Vous êtes sur la page 1sur 15

HKMET YURDU

Dnce Yorum Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi


ISSN: 1308-6944
www.hikmetyurdu.com

Hikmet Yurdu, Yl: 7, C: 7, Say: 13, Ocak Haziran 2014/1, ss. 127 - 141

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi


Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt
nn niversitesi lahiyat Fakltesi Kelam Ana Bilim Dal
mustafa.bozkurt@inonu.edu.tr
zet
Bu makalede, genel sfatlar balamnda Allahn ilim sfatndan bahsedilmektedir. ncelikte kelmi ekollerin sfatlar meselesine genel yaklamlarna vurgu yaplarak konunun altyaps hazrlanmtr. Daha sonra ilahi bilginin varl
konusunda Kurandan rneklerle baz tespitlere yer verilmitir. lahi bilginin zat ile
ilikisi balamnda, itikd frkalarn grlerine deinilmitir. Ehl-i Snnetin Sfatlar zatn, ne ayndr, ne de gayrdr eklindeki yaklamnn bir paradoks olup
olmad tartlmtr. lahi bilginin neleri kapsad ve cziyyat bilip bilmedii
ile ilgili konular zerinde durularak kelamclar ile filozoflar arasndaki tartmalara deinilmitir. Ksa bir deerlendirme ile makale tamamlanmaktadr.
Anahtar Kavramlar: lahi bilgi, bilgi sfat, zat - sfat ilikisi, ilahi bilginin
mahiyeti, sfatlar problemi.
Abstract
Dvne Knowledge In Terms Of Essence-Attrbute Relaton
In this paper, Gods attribute of all-knowing is dealt with in the context of
general attributes. In the first instance, the grounding of the subject is provided
with reference to the general approaches of the Kalam schools to the issue of attributes. Afterwards, a few determinations are presented regarding the existence of
divine knowledge together with examples from the Quran. In the context of the relation of divine knowledge with the essence, the positions of the faith-related factions are evaluated. Whether the Islamic orthodox understanding (The Ahle Sunnats conviction) that the divine attributes are neither the same of nor different
from Gods essence is paradoxical is discussed and clarified. The disputes between Islamic theologians and philosophers are evaluated together with an explanation about what divine knowledge might involve and whether God might know
or not the partial as He knows the whole. The paper is completed with a short assessment on the point.
Key Words: Divine knowledge, the attribute of all-knowing, essenceattribute relation, the nature of divine knowledge, the problem of attributes.

Bu makalenin hazrlanmasnda kendi almamz olan Fahreddin Razide Bilgi Teorisi isimli kitabmzn
ilgili blmnden yararlanlmtr. Bk. Mustafa Bozkurt, Fahreddin Razide Bilgi Teorisi, Medipres
Yay. Malatya 2009, s. 229-266.

128

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

Giri
slam dncesinin temelini Allahn varl konusu oluturmaktadr. Allahn
varl konusunda Mslman dnrler arasnda pek ihtilaf olmamtr. Fakat varl
kabul edilen bu ilah ztn, nasl bir varlk olduu konusu hep merak edilmitir. Burada
sz konusu olan varln Vacibl-vcut olan bir varlk olmas, metafizik bir alan ihtiva
etmesi tabii olarak o varlkla ilgili konumalar ve yorumlar olduka zorlatrmtr. Bu
nedenle Allah hakknda konumalar devaml bu sknty tamtr. te burada zerinde duracamz lh Bilgi de bu konulardandr.
Allahn bilen bir varlk olduu ve bilgisinin olduu, Kurann birok yerinde
farkl ynleriyle hep vurgulanmtr.1 Biz de ilahi bilgi ile ilgili tm sylemlerimizi, naslarda geen bu ifadeleri temel alarak ekillendirme gayreti ierisinde olacaz.
Kurann ak beyan ile sabit olan Allahn bilen oluu slam dnrlerinin geneli tarafndan kabul edilmitir. Bunun kabul edilmesi tabii olarak bu bilginin nasl olduu zerinde de dnmeyi beraberinde getirmitir. Bu nedenle ilahi bilginin nasl
olduu nasl tanmlanmas gerektii, snrlarnn neler olduu tartlmtr. Yine Allahn nasl ve neyi bildii, bu bilmenin insann bilmesinden farkl olup olmad, Allahn lim-i mutlak oluunun insan fiilleri zerinde nasl bir etkisinin olduu, bilgisinin zat ile olan ilikisi, ezeli olup olmad vs. birok teolojik tartma slam dncesinde birer problem olarak ele alnm ve bunlarla ilgili teoriler gelitirilmitir.2
Bu almamzda ilahi bilginin nelii ve ilah zat ile olan ilikisinden bahsedeceiz. Burada ilah bilgi ifadesi ile kastettiimiz Allahn bilmesi yani nasl bildii olup
yoksa vahiy deildir. Vahiy bilgisi phesiz Allahn insanlara doru yolu gstermek
iin gnderdii bir bilgidir.3 Vahiy bilgisi bylesine nemli olmakla beraber bizim ilahi
Kuranda Allahn bilen oluu ile ilgili birok kullanm vardr. Bu kullanmlardan bazlar mastar( Lokman 31/34, Bakara 2/255, Nisa 4/166, Fussilet 41/47; ayrca bk. Ftr 35/11, Hud 11/14.), ism-i fil1( rnek iin bk. Cin 72/26, Ftr 35/38, Enam 6/73; Rad 13/9; Mminun 23/92; Teabn 64/18.) , mblaa
ism-i fil ( Maide 5/116)., ism-i tafdl (Enam 6/124, sra 17/54.) , Alm ( Ali mran 3/34; Enfal 8/43;
Hud 11/5; Yasin 36/38; Gafir 40/2.), alleme ( Bakara 2/32; Nisa 4/113; Kehf 18/65; Rahman 55/2,4. ) gibi
kalplar olarak karmza kmaktadr. (Bu kullanmlarla ilgili geni bilgi iin bk. Fahreddin Rz, erhu
Esmillahil-Hsna, Beyrut 1984, s.237-239; Fahreddin Rz, Mefthul-Gayb, (et-Tefsrul-Kebr), Darl-Ktbl-lmiye, Beyrut 2004, XXVII,24.)
2 Bk.. Franz Rosenthal, Bilginin Zaferi (trc. Lami Gngr), stanbul 2004, s.46.
3 Kendisine din bilgi de dediimiz vahiy bilgisi bu anlamda ilahi bilgiden bakadr. Vahiy bilgisi phesiz
Allahn insanlara gnderdii bir bilgidir. Bu bilgiler Allahn kelamdrlar. Peygamberler aracl ile insanlara doruyu gstermek iin sunulan bilgilerdirler. Bu bilgiler, peygamberin haberi kategorisine girmektedirler. Peygamberlere gelmi olan vahiyler insanlar iin kesin bilgi ifade eden nemli bilgilerdir.
(Bk. Rosenthal, Bilginin Zaferi, s.49.)
1

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

129

bilgi ile kastettiimiz vahiy olmayp, vahyi gnderenin yani Allahn bilgisidir. Bu sebeple aratrmamz daha ziyade Allahn bilme iini nasl gerekletirdii, bu bilme iinin gereklemesinde ilah zatn durumunun ne olduu ve bunun Allahn zatnn m
yoksa sfatlarnn m bir gerei olduu hususunda olacaktr

lahi Bilgi (Sfat) lh Zat likisi


Allahn bilen ve kendini bilen bir varlk olduu konusunda Kelamclarn herhangi bir ihtilafnn olmadn gryoruz. Allah bilen olarak vasflandrldna gre,
bu bilginin zat ile olan ilikisini burada irdeleyebiliriz. Bilgi, ayn zamanda bir ilahi sfat
olarak grlmesi bakmndan konunun sfatlar boyutu da ne kmaktadr. Genel sfat
anlay ierisinde bilgi de deerlendirilmektedir. Bu nedenle genel sfat anlaylarnn
ana hatlar ile belirlenmesi konuya k tutacaktr
Allahn sfatlar konusu, doal olarak slam dnrlerini megul etmitir. Bu
konularn tartlmasnn nedeni, sadece Mslmanlarn dier din mensuplar ile olan
ilikileri veya Yunan felsefesinden yaplan tercmeler olmamtr.4 Mslmanlarn kendileri de inandklar Allahn nasl bir varlk olduunu merak etmeleri bu konularn tartlmasnn nedenleri olarak grlebilir. Yine erken dnem siyasi olaylarnda taknlan
tutumlar ve durular bu konularn incelenmesinde bir neden olarak grlebilir.5 Ayrca
dnrlerin, baz Kuran ayetlerinin anlamlar zerinde kafa yormalar ve o ayetlerde
geen Allaha ait baz isim, sfat ve fiillerin ne anlama geldii veya ne kastedildii konular bu tartmalarn nedenleri olabilir.6 Fakat nedenleri7 ne olursa olsun gerek u ki bu
konular slam dncesinde erken dnem diyebileceimiz zamandan beri tartma konusu olmutur.

Sfatlar konusunda tartmalarn nedenleri hakknda ayrntl bilgi iin bk. rfan Abdulhamid, slamda
Itikd Mezhepler ve Akid Esaslar, (trc. M.Saim Yeprem) stanbul 1994, s.238 vd.
5 Siyasi olaylarn slam dncesinde oluan fikri ayrlklar ve itikadi blnmeler zerinde etkili olduu ile
ilgili ayrntl bilgi iin bk. Ahmet Akbulut, Sahabe Dnemi iktidar Kavgas, kinci bask, by. ts. 220
245.
6Bu konularn tartma nedeni olarak baz aratrmaclar, srarla slam dmanlarnn ve Mslmanlara
tuzak kurmak isteyen baka din ve mezhep mensuplarnn zel abalar ile bu konulara girildii tarznda grler belirtiyorlar. rnek iin bk. Taftazani, Ebul-Vefa, Kelam lminin Bellibal Meseleleri, (trc.
erafeddin Glck), stanbul 1980, s.116. Bence en nemli neden olarak bunun gsterilmesi yanl olur.
phesiz byle bir faaliyet eer varsa, baz etkileri olabilir fakat bu konulara girilmesi ve zerinde grler belirtilmesi bu hareketler olmasa bile doal bir sre olarak zaten yaanacakt, nitekim de yaanmtr.
7 slam dncesinde farkl anlaylarn nedenleri ile ilgili ayrntl bilgi iin bk. Hasan Onat, Mezheplerin
nan Esaslarnn Sistemlemesinde Kurann Rol 1-3 Nisan 1994, I.Kuran Sempozyumu Tebliler,
Bilgi Vakf Yay, Ankara 1994, s. 418-437.
4

130

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

Genelde sfatlar konusu zelde ise bilgi sfat yani Allahn bilgisi kelamclar ve
filozoflar tarafndan ele alnm bir konudur. Konu genelde ontolojik tarzda ele alnp
tartlrken zaman zaman semantik ve mantk ynlerde buna ilave edilmitir 8
Zat-sfat ilikisi balamnda sfatlarn zatn ayn veya gayr olmas konusu tartlan konularn banda gelmektedir. Baz Kuran ayetleri ve Hadis metinlerinde Allah ile
ilgili birok sfat ve isim gemektedir. Allahn bizzat kendisi bu sfatlar, kendisi hakknda kullanmtr. Kullanlan vasflandrmada bu sfatlarn zat ile ilikisi konusunda
tartmalar olmutur.
Genel olarak slam dncesine bakldnda slam filozoflar, kelamclar ve slam mezheplerinin hemen tamamna yakn Allahn sfatlarnn var olduu konusunda
gr birliine varmlardr.9 Fakat bunlarn zat ile olan ilikisi konusunda farkl grler ileri srmlerdir.
Msebbihe ve Mcessime olarak isimlendirilen baz frkalar, lah zat yaratlmlarn zatlarna benzetmek suretiyle tebihe gitmilerdir. Bu anlamda Allaha birtakm
insanms zellikler atfetmilerdir.10 Cehm b. Safvann kurucusu olduu cehmiyye
frkas mensuplar ise, Allahn insana benzememesi gerektii temel anlayndan hareketle Allahn sfatlarnn bir ksmn nefyederler. nsanlarn da vasflandrld, diridir,
bilendir, irade edendir, vardr gibi sfatlarla Allah vasflandrlamaz, eer vasflandrlrsa Allahn insanlara benzetilmesi sz konusu olur, derler. Fakat insanlarda olmayan
kadir, mucit, fail, halik, ldren, dirilten gibi sfatlarla Allah vasflandrlabileceini belirtirler.11
Sfatlar Kelam ilmi vastasyla dini akideyi korumay ve savunmay bir grev olarak gren Mutezilenin gndemine girmitir. Bu konuda Vasl b. Ata, Mebbihe ve mcessime grlerinin douraca sonularn yanlln temel alarak sfatlarn nefyi ko-

Bk..Ali Dzgn, Nesefi ve slam Filozoflarna Gre Allah - lem likisi, Ankara 1998, s.188.
Bk. rfan Abdulhamid, slamda Itikd Mezhepler ve Akid Esaslar, s. 235.
10 Mcessime ve Mebbihe frkalarn tek bir frka olarak grmek mmkn deildir. Genelde Rafiz frkalardan oluurlar. Fakat Rafizi olmayan guruplarda vardr. Bu her biri tecsim ve tebihte farkl sylemler
gelitirmilerdir. Fakat ortak olduklar genel kabulleri ise Allah hakknda antropomorfist dnceye sahip olmalardr. Bu frkalarn kimler olduu ve grlerinin ayrntlar iin bk. Eari, Makltl- slamiyyn, (thk. Hellmut Ritter), Wiesbaden 1980, s.31 vd.; sferayini, Ebul-Muzaffer, Tebsir fid-Din,
Aleml-ktb, Beyrut 1983, s. 119-121.
11 Bk. sferayini, Ebul-Muzaffer, Tebsir fid-Din, s.106; Rz, tikadtl-Frakl-Mslimn vel-Mrikin
(Thk. Ali Sami en-Near) Kahire 1938, s.63-66.
8
9

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

131

nusunu gndeme getirir.12 Sfatlarn nefyi konusunda sfat zat ilikisi temel alnarak,
sfat zatn kendisi midir? Yoksa zattan farkl mdr? Tartmalarna girilir. Mutezile tevhit ilkesinin bir gerei olarak her ne kadar kendi aralarnda farkl grlere sahip olsalar da, genel olarak sfatlar, Allahn zatnn ayn olarak kabul ederler.13
Mutezilenin sfatlar, zatn ayn olarak grmesinin nedeni, eer sfatlar zattan
ayr olursa Allahtan baka varlklarn kadim olmas gerekir endiesidir. Sfatlarn var
olmadn sylemek de Kuran ile ters dmek olacandan14, byle bir yaklam k
yolu olarak grrler. rnein Ebul-Hzeyl yle der, O ilim ile limdir ve ilim O dur.
O kudret ile kdirdir ve kudret O dur. O hayat ile haydr ve hayat O dur. Bu sylem de
aka gstermektedir ki Allahn mstakil bir ilim sfat yoktur.15 O kendi zatndan dolay bilir. Mutezile, sfatlara bu yaklamndan dolay Ehl-i snnet tarafndan muattla
olarak isimlendirilmitir.16 Mutezileye sfatlar inkr edenler yani muattla denilmesi bir nevi hakszlk olur. nk onlar Allahn sfatlarn yok saymamlar, sadece
zat ile olan ilikisinde tevhide zarar gelmesin diye byle bir aklamaya gitmilerdir.17
Mutezilenin bu yaklamna birok eletiri getirilmitir. rnein Fahreddin Rz,
bilginin dolaysyla sfatlarn zatn ayn olmad ve zat zerine zait sfatlar olduunu
kitaplarnda genelde tekrar eder. Ve bununla ilgili birok delil getirir. lemlerin ilahnn
lim, kdir, hay olmas gerekir. Biz, Allahn ilminin ve kudretinin bizzat kendisinin zat
olmalarnn imknsz olduunu bilmekteyiz. Bunun delili olarak unlar sylemek
mmkndr:
Birincisi: Allahn zat, zattr sz ile Allahn zat, limdir, kdirdir szleri
arasnda bir fark olduunu bizler zarr ve bedih olarak idrak ederiz. Allahn lim ve
kdir olmas, bizzat o zatn kendisi olmadna delalet eder.
kincisi: Allahn lim ve kdir olduundan bamsz olarak bir kimse Allahn
varln bilebilir. Yine Allahn lim olduunu bilmeden Onun kdir olduunu bilebilir
Hulusi Arslan - Mustafa Bozkurt, Sistematik Kelam, Medipres yay. Malatya 2012, s. 170 vd; erafeddin
Glck - Sleyman Toprak, Kelam, S..Yay. Konya 1988, s.176.
13 Bk. Eari, Makltl- slamiyyn,, I,244; Rz, Mesill-Hamsn fi Uslid-Din, s.51.
14 Kuran da Allah kendisi iin lim, kadir, hayy vs. sfatlar kullanyor. rnek iin bk. Enam 6/73; Tevbe
9/93, Mminun 23/92; Mmtahine 60/7; Mlk 67/1; Bakara 2/255; vs.
15 Kr. W. Montgomery Watt, slam Dncesinin Teekkl Devri, (trc.Ethem Ruhi Flal), Ankara 1981,
308 vd.
16 Eari, Makltl- slamiyyn,s.164 vd. Mutezilenin farkl izahlarnn ayrntlar iin bk. A.y. ; Ayrca
Sfatlar konusunda Mutezilenin genel yaklamlar iin bk. Mesud b. mer Sduddin et -Taftazani,
erhul-Akaid, (Kesteli erhi ile beraber), stanbul 1976.
17 Kr. Bekir Topalolu, Allah mad. DA, stanbul 1989, II,488.
12

132

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

veya kdir olduunu bilmeden lim olduunu bilebilir. Bu da bize lim ve kdir olmann Allahn bizzat zatnn kendisinin olmadn gsterir.
ncs: Allahn lim olmas vacip, mmkn ve mmteni varlklara nisbet
edilebildiinden daha umm bir taalluktur. Kdir olmas ise sadece mmkn(caiz)
varlklara taalluk etmesinden dolay taalluku bilgiye nispetle daha hususidir. Bu da
kudret ile bilgi arasnda bir farkn olduunu gstermektedir.
Drdncs: Allahn kdir olmas, makdurun (g yetirilenin) meydana gelmesine tesir eder. Fakat lim olmasnn byle bir tesiri yoktur. Baka bir anlatmla makdurun olumasnda bilginin bir tesiri yoktur. Makdur kudretin bir gerei olarak meydana gelmektedir. Bu da bilgi ile kudretin ayn eyler olmadn gstermektedir.
Beincisi: Bizim vardr szmz yoktur szmze zttr. Fakat lim deildir szmze zt deildir. Bu unu gsterir; lim deildir szmzle nefyedilen ile
mevcut deildir szmzle nefyedilen ey ayn ey deildir. Bu da bize bilgi ve kudretin ayn ey olmadn gstermektedir.18
Bu konuda slam filozoflarnn grleri ise, sfatlar Allahn zatyla kaim manalar deildir. Zat zerine zait de deildir. Bilakis o sfatlar zatn kendisidir. Eer zat
zerine zait olsa idi o zaman, sfatlar zata nispetle bilkuvve olurdu. Bu durumda zat
sfatlardan nce olmu olurdu.19 Bu sfatlar kabul etmek taaddd yani zat- ilhide
kesreti gerektirir. Bu nedenle sfatlar nefyederler. Btn eyann inkiafna mebde olmak itibariyle Allahn zat ilimdir. Onun zatnn inkiaf mebdei yine kendi zat olduuna gre O zat ile bilendir, derler.20
Filozoflarn Allah mucibn biz-zat olarak grmeleri, Kelamclarn ise filn
bil-ihtiyar olarak grmeleri21 Allahn sfatlar konusundaki anlaylarnn bir neticesidir. Filozoflar sfatlar zat zerine ilave olarak grmezler ve yaratmann daha dorusu
sudurun zorunlu olduunu kabul ederler. Genel anlay olarak kelamclar ise sfatlar
zat zerine zait grrler. Yaratmann zorunluluunu kabul etmezler.

Rz, Meftih, I,113-114; ayrca bk. Meftih, XI,89.


bn Sina, Risletl- Ariyye, (trc. Alparslan Akgen, - M.Hayri Krbaolu), Risaleler ierisinde, Ankara 2004, s.49; Gazzl, Felsefenin Temel lkeleri Makasd el-Felasife (trc. Cemalettin Erdemci), Ankara
2001, s.176177.
20 Filozoflarn sfatlarla ilgili grlerinin ayrntlar iin bk. rfan Abdulhamid, slamda Itikd Mezhepler
ve Akid Esaslar, s. 256 vd.
21 Bk.Rz, el-Metlibl-liye min lmil-lhiye, (thk. Ahmed Hicaz es-Sekka), Beyrut 1987, III,117.
18
19

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

133

Sfatlar konusunda selef anlayn benimseyen limlerin gr ise yledir: Onlar, her trl tebihi reddetmekle beraber, Allahn haber olarak isimlendirilen sfatlarnn varln kabul etmilerdir. Bunlar Allahn eli vardr fakat biz bunun keyfiyetini
bilemeyiz. Bunun nasl olduunu aratrmak da caiz deildir gibi ifadelerle tevil yoluna
gitmeden Kuranda geen ve Allaha atfedilen zelliklerin olduunu kabul ederler. Onlar genel gr olarak Allahn sfatlarnn var olduunu sylerler.22
Ehl-i Snnet kelamclar, Allahn sfatlarnn zat ile kaim ezeli sfatlar olduunu
sylerler.23 Bunlar sfatlarn var olduu konusunda genel gre uygun olarak sfatlarn
varln esas alrlar. Bunun aksini sylemenin Kuran ile elimek olacan kabul ederler. Bu sfatlar Allahn zat ile ayn mdr? Yoksa zatndan baka mdr? konusunda sfatlar Allahn dnda bir sfat olarak grmek,24 Allahtan baka bir varln kadim olmasn gerektirecei endiesi ile Allahtan baka olmadn sylerler. Sfatlar Allahn zatnn
ayndr denildiinde sfatlarn nefyi sz konusu olacandan bunun da Kuran ile elimek olduunu ileri srerler. Bu endielerle Ehl-i Snnetin sfat-zat ilikisinde gelitirdikleri sylem Sfatlar Allahn zatnn ne ayndr nede gayrdr eklinde olmutur.25
Ehl-i Snnetin bu sylemi, bir paradoks olarak grlebilir. Mantkta nc halin imknszl prensibine de ters den bir konumdadr denebilir. Fakat bunun bir
paradoks olmadn, byle bir sylemin Allah hakknda konumann getirdii bir glk olduunu belirtenler26 olduu gibi bunun farkl alardan baklmas gerektiini belirterek paradoks saylamayacan ifade edenler de olmutur. Taftazn, bunun bir eliki olmadn belirterek imknsz olann kadim zatlarn birden fazla olmas dr,
yoksa bir zat ile onun sfatlarnn ezeli olmas deildir diyerek27 bu hususu yle delillendirir. Kelamclar bu sylemdeki gayri ifadesini iki varlktan biri olmadan dierinin varlnn tasavvur ve tasdik edilmesi eklinde aklamlardr. Yani iki varlktan
birinin dierinden ayrt edilmesinin mmkn olduu eklinde ifade etmilerdir. Bu syrfan Abdulhamid, slamda Itikd Mezhepler ve Akid Esaslar, s.179.
Fahreddin Rz, Mesill-Hamsn fi Uslid-Din, (Thk. Ahmet Hicaz es-Sekka), Kahire 1989.s.43; Nesef, Bahrul-Kelam, (trc. .Hakk Uca - Mustafa Akdedeoullar) Konya 1978, s.18; Taftazani, erhulAkaid, s.77.
24 Byle grld takdirde Hristiyanlarn ilah konusunda dtkleri teslis inancna dme endiesi de
vardr. Bu nedenle Ehl-i Snnet byle bir anlayn olamayacan sylemilerdir. Yani Allahn sfatlarnn zatndan baka bir varl yoktur demilerdir. Bk. Taftazani, erhul-Akaid, s 77. rfan Abdulhamid,
slamda Itikd Mezhepler ve Akid Esaslar, s.266; Topalolu Bekir, Allah mad. DA, stanbul 1989,
II,491.
25 Taftazani, erhul-Akid, s.77 vd.
26 Bk. Dzgn, Allah lem likisi, s.191.
27 Taftazani, erhul-Akid, s.77.
22
23

134

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

lemdeki ayndr ifadesi ise aralarnda derece fark bulunmadan iki varln anlam ve
kavram olarak bir olmalar eklinde aklamlardr. Bu aklamalar, sfatlar zatn ne
ayndr ne gayrdr ifadesinin bir eliki olmadn gsterir diyerek paradoksun sz
konusu olmadn ifade eder. Yine kelamclarn on says ierisinde bir saysnn konumu gibidir dediklerini ve daha birka adan paradoks olmadn belirtirler. Taftazani
kelamclarn getirdii aklamalarn bir ksmna katlr fakat bir ksmnn da bunu ifade
etmekte yetersiz olduunu belirtir.28 Topalolu ise bunun bir paradoks olmadn: kelamclarn, sfatlar zatn ayn diyenlerin ve sfatlar zatn gayr diyenlerin dtkleri hatadan kurtulmak iin gelitirdikleri bir sylem olduunu belirterek aklamaktadr.29
Kelamclar birok kelam problemini varlk bilimi merkezli incelerken, sfatlar konusunda syledikleri bu elikili ifadenin izahnda semantik ifadeler ve yorumlar getirdiklerini gryoruz. Hatta Mutezile ile Ehl-i Snnet arasnda geen zat - sfat ilikisinde de
semantik yaklamlarn belirleyici olduunu syleyebiliriz.30
slam filozoflarna gre Allah, lemi zorunlu olarak varlk sahasna karmtr.
lemin yaratl, Allahn bilen olmasna baldr. Onun bilmesi, mmkn varln varlk alanna kmasn zorunlu klar.31 Ksaca bilmek yaratmaktr.32 Bu nedenle Filozoflara
gre, ilim sfatnn yannda irade ve yoktan yaratmay ifade edecek bir yaratma sfatna
gerek yoktur.33 Filozoflar iradeyi dilemek anlamnda deil, bir eyin varlk sahasna
kmasna izin vermek, mani olmamak eklinde anlamlardr. Filozoflarn kullandklar
ibda kavram Kelamclarn kullandklar anlamda yoktan yaratma olmayp, sudur
nazariyesinde olan ilk varlk alanna k ifade eder.34
Kelamclar ise meseleye fiil-fail ilikisi eklinde yaklarlar. Allah irad olarak,
varl ilk bata bilfiil yaratmtr. Onun yaratmas bununla son bulmayp iradesini kullanarak bilfiil yaratmaya devam etmektedir.35 Kelamclara gre Allah dier varlklar
iradesi ile yaratmtr. Kendisi dndaki tm varlklar yaratlma konusunda Allahn
varlk alanna kartmasna ihtiya duyduklar gibi varlklarn devam ettirmek konu-

Kelamclarn getirdii aklamalarn ayrntlar iin Bk. a.e, 79 vd.


Topalolunun grlerinin ayrntlar iin bk. Topalolu, Allah mad. DA. II,49.
30 Bk.Dzgn, Allah lem likisi, s.195 vd.
31 Bu konuda bn Rtn grnn ayrntlar iin bk. Betl otuksken, - Saffet Babr, , Ortaada Felsefe, Kabalc yay. stanbul 1993, s. 147.
32 Bk. Gazzl, Makasdl-Felasife, s.177, 184.
33 Dzgn, Allah - lem ilikisi, s.212.
34 Bk. Dzgn, a.g.e. s. 212 vd.
35 Dzgn, a.g.e. s.213.
28
29

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

135

sunda da Allahn var etmesine muhtatrlar. Yani Allah devaml var edendir. Filozoflarn aksine olay sudur ile bitmemitir. Devaml faal olan bir Allah anlay mevcuttur.
Allahn bilgisi ile ilgili olarak bir dier problem ise bu bilginin ezeli olup olmad konusudur.
Filozoflar ve Mutezile, aklamalar farkl olmakla birlikte, Allahn bilen olmas
konusunda Ehl-i Snnet kelamclar ile ayn gr paylarlar ve bu bilmenin ezeli olduunu sylerler.36 Allahn bilgisinin ezeli olmasnda bu guruplar arasnda tartma
yoktur. Ancak ezeli olan Allahn bilgisinin deiip deimeyecei, bilgideki bir deiikliin zatta bir deiiklie neden olup olmayaca konular slam dncesinde zerinde
durulan konulardan olmutur.
Filozoflar ve kelamclar Allahn bilgisinin deimeyecei konusunda gr birliine varmlardr.37
slam filozoflar ve Mutezile, sfat anlaylarna paralel olarak, ezeli olan Allahn
bilgisi onun zat olduundan, bilgideki bir deiiklik zatta deiiklii gerektirir, demilerdir. Snn kelamclarn da ounluu zat - sfat ilikisinde Mutezile ve filozoflardan
farkl dnseler de bilgideki deiiklik, zattaki deiiklii gerektirir, eklindeki kanaati
kabul etmilerdir.38 Fakat onlar Filozoflarn, bilgide deiiklik olarak grdkleri baz
eylerin, bilgide deiiklik anlamna gelmeyeceini belirtirler. Filozoflara gre bilinen
eyin deiiklii, bilginin de deiikliini gerektirir.39
Bilhassa Gazali, Filozoflarn ele ald ve bilginin deiimi olarak grd bilgide deiiklik olmadn syler. Razi de bu konuda Gazali gibi dnr. Hatta Gazaliden daha tutarl bir ekilde onlarn deiiklik olmadn deil o bilgilerin her birerinin ayr bir bilgi olduunu syler ve burada bir bilginin deiikliinden bahsedilemeyeceini syler.40
Bilginin hakikatinde, bilinen o eye izafet edilmek vardr. zafet deitii takdirde, kanlmaz olarak bilgi baka bir bilgi olmu olur. te bu deien iki ayr izafetin
birinin dierinden sonra gelmesi, bilenin halinde deiiklii gerektirir. Bu konuda zatn
bir tek bilgisi vardr, bu bilgi ayn zamanda, bir eyin olacana dair bilgi, olduuna dair

Bk., Rz Meftih, XXIX,229.


Gazzl, Makasdl-Felasife, s.152; Rz, Meftih, XXII,8.
38 Bk. Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, (trc. Bekir Sadak) stanbul 2002, s152.
39 Gazzl, a.e. a.y.
40 Fahreddin Rz, el-Melim fi Usulid-Din, Matbaatl-Hseyniye, Msr 1323, s.42.
36
37

136

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

bilgi ve olup bittiine dair bilgi olur. rnein, gnein tutulacana dair bilgi, tutulduu
bilgi ve tutulma sonras bilgi gibi. Bylece bilgi tek olur fakat bilginin durumlar ayr
ayr olur. Deien bilgideki izafettir yoksa bilginin kendisi deildir41 eklindeki aklamalarn filozoflara gre doru bir aklama olmad kabul edilir. nk bilgideki izafet bizzat bilginin hakikatine dhildir. Bu nedenle izafette bir deiiklik olursa bu bilgide
bir deiiklik anlamna gelir demektir. Allahn bilgisi iin byle bir ey sylemek ise
imknszdr, derler.42
Allahn bilmesi, sadece filozoflarda yaratmann nedeni olarak grlmemi. Kelamclar da bilginin dnda birok sfat kabul etmelerine ramen, dier tm sfatlarn
u veya bu ekilde dayand temel sfat olarak bilgiyi grmlerdir. Allahn dilemesi
ve yaratmas da bilgisine gre olmaktadr eklinde bir kanaati kabul etmilerdir.43
Bilgiyi yaratmann temeline koymak birok sorunu beraberinde getirmektedir.
Bilgiye bu konum verildii srece, bu sorunlarn zm ynnde ilerleme kaydedilemez. Bu nedenle yaratmay bilginin bir sonucu olmaktan karmak gerekir. Eer yaratmay Allahn bir baka sfat olan iradenin sonucu olarak ele alr ve deerlendirirsek,
yaplan bu tartmalar daha aza inecektir.
Bu konuda bir dier problem de, bilgiyi bir izafet olarak grdmzde zorunlu
olarak izafe edilen iki eyin varl sz konusu olur. Bu da varln bilgiden nce olmasn zorunlu klar. Bu varlk ister harite varlk olsun isterse zihinde varlk olsun fark
etmez. Varln olmas kanlmaz olunca bilginin varlktan sonra olmas da zorunlu
olur. Bu durum insan bilgisi iin her hangi bir problem oluturmaz. Fakat Allahn bilgisi iin kelamclar asndan sorun tekil eder. Bu durumda kelamclar unu sormaktadrlar: Allah bilmediini mi? yaratyor. Ancak bu yaklam, kelamclarn ezeli ve deimeyen bilgi anlay ile de badatrlamaz. Bu konudaki glklerin banda, Allah
hakknda konumann getirdii zorluklar vardr. bni Hazm, Allahn bilgisinin asla tarif
edilemeyeceini ve insan bilgisi ile ayn tanm altnda birleemeyeceini syler. Kesinlikle ilahi bilginin insan bilgisinden ayrlmas gerektiini ve bu anlamda bilhassa Eari
kelamclarn tenkit eder ve meseleyi kmaza gtrdklerini belirtir. lhi bilginin bn
Hazmn44 ve bn Rtn45 dedii gibi insan bilgisinden ayr olarak ele alnp, ayr tan-

Bk. Rz, Melim, s.42.


Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, s.151.
43 Mehmet Aydn, Din Felsefesi, zmir 1987, s.112; Keskin Halife, slam Dncesinde Bilgi Teorisi, stanbul 1997, s.108.
44 Bk. bn Hazm, Kitbl-Fasl fil-Milel vel-Ehv ven-Nihal, Msr 1320, V,109.
41
42

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

137

mnn yaplmas ve yukarda ana hatlaryla tartma konusu olan temel anlaylarn yeniden sorgulanmas gerekmektedir.
nsan yok iken ve yok olarak kalmas da mmkn iken insann varlk alanna
kmasn zorunlu varlk tercih etmitir. nsann, var oluu hatta varln devam ettirmesi kendisine bal olan zorunlu varlk hakknda konumasnn baz zorluklar olacaktr. te Allahn bilgisi de bu zor alanlardan birisidir. nsan ilh bilgi ile ilgili baz eyleri
konuabilmekte fakat ne konuursak mutlaka baz ynlerin tam izah edilemedii grlmektedir. Bu da insann mmkn varlk kategorisinde olmas Allahn ise zorunlu
varlk olmasndan kaynaklanmaktadr. lahi bilgi beer bilgi ayrm bu adan bakld zaman daha anlaml hale gelmektedir. Alanlar farkl varlklarn tabii olarak bilgileri
de farkl olmaldr. Bu nedenle byle bir ayrm bu alanda yaanan birok ifadesel zorluklar ortadan kaldracaktr.
Allahn bilgisi ezel bir bilgi olduu iin btn bilinenleri Allah bilir. nk tm
bilinenler, bilinen olma bakmndan ortaktrlar. Eer Allahn bilgisi bir ksmna taalluk
edip bir ksmna taalluk etmese idi, bu tahsis etmede baka bir tahsis edene ihtiya duyulurdu bu ise Allah hakknda imknsz bir eydir. Bu nedenle gklerde ve yerde ne varsa
phesiz Allah onlarn hepsini bilir46 ayetinde Allahn her eyi bildii ifade edilmitir.47
Kelamclar, Allahn her eyi bilen olmas, filozoflarn aksine cziyat da bilmesini gerektirir derler. Allahn cziyat kesin olarak bildiini O, onlar nezdinde olup bitenleri ihata
etmi ve her eyi bir bir sayp kaydetmitir48 ayetini delil gstererek aklarlar. Bu ayette
geen O, onlar nezdinde olup bitenleri ihata etmitir ifadesi Allahn cz olan eyleri bildiinin net ifadeleridir. O, her eyi bir bir sayp kaydetmitir ifadesi ise btn varlklar
bildiinin bir ifadesi olarak grlr.49
slam filozoflarnn Allah cziyyat bilmez eklindeki grlerini ortaya koyan
ve ciddi manada eletiren ilk kelamc Gazalidir. O hem Tahaftl-Felasife isimli
eserinde, hem de hayatnn son dnemlerinde yazd ve adeta hayatnn bir nevi dnm noktasn oluturan el-Munkizu minel-Dalal isimli eserlerinde bu konuyu ayrntl olarak ele almtr.

bn Rt, Tutarszln Tutarszl (trc. Kemal Ik Mehmet Da), Samsun 1986, s.253.
Mcadele 58,7.
47 Rz, Meftih, XXIX,229; Ayrca Allahn her eyi bildii ile ilgili olarak bk. Meftih. XIX,241; XXI,372;
XXII,8,9; XXIII,158; XXV,144; XXX,51.
48 Cin 72/28.
49 Bk. Rz, Meftih, XXX,150.
45
46

138

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

Aristonun Tanr iin kusurlu varlklar bilmektense bilmemek daha iyidir ve


bilginin objesindeki deiiklikler bilgide ve bilende deiiklikler meydana getirir.
Cziler hem var olularnda hem de arazlarla farkl ekillerde bulunmalarndan dolay
deiiklie maruz kalan varlklardr. Allahn bunlar bilmesi bilen olarak zatnda deiiklii meydana getirir.50 eklindeki ve buna benzer grlerinden etkilenen slam filozoflar Allahn zatn bu tr deiikliklerden uzak tutmak iin byle bir sylemi gelitirmilerdir. Daha sonra Allahn her eyi kll olarak bilir51 eklinde konuyu anlalr
yapmaya alsalar da Gazalinin eletirisinden kendilerini kurtaramamlardr.
Filozoflar bu konuda eletirme gelenei Gazali sonras da devam etmitir. Filozoflarn, Allah cziyat bilmez grlerinin yanl olduunu syleyen Mteahhirn
kelamclarndan Fahreddin Rz, bu grn yanll konusunda Kuran ayetlerinden
delillerin yannda kli bir takm deliller de getirir. Razinin akl delillerinden bazlar:
1.Allah, canllarn yaratcsdr. Yaratcnn, yarattklarn ve yarattklarnn yaptklarn bilmesi gerekir. Bu da Allahn cz olan eyleri bildiini gsterir.
2.Bilmek kemal sfatlardandr. Bilmemek ise noksan olan sfatlardandr. Bu nedenle Allahn noksan sfatlardan uzak olmas gerekir. Bu da Allahn czleri de bildiini gsterir.
3.lletin bilinmesi malulnde bilinmesini gerektirir. Filozoflar bunu kabul ederler. Allah da varln illeti olduuna gre ve kendi zatn bildiine gre malul olan cziyyat da bilmesi gerekir.52
Grld gibi Gazali sonras birok kelamc bu konulara ilgi duymutur. Kelam tarihinde Tehft gelenei olarak bilinen birok tahaftn yazlmas da bu konuya duyulan ilgiyi gstermektedir.

Sonu
slam dncesinde en ok vurgu yaplan konularn banda Allahn birlii esas
gelir. Bu birliin korunmas ve tevhide muhalif olabilecek hususlardan iddetle kanlmas genel ilke haline gelmitir. Kuranda Allahn kendisine atfettii baz isimler ve
sfatlar vardr. slam dncesinde genel anlay sfatlarn varldr. Fakat bunlarn varl kabul edildii takdirde bu sfatlarn zat ile olan ilikisi kendiliinden ortaya kmakBk. Mustafa arc, CzMad. DA, stanbul 1993, VIII,150.
bn Sina, Kitbn-Nect, (Nr. Macit Fahri), Beyrut 1985, s.283.
52 Rz, Melim, s.41.
50
51

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

139

tadr. Bu ilikide temel tartma noktas olarak iki husus ne kmaktadr. Birisi, ilah zat
nasl nitelendirilmeli dieri ise tevhit asndan ilah zatn durumu nasl olacaktr.
Allah bilen olarak nitelendirildiinde, bu bilmesi sonradan kendisine arz bir ey
olamaz, bu zatn kendisinde bir eksiklii getireceinden bu sfatlarn sonradan olmas
sz konusu olamaz, zira Allah hadis olan bir eyle vasflandrlm olur. Bu sfatlar sonradan olmamtr denilecek olursa bu durumda sfatlarn ezel olmas gerekir. Sfatlarn
ezel oluu ise tevhidi zedeler ve kadim varlklarn oalmasna neden olur.
Sfatlarla ilgili bu temel endielerin bir sonucu olarak, Mutezilenin, sfatlarn
varln kabul etmeleri ancak zattan ayr sfatlarn bulunamayacan sylemeleri Allahn hem sfatlarnn varln ispatlam hem de tevhidi muhafaza etmi gibi grnerek sfatlar vardr ve ilah ztn ayndr sylemini gelitirmilerdir. Bu sylem baz
problemleri beraberinde getirmitir. Eer sfatlar ztn ayn ise o zaman btn sfatlar
ayn olmakla dolayl bir sfatlarn nefyi sz konusu olmaktadr. Sfatlarn geerlilii ortadan kalkmaktadr. Dolaysyla Mutezilenin bu yaklam problemi zememitir.
Mutezilenin bu yaklam Ehl-i Snnet tarafndan sfatlarn nefyedildii eklinde
anlalarak tenkit edilir. Snn dnce ise sfatlar konusunda hem Mutezilenin endiesini tar hem de Kuranda aka belirtilen sfatlarn mstakil varlklarnn olduunu
kabul eder.
Bu endieleri dikkate alan Ehl-i Snnet, sfatlar konusunda sfatlar zatn ne ayndr, ne de gayrdr tezini gelitirmitir. Her ne kadar bu sylem bir paradoks gibi grnse de bir zorunluluk ve Vacibl-vcut hakknda konumann bir zorluu olarak
deerlendirilmelidir. ki taraftan hangisi tercih edilirse edilsin mutlaka bir sknt sz
konusu olmaktadr. Bu adan bakldnda Ehl-i Snnetin sylemi anlaml olmaktadr.
lh bilginin nitelii konusunda eer bilgideki deiiklii zattaki deiiklik olarak alrsak, Allahn zatnda deiiklik sz konusu olamayacandan filozoflarn dedii
gibi Allahn cziyt bilmemesi, mantk andan tutarl olurdu. Fakat bu mantk tutarllk filozoflarn haklln gstermez. nk bu karm Kuran ayetleri ile rtmemektedir. Kelamclar, Allahn bilgisi konusunda genel olarak filozoflar gibi dnyor
fakat bunun mantksal sonucunu kabul etmeyerek Allahn cziyt bildiini sylyor.
Bu bir mantksal eliki olarak kabul edilebilir. Fakat bu mantksal rgde filozoflarn
ulatklar Kurana aka muhalefet anlamna gelir. Zira Kuran Allahn her eyi en inceliklerine varncaya kadar bildiini aka ifade eder. te kelamclarn filozoflar gibi bilgiyle ilgili birok sylemi aynen kullanmalar fakat onlarn mantiki sonu olarak ulatk-

140

Zat-Sfat likisi Balamnda lahi Bilgi

lar Allah cziyyt bilmez anlaylarna katlmamalar hatta bu nedenle filozoflar


tekfir etmeleri Kurann ak ifadelerine dayanmaktadr. Gazalinin filozoflar bu nedenle tekfir etmesi kelamclar tarafndan genel kabul grp hala arln hissettirmektedir.
Gazalinin bu tutumu filozoflar ve felsefeye slam corafyasnda meruiyet problemi
yaatmtr.
lahi bilgi hakknda konumann zorluklar dnldnde, ilh bilgi ile beeri
bilgiyi ayrma tabi tutmakszn genel olarak bilgi problemlerinden bahsetmek konunu
birok noktalarnda anlatm ve temellendirme sknts oluturacaktr. Fakat ilh bilgi ve
beer bilgiyi ayrarak deerlendirmeleri ona gre yapmak problemleri daha aza indirecektir.
Kaynaka
Abdulhamid, rfan, slamda Itikd Mezhepler ve Akid Esaslar, (trc. M.Saim Yeprem) stanbul 1994.
Akbulut, Ahmet, Sahabe Dnemi iktidar Kavgas, kinci bask, by. Ts.
Arslan, Hulusi-Bozkurt, Mustafa, Sistematik Kelam, Medipres yay. Malatya 2012.
Aydn, Mehmet, Din Felsefesi, zmir 1987.
Bozkurt, Mustafa, Fahreddin Razide Bilgi Teorisi, Medipres Yay. Malatya 2009.
otuksken, Betl- Babr, Saffet, Ortaada Felsefe, Kabalc yay. stanbul 1993.
Dzgn, .Ali, Nesefi ve slam Filozoflarna Gre Allah - lem likisi, Ankara 1998.
Eari, Makltl- slamiyyn, (thk. Hellmut Ritter), Wiesbaden 1980.
Gazzl, Felsefenin Temel lkeleri Makasd el-Felasife (trc. Cemalettin Erdemci), Ankara 2001.
Gazzl, Filozoflarn Tutarszl, (trc. Bekir Sadak) stanbul 2002.
Glck, erafeddin- Toprak, Sleyman, Kelam, S..Yay. Konya 1988.
bn Hazm, Eb Muhammed Ali, Kitbl-Fasl fil-Milel vel-Ehv ven-Nihal, Msr 1320.
bn Rt, Tutarszln Tutarszl (trc. Kemal Ik Mehmet Da), Samsun 1986.
bn Sina, Kitbn-Nect, (Nr. Macit Fahri), Beyrut 1985
bn Sina, Risletl- Ariyye, (trc. Akgen, Alparslan- Krbaolu, M.Hayri), Risaleler ierisinde, Ankara 2004.
sferayini, Ebul-Muzaffer, Tebsir fid-Din, s.106; Rz, tikadtl-Frakl-Mslimn velMrikin (Thk. Ali Sami en-Near) Kahire 1938.
Keskin Halife, slam Dncesinde Bilgi Teorisi, stanbul 1997.
Nesef, Bahrul-Kelam, (trc.Uca, .Hakk-Akdedeoullar, Mustafa) Konya 1978.
Onat, Hasan, Mezheplerin nan Esaslarnn Sistemlemesinde Kurann Rol 1-3 Nisan
1994, Kuran Sempozyumu Tebliler, Bilgi Vakf Yay, Ankara 1994.
Rz, Fahreddin , Mesill-Hamsn fi Uslid-Din, (Thk. Ahmet Hicaz es-Sekka), Kahire 1989.
Rz, Fahreddin , erhu Esmillahil-Hsna, Beyrut 1984,
Rz, Fahreddin, el-Metlibl-liye min lmil-lhiye, (thk. Ahmed Hicaz es-Sekka), Beyrut
1987.
Rz, Fahreddin, el-Melim fi Usulid-Din, Matbaatl-Hseyniye, Msr 1323.
Rz, Fahreddin, Mefthul-Gayb, (et-Tefsrul-Kebr), Darl-Ktbl-lmiye, Beyrut 2004.
Rosenthal, Franz, Bilginin Zaferi (trc. Lami Gngr), stanbul 2004.

www.hikmetyurdu.com

www.hikmetyurdu.net

www.hikmetyurdu.org

Yrd. Do. Dr. Mustafa Bozkurt

141

Taftazani, Ebul-Vefa, Kelam lminin Bellibal Meseleleri, (trc. erafeddin Glck), stanbul
1980.
Taftazani, Mesud b. mer Sduddin, erhul-Akaid, (Kesteli erhi ile beraber), stanbul 1976.
Topalolu, Bekir, Allah mad. DA, c.2, stanbul 1989.
Watt, W. Montgomery, slam Dncesinin Teekkl Devri, (trc.Ethem Ruhi Flal), Ankara
1981.

Vous aimerez peut-être aussi