Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
KURTULUÞ CEPHESÝ
Zafer Bizim Olacaktýr !
Nurhak:
Bir Kýr Gerilla Deneyimi
1 Mayýsýn
Ardýndan
#
THKO önder kadrolarýnýn mücade- ÜÇ GENÇ MÝ
lelerini evcilleþtirme faaliyetleri YIKACAKTI ANAYASAL DÜZENÝ?
üzerine.
THKO SAVAÞÇILARI:
SÝNAN CEMGÝL
KADÝR MANGA
ALPASLAN ÖZDOÐAN
Onlar,
DENÝZ GEZMÝÞ
halkýn
#
devrimci YUSUF ASLAN
öncüleriydiler. HÜSEYÝN ÝNAN
Mücadelelerinin
ve sonuçlarýnýn THKP-C SAVAÞÇILARI:
bilincinde HÜSEYÝN CEVAHÝR
olarak
savaþtýlar.
$ LEYLA DOÐAN
AÐADEDE SARIKAYA
'
Legalizmin ve legal oportünizmin 1 1 MAYISIN
Mayýs gösterilerinin 2006 deðerlen- ARDINDAN
dirmesi.
DANIÞTAY SALDIRISI SONRASINDA
17 Mayýs günü Danýþtay 2. Daire ÞERÝATÇI
üyelerine yönelik saldýrý sonrasýnda
!
MANÝPÜLASYON
baþlatýlan manipülasyon ve dezenfor-
masyon üzerine bir deðerlendirme. VE DEZENFORMASYON
ÞERÝATÇILIK
Þeriatçýlýk karþýsýnda laikliði savunan VE LAÝKLÝK ARASINDA
kesimlerin üzerindeki sivil toplum- SÝVÝL TOPLUMCULUK
cu ideolojik saptýrmanýn etkileri ve
sonuçlarý üzerine bir deðerlendirme. & RUHU
EKONOMÝDE
BALANS AYARI MI?
Mayýs ortasýndan itibaren döviz ve
!!
[EKONOMÝK KRÝZÝN
faizlerde meydana gelen yükseliþin AYAK SESLERÝ]
olasý sonuçlarý üzerine.
TÜRKÝYE
HALK KURTULUÞ
ORDUSU
Ocak 1971 Tarihli Bildirisi
"
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
Evet, onlarýn silahlarý az ve küçük çap- gibi olan bu partilerin þerefli mirasýna
lýydý. sahip çýkýp, bu mirasýn þerefini insanlar-
Ama hiç kimse onlar için, onlarýn silah- la paylaþmaktýr.
larý için çakar almaz diyebilecek cüreti Siyasi mücadelede miras, babadan
gösteremez. oðula deðil, mücadele bayraðýný taþýyanlar-
Dünya devrimleri açýktýr. dan, mücadele bayraðýný taþýyanlara geçer
O çakar almaz denilen silahlarla yola diyerek tarihten ve tarihsel gerçeklerden
çýkýlmýþ, emperyalizme karþý savaþýlmýþ ve kaçamazsýnýz.
zaferlere ulaþýlmýþtýr. Elinizde bir atýmlýk barutunuz kalmýþtýr.
Bu ülkede de, çakar almaz denilen si- Bunu da ama Denizler, Mahirler TÝPten
lahlarla savaþýlmýþtýr ve savaþýlmaktadýr. çýktýlar diyerek boþuna tüketmeyiniz. TÝP
Biraz daha az Denizlerin yolundayýz- in ne olduðunu bilmeyen yeni bir kuþaðý
dan söz ediniz. Denizlerin evcilleþtirilme- bu sözlerle belki bir süre kandýrabilirsiniz.
sinden uzak durunuz. Berhan Þimþek gibi Ama unutmayýnýz ki, TÝP de ayný yöntemi
artistlerin çakar almaz ilan ettikleri si- kullanarak devrimci gençlik hareketini pa-
lahlarýn ülkenin tarihini nasýl deðiþtirdiðini sifize etmeyi baþaramamýþtýr.
unutmayýnýz. Arasýra haddinizi aþýp aþmadýðýnýzý da
Ucuz demagojilerle, sonradan görme düþünmelisiniz. Marks, Lenin, Stalini gibi
mirasyedi havalarýyla tarihi gerçekleri çar- isimler þeklinde ifade edebilecek tek ko-
pýtmayýnýz. münist sýfatlý parti olup olmadýðýnýzý da
THKO bildirisinde açýkça söylendiði gibi, düþünmenizde sonsuz yararlar vardýr.*
Barýþçýl þartlar içinde mücadele metodla- Ve þu sözleri her zaman anýmsayýnýz:
rýný býrakýnýz. Türkiye Halk Kurtuluþ Ordusu
Dünya devrimci mücadelesinin tarihi halkýmýzýn baðýmsýzlýðýnýn silahlý mü-
sizin gibi adý komünist olan pek çok par- cadele ile kazanýlacaðýna ve bu yo-
tiyi tanýmýþtýr. Yapmanýz gereken, kendiniz lun tek yol olduðuna inanýr.
Nurhak:
Bir Kýr Gerilla Deneyimi
1
J. Quartim, R. Debray ve Brezilya Devrimci Hareketi, s. 21-22, A Yay.
2
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
ge, baþta, önemli bir devrimci kitle potansiyeline sahip olmasý, diðer
bölgelerle kýyaslandýðýnda küçümsenmeyecek düzeyde yerel militan
kadrolarýn varlýðý, askeri koþullar bakýmýndan nispeten elveriþli de sayý-
labilecek konumu vb. gibi özellikleriyle seçimi doðru yapýlmýþ bir böl-
gedir.
Hazýrlýk çalýþmalarý bu son derece uygun þartlar üstünde, fakat
yine son derece sýnýrlý her yanýyla sýnýrlý bir kadro ile ve çok sýnýrlý
hedefler üstünde yürütüldü. Bu hedefler, kýsa vadede, gerilla kolu-
nun teknik ve diðer günlük ferdi ihtiyaçlarýný (silah, teçhizat vs.) kap-
sýyordu. Köylülerle kurulacak örgütsel veya politik iliþkiler, yerel
devrimci kadrolarla oluþturulmasý gereken baðlar (hareketimize çok
açýk eðilim duymakta olanlar da dahil) bu hedeflere girmiyordu. Ge-
rilla kolunun oluþturulmasý sorunu, bir askeri devriyenin oluþturul-
masý sorununa indirgenmiþti. Þehirden 20 arkadaþýn kýra geçirilmesi
ve banka eylemlerinden elde edilen maddi olanaklarla, onlarýn as-
keri donatýmýnýn tamamlanmasýyla herþey halledilmiþ oluyordu3
Ýþte hazýrlýk aþamasýndaki bu hatalar THKOnun kýr gerillasýnýn pratikte
karþýlaþtýðý sorunlarý aþmasýný da engellemiþtir.
Herþeye raðmen THKO, kendi perspektifi doðrultusunda kýr gerillasýný
oluþturma kararlýlýðýný göstermiþtir. Kentlerdeki kadrolarýn kýrsal bölgeye ak-
tarýlmasý, Deniz Gezmiþ, Yusuf Aslan ve Hüseyin Ýnanýn yakalanmalarýyla
birlikte yöneticilik düzeyinde önemli bir engelle karþýlaþmýþtýr. Daha sonra-
ki günlerde gerilla birliði içinde baþgösteren baþýbozukluk, hepsinden önem-
lisi Sinan Cemgillerin grubunun pusuya düþürülmesinden sonra diðer gru-
bun kendi kendini daðýtmasý bu kayýplarýn önemini ortaya koymuþtur.
Denizlerin yakalanmasýna raðmen kýr gerilla birliði oluþturulmuþtur. Bir-
lik, eylemler koymadan önce gerilla kolunun doðal þartlara uyumunu ve
fiziki dayanýklýlýðýnýn artýrýlabilmesi için yürüyüþ-konaklama, tekrar yürüyüþ-
tekrar konaklama þeklinde duraðan bir hareketliliðe4 geçer.
Daha ilk günden itibaren kentlerden gelen kadrolarýn koþullara uyum-
suzluðu ortaya çýkmýþtýr. Ama en önemli sorun gerilla birliði içindeki bozul-
madýr. Karþýlýklý küfürleþmeler, bencillikler, tembellikler, kaytarmalar, nöbet
tutmayý savsaklamalar bu bozulmanýn ifadeleri olarak görünür. Yiyecekle-
rin bile bireysellik konusu olmasý, bozulmanýn en uç noktasýna ulaþtýðýný
ortaya koyuyordu.
Tüm bu faaliyetler sýrasýnda politik faaliyet sürekli ikinci planda kalmýþtýr.
Rasgele iliþkiler gerillanýn dýþ baðlantýlarýný saðlýyordu.
Bu iliþkiler sadece, zorunlu günlük gereksinmelerden ya da istih-
barat elde edebilmek için dolaylý sorgu temeli üstünde oluþuyor ve
bunun dýþýnda, politik nitelikte her türlü iliþkiden dikkatle kaçýnýlýyor-
du. (Basit bir örnekleme gerekirse; komandolar gerilla birliðini izli-
yorlarken bile, köylülerin ne olup olmadýðýmýzla ilgili sorularýný, her
seferinde, ancak gerçek kimliðimizi gizleyerek cevaplandýrýyorduk, o
ki, köylülerin biraz güç ama, hiç radyo dinlemediklerini varsaysak
bile bizi tanýmýyor olmalarý biraz su götürür.)5
THKO gerillalarýnýn bu kendilerini soyutlamalarýna iliþkin bir avcý hika-
yesi M. Yalçýnerin günlüðünde þöyle geçmektedir:
6 Mayýs, Perþembe. Öðlene doðru aþaðý dereye H. Alinin oraya
balýk tutmaya gittik. Ýnsan görünce boðazý keþfe karar verdik. Tam
geçitte yemek yerken Çavuþkýrdan yedi avcý bastýrdý. Konuþtuk. Pek
3
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
4
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
5
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
fena insanlar deðillerdi. Az ekmek katýk verdiler. Keþfe çýkan iki kiþiyi,
velhasýl hemen herkesi gördüler. Tahminimce ne olduðunu anlaya-
madýlar. Geçitin ortasýnda nöbetçisiz yemek yememiz büyük eþeklik.
Kanýmca bu iþ böyle yürümez. Ya doðruyu söyleyeceðiz ya da hiç
görünmeyeceðimiz yerlerde olacaðýz. Yalan konuþurken ters þeyler
söylemek gerekiyor bazan.
Bu hareket tarzý Geçmiþin Eleþtirisinde þöyle deðerlendirilir:
Oysa gerilla kolunun güvenliði, onun gözden uzak ve ulaþýlmasý
güç sarp alanlarda yaþamasýyla saðlanamaz. Coðrafi bakýmdan çok
çetin þartlara dayanmak, gerilla için çok önemli bir avantaj deðildir.
Hele bunu halkýn yaþamadýðý alanlarla özdeþleþtirmek, olsa olsa
bu tali avantajý karþý avantaja dönüþtürmek olur. Kaldý ki o, salt bu
avantajýndan dolayý (bu avantajý birinci plana almakla) deðil, kendini
geliþtirmek ve aþmak, düþmanýn baský gücü karþýsýnda kendisini as-
keri planda koruyabilmesi bile mümkün olmaz. Gerilla, baþtan itiba-
ren, giderek artan ölçüde, sýnýf ve kitle temeline dayanarak; bu temeli,
doðal olarak öz yapýsýnda bulunan avantajlarla seyyar silahlý güç olma;
silahlý savaþý yürütme ve savunmayý son derece esnek ve þaþýrtýcý
taktiklerle ve nispeten (baský güçleri için) çetin alanlarda yapma
avantajlarla sürekli olarak birleþtirerek ve mutlaka da politik öncü
durumuna yükselmeyi hedefleyerek bu hedefe vararak bu görevi;
kendini geliþtirme ve aþma (dolayýsýyla da korunma) görevini baþa-
rabilir.
Sarp ve çetin alanlarý ve de soyutlanmayý birinci plana almak
özünde gerillayý sýradan bir baskýn grubu, bir devriye koluna indir-
gemek olur. Halbuki o, baþtan beri tekrarladýðýmýz gibi bir askeri güç
olmaktan çok, bir politik güçtür. Tayin edici yaný politik yanýdýr.
Onu stratejik kuvvet, hareketini de stratejik hareket haline getiren
bu niteliðidir.6
THKOnun Nurhak gerilla faaliyeti, 1971 Mayýs sonlarýnda Kürecik Ame-
rikan radar üssünü basmaya karar vermeleriyle eylemliliðe geçiþ durumu-
na gelmiþtir. Bu eylem kararý, gerilla kolunun daðlarda varolmasýna raðmen,
ülkedeki geliþmeler karþýsýnda hiçbir þey yapamamýþ olma psikolojisine
girmesiyle birlikte ortaya çýkmýþtýr. Bu durumu ve sonuçlarýný Geçmiþin
Eleþtirisinden okuyalým:
Kolu coðrafi olarak dahi bilinmeyen, tanýnmayan bir bölgede, ye-
terli istihbarata dayanmayan serinkanlýlýkla deðerlendirilince tümüy-
le yanlýþ ve hatalý olarak hesaplanan eylemler planlamaya yönelten,
baþta bu psikolojik etki oldu. Ýçlerinde yönetici arkadaþlarýn da bu-
lunduðu bir grup, birbirinden oldukça uzak 300 km. kadar ve ol-
dukça önemli iki hedefe bir kaç günlük bir süre içinde eylem koy-
makla, geriye kalan arkadaþlarýn tümü de eylemlerin yol açacaðý yeni
güçlüklerin daha kolay karþýlanabilmesi için, alýþkanlýk olduðu üzere
daha güvenlikli bir baþka bölgeye çekilmekle görevlendirildiler.
Eylem koymayý üstlenen arkadaþlarýn en ufak bir iliþkiye sahip
olmadýklarý ve hiç tanýmadýklarý bir alanda pusuya düþürülmeleri, bi-
rinci darbe (kýra geçiþte merkez kadronun kaybedildiði darbe) ile ayný
nitelikli (taktik planda düþman gücünün alabildiðince küçümsenme-
si olgusundan ve özünde, eylemi salt bir askeri sorun olarak deðer-
lendirmekten kaynaklanan) ve ayný þekilde yönelen ikinci bir darbe
olarak, kýrdaki pratiðimizi noktalayan ikinci bir yara oldu.7
6
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
7
THKO, Geçmiþin Eleþtirisi.
!
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
"
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
#
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
1 Mayýsýn
Ardýndan
1
Ekmek ve Adalet, Sayý: 59, 4 Mayýs 2003.
2
Yeni Atýlým, Sayý: 83, 1 Mayýs 2003.
3
Atýlým, Sayý: 1, 8 Mayýs 2004.
4
Ekmek ve Adalet, Sayý: 157, 8 Mayýs 2005.
5
Sendika.Org.
6
Kýzýl Bayrak, Sayý: 17, 6 Mayýs 2006.
'
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
Yorumlar
Katýlým rakamý geçen yýla göre gözle görülür ölçüde azalmýþtý. 1
Mayýsýn hafta içine gelmesi, devletin 1 Mayýsý terörize etme kampan-
yasý ve nihayet bazý siyasal çevrelerin ayrý kutlama yapma yoluna git-
meleri, katýlýmýn azalmasýnda baþlýca etkenler olarak sýralanabilir.7
Herkesin gördüðü gibi, bu yýl baþta Ýstanbul olmak üzere çeþitli yer-
lerde katýlým geçen yýla göre daha düþük olmuþtur. Bunda bir ölçüde 1
Mayýsýn mesai günü olmasý etken olsa da, hiç kuþku yok ki bu tek ne-
den deðildir. Türkiye solunun gerek devletin, gerekse de sivil faþist güçle-
rin saldýrýlarý ve þovenizm karþýsýnda etkin bir set oluþturamamasý, oli-
garþinin baský ve terörünü etkisizleþtirecek halka güven verici bir müca-
dele hattý ortaya koyamamasý gibi etkenler, ilk akla gelenlerdir.
Dolayýsýyla þu sonuç çok açýktýr: Bu düþüþün en temel nedenlerin-
den biri solun açlýkla, iþsizlikle karþý karþýya olan emekçileri mücadele-
ye çekecek güven verici militan, radikal, birleþik bir mücadele hattý oluþ-
turamamasýdýr. Sol adýna ABcilik, hatta sol adýna Amerikan çözümle-
rinden medet ummak, hiçbir alanda kazanmayý hedeflemeyen yasak sav-
macý mücadele anlayýþlarý, sivil toplumcu tarz, saldýrýlarý püskürtemedi-
ði gibi, kitleleri de umutsuzlaþtýrmakta ve uzaklaþtýrmaktadýr.9
Sola sempati duyanlardan kendisini sol- giderek her 1 Mayýs sonrasýnda merakla
da tanýmlayanlara kadar hemen herke- beklenir hale gelmiþtir.
sin çok iyi bildiði gibi, 1 Mayýslar, son on Böylesine bir merak ve beklenti orta-
yýldýr sol örgütlerin, örgütlenmelerin kendi ya çýktýðý ölçüde, bu yöndeki yayýnlar da
güçlerini göstermeye çalýþtýklarý bir gün, bir giderek artmýþ ve her kesim bu meraklarý
platform olmuþtur. gidermek için özel istatistik görevlileri
Sol örgütlenmelerin 1 Mayýsý baþlý baþý- oluþturmuþlardýr. Her ne kadar istatistik
na bir güç gösterisi günü haline dönüþtür- görevlileri kendi kortejlerini sayýlamak-
meleriyle birlikte, 1 Mayýsa katýlýmýn sayýla- tan diðerlerini bir parça geçiþtirmiþ görü-
rý, kimin kaç kiþi ile katýldýðý, toplam kit- nüyor olsalar da, DÝEyi kýskandýracak bir
lenin ne kadar olduðuna iliþkin bilgiler, görev aþkýyla iþlerini yaptýklarýný söyleye-
biliriz.
7
Kýzýl Bayrak, Sayý: 17, 6 Mayýs 2006.
Ancak bu yýl bir ilk gerçekleþmiþtir.
8
Aydemir Güler, 1 Mayýstan sonrasý var, Komü- Geçen on yýlýn en büyük istatistik çalýþ-
nist, Sayý: 264, 5 Mayýs 2006. ma gruplarý, ne yazýk ki 2006 1 Mayýsý ve-
9
Yürüyüþ, Sayý: 51, 7 Mayýs 2006. rilerini yayýnlanmaktan özenle kaçýnmýþ-
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
vardýr. Kimisi için þu, kimisi için bu olabi- Mayýsý, bu yýlkinden çok daha fazla renk-
lir. Kimileri linç giriþimlerinde ifadesini li görüntülere sahne olacaktýr. ÖDPli halý
bulan faþist saldýrýlar karþýsýnda etkin olun- saha ve bira müdavimleri aracýlýðýyla fut-
mamasýný bir neden olarak ortaya koyar- bol tribünlerine taþýnan sol sloganlarýn
ken, bir baþkasý Brezilya örneðinden yola yansýsý olarak ortaya çýkan Beþiktaþ Jimnas-
çýkarak yoksul mahalle dinamiklerini ör- tik Kulübü Çarþý Grubu görüntülerinden
gütlemenin ne kadar yararlý olduðuna çok daha renkli, 8 Marttakinden çok daha
iliþkin nedenler sýralayabilir. Bir baþkasý li- þenlikli 1 Mayýslarýn iþçi sýnýfýnýn birlik,
seli gençlik içinde örgütlenmenin kitlesel dayanýþma ve mücadele gününde sah-
katýlým açýsýndan en doðru tutum oldu- ne alacaklarý, bu sayede kitlesel katý-
ðunun altýný çizebilir. Ya da pragmatist re- lýmýn artacaðý söylenebilir.
vizyonizmin temsilcisi SÝP-TKP gibi bindi- Ve tüm bu olaylarý izleyen, içinde yer
rilmiþ kýtalar yoluyla katýlým azlýðýndan alan insanlar bir gün þunu soracaklardýr:
etkilenilmeyeceðini söyleyebilir. Herþey iyi, güzel, coþkulu, renkli, þenlik-
Bütün bunlarýn gelecek yýlki 1 Mayýs için li, peki iþçi sýnýfý nerede? Ýþçi sýnýfýnýn
birer emsal teþkil edeceðini þimdiden birlik, dayanýþma ve mücadele gününe ne
söyleyebiliriz. oldu?
Bugünden diyebiliriz ki, gelecek yýlýn 1
Türban konusunda aldýðý kararla þeri- ranlarda boy göstermeye baþlamýþ, Danýþ-
atçý basýnýn baþ hedefi haline gelmiþ olan tay saldýrýsýný yapan kiþiyle iliþkileri, telefon
Danýþtay 2. Dairesine 17 Mayýs günü yapý- görüþmeleri ayrýntýlý olarak verilmiþtir.
lan silahlý saldýrý, hiç tartýþmasýz laik kesim- Kimi köþe yazarlarýnýn bir yerden düð-
lerin büyük bir tepkisine yol açmýþtýr. 18 meye basýlmýþcasýna baþlayan bu yayýn-
Mayýs günü onbinlerce insan, Tayyip Erdo- larýn, haberlerin belli bir merkezden servis
ðan ve mehteran takýmýnýn, laikliði aþýndýrý- yapýldýðý þeklinde yazýlar kaleme almasý-
cý, evrimci þeriatçý politikalarýna, ABD ve na yol açabilecek kadar yoðunlaþtýrýlmýþtýr.
AB karþýsýnda gösterilen teslimiyetçiliðe Bu öylesine görünür hale gelmiþtir ki,
duyduðu tepkiyi ifade etmek için cenaze son dönemlerde açýkça AKP yanlýsý yayýn-
törenine katýlmýþtýr. lara aðýrlýk veren Karamehmetler medya-
AKPli bakanlara yönelik protestolar, sýnýn* gazetesi Akþamýn Genel Yayýn Yö-
türban konusunda orta yolcu tutum ta- netmeni Serdar Turgut 25 Mayýs tarihli ya-
kýnan düzen partilerinin yöneticilerine karþý zýsýnda þöyle yazmak durumunda kalmýþtýr:
gösterilen tepkiler, yine hiç tartýþmasýz kit- Gazetecilik mesleði içinde olan-
lenin laiklikten yana kesin bir tutum için- lar açýsýndan son günler hayli ilginç
de olduðunu göstermiþtir. ve tuhaf geçiyor olmalý. Danýþtay
Ve ne olduysa bu kitlesel tepkilerin açýk baskýnýndan sonra her zaman alýþýk
biçimde gösterilmesiyle olmuþtur. olmadýðýmýz bir hýzla olay çözülüyor
Saldýrýyý gerçekleþtiren kiþinin, saldýrýyý gibi görünüyor. Ama biraz tecrübesi
Danýþtay 2. Dairesinin türban kararý ne- olanlar açýsýndan hayli þüphe yarata-
deniyle gerçekleþtirdiðini söylemiþ olmasý- cak geliþmeler de yaþanýyor. Ýlk ön-
na karþýn, 19 Mayýs sonrasýnda birden ha- ce Ulusalcý tepki olarak adlandýrý-
va deðiþmiþ, saldýrýnýn arkasýnda malum labilecek ve AKP hükümetine düþ-
çete olduðuna iliþkin haberler yazýlý ve gö- man oluþumdan bazý insanlarýn, tür-
rüntülü medyanýn tek gündem maddesi ban kararý gibi hükümeti rahatsýz
haline getirilmiþtir. eden bir karara imza atan daireyi
Gazeteler Susurluk çetesi, Vatansever basmasý gibi tuhaf bir olayla karþý
Kuvvetler, Kýzýl Elmacýlar ile Danýþtay sal- karþýyayýz.
dýrýsýný gerçekleþtiren kiþi arasýndaki bað-
lantýlarý manþetten verirken, tüm televiz- * Karamehmetler medyasýnýn son dönemdeki
yon kanallarý bunlarýn görüntülerini yayýn- AKP yanlýsý yayýnlarýnýn arka planýnda Çukurova Hol-
dingin TMSFye olan borçlarý yatmaktadýr. Uzanla-
lamaya baþlamýþtýr. rýn ve Demirel ailesinin baþýna gelenlerin kendi ba-
Artýk Susurluk olayýnda aþina olunan þlarýna gelmemesi için en iyi yolun AKP yaðdanlý-
isimler sýrayla gazete manþetlerinde ve ek- ðý yapmak olduðuna karar vermiþlerdir.
!
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
Bu iþte bir tuhaflýk olduðu gayet Emniyet Genel Müdürlüðü, ünlü polis
net olarak görülüyor. Bu tuhaflýðýn istihbaratýna dayanarak, Danýþtay saldýrýsýný
nereden kaynaklandýðýný açýkça an- terör örgütünün iþi olduðunu açýkladýktan
lamamýz da kolay olmayacak gör- sonra, Bazý örgütler kendi kendilerini isim-
düðüm kadarýyla. Görünen o ki; çok lendiriyor. Böyle bir isme biz rastlayama-
ciddi bir bilgi sýzdýrma mücadelesi dýk. Ama terör tanýmýna tamamen çakýþan
sürmekte. Son atýlan adýmlarla olay ve ikiden fazla kiþi olduðu için de bir ör-
Ulusalcý tepkicilerin üzerine kalmýþ güt olan bir yapýyla karþý karþýyayýz diye-
durumda. Bu gibi zamanlarda çok rek, ikiden fazla kiþinin karýþtýðý her olayýn
kýsa vade içinde hükümet aleyhine örgüt suçu olarak cezalandýrýlmasýný is-
kullanýlabilecek bilgi veya fotoðrafla- teyen sýkýyönetim savcýlarýný bile geride bý-
rýn bir yerlerden sýzmasý çok da þa- raktý.
þýrtýcý olmaz.* Gladyo vs. göndermeleriyle yürütülen
Bugün olaylarý izleyen herkes için tu- dezenformasyon ve manipülasyon faaliyet-
haf görünen bu durum, sözcüðün tam an- leri Susurluk çetesi üzerine yoðunlaþtýrýlýr-
lamýyla manipülasyon ve dezenformasyon- ken ortaya çýkan manzara, at iziyle, it izi-
da gözle görülür bir sýçrama anlamýna gel- nin karýþmasýndan baþka bir þey göstermi-
mektedir. yordu.
Bilindiði gibi, manipülasyon, yani güdü- Bu manzara içinde, Susurluk çetesi-
leme, belli konularda istenilen bir yöneli- nin Özal döneminde kurulmuþ olan po-
min ortaya çýkmasý amacýyla belli olgunun lis istihbarat teþkilatýnýn eski mensuplarý
bir bölümünün ya da olgular dizisinin seçi- olduklarýný ise hiç kimse anýmsamamýþtýr.
lerek ve kurgulanarak kamuoyuna sunul- Ve yine medyanýn anýmsamadýðý bir baþ-
masýdýr. ka gerçek ise, bu polis istihbarat teþkila-
Kimilerinin bilgi kirlenmesi olarak ta- týnýn Özal ve Çiller dönemlerinde yürüttü-
nýmladýklarý dezenformasyon ise, belli ko- ðü dezenformasyon operasyonlarýdýr.
nulardaki olaðan bilgi akýþýný deðiþtirmek Günlerce belli bir merkezden çete,
amacýyla, kurgulanmýþ gerçekdýþý bilgilerin örgüt haberleri medyaya servis yapý-
kamuoyuna sunulmasýdýr. lýrken, bir tek medya mensubu çýkýp, bu
Manipülasyon belirlenmiþ bir amacýn ülkenin milli istihbarat teþkilatýnýn ne iþ
gerçekleþmesi yönünde hareket ederken, yaptýðýný bile sormamýþtýr.
dezenformasyon bu amacýn gerçekleþme- Oysa bu ülkede yaþayan hemen herkes,
sini engelleyen gerçeklerin, bilgilerin çar- bu istihbarat teþkilatlarýnýn komünistle-
pýtýlmasý, deðiþtirilmesi ve yalanlanmasý rin nefes alýþýný bile izlemekle böbürlen-
yönünde hareket eder. Bu nedenle mani- diðini çok iyi bilirken, ortaya çýkan sessizli-
pülasyonun olduðu yerde dezenformasyon ði medyanýn hiç garipsemiþ görünme-
da vardýr. mesi þaþýrtýcý olmuþtur.
Danýþtay saldýrýsýný gerçekleþtiren kiþinin Mayýs sonuna yaklaþýrken Susurluk çe-
saldýrýyý türban kararý nedeniyle gerçek- tesi, Gladyo vb. manipülasyonlarýn etkisi-
leþtirdiðini söylemiþ olmasýna karþýn, orta- ni yitirmeye baþlamasýyla birlikte yeni bir
lýk karýþmýþ, giderek olay Susurluk çetesi- senaryo ortaya atýldý.
nin yeni icraatý haline dönüþtürülmüþtür. Melih Aþýk bu senaryoya köþesinde þöy-
Hatta iþin içine ünlü Gladyo örgütü bile le yer vermiþtir:
girmiþtir.** Senaryoyu bir dýþ istihbarat ör-
gütü yazýyor... Bu örgüt AKPnin son
dönemdeki politikalarýna kýzan bir
* Serdar Turgut, Bu iþte bir tuhaflýk var, Akþam,
25 Mayýs 2006.
ülkenin örgütü olabilir... Alparslan
** Baþbakan Yardýmcýsý Mehmet Ali Þahin 24 Mayýs Arslaný tetikçi olarak kullanýyor... Az-
tarihli açýklamasýnda þunlarý söylemektedir: mettirici olarak da Muzaffer Tekini
Saldýrý laik-anti laik çatýþmasý yaratmayý amaç- hazýrlýyor. Danýþtay baskýný sonrasýn-
lýyor. Zamansýz demeçler veren siyasilerin amacý da
da Muzaffer Tekin devreye sokulup
bu yönde. Saldýrýnýn bir amacý da siyasi istikrarý orta-
dan kaldýrmak. Hâlâ Türkiyede Gladyo türü örgüt- dikkatler milliyetçi çevrelere yönlen-
lenmelerin kalýntýlarýnýn var olduðunu düþünüyo- dirilerek hedef þaþýrtýlýyor. Türkiye iç
" rum. tartýþmalara giriyor. Gerçek azmetti-
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
Ayný þekilde uçak kaçýrma eyleminde mýþ bir tek kitabý vardýr. Siyasal eyle-
Yýlmaz Yalçýnerin sað kolu durumunda- min partiyle, sanat ve edebiyatla ve
ki Mekki Yassýkaya ise, þeriatçý kitaplar ya- düþünceyle olmayacaðý duygusunu
yýnlayan Erguvan Yayýnevi ve Alternatif yerleþtirme çabasý içindeydi. Ýran
Düþünce Yayýnlarýnýn editörüdür. devriminin ardýndan, 1980li yýllarda,
Burada Erbakan çevresinin takiyye po- 1980 darbecisi Kenan Evren Diyarba-
litikalarýný teslimiyetçilik olarak kabul kýrda iken yanýna aldýðý arkadaþla-
eden kesimlerden çýkan ÝBDA-Cnin oluþu- rýyla bir uçak kaçýrmýþ, Ýrana gide-
mundan ve gerçekleþtirdiði silahlý eylem- ceði yerde uçaðý Diyarbakýr havaala-
lerden söz etmek bile gerekmemektedir.* nýna indirmiþti!**
Akit-Vakit yazarý Yýlmaz Yalçýner, kaba Evet, teslimiyetçi þeriatçý kesimden bir
bir benzetmeyle söylersek, silahlý propa- yazar, önce ülkücü, sonra Kuvva-yý Milli-
ganda yöntemiyle þeriatçý örgütlenme ye, Vesika, Þûra ve Tevhid dergileri yazarý,
oluþturmaya kalkýþmýþ ilk kiþidir. ÝBDA-C silahlý eylemci, þeriatçý, radikal islamcý Yýl-
ayný çizginin izleyicisi olmuþtur. maz Yalçýner portresini böyle çizmiþtir.
Þeriatçý kesimin idolü olan Yýlmaz Yal- Burada Yýlmaz Yalçýner ile Danýþtay sal-
çýneri, Erbakan çizgisinde yayýn yapan Mil- dýrýsýný gerçekleþtiren Alpaslan Aslanýn
li Gazetenin bir yazarý þöyle anlatmaktadýr: benzer bir geçmiþe sahip oluþlarý fazlaca
Yýlmaz Yalçýner ... hakkýnda özet önemli deðildir. Buna benzer pek çok kiþi
bilgi verelim. Vakit gazetesinin arþiv þeriatçý kesimlerde vardýr. Necip Fazýl Kýsa-
sorumlusu sayýn Abdullah Birisini kürekin milli þeriat çizgisi, kimi zaman
bir çok okurumuz asýl adýyla tanýma- Büyük Doðu (ÝBDA-Cnin BDsi) çerçe-
yabilir. Onun için biz yazýmýzda Yýl- vesinde düþünce olarak tekkelerde, çarþý
maz Yalçýner adýný öne çýkardýk. Es- esnafý dükkanlarýnda örgütlenirken, kimi
ki ülkücülerdendir! Gazeteci, bir çok zaman Türk-Ýslam sentezi çerçevesinde
gazete ve dergide yazmýþ. Sonra etkin olmuþtur.
Kuvva-yý Milliye, daha sonra çýkardý- Bu, þeriatçý kesimlerde bir çizgi oluþtur-
ðý Vesika, Þûra ve Tevhid gibi dergi- maktadýr. Bu çizgide yer almýþ kimi radi-
lerle Ýslâmi duyarlýklý gençliðin mü- kal islamcý daha sonra ýlýmlý islama yö-
cadelesini MTTB ile Akýncý gençliði nelmiþlerse de, bu çizgi þeriatçý kesimle-
ana çizgisinden çýkarmak için radi- rin yeni kuþaklarý üzerinde her zaman et-
kal bir üslup tutturmuþtu. Yayýmlan- kili olmayý sürdürmüþtür.
Ýþte dezenformasyon ve manipülasyon
ortamýnda dikkatlerden uzak tutulan, þe-
* Þeriatçý kesimlerin ilk silahlý eylemcileri bunlar de- riatçý kesimler içindeki ayrýþmalar ve bu ay-
ðildir. Bilinen ilk silahlý eylem, 1952 yýlýnda Necip rýþmalarda þeriatýn silahla gerçekleþtirilece-
Fazýl Kýsakürekün Büyük Doðu çevresinden Hüse- ðine iliþkin görüþler ve örgütlenme giriþim-
yin Üzmezin gazeteci Ahmed Emin Yalmana sui-
leridir. Ve yine sürekli dikkatlerden kaçý-
kast giriþimidir. Hüseyin Üzmez, bugün Vakit gaze-
tesinin yazarlarý arasýndadýr. Ancak þeriatçý kesim- rýlan, þeriatçý kesimlerin milli görüþte sim-
lerin tarihsel iliþkileri bununla sýnýrlý deðildir. TMSF geleþen, ama özünde Necip Fazýl Kýsakü-
baþkaný Ahmet Ertürkün babasý, Hüseyin Üzmezin rekin Büyük Doðusunda ayrýntýlarýyla or-
hamisidir. TMSF baþkaný, Ahmet Emin Yalman sui- taya konulmuþ olan milli þeriat anlayýþý-
kastinde Hüseyin Üzmezin yardýmcýsý Saatçi Musa
nýn dükkanýnda kimleri tanýdýðýný þöyle anlatmakta- dýr. Ýktidara geldikleri ilk günlerde Abdul-
dýr: lah Gül ve Tayyip Erdoðanýn Necip Fazýl
Sezai Karakoçtan Erkan Beyazýta, Cahit Zarif- Kýsakürekin öðrencisi olmakla övün-
oðlundan, Nuri Pakdile, Kasým Özden Ören gibi o dükleri ise hiç anýmsanmamaktadýr.
dönemin edebiyatçýlarýnýn büyük bölümünü ben
orada tanýdým. Bugünün büyük politikacýlarýný da
Bugün Emniyet istihbarat dairesi ara-
orada tanýdým. Korkut Özalýndan tutun, bugünkü cýlýðýyla yürütülmüþ olan dezenformasyon
Mecliste bizim kuþaðýmýzdan milletvekillerini, örne- faaliyetinin hedefi, tüm bu gerçekleri unut-
ðin Turizm Bakaný Atilla Koçla da orada tanýþtým. turmak olmuþtur. Bu yolla, laikliði savunan
Koç, o zamanlar sanýyorum Ýçiþleri Bakanlýðýnda da-
kesimlerde þüpheler oluþturulmaya çalý-
nýþman ya da kaymakam gibi bir görevde bulunu-
yordu. Bugünün bakanlarý Zeki Ergezen de, Abdul-
lah (Gül) Beyde o dükkânýn müdavimleri arasýn-
$ daydý. (Milliyet, 13 Ekim 2005.) ** Ali Haydar Haksal, Milli Gazete, 13 Ekim 2005.
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
Þubat 2001 ekonomik krizinin ardýndan, nulan seçim sonuçlarý, %10 baraj desteðiy-
3 Kasým 2002 akþamý sandýktan çýkan AKP le meclis aritmetiðine yansýdýðýnda, ilerici
iktidarý, daha ilk günden içinde barýndýrdý- ve demokrat kamuoyu bu tablodan asýl
ðý nicel ve nitel temsil yetersizliðine rað- olarak nitel temsil yetersizliðinin çýkma-
men, alternatifsizliðin sunduðu nimetlerden sýndan rahatsýzlýk duymuþtu. Tayyip Erdo-
ideolojik amaçlarý doðrultusunda yararlan- ðannýn deðiþtik söylemine raðmen, 58.
makta ve fýrsat bu fýrsattýr telaþý içinde cumhuriyet hükümetini oluþturacak kadro-
yolunda ilerlemektedir. larýn anti-laik sabýka dosyasý bir hayli kaba-
AKP, emperyalizmin Büyük ya da Ge- rýktý. Bu durum, ülke tarihinde ilk kez, laik,
niþletilmiþ Ortadoðu Projesinin (BOP) Tür- sosyal, demokratik hukuk devleti ile hükü-
kiye uzantýsý olarak, RP içinden devþiril- meti arasýnda bir kan uyuþmazlýðýnýn ha-
miþ kadrolarla ve merkez sað görünüme bercisiydi.
uygun rötuþlanmýþ bir siyasal vizyonla, ül- Ertuðrul Özkök seçimin ertesi günü kö-
kenin siyasal ortamýna tepeden indirildi. þesinde, bir gazetecinin þakasýna gönder-
ABD ve AB icazetli, iþbirlikçi burjuvazi des- me yaparak, merak etmeyin ordu var
tekli bu operasyonla hedeflenen, bir yan- diyor ve yazýyý þöyle bitiriyordu:
dan devlet deneyiminden, teamülünden Gördüðümüz tablo, ya Türkiyeyi
yoksun kadrolarý yönetimin baþýna getire- yeni baþtan kaosa sokacak yada ra-
rek her türlü sömürünün önünde hiçbir di- hat korkusuz istikrarlý bir toplumun
renç kalmamasýný saðlamak, diðer yandan kapýsýný aralayacak. Benim inancým,
bölgedeki tek laik cumhuriyetin, sol küçük ikinci ihtimalin daha aðýr bastýðý yo-
burjuva anti-emperyalist potansiyelini islam- lunda.*
cý propagandayla saða çekerek, anti-em- Þimdilik, merak etmeyin ordu var ra-
peryalist ve devimci hareketi büyük ölçüde hatlatmasýný bir kenara býrakýp, bay %5'in
kitlesizleþtirmekti. inancým dediði ikinci ihtimale bir baka-
Bu, Türkiyede devrimin öznel þartlarý- lým.
nýn oluþmasýnýn, yani ihtilalci insiyatifin Önsezi ile dilek arasýnda gidip ge-
kitlelerle buluþmasýnýn önünü kesmek, di- len bu söylem, ilk bakýþta, 1980 sonrasý de-
ðer bir deyiþle devrimin geciktirilmesi de- politizasyonun yarattýðý ve Project Democ-
mekti ve ilk sonuçlarýný, merkez soldan racy giriþimi sonucu kamuoyu oluþtur-
merkez saða kayan ve çoðunluðunu kent mak (manipülasyon) misyonuyla köþele-
küçük-burjuvazisinin oylarýnýn oluþturduðu re oturtulan yaldýzlý medya prenslerinin
%22lik bir kopuþ olarak verdi.
Hemen seçim akþamý, iþbirlikçi medya- * Ertuðrul Özkök, Bir þakanýn ardýndaki duygular,
& da sandýktan istikrar çýktý yaygarasýyla su- Hürriyet, 4 Kasým 2003.
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
mideden fikir üretme alýþkanlýðýnýn sýra- zor gücü olan oligarþik devlet çýkar.
dan bir örneði gibi görünmektedir. Gerçek- Bizim gibi ülkelerde zor gücü, devlet ay-
teyse kabaca sergilenmiþ bir toplum mü- gýtý, bazen çizmelerini giyer, apoletlerini
hendisliði ürünüdür, yani toplumsal olay- parlatýr, açýk askeri zor uygular yani aske-
larýn deney tüplerindeki gibi dýþ müdaha- ri darbe olarak toplumu hizaya getirir; ba-
lelerle yönlendirilmesi, kontrol altýnda tutul- zen temsili demokrasinin barýþçýl(!) or-
masý giriþimidir. tamýnda soluklanýr. Ama varlýðýný hep sür-
Yapýlan, nesnel süreçlerin toplum tara- dürür.
fýndan algýlanmasýna, sýradan bir cümle Bizim gibi ülkelerdeki oligarþik
içinde, küçük bir müdahaledir. Bu ayný za- yönetim, rahatlýkla iþçi ve emekçi
manda, toplumun bireyselleþtirilmiþ bi- kitlelerin demokratik hak ve özgür-
reylerinin her birinin tek tek bilincine ve lüklerinin olmadýðý tam bir dikta yö-
bilinçleri üzerinden iradelerine, eylemleri- netimi ile ülkeyi yönetebilmektedir-
ne müdahale çabasýdýr. ler. Buna sömürge tipi faþizm de
Oysa Ýnsanlarýn varlýðýný belirleyen, bi- diyebiliriz. Bu yönetim, ya klâsik bur-
linçleri deðildir; tam tersine, onlarýn bilin- juva demokrasisi ile uzaktan yakýn-
cini belirleyen, toplumsal varlýklarýdýr.* Bu dan iliþkisi olmayan temsili demok-
da bizi þu çýkarsamaya götürür: Ýnsanlar rasi ile icra edilir (gizli faþizm) ya
düþüncelerinin ifadesi olan iradeleri doðrul- da sandýksal demokrasiye itibar edil-
tusunda, eylemleri ile tarihlerini yaparlar. meden açýkça icra edilir. Ancak açýk
Düþünceleri ise, insanlarýn içinde bulun- icrasý sürekli deðildir. Genellikle, ipin
duklarý maddi yaþam koþullarýndan, yani ucunu kaçýrdýðý zaman baþvurduðu
onlarýn ait olduklarý sýnýftan gelir. bir yöntemdir.**
Ertuðrul Özkökün þakaya boðduðu Bir baþka ifadeyle, siyasal zoru açýk as-
askeri müdahale seçeneði ile ikinci ihti- keri zor olarak kullanmak oligarþinin sürek-
mal, yani rahat, korkusuz, istikrarlý bir li baþvurduðu bir yöntem deðildir.
toplumsal düzenin, Türkiyede emperyaliz- Bu kullanýmda, belirleyici olan durum-
min beklentileri doðrultusunda, þeriatçý bir lar, a) Hakim sýnýflarýn kendi iç çeliþki-
parti eliyle gerçekleþtirilmesi operasyonu leri yüzünden idare edememeleri, b) Ge-
iki ayrý alternatif deðil; sömürge tipi faþiz- liþen sýnýfsal muhalefetlerin mevcut üre-
min, ülkenin somut tarihsel koþullarý tara- tim iliþkilerini tehdit eder bir nitelik al-
fýndan belirlenen dönüþümlü siyasal zor uy- malarý, c) Doðrudan doðruya iktidara
gulamalarýnýn iki farklý yansýmasýndan yönelik bir siyasal alternatifin ortaya çýk-
ibarettir. masýdýr.***
Merak etmeyin ordu var ile istikrarlý Bu koþullarýn belirgin olarak ortaya çýktý-
toplumsal düzen, bir ve ayný egemen gü- ðý 60lý ve 70li yýllarda, 12 Mart ve 12 Eylül
cün, dönemsel olarak sahneye konan iki askeri darbeleri gerçekleþtirilmiþtir.
ayrý yüzünün medyatik betimlemesidir. Em- Her iki askeri darbede de, bir yandan
peryalizme baðýmlý geri-býraktýrýlmýþ ülke- devrimci kadrolar imha edilerek doðrudan
lerde varlýðýný hep koruyan, gücünü dýþ di- iktidara yönelik bir siyasal alternatifin orta-
namikle geliþtirilmiþ emperyalist-kapitalist ya çýkma olasýlýðý ortadan kaldýrýlmaya ça-
üretim iliþkilerinden alan ve nihai görevi bu lýþýlmýþ, diðer yandan toplumsal ölçekte
iliþkilerin sürdürülmesi olan bu zor gücü- baský, terör ve pasifikasyon uygulamalarý
nün ülke içindeki sahibi oligarþidir. ile, sýnýfsal muhalefeti ilk kýpýrdanmasý
Oligarþinin kendi varlýk koþullarý demek aþamasýnda budayarak, mevcut üretim
olan düzenin korunmasý, yani mevcut üre- iliþkilerini tehdit eder bir nitelik almasýný
tim iliþkilerinin sürdürülmesi için baþvurdu- engelleyecek düzenlemeleri hýzla uygula-
ðu en temel araç, kendi karakterine bü- maya sokmuþtur.
ründürdüðü devlet aygýtýdýr. Böylece karþý- 1980 sonrasýnda bununla da yetinmeyip
mýza geri-býraktýrýlmýþ ülkelerdeki emperya- toplumun siyasallaþmasýna asla izin verme-
list-kapitalist üretim iliþkilerinin tipik siyasal
** Mahir Çayan, Kesintisiz Devrim II-III.
* Marx, Ekonomi Politiðin Eleþtirisine Katký, Önsöz, *** Ýlker Akman, Mevcut Durum ve Devrimci Tak-
Ankara 1993, s. 23. tiðimiz.
'
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
yecek ekonomik, toplumsal, siyasal, kültü- cak 12 Eylül sonrasý depolitizasyonu için bir
rel önlemler ve düzenlemelerle mutlak bir can simidi olarak piyasaya sunuldu. Böy-
depolitizasyonu gerçekleþtirip, sivil yöne- lece solun tüm pasifistlerinin yanýnda sað
time geçiþ saðlanmýþtýr. (Açýk askeri zor da Gramsci okuyup Gramsci yazmaya baþ-
uygulamasýndan gizli faþizme geçiþ.) ladý.
Emperyalizme yedeklenmiþ küçük-bur- Böylece, özsel olarak burjuva ideologla-
juva sol unsurlarýn aðýrlýkta olduðu bir kad- rýnýn bir kategorisi ve kavramý olan sivil
ronun bu baþarýsý, oligarþinin çizmelerini toplum, Marksist bir söylemle, Gramscinin
giyermiþ gibi yaptýðý 28 Þubatý da post-mo- yapýtlarýyla ülkeye ithal edildi. Bu da ülke
dern giysilerle atlattýðý 25 yýla denk düþer. içinde iki farklý sivil toplum anlayýþýna yol
Bu süreçte, pasifikasyonun temel araç- açtý. Bir taraf Marksizm adýna sivil top-
larýndan biri, her alana uyarlanan sivil top- lumcu görüþleri savunurken, diðer taraf
lumcu yaklaþým olmuþtur. Leninizme karþý, somut olarak da silahlý
II. Yeniden Paylaþým Savaþý sonrasýnda, devrimci mücadeleye karþý sivil toplum-
bazý Batý-Avrupalý burjuva aydýnlarý, Mark- cu görüþleri kullanýyordu.
sizmi bozarak, burjuva ideolojisinin biçim Birinci tarafta yer alanlar, Gramsci ter-
deðiþtirmiþ ve kendini, yani burjuva özünü minolojisiyle yeni teoriler oluþtururken,
Marksist söylemle gizlemiþ bir halini, Gramscinin ortaya koyduðu savlarýn zorun-
Marksizmin bunalýmý savýyla birlikte ge- lu (mantýki) sonuçlarýndan uzak durmayý
liþtirdiler. Avrupa Komünizmi olarak su- tercih ediyorlardý.
nulan ise, diyalektiðin tepesi üstü durduðu Ýkinci kesim ise, genellikle bugüne ka-
Hegelci görüþten baþka bir þey deðildi.* dar hiçbir sol grup ya da örgütte yer alma-
Temel savý Marksizmin bunalýmýna mýþ entelektüel sol unsurlardan oluþuyor-
dayalý sivil toplumculuk olan ve tarihsel du. Küçük-burjuva aydýnýnýn tipik özelliði
referansýný Hegelden deðil, Ýtalyan Komü- olan belli bir disiplin altýnda kollektif bir
nist Partisi genel sekreteri Gramsciden mücadelede istikrarlý olarak yer almama
alan bu revizyonist görüþ 70li yýllarda Avru- bu oluþumun ortak paydasýydý.
pa'da etkisini önemli ölçüde yitirmiþti. An- Bu entelektüellerin 12 Eylül sonrasýnda
bireyciliðin yaygýnlaþtýðý ve itibar gördüðü
* Hegele göre, bir toplum üç bölümden oluþur: Ai- bir ortamda, kendilerini göstermeleri ve
le-sivil toplum-devlet. Hegel, 18.yüzyýl Ýngiliz ve Fran- bunu da sivil toplumcu bireysel özgür-
sýz yazarlardan esinlenerek, sivil toplumu aile ile lük yanlýsý ve uzlaþma kültürü (consen-
devlet arasýna, bir orta moment olarak yerleþtirir. sus) sahibi olarak ifade etmeleri doðaldýr.
Marks-Engels, ilk yýllarýnda bu Hegelci kavramlarý
kendi yorumlarýyla kullanmýþlarsa da, zamanla bu
Gramscinin Marksistliði ile solda meþru-
üçlü ayrýmý dünyayý kavrayýþlarýna uygun biçimde, luk kazanan sivil toplum kavramý ve
birbirleri ile iliþkileri ve birbirini belirleyicilikleri açý- buna baðlý olarak ileri sürülen savlar, anti-
sýndan inceleyip yeniden düzenlemiþlerdir. Bu çalýþ- Leninist bir hareket için bu çevrelerce kul-
malarý ile ve özellikle de ailenin bir üretim iliþkisi
lanýldý. Birinciler gibi bunlar da, Gramscinin
olarak doðup geliþtiðini, toplumun bir ekonomik bi-
rimi olduðunu, dolayýsýyla da bir üçüncü moment savlarýný bir bütün olarak ya da Gramsci-
deðil, toplumsal yaþamýn bir parçasý olarak algýlan- nin tahlillerinin mantýki sonuçlarýyla savun-
masý gerektiðini kanýtlamalarý, burjuva aile kavrayýþý- maktan uzak duruyorlardý. Ama bunlarýn
nýn yýkýlmasý demektir ve devrim niteliðindedir. Bu, uzak duruþ gerekçesi, Gramscinin teorisi-
onlarý burjuva düþünürlerden ayýran en temel ve be-
lirgin çizgidir. Marksizme göre bir toplum iki bölüm- nin pratiðe dönük yaný ve partiye yüklediði
den oluþur: temel ve üst yapý. Temel, yani belirle- misyondu. Bir örgüt disiplinine hiçbir za-
yici alan bir toplumdaki üretim iliþkilerinin bütünü- man gelemeyen bu çevreler, Gramsciyi
dür ve o toplumun ekonomik yapýsýný oluþturur. Ýþte kýsmi olarak savunurken, kendi tezlerine,
bu ekonomik yapýnýn üzerine, o ekonomik yapýnýn
belirlediði bir iliþkiler bütünü oturur ki, bunlar üst
Leninist parti anlayýþýný eleþtirmeyi ya da
yapýyý meydana getirir. Üstyapý politik ve entelektüel mahkum etmeyi (!) ekleyebildiler. Bu özel-
yapýlarý (düzeyleri) içerir. Toplumsal alan, Hegel- likleriyle oligarþi tarafýndan kolayca trans-
ci sivil toplumdan farklý olarak, ne temel, ne de formasyona tabi tutulabildiler ve oligarþi-
üst yapýda yer almaz. Marks-Engelste ekonomik te-
nin devþirme kadrolarý haline geldiler.
mel ile toplumsal yapý iç içedir ve toplum bir bütün
olarak bir sosyo-ekonomik formasyondur. Bunu Gramsci iþe yaradý. Solda pasifizm, uz-
sivil toplumun anatomisi ekonomi politikte aran- laþma, revizyonizm, ideolojisizleþme, Mark-
! malýdýr saptamasýyla ortaya koymuþlardýr. sist-Leninist terminolojiden kopuþ, Marks-
Mayýs-Haziran 2006 KURTULUÞ CEPHESÝ
ist-Leninist teorinin yok sayýlmasý ve toplum le, sivil toplumcu görüþlerin, siyasal zorun
tahlillerinde sivil toplumculukun yerleþti- askeri biçimde maddeleþmesinin koþullarý-
rilmesini saðlayarak, solda ve saðda her nýn gerilediði bir süreçte, pasifikasyonun
türden karþý-devrimci söyleme dayanak sürdürülmesinde ve suni dengenin korun-
oluþturarak yaygýnlaþtý. Bu ideolojik bom- masýnda kullanýlmasý þaþýrtýcý deðildir.
bardýman altýnda Marksýn kitlelerin alýk- Kent küçük-burjuvazisi, sivil toplum-
laþtýrýlmasý dediði ideolojik operasyon ba- culuðun ideolojik saldýrýsýndan en fazla et-
þarýyla sonuçlandý. Suni dengenin sürdü- kilenen sýnýf olmasýnýn yanýnda, milli krizin
rülmesinde yeni bir araç daha ortaya çýkar- derinleþmesinden en hýzlý etkilenen sýnýf
týldý.* durumundadýr. 2001 Þubat krizinden günü-
Bu tarihsel zeminde küçük-burjuva ay- müze kadar geçen sürede bu durum gide-
dýnlarýn saf deðiþtirmesi, tüketim çýlgýnlýðý, rek belirginleþmiþ ve bireysel düzeyde his-
kadýn sorunu, çevre sorunu, okullarda þid- sedilir hale gelmiþtir.
det, ozon tabakasý gibi her türden soru ve Irakýn iþgaliyle anti-emperyalizmi yeni-
sorun, sýnýflar üstü konular olarak, her den keþfetmiþ ve ABden umudunu tümüy-
iþin baþý eðitim ile her türlü þiddete karþý- le kesmiþ olup, bir yandan misak-ý milli
yýz arasýna yerleþtirilebilmiþtir. Bu neden- sýnýrlarýnýn tehdidi, diðer yandan laikliðin
þeriat düzeni ile yer deðiþtirmesi korkusuy-
la milliyetçilik rüzgarlarýnýn peþine düþme-
* Sivil toplumculuk-Gramscicilik burjuva Hegel fel- ye hazýr hale gelmiþtir. Bunda bazen edil-
sefesinin, Ýtalyada 1920ler sonrasýnýn tarihsel koþul-
larýnda Marksizme devriklenmiþ halidir ve özetle, gen bazen zorbalýða çalan ama hep güçlü-
sivil toplum üzerinde hegemonya kurarak ikti- den yana olan sýnýfsal karakterinin payý
darý ele geçirme teorisidir. Kabaca þöyle özetlenile- büyüktür. 2002 seçimlerinde merkez sol
bilir: dan saða kayarak, AKPnin aldýðý oylarýn
Hegelde olduðu gibi Gramscide de toplum üç
bölümden oluþur: Aile-sivil toplum-devlet (üçlü mo-
büyük bir bölümünü oluþturmuþtur.
ment). Ekonomik iliþkiler alaný kendi yasalarýyla Ýþte bu noktaya gelindiðinde, sömürge
kendi kendisine iþleyen bir mekanizmaya sahip ol- tipi faþizmin sivil yönetiminin, 1980 son-
duðundan, sadece dýþtan izlemekle yetinilebilir der. rasýnda, project democracy ve sivil top-
Siyasal alana zor aygýtý, baskýcý aygýt olan devlet
lumculuk silahlarýyla gerçekleþtirdiði, de-
oturmuþtur. Böylece, geriye diðerlerinden baðýmsýz
ve tümüyle özerk sivil toplum kalýr. politizasyon, ideolojisizleþtirme, pasifikas-
Öyle ise der Gramsci, tüm sorun sivil toplum- yon operasyonunun baþarýsýnýn önemi ve
dadýr. Egemenler, sivil toplumda hegemonya sahi- anlamý bir kez daha karþýmýza çýkar.
bi olmasalar, kendi düþüncelerini bu toplum birey- Küçük-burjuvazi, sýnýfsal yapýsý gereði,
lerine kabul ettirmemiþ olsalar, onlarýn siyasal top-
lumunu alt etmek iþten bile deðildir. Bu nedenle
çabuk pasifize olan ve çabuk tepki göste-
artýk tüm dikkatler sivil toplumda hegemonyanýn na- ren bir sýnýftýr. Bu nedenle, oligarþiye karþý
sýl kurulduðuna, nasýl sürdürüldüðüne, bunun için ilk tepkiyi koyan sýnýf olmakla birlikte, siya-
ne yapýldýðýna, kimlerin bu iþlerde yer aldýðýna yö- sal zor karþýsýnda ilk pasifize olan sýnýftýr
neltilmelidir.
da. Eðilimini güç dengesine göre somutlaþ-
Hegemonya siyasal toplumun ceberrut iþlerinin
sivil toplum tarafýndan onanmasýný saðlamaya, yani týrýr.
devletle sivil toplum arasýnda consensus saðlan- Küçük-burjuvazinin bu sýnýfsal özelliði
masýna yaramaktadýr. Hegemonyanýn dayanaklarý
saptanmalý ve karþýsýna da karþý-hegemonyanýn nasýl lumun, seçimden önce mi, seçimden sonra mý dire-
kurulacaðýnýn hesaplarý konmalýdýr. Bu noktadan neceðine kalmýþtýr.
sonra herþey sivil toplum denilen kesim üzerinde Görüldüðü gibi, sivil toplum teorisi, Marks-En-
hegemonya mücadelesine indirgenir. gelsin toplum tahlilinden temelde farklýdýr, anti-Le-
Çözüm, hegemonya için mücadele çerçevesin- ninisttir. Bir yandan marksizmi çarpýtýrken, diðer
de, bir yandan alttakilerin organik aydýnlarýný ye- yandan devrimin eylem kýlavuzu olan Leninist teo-
tiþtirmek, diðer yandan geleneksel aydýnlardan riyi, en temel kavramý olan öncünün rolü baðla-
saflara adam devþirmektir. Yapýlacak iþ budur. mýnda dýþlar. Yerine organik aydýnlarýn eðitimi ile
Böylece, daha çocukluk günlerinden itibaren geleneksel aydýnlarýn devþirilmesini ve bunlarýn
kültür merkezlerinde eðitim sürecine dahil edilen pasifist hegemonya savaþýmýný koyar. Kýsaca, yenil-
alttakiler, zaten sayýsal olarak çok olduklarý sivil gi döneminin þokunu yaþamýþ, yanýlgý içindeki Mark-
toplumda giderek daha da çoðalýrlar, egemen olur- sist Gramsci, anti-Marksist, anti-Leninist bir teori
lar, hegemonya kurulur. Bundan sonra siyasal top- üretmiþtir. Böylece sosyal alan kendi kendine ba-
lumun devrilmesi bir fiskelik iþtir, hatta buna bile ðýmsýz (özerk anlamýnda) bir alan olarak ayrýlmýþ
gerek kalmayabilir. Çoðunluk olunduðundan ilk ge- ve ardýndan sosyal alana ait tüm konular, olgular,
nel seçimde iktidar olunur. Artýk sorun, siyasal top- sivil toplum yaklaþýmýyla tahlil edilir hale gelmiþtir.
!
KURTULUÞ CEPHESÝ Mayýs-Haziran 2006
Ekonomide
Balans Ayarý mý?
[Ekonomik Krizin Ayak sesleri]
Ýnternet Adresi:
www.kurtuluscephesi.com
www.kurtuluscephesi.org
www.kurtuluscephesi.net
E-Posta Adresi:
kurcephe@kurtuluscephesi.org
erisyayinlari@kurtuluscephesi.org