Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
Annamarie
Sehimmel
Dinler.
tarihine
gr
KIRKAMBAR YAYINLARI
NCELEME-ARATIRMA
33
5
Editr
RECEP KBAR
Yayn Danman
SMAL DERVOGLU
Kapak Tasann
ABDLHAMT KAHRAMAN
Dzelti
TURGAY ANAR
RECEP KBAR
Dizgi ve Mizanpaj
NLGN BAYSAL
Bask ve Cilt
BAHAR OFSET
ISBN
975-6823-09-5
EYLL
1999
DNLER TARHNE GR
Annamarie Schimmel
NSZ
D i N L E R TAR H N E G R
N SOZ
)J
D i N L E R TAR H i N E G i R
-8-
N S Z
D N L E R TAR H i N E G R
N SZ
- 11 -
DN L E R TAR i H i N E G i R i
HNG Allgeneine Religionsgeschichte, 1949'. His toire Generale des Re
ligions , 1945 f. - G. VAN DER LEEUW, De godsdiensten der wereld,
1940 f. A. BERTHOLET, Religionsgeschictliches Les eburch, 1926 v.s . E. LEHMANN ve H. HAAS, Textbuch zur Religinsges chichte 1922'. - N.
SDERBLOM. Der lebendige Gott im Zeugnis der Religionsges chichte,
1942. - M. ELADE, Traite d'histoire des religions 1949.
H. FRCK, Allgemeine Religionswissenchaft, 1928. - G. MENSCHNG,
Vergleichnde Religionswiss ens chaft, 1938. - G. VAN DER LEEU W, pha
nomenologie der Religion, 1933'. - ]. WACH, Sociology of Religion, 1950.
- W. James , Die religise Erfahrung in ihrer mannigfaltig keit. 19203 G.
WUNDERLE, Das religis e Erleben 1922. R. OTTO, Das Heilige, 1947
F. HELER, Das Gebet 1923 - E. UNDERHLL, Myticism, 1911. 'Almanca
s 1928)
Die Religion in Ges chichte und Gegenwart, 1927-1932 (RGG) - HAS
TNGS, Encyclopedia of Religions and Ethics, (ERE) 1908 v.s. - A. BERT
HOLET, Wrterbuch der Religionen, 1951.
-
Dergiler:
Archiv fr Religionswissenchaft (ARW), Leipzig. - Anthropos, Wien. Revue d'hnistoire des Religions (RHR) Paris. - Review of Religions , New
York. - Religions , London - Studi e materiali delle storia di religioni, Rom.
- Zeitschrift fr Missions - kunde und Religions wissens chaft (ZMR). Nsmen, Leiden.
- 12 -
PT DA D N L E R
DN L E R TAR H N E GR
Muhtelif dinlerde grnen kurbanlarn bir ksm, bu
prensipten ileri gelmitir: Hem eski Amerikallar tarafndan,
hem de indojernen milletlerde mesela gnee, insanlar ko
ruma kuvveti artsn diye eit eit kurbanlar takdim edilir,
dans etmek, komak veya ate yakmak gibi gnein yr
yn temsil edip yrmek takatn kuvvetlendiren hare
ketlerde bulunur.
Mana ile dolu her ey kymetlirlir; bu sebepten insan,
baka eylerde bulunan manay benimsemek veya ona i
tirak etmek maksadyla ya dmannn, ya kuvvetli bir hay
vann kan ve yrei gibi byk miktarda mana ihtiva eden
eyleri temellk etmeye alr (bu bakmdan hem yamyam
larn, hem de kelle avc'rnn kast ettiklerinin ne olduklar
anlalr.)
Ma nay byk miktarda ihtiva eden ksmlar, kan ve y
rek bir yana, vcudun ya, vcuttan kan madde, sonra da
sa ve tmaklardr. San kaybetmek, kuvvetini kaybetmek
demektir (bak. Eski Ahidde, Hakimler 1 3 - 16: Samson hi
kayesine).
Ma na'yayan eyler kahin ve amanlarn demetlerin
de grndo veclile muhtelif ksmlardan mrekkep ise
yahut ilenmeri, ham bir resim veya put eklinde bulu
nursa, bu gibi eylere feti denilir.
Zikri geen kuvvet, kymetli olmakla beraber, pek de
tehlikelidir; bunun iin insan, mana ile dolu olan ey ve
mahlOklarla serbeste muamele etmemelidir; bunlar (gene
melanesiyac bir tabir ile) tabu'dur, yani onlara yaklamak
iin etrafl ihtiyat tedbirleri lazmdr. Ayinlere bal her ey
tabudur; insanlar ise, hususi vaziyetlerde de tabudurlar:
harbe veya ava giden erkekler, lolusalar, yeni domu, ye
ni lmler tabu hkmleri altnda kalrlar.
Ayn surette hayvanlar da bir ferd veya bir cemaat iin
tabu olabilir. Totemizm denilen, bilhassa Avusturalya ve es
ki imall Amerika'da yaylm ola.n dinlerde, her taifeye
mahsus bir hayvan - bazen de bir nebat - var ki bu taife,
kendi esatirine gre, esas it,ibariyle bununla bir idi. Tavan
- 14 -
PTDA DN L E R
taifesi bu sebepten hibir zaman bir tavan avlayp yemez;
yarasa taifesi, yarasalar kendi akrabalar gibi telakki eder.
Yalnz mukaddes yemekler vastasyla totem hayvanat ile
kendine mensup olan insanlar arasndaki sk mnasebeti
ifade etmek maksadyla totem hayvan yenilebilir, fakat o
halde, resmi bir matem tutulur.
Totemizme ok yakn olan bir tasavvur, bilhassa krmz
derililerde mevcut olan ve bunlarn bir kelimesiyle, nagu
alizm ismiyle tavsif edilen bir dinde grlmektedir. Krmz
derili, ball olduu zaman, muayyen ayinler icra ettikten
sonra kuytu bir yerde yatp ryasnda hangi hayvan gre
ceini merak eder. Farzedelim ki bir kartal grnr, deli
kanl, kartal kendi koruyucusu sanr ve ona daima hrmet
gsterir.
Totemizm'de nikaha dair bir ok kanunlar var, yle ki
mesela tavan taifesine mensup olan bir adam, ayn taifeye
mensup bir kadnla katiyen evlenemez (eksogami).
Tabularn bir ksm mutlaktr; kuvvetle dolu bir madde
veya bir insandan gelen tehlikeyi tarafszlatrmak maksa
dyla, insan, mahsus merasim icad etmitir; bu meydanda
bilhassa buluget, nikah ve lme dair ayinler byk bir rol
oynamaktadr. Tabu, tam bir sari hastalk gibi, ona doku
nan insana sirayet edip onu da tabu haline getirir. Bunun
iin insan, bir ta bu ya dokundu mu , derhal mkil ve mu
fassal temizleme ve tasfiyeler icra etmek mecburiyetinde
kalr. Tabu'yu ihlal eden, otomatik olarak cezalandrlr:
eer yapt gnahn farkna varrsa, autosggestion saye
sinde lr, eer gnah ile cemaate zarar vermise, cema
atn intikam onu ldrr. Tabu ya dokunmak gibi hadise
lere mani olmak zere pek komplike ayinler gelitirilmi
tir. Pek tipik bir misal udur: Polyneziyali krallar, dokun
duklar her eyi derhal tabu haline getirecek kadar kuvvet
li ve mana ile dolu sayldklarndan, kendi elleriyle yemek
almayp hususi hademe tarafndan yedirilmeye mecbur idi
ler.
Biraz zayflam bir halde ayn tasavvural btn dinlerde ,
'
'
- 15 -
DN L E R TA RH N E G R
hatta dnyann en yksek dinlerinde bile, hala yaamakta
dr.
Fakat dinlerin ounda tabu mefhumu ikiye ayrlmtr:
iptidai bir gre gre yalnz tabu olan ey, ya profan mu
hitten ayr olarak mukaddes ve mahrem, yahut da saf ve te
miz olmayarak telakki edilmitir. Mukaddes bir yere veya
bir eye yaklamak isteyen, uzun hazrlk merasimi geir
meye mecburdur; temiz olmayan bir eye dokunan ise, yal
nz uzun tasfiye ayinlerinden sonradr ki, tekrar temizlik ha
line girer.
Geen zamanlarda din bilginleri (bilhassa ngiliz alimi
TYLOR, 1832 - 1917) Animizm'i, yani ruhlara inan, btn
iptidai dinlerin temeli sanmlardr. ahsiyetin bir aksi olan
ruha inan, galiba insan heyecanlandran ryalardan inki
af etmitir. lmn , insan son derece korkutmas phe
siz olsa gerektir; lnn vcudunda grnen deiiklik, ha
reketsizlik, skt, yaayanlar artmtr. lnn dostlar
nn ve akrabalarnn ryalarnda grnmesi onun - belki
ekli deimekle beraber - hala yaad dncesine insan
lar inandrmtr. Belki de insann bir ksmnn, yani ruhu
nun, lmden sonra yaamaya devam ettiini zannetmiler
dir. Bu gibi tasavvurlara gre, insann ruhu ile glgesi ara
snda sk bir alaka vardr; efsane ve esatirde ara sra u mo
tife rastlarz: glgesini kaybeden bir insan, ruhunu da kay
betmi gibi temsil edilir.
Alman edebiyatnda bu hikaye tipinin iki mehur misali
vardr: CHAMSSO, Peter lemil, glgesiz adam; HOF
MANNSTHAL, Die Frau ohne Schatten.
Baz iptida! milletlerin zanlarnca, bu "glge robu 'hun
yannda insann hayat! kuvveti olup lmde yok olan ve
ekseriya nefese bal olan ikinci bir ruh vardr. Bu mefhum,
hem nefes ile nefs arasndaki itikaktan belli olur, hem de
can kelimesinde ki eski Farsada vyana, nefes , demektir.
Antik dinlerde - inkiaf eden jenius mefhumu - yani her in
sann kendine mahsus koruyucu ilham verici bir perinin
varlna inan bu esastan teekkl etmitir.
- 16 -
PT DA D N L E R
Bundan baka ruh hakknda muhtelif tasavvurlara rastla
yabiliriz; ruh ara sra kanda yaar gibi tasavvur edilir; baz
telakkilere gre insann , drt ve daha fazla ruh nev'i, ya
hut ruhani kuvvetleri vardr. Pek sk rastalanan tasavvurlara
nazaran, ruh vcuttan ayrlarak baka yerlere gidebilir; in
san, ruhunu bir aa, yahut herhangi bir yerde saklayabilir;
hem Afrika'da, hem de Orta Anerika'da yaayan bu fikirle
rin bir aksi, bugne kadar efsane ve lejandlarda grnmek
tedir. Ruh bazen de havyan eklinde temsil edilir: ku ve fa
re, ylan ve kelebek bu ruh hayvanlarnn en mehur m
messillerdir.
l ruhuna hrmet gsterip de kurban vernek Hzm ge
lir; nk o, istemeyerek bu dnyadan ayrldn.dan hala
burada yaayanlara ziyan vermek ister. Onu teskin etmek
iin kurban ve hediyeler takdim edilir. Baz milletlerce, bu
dnyada fazla manaya sahip olan bir kii - mesela bir ka
b'ile reisi, bir kahin - br dnyada da gayet kuvvetli ve
kudretli oluyor. Byle bir insan lrse, ahirette de messir
olmaya devam eden manasndan istifade etmek maksady
la ruhuna byk mikyasta kurban ve teberrler verilir.
Umumiyetle, bu eit kurbanlar yalnz aileye mensup ller
iin hazrlanr.
Bir Zulu, ceddi hakknda u szleri kullanyordu: "O, l
dkten sonra yaar gibi bize kar davranacaktr. Bizden
baka insanlara niin baksn? Yalnz bize bakacaktr. " Ba
ka bir zenci de " Baba, ldkten sonra bile zenci iin ky
metli bir hazinedir" diyordu.
Ecdat ruhlarndan bilhassa ailenin geliip remesi ve
genlerin izdivac iin bereket istirham olunur:
Hindistanda llere verilen kurbanlarda yle niyaz edi
lir: "Bana kuvvetli oullar verin, ecdadm, bana kuvvetli
oullar verin, dedelerim, bana kuvvetli oullar verin, baba
larm."
Ailenin salam kalp da ruhlara geleceklerde teberrular
da bulmaya devam edebilmesi iin buday,; bytmeleri de
ecdattan istenilir.
- 17 -
D i N L E R TAR i H i N E G R
Bu dnyadan ayrlan ruh nerede ikamet eder? Bu mese
leye dinler kadar ok cevaplar vardr. En mhim tasavvur
lara gre , ikametgah ya hava ve rzgarda, ta veya nebat
larda, yahut yer altnda, denizlerin tesinde veya gklerde
bulunan bir l lkesindedir. Ara sra bu l lkesinde
muhtelif tabakat bulunduu sylenilir; o halde, fazla mana
ya sahip olan kral ve kahinler ahirette de en gzel yerlere
gidecekler; avam ise, ya daha aa ve alak bir yere gide
cek, yahut dnyada ldkten sonra ahirete gelmeksizin
derhal yok olacaklar. Bazen de, l ruhlarnnn ahirette bir
mddet yaadktan sonra ikinci defa kat'i olarak lecekleri
ne inanlr.
Zikri geen bu iki tasavvurun, yani bir taraftan maddele
rin hususi bir kuvvet ihtiva etmesinin, br taraftan ruhlara
inannn birlemesi, Animatizm denilen bir dinin esas ol
sa gerektir. Bu tabir, btn tabiatn canl olarak kabul edil
diini ifade etmektedir. Bir yandan, cin, peri, gul ve saire
tabiata bal olan ruhlar - imek devleri, su perileri ve bu
na benzer mahlfikat - bir yandan da canl saylan madde ve
eyler bu geni sahada bulunmaktadr.
eremis kyl, eski ve ypranm ayakkablarn bir aa
ca asp onlara hitap ederek kranlarn ifade eder ve bu
vefal hizmetilerine iyi rahatlk ister: bu, iptidai canlandr
rn<mn pek gzel bir misalidir. Bir iki misal daha Afrika zen
cik:rinden biri olan Ksova, at rmaa "rmak, beni yeme"
diye niyaz eder; Ainu, buday ilahesine bereketli mahsul
verdii ii teekkr eder.
Zaman ilerledike insan, bu gibi balanglardan ileri ge
len mahsus ilahlar tasavvur etmeye balamr. Bu geme
eski Msr dininde gze arpmaktadr: Orada, ilahlarn b
yk bir ksm, tasvirlerde hayvan balar ile gsterilmi, me
rasimde mukaddes hayvanlar eklinde temsil edilmitir.
nk iptidai insan, korka korka ve rke rke hrmetleri
ni, fil, arslan, ylan, boa gibi kuvvetli veya esrarengiz hay
vanlara sunmutur.
Hem iptidai, hem de yksek dinlerde tabiat ruh ve cin-
- 18 -
i PTi DA D i N L E R
lerinin yannda faalyet ilah/an da var, mesela insana rahat
szlk veren hastalk devleri. nsan onlar ya efsun dualar,
frk ve bu eit sihirlerle kovmaya, yahut da kurban ve
niyazlarla yattrmaya alr. nsanolunun ilerini de mah
sus ilahlar tahakkm altnda tutmaktadrlar: bu gibi ilahlarn
dnyann hemen her kesinde yaylm bir taifesi, harp
ilah/andr. Bundan maada mesela Eve zencilerinde bir ar
ilah, krmz derililerin bir airetinde zenginlik baheden
bir mal ilahesi bulunur. Bu faaliyet veya mtehasss ilahla
r bilhassa eski Yunan, Romal ve Baltk dinlerinde byk
bir rol oynamlardr. O zamanki insan, hemen her iinde,
her halinde, nereye gitse, nerede kalsa, baka bir ilaha ni
yaz etmitir. Eski Yunanlar mesela, kadnlar bayramnda
Kallogeneia, yani "gzel doum veren" adl bir ilaheye tap
n, bulu anda nevnema veren Tballa ve Auksesiya'
ya mracaatta bulunmulardr.
Dinlerin ounda yer ilah tan mevcuttur. Bunlara, mah
sus bir yere bal olduklar iin yalnz bu zel yerde taplr;
kendi lke veya ehri iin mesul olan bu yer ilahlar bu
mntka ve burada oturanlardan bakasn himaye edemez
ler.
Bu nev'i tabiat veya yer ilahlarnn faaliyet muhiti epey
dardr ama, yava yava geniliyebilir de. lah, hususiyetle
rini yardm edici, koruyucu sfatlarn aleltlak benimsiyor: o
halde, rmak ilah yalnz sularda boulanlara deil, btn
insanlara her tehlikeye kar yardm edebilir.
Baka bir inkiaf, ayr ilahlarn birlemeleridir: ayr tabi
at fenomenlerini ahslandran ilahlar, bir tek byk tabiat
ilahnn ekline girerler veya Yce Tanrnn fonksiyonlar
saylr. Esasen her imek birer ilahdr, sonra insan btn
bu fenomenleri kartan bir imek ilah mefhumuna var
m, daha sonra da imekler samak Yce Tanr'nn bir
fonksiyonu olarak telakki edilmitir.
Muhtelif milletlerin birbirine karmas sayesinde bu mil
letlerin ilahlarnn da birlemeleri muhtemeldir; mitoloji, bu
gibi hadiseler, ilahlar arasnda harpler veya nikahlar ve h-
- 19 -
D N L E R TAR H N E G R
- 20 -
PT DA D i N L E R
Bu dinin en gzel misali eski Trklerin, muhtelif alimler
tarafndan Ortaada bile anlatlm bir dinidir. Tann mef
humu zaten hem gn kendisini, hem de insana nizam ve
ahlak reten semavi prensibi ifade eder; ortaal bilginle
rin anlattklarna gre, bu Tengri btn dnya'y yaratm,
imdi mahlfikatna ya saadet ya ceza verir. Baka bir riva
yete gre , hareket etmeden yaratt bu dnyaya bakar. in
dininde de greceimiz vehile, gn hem ahsi hem de
gayri ahsi birer taraf vardr.
Ekseriya "baba " denilen bu ilaha - ara sra ilk mahsulden
sunulan bir hediye mstesna - hemen hi bir teberruda bu
lunulmaz. Ona mahsus ayin ve merasim yoktur; nk esa
sen iyi olduundan onu, fena ruhlar ve tehlikeli devler gi
bi, kurbanlarla teskin etmeye lzum yoktur. nsan bu Tan
rya hemen hi niyaz ve dua etmez. Bu sebepten, yaratc
nn iptidai dinlerin ounda kendinden daha faal ruhlarn
yannda ehemmiyetini kaybetmi olmas ayan hayret de
ildir.
Bu iptidaf menoteizm mefhumu, P. W. SCHMDT ile ta
raftarlarnca, ilahiyat bir grle mdafaa edilmektedir. p
tidai milletlerde, yaratltan kalan bir tabii iyilik, Allah' ta
nyp sevmek iin bir kudret kalmtr ki, sonraki inkiafta
gittike kaybolmutur. Onun fikirleri, bundan evvel hakim
olan inkiaf doktrinlerine kar bir reaksiyon olsa gerektir;
nk bundan evvel dinin kklerinin ne olduklarna dair
grdmz telakkiler, monoteizmin asrlar boyunca mana
ya ve ruhlara inantan, politeizmden gelitiini sylemiler
dir. Bu muhtelif cereyanlarn hangisinin doru olduunu
bilmiyoruz ve herhalde daha sonra da bilmiyeceiz; bildii
miz yegane hakikat, bu eit eit dini olay ve tasavvurla
rn, insan st bir kudrete kar duyulan hayetten husule
gelmi olmasdr.
- 21 -
D N L E R TAR H i N E G R
Ursprung der Gottesidee, (imdiye kadar 9 cilt) - j. W. HAUER, Das reli
gise Erlelmis auf den unteren Stufen, 1923. K. BETH, Religion und Ma
gie bei den Naturvlkern, 1 927'. C. H. RATSCHOW, Magie und Religi
on, 1946 K. Th. PREUSS Die geistige Kltr der Naturvlker. - G. VAN
DER LEEUW, De primitieve mens en de religie. 1952'. U. HARVA, Die
religisen Vorstellungen der uralaltaischen Vlker (FFC 1 25) 1939. G.
NORADZE, Der Schamanismus bei den sibirchen Vlkem. 1925. H.
WEBSTER. Taboo, 1942
-
- 22 -
N D N L E R
DN L E R TARH N E G R
" "
- 24 -
I N D N L E R i
D N L E R TA R i H N E G R $
Tao te king yani tao le f<!_il_U1akkndaki kita_adl!_kk
eseririTblrgU-nril-kye yazdrm, sonra yeri bellrolmaks
-zn kaybolmu. (Bu sahneyi - LAOTSE ile gmrk - ara
sra in resimlerinde grmekteyiz.) Baka bir rivayete gre,
stad, akirdlerinin hazr bulunduklar bir yerde lmtr.
Tao te king, in dininin, anlalmas son derecede zor bir
eseridir. Sayya gelmeyen alimler, onu Avrupa dillerine e
virmeye uram iseler de, pek muvaffak olamamlardr.
8 1 ksa babta evvela tao, sonra da te'den bahseden kk
Kifahnn unvanniDile ayn1-ke1imderle-tercme e<leffie;Tii:
ler; her mtercim bu kelimelerin yeni bir karln bulma
ya urat gibi, kitabn kelimelerine de kendi fikirlerine
gre bir mana vermitir. Kk kitabn srr, en eski misti
in bir numunesi olmasdir:-uoSE, bu eserinde mis-tik
mefhum ve tasawurfara--ina dilinde ilk defa bir ekil ver
meye almtr; bunun iin setii tabirler, gsterdii re..,
mizler ak ve muayyen deildir. Bundan maada, in dili
nin hususiyetleri, eski zamanlarn bizim mantmza uyma
yan ifade tarz, kk eserin tercmesini bir kat daha g
letirmitir.
Tao'nun mahiyetinin ne olduu,LAOTSE'ce yalnz men
fi tabirlerle ifade edilebilir (bu, btn milletlerin byk mis
tiklerinin bildirdikleri bir hakikattir:
Ona bakarken, onu gremiyorsun: Farkna varlmaz de
nilir. Onu dinlerken, onu iitmiyorsun: itilemez denilir.
Yksek tarafna (yang) gelince aydn deildir; aa taraf
na gelince karanlk deildir. Ona kar giderken onu gre
miyorsun. Ardndan yrynce, sonunu gremiyorsun.
1
Tao her eyden evvel mevcut idi; o, btn eylerin pren. i sibidir. Tao'dan dnya kar: o, "bir olan" tevlit ettikten
)O' sonra, "bir olan" yang ile yin denilen ikilik doar. Bu ikilik
ten ise okluk husule gelir.
LAOTSE'nin zel bir tasavvuru, bu yaratc kuvvetin, yu
muak olmakla beraber her kuvveti yenen suya benzetme
- nsan ise, tao'ya benzemeye alsn; ilemesi,--Tfome-
mesi gibi olsun, almas almamas gibi. ":!!_1!:._-_Wei, yani
- 26 -
N D N L E R
"yapmamak" prensibi, Taoism'in bir lksdr: nsan, dn
yanizamna iyaraityaanaTl,-kendi gayretlerini sarfetmek
sizin tao'nun kanunlarna ittiba etmelidir; byle bir skunet
iinde yaarken dnyann tabii nizamn muhafaza etmek
suretiyle mesut bir hayat srebilir. Hkmdar bile, byle bir
ilememesi sayesinde devletini en mkemmel surette idare
eder, nk:
Memlekette ne kadar fazla ey men ve yasak edilirse,
millet o kadar fakir olur. nsanlara kar yaplan muamele
ne kadar hilekar ve marifetli olursa, insanlar arasnda o ka
dar inanlmaz hileler meydana kar. Ne kadar ok kanun
ve emirler bildirilirse, o kadar harami ve hrsz zuhur eder.
Bu ahlak kanunlar tek kiiler iin deil, ayn zamanda
da milletler arasndaki mnasebetler iin verilmitir:
Bir devleti byten, o'nun sanki en aa nehir havzas
n tekil etmesidir ... Memlekette kadnn roln oynamas
dr. Kadn, itiraz etmeksizin itaat etmesinden dolay zevcini
idaresi altna alr. Demek: byk devlet kk devletlerin
itaat altna girince, kk devletler onun eline geer, aksi
takdirde, kk devletler onun eline geer, aksi takdirde,
kk devletler itaat vastasyla byk devletleri ele geirir
ler.
Byle bir tavazuun yannda merhamet de bulunur. Ka
mil alim, insanlarn hepsini, dmanlarn bile, sevgi ile d
nr.
yilere kar iyilik gsteriyorum; iyi olmayanlara kar ge
I
, ne iyilik gsteriyorum; bu suretle, hepsi iyi olurlar.
Harp, yalnz bozulmu nizam tamir etmek iin helaldir;
halbuki: Harpte kazanan ise, matemli olanlarn tarafndan
dunnaldr. LAOTSE'nin retmek istedii derin_ hakikatler,
in zihniyetiillle--e-rln--b1r._tes1r--G1rakmantr. Kendisi
"fo'yai1azaran aydnlatlm olannn akl, insanlarca karan
lkla kaplanmtr" diye, bu halden ikayet etmitir.
M. . 3nc asrn ortasnda yaayan UVANG - TSE, La
otse'nin doktrinlerini ikmal etmitir. Eserlerinde arasna
hem KUNGFU - TSE'nin alim ve mtebahlir taraftarlar,
- 27 -
DN L E R TAR H N E G R
hem de Taoism' in aznalar aleyhine mutedil mnakaalar
grnmektedir. UVANG - TSE, in'in en byk edebiyat
larndan biri olduu gibi, kendisinden bir az sonra ky
metli eserlerini veren MENG - TSE, alemmul bir merha
metin, derin bir efkatin mmessilidir.
Taoism'de en eski zamanlarda bile bir ynden kuvvetli
bir kviyetism, "ilememek" emrinden kan bir sekincilik,
husule geldii gibi, br ynden LAOTSE'nin esrarengiz ve
mphem szlerine bir mana verilip onlardan sihir szleri,
efsun ilemek iin talimat elde etmee allm, tao ise,
uzun mr veren, belki lmszlk baheden sihirli bir
kuvvet olarak telakki edilmitir. Bundan dolaydr ki, Ta
oism'in kahinlerinin (bilhassa M.. 2. asrdan itibaren)
memlekette pek geni ve nemli bir yer alan ruhlara inan
ta artka ehemmiyet kazanan byc ve fal sanatn bilen
kahinler roln oynamalar alacak bir hal deildir.
Budizm in'e geldii zaman, Taoist'ler cenuptan gelen
bu dinde kendi fikirlerine benzeyen bir ka olay bulmular
dr. Taoism'e ait olan baz ilahlar Budizm"in tesiri altnda
ekillerini deitirmilerdir; fakat yeni dinin en mhim tesi
rini, Taoism'de rahip cemaatlarnn gelimesinde grmekte
yiz. LAOTSE'nin asli fikirlerinde, bu gibi cemaatlara dair bir
tek kelime bile mevcut deildir; o, bilakis ilk planda pek
esoterik ve ferdin kurtuluundan bahseden hikmet szleri
bildirmitir. Milattan sonra l. asrda in'de ortaya kan bir
taoist "kilise", ki reisi siyasi kuvvete bile sahipti, yine LAOT
SE'nin fikirlerine tam muhalif olan bir messesedir.
17. ve 18. asrda in kltr jezvit misyonerler tarafn
dan Avrupa'da ilk defa tantld zaman garbn dikkatini
celbeden din, LAOTSE'nin szleri deil KUNGFRUTSE'nin
doktrini idi. Bu doktrin, Avrupallara akla uygun bir dinin
mkemmel numunesi gibi grnm, aydnlatma devrinin
bilginlerinin dini tasavvurlarna pek uymutur. Mehur Al
man feylesofu LEBNZ'in, inlileri dnyann en mkemmel
milleti sayd malmdur - yegane noksanlar - ona gre sa'da grnen ilahi vahyin onlara henz gelmemi olmas- 28 -
N D N L E R
dr.
KUNGFUTSE'nin rettiklerinin, in devletinin milli dini
olmas uzun bir inkiafn neticesidir. M.. 59 senesinden
balayarak KUNGFUTSE'ye imparator, memur, mektep o
cuklar tarafndan devlet ilahna layk olan bir ekilde tapl
m, kendisine saysz mabetler vakf edilnitr. 1906 senesin
de neredilen bir fermana gre imparator, gk ve yere ait
ruhani rutbesini bu alime de ita etmitir. M.. 551'de do
an, 489 da vefat eden KUNGFUTSE'ye gelince, bu hali gr
m olsayd arrd. Kendine "din kurucusu" nvann bi
le vermezdi nk. Onun gayesi, memleketin kark siyasi
vaziyetini tanzim maksadyla dinin eski merasimini tekrar
ihya etmekti. Bu sebepten i-king (305 muhtelif arky
muhtevi "arklar kitab") ve u-kingin taril1 malumat ve
vesikalar gibi maziye ait mhim eserleri toplayp kendi
zannnca bozulmu olan paralarn sildikten sonra memle
ketinin, lklerine gre gsterilen bir maziyi, temiz de bir
gelenei aksettiren muteber milll edebiyatn yaratmtr.
KUNGFUTSE'nin szleri, dini emir ve talimat deildir;
yalnz ahlak hakkndaki usul ve kaideleri ihtiva etmektedir.
Ona gre tao, bilhassa insann yryecei doru yol, yani
ahlak prensibidir. Fazilet, klasik devre ait eserlerle megul
olmak suretiyle muhafaza edilmektedir. nsann en nemli
ii, merasim ve ayinleri titizce icra etmesidir. nk Li-king
(ahlak, adab zerinde kitap) syledii gibi, merasim, hak ve
avam birbirine balayan benddir; bu bend alrsa, halk te
la iinde kalr.
KUNGFUTSE'nin dine kar ald vaziyet tamamyla ras
yonalistik olduundan, insanlarn derin dini duygu ve ihti
yalarn tatmin edecek kadar canl olmamtr. Doktrinin
temeli, inlilere mahsus fazilet olan ve be esas mnasebet
te kendini gsteren hrmettir: ana baba ile ocuklar arasn
daki hrmet, kar kocann birbirine gsterdii hrmet, kar
deler arasndaki hrmet, dostlar arasndaki hrmet, amir
ile memur arasndaki hrmet. Bu, btn hayatn en mhim
temelidir. Mesut bir hayat srmek iin, insann u kaidelere
- 29-
D N L E R TAR i H i N E G R
uymas lazmdr: Hayatn btn tezahrat, btn hallerinde
itidal, tefrit ve ifrattan kamak, iyilere kar iyilik, ktlere
kar adalet gstermek.
nsanlara kar . mmkn olan adaleti icra edip, Hahlarla
devlere ihtiram gstermekle beraber hepsinden muayyen
bir mesaferde bulunmaya almaya "hikmet" denilebilir.
Faziletin en yce derecesi, bir insann daima deimez,
orta yoldan yrmesidir.
Alicenap ruhlu adam iin en mhim ey adalettir. Bunu
icra edince ahlak ve edeplere gre davranr, onlar tevazu
ile ifade, vakar ile icra eder. Alicenap ruhlu adam byledir.
KUNGFUTSE, almalar ile asrlardan beri hkm sren
milll dinin geleneklerini yeniden canlandrmt; onun ahlak
sistemi, bilhassa cemiyet ve millet ii yaratlmtr. Sevdii
milletini siyas bir terbiye vastasyla saadete klavuzlamak
KUNGFUTSE'nin gayesi idi. akirtleri, fikirlerine daha mun
tazam bir ekil vermeye uramlardr. O byk tanzim
edicinin doktrinleri, imparatorun gn olu olmasn ifade
eden tasavvurlarnn daha fazla dinin merkezine koymala
rndan dolay, seneden seneye hret kazanmaya balam,
nihayet milll din olarak kabul edilmeye muvaffak olmutur.
M.. 2106'da meydana gelen Han dinastisinin ilk hkm
dar, KUNGFUTSE'nin mezarnda teberrular da bulunmu
tur.
Arttka kemikleen milll din gayet dakik ve noksansz,
en ufak teferruatna kadar tayin edilen bir merasim sistemi
halini almtr. mparatordan baka kimselerin icra edeme
yecekleri bir tren, payitaht olan Pekingi ehrinin cenub
(yani yang) tarafnda bulunan gk mabedinde babasna
-yani ge- takdim edilen kurband . ehrin br ucunda,
"yer prensi" en mensup merasim yaplmtr. Dinin merke
zini tekil eden bu eski ibadete .asrlar boyunca yeni mera
sim katlmtr; ilahlarn says bym, yeni ilahlar ortaya
kmtr. mparatorun, iptidai halk dininde yaayan mte
addit dev ve cinleri muayyen bir makama ykseltebilmesi
iin, bir insan lmnden sonra istedii gibi ilah derecesi-
- 30 -
N D i N L E R
ne karmas pek byk bir i saylmaz. br taraftan im
parator, sulu grnen memurlar ve millete felaket gnde
ren ilahlar azledebilirdi. nsan ile ilahlar arasndaki had pek
kesin deildi. Halk, eit eit faaliyet ve yer ilahlarna tap
maya devamla yeni ilahlar da icat etmitir. Bu yeni ilahlar
arasnda bizi ilgilendirecek bir ahsiyet, 14. asrdan itibaren
dini hayatta mmtaz bir yer tutan "edebiyat ilah" dr. Ede
biyatn in'de oynad mhim rol ise malum olsa gerektir.
Resmi dinin ekseriya, emredilen merasime bakmak, bin
bir talimata gre davranmaktan baka bir ey olmamasna
karlk, mukabil kuvvet, bir taraftan yars mistik, yars da
by olan iptidai Taoizm, br taraftan da milattan sonra
Hindistandan in'e gelmeye balayan Budizmin merhamet
li, teselli verici ruhu idi.
- 31 -
NTO ZM
- 32 -
NTO ZM
des da olan Fujiyama'ya gidenler iin en mhim ve ha
yetli an, yeni doan gnee tapmtr. Amaterasu'nun sem
bol olan parlak bir ayna, her mabedde mevcuttur. Gne
yannda mukaddes da, rmak ve aalar, gk grlts,
rzgar ve ate ilahlar ve daha birok ruhani varlklar mem
leketin her kesini doldurmaktadr; yemek veren pirin ila
h, umumiyetle koruyucu bir ilah haline gelmitir. Her esna
fn ilahlar vardr, kazan ve tava , kalem, ine, hemen her
ey bir ilaha baldr.
in dininin tesiri dolaysyla ecdada peresti daha fazla
inkiaf etmitir; atalara da teberrularda bulunulmutur. Baz
insanlar da, bilhassa zaten ilahlarn olu olan imparator ile
yksek rtbeli memur ve askerler ilah mertebesine kabil
milerdir; mesela ilim ve yaz sanatnn ilah, 874 903'te ya
ayan bir edebiyat (MCHZANE) dir. Bu ilahlar erefine
tertiplenen trenlere btn millet itirak etmektedir.
lahlar geri bir taraftan muhtelif resimlerle temsil edil
milerdir, lakin br taraftan bu resimlerden daha kymetli
birer timsalleri vardr ki, halka gsterilmeyip mabedlerin
harimlerinde saklanlmaktadr; iki kutu iinde muhafaza
edilen bu timsaller, bir ayna, bir kl veya baka resmi bir
maddedir.
lahlara tapmak hemen her yerde mmkndr ama, ipa
det ekseriya miya veya jinya denilen, byk bir dua salo
nu ile bir kudslakdesi ihtiva eden mabedlerde vuku bul
maktadr. lahlarn evleri sanlan bu abedlerin adeti, b
tn Japonya'da 100.000'den fazla olsa gerektir. badet, dua
ve kurbandan -bilhassa yemek kurbanlarndan- ibarettir.
Her insan niyaznda kendi isteklerini ifade edebilirse de,
ibadetin gerek merkezi, kahinlerin resmi dualardr. Kahin
ler evlidirler; eski zamanlarda, asil ailelere mensup hatunlar
da, kahin vazifesini grmlerdir. Mabede yaklamak iste
yen, ancak tain bir halde temiz olmak artyla ieri girmeye
izin alabilir. Temiz olmamak en byk gnahtr; ahlaki bir
gnah anlam bunun yannda byk bir yer tutmamaktadr.
Baka dinlerde pek kuvvetli olan ahlak felsefesi intoizm'de
-
- 33 -
D N L E R TAR H i N E G R
bulunmamaktadr, bununla beraber intoizm ahlakszdr
denilemez; insanlar hem d, hem de i temizliine kavu
turacak ekilde terbiye eder.
18. asrda , birka bilgin, gittike artan yabanc tesirler
karsnda msavi ve hatta faik bir mevki alsn diye yerli di
ni geniletip islah etmilerdir; intoizm'in doktrinleri bile, o
ilahiyatlara gre ilahi bir vahyin meyvesidir. Saysz tabu
larla ihata edilen imparator (Mikado, Tenno) asrlarca hk
mete hemen hibir tesir brakmadan Kyota'da oturduktan
sonra 1868 senesinde hakiki hkmdarlk etmeye balam,
into'nun milletin dini olduunu ilan etmitir. Halbuki 1889
senesinden beri yine umumi din serbestlii ilan edilmitir.
imdi halkn o/o 30'nun into dinine mensup olduu syle
nebilir; fakat halkta into ile Budizm arasndaki hudut pek
seyyaldir.
.w r
...
;c;
- 34 -
E S K AME R KAN D N L E R
- 35 -
D N L E R TAR H N E G R
maz ve tahammlfersa riyazetden ibaretti . Bazen ehram
eklinde bina edilen muazzam mabetlerde kocaman, korku
verici heykeller bulunmutur; sathlar, klasik lklerinize
pek uymayan, lakin btn karklklaryla beraber ok sa
natkarane ve manas derin olan tezyinatla sslenilmitir. Bu
gibi kabartmalardan, Aztek kahinlerinin gayet komplike ve
dnyann btn takvim hesaplarndan mkemmel bir tak
vim nizamn tertiplediklerini renmekteyiz. Merasim pek
zalim olmakla beraber insanlarn da ilahlarna snp mer
hametlerine gvendiklerini bize gelen baz ilall ve gzel
dualarndan istidlal edebiliriz.
Yukatan'da oturan Maya milleti, ibadetinde, Azteklerinki
kadar kan dkmemitir. Onlar, gne ilah yannda baka
milletler gibi muhtelif tabiat ve faaliyet ilahlarna da tapm
lardr. Halkta eski dinin tek tk zayf artklar resmi katoli
sizmin sath altnda hala yaamaa devam etmektedir.
Peru'lulara gelince, onlar da her yerde bulunan gne
ilahna tapnmlardr. Halbuki bu ilaha layk ibadet, yalnz
nka ismiyle mehur olan hkmdar ile alimler tarafndan
icra edilebilmitir. Orada da tabiatla alakal tabiat st var
lklara hrmet gsterilmesi phesizdir. Senede bir ok bay
ramlar yaplm ise de, ilahlara, insan kurbanlar az ve na
diren takdim edilmitir. Peru'da, ruha inann hakim olmu
bulunmas muhtemeldir; nk - tam Msrda grld
vehile - len nka'nn cesedi itina ile tahnit edilip byk
mezarlarda muhafaza edilmitir.
- 36 -
G. C. Vaillant,
E S R M I S I R
37
D N L E R TAR H N E G R
Memleketin muhtelif yerlerinde ekseriya hayvan eklin
de temsil edilen yer ilahlar vard ki onlara mahsus hayvan
lar takdis edilmiti . Bu mukaddes hayvanlarn en mehur
misali, Apis boasdr. O, en eski Msr hkmdar slalesi
nin zamannda memleketin kltr mekezini tekil eden
Menif ehrinde yerletirilen Ptah adl byk ilahn mukad
des hayvandr. Kendisi yaratc ve ekil verici olduu iin,
sanatkar ve heykeltralarn da koruyucu ilahdr. Zevcesi,
aslan ba ile tasvir edilen Sehmeftir; onun bir akrabas,
kedi bal Bastet, cazibeli bir ak ilahesidir. Bu ilaheye ait,
Bubastis denilen bi yerde, iinde yzlerce kedi mumyas
gml bir mezarlk bulunmutur.
lahlarn eit eit hayvanlarla mnasebetleri vard; ka
ra leylek, ebek, ko, timsah, doan, inek ve daha birok
hayvanlarda tecelli e<lcn ilahlara tapnlmtr.
En e:;ki zamanlardan balyar.k Msr'cla Lir gnc.::; ilah
nn prcstii umumiyetle yaylmt. I3ti.in taiata, tu
me vc uda ta hareket veren, Re Jiy.: isimk:Jiril.:n gn.: ila
h, her gn ka y yla gkkriu etrafmJa Julap saalleyin
glge ve z ulmetin lku alCp eller. Asrlar boyunca
On (bugnk Heliopoli:;) elrinJeki ilahiyatlar teferruatl
bir gne teolojisini gelitirmi, Re'ye atfettikleri kuweti art
trmlardr. Memleketin saysz ilahlarnn ounu Re'nin te
cellileri olarak ilan ederek gne ilah ile birletirmilerdir:
"Sabahleyin Khepra, le vakti Re, akamleyin Tbum adla
r ile vasflandrlr." lahiyatlarn fikir sistemlerinde ilahlar,
sonraki mitolojide byk bir rol oynayan lk veya do
kuzluklarda tertiplendirilmilerdir. Hristiyan teslis speklas
yonunun, baka dinlerde de sk sk rastlanmakla beraber
bilhassa Msr'da gelimi olan bu fikirlerin tesiri altnda kal
m olmas gayet muhtemeldir.
lm ayinlerinde zel bir ehemmiyeti olan ve hellenis
tik devre kadar byk bir rol oynyan !sis ile Osiris hakkn
daki mitler ise, eski yaratl ve kurtulu tasawurlarndan
ibarettir. Ona gre, ezelde gk ilahesi Nut ile zemin ilah
Keb arasnda sk bir birlik vard. (Bir gk ilahesi, din tari-
- 38 -
ESKi MISIR
hinde ender gorunen bir anlamdr; gk ekseriya, toprak
anay ilkah e<len bir ilah eklinde temsil e<lilmekte<lir.) Bu
tasawurun yannda, eski Msr'<la gk <le bir inek eklinde
tasvir edilmitir; birbirinden ok ayr olan yaratl mitlerinin
hepsini beyan edemiyoruz. Nut ile keb arasndaki nikahtan,
Osiris, sis, Seth ve Neftis adlarn tayan 4 ilahi ocuk do
mutur. nsanlara kltr ve ahlak getiren, pek muhterem
ve necip bir hkmdar sanlan ve eski Msr adetine gre
kzkardei sisin zevci olan Osiris, kskan kardei Seth ta
rafndan paralanarak ldrlmtr. (lmne dair riva
yetler farklJr). sis, zevcinin arkasndan aladktan sonra,
kendisini sihir ile tekrar canlandrmaya muvaffak olmu; ye
niden hayata kavuan Osiris de ller lkesinin krallna
tayin edilmitir. Firavunluun kudretini ahslandran olu,
doan bal Hornz, muzip ve hilekar Seth'e kar savam
tr; babasna, kuvvetlerini arttrmak maksadyla muharebe
de kaybettii bir gzn takdim etmitir. Eski Msrl mitle
rin. psikolojik bir tefsirinin yazlmas tecrbe edilince, Osiris,
kendi varlnn farkna daha varamam tabiat ahsland
ran bir ilahtr ki, l Firavun ile birletiinden dolay kendi
varln tanyor ve baka ilahlarn hususiyetlerini benimse
mek suretiyle en byk ilah oluyor; Seth ise, tabiatn hem
verimlilik, hem de felaket getiren karanlk kuvvetidir.
Osiris'in hatras iin yaplan ayinlerde sisin syledii
ok messir ve airane atlar vardr:
- 39 -
D N L E R TAR H N E G R
si olan Tat, alakamz kendine celb etmektedir; o , llerin
geirecekleri muhakemede katiptir. Yunanllar, onu kendi
ilahlarndan Hermese benzetmilerdir; Hermes Trismegistas,
yani defa byk Hennes, isminde neoplatonik speklas
yonlarna ve oradan simya ve bu gibi gizli bilgilere geip
onlarn usullerinde hikmet reten bir varlk saylp mhim
bir yer tutmutur.
Mteaddit ilahlarn yannda Msr dininde memlekete be
reket veren Nil nehri de hrmete deer bir ilah saylmas a
yan- hayret deildir. .
Hiksoslarn M.. i7. asrdan nce Msr istila ettiklerin
den sonra, Theben ehrinde temerkz eden "Yeni Dev
let"in, 18. dinastisinde en parlak zamanlarm grd vakit,
bu ehrin Aman adl yer ilah ile birletirilerek memleketin
en yksek, en kudretli ilah olmutur. Bu birlemeden son
ra Aman-Re ismini tayan ilfrh hemen on asr airane ve do
kunakl ilahilerle vlmtr. Onun ibadeti, tek tanrcl
ok yakn idi; Aman-Re "benzeri yok, yegane ilah., dokuz
luun reisi, yaratc" ve bu gibi tabirlerle methedilmitir.
Ona hizmet eden kahinler btn kahinlerden fazla selahi
yet ve nfusa sahip idi, yksek kahinin itimai mertebesi
yalnz firavununkinden aadr. Halbuki ksa bir zaman
iin, bu ayinler devam ettirilmeyip onlarn yerine yeni bir
ibadGt geirilmitir. Milattan nce 1 377 - 1357 senelerinde
Msr'n hkmdar olan gen firavun A m e n h o t e p I V,
ilahlarn okluundan vazgemi, halkn, zannnca aydn
gne kursunda (atan) tezahr eden tek bir tanrya ibadet
ettirmeye almtr. Memleketinde btn mabet ve abide
lerde Aman-Re ile baka ilahlarn isimlerini ve onlara vak
folunan kitabeleri tahrip etmitir. Kendi ismini bile deiti
rerek kendine "gne kursunun aydnl" manasnda olan
Echnaton ismini semitir. Theben ehri eski ilahiyatn mer
kezi olduu iin gen firavun yeni bir paytaht - Tell el
Anarna ehrini- kurmaya karar Yermitir ki, orada severek
peresti ettii ilaha tapp ona gayet gzel gne ilahilerinde
hayranlk, hrmet ve krann ifade etmitir. Bu ilahiler fi-
- 40 -
ESKi MISIR
ravunun kendisi tarafndan yazlmamsa bile, maiyetinde
ve onun tesiri altnda yazlmtr. En mehur, baz parala
rnda mezmuru andran iirinin bir ksm udur:
Gn ufuklarnda gzel grnrsn, ey her eyden ev
vel yaayan pr hayat gne kursu!
- 41 -
D N L E R TAR H N E G R
yerine hayata daha yakn, tabiata daha uygun tasvirlerin ka
bul edilmesi gibi, bundan sonraki asrlarda da gze arpan
bir iz brakmlardr.
Muhtelif ilahlarn ve onlarn en ycesi olan A man-Reye
ait, muhteem mabetlerde icrn edilen ayin ve merasim, ga
yet titizce ve resmi ekillerde mudebdeb ve mutantan bir
surette vuku bulmutur. Muazzam bir kapdan girerek "ilah
larn yolundan" geip mabedin ierisine giderdi; fakat en
mukaddes yer tamamyla karanlk idi. Bu hcrede oturan
ilah heykeli nefis elbiselerle giyinmi, kymetli zinetlerle
sslenmitir; ona da lezzetli yemekler, nefis araplar takdim
edilmitir. Btn bu vazifeleri grmek iin mteaddit kahin
snflar mabette bulundurulmutur.
En yksek (ve esas itibaryla tek) kahin, firavun kendisi
idi. Ancak paytahtnn dnda baka kahinler onun yerini
tutmulardr. Fi.r&vun da en yksek ruhani reisi olmaktan zi
yade, henz hayatta olduu vakit bir ilah sanlmtr. Bu hal,
aa yukar M.. 25 00 senesinde yazlm bir metinde "R e
onu (yani firavunu) dourmutur" diye tesbit edilmitir. Da
ha eski zamanlarda, firavun'un yaratc ilahn kendisi oldu
unu syleyen bir teolojinin mevcut olmas muhtemeldir.
lah olarak zevcesine hulfl ederdi; olu, yine ilaht. Kralie
nin dourduu olu , ilahi babann kendisidir. Bu tasavvu
run bir ifadesi olarak "annesinin bugas 'hdan bahseden
mitolojik esatirlerde grmekteyiz (buga : ilahn bir tecellisi
dir). Firavun, her gn icra ettii merasimde ilahlardan yeni
den kudret ve ilahi kudsiyeti alrd . ldkten sonra OsiriSle
birleerek baka Hahlarla beraber ona da taplmtr.
Eski Msr dininin bizi belki en fazla ilgilendiren ve yal
nz ona mahsus olan bir taraf , lm hakkndaki tasavvurla
rdr. Edebiyatta, daha dorusu bize gelmi olan yazlarn en
by!_{. ksmnda -en eski zamanlardan kalan Ehram metin
lerinden balayarak Yeni Devlete ait mteaddit papirs
yapraklarndaki yazlarn kadar- bu meseleler yer almtr.
Halbuki Msrllar bu sebepten bedbin ve dnyadan bkm
bir millet saylamaz; bilakis, bu dnyavi hayat ok sevdik-
- 42 -
ESK MISIR
leri iin ayn hayat ahirette de devam etsin diye ller l
kesine giden yolu mmkn olduu kadar kolaylatrp l
lerin istikbalini mmkn olduu nisbette gzelletirmeye
almlardr.
lme mteallik edebiyatn en mhimi ve Msr'da cari
olan muhtelif tasavvurlara dair tafsilatl mah1mat veren par
as, muhtelif zamanlarda yazlm olan ve muhtelif okun
ma tarzlar bulunan "ller kitab " dr ki, llerin ellerine
verilip, onlara, br dnyaya giden g yoldan geerken iki
dnyay ayran rma amalarn kolaylatran afsun ve si
hir szleri ihtiva etmekte, br dnyann mahiyetinden de
bahsetmektedir.
Eski Msr'da insann mahiyeti hakknda hkm sren ta
savvurlar anlatmak kolay deildir; nk iptidai milletlerin
ounda grld vehile, bir tek ruhun deil, muhtelif
ruhlarn mevcut olmalarna inanlmtr. Bu inana nazaran,
bn elenilen ruh prensibi, lmde bedenden ayrlmaktadr;
o, hayat vren, muayyen ahsiyet baheden bir kuvvet olsa
gen.:ktir; kn ismiyle mehur olan baka bir ruhun bedende
kalnas gayet muhtemeldir.
Beden ile ruh arasnda mevcut olarak lmden sonra bi
le devam eder gibi telakki edilen bu mnasebete inantan
dolaydr ki, lnn cesedi byk bir itina ile tahnit edilip
kendisine kurbanlarla dualarn arz edilmesine lzum grlmtr.
Bunun iinde kabirler ebediyete kadar kalacak bir meta
netle bina edilmilerdir: Firavunlarn muazzam kabirleri
olan ehram veya asrlar sonra Nil nehrinin bat kenarnda
kayalarda alm kocaman l odalarn da bu fikrin bir ak
si sanmamz lazm gelmektedir.
O kadar mehabetli bir kabri olmayan fakiri br dnya
da bekleyecek olan ksmet, herhalde pek fena olsa gerek
tir.
Cenaze merasiminde, esatire gre, sis'in Osiris'i yine ha
yata kavuturmak iin icra ettii ayinler tekrarlanmtr.
br dnya hakkndaki tasavvurlar asrlar boyunca de
- 43 -
D i N L E R TAR i H N E G i R
imitir; bazen, ller lkesi, oraya giden yol gayet m
kl ve tehlikeli olmakla beraber bereketli bir memleket ola
rak tasvir edilmitir. O memleketin kral Osiris'tir. Bazen de
-ilk zamanlarda yalnz krala ait bir tasavvurun adi insanla
ra da nakledilmek suretiyle- l'nn artk Osiris ile bir ola
can syleyen metinler vardr. On'da yerleen gne ilahi
yatlarna nazaran ebedi saadet, gne ilahnn kay ile
gklerde dolamas ile elde edilir.
ller kitabnn 125. babnda, ilahlarn ly muhakeme
edecekleri anlatlmaktadr: adalet ilahesi onu Osiris'e aldk
tan sonra, yrei tartlr; tartmann neticesini yaz ilah Tot
bir deftere yazar bu, kyamette konacak mizann ilk misali
dir. 42 yarg bu sahneye itirak ederler; l, hi gnah i
lemediini, merhametli olduunu, llere yemekler, ilahla
ra kurbanlar takdim ettiini itiraf etmeye icbar edilir. Btn
ilahlarn isimlerini de tanmas arttr. Bu muhakeme ve im
tihandan geti mi, uhrevi saadete nail olur.
Fakat br dnyaya gidenlerden hi kimse dnmedii
iin, eski Msr edebiyat, insana gnlerini enlik ve nee
iinde geirmeyi tavsiye etmektedir. Byk miktarda mev
cut olan hikmet szleri de ayn nasihaLta l.JUlunmaktadr;
bunlarn en mehur ksm, mhoteliin hikmet szleridir ki,
brani hikmet szleri zerine derin bir tesir brakmtr.
Mesut bir aile hayatnn, ocuklarn bolluunun da insann
dnyavi saadetini tamamladklar gibi uhrevi saadetin
temelleri yine bunlardr: nk l merasimi yapmak, oul
larn vazifesidir.
Bir papirs, eski Msr dininin tarihinde hususi bir yer
tutan "Hayattan bkm olann kendi nefsiyle bir konu
mas " ismiyle hret kazanan mkalemeyi ihtiva etmek
tedir. Bu para, milattan nceki 20. asrn balangcnda
Yakn arkta hkmeden pek mkl ve kark zamanlarda
yazlmtr. Orada insann, nefsini kendinden ayr bir varlk
olarak telakkiye varmasn din tarihinde ilk defa olarak gr
mekteyiz. lme susayan bu insann syledii birka iir,
eski zamanlarda bulduumuz en gzel lirik paralardr.
- 44 -
ESKi MISIR
4000 sene evvel kara sevdal bir gnlden km olan u
iir, bu gnlere kadar ypranmam , dn ieini aan
nilferin kokusu kadar tazedir:
lm bugn nmde duruyor
Bir hastann ifas gibi,
ahatszlktan sonra bir gezinti gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Mrisafilerin kokular gibi
zgarl bir gnde yelken altnda bir oturu gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Nilferin rayihas gibi,
[Jsann, sarholuun kysnda oturuu gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Senelerce hapislerde yaayan bir insann,
Kendi evini zlemesi gibi...
- 45 -
SM E R VE AKA D D N LE R
- 46 -
S M E R VE A KA D D i N L E R
hademeleridir; onlara gzel evler bina edip lazm gelen
yeniek ve iecekleri takdim ederler, onlar sevindirip f
kelerini teskin etmeye alrlar.
Smer dininin ok dokunakl bir tesir brakmas Laha'l
kral Gudea'nn kurduu mabede yazdrd metinler
sebebiyledir ki kral orada, ryalarndan, mabedin binasn
dan, dualarndan ve btn dini meselelerden bahsetmek
tedir. Fakat dinin byk bir ksm aa yukar M.. 2000
ylnda Smerlerin lkelerine akn eden cenup ksmnda
Babilonya'l, imal ksmnda Asuriler denilen Sami milletler
tarafndan benimsenmi ve bu suretle bize kadar gelmitir.
Smer ilahlarnn ou, yeni gelen Hahlarla birletirilmi,
ilahiyatlar tarafndan Akad ilahlarnn baba, yahut baka
akrabalar olarak beyan edilmilerdir.
Samilerin Smerlerden aldklar ilahlarn en mhimleri,
bir lkte toplanan Anu, Enli! ve Ea'drlar.
Anu, esas itibaryla gklerin malikidir; bu sfatla da, kral
lar tahta karr. Mukaddes ehri Uruk olan bu ilahn, btn
tabiatst varlklarn en ycesi olmas, kendisine ait olan
rakamn -eski ark Matematiinin temeli olan- 60 olduun
dan belli olur.
Enlil ise, muhakkak rab ve hkmdardr; bazen hem
gn hem yeryznn sultan olarak tasvir edilmesine,
ramen bilhassa yeryzne baldr. Mukaddes ehri Nip
pur, mukaddes says 50 olan bu ilah, dalarn padiahdr,
insanlarn ksmetlerini tayin eden tapnaktr.
Ea'ya gelince, sularn derinliinin ilahdr; eski zamanlar
da iki byk rman mensuplarrida vaki olan Eridu ehrin
de ona tapnlmtr; krk'a bal olan bu ilaha, temizleyici,
vel1t kuvvet, ayn zamanda da hikmet sfatlar izafe edilmi
tir. Byk bir byc, mahir bir sanatkardr; bu sfatlardan
dolaydr ki, insanlarn da yaratan olarak tasvir edilmitir.
Bu byk lk mitolojide ve ilahiyatlarn fikir sistem
lerinde ne kadar mhim olursa olsun, onlar asrlar boyun
ca baka ilahlarn gelimesinden dolay gze arpan stn
lklerini kaybetmilerdir. Nippur ehrinin ilah Enlifin yer-
- 47 -
D N L E R TAR H N E G R
ine takriben M.. 1950 yllarnda, Akadlarn yeni paytaht
Babil'in yer ilah Marduk gelmitir. Marduk, byk ilahlar
arasnda en nemli mevkiye ykselmiti . Eski Babil yaratl
esatiri, bu ilahn, ezelde Tiamatu adl muazzam deniz ve
kaos ejderini ldrdn anlatmaktadr. Kahraman, ilah
kurultay tarafndan dnya hkmdar payesine karlm
tr. Onunla bundan evvelki ilahlar arasnda mnasebet kur
mak maksadyla, Marduk, Ednn olu olarak tavsif edilmi
tir. Ea'nn hikmetini tevars ettiinden hastalarn dertlerine
ifa verip devleri kovabilen ulu bir frk ilah eklinde
tasavvur edilmi, br taraftan da yaratan ilaha ait sfatlarla
sslenmitir. Kendisine 50 eref lakabnn verilmesi, ehem
miyetine bir iarettir. Mteri yldzna bal olan bu ilaha
ibadet, Yeni - Babilonyal devrine kadar devam etmitir.
Marduk erefine yaplan bayram, ilkbahar veya Nevruz
bayramdr. Babil mitolojisine gre ilahlar o gn mabedin
en mukaddesi yerinde toplanp gelecek senenin mukad
deretan tayin edip gklere yazmaktadrlar.
Baka ehirlerde yerletirilen yer ilahlar, Mardultun
yannda ya kaybolmular yahut da hususiyetlerini deitir
milerdir: Ninurta eski bir frtna ve rzgar ilah, bilhassa
harp ve av ilah olmutur; dmanlarna okla taarruz eder.
Baz yerlerde Mardulitan daha kuvvetli olan Nabu (Nebo)
sonra onun olu olarak telakki edilmitir. O Msr'da T o t
olduu gibi, insanlara kltr ve yaz sanatn getiren ilahtr.
Bunun iin bilhassa fal sanat ile megul ve yaz yazmaya
vakf olan . kahinlerin ilahdr; ekseriya, elinde ivi yazs .
kazmak iin kulianlan bir kalemi tar gibi temsil edilmitir.
Nergafa gelince, hem ldrc gne harareti ile, hem
de lm lkesiyle mnasebetleri mevcuttur; husus! sahas ,
bilhassa yeraltndaki lkedir;. . fem orann hkmdar, hem
de d.ev, gtilyabani, cin gibi, mallfkatn korkll'r ilahdr.
. Saysz ilahlarlan, ate ilahm zikretmekle iktifa ederiz;
o, byk temizleyicidir, kurban yakt iin de insanlarla
f).hlar arasnda mutavassttr.
Bundan maada, her byk ilah iin bir zevce tasvir edil-
48
S M E R VE AKAD D i N L E R
mise de, bu mennes kuvvetlerin zelliklerini pek iyi
gremiyoruz; kralienin riyasetinde kahineler, onlara la yk
ibadeti icra etmekle megul olurlarm.
Smerlerden alnan zikri geen lkler daha mhim bir
Akad l vardr ki, birinci ilah, ay ilah Sin'dir. Onun
yannda eski sami gne ilah ama bulunmaktadr. n
c ilahi varla gelince, baz yerlerde rzgar, frtna ve ya
mur ilahi, buga veya arslan suretli Adad veya Raman'dr;
fakat ekseriya Zhre yldzna bal olan Jtar adl verimlilik
ilahesi, byk ana-ilahe, Sin ve ama ile beraber bulun
maktadr.
Sin ise, ona en eski zamanlardan beri Kaldeal Ur ehrin
de tapnlmtr. Onun adna icra edilen ibadetin ikinci mer
kezi, orada milattan sonra bile ay ve yldzlara tapan ve s
lam tarihinde .de bir rol oynayan Sabilerin vatan olan Har
ran ehridir. Sin, nur verici, aydnlatan, fal sanatn koruyan
ilahtr; gklerin ve yeryznn padiah da odur. Gzel
ilahilerde, ekseriya ya boynuzlu boa veya gklerde
dolaan gm kayk, yahut da mavi sakall bir ihtiyar ek
linde tasvir edilmektedir.
Hkmdar sfatyla, Sin btn ilahlardan, gne ilah
amatan bile, y ksektir. Gece, gn dourduu iin
ama, Sin'in olu Saruhutur. O bilhassa her eyi gren
kahraman, dnyada adalet yayan ve adaletle hkm veren
byk y::rgtr; mitolojide kendisine Adalet ve nsafadl iki
olu isnat edilmitir. Adalet ilah sfatyla insanlara da
kanunlar vermitir: Eski Babil sanatnn en mehur kabart
malarndan biri, Babil kral Hmnmurap'nin kanunlarn il
tiva eden levhalar ana'n elinden kabul ettiini gster
mektedir.
Gk grlemesini ahslandran Adad veya Raman, kasr
ga ilahlarnn mahiyetinde grlt ile dnyay gezmektedir;
insan, dmannn memleketini tahrip etmek isteyince o
ilaha afsun ve dua ile tevecch etmitir .
lkte Adaddan daha sk rastlanan Itarn ibadeti
Akadlarda byk bir rol oynam, baka milletlere de sir-
49
D N L E R TAR H N E G R
ayet etmitir; Elam ve Mitanni'de ona rastlanr; Yunanllarda
da Astarte ismiyle hret kazanmtr. Eski Smer dininde
muhtelif ana ilaheler varm ki onlarn en byk ksm dinin
inkiaf sayesinde byk ilahlarn zevceleri haline nnkalp
olmulardr. Ayn inkiaftan dolaydr ki, Itar, btn ms
takil mennes ilahi varlklarn hususiyetlerini benin::eyerek
yegane byk verimlilik, ak ve ana ilahesi olmutur. in'in
kz olduu iin anan kzkar<lei olarak gklerin kral
iesidi?. Mukaddes says 1 5'tir (Sin 30, ama 20). ltar,
hem akam yldz, hem de sabah yldz olan Zhre'ye ba
l olmasndan dolay hem geceleyin, hem de gndzn
yaplan ilere bakar: bu suretle hem ak ilahesi, hem de ay
dn ve cesur harp ilahesi eklinde tasavvur edilmitir. Bil
hassa Asur nitc lojisinclt>. pars veya aslann srtnn stnde
durarak y: :va vf'y: harbe gidiyor gibi grnmektedir.
br taraft.m .n: il:l he olduundan bazen memede bir
,;ucuu vardr. S.y::z ilah ve krallarn sevgilisi olan Itar'a
insanlar en dokunakl ve tall d ualarla tevecch etmilerdir;
u unlara efkat ve merhametle bakmtr. Ak ilahesinin
ibadetiyle megul olan hususi kadn kahinler mabetlerde
bulunmulardr; ayinlerine, mukaddes fahielik dahildi.
Halbuki kadn kahinler, ocuk dourmamalydlar; bir
ocuk dodu mu, derhal anasndan alnp baka bir yerde
vetitirilmitir.
Ta Smer zamanndan kalan bir mitolojik destan, tar ile
s i.,rlerin ilah olan Tammuz (Dumuzi) arasndaki ak
hikayesini anlatmaktadr. Yaz zamannda (yani temmuz
ayxla) ldkten sonra ilkbahar yeilliini mezarnn kuy
tuluguna gtren gen Tammuz, yeni yln balangcnda
tekrar hayata kavuup btn memleketin nevnemasn
dnyaya getirmektedir. ltar'n gen maukunu kaybettik
ten sonra syledii atlar dini edebiyatta husus! bir yer al
maktadr:
S M E R VE A KA D D N L E R
Annenin onu dourduu parlayan amdan,
Eanna 'da, aaya, yukarya ah u feryat edilir.
Sahibin evi ah u feryat ededurur,
Sahibin ehri ah u feryat ededurur.
Bu feryat, ieklenmiyecek nebat iin bir feryattr,
Bu feryat, baak vermeyecek buday iin bir feryaddr.
Hazine ve mal bir defa daha zuhur etmeyecek hazine ve
mal iindir,
Kuvvet vermeyen zayf kocalar, zayf ocuklar iindir.
Bu feryat, kam vermeyen derin rmak iindir.
Bu feryat, buday vermeyen tarlalar iindir...
Bu feryat, baharat vermeyen nebat yataklar iindir.
Bu feryat, uzun mr vermeyen saray iindir...
Tammz'un yeniden ller lkesinden kt gn, "
anlatan bir iir okunmutur:
Sevgilisini kurtarmak iin yeraltndaki lkeye inen ilahe
orada Ab- hayat (Bengi Su'yu) elde etmeye alm, bir
ok glklerden sonra arzusu yerine gelinceye kadar
btn dnyada nebatlarn nevnemas, hayvanlarn yav
rulamas bsbtn kesilmitir.
Tammuz, tam Msr'da Osiris gibi, din tarihinde mhim
bir yeri haiz bulunan, len ve mezardan kan ilahlardan
dr; halbuki tabiatn tezahratna Osiris'ten fazla baldr.
Tabiat her sene ayn ekilde grnen yetiip lmesini ahs
landran bu ilahlar, Allahn faaliyetini bilhassa tarihl inkiaf
larda, zel tarihi hadiselere gre milletlerde (bilhassa
Yahudiler!) artk elemmiyetlerini kaybetmilerdir.
Akad ilahlar arasnda Asurilere mahsus Auru zikret
meliyiz. O memleketin sultan ve harp sahibi olarak tasav
vur edilip resmi de kraln mhrne kazdrlmtr. Harp
esirleri ve baka ehirlerden getirilen yabanc ver ilahlar
kendisine takdis ettirilmitir. Aur, ummi inkiaftan dolay
ykseltilen baka ilahlar gibi bazen de dnyay yaratan ilah
sanlm ise de, byk Akad ilahlarndan fazla ke;ndi millet
ve ehrine bal kalmtr.
Adlar geen byk ilahlarn yannda daha ehemmiyet
siz iJall varlklar da vard. Hastalk, veba, felaket gnderen
- 51 -
D i N L E R TA R i H i N E G i R i
dev ve cinler dnyada sr sr mevcuttur. Onlara kar
muhtelif sihir ve afsun dualar, komplike ayinleri icra edil
mitir. Gkte bulunan Igig'ler yeryznde oturan
Anunaki ler resmi dualarda zikredilmektedir; hemen her
ilah tabakasna mahsus kahinler titizce tertiplendirilen
rasimelerle meguldr.
Maamafih, Asur ve Babil dininin dnya kltr tarahinin
inkiaf iin nemi olan hususiyetler, bu eit eit ilahlar,
bu saysz cinler, bu titiz merasimden ibaret deildir; bu
taraflar, yalnz o zamanki "kahin dininin" en tipik misalidir.
Bizi ilgilendiren zellii, byk kozmik mnasebetlere
inantr. Dnyann gidii ilahlar tarafndan tayin edilmi,
yldzlara yazlmtr. nsann vazifesi, yldzlarn ayr
vaziyetlerinin hangi manalar ihtiva ve hangi deiikliklere
iaret ettiklerini renmek, yani ncum ile tabiat ve insan
hayat arasndaki benzerlik ve ballklar aratrmaktr.
Eski Babilonya'llarn heyet ilmine mteallik bilgileri
gayet geniti; ayn, gnein, yldzlarn hareketleri hesap
edilmi, gn taksim edilmesi, 12 burlu zodyan tavsif
edilip ayrlmas daha o zamanlarda icat edilmitir. Hatta ga
yet mkil bir muamelede bulunmak suretiyle ksuflar he
sap edilip nceden haber verilebilmitir. Babilonya'llarn
hesap sisteminin temeli 60 olduundan gnn, saat ve da
kilnlarn bu gne kadar kabul edilen ekilde altma taksim
edi:si 3500 sene evvelki riyaziyecilerin eserlerine dayan
maktadr.
Halbuki btn bu hayrete ayan bilgiler yalnz astrolo
ji'den <,:km, o sanatn bir yardmc ilmi olarak telakki edil
mitir. Astroloji ve fal sanatnda 7 says gayet byk bir rol
oynamtr; haftann 7 gne taksim edilmesi o zamandan
kalmt\. Haftadan yedinci gn uursuz olduu iin insan
o gnde alamad; ne vazifesine bakmaya, ne de kurban
yakmaya mezun oldu. srail'de grnen ebt takdisi, o gn
de hi bir ie baklmamas, bu usuln tesiri altnda kalm
olmaktan ileri gelmi bulunmas gayet muhtemeldir.
Fakat yldzlara bakarak istikbali "gk yazsndan" nce ,
- 52 -
S M E R VE A KA D D N L E R
sylemektense, Babil kahinlerinin tefel iin daha baka
vesileleri vard. Bilhassa ldrlm kurban hayvanlarnn
karacierine bak gayet iyi neticeler vermitir. Bu "ciere
bak" keyfiyetine eski zamanlarda hemen btn byk
milletlerde rastlamaktayz; nitekim Roma dinine kadar yayl
mtr. Bize gelen byk tun veya ta cier nmunelerinin
gsterdii vehile, bu organn her noktasnn baka bir ma
nas vardr; hususi bir yerde, bu veya u deiiklik peyda
olursa, dnyada veya evde muhakkak bu veya u hadise
zuhfa gelecektir. Pek mekanistik olan bu tefele benzer
bir usulde, su ile zeytinyann kartrlmas ve bu suretle
grnen muhtelif ekillere bakarak istikbalin nceden sy
lenmesidir.
Bu majik tecrbelerin yannda ryalara byk bir ehem
miyet atfedilmitir; Smer kral Gudea mehur yazlarnda,
kendisini bir mabedi bina etmeye tevik eden ryalardan
bahsetmitir; bu gibi rivayetler oktur.
Kahinlerin -bu fal sanat bir yana- ii, kt dev ve cin
lere kar ihtiyat tedbirleri almakt. Her kede, her sokak
ta gizlenerek pusuda bekleyen hastalk ve felaket cinlerini
korkutmak veya kovmak iin birok resmi tabirler, muay
yen ayinler mevcuttu. Bazen de kt cinlere kar sadece
bir afsun sz kafi gelmez, gkteki iyi ilahlara niyaz edile
rek onlardan yardm istirham edilmitir; o halde, kendisin
den messir olan afsun, yce tanrya yalvaran dua ile bir
letirilmitir.
Hemen btn afsun dualarnda , kahin evvela Marduk'a
mracaat eder; bu ilah ricasn babasna -yani Ea'ya- ibla
eder; ondan ald cevab kahine bildirir. Hastalklara kar
alnan tedbirleri iyice anlatan bir duann nmunesi udur:
- 53 -
D N L E R TAR H N E G R
Ben o hastaya yak/amca,
hasta adeleleri grnce,
uzuvlarm gzden geirince,
hastaya Ea 'mn suyunu serpince,
hastay korkutunca,
hastanm yanaklarm okaymca,
hastanm zerinde bamnca,
Eridu'nun afsununu syleyince
o zaman iyi dev, iyi koruyucu iliih yammda olsun!
- 54 -
SM E R VE A KAD D N L E R
mabedin en yksek kat ilahlarn oturduu yerdir. Ayn za
manda bu zikkurat'lar, ncumlara bakmak iin ok elveri
li idi. Mabet, yalnz uzun hazrlklardan, uurlu yerin, uur
lu zamann belirtilmesinden sonra bina edilmitir; ilere biz
zat kral itirak etmitir: birok resim ve heykeller, kral elin
de veya banda lazm gelen maddeleri tar halde gster
mektedir. O da, en byk kahindir. Mabede ait btn bina
larn bitirilmesinden sonra heykeller getirtilip hususi mera
simle canlandrlmlardr; bundan sonra, ilahn hakikaten
onu gsteren heykelde bulunmasna inanlmtr. Bunun
iin kendisine her gn seme yemekler, lezzetli araplar, bi
ra ve sular takdim edilmi , kurban hayvanlar da sunulmu
tur.
Uzun kurban ayinlerinin en nemli ksm, kahinlerin
syledikleri ilahllerdir. Uzun iirlerde ilahn eref isimleri,
harikulade ileri saylp en gzel ve airane kelimelerle
vlmtr. lah ne kadar ehemmiyetsiz olursa olsun, ona
takdim edilen ilahllerde ulu, kuvvetli bir hkmdar, dnya
nn yaradan, dnya nizamnn korucusu olarak meth edil
mektedir. Mesela ay ilah Sin'e yle hitap edilmektedir:
D N L E R TAR H N E G R
Senin azmdan pkan sz, gklerde duyulunca,
gigi'ler secde ederler.
Senin azmdan kan sz yeryznde duyulunca,
Anunaki'ler topra perler.
Senin azmdan kan sz, yukardan rzgar gibi
gelip geince, ayr ve otlaklar bereketli mahsl verir.
Senin azmdan kan sz, yeryznde sylenince
yeillikler yetiir.
Senin azndan kan sz, davar srsn, koyun
alm bytr, canlt varltklar oaltr.
Senin azmdan kan sz, adalet ve hakk muhafaza eder,
insanlar doru ve samimi konuurlar.
Senin azndan kan sz uzak gkler gibidir, kimsenin
grmedii gizli yeralt lkesi gibidir.
Senin azmdan kan sz onu kim anlar,
ona kim tahamml eder?
Hem atlar, hem ilaheler en gzel ksmlarnda brani
mezmurlarn andrmaktadr. Mezmurun asl, eski Babildeki
merasimlere benzer aymler ise de, asrlar boyunca mezmur
airler bu ayinlerden vazgeip ahsi bir din duygusuna var
maya muvaffak olmulardr. Babil ilahileri ise, ayinlere ba
lanmaktan kurtulamamtr.
Eski Irak'ta geni bir mitoloji edebiyat en eski zamanlar
dan beri mevcuttu. lkbahar bayramnda bir yaratl esatiri
anlatlmtr (enuma eli) ki onun bizi bilhassa ilgilendiren
konusu, Marduliun Tiamat ejderini ldrmesidir. Kurtarc
ilah, bu kaos ejderinin paralanan vcudundan dnyay ya
ratmtr. Bu, baka iptidai dinlerde de rastlanan vcudun
dan dnyay yaratmtr. Bu, baka iptidai dinlerde de rast
lanan bir fikirdir.
Gilgame
SM E R VE AKAD D N L E R i
destan, eski arkn en mehur mitolojik destan sanlmakta
dr. te iki ilah olan Gilgamein vefakar arkada Enkidu
ile beraber geirdii maceralarda ve Enkidu'nin lmnden
sonra grd ztrapta, dnya edebiyatnda sk sk rastla
nan motifleri grmekteyiz: Mesela bir tek insann geirdii
bir tufan hakkndaki ve Ahdi Atik'te anlatlan tufan desta
nna benzeyen esatr, Gilgamein ab- hayat elde etmeye
.ur.amas ve baka paralellere gze arpmaktadr.
Hititlerin dininde, eski ark dinlerine pek benzer tasav
vurlara rastlanmaktadr. Byk bir ana ilahe, kuvvetli bir fr
tna ilah orada da mevcut idi; ibadetin, pek resmi bir ekil
de icra edilmesini bize gelen meratin ve kabartmalardan is
tidlal edebiliriz.
- 57 -
E S K YU NAN STAN
- 58 -
E S K YU N A N STAN
Yunan dinine sirayet etmi; ilahi varlklar, peri ve cinler e
refine yaplan merasime gelince, ta eski zamanlardan beri
mkaddes saylan yerlerde icra edile gelmitir; nk din
tarihinin bir kanununa gre, bir defa mukaddes olan yer,
yeni gelen bir dinin taraflar iinde kudsiyetini (belki biraz
deitirilmi ekilde) muhafaza etmektedir.
En eski Yunan devrinin halk dinine dair malumatmz
pek eksiktir. Baka iptidai milletlerde de olduu gibi, kuv
vetli bir demonistik din hkmetmitir; insan, muhtelif dev
ve naho varlklardan kendini koruyup bilhassa tabiat st
kuvvetlere yaklaabilmek iin lazm gelen tedbirlere riayet
etmeye almtr. Deisidaimonia, demonik kuvvetlere kar
duyulan havf, hayet o eski dinin bir hususiyeti idi. Bu
sebepten insan bilhassa btn temizlik usullerine byk bir
ehemmiyet atfetmitir. lahi kuvvet kendini talarda, aa
larda da gstermitir; bu kkten sonraki ilahlarn bir ka
gelimitir: Hennes, Hennae (yolun kenarndaki ta direkle
ri) lerin ilahidir; aalarn ihtiva ettikleri kuvvetleri driad ve
buna benzer perilerde ahslandrlmtr; bazen de hususi
aalar ilahlarn sembolleri olmutur. (Atina-zeytin aac;
Apollo-defne aac). Halbuki ilahlar hemen hi hayvan ek
linde tasvir edilmemitir; bu, eski ark dinlerinden ve bil
hassa Msr dininden byk bir farkdr. llere byk bir
sayg gstermitir; l ruhlar zararl olduklar iin, onlara
kurbanlar sunulmutur. Baz byk kahramanlar, fevkalade
insanlar lmlerinden sonra ilahlatrlp Heros ismiyle yar
ilahlar saylmtr.
Birok yer ve faaliyet ilahlar memleketin hemen her k
esinde mevcut idi. Her amel iin ve hayatn her safas iin
mtahasss ilahlar vard . ocuklar terbiye eden, ekinleri
byten, hastalara ifa veren, ehri koruyan yzlerce varlk.
Dinin btn zelii, Walter F. OITO'nun syledii gibi,
topraa, yere ballktr.
Halbuki eski halk dininin bu ktonik, karanlk ve ekseri
ya tekin olmayan taraflar HOMEROS'un heybetli esatirinde
- 59 -
D N L E R TAR H N E G R
nemli bir rol oynamamaktadr. M . . galiba 9 . asrda telif
edilen bu esatirde, aydn, yce, semavi, Olimpos dana
mensup ilahlar dininin merkezini tekil etmektedirler. Hal
buki bu ilahlar o zamanki asil derebeylerin ilahi bir azame
te bytlen numunelerinden baka varlklar deillerdir ki
onlarn, Zevs'in riyasetinde bulunan devleti, yeryznde g
rnen saray hayatnn bir aksidir. Bu ilahlar, her eyi bilir
veya her yerde hazr olarak deil, tam insanlar nevinden ta
savvur edilmilerdir. Sonraki Yunan feylesoflar, bu dini fel
sefe bakmndan tenkit ederken bazen pek dnyev'i mace
ralara benzeyen bu ilah efsanelerinden alnmlardr. HO
MEROS'ta yerli ilahlar ve ller hemen hi mevzubahs de
ildir; din, eski merasim yerlerinden de ayrlmtr.
Panteon'un - yani ilahlar cemaatnn - reisi, esas itiba
riyle gk ve nur ilah, ona kar kimsenin bir ey yapamaya
ca bir hkmdar olan Zevs'tir. "Parlamak" manasna giren
bir kkten gelen Zevs isminin gsterdii gibi, gkte parla
yan olaylarla alakal idi; imek ve frtnalar, oturduu yk
sek dalardan yeryzne gnderir. Yamurun sahibi oldu
u iin, verimlilikle de mnasebeti vardr. Bazen adaletin
koruyucusu sanlmtr. Fakat daha ok, iradesi mutlaktr;
insanlara adaletsiz ve insafsz grnen amellerde de bulu
nabilir.
Zevs, dnya'nn yaradan olmad gibi, bazen de baka
ilahlarda beraber deitirilemez bir ksmetin (moira) irade
sine tabi olarak tasavvur edilmitir. HOMEROS, Zevs iin
ara sra srf "ilah" tabirini kullanm; ilahiyatlar bu gr
gittike benimsemilerdir.
Mitolojik esatire gre, Zevs'in zevcesi, "inek gzl" He
E S K YU NA N STAN
yeni elbiselerle sslenilip bir ok da msabakalar icra edil
mitir. Ciddi ve kibar gen ilahenin mukaddes hayvan, bay
ku idi.
Apollon,
61
D N L E R TA R i H N E G i R
Altnc asrda, 1 2 yksek ve en mhim ilaha, rivayete g
re Atina'da mterek sunaklar kurulmutur. O ilahlara, Ati
na'dan baka Yunan ehirlerinde de tapnlm, sonra da
birlikte Roma'ya getirilmitir. Onlar, 6 ift halinde tasavvur
edilmilerdir: Zes ile zevcisi Hera, Poseydon ile Atena,
harp ilah, kuvvetli Ares ile gzel Ajrodit; Apollo ile kzkar
dei olan av ilahesi, iffetli bir kz olan Artemis ki eski Girit
hayvanlarn kraliesi gibi, ormanlarn hayvanlariyle beraber
temsil edilmektedir; ate ilah, ayn zamanda da semavi de
mirci olan Hefistos ile ocak ilahesi Hestia; Hermes ile nebat
ve mahsul verici Demeter. Bu ilahlar, Walter F. OITO'nun
bir szne gre, "ezeli idelelerin ahslandrmalar" saylabi
lir.
Homerosun gsterdii ilahlarda asil bir snfn aksini gr
memize mukabil aa yukar M.. 750'de yaayan Hesiod,
Teogoni (yani ilahlarn yaradl) adl eserini daha fazla ift
ilere gre bir dinin mmessili olarak yazmtr. Onda, Zevs
daha fazla adaletin himayecisi, ahlaklarn koruyucusudur;
orada moira'lar bile Zevsin kzlar olarak temsil edilmitir.
lahlarn mnasebetleri iyice tertiplendirilen bir sistem ha
linde gsterilip muhtelif yer ilahlarnn da mevkii tespit edil
mitir. Hesiodda, kaos'tan balayarak Gea ve Uranosun ni
kah, onun kendi ocuklarnn yemesi ve artk Zevsin mey
dana kmas gsterilmektedir.
Klasik Yunan dini, ince ve hassas ahlak duygusuna ga
rip ve naho grlen esatirden temizlendirilmi bir surette
en mkemmel ifadesini S'inci asrn byk dram yazarlarnn
eserlerinde bulmutur. Byk Ayilos, Zevsten hemen mo
noteistik kelimelerle bahsetmitir. Dinin en yksek lk ve
rnei, Sofoklesin (497-406) trajedilerinde temsil edilmitir.
Bu dine nazaran, insann ileyecei en byk gnah kib'ir
ve gurur (hybris), ilahlarn hasedini uyandran azamet ve
kendi kuvvetlerine fazla gvenmedir. Byle bir fikir, baka
dinlerde de az ok bulunabilir ama, en kuvvetli izlerini Yu
nan dininde brakmtr. nsann bu asll gnah karsnda
- 62 -
E S K YUNA N STAN
mspet bir lk bulmas lazmdr; bu, itidale.lir ki insann, is
tidadlarn ahenkli bir surette gelitirmesi, ilahlarn iradeleri
altnda huu iinde yaamasdr. Byle bir davran her in
sann ona erimeye alaca hedeftir. nsan, insaniyetin
hudutlarn amadan ilahlarn istediklerini ilemekle ura
maldr. Bu "apollinik" itidal, klasik devrin sanat eserlerinde
de kendini gstermektedir.
Bu yksek dini lklerin ve bu. olimpiyal ilah lkesinin
yannda, halk dini eski ekillerinde yaamaya devam etmi
tir. Yunanlarn esasl merasim yerleri galiba mukaddes ko
rular idi. Homerostan sonraki zamanlarnda, byk miktar
da mabetler bina edilmitir. Halkn tapnd kaba ve iptidai
odun heykeller yannda bilhassa 5. asrdan itibaren pek sa
natkarane ilah heykelleri yaplmtr. Byk heykeltra Fidi
asn elinden kan sanat eserleri insann gzellik lklerini
harikulade bir ekilde temsil etmeye muvaffak olmutur.
Yunan ilah resimleri, mermer heykelleri bugne kadar g
nl ekici tazeliini muhafaza edip hala gzellik rnekleri
olarak takdir edilmektedir.
Mabedlerde ilahlara kurbanlar takdim edilmi, bir ksm
larnda hususi bir kurban ziyafeti verilmitir; bir ksmnda
kurban yakacak ateler yaklm , veya bir vasta ile ilahlara
gnderilen kurbanlar sunulmutur. Demek, klasik kurban
mefhumunun iki taraf mevcuttur; bir taraftan Hahlarla bera
ber yemekten dolay onlarla bir mnasebet kurmak; br
taraftan ilahlara insanlarn itirak etmedii hediye veya kef
faret armaanlar takdim etmek. Byk bayramlarda muh
telif mukaddes yerlere.le, mesela Olimpia'da hem sanatkar
larn msabakalar, hem <le spor yarmalar vuku bulmu
tur.
. . Halkta en eski zamanlardan beri toprak ana'ya tapnl
m, verimlilik ayinleri de icra edilmitir. Halbuki Anado
lu'da grlen, tabiat ile alakal ana ilaheler asl Yunanis
tan'da pek ehemmiyetli bir rol oynamamtr. Eski Yunan
toprak ana's erefine yaplan merasimin bir merkezi, Elev-
63
D N L E R TAR i H i N E G i R i
sis idi. Orada her sene mehabetli ayinlerle Demeter adl ila
henin, kaybolan kz Persefondyi korku ve heyecan ile am
mas canlandrlmtr. Demelerin kederinden dolay mahsul
zarar grp, ilahenin, yeralt lkesinin krnln kard, im
di de o lkenin kraliesi olan kzn bulduundan sonra
dnyada nevnema yeniden balar. Maamafih, zaman iler
ledike, bu hikayeyi temsil eden majik ayinler deil, insan
hayatnn bir sembol sanlan efsanenin kendisi halkn ilgi
sini celb etmeye balamtr. Mistik cereyanlar Yunan dini
ne sirayet ettike bu merasim de zenginlemi, yeni bir ma
na kazanmtr. Demeterin kzn yeralt lkesinden kurtulu
u gibi, insan ruhunun da ller lkesinden (Hades kurtu
labilecei hakknda bir mit belirmitir. Elevsis'deki srri
(gizli) ayinlerde, ruhunu kurtarmak isteyen namzet hususi
bir trenden gemeliydi; antik devrinin edebiyat ve airle
ri bu ayinlerin temizleyici kuvvetini, merasimin unutulmaz
tesirlerini hayranlkla titreyen szlerle vmlerdir.
Olimpiya'l ilahlardan baka bir ilah mefhumu, esasen
Trakyal bir hayvan ilah olan Dionisosun ahsiyetinde ken
dini gstermektedir. Ona bilhassa, kendilerinden gemi
sarho kadnlar tarafndan ibadet edilmitir. Pek esrarengiz
hviyetini, ldrm gibi kendi hadlerini aan, ormanlar ko
arak geen, artk ilahn mukaddes hayvann paralayp yi
yen kadnlarn u kelimeleriyle ifade etmeye allmtr:
E S K i YU NAN STAN
rakmtr: Dionisos'un cokun ve heyecanl abiJlerin koro
halinde syledikleri arklar ve ilahilerden klasik ditiram
ekli gelimitir; onlarn akalarndan komedi, ilahn l
mnde yaktklar atlardan trnjedi inkiaf etmitir demek,
imdiki tiyatro ekilleri, Dionisos merasiminden kymetli bir
mirastr. Dionisos'lu din duygusunun hususiyeti, vecid ve
sarholuktur insan, ilahla birletirmei umar: Demek ki ay. dm, tefrit ve ifrattan kaan Apollo dininin klasik itidalin tam
tezaddr.
D N L E R TAR H N E G R
Yunanistan mull bir <levlet olmad iin zel bir "deu/et
dini " hibir zamanda mevcut deildi. ehirlere.le ayr ayr
ilahlara tapnmtr; memleketin siyasi vaziyeti, Yunan mil
letini amil bir tanr anlayna sevketmemitir. Birok k
k ehir ve eyaletlerin ilahlar -esas itibaryla ayn din duy
gusundan, ayn tarihl kaynaklardan gelmelerine ramen
bir trl birletirilemediler. Halbuki her eyalet ve bilhassa
Atina ehri, ananevi dini merasimi serte muhafaza etmitir.
lk zamanlarda ayinleri icra eden bizzat kral idi: Demokra
sinin kuruluundan sonra gittike bir kahin snf husule ge
limitir. Kahin vazifesini asil ailelerin azalar, fahri olarak
icra etmilerdir; kurbanlarn bir ksm onlara tahsis edilip
bakaca ikramiyeler verilmitir. Baz yerlerde, kahineler ilah
ve bilhassa ilahelerin hizmetinde bulunmulardr.
M.. 6. ve 5. asrlar, din tarihinde gayet nemli bir za
mandr. Dnyann btn ularnda -in'den balayarak
yeni dini cereyan, yeni felsefi hareketler meydana kmaya
balamtr. Yunanistan'da dram yazarlar eski dinin en yk
sek seviyesini gsterdikleri gibi, feylesoflar da yeni dini te
lakkiler ileri srmlerdir. 474 senesinde len ksenofanes,
eski ilah hikayelerine ve bilhassa Zevs'un muhtelif ak ma
ceralarn ima ederek, halk ve Homeras'un eski tasavvurla
r aleyhine kulland iddetli tabiriyle mehurdur:
E S K YUNAN STAN
bir vahdet, bir ilah prensibi grmtr ki onda, dnyann
gidii iin lazm olan btn tezatlar birlemektedir:
Yegane muhakkak olan bir mahiyet, kendinin Zevs is
miyle isimlendirilmesini hem ister, hem istemez.
D N L E R TA R H N E G R
meye alt gibi, kendi devine sadk kalardk hkCmetin
kendisine iirdii zehiri tam bir itaatle iip lmtr.
Burad:. Sokrat'n akirtlerinde, en nemli mmessili Di
zikretmemiz lazmdr; onda, fa
zilet ve bilhassa ok uramakla kazanlan fazilet, hayatn
merkezini tekil etmektedir; her nevi nee ve hevese kar
derin bir nefret duyulmaktadr. -Nee ve heves, insan fazi
let yolundan kartan tehlikelerdir.
Sokrafn kendisi
E S K YUNA N STAN
hi bir kymeti yoktur. Ezeli nur, kendinden tamak suretiy
le nus'u yani: ezeli ide'leri tayan varl -dnyaya getirir;
o nus'tan dnya ruhu, ondan tek ruhlar kmaktadr. nsa
nn ruhu, ilah! ak vastasyla kendi aslna bezemee sev
kettikten sonra artk onunla birleecektir. PLOTNOS, Enne
ad adl alt ksmlk byk eserinde, ahsi olmayan bir Tan
r mefhumunu bildirmekle beraber hem Hristiyan, hem de
mslman mistik cereyanlarda derin bir iz brakmtr.
Kurtulua kavumaa uraan bu derin mistik din yann
da EFLATUN'un ahsi akirdi ARSTOTELES'in ( 384-322) fel
sefe sistemi grnmektedir. Bu alim, yaad zamanda mev
cut olan ilmin hemen hepsini toplayp dnyann btn olay
larnda alemmul bir nizamn mevcudiyetini gstermee a
lm, bilgilerin hemen btn sahalarnda gelecek asrlarn il
mi teebbslerinin temellerini atmtr. Ona gre, ilahi pren
sip "ilk muharrik" tir ki kendisi mteharrik deildir; o, mad
desiz kulli ruhtur. Her eyin maddesinden tahakkuk etmek
isteyen ekil kar; bu suretle, ruh, vcudun hakiki ekli ola
rak kabul edilebilir. slam felsefesi ARSTOTELES'in doktrin
lerin neo - platonism fikirleriyle karm bir ekilde benim
semi ve geniletnitir. Yunanl stadn sistemleri -ve bilhas
sa mantk ssre ni- Hristiyan mtekallim ve ilahiyatlarnn
naza riyatnd a ne kadar byk bir yer tuttuu malfimdur.
Antik devrinin en nemli din! - felsefi cereyan ise, Stoa
idi. O cereyann kurucusu Zeno, M.. 264 senesinde vefat
eden Suriyeli bir feylesof idi. Stoa'ya mensup feylesoflarn
tasawurlarnn ananevi dine kar aldklar tavrda birbirin
den farkl olmalarna ramen, hepsinde derin bir ahlak duy
gusu vard. Fazilet, dnya nizamna uygun bir ekilde yaa
maktr; bu dnya nizam, ilahi bir kanun, ilahi bir prensip
tir. Halkn tapt ilah, dev ve leros'lara gelince, yalnz bu
ezeli kuwetten gelen varlklardr. Dnyann manal bir ni
zamnn mevcut olmasna inantan, ahlaklar yenilemeye
alma fikri domutur. Stoa'llar, insann yksek ahlaki ft
ratn zerinde durmulardr; insan, bu kabiliyetini kafi de-
- 69 -
D N L E R TAR H N E G R
recede gelitirince dtan gelen btn skntlara ehemmiyet
vermeden tamam bir i hrriyetine malik olur. pnya niza
mna uyularak ilenilen amellerden biri, geni bir msama
ha, millet ve snf hadlerini aan bir insan sevgisidir; Sene
ka'nn bir szne gre: "Bir insann bulunduu her yerde,
iyi amellerin ilenilmesine imkan vardr."
Milattan sonra Stoa felsefesi bilhassa Roma'da intiar et
mi, ona mensup olanlardan M.S. 65 senesinde len Sene
ka, M.S. 1 30 vefat eden topal kle Epiktet ve mparator
Mark Aurel hayat ve yazlar vastasyla millettalarnn ou
iin ihtirama deer, gzel bir insaniyyetin rnekleri olmu
lardr. Saadet ve bahtszl ayn huzurla kabul eden feyle
soflarn eserleri, Hristiyanlkta da takdir edilmitir.
Zeno'nun bir ada, Epikur idi. Bu feylesof, insanlara,
ebedi saadeti iinde ve dnyann kederlerine bakmakszn
oturan ilahlara mit ve korkudan uzak bir ihtiram ve sevgi
ile tapmalarn retmitir. lahlarn bu hali, insanlar iin g
zel bir rnek saylmtr; onlar gibi insan da neeli bir hu
zur iinde yaasn, ehevi ve alak fikir ve amellerden de
vazgesin. lahlar -huzurun nmuneleri olmakla beraber
dnyann gidiine bakmadklarndan insan, ilahi bir zevkle
tam bir ruh skuneti kazanmaya alsn.
Atina'daki Akademi, klasik Yunan felsefesinin merkezi,
i ')arator JUSTNAN tarafndan kapatlm, M.S. 529'da es
ki ,elsefi hareketlere bir son verilmitir.
- 70
ROMA L I LAR
D N L E R TA R H N E G R
ift srmesine yardm eder.
Her ameliyeye mahsus bir ilah vardr:
- 72 -
ROMA L I LAR
vazifeleri vard; kendilerine derin bir sayg gsterilirdi.
Her yerin iyi bir himaye edici perisi, bir Lar vard. Mah
zene (!at. penas) bal olduklarndan, Penat'lar diye isim
lendirilen ev perilerine, hususi ibadetin en byk ksm te
vecch etmitir. Her insann da zel bir hayat verici, koru
yucu perisi mevcuttur ki, erkeklerde bu perinin ad genius,
kadnlarda ]uno idi. Bu, eski animist <linin kalntlar olsa
gerektir: genius hayat ile alakadar olan ruh prensipinin bir
teahhsdr.
En eski zamanlarda mabetler bina edilmemekle beraber,
merasim komplike ve sert kaidelere tabi idi; btn din tari
hinde, Romal dininde olduu kadar titiz talimata hi rastla
mamaktayz; ayinler en ufack teferruata kadar tertiplendi
rilmiti, dualar bile en ehemmiyetsiz grnen sz ve hare
ketlere kadar deitirilemez bir nizamn altnda idiler. Bu
gnk Roma kilisesinin gayet sert forml ve talimatnda bu
fikirlerin aksi grlmektedir.
Esas itibaryla, kral, kahinlerin en ycesi idi; isimleri ge
en byk ilaha bal olan jlamen (yani Jupiter'in ka
hini jlamen dialis, sonra flamen martialis, }lamen kvirina
lis) sayg ve hrmete layk olmakla beraber ayn zamanda
pek g ve hayatn hemen btn taraflarn ihata eden ta
bu - kaidelerine riayet etmek zorunda idiler; bilhassa fla
men dialiSin hatt hareketi hakkndaki emirler ok kompli
ke idi.
Bu byk ilahlarn yannda baka kk ilah ve perilere
layk olan ibadeti icra eden kahin zmreleri vazifelerini gr
mlerdir; oban ilah olan Famusa merbut zmre, Luperci
idiler. Mhim bir rol oynayan baka bir cemiyet, ilahlarn is
teklerini kularn uuuna bakarak tayin eden Avgurlar idi
ler; eski Babil'de grlen ve bilhassa talya'nn asll sekene
si saylan Etrsk'lerde cari olan cier falna bak, Roma'da
tevars edilen usullere gre ilenilmitir. Merasimin hazr
lanmasna ve icra edilmesine bakmak, Pontifeks denilen ka
hinlerin vazifesi idi; onlarn ba, pontqex rnaximus unvan-
- 73 -
D N L E R TAR H N E G i R i
n tayan bir zatt. Bu tabir, Hristiyanla da, papann bir
unvan olarak sirayet etmitir.
Tarkvin'li devrinden itibaren, Roma dininin muhiti geni
lemeye balamtr. jupiter optimus maximus, yani en iyi,
en yksek jupiter'in erefine Roma hisarnda vuku bulan
ayinlerin ehemmiyeti artm, bu ilah da, bir dereceye kadar
fatih ve muzaffer Roma devletinin ilahJ teahhs saylm
tr. O zaman, Roma'nn ilk devrinde bile mevcut olan Etrsk
tesiri ve Yunanistan'n, bir az kuru olan Roma dinini can
landran ruhani kuvvetinin brakt izleri gze arpmakta
dr.
Napoli civarnda bulunan Kumae isimli, Apollo'ya mah
sus bir mukaddes yerden M.. 520 senesinde sibylla men
e'li kitaplar Roma'ya getirtilmiti. Bunlar, fal sanatna ala
kal yazlardr ki, onlar sayesinde fal sanat da Roma'nn mil11 ayinlerine girmi, onlardaki teviklerle Yunan, sonra da
ark dinlerine ait mefhumlar ve muhtelif Romann dini ta
savvurlarna szmtr. Sibylla'lar ise, Hristiyan ilahiyat ve sa
natlarqda Tanrnn szlerini en eski zamanlardan beri bil
diren flf k;tdnlar blarak tasavvur edilip Latince Hristiyan
, ilahilerinde bile bir yer almlardr.
O zamana kadar, plebejler yani basit halk, avam, mera
sime itirak edememitir. Bu hakka malik olduktan sonra,
Yunanistan'dan gelen ilahlar seve seve kabul edip onlara
ibadet etmeye yardm etmilerdir. lahlarla birlikte Yunan
esatir ve ilah resim ve heykelleri de Roma'ya gelmi, mp
hem Romal ilahlara daha ahsi bir ekil vermilerdir. O za
man, Yunan Zevs, Romal jupiter ile mukayese edilip he
men her Yunan ilahnn bir karl bulunulmutur. M..
217 senesinde Yunan din sisteminde toplanan 12 ilaha (6
ift, bak. s . 45) tamamen Roma'da vatanda haklar verilmi
tir. Bu birleme, ta eski zamanlardan beri mukaddes kanun
larda tespit edilen "yerli" ile "idhal edilen" ilahlar arasnda
ki ayrl bertaraf etmitir. Bu hareketten 13 sene sonra,
Sibylla meneli faln szlerine uyarak Anadolu ana ilahesi
- 74 -
ROMA L I LA R
Kybel<!nin ta:;:; heykeli, btn <l:;:;manlar memleketten kov
sun diye Roma'ya getirtilmitir. Asya l dinler Roma'ya akn
etmeye balamlardr. Neticede asli halk dini ayrm, fel
sefe ve bilhassa Stoa felsefesi, ilim ve bilginler tarafndan
eski <linin yerine konulmutur. br taraftan, halkta hkm
sren batl itika<l, kendini binbir renkte gstermi, mnec
cimler (kaideler, yani eski Babil'<len gelen ve oradaki ast
rolojiden ilham alan kimseler) e sihirbazlar arttka avam
by ve hurafeleriyle aldatmakla almlardr.
mparatorlar zamannda, eski ayinlerin yenilendii grl
mektedir. Ogst, klasik deve ait". merasimi yine carlan<lr
makla uramtr. Halbuki o zamann en enteresan dini
olay, imparator erefine yaplan ayinlerdir. Esas itibaryla
bu peresti, saltanat sren imparatorun geniuSu ile ilah
mertebesine ykseltilen seleflerine ait idi; ama, Diokleti
an'n devrinde, henz yaamakta olan imparator ilahla
nakledilmitir. Mamaafih Ogst'n grd saygy, baka
bir imparator grmemitir. Bu merasim, Roma devletinde
birletirilmi ayr lke ve milletlerin birlik duygusunu kuv
vetlendirmitir: Hkmdara hrmet etmek ve tapnmak,
devletin getirdii saadeti kran ve memnuniyetle takdir et
mek demekti. Yahudiler, bu merasime itirak etmeye mec
bur deillerdi; o ayin, Roma devletinde mevcut olan saysz
baka dinlerin hepsinde -yeni gelien Hristiyanlk mstes
na- makbuld.
Btn dini tasawurlarda, o zaman klli bir bak peyda
olmutur: Romal ehirdan eski zamanlarda yabanc ilah
lardan nefret edip ekinmesine ramen, hafidlerince o esra
rengiz varlklar Roma'da tannm ilahlarn kopyalarndan
baka birey sanlmamtr: Her yabanc milletin en yce ila
h bir surette bir jupiter, her harp ilah birer Mars olarak te
lakki edilmitir. (interpretatio romana).
- 75 -
ROMA D EV L ET N D E
D N L E R N KAR I MAS I .
M..
- 76 -
D N L E R TAR H N E G R
_
_
- 78 -
J E RM E N L E R
79
D N L E R TAR H N E G i Ri
J E RM E N L R
D i N L E R TA R i H N E G R ! $
nerstag, thursday).
J E RM E N L R
D i N L E R TAR i H i N E G i Ri
- 84 -
l< E LTL E R
l<
'
eltler, ta devrinin son zamanlarnda oturduklar Or
ta Avrupa'dan bir taraftan Garbi Avrupa ve ngiltere'ye br
taraftan Anadolu'ya kadar , yaylmlardr. Bu sahann pek
geni olmasna ramen, . Kelt dininde birka mterek tasavvur gze arpmaktadr.
- 85 -
D i N L E R TAR H i N E G i R i
- 86 -
W. KRA
E S K RAN D N
E S Ki 1 RAN D i N i
D N L E R TAR i H i N E G R
D i N LE R TAR H N E G R! $
Ona yakn olan ilahi varlklar, Amea Spenta (mukaddes,
lmsz) adl, faal, ileyen kuvvetler vardr ki, reisleri olan
Ah ura Mazda ile bir yedilik eklinde birleirler. Alt Amea
Spenta, hem Abura Mazdd<lan kan mstakil ilahlar, hem
"Buga
ilaha
istediklerini
soran
amanlarn
ta
eski
- 90 -
E S K I RAN D i N i
D N L E R TAR H N E G R
E S K i I RA N Di N
- 93 -
D N L E R TAR i H N E G i Ri
- 94 -
MAN K E ZM
D i N L E R TARi H i N E G i Ri
MAN I K E ZM
97
D N L E R TAR H N E G R
- 98 -
H NT D N L E R :
B RA H MAN ZM, H N DU ZM
D N L E R TAR H N E G i R 1 $
ra mehur dram akuntala 'y ngilizceye evirdi. Bu eser,
bilhassa Alnan klasik airlerinin hayranln uyandrmaya
muvaffak oklu; Herder, Goethe /!e Sebiller bu iirin gzelli
ini en tatl szlerle methettiler. Hindistan, romantik airle
rinin zledii "insaniyetin, dinlerin anavatn" idi; bu muhit
te, Indoloji 'nin ilk sistematik eserleri de kmtr (Schlegel
1808). Geen asrda bu sahada alan alimlerden yalnz,
mukayeseli din bilgilerinin kurucusu sanlan, ngiltere'de
yaayan Alman Prof. Max Mlleri zikredebiliriz ki, Sacred
Books of the East adl, btn ark dinlerine ait vesikalarn
tercmelerini muhtevi pek kymetli bir eserin temelini at
mtr.
Hem UpaniadJ.arn derin mistiklii, hem de Buddizm'in
hikmeti bilhassa geen asrda garbi felsefe cereyanlarnda
bir iz brakmtr: Schopenhauer ve talebesi Paul Deussen
Upaniadlarn tasavvurlarna hayran kaldlar; . asrn sonun
da Bayan Blavatsky tarafndan kurulan Teosofik hareket ge
ne en mhim fikirlerini Hint felsefesinden ald: Teosoflarm
bir bran; 1 9 1 2 'de Almanya'da Rudolf Steinerin riyasetinde
almaya balayan ve Garbi Avrupa:da hala artan bir kuv
vet tekil eden A ntroposo.flardr. Budizm mevzu unda yalnz
alimleri deil, halk da tenvir etmek maksadyla, Avrupa'da
1 903'ten itibaren misyonerlikte bulunmutur; Berlin ve M
nih'te budist ibadetgahlar vardr. Bu cereyanlarn yannda ,
Hint dinleri ile Hristiyanlk arasnda bir ibirliine veyahut
bir senteze varmak isteyen cereyanlar da mevcuttur.
Hint dini edebiyatna gelince, en eski zamanlardan beri
bugne kadar ok muhtelif lisanlarda telif edilmitir. En es
ki eserler, Vedalar, asrlar boyunca yalnz ifahl bir anane
ile nesilden nesle tevars edilmitir. Mukaddes kitaplarn li
san, sanskritedir. [yani sanskrit yaplm, ilenilmi" (dil)
demektir}. Halk dillerine gelince, en mhimi prakrittir ki
onun da bir ok muhtelif leheleri kullanlmtr; Jayna'larn
eserlerinin bir ksm bu dilde yazlmtr. Pati dili ise Cenu
bi Budizn'in mukaddes metinlerin lisandr. 1 0. asrdan iti- 1 00 -
H i NT D N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
D N L E R TA R H i N E G R i
H i NT D i N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
D N L E R TAR i H N E G i R
H NT D N L E R : B RA H MA N ZM, H N DU ZM
manas. .
D N L E R TAR i H i N E G i R i
H NT D i N L E R i : B RA H MAN i ZM, H N DU i ZM
D i N L E R TA R H N E G R
yattan daha iyi bir hayata kavumak bile istemeyip maddi
dnyadan, doum silsilesinden kurtulmaya alrd. aresiz
insan, bu dnyada "kuru bir emede oturan bir kurbaa
nevinden" kurtulua, sonsuz skunete susard.
Upaniadarn arifleri -her mistiin yapt gibi- insana
- 1 08 -
H i NT D N L E R i : B RA H MA N ZM, H i N DU i ZM
D N L E R TAR H N E G R
"lmJen sonra uur kalmaz . . . kilik farz edilirse, biri
tekini koklar, grr, iitir, dnr, tanr, onunla konuur.
Fakat ferdin btn ksmlar atman haline geldikten sonra
baka bir varlkla nasl konusun, onu nasl koklasn, gr
sn, iitsin, dnsn, tansn?"
Upaniadlar,
ron tarafndan,
H NT D i N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
dl hrriyete kavuur. Tam Bu<lizm'<le greceimiz vehile,
gayet komplike olan bu felsefede <le insan, bilgisizliin her
ztrabn mahvolas sebebi olduunu anlamtr.
D N LE R TAR i H N E G R i
kin tecelllsi makamdr.
ismidir.
11ara,
- 112 -
H NT D N L E R i : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
Dinleri iyice seyredince
unu grrm : senin bir oyunundur;
zleri, ey canan, farkl deildir.
Artk skutunun ummanmda kaybolur
Denize akan rmaklar gibi. ..
ok geni bir epik edebiyat ile mitolojik eserler (pura
klasik devrinin en mhim rneklerini ihti
va etmektedir; ayr mitolojik konular arasnda kesin bir hu
dut tayin etmek hemen hemen mmkn deildir. Eski bir
ormann nebatlar gibi birbirinden kar, birbirini rter.
na) Hinduizm'in
Veda
na'dr.
Vinu'nun,
1 13
'
D N L E R TAR H i N E G R
muharebe etmesi muazzam bir eser olan Ramayana'da
edeblletirilmitir. Sanskrite yazlm bu byk iirin yann
da, Rama'nn muharebelerini, ektii dertleri anlatan birka
eser mevcuttur; onlarn en mehuru, ilahi akla yanan Tul
si Das adl (lm 1624) bir airin, halk dilinde yazd "Ra
ma 'nn hayat ", Hindistan'da hala en ok beenilen dini ki
taplardandr.
Din tarihi iin belki Vinu'nun ikinci mehur avatara's
nn, yani "Krina'nn, nemi daha byktr. Kral Arjuna'nn
arabacsr eklinde gze grnen Krina, kral, dmanlar
olan akrabalarna kar savamaya tevik eder. Ramaya
na'nn yannda Hint edebiyatnn en byk epik eseri say
lan Mahabharata'nn bir paras, bu sahneyi anlatmaktadr.
Bhagavadgita (Bhagavad, yani "yksek, aziz" den bahse
den iir) Hint felsefesinde yeni bir admdr; bu uzun ve m
essir iirin imdiki ekli, herhalde olduka ge bir zamanda
(M.S. lOOO'den sonra) pek eski metinlerden tertiplenmitir.
Halbuki asll fikirler istediimiz kadar vazhtr: Krina'nn bu
hitabnda, insan ile iliil arasndaki mnasebetler, kurtulu
yolu da tarif edilmektedir. Buna gre dindar, amellerle de
il, yalnz bilgi ve marifet yoluyla da deil, rahmet ve sev
gi ile bakan balayc bir ilah severek kendisine teslim et
mek suretiyle kurtulua eriebilecektir.
H i NT D i N L E Ri : B RA H MAN i ZM, H i N DU ZM
hrriyette yaayp ilahn inayetine gvensin. Bu suretle kur
tulu, kurban merasimini titizce icra eden Brahmanlara ve
uzun riyazet ve tefekkrden sonra atman brahman srrna
vakf olan ariflere mnhasr kalmaz; bu bhakti (ak) mistik
lii her cemiyet tabakasna ayn mikyasta, kurtulua kavu
ma imkan verir; onun temeli, ilahi inayete itimaddr. Bu fi
kirler Bhagavadgita'da en gzel ifadesini bulmutur; bhak
ti bu iirin satrlarnda en parlak renklerde vlmektedir.
Avrupa'da geen asrn ilk senelerinde hret kazanan ve
ifade edilemez bir hayranlkla karlanan bu eser, byk Al
man feylesof ve alimi Wilhelm von Humboldt tarafndan
"dnyada mevcut olan eserlerin en gzeli, en yksei ve en
mehabetlisi" diye vasflandrlmtr.
-
Bu
D N L E R TAR i H i N E G R
teslisin nc kuvvetine, yani tahrip edici ia'ya ibadet
etmektedir. Veda'larda Rudra ismini tayan hastalk ilahn
dan inkiaf eden bu ilah, her halde Hindistan'n aryan ol
mayan eski sekenesinin birok ilah mefhumlarn kendinde
birletirmitir. Alemin geirdii drt uzun devrin son ksm
nn hkmdar o'dur. iva, ilahlarn, ezelde lmszlk ve
ren araba (.Ab- Hayat'a) malik olmak maksadyla "st de
nizini" alkaladklar zaman zehir imesi dolaysyla, boaz
hala mordur. Ylanlar onu kuatrlar, kafa tasndan yaplm
bir kase elinde tutarak gerek hararetli bir zahid eklinde,
gerekse de evkle raks eder suretle dnyay gezer. Heykel
lerde drt kol ile temsil edilmektedir. iva, mahv eden
prensip olmasna ramen tevlit eden kuvvet yine o'dur; bu
nun iin ekseriya linga (yani tenasl aleti) eklinde sembo
lize edilmektedir; bu suretle ona da tapnlmaktadr.
iva'ya inananlar ise, pek canl bir dinin hararetli m
messilleridir. Cenubi Hindistan'n (ve belki btn memleke
tin) ok derin bir itiyakla yanan ilahlleri, ivait mezhebine
mensup olan Tamil airlerinin syledikleri iirlerdir. lahi
akla sarho olan bu airlerin en mahiri, 17'nci asrda ya
yan Manikka Vaaga'dr :
H NT D i N L E R i : B RA H MA N i ZM, H i N DU ZM
a'nn yannda bir mennes kuvvet de vardr ki ona bu
ilahla birlikte taplmaktadr. iva'nn zevcesi Kali veya Dur
ga, Himalaya'nn kz sanlan hem korkun, hem de cazibe
li bir ilahedir; eski milletlerin ana ilaheleri gibi saysz ocuk
dourup onlar ldrerek yiyen toprak anann bir sembol
olsa gerektir. iva'da olduu gibi, Kali - Durga tasavvurun
da da birok eski Hint ilahelerinin birletikleri phesizdir.
iva mezhebine bal dindarlarca, her ilahn, yaratc kuvve
tini temsil eden ve kendisinden hi ayrlmayan byle bir
mennes taraf (akt) vardr; baz mezheplere nazaran ilah,
byle bir kuvvet bulunmadan dnyay katiyyen yaratamaz
d.
lahlarn adedi gayet kabarktr; muhtelif cereyanlarn
birleip tekrar ayrlmas dolaysyla baz ilahlar muhtelif e
killerde peyda olup bakalaryla, birok komplike akrabalk
mnasebetleri vastasyla balamlardr; bylece, Hindis
tan'n en popler ilahlarndan biri olan fil bal Ganea,
zenginlik ilah, iva'nn byk olu olarak telakki edilmek
tedir. Birok ilahlar -bazen Veda devrinde byk bir rol oy
nayan varlklar- Hinduizm'de yalnz bir dnya devrinde h
km sren semavi krallar eklinde tasavvur edilmektedir.
. Dnya, alt felek ile yedi yeralt ve bundan daha aa
olan cehennemler arasnda mevcut olan bir yumurta eklin
de tasavvur edilmektedir; Brahma onu tekil etmitir; mu
ayyen bir zamandan sonra (100 Brahma yl, yani 3 1 1 .040
milyar sene) tekrar yok olur. Her Brahma ylnn 360 gece
ve gndz vardr; her gece her gn bir kalpa srer; gece
nin geliinde dnyann byk bir ksm mahvolur; gndz
ise, her gn 13 defa -en yksek 4 felek mstesna- mahvo
lur; her iki imha arasnda birer insan- kadim 7 1 'er devri ha
kimdir; her devrin, birbirinden ksa ve fena olan drt zama
n vardr. Bu sonsuz saylar, Hindistan'da hakiki bir tarih
anlayna yer vermemitir; dnyann gidii, tekrarlanan ve
gerek bir sonlar olmayan hadiselerden ibarettir.'1
nsan bu dnyada saysz ilah ve devler arasnda yayor;
- 1 17 -
D i N L E R TA R H N E G R
bilhassa kylerde, ehirlerde sayya smayan hastalk ilah
lar, devler ve saire mahIOkata inanlmaktadr. Dalar, r
maklar, hayvanlar da mukaddes, ilahi varlklar saylmakta
dr. Bilhassa inek, Hindistan'n en mukaddes hayvandr;
Gandh'nin szne gre, o, btn insan olmayan mahlOk
larn mmessilidir; onu ldrmek, bir Bralunan' ldrmek
kadar affedilmez bir gnahtr.
Btn memlekette, mukaddes yerler, ziyaret edilen ehir
ve nehirler vardr. Ganja nehri insanlar gnahlarndan te
mizler; Benares ehrinde, len her mahluka iva'nn inaye
ti sayesinde kurtulu vadedilmitir. Mabetlerin ekli deiir;
en ufak ve iptidai binalardan balayarak en gzel, fevkala
de zengin sslenilmi kocaman mabetlere kadar; merasim
de, yalnz birka iek takdim editen ta komplike ayinlere
kadar ayr ayr hususiyeti gstermektedir. Her sene birka
byk bayram yaplmaktadr; onlarn en nemlileri, "i
va'nn gecesi", Krina'nn doum gn, Lakmi adl, Vi
nu'nun zevcesi olan ilahenin erefine icra edilen kandil
bayramdr.
Merasimde, mantra denilen mukaddes szler pek ehem
miyetli bir yer tutmaktadr. Her ilahn, tercih ettii mantra
lar vardr; hem Veda'larn ilahileri, hem de yeni "kudret
szleri" mantra olarak hemen her ibadetin balangcnda
kullanlmakta, muhtelif hareket ve jestlerle de icra edilmek-./
tedir. Btn mukaddes kelimelerin en mhimi, "om " dur;
bu, dnyann en eski numinos kelimelerinden biridir ki
Hindular ve bunlar. dayanan milletler ona ok byk tesir
ler atfetmektedirler.
Her Hindu, bundan evvelki hayatnn bir neticesi saye
sinde iinde doan snfa gre birok dini vazifeler zerine
almaya mecburdur; snf her ne kadar yksek ise, vazifeleri
o kadar oalr. Doumdan evvel vaki olan ilkah merasi
minden balayarak, ocua sol omuzda tanan mukaddes
iplik verilmesi ile kendisine mukaddes gayitri ilahlsi syle
nilmesi (bu ayinden sonra iki defa domu" ocuk snfa
"
- 1 18 -
H NT D N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
gerekten intisap etmi oluyor), nikah merasimi, defin me
rasimi, llere sunulan kurbanlara kadar hayatn hemen her
safhas hususi ayinlerin icrasn gerektirmektedir. Bilhassa
Brahman snfn dini vazifeleri oktur. Eski usullere gre,
onun yolu yle idi: ocukluunda Veda renen talebe,
sonra ailesine bakan peder, sonra ormanlara ekilen zahid,
nihayet dilenci rihib . Halbuki bugn bilhassa nc mer
hale hemen hi bulunmuyor.
Muhtelif vazifeler yannda birok serbest ameller mev
cuttur: Byk kurbanlar, ziyaretler, fakirleri yedirmek, mu
kaddes szleri iitmek, zht gibi ameller insan, gelecek ha
yatnda kt bir ekilde domaktan kurtarabilir. nsan, kir
lilik ve gnahtan itinap etmelidir; yksek snfl bir Hindu
iin mesela Hindu olmayan her insan, sonra da her kpek,
sarmsak ve' baka maddeler daima kirlidir; onlara dokun
duktan sonra hususi bir tasfiye ayini lazmdr; bazen de pek
mkl keffaretler istenilir.
Hinduizm'in byk bir ksmnda, tantra (a) denilen
eserlerin tesirleri grnmektedir. O kitaplar, esas itibaryla
akta'larn mukaddes yazlardr ki, Tanr ile aktisi arasn
daki konumalar eklinde merasimle sihirbazla, by sz
lerine dair malmat vermektedir. Bu kark, bazen de Se
hevl ve naho adetleri ihtiva eden din, halkn fikirlerinde
hakim olsa gerektir; bununla beraber o eserlerde hile, ara
sra derin dini grlere rastlanmaktadr.
Asli Hinduizm'in yannda, slam ve Hristiyanlk memle
kete geldii zamandan itibaren birka sinkretist cereyan
peyda olmutur. Bu cereyanlarda belki en enteresan ahsi
yet, 1 524 senesinde vefat eden KABR'dir; slam ve Hindu
izm arasnda mistiklik sayesinde bir birleme yaratmaya a
lmtr; Allah' Rana adyla isimlendiriyor; iki dinin d
olaylarn kabul etmeksizin (ne snnet, ne de heykeller) ga
yet gzel ilahilerinde ilahi maukunu zleyiini, akn,
dertlerini pek parlak, tatl beyitlerle sylemitir. Yaratt di
ni hareket hala Hindistan da mevcuttur. Baka bir birleme
- 11 9 -
D N L E R TA R H i N E G R
ki onda slam fikirleri daha fazla n plana konulmutur,
Sikh dinidir.
Bilhassa byk Mool imparatoru EKBER sayesinde s
lam ile Hinduizm arasnda bir dini komma husule geldi;
imparatorun kendisi, kendine mahsus yeni bir sentez yarat
m, ama, bu yeni cemaat yalnz saraynda kk bir rol oy
nam. Halka kadar ilerlemitir. Dini musamahas, devrinde
yaplan resim ve minyatrlerden belirtmektedir. Torunu
prens DARA SHIKOH, hem Hindistan edebiyatndan muh
telif eserleri tercme ettirmi, hem de Hint zahit ve alimle
riyle dini konular zerinde uzun ve derin konumalarda bu
lunrtmtur.
Hinduizm, Hristiyanlk fikirlerini de benimsemeye al
mtr. Hristiyan misyonerler aleyhine ara sra yazlar yazl
m ise de, Hindu'lar daha fazla, Hristiyan ana fikirlerini
kendi dinlerinin hususiyetleri ile mukayese edip sa'y ava
tara'lardan biri olarak, yahut baka bir ekilde beyan etme
ye uramlardr. Bilhassa geen asrda senkrestik mezhep
ler kurulmutur; onlarn en enteresan, Brahmo amajtr.
1828 senesinde tesis edilen bu cemiyet, Hristiyanlk fikri ve bilhassa Hristiyanlk ahlak- ile Hinduizm'e yeni tevik
ler verecekti; onun yelerinden, Rabindranath TAGORE ile
babasn zikretmeliyiz. TAGORE ve GANDHI, modem Hin
duizm'in belki en tipik mmessilleri saylabilirler: ikisi, eski
Hint dinlerinin sonsuz musamahasn gstermilerdir"
Gandhi'de ahimsa -ldrmemek- lks .btn siyasi te
ebbslerinin temeli idi; avatara'lara inand iin kendini
hem sa'nn hem de Muhammed'in akirdi sanmtr. Bu iki
insan sonra da RAMAKRINA, VIVEKANDA, RAMAKRINA
gibi byk dini ahsiyetler sayesinde Hinduizm son senel
erde garpta byk alaka toplamaya muvaffak olmutur.
-
.:_
1 20 -
H i NT D i N L E R : B RA H MA N i ZM, H i N DU i ZM
_
- 1 21 -
B U D D ZM
-/
B U D D ZM
sl inkiaf ettii yalnz Hint din tarihine ait bir hadise iken,
biraz sonra meydana kan ikinci tarikatn Yani Budizmin
kendi ana vatannda hemen hi bulunmamakla beraber,
dnyann en mhim dinlerinden biri olmas keyfiyeti ma
ICmdur.
D N L E R TAR H N E G R
ren en derin bilgi ve marifeti kazanm, drt ksml hakika
ti renmitir: Iztrap, ztrabn sebebi, ztrabn sebeplerinin
giderilmesi, ztrabn giderilmesine karan yol. (Bu tabirler,
samkhya felsefesinden ald tbbi istiJahfardr; hayat, bir
dert, bir hastalktan baka birey deildir.)
-
na'ya
- 1 24 -
B U D D ZM
rakabedir. te ey rahipler kamilin bulduu, g ve gnl
aan, hikmete, huzura, irfana, ilhama ve Nirvanaya gtren
doru yol budur. te ey rahipler; ztrap ve ztrabn dou
u hakkndaki yksek hakikat udur: Dou ztrap, ihtiyar
lk ztrap, hastalk ztrap, lm ztraptr. Sevilmeyen ey
lerle bir arada bulunmak ztrap, sevilen eylerden ayr d
mek ztrap, arz edilen eye malik olmamak ztraptr. Ksa
ca, balanmaktan ileri gelen bu be kme ztraptr.
te ey rahipler, zdrabn kayna hakkndaki yksek
hakikat udur: Hakikaten insan bir kere doutan tekrar
doulara srkleyen bu varlk arzusu, varlk susuzluudur
ki hislerden ileri gelen hazlarla beraber kah urada, kah
burada tatmin edilmek isterler: Zevk arzusu, varlk arzusu,
kudret arzusudur.
te ey rahipler, ztrabn kayna hakkndaki yksek ha
kikat udur: Hakikaten bu ihtiraslarn yokluu , varlk arzu
sunun tam manasyla tahribi, terk edilmesi, yok edilmesi,
vazgeilmesi ile olur. te ey rahipler, insan ztrabn kald
rlmasna gtren yksek hakikat udur: Hakikaten bu yol
sekiz yol azna ayrlan o erefli yoldur ki bu yollar unlar
dr: Doru inan . . .
Buda uzun seyahatlarnda doktrinini halka ilan ederken,
seneden seneye mridlerin adedi oalmtr. Takriben 80
yanda iken Buda bu Dnyay terkedip murakabenin dr
dnc merhalesinden byk NinJana'ya kavumutur. M
ridleri, rahip tarikatn tekil etmiler (bhikkhu), onlarn ya
nnda, Buda'nn evvela itiraz etmesine ramen rahibelerin
de bir tarikati teekkl etmitir.
Tarikate mensup olmayarak rahiplerin ahdlerini stleri
ne almaya mecbur olmayan laik (bir tasavvuf tabirini kul
lanarak "muhipler" diyeceimiz) bir zmre de vardr. Hibir
eye malik olmayan rahip ve rahibelere bakm da onlara
lazm gelen eylerle yardm etmilerdir.
Budizmin temelleri, triratna'da (yani ksml cevher)
toplanmtr; onlar Buda, dhanna ve samgha dr: dharma,
'
- 125 -
D i N L E R TAR i H i N E G i R i
B U D D I ZM
ka
D i N L E R TAR i H i N E G i R i
- 1 28 -
B U D D I ZM
Kamilin grd bu illiyet rabtas 12 ksml tekerlek
eklinde tasvir edilmektedir. Budizm, ruhun hakiki varln
inkar edip btn hallerin yalnz bir an iin var olduklarn
tarif etmekle beraber, illiyet rabtasnn dnyada en mhim
rol oynadn itiraf etmektedir. nk her hal, her vazi
yet, ondan evvelki bir halden ileri gelmi gibi telakki edil
mektedir. Budist manastrlarndaki, ekseriya korkun resim
lerle ssl hayat tekerlekleri, bilgisizlikten balayarak lm
ile bitmek suretiyle bu illiyet rabtasn en iptidai insanlara
bile anlatmak zere yaplmtr.
Murakabenin drdnc derecesinde bu hakikati anlayan
kamil, tabiat st eylere de vakf olup sihir de yapabilir;
uzaklardan ve yakndan ilah ve insanlarn seslerini duyar,
ferasetle insanlarn fikir ve dncelerini bilir; bakalarnn
gzlerine grnmeyen bir hale gelir; gne, ay ve yldzla
ra kendi elleriyle dokunabilir.
Halbuki kasdettii bu tabiatst tecrbe ve sihirbazlklar
deil, Nirvana'ya uramaktr. Salik yalnz bu drdnc de
receye vasl olduktan sonra Nirvana'ya eriebilir. Bu Nirva
na mefhumunu, "yokluk" ile tercme etmek pek isabetli
deildir; byle bir tercme yalnz, yokluun mistik manas
nn ne olduunu gznne tutulduu takdirde doru say
labilir. nk Nirvana, psikoloji bakmndan sevinsiz ve
ztrapsz huzr; kosmoloji bakmndan, insann doum sil
silesinden kurtulmu olmas., metafizik bakmndan ise en
yksek kymet, yani mspet bir mahiyettir. Buda'nn gzel
bir szne gre "Nirvana grltl bir ummana benzeyen
dnyann gidiindesaklnbiraaair":-xna---rin'-sirri b
tn mistikliin arayp bulduu son hakikatn srr gibi, keli
melerle ifade edilemez, akl ile eriilemez; bunun iin, akl
onu yalnz yokluk olarak anlamaktadr. Nirvana, lm de
deildir; bilakis, insan bu hayatta iken Nirvana'ya kavua
bilir; maddi sfatlarn, lmnden sonra byk Nirvana'ya
gidecei zaman kaybeder. Fakat varlk arzusu kadar tehli
keli bir istek de lm arzusudur; lme susayan bir insan,
- 1 29 -
D N L E R TAR H N E G R
Ninana'ya eriemez.
B U D D ZM
idam ile tehdit edilenler yine hayata kavusunlar, skntya
denler bsbtn korkudan kurtulsunlar. . . kimseye dert
veya keder dokunmasn. Btn mahlfkat afiyette bulun
sunlar. te, maitri budur.
Belirttiimiz vehile, bu alemumul merhametten dolay
dr ki Buda, derhal Nirvana'ya gitmek yerine, insanlar ara
snda vaz ve hitap ile megul olmaya karar venniti, Bud
a'nn bu karar Budizm'in bir frkas tarafndan dinin merke
zi ve temeli saylp daha geni bir manada anlalmtr. Bu
hal, Hindistan'dan imall memleketlere ilerleyip orada inki
af eden bu frkalardan belli olur: Mahayana yani "byk
araba" Budizm'i, Cenupta yaylan Hinayana (yani: kk
araba) adl frkada ise, insan yalnz kendi kurtuluu ile u
rap ne kadar abuk olursa olsun Nirvana'ya erimeye a
lmaktadr; ona bu yolda yardm eden kurtarc bir ilah
yoktur; bu frka asil Budizm'in adet ve tasavvurlarna sadk
kalmtr.
Halbuki Mahayana'ya mensup olan insan, byk bir
arabas olduu iin tehlike zamannda bir ok arkada da
kurtarabilen bir adam nevinden, hem cinslerine de kurtulu
a giden yolu gstermeye alr. Bundan tr Mahaya
na'nn lks ilhama kavuup Nirvana'ya varm Buda de
il, mahlukatn saadetini kendi kurtuluuna tercih eden Bo
disattava, yani Buda namzedi, mmkn olduu derecede
insanlara kurtulu yoluna klavuzlamakla urap btn in
sanlara da 'sevgi, saadet ve bahtiyarlk verip Nirvana'nn
mesut skunetine erimekten vazgeer.
"Su, ate, ay, gne elemanlar otlar, allar, nebatlar
yetitirdii gibi, ayn surette de temiz kalpli Buda namzedi
nin muhabbetini gstermesi ile btn mahlukat koncalanp
alr. O, btn mahlukatn aydn sfatlarnn hepsini yetiti
rir. "
Bu frkann mtaleasnca, Buda'nn, kendi doktrinini
ilan etmek hususundaki karar, ezelde btn mahlukatn
kurtulmasndan evvel Nirvana'ya uramayacam diye ver-
- 1 31 -
D N L E R TAR H N E G R
dii bir ahdin dnya plannda zuhur eden muvakkat bir te
cellisidir. Mahayana'da, eski Budizm'in lksn tekil
eden "Buda yolundan yryerek Niruana'ya uramak"
prensibi deil, insann, Buda'ya inanmas, ona teslim olma
s, onun ezeli ahdine gvenmesi dinin srrdr. O zamana
kadar dinin merkezini tekil eden dhamma (daktrin) yerine
Buda'nn ahsiyeti gelmitir.
Avalokitevara ise,
B U D D ZM
tarafndan reforme edilmitir; onun mezhebi, "sar'.'<lr (ra
hiplerin sar kuak ve klahlarndan dolay). Rahipler,
memlekette en byk rol oynamaktadr; manastrlar, kl
trel hayatn merkezleridir. Lasa ehrine.le oturan Dalai La
ma ile Tailunpo manastrnda yayan Panenlama bu ra
hiplerin ve memleketin ruhani reisleridir.
imali Budizm'<le , sayya smayan bu ilahlar yannda
Nimana anlam da deimitir. Mahayana, Nimana hasre
tinden, zaman ve mekandan azade olmak arzusundan vaz
geip mminlere gklerde bulunan bir cennet, "garptaki sa
adet lkesi"ni va'd etmektedir ki orada Buda'nn nurunu
greceklerdir
Mahayana Budizm'inin geni edebiyatna gelince, hayal
le dolu hikaye ve Jejandlarda Buda'nn hayatndan bahse
derek kerametlerini anlatmaktadr; hemen btn din koru
yucularnda grld gibi, Buda'nn da bir kz tarafndan
dourulduu, douunun en harikulade olaylarla vuku bul
duu anlatlmaktadr. Bu efsanelerde, Bodisattva lks an
tka mkemmellemitir.
Mahayana Budizm'i, milattan sonraki ilk asrda in'e ka
dar ilerlemi, 6. asrn ortasnda Japonya'ya gelmitir. Orada
bilhassa 12. ve 13'nc asrlarda birka nemli mezhep te
ekkl etmitir. Bunlarn Avrupa'da son yllarda en byk
ilgiyi uyandran mezhebi, murakebeyi n plana koyan Zen
tarikatdr. (zen - dhyana'dan mutaktr). Maksad, mridin
sert bir terbiyeyi geirdikten sonra birdenbire mantk rab
tasndan karak tenewr ve ilhama kavumasdr; bu yol
da, ekseriya mridin paradoks bir ifadesi, akla uymayan
bir hareketi mridi mantki olmayan bir bilgiye klavuzlaya
bilir. Zen Budizm'inin, Japon kltrne, bilhassa asil muha
riplerin (samuray) terbiye ve ahlaklarna brakt tesiri k
msememeli; gerek mehur Japon ay merasimi, gerekse
lirik iirin en zarif ekilleri de Zen mezhebinin tesiri altnda
kalmlardr. Bu terbiyeyi grm bir adam, tam bir ahenk
le haraket edebilir; btn varlnn bir tek noktaya tevec- 1 33 -
D N L E R TAR H N E G R
cl ettii iin sanatta da bir tek izgi veya bir iki satr ile
her eyin hakiki mahiyetini isabetle ifade eder.
Japon halk, daha fazla ayn zamanda Hanen ve mridi
inran tarafndan bildirilen jodo mezhebine alaka gstermi
tir. Mahayana'nn fikirlerini en mantki surette gelitiren bu
mezhepte Buda Amitaba'nn (Amida) sonsuz kurtarc mer
hametine inan , kurtulabilmek iin yegane arttr. Kadn, er
kek; zengin, fakir, iyilik yapmadan, riyazet ekmeden Bud
a'nn ezell ahdine gvenmek artyla, ebedi saadete eriebi
lirler. Bu suretle, eski agnostik Budizm, yalnz mrakebe ve
bilgiye ehemmiyet veren bir mistik felsefesinden, ilahi bir
kurtarcnn szne inanan ve sonsuz merhametine gvenen
tipik bir sola fides ekline gelmitir. NRAN'n bu telakkileri
Hristiyanlkta protestanlar tarnfndan ileri srlen doktrinlere
o kadar benziyor ki, 16. asrda Japonya'ya gelen katolik rnis
yonlerler, o memlekette bile Luther'in zendekesinin mevcut
olduunu yazmlardr. Bu basit ve halkn dini ihtiyalarn
iyice tatmin eden inan Japonya'da ok tarnftar bulmutur.
1 3'nc asrda Japonya'da vaz'larda bulunan, yksek fi
kirleriyle beraber mteassp olan Niiren, zikri geen bu iki
Budist mezhebini takdir etmemi, vatandalarna cehenne
mi ihtar ederek ihtiraslarn yenmeye davet etmitir. Fakat
Budizm'in msamahal ruhuna muhalif olan taassuptan do
lay iddetli taarruzlara maruz kalmtr. Onun akidesi,
Bu !a'nn zatnn btn olaylara amil olmasn ileri srmek
tedir: "Ruh, Buda ve hakiki varlk, bu kendi ruhumuz
da mevcuttur: bundan maada bir reel varlk yoktur: bu ,
valydr, Budalktr. "
- 1 34 -
S RA L
D N L E R TAR H N E G R
taplar, tarih, hikmet ve saireye ait eserler).
Bu kitaplarn sras bazen pek manal grnmyor; hal
buki kitaplarn bize gelen srasyla muhteviyatn bilmek la
zmdr:
Tevrat : yani Musa'ya atfedilen be kitap: Tekvin (bab 1
- 1 1 : ta tufana kadar yaradl destan, insanlarn ilk suu,
bab 12 - 50 BRAHM'in ve oullarnn hikayeleri; SHAK,
YAKUP, YUSUF'un Msr'da bulunmas)
4) Saylar: israil'in
gitmesi.
Tr_ dandan
-
I S RA I L
larn en mehuru, bedevilere kar savaan GDEON'la her
halde mitik bir varlk olan SMSON'dur.
Rut
I. Samuel,
I. ve II. Tarihler,
tadr.
- 1 37 -
D i N L E R TAR i H i N E G i R i
yor. Kitabn rettii, Allahn istedikleri, onun iradesi, onun
kudreti tek insann saadetinden ehemmiyetlidir.
S RA L
atlar)
ra Filistin'de
1 39
D N L E R TAR H ! N E G i R i
hassa Baal (Rabb), El (kudret, kuvvet), Meleh (malik) muh
telif ibadet merkezlerinde byk bir rol oynamlardr. Eski
Babil'de grdmz vehile, mteaddit yer ilahlarna
tapnlmtr. Ayn zamanda bir ynden gk kraliesi ve
byk ana ilahe olan bir tanrann mabedlerinde mukad
des fahielik vaki olup, ltar ile Tammuz'un ak destan
gibi, bu tanrann da len ve yeniden canlandrlan bir
ilaha bal olduunu anlatan birok verimlilik mitleri vard.
lahlara kurbanlar sunulmutur; bilhassa Ken'an'da insan
kurbanlar ve byk miktarda ocuk kurbanlar takdim edil
mitir. lahn hiddetini teskin etmek iin yalnz en kymetli
mal, erkek ocuklar, kafi grnmtr
Ken'an'a (M.. 2000'den beri) gelen, herhalde Arabistan
ve Irak'tan muhaceret eden srailliler ise, bedevi bir kltre
mensup, iptidai milletlerin hepsi gibi o zaman pek derin bir
Tanr anlamna henz varamam bir kabile idi. Muhtelif
maddelerde peyda olan tabiatst kuvvete inanmlardr;
bu maddelerin en nemlisi, kan idi: her ahidde, her mhim
amelde biraz kan dkmek lazmd. Halbuki odun ve baka
eylerde de byle bir mana kuvveti grlmtr. En eski
zamanlarda bile, mukaddes sze byk bir kudret atfedil
mitir. Btn Sami'ler gibi, srail kabilesinde de mukaddes
talara hususi bir hrmetin gsterilmesi gayet muhtemeldir;
talarn zel bir kuvvetine inanmalarna, YAKUP'un Beth-El
de grp anlattklar bir iarettir: YAKUP, ban bir tan s
tne koyduktan sonra ryasnda gklere kan bir merdiven
ve artk Rabbn kendisini grmtr.
"ve YAKUP uykusundan uyanp dedi: Gerek Rab bu yer
dedir, ve ben onu bilmedim. . . Ve YAKUP sabahleyin erken
kalkt, ve ba altna koymu olduu ta ald ve onu direk
olarak dikti ve tepesine zeytin ya dkt." (Tekvin, 28)
Buna kar, MUSA'nn Msr'dan kard airetin dini,
bsbtn baka bir grnten ileri gelmitir. Eski zaman
larda (kat'i bir tarih bilmiyoruz) belki tesadfen Msr'a gel
mi olan bu airet, MUSA'nn riyasetinde belki 14. asrda ak
- 1 40 -
S RAI L
rabalarnn memleketlerine, Ken'an'a gmeye balamtr.
Bu Msr'l sraillilerin aslnn YAKUP'un olu YUSUF'a ba
lanmas kahinlerin gzel bir uy<lurmasdr. Tevratn tarih
tasawuru, acli tarihin hacliselerini cleil, srail'in ilahi bir
plana gre geirdii safhalar belirtmeye almaktadr.
MUSA'ya Tur danda ismini vahyeden Yahve, belki esas
itibaryla Tur dana mensup olan bir frtna ilahdr. Ate ve
gk grltlerinin iinde tecelli eder; belki de o civarda
yaayan Midyan kabilesinin bir airet ilahdr. Fakat derhal
bu mahdut yer ve kk airetten ayrlp kendisine bal bir
ruhani cemaatin ilah eklinde grnmektedir. Baka Sami
ilahlarnn faaliyet ve kuwetlerinin tabiatn dou ve
lmnde belirmelerine ramen, bu ilah kendini tarihte
gsterir: Birdenbire bir millet, her sene yeniden meydana
gelen tabiat tezahratnn sonsuz deveranna bakmaktan
vazgeip tarihin kymetini, yani tarihte Allahn idaresini gr
meye balamtr. Bize pek tabii grnen bu hal, aa
yukar 3500 sene ewel yaayan insanlarn zihniyetlerinde
byk bir deiiklie sebep olmutur.
Bu ilah, kendi milleti olan srail ile bir aht etmitir;
esatire gre tufandan sonra vuku bulan bu ahit, millet ile
Allah ar.snda zlmez bir irtibat yaratmtr; srail tarihin
de vaki olan her hadise, bu ahdin bir neticesi olarak telak
ki etmitir; millet ahdna riayet etmeyince, Rab ceza yadr
d; millet gnahndan tvbe edince, Rab eski ahd yenile
tiriyor. Allah Tur danda MUSA'ya yle hitap etmitir:
"Ve bununla beraber dman memleketlerinde olduklar
zaman, onlar tamamen yok etmek ve kendileriyle olan ah
dimi krmak zere kendilerini reddetmiyeceim ve onlar
dan nefret etmeyeceim; nk ben onlarn Allah Rabb'im;
onlarn Allah' olmak iin kendilerini Msr diyarndan mil
letlerin gz nnde karm olduum atalarnn ahdini
onlar uruna hatrlayacam; ben Rabb'im. " (Lev. 26, 4-45)
srail'in Msr'dan k, Yahudi ilahiyatnda, ahsi dincle
de yorulmadan zikreclilen hadisedir:
- 141 -
D i N L E R TAR i H i N E G R
"Rabbe kredin, nk iyidir; nk inayeti ebedidir...
sraili aralarndan karana; nk inayeti ebedidir.
KlZll Denizi ikiye blene; nk inayeti ebedidir.
Ve israili ortasndan geirene; nk inayeti ebedidir.
Firavun ile ordusunu KlZll Deniz'e atana; nk
inayeti ebedidir...
"
S RA L
<le ksa bir mddet mnakaa ettikten sonra, ekem ehrin
de toplanan srail ihtiyarlar, balar, hakimleri, reisleri Yah
ve'ye kulluk etmeye resmen karar vermilerdir. Halbuki
zaman ilerledike eski yerli dinlerden birok adetler,
grnn bir az deitirip Yahve <linine szmtr: Eski
ilahlarn yerine Yahve gk ve tabiat ilah <la sanlmtr;
Ken'an kurban merasiminin bir ksm da srailliler tarafn
dan kabul edilmitir. Maamafih ev yaptrmayan, arap i
meyen Rehabi'ler gibi bir iki kk zmre, tevars edilen
bedevi kltre ve en eski Yahve dininin emirlerine uyarak
yaamaa devam etmilerdir. srailliler, yerli dinlerin en iyi
paralarn kendi merasimine szdrm iseler de, insan kur
banlar gibi kt taraflarn, sihir muameleleri de iddetle
yasak etmilerdir; bycler ise idam edilmilerdir.
srail oullar, tarihi idare eder gibi telakki edilen Yah
ve'yi gittike kendi milletlerine balayp srf milli bir ilah
sanmlardr; byk peygamberlerce bile, Yahve'nin gn yani dnyann sonu ve yeni bir zamann balangc - kat'i
surette srail'e inhisar ettirilmitir. Baka milletlere de amil
olan bir selamet, yabanclarn da Yahve'nin itaat altna
gelecekleri hakkndaki fikirlere yalnz son peygamberlerde
(6. asrn ortasnda) rastlanmaktadr. O yeni dnyann mer
kezi, yeni bir Kuds olacaktr:
" . . . . . . Ve birok kavimler gidecekler, ve diyecekler:
Gelin, Rabbin dana, Yakubun Allah'nn evine kalm; ve
kendi yollarn bize retecektir ve onun yollarnda
yryeceiz. nk eriat Siondan, ve Rabbin sz
Yerualimden kacak. Ve milletler arasnda hkmedecek
ve ok kavimler hakknda karar verecek ve kllarn sapan
demirleri ve mzraklarn bac baklar yapacaklar; millet
millete kar kl kaldrmayacak ve artk cengi renmiye
cekler. (. 2, 3)
srail oullar, merasimin btn deiiklikleriyle beraber,
btn insanlar arasndan seilip Yahve'ye yaklaarak onu
yz yze grmeyi in'am edilen ve bundan sonra dinin
- 143 -
D N L E R TAR H N E G R
kurucusu olan MUSA'y, dinin bir merkezi olarak takdir
etmekten hi ekinmemilerdir. .
MUSA'nn bildirdii dini temiz bir ekilde muhafaza
etmek, yahut da onu yabanc dinlere karm olmasndan
temizlemek maksadyla 8. asrn ortasndan beri birok
peygamber memlekette meydana kmlardr. Halbuki
bundan evvel, SLEYMAN'n lmnden sonra (931 ) ikiye
blnen memleketin imali mntakasnda, LYA adl bir
kuvvetli peygamber oradaki BAAL ilahnn kahinlerin aley
hine ayaklanmt; birok mucize sayesinde onlar -kraln
muhalefetine ramen- malup etmitir. Bu frsatta ve Eski
Ahdin rivayet ettii baka hikayelerden, o civarlarda hususi
nebi cemiyetlerinin mevcut olduklarn renmekteyiz.
Bunlar, raks ve muayyen temrinlerle vecde gelmeye
almlardr; halbuki yazlar kalm olan byk brani
peygamberlerin bu muhitlerle mnasebetleri yoktur. .
Tekoa'da oban olan AMOS'tan balayarak (M.. 8.
asrn ortasnda) srail peygamberlerinin hepsi, Yahve'nin
sz hayatlarnda derin bir deiiklik husule getirmesinden
dolay meydana kmaya mecburlard. Hususi bir i 'tecrbe
ile O'nun szn iittikten, yahut da bayltc bir mahede
ile kuddus olan Rabb'in yzn, kudsiyetini ruhani gz
leriyle grdkten sonra, btn millete, byklere de,
kklere de, kklere de hitap ederek yolunu aranlara
Allal'n emir ve nelylerini ilan edip onlar doru yola sevk
etmeye uramlardr.
Yeremiya diyor ki :
"Ve bana Rabbin u sz geldi : Ana karnnda sana ekil
vermeden nce seni tandm, ve sen domadan nce seni
takdis ettim, seni milletlere peygamber ettim. Ve ben
dedim: Al, ya Rab Yehova ite, ben sz sylemek bilmiyo
rum; nk ocuum. Ve Rab bana dedi: Ben ocuum,
deme; nk kime seni gnderirsem gideceksin ve sana
emrettiim her eyi syleyeceksin. Onlarn yznden kork
ma, nk seni kurtarmak iin ben seninle beraberim! Ve
-
144
I S RA I L
Rab elini uzatt ve azma dokundu; ve Rab bana dedi: te
szlerimi senin azna koydum; bak bugn milletler zer
ine ve lkeler, kknden skmek ve ykmak iin, halk
etmek ve yok etmek iin, bina etmek ve dikmek iin seni
koydum."
"Tvbe edin!" peygamberlerin tekrarlanan tevbihleridir,
"tvbe edin, yoksa Yahve'nin cezas size isabet edecektir."
Ta uzaklarda uyuyan bir istikbalden deil, bu dakikada
Allah'a kar yapmalar lazm gelen vazifelerden
bahsetmilerdir. srailin bana gelecek felaketlerin nne
gemek iin adalet ve Allah sevgisi, insan sevgisi gster
mekten mhim bir dev yoktur. Merasim ve ayinlerin bu
ahlaki emirlere kar byk bir ehemmiyetleri yoktur; bun
lara bazen hi kymet atfedilmemektedir:
"Rab diyor: Kurbanlarnz ok olmu, bana ne?
Kolardan yaklan takdimelere ve besili hayvanlarn yana
doydum; ve boalarn, kuzularn, ve ergelerin kanndan
holanmam. nmde grnmeye geldiiniz zaman eliniz
den bunu kim istedi de, avlularma ayak basyorsunuz?
Artk bo takdime getirmeyin; buhur bana mekruh eydir;
ay ba ve Sebt gn toplant arlmasna, fesat ile bayram
toplantsna dayanamyorum. Ay balarnzdan ve belli
bayramlarnzdan nefret ediyorum; zerimde yktrler,
onlar tanaktan yoruldum. Ve ellerinizi atnz zaman,
gzlerimi sizden gizleyeceim; birok dualar ettiiniz
zaman ela dinlemiyeceim; elleriniz kanla dolu. Ykann,
temizlenin; gzmn nnden ilerinizin ktln atn,
ktlk etmekten vazgein; iyilik etmeyi renin; adaleti
arayn, ezilmi olana doruluk edin, kszn hakkn
koruyun, dul kadnn davasna bakn (. 1 , 1 1 v.s . ; bak Yer.
7, 21 ve baka yerlere)
Peygamberler bu fikirleri mtemadiyen ifade etmilerdir.
ster milleti gnahlarndan dolay azarlayan tabirlerle, ister
ilahi cezay bildiren tehdit szleri ile; eski kehanet
slubunu, kah at eklini kullanmlardr. YEREMYA der- 14 5 -
D i N L E R TAR H N E G R
dini, mitsizliini yle anlatmaktadr:
"Keke bam sular ve gzlerim ya pnar olsa da,
kavmin ldrlm kzlarna gece gndz alasam! Keke
bana lde bir yolcular kona olsa da, kavmimi braksam
ve yanlarndan gitsem! nk onlarn hepsi zina ediciler,
hainlerdir." (Yer. 9, 1)
Szlerinin tesirini daha fazla kuvvetlendirmek iin
peygamberler sembolik amellerde de bulunmulardr.
Yakn dounun milletlerinin hepsi Asur kralna kulluk
etsinler diye, YEREMYA boynuna bir boyunduruk almtr.
Kendi milletini bekleyen ksmeti sembolletirmek istedii
zaman,
Rab yle dedi: Git ve mleki ii toprak bir testi satn
al ve kavmin ihtiyarlarndan bir kan bul. . . O zaman senin
le beraber giden adamlarn nnde testiyi kracaksn ve
onlara diyeceksin: Ordular Rabbi yle diyor: Nasl ki,
mleki kabn krarlar, o da bir daha onarlamaz, ben de
bu kavmi ve bu ehri yle kracam.
Gndelik hayat peygamberlere kullandklar temsil ve
mecazlar vennitir: Bir fahie ile evlenen HOZEA, Yahve ile
srail arasndaki mnasebeti, nianlsn terkeden vefasz bir
gelin eklinde sembolize ettinnitir; ayn mecaz, YEREMYA
tanfndan da ilk vahylerinde kullanlmtr. AYA'ya
geHnce "Bir baki Yahve'ye dnecek" diye besledii midi
ifade etmek maksadyla, oluna bu manay tayan
"earyaub" ismini vermitir.
B y i.ik peygamberler, felaket ve uursuzluk ilan eden
insanlard; onlar, srail krallarnn (bilhassa Asur ve Babil
hkmdarlarna kar) yaptklar siyas hatalarla milletin
Yahve'ye hrmet etmemesi arasndaki mnasebetleri iyi
bildikleri iin, yorulmadan siyasi' reislerle kahinleri revbill
etmilerdir; fakat onlar, naho ve can skc nasihatlarna
kulak asnamlardr. Bylece, srail lkesinin sekenesi 722
ylnda Asur kral SARGON tarafndan nefyedilmitir. Bunun
zerine cenubi lkede peygamberlerin tevikiyle birka
- 146 -
I S RA L
dini islahat icra edilmi ise de, 7 . asrda yaayan peygam
berlerin szleri ekseriya kabul edilmemitir.
Milletinin byle bir anlayszl bilhassa cenup devle
tinin krlmasna tevbih edici bir ahit sfatyla itirak eden
YEREMYA'nn ksmeti idi. Genliinde ve peygamber
faaliyetinin ilk yllarnda, kral YSYA'nn M.. 622 sen
esinde icra ettii merasim reformunu byk memnuniyetle
grmt. Bu refonn, rivayete gre Kuds mabedinde
kahinler tarafndan bulunan eski bir yazya dayanarak
yaplmt: Tesniye'nin en mhim paralarn ihtiva eden ve
MUSA'ya atfedilen bu kitap sayesinde; Filistin'de cari olan
kark ibadetlerin yerine ayinlerin eski ekilleri ihya edil
mitir. Islahat kahinlerin bir eseri olan bu hareket, ayn
zamanda da srail'in tarih anlamna yeni bir ekil vermitir:
Bu tarih, imdiden bir kurtulu tarihi, Allah'n sevdii mil
lete gsterdii inayeti belirten vakalarn bir tarili olarak
tel:ikki edilmeye balamtr.
YEREMYA, buna ait vesikalarn bulunulmasndan sonra
birka sene susmusa da, Babil ordular yaklanca yeniden
Yahve'nin szlerini bildirip kendine isabet eden belalarda
bir tek fikirde teselli bulmutur: 722 senesinde Asurya'ya
nefyedilenler, sonra da 597 senesinden beri Babilde
srgnlkte bulunanlar, artk ilahi ruh ve hakikatte yaaya
cak bir srail milletinin zn ve yeni kkn tekil ede
ceklerdir.
Kendisi, vatandalaryla beraber Msr'a gitmeye mecbur
du; nerede, ne zaman ldn bilmiyoruz. YEREMYA'nn
gayet ahsi, btn merasimden azade olan dini, dualar,
atlar Eski Ahdin en gzel ve messir paralarndandr.
nsani vastaszca Allah'a kar karya koyan bu peygam
berlerin derin dini duygusunun, neznurlarn airlerine de
bir tesir brakm olduu phesizdir.
Babilde nefyolunanlarn muhitinde nc byk
peygamber sanlan HEZEKEL de bulunmutur; o, srgn
lkten evvel Yehuda'da uursuzluk bildiren peygamberler- 147 -
D i N LE R TA R H N E G i R i
den idi ama, Babil'de saadet tebir etmeye balamtr:
"nk Rab Yehova yle diyor: te ben, koyunlarm
ben sorup onlar aratracam. Dalm koyunlarnn
arasnda bulunduu gn, oban srsn nasl aratrrsa,
ben de koyunlarm yle aratracam, bulutlu ve karanlk
gnde dalm olduklar yerlerin hepsinden onlar kurtara
cam. . . Onlar iyi otlakta gdeceim ve onlarn al srailin
yksek dalan zerinde olacak . . . " (Hez. 34; 1 1 , 1 2 , 14)
Halbuki kitabnn byk bir ksm iddetli tehditleri,
grd heybetli ve korkun vizyonlar iltiva etmektedir.
HEZEKEL'in kulland semboller gayet renkli ve kuvvet
lidir ama, AYA ve YEREMYA'nn szleri kadar dokunakl
.deildir. HEZEKEL'den birka sene sonra kan, szlerinin
AYA'nn
kitabna
ilave
ettirilmesi
dolaysyla
DEVTEROAYA (yani ikinci YAKA) denilen, ad bilinmez
bir peygamber, selamet ve uur geleceinden baka bir ey
sylememitir :
"Allahnz diyor : Teselli edin, kavmimi teselli edin!
Zayf olana kuvvet verir ve takat kalmam olann
kudretini artrr. Genler bile zayflar yorulur ve btn
yiitler derler. Fakat Rabbi bekleyenler kuvvetlerini tazel
er, kartallar gibi kanat gerip ykselirler, seirtirler ve yorul
mazlar, yrrler ve zayflamazlar. "
Halbuki bu uurun yalnz sraile deil, baka milletlere
I S RA I L
Yaklan takdimeden raz olmazsn.
Allahm kurbanlar ktrtlm ruhtur;
ey Allah, ktrtlm ve ezilmi hor yrei hor grmezsin.
Yahudilik -szn tam manasyla- srail oullarnn
Babil'de geirdikleri srgnlkten sonra inkiaf etmitir.
Oradan Filistin'e dndkten sonra (M.. 538) ilahi eriati
bildiren TEVRAT, dalia fazla btn hayatn merkezi
sanlmtr. Bu, hayatn, saysz ayinleri icra etmekten,
Rabbin emrettiklerine dikkatle bakmaktan ibaret olduunu
sylemekti. Nikaha dair de Yahudilere mahsus talimat ver
ilmitir; Yahudiler artk yabanclarla evlenemezlerdi. Hakim
olan kanaata, Tevrata tabi olan insan sevabn kazanr;
hastalk ve bahtszln bir gnah ilenmesinden ileri geldii
sylenilmitir.
Msr'dan gelen "hikmet sz" adn tayan edebi cinsin
ayn fikirleri ifade ettiinden, brani edebiyatnda da bir aksi
seda uyandrmtr. (Sleyman 'n Mesel/en). Fakat biraz
mekanistik grnen "gnah - ceza; iyi amel - mkafat" teo
rileri yannda, tamamyla baka bir din Eyp kitab nda
peyda olmutur: Hayatn, belann manasn anlamaya
alan, insafsz grnen Yahve ile mnakaa eden insann
btn dinlerde eski Babil'de uzun bir iirin mevzuunu tekil
eden ve her zamanda yeniden zuhur eden ayaklanmas,
mitsizlii, artk kadir ve kadir Allah'n teslim etmesi, bu
kitabn satrlarnda konunun ehemmiyetine uygun bir ifade
bulmutur. EYP'n ikayetleri Yahudilerin ahirette vaki
olan bir ceza veya mkafata inandklar bir zamann prob
lemlerini gstermektedir:
'
D N L E R TAR H N E G R
karanlk geldi. . . O zaman Rab kasrgann iinde EYP
cevap verdi dedi : Bilgisizce szlerle takdiri karartan bu
adam kim? imdi kuan beline vur, erkek gibi, sana
soraym da , bana anlat. Ben dnyann temellerini korken,
sen nerede idin? Bildir, sen nerede idin? . . .
"
S RA I L
narak yanl teolojik ve felsefi sistemleri kurmaktan kurtu
labiliriz.
Yahudi dininin yeni -ve sonraki din tarihi iin son
derece mhim olan- bir unsuru benimsemesi o zaman da
vaki oldu: Zoroastrizm'den, dnyann sonunda bir kyamet,
umumi bir muhakeme vaki olacana inan srail'e
gelmitir. Eski Yahve dinin aksine olarak, dnyann gayesi
bu hayatta deil, ahirette veya yeni bir dnyada -yeni bir
Kuds'te- bulunaca sylenilmitir. Milletin, yabanclarn
tazyiki altnda geirdii pek zor zamanlarda, bu vaziyetten
daha iyi bir istikbalin geleceine mit beslemesi gayet
tabiidir: Ya DAVUT'un neslinden zuhur edecek bir hkm
dar, mesihi bir kral beklenilmi, yahut da YAHVE'nin biza
tihi kral olarak tahta kp ezelde dnyaya amil olan
selameti tekrar getiren yeni zamann, yeni dnyann
geleceini ilan edecei zannedilmitir.
"Ve kurt kuzu ile beraber oturacak, kaplan olakla
beraber yatacak ve buza ve gen aslan ve besili sr bir
arada olacak ve onlar kk bir ocuk gdecek. Ve inekle
ay otlanacak, onlarn yavrular birlikte yatacak ve aslan
sr gibi saman yiyecek. . . " (. 1 1 ; 6, 7).
D i N L E R TA R H N E G R
kuvvet -yani eytan- arasndaki daimi sava hakkndaki
fikirler gittike geni bir yer almtr. Dinin eski eklinde,
eytan, blis, bilhassa dm olan bir melek saylmtr;
Eyp kitabnn balangcnda bile Allah ile blis arasndaki
konumadan, kt kuvvetlerin yalnz fhi bir emir zerine
altklar anlalr.
Yahudiliin bu ikinci safhasnda, eriatn saysz emir ve
nehyleri daha fazla ilenilnitir; onu bilen ve erheden;
hem hukuku , hem de ilahiyat olan yazclar, Allah'n
beencei bir hayat srmek iin lzumlu grnen kanun
lar bilmeleri dolaysyla milletin hakiki sahipleri idiler.
Onlarda iki mezhep vard ki, bunlardan Sadukiler yalnz
MUSA'nn Tevratnn ihtiva ettii emirlerin meriyetini takdir
etmilerdir. Ferisiler ise, bunun yannda mevcut olan ifahi
gelenein ilzam edici olmasn ileri srmlerdir.
Kuds'te bulunan, srail'in en mukaddes yeri olan ve
bazen de dnyann merkezi saylan eski mabedin HAGGAY
ve ZEKERYA (Zekeriya) peygamberlerinin szlerine tabi
Babil srgnlnden sonra tekrar bina edilmiti; saysz
mezmOr ve iir, Yahudi milletinin bu yeri ne kadar zle
diini gstermektedir. Fakat asrlar boyunca, kurbanlara
deil, Allah'n szn dinleyip de dualarda bulunmaya
fazla ehemmiyet verildii iin, her yerde yaptrlan sina
gog'un -yani cemaatn dua edip hutbe dinlemesi
maksadyla yaplan ibadetgaln- ehemmiyeti artmtr.
Kuds'teki mabedin M.S. 70 senesinde tahrip edilmesinden
sonra sinagog'lardan baka mabedler kalmamtr. O yer
lerde, Tevrat tomar bir sandkta muhafaza edilmektedir;
sinagogun ierisine giren Yahudi, bu sandn nnde
ban sayg ile eip ona panna ile dokunur, parman da
per.
Sinagog'da yaplan ayinler, muayyen dualar, Tevrat
okunmas ve hutbeden ibarettir. brani airleri, bilhassa orta
ada, en gzel iirlerini ya bu ayinlere haifetmiler veya
hususi merasim erefine yazmlardr. ebt ayinleriyle tari- 1 52 -
I S RAI L
hin en mhim hadiselerini andran bayramlardan Yahudi
sanatkarlar ruhani atelerini almlardr. Bu bayramlarn en
nemlileri, ro haana (ylba), kippur (byk balama
bayram), sukkot (sonbaharda yaplan eski bir mahsul
bayram) ve pesah (nasann ilk haftasnda, Msr'dan k
andran byk bayramdr); on gnlk bir oru ve birka
bayram daha icra edilmektedir. Bilhassa tarihi hadiseleri
hatrlatan bu bayramlarda sylenilen ilahilerde, Yahve'nin
milletler arasnda seip kendine tahsis ettii milletin, asrlar
ca Rab'dan gelen bela ve tedbirleri grdkten sonra gnn
birinde nihayet Sion dana dnp O'nun inayetini
greceine inan, bugne kadar devam etmektedir.
Yahudi ibadeti mukaddes yerlere ihtiya gstenneyen
ilk ruhani ibadet saylabilir. Onun hususiyetleri, haftada bir
gnn ibadetlerine mahsus olup, her gnn zel dua
zamanlar bulunmasdr; ibadette, mukaddes yazlar
okunup tefsir edilmektedir. Gnde dua zaman vardr,
sabahleyin, le vakti ve akam. Sabah ve akam dualar
ma adl ksmn ihtiva ediyor (Tesn. 6, 4-9; 1 1 , 1 3-2 1 ;
Saylar 1 5 , 37 - 41); btn resmi dualarda mone esre
(onsekiz dua) adl ksm okunmaktadr. Bundan fazla
muhtelif dufar, (kedua, Allah'n kudsiyeti, kaddi "Allah
kuddustur", niyazlar) ibadeti tekil etmektedir. Bayram ve
ebt gn dufar adi gnlerin dufarna benzer; yalnz o
bayramlarn zellikleri orada gayet vazh bir suretle gster
ilmektedir; mesela ro haana (ylba) da okunan dufar,
dnyann yaradln, gelecek kyameti hatrlatmaktadr;
kippur gnnde bilhassa gnahlarn itiraf ibadetin en
mhim ksmdr. Duann yannda mukaddes kitaplardan
okunan paralar vardr; haftann her gnne mahsus bablar
okunmaktadr; Tevratn okunmasn mteakip ebt, bayram
ve oru gnlerinde peygamberlerin eserlerinden seme
fkralar okunmaktadr. Bu muhtelif paralar eski zamanlar
da tefsir edilmitir; bu tefsir, sonlar bir va'z olarak
gelimitir.
- 153 -
D N L E R TAR H N E G R
Dualar, rtl ba ile okunur; sinagoglarda da kadnlarn
hemen hi haklar yoklur; cemaal, en aa on erkekten
tekil edilmektedir. Sabah dualarnda hususi bir dua man
tosu giyilir, adi gnlerde ayrca ellerine dua bileklii taklr.
Her erkek, imam vazifesini alabilir. Dualar eski zamanlarda
serbest idi; iirlerde sslenilip geniletilmitir (piutim); bu
suretle muhtelif memleketlerde yerli airlerin eserleri de
ibadette okunmaktadr; btn dua ve iirleri toplayan eser
ler (mahsor) Yahudilerin iki byk grubuna (Alman,
Amerika v.s. Akenaz'm ve spanyol-arkl Sefardm) gre
ayrlmaktadr. Sinagog'da kullanlan bestelerin ne zamana
ait olduu bilinmiyor; fakat herhalde ok eski geleneklere
dayannaktadr.
Yunanllarn Yakn Dou'yu idareleri altnda geirdikleri
zaman, geni memleketin muhtelif yerlerinde Yahudi
cemaatler meydana kmtr ki eit eit dinlere mensup
olanlar arasnda misyonerlik yapmakla megul olmulardr.
Hellenistik kltr muhitinde yeni ruhani tevikleri candan
zleyenlerin okluundan Yahudilie yeni intisap edenlerin
adeti ayan dikkattir. O zaman Yahudilik dar milli
evevesinden ap Yakn ark'ta yeni dini hareketleri
tevik etmitir. Bu muhitte, Eski Ahid Yunanca'ya evril
mitir; bu tercmenin rivayete gre 70 alim tarafndan
baarld iin Yunan metnine Septuaginta (yetmilik) ad
taklmtr; bu metin branice aslndan biraz farkl
olduundan ananenin tarili iin byk bir ehemmiyeti
haizdir.
Zikri geen bu lellenistik -Yahudi cemaatlerde bir
taraftan kat'i bir tevhid bildirildii iin, br taraftan da sin
agoglardaki ibadetin sadelii ve vekarll o zamanda cari
olan baka ayinlerden pek farkl olduundan, bu
Yahudilerin, birka asr sonra gelen Hristiyan tasavvur ve
ibadet ekillerine bir yol am olduklarn syleyebiliriz.
Hellenistik Yahudiler kendi hikmet szleri ile Yunan
felsefesi ar;snd1. bir mnasebet mevcut olduunun farkna
- 1 54 -
I S RA I L
varm iseler de, kendi dinlerinin mutlak stnln ispat
etmek iin Yunan feylesoflarnn bu fikirleri eski Yahudi
kaynaklardan alm olduklar ithamnda bulunmulardr.
Bir ynden bu gibi iddialar, bir ynden de iktisadi ms
abaka meselesi, klasik devrinde bile zuhur eden Yahudi
aleyhdarlnn sebeplerinden idi.
skenderiyeli FLO'nun (l. M.S. 40) icra ettii, Yahudi
eriatlkla Eflatuni felsefe arasndaki sentez, bilhassa
Tevratn mecazi ekilde erhine, yol amtr. FLO, dnya
ile Allah arasndaki farkna o kadar byk bir yer vermitir
ki, bu mesafeyi grmek iin birok mutavasst varlklara
lzum grmektedir. Onlarn en ehemmiyetlileri, ilahi kalem
(Logos) ve ilahi hikmet (Sofia)dr. Orfik ve platonikfikirleri
benimsemek suretiyle bedenin, ruhun zindan olduunu
syleyip bundan kurtannak iin lazm gelen ruhani tas
fiyeleri beyan ettinnitir. FLO monoteistik dinlerde ilk
hakiki mistik saylabilir. Tevrat'n mecazi erhleri, Hristiyan
ilahiyatlarn nci/ve Tevrat erhlerine de dikkate deer bir
tesir brakmtr.
M.S. 70 senesinde Kuds'teki mabedin tahribinden sonra
Yahudiler dnyann her tarafnda dalmlardr. Ortaada
spanya, Yahudi kltrnn bir merkezi idi. Orada msl
man hkmdarlar sayesinde hem iir hem de felsefe
sahalarnda eserler yaratmlar, slam felsefesinin garba
naklinde de bir mtavasst roln oynamlardr. airler
arasnda, tatl ve kuvvetli iirlerinde srail'in sonsuz has
retin, deimez Yahudi inann dile getirmeye muvaffak
olan YEHUDA HALEY, felsefe sahasnda MAYMOND'in
isimlerini zikretmekle iktifa ederiz.
1 5 . asrda Mslman hkmdarlarn ilerleyen Hristiyan
ordular tarafndan gittike spanya'dan karlmalarndan
sonra, Yahudiler de mthi merhametsiz takiplere mptela
olduktan sonra bu memleketi terketmek mecburiyetinde
kalmlardr. asr evvel, hal seferlerinde, Garbi
Avrupa'da yaayan Yahudiler zalim takiplere kurban
- 1 55 -
D N L E R TAR H N E G R
olmulard. 18. asrn sonuna -yani aydnlatma devri tesir
lerinin zuhura gelmesine- kadar, haklar gayet snrlyd;
hudutlar muayyen olan mahallerinde garp kltrnden
tamamyla habersiz kalmlardr.
Yahudi hayatnn hareket hatt, o zaman da -her zaman
olduu gibi- Tevrattr. Milattan sonraki asrlar, din bilgin
leri, ananevi kanunlar geniletip deimi olan vaziyete
gre tadil ve tashih etmilerdir. Aa yukar M.S. 200 sene
sine kadar sren i, Talmudun Mina denilen esas madde
sidir. Tevratn bir erhinden baka bir ey olmamakla
beraber bundan sonra kendisi, mer'i olan eriat haline
gelmitir. Mina yine muhtelif erh ve ilavelerle geniletil
mitir. Gemara adn tayan bu ilaveler, hazrlandklar yer
ve okula nazaran ya Babilonyal, ya Filistinli Gemara olarak
vasflandrlmaktadr. eriat, saysz emir ve nehyler, ibadet
ve hukuka dair talimat (ha/aha) yannda Talmudda byk
miktarda hikaye, mesel, hikmet szleri, lejandlar vardr ki
onlarn akisleri edebiyat ve folklorda grnmektedir.
Talmudun fikirlerinin milletin zihniyetinde hakim
olmasna ramen insanlarn din! duygular tatmin eden bir
mistik cereyan da teekkl etmitir. Kabbala adyla isim
lendirilen bu haraketin eserleri olduka geni bir edebiyat
halinde toplanlmtr. Ayr zamanlarda husule geldii iin
onlarda, ayrca din! ve felsefi cereyanlarn tesiri gze arp
akLadr: iJe saybr ve harflere bal bir mistiklik (bir
nevi lurufilik), sonra da melekler, devler, tabiatst
varlklar hakkndaki mphem teoriler bulunduu gibi, gayet
derin ve temiz bir Tanr anlamn belirtmeye alan den
emeler de grlmektedir. Mahdut olmayan, ezeli bir ilah
hakimdir ki onunla grlen dnya arasndaki mesafe on
derecede tecelli eden bir nur ile doludur (Burada, FLO'nun
fikirlerinin bir gelimesi grlmektedir). Varln her
paras, Allah'n zatn tayin eden muhtelif sfatlar haiz bu
ilahi nur kvlcnlarna itirak etmektedir. Bu kvlcmlarn,
kudret, rahmet, lilm, hiddet gibi Allah'n muhtelif sfat-
- 1 56 -
i S RA L
!a rnn birer tecelllsi olduklar iin her varlkta, bu ilahi sfat
lara, kendinde mevcut olan nur parasna nazaran, sahip
olur: Bir insanda daha fazla rahmet, bakasnda daha fazla
kudret .sfat gzkyor. Esas mesele, ruhun asli nur
mntakasna kmasdr.
Ara sra , halkn kurtuluu zleyiinden istifade edip ken
dinin beklenilen Mesih olduunu iddia eden bir aldatc
ortaya kmtr; hrriyete susayan insanlarn byk veya
kk cemaatlar bu nevi adamlarn ardndan koup sonra
byk bir sukut- hayale uramlardr.
Yahudi halk dininin at en gzel iek, Cenubis arki
Polonya'da 18. asrn ortasnda BAALEM isimli bir azize
balanan bir cereyan olan HASDSM'dir. Tamamyla halkn
sade imannn bir meyvesi olan bu hareket, teferruatl mist
ik sistemleri kurmam, srail oullarnn kalplerinde
titreyen hasret, sevgi, itaat, mitten baka bir ey ifade
etmemitir. Mteaddit hikayeler, bu mistiin mmessil
lerinin dini kuvvetlerini gstem1ektedir:
yle diyorlar: Rabbi YSREEL bir gn sinagog'da
Tevrattaki byk lanet bablarnn ( Tesn. 27, 28) okun
masnda duyarak u szleri iitiyordu : "Ve gklerin btn
kularna lein yem olacak!" Rabbi baryordu . Sonra,
yemekte, yle buyuruyordu : "nsann, rica ve havf mevcut
olmadan syledii dualara le denilir. Fakat her azn dua
etmesini duyan O, mahlfikatna merhamet eder. nsann
kalbine gkten byle bir uyandrna gnderiyor ki insan bir
tek defa tevecch eden bir ruhla dua edebilir. O zaman,
duas muazzam oluyor, dua lelerini yutuyor ve ku gibi
gklere kadar havalanyor."
H. GUNKEL, Genesis, 1922. - Einleitung in die Psalnen, 1 933. DHORME, La religion des Hebreux nonades. - O. ESSFELDT,
Einleitung in das Aite Testament, 1934. - G. HLSCHER, Geschichte der
israelitischen-jdisden Religion, 1 922. - A. LOSY, La religion d'Jsrael,
- 1 57 -
D i N L E R TAR i H N E G i R
-
1933.
M. A . B ECK, k n Babylons S romen, 1952. - B OUSSET-GRESS
MANN, Di e Religion des .J udentums im spathellenistischen Zeialter,
1926. 1 . ELB OGEN, Der jdische Gotesdiens in s einer gesdichtlichen
Entwicklung, 1 93 1 .
G. SCHOLEM, Major Trends in'.Jewish Mystic ism,
1946. G. SCHOLEM, B ibl iographia Ka bbalis tica , 1927. M. BUBER, Die
Erzahlungen der Chass idism, 1 949.
-
- 1 58 -
H R ST YAN L l l<
D i N L E R TAR i H N E G R i
dogmatizmden
kurtaran
ve
bundan
tr
kritik
ncil metinleri,
Yunanca
yazlmtr.
imdiki
syleyebiliriz.
- 1 60 -
H R I STiYAN L I K
ncifden
maada,
Yeni Ahidde
u eserler
D N L E R TA R H N E G R
H RI STIYA N L I K
evinden kaan bir kle hakkndaki szleri.
branilere mektup:
ve
yeni dnya hakknda pek korkun ve rengarenk tasavvurlar
gsteren eskatolojik bir vizyon. Bu eser, olduka ge Yeni
Ah dn kanuni yazlar arasnda saylmtr. Btn Hristiyan
eskatolojik tasavvurlar sa'nn mutlak hkmdarln
gsteren bu kitaptan ilham almlardr.
sa'nn yolu muhtelif ncil ve mektuplara gre muhtelif
bir ekillerde de grnmektedir: PETRUS'un anlattklar ve
buna dayanan Markos ncili, sa'nn vaftizinden itibaren
gklere kmasna kadar gitmektedir; Luka ve Matta'ya
gre nciller, sa'nn doumundan (ve ecdadndan bile)
balayarak yine ge kna kadar dnyevi hayatnn
btn safalarndan bahsetmektedir. PAVLUS'un mektu
plar, sa'nn ezelde mevcut olmasndan balayarak semav1
ve dnyevi yolunu gstermektedir; Yuhanna'ya gre ncil
ise, Allah'ta olan Kelam (logos) ile balar, ayn hayyarfye
- 163 -
D i N L E R TAR i H i N E G i Ri
atfedilen Vahy'da kyamet ve yeni bir dnyann geleceini
de gstermektedir.
Muhtelif kaynaklarn verdikleri . malumata nazaran,
sa'nn Filistin'de bulunduu zaman hakknda yle bir fikir
edinmek mmkndr:
Nasira'l sa'da peyda olan dini cereyann bir n ay.a,
VAFTZC YAHYA idi. Erden mntkasnda, llerde . eska
tolojik bir mezhebi kurmutu. Ona nazaran, griahbrn
affnn ve yeni bir douun . bir sembol olan ) vaftiz,
kyamette insann bana gelecek muhakemeden muvaf
fakiyetle geebilmek iin lazm olan bir ayin idi.
H R STYAN L I K
eytani kuvvetler yok edilecektir. Ktler Cehennemde
yaklacak, iyiler ise, kyamet ve tecelli vastasyla ebedi hay
ata gideceklerdir. sa, kendinin bu ilahi egemenliin yalnz
mbeiri deil, onun getiricisi olduuna kani idi, o, ilahi
iradeyi yerine getirendir. Gsterdii mucizeler, bu
kudretinin bir feyzidir. akirtlerine rettikleri duada "Gklerdeki babamz"- Allah'n melekGtunun gelmesi en
mhim yer almaktadr: "Senin meh1kutun gelsin; gkte
olduu gibi yerde senin iraden olsun!"
Bu duada, sa'nn gayet nemli ikinci fikri grlmekte
dir: Allah -baba anlam. nsan Allah', ocuklar seven bir
peder eklinde grsn, ocuk gibi ona snp btn kalbi
ni de ona versin. Eski Yahudilikte, Yahve, ara sra srail mil
letinin babas sfatyla gsterilmitir: fakat daha fazla Rab,
kral sfatlarn gstermektedir. sa'da bu Allah - baba,'ya
inan ve gveni dinin merkezine girmektedir. nk sa,
kendini de Allah'n olu olarak tavsif etmitir. Fakat bu tabir
herhalde, mecazi bir manada kullanlmaktadr. sa'nn
kendi szlerinde daha byk bir rol oynayan bir meflum,
"nsanolu"dur. . Bu kelime, Eski Ahdin peygamberlerin
vahylerine kadar geri gidiyor; bilhassa DANEL'in vahy
lerinde bu "nsanolu", dnyada gelecekte sonsuz bir
saltanat sren ilahi bir varlktr.
"Ve ite, insan oluna benzer biri gklerin bulutlar ile
geldi ve gnleri eski olana kadar geldi ve onun nnde
kendisini yaklatlar. Ve btn kavimler ve diller ona kulluk
etsinler diye, kendisine saltanat ve izzet ve krallk verildi;
onun saltanat, gemeyecek ebedi bir saltanattr ve krall
yklmayacak bir krallktr." (Dan. 7, 13, 14)
HENOH'a atfedilen apokrif bir eser, bu fikri geniletip
daha teferruatl bir ekilde nsanolu'nun Allah ile bir
olduunu gstermektedir. Fakat bu esere gre (ki
Yahudilikte byk hret kazanmtr), nsanolu, gelecek
ilahi melekOtun mbeiri eklinde yeryznde vazda
bulunup bundan sonra Allah canibinden bu ilahi rtbesine
- 1 65 -
D i N L E R TAR i H i N E G i Ri
ykseltilmektedir; kendisi, bir gn nsanolu olarak bu
sfatla dnyada hkm sreceini anlatamaz; bu, yalnz
Allal'n bir valyiyle hususi insanlara bildirilen bir hakikat
tir. Bunu,n iin sa'da kendi havarilerine bundan bahset
miyor ama, PETRUS'u . bu husustaki szlerine (Sen, hayy
olan Allah'n olu Mesihsin") .ona "Ne mutlu sana, nk
bunu sana aan, et ve kan deil, gklerde . olan Babamdr"
diye cevap vermek suretiyle tam bu eski tasavvurlarn
erevesinde kalmtr.
Faat sa'nn bildirdii bu ilahi egemenlik, imdiden
insanlarn arasnda mevcuttur; birok misallerde anlatt
gibi grnmez bir halde iliyor, insan, o kymetli cevheri
bulmak iin her eyi brakmaldr.
Bu bakmdan sa'nn ahlaki kanunlar da anlalmaktadr.
nsana, bu melekfa girmeye imkan veren artlar, Allah'n
irade ettiklerini icra etmektir, yani ruhani temizlik, tevazu,
affeden ve yardm eden bir sevgi ve rahmet, yar ve ayar
sevgisini gstermek suretiyle olabilir. Bu ahlaki emirleri
dtan deil, iten, irade ve niyet bakmndan anlamak
lazmdr: Kin ve buz beslemek, ldrmektir; bir kadna
ehvetle bakmak, zinadr. Bundan da, evlenme meselesi
hakkndaki szlerini de anlayabiliriz:
"Kim zinadan tr olmayp karsn boar ve bakas ile
evlenirse, zina eder; boanm olanla da evlenen zina eder."
akirtler saya dediler : Eer erkein, kars ile hali byle
ise, evlenmek iyi deil! Fakat sa onlara dedi: Btn
adamlar bu sz kabul edemez, ancak kendilerine verilmi
olanlar kabul edebilir. nk anadan doma hadm vardr
ve insanlar tarafndan yaplm hadm vardr, gklerin
nelekfu urunda kendilerini hadm denler de vardr.
(Matta 19, 9-i2)
Bundan, boanmaya hi msaade vermediini belirtir;
bu sze dayanarak katolik kilise de byle bir msaade ver
mez.
Halbuki insan, ne kadar alrsa alsn, ebedi saadeti,
- 1 66 -
H RI STYAN L I K
ebedi hayat en faziletli amellerinin bir creti olarak deil,
yalnz Allah'n inayetinin bir armaan olarak alabilir :
Zira gklerin melekOtu ev sahibi bir adama benzer ki,
sabah erken bana renber tutmaya kt. Ve renberlerle
gnde bir dinara uyuup onlar baa gnderdi ve Saat
sularnda kp ar meydannda bakalarn isiz durur
grd. Onlara dedi: Siz de baa gidin, ben size hak ne ise,
onu veririm. Onlar gittiler. Saat alt ve dokuz sularnda yine
kt, yine yle yapt. Ve saat onbir sularnda kp isiz
duran bakalarn buldu ve onlara dedi: Neden burada
btn gn aylak duruyorsunuz? Onlar kendisine dediler:
nk bizi kimse tutmad. Onlara dedi: Siz de baa gidin.
Ve akam olunca, ba sahibi kahyasna dedi: Renberleri
ar; sonuncudan balayarak birincilere kadar cretlerini
ver. Saat onbir sularnda tutulanlar geldikleri zaman her biri
bir dinar ald. Birinciler geldikleri vakit, daha fazla alacak
larn sandlar; onlar da adam bana bir dinar aldlar. Ve
aldklar zaman, ev sahibine kar mrldanarak dediler: Bu
sonuncular bir saat ilediler ve sen onlar gnn arln
ve scakln eken bizlerle bir tuttun. Fakat o cevap verip
onlardan birine dedi: Arkada, sana hakszlk etmiyorum;
sen benimle bir dinara uyumadn m? Kendinirkini al, git;
bu sonuncuya verdiim gibi vermek istiyorum. -Malmla iste
diimi yapmak bana caiz deil mi? Yoksa benim iyi
olduumu kt gzle mi gryorsun? Bylece sonuncular
birinciler ve birinciler sonuncular olacaklardr. (Matta 20, 1 16) .
sa'nn szleri, meselleri, bir. kanun deildir; o, istifar
eden gnahkara ve Allah'n rahmetini arayan asilere,
Allah'n, sevgi ve merhametle niyazlarna cevap vereceini
bildirtir. Bu sebepten, bir defa "Allah bana inayetini
gster1" diyen gmrky, hodperest ve kendi iyi amel
lerine gvenen Ferisiye tercih etmitii. Allah ve nsan
sevgisi, Eski Ahdin peygamberlerini de bildirdikleri emir
ler; ahlakn merkezidir: Kyamet gnnde, nsanolu
- 1 67 -
D i N L E R TAR H i N E G i Ri
eklinde grnecek mesih! yarg, insanlara akidelerini
deil, komulara yaptklarn soracaktr :
sa fakirlere
- 168 -
H R I STIYA N L I K
sii'nn faaliyeti ilk zamanlarda srail oullarna mnhas'r
kalmtr. Fakat Yahudi olmayanlarda grd kuvvetli
iman onu, yabanc milletlerin de gelecek ilall melekfta
itirak edeceklerini tefel etmeye sevk etmitir. (Matta 8,
1 1) Halbuki Yahudiliin evresinde kalmtr. Fakat papa
zlar, ayinleri olan, kilise denilecek hususi bir messeseyi
kurmam ise de, etrafnda toplanan cemaat sonraki kilis
enin nvesi idi. Bu muhitte bir tvbe vaftizi mevcut idi;
mterek yemeklere gelince, gklerdeki ilahi Babasnn
sofrasnda vuku bulacak, ziyafet halinde tasavvur edilen
semavi saadetin bir sembol idi.
Vaftizci YAHYA'nn hkmet tarafndan ldrlmesin
den dolay sann durumu da tehlikeli olmaya balad.
Kuds'e girip Allah'n dmanlarna, eytani kuvvetlere
meydan okumak suretiyle Allah'n melekfitunun gelmesini
tecil etmeye karar verdi. Bir eee binip halk tarafndan
byk sevin ve meserret ile karlanarak Kuds'e gitti.
ilahi otorite ile oradaki mabedde bulunan tccar mukaddes
yerden kovdu. Fakat Sinhedrion, yani Yahudilerin kurul
tay, Romal mstevlileriyle bir mnakaadan korkarak
sa'y tevkif etmeye karar verdi. O, byle bir imkann
gereklemesini hissederek akirtleriyle bir veda ziyafetini
yapt ki, o mnasebetle, tam srailin eski peygamberleri
nevinden, sembolik bir amelde bulunmutur. Eski Ahdin
" nsanolu" mefhumunu, yeni Eski Ahidde mevcut olan
"ztrap eken Allah kulu" ile birletirip insanlar kurtarmak
maksadyla btn ztraplar kendine alan, kuzu gibi itaatli
kurban olan (. 53) ve kemali itaatndan tr Allah'n sa
tarafna ykselten kurtarc sfatyla bu son ziyafetinde
hareket etmitir. Bu veda ziyafeti, Yahudi Pesah
bayramndan birka gn evvel vaki olduundan, sonraki
ilahiyatlar, zikri geen bu tasavvur ile Yahudilerin bu
bayramda kurban ettikleri kuzu arasnda bir mnasebet
kurmu, sa'y da "dnyann gnahn tayan, Allah'n
kuzusu" olarak tavsif etmilerdir.
- 1 69 -
D i N L E R TAR i H N E G i Ri
H R I STIYA N L I K
bir birlik mevcut deildir. Bir kiliseye veya bir mezhebe
mensup olan kii, br mezhepte euharisiya'ya itirak ede
mez; mesela katolik bir adam Lutheran kilisede papazn
msaadesiyle bu mukaddesata itirak edince otomatik
olarak lutheran kilisenin bir yesi oluyor.
sa, akgirdler ile birlikte yapt bu son sohbetinden
sonra Zeytin danda bir bahede mnacatta bulunmu,
gecede -rivayete gre bir kagirdin hiyaneti yznden- tevkif
edilmitir. Romal imparatorluunu mesihi dava ile tehdit
ettii iin haa geirilmitir. Cuma gn, sabahleyin, 22'nci
mezmurun ilk -"Allah'm, Allah'n beni niin braktn?"
kelimelerini bararak lmtr.
O gn, gelecek ilahi egemenliin hayalini grenlerin
midi krlm gibi idi. akirdler, Galilea'ya kamlar, yalnz
birka kadn Kuds'te kalmlardr. Fakat ksa bir zamandan
sonra, hata len, belli bir mezarda gmlen sa'nn kyam
etmesine dair haberler memlekette yaylmtr; gze gr
nen bir ekilde mezarndan kalkp kendinin yaknda
kyamet gnnde yine yeryzne dneceini spyledii
anlatlmt. Bu kyama dair malfimat birbirlerinden biraz
farkldr; en eskilerine gre, sa Galilea'daki akirdlerine
gzkm, bakalarca, Kuds'te tezahr etmir. Ruhani bir
telakkinin yannda, kyam edenin vcudunun kesif olarak
tavsif edenler de vardr.
O gnlerde -bilhassa sa'nn kyam gn saylan
Paskalya gnnde- Kudste neler vuku bulduunu bilmi
yoruz; yalnz, ifade edilmez bir hadisenin, o zamana kadar
korkak ve rkek akirdlerin hatt hareketini birdenbire
tamamyla deitirdiini phe etmeden syleyebiliriz.
Rivayete gre, sa, kyamndan sonra krk gn akirdler ile
beraberdi; 40'nc gnde ise, bir bulut iinde gklere
kmtr. On gn sonra, Pantkot bayramnda, Kudste
itin1a eden akirdler zerine Ruhulkuds ateten yalazalar
eklinde dklmtr.
Hepsi RGhulkudsle doldu ve kendilerine ruhun verdii
- 171 -
Di N L E R TAR i H i N E G i Ri
syleyie gre baka baka dillerle sylemeye baladlar.. .
Her biri, qnlarn kendi diliyle sylediini iitiyordu. Hayran
oldular ve ap dediler: "te syleyen bu adamlar hep
Galileali deil mi? Ve nasl biz, her birimiz kendi ana dil
imizi iitiyoruz?"
Biz, Partlar, Medler, Elamllar ve Mezopotamya'da,
Yahudiye'de, hem de Kappadokyada, Pentus ve Asya'da,
Frikya'da, hem de Pamfikiyada, Msr'da ve Libya semt
lerinde Kirine evresinde oturanlar, gerek Yahudi ve gerek
mGhtedi Romal misafirler, Giritliler ve Araplar, kendi dil
lerimizde Allah'n byk ilerini, sylediklerini iitiyoruz."
Bunun zerine, akgirdler, ne insan, ne de eytan'dan
korkarak sa'nn bildirdiklerini neretmeye almlardr.
Etraflarnda toplanan cemaatn, Yahudi ayinlere itirak
etmesine ramen zel bir ibadeti vard ki, merkezini, eska
tolojik bir mukaddes olan "ekmek krmas" tekil etmitir.
agirdlerin riyasetinde mal birlii iinde yaamlardr.
Yahudi - aramik cemaatn yannda bir yahudi - hellenis
tik cemaat gelimitir. Onun reisi, ISTEFAN adl bir adamd;
yedi kiiden ibaret olan bir komite ile bu yeni cemaat idare
etmitir.
ISTEFAN,
vazlerinde,
Yahudi
mabedin
kanunlarnn ve kurban ayinlerinin isa'nn dnnde
biteceini ilan ettii iin, Yahudiler tarafndan talarla
ldrlmtr. Bu suretle, kilisenin ilk ehidi (martir)
olmutur.
, Onun lmnden sonra, hellenistik cemaat Kuds'
terkedip Akdeniz lkelerine dalmtr. Yahudi olmayanlar
arasnda misyonerlik yapmaya balamtr. Hristiyan dinine
yeni intisap edenlerin Yahudi kanunlara riayet edip
etmeyecekleri hakknda Yahudi-Hristiyanlar ile baka mil
letlerden gelen, evvela Yahudi olmayanlar arasnda bir
ihtilaf husule geldi ki, Yahudi olmayanlar lehine halledil
mitir. (Mesela baka milletlerden gelen Hristiyanlar ne sn
net usulne tabi oldular, ne de Yahudiler iin mer'i olan
yemek kanunlarna rivayet etmeye mecbur kaldlar.)
- P :>
H R I STIYAN L I K
Bu ilk ihtilaflardan sonra, Hristiyanlk olduka abuk
intisar etmitir. Sinagoglarda bildirilen tek tanrclk onun
yolunu amt. Yoksullar ise, Hristiyanlarn geni merhamet
faaliyetini, btn esnaf hududunu aan yardmn teekkr
le kabulle bu dine intisap etmilerdir.
Hristiyanlk yayldka hellenistik mister dinlerinin
birok hususiyetlerini benimsemitir. Onlar gibi len ve
yeniden hayata kavuan bir kurtarc ilihtan bahsetti ki, din
dar mukaddes ayinlerde onunla birleip ebedi hayat
kazanacan mit etmektedir. Halbuki Hristiyanln bildir
dii kurtarc, Osiris, Mitra ve Attis nevinden mitolojik bir
varlk deil, ksa zaman evvel yaam olan bir ahsiyet idi.
Hristiyanln, Yahudilik iin yaayan bir mesihi -eska
tolojik cereyandan, merkezi sann insan kurtaran lm
olan bir mister dini haline getirilmesi bilhassa PAVLUS'un
teviki ile vuku bulmutur. Bu adam, Hristiyanlar iddetle
takip eden bir mteassp olduktan sonra Hristiyan dinin en
ateli vaizi kesilmitir. O, btn aleme amil bir kurtulu
hakkndaki fikirleri ya havarilerin szlerinde bulduu
temellere dayanarak, yahut da kendi i tecrbelerine gre
inkiaf ettirmitir. eriate balanmakla deil, Allah'n kurtu
lu ameline inanmakla insan kurtulabilir. sa'nn kendi va'
zlerinde her eyden mhim olan eskatolojik fikirler,
PAVLUS tarafndan mister ayinleriyle birletirilmitir; zira
doduu yer, Tarsus ehri, hellenistik misterlerin bir
merkezi idi. Bu yeni grte, say, ilk akgirdlerinin
grdkleri vehile yalnz tarihi bir insan olarak deil, len,
mezardan kan ve gklere ykselen Rab (kyrlos) olarak
tasvir edilmektedir. Bu kyrlos kelimesi, Hristiyan teolojisine
gre btn eref isimlerini ihtiva etmektedir: Bu suretle
hem muallim, hem ilihi Rab, hem de kral manasna amil
olur. Liturjide, kyrie eleison "Ya Rab, merhamet et" diyen
niyaz tekrar ve tekrar dnyann btn kiliselerinde kul
lanlmaktadr. Yani, bu kyrlos lakab, sa'ya tevecch eden
dualarda en byk ehemmiyeti haizdir. O eski zamanlardan
- 1 73 -
D N L E R TAR H N E G R
itibaren, Hristiyanlar, ilahi Rab olan Mesih sa'ya dua etm
eye veya onun isminde Allaha niyaz etmeye baladlar.
PAVLUS'a nazaran, sa'nn yeryznde srd hayat,
pek nemli deildir; o, yalnz enkarnasyon srrna ve hata
lmne ehemmiyet vermektedir. Bu fkirlerin en tipik
ifadesi, Filipilere yazlan mektupta bulunmaktadr :
- 174 -
H R STIYA N L I K
ziyadeleti. . . imdi yle ise, bir su vastasyla btn insan
lara malikumiyeti . iin hkm geldii gibi, bylece de
hayatn salih saylmas iin bir salah fi'li vastasiyle btn
insanlara atiye geldi. (Ro. 5, 1 2 - 1 8)
Veya baka bir szle bu paradoksu ifade etmee
alyor:
"Mesih, bizim urumuzda lanetlenmi olarak bizi eriatin
lanetinden kurtard ( Gal. 3, 14)
Demek, sa'nn byle bir lm sayesinde, gnahn
mkafat
olan lm, manevi bir manada insanlardan
alnd gibi, bu asll su karsnda yaratlan eriatn meriyeti
de sa'ya iman edenler iin bitmitir.
nk zannediyoruz ki, eriatn ileri olmyarak insan
imanla salih saylr. (Rom. 3, 28).
Byle bir kurtuluu gren insan, Mesfh sa ile birletirilir
(bu telakki, sonra kilisede peyda olan mistikliin bir
kkdr). nsan vaftiz vastasiyle sa'nn mistik vcuduna yani btn inananlarn ruhani cemaatna - giriyor; vaftiz,
PAVLUS'a gre sa ile birlikte lmek ve kyam etmektir. Bu
suretle husule gelen mnasebet, mukaddes yemee
(evbaristiya) itirak etmek suretiyle sa'nn vcudunu ve
kann ruhani bir ekilde benimsemekle kuvvetlendirilir. O
zaman iki asll mukaddesat olan vaftiz ile evharist ya, sa'nn
zamannda olduu gibi yaknda gelecek ilahi egemenlik
iin bir hazrlay olarak deil, kurtulu srrna bal olarak
kabul edilmektedir. PAVLUS'un bu telakkisi, Hristiyanln
inkiaf iin gayet nemlidir.
Byk
misyonerin
muhtelif ehirlerde
oturan
Hristiyanlara yazd mektuplarda ara sra gnostik fikirlere
rastlamaktayz; bu gibi tasvirler devtero - palinik - yani
PAVLUS'un adn tamakla beraber kendisinin yazmad mektuplarda daha. sk grlmektedir. PAVLUS atfedilen
mektuplardan hangilerini yazd imdiye kadar yzdeyi.iz
belli
deildir;
byk
mektuplarnda
(Romallara,
Korintoslulara) bile bazen ona ait olmyan paralara tesadf
- 1 75 -
D i N L E R TAR i H N E G i R
etmekteyiz. Bilginler, Efeslilere, Kolossoslulara, branilere
gnderilen mektuplarn PAVLUS'un eserleri olmadna
kanidirler. Zikri geen bu gnostik metinlerde, sa, ikinci
ADEM eklinde tasvir edilmektedir, yahut da Eski Ahid'de
zikredilen kral - kahin MELKSEDEK ile mukayese edilmek
tedir; nk o, ayn zamanda sunakta kansz kurban
(ekmek ve arab) takdim eden kahin ve han sunanda
kendi kann insanlarn kurtuluu iin dken kurba;
kuzusudur.
varlktr:
(Kol 2,
(! Tim.
3, 16)
H RI STYA N L I K
koymutur: D ibadete pek fazla bir ehenuniyeti atfet
memesi ve btn aleme amil olan sevgi ve merhamet.
Allah Ruhtur, ve ona tapnanlarn ruhta ve hakikatte
tapnmalar gerektir. ( Yuh. 4, 24)
Byle bir ruhani ibadet sayesinde, insanlar arasnda hala
mevcut olan ruhi ve dini hudutlar decektir. sa'nn
lm, YUHANNA'ya gre, O'nun, uh1hiyetin kudretine
giriinden. baka bir vak'a deildir. Bunun iin de, hata
len sa'nn son kelimesi, sinoptik ncilde okunduu
gibi 22. mezmurun balangc deil, majestetik bir "Tamam
oldu" dur. Fakat ilahi srlarn beyan sa'nn lm ve ge
k ile bitmi deildir. Tarili Ysa'dan sonra "tesellibah"
(paraklet), yani Ruhulkuds, inananlar ulUhiyetin esrarna
daha derin bir yol gsterecektir. ( Yuh. 15, 26)
.,
. .
.,
' . < birbiri;izi sevmemiZ. gerektir.: Hi bfr "vkit ' kinse . Alfr'i .
.
. . :grmemitir; eer bfrbiriffiizi. seversek;.Allah .bizcfo: d uru r ve: .
. Qritn e.gis i'. biZde ;inaredHmi olur.
. : . . -: ,
: . . . Allah ;sevgidir'.\1e sevgide' foan: Allah' ta. dtut .ve . Ailh
..
"-
. .
----
H R I STYA N L I K
dinine Hristiyan olmayan fikirler iine szmasn diye bir set
yaplmtr.
Yeni gelien dini tehdit eden sinkretisme kar ikinci bir
set, bir akfddnin yani yaradl ve kurtulu hakknda
imann, cemaat tar:fndan ayinlerde kullanlan ksa bir
hlasasnn yaratlmas idi. Bizde Apostolikum isminde
mehur olan bu akide, yine 2'nci asrn son on aylarnda
husule gelmitir.
Herhalde ilk defa olarak Rona'daki vaftiz liturjisinde
kullanlm olan bu akklenin _yan d a , yeni bir ekil alarJ
kiliseyi muhtelif cereyanlardan )foruyan nc bir sej
episkopos vazifesi idi. Cemaatn reisi olan episkopos'un
ruhani silsilesi kesilmeden havarilere kadar geri gitmekte
dir. u silsile, yeni bir episkoposun vazifesine balad
vakit eski episkoposlarn el koymas ile temsil edilmektedir;
Ortodoks, Romal, Anglikan kiliselerinde bu silsile bugne
kadar havariler zamanndan itibaren tevars edilen ruhun
devam etmesini temin etmektedir; protestan kiliselerde, bu
successio apostolica kesilmitir.
t;
'
Kilisenin 'kanaatnca,
hem .:,/ncil; hem de akide ve
kilisedeki vazifeler, sa'nn akgirtlerine dayanr; kilise,
. aposto{ilttir; yani havariler1n an'anesini muhafaza .. etmekte
-:-; dir. Halbuki' zikri geen bu unsurun eit eit tarihi
----seheplereii. ffinf vcuda geldiini syleyebiliriz.
- 179 -
D N L E R TAR i H i N E G i Ri
Bu harekete kar, MONTANUS adl, takriben 170 sen
esinde meydana kan, Frikyal bir adam, en eski hris
tiyanlm profetik kuvvetlerini yeniletirmeye almtr;
sli'nn eski eskatolojik fikirlerini tekrar n plana
koymutur. Ama MONTANUS ile yannda alan kadn
peygamberler resmi kilise tarafndan reddedilnilerdir. Bu
hadiseden itibaren "Hristiyanlk" demek, episkoposlarn
hkm srdkleri, apostolik gelenein koruyucusu sanlan
"kilise" demekti.
Kilisenin bu inkiafnda Roma ehri, havarilerin
zamanndan beri byk bir faaliyette bulunmutur. Oradaki
cemaat, en eski zamanlardan beri bana gelen btn
iddetli takiplerde bitmez bir sabr gstermitir. Roma'da,
en mhim havariler olan PETRUS ile PAVLUS, imparator
larn Hristiyanlar aleyhine icra ettikleri korkun takiplerde
ehit olmulard. Bu sebeptendir ki, o zaman Roma episko
posunun stnl baka cemiyetler tarafndan bu taril1
bakn.dan kabul edilmitir; halbuki Roma'nn hususi bir
hukuki stnl mevcut deildi. Asrlarca sren bir
merkezletirme hareketi sayesinde, Roma'da oturan episko
pos, yava yava hukuk bakmndan da br episko
poslarn reisi haline gelmi, artk PETRUS'un halifesi
sfatyla btn kilisenin reisliini kendi elinde toplanmaya
balamtr; onun bu iddias, Matta'nn ncilinde nakledilen
;ir sze dayanmaktadr :
H R I STYAN L I K
perestiinden 2'nci asrn olduka iyi tertiplendirilni kilise
sine giden yoldan yrmtr. Yahudilikte Babilonya,
Msr, Kenan, ran dinlerinin izlerini grdmz gibi,
Hristiyanln da hellenistik - arkl mister dinlerin, Yunan
ve hellenistik felsefe ile mistik hareketlerin tesiri altnda
kaldn biliyoruz. Hemen her safhas belli ve vazh olan
bu birleme ve inkiafta , ilini teebbslerle belirtilemeyecek
bir tek nokta vardr ki, o da Hristiyan dininin en nemli
noktasdr: sa'nn llerden kyam etmesine inan nereden
geldi?
Gsterdiimiz suretle vcuda gelen katolik (yani amil,
niversel- nk her yerde, her zamanda ayn hakikatlara
inananlarn cemiyetidir) kilise , 3. asrdan 6. asra kadar
binasn kuvvetlendirip esaslarn daha kesin olarak ifade
lendirmeye almtr. Apologefler ismi ile tannan birka
ahsiyet, klasik Yunan felsefesi b u binann nazari bir temeli
sfatyla kullanmaya balamtr; onlardan, bilhassa, martir
olarak 165 senesinde len justin'i zikretmemiz lazmdr.
Byk skenderiyeli ilahiyatlar Klemens ile talebesi
olan Origines, Apologeflerin yolundan yrmlerdir.
KLEMENS'e gre, btn Yunan felsefesi ile Yahudi din
sa'nn geliini hazrlayan ilah! vahyiler olup bir tek logos
(Allah'n ezelden beri mevcut olan kelimesi ki sa'da tecel
li eder) btn insanlar nurlandrmtr. Hemen ayn fikirlere
dayanan ORGNES'e nazaran, Hristiyanlk btn insanlarn
asll dinidir ama, insan, kltrel ve din! seviyesine gre
sa'y muhtelif suretlerde gryor; vcutta zuhur eden,
beden ve ruha ifa veren tabip sd'dan vazgeip ezell ve
ebedi logos'a kmal, onunla mistik bir manada
birlemelidir. ORGNES, EFLATUN'un felsefesi ile Hristiyan
itikadlar arasnda bir sentez yaratacakt ama, kilise onun
teebbslerini takd_ir etmemitir. Bilhassa ileri srd
apokatastis hapanton doktrini , yani cehennemdeki
azaplarn ebedi olmayp gnlerin sonunda artk btn
insanlar kurtulup Allah'tan baka bir ey mevcut olmaya- 181
.
Di N L E R TAR i H i N E G i Ri
cana dair fikirleri kilise tarafndan bugne kadar ekseriya
reddedilmektedir. Halbuki ORGNES , eski zamanlarn en
byk ilahiyats idi; Kitab- Mukaddesi onun kadar iyi
bilen ve tefsir eden bir kimse yoktur. Bununla beraber
kilise, doktrinlerinin bir ksmrii ortodoks olarak kabul
etmemi, 553. senesinde pek insafsz bir hkm ile bu
byk mistik ilahiyaty zndklar arasnda saymtr.
Kilisenin itikatlar, ekmenik konsillerde gelitirilmitir.
3.25 senesinde znik'te vuku bulan btn episko oslarn
byle bir toplants, sa'nn varl hakknda bir beyana
vam1tr: oradaki mnakaa, "i" harfi hakknda bir mna
kaa idi ki ondan dolay, byk kilisede iki zt cereyan yan
yana yaamaya mecbur idiler. ARUS tarafndan temsil
edilen itikad, sa'nn babasna zat bakmndan mabih
olduunu . sylemitir (hamo'ouios); ATHANASUS '.un
ortodoks olarak kabul edilen itikad, sa'nn zat bakmndan
babas ile ayn olduunu beyan etmitir (bomo ousios); yani
o, sa'da tam ve kat'i bir enkamasyonun taraftardr; ARUS,
sa'da peyda olan paradoksu reddetmitir. Fakat onun fikir'."
leri, bundan sonra Hristiyanlatrlm Jermenlerde asrlarca
yaamaya devam etmitir.
182 -
:.
H Rl sTIYAN U K . ' . :
. ..
.
:
NESTORUS'un; ia'da iki: yn ahis :kbul eden taraftar
.
lan Urfa {EQ.essa) yplu ne arka .geliri!lerdi( trin'da{
.
geerek. . bilhassa Trkistan . ve in'de, . bir. ksujlar da
Hii.ditn'da mi;yonerlik etlnilerdir. Muhtelif frkalarn b_ir
biinden ayrimasindan : t.r. bu , cereyan gittike
zayiflamtr; 1'1ool' devrinde artk hemen hemen kaybol
nutur: Yalnz Irak ve Cenub-Dou A.nadiu'da hla tek.:
tk kalntlar mevcuttur.
1 83
D i N L E R TAR i H i N E G R
sonra, bu sfat, Allah'n iinde vaki olan, ifade edilemez
hayat sembolletirmek maksadyla temsil edilmitir. Roma
kilisesinde, Rhulkuds Peder ile Oul arasnda mevcut
olan ezeli ve ebedi muhabbetin ifadesidir; mistiklerin
airane bir tabiri ile, Ruh, ezelden beri kendini Olunda
seven Pederi olu ile birletiren ptr. Bu bakmdan,
Roma kilisesi, Ruhun ikisinden ktn iddia etmitir.
FOTUS'un -bilhassa siyasi sebeplerden husule gelen
kat'i mnasebetten iki asr sonra, (16 Temmuz 1054)
Romallarn Aya Sofya kilisesinde takdim ettikleri bir vesika
ile kat'! bir ayrlk vaki oldu ki, birka birletirme konsiller
ine ramen bugne kadar devam etmektedir.
lO'uncu asrda Bizans'ta vaftiz olan bir Rus prensesi,
memleketini Hristiyanlatrmaya balam, ark kilisesinin
itikadlarn orada da nerettirmitir. 1 589 senesinde, Roma
ile . stanbul'un yannda Moskova'da nc byk patri
arkat yaratlmtr. Onun reisi, hala olduka byk bir tesir
icra etmektedir. Ruslar bilhassa son asrda gayet derin ve
bilgili ilahiyat ve feylesoflar vastasyla _ortodoks kilisesinn
hakiki mahiyetini beyan etmeye almlarchr. Bu kilisede
asrlar boyunca halkta grnen derin mistik duygular, ayn
zamanda da teologlarn en yksek ve ince fikirleri, imdi
garpta Rus kilisesinin geleneklerini saklayan ilahiyatlar
tarafndan dou Hristiyanlara gsterilmektedir.
Ortodoks kilise, idare eden bir papann hukuki otoritesi
ni kabul etmiyor; kilise, daha fazla ruhani bir varlk olarak
temsil . edilmektedir; kyam eden sa'dan btn
Hristiyanlarda akan inayet ve hayat cereyannda yaamak
tadr. Onun en byk bayram, Paskalya, sa'nn kyamdr;
insan ebedi lmnden kurtaran bu hadise, kilisenin ve
her insann hayatnn merkezi saylmaktadr -hi bir
kilised ' . ark kilisesinde grld miktarda Paskalya ilahl
leri, Pa:.,kalya ayinleri mevcut deildir.
Halbuki sert bir d nizam mevcut olmad iin bu
kilisede eski zamanlarda bazen -hem Bizansta, hem de
-
1 84
H RI ST I YAN L I K
Rusya'da- dnyevi hkmdarlarn otoritesine tabi olmutur;
imparatorlar, kiliseyi siyasi hedefler iin kullanmakla
uramlar ve kendi dnyevi otoriteleriyle dini meseleleri
halledip itikadlar bile icat etmeye almlardr.
ark kilisesi, platonik fikirlerin tesirleri altnda kald
iin dnyevi resimlerin, insan ilahi gzellie klavuzlayan
bir vesile olduklarna kaildir. sa'y, Meryem Anay, teslisi,
azizleri temsil eden ve hususi bir sh1pta yaplan resimler
(ikon) kiliselerde, kudslakdesi kilisenin halka mahsus
ksmndan ayrlmaktadr; evlerde de gzel ikonlara rastlanr.
726 senesinde Kayser LEO, bu adet aleyhine bir karar
karm, ama, 61 sene sonra resin1leri mdafaa edenlerin
partisine uzun ve iddetli mnakaalardan sonra hak veril
mitir.
Bu kilisede, gayet sert bir zht ile derin bir mistiklik
inkiaf etmitir. Ruhbaniyet adetleri kendilerini Msr ve
Anadolu'da gstermeye balamtr. Rahib ve zahidler
evvela tek balarna lde, dalarda yaamlardr; 4'nc
asrdan itibaren rahip cemaatlar teekkl etmitir. Bu
cemaatlara ilk kanun ve usulleri veren ahsiyet, Kayserili
BASLUS (lm 379) idi. Niyaz, zht ve amellerle megul
olan rahiplerin hayatn, meleklerinkine benzetmitir; onun
teviki sayesinde tekil edilen rahip kolonilerinin pek tipik
misallerini, rgp, Greme ve Orta Anadolu'nun baka yer
lerinde grnekteyiz. Ruhbaniyet bundan sonra garbda da
intiar etmi, orada muhtelif tarikatlarda gelitirilmitir. ark
kilisesinde ise, bilhassa Athos danda yaayan rahip zm
resi en sert zhd stne alm, ince bir mistik ile
meguldr.
Bu mistik cereyanlar, BASLUS ile ayn zamanda ve ayn
mntkada yayan iki GREGOR (Naziansl ve Basilius'un
kardei olan Nissal) tarafndan ilennitir; bu iki iliihiyat,
Hristiyanla
platonik
ve
neoplatonik
fikirleri
szdrnlardr; Apologetlerin baladklar ii onlar bitirmi
lerdir; ayn zamanda da teslis doktrinlerini daha gzel bir
- 185 -
D N L E R TAR H N E 'G I R i
ekilde . ifade etmeye almlardr. . BASL.US'un bfr sz,
btn . dinlerde mevcut olan mistik bir fiki:i ()yle beyan
ediyo :
..
- 1 86 -
H R STI YAN L I K
inayetten tr Allah' n!"
Sonraki asrlarda, Yunanistan'da sptil bir mistik, ok
mhim mistik temrinler (bilhassa nefes almak temrinleri)
grnmektedir; btn bu mistik ananelerin birletii yer,
rahipleri11 skunet ve derin mnacatla megul bir halde
yaadklar Athos dadir. Buna benzer mistik - ekstatik,
yahut da mistik kvietistik cereyanlar Rusya'da da muhtelif
ekillerde meydana gPlmitir.
- 1 87 -
D N L E R TAR H N E G R
- 188 -
H R STYA N L I K
ve ztrap iinde sonsuz bir semavi sevince ermitir. Btn
mahlukata "karde" diyen, kulara, vahi hayvanlara hut
beler veren, ar hastalara efkatle bakan, tam sa'nn yapp
emrettiklerine gre yaayan FRANZ, hayat sadk kalarak el,
ayak ve vcuduna stigmata- yani sa'nn hata ald
yaralar almtr. Etrafnda toplanan akgirtler, Papa'nn fer
man ile organize edilen bir tarikat haline getirilmi ,
franziskan tarikatn nvesini tekil etmilerdir. 1 271 sen
csinJc len I30NAVENTURA bu Larlbtin en byk eyhi,
.FRANZ'n akn augustinik ve neopbtonik fikirleri ile
birletirip byk bir mistik sistemi yaratnLr; U06'da vefat
eden JACOPONE DA TOD, ayn ilahi ak sarlu iiriyle
durmadan methetmitir.
Almanya'da ise, Hristiyan mistiin en nemli ahsiyet
lerinden biri olan, Dominikan tarikatna mensup
ECKHART'tir. Hristiyan ana fikirlerin arkasnda personel
olmayan, takayytsz, taayynsz bir ilah mefhumunu gs
teriyor. Teslls arkasnda, bu taaynsz ilahi varlk, bu "fazla
aydn karanlk'', bu ezeli ve ebedi derinlik vardr. sa'nn
Filistin'de domas deil, onun, insann kendi kalbinde
domas lazmdr. Yani, insan, kendinde gizlenen ilahi
atei, ruhun kvlcmn bulup gerekletirmelidir. ECK
HART'n bu mistik tasavvurlarnn bir ksm, kilise
tarafndan tekfir edilmitir. Halbuki o, Dionysius Areopagita
vesilesiyle Hristiyanla gelen neoplatonik unsurlar en
mahirane gelitiren ilahiyatdr.
ECKHART'a yakn olan bir mistik, Flandra'da yayan
RUYSBROEK idi ki derin bir tefekkr ile airane bir gr
birletirmitir. Onun tesirleri, 14'nc ve 1 5 'inci asrlarda
imali-Garbi Avrupa'da gelien zahidane yayan erkek ve
kadn cemiyetlerinde gze arpmaktadr.
ECHART'tan biraz sonra, kendisinden daha yumuak ve
ahsi bir ilah mefhumunu gsterip derin bir insan ve ilah
sevgisi olan SUSO Cenubi Almanya'da bulunmutur; ECK
HART . gibi Dominikan tarikatna bal olan TAULER, bil- 189 -
D ;'< U : R TAR i H i N E G R i
,,,:,. "sanlara heyecan ve iman veren va'zlar ile halkta
geni bir mistik hareket uyandrmtr.
Henen ayn zamanda, kadnlar arasnda canl bir mist:k
husule gelmitir. HLDEGARD (lm 1 17) fevkalade ren
kli . vizyonlar ile Allah'in yaayan nuruna bakm, siyaset
sahasrrla da ayan- hayret bir faaliyet gstermitir. Fakat
butn-muasrfarndan byk . olan mistik fr, MEHTLD'dir.
. O hatun; latince yazan alim arkadalar karsnda eserleri
ni -kseriya 'Alnanca yazmtr (ECKHART'n da Almanca
es.ederi vardr) .Ak, heyecan, hasretini anlatmaya alp
yeni k_e lime\ei icat edip Alman dilini en ateli, en cokun
ifadelerle zeriginletifmitir. Allah ile kalp arasndaki aktan
baka bir konusu yktur: :
.
>? lt J1
.
.
..
'
H R STIYAN LI K
FRANi
14. asrda,.
D N L E R TAR i H i N E G R
H R I STYAN L I K
D N L E R TAR H N E G R
H RI STYAN L I K
D i N L E R TARi H i N E G R i
,_
H R I STYAN L I K
D N L E R TA R H N E G R
ezeli bir kaderi vardr; CALVN 'e gre, hem Cennet'e, hem
de Cehennem'e gidenlerin ksmeti ezelden beri yazlmtr).
Eharistiya ise, sa'nn vcud gklerdedir; onun ruhu bizi
bir an iin oraya getirir. ZWNGL'nin telakkisine gre,
evharistya, yalnz bir defa vaki olan bir hadisenin sem
boldr. Bu sebepten, ZWNGL ile LUTHER arasnda
1529'da Marburg'da vaki olan bir konumada kat'iyyen bir
anlama mmkn deildi. Lutheran ve reforme kiliseler
arasndaki tezat hala mevcuttur. Calvinisnin sert ahlak sis
temi, insanlar durmadan almaya tevik eden, mistik fikir
lere hemen hi yer vermeyen, liturjik usulleri de, kiliselerin
sslenmesini reddeden teorileri bilhassa Garbi Avrup:'da
ve Ancrika'da derin tesirler brakmtr.
H R STYAN L I K
18'inci asrda,
aydnlatma
devrinde,
insanlar,
Hristiyanla yeni bir grle bakmaya balamlardr. arka
giden tccar ve misyonelerin rivayetleri sayesinde hret
kazanan ark dinlerini tanmaya gayret gsterilnitir; feyle
soflar, btn dinlerde akla uygun ve hepsinde mterek
olan bir z grp btn dinlerin birlii anlayn tahayyl
etmilerdir. Ayn zamanda, Hristiyanlar, dinin kaynaklarn
filoloji ve tarih bakmndan ilk defa olarak tenkit etmeye
balamlardr.
D i N L E R TARi H i N E G i R i
H R STYAN L I K
D N L E R TAR H N E G R
H R I STIYA N L I K
6 Aralk: Aziz NKOLAUS'un gn (bilhassa imali Garbi Avrupa'da ocuklara hediye verilir).
D i N L E R TAR i H i N E G i R i
20 Mart: Leatare pazar; o gnde okunan mezmurun
balangc "Laetare!" yani "Sevin'in" olduu iin, ibadet
daha aydn bir hviyet tayor; renk pembe olabilir. Papa, o
pazar gnnde altndan bir gl takdis etmektedir.
25 Mart: Meryem Ana'nn
27 Mart:
Passion pazar
annunuciatio'su.
29 Bays:
H R I STIYAN L I K
!ardan en nemlileri unlardr:
2 Kasm: Btn lm ve
lar anma gn.
- 205 -
A. LOSY, La naissance
D i N L E R TAR i H i N E G R
au Clrisianisna , 1933. - E. W. BARNES, The tise of Chiristianiy, 1947.
A. Yon HARNACK, Das Wesen des Clristentun, 1903. - A. YON HAR
NACK. Dognengeschiscte, 1904, - A. YON HARNACK, Mardon, das
Evangeliun von frenden Gott. 1942. - A. SCHWETZER, GESCHCHTE
DER eben - jesu - Forsdung. 1933. - PFANNMLLER, Wesus im Urteil
der Jahrlundretre, 1932 - K. HEUSS, Konpendiun GPENDUM DER
KRCHENGESCHTE. 1949 - H. BALL, Byzantinisd1es Christentum. 1923
- F. HELLER, Der Katlolizisnus, seine ldee und senie Erscheinunng,
1923. - F. HELER, Urkirche Und Ostkircle, 1 937. - F. HELER, A
Hkircliche Autononie und ppstlicler Zentralisnus, 1941 - K. ADAM,
Dar weren des Katholizisnus, 1924.
VECHNER - ESENHOER,
LTURGK, der rnischen Ritus, 1953 R. BULTMANN, Theolopie des
Neuen Testanents, 1948. - A. LETZMANN. Messe und Herrenmahl,
1926)
- 206 -
D N AH S Y ETL E R N VE LA H
VAR L I K LA R I N S M L E R
D N L E R TAR H N E G R
D N L E R TAR H i N E G R
ARGENTNUS:
Roma'da
AESCULANUS'un olu.
gm
parann
ilah,
D i N i AH S i YETL E R i N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S i ML E R
konsili Larafndan 525 te reddedilen bu telakki, ARUS'un
taraftar sayesinde .Jermen airetlere getirilip orada asrlarca
hkm srmtr. ARUS,
birka sene srgnlkte
kaldkLan sonra tekrar episkopos vazifesine geri
arlmtr.
ARJUNA: Bhagamdgita'da KRSSNA'nn nasihatn kabul
eden, kendi akrabalar ile savaan kral.
ARTEMS: Yunan mitolojisinde, APOLLON'un ikizi olan,
bekar, gzel av ve hayvan ilahesi. Roma'da DANA.
ASE'ler: ]ermen mitolojisinde, Asgar'da oturan yksek
ilahlar, bilhassa TOR, ODN ve ZIU (TYR).
ASSURBANPAL: M. 3 668-626 Asurda hakim olan, eski
dinleri hakknda mevcut olan metinleri byk bir
ktphanede toplayan kral. Eski mezapotamya dinlerine
dair pek kymetli malumat ihtiva eden bu ktphane, 184554 senelerinde bulunmutur.
AA VAHTA: AMEA SPENTA'lardan biri, Hindistan'da
mevcut olan RTA'nn ayn, VARUNA'nn bir sblinasyonu,
ilahi nizam.
AAKKU: Babilde bir nevi hastalk ilahlar, hastann
ban artan devler.
AOKA: M.. 273 - 233 Hindistan'da kral. Budizme kar
derin bir sempati gsteren bu kral, btn idaresini yalnz
dini' bir temele dayanarak icra etmitir. Kayalara kazdrd
fennanlar, dnyada az grnen bir msamaha ve btn
dinlere kar geni bir tolerans gstermektedir. Onun reis
liinde, 245'te Buddistlerin 3 . ve en mhim konsili
toplanmtr.
AUR: Asur ehrinin, bilassa harb ilah sfatn tayan
yer ilah.
ATENE: (PALLAS ATENA), Atina ehrinin koruyucu ilah
esi.
ZEVUS'n
bandan
kan,
onun
hikmeLini
ahslandran, bir taraftan ev ilerini br taraftan ilim ve
sanatlar himaye eden ilahenin mukaddes hayvan, bayku,
- 211 -
D N L E R TAR H N E G R
Gotama
BUDDA'nn
1 1 yz ile tem
D N AH S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
BAAL: Bir yerin "Rabb" veya "ilah", hemen btn sami
:nntakalarda bulunan, nihayet isim haline gelen bir unvan.
BAAL adl ilahlar, frtna ve verimlilie baldr, ok defa,
vahi boann eklinde tasvir edilmektedir. srail peygam
berleri, bilhassa, BAAL'lara gsterilen peresti aleyhine ses
lerini ykseltmilerdir.
BAALEM TOB: (1698 - 1759), Cenubi - arki Polonya'da
yaayan bir Yahudi aziz. Talmudun saysz emirlerinden
dolay olduka komplike olan Yahudilii canlandrmaya
alan bu adam, dini, iki mhim unsurlarna getirmitir:
Allah sevgisi ve duann kuvvetlerine inan. Sevin ve akla
parlayan bu mistik, halkn kavrayaca bir ekilde kendini
gstermi ve bunun iin abucak Polonya'nn fakir Yahudi
sekenesine intisar etmitir; Hassidism ismiyle mehurdur.
M. BUBER, Die Botschaft
Chassidische Erzahlungen.
der Chassidim.
M. BUBER,
Snorri Edda'nn
D i N L E R TA R i H i N E G R
D i N i A H S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S M L E R
nemlileri "A urora " (afak) ve Mysterium mng n u 111 olan
eserlerinde, Allah'ta mevcut olan "ateli ak iradesi" ve
"karanlk hiddet iradesini" belirtmek suretiyle, LUI1-IEH'in
ana fikirlerini mistik bir ekilde gelitirmitir.
BRAHMA: Hindistan'da dnyay yaratan kuvvet, sonra
mistik bir teslisin ilk ahsiyeti.
1924.
D N L E R TAR H N E G R
mnakaa eden bir in edebiyats.
DANEL: Rivayete gre Babil srgnlnde peygamber
olan, fakat galiba olduka ge bir zamana ait olan bir
peygamber. Renk renk vahylerinde Eski Alid'de ilk defa
Apokaliptik fikirleri ileri srmtr.
DANTE ALGHER: (1265-1321), talya'nn ve phesiz
btn garb aleminin Ortaada en kuvvetli, en derin airi
ki onun Divina Commedia's, gayet gzel bir iir olduktan
baka zamannn hemen btn teolojik bilgilerini de ihtiva
etmektedir.
DARA IKH:
(1615 - 1 659), Mool mparatoru
CHANGR'in olu; Hind dinlerine ok merak eden prens,
upaniadlarn ve baka Hind eserlerinin Farsa'ya
evrilmesini tevik edip Hind alimleri ile de dini muba
haselerde bulunmutur. (Les entretiens de Lahore, ed. L.
Massignon.)
DEVTERO
IAYA
smi bilinmeyen, Babil
srgnlnde srail'de yaayan, Allah'n rahmet ve sevgisi
ni mjdeleyen bir peygamber. AYA'nn kitabna eklenilen
eserinde, btn milletlerin, bir olan Allal' nihayet takdis
- 216 -
D N AH S YETL E R i N VE i LA H i VA R L I K LA R I N i S iM L E R
edilip ilahi merhamet sayesinde kurtulaca bildirilmekte
dir. Kitabn en enteresan paras, "Yahe'nin kulu " (ebed
Yahve) bablardr (52,53)
DANA : Roma'da av ilahesi.
DODOR : (M.. 1 inci yzylda) Ogst'e kadar dnya
tarihini yazan bir Romal mellif.
attvalann
D N L E R TAR H N E G R
entellekt deil, mantkla idrak edilmeyen ve mantka
uymayan iradedir.
EA : Smerlerde, Frat ve Dicle nehirlerinin mansabnda
bulunan Eridu ehrinde bilhassa tapnan su ilah, byk
Smer teslisinin nc ahsiyeti (mukaddes says 40).
Temizleyici, majik ve gzel sanatlarla hikmetin sahibi olan
bu ilah, bazen de, insanlarn yaratcs olarak tavsif edilmek
tedir. Onun olu sanlan MARDUK, majik usullerde, her
hikmetin menba olan babasna mracaat eder gibi gster
ilmektedir.
ECHNATON: (bak Amenhotep iV) ECKHART: (1 2601327) Dominikan tarikatna mensup bir Alman mistii.
Vaazlar ile, yazlar ile Dionysisos AREOPAGTA'nn tesiri
altnda kaldn gstermektedir. Allah'n, sa'nn, her
insann kalbinde domasn talep edip, teslisi ise onu yalnz .
uluhiyetin derinliinden kan bir tecelli olarak kabu
etmitir. Gayet derin ve bir bakma tipik hristiyan mistiin
hududunu aan fikirlerinin bir ksm, katolik kiliseye
tehlikeli grnm, 1329 da, Eckhart'n sisteminin 28 nok
tas reddedilmitir.
EFLATUN
D N i AH S iYETL E R i N VE LA H I VA R L I K LA R I N S M L E R
meflrnnu. Bu kelime, sk sk, bu ilahn ibadeti icra edilen
yerin ismi ile beraber kullanlmaktadr (mesela Beth-El,
"Allah'n evi" ); herhalde eski Kenan yer ilahlarnn isimleri
bu gibi adlarda muhafaza edilmektedir.
ELSABETI-I , Azize: (1 207-1231) Macar bir prenses,
ocuk iken Eisenach ehrine gelip, oradaki Kont'un gen
refikas sfatnda merhamet ve iyilii ile hret kazanmtr.
Kocasnn lmnden sonra Marburg'a gidip orada fakir ve
hastalara
bakarken
Assisi'li
FRANZ'n
lklerini
gerekletirmee uramtr. Vefatndan 4 sene sonra kilise
tarafndan "azize" unvann alm, onun erefine hala mev
cut olan bir kilise bina edilmitir. ELSABETI-I, hristiyan
azizelerinin en sevimlisi olsa gerektir.
EMPEDOKLES: (Takriben M. . 490-430), Sicilyal,
PTAGOR'un doktrinlerini nereden bir feylesof ki, kendini
ilahi bir tecelli olarak ihtirama deer gnntr. Lejanda
gre, kendini bir yanardaa atmak suretiyle intihar etmitir.
Felsefi sisteminde Orfizmin fikirleri, tenash inan v.s.
mevcuttu.
ENKDU: Glgam esatirinde Glgame'n dostu.
ENLL: Smer ve Akkadda esas itibariyle yeryznn
ilah; dalarn kral. lahlar arasnda, kudretli hkmdardr.
Ona ait olan say, SO'dir. Mukaddes paytaht, Nippur
ehridir.
EPKTET: (Takriben 50-1 38), topla bir kle olup,
Roma'da Stoa felsefesinin en mehur mmessillerinden
biridir.
EPKR: (341 -270), Felsefi bir cereyann kurucusu . Eski
Yunan dinini tenkit eden ve ondan kurtulmak isteyen E.,
ilahlarn tam ruhlar gibi, atomlardan mrekkep olup keder
ve skntlardan serbest, dnya idaresine bakmakszn
yaadklarn sylemitir. insan da, iyilik yapmakla ve
ruhani sevinleri aramakla, onlarnkine benzer bir halde
yaasn.
- 219 -
D N L E R TA R H N E G R
EROS: "Ak", AFRODTE'nin olu. Gen bir olan veya
kadn, gzleri bal bir ocuk eklinde tasvir edilen EROS,
felsefeye -ve bilhassa EFLATUN'a gre- dnya prensibidir,
iyi, gzel ve doru olana erimeyi istihdaf eden ezeli hasret
ve ak. Dinlerde, EROS anlamnn manasna dair eserler: A.
Nygren, Eros und Agape, 1930. - W. SCHUBART, Religion
und Eros, 1944; - L. KLAGES, Vom kosmogonischen Eros
192 1 .
ESTER: Yahudi rivayetine gre (Ester kitab) ran kraln,
bir gnde 75800 Yahudi dman ldrtmee tevik eden
gzel bir kadn. Bu hadiseyi anma gn, Purim bayramdr.
( 1 6 5 1 - 1 7 1 5)
Felsefe ,
- 220 -
terbiye
ve
din
D N AH S YETL E R N VE i LA H VAR L I K LA R I N i S i M L E R
Telemak ve Tannnn
Sfatlar ve Meucudiyetinin Tetkiki ve baka eserleri
tannmtr. Mistik akn fikriyatnn (amour pur) Fransa'da
en byk mmessilidir.
1893.
D i N L E R TAR i H N E G i R i
Fransa'da jesuit mekteblerine ginikten sonra zndklara kar
savaan, sonra mistik cereyanlara itirak eden ve kilise
tarafndan 1665 senesinde: aziz, 1887 senesinde doctor
ecclesiae nvann alan bir zat. Ruhani dostu olan Madane
De CHANTAL ile beraber mistik yolundan yrm, fakat
Ortaa'n byk mistiklerinin derinliini bulmamtr.
Bununla beraber - veya belki bunun iin - eserleri pek
beenilmitir. En mehur kitaplar: lntroduction a la uie
D N AH S YETL E R i N VE i LA H VA R L I K LA R I N i S i M L E R
Belki Uruk ehrinin kr.llarndan biridir. En mhim nokta
lar, Gilgmnein, ab- hayat aramas ve dnyay kaplayan
Tufan'dan bahsi olan Gilgame esatiri, herhalde Eski ark
edebiyatndan akisler uyandrm, dnya edebiyatna bile
baz tesirler brakmtr.
GOETHE, Johann Wolfgang
Almanya'n en byk airi.
von:
(1749-1832).
D i N L E R TAR i H N E G R
GUDEA'nn bize gelen yaztlarndan, Smer ibadetinin
birok hususiyetlerini istidlal edebiliriz.
GUYON, Madame DE LA MOTHE: ( 1 648-1717)
Kvietismin en mehur mmessili olan bu hanm, amourpur
mefhumunu son mantki neticelerine kadar gelitirmi, bil
hassa "passif dua"nn tekniini inkiaf ettirnitir. Mistik teo
rileri, "Les torrents spirituels" ve ''Moyen court et tres /acile
de faire oraison " adl kitaplarnda bulunmaktadr.
FENELON, onun taraftan idi. Tam bir tevekkl reten
Guyon, kilise tarafndan reddedilen fikirlerinden dolay
birka defa hapishaneye konmutur.
HABAKUK: Zaman belli olmayan bir srailli peygamber
ki, onun kk eseri, peygamberane liturji eklini gster
mektedir.
HAGGAY: M.S. 320 senesinde, Kuds'te bina edilen
mabede dair bika beyit syleyen bir peygamber.
HAMMURAP: (M.. 1955-1913) Amuru milletine men
sup olan, Babil'in l. slalesini tesis eden ve bu vesile ile
MARDUK'a Babil panteonunda hususi bir yer veren kral.
Rivayete gre AMA'tan ald kanunlar btn yakn ark
hukukunda derin tesirler brakan bir eserdir.
D N AH S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S M L E R
HENOH: srail esatirine gre, insanlarn ecdadndan biri,
gya 365 sene yaayan bir patriarktr. lmnden evvel
ge gtrlmtr. Bu esrarengiz ahsiyete atfedilen
apokrif bir eserde, nsan olu fikirleri gayet vazh bir
ekilde grlmektedir; HENOH, kendisi, Allah'n egemen
liinin gelecei gnde kral bulunacak olan nsanolu'dur.
HERA: Yunanllarda, Zevs'in, inek gzl refikas; ahlaka
ve iffete bakan, kadnlarn hayat ve skntlarnda onlara
yardm eden bir Ha.bedir.
HERAKLT: Cm .. 540 - 480) Yunan tabiat feylosoflarnn
en by, ki ona gre, her eyin asl atetir. Efes'te bulu
nan bu feylesof, ilah! aslda btn ztlarn nihayet birleip
huzura kavutuunu, dnyann gidiini tevik eden ilah!
logosun her eyi saran ateten olduunu sylemitir.
HERMES: Yunanllarda, yollarda bulunan ta yn ve
direklerinin ilah, sonra yollarn, obanlarn, hrszlarn ve
tccarlarn ilah; byk ilahlarn hizmetinde haber getiren,
kanatl kunduralar ile temsil edilen ilah.
HERMES TRSMEGSTOS: " defa byk Hermes'',
HERMES ile Msr'l yaz ilah1 TOT'un bir kartrlmas.
Hellenistik devrinde husule gelen bu ilahi varla, geni bir
edebiyat bina edilmitir. 18 eser olan hermetika, bilhassa ilk
kitabnda dnyann yaratlndan balayarak kozmik su ve
insann yedi yldz feleklerinden geerek yine gkteki ilahi
babas ile birleeceini bildirmektedir. Muhtelif kaynaklar
olan bu Hemetik felsefesi, ortaaa kadar garb ve arkta
messirdi.
HERODOT: (lm takr. M.. 425). Onun byk tarih
eserinde, Msr ve baka eski ark dinlerine dair -bazen
yanl- malumat verilmektedir.
. HESOD: (Aa yukar M.. 700) Yunan dinini, ifti ve
orta tabaka ynnden nazara almtr. 1heogon'si, ilahlarn
gelimesini anlatmaktadr; onun merkezinde, ZEVS, adil
olan yksek ilah, bulunmaktadr. "Gnler ve iler" adl eseri
de, mitolojik bablar ihtiva etmektedir.
- 225 -
D N L E R TA R H N E G R
HESTA: Yunanllarda
(Romallarda: Vesta)
atein
ve
ocan
ilahesi
(1874-1 929),
D i N L E R TAR H N E G i R
D N AH S YETL E R i N VE i LA H i VAR L I K LA R I N S M L E R
domatik'in yaratcs olarak tavsif edilebilir. Zndklar aley
hine yazd kitaplar mehurdur. Ona nazaran, Allah'n
sa'da insan eklinde peyda olmasndan maksat, insann
ilahlatrlmasdr; sa, ikinci Adem olarak telakki edilmekt
edir. RENAEUS bilhassa episkoporlarn silsileleri zerinde
durmu, bylece de kilisenin teekklne yardm etmitir.
Halbuki byk Kapadokyal ilhahiyatlar kadar geni-: ufuk
lu ve derin deildir.
SHAK: Patriark'larn ikincisi, BRAHM'in ve SARA'nn
olu (bak Tekv. 18); shak yznden, SMAL le gnder
ilmitir ( Tekv. 21,8); O, babas tarafndan kurban olarak
takdim edilecekti ( Tkv. 22). SMAL, Araplarn atas olduu
gibi, SHAK'da, Yahudilerin atas saylmaktadr.
SS: Msr dininde, OSRS'in kz kardei ve zevcesi.
Asrlar boyunca, hemen btn ana ilahelerin hususiyetleri
ni benimsemitir, tabiatn kraliesi olduu gibi, fakirlere ve
kederlerle ykl olanlara efkat ve merhamet gsteren
anne'dir; ller lkesinde hakim olan OSRSin zevcesi
sfatyla llerin de kraliesi olmutur. SS'in erefine
yaplan mister trenleri, hemen btn Yakn Douda ve bil
hassa Roma'da byk rol oynamtr; hellenistik devrinde,
zhd, riyazet ve tasfiye ayinlerinden sonra ilahenin srrna
yaklaan insan, hususi bir trende vaki olan "vuslat"tan
sonra yeni bir hayata ve en nillayet ebedi saadete erimei
ummutur.
SKENDER: (M.. 363-330).
STEFAN: Hellenistik-Yahudilikte husule gelen ilk hris
tiyan cemaatn reisi. Yahudi ibadetinin, SA'nn dnnde
biteceini syledii iin Yahudiler tarafndan talarla
ldrlntr. Kilise'nin ilk martiri olan STEFANUS'u
anma gn, 26 Aralktr.
AYA: (M.. 8. asrn ortasndan itibaren). Takriben 740
senesinde ilk vahyi alan AYA, Yehuda'da yaam, bir
peygamber hanmla da evlenmitir. Yahvenin gnnn,
kendi ilahn brakan srail oullarnn bana muhakkak
- 229 -
D N L E R TAR H N E G R
yaknda geleceini, bildirmitir. 722 senesine kadar, Asur
ordularnn bu ceza gnn getireceklerinden emindi; fakat
bundan sonra, Asurilerin de ilahl cezaya maruz kalacak
larn sylemitir. AYA, pek kuvvetli ve muhtelif ekillerde
-iir, at, nasihat v.s.- bildirilen vahylerinde bilhassa bir ey
retmitir ki onun zerinde btn hayat boyunca
durmutur: Yahve, kurban ve zahiri bir ibadet deil, iman
ve itinad istiyor.
TAR: (Smerlerde: NNNA) Esi Akad dininde -baka
Sami dinlerinde de olduu gibi- Zhre yldzna bal olan,
bunun iin. hem akam, hem sabahta var ki olan ileri
himaye eden byk ana ilahe. Ak, verinlilik, mukaddes
fahielik onun :Sahasdr; br taraftan, harp ilahesidir de.
Ona benzer ilaheler, btn Yakn arkta mevcuttur.
JAKOPONE DA TOD: (Takriben 1240-1306) Fransizkan
tarikatna mensup bir air. Kilisede grnen su-i idareye
kar yazd ac hicivlerden dolay senlerce hapishanede
kalmtr. Halbuki onu mehur eden, bu hicivler deil, mist
ik akla yanan, fakr ve ak en gzel renklerle vasflandran,
onlar en ahenkli szlerle ven arklardr.
JAYADEVA: (12. asr) Hinduizmin byk airlerinden
biri. Onun en ehemmiyetli eseri, KRNA ve RADA'nn
akn anlatan Gitagovinda'dr.
D i N i A H S iYETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
e n nemli airlerindendir. Yazd ve sonra tefsir ettii
byk iirlerinde, kalbin mistik yolda gemee mecbur
kald "karanlk gece"yi, yani Allah'tan uzak, tesellisiz
kalmasn ifade etmitir; bu gecenin en derin karanlklarda,
birden bire ilahi huzurun nuru parlyor. Mistiin yolunu,
Karmel dana k remizi ile gstermi, mistik dua
hakknda da -TERESA gibi- malumat ermitir.
]. Baruzi, St. Juan de la Croix et le probleme de pexpe
rience mystique. 1924.
JULAN OF NORWCH: ( 1 34 3- 1 4 1 3 'den sonra).
ngiltere'nin byk mistik hatunlarnn en nemlisi. Derin
bir ak, rekli ve zarif vizyonlarndan anlalmaktadr.
JUSTN: (Takriben 100- takriben 165) Eski hristiyan kilis
enin apologetlerinin en mehuru. Ona gre, SA'da insan
eklinde grnen ilahi logos, tohum halinde baka mil
letlerde, Yunan feylesoflarnda da mevcuttur. Halbuki
yegane doru felsefe, ona gre, Hristiyanlktr.
JUSTNAN: (Takriben 482-565) Kiliseye kanun veren ve
bu suretle kilisenin teekklne hukuki imkanlar da
hazrlayan imparator. ORGNES ve monofzitlere kar
hareket etmitir.
KABR: (1440-1510) Hindistan'da slam ile Hinduizm
arasnda bir senteze varmaa uraan, byk mistik air.
Hinduizm'de mevcut olan ilah resim ve heykellerini red
detmekle beraber, yegane Allah'n ismi olarak Hind
avataras RAMA'nn adn kullanmtr. RABNDRANATH
TAGORE tarafndan ingilizceye evrilmi mistik iirleri,
tasavvufun en gzel hususiyetlerini gstermektedir; halbuki
ayan- hayret ahenklerine ramen kafi derecede tannma
maktadr.
KAL-DURGA:
Hinduizm'de,
VA'nn
zevcesi,
Himalaya'nn kz; douran ve ldren bir ana ilahe. Bazen
kendisine insan kurbanlar takdim edilmitir; onun erefine
yaplan ayinler, bazen pek ehevidir. Bununla beraber,
Hindistan'n byk mistik airleri derin ve canl bir akla bu
- 231 -
D N L E R TA R H N E G R
DTN LE R TA R i H i N E G i R i
D i N i AH S iYETL E R N VE LA H VAR LI K LA R I N S M L E R
'
ten sonra, 1 521 Alman imparatorunun huzurunda akidelerini, mdafaa etmi; resmi kilise ile mnasebetlerini kesmitir.
ncil ve Abd A tik i Almancaya evirmitir. LUTHER'in teolo
jik tasavvurlar; kendi tecrbelerinden anlalmaktadr.
Uzun seneler, iyi amellerle, riyazetle Allal'n inayetini
aradktan sonra, bu inayetin Allah'n serbest bir hediyesi
olduunu anlam ve bu hakikata binaen, insana, yalnz
SA'da tecelli eden ilahi sevgiye gvenip btn gnahlarna
ramen Allah'n rahmetine itnad etmeyi retmitir.
,
ncitde , bu fikirleri arayp bulmutur. Bundan dolay,
Papalkta temerkz eden komplike katolik sisteme kar
hareket etmi, kilisede laik elemanna ehemmiyet vermitir .
. MATREYR: Upaniadlarda, baz yerlerde hitap edilen
bir hanm.
MALEAK: Babil srgnlnden sonra srail'de ksa
zaman iin va zb rda bulunan bir p1.. } g.mbe:.. .
MAN (21 5-27 jJ: Panl ..:, ..11..:11...Jen birinin olu olarak
Babil'de. , doan MAN I , zurua:>Lh. ve gnostik unsurlar
birletirip yeni bir dini sistem yaratmaya almtr. Pek
komplike bir mitoloji vastasyla, insann, iinde, gizlenilen
nur paralarn kurtarp tekrar nur dnyasna dnmesini
retmitir. Sisteminde hem ZERDT, hem de BUDDA ve
SA bir rol oynamaktadr; MAN, kendisini, SA'nn vadettii
parakle saymtr. Faal misyonerler sayesinde, Makineizm
olduka abuk Trkistana kadar ilerlemitir. MAN'nin ken
disi ise, zoroastrik muganlarn teviki ile tevkif edilmitir.
Onun ressam olduunu syleyen rivayetler, herhalde,
nanikeisderin . mukaddes kitaplarn en zarif ekilde
sslemelerinde n ileri gelmi olsa gerektir.
MAHAVRA: (M.. 539-467) imali Hindistan'da Jaina
tarikatinin kurucusu, veya daha eski sistemlerin refor
matr . . Mutlak bir zhd isteyen MAHAVRA, elbise
giymeksizin . dilenci rahip sfatyla dolamtr. Kendisine
verilen lakab, ]f! ina, "galip, yenen"dir.
MANKKA VAAGA: (Belki M.S. 8. asr), Tamil dilinde
'
'
_ _ _ ___
- 235 -
Di N L E R TAR i H i N E G i Ri
D i N A H S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
- 237 -
D N L E R TAR H N E G R
'
D N AH S YETL E R i N VE LA H VA R Lt K fAR I N S M L E R
D N L E R TAR H N E G R
D N L E R TAR i H N E G R
D i N AH S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
D N L E R TAR H N E G R
D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R
D N L E R TAR i H N E G i R
Di N AH S YETL E R N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
D N L E R TA R H N E G R
D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R
D N L E R TAR H N E G R
edecektir. "
- 250 -
D i N AH S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N S i M L E R
\.
- 251 -
D N L E R TA R H N E G R
Di N A H S YETL E R N VE LA H I VAR L I K LA R I N i S M L E R i
D N L E R TAR i H i N E G R
tuesday) .
- 254 -
D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R
onun avataralar olan RAMA ve KRNA'ya kar derin ve
scak bir sevgi duymaktadr.
VTASPA: ZERDT'n dinine ilk olarak itirak eden
kral.
VVEKANDANDA: (1862 - 1902) RAMAKRNA'nn
talebesi; onun fikirlerini garbda tantmak maksadyla uzun
seyahatlar yapmtr. Vedanta felsefesi ona gre, dnyann
en mkemmel dinidir ve her yerde kabul edilmee ayan
fikir sistemidir.
VULKANUS: Roma'da atein ve demircilerin ilah.
WAGNER, RCHARD: (1813 - 1883) Alman bestekar;
operalarnda
eski jermen mitolojisinden paralar
canlandrmay denemi, bazen de Budist fikirlerinin te'sir
leri altnda kalmtr.
WENNOFER: Msr'da OSRS'in bir ismi.
YAHVE: sminin telafuzu belli olmayan, srail milletinin
ilah. Mukaddes ismini suistimal etmemek iin onu olduka
ge "adon'a)I' olmutur. ''Rab" kelimesinin harekeleri ile
okumulardr; bylece YEHOVA olmutur. Asll isminin
izah, k 3, 14'de verilmektedir: "BEN OLANIM" (hyy
"olmak" kknden) Midyan kabilenin bir airet ilah, yahut
Tur danda yerletirilen bir frtna ilah olan Yahya,
MUSA'nn zamanndan beri tarilte faal ve messir olan,
srail ile merbut bulunan tek hakiki ilah eklinde kendini
gstermitir.
YAKUB: srail milletinin atas, SHAK'n olu, YUSUF'un
babas, tipik bir oban. Ona dair hikayeler, Tekvin'in
muhtelif yerlerinde anlatlmaktadr; en mhim noktalar,
BETH'EL'de grd viziyon (28, 1 1) ve ilahi bir varlkla
greidir (32, 23).
YAMA: Hindistan'da lm gren ilk insan. Bundan
dolay llerin kral ve ahirette hakim olarak tasvir edil
mitir.
YANUS: Roma'da kapnn, sonra da ailenin ilah. ki bal
- 255 -
D N L E R TA R H N E G R
veya iki yzl YANUS, devlet ayinlerinde de yer almtr.
Onun mukaddes ay, senenin balangc olan ocak ay
(!amar, ]a nt ier)dir
.
. Di N L E R TAR i H N E G R i
ZERVAN: Eski ran dininde ve ZERDT'ten sonra
husule gelen bir cereyanda, zaman ilah; erkek ve kadn
prensipi, dourduu ikiz AHURA. MAZDA ve AHRMAN'de
peyda olan iyi ve kt prensibi de tamaktadr. Zerdt
dininde yer bulmamtr.
ZEVS: Yunan mitolojisine gre, KRONOS'un olu. Nurlu
bir gk ilahdr, frtna ve yamurla da ilgilidir. Gittike
btn ilahi sfatlar benimseyen, birok yabanc Hahlarla
birleen en yksek ilah oluyor; feylesof ve airlere gre,
dnyay tanzim eden prensip, yegane realite odur.
A. B. COOK, ZEUS. Cambridge 1914.
ZWNGL, HULDRYCH: (1484 - 1531) svire'li refor
matr. Humanistik, geni ruhlu bir adama, Luther'den fazla
akla dayanan, insan tabiatnn baz iyi noktalarn da itiraf
eden ZWNGL, evharistiya meselesinde LUTHER ile
anlaamam, LUTHER'den daha spiritualistik bir telakki
ileri srmtr.
- 2 58 -
D N L E R N VE D N
C E RAYAN LA lt l N S M L E R .
D N L E R TA R H N E G R
olduunu ileri sren ve bunun iin resmi kalolik kilisesi
tarafndan 13. asrda reddedilen bir felsefi cereyan.
BENEDKTN TARKATI : (O.S.B.) Nursia'l BENEDKT'in
takriben 529 senesinde kurduu bir rahip tarikati.
BASLUS'un nmunesine sadk kalarak manastrlarda
yaayan rahip cemaatlar, tek bana yaayan zahidlere ter
cih etmi ve tesis ettii tarikate mkemmel bir kanun
vermitir. Orare et laborare, dua etmek ve almakla
megul olan benediktin rahipler, kltr bakmndan btn
garbi Avrupa'da ayan- hayret eserler yaratmlardr; onlar
hala dini edebiyat, liturjik ve bu gibi meselelerde en faal ve
en mahir tarikati tekil etmektedirler.
BAPTSTLER: ngiltere'de 17. asrda meydana kan,
ocuk vaftizmini kabul etmeyen, yalnz bykleri -en eski
lristiyan adetine gre- vaftiz eden bir cemaat. Onlarn
byk bir ksm, Amerika'ya gmtr; 1834'te Almanya'da
Baptist mezhebi bir yer bulmutur. Baptistler, kilise kanun
ve idarelerini reddediyorlar; yalnz Eski ve Yeni Ahd'in
otoritesine ehemmiyet veren cemaatin yegane reisi, SA'dr;
bu dnyada onun bir reisi bulunmamaktadr.
BON DN: Eski Tibet milli dini. Tabiat dev ve perilerine
byk bir inan mevcuttur; onlarn hiddetini teskin etmek
iin ayinler icra edilmi, bilhassa tehlikeli yol ve geitlerde
kk kurbanlar takdim edilmitir. (Bu adet, hala mevcut
tur). By ve sihir ile megul olan kahinler, insanlarla ilah
lar
arasndaki
mnasebetleri
tanzim
etmilerdir.
Hinduizm'in tesirlerini gsteren bu dinde, zaman ilerledike
bir mitoloji de gelitirilmitir; onun kalntlar, Budizm ile
kartrlmtr.
H . HOFFMANN
1 938.
Religion.
D N L E R N VE D N C E RAYA N LA R I N S M L E R
bir rol oynayan bu cemiyetin en gzide yelerinden biri air
TAGORE idi.
DOMNKAN TARKAT: ( ordo fratnm praedicatontm,
12 16 senesinde kurulan, bilhassa zndklara kar
savaan ve pek kuvvetli vaizleri ile mehur olan byk
rahip tarikat. Bir taraftan inkvisiyonu icra eden bu tarikat
de, br taraftan Akvinas'l THOMAS, ECKHART ve baka
byk mistik ahsiyetler yetimilerdir.
O.P.)
Di N L E R TAR H N E G R
manastr da pek fakir olmaldr. Bilhassa vaiz ve ruhani
yardmla megul olan bu tarikatn reisi, 12 sene iin seilen
bir "general" dir. Baka tarikatlerde olduu gibi,
Franziskanlarn da bir kadn tarikat vardr. Bu tarikata
yakn olan tertiarlar, F.nin fikirlerini btn garb dnyasna
yaymlardr. Tarikatin kendisinde, asrlar boyunca birka
ayrlk peyda olnutur; bu suretle, birok kk tarikatlere
blnmtr.
GNOSTK: (Ma 'rife) : nsann, Allah' tanmak vastasyla
kurtulacan ileri sren cerayanlar. Halbuki yalnz byle bir
bilgiye inhisar etmeyen marife, gnostik denilen dinlerde
byk ve komplike sistemler yaratmtr: makrokosmos ile
mikrokosmos arasndaki mnasebeteleri; mutlak ilahi
varlktan kan muhtelif aionlarn mahiyeti, dnyann git
tike Allah'tan uzaklamas, ruhani varlklarn hierark1eri
hakknda pek komplike telakkileri ileri srmtr. Birok
dinlerde gnostik fikirlere rastlamamza ramen, bu tabir bil
hassa helenistik devrin sonunda, ve Hristiyanln
komuluunda, yaayan cereyanlarda kullanlmaktadr.
Gnostik hareketlerde iki telakki gze arpmaktadr. Birisi
zahidane, asketiktir: Btn insanlar, dnyevi ve maddi
eylerden ictinab etmek suretiyle ilahi asllarna dnecek
lerdir; br telakki libertinist'tir: Btn insanlar, btn
gr- hlar ilemelidirler, nk dnya'nn en fani ve en
mad li haline gelmesinden evvel kurtulu ve yukarya kan
hareket peyda olamayacaktr. Bu iki grten ileri gelen
cereyanlar, sath altnda baz heretik mezheplerde
yaam::.a devam etmitir.
LESEGANG,
Die Gnosis.
1 924.
Di N L E R i N VE D i N i CE RAYA N LA R I N i S M L E R
JANSENSM: Cornelius JANSEN tarafndan 17. asrn
balangcndan itibaren tahrik edilen UGUSTN'in aslf su
mefhumunu en ciddi ve sert manada kabul eden bir
cereyan. ]esuit tarikati aleyhine bulunan ]., kat'i bir predes
tination'un taraftar idi. Pek derin ahsi bir takvay, Allah'n
idaresine teslimi mkenunel bir surette gsteren jansenist
lerin merkezi, Port Royal idi. Orada mehur Fransz feylosof
PASCAL'da, derin dini fikirlerini, jesuitlere kar yazlarn
neretmitir. jansenistlerin temsil ettikleri mutlak ve kat'i
dindarlk, daha yumuak davranmak isteyen kilise
tarafndan tasvip edilmemi, JANSEN'in fikirleri 1 642'de
papa tarafndan reddedilmitir.
]AYNA TARKAT: Sert bir zhd ile mehur olan,
Hindistanda m.. 6. asrda gelien, Veda otoritesini kabul
etmeyen iki byk rahip tarikatlerinden biri.
JESUT TARKAT (S.].): Loyola'l GNATUS tarafndan
1 534 senesinde Mslmanlar arasnda misyonerlik yapmak
maksadyla tesis edilen, alt sene sonra nerine papa
tarafndan resmen izin verilen bir tarikat. Papa'ya mutlak bir
itaat gsteren, yalnz manastrlarda deil, dnyada pek faal
olan bu tarikat, sert bir disipline tabidir. GNATUS'un
yaratt ruhani temrinler, gayet iyi bir terbiye ve tahsil
gren jesuitlerin manevi surette kuvvetlendirilmesi mak
sadyla icra edilmektedir. LUTHER'in reformatiyonuna kar
mcadele eden bu tarikat, hala geni bir tesiri haizdir ve
mesela MERYEM ANA'nn ge kmas hakkndaki aki
denin teekklnde nemli bir rol oynamtr.
]ODO: Japonya'da 1 2 . nci asrda Mahayana Budizm'inin
bir mezhebi olarak gelien, NRAN tarafndan geniletilen
bir cereyan ki, yalnz AMDA'nn vaadine gvenen insann
muhakkak Cennete gideceine kanidir. Mensuplarn adedi
takriben 13 milyon olsa gerektir.
. KARMEL TARKAT: Peygamber LYA'nn orada ilahi
vahyi olan Karnel danda itikafa ekilen zahidlerin
tarikati. 1 1 95'te hususi bir kanunu yaratlm, tarikat
- 263 -
D N L E R TAR H N E G R
D i N L E R N VE D N i CE RAYA N LA R I N S M LE R i
tehlikesi, dinin numinos, esrarengiz tarafna pek ehem
miyet vennemesidir.
W. NGG,
1937.
D N L E R TAR H i N E G i R i
Papa taratindan bu cereyan 107 Syllabus Lamentalibi
vastasyla yasak edilmi, sene sonra her katolik
papazadan antimodernist-and talep edilmitir.
F. HELER,
Modernismus.
1947.
D N L E R i N VE D i N i C E RAYA N LA R I N S M L E R
PETSM: Takriben 1675 senesinde Almanya'da, kilisenin
ortodoks ve kemiklemi ekilleri aleyhine husule gelen bir
cereyan. Dinin i tecrbelerini n plana koyan, eski gnah
halini SA'nn lm sayesinde yeni kazanlan inayetin
saadeti ile karlatran ve geni bir edebiyat yaratan bu
pietistik muhit, bazen mbalaal, lzumundan fazla doku
nakl ve trmalayc taraflar ile beraber, bilhass,a sosyal
sahada byk iler icra etmi, kilise hayatna yeni bir sb- .
jektivismi eklemitir.
: .
:"
PROTESTANTZM:
smini, .
1 529 . l..UTHER'in
taraftarlarnn, kilisenin din . meselelerine. pair . b 1 .ararna . .
kar nerettikleri bir protesto'dan almtr. inc;le it eit .
mezhepler bulunan protestanizm, Roma iliseine. nazaran
laik elemanlara daha geni bir faaliyet imkann verip
rahiplii bertaraf etmitir. Onun merkezi nci!dc:. mevcut
olan ilahi kelam olduu iin, halka ncilin V<;! Esk.i Ahd in
tercmeleri vermitir. Resnl bir ananesi mevcud olmad
iin, Protestantizm ncilin muhtelif erhlerine . ve .(bundan
dolay, muhtelif dini cereyanlarn gelimesine ,ye: .Yrmitir
ki o cereyanlarn her biri, ncili baka bir manad:- kabul
1
etmektedir.
Bu sbjektivizm, protestantiznin bqyi.IK
thlike.,
..
.
oWt
D i N L E R TAR H i N E G R
yaptrmlar, ne de ziraat ile megul olmulardr.
REMONSTRANTLAR: (Anninianlar): 1610 Hollanda'da
din meselelerine dair bir karar ( remonstratio) karan, bun
dan tr resmi kilisenin tazyiki altnda kalan bir cemaat.
Tolerans, serbest ilmi' alna ve dini' hrriyeti mdafaa
eden bu cemaat, hala Hollanda'da olduka geni bir yer
almaktadr; o memleketln -ve bir bakmdan Avrupa'nn- ilk
byk din bilginleri bu mezhebe mensup idiler.
SADDUKLER: Yahudilikte, yalnz Tevrata dayanan,
ifahi gelenein meriyetini kabul etmeyen ve bu suretle,
Babil srgnlnden sonra srail'de husule gelmi eska
tolojik fikirleri reddeden bir mezhep. Merkezi, Kuds
mabedinde icra edilen ananevi ibadet idi. Mabed m.s. 70
senesinde tahrib edildikten sonra, Sadduk1erin nfuzu da
sona ennitir.
SKH: Hindistan'da takriben 1 500 senesinde Guru
NANAK tarafndan organize edilen bir cemiyet. slam'dan
alnan kat'i' bir monoteismin mevcudiyetine ramen
Hindistan felsefesinden gelen maya ve
nirvana
tasavvurlarn benimsemitir. Tenash fikri kabul edilmekt
edir, ama, avatara'lara inanlmamaktadr. Mukaddes yeri
Anritsa'daki "altn mabed" olan Sihk tarikatn ilahi ve dini'
edebiyatn ihtiva eden eser, Granth'tr.
SOFSTLER: m.. 5. asrda Yunanistan'da vcuda gelen
bir felsefi cereyan.
STOA: Yunanistan'da M.. 4. asrn sonunda ZENON
tarafndan kurulan bir felsefe sistemi. O, dnyay, logos'un
iyi bir eseri olarak kabul ediyor; insana lazm olan fazilet,
iyi ile kt arasndaki fark tanyp bilmektir. Ferdin
tekamlne yardm eden bu felsefe, milliyetinin hududunu
am, en byk mmessillerini Roma'da bulmutur.
NTO: lahlarn yolu; Japonya'nn milli dini.
TANTRZM: Hinduizm'de, tantralara dayanan mistik
majik yol; insan, akti ile ayn olmasnn farkna varmaldr.
- 268 -
D N L E R i N VE D N C E RAYAN LA R I N S M L E R
Hususi bir Hind mezhebine ait olan tantrizm tabiri, din tar
ihinde, hemen her yerde mevcut olan kark, komplike ve
mbhem dini-majik usullerde kullanlmaktadr.
TAOZM: in'de LAOTSE'nin ifadelerine dayanan, tabiat
felsefesine bal bir mistik. M.S. 1 . asrda kilise halinde
teekkl eden, Budizme de yaklaan Taoizm, eski lkeler
ine asrlar boyunca kaybedip by ve majikle megul
olmutur.
THEOSOF: Birok dinlerde, dinin ve dini felsefenin
merkezini tekil eden T. , gnostik fikirlere ok yakn olan bir
cereyandr. Byk mistik ve mutasavvflarda (BN ARAB,
JAKOB BHME) theosofik tasavvurlara rastlanmaktadr.
Alelitlak, T. mefhumu imdi, 1 875 senesinde Bayan
BLAVATSKY ile bir ngiliz zabitinin birlikte tesis ettikleri
cereyanda kullanlmaktadr. Hind fikirlerini benimseyen, bir
taraftan ispiritizm, br taraftan mistikten ilham alan T., bil
hassa 1 907 senesinden itibaren Annie BESANT'n reislii
altnda faaliyette bulunmutur. 1 9 1 3 antroposoji muhtelif
sebeplerden theosojiden ayrlmsa da eski Hind karma
tasavvurlarn muhafaza etmitir.
UNTARSM: Kilisede teslis akidesini kabul etmeyen
cereyanlar. 16. asrda, CALVN tarafndan atele idam edilen
SERVET ve talyan SOZN (ki taraftarlar Polonya'dan
Amerika'ya gmek zorunda kalmlardr) bu fikirlerin
klasik mmessilleridir. Domatikte geni bir tolerans
gsteren Unitarian kilise, imdi imali Amerika'da
temerkz etmektedir.
WORLD COUNCL OF FATHS: Ekumenik hareketin
teviki ile 1 948'de Amsterdam'da yaplan toplant'da kuru
lan, Roma kilisesi mstesna hemen btn hristiyan
kiliselerini ihata eden bir organizasyon.
YAHUDLK: Babil srgnlnden sonra gelien,
MAKKEBE'ler zamanndan maada mstakil bir devleti
bulunmayan, btn hellenistik, sonra Hristiyan ve
Mslman dnyasndan yaylan Yahudi milliyet ve dini.
- 269 -
D N L E R TA R H N E G Rl
YAKUBLER: Suriye'deki monofizit kilise, 578'de vefat
eden YAKUP BARADAI tarafndan tekil edilip en iyi
zamann 12. asrda grmtr.
ZEN: (Dhyana, "murakabe"nin Japoncas) in'de vcu
da gelen, 1236 senesinden itibaren Japonya'da da intiar
eden, sistematik temrinler ve mridin paradoks grnen
amelleri vastasyla mridi mahedeye gtren bir tarikat.
Aa yukar 8,5 milyon mensubu olan Zen tarikati, Japonya
kltr zerinde derin bir tesir brakmtr.
- 2 70 -
K TA P LA R I N S ML E R
- 27 1 -
D N L E R TA R H N E G R
BRAHMANA: Hindistan'da, Vedalara bal olan edebiy
atn mhim bir kolu ki bilhassa kurban teolojisini arz
etmektedir.
BRHADARANYAKA UPANAD: bk. UPANAD.
CODEX URS CANONC : 1917 senesinden itibaren
Roma kilisesinin btn hukuk maddelerini ihtiva eden,
resru eriat eseri.
CONFESSONES: AUGUSTN'in, mnacat eklinde 397
ile 400 seneleri arasnda yazd byk otobiografya .
DE CVTATE DE: "Allah'n devleti hakknda" ,
AUGUSTN'in 4 12'de balad, 426'da bitirdii, dnyevi ve
semavi devlet, kilise ile imparatorluk arasndaki gerginlik
leri aratran, Roma kilisesinin inkiafna derin bir tesir
brakan eser.
DE SDE VE OSRDE : PLUTARCH'n, eski Msr ayin
leri hakknda malumat veren eseri.
DHAMMA: (Sanskr. dharma, "akide, doktrin") Pali
kanon'un 2. "sepeti"; Budizmin akideleri ve buna benzer
meseleler hakknda eserler iltiva etmektedir.
DHAMMAPADAM:
Palikanon'un
suttapitika adl
ksmnda bulunan, 423 hikmet szn ihtiva eden bir kitap.
DVNA COMMEDA: DANTE'nin, 13. asrn btn teolo
jik, mistik ve ilmi malumatn iinde toplad, defa 33'er
babda Cehennem, purgatorium ve Cennet'ten bahseden,
Hristiyan Ortaan en derin, en messir byk iiri.
EDDA: SNORR adl bir zatn (lm 1241) slanda'nn
hristiyanlatrlmasndan 20 sene sonra vatandalar iin
toplad, eski jermen ilahi ve esatirinden rnekler veren bir
eser. -Onun yannda, Eski yahut iir Edda's 28 iirden
ibarettir. Onda, dnyann sonuna aid olan Vluspa bulun
maktadr.- Edda'da grnen ]ermen dininin kalntlar,
Hristiyan elemanlarla karm olsa gerektir; iirlerin hususi
bir slubu pek ksa ve messir cmleleri, vardr.
ENNEAD: PLOTN'in, dokuzar kitab olan alt byk
- 27 2 -
K iTAP LA R I N S M L E R
kitabndan ibaret neoplatonik mistik felsefesinin temeli
saylmas gereken eseri.
ENUMA EL: Babil'de, dnyann yaradln anlatan
epik iir.
GATHA: AVESTA'nn YASNA isimli ksmnn 28 ila 34. ,
43. ila 5 1 . 53. bablan ki ZERDT'n cemaatinde sylenilen
ilahileri, Zerdt'n kendi szlerini ihtiva etmektedirler.
Bab 43, Buga hakkndaki gatha dr.
'
blm;
hill..ssa
hukuk, ayin ve ibadetle meguldur. O, talm ud u n cu Ln.iyk
ksmn tekil etmektedir. inde bulunan her l i r hukuk
maddesi, yine Ha/aha ismini tamaktadr.
D i N l E R TA R i H i N E' C. i R i
. " .. "
,
"
, , INClL . : (Yun:na ; ! , euanJ?e on , yan . . mud. :; , 11n
.
getirdii mjde; sonr:. kitabn isni , oldl)) , Asl; ; ha\f;rilerin
i fa h e: .aplattm : hik4yerdi; '.ls,li . flili,, ,fanik,)in.dr.
Szn .tan .ma'nasnda
INCIL -olan drt kitabn
muhteviyat,
-) ; :
:
.i
;
'
!
; ,.- :. /
hem Isa'nn, syldii hikpet s_<;>zleri" ye misa,lltr, . pe,ygrr,lxrai_- -v. . apol<.alip,tik szlri, .riat')kknda,kl , ifadlri,
hem d,e onun :akkmda.anl,atln. keramet' :v )eJaciliid.ir.
. ' 'j
Bu metirilerin, : vaftiz
olacaklara ; -,. verilen
. .. derslerde
: , . , . . .- . .. 1 ; , . ,.
, ; .; . ' ' -. , -/ :
..
.
.
kullanlmak zere t6plaililli :olrhasi 'muhtemeldir
.
NSTTUTO DOSTRINAJ { CHRISTANAE: ; CALVIN'in
' ' !
teolojisinin nvesini' ihtiva: eden: eser.'' . i .
; -;A: :tAt :, , 'viE
:Evi'E: 's:A'.1'EsU
. ' !N'iRonucfioN'
'
;
j
' '' - '
,
' : _; .
:
'
FRANZ'n; mistik ycih.n balahgcni .reten bir eseri. ' '' ' ' '
JAlfi(A; . Plikqn;d,' ,Btidllh . fayci ci
' 550 ,::iyat1lda11 baien. . ye op.un, o'ri a s l(fa,4il (yi
sabr, iffet, ' nerlimet . v'.s)' sayesin<le' 'fe'r 'defa ' da'.lia yuksek
) ! : ;:
o;:
bir mertebede domasn anlatan eser. ' !
...
'
>
'
'
'
'
'
'
- ''
... . \
'
. ;
'
,,
"
,, :_ . .
"
- '
'
. . .
; - "' ..
,,
"
, '
.- )
._
'
. '
1 \
'
. '
-' :
;-
: -
- . '' '
..
' "
'.
'
..
- 274 -
'
KiTAPLAR
iN, i S i M L E R i ,
;
.
.
'
'
'. ,
'
'
'
- 27 5 -
D i N L E R TA Ri H i N E G i R i
konular gze arpmaktadr. Medh sena iin ilahiler ki,
Allah'n vlmee layk sfatlarnn, harikulade amellerinin
anlatlmas ile balyor (ms. 136, 103, 148 v.s.). Halk atlar:
srail, bana gelen felaketlerden ikayet etmektedir (44, 74,
kilise
yl
boyunca
en
kk
teferruata
kadar
GUYON'un,
mistik dua ve
bilhassa
passif dua
- 276 -
K TA P LA R I N i S i M L E R i
D I N . ER TA RI H I N.E C.TRl
kitabi. , :
, . , , ,.
:.
..
. .
'
"
'j
. -
\ :'
' , ,
;-
"
' . J'
._
' .. ' . .
';
f,
.'
'' ,
" '
. .
'
..
: . ..
; , '
"
' .
. .j
. .
'
'
'
"
.
. - < '
\ '
-'. '
.
ma gayesi giiden,' 'fakat' bif' farih eserinden daha ' fazla prens:.:
leiil1 terbiyesii'e' <:lafoah'eser! ,: : : c '
:: . '> '. . . .
TALMu:D:! ferahh : 've r:'r aiiaiienin;', miiidya:
balanan: yeni bir;erhi. Babilniyal ve: Filistiili Tafuld; en
geiif 'bir ekilde>btn erfatr' ihtiva: eden; :Yahudilerin'
ederi 'eser; ' ; ; ' , / " ; ; ::r : , , : - ' '. i l ; ' ''- ; ( n '
layatihdanzirif
\
;
_; ! , - , . . ,, . : :
:-
r .'! L". : ' . -- . -- ,; '.
- TANTRA: - ("a") ' aktalarri mukaddes kitaplar. itJa ile
aktisi arasndaki kortdmal:ii-"'eklihde ' <linYirieselelerr\;e
bilhassafkarik' by ve majik usulleri ihtiv eden' esefler.
Onlarn hususiyetleri, Asya'da halk ve hususi mezheplerde
grlenyar din!;. yar majik .pratiklerle uraan _cereyanlar
tantrizm :isnipJ .Vernee: sebep old: . : ,
r
-TANCUR: Takriben '1300 ;::senesillde bitirilmi : :olan,i
Kancul'un bir -erhi -'saylan' 225! cildlik bir'-Tibete ! eser;
kancur gibi;: ekseriya Hind 'kayraklarindan alnan eit eit
! i ' .. , - , ,
dint ve:gayr:.: dini'inalumat Vefnektediri ' ; . :_
'
..
: : .: ! . : :.
- :kiNGtR:ni.
, , , ; - .- ,
_
.- . i .
..
,-
, . :_,. , , ,
, .
; : ; '. __
. , . .
, _ . -
.. r
" : :. : r
'; TAO TE KNG " rab ile ;tk f'akkiniki 'kitap'" Si' bhptan
ibaret olan, Laotse'ye atfecliln'/in fuistiglnii' 'eri 'ek! 'es.eri
. .
' ;,
;,
'
olan kitap.;
- 278 -
, .. : :: , ,. \
, _.
"'
. .. . . .
,..
,. , . ,
;. 1
' . , ,
.. ,
..
. ..
'. 1 - .
.
\
; '
r :
''
- 279 -
-,
_ : ; : ; ,
';
.- . ,
: /
, .
D i N L E R TAR i H i N E G R .
- 280 -
D N L E R TA R H N E .G R
. .. .. ,.
''
'.'
'.-.
1.
' '
;_
'
- 282 -
.eJ '
'
1 . '
'
'
: (
'
'
'
'
>
'
'
- 283 -
D N L E R TA R H N E G R
en tipik numuneleri grlen, topraa bal, topran tevlit
edici kuvvetlerini ahslandran bir ilahi varlk. Ana ilaheler
-Demeter, Kybele, tar, belki Kali - Durga- hemen her
dinde raslanr; onlar kendilerini ana , mauka, bakire
eklinde gsterirler. Birok il:lh ve insanlarla sevien tar,
il:lhi ocuu ile temsil edilen sis, saysz ocuklar douran
ve onlar yine ldren Kali - hepsi bu tipin muhtelif
taraflardr. Bazen de, bu ana ilahe, bakire olmakla beraber,
ocuk dourur. Pek eski bir kltr seviyesine ait olan bu
fikirlerin kalntlar, semavi dinlere (Hristiyanlkta Meryem
Ana tasavvuru, Budizmde Kvannon) szmtr.
ANMATZM: Btn tabiat hadiselerini ve dnyada mev
cut olan hemen her eyi canlandran bir fkir sistemi.
ANMZM: Ruhlara inan. ngiliz alimi TYLOR'un 1867
senesinde ilk defa kulland bir tabirdir. Tylor ryalarda
grnen ruh, l ruhu ve baka ruhlara inann, btn din
lerin kk olduunu iddia etmitir; buna kar birok bil
ginler tarafndan dinlerin baka kaynaklar gsterilmitir.
Halbuki ruhlarn farkna var dinin mhim bir kaynan
tekil etmektedir.
ANNUCATO: MERYEM ANA'ya, Cebrail tarafndan
sa'nn doumunun bildirilmesi.
ANTROPOMORFZM: nsann ilah! varl insan eklinde
tasavvur etmesi. Yunan ilahlar, bu grn pek tipik birer
misalidir; onlar, tamamiyle insan nevinden hareket ediyor
lar. Fakat hemen her dinde, (muhtelif ilah heykellerinde
belirtildii vehile) antropomorfizm az ok yer alr; en yk
sek dinlerde bile, Allah'n ellerinden, Allah'n yznden
bahsedilmektedir; nk insan, tam ruh olan bir Allah' zor
lukla tasavvur edebilir ve onun mahiyetini ifade etmek iin,
insani anlam ve ifadeleri kullanmak mecburiyetinde kalr.
ANTROPOSOFZM: 191 3'te Almanya'da R. STENER
tarafndan tesis edilen bir senkretist cemaat. Merkezleri Bal
ehrine yakn olan Goetheanum'un isminden anlald
gibi, Goeth<!nin fikirlerini, eski teosofk fikirlerle Hristiyan
- 284 -
'
bir
lill,
\ : ' .,
- 286 -
'.
. .. . .
te gklerde ' dolarlar; sanatkarlardr:
ahsi 've
'
"
; -- . . ;
'.
hayat, ' prensibi'. . Olnderi ' sonra yaamaa devam
-&ip ;-; enasit'' ''ahsiyedn . llaliiyetini'- muJafaza ' ediyor.
'up'ciriiaddiin 'fds.efiine gre; her: virliri ; ruhu, atman',
alemin ruhunun, brahman'm aynid!E' Bu 'bfrligi ci'nyp
tahakkukettiiei 'arif,' "lmiden 'sonra ezeli ve ebe& brah
,man'da ,kaybolup :tenashten kurtuimutur. ; '
,i c0AVATARA: ("nen') ' . Hinduism'de Visnu'nun, zaman
izalian.: ' kUrtarc' :. sfatiyle' ; dnyaya inen ve zamann
idplarna' gr ' muhtelif ;ekillerde .'. kendini gsteren :bir
'
Ksf Cbalik; 'kapluml:faga; '. arslan, cce, RAMA V.' s.);
'
.
;
;
>f<XYDINLATMAbEVR.i: i7: ve is. srlar Gafb Avrupa'da
vaki olan, bir felsefi cereyann devri. Bilhassa akla dayanan
1btF: feiiefi ! Sistenilerde; ihsan' eski : dnatizmden>kurtar
maa almlar, :teolojide deism'-in : - :fikirlerini .; ileri
srmler, antropolojide ise, insann esas . . itiba,riyle iyi
.()lduunu: .iddia etmilerqir. ;giltt::r'de. gelien bu .cereyan,
b o,l . oy tr.
rfa, , &
..Aliany;a'qa feJse(e salasncia bu devrn .en)him ahiyeti,
iEiBNiZ' 'idi. A.ydnlatna> Cey.riq i . qir)issiyeti, .Avrpa'da
yeni tannnaa , balayan. yabanc dinere . kr .. gsterilen
'
ilgi, _teoloji _sah ihd oi<ltik'i nl bit tlera'ns idi'. ;
:;
; ,.', _. ;
: , '. \
!" ,
:
: . AZIZ: ,Hfisti)Tari, kilised eski zamanlarda, vaftiz ol.an her
iis:i'n bir . ''iiz' ) olarak' ilkk'i ' dnitif: . Azizlerde
. cevuya<l' ;01dtit! :8); i!aiii:.irnwet' kendini aka 8s
t<iiyor'.' hidlel-1 :fazile_tli 'iilianiar hik.tarafn<lari etken' taziz
edilnilerCifr'. ' Rha kilises( bir insana ' "a ziz " Csahct, saint)
. uhvanih{' vennek [ iiri. : 'komplik . bfr'- ' sistem . kat etmitir.
'993'te:'ill( : tefa olarak bir in.san, iPapa: tarafndan bu unvan
I'!
. ...
c r,
.- . _ -. '
'kzriik
.
, .
. .,
.- . . .
. '
"
.. i
. . .
'
'
._, ,..
'
'
'
'
'
..
. ,
'.;,4:
.-
.-
.- ,
f.
; ,
: ,
d. :.\ra,yq, if':
p
g
.
, _ _
,:
_ _
-. 287 -
.-
. D i N L E R TAR i H i N E G i R i
almtr; 1 1 70'den itibaren, sistem imdiki haline gelmitir:
edilecek bir insann lmnden sonra, onun
hayat hakknda malumat toplanp; lekesiz bir hayat srp
iki keramet de gstermi ise, beatificat/o vaki olur (yani
beatus, selig) unvann alr. Bazen asrlarca sren bir
muameleden sonra belki aziz unvann alr, onun erefine
kiliselerde missa/ar icra edilmee msaade edilir. 18. asrda
Papa BENEDKT XIV, kanonisatio iin lazm gelen sfatlar
bildirmitir; zikri geen fazilet ve kerametlerden maada,
"kara sevdal bir insan olmakla beraber daima ilahi nee
iinde yaamas" arttr.
Kanonise
- 288 -
- 289 -
D i N L E R TAR i H N E G i R i
slamiyette,
deccal
yine
dnyann
sonundan
evvel
varlktr.
DESM: Allah'n var olmas inkar etmemekle beraber
kendisini olduka uzak, dnyann gidiine bakmayan, faal
olmayan,
kalan bir varlik eklinde temsil eden bir teolojik - felsefi sis
tem. Muhtelif dinlerde grlen byle bir telakki, en klasik
ifadesini aydnlatma devrinde ngiliz Deism'inde bulmutur.
DESDAMONA: Yunan dininde, ilahlardan, devlerden,
btn tabiat st kuvvetlerden korku.
insan
tarafndan
hi
anlalmayacak Allah"
demektir.
DEUS
OTOSUS:
Tembel,
almayan
ilah:
alemi
deus abscondituSun,
sevgi taraf.
DEVA: ndojermenlerde ilah; Hindistan'da yksek, aydn
ilahi varlklarn ismi (mesela ndra, Avinler, sonra Vinu),
ran'da ayn meflum dev manasnda kt, yalanc kuvvet
leri vasflandrmakta dr.
DEVTERO - PAVLNK: PAVLUS'un ismini tamakla
beraber ona ait olmayan mektuplar (mesela Efeslilere).
DHAMMA: (Dharma) Hindistan'da " kanun, doru nizain,
hidayet": Budizm'de akide'nin ikinci ksm, ayn zamanda
da Budizm'in en mhim rkn . .Ne Buda'nn ahsiyeti ne de
ona ait veya akirtleri tarafndan toplanan mukaddes kita
plar,
tekil etmilerdir.
- 290 -
inde,
evin ecdat
- 291 -
resimlerini ihtiva
eden
D i N L E R TA R H N E G Ri
mukaddes yeri.
DRT MUKADDES HAKKAT: Budizm'de ztrap,
ztrabn sebebi, ztrabn sebebinin kaldrlmas, ztrabn
sebebinin kaldrlmasna gtren yol.
DRAD: Yunanllarda, dii aa perileri.
DRUD: Keltlerde kahinler; kurban merasimi ile megul
olan, hakim ve retmen sfatyla alan asil adamlar.
ECCLESA SPRTUALS: Ruhani kilise.
EKSOGAM: ptidai kavimlerde, bir insann kendi aire
tinin iinden bir zevce alamamas. Bu adet, bilhassa totem
izm'de mevcuttur.
EKUMENK: Eski manada: nsanlarn oturduklar
mntakalara amil olan kilise; o kilisenin mmessillerinin
icra ettikleri ilk konsiller, ekumenik konsiller ismi ile
mehurdur. (znik, Efes, Kalkedon). imdi, ekumenik
hareket, btn kiliseler arasndaki mnasebetleri,
kuvvetlendirip kiliselerin ibirliini tevik eden, Birinci
Byk Harpte balayan byk ve pek faal bir cereyan
ifade etmektedir.
ELECT: Manikeizm'de, bir nevi rahiplikte mr, dua ve
orula megul olan hususi zmre.
ELOHST: Eldeki Tevratn kaynaklarndan biri. Allah'tan
basederken Elohim ismini kulland iin, elohist ad ile
tannmtr. Muhtemelen m.. 8. asrda yaayan bu ilahiy
at, Yahvisften fazla teolojik fikirlerle megul olup
Tevm: 'n hikayelerinde tabiat st hadiseler zerinde
durmu, esatiri daha ilmi bir ekilde tertiplendirmitir.
EMANASYON: Theogoni ve kosmogonide grnen bir
hadise, ilahi bir feyiz. Muhtelif dinlerde, ezelde ilahi bir
varln, dnyay kendinden karttn syleyen mitler ve
tasavvurlar vardr; bu, yaratl tasavvurunun tam zttdr;
nk Allah ile dnya arasnda zat bakmndan bir mabe
het, yahut da bir ayniyet olmas lazm gelir. Emanasyona
inanan dinlerde (Eski Hindistan dini, Mahayana Budizm,
- 292 -
D N L E R TAR H N E G R .
Gelien papalk, episkoposl.arn eski ehemmiyetini tahdit
etmitir.
ESKA.TOLOJK: Aem'in istikbaline ait tasavvurlar. Bu
gibi fikir ve tasavvurlara en iptidailerinden balayarak,
hemen btn milletlerde rastlanmaktadr. Dnyann sonu,
ekseriya bir tabiat felaketi vastasyla gelecek gibi tasavvur
edilir. (Bazen, byle bir felaket dnyay imha etmekle
beraber biraz sonra yeni bir dnya ayn artlar altnda tekrar
husule gelip bu suretle hayatn sonsuz tekerlei btn bu
hadiselere ramen dnmee devam eder.) Birok milletler,
eskatolojik tasavvurlar yalnz kendi lkeleri iin kabul
etmilerdir: Eski srail peygamberlerinin, eskatolojik va'zlar
vermelerine
ramen,
yalnz
srail'in
sonunu
dnmlerdir. Sonra bu fikirler, baka milletlere bakarak
geniletilmitir. Hemen her eskatolgjik eserde, dnyann
sonunu (ve bazen de kyameti) bildiren hadiseler saylmak
tadr: Zelzele (bak, ZELZELE suresine!), Tufan, gklerin
yldzlarn mahvolmas (pek gzel bir misali, TEKVR sure
sidir), bazen de yeryznde vaki olan iddetli muharebeler
(eski ran eskatolojisinde, semavi dinlerde deccal ile vuku
bulacak meldhim). Bu dnyann, sonundan sonra alaca
ekil, ezelde mevcut olan Cennet'e benzeyecek: Bu fikir,
bilhassa Yahudilikte inkiaf etmitir (bak i. 9 ve 1 1 !).
Hristiyanlkta ise, orada sa'nn gelmesi, eskatolojik bir
hadise olarak telakki edilmitir; yapt keramet ilahi ege
menliin insanlar arasnda mevcut olmasna bir iaret
saylmtr. Bu suretle, Hristiyan teolojisine gre, sa'nn
zuhur etmesiyle, eskaton (son zaman) imdiden hakikat
olmutur; sa'ya inanan insan, imdiden bu yeni dnyada
yaamaktadr. slam dininin sa'nn gelecei hakkndaki
dncesi de bu arada hatrlanabilir.
EVHERENZM: EVHEMEROS'a dair, ilahlarn esas
itibariyle ilahlatrlan kahramanlardan baka bir ey
olmadklar hakknda bir teori.
EVHARSTY A.:
Lisan
bakmndan:
- 294 -
. kran;
sonra
D i N TAR i H i N D E K U L LA N I LA N BAZI TA B R L E R
Hristiyanlkta bir sakramenfin ismi: nk sa, lmnden
birgn evvel, ekmek ve araptan ibaret olan bu mukaddes
yemei, Yahudi usullere gre bir kran duas okunurken,
bir hatra yemee olarak tesis etmiti. Cemaatlarda, bu
"kran", sa'nn kurtaran lm iin okunurdu. Evvela pek
basit bir hatra yemei olan e. nihayet uzun missa'nn
merkezi haline gelmitir. ncitde bu adete dair ilk haber,
PAVLUS'un Korintoslulara yazd 1 . mektub ( 1 1 , 23) da
bulunmaktadr; orada yazlan szler, kilisede, ekmekle
arabn takdis edildii zaman okunmaktadr; katolik
telakkisine gre, sa'nn bu kelimeleri, ham maddeyi onun
hakiki kan ve bedene tahvil etmek kudretini haizdir. En
eski hristiyanlar, e. 'yi bir nevi kurban olarak icra etmilerdir;
klasik ilahiyatlara gre (ORGNES, AUGUSTN) bu iki
maddede tabiat st ilahi varlk, ruhlani bir ekilde mev
cuttur; iskolastik devrine kadar, daha realistik bir telakki
gelimiti; transsubstantio sayesinde maddeler gerekten
beden ve kan haline getirir. Dominikan tarikatna nazaran,
e, insan takdis eden mukaddes bir nianedir; franziskanlara
nazaran, Allah'n ruhta gsterildii mucizenin bir sem
boldr. Reformatrler, mesela LUTI-IER ise, eski realistik
fkirleri benimseyip "sa'nn vcudunun gerekten yenil
diini" sylemitir. CALVN'e gelince, sa'nn vcudu e. da
kuvvet ve tesir bakmndan mevcuttur diye daha spiritalis
tik bir fkre varmtr; Zwingli, e. y bir hatra olarak kabul
etmitir. Romal kilise, bilhassa e.'nn kurban olmas
zerinde duruyor; o, papazn her gn takdim ettii "kansz
kurban" dr.
EX CATHEDRA: Krsden, yani kilisenin yanlmayan
hocas sfatnda. Papa hakknda kullanlan bu tabir,
Papa'nn, bu sfatla bir hkm vermesi demektir.
EX OPERE OPERATO: Kendi kuvvetinden ileyen bir
ey, mesela: Bir kurban, kahin'in gerekli afsun dualarn
doruca ve titizce okumasndan dolay, messir olur.
FAALYET LAHLARI: Kendilerine ait olan ok dar bir
- 295 -
D N L E R TA R H N E G R
takip
eden,
ruhani
olan
D N L E R TAR H N E G R
1 3; brani 10, 12; Yuhanna'ya gre ncil 1 , 19).
HAOMA: Yunanllarda , yeralt lkesi ve onun kral. Eski
ran'da kurban merasimlerinde sunulan mukaddes arap
(bak soma). Zerdt tarafndan ayinlerde kullanlmasna
ramen, zoroastrizmin inkiafnda tekrar ehemmiyet
kazanp pek mukaddes ve her hastala ifa veren bir
madde, bazen de Abura Mazda'nn bir olu olarak telakki
edilmitir.
HAYAT TEKERLEG: Budizm'de, hayatn muhtelif mer
halelerini -bilgizislikten balayarak lme kadar- ekseriya
korkun resimlerle belirten, en tipik misallerini Tibet ve in
manastrlarnda gsteren levhalar.
HENOTEZM: Btn baka ilahlardan yksek olan bir
ilaha inan (eski ark dinlerinde bazen byle bir cereyan
grlmektedir; bilhassa dua ve ilahilerde, hitap edilen ilah,
btn ilahi varlklardan daha kudretli, daha faal olarak
tavsif edilmektedir).
HEROS: Yunanllarda, kahramanlar, insanlarn atalar.
Mitolojide, baz heros'larn ilahlatrlmas, baz ilahlarn da
heros mertebesine dmesi gsterilmektedir: Heros per
estii, antik imparator perestiinde ve bir bakmdan, azi
zlere gsterilen ihtiramda yaamaa devam etmektedir.
HBRS: Kibir. Yunanllarda , lk sanlan "doru nizam,
itidal" n ztt hibris, ilahlarn hi balamayacaklar bir
sfattr; insann bana gelen her bela, bu tehlikeli sfatn
meyvesidir.
HERAK: Papaz veya rahiplerin, hususi mertebelerde
tertip edilen nizam. Eski ark'n byk kahin dinlerinde
pek gzel tertiplendirilmi hierarkiler mevcuttur; katolik
kilisede, 8 mertebesi olan bir h. vardr ki yksek mer
haleleri, diakon, papaz, episkopmtur. Baz tasavvurlara
gre, meleklerin de zel bir hierarkleri mevcuttur.
HERODUL: "mukaddes kle " , birok dinlerde,
mabedlerde- bilhassa verimlilik ilahelerinin hizmetinde
- 298 -
D N L E R TA R H N E G R
D N L E R TAR H N E G Ri
sistemi deildir, iinde muhtelif ve bazen birbirine muhalif
olan cereyanlar da mevcuttur. Halbuki katolik kilisesinin
felsefesi, o zamanlarda yaratlp mkemmel bir sistem
haline getirilmitir.
nkiaf gerei gibi gsteren kymetli bir eser: M. GRAH
MANN, Geschichte der scholasticshen Methode. 1 908/1 l.
VARA: "Rabb" , Hindistan' da, mutlak olan tanr,
ahsiyet halinde telakki edilebilir; insan sevdii, gvendii
bu ahsi Allah'a "vara" diyor, ona akla yaklayor. vara
meflumunu Vedanta felsefesine szdran ilahiyat,
AMANUJA idi.
]NANA MARGA: Hindistan'da : Marifet, bilgi vastasyla
kurtuluu en mkemmel ifadesi Upaniadlarda bulunan bu
kurtulu yolu, insann, yalnz hususi bir ilahi hakikat
tandktan sonra teashten kurtulacan retmektedir.
Upaniadlara gre, atman ile brahman arasndaki asli
birlii bilmeli; Budizm'e gre, drt hakikat tanmal,
samkhya felsefesine gre, madde ile ruh arasndaki fark
grmelidir. Bu hakikati bilmeden evvel, insan sonsuz sam
sara ya baldr.
'
into mabedi.
- 302 -
D N L E R TAR H N E G R
D N L E R TA R H N E G R
des yer.
KlJR'nJUJ DNLER: Her dinde, kurtulu anlam var,
nk her din, insan, bu dnyadan ayrp ilahi bir hakikate
sevketmek istiyor. Halbuki bu kurtulu anlam, muhtelif
ekillerde grnr. En dar manada Asya'da doan birka
dine
bu ad verilmektedir:
nsan bu dnyann
ztraplarndan tam bir skunet haline gtrmek isteyen
Upaniad mistii, Hinduizm, jainizm. ran'da, Zerdt
dininin baka unsurlarla karmasndan sonra husule gelen
dini sistemler, bilhassa manikeizm, sonra da btn gnostik
cereyanlar, lellenistik mister dinleri bu mefhuma
dahildirler. Hristiyanlkta, sa'nn lmne inan, kurtaran
ameldir.
KVETIZM : Kalbin tam bir huzur ve skuneti, mutlak
bir tevekkl, btn arzu ve isteklerden vazgei. Hemen
her mistikte grlen bu davran, (ve belki en tipik
nmuneleri eski tasavvufta bulunan) Hristiyanlkta, 17.
asrda Fransa'da kilise tarafndan reddedilen bir mistik
cereyann ismi olmutur.
LMBUS: Katolik doktrinine nazaran, ne Cennet'e, ne de
Cehennem'e veya purgatoriuma ait uhrevi bir yer ki onun
bir ksmnda ( 1 . patrum), Eski Ahid'de zikredilen dindarlar
ve Hristiyan olmayanlarn baz gzide mmessilleri otu
rurlar (halbuki yalnz, sa'nn urficundan sonra Cehennem'e
gitmesine kadar lm olanlar); limbus infantium'da, vaftiz
olmadklar iin asll sutan kurtulamayan ocuklar otu
rurlar.
LNGA: Hindistan'da iva'nn sembol olarak mabedlere
konulan ve hamail eklinde tasvir edilen tenasl aleti.
LTIJR]: badet nizam. Liturjide, dinin mitleri ve
akideleri temsil edilmektedir; eski ark dinlerinde de,
mitolojik hadiseleri temsil etmekle onlar canlandran litur
jiler mevcut idi. imdi bilhassa kilisenin ibadet nizamnda
kullanlr. Bu nizam , 3. asrdan itibaren bugnk eklini
- ,;.; 06 -
D N L E R TA Ri H N E G i Ri
maktadr; ilk insan, dnyann bir numunesidir, dnyann
mmessilidir. Bylece de insan- kamil: O, alemin btn
hususiyetlerini kendinde toplayan, kainatn aynas olan
varlktr.
MATR (pali: netta): Alemumul sevgi ve merhamet,
Budizmde en mhim faziletlerden biri.
MANA: Bir eye veya bir insana mahsus, tabiatst
kudret, harikulade bir kuvvet. Bu melanezyal kelime ve
meflum, 1 878 senesinde ngiliz alimi CODRNGTON
tarafndan ilk defa kullanlmtr; bundan sonra ok geme
den btn din tarihinde -dinin en mhim kklerinden biri
olarak- mehur bir anlam olmutur.
MANTRA: Mukaddes sz, beyit, forml; Hindistan'da
hususi bir kudreti haiz olan, ibadetlerde mrldanlan ksa
sz veya dua.
MARANATI-IA : "Ey Rabbiniz, gel!" (yahut "Rabbimiz
gelir"): missa'da kullanlan dualarn en eskisi.
MARTR : ehit. Kendi dini iin ldrlm bulunan,
bunun iin derhal Cennet'e girecek olan dindar. Onun
mezar, kudretle doludur. Mattinerin kemikleri, kiliselerde,
sunakta muhafaza edilmektedir.
MAYA: Silir, aldan perdesi. Hindistan'da, yegane reel
olan Brahman'n hayali saylan maddi dnyann tezahrat.
MESH : "Ya srlerek takdis edilmi ahsiyet".
Dnyann sonunda kral olacak; Eski Ahd'e nazaran da,
imdiki mukaddes kral olabilir. Yahudilikte, DAVUD'un
neslinden kan bir mesihi kral beklenilirdi; hala Yahudi
felsefesinde Mesih'in gelmesi zerinde durulmaktadr. sa,
mesih (yunanca Christos) nvann almtr; o, ilahi ege
menlii getiren, orada keramet gsteren kral saylmtr.
MKADO : Japonya'nn, gnein torunu saylan impara
toru .
MSSA: Hristiyan ibadetinin (bilhassa katoliklerde) ismi.
Adn, papazn " ite nissa esf' (gidin, cemaate gitmee izin
- 308 -
309
D N L E R TAR H N E G R
Yahudilikte
- 311 -
D N L E R TAR H N E G R
aftiz oldular.
Passion - mistii:
Paskalya'dan evvelki
gn; kilisede hazrlk, tvbe ve oru zamandr. (Oru
orada, btn etlerden, ark kilisesinden hayvandan gelen
her mahsulden ictinap etmek demektir) Ortaa'da , o
zaman gnahkarlar ar ceziilara maruz kalmlardr.
Paskalya gn , btn bunlara bir son verdi.
40
- 31) -
D N L E R TA R H N E G i R i
D N L E R TA R H N E G R
etmektedir; s, ilahi inayeti ihtiva etmektedir. O , yalnz
papaz tarafndan icra edilebilir. Vaftiz, crisam s. ve ordo'
nun "mhr" insandan silinemez. Yalnz vaftiz ve evharis
tiya'y s. olarak kabul eden refornatrlerden Luther, s.'n,
her insana ilahi inayeti vadettiini, halbuki bu inayetin
yalnz
dindarlar tarafndan elde edildiini sylemitir.
Calvin'e gelince, Allah bu s.'ler vastasyla bize vadettii
inayeti tesbit ediyor, biz - onlar icra etmek suretiyle - ken
disine takva, iman ve itimadmz gsteriyoruz. Zwingli'ye
gre, s.'ler anma ayinleridir.
SAKRAMENT MSTG: Hostia'ya tevecch etmek
suretiyle mistik yoluna giren katolik halkn (ve ortaada
bilhassa rahibelerin) mistii. Daha geni bir manada, birok
dinlerde, mukaddes bir heykel, yahut takdis edilen herhan
gi bir eye tevecch ederken mrakabe ve vuslata giren
lerin yolu (mesela Hindistan'da Kali'nin heykeli nnde
vecde gelen; mister dinlerinde mukaddes yemeklere itirak
etmek suretiyle isticika dalan dindarlar, s. niistii yolun
dan yryorlar).
SAMGHA: Budizm'de
nc ksm.
rahipler cemaati,
triratna'nn
- 316 -
- 3 17 -
D N L E R TA R H N E G R
SNKRETZM: Bilhassa antik devrin son asrlarnda, en
muhalif dinler arasnda birbirine benzemeyen fikir ve
tasavvurlar kartrlp bu ekilde yeni dini olaylar husule
getiren cereyan.
SNOPTK ("ayn bakmdan") : Takriben 1800 senesin
den itibaren Hristiyan teolojide, ncil'in Matta, Markos ve
Luka'ya dair ksmlarn vasflandran bir tabir. nk o
ncil, birbirine ekil ve sra bakmndan olduka yakndr,
bazen de kelime kelime ayndr. Fakat bununla beraber, her
ncil'in hususiyetleri mevcuttur. Bu mklat halletmek
iin, sa'nn hayatna dair malumatn iki eserden alnm
olduklar ileri srlmektedir; onlarn birisi, Markos'un en
iptidai ekli, tekisi Q denilen, sa'nn hikmet szlerini ihti
va eden bir kaynaktr.
SOFYA : lahi hikmet, eski Yahudilikten gnostik sistem
lere szm olan bir meflum, Sofiye orada hemen hemen
ipostaz haline getirilmitir. Kilisede, bilhassa Ortodoks
kilisede, onu Meryem Ana ile birletirmee alan cereyan
lar vardr.
SOLA FDES: "yalnz imanla". Yani, insan, yalniz,
Allah'n sevgi ve merhametine inanriak ve gvenmek
sayesinde, eriatin emrettii iyi emelleri yapmadan, saadete
eriebilir. yi ameller, imann bir meyvesidir, onun bir art
deildir. En kuvvetli ifadesini Luther'de bulan bu fikir
Hindistan'da bhakti - mistiinde, Mahayana - Budizm'de
Amida Budda'ya gsteren itimad v.s. de mevcuttur. (Bak.
ncil, Romallara 3/1 1).
SOMA : Hindistan'da, kurbanlarda kullanlan, sarholuk
ve lmszlk baheden, asl gklerde sanlan mukaddes
arap. lahi bir varlk olduu iin, kendisine Rigveda'nn
birok ilahisi tevcih edilmitir.
SOMA SEMA:
(Yunanca): "Beden hapishanedir"; yani,
! ; } l l . t u l l
" .
nl!F: :.ya 9 ?; ity,9,la;, :ru!h . 1.n_lk dnyasna ait olan
maddi vcutta mahpus kalp lm va.tfle!X!1 :.H1 lsmH
Orfizm'de ilk defa bu kelimelerle ifade edilen tasavvur,
- 3 18' ;... .
D N L E R TAR H N E G R
nameler; onlarn en mehuru, 1 909 senesinde
cereyana kar kan yl/abus Lamentabilidir.
Modernsit
Tabu,
TAMAS:
hayvan,
Sankhya felsefesinde
nebat
ve
cemadata
nc prensip: devlere,
ait
arlk,
hareketsizlik,
in'de
tabiatn
ve
dnya
gidiinin deimez
atman
tao
ateizmin
zdddr.
Bu
(politeizm
yaratmtr (panteizm
tanr,
birdir,
- 321 -
D N L E R TAR i H i N E G R
(deizm karsnda).
TENASH: Muhtelif dinlerde, ruhun lmden sonra
tekrar dnyaya gelecei hakknda tasavvurlar vardr. Bu
tasavvur, ruhun, cisimden ayr olduunu iddia etmektedir.
Karman sa'/esinde insan amellerine gre insan, hayvan,
nebat, ilah eklinde doacaktr. Tenash tasavvuru, bilhas
sa Hindistan dinlerinde byk bir rol oynamaktadr; eski
Veda devrinde bir nevi ahlaki kontrol sistemi olduktan
sonra Upaniadlarda ve Budizmde, insan zincirleyen
dnyevi kuvvetlerin bir sembol de sanlmtr. Budizm'de
tanash tasavvurunun ne kadar byk bir rol oynad,
jataka'lardan renilmektedir. Murakabede bulunan,
murakabenin st derecesinde, gemi hayatlarnn farkna
varr. Orfizm ve buna dayanan mistik cereyanlarda, bu fikir
garpte de yaylrraa balamtr. Hatta baz lristiyan ve
mslman mezheplerde (abl- bak, ihvan as- safa v.s. gibi)
tenash fikrine rastlanmaktadr; Avrupa'da, az ok taraftar
bilhassa theosofi ve antroposofi sayesinde kazanmtr.
TENNO: Gn olu, Japonya imparatorunun nvan.
TERTAR: (Tarikatlarda muhip gibi), bir tarikatn btn
tsullerini zerine almayan, "nc" bir tabaka tekil eden,
. anevi bakmdan
tarikate mensup olan insanlar. Hem
udizm'de, hem slamiyet ve Hristiyanlkta (Manikeizmi de
ikredebiliriz) bu tertiarlarn - tarikatin lklerini dnyaya
'; etirdikleri iin - ehemmiyeti ok byktr.
TESLS: Muhtelif dinlerde, ilahlar bir lk halinde
' >irletirilmitir; , hemen btn dinlerde mukaddes bir
;aydr. Faaliyet lkleri, aile lkleri, mistik lkler eski
Hindistan'dan (Barhma-Vinu-iva) ve Smerden (Anu
Enlil-Ea) balayarak yksek dinlere kadar rastlanmaktadr.
Hristiyanlkta ( 1 . Kor. 12, Matta 28, 9 7) gibi yerlerde
ncil'de zikredilen Allah-sa-Ruhulkuds teslis mefhumun
dan, komplike bir teslis sistemi gelimitir. Yan yana
zikredilen bu ilahi kuvvet, birbirinden farkl olarak telak
ki edilmitir. Aralarndaki mnasebet, 38 1 senesinde stan
- 322 -
D i N TAR i H i N D E K U L LA N I LA N BAZI TA B i R L E R
bul'da toplanan konsil tarafndan yle izah edilmitir: Allah
baba tevlit edilmemi, olu sa tevlit edilmi, Ruhulkuds
Allah'tan kmtr. Halbuki o zaman bile, teslise inan hris
tiyanlar iin arttr; bu konsilden bir sene evvel kan bir
fermana gre, teslisi inkar edenler, devletin hukuk
himayesi altnda kalmazlar. Augustin'e ve ona tabi olan
garp kilisesine, gre, ilahi ahsiyetin mnasebetleri
yalnz teslisin iinde vaki olup teslis darya bir tek ilahi
varlk olarak kendini gsterir. Modern telakkiye gre, teslis,
Allah'n taraf istihdaf eden iradesini ifade etmektedir.
Allah'ta mevcut olan hayatn bir semboldr. Teslise inan
protestanlarda da imann art sanlmasna ramen (Calvin,
1 554'te teslisi inkar eden Servet'i Geneva'da atele yaktrd)
muhtelif zaman ve mekanlarda bu akideyi kabul etmeyen,
imdi ekseriya Unitarians ismiyle bilhassa Amerika' da bulu
nan cemaatlar ortaya kmtr.
THEOGON: lahlarn yaratl ve hayatlarn ifade
etmee alan mitler.
THEOTOKOS: "Allah' douran", Meryem Ana'ya 431'de
Efes konsilinde verilen, Nesturi mezhep tarafndan kabul
edilmeyen nvan.
TAMAT: Ezelde deniz dibinde yatan kaos ejderi. Akad
mitolojisine gre Marduk onu ldrmtr.
TTAN: Yunan mitolojisine gre, Uranos ve Gaia'nn
ocuklar olan, Zevs'ten evvel dnyada hakln olan ilahi
varlklar. Zevs tarafndan inha edilmilerdir.
TJURUNGA: Uzunca dar kk tahta aletler ki bir iplik
vastasyla insann ba etrafnda dndrlr ve bu suretle
garip, vzltl bir ses karr. Bilhassa Avustralya'da yayan
iptidai milletlerde, bu t. en mukaddes ve mana ile dolu
alettir; bazen, tj. hn l ecdadn ruhlarn veya kuvvetlerini
ihtiva ettii sylenilir. Kadn ve ocuklar, ona
yaklamamaldrlar.
TRRATNA: ksmlk cevher; Budizmde Budda
Dharna ve Samgha. Jainizn de, triratna'nn ksmla
- 323 .::... -
D N L E R TAR H N E G R
"doru inan, doru bilgi, doru yry".tr.
TOTEMZM: ptidai milletlerde, bir airet veya kabilenin
hususi bir hayvanla (bazen de nebat ve baka tabiat olay
laryla) akrabal. Airet hayvann ismini tar, kendi
akrabas sanlan hayvan yemez, yabanc bir airetin azalar
ile evlenir.
TRANSSUBKSTANTATON:
Evharistiya hakknda,
1 2 1 5'te vaki olan 4. Lateran konsilinden itibaren resmi
katolik telakki: Ekmein ve arabn zat takdis vastasyla
sa'nn vcudu ve kan zat ile deitirilir; btn mesih,
insaniyeti ve uluhiyeti, bu para ekmekte mevcuttur. Maddi
unsurlarn zat bakmndan deimesi, papazn sessizce oku
nan kelimeleri ( 1 . Kor. 12) vastasyla olur.
TRDENTNUM: LUTHER'in reforrnasyonunun bir
akslaneli olarak 1 545-1 563 senelerinde Trient ehrinde
toplanan, Roma kilisesinin hemen btn tezahrat
hakknda kesin talimat bildiren ve bu suretle katolizisrnin
imdiki halini hazrlayan byk konsil.
UGUR: Jerrnenlerde, insana ait olan, mukaddes hayat
kuvveti.
VAFTZ: Eski ark dinlerinin bir ksmnda, bilhassa mis
ter dinlerinde insan temizleyen, gnahlarn ykayan bir
vaftiz mevcuttu, Vaftiz lm dernekti: Suya batan insan,
geen hayatndan "ld" yeni bir hayata balad. Vaftizci
Yahya'nn icra ettii vaftiz, eskatolojik bir mahiyet tad:
nsan, bu suretle gelecek kyamet ve girerek demekti
PVLUS, Rom. 6, 3'te, vaftizin yeni bir hayata ilahi
. muhakemeden muvaffakiyetle gemee layk bir hale geldi.
sa, Yahya tarafndan vaftiz oldu (Mark. l ,9), baz ilahiy
atlara gre, hakiki ilahi hayat o andan itibaren balad.
Kendi telakkisine gre, vaftiz "lmek, atele vaftiz olmak"
lernektir (bak. Mark. 10, 35>; o, hususi bir vaftiz icra etme
mitir. Paskalya'dan sonra, cemaati (llerden km olan
Rabbin bir szne dayanarak: Mt. 28, 1 9) sa'nn isminde
mftiz etmee balamtr. Onun iin, vaftiz, Ruhulkudsle
- 324 -
D N TA R H i N D E K U L LA N I LA N BAZ I TAB R L E R
yeni bir hayata gtren lm olduuna iaret etntir. O
zaman, yalnz bykler uzun bir hazrlktan sonra vaftiz
olmulardr; Augustin, asli su'un mevcudiyeti iin ocuk
larn derhal vaftiz olmalarn taleb etmitir. Bu suretle,
ocuk vaftizi hemen btn kilisede intiar etmitir; yalnz
birka mezhep (mesela baptistler) bykleri vaftiz ederler.
Vaftiz, hayatta yalnz bir defa mmkn olan, tekrarlana
mayan bir sakramenttir. Halbuki bazen, bir kiliseyi terk
edip br kiliseye gidenler, (mesela Roma veya ark kilise
sine giren protestanlar) yeniden vaftiz oldular. Vaftizin, tes
lis namna icra edilmesi arttr.
VATKANL AKDELER: 1870 senesinde Vatikan kon
silinde bildirilen, Papa'nn infallibilittSna dair akideler.
VA NEGATONS: "nkar yolu", Allah'n her eyden
baka olduunu, akl iin yok olduunu, bilgi ile idrak
edilemeyeceini tasavvurlar. Bilhassa mistik dinler
(Upaniadlar, Platin, Eckhart, Bayezid Bistami v.s.) bu yolu ,
Allah'n kudsiyet ve bykln tavsif etmek iin
sevmilerdir.
WU- WE: "lememek" , in' de Laotse'nin rettii pasif
D N L E R TAR H N E G i R i
YAZATA : ZERDT dininde, ihtirama deer, tabiatst,
alemin iyi tarafnda bulunan varlklar; en eski ran dinine
mensup olan ilahi varlklar zaman ilerdike onlara eklenil
milerdir.
YAIYAN L: Jennenlerde, l ruhsuz bir beden
halinde deil, ekli deimi olmakla beraber- yine yaayan
bir varlk olarak kabul edilmitir.
YN: in'de, dii, karanlk, ar, glge prensipi; I.
kesilmi izgilerle temsil edilmektedir.
Ging'de
- 326 -
SON SZ
Annemarie Scbimmel
- 327 -