Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
KURTULUÞ CEPHESÝ
Zafer Bizim Olacaktýr !
Hýzlý Balýklar
Ýcazetli Siyasette
Eklektizmin Sefaleti
Ömür Karamollaoðlu
Mehmet Yýldýrým, Nihat Kurban, Süleyman Aydemir, Cemalettin Düvenci
Kýzýldere ve Onlar
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
!
Onlar, ÖMÜR KARAMOLLAOÐLU
Halkýn MEHMET YILDIRIM,
Devrimci
NÝHAT KURBAN,
Öncüleriydiler.
Mücadelelerinin
ve sonuçlarýnýn
" SÜLEYMAN AYDEMÝR,
CEMALETTÝN DÜVENCÝ
bilincinde
olarak savaþtýlar. KIZILDERE
Tarihin çarpýtýlmasý ve devrimci # VE ONLAR
mücadelenin deðersizleþtirilmesinin
Kadir Hasýn ölümüyle birlikte ortaya
çýkan yansýmalarý üzerine. $ KADÝR HAS ÝLE
CAN DÜNDAR
'
Ýddianamesinden Kadir Has, Mete AKSOYUN GÜNLÜK HASILATININ
Has ve Talip Aksoyun kaçýrýlmasý
eylemi. KAMULAÞTIRILMASI HAREKÂTI
SAÐLIK,
Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik
Devrimci Gençlikin yayýnlamýþ
olduðu bildiri. # KÂR VE
FAÝZ DIÞI FAZLA
Legalizmin
! AYDINLARIMIZIN KILINA
DOKUNDURTMAYIZ
eklektik teorileri üzerine genel bir
deðerlendirme.
# ÝCAZETLÝ SÝYASETTE
EKLEKTÝZMÝN SEFALETÝ
!"
yeni seçim taktikleri üzerine YENÝ VERSÝYONU:
kýsa bir deðerlendirme. BAÐIMSIZ DEMOKRAT ADAYLAR
Kurtuluþ Cephesinin internet
!%
yayýnýnýn 10. yýlý. http://www.kurtuluscephesi.com
10. YILINDA
ÖMÜR
KARAMOLLAOÐLU
30 OCAK 1955/AKÇADAÐ
24 MART 1977/ANKARA
1955 yýlýnda Malatyanýn Akçadað ilçesinde doðdu. 1971 yýlýnda Ankara Abidin-
paþa Lisesinde okurken devrimci mücadeleye bir sempatizan olarak katýldý. 1974-75
döneminde SBF-BYYOda yüksek öðrenim gençliðinin akademik-demokratik müca-
delesinde aktif olarak yer aldý. 12 Mart sonrasý ilk öðrenci derneklerinden olan SBF-
BYYO Öðrenci Derneðinin kuruluþ çalýþmalarýna katýldý. Ayný dönemde ASTda oyuncu
olarak da çalýþan Ömür yoldaþ, M. Gorkinin Ana ve B. Brechtin Carrar Ananýn
Tüfekleri oyunlarýnýn sergilenmesinde yer aldý. 1975 baþýndan itibaren THKP-C/HDÖ
üyesi olarak profesyonel devrimci yaþamýna baþladý. Ýlk görevi Ankaradaki legal kad-
rolarýn sorumluluðunu üstlenmek oldu. Beylerderesinden sonra Ankara Bölge Ko-
mitesinde yer aldý. 1976-Haziran Kararýndan sonra Güney Anadolu ve Hatay bölge-
sinde kadrolarýn politik eðitimleriyle görevlendirildi. Ayný yýlýn Aralýk ayýnda THKP-C/
HDÖ-Ankara Bölge Yöneticiliðine atandý. 1977 yýlýnda THKP-C/HDÖnün yeniden Ön-
cü Savaþýna baþlamasýyla birlikte gerçekleþtirilen 26 Ocak Harekâtýnda yönetici ola-
rak yer aldý. 1977 Þubatýnda Genel Komite üyeliðine getirildi. Ankara ve Karadeniz
Bölgelerinin Merkez Yöneticisi olarak þehir ve kýr gerillasýnýn stratejik örgütlenmesiy-
le görevlendirildi. 19 Þubat Harekâtýnýn düzenlenmesinde görev aldý.
30 Mart Harekâtýnýn ilk günü, 24 Mart 1977de, Ankarada þehit düþtü.
!
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
MEHMET YILDIRIM
1957 Tokat doðumlu ve küçük-köylü bir ailenin çocuðudur. Ýlkokulu
bitirdikten sonra, Ýstanbula gelerek, küçük iþyerlerinde ve krom kap-
lama ustasý olarak, çeþitli fabrikalarda çalýþmýþtýr. Fabrika iþçiliði döne-
minde sendikal faaliyetlere katýlmýþ ve bu faaliyetler çerçevesinde Dev-
rimci Saðlýk-Ýþ sendikasýnda çalýþmalarýný sürdürmüþtür. Bu çalýþmalarý
sýrasýnda örgütle iliþkiye geçmiþ ve 1978de sendikal çalýþmada örgüt
üyesi olarak yer almýþtýr. 1978 sonlarýnda profesyonel kadro olarak
Bakýrköy çevresinde örgütsel çalýþmalara katýlmýþ ve Þubat 1981de
Genel Komite üyesi olmuþtur. 15 Mart 1981de Bahçelievlerdeki çatýþ-
mada þehit düþmüþtür.
NÝHAT KURBAN
1958 Kars doðumlu olup, lise yýllarýnda Karsta THKP-C sempa-
tizaný olarak devrimci mücadeleyle tanýþmýþtýr. 1977 içinde örgütsel iliþki
içine girmiþ ve ayný yýl içinde örgüt üyesi olmuþtur. Ýstanbul Hukuk
Fakültesi öðrencisi olmakla birlikte zamanýnýn büyük bir kýsmýný Karsta-
ki örgütsel çalýþmalarda geçirmiþtir. 1979 yýlýnda bir silahlý çatýþmada
yaralanmasý üzerine, bir süre örgütsel çalýþmalarýn dýþýnda kalmýþsa
da, 1980 ortalarýnda Kars il yöneticisi olarak atanmýþtýr. Þubat 1981de
Genel Komite üyesi olmuþ ve 15 Mart 1981de Bahçelievlerdeki çatýþ-
mada þehit düþmüþtür.
CEMALETTÝN DÜVENCÝ
1956 Tekirdað doðumlu olan yoldaþ, küçük-köylü bir ailenin oðlu-
dur. Ailesinin Ýstanbula taþýnmasýndan sonra, iþçi olarak çalýþmaya baþ-
lamýþtýr. Devrimci mücadeleyle iliþkisi, Bakýrköy çevresindeki dernekler
düzeyinde baþlamýþ ve Halkevlerinde faaliyet sürdürmüþtür. 1976dan
itibaren örgütsel iliþkiye girmiþ ve 1977-78 döneminde Bakýrköy çevre-
sinde örgüt üyesi olarak çalýþmýþtýr. 1978 sonrasýnda profeyonel kad-
ro olarak çalýþmýþtýr. 1980 Nisan operasyonundan sonra, Ýstanbul böl-
gesinin yeniden düzenlenmesinde görev almýþ ve pragmatik ve sað-
ekonomizm sapmaya karþý mücadelede etkin bir rol üstlenmiþtir. Þubat
1981de, pragmatik sapma içindeki unsurlarýn ihracýndan sonra Genel
Komite üyesi olmuþtur. 15 Mart 1981 günü, Bahçelievlerdeki örgüt evi-
nin düþman güçlerince kuþatýlmasý üzerine, diðer üç yoldaþýyla birlikte
silahlý çatýþmaya giriþmiþ ve dört saatlik çatýþma sonucunda, diðer üç
yoldaþýyla birlikte þehit düþmüþtür.
SÜLEYMAN AYDEMÝR
1957 Denizli doðumlu olup, Adana Ýktisadi ve Ticari Ýlimler Aka-
demisine girdikten sonra, devrimci mücadeleyle tanýþmýþtýr. 1978 so-
nuna kadar öðrenci çevresinde etkili olan DY iliþkileri içinde faaliyette
bulunmuþ ve DYye karþý, aktivizm sloganýyla ortaya çýkan DS ile kýsa
bir süre iliþkisi olmuþtur. DSnin öz olarak DYden farksýz olduðunu
kendi öz deneyimiyle gören Süleyman yoldaþ, 1979 ortalarýnda Adana
bölgesinde örgüt üyesi olmuþ ve 1980de profesyonel kadro olarak çalýþ-
maya baþlamýþtýr. 12 Eylül 1980 tarihinde ihbarcý tutum ve davranýþlarýn-
dan, her türlü uyarýya raðmen vazgeçmeyen bir kiþinin cezalandýrýlma-
sý eylemine katýlmýþ ve eylem sonrasý Serdar Soyerginle birlikte düþ-
manýn askeri birlikleri ile giriþtiði çatýþmada bir yüzbaþýyý öldürmüþtür.
Bu olaydan sonra Ýstanbul bölgesinde görevlendirilmiþ ve 15 Mart 1981-
de Bahçelievlerdeki çatýþmada þehit düþmüþtür.
"
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
30 MART 1972
KIZILDERE
MAHÝR ÇAYAN
1946 Samsun
SABAHATTÝN KURT
1949 Gevaþ
SÝNAN KAZIM ÖZÜDOÐRU
1949 Þarkýþla
AHMET ATASOY
1946 Ünye
NÝHAT YILMAZ
1937 Fatsa
HÜDAÝ ARIKAN
1946 Çivril
ÖMER AYNA
1952 Dicle
CÝHAN ALPTEKÝN
1947 Ardeþen
ERTAN SARUHAN
1942 Fatsa
SAFFET ALP
1949 Kayseri
#
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
rihi ve stratejisi bir hilkat garibesine dö- diye baðýrdý diye yazarken, diðer yandan
nüþtürüldü. Devrimin adý umut, devrimci THKP-Cnin iþbirlikçi tekelci burjuvazinin
mücadelenin adý umudu büyütmek oldu. en irilerinden, mülti milyoner Kadir Has,
Ýnsanlarýn tarih bilincinin silindiði, tari- Mete Has ve büyük toprak mütegallibesi
hin çarpýtýldýðý ve yer yer tümüyle deðiþtiril- Talip Aksoyun günlük hasýlatlarýnýn kamu-
diði bu ortamda, eline para sýkýþtýrýlan her laþtýrýlmasý eyleminde alýnan 400.000 lira-
eski solcu, geçmiþe iliþkin, devrimci mü- nýn akibetinin peþine düþmüþtür:
cadelenin pratiðine iliþkin gerçekdýþý ve Sonraki yýllarda hep karþýlýksýz
çarpýk anýlarla ortaya çýktýlar. Legalistler yaptýðý hayýr iþleriyle anýlacaktý. An-
legalizmleri için, oportünistler oportünistlik- cak hayatýnda verdiði en unutulmaz
leri için en büyük tehlike olarak gördük- karþýlýksýz para buydu. Diðer hayýr
leri silahlý devrimci mücadelenin tarihinin iþlerinin nereye gittiði belliyken, bu
ve teorisinin çarpýtýlmasýný yürekten destek- 400 bin liranýn ne olduðu anlaþýlma-
lediler. Ellerinden geldiðince bu çarpýtma dý.
ve deðiþtirme operasyonlarýna gönüllü ola- Ancak araþtýrmacý-yazar Can Dündar
rak katýldýlar. paranýn arkasýný býrakmaya hiç niyetli de-
Ýþte bu ortamda yetiþen yeni kuþaklar, ðil-dir. Ve sahneye Kamil Dedeyi çýkartýr:
demagojilere alýþkýn kulaklarýyla devrimci O para baþýmýza bela oldu. Nu-
mücadelenin tarihine ve gerçekliðine iliþkin maralarýný almýþlar. Bozdurmak iste-
çarpýtýlmýþ ve deðiþtirilmiþ bilgileri öðrendi- diðimizde her yerde liste vardý. 143
ler. bin lirasýný Hava Kuvvetlerinde taný-
Ve tarihler 23 Mart 2007yi gösterirken, dýðýmýz mutemet kanalýyla deðiþtir-
silahlý devrimci mücadelenin ilk büyük ey- dik. Ve parayý yayýn çýkarmada, ör-
lemlerinden birisinin hedefi olan Kadir Has güt ihtiyaçlarýnda, evlerin kirasýnda
hakkýn rahmetine kavuþtu. kullandýk.
Kadir Hasýn ardýndan, yeni kuþaklarýn Evet, bugün D. Perinçekin ÝPinin ge-
aþk yazarý, unutulmaz belgesel yapým- nel sekreter yardýmcýsý Kamil Dede, ey-
cýsý, araþtýrmacý-yazar diye belledikleri lemde alýnan 400 bin liranýn akibetini
Can Dündar, tüm piþkinliði ile þunlarý yaza- böyle anlatmaktadýr.
bildi: Kamil Dedenin bu anlatýmý, Necmi ve
Has, Coca Colanýn Türkiye tem- Ýlkay Demirle birlikte sosyal emperya-
silcisiydi. Dev-Genç ise emperyaliz- lizmi keþfederek THKP-Cyi karalamakta
min simgesi olarak gördüðü Colaya birbirleriyle yarýþa giren döneklerin anlatý-
karþý mücadele veriyordu. Trajiko- mýndan baþka bir þey deðildir.
mik belki: O yýllarda Cola üretimin- Kamil Dedeye inanýlýrsa, eylemde elde
de olduðu kadar Colaya karþý edilen para yayýn çýkartmada, örgüt ihti-
mücadelede de Kadir Hasýn finans yaçlarýnda, evlerin kirasýnda kullanýlmýþtýr.
desteði vardý. Kendisine rahmet, ai- Doðrudur. Alýnan para örgüt ihtiyaçla-
lesine baþsaðlýðý diliyoruz. (Kadir rýnda kullanýlmýþtýr. Ancak Kamil Dede 4
Has ile Mahir Çayan, Milliyet, 24 Mart Haziran 1971 tarihinde tutuklanmýþ oldu-
2007.) ðundan paranýn akibetini bilecek durum-
Her ne kadar Can Dündarýn yazýsý rah- da deðildir.
met ve baþsaðlýðý ile bitirilmiþse de, için- Her ne kadar bu küçük ve önemsiz bir
de Türkiye tarihinin en önemli eylemine ayrýntý olarak kabul edilebilse de, olayla-
iliþkin türlü ayrýntýlar birbiri ardýna sýralan- rýn içinde doðrudan yer almayanlarýn uy-
mýþtýr. durmalarýnýn ya da üçüncü þahýslar aðzýn-
Kadir Hasýn modaya uygun olarak bir dan öðrenilmiþ rivayetlerinin gerçekmiþ gibi
gazeteciye yazdýrdýðý anýlarýndan uzun sunulmasýnýn bir örneðidir.
alýntýlar yapan Can Dündar, gerçeðin ne ol- Askeri savcýlýðýn iddianamesinde de yer
duðunu araþtýrma gereði bile duymamýþ- aldýðý gibi, numaralarý tespit edilmiþ olan
týr. paralar 200 bin lira olup, bunun 140 bin
Can Dündar, yazýsýnda, bir yandan Fe- lirasý Haziran ayýnda Yusuf Küpeliye tes-
zal Has yiðit kadýndý. Kapýda Kocamýn ký- lim edilmiþtir. Mahirlerin yakalanmasýndan
lýna halel gelirse silahla peþinize düþerim sonra, THKP-Cnin çizgisini sol sapma %
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
olarak ilan eden Yusuf Küpeli döneminde Günümüzde yükselen deðer, iþbirlikçi
bu paralar, tümüyle saklanma için ev kira- burjuvalarýn safýnda yer almak, onlara ya-
lanmasýnda ve iþyerlerinin açýlmasýnda kul- ranmak, yaðdanlýk yapmaktýr. Üstelik bu
lanýlmýþtýr. Böylece Yusuf Küpeli, örgüt pa- iþi yapabilmek için, þöyle ya da böyle bir
rasýyla (silahlý eylemlerden ya da üye ai- sol geçmiþe ve görünüme ihtiyaç vardýr.
datlarýndan elde edilen paralarla) iþyeri aç- Her ne kadar Can Dündarýn geçmiþi lise
ma geleneðini sola armaðan etmiþtir. yýllarýnda sola bulaþmak ve sonrasýnda sý-
Tarih, tarihtir. Küçük ve önemsiz ayrýn- kýyönetim mahkemelerinde DY duruþmala-
týlar kiþiler tarafýndan unutulmuþ ya da rýný izlemekle sýnýrlýysa da, o, sol kariye-
doðru anýmsanmayabilir. Ancak tarihin rini medya aracýlýðýyla yapmýþtýr. Þimdi
yapýldýðý zamanlarda, tarihin o bölümünde bu görevini, baðýmsýz demokrat adaylar
yer almamýþ insanlarýn bilen kiþi edasýy- listesine þakacýktan adýný yazdýrarak yeri-
la konuþmasý, tarihin çarpýtýlmasýnýn basit ne getirmeye çalýþmaktadýr.
araçlarý haline gelmiþtir. Ama bütün bu çarpýtmalar, çarpýklýklar
Evet, Türkiye tarihinin en önemli bir ey- Can Dündarýn iþbirlikçi burjuvaziye yaran-
lemine iliþkin Can Dündarýn tanýklarýndan ma çabasý olarak deðerlendirilse de, Can
birisi rahmetli olmuþ, diðeri bilmediði bir Dündarý Alaattin Çakýcýnýn akýllý ol teh-
konuda konuþturulmuþtur. Dün Sakýp Sa- didinden kurtarmaya yetmemiþtir. Bakalým
bancýnýn ardýndan Server Tanilli yaðdan- baðýmsýz demokrat aday olarak meclise
lýk yaparken, þimdi sýra Can Dündara gel- girmek kurtaracak mý?
miþtir.
&
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
Hýzlý
Balýklar
Dünya ekonomisinin 2000 yýlýnda içine nu iyi koku alan þirketlerin, yeni ürünleri
girdiði durgunluk (bunalým) sürecinin ilk rakiplerinden önce piyasaya sürerek yük-
yýllarýnda, kendi sözleriyle söylersek, Ame- sek kârlar elde etmelerinin nedeni hýz
rikanýn genç kuþak gurularýndan Jason olarak tanýmlanýyordu. Böylece amiyane
Jennings Its Not The Big That Eat the ekonomi bilgisiyle Büyük balýk küçük ba-
Small-Its The Fast That Eat the Slow (Bü- lýðý yutar sözü tarih olurken, hýzlý balýk
yük Balýk Küçük Balýðý Deðil, Hýzlý Balýk Ya- yavaþ balýðý yutar sözü, iþdünyasýnýn yeni
vaþ Balýðý Yutar) adýnda bir kitap yayýnlay- sloganý haline getirildi.
ýnca, hýzlý balýk söylemi ekonomi çevre- Bu söylem ve slogan eþliðinde 2001 Þu-
lerinde hemen benimsendi. bat krizi koþullarýnda Türkiyenin en hýzlý
Google, Hotmail, AOL gibi internet ku- balýklarý ise, Coca Cola, Garanti Bankasý,
þaðýnýn yakýndan tanýdýðý þirketler bu yeni Arçelik, Vestel, Bellona, Ýstikbal, Ülker ve
söylemin kanýtlarý ve gerçekliði olarak su- Turkcell olarak ilan edildi.
nuldu. Daha sonraki yýllarda internet kuþa-
Ýddia, hýzlý balýklarýn, rakiplerinden ön- ðýnýn çok iyi bildiði Google, Youtobe, Hot-
ce piyasaya ürün sunarak satýþlarýný ve mail gibi para basan þirketleri hýzlý balýk
kârlarýný artýrdýklarý þeklindeydi. Eski deyiþ- söylemi için ideal örnekler olarak da gös-
le, tüketici beklentileri konusunda bur- terildi.
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
Saðlýk,
Kâr
ve Faiz Dýþý Fazla
düþük maliyetli, ama en yüksek kârý saðlayan saðlýk hizmetlerini, tedavi ama-
cýndan çok, tahlil vb. adlar altýnda kâr getirici hizmetlere dönüþtürmek zorun-
da býrakýlacaklardýr. Bu, açýk biçimde saðlýk hizmetlerinin etkinliðini, tedavi edici
niteliðini ortadan kaldýracaktýr.
Saðlýk hizmetlerinde çalýþanlar, hekimler, hemþireler, saðlýkçýlar, artýk bu
ticarethanelerin ücretli çalýþanlarý olarak çalýþma süresine, maliyet düþürücü
tedavi yöntemleri uygulamalarýna baðlý olarak ücretlendirileceklerdir. Bu açýk
biçimde saðlýk hizmetlerinde prim sisteminin uygulamaya sokulmasý demek-
tir.
Zaman birimi baþýna daha çok hastaya hizmet veren hekimler ve di-
ðer çalýþanlar daha yüksek prim alarak kendi bireysel ücretlerini yükseltme
kaygýsýna düþeceklerdir.
Özelleþtirilen ve þirketleþtirilen saðlýk hizmetleri, giderek saðlýk holding-
lerinin yönetiminde tekelci bir yapýya dönüþecektir.
Ve borsada iþlem gören herhangi bir turizm þirketi, futbol kulübü gibi
borsaya kota edilecek olan bu þirketler, her durumda borsadaki hisse senet-
lerinin deðerini yüksek tutabilmek için kârlarýný maksimilize etmek peþine
düþeceklerdir.
Çalýþanlarýn (hekimler, hemþireler, saðlýkçýlar) ücretleri düþtüðü oranda
kârlarýný artýracak olan bu borsa saðlýk þirketleri, hekimleri ve çalýþanlarý birer
açgözlü ve açýkgöz tüccar konumuna indirgeyerek, hasta ile hekim arasýnda
olmasý gereken güven vb. iliþkileri ortadan kaldýracaktýr.
Sorun, saðlýk hizmetlerinin özelleþtirilmesi yoluyla hekimlerin ve saðlýk
personelinin þirket personeli haline dönüþtürülmesiyle sýnýrlý deðildir.
Saðlýk alanýnda her türlü þarlatanlýðýn baþgöstermesine, sonuçlarý bilin-
meyen yeni tedavi yöntemlerinin hastalar üzerinde denenmesine yol açacak-
týr.
Saðlýk hizmetleri etkinliðini yitireceði gibi, hastalarýn hekimlere olan gü-
venleri de parayla yer deðiþtirecektir.
Aile hekimliði gibi, tümüyle Avrupadan ithal, AB normlarýna uy-
gun deðiþikliklerle, hekimler serbest rekabet koþullarýna itilirken, hastalar PRý
güçlü tüccar-hekimlerin eline teslim olacaklardýr.
Bugün kendi içinde iflas etmiþ Avrupa saðlýk sisteminin parçasý olan
aile hekimliði, kiþiye özel saðlýk hizmetleri sunumuyla meþrulaþtýrýlmaya
çalýþýlmaktadýr. Televizyonlarda yayýna sokulan hastane dizileri aracýlýðýyla da
insanlar bu duruma alýþtýrýlmaktadýr.
Bugün saðlýk sisteminde yapýlmaya çalýþýlan deðiþiklikler, açýk anlatýmýyla
saðlýk hizmetlerinin herkese parasý kadar saðlýktan baþka bir þey deðildir.
Bütün bunlar, devlet bütçe giderlerini azaltmak, bütçe gelirleri üzerin-
den saðlýk hizmetlerinin ve saðlýk sigortalarýnýn finanse edilmesini ortadan kal-
dýrmak ve bu yolla daha fazla faiz dýþý fazla vermeyi saðlamak için yapýlmak-
tadýr. Daha fazla faiz dýþý fazla vereceði varsayýlan devlet bütçesi ile daha faz-
la iç ve dýþ borç faizleri ödenmesi hesaplanmaktadýr. Daha fazla faiz ödeyebilir
hale gelen devlet bütçesi, daha fazla borçlanmayý da beraberinde getirecektir.
Özcesi, borç yiðidin kamçýsýysa, özelleþtirilmiþ saðlýk hizmetleri de,
kamçýlarýn açtýðý yaralarý iyileþtirmek ve yeni kamçýlara dayanýklý hale getirmek-
ten baþka bir þey olmayacaktýr.
Anti-Emperyalist ve Anti-Oligarþik
DEVRÝMCÝ GENÇLÝK
http://www.antioligarsikgenclik.com
$
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
Etibank A.Þ. hakim ortaðý Dinç Bilgin ile Turgay Ciner arasýnda imza-
lanmýþ olan gizli sözleþmelerin yeni ortaya çýkmasý sonucunda, Bilgin ve
Merkez Grubunun medya sektöründe faaliyet gösteren 63 adet þirketinin
yönetim ve denetimleri 5411 Sayýlý Bankacýlýk Kanununun ilgili hükümleri
uyarýnca TMSF tarafýndan devralýnmýþtýr. (Tasarruf Mevduatý Sigorta Fo-
nunun (TMSF) 1 Nisan pazar günü yaptýðý açýklama.)
'
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
toyu okuyorum. Adam da imam hatipte hoca. Kim okuyor diye sormuþ. Babam
da bizim oðlan demiþ. Sonradan beni çok sevdi. Ýstanbuldan gelmiþ entelektüel
bir tipti. Seni manifestoyu okuduðunu görünce sevdim dedi. Bizim Müslümanlar-
da solun o vicdaný temsil eden tarafýna hep bir sempati olmuþtur. O anlamda sol
ortak bir damardýr denilebilir. Ben solculuðun varmak istediði yere baþka yerden
daha erken varacaðýmý düþündüm. Yani insanlarýn mutlu olduðu, eþitsizliðin ola-
bildiðince azaldýðý bir dünyaya. Böyle bir dünya bize de iyiydi açýkçasý.
Nakþiliðin Malatyada hakim olduðu tespitini paylaþýr mýsýnýz?
Ýstanbulda ya da Bursada ve diðer büyük kentlerde olduðu kadar deðildi. Ma-
latya gibi yerlerde Nakþiliðin çok küçük kollarý vardýr. Bütün taþrada durum aþaðý
yukarý böyledir. Nakþilik daha çok merkezlerde büyümüþ geliþmiþ bir tarikattýr, yo-
rum tarzýdýr. Taþrada Nakþilik, Kadirilik gibi ayrýmlar flulaþýr, belirsizdir. Kim Nakþidir,
kim niye Nakþidir kim niye Kadiridir; bunlar görünmez hale gelir. Bu nedenle Nakþilik
mi daha yaygýndý, öbür yorumlar mý daha yaygýndý bir þey diyemeyeceðim.
Ama çok ciddi, genel ifadeyle tarikat altyapýsý vardý. Tarikat oralarda insanlarýn
gündelik hayatlarýnda hem sosyallik saðlayan hem de düþünce-inanç dünyasýnda-
ki ihtiyaçlarýna cevap veren bir olguydu.
Siyasalýn o günkü atmosferi içinde neden solcu olmadýnýz?
Ben hiçbir zaman eðilim göstermedim. Solun bize hafif bir sempatisi vardý. Sý-
cak çatýþma MHP ile yaþanýyordu. Bize MHP çizgisi dýþýnda durduðumuz, biraz
da ortak bazý söylemlerimiz olduðu için þefkatle bakýyorlardý. Zaten Siyasalda MHP
de çok zayýftý. Biz de MHPli olmayan, imam hatipten gelmiþ ve daha iddialý Müs-
lüman tipler vardý.
Batýk bankacýlarla mücadele eden bir makamdasýnýz. Yoksullara tercüman ola-
bildiðinizi düþünüyor musunuz?
Bu konum belki de allahýn bir lütfu diyebilirim. Ýdealizm ile romantizme sahip
olmuþ birilerinin eline her zaman geçmeyecek bir imkân, imtiyaz bu. Bir büyük
sorumluluk ayný zamanda. Sizin kendinize karþý da büyük bir sorumluluk. Hukuk
var, kanun var, yasal yetkiler var. Tüm bunlarýn ötesinde bir de ne olup bittiðinin
farkýnda olma var.
Siyasi romantikliðe halen ihtiyaç olduðu anlaþýlýyor...
Ýnsanlarýn gençlik taraflarýný hep muhafaza etmeleri gerekiyor. Delikanlýlýk dö-
nemlerini tutmak lazým. Finans ve reklamcýlýk sektörleri benim ideolojik olarak her
zaman saldýrdýðým iki alandýr. Örneðin sol reklamcýlýða girdi, Türkiyedeki sol öldü.
Businessta okumuþtum, Ersin Salman 68li özünü koruduðunu iddia ediyor ama
ben bunlara inanmýyorum. Sol olarak karþý çýktýðýn dünyanýn reklamýný yapýyor-
sun, pazarlamacýlýðýný yapýyorsun; 30 sene reklamcýlýk yapacaksýn hala 68 ro-
mantizmi mi koruyorum diyeceksin, böyle þey olmaz.
Sol bu deðerlerini halen koruyor mu?
Bu deðerler bugün yok maalesef, kaybettiler. Ýslamcýlýk da, solculuk da çok
politize oldu, iktidar yarýþýna girdi. Her ikisini de öldüren reel politikerliktir. Bu ne-
denle Erbakan islamcýlýðý da Türkiyeye yapýlmýþ bir kötülüktür. Ýslamcýlýk ve sol,
Türkiyeyi 5 yýl yönetme yarýþýna mahkum edilemeyecek kadar ulvi þeylerdir. Poli-
tika pragmatik seviyeye indirgendi.
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
sahip çýkar görünürken, DYnin geçmiþ ha- ve emperyalizmin saflarýnda yer alan kü-
yaletinin mirasýna yaslanýr. 12 Eylül son- çük-burjuvazinin sað kanadýný müttefik
rasý kuþaklarýna anlatýlan söylenceye göre, olarak gördükleri sürece, bu tehditlere bo-
faþist milislere karþý en kahraman dire- yun eðmekten baþka çareleri yoktur. Bu-
nen onlar olmuþtur. Doðal olarak böyle bir gün bu sað kanat tümüyle neo-liberaliz-
mirasa sahip olanlarýn, bugün de benzer min ülke içindeki uzantýlarýdýrlar. Dolayýsýy-
bir kahramanlýk yapabileceklerine inaný- la bu sað kanatý müttefik olarak görenler,
labilir. Her ne kadar dün dünde kaldý can- ayný zamanda neo-liberalizmin müttefiki ol-
caðýzým, bugün yeni þeyler söylemek la- mak zorundadýrlar.
zýmýn hararetli savunucularýnýn dünkü ÖDP, neo-liberalizmin soldaki uzantýsý
miraslarý, bugünün güvencesi olarak ne olarak, kesin bir biçimde ABnin emperya-
kadar kabul edilebilirse. list ülkelerinin çýkarlarýnýn, AB demokra-
Oysa DY, faþist milis saldýrýlara karþý bir sisi söylemiyle savunucusu durumundadýr.
yandan kitlelere direniþ komiteleri ile mü- Onlarýn gerçek bir demokrasi sorunlarý ol-
cadele çaðrýsý yaparken, diðer yandan, ken- madýðý gibi, faþist milis saldýrýlar karþýsýnda
di sözleriyle ifade edersek, Seksen önce- tutarlý ve kararlý bir mücadele yürütmeleri
sinin yoðun silahlý çatýþma ortamý içinde DY de söz konusu deðildir. (12 Eylülde görül-
ortamý gerginleþtiren deðil frenleyici bir düðü gibi.)
siyasi çizgi izlemiþtir.* Faþist milislerin ya da bunlarýn mafya
1990larda aþkýn ve biranýn partisi ola- uzantýlarýnýn tehdidi karþýsýnda neo-liberal-
rak ÖDP adýyla kendilerini yeniden örgüt- lerle bir yere varýlamayacaðýný, hem tarih,
leyen DYnin kariyerist-oportünist yönetici- hem de geliþen olaylar açýk biçimde gös-
leri, her durumda kendi bireysel yaþamla- termiþtir.
rýný garantiye alma peþine düþmüþlerdir. Bu Bu tehdit ve saldýrýlara karþý tek yol, an-
garantili bireysel yaþam amacý, giderek ti-faþist mücadeleyi örgütlemek ve geliþtir-
globalizm ve AB yandaþý neo-liberal bir mektir.
çizgiye oturtulmuþtur. Bunun dýþýndaki her yol, ya faþist terör
Eski DY ve yeni ÖDP yöneticilerinden yoluyla küçük-burjuva aydýnlarýnýn sindiril-
Melih Pekdemirin sözleriyle, onlarýn tek is- mesine, ya da þeriatçýlarla iþbirliðine çýka-
teði, sabah sýcak yataklarýnda uyanmak- caktýr.
týr. Böylece uzun yaþamanýn sýrrýný da Söylencelere inanýp 12 Eylül öncesinin
keþfetmiþlerdir. DYsinin mirasyedisi ÖDPye kapýlanlar, er
Ýþte ÖDP baþkaný Ufuk Uras ile tehdit ya da geç bu gerçeklerle yüz yüze gele-
altýnda olduklarýný düþünen küçük-burju- ceklerdir.
valar arasýndaki doðal ittifak da bu yolla Evet, neo-liberalizmin sol uzantýsý ÖDP-
kurulmuþ olmaktadýr. nin baþkaný Ufuk Uras, aydýnlarýmýzýn kýlý-
Yýllardýr söyledik, söylüyoruz, küçük-bur- na dokundurtmayýz diyerek kükremiþtir.
juvazinin sol kanadý olarak tanýmlanabi- Kayahanýn þarkýsýnýn sözlerini biraz deðiþti-
lecek ilerici, demokrat ve yurtseverlerin, fa- rerek söylersek:
þist ve þeriatçý tehdit karþýsýnda, oligarþinin Bir aslan kükredi, miyav dedi.
Ýcazetli Siyasette
Eklektizmin Sefaleti
Bilimsel olarak kavram, nesnel gerçek- genel sekreteri3 olduðu gözönüne alýndý-
liðin insan bilincinde tanýmlanmýþ biçimi- ðýnda, inananlar inanacak, ciddiye alma-
dir. Dolayýsýyla, kullanýlan kavramlar, ayný yanlar önemsemeyecektir.
zamanda kiþinin ya da ortaya konulan dü- Oysa bugünün genel sekreterinin söz-
þüncenin nesnel gerçekliði nasýl kavradýðý- lerindeki tarihsel ve teorik bir tartýþma ko-
ný, algýladýðýný ortaya koyar. Bu yüzden, her nusu olan sosyalist devrim perspektifini
dünya görüþü ya da siyasal görüþ, kendi bir yana býrakýrsak, TÝPin aþýlmasý olarak
kavrayýþýný belli kavramlarla, kavramlar diz- tanýmladýðý iktidar, siyasal partilerin ol-
gesi ile ortaya koyar. Ne anlama geldiði ve mazsa olmazýdýr.
neyi ifade ettiði belirlenmiþ sözcükler, böy- Politik (siyasal) mücadele kavramý, dev-
lece belli bir görüþün ifade edilmesinin te- let iktidarýný ele geçirme mücadelesini
mel araçlarý durumundadýr ve bu yolla kav- ifade eder. Yani, siyasal (politik) mücade-
ram haline gelirler. Tanýmlanmamýþ ve her le, siyasal iktidarýn ele geçirilmesi müca-
istenildiðinde deðiþik anlamlara sokulabilen delesidir. Bu nedenle, siyasal iktidar, siyasal
sözcükler, kaçýnýlmaz olarak belirsizliði or- mücadelenin temel hedefidir. Siyasal ikti-
taya çýkarýr ve bu tür sözcüklerle ortaya ko- darý hedeflemeyen hiçbir hareket siyasal
nulan görüþ ve düþünceler de her yöne çe- bir hareket olamaz. Siyasal iktidar kavramý
kilebilir bir nitelik kazanýr. Bu da, her tür- ise, devlet iþlerine, yönetimine ve devlet
den oportünizmin kendisini kolayca gizle- faaliyetlerinin biçimi, görev ve içeriðinin
yebilmesini olanaklý kýlar. belirlenmesine olanak veren gücü taným-
Gerçek bu olmakla birlikte, bunlarý söy- lar. Her siyasal parti, ister düzen partisi ol-
lemek hiçbir þeyi deðiþtirmeyecektir. Kim- sun, ister devrimci parti olsun, her zaman
senin anlamadýðý bir dilden konuþuluyor- ve her yerde devlete iliþkin faaliyetleri ken-
muþcasýna dinleneceði kesindir. Bunun di görüþleri çerçevesinde yürütmek ama-
yerine siyasette legalizmin, teoride eklek- cýyla kurulur ve bu amaç için mücadele
tizmin dilini kullanmak çok daha anlaþýlýr eder. Devrimci mücadele, bu baðlamda,
olmaktadýr. Yukarda da ifade ettiðimiz gibi, siyasal iktidarýn, sömürücü sýnýflardan alýna-
kurgusal bilgiyle donatýlmýþ, Marksist-Leni- rak sömürülen sýnýflara geçirilmesi müca-
nist teorik bilgiye sahip olmayan bireylerin delesi olarak siyasal iktidar mücadelesidir.
kulaklarý, legalizmin ve eklektizmin ses- Bu yüzden, mevcut egemen sýnýflarýn dev-
lerinden baþka þey duymaz hale gelmiþtir. let aygýtýnýn parçalanarak ele geçirilmesi
Bu kulaklar için, sözcüklerin bireyle- devrimci mücadelenin temel hedefi duru-
rin zihninde çaðrýþtýrdýðý imgelere önem mundadýr.
vermek, çaðrýþýmlarýn bireyden bireye de- Siyasal iktidar, devlet iktidarýdýr. Siyasal
ðiþen etkilerini eklektik bir teorik söylemle iktidar ile hükümet bir ve ayný þey deðil-
ifade etmek yeterli olmaktadýr. Tarihsel ve dir. Ülkemizde deðiþik dönemlerde açýk bi-
teorik içeriðe sahip konularda, kolayca yar- çimde görüldüðü gibi, düzen partileri, hü-
gýlar ilan edilebilir: kümet olmalarýna karþýn iktidar olamamak-
Belli bir süre, sosyalist devrim tadýrlar. Ýktidar devlete iliþkindir, hükümet
perspektifini tek baþýna omuzlayan bu devletin biçimine uygun olarak oluþturu-
1975 Türkiye Ýþçi Partisi Programý, bu lan bir yürütme (icra) organýdýr.
anlamda kendini yenilemiþ olmak- Devrimci mücadele ise, politik iktidarýn
tan çok uzaktý. ele geçirilmesi mücadelesidir. Bu mücade-
Kendini yenilemeyen aþýlýr... le, bürokrasi ve militarizmiyle bir bütün ola-
Etkinliði çok sýnýrlý olan Sosyalist rak egemen sýnýflarýn bir baský aygýtý olan
Ýktidar dergisinde 1979 ve 1980 yýl- devletin parçalanarak ele geçirilmesi mü-
larýnda yazýlanlar TÝP Programýnýn, cadelesidir. Böyle bir mücadele, kaçýnýlmaz
kimi doðrular içermesine karþýn dev- olarak, egemen sýnýflarýn baský aygýtýna
rini doldurmuþ tezlerini aþmýþtýr.
Tek bir noktayý merkeze koydu- 3
Bu kiþinin halen genel sekreter görevi yapýp yap-
ðu için: Ýktidar.2
madýðý bilinmemektedir. Çünkü legalizmlerini garip
Bu sözleri söyleyen kiþinin SÝP-TKPsinin bir gizlilik görünümü altýnda kendi üyelerine ka-
bul ettiren bu parti, yasal kongresinde yapýlan se-
$ 2
C. Hekimoðlu (K. Okuyan), Gelenek, Sayý: 15. çimlerin sonuçlarýný legal olarak açýklamamýþtýr.
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
karþý yürütülen bir mücadele olacaðý için, ilke sözcüðünün kendi içeriðidir. Bu yüz-
bu baský aygýtýnýn zor güçlerine karþý mü- den ilkesini mutlaklaþtýran bir yaklaþýmý
cadele demektir. Engelsin deyiþiyle, zor, reddetmek demek, ilkelerde tartýþma ya-
siyasal zor, ordu ve donanma demektir. pýlabileceði, ilkelerden taviz verilebileceði,
Egemen sýnýflarýn baský aygýtý olarak dev- daha tam ifadeyle, ilkelerin pazarlýk konusu
let, ordusuyla, diðer silahlý güçleriyle, mah- haline getirilebileceðidir, Türkçesiyle ilke-
kemeleriyle, cezaevleriyle bu mücadelenin sizlikten baþka bir þey deðildir.
karþýsýnda yer aldýðýndan, devrim mücade- Ama SÝP-TKPde toplanmýþ olan SBKP
lesi, þu ya da bu biçimde devrimci zor uy- revizyonizminin günümüzdeki eklektik yol-
gulamasýna sahne olacaktýr. daþlarý, açýkça ilkesizlikten söz etmek-
SÝP-TKPsinin Boran-Aren oportünist ten çekinmeyecek kadar pervasýzdýrlar.
TÝPini aþmakla övündüðü iktidar böy- Çünkü yeni kuþak kurgusal bilgiyle büyü-
lesine açýk ve yalýn bir gerçeklikten baþka müþtür, teorik bilgiye, tarih bilgisine ve bi-
bir þey deðildir. lincine sahip deðildir.
Bu açýk ve yalýn gerçekliðe karþýn, biri- Ýkinci soru, yani uluslarýn kaderlerini ta-
lerinin çýkýp biz iktidar sorununu temele yin hakký, ilke sözcüðünden çok daha ta-
koyarak TÝPi aþtýk diye böbürlenebilme- rihsel ve teorik bir konudur. Marksizm-Le-
si, ancak tarihsel ve teorik bilgi eksikliði ko- ninizmin bu konudaki saptamalarýný az çok
þullarýnda mümkündür. bilenlerin hemen anýmsayacaðý gibi, ulus-
Legalizm ve eklektizmin egemen oldu- larýn kaderlerini tayin hakkýna iliþkin bir
ðu ortamda içeriði boþaltýlmýþ kavramlarla mutlaklaþtýrýlamaz saptamasý mevcuttur,
konuþmaya, kurgusal bilgiyle siyaset yap- ancak SÝP-TKPsinin kongre raporunda
maya iliþkin bir baþka örnek verelim: yazýlanlardan çok farklý içeriðe sahiptir.
TKP ... uluslarýn kaderlerini ta- ... devrimci proletarya milli me-
yin hakký ilkesini mutlaklaþtýran seleyi uluslarýn kendi kaderini tayin
bir yaklaþýmý uzun bir süredir red- hakkýnýn ýþýðý altýnda ele alýr. Biz,
detmektedir. (abç) Bu tutum zama- uluslarýn kendi kaderini tayin hak-
nýnda Yugoslavya için geçerli olmuþ kýnýn ýþýðý altýnda diyoruz ki: Her
ve uzun yýllar barýþ içinde bir arada þart altýnda, her zaman meseleyi mi-
yaþayan uluslarýn emperyalistler ta- sak-ý milli sýnýrlarý içinde ele almak
rafýndan birbirlerine karþý kýþkýrtýlma- gerekir veya kürt emekçi halkýnýn çý-
sýna, bu ülkenin parçalanmasýna ve karlarýyla baðdaþan tek çözüm yolu
her bir parçanýn tamamen uluslara- ayrýlma hakkýnýn kullanýlmasýdýr di-
rasý tekellerle savaþ baronlarýnýn de- yen görüþler yanlýþtýr. Bu görüþlerin
netimine girmesine tavýr alýnmýþtýr. sahipleri, her iki tarafýn burjuva ve
Geliþmeler özgürlük arayan ulusla- küçük-burjuva milliyetçi unsurlarýdýr.
rýn kaderlerinin emperyalistler tara- Oysa, devrimci proletarya, meseleyi
fýndan teslim alýndýðýný göstermiþtir.4 diyalektik bir tarzda ele alýr. Yani,
Evet, büyük söz edilmiþtir: uluslarýn uluslarýn kendi kaderini tayin etme
kaderlerini tayin hakký ilkesini mutlaklaþ- hakkýnýn öngördüðü ayrýlma, özerk-
týran bir yaklaþýmý uzun bir süredir reddet- lik, federasyon vs. çözüm yollarýnýn
mek. hangi þartlar altýnda ve ne zaman
Burada ilk soru þudur: Ýlke nedir ve il- geçerli olabileceðini açýkça ortaya
kenin mutlaklaþtýrýlmasý ne anlama gelir? koyar.5
Ýkinci soru ise, uluslarýn kaderlerini tayin Mahir Çayan yoldaþýn kaleme aldýðý,
hakký ilkesi nedir ve nasýl mutlaklaþtýrýlýr? THKP-Cnin görüþlerinin ifade edildiði ASD-
Bilineceði gibi (ve kongre raporu ya- ye Açýk Mektupta ifade edilen bu sözler,
zan teorisyenlerinin de bileceði gibi) ilke, Leninin uluslarýn kaderlerini tayin hakkýna
TDK sözlüðündeki karþýlýðý ile, temel dü- iliþkin þu saptamalarýnýn yinelenmesidir:
þünce, temel inanç, her türlü tartýþmanýn Programýmýzýn maddesi, siyasi
dýþýnda sayýlan öncüldür. kaderi tayinden, yani ayrýlma ve ayrý
Ýlkenin mutlaklaþtýrýlmasý, bizatihi devlet kurma hakkýndan baþka an-
4
SÝP-TKP 8. Kongre Raporu. 5
Mahir Çayan, ASDye Açýk Mektup, Ocak 1971.
%
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
yazýk ki, icazetli siyaset bile iþin içinden bir kapitalist geliþme ortaya çýkar.
bu kadar kolay çýkamaz. Ýþte emperyalizm ve kapitalizm sorun-
Eklektik-revizyonistler, emperyalizmi salýnda en önemli olgu, sömürge, yarý-sö-
baþka ülkeleri iþgal eden, pervasýz saldýr- mürge ve geri-býraktýrýlmýþ ülkelerde em-
ganlýk olarak sunmaya çalýþýrlar. Dolayýsýy- peryalist sermaye ihracýna baðlý kapitalist
la emperyalizme karþý kitlelerin hoþnut- geliþmedir.
suzluk ve tepkilerini de bu saldýrganlýða Lenin, uluslarýn kaderlerini tayin hakký-
karþý tepki olarak sunarlar. Böylece anti- na iliþkin tahlilinde ortaya koyduðu gibi,
emperyalizm, emperyalizmin saldýrganlýðý- Sömürgelerin kendi sermayeleri, ya da
na karþý duyulan tepkiye, ama doðrudan sözü edilecek kendi sermayeleri yoktur. Ve
kapitalist sömürüyle baðlý olmayan bir finans kapital altýnda, siyasal baðýmlýlýk
tepkiye, dolayýsýyla da maddi temeli ol- koþulu olmadan hiçbir sömürge sermaye
mayan bir duyguya indirgenir. Artýk gö- edinemez.16 (abç)
rev, bu duygusal vatandaþlarý, yurtsever Bu yüzden, emperyalizme baðýmlý ülke-
söylemle örgütlemekten ibarettir! lerde geliþen kapitalizm, emperyalist ser-
Uluslarýn kaderlerini tayin hakkýnda R. mayeye baðýmlýdýr. Geliþen kapitalizm, ül-
Luxemburg ve Titonun tezlerini savunan kenin kendi iç dinamiði ile deðil, dýþ di-
bu eklektik-revizyonistler, anti-emperyalizm namikle, yani emperyalist sermaye ihracý
söz konusu olduðunda, çýkar yolu Kautsky- ile geliþtirilmiþtir, dolayýsýyla emperyalist
nin tezlerinde bulmuþlardýr. sermayenin çýkarlarýna göre biçimlenmiþtir,
Leninin sözleriyle, Kautsky, 1915te, çarpýktýr. Bu nedenle de, bu ülkelerdeki
hatta 1914 Kasýmýnda, emperyalizmin eko- ekonomik, toplumsal ve siyasal çeliþkiler,
nominin bir evresi ya da aþamasý deðil de, her durumda dýþ dinamik tarafýndan belir-
mali-sermayenin yeðlediði bir politika, lenir.
belirlenmiþ bir politika olduðunu13 söyler. SÝP-TKPnin emperyalist saldýrganlýða
Emperyalizmi, baþka ülkeleri iþgal ve il- karþý hoþnutsuzluk ve tepki olarak taným-
hak etmek, dünyanýn toprak olarak payla- ladýklarý anti-emperyalist tepkilerin maddi
þýlmasýna yönelik bir politika olarak ta- temeli de, bu çarpýk geliþme ve bunun ya-
nýmlamak sadece Kautskye özgü deðildir. rattýðý çeliþkilerdir.
Kuruþçevden Gorbaçova kadar SBKP re- Bu durumun bilincinde olmayan, ancak
vizyonistleri yýllar boyu emperyalizmi bir çeliþkilerden deðiþik biçimlerde etkilenen
dýþ politika konusu olarak ele almýþlardýr. kesimlerin anti-emperyalist tepkileri, basit
Dolayýsýyla emperyalizm, sömürge, yarý- bir biçimde emperyalist baðýmlýlýktan sa-
sömürge ve geri-býraktýrýlmýþ ülkeler için mimi olarak kurtulmak isteyenlerin17 duy-
dýþsal olgu olarak kabul edilmiþ ve böy- gusal tepkisi gibi sunulamaz. Bu tepkiler,
lece emperyalizm ile kolonyalizm (eski-sö- emperyalist sömürünün yaratmýþ olduðu
mürgecilik) özdeþleþtirilmiþtir. iliþki ve çeliþkilere baðýmlýdýr. Bu yüzden,
Leninin tanýmýyla, Emperyalizm, tekel- çözüm, emperyalizme baðýmlýlýðýn sona
lerin ve mali-sermayenin egemenliðinin or- erdirilmesi, emperyalist sermayeye ba-
taya çýktýðý; sermaye ihracýnýn birinci plan- ðýmlý iliþkilerin ortadan kaldýrýlmasýdýr.
da önem kazandýðý; dünyanýn uluslararasý Bu ise, yalýn haliyle emek-sermaye çeliþ-
tröstler arasýnda paylaþýlmasýnýn baþlamýþ kisinin çözüm platformu deðildir.
olduðu ve dünyadaki bütün topraklarýn en Ekonomik temele, üretim iliþkilerine ait
büyük kapitalist ülkeler arasýnda bölüþül- maddi varlýk koþullarý bir yana býrakýlarak,
mesinin tamamlanmýþ bulunduðu bir geliþ- anti-emperyalist tepkileri samimi tepkiler
me aþamasýna ulaþmýþ kapitalizmdir.14 þeklinde sýradanlaþtýrmak ve çýkýþý da bu
Ýhraç edilmiþ sermaye, ihraç edildiði samimi tepkileri gösteren kesimleri saf-
ülkelerde, kapitalizmin geliþmesini etkiler, lara çekmek olarak göstermek, en hafif
hýzlandýrýr.15 Dolayýsýyla, bu ülkelerde ta- deyiþle, sýnýflarýn ve sýnýf mücadelesinin ta-
rihsel süreçte, emperyalist sermayeye baðlý rihin devindirici gücü olmadýðýný, tersine
bilinçli insanlarýn tarihi yaptýklarýný söyle-
13
Lenin, Emperyalizm, s. 109.
14
Lenin, age, s. 111. 16
Lenin, Uluslarýn Kaderlerini Tayin Hakký, s. 156.
! 15
Lenin, age, s. 78. 17
SÝP-TKP 8. Kongre Raporu.
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
Bütün bunlardan sonra, SÝP-TKP, bas- sinde sosyalist bir perspektife hiç sahip ol-
kýn anti-emperyalist karakterde sosyalist mayan ama emperyalist baðýmlýlýktan sami-
devrim için seçimlere Emperyalizme Kar- mi olarak kurtulmak isteyen küçümsenme-
þý Yurtsever Cephenin siyasal ve örgütsel yecek bir kesimden ve bunlarýn örgütlen-
çerçevesiyle katýlma kararý almýþtýr.21 Böy- mesinden söz eder.
lece adýnda komünist sýfatý olan parti Yaþamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazan-
kendi siyasal ve örgütsel çerçevesini bir ya- mayan herkesin içinde yer aldýðý bu sa-
na býrakarak, bir baþka siyasal ve örgütsel mimi küçük burjuvalarýn kimler olduðu ise
çerçeveyi kabul ettiðini ilan etmiþtir.22 meçhuldür. Örneðin küçük köylüler, orta
Þimdi bu komünist partinin siyasal ve köylüler, küçük esnaf, küçük tüccar vb. kýr
örgütsel çerçevesiyle seçimlere katýlma ka- ve kent küçük-burjuva unsurlarý yaþamýný
rarý aldýðý EK Yurtsever Cephe denilen baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayan her-
þeye kýsaca bakalým. kesin kapsamý içinde midirler?
Programýna bakýldýðýnda bu cephe, Þüphesiz bu ve benzeri sorularý sorma-
baðýmsýz ve onurlu ve eþitlikçi ve özgür nýn ve yanýtlarýný EKYC programýnda bul-
Türkiye için, iþçileri, emekçileri, yoksul maya çalýþmanýn hiçbir anlamý yoktur. EK-
köylüleri, öðrencileri, aydýnlarý, kýsacasý ya- YC, SÝP-TKPsinin eklektizminin pragmatist
þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayan ürününden baþka bir þey deðildir. Çünkü
herkesi23 kapsayan bir örgütlenme olarak programýnda, Ýþçi sýnýfýmýz, Türkler, Kürt-
tanýmlanýr. ler ve diðer ulusal, etnik öðelerden oluþan
SÝP-TKPsinin eklektizmi, kendi üyeleri- bir bütündür. TKP bu bütünlüðü esas alýr
ni taban inisiyatifleri þeklinde sunarak ve her tür ayrýmcýlýða karþý iþçi sýnýfýnýn si-
oluþturduðu cephesinde bir kez daha or- yasal ve örgütsel birliðini temsil eder diye
taya çýkar. Þöyle ki: yazan bu eklektik oportünistler, 8. Kongre-
Bir yandan iþçiler ve yoksul köylülerden lerinde, TKP Türk, Kürt, bu topraklarda ya-
söz edilir, diðer yandan emekçilerden, þayan tüm emekçilerin partisidir diye ta-
öðrencilerden, aydýnlardan ve nihayet ya- nýmlayabilmiþlerdir.24
þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayan Özce söylersek, teoride eklektik, siyaset-
herkesten söz edilir. Bu kapsama göre, te oportünist, söylemde popülist, pratikte
iþçiler ve yoksul köylüler, emekçiler kate- keskin geçinen SÝP-TKP, 12 Eylül sonra-
gorisine girmemektedir. Dolayýsýyla iþçiler sýnda Türkiye solunun içinde bulunduðu
ve yoksul köylülerin dýþýnda ve onlardan durumun basit bir örneðidir. Onlar, neo-li-
ayrý olarak bir emekçiler kategorisi söz beralizmin soldaki uzantýsý ÖDP ve teslimi-
konusudur. Bu emekçiler programda ta- yetçiliðin ve pasifizmin temsilcisi EMEPle
nýmlanmadýðý için hangi kesimleri ve sýnýf- birlikte, umudu büyüten genç ve içten in-
larý kapsadýðý belirsiz olmakla birlikte, ya- sanlarý kendi oportünist ve kariyerist amaç-
þamýný baþkalarýnýn sýrtýndan kazanmayan larý için kullanmakta birbirleriyle yarýþmak-
herkes olmaktadýr. Öte yandan SÝP-TKPsi tadýrlar.
emekçi sýnýflar ve küçük burjuvazi içeri- Oportünizm bukalemun gibidir.
Çeþitli kýlýklara bürünerek sosyalist
hareket içinde ortaya çýkar. Oportü-
21
Yurtsever Cephe 1. Genel Kurul Kararlarýndan, 11 nizmin kýlýk kýyafetini o ülkenin eko-
Mart 2007.
22
Bunun kýlýfý da þöyle dikilmiþtir: Komünist parti- nomik ve sosyal bünyesi, iþçi sýnýfý-
si tarihsel olarak bir iktidar alternatifidir; tersi düþü- nýn politik bilinç ve örgütlenme sevi-
nülemez. Ancak seçimler, kendi özel gündemleri
gereði bu alternatifin birtakým baþlýklarda somutlan-
masý gerekliliðini daha fazla dayatýr. Parti buna kayýt- 24
Bu geniþlemenin gerekçesi ise þöyle ifade edil-
sýz kalamaz. Ancak sosyalizm programýný tüm ayrýn- mektedir: ... geçici, marjinal istihdam türleri ve bo-
týlarýyla propaganda etmek hem imkansýzdýr hem ðucu yoksullaþma sonucu, klasik iþçi sýnýfý kimliði-
de faydasýzdýr. Bu baðlamda da parti yine temel nin bir yoksul-proleter-halk kimliksizleþmesiyle yer
stratejisi etrafýnda birtakým öncelikler belirleyecek deðiþtirdiði bir süreç yaþanmaktadýr. Bir toplumsal
ve bu öncelikleri son derece yalýn ve anlaþýlýr bir sýnýf olarak sahip olduðu geleneksel konumu göl-
biçimde, kararlý bir tarzla propaganda edecektir. gelenen iþçi sýnýfý, biçimsiz bir halk kategorisinin
(Komünist, Ýddiamýz büyüktür, Sayý: 304, 9 Þubat içinde, orta sýnýflarýn ideolojik eziciliði altýnda ve
2007.) lümpen eðilimler sergileyen bir yoksullar kalabalý-
! 23
Yurtsever Cephenin Yolu. ðýnýn gölgesinde eritilmektedir. (Gelenek, Sayý: 85.)
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
yesi, kýsaca ülkenin içinde bulundu- de ilke istikrarý diye birþey yoktur.
ðu devrimci aþamanýn niteliði belir- Düne kadar savunduðu ilkelerin ni-
ler. Ancak her çeþit oportünizm pro- teliði kitlelerin gözünde açýklýða ka-
letaryanýn devrimci potansiyeline vuþunca, o bu ilkeleri en aðýr suçla-
inanmamaya dayanýr. Genellikle sað malarla karalar. Onun için tek þey
oportünizmin temelinde korkaklýk, önemlidir: Herþeye raðmen proletar-
azimsizlik, ve proletaryanýn devrim- yanýn devrimci hareketini nasýl pa-
ci zaferine inanmamak yatar. Bu sifize edebilirim?. Bu eyleminde
yanlarýný örtmek için o, en keskin Marksist ilkeler sadece basit birer
gözükmek zorundadýr... Oportünizm- araçlardýr.25
25
Mahir Çayan, Yeni Oportünizmin Niteliði Üzerine.
!!
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
Solun, marksist sol, devrimci sol, MLKP gibi illegal legalistler, bu ikinci tür
devrimci demokrat sol, bizim sol ya da taktiði üç dönemdir kararlýlýkla yürüt-
öteki sol olarak deðiþik biçimlerde taným- mektedirler. Benzer biçimde utangaç lega-
lanan solun en bilinen seçim taktiði, seçim- listler de, son seçimlerde ayný taktiki be-
leri boykot olmuþtur. Yaklaþýk otuz yýl bo- nimsemiþlerdir.
yunca solun boykot taktiði, legalist sol dý- Son otuz yýl içinde yapýlan seçimlerde
þýndaki tüm sol örgütler tarafýndan kabul solun boykot taktiði çok fazla etkili ola-
edilmiþ ve savunulmuþtur. mamýþtýr. 1999 seçimlerinden itibaren boy-
Solun boykot taktiði karþýsýnda lega- kot taktiði neredeyse unutulmuþ, baðým-
listler, her durum ve koþulda seçimlere ka- sýz sosyalist adaylar taktiði neredeyse tek
týlmayý esas alan bir çizgi izlemiþlerdir. sol politika haline gelmiþtir.
Legalistlerin seçimler karþýsýndaki politika- Bu taktikin, seçimlerde hangi partiye
larý, ayný zamanda onlarýn varoluþ nedeni- oy vereceðini soran sol seçmene yanýt
dir, dolayýsýyla taktik deðil, stratejik nite- vermekte oldukça rahatlatýcý olduðu da
liktedir. Bu nedenle de, deðiþik dönemler- kesindir: Sandýða git, baðýmsýz sosyalist
de oligarþik yönetimin seçim manevrala- adaya oy ver, baðýmsýz sosyalist aday yok-
rýný (özellikle milli krizin derinleþmeye yö- sa ilerici, demokrat ve yurtsever adayýn ol-
neldiði, ülkeyi yönetemez hale geldikleri duðu listeye oy ver!
koþullarda baþvurduklarý bir yöntemdir) Solun bu iki taktik arasýndaki gidiþ-
doðrudan destekleyerek, ayný zamanda oli- geliþleri otuz yýllýk bir tarihi kapsamakla bir-
garþinin siyasal zorunun meþrulaþtýrýlma- likte, 2007 seçimleri yaklaþtýkça hertürlü
sýna da hizmet etmiþlerdir. solun baðýmsýz adaylar göstererek mec-
Seçimler karþýsýnda bu iki taktik ve lise girmesini öneren ve planlayan yayýn-
strateji ortasýnda, deðiþik marksist söy- lar ve tartýþmalar yoðunlaþmýþtýr. Özellikle
lemlerle seçimlere katýlma koþullarý mev- DTPnin %10 barajýný aþamayacaðý kendi-
cut ise diye baþlayan gerekçelerle, ba- lerince kabul edildiði ölçüde, seçimlere
ðýmsýz sosyalist adaylar çýkartýlmasý ve ba- baðýmsýz adaylarla girerek en az 20-30
ðýmsýz adaylarýn olmadýðý yerlerde ilerici, milletvekili çýkartabileceði hesaplarý, bu
demokrat ve yurtsever adaylarýn desteklen- geliþmeyi tetiklemiþtir.
mesi þeklinde bir orta yolcu taktik da- DTPnin baðýmsýz aday gösterme eði-
ha vardýr. limiyle birlikte güncelleþen konu, giderek
Legalistler bir yana býrakýlacak olursa, yeni taktikler olarak her çeþit sol için
solun seçim taktiði, ya boykot ya da ba- cazip öneri haline getirilmeye çalýþýlmak-
ðýmsýz aday göstererek seçimlere katýlma tadýr.
!" þeklinde iki baþlýdýr. Baðýmsýz aday gösterme konusunda-
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
Che Guevara
!$
Mart-Nisan 2007 KURTULUÞ CEPHESÝ
http://www.kurtuluscephesi.com
10. Yýlýnda
Kurtuluþ Cephesi dergisi ve Eriþ Yayýn- pýtlarýn internet ortamýna aktarýlmasý ger-
larýnýn internet üzerinden eriþiminin sað- çelekleþtirildi.
lanmasýnýn 10. yýlýna girdik. Bunlar yapýlmaya çalýþýlýrken, Kurtuluþ
Dokuz yýl önce Kurtuluþ Cephesi inter- Cephesi ve Eriþ Yayýnlarýnýn özgün basým-
net sayfasý yayýma baþladýðýnda, sadece larý pdf formatýnda ulaþýlabilir hale getiril-
Kurtuluþ Cephesi ile Eriþ Yayýnlarýna inter- di. Marksist-Leninist klasikleri ise, her türlü
net üzerinden eriþilmesinin olanaklý kýlma- tartýþma ve þaibeden uzak tutabilmek
nýn amaçlanmadýðý, ayný zamanda ticari- için, esas alýnan metnin baský tarihi belirti-
leþtirilmiþ Marksist-Leninist klasiklerin in- lerek, basýmlara uygun olarak sayfa numa-
ternet ortamýna taþýnmasýnýn amaçlandýðýný ralarý da metinlerin içine yerleþtirildi. Böy-
da belirtmiþtik. lece tüm yapýtlar, doðrudan basýlý metni
Dokuz yýl içinde bu amaçlara önemli esas alan bir referans kaynaðý haline ge-
ölçüde ulaþýlmýþtýr. Her ne kadar Marksist- tirildi.
Leninist klasiklerin tamamýnýn internet orta- 10. yýlda onbinlerce sayfayý bulan Mark-
mýna aktarýlmasý tamamlanmamýþsa da, sist-Leninist klasikler, Kurtuluþ Cephesinin,
Kapital baþta olmak üzere en hacimli ya- ilk sekiz sayý hariç, bütün sayýlarý ve Eriþ
http://www.kurtuluscephesi.com
Hit Açýlan Sayfa Alýnan Kilobayt Giriº Yapanlar
Mart 1999-Aralýk 1999 1.313.194 336.685 8.086.208 57.961
2000 1.627.782 524.415 11.503.872 98.877
2001 1.898.130 773.205 17.765.678 136.182
2002 2.011.906 754.888 25.280.362 200.289
2003 3.452.082 774.788 32.426.580 356.293
2004 3.765.521 1.124.092 51.541.202 501.325
2005 8.283.931 2.194.187 106.620.473 1.204.881
2006 13.217.544 3.554.709 176.065.325 1.920.326
http://www.kurtuluscephesi.org
Hit Açýlan Sayfa Alýnan Kilobayt Giriº Yapanlar
2002 672.459 129.863 7.565.828 49.058
2003 683.190 196.167 13.213.352 69.435
2004 387.479 252.141 16.598.723 45.165
2005 682.534 405.334 32.427.179 66.646
2006 937.160 566.454 44.671.002 85.137
!%
KURTULUÞ CEPHESÝ Mart-Nisan 2007
!&
ERÝÞ YAYINLARI
Ýnternet Adresi:
www.kurtuluscephesi.com
www.kurtuluscephesi.org
www.kurtuluscephesi.net
E-Posta Adresi:
kurcephe@kurtuluscephesi.org
erisyayinlari@kurtuluscephesi.org