambere isnadla kale Rasalu'llah (s.a.s.) diyerek rivayet ettikleri hadislere mursel denilmitir. Bu tarife gre mursel hadis, isnadda sahabisi dm hadistir. Sahabiden nceki herhangi bir rvinin, mesela tbig veya daha sonraki tabakalara mensup olanlardan birinin d mesi halinde, byle bir isnadla gelen hadise mursel de il, municatc, denir. Murselin yukarda verdiimiz tarifi, umumiyetle hadisilerin zerinde ittifak ettikleri stlah mans ndaki murseli bize tamtmaktad r. Zira ustilelerle fkh ulmas, kelimenin lugat mansm ele alarak, onunla municatc hatt muczal arasnda hibir ayrm yapmazlar 845 . Ayn gre sahip olanlardan biri de elliatib elBa ddrdir. Murselden bahsederken bu konuya temas ederek der ki: Mudelles olmayan hadisin irsali, rvinin, mus n olmayan, yahut mlkt bulunmayan kimseden rivayetidir. Mesel Sacid bnu'lMuseyyib'in, Eb Seleme bn cAbdirrahman'n, cUrve bnu'zZubeyr, Muhammed bnu'lMunkedir, elHasan elBa ri, Muhammed bn Sirin, latcle ve tbi`ndan olan dier bir ok kimsenin Hazreti Peygamberden rivayetleri byledir. Keza tabicndan olmayan bn Curayc'n, cUbeydullah bn cAbdillah bn (Utbe'den, Mlik bn Enes'in elRsm bn Ebi Bekr esddik'tan, Hammcl bn Ebi Suleymn'n `Alkame'den rivayetleri de bu kabildendir. Bunlarn hepsi de, mus r olmayanlarn rivayetleridir. Mus r olupta mlkt bulunmayanlarn rivayetlerine gelince, bunlara da el844. Bkz. esSuyi41, Teddb, s. 233. 845. Ayni eser, s. 118.

291

Haccac bn Ertat'n, Sufyn esSevri'nin ve ucbe'nin ezZuhri'den rivayetleri misal olarak gsterilebilir. Bize gre bunlar n hepsi hakkndaki hkm birdir. Hatt mlki oldu u eyhten hadis iiten, fakat bu arada iitmedii hadisi irsal eden kimseler hakkndaki hkm de byledir 846 . ElHatib'in bu ifadelerinden a ka anla hyor ki, ona gre, tabiciinun dorudan do ruya Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadisler mursel olduu gibi, tabicindan olmayan ve daha sonraki tabakalara mensup bulunan kimselerin musarat etmedikleri, yahut musarat etseler bile mlki olmadklar hatt mlki olupta i itmedikleri kimselerden rivayet ettikleri hadisler de murselden say lr. Maamafih, murselin tarifiyle ilgili olan bu ihtilaf, stlah ve kelime ynnden olan bir ihtilaftr ve mannn z zerinde herhangi bir tesiri yoktur; zira ister grne uyularak hepsine birden mursel denilsin, ister mursel yalnz tabiclnun rivayetine atfedilmi olup bunun dndakilere muczal veya munlat c denilmi olsun, hepsi de, her iki grup nazar nda makbul olmayan hadis e itlerindendir. u da var ki, mursel tabirini daha umumi manda kullanan elIjatib, esSuytrnin ifadesine gre, bu tabirin istimal ynnden ok defa tabicanun Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislere tlak olundu unu da belirtmi bulunmaktadir847. Buna gre, muhaddisler mursel laf zm tabiciinun Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislere tahsis etmi ler, fukaha ve uslcler ise, bunu daha umumi manada kullanarak munkat c hadislere de te mil etmilerdir. Mursel hadislerin delil olarak kullamhp kullan lamayaca hususunda e itli grler ileri srlmtr. EnNevevi'nin belirtti ine gre, hadisilerin ounluu, bir ok fukaha ve usleler nazar nda mursel zayftr ve onunla ihticac olunmaz. E afici de ayn gre sahiptir 848 . mam Muslim ise, abib'inin mukaddimesinde "rivayetlerden mursel, bize ve haberlere vak f kimselere gre huccet de ildir" demitir 849 . Murselin zayf ve merdld hadisler aras nda yer almasnn balca sebebi, mahzilf olan ravinin, yani tabiinin hadisi alm olduu eyhin adalet ve zabt ynlerinden halinin bilinmemesidir. E er isnaddan dm olan bu rvinin sahabi oldu una kesinlikle hkmedilebilse
846. 847. 848. 849. Eltlatib elBagdHnin mursel hakk ndaki bu gr iin bkz. EsSuyti, Tedrtb, s. 117. Ayn eser, s. 119. Bkz. ad geen eser, I. 30. s. 384.

292

idi, o zaman, sahabilerin udl olduklar kaidesine istinaden, hadis zerinde tereddde mahal kalmaz ve onun sahili oldu u kabul edilirdi. Fakat tabicinin hadisini al p ismini hazfetti i eyhin de kendisi gibi bir tabici olmas ihtimali vardr. Keza bu eyhin tabi' oldu u takdirde, ya sika ya da zay f olmas ihtimali vardr. Sika olduu farzedilse bile, onun da hadisi kendisi gibi bir tabi`iden alm olmas ihtimali vardr Eer tabii ise, o da di eri gibi ya sika ya zay f olabilir. Velhasl bu ilitimaller ilnihaye teselsl eder gider ki, ak l bu teselsl sonu gelmeyen bir ekilde tecviz edebilir. Fakat isnadlar tetkik edildi i zaman, bazan bir tabicinin, en ok alt veya yedi tabicinin yer ald bir isnadla hadis rivayet etti i grlmtr850. Bu sebepledir ki, tabitinden sonraki sahabi makamnda ravisi dm hadisler, den ravinin zayf olmas ihtimaline binen merdd say lmlardr. Bununla beraber, murselin sahih oldu u grn ileri srenler de vardr. Bunlarn banda Malik ve Eb Hanife gelir. Bunlara gre, eer mursil, yani hadisi irsal eden ravi, hadisine gvenilir kimselerden olur ve yine gvenilir kimselerden irsal etti i bilinirse, onun murselini almakta hibir mahzun yoktur 85. bn Cerir ise, bu konuda u gr ileri srmtr: Tabic ln murselin kabul hususunda ittifak etmi lerdir. Ne onlardan ve ne de daha sonraki imamlardan hibirinden murselin inkar ile ilgili bir sz gelmemitir 852 . bn (Abdi'lBerr'e gre, bn Cerir, bu sz ile ikinci asrn balarnda mursele kar ilk muhalefetin eafi<i'den gelmi olduuna ve ondan sonra iddet kazandna iaret etmi olacaktr853. Bununla beraber eaficrnin mursel hadisleri klliyen reddetmedi i de bir gerektir. Nitekim er Risale'deki ifadesine gre, baz artlara ba l olarak kibar' tabicinin mursel hadisleri kabul edilebilir. Bu artlardan biri: Eer murselde hadis, hafz ve gvenilir kimseler tarafndan bir baka tariktan ve fakat musned olarak rivayet edilmi ise, o zaman murselin shhatine hkmedilir. Dier bir art: E er mursel rivayeti takviye eden ikinci tank da mursel ise, bu takdirde ikinci tarik n mursili, kendisinden hadis ahnan kimselerden ve birinci tarik n mursilinden ba ka bir kimse olmas. Byle olduu zaman ikinci tarik mursel de olsa birincisini takviye eder. u var ki bu, musned olarak rivayet edilen ilk ekle nisbetle daha zayftr. Bir baka art: Mrsel hadisi takviye eden ne

850. 851. 852. 853.

Bkz. nn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 54. Ayn yer, ve esSuyfrg, Tedrlb, s. 119. EsSuytl, Tedrib, s. 119. Ayn yer.

293

musned ve ne de mursel, bir baka tarikle gelmi bir rivayet bulunmaz, fakat Hazreti Peygamberden ashab tarafndan rivayet edilen haberler arasnda mursel hadise uygun bir sz bulunursa, rvinin, murselini sahih olan bir as ldan aldna hkmedilir. Di er bir art Mursel hadisin, ilim ehlinin fetvalar na uygun olmasdr. Eafici, kibar tabicinden mursel olarak rivayet edilen hadislerin kabul edilebilmesi iin ileri srd bu artlarn her birinde, hadislerin mahreclerinin s hhatini gsteren delletler bulundu unu ve bunlara istinaden onlarn kabul edilebilece ini sylemi, bu artlar ihtiva etmeyen mursel hadislerin ise, kabule ayan olmadklarn ileri srmtr854. Hazreti Peygamberin baz ashabyle uzun mddet beraber bulunan kibar tabicinden sonrakilerin (yani s r tabicinin) murselleri hakknda ise, e Afici, herhangi bir art ileri srmeksizin "bunlardan murseli kabul edilen hi kimse bilmiyorum" demekle yetinmi tirm. E Afici'nin mursel hadislerin kabul ile ilgili olarak ileri srd bu artlar gznnde bulundurulursa, onun, kibar tabicinden Sagd ibnue'lMuseyyib'in mursellerinden ba ka mursel kabul etmedi i yolunda ileri srlen gr lerin yerinde olmad anlalr. Filhakika esSuyti, Satid bnu'lMuseyyib'in mursellerinden ba ka ~selle ihticac etmedi ine dair eAfici hakknda ileri srlen bir gr n hret kazandna iaretle, bu gr n mesnedi olarak e Afi`rnin MAlik'ten rivayet etti i u hadisi zikreder: RAle'Afig: Abberana MAlik, can Zeyd bn Eslem, `an Sacid bni'lMuseyyib ene Raslallahi (s.a.s.) nehA (an beyc 'llahmi hayevAni" 6. E afici bu mursel hadisi zikrettikten sonra u gr ileri srmtr: "ElR.As m bn Muhammed, Sacid bnu'lMuse-yyib, `Urve bnu'zZubeyr ve Eb Bekr bn cAbdirrahman da etin hayvan kar l satlmasn haram sayyorlard . Bu, bize gre de byledir ve Hazreti Peygamberin ashab iinde herhangi birinin Eb Bekr e ddiVa muhalefet etti ini bilmiyoruz. Bizim nazarmzda bnu'lMuseyyibin irsali hasendir" 857 . EAficrnin, Sacid bnu'lMuseyyib'in irsali hakkndaki bu sz, iki ynden mtalaa edilmi tir. Bazlarma gre, di erlerinin murselleri
854. 855. 856. 857. Bkz. s. 464. Aym eser, s. 465. Hadis iin bkz. MElik, elMuvag r, II. 655. Bkz. esSuyti, Tedrib, s. 121.

294

hilfma, bnu'lMuseyyib'in murselleri e fiTnin nazarnda huccettir; nk e fici, onun mursellerini tetkik etmi ve hepsinin _de musned olduunu grmtr. Dier bazlarna gre ise, ibnu'lMuseyyib'in murselleri de, e ficinin nazar nda dierlerinden farks zdr; yani onlar da di erleri gibi huccet de ildir. Bununla beraber e fici, onun mursellerini tercih etmi tir; nk, her ne kadar hkm istinbatnda mursel delil olarak kullan lmasa bile, baz hallerde onunla tercihde bulunmak cizdir 858. Elljatib, bu ikinci kka iaretle, kendi nazarnda sahih olan grn bu olduunu syler ve "esasen Sacid'in murselleri aras nda musned olmayan hadisler de bulunmaktad r. Bununla beraber e fig, kibar tbicinin mursellerini di erlerinden ayrdederek onlara stn bir meziyet atfetmi tir. Bunlar aras nda tabiatiyle Sagd'in murselleri de vard r" der 859 . Burada una da iaret etmek gerekir ki, Sacid bnu'lMuseyyib'in murselleri, imamlar aras nda umumiyet itibariyle sahih kabul edilmitir. Mesel Yahy bn Macin "mursellerin en sahili Sacid bnu'lMuseyyib'in murselleridir" demi , Ahmed bn Hanbel de, buna yakn bir ifade ile "Sacd bnu'lMuseyyib'in murseltnn en sahih murseller" olduunu sylemitir86q. Sa(id bnu'lMuseyyib'in mursellerini sz konusu eden elklikim de, bunlarn en sahih murseller oldu unu sylemi ve buna delil olarak yle demitir: "nk Sacld sahabe evldmdand r. Babas elMuseyyib bn Hazn, ecere ve Rivn bey'ati ashab ndan idi. Sacid, <O ner'i, cOsnn', 'Ali, Talha, ezZubeyr ve di er Aerei Mube ere'yi idrak etmitir. Halbuki tbictn arasnda onlar idrak eden ve onlardan hadis alan Sdid ve Rays bn Ebi lizim'den ba ka kimse yoktur. Btn bunlara ilveter Sacid, IJicz ehlinin fakih ve mftisi ve Fukahai Seb`an n ilkidir; o Fulahi Seba ki, Mlik bn Enes onlarn icmacm btn halkn icmac saymtr" 861. Elklkim'in belirtti ine gre, mursellerin o u, Medine ehlinden Sacid bnu'lMuseyyib, Mekke ehlinden `At' bn Ebi Rably, Msr ehlinden Sacid bn Ebi Hill, m ehlinden Meklal edDmaki, Bara ehlinden elHasan bn EbilHasan (elBa ri) ve Kfe ehlinden Ibr858. 859. 860. 861. Ayn yer. Keza bkz. Ayn yer. Ayn yer. Bkz. Mdrifet elBadk11, s. 404-405.

s. 25-26.

295

him bn Yezid enNahaci vas tasyle rivayet edilmi tir"2. Yukarda da akland gibi, bunlarn en sahihi, Medine ehlinden olan Sacid ibnu'lMuseyyib'in murselleridir. Mekke ehlinden gelen `Ata' Ibn Rabahn ise, `Ali bnu'lMedini'nin ve Ahmed bn Hanbel'in belirttiklerine gre, cAta'mn her e it insandan hadis almas dolaysyle en zayf mursellerdir. Bu sebeple `Ali bnu'lMedini, murselatnn bile (Ata'nn mursellerinden ok daha iyi oldu unu sylemi ; Ahmed bn Hanbel de, "murselt arasnda elHasan elBa ri ve `Ata'bn Ebi Rabah'nkilerden daha zayf mursel yoktur" demi tir863 . Yahya bn Sacid ise, Sa<id bn Cubeyr'in mursellerini `Asta'n n murselerine tercih etmitir864. Basra ehlinden gelen elHasan elBa rl'nin mursellerine gelince, Ahmed bn Hanbel'in bunlar hakk ndaki grne biraz nce i aret etmitik. Buna ilaveten, elcIrakrnin elHasan' n murselleri hakknda "ibhu'rrith" denildi ine dair bir szne de i aret edebiliriz 865 . Bununla beraber, onun mursellerini bu derece zayf grmeyenler de vardr. Mesela `Ali bnu'lMedini'ye gre, sikatm elHasan elBa irden ririvayet ettikleri murseller sahihtir. Ebii Zurca ise, elHasan' n "Iccile Raslu'llah (s.a.s.) diyerek rivayet etti i hadislerin sbit birer asl n buldum; yalnz drt hadis mstesna" demi ; Yahya bn Sagd elKattan da buna yakn bir ifade kullanmtr. Ancak Eb l Zurca'nm istisna ettii drt hadise karlk, Yahya bn Sacid, bir yahut iki hadisi mstesna klmtr 866 . Yine bu cmleden olarak, Yfinus bn cUbeyd'in elHasan elBari'ye tevcih etti i "ya Eba Sacid, sen Hazreti Peygambere yeti mediin halde rivayet etti in baz hadislerde Icle Rasiilu'llah diyorsun; bu nasl olur ?" sualine, elHasan' n verdii u cevap zikredilebilir: "Ey kardeimin olu, bana yle bir ey sordun ki, senden nce hi kimse bunu bana sormamt Benim nazarmda senin yerin olmasayd sana cevap vermezdim Ben kimin zaman nda yaadm, biliyorsun. ElHaccac zaman ... Benim kale Raslu'llah dediimi iittiin btn hadisler Ibn Ebi Talib'tendir. Ancak ben yle bir devirde ya adm ki nin ismini aklayamadm" 867 . Nakledilen bu szlerin s hhati hakknda kesin bir ey sylemek mmkn de ildir. Bununla beraber uras bir gerektir ki, elHasan' n
862. 863. 864. 865. 866. 867. Ayn yer. EsSuyilti, Tedrib, s. 123-124. Ayn eser, s. 125. Ayn eser, s. 124. Ayn yer. Ayn yer.

296

isnad ederek nakletti i hadisler huccet olarak kabul edildi i halde, murselleri kabul edilmemitir. Kiife ehlinden gelen brahim en-Nahacrnin murselleri ise, Yahya bn Ma% tarafndan daha shhatli grlm ve mesela e -acbrnin mursellerine tercih edilmi tir. Hatta bn Ma`in, "onun murselleri Salim bn <Abdillah'n, el-Kasm ve Sacid bnu'l-Museyyib'in mursellerinden daha ok ho uma gidiyor" demi tir. Keza Ahmed bn Hanbel'e gre de en-Natacrnin mursellerinde bir beis yokturs". Mursel hadisler, baz imamlar tarafndan mstek l kitaplar halinde cemedilmitir. Bunlar aras nda en ok hret kazananlar Eba Davad es-Sicistani (202-275) nin Kitclbu'l-Merdsll'i, yine bn Ebi Hatim (240327) in ayn isimdeki kitab ve Ebii Sacid (694-761) nin CCImi<u't-talll Burada, bir de sahabi mursellerine i aret etmek yerinde olur. Bu murseller, bir sahabinin ya nn kk olmas, yahut slm'a ge girmesi dolaysyle bizzat m ahede etmedi i, yahut iitmedii eyleri Hazreti Peygambere isnadla nakletti i haberlerdir. Sahih olan gr gereince, bu eit mursellerin s hhatine hkmedilir El-Buhari ve Muslim'in c4/41erinde bunlar say lamyacak kadar ok yer alm tr nk bir sahabinin, Hazreti Peygamberden i itmeden ona isnad etti i bir haberi ancak kendisi gibi bir sahabiden alm olduuna phe yoktur. Belki sahabi olmayan kimselerden ald haberlerin de bulunabilece i dnlse bile, bu ok nadirdir ve bu e it haberlerin kaynaklar da genellikle belirtilmitir. Sahabe, hepsi de udal olduklar iin, haberlerinde herhangi bir phe ve tereddde yer yoktur. MURSEL HAFI bn Hacer'in tarifine gre mursel hafi, bir ravinin, muasn olan, fakat mlak olduu bilinmeyen kimseden rivayet ettii hadisin ismidir869. bm'-alah'n ve ona uyan en-Nevevi'nin tariflerinde ise, ravinin, kendisinden hibir hadis i itmedii, yahut kendisine hi mlak olmad bilinen eyhten rivayet etti i hadistirs". Bu tariflerden anla lyor ki, mursel hafi, senedinde inkta bulunan hadistir; yani munkat c dedi imiz bir hadis e ididir. Bununla beraber, senedinde inkta bulunan hadis e itleri vardr ve bunlar birbirinden ayrdetmek gerekir; zira bunlar aras nda, senedlerindeki inkta ynnden bir benzerlik bulunsa bile, ink tacm sened iinde bulundu u yere ve
868. Ayni yer. 869. Bkz. Nubbetu'lfiker erhi, s. 56. 870. Bkz. `U/r mu'/hadis, s. 261; esSup:iti, Tedrib, s. 393-394.

297

ekle gre ince farklarla birbirlerinden ayr ldklarna phe yoktur. Umumiyet itibariyle inkta, bir rvinin, iitmedii eyhten hadis rivayet etmesiyle has l olur ve rvi ile eyh arasnda mlakat ve muasarat n bulunup bulunmamasna gre de drt hadis e idi ortaya kar. Bunlar mursel hafi, mursel zhir, mudelles ve munkat `dr. Mursel hafi, yukar da da belirtti imiz gibi senedin neresinde olursa olsun, muasr olan, fakat mlakat bulunmayan, yahut aralar nda sem olmayan iki raviden birinin di erinden rivayet etti i hadistir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, bu iki rvi aras nda sem olmadnn, yahut mlakat bulunmadnn bilinmesidir. Mursel zhir, tabicndan olan bir ravinin kale Rasalu'llah (s.a.s.) ibaresiyle nakletti i hadistir. Buna gre seneddeki ink ta, sahabinin dmesiyle hasl olmutur (Bkz. Mursel). Mudelles ise, birbirlerinin muas n olan, aralarnda mlakat bulunduu, hatt birbirlerinden hadis i ittii bilinen iki rviden birinin,dierinden iitmeden rivayet etti i hadistir. Burada rvi, hadisi di erinden iitmediine gre, bir bakasndan iitmi olacaktr. Ancak bu "bir bakas" senedte yer almad iin inkta hasl olmu demektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, iki rvi aras nda mlakat ve sem bulunduu halde, birinin di erinden iitmeden rivayet etti i hadisin de, iitmi olduu dier hadislerden olmas vehminin insanda galip gelmesidir (Bkz. Mudelles, Tedlis). Bu a klamadan anlaldna gre, mursel hafi ile mudelles aras ndaki fark, birincisinde, bir ravinin, muas n olan, fakat mlki olmad bilinen bir eyhten hadis rivayet etmesidir. Ikincisinde ise, rvi, mlaki oldu u ve hatt hadis i ittii bir eyhten, iitmedii bir hadisi rivayet etmesi ve bylece bu hadisi de di erleri gibi o eyhten iitmi olduu vehmini uyandrmasdr. Bu sebepledir ki mudelles hadisin isnadnda inkta bulunduuna hkmetmek di erine nisbetle ok gtr. nkta ile hasl olan drdnc hadis e idi de munkat 'dr. Munkat , senedin neresinde olursa olsun, bir rvisi d m olan hadistir (Bkz. Munkat`). Bu bakmdan, mursel olsun, mudelles olsun, munkat 'm iki ayr eididir; fakat hepsi de musel hafrden farkl dr. MURUVVET Lugat ynnden ractiliyet ve insaniyet manasma gelen muruvvet, husni hulk ve adab nefsaniye manalarnda da kullanlmtr. Hadis stlahnda baz ulema, onu, rivayetin kabul iin hadis rvilerinde bulunmas gereken adaletin tarifi ierisinde mtalaa etmilerdir. Ulemaya gre adalet, insan n, muruvvetini ihlal eden ey. 298

lerden saknmasn gerektiren bir s fattr. Ancak bu, ahsn rf ve detine gre deerlendirilir. Mesela, bir defaya mahsus olmak zere i lenen bir gnah, yahut herhangi bir szde yap lan tahrifat, hata ile ve kas tsz yaplm olmalar ihtimali dolaysyle, muruvveti ihlal edici bir vasfa sahip deillerdir. Fakat insan gnah i lemeyi ve szlerde tahrifat yapmay adet haline getirir, yahut bu fiiller o ahstan sk sk tekerrr ederse, muruvvetini ihlal etmi ve dolaysyle adaletini yitirmi olur. Bu sebepten insan, kendisine lay k olmayan bir fiili zaruret harici yapacak olursa, o fiilinden dolay ayplanr ve tenkid edilir; nk o fiille muruvvetini ihlal etmitir. Yukarda mal-tasma k saca i aret etti imiz muruvvetin e itli tarifleri yap lmtr. Bazlarna gre muruvvet, insan , gzel ahlak ve gzel adet sahibi olmaya sevkeden adab nefsaniyedir. Bazlarna gre insaniyet, bazlarna gre de kiinin olgunluudur. Bazlar muruvvetin nefse ait bir kuvvet oldu unu sylemilerdir; yle bir kuvvettir ki, bu kuvvetten, er'an, aklen ve rfen medhi gerektiren gzel fiiller s 'Mu olur. Baz fakihlere gre muruvvet, nefsin btn pislik ve ktlklerden korunmas, halk nazarnda insan kt gsteren btn davran lardan sakmlmasdr. nsann, yaad toplum iinde, o toplumun rf ve adetlerine uygun bir yaaya sahip olmas da muruvvetten saylr. Mesela bir erke in kadnlara mahsus bir elbise giyerek sokakta dola mas, yahut kadnlar gibi omuzlarna kadar sa uzatmas , onun muruvvetsizliine dellet etti i gibi, insann bir mecliste ayaklarn uzatarak oturmas da muruvvetin yokluundandr. nk toplumun rf ve deti, bunlar yapmamay mirdir. Halkn dikkatini zerinde tutan, mevki sahibi muteber bir ahs, cimrilii dolaysyle hammala para vermemek iin evine gidecek bir yiyecek sepetini, veya fileyi, caddede ve halk n gz nnde ta rsa muruvvetini ihlal etmi olur; fakat buna benzer bir ii tevazu ile yaparsa, muruvvetine halel gelmez. Muruvvetini ihlal eden kiinin hkmne gelince, bu gibi kimselerin, slam kaza messesesinde ehadeti,. hadis sahasnda rivayeti makbul deildir. nk muruvvetin ihlali, ya onu ihlal edenin akhndaki bozukluk, ya dinindeki noksanlk, ya da hayas ndaki azlk sebebiyle olur. Bunlar ise, o kimsenin szne kar olan gven duygusunu yok eden amillerdir. Bu sebepledir ki hadisiler, muruvvetten yoksun ki ilerin hadislerini almaktan ve onlar rivayet etmekten titizlikle sak nmlardr. 299

MU :kFAIJA Karlkl iki kiinin el tutumas manasna gelen muafalla, hadis stlahnda, Kutubi Sitte veya mutemed hadis kitaplarndan birinin, rivayetine nisbetle Mi olan bir isnad e idine verilen isimdir. Mesela elButtari veya Muslim, kitaplar nda bir hadis nakletmilerdir. Bir ba ka kimse ayn hadisi bir baka tarikla rivayet etti i zaman, elButari yahut Muslim ile Hazreti Peygamber aras ndaki ravi says , hadisi baka tarikla rivayet eden kimsenin eyhi ile Hazreti Peygamber aras ndaki ravi saysna eit olursa, buna muafaba ad verilir. Zira hadisi ba ka tarikla rivayet eden kimse, sanki elBuljarl veya Muslim ile musafaha etmi ve o hadisi bu iki imamdan birinden alm gibidir. Bil aklamay, ravi saysn da gsteren bir ema zerinden daha kolay anlamak mmkndr.

Hz.Pey amber

Hz.Peyramber

1 2

Sahabi Rvi

Sahabi __T__ Rvi Rvi Rvi Rvi

3 4 5 6

RNd T Rvi

Ravi

veya Muslim

vi RaT--R (eyh) vi

Grld gibi, mutemed hadis kitaplar ndan olan elButtarl ve Muslim'in cl/'lerindeki bir hadis, o kitab n mellifine Hazreti Peygambere kadar be rivisi olan bir isnadla gelmitir. Halbuki di er isnadta, en son ravinin eyhi ile Hazreti Peygamber aras nda be ravi vardr. Bir baka ifade ile, en son raviye hadis, kendi eyhi de dahil alt ravi vastasyle ulamtr. Bu bakmdan musavat, ahih mellifi ile dier isnadtaki en son ravi aras nda de il, bu ravinin eyhi arasndadr. Muafaha da, mellif ile di er isnadtaki en son ravi aras nda olmutur. Burada u hususu nemle belirtmek gerekir ki, bir hadisin isnadnn, mutemed kitaplardan birisinde yer alan ayn hadisin dier bir isnadna 300

nisbetle 1 saylabilmesi iin, o hadisi en son rivayet eden ve kitab n mellifi ile mu fahada bulundu u kabul edilen -ayinin, kitap melMinden hi olmazsa bir ka as r sonra yaam olmas gerekir. Aksi halde, mesela elBuhri ile ayn devirde yaam ve ayn senelerde vefat etmi bir kimse iin mu faha sz konusu de ildir. Mesela esSuytT, rivayet etti i bir hadisin isnadnda, kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda on ravi bulundu unu, keza enNesTnin de bir baka hadisi Sunen'inde yine on ravi vas tasyle rivayet ettiini belirterek aralar nda musavat hasl olduunu sylemitir87 . EsSuytrnin vefat tarihi 911 H., enNesTnin vefat tarihi ise 303 H. dir ve aralar nda be asrlk bir zaman fark vardr. Bu bakmdan esSuyltrnin isnad en NesTnin isnad na nisbetle alidir. Zikretti imiz bu misal musavatla ilgili olmakla beraber mu fahadan farkl deildir. Eer yukarda sz konusu etti imiz musavatn, esSuytlnin hadisi ald eyh ile enNesn arasnda hasl olduu farzedilirse, yani enNesn, hadisi on rvisi olan bir isnadla alm ken, esSuytt onbir raVili bir isnadla alm olsayd, enNesn ile esSuy lti arasnda musafaha olur ve yine esSurltrnin isnad di erine nisbetle alt saylrd (Bkz. ("A'1I). MUSAIJIJAF Kelimeyi yanl okumak man:asma tashiften ismi merl olan muahlaf, hadis stlahmda, metin veya isnad nda bir kelimesi veya ravilerinder birinin ismi hatah olarak sylenmi ve bu hata ile rivayet edilmi hadise verilen isimdir. Hadisin gerek metnindeki bir kelimenin ve gerekse isnad ndaki bir ravi isminin teleffuzunda vaki olan hata, ya kelime veya ismin ekil ve hat ynnden de imeden yalnz baz harflerindeki noktalarn deimesiyle (yani noktah bir harften noktan n dmesiyle, yahut noktasz bir harfin noktah olarak okunmas yle), yahutta kelime veya ismin yazl ynnden ekil deitirmesiyle olur. Mtekaddimlndan olan hadisiler, bu iki hata ekli arasnda her hangi bir ayrm yapmamlardr. Bunlara gre, ister harfte yaln z nokta deiiklii olsun, ister kelimede ekil deiiklii olsun, her ikisi de muahhaftr; nk her ikisi de bir hatann neticesidir. Nitekim bu konuya bir kitap tahsis eden el-J-Askeri, her iki ekle de dellet etmek zere kitabna et-7'011f ve'ttahrIf ve ertm ma yaltacu fih adn vermi872
871. Bkz. Tedrib, s. 364. 872. Bu kitabn bir ksm 1326 da Msr'da baslmt . Asl 156 varak olarak traru'lKutub Kahire'de bulunmaktad r.

301

ve tastif ve tahrifin kendi nazar nda bir ve ayn olduunu belirtmek istemitir. Bununla beraber, daha sonraki hadisiler, her iki hata eklini birbirinden ayrmaya meylei mi lerdir. Mesela bn Hacer, yaz eklinin bki kalarak sadece nokta de imesiyle bir yahut bir ka harfin de imesi halinde, o ibareye mu alAaf, ekil deiikliine uram ibareye de multarref adn vermitir873 . Ta hif ve tahrifin, bazan hadisin metninde, bazan da isnad nda vaki olduu gznnde bulundurularak, bn Hacer'in tarifine gre metin ynnden musablaf olan baz hadisleri misal olarak zikretmekte fayda vard r: ...Men same Ramazne summe etbacahu sitten min evval kane keyami'd-dehri. Eba Eyyab elEnsari Hazreti Peygamberden rivayet etmi tir: "Kim Ramazan orucunu tutar, sonra da onu takiben evval'den alt gn orulu geirirse, btn sene oru tutmu gibi olur". Hadis, Muslim, etTirmizi, Eb Dvd ve bn Mce tarafndan rivayet edilmi tir874. Ancak, edDarautnrnin belirtti ine gre, yine Eb Eyyfib tarikyle hadisi nakleden Eb Bekr hadis metninde geen sitten kelimesinde ta kif yapm ve men ame RamagIne umme etbacalzu ey'en demitir 875 . Hazreti Peygamber tarafndan sadaka amili olarak gnderilen Esd (Ezd) kabilesinden bnu'lLutbiyye isminde biri, dn nde, toplad vergileri getirip "bunlar sizin" diyerek Hazreti Peygambere teslim etmi , baz eyleri de yannda alkoyup "bunlar da benim; bana hediye edildi" demi ti. Bunun zerine Hazreti Peygamber, mescidde minbere karak memurlar n hediye kabul etmelerinin do ru olmadn bildiren bir konu ma yapm ve hediye alanlar n, aldklarn (deve, inek ve koyun cinsinden olursa, her biri kendi sesleriyle ba rr olduklar halde) boyunlar nda tayacaklarn haber vermi tir. ElBut ari ve Muslim tarafndan Eb Humeyd esSacdi tarikyle rivayet edilen bu hadiste 876 ev cItun teyc ru (teycaru) "eer bir koyun ise meler" ibaresi yer alm tr. Ibnu' alt'n edDaralsutni'den
873. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, s. 64-65. 874. Bkz. Muslim, ahiti, II. 822; etTirmizi, Sunen, III. 132; Elft Davnd, Sunen, L 567; Ibn 1ce, Sunen, I. 524. 875. Bkz. Ibnu'saMlft, Uh7mu'/hadis, s. 255; esSuyfrg, Tedrib, s. 385. 876. Bkz. Salah, VIII. 114-115; Muslim, .504, III. 1463.

302

naklen belirtti ine gre, Eb Masa Muhammed ibnulMusenna bu ibareyi ta la ederek ev titun tenctru eklinde rivayet etmi tir877 . Zikrettiimiz bu misallerde a ka grld gibi, baz kelimeler zerinde yap lan hatalar, tamamiyle nokta de imelerinden ibarettir ve bn Hacer'in tarifine gre bu e it hatay ihtiva eden hadislere musahhaf denir. bn Hacer'in mubarref olarak isimlendirdi i dier rivayet hatalar ise, kelime eklinin bozulmas yle ortaya kar. Mesela: ...Ihtecera Raslu'llah (s.a.s.) hucreten bibasafetin ev ha irin... Zeyd bn Sabit'ten rivayet olundu una ge, Hazreti Peygamber (mescid iinde) kendisine hasrdan kk bir oda evirmi tir. Ba tarafndan bir cmlesini zikretti imiz bu hadis, elBubarl ve Muslim tarafndan nakledilmitirm. Ancak, ayn hadisi eyhinden iitmeden bir kitaptan al p rivayet eden bn Lehica, ilk kelimede hataya dm ; ibtecera okuyacak yerde, onu tahrif ederek, "hacamat oldu" manasnda ilteteme eklinde okumutur879. Bu sebeple, iinde yaz ekli deiiklie u ram kelimeleri ihtiva eden hadislere mubarref denilmitir. Tashif ve tahrifin, bazan da isnadta vaki oldu unu yukarda kaydetmitik. Bunun gzel bir rne ini elHakim zikretmi tir: Muhammed bn (Abdi'lRuddas elMukri'nin, baz eyhlerinden nakletti ine gre, Ba dad'ta bir eyh hadis rivayeti iin oturmu ve yle bir isnad okumutur: ...`An Sufyan esSevrT, `an Celed `ani'lCisr...

eyh, bu kelimelerle u isimleri sylemek istemitir: 'An Sufyan eevri can Halid elHazza', cani'lHasen". E aficrnin ifadesine gre, Malik bn Enes de baz isimlerde tashifat yapm ve mesela cAmr bn cOsman' cOmer bn `Osman, Cebr bn Cabir bn 'Atik eklinde zikretmi tir". Yukarda verdiimiz misallere dikkat edilecek olursa, ta hif ve tahrifin, umumiyet itibariyle, yaz l olan bir isim veya kelimeyi yanl okumak neticesinde has l olduu kolayca anla lr. lk devirlerde me877. Bkz. s. 254. 878. Bkz. .504, VII. 99; Muslim, al.db, I. 539. 879. bn Lehra'run bu rivayeti iin bkz. Ahmed bn ljanbel, Musned, V. 185. 88. Bu haber iin bkz. Mdrifet s. 152. 881. Ayn eser, s. 150.

303

tinlerin noktasz ve hareketsiz yaz ld gznnde bulundurulursa, bunlar okumadaki gln hata yapma ihtimalini bir kat daha artracan tabii grmek gerekir. Bu bak mdan ta lifatn o u nazar (grme) hatas dr. Bununla beraber, bilhassa isimlerde, semda, yani iitmeye dayanan hatalar n daha ok vukubuldu u anlalmaktad r. Bunun sebebi de, ifaht rivayetlerde isnad zikredilirken sylenen bir isim ve lakab n yahut bir isim ve baba isminin, harfleri ekil ve nokta ynnden farkl olsa bile, ayn vezin ve kalptaki bir ba ka isim ve lakab eklinde duyulmasdr. Mesela elHakim'in belirtti ine gre, Ehvazllar bir isnad iinde geen Bukeyr bn cikmir elBeceli ismini tashif etmiler ve Bukeyr yerine (Ukey1 demi lerdir. Bu, Bukeyr'in `Ukey1 gibi duyulup anlalmas neticesinde ortaya km bir hatadr 882 . Bunun gibi, mesela `71. m elAlvel ismi, bazlar tarafndan Va l elAhdeb olarak ta lif edilmitir. ibnu'sSalah, edDarakutni'den naklen bu ta kifin sema`dan ne et etti ini, zira yazl bakmndan aralarnda herhangi bir benzerlik bulunmad iin gzn bu derece aldanamayaca m belirtmi tirs". EtTirmizi: de Cdmi(inde Hazreti Peygamberin abdest al ile ilgili bir hactisi naklettikten sonra 884, ube ibnu'lliaccac'm ayn hadisi Hlid bn cAlkame'den rivayet etti ini, fakat bu isimde hataya dp tialid bn Alkame yerine Malik bn cUrfuta dedi ini zikreder. EtTirmizi'ye gre do rusu Hlid bn cAlkame'dirs". Ta lif hac:liste yap ld gibi Kur'an]. Kerimde de yap lmtr. Ancak Kur'nda tashif yapanlar, umumiyetle halk tabakas ndan olup, herhangi bir eyhten ders almayan, yahut hata yapt klar zaman hatalarn tashth edecek yak nlar olmayan kimselerdir. Eb Bekr elMucayti anlatr: Bir ocuk mrebbiine rastlad m. nne ocu u oturtmu Kur'n okutuyor, arada bir kendisi de okuyordu. Bir ayeti yle okuduunu iittim: Kurribun fi'llLabbeti ve kurrikun fi' a(fr. Ona dedim ki: Y fuln, Allah byle bir ey sylemedi. Senin okumak istediin ayet ferikun fi'lcenneti ve ferikun fi'sse(Ir olacak. Bana u
882. Ayn eser, s. 151. s. 256. 883. Bkz. ibnu'alh, 884. Bkz. ad geen eser, I. 67 885. Ayn eser, I. 69. Bu konu zerinde uzun bir not yazan Glni'm niri Almed M. akir, u`be'nin, bu eit hatalar yapmayacak derecede haf z ve kendi eyhlerini yakndan tan;, gvenilir bir imam olduunu belirterek, ayn hadisin Ebii 'Ayrm tarafmdan da bir defas nda Halid bn `Alkame'den, bir defas nda da Malik bn `1.1rfuta'dan rivayetine istinaden, u`be% nin tesbit' yapmaktan ziyade isimlerin iki ayr ahsa deliilet etme ihtimaline i aret eder. (Bkz. ayn yer, 4 No. lu diptnot).

304

cevab verdi: Sen Eb (A m kraatine gre okuyorsun. Ben ise, Eb Hamza tbn s m elMedeni kraatine gre okuyorum". Adama, senin kurr hakk ndaki bilgine de diyecek yok, diyerek yanndan ayrldm" 886. Kur'n kraatinde tashifiyle hret kazananlardan biri de `O s man bn Ebi eybe'dir. Mehur hadis imamlar ndan olan (Osman bn Ebi eybe (. 239), elBuhari ve Muslim'in, hadisine itimad ettikleri bir kimse idi. Bununla beraber, ezZehebi'nin ifadesine gre (Osman' n Kur'an hfzetmedi i sylenir. Nitekim bir defas nda Kur'ndan elem tera keyfe fecale Rabbuke yetini okurken elif, lam mim ; tera keyfe fe<ale eklinde okumutur887. Maamafih bu haberi nakleden ezZehebi, buna inanmad n u ifadesiyle ortaya koymu tur: "Her halde ayeti okurken dili kaym elif lclm, mim demi olacaktr. Yoksa onun Fil sresini hfzetmemi olmas imkanszdr. Oysa, onun Kur'an tefsiri ile ilgili kitab halk arasnda ok me hurdur" 8".
,

Bununla beraber, onun Kur'n k raatindeki tashifleriyle ilgili haberler gibisi hibir hadisi hakk nda rivayet edilmemi tir. Bunlarn ounun yaktrma olmas ihtimali bulunsa bile, misal olarak burada zikretmekte fayda vard r. Ad geen hadisi, bir defas nda, Wide sresinin 4 nc yetinde geen ve mii (aile/mum mine'lcevarila mukellibin ibaresini mine'lIjavarici'lmukellibin eklinde; Hadid sresinin 13 nc yetinde geen f%uribe beynehum bisuverin lehu bCtb ibaresini feuribe beynehum bisinnevrin lehu nah eklinde okumu , itiraz edilince "Hamza kraati bize gre bidacttir" cevab n vermitir. Keza Yusuf sresinin 70 inci yetinde geen ce<ale'ssilcityete fi rahli altihi ibaresini ce<ale'ssefinete eklinde okuyup da itiraza u raynca "ben ve karde im Eb Bekr, cii m'a gre okumayz" demitir 889 . (Osman bn Ebi eybe hakknda buna benzer pek ok rivayet gelmitir. Ancak bu rivayetlerin, tan nm bir hadis imam ile ne derece ilgili olduunu kesinlikle tesbit etmek gtr. Nitekim elem tera keyfe ayeti zerinde yapt bir ta hifle ilgili haber hakk nda ezZehebrnin itirazn yukarda kaydetmi tik. Buna benzer bir itiraz da bn Kesir (701-774) den gelmi tir. tbn Kesir, onun hakk nda halk aras nda yaylm Kur'an kraati ile ilgili ta hif haberlerini sz konusu ederek yle
886. ubli `Ulfmu'lhadi ve mu#alal.th eserinden naklen), s. 274. 887. Bkz. eZehebi, Mi.vanu'lictid il, III. 37. 888. Ayn yer. 889. Ayn yer. adh

305

demitir: "Bu ok garibtir; zira onun tefsirle ilgili bir de kitab vardr. Onun hakknda yle eyler naklediliyor ki, bunlar, mektep ocuklar ndan bile sadr olmaz"". Ta hif metinlerde vaki oldu u zaman, ok defa man:alarm bozulmasna yol amtr. Bilhaassa bunu yapanlar, hadis bilgisi bak mndan kifayetsiz, hafza bakmndan da zayf olurlarsa, mann n ne ekil alabilece ini tahmin etmek g olmaz. Bunun gzel bir rne i elBuharl ve Muslim tarafndan rivayet edilen"' (aneze (stre olarak kullanlan baston) hadisinin Muhammed Ibnu'lMusenna elcilnezi nazarnda kazand bir manadr. Kutubi Sitte imamlarnn eyhlerinden olan bu ahs, Hazreti Peygamberin caneze denilen bir bastonu stre olarak nne dikip ona kar namaz kldn bildiren hadisi iitince "biz erefi byk olan kavimiz; biz (Aneze'deniz. Hazreti Peygamber bize la (dua) . da bulundu" demitir892. MU ANNAF Tanif babndan ismi mefcal manas nda "tasnif edilmi", veya snflandrlm demek olan musannaf, ibadete, mumelta ve dier eitli konulara ait hadisleri, ilgili olduklar blmlerde kitaplar ve bblar halinde cemeden eserlere verilmi bir isimdir. kinci Hicri asr n ortalarna kadar hafza yolu ile muhafaza edilen ve ancak unutulmaya, yahut h fzedenlerin lmleri dolaysyle yok olmaya kar ikinci derecede bir tedbir olmak zere, herhangi bir tertip ve tasnife tbi tutulmaks zn gelii gzel yazlan hadisler, ikinci as rn ortalarndan itibaren musannaf, cami` ve sunen gibi isimler alt nda ve konularna gre tertip ve tasnif edilme e ba lamlardr. Bu bakmdan hadis edebiyat tarihinde hadislerin yaz lmasyle ilgili devri blmde incelemek gerekir. Birinci devir, Hazreti Peygamber ve sahabe devridir. Bu devirde yaz bilen baz sahabe, Hazreti Peygamberin de msadesini alarak, ondan iittikleri baz hadisleri yazm lar ve ahife adn verdikleri kk apta hadis kitaplar meydana getirmi lerdir. 'Abdullah bn (Artr Cabir bn cAbdillah, bn Talib, ahife sahibi sahabilerdendirler. Bu sahifelerde yer alan hadisler aras nda herhangi bir tertip, ve tasnif d nlmemitir (Bkz. ahife). kinci devir, tabiciin devrini iine alan tedvIn devridir. Bu devirde birinci devre nisbetle hadis yazma ve toplama i i daha ok sratlen890. Bkz. bn Keslr, .ktigiru `u/iimi7hadis, s. 192. 891. Bkz. al.dh, I. 127; Muslim, 5414, I. 358. 892. Ibnu'salW}, s. 254; esSuyiiti, Tedrib, s. 385-386; Ahmed M. akir, s. 195.

306

mi, resmi ve gayri resmi olarak bir ok hadisi, hem daha nce meydana getirilmi olan sahifeleri, hem de sahife haline getirilmemi olmakla beraber, hadisle me guliyeti ihtisas haline getirenlerin ifhi olarak rivayet ettikleri hadisleri, sahifelere nisbetle daha byk hacimli kitaplarda toplamaya ba lamlardr. Bu kitaplar da mretteb ve musannaf deildir. Ancak, birinci devirde meydana getirilen sahifeler, yaln z Hazreti Peygamberden do rudan do ruya, veya muayyen bir sahabi vas tasyle Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadisleri ihtiva ediyor iken, ikinci devirde ve tedvinin ba lanasyle, muhtelif sahabiler tarafndan Hazreti Peygamberden, yahut muhtelif tbi'iler tarafmdan muhtelif sahabilerden rivayet edilen hadisleri muhtevi kitaplar ortaya kmtr (Bkz. Tedvin). nc devir ise, ister ikinci devirde yaz lm olsun, ister nc devirde yeniden toplan p meydana getirilmi olsun, mevcut kitaplar n tertip ve tasnif edilme e baland devirdir. Bu devirde, muanna j dediimiz, hadisleri konularna gre belirli bb ba lklar altnda toplayan byk hacimde kitaplar ortaya kmtr. Yukarda yaplan aklamaya gre, diyebiliriz ki: Hadis tarihinde kitabetu'/-4adi denildii zaman, umumiyetle, Hazreti Peygamber ve sahabe devrinde hadislerin yaz lmas akla gelir. Hazreti Peygamberin bidayette ashab n hadis yazmaktan menetmesi, sonra buna izin vermesi, sahabeden yaz bilenlerin hadis yazmalar, baz hadis sahifeleri ve bunlarla ilgili btn meseleler bu blm iinde incelenir (Bkz. Kit b etu'l4adi ) Tedvin, hadis kitabetini de iine alan ve daha geni bir yazma ve toplama faaliyetine dellet eden bir isimdir (Bkz. Tedvin). Tanif ise, yazh olarak toplanan hadislerin, konular na gre bblar halinde ayr ayr tertip edilmesidir. Bu itibarla, hadis kitabeti olsun, tedvin ve tasnifi olsun, her n de birbirinden ay rmak gerekir. Nitekim baz mste rklar, kitabet, tedvin ve tasnif tabirleri aras ndaki farka, belki de kas dl olarak, dikkat etmeksizin, musannaf eserlerin ortaya k tarihleri hakk nda kaynaklarda yer alan haberlere at fla, bu eserlerden nce yaz l bir hadis edebiyatmn mevcudiyetini inkr ve bu konuda gelen haberleri de tekzib etme e almlardr893. kinci asrn ortalarna doru ilk defa meydana gelen mu annaf eserlerden zanian mza intikal edenler birka gemez. Bununla bera893. Msterk Goldziher'in bu konudaki iddialarnn mnakaas iin bkz. M. Fuat Sezgin,

Buharinin kaynaklar, s. 37 vd.; keza bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 205 vd.

307

ber kaynaklar, kimlerin ilk defa hadisleri tasnif ettiklerini ortaya koyan bol haberler saklam lardr. Mesela hadis uslne ait ilk eserin mellifi saylan er-Ramahurmuzi (. 360), bu eserinde konu ile ilgili olarak yle der: "Bildiime gre hadisleri ilk defa tasnif edip bblara ay ran kimse, Basra'da er-Rebi` bn Subeyl (. 160), Sdid bn Ebi (Arbe (. 156), Yemen'de <Abd diye adlandrlan tialid bn Cemil ve Mdmer bn Raid (. 153), Mekke'de bn Cureyc (. 150), sonra Kfe'de Sufyan es-Sevri (. 161), Basra'da 11ammad bn Seleme (. 167) ve yine Mekke'de Sufyan bn (13-yeyne (. 198), am'da el-Velid bn Muslim (. 195), Rey'de Cerir bn <Abdi'l-Hamid (. 182), Horasan ve Merv'de <Abdullah bnu'l-Mubarek (. 181), Vasit'da Hu eym Ibn Be ir (. 193) ve bu asra Kafe'de bn Ebi Za'ide (O. 193), bn Fuzayl (O. 196) ve daha sonralar Yemen'de `Abdurrazzak bn Hemmam (O. 211) ve Ebu Rurra Musa Ibn Tarik olmutur" 894. Yine ayn konuya temas eden Eb Talib el-Mekki de mu annaf eserlerin 120 veya 130 senelerinden sonra kmaa baladn, bn Cureyc'in Mekke'de tefsire dair baz kitaplar tasnif etti ini, Ma<mer bn Raid'in baz suneni muayyen bblar halinde toplad n, Malik bn Enes'in Medine'de Muvcftn, Sufyan bn `Uyeyne'nin Carnici, Sufyan es-Sevri'nin Muannaf' telif ettiklerini aklar 895. bn ljayr el-bili (. 585) ise, Endulus'e giren kitaplar aras nda bizzat okuyup rivayetlerini verdi i baz musannaf eserleri zikreder. Mesela bnu'l-Cerrah (O. 196) n Mu annaf', Sufyan e-evri (O. 161) nin Cami<i, Hammad bn Seleme (O. 168) nin Muannaf', Sufyan bn `Uyeyne' (. 198) nin Muannaf', (Abdurrazzak bn Hemmam (O. 211) m Muannaf', Eb Bekr <Abdullah Ibn Ebi eybe (O. 235) nin Muannaf', Sdid bn Mansr (O. 227) nin Muannaf' bunlar arasndadr896 . Yukarda isimlerini zikretti imiz ve ilk musannaflar diyebileceimiz kitaplar, ok az bir zaman fark yle el-Butari (O. 256), Muslim (O. 261), ve et-Tirmizi (O. 279) nin el-Camicu'-Sahib denilen musannaflaryle, Eb Davud (O. 275), en-Nesai (. 303) ve bn Mace (O. 273) nin Sunen ad verilen kitaplar takip eder. Hadis musannafat arasnda el-Kutubu's-Sitte unvaniyle hret kazanan bu alt kitap,
s. 611-613. 894. ErRmahurmuzi, 895. Fuat Sezgin, Buharinin kaynaktan (Kitu'/ku/b'tan naklen), s. 41-42. 896. Ayn eser, s. 42-43; keza bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 205, vd., 231 vd.

308

kendilerinden nce veya sonra tasnif edilmi olan hadis kitaplar nn en sahihleri addedilmi tir 897 .

Kutubi Sitte'ye tekaddm eden devirlerde meydana gelen ve zel olarak Mu annaf ismiyle adlandrlan kitaplar mstesn, umumiyetle tasnif edilmi manasnda kullanlan musannaf tabirinin, Kutubi Sitte iinde olduu gibi hazan ecimigere, bazan da sunen'lere dellet etti i grlmektedir. Buna gre denebilir ki, musannaf eserler, ya elBut ri, Muslim ve etTirmizrnin kitaplar gibi Cdmic olurlar; yahutta Ebn enNes'i ve bn Mce'nin kitaplar gibi Sunen olurlar. CcImicler, her eit konuya giren hadisleri biraraya getirdikleri (bkz. Cami`), halde, Sunen'ler yalnz fkh ahkam ile ilgili hadisleri ihtiva ederler (bkz. Sunen).
MU ANNIF Tasniften ismi fail manas nda "tasnif eden" veya snflara ayran demek olan mu annf, umumi manda kitap telif eden kimseler hakknda kullanld gibi, hadisleri konular na gre bblara ayran kimse manas nda da kullanlmtr. Mesela erRmahurmuzi, (. 360) hadis usal ile ilgili me hur eserinde, hadisleri ilk defa tasnif edenlerin bir listesini verirken elMu anntf n min fi'lam dr (Muhtelif ehirlere mensup fkh rvilerinden olan musann flar) baln kullanm ve bu musannflardan baz larnn isimlerini vermitir898 . Hazreti Peygamberden e itli konularda varid olan hadislerin, musannflar tarafndan konularna gre tertip ve tasnif edilerek meydana getirilen kitaplara da maannaf ad verilir. ElBulAri, Muslim ve etTirmizrnin Camieleri ile Eb dvd, enNesn ve bn Mce'nin Sunenleri musannaf eserler aras nda yer alr. MUS.W.-. T A isnadn ksmlarndan biri olan musvt, bir isnadda, en son ravi ile Hazreti Peygamber, yahut o isnad n sahabisi arasnda bulunan ravi saysnn, en son raviden bir ka as r nce ya am mutemed hadis kitaplarndan birinin musanmf ile Hazreti Peygamber yahut sahabi aras ndaki ravi saysna eit (msavi) olmasndan ibarettir. 911 Hicri senesinde vefat etmi olan esSuyti ve. 806 Hicri senesinde vefat eden elgrki, kendi zamanlar n sz konusu ederek, bu zamanda ayn hadisin rivayetinde musdvdt bulunmasnn imkansz
897. Musannaf eserlerin isimleri ve musan nflar hakknda daha geni bilgi iin bkz. Taliit Koyiit Hadis tarihi, ilgili bahfsler. 898. Bu isimler iin bkz. Muannaf.

309

olduunu belirtmi ler, bununla beraber, de iik hadisler iin mutlak rvi says ynnden musclvdta rastlandn ifade etmilerdir 899. Filhakika esSuyti, Hazreti Peygambere ula an bir isnadla rivayet etti i yalnz hadisin isnadnda kendisi ile Hazreti Peygamber arasnda on rvi bulunduunu kaydettikten sonra, enNesl taraf ndan rivayet edilen bir hadise i aretle, bu hadisin isnad nda da on rvi bulunduunu ve dolaysyle hadisler ayr olsa bile, kendisiyle enNes'i arasnda say bakmndan ~ava olduunu zikretmitir". Gerekten enNes'i Sunen'inde 9" u hadisi nakletmi ve isnad hakknda "bundan daha uzun bir isnad bilmiyorum" demi tin Ahberan Muhammed bn Be r (1), kle: Haddesen Abdurrahman (2), kile: Haddesen Z'ide (3), `an Man r (4), `an Hill bn Yesf (5), can Rebi< bn Iluseym (6), <an <Amr bn Meymn (7), `an bn Ebi Leyl (8), <an imra'etin (9), `an Ebi Eyyb (10), <ani'nNebiyyi (s.a.s.) kle: Kul huva'llahu ahad sulusu'lRur'ni< Kle Eb <Abdirrahman: M drifu isnden atvel man hz. Ayn hadis, yine ayn tarikla etTirmizi tarafndan da rivayet edilmi olduuna gre902, etTirmizi ile enNes'i aras nda da muscivC var demektir. Ancak bu musiivdt n uluv ile, yani isnadlardan birinin t li dierinin nzil olmas yle ve dolaysyle bizim zerinde durdu umuz konu ile ilgisi yoktur. Fakat 911 senesinde vefat eden esSuytrnin on rvi vastasyle Hazreti Peygambere ula mas, 279 da len etTirmizrnin, yahut 303 de len enNes'i'nin yine on rvi vas tasyle Hazreti Peygambere ula malarna nisbetle bir fevkaldelik arzeder. Bu bakmdan esSuyti: ile etTirmizi, veya enNes'i aras ndaki muscivat, uluvvun ksmlarndan olan musdiittr ve esSuytrnin isnad , etTirmizi veya enNes'i'nin isnad na nisbetle lidir. MUSELSEL Birbirini takip etmek mansma gelen teselsul'den ismi mef<1 olan muselsel, stlahta, isnadndaki btn ricalin, bazan rvilerin bazan da rivayetin belirli bir hal ve s fatn takip ettikleri hadislere verilmi bir isimdir. Rvilerin hal ve s fatlar, ya onlarn szlerinden, ya fiillerinden, ya da beraberce sz ve fiillerinden ibarettir. Rivayetin s fatlar ise, ya
899. EsSuyiitrnin elqrakrye de atfetti i sz iin bkz. Tedrib, s. 364; ellrakrnin sz iin bkz. etTabyld s. 218. 900. Bkz. Tedrib, s. 364. 901. Bkz. II. 171-172 (Kitbu'liftifll 13Mn 'lfaz1 fi Islr'ati kul huva'llahu ahad). 902. Bkz. Crni`, V. 167.

310

semi<tu, atberancl ve Iftadde ena gibi rivayet sigalardr; ya da rivayetin zaman ve yeridir. Ancak bunlar n da e itli ekilleri bulunmas dolaysyle, bir sz veya fiilin isnad boyunca teselsl etmesi de say lamayacak kadar ok ekillerde tezahr eder. `Abdillah, rivayet sfatlar ve rvilerin sz ve fiilleri ile ilgili sekiz muselsel e idi zikretmi tir; fakat biraz nce de i aret etti imiz gibi, bunlarn says ok daha fazlad r. Burada el-1,1kim tarafndan nakledilen muselsel e itlerinden baz rnekler vererek konuyu aklamak daha faydah olacakt r: (R.Me'1-1,likim): Semictu EbalHuseyn bn `Ali, yakllu: Semictu (Ali bn Salim, yaklu: Semictu Eb Sacid Yahya bn Hakim, yaknlu: Semittu cAbderrahman bn Mehdi, yakillu: Semi<tu Sufyn esSevri, yakillu: Semictu Eb cAvn esSekafi, yakllu: Senti<tu (Abdallah bn Seddd, Semictu Eb Hurayra, Bu isnadla gelen hadis semictu lafzyle muselseldir. snadda da grld gibi her rvi, hadisi eyhinden semc yolu ile alm ve rivayet ederken send<tu lafzm kullanmtr. Kale Muhammed bn Yahya brdimu Ebi Mansik eSenbuzi: Kale li Ebn Mansr: Kum fesubbe <aleyye hatta urike v re Mansr, fe'inne Man iiran kle li: Kum fesubbe caleyye hatta urike vuvre brahim, fe'inne brhime kle II: Kum fesubbe <aleyye hatta urike vu4'e cAlkame, fe'inne <Alkame kle Kum fe ubbe (ctleyye hatta urike vu4'e bn Mes<c fe'inne bn Mes'ld kle II: Kum fe-subbe caleyye hatta urike d, m4ire'nNebiyyi (s.a.s.), fe'inne'nNebiyye (s.a.s.) kle II: Kum fesubbe caleyye hatta urike vu4 re Cebra'll (a.s..) Fekultu li'Ebi Cacfer: Keyfe tevazza'e? Kle: Selsen selsen. Hadis, Cebrll (a.s.) in Hazreti Peygambere nas l abdest alnmas gerektiini retmesiyle ilgilidir. Hazreti Peygamber Cebra'il'den rendii abdest alma tarz n ashabndan bn Mestild'a retmek iin kum fe ubbe <aleyye bana urike vu4'e Cebrcr (a.s.) (kalk, bana su dk de, sana Cebr'il aleyhisselm n abdestini gstereyim) demi tir. Bu sz, her tabakaya mensup rvi taraf ndan tekrar edilmi ve abdest, bir sonraki tabakaya mensup rviye retilnitir. Mezkr szn tabakalar arasnda teselsl dolaysyle hadis muselseldir. (Rle'lHkim:) Haddes,eni Ebu'lHasan Yfisuf bn cAbdi'lAhad, kle: Hadde.seni Suleym bn Sucayb elKis'i, haddeseni Saqd haddeseni ihb bn I3r elHavebi, kle: Semittu Yezid erRak i yuhaddisu `an Enes bn Mlik kle: Kle (s.a.s.): L yecidu'l311

<abdu balavetelImani hatta yu'mine bilkaderi bayrihi ve errihi ve bulvihi ve murrihi.Kale: Ve kabeza Rasalu'llah (s.a.s.) cala lihyetihi fekale: Amentu bilkaderi bayrihi ve errihi bulvihi ve murrihi. K ale: Ve kabe. Enes `Aa* lilyetihi fekale: Amentu bilkaderi bayrihi ve errihi ve bulvihi ve murrihi. Kile: Ve abaze Yezid fekale: Amentu bilkaderi bayrihi ve errihi ve bulvihi ve murrihi. Kale: Ve abaze ihab bilihyetihi fekale: Amentu bilkaderi bayrihi ve errihi ve hulvihi ve murrihi. Kale: Ve abaze Sacid bilihyetihi fekale: Amentu bilkaderi bayrihi ve errihi ve bulvihi ve murrihi... Enes bn Malik tarafndan rivayet edilen bu hadiste Hazreti Peygamber, kadere iman n lzumunu belirtmi ve "kul, kadere, hayr na ve errine, tatlsna ve acsna iman etmedike iman n lezzetini bulamaz" demi , daha sonra da sakall !' kavrayarak "kadere, hayr na ve errine, tatlsna ve acsna iman ettim" buyurmu tur. Hazreti Peygamberden hadisi rivayet eden Enes bn Malik, metni naklettikten sonra, ayn ekilde sakaln tutmu ve "kadere, hayr na ve errine, tatl sna ve acsna iman etti ini" tekrarlam tr. Sakal kavrama fiili ile birlikte ayn szlerin hadis rivayet edildi i mddete ve btn tabakalarda tekrarlanmas dolaysyle, fiili ve kavli bir teselsl meydana gelmi tir. Bu bakmdan mezklr hadis de bir muselsel hadistir. (Rale'lHakim:) ebbeke biyedi Ahmed ibnu'lBuseyn elMukri, ve kale: ebbeke biyedi Eba <Omer <Abdu'l`Aziz bn <Omer, ve kale: ebbeke biyedi Ebi, ve kale: ebbeke biyedi Ebi, ve kale: ebbeke biyedi brahim bn Ebi Yahya, ve kale brahim: ebbeke biyedi afvan bn Suleym, ve kale afvan: ....Ve kale Eba Hurayra: ebbeke biyedi Ebu'lRasm (s.a.s.) ve kale: Halakallahu elArta yevme'sSebti, veleibale yevmelAhadi, ve' ecera yevme'l sneyn, mekraha yevme'ssulasa', ve'nnara yevmelErbica, ve'ddevabbe yevmel--11 ,[amis, ve Ademe yevmelCumuca. Hazreti Peygamber bu hadisinde "Allah Ta'alan n, arz Cumartesi, dalar Pazar, a alar Pazartesi, mekrahu Sal , naru ar amba, hayvanlar Per embe, Adem'i de Cuma gn yaratt n" buyurmu , bunu sylerken de Ebu Hurayra'n n elini, parmaklarn onun parmaklar arasna geirmi olduu halde tutmu tur. Elya Hurayra da ayn hadisi (Abdullah bn Rafi(e rivayet ederken ayn fiili tekrarlam tr. Bu suretle fiilin hadis rivayet edilirken btn ravi tabakalar nda teselsl etmesi dolaysyle, hadise muselsel denilmi tir. Verdi imiz bu rnekler d nda, baka muselsel e itleri de vard r. Mesela bir hadisin rivayet isnad nda btn rvilerin isimleri Muham312

med olabilir; yahut nisbetleri ittifak edebilir ve hepsi Mekki, yahut Dm li, yahut Mri olur. Hepsi fakih olur; haf z olur; yahut air olur. Bunlar, rvilerin s fatlar ile ilgili olan muselsel hadisler aras nda yer ahrlar" 3. Bazan hadis, yukarda semictu fuldnen ibaresiyle rne ini verdiimiz gibi, ahberand fuldnun veya al berand fuldnun vallahi, yahutta ehedu billahi lesemictu fuldnen gibi lafzlarla rivayet edilir Bu e it hadisler de rivayetin s fatna ait muselsellerden addedilir. Muselsel hadisler, ravileri cerhedilmedike tedlisten ve ink ta(dan selmet ynnden en sa lam hadislerdir. Bununla beraber, bn Kesir'in de iaret etti i gibi, teselsul yolu ile hadisin s hhati hakk nda hkm vermek ndir olan hallerdendir 904. Aslnda hadisin metni belki sahih olabilir; fakat zay fhk sfat, ok defa, ona baz sz ve fiillerin btn isnad boyunca muntazam bir ekilde teselsl etmesinden dolay anz olur; nk haberin naklinde byle bir teselsln ve benzerli in vcdu ndirdir. Bu bak mdan her muselsel hadisin sahih oldu una hkmedilemiyece i gibi, teselsln azhna bakarak, her muselsel hakk nda zayflkla hkmetmek de doru deildir. Nitekim bn Hacer, teselsl isnad n sfatlarndan addetmitir905, Ref< (hadisin merf olmas) ve benzerleri de metnin s fatlarndandr; fakat s hhat, hem isnadn hem de metnin sfat saylr. Bu itibarla bir hadisin shhati hakknda verilecek hkm, hem isnad, hem de metin hakknda beraberce verilecek s hhat hkmne istinad eder. EsSuyati, bn Hacer'e atfen dnyada en sahih muselselin, Saf sresinin kraatiyle ilgili rivayet oldu unu kaydeder 906. Yine esSuyatrnin bn Hacer'den nakletti ine gre hafz olan ravilerin isnadda teselsl lmi katc ifade eder 907 . MUSNED Umumiyet itibariyle isnad, ilk rvisinden sonuna kadar muttas l ve ayn zamanda merfc olan hadislere musned denilmi tir. ElHakim Eba (Abdillah'n musnedle irili aklamas da bize bu tarifi vermektedir. Ona gre musned, "muhaddisin ya dolaysyle
903. Misal olarak zikretti imiz bu hadisler ve di er rnekleri iin bkz. s. 29-34. 904. bn Kelr'in bu konudaki gr hakknda bkz. 113tiru 905. Bkz. Nithbetu'lfiker erhi, s. 86. 906. Bkz. Tedrtb, s. 381. s. 189. Mdrifet

907. Ayn yer. EsSuyti bu ibareyi bn Hacer'in Nubbe erhine atfetmi tir. Ancak elimizde bulunan bu erhin nshalarnda buna benzer bir kayda rastlanmam tr.

313

iitti i ak olan eyhinden rivayet etmesi ve bu ekilde isnadn Hazreti Peygambere kadar ula masdr. Haddesena Ebii cAmr (Osman bn Ahmed esSimak biBa dad, haddesena elHasan bn Mukrem, haddesena `Osman bn cOmer, ahberana Yunus, can ezZuhri, can cAbdillah Zbn Kaclo bn Malik, can Ebihi, ennehu tekaza bn Ebi liadred deynen kane caleyhi fi'lmescid... "Mesela bu hadisi benim (sz el-1.1akim'indir) Eb (Amr 'Osman bn Ahmed esSimak'ten i ittiim zhirdir. Onun da elHasan bn Mukrem'den i ittiim phe yoktur. ElHasan' n `Osman bn cOmer'den, `Osman bn cOmer'in, ailesinden olan Yunus bn Yezid'ten semac byledir. Yiinus'un ezZuhri ile ve ezZuhri'nin Katb bn Malik'in oullar ile, bunlarn da babalar ile olan irtibatlar marftur. Katt, ise Hazreti Peygamberin ashab ndandr. Bu misal, binlerce hadis arasndan dierlerine dellet etmek zere seilmi bir rnektir. Buna karhk mesela: liaddesena Eb `Abdillah Muhammed bn <Ali e ancani bi Mekke, Haddesena elHasan bn (Abdi'lA`la e an'ani 1.1addesena cAbdurrazzak, can Ma`mer, can Muhammed bn Vasic, can EM alih, can Ebi Hurayra kale kale Rasfilu'llah (s.a.s.): Men ekale nadimen ekalehu'llahu nefsehu yevmelk yame... "Bu da isnadyle birlikte rnek olarak seilmi bir hadistir. Fakat bu sanatn ehli olmayan kimse, bu hadise bakt zaman, onun ve senedinin shhatinden phe etmez. Halbuki yle de ildir. nk Macmer bn Raid e ancani sika ve emin bir kimse olmakla beraber, Muhammed bn Vasi<den iitmemitir. Keza Muhammed bn Vasic de sika ve emin bir kimsedir; fakat o da Eba alih'ten i itmemitir. Bu sebepten hadisin, erhi uzayp gidecek bir lleti vard r. Bu da, kendisi gibi binlerce hadis arasndan seilmi bir rnektir ve bunlar , bu ilmin ehli olanlardan bakas anlamaz". "Musned hadisin baka artlar da vardr. Bunlardan baz lar, mesela: Musnedin mevkff olmamas lazmdr; mursel, muczal ve mudelles olmamas lazmdr. Keza isnad nda ulbirtu can fulanin, hadditu can fulnin, belag ani can fulnin, refacahu fulanun, aiunnuhu merfacan gibi ittisalde phe yaratan rivayet tabirleri kullandma n olmaldr. Bu artlar cemeden hadis musnedtir. Ancak bu artlar cemeden her hadis hakknda, biz, shhatle hkmetmeyiz. Zira sahihin, s rasnda zikredilecek olan ba ka artlar da vardr; bu sebeple her musned hadis sahih deildir" 9".
908: E1-13akim, Mdrifet
s.

17-19.

314

El-Hkim'den naklen verdi imiz musnedle ilgili bu a klamadan anlald na gre, bir hadisin musned olabilmesi iin iki art vardr. Biri senedin ittisali, di eri de hadisin merf< olmas. ttisal, her rvinin, hadisi rivayet etti i eyhten bizzat i itmi olmas ve bu halin isnadn sonuna kadar devam etmesidir. Bu arta gre, munkatc, mursel, muczal ve mudelles gibi senedinde kopukluk bulunan hadis e itleri tarifin dnda kalmaktadr. Hadisin merf< olmas ise, senedin Hazreti Peygambere ula mas, yani hadisin Hazreti Peygambere isnad edilmesidir. Bazan senedi sahabide kalan, fakat hkmen merf< olan hadisler de, tabiatiyle bu tarifin iine girmi olacaktr. Musned iin merf< artnn ileri srlmesiyle de, mevkf denilen sahabi szleri ve maktil` denilen tbici szleri tarifin dna karlm olmaktadr. O halde, bazlarmn zannettikleri gibi musned ve merf` tabirleri birbirinin mradifi olan kelimeler de ildir; fakat merf<, hadisin musned olmas iin gerekli olan unsurlardan biridir. Bu bakmdan her musned hadis merf< oldu u halde, her merf< hadis senedi muttas l olmadka musned de ildir. Bu itibarladr ki, el-klkim, musned tabirinin, ancak senedi muttas l merf< hadisler iin kullanlabilecei grn ileri srmtr99. El-klatib'e gre musned, hadis ehli nazar nda rvisinden son bulduu yere kadar senedi muttas l olan hadistir9 . El-klatib'in bu tarifi, yukarda aklad= tarifinden olduka byk bir farklhk arzeder. Zira el-klatib'in verdi i bu tarife gre hadisin musned olmas iin merf< olmas art ko ulmamtr. Tarife dikkat edilecek olursa, isnad n son rvisinden nihayet buldu u yere kadar muttas l olmas= art ko uldu u grlecektir ki, bazan bir isnadn sahabide, bazan da tbitide son buldu u gznnde bulundurulursa, mevkilf ve makt< olan hadislerin de tarifin iine sokuldu u anlalr. O halde el--klaib'e gre musned hadis, ister merf` olsun, ister mevkf f veya maktl` olsun, senedi muttasl olan hadistir. Di er taraftan el-tlatib, buradaki ittisali de tarif etmi ve "rvinin, bir stndeki eyhten hadisi i itmesi ve isnadn bandan sonuna kadar byle devam etmesidir. u var ki, rvi, sem<n aka belirtmese ve tancane ile iktifa etse bile, senedin ittisaline hkmedilir" demi tir9 ".
909. Bkz. esSuyt1, Tedrib, s. 108. 910. Bkz. s. 21; keza esSuytl, Tedril, s. 107. 911. ElKiftlye, s. 21.

315

ttisalle ilgili bu tarif de elHkim'in tarifinden farkl dr. ElHakim, isnaddaki her bir rvi ile eyhi arasndaki semcm a klkla bilinmesi gerekti ini ittisalin art olarak ileri srm ken, zhiri bir ittisal ile iktifa etmi tir ki, bu takdirde hafi olan bir ink tay, mesel mudellisin cancane ile rivayetini, yahut rvinin mus r olan, fakat mlld olup olmad bilinmeyen eyhten rivayetini nazar dikkate almam olmaktadr. Musned hakknda nc bir tarif daha vard r; o da bn tAbdi'lBerr enNemeri (. 463) nin tarifidir. Ona gre, ister senedi Malik <an Nafi` <an bn <Omer (ani'nNebiyy (s.a.s.) gibi muttas l olsun, ister Malik (an ezZuhri can bn <Abbas cani'nNebiyy (s.a.s.) gibi munkat` olsun zira ezZuhri bn 'Abbs' iitmemitir , Hazreti Peygamberden gelen bir hadise musned denir; nk hadis, belirli bir -. isnadla Hazreti Peygambere isnad edilmi tir91 Bu tariften grlallyor ki, bn `Abdi'lBerr, musned ile merfc aras nda hibir ayr m yapmamaktadr. Nitekim bu tarifi sz konusu eden bn Hacer "bu takdirde bn <Abdi'lBerr'e, merffc olsun, mursel, mu<?al, ve munkat ( olsun, btn hadislere musned denilmesini kabul etmek d er; halbuki bu gr te olan hi kimse yoktur" diyerek itirazda bulunmu tur" 3 . Musned hadislerin tarifi ile ilgili bu a klamaya burada son verirken u hususu da belirtmek yerinde olur: Gerek elHkim'in ve gerekse elHatib ve bn (Abdi'lBerr'in tarifleri d nda yaplan musnedle ilgili tarifler, umumiyetle bu farkl tariften birinin tekrar ndan ibaret olmu tur. Mesel bn Hacer "hadis ehli aras nda musned denildi i zaman, zhiri ittisale dellet eden bir senedle rivayet edilmi sahabi merflar anlalr" demi tir914 . "Zhiri ittisale dellet eden sened" sz ile, zhiri munkat c olan hadisleri tarifin dna karm , bununla beraber, (an'ane ile mudelles olan, yahut rvinin mus r olup da mlki olup olmad bilinmeyen eyhlerden rivayet etti i gizli bir inktac ile mucallel olan hadisleri tarifin iine almakta bir beis grmemi tir. Zira bn Hacer'e gre bunlar, hadisi musned olmaktan karmazlar. Nitekim hadis imamlar musned ad altnda telif ettikleri kitaplarda bu e it hadislere de yer vermi lerdir 9 ". Ancak, bn Hacer'in tarifi ile ilgili olarak, bir noktaya daha i aret etmek yerinde olur. Muellif musnedin tarifini verdikten sonra, bu ta912. 913. 914. 915. EsSuyr41, Tedrib, s. 107-108. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 79. Ayn yer. Ayn yer.

316

rifin grne de uydu unu kaydetmi ve "zira elIlakim, musned tabirini, muhaddisin eyhinden, bu eyhin de kendi eyhinden semaclar zhir olarak Hazreti Peygambere kadar bu ekilde devam eden bir ittisalle rivayet ettikleri hadislere itlak etti" demi tir9' 6. bn 13acer'e gre "muhaddisin eyhinden sema<mn zhir olmas" sz iinde gizli bir inktac bulunan isnadlarn da yer almas ihtimali mevcuttur. Halbuki, bize gre, 'tarifle ilgili olarak yapt aklamadan byle bir ihtimalin de nlendi i ve mutlak bir ittisalin art koulduu anlalmaktadr. Burada, muttas l isnadla merfac olarak Hazreti Peygamberden rivayet edilen ve musned denilen hadis e itleriyle ilgili bu a klamay yaptktan sonra, yine bu e it hadisleri topladklar iin musned ad verilen hadis eserlerinden bahsetmek yerinde olur. Filhakika elBuhar' taraf ndan telif edilen elCdmicu' Sahlh'in tam isminin elGimicu'lMusnedu' Sahihu'lMuitasar Min (Umitri (s.a.s.) ve Sunenihi ve Eyydn ih olduu917 gznnde bulundurulursa, ittisal ynnden sahih olan hadisleri muhtevi eserlere musned adnn verildii anlalr. Nitekim elBuhari'nin abil'i gibi edDarimrnin Sunen'i de bu isimle anlmtr" 8. Maamafih fkh bablarma gre tasnif edilmi sahih eserlere verilen musned ismi, stlahta uyubulmam, fakat konular ne olursa olsun, rvilerinin isimleri altnda toplanan hadisleri muhtevi eserler nusned ismiyle hret kazanmlardr. Eb Davad etTayisi (. 204) nin, Ahmed bn I-Janbel (. 241) in, Abdullah bn Muhammed bn Ebi eybe (. 235) nin, <Osman bn Ebi eybe (O. 237) nin ve Eb ljayseme (O. 234) nin eserleri bu nevidendir. Musned eserleri, men e itibariyle ilk zuhur eden hadis kitaplar olarak kabul etmek yerinde olur. Zira me hur rviler tarafndan rivayet edilen hadislerin, o rvilerin isimleri alt nda toplanmas keyfiyeti, tedvin devriyle birlikte balam tr. Maamafih bu eserler, daha sonralar telif edilen mesela Eb Davild etTayalisrnin veya Ahmed bn Hanberin Musnecrleri ap nda olmamlardr. Di er taraftan, baz imamlara atfedilen ve onlar taraf ndan rivayet edilen hadisleri toplayan baz Musned eserlerin daha sonralar baka mellifler tarafndan meydana getirildikleri de bilinmektedir. Mesela Eb Hanife Musned'i
916. Ayn yer. 917. Bkz. 918. bn Keir, Puiiiru s. 24-25; elCezr'irI, Tevcfhu'nna z ar, s, 88. s. 35.

317

Ebu'lMu'eyyed bn Mahmd elHrizmI (O. 665), e 'fici Musned'i Muhammed bn Ya<kb elE amm (O. 246), <Omer bn <Abdi'l`Aziz Musned'i elB andi (O. ?) tarafndan telif edilmi lerdir. Bize ula an ve en eski Musned olarak bilinen Ebii Dvd etTaylisrnin Musned'i de, Hci HalIfe'nin ifadesine gre Ynus in Habib taraf ndan telif edilmitir" 9. Bu eserde hadisler, onlar rivayet eden sahabilerin isimleri altnda biraraya getirilmi ; ilk drt halife, Bedir ehli, muhacirler, ensar, kadnlar ve gen sahabiler tertibi zerine yze yak n sahabi ismi zikredilmi tir. Musned eserlerin en me huru ve shhat ynnden en itimada ayan, phe yoktur ki, Ahmed bn Hanberin Musned'idir. Msr (1313) da alt cilt halinde tabedilmi olan bu eser, 700 kadar sahabinin rivayetlerinden olan 30 binden fazla hadisi biraraya getirmi tir9". Eserin tahkikli bir ne ri yaplmad iin921 , ihtiva etti i hadis says kesinlikle tesbit edilememi tir. Musned'te yer alan hadislerin s hhati hakknda eitli grler ileri srlmtr. Eb Ms elMedInrnin rivayetine gre, Ahmed bn Hanbere bir hadis hakknda sorulduu zaman "Musned'e baknz; eer onda varsa huccettir; yoksa de ildir" demitir922 . Muhtemelen bu sze istinade Eb Ms elMedini, Ahmed bn Hanbel'in kendi nazarnda yalnz sahih olan hadisleri Musned'e aldn syler923 . Ancak elgrki, Ahmed bn Hanberden nakledilen yukar daki sz bahis konusu ederek bu gr e itiraz eder ve yle der: "Musned'te yer alan btn hadislerin huccet oldu una dair nakledilen szde bir sarahat yoktur. Zira bundan, kitab nda olmayan hadislerin huccet say lamayaca mans anlalmaktadr ki alil'te yer alan bir ok hadis, Ahmed bn Hanberin Musned'inde yer almamtr... Musned'te zayf hadislerin mevcudiyetine gelince, bu muhakkakt r. Hatt mev4( hadisler bile vardr ve bunlar bir cz halinde toplad m... ,,924. Elgrki tarafndan ileri srlen bu gr lerin reddi maksad yle, eyhulislm bn Hacer bir kitap telif etmi ve bu kitaba ellcavlu'l919. Bkz. Kesfu'i-iunun, II. 1679. Keza bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 233-234. 920. Bkz. Eb Ms el-Medini, Hasd'isu'l-Musned (Musned mukaddimesinde - Ahmed M. kir tarafndan nakledilmi tir), I. 23; es-Suyti, Tedrlb, s. 101. 921. Ahmed M. Skir byle bir ne re balam ve her hadisi numaralayarak s hhat derecesini gsterme e alm ise de, bu eserden ancak 16 cz tabedebilmi tir. AT irin vefat dolaysyle yarm kalan bu al ma, eserin alt ciltlik eski tab`mn sadece ikinci cildinin bir ksmna tekabl etmektedir. 922. El-Iri- ki, et-Tabyld s. 42; es-Suyti, Tedrib, s. 100. 923. El-lrki, et-Tabyid ve'1-izah, s. 42. 924. Ayn yer.

318

musedded fi'z-zebbi cani'l-Musned adn vermitir925 . Mukaddimesinde "bu kitapta, Musned'teki baz hadisler hakk nda mev - c olduklar iddiasnda bulunan baz hadis ehlinin szlerini zikrettim" diyen bn Hacer, el-cIraki taraf ndan toplanan ve met4( olduu ileri srlen dokuz hadise, bnu'l-Cevzi'nin Mev,;ii,(Cit'nda yer verilen onbe hadisi de ilave ederek, her birine ayr ayr cevap vermitir. Bununla beraber, bnu'l-Cevzi'nin Mem- at'ta zikretti i dier baz hadisler daha vardr ki, bn Hacer bunlar kitabna almamtr. Ondrt tane olan bu hadisler, es-Suyti taraf ndan ayr bir czde ele ahnm ve bu cz'e ez-Zeylu'l-mumehhed ad verilmitir. Es-Suyti, bnu'l-Cevzi tarafndan mevziit olarak zikredilen bu Musned hadislerinin de ayr ayr mdafasm yapmtr". Musned'in tahkikli nerine balayan, fakat erken vefat dolaysyle bu neri tamamlayamayan Ahmed Muhammed akir, bn Keir'in "Musned'te, el-BuVri ve Muslim'in isnad ve metinleri ayar nda, fakat hem bunlarn aidl'lerinde, hem de di er. Sunen-i Erbacada bulunmayan pek ok hadisin yer ald" yolundaki szlerine 927 yazd erhinde yle der: " bn Ke ir'in bu sz do rudur; nk Ahmed bn HanbePin Musned'i, bize gre, sunnetle ilgili mudevvenat n en bydr. bn Ke ir'in de dedi i gibi, bu kitapta, Kutub-i Sitte'de nakledilmeyen pek ok sahih hadis vard r. Kitap, Msr'da 1313 senesinde alt byk cild halinde tabedilmi tir. Ben, imkn nisbetinde her hadisin shhat derecesini de belirterek, bu eserin ilmi tahkikli tab` na. baladm. Mukaddimesinde de belirtildi i gibi, kitabn sonuna - Allah ksmet ederse - bir de ilmi fihrist eklenecektir. imdiye kadar kitaptan dokuz cild kardm. Hepsi inallah otuz cildden fazla olacakt r. Her cildin sonuna biraz mufassal fihrist koydum. Ayn zamanda, o cild iinde yer alan sahih, hasen ve zayf hadisleri sayarak tesbit ettim. Kitapta hasen olan hadisler gerekten azd r. imdiye kadar ne retti im dokuz cz, eski tabcn birinci cildi ile ikinci cildin te birinden az bir ksm iine almaktadr. Ayn zamanda bu czlerin ihtiva ettikleri hadis say snn da dikkatli bir saytan sonra 6511 olduu tesbit edilmi tir. Bunun 5733 sahib., 778 i de zay ftr. Yani btn hadislere nisbetle zay f % 12 den azdr. Bu ise, zayfn ne kadar az oldu una dellet eder. E er
925. bn Hacer bu kitab nda, baz hadisilerin mevzi' olarak tavsif ettikleri 23 hadisi teker teker ele alarak her birine cevap vermi tir. Muhammed batullah elMidrrsi de, telifini 1281 de tamamlad Zeylu'llavli'lmusedded adl kitabnda 22 hadisi ele alarak incelemi tir. Her iki kitap da Haydarrbd 1319 da tabedilmi tir. 926. EsSuyltI, Teddb, s. 101. 927. Bkz. bn Kek, 4tidru s. 37-38.

319

zayf olanlarn ounun zayflk derecelerinin de iddetli zarfa ula madklar gznnde bulundurulacak olursa, gerek ilmi yola dellet eden bu amen brhan, Musned'i en iyi bilenlerden olan bn Kesir'in sznn do ru olduunu ortaya kor" 928. hreti dolaysyle hakknda ksaca bilgi verdiimiz Ahmed bn 11anbel'in Musned'inden ba ka daha pek ok Musned'ler telif edilmitir. Bunlar n hepsini burada zikretmek lzumsuzdur 929 . MUSN D Lugat ynnden hadisi kayna na isnad eden kimse manasna gelirse de, stlahta, hadisleri musned ad verilen kitaplarda toplayanlara denilmitir. Buna gre mesela Ebil Davild Ahmed bn Hanbel ve bunlar gibi Musned sahibi olan imamlar birer musnid'tirler. MUSTAUREC Lugat ynnden karmak manas ndaki "istihrac tan ismi mefrll olan mustahrec (o ulu: mustahrecat), stlahta, bir hadis kitab nn hadislerini, o kitab n isnadlar ile deil de, baka isnadlarla toplayan kitaplara denir. Mesela bir musann f, elBuharinin kitabn ele alarak, birinci hadisten itibaren her hadisi, elBuharPnin isnad ile deil, fakat kendi isnad ile kitabnda naklederse mustahrec denilen bir eser meydana getirmi olur. Mustahrecin musann f, ok defa, verdi i isnadta, zerine istihrac yapt kitap mellifinin eybinde veya daha stteki bir eyhte mellif ile birle ir. stihracta nemli olan husus, daha uzak bir eyhte birle erek, kendisine daha yak n ula tracak olan senedi kaybetmemektir. Bu bak mdan istibracta gaye, hadisin al' olan isnadn vermektir. Baz hallerde musann fn, bir hadisi, zerine istihrac yapt mellifin isnad ile verdii, yahut baz hadisleri de hi vermedi i grlr. Bu takdirde, o hadislerin musannfa hi ula mad, yahut ula m olsa bile mellif tarih ile ula t anlalr. Mustahreclerde, zerine istihrac yap lan kitaplarn hadislerine lafzen olsun, manen olsun, tam bir muvafakat art koulmamtr. Bu sebeple, bir musannf, kendi kitabnda, mesela elBuharrnin bir hadisini kendisine ulaan bir isnadla nakletti i zaman, bazan bu rivayetin elBuhari rivayetine lafz ynnden tamamiyle uymad grlr ki, bu, musannfn, rivayeti eyhlerinden bu ekilde aldma dellet eder. Bu deiik rivayetler dolay syle, mustahrec hadislerle altill'in hadisleri arasnda az da olsa lafzen ve manen farkl lklar bulunur. Bu itibarla
928. Bu aklama iin bkz. Ahmed akir, elBirksu'lhasi , 28-29. 929. Telif edilen ilk Musned'Ier hakknda bkz. Talat Koyiit, Hadis tarihi, s. 233 vd.

320

mesel elBeyhaki ve elBe avi, kitaplarnda bir hadisi ihrac ettikten sonra revahu'l Bultarl ve Muslim (bu hadisi elBut ri ve Muslim de , rivayet ettiler) derler ki, bununla, o hadisin asl mn bu iki imam tarafndan rivayet edildi ini kasdederler; fakat aym zamanda bu szle, kendi rivayetleri ile elBuljri ve Muslim'in rivayetleri aras nda bulunan farklara da i aret etmi olurlar. Bunun iindir ki, bir kimsenin mustahrecten nakletti i bir hadis hakknda revahu'l BuV ve Muslim rl szne bakarak "bu hadis, elBut rl ve Muslim'in atlltlerinde de byledir" diyebilmesi ancak o hadisi alfidn'da arayp bulduktan ve rivayetler aras nda lafzi mutabakat bulundu unu grdkten sonra mmkn olur.

ElBulA.ri ve Muslim zerine vcuda getirilen mustahreclerin eitli faydalar vardr. ibnu' al4 ve ona tbi olan enNevevi bunlardan yalnz ikisini zikretmi 930, esSuyti ise, di er baz faydalardan daha bahsetmitir 931 . Mustahrect n ilk ve en nemli faydas, abilan'da da yer alan bir hadisin an olan dier bir isnadn vermektir. nk mustahrecin musannf, naklettii hadisi elButri veya Muslim tarih ile vermi olsayd, bu tarik, mustahrecte verdi i tariktan daha uzun olur ve dolaysyle isnad li de il nzil saylrd . Mesela Eb Nucaym, veya Muslim tarih ile `Abdurrazz'Wtan bir hadis rivayet etmi olsayd, ona, yani (Abdurrazz4'a ancak drt rvi vas tas ile ulam olurdu. Halbuki bu hadisi etTaberni tank ile edDeberi'den rivayet etti i zaman `Abdurrazz ak'a yalnz iki rvi vastas ile ulam olmaktadr. Keza etTayMisi'nin Musned'inde bulunan bir hadisi Muslim tank ile rivayet etmi olsa, kendisi ile Muslim aras nda iki ve Muslim ile eyhi de iki olmak zere drt eyh vastas ile hadisi alm olurdu. Halbuki hadisi bn Fris tarih ile Ynus bn Babib'ten nakletti i zaman iki eyh ile ona ula m olmaktadr 932 . Mustahrectn ikinci faydas, baz hadislerde tamamlay c ilave lafzlarn bulunmas dolaysyle sahihin derecesindeki ziyadeliktir. nc faydas , hadisin turukunun o almas dolaysyle kuvvetlenmesi ve bir murz bulunduu takdirde tercihinin kolayla masdr. nk mustahrecin musann f, hadisin asln nakleden all11), shibinin eyhi ile birlikte o hadisi rivayet eden ba ka bir eyh veya daha fazla eyhler zikreder. Hatt o hadisin istihracmdan sonra, onun, sa930. Bkz. 'Ulamu'l hadis, s. 19; enNevevI, et T4r11;, s. 59. 931. Bkz. Tedrlb, s. 59. 932. Ayn eser, s. 58.

321

habiye kadar varan ba ka turukunu da verir; bu suretle hadisin de iik isnadlar biraraya gelmi ve bu ynden kuvvetlenmi olur. Mustahreclerin di er bir faydas , aldl'in musannf tarafndan ihtilta u ram bir kimseden rivayet edilip de bu rivayetin ihtilttan nceki semca m, yoksa ihtilttan sonraki semca m istinad etti i belirtilmeyen bir hadisin, mustahrecin musann f tarafndan belirtilmi olmasdr (Bkz. alti737te mudellis olan bir rviden cancane ile rivayet edilen bir hadisin, mustahrecte semc tasril ile rivayet edilmesi; altIb'te kddesend fuldnun veya baddesend raculun gibi mubhem olan kimselerden yap lan rivayetlerin, mustahreetta bu mubhemlerin tayin edilerek yap lmas ; altitt'te Muhammed isminde bir rviden hadisin rivayet edilmi olmas ve bu rvinin musann fn ayn isimdeki bir ok eyhlerinden hangisi olduunun belirtilmemesi halinde, mustahreclerde onun tam isminin aklanmas ; abil'te herhangi bir lletle rivayet edilen hadisin mustahrectta bu lletten slim olarak nakledilmesi, elBuhrl ve Muslim'in cldl'lerinden sonra ortaya kmaya balayan mustahreclerin getirdikleri faydalardand r. Mustahrec eserler, umumiyetle, elBuhri ve Muslim'in elCdmic u' alibleri zerine telif edilmi lerdir. Bunlar aras nda en ok hret kazananlar Ebu Bekr elismclli (. 371) 9" nin, elBurkni (. 425) 934 935 nin, Eb `Abdillah bn Ebi Zuhlni,EbAhmedlGatrfi(O.37) (. 378) 936 un, Eb Bekr bn Merdeveyh (. 410) 9" in elBuhri zerine; Eb (Avne el sferyini (O. 316) 938nin, Eb Bekr elCevzekl (O. 388) 939 nin, Ebu'lVelid I-Jassn bn Muhammed elR.ura 1 (. 344) 94 nin, elCuveyni Eb (Imrn Ms ibnul`Abbas (O. 323)` 1n, Ebu'nNazr etTsi (O. 344) 942nin, Eb Sa<id bn Ebi (Osmn (. 353) 943m
933. 934. 935. 936. 937. 938. 939. 940. 941. 942. 943. Tercemesi iin bkz. ezZehebi, Tezkire, II. 947. Bkz. ayn eser, II. 1074. Bkz. Ayn eser, II. 971. Bkz. ayn eser, II. 1006. Bkz. ayn eser, II. 1050. Bkz. ayn eser, I. 779. Bkz. ayn eser, II. 1013. Bkz. ayn eser, II. 895. Bkz. ayn eser, II. 818. Bkz. ayn eser, II. 893. Bkz. ayn eser, II. 920.

322

Muslim zerine; Ebu Nucaym elI bahni (. 430) 944nin, Eb <Abdillah bnu'lEhram (. 344) 945 in, Eb Zerr elHerevi (. 435) 9" nin, Eb Muhammed elH, alll (. 439) 947m, Eb elMercisi (. 365) 948nin, Eb Mescd Suleynn bn ibrhIm elI bahnI (. 486) 949 ve Eb Bekr elYezdi (O. 428) 950nin ayr ayr her iki ahiti zerine; Eb Bekr (. 407) 951nin yine her iki abilz_zerine tek bir kitap halinde telif ettikleri mustahreclerdir 952. Bununla beraber mustehrect yaln z abilcin'a mnhasr kalmamtr. Muhammed bn `Abdi'lMelik bn Eymun (. 330) 9". Eb Dvfild'un, Eb (Ali etTsi (. 312) 954 etTirmizi'nin Sunenleri zerine, Eb Nu<aym (O. 430) bn Iluzeyme (O. 311) 955 nin etTevhld'i zerine birer mustahrec telif etmi ler; EbulFail elcIr41 ise elMustedrek zerine bir mustahrec iml etme e balam , fakat tama nlayamamtr9". MUSTAHRC stuhrac'tan ismi fil mansmda olan mustahric,
elBul:Ar' ve Muslim'in cbil'lerinde yer alan hadisleri kendilerine ula an

baka isnadlarla kitaplar nda toplayan kimseler iin kullan lm bir tabirdir. Mustahricler tarafndan meydana getirilen bu e it kitaplar da mustahrec adn ahr (Bkz. Mustahrec). MU TALAIJU'LHADIS Hadis imamlarnn kendilerine ulaan hadisleri tedvine ba ladklar ilk devirlerden itibaren isnada byk nem verdikleri ve her hadisi kendi isnad ile birlikte kaydettikleri bilinen gereklerdendir (Bkz. snad). snada verilen bu nem, bir bakma, onu te kil eden rvilere matuf idi. Zira bir isnad n shhati, her eyden nce, o isnaddaki rvilerin sika, yani adalet ve zabt ynlerinden gvenilir olmalarna baldr. Bu bakmdan hadis imamlar , tedvin ettikleri hadislerin shhatini tetkike giri tikleri zaman, nce, onlar rivayet
944. 945. 946. 947. 948. 949. 950. 951. 952. 953. 954. 955. 956. Bkz. ayn eser, II. 1092. Bkz. ayn eser, II. 864. Bkz. ayn eser, II. 1103. Bkz. ayn eser, II. 1109. Bkz. ayn eser, II. 955. Bkz. ayn eser, II. 1197. Bkz. ayn eser, II. 1085. Bkz. ayn eser, II. 1065. Bkz. esSuyini, Teddb, s. 55-56. Tercemesi iin bkz. ez Zehebi, Tezkire, II. 836. Bkz. ayn eser, II. 787. Bkz. ayn eser, I. 720. Bkz. Teddb, s. 60.

323

eden ravileri adalet ve zabt ynnden s k bir incelemeye tabi tutmu lar ve bunun neticesi, rivayeti kabul edilenlerle reddedilmesi, yahut zerinde durulmas gerekenleri renmiler, ayn zamanda, telif ettikleri tabakat kitaplar nda, bu rendiklerini tesbit etmi lerdir. Rvilerin tetkikine paralel olarak, rivayet halleri de ayr ca tetkike tabi tutulmutur; nk rvilerin tetkiki neticesinde grlm tr ki, adalet ve zabt s fatlarn hiz olan her rvinin rivayetini kabul etmek do ru deildir; zira insan ne kadar adil ve ne kadar zab t olursa olsun, bazan vehim ve hataya d mekten, yahut nisyan (unutkanl k) lletine maruz kalmaktan kurtulamam tr. Gerek ravilerin ve gerekse rivayet hallerinin tetkiki neticesinde, bunlarn, birbirinden farkl dereceleri tesbit edildi i gibi, tesbit iinin daha salim ve daha kesin bir ekilde yaplmasn mmkn klacak baz kaideler vazedilmi , bu kaideler yardm ile tesbit edilen farkl derecelerin her birine uygun, s hat ynnden yine birbirinden farkl hadis eitleri ortaya kmtr. Ancak hadis imamlar aras nda bunlarn her birinin ayr ayr bilinmesi ve kolayca tannmas iin her birine dellet etmek zere yeni stlahlar vazedilmi tir. Mesela her ynden mkemmel olan hadise ahiti denilmi, ancak sahih hadisler aras nda da farkl dereceler grld iin, en stn derecede olanlar ahiti lixitihi, bu dereceye ula mam olanlar ise, ahiti ligayrihi ismini almtr. Sahih ligayrihi'nin altnda yer alanlara ise hasen li,;.ttihi ve hasen ligayrihi denilmitir. Hasen ligayrihi derecesine ula mayan hadisler de zayf hadisler arasnda yer almtr. u var ki, bir hadisin zayf vasfn kazanmas nda eitli miller rol oynar. Bu millerdea bir ksm, ya rivayet hallerinden olmak zere isnaddaki bir veya bir ka ravi d mesi ile ilgilidir. Yani hadisi rivayet eden ravi, isnadnda bir veya bir ka ravi d rr; yahutta bu millerden bir ksm da rvinin halleri ile ilgilidir. Birinci kta, birbirinden farkl eitli ravi d mesi olmu mesela bazan isnadn banda, bazan ortas nda, bazan da sonunda bir veya daha fazla ravilerin d t grlmtr. Hadis imamlar her bir ekil iin ayr bir stlah vazederek, isnad n banda rvisi dm hadislere mucallah ortasnda rvisi d m hadislere municaf c, birbirini takip eden iki ravi d m ise mual, isnadn sonunda rvisi, yani sahabisi dm hadislere de mursel adm vermilerdir. Bazan da isnadda ravi dmesi, herkesin kolayca anlayamayaca kadar gizli olur. Bu, rvinin, mlki olduu eyhten iitmedii bir hadisi rivayet etmesi halinde 324

ortaya kar. Bu e it hadisler de, hadisilerin stlahnda mudelles ismini almtr. Rvilerin halleri ile ilgili millere gelince, bunlar da, birinci kta olduu gibi, hadis imamlar arasnda deiik isimlerle zikredilen e itli hadislerin ortaya kmasna yol amtr. Mesela rivayetinde yalancih olan bir ravinin hadisine mev4c denilmi , yalanclkla ittiham olunan rvilerin hadislerine metrk, hatas fahi, gafleti ok ve fsk zhir olan rvilerin hadislerine munker, rivayetinde vehim olduu tesbit edilen rvilerin hadislerine mucallel, rivayetinde yapt baz ilvelerle bakalarnn rivayetlerine muhalefet edenlerin hadislerine mudrec, takdim ve tahirle yapt klar rivayetlere maidb denilmi ve bunun gibi, kitab mzn bandan sonuna kadar konusunu te kil eden eitli stlahlar vazedilmek suretiyle, her konunun daha iyi bilinip anlalmas salanmtr. Bu bakmdan hadis ilmi, bir stlahlar ilmi olmutur. It/C bir ilim dalna mensup olanlarn, bir lafz veya kelimeyi, lt, lugatta dellet etti i manadan ba ka bir mana iin kullanmalar ve bu man zerinde ittifak etmeleridir. Mesela vcib kelimesi, lugatta sbit ve lazm manasndadr. Fakat fukaha, bu kelimeyi, ki inin yapmas halinde sevab kazanaca , terketmesi halinde kaba maruz kalaca eyler hakk nda kullanmlar ve bu man zerinde ittifak etmi lerdir. Mutekellimin ise, ayn kelimeyi, aklen yoklu u tasavvur edilmeyen eyler hakknda kullanmlar ve mesela Vcicibu'i-VucCd demi lerdir ki, bununla, vcadu zorunlu olan, yahut olmamas aklen mumkin olmayan Allah Ta(alay murad etmi lerdir. Bu Bakmdan bir lafz veya kelime, stlahclarn vazettikleri manda kullanld zaman, bu man onlara gre hakiki, di erlerine gre mecazi addedilmi tir. Bir kelimenin mecazi manda m yoksa hakiki manda m kullanldn anlamak, onu vazedenlerin ilmi s fatlar yardm ile olur. Zira kelimenin vazolunmaks zn bir eye dellet etmesi imkans zdr. Bu dellet grld zaman kelimenin o ey iin vazolunduuna ve bir de onu vazedenin bulundu una hkmedilir. Buna gre kelimeyi vazeden kimse lugat ise, dellet etti i mana lugat ynnden hakiki olur; fakat kelime, ari tarafndan bir eye dellet etmek zere vazolunmu ise, mana erq ynden hakiki oldu u halde lugat ynnden mecazi olur. Istlahlarla ilgili bu aklamay gznnde bulundurarak diyebiliriz ki, bir ilim dalna intisab eden kimsenin, o ilim erbab arasnda marlf manalar iin kullanlan lafz veya kelimeleri bilmesi ve onlarla konuup onlarla yazmas lazmdr. Aksi halde, ya onun cehaletine, ya325

hutta ba kalarn vehme drmek iin kasdl hareket etti ine hkmedilir Mesela hadisle me gul olan bir kimse, zayf bir hadis hakknda "bu hadis hasen hadistir" der, itiraza u raynca da" "ben, hadisin sahip olduu yksek hikmete binen hasen szn kulland m ve bununla lugat man:as' olan gzel'i kasdettim" derse, mugalata yapm ve cehaletini ortaya koymu olur. Bunun iin, her stlahn vazolundu u manya dellet edecek bir konu iinde kullan lmas arttr. Hadis stlahlar, hadis ilminin temel ta lardr. Her bir stlah, bu ilmin bir blm veya bir kolu olarak hadis imamlar nn balca aratrma konusu olmu ve her biri hakknda mstekl eserler telif edildii gibi, btn stlahlar tek bir kitap ierisinde ele alan muhtasar veya mufassal eserler de vcuda getirilmi tir. te bu eserlere, hadiste, stlah olarak konulmu lafalar amil olmalar itibariyle mu talalpz'lltadis ad verilmitir. Hadis ulemas na gre hadis ilmi iki ksmdan meydana gelir. Birincisine rivayet ynnden hadis ilmi (clmu'lhadis rivayeten), ikincisine de dirayet ynnden hadis ilmi (<11mu'lhadis dirayeten) denir 957. Rivayet ynnden hadis ilmi, Hazreti Peygambere izafe edilen sz, fiil ve takrirlerin bilinmesini, zabt n ve rivayetini konu edinen bir ilim dandr. Dirayet ynnden hadis ilmi ise, rivayetin hakikat m, artlarn, eitlerini, hkmlerini, ravilerin hal ve artlarn ve merviyyatn snflarn inceleyen bir ilimdir. Hadis ilminin bu taksimi gznnde bulundurulursa, hadis metinlerinin toplanp yaz lmasndan, sonra da hfzedilip rivayetinden ibaret olan birinci ksmn, yani rivayete dayanan hadis ilminin, dirayete dayanan ikinci k smla ilgisi bulunmadka hibir ey ifade etmiyecei aikardr. nk dirayet olmaks zn hadislerin tahlil ve tenkidini yapmak ve dolaysyle sahih olanla= sakim olanlar ndan ayrmak imkan yoktur. Bu sebeple hadis ulemas arasnda dirayete dayanan hadis ilmi, Hadis Usill, yahut Mu talallu'lHadis adlar ile de hret kazanmtr. Buna gre (Ilnu Dirayeti'lHadl (Dirayet Ynnden Hadis lmi), 'ama Usiili'lHadi (Hadis Usal lmi) ve 'limit MustalablHadi (Hadis stlahlar lmi), hadis ilminde ayn manya dellet eden ibarelerdir.
,

Mutalahu'l hadis ilmi, Islam' n ilk asrnda, bu isimle bilinen bir ilim hviyetini henz kazanmad gibi, eitli blmlerini biraraya getiren tek bir kitap halinde de tasnif edilmemi ti. Bununla beraber
957. Bkz. .lavii`idu'ttabdI, e. 51. Daha geni bilgi iin bkz.

326

mnferid blmlerde sz sahibi olanlar da yok de ildi. Haberlerin kabul iin rvilerin cerh ve tadil szgecinden geirilmesi gerekti i sahabe devrinden beri biliniyordu. bn `Abbs (O. 96) ve Enes bn Mlik (. 93), bu konuda byk hret kazanmlard . Tbi`iindan eSa<bi (. 104) ve bn Sirin (O. 110), bu tabakan n sonlarndan elA<me (. 148), ube (O. 160) ve Mlik bn Enes (O. 179); bunlar takip eden tabakadan <Abdullah ibnulMubArek (O. 181), Sufyn bn <Uyeyne (O. 197), <Abdurrahman bn Mehdi (O. 198) ayn konuda sz sahibi olmulard . Yahy bn Macin (O. 233) ve Ahmed bn Hanbel (O. 241) ile cerh ve tadil ilmi zirveye ula m bulunuyordu. bn Sa`d (. 230) n Tabalcat', elBuhrrnin Tarihleri bu sahada yaz lm en nemli eserlerdendi. Muhtelifulhadis sahas nda eSfi<1. (. 204) ve bn Kuteybe (. 276) telif ettikleri kitaplarla hret kazanmlardr. Ilel bahsinde <Ali bnulMedini (O. 234), Ahmed bn Hanbel (O. 241), Muslim (O. 261), bn Ebi Htim (O. 327); garibulhadis bahsinde Ebr. (Ubeyde Mucammer bnulMusenn (O. 210) ve Eb `Ubeyd elKsm bn Sellm (. 223) byk hrete sahiptiler ve her birinin bu konularda yaz lm mstekl kitaplar vardm. Fakat mu talahulhadise ait, bu ilmin btn konular n iine alan ve kaidelerini toplu olarak ortaya koyan eserler nc as rdan sonra ortaya kmtr. Bu konuda bn Hacer yle der: "Hadisilerin stlah hakknda tasnif edilmi kitaplar pek oktur. Bu konuda ilk kitap tasnif eden kimse elKani Eb l Muhammed erRmahurmuzi (. 360) dir. Kitab na elMul cddiu'lfa l beyne'rrad ve'lvet(I adn vermitir. Ancak erlUmahurmuzi bu kitaba btn konular almamtr959. Bundan sonra elHakim Ebri <Abdullah enNeysbfiri (. 405) gelir. Fakat bu da kitab n istenilen ekilde tertip ve tehzib etmemi tir9". Ebr Nu<aym (O. 430)
958. lk asrdaki muhtelif hadis eserleri iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi. 959. Ebii Muhammed el-Hasan bn `Abdirrabman bn Halld el-Frisi, er-Rtnahurmuzi Hicri 360 senesine kadar Ba ra'nn dousuna den ve Huzistan iinde yeralan Rmahurmuz ehrinde ya amtr. 290 hieride ilimle megul olmaa balam ve bata babas olmak zere tamnm bir ok kimselerden hadis dinlemi tir. bn Hacer'den naklen yukar da da belirtti imiz gibi usl-i hadise ait ilk kitab n musannfidr. El-Muhaddisu'l-fiiz l adli bu kitabn bir nshasm elinde bulundurdu unu bildiren ez-Zehebi, er-Rmahurmuifyi bu sahanm adam olarak tantr ve "onun hadis ilmine ait kitabn gzden geiren bunu kolayca anlar" der. Bkz. e -Zehebi, Tezkire, II. 906. 960. El-Hkim Ebii `Abdillah Muhammed bn 'Abdillah bn Muhammed bn Hamdeveyh bn Nu'aym ez- Z abbl en-Neysbrrnin hadis uslndeki me hur eseri, bizim de kaynak olarak sk sk bavurduumuz Mdrifet Khirede 1937 senesinde tabedilmi olan bu eser, hadis dminin 52 nev'ini ihtiva eder. El-Rkim'in tercemesi iin bkz. ez-Zehebl, Tezkire, III. 1039.

327

takip etmi ve onun kitab na baz ilveler yaparak yeni bir kitap vcuda getirmi , bir ok eyleri de kendinden sonrakilere b rakmtr961 . Bunlardan sonra eltlatib Eb Bekr elBa ddi (. 463) gelmi , elKifaye adm verdii rivayet kaideleri ve elCamic ve'ssamic adn verdii rivayet db ile ilgili birer kitap tasnif etmi tir. Hadis ilmi ile ilgili ne kadar fen (ilim) varsa, o konuda mstakil bir kitap vcuda getirdi i iin 1.1fi, Ebn Bekr bn Nulga onun hakknda yle demitin Her insaf sahibi bilir ki, elIlatib'ten sonra gelen muhaddisler onun kitaplarna dayanmlardr962 . Daha sonra eltiatib'i takip eden baz kimseler gelmi ler ve bu ilimden nasiblerini almlardr. (Iy4 (. 544) kk ve faydal bir kitap cemederek ona el--Pmat adn vermitir9fi3. Eb IIaf elMiynci (O. 580) de Mit la yesacu'lmuladdise cehluh adli kitab n tasnif etmi tir. Bunun gibi daha bir ok me hur, mufassal veya muhtasar kitaplar ortaya km ; nihayet hafz ve fakih Eb 'Atm cOsn n ibnu'sSalah (. 643) D mak'taki E refiyye Medresesinde hadis derslerini zerine al p da mehur kitab n tasnif edinceye kadar bu i devam etmi tir. Ancak Ibnu's-- alh bu kitab talebelerine ksm ksm iml etmek suretiyle meydana getirdi i iin tertibi istenilen ekilde olmamtr. Musannf, daha ziyade el jatib'in da nk tasniflerine itina gstermi , onlardaki de iik konular biraraya getirerek ba ka kitaplardan da faydal olanlarn ilve etmitir. Bu suretle, dier kitaplarda da nk olan bilgiler onun kitab nda biraraya gelmi ve hadis ilmi ile megul olan herkes ibnu's alt'm bu kitab na eilmitir. Ka ki i onu nazmetmi , ka kii hulsa edip k saltm, ka kii onun murz veya mdafii olmu tur, saylamaz... ,,964.
961. Hafz Ahmed bn (Abdullah bn Ahmed bn slk bn msri bn Mihrn e-fi Eb Ilrlyetu'l-evliyt' adli eseri ile hret kazanmtr Tercemesi iin bkz. ezNu'aym ZehebI, Tezkire, III. 1092-1098. 692. Eb Bekr Ahmed bn 'All bn 5'bit bn Ahmed bn Mehdi, el-Hatib el-Ba ddl Ttrlhu Bagcldcl adli byk eserin mellifi olup, hadis uslnde telif etti i el-Kifdye fi `Ilmi'r-rivtye, el-Cami` ve's-sgunic ve erefu ahai'l-hadi gibi eserlerle de hret kazanmtr. Tercemesi iin bkz. ey-Zehebi, Tezkire, III. 1135-1146. fi erefil-Mu4vfii, Tertibu'l963. El-Rgi `Iyz bn Ms Ebu'l-Fail rrmediirik ve Me hriku'l-enviir gibi eserleriyle hret kazanmtr El-linii` ild macrifeti ur rivtye ve takyldi's-semr< adli hadis usl ile ilgili eseri 1389 / 1970 senesinde ne redilmitir tercemesi iin bkz. Ez-Zehebi, Tezkire, IV. 1304-1307. 964. eyhulisln Takyyu'd-bin Eb cAmr (Omn bnu' -allit e-ehrazri hadis uslne ait telif etti i Mukaddimetu Ibni' -aliih diye de hret kazanan `Illitnu'l-hans adl kitab ile tannmtr. Tercemesi iin bkz. ez-Zehebk Tezkire, IV. 1430-1433. Mutalalu'/hadise ait nc as rdan sonra ortaya kmaa balayan eserler ve mellifleri hakk nda yukarda verdiimiz bilgi iin bkz. bn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. a18-20.

328

Filhakika eyhulislm bn Hacer'in yukar da nakletti imiz ibarelerinden de anla ld gibi, Ibnu' - alh'n (U/iimu't-ladis adl kitabnn hadisiler aras nda hret kazanmas ndan sonra hadis uslne dair kitap tasnif eden bir ok kimse, onun kitab n ele alarak ya zerine erh yazm , ya onu ksaltm veya nazmetmi tir. Ancak bu manzum ve muhtasar eserler, konu ile ilgili meseleleri ok defa dar ve anla lmas g kalplar iinde verdiklerinden, bunlar n da erh ve izahna lzum grlm ve bylece bir kitabn eitli ellerden yap lm erh ve ha iyeleri ortaya kmtr. Hadis usl iin kaynak olmak bak mndan da byk nemi olan bu eserlerden baz lar= mellifleri ile birlikte zikretmekte fayda vard r. Muhyi'd-Din Yahy bn eref en-Nevevi (O. 676), Ibnu's- alh'n mezkiir kitab n ilk ihtisar edenlerden say lr. Bu ihtisar ile meydana d getirdi i kitaba TalcrIbu'l-irdd ila (lmi'l-istC adn vermitir. EnNevevi, bu kitab ikinci defa ihtisar ederek ona da et-Talgil ve'tteysir limdrifeti Suneni'l-Be ir demitir. Et-Tata* ve't-teystr, hem Zeynu'd-Din `Abdurrahim el-qrki (. 806), hem Burhanu'd-Din ibrhim bn. Muhammed el-Halebi (O. 851), hem es-Set .vi (. 902), hem de Cellu'd-Din es-Suyti (O. 911) taraf ndan erhedilmitir. EsSuytrnin Tedribu'r-rvi fi ertt Talcribi'n-Neved adli kitab bunlar arasnda en ok hret kazanan ve mteaddit defalar tabedilen bir eserdir9". `Uliimu'l-tadi'in dier bir muhtasar Bedru'd-Din Muhammed bn brahim bn Sa(di'llah bn Cemca el- Kinni (O. 733) ye aittir. El-Menhelu'r-revi fi'l-badii'n-Nebevi adl bu kitap, bn Cem (a'nn torunu (Izzu'd-Din Muhammed bn Ebi Bekr bn (Abdi'l-(Aziz bn Bedri'd-Din bn Cem'a (O. 819) tarafndan el-Menheeu's-sed fi erlt'l-Menheli'r-revi ad ile erhedilmitir 966 . bn `Osman el-MardIn. (. `Ulmu'l-ladt.s, (Al'u'd-Din Ebu'l-Fid' smail tbn 750), bn Kesir ad ile maruf (Omer el-Kura i (O. 774) ve Sircu'd-Din Ebn Haf (Omer bn Rasln e- fici (. 805) taraf ndan da ihtisar edilmi tir. bn Kestr'in muhtasar , asrmzda Ahmed Muhammed akir tarafndan elBit' u'l-b,at ertu Ptidri cUlftmi'l-badi ad ile erh ve tabedilmi tir. Mekdsinu'l-t ttliit fi ta;mirti, kitbi bni'-alab, adl
965. Bkz. Haci Halife, Ke fu'i Lunrn, I. 465; II. 1161.

966. Ayn eser, II. 819.

329

muhtasar ise cIzzu'dDin Tahir bn Hasan 808) tarafndan razmedilmitir967.


(

( bn Habib) (O.

Ulfmu'l-4acti'in yukarda zikretti imiz muhtasarlar yannda, baz mellifler tarafndan yaplm erhleri de vardr. Nuket denilen bu erhlerden biri Zeynu'dDin elcIrk1 (O. 806) ye ait olup etTakyld limd utlika ve ulika min kitdbi ibni' ,Salah ad altnda neredilmitir. Di er iki erhten biri Bedru'dDin ezZerke i (O. 794) ye, ikincisi ise eyhulislm bn Hacer elcAskalni (O. 852) ye aittir. tim Hacer'in erhi bitekmili'nNuket (da bni' Salah adn tar'''. eUlmu'lladi'in nazm halindeki ihtisarlar na gelince, bunlarn en mehuru Zeynu'dDin (. 806) ya aittir ve bin beyi iinde hulsa edilmitir. E/fiyetu'/`./rld adyle hret kazanm olan bu kitap, muhtelif mellifler taraf ndan erh ve ihtisar edilmitir. lk iki erhi mutavvel ve muhtasar olmak zere yine el(Irkinin kendisine aittir. Daha sonralar , muhtasar olan mellif erhi esSeyyid e erif Muhammed Emin tarafndan zetlenmi , eyh Rasim bn Kutlfibugd (O. 879) ve Burhnu'dDin brahim bn `mer elBukl (O. 885) tarafndan da zerine ha iye yazlm tr. Bu ikinci haiyeye enNuketu'lvefiye bimd fi erWlElfiye ad verilmitir. Elfiye'nin mellif erhinden ba ka erhleri de vard r. Zekeriyya' bn Muhammed elEnri (O. 928) nin Fettat'lbelki bi erla Elfiyeti'l<Ir41 adl erhi, Cellu'dDin esSuyti (. 911), brahim bn Muhammed elHalebi (O. 955), Zeynu'dDin Eb Muhammed 'Abdurrahman bn Ebi Bekr el`Ayni (O. 893), Ebu'lFid' smail bn brahim bn Cemca (O. 861) nin erhleri ile Rutbu'dDin Muhammed bn Muhammed elHay?ari (. 894) nin ucr clu'lmerdisi eriat Elfiyeti'lcin3i4i ve emsu'dDin Muhammed bn (Abdirrahman esSehvi (O. 902) nin Fetl.nt'lmul bi:ser& Elfiyeti'llutd adl erhleri bunlardandr969. nazmeden di er iki melliften biri ihbu'dDin Muhammed bn Ahmed bn elIjyi (O. 693), br de Cellu'dDin esSuyti (. 911) dir. EsSuyfiti'nin elfiyesi Naintu'ddrer fi clmi'le er ad ile hret kazanm t r970. Asl yine ibnu'alh'n cUlt-tmu'lItadi i olmakla beraber ok veciz bir ekilde hulsa edilen, daha sonra zerine yaz lan erhle daha
967. 968. 969. 970. Ayn eser, II. 1161, 1608. Ayni eser, II. 1161. Ayn eser, I. 156. Ayn eser, IL 1963.

330

faydal bir ekle sokulan Nuhbetu'lfiker fi mu talahz ehli'le er adli kitap, hadis uslnde, bilhassa bu ilme yeni ba layanlar iin elden drlemeyecek kymetli bir kaynak vasfn hizdir. Silbu'dDin Ahmed bn <Ali bn Hacer el--<A kalni (. 852) tarafndan telif edilen Nthbetu'lfiker, yine onun tarafndan erh edilmi ve bu erhe Nuzhetu'nnazar fi tavzii i Nuhbeti'lfiker ad verilmitir. Hem Nuhbetu'lfiker ve hem de onun erhi Nuzhetu'nnazar, hadis ulemas arasnda byk kabul grm , Ibnu' Salh'n (Ulamu'l-4adl'i gibi bir ok kimse tarafndan ya zerlerine erh veya ha iye yazlm, yahutta nazmedilmi tir. Ebulmdd brahim bn ibrhim bn Hasan elLukkni (. 1041) nin .Kffa'u'lvatar min Nuzheti'nnazar adli Nuzhe zerine yazd haiyesi ile, Sirriyyu'dDin ibnu'sS'i (. 1066) ve Kas m bn Kutlbu elHanefi (. 879) nin ha iyeleri bunlardandr. Nulbe zerine yaz lan erhlerden biri mellifin o lu Kemlu'dDin Muhammed bn Ahmed bn Hacer el<Askalnrye aittir ve Neticetu'nnaiar fi erhi Nuhbeti'lfiker adn tar. Dier erhler ise, mellifin muasrlarndan olan Kemlu'dDin Eb <Abdillah Muhammed %nigHasan bn <A11 bn Yahya bn Muhammed bn Halef bn Halfe etTemimi eemeni (O. 821) ye ve Int(Cinu'nnazar fi tavzih Nuh,beti'lfiker ad ile Muhammed Ekrem bn <Abdirrahman elMekki'ye aittir. (O. 1014) Nuhbe'nin erhi olan Nuzhe ise, <Ali bn Sultan erhi Nuhbeti'ltarafndan erh edilerek buna Mutalahu fiker ad verilmitir. <Abdurra'fif bn Tac elMunvi (. 1021) nin elYevakitu ve'ddurer fi erhi erhi Nuhbeti'lfiker adli bir erhi olduu gibi, Ebu'lHasan Muhammed Sad k bn esSindi (O. 1138) nin de erh zerine bir erhi vardr. Nuhbetu'lfiker'in manzum teliflerine gelince: Kemlu'dDin e emeni (. 821) tarafndan yaplan Nuh/be nazm, olu Takyyu'dDin Ebu'l<Abbs Ahmed bn Muhammed eemeni (. 872) tarafmdan erh edilmi ve elcjkliyu'rrutbe fi eria nainzi7nNuhbe ad verilmitir. Keza Muhammed Ra? yyu'dDin Ebu'lFail bn Muhammed EbilBerekt (. 935) in Silku'ddurer fi mu falahz ehli'le er ve nazm Nuhbn beti'lfiker li'bni Hacer adl nazm ile, Eb Hamid EbilMehsin Ysuf bn Muhammed elFsi (. 1052) nin <Ikdu'ddurer fi nazm Nuhbeti'lfiker'i ve bu nazm zerine yapt erh bu cmleden olarak zikredilebilir"'.
971. Ayni eser, II. 1936.

331

Hadis uslnn veya mu talabu'l-4adiin ana kaynaklar olarak yukarda saydmz kitaplar yan nda daha bir ok telif vard r. Mesel emsu'dDin Muhammed bn Muhammed bni'lCezeri (. 833) nin Tezkiratu'lculema 972s , Talpyyu'dDin Muhammed bn `Ali bn Dakik elcIyd (. 702) in elIictir'b fi u -di'lbadl 973i; erefu'dDin Hasan bn Muhammed etTibi (. 743) nin, ibnu' Salh'n cU/C mu'/-1>adis'i ile enNevevi'nin ve bn Cemca'mn muhtasarlar ndan telhis etti i ve esSeyyidu' 'erif <Ali bn Muhammed elCurcni (. 816) nin zerine haiye yazd IJulaa fi u idi'l-1>adi adl kitab 974; Hafz <Abdullah ibnu'lMavvk (. 897) n Buyetu'nnub.,Icad fi bnu'lVezir ad ile maruf Muhammed bn brahim es an`ni (O. 840) nin Tenicihu'laniiir fi (ulini'lri ar976 ; Cellu'dDin esSuyilti (. 911) nin erRavpflmukellel ve'lverdu'lmutalle1 977 i; Ynus bn Yunus erRe idi (O. ? ) nin edDurer fi mu talak ile yine ayn mellifin bu kitap zerine yazd Tubfetu ehli'nnazar adn verdii erhi978 ; Ahmed bn Bekr elMa ribi (. 875) nin Mubimr mine'lelicb 9791 bunlar aras nda yer al r. Asrmzda telif edilen ve hadis ustilne ait ihtiva ettikleri geni bilgi dolaysyle kaynak olarak byk hret kazanan Muhammed Cemlu'dDin bn Muhammed Sacid 'bn Kas m edDmaki (O. 1332 / 1914) nin Kavdc du'ttabdi min funni mu talcldlbadi 'i ile Thir bn lik bn Ahmed elCez'iri edD ma ki (. 1338 / 1920) nin Tevelhu'nnazar ila u li'leser adl 'kitaplarn da burada zikretmek yerinde olur. Her iki kitap da ne redilmi olup bunlarla slam ulemasnn mufalalu'lbadi konusundaki faaliyetlerinin nas l semereli ekilde devam edip geli tiini anlamak mmkndr. MUSTEFIZ Hadisilerin mehr hadisler iin yapt klar "ikiden fazla turuku olan, fakat mutevatir derecesine ula mayan hadis" tarifi, baz fukahaya gre musteM denilen hadise aittir. Bir ba ka ifade ile, hadisiler me hrtrun tarifini verdikleri zaman, fukahaya gre bu, musteN n tarifidir. Nitekim bn Hacer, mehru tarif ettikten sonra, "bu, fukahadan bir cemaatin re'yine gre mustefiz'd r" demitir980 . Kelime
972. 973. 974. 975. 976. 977. 978. 979. 980. Ayn eser, I. 389. Ayni eser, I. 135. Ayn eser, I. 720. Ayn eser, I. 251. Zeylu Ke fi'iiunFrn, II. 450. Ke fu'i--.iunr I. 920. n, Ayn eser, I. 751. Ayn eser, II. 1741. Bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, 25.

332

Araplarn fiia'lmtt'u feyan tabirinden alnmtr. Bir testiden dklen suyun yaylarak akmas gibi, hadis de turukunun gittike o alarak rivayet edilmesi halinde, su gibi feye.On etmi olur ve bu hadise mustef4 denir. Bununla beraber me hr ile mustefiz' birbirinden arranlar da vardr. Bunlardan baz larna gre mustefiz, ba nda ve sonunda say lar ayn olan rviler tarafndan rivayet edilen hadistir. Mesela drt sahabinin rivayet etti i bir hadis, bir ka as r sonra yine bu kadar ravi tarafndan rivayet edilmi olursa, bu hadise mustefiz denir. Fakat balangta birka sahabi tarafndan rivayet edildikten sonra turuku giderek o alan hadis mehrdur. Dier baz kimseler ise, mustefiz' baka ynlerden ayrt etmilerdir. Bunlara gre turuk say sna baklmakszn mmet nazar nda kabul gren her hadis mustefiz'd r. Bu manya gre, e ayrafi ve elmustefiz ile mutevtiri ayn derecede mtalaa etmi ler, hatt elMaverdi, onun, mutevtirden daha kuvvetli oldu unu ileri srmtr981 . Ancak, mutevtir gibi, isnad ynnden incelenmesi mmkn olmayan bu eit mustefiz hadisler de hadis ilminin konular ndan deildir. MUSTEMLI Mustemli, bir eyhten hadis yazd rmasn istemek man:asma gelen istimlirdau ismi fail olup, bu manya uygun olarak hadis yazmak isteyen talebeye dellet eder. Hadis imamlarmn,cami ve mescidlerde meclisler akdederek etraflarnda toplanan cemaata iml yolu ile hadis rivayet etmeleri, hadis tarihinde sk grlen muteber rivayet metodlar ndan biri saylr. Bu meclislerde bazan 100 bini a an talebenin hadis yazmak iin haz r bulunduu bilinmektedir (Bkz. Iml'). te, eyhten kendisine hadis imla etmesini isteyen bu talebeye, kelimenin lugat man:as' ynnden mustemll, denir. Fakat bu kelime, hadis stlahnda daha de iik bir man kazanm ve genellikle hadis imla eden eyhin szlerini, hadis yazan talebeye duyurmak iin daha yksek sesle tekrarlayan kimseler hakknda kullanlmtr. Byk camilerde veya a k hava dersanelerinde toplanan binlerce kiiden hepsinin, bir krs zerinden hadis iml eden eyhin sesini anlalr bir ekilde duyamamas olaandr. zellikle eyhe uzak mesafelerde oturan kimseler iin, onu grmek ve sesini duymak imkan hi yoktur. te bu gibi durumlarda, eyhin, sesi gr kan ve iittiini doru bir ekilde cemaata tekrarlayabilen gvenilir kimselerden fayda981. Hliye 'ale'nNuhbe, . 10.

333

lanmas det olmu tur. Mustemli denilen bu kimseler, cemaatin okluuna gre ya bir, ya da bir ka ki i olarak kalabaln arasnda bulunurlar ve eyhin rivayet etti i hadisleri aynen tekrarlayarak, eyhe uzak mesafede oturanlar n rahat bir ekilde duymalar n salarlard . Ksacas bunlar, eyhin szlerini nakletmek bakmndan canh bir hoperlr vazifesi grrlerdi. EsSuyTrnin a kladna gre, Eb l Muslim elKeccl, bir iml meclisinde yedi mustemli kullanmtr. Bu mustemlller, 40 bin ki iyi bulan cemaatin iinde eyhe farkh mesafelerde yer alm ve her biri eyhin szlerini bir di erine nakletmek suretiyle harekesin iitmesini sa lamlardr982. ml sisteminin revata bulundu u devirlerde mustemlilik bir meslek haline gelmi ve bir ok kimse Mustemll unvan kazanmtr. Bunlar, yapt klar i e karlk ya belirli bir cret al rlar, ya da eyhin iml ettii hadislerin yazl bir nshasna sahip olurlard . Bu ikincisi, hadisle me gul olan mustemliler iin paha biilmez bir kazan say lrdm. Mustemliliin bir rne ini Hazreti Peygamber devrinde de grmek mmkndr. Eb Dvd .ve enNesTnin rivayet ettikleri bir haberden anlaldna gre Hazreti Peygamber Min'da halka hitap ederken, 'Ali de onun szlerini duyurma a almt'''. Mustemlinin grevi, yalnz eyhin szlerini cemaata duyurmaktan ibaret de ildi. Meclisin dzenini salamak, Kur'n kraatmdan sonra cemaati sktita davet etmek, besmele, hamdele ve salvele okumak, sonra da mumli eyhe du ederek kimlerden hadis rivayet edece ini sormak, rivayet s rasnda Hazreti Peygamberin isminin her gei inde ona salt ve selmda bulunmak, sahabi ismi zikredilince onun iin Allah'n rzasn istemek, mustemlinin belli ba l grevlerindendi9". MUTA BEcAT Ferd oldu u zannedilen bir hadisin, camilerde, musnedlerde, muccem ve cz gibi e itli hadis kitaplarmda tetkike tabi tutularak aranmas neticesinde, o hadisin,teferrd eden rvisinin eyhinden veya daha yukar daki eyhlerden birinden de rivayet edilmi olduunun grlmesi halinde mutbecat ortaya km demektir. Bu manya gre mutbecat, eyhinden rivayetiyle tek kalm bir rviye, bir baka rvinin tbi olarak, ya o eyhten yahutta eyhin eyhinden ayn hadisi rivayet etmesi demek olur.
982. 983. 984. 985. Bkz. Tedrib, s. 339. Bkz. Tayyib Oki, Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler, s. 97. EsSuyiiti, Tedrib, s. 338. Ayn eser, s. 340-341.

334

Mesela: Hammild bn Seleme (an Eyyb, (an Muhammed bn Sirin, `an Ebi Hurayra, cani'n-Nebiyyi (s.a.s.) isnad ile bir hadis rivayet edilmi olsa ve tIammad bn Seleme'nin bu rivayette tek kald zannedilse, bir ba ka ifade ile, bu isnadla gelen hadisi Hammad'tan ba ka hi kimsenin rivayet etmedi i bilinse, aradan uzun bir zaman getikten sonra bir hadis imam, bu hadisin gerekten garib olup olmad m tesbit etmek iin yeni bir ara trmaya girse ve bu maksatla cami, musned, muccem, cz denilen hadis kitaplar n kartrsa; ve nihayet Hammad'tan ba ka bir ravinin, mezkr hadisi Eyyb'tan; yahut Eyybtan baka bir rvinin aym hadisi Muhammed bn Sirin'den; yahutta Muhammed bn Sirin'den baka bir ravinin onu DA Hurayra'dan rivayet ettiini grse, garib sanlan hadis iin mutaletat vaki olduunu ve o hadisin bir mutabi<1 bulunduunu anlam olur.

bn Hacer mutabe`ata misal olarak e -Safi<rnin Kitdbu'l-Ummde rivayet etti i u hadisi vermi tir:
,

E-Safi% Can Malik, <an <Abdullah bn Dinar, can bn `mer, enne Raslallah (s.a.s.) kale: E -ehru tiscun ve crne, fela te lmil 11atM terav veli tuft r hatta teravhu, fe'in umme <aleykum fe'ekmilfil-eddete selasin. Baz kimseler, bu isnad ve bu szlerle gelen hadisin rivayetinde e-Saficrnin teferrd etti ini, yani Malik'ten, ondan ba kasnn bu hadisi rivayet etmedi ini zannederek, onu e -Saficrnin galib hadislerinden saymlardr. Zikrolunan bu misalde, rivayeti ile tek kald zannedilen ravi e Safici'dir; fakat el-Rarnebrnin de aym hadisi e -Safi<rnin eyhi olan Malik'ten rivayet etmesi dolaysyle, tek kald zannedilen e -Saficrye mutbecat hasl olmutur986. Bu mutabecata mutdecat-. -tamme denir. Ayn hadis, bn ljuzeyme'nin cbIl'inde bn Muhammed, (an Ebihi Muhammed bn Zeyd, (an ceddihi <Abdullah bn (Omer isnad ile ve fekemmilli eline lafziyle, Muslim'in cbiVinde ise `Ubeydullah bn (Omer, <an Nafi`, (an bn (Omer isnad ile ve fa'ledira elaine lafziyle rivayet edilmi tir987. Her iki rivayette de mutabecat, e -Saficfnin isnadndaki en yukarda olan raviye, yani sahabi <Abdullah bn <Omer'e olmutur. Bu bak mdan, bn Iluzeyme ve Muslim'in abil'lerinde yer alan bu iki hadiste e -Saficrnin hadisi iin mutbecat-1 Icatra vardr 988 .
986. Bkz. elBubeirf ahiti, II. 229. 987. Bkz. ahiti, II. 759. 988. ibn klacer, Nutbetu' 1fiker eyhi, s. 46; es Suyixti, Tedrfb, s. 155.

335

Bu aklamadan anla ldna gre, muUbecat, teferrd eden rvinin kendisi iin has l olursa, bu trl mutbe`ata mut lbecat-1 tiimme denir. Fakat muUbecat, daha yukar daki eyhlerden biri iin has l olursa, buna da mutdbe'at kdra ad verilmektedir 989. Ayn hadisin baka sahabiden gelen rivayetine ise ahid denilmitir (Bkz. Ferd zannedilen bir hadisin mutabi't bulunup bulunmadnn aratrlmas, o hadisin takviye edilmesi gayesine matuftur. Zira rvileri gvenilir olsa bile, isnad tek olan bir hadisle, daha fazla isnad bulunan bir hadis aras nda kuvvet ynnden fark vard r. Bu bakmdan mutbecat, tek isnad olduu zannedilen hadise kuvvet kazand ran bir haldir. MUTIS ` Mutbetattan ismi fil mansma gelen mutbic (oulu: mutbi.(t), rivayetiyle tek kald zannedilen bir rvinin hadisine uygun olarak, o rvinin eyhinden veya daha yukar daki eyhlerden, bir baka rvi vastasyle rivayet edilen ayn hadise denir. Zira ferd zannedilen hadise, bir ba ka rvinin ayn hadisi rivayet etmi olmasyle mutabecat hasl olmu ; dolaysyle ilk hadisin bir mutdbic bulunmu olur. E tifi(i, <an Millik, `an <Abdillah bn Dindr, <an bn cOmer isnad ile merffl olarak rivayet edilen Ramazan ay nn ba alang ve sonu ile ilgili hadis, e fi<rnin garib hadislerinden say hrken, ayn hadisin ella(nebi tarafndan Mlik'ten rivayet edildi i grlmtr. Buna gre, e fiernin rivayetine muvafakat ve mutn ecat eden elRacnebi hadisi mutabi< ismini alr (rivayet iin bkz. MutAbecat). MuUbic, ferd zannedilen hadisi, ferd olmaktan karan ve onu takviye eden di er rivayettir. MU'TEL F Hadis ilminin nemli konularndan biri olan mu'telif ve muhtelif, isim, lakab ve neseblerden yazl (hat) ynnden ayn , fakat okunu ynnden ayr olanlara verilen bir isimdir. Hadis rvilerinin isim, lakab ve neseblerinin do ru olarak bilinmesi, herbirini di erinden ayrdetmek iin zorunludur. nk rviler, adalet ve zabt ynlerinden birbirlerinin ayn olmadklar gibi, rivayet ettikleri hadisler de ayn derecede kabule sayan de ildirler. Bu bakmdan, bir hadisinin hadis rvilerinin isimlerini, an ldklar lakab ve neseblerini, bilhassa hat ynnden ayn olduklar halde okunu ve syleni ynnden ayr olduklar iin ayrt edilmeleri glk arzedenleri
989. bn Hacer, Nuhrbetu'lfiker erhi, s. 45.

336

bilmesi zorunlu saylmtr. Bir ok kimse, konunun nemi dolayislyle mstakl kitaplar tasnif etmi ler ve bu e it isimleri bu kitaplarda tesbit etme e almlardr. Bu musannflarn ilki edDarals.utnI (O. 385), ikincisi ise (AbdulGani bn Sacid (O. 409) olmu , bunlar dierleri takip etmitir. Bu konuda telif edilen kitaplar n en gzeli baz noksanhklarn bulunmasna ra men Eb Nasr bn Makl (O. 487) nn elk ncl adl kitabdr99Q. Ebn Bekr bn Nukta (O. 629) bu kitaba yapt bir zeyl ile noksanlklar' tamamlamaya ah m , Hafz Mansr bn Suleym (O. 677) ve Hafz Cemalu'dDin (O. 680) de bn Nukta'nn zeyli zerine birer zeyl daha yapm lardr. Hafz cAla'u'dDin Mulatay' (O. 762) n bu iki kitap zerine yapt zeyl ise byk bir hacme sahiptir. Daha sonra Eb (Abdillah EzZehebi (O. 748) bir cild olarak ayr bir kitap telif etmi ve bunu Mutebehu'nnisbe adn vermitir. eyhulislam bn Hacer (O. 852) in Tebiru'lmuntebeh bitahriri'lmutebeh'i bu konuda yap lan teliflerin en faydalsdr. Mu'telif ve muhtelif isimler yaygn olup o u zabtedilmi Zabtedilenlerin bir ksm umumt, dier bir ksm da cldhan ve Muvatt"daki isimlere mahsus olamak zere iki k smdan ibarettir. Birinci ksma misal olarak u isimler zikredilebilir: Sellam: Bu hat ile yaz lan btn isimler, be i mstesna selldm eklinde okunur. Istisna olan be isim Seldm'dr. Bunlardan biri sahabi <Abdullah bn Selam elsra'ill'nin babas , ikincisi elBuh,ari'nin eyhi Muhammed bn Selam bni'lFerec elBikendi 991, ncs Selam bn Muhammed bn Naliz drdncs mutezileden Muhammed 'bn (Abdi'lVehhab 'bn Selam elCubbaTnin ceddi, be incisi de Selam bn Ebi'lklulayVtr. Bazlar bunlara cahiliye devrinde araplk yapan Selam bn Mukem'i de ilave etmilerse de, bunun Sellam olduu marftur9".
( Umara: Mu'telif ve muhtelif olan isimlerden (Umara, umumiyetle cayn harfinin zamm (tre) ile okunur. Yaln z bir kii, sahabi Ubeyy

990. bnu' alab, `Ulfimu'l-hadis, s. 310. Eb Nasr <Ali bn Hibetillah lbn `Ali, Ibn Maltatercemesi iin bkz. ez-Zehebi, Tezkire, IV. 1201-1207. 991. Bu ismin Sellm olduu da sylenmitir. Ibn Ebi Iltim bu gr ileri srmiistr. Fakat Ibnu's-Salah'a gre do ru olan Selan'dr. Zira Guncar' n Trllyu Buldirg 'da zikrettii sahs budur ve onun kendi memleketinden olan bir kimseyi herkesten daha iyi bilmesi tabiidir (bkz. `Iillna'/-hadis, s. 310) El-grkrye gre ismi Sellam okuyanlar, Muhammed Ibn Sellm Ibni'sSeken el-BIkendI adndaki dier bir alusla kartrmaktadrlar. (Bkz. es-Suyati, Tedrib, s. 465). 992. Et-TabertnI bu isme ha' ilave ederek Selme okumustur. (Bkz. ayn yer). 993. Ayn eser, s. 466.
-

337

bn cimara bu harfin kesri iledir. Bu hat ile yaz lan isimler arasnda, erkek ve kadn olmak zere, cayn harfinin fethi (stn) ve mim harfinin te didi (edde) ile (Ammara okunanlar da vard 1. Keriz ve Kureyz: tluza`a kabfiesinden olanlar Keriz, `Abdu Sems'ten olanlar da Kureyz olarak okunur. 1;lzan ve Haram: lurey 'ten olanlar 1.11zam, En ar'dan olanlar 1.1aram'd r. Bu, klzam olanlarn mutlaka Rurey 'ten, yahut Haram olanlarn mutlaka En ardan olduklar manasnda de ildir. Fakat Rureyte bu isim klzam, En ar aras nda ise Haram olarak okunmu tur. Kurey ve En ar dndaki dier kabilelerde isim daha ziyade Haram eklinde yaygndr. Iluzacada her iki ekil de grlr 99a. Eba (Ubeyde: Kunye olarak yaln z `ayr harfinin zamm ile okunur. cAbide ismi bulunmakla beraber Eba `AbIde denildi i duyulmamtr. EsSefr: Kunye olarak kullan ld zaman fcr harfinin fethi ile Ebu'sSefer, ismlerde ise esSefr'dir. Bununla beraber Ma ribliler arasnda Ebu'sSefr kunyesi de grlr. Ebu'sSefr Sacid bn Yuhmid gibi995 . cIsl: Bu hat ile yaz lan btn isimler, cAsel bn Zekvan elAbbarI elBa ri mstesn, cisl'dir. Gannam: `Ali bn cAssam ezZahid'in babas cAssam bn `Ali elmstesn, hepsi Gannam olarak okunur 996 . Kumeyr: Mesrak ibnu'lEedac n kars Kamir Bint 'Arar mstesna, bu hat ile yaz lan btn isimler Kumeyr okunur. Misver: Sahabi Musevver bn Yezid ve Musevver bn `Abdi'lMelik elYerbaci mstesna, di erleri Misver'dir. ElCemal: ElBuharI ve Muslim'in eyhi Muhammed bn Mihran elCemal'de oldu u gibi sfat olarak okunur. Bununla beraber, ya bez cinsinden fazla yk ta d iin, yahutta ilim sahibi oldu u iin Harun bn <Abdillah, elklammal lakab ile anlmtr. Bunun gibi el1-.1ammal lakab ile anlan baka kimseler de vardr: Beyan bn Muhammed elI-Jammal, Rafic bn Nar elHammal, Ahmed bn Muhammed I-JammM, isim olarak da kullanlmtr: Yemenli saha994. etTal.cyid ve'1-4r11.1, s. 336. 995. ibnu'alth, "Ulfmu'1lad1, s. 312. 996. Gannam ve cA tm arasnda her ne kadar nokta de iiklii varsa da, ismin hat ynnden birbirinden fark yoktur. lk devirlerde harflerin noktalanmad gznnde bulundurulursa Gannam ve 'A iim'm mu'telif ve muhtelif isimlerden olduu anlalr.

338

b Ebya? bn 11ammal ve gammal bn Malik gibi. El-klammal ve elCemal aras nda hat ynnden hibir fark yoktur. El-Hemdni: Hemdan kabilesine nisbetle mtekaddimn arasnda bu isimle anlanlar pek oktur. Fakat mteahh rndan olanlarm ou da Hemezan ehrine nisbetle el-Hemezani (el-Hemedani) olarak anlrlar. El-Uannat: cisa bn Ebi `Isa'nn "buday sat cs" manasnda lakab el-Uannat'tr. Bu kelime, ayn zamanda, deve yiyece i satanlar iin el-tlabbat, ve terzi manas nda el-tlayyat eklinde de okunur. Yukarda ismini verdiimiz cisa bn Ebi 'Isa, her meslek ile de me gul olduu iin, her lakabla da an lmas hata saylmamtr; ancak el1.1annat olarak hret kazanmtr. Kendisinden bu konu ile ilgili olarak u sz nakledilir: Ene I-Jayy4un, ve klannatun, ve kiabbwn (ben, hem terziyim, hem buday ve hem de deve yemi sat csym997 . Muslim bn Ebi Muslim de, 'Isa bn 'Isa gibi, hem IJayyat, hem IJannat, hem tiabbat't r. dMu'telif ve muhtelif olan isim, lakab ve knyelerden yaln z aldlC da, yahut a4Ilcin ile birlikte Muvag( 'da, yahutta bu kitaptan birinde bulunanlar ise yledir: Yesar: Bu hat ile yaz lanlarn hepsi Yesar'dr. Yalnz Muhammed bn Bear mstesna, Be ar ismi tabicin arasnda nadir, sahabe arasnda ise hi yoktur. Bir: Hepsi Bir'dir. Yalnz drt isim. ba' harfinin zamm ve skin sin ile Busr'dr: 'Abdullah bn Busr el-Mazeni, Busr bn Sackl, Busr bn `Ubeydi'llah el-Uazrami, ve Busr bn Miheen Beir: Iki isim mstesna, di erleri be r'dir. ki isim Bueyr olarak okunur. Bueyr Ibn Ka`b el-(Adevi ve Bu eyr bn Yesar el- Medeni. Bu hat ile yaz lan dier iki isim ise, Yuseyr Ibn cA gre bu Useyr'dir) ve Kutn bn Nuseyr'dir. (bazlarna

Yezid: tl isim mstesn, hepsi ilty harfi ile Yezid'tir. Di er isimden biri Bureyd bn (Abdillah 'bn Ebi Burde bn Ebi Masal-E cari, dieri Muhammed Ibn cArcara Ibni'l-Birind veya el-Berend, ncs ise <Ali bn Hi am bni'l-Berid'tir. El-Bera': ki isim mstesn, hepsi ra' harfinin tahfifi ile el-Berg'dr.
997. EsSuyiiti, Tedrfb, s. 469.

339

Dier iki isim ise, bu harfin te didi ile elBerra'd r: Eh- Ma(er Yasuf bn Yezid elBerr' ve Ebu'l`Aliye Ziyad bn Firaz elBerra'. Harise: Hepsi hd.' harfi ile Harise'dir. Ancak Cariye bn ludame, , Yezid bn Cariye, elEsved bnu'l`Ala' bn Cariye esSels.afi, <Amr bn Ebi Sufyan bn Useyd bn Cariye esSelpfi, cim ve ra',harfleri ile C ariye'dir. Cerir: ki isim mstesn, hepsi de Cerir'dir. Mstesn olan isimler ise, ha' ve sondaki zdy harfleri ile Hariz'dir: IElariz bn (Osman elHumui ve Eb l Hariz (Abdullah bnulHuseyn elEzdi'dir. Hra : Hepsi h harfinin kesri ile H ra'tr. Yalnz Ribci bn Hr4 noktasz ha' iledir. Huayn: Ebr Hain (Osman bn (.7im ve Hzayn Ibnu'lMunzir mstesn, hepsi Hu ayn'dr. Burada ismi zikredilen kimseden baka Hu?ayn adn tayan birinin bulundu u bilinmemektedir. Hazim: Btn isimler noktas z Hir harfi ile Hazim'dir. Yaln z Eba Mucaviye Muhammed bn Hazim ezZarir, noktah ha' ile Hazim'dir. Hayyan: Bu hat ile yaz lan btn isimler yd' harfi ile klayyan'dr. Ancak Habban bn Munipz, Vasi( bn Habban'n babas , Muhammed bn Yahya bn Habban'n dedesi, Habban bn Vasi( bn Habban ve Habban bn Hilal, ba' harfi ile Habban okunur. Bunlar bazan babalar na nisbet edilerek yaz hrlar; hazan da nisbet edilmeksizin sadece Hahban olarak zikredilirler. Fakat di erlerinden ayrt edilmeleri eyhleri ynnden olur. Mesela Liabbdn can ube, 1.-labbdn can Vuheyb, Habban (an Her/mam, Habbdn can Ebdn ve 1.1abb cin can Suley ndn ibnu'lMu ire ' denildii zaman, utbe'den, Vuheyb'ten, Hemmam'dan, Eban ve Suleyman bnu'lMu ire'den rivayet eden bu ahslarn Habban olduklar anlalr. Fakat babalarna nisbet edilmeyen ve (Abdullah ibnu'lMubarek'ten rivayet eden ismi ayn hatla yazlm olan ahs, harfinin kesri ile Hbban olarak okunur. H bban bn Masa esSulemi elMervezi ve Hbban bn (Atyye byledir. Habib: Btn isimler noktas z hd' ile Habib eklinde okunur. Hubeyb bn (Adiy ve Hubeyb bn (Abdirrahman bn Hubeyb elEn ari, noktah ha' ile Hubeyb'tir. Bu ikincisi, yani Hubeyb bn (Abdirrahman, alrihan'da Haf bn (Am'dan babasna nisbet edilmeksizin rivayet eden Hubeyb'tir (Hubeyb <an Haf bn (ik m). Keza (Abdullah bnu'zZubeyr'in kunyesi de o luna nisbetle Eb Hubeyb'tir. Hakim: ki isim mstesna, btn isimler 340

ba'

harfinin fethi ile

1-lakim'dir. Mstesna olan iki isim, Hukeym bn <Abdillah bn R.ays harfinin zamm iledir. elRurai elMri ve Ruzeyk bn Hukeym, Rabdh: Bu hatla yaz lanlarn hepsi Rabah okunur. Yaln z Ziyad bn Riyah yit:' harfi ve rci' harfinin kesri ile Riyah'tr. Bu alus, ayn zamanda, b'abas run ismi ile kunyelenmi ve Ebu Riyah denilmitir. ve Muvawrda Zubeyd: abibrn'da yalnz Zubeyd ise iki ya' harfi ile Zuyeyd bnu' alt bn Ma`d Yekrub'tan ba ka bu hat ile yazlan kimse yoktur. Suleym: Hepsi Suleym okunur. Yalnz Selim bn Habban sin harfinin fethi ile Selim'dir. urayh: Hepsi n ve lt harfleri ile urayl'tr. Yalnz Muslim'in ' eyhi Surayc bn Yanus, Surayc Ibnu'nNdman ve Ahmed Eba Surayc e abbah sin ve cim harfleri ile Surayc okunur. Salim: Hepsi sin'den sonra elif harfi ile Salim'dir. Baz isimlerde ise elif harfinin hazfi ile Selm okunur: Selin bn Zerir, Selm bn luteybe, Selm bn Ebi'zZeyyal ve Selm bn `Abdirrahman gibi 998 . Seleme: Btn isimler /iim harfinin fethi ile Seleme okunur. Yaln z <Amr bn Selime ve Ensardan bir kabile olan Beni"' Selime, /cim, harfinin kesri iledir. Muslim tarafndan <Abdu'llays'a ait bir elilik heyetinin gelii ile ilgili hadisi rivayet edilen tAbdu'ltlalik bn Selime (Seleme) hakknda her iki gr de ileri srlm tr. Bu ahs, Yazid bn Harn'a gre bn Seleme, bn (Uleyye'ye gre ise bn Selime'dir 999. <Ubeyde: Hepsi <ayn harfinin zamm ile <Ubeyde'dir. Yalnz cAbide esSelmani, <Abide bn Sufyan elHa rami, <Abide bn Humeyd, mir bn cAbide <ayn harfinin fethi iledir. cUbade: ElBuharrnin eyhi Muhammed bn <Abade mstesna, hepsi <ayn harfinin zamm ile (11bade'dir. c,Abde: Hepsi bu' harfinin iskan]. ile `Abde'dir. Yaln z (.-Z mir, bn A <Abede (<Abde) elBereli ve Beeale bn <Abede (<Abde), hem bc"i' harfinin fethi hem de iskam ile her iki ekilde de okunur.
998. Salim ve Selm isimlerini mu'telif arasmda zikreden bnu'salh'a itirazla "mu'telif ve muhtelif sahipleri Slim'deki elif harfinin fazlalk dolaysyle, bu iki ismi kitaplarnda zikretmemilerdir. Bunlar yalnz elMe t rili sahibi zikretmi, Ibnu' altt da ona tabi olmutur. Aslnda bu iki isim hat ynnden birbirinin ayn deildir" demitir. (Bkz. etTaliyld s. 348). EsSuyiiti ise elcIrVnin bu gr ne iaretle u itirazda bulunmutur: " ki ismin hat ynnden ayn olmadn ileri srmek do ru deildir. Zira hat ilmindeki kaideye gre harfin stndeki alemlerde elif daima hazfedilmitir: Malik Malik; lib alib gibi. Salim de bu kabildendir. (Bkz. Tedrib, s. 475). 999. EsSuyilti, Teddl, s. 475.

341

<Abbcl: Hepsi cayn harfinin fethi, okunur. Ancak la.ys bn cUbd harfinin tahfifi ile (Ubd't r.

harfinin de te didi ile <Abbd <ayn harfinin zamm ve bit'

`Akil: Hepsi (ayn harfinin fethi, kdf harfinin de kesri ile 'Akil okunur. Ancak, ezZuhri'den, gayri mensb olarak rivayet eden (Ukayl bn Illid elfil, Yahy bn <Ukayl elIluz9: ve me hur kabilelerden Ben cUkayl ki bu kabileye mensup olanlara <Ukayli denir cayn harfinin zamm, Isaf harfinin fethi ile `Ukayrdir. Vkd: Hepsi Ii:Tf harfi ile Vkd okunur. Bununla beraber abihan'da ve Muvatta'da ismi gemeyen Vfid bn Selme ve Vfid bn Ms edDrT, f.' harfi iledir. Ensb arasnda grlen mu'telif isimlerden baz rnekler de unlardr: ElEyli: Hepsi de hemzenin fethi ve ye'mn iskm ile Eyli okunur. Ancak kitapta yer almamakla beraber ha' harfi ile ve hemzenin zamm ile Ubulli de vardr. ElBari: Hepsi de me hur bir ehir olan Ba ra'ya nisbetle Basri. okunur. Ancak muhazramlardan Mlik bn Eves, <Abdu'lVlud bn (Abdillah ve Slim mevla'nNa riyyln, nun harfi ile Nasl' olarak nisbetlenirler. E Sevri: Hepsi Sevri'dir. Yaln z Eb Yag Muhammed tbnu' Salt, etTevvezi olarak nisbet edilir Tevvez, rn'da bir yer addr. ElCurayri: Hepsi Curayr'e nisbetle Curayri okunur. Sacid elCurayri ve <Abbs elCurayri gibi. Ancak elBuhri ve Muslina'in eyhlerinden olan Yahy bn Bir, ha' harfi ile elHariri olarak nisbet edilir. Bundan baka elBuhrrnin kitab nda Cerir ibn. <Abdillah' n oullarndan Yahy bn Eyyb elCerit.' vardr ve cim harfinin fethi ile ceriri okunurnm. EsSelemi: Selime'ye nisbetle Selemi okunur. Bununla beraber
ldm harfinin kesri ile Selimi diyenler de vard r. Ben Suleym kabilesine

mensup olanlar ise, sin harfinin zamm ile Sulemi'dir.


1000. El-`trki, Yahy bn Bir el-Bukari ve Muslim'in eyhi olduuna dair tbnu' -all tarafndan ileri srlen gr e itiraz ederek bu ahstan yaln z Muslim'in rivayet ettiini, el-Buhrrnin rivayet etti i ahsn ise Yabyli bn Bir el-Belki olduunu, bu bakmdan, Muslim'in eyhi Yahy bn Bir ile el-BubarPnin eyhi Yahya bn Bir'in ayr tarihlerde vefat etmi , ayr beldelere mensup kimseler olduklar n syler. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. et-Talsykl s. 353-355.

342

Mu'telif ve muhtelif, yani yaz h ynnden ayn, fakat okunu ynnden farkl olan isim, lakab ve nesebler, phesiz, bu zikrettikleririmizden ibaret de ildir. Bununla beraber bu isimler en ok rastlanan ve en mehur olan isimlerdendir. slami ilimlerle megul olanlarn bu gibi isimleri yanl okumamalar iin bunlara ayr bir itina gstermeleri gerekir. MUTE AB H Mu'telif muttefik isimlerle birlikte iki neviden mrekkeb olan mute abih, iki ayr ahsn isim veya neseblerinin lafz ve hat ynnden muttefik, fakat baba isimlerinin mu'telif ve muhtelif, yani hat ynnden ayn, lafz veya okunu ynnden ayr olmasdr. Bazan da bunun aksi olur; iki ayr ahsn isimleri mu'telif ve muhteliftir; yani hat ynnden ayn lafz ynnden ayr dr, fakat baba isimleri muttefiktr; yani hat ve lafz ynnden ayn dr. Mesela Msa bn ve Masa bn (Uleyy gibi. Bu iki ahsn isimleri muttefiktir; fakat babalarnn isimleri hat ynnden ayn olmakla beraber laf z ynnden ayrdr; yani mu'telif ve muhteliftir. Bu eit isimlere Kutubi Sitte'de ve dier baz mehur rical kitaplarnda rastlanmaz. Daha ok mteahh rn arasnda yer alan bu isimlerden yalnz ikisi eltlatib'in Tarihu Badad'nda vardr. Birisi Eb Bekr Masa bn 'Ali elAbvel olup Ca<fer elFiryabi'den rivayet etmi tirw". Di eri ise, Eb ' sa Masa bn <Ali olup hnu'lEnbarrnin eyhidirloo2. Eb <Imran Masa bn <Ali esklli (Eba. Zerr elHerevi'den rivayet etmitir), Masa bn elKurai (mechldr), Masa bn <Ali Ebu'lFazl elttayyat ( bn <Asakir ve bnu'sSen<ani'nin eyhidir), Masa bn <Ali bn Galib elEmevi elEndelusi, Masa bn <Ali bn <Amir elbili, ayn isme sahip ayr ahslardr. Buna kar lk Msa bn (Uleyy bn Rabak 'ayr harfinin zamm ile, yukarda zikredilen ahslarn baba isimleri ile hat ynnden mu'telif, fakat laf z ynnden muhteliftir. Muhammed bn <Abdillah elMubarrimi (elMukremi) de nisbet ynnden mute abih isimlerdendir. ElBubari ve Eb Davad'un eyhlerinden olan Muhammed bn `Abdillah Eb Ca<fer elKura i elBadadi, Badad'n mehur mahallesi Muktarrim'e nisbetle elMubarrimi olarak an lr E afi9I'den rivayet eden Muhammed bn <Ahdillah ise, Mabrame bn Nevfel'e nisbetle elMabrami'dir ve me hur deildir.
1001. Bkz. T(trilu Bagdtd, XIII. 63. 1002. Aym eser, XIII. 54.

343

Kunyede muttefik, nisbette mu'telif ve muhtelif olanlara misal olmak zere, EKILI e eybni ile Eb l cAmr esSeybni. gsterilebilir. Her ikisi de tbi<lindand r. Birincisinin ismi Sa`d bn Iys, ikincisinin ismi ise, Yahya bn Ebi cAmr esSeybnrnin babas Zurca'dr. Bu iki ahsn kunyesi ayn olduu halde nisbetleri mu'teliftir; yani hat ynnden ayn, fakat birincisi tn, ikincisi ise sen ile olmas ynnden okunular ayrdr. Mutebih ile ilgili misallerin bir baka ekli, yukarda zikrettiklerimizin aksine, baba ismi muttefik, fakat ahsn ismi mu'telif olanlardr. (Arar bn Zurre ile cOmer bn Zurre gibi. Birinci isme sahip bir ok kimse vardr. kincisi ise elHades1 olarak marftur. 1.1ayyn elEsedi ve Hanan elEsedi de bu k sm iinde yer alan mute bih isimlerdendir. Birincisi cAmmr bn Ysir'den rivayet eden ttbi<i Hayyn bn 1.1uayn, ikincisi ise, Benli Esed'ten olup me hur rvi Musedded'in babas Muserhed'in amcas dr. . Isim ve neseb ynnden mute bih olup da baba ve o ul isimleri arasnda takdim ve tehir ile birbirinden ayr lan rvilere gelince, bunlar hat ynnden de il, fakat benzer isimlerin takdim ve tehiri ynnden zihinde baz tereddtlere sebep olurlar. Bu isimlerin te ekkl iki rviden birinin isminin dierinin baba ismi olmas iledir. Mesel Yezid Ibnu'lEsved ile elEsved bn Yezid ve elVelid bn Muslim ile Muslim bnu'lVelid byledir. Bu son iki isimden birincisi Cundub bn `Abdillah elBece1I'den rivayet eden tbi`i elVelid bn Muslim elBa ri'dir. Ayn isimdeki dier mehur hadisi mam elEvz'rnin ashabndan ve Ahmed bn Hanbel'in eyhlerinden olan elVelid bn Muslim edDmaki'dr. kincisi ise, `Abdu'l`Aziz edDarvedrnin eyhi Muslim Ibnu'lVelid bn Rabl elMedeni'dir. Mu'telif ve muttefik isimlerden te ekkl eden mute bih isimlerle ilgili olarak ellJatib elBa ddI TelhIu'lmute abih adl bir kitap telif etmitir. Bu kitap, onun en gzel kitaplar ndan biridir. Keza yine eltIatib'in baba ve o ul isimleri arasmda takdim ve tehirle meydana gelen mute bih isimler hakknda Refcu'lirtiydb minelesmir ve'lensab adl bir baka kitab vardr. MUTEVATIR Mutevtir, lugatta tetabu etmek, yani arkas kesilmeksizin birbirini takip etmek ve birbirinin pe isra gelmek manasnda kullanlan tevatur'den ismi fildir. Arap dilinde vCtertu'lkitabe denir ki "birbiri arkas na mektup gnderdim" mansndadr. u var ki, bu manda, gnderilen iki mektup aras nda fetret bulun344

duunu hatrdan karmamak gerekir. Nitekim Vcitere' savme denildii zaman, bir kimsenin devaml oru tuttu u mans anlahrsa da, bu orucun gn ar veya iki gn ara ile fakat devaml olarak tutuldu u kasdedilir. Allah Tacala Kur'an! Kerimde umme erseltC rusulend tetra buyurmuturw"; "Sonra birbiri arkas na peygamberlerimizi gnderdik" manasma gelir. Gnderilen Peygamberler aras nda bir fetret, yani bir zaman bo luu bulunmasna ramen peygamberler gnderilmesi birbiri arkasna devam etmitir.

te bu manya uygun olarak, tevtere'l l aberu denildii zaman, haberin falalarla birbiri arkas na geldii, yahut bir baka deyile, habercilerin birbiri arkasma gelerek ayn haberi getirdikleri anla lr. Bu bir bakma haberin nesiller boyu herkes taraf ndan getirildii ve nesilden nesile haber verildi i demektir. Bu da, en basit ifade ile, haberin her nesilde say s bilinmeyen bir kalabalk tarafndan nakledildii manasna gelir. O halde mutevtir haber, nesilden nesile kalabalk bir cemaat tarafndan rivayet edilen haberdir. Ancak, bu kalabaln say bakmndan tayin ve tesbit edilmesi art de ildir. Geri baz kimseler, bir takm delillere istinaden kalabaln says hakknda baz rakamlar ileri srm ler ve mesela bir k sm, haberin meneinden itibaren her nesilde en az drt ki i ayn haberi rivayet ederse o haber mutevatir olur, demi ; dier baz lar da en az be , yedi, on, oniki, krk, yetmi ve daha ba ka rakamlar ileri srm ler;" bu rakamlardan her hangi birini ileri srenler, o rakam n iinde geti i bir hadiseyi de delil olarak gstermi lerdir. Ancak bu rakamlar n, iinde getikleri hadise ile ilgili olmalar dolaysyle, mutevtirin art olarak ileri srlmelerindeki hikmeti anlamak mmkn olmam trw".

Belirli rakamlarla ilgili de iik grler ne olursa olsun, bir haberin mutevtir olabilmesi iin, onu rivayet eden kalabal n, yalan zerinde ittifak etmeleri aklen mmkn olmayan bir kalabal k olarak nitelendirilmesi, en do ru gr olarak tezahr etmektedir. Bu, u demektir ki: Haberi yle bir kalabahk rivayet ediyor ki, bu kalabal tekil eden ferdlerin bir araya gelerek o haberi uydurup yaymak hususunda sz birlii etmelerini akl kabul etmez. Byle olunca, her ferdin di erinden habersiz olarak ayn haberi nakletti i ve onun daha nceki nesilden gelen bir esasa istinad etti i manas anlalr. Eer her nesilde, bu kalabalk ayn vasfn muhafaza ederse, bir ba ka ifade ile, kalabalkta ferdlerin yalan zerinde ittifaklar n mmkn klacak bir azalma
1003. Mu'minfin sresi, 44. 1004. Bkz. bn Hacer, Nuhbetu'lfiker erhi, 22-23.

345

olmazsa, byle bir kalabaln nesilden nesile rivayet etti i haber mutevtir olur. Bu aklamaya gre mutevtirin tarifini yapmak gerekirse, denebilir ki: Mutevtir, yalan zerinde ittifak etmeleri aklen mmkn olmayan bir kalabaln, yine kendisi gibi bir kalabalktan rivayet haberdir. Burada una da i aret etmek gerekir ki, mutevtir haberden maksat, haber verilen ey hakknda, onu i itenler iin reddedilmesi mmkn olmayan ve dolay syle kabul zorunlu olan bir bilgi vermektir. Mesela fulan tarihte dnyan n baz yerlerinden grlebilen bir kuy ruklu yldz gemi ise ve bu yldz gren kalabal k bir cemaatin ferdleri "fulan tarihte arz semas nda geen bir kuyruklu y ldz grdm" diyerek hdiseyi nakletmi lerse, keza bu olay nesiller boyu ayn kalabalk azalmadan sonraki nesillere nakledilirse, "fulan tarihte bir kuyruklu yldzn gemesi" ile ilgili olan bu haber mutevtir olur ve as rlarca sonra bu haberi i iten kimse iin onu yalanlamak ve "fulan tarihte byle bir yaldz gemedi" dernek imkan yoktur. Haberin yalanlanmas imkannn olmay, yldzn gei ini grenlerin oklu u olduu kadar da haberin "grme" fiiline istinad etmesi sebebiyledir: Haber, hazan da "i itme" fiiline istinad eder; yani fulan kimsenin syledi i bir sz, kalabalk bir topluluk tarafndan iitilir. Bu topluluktan olan. her -ferd, o kimsenin szn "fulan kimsenin yle dedi ini iittim" diyerek nakleder. itilen bu sz, nesiller boyu yine kalabal k tarafndan nakledilecek olursa mutevtir olur ve as rlarca sonra, bu haberi iiten kimse "fulan kimse byle bir ey sylernedi" diyerek onu red ve inkr edemez. Bu aklamalarn altnda mutevtir haberin artlarn ylece sralamak mmkndr. a) Mutevatir haber kalabal k bir cemaat tarafndan nakledilmelidir. b) Bu haberi nakleden kalabal n yalan zerinde kas dl veya kasdsz ittifak etmesi mmkn olmamand r. c) Bu kalabaln saysnda, herhangi bir nesilde, azalma olmamaldr. Fakat kalabaln art haberin do ruluunu teyid eder. d) Haber, meneinde onu nakledenlerin "grme" ve "i itme" fiillerine istinad eden cinsten olmal dr. Bu artlar bir araya geldi i zaman haber ilmi zaruri ifade eder; yani onu iiten iin red ve inkar mmkn olmayan, aksine tasdik ve 346

kabul zorunlu olan bir bilgi has l olur. Bu bilgi, dine taalluk eden bir bilgi olduu zaman, ona inanmay , amele taalluk ediyorsa onunla amel etmeyi gerektirir. Hazreti Peygamberin hadisleri aras nda yukarda zikretti imiz artlar cemetmi olanlara mutevtir hadis denir. Burada una da i aret etmek gerekir ki, yukar da artlarn aklad= mutevatir, hadisilerin inceleme konusu etmedikleri bir hadis eididir. nk incelemeden maksat, sahih olan hadisi sakim olandan ayrmaktr. Halbuki mutevtir hadislerin hepsi, yukar da aklad= artlarla, sakihtir ve onlar incelemeye gerek yoktur. Bununla beraber, baz hadisilerin szleri aras nda, herhangi bir hadisin Hazreti Peygamberden tevtur etti ini belirten ifadelere rastlan r. Bu ifadelerde kullanlan tevtur kelimesini, yukar da artlarn belirtti imiz mutevtirin stlah unanas ile kartrmamak lazmdr. Onlar, daha ziyade, hadisin hret kazandn ifade etmek maksad yle bu tabiri kullanmlardr ve tabiatiyle hret kazanan, yani me hur olan hadisle stlahta mutevtir ismi ile anlan hadis aras nda fark vard r. Mutevatir hadislerin hadis ilmi ierisinde bahis konusu edilmemesi, sadece isnad ynndendir. Zira hadis ilmi, bir bak ma, isnad ilmidir. Bu ilmin konusu da, bir hadisin rivayet zincirini s hhat ynnden incelemek ve bu zinciri te kil eden rvi halkalar nn, adalet ve zabt ynnden olduu kadar, birbirleriyle ba lantlar ynnden de sa lam ve gvenilir olup olmadklarn tesbit etmektir. Mutevatir hadislerde ise, daha nce de a klad= gibi, belirli bir isnad yoktur; fakat hadis, Hazreti Peygamberden rivayetleri zaruriyi gerektiren bir kalabal k tarafndan nakledilmi ve bu kalabalk her nesilde artarak o almtr. Bu derece hrete ulam olan bir hadisin, mutevatirin artlarndan bahsederken de belirtti imiz gibi, red ve inkar mmkn olmaz ve iitenler iin ilmi zaruri ifade eder. Bu sebepledir ki hadis ilmi, yalmz ldid ad verilen hadisleri inceleme konusu yapmtr; nk sahih veya zay f olmas muhtemel bulunan hadisler iihdd arasnda yer alrlar. Mutevatir hadisin hadis ilmi ierisinde sz konusu edilmemesi, -baz ulema aras nda, bu eit hadislerin bulunup bulunmad , yahut bulunsa bile say itibariyle ok az oldu u yolunda deiik grlerin ileri srlmesine sebep olmutur. Bazlarna gre Kitap, yani Kur'an tevatren sabit oldu u halde, sunnet ve icma, hem tevatr, hem de hd yolu ile sabit olmu tur. Ancak gerek sunnetten ve gerekse icmadan mutevtir olanlar ok 347

azdr. Hatta sunnette yaln z man ynnden mutevatir olanlar vard r. Mesela eriatn asllarndan olan be vakit namaz, rek<atlarm n says, zekt, hac ve bunun gibi baz sunnet bu kabildendir. Hatta ibnu' alh, mutevtire misal olarak yaln z men kezebe caleyye mute(ammiden hadisinin gsterilebilece ini ileri srm , bu hadisin kalabal k bir sahabe gurubu tarafndan rivayet edildi ini kaydettikten sonra, elBezzr'm Musned'inden naklen bu sahabilerin k rk kii kadar oldu una i aret etmitir"5. Ancak bn Hacer, bu gr te olanlara ve zellikle mutevtire bir hadisten baka misal gsteremeyen ibnu' alh'a itiraz ederek yle der: "linu' all , daha nce artlar ile birlikte izah edilen mutevtirin ndir bulundu unu, ancak bunun men kezebe caleyye hadisi iin iddia edilebilece ini ileri sryor. Onun bu gr ve dierlerinin mutevtir hadisin mevcut olmad yolundaki iddialar yanltr. nk byle bir kanaat, mutevtir hadislerin turukunun oklu undan ve rvilerinin yalan zerinde birle melerini deten imkans z klan hal ve s fatlarn bilmenin glnden ileri gelmektedir. Asl nda hadisler aras nda mutevtir olanlar ok denecek kadar mevcuttur. Nitekim arkta ve Garpta ilim ehli aras nda elden ele dola an ve musanflarna nisbeti kesinlikle sabit ve sahili olan bir ok mehur hadis kitab bir hadisin naklinde birletikleri ve bu hadisin turuku da, yalan zerinde birle melerini imkansz klacak ekilde o ald zaman, di er artlarn da tahakkuku ile onu nakledenin do ruluu hakknda kesin bir bilgi has l olur. Mehur kitaplarda bu e it hadisler pek oktur"' 006. EsSuyti bu konuda mstakil bir kitap telif ederek mutevtir hadisleri bblara gre tasnif etmi ve kitabna elEzharu'lmutendsire fi'lah,bdri'l-mutevtire adn vermi tir. Kitapta, mutevtir olarak gsterdi i herbir hadisi, kitaplar ndan nakledenlerin isnadlar ile birlikte zikretmitir"". EsSuyti'nin mutevtir hadisler aras nda gsterdi i bir ka hadis unlardr: Hadisu'lhav? (elli ksr sahabi taraf ndan rivayet edilmi tir); Hadisulmesli <ale'lhuffeyn (yetmi sahabi tarafndan rivayet edilmitir); Ref`u'lyedeyn fi' alt (elli sahabi tarafndan rivayet edilmitir); Nazzarallahu'mra'en semi<a. makletl (otuz sahabi taraf n1005. Bkz. <U/runu'/bad-k, s. 242. 1006. bn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 24,25. 1007. Bkz. Ha'ci Halife, Ke fu'i iuniin, I. 73.

348

dan rivayet edilmi tir); Nezele'lKur'nu cala seb (ati ahrufin (yirmiyedi sahabi taraf ndan rivayet edilmitir); Men ben li'llahi mesciden bena'llahu lehu beyten filCenne (yirmi sahabi taraf ndan rivayet edilmitir); Kullu muskirin haramun (keza yirmi sahabi taraf ndan rivayet edilmitir); Bede'elislmu gariben; Su'lu Munker ve Nekir; Kullun muyesserun lim hulika lehu; elMer'u ma(a men ahabbe; nne ahadekum leya(melu bitameli ehli'lCenne hadisleri de ayn ekilde mutevatir olarak rivayet edilmi tirw". MUTKIN tkan'dan ismi fail olan mutkm, rvinin hadis tahammul ve rivayetinde hzik, mhir, titiz ve dikkatli oldu unu belirtmek maksadyle kullanlan tabirlerden biridir. Raculun mutlanun denir ki 1.Le zikun fi'lcamel (iinde hzik) manas na gelir. Bu tabir, ayn zamanda, rvilerin tadilinde kullanlr ve Ibnu's alah'n tertibine gre sika, ebt, hucce, cadl, hfli gibi di er tabirlerle birlikte birinci mertebede yer ahrm 9. MUTTAIL ster merfac olsun, ister mevkaf veya makt( olsun, isnad kesiksiz olan hadislere muttas l denilmitir. ttisal, bir isnad te kil eden ravilerden her birinin kendi stndeki rviyi ( eyhi) iitmesi, veya ondan icazet almas ile hasl olur. Semictu, baddeseni ve ahbarani gibi rivayet sigalar ile nakledilen hadislerin muttas l olduklarna hkmedilir Kale zekere ve can gibi tabirler ise, ancak rvinin hadis nakletti i eyine mulaki oldu u ve mudellis olmad kesinlikle bilinirse ittisle dellet ederler. Mutta l hadislere mev l de denilmitir".
,

MUTTEFIK Muttefik ve mufterk, isim, kunye ve nesebeleri, yazl ve okunu ynnden ayn, fakat ahslar ynnden ayr olan rviler hakknda kullanlan bir tabirdir. Bu e it rvilerin bilinmesinde, zellikle, =asr olup da ayn eyhten rivayet eden, veya kendilerinden rivayette ba kalar tarafndan itirak edilen ayn isim ve nesebteki kimselerin birbirleri ile kar trlmamas ynnden byk faydalar vard r. Muttefk ve mufterik, muhtelif k smlara ayrlar ve her bir k smda, isim, neseb ve kunye ynnden birbirine benzeyen kimseler bulunur. Birinci k sm : Isimleri ve baba isimleri muttefk olanlar, Mesela Halil bn Ahmed bunlardandr ve bu isimde alt ayr \ahs vardr. Biri mehur Sibeveyh'in eyhi olan Halil 'bn Ahmed'tir. Basral olup `A'sm
1008. EsSuyiiti, Tcdd"), s. 373-374. 1009. Ibnu' alrk, cUirmd1-13124s, s. 110. 1010. Ayn eser, s. 40.

349

elAhverden rivayet etmi tir. Hicretin 100 nc senesinde do mu, 170 civarnda vefat etmi tir. Babas , Hazreti Peygamberden sonra isla n'da ilk defa Ahmed ismi ile isimlendirilen kimse idi. smi Halil bn Ahmed olan ikinci ahs, Eb Bir elMuzeni elBa ri olup elMustenir bn Ahzar'dan rivayet etmi ve bundan nce ismi geen Sibeveyh'in eyhi aruzla ilgili haberlerini toplam tr. Ayn isimdeki nc ahs, ibn. Ahmed eli bahani'dir ve Ravh bn (Ubade'den rivayet etmi tir. Drdncs, Semerkand kad s Eb Satild esSiczi elHanefidir.. bn iluzeyme, bn Sdiel ve elBe avi'den rivayet etmi , 387 H. de lmtr. Beincisi, Eb Sa<id elBusti olup, bundan nce ismi geen elHalil esSiczi'den ve Ahmed ibnulMuzaffer elBekri'den rivayet etmi tir. Altncs ise, Eb Sa<id elBusti e Safi<rdir ve Eb Hamid elsferayinrden rivayet etmi tir.

kinci k sm : Isimleri ve baba isimleri ile birlikte dede isimleri de muttefk olanlardr. Mesela Ahmed bn Cdfer bn ilamdan bunlardandr ve bu isimde drt ki i vardr. Hepsi de ayn asrda ya amlardr ve hepsi de <Abdullah isimli kimselerden rivayet etmi lerdir. Bu sebeple bunlar birbirinden ayrmak, ancak rviler zerindeki ihtisasla mmkn olur. Bu drt ahstan biri ellati<1 Eb Bekr elBa dadi. (. 368) olup `Abdullah bn Ahmed bn ilanbel'den Musned'i rivayet etmi tir. kincisi, esSekati Eb Bekr elBasri (. 304) dir ve 'Abdullah bn Ahmed edDevrakrden rivayet etmi tir. Her ikisinden de Eb Ndaym el sbahani hadis almtr.
ncs, 'Abdullah bn Muhammed bn Sinan'dan rivayet eden Dineveri, drdncs ise, 'Abdullah bn Cabir e- -Tarsasi'den rivayet eden ve Ebu'lHasan kunyesi ile bilinen Tarsiisrdir. Ayn ksma bir baka rnek de Muhammed bn Ya<kb bn Yiisuf gsterilebilir. Bu isimde iki ki i vardr; biri enNeysabri, di eri ise Eb (Abdillah elAhram olup, her ikisi de ayn asrda yaamlar ve el Hakim Eb <Abdullah (O. 405) her ikisinden de rivayet etmi tir. Yine bu ksmda en enteres.an ittifak, Muhammed bn Cdfer bn Muhammed ibni'lHeysem elEnbari ile Haf z Muhammed bn Cdfer bn Muhammed bn Matar enNeysabrl. Eb <Amr ve Muhammed bn Catfer bn Muhammed bn Kinane elBa dadi Eb Bekr aras nda vaki olmu ve her de 360 H. senesinde vefat etmi tir. 350

nc k sm : Hem kunyeleri, hem de nishetleri ittifak eden kimselerdir. Eb (Imran el-Cevni bunlardan olup iki ki idir. Biri tabi(i Abdulmelik bn Hanbib el-Cevni (. 129), di eri ise, daha sonraki tabakalardan olan ve er-Rebi( bn Suleyman'dan rivayet eden Masa bn Sehl bn (Abdi'l-Hamid el-Basri'dir.
(

Yine bu ksmdan Eb Bekr bn cAyya , ayr kiidir. Biri elRari', di eri el-Hmsi, ncs ise es-Suleml el-BaceddaT d ir 10 11 . Drdnc k sm : nc ksmn aksine, isimleri ve babalar nn kunyeleri ittifak eden kimselerdir. ahl bn Ebi Mil bunlardandr. Bu isimde drt ki i vardr ve hepsi de tabi(idir. Biri Mevla't-Tev'eme lakab ile bilinir; babas nn ismi Nebhan, kunyesi ise Eb Mahammedtir. Eb Hurayra'dan, bn (Abbas ve Enes bn Malik'ten rivayet etmi tir. Et-Tev'eme ise Umeyye bn Halef el-Cumahrnin k zdr. kincisi, 'Eb ahl es-Semman Zekvan' n olu alih olupIunyesi Eb (Abdirralman'dr. ncs, (Ali ve c,k'i e'den rivayet eden es-Sedsi, drdncs ise, cAmr bn Hureys'in klesi olan alil'tir. Babas nn ismi Mihrn olup Eb Hurayra'dan rivayet etmi tir. Be inci k sm : Isimleri, baba isimleri ve nesebleri ittifak eden kimselerdir. Muhammed bn cAbdillah el-Ensari gibi. Bu isim ve nesebde iki kii vardr ve her ikisi de birbirine yakn tabakalara mensuptur. Biri el-Bubari'nin kendisinden hadis rivayet etti i mehur Basrah R.azi olup ceddi el-Musenna bn `Abdillah bn Enes bn Malik'tir ve 215 H. de vefat etmi tir. Dieri ise, yine Basrah Eb Seleme olup zay f rvilerden biridir. Alt nc k sm : Yalnz isimleri, veya yalnz kunyeleri ittifak eden kimseler olup di erlerine nisbetle daha oktur. Bu isimler ynnden hasl olan glk, isnada baba ismi veya nisbeti zikredilmeksizin yalnz bana yer almas ve bu suretle o ismin hangi ahsa ait oldu unun bilinmemesi itibariyledir. Mesela isnadda yaln z Hammad ismi zik , i takdirde, bunun, Harama(' bn Zeyd mi, yoksa Hammad bnredil Seleme mi olduunu tesbit etmek gle ir. Bununla beraber bu gibi durumlarda ismin dellet etti i ahs bulmak, ondan hadis rivayet edenler cihetinden mmkn olmaktad r. Mesela Muhammed bn Yahya ez-Zuhli, er-Ramahurmuzi ve el-Mizzi'ye gre, Hammad'tan rivayet
1011. ElcIrrki bu ismi ayr bir ksm olarak zikretmistir. Zira burada muttefik olan knye ile baba ismidir, nisbet de ildir. Bkz. et Takykl ve'1 44, s. 358.
-

351

eden Ya-vi Suleyman bn Harb veya c2irim ise, bu ahs Hammad bn Zeyd; Masa bn Isma<il ise, Hammad bn Seleme'dir. Keza `Affa'n' n, babasna nisbet etmeksizin hadis ald Hammad, yine tbn Seleme'dir. Hammad bn Zeyd'ten hadis rivayeti ile teferrud eden bir ok ravi vardr ki, bunlar da isnadlar nda babasna nisbet etmeksizin yalnz Hammad ismini kullandklar zaman, bunun bn Zeyd olduu anlalr. Ancak, ondan teferrud eden bu rvilerin kimler olduklar n da bilmek gerekir. snadda babas na nisbet edilmeksizin zikredilen 'Abdullah ismi de, ayn ekilde, bu ismi zikredenler ynnden bilinir E er ravi Mekkeli ise, hadis ald <Abdullah, bnu'zZubeyr'dir. Medineli ise, bn <Anr, Kfeli ise bn Mes`d, Basral ise bn (Abbas, Horasanl ise ibnu'lMubarek'tir. Yedinci k sm : Nisbette lafz ynnden ittifak ettikleri halde, kendisine nisbet olunan ey ynnden iftirak edenlerdir. Mesela A.mul, biri Taberistan'da, di eri Ceyhan tarafnda bulunan iki yer ismidir ve bunlardan birine nisbetle ahs A.mull olur. Ulemann o u, Taberistan A mul'iine mensup olduklar halde, elBuari'nin eyhlerinden Abdullah bn Ahmed Ceyhan mul'ne mensuptur.
.

Hanefi nisbeti de byledir. Baz kimseler Ben Hanife kabilesine nisbetle Hanefi olduklar halde, dier baz lar mam Eb Hanife'nin mezhebine nisbetleri dolay syle Hanefi olurlar. Mesela Eb Bekr <Abdu'lKebir bn (Abdi'lMecid elHanefi ve karde i (Ubeydu'llah Ben Hanife kabilesine mensup olanlardand r. Hadisilerden bir o u da mam Eb Hanife mezhebine mensupturlar. Muttefik ve mufter kla ilgili en nemli kitab elI-Japb elBa dadi telif etmitir. Hafz Muhammed Ibnu'nNeccar elBa dadi ve Eb Bekr elCevzekrnin de bu konuya tahsis edilmi birer kitaplar vardr"2. MUTTEHEMUN Bi'LKEZB Yalanclkla itham olunan kimse manasna gelen bu tabir, hadis rvilerinin cerhinde kullan lan ve cerhin drdnc mertebesinde veya kezzrib ve vat< gibi en iddetli cerh tabirlerinin yer ald son mertebenin bir altnda yer alr. Ravinin yalanclkla itham edilmesi, Hazreti Peygamberin hadisinde aka yalan sylemesi, yahut hadis uydurmas dolaysyle fakat dine aykr olan bir szn yaln z onun tarafndan rivayet edilmesi ve yalnz onun ynnden bilinmesi dolay syledir. Keza Hazreti Peygam1012. Muttefik ve Mufter k hakknda bkz. ibnu's alffit, cfnamu'/hadis, s. 324; esSuyti,

352

berin hadislerinde yalan grlmese bile sair konu malarinda yalan syledii anlalan bir kimse de yalanc hkla itham olunur ve bu sebepten cerhe mstehak olur". MUVIIFAIAT Me hur hadis kitaplarndan birinin rivayetine nisbetle <dil olan isnadn ksmlarndan biri saylan muvidakat, musannflardan birinin eyhine, o musanmf tarik ile deil, fakat bir ba ka tank ile vasl olmaktr. Ancak bu tarik, musannf vastasyle gelen tarika nisbetle rvi says bakmndan ksa ve dolaysyle lidir. Mesela Kuteybe, elButarrnin eyhidir ve elBuhari ondan hadis rivayet etmitir. Bir kimse, elBubari tarafndan Ruteybe'den rivayet edilen bir hadisi iki rvi vas tasyle elBukari'den rivayet etmi olsa, kendisiyle R.uteybe aras na rvi girmi olur. Halbuki bu kimse, ayn hadisi Kuteybe'den iinde elBubarrnin bulunmad bir baka isnadla rivayet etmi olsayd, kendisiyle Kuteybe aras nda yalnz iki rvi bulunmu olacakt. te byle bir rivayet halinde bu kimsenin isnad elBubari vastasyle gelen isnada nisbetle daha k sa olduu iin 'an saylr. Ayn zamanda bu rivayette, elBuharrnin eyhinden hadisi almakta elBul irrye i tirak etmi ve kendisi iin muvafakat meydana gelmi olur. (Bkz. <Ali). MUVATTA' MuvettO, mehur imamlardan Malik 'bn Enes (. 179)"in Hazreti Peygamberin hadisleri ile, sahabe szlerini ve tabi<iin fetvalarn biraraya getirmek maksad yle telif ve tasnif etti i kitabn addr. Rivayet olundu una gre Abbasi halifelerinden Eb Cacfer elMansfir, mam Mlik'e, elinde sahih olarak bulunan hadislerin, halk n faydalanmas ve hadis meselelerindeki glkleri kolayla trmas iin bir kitap halinde tedvini tavsiyesinde bulunmu , Malik de mehur kitabn telif ederek, kolayla trlm manasnda ona Muvatfcr adm vermitir". Bir baka rivayete gre Malik, mezkr kitab n telif ettikten sonra yetmiten fazla fakihe arzetmi , hepsi de muvafakatlarm bildirmilerdir. Bu manya gelmek zere kitaba Muvaff' ad verilmitir". Muvat!?i'daki hadislerin say s hakknda deiik grler vardr. Bir rivayete gre Malik, yzbin hadis rivayet etmi , bunlar aras ndan seip ayrd onbin hadisi Muvawrda cemetmi tir. Ancak, bunlar
Tedrb, s. 479. 1013. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 57. 1014. Tercemesini veren kaynaklar hakkmda bkz. 100 No. lu dipnot. 1015. Ez-ZurkEnI, erbu'l Muvatt r, I. 8. 1016. Ayn yer ve es-Suyfg, Tenviru'l haviilik, I. 7.
-

353

da Kur'n ve Sunnete vurarak bir k smn daha ayrm ve neticede hepsini beyze indirmi tir. Efra Bekr elEbheri'den gelen bir rivayette ise yle denilmektedir: "MuvatWda yeralan hadislerin hepsi 1720 dir. Bunlardan 600 kadar musned, 300 kadar da mursel olup, di erleri sahabe ve tabi<tin szlerinden ve fetvalar ndan ibarettir. Bunlar aras nda 70 kadar da zay f hadis vard r ki, bizzat Malik bu hadisleri terketmitir" 1917 . EsSuytVnin Hafz Salahu'dDin elcAlaTden naklen belirttiine gre Muvattcr Mlik'ten pek ok kimse rivayet etmi tir. Bu rivayetler aras nda gerek takdim ve tehir ynnden ve gerekse ziyade ve noksanlk ynnden byk farklar vard r. Bu rivayetlerin en hacimlisi, elKa`nebi rivayetidir. Ihtiva etti i ziyade ynnden daha by ise, Eb Muscab'a aittir ve di er Muvawnara nisbetle yz hadis fazlal vardr'ql8. Muyaffi'da yeralan hadis say snn kesinlikle tesbit edilememi olmasnda, bu rivayet farklar nn balca rol oynadna phe yoktur. Muvattcrda takip etti i usl, kitabn tetkikinden de kolayca anlalaca gibi, nce, konu ile ilgili olarak Hazreti Peygamberden gelen hadisi ziketmek sonra da, yine aym konuda sahabe ve tabindan vrid olan sz ve fetvay vermektir. Haberlerin hemen hepsinin kayna Medine ehlidir. Di er belde ehlinden nadiren haber nakletmi tir. Malik'in, hayat boyunca Medine'den d ar seyahat etmemi olmasnn bunda rol bulundu u gibi, sunnetin as l merkezinin Medine olduu yolundaki gr de, tercih etti i hadislerin bu beldeye mnhasr kalmasna yol am olabilir. Malik, hadisiler arasnda, gerek metin ve gerekse isnad tenkidi ynnden iddet, dikkat ve titizli i ile tannm bir kimsedir. Hadis ulemasnn onun hakkndaki szleri buna a k bir ekilde dellet eder. Onun bu vasf gznnde bulundurulacak olursa, telif etti i hadis kitabnn shhat derecesi ynnden stnl kolayca anla hr. Filhakika hadis ve fkh alimleri de bu gere i ak bir ekilde ortaya koymulardr. Mesela mam eSafici, "yeryznde Allah' n Kitabndan sonra, Malik'in kitabndan daha sahih bir kitap bulunmad n" sylemitir'q9. Hafz Mulatay da sahihi ilk tasnif eden kimsenin Malik olduunu ileri srmtr1029. Ne var ki Ibnu' Salab, e Saficrnin yu1017. EsSuyftI, Tenviru'lbavalik, I. 9. 1018. Ayn yer. s. 14; ezZurlsiinI, erlelMuvattc7, I. 19; esSuyilti, 1019. Ibnu'aMl, Tendru'lItaveilik, I. 8; Tedrlb.s . 42.

354

karda nakletti imiz szn bahis konusu ederek "bu, el-Buljri ve Muslim'in kitaplar ortaya kmadan nce sylenmi bir szdr" demek suretiyle bu iki imam tarafndan telif edilen el-Cdni<u'altii'leri Mlik'in, Muvawi'ma tercih etmi tirm.

Muvattcrn ilk sahih kitap oluu ile ilgili gr hakknda da bn Hacer yle demitir: "Mlik'in kitab, mursel, munkat< ve benzeri hadislerin huccet olarak kullan lmasnda Mlik'in mezhebini taklid edenlerin nazar nda sahihtir" 1022. bn Hacer'in bu sznden anla ldna gre Muvaftir n ilk sahih kitap olu u hakkndaki gre itiraz edilmekte ve Mlik'in yaln z sahih hadislere de il, fakat mursel ve munkat` gibi senedinde ittisal bulunmad iin zayf saylan hadislere de kitabnda yer verdi i ileri srlmektedir. Nitekim el-grki, bu e it bir itirazda bulunduktan sonra Mlik'in yaln z sahih hadisleri toplalamadn, bu bakmdan kitabnn, mucerred sahih hadis kitaplar nn ilki saylamayaca n sylemi tir on. Mu latgly ise, el-grkrye itiraz ederek, bu gr n doru olmadn, zira munkat< cinsinden hadislerin el-BubArrnin kitab nda da bulunduunu ileri srmtr124. Bununla beraber bn IJacer'e gre Muvaffirdaki munkat c hadislerle elBuljrrnin kitabndaki munkat< hadisler arasnda fark vardr. Muvatpfi'da ki munka 'lerin o u Mlik'in mesmirtndandr ve bunlar onun nazarnda huccettir. El-Buhrrnin munkat 'leri ise, kitab n bir baka yerinde mevsl olarak zikredilmi lerse, dier bir yerinde hafiflik olmas iin isnadlar kasden hazfolunan hadislerdir. El-Buljrrnin artma uymayan munkatc hadisler, kitapta ya hid olarak, ya baz yetlerin tefsiri olarak, yahutta ba ka maksatlarla zikredilmi lerdir. Bu bakmdan, Muvawi'daki munkatgerin hilfma, el-Buijrrnin munkat 'leri, Buljri'yi mcerred sahih hadisleri toplayan bir kitap olmaktan karmaz 125.
Es-Suytl ise, bn Hacer'in, mursel ve munkat < hadislerle ihticacn Mlik ve onun mezhebinde olanlarca ciz grlmesi itibariyle Muvatf rm sahih kabul edildii yolundaki gr n ele alarak, Muvattirdaki mursellerin Mlik ve ona tbi olanlar nazar nda huccet olduu gibi, kendisine gre de huccet say ldn ileri srm ve murse1020. Es-Suyiiti, Tenviru'l baviilik, I. 8. 1021. Bkz. <U/rmu'l-lad/, s. 14. 1022. Es-Suyiiti, Tenviru'14.1avalik, I. 8. 1023. Es-Suyfg, Tedrib, s. 41. 1024. Ayn yer. 1025. Ayn yer.
-

355

lin bir baka yoldan da rivayet edilerek kuvvetlenmesi halinde huccet olmas gerektiini sylemitir. EsSuyall'ye gre Muvattii'daki mursellerin hepsi de, istisnasz, baka yollarla da rivayet edilerek kuvvetlenmi hadislerdir. Bu bakmdan Muvatta', hibir hadisi istisna edilmeksizin sahih olan bir kitapt r. Nitekim bn cAbdi'lBerr munkat t ve mu(?al hadislerin vasl ile ilgili bir kitap tasnif etmi ve bu kitapta, belaganl ve cani' ilcdt tabirleri ile isnad etmeksizin naklettii hadislerin 61 tane oldu unu, bunlardan sadece drt hadis mstesn, di erlerinin ba ka yollarla isnad edildiini sylemitir"26. Netice itibariyle MuvalW, inkta ynnden itiraza u rayan ok az saydaki baz hadisleri istisna edilirse, sahib. oldu u Islam ulemes tarafndan kabul edilmi kymetli bir kitapt r. MIJ(ZAL snadnda birbirini takip eden iki ve daha fazla rvisi dm hadislere muc?al denilmi tir. Bu tarife gre mu<zal, munkat c hadislerin bir e ididir; ancak muczalda birbirini takip ,eden en az iki rvinin dm olmas art ko uldu u iin, bazan bir, bazan da birbirini takip etmeksizin aral klarla birden fazla rvisi d en ve munkat( denilen hadislerden ayr lr. Buna gre her muc?al munkat c olduu halde, her munkat ( mu`?al de ildir"27. Mesela Malik bn Enes'in beleani can Ebi Hurayra enne Rasala'llahi (s.a.s.) kale : tacamuhu ve kisvetuhu bi'lmacrafi, ve la yukellefu mine' illa ma yutlic hadisi muc?aldir. El graki, Ebl Hurayra'nn baz ashabndan hadis i ittiini ve bu hadisleri do rudan do ruya Eba Hurayra'ya isnad etmesi halinde, d rlen rvi saysnn ancak bir olmas ihtimali dolaysyle bu hadisleri muczal saymamn g olaca n ileri srm, fakat yukarda zikredilen hadis hakknda byle bir glk bulunmad n, zira Malik'in, bu hadisi Muvawr dnda Muhammed bn `Atlan vastasyle babasndan mevsal olarak rivayet etti ini ve bu suretle Malik ile Eba Hurayra aras nda iki rvinin dm olduunun anlaldn kaydetmi tir"28 . Mehur musannflardan birinin, isnad bandan sonuna kadar hazfedip kale Rasalu'llah (s.a.s.) diyerek rivayet etti i hadislere de
1026. Ayn yer. 1027. ilnu'sSallib, mu'zal kelimesinin lugat ynnden ash g tesbit edilen bir stlah olduunu kaydeder; zira hadisiler kelimenin fiil olarak kullanil snda aczalahu derler Kelimenin ash slsiden laz md r ve elif harfinin ilvesiyle mteaddi olur. Bununla beraber, 4ala fiili yine Mzm fiil olarak kullanlmakta ve "kapal ve almas g" mansma gelmektedir. Bkz. cUlmu'lbadi., s. 54, Keza bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 129. 1028. Bkz. esSuyti, Tedrlb, s. 13.

356

muczal denilmitir. Bu takdirde mu`zal ile mucall4 denilen hadis eidi birlemi olur. Zira mutallal, musannfn tasarrufu ile isnad n bandan itibaren ya tamamnn, ya sahabiye kadar, yahutta tabigye kadar olan rvilerin hazfedilerek rivayet edilen hadis e ididir; bazan da musanmf, ya kendi eyhini, yahutta eyhi ile birlikte onu takip eden eyhleri hazfedebilir. u var ki mucall4ta, birbirini takip eden rvilerin isnadn bandan itibaren d m olmas gerekir. Buna gre muczal ile mucallak, isnad n banda iki ve daha fazla rvisi d t zaman birleirler; fakat isnad n ortasnda veya sonunda iki ve daha fazla ravisi dm olan mdzal e idi ile mucallal aras nda herhangi bir benzerlik yoktur. Bu bakmdan her mu'allalpn, ayn zamanda muczal oldu u sylenebilirse de, her muczahn mucall4 oldu u sylenemezw29. Tabi<u'ttabicinin tabi`iden maltii` olarak rivayet etti i merffic hadisler de muczaldir. Mesela Ebr Bekr bn cAyy cani'lAcme cani'acbi kle : Yuklu Yevme'lK yme : cAmilte kez ve keza hadisini elA(me etmitir. Nitekim Muslim'in altiVinde Fuzayl bn 'Arar, e achi tank ile Enes bn Malik'ten u ekilde rivayet etmitir: Fugkyl bn cAmr (ani' dbl can Enes bn Millik kale : Kunn cnde Rasli'llah (s.a.s.) fegktke fekle : Hel tedrane mimme ezbaku?. ." 3 Mu`zal hadisler, isnadlarndan d rlen rvilerin kimlikleri bilinip adalet ve zabt ynnden halleri tesbit edilmedike merdd hadislerden say lrlar.
,

MUZTARB Bazan bir, hazan da iki veya daha fazla raviden muhtelif ekillerde rivayet edilen, fakat ne ravilerden birinin haf za ynnden stnl , ne kendisinden rivayet etti i eyhine yaknlk derecesi ve ne de sair tercih sebeplerinden birinin bulunmamas dolaysyle rivayetleri aras nda tercih yap lamayan hadise muztarib denir. Bu tarifi biraz a klamak gerekirse denebilir ki: Bir ravi, eyhinden bir hadis rivayet eder; bir ba ka seferinde yine ayn hadisi ayn eyhten ikinci defa rivayet ederken ya hadisin isnad nda, yahut metninde, yahutta hem isnad nda hem de metninde baz deiiklikler yapar. Bu deiiklikler sebebi ile iki rivayet aras nda, bazan, briz bir muhalefet hasl olur ve hadis imam bu iki rivayetten birisini, fakat do ru
1029. bn Hacer, Nuljbetu'lfiker erhi, s. 52. Mdrifetettlnti10_30. Hadisin tamam iin bkz. Muslim, ahit>, IV. 2280. Keza bkz. l Itadt, s. 38-39. Ibnu' alh muczal olarak rivayet edilen ilk hadlain isnad nda hem sahabinin hem de Hazreti Peygamberin isminin d rldn ve bu sebeple onun mu'zala daha gzel bir rnek te kil ettiini ve bu isme daha ok ly k olduunu syler.

357

olann tercih etmek zorunda kal r. Ancak bu tercih mmkn olmad zaman, hadisin muztarib oldu una hkmedilir Bazan da bir hadisi ayn eyhten iki veya daha fazla rvi rivayet eder. Bu rivayetler aras nda ya isnad, yahut metin, yahutta hem isnad hem metin ynnden muhalefet grlr. Hadis imam , rvilerden birinin hafza ynnden stnl , yahut eyhine olan yaknl, yahutta rivayetlerden birinin ba ka rviler tarafmdan da ayn eyhten alnmak suretiyle kuvvet kazanmas gibi eitli tercih sebeplerinden biriyle muhalif rivayetlerden birini tercih edebilirse, hadis muztarib olmaktan kar ve tercih olunan rivayet sahil olur; fakat bu tercih yap lamazsa o hadise muztarib denir. Bu a klamadan anla lyor ki muztarib, birbirine muhalif rivayetleri aras nda shhat ynnden eitlik bulunan ve bu eitlik dolaysyle tercih edilemeyen hadistir. rvilerin zabt ynnden zapfl klarma dellet etmesi dolaysyle, hadisin de zayf saylmasm gerektirir. Ya isnad, yahut metin, yahutta hem isnad ve hem de metin ynnden muztarib olan hadislere ait misaller htrcib maddesinde zikredilmitir. Konu ile ilgili daha geni bilgi iin bu maddeye bak lmaldr. Burada, mu zt arib ile ilgili u stlaha da iaret etmek gerekir. Baz zayf rviler cerhedilirken haklar nda m gtaribu'lkadis tabirinin kullanld grlr. Bu tabirle rvinin zay f olduu ve hadisinin alnamayaca belirtilir. Nitekim bu stlah, scifun, kadI uhu munkerun, let yultteecu bihi tabirleri ile birlikte ayn mertebede olan rviler hakknda kullanlmtrlq".

1031. Bkz. esSuyti, Tcdd!), e. 234.

358

N
NA 1.-ladde entt ve alberanii gibi baz rivayet sigalar nn, isnadlarn zikri srasnda sk sk tekrar edilmesi sebebiyle, bu sigalara dellet etmek zere onlar n ksaltdm ekillerinin kullanlmas hadisiler arasnda det haline gelmi tir. /V(/ bunlardan biridir ve 1>ackleenC'ya dellet etmek zere kullan lmtr. Ksaltlm i aretin aslndan da anlald gibi, kelimenin haddee ksm hazfedilmi, ona dellet etmek zere zamir eki olan na b raklmtr. Bu eit ksaltmalarn, hadis kitabeti s rasnda yazanlar iin byk bir kolaylk olduuna phe yoktur. (Bkz. Nes4). NAZ L Nzil hadis rivayetinde en son rvi ile Hazreti Peygamber veya hadis imamlar ndan biri aras ndaki rvi saysnn azlk veya okluuna, yahut me hur hadis kitaplar ndan birinin rivayetine, rvinin erken veya ge vefat etmesine, yahutta hadis semac mn erken veya ge vukubulmas na gre, isnad n uzunluk veya ksalk ynnden kazand iki vasftan biridir. Dier ikinci vasf, isnadn 'O olmasdr.
,

isnad, en son rviyi haberin kayna na en az rvi says ile ulatran en ksa yoldur. Mesela elBubarl, Hazreti Peygamberden normal olarak be rvi vas tasyle hadis rivayet ederken, baz hadisleri yalnz rvi ile nakletmi tir. Bylece, bu hadislere ait isnadlar, di erlerine nisbetle ok ksalm ve bir bakma elBuhari, bu isnadlarla Hazreti Peygambere daha ok yakla mtr. te bu yak nha dellet eden iSnadlara `dil ad verilir (Bkz. `Ali). Buna kar lk dier isnadlar, yani rvi says daha ok ve daha uzun olanlar ise, neizil isnadlardr. Bundan anlalyor ki, nazil, zdd olan bir isnad eididir. <Ali isnadlar be ksma ayrld gibi, nazil isnadlar da be ksma ayrlr ve nazilin her bir ksm, Wide onun mukabili olan k smn zdddr. Buna gre, mesela calinin birinci ksm, Hazreti Peygambere 359

sahih bir isnadla yak nlktr. Nazilin birinci ksm ise, ayn hadisin rivayetinde daha ok ravi says ve daha uzun bir isnadla Hazreti Peyambere ulamaktr. Mesela elBuljarryi ravi vas tasyle Hazreti Peygambere ulatran isnad <ali olduu halde, alt veya yedi raviden te ekkl eden isnad nazildir. Nzilin di er ksmlarn da calinin bilinen ksmlarna gre tesbit etmek mmkndr. Nazil isnadlar, rvi say snn okluu ve bu okluk halinde hata yaplmas ihtimalinin fazlal dolaysyle, hadisiler aras nda rabet grmemitir. Bununla beraber, nazil isnad n ravileri, gven ynnden, yahut hafza ve fkh ynlerinden stnlkleri dolaysyle (ali isnad ravilerine temayz ederlerse, yahut call isnad rvileri hadisi mnavele veya icazet gibi baz mnaka al tahamml yollar ndan biri ile aldklar halde, nazil isnad rvilerinin semac ile muttas l olduklar grlrse, nazilin isnada tercih edilmesi tabii olur. Zira isnadt an maksat, onun `ali veya nazil olann bulmak de il, fakat onun vas tasyle gelen hadisin shhatinden emin olmakt r. Bu emniyeti temin eden isnad, `Mi veya nazilden hangisi ise, tercih ona gredir. Nitekim Vekic Ibnu'lCerralft, bir gn ashabna yle sormutur: "Size gre elAc ne, <an Ebi can `Abdillah isnad m, yoksa Sufydn, can Man iir, can ibrdhim, `an (Alicame, `an `Abdillah isnad m daha iyidir ?". Bu soruya "elAc ne, can Ebi Vit'il, <an Abdillah isnad" diye cevap verdiler. "nk bu isnad daha yak ndr; yani 'Midir". Bunun zerine Vekic onlara yle dedi: "ElAcme bir eyhtir; fakat Sufydn, can Man fr, <an briihim, `an 'Allcame isnad faldhun can faleihin `an fabihin can falcihin isnad gibidir" 1032. NEBBE'ENA. "Bize haber verdi" manas nda bir rivayet sigas olan nebbe'end kelimesi, umumiyetle ravinin semac yolu ile ald hadis lerin rivayetinde kullan lr. Ancak bu tabir, 4addesena, al beranii ve benzeri dier baz tabirler kadar hret kazanmam , hadisiler aras nda nadiren kullamlmtr. NES1,1 Hadis ilminin nemli konular ndan biri olan nesh, birbirbirine z t manlarda varid olan iki hadisin cem ve telifi mmkn olmad zaman, aralar nda bulundu una hkmedilen bir ibtal keyfiyetinden, yani biri ile getirilen hkmn, di eri ile getirilen hkme tatbikat ynnden son vermesinden ibarettir. Lugatta nesh, "nakil", "izale" ve "ibtal" manalarma gelir. Nitekim nesahtu'lkitttbe denildii zaman, iindekileri aynen bir ba ka yere nakletmek manas anlahr. Yahut nesahati'r ribu'lit'dra denildii zaman
1032. EsSuytl, Tedrib, s. 368.

360

rzgarn btn asari al p gtrd kasdedilmi olur. Bunun gibi, nesal ati' ems---t lle denilir ve gne in glgeyi yokedip onun yerine getii belirtilir'". Grlyor ki, fili olarak kullan lan nesli kelimesinin, her misalde de birbirinden ok ince farklarla ayr lm manalar vardr. Birinci misalde yaznn nakli bahis konusu edilmi , fakat bu nakille aslnn bki kald belirtilmitir. kinci misalde asa= tamamiyle yok olduu ortaya konmu olmakla beraber, onun yerine gemi hibir eyin bulunmad da ifade edilmi tir. nc misalde ise, Blgenin yerini gne kaplamtr. eriatta stlah olarak kullanlan nes13, kelimesinin nc misalde zikredilen manaya daha yak n olduu anla lmaktadr. Zira daha nce vrid olan bir hkmn, sonradan gelen di er bir hkm ile kaldnlarak onun yerine ikame edilmesi, eriat dilinde nesh iin ileri srlen en uygun man olarak grlr. Nesh, beyann bir eididir. Beyan ise, ilk nassla gelen hkmn, ikinci bir nassla tatbik eklinin gsterilmesidir. Ancak burada, neshin, beyamn bir e idi olduunu sylerken, her beyan n nesh olmadn hatrdan karmamak lazmdr. Mesela Kur'm Kerimde, namaz n kalinmasi ve zekat n verilmesi ile ilgili olarak gelen emirlerin tatbiki, ancak, Hazreti Peygamberin bu emirleri beyan etmesinden sonra mmkn olmutur. Zira namaz klmakla ilgili olan emrin tatbiki, yani namazn nasl ve hangi vakitlerde k lmaca, beyana ba ldr. Keza ne miktarda ve,hangi mallardan zekt verilece i, yine beyandan sonra tatbiki mmkn olan emirlerdendir. Ancak bu hususlardaki beyana nesh demek mmkn deildir. Nesh umumiyetle emirlerde vaki olur. Haberlerde ise caiz de ildir. Zira ilk haberin neshedilmesi, onun tekzibi veya yalanlanmas man:asma gelir ki, hem Allah Tacala iin, hem de Hazreti Peygamber iin ilk verdikleri haberi ikinci bir haberle yalanlamak d nlemez. Bununla beraber, haber lafz ile geldii halde emir manasm tazammun eden szler, aynen emir gibidir ve bunlarda neshin vuku cizdir. Mesela MalcC mu brahim ve men dehalehu /dine iminen "Ibrahim'in makam ; her kim oraya girerse (taarruzdan) emin olur" 1034 ayeti haber lafz ile gelmitir, fakat emir mansxnx tazammun eder ve "Mescidi Haram'a kim snrsa, artk ona tecavz ve taarruz etmeyiniz" demektir.
1033. Bkz. bn Maniar, Lisiinu'l cArab, III. 61; e1-11zinal, menslt, s. 8; Pizdevi, Ke fu'l esriir, III. 874, 875.
-

yel-

1034. Ali <Imrn sresi, 97.

361

Nesh ilemine uramas ihtimalinde bulunan emir ve nehiyler, eriatte be dereceye ayr lmlardr. Bu be dereceyi bir eksen zerinde gstermek gerekirse, bu eksenin bir ucunu haram, dier ucunu farz te kil eder ki, birincisi en iddetli ve kesin olan yasa , ikincisi ise ayn derecedeki emri gsterir. Eksenin ortas nda ise, yasa a ve emre uzakligi eit olmas dolays ile ilenmesi ve ilenmemesi sevab ynnden ayn derecede olan fiillere dellet etmek zere mubah yer alr. Mubahla farz aras nda, farza yak nl dolays ile ilenmesi ilenmemesinden daha hayrl olan mendub; mubahla haram aras nda ise, harama yak nl dolays ile ilenmemesi i lenmesinden daha hayrl olan mekruh dereceleri bulunur. Bu be derecenin her biri neshedilebilir ve nesihten sonraki yeni hkm, neshi gerektiren nass n lafzna gre di er derecelerden birine inklab eder. Mesela bidayette haram olan bir fiil ki bu fiil yapma sz ile yasaklanmtr yap emrinin gelmesi ile neshedilmi olduu gibi, derecesi de farza ink lab eder. Fakat haram, "yap p yapmamakta sizin iin bir beis yoktur" lafz ile neshedilecek olursa, kendine en yak n olan kerahet derecesine gemi olur ki, byle bir fiili ilememek ilemekten daha hayrldr. lk emir "yap" sigas ile gelmi ve bir fiilin yaplmasn farz klmken, bu emrin "yapma" sigas ile neshedilmesi halinde nehyolunan fiil haram derecesine; "yap p yapmamakta sizin iin bir beis yoktur" sigas ile neshedilmesi halinde de, kendisine en yakn olan mendub derecesine ink lab etmi olur. Bundan anlalyor ki, bir eyi haram klan nehiy, emir ile neshedilirse o ey farz k hnm olur. Nehiy ile haram klmm olan bir eyin ilenmesi, nesh ile muhayyer braklrsa mekruh olur. Buna kar lk, bir emir, nehiy ile neshedilirse, farz harama, muhayyer b raklrsa menduba evrilmi olur. Kitap ve Snnette neshin mevcudiyetini kabul etmenin, slam dinine kusur izafe etmek manas na gelece ini ileri sren baz mutezili mezhebler dndaki ehli sunnet mezhebleri, neshin varl n kabul etmiler ve bunu, hazreti Peygamberin sa lnda ve vahyin geldii zaman ierisinde, slam toplumunun mesalihi ynnden gerekli bir olay olarak a klamlardr. Nitekim islam dini ile ilgili ahkm, "bir kanun halinde ve bir defada de il, 22 sene ve bir ka ay iinde, hdiselerin gerektirdi i ekilde ve birbirinden ayr olarak vazolunmu tur. Her hkmn bir sudur tarihi oldu u gibi, kendine hs bir te ri sebebi vardr. Zamana taalluk eden bu geli me sayesinde her kanunun madde madde bilinmesi mmkn olduu gibi, teri'i gerektiren hdiselere vukuf sayesinde de, kanunlarn getirdi i ahkamn en mkemmel bir ekilde anlalmas kolaylamtr". 362

"Vazolunan ahkmn eitlerine taalluk eden tederruc, islm' n ilk gnlerinde mslmanlara, yap lmas veya terkedilmesi g olan bir eyin teklif edilmemesi keyfiyetinde grlr. Bu teklifler, daima tederrct bir ekilde yumuaklkla olmu , mslmanlarn bunlar yklenebilecek bir istidad kazanmalarna itina gsterilmitir. Mesela namaz, ilk zamanlarda gece ve gndz olmak zere ve her farize iin muayyen riktlarla be vakit olarak farz k lnmam, fakat mslmanlardan,sadece ak am ve sabah vakitlerinde mutlak bir salt talebedilmi tir. Keza zekt ve oru, ancak hicretten bir sene sonra farz k lnmtr; bundan nceki teklif, takatlar nisbetinde sadaka ve orutan ibaretti. Iki, kumar, baz evlenme akidleri, riba ve chiliye devrinden beri al ageldikleri baz mumelt, ilk devirlerde haram klnmamt. eitli hkmlerdeki bu tederrci geli menin hikmeti, kat lam nefislerin slh iin bir ila ve tekliflerin zor kullanmadan ve i i inada bindirmeden kabul edilmesi iin bir vesile olmas idi"'"5. Islm te riinde ak bir ekilde grlen bir husus da, kolayl k ve hafifliktir. "Ahkmn ounda, te riindeki hikmetin kolaylatrmak ve hafifletmek oldu u aka belirtilmitir. Mesela Allah Tatl baz yetlerinde yle buyurmutur: "Allah size kolayl murad eder; gl murad etmez" 1036, "Allah sizin yknz hafifletmek ister; zaten insan zayf yarat lmtrw". "Emir hkmnn glk verdii her husus! halde ruhsat hkm vazolunmu tur. Bu sebeple mesela, zaruret halinde mahzurat, farz ve vcibten birinin edas halinde darlk ve glk bahis konusu olduu zaman, her ikisinin de terki mubah k lnmtr. Zorlama, hastalk, sefer, hata, unutkanl k ve cehalet, tahfifi gerektiren zrlerden saylmtr"g!". . ri, ahkmn ounu halkn mesalihi ile tabi etmi tir; nk hkm vaz`ndan maksat, halkn maslahatn gerekle tirmektir. Bu sebepledir ki, mesela, Allah Tacl, nce baz ahkm vazetmi, sonra da maslahat bu ahkmn deitirilmesini gerektirdi i iin, onlar ibtal veya neshetmi tir. Bu cmleden olarak, namazda Beytu'lMakdis'e ynelmek farz klnmken, sonradan bu farz meshedilmi ve Ka<be'ye ynelmek farz olmutur. Kocas vefat eden kadn iin ddet (bekleme mddeti) havl (sene) olarak farz k lmm, sonra bu hkm neshedilerek drt ay on gn tesbit edilmi tir. Bunun gibi, Hazreti Peygamber bay1035. <Abdulvahhb HallSf, islm terii tarihi, s. 16. 1036. Balsara sresi, 185. 1037. Nis' sresi, 28. 1038. <Abdulvahhb trallf, !ekim te rii tarihi, s. 17-18.
44

363

ram gnleri Medine'de bulunan heyetler dolay s ile kurban etlerinin saklanmas n nehyetmi , sonra heyetlerin ayr lmas zerine bunu mubah klmtr. Teri zamannda hkmlerde grlen bu nesh, tebdil ve ta'dil keyfiyeti, slam teriinin halkn mesalihi ile beraber seyretti ini gsterir"'" 9. slam eriatnda nesh keyfiyeti kabul edildikten sonra, Kur'n ve Sunnetin men ei gznnde bulundurularak e itli ekillerde neshin vukuu mmkn grlm tr. Bu ekilleri ylece sralayabiliriz: 1. Kur'n ayetinin, yine bir Kur'n ayeti ile neshedilmesi. 2. Kur'an yetinin sunneti neshetmesi. 3. Sunnet (hadis)in sunnet (hadis)i neshetmesi. 4. Sunnetin Kur'an ayetini neshetmesi. Bu drt ekilde tezahr eden nesh keyfiyetinden baz s dier bazsma gre daha ok kabul grm , aklen ve naklen vukuu mmkn grlm ; bazs da, zellikle Kur'an ile sbit olmu bir hkmn sunnet ile neshedilmesi, di erlerine nisbetle daha ok itiraza u rayan bir gr olarak belirlenmi tir. Bu konuda ulem aras nda ortaya kan ihtilaflarn, Kur'n ile sunnetin ayn derecede bir otorite olup olmad meselesindeki mnakaalara dayand na phe yoktur. Zira sunnetin de Kur'n gibi vahiy mahsl oldu unu kabul edenler iin, Kur'a= sunneti neshetti i gibi, sunnetin Kur'am neshetmesi de tabii olmak gerekir. Nesh hakknda verdi imiz bu umumi bilgilerden sonra, saham zla ilgili olmas ynnden, hadisler aras nda grlen neshe ait baz rneklere i aret etmekte fayda vard r; zira hadisin nsihini ve menshunu bilmeden ondan hkm istihrac etmek mmkn de ildir. I-Juzeyfeden nakledildi ine gre, ancak nasih ve menshu bilen kimseler fetva verebilirler"4. Hadislerde neshin vukuu e itli ekillerde bilinir. Bunlardan en ak olan, rnei Muslim'in cldl'nde de grld gibi, onun nsih olduunun hadis metninden anla lamdr. Hazreti Peygamber bir hadisinde yle buyurmutur: "Sizi kabirlerin ziyaretinden menetmi tim; fakat onlar ziyaret ediniz; zira kabir ziyareti ah reti hatrlatr" 1041. Buna benzer bir ba ka hadis de Bureyde taraf ndan rivayet edilmitir. Bu hadiste Hazreti Peygamber yle buyurur: "Ben sizi deri
1039. Ayn yer. 1040. EsSuyilti, Tedrib, s. 382. 1041. Hadisin metni iin bkz. Muslih , ahiti, IL 672.

364

kap (krba)lar mstesna, di er kaplarda kurulan ray imekten menetmitim. Artk imdi her e it kaptan iebilirsiniz. Yeter ki sarho edici iki imeyiniz"42. rnek olarak zikretti imiz bu iki hadisin nsih oldu u ve daha ne varid olan nehiyleri neshetti i hadis metinlerinden a k bir ekilde anlalmaktad r. Buna gre, kabir ziyareti ile deriden ba ka kaplardan ra iilmesini nehyeden hadislerin mens ll olduklarn kabul etmek gerekir. Nesh keyfiyeti, hadis metninden anla ld gibi, bazan da, sahabinin birbirine z t manlarda gelen iki emirden muahhar olan n rivayet esnasnda belirtmesi ile bilinir ve muahhar olan n nsih olduuna hkmedilir Bu konuda bir rnek, CMir bn cAbdillah'n Sunen sahipleri tarafndan da nakledilen u szdr: "Hazreti Peygamberin (ate te piirilmi eylerin yenilmesi halinde abdestin yenilenip yenilenmiyece i hususunda) iki emrinin sonuncusu, abdestin terki, (yani yenilenmes;ne gerek olmad) ekilinde idi" 1043 . Cabir'den rivayet edilen bu sz, konu ile ilgili abdest hususunda Hazreti Peygamberin iki tatbikat olduunu, birincisinde, ate te pi irilmi eylerin yenmesi halinde abdestin bozulmu olduuna hkmederek yeniden abdest ald n ve bunu emretti ini, ikincisinde ise, abdestin bozulmayaca na hkmederek yeniden abdest alman n gerekmedi ini ve bunu emretti ini gsterir. Filhakika birincisi ile ilgili e itli rivayetler vardr. Bu rivayetlerden birisinde Hazreti Peygamber yle buyurmutur: "Ate e deen eylerden (yedi iniz zaman) abdest ahn z"' 044 . Daha sonraki bir sunnet ile Hazreti Peygamber, bu emri de itirmi ve kendisi de ate te pimi bir ey yedii zaman yeniden abdest almak lzumunu hissetmemi tir. Bu husustaki rivayetler de abdest alman n lzumunu belirten rivayetlerin hemen akabinde "ruhsat" ile ilgili bablarda zikredilmitir. Yukarda iaret etti imiz CMir'in sz ise, bu iki deiik tatbikattan muahhar olan n bildirerek nsih olan n anlalmasm k olaylatrmtr. Birbirine zt manlarda varid olan iki hadis aras nda shhat ynnden e itlik bulunmas dolays ile herhangi birinin tercih edilememesi, te'vil ve teliflerinin mmkn olmamas ve yukarda iki kta iaret ettiimiz nesli keyfiyetinin de hadis metinlerinden a k bir ekilde an1042. Hadisin e itli rivayetleri iin bkz. Muslim, ahiti, III. 1584-1585. 1043. Hadis iin bkz. Eb DSVd, Sunen, I. 43; enNesn, Sunen, I. 108; etTirmizl, Sunen, I. 119-120. 1044. Muslim, ahiti, I. 272-273; Ebl Drviid, Sunen, I. 43-44; enNes'al, Sunen, I. 105-106;

Sunen, I. 114-115; 1bn Wee, Sunen, I. 178.

365

lalamamas halinde, hadislerin Hazreti Peygamberden vrd etti i tarihler ara trlr ve son vrid olan hadisin nsih olduuna hkmedilir. Bu konuda gsterilebilecek bir rnek, eddd bn Evs hadisi ile 'Abdullah bn `Abbas hadisidir. eddd, Hazreti Peygamberden u hadisi rivayet etmi tir: "Hacamat yapan da yapt ran da orularn bozrnu olurlar" 1045. bn (Abbs ise rivayetinde "Hazreti Peygaberin orulu ve ihraml iken hacamat yapt rdm" bildirmitiri46. eddd bn Eves ve bn (Abbs' n habeleri aras nda ak bir tenakuzun bulunduu grlmektedir. Hazreti Peygamber, eddd rivayetine gre, orulu iken hacamat yapt rmay menetmi, hem hacamat yapt rann, hem de hacamat yapan n orularmn batl olacan bildirmitir. bn (Abbs'tan gelen di er rivayette ise, Hazreti Peygamberin orulu oldu u halde hacamat yapt rd anlalmaktadr. Bu iki hadis arasnda bir nesh keyfiyetinin bulundu una phe yoktur. Ancak nemli olan husus, bu iki haberden hangisinin nsih, hangisinin mensh oldu unu tesbit etmektir; bu da haberlerin vrd tarihlerinin tesbiti ile mmkn olabilir. Filhakika eddd'tan gelen ayn konu ile ilgili baz rivayetlerde, Hazreti Peygamberin Fetih senesinde, yani Hicretin sekizinci senesinde orulu iken hacamat menettii belirtilmektedirt 47. bn tAbbs'n sz ise, kendisinin ihraml olduu halde Veda haccnda, yani onuncu senede Hazreti Peygamberin refakatinde bulunduunun bilinmesi dolays ilet"' eddad'n rivayetinden muahhard r ve bu sebeple nsih olan da budur. ki zt hadis arasnda neshin bilinmesi, bazan da icmc yolu ile mmkn olur. phesiz icmcm neshedici bir vasf yoktur. Bununla beraber ulemann iki zt haberden birinin nsih, di erinin mensh oldu u gr zerinde baz karinelere istinaden ittifak etmeleri, neshin bilinmesinde yardmc olabilmektedir. Eb l Dvild ve etTirmizi tarafndan nakledilen bir Mucviye hadisi buna bir rnek te kil eder. Bu hadiste yle denilmitir: "Her kim sekir verici iki ierse, onu sopa (celde) ile dvnz. E er drdnc defa yine imekte devam ederse ldrnz"' 049.
1045. Hadis iin bkz. Sa)." II. 236-237; Ebii Diiviid, Sunen, I. 552-553; etTirmizI, Sunen, III. 144-145; bn Mce, Sunen, I. 515. 1046. Bkz. elBubiirl, ahiti, II. 236-237; VII. 14-15; Muslim, ahiti, II. 862; Ebii Sunen, I. 553-554; etTirmizi, Sunen, III. 146; bn Mree, Sunen, 1516. 1047. Bkz. 4tilfu'lhadis (Kitiibu'lUmm'un kenarnda), VII. 237; elHEtziml, s. 139; esSuyikti, Tedrib, s. 383. 1048. EsSuyrti, Teddb, s. 383. 1049. Hadis iin bkz. Eb l Dvnd, Sunen, II. 473-474; etTirmizi, Sunen, IV.49; bn Mace, Sunen, II. 121.

366

EtTermizi ise, Cbir'den gelen bu rivayete i aretle "Hazreti Peygambere drdnc defa iki imi bir adam getirildi ini, Peyamberin onu dvdn, fakat ldrmedi ini" ilve etmi , ayn zamanda ldrlmiyece i hususunda icma` hasl olduunu belirtmitir 1050. Hadislerin nsih ve menshuna dair zikretti imiz bu rnekler, konunun hadis tarihinde ne derece nemli oldu unu gsterme e yeterlidir. Hadisleri bu ynleri ile bilmeden onlardan hkm karmak, yahut fetva vermek mmkn de ildir. NUZL (Uluvv'un kart olan nuzl, bir hadisi rivayet eden en son rviyi o hadisin kayna na en ok rvi says ile ulatran isnadn keyfiyetidir. Nzil denilen bu e it isnadlar, baz hallerde tercih edilmi olsalar bile, Hazreti Peygambere yaknl gsteren sahlh lt isnadlarn aasnda kabul edilmilerdir (bkz. NAzil).

1050. Bkz. Sunen, IV. 49. Keza enNevevi de, Muslim'in alftlly'i zerine yazd erhinde, yukarda zikredilen hadise istinaden ldrlmesi gr n savunan bir taifeye itiraz ederek "bu gr batldr; sahabenin ve daha sonrakilerin ldrlmeyece i hususundaki icma.na muhaliftir; istinad ettikleri hadis mensilltur; bir cemaat onun neshine icma' n delfilet ettiini sylemitir" demitir. EnNevevI'nin bu konudaki gr iin bkz. erl; alAli Muslim, XI. 217.

367

R
BAR Hadiste yerle mi bir tabir olmamakla beraber, tezyin etmek, naketmek, sslemek gibi manlara gelen rak , yazy noktalamak mansnda da kullanlmtr. Bu manda i(camn mteradifi gibi grnrse de (bkz. 1[`m) rak 'n i(cmdan daha geni bir manya ship olduu anlalmaktadr. Nitekim esSuytrnin istinaden nakletti ine gre, (Ubeyd bn Eves M viye'nin nnde bir mektup yazm , Mucviye de ona "ey `Ubeyd, yazm rak et; ben de bir zamanlar Hazreti Peygamberin yan nda iken bana ey Muc viye, yazm rak et, dedi" demi ; (Ubeyd'in "y Emire'lmu'minin, yaznn rak nedir ?" diye sormas zerine Mu`viye'nin "her harfe kendine uygun noktas n ver" eklindeki cevab , sadece mu`cem (noktal) harflerin noktalanmas deil, fakat muhmel (noktas z) harflerin de i aretlenmesi mans nda deerlendirilmi tiros . Buna gre b , cim, la, zel, zC, n, zd i, gayn, f., Isdf, nin gibi noktalanmas gereken harflere noktalarm n kusursuz bir ekilde verilmesi nas l gerekli ise, muhmel (noktas z) olan bc-i7, dal, r, sin, siid, t, cayn gibi harflerin de, noktal olan, fakat hat ynnden kendilerine benzeyen di er harflerden, mesel bcrn n cim'den ve /Jtdan; darm zerden; sin'in n'dan; ad'n z.ad'tan; f 'run it'dan ayrt edilebilmesi iin baz nokta veya i aretlerle belirlenmesi zorunlu grlm ; bu suretle noktas z olan bu harflere konulacak baz nokta veya i aretlerle, o harflerin noktas z harflerden olduklarnn belirlenmesi gayesi gdlm tr.
,

Bu nokta veya i aretlerin kullan lmas zerinde hadisiler aras nda umumi bir ittifak bulundu u anlalrsa da, bunun usl ve ekli zerinde byle bir ittifak hasl olmam, herkes kendisine gre bir yol bularak, noktasz harfleri bu yolda belirlemeye al mtr. Mesel bazlar, noktasz harfi yazarken, onun noktas z olduunu belirtmek iin, noktal benzerinin noktas n noktaszn altna koymulardr. Dal harfi, alt na
1051. Bkz. esSuyiiti, Tedrlb, s. 289.

368

konulan bir nokta ile zei'den ay rt edilmitir' nk zerin noktas sttedir. Bunun gibi, n'n noktas harfin stne de il de altna yazld zaman, bunun sin olduu ifade edilmi tir. Ancak sin'e dellet etmek zere bu harfin alt na konulan nokta d iik ekillerde kullanlmtr. Bazlar noktalarn yan yana ve bir s fta konulmas gerektiini ileri srerken (... gibi), di er bazlar, ut z rinde tepesi yukarda bir gen meydana getiren (. .) eklin aksine, tepesi a a gelecek ekilde ( ..) sin harfinin altna konulmas gerekti ini sylemilerdir.

Ha harfi bu kaideden istisna edilmi tir; nk tta, stndeki bir nokta ile h, bu noktann alta konulmas halinde, cim olur.
Bazlar muhmel (noktasz) harflerin alt na, o harfin kk benzerini yazmlardr. 1.-/c'mn altna kk ba, ad'm altna kk ad yanl' gibi. Muhmel (noktas z) harflerin belirlenmesinde kullan lan bir baka usal de, altlarna konulan noktalar yerine, stlerine a z yukar dnk yarm hilal konulmas dr. Baz eski kitaplarda harf zerine kk bir hat izildi i de grlr. Btn bunlar, hadis kitabetinde harflerin ve kelimelerin iltibasa meydan vermeden hadislerin do ru bir ekilde yazlmasn ve okunmas m salamak iin bavurulmu dikkat ve titizlik almetleridir. RAV Rivayetten ismi fail manas nda olan rvi, Hazreti Peygamberin sz ve fllerini rivayet eden kimse demektir. Rivayette hadisin shhati, her eyden nce, onu nakleden kimselerin gvenilir olmalar na bal bulunmas dolaysyle, hangi tabakadan olursa olsun, hadis rivayeti ile me gul olan her rvinin hadisi kabul edilen kimselerden olmas gerekir. Rvinin, hadisi kabul edilen kimselerden olmas ise, belirli baz sfatlar kendisinde cemetmesi ile mmkndr. Bu s fatlardan herhangi birinin noksan olmas halinde rvi, gvenilir olmak vasf n kaybeder; hadis rivayet etse ve hatt rivayet etti i hadisler aslnda sahih olsalar bile, bunlar kendisinden al nmaz; o hadisleri rivayet eden baka gvenilir rviler aranr. Rviyi gvenilir klan sfatlar yle sralanr: 1. Adalet: Ravinin adil olmas n gerektiren bir s fattr. Bu sfatn bir rvide te ekkl baz artlarn gereklemesine baldr. Bu artlar: a) Ravinin mslman olmas . Mslman olmayan rviden hadis alnmaz. b) Ravinin, kendisini fska gtrecek her trl sz ve fiilden safin' olmas . Fsk, byk olsun kk olsun, gnah saylan fiil ve davran369

lardr. Insan, imanndan fedakarlk yapmadka ve takvasnn heba olup gitmesine gz yummad ka, "fsk" deniln kt davran larda bulunamaz; fakat ne zaman ki kendisinde bu trl davran lar grlmee balar, ite o zaman, insann takvas n yitirdi i imamnn zedelendi i anlalr. Byle bir insan, adalet vasf n da yitirmi olacandan, hadis rivayet edemez; rivayet etse bile kendisinden hadis al nmaz.
,

c) Rvinin mrvvet shibi olmas . Mrvvet, dinin ve dolays ile toplumun, bir insann muhafaza etmesini zaruri grd husni hal ve adab nefsaniyedir. Toplumun rf ve detlerine ayk r hareket etmeyi det haline getirmi olan bir kimse mrvvetini yitirmi saylr. Mrvvetin ihlali, ya ki inin akli dengesinin bozuklu una, ya da dininin noksanlna dellet etti inden, byle kimselerden hadis rivayet edilmez (bkz. Muruvvet; keza bkz. `Adalet). 2. Zabt : Hadis rvisinin gvenilirli ini salayan ve adaletten sonra rvide bulunmas gerekli saylan bir s fattr. Bu sfat, umumiyetle iki ekilde mtalaa edilir ve ravinin h fzndan rivayet etmesi halinde, rivayet etti i hadisi isnad ile birlikte hi kusursuz ezberlemi , kitab ndan rivayet etmesi halinde, kitab n dikkatli bir ekilde yazm ve kontrol etmi olmas art ko ulur. Hfzndan rivayet eden rvi, hadisini iyi ezberlememi , yahut kitab ndan rivayet etti i takdirde dikkatl yazmam ve kontroldan geirmemi ise, hataya d mekten, hadisin metin ve isnadnda takdim ve tehir, yahut tahrif ve tashif yapmaktan kendisini kurtaramaz. Rivayetinde bu e it hatalar grlen kimseler terke mstehak olurlar; kendilerinden hadis al np rivayet edilmez. Bunlar n, rivayet ettikleri hadislerle hell haram, haram da helal klmalarndan korkulur. Burada u hususa da i aret etmek gerekir: Ravi, hadisi man ile rivayeyet eden kimselerden ise, hadis metninde de itirdi i ve yerlerine koyduu kelimelerin manalarm iyi bilmesi ve bunlar kulland zaman hadisin manas nda herhangi bir de iiklie yol amamas lazmdr. Mana ile rivayet eden ve hadisin mans m deitiren bir rvi gvenilir olma vasfm kaybeder. 3. Akl ve bl : Hadis rvisinin ak l sahibi olmas ve ne rivayet ettiini bilmesi lazmdr. Rivayet iin asgari ya haddi zerinde genel bir ittifak bulunmamakla beraber, ocuk ravinin temyiz devrine girmi olmas gerekir. te, yukarda zikretti imiz artlar kendisinde cemeden bir rvi, hadisi kabul edilen kimselerden say lr. Bu artlardan baz larnn az veya 370

ok bulunmamas halinde rvi sika olma vasfn az veya ok yitirmi ve zayf rviler aras nda yer alm olur. mam e afici, bir hadis rvisinin nas l olmas gerektii hususundaki grn aklarken, yukarda zikretti imiz artlar da sz konusu ederek yle der: "Hadis rivayet eden rvi, dininde sika, hadisinde s dk ile mar-af; rivayet etti i eyi bilir (akl), hadisin mana= bozacak lafza vak f (alm), hadisi iittii ekildeki harfleri ile rivayet eder, man zerine rivayet etmez (man zere rivayet eder ve manay bozacak lafz da anlayamazsa helah haram, haram , helal yapabilir), hfzndan veya kitabndan rivayet ederse hafz, bir hadisin rivayetinde di er hafzlarla birleirse, rivayet etti i hadis di erlerinin hadisine uyar, mlki olduu eyhlerden i itmedii ve sikatn Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislere muhalif hadis rivayet etmez ve nihayet isnad Hazreti Peygambere kadar muttas l olur ise byle bir ravinin hadisi kabul edilir 1"2.

RV YET Hadis stlahnda rivayet, sunnetin ve benzeri haberlerin nakli ile, bunlar haber verenlere isnad ndan ibarettir. Bu tarif, bize, rivayetin temel unsuru bulundu unu gsterir: Birincisi rivayete konu te kil eden sunnet veya benzeri olan haber; ikincisi bu haberi kendisine nakledene isnad ile rivayet eden ahs; ncs de haberi kendisine rivayet edenden alan di er ahs. Rivayetin gayesi, her, eyden nce, Hazreti Peygamberin sz ve fiillerinden ibaret olan sunnetini, yahut daha umumi manas ile hadisini, asrlarca sonra gelecek olan nesillere duyurmak olunca, biraz nce i aret etti imiz l unsur sistemi, bu duyurma i inin en emin yolu olarak ortaya kar. Nitekim Hazreti Peygamberden haberi alan sahabi, bunu Hazreti Peygambere isnad ile tabi'iye rivayet etti i gibi, ayn haberi sahabiden alan tabi'i de, onu, kendisine rivavayet eden sahabiye isnad ile tabi'u'ttabi'iye rivayet etmi ; bylece haberin, Hazreti Peygamberden as rlarca sonra ya am olan bir kimseye ula trlmas mmkn olmutur. Rivayetin shhati, bu l unsurun shhatine baldr. l unsurun shhati ise, rivayet edilen haberde herhangi bir de iiklik yaplmamas ve rivayet eden ahsn da haberi kayna na isnadnn sahih olmas ile gerekle ir. Bu sebepledir ki hadis ilminde, bir taraftan rivayet edilen haberin aslnda, hangi suretle olursa olsun, bir de iikliin yaplp yaplmad incelenirken, bir taraftan da haberi rivayet eden ahsn, onu kendisine rivayet eden ahsa isnadn shhati aratrlm-tr. Keza
1052. El-1141b elBadfdI, el Kifiiye, s. 23-24.

371

haberi rivayet eden ahsn gvenilir olup olmadnn aratrlmas da rivayetin shhatini tesbit ynnden gerekli grlm tr. Nitekim bu aratrma sonucudur ki, metinde vukubulan de iiklikler sebebi ile saz, munker, mdallel, zay f hadis eitleri tesbit edildii gibi, mursel, munkat', muczal ve mudelles gibi isnad zayf hadisler de belirlenmitir. Ayrca, telif edilen ciltler dolusu rviler tarihi ile de, hadis rivayeti ile me gul olan rvilerin do um ve lm tarihleri, hal ve merebleri, eyhleri ve talebeleri, hadis rivayetindeki mevkileri gzler nne serilmitir. Btn bunlar, Hazreti Peygambere isnad edilen haberlerden sahih olanlar= sakim olanlar ndan ayrt etmek iin giri ilen faaliyetlerin sonucudur. RVAYE BI'LMA(NA Hadisleri man ile nakletmek manasna gelen rivaye bilma`na, lafz ile rivayet (rivaye bi'llafz)in kar t olarak kullanlan bir tabirdir. Hadisiler aras nda mnakaa konusu olan "mana ile rivayet", hadislerin szlerinde hibir de iiklik yapmadan, Hazreti Peygamberin a zndan kan harf ve kelimeleri ile nakletme (lafz ile rivayet) nin aksine, hadisi ya k saltarak, ya da hadis metnindeki kelimelerin mteradiflerini kullanarak, fakat her hal u krda hadisin as l mana= bozmadan yap lan rivayetlerdir. Muhammed bn Sirin (O. 110) ve Malik bn Enes (O. 179) gibi baz imamlar, mana ile rivayete kar gelmiler'", byk bir o unluk ise, hadisin manasm bozmamak art ile, deiik lafzlarla rivayet edilmesinde bir beis grmemi lerdir. mam e Safi% Kur'a= yedi harf zere inzal olunduunu bildiren hadise istinaden, Kitabullah'm mana bozulmakszn yedi deiik kraatla okunmas caiz olduktan sonra, hadislerin de ayn ekilde deiik lafzlarla rivayetinin bitarik l evla caiz olaca grn ileri srmtr 054. Baz sahabeden gelen rivayetler de man ile rivayetin cevaz na dellet etmektedir: ElBeyhakrnin rivayetine gre Mekl 51 ve Ebu'lEzher, sahabi Vsile lnu'lEskaca "bize Hazreti Peygamberden i ittiin, iinde vehim, ziyade ve nisyan eseri bulunmayan bir hadis rivayet et" dedikleri zaman, Vsile onlara, herkesin Kur'n okudu unu, pek ok kimsenin onu iyi bir ekilde hfzetmediini ve bu sebeple okur1053. Mesela Malik bn Enes, Hazreti Peygamberin her hadisinin lafz ile ve rivayet edildii ekilde naldedilmesi gerekti ini, Hazreti Peygamberden gelmeyen di er haberlerin ise, mana zere rivayet edilmelerinde bir beis grmedi ini sylemi ; kendisine hadis metninde mantly bozmayaeak takdim ve tehirler hakk ndaki grn soranlara da bunu kerih grd n sylemitir. Bu konuda bkz. elKifiiye, s. 188-189. 1054. EsSuyuti, Tedrlb, s. 312.

372

ken hazan vay, ya da elif ilave etti ini, yahut noksanla trdm, oysa Hazreti Peygamberden yaln z bir defa i itilen hadislerin rivayetinde bu eit ilave ve eksiltmelere engel olunam yacam sylemi ve "biz size mana zere hadis rivayet etti imiz zaman, bu sizin iin yeter" demitir"". Feza Cbir bn `Abdillah Huzeyfe'den "biz ok hadis nakleden bir kavimiz; bu sebeple bazan takdim ve tehir yapt mz olur" dediini nakletmitir"56. Tabilan tabakas na mensp bir ok hadisi de rivayet bilmanay tecviz etmi ; yeter ki takdim ve tehirin, yahut metindeki k saltmalarm veya ilavelerin kas tl olarak yaplmamasn ve hadisin manasmn her ne surette olursa olsun bozulmamas n, bu e it rivayetin ba lca artlar olarak ileri srm lerdir. bn Hacer bu konudaki ihtilflara i aret ederek yle der: "Hadisin mana ile rivayetine gelince, bu konudaki ihtilaf da me hurdur. Hadisilerin o u, mana ile rivayetin caiz oldu u grndedirler ve bu husustaki en kuvvetli delilleri, slam eriatnn yabanc milletler iin kendi dilleri ile izah nn cevaz zerindeki iemacdr. Buna gre, dine taalluk eden bir eyin yabanc dile evrilmesi caiz olunca, ayn eyin yine arapaya evrilmesindeki cevaz evla olur. (Zira arapa bir metnin man ile rivayeti, yine ayn metnin arapa olarak deiik kelimelerle ifade edilmesi, bir bak ma tercemesi demektir)". "Bazlarna gre mana ile rivayet, mufredatta caiz oldu u halde, murekkebatta caiz de ildir. Bazlarna gre de, lafzlar hatrlayan ve bunlar zerinde tasarrufa ehil olan kimseler iin caizdir. Baz lar ise dem5 lerdir ki: Mana ile rivayet, yaln z, badisi hfzeden, sonra lafzlarn unutan ve sadece mana= hat rnda tutan kimseler iin caizdir. Byle kimselerin, hkm karmak maksad ile, hadisi manen rivayet etmeleri lazmdr; fakat lafz hatrlayan kimseler iin, bu caiz de ildir"57. bn Hacer, rivaye bilmana ile ilgili gr ayrlklarn bu ekilde zetledikten sonra, kendi gr n de belirtmek iin yle demitir: "Yukardan beri zikrolunan eyler, mana ile rivayetin cevaz ve ademi cevazna miiteallk deiik grlerdir. phe yoktur ki, bu konuda en do ru olan, tasarrufa gitmeksizin hadisin lafzen rivayetidir. Nitekim elRAzi. `Iyz bu konu ile ilgili olarak yle demitir: Eskiden ve halen, bir ok ravilerde vaki oldu u gibi, iyi rivayet etti ini zannedip de iyi rivayet etmeyen kimselerin hadise musallat olmamalar iin man ile rivayet kap sn kapamak lazmdr""58.
1055. Ayn yer. 1056. Ayn yer. 1057. bn Hacer, Nuh,betu'l-fiker erhi, s. 65. 1058. Ayn yer. Hadisin man ile rivayetini tecviz eden ve etmeyenlerle ilgili haberler iin bkz. el-Bagdrdi, s. 188-211.

SABIK VE LA . - Sbk ve 10115, iki rvinin, ayn eyhten hadis rivayet ettikleri halde, vefat tarihleri aras nda uzun zaman fark bulunmas dolays ile, isnada ulvv ynnden ayr bir zellik kazandran ve bu fark n bilinmemesi halinde isnadda ink ta bulundu u vehmini uyandran bir haldir ki, hadis ilminin nemli konular ndan birini tekil eder. Baz rneklerle tarife uygun bir a klama yapmak gerekirse yle denebilir: Muhammed bn ish4 es-Serrc, el-Buhrrnin eyhlerindendir ve Trillin de ondan rivayet etmi tir. Keza Ebu'l-liuseyn Ahmed a el-Ilafff en-Neysbrl de es-Serrc'tan hadis rivayet etmi tir. Buna gre, gerek el-BuhrT ve gerekse el-tlafff, her ikisi de es-Serrc'tan hadis aldklar iin onun talebesidirler ve her ikisinin de a a yukar ayn yalarda olmas gerekir; yahut hi olmazsa insan byle d nr. Fakat grlyor ki el-Buhri. 256, el-Ijaffff ise 395 (393, 394) senesinde vefat etmitir ve her ikisinin vefatlar arasnda 139 (yahut 137 veya 138) senelik bir zaman vard rw". bn ihb ez-Zuhri (. 124) Mlik bn Enes (. 179) in eyhlerinden olmakla beraber, byklerin kklerden rivayeti kabilinden ez-Zuhri de Mlikten rivayet etmi tir. Mlik'in son ashab ndan olan Ahmed bn es-Sehmi'de Mlik'ten hadis rivayet edenlerdendir ve vefat 259 dur. Buna gre ez-Zuhri ile es-Sehmi'nin vefatlar arasnda 135 sene vardrlm. Bir eyhten rivayette i tirak eden iki rvinin vefatlar arasnda bu kadar uzun mddetin bulunmasnn sebebi, kendisinden hadis i itilen eyhin, rvilerden birinin lmnden sonra daha uzun mddet ya a masdr. yle ki, baz kk ya taki kimseler de ayn eyhten hadis iitir ve uzun mddet ya arlar. Bu suretle eyhin, ilk rvinin vefat n1059. Bkz. esSuyfg, Tedrib, s. 438. 1060. Ayn yer.

374

dan sonra hayatta geirdi i mddet ile ikinci rvinin lmne kadar geen mddetin toplam ndan, iki rvinin vefatlar arasndaki bu uzun zaman hasl olur oe elBa dadi, bu konuda esSab ls ve'llaiui adm verdii bir kitap elif etmi ve bu eit rvileri ve eyhlerini gstermi tir. SABIT Sabit, makbul haberlerin tavsifinde kullan lan tabirlerden biri olup onlarn shhatlerine dellet ederi 62. SADIKA (Bkz. Sahile). SADI:1K Rvilerin tadilinde kullanlan tabirlerden biri olan sadk, bnu' Salal'a gre ikinci mertebede yer al r ve la be'se bihi derecesindedir. Haklarnda bu tabirlerin kullanld bir kimsenin hadisleri, ancak itibar maksad ile yazhr; nk bunlar, rvinin xabt vasfna sahip olduuna kesinlikle dellet etmezler. Fakat hadislerinin bir as ldan rivayet edildii anlahrsa, z abt sfat kesinlik kazanr ve rvinin gvenilir oldu una hkmedilirw6 a.

adalc tabiri ile, rvinin zabt ynnden zafiyetine dellet eden kelimelerden birinin birlikte kullanlmas, bnu' Sa1513'm tertibine gre tadilin nc mertebesine dellet eder. Bunlar: adakun seyyi'u'l14.5, ada lcun lehu evham ve adalcun teayyere lrih tabiridir. El<Iraki tarafndan ilave edilen adalcun ina'allah tabiri ise, drdnc mertebeyi gsterir" 4.
AHAB' Hazreti Peygamber devrini idrak etmi , mslman olarak Peygamberi grm , onun sohbetinde bulunmu ve yine mslman olarak lm olan kimselere sahabi (o ulu: Sahabe) denir. Gerek hadis rivayetinde ve gerekse inan ve amel olarak slam dininin mteakip nesillere retilmesinde ilk kaynak olmalar bakmndan sahabenin nemi pek byktr. Bu sebepledir ki slam dini tarihinde her bir sahabi zerinde titizlikle durulmu , her birinin tercemesi veya hayat hikayesi yazlarak cildler dolusu sahabe tarihleri vcuda getirilmi tir. bn Sa`d (. 230) n etTabalcatu'lKubra's, bn cAbdi'lBerr enNemeri (. 463) nin el sticab fi macrifeti'la l>ab' , Ibnu'lEsir (. 630) in Usdu'lgabe fi macrifeti'a4abe'si, bn Hacer elcAskalani (. 852) nin el abe fi ternyIzi'altabe'si, bugn matbu olarak elimizde bulunan ve sahabe teracimine tahsis edilmi olan en me hur eserlerdir.
1061. bn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 84. 1062. Es-Suyini, Tedrib, s. 104. 1063. Bkz. ibnu's-arb, `Ularnu'l4adE s. 110. , 1064. Es-Suyti, Tedrib, s. 332.

375

Sahabiler, slam dininin korunmasnda, yaylmasnda ve mteakip nesillere retilmesinde ve yine bu gayeler u runda Hazreti Peygamberle birlikte omuz omuza dv erek hayatlar n feda etmekte mslmanlarn en hayrl nesli olarak kabul edilmi lerdir. Nitekim bu husus, Hazreti Peygamber taraf ndan da ifade edilmi ve "Ummetimin en hayrls benim muasrlarmdr..." denilmitir"65. Kur'an! Kerimde de sahabilerin sz konusu edildi ine phe olmayan baz ayetler yer almtr. Bunlardan baz larnn meali yledir: "Siz, insanlar iin karlm en hayrl mmetsiniz; iyilii emr, ktlkten nehyedersiniz; Allah'a inamrs mz" 1066. "Biz sizi ite bylece, insanlara, Rasl de size bir nmtine olsun diye vasat (adil ve gzide) bir mmet k ldk""". "M'minler, a a altnda sana bey`at ettikleri vakit, Allah onlardan raz olmutu ve onlarn kalplerindekini bildi de onlara huzur ve yakn bir zafer verdi" 1068. "Muhacirn ve Ensardan ileri ve evvel gelenler ve iyilikte onlara tabi olanlardan Allah raz oldu; onlar da Allah'tan raz oldular" 1069. "(0 mallar), yurtlar ndan ve mallarndan uzaklatrlan fakir Muhacirlere aittir. Onlar, Allah' n yalnz fazl ve r zasn isterler, Allah'a ve Raslne yardm ederler; i te gerek sadk bunlardr"'". Hazreti Peygamberin islam dinini ilk defa tebli etme e balad yerin Mekke oldu u malmdur. lk teblile birlikte Hz. liadice, Eb Bekr, `Ali Ibn Ebi Tlib, Bill elHabe i, Zeyd bn Rarise mslman olmular, bunlar dierleri takip etmi tir. Mslmanlarn giderek o almas Mekkeli mrikler iin .byk bir endie kayna oluyordu. Atalarndan kendilerine intikal eden m rik inan ve adetlerini kaybetmek, reislerinin itibar ve mevkilerini elden ka rmak korkusu, onlar , slam dininin yaylmasn nlemee ve mlmanlara akla gelmedik ikenceleri yapmaa sevketti. Nihayet bu i kencelerin tahamml edilmez bir hal almas zerine, Hazreti Peygamber, mslmanlarla birlikte Mekkeden ayrld ve Medine'ye hicret etti. Bu s rada Medine, daha nceleri Hazreti Peygamberle temasa geerek islam' kabul etmi , dinin ya1065. Bkz. elBubAri, ahiti, IV. 189. 1066. .711i 'Imr5n sresi, 110. 1067. Bakara sresi, 143. 1068. Feth sresi, s. 18. 1069. Tvbe sresi, 101. 1070. 1.1asr sresi, 8.

376

ylmasnda emei gemi , Mekkeli mslmanlarn 'Medine'ye hicret etmeleri halinde onlara kucak amaya ve yard m etmeye sz vermi mslmanlarn bulunduu bir ehirdi. Gerekten Mekkeli mslmanlar, Medine'ye hicret ettikleri zapan Medineli mslmanlar taraf ndan byk bir sevgi ile karlandlar; Medineliler, onlara akla gelebilecek her e it yardm yapmaktan geri kalmad lar. Bylece, Hazreti Peygamberin sahabileri, hicretle birlikte, iki isim alt nda toplanm oldular. Birisi, herkesten evvel mslman olup, e itli tehdit ve i kencelere ald rmadan, ylmadan, Islln urunda mcadele eden, vakti zaman gelince de mallarm, yurtlarn, hatt hazan mslman olmayan ana ve babalar n, yahut elerini ve ocuklarn terkedip Medine'ye hicret eden ve bu sesebeple Muhcir (o ulu: Muhcirn) diye adland rlan mslmanlar; dieri de Mekke'den muhaceret eden mslmanlara evlerini, mallar n, ilerini, tarlalarn ve hatt bo ayp serbest b raktklar elerini vererek yardm ellerini uzaktan ve bu sebeple An rl (o ulu: Anr) ad verilen Medineli mslmanlardr. Kur'n Kerim Muhacirlerden szederek yle buyurur: "Inanan, hicret eden ve Allah yolunda mallar ile, canlar ile savaanlarn Allah katnda dereceleri daha byktr. te kurtulu a erenler bunlardr" 1071 . "Onlar ki inandlar, hicret ettiler; Allah yolunda sava tlar; ite bunlar Allah'n rahmetini umarlar. Allah ba layan, ok merhamet edendir"'72. "...Hicret edenler, yurtlar ndan karlanlar, yolumda i kence edilenler, vuru anlar ve ldrlenler . Elbette onlar n gnahlarn r tece im ve onlar altlarmdan rmaklar akan cennetlere sokaca m. (Yaptklarna) Allah katnda bir karlk olarak (bu nimetleri verece im). Karlklarn en gzeli Allah katndadr"'". "O mallar hicret eden fakirlere aittir ki (onlar) yurtlar ndan ve mallarmdan srlp karlmlardr; Allah'n ltuf ve rizas n ararlar; Allah'a ve Rastilne (canlar yle mallaryle) yardm ederler. te doru olanlar onlard r 1074. Kur'm Kerimde Ansar hakk nda nzil olmu yetler de vardr. Bunlardan baz larmn mealleri yledir:
1071. Tvbe sresi, 20. 1072. Bakara sresi, 218. 1073. Ali cImrn sresi, 195. 1074. Ijar sresi, 8.

3 77

"Muhacirlerden nce Medine'ye yerle mi ve imana sar lm olan mslmanlar, kendilerine hicret edip gelenleri severler ve onlara verilen (ganimet) lerden tr kalplerinde ona kar ihtiya duymazlar. Kendileri ihtiya iinde olsalar bile, (hicret eden yoksul karde lerini) z canlarna tercih ederler. Kim nefsinin cimrili inden korunursa, i te onlar umduklarma erenlerdir" 75 . "Onlar ki inandlar, hicret ettiler. Allah yolunda sava tlar. Onlar ki (hicret edip gelen m'minleri) bar ndrdlar ve onlara yardm ettiler ite gerek m'minler onlard r. Onlar iin ba ve bol rzk vardr"76. Kur'm Kerimde, Allah Ta'almn medh u senas na mazhar olan Muhacirn ve Ansarn, ksacas Hazreti Peygamberin sahabilerinin faziletleri daha sonraki mslmanlarla k yaslanamayacak kadar stndr. Bu sebepten sahih hadis kitaplar , onlarn faziletlerine ayr blmler tahsis etmi ler ve bu faziletleri ayr ayr belirtmilerdir77 . Hazreti Peygamberin hadisleri daha sonraki nesillere sahabiler tarafndan nakledilmitir. Ancak, unu hemen belirtmek gerekir ki sahabilerin hepsi hadis nakli ile me gul olmu deildir. Hadisler zerinde phe izhar edenler, yahut hadislerin gvenilir olmad n ileri srenler, sanki btn sahabiler hadis rivayet etmi gibi, bunlar aras nda c unun cahil, ne syledi ini bilmez ve bu sebeple rivayet ettikleri hadislerde pek ok hata yapan kimseler bulundu unu sylerler ve bunun, hadislerin reddi iin yeterli bir sebep oldu unu ileri siirerler. Oysa biraz nce de i aret etti imiz gibi, 100 bin civarndaki sahablms aras nda hadisle me gnl olanlarn says ok azdr ve bu azdk, kanaatmzca, hadislerin s hhati icin sa lam bir garanti te kil eder. nk bu, hadisin, daha sahabe devrinde bir ihtisas dal olarak belirdi ini ve bununla yalnz gc ve kaabiliyeti bulunanlar n megul olduklarn, bunun dndakilerin bu sahaya el atmad klarm gsterir. Hadis rivayet eden btn sahabilerin hadislerini Musned adl eserinde toplad sylenen Baky bn Mabledi 79, 1300 sahabi ismi zikretmii ir yani ona gre hadis rivayet eden sahabilerin say snn 1300 olduu anlalmaktadr. ibnulCevizi ise, ayn esere istinaden 1060 sahabi zikrederl 8. 1300 sahabiden 1000 inip en ok iki er hadis rivayet
1075. Hasr sfuesi, 9. 1076. EnfOl soresi, 74. 1077. Mesela bkz. el-BuhOri, ablb (KitObu fezO'ili asbiibi'n-Nebiyy s.a.s., bObu menak bi'lMuhleirin ve fazlihim), IV. 189-221; (bObu menOkibi'l-Engir) IV. 221-230. 1078. Bkz. es-Suyi-41, Tedrib, s. 405-406. 1079. Bkz. Ahmed M. Okir, el--B Vis el-hag, s. 210. 1080. M. Zubeyr uldiki, Hadis Edebiyat tarihi, s. 41.

378

etti i gznnde bulundurulursa, geride kalan 300 sahabinm hadisle me gul olduu sylenebilir. Halbuki bu 300 sahabiden de yaln z yedi kii binin stnde, yalnz drt ki i 500 n, yalnz 27 kii de 100 n stnde hadis rivayet etmi lerdirl"i. Bu rakamlar, 100 bin civar ndaki sahabi aras nda ne kadar az kimsenin hadisle me gul oldu unu gsterme e yeterlidir. Bugn bile bir lkenin kalabal k nfusuna ramen eitli ihtisas dallarma intisab etmi olanlar, sayca ok azdr ve bunlar, kendi aralar nda farkl derecelerde olsalar bile, kendi sahalarmda dierlerine nisbetle otorite say lrlar. Binin stnde hadis rivayet etmekle hret kazanan yedi sahabi

muk irn ad ile anlmtr. Bunlar 5374 liadisle Eb Hurayra, 2630


hadisle (Abdullah bn `mer attb, 2286 hadisle Enes bn Malik, 2210 hadisle Ummu'lmu'minin `A'ie, 1969 hadisle bn <Abbs, 1540 hadisle Cbir bn <Abdillah ve 1170 hadisle Eb Said elIludri'dir. Bu yedi ki i dnda kalan ve binin alt nda hadis rivayet eden sahabilere de mulc llfin denilmitir. Sahabiler, yukar da meallerini zikretti imiz Kur'n yetlerinden de anlald gibi, Allah Ta<lmn tezkiye ve tadiline mazhar olduklar iin hadis rivayetinde addedilmi lerdir; yani Hazreti Peygamberin hadisinde yalan sylemezler, tashif ve tahrif yapmazlar. Nihayet onlarn da birer be er olmalar itibariyle bazan unutkanl k lletine maruz kaldklar ve hataya d dkleri grlse bile, bu onlarn rivayet ettikleri hadislerden pheye d mek iin bir sebep te kil etmez. Esasen bu eit hatalar, hadisler zerinde titizlikle duran di er sahabilerin i aret ve ihtarlar ile dzeltilmilerdir. Cerh ve tadil kitaplar nda fazla yekn tutmayan bu e it olaylara zaten i aret edilmitir. Baz kimselerin, btn mrlerini ve btn mesailerini sahabilerin tenkidine ay rmalar, bu ulu neslin sanki btn ya aylarn yalan zerine bina etmi gibi onlarn yalanlarn aratrmay gaye edinip de bir ey bulamadklar halde yine de dil uzatmaktan geri kalmamalar , slam dmanlndan baka bir ey deildir. Sahabe aras nda kendilerine damlan ve grleri alnan drt <Abdullah vardr ki bunlar, <Abdullah bnu'zZubeyr, <Abdullah bn `Abbas, <Abdullah bn <Omer bnilHattb ve 'Abdullah bn (Amr ibni'l(As olup hepsine birden (AbMile, bunlarn ittifak ettikleri gr e de bavlt denilmitir. Fetva vermekle hret kazanm olan sahabiler ise, `mer ibnu'lljattb, (Ali bn Ebi Tlib, 'Abdullah 'bn
1081. Ayni eser, s. 41-45. .

379

Mestd, (Abdullah bn <Omer, 'Abdullah bn `Abbs, Zeyd bn Sbit ve Ummu'lmu'minn Hazreti Peygamber, Mekke'den Medine'ye hicretini mtek p Medine'de in a etti i mescidin geri bir k esinde st rtl bir de glgelik yaptrmt . Bu glgelik, daha ok, fakir sahabilere tahsis edilmiti. Bunlar, ziraat veya ticaret gibi me gul olabilecekleri bir geim kayna olmayan, fakat vakitlerinin o unu Hazreti Peygamberin hizmetinde geiren ve bu sebeple Kur'n ve hadis renen sahabilerdir. Geimlerini, hali vakti yerinde olan sahabilerin verdikleri yiyeceklerle temin ediyorlar, geceleri de ayn glgelikte barnyorlard . Bu glgelie " uffe" ad verildi i iin, burada bar nan sahabilere Ehlu' uffe veya A babu' uffe ad verildi1 083 . Eb Hurayra, Eb Zerr elG frl. ve Vsile Ibnu'lE kac uffe ehlinden olan me hur sahabilerdir. Hazreti Peygamber taraf ndan cennetle teb ir olunmu on sahabi vardr. Bunlara (A erei Mube ere (elcAaratu'lMube era) denilmitir. Bunlar, ilk drt Halife Eb Bekr, `mer, (O mn ve (Ali bata olmak zere Talha bn <Ubeydillah, ezZubeyr Ibnu'l(Avvnr, (Abdurrahman bn (Avf, Sa(d bn Ebi Vakk , (Ubeyde Ibnu'lCerrh ve Said bn Zeyd' tir1984
.

Sahabiler, slam dininin yaylmasnda ve Allah isminin yceltilmesinde Hazreti Peygamberle birlikte mcadele etmi , mriklerin tecavzlerine ve e itli ikencelerine sab rla g s germi kimselerdir. Bu sebepledir ki Allah Ta(l, yukarda meallerini zikretti imiz yetleri ile onlar medhetmi ve onlardan raz olduunu bildirmitir. Ancak unu unutmamak lzmdr ki, Allah Ta'ln n bu tebcili genel anlamdadr ve sahabilerin hepsinin de fazilet ynnden ayn derecede olduklar na dellet etmez nk biz, Hazreti Peygamberi bir defa da olsa mslman olarak gren, k sa bir sre iin onunla sohbet eden ve yine mslman olarak len kimseleri de sahabeden sayar z. Bunlar, Hazreti Peygamberle birlikte gazvelere kat lmam , mriklerin tecavzlerine ve ikencelerine maruz kalmam , hicret me akkatine katlanmam olsalar bile yine sahabi ismine ly k olmulardr. Fakat bu gibilerle, islm' n bidayetinden itibaren Hazreti ,Peygamberin yan ndan ayrlmam , onunla birlikte mcadele etmi , tecavze u ram, maln mlkn, evini barkn terkederek Medine'ye hicret etmi , btn gazvelere katil1082. Ibnu'salah, llr mu'l4adi, s. 266; esSuyiltl, Tedrib, s. 405; Ahmed M. rkir, s. 213. 1083. uffe ehli hakknda baz hadisler iin bkz. ahiti, I. 113-114; 149-150. 1084. Bkz. .54113, IV. 195-196; VII. 123; VIII. 96-97, 136.

380

rm, gazi yahud ahld olmu sahabiler aras nda elbette fark olmak icabeder. te bu sebepledir ki, hepsi de sahabi olarak Allah' n kendilerinden honud olduu kimseler olmakla beraber baz lar bazdarndan stndr. ilnu' Salah bu konuda yle demi tir: "Sahabilerin efdali Eb Bekr, sonra `mer, sonra selefin byk ekseriyetine gre (Osman, sonra da (Ali'dir. Ancak ehli sunnetten olan Kfeliler (Alryi 'Osman'a takdim etmilerdir. Bunlardan Sufyan esSevri'nin de gr bu idi; fakat sonradan bu gr ten rc e -,mi ve (Osman' (Ali'nin nne almtr. 'Osman' n (Ali'ye takdimi gr , btn hadis ve sunnet ehli mezheblerinde yerle mi olan grtr. Sahabilerin grup olarak stn olanlar ise, nce drt halife, sonra (A erei Mubaere'den olan di er alt sahabi, sonra s ras ile Bedr gazvezine kat lanlar, Uhud'a kat lanlar ve 1Judeybiyede Rzvan bey'atinde bulunanlard r""" Hafz bn Kes'ir ise yle demitir: "Sahabenin efdali, hatta btn insanlarn efdali, enbiyalardan sonra, Ebu Bekr I3alifetu Rasli'llah (s.a.s.) dr. Hazreti Peygamberi herkesten nce tasdik etti i iin ddik diye isimlendirilmi tir. Sonra cOmer, sonra 'Osman, sonra da (Ali'dir. Bu, btn Muhacirn ve Ensar n grdr. Nitekim cOmer, kendisinden sonraki halife iin alt kiilik bir ra kurup da, i i bu raya havale ettiinde, seim `Osman ve (Ali zerinde d mlenince, `Abdurrahman bn (Avf, geceleri ile birlikte gn, evdeki kad nlara, mektepteki ocuklara sormu , onlardan hibirinin bir ba kasn (Osman'a takdim ettiini grmemitir. Bunun zerine o da cOsman' (Ali'ye takdim etmi ve halifelie onu getirmi tir. Bu sebepledir ki edDarakutni, her kim (Alryi 'Osman'a takdim ederse Muhacirn ve Enesar yaptklar iten dolay ktlemi olur, demitir. Bununla beraber ehli sunnetten olan baz Klifelilerin (Alryi `Osman'a takdim etmeleri hayret verici9, 1086 . dir Sahabilerin birbirinden farkl dereceleri bulunmas na ra men, slam dini tarihinde hepsinin de mstesna yeri vard r. Allah cmlesinden raz olsun. SAI.IIFE Hadis stlahnda sabife tabiri, genellikle Hazreti Peygamber ve ashab devrinde yaz lm olan kk aptaki hadis kitaplar hakknda kullanlmtr. Mesela (Abdullah bn (Amr ibni'lqstan nakledilen bir haberde onun yle dedi i grlr: "Raslullahtan, iittiim hadisleri yazmak iin izin istedim; bana izin verdi ve ben de
1085. Bkz. ct/h7mu'1badi, s. 268-269. 1086. Bkz. Ilyitsru s. 206-207.

.381

bu abife'yi yazd m""s7 . Ayn sahife hakknda Muehid de unlar sylemitir: "(Abdullah bn 'Amr'in yan na girdim. Ba nn altndaki sahifeye bakmak istedi im zaman bana engel oldu. Ona, kitab n benden niin gizliyorsun, dediimde: Bu, Rasabllahtan iittiim Sahife adka'dr. Benimle Hazreti Peygamber aras nda hibir vasta yoktur. Kitabullah ve bu Sahife, benim iin kesin olduktan sonra, art k baka eyler beni ilgilendirmez" 1088. Hazreti Peygamber devrinde baz sahifelerden sz edilmesi, hadis yazma i inin onun hayatnda balam oldu una dellet eder. Nitekim (Abdullah bn 'Anar, Sadlca adn verdii hadis sahifesini, Hazreti Peygamberin kendisine izin vermesinden sonra yaznal 89 ve onu byk bir titizlikle korumutur. (Abdullah'm vefat ndan sonra ayn sahife onun torunlarna intikal etmi ve onlar tarafndan rivayet edilmi tir. Ahmed bn Hanbel'in Musned'i gzden geirilecek olursa, (Artr bn Su<ayb, (an Ebihi, can Ceddihi (`Abdullah bn cA nr) isnad ile pek ok hadisin nakledilmi olduu grlecektir ki, hadisilerin ittifak ettikleri gre gre, bu hadislerin hepsi de ad geen sahifedendirw 9. Sahife sahibi ba ka sahabiler de vardr. Bunlardan biri, me hur sahabi Cbir bn `Abdillah'tr. Katde bn Dicme'nin hafza kudretinden bahsedilirken, "ona Cbir'in Sahifesi ( ahifetu Cbir) bir defa okununca Katde'nin sahifede bulunan hadisleri hemen h fzetti i" nakledilir'9 '. Ne var ki, baz haberlerden anla ldma gre bu sahife bizzat Cbir tarafndan de il, fakat onun talebelerinden Suleymn bn Kays elYe kuri tarafndan yazlm , Cbir'in hadislerini ihtiva etmesi dolays ile de Salgetu Cbir (Cbir'in Sahifesi) ad ile hret kazanmtr. bn Ebi a kladna gre, Suleymn bn Kays elYe kuri, Cbir ile uzun mddet beraber bulunmu , ondan hadis iitmi ve bir de sahife yazmtr. Suleymn' n vefatndan sonra bu sahife ailesinde kalmtr. Ebu'zZubeyr, Eb Sufyn ve agoi, Cbirden hadis dinlemi ve rivayet etmi lerdir. Fakat ondan rivayet ettikleri hadislerin o u bu sahifedendir. Keza Katde de ayn sahifeden rivayet etmitir" 1092. Ahmed bn Harbel ve Eltlatlb elBa cildi'nin verdikleri bir haber de yledir: "Suleymn elYe kuri'nin anas bir kitap
1087. bn Sa`d, Tabald VII. 2, 189. t, 1088. Ayn yer. Keza bkz. ezZehebI, Tarlhu'lslam, III. 38. 1089. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. 1090. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 44-48. 1091. EzZehebi, Tezkire, I. 116; Tttrittu'l slam, IV. 296. 1092. Kitiibu'lterk ve (tta<C111, II. 1, 136.

382

getirir. Bu kitap, Katde, Eh Bi r, Hasan ve Sbit'e okunur. Hepsi de bu kitaptan rivayet ederler; fakat Sbit yaln z bir hadis rivayet eder""93 . ElBuhri'de ise bunlara benzer u haber yer alm tr: "Eb Bir, Katde ve elCacd Eb cOsmn, Suleymn bn R.ays'n kitabndan rivayet etmi lerdir" 1094. (Ali bn F.bi Tlib, Semure bn Cundeb, 'Abdullah bn cAbbs, `Abdullah bn (Omer Enes bn Mlik ve Saccl bn `Ubdenin de birer hadis sahifeleri vard r. Eb Hurayra'n n baz hadislerini ihtiva eden bir sahife de talebelerinden Hemmm bn Munebbih tarafndan yazlmtr. E altife e,5414a ad verilen bu sahife, ahifetu Hemmm ad ile de hret kazanmtr. ki yazma nshas zamanmza kadar intikal eden bu sahife, Prof. Muhammed Hamidullah taraf ndan bir mukaddime ile birlikte neredilmitir. Tarafmzdan trkeye terceme edilen ve lhiyat Fakltesi Yaynlar (1967) arasnda yer alan bu eser, halen elde mevcut en eski hadis vesikas dr1095 .

AHH Makbul hadis e idlerinin banda yer alan sahih, adalet ve zabt artlarn haiz rvilerin muttas l isnadla rivayet ettikleri z ve muallel olmayan hadislere verilmi olan bir isimdir. Sahih ile ilgili olarak verdi imiz bu tarif, ameli gerektiren sahih bir hadisin, metin ve isnadnda balca be art birletirmesi gerekti ini gstermektedir. Bir baka ifade ile, bir hadisin sahih olabilmesi iin be artn o hadiste biraraya gelmesi lz mdr. Bu artlardan herhangi birisi bulunmazsa hadis sahih olma vasfn kaybeder.
Sahihin tarifinde zikri geen bu be art, sras ile unlardr: 1. Sahih hadisin rvileri adil olmaldrlar. dil, adalet vasfma ship olan kiidir. Adalet ise, insan takva ve muruvvet shibi yapan bir melekedir; zira insan n sirk, fsk ve bid(at gibi her trl byk ve kk gnahlardan saknmas, ancak bu meleke sayesinde mmkn olabilir. Bu sebepledir ki takva ve mrvvet sahibi kimselere, hadis stlahnda cadl veya (adil denir (bkz. <Adlet). Hadis rivayetinde, rvilerde adaletin art koulmas, dil olmadklar bilinen, yahut hali bilinmeyen ve dolaysyle adil olup olmadklar anlalamayan, yahutta kim olduklar bilinmeyen kimselerin rivayet ettikleri hadisleri sahihin d nda brakmak iindir.
1093. Bkz. Ahmed bn Tlanbel, Kitbu'l-ctiel, v. 106a; el-Ijatib el-Ba cldI, el-Kifye, s. 354. 1094. Bkz. et-Tarihu'l-kebir, II. 2, 354. 1095. Hemmni bn Munebbih'in sahfesi ve dier sahfeler hakknda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 41-68.

383

2. Sahih hadisin rvileri zab t olmaldrlar. Zabt, rvinin, rivayet etti i hadiste, yahut hadisi yazm ise, kitab nda, fazla hata yapmayacak derecede hafz, dikkatli ve titiz olmas n salayan bir melekedir. rvilerde zabtn art koulmas, galat ok, gafleti fahi olan kimselerin hadislerini sahihin dnda brakmak iindir. 3. Sahih hadisin isnad muttasl olmaldr. ttisal, isnadta yer alan her bir rvinin, hadisi kendisinden nakletti i eyhine bizzat mlaki olm,u ve hadisi bizzat ondan alm olmasdr. Bylece rvi ile eyhi aras nda ak veya gizli bir inkta sz konusu olmaz. snadda ittisalin art ko ulmas, munkat, muczal, mursel ve mudelles gibi e itli inktalarla gelen hadisleri sahih d nda brakmak iindir (bkz. ttisal, Muttal). 4. Sahih hadis az olmamaldr. az, rvileri adalet ve zabt ynnden gvenilir, muttasl isnadla gelmi olan, fakat daha kuvvetli isnadla gelen ayn hadisin dier rivayetine veya rivayetlerine muhalefetle infirad eden hadistir. Daha k sa bir ifade ile, gvenilir bir rvinin, kendisinden daha gvenilir bir rviye muhalif rivayetidir ki bu rivayetle rvi tek kalmtr. Byle durumlarda, daha gvenilir olan rvinin rivayeti tercih olunur; di er rivayet ise sahih olma vasf n kaybeder (Bkz. 4). . 5. Sahih hadis muallel olmamal dr. Muallel, hadisin metin veya isnadnda lleti bulunan hadistir. Illet ise, hadisi zarfa d ren bir kusurdur. Bu kusur tesbit edilinceye kadar sahih oldu u samlan hadis, kusurun anla lmasndan sonra sahih olma vasf n kaybeder (bkz. 'IlMu(alle1). Hadisilere gre, zikrolunan bu be art kendisinde cemeden hadisin sahih olduuna hkmedilir. E er baz hadislerin s hhati zerinde hadisiler arasnda bir gr ayrl km ise, bu ayrlk, be artn o hadislerde var olup olmad hususunda ortaya kan gr ayrl dolaysyledir. Zira baz hadisilerin tadil ettikleri bir rvi, di er bazlar tarafndan cerhedilmi ise, rvi zerinde hasl olan bu gr ayrl, onun tarafndan rivayet edilen hadisin s hhati zerinde de ortaya kar. Raviyi tadil edenler hadisinin sahih oldu una hkmederken, cerhedenler, onun shhati zerinde tereddt gsterirler. Hadislerin shhati zerinde beliren gr ayrlmn bir sebebi de, yukarda zikredilen be art yeterli grmeyen baz kimselerin iddialardr. Hadisiler dndan geldii anlalan bu iddialar, mezkr be arta ilaveten, hadisin her tabakada en az iki rvi taraf ndan rivayet edil384

mesi esasna dayanr. Nitekim rivayet olundu una gre, brahim bn smail bn (Uleyye, rivayetin ehadetle ayn derecede ve ayn ey olduunu ileri srerek, hadIsin en az iki adil ve zab t rvisi olmas gerektiini sylemi ve rivayetinde tek kalan adil ve zab t ravinin hadisini kabul etmemi tir. Ne var ki bu zt, fakih muhaddislerden olmas na ramen, itizale meyleden bir kimsediri 96. EzZehebi, onun cehmi olduunu, Kur'nn mahluk olduu grn tadn ve bu yolda mnazaralar yapt n syler 197. Sahihin art hakknda brhim bn sm5. il bn <Uleyye tarafndan ileri srlen bu gr , aslnda dier baz mutezile imamlarmn da grdr. Nitekim Ely GAl elCubb'i bu konuda yle demitir: "Adil olan tek bir kiinin haberi kabul edilmez Fakat buna ba ka bir adil kiinin haberi inzimam ederse, yahut Kitab (Kur'n) dan bir yetin, yahut baka bir haberin zahirinin muvafakat ile haber kuvvet kazanrsa, yahut sahabe aras nda mnteir olur veya baz lar o haberle amel ederse, o zaman tek ki inin haberi kabul edilirw". Buna benzer bir gr de elhakim enNeysbri taraf ndan ileri srlm tr: "Sahih hadisin s fat, kendisinden cehalet ismi zil olmu sahabinin Hazreti Peygamberden, iki adil tabicinin de sahabiden rivayeti olup, ehadet zerine ehadet misali, hadis ehlinin zaman mza kadar onu nakletmesidir" 199. Mutezile tarafmdan sahih hadisin art olarak ileri srlen onun, her tabakada en az iki adil ravi vas tas ile rivayet edilmesi keyfiyeti, aslnda, bu mezheb imamlarmn haberii hd hakkndaki grleri erevesi iinde mtalaa edilmek gerekir. Zira mutezile, hd haberlerin dinde delil olarak kullan lmasna kardrlar"". Burada una i aret etmek gerekir ki, hadis imamlarm n shhati zerinde ittifak ettikleri pek ok hadis tek isnadla rivayet edilmi tir ve bu hadisleri elBuhri ve Muslim gibi eth11) sahipleri kitaplar na almakta tereddt gstermemi lerdir. nneme'lacmdlu bi'nniyiit hadisi bunun en ak rneini tekil eder. ElBuhrI tarafndan banda nakledilen bu hadis, Hazreti Peygamberden, yalnz <Omer ibnu'lHattb vas tas ile rivayet edilmi ; cOmer'den yalnz cAlkame, <Alkane'den yalnz Muhammed bn brrthim, Muhammed bn brahim'den
1096. EsSuriti, Tedrlb, s. 28; elCeztrirI, Tevcilu'nnaiar, e. 69. 1097. Bkz. Miztinu'lictidrl, I. 20. 1098. EsSuyti, Tedrlb, s. 28. 1099. Bkz. Macrifet culCmi'lbadt, s. 62. 1100. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. rbad.

385

de yalnz Yahya bn Sacid rivayet etmi tir. Yalya'dan sonra isnad oalan bu hadisin shhati, de erinin bykl ve ondan has l olan faydann okluu zerinde btn slam ulemas gr birliine varmlardr. E Safi(i, bu hadisin Islam'n te birine mudil oldu unu ve 70 fkh babn ihtiva etti ini sylemitir. Abdurrahman bn Mehdi ise, kitap tasnif eden herkesin, ilim talebesinin, niyetini dzeltmesi iin, tenbih maksad ile bu hadisi kitaplarnn banda zikretmeleri tavsiyesinde bulunmutur". Sahih hadisin yukarda zikretti imiz be artndan adalet ve zabt sfatlar , her rvide ve her insanda ayn derecede bulunmaz. Baz kimseler, ok daha adil ve ok daha haf z olduklar halde, dier bazlar, bunlara nisbetle daha az adil ve hafad rlar. Bu azlk, onlar zayf hadis ravileri mertebesine d rmese bile, di erlerine kyasla daha a a derecede olduklar na kolayca hkmedilebilir. Bu sebeple, denebilir ki, ne kadar sahili hadis ravisi varsa, o kadar da birbirinden farkli adalet ve zabt dereceleri vard r. te, rvilerin, adalet ve zabt ynnden bu farkli durumlar , onlar tarafndan rivayet edilen hadislerin de birbirinden farkli s hhat derecelerinde bulunmas sonucunu do uur. Buna gre, rvileri adalet ve zabt ynnden en stn derecede bulunan bir hadisin, shhat ynnden de en stn derecede bulundu una hkmedilir Bu hkm, baz hadisileri, adalet ve zabt ynnden en stn seviyede bulunan hadis ravilerinden mte ekkil isnadlar aalAu'lesjnid (isnadlarn en sahihi) vasf ile belirtmelerine yol am tr. Mesela ezZuhri'nin Salim bn cAbdillah bn <Omer'den, onun da babas 'Abdullah bn `mer bni'ltiattab'tan; Muhammed bn Sirin'in (Ubeyde bn `Arar esSelmni'den onun da `Ali'den; brahim enNandrnin `Alame'den, onun da 'bn Mestad'tan rivayetleri byledir; ve bu isnadlardaki isimler, en stn adalet ve zabt s fatlarm haiz olduklar iin aablzu'lesanid saylmlardr"2. Ne var ki, bir isnad hakk nda verilen aatlu'lesiinM hkm kesin bir hkm de ildir. nk, hadislerdeki birbirinden farkl shhat dereceleri, isnadlar nn shhat artlar ynnden sahip olduklar derecelere gre tertip edilir. Halbuki bir isnad tekil eden ricalden her birinin teker teker en stn kabul artlarn hiz olmas, yahut bu artlar hiz ravilerin her zaman biraraya gelmesi nadir olur. Dier taraftan, ravileri ve dolay s ile isnad deerlendiren kimseler arasnda da devaml bir gr birlii bulunmaz, ve her biri kendi nazar nda
1101. Hadis hakknda daha geni bilgi iin bkz. bn Hacer, Fetbt'l bari, I. 9-14.
-

1102. Bkz. bn Hacer, Nultbetu'l fiker serhi, s. 34. Daha geni bilgi iin keza bkz. Mdrifet s. 53-56; es-Suyiiti, Tedrib, s. 31-39.
-

386

kuvvetli olan isnad tercih eder. Bu tercihte bilhassa de erlendirmeyi yapan kimsenin daha ok itina gsterdi i ve yakndan tamd kendi beldesine ait isnadlarm n s rada yer aldn da hat rdan karmamak lzmdr. Bu sebepledir ki bnu' Sa141, isnad veya bir hadis hakk nda kesin olarak "en sahih" hkmnn verilmemesini daha do ru buluyoruz, demi r o3, bn Hacer de onun bu grne katlmtrum. Ne var ki, hadisilerin baz isnadlar hakknda bu hkm vermelerinin, bu isnadlarn, haklarnda byle bir hkm verilmemi olan isnadlara tercih edilmeleri ynnden byk fayda sa lad da reddedilemez. Sahih hadisin ksmlarna gelince, yukar da da i aret etti imiz gibi, shhatin artlar olan evsafm her rvide farkh derecelerde olmas dolays ile, sahihin de pek ok k smlar olmas gerekir. Bu sebeple ibnu'sall bu konu zerinde durmaz. Ona gre sahih hadis, isnad ynnden mehur, aziz veya garib olur. Ayrca hadis ehlinin shhati zerinde ittifak ettikleri hadisler yan nda, bir de mezkiir evsafn vcudu zerindeki ihtilflar sebebi ile s hhati zerinde ihtilf ettikleri hadisler vardr ve bu iki grup hadisi muttefelcun caleyh ve muhtelefun fih olarak isimlendirir"". bn Hacer ise, "makbul haberler" ismi alt nda hadisleri, ahih lizatihi, salah ligayrihi, hasen lizatihi, hasen ligayrihi olmak zere drt basma ay rr. bn Hacer'e gre be art en stn derecede kendisinde cemeden hadislere ahih lizatihi denir. E er baz kusur sebebi ile bu sfatlarn en stn derecesini mil olmaz, fakat isnadnn okluu gibi mevcud kusuru giderecek hususiyetleri bulunursa, bu e it hadisler de sahihtir; ancak bunlara ahih liztihi de il, sahih ligayrihi denir. Hasen hadisler ise, sahihin alt nda bulunan hadislerdir"". Sahihin elBubri ve Muslim'in kitaplarma gre k smlara ayrlmas da hadisiler aras nda hret kazanm bir de erlendirme tarz dr. Zira hadisiler, her iki musann fn sahih hadisleri seip kitaplar na almak hususunda byk titizlik gsterdikleri gr zerinde ittifak etmilerdir. Bu sebeple elBuWri ve Muslim'in kitaplar , tasnif olunmu hadis kitaplar arasnda en gvenilir olan kitaplardr. Hi kimse bunun aksine bir gr ileri srmemitir. ki kitap arasnda bir tercih yapmak gerekti i zaman da, elBubrrnin kitab Muslim'in kitabna takdim olunmutur. ElBulArrnin kitabnn Muslim'in kitabna takdim olunuunun eitli sebepleri vardr. Bu sebepler yle zetlenebilir:
1103. 'Ulamu'lhadis, s. 12. 1104. Nugetu'lfiker erhi, s. 35. 1105. Bkz. cUlr mu'lbadr., s. 1106. Bkz. NuOetu'lfiker erhi, s. 33.

387

1. El-Bubarrnin kendilerinden hadis nakletmekle tek kald rvilerin says 430 civarnda olup, bunlardan yalnz 80 i zacf ynnden tenkid edilmitir. Muslim'in kendilerinden hadis almakla tek kald rvilerin says ise 620 yi bulur ve bunlar aras nda tenkide urayanlar 160 kiidir. phesiz, tenkide uramayan kimselerden hadis rivayet etmek tenkide u rayan kimselerden rivayet etmekten daha iyidir. Hi olmazsa, tenkide u rayanlardan daha az hadis al nmas tercih sebeplerinden biri olur. 2. El-Butarrnin tenkide urayan rvilerden hadislerini almakla tek kald kimseler daha azdr. Bunlar arasnda, (Ikrime'nin ibn as'tan rivayet etti i nsha dnda hepsini, yahut o unu nakletti i nsha sahibi baka kimse yoktur. Oysa Muslim, Ebu'z-Zubeyr'in Ca- . ndan, el-(Ala' bn `Abdirralman' n keza ba- bir'den,Suhylas basndan, Hammad bn Seleme'nin Sabit'ten gelen nshalar n ounu kitabnda nakletmi tir. 3. El-Bu4arrnin tenkid olunan kimselerden rivayetle tek kald rvilerin o u, kendilerine mlki olduu, birarada bulundu u, hallerini yakndan tand, hadislerine muttali oldu u ve sahih olanlar n bildii kendi eyhleridir. Halbuki Muslim'in tenkid edilen kimselerden hadis almakla tek kald rviler, kendi asrndan nceki tabakalardand r. phe yoktur ki muhaddis, kendi eyhlerini, onlardan ncekilere nisbetle daha iyi tan r. 4. El-Buhar!, hadislerini genellikle h fz ve itkan ynnden birinci tabakada yer alan rvilerden muttas l olarak, bunu takip eden tabakadakilerden ta<lik olarak nakletti i halde, Muslim, asl olan hadisleri genellikle bu ikinci tabakadaki rvilerden alm t:. 5. Muslim, muasr olan rvilerin cancane ile rivayetlerinde birbirlerine mlki olduklar sbit olmasa bile, it isal ile hkmetti i halde, el-Bubari, mlakatn sbtitunu art ko mu ve yalnz muasaratla iktifa etmemi tir. Nitekim (ancane ile rivayet edilen bir hadisi zikrettikten sonra, rvinin eyhinden semacm isbat iin bbla hi ilgisi olmayan bir hadisi nakletti i bile grlr. 6. El-Buhar! ve Muslim'in kitaplarnda yer alp da tenkid olunan hadislerin hepsi 210 civar ndadr. Bunlardan 80 kadar el-Butarrnin kitabna aittir. phesiz, daha az tenkide u rayan bir kitap tercihe daha ok laykdr"7.
1107. Es Suy0g, Tedrib, s. 42 43; ibn Hacer, Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 37.
-

388

te islm limlerinin, nce, elBuri ve Muslim'in kitaplarnn Kur'n Kerimclen sonra en sahih iki kitap olduklar zerinde ittifak etmeleri dolays ile, bu iki kitapta m tereken yer alan bir hadis (muttefelcun (cleyh ), shhat ynnden birinci derecede say lm ve onun en sahih hadis oldu u kabul edilmi tir. islm limlerinin, sonra, elBuljrrnin kitab nn Muslim'in kitabndan daha stn oldu u zerinde ittifak etmeleri dolay s ile, yalnz elButri tarafndan nakledilen bir hadis, yalnz Muslim tarafndan nakledilen bir hadise' nisbetle daha sahih say lm ve muttefelcun (c leyh olan hadisten sonraki ikinci derecede yer alm t r. ElBubArrnin kitab ndan sonra en sahih kitab n Muslim'in kitab olmas dolaysyle de, yalnz Muslim tarafndan nakledilen bir hadis shhat ynnden nc derecede say lmtr. Bu dereceyi takip eden di er shhat dereceleri, daha az sahih olan hadislerin derecelerini gsterir. Bu hadisler, elBut rI ve Muslimin kitaplarnda ne mtereken ve ne de mnferiden, bulunmayan, fakat mtereken ve mnferiden onlar n artlarna uyan hadislerdir. Buna gre; hem elButrrnin ve hem de Muslim'in kitaplar nda bulunmad halde her ikisinin de artlarna uyan hadis drdnc derecede, yaln z elBubrrnin artlarna uyan hadis be inci, yalnz Muslim'in artlarna uyan hadis de altnc derecede yer al r. Sahih hadisler, slam ulemasmn ittifak ile, ameli gerektiren, yani kendileri ile amel edilmesi vcib olan hadislerdir. Tesniye olarak " ki Sahih" mansma gelen bu tabir, Kur'n Kerimden sonra slam dininin en gvenilir iki kitab olan elButik-I ve Muslim'in elCit ni'u's,54I1Aerine dellet etmek zere kullanlan bir isimdir. Bir hadisin her iki kitapta da yer ald n ifade etmek maksad yle elbadisu fi' abibayn ve benzeri ibarelerin kullamld grlr. Bu ibarelerde geen abibtm veya alditayn (mecrur olarak) ile, daima elBul,rrnin cbil'i ile Muslim'in kasdedilmi tir. Islam ulemas, mcerred sahih hadisleri ilk defa tasnif eden kimsenin mam Eb `Abdillah Muhammed 1bn ism<I1 elBubri elCu(fI (. 256) oldu u ve onu mam Ebu'lI-Juseyn Muslim ibnu'lI-Jacc'c enNeysbri elKueyri (. 261) nin takip etti i gr zerinde ittifak etmi lerdir. Muslim, elBuljrlden hadis alan ve ilim ynnden ondan istifade eden kimselerdendir. Bununla beraber her iki imam da ayn eyhlerden hadis alm tr. 389

ElBuhri, kk ya tan itibaren hadisle me gul olmaa balamtr. Henz onalt yanda iken 'Abdullah ibnulMubrek ve Vekic Ibnu'lCerrt'm kitaplarn ezberlemi ; daha sonralar hadis toplamak iin lkeler dola mtr. Sriye Mr, Cezire, Ba ra, Kfe, klicz, onun dolat yerler aras ndadr.
,

eyhlerinden olan islk bn Rhye, bir gn kendisine "Hazreti Peygamberin sahih sunnetini muhtasaran cemeden bir kitap telif etmesini" sylemi elButrT de eyhinin bu tavsiyesine uyarak bizim ksaca ah111 dediimiz elCdmi<u' ahill'ini telif etmi tir. ElBubrrnin bu kitaba verdi i tam isim elCdmicu' ahlhu'lMusnedu'lMulta ar min Umdri Ras dli'llah (s.a.s. I ve Eyydmih't r. te bu kitap, kendi zaman na kadar telif edilen ve zamamndan sonra da telif edilecek olan btn hadis kitaplar arasnda birinci dereceyi alm ve Islam ulemas arasnda en sahih hadis kitab olarak kabul edilmitir. Hi kimse bir ba ka kitabn, elBuljrrnin kitab ndan daha sahih olduunu ileri srmemitir. Geri e ficrnin "dnyada Mlik'in kitabndan daha sahih bir kitab n bulunduunu bilmiyorum", ve baka bir rivayette "Kitabullahtan sonra Mlik'in Muvayg ndan daha sahih bir kitap yoktur" dedi i nakledilirse de, bu szlerin elBuhri ve Muslim'in kitaplarnn tasnifinden nce sylendi i aikrdr"". Zira Mlik, tasnif etti i kitapta yalnz sahih hadisleri toplamay gaye edinmemitir. Kitab nda mursel ve munkat olan hadisler bir hayli yekn tutar. Her ne kadar elBub.rrnin de munkat haberlere yer verdi i ileri srlebilirse de, onunla Mlik'in munkatlar arasnda fark vard r. bn Hacer'in de syledi i gibi, Muvaygdaki munkat larm o u Mlik'in mesmtndandr; yani Mlik munkat olan hadisleri eyhlerinden o ekilde iitmitir ve bunlar Mlik'in nazarnda huccettir. Oysa elBuhrl'nin munkat lar, bizzat elButri tarafndan tahfif maksad ile isnad hazfedilmi haberlerden mte ekkildir ve bu haberler mevstil olarak kitabn baka Yerlerinde nakledilmi tir. E er kitabn baka yerinde mevsl olarak zikredilmeyenler varsa, bunlar da elBut rrnin asil olarak de il, istihad veya baz Kur'n yetlerini tafsir maksad ile ikinci planda zikretti i haberler cmlesindendir ve bunlar, elButArinin kitabn, Muvattd' n hilfma, mcerred sahih hadis kitab olmaktan karmaz"". Maamafih Mlik'in, rvilerin cerh ve tadilindeki hadisleri kabulndeki ihtiyat ve titizli i dolays ile Muvaud' elBu1108. ibnu'sa1311, `Ublmu'lhadis, s. 14; bn Keir, ilttiTzu `u/funi'lhadis, s. 31; esSuy(41, Tedrib, s. 42. 1109. Bkz. esSuyfiti, Tedrib, s. 41.

390

bari ve Muslim'in kitaplar na takdim ve tercih edenler vard r; ancak bunlarn saylar ok deildir. ElButarPnin kitab ndan sonra en sahih kitabm, Muslim'in kitab olduunda ittifak edilmi tir. Muslim de elBubari gibi kk ya tan itibaren hadisle me gul olmaa balam, bu maksatla Irak, Hicaz, Suriye ve Msr gibi lkeleri dola arak oralarda bulunan hadis imamlarna mlki olmu ve onlardan hadis alm tr. Toplad hadisler arasndan seerek tesbit etti i 3000 kadar hadisle altib'ini telif etmi ve bu kitapta her hadisi ilgili olduu baba yerle tirmek hususunda ayr bir itina gstermi tir. Ayrca, her hadisin deiik ve kendi nazarnda sahih olan isnadlarna ve bu de iik isnadlarla gelen metin farklanna yapt .iaretlerle rivayetini de erlendirmi ve bunlara verdi i tertip gzellii ile kitabnn kolay ve rahat kullan lmasn salamtr. Muslim, Hazreti Peygamberden isnad ile rivayet edilen hadisleri gruba ayrm ve kitab n telifinde bu grubu daima gznnde bulundurmu tur. Birinci grubu, her trl ay b ve kusurdan slim, en mkemnrel hadisler te kil eder. Bu e it hadislerin tas/ileri de istikamet ehli, naklettikleri eyleri iyi bilen ve salam bir ekilde muhafaza eden, rivayetleri aras nda iddetli ihtilaf bulunmayan kimselerdir. Muslim, kitabnn btn blm ve bblarmda nce bu gruptaki hadisleri zikretmitir. kinci grup hadisler, birinci gruptaki hadislerin 1.as/ileri derecesinde olmayan, bununla beraber do ruluk, drstlk, ilim al verii gibi sfatlar bulunan, hfz ve itkan ynnden mutavass t derecede olan kimselerin rivayet ettikleri hadislerdir. Muslim, kitab nda birinci gruptaki hadisleri asl olarak zikrettikten sonra, ikinci gruptaki hadisleri de istihad maksad ile zikretmitir. nc grup hadisler, hadisiler nazar nda thmetli olan ve genellikle hadisleri munker say lan, yalan syleyen ve hadis uyduran kimselerin rivayetlerinden mte ekkildir. Muslim, bu gibi kimselerin hadislerine kitabnda hi yer vermemi tir". te Muslim'in, kitabndaki bu tertip ve titizli i dolaysyledir ki kitab, dier hadis kitaplarna takdim ve tercih edilmi ; hatt onun, elBukarrnin kitab ndan daha stn oldu unu syleyenler bile olmutur. Nitekim ibnu' alab iki kitabn en sahihi ve en faydahs elButarrnin kitab olduunu syledikten sonra, elhakim Ebu cAbdillah'n eyhi Ebu (Ali enNeysabrrnin "yer yznde Muslim ibnu'l-1110. Muslim'in hadislerle ilgili bu taksimi hakknda bkz. ah,b5 (mukaddime), I. 4-5.

391

1-1accc'm kitabndan daha sahih bir kitap yoktur" szne i aretle "bu szden ve Muslim'in kitab m elBulrrnin kitab na tafdil eden baz maribli eyhlerin szlerinden, eer Muslim'in kitab nn, baliklardan sonra yaln z sahih olan hadisleri zikrederek, elBulv rrnin kitab ndaki bb balklarnda isnadsz zikretti i baz hadislerde .grld gibi, sahih olmayanlarla kartrmad kasdediliyorsa, buna diyecek bir ey yok. Bundan, Muslim'in kitab nn shhat ynnden elBuls rrnin kitabndan stn oldu u mans kmaz. Fakat bu szle Muslim'in kitabnn daha sahih olduu kasdediliyorsa, bu gr merddtur" demitir . uras bir geretir ki, Muslim'in kitab tertip ve tanzim bak mndan elBulrrnin kitab ndan stndr. Fakat, shhatle ilgili olarak, gerek hadislerinin isnadlarndaki ittisal ynnde, gerek tenkide u rayan hadislerin ve cerhedilen Tvilerin azl ynnden elBubAri'nin kitab daha stn ve dolays ile daha sahihtir (bkz. ahih). Fakat her hal u krda ve Muslim'in kitaplar tasnif edilmi hadis kitaplarnn en sahihleridir ve bu sebepten iki kitap sz konusu edildi i zaman, daima ahihn adyle zikredilmi lerdr. GARIB EtTirmizi tarafmdan, bir hadisin tavsifinde kullanlan fakat hangi e it hadisler iin kullanld aklanmayan tabirlerden birisi de akik Garib'fir. Filhakika etTirmizi'nin Cami(i incelenecek olursa, onun baz hadisler hakknda, sadece hasenun veya altibun, yahutta garibun dedi i halde, baz hadisleri de hasenun abiltun, yahut abiltun garibun, yahut hasenun garibun, yahutta hasenun abilun gariban gibi tabirlerle de erlendirdi i grlr. EtTirmizi, Cdmicinin sonunda yalnz lasen'in tarifini vermi"", fakat kulland dier tabirler hakknda herhangi bir aklama yapmamtr. Bu sebeple, onun tarafndan kullanlan bu birleik tabirler, daha sonraki hadisiler tarafndan aklanmaya ve dellet ettikleri manlar gsterilmeye al lmtr". Bu aklamalardan anlaldma gre, bir hadis, isnad garib olmakla beraber e er sahih olduuna hkmedilirse, bu hadis hakknda hiaz hadi un attibun garibun demek do ru (durma. GARIB IJASEN cbih, garib tabirinin aklamasn yaparken de i aret etti imiz gibi, bir hadisin de erlendirilmesinde,
1111. Bkz. s. 14-15. 1112. Bkz. V. 758. 1113. Mesel bkz. tbnu's alb, 'Uhinu'lhadis, s. 35-36; !bn Hacer, Nuhbetu'lliker erhi, s. 39-41; esSuyfig, TedrU, s. 92-96; elCez1VirI, Tevcihu'nnaiar, s., 158-162. 1114. ElCez'irI, Tevelhu'nnaiar, s. 162.

392

bilhassa etTirmizi tarafndan kullanlan birle ik tabirlerden birisi de sahih garib 4asen'dir. snad ahih garib olan bir hadis (bkz. a41.4 Garib), yukar daki rviden, biri sahih iki tarikla rivayet edilecek olursa hasen olur; bu takdirde, hadisin isnad aslnda garib olsa bile metni, turukunun okluu dolaysyle hasen say ldndan onun hakknda ahihun gariban Izasenun denir. E er bu hadisin her iki tarih da sahih olsayd, ona sadece aldli demek gerekirdi; oysa iki tariktan birisi sahih olduu halde, dierinin shhati bilinmezse, bu hadis hasen olur. nk etTirmizrnin stlahnda hasen, iki ynden rivayet edilen, rvileri kizb ile mttehem ve metni sahih hadislere muhalif z olmayan hadistir". SAIM Rvilerin cerhinde kullanlan tabirlerden biri. olan sk t, bn Ebi Utim'in" ve ona tbi olan ibnu' al5.1fnm 7 tertibine gre, birinci mertebede yer alan ve en iddetli cerhe dellet eden bir szdr. Zillet, her eyin kt ve i e yaramaz taraf, herze sz gibi manlardu kullanlan sakat'n fil veznindeki bu ekli, bir hadis rvisi hakk nda' kullanld zaman, onun, kezzeibun ycgacu'll ad , vagatun, deccalun gibi en iddetli szlerle cerhedilmi rviler derecesinde oldu u anlalr.

kLig - Hadis ehli aras nda makbul haberler hakknda kullanlan tabirlerden biri skilib. szdr. Ceyyid, lsaviy, mdnif, muccevved, abit gibi tabirlerin hepsi de bu kabildendir ve haberin ihticaca salih olduuna, yani hakknda bu tabirlerden herhangi birisinin kullanlm olduu haberin delil olarak kullanlabilece ine dellet ederler.
ibu' alWn EM! Dvd'tan Sunen'i ile ilgili olarak nakletti i " u szlerde alih tabirinin kulland m ve dellet etti i many grmek mmkndr: "Ebii Dvd'tan bize rivayet olundu una gre, kitab hakknda yle demitir: Bu kitapta, sahih olan, sahihe benzeyen ve ona yak n olan hadisleri zikrettim" "Kitabmda zikretti im hadislerden herhangi birinde iddetli bir zatf varsa, onu, belirttim. Hakk nda hibir ey zikretmedi im hadis ise ail'tir ve bazs bazsna gre daha sahihtir" 1118. Eb Dvd'un bu silerini naklettikten sonra u mtalaay ileri srer: "Buna gre, Ebil. Dvd'un kitab nda grd mz
1115. Aym yer. 1116. Bkz. Kiabu'lcerl; ve<ttddil, 1, 1, 37. 1117. Bkz. s. 113. 1118. Ayn eser, s. 33.

393

bir hadis alditayn'den birinde yer almam , sahih ile hasen aras nda ayrm yapmaya muktedir bir kimse taraf ndan da sahih oldu u belirtilmemi ise, bu hadisin Ebn Dvd nazarnda hasen olarak kabul edildiini anlarz" 1119. Gerek Eb Dvd'un szleri ve gerekse bnu' all'n bu szlerle ilgili a klamas , lil tabirinin delil olarak kullan lmaya elverili makbul haberler hakk nda kullanld ve bu haberlerin sahih veya hasen olabilece ini gsterir. SAMI' e itli ekillerde (iml` veya taldis) ile hadis rivayet eden bir eyhten, gerek rivayet esnas nda hfzederek ve gerekse yazarak, onun rivayet etti i hadisleri alan kimseye smic denir. "Hadis dinlemek" veya "i itmek" mansma gelen semi`a yesmecu'dan fil vezninde "dinleyen" veya "iiten" demektir ki, hadis tahammlnde ba lca grevli kiidir. Hadislerin bazan icaze, hazan mnavele, bazan da kitabe veya vicade yolu ile alnp rivayet edildi i, fakat bunlar n hepsinin de eitli ynlerden mahzurlu bulunup, en emin tahammul yolunun eyhin szlerini bizzat dinlemek (sema`u lafi ,'eyh) olduu gznnde bulundurulursa hadis tahammulunde smic n yerini ve nemini anlamak k olaylar. SEMA.c Iitmek ve dinlemek mansma gelen sem', hadis tahamml yollarndan biri ve en nemlisidir. Hadis tarihi, Hazreti Peygamberin hayatnda sem` ile balam ve yine sem` ile devam etmi tir. nk sahabiler, Hazreti Peygamberden hadis rivayet etme e baladklar zaman, yalnz iittikleri ve belledikleri hadisleri rivayet etmi lerdir, ve bu tarz rivayet mtek p nesillerde de devam etmi tir. caze, munavele, kitabe, vicade gibi e itli tahamml yollar veya hadis alma usulleri arasnda bulunan sem(, dierlerinden daha stn ve daha makbul say lm tr. nk sem`da eyh ile talebe kar karya gelir ve talebe, arada herhangi bir vas ta olmakszn, eyhi dorudan doruya iitir. eyh, hadislerini rivayet ederken talebe bu hadisleri ya dinleyerek hfzeder, yahut dinlerken bir taraftan da yazar. Bazan da talebenin eyhin hadislerini nceden elde etti i olur. Ancak talebe, bunlar rivayet etmek iin eyhten icazet almad ka rivayet edemez. Rivayet hakkn almak maksadyle eyhe mlki olur ve eyhten o hadisleri bizzat dinler; daha nce elde etti i bu hadislerde hatal olanlar varsa onlar tashih eder. Bu gibi durumlarda, e er talebe eyhin
1119. Aym yer.

394

rivayetini dinlemez, fakat hadisleri kendisi eyhe okuyarak tashih eder ve bylece onlar n rivayet hakk n alm olursa, bu da hadis tahammlnn car kirci'a denilen ayr bir e idini tekil eder ki, sem'd( kadar, hatta baz hadisilere gre sen `dan da stn bir hadis alma yoludur. Bazan talebenin, nceden elde etti i hadisleri, eyhten semx olmakszn ve eyhe arz etmeksizin, fakat sadece eyhin onlar rivayet etmesi iin verdi i icazet (izin) ile ald grlr ki genel manda icaze denilen bu tahammiil yolu da hadisiler aras nda deiik ekillerde grlm , bazlar buna cevaz verirken, di er bazlar bu yolla alnan hadislerin kabul edilemiyece ini ileri siirmlerdir (bkz. icze). Semi` yolu ile alman hadislerin rivayetinde de iik rivayet sigalar kullanhr (Iyii?, hadis i iten kimsenin rivayet s rasnda bad-

desena, ak ,berant, enbe'enii, semictu fuldnen yaklu, kcile lenii fulanun, ve zekera lend fulcinun gibi tabirleri kullanmas n ciz grmektedir" 2.
Ancak, bnu' alM'm da i aret etti i gibi 112 ', bu tabirlerden baz s, eyhten sem< yolu ile al nmayan hadislerin rivayetine hs olarak kullaulnu ve bu kullan hadisiler aras nda uybulmutur. Bu sebeple bu e it tabirleri bizzat eyhten i itilen hadislerin rivayetinde kullanmamak gerekir; aksi halde birtak m karkla ve yanl anlalmaya yol alm olur. Elljatib'e gre eyhi bizzat i iten rvi, semi<tu, ttaddesend, al>berand ve enbe'end tabirlerinden birini kullanabilir. Ancak bu ibarelerin en stn semi<tu'dur. Nitekim bir isnad ierisinde btn ricalin bu tabiri kullanmalar halinde, o isnadla gelen hadise muselsel ad verilmitir. Semi<tu'nun dier tabirlerden daha stn olu unun bir baka sebebi de, bu tabirin yaln z semac yolu ile alnan hadislerin rivayetine tahsis olunmasdr. Hemen hi kimse, icaze, mukatebe ve tedlis gibi, eyhi bizzat iitmeksizin rivayet etti i hadislerde bu tabiri kullanmamtr" 22.

Semi<tu'dan sonra semcda kullanlan tabir baddesena'dr. Ancak bu tabir, derece ynnden sentictu'nun altndadr; nk baz hadisiler, baddeenCry icazetle aldklar hadislerin rivayetinde de kullanmlardr. Bu bak mdan tabirin sem(da m yoksa icazette mi kullanldn, yani hadisin bu iki yoldan hangisi ile alndn ayrt etmek gtr.
Semtda kullanlan nc derecedeki tabir ahberan'cl r. Bu tabirin sem`da kullaml ma ok rastlanr. Hatt hadis ehlinden bir ce1120. Bkz. 1121. Bkz. 1122. Bkz. s. 69. s. 118. s. 284.

395

maat, iittikleri hadisleri yaln z bu tabirle haber vermi lerdir. Bunlarn banda liammd bn Seleme, <Abdullah ibnu'lMubrek, Hu eym bn Beir, (Ubeydullah bn Ms, (Abdurrazz4 bn Hemmm, Yezid bn Hran, <Al= bn <Avn gibi tannm hadisiler vardry 23 . Nebbe'end yahut enbe'end tabirlerinin kullanl ise, dierlerine nisbetle ok daha azd rn24. Hadis sem'nn shhati iin gerekli olan ya haddinde baz gr ayrlklar! vardr. Genellikle hadisiler, mslim ve bli olan bir kimsenin bu iki halden, yani mslman olmadan ve bl ana girmeden nce iitmi olduu hadislerin rivayetini kabul etmi lerdir. Ancak ibnu's alt'm belirtti ine gre, baz kimseler, bl a ermemis, ocu un sem'n sahih saymamlar ve bu grte hataya d mlerdir; zira hadisiler, elesasen bn <Ali bn Ebi Talib bn `Abbas, Ibru'zZubeyr, enNucnn bn Be ir gibi kk ya taki sahabilerin, blti andan nce ve sonra, i ittikleri hadisler aras nda hibir ayrm yapmakszn onlar kabul etmilerdir. lk devirlerde oldu u gibi daha sonraki devirlerde de kk ocuklar daima rivayet ve sem` meclislerinde haz r bulunmular ve iittikleri hadisleri rivayet etmi lerdirm 25 .
,

Sem<n sahih olmas iin hadisiler aras nda hkim olan gr , her halde, ocu un her eyi ayrt edebilecek bir ya ta bulunmas dr. Musa bn Harran'a, ocu un ne zaman hadis i itebilece i sorulduu zaman "srla merkebi ayrt etti i zaman" cevabn vermitir. Buna benzer bir soruya Ahmed bn Hanbel de "akl erdii ve iittiini aklnda tutabildi i zaman" demitir. ibnu'sSalb' n da i aret etti i gibi, rakamla tesbit edilmi herhangi bir ya haddinin hi kymeti yoktur. nemli olan ocuun akllca konuur ve sorulan soruya ak llca cevap verir halde olmasdr. Byle olmayan bir kimse be yanda deil elli yanda da olsa, sem'm sahih kabul etmek mmkn de ildir"26. SEN snadlarda s k sk tekerrr eden ve rivayet laf zlarndan olan 1.zaddesend'nn remiz olarak send eklinde ksaltlmas , hadisiler arasnda adet olmu tur. Bu k saltma, 1.zaddesend kelimesindeki ha ve dal harflerinin hazfedilip yaln z geride kalan harflerin yaz lmas ile yaphr. Baz hadisiler, hazfedilen bu iki harfe a harfini de eklemek suretiyle 1.1addesend lafzn sadece na ile gstermilerdir. ElHkin, Ebu
1123. Ayn yer. 1124. Ayn eser, s. 286. 1125. Bkz. s. 114-115. 1126. Ayn eser, s. 116-117.

396

`Abdirrahman esSulemi ve elBeyhaki'nin yaz larnda ise yalnz Iii" harfi hazfedilmi ve remiz desencl eklinde kullanlmtr. SENED Lugatta itimad etmek, dayanmak manas nda olan sened kelimesi, itimad olunan (mutemed), dayan lan ve gvenilen manasma da gelir. Fuldn senedun denir ve onun mutemed oldu u belirtilir. Trkede kullanlan sened de bu manaya uygun olarak, bir borcun veya verilen bir szn garantisi demektir. Hadis stlahnda ise senedin manas, onun lugat manas ndan farkl deildir. Her hadis metninin ba nda, o metni birbirine nakleden ravi isimlerinden mte ekkil bir zincir vardr. Bu isim zinciri, en son rviden ba layarak Hazreti Peygambere kadar ula r ve her ravi, zincirin bir halkas n te kil eder. Bu halkalar n birbirine bal olmas, nasl zincirin sa lamlna temin ederse, her bir halkann da kendi ba na salam olmas, ayn ekilde zincirin sa lamlna gsterir. te isimlerden mute ekkil byle sa lam bir zincir, kendisine bal olan hadis metninin s hhati iin bir garanti say lr ve stlahta bu garantiye sened ad verilir. Her hadisin garantisi onun senedidir. Senedi olmayan bir hadis garantiden yoksun demektir. Bu sebepten garantisi olmayan hadisin do ruluuna inanlmaz. Hadis rivayet ederken bir ravinin hadisi kendisinden i itti i eyhini, sonra eyhinin eyhini, daha sonra Hazreti Peygambere kadar, o hadisi nakleden btn eyhleri zikretmesine, k sacas hadisin senedini bildirmesine isnad denir. nk rvi, hadis rivayet ederken eyhini, eyhinin eyhini ve Hazreti Peygambere kadar btn eyhleri zikretmekle, rivayet etti i o hadisi, onun garantisi olan raviler zincirine isnad etmi , dayandrm olur. Bununla beraber stlahta isnad, ok defa senedin mradifi olarak kullan lm ve mesela "hadisin bir ok senedleri vardr" sz yerine, ok defa "hadisin bir ok isnadlar var dr" denilmitir. SENI Seni, yazl hadis metinlerinin isnadlar nda sk sk tekerrr eden ve rivayet lafzlarndan olan baddeenrnin remz olarak ksaltlm eklidir. Bu ksaltma, baddeseni lafzndan I.ur ve dal harflerinin hazfedilmesi ile yap lr. Baz hadisilerin yalnz la' harfini hazfederek deeni eklinde yazd klar da grlmektedir (buna benzer bir k saltma iin bkz. Sena). SEYY'U'L-1.11F2 Seyyi'u'lh fi, hafza ynnden zay f olan ravileri cerhetmek iin kullan lan ve cerhin en hafifine dellet eden tabirlerden biridir. Bu tabir, rvinin haf za ynnden zay fhna delalet etse bile, onun adaletini nefyetmez. Bu sebeple seyyi'u'lh fi olan bir ravinin hadisleri itibar iin yaz labilir. 397

S RA Kendisine itimad olunan, gvenilen kimse mansma gelen ika kelimesi, hadis stlahmda, gerek adalet ve gerekse zabt ynnden kusursuz (Jan hadis rvileri hakk nda kullanlmtr. Bu kelime aslnda veilca'n n masdardr (ve iha ye ihu ilcaten). Mufredi, tesniyesi, cemci, mzekker ve mennesi ika olarak kullanld gibi, tesniyesinde cemcnde de sikt demek mmkndr. Bir kimseye itimad olundu u zaman vesihtu bifultInin (fulnnen) tev lhan denir ki, bu innehu ihatun demektir. ika tabiri, hadis rvilerinin tadilinde kullan lr ve bazan bu kelime tadilin en yksek mertebesine dellet etmek zere ya iki defa tekrarlanarak sylenir: ika ika gibi; yahutta tadile dellet eden di er tabirlerle birle tirilerek kullan lr: ika ebt, ika muticzn, ika hucee, ika hafti gibi. Bazan da ef<al vezninde kullan ld grlr: Ev alcu'nncis gibi. Hadis tarihinde ika rvilerin isimlerini ve tercemelerini biraraya getiren kitaplarn telifine byk nem verilmitir. Melliflerden baz lar kitaplar n yalnz ika rvilerin tercemelerine tahsis etmi ler ve bylece Kitbu' ilcc ad verilen eserler vcuda getirmi lerdir. Ebn t 1litim bn Hbbn elBustl (. 354) nin Kitb c'sSihtat' ; Zeynu'dDin Kasm bn Rutlfbua (. 879) nn ve Halil bn ahin (. ?) in Kitabu'sihnTlan byledir. Dier baz mellifler ise, ika rvilerle birlikte zay f rvileri de toplayan kitaplar telif etmi lerdir. Bunlar n says pek oktur. ElBuri.nin Tarih'i, bn klbb.;n'n Kittbu'lCerh bn Ebi Htim bn Yackfb elCfzicni (. erMzI (. 327) nin, El:A. shak b ra him bn Ke ir (. 774) in Kitd259) nin keza Kitcibu'lCerh ezZehebl bu'tTekmil fi macrifeti' ilcat ve--; (cfit (. 748) nin Mizanu'lictidari, bn Hacer (O. 852) in Tehz1bu'ttehilb'i bunlardan bazdar dr. Bunlar aras nda yer alan bn Sa`d (O. 230) in etTabahCtu'lKubrci's ise, baz sahabe ve tbin ile birlikte kendi zamanna kadar ya am olan kimseleri de almas ynnden byk hret kazanm tr. SUNEN Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibaret olan Sunnet'in o ulu sunen, hadis tarihinde, umumiyetle, bir e it hadis kitabna verilmi bir isimdir. Bu kitaplar, fkh bblarma gre tasnif edilmi ahkm hadislerini muhtevidir ve hadislerinin hepsini Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibaret olan merrl haberler te kil eder. Bu sebeple Sunen'lerde sahabe ve ttbiciin szlerine,

398

yani mevkf denilen haberlere rastlanmaz. Merf hadisler, ibadet, muamelt ve ukubatla ilgili haberler olup insanlar n Allah'a kar olan hak ve vecibelerini bildirirler. Bir Sunen kitab gzden geirilecek olursa, "kitap" ad verilen blmlerle her blmn e itli saylarda "bal)" lara ayr ld grlr. Her kitap, ihtiva etti i hadislerin konusuna uygun isim ahr. Bir Sunnen kitabnda, umumiyetle, u isimleri tayan blmler bulunur: Kitabu'ttahare, Kitabu' alat, Kitabu'zzekat, Kitabu'lhacc, Kitabu' avm, ...nikah, tarak, cihad, va yyet, fera'iz, harac, cenaze, yemin ve nezir, alszye, eribe, at<me, tb, libas, fiten, melahm, hudd, diyat, sunne, edeb. Sunen kitaplar, ihtiva ettikleri bu konularla Cdmic ad verilen kitaplardan ayr lrlar. Zira Camiler, Sunenlere nisbe'tle daha ok ve deiik konular ihtiva ederler. Mesela, Camilerde bulunan Kur'mn faziletleri, tefsiri, yarad hn balangc, gemi peygamberler, menakb, Hazreti Peygamberin sireti ve ma azisi, halifelerinin ve ashab mn faziletleri, iman, tevhid ve buna benzer konulara Sunen'lerde rastlanmaz. Sunen kitaplar, Hicri ikinci asrn balarndan itibaren tasnif edilmee balanm, iki asr iinde pek ok sunen ortaya kmtr. MekIl eSami (. 112), bn Cureyc (O. 150), Sacid bn Ebi `Arabe ((O. 156), bn Ebi Zi`b (. 159), brahim bn Tahman (O. 163), Hammad bn Seleme (O. 167), <Abdullah bnu'lMubarek (O. 181), bn Ebi Zaide (. 183), Hueym bn Beir (O. 183), elVelid bn Muslim (. 195), Muhammed bn Fuzayl (O. 195), cAbdulvahhab eltIaffaf (. 204), edDalabi (O. 227), Said bn Manr (. 227), Sehl bn Zencele (O. 240), elHulvani (. 242), edDarimi (O. 255), MA Bekr elEsrem (. 261), bn Mace (O. 273), Ebu Davad (. 275), etTirmizi (. 279), elEzdi (O. 282), elKecci (O. 292) ve Eb Muhammed elEzdi (. 297), ikinci ve nc as rlarda Sunen tasnif eden kimselerdir. Bunlar arasnda bilhassa enNesaTnin, Eb Davud'un, etTirmizi ve bn Macenin Sunen'leri, en sahih hadis kitaplar olarak kabul edilen ve Kutubi Sitte ad ile martif olan alt kitap arasnda yer alr; elBuhari ve Mus-, lim'in elCdmi<u'abil'lerinden sonraki s ray alan bu drt Sunen kitab Suneni Erbacc ad ile hret kazanmtrm7. SUNNET Sunnet, lugatta, iyi olsun kt olsun, (yani ister vlmeye, ister ktlenmeye lay k olsun), tarik (yol) ve sire mstemirre (devaml gidi) manasna gelir. Bu manmn shletle dklen suyun
1127. Drt Sunen'le ilgili daha geni bilgi iin bkz. Talat Koyi it, Hadis tarihi, s. 244-250.

399

gidiinden alnd sylenir ki senne `aleyhi'lmci'e (suyu yavaa dkt) mans anlahr1128 . Araplar, takip edilen yolu ve devaml gidii, dklm bir suyun btn katrelerinin, sanki tek ve ayn eymi gibi, belirli bir yol zerinde gidiine benzetmilerdir. Kur'n Kerimde, sunnetin, zikrettiimiz bu lugat mansmda kullan ldn gsteren yetler vard r: "Kendilerine hidayet geldi i zaman insanlar inanmaktan ve Rablarndan mafiret dilemekten al koyan, sadece evvelkilerin sunnetinin (gidi atnn, balarna gelenlerin) kendilerine gelmelerini beklemeleridir" 1129. Ayn lugat mans , Hazreti Peygamberin bir hadisinde de grlr: Men senne sunneten haseneten kne lehu ecruhd ve ecru men camile bihd ; ve men senne sunneten seyyi'eten. . "Her kim iyi bir sunnet (yol det) ittihaz ederse, onun ve onunla amel edecek olanlar n sevab o kimseye ait olur. Her kim kt bir yol ittihaz ederse, onun ve onunla amel edecek olanlarn gnah o kimseye ait olur' 11 ". Lugatta, yukar da zikredilen manlarda kullan lm olan sunnet kelimesi, islnfn bidayetinden itibaren hususi bir man kazanm , yine tank (yol) ve siret (gidi ) manlarm muhafaza etmi olmakla beraber, bu manlar, sadece Hazreti Peygamberin tarik ve siretine tahsis olunmutur. Ancak Hazreti Peygamberin tank ve siretinin, Alah' n tebliine memr etti i "din" ile ilgili olmas dolaysyle, kelimenin lugatta grlen "kt" veya "mezmm yol" mans , stlahta k aldrlmtr; nk Hazreti Peygamberin sunneti sz konusu oldu u zaman, bu sunnetin zemme ly k yol ve gidi olmas mmkn deildir; aksine bu yol ve gidi , vlmeye ve rnek al nmaya lyktr. Nitekim Kur'n Kerimde yer alan baz yetlerde sunnetin bu mans m grmek mmkndr: "Allah' n Raslnde sizin iin bir numunei imtisal vardr" 1131. Sen (insanlar ) dosdo ru yola, Allah'n yoluna hidayet edersin"
1132 .

Ayn mana, Hazreti Peygamberin u hadisinde de grlebilir: "Size iki ey brakt m; bunlara sarldnz mddete asla dallete dmeyeceksiniz: Biri Allah' n Kitab, dieri Raslnn Sunneti'eii 33 . islm'n balangcnda sunnet, yukar da akladmz ekilde, Hazreti Peygamberin tarik ve siretine tahsis olunmakla beraber, tedvin
1128. Ibn Manir, Listnu'l= Arab, XVII. 92. 1129. Kelif sresi, 55. 1130. Muslim, .5411.4 II. 705. 1131. Abzb sresi, 21. 1132. r sresi, 52. 1133. Ibn'Abdi'lBerr, beytni'l' lm, II. 110.

400

devrinin ba lamasndan ve eitli ilimlerin ortaya kp tedvin edilmesinden sonra, her filmin konusu ile ilgili olmas ynnden deiik tarifleri yap lm ve bylece farkl stlah manalar kazanmtr: Fkh usl alimleri, sunneti erci deliller iinde incelerken, fakihler onu farz, vacib, mendb, haram, mekrh gibi er<i ahkamn bir eidi olarak mtalaa etmi lerdir. Kelt= ehli aras nda ise, sunnet, bidcatn kart olarak grlr ve baz kimseler bidcat ehlinden say lrken, hakk nda bir nass bulunsun veya bulunmas n, umumiyetle Hazreti Peygamberin d nce ve davranlarna uygun bir hayat yolu takip edenlerin sunnet ehlinden olduklar sylenir. Hadisilere gre ise sunnet, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibarettir. Keza, onun ahlaki s fatlar, sireti, ma azisi ve kendisine vahiy gelmeden nce ibadet iin ekildi i tlr' maarasndaki yaay da sunnetten saylr. Bu mana% ile sunnet hadisin mradifidir. Sz, fl ve takrirden ibaret olan sunnet, ay n zamanda, ilahi vahyin iki ksmndan birini te kil eder; di er ksm Kur'an]. Kerimdir. nk Allah Tacala Hazreti Peygamberin "kendi heva ve hevesinden konu madn, her ne konu mu ise onun, kendisine vahyedilen bir vahiy olduunu" beyan buyurmu tur" 34. Bu manay teyid eden Hazreti Peygamberin bir hadisinde de "bana Kur'n verildi; bir de onunla birlikte onun gibisi" denilmitirn", Kur'nla birlikte Hazreti Peygambere verilen Kur'n gibi vahye mstenid olan eyin, snnetten baka bir ey olabilece ini dnmek mmkn de ildir. Kur'n ve sunnetin vahye mstenid olmalar na ramen her ikisi arasnda fark oldu una phe yok ur. Kur'n, man ve laf z olarak vahyedilmitir. Bu sebeple onun manen rivayeti veya nakli caiz de ildir. Hazreti Peygambere gnderili inden bugne kadar, nasl tebdil, tayir ve tahriften korunmu ise, kyamete kadar da korunacakt r. nk onun korunmasn Allah Ta'ala tekeffl etmi ve "O Zikr'i (Kur'm) biz indirdik biz; onun koruyucusu da elbette biziz" buyurmu tur1136. Lafz ve mana% ile mu`ciz olan Kur'n, be er kelm ile kyaslanamayacak kadar stn vasfa sahiptir. Hi kimse onun bir benzerini getirmeye muktedir olamaz. Allah Tacala bu gere i ak ve kesin bir ifade ile yle aklamtr: "De ki: Andolsun, insanlar ve cinler, u Kur'nn bir benzerini getirmek zere toplansalar, yine de onun benzerini getiremezler. Birbirlerine arka olup yard m etseler bile bunu yapamaz1134. Necm sresi, 3. 1135. Ebr Drviid, Sunen, II. 505. 1136. 1.11er soresi, 12.

401

lar""". te bu vasflar ile Kur'an' Kerimin namazda ve namaz d nda okunmas ibadet hkmndedir. Vahye mstenid olduuna iaret etti imiz sz, fiil ve takrirlerden ibaret olan sunnete gelince, onu Kur'an' Kerimden ay ran en byk zellik, lafzen vahyedilmi olmamas dr. Bu sebepledir ki sunnetin lafzlar Kur'n lafzlar gibi mucciz deildir; bu lafzlara ve manalarma hakk ile vakf olanlarca manen rivayet edilmesi cizdir; okunmas ibadet hkmnde say lmaz. u var ki, slam ulemas, Hazreti Peygamberin, ilahi vahyin gelmedii baz meselelerde ictihadda bulundu unu ve kendi gr ile hkm verdiini ittifakla kabul etmi lerdir. Bu husus, ilk anda, sunnetin vahye mstenid oldu u grne aykr grnr. Fakat baz meselelerde, Hazreti Peygamberin ictihadlar nda yanlmas halinde, bu yanlgnn ilahi vahiyle tashih edildi i gznnde bulundurulursau", Hazreti Peygamberin, ictihadlar nda da tamamiyle yalnz braklmad, Rabb tarafndan daima kontrol edildii, yanld ictihadlarnn dzeltildii, yandmadklarmn ise tasvib grd anla lr ki, bu da sunnetin vahye mstenid oldu unu teyid eder. Keza Kur'an! Kerimde yer alan Hazreti Peygambere itaat emreden ayetler de bu teyidin. dier rnekleridir: "Allah'a ve Peygambere itaat ediniz; ola ki rahmet olunursunuz""". "Kim Peygambere itaat ederse Allah'a itaat etmi olur" 1140. "Ey Peygamber de ki: E er Allah' seviyorsan z bana ittiba ediniz ki Allah da sizi sevsin ve gnahlarnz affetsin" 1141. "Ey Peygamber de ki: Allah'a ve Peygambere itaat ediniz; e er yz evirirseniz, biliniz ki Allah kfirleri sevmez" 1142. "Peygamber size neyi getirmi ise onu almz; neden sizi nehyetmi ise ondan da saknnz" 1143 .
1137. Isra sresi, 88. 1138. Mesela Bedir gazvesinde Hazreti Peygamberin esirlerden fidye almak suretiyle neticelenen ictihad , Tebuk gazvesine itirak etmek istemeyenlere izin vermesi ile neticelenen bir ba ka ictihad, ilahi vahyin gelmesine sebep olmu tur. Ayetlerin sebebi nzlleri incelenecek olursa bunun pek ok rneklerine rastlanabilir. 1139. Ali 'Imran sresi, 132. 1140. Nisa' sresi, 80. 1141. Ali 'Inran sresi, 31. 1142. Ali 'Imran sresi, 32. 1143. Har sresi, 7.

402

Zikretti imiz bu ayet meallerinde Hazreti Peygambere taat, Allah Taclya itaatla birlikte zikredilmi , bu itaatlar aras nda hibir ayrm yaplmam , hatt Peygambere itaat n Allah'a itaat demek oldu u, bir ayette apa k belirtilmitir. Peygambere itaatla ilgili olan bu emirrin, onun siinnetine rci oldu u, ona itaat n onun sunnetine itaat manasna geldi i hibir ekilde inkr edilemez. Bu mtala bizi u neticeye ulatrr: Nasl Allah'a itaatla Peygambere itaat aras nda hibir fark yoksa, Allah'n Kur'n Kerimdeki emirlerine itaatla Peygamberin sunnetle vrid olan emirlerine itaat aras nda da hibir fark mevcut deildir. u var ki insan yegne Hlik ve Hkimi mutlak olan Rabbina bir kul olarak ibadet eder; fakat O'nun yine kendisi gibi kulu olan Peygamberine ibadet etmekle mkellef de ildir; yahut bir ba ka ifade ile, Peygamber, ibadet olunan bir varl k deil, fakat insan olarak o da Allah'n bir kuludur. yle bir kul ki, Allah di er insanlar aras ndan onu seip karm, elisi, peygamberi yapm ve bylece ereflendirip yceltmi , sonra da di er insanlara ona itaat etmelerini emretmi ve bu itaatn kendisine itaattan fark olmadn bildirmitir. Tpk bunun gibi, Kur'n Kerim Hazreti Peygambere vahyedilmi bir "Allah Kelm" dr. Sunnet ise yine Hazreti Peygambere vahyedilmi tir; fakat Kur'n gibi "Allah Kelm" deil "Peygamber kelm" dr. Bu bakmdan sunnete itaat, Kur'na itaat gibidir; u farkla ki, yukar da da iaret ettiimiz gibi, "Peygamber kelm " olmas dolaysyle, kraat, Kur'n kraat gibi ibadet saylmaz. te sunnet, a klad= bu mans ile, Kur'nla birlikte dinin temeli ve teriin kayna olmutur. ster Hazreti Peygamberin sz (kavl) , ister fiili, ister takriri olsun, her ekilde Hazreti Peygamber den nakledildi i zaman, nakledilen bu sunnet stlahta hadis adn alm , Kur'n Kerimle birlikte dinin bir asl kabul edilerek, Hazreti Peygamberin hayatta bulundu u devirden itibaren mslmanlar tarafndan toplanmaya ve renilmeye ba lanmtr. eitli dallar ile sunnet veya hadis, bir ilim hviyeti kazan p hakknda ktphaneler dolduran eserler meydana getirilmi ise, bu, sunnetin slam dininde sahip olduu byk neminden baka bir eyle izah edilemez.

403

AHD Ferd olduu sanlan bir hadisin, cami', musned, sunen ve cz gibi e itli hadis kitaplar nda yaplan aratrma sonunda, man ynnden bir benzerine rastlamrsa, bu benzer hadise hid denir; nk aratrma neticesinde bulunan benzer hadis, ferd san lan hadisi ehadet yolu ile takviye etmi , onun hidi olmu demektir. Mesela:

Hammad'n Eyyub'tan, Eyrib'un bn Sirin'den, bn Sirin'in Elya Hurayradan, Eb l Hurayra'nn da Hazreti Peygamberden rivayet ettii bir hadis vard r ve bu hadisi Vammad, Eyyub'tan rivayetinde tek kalmtr. Bu ynden hadis ferddir. te byle bir hadisin asl bulunup bulunmad ara trdr ki bu ara trmaya ictibr denir. Ara r trma btn isnad boyunca yap lr. nce, Eyyub'tan ba ka sika birinin bn irin'den bu hadisi rivayet edip etmedi i aratrhr. Bulunamazsa, bn irin'den ba ka birinin Eb l Hurayra'dan rivayet edip etmedi ine baklr Yine bulunamazsa, hadisi Hazreti Peygamberden i iten Eb Hurayra'dan ba ka bir sahabi aranr. Bu ara trmalar da bir sonu vermezse, hadisin manas m teyid eder manda ba ka bir hadis bulunup bulunmad ara trlr. E er byle bir hadis bulunursa, i te bu hadise iihid denir; nk ferd olan hadisin hididir; man ynnden onu teyid ve takviye eder. ahid hadisle, ferd olan hadisin bir asl bulunduuna hkmedilir. Baz hadisiler, ferd olan hadisin lafz ve man ynnden aynsnn bir baka sahabiden rivayet edilmesi halinde, bu sahabinin hadisine de ahid demilerdir. Mesela eafi`rnin Kitabu'lUmm'de Malik bn Enes'ten, onun (Abdullah bn Dinar'dan, onun bn <Omer'den, onun da Hazreti Peygamberden rivayet etti i "ay 29 gndr; (fakat bazan 30 da olur. Bu sebeple) hilli grmedike oruca ba lamayn ve yine hilli grmedike iftar etmeyin (yani Ramazan' bitirmeyin). E er hilal, bulut ile rtl olur grlmezse, say l gnleri 30 a tamamlayn" hadisi, bazlarna gre e aficrnin Malik'ten rivayeti ile tek kald hadislerdendir. Oysa bu hadis, enNesa'rnin Sunen'inde ayn lafzlarla 404

bn (Abbs'tan" 44, elBubrrnin aNt'inde ayn man ile Eb Hurayra'dan" 45 rivayet edilmi tir. Bu bakmdan, e fi(I'nin Mlik vas tasyle bn (Omer'den gelen ve garib saylan hadisinin, ayn lafzla bn (Abbs'tan, de iik lafz fakat ayn man ile Eb Hurayra'dan gelen hadisler hidleri sayhr 146. Burada una da iaret etmek yerinde olur: Ferd olarak bilinen bir hadisin, tek kald sanlan rvisine bir ba ka rvinin de muvafakat ettii grlr, yani tek kalan rvinin eyhinden, yahut daha ilerideki eyhlerden, bir ba ka rvinin de ayn hadisi rivayet etti i anlahrsa, bu hadise de mutabi( ad verilmitir. Yukar daki misalde e ficrnin Mlik'ten rivayet etti i mezkfr hadisle tek kald ve bu hadisi Mlik'ten rivayet eden ba ka kimsenin bulunmad bilinirken, elBubrrnin (Abdullah bn Mesleme elRa (nebi vastasyle Mlik'ten ayn hadisi naklettii grlmtr. Buna gre el-1(nebrnin Mlik'ten rivayeti, e ficrnin ferd san lan rivayeti iin mutdbi( saylr (bkz. Mutbi(). Bu bakmdan, hid ve mutbi ( tabirleri ayn manda kullamlmt r"47. AK K Lugatta, yarmak, yrtmak, ayrmak gibi manlarda kullanlan akk kelimesi, hadis stlahnda, yanl olarak fazladan yaz lan kelime veya ibareleri ibtal etmek demektir. Fazlal n ibtali, umumiyetle, fazladan yaz lan ibarenin ilk harfinden ba layarak son harfine kadar, zeiine bir izgi izilmesi ile yap lr. Bylece fazlalk, bu izgi ile, doru yazlm ibarelerden ay rt edilmi olur. Baz lar bunun, bir hayvann ipe veya kemende tak lmas mansma gelen nesle (neak) tan geldi ini sylemilerdir. Byle bir ip hayvan nasl hareketten ahkorsa, yaz zerine izilen izgi de o yaz y okunmaktan ahkor, ibtal eder.

Aslnda akk kelimesi, ma ribliler arasnda kullanlan bir tabirdir. Merk ehli arasnda, fazladan yaz lm bir ibarenin ibtali iin zerine izgi ekilmesi keyfiyeti, akkn tam karl olarak, h arb kelimsi ile ifade edilmitir. Bu bakmdan harb tabiri daha yaygn ve mehurdur (bkz. arb). AZ Bir eyle cemaattan ayr lp tek kalan, istisna te kil eden kimse veya ey mansma gelen z kelimesi, hadis stlahnda, gvenilir bir rvinin, cemaatin rivayetine muhalif olarak rivayet etti i ve bu ri1144. Bkz. IV. 135. 1145. Bkz. II. 229. 1146. Bkz. nn Hacer, Nutbetu'l fiker erhi, s. 46. 1147. Ayn yer.
-

405

vayeti ile tek kald hadis iin kullanlm bir tabirdir. yle ki, rvinin rivayeti ile cemaatin rivayeti aras nda bir tercih yapmak gerekti i zaman, rvinin rivayeti terkedilir ve daha ok isnadla gelen cemaatin rivayeti tercih edilir Bu sebepledir ki saz hadis, zay f hadisler aras nda yer alr. Sazn genel olarak kabul edilen bu tarifi yan nda ileri srlm baka tarifleri de vard r. Bu tariflerin eskisi imam e Safici (. 204) ye aittir. Ibnu'sSalh'n Yunus bn cAbdi'lAcra'dan naklen bildirdiine gre, eSafici yle demitir: "Saz, gvenilir olan bir rvinin rivayet edip de ba kalarnn rivayet etmedi i hadis de il, fakat gvenilir bir rvinin, bakalarnn rivayei etti i hadise muhalif olarak rivayet etti i hadistir" 1148. E 'ficrnin bu tarifinden anla lyor ki, saz olan hadis, ba kalarnn rivayet etti i hadise muhalif olmas dolaysyle makbul olmayan bir hadistir; nk ba kalarnn hadisi, rivayet edenlerinin oklu u dolaysyle tercihe ayandr. Eb Ydla (0.446) ise daha farkl bir t arif vermi ve "tek bir isnadtan ba ka isnad bulunmayan ve rvisi gvenilir olsun veya olmasn bu isnadla tek kalan hadistir" demi tirn 49. Elhakim enNeysabilri (. 405) nin tarifi de Ebil Ydla'n n tarifinden farkl deildir. Ona gre az, gvenilir rvilerden birinin rivayetiyle tek kald hadistir. yle ki bu hadisin mutabic da yokturus. Gerek elhakim enNeysabiirrnin bu tarifi ve gerekse Eb l Ydla elhalilrnin bundan farkl olmayan tarifi, kar mza, rvinin, rivayeti ile tek kald hadisi az olarak karmaktadr. Buna gre, muteber hadis kitaplarnda sahih olarak yer alan pek ok hadisi az olarak deerlendirmek gerekecektir. Mesela inneme'la<millu bi'nniyy& hadisi ferd olan bir hadistir: (Omer ibnu'lhattab, bu hadisi Hazreti Peygamberden rivayetinde teferrud etmi , yani tek kalmtr. Keza cAlkame bn Vakkas, <Omer'den, Muhammed bn Ibrahim, cAlkame'den, Yahya bn Sdid de Muhammed bn brahim'den rivayetlerinde tek kalm lardr. Bu bakmdan da rivayet garibtir. Bununla beraber bu hadis, elButarrnin abIt'in banda zikretti i ilk hadis olmu, hi kimse onu z olarak tavsif etmemi tir.
1148. (Ulmu'llAdt , s. 68. Keza bkz. elHakim, Mdrifet 1149. Ulitmu'l4adf, 69. s. 119. 1150. Mdrifet s. 119.

406

Keza <Abdullah bn Dinar'n rivayeti ile tek kald enne'nNebiyye (s.a.s.) nehet' <an bey<'lvelet'i ve `an hibetih hadisiu 5 i, Mlik'in ezZuhri'den rivayetiyle tek kald enne'nIVebiyye (s.a.s.) delt,ale Mekke ve <alet re'sihi mi fer hadisins2 sahih isnadlarla rivayet edilmi hadisler dendir; fakat z olarak de erlendirilmemi lerdir. O halde z, elkilkim ve Ebil Ya<la'nn tariflerinde ortaya koyduklar zdan farkldr ve her iki imamn tariflerinde gze arpan noksanlk, bu fark meydana getirmektedir. Zaten ibnu' alh'n bu iki iman= tariflerini ele ah da bu noksanla iaret etmek ve as l zn ne olduunu ortaya koymak iindir. Ibnu' alh, sazn, elHakim ve elnalirnin zikrettikleri ekilde olmadn syledikten sonra yle der: "Ravinin rivayeti ile tek kald hadise baklr. E er bu hadis, onu rivayet eden rviden h fz ve zabt ynnden daha stn bir ba ka rvinin (ayn hadisle ilgili) rivayetine muhalif ise, i te o zaman rivayeti ile tek kalan rvinin hadisi merdild zdr. Fakat muhalefet sz konusu deilse, yani mnferid rivayet, bir ba kasnn rivayetine muhalif (aykr) deilse, o zaman, onu rivayet eden raviye bak lr. Bu rvi, adil, hafz, gvenilir bir kimse ise, rivayeti kabul edilir. Zira bir hadisin rivayetinde tek kalmak, onu rivayet eden kimse iin bir kat% sebebi deildir. Fakat rivayetinde tek kalan kimse, zay f gvenilmeyen bir kimse ise, ite o zaman tek kalmas onun iin kadh (cerh) sebebi olur"" 53. bnu' alh'n bu aklamasndan anlalyor ki, bir hadisin saz olarak tavsif edilebilmesi iin, onun ferd olmas , yani yalnz bir kii tarafndan rivayet edilmi olmas yeterli deildir. Bu hadisin ayn zamanda ba kalar tarafndan nakledilen varyant na da muhalif olmas gerekir; t ki, bu hadisle muhalifi aras nda tercih yapmak durumu hasl olsun ve muhalifi, ya rvisinin daha adil ve haf z olmas, ya da rvilerinin oklu u dolaysyle tercih edilebilsin. te bu durumda tercih olunan hadis multf olarak kabul edilirken (bkz. Muhfiii), di eri terkedilmi olur ve buna saz denir. bn Hacer (. 852), azn daha ak bir tarifini vermi ve bir rnekle de onun daha kolay anla lmasn salamtr. Bu konuda yle demitir: "Bir ravinin badisine, ya zabt fazlal , yahut adet oklu u, yahutta dier tercih sebeplerinden birisi dolaysyle kendinden daha stn bir
1151. Hadis iin bkz. abil), III. 120; Muslim, alfb, II. 1145. 1152. Bkz. elBubari, a1,4, II. 216; Muslim, al.111.1, II. 990. 1153. cUliimu'l4ad4, s. 70-71.

407

baka rvi ynnden muhalefet vaki olursa, daha stn oldu u iin tercih olunana muhfai, di erine, yani terkedilene 4 denir. EtTirmizI, enNesai ve bn Mace'nin Sufyan bn `Uyeyne tank ile `Anar bn Dinar'dan, onun cAvsece'den, onun da bn cAbbas'tan rivayet ettikleri "Hazreti Peygamber devrinde bir adam vefat etmi ve zd ettii kleden ba ka vris brakmamtr... "hadisiw 4 buna bir misal tekil eder. Bu hadisin bn cAbbas'a balanmasnda bn Curayc ve dierleri bn (Uyeyne'ye tbi olmu lar: Hammad bn Zeyd ise, bunlara muhalefet etmi ve hadisi <Amr bn Dinar vastasyle (Avsece'den nakletmi , fakat bn (Abbas' zikretmemi tir. Eba Iiatim der ki: "MaIlfi olan bn `Uyeyne'nin hadisidir. Ilammad bn Zeyd adalet ve zabt ehlinden olmakla beraber, Eb Intim say bakmndan Ilammad bn Zeyd'e nisbetle daha ok olan kimselerin rivayetini tercih etmi tir. Bu aklamadan anla lyor ki az, makbul olan rvinin, kendisinden stn olan kimselere muhalif olarak rivayet etti i hadistir. Ist lah ynnden aml muteber olan tarifi budur"H".

1154. Hadis iin bkz. Elya D3vrid, Sunen, II. 112; bn Miice, Sunen, II. 167. 1155. Nugetu'lfiker erhi, s. 43 44.
-

408

TABAK.XT Tabakat kelimesi, lugatta, birbirine benzeyen kimseler manasna gelen abaka'nn oulu olup, stlahta, birbirine yakn yalarda bulunan eyhlerden, yine birbirine yak n kimselerin hadis rivayet etmek, yahut hadis rivayet etmeseler bile o eyhlerin devrine yetimek suretiyle meydana getirdikleri gruplard r. Bazan iki kimse, bir hususta birbirine benzemek suretiyle ayn tabakadan say ldklar halde, benzemedikleri di er bir husus sebebiyle ayr tabakalardan saylrlar. Buna gre, mesela sahabiler, Hazreti Peygamberle sohbetleri itibariyle hepsi de bir tabaka te kil ederler. Bununla beraber, slm'a ilk girenler, baz gazvelere i tirak edenler, hicrette bir olanlar ve bunun gibi baz tarihi olaylara katlanlar itibariyle sahabilerin de tabakalara ayrldklar grlr. bn Sa`d onlar be tabakaya ayrm, enNeysabri ise onlar n oniki tabaka olduklarn sylemitir. Elliakim'e gre birinci tabaka, Mekke'de ilk mslman olan sahabilerdir. Eb Bekr, cOmer, (Osman ve (Ali bunlardand r. kinci tabaka Daru'nNedve ashab dr ki, (Omer'in islam'a girmesi zerine Mekkeli bir cemaat da Hazreti Peygambere beycat edip mslman olmu tu. nc tabaka, Habe istana hicret eden sahabilerdir. Drdnc tabaka, <Akabe'de Hazreti Peygambere bey'at edenlerdir. kinci `Akabe'de beytat edenler be inci tabakay, Hazreti Peygamberin hicreti esnas nda Medine'ye varmadan nce R.uba'da iken hicret maksadyle Mekke'den ayrlp ona iltihak edenler alt nc tabakay, Bedir savana katlanlar yedinci, Bedir ile kludeybiye arasnda hicret edenler sekizinci, R?van beycatnda bulunanlar dokuzuncu, Uudeybiye ile Mekke'nin fethi aras nda hicret edenler onuncu, Fetihte mslman olanlar onbirinci, Fetih gn ve veda hacc nda Hazreti. Peygamberi grp mslman olanlar da onikinci tabakay tekil ederlern56. Tabicsm da sahabe gibidir. Hepsi de bir veya birka sahabiye mlaki olmalar itibariyle bir tabaka te kil ederler; bununla beraber,
1156. Ma"rifet s. 23-24.

409

onlar da kendi aralar nda muhtelif tabakalara ayr lmlardr. kim, tabicnun onbe tabakadan ibaret oldu unu syler ve bir ka tabakadan baz rnekler verir. Ona gre, Hazreti Peygamberin cennetle teb ir etti i (el<A eretu'lMube ere) on sahabiye yeti en tbi'ler birinci tabakada yer al rlar. Bunlar n banda Sacid bnu'lMuseyyib (O. 89, 91, 105), Rays bn Ebi klizin (. 97), Ebit <Osmn enMehdi (O. 100), Rays bn (Ul fl (O. 97), Ebii. akik bn Seleme (O. 82), Ebn Rec' elcUtridi (O. 107, 108) gibi isimler bulunur. E1Esved bn Yezid (O. 75), `Alkame bn R.ays (O. 62), Mesrk bnu'lEcda`(. 63), Eb Seleme bn (Abdirral man (. 94), 'Price bn Zeyd (. 99) ve di er baz tbi'iler ikinci tabakadan; A mir bn <Abdillah bn <Utbe (O. 89), Serbil e a`bi (O. 104), (Ubeydullah bn urey13 ibnu'lHris, (O. 80) ve akranlar da nc tabakadan say lrlar. Basral lardan Enes bn Mlik'e, K tifelilerden <Abdullah bn Ebi Evf'ya, Medinelilerden esS'ib bn Yezid'e, Msrllardan <Abdullah ibnu'lkraris bn Cez'e, amhlardan Ebn Umme elBhill'ye mlki olanlar da tbi`nun onbe inci tabakas n te kil ederlern". ElWkim'in bu ayrmna ra men, bn Sa`d (O. 230), tbi<nu drt, Muslim (. 261) ise tabaka olarak zikretmi lerdir. Gerek hadis rvilerinin ve gerekse di er ulemmn mensup olduklar tabakalar bilmek, hadis ilmi ynnden ok nemlidir. Bazan iki rvinin ayn isimde birletikleri olur ve bu benzerlik, ok defa, birinin di eri oldu u zannna yol aar. Bu ekilde yanl bir zanna d memek iin, rvilerin tabakalar nn bilinmesi gerekir. Bu da onlar n doum ve vefat tarihlerini, kimlerden hadis rivayet ettiklerini ve kimlerin kendilerinden hadis aldklarn bilmek suretiyle mmkin olur. te bu maksatla e itli tabakat kitaplar tasnif edilmi ve rvilerin do um ve vefatlar ile tarih olaylar iindeki yerleri a klanmtr. bn Sa(d (O. 230) n etTabalcatu'lKubrit's bu kitaplar n en ok hret kazanamd r. Halife bn Ijayyt (. 240)ve attlly, sahibi Muslim ibnu'lHac4e (. 261) n Kitbu'trabalciit'lar Ebu Htim erWazi (O. 275) nin Tabalciitu'tTrebicin'i bunlardandr. Daha sonraki as rlarda ezZehebi (O. 748) tarafndan telif edilen Tezkiretu'lffuffd veya Tabalcrtu'/kluffeti adl eseri de bu sahada hret kazanm deerleri bir kitaptr. Burada una da i aret etmek gerekir ki, tabakat kitaplar ile tarih kitaplarn birbirleriyle kar trmamak l'az mdr. Her ne kadar tarih kitaplarnn hadis rvilerini konu edinmek ynnden tabakat kitaplar
1157. Ayn eser, s. 41-42.

410

ile benzerlikleri varsa da, tarihi olaylar incelemesi ynnden di erlerinden ayrlrlar. Mesela tarihin konusu, Bedr sava n, bu sava a katlanlarla birlikte incelemek oldu u halde, tabakat kitaplar , bu sava a katlanlarla, yalar kk olduu iin katlamayanlar , ayn zamanda daha nemli olarak, sava a katldklar halde, kk ya ta olup da katlamayanlara nisbetle daha ok ya ayan ve onlardan sonra vefat edenleri inceleyip ortaya korlar.

TABIci Hazreti Peygamberin ashab ndan herhangi birine mlki


olan ve onunla sohbeti bulunan kimseye tabici (o ulu: tabi`iin) denir. Tabicinin tarifi hakknda deiik grler ileri srlmtr. Elklkim enNeysabri (. 405), bir kimsenin tabi(/' olabilmesi iin, herhangi bir sahabiye mlaki olmas n yeterli saym ve bu sebeple daima "lik5" tabirini kullanmtrim. Bununla beraber elIlatib (. 463) e gre 'ika tabiri tabiinin tarifi iin yeterli de ildir; lika ile birlikte sohbet de arttr; yani tabi`inin bir sahabi ile gr p konumu olmas lazmdr159. Herne kadar sahabinin tarifinde bir kimsenin Hazreti Peygambere "lika" yeterli grlm ise de, bu, Hazreti Peygamberin her ynden derecesinin yksek olmas dolaysyledir. Bir sahabi elbette Hazreti Peygamberin derecesinde de ildir ve bu sebeple bir kimsenin herhangi bir sahabiye mcerred mlki olmas onu tab'i saymaya yeterli bir sebep tekil etmez. Maamafih, elI-Jatib'ten nakledilen bu gr e ramen, hadisilerin o u, bir kimsenin, sahabi ile sohbeti bulunmasa bile, ona mlki olmas halinde tabici saylacan ileri srmlerdir. Nitekim Muslim ve bn 1.1bban, elA`me 'i tabi<tin tabakas iinde zikretmilerdir. nk elAc ne , kendisinden hadis iitmemi olsa bile Enes bn Malik'e mlki olmutur. Keza Yalya bn Ebi Kesir (. 129) Enes'e, Msa bn Ebi 'A= bn liureys'e millaki olduklar iin tabicandan saylmslardr"6. Tabicanun, gerek hadis rivayetinde ve gerekse slam dininin daha sonraki nesillere retilmesinde byk rolleri ve hizmetleri olmu tur. slami ilimlerin o una ait kitaplar onlar n devrinde tedvin ve tasnif olunmaya balam, usle ait bir ok kaideler onlar taraf ndan ortaya konmutur. Allah Tacala Kur'm Kerimde "Muhacirlerden ve Ensardan (islam'a girmek hususunda) ilk ne geenler ile bunlara gzel bir ekilde tbi olanlar... Allah onlardan raz olsun, onlar da O'ndan raz oldular. Allah onlar iin altndan rmaklar akan, iinde ebedi kalacak1158. Bkz. 1159. Bkz. 1160. Ayn yer. s. 42. Tedrib, s. 416.

411

lar cennetler haz rlad . te byk kurtulu budur" 1161 buyurmu ve "bunlara gzel bir ekilde tabi olanlar" derken bununla tabicileri murad etmi tir. Hazreti Peygamber de "insanlar n en hay rls benim muassrlarmdr. Sonra onlar takip edenler, sonra onlar takip edenler"" 62 lnun, mmetinin en hay rl nesli ol- diyerk,sahbnoiI< duuna i aret etmi tir. Tabi(iinun says hakknda hibir rakam ileri srlmemi tir. Sahabilerin, Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra, fethedilen e itli lkelere da ldklar ve buralarda kendilerine pek ok mslman n mlaki olduu gznnde bulundur dursa, bunlarn saysn tesbit etmenin mmkin olamayaca kolay anla l r. Bununla beraber Islam' n eitli ilim dallar nda hret kazanm pek ok tabi(inin tarih ve tabakat kitaplar nda zikredildiini ve bunlarn hal tercemelerinin verildi ini gzden uzak tutmamak gerekir. Tabi`tin, sahabilere mlki olmalar itibariyle sahabeden sonra ikinci tabakay te kil ederler. Bununla beraber onlar da kendi aralarnda muhtelif tabakalara ayr lmlardr. bn Sa`d'a gre Vahit -em drt, Muslim'e gre tabakad r. ElHakim ise tabicileri onbe tabakaya ayrmtr (bkz. TabaVat). Tabicim iinde elFulcand'a'sSelca unvan ile tan nan "yedi fakih", ilimleriyle byk hret kazanmtr. Bunlar: Said bnu'lMuseyyib, elKesim bn Muhammed bn Ebi Bekr, (Urve ilnu'zZubeyr, Ija.rice bn Zeyd bn Sabit, Ebii Seleme bn (Abdirralnan bn (Avf, (Ubeydullah bn (Abdillah bn (Utbe ve Suleyman bn Yesar'dr (bkz. Seb<a). Chiliye devrinde ya am , Hazreti Peygamber devrine de yeti mi fakat onu grmek erefine nil olamam mslmanlarn da tabi`Lindan sayldklarn burada belirtmek gerekir. Mul, cgram denilen bu tabicilerin ba nda Eb l Reca' Eb l Va'il elEsedi, Suveyd bn Gafele ve Ebil (Osman enNehdi gelir (bkz. Mul azramiin). TA`DIL Bir kimsenin adaletinin a klanmas manasma gelen ta`dil, cerh ile birlikte hadis ilminin en nemli konular ndan birini tekil eder. Cerh ve ta`dil olmaks zn bir hadisin sahih veya zay f olduunu tesbit etmek mmkin de ildir. nk shhat ve zafiyet, her eyden nce, hadisi nakleden ravinin gvenilir olup olmamas na bal olarak ortaya kan sfatlardr. Bir ravi, ne derece gvenilir bir kimse ise,
1161. Teybe sresi, 100. 1162. Muslim, abill, IV. 1962-1963.

412

onun rivayet etti i hadis de o derece shhat kazanm olur. Bir hadisin isnadn tekil eden rvilerin hepsi gvenilir olduklar takdirde, o hadisin sahih olduuna hkmedilir. Aksi halde, yni rvilerden birinin veya birkann gvenilir olmamas halinde, onlarn bu halleri, rivayet ettikleri hadisin s hhati zerinde phe ve tereddtlerin belirmesine ve dolaysyle onun sahili olmad hkmnn verilmesine sebep olur. te bu basit ve basit oldu u kadar da nemli olan kaide dolay syle, hadis ravilerinin gznnde tutulmas na ve hallerinin ara trlp ortaya konmasna byk bir titizlikle nem verilmi tir. Bir rvi zayf halleri dolay syle cerhedilir ve bu haller a klanr. Zay f hali grlmeyen ve gvenilir oldu u anlalan bir rvi de tddil edilir; bir ba ka tabirle tezkiye olunur. Rvinin cerhinde cerh sebebi olan hallerin a klanmas art koulduu halde, tddilde byle bir art sz konusu de ildir. nk bir insan n nadiren de olsa yalan sylemesi, onun bu yzden cerhedilmesine sebep olur. Bu itibarla onun yalan syledi inin bilinmesi gerekir ve bu hali aklanr. Bir baka cerh sebebinin de ayn ekilde aklanmas gerekir. Fakat kendisinde cerhe sebep te kil edecek herhangi bir hal bulunmayan kimse tddil edilirken, onun yalan sylemedi ini, yahut eitli cerh sebeplerini birer birer sayarak bunlar n hi birisinin kendisinde bulunmadn sylemek gereksizdir. Cerh ve tddil, bir rvi zerinde birle irse, yani baz kimseler rviyi cerh, dier bazlar da tddil ederlerse, hkm, cerh edenlerin grne gre verilir nk bu gibi durumlarda raviy tddil eden kimselerin, rvinin cerhe sebep te kil eden hallerini yakndan bilmedikleri anlalr. E er bu hallerini bilmi olsalard, phesiz, onlar da r viyi cerh etmekten geri kalmazlard (bkz. Cerh). Rvinin tddilinde baz tabirlerin kullanlmas hadisiler arasnda det haline gelmi ; ayn zamanda bu tabirlerden herhangi birisi bir rvi hakknda kullanld zaman, o rvinin, gvenilir olma s fatnn hangi mertebede bulundu unu anlamak da mmkin olabilmi tir nk bu tabirler, hadisiler aras nda ayr bir snfalandrmaya tbi tutulmu ve bir rvinin gvenilirli i hangi derecede ise, onun hakknda yalnz o dereceye dellet eden tabirlerden biri kullan lmtr. Mesela bn Ebi kltim'e gre tddilde kullan lan tabirler drt gruba ayr lr. Birinci grup tabirler, en gvenilir rvileri belirtmek iin tesbit edilmi tir. Bunlar: Silca, mutistn, ebtun, 4uceetun, (adlun baftun, cadlun abfun tabirleridir. EzZehebi ve el`Iratf, bn Ebi kltim'den farkl olarak, tddile dellet eden tabirleri be gruba ayrmlardr. Ancak onlarn 413

ilave ettikleri grup, bn Ebi I-Fatim'in birinci grupta zikretti i tabirlerin de nnde yer al r ve en gvenilir raviler hakknda kullanlr Bu tabirler, bir tabirin tekrar edilmesinden ibarettir: Siha iha, siha hucce, iha haft gibi. bn Hacer ise, tddile dellet eden tabirleri alt gruba ayrm ve birinci mertebedeki raviler hakk nda bu tabirlerin ef `al veznindeki ekillerini kullanmtr: Evsah, ebet gibi. bn Ebi Wtim'in ikinci mertebede kulland tabirler ki bunlar ezZehebi ve el(IraVnin tasnifinde nc, bn Hacer'in tasnifinde ise drdnc mertebeye dellet ederler sadahun, mahalluhu e dhu, la be'se bihi, me'mnun gibi tabirlerdir. nc mertebede kullan lan tabirler di er ikisine gre drdnc, bn liacer'e gre be incidir eyhun, feyuktebu hadisuhu, yunictru fih, eyhun vasatun, ceyyidu'lhadis, hasenu'lhadis, adahun, adahun lehu evham, adahun tegayyere bi'ahrih gibi tabirlerdir. Drdnc mertebede ise ikisine gre be inci, bn Ilacer'e gre altnc mertebedir yuktebu hadi uhu li'li(tibar, adahun ina'allah, erca en la be'se bihi, uveyl h, mahbalun gibi tabirler kullanlm tr'" Bu son mertebede kullan lan tddil tabirleri, ravinin cerhinde kullanlan tabirlerin en hafif olanlar na en yakn derecede bulunanlardr. Bu sebepledir ki, en gvenilir ravi ile en zay f 'iyi aras nda muhtelif derecelerde yer alan ravilerin hallerini belirten bu tabirler derecelerine uygun manalar ifade ederler. TAIJAMMULU'L-1-JADIS Lugatta yklenmek manas na gelen tahammul kelimesi hadis stlahnda, bir kimsenin, ba kalar na nakletmek maksadyle hadis rivayet eden bir' eyhten, rivayet etti i hadisleri eitli yollarla (ya iiterek ya kitaplar n alarak, ya ona arzederek) almas, yani onlar bakasna devretmek zere yklenmesidir. Talammulu'lhadis, ethten, hangi yolla olursa olsun hadis almak demek olunca, ilk akla gelen husus, tahammul i inin hangi yalarda ve hangi hallerde balayabilece idir. Bu konuda hadisiler aras nda deiik grler ileri srlm olmakla beraber, genellikle, ki i ister kfir olsun ister ocuk olsun hadis alabilece i kabul edilmitir. Ancak
1163. Ta`dilde kullanlan bu tabirler hakknda bn Ebi Ijrtim'in tasnifi iin bkz. Kidbu'lI. 4; bn Hacer'in tasnifi cerh ve't-ta` dil, I. 1, 37; eg-Zehebi'nin tasnifi iin bkz. Tedrib, s. 231-232. iin bkz. Nuhbetu'l-fiker erhi, s. 95. Keza bkz.

414

hadisin alnmas ile rivayet edilmesi farkl eylerdir. Rivayette, Hazreti Peygamberin bir hadisinde de belirtildi i gibi, hkm istihrac edilebilmesi iin hadisin daha fakil bir kimseye ula trlmas gayesi vardr. Bu sebepledir ki fahih, istihrac edece i hkmn islm'n ruhuna uygun olmasn salamak iin hadisi kimden ald na dikkat etmek zorundadr; nk hadisin shhati, onu rivayet eden ki inin gvenilir olmas , ile yak ndan ilgilidir. Gvenilir olmamn ilk art ise dini btn olmaktr. te bu sebepledir ki hadisiler, kfir olan bir kimsenin hadis almasnda mahzur grmemi olsalar bile, kfirin rivayet etti i bir hadisin alnamayaca gr zerinde ittifak etmi lerdir. Nitekim sahabeden Cubeyr bn Mutem, Hazreti Peygamberin ak am namaz nda Tr sresini okuduunu Islm'a girmeden nce i itmi, fakat bu hadisi ancak mslman olduktan sonra rivayet edebilmi tir"". Hadis almak iin belirli bir ya zerinde ittifak edilmemi tir. am hadisileri, otuz ya ndan sonra hadis sem`m n mstehab oldu unu sylerken Kfeliler, ocuklar na, yirmi ya n tamamlamadan hadis talebine msade etmemi lerdir. Sufyn esSevri'ye gre hadis renmek isteyen bir kimse, bu i e ba lamadan nce yirmi sene ibadetle megul olmandr"65 . Fakat do ru olan gr odur ki, hadis i itmek, yazmak, yahut zabtetmek iin ya tandidine gerek yoktur. ocuk temyiz kudretine sahip olduu yatan itibaren limler meclisine kat lp hadis iitebilir. nemli olan, onun sylenen sz anlayabilmesi ve sorulan soruya cevap verebilmesidir. Be yanda da olsa her eyi birbirinden ay rma yeteneine sahip olan bir ocuk, hadis alabilecek bir ya a gelmi demektir. Ibrahim bn Saeld elCevherrnin nakletti ine gre halife elMe' nfin'a drt yanda bir ocuk gtrlm , hem Kur'n okuyor, hem de e itli meselelerde gr bildiriyordu. Fakat karn ackt zaman a lamaktan da geri kalm yordu". Hadis tahammlnn eitli ekilleri, veya yollar vardr. Bunlar, nem srasna gre yledir: 1. Sema( : Hadis alacak kimsenin, rivayet s rasnda eyhin szlerini bizzat iitmesidir. eyh, bu rivayeti ya h fzndan, yahutta elindeki kitabndan yapar; nemli olan, hadis alan kimsenin eyhin azndan iitmesidir. Bu bak mdan semtte, hadis tahammlnn en stn eklini tekil eder.
1164. EsSuyrti, Tedrib, s. 237. 1165. Ayn yer. 1166. bn Keir, iljtifru

s. 120.

415

Hadisi sema` yolu ile alan kimse, onu bir ba kasna rivayet ederken haddeend, alyberand, enbe'ena, semictu, kale lend falan, zekere lena fuldn gibi tabirler kullanr. Bu tabirlerin en stn semictu, sonra srasyle haddeend ve al berant'dr. Ancak ahberand, kraata tahsisi yaygnlamadan nce semdda en ok kullanlan tabir idi. 2. `Arz veya eyhe okumak ac rda cale'eyh) : eyhten hadis alacak olan kimsenin, nceden bildi i, yahut yazl olarak elinde bulundurdu u eyhin hadislerini, eyhe okumas veya arzetmesidir ki, bunun balca iki gayesi vardr: Birincisi, phesiz, bu hadisleri ba kalar na rivayet edebilmek iin eyhin haberdr olmas n sa lamak, bir bakma onun iznini almak; ikincisi ise, nceden bildi i veya yazl olarak elinde bulundurdu u eyhe ait hadisleri ona arzederek, yanl bildii, yahut yanl yazd ksmlar varsa onlar dzeltmek ve ileride bakalarna rivayet etti i zaman do ru olarak rivayet etmektir. eyhten arz veya k raat yolu ile hadis alacak olan kimsenin bizzat arzetmesi veya okumas art deildir. eyhin huzurunda bir ba kas okurken di eri de dinlerse, dinleyen de arzedenle birlikte eyhten hadis alm olur. lk tahamml yolu olan sema` ile arz n tercih ynnden kar latrlmas neticesinde gr ortaya kmtr. Baz hadisiler, semac ile arz aras nda hibir fark grmemi ler, her ikisinin de ayn derecede olduunu sylemi lerdir. Dier bazlar sema<1 arzdan stn grr'erken, baz lar da arz sema`a tercih etmi lerdir. Her gr n mdafaasn yapan bir ok hadisi ve me hur imamlar vard r. Arz yolu ile alnan hadislerin rivayetinde kullanlan ideal tabirler, eer arzeden bizzat rvinin kendisi ise, Icara'tu 'ada fuleinin, bir bakas arzederken rvi dinlemi ise, buri'e cald fuldnin ve elle esmdu tabirleridir. Bununla beraber baddesencl, aljberand ve hatt semictu tabirlerinin kullanlmasna cevaz verenler de vard r. Bunlar, bu tabirlerden baz sna cevaz verirken, di er bazsna da muhalefet ederler. Bu bak mdan hepsi arasnda kesin bir ittifak yoktur. 3. Iedze : Hadis tahamml yollar nn ncs icaze'dir. icaze, eyhin, hadislerini rivayet etmesi iin bir kimseye izin vermesidir. Ancak bunun eitli ekilleri vardr: a) eyh, belirli kimseye veya kimselere belirli hadislerinin veya kitaplarmn rivayeti iin icazet verir. b) Belirli kimseye veya kimselere belirli olmayan hadis veya kitaplarnn rivayeti iin icazet verir ve mesela "sana (yahut size), btn 416

mesmlatmn rivayeti iin icazet verdim" der. Asl nda eyhin "btn mesm) al ", icazet verilen kimse iin mehuldr. Bu sebeple, bu tarz icazetin cevaz hakknda birincisine nisbetle daha ok ihtilaf kmtr. Bununla beraber, bu icazete ve bu icazetle al nan hadislerin rivayetine cevaz verenler olmu tur. c) eyh, belirli olmayan kimselere umum vasf kullanarak icazet verir. ve naesel "btn mslmanlara icazet verdim" der. Bu e it icazet, daha ok, muahhar ulema aras nda ihtilaf konusu olmu ; bazlar bu umumi icazetin " u beldenin ilim talebesine icazet verdim" denilerek tandit edilmesini cevaza daha yak n grmlerdir. d) eyh, belirli kimselere mehul olan kitab nn rivayeti iin icazet verir ve mesela "sana sunen kitab nn rivayeti iin icazet verdim" der. Fakat kendisi bir ka sunen kitab rivayet etti i iin, icazet verdii kitabn hangisi olduunu belirtmez. Yahutta eyh, belirli bir kitabnn rivayeti iin mehul olan bir kimseye icazet verir ve "Mubammed bn Hlid edD ma krye fulan kitab mn rivayeti iin icazet verdim" der. Aslnda Mubammed bn Hlid edD maki adnda bir ka kii vardr, fakat eyh, bunlardan hangisine icazet verdi ini belirtmez. e) eyh, olmayan bir kimse iin icazet verir ve mesela "fulan kimsenin doacak ocuuna icazet verdim" der. f) eyh, sema` yahut icazet gibi e itli tahammul yollar ndan birisi ile henz almam olduu hadisleri veya bir kitab , ald zaman rivayet etmesi iin bir kimseye icazet verir. cazetin ihbar, yani haber vermek hkmnde olduu gznnde bulundurularak, elinde haberi olmayan kimsenin ba kasna hibir ey veremiyece i gr ile bu e it icazetin bat l olduu ileri srlmtr. g) eyh, kendisine rivayet etmesi iin icazet verilen kitaplar n , yine rivayet etmesi iin ba kasna icazet verir ve "mucazat m rivayet etmen iin sana icazet verdim" der. Zikrettiimiz bu yedi icazet ekli, bazlar hakknda daha ok muhalifi bulunsa bile, hadisiler aras nda yine de tatbik edilmitir. 4. Mundvele: Hadis tahammul yollarnn drdncs, elden vermek manasma gelen munveledir. eyh, hadislerini ihtiva eden bir kitab rivayet etmesi iin herhangi bir talebesine verir. Bu verme i i, ya icazetle birlikte olur (mundvele malcrdne bi'l icdze); ya da icazetsiz olur (mundvele mucerrede cani'l icdze). Birincisi, icazetin en yksek eklidir ve shhati zerinde hibir ihtilaf olmam tr. eyh, semacuu ihtiva

417

eden kitab talebesine verir ve "bu, benim semac mdr", yahut "fulndan rivayetimdir; bunu benden rivayet et" der. ikincisinde ise, kitab n talebeye verir ve "bu, benim semc mdr", yahut "hadisimdir" der, fakat talebesinin, onu rivayet etmesi iin kendisine icazet verdi ini sylemez. Byle bir munvelenin s hhati zerinde deiik grler ileri srlm tr. Baz lar, bu munvele ile al nan hadislerin rivayetinin ciz olmadn ileri srerken di er bazlar bunun aksini iddia etmi lerdir. 5. Kitabe : Tahammul yollarnn beincisi kitbettir. eyh, rivayet edilmesini istedi i hadislerini uzakta bulunan bir kimseye yazarak gnderir. Mukatebe de denilen bu usl, munvelede oldu u gibi, ya icazetle birlikte tatbik edilir, ya da icazetsiz olur. eyh, yazd hadisleri kendisinden rivayet etmesi iin talebesine icazet verdi ini ayrca belirttii gibi, bazan da sadece hadisleri yazmakla yetinir; rivayet etmesi iin icazet verdi ini zikretmez. Bu ikinci ekil, zerinde gr ayrlklar bulunmakla beraber, eyhin hadislerini yazmas nda icazete dellet bulunduunu ileri srenlerce kabul edilmi ve bu yolla alnan hadislerin rivayetine cevaz verilmi tir. 6. 1<lamu'eyh ( eyhin i<lam, bildirmesi) : eyh, talebesine gsterdi i hadis veya kitab hakknda "bu benim fulndan sam'mdr" der, fakat talebenin bunu rivayet etmesi iin hibir ey sylemez. Byle durumlarda talebenin, eyhin hadisini veya kitab n rivayei etmesi, hadisilerin byk o unluunca ciz grlm , hatt zhiriyeden baz imamlar, eyh "bu benim sem'mdr" dedikten sonra "bunu benden rivayet etme" dese bile,rivayeti ciz olur, demi lerdir. Bununla beraber, eyhin icazet vermeksizin mcerred i'lm mn rivayet iin yeterli olmadn ve rivayetin ciz say lamyacan ileri srenler de vard r. 7. Vagyye : eyh, lmnden nce veya bir seyahata karken hadislerini ihtiva eden kitaplar n birisine vasiyet eder. Kitaplara vasiyet yolu ile ship olan kimsenin onlar rivayet edebilece ini ciz grenler bulundu u gibi, ciz olmad grnde olanlar da vard r. 8. Vicade : Tahammul yollarnn sekizincisi "bulmak" mansma gelen vicdedir. Herhangi bir kimsenin, bir eyhe ait hadisleri ihtiva eden baz kitaplar bulmasdr. Bulan kimse, eyhin musr olabilecei gibi, musr olmayabilir de. Fakat ne olursa olsun, bu hadisleri haddeseni veya atberani gibi tabirlerle rivayet edemez. nk onlar , eyhten ne i itmitir, ne de rivayet iin icazet alm tr. Bu gibi hadislerin rivayetinde um.umiyetle kara'tu fi kitbi fulanin veya vecettu bi418

l ,aff fulanin gibi tabirler kullanlmsa da, sahih bir rivayet olarak kabul edilmemi tir.
Yukarda ksaca aklamaya altmz hadis tahammul yollar, bazlar dier bazlarna nisbetle daha ok itiraza u ram olsa bile, hadisiler aras nda az veya ok tatbik sahas bulmutur. Bu yollardan herhangi biri hadisilerin o unluu tarafndan zayf saylm ise, bu yolla nakledilen hadislerin de , zayflna hkmedilmi ; yolun shhatine inananlar ise, hadisleri de sahih kabul etmi lerdir. Bununla beraber semac, arz veya k ra'at gibi tahammul yollar, herhangi bir ihtilaf sz konusu olmakszn en stn hadis alma usulleri olarak yaygn kabul grm ve hadisiler, srf bu yollarla hadis alabilmek iin rtt le fi talebi'lbadis ad altnda uzun ve meakkatli seyahatlar gze almakta tereddt gstermemi lerdir. TAURIC kIarece fiilinden tretilmi tefcil bab nda masdar olup ilrac manasnda karmak demektir. Bu kkten gelen ve hadis stlahnda sk sk rastlanan ba ka tabirler de vardr. Hkm karmak (istinbat)manasnda istilrac, bir kimsenin, mehur bir hadis kitabnn hadislerini srasyle ele alarak kendine ula an isnadla vermek suretiyle meydana getirdii kitaba dellet etmek zere mustat rec, hadisin geldii yere, yani rvisine dellet etmek zere kullan lan mallrec, bir hadisi isnad ile birlikte bir kitapta irad etmek manas nda ihrac bunlardandr. Tabric ise, iki manda kullanlmtr. Birisi Ma rib ulemas tarafndan biraz nce i aret etti imiz iljrac manasnda kullanlan ve bir hadisi isnad ile birlikte bir kitapta irad etmek manas na gelen tabrictir kinci inanas ise, bir kitapta bulunan hadisleri isnadlar ile birlikte karmak ve her bir hadisin, varsa di er isnadlarm gstererek shhatlerine i aret etmekten ibarettir. Mesela elcIraki (. 806), elGazali (O. 505) nin Pya'snda yer alan hadisleri Tat ricu eladisi'l-14ya ad altnda toplamtr. Bu kitapta baz hadislere vakf olamamas dolaysyle ikinci defa, fakat daha kk bir kitap tasnif etmi ve bu kitaba da elMagni can Itamli'lisfar fi'lesfar fi tat rici ma fi'lIl ya mine'lal bar adn vermitir. Kitapta, her hadisin turukunu, sahabilerini, mahrecini, s hhat ve zafiyet derecesini gstermi tir. Keza Zeynu'dDin Rasim bn Kutlubua (O. 879) da Tulfetu'l-14ya fima fate min tel.(11.kt et adisi'l lya adnda bir kitap tasnif etmi tir 167. Bunun gibi, :L mstekl bir hadis kitab olmad halde bir ok hadisin delil olarak zikredildii eserlerdeki hadisleri toplayarak onlar n eitli isnadlarm
1167. Bkz. FIci I3alife Ke fu'i iunan, I. 24.
,

419

ve bu isnadlarn shhat ve zafiyetini gsteren muhtelif tahric kitaplar meydana getirilmi tir.
TAHRIF Hadislerin metin ve isnadlarmdaki kelime ve isimlerin harflerinde, yanl bir zan veya vehme istinaden yap lan de iikliklere tabrif denilmitir. Merhm kelimesinin mahr tim olarak deitirilmesi gibi. Ancak bu tabir, bn Hacer'in tasnifinde grlr. Zira o, yaz eklinin bozulmakszn sadece baz harflerinde yap lan nokta de iikliklerini taidf, yaz eklinin bozulmasn da tahrif olarak isimlendirmitir". Bununla beraber, gerek Ibnu' alal ve gerekse ona tbi olan enNevevi, ister yalnz nokta de iikliklii olsun, ister yaz eklinin deiiklii olsun, her ikisini de ta14 ad altnda zikretmilerdir" 6'. Tahrif yaplarak rivayet edilmi hadislere muharref denir (bkz. Muharref). TAIJVIR Hadis kitabeti esnas nda yazlmamas gereken bir ibarenin yanllkla yazlmas halinde o ibareyi ibtal etmek ve onun, metnin aslndan olmadn belirtmek iin baz ilerin yap lmasna, yahut baz iaretlerin kullan lmasna, hadisiler aras nda byk titizlik gsterilmitir. Fazladan yaz lan yaznn bakla kaznmas, bir bez paras ile silinmesi, zarb denilen, yaz zerine izgi ekilmesi, yahut baz iaretlerin konulmas bunlardandr. Tahvik ise, zarb n bir e ididir. Fazladan yazlm olan ibarenin ba na ve sonuna yar m daire eklinde birer izgi izilir. Mesela: "Bugn hava ok (ok pek) gzel" gibi. Bu ekilde fazladan yaz lm olan ibare, bir eit parentez iine alnmak suretiyle do ru yazlm olan dier ibarelerden ayrt edilmi olur. Zarb'ta fazladan yaz lm ibarelerin daima okunur halde kalmas ve ancak fazla oldu unun baz iaretlerle belirtilmesi uygun grldnden, bugn elyazmas kitaplarda rastlanabilecek olan parenteze benzer yar m daireler aras ndaki ibareleri kitab n metninden saymama a dikkat etmek gerekmektedir. TalviVn, lugatta bir eyi evirmek, ihata etmek mal:tasma gelen icvic'tan tretilmi olduu gznnde bulundurulursa, kelimenin yaz dilinde bu mal:aya uygun olarak kullanld kolayca anlalr. TAKTIC Hadis stlahnda talgru'lbadi, bir hadis metninde, fkhn eitli konularna dair hkm istihrac na yarayacak ibarelerin bulunmas halinde, bu ibareleri blerek, her ibareyi ilgili oldu u fkh babnda
1168. Bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 64. 1169. Bkz. `Utamu'lhadis, s. 252; esSuyriti, Tedrib, s. 384. Burada esSuyfti, bn Hacer'in tashfi iki ksma ayrdna ve ikinci ksma tab.rEf ad verdiine iaret etmi tir.

420

nakletmekten ibarettir. Bu a klama, takticn, hadisin ifahi rivayetinden ziyade, bir musannfn, hadisi kitabnda naklederken yapt bir i olduunu gstermektedir. Buna gre taktic, musannaf, yani f kh bblarma gre tasnif edilmi eserlerde grlr. Musannfn bir hadis metnini blerek her' bir blmn kitab nn ayr bablarnda nakletmesi, biraz nce de i aret etti imiz gibi, o blmle ilgili fkhi hkmn istihracn kolaylatrmak iindir. ibnu' alah, hadis metninde tal4ic n cevaza daha yak n olduunu, Malik, elBuhari ve di er baz imamlarn bunu yaptklarn sylemi , fakat kerahiyetten de hali olmad n ilave etmi tir". Ibnu' alah'n bu grne iaret eden enNevevi ise, ona muvafakat edilemiyece i zannnda olduunu sylemit ir". ibnu' alah, her ne kadar Malik'in bunu yapt n sylemi ise de, Eheb'in nakletti ine gre Malik, Hazreti Peygamberin hadisinde takdim ve tehir yapmay , ona baz szler ilave etmeyi, yahut ondan baz szleri karmay ho grmemektedir" 72. Keza rivayetine gre, Ahmed bn Hanbel de hadis metninin blnmesine kar dr"". Ancak her iki imam n da bu gr leri rivayetle ilgilidir ve rivayet esnasnda yaplmasn kt grdkleri eylere aittir. Fakat hkm istinbat sz konusu olunca, hadisin bir fkh blm ile ilgili olan ksmn anlamak daha kolay olur ve hataya d mekten daha uzak kal mr. unu da unutmamak gerekir ki, bir hadis metninin blnmesi halinde, kartlan ibareler, geride kalan ibarelerin manas nda en ufak bir bozuklua sebep olmamaldr. Taktic yapan musannfn gznnde bulundurmas gereken en nemli husus budur. E er Malik, elBuhari, Ahmed, enNesa'i ve Eba Davad gibi imamlar bunu yapm larsa, yaptklar bu ile onlarn byle bir man bozuklu una yol amayacaklarm da bilmek lazmdr. TALEBU'LHADI Hadis iitmek veya renmek maksadyle onu rivayet eden eyhe gitmek ve gerekti inde onun kapsnda veya dizi dibinde uzun mddet kalarak renme arzusunu gerekle tirmek manasma gelen talebulhadis, hadislerin toplanmas ve yazlmas ile ilgili faaliyetlerin temelini te kil eder. Taleb, iddetli ihtiyaca dayal bir arzu veya bir istek demektir ve bu ihtiyac n nemi anlalmakszn, gl gerektiren isteklerden ok abuk vazgeilir. Bu bak mdan hadis talebi,
1170. Bkz. e. 194. 1171. EsSuyr4i, Tedrib, s. 316. 1172. ElCez'n'iri, Tevcil 'nnazar, 1173. Ayn eser, s. 316.

B.

314-315.

421

Islam'n daha ilk gnlerinden itibaren hadise olan ihtiyac n nemini anlam mslmanlar tarafndan srdrlm ve ok ksa bir zaman ierisinde cildleri dolduran binlerce hadis toplamp yaz lmtr. Hazreti Peygamber henz hayatta iken, ashab , onun sylemi olduu bir sz, yahut yapm olduu bir fiili, kendilerinden sonra gelecek olan nesillere nakledebilmek iin byk bir arzu gsteriyor ve bunlar renmek hususunda e itli arelere ba vuruyorlard. Onlar hadis renme e sevkeden baz miller vard ve bunlarn banda, phesiz, sunnetin, slam dininin kayna olmas bakmndan sahip olduu byk deer geliyordu. Bu sebepledir ki, Hazreti Peygamber " hid olan gib olana tebli etsin; belki kendisine tebli edilen, onu i itenden daha anlayh (fakih) olur" 74, baka bir rivayette de "Allah, bizden bir hadis iitip de onu hfzeden, sonra da ba kasna tebli eden kimsenin yzn ak esin. Bazan ilim sahibi kimse, kendisinden daha alim olan kimseye onu nakletmi olur; bazan ilim ykl kimse, alim olmayabilir"H" buyurmu tur. Bu szleri ile Hazreti Peygamber, hadislerinin bakalarna nakledilmesini istiyor, ancak byle oldu u takdirde, o hadislerin onlardan daha iyi hkm karabilecek fakil (alim) lere ula abileceini belirtmi oluyordu. Bir taraftan, hadisin slam dinine kaynak olmas itibariyle kazanm olduu deer, dier taraftan, Hazreti Peygamberin kendisinden iitilen hadislerin ba kalarna tebli edilmesi hususundaki emirleri, sahabenin, onlar renme arzusunu art ryor ve her frsatta Hazreti Peygamberin yan nda bulunarak onun szlerini dinlemeye sevkediyordu. Medine dnda oturanlar bile s k sk Medine'ye geliyorlar, Hazreti Peygambere dinleri ile ilgili hususlarda sorular soruyorlar, sonra da onun szlerini ve nasihatlar n renmi olarak dnyorlard . Medinedeki sahabiler ise, ok sual sormaktan menedilmi lerdi. Bunu sz konusu eden Enes bn Malik yle der: "Peygambere sual sormaktan nehyolunmu tuk. Bundan dolay, l ahalisinden akll birinin gelmesi ve bizler dinlerken Peygambere sual sormas houmuza giderdi" 1176. Enes'in bu sz, sahabenin Hazreti Peygamberden daima bir eyler duymak ve renmek arzusu iinde bulunduklar n ok iyi aklamaktadr. Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra da hadis renme arzusu kuvvetinden hibir ey kaybetmemi tir. Her sahabinin i ittii ve bil1174. ElBuh5r1, ahiti, I. 24; II. 191; Muslim, ahiti, III. 28; Ebil Dgvild, Sunen, I. 294; bn Mace, Sunen, I. 104. 1175. Ebil Davfid, Sunen, II. 289; bn Mce, Sunen, I. 102. 1176. Muslim, ahiti, I. 41.

422

di i hadisler, gerek say ve gerekse man ve mahiyet itibariyle birbirinden farkl olduu iin, bir sahabi, Hazreti Peygamberin hayat nda ondan iitmedii hadisi, onu iiten bir baka sahabiden sorup renebiliyordu. Hatt o hadisi bilen sahabi, islam lkesinin ok uzak bir k esinde bulunsa bile, o hadisi ondan renmek iin bazan onun bulunduu yere kadar yolculuk etmek klfeti bile gze al nyordu. Mesela Hazreti Peygamberin tan nm sahabilerinden, kabri bugn Istanbul'da bulunan Ebii Eyyab elEnsail, bir hadisi Mr'da yaayan Ukbe bn cAmir'e sormak iin Medine'den Msr'a gitmi, sorup rendikten sonra da geri dnmth 77 . ElButarrnin bir haberinden rendi imize gre sahabi Cabir bn `Abdillah da, sahabi 'Abdullah bn Uneys'in rivayet etti i bir hadisi bizzat onun a zndan iitmek iin Medine'den am'a gitmiti" 78. Fetihlerin o almas ve islam lkesinin ksa bir zaman iinde geni lemesi neticesinde bir ok sahabi lkenin e itli ve birbirinden uzak yerlerine da lmt. Bunlarn byk bir ksm asker ve kumandan, bir ksm da fethedilen yerlerde devlet hizmetlerini yrtmekle grevli bulunuyordu. Bu sahabilerin o unluu gittikleri yerlerde kal yor, yerleip ev bark sahibi oluyorlard . ElHakim, muhtelif ehirlere yerlemi ve oralarda vefat etmi sahabilerin isim listelerini verir" 79. Bunlarn bir ksm Kfife'de, bir ksm Basra'da, bir ksm Mr'da, Semerkand ve Horasan'da yerle mitir. Cezire'de, Merv'de ve Nisabarda yerleenler vardr. EsSuyatrnin verdi i rakama gre M sr'a 300 sahabi girmitir". Sahabenin bu ekilde dalmas, gayet tabii olarak, Hazreti Peygamberden iitip rendikleri hadislerin de da lmas neticesini do urmutu. Her sahabinin bildii hadislerin miktar, man ve mahiyet bak mndan farkl olmas da her ehir ve kasabada farkl hadislerin yaylmasna sebep olmutu ve bu da tabii bir netice idi; nk her sehabi, bulunduu yerde, yalnz Hazreti Peygamberden i itip rendii hadisleri rivayet ediyor; bylece, bir yerde rivayet edilen hadi.ler, o hadisleri iitmemi olan sahabilerin bulunduklar dier yerlerde bilinmiyordu. Buna mukabil buralarda da, oralara yerle mi sahabilerin hadisleri yaylyordu. Tabi<i'm devrinde tedvinu'lt adi (hadislerin toplan p yazlmas) yaygnlanca, hadis renmeyi islam dinine hizmet
1177. E1-1:1.kin, Mdrifet s. 7; bn `Abdil-Berr, Cmic beyiini'l-`11m, I. 94. 1178. Bkz. el-ButffirI, a4/4, I. 27; bn `Abdi'l-Berr, Cami` bey lni'l=a1m, I. 93. 1179. Bkz. Wrifet s. 191 vd. 1180. Bkz. es Suyiiti, Fjusnu'l-muhi4ara f i ahhe Mra ve'l-Kiihire, I. 81. ri
-

423

etmek ynnden gaye edinen ve ona ilmi bir hviyet kazand ran tabiri hadisiler, elbette, sadece ya adklar ehirlerde ya ayan sahabilerden rendikleri hadislerle yetinemezlerdi; nk hadisler, sadece tandklar sahabilerin rivayet ettikleri hadislerden ibaret de ildi. Geni slam lkesinin muhtelif ehirlerine yerle mi baka sahabiler de vard ve onlar da kendi bildikleri hadisleri rivayet ediyorlard . Bu sebeple oralara gidip her sahabinin rivayet etti i hadisleri de i itip renmek gerekiyordu. te bu gaye ile, tabi`iin devrinde, sahabe devrindekinden ok daha fazla seyahatlar vukubulmaya ba lad . Hadis renmeyi gaye edinen her tabici hadisi, maddi imkanlar nn elverdii nisbette ba ka ehirlerde ya ayan sahabileri ziyaret ediyor ve onlarla temas etme imkanlarm bulup rivayet ettikleri hadisleri kendi azlarndan dinliyor ve reniyordu. Hadis renmek iin yap lan bu seyahatlara erR 4le fi alebi'llcdi ad verildi. Tabi<tsndan sonraki nesillerde de bu seyahatlar geni leyerek devam etmi ve bunlarn neticesinde bildi imiz hadis eserleri meydana gelmitir. Burada, baz mehur hadis imamlar nn talebu'l'lm de denilen bu faaliyetlerine baz rnekler vermekte fayda vard r:

ElCif nicu's allib adl en gvenilir hadis kitab nn musanmf elBukar (. 256), Bukara'da dnyaya gelmi , onalt yanda iken `Abdullah Ibnu'lMubarek ve Veki< Ibnu'lCerrak' n kitaplarn ezberlemi, sonra annesi ve karde i ile birlikte hacc iin yola kmtr. Onsekiz yana geldii zaman, sahabe ve tabi`fnun kaza ve kavillerini toplayp tasnif etmi , yine ayn sralarda, Hazreti Peygamberin kabri banda ve ay nn aydnlatt gecelerde Tdrillini yazmtr.
ElBukarl hadis toplamak' iin bir ok lke dola mtr. Suriye, M sr, Cezire, Basra, Kfe, Iiicaz, u rad ve bazlarnda uzun zaman kald ilim merkezlerindendir. nce kendi lkesinde, sonra da gezdi i yerlerde pek ok kimseden hadis alrnr. Bunlar aras nda Mekki bn brahim elBelki, 'Abdal' bn `Osman elMervezi, <Ubeydullah bn Masa el(Absi gibi me hur hadisiler vardr. Kendisinden rivayet olunduuna gre binin stnde eyhten hadis yazmtr ve yazp da isnadn bilmedii tek bir hadis yoktur 1181 . Bir baka ablb, musannf Muslim, 204 senesinde NIsabar'da do mu, 218 senesinden itibaren, yani henz 14 ya nda iken, hadis toplamaya ve bu maksatla <Irak, 1:licaz, Suriye ve M sr gibi eitli lkeleri dolamaya balamtr. En ok hadis ald eyhler aras nda Yahya
1181. Daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, Hadis tarihi, s. 251.

424

bn Yahya etTemimi, elKa'nebi, Ahmed bn Yunus elYerb<I, bn Sellm, Ahmed bn Ebi Uveys, Said bn Manr, bn Hanbel ve daha bir ok kimse zikredilebilir" 82. Kutubi Sitteden Sunen musannf enNes'I, 215 senesinde Horsn'n Nisa' kasabasnda domutur. Onbe yanda iken Kuteybe bn Sa(id elBelhrye seyahat etmi , ondrt ay yannda kalarak ondan hadis iitmitir. Bundan sonra btn Horsn' , Hicaz, (Irk, Sriye ve Msr' dolaarak oralarda bulunan hadisilerden hadis toplamt r. Onun hadis ald kimseler arasinda shak bn Rhye, bn Habib, Ebu Davud Suleymn bnu'lEcas, isl k bn Man r, Kuteybe bn Sacid ve daha pek ok kimse vard r. EnNes'i, hayat nn mhim bir ksmn Mr'da geirmi ve eserlerini orada tasnif etmi tir. lmnden bir sene nce M r'dan ayrlp am'a geldii zaman, baz kimseler ona. Mdviye'nin stnl ne dellet eden hadisler rivayet etmesini istemi ler; fakat o bunu reddedince tekmelerle mescidden ch ar atmlardr. Bu hdiseden sonra Filistin'in Remle kasabasna gelen enNes'I, ok gemeden, 303 senesinde vefat etmitiM". Bir ba ka Sunen sahibi Ebu Davud 202 senesinde Sicistn'da do mu , kk yandan itibaren hadis toplamak iin seyahata karak Horasan, cIrk, Sriye, M sr ve Hicz hadisilerinden hadis yazmtr. Bu hadisiler aras nda elBuhrT., Muslim'in eyhlerinden Ahmed bn Hanbel, cO mn bn Ebi eybe, Kuteybe bn Sacid, Muslim bn brahim bn Harb, Ebu'lVelid etTaylisi, elKa`nebi, Musedded, Yahya bn Macin ve daha pek ok kimse vard r. Hayatnn son senelerini sonradan yerle mi olduu Ba ra'da geirmi ve 275 senesinde vefat et nitiMm. Dier bir Sunen musannf etTirmizi, 209 senesinde Tirmiz'de domutur. Her hadis imam gibi o da kk yandan itibaren hadis toplamaya ba lam , bu maksatla yapt seyahatlerda pek ok hadisi ile karlamtr. mam elBuhrl'ye tilmiz oldu u gibi, Kuteybe bn Sacid, shak bn Musa, Muhammed bn Gayln, Sacd bn cAbdirrahman, Muhammed bn Be r ve daha bir ok kimseden hadis almtr. Kendisinden rivayet olundu una gre, bir eyhe ait iki cz hadis yazm fakat bu hadisleri eyhten i itmemiti. Bir gn Mekke yolunda
1182. Bkz. ayn eser, s. 257. 1183. Ayni eser, s. 244-245. 1184. Ayrh eser, s. 245 vd.

425

bu eyhle kar lar. ki czn yannda olduunu dnerek hadisleri iitmek iin ondan izin ister. eyh kabul edince etTirmizi bine inden iki cz karr; fakat bu s rada eyh de hadisleri okumaya ba lamt r. Ne var ki etTirmizi eline ald czlerin bo olduklarn ve asl czleri yanna almadn grr. eyh hafzasndan hadisleri okuyup bitirince etTirmizi'ye, sonra da elindeki czlere bakar ve bo olduklarn grr. Bunun zerine "benden utanm yormusun?" diyerek onu atarlar. EtTirmizi durumu anlat r ve hadislerini ezbere bildi ini, dilerse kendisine tekrar edece ini syler. Ancak eyh buraya gelmeden nce hazrlanm olabilece ini syleyerek kabul etmez. EtTirmizi eyhten ba ka hadisler okumas n ister; o da hafzasndan krk hadis okur. EtTirmizi de bunlar tek bir harf de iiklii yapmadan tekrarlar. eyh, onun bu hafza kudreti kar snda hayretini gizlemez ve "senin gibisini grmedim" der. EtTirmizi, 279 senesinde do duu yer olan Tirmiz'de vefat etmi tirll 85. Bir baka Sunen musannf IbnMace, 219 senesinde do mu, hadis yazmak iin Rey, Basra, K afe, Ba dad, am, Msr ve 1.1icaz'a seyahat etmitir. Hadis ald kimseler aras nda Ebil Bekx bn Ebi eybe, elelLeys bn Sacd, Ibrahim Ibnu'lMunzir, 'Abdullah bn Mucaviye, Hiam bn 'Ammar ve bunlarn tabakas ndan bir ok kimse vard r. 273 senesinde vefat etmi tir". Alt mehur hadis imamnn hadis talebi ile ilgili seyahatler na i aret etmek iin verdi imiz rnekleri daha art rmak mmkndr. Her hadisi kendi ap nda ve imkanlar nisbetinde talebu'lhadis yolunda seyahat etmi tir. Zaten bu seyahatler yap lmadan, Hazreti Peygamberin Islam lkesinin bir birinden uzak yerlerine yaylm olan hadislerini biraraya getirmek de mmkn de ildir. Burada una da iaret etmek gerekir ki talebu'l hadis iin yap lan seyahatlarn asl gayesi, her ne kadar hadis toplamak olsa bile, bir baka gayesi de hadisi en emin kayna ndan almakt . Bunu bir misal ile yle aklamak mmkndr: Bir hadisi, am'da rivayet edilen bir hadisi iitmek iin mesela Ba ra'dan kalkar, am'a gider. Oysa am'da o hadisi rivayet eden eyhten i itmi bir baka hadisi Basra'da bulunmaktadr. Byle bir durumda Ba ra'dan am'a gidecek olan kimse oraya gitmeden Ba ra'daki di er hadisiden hadisi i itebilirdi. Ancak bu takdirde hadisi asl rivayet eden aml eyhten de il, ikinci elden alm olur, bylece de isnad uzar, yani ah olmaktan kard . Bir hadisi
1185. Ayn eser, s. 247. 1186. Ayni eser, s. 249.

426

asl kaynandan almak, phesiz ikinci yahut nc elden almaktan ok daha iyi ve emniyetlidir. Zira aradaki eller ne kadar ok olursa, hadisin rivayetinde hata yaplmas ihtimali de o alr. TA(L R Lugatta bir eyi asmak, destek ve dayanaktan mahrum brakmak mansna gelen ta`lik, hadis stlahmda, musannf n, kitabnda nadettii bir hadisin isnadndan ya kendi eyhini, yahut kendi eyhi ile birlikte s rasyle bir ka eyhi ve hatt btn isnad hazfederek kle falda veya kle Rasidullah (s.a.s.) ibaresiyle, hadisi, zikrettii ilk kaynaa isnad etmesidir. Aslnda taclik, hemen hemen yaln z elBut 'ri'ye hs bir rivayet tarz dr ve ondan baka hibir musann f bu usille bavurmamtr. Esasen taclik tabiri de ilk defa elBuhrl ve Muslim'in alill'lerini ciddi bir tenkide tbi tutan EbulI-Jasan edWrakrtni (. 385) tarafndan kullanlm, daha sonra da bunu maribli Eb l cAbdillah (. 420) elCem` beyne's akikayn adli eserinde takip etmi tir. Bundan sonradr ki talik, mustalah kitaplarmda yukarda tarifini verdi imiz bir eit rivayet tarz iin kullanlan bir tabir olarak grlme e balamtr. elButri'ye hs bir rivayet tarz olduuna gre, nemli olan husus, onun, niin baz hadislerin isnadlarn hazfederek kle fultn, yahut rav filan, yahutta zekere .fuln gibi tabirlerle onlar kitabnda nakletti ini tesbit edebilmektir. Ibnu's alh bu konu ile ilgili olarak yle der: El-13uttri'nin bunu yapmas , ya hadisin, tatlik etti i ahstan sika olan rvilerin rivayetiyle marf olmas dolaysyledir. Yahut kitabnn baka bir yerinde ayn hadisi musned muttas l olarak nakletmesi sebebiyledir; bu takdirde isnad tekrar etmekte bir fayda mlhaza etmemi tir. Yahutta elBuhri ink ta ile nitelendirilemiyecek ba ka sebeplerle bunu yapm trur. Ta(liklar hakk nda Tagliku'ttatlik adl mstekl bir eser yazan bn eyhten sem` yolu ile al ndn gstermeyecek kle, rev, zcide, zekere, yurv, yuzkeru ve yuklu gibi kat veya yar kat bir ifade ile isnaddan bir veya daha fazla ahs hazfetmektir. E er kle ve rav gibi kat`i bir ifade kullamrsa, kendinden alman n shhatine dellet eder. Ancak hazfohman rviler zerinde durmak gerekir. E er bunlar gvenilir kimseler ise, ta(liklarndaki sebep, ya bu hadIsin kitabn bir baka yerinde daha bulunmu olmasdr; yahut hadis eyhten semc yolu ile alnm olsa bile, bu eyh tedlis yapmakla tannmtr; yahut hadis aslnda mevkiiftur ve mevkf hadisler akil.'in konusu -deildir. Yahutta rviler
Hacer ise, bu kitabnda zetle yle demektedir:
1187. 'Ulmu'lhadis, s. 62.

427

aras nda, gvenilir olsa bile, elBuharrnin artma uymayan kimseler vardr. E er musann f, yuklu ve yurvit gibi yar katti ifadelerle hadisi nakletmi se, bu takdirde hazfolunan rviler aras nda zayf buldu u bir kimse var demektir... 1188 Eski kaynaklar, elBuharrnin ta(liklarm buna benzer izah tarzlar ile aklamaya al mlardr. ElBubarrnin kaynaklar n inceleyen Fuat Sezgin ise, meseleye ok daha de iik ynden yakla m ve mustalahu'lhadis kh aplarmda daima sz konusu edilen tahammul yollarndan vicde ile ilgisini ara trarak, elBuVarrnin bu yolla ald hadisleri naklederken ta`lik eklinde tezahr eden rnekler ktn ortaya koymu tur. Vicde yolu ile alnan kitaplarda semac, arz veya icazet sz konusu olmad iin, bu kitaplardan yap lan nak llerde 4addeend veya ai berand gibi tabirlerin kullanlmas mmkin deildir. Bunlarn yerine vecettu veya kara'tu bi/J(1w fuln gibi tabirler kullanlr Ancak bunlar munkat ve mursel babna dahil saylrlarsa da, bir nevi muttas l sened gibi grnrler. Bu sebeple ketle fuln veya zekere falan demek gerekir ve bu tabirler munkat bir rivayete dellet ederler. Bu bak mdan tacliklar viccide ile alnan hadislerden saymak en do ru yoldurn". Ta(lik ile rivayet edilen hadisler, rvileri bilinmedi i takdirde zayf hactisler aras nda yer alrlar. Bu e it hadislere mu<allak denir (bkz. 111u(allal). TARAHe HADISEHU "Hadisini att lar" manas na gelen tarahil hadisehu tabiri, redd ltadIehu, merddu'lbadl, ?acifun cidden tabirleriyle ayn mertebede olmak zere rvilerin cerhinde kullan lr Bu tabirle cerhedilen bir ravinin hadisi al nmaz, delil olarak kullanlmaz. TASH F Hadislerin metin ve isnadlar nda geen baz kelime ve isimlerin baz harflerine yanl bir zan veya vehme istinaden nokta koymak, yahut noktal bir harf ise noktas n drmek suretiyle yaplan hatalara ta hif denir. Bu tarif, bn Hacer'in tash fi iki ksmda mtalaa etmesi gznnde bulundurularak yap lmt r. Zira ona gre, sadece noktaya istinaden yap lan deiikliklere ta hif, fakat yaz eklinin bozulmasna yol aan de iikliklere de tarif denirn". Halbuki
1188. bn Hacer'in bu grleri hakknda bkz. Fuat Sezgin, Buharinin kaynaklarl, (Ta.`14u'ttaclilc'ten naklen), s. 84-85. 1189. Fuat Sezgin'in konu ile ilgili grleri hakknda bkz. ad geen eser, s. 90 vd. 1190. Bkz. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 64.

428

ilnu' alah, yaplan hata ister yaln z nokta de iikliinden, ister yaz deiikliinden ibaret olsun, her ikisini de ta hif ad altnda zikretmi t ir 1191 . Tashf yaplarak rivayet edilen hadislere rnuah4af denir. Bu konuda, rnekleriyle birlikte daha geni bilgi edinmek iin mu alAaf maddesine bakmak gerekir. Lugatta, dzeltmek, do ruluunu salamak manasma gelen ta lll hadis stlahnda, herhangi bir hadis kitab nn yazlmasndan sonra, gerek rivayet ynnden ve gerekse man ynnden phe ve tereddde sebep olabilecek baz yazl ibarelerin yeniden gzden geirilerek, do ruluundan emin olunduktan sonra, o ibarelerin zerine veya yanlarna d ve lt( harflerinden mte ekkil alAa kelimesinin yaz l' masndan ibarettir. Bylece, kitab yazan veya istinasah eden kimse, kitabn yazlndan sonra, yeniden kontrol edilip gzden geirili inde gaflete dmediini, ona gereken ihtimam gsterdiini belirtmi ve kitab okuyanlara emniyet telkin etmi olur. Bugn, elyazmas kitaplar mtal edenler, baz ibareler zerine, yahut sahifenin yan bo luuna konulmu abb,a kelimesine s k sk rastlarlar. TA N F Lugatta, snflandrmak, ayn cinsten olan eyhleri biraraya getirip di er cinslerden ayrmak manasma gelen ta nif, stlahta, hadisleri konularna gre ayrp ayn konudakileri bir bb iinde toplamak demektir. Nitekim hadislerin byle bir ayrma tbi tutulmas neticesinde muannaf denilen ve fkh bablarma gre blmlere ayr lm olan eitli hadis kitaplar meydana gelmitir. Hazreti Peygamberin hayat nda ve vefat ndan sonra hadisler baz sahabiler tarafndan yazlm (bkz. Kitabetu'lhadis), daha sonralar ezZuhri (O. 124) ve akranlar tarafndan geni bir tedvin faaliyeti balatlm olmakla beraber, hadislerin fkah bblarma ve sair konulara gre tasnifi yaplmamt . Bilhassa tedvinin balamasndan sonra meydana getirilen kitaplar, bir hafi= ancak unutmamak iin hadis kaydettii birer koleksiyondan ibaretti ve gerekti i anda istenilen hadisi bulmak hususunda elveri li birer kaynak olmaktan uzakt . Hadis kitaplarnn, gerek hkm istinbat ynnden ve gerekse aranlan bir hadisin daha kolay bulunmas ynnden ba vurulabilir birer kaynak haline gelmesi, ancak hadislerin f kh bablarma gre tasnif edilmesinden sonra mmkin olmu tur. Burada una da iaret etmek gerekir ki, hadislerin toplan p yazlmas (tedvinu'lhadi ) ile tasnifi
1191. Bkz. s. 252.

429

arasnda uzun bir zaman fark yoktur. Mustalahu'lhadise dair ilk kitabn mellifi olarak bilinen erRamahurmuzi (. 360), tasnifin ba langc hakknda u bilgiyi verir: "Bildi ime gre, hadisleri ilk defa tasnif edip bblara ay ran kimse, Ba ra'da erRebi< bn ubeyl (. 160), Sa(id bn Ebi (Arbe (. 156), Yemen'de `Abd diye adland rlan tialid 'bn Cemil ve Matmer bn Raid (. 153), Mekke'de bn Cureyc (O. 150), sonra Kfe'de Sufyan e Seyri (O. 161, Ba ra'da Hammad bn Seleme (O. 167) ve yine Mekke'de Sufyan bn (Uyeyne (. 198), am'da elVelid bn Muslim (. 195), Rey'de Cerir bn (. 182), Horasan ve Merv'de <Abdullah ibnu'lMubarek (O. 181), Vast'da Hueym bn Beir (. 193) ve bu asrda Kfe'de bn Ebi Za'ide (O. 193), by Fu?ayl (. 196) ve daha sonralar Yemen'de `Abdurrazzak bn Hemmam (O. 211) ve Eb Kurra Msa bn Tark olmutur1 "2. bn Hacer de, hadislerin Hazreti Peygamber, ashab ve kibar tabi(in devrinde tedvin edilmedi ine temasla yle der: "...Bu devirde hadisler iki sebepten dolay camilerde mdevven ve mretteb deildi. Birincisi, Muslim'in al ll,'inde de belirtildii gibi, Kur'an! Kerimle kar ma korkusundan dolay sahabenin tedvinden menedilmeleri; ikincisi ise, hafzalarmn viiscati ve zihinlerinin akcl idi. ou yaz bilmiyordu. Fakat tabi`n devrinin sonlar na doru, ulemamn muhtelif ehirlere dalmas, havaric, ravafz ve kader mnkirleri gibi bid(at ehlinin ortaya kmas zerine, asar n tedvini ve bblara gre tasnifi ba lad . Bu ie ilk defa giri enlerin ba nda erRebi( bn Subeyl (. 160), Sacid bn Ebi (Arabe (O. 156) ve di erleri vard . Bunlar, nc tabaka gelinceye kadar her hain ayr ayr tasnif ediyorlard . mam Malik (O. 179) elMuvagcV adn verdii kitabn tasnif etti. Bu kitapta Ricaz ehlinin hadisini toplam ; sahabenin szlerini, tabi<an ve daha sonrakilerin fetvalar n da mezcederek onu telif etmi ti... 1193. Fkh bablarma gre tasnif edilmi eserleri bir ka gurupta toplamak mmkindir. Bunlarn bir ksmna sunen denilmi, bir ksm Cami( adyle hret kazanm , bazlar da muannaf diye adlandrlmtr. Bunlarn yannda, bir de musned denilen hadis kitaplar vardr ki, bunlarn hadisleri fkh bablarma gre de il, ya onlar rivayet eden sahabi isimlerine gre, ya da me hur bir imamn rivayetleri olarak tasnif edilmitir.
1192. Bkz. 1193. Hedyu'ssarf, s. 4-5. s. 611-613.

430

Sunenler umumiyetle ibadt, mumelt ve ukubtla ilgili f kh konularna ait hadisleri ihtiva ederler. Kutubi Sitteden say lan enNesn, Ebn Divld, etTirmiz1 ve bn Mce'nin Sunedleri bunlar n en me hurlarn tekil eder (bkz. Sunen). Ciimicler de sunen kitaplar gibi fkh konularna ait hadisleri ihtiva ederler; fakat onlardan farkh olarak f kh dnda kalan konular da bu kitaplarda yer alm tr. Mesel Kur'n n faziletlerine, tefsirine, yarathn balangcna, gemi peygamberlere, menak be, Hazreti Peygamberin siret ve ma azisine, halife ve ashabmn faziletlerine ve tevhide ait bb veya kitaplara sunenlerde rastlanmad halde, cmi`lerde bunlara ayrca yer verilmi tir. ElBut 'ri ve Muslim'in elCdmic u'ahi/'leri bunlardandr. K eza etTirmizrnin Sunen'i Cami< ad ile de hret kazanmtr. (bkz. C ni(). Muannaflar ise, sunenlerden pek farkl olmayan hadis eserleridir. Ihtiva ettikleri konular, belki sunenlerden biraz daha fazla, fakat cmigere nisbetle daha az oldu u iin sunen ve cami` aras nda yer ahrlar. tAbdurrazzk. bn Hemmm'n Mu annaf adl eseri bunlardand r. Bunlarn dnda, fkhn belirli bir konusuna tahsis edilmi kitaplar da vardr. Yukarda zikretti imiz sunen, cami` ve musannaflar, fkhn btn konularn ihtiva eden hadisleri biraraya getirdikleri halde, belirli bir konuya tahsis edilmi kitaplar, mesela yaln z taharet e, yahut yalnz salata, hacca veya zekta ait hadisleri ihtiva ederler. Sufy'n esSeyri (. 161) nin Kitdbu'lFerd'4"1 ve Kitdbu'tTefsir'i 'Abdullah bnu'lMubgtrek (o. 181) in Kitabu'xuhd ve ve'rKitdbu'lBirr ve' Saa' s , Kitdbu'tTefsir'i, Kitdbu'lCihdd' gibill94. TAZBIB Lugatta ta4ib, byk kap larn arkasna konulan ve kap kanatlarnn almasn nleyen enli yass demir mansma gelen abbe' den alnmtr. Istlahta ise, mana yahut ibare ynnden arapada kullanlmas caiz olmayacak ekilde bozuk, bir yahut bir ka kelimesi dk, yahut musahhaf olan, fakat btn bunlara ra men rivayet ynnden sahih bulunan bir hadisin bozuk olan ibaresi zerine, bataraf dd harfine benzeyen bir izgi (hat) ekmekten ibarettir gibi). Ancak grb denilen ve hatah yazlm yazlar ibtal etmek iin yaz zerine ekilen izgi ile kar mamas iin tabib izgisinin yazya temas etmemesine dikkat edilir. Bu izginin ba na konulan ad harfi, muhtemelen talal'te kullanlan Bad ve ha' harflerinden mte ekkil i aretin ilk harfine dellet eder (bkz. Ta hih). Ancak ta?bib'te ha' har1194. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talat Koyiit, Hadis tarihi, s. 199 vd.

431

finin yazlmayarak onun yerine izgi ekilmesi, tazbib ile tashih'i birbirinden ayrt etmek iindir. Ta bil iareti, hadisin hem rivayet ynnden hem de ibare ynnden sahih oldu una dellet eder. Ta4lb iareti ise, hadisin yaln z rivayet ynnden sahili oldu una dellet ederse de, cld harfini takip eden izgi, tashihin henz tamamlanmadn, ibarede noksanl k ve bozukluk bulundu unu gsterir. Kitab n yazar ibare zerine bu i areti koymakla, okuyucuya, her ne kadar hadis nakil ve rivayet ynnden sahih olsa bile, ibaredeki noksanl a ve bozuklu a vakf olduunu, ancak bu bozuklu u giderecek ba ka bir rivayetin kendisine ula madn ve onu geldii ekliyle kitabna aldm, belki onu okuyanlarn rivayetin sahili ekli hakknda bilgileri bulunabileceini belirtmi olur. Ta?bib i aretinin baz kitaplarda isnadlarda da kullanlm olduu grlr. Umumiyetle mursel veya munkat olan isnadlarn irsal veya inkta yerlerine bu i aretin konmas det olmutur. Baz eski hadis usl kitaplarmda da, bir hadisin rivayetinde birden fazla kimseler birleip bunlarn isimleri vci atf harfi ile birbirine atfedildi inde, isimler aras nda zabbeye benzeyen i aretler konuldu u grlr. Ancak bu iareti ta4lb i areti sanmamak gerekir. Bunlar, at f harflerini tekid iin kullanlm iaretlerdir. Tazbibe temriz da denilmitir. Bu tabir de, hastal k man:asma gelen nart4'dan alnm olup, hadisin, yukar da akladm z kusurlu ibarelerine i aret etmek demektir. Burada unu da hatrlatmakta fayda vardr: Gerek tas4111 ve gerekse ta;bib veya tenr.4 i aretlerini elyazmas hadis kitaplar nda sk sk grmek mmkndr. Bu i aretlerin dellet ettikleri manalar bilmek, phesiz, metinleri de erlendirmek bak mndan ok nemlidir. TEDLIS Tedis, lugatta, karanl k, zulmet manasma gelen deles'ten tretilmi olup, bir eyin aybm ve kusurunu gizlemek, a k ve belli olmas gerekirken onu karanlk iinde brakp belirsiz hale sokmak demektir. Hadis stlahnda ise, bu manya uygun olarak, rvinin, eyhinden iittii ve iitmedii hadisleri birbirinden ay rt etmeksizin rivayet etmesidir ki, i itmedii hadisleri de i itmi olduu velimini uyandrd iin, aybm ve kusurunu gizlemi olur. d'Tedlisin eitli ekilleri vardr. Bunlardan birisi ted/isu'/isrc dr ki, rvi, muasn hatt mlki oldu u eyhten do rudan do ruya iitmedii, ancak bir ba kas vastasyle ald hadisi, aradaki vas tay kaldrarak ondan rivayet etmesidir. Bu hadisi o eyhten rivayet eder432

ken kale fultnun, yahut can fulanin yahutta enne fulanen kitle gibi ittisale de muhtemel olan bir tabir kullan r. Bylece, o hadisi eyhten iitmedii halde iitmi vehmini uyandrr.
,

Baz kimseler, rvinin, muas r olmayan eyhten dorudan doruya hadis rivayet etmesini de tedlisten saym lardr. Fakat bu gr, hadisiler arasnda fazla ra bet grmemi tir. Hatt eyhulislm bn Hacer, rvinin, mus r olup da mlki olmad bilinen bir eyhten rivayetine bile tedlis denilemiyece ini, bunun ancak irsali hafi saylacan ileri srm ve yle demi tir: "Mudelles ile murseli hafi arasnda ok ince bir fark vard r ve bunu u ekilde aklamak mmkindir: Tedlis, kendisine mlki oldu u bilinen kimseden rivayet eden ahsa aittir; fakat bu ahs o kimsenin musr olur, fakat ona mlki olup olmad bilinmezse, rivayeti murseli hafidir. Bu bak mdan, lika' art komakszn muasarat tedlisin tarifine sokan kimse murseli hafiyi de tarifin iinde zikretmi olur. Aslnda her ikisi de birbirinden farkldr. Tedliste musarata de il lik'a da itibar edilip onun art koulduuna, hadis limlerinin, Eb OsmAn enNehdi ve lays bn Ebi HAzim gibi muhazramlarm Hazreti Peygamberden rivayet ettikleri hadislerin tedlis de il murseli hafi kabilinden oldu u zerindeki ittifaklar da dellet eder. E er tedliste yalnz musaratla iktifa edilmi olsayd, bu mub.a?ramlar mudellis say hrlard ; nk bunlar, Hazreti Peygambere kesinlikle musarat etmi lerdir; fakat ona mlki olup olmadklar bilinmemektedir"'" bn Hacer'in tedlis ile ilgili bu a klamasn ksaca zetlemek gerekirse, denebilir ki: Bir rivayetin tedlis say labilmesi iin, rvinin, hadisini rivayet etti i eyhe mlki olmas arttr. Zaten mlkt sz konusu olunca, musarat zikretme e gerek yoktur; nk ancak muas r olanlar birbirlerine mlki olabilirler. te byle durumda rvi, mlki olduu eyhten iitmedii hadisi rivayet ederse tedlis yapm olur. Fakat rvi musr olmayan, yahut mus r olsa bile mlki olmad bilinen bir eyhten hadis rivayet ederse, buna tedlis denmez; nk byle bir eyhten hadis iitmi olmas mmkn deildir ve iitmedii de ikrdr. Binanaleyh rvinin byle bir rivayette gizlemeyi gaye edindii kt bir davran sz konusu olamaz. Olsa olsa, rivayetinde ak bir nkta bulunduu sylenir. Oysa tedliste durum ok daha farkldr. Ba arafta kelimenin mans m verirken de i aret etti imiz gibi, bu eit rivayette, rvinin, mlki oldu u ve hatt baz hadislerini de iittii eyhinden, i itmedii hadisleri de rivayet etmesi ve sanki
1195. Nuhbetu'lfiker erhi, s. 56.

433

onlar da iitmi gibi bir zanna yol amas dr. Bu sebepledir ki tedlis ile rivayet, hadisiler aras nda iddetle knanmtr. E Wi(rnin ube ibnu'lliaccc'tan nakletti ine gre "zina i lemek, rivayette tedlis yapmak kadar kt de ildir"; yine u`be'ye gre tedlis kizbin kardeidir 196 . Tedlisin bir baka ekli tedlisu'ttevsviye'dir. Tesviye, bir eyi dier bir eyle ayn seviyeye getirmek demektir. Bir hadisin isnad ncla hem zayf hem de gvenilir kimseler yer alm ise, zayf rvilerin isnaddan kart lmas halinde bu isnad tesviye edilmi , yani yalnz gvenilir rvilerden olu an bir isnad haline getirilmi olur. Buna gre bir rvi, eyhini deil de, ya eyhinin eyhini, yahutta daha yukar daki bir eyhi, ya zayf, ya da kk oldu u iin isnadtan d rr; yani onu tesviye eder. Tedlis ile tesviye edilmi bu isnad gren bir ba ka kimse, rvinin gvenilir olan eyhinin tedlis yapmadn ve kendisinden sonra gelen eyhten hadisi alm olduunu dnerek isnadn sahih olduuna hkmeder; oysa rvi, eyhinin eyhini isnadtan karmtr. Bu eit tedlis yapmakla hret kazanm olan Bakyye ibnu'lVelld'ten yle bir hadis rivayet edilmi tir: `An Bahlyye, hadde enl Ebi Vehb elEsedi, can Nafi`, can cOmer : Li tahmeda islame'lmer'i hatta tacrifa uhdete re'yihi. bn

bn Ebi 1.-tim'in babas ndan naklen belirtti ine gre, bu hadisin isnadnda, ok az kimsenin anlayabilece i bir zellik vard r: Hadisi cUbeydullah bn <Amr, shk bn Ebi Ferve'den, bn Ebi Ferve N MI( den, o da bn cOmer'den rivayet etmi tir. Fakat Bakyye, isnadda tesviye yapmak masad yle ish4 bn Ebi Ferve'yi aradan karmtr. Ancak yapt bu iin anlalmamas iin de, eyhi olan (I2beydullah bn cAmr yerine onun me hur olmayan knyesini kullanm ve Eb Vehb elEsedi demi tir. Bylece eyhinin eyhini isnadtan drmek suretiyle tedlisu'ttesviye yapmtr 197 . Burada una da iaret etmek gerekir ki, aradaki zay f rvi d rld zaman, bu rvinin eyhi ile, bu rviden hadisi rivayet eden eyhin birbirlerine mlki olduklar nn bilinmesi lazmdr ki byle bir
1196. Her iki haber iin ve tedlisi ktleyen di er haberler iin bkz. el-klagb el-Ba ddi, elKiflye, s. 355-356; Dnu's-alrl, s. 67. 1197. Bkz. es-Suyll, Tedrffi, s. 140-141. Es-Suytrnin akladna gre tesviye tabiri ibnu'lattiin tarafndan kullamlmtr. Daha nceki hadisiler buna tectrd diyorlard .Cevvedehu fulan denildii zaman, fulan kimsenin isnad gzellestirdigi, yani iyi rvileri b rakp dierlerini isnadtan drd kasdedilmi olur.

434

rivayet hakknda tedlis hkm verilebilsin. E er rvi d rld zaman, bu iki eyhin birbirine millaki olduklar bilinmezse, o zaman a k bir inkta meydana gelmi olur ki bu rivayete tedlis demek mmkin olmaz. Nitekim Malik bn Enes gibi baz imamlar bu eit rivayette bulunmulardr; fakat onlar n rivayetlerine tedlis denilmemi tir. Mesela Malik, <an evr, can bn `Abbas isnadyle hadis rivayet etmi ve evr'in eyhi olan cIkrime'yi, kendi nazar nda zayf olduu iin isnadtan drmtr. Oysa evr, bn `Abbas'a mlaki olmamtr. Bu sebepten `an evr can bn `Abbas isnad munkat<dr; mudelles de ildir. Eer evr'in bn <Abbas'a mlki oldu u bilinseydi ve byle iken Malik, evr ile bn <Abbas arasndaki <Ikrime'yi drm olsayd, o zaman tedlis yapm olurdu. nk <an evr <an bn <Abbas isnadn grenler isnadtan `Ikrime'nin. d rldn anlamazlar ve bu isnadla gelen hadisin, Sevr'in bn `Abbas'tan i ittii hadislerden biri oldu unu zannederlerdi. Zaten tedlis ile rivayetin ktl de bu zann uyandrmas dolaysyledir. nk bu tarz rivayette ba kalarn aldatmak gayesi vardr. Tedlisu'ttesviyeyi tedlisu'lisnadm bir eidi saymak mmkndr. Nitekim bnu'sSalah, tedlisi tedlisu'lisnad ve tedrisu'uyl olmak zere iki k sma ayrm, fakat tesviyeden sz etmemi tir"98. Bununla beraber esSuyti, tedlisin , hatt daha fazla e idi olduuna iaret etmitir ki bunlardan biri tedllszettesviyedirn 99. Tedlisin dier bir e idi tedllsu'suyall'tur. Bu, ravinin, isnad zikrederken eyhini, maraf ve me hur olan isim, knye, neseb veya lakab Ile de il de, srf artmak iin bilinmeyen bir isim veya lakabla zikretmesidir. Mesela Eb l Bekr bn Mucahid, baddeena <Abdullah bn Ebi `Abdillah diyerek bu e it bir tedlis yapmtr. nk verdii isim mar deildir. Bununla beraber (Abdullah' n babas olarak belirtilen Ebu Abdillah, Sunen musannf Ebu Davud'un o lu Ebu Bekr bn Ebi Davad'tur ve bu knye ile me hurdur 129. Tedlisu'uyfit, daha nce akladmz iki tedlis ekli kadar kt saylmasa bile, eer rvi, zayf bir eyhten rivayet etti ini gizlemek iin bu yolu semi olursa, yine de kt bir i yapm saylr. Bununla beraber ravinin, kendisinden kk bir eyhten hadis rivayet etti ini gizlemek, hadis rivayet etti i eyhlerin oklu unu gstermek, yahutta
1198. `Ulmu'1 4adi1, e. 61. 1199. Teddb, s. 139. 1200. Ayn eser, s. 145.

435

rivayet etti i hadisleri hep ayn eyhten almad n isbat etmek gayesiyle bu tarz tedlis yaparsa, elbette bunun di eri kadar zarar yoktur. Zikretti imiz bu tedlis ekillerinden ba ka bir ka tedlis daha vardr. Bunlardan birisi tedltsu'lcatf't r. Bir rvi, ayn hadisi rivayet eden iki eyhinden o hadisi nakleder ve her ikisinin ismini de vev harfi ile arka arkaya zikreder. Mesela baddeenci fulrnun ve fulanun der. Ashnda bu rvi, hadisi ilk zikretti i eyhten i itmi fakat va'y harfi ile birinci isme atfetti i ikinci eyhten i itmemitir. Bir dier tedlis ekli tedlisu'ssukt'tur. Ravi isnad zikrederken baddeen, yahut semictu dedikten sonra hat rna bir ey gelmi gibi bir mddet susar ve sonra eyhinin ismini zikrederek isnad , sonra da metni verir. Bylece, eyhinden hadisi i itmedi i halde iitmi gibi bir zan uyandrr. Bu son iki tedlis ekli de tedlisulisnad n birer e idi saylr. Tedlis ile rivayet edilen hadisler hakk ndaki hkme gelince, bu hususta de iik grler ileri srlm tr. Bazlarna gre, ne olursa olsun, byle hadisler kabul edilmez Di er bazlar, Sufyan bn `Uyeyne'nin yapt gibi yalnz silFa (gvenilir) kimselerden tedlis yapt bilinen kimselerin rivayetlerinin kabul edilebilece ini ileri srm lerdir. Bir gr e gre de, e er tedlis yapan kimse gvenilir bir kimse ise, onun yalnz baddeseni veya semictu gibi kesinlikle hadisi iittiine dellet eden tabirler kullanarak rivayet etti i hadisler kabul edilir; cancane ile rivayet etti i hadisler ise kabul edilmez 2. Burada una da iaret etmek gerekir ki, eyhinden tedlis ile hadis rivayet eden bir kimse, bu rivayetinde semictu, Itaddesenet veya buna benzer semaca dellet eden tabirler kullan rsa, bu, a k bir yalan olur. eyhinden i itmedii halde "iittim" diyerek hadis rivayet eden bir kimse elbette terke mstehakt r. TEDVINU'LHADIS Lugatta cemetmek, toplamak, biraraya getirmek manasma gelen tedvin, hadis stlahnda, sahabi olsun, tabiti olsun, muhtelif kimseler taraf ndan rivayet edilen hadisleri yazarak bir kitapta toplamaktan ibarettir. Hadis tarihinde tedvinin ba langc, takribi olarak, birinci asr n ikinci yarsna rastlar. Tedvinin ba langcn bu ekilde tesbit ederken, bunu, hadis kitabeti (kitabetu'lbadis) ile kar trmamak gerekir. Kitabet tabiri, genellikle, Hazreti Peygamberin hayat nda baz sahabi1201. Bkz. esSuyfiffl, Tedrfb, s. 143-144.

436

lerin Hazreti Peygamberden i ittikleri hadisleri yazmalar nda kullanlmtr. Bu yazma i i neticesinde hacimli bir kitap vcuda getirilmi olsa bile, buna yine de tedvin demek mmkin de ildir; nk bu devirde sahabi sadece Hazreti Peygamberden i ittii hadisleri yazmay dnm, fakat hibir zaman ba ka sahabilerin iittikleri hadisleri de onlardan toplayp yazmay gaye edinmemi tir. Hazreti Peygamber devrine yeti ememi, fakat onun ashab ndan pek ok ey renmi olan tabi<an tabakas nda hadis kitabeti ok daha farkl bir mahiyet kazanm tr nk Hazreti Peygamberin sa lnda, onun hadislerini dinlemek ve slam dini ile ilgili bilgi almak iin Arabistan llerinden Medine'ye ko turan mslmanlarn onun nnde birleen yollar, onun vefatndan sonra art k birleme noktasndan ayrlmaa, ok daha deiik ynlere da lmaya balamtr. Bunun sebebi, phesiz, Medine'de art k kendisine ba vurulacak bir Peygamberin bulunmay idi. Buna karlk, ondan rendiklerini bakalarna retebilecek derecede iyi yeti mi bir sahabiler topluluu vard ; ancak bunlar, Medine'de toplu olarak bulunmuyorlard ve bilhassa Hazreti 'Osman' n hilfetinden sonra Kuzeyde am'a, batda imali Afrikaya kadar uzanan geni slam lkesinin e itli ehir ve kasabalarna dalmlard. Bu sebepten, Hazreti Peygamberin vefat ndan sonra her biri birer retici olarak kabul edilen bu sahabiler, kendilerine seyahat edilen ve bildikleri sorulup yaz lan kimseler oldular. Onlar, renmek iin yaln z Hazreti Peygamberin huzuruna geliyorlard ; onlar takip eden tabi'an nesli ise renmek iin, Hazreti Peygamberin nnde yeti mi , vefatndan sonra da drt bir tarafa dalm olan binlerce sahabinin huzuruna gitmek zorunda idi. nk tabi(ndan olan bir hadisinin, yaln z bir sahabinin de il, belki bir ok sahabinin bildikleri hadisleri toplamas gerekiyordu. te bu durum, tabii olarak, hadislerin tedvini neticesini do urdu. Hadisileri tedvine sevkeden ba ka miller de vard . Halife 'Osman bn (Affan'n ehid edilmesinden sonra mslmanlar siyasi ve itikadi grleri farkl birtakm frka ve hiziplere ayrlmlard. Daha kts, bu frka ve hiziplerin bir ksm, kendi grlerinin do rulu unu isbat edebilmek iin bir tak m szlere hadis ss vererek, onlar Hazreti Peygambere isnad etme e baladlar. Bylece mem - c denilen uyL durma hadislerin ksa bir zaman iinde o almaa balad grld. Sahih hadisleri bu uydurma szlerin tasallutundan korumak gerekiyordu. Bu da, ancak, onlarn ciddi bir ekilde toplanp yazlmas ile mmkin olabilirdi. te bu sralarda, ilim ve takvas yannda hadisle 437

meguliyeti de bilinen Halife <Omer bn `Abdi'l-`Aziz (. 99-101), bn Hazm Medinede amili olan Ebu Bekr bn Muhammed bn (. 117, 120) e u emri gnderdi: "Hazreti Peygamberin hadislerini, sunnetlerini, <Amra Bint cAbdirral man'n rivayet etti i hadisleri aratr ve yaz; zira ben, ilmin kaybolmas ndan ve uleman n lp gitmelerinden korkuyorum" 1202. Byle bir emrin, me hur hadisi bn ihb ez-Zuhri (. 124) ye de geldii anlalmaktadr. Nitekim ez-Zuhri'den nakledilen bir haberde onun yle dedi i belirtilir: "tOmer bn cAbdi'l-`Aziz bize sunenin toplanmasn emretti. Ona defter defter yazd k. O da idaresi alt nda bulunan her yere bunlardan bir defter gnderdi" 1203. Yine ez-Zuhri'den nakledilen bir ba ka habere gre, onun "bu ilmi benim tedvin etmemden nce hi kimse tedvin etmedi" dedi i grlrl 2". Ez-Zuhri'nin mehur talebesi mam Mlik bn Enes (. 197) "hadisi ilk tedvin eden kimsenin bn ihb ez-Zuhri oldu unu sylemi (evvelu men devvene'lladise bn ihdbin) '91205; Bul-jri rihi bn Hacer ise, onun hakknda "hadisleri, cOmer bn (Abdi'l-cAziz'in emri ile ilk tedvin eden kimse bn ihb ez-Zuhri'dir" demi tirl os. Ez-Zuhri ile ilgili olarak nakledilen bu haberler, tedvinin ba langc hakknda tatmin edici bir kanaat has l eder. Bununla beraber unu da unutmamak gerekir ki, ez-Zuhri ilk mudevvin olarak kabul edilse bile, bu, onun musrlar arasnda hadis tedvin eden ba ka kimse bulunmad mansma gelmez. Hadis kitabetinin, daha Hazreti Peygamberin hayatnda balad gznnde bulundurulursa, tbicn devrine do ru bunun giderek yaygnlamas ve bir tbicinin, kar lat muhtelif sahabilerden i ittii hadisleri yazmas ok tabiidir. Ne var ki ez-Zuhri, gerek tedvin i ine daha ok nem vermesi ve gerekse Halife `mer bn cAbdi'l-sAziz'in emri ile bu i in resmi bir hviyet kazanmas dolaysyle ilk mudevvin olarak hret kazanmtr. Tedvin faaliyeti ile ilgili u birka haber de, ez-Zuhrrnin, bu sahada, akranlar arasnda nasl temayz etti ini gsterme e yeterlidir: 5lib. bn Keysn anlatr: "Ben ve ez-Zuhri, talebu'l-hadl iin biraraya geldik ve sunneni yazal m
1202. Bu haberin muhtelif rivayetleri iin bkz. bn Sa`d, Tabal,c( t, Il. 2, 134; edDrimi, Sunen, I. 126; elBultdrf, a411.1, I. 33; elHatib elBa ddi, Talsysidu'l=ln, s. 105-106; elHerevi, zemmu'f-kelrun, I. 70. 1203. EzZuhri'nin bu szleri iin bkz. ibd tbdi'lBerr, Cdmi` beyni'l' lm, I. 76. 1204. ElKettni, erRisilletu'lmustqrafa, s.4. 1205. Eb Ndaym, Ijlyetu'levliyd', III. 363; bn cAbdi'lBerr, Ce- mi` beyiini'/` /m I. 76; bn Kelr, elBiddye ve'nnild ye, IX. 345. 1206. Fetbu'lbri, I. 140.

438

dedik. Hazreti Peygamberden gelenleri yazd k. Sonra ez-Zuhri, sahabeden gelenleri de yazalm; onlar da sunnettendir, dedi. Ben de ildir, dedim O yazd, ben yazmadm. O muvaffak oldu, ben kaybettim" 1207. Ebu'z-Zinad (Abdullah bn Zekvan da a a yukar ayn manada yle der: "Biz helal ve haramla ilgili haberleri yazard k. bn Sihab ez-Zuhri ise, iittii her eyi yazyordu. Ona ihtiya oldu u zaman anladk ki ez-Zuhri halkn en alimidir" 1208. Ebu'z-Zinad'n baka bir sz de yledir: "Ez-Zuhri ile birlikte ulemay dolardk. Yannda baz lvha ve sahifeler bulundurur, i ittii her eyi yazard" 1209. Ez-Zuhrrnin hadis toplamak iin gsterdi i bu gayret, onun ilk mudevvin saylmasn salad gibi, pek ok mudevvenatn ortaya kmasna da yard mc olmutur. Onun me hur talebelerinden Ma(mer bn Ra id, bu konu ile ilgili olarak yle der: "Biz, ez-Zuhri'den pek ok hadis rendiimizi zannederdik. Fakat Halife el-Velid bn Yezid ldrlp de (126) hazinelerinden Merv an ailesi iin ez-Zuhri'den yaz lan ilmin kitaplar halinde hayvan s rtnda tandn grnce, ondan rendiklerimizin ne kadar az oldu unu anladk" 1210. Tedvinul-hadis, ez-Zuhri ile ba lam, onun muasrlar ve talebeleri ile en yayg n eklini almtr. ok gemeden de toplanan hadislerin fkh bblarma gre tasnifi ba lam ve hadis tarihinin alt n ana girilmitir. TEKELLEMe "(Cerh ve ta<dil ulemas) onun hakknda konutular, onu cerhettiler" man:asma gelen tekellem fih sz, bir ravinin cerhinde kullanlan ve onun mecrh oldu una dellet eden tabirlerden biridir. Bir kimse hakk nda konumak, umumiyetle, onun zayf olan ve hoa gitmeyen taraflar n ortaya koymak manas nda kullanlmtr. Gvenilir kii ise, hakknda hi sz edilmeyen kimsedir. Maamafih bu tabir, ta (dile en yakn tabirler aras nda yer alr ve hakknda kullanlan kimsenin, onu adaletten iskat et neyeeek bir eyle lun, leyse bimecrh oldu una dellet eder. Leyyinu't-l adis, fihi mald zak, leyse bi'l-metin, marf nun fihi, seyyi'u'l-b fi gibi tabirlerle ayn dere cededir . TELKIN- Lugatta, birisine bir eyi anlatp zihnine sokmak, kabul ettirmek manasma gelen telkin, stlahta, hadislerini hfzetme1207. Ebil Nu'aym, Ij/ye, III. 360; -Zehebl, Tr rilzu'l-sliim, V. 145; bn Ijacer, Tehzib, IX. 448. 1208. bn ljacer, Tehzib, IX. 448. 1209. E.--ZehebI, Tdrilu'l-sliim, V. 137; Tezkire, I. 109. 1210. EVI Nu'aym, 1//ye, III. 361; bn Keir, el-Bi<Mye ve'n-nihlye, IX. 344; ez-ZehebI Tlr11tu'l-sliim, V. 141.

439

yen ve ne rivayet etti ini bilmeyen kimseye "bu, senin fulndan rivayet ettiin hadistir" denildi inde, o kimsenin haddeseni fuldnun diyerek hadisi rivayet etmesidir ki, bu haliyle o kimse telkini kabul etmi ve aslmda iitmedi i bir hadisi iitmi gibi benimsemi olur. Telkini kabul edenler, umumiyetle, ya lar ilerlemi ve hafzalar zayflam ve ktlemi olan kimselerdir. Byle kimselerin telkin kabul etmee baladklar devir bilinirse, hafzalarmn salam ve kendilerinin gvenilir olduklar devirlerde rivayet ettikleri hadisler kabul edilir; daha sonrakiler, yani telkine maruz kald klar devirde rivayet ettikleri hadisler ise makbul de ildir. Fakat rvinin eskiden beri telkin kabul eden bir kimse oldu u bilinirse, hfzetti i hadislerle kendisine telkin olunan hadisleri birbirinden ay rdetmek mmkn olmad iin rvi terkedilir; kendisinden hibir hadis al nmaz" 1 . TEMRIZ Bir hadis kitabnn yazl esnasnda kitabn tashihi iin gsterilen byk ihtimamn, dikkat ve titizli in bir neticesi olarak, gerek rivayet ve gerekse man ynnden tereddde d lebilecek ibarelerin yeniden gzden geirildikten ve do ruluu tesbit edildikten sonra ibare zerine dd ve lcl' harflerinden mte ekkil sabha i aretinin konulmas (bkz. Ta hih) yahut rivayet ynnden do ru olmakla beraber, baz ibareleri arapa ynnden bozuk, bir ka kelimesi d k, yahut musahhaf olan hadisin zerine de ba nda d harfi bulunan bir izgi (--,) ekilmesi (bkz. Ta la) hadisiler aras nda det olmu tur. te burada sz edilen ta hIb'e temrI de denilmitir. Mareg (hastalk) n tef<il bab ndan hasta etmek manasma gelen temri, hastaln tedavisi iin ihtimam gstermek manas nda da kullanlmtr. Bu man gznnde bulundurulursa, kelimenin, stlahta, kitap sahibinin rivayet ynnden do ru olmakla beraber, arapa ynnden bozuk olan ibareye vak f olduuna, onu dzeltmek iin hadisin baka rivayetlerini ara trdna, fakat dzeltme imkan bulamadna, bu sebeple zerine temri iareti koyarak okuyucunun dikkatini ekmek istedi ine, belki onun, hatal olan ibarenin do ru eklini bulabilece ine dellet etti i anlalr. Man ynnden birbirine z d olan iki hadisten hangisi ile amel edilece i hususu, hadis ilminin nemli konularmdan birini tekil eder. Zira byle iki hadisle kar lald zaman, ya bunlarn nsih olann tesbit etmek gerekir; nk aralar nda varolduuna hkmedilen bir nesli keyfiyeti sz konusudur; bu takdirde hadislerin vrad
1211. Eltlatib

elKiPye,

s. 149.

440

tarihlerinin bilinmesine ihtiya has l olur. Tarih itibariyle, Hazreti Peygamberden ilk vrid olan hadis, daha sonra vrid olan hadisle neshedilmitir ve yalnz nesheden (nil,) hadisle amel edilir (bkz. N esti.). Eer nesh sz konusu de ilse, iki hadisin cem ve telifi cihetine gidilir (bkz. Muhtelifu'lhadis). Fakat hadislerin cem ve telifi de mmkin olmazsa, ite o zaman tereiVe, yani iki hadisten birini seme i lemine b avurulur. Tercih, birbirine zd manda gelen iki hadisten, e itli sfatlara sahip olmalar itibariyle, stn olan n semek demektir. Hangi hadis, sahip olduu sfatlar ynnden daha stn ise, o tercih edilir ve onunla amel olunur. ibnu's alM1, bir hadisin tercih edilmesine yard mc olan elli sfat bulundu una iaret etmekle yetinir, fakat yeri olmad n syliyerek bunlar aklamaz 12' 2. El-115.zimi tarafndan zikredilen bu elli sifat1213, dier bazlar tarafndan yze karlmt r. EsSuyiiti bunlar yedi gruba ayrarak zikrederut 4. Bu yedi grup iinde yer alan tercih sebeplerinden bazlar unlardr: 1. Rvilerin halleri ile ilgili tercih sebepleri: a) Rvi okluu. Manalar birbirine zd olan iki hadisten hangisi daha ok rvi tarafndan rivayet edilmi ise, o hadis tercih edilir nk ok rvi taraf ndan rivayet edilen hadiste yalan ve vahim bulunmas ihtimali daha azdr. b) Bir isnad tekil eden rvilerin sayca azl, yani isnadn l olmas. Gvenilir ravilerden mte ekkil Mi isnad, nazil olan dier isnada tercih edilir; nk Mi isnadlarda yalan ve vehim ihtimali daha azdr. c) Rvilerin fakih olmalar. ki hadisten hangisinin rvileri daha fakih ise, o tercih edilir Hadis, ister manen rivayet edilmi olsun, ister lafzen rivayet edilmi olsun, tercih iin nemli de ildir; nk fakih, zhirine hamli imkansz olan bir ey iittii zaman, onu aratrma ve mkili halledecek hususu bulma yetene ine sahiptir. Oysa fakih olmayan rvide bu yetenek yoktur. d) Rvilerin nahiv sahasnda alim olmalar. Nahiv kaidelerini iyi bilen bir ravinin mallar bozacak hatalara d mekten emin olunmas dolaysyle, isnad bu ravilerden mte ekkil hadis tercih edilir. e) Rvilerin lugat ilmine vak f olmalar.
1212. Bkz. `U/r mu'/-hadis, s. 258.
1213. Bkz. s. 8 vd.

1214. Bkz. Teddb, s. 388.

441

f) Ravilerin hafz olmalar . Hafzadan rivayet eden rvilerin hadisleri, kitaba dayanarak rivayet eden rvilerin hadislerine tercih edilir. g) ki hadis ravilerinin de fakih, nahvi veya haf z olmalar halinde birinin efdaliyeti. h) Ravilerin hadise kar gsterdikleri itina ve ihtimam dolay syle mbt ynnden stnlkleri. i) Ravilerin hreti. hret raviyi yalan sylemekten uzak tuttu u iin, ravileri me hur olan hadis tercih edilir. Ve bunun gibi, rvinin hali ile ilgili sfatlard r ki, yukarda zikredilenlerle birlikte k rka ular; bunlar n hepsi iki hadisten hangisinde bulunursa o hadisin tercih edilmesini Sa lar. 2. Hadisin tahamml ile ilgili tercih sebepleri: a) Vakit. Ilayinin bhl ana girdikten sonra alm olduu hadis, bu aa ulamadan nce alnan hadise tercih edilir; nk bulf a na ulaan ravinin zabt daha kuvvetli olur. b) Hadisin semac, yahut arz yolu ile al nm olmas. Sema( nan hadis, dier yollardan herhangi birisi ile alnan hadise, yoluiea yahut arz yolu ile al nan hadis, munavele, kitbe yahut vicade yolu ile alnan hadise tercih edilir 3. Hadisin rivayet ekli ile ilgili tercih sebepleri: a) Hadislerden birinin lafzen, di erinin manen rivayet edilmi olmas . Lafzen rivayet edilmi olan hadis tercih edilir. b) Hadislerden birisinde vrd sebebinin zikredilmi olmas. Vrd sebebi zikredilen hadis tercih olunur; nk bu, ravisinin ihtimamna dellet eder. c) Hadisin rivayetinde ittisale dellet eden semictu, 4addeseni gibi lafzlarm kullanlm olmas. d) Hadisin ref`nde yahut vaslnda ittifak olunmas . e) isnadnda ihtilaf olunmamas, yahut lafznnm muztarib olmamas. f) Hadisin me hur yahut aziz olmas . 4. Hadisin vr'd zaman ile ilgili tercih sebepleri: a) Hadislerden birinin medeni, di erinin mekki olmas . Medeni hadis, mekki hadise tercih edilir 442

b) Hazreti Peygamberin yceli ine dellet eden hadis, zay fl a dellet eden hadise tercih olunur. c) Hadislerden birinin hafifletici, di erinin iddetli unsurlar ihtiva etmesi halinde, birincisi tercih olunur. nk hafifletici unsurlar, hadisin muahhar oldu una dellet eder. Hazreti Peygamber, mslmanlarn chili de lerden s yrlmalar iin ilk devirlerde daha iddetli davranyordu ve hadisleri de bu devirlerde daha iddetli unsutlar ihtiva ediyordu. Chiliye devrinden uzakla ldka iddete lzum kalmam , hadislerinde de buna dellet eden unsurlar yer almam tr. 5. Hadisin lafz ile ilgili tercih sebepleri: a) Lafz hs olan hadis, lafz mm olana tercih edilir. b) Lafz hakikat olan hadis, mecaz olana tercih edilir. 6. Hkmle ilgli tercih sebepleri: a) Tahrime dellet eden hadis, ibaha yahut vcilba dellei eden hadise tercih olunur. b) Hadde dellet eden hadis, haddin nefyine dellet eden hadise tercih olunur. 7. Harici baz hususlarla ilgili tercih sebepleri: a) Kur'mn zhirine uyan hadis tercih edilir b) Bir baka sunnete, yahut k yasa, yahut mmetin veya Hulefi R idin'in amellerine uyan hadis tercih edilir. TEREKCHU Rvilerin cerhinde kullan lan tabirlerden biri olan ve "onu terkettiler" mansma gelen terekiihu, fuletn yesriku'lbadt , muttehemun bi'lkezib, muttehemun leyse bi ikatin, gayru ikatin gibi tabirlerle ayn derecede yer alr. TESV YE Lugatta, bir seviyeye getirmek mansma gelen tesviye, hadis stlahnda, hem zayf, hem gvenilir rvilerden mte ekkil bir isnadtan zayf rvilerin drlerek yalnz gvenilir rvilerden mteekkil bir isnad meydana getirmek demektir. Zay f rvilerin d rlmesi halinde, isnadta kalan rvilerin birbirlerine mlki olduklar bilinirse, yap lan tesviye tedlls mansma gelir ki, hadisiler aras nda iddetle ktlenen bir rivayet tarz dr (bkz. Tedlis). TEVItRIU VE VAFEY:AT Hadis rvilerinin do um, senc, muhtelif ehir ve kasabalarda seyahat ve vefat tarihlerinin bilinmesi, hadis ilminin nemli konular ndan birini te kil eder. nk, ancak 443

bunlarn bilinmesi sayesinde bir hadisin ittisal veya ink tatna hkmetinek mmkin olabilir. Hadis rvileri aras nda yle kimseler vard r ki, baz eyhlerden hadis i ittiklerini iddia ederler; fakat bu eyhlerin vefat, iddiada bulunan rvilerin de do um tarihlerine bak ld zaman, bu rvilerin, o eyhlerin devirlerine bile yeti medikleri anla lr. Yahut onlarn devirlerine yeti mi olsalar bile, ya ad klar ehirlere ve seyahat ettikleri yerlere bak ld zaman, o eyhlerle hibir yerde kar lamadklar grlr. O zaman anla lr ki, bu rviler, kar lamadklar eyhlerden hadis nakletmektedirler ve naklettikleri hadisleri do rudan onlardan de il de baka kimseler vas tasyle almlardr. Eb (Abdillah enNeysbri anlat r: "Muhammed Ibn Htim elKei bize gelip de (Abd bn Hamid'ten hadis rivayet etme e balaynca ona do um tarihini sordum. 260 da do duunu syledi. Arkada larma dnp yle dedim lmnden 13 sene sonra ondan hadis iittiini iddia ediyor" 1215. Ksaca i aret etti imiz bu husus dolaysyle hadis ulemas , rvilerin do um, sem` seyahat ve vefat tarihlerini, kar latklar ve hadis aldklar eyhlerin isim listelerini tesbit eden tarih (o ulu: Tevrlh) ve vefat (o ulu vafeyt) kitaplar telif etmi lerdir. bn Sa`d (O. 230) in, Yahya bn Ma(in (. 233) in, (Osmn bn (. Ebi eybe (O. 239) nin, Halife bn Hayyk (O. 240) n, (O. 261) nin, (Abdullah bn (O. 256) nin, Ahmed bn cAbdillah Muhammed (O. 271) in, Hanbel bn shk (. 273) n, bn Ebi IJayseme rilu'rricr rleri bu cmleden (. 279) nin ve Eb Zurca (O. 280) n n Tr olarak zikredilebilir. Eb Suleymn Muhammed bn (Abdillah (. 379) da, Hicretin balangsndan 338 senesine kadar hadis ricalini iine alan elVafey<it' n telif etmi tir. Tilmizi Ebu Muhammed <Abdu'l(Aziz bn Ahmed elKettni (. 466), hocas nn kitabna, onun tilmizi Eb Muhammed Hibetu'llah bn Ahmed elEkfni (. 524) 485 senesine kadar 20 senelik bir devri ele alarak elKett5.anin kitab na, erefu'dDin Ibnu'lMufazzal elMakdisi (O. 611), elEkfnrnin kitab na, Zekiyyu'dDin Eb Muhammed cAbdu'l`Azim elMunziri (O. 656) etTekmile livafeyliti'nnakale ad ile cild olarak ibnu'lMufazzal'in kitab na, cIzzu'dDin Ebu'lcAbbs Ahmed bn Muhammed bn `Abdirrahman eerif elHuseyni (O. 695) elMunziri'nin kitab na, Ahmed bn Aybek edDimyti 749 senesine kadar e erif elHuseyni1215. bn Ke5ir, s. 267.

444

nin kitabna, Zeynu'dDin elgrki (. 805) de bn Aybek edDimytrnin kitab na birer zeyl telif etmi lerdir. Btn bu kitaplar, ahslarn isimleri gznnde bulundurularak alfabetik s raya gre deil, vefat tarihlerine gre tertip edilmi tirm 6. TEVA TUR Lugatta tevtur, birbirini takip etmek, kesilmeksizin birbiri arkas ndan gelmek manas nda tefdul babnda masdardr. Titttere' avme denir ve bir kimsenin aral klarla devarnh oru tuttu u kasdedilir. Ancak bu aral klar belirli deildir. Hadis stlahnda tevtur ise, bir haberin, yine belirsiz aral klarla birbiri arkas ndan gelen haberciler tarafndan verilmesi veya nakledilmesidir. Tevtur, lafzi ve manevi olmak zere iki ksma ayrlr. Lafzi tevtur, habercilerin sz (laf z) lerinin ayn man zerinde a k ve kesin bir ekilde ittifakdr. Mesela "Sultan Mehmet Istanbul'u fethetti" haberi, birbiri arkasna gelen haberciler taraf ndan, ister ayrl kelimelerle, ister bu kelimelerin yerine ayn manya gelen ba ka kelimelerle verildii zaman, bu haber lafzen tevtur etmi olur. Manevi tevtur ise, habercilerden bir k smnn bir vakcay haber verirken di er bir ksmmn baka bir vakcay, yine bir ba ka ksmnn bir baka vakcay haber vermek suretiyle szlerinin muhtelif olmas ve fakat bu muhtelif szlerde hepsinin belirli bir ey zerinde ittifak etmeleridir ki, onlarn ittifak ettikleri ey, manevi tevtur ad n alr. Mesela baz haberciler "Ahmed'in yz lira hibe etti ini" haber verirler. Dier bazlar "onun yz koyun", baz lar da "yirmi deve hibe ettiini" bildirirler ve bunlarn okluu tevturu meydana getiren okluk derecesine ula rsa, verdikleri haber muhtelif olsa bile, ittifak ettikleri husus, manen tevtur et mi saylr, ki bu da, verilen misalde Ab ned'in bir ey hibe etmi olmasdr. Bu bakmdan onun cmertli inin tevtur yolu ile sbit oldu u sylenir. Tevatur derecesine ula m haberlere mutevatir denir (bkz. Mutev tir)

1216. Bkz. Haci Halife, Ke fu'i iunan, II. 2019-2020.

445

(ULUVV Lugatta ykseklik, yikelik manas na gelen `uluvv, stlahta, hadis isnadlar iin bir sfat olarak kullanlm ve rivayette Hazreti Peygambere yak nlk (kurb) kasdedilmi tir. Bu yaknlk, hadisi, en k sa yoldan Hazreti Peygambere ula an sahib bir isnadla rivayet etmek suretiyle meydana gelir. Bunu bir misalle yle aklayabiliriz: Bir tabicinin Hazreti Peygambere yak nl, hadisi bir sahabi vastas yle ondan nakletmesidir. Fakat tabi`i, hadisini nakletmek istedii sahabiyi grmemi ve ondan hadis i itememi ise, ondan iiten bir baka tabi`iden hadisi rivayet etmek zorunda kafir. Bu durumda, kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda, birisi kendisi gibi bir tabi'i, birisi de bu tabi'inin hadis ald sahabi olmak zere iki vas ta bulunur ve dolaysyle uluvv, yani Hazreti Peygambere yak nlk ortadan kalkm olur. Halbuki bu tabi`i, hadisi, kendisi gibi baka bir tabiciden rivayet etmek yerine, o hadisi rivayet eden sahabiyi aray p bulsa, hangi ehirde oturuyorsa oraya kadar gitmi olsa ve hadisi do rudan do ruya ondan iitse idi, kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda yalnz o sahabi bulunacak ve dolaysyle ksa yoldan ona ula m olacakt . snadn Hazreti Peygambere yaknl ((uluvv), her tabakada veya nesilde bulunan hadisiler iin rne ini verdiimiz ekildedir. Mesela elBut rrnin alii'inde nakletti i 22 kadar hadisinde kendisi ile Hazreti Peygamber aras nda yalnz vas ta bulunmaktadr. Bunlar elBu t arrnin ah' olan isnadlardr. Buna karlk, baz hadislerini en ok dokuz vasta ile nakletti i grlr; yani kendisi ile Hazreti Peygamber arasnda dokuz ravi vard r. Oysa sair hadislerini, normal olarak, drt, be veya alt vasta ile nakletmi tir. Bunlar tali isnadlardan szederken yeteri kadar a kland iin, burada tekrar na lzum grlmemitir (bkz. U GLU'LHADIS (Bkz. Mu talaba'1-1;ladis). 446

V VAHIY Lugatta, gizli ve sratli bir ekilde bir eyi bildirmek (HA') manasna gelen valpy, eriat dilinde, Allah Tatalmn, tebli ini istedii eriat ahkamn ve dier haberleri gizli bir yolla peygamberine bildirmesi demektir. Allah Ta'alnn "Allah bir insanla (kar lkl) konumaz. Ancak vahyle (kulunun kalbine diledi i eyi ilham ederek), yahut perde arkasndan konuur; yahutta bir eli gnderip izni ile diledi ini vahyeder" 12 '? melindeki yetinde de a klad gibi, vah y ekilde tecelli eder. Birincisi, ilham yolu ile bildirmektir. Ilham, b ldirilmesi istenen eyin bir defada ve sratle peygamberin kalbine ilka edilmesidir. lka'n hemen akabinde Peygamberin kalbinde bir lmi yakin hasl olur ve Peygamber kendisine hemencecik ilham olunan eyin Allah ndinden gelen bir -vahy olduunu bilir. lhamm, Peygambere yakaza halinde geldii gibi uyku halinde geldi i de olur. kincisi, Peygamberin, Rabb n grmeksizin perde arkas ndan onun Kelm'm iitmesidir. Nitekim Masa (a.s.) ya risalet grevi verildi i srada, bir ate grm ve ailesine "siz durun; ben bir ate grdm; belki ondan size bir kor getiririm; yahut ate in yannda bir yol gsteren bulurum" demiti. Msa o atein yanna gelince kendisine seslenildi: "Ey Masa! Ben, evet ben senin Rabb nm Pabularn kar; nk sen kutsal vadide, Tuva'das n. Ben seni setim. Sana vahyolunan dinle Muhakkak ben, evet ben Allah'm; benden ba ka tanr yoktur. Onun iin yalnz bana kulluk et ve beni anmak iin namaz k l" 1218. Keza "Masa tayin etti imiz vakitte bizimle bulumaa gelip de Rabb onunla konuunca "Rabbim, bana kendini gster, sana bakay m" dedi. Rabb buyurdu ki: "Sen beni gremezsin; fakat da a bak, eer o yerinde durursa sen de beni greceksin", Rabb daa grnnce onu darmadan etti ve Masa da bayg n dt. Aylnca "Sen ycesin, sana tvbe ettim; ben inananlar n ilkiyim" dedi" 1219. Bu ayet meallerinden de anla ld gibi, Masa (a.s.), Allah Ta'alann Kelam'n iitmi, fakat kendisini grmemi tir. Hazreti Peygam1217. r sresi, 51. 1218. Taha sresi, 10 14. 1219. A`rrf sresi, 142.
-

447

berin Mi<rac gecesi, Rabbm n huzuruna k ve be vakit namazn farz khn esnasnda O'nun Kelm'm iit mesi de byle olmu tur' 22. Vahyin nc ekli, Allah Ta'almn, Peygamberine ula trlmasn istedi i eyi Melek vastasyle bildirmesidir. Bu da e itli ekillerde vukubulur, Vahiy esnas nda Hazreti Peygamber Mele i nadiren de olsa, ya kendi hakiki sretinde grr; yahut Melek be er slretine brnerek Hazreti Peygambere grnr. Cebra'll'in sahabeden D hyetu'lKelbi sretinde grnmesi byledir. Batan da Hazreti Peygamberin, vah y esnasnda Mele i grmedii olur. Byle hallerde Mele in gelii iddetli bir ng rak sesinin duyulmas ile anlailr. Mahiyetini ancak Allah Ta<alnn bildii bu sesi, Hazreti Peygamberin yan nda bulunanlar i itmezler. Fakat geli ini, Hazreti Peygamberin zerine ken a rlktan ve alnndan fazla miktarda akan terden anlayabilirler. nk elBuharrnin nakletti i bir Hz. <A.'ie hadisinden de anlald gibi, vahyin Hazreti Peygambere en iddetli geli ekli budur. Hazreti cA'i e bu hadisinde yle der: "ok souk bir gnde vahyin ona geli ini grdm. Aln sanki ter olmu akyord " 2
.

Vahy, Allah Tatalmn ibla n istedii eyleri, Hazreti Peygambere, k saca i aret etti imiz bu ekilde bildirmek manasma geldi i gibi, bildirilen, vahyolunan ey (ml,d bih) manasma da gelir. Bu manada vahy, metluv ve gayri metluv olmak zere iki ksma ayrlr. Metluv vahy, Allah Tacalnn, esiz bir mcize, Hazreti Muhammed (s.a.s.) in nbvvetine kesin bir delil k ld ve "O Zikr (Kur'an) biz indirdik biz; ve onun koruyucusu da elbet biz olaca z" melindeki ayetiyle1222 muhafazas n bizzat tekeffl etti i Kur'an]. Kerimdir. Allah Ta'alnn "muhakkak ki o (Kur'n) lemlerin Rabb nn indirdiidir. Onu erRhu'lEmin (Cebra'il) uyar clardan olman iin apak bir dille senin kalbine indirdi" melindeki ayetlerinden' 223 de anlald gibi, Kur'an' Kerim, yaln z Cebra'il vas tasyle indirilmi tir ve bu, Kur'ndan herhangi bir ayetin veya srenin, Hazreti Peygamber uyku halinde iken gelmi olmas keyfiyeti ile ilgili gr do rulamaz. nk uyku halinde kalbde ancak ilham (ruy) vaki olabilir. Ilham sz konusu oldu u zaman da Mele in gelmi olmas dnlemez. Bu bakmdan, Kur'm Kerimin tamam Hazreti Peygamber yekaza halinde iken gnderilmi tir. Bununla beraber Muslim, Enes ibn Malik'ten u mealde bir haber nakletmitir: "Bir gn Hazreti Peygamber aram zda bulunurken ze1220. Bu konu ile ilgili bir hadis iin bkz. 1221. Bkz. Mak I. 3. 1222. her sresi, 9. 1223. u'ar' sresi, 192-195.

5411.1, I. 91 vd.

448

rine hafif bir uyku bast . Sonra glmseyerek ba n kaldrd. Ona, seni gldren ey nedir y Rasllalla'h? diye sorduk. Hemen imdi bir ke'lsre indirildi, dedi ve okumaya ba lad : Bismillah... inn ac!aynC Kev er. . '91224 Enes'ten rivayet edilen bu hadis, Kev er sresinin, Hazreti Peygamberin uyku halinde iken nzil oldu una dellet etmektedir. Ancak es-Suytrnin mam er-Mfici'den naklen belirtti ine gre, hadisin baz rivayetlerinde, hafif uyku mansma gelen gafvet yerine, kendinden geme denilebilecdk gamy kelimesi kullanlmtr. Fakat hangisi olursa olsun, aklanmak istenen nevm mans ndaki uyku de il, vahyin geliine dellet eden hallerden biridir. Bu bak mdan, Kur'n Kerimde, uyku halinde iken nzil olmu bir yet yoktur; hepsi yakaza halinde gelrnitir 1225. Yalnz Kevser sresinin gafvet halinde iken nzil oldu una iaret eden yukarda mezkr Enes hadisi dnda, herhangi bir Kur'n yetinin uyku halinde iken nzil olduunu belirten bir ba ka haberin bilinmedi i gznnde bulundurulursa, es-Suytrnin er-Rfi(i'den naklettii ve kendisinin de katld gr kabul etmek gerekir. Bununla beraber, unu da kabul etmek gerekir ki, ba tarafta zikretti imiz yet gereince ilham olarak veya uykuda iken peygamberlere gelen her ey vahyden saylr; nk peygamberlerin ryalar da valnydir 1226. Ancak Kur'm Kerimde ilham veya rya yolu ile gelmi hibir yet yoktur. Micrac gecesi Hazreti Peygamberin Rabb ndan dorudan doruya ald vahy dnda Kur'nn hepsi Cebra'il vas tasyle ve yakaza halinde getirilmitir. Metluv vahy olarak Kur'm Kerimin bu zelli ine i aret ettikten sonra, gayr-i metluv olan sunnetin vahiyle olan ilgisine de burada temas etmek gerekmektedir. Bilindii gibi sunnet, Hazreti Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden ibarettir ve islm dininin Kur'm Kerim ile birlikte ikinci kayna olarak kabul edilir. Sunnetin nemli bir kaynak olarak kabul edili i, Hazreti Peygamberin davran larnn basit bir taklidi zentisinin neticesi deildir. Aksine, Kurn n ak ve kesin emirleri ile sunnetin dindeki yeri belirlenmi ve dinin sunnetle tamamlanmas salanmtr. "Bugn dininizi ikmal ettim..." melindeki yetin 227 ifade et1224. Bu hadisin tamam iin bkz. al>14, I. 300. 1225. Bkz. fi `uliinti'lur'Cln, I. 23. 1226. Ayn yer. 1227. M5'ide sresi, 3.

449

tii man iinde sunnetin "ikmal" fonksiyonunu d nmemek mmkin deildir. Eer bu fonksiyon inkr edilecek olursa, Kur'n Kerimin namaz, zekt ve hacc gibi slm'n temelini te kil eden ibadetleri emredip de ifas ile ilgili tafsili sunnete brakmas nasl izah edilebilir ? E er inkrla birlikte bu soruya verilebilecek makul bir cevap bulunamazsa, o zaman, inkr terkedip sunnetin, dinin ikmalindeki roln kabul etmek gerekir. Hazreti Peygamberin sair insanlar gibi bir be er olmas da' 228 sunnetinin roln kmsemek iin bir sebep te kil etmez. nk s k sk Hazreti Peygambere itaat emreden ve bu itaat n Allah'a itaw la ayn derecede oldu unu belirleyen Kur'n yetleri nazar dikkata alnmakszn sunnet hakk nda hkm vermek mmkin de ildir; zira Peygambere itaat, ancak onun sunnetine itaat etmekle gerekle ir. Bu bakmdan "Peygambere itaat" emrini, onun sunnetine itaa mans nda anlamak gerekir. Sunnetin bu de eri, Kur'n Kerimde, Hazreti Peygamber hakk nda vrid olan ve ma yanghu cani'lhevt in huve ill vahyun ylci (Peygamber havadan konu maz; onun szleri kendisine vahyedilen vah yden baka bir ey de ildir) yeti" 29 gznnde bulundurulursa daha kolay anlalr. Her ne kadar bu yette bahis konusu edilen Peygamber szleri ile Kur'n Kerimin kasdedildiini ileri srenler varsa da, byk bir ounluk, bunun sunnete dellet etti i grndedir. Buna gre sunnet de vah ydendir. Sunnetin vahyden olduuna dellet eden ba ka hadisler de vardr. Bu hadislerden birisinde Hazreti Peygamberin yle dedi i grlr: "Bana Kur'n verildi; bir de onunla birlikte onun gibisi" 1230. 1.1ass'an bn cAtyye de "Hazreti Peygambere vah y gelirken Cibril (a.s.) in onu tefsir eden bir de sunnet getirdi ini" sylemi tirn . Sunnetle vahy arasndaki bu mnasebet, kar mza, yukarda mahiyetini aklamaa altmz vahyin ba ka bir e idini karmaktadr. Kur'n Kerimin, Hazreti Peygamberin yakaza halinde ve yalnz Cebra'il vastasyle getirilen vahiyden ibaret oldu una yukarda iaret etmitik. Yine yukarda zikrettiimiz bir yet meline istinaden,
1228. Muslim tarafndan naklen "ben sadece bir be erim. Size dininizden bir ey emretti im zaman onu alm. Re'yimden bir ey enredersem biliniz ki nihayet ben bir be erim" melindeki hadis iin bkz. ahin, IV. 1835-1836. 1229. Necm siiresi, 3-4. 1230. Bu hadis iin bkz. Ebii Diiv ad, Sunen, II. 505. 1231. bn `Abdi'lBerr, Ct mic beyni'lYm, II. 191.

450

vahyin, ilham yolu ile, perde arkasndan duyulan ses olarak ve bir de Cebr'il vas tasyle geldiini sylemi tik. Bu ksa hatrlatma, bize u gerei gstermi olmaktadr: Kur'an Kerim, bu vahiy eklinden yalnz Cebr'il'in ibl ile gelmi , baz yetler de Micrc gecesi muhtemelen perde arkasnda Hazreti Peygambere duyurulmu ; fakat sunnet, bazan Cebr'il vas tasyle gelmi olsa bile, umumiyetle, Kur'n n nzlnde grlmeyen ilham yolu ile, gerek yakaza ve gerekse uyku halinde iken gnderilmi tir. Hadis kitaplar nda buna dellet eden pek ok rivayete rastlamak mmkindir: Muslim tarafndan KitMu'llnn banda zikredilen uzun bir hadisin son ibaretleri melen yledir: . . . (`Omer bnu'lIJatt.Zib anlat r:) Bir gn Hazreti Peygamberin yannda bulunuyorduk. Bembeyaz elbiseler iinde, simsiyah sal bir adam belirdi. -zerinde yolculuk almeti olacak hi bir ey yoktu. Iimizden hi kimse de onu tan myordu. Hazreti Peygamberin nne oturdu. Dizlerini onun dizlerine dayad ; ellerini de kendi bacaklar zerinde koydu. Hazreti Peygambere yle dedi: Y Muhammed! islm' bana anlat. Hazreti Peygamber: Islam, Allah'tan ba ka ilh olmadna ve Muhammed'in Allah' n Rasul oldu una ehadet etmen, namaz klman, zekt vermen, Ramazan orucunu tutmay ve e er kudretin varsa Beyt'i haccetmendir. Adam: Do ru sylersin. (cOmer: Biz adam n nce sual sormasna, sonra da tasdik etmesine hayret ediyorduk). Adam tekrar sordu: Bana imam anlat. Hazreti Peygamber: man, Allah'a, meleklerine, kitaplarna, peygamberlerine, hret gnne, kadere, hayrna ve errine inanmandr. Adam: Do ru sylersin. imdi bana ihsamn ne olduunu anlat. Hazreti Peygamber: Ihsan, Allah' gryomusun gibi O'na ibadet etmendir. Sen o'nu grmesen bile, O seni grr. Adam: Bana saati anlal. Hazreti Peygamber: Bu hususta soru sorulan kimse sorandan daha ok bilgiye sahip de ildir. Adam: yle ise almetlerinden anlat. Hazreti Peygamber: Criyenin efendisini do urmas ve yahn ayak, plak ve fakir olan davar obanlar nn bina yapmakta birbirleriyle yar etmelerini grmendir. (Hadisin rvisi `mer devam eder:) Sonra adam gitti. Uzunca bir mddet ylece kald m. Sonra Hazreti Peygamber bana yle dedi: Y cOmer! Bu sual soran adam kimdi, bildin mi ? Allah ve Rasill daha iyi bilir, dedim. Bunun zerine Hazreti Peygamber yle buyurdu: Bu, Cibril idi. Size dininizi retmek iin gelmiti" 3232
.

44

Bu haber, kavli bir sunnetin Cebr'il vas tasyle Hazreti Peygambere


1232. Hadisin tam metni iin bkz. abgi, I. 38.

451

getirili inin, hi olmazsa Cebra'il taraf ndan teyid edili inin ak bir rneidir. Byle bir sunneti vah yden saymamak mmkin Bir baka rnek, Hazreti Peygamberin Cebr'il'in arkas nda namaz kl ile ilgilidir. Eba Mescad elEnsarrnin Hazreti Peygamberden "iiterek" rivayet etti i bu hadise gre, Rasulullah (s.a.s.) yle buyurmutur: "Cibril inerek bana imaml k etti; onunla namaz kldm; sonra onunla tekrar namaz k ldm. " Hazreti Peygamber "onunla namaz kld m" szn be defa tekrar etmi tir ki bu, be vakit namaz Cebra'il ile beraber kldm gsterir 12". Bu haber de, Hazreti Peygamberin bir ba ka sunnetinin, fiil olarak nasl Cebra'il vastasyle getirildi ini gs' erin. Bu da vahiyden ba ka bir ey deildir. Enes bn Malik, teyzesi Umm liarm'dan rivayet eder: "Bir gn Hazreti Peygamber bize geldi. Yam nda uykuya dald. Sonra glerek uyand. Ona: Seni gldren ey nedir, y Rasulallah? diye sordum. yle dedi: Ummetimden bir ordunun deniz ortas nda, hkmdarlarn tahtlar na kurulduklar gibi, gemilere binerek Allah yolunda deniz savana gittikleri bana gsterildi; ona glyorum". Ona sordum: Benim de onlar aras nda bulunmam iin du etsen... ? Hazreti Peygamber yle dedi: Sen de onlardans n. Bir mddet sonra tekrar uykuya dald. Uyand zaman yine glmsyordu. Ona niin gld n sordum. Hazreti Peygamber, birincisinde oldu u gibi ummetinden baz mcahidlerin uzun sefere ktklarnn kendisine gsterildi ini syledi. Benim de onlar aras nda bulunmam iin dua etmesini istedim; fakat du etmedi; sen evvelkilerdensin, buyurdu" 1234. Bu kavli sunnetin Hazreti Peygambere ruyas nda gnderilmi bir vahiy olduunu kabul etmemek mmkin de ildir. Nitekim ona gsterilen bu iki askeri sefer, vefat ndan sonra gerekle mi ve Hicretin 28 inci senesinde am Valisi olan Mucaviye tarafndan haz rlanan bir donanma Kbrs' fethetmek iin yola kmtr. Adaya kanlar arasnda, kendisinin de mcahidler aras nda bulunmas iin Hazreti Peygamberin du etmesini isteyen Umm Haram da bulunuyordu; bu muhterem kadn adaya ktktan sonra orada ehid dmtr. Hazreti Peygamberin i aret etti i ikinci sefer ise, Hicretin 52 nci senesinde klan stanbul seferidir. Bilindi i gibi bu seferde mslman1233. Bkz. alAt, I. 132; Muslim,

ahiti, T.

425.

1234. Hadis iin bkz. elBubrrI, ahiti, III. 232; Muslim, ahiti, III. 1519.

452

lar stanbul surlar nne kadar gelmi lerdir. Mehur sahabl Eyyilb elEn 'a'ri burada ehcl dm ve defnedilmi tir.

Ebn

<Ali bn Ebi Plib anlatr: "Bir gn Baki'u'lGarkad mezarl nda bulunuyorduk. Yanmza Hazreti Peygamber geldi ve oturdu; biz de etrafna oturduk. Elinde bir dal paras vard. Ban edi ve d nceli bir ekilde yere sopa ile izgiler izme e balad. Sonra yle buyurdu: Sizden hibir kimse, yarat lm hibir nefis yoktur ki, Allah, onun cennetteki ve cehennemdeki yerini yazmam olsun; aki veya sacid olduu takdir edilmemi bulunsun... ,,1235 Bu hadisin de (yahut kavli sunnetin), Hazreti Peygambere, daha nce rne ini akladmz ilham yolu ile gelmi bir vahy olduunu dnebiliriz. Zikretti imiz bu bir ka rne i daha da o altmak mmkindir. "Peygamber havadan konu maz. Onun szleri kendisine vahyedilmi vahyden baka bir ey deildir" 1 "6 melindeki yetin de dellet etti i gibi bunlarn hepsi birer vahydir. Bir ksm Cebra'il vastasyle getirilmitir; bir k sm da yine batarafta zikretti imiz baka bir yetin delletiyle -- ilham veya ruya yolu ile vahyedilmi tir. Bu bakmdan sunnet de vahydendir. Ne var ki onu Kur'm Kerimden ayran nemli bir hususiyet vardr. Kur'n, lafz ve man olarak vahyedilmi tir. Bu sebeple Hazreti Peygamberin, Kur'n n lafzlarnda, tek bir harf de olsa, de iiklik yapmaa hakk ve salhiyeti yoktur. nk Kur'n, btn harfleri ve bu harflerin s ralanp meydana getirdikleri btn kelime ve cmleleriyle Allah kelm dr. Hazreti Peygamberin, Peygamber olarak Kur'n kar sndaki grevi sz ve man olarak kendisine ne vahyedilmi ise onu oldu u gibi insanlara duyurmak ve kendisine verilen bilgi derecesinde manlar m aklamak, tefsir etmektir. Vahyden oldu unu sylediimiz sunnet ise, Hazreti Peygambere yalnzca man ile vahyedilmi tir. Bu many ifade edecek harf ve kelimeleri, yani lafzlar sralamak, yahut vahy fiili bir davran gerektiriyorsa onu fiilen yapmak, Hazreti Peygamberin i idir. Bu sebepten, man Allah Ta'lya ait olsa bile sz ve fiil Hazreti Peygamberindir (bkz. Sunnet). Aklamaya altmz bu esaslar erevesi iinde, Kur'n ve Sunnei, valiye mstenid olmalar dolaysyle isln dininin balca iki kaynan tekil ederler. Ancak, burada i aret edilmesi gereken bir husus vardr; o da udur: Kur'n, Allah' n muhafazas n bizzat tekeffl
1235. Hadisin tam metni iin bkz. 1236. Neem sresi, 3-4.

ahab, VII. 212; Muslim, alt[11, IV. 2039. ,

453

etmesi dolaysyle, tek bir harfine bile halel gelmeden zaman mza kadar nakledilmi ve kyamete kadar da ylece nakledilecektir Sunnet ise, Kur'an derecesinde muhafaza edilememi , zamanla arasna sunnetten olmayan yabanc unsurlar karmtr. Hadis ulemas, ortaya koyduklar usul ve kaidelerle bu unsurlar gerek sunnetten ay rmay gaye edinmiler ve bu almalarnda byk lde muvaffak olmu lardr (bkz. VAIYYET eyhin, rivayet etti i bir kitab, lmnden veya seyahata kmazdan nce birisine va yyet etmesi manas nda kullanlan bu tabir, hadis tahammul yollar ndan birini te kil eder. Muhammed /bn Sirin ve Eb Rlabe gibi seleften baz imamlar, va yye yolu ile alnan hadislerin rivayetini tecviz etmi ler; elRazi <Iyaz da, kitab n verilmesinin, iznin bir e idi, arz ve munvelenin bir benzeri oldu unu sylemi, hatta Nama yakn bir tahammul ekli olduunu ileri srmtr1237 . Ibnu's alah ise, bu gr e itiraz ederek, va yyetin ve munveleye benzetilmesinin do ru olmad m sylemekle beraber 123 ', vasyyeti, bir ba ka tahammul yolu olan vidide'den stn grenler de vardr" 39. Eb R labe (. 104), kitaplarn Eyyb esSahtiyani (. 131) ye vayyet etmi tir. Ancak Eyyb, bu kitaplar rivayet edip etmemek hususunda Muhammed bn Sirin'in grn sormu, o da nce "evet" demi, sonra da "sana ne rivayet et, derim, ne de etme derim" diyerek onu muhayyer b rakmtr. Bununla beraber Eyyb'un bu kitaplar Eb R.labe'den daha nce i ittiini, fakat hfzetmedi i iin rivayeti hususunda Muhammed Ibn Sirin'in gr n sordu unu syleyenler de olmutur. Bu haberleri nakleden elBa dadi ise, -vasiyet hakkndaki grn yle aklamtr: "Bir alimin kitaplar n bir adama vasiyet etmesi ile, alimin lmnden sonra, o adamn, onun kitaplarn satn almas arasnda hibir fark yoktur. Bu sebeple adam n o kitaplardan rivayet etmesi, ancak viceide yolu ile caiz olabilir. Idrak etti imiz btn ilim ehli bu gr tedir" 1240. VAZ< Lugatta isgat etmek, iftira ve ihtilk etmek, uydurmak manalarma gelen vazt, hadis stlahnda, Hazreti Peygamber tarafndan sylenmemi , onun azndan kmam bir sz hadise benzeterek ona isnad ve hadismi gibi ondan rivayet etmektir. Hazreti Peygam1237. Bkz. ellindc, s. 115. 1238. Bkz. s. 157. 1239. EsSuyti, Tedrib, s. 281. 1240. Bkz. s. 352.

454

ber, mutevtir derecesinde rivayet edilen "her kim, kas dl olarak benim zerime yalan sylerse cehennemdeki yerine haz rlansm" 1241 hadisi ile, hadis vazen haram klm , hatt "her kim yalan oldu u bilinen bir hadisi bana isnad ederek rivayet ederse, o kimse yalanc lardan biri olur"" hadisi ile de, yalan olan bir hadisin rivayetini bile ktlemi olmasna ra men, Islam tarihinin olduka erken bir devrinde hadis vazc balam ve ileriye do ru e itli sebeplerle giderek yayg nla mtr. Hadis yaz(' ne zaman ba lamtr? Bu konuda Fecru'lIslan mellifi Ahmed Emin' 243, biraz nce zikretti imiz ilk hadisin vrd sebebi olarak Hazreti Peygamberin hayat nda ortaya km yaz' iini ileri srerse de, bu iddias n isbat etmek iin herhangi bir delil ortaya koymaz. Muhtemelen o, baz mnafklarn sahte davranlarn, yahut yalan szlerini gznnde bulundurarak byle bir gr benimsemi olabilir; fakat bunlar n, daha sonraki devirlerde grd mz mevz hadislerle uzaktan veya yak ndan ilgileri, yahut benzerlikleri yoktur. Hadis vaz`mn balangc hakknda bilgi verebilecek ve daha inandrc olabilecek deliller vard r. Bunlardan birisi, hadis rivayetinde isnad tatbiki ile ilgili Muhammed bn Sirin'in bir szdr. bn Sirin yle der: " lk zamanlar isnad sormuyorlard ; ne zaman ki fitne zuhur etti; bize kendilerinden rivayet etti iniz kimselerin isimlerini syleyin, demee baladlar. Ehli sunnetten olanlara bakyorlar ve hadislerini alyorlar; ehli bid'attan olanlara bak yorlar, onlarn hadislerini de terk ediyorlard " 1244. Hicri 110 senesinde vefat eden bn Sirin'den nakledilen bu sz, hadis rivayetinde isnad tatbikinin fitne ile baladn gstermektedir. Rivayette isnad tatbiki, hi phesiz, hadisleri garanti altna almak ve sahtelerinden korumak gayesine matuf olmak gerekir.. nk isnadn kullanlmas , hadisi rivayet eden ravilerin her ynden bilinmelerini gerektirir. Nitekim bn Sirin, bunu, yukardaki sznde belirtmi ve "ehli sunnetten olanlar n hadislerinin ahndm, bidcat ehlinden olanlarn hadislerinin ise terkedildi ini" sylemitir. Slfyan esSevri (o. 161) nin "rviler yalana ba vurunca biz de onlar iin tarihi kullandk" sz dC1245 bunu teyid eder. Buna gre u gerek ak bir ekilde
1241. Hadisin baz rivayetleri iin bkz. ahiti, I. 35; Muslim, ahiti, IV. 2298. 1242. Bkz. Muslim, ahiti, I. 9. 1243. Bkz. ad geen eser, s. 210-211. 1244. Bu haber iin bkz. Muslim, ahiti (mukaddime), I. 15; bn Ebi Wtim, Kitabu'lcerk ve'ttdeltl, I. 1, 28; elljatib elBadi, elKifc7ye, s. 122. 1245. Elkjatib elBagdAdI, elKifiiye, s. 119.

455

anlalmaktadr ki, rivayetlerde isnad kullan lmasna, fitne ile birlikte balayan yaz` (hadis uydurma) faaliyeti sebep olmu tur; nk fitne, dahili karklk, isyan ve insanlar n birbirlerini ldrmelerine kadar varan kavga demektir. Filhakika <Osmn bn 'Affn.'n hilfetinde byle bir karga alk olmu, `Osman ehid edilmitir. Onun yerine halife seilen <Ali bn Ebi TMlib zamannda bu karklk daha iddetlenmi ve bilindii gibi, Hazreti Peygamberin e i <.-k'ie ve taraftarlar ile <Ali ve ta raftarlar aras nda Basra civarndaki llerde Islam tarihinin "Cemel Vak<as" denilen mehur atmas meydana gelmi , tannm baz sahabiler bu atmada ehid dmlerdir. Buna benzer ba ka bir atma, daha sonralar , yine <Ali ve taraftarlar ile m valisi olan Mu'aviye ve taraftarlar arasnda ffin'de olmutur. Bunun neticesi, <Ali hilafetten uzakla trlm, onun yerine M leviye'ye bey<at edilmi tir. Fakat Islam'n daha birinci yar snda ortaya kan fitnenin en byk ve en nemli neticesi, mslmanlarn frka ve hiziblere ayrlmalardr. Nitekim Mu<viye'ye bey'at edilmesinden sonra, bir tarafta hilfetin <Alinin hakk olduu ve Mu%viye'nin onu gasbetti i grne sahip olarak 'Ali etrafnda i<a adyle bir hizib te ekkl ederken, di er tarafta, hilafeti M`viye'ye t eslim etti i iin 'Ali'ye kar hurile eden, fakat Mu<viye'ye de kar olan iavdric frkas ortaya kmtr. Bunlar, zamanla, kendi aralar ndaki blnmeler takip etmi , ayrca mdafa ettikleri itikadi gr ler dolaysyle, o zamana kadar mslmanlar n sahip olduklar grlerden ayrlan Cebriye, Kaderiye, Murci'e, Mutezile gibi akaid mezheblerinin ortaya kt grlmtr. Bir taraftan siyasi, di er taraftan itikadi f rka ve mezheblerin douu mslmanlar arasndaki mcadeleyi iddetlendirmi , her frka ve mezheb, kendi gr nde hakl oldu unu ileri srerken muhalifini tekfir etmekten de ekinmemi tir. Byle ortamlarda insan n kendisi iin hakllk, bakalar iin ise haktan uzak olmak iddias , ancak gvenilebilir bir delil bulunmas halinde kuvvet kazan r. E er iddia dini bir mahiyet arzediyorsa, ona kuvvet kazand racak delilin de dini olmas na bilhassa dikkat edilir. Islam' n balangcnda ortaya kan bu frka ve mezhebler phesiz dini bir hviyete sahip bulunuyorlard ve delilleri de bulabildikleri nisbette Kur'n yetlerine ve Hazreti Peygamberden rivayet edilen hadislere dayan yordu. Fakat urasn unutmamak gerekir ki, bir gr n hem mdafii, hem de muar z iin bu iki kaynaktan birer delil bulmak imkan yoktur. Hele o gr Islam dinine tam manas ile aykr ise, hibir taraftar onu teyid eden bir nass bulamaz. te byle hallerde, taraftar n, hikmetli, kendi grne uygun bir sze 456

hadis ss vermesi ve bylece gr n bununla teyid ve takviye etmesi iten bile deildir. te, yukar da zikretti imiz Muhammed bn Sirin'in hadis rivayetinde isnad kullanlmasnn fitneden sonra ba ladn ifade eden szlerini bu adan de erlendirmek gerekir. Fitneden sonra ortaya kan eitli frkalar, kendi gr lerine destek olabilecek dini bir nassa ihtiya duyduklar zaman hadis vaz<ma ba vurmu lardr. Buna kar lk hadisiler de, Hazreti Peygamberin hadislerini onlar n tasallutundan korumak iin, hadis rivayet edenlere rivayet ettikleri hadisleri kimlerden aldklarn sormaya ve ilk kayna a inmeye ba lamlardr. slam tarihinde hadis vaz< mn, bu f rkalarm zuhuru ile ba ladn teyid eden e itli haberler vardr. Bu haberlerden birisi, bilhassa iann tannm imamlarndan olan Neheu'l belda rihi bn Ebil-1-.1adid'e aittir ve a k yrekle ortaya konmu bir itiraf sayl r. bn Ebilliadid yle der: "Bil ki, faziletlerle ilgili yalan hadislerin asl ica ynnden gelmitir. Onlar hadis vaz`ma sevkeden mil has mlarmn d manl idi... Ne zaman ki Bekriyye icann bu faaliyetini grd, onlar da kendi imamlar hakknda i<ann hadislerine mukabil ba ka hadisler vazettiler"i 246.

bn Teymiye'nin ibnulCevzi'den naklen zikretti i u szler de, bn EbilI-Jadid'in gr n teyid eder: "`Ali'nin faziletleri ile ilgili sahih hadisler oktur; fakat rfziler bunlarla yetinmemi , uydurabildikleri kadar hadis uydurmu lardr" 1247. <Abdurrahman bn Medi (O. 198) ile Mlik bn Enes (O. 179) arasnda geen u konuma, ayn konuda dikkata ayandr. <Abdurrahman M'lik'e yle der: "Y El <Abdillah! Biz sizin beldede (Medine'de) drtyz hadisi ancak krk gnde i ittik. Burada (`Irak'ta) ise bunlar n hepsini bir gnde iitiyoruz ?". Mlik ona u cevab verir: "Y <Abdarrahman! Sizin darphaneniz bizde ne gezer. yle bir darphane ki, gece basp gndz de tyorsunuz"' 248. `Abdurrahman bn Mehdi, Basrah me hur bir imam olup Mlik'in talebelerindendir. Medine'de hadis i itmenin g oldu unu, `Irak'ta ise insann ksa zamanda pek ok hadis i itebilece ini syledii zaman, Mlik (Irak' darphaneye benzetmi ve para bas hr gibi burada hadis vazedildi ini sylemek istemi tir. Mlik'in <Irk hakkndaki bu gr,
1246. Bu haber iin bkz. erluz Nehci'l-beltia, III. 26-27. 1247. Ez-Zehebi, el-Munteld min Minh&i's-Sunne, s. 48. 1248. Ayn eser, s. 88.

457

orann, icamn merkezi olmas dolaysyledir. Hadisleri ilk defa tedvin etmekle hret kazanan mam bn ihab ezZuhri (. 124) nin "e er ark tarafndan bilmediimiz ve kabul etmedi imiz bir takm hadisler gelmemi olsayd, ne bir hadis yazard m, ne de yazlmasma izin verirdim" sznde 1249 zikredilen " ark taraf " ile kasdedilen yer de yine `Irak'tr ve ezZuhri bu sz ile mevzi hadislerin buradan yay lmaa baladn belirtmek istemi tir' 25. `a tarafndan balatlan hadis yaz'', umumiyetle, 'Ali'nin ve Ehli Beytin faziletlerini ve dolay syle hilfetteki haklar n isbat etmek gayesine matuf idi. Mevzt kitaplar nda bunun e itli rneklerini grmek mmkindir. Mesela: "Melekler, bana ve 'Ali bn Ebi Talib'e yetmi sene duda bulundular. Ldilithe illa'llah ehadeti arzdan semaya, ancak, benden ve 'Ali'den ykselir 125 . "`Ali'ye bakmak ibadettir" 1252. "('Ali'ye hitaben) sen ve ican cennettedir"" 53 . "Kyamet gn, Allah, bana ve 'Ali'ye diyecektir ki: Sizi sevenleri cennete, size d man olanlar da cehenneme sokun" 1254. "(bn Mes'd'tan:) Cin taifesinin Hazreti Peygamberi ziyaret etti i gece onun yannda idim. lmn kendisine haber verildi ini syledi. Halife tayin et, dedim. Cevap vermedi. Bir saat sonra ayn sz tekrarladm. Yine, halife tayin et, dedim. Kimi? diye sorunca, 'Ali bn Ebi Talib'i, diye cevap verdim. Bunun zerine Hazreti Peygamber yle buyurdu: Nefsim yedi kudretinde olan Allah'a yemin ederim ki, ona itaat ettikleri zaman hepsi cennete girer' 12". ica, 'Ali hakk nda bu e it rivayetleri mslmanlar aras nda yayarken, icaya kar hi de sempati beslemeyen ve hatt onlarla mcadelenin zorunlu oldu una inanan Emevi taraftarlar da, Mu'aviye'nin cAli'den hi de a a olmadn isbat etmek gerekti ini hissetmi
1249. El-tIatib el-Ba ddi, Takyt lu'l-`11m, s. 107-108. 1250. Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Talt Koyi it, bn ihdb ez-Zuhri (Iblhiyat Fakltesi Dergisi 1976), XXI. 69 vd. ciit, I. 340-341. Aklandna gre hadisin rvisi cAbbd bn `Abdi' 1251. Ibnu'l-Cevzi, Mergr Samed gulat- l'adandr ve rivayet etti i hadislerin hepsi `Ali'nin faziletleri ile ilgilidir. Keza bkz. ez-Zehebi, Mizdnu'l-i, 1-1.`tidl, II. 369. 1252. Es-Suyti, el-LeVli'l-manft`a, I. 489. 1253. Ayn eser, I. 379. 1254. Ayn eser, I. 391. 1255. Ibnu'l-Cevzi, Met.pi` <it, I. 346.

458

ve onlar da Mutaviye hakk nda hadis uydurma a balamlard r. Bunlardan bir ka rnek de yledir: "Cibril (a.s.) bana altundan bir kalemle indi ve dedi ki: cAliyyu'lA<la sana selam ediyor ve diyor ki: Habibim, sana, Mu'aviye bn Ebi Sufyan'a verilmek zere Ar 'm n stnden bir kalem gnderdim; bunu ona ula tr ve bu kalemle Ayetu'lKursi'yi yazmas m, harekelemesini ve noktalamasm emret; zira ben, onun yaz ld saatten kyamet gnne kadar Ayetu'lKursryi okuyanlarm adedi kadar Mu<aviye'ye sevab yazdm. Bunun zerine Hazreti Peygamber, yan nda bulunanlara Mu<aviye'yi bana kim getirecek ? dedi. Eb Bekr kalkt ve biraz sonra onu elinden tutup getirdi. Selmla tlar. Hazreti Peygamber Mu'aviye'ye: Ya Eba <Abdirrahman, bana yakla , dedi. Mu'aviye yaklat. Hazreti Peygamber kalemi ona verdi ve yle dedi: Ey Mucaviye, bu, Rabbmn yetu'lKursryi yazman iin Ar 'n n stnden sana hediye etti i kalemdir. Kendi hattnla yazacaks n, harekeleyip noktalayacaksn ve bana arzedeceksin. Sana bu kalemi verdi inden dolay Allah'a hamd ve kr ederim" 1256. "Allah katnda gvenilir olan kii vardr: Cibril, ben ve Mu<aviye "1257 .

"Allah, vahyini, gkte Cibril'e, yerde de Muhammed (s.a.s.) e ve Mu<aviye bn Ebl Sufyan'a emanet etti" 258 . "Rasulullah (s.a.s.) Mu'aviye'ye bir ok verdi ve: Bunu cennette bana iade edersin, dedi" 259 . Emeviler adna bu eit hadisler vazedilip yay lrken, Emevilerle hilafet kavgas na girien ve ikinci Hicri asrn ilk yarsnda idareyi ele alarak yeni bir , devlet kuran <Abbas o ullar da hadis vaz<1 yarnda geri kalamazlard ve onlarn da hilafette hak sahibi olduklar n isbat edecek delilleri bulunmah idi. Gerekten Abbas! taraftarlar bu eit deliller bulmakta glk ekmediler. te onlardan bir ka : "(<All'den nakledilmi tir:) Hazreti Peygamberin yan nda bulunuyorduk ki 'Abbas bn `Abdi'lMuttalib kageldi. Hazreti Peygamber onu grnce yle dedi: Bu, 'Abbas bn `Abdi'lMuttalib, benim hem babam, hem amcam, hem de vasim ve varisimdir" 1260.
1256. Ayn eser, II. 15-16. 1257. Ayni eser, II. 17. 1258. Ajrn yer. 1258. Ayn yer. 1259. Ayn yer. 1260. Ayn eser, II. 31.

459

"( bn <Abbas'tan:) Hazreti Peygt-mber, bn Ebi' Talib'in de bulunduu bir srada (Abbas'a yle dedi: Mlk (hkmdarl k), o ullarnda olacakt r. Sonra <Ali'ye dnd ve ona da yle hitap etti: Senin o ullarmdan hibiri buna sahip olamayacakt r" 1261. " te bu ((Abbas), R.urey 'in en cmerdi ve en byk hamisi, k rk halifenin babas dr. EsSeffh, elMan r ve elMehdi onun oullarndandr. Ey amca, Allah bu i i benimle ba latt, senin o ullarmdan birisiyle sona erdirecektir" 262 . Mslmanlar aras ndaki siyasi ihtilflar vazedilen bu e it hadislerle krklenip iddetlendirilirken, ortaya kan baz itikadi mezhebler de, sahip olduklar slam d inanlarn teyid edebilmek iin hadis vaz<ndan faydalanma yolunu tutmu lardr. Mesela bunlardan birisi olan ve birinci asr n ikinci yarsnda ortaya km bulunan Murci'e, iman ile ameli birbirinden ayrmak ve masiyetin imana zarar vermeyecei ve dolaysyle imanda artma ve eksilme olmayaca grn benimsemekle hret kazanm bir mezhebtir. Bu gr teyid eden ve hadis ss verilen bir tak m szlerin bu mezheb taraftarlar nca vazedildiine phe yoktur. Bu szlerden bir ka yledir: "Her kim imann artp eksildiini iddia ederse, (bilsin ki) artmas nifak, eksilmesi ise kfrdr. Byle kimseler, e er tvbe ederlerse ne al; aksi halde boyunlarn klla vurunuz. Bunlar Rahman (olan Allah'n) dmanlardr. Allah'n dinini paralam lar, kfre intisab etmiler ve Allah'a muhas m olmulardr. Allah yeryzn bunlardan temizlesin. Haberiniz olsun ki, bunlar n namazlar da, zekt ve haclar da makbul deildir. Haberiniz olsun ki, bunlar n dini de yoktur. Raslullah (s.a.s.) onlardan uzakt r; onlar da Rasalullahtan"i 2". "S4if heyeti Hazreti Peygambere gelip iman n art p eksilmesi hakknda bir sual sormu , Hazreti Peygamber de onlara yle demi tir: Hayr (ne artar ne eksilir). Artmas da eksilmesi de kfrdr". 1264 .
1261. Ayrl eser, II. 35. 1262. Ayn eser, II. 37. 1263. Ayn eser, I. 133. lbnu'l-Cevzi bu hadis hakk nda u aklamay yapar: Hadis vazedilmitir ve rvisi Muhammed Ibnu'l-Kas m q-Talkanrnin mevzilatndandr. El-Hakim'in belirttiine gre bu ahs murci'e reislerindendir; mezhebleri ad na hadis vazederdi. 1264. Ayn eser, I. 131. Eb Intim tim Il bban'a gre hadisin rvisi Eb Mu-Wel-Hakem ibn cAbdillah, sunene d man, murci'e reislerinden "kezzab" (yalanc ) bir kimsedir. Keza bkz. ez-Zehebi, Miznu'l-i`tidia, I. 574.

460

"man kavildir; amel onun eraiidir; artmaz ve eksilmez" 26'. " irk ile birlikte hibir ey fayda vermedi i gibi, imanla birlikte hibir ey zarar vermez" 1266. Murci'e, gr lerini, vazettikleri bu e it hadislerle teyide al rken, onlarn muhalifleri de murci'eyi ve gr lerini ktlemek iin hadis vazetmekten geri kalmam lardr. Bunlar iin de bir ka misal verebiliriz: "Bir mrci'i, yahut bir kaderi lp de defnedilse, gn sonra kabirleri aldnda kble cihetinden dnm olduklar grlr '91267. "Raslullah (s.a.s.) a murci'e hakk nda sorulduu zaman u cevab verdi: Allah murci'eye lanet etsin. Bunlar yle bir kavimdir ki, amelsiz iman zerinde konu urlar; salt, zekt ve hacet farz saymazlar. Bunlar yaplrsa iyidir; yaplmazsa bir ey lazm gelmez, derler"u". " man kavl ve ameldir; artar ve eksilir" 1269. Mutezile mezhebi, Allah' n sfatlar hakknda getirdi i tactil akdesi ile de hret kazanmtr. Bu akidenin bir neticesi olarak Kur'an' Kerimin mahlk oldu u grn ileri srm ve Halife el-Me'mnun bu mezhebi devletin resmi mezhebi olarak ilan etmesinden sonra da onun yardm ile mslmanlar bu gre davet etmi tir. Halife elMe'mn, nce mslmanlar n ileri gelen imam ve fakihlerinin ikrar n almak maksadyle, bata Ahmed bn Hanbel olmak zere bir ok tan nm kimseye davetiye karm ve onlarn Kur'a= mahlak oldu unu ikrara a rm , fakat msbet bir cevap alamam tr. El-Me'mn'dan sonra yerine geen karde i el-Mdta m (. 227), daha sonra onun o lu el-Va ilF zamanlarnda, talku'l-Kur'an inanc n ikrar etmeyen imamlara ikence edilmi , fakat yine de bir netice al namamtr. Tarihte
1265. Ibnu'l-Cevzi, Mevzil'iit, I. 133; es-Suyilti, el-Le'lili'l-maknf `a, I. 39. Ez-Zehebi ziinu'l-i`tidl, I. 106-108), hadisin rvisi Ahmed bn (Abdillah bn Wlid el-Cuveybri hakknda geni bilgi verir ve onun Muhammed bn Kerrm' n istei ile hadis vazetti ini, sonra da bn Keriam'n bu hadisleri kendi kitaplarmda nakletti ini syler. 'bn Il bbn onu "decel", enNestl'i ve ed-Drakutl de "keurb" olarak tavsif etmi lerdir. Yukardaki hadis de bn Kerrrm iin vazettii szlerdendir. 1266. Ibra'l-Cevzi, MevzfcEt, I. 136. Bu hadis, murci'enin, "mas yet (gnah' gerektiren ameller) imana zarar vermez" gr n teyid iin Mun ir bn Ziyrid et-Tr'l tarafndan uydurulmu bir szdr. Et-ral "kezzab" olarak bilinen kimselerdendir. Bkz. ez-Zehebi, MIziinu'lfctickil, IV. 181. 1267. Ez-Zehebl, 1111.il nu'l-i <tideil, IV. 145. 1268. /bnu'l-CevzI, Mevzii`rt, I. 276-277; es-Suyti, el-Le'li'l-manrea, II. 262. 1269. Ibnul-Cevzi, MevA`rtt, I. 130; es-Suyiiti, el-Le'iili'l-manaca, I. 37.

461

milne adyle hret kazanan bu hadiseler mutezilenin tam bir ba arszl ile sonulanmtr' 270. Mutezilenin, slami hibir de eri olmayan t alku'l-Kur'an inanc n mslmanlara zorla kabul ettirme e kalkmalar, bunun iin de insanlk d yollara ba vurmalar, byk tepkilere yol am tr. Baz mslmanlar devlete kar harekete geme te ebbsne giri irken, bazlar da, yine Hazreti Peygamberin hadislerinden medet ummu lar ve yukarda rneklerini grd mz hadisler gibi, tepkilerini Hazreti Peygamberin a zndan dile getirme e almlardr: "Her kim Kur'a= mahliik oldu unu sylerse kafir olur" 127 '. "Gklerde ve gkle yer aras nda, Allah ve Kur'n mstesna, her ey mahlatur; Kur'n onun kelm dr; her ey onunla ba lam ve ,O'na dnecektir. mmetimden baz kimseler kp Kur'a= mahlk olduunu syleyeceklerdir. Her kim bunu sylerse Allah'a kfretmi olur. Byle syleyen kimseyi kar snn hemen bo amas lazmdr; nk m'min olan bir kadnn kfir bir erke in taht- nikahnda bulunmas caiz deildir; meer ki kadn, ayn sz kocas ndan evvel sylememi olsun""72. "Kur'an Allah'n kelmdr. Halk da de ildir, mahlk da. Kim bundan baka bir ey sylerse kafirdir"L". Hadis rnekleriyle birlikte a kladmz bu minya' zere devam edip gitmi tir. Fakat hadis ulemas , Hazreti Peygamberin hadis'erini korumak ve sahtelerinden ay rmak iin e itli usill ve kaideleleriyle hadis ilmini gelitirmiler, hadis rivayetinde isnad zerine titizlikle eilerek, hadis rvilerini teker teker kontrolleri alt na almlar ve yalanclarla iddetli bir mcadeleye girmi lerdir. Bugn, sahih hadis kitaplarndan ayr olarak telif edilmi mevz' at kitaplar ve bunlar vazedenlerin tesbit edilmi isim listeleri, hadis ulemas mn bu mcadeledeki ba arlarnn en ak delilleridir (Kimlerin hangi maksatlarla hadis vazettikleri hususunda ayr ca bkz. Mevzg). VAllA`UN YMAcU - Hadis ravilerinin cerhinde kullanlan ve bir ravinin hadis vazetti ine dellet eden bu tabir, cerhin en iddetli ekillerinden biri sayhr. Yaz? ac kelimesi, fa`cil vezninde olup yaz' i ini
1270. Bu konuda geni bilgi iin bkz. Talk Koyiit, Hailisilerle kelmalar armandaki mnakaalar, s. 184 223. 1271. Ibnu'l-Cevzi, Met4`iit, 1.107. 1272. Ayn yer. 1273. Ayn yer.
-

462

mbala ile yaptn gsterir. Bu mertebede, hadis uyduran bir kimse, kezzb ve decca gibi szlerle de cerh edilmi tir. VECEDTU BIJATTI FUL N N VicCde yolu ile alnan hadislerin naklinde kullan lan vecedtu biluntt fuldnin tabiri, "fulan kimsenin yazd kitapta buldum" manasma gelen bir rivayet sigas dr. Sema', arz, icaze veya munvele yolu ile al nan hadislerin rivayetinde haddeend ve alberanci gibi tabirlerin kullan lmas tecviz edilmi olmakla beraber, victde'de sema` veya arz, yahut icazet sz konusu olmad iin, bu tabirlerin kullanlmas, yalan beyan olmas dolaysyle tecviz edilmemitir. Nitekim (Abdullah bn Ahmed babas Ahmed bn 1Ianbel den Musned'i iitmi ve rivayet etmi tir. Fakat ondan i itmeden rivayet etti i baz hadisler de vardr ki, bunlar babasnn yazlar aras nda bulup alm , rivayet ederken de vecedtu fi kitcibi Ebi bih,ntt yedik (babamn kitabnda kendi elyaz s ile buldum) tabirini kullanmt r (bkz. Vicade). VEH M nsann yanl bir zanna istinaden hataya d mesi manasna gelen vehim (vehm), hadiste, ravinin ta (n edilmesine sebep olan hallerden biridir. Zira vehim, ravinin mursel veya munkat olan bir hadisi muttasl olarak, yahutta bir hadisin metnini bir ba ka hadise idhal ederek rivayet etmesine sebep olur. Bu bak mdan vehmin eseri olan hata, bazan isnadlarda, bazan da metinde grlr. Ancak /iyinin vehmi her hadiste kolayca anla lmaz ve hadisin ok defa sahih olduuna hkmedilir Fakat hadislerin e itli isnadlarna vakf olan ve ok tetebbuda bulunan bir hadis imam , herhangi bir ravinin velmini kolayca anlayabilir. nce sahih olarak rivayet edilen, sonra rvisinin vehmi anla lan bir hadis, bu vehmin ortaya kmasndan sonra sahih olma vasfn kaybeder ve illetli bir hadis olur. Ya(la bn `Ubeyd etTanafisi, Sufyan esSevri'den, Sufyan, (Amr bn Dinar'dan, (Am", bn (Omer'den, o da Hazreti Peygamberden elbeyyicr bi'lI),tydr hadisini rivayet etmi tir. Ancak rivayette Ya(la, vehmi ni dolaysyle Sufyn'n eyhini (Amr bn Dinar olarak zikretmi tir. Oysa bu isim (Arar bd Dinar de il (Abdullah bn Dinar'dr. Nitekim Sufyan'n Ebii Nutaym, elFiryabi, Mahled bn Yezid ve dier ashab, kendisinden <Abdullah bn Dinar ismini nakletmilerdir. Bundan anlalr ki hata, Ya(la bn clibeyd'in hatas dr ve bu sebeple riv ayeti nucallel ,dir1274. Ne var ki bu e it llet, metne tesir etmeyen ve onu zay flatmayan bir llettir (bkz. (Illet, Mucalle1).
1274. Es-Suyfiti, Tedrfb, s. 163. Keza bkz. ibnu' -aktb, s. 82.

463

V CA DE Hadis tahammul yollar ndan birisi olan vicde (bkz. Tahammul), bulmak mans nda sonradan tretilmi bir masdar olup, st lahta, bulunan, ele geirilen bir sahife veya kitaptan, sem`, icazet veya munvele olmaksz n hadis alp rivayet etmektir. Sahi& veya kitab ele geiren kimse, onu yazan kimsenin muas r olsun veya olmasn, eer o kitaptaki hadisleri rivayet ederse, vicade yolu ile rivayet etmi olur.Bu sebeple rivayetinde vecedtu yahut leara'tu bil ag fuldnin (fulnn yazs ile buldum, yahut okudum) tabirini kullanr. Ahmed bn Hanbel'in Musned'inde bu tarzda rivayet edilmi hadislere ok rastlan r. O lu 'Abdullah, Musned'i babasndan iitmi olmakla beraber, i itmedi i ve fakat kitaplar aras nda bulduu baz hadisleri de Musned'e alm ve bunlar naklederken vecedtu fi kitdbi Ebl bihcwt yedihi tabirini kullanmtr. Bu yolla alnan hadislerin byle bir tabirle rivayet edilmesi, rvi ile eyhi (yani kitap sahibi) aras nda inkta hkmnn verilmesini kolaylatr r; bununla beraber ittisale de dellet edebilir. Fakat nemli olan, hadisin hangi yolla alnd= bilinmesidir. Bazlar vicade yolu ile aldklar hadislerin rivayetinde can fuldnin, yahut kle fulanun sigalarn kullanmlardr ki bu, bnu' alh'n da i aret etti i gibi1235 irkin bir tedlis eklidir. nk can ve Icale, hazan rvinin eyhten sem( na da dellet eder ve e er ele geirdi i kitaptan vicade ile rivayet eden rvi, kitap sahibi eyhin muasr ise ve hatt ona mlki oldu u bilinirse, onun <an veya kale ile rivayeti tedlisten baka bir ey deildir (bkz. Tedlis). Eer rvinin elde etti i kitap, eyhin kendi elyaz s deilse, bu takdirde, beleani can fuldnin veya zekere fulanun `an fuldnin gibi tabirler kullanlr. Vicade ile rivayet edilen hadislerle amel edilip edilmemesi meselesine gelince, Mlik ve di er bir ok hadisinin bu e it hadislerle amel etmeyi tecviz etmedikleri, buna mukabil e fi'l ve ashab nn buna cevaz verdikleri grlr. Hatt f kh uslndeki baz ashab, kitaba gven has l olunca, bu hadislerle amelin vcib oldu unu ileri srmlerdir. bnu' alh da, "e er bunlarla amel edilmeyecek olursa, menkl ile amel kap sn kapatmak gerekir" sz ile bu gre katilmtr"76.
1275. Bkz. `Ulr mu'lhadis, s. 158. 1276. Ayni eser, s. 160.

464

VUHDAN Lugatta, saylarn ilki manasndaki viibd (bir) in oulu olan vuldn, stlahta, kendilerinden yaln z birer ki inin rivayet ettii kimselerdir. Mechl olan rvilerin bilinmesi ynnden byk nemi bulunan vutdn'a Muslim (0. 261), elBasan bn Sufyn (0.303) gibi baz mellifler zel kitaplar tahsis etmi lerdir. Vuldn, mechidu'/tayn olan kimselerdir. nk bunlar hadis ve hadis rivayetiyle tan nmam ve dolaysyle haklarnda cerh ve ta<dil ulemas tarafndan, gerek adalet ve gerekse zabt ynnden herhangi bir hkm verilmemitir (bkz. Z Vuldn'a misal olarak <Atm Z Murr, Cebbr etTWI,<Abdullah bn E ar elHeyem bn klane, Millik bn Ear, Sacid bn Zi kldn isimleri zikredilebilir. Bunlardan, Ebu islgk esSeblciden baka hi kimse hadis rivayet etmemi tir. Keza Semcn bn Menec ve elHezhz bn Mizen de byledir ve bunlardan da yaln z ea`bI rivayet etmi tir1277. mam bn ilb ezZuhrrnin rivayet etti i yirminin stnde tbi(i vardr ki, bunlardan da ondan ba ka kimsenin rivayet etti i bilinmemektedirms.

1277. Bkz. elBadfdI, 1278. EsSuyiltr, Tedril, s. 442.

s. 88.

465

Z
ZABT nsann, iittii herhangi bir eyi, aradan uzun zaman gemi olsa bile, diledii anda hat rlayabilecek bir ekilde iyi belleyip hfzetme yetene ine sahip olmas mansma gelen zabt, hadis stlahnda, rivayetinin kabul iin bir rvide bulunmas gereken iki nemli sfattan birini te kil eder. Bu iki sfat bir rvide birle tii zaman, o rvi ika (gvenilir) olma vasfn kazanr. kinci sfat <achlketir. Zabtn yokluu, rvinin rivayetinde vehim ve hatas nn okluu ile anlalr. Nitekim yalanclkla itham olunan kimselerin hemen hepsi, hatas ok olanlardr ki, bunlar, umumiyetle zabt ynnden cerhedilmilerdir. Bazlarnn iddialarna gre bir kimsedeki zabt, kuvvet ve za<f ynnden deerlendirilemez; yani insan, ya zabtla tavsif olunur ve zb t olur; yahutta zabt yoklu u ile tavsif olunur ve gayri zb t olur. Zabt ile tavsif olunanlar n hepsi de ayn derecede olup, birisinin di erine nisbetle daha zb t olduu sylenemez 1279. Bir rvinin zabt , rivayetlerinin, sika olan rvilerin rivayetlerine muvafakat ile bilinir. Bir ba ka ifade ile, rvinin hadisleri, di er gvenilir ravilerin hadislerine man ynnden de olsa, uygun d t takdirde, o rvinin zabt na hkmedilir Nadiren vukubulacak muhalefet onun zabtna zarar vermez. Fakat muhalefet o alr ve rvi pek ok hadisinde gvenilir rvilerin hadislerine muhalif d mee balarsa, onun zabt sahibi olmad anlalr Byle rvilerin hadisleri kabul edilmez ve delil olarak kullan lmazi2". Zabtla ilgili olarak vermee altmz bu bilgi, bn I-Jacer'e gre gs zabt (zabtu'ssadr) d r ve insann iitti i bir eyi diledii zaman hemen hat rlayabilecek ekilde hfzetmesinden ibarettir. G s zabt yannda bir de kitab nn zabt (zabtu'lkitb) vard r ve rvinin, iitti i
1279. ElCezWirI, 1280. EsSuyilti, Tedrrb, s. 201. s. 32.

466

ve tashihini yapt andan, iindeki hadisleri eda veya rivayet edinceye kadar kitab n korumasdri2". ZAHIBU'LHADIS Hadis rvilerinin cerhinde kullan lan g"hibu'l--4adis tabiri, skt olan, hadisi hibir surette yaz lmayan r-

vilere dellet eder. bnu' alh, bn Ebi IJ'dtim'e uyarak bu tabirin drdnc mertebede metniku'lltadi ve ke;Obun tabirleriyle ayn derecede oldu unu belirtmi tir' 282. Z.A.ciF (ZAYIF) Sahih ve hasen ad verilen hadis e itlerinden sonra nc bir hadis e idini tekil eden zayf, sahih ve hasenin artlarn kendisinde cemetmeyen hadisin addr. Zayfn bu tarifi, onu daha iyi anlayabilmek iin, sahih ve hasenin artlarn gznnde bulundurmay zorunlu klmaktadr. Adil, ve zabt tam rvilerin, muttas l senedle rivayet ettikleri tiz olmayan ve lleti bulunmayan hadislerin sahih oldu u kabul edilirse, shhat iin be artn birarada bulunmas gerektii anlalr. Bu artlar, srasyle ravinin adalet ve zabt , isnadn ittisali ve hadisin z ve mucallel olmamasdr (bkz. Hasen ise, ricali yalanc lkla itham olunmayan, fazla hatalar grlmeyen, bununla beraber, zabt ynnden sahih hadis ricalinin derecesine ula mayan hadistir. Hasenin di er artlar, sahihin zabt dndaki dier artlarnn ayndr (bkz. Hasen). Sahih veya hasen iin aranan bu artlardan birinin, yahut birkamn yokolmas halinde zayf denilen hadis ortaya kar. Ancak bu artlarn yokluu, hadisin e itli ynlerden cerh edilmesiyle anla lr. Buna gre, hadisin rvisi bazan adalet ynnden mecrill olabilir. Bu da ya onun, Hazreti Peygamberin hadislerinde yalan sylemesinin bir neticesidir; bu takdirde, rivayet etti i hadise mevp- denir. Ya Hazreti Peygamberin hadislerinde yalan grlmese bile, sair konu malarinda yalanc olduunun bilinmesi sebebiyle hadis rivayetinde de yalanc Ula itham olunur. Byle bir rvinin hadisi ise metrk olur. Yahutta rvi, fsk veya bid'at ehlinden olu u dolaysyle cerh edildi i gibi, mecl flu'llail oluundan, yani adalet ve zabt ynnden halinin bilinmemesi dolaysyle cerh edilir Zikretti imiz bu hususlar, herhangi bir hadisin isnad nda bulunan rvilerden birinin yahut bir ka = adaletine taalluk eden tacn.
1281. Bkz. Ibn Hacer, Nuhbetu'l fiker erhi, s. 34. 1282. Bkz. s. 113.
-

467

sebepleridir. Bu sebeplerden biri yahut bir ka ile ta'n edilen rvi terkedilmeye mstehak olur ve hadisi de zay f saylr. Bazan rvi zabt na taalluk eden halleri dolay syle de ta`n edilir. Zabtn yokluu, rvide ok defa fh hataya ve gaflete, vehme ve gvenilir rvilerin rivayetlerine muhalif hadis rivayetine sebep olur. Hatas fh ve gafleti ok olan rvinin hadisi munker, vehim sahibi rvinin hadisi ise muccllerdir. Zabt yokluu dolaysyle gvenilir rvilerin rivayetlerine muhalefet eden rvi de, ya hadisin isnad veya metnine hadisten olmayan ilveler yaparak ta yir ve tebdile sebep olur ve hadisine mudrec ad verilir; ya rvilerin isimleriyle baba isimlerinde, yahut hadis metninde takdim ve tehir yaparak hadisini maklb hale getirir. Yahut ibdal ile mugarib klar; yahutta isnad veya metinde geen baz isim ve kelimelerin yazlnda harf veya nokta de iiklikleriyle hadisin mukarref ve mu aUtaf olmasna yol aar. Bunlar da rvideki zabt yokluu sebebiyle ortaya kan zayf hadislerdir. Sahih hadisin artlarndan saylan isnadn ittisaline gelince, bu ittisalin bozulmas ve art n ortadan kalkmas ile hadis yine zayf Iladisler arasnda yer alr. ttisalin bozulmas , ya isnaddan sahabi d mesiyle olur; bu takdirde hadise mu sel denir. Ya isnadn ortasndan bir veya bir ka rvi d er ve hadis munkat c veya m (al adn alr. Yahutta isnadn ba tarafndan baz rviler d rlr ve hadis mucallalc yaplr. Bazan da rvi ile eyhi arasnda gizli bir nktacn bulundu una hkmedilir ve hadise mudelles denir. Bu aklamalardan da anla ld gibi, hadisin shhatini gerektiren sfatlardan bazan birinin, bazan ikisinin veya daha fazlas nn kaybolmas halinde zayf denilen hadisin e itli ekilleri ortaya kmaktadr. Ibnu' a14, Eb l Witim bn Hbbiln'a aften 49 hadis e idi bulunduuna iaret etmi tir 283 . Aklen bu e itlerin 129 a kabileceini, fiilen vukubulmasa bile 81 inin vukuu mmkin olabilece ini syleyenler de vardri 284. Fakat usil kitaplarnda sz konusu edilen ve kendi' lerine hs isimlerle belirlenen e itler, bizim yukarda iaret etti imiz ve bu kitapta sras geldike aklamaya altmz hadis eitleridir. Shhati gerektiren s fatlar kaybolmu hadisler, her ne kadar zay f adyle bir grup te kil ederlerse de, bunlar, kaybettikleri s fatlarn nemine gre birbirinden farkl zafiyet derecelerinde bulunurlar. Bu sebeple bazs dier bazsna gre daha zayftr. Yukarda da akladn= gibi
1283. Ayn eser, s. 37. 1284. Bkz.es Suy741, Tedrib, s. 105.

468

zafiyet, bazan hadisin isnadma, bazan metnine, bazan-da hem isnad na ve hem de metnine taalluk eder. snadda herhangi bir ravinin hatas na dayanan zafiyete bakarak hadis hakk nda zayf hkmn vermek, belki o hadis iin a r bir itham olabilir. Bununla beraber Hazreti Peygamberin hadislerini ibeden kurtarman n da gerekli oldu una phe yoktur. Bu sebeple hadisiler, rvi hatas na da mstenid olsa, hadisler hakknda bu eit hkmler vermekten ekinmemi ler, ancak Hazreti Peygamberin hadisi olmas muhtemel, sahihe yakn metinler hakknda kesin hkm vermemiler, sadece "hadisin o isnadla zay f olduunu" sylemilerdir1285 . Zira hadisin sahih olan bir baka isnad hatt isnadlar bulunabilir ve bu isnadlarla hadis de sahih olabilir. snad zayf bir hadisin ba ka isnadlar bulunup bulunmad da, onun tarukunu ara trmakla anlalr. E er baka sahih bir tank bulunmad kesinlikle bilinir, yahut hadislerin isnadlarna vakf, hafz, alim bir hadis imamnn hadis hakk nda aklanm bir gr varsa, o hadisle ictihad, yahut ondan hkm istihrac edilmesini nlemek iin onun zayf olduunu sylemekte bir beis yoktur; nk zay f hadis dinde delil olarak kullanlmaz. Bununla beraber, Ahmed bn Hanbel, <Abdurrahman lbn Mehdi ve <Abdullah Ibnu'lMub .ek'ten nakledilen ("biz, helal ve haramla ilgili hadislerin rivayeti sz konusu oldu u zaman, isnadlarnda iddet, faziletler ve benzeri eylerle ilgili hadislerin isnadlarnda ise kolaylk gsterirdik"I 2" mahiyetindeki szler ok defa yanl anlalm ve bu imamlarn, helal ve haramla ilgili konular d nda gelen zayf hadisler zerinde fazla titizlik gstermedikleri ve bu hadisleri alp onlarla amel ettikleri ileri srlm tr. Aslnda helal ve haram dndaki konularla ilgili hadislerin rivayetinde tesahl gstermenin, zayf hadislerin kabul ve rivayetiyle hibir ilgisi yoktur. Mtekadclimindan olan bir ok hadisinin bu husustaki gr leri, olsa olsa, sahih mertebesine ykselmeyen, fakat zay fn da stnde bulunan 4asen hadislerle ilgilidir. Bu hadislerin rvileri, yukarda da iaret etti imiz gibi, yalanclkla itham olunmayan, fazla hatalar grlmeyen, fakat zabt ynnden sahih hadis rvilerinin derecesine ula mayan kimselerdir. Helal ve haramla ilgili olmayan rivayetlerinin kabul hususunda gsterilen tesahl de bunlar hakkmdad r. mam Sufyan esSevri'nin u sz buna dellet eder: "Helal ve haramla ilgili bu ilmi, hadislerin ziyade ve noksanlar iyi bilen, ilimleriyle hrete ula m ruesadan

1285. Alpned M. a kir, elBcrisu'l4ag, s. 99. 1286. Bkz. elBadrdi, elKifCtys, s. 134.

469

bakasndan almaynz. Bunun dndaki hadisleri di er eyhlerden almanzda bir beis yoktur" 1287. Sufyn e evri'nin "di er eyhler" olarak szetti i kimseler, phesiz, fsk zhir, hatas fh ve gafleti ok olan ve hadis imamlar tarafndan terkedilen kimseler de il, fakat hatalar olsa bile savablar hatalarndan ok olan kimselerdir; yani hasen hadis rvileridir. Esasen zafiyet ynnden birbirinden farkl derecelerde bulunan ve her biri kendine hs bir isimle belirlenmi olan hadis eitleri hakknda sras geldike verme e altmz bilgilerin altnda, bunlardan hangilerinin merdd munker, hangilerinin kabule yakn olduklar ve ancak itibar iin yazldklar anlalacaktr. Maamafih u da bir gerektir ki, hadis ulemas , sahih ve zayf hadisleri birbirinden ayrmak iin byk gayret sarfetmi ve bunda tam bir ba ar salam olmakla beraber, baz zayf ve hatt hi isnad olmayan baz mevz hadislerin halk diline ve baz halk kitaplarna girmeleri ve zaman zaman delil olarak ileri srlmeleri nlenememi tir. ZA<FU'LHADIS Rvilerin cerhinde kullan lan tabirlerden birisi olan zdifulhadis, hadisleri zayf olan, ancak tamamiyle reddedilmeyen ve itibar iin yaz lmasnda bir mahzur grlmeyen kimselere dellet eder. Ayn derecede olan rviler hakk nda fulan zacifun, munkeru'lbadi gibi tabirler de kullanlmtr. ZA<IFUN CDDEN Rvilerin cerhinde kullan lan zacifun cidden tabiri, daha nce i aret etti imiz zaVu'/hadis tabiri ile cerhedilen rvilere nisbetle za(f ynnden bir derece daha a ada olan kimselere dellet eder. Bu sebeple, haklar nda bu tabirin kullanlm olduu rvilerin hadisleriyle isti had olunmaz, yani delil olarak kullanlmaz; itibar iin de olsa yaz lmaz. ZARB Hadis kitabeti esnas nda, kitaba yaz lmamas gereken bir ibarenin yanllkla yazlmas halinde, onu ibtal etmek iin ba vurulan usullerden biri zarb't r. Dier usuller, fazladan yaz lan ibareyi bak ucu ile kazmak (bkz. liakk ve Ke t) veya parmakla yahut bir bez paras ile silmek (bkz. Mahv) ten ibarettir. Zarb ise, fazladan yaz lan yazy bakla kazmak veya bezle silmek yerine, yaz zerine bir hat ekmek, yahut baz iaretler koymaktr. Yaznn bakla kaznmas kd ypratt ve paralad, bezle veya parmakla silmek ise karart p kirlettii iin, zarbn, hakk ve malvdan daha iyi olduu ileri srlm tr. Yaz zerine hat ekilmesi veya izgi izilmesi mans na gelen zarb yerine, bu izginin yanl yazlan ibareyi do ru olan ibarelerden
1287. Ayn yer.

470

ayrmas dolaysyle a1 tabirini kullananlar da olmu tur. Ancak bu ,4 tabir, daha ok ma ribliler aras nda uyubulmu, arkl hadisiler ise buna zarb demi lerdir (bkz. akk). Zarbn yaph hususunda eitli grler ileri srlm tr. Baz larna gre ibzal edilecek kelimeler zerine ve onlar ikiye blecek ekilde bir izgi ekilir ki, rna riblilerin alsk dedikleri budur. rnek: "Bugn hava ok bir ok gzel". rnek olarak verilen bu cmledeki "bir ok" ibaresi fazladan yaz lm ve bu fazlal k zarb ile ibtal edilmi tir. Bu e it zarbta una bilhassa dikkat edilir: Ibare zerine ekilen izgi, yaz y karalayacak ekilde deil, aksine onun izgi alt nda da okunmas na imkan verecek ekilde olmaldr. Dier bazlarna gre zarb, ibare zerine, fakat ibarenin kelimelerine demeyecek ekilde, yani iki sat r aras nda ve ularnn aaya doru kvrlarak ibareyi di er ibarelerden ay racak biimde izilmek suretiyle yap lr. rnek: "Bugn hava ok 1 bir ok gzel". Bazlar da, fazladan yazlan ibarenin ba na /c7, sonuna ise la lafzlarm yazmlardr. Di er bazlar ise, /c1 yerine miii, veya ztt'id kelimesini, yahut zrrid'in ksaltlm olarak sadece zdy harfini kullanmlardr. Bazlar da bu usuln, bir rivayette sahih olan, di er bir rivayette ise d en ibareler iin kullan lmasn uygun bulmulardr. Zarbn dier bir ekli, fazladan yaz lan ibarenin yarm daire iine almmasdr ki buna tabvIls da denilmi tir (bkz. Tal:Ivils). rnek: "Bugn hava ok (bir ok) gzel". Dier bir zarb ekli de, fazladan yazlan ibarenin bana ve sonuna sfr eklinde kk birer daire koymakla yap lr. rnek: "Bugn hava ok pek ok gzel". E er kelimeler aras nda darlk varsa ve s fr, yahut biraz nce zikredilen yar m daireyi koyacak yer yoksa, s frn veya yarm dairenin daha yukar ya konulmasnda bir mahzur yoktur: "Bugn hava ok bir ok gzel" gibi. Mkerrer yazlan harflerin zarb' nda da de iik grler ileri srlmtr. Bazlarna gre, mkerrer yaz lm iki harften ikincisini silmek daha do rudur; nk birincisi do ru, ikincisi ise yanl yazlmtr; yanl yazlamn ibtali evladr. Di er bazlar ise, harflerden daha ak ve gzel yazlam brakp dierini ibzal etmek gerekti ini ileri srmlerdir. E er tekerrr sat r banda ise, satrn ba tarafn bozmamak ve kirletmemek iin ikincinin, sabr n sonundaki tekerrrlerde ise, yine satr sonunu temiz tutmak iin birincinin ibtali do ru olur. Fakat mkerrerlerden biri st sat rm sonunda, ikincisi ise onu takip eden sa-

471

trm banda olursa, sat r sonundakinin ibtali gerekir. nk sat r bann ak ve temiz tutulmas , satr sonuna nisbetle daha uygundur. Eer tekerrr, muzaf, muzafun ileyh, s fat ve mevsufta vukubulursa, o zaman satrn sonuna veya ba na bakmaks zn muzafla muzafun ileyh veya s fatla mevsuf aras ndaki ittisale dikkat edilir ve bu ittisalin bozulmamas iin uygun olan kelime zarbedilir. Eer ibareler aras nda takdim ve tehir vukubulmu sa,takdim olunmu ibarenin bana yu'ahharu, tehir edilmi ibarenin bana da yuicaddemu yazlarak, ilk ibarenin sona, son ibarenin de ba a alnaca na iaret edilir E er bu kelimeleri yazacak yer yoksa, bunlar n haiyeye yazlmas , yahut remiz olarak bu kelimelere dellet etmek zere mim harfinin kullanlmas uygun olur. Btn bu aklamalar, phesiz, elle yaz lm kitaplar iin sz konusudur. Bugn bunlarn tatbiki elbette d nlemez. Fakat ktphaneleri dolduran binlerce elyazmas eserde bunlarn rneklerine sk sk rastlamak mmkindir ve dellet ettikleri manalar anlamak, bu eserlerle me gul olanlar iin elbette gereklidir. ZEVA'D Bilindii gibi, ikinci asrdan itibaren hadislerin tedvin ve tasnifi ba lam, nc asrda ise, tasnifin alt n ana gelinmitir. Bu asrda Kutubi Sitte adyle maruf elButarI ve Muslim'in kitapDavad, enTirmizi ve bn Mce'nin Sunenleri, Ahmed bn Hanbel'in Musned'i, dier Sunen ve Musned'ler ortaya kmtr. Ancak hadisleri tasnif eden musann flarn hedefi, hadisiler aras nda alnp rivayet edilen btn sahih hadisleri kitaplar nda toplamak olmamtr. Zaten bu mmkin de ildi. Bununla beraber, e er her musannf, kendinden nceki musannaf n kitabna almad sahih hadislerden kendisine ulaanlar cemetmeyi gaye edinmi olsayd, btn hadisler, uzun bir zaman gemeden, tek bir kitapta toplanm ve tek bir musannaf ortaya km olurdu. Maamafih, dokuzuncu as rdan itibaren buna benzer bir telif faaliyeti balam ve Kutubu'zZevtt'id ad verilen tamamlayc kitaplar telif edilmitir. Zeva'id, fazlalk manasna gelen z(l'id'in ouludur. Zeva'id kitaplar ile kasdedilen mana ise, musannafn, dier musannaflara gre ihtiva ettii fazla hadislerin tesbit edilip bir kitapta toplanmas ndan ibarettir. Mesela elButarrnin altl'inde nakletti i hadislerin bir ksm Muslim tarafndan da kendi abill'inde nakledilmitir. Fakat Muslim'in aldl 'inde bir ok hadis vard r ki, bunlar elButarrnin kitab nda yer 472

almamtr. E er biz, elBuhrinin kitab na almad Muslim'in hadislerini ayrr, bir kitapta toplarsak, elBuhri zerine yap lm bir zevirid kitab telif etmi ve elBuhrrnin kitab n Muslim'in hadisleriyle bir cild daha bykm oluruz. rneini verdiimiz ekilde pek ok zev'id telif edilmi tir. Hafz ibibu'dDin Ahmed bn Ebi Bekr elBu ayri (O. 840) tarafndan bn Mce'nin Sunen'inin Kutubi Hamse (elBuhrl, Muslim, Ebii Dvd, enNesn ve etTirmizrnin kitaplar ) zerine Zev'd'id; ayn mellifin Ebl Dv ld etTaylisi, elHumeydi, Musedded, bn Ebi <Omer, shak bn Rhye, Eb Bekr bn Eh! eybe, Ahmed bn Munic, (Abd bn Hamid, elHris bn Muhammed, Eb Ya% elMav li'nin Musned'lerinin Kutub'i Sitte zerine Zevcrid'i; keza ayn mellifin yine Kutubi Sitte zerine elBeyhakrnin esSunenu'lKubnrs iin cemettii Zevi'id'i Ayn ekilde bn Hacer el<Askalni (O. 852), bn Ebi <Omer el bn <Aden!, Ebii Bekr elHumeydi, Musedded, bn Ebi eybe, <Abd tim Hmid ve elHris bn Muhammed'in Musned'lerinin Kutubi Sitte zerine, keza onun Musnedi Bezzr ve Musnedi Ahmed bn Hanbel'in Kutubi Sitte zerine ayr ayr cemetti i Zeviridieri vard r. Ebu'lHuseyn <Ali bn Bekr elHeysemi (O. 807), iki cild olarak Zeviridu Musned Ahmed cale'lKutubi'sSitte, byk bir cild olarak Zevii'idu MusnedilBezzc r cale'lKutubi'sSitte, bir cild olarak Zevi'idu Musned Ebi Yacld elMm ll cale'lKutubi'sSitte, cild olarak Zevciidu'lMuccemi'lKebIr <ale'lKutubi'sSitte, ve iki cild olarak Zev ridu'lMuccemi'lEvsa ve'lA gar WtTaberiini cale'lKutubi'sSitte'yi cemetmi, sonra btn bu zev'idleri bir kitap ierisinde birletirmitir. Bunlar, dokuzuncu asrdan itibaren cemedilen zeva'id'lere bir ka rnektir. Bu ekilde meydana getirilmi daha pek ok eser vard r.

ZINDiK Zhirde mslman olan, fakat ilerinde kfr gizleyen ve islm'a kar kin ve dmanlk duygular besleyen, onu ykmak ve mslmanlar ondan ayrmak iin her frsattan faydalanma areleri arayan kimselere z ndk denilmitir. Emevi devrinin sonlarna doru ortaya kan, Abbasi devrinde ise halifelerin yabanc lara tandklar geni hrriyetten faydalanarak say lar oalan zndklarn, Islm ykmak ve mslmanlarn tevhid kelimelerini paralamak iin giri tikleri bal ca faaliyetlerinden biri, hadis vaz<1 olmu tur. Bu sebepten, hadis tarihinde zndklarn isimlerine s k sk rastlanr.
473

EsSuyati, bnu'lCevzi'ye istinaden, yalan hadis rivayet edenleri ksma ayrdktan sonra, nc k s mda yer alanlardan yle bahseder: Bir kavimdir ki kasden yalan syler; fakat yalanlar hataya dmekten, yahut yalanc lardan rivayet etmekten dolay deildir. Bunlar, bazan isnadda yalan sylerler ve i itmedikleri kimselerden rivayette bulunurlar; bazan rivayet ettikleri hadisleri ba kalarndan alarlar; bazan da hadis vazederler. te bu hadis vazedenlerin ba nda zantdlica gelir. Bunlar eriatn ifsadn, kullarn kalplerine phe sokmay ve dinle oynamay kasdederler. 'AbdulKerim bn EbilcAvca' bunlardandr. Yakalanp boynu vurulmaya gtrlece i zaman drt bin hadis uydurdu unu, bunlarla helli haram, haram da helal yaptn sylemitin Keza ba ka bir zndk, Halife elMehdrnin huzurunda, drt yz hadis uydurdu unu, bunlarn halk elinde dola tn itiraf etmitir. Zndklardan bir ksm da, kitabet esnasnda, baz eyhlerin gafletlerinden istifade edip, hadislerinden olmayan eyleri sokutururlar; eyh de onlar kendi hadisinden zannedip rivayet eder 1288 . Baka bir zndk, Beyan bn Sem'an enNehdl Hicri 100 nc seneden sonra `Irak'ta ortaya km ve 'Ali bn Ebi Talib'in ulahiyetini iddia ederek mslmanlar n kalplerine bir ok fesad tohumlar sokmaya almtr. Bu faaliyeti anla ldndan, <Iral valisi Halid bn `Abdillah elKasri tarafndan ldrlm , cesedi de yaklmtr 2". Muhammed bn Saci.d bn Hassan elEsedi e Sami elMa lab da zndklardan idi. Uydurup Enes bn Malik'ten merfa olarak rivayet etti i bir hadisle, nbvvet iddias nda bulunanlar iin e ine rastlanmaz bir destek ortaya koymu tur. Bu hadiste yle denilmektedir: "Ben nebilerin sonuncusuyum. Benden sonra nebi yoktur; ancak Allah dilerse...". Zndn bu istisnay, yani "ancak Allah dilerse..." szn vazetmekle halk nasl ilhada davet etti i aka grlmektedir. Bu zndk da Halife Eb l Ca(fer elMan ar tarafndan ldrlm tr. Ahmed bn Salih elMri onun hakknda yle diyordu: "Bu adam bir z ndktr ve boynu vurularak ldrlm tr. Drt bin hadis uydurmu tu ve bunlar ahmaklarn elinde dolamaktadr. Bunlardan saknnz 951290. Zndklarn islam tarihinde zuhuru, Emevi hilfetinin sonlar na rastlar. Son halife Mervan bn Muhammed (127-132) in mrebbii olan Ca`d bn Dirhem, Bena Hakim mevalisinden, am'da ikamet eden ve mslmanlar aras nda cebr akidesini yayan bir kimse idi. Ayr ca, sufatlarn tatili ve tallu'lKur'n akidelerinin de diliini yapyordu129.
1288. Bkz. esSuyf41., elLe'li'lma nfea, II. 468; Tedrib, s. 186; Ahmed M. akir,

4at, s. 92.
1289. EsSuyi-41, Tedrlb, s. 186; Ahmed M. akir, 1290. Ayn yer. 1291. E1-1lsml, Tdrily ,u'lCehmiyye, s. 27. s. 92.

474

Bu faaliyetlerinin ortaya kmas zerine am'dan tardedilen Ca`d, Klfe'ye gelmi , orada Cehm bn Safvan (O. 128) ile kar lam ve grlerini ona da a lamtr. Gittike zararl olmaya balayan Cacd, Halife Hi am'm emri ile, bir Kurban bayram nn sabah, bayram namazn mteakip, `Irak valisi Walid bn `Abdillah elRasri tarafndan ldrlmtr1292. Son Emevi halifesi Mervan'a ocuklu unda mrebbilik yapan ve bu sebepten onun Mervan elCacdi lakabiyle tan nmasna yol aan Cacd Ibn Dirhem, bnu'nNedlm'in a kladna gre bir zndk idi1293. Abbasiler devrinde faaliyetleri daha ok artan z ndklar, ve bilhassa Kilfe ehrini merkez haline getirmi lerdir. ibnu'nNedim'in ifadesinden anlaldna gre bunlar Mani dinine mensup olup islam' izhar eden kimselerdir. `Irak' n, islam'dan nce eski Frs dinlerinin hkim olduu bir lke olmas gznnde bulundurulursa, z ndklarn burada kmelenmesini tabii kar lamak gerekir. Zararl faaliyetleri dolay syle zndklara kar ilk defa iddetli bir mcadeleye giri en halife elMehdi (158-169), 168 senesinde btn Badad zndklarn kltan geirmi ir1294. EtTaberrnin anlattna gre, halife, huzuruna getirilen bir z nda tvbe etmesini sylemi , fakat onun tvbeden ekinmesi zerine boynunun vurulmas n ve aslmasn emretmi, sonra da yamnda bulunan o lu elHadi (169-170) ye u vasiyette bulunmutur: "Ey o ul, i bana geldiin zaman bu Mani ehline dikkat et. Bunlar, halk dnyada zhd, ah ret iin amel ve ktlklerden saknma gibi zhiren gzel olan eylere davet ederler. Sonra eti, temiz suya dokunmay ve hastalkl devenin ldrlmesini haram klarlar. Daha sonra da, birisi nr, di eri zulmet olan iki eye ibadet edilmesini isterler. Bundan sonra, karde ler, kzlar arasnda evlenmeyi, bevl ile ykanmay, yoldaki ocuklar, zulmetin dalletinden kurtarp nlrun hidayetine sevketmek iin almay mubah sayarlar. Bu i iin klc syr ve eriki olmayan Allah'a bunlar tenkil etmekle yakla"295 .
1292. Ibnu'n-Nedim, el-Fihrist, s. 486; Ibnu'l-Esir, el-Kntil, IV. 225-332. 1293. Bkz. el-Fihrist, s. 486. 1294. Et-Taberi, Tarih, VI. 391. 1295. Aym eser, VI. 433-434. Es-ehristnl'nin Ebii`Is el-Varrk knyesi ile maruf Muhammed Ibn Hrn'dan naklen bildirdi ine gre (bkz. el-Milel ve'nihal, I. 244, 248), Mni, aslnda bir mecsi idi. Iddiasma gre Mem, birisi nr, di eri zulmet iki kadim as ldan mrekkeb ve masnfdur. Bu iki asil ezdi olup yle kalacakt r... Mni, ashabna mallarnn onda birini zekht olarak farz k lmstr. Ayrca gece ve gndz drt namaz , hakka duy, yalann ldrmenin, hrszl/1, zinanm, cimrili in, putlara tapmamn terkini de farz k lmtr

475

El-Hdi, babas nn bu vasyyetine uyarak pek ok z ndk ldrm ; hilfetinin onuncu ay ndan sonra da "Allah'a yemin ederim ki, eer ya arsam, bu frkay kmilen ldrecek, bunlardan, k rpan tek bir gz brakmayaca m" demitir"%. ZIYADE Hadis ilminde bilinmesine nem verilen konulardan birisi ziyade olup, bununla, gvenilir ( ika) olan bir rvinin, hadisinin rivayeti esnasnda yapt fazlalk kasdedilir. fkh ve hadis ashab mn, sika olan bir rvinin rivayetinde tek kalmas halinde ziyadesinin makbul olduu grnde olduklarna iaret ederek syle der: "Hadis ehli ve fukah, kendisine ser(' bir hkmn taalluk etti i, yahutta herhangi bir hkm taalluk etmeyen ziyade ile bu ziyadeyi ihtiva etmeyen haberin hkm ynnden bir noksanl a sebep olacak ziyade arasnda herhangi bir ayrm yapmadklar gibi, sbit bir hkmn deimesine yol aacak ziyade ile buna yol amayacak ziyade aras nda da ayrm yapmam lardr. Hatt haberin rvisi bir rivayetinde bu ziyadeyi yapmasa da bir ba ka rivayetinde yapm olsa, yahut onu bakas rivayet etse de kendisi rivayet etmemi olsa bile, yine bir ayrma lzum grmemilerdir" 1297 . Bununla beraber el-ljatib baz istisnai grlere de i aret etmi tir: Yapt ziyade ile tek kalan adil ki inin ziyadesini kabul eden baz kimseler, bu ziyadenin kendisine taalluk eden bir hkm ifade etmesi halinde onun kabulnn vcib oldu unu, fakat bir hkm ifade etmezse kabulne gerek bulunmad n ileri srmlerdir. afici mezhebine mensub olan baz kimseler, ziyadenin rvi cihetinden olmayp, sika bir kimseden gelmesi halinde kabul edilebilece ini, fakat rvinin kendisi, haberi nce noksan, sonra da ziyade ile rivayet etmesi halinde kabul edilmemesi gerekti ini sylemilerdir. Hadis ehlinden baz kimseler ise, sika olan kimsenin ziyadesinin, eer bu kimse ziyadenin rivayetiyle tek kal r ve onunla birlikte ba ka hfzlar da onu rivayet etmezlerse, onun kabul edilemiyece ini ileri srmlerdir. El-Uatib bu grleri zikrettikten sonra, kendi gr n aklam ve "bize gre ziyade, e er rvisi adil, hafz, mutkn ve zbt ise, ne ekilde olursa olsun makbuldr ve kendisiyle amel edilir" demi tir' 2". ilnu's-all ise, el-Hatib'in bu konudaki gr ne i aret ederek, sika olan rvinin teferrdn k smda mtal etmeyi uygun grmtr.
1296. EtTeberl, TBrih, VI. 434. 1297. Bkz. s. 424-425. 1298. Ayni eser, s. 425.

476

1- Rvinin, rivayet etti i haberle sir T.ta muhalif ve mnafi dmesi halidir ki, bunun hkm, az'da grld gibi red'tir; yani kabul olunmaz199. 2- Gvenilir rvi, rivayet etti i haberle ba kalarmn rivayetine hibir surette muhalif d mez; bu durumda her hadis, hepsi gvenilir olan rvilerin, rivayetiyle t ek kald klar hadis gibidir ve makbuldr. Hatt el-Hatib byle bir hadisin kabul hakk nda ulemamn ittifak bulunduu grndedir. 3- Bu iki ksm arasnda bir de hadisin ihtiva etti i bir sz ziyadesi vard r ki, gvenilir rvinin rivayet etti i bu ziyadeyi ba kalar rivayet etmez". bnu' -Sal"W n bu aklamasndan anlaldma gre, gvenilir bir rvinin, rivayetinde tek kalmas halinde, ortaya kabilecek bu ksmdan ilk ikisinin sz konusu olan ziyade ile herhangi bir ilgisi yoktur. Hadis ehlinin ve fukahan n kabulnde ittifak ettikleri ziyade ise, nc ksmda zikredilen rivayet eklidir. bn Hacer'in ziyade ile ilgili aklamas da bnu' -abil'm grne uygundur. bn Hacer de gvenilir bir rvinin rivayetiyle tek kald ziyadeden sz ederken ch'n bundan ayr tutulmas gerekti ini belirtir ve ziyadeyi ihtiva eden hadisin, ancak z olmamas halinde makbul olacan syler. bn Hacer bu konuda yle der: "Sahih ve hasen rvisinin hadiste olan ziyadesi, bu ziyadeyi yapmayan ve daha gvenilir olan bir ba ka rvinin rivayetine ayk r dmedike makbuldr. nk hadisteki ziyade, ya bu ziyadeyi zikretmeyen kimsenin rivayetine aykr olmaz; bu takdirde ziyadesi bulunan hadis mutlaka kabul edilir nk bu, gvenilir bir rvinin rivayetiyle tek kald mstekl bir hadis hkmndedir ve bu hadisi ba kas eyhinden rivayet etmemi tir. Yahutta bu ziyade, di er rivayete ayk r der ve kabul edilmesi halinde di er rivayetin reddi gerekir. te byle bir durumda, ziyadeyi ihtiva eden rivayetle onun z dd olan rivayet arasnda tercih yap lr". "Ziyadenin, tafsile gitmeksizin mutlak kabul ile ilgili gr , hadisilerle fukahann ekseriyeti aras nda hret kazanm tr. Ancak,
1299. z, gvenilir bir rvinin, cemaatin rivayetine muhalif olarak rivayet etti i ve rivayetinde tek kald hadistir. Bkz. lz. Muhalefet sz konusu oldu u zaman, phesiz, iki muhalif hadisten birini tercih etmek gerekir ve bu tercih de daima cemaatin rivayeti lehinde tecelli eder. Oysa ziyadede muhalefet sz konusu de ildir. 1300. Bkz. Ibnu' alb, `U/i1mu'/-13adf, s. 77-78.

477

hadisin z olmamasn sahihte art ko an, sonra da azz gvenilir bir rvinin kendisinden daha gvenilir bir rviye muhalefeti olarak tefsir eden hadisiler ynnden tafsile gitmeksizin ziyadenin mutlak kabul do ru olmamak gerelir"'. Grld gibi bn Hacer de ibnu's- all gibi, ziyadenin, . z gznnde bulundurulmaks zn deerlendirilemiyece i grndedir, ve zn zay f hadislerden saylmas dolaysyle, do ru olan gr de budur. Zira bn Hacer'in de ifade etti i gibi, zl hem zay f kabul etmek, hem de ihtiva etti i ziyade dolaysyle onun mutlaka kabul edileceini ileri srmek ak tezaddr. Hadiste ziyadeye baz rnekler vermek, konunun daha iyi anla lmasna yardm edecektir: Mlik bn Enes, Nfitden, o da bn cOmer'den rivayet etmi tir: Enne Rasla'llah (s.a.s.) faraza zekrte'l-ftri min RamaOne dan min temrin ev seican min atirin 'ak kulli Iturrin ev `abdin gekerin ev un a' mine'l-muslimin. "Hazreti Peygamber, Ramazan ay nda ftr (fitre) zekt n, bir l hurma veya arpa olarak, hr olsun kle olsun, erkek kad n btn mslmanlara farz k ld" 1302. Et-Tirmizi mezkr hadisi naklettikten sonra, Mlik'in N M1(den Eyyfib gibi rivayet ve mine'l-muslimin ibaresini de ziyade etti ini sylemitir. Yine et-Tirmizrye gre, N fi'den hadisi rivayet eden di er rviler, bu ibareyi zikretmemi lerdir. Bu bak mdan Mlik, bu ziyadeyi rivayetinde zikretmekle tek kalm tr. Ne var ki bu hadisle amel ve ftr zektm ed etmek hususunda ihtilf ortaya km ; tabiatiyle ba ta Mlik olmak zere e - fici ve Ahmed bn Banbel, hadisteki bu ziyadeye gre hkm vererek, kad n olsun erkek olsun, hr olsun kle olsun, fitrenin yaln z mslmanlara farz oldu unu, gayr-i mslim kleler iin fitre vermek gerekmedi ini ileri srmlerdir. Ziyadeyi kabul etmeyen Sufyn es-Sevrl, 'Abdullah bnu'l-Mubrek ve ish4 gibi imamlar ise, kle gayr-i mslim de olsa, onun iin de fitrenin denmesi gerekti ini sylemilerdir"". Muslim tarafndan nakledilen bir hadis, Eb Mlik Sacd bn Tr4 el-E cati tarafndan Rib(1 bn Hr'tan rivayet edilmi tir. Ribci, Hu1301. Bkz. Nuhtetu'lfiker erhi, s. 41-42. 1302. Hadisin e itli rivayetleri iin bkz. etTirmizi, Sunen, III. 61. 1303. EtTirmizi, Sunen, III. 61.

Sahrh, II. 138; Muslim, Sahib, II. 677;

478

zeyfe'den, o da Hazreti Peygamberden rivayet etmi tir. Hazreti Peygamber yle buyurmaktad r: Fufftlnc7 (ala'n-nsi biel in: Cu<let ufffna kesuftifi'l-mehrike; ve cu' let kulluh mesciden ; ve cu' let turbetuh len tuhran, id lem "nsanlar zerine eyle tafdil olunduk: Namaz saflar mz meleklerin saflar gibi yapld ; btn yeryz bize mescid ve topra da, su bulamadm z zaman, temizlik (teyemmum) vas tas klnd" 1304 Muslim tarafndan nakledilen bu hadisteki ve cuctlet turbetuh lena fuhran (ve topra bizim iin temiz klnd) ibaresi ziyade olup, Eb M5lik el-E caci bu ziyadenin rivayetiyle tek kalm tr. Gerek Muslim'de ve gerekse el-Buhri'de yer alan ayn hadisin deiik rivayetlerinde ve cu( let lene'l- arg mesciden ve tuhiran ibaresi yer almtr. Buna benzer daha pek ok rnek zikretmek mmkindir. Fakat konunun anlalmas bakmndan bu iki rnek yeterlidir. ZUcAFYi' 2:acifin o ulu olarak "zayflar" mansma gelen zucafi.'' tabiri, hadis stlahnda, imamlarn eitli ynlerden cenhine u ram ve bu sebeple zayf saylm hadis rvilerine dellet eder. Bir hadisin sahih veya sakim olmas, her eyden nce, o hadisi rivayet eedenlerin halleriyle ilgili bulunmas dolaysyle, hadis imamlar, mesailerinin byk bir ksmn hadis rvilerinin hallerini tesbite hasretmi ler ve onlar bu halleriyle tan tmak iin e itli hacimde pek ok rical kitaplar telif etmilerdir. Bu kitaplardan bir ksm silsAta tahsis edilmi ve bunlarla yalnz gvenilir olan rvilerin tercemeleri anlat lmtr. Bir ksm da zucafaya tahsis edilmi ve rvilerin hangi hallerden dolay cerhedildikleri gsterilmitir. Dier baz kitaplarda ise, gvenilir ve zay f rviler mtereken ele alnm ve her biri hakk nda bulunabilen yeterli bilgi verilmitir. ?u'af hakknda pek ok kitap telif edilmi tir. Bunlardan baz larn yle sralayabiliriz: Muhammed bn cAbdirraldm (O. 249) nin Kitc- bu'ucafa's, el-Buh5I (. 256) nin Kitabu' t`cf(t's, en-Nesn (. 303) nin Kitbu'uccfir vel-metrkin'i, Muhammed bn cAmr (O. 322) nin Kitbu'uccfit's, Eb Nucaym cAbdu'l-Melik el-Curcni (. 323) nin KitCbu' ccftt's, Eh)] I3tim bn 1;lbbn (O. 354) n KitCbu'uccf's , Eb Ahmed `Abdullah bn Muhammed bn `Adi (O. 365) nin el-Kmil fi v caftri'r-ricid'i- bu kitapta, zucaf yannda, cerhedilen baz ahlbn rvilerine de yer verilmi ve her rviden bah1304. Bkz. ahiti, I. 371. Keza bkz.

abil>, I. 86.

479

sederken onun garib veya munker hadislerinden de rnekler zikredilmitir. Byk hacimde olan bu kitap, rical tarihi ynnden ok k ymetlidir. edDralFutni (. 385) nin Kitdbu'.5wcetfirs , Ebu'lFerec ibnu'lCevzi (. 597) nin Kitclbu'uccifit's Byk hacimdeki bu kitap ezZehebi taraf ndan nce ihtisar edilmi , sonra da zeyli yap lmtr. cAl'u'dDin Mu laty (. 762) n da zerine bir zeyli vardr. EzZehebi (o. 748) nin Miziinu'lictidri zu<af yannda sika rvilere de yer veren bu kitap, rvileri alfabetik s raya gre ele alm ve her ismin yanna rivayetlerini ihrac eden Sitte imamlarna dellet etmek zere baz rumuzlar da koymutur. bu kitap zerine bir zeyli bulundu u gibi, ibr Hacer de Tehzibu'lKemarde zikretmedii isimleri de alarak Lisr '/mizdn' n meydana getirmi tir.

480

B BL YOGRAFYA tAbdulvahhab FIallf Koyiit). slam te rii tarihi (Ankara 1970,t erc. Talat

Ahmed Emin, Fecru'lslam (Kahire 1374/ 1955) Ahmed Emin, Zuha'l slam (Kahire 1357/ 1938), (Ankara 1963, Ahmed bn 1:lanbel, Kitabu'lWel ve mdrifeti'rriced lahiYat Fakltesi Yaynlarndan, cild I.) Ahmed bn Hanbel, elMusned (Msr 1375/ 1956 ve 1313 bask lar) Ahmed Muhammed akir, elBcViu'lha i erhu htiari cUlmi'lhaell (Mr?) Seyfu'dDin Ebu'lhasan `Ali bn Muhammed, elihkiim fl u li'lahkm (M sr 1332/ 1914) lism Efendi, Kamus Tercemesi Badadi Eb Mansr <AbdulKahir bn Tahir, elFark beyne'lfirah (Msr 1367) Belazuri Ebu'l`_Abbas Ahmed bn Yahya, Futhu'lbuldn (Msr 1350/ 1932) Buhrl Eb cAbdillah Muhammed bn smail, elCmicu' ahlh (stanbul 1315) Buhar' Eb (Abdillah Muhammed bn smail, etTCtrihu'lkebir (haydarnA.d 13 ) Cerraholu Ismail, Tefsir usistl (Ankara 1971) Cevheri ismacil bn liammad, e hah (Msr 1376) (Msr 1328/ Ceza'iri Tahir bn Ahmed, Tevelhu'nnazar 1910) Darimi Eb Muhammed `Abdullah bn cAbdirrahman, esSunen (Dmak 1349) Eb Dava d Suleyman bnu'lE 'as esSicistani, esSunen (Msr 1371 / 1952) Eb Ms elMedini, Hairiu'lMusned (Msr 1368/ 1949 Musned, I. 19-27) Eb Nu'aym elIsbahani Ahmed bn `Abdillah,fflyetu'/--ev/iy' (M sr 1352/ 1933) 481

Gazali, el-Mustasf (Msr 1322) Hci Halife, Ke fu'i-iunCn ( stanbul 1941-1943) ljatib Baddl, el-Kifdye fi (timi'r-rivaye (1;laydarbd 1357) ljatib Ba ddi, Tatcyldu'l-( lm (Dmasis 1949) Hatib Baddi, Triitt BagdW (Msr 1349 / 1931) Hakim Eb (Abdillah en-Neysbri, Macrifet (ulCani'l-hadis (K ahire 1937) IjaWbi Eb Suleymn Hamd bn Muhammed, Mddlimu's-sunen (lialeb 1352 / 1933) 1.1zimi Eb Bekr Muhammed bn Mfis el-Hemedni, Kitcibu"-ictibar sili ve'l-mensld mine'l-C dr fi beyt ni'n-nC Berevi Eb Ism(11 'Abdullah bn Muhammed, Zemmu'l-keldm (yazma; lhiyat Fakltesi Ktb.) cIrlp Zeynu'd-Din cAbdurrallim, et-TakyId ve'l--141> ( bnu's-alh'n (Ulmu'l-hadis, 1jaleb 1350 basksyle birlikte) bn (Abdi'l-Berr Eb (Omer Yusuf en-Nemeri, el-sti<d fi ma(rifeti'la idtb bn `Abdil-Berr en-Nemeri, Cami' beyr ni'l-ctlm (Msr) ibnu'l-Cevzi Ebu'l-Ferec, Menlc bu'l-mam Ahmed bn Hanbel (Msr) Ebu'l-Ferec, el-Me1.4cdt (Medine 1386 / 1966) bn Ebi 1.1tim Eb Muhammed er-Rzi, Talcdimetu'l-marifet likitetbi'l-Cerh ve't-tacd11 (ljaydarbd 1371 / 1952) bn Ebi Iltim er-Rzl, Kit lbu'l-cerh ve't-ta`dil (ljaydarbd 1371 / 1952) 'bn erhu Nehei'l-belaa {Beyrut 1374 / 1954) bn Eh! Yacl Ebu'l-I.Iuseyn, rabalcatu'l-klanabile (Kahire 1371 / 1952) (Msr 1357) Ibnu'l-Esir Ebu'l-Hasan, bn Hacer Ebu'l-Fail ihbu'd-Din Ahmed, Fethu'lel-Bul>5.ri (M sr 1318) bdri bierh Hedyu's-Sari mulcaddimet Feth,'l-bari (Msr bn Hacer 1347) bn Hacer el-cAskalni, el-I be fi temyizi' -ahabe (Msr 1325 / 1907) bn Hacer bn Hacer Talt Koyi it) 482 cani'l-Musned el-.Kavlu'l-musedded Nutbe-u'l-fiker erhi (Ankara 1971, Tere.

bn Hacer el-<Askalani, Tehitbu't-teh;lb (I-Jaydarb ad 1925) bn Ijallikan Ebu'l-`Abbas emsu'd-Din, Vafeyiltu'l-dytin (Kahire 1367/ 1948) bn Hamza el-Uuseyni, el-Beyan ve't-tacrlf fi esbbi vurdi'l-hadis (lialeb 1329) bn Hazm Ebn Muhammed `Ali el-Endelusi, el-14am fl u li'l-ahkm (Msr 1345) bn 1.1bban Eb Witim Muhammed bn Ahmed el-Busti, Kitcibu'ttril ve'l-Mecrithin (yazma Ayasofya Ktb. No. 496) (Msr) bn KesIr Ebu'l-Fida', el-Bitkiye ve'n-nih lye bn Kesir thtiaru (Ulmi'l-hadis (Msr) bn Kuteybe ed-Dineveri, el-mme ve's-siyse (Msr 1356/ 1957) bn Kuteybe ed-Dineveri, el-Matrif (M sr) bn Kuteybe ed-DIneverT, Te'vilu muhtelifi'l-hadis (Msr 1326) bn Mace Muhammed bn Yezid el-Kazvini, es-Sunen (Mr 1349) bn Manir, Ebu'l-Faz1 Cemalu'd-DIn, Lisnu'PArab (Beyrt 1374 / 1955) bn Sa`d, Kit'bu'Habahati'l-kebir (Leiden 1904-1940) bnu's- alah Eb 'Osman es- ehrezri, 'Ulmu'l-hadis (Haleb 1386/ 1966) Kasm'. Cemalu'd-Din, 1Pvdc du't-tal dl (Dma k 1949) ida marifet uli'r-rivaye K'azi cIyaz Ebu'l-Fazl bn Masa, (Kahire 1389/ 1970) Kenan! Muhammed, er-Risletu'l-mustatrafa (Beyrt 1332) Koyiit Talat, Hadis usl (Ankara 1974) Koyiit Talat, Hadis tarihi, (Ankara 1977) Koyiit Talat, Hadis,,ilerle kelanclar arasndaki mnakaalar, (Ankara 1969) Koyiit Talat, I. Goldziher'in hadisle ilgili baz grlerinin tahlil ve tenkidi (Ilahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1967, XVII). Koyiit Talat, bn ihb ez-Zuhrl (Ilahiyat Fakltesi Dergisi, Ankara 1976) ve'tLaknevi Muhammed <Abdu'l-klayy, er-Refcu ve't-tekmil ta`dil (1.1aleb) ve'l-JIar (Msr 1324) Makrizi Takyyu'd-Din Ahmed, Malik bn Enes, el-Muvatfc- ' (Kahire 1370/ 19151 M.Fu'ad Baki neri) 483

Mes`di Ebu'l-Basan 'Ali tbnu'l-Buseyn,Muracu'eheb(M r 1346) Muhammed Eb Zehv, ve'l muhaddi n (M sr 1378 / 1958)
-

Muhammed liamidullah, Hemmam bn Munebbih'in sahifesi (Ankara 1967) tere. Talat Koyi it) Muslim ibnu'l-tlaccac el-Ku eyri, el Cami`u' s- ahiti (Msr 1373 / 1955) Mustafa es Sba<I, es Sunne ve mekanetulla ,fi't terlc'l slami (Kahire 1380 / 1961) Nesa'i Eb (Abdirrahman Ahmed bn Sucayb, es Sunen (Msr)
-

Nevevi Muhyiddin, Serhu ahlhi Muslim (Msr 1349) Nevevi Muhyiddin, et Tahrib ve"t teysir maca erhhi Tedrib (Msr 1379 / 1959) Oki M. Tayyib, Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler (Istanbul 1959) Ramahurmuzi Eb Muhammed el Basan bn (Abdirrahman, el Mu(Beyrut 1391 / 1971) haddiu'l fal beyne'r ravi Subki Tacu'd-Din Eb Na r, Tabahatu' fi (tyyeti'l kubra (Msr 1324)
-

Suyati. Celalu'd-Din, el than fi culami'l Kur'an (Kahire 1368) fi'l ahdii'l mevzda (Msr Suyti, Celalu'd-Din, 1352) Suyati Celalu'd Din, Tedribu'r-ravI fi erh Tahribi'n-Nevevi (Msr 1379) Suyti Celalu'd Din, TenvIru'l-havalik erl u Muvaga'l-mam Malik
-

(Kahire) Safici Eb 'Abdullah Muhammed bn Idris, htilfu'l hadh (KitabulUmm, Bulals. 1321, VII. cild hamiinde) Safiq Eb `Abdillah Muhammed bn Idris, er Risale (Msr 1358 / 1940) Sehristani Ebu'l-Feth Muhammed bn (Abdi'l-Kerim, el Milel ve'n nihal (Kahire 1381 / 1961) Tanribirdi, en Nucamu' Z Zahire (Kahire 1348 / 1929) Tirmizi EbcIsa Muhammed bn `Isa", es Suneri (Msr 1356 / 1937) (Msr 1325) Zehebi Eb `Abclillah Semsu'd-Din, Zehebi Eb <Abdillah, el Munteha min Minhaci's Sunne(lahire 1374) Zehebi Eb <Abdillah, T ril u'l islam (Kahire 1368) Zehebi Eb 'Abdullah, Tehzibu'l esma' ve'l lugat Zehebi Eb <Abdillah, Tezkiretu'l huffa (gaydarabad 1375 / 1955) Zebidi, Tacu'l (aras (Msr 1306) Zubeyr ddilsi, Hadis edebiyat tarihi (Istanbul 1966, tere. Y. Ziya K avak) Zurlsani emsu'd-Din Muhammed bn <Abdi'l-Balsi, Serhu'l Muvatta' (Msr 1280)
-

484

INDEKS

<Abdullah bn cAmr bni'l-cis 16,17,104,192, 193,194,195,277,279,306,379,381 `Abb.d 342 ' `Abdullah bn `Ata' el-HerevI 105 `Abb3d bn cAbdi's-amed 458 `Abdullah bn `Ava 247 `AbbAcl bn Ebi tilih 95 `Abdullah bn Bureyde 47,143 cAbbrd bn Zek~ 95 `Abdullah bn Busr el-Mtizeni 339 `Abbas 231, 460 <Abdullah bn Ca'bir et-Tarsiisi 350 `Abbas el-Curayrl 342 `Abdullah bn Cah 153,154 `Abbas bn <Abdi'l-cAilm 198 `Abdullah bn Dinar 32,94,109,110,131,139, e] `Abbas bn cAbdi'l-Muttalib 15,459 140,288,335,336,404,407,463 cAbd (Halid bn Cemil) 308, 430 `Abdullah bn Fbi 'Abdillah 435 `Abd bn Hamid 444,473 <Abdullah bn Fbi Evf5. 410 `Abdrin bn `Osmn el-Mervezi 424 `Abdullah tim Ebi KaVade 209,210 cAbde 341 <Abdullah bn Ebi 111fic 144 `Abdu'l-Agrt bn `Abdi'l-Acli, 163 `Abdullah bn Ebi alih 95 `Abdu'l-`Aziz ed-Dariiverdl 209, 344 `Abdullah bn Ezber 224 `Abdu'l-`AzIz bn Ebi Seleme 144 `Abdullah bnu'l-Fazl 144 `Abdu'l-cAzIz bn uheyb 56 `Abdullah ibnu'l-tlEtris 33,34 < Abdu'l-CebMr bn Vnl 254 `Abdullah bnu'l-Wris bn Cez' 410 `Abdu'l-Gani bn SacId (el-Msri) 94, 96, 245, `Abdullah bn Ka93 bn Malik 314 337 `Abdullah Ibnu'l-Mavvh1F 332 `Abdu'l-Htihk bn Salime (Seleme) 341 `Abdullah bn Mesleme el-Ka<nebi 405 `Abdu'l-Hamid bn Ca<fer 256 <Abdullah bn Mesciid 17,47,52,164,253,256, Abdulkadir Karahan 98 257,258,277,279,380 `Abdu'l-Kgthir et-Ternind 47 `Abdullah bn Mu'aviye 426 cAbdu'l-Kays 341 `Abdullah tbnu'l-MubArek 20,25,26,44,69, bn Ebi'l-`Ave}i' 230, 474 76,98,113,119,163,174,224,283,308, 327, `Abdullah 46,261,360 340,390,396,399,424,430,431,469,478 <Abdullah (Eb Hurayra) 105 'Abdullah bn Muhammed 444 `Abdullah bn `Abbas 17,277,379,380,383 <Abdullah bn Muhammed bn Ebi eybe 317 `Abdullah bn `Abdi'l-Hakem 39 `Abdullah bn Muhammed bn Sinan 350 <Abdullah bn A ar el-Hem:Un! 212,465 `Abdullah bn Muhammed ez-Zacif 96 `Abdullah bn Ahmed el-Amull 352 `Abdullah bn `Omer (tbni'l-HaWill) 17,52, <Abdullah bn Ahmed ed-Devraki 350 109,131,196,223,277,278,335,379,380,383, `Abdullah (bn Ahmed bn Hanbel) 350,463, 386 464 `Abdullah bn RM1` 312 `Abdullah bn cAmr Eb Murtiye 262 `Abdullah bn Sa`d bn Ebi Serh 151,152

-A-

485

'Abdullah bn Selam 337 `Abdullah bn eddad 102,311 `Abdullah bn Uneys 423 `Abdullah bn Vehb 29,39,44,276,283,284 `Abdullah bn Vehb bn Muslim el-Iura i 68,69 `Abdullah bnu'z-Zubeyr 17,340,352,379 `Abdu'l-Melik 87 bn bn Curayc 105 bn Hanbib el-Cevni 351 `Abdu'l-Melik bn cUmeyr 280,281 "Abdu'l-Melik bn Yesar 224 `Abdu'l-Muttalib 40 `Abdulvahhab el-Haffaf 399 bdulvahhab Dallaf 123,363 `Abdu'l-Vahhab bn bn...16 `Abdu'l-Vahhab e -ekafi 163,164 `Abdul-Yahni bn 'Abdillah 342 `Abdu'l-Vaind bn Ziyad 163 `Abdu'l-Vari 56 `Abdu'l-Vari bn Sa'id 163 `Abdurrahman 310 `Abdurrahman (Fba Hurayra) 105 `Abdurrahman bn 'Abdullah bn 'Utbe bn `Abdullah bn Mes'ad 164 `Abdurrahman bn 'Avf 55,224,236,380,381 `Abdurrahman bn Mehdi 41,69,76,92,145,213, 311,327,386,457,469 `Abdurrahman bn ahr (Elia Hurayra) 105 `Abdurrahman Ibnu'l-Hari 38 `Abdurrahman ibnu'l-Ias m 39 `Abdurrahman bn Zeyd bn Eslem 228 `Abdu'r-Ra'af bn Tac el-Munavi 331 `Abdurrazzk ( bn Hemmam) 25,26,68,70, 114,164,251,286,287,308,314,321,396,430, 431 `Abdu's-Selam bn Sacid 262 `Abdu ems 338 `Abide bn Humeyd 341 "Abide es-Selman! 47,341 `Abide bn Sufyan el-Hazram! 341 Adem (a.s.) 312 Adem ( bn 'Uyeyne) 165 `.Affan 352 Ahmed Eba Surayc e - abbal 341 Ahmed Emin 455 Ahmed bn `Abdillah el-cIcli 444

Ahmed bn 'Al! 208 Ahmed bn Aybek ed-Dimyati 444 Ahmed bn Bekr el-Ma ribi 332 Ahmed bn Cacfer hn Hamdan 350 Hayeme 158 Ahmed bn Ahmed hn Danbel 16,18,20,21,26,27,44,46 47,49,53,55,59,74,76,80,90,91,94,106,114, 114,115,119,142,162,173,179,187,188,194, 195,196,197,199,232,234,239,247,248,251, 259,260,277,278,279,283,286,295,296,297, 303,317,318,318,319,320,327,344,382,383, 396,421,425,461,463,464,469,472,473,478, Ahmed bnu'l-Huseyn el-Mukri 312 es-Sehmi 374 Ahmed bn Ahmed bn Mansur 276 Ahmed bn Muhammed el-Hammal 338 Ahmed bn Munic 473 Ahmed bn Sa'id ed-Darimi 46 Ahmed bn ahl el-Mri 474 Ahmed bnu'l-Muzaffer el-Bekri 350 Ahmed bn Yarms el-Yerb'! 425 Ahmed Muhammed akir 188,228,231,232,239, 240,277,278,283,304,306,318,319,320,329, 378,380,469,474 `A'ie 46,122.176,208,235,241,244,246,256,260, 277,278,289,351,379,380,448,456, `A'i e (Bint Talha bn 'Ubeydillah) 165 `Akabe 409 `Akil 342 bn Ebi Talib 224 bn (A.bdirribman 39,49,388 `.4.1ru'd-Din 'Ali bn cO n'an el-Mardin! 329 Mulat'ay 337,480 bn Ahmed 208 `Ali bn 'Am 163 `Ali bn 'Aam ez-Zahid 338 `Al] bn D'aviid 282 TMib) 16,32,40,41,47,52,55,62,87, `Ali (bn 88,91,102,104,144,154,154,171,196,218, 272,286,295,296,306,334,351,376,380,381, 383,386,409,453,456,457,458,460,474 `Ali bn Ijarem 143 bn Hiam Ibni'l-Berld 359 `Al! bn Thcr 33,34 `Ali ibnu'l-lbseyn (el-Vak d) 143, 288 'Ali Ibnu'l-Medini 16,21,46,92,103,113,164,198, 239,241,247,249,296,327 `Al! bn Salim 311

486

bn Sultan el-) ari 331

fi serhi naima'n-Nabbe 331


cAlkame 52,110,170,291,311,360,385

`Alkame bn Kays (en-Nahaci) 39,47,282, 410 ( Alkame bn Vakkas 115,131,406 el-Acmes 144,209,233,253,257,279,327,357,360, 411 el-Amidl 18,22,275. `Amir tbn cAbede (cAbde) el-Beceli 341 qmir bn <Abide el-Bahili 341 < Amir bn Sacd bn Ebi Vakkas 280,281 cAmir bn Serahll es-Sa`bi 39,410 `Ammar 259,260 cAmmar bn Suleyman ( Ammar bn Y asir 344 cAmr (Eba shak es-Sebicl) 106 cAmr tbn 'Ali 253 cAmr (ibnul---cAs) 151,164 cAmr bn cAvn 25,26,396 <A= bn Dinar 47,139,206,207,248,251,288, 408,463 bn Ebi Seleme 286 `Atar bn Ebi Sufyan bn Useyd bn Cariye es-ekafi 340 cAmr bn Evs 243 `Am bn Hazm 104 `A= bn Ilurays 351,411 `Arar tbn Merzak el-Bahill 166 cAmr bn Meymn 310 cAmr bn `Osman 288,303 `Anr bn Said 45 cAmr bn Selime 341 `Arar bn Sellam 425 <Al= bn Sucayb (bn Muhammed bn <Abdillah bn CArnr tbni'l-cAs) 16,45,94, 165,194,382 `A= (bn Surahbil) 164,253 cAmr bn Zurare 344 `Arar Z Mur 212,465 `Amra Bint <Abdirrahman 438 Amul 352 Amal' 352 el-Acree 129,144 `Alim 96,164,352 el--`As 164 `Asel bn Zekviin el-Basri 338 `Asm 141,305 `Asm el-Ahvel 304,349

`Alim bn <Ali et-Teymi 166 `Asm bn el-Vasiti 167 `Asm tbn Kuleyb 254 `Asm bn Muhammed 335 `Asm bn ahit 139 el-`Askeri 301 `Assam bn <Ali el-`Amiri 338 <Ata' 225 `Ata' bn <Abdullah el-llorastini 223 'm bn Ebi Rabah 222,259,295,296 `Ata' bnu's-Sa'ib es- ekafI el-Kafi 162, 163 `Ata' bn Yesar 224 `Atlyye el-cAvfI 247 `Atik 95 `AtIku'llah 95 Mritf 202 el-Acver 184 cAvn bn `Abdillab 141 cAvseee 206,408 el-cAyzar bn Ilurays 211,290 CAzvan bn Yezid 262

Bel-Baandi 318 Badad 86,91,166,183,186,208,229,314,343,426 el-Biri2u'l-kasIs 188,228,231,232,239,240,278, 283,306,320,329,378,380,469,474 el-1341111in! 43 Bakru'l-Garkad 453 Baky tbn Mahled 278,279,378 Bakryye tbnu'l-Velid 434 Basra 39,52,89,92,152,162,163,166,183,222,282, 295,308,327,390,423,424,426,430 Baz hadis meseleleri zerinde tetkikler 166, 171,334 Beeale bn cAbede (cAbde) 341 Bedir 402 Bedru'd-Din Muhammed bn tbrahlm..329 Bedru'd-Din ez-Zerke l 136,330 el-Beavl 321,350 Behll bn (Ubeyd el-Kindi 209 Bekr bn <Abdullah el-Muzeni 247 Bekr bn Karvas 212 el-Bellizuri 192 Ben cAmir 243,244 Ben Esed 244. Benli Hakim 474 Benli Hanife 352

487

Ben Haniala 287 Ben Nee4r 223 Ben Riy'dh 223 Ben Selime 341 Ben Suleym 342 Ben rUkayl 342 Ben `Uzre 177 el-Ber'd' 330 el-Berdiei 259,261 Berire 235 Berlin 194 el-Berfa' 340 Beir 339 Be r 339 Beytin bn Muhammed el-11ammW 338 Beyrn bn Sem%n en-Nehdi 230,474 el-Beyan ve't-ta<rff fi esbbi vurfidi'l-hadis e-erff 100 el-Beyhaki 36,37,44,96,178,321,372,397,473 Beytu'l-Makdis 363 Bezzr 473 el-Bicklye (ve'n-nilulye) 20,41,103,183, 438, 439 Bill (el-Uabe i) 19,208,376 Bisr 339 Bir Ibnu'l-Mufazzal 69,177,178,254 Buyatu'n-nuhfcC fl u illi'l-hadi 332 d Bul~ 424 el-Bull:ad. 26,32,35,36,37,40,44,47,48,49,50,51, 56,57,58,60,61,67,68,70,88,98,99,104,109, 112,119,120,121129,131,141,142,163,167, 179,182,183,184,189,194,195,196,200,202, 208,210,220,224,226,232,236,237,238,239, 241,242,244,245,246,253,254,255,256,269, 274,280,281,282,286,297,300,301,302,303, 305,306,308,309,317,319,320,321,322,323, 327,335,337,338,341,342,343,351,352,353,, 355,359,360,366,374,376,378,380,383,385, 387,388,389,390,391,392,398,399,405,406, 407,421,422,423,424,425,427,428,431,438, 444,446,447,448,452,453,455,472,473,478, 479 Buharinin kaynaklar 237,307,308,428. Bukeyr bn cAbdillah tbn Eee 276 Bukeyr bn qmir el-Bereli 304 el-Bulkini 84,329,368 Bundr 253 Bureyd bn (Abdillah bn Ebi Burde bn' Ebi Ms'd el-Egari 339

BurbAnu'd-Din brhim bn Ahmed 98 Burhkui'd-Din brahim bn Muhammed el-Halebi 329 Burhnu'd-Din brhim bn 'Diner el-Buki'l 330 el-Bul-1551d 44,94,322 Busr bn Mihcen ed-Dili 339 Busr bn Said 339 Busr bn (Ubeydillah el-Itazrami 339 Busre Bint afyrn 256 Bueyr el-cAdevi 173 Bueyr bn (Amr 767 Bueyr bn Ka(b el- (Ade%i 339 Bueyr bn Yesr el-Wrii el-Medeni 339 el-Buyeyt1 283

CC5.bir 47,144,233 Cbir bn (Abdillah 49,196,277,278,306,365, 367,373,379,382,388,423 Cbir bn (Atik 303 Ciibir tim Semura 280,281 Cndr bn Zeyd 52 el-Ca`d Ebil (Omn 383 Ca`d bn Dirhem 89, 474,475 Cafer el-Firy'dbi 343 Ca(fer bn Muhammed el-Firybi 166 Ca(fer bn Suleym dn 163 Caffer e - chlF 91,231 Cini( ((Abdullah tbn Vehb) 68 Ccintic (<Abdurrazz4) 68 C.Sni` (el-Bul(iri) 68 bnu'l- E ir Cdmi c (el-uifl 68 Cr nti( (Mac/11er) 68 CCanic (Muslim) 68 Ct mic (Rabi( bn Habib el-Bi rl) 68 (Sufy an bn (11yeyne) 68, 308 . Ccinic (Sufyffil e -Seyri) 308 Ct mic (et-Tirmizi) 35,68,392 beyni'l-clm 53,59,93,122,400,423,438, 450 bi'- eyh ve 's-simi` 328 el-Ct ntic li'&1( el-Cdmic WahlifIc 'r-rtivi, 305 e -SevrI) 68 el-Crmicu'l-kebir (Sufy (e-Suyp) 68 CC ni(u'lmes(mid ( bn Keir) 68 el-Ciinicu'l-musnedu' -afih el-mufyaar min

488

umari Rastili'llah (s.a.s.) ve sunenihi ve eyyrunih 317 el-Crnicu's-sagir (Sufyan e - evri) 68 el-Ct micu's-sair (es-Suyir(I) 68 el-Cilmica's-ahiti 129,142,1355,389,390,399,424, 424,431 Ctunicu't-tahsil fi ahkeimi'l- neriisil 297 Cariye bn Kudame 340 Cebbar e-Ta'I 212,465 Cebr bn 'Atik 303 Cebra'll 311 Cebrail (Cibril a.s.) 100,122,123,311,448,449, 450,451,451,452,453,459 Cehm bn afvfn 89,475 Celed el-Ceda' 303 el-Cemal 338 Ccmalu'd-Din tbnu's- abfni 337 el-Cem` beyne's- ahlhayn 237,427 Cemil bn Basra 105 Cencu'd-ceviimi< fi'/-cldisi'/-/evimi< 68 Cerir 340 Cerir bn `Abdi'l-Hamid 163,209,210,308, 430 Cerir bn (Abdillah 342 Cerir bn liazim 209 el-Cevheri 16,17,29,44,148 Ceyhan 352 e1-Ceza'iri 17,39,70,125,127,130,131,133,134, 135,136,140,146,158,160,189,207,225,238, 317,385,392,421,466 Cezire 390,423,424 Cilfin bn Ferve 262 el-Cisr, 303 Cubeyb 261 Cubeyr 142,261 Cubeyr ln Mut`m 145 Cundub bn `Abdillah el-Becen 344 el-Curayri 342 Curey bn Kuleyb 212 el-Cuveyni Eb `Imren Masa ibnu'l- (Abbas 322 el-Ciizicani 232 el-Cfzikani 234 in 190

Daru'l-kurra 192 Daru'n-Nedve 409 Davud ei-Zehiri 43 ed-Deberi 321 Dbyetu'l-Kelbi 448 Dmak 328 Dinar 31 ed-Duceyn 'bn abit Ebu'l-Gu n 262 ed-Dalabi 399 ed-Durer fi mmalalp, ehli'l-eser 332 ed-Dustuval 140 EEban 340 Eban bn Ebi `Ayyas 154 Ebu'l-`Abbas Ahmed el-tsbill 98 Ebu'l-`Abbas es-Sarrac 164 Ebu'l-`Abbas el-Velid 'bn Bekr 165 Eb `Abdillah 106,261,435 Eb `Abdillah el-Ahram 350 Eb `Abdillah el-Itumeydi 237,427 Eb `Abdillah bn Bekr 261 Eb ( Abdillah bn Ebi Zuhl 322 Eb `Abdillah ibnu'l-Ehram 323 Ebn `Abdillah el-Merzubani 119 Ebn `Abdillah Muhammed bn 'AH es-an`ani 314 Eb `Abdillah Muhammed bn `Ali es- eykani 234 Eb `Abdillah es-seri 85 Eba `Abdillah (U~e Ibn Zeyd) 105 Ebn `Abdillah ez-Zehebi 337 Eb `Abdirrahman 105,310 Eb `Abdirrahman en-Nesll'i 48 Ebn `Abdirrahman (Sefine) 106 Eb `Abdirrahman es-Sulemi 397 Ebn `AbIde 338 Eb Ahmed 'Abdullah tim Muhammed bn `Adi 479 Eb Ahmed el-Gatrifi 322 Eb Ahmed bn 'Adi 45 Ebffl-`Al a ' bn 'Abdillah Ibni'-Shhir 287 Eb 'Ali el-Ceyygml 171 Eb 'Ali el- Cubbr'I 385 Eb 'Ali eUluseyn tim `Ali en-Neysabrl 48 Eb 'Ali el-Mrsereisl 323 Eb 'Ali en-NeystibrI 391 Eb `Ali er.-Tiisi 323

De-Dhrakuni 45,210,238,239,247,256,257,302, 304,337,381,461,480 ed-Darimi 52,53,122,202,317,399,438

489

Ebu'-`Aliye 282 Ebu'-q1iye Ziyad bn Firz el-Berra'39,340 Ebii 'Arar 286 Eba `Anr /bn Duray 177,178 Eba <A= Ibn Muhammed 178 Eba cAmr Ibn Muhammed bn `Arar 177 Eba `Arar Ibn Muhammed bn Duray 176, 177 Eba cAnr el-Mustemli 249 Eb `Amr 'Osman Ibn Ahmed es-Simak 314 Eba `Amr es-Seyhan! 344 Eba `Anr e-eybanI 344 Ebl m Tbnu'l-cAla' el-Kisa'l 305 Eba un en-Nebil 44,70 Ebl `Avan 140,304 Eba `Avan el-sferayln 322 Eba `Avn e-ekafl 311 Eba Basra el-Gfarl 105 Eb Bekr 305 Eba Bekr 'Abdullah Ibn Ebi eybe 308 Eba Bekr `Abdu'l-Kebir Ibn `Abdi'l-Mecid el-hanefi 352 Eba Bekr 'Abdurrahman bn Hiam el-Mahzand 104 Eha Bekr Ahmed bn Hasan el-Berdici 287 Eb Bekr el-Bakllani 270 Myr]. Bekr el-Ceveki 322,352 Eba Bekr el-Ebheri 354 Eba Bekr el-E rem 399 Eba Bekr el-Drzind 156 Eba Bekr el-Ijucendl 153 Eba Bekr el-Ijumeydl 200,473 El& Bekr el-Isma911 48,322 Eba Bekr (Manar bn Ebi'l-Mdrll) 105 Eba Bekr el-Mdayti 304 Eba Bekr Muhammed Ibnu-Tayyib 18,72 Eba Bekr er-RrzI 219 Eba Bekr e - ayrafl 200,219 Ebra. Bekr (e - ddIk) 47,55,62,87,95,140,141, 154,176,179,218,247,286,294,376,380,381, 409,459 Eba Bekr e - all 302 Ebr Bekr e-IrrzI 95,323 Eba Bekr el-Yezdl 323 Elya Bekr bn cAbdirrahman 113,294 Eba Bekr bnu'l-`Arab! 261 Eba Bekr Ibn <Ayya 357

Eb Bekr 'bn `Ayyri el-Ijms1 351 Eba Bekr bn `Ayyr el-Rarl 351 Eba Bekr Ibn cAyyr es-Sulemi el-Bacedda'I 351 Eba Bekr bn EbI <Ayya 15 Eba Bekr Ibn EM Davad 84,435 Ebl Bekr bn Ebi Ijayeme 158 Bekr bn EbI eybe 426,473 Eba Bekr bn tlalef 36,37 Eba Bekr Ibn Merdeveyh 322 Ebl Bekr bn Mucahid 435 Eba Bekr Ibn Muhammed bn `Arar bn ljazm el-Enari 104,438 Eba Bekr bn Nafi' 104 Eba Bekr bn Nukta 328,337 Ebu'-Berekat (Abdu'l-Vahhab bni'l-Mubrtrek 86,160 Eba Bilal el-E cari 104 Bir 251,383 Eba Bir Ahmed bn Muhammed el-Mervezi 229 Eba Bir ed-Dalabl 103 Eba Bir el-Muzenl 350 Ebul-Bulteri 106 Eba Burde 142 Eba Cdfer 311 Ebu Cdfer Ahmed bn Damdan 286 Eba Cdfer Ahmed bn Muhammed et-Tahavi 268 Eba Cdfer bn ljamdan en-Neysabarl 184 Eba Cdfer el-Man ar 353,474 Ebu'l-Celed el-Ahbari 262 Eba Davad 50,55,67,68,111,126,164,168,176, 177,178,196,202,206,243,244,254,256,257, 289,297,302,308,309,323,334,343,365,366, 393,394,399,401,408,421,422,425,431,435, 450,472,473 Eb Drvad en-NabacI 229 Eba Drvad et-TayalisI 70,317,318,320,473 Ebu'd-Dunyr el-Eec 31 Ebu'd-Dunya 'Osman Ibr u'l-IjatW 32 Ebu'l-Ebyaz 104 Ebu'l-Esved 261 Eb Eyyab 310 Eba Eyyrb el-Enarl 31,224,302,402 Ebu'l-Ezher 372 el-Felek! 95 Ebu'l-Fail el-cIrakI 167,323

490

Ebu'l-Fazl 'bn Tahir el-Makdisi 202 Ebug-Faz1 Muhammed bn clibeydillah 158 Ebu'l-Feree bnug-Cevzi 20,95,234,480 Ebul-Fetl (Mansfix bn Ebig-Ma'ali) 105 Ebu'l-Fida' smail bn brahim bn Cema'a el-Kinani 330 Ebug-t-lacere el-Mizzl 236 Ela Haf el-BelbIst 98 Ela Itafs el-Miyanei 328 Ebri Itafs `mer tbn Muhammed es-Serahsi 166 Eba Hafs el-clikberi 100 Ebn Halid ( bn Curayc) 105 Ebil Halife 187 Eba Hamza 178 Ebn Hamza bn (.4m el-Medeni 305 Ebn Hamza Muhammed bn Meymiln 224 Elya Hamid bn Katah el-Cevbari 100 Ebr Hamid el-isferayini 350 Eba Hamid Sidi'l-`Arabi bn Ebig-Mehasin Yiisuf bn Muhammed el-Fasi 331 Hanife (en-Numan bn Sabit) 18,41, 44,84,102,106,153,158,186,187,228,229, 283,293,317,352 Ebil Harb bn Ebi'l-Esved ed-Du'eli 104 Eba Harice (Usrme bn Zeyd) 105 Eba Hariz 'Abdullah bnu'I-Huseyn el-Ezdi 340 Ebug-Hasan (`Ali bn Ebi Talib) 105 Erni-Hasan 'Ali bn Muhammed tbn 'Anak 234 Ebu'l-Hasan ed-Darakutni 237,427 Ebu'l-Hasan bn Rizkaveyh 166 Ebug-t-lasan el-Maverdi 275 Ebug-Hasan Muhammed bn `Abdrl-Hadi 233 Eh-lig-Hasan Muhammed Sad k bn Hadi es-Sindl 331 Ebu'l-Hasan at-Tarsiisi 350 Ebu'l-Hasan Yusuf bn (Abdig-Ahad 311 Ebr Hasin bn Yalya bn Suleymn er-Razi 104 Elfi HasIn `Osman bn cAsun 340 Ehr Itatim 145,187,207,211,239,408 Eba Hatim bn Itbban 171,398,468,479 Elti Hatim er-RazI 104,410 Ebug-IjaWab (Muhammed bn EbI Zeyneb) el-Esedi 91,231 Ebu'l-ljayr 47

Ebu Hayseme 317 Ela Hazin 169 Ebn Hubeyb 340 Ebr Hudbe brahim bn Hudbe 32 Ebu Humeyd es-Sa`di 302 Ebu Hurayra 47,49,56,60,94;105,109,120,129, 141,143,176,177,178,182,194,195,209,227, 239,240,246,255,256,258,269,278,279,311, 312,314,335,351,356,379,380,383,404,405 Eba'hHuseyn Ahmed el-Haffaf en-Neysal ari 374 Ebu'l-Huseyn Ahmed bn Faris 152 Ebug-Huseyn 'Ali bn Bekr el-Heysemi 473 Ebul-Huseyn bn 'Ali 311 Ebia <Imran el-Cevni 351 es-Siklli 343 Ebn `Imren 1Vhisa Ebr 'Isa Masa bn 'Alt 343 Ebr (Isa. el-Varrak (Muhammed bn Miran) 475 Ebul-tndad Ibrahim bn brahim bn Hasan el-Lukkanl 331 Ebr shak 142,211,286,287,290 EIrr shak el-Fezarl 69 Eba shak Ibrahim bn Yacklib card 398 Ela shak el- sferryini 45 Ebil shak es-Sebig 163,176,212,248,465 Ela shak esitrazi 43,207 Ebr smail Ibrahim bn Ebi Hayye 209 (s a s) 255,312 Ebug-R.asm bn Baskuval 245 (Mansr bn Ebil-Macall) 105 Ebug-Kasm (Ubeydullah bn Ahmed elEzheri 94 Ebii R.atacle 209 EVI Rlabe 141,142,164,454 Ebr Rurra Mrsa bn Tark 308,430 EVI Kutn 255 Ebr Malik el-Esedi 479 Elya Malik Sacd bn Tark el-E eag 478 Elii Maus& 311 Ebn Mansfr es-Sem`rnt 166' EVI Mansiir es-Senrbuzi 311 340 Ela Ma`ser Yusuf bn Yezid el-Be El& Meelez 220 Ebii Me<srld Ahmed %mil-Furat 25,26 Eha Mes<ad el-Ensari 452 Ebr Mescrd Suleyman bn brahim el- sbahanl 323

491

Eba Meysere (`Anan bn uraltbii) 253 Eba. Mdrviye Muhammed bn Hakim ezZarir 350 Eb Mdayd 262 Ebu'l-Mudille 262 Ebu'l-Mu'eyyed tbn Mahmld el-tiarizmi 318 Eb Muhammed 105 Eb Muhammed `Abdu'l-`Aziz bn Ahmed elKenan' 444 Eb Muhammed `Anar 178 Eb Muhammed el-Hallal 323 Ebil. Muhammed Hibetullah bn Ahmed elEkfani 444 Eb Muhammed el-Kas m bnu'l-A ba 158 Eb Muhammed (Usame bn Zeyd) 105 Ebu'l-Muhezzim Yezid bn Sufyan 228 Ebu'l- Munzir (Ubeyy tbn Ka <b) 105 Elya. Muraye 262 Eb Murre 224 Eb Milsa'l-E<arI 142 Eb Mriza el-Medini 318 EM). Masa Muhammed bnu'l-Muenna 303 Eba Mus<ab 354 Eb Muslim 279 Eb Muslim el-Keeei 166,334 Eba Muslim el-Ley i 117 Eba Muti< el-Hakem bn <Abdillah 460 Ebu'l-Muiaffer es-Sem'ani 242,275 Eb Ndaym 20,21,25,38,39,174,321,323,439, 463 Eb Ndaym `Abdu'l-Melik el-Cureani 479 Eb Ndaym Ahmed bn `Abdillah 166 Elya. IN-daym el- sbahani 44,113,119,323,327, 350 Ebii Nazr bn Makula 337 Eba Na r el-Vr'ill 15,153 Ebu'n-Nazr 52 Ebu'n-Nazr et-Tiisi 322 Eb Nazra el-`Abdi 247 Ebu'n-Neeib 104 Eb <Omer `Abdu'l-`Aziz tim <Omer 312 Eb <Omer el-Kindi 223 Eb0. `Ozman es- ahan' 117,250,410,412,413 Eba Hazin el- (Ultayll 244 EM) Reca' el-Utaridi 410,412 Ebu'r-Rieal 105 Ebu'r-Rierl Muhammed tim `Abdirrahman Eba. `Abdirrahman 104

Eb Riyah 341 Eb Said el-cAla'i 297 Eb Sacid e - afig 350 Eb Said ebtjudri 247,277,279,379 Ebn Said bn Eh! `Ozman 322 Eb Sdid es-Siezi el-Hanefi 350 Eb Sdid Yahya bn Hakim 311 Ebr. Salih 49,109,110,209,314 Ebn Salih es-Semmk Zekvan Eb `Abdirrahman 351 Ebu's-Sefer 338 Eb Seleme 52,129,143,179,209,351 Eb Seleme bn `Abdirrahman bn `Avf 113, 170,247,291,410,412 Eb Sufyan 49,102,144,233,382 Ebn Suleyman 142 Eb-a Suleyman Hamd bn Muhammed bn brahim bni'l-ttattab el-Bustl (el- Hattabi) 126 Eb Suleyman Muhammed bn <Abdullah 444 Eb eybe el-Hudri 104 Ebu'- eyh ebtsbahani 153 Eba ihab 143 Eb Tahir bn Seleme 166 Eb Talib el-Mekki 308 Ebu't-Tayyib 81,84 Ebu't-Tayyib et-Taberi 156,158 Ebdt-Tayyib Tahir bn <Abdillah 72 Ebu't-Tufey1 qmir bn Va ile 212 Ebdt-Tufey1 (Ubeyy bn Ka<b) 105 Eb Turneyle 105 Eb Tumeyle Yahya bn Vrzb. Ebii Muhammed 104 Eba. Tural) 'Ali bn Ebi Talib Ebu'l-Hasan 104 Ebil `Ubeyd 21,224 Eb <Ubeyd el-Kasm bn Sellam 116,327 Ebu) <Ubeyde 16,141,338 Ebii <Ubeyde bnu'l-Cerrah 55 Eba <Ubeyde Mu<ammer bnu'l-Muenna 116, 327 Ebu'l-rUbeydeyn 262 Eba Uname el-Bi-dili! 410 Ebn Unr s el-Kinani (ed-Du'eli) Eb Muveyhibe 104 Eb Usame 102 Ebr. Usame Hammad Ibnu's-Sa'ib 103 Ebu'l-cU era' 262

492

Eb V8'il 253,360 Eb V3'il el-Esedi 412 Eb aklk bn Seleme 410 Eb Vehb el-Esedi 434 Ebu'l-Velid 41,102,254 Ebu'l-Velid 11assfn bn Muhammed el-R.ura i 322 Ebu'l-Velid (tbn Curayc) 105 Ebu'l-Velid et-TayMisI 425 Ebu'l-Velid Yiinus bn Mugi 159 Eb Ya% 239,406,407 Eb Ya% bnu'l-Ferril' 158 Eb Ya% el-Mav li 473 Eb Ya% Muhammed ibnu' -Salt 342 Eb Yfsuf 91,114,153 Eb Zekeriyy Yabyf bn Mesleme 158 Eb Zer Ahmed bn Ibrhlm el-l alebi 246 Eb Zer el-Gffri 380 Ebn Zer el-Herevi 323,343 Ebn Zeyd (Usfme tbn Zeyd) 105 Ebu'z-Zincl 105,113,197,251 Ebu'z-Zinfd 'Abdullah bn Zekv an Ebil< Ab. dirrahman 104,439 Ebu'z-Zubeyr 49,259,382,388 Enu'z-Zubeyr Muhammed bn Muslim 282 Eb Zukeyr Yahyr. bn Muhammed tbn I.ays 289 Eb Zurca 145,239,296,444 Ebyaz bn Hammfd 339 Ecmed bn cUcyrn 261 Eflah 224 Eflah bn Humeyd 46 el-Ekf- ni 146 a E/fiyet e/-</rilkI 330 Endulus 278 Enes bn Mtilik 15,32,35,40,56,57,77,94,104, 131,140,141,142,144,179,180,187,190,196, 209,220,247,254,277,278,282,289,308,311, 312,327,351,357,379,383,410,411,422,448, 449,452,474 el-En ri 220 el-Erberan en-Neveviye 98 Erkam ( bn SuralbIl) 164 Esd (Ezd ) 302 Esved 46 el-Esved bn Criye e -Sekafl 340 el-Esved tbn Yezld 344,410

Eheb 421 39 Eheb bn Erefiyye Medresesi 328 Evsat bn cAmr el-Beceli 261 el-EvWI 20,33,44,47,52,59,69,140,141,143,154, 247,283,286,344 el-Eyll 342 Eyy-U 104,335,404,478 Eyyb es-Sal tiyni 70,154,256,275,276,454 ri'/-muteviltire el-Ezhiiru'l-mutentire fi'/-46t 348 Fel-Fark beyne'l-ftrah 91 F atma Bint R.ays 178,179 el-Fazl (tbn cAbblis) 15,272 Fecru'l-Islinn 455 bi-erht ahihi'l-Buhttri 38,99, 330,386,438 Fethu'l-mu i bi-erht Elfiyeti'l-htidi 330 el-Fevrt!idu'l-mermiectt 234 el-FezfrI 140 el-Fihrist 475 el-Fil as 46 el-Firyfbl 463 Fuat Sezgin 237,307,308,428 Futithu'l-buldn 192 Fuzayl bn 'Arar 357 GGannm 338 Garlbu'l-hadf 126 Gaybm ed-DmakdFi 89 el-Gaz'ali 17,166,419 el-Gffr (bnu'l-Muire bn ube) 165 Gy tbn briihim 231,232 Goldziher 307 Guncar 337

Habl fn 340 Iiablfn bn Hfird 340 Habbrn bn Munkz 340 bn Habban 340 Habbn bn el-Babbft 339 Habeistan 409 Habib 340

493

el-klaccae 296 el-Haceac bn Ertat 170,229,292 el-klaccalc bn Ferafia 143 klaccae bn Muhammed (el-A`ver) 141,164, 184 klacere e - avvaf 210 Haci Halife 68,97,98,245,318,329,348,419,445 el-Hade i 344 el-Hadi 475,476 kladiee 376 Hadis edebiyat tarihi 378 Hadisilerle kelmclar aras ndaki mnakaalar 90,92,462 el-Hadis re'l-muhaddisAn 186 Hadis tarihi 16,49,90,116,194,197,202,225,226, 230,307,307,308,309,318,320,327,382,383, 399,424,341 Haf bn 'Asm 340 Haf bn Gaylan 262 Haf bn Crya 201 Haf bn `mer 179,243,244,276, Hakim 340 (Elra `Abdillah en-Neysabilri) 27,29, 30,31,32,33,36,37,44,47,50,51,80,95,102 103,119,120,128,141,142,143,144,145,166, 169,170,171,174,178,210;220,224,233,238, 239,247,248,249,266,283,286,287,295,303, 304,311,312,313,314,315,316,317,327,350, 357,385,386,391,396,406,407,409,410,411, 423,444,460 el-Hakem bn Nafi( 27 el-Hakem bn <Uteybe 223,251 klaleb 34,94,99,106,136,248 Halef bn Halife 33,34,35 Halid el-ljazza' 141,142,303, Halid bn (Abdillah 163 Halid bn `Abdillah el-la ri 230,474,475 Halid bn `Allcame 304 Halid bn Cemil 308,430 Halid bn Macclan 200,201 Halid el-Vang 163 bn Hayyk 410,444 el-kjalill 163 bn Ahmed (el-ishal:ki!) 349, 350 Halil bn ahin 398 el-Halil es-Siezi 350 el-Hallal 421 Hanan' bn Cezel 212

klammad 251,404 klammad bn 'Am" 209 klamnad bn Ebi Suleyman 170,291 klammad (briu's-Sa'ib es-Saluk) 102,103 ljammad bn Seleme 25,49,69,162,163,308, 335,352,388,396,399,430 klanunad bn Usame 163 klammad bn Zeyd 162,206,207,210,230,256, 280,351,352,408 el-ljammal 338 Hammal bn Malik 339 Hamza 305 Hamza ( bnu'l-Mu ire bn u`be) 165 Hanan el-Esedi 344 Hanbel bn shak 444 el-klannat 339 Haniala bn Ebi Sufyan 40 Haram 338 el-Harameyn 43 Hariee bn Zeyd bn :ibit 113,410,412 Haris bn Kelede 233 el-Hari bn Muhammed 473 Harie 340 klariz 340 Hariz bn 'Osman el-klumu i 340 Harras 31 Fikrin bn cAbdillah (el-klammal) 338 Has('isu'l-Musned 318 el-Hasan 40,303,383 el-Hasan el-Ba ri 52,89,92,93,119,154,170,227, 285,291 el-Hasan ibn (Abdi'l-A`la e- an'ani 314 el-Hasan bn `Abdirrahman 275 el-Hasan bn 'Ali 254 el-Hasan bn <Ali bn Ebi Talib 396 Hasan bn `Arafe 34,35 el-Hasan bn Ebil-Hasan (el-Basri) 222,295, 296 el-Hasan bn Mukrem 314 el-Hasan bn Salih nn. klayy 39 el-Hasan bn Sufyan 465 el-Hasan el-Masercisi 224 Hassan bn `A(yYe 47,59,122,450 Htiiye cala'n-Nubbe 333 el-Hatib el-Ba dad 15,16,18,19,20,21,25,26, 27,28,39,40,41,42,44,71,72,74,75,76,79,81, 84,85,91,94,103,152,153,154,155,158,159, 170,171,172,173,183,184,193,196,200,201,

494

211,212,231,235,236,245,251.252,255,256, 260,275,276,284,285,286,291,292,295,305, 315,316,328,343,344,352,371,372,373,382, 383,395,411,434,438,440,454,455,465,469, 476 el-Ijattab 164 el-Hattrbi 125,126,127,133,134 Bint Tuveyt 244 Ilaydarrbrd 319 Ilayve bn ureyb 154 Ilayyan 310 Ilayyan el-Esedi 344 Ilayyan bn Huayn 344 el-Ijayyat 23,339 Ilazim 340 Hazim 340 el-Hazimi 50,162,271,361,366,441 Hedyu's-seri 430 Hemdan 339 el-Hemdani 339 Hemedan 166 el-Hemegani 339 Hemmam 47,57,58,340 Hemmam bn Munebbih 195,196,383 Hemmam bn Munebbihin sahifesi 192,194 Hemmam bn Yahya 289 el-Herevi 90,93,196,438 el-Heyem bn Hane 212,465 el-Hezhrz bn Mizen 213,465 Ilbban bn 'Atlyye 340 Ilbban bn Masa es-Sulemi el-Mervezi 340, Ileliz 44,53,113,119,282,295,390,391,424,425, 426 Ijls bn 'Amr 212 Iftlyetu'l-evliya' 20,21,25,38,39,113,174,328,439 Hm 200 Ihrit 122, 256 Hra 340 el-Ijm 89 Ilzrm 338 Horasan 53,102,183,223,308,423,425,430 Horovitz 171 Hilal bn Yesaf 310 Hindistan 190 Hiam 475 Hiam bn 'Abdillah 144 Hiam bn 'Abdi'l-Melik 89 Hiam bn 'Ammar 426

Hiam (bnu'l-`ta ) 164 Hiam ed-Dustuval 69,163 Hi am bn cUrva 39,46,154,241,251,256,276, 289 Hubeyb 261 Hubeyb bn 'Abdirrahman bn Hubeyb elEnari 340 Hubeyb bn 'Adiy 340 Hubeyb bn Mufil 261 Hubeyyib bn Habib el-Mukri 211, 290 Iludeybiye 381,409 Huhlsa fi u illi'l-hadis 332 el-Hulvani 399 Ilukeym bn 'Abdillah bn Kays el-Kura i el-M sri 341 Humeyd 140 Ilumeyd el-Acree 33,34,35 Humeyd bnu'l-Esved 178 Humeyd et-Tavil 179,282 el-Humeydi 473 el-Humeydi 473 Humeydi 'Abdullah ibnu'z-Zubeyr 74 Ilumey1 105 Huray 176,177,178 Huray bn 'Amma'. 177 Huray bn Suleym 177 Huray bn Suleyman 177 Iluayn 281,340 Ilu ayn bn 'Abdirrabman el-Kafi 164 el-ljuseyn bn Valpd 47,224 Huseyn (bn Yahya bn Cafer) 15 Husnu'l-muhffgara 423 Hueym 26,33,69,95,163 Hueym bn Beir 25,308,396,399,430 Iluza'a 338 Iluzayn bnu'l-Munzir 340 Iluzeyfe 286,373,479 Huzeyl 164 Huzeyme 179 Hazistan 327

Ihdu'd-durer fi nainn Nuhbeti'lfiker 331 el-cIhdu'l-ferId 223 `Ikrime 38,49,229,247,388,435 `Imadu'd-Din Ebu'l-Fida' smail bn <Omer el-Kura i ( bn Keir) 89 `Imren ( bn Talha bn cUbeydillah) 165 `Imren (bn cliyeyne) 164
(

495

I`41F 18,19,236,391,425,457,458,474,475 el- c1r4I 34,35,36,83,85,94,97,99,104,106,131, 136,138,157,162,167,177,215,237,247,248, 249,260,267,274,280,281,288,296,309,310, 318,319,330,337,338,341,342,351,355,356, 375,413,419,480, (a.s.) 152,233 bn Ebi chri 339 %tl bn Gassk 166 bn Miis 222 (bn Talim Ibn `Ubeydillah) 165 Isr bn Ynus 163 `Isl 338 < Izzu'd-Din Ebu'l-cAblAs Ahmed bn Muhammed bn `Abdirralman e - erif 444 `Izzu'd-Din bn Cem5ca 145 `Izzu'd-Din Muhammed Ibn Ebi Bekr bn `Abdi'l-`Aziz bn Bedri'd-Din Ibn Cem5ca 329 cIzzu'd-Din Tlhir bn Hasan (bn Habib) 330 -Ibn `Abbas 19,40,49,52,143,169,173,176,206, 207,211,229,290,316,327,351,352,366,379, 388,396,405,408,435,460 bn (Abdi'l-Berr 53,59,93,105,106,122,179,180, 213,259,293,316,356,356,375,400,423,438, 450 bn 'Abdi Rabbih 223 bn cAmr (`Abdullah) 352 bn c.Askir 343 bn Aybek ed-Dimy(rtI 445 bn Bakuv(l 245 bn Cemil% 127,329,332 bn Cerir 293 bn Cerir et-Taberi 186,268 bnu'l-CerM 208 bnul-Cevz186,160,228,234,277,278,279,319, 378,457,458,460,461,462,474 bn Curayc 27,28,33,40,141,155,164,165,166, 170,178,184,207,288,289,291,308,399,408, 430 Ibn Dakik el- cid 33,37,135 Ibn Ebi Ferve 174 bn Ebil-Iladhl 457 bn Ebi Badred 314 bn EM Wtim 20,21,25,26,29,39,49,100,101, 104,106,138,203,206,211,215,274,297,327, 337,382,393,398,413,414,434,455,467

bn Ebi ljay eme 444 bn Ebi Leylf 91,222,229,310 bn Ebi `Omer 473 bn Ebi Ruvild 92 bn Ebi Sebura 275 bn Ebi Yacili 20,103 bn EM Wide 308,399,430 bn Ehi Zi'b 41,154,399 bn Ebi'z-Zinkl 222 bnu'l-Enb ri 343 bnu'l-Eir el-Cezeri 68,283,375,475 bn Fa'ris 321 bnu'l-Ferr'a' 84 bn Fuzayl 308,430 bn Hacer 19,20,21,25,26,27,29,31,36,38,39,40, 41,49,51,55,56,64,66,94,95,99,101,102,103, 104,105,106,107,108,109,110,113,118,128, 129,133,134,136,137,138,146,149,156,164, 167,178,183,194,196,201,203,206,208,211, 213,214,215,219,221,222,223,226,227,233, 234,237,238,241,242.243,245.248,249,250, 252,253,254,266,270,274,287,290,293,297, 302,303,313,316,317,318,319,327,329,330, 331,332,335,336,337,345,348,353,355,357, 373,375,386,387,388,392,398,405,407,414, 420,427,428,430,433,438,439,466,467,473, 477, 478,480 bn Ballilan 20,21,25,29,38,39,40,41,91,100, 103,113 bn Hamza el-Buseyni 100 bnu'l-ljanefiyye 259,260 bn Ilayr el- i:At 308 bn Hazm 47,153,170,219,278 bn Ilbb5n 56,73,77,104,128,178,208,229,289, 398,411,461 bn Hudbe 31 bn Huzeyme 128,208,323,335,3350 bn isti4 105,229 ibnu'l-Ra.grn 275,434 bn Keir 15,20,41,68,103,136,183,277,305, 306,313,317,319,329,381.390,398,415,438, 439,444 bn Kuteybe 49,116,151,152,268,327 bn Lehica 303 ibnu'l-Lutbiyye 302 bn M3ce 61,62,67,111,122,168,176,177,178, 179,202,202,206,226,233,289,302,308,365, 366,399,408,422,426,431,472,473

496

ibnu'l-M'acisfn 69 bn Manifr 22,38,55,61,67,101,102,139,148, 161,166,361,400 tim Mehdi 253 bn Mende 81,103,166 bn Mes<fid 33,34,120,248,262,311,352,386,458 ibnu'l-Mubfuek (`Abdullah) 352 bn Munebbih 222 ibnu'n-Nedim 475 bn <Omer 47,104,110,139,144,208,288,316,335, 336,404,405,434,463,478 bn Receb 100 ibnu's-Sabb3 43,84,165 bn Sa`d 194,195,196,327,375,382,398,409,410, 412,438,444 bn Said 350 Ibnu's-Sekit 61 bnu' - a13h 15,17,21,26,27,30,31,33,36,37,38, 41,43,44,45,47,50,55,80,81,82,83,84,85,86, 93,96,97,98,99,103,104,105,106,117,119, 127,128,129,132,133,134,135,136,152,156, 157,158,159,162,164,166,167,169,177,181, 183,184,214,221,236,237,246,247,248,249, 259,260,263,266,269,274,280,283,284,285, 286,287,288,289,290,297,302,304,306,317, 321,328,329,330,331,332,337,338,341,348, 349,352,354,356,357,375,380,381,387,390, 391,392,393,394,395,396,406,407,420,421, 427,429,434,435,441,454,463,464,467,468, 476,477,478 bn Seleme 341 bn Selime 341 ibnu's-Sed'ani 343 Ibn Sirin 327, 404 bn ahin 261 bn Sih3b (ez-Zuhri) 38,52,143,154,155,174, 374,438,439,439,458,465 bn ihdb ez Zuhri 458 bn Tfthir 37 bn Teymiye 131,138,457 bn cUceyy3n 261 bn cUleyye 69,163,341 bn Umm Mektm 208 bn Umr 84 bn cUyeyne 279 bn Vehb 44 bnu'z-Zubeyr 87,396 el Ibttnetu'l kubrii 15
-

br3him (a s ) 361 ibrfblin 46,311,360 br3him el-Ilarbi 45,153 brahim (bn Ebi Bekr bn Ebi `Ayya) 15 br3him bn Ebi Yaby3 312 Ibr'ahim bn ishfk 197 briihim bn smfcil bn `Uleyye 385 ibr3him bn Meymfm 224 brhlm bn Muhammed el-Italebi 162,330 ibr3him bnul-Mungir 426 briihim en-Naba `I 47,52,207,223,279,282, 296,297,386 ibrfthim bn Said el-Cevheri 415 br3hIm bn Tahra3n 240 398 ibr3him (bn cUyeyne) 165 bi tekmili'n Nuket '<ait ibni' alrib 330 162 el-Itibiit bi-men rumiye el-Naim 22 aiili'l-ablaitn 18 , ti,tti/fu'i-hadis 366 111tiru cUlami'l hadis 15,277,306,313,317, 319,381,390,415,444 Ibyir (culami'd-din) 419 el-Ikmil 337 el-Iktirb fi u ali'l-hadis 332 Pliimu'-ahiti 126
-

t el-IlnCtc (iIrt marifet u turr-rivi- ye ve takyldi'ssenui 27,43,81,82,97,125,159,328,395,454 el-Imiime ve's-sirise 152 Idiinu'naiar fi un4ibt Nultbeti'l-fiker 331 el-Ingtf 44 inti& 23 r'an 342 el-Itkn ft uli uni'l-.KUr'iirt 449 el-I ttbe fi ternylzi' -ablbe 19,49,94,104,105, 106,194,375 isbahrm 166 sh315. 478 sigk bn `Abdillah 57 shak el-Ezrak 163 s193k bn FM Ferve 434 sb3k bn Habib 425 Ishf bn (Is3 et-Tabb3 c 42 k shak tim Manfr 425 sh3k bn Msa 425 Isb3k bn Itfhflye 16,21,25,26,46,94,283,390, 425,473

497

slam terii tarihi 123,363 Edebiyat nda krk hadis 98 smail bn Ebi Dalid 47,251 smail bn Ebi Uveys 425 ismacl bn cUleyye 56 smail bn Umeyye 176,17'1.178 spanya 278 srail (bn Yanus) 15,163 stanbul 98,445 el-sti<t fl, mdrifeti'l-a beib 105,375 b el-istinii fi matrifeti'l-kund 106 James Robson 131

-K-Ka`bu'l-Ahbar 94,247 Ka`b bn Murra 182 Kablsa bn (Ukbe 141 el-Kaffal 333 el-KafleI 146 Kahire 301,327 el-Kamil fi zu'af Vi'r-riciil 475,479 Kamir Bint 'Avar 338 Kamus tercemesi 16,17,22,37,38,55,71,95,101, 102,108,111,112,152,161 el-Ka<nebl 335,336,354,405,425 el-Kasm 46,297 el-Kasm bn Muhammed 294 el-Kasm bn Muhammed bn Ebi Bekr e ddik 113,170,291,412 Kasm bn Krtlabua el-Hanefi 330,331, el-K5smI 96,133,145,146,174,237,326,474 el-KastalanI 84 Katade ( bn Dicame) 39,55,56,92,140,141,154, 170,187,212,220,282,291,382,383 el-KatIcI Eba Bekr el-Ba dadI 350 Katacdu' t-tablis min funfini mu talah'lhadis 96,133,145,146,171,174,237,326,332 el-Kavi 96 el-Kavlu'l-musedded fi'z-zebbi (ani'l-Musned 2:H4,318 Kays bn Razim 250,295,410,433 Kays bn Sa`d 295 Kays bn (Ubad 410 Kays bn 'Cihad el-KaysI 342 Kazdu'l-v gar min Nuzheti'n-naiar 331 Ebu'l-Iluseyn bn Ya% 53 Ebu't-Tayyib 81 el-Kaz1 Duseyn 153

tIyaz 27,43,81,82,97,125,159,165,183, 184,328,373,395,454 Kehmes bnu'l-Hasan 39 el-Kelbi 229 Kelede bn Hanbel 261 Kemalu'd-Din Eba `Abdillah Muhammed ibni'l-Basan bn `Ali bn Yahya...es- emeni. 331 Kemalu'd-Din Muhammed bn Ahmed (bn Hacer el-cAskalanI) 331 Keriz 338 Ke ft'n-nikah <ani71-elkab 95 Ke fu'i-iunun 68,97,98,245,318,329,332,348, 361,419,445 el-Kettanl 15,95,103,106,438 el-Kezilb 96 Kbrs 452 el-Kifiye (fic lmi'r-riv dye) 18,19,25,26,27,28, 41,42,44,71,72,74,75,76,79,84,91,94,152, 153,159,170,172,173,184,185,196,200,201, 212,231,235,236,251,260,276,284,285,286, 292,295,315,328,371,372,373,383,395,434, 440,454,455,465,469,476 el-Kirmani 146 KitCbu'l-birr ve ,s- la 431 Kitc7hu'l-cerh ve 't-tac lll 20,25,26,29,49,99,100, 101,104,107,173,196,382,393,398,414,455 Kit4u'l-cilttd 431 Kitilbu'l-ebilril 234 Kitiibu'l-ferC'iz 431 Kittibu garibi'l-badts ve '1-r7r 116 Kitiibu'l-c lel 173,383 ve'l-mensh 361, Kitr bu'l-i<tibr 366,441 Kitiibu'l-mertstl 297 Kitr bu't-merzf`iit 234 Kitbu's-sik& 104,398 KitCbn't-tobak'dt 410 Kit(tbu't-tarih ve '1-mecriihin 73,77,171 Kitiibu't-tefstr 431 Kittbu't-tekmil fi marrifeti' -ikiit ve'zi `af6 ve'l-mecrhil 398 Kit1bu'l-umm 268,335,366,404479,480 Kitbu'z-zdafii ve 'I'metrrltn 479 Kitaez-zuhd ve'r-ralsrf k 341 Kuba 222 Kafe 44,92,119,152,282,295,297,308,390,423, 424,430,475

498

Kumeyr 338 Kureyz 338 Kurtuba 159 Kutbu'd-Din Muhammed bn Muhammed elIlayzarI 330 Kuteybe 353 Kuteybe bn SdId el-Belki 425 Kutn tbn Nuseyr 339 Riitu'l-Isu/i/b 308 Kutub-i Hamse 473 Kutub-i Sitte 33,57,67,202,226,300,306,308,309, 319,399,425,431,472,473 Kutubu'z-zevii'id 472 Lel-Laknevi 132 el-Le'iili'l-mani- `a 88,186,187,234,458,461,474 t el-Ley bn Sa`d 20,27,47,69,119,275,276,426 Listinu'l-`Arab 22,55,61,67,101,102,139,148,161, 166,361,400 Lubeyy bn Lebr 261

Mansfr 275,276,360 en-NeysM3iiii 105 Mansr bn Mansfr ibnu'l-Muctemir es-Suleml 27,119, 154, 253,310,311,460 Mansfr tbn Suleym 337 Macrifet culftmi'l-hadis 2' ,29,30,32,33,44,47, 80,95,141,142,145,169,174,220,225,247, 266,283,286,287,295,303,313,314,327,357, 385,386,406,409,411,423 Matar el-Yarr4 171 el-Mrverdi 153,333 Me`rtlimu's-Sunen 126 Mecdl 282 Medine 31,38,48,49,99,100,113,152,190,192,222, 235,282,295,296,354,364,376,377,378,380, 409,422,423,437,457 el-Mehdi 230,231,232,329,460,474,475 Melthfil 223,372 Mekhl ed-Dmaski 295 Mekhril es-Mni 154,399 Mekke 39,99,131,154,190,222,273,282,295,296, 308,314,376,377,380,409,430 Mekki bn brahim el-BelbI 424 el-Me'mn 89,90,415,461 Me'mn bn Ahmed 227 Menellabu'l-Imi- m Ahmed 20 el-Menhecu's-Sevi fi erhn-mettheli'r-revi 329 el-Menhelu'r-revt fi'l-hadisi'nnebevf 329 Merv 166,224,229,308,423,430 Merv'n 439 Mervrn el-Cddi 475 Merv'ffil bn Muhammed 474,475 Meryem 152 Mesriik tbnu'l-Eedd 338,410 Mes<d 164 el-Mescit d' 20 el-Mesilrik 341 Mevla't-Tev'eme 5"Mih itl n Ebi Mil, 351 Met4frtt 319,458,461,462 Meymfme 224 Meysere 226 Meysere bn 'Abdi Rabbih 229 Msr 31,39,53,55,151,152,190,261,283,295,301, 318,319,390,391,423,424,425,426 Mihran 262 Mihr'O'n (Ebil Mih) 351 Milrrb (Sefine) 106 el-Milel ve'n-nihal 88,229,231,475

-mel-Mdtifi bn cImrtin el-Mavsli 69 el-Maceirif 49 Mdbed el-Cuheni 89 Magiizi 229 Mahled bn Yezid 463 Mahreme bn Nevfel 192,343 el-Mahremi 343 el-Mahr tddl-hasene fi, beyi ini ke irin mine'lahadij'I-mutehere cale'lelsine 235 el-Makrizl 89 yesacu'l-muhaddise cehluh 328 Malik bn Aar 212,465 Malik bn Dinar 233 Malik bn Enes 20,26,27,29,31,32,33,39,40,42, 44,47,49,52,74,75,84,90,91,94,106,110, 114,119,131,140,153,154,155,158,164,170, 179,182,202,209,223,239,240,246,248,254, 259,282,284,285,288,291,293,294,295303 308,316,327,335,336,353,354,355,356,372, 374,390,404,405,407,421,430,435,438,457, 464,478 Malik bn Evs 342 Malik bn (Urfuta 304 Mdmer 26,47,251,314 Macner bn Rkid el-Ezdi 68,308,430,439

499

Misver 338 1111ziinuri<tidia 27,39,41,49,75,94,95,101,104, 162,163,167,228,229,232,305,385,398,414, 458,460,461,480 el-Mizzi 351 Mdallimu't.tuMb bimd nine'lelk db 332 Mu%viye bn `Abdi'l-Kerim ez-Zrl 96 Mu%viye (bn Ebi Sufy'an) 88,94,189,366 368,425,452,452,456,458,459 Mu`iviye bn Sebre 262 Mucrz (bn Cebel) 52,141,272 el-Mubhemdt 245 IVlueMlid 173,194,222,282,296,382 el-Muire 189 el-Muire bn ube 165 Mulat.y 354,355 el-Muni 'an fi'l-esfr fi taljrrci nci mine'labbeir 419 ., el-Mubaddisu'l-ftpl beyne 'r-riivti ve'l-vt`i 40,165,196,308,327,430 Muhammed (s.a.s.) 30,40,54,448,451,459 Muhammed Cemrlu'd-Din bn Muhammed Saqd bn Kasm el-KAsmi 332 Muhammed Ebii Zehv 186 Muhammed Ekrem bn `Abdirrahman elMekki 331 Muhammed Hamidullah 192,194,383 Muhammed bn 'AM& 341 Muhammed bn `Abdi'l-Acli 158 Muhammed bn `AbdPI-Kuddfs el-Mukrl 303 Muhammed bn (Abdillah Ebr Cacfer el-Kurai el-Ba cldi 343 Muhammed bn cAbdillah el-En 'ari 35,36,351 Muhammed bn cAbdillah el-Mularrimi 343 Muhammed bn bn Eymun elKurtubi 323 Muhammed bn `Abdirrahman el-Berki 479 Muhammed bn `Abdirrahman es-SelAvi 234 Muhammed bn (Abdi's-Seyyid 85 Muhammed bn cAbdi'l-Vehhlib bn Sel n el-Cubbn 337 Muhammed bn `Atlan 240,256 Muhammed bn 'Ali e-iiri 94 Muhammed bn `Anr 'bn cAlkame 129 Muhammed bn `Arar el-Ley i 39 Muhammed bn `Anr el-cUkayli 479 Muhammed bn `Arcara bni'l-Birind (elBerend) 339

Muhammed bn Berr 189,310,339,425 Muhammed bn Ca<fer bn Muhammed ibni'lHeyem el-EnlAri 350 Muhammed bn Ca`fer bn Muhammed bn Kinrme el-Ba Mdi Elra Bekr 350 Muhammed bn Cafer bn Muhammed bn Elf cArnr 350 ME4ar Muhammed bn Cerir et-Taberi 197 Muhammed 'bn Cubeyr bn Mut`m 142 Muhammed bn EM 'Adi 163 Muhammed 'bn Ebi Bekr 151,152 Muhammed bn Ebil-Fev5ris 26 Muhammed bn Eslem et-Trsi 31 Muhammed bn Eyyrb 25,26 Muhammed Ibnu'l-Faz1 Ebu'n-Nucm an cTrin 96 Muhammed bn Fuzayl 399 Muhammed bn Fuzayi bn Gazv'an 163 Muhammed bn Gayran 425 Muhammed bn Hlid es-Dmakl 83,157,417 Muhammed tbn Harran (el-Varrrk) 475 Muhammed bnu'l-Hasan el-Cevheri 26 Muhammed bn Drtim el-Ke l 444 Muhammed bn brahim 110,385,406 Muhammed bn brahim e -Sancni ( bnu'lVezir) 332 Muhammed bn brahim et-Teymi 115,131 Muhammed bn Idris e - gici 106,268 Muhammed bn shak 41 Muhammed bn shak bn ljuzeyme 269 Muhammed bn shak es-Serrlie 374 Muhammed bn smrcil el-Bub'ari 166 Muhammed ibnu'l-Ksm et-Talkni 460 Muhammed bn Ker~ 461 Muhammed bn Kerrm es-Sicist1 229 Muhammed bn Mihffin el-Cemal 338 Muhammed bnu'l-Munkedir 170,222,291 Muhammed ibnu'l-Muennj el-cAnezi 306 Muhammed bn Muslim bn -Nrre 145 Muhammed ibnu'n-Neeerr el-Bacllidi 353 Muhammed (bn c0mer tbn Yiinus) 15 Muhammed ibnu's-Sr'ib bn Bir el-Kelbi Muhammed (bn Said bni'l-hakem) 15 Muhammed bn Saqd bn ljass el-Esedi 66 230,474 Muhammed bn Sehl 286,287 Muhammed bn Selam ioni'l-Feree el-Bikendi 337

500

Muhammed bn Sellhm Ibni's-Seken el-Bikendi 337 Muhammed bn Sirin 47,93,170,172,173,222, 223,291,335,372,386,454,455,457 Muhammed bn Suleyntiin el-Ilazratni 286,287 Muhammed bn ued 228 Muhammed (bn cUyeyne) 165 Muhammed bn Vhsi` 314 Muhammed bn Yatyh bn lIabb an 340 Muhammed bn Yatyh. el-Vhsti 311 Muhammed bn Yahya ez-Zuhli 351 Muhammed bn Ya`khb el-E amm 318 Muhammed bn Yagyab bn Ysuf Muhammed bn Zeyd 335 Muhammed bn Ziyhd 255 Muhammed Riib et-Tabbilh, 162 Muhammed Raz yyu'd-Din Ebu'l-Faz1 bn Muhammed Ebu'l-Berekht 331 Muhammed Sbatullah el-Midrhsi 319 Muharrim 343 Muhyiddin Yahyh bn eref en-Nevevi 98, 329 Mukaddimetu 328 Mulhtil 229, 231 Munteha'l-kemdl fi marifet elkidd'r-riccV 95 el-Muntek l min Minhdci's-sunne 87,457 el-Munzir bn `Abdillah 144 Murra bn Kdb 182 Murdat'-gheb 20 Mush (a.s.) 33,35,447 Milsh bn (Abdillah et-Tayll 32 Ms bn cA.'ie 102,411 Ms bn `Ali el-Ahvel 343 Mfsh bn 'Ali bn el-I bill 343 Ms bn (Ali Ebu'l-Fazl. el-Hayyht 343 Ms bn `Ali bn Ghlib el-Emevi 343 Ms bn Diiviid 42 Msh bn Ithrfn 45,396 Ms bn ismdil 57,141,352 Ms bnu'l-I rasI 343 Mfsh bn Sehl bn el-Bari 351 Ms (bn Talha bn cUbeydillah) 165 Mrsh bn `Ukbe 141,142 Mfsh bn clleyy bn Rabhh el-Msrl 343 Mu annaf (`Abdurrazzk) 308,431

Muannaf (Eb Bekr bn Ebi eybe) 308 Muannaf (Ilammhd bn Seleme) 308 Muannaf (ibnu'l-Cerrh1)) 308 Muannaf (Sa`id bn Mansiir) 308 Muannaf (Sufyhn e -Seyri) 308 Musedded 254,344,425,473 el-Muennh bn (Abdillah bn Enes bn Melik 351 el-Mu,ennh ibnu's- abbhh. 41 Muserhed 344 Musevver bn <Abdi'l-Melik el-Verbdi 338 Musevver bn Yezid 338 el-Museyyib bn Hazn 295 Muslim (Ebu'z-Zuhh) 106 Muslim bn Ebi Muslim 339 Muslim ( bnu'l-Ilacehe) 31,32,37,44,48,49,50,51, 56,61,62,68,70,98,103,109,112,120,123,123, 129,131,140,141,142,163,164,173,174,179, 182,189,194,195,196,202,209,220,226,234, 241,244,246,254,255,258,266,267,269,274, 280,281,292,297,300,302,303,305,306,308, 309,319,321,322,323,327,335,338,341,342, 355,357,364,365,366,367,385,387,388,389, 390,391,392,399,400,407,410,411,412,422, 424,425,427,430,431,448,450,451,452,453, 455,465,472,473,478,479 Muslim bn tbrhhim 244 Muslim bn brhhirn bn Harb 425 Muslim tbnu'l-VelId bn Rabhh el-Medeni 344 Musned (Ahmed bn Hanbel) 20,47,55,142, 194,196,234,278,279,286,303,317,318,319, 320,350,382,463,464,472,473 Musned (Baky bn Malled) 278,279 Musned (Bezzhr) 473 Musned (Eb Dvd et-Taylisi) 317,318,321 Musned (Eb Hanife) 317 Musned (`Omer bn `Abdi'l-`Aziz) 318 Musned (e- hfi<I) 318 Musned (Yackfb bn eybe) 259 Mustaf es- bdi 186 erkt Nuhbeti'lMu pzialtu ehli'l-eser fiker 331 el-Mustasfd 18,166 elMustedrek 323 el-Mustefdd min mubhenuiti'l-metni 245 Mustemir tbnu'r-Bayyhn 262 el-Mustenir bn Ahzar 350

501

Mukilu'l--jsir 268 Mukedke 262 Mutebehu'n-nisbe 337 el-Muctam 90,461 Mt4ayn 262 el-Mutevekkil 90 el-Muttefik ve'l-mufterth 94 d-M/iva/k1' 27,140,179,182,202,239,240,254, 294,308,337,339,341,342,353,354,355,356, 390,430 el-Muzeni 283

en-Nucm,n bn (Abdis'-Selam 240 en-Ndmiin tim Beir 396 Nuseyr bn Zugk 45 Nuzhetu'l-elbttb 95 Nuzhetu'n-nazar ft' tav;ih Nuhbeti'l-fiker 331

-o<Omer bn 'Abdi'l-cAziz 246,318,438 `mer ibnu'l-HatW 47,52,55,61,62,87,110, 115,131,140,141,143,164,171,179,218,236, 247,295,379,380,381,385,406,409,451 `mer bn Mils'a 200 `Omer tim (Om5n 288 `mer bn ubb 226 `Omer ( bn ucayb) 165 `Omer bn Yarma 15 `Omer bn Zerr 92 `Omer bn Zurttre (el-Bade i) 344 `Om5n bn `Affan 55,87,88,94,140,141,151, 172,179,295,380,381,409,437,456 `OmEn bn Ebi Suley~ 142 `Om'an bn Ebi eybe 305,317,425,444 `Omrn bnu'l-Esved 40 `On n bn `mer 314 ( O m5n bn Sacid ed-D5rimi 268 ( OmAn bn Suleynan 142

N1fic 47,110,142,154,166,182,209,222,223,280, 316,335,434,478 Nahle 153 en-Nazr bn Mutarrf 75 en-Nazr bn umeyl 115,116 Neblfan 351 Necmu'd-Din Suleymn 'bn (Abdi'l-R-.avi et-Tfl 98 Nehcu'l-bel4a 457 en-Nes2'i 26,44,50,67,103,119,164,202,206,289, 301,308,309,310,334,365,399,404,408,421, 425,431,461,463,479 Neacetu'n- n azar fd erht Nul beti'l-fiker 331 en-Nevevi 41,44,48,49,50,97,98,102,119,146, 147,157,166,178,200,245,249,259,263,266, 268,283,292,297,321,332,367,421 Nevf el-Bikrill 262 Nisi" 425 Nis:lbr 166,423,424 Nucaym bn Salim 31 Nubeye el-Bayr 261 en-Nucrnu'i,idhire 41 Nh (a.s.) 228 Nih bn Ebi Meryem 229 Nuhbetu'l-fiker fd mustalaht ehli'l-eser 331 Nulbetu'l-fiker erhi 31,36,51,56,64,66,101,102, 108,109,110,118,128,133,134,137,149,156, 183,201,208,211,213,241,215,219,221,222, 226,227,233,238,242,243,248,249,250,252, 253,254,266,270,287,290,293,297,302,303, 313,316,328,331,332,335,336,345,348,353, 357,373,375,386,387,388,392,405,408,414, 420,428,433,467,478, Nuket 330 en-Nuketu'l-vefiye bin Ct fi eritt'l-Elfiye 330

Pizdevi 361 Rab'ab 341 Bubi` tim Habib el-Bri 68 Bubi` bn Hueym 310 er-Rabi bn Hueym 227 er-RabI` bn ubeyh 308,430 er-Rabi` bn Suleym'an 351 Rabia 282 Rabia bn Ebi tAbdirralunan 154 Rabi<atu'r-Rey 38,39,164,222 Rfic bn Eras 74 Rfi` bn Nar el-Hammiil 338 er-R5fici 17,449 Rib 65 er-R5mahurmuzi 40,165,196,308,309,327,430 Bayl ibnu'l Zism 177,178 Bayl bn cUMde 350 er-Ravzu'l-mukellel ve'l-verdu'l-mdallel 332 er-ltrzi 275,285 Reru'l-irtiyab mine'l-esmii've'l-ensb 344
-

502

er-Refu ve't-tekmll 132 Remle 425 Rey 308,426,430 Rbi bn klra's 340,478 RzN, n 295,381 er-Risiile 22,24,58,269,293,294 er-Risraletu'l-musta;rafa 15,95,103,106,438 Riyal 341 Rufey( Ebu'l-`Aliye er-Riyatl 223 er-Rahmi-Emin 448 Ruzeyk bn Hukeym 341

ak ffifn 202,321,323,337,339,340,341,342,389, 392,394,479 Salmfm 262 Satnfm bn Sacd 207 es-Wib bn Yezid 410 Said 56 Said bn cAbdirratman 425 Said el-A.dem 311,312 Sdd bn Cubeyr 222,296 Said el-Curayri 342 Said bn Ebi Yrbe 39,92,140,164,251,308, 399,430 Said bn Ebi Hilal 295 Said bn Eh! Meryem 254 Said ibnul-Hakem el-M sri 15 Said bn iyas el-Curayri 163 Said bn Mansr el-Belki 308,399,425 Said bnu'l-Museyyib 52,113,170,291,294,295, 296,297,410,412 Sarld el-lVlakbur-i 129 Said bn Zeyd 380 Said bn Zeyd bn Anr bn Nufeyl 55 Said bn Zi ttuln 212,465 Salu'd-Din el `Ala'! 162,354 Sdlebe 44 SMit). (mev15. Amr bn Ibrey ) 351 alih (Sefine) 106 Salih 351 SWit bn Salih bn Keysk 143,438 alih bn NebMn 164 S8lim 46,47,80,182,209,341 Salim bn `Abdillah 297 Salim bn (Abdillah bn `mer 113,386 Salim bn NO 163 Salim mevla'n-Nasriyyin 342 e s-Sayraff 333 es-Sedsi 351 es-Seffaly. 460 Sefine 105,106,262 es-Sefr 338 es-Sehvi 329 Sehl hn Sdd es-SiiSdi 196 Sehl bn Zencele 399 -Sekafi 150 es-Sekati Ebii Bekr el-Basri 350 Selam bn Ebi'-1-1:lukayk 337 Selam bn Muhammed en-NShiz el-Makdisi 337

Sabit 164,209,210,383 Sabit bn Eslem el-Bu/ri/II 49 Sabit bn Mr14 233 es-S1,14 ve'l-drill k 94 Sad bn Bekr 40 Sa`d bn Ebi Vakkas 55,176,380 Saccl bn yas 344 Sad bn Tarif 227 Sad bn `Ubrde 247,383 chka 16 es-t es-Sadiik 96 Safv an hn Suleym-312 . ablfe 306 al.afe (`Abdullah bn Arnr) 382 aktfetu Cabir 49,196,382 ahifetu Ilemmam 195,383 es- altife e-rldli,a 194,195,382 es- abife e- alfilm 194,195,383 ahiti (el-Buhar!) 40,48,51,56,61,67,88,98,99, 109,112,112,120,121,129,131,136,140,179, 182,189,194,196,202,220,226,236,237.244, 306,253,254,255,256,269,280,282,297,302, 303,308,309,317,319,320,321,322,323,355, 366,376,378,380,385,389.390,391,399,405, 406,407,422,423,424,427,438,446,447,448, 452,453,455,472,478,479 .504 (bn Ijuzeyme) 335 ahiti (Muslim) 31,32,48,51,56,61,62.70,88,98, 109,112,120,123,129,131,140,141,142,173, 174,179,182,189,196,202,209,220,226,234, 241,244,254,255,258,269,280,281,292,297, 302,303,306,308,309,319,321,322,323,335, 357,364,364,365,366,367,385,389,391,399, 400,407,410,412,422,424,427,430,449,450, 451,452,453,455,472,478,479

503

Selffin bn Mukem 337 SeMme 337 eleme 341 es-Selemi (es-Selim!) 342 Selim bn liabb an 341 Selm bn `Abdirralman 341 Selm bn Kuteybe 341 Selm bn Ebi'?-Zeyy'ffi 341 Selm bn Zerir 341 Sem`rin bn Menec 212,465 es-Sem'Ani 257,258 Semerkand 183,350,423 Semura bn Cundeb 196,383 Sender 261 Sevr 435 e- evri (Sufy an) 286,287,342 Seyf bn cOmer et-Temini 227 es-Seyyidu' -erif 'Ali bn Muhammed elCureni 332 es-Seyyidf-Serif Muhammed Emin 330 ffin 456 l4 17,148 Sklk Sitte 195 Slbeveyh 349,350 SicisUn 425 Silku'd-Durer fi musktlaltt ehl'l-eser ve nain t Nulbeti'lliker 331 SiMal bn Harb 281 klafs `mer bn Baskn el-Bulkini e -Mici 329 Sirin 222 Sirgeu'd-Din Ebf Tiaf cOmer bn RasMn e-Wici 329 Sirin 222 Sirriyyu'd-Din bnu's-S2'i 331 Sucayr ibnu'l-Elms 262 ubli e-SWil 305 es-Subki 20,21,103,183 Suffe 192 Sufygm 40,46,75,141,151,360 Sufy an bn cUyeyne 20,26,44,47,52,68,69,92, 119,140,155,163,164,165,177,178,206,207, 248,251,263,308,327,408,430,436 Sufy"n e-Sevri 20,41,44,52,68,69,91,106,139, 143,154,154,162,163,170,174,177,178,201, 209,251,253,283,288,292,303,308,311,381, 415,430,431,455,463,469,470,478 Suheyl 49,388

Suhyl bn Ebi Mili 49,141 209 Sulnfn 262 Suleym 341 Suleym bn ucayb el-Kisn 311 Suley~ 142 Suleymfn 'bn Eyyfb er-RAzi 214 Suleymgn bn Harb 352 Suleyman bn Kays (el-Ye kuri) 49, 382,383 Suleymffil bn Mil~ el-Acme 33,47,248 Suleymiin bnu'l-Muire 163, 340 Suleymgm bn Yesfr 113,222,224,412 Suleym er-libi 43 Suleyngn et-Teymi 220 Sultan Mehmet 445 Sumey 104 Sunbil bnu'l-A`ser 261 Sunen (ed-Drakuini) 256 Sunen (ed-Dfrimi) 52,53,202,317,438 Sunen (FIA Dgvfd) 55,62,111,126,168,177, 178,196,202,206,244,254,256,257,289,302, 308,309,329,365,366,393,399,401,408,422, 425,431,435,450,472 Sunen-i Erba'a 232,288,319,399 Sunen (bn Wace) 61,62,111,122,168,177,179, 202,226,233,289,302,308,365,366,399,408, 422,426,431,472,473 es-Sunenu'l-kubr (el-Beyhaki) 473 Sunen (en-NesWI) 202,289,301,308,309,310,365, 399,404,425,431 Sunen (et-Tirmigi) 34,35,61,67,67,68,111,122, 126,127,129,130,168,176,179,202,244,287, 302,304,308,309,310,323,365,366,367,399, 425,431,472,478 es-Sunne ve mekttnetuh fi't-tesri<t'l-ItsliimI 186 Surayc ibnu'n-Nu' ngn 341 Surayc bn Yfmus 341 Sfriye 390,391,424,425 St`ftdu'l-mer4i erku Elfiyeti'l-cIriikl. 330 Suveyd bn Gafele 412 es-Suyiiti 15,16,17,21,25,26,27,29,30,31,32,33, 36,37,38,41,42,43,44,46,47,48,50,54,56,68, 79,80,81,82,84,85,86,88,93,94,95,96,99,100 102,103,105,108,111,112,113,114,115,117, 119,120,125,127,129,132,138,140,145,146, 152,153,157,158,160,162,163,164,165,166, 167,168,169,170,171,176,177,178,180,181, 182,183,184,185,186,187,188,200,201,203, 204,208,210,211,213,219,221,223,226,227,

504

229,230,231,232,233,234,235,236,237,238, 242,245,249,254,255,256,257,258,259,261, 266,267,268,269,270,271,274,275,279,282, 283,284,285,286,289,291,292,293,294,296, 297,301,302,306,309,310,313,315,316,318, 319,321,323,329,330,332,334,335,337,339, 341,348,349,352,353,354,355,356,358,360, 364,366,368,372,374,375,378,380,385,386, 388,390,392,414,415,420,421,423,434,435, 436,441 ,449,454,458,461,463,465,466,468, 474

97,140,151,153,162,163,164,166,170,187, 75,209,228,255,276,292,304,327,340,434 udeyy bn `Atlan Ebit Umame el-Babili 261 urabbil 164 urayh 341 urayb. bnu'l-Hari 410 en-Nandi 77,178,179, ureyk bn 233,254 urpfl-eimmetil-ltamse 50 urfitu'l-eimmetis-sitte 202 T

-e-dbi 52,29,178,212,223,281,282,297,327, 357,382 e - afici 18,20,22,23,26,44,47.53,58,72,76,91, 119,140,153,165,178,210,214,218,219,227, 268,269,283,292,293,294,295,303.318,327, 335,336,343,354,366,371,372,386,390,404, 405,406,434,464,478 am 53,89,190,194,223,295,308,423,425,426, 430,437,452,456,475, ebabe 255,257, ebabe bn Seyyar 257 eddad bn Evs 287,366 e- ehristani 88,229,231,475 ekel bn klumeyd 261 emguven bn Yezid Eha Reyhan 261 emsu'd-Din Muhammed bn `Abdirrahman es-Sehavi 330 emsu'd-Din Muhammed bn Muhammed bni'l-Cezeri 332 erefu asbeibi'l-hadis 94,171,328 erefu'd-Din 'Ali bnu'l-Mufazzal e-Makdisi 444 erefu'd-Din Hasan bn Muhammed 332 erbu'l-Muvattr 353,354 ' erbt Nehci'l-beliia 457 erbu ablbi Muslim 48,147,367 eyban bn `Abdirrahman 140 ilfab bn I:Tra el-Ijaveb 311,312 ihrbu'd-Din Ahmed bn Ebi Bekr el-Bu ayri 473 imali Afrika ] 90,437 ucayb ( bn Ebi Hamza) 27,143,154,165 ube bnu'l- laccae 20,27,33,41,45,52,56,

Ttbalzatu'd-4antbile 20, 53, 103 Tabakatu'l-buffili 410 TaboWct (bn Sa<d) 194, 196, 327, 382, 438 4-Tabakcitu'l-kubr 375, 398, 410 Tabalcatd-rtfi ctyye 20, 21, 103, 183 Tabakt tu't-tttbicitt 410 et-Taberani 210, 321, 337 et-Taberi 186, 475, 476 Taberistan 352 Trte 65, 111 Tacu'd-Din `mer bn 'Ali el-Fakihi 98 -h Teri T airktabvn 4 i 4 alib. Ahmed el-Ceziriri ed-Dmaki 332 Tahricu abttlISTabyt 419 Ta4iru'l-bavii min ekii 'ibi'l-Isurt 1 86 Tallimetu'l-cerb 20, 21, 39, 196 Talpyyu'd-Din Ebu'l-`Abbas Ahmed bn Muhammed e-emeni 331 Taktyyu'd-Din bn Teyimiye 131 Talpyyu'd-Din Muhammed bn Ali bn Dakik el-cIyd 332 Talcrlb 41 Talcribu'l-irgtd ilfz c lmi'l-isnticl 329 et-Takrib ve -t-teysir (li-macrifet Suneni'l-Be ir) 249, 263, 329 34, 99, 104, 106, 136, 237, et-Talcytd 247, 248, 249, 260, 267, 280, 281, 288, 310, 318, 330, 338, 341, 342, 251 Talsyidu'l-ctlni 94, 193, 196, 438, 458 Talat Koyi it 16, 49, 90, 92, 116, 194, 197, 202, 225, 226, 230, 307, 308, 309, 319, 320 327, 382, 383, 399, 424, 431, 458, 462 Tanla 55, 295 TaliM bn 'A= 41 Talim bn cljbeydillah 165,380

505

Tarlik et-tdlik 237.427,428 Talmud 171 Tanribirdi 41 Tdrilz 398 Tdrihu Baldd 20,21,25,26,39,40,41,94,103, 183,328,343 Tdrilzu Buhdra 337 Tdrilzu (el-Bulari) 475,476 Tdriliu'l-cehmiyye 474 Tdrilzu'l-Isldm 20,38,193,194,196,382,439 et-Tdril u'l-kebir 70,196,383 Tirlitu'r-ricia 444 et-Tahif ve't-takrV ve zerhu nd yaka`u fili 301 TEt yas 222 et-Tayldisi 321 Tayyib Oki 166,171,334. Tebztru'l-muntebeh bi-tahriri'l-mu tebeh 337 Tebrik 402 Tedribu'r-rdvi 15,16,17,21,25,26,27,29,30,31, 33,36,37,38,41,42,43,44,46,47,50,54,56,79, 80,81,82,84,86,93,94,95,96,97,99,100,102, 103,105,108,111,113,114,115,117,119,120, 125,127,129,132,138,140,145,146,152,153, 157,158,160,162,163,165,166,167,168,169, 170,171,176,177,178,180,181,182,183,184, 185,188,200,201,203,208,210,211,213,219, 221,223,226,227,229,230,231,232,233,235, 236,237,238,242,245,249,254,255,256,257. 258,259,261,263,266,267,268,269,270,274, 275,279,282,283,284,285,286,289,291,292, 293,294,296,297,301,302,306,309,310,313, 315,316,318,319,321,323,329,334,335,337, 339,341,349,353,354,355,356,358,360,364, 366,368,372,374,375,378,380,385,386,388, 390,392,414,415,420,421,434,435,436,441, 454,463,465,466,468,474 Ted-am 261 Tehzibu'l-es nr 196 Tehzibu'l-kerndl 480 Tehzib (et-tehzib) 20,21,25,26,27,29,38,39,40,41, 49,94,103,104,113,164,196,398,439 et-Tekmile li-vafeyiiti'n-nakale 444 Telliru'l-mutezdbih 344 Telkihu fuhdrni ehli'l-ezer 277 Tenklhu'l-aniiir fi ( uldmi'l-dzr 332 Tenviru'l-haviilik 353,354,355 Tenzihu' -zericati'l-merfii`a cati'l-mevzil'a 234

Tevcihu'n-naar 17,39,70,125,127,130,131,133, 134,135,136,137,140,146,158,160,189,207, 225,238,317,332,385,392,421,466 et-Tevhid 323 mulatelifi'l-hadis 151,268 Tevvez 342 et-Tevvezi 342 Tezkiretu'l-hufM 15,20,21,25,26,27,29,38,39,40, 41,49,86,91,94,99,103,104,113,126,172,196 261,322,323,327,328,337,382,410,439 Tegkiretu'l-culemd 332 et Tirmizi 33,34,35,36,44,50,61,67,68,80,111, 122,126,129,130,131,133,134,135,136,137 138,168,176,178,179,195,202,206,210,238, 244,253,287,302,304,308,309,310,323,365, 366,367,392,393,399,408,425,426,431,472, 473,478 Trablus 190 Tuhfetu ehli'n-naiar 332 Tulzfetu'l- lzyd fin d fdte min tehdrici alddizilkyd 419

`Ubr de 341 `Ubeyd ibn Evs el-Gassrud 368 `Ubeyde 341 `Ubeyde bn `Amr es-SelnAnI 386 `Ubeyde Ibnu'l-Cerrah 380 `Ubeydullah 352 `Ubeydullah bn `Abdillah bn `Utbe ( bn Mesciid) 113,170,291,410,412 `Ubeydullah bn `Amr 434 `Ubeydullah bn Burayde 244 `Ubeydullah bn Ebi Cafer 154 Tbeydullah bn Msa (el-`Aksi) 25,94396,424 `Ubeydullah bn cOmer 182,209,251,335 `Ubeydullah bn SuleyMn 207 Ubeyy bn 'Imrra 337 Ubeyy bn Ka`b 105,141 Ubullt 342 Uhud 381 342 Ukayl bn Halid el-cUkayli 162 `Ukbe bn qmir 31,47,423 Ukey1 305 Ukey1 304 Ukeyne bn `Abdillah 16 cUldmu'l-hadis 15,21,26,30,31,33,34,36,38,41, 43,44,47,41,55,80,81,82,83,85,93,94,96,97,

506

99,103,104,105,106,117,119,127,129,132 134,135,136,152,156,157,158,159,162,164, 166,167,169,177,181,183,184,214,221,236, 237,246,248,249,259,260,263,266,280,283, 284,285,286,287,288,297,303,304,306,317, 321,328,329,330,331,332,337,338,348,349, 352,354,355,356,375,380,381,387,390,392, 393,395,396,406,407,420,421,427,429,434, 435,441,454,463,464,467,477 'Ugg ntu'i-hadis ve mu talabuhu 305 Ummu 11ariim 452 Ummu Kays 99 Ummu Seleme 272 `Umeyr (Sefine) 106 Umeyye bn Halef el-Cumabi 351 Uneyse 208 `Urve (bnu'l-Mune bn ube) 165 cUrve /bnu'z-Zubeyr 113,170,256,260,291,294, 412 Usrune bn Malik 262 Ustme bn Zeyd 105,288 Usdu'l-Obe ffi mdrifeti' -altbe 375 ( Utbe (bn Mes'ad) 164 cliyeyne 165

el-Velid Yezid 439 Veliyyu'd-Din el-'Irabi 245 Verrad 189 Vuheyb 141,340 Yurdan 262

-VVabia bn Mdbed 261 el-Vafeyt 444 Vafeyttu'l-dyn 20,21,25,29,38,39,40,41,91,100, 103,113 Vafid bn Miisa ed-Dari 342 afid bn Seleme 342 /bn 1:luer 254 Vabd 342 Vasi</bn klabbrin 340 el-Vaib 90,461 Val 253 Vagl el-Abdeb 304 Val bn `Ata' 89 Vaile bnu'l-Es1Fd 166,372,380 rart 77,308,430 Vehb bn Cerir 44 Vehb bn Halid 163 Vekic bnu'l-Cerrah 20,21,46,69,144,166,360, 390,424 el-Velid 187 el-Velid bn Muslim 140,141,179,308,344,399, 430

Yalya 253 Yahya bn Bisr el-Bellji 342 Yahya bn Bisr el-Rarlri 342 Yabya bn Cdfer 75 Yalya bn Ebi 'A= es-Seybani 344 Yahya bn Ebi Ke5ir 59,143,144,154,209, 210,411 Yahya bn Eyyb el-Ceriri 342 Yahya bn Ma% 21,71,78,158,162,164,167, 187,188,203,232,248,187,188,203,232,248, 249,289,295,297,327,425,444 Yabyri bn Sdid 52,110,115,213,251,276,296, 386,406 Yabya bn SdId el-En ari 39,93,94,131,154, 169,247,282 Yalya bn Sdld el-Kattan 26,28,44,69,70,75, 92,119,163,169,170,228,296, Yalya (bn Talha bn rUbeydillah) 165 Yahya bn cUbayl el-Huzg`i 342 Yalya. bn Yabya et-Temini 25,26,44,119, 283,424 Ydlyrb (bnul-Muire bn ube) 165 bn eybe 239,259,260 Yagg bnu'l-Edak 31 Yacla bn `Ubeyd (et-Tanafisi) 139,288,463 Yedam 261 el-Yeman el-Cdfl 224 Yemen 53,122,308,430 Yesar 224,339 el-YevCkftu ve'd-durer fi er1:41 Nultbeti'l-fiker 331 Yezid bn Cariye 340 Yezid bn Ebi Habib 47 Yezid bnu'l-Esved 344 Yezid bn Hazan 25,26,44,70,163,166,341, 396 Yezid (bn Sabit) 164 Yezid bn Subaym 212 Yezid bn Zuray< 163 Yedi' er-RulFrl 282,311,312 Yarma 143

507

Yunus bn `Abdi'l-Artr 406 Yunus bn Eb1 shak 15,248 Yanus bn Habib 318,321 Yanus bn Muhammed e-adak 96 Yunus bn `Ubeyd 296 Yunus bn Yeziel 96,143.314 Yunus bn Yunus er-ReIdI 332 Yunus el-Kezfib 96 Yuseyr bn `Anr 339 Yusuf bnu'l-Basan et-TebrizI 98 Yast/ bn 'Isa 244

Zeva'idu Musnedi Ebi Ydlet el-Mavs Kutubi's-sitte 473

<ale'l-

Za'ide 254,310 Za'ide bn Eudrme 163 ez-Za`If 96 ez-Za] 96 e3-Zehebi 15,20,21,25,26,27,29,38,39,40,41, 49,62,63,75,86,87,91,94,95,99,101,103. 104,106,113,126,162,163,167,172,193, 194,196,203,206,215,228,229,232,261, 274,305,322,323,327,328,337,382,385, 398,410,413,414,439,457,458,460,461, 480 Zekeriya bn Za'ide 163 Zekeriya Ibn Muhammed el-En arl 330 Zekiyyu'd-Din Ebu Muhammed (Abdu'lc Aiim el-Munziri 444 ez-Zemaheri 17 Zennu'l-kelgm 90,93,196,438 ez-Zerke i 130,131,136,210 ZevCt'id 473 Zev ridu'l-muccemi'l-etsat ve'laar li't-Taberni cale'l-Kutubi's-sine 473 Zevrt'idu'l-Muceenti'l-kebir In-TaberCni, cale'lKutubi's-sitte 473 Zev'idu Musnedi Al med ale't-Kutubi'ssine 473 Zev'idu Musnedi Bezzlir cale'l-Kutubi's-sitte 473

Zeyd 272 Zeyd bn Eslem 222,251,298 Zeyd bn Barie 376 Zeyd (bnul-Ijattrb) 164 Zeyd (bn Sabit) 164,303,380 Zeyd bn Yuseyr 286 Zey/un `alt Tabaldati'/-Haneibile 100 Zeylu Ke fi'i-iunim 332 ez-Zeylu'l-rnumehhed 319 Zeynu'd-Din ( AbdurrahIm el-cIraki 329 Zeynu'd-DIn Eba Muhammed 'Abdurrahman bn Ebi Bekr el-`Ayni 330 Zeynu'd-Din el 'Irak/ 46,146,330,445 Zeynu'd-Din Easim bn Et4laba a 398,419 Zeynu'd-Din el-Malag 98 ?Imam bn Sagebe 40 Zirr bn ljubey 262 Ziyrd Ibn Riyah 341 Ziyad 1bn Sa`d 289 Zubeyd 341 Zubeyd bnu'l-ljari 341 ez-Zubeyr 55,295,380 Zubeyr ddiki 378 Zuheyr bn Mu%Niye 163,257 Zuheyr bn Muhammed 142 ez-Zuhri 26,44,46,47,55,80,93,94,119,131,142, 169,170,22,246,251,254,256,257,282,284, 385.288,289,292,314,316,342,386,407,429, 438,439 Zur`a 186,187,344 Zurayb bn Nukayr bn umeyr 262 ez-Zurkrni 353,354 Zuyeyd bnu' - alt bn Macd Yekrub 341

508

Fiyat : 250 TL.

Vous aimerez peut-être aussi