Vous êtes sur la page 1sur 327

Prof. Dr.

Annamarie
Sehimmel

Dinler.
tarihine
gr

KIRKAMBAR YAYINLARI
NCELEME-ARATIRMA

33
5

Editr
RECEP KBAR
Yayn Danman
SMAL DERVOGLU
Kapak Tasann
ABDLHAMT KAHRAMAN
Dzelti
TURGAY ANAR
RECEP KBAR
Dizgi ve Mizanpaj
NLGN BAYSAL
Bask ve Cilt
BAHAR OFSET
ISBN
975-6823-09-5
EYLL

1999

Caalolu Yokuu zhekim han No: 1/23 Caalolu - st.


Tel/Fax: 0212 519 09 63

DNLER TARHNE GR
Annamarie Schimmel

NSZ

D in deyince, insanlarn behemehal ahs eklinde al


nas lazm gelmiyen insan st bir kudretle mnasebetini
anlamaktayz. lah ve Tann meflumunun mevcut olmas
lazm' gelmez.
nsan ile bu insan st kudret arasndaki mnasebet,
duygular, iman akideleri ve ibadetler eklinde tezahr eder:
nsan rker ve gvenir, bu kudretin celalinden korkar, ya
hut da cemaline kar sonsuz bir hayranlk duyar. Mar
burg'lu ilahiyat. Rudolf OITO tarafndan, ilahi kuvvetin
bilhassa bu iki tarafna alimlerin dikkati celbedilmitir: Bu
insan st kudret (OITO'nun tabiri ile numins kuvvet)
hem mysterium tremendum, insan heybetle titreten sr,
hem de mysterium fascmans, insan, hayran eden srdr.
nsan ile bu kuvvet arasndaki mnasebetleri ifadelendir
mek maksadiyle din akidelerinde, ilahi varln hususiyetle
ri tavsif edilmeye allr; yaradln srrn anlatp dnya
nn sonu ve ahiret hayat hakkndaki tasavvurlar belirtilip
dnyann her tarafnda grnen muhtelif mistik anasr da
buna dahildir.
badetlere gelince, en mhimleri olan namaz, dua ve
kurbann muhtelif ekillerini zikretmekle iktifa edebiliriz.
Bu suretle tezahr eden din zerinde eitli ekillerde il
mi almalar yapmak mmkndr; bu almalar usulen
be kola blnr:
DN TARH: Bu ilim kolunun zel vazifesi, filoloji ve ta-5-

D i N L E R TAR H N E G R

rih usulleriyle muayyen bir milletin veya rkn, bir devrin,


bir mezhebin veya bir tek ahsiyetin dinini tetkik etmektir,
ve ayn zamanda da ayn ayr dinlerin jenealojik, yani nisbet
bakmndan balln, yahud dinlerin birbiri ile tarihi m
nasebetini aratrmaktr.
Dinler tarihi, dinleri, iptidai dinler, milli dinler, dnya
dinleri olmak zere byk gruplara ayrr. ptidai din mef
humunun sahas pek genitir; en aa derecede bulunan
Afrikann Pigmen kavimlerinden yksek seviyede bulunan
zenci, yahut Polinezya kavimlerine kadar olan dinleri ihtiva
etmektedir. Btn bu dinlerin baz mterek taraflar mev
cut olmakla beraber, onlar aratrp iten anlamak iin et
nolog, filolog ve sosyologlarn ibirliine byk bir ihtiya
vardr. Milli dinler meflumu ise, bilhassa antik devrin muh
telif dinlerini ihtiva etmektedir: Yunan ve Romal, ]ermen ve
Kelt, eski in ve Msr, Hitit ve Asurilerin dinleri buna aittir.
Onlar, yalnz bir milletin ruhani maldr, bu milletin hudu
dundan amaz. Fakat bazen, milli dinlerden bir dnya dini
gelimitir: Yalnz Yahudilere mahsus bir dinden, Hristiyan
lk husule gelmitir; Hindistandaki milli dini, Asya'nn b
yk bir ksmnda yaylan Budizmin byd topraktr. Va
zifemiz, byle bir inkiafn hangi artlar altnda vuku bula
bildiini aramak ve sormaktr.
Din bilgisinin ikinci byk blm, DN FENOMENO
LOJ 5'dir. Bu ilim, tarihi mevkiini dikkatle nazara almaks
zn .dece dini hadisenin mahiyetini tetkik eder. Muhtelif
dinlerin mukaddes ayinlerini, mukaddes mahallerini, kudsi
zamanlarn, mukaddes eyasn, kudsi ahsiyetlerini ince
ler; ayr ayn her dine mahsus Tanr meflrnmunu aratrr. Bu
fenomenolojik grn belki en gzel misali, Friedrich HE
LER'in muhtelif dinlerde du'a ve niyaz hakkndaki mehur
eseridir "Das Gebet" Din fenomenolojisi, dinler tarihinde
bazen biraz kaotik grnen muhtelif tezahrat ar.trp ter
tipler; dinlerin eit eit tiplerini gzel bir nizama koyar;
btn dinlerde mterek olan olaylar gsterir. Bu sebep
tendir ki Din fenomenolojisi, dinlerin ayrlklarn inkar et-6-

N SOZ

meksizin - bilakis her dinin hususiyet ve hayat merkezini


gz nnde tutarak - dini duygunun ve bu duygunun teza
hrlerinin hemen btn dnyada birbirlerine benzediine
iaret edip bu suretle dinlerin aslnn ve maksadnn bir ol
duunu ispat etmee alr. Ayn zamanda din fenomeno
lojisi, mukaddes bir ayinin nasl geliip deitiini aratrr.
Dini bir tasavvurun en iptidai milletlerden balyarak en
yksek dinlere kadar hangi ekilde yaamaa devam ettii
ni gsterir: Eski ayinler, yksek dinlerin lisanlarnda remiz
halinde kullanlr: Mesela airimiz, "Aiyan-i murg-i dil zlf
i perianndadr" derken, eski Msr ve muhtelif iptidai mil
letlerde sk sk rastlanan "dil kuu, can kuu"ndan bahsetti
inin farknda deildir. Baka bir misal: Hristiyanlkta isA,
son yemeinde krlas ekmei kendi vcuduna, dklesi
arab kendi kanna benzetmitir ki o kan insanlarn kurtu
luu iin dklecektir: O zaman, en eski zamanlardan kal
ma, ilahlarn fkesini teskin etmek maksadile icra edilen in
san kurbanna ve kann temizleyici kuvvetine ima etmitir;
bu fikir, Havarilerin mektuplarnda daha teferruatl bir su
retle kullanlmtr.
Bu suretle, Din fenomenolojisi dini remizlerde gizli olan
manay meydana karmaa ve mecazi szlerin kutsal ma
nasn zmee alr. Din tarihinin Din fenomenolojisi ile
birletii yer, dinlerin tarihi inkiafnn fenomenolojisidir,
yani: btn dinlerin nevnemasnda, ayinlerinin teekkl
ediinde hususi bir nizam vardr; onu bulup baka dinlerde
grnen inkiaf ile mukayese etmekle urar. Mesela:
muhtelif dinlerde kadn'n vaziyetini sorar ve bu vaziyetin
dinlerin inkiafnda hemen ayni kanunlara gre deimesi
ni gsterir.
Kadn'n vaziyeti deyince, din bilgisinin nc blmne temas etmi oluruz; bu, DN SOSYOLOJS'dir. Bu ilim,
dinin, aile ve mikte kar ald tavr, din sahasnda mey
dana gelen sosyolojik olaylar, muhtelif dini cemaatlarn ce
miyetle olan mnasebetini aratrr. Din sahasnda gelien
sosyolojik olaylardan kasdettiimiz, mrid ve mrid, mual-

)J

D i N L E R TAR H i N E G i R

lim ve akirt mnasebetleri, cemaat, mezhep, tarikat, kilise


mefhumlardr. Bu ilim de, kablleye bal, kollektif, ve mis
yonerlik fonksiyonlar olmyan milli din ile fertlerin kurtu
luunu salamak gayesinde olan ve milli snrlar aan dn
ya dinleri arasndaki fark inceler.
DN PSKOLOJS, din bilgilerinin drdnc kolu sayl
maktadr. Onun konusunu, ferdin dini i tecrbesi tekil et
mektedir. Dinin balang ve inkiafn ruh bakmndan izah
etmee almaktadr. Onun tehlikesi, ahsi ve sbjektif na
zarlara fazla kymet vermesidir (mesela - psikolojist okulu
nun yapt gibi, - btn dini olaylarn, yalnz insann i tec
rbesinden itikak etmesi); bylece, dinin deimez objek
tif hakikat kafi derecede gz nnde tutulamaz. Din psiko
lojisi, bilhassa "dini istidada" nem vermektedir. Bu gibi
aratrmalarda, insan tiplerini dikkatle inceleyip hususi bir
tipoloji yaratmakla meguldur. Yaratc dini ahsiyetlerin i
hayatn tetkik etmekle uraan bu ilim, bilhassa btn din
lerin byk mistiklerinin kendi hayatlar hakknda verdikle
ri mah1mata nem atfetmektedir. Bu gibi tetkiklerde, dinin,
yahud takvann kendini iki ekilde gstermesi belirtilmitir:
Bunun birisine "peygamber/ine takva" (prophetic), tekisi
ne mistik takva denilir. Bilhassa sve din bilgini Nathan
SDERBLOM ile Marburg'lu Profesr Friedrich HELER'in
al malan sayesinde din bilgilerinde hret kazanan bu iki
tip ar,sndaki snrlar phesiz pek seyyaldir; ama, alimle
rin tespit ettikleri bu fark, dinin muhtelif tezahratn anla
mak iin pek mhimdir. Tarihte, peygamberane tipin, vahiy
yoluyla kendi ulviyet ve kudsiyetini gsteren Tanr mefhu
mu karsnda, mistikliin statik bir skunette bulunan, ek
seriya ahsi olmayan Tanr anlam yer almaktadr. Peygam
berlerin Tanrs kendisine ubudiyetle balanlan, kulluk edi
len bir faal Allah'tr; mistiklere gelince, onlar vecid ve isti
rak ile uluhiyetin tecelli ummannda garkolmak, yahud da
ilahi mauk ile birlemek isterler. Allahn zat hakikaten her
ifadeden uzak kald iin insanlarn bu iki yolu, birbirine
insanlk bakmndan zd olmakla beraber Allah'ta birleen

-8-

N S Z

ebedi faaliyet ve ebedi sknete, celal tarafna ve cemal ta


rafna, iaret etmektedir.
Din bilgilerinin beinci blm, DN FELSEFES'dir: Di
nin mahiyeti nedir? Sualine cevap veren meselelerle me
guldr. almalarn, DN METAFZG tetvic etmektedir.
Din metafizii, din fenomenolojisi tarafndan gsterilen
mutlak varlk mefhumunun hakikatn ve insann bu varlk
la olan mnasebetlerinin gerekliini sormaktadr.
Kanaatmca, din bilgilerinin btn bu kollarn aratr
mak iin bu memleketin, Trkiye'nin vaziyeti fevkalade
msaittir. Dnyada pek az lkede en eski zamanlardan be
ri muhtelif milletler, rklar ve bundan tr muhtelif dinle
rin mmessilleri yaamlardr. Burada, eski iptidai dinler
mevcud idi; Hititlerin milli dininin komplike merasimi, eski
arkn dier byk "kahin dinleri" ni iyi anlamaya hizmet
edebilir; oradan muhtelif kurban eitleri, yer ve faaliyet
ilahlarna tevecch eden dua ve niyazlarn ilenilmi for
mlleri renilir. Gene ayn memlekette, Yunan din ve fel
sefesinin inkiafn seyredebiliriz; HOMEROS'un ilahlarn
yakndan tanyp onun ilah mefhumlarn tenkid eden tabi
at feylesoflarnn eserlerini yazdklar yerleri grmeye imkan
buluruz. Bundan sonra, daha baka bir zihniyetin aksini
gsteren Roma dininin mabed ve heykelleri grnmektedir;
bu suretle bu din ile baka indojermen dinler arasndaki
benzerlik ve farklar belli olur. Ayn zamanda, Orta Anado
lu'dan garba intikal eden dini tasavvurlar tetkik edebiliriz:
Byk ana ilahesi, bilhassa Kybele adiyle M. . 204 sene
sinden itibaren Roma'ya getirtilen, vahi bir verimlilik ilahe
si; ve ona dair mitolojik destanlar; sonra da Anadolu'da ve
bilhassa o memleketin cenubi-arki mntkasnda icra edilen
mister ayinleri ki gelien hristiyanla derin bir tesir brak
mtr. Hristiyanln tarihini, Trkiye'de mkemmelen ara
trabiliriz: Yeni husule gelen bu dinin en ateli misyoneri,
Tarsus'lu PAVLUS idi ki, mhim mektuplarnn birini Konya
ve btn Galatya'da oturan cemiyetlere yazmtr. Hristiyan
akideleri yaratp sd'nn, Meyem Ana'nn, teslisin mahiyeti-9-

D N L E R TAR H i N E G R

ni beyan etmeye alan byk konsiller ilk asrlarda Efes,


znik ve stanbul'da vuku bulmulardr. En derin mistik ce
reyan, 4. asrda Kayseri civarnda yayan rahiplerin hayat
ve eserlerinde parlar. Bizans kilisesinin ehemmiyeti hakkn
da bir ey sylemeye lzum yoktur; hala da arki Anado
lu' da en eski hristiyan mezhepleri kalntlarnn mevcut ol
masna iaret etmekle iktifa edilebilir. Bundan sonra slam
dininin hem snnl, hem de il tezahrlerini, muhtelif tar1katlerini, byk ilahiyat ve mutasavvflarn eserlerini ya
kndan incelemek mmkndr. Demek ki dini inkiafn he
men her merhalesini kendi memleketimizde grebilir, bun
dan balayarak din tarihinin geni ufuklarna gidebiliriz.
Yine, bu memlekette birbirini takip eden, yahut yanya
na yaayan dinleri yakndan aratrm olursak, eski adetle
rin devamna ahit olur, mesela baz tarikatlarda hristiyan ve
mslman zamanlarndan nce mevcut olan tasavvurlara
rastlarz. ok zengin Trke ve Farsa edebiyatta, insanln
en eski dini tasavvurlar sembol halinde muhafaza edilmek
tedir; gnden gne artan bir anlayla bu iirlerin ihtiva et
tikleri derin manalara hayran oluyoruz. Biz garpl din bil
ginlerinin imdiye kadar biraz ihmal ettiimiz bir konu, ya
ni hususi bir "slam fenomenoojisi" gayet enteresan netice
ler verecektir.
Din sosyolojisi bakmndan, Anadolu'da antik devirde te
ekkl eden mister cemaatlar, Yunan felsefe mektepleri,
hristiyan rahiplerin organizasyonlar, mslman tarikatlar,
sonra da btn bu tekilatn devletle mnasebetleri, mrid
ile mrid, retmen ile akirt arasndaki mnasebet btn
bu dini dnya, alimlere, sosyolojinin hemen her sahasnda
pek zengin bir ham madde vermektedir.
Artk din psikolojisine gelince, yzlerce hristiyan ve
mslnan evliya bir yana Yunus ve Mevlana gibi byk
mutasavvflarn eserleri, dini i tecrbelerin muhtelif tarafla
rn tanyp renmek iin gayet kymetli kaynaklardr.
Fakat, din bilgilerinin hangi taraf ile megul bulunursak
bulunalm bir eyi daima gznnde tutmalyz: din, ne fi- 10 -

N SZ

loloji vastasyla, ne de sosyolojinin verdii kanunlarla, ne


de en ince psikolojik metodlarla izah edilebilir. Dinin d
olaylar, tavsif edilebilecek bir eydir; dinin ald ekilleri,
muhtelif ilimlerin elimize verdii vastalarla aratrmak
mmkndr ama, dinin zel mahiyetini bu gibi vesilelerle
tanyamayz. Dini saha, btn ilmi sahalardan ayrdr; bu sa
haya giren insan, Hz. Musa'nn huzurda bulunduu zaman
havf ve zevkle titreyii gibi, dnyann en esrarengiz sahas
na girdiini bilmeli, evvela skf ve hayranlkta kalmaldr.
Maamafih in b_iJg!.Qi!!in vazjfesi,_!<!hjsep_QiLdioiu._cillrulu
u
_ nu ispat etmek deildir; bu, onun, ilahiyatlara brakt
bir devdir. Her ilahiyat, kendi akidelerinin haklkatn
mdafaa etmeye alr, bu ite de, ilahiyat sfatyla, hak
ldr. Din bilgini ise, objektif bir gzle bakmaya almal
her dinde gizli olan hakikat anlayp anlatmaya uramal
dr. Kendi dininin lklerini, baka dinlerin lkleri ile mu
kayese etmelidir; kendi dinini zayf gibi gelen noktalarn,
baka dinlerin zayf grnen noktalar ile karlatrmaldr.
Fakat yanl bir perspektifle, yabanc dinlerin ilk anda aca
ip grnen hususiyetlerini derhal kat'i hatalar olarak tavsif
ve reddetmemelidir. nk Allah birdir ve btn dinlerde,
en iptidailerde bile, insanlar, muhtelif isimlerle isimlendiri
len bu Allah'a tapmlardr. Din bilgisi ile megul olan in
san, elest gnnden balayan bu byk ibadet hareketine
ahit olmak saadetine nail olur. Din bilgisinin bu zellii,
sveli byk episkopos Nathan SDERBLOM'un vefatn
dan birka dakika evvel syledii bir szden belli olur. S
DERBLOM demiti ki: "Biliyorum ki, Allah yayor. Bunu
din tarihinin verdii malumatla ispat edebilirim."

Umumf matamat veren kitap ve dergiler:


CHANTEPE DE LA SAUSSAYE, Lehrbuch der Religionsgeschichte,
(A. Bertholet ve E. Lehmann, 1925). TELE-SDERBLOM, Kompendium
der Religions- geschichte, 1931 - N. SDERBLOM, Einflmng in die Re
ligonsgeschichae, 1928. - Die Religionen der Erde, 1949' - G. MENSC-

- 11 -

DN L E R TAR i H i N E G i R i
HNG Allgeneine Religionsgeschichte, 1949'. His toire Generale des Re
ligions , 1945 f. - G. VAN DER LEEUW, De godsdiensten der wereld,
1940 f. A. BERTHOLET, Religionsgeschictliches Les eburch, 1926 v.s . E. LEHMANN ve H. HAAS, Textbuch zur Religinsges chichte 1922'. - N.
SDERBLOM. Der lebendige Gott im Zeugnis der Religionsges chichte,
1942. - M. ELADE, Traite d'histoire des religions 1949.
H. FRCK, Allgemeine Religionswissenchaft, 1928. - G. MENSCHNG,
Vergleichnde Religionswiss ens chaft, 1938. - G. VAN DER LEEU W, pha
nomenologie der Religion, 1933'. - ]. WACH, Sociology of Religion, 1950.
- W. James , Die religise Erfahrung in ihrer mannigfaltig keit. 19203 G.
WUNDERLE, Das religis e Erleben 1922. R. OTTO, Das Heilige, 1947
F. HELER, Das Gebet 1923 - E. UNDERHLL, Myticism, 1911. 'Almanca
s 1928)
Die Religion in Ges chichte und Gegenwart, 1927-1932 (RGG) - HAS
TNGS, Encyclopedia of Religions and Ethics, (ERE) 1908 v.s. - A. BERT
HOLET, Wrterbuch der Religionen, 1951.
-

Dergiler:
Archiv fr Religionswissenchaft (ARW), Leipzig. - Anthropos, Wien. Revue d'hnistoire des Religions (RHR) Paris. - Review of Religions , New
York. - Religions , London - Studi e materiali delle storia di religioni, Rom.
- Zeitschrift fr Missions - kunde und Religions wissens chaft (ZMR). Nsmen, Leiden.

- 12 -

PT DA D N L E R

athan SDERBLOM ve ondan sonra Alman din bil


gini Rudolf OTIO'nun beyan ettiklerine gre, hakiki dinin
frik alameti, ahsi bir Tanr mefhumu deil; insann, meha
betinden korkup ayn zamanda gzelliine hayran kald
mukaddes, akl ile idrak edilemeyen, hepsinden farkl olan
bir varln mahiyetini duymasdr.
nsandan kuvvetli olan byle garip bir varln mahiyeti
ne inanan dinler hemen btn yeryznde bulunur; bu
duygunun en aa derecesini, iptidai dinlerin ounda
mevcut olup Melanesiyaca bir kelime ile mana denilen ta
savvur ve mefhumlarda grebiliriz. Bu kelime, bir eyin ve
ya bir insann kendine mahsus bir kudret ve kuvvete sahip
olduunu ifade etmektedir; mesela, ekli acayip olan bir ta
n veya ok muvaffak bir muharibin mana/an vardr. Ay
n surette de vcudun muayyen halleri, doum ve lm gi
bi, yahut da bir sihir sz, bir mukaddes ilahi mana ile do
lu olabilir. Baz dinlere gre her mahlukun bir manas var
dr; onlarca, baz insanlar, baz cinler bile, hem cinslerinden
fazla manaya sahip olabilirler. Kurban ayinlerinde de by
le bir tasavvurun kalmasna rastlamaktayz: insan, cin, ilah
veya baka kuvvetlere, "kuvvetleri artp bana da fazla bere
ket verebilsinler" diye teberrularda bulunur. Bu prensibe,
"do ut des" prensibi denilir ki "ben vereyim, sen de ver" de
mektir.
- 13 -

DN L E R TAR H N E GR
Muhtelif dinlerde grnen kurbanlarn bir ksm, bu
prensipten ileri gelmitir: Hem eski Amerikallar tarafndan,
hem de indojernen milletlerde mesela gnee, insanlar ko
ruma kuvveti artsn diye eit eit kurbanlar takdim edilir,
dans etmek, komak veya ate yakmak gibi gnein yr
yn temsil edip yrmek takatn kuvvetlendiren hare
ketlerde bulunur.
Mana ile dolu her ey kymetlirlir; bu sebepten insan,
baka eylerde bulunan manay benimsemek veya ona i
tirak etmek maksadyla ya dmannn, ya kuvvetli bir hay
vann kan ve yrei gibi byk miktarda mana ihtiva eden
eyleri temellk etmeye alr (bu bakmdan hem yamyam
larn, hem de kelle avc'rnn kast ettiklerinin ne olduklar
anlalr.)
Ma nay byk miktarda ihtiva eden ksmlar, kan ve y
rek bir yana, vcudun ya, vcuttan kan madde, sonra da
sa ve tmaklardr. San kaybetmek, kuvvetini kaybetmek
demektir (bak. Eski Ahidde, Hakimler 1 3 - 16: Samson hi
kayesine).
Ma na'yayan eyler kahin ve amanlarn demetlerin
de grndo veclile muhtelif ksmlardan mrekkep ise
yahut ilenmeri, ham bir resim veya put eklinde bulu
nursa, bu gibi eylere feti denilir.
Zikri geen kuvvet, kymetli olmakla beraber, pek de
tehlikelidir; bunun iin insan, mana ile dolu olan ey ve
mahlOklarla serbeste muamele etmemelidir; bunlar (gene
melanesiyac bir tabir ile) tabu'dur, yani onlara yaklamak
iin etrafl ihtiyat tedbirleri lazmdr. Ayinlere bal her ey
tabudur; insanlar ise, hususi vaziyetlerde de tabudurlar:
harbe veya ava giden erkekler, lolusalar, yeni domu, ye
ni lmler tabu hkmleri altnda kalrlar.
Ayn surette hayvanlar da bir ferd veya bir cemaat iin
tabu olabilir. Totemizm denilen, bilhassa Avusturalya ve es
ki imall Amerika'da yaylm ola.n dinlerde, her taifeye
mahsus bir hayvan - bazen de bir nebat - var ki bu taife,
kendi esatirine gre, esas it,ibariyle bununla bir idi. Tavan

- 14 -

PTDA DN L E R
taifesi bu sebepten hibir zaman bir tavan avlayp yemez;
yarasa taifesi, yarasalar kendi akrabalar gibi telakki eder.
Yalnz mukaddes yemekler vastasyla totem hayvanat ile
kendine mensup olan insanlar arasndaki sk mnasebeti
ifade etmek maksadyla totem hayvan yenilebilir, fakat o
halde, resmi bir matem tutulur.
Totemizme ok yakn olan bir tasavvur, bilhassa krmz
derililerde mevcut olan ve bunlarn bir kelimesiyle, nagu
alizm ismiyle tavsif edilen bir dinde grlmektedir. Krmz
derili, ball olduu zaman, muayyen ayinler icra ettikten
sonra kuytu bir yerde yatp ryasnda hangi hayvan gre
ceini merak eder. Farzedelim ki bir kartal grnr, deli
kanl, kartal kendi koruyucusu sanr ve ona daima hrmet
gsterir.
Totemizm'de nikaha dair bir ok kanunlar var, yle ki
mesela tavan taifesine mensup olan bir adam, ayn taifeye
mensup bir kadnla katiyen evlenemez (eksogami).
Tabularn bir ksm mutlaktr; kuvvetle dolu bir madde
veya bir insandan gelen tehlikeyi tarafszlatrmak maksa
dyla, insan, mahsus merasim icad etmitir; bu meydanda
bilhassa buluget, nikah ve lme dair ayinler byk bir rol
oynamaktadr. Tabu, tam bir sari hastalk gibi, ona doku
nan insana sirayet edip onu da tabu haline getirir. Bunun
iin insan, bir ta bu ya dokundu mu , derhal mkil ve mu
fassal temizleme ve tasfiyeler icra etmek mecburiyetinde
kalr. Tabu'yu ihlal eden, otomatik olarak cezalandrlr:
eer yapt gnahn farkna varrsa, autosggestion saye
sinde lr, eer gnah ile cemaate zarar vermise, cema
atn intikam onu ldrr. Tabu ya dokunmak gibi hadise
lere mani olmak zere pek komplike ayinler gelitirilmi
tir. Pek tipik bir misal udur: Polyneziyali krallar, dokun
duklar her eyi derhal tabu haline getirecek kadar kuvvet
li ve mana ile dolu sayldklarndan, kendi elleriyle yemek
almayp hususi hademe tarafndan yedirilmeye mecbur idi
ler.
Biraz zayflam bir halde ayn tasavvural btn dinlerde ,
'

'

- 15 -

DN L E R TA RH N E G R
hatta dnyann en yksek dinlerinde bile, hala yaamakta
dr.
Fakat dinlerin ounda tabu mefhumu ikiye ayrlmtr:
iptidai bir gre gre yalnz tabu olan ey, ya profan mu
hitten ayr olarak mukaddes ve mahrem, yahut da saf ve te
miz olmayarak telakki edilmitir. Mukaddes bir yere veya
bir eye yaklamak isteyen, uzun hazrlk merasimi geir
meye mecburdur; temiz olmayan bir eye dokunan ise, yal
nz uzun tasfiye ayinlerinden sonradr ki, tekrar temizlik ha
line girer.
Geen zamanlarda din bilginleri (bilhassa ngiliz alimi
TYLOR, 1832 - 1917) Animizm'i, yani ruhlara inan, btn
iptidai dinlerin temeli sanmlardr. ahsiyetin bir aksi olan
ruha inan, galiba insan heyecanlandran ryalardan inki
af etmitir. lmn , insan son derece korkutmas phe
siz olsa gerektir; lnn vcudunda grnen deiiklik, ha
reketsizlik, skt, yaayanlar artmtr. lnn dostlar
nn ve akrabalarnn ryalarnda grnmesi onun - belki
ekli deimekle beraber - hala yaad dncesine insan
lar inandrmtr. Belki de insann bir ksmnn, yani ruhu
nun, lmden sonra yaamaya devam ettiini zannetmiler
dir. Bu gibi tasavvurlara gre, insann ruhu ile glgesi ara
snda sk bir alaka vardr; efsane ve esatirde ara sra u mo
tife rastlarz: glgesini kaybeden bir insan, ruhunu da kay
betmi gibi temsil edilir.
Alman edebiyatnda bu hikaye tipinin iki mehur misali
vardr: CHAMSSO, Peter lemil, glgesiz adam; HOF
MANNSTHAL, Die Frau ohne Schatten.
Baz iptida! milletlerin zanlarnca, bu "glge robu 'hun
yannda insann hayat! kuvveti olup lmde yok olan ve
ekseriya nefese bal olan ikinci bir ruh vardr. Bu mefhum,
hem nefes ile nefs arasndaki itikaktan belli olur, hem de
can kelimesinde ki eski Farsada vyana, nefes , demektir.
Antik dinlerde - inkiaf eden jenius mefhumu - yani her in
sann kendine mahsus koruyucu ilham verici bir perinin
varlna inan bu esastan teekkl etmitir.

- 16 -

PT DA D N L E R
Bundan baka ruh hakknda muhtelif tasavvurlara rastla
yabiliriz; ruh ara sra kanda yaar gibi tasavvur edilir; baz
telakkilere gre insann , drt ve daha fazla ruh nev'i, ya
hut ruhani kuvvetleri vardr. Pek sk rastalanan tasavvurlara
nazaran, ruh vcuttan ayrlarak baka yerlere gidebilir; in
san, ruhunu bir aa, yahut herhangi bir yerde saklayabilir;
hem Afrika'da, hem de Orta Anerika'da yaayan bu fikirle
rin bir aksi, bugne kadar efsane ve lejandlarda grnmek
tedir. Ruh bazen de havyan eklinde temsil edilir: ku ve fa
re, ylan ve kelebek bu ruh hayvanlarnn en mehur m
messillerdir.
l ruhuna hrmet gsterip de kurban vernek Hzm ge
lir; nk o, istemeyerek bu dnyadan ayrldn.dan hala
burada yaayanlara ziyan vermek ister. Onu teskin etmek
iin kurban ve hediyeler takdim edilir. Baz milletlerce, bu
dnyada fazla manaya sahip olan bir kii - mesela bir ka
b'ile reisi, bir kahin - br dnyada da gayet kuvvetli ve
kudretli oluyor. Byle bir insan lrse, ahirette de messir
olmaya devam eden manasndan istifade etmek maksady
la ruhuna byk mikyasta kurban ve teberrler verilir.
Umumiyetle, bu eit kurbanlar yalnz aileye mensup ller
iin hazrlanr.
Bir Zulu, ceddi hakknda u szleri kullanyordu: "O, l
dkten sonra yaar gibi bize kar davranacaktr. Bizden
baka insanlara niin baksn? Yalnz bize bakacaktr. " Ba
ka bir zenci de " Baba, ldkten sonra bile zenci iin ky
metli bir hazinedir" diyordu.
Ecdat ruhlarndan bilhassa ailenin geliip remesi ve
genlerin izdivac iin bereket istirham olunur:
Hindistanda llere verilen kurbanlarda yle niyaz edi
lir: "Bana kuvvetli oullar verin, ecdadm, bana kuvvetli
oullar verin, dedelerim, bana kuvvetli oullar verin, baba
larm."
Ailenin salam kalp da ruhlara geleceklerde teberrular
da bulmaya devam edebilmesi iin buday,; bytmeleri de
ecdattan istenilir.

- 17 -

D i N L E R TAR i H i N E G R
Bu dnyadan ayrlan ruh nerede ikamet eder? Bu mese
leye dinler kadar ok cevaplar vardr. En mhim tasavvur
lara gre , ikametgah ya hava ve rzgarda, ta veya nebat
larda, yahut yer altnda, denizlerin tesinde veya gklerde
bulunan bir l lkesindedir. Ara sra bu l lkesinde
muhtelif tabakat bulunduu sylenilir; o halde, fazla mana
ya sahip olan kral ve kahinler ahirette de en gzel yerlere
gidecekler; avam ise, ya daha aa ve alak bir yere gide
cek, yahut dnyada ldkten sonra ahirete gelmeksizin
derhal yok olacaklar. Bazen de, l ruhlarnnn ahirette bir
mddet yaadktan sonra ikinci defa kat'i olarak lecekleri
ne inanlr.
Zikri geen bu iki tasavvurun, yani bir taraftan maddele
rin hususi bir kuvvet ihtiva etmesinin, br taraftan ruhlara
inannn birlemesi, Animatizm denilen bir dinin esas ol
sa gerektir. Bu tabir, btn tabiatn canl olarak kabul edil
diini ifade etmektedir. Bir yandan, cin, peri, gul ve saire
tabiata bal olan ruhlar - imek devleri, su perileri ve bu
na benzer mahlfikat - bir yandan da canl saylan madde ve
eyler bu geni sahada bulunmaktadr.
eremis kyl, eski ve ypranm ayakkablarn bir aa
ca asp onlara hitap ederek kranlarn ifade eder ve bu
vefal hizmetilerine iyi rahatlk ister: bu, iptidai canlandr
rn<mn pek gzel bir misalidir. Bir iki misal daha Afrika zen
cik:rinden biri olan Ksova, at rmaa "rmak, beni yeme"
diye niyaz eder; Ainu, buday ilahesine bereketli mahsul
verdii ii teekkr eder.
Zaman ilerledike insan, bu gibi balanglardan ileri ge
len mahsus ilahlar tasavvur etmeye balamr. Bu geme
eski Msr dininde gze arpmaktadr: Orada, ilahlarn b
yk bir ksm, tasvirlerde hayvan balar ile gsterilmi, me
rasimde mukaddes hayvanlar eklinde temsil edilmitir.
nk iptidai insan, korka korka ve rke rke hrmetleri
ni, fil, arslan, ylan, boa gibi kuvvetli veya esrarengiz hay
vanlara sunmutur.
Hem iptidai, hem de yksek dinlerde tabiat ruh ve cin-

- 18 -

i PTi DA D i N L E R
lerinin yannda faalyet ilah/an da var, mesela insana rahat
szlk veren hastalk devleri. nsan onlar ya efsun dualar,
frk ve bu eit sihirlerle kovmaya, yahut da kurban ve
niyazlarla yattrmaya alr. nsanolunun ilerini de mah
sus ilahlar tahakkm altnda tutmaktadrlar: bu gibi ilahlarn
dnyann hemen her kesinde yaylm bir taifesi, harp
ilah/andr. Bundan maada mesela Eve zencilerinde bir ar
ilah, krmz derililerin bir airetinde zenginlik baheden
bir mal ilahesi bulunur. Bu faaliyet veya mtehasss ilahla
r bilhassa eski Yunan, Romal ve Baltk dinlerinde byk
bir rol oynamlardr. O zamanki insan, hemen her iinde,
her halinde, nereye gitse, nerede kalsa, baka bir ilaha ni
yaz etmitir. Eski Yunanlar mesela, kadnlar bayramnda
Kallogeneia, yani "gzel doum veren" adl bir ilaheye tap
n, bulu anda nevnema veren Tballa ve Auksesiya'
ya mracaatta bulunmulardr.
Dinlerin ounda yer ilah tan mevcuttur. Bunlara, mah
sus bir yere bal olduklar iin yalnz bu zel yerde taplr;
kendi lke veya ehri iin mesul olan bu yer ilahlar bu
mntka ve burada oturanlardan bakasn himaye edemez
ler.
Bu nev'i tabiat veya yer ilahlarnn faaliyet muhiti epey
dardr ama, yava yava geniliyebilir de. lah, hususiyetle
rini yardm edici, koruyucu sfatlarn aleltlak benimsiyor: o
halde, rmak ilah yalnz sularda boulanlara deil, btn
insanlara her tehlikeye kar yardm edebilir.
Baka bir inkiaf, ayr ilahlarn birlemeleridir: ayr tabi
at fenomenlerini ahslandran ilahlar, bir tek byk tabiat
ilahnn ekline girerler veya Yce Tanrnn fonksiyonlar
saylr. Esasen her imek birer ilahdr, sonra insan btn
bu fenomenleri kartan bir imek ilah mefhumuna var
m, daha sonra da imekler samak Yce Tanr'nn bir
fonksiyonu olarak telakki edilmitir.
Muhtelif milletlerin birbirine karmas sayesinde bu mil
letlerin ilahlarnn da birlemeleri muhtemeldir; mitoloji, bu
gibi hadiseler, ilahlar arasnda harpler veya nikahlar ve h-

- 19 -

D N L E R TAR H N E G R

smlk mnasebetleri hakkndaki esatirlerde anlatmaktadr.


Byle bir birlemeye ramen, iptidai din ve yksek din
lerde yaamaya devam eden halk dini, her dertte insana da
ha yakn olan mahsus bir ilaha mracaat etmeyi tercih eder:
katolik kilisesinde, bu hususta eski faaliyet ilahlarnn rol
n oynayan azizlerin de byle bir ihtisas var; Aziz
Blasiusa, boaz arlarndan, Aziz RobuSa, vebadan kurtarsn diye niyaz edilir.
Zikri geen bu prensiplerin yannda, alimler son onyl
larda iptidai dinlerin drdnc mhim bir teekkl hak
knda aratrmalarda bulunmulardr. Bu teekkl, Tann ya
Aslf Fail ya Yaratc'ya inantr. Bilhassa katolik papaz W.
SCHMDT, senelerce, bu gibi Yce Tanr meflmmununun
hemen btn iptidai milletlerde mevcut oluunu ispat et
mekle urap baka din bilginlerinin iddetli itirazlarna
ramen arkadalaryla beraber, geen sene vuku bulan ve
fatna kadar bu sahada almtr. Bu nevi ilahlara bir ok
dinlerde rastlarz ama, insann ilk ve en iptidai Tanr mef
humunun bu surette teekkl edip etmedii belli deil,
phelidir. Bu Yce Tanrlar, zikri geen ruhlar ve devler
den daha uzak, daha sakindir: onlarn en mhim eseri, bu
dnyay yaratm olmasdr. Onlar ilk defa insanlara kanun
verip ahlak ve terbiyeyi himaye ederler. Baz dinlerce, bu
yaratc "deus otiosus" yani tembel ilah sfatyla dnyadan
ekilmirir. "Ey uyuyan" diye ona hitap eden Polineziyal bir
ilah vardr. Baka dinlerde ise, yaptklarna bakar, mahlu
katn hayat ve lmlerini tayin eder. Bu yaratc, ekseriya
baba veya ihtiyar adam eklinde temsil edilir; dnyay ef
sunla yaratan byk byc sfatyla da tasvir edilir. Baz
milletlere gre, rahim ve hakim, hatta alimikldr. Fakat bu
iptidai milletlerin kendi airetlerinden baka taifeleri hima
ye eden bir ilah kolaylkla tasavvur edemediklerinden, "ali
mikl" tabirini de yalnz dnyann bu airete ait kk par
asn tanr gibi anlamamz lazm gelir. Bu ilah bazen de
menfi sfatlar tayan bir ilahi zatla beraber tezahr eder.
Oturduu yer mavi gktr.

- 20 -

PT DA D i N L E R
Bu dinin en gzel misali eski Trklerin, muhtelif alimler
tarafndan Ortaada bile anlatlm bir dinidir. Tann mef
humu zaten hem gn kendisini, hem de insana nizam ve
ahlak reten semavi prensibi ifade eder; ortaal bilginle
rin anlattklarna gre, bu Tengri btn dnya'y yaratm,
imdi mahlfikatna ya saadet ya ceza verir. Baka bir riva
yete gre , hareket etmeden yaratt bu dnyaya bakar. in
dininde de greceimiz vehile, gn hem ahsi hem de
gayri ahsi birer taraf vardr.
Ekseriya "baba " denilen bu ilaha - ara sra ilk mahsulden
sunulan bir hediye mstesna - hemen hi bir teberruda bu
lunulmaz. Ona mahsus ayin ve merasim yoktur; nk esa
sen iyi olduundan onu, fena ruhlar ve tehlikeli devler gi
bi, kurbanlarla teskin etmeye lzum yoktur. nsan bu Tan
rya hemen hi niyaz ve dua etmez. Bu sebepten, yaratc
nn iptidai dinlerin ounda kendinden daha faal ruhlarn
yannda ehemmiyetini kaybetmi olmas ayan hayret de
ildir.
Bu iptidaf menoteizm mefhumu, P. W. SCHMDT ile ta
raftarlarnca, ilahiyat bir grle mdafaa edilmektedir. p
tidai milletlerde, yaratltan kalan bir tabii iyilik, Allah' ta
nyp sevmek iin bir kudret kalmtr ki, sonraki inkiafta
gittike kaybolmutur. Onun fikirleri, bundan evvel hakim
olan inkiaf doktrinlerine kar bir reaksiyon olsa gerektir;
nk bundan evvel dinin kklerinin ne olduklarna dair
grdmz telakkiler, monoteizmin asrlar boyunca mana
ya ve ruhlara inantan, politeizmden gelitiini sylemiler
dir. Bu muhtelif cereyanlarn hangisinin doru olduunu
bilmiyoruz ve herhalde daha sonra da bilmiyeceiz; bildii
miz yegane hakikat, bu eit eit dini olay ve tasavvurla
rn, insan st bir kudrete kar duyulan hayetten husule
gelmi olmasdr.

]. B. FRAZER. The Golden Bough, 12 cilt. 1913 v. s. - N. SDERB


LOM, Das Werden des Gottesglaubens, 1926' P. W. SCHMIDT, Der
-

- 21 -

D N L E R TAR H i N E G R
Ursprung der Gottesidee, (imdiye kadar 9 cilt) - j. W. HAUER, Das reli
gise Erlelmis auf den unteren Stufen, 1923. K. BETH, Religion und Ma
gie bei den Naturvlkern, 1 927'. C. H. RATSCHOW, Magie und Religi
on, 1946 K. Th. PREUSS Die geistige Kltr der Naturvlker. - G. VAN
DER LEEUW, De primitieve mens en de religie. 1952'. U. HARVA, Die
religisen Vorstellungen der uralaltaischen Vlker (FFC 1 25) 1939. G.
NORADZE, Der Schamanismus bei den sibirchen Vlkem. 1925. H.
WEBSTER. Taboo, 1942
-

- 22 -

N D N L E R

in dininin en eski eklini gerei gibi tanmyoruz;


yalnz alelmum, muhtelif temellerine dair bir tasavvur sil
silesi kurabiliriz.
in'de, her devrin dini tezahratna mahsus olan zellik,
ecdada gsterilen hrmet ve perestitir. Bir ok iptidai din
lerde-pek "kwetff bir ecdat ibadeti mevcut ise de, her hal
de in dininde kendini gsteren akrabalk ve aileye bal
lk hissi kadar olmasa gerektir. 't!_er eyin kk gklerde
dir; insann kk ise, ecdadndadr. " diyen bir hikmet sz
vardr.
Baba, en eski zamanlardan itibaren evde sulta sahibi idi.
Levhalar evdeki hususi bir dolapta muhafaza edilen ecdat
ruhlarna kurbanlar takdim eden odur. Ailede vuku bulan nianlanma, evlenme gibi - btn mhim hadiseler bu ec
dat levhalarnn nnde icra edilmitir. Eski inlilerce, insa
nn, evlenmeden veya bir oul tevlit etmeden lmesi, en
byk gnah, ayn zamanda da en elemli azaptr; ecdat
ruhlarna ibadeti devam ettiren bir oul bulunmazsa, l fe
laket getiren bir gulyabani eklinde ok uursuz bir hayat
srmeye mecburdur.
Esasen pek basit olan ev dolab, asil ve zenginlerin ev
lerinde kk bir mabet haline gelmitir. in imparatoru
ise, yedi byk dolaba (yani mabede) sahip idi. Bu trbe
ler gzel ve muhteem bir surette sslenmilerdir.
- 23 -

DN L E R TARH N E G R

Ec<la<la gsterilen hrmetin yannda, eski in'<Je tabiata


da peresti edilmitir. Yeryzndeki vakafar ie -gktekiler
arasnda bir mnasebetin mevcut olmas lazm geldiini his
seden
inliler, yldzlara tapmlardr.- Milletin byk bir ksm kyllerden ibaret olduu, bu suretle iftiliin ehemmiyeti de takdir edildii iin, topran meyva getiren, bereket
veren kuvveti bir ilah eklinde ahslandmlmtr. Gk ve
yeryznde vaki olan her halise, iki prensipin ibii]g!nden
ilerrgelmi gibi teikki edilmitir: Yang ismini tayan yk
s-ek;aydiri, erkek preiislp.He.. yin,- yaiiTaerin, karanlk, dii
prensip arasndaki mtekabil tesir, dnyadaki btn cere
yanlar, btn vakalar husule getirir. Yang'm tevlit edici,
gnee bal kuvvet ilk bahar ve yazda artar; krmz renk
ve tek say ile temsil edilir. Yin'in hususiyetlerine gelince,
siyah renkle bir alakas vardr; aya baldr; sonbahar ve k
ta kuvvet alr. Ayn zamanda, devler onun hkm altnda
kalrlar. Hayatn devam iin lazm gelen meddcezir, k
ve ini, yani elektrik cereyannda da gze arpan prensip,
eski in feylosoflar tarafndan fikir sistemlerinin esas, fal
sanatnn da bir temeli sanlmtr. in'in klasik edebiyatna
dahil olan 1 ..-... Ging,
yani ta}}.avviat:J.dtab, dz ve kesik
..
.. - ----- ----- ---"..--- ------= -----
(; izgilerle temsll
edilen bu iki prensibi geni bir fal ;matma
\ fatbiketmektedir - yang prensibini, yin prensibini ifadelen
diren ekillerdir ki,i4 muhtelif kombinasyonda bulunabilir.
in merasiminde, blhassa gff-oneffil br yer tuttuu
malOmdur. Tien kelimesi, gn kendisi demektir; angti,
daha fazla ahs bir mana ile, gglnhkrii<larnirlbir smi::
<lir. ang-i'nr,--evvefa.yerdeki hkmdar iiekarlatrlm;
olmas:!ok muhtemeldir. Sonra imparatorun ecdadnn va
stasz olarak, dorudan doruya ge balanm olduunu
syleyen ilahiyatlar, kendisine "Gn olu" ismini ver
milerdir; h hadise, M.. 12 asrda -vik Gulmutur. m
parator bu statla, milleti idare edip gk gibi tarafsz adalet
le reayasna bakacakt. Burada, btn in dininin bir zel
lii olan mikrakosm - makrokosm mnasebeti gze arpar:
insan, byk dnya ile kk bir dnya olan kendi zat ara----------

" "

- 24 -

I N D N L E R i

sndaki ahengi gerekletirmeli, tam gn hareketine uy


maya almaldr. Millet bir felakete urad m, mparatorun
gn hareketlerine muhalif davrand zan edilmitir.
Kanun ve eriat veren yine gktr; o, iyi insanlara uzun
mrler bahettii gibi fazilete (le) de mkafat vennektedir.
Klasik grte, fazil<;!t-drt ksmdan teekkl etmektedir:
nsan sevgisi, a<laiei, mredilen merasime riayet, . bilgi. n
sarf,-fiort aSli fazileti bir arada toplayarak onlara gre ha
reket edince, bahtiyarlk ve saadet kazanacaktr.
inlilerin, btn ilahi varlklarla, yani ecdat ruhlarndan
balayarak mteaddit tabiat cin ve perilerine ve gn ta
kendisine kadar - dua ve kurban vastasyla sk mnasebet
leri vard. Btn ilerin en yksei, kurbandr; nk kur
ban demek,faiiletlerin en' nemlisi ve' fi111ierin bilhassa
sevdikleri, hrmet ve evlat muhabbeti demektir. Duaya ge
lince, kendilerine tevecch edilen ilahlara kar derin bir
sayg, in dininin, bir hususiyeti olan biraz kuru bir slOp
ta ifade edilmektedir. Ayinlerde okunan resmi dualar da ol
duka cansz, bazen de i skcdr. Bu halin sebebi, eski
in dininin, sarholuk ve taknlk bilmeyen, yalnz mevcut
olanlarla alakadar olan, insanlar orta yoldan gtren bir
din olmasdr. Bunun iin de, bu dinde, baka dinlerde g
receimiz gibi, bir yaratl esatirine, tekvin hakkndaki mi
tolojik fikirlere rastlamamaktayz.
, Zikri geen yang ile yin arasndaki tezad birletiren
! prensip, Jqcxlur. --Bu--keHme: "yol, dogruliik;- taf'(<:!unyanI=
i-zariii--anyann deitirilemezEiUniira-gregidiF'de=1, -mekiif.-in dininin--en mhitasawurlarndan biri budur.
Tao ile gk arasndaki mnasebet, bize gelen metinlerde
pek ak grnmez; T9'y_l:I gk_ten de yksek bj::_p(ensi:L
saymamz dofll _()J<.g_<:rektir.
--Tao-inefliumu, hem LAOTSE'nin, hem de KUNGFUT
SE'nin fikir sistemlerinin temeli olmutur.
LAOTSE'nin hayat hakknda malOmatmz hemen hitir.
M.. 6nc asrda yaanm; lejanda gre bir emirin pay
tahtnda '-'--mll--!!!!!i itiyarlnda gar-g111Q;
- 25 -

D N L E R TA R i H N E G R $
Tao te king yani tao le f<!_il_U1akkndaki kita_adl!_kk
eseririTblrgU-nril-kye yazdrm, sonra yeri bellrolmaks
-zn kaybolmu. (Bu sahneyi - LAOTSE ile gmrk - ara
sra in resimlerinde grmekteyiz.) Baka bir rivayete gre,
stad, akirdlerinin hazr bulunduklar bir yerde lmtr.
Tao te king, in dininin, anlalmas son derecede zor bir
eseridir. Sayya gelmeyen alimler, onu Avrupa dillerine e
virmeye uram iseler de, pek muvaffak olamamlardr.
8 1 ksa babta evvela tao, sonra da te'den bahseden kk
Kifahnn unvanniDile ayn1-ke1imderle-tercme e<leffie;Tii:
ler; her mtercim bu kelimelerin yeni bir karln bulma
ya urat gibi, kitabn kelimelerine de kendi fikirlerine
gre bir mana vermitir. Kk kitabn srr, en eski misti
in bir numunesi olmasdir:-uoSE, bu eserinde mis-tik
mefhum ve tasawurfara--ina dilinde ilk defa bir ekil ver
meye almtr; bunun iin setii tabirler, gsterdii re..,
mizler ak ve muayyen deildir. Bundan maada, in dili
nin hususiyetleri, eski zamanlarn bizim mantmza uyma
yan ifade tarz, kk eserin tercmesini bir kat daha g
letirmitir.
Tao'nun mahiyetinin ne olduu,LAOTSE'ce yalnz men
fi tabirlerle ifade edilebilir (bu, btn milletlerin byk mis
tiklerinin bildirdikleri bir hakikattir:
Ona bakarken, onu gremiyorsun: Farkna varlmaz de
nilir. Onu dinlerken, onu iitmiyorsun: itilemez denilir.
Yksek tarafna (yang) gelince aydn deildir; aa taraf
na gelince karanlk deildir. Ona kar giderken onu gre
miyorsun. Ardndan yrynce, sonunu gremiyorsun.
1
Tao her eyden evvel mevcut idi; o, btn eylerin pren. i sibidir. Tao'dan dnya kar: o, "bir olan" tevlit ettikten
)O' sonra, "bir olan" yang ile yin denilen ikilik doar. Bu ikilik
ten ise okluk husule gelir.
LAOTSE'nin zel bir tasavvuru, bu yaratc kuvvetin, yu
muak olmakla beraber her kuvveti yenen suya benzetme
- nsan ise, tao'ya benzemeye alsn; ilemesi,--Tfome-
mesi gibi olsun, almas almamas gibi. ":!!_1!:._-_Wei, yani
- 26 -

N D N L E R
"yapmamak" prensibi, Taoism'in bir lksdr: nsan, dn
yanizamna iyaraityaanaTl,-kendi gayretlerini sarfetmek
sizin tao'nun kanunlarna ittiba etmelidir; byle bir skunet
iinde yaarken dnyann tabii nizamn muhafaza etmek
suretiyle mesut bir hayat srebilir. Hkmdar bile, byle bir
ilememesi sayesinde devletini en mkemmel surette idare
eder, nk:
Memlekette ne kadar fazla ey men ve yasak edilirse,
millet o kadar fakir olur. nsanlara kar yaplan muamele
ne kadar hilekar ve marifetli olursa, insanlar arasnda o ka
dar inanlmaz hileler meydana kar. Ne kadar ok kanun
ve emirler bildirilirse, o kadar harami ve hrsz zuhur eder.
Bu ahlak kanunlar tek kiiler iin deil, ayn zamanda
da milletler arasndaki mnasebetler iin verilmitir:
Bir devleti byten, o'nun sanki en aa nehir havzas
n tekil etmesidir ... Memlekette kadnn roln oynamas
dr. Kadn, itiraz etmeksizin itaat etmesinden dolay zevcini
idaresi altna alr. Demek: byk devlet kk devletlerin
itaat altna girince, kk devletler onun eline geer, aksi
takdirde, kk devletler onun eline geer, aksi takdirde,
kk devletler itaat vastasyla byk devletleri ele geirir
ler.
Byle bir tavazuun yannda merhamet de bulunur. Ka
mil alim, insanlarn hepsini, dmanlarn bile, sevgi ile d
nr.
yilere kar iyilik gsteriyorum; iyi olmayanlara kar ge
I
, ne iyilik gsteriyorum; bu suretle, hepsi iyi olurlar.
Harp, yalnz bozulmu nizam tamir etmek iin helaldir;
halbuki: Harpte kazanan ise, matemli olanlarn tarafndan
dunnaldr. LAOTSE'nin retmek istedii derin_ hakikatler,
in zihniyetiillle--e-rln--b1r._tes1r--G1rakmantr. Kendisi
"fo'yai1azaran aydnlatlm olannn akl, insanlarca karan
lkla kaplanmtr" diye, bu halden ikayet etmitir.
M. . 3nc asrn ortasnda yaayan UVANG - TSE, La
otse'nin doktrinlerini ikmal etmitir. Eserlerinde arasna
hem KUNGFU - TSE'nin alim ve mtebahlir taraftarlar,
- 27 -

DN L E R TAR H N E G R
hem de Taoism' in aznalar aleyhine mutedil mnakaalar
grnmektedir. UVANG - TSE, in'in en byk edebiyat
larndan biri olduu gibi, kendisinden bir az sonra ky
metli eserlerini veren MENG - TSE, alemmul bir merha
metin, derin bir efkatin mmessilidir.
Taoism'de en eski zamanlarda bile bir ynden kuvvetli
bir kviyetism, "ilememek" emrinden kan bir sekincilik,
husule geldii gibi, br ynden LAOTSE'nin esrarengiz ve
mphem szlerine bir mana verilip onlardan sihir szleri,
efsun ilemek iin talimat elde etmee allm, tao ise,
uzun mr veren, belki lmszlk baheden sihirli bir
kuvvet olarak telakki edilmitir. Bundan dolaydr ki, Ta
oism'in kahinlerinin (bilhassa M.. 2. asrdan itibaren)
memlekette pek geni ve nemli bir yer alan ruhlara inan
ta artka ehemmiyet kazanan byc ve fal sanatn bilen
kahinler roln oynamalar alacak bir hal deildir.
Budizm in'e geldii zaman, Taoist'ler cenuptan gelen
bu dinde kendi fikirlerine benzeyen bir ka olay bulmular
dr. Taoism'e ait olan baz ilahlar Budizm"in tesiri altnda
ekillerini deitirmilerdir; fakat yeni dinin en mhim tesi
rini, Taoism'de rahip cemaatlarnn gelimesinde grmekte
yiz. LAOTSE'nin asli fikirlerinde, bu gibi cemaatlara dair bir
tek kelime bile mevcut deildir; o, bilakis ilk planda pek
esoterik ve ferdin kurtuluundan bahseden hikmet szleri
bildirmitir. Milattan sonra l. asrda in'de ortaya kan bir
taoist "kilise", ki reisi siyasi kuvvete bile sahipti, yine LAOT
SE'nin fikirlerine tam muhalif olan bir messesedir.
17. ve 18. asrda in kltr jezvit misyonerler tarafn
dan Avrupa'da ilk defa tantld zaman garbn dikkatini
celbeden din, LAOTSE'nin szleri deil KUNGFRUTSE'nin
doktrini idi. Bu doktrin, Avrupallara akla uygun bir dinin
mkemmel numunesi gibi grnm, aydnlatma devrinin
bilginlerinin dini tasavvurlarna pek uymutur. Mehur Al
man feylesofu LEBNZ'in, inlileri dnyann en mkemmel
milleti sayd malmdur - yegane noksanlar - ona gre sa'da grnen ilahi vahyin onlara henz gelmemi olmas- 28 -

N D N L E R
dr.
KUNGFUTSE'nin rettiklerinin, in devletinin milli dini
olmas uzun bir inkiafn neticesidir. M.. 59 senesinden
balayarak KUNGFUTSE'ye imparator, memur, mektep o
cuklar tarafndan devlet ilahna layk olan bir ekilde tapl
m, kendisine saysz mabetler vakf edilnitr. 1906 senesin
de neredilen bir fermana gre imparator, gk ve yere ait
ruhani rutbesini bu alime de ita etmitir. M.. 551'de do
an, 489 da vefat eden KUNGFUTSE'ye gelince, bu hali gr
m olsayd arrd. Kendine "din kurucusu" nvann bi
le vermezdi nk. Onun gayesi, memleketin kark siyasi
vaziyetini tanzim maksadyla dinin eski merasimini tekrar
ihya etmekti. Bu sebepten i-king (305 muhtelif arky
muhtevi "arklar kitab") ve u-kingin taril1 malumat ve
vesikalar gibi maziye ait mhim eserleri toplayp kendi
zannnca bozulmu olan paralarn sildikten sonra memle
ketinin, lklerine gre gsterilen bir maziyi, temiz de bir
gelenei aksettiren muteber milll edebiyatn yaratmtr.
KUNGFUTSE'nin szleri, dini emir ve talimat deildir;
yalnz ahlak hakkndaki usul ve kaideleri ihtiva etmektedir.
Ona gre tao, bilhassa insann yryecei doru yol, yani
ahlak prensibidir. Fazilet, klasik devre ait eserlerle megul
olmak suretiyle muhafaza edilmektedir. nsann en nemli
ii, merasim ve ayinleri titizce icra etmesidir. nk Li-king
(ahlak, adab zerinde kitap) syledii gibi, merasim, hak ve
avam birbirine balayan benddir; bu bend alrsa, halk te
la iinde kalr.
KUNGFUTSE'nin dine kar ald vaziyet tamamyla ras
yonalistik olduundan, insanlarn derin dini duygu ve ihti
yalarn tatmin edecek kadar canl olmamtr. Doktrinin
temeli, inlilere mahsus fazilet olan ve be esas mnasebet
te kendini gsteren hrmettir: ana baba ile ocuklar arasn
daki hrmet, kar kocann birbirine gsterdii hrmet, kar
deler arasndaki hrmet, dostlar arasndaki hrmet, amir
ile memur arasndaki hrmet. Bu, btn hayatn en mhim
temelidir. Mesut bir hayat srmek iin, insann u kaidelere
- 29-

D N L E R TAR i H i N E G R
uymas lazmdr: Hayatn btn tezahrat, btn hallerinde
itidal, tefrit ve ifrattan kamak, iyilere kar iyilik, ktlere
kar adalet gstermek.
nsanlara kar . mmkn olan adaleti icra edip, Hahlarla
devlere ihtiram gstermekle beraber hepsinden muayyen
bir mesaferde bulunmaya almaya "hikmet" denilebilir.
Faziletin en yce derecesi, bir insann daima deimez,
orta yoldan yrmesidir.
Alicenap ruhlu adam iin en mhim ey adalettir. Bunu
icra edince ahlak ve edeplere gre davranr, onlar tevazu
ile ifade, vakar ile icra eder. Alicenap ruhlu adam byledir.
KUNGFUTSE, almalar ile asrlardan beri hkm sren
milll dinin geleneklerini yeniden canlandrmt; onun ahlak
sistemi, bilhassa cemiyet ve millet ii yaratlmtr. Sevdii
milletini siyas bir terbiye vastasyla saadete klavuzlamak
KUNGFUTSE'nin gayesi idi. akirtleri, fikirlerine daha mun
tazam bir ekil vermeye uramlardr. O byk tanzim
edicinin doktrinleri, imparatorun gn olu olmasn ifade
eden tasavvurlarnn daha fazla dinin merkezine koymala
rndan dolay, seneden seneye hret kazanmaya balam,
nihayet milll din olarak kabul edilmeye muvaffak olmutur.
M.. 2106'da meydana gelen Han dinastisinin ilk hkm
dar, KUNGFUTSE'nin mezarnda teberrular da bulunmu
tur.
Arttka kemikleen milll din gayet dakik ve noksansz,
en ufak teferruatna kadar tayin edilen bir merasim sistemi
halini almtr. mparatordan baka kimselerin icra edeme
yecekleri bir tren, payitaht olan Pekingi ehrinin cenub
(yani yang) tarafnda bulunan gk mabedinde babasna
-yani ge- takdim edilen kurband . ehrin br ucunda,
"yer prensi" en mensup merasim yaplmtr. Dinin merke
zini tekil eden bu eski ibadete .asrlar boyunca yeni mera
sim katlmtr; ilahlarn says bym, yeni ilahlar ortaya
kmtr. mparatorun, iptidai halk dininde yaayan mte
addit dev ve cinleri muayyen bir makama ykseltebilmesi
iin, bir insan lmnden sonra istedii gibi ilah derecesi-

- 30 -

N D i N L E R
ne karmas pek byk bir i saylmaz. br taraftan im
parator, sulu grnen memurlar ve millete felaket gnde
ren ilahlar azledebilirdi. nsan ile ilahlar arasndaki had pek
kesin deildi. Halk, eit eit faaliyet ve yer ilahlarna tap
maya devamla yeni ilahlar da icat etmitir. Bu yeni ilahlar
arasnda bizi ilgilendirecek bir ahsiyet, 14. asrdan itibaren
dini hayatta mmtaz bir yer tutan "edebiyat ilah" dr. Ede
biyatn in'de oynad mhim rol ise malum olsa gerektir.
Resmi dinin ekseriya, emredilen merasime bakmak, bin
bir talimata gre davranmaktan baka bir ey olmamasna
karlk, mukabil kuvvet, bir taraftan yars mistik, yars da
by olan iptidai Taoizm, br taraftan da milattan sonra
Hindistandan in'e gelmeye balayan Budizmin merhamet
li, teselli verici ruhu idi.

M. DE GROOT, U niversismus, die Grundlage der Religion und Ethik,


des Staatswesens und der Wissenschaften Ch inas, 1918. W. GRUBE, Re
l igion und Kultur der Chinesen, 1 9 1 0. - E. SCHMTT, Konfuzius und
Konfuzianismus, 1928. E. SCHMTT. Konfuzius, 1926.
-

- 31 -

NTO ZM

aponya'nn yerli dini, Budizm'in o memlekete geldi


inden beri Budda'nn yoluna mukabil "lahlarn yolu" yani
in to, adn almtr. Bu dinin iki hususiyeti var; bir taraf
tan, tipik bir milli' dindir, dier taraftan, tabiata peresti pek
ehemmiyetli bir rol oynamaktadr. intoizm'in milli bir din
oluu takvin esatirinden belli olur: karde olan gkbabas
ile yer anas ilk adalar dourmulardr. Anne, baka ilahlar
dourduktan sonra ate ilahm doururken lr, yeralt l
kesine gider. Onu takip eden gk ilah onu bulamyor; y
zn toz ve topraktan ykarken yeni ilahlar yaratr; gzle
rinden gne ilahesi Amaterasu kar. Bu ilahe, bir maara
ya kap dnyay karanlklara batrdktan sonra bir ayine
vastasile yine ge ekilir. Onun bir torunu Japonya kral
olur.
Eski into'da ilahlar -bu esatirde belirtildii vehile- in
sanlara benzeyip ilimleri btn hadiselere amil olmayan
varlklar olarak tasawur edilmilerdir. Onlardan bir ksm
gkte, bir ksm yeryznde, aa, da ve baka yerlerde
yaamaktadr. Yer altndaki bir lkede kt devlerle ller
otururlar. Mteaddit efsanelerde zikredilen, bir bakta kav
ranamayan ilahlarn okluu iinde (bazen onlara ksaca "8
milyon ilah" denilir) mparatorun bykannesi olan gne
ilahesi Amaterasu'ya bilhassa hrmet gsterilmekte, doan
gnee dua ile selam verilmektedir. Memleketin en mukad-

- 32 -

NTO ZM
des da olan Fujiyama'ya gidenler iin en mhim ve ha
yetli an, yeni doan gnee tapmtr. Amaterasu'nun sem
bol olan parlak bir ayna, her mabedde mevcuttur. Gne
yannda mukaddes da, rmak ve aalar, gk grlts,
rzgar ve ate ilahlar ve daha birok ruhani varlklar mem
leketin her kesini doldurmaktadr; yemek veren pirin ila
h, umumiyetle koruyucu bir ilah haline gelmitir. Her esna
fn ilahlar vardr, kazan ve tava , kalem, ine, hemen her
ey bir ilaha baldr.
in dininin tesiri dolaysyla ecdada peresti daha fazla
inkiaf etmitir; atalara da teberrularda bulunulmutur. Baz
insanlar da, bilhassa zaten ilahlarn olu olan imparator ile
yksek rtbeli memur ve askerler ilah mertebesine kabil
milerdir; mesela ilim ve yaz sanatnn ilah, 874 903'te ya
ayan bir edebiyat (MCHZANE) dir. Bu ilahlar erefine
tertiplenen trenlere btn millet itirak etmektedir.
lahlar geri bir taraftan muhtelif resimlerle temsil edil
milerdir, lakin br taraftan bu resimlerden daha kymetli
birer timsalleri vardr ki, halka gsterilmeyip mabedlerin
harimlerinde saklanlmaktadr; iki kutu iinde muhafaza
edilen bu timsaller, bir ayna, bir kl veya baka resmi bir
maddedir.
lahlara tapmak hemen her yerde mmkndr ama, ipa
det ekseriya miya veya jinya denilen, byk bir dua salo
nu ile bir kudslakdesi ihtiva eden mabedlerde vuku bul
maktadr. lahlarn evleri sanlan bu abedlerin adeti, b
tn Japonya'da 100.000'den fazla olsa gerektir. badet, dua
ve kurbandan -bilhassa yemek kurbanlarndan- ibarettir.
Her insan niyaznda kendi isteklerini ifade edebilirse de,
ibadetin gerek merkezi, kahinlerin resmi dualardr. Kahin
ler evlidirler; eski zamanlarda, asil ailelere mensup hatunlar
da, kahin vazifesini grmlerdir. Mabede yaklamak iste
yen, ancak tain bir halde temiz olmak artyla ieri girmeye
izin alabilir. Temiz olmamak en byk gnahtr; ahlaki bir
gnah anlam bunun yannda byk bir yer tutmamaktadr.
Baka dinlerde pek kuvvetli olan ahlak felsefesi intoizm'de
-

- 33 -

D N L E R TAR H i N E G R
bulunmamaktadr, bununla beraber intoizm ahlakszdr
denilemez; insanlar hem d, hem de i temizliine kavu
turacak ekilde terbiye eder.
18. asrda , birka bilgin, gittike artan yabanc tesirler
karsnda msavi ve hatta faik bir mevki alsn diye yerli di
ni geniletip islah etmilerdir; intoizm'in doktrinleri bile, o
ilahiyatlara gre ilahi bir vahyin meyvesidir. Saysz tabu
larla ihata edilen imparator (Mikado, Tenno) asrlarca hk
mete hemen hibir tesir brakmadan Kyota'da oturduktan
sonra 1868 senesinde hakiki hkmdarlk etmeye balam,
into'nun milletin dini olduunu ilan etmitir. Halbuki 1889
senesinden beri yine umumi din serbestlii ilan edilmitir.
imdi halkn o/o 30'nun into dinine mensup olduu syle
nebilir; fakat halkta into ile Budizm arasndaki hudut pek
seyyaldir.

.w r

K FLORENZ. Die l istori schen Q uellen der Sbinto-Reli gi on (Q uellen


R>lguc;didte 7), 1919.

t;c "' l irlte,

...

W. GUNDERT, Japanis cbe Religigons

;c;

- 34 -

E S K AME R KAN D N L E R

abil ve Asur dinleri gibi, spanyol fatihlerinin 16.


asrda son olaylarn grdkleri Orta ve Cenubi Amerika'da
nka, Maya, Azteklerin dinleri de yksek kltrl birer mil
letin dini duygusunun ifadeleri idi.
Son derece inceletirilen bir medeniyetle alacak dere
cede muntazam olan bir devletin iinde Azteklerde, insan
kurbanlarnn en nemli yeri tuttuu dehet verici merasim
icra edilmitir. Bu millette cari olan yaratl destanna gre
insan yalnz, gne ilahnn kuvvetlerini -ona insan yrek
leri yedirmek suretiyle- tazelendirmek zere yaratlmtr;
yoksa, gne ilah zayflar ve dnyaya bereket vermezdi.
Her sene ilahlarn erefine birka bayram yaplrd ki, en
mhimleri Azteklerin kolibri eklinde tasvir edilen milli ila
h Huithilopohtl'nin erefine verilen, yzlerce ve binlerce
insann lmne sebep olan trenler idi. Bu ilah bilhassa
harp ilahnn faaliyetini gstermitir; bunun iindir ki, harp
esirleri onun en ok beendii bir takdime saylmtr.
Onun yannda Kuethalohuatl adl baka bir ilahi varlk var
d ki, esatire gre douda bir kzn dourduu, dnyaya
kltr getiren bir kahramandr. ldrc gne hararetin
ilah, Tkatlipoka, en zalim yksek ilahlardan biri idi; asl g
ne ilahna gelince, kabartma ve heykellerde, insan yrek
lerini iine almak iin alan bir azla temsil edilmitir.
Azteklerde, ibadetin byk bir ksm, oru, zhd, inanl-

- 35 -

D N L E R TAR H N E G R
maz ve tahammlfersa riyazetden ibaretti . Bazen ehram
eklinde bina edilen muazzam mabetlerde kocaman, korku
verici heykeller bulunmutur; sathlar, klasik lklerinize
pek uymayan, lakin btn karklklaryla beraber ok sa
natkarane ve manas derin olan tezyinatla sslenilmitir. Bu
gibi kabartmalardan, Aztek kahinlerinin gayet komplike ve
dnyann btn takvim hesaplarndan mkemmel bir tak
vim nizamn tertiplediklerini renmekteyiz. Merasim pek
zalim olmakla beraber insanlarn da ilahlarna snp mer
hametlerine gvendiklerini bize gelen baz ilall ve gzel
dualarndan istidlal edebiliriz.
Yukatan'da oturan Maya milleti, ibadetinde, Azteklerinki
kadar kan dkmemitir. Onlar, gne ilah yannda baka
milletler gibi muhtelif tabiat ve faaliyet ilahlarna da tapm
lardr. Halkta eski dinin tek tk zayf artklar resmi katoli
sizmin sath altnda hala yaamaa devam etmektedir.
Peru'lulara gelince, onlar da her yerde bulunan gne
ilahna tapnmlardr. Halbuki bu ilaha layk ibadet, yalnz
nka ismiyle mehur olan hkmdar ile alimler tarafndan
icra edilebilmitir. Orada da tabiatla alakal tabiat st var
lklara hrmet gsterilmesi phesizdir. Senede bir ok bay
ramlar yaplm ise de, ilahlara, insan kurbanlar az ve na
diren takdim edilmitir. Peru'da, ruha inann hakim olmu
bulunmas muhtemeldir; nk - tam Msrda grld
vehile - len nka'nn cesedi itina ile tahnit edilip byk
mezarlarda muhafaza edilmitir.

E. Seler, Gesanunelte Abhandlungen, 1905 - 1908.


Aztecs of Mexico 194 1 .

- 36 -

G. C. Vaillant,

E S R M I S I R

ski zamanlarn en mehur antlar ehramlar idi. Bu


abideler, milattan evvelki Yunan ziyaretilerinin dikkatleri
ni celb etmiti; hem bu muazzam binalar, hem de eski M-.
srn ehirlednde icra edilen, yabanclara da pek acayip g
rnen hayvan ibadeti Yunan corafyaclar ve edebiyatla
r tarafndan byk bir ilgi ile anlatlmtr. HERODOT, D
ODOR ve bilhassa "De !side et Osiride" adl eserinde me
hur sis m i sterl eri n den haber veren PLUTARK, geen asrn
i lk onyll:rna k:dar Eski M Jininc> dair alCnat veren
hemen yegane kaynak idi. Gen Fransz alimi CHAMPOL.:.. LON lisanda yazlan bir kitabe vastasiyle (Rosette ta)
Msr yazlarnn muammasn 182 2 'de zmee baladktan
sonra yava yava hem ehrarlardaki metinleri, hem de hi
eratik denilen bir hat ile yazlan papirslerin muhteviyatn
tetkike frsat bulunulmutur. Halbuki imdiye kadar eski M
sr dini ve kltr hakknda bir ok malUmat elde etmemi
ze ramen btn mkilat henz ortadan kalkmamtr.
Eski Yunanllar, tavsifi deimez bir kl halinde mm.:.
kn olmayp muhtelif tekaml mertebeleri geirmi olan
Msr dininin zikri geen iki hususiyetini tebarz ettirmekle
bu dinin en nemli ana fikirlerini anlatmlardr: Birisi, l
lere gsterdii hrmet, onlara mahsus ayin ve merasim ve
lmden sonraki hayata dair tasavvurlardr; teki, hayryanat
ayinleri, hayvanlara gsterilen saygdr.
-

37

D N L E R TAR H N E G R
Memleketin muhtelif yerlerinde ekseriya hayvan eklin
de temsil edilen yer ilahlar vard ki onlara mahsus hayvan
lar takdis edilmiti . Bu mukaddes hayvanlarn en mehur
misali, Apis boasdr. O, en eski Msr hkmdar slalesi
nin zamannda memleketin kltr mekezini tekil eden
Menif ehrinde yerletirilen Ptah adl byk ilahn mukad
des hayvandr. Kendisi yaratc ve ekil verici olduu iin,
sanatkar ve heykeltralarn da koruyucu ilahdr. Zevcesi,
aslan ba ile tasvir edilen Sehmeftir; onun bir akrabas,
kedi bal Bastet, cazibeli bir ak ilahesidir. Bu ilaheye ait,
Bubastis denilen bi yerde, iinde yzlerce kedi mumyas
gml bir mezarlk bulunmutur.
lahlarn eit eit hayvanlarla mnasebetleri vard; ka
ra leylek, ebek, ko, timsah, doan, inek ve daha birok
hayvanlarda tecelli e<lcn ilahlara tapnlmtr.
En e:;ki zamanlardan balyar.k Msr'cla Lir gnc.::; ilah
nn prcstii umumiyetle yaylmt. I3ti.in taiata, tu
me vc uda ta hareket veren, Re Jiy.: isimk:Jiril.:n gn.: ila
h, her gn ka y yla gkkriu etrafmJa Julap saalleyin
glge ve z ulmetin lku alCp eller. Asrlar boyunca
On (bugnk Heliopoli:;) elrinJeki ilahiyatlar teferruatl
bir gne teolojisini gelitirmi, Re'ye atfettikleri kuweti art
trmlardr. Memleketin saysz ilahlarnn ounu Re'nin te
cellileri olarak ilan ederek gne ilah ile birletirmilerdir:
"Sabahleyin Khepra, le vakti Re, akamleyin Tbum adla
r ile vasflandrlr." lahiyatlarn fikir sistemlerinde ilahlar,
sonraki mitolojide byk bir rol oynayan lk veya do
kuzluklarda tertiplendirilmilerdir. Hristiyan teslis speklas
yonunun, baka dinlerde de sk sk rastlanmakla beraber
bilhassa Msr'da gelimi olan bu fikirlerin tesiri altnda kal
m olmas gayet muhtemeldir.
lm ayinlerinde zel bir ehemmiyeti olan ve hellenis
tik devre kadar byk bir rol oynyan !sis ile Osiris hakkn
daki mitler ise, eski yaratl ve kurtulu tasawurlarndan
ibarettir. Ona gre, ezelde gk ilahesi Nut ile zemin ilah
Keb arasnda sk bir birlik vard. (Bir gk ilahesi, din tari-

- 38 -

ESKi MISIR
hinde ender gorunen bir anlamdr; gk ekseriya, toprak
anay ilkah e<len bir ilah eklinde temsil e<lilmekte<lir.) Bu
tasawurun yannda, eski Msr'<la gk <le bir inek eklinde
tasvir edilmitir; birbirinden ok ayr olan yaratl mitlerinin
hepsini beyan edemiyoruz. Nut ile keb arasndaki nikahtan,
Osiris, sis, Seth ve Neftis adlarn tayan 4 ilahi ocuk do
mutur. nsanlara kltr ve ahlak getiren, pek muhterem
ve necip bir hkmdar sanlan ve eski Msr adetine gre
kzkardei sisin zevci olan Osiris, kskan kardei Seth ta
rafndan paralanarak ldrlmtr. (lmne dair riva
yetler farklJr). sis, zevcinin arkasndan aladktan sonra,
kendisini sihir ile tekrar canlandrmaya muvaffak olmu; ye
niden hayata kavuan Osiris de ller lkesinin krallna
tayin edilmitir. Firavunluun kudretini ahslandran olu,
doan bal Hornz, muzip ve hilekar Seth'e kar savam
tr; babasna, kuvvetlerini arttrmak maksadyla muharebe
de kaybettii bir gzn takdim etmitir. Eski Msrl mitle
rin. psikolojik bir tefsirinin yazlmas tecrbe edilince, Osiris,
kendi varlnn farkna daha varamam tabiat ahsland
ran bir ilahtr ki, l Firavun ile birletiinden dolay kendi
varln tanyor ve baka ilahlarn hususiyetlerini benimse
mek suretiyle en byk ilah oluyor; Seth ise, tabiatn hem
verimlilik, hem de felaket getiren karanlk kuvvetidir.
Osiris'in hatras iin yaplan ayinlerde sisin syledii
ok messir ve airane atlar vardr:

Tek bama, ile/ebedi


Kocam, sana giderim.
Ayaklarm yrye yrye giderler.
Benden milyonlarca fersah uzak bulunmasaydm!
Btn memleketler, btn lkeler, btn ehirler,
btn mabetler,
Bana gelip alayn, ellerinizi balarnza tutun!
Ben lsis'im, bahtiyar V e n n o f e r'in kars,
Benden uzak olan zevcimin...
lahlar arasnda bilhassa yazmann mucidi ve ilmin hami-

- 39 -

D N L E R TAR H N E G R
si olan Tat, alakamz kendine celb etmektedir; o , llerin
geirecekleri muhakemede katiptir. Yunanllar, onu kendi
ilahlarndan Hermese benzetmilerdir; Hermes Trismegistas,
yani defa byk Hennes, isminde neoplatonik speklas
yonlarna ve oradan simya ve bu gibi gizli bilgilere geip
onlarn usullerinde hikmet reten bir varlk saylp mhim
bir yer tutmutur.
Mteaddit ilahlarn yannda Msr dininde memlekete be
reket veren Nil nehri de hrmete deer bir ilah saylmas a
yan- hayret deildir. .
Hiksoslarn M.. i7. asrdan nce Msr istila ettiklerin
den sonra, Theben ehrinde temerkz eden "Yeni Dev
let"in, 18. dinastisinde en parlak zamanlarm grd vakit,
bu ehrin Aman adl yer ilah ile birletirilerek memleketin
en yksek, en kudretli ilah olmutur. Bu birlemeden son
ra Aman-Re ismini tayan ilfrh hemen on asr airane ve do
kunakl ilahilerle vlmtr. Onun ibadeti, tek tanrcl
ok yakn idi; Aman-Re "benzeri yok, yegane ilah., dokuz
luun reisi, yaratc" ve bu gibi tabirlerle methedilmitir.
Ona hizmet eden kahinler btn kahinlerden fazla selahi
yet ve nfusa sahip idi, yksek kahinin itimai mertebesi
yalnz firavununkinden aadr. Halbuki ksa bir zaman
iin, bu ayinler devam ettirilmeyip onlarn yerine yeni bir
ibadGt geirilmitir. Milattan nce 1 377 - 1357 senelerinde
Msr'n hkmdar olan gen firavun A m e n h o t e p I V,
ilahlarn okluundan vazgemi, halkn, zannnca aydn
gne kursunda (atan) tezahr eden tek bir tanrya ibadet
ettirmeye almtr. Memleketinde btn mabet ve abide
lerde Aman-Re ile baka ilahlarn isimlerini ve onlara vak
folunan kitabeleri tahrip etmitir. Kendi ismini bile deiti
rerek kendine "gne kursunun aydnl" manasnda olan
Echnaton ismini semitir. Theben ehri eski ilahiyatn mer
kezi olduu iin gen firavun yeni bir paytaht - Tell el
Anarna ehrini- kurmaya karar Yermitir ki, orada severek
peresti ettii ilaha tapp ona gayet gzel gne ilahilerinde
hayranlk, hrmet ve krann ifade etmitir. Bu ilahiler fi-

- 40 -

ESKi MISIR
ravunun kendisi tarafndan yazlmamsa bile, maiyetinde
ve onun tesiri altnda yazlmtr. En mehur, baz parala
rnda mezmuru andran iirinin bir ksm udur:
Gn ufuklarnda gzel grnrsn, ey her eyden ev
vel yaayan pr hayat gne kursu!

Dou ufukta doarsn,


Btn dnyay gzelliin ile aydnlatrsn.
Sen gzelsin, sen byksn, sen pnl pnl par/arsn
Sen btn yeryznn stnde yce ve ulusun,
ualarn dnyaya .mil olur,
Yaratllklarmn t. ularna kadar.
Sen ufukta doup gne kursu eklinde,
Gndz parldaynca dnya aydn olur.
Hayvanlarn hepsi yem otlarna sevinir,
Aalar da, otlar da yeilleir, kular yuvalarndan uar,
Kanatlar seni ver.
Hayvanlarn hepsi sraya sraya gelir,
Uan ve uuanlar hepsi, sen onlar iin dounca, yaarlar.
Gemiler aknt aa, aknt yukar giderler,
Grndnden tr her yol alr.
Irmaklardaki balklar yzn grdkleri iin en ve .trdr,
Senin u.larn denizin ta iine girer.
Sen uzak gn yapmsn,
Orada doup btn yaptklarm grmek maksadyla,
Sen yalmz var iken, yaayan gne kursu eklinde doarken,
Grnrken, parlarken, uzaklarken, dnerken,
Saysz eyleri yalmz kendine karmsn:
ehirleri, kyleri, airetleri, yollar, rmaklar.
Btn mahkkatn gzleri seni grr.
Gnn gnei olarak yeryznn stnde
bulunduun zaman. ..

Msr'da tek tanrcl yaymak maksadyla giriilen bu


tecrbeye kar Echnaton'un lmnden sonra eski ilahla
rn kahinleri derhal irticakar bir muhalefette bulunmular
dr. Maamafih Aton'un ile kraln isimlerinin hemen mahv
edilmelerine ramen Amarna kltrnn tevik ettii yeni
sanat hareketleri, mesela eski Msr'da mutad olan sert ve
mehabetli bir uslupta temsil edilen heykel ve kabartmalarn

- 41 -

D N L E R TAR H N E G R
yerine hayata daha yakn, tabiata daha uygun tasvirlerin ka
bul edilmesi gibi, bundan sonraki asrlarda da gze arpan
bir iz brakmlardr.
Muhtelif ilahlarn ve onlarn en ycesi olan A man-Reye
ait, muhteem mabetlerde icrn edilen ayin ve merasim, ga
yet titizce ve resmi ekillerde mudebdeb ve mutantan bir
surette vuku bulmutur. Muazzam bir kapdan girerek "ilah
larn yolundan" geip mabedin ierisine giderdi; fakat en
mukaddes yer tamamyla karanlk idi. Bu hcrede oturan
ilah heykeli nefis elbiselerle giyinmi, kymetli zinetlerle
sslenmitir; ona da lezzetli yemekler, nefis araplar takdim
edilmitir. Btn bu vazifeleri grmek iin mteaddit kahin
snflar mabette bulundurulmutur.
En yksek (ve esas itibaryla tek) kahin, firavun kendisi
idi. Ancak paytahtnn dnda baka kahinler onun yerini
tutmulardr. Fi.r&vun da en yksek ruhani reisi olmaktan zi
yade, henz hayatta olduu vakit bir ilah sanlmtr. Bu hal,
aa yukar M.. 25 00 senesinde yazlm bir metinde "R e
onu (yani firavunu) dourmutur" diye tesbit edilmitir. Da
ha eski zamanlarda, firavun'un yaratc ilahn kendisi oldu
unu syleyen bir teolojinin mevcut olmas muhtemeldir.
lah olarak zevcesine hulfl ederdi; olu, yine ilaht. Kralie
nin dourduu olu , ilahi babann kendisidir. Bu tasavvu
run bir ifadesi olarak "annesinin bugas 'hdan bahseden
mitolojik esatirlerde grmekteyiz (buga : ilahn bir tecellisi
dir). Firavun, her gn icra ettii merasimde ilahlardan yeni
den kudret ve ilahi kudsiyeti alrd . ldkten sonra OsiriSle
birleerek baka Hahlarla beraber ona da taplmtr.
Eski Msr dininin bizi belki en fazla ilgilendiren ve yal
nz ona mahsus olan bir taraf , lm hakkndaki tasavvurla
rdr. Edebiyatta, daha dorusu bize gelmi olan yazlarn en
by!_{. ksmnda -en eski zamanlardan kalan Ehram metin
lerinden balayarak Yeni Devlete ait mteaddit papirs
yapraklarndaki yazlarn kadar- bu meseleler yer almtr.
Halbuki Msrllar bu sebepten bedbin ve dnyadan bkm
bir millet saylamaz; bilakis, bu dnyavi hayat ok sevdik-

- 42 -

ESK MISIR
leri iin ayn hayat ahirette de devam etsin diye ller l
kesine giden yolu mmkn olduu kadar kolaylatrp l
lerin istikbalini mmkn olduu nisbette gzelletirmeye
almlardr.
lme mteallik edebiyatn en mhimi ve Msr'da cari
olan muhtelif tasavvurlara dair tafsilatl mah1mat veren par
as, muhtelif zamanlarda yazlm olan ve muhtelif okun
ma tarzlar bulunan "ller kitab " dr ki, llerin ellerine
verilip, onlara, br dnyaya giden g yoldan geerken iki
dnyay ayran rma amalarn kolaylatran afsun ve si
hir szleri ihtiva etmekte, br dnyann mahiyetinden de
bahsetmektedir.
Eski Msr'da insann mahiyeti hakknda hkm sren ta
savvurlar anlatmak kolay deildir; nk iptidai milletlerin
ounda grld vehile, bir tek ruhun deil, muhtelif
ruhlarn mevcut olmalarna inanlmtr. Bu inana nazaran,
bn elenilen ruh prensibi, lmde bedenden ayrlmaktadr;
o, hayat vren, muayyen ahsiyet baheden bir kuvvet olsa
gen.:ktir; kn ismiyle mehur olan baka bir ruhun bedende
kalnas gayet muhtemeldir.
Beden ile ruh arasnda mevcut olarak lmden sonra bi
le devam eder gibi telakki edilen bu mnasebete inantan
dolaydr ki, lnn cesedi byk bir itina ile tahnit edilip
kendisine kurbanlarla dualarn arz edilmesine lzum grlmtr.
Bunun iinde kabirler ebediyete kadar kalacak bir meta
netle bina edilmilerdir: Firavunlarn muazzam kabirleri
olan ehram veya asrlar sonra Nil nehrinin bat kenarnda
kayalarda alm kocaman l odalarn da bu fikrin bir ak
si sanmamz lazm gelmektedir.
O kadar mehabetli bir kabri olmayan fakiri br dnya
da bekleyecek olan ksmet, herhalde pek fena olsa gerek
tir.
Cenaze merasiminde, esatire gre, sis'in Osiris'i yine ha
yata kavuturmak iin icra ettii ayinler tekrarlanmtr.
br dnya hakkndaki tasavvurlar asrlar boyunca de

- 43 -

D i N L E R TAR i H N E G i R
imitir; bazen, ller lkesi, oraya giden yol gayet m
kl ve tehlikeli olmakla beraber bereketli bir memleket ola
rak tasvir edilmitir. O memleketin kral Osiris'tir. Bazen de
-ilk zamanlarda yalnz krala ait bir tasavvurun adi insanla
ra da nakledilmek suretiyle- l'nn artk Osiris ile bir ola
can syleyen metinler vardr. On'da yerleen gne ilahi
yatlarna nazaran ebedi saadet, gne ilahnn kay ile
gklerde dolamas ile elde edilir.
ller kitabnn 125. babnda, ilahlarn ly muhakeme
edecekleri anlatlmaktadr: adalet ilahesi onu Osiris'e aldk
tan sonra, yrei tartlr; tartmann neticesini yaz ilah Tot
bir deftere yazar bu, kyamette konacak mizann ilk misali
dir. 42 yarg bu sahneye itirak ederler; l, hi gnah i
lemediini, merhametli olduunu, llere yemekler, ilahla
ra kurbanlar takdim ettiini itiraf etmeye icbar edilir. Btn
ilahlarn isimlerini de tanmas arttr. Bu muhakeme ve im
tihandan geti mi, uhrevi saadete nail olur.
Fakat br dnyaya gidenlerden hi kimse dnmedii
iin, eski Msr edebiyat, insana gnlerini enlik ve nee
iinde geirmeyi tavsiye etmektedir. Byk miktarda mev
cut olan hikmet szleri de ayn nasihaLta l.JUlunmaktadr;
bunlarn en mehur ksm, mhoteliin hikmet szleridir ki,
brani hikmet szleri zerine derin bir tesir brakmtr.
Mesut bir aile hayatnn, ocuklarn bolluunun da insann
dnyavi saadetini tamamladklar gibi uhrevi saadetin
temelleri yine bunlardr: nk l merasimi yapmak, oul
larn vazifesidir.
Bir papirs, eski Msr dininin tarihinde hususi bir yer
tutan "Hayattan bkm olann kendi nefsiyle bir konu
mas " ismiyle hret kazanan mkalemeyi ihtiva etmek
tedir. Bu para, milattan nceki 20. asrn balangcnda
Yakn arkta hkmeden pek mkl ve kark zamanlarda
yazlmtr. Orada insann, nefsini kendinden ayr bir varlk
olarak telakkiye varmasn din tarihinde ilk defa olarak gr
mekteyiz. lme susayan bu insann syledii birka iir,
eski zamanlarda bulduumuz en gzel lirik paralardr.
- 44 -

ESKi MISIR
4000 sene evvel kara sevdal bir gnlden km olan u
iir, bu gnlere kadar ypranmam , dn ieini aan
nilferin kokusu kadar tazedir:
lm bugn nmde duruyor
Bir hastann ifas gibi,
ahatszlktan sonra bir gezinti gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Mrisafilerin kokular gibi
zgarl bir gnde yelken altnda bir oturu gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Nilferin rayihas gibi,
[Jsann, sarholuun kysnda oturuu gibi.
Olm bugn nmde duruyor,
Senelerce hapislerde yaayan bir insann,
Kendi evini zlemesi gibi...

A. ERMAN, Die Literatur der Aegypter, 1923 - A. ERMAN, Die aegyp


tiscle Religion, 1943. G. ROEDER, Urkunden des alten Aegypten, 1923.
- ]. BREASTED, Developnent of Religion and Thought in Ancient Egypt,
1912. H. KEES, Totenglaube und Jenseitsvorstellungen der alten Aegy
ter, 1926: - H. KEES, Der Gtterglaube im aJten Aegypten. 194 1 .
-

- 45 -

SM E R VE AKA D D N LE R

sr'da olduu gibi, Frat ile Dicle arasndaki


cezirede de milattan 3000 sene kadar ewel pek yksek bir
kltr ve medeniyet teesss etmitir. O civarlarda asrlar
boyunca, muhtelif milletler, eit eit rklar birbirini takip
etmilerdir. Smerler ve Akadlar, Amurrulular ve Kassitlar
ve Asuriler. M. 668-626 Asuri milletinin kral olan Asur
bani-Pafn byk ktphanesinde, en eski Smer devrin
den ta Yeni - Asur devrine kadar dine ait metinler muhafaza
edilmitir ki bunlar eski kahin dinlerinin zelliklerine dair
kymetli malumat vermektedir. Irak'n muhtelif yerlerinde
yaplan kazlarla bu husustaki bilgilerimiz seneden seneye
artmtr.
En eski zamanlara ait (M.. 3000) kltrlerin en nem
lisi, Smerlerinkidir. Onlar, ne Sami ve ne de Aryan rk
larna mensup olan, galiba dalardan gelmi bulunan bir
millettir. Dinlerinde hususi yer ilahlarnn byk bir ehem
miyeti haiz olmas pek muhtemeldir. Fakat ilahfarn gze
arpan bir hususiyeti, isimlerinin ivi yazsnda daima yldz
eklinde bir iaretle beraber yazlmasdr. Demek, eski ilah
larn phesiz gkle sk bir mnasebeti vard. Halbuki
Smerler ve onlardan sonra gelen milletlerin ilahlar uzak
semavi varlklar deildir; bunlar tam insan eklinde gr
nen hkmdarlar saylmlardr. Ancak bu ilahlar insanlar
dan ayran, bilhassa lmszlktr. nsanlar, ilahlarn

- 46 -

S M E R VE A KA D D i N L E R
hademeleridir; onlara gzel evler bina edip lazm gelen
yeniek ve iecekleri takdim ederler, onlar sevindirip f
kelerini teskin etmeye alrlar.
Smer dininin ok dokunakl bir tesir brakmas Laha'l
kral Gudea'nn kurduu mabede yazdrd metinler
sebebiyledir ki kral orada, ryalarndan, mabedin binasn
dan, dualarndan ve btn dini meselelerden bahsetmek
tedir. Fakat dinin byk bir ksm aa yukar M.. 2000
ylnda Smerlerin lkelerine akn eden cenup ksmnda
Babilonya'l, imal ksmnda Asuriler denilen Sami milletler
tarafndan benimsenmi ve bu suretle bize kadar gelmitir.
Smer ilahlarnn ou, yeni gelen Hahlarla birletirilmi,
ilahiyatlar tarafndan Akad ilahlarnn baba, yahut baka
akrabalar olarak beyan edilmilerdir.
Samilerin Smerlerden aldklar ilahlarn en mhimleri,
bir lkte toplanan Anu, Enli! ve Ea'drlar.
Anu, esas itibaryla gklerin malikidir; bu sfatla da, kral
lar tahta karr. Mukaddes ehri Uruk olan bu ilahn, btn
tabiatst varlklarn en ycesi olmas, kendisine ait olan
rakamn -eski ark Matematiinin temeli olan- 60 olduun
dan belli olur.
Enlil ise, muhakkak rab ve hkmdardr; bazen hem
gn hem yeryznn sultan olarak tasvir edilmesine,
ramen bilhassa yeryzne baldr. Mukaddes ehri Nip
pur, mukaddes says 50 olan bu ilah, dalarn padiahdr,
insanlarn ksmetlerini tayin eden tapnaktr.
Ea'ya gelince, sularn derinliinin ilahdr; eski zamanlar
da iki byk rman mensuplarrida vaki olan Eridu ehrin
de ona tapnlmtr; krk'a bal olan bu ilaha, temizleyici,
vel1t kuvvet, ayn zamanda da hikmet sfatlar izafe edilmi
tir. Byk bir byc, mahir bir sanatkardr; bu sfatlardan
dolaydr ki, insanlarn da yaratan olarak tasvir edilmitir.
Bu byk lk mitolojide ve ilahiyatlarn fikir sistem
lerinde ne kadar mhim olursa olsun, onlar asrlar boyun
ca baka ilahlarn gelimesinden dolay gze arpan stn
lklerini kaybetmilerdir. Nippur ehrinin ilah Enlifin yer-

- 47 -

D N L E R TAR H N E G R
ine takriben M.. 1950 yllarnda, Akadlarn yeni paytaht
Babil'in yer ilah Marduk gelmitir. Marduk, byk ilahlar
arasnda en nemli mevkiye ykselmiti . Eski Babil yaratl
esatiri, bu ilahn, ezelde Tiamatu adl muazzam deniz ve
kaos ejderini ldrdn anlatmaktadr. Kahraman, ilah
kurultay tarafndan dnya hkmdar payesine karlm
tr. Onunla bundan evvelki ilahlar arasnda mnasebet kur
mak maksadyla, Marduk, Ednn olu olarak tavsif edilmi
tir. Ea'nn hikmetini tevars ettiinden hastalarn dertlerine
ifa verip devleri kovabilen ulu bir frk ilah eklinde
tasavvur edilmi, br taraftan da yaratan ilaha ait sfatlarla
sslenmitir. Kendisine 50 eref lakabnn verilmesi, ehem
miyetine bir iarettir. Mteri yldzna bal olan bu ilaha
ibadet, Yeni - Babilonyal devrine kadar devam etmitir.
Marduk erefine yaplan bayram, ilkbahar veya Nevruz
bayramdr. Babil mitolojisine gre ilahlar o gn mabedin
en mukaddesi yerinde toplanp gelecek senenin mukad
deretan tayin edip gklere yazmaktadrlar.
Baka ehirlerde yerletirilen yer ilahlar, Mardultun
yannda ya kaybolmular yahut da hususiyetlerini deitir
milerdir: Ninurta eski bir frtna ve rzgar ilah, bilhassa
harp ve av ilah olmutur; dmanlarna okla taarruz eder.
Baz yerlerde Mardulitan daha kuvvetli olan Nabu (Nebo)
sonra onun olu olarak telakki edilmitir. O Msr'da T o t
olduu gibi, insanlara kltr ve yaz sanatn getiren ilahtr.
Bunun iin bilhassa fal sanat ile megul ve yaz yazmaya
vakf olan . kahinlerin ilahdr; ekseriya, elinde ivi yazs .
kazmak iin kulianlan bir kalemi tar gibi temsil edilmitir.
Nergafa gelince, hem ldrc gne harareti ile, hem
de lm lkesiyle mnasebetleri mevcuttur; husus! sahas ,
bilhassa yeraltndaki lkedir;. . fem orann hkmdar, hem
de d.ev, gtilyabani, cin gibi, mallfkatn korkll'r ilahdr.
. Saysz ilahlarlan, ate ilahm zikretmekle iktifa ederiz;
o, byk temizleyicidir, kurban yakt iin de insanlarla
f).hlar arasnda mutavassttr.
Bundan maada, her byk ilah iin bir zevce tasvir edil-

48

S M E R VE AKAD D i N L E R
mise de, bu mennes kuvvetlerin zelliklerini pek iyi
gremiyoruz; kralienin riyasetinde kahineler, onlara la yk
ibadeti icra etmekle megul olurlarm.
Smerlerden alnan zikri geen lkler daha mhim bir
Akad l vardr ki, birinci ilah, ay ilah Sin'dir. Onun
yannda eski sami gne ilah ama bulunmaktadr. n
c ilahi varla gelince, baz yerlerde rzgar, frtna ve ya
mur ilahi, buga veya arslan suretli Adad veya Raman'dr;
fakat ekseriya Zhre yldzna bal olan Jtar adl verimlilik
ilahesi, byk ana-ilahe, Sin ve ama ile beraber bulun
maktadr.
Sin ise, ona en eski zamanlardan beri Kaldeal Ur ehrin
de tapnlmtr. Onun adna icra edilen ibadetin ikinci mer
kezi, orada milattan sonra bile ay ve yldzlara tapan ve s
lam tarihinde .de bir rol oynayan Sabilerin vatan olan Har
ran ehridir. Sin, nur verici, aydnlatan, fal sanatn koruyan
ilahtr; gklerin ve yeryznn padiah da odur. Gzel
ilahilerde, ekseriya ya boynuzlu boa veya gklerde
dolaan gm kayk, yahut da mavi sakall bir ihtiyar ek
linde tasvir edilmektedir.
Hkmdar sfatyla, Sin btn ilahlardan, gne ilah
amatan bile, y ksektir. Gece, gn dourduu iin
ama, Sin'in olu Saruhutur. O bilhassa her eyi gren
kahraman, dnyada adalet yayan ve adaletle hkm veren
byk y::rgtr; mitolojide kendisine Adalet ve nsafadl iki
olu isnat edilmitir. Adalet ilah sfatyla insanlara da
kanunlar vermitir: Eski Babil sanatnn en mehur kabart
malarndan biri, Babil kral Hmnmurap'nin kanunlarn il
tiva eden levhalar ana'n elinden kabul ettiini gster
mektedir.
Gk grlemesini ahslandran Adad veya Raman, kasr
ga ilahlarnn mahiyetinde grlt ile dnyay gezmektedir;
insan, dmannn memleketini tahrip etmek isteyince o
ilaha afsun ve dua ile tevecch etmitir .
lkte Adaddan daha sk rastlanan Itarn ibadeti
Akadlarda byk bir rol oynam, baka milletlere de sir-

49

D N L E R TAR H N E G R
ayet etmitir; Elam ve Mitanni'de ona rastlanr; Yunanllarda
da Astarte ismiyle hret kazanmtr. Eski Smer dininde
muhtelif ana ilaheler varm ki onlarn en byk ksm dinin
inkiaf sayesinde byk ilahlarn zevceleri haline nnkalp
olmulardr. Ayn inkiaftan dolaydr ki, Itar, btn ms
takil mennes ilahi varlklarn hususiyetlerini benin::eyerek
yegane byk verimlilik, ak ve ana ilahesi olmutur. in'in
kz olduu iin anan kzkar<lei olarak gklerin kral
iesidi?. Mukaddes says 1 5'tir (Sin 30, ama 20). ltar,
hem akam yldz, hem de sabah yldz olan Zhre'ye ba
l olmasndan dolay hem geceleyin, hem de gndzn
yaplan ilere bakar: bu suretle hem ak ilahesi, hem de ay
dn ve cesur harp ilahesi eklinde tasavvur edilmitir. Bil
hassa Asur nitc lojisinclt>. pars veya aslann srtnn stnde
durarak y: :va vf'y: harbe gidiyor gibi grnmektedir.
br taraft.m .n: il:l he olduundan bazen memede bir
,;ucuu vardr. S.y::z ilah ve krallarn sevgilisi olan Itar'a
insanlar en dokunakl ve tall d ualarla tevecch etmilerdir;
u unlara efkat ve merhametle bakmtr. Ak ilahesinin
ibadetiyle megul olan hususi kadn kahinler mabetlerde
bulunmulardr; ayinlerine, mukaddes fahielik dahildi.
Halbuki kadn kahinler, ocuk dourmamalydlar; bir
ocuk dodu mu, derhal anasndan alnp baka bir yerde
vetitirilmitir.
Ta Smer zamanndan kalan bir mitolojik destan, tar ile
s i.,rlerin ilah olan Tammuz (Dumuzi) arasndaki ak
hikayesini anlatmaktadr. Yaz zamannda (yani temmuz
ayxla) ldkten sonra ilkbahar yeilliini mezarnn kuy
tuluguna gtren gen Tammuz, yeni yln balangcnda
tekrar hayata kavuup btn memleketin nevnemasn
dnyaya getirmektedir. ltar'n gen maukunu kaybettik
ten sonra syledii atlar dini edebiyatta husus! bir yer al
maktadr:

Kaybolan iin ah u feryat edilir:


Vay evladm diye .h u feryat edilir,
Vay Damucuum diye .h u feryat edilir...
- 50 -

S M E R VE A KA D D N L E R
Annenin onu dourduu parlayan amdan,
Eanna 'da, aaya, yukarya ah u feryat edilir.
Sahibin evi ah u feryat ededurur,
Sahibin ehri ah u feryat ededurur.
Bu feryat, ieklenmiyecek nebat iin bir feryattr,
Bu feryat, baak vermeyecek buday iin bir feryaddr.
Hazine ve mal bir defa daha zuhur etmeyecek hazine ve
mal iindir,
Kuvvet vermeyen zayf kocalar, zayf ocuklar iindir.
Bu feryat, kam vermeyen derin rmak iindir.
Bu feryat, buday vermeyen tarlalar iindir...
Bu feryat, baharat vermeyen nebat yataklar iindir.
Bu feryat, uzun mr vermeyen saray iindir...
Tammz'un yeniden ller lkesinden kt gn, "
anlatan bir iir okunmutur:
Sevgilisini kurtarmak iin yeraltndaki lkeye inen ilahe
orada Ab- hayat (Bengi Su'yu) elde etmeye alm, bir
ok glklerden sonra arzusu yerine gelinceye kadar
btn dnyada nebatlarn nevnemas, hayvanlarn yav
rulamas bsbtn kesilmitir.
Tammuz, tam Msr'da Osiris gibi, din tarihinde mhim
bir yeri haiz bulunan, len ve mezardan kan ilahlardan
dr; halbuki tabiatn tezahratna Osiris'ten fazla baldr.
Tabiat her sene ayn ekilde grnen yetiip lmesini ahs
landran bu ilahlar, Allahn faaliyetini bilhassa tarihl inkiaf
larda, zel tarihi hadiselere gre milletlerde (bilhassa
Yahudiler!) artk elemmiyetlerini kaybetmilerdir.
Akad ilahlar arasnda Asurilere mahsus Auru zikret
meliyiz. O memleketin sultan ve harp sahibi olarak tasav
vur edilip resmi de kraln mhrne kazdrlmtr. Harp
esirleri ve baka ehirlerden getirilen yabanc ver ilahlar
kendisine takdis ettirilmitir. Aur, ummi inkiaftan dolay
ykseltilen baka ilahlar gibi bazen de dnyay yaratan ilah
sanlm ise de, byk Akad ilahlarndan fazla ke;ndi millet
ve ehrine bal kalmtr.
Adlar geen byk ilahlarn yannda daha ehemmiyet
siz iJall varlklar da vard. Hastalk, veba, felaket gnderen

tar'n cehenneme gitmesi hi


'

- 51 -

D i N L E R TA R i H i N E G i R i
dev ve cinler dnyada sr sr mevcuttur. Onlara kar
muhtelif sihir ve afsun dualar, komplike ayinleri icra edil
mitir. Gkte bulunan Igig'ler yeryznde oturan
Anunaki ler resmi dualarda zikredilmektedir; hemen her
ilah tabakasna mahsus kahinler titizce tertiplendirilen
rasimelerle meguldr.
Maamafih, Asur ve Babil dininin dnya kltr tarahinin
inkiaf iin nemi olan hususiyetler, bu eit eit ilahlar,
bu saysz cinler, bu titiz merasimden ibaret deildir; bu
taraflar, yalnz o zamanki "kahin dininin" en tipik misalidir.
Bizi ilgilendiren zellii, byk kozmik mnasebetlere
inantr. Dnyann gidii ilahlar tarafndan tayin edilmi,
yldzlara yazlmtr. nsann vazifesi, yldzlarn ayr
vaziyetlerinin hangi manalar ihtiva ve hangi deiikliklere
iaret ettiklerini renmek, yani ncum ile tabiat ve insan
hayat arasndaki benzerlik ve ballklar aratrmaktr.
Eski Babilonya'llarn heyet ilmine mteallik bilgileri
gayet geniti; ayn, gnein, yldzlarn hareketleri hesap
edilmi, gn taksim edilmesi, 12 burlu zodyan tavsif
edilip ayrlmas daha o zamanlarda icat edilmitir. Hatta ga
yet mkil bir muamelede bulunmak suretiyle ksuflar he
sap edilip nceden haber verilebilmitir. Babilonya'llarn
hesap sisteminin temeli 60 olduundan gnn, saat ve da
kilnlarn bu gne kadar kabul edilen ekilde altma taksim
edi:si 3500 sene evvelki riyaziyecilerin eserlerine dayan
maktadr.
Halbuki btn bu hayrete ayan bilgiler yalnz astrolo
ji'den <,:km, o sanatn bir yardmc ilmi olarak telakki edil
mitir. Astroloji ve fal sanatnda 7 says gayet byk bir rol
oynamtr; haftann 7 gne taksim edilmesi o zamandan
kalmt\. Haftadan yedinci gn uursuz olduu iin insan
o gnde alamad; ne vazifesine bakmaya, ne de kurban
yakmaya mezun oldu. srail'de grnen ebt takdisi, o gn
de hi bir ie baklmamas, bu usuln tesiri altnda kalm
olmaktan ileri gelmi bulunmas gayet muhtemeldir.
Fakat yldzlara bakarak istikbali "gk yazsndan" nce ,

- 52 -

S M E R VE A KA D D N L E R
sylemektense, Babil kahinlerinin tefel iin daha baka
vesileleri vard. Bilhassa ldrlm kurban hayvanlarnn
karacierine bak gayet iyi neticeler vermitir. Bu "ciere
bak" keyfiyetine eski zamanlarda hemen btn byk
milletlerde rastlamaktayz; nitekim Roma dinine kadar yayl
mtr. Bize gelen byk tun veya ta cier nmunelerinin
gsterdii vehile, bu organn her noktasnn baka bir ma
nas vardr; hususi bir yerde, bu veya u deiiklik peyda
olursa, dnyada veya evde muhakkak bu veya u hadise
zuhfa gelecektir. Pek mekanistik olan bu tefele benzer
bir usulde, su ile zeytinyann kartrlmas ve bu suretle
grnen muhtelif ekillere bakarak istikbalin nceden sy
lenmesidir.
Bu majik tecrbelerin yannda ryalara byk bir ehem
miyet atfedilmitir; Smer kral Gudea mehur yazlarnda,
kendisini bir mabedi bina etmeye tevik eden ryalardan
bahsetmitir; bu gibi rivayetler oktur.
Kahinlerin -bu fal sanat bir yana- ii, kt dev ve cin
lere kar ihtiyat tedbirleri almakt. Her kede, her sokak
ta gizlenerek pusuda bekleyen hastalk ve felaket cinlerini
korkutmak veya kovmak iin birok resmi tabirler, muay
yen ayinler mevcuttu. Bazen de kt cinlere kar sadece
bir afsun sz kafi gelmez, gkteki iyi ilahlara niyaz edile
rek onlardan yardm istirham edilmitir; o halde, kendisin
den messir olan afsun, yce tanrya yalvaran dua ile bir
letirilmitir.
Hemen btn afsun dualarnda , kahin evvela Marduk'a
mracaat eder; bu ilah ricasn babasna -yani Ea'ya- ibla
eder; ondan ald cevab kahine bildirir. Hastalklara kar
alnan tedbirleri iyice anlatan bir duann nmunesi udur:

Irmak i/.h beni gndermi, i/.h beni gndermitir.


Memlekete ifa getiren frk benim.
ehirde dolaan byk temizleyici k.hin benim.
Namtar'm yakalad, Aakku'nm zerine atld hasta
Eridu 'nun az ykanm frks benim.

- 53 -

D N L E R TAR H N E G R
Ben o hastaya yak/amca,
hasta adeleleri grnce,
uzuvlarm gzden geirince,
hastaya Ea 'mn suyunu serpince,
hastay korkutunca,
hastanm yanaklarm okaymca,
hastanm zerinde bamnca,
Eridu'nun afsununu syleyince
o zaman iyi dev, iyi koruyucu iliih yammda olsun!

Aakku devlerine gelince, yedi eit hastalk devlerin


den, hastann ban artan cinsidir.
Bir kii bir belaya mptela olduu zaman mabetteki me
rasimde haline uygun atlar sylenilmitir. Halbuki bu iir
ler kendi duygularn anlatan ahsi iirler deil, kahinler ta
rafndan telif edilen numunelerdir. Bazen basit, uzun tekrar
lanan ikayet ve feryatlardan ibarettir; bazen de felaket ve
bahtszl pek dokunakl ve mteessir szlerle tavsif eden
iirlerdir. Dua eden, belalarn anlattktan sonra, iirin so
nunda ilahtan yardm ister, gnahlarndan kurtulmasn di
ler. nk o zamanlarn grnde insana isabet eden has
talk ve felaket gnah ilemesinden ileri gelmitir. Bu se
bepten, her merasimde evvela gnahlarn itiraf lazmdr, in
san belki istemeyerek bir ilahn emirlerine gre davranma
m, insanlara kar fenalkta bulunmutur. Gnah, tam
maddi bir pislik gibi, baka kimselere szabilir. Gnahtan
kurtulan insan, felaket ve hastalktan kurtulmu olur. Zaval
l insanlar tehdit eden, fkelendiren ilahlarn kalplerine do
kunmak iin hususi kahinler alayp at sylemekle me
gul idiler; gnahkar, uzun artma merasimine maruz kalm,
kurtulduktan sonra dualarnda vadettii kurban takdim et
mekle mkellef idi. Kurban ayinleri, pek azametli bir suret
te ssl mabetlerde icra edilmitir. lahlar, tam insanlar gi
bi, gzel bir evden zevk aldklar iin en eski zamanlardan
beri kendilerine mehabetli mabetler tahsis edilmitir. Smer
zamannda bu mabetler zikkurat (pek yksek, muhtelif kat
tan ibaret bir bina) eklinde yaplmtr; dalar andran bu

- 54 -

SM E R VE A KAD D N L E R
mabedin en yksek kat ilahlarn oturduu yerdir. Ayn za
manda bu zikkurat'lar, ncumlara bakmak iin ok elveri
li idi. Mabet, yalnz uzun hazrlklardan, uurlu yerin, uur
lu zamann belirtilmesinden sonra bina edilmitir; ilere biz
zat kral itirak etmitir: birok resim ve heykeller, kral elin
de veya banda lazm gelen maddeleri tar halde gster
mektedir. O da, en byk kahindir. Mabede ait btn bina
larn bitirilmesinden sonra heykeller getirtilip hususi mera
simle canlandrlmlardr; bundan sonra, ilahn hakikaten
onu gsteren heykelde bulunmasna inanlmtr. Bunun
iin kendisine her gn seme yemekler, lezzetli araplar, bi
ra ve sular takdim edilmi , kurban hayvanlar da sunulmu
tur.
Uzun kurban ayinlerinin en nemli ksm, kahinlerin
syledikleri ilahllerdir. Uzun iirlerde ilahn eref isimleri,
harikulade ileri saylp en gzel ve airane kelimelerle
vlmtr. lah ne kadar ehemmiyetsiz olursa olsun, ona
takdim edilen ilahllerde ulu, kuvvetli bir hkmdar, dnya
nn yaradan, dnya nizamnn korucusu olarak meth edil
mektedir. Mesela ay ilah Sin'e yle hitap edilmektedir:

Kuvvetli gen boa, kaim boynuzlu, kusursuz uzuvlarla,


laciverd sakall, bolluk ve bereketle dolu!
Levent endaml, kendinden yetien meyva,
muhterem grnen, bereketinden doymamza
imkan olmayan,
her eyi douran anarahim, canl varlklarn ortasmda
mukaddes bir ikametgah kuran sen!
Btn lkelerin hayatm elinde tutan, merhametli,
lutufkar peder!
Ya rab, ulhiyetin uzak gkler gibidir, bol bol bereketi olan
engin deniz gibidir.
Topra yaratm, abideleri kurmu, isimlerini
anlatm olan sen!
lah ve insanlar douran, mabedleri kuran, kurbanlar
nizamm koyan,
Krall tertip eden, hkmdar as{i[arm baheden, en uzak
zamanlar iin kaderi tayin eden peder!
- 55 -

D N L E R TAR H N E G R
Senin azmdan pkan sz, gklerde duyulunca,
gigi'ler secde ederler.
Senin azmdan kan sz yeryznde duyulunca,
Anunaki'ler topra perler.
Senin azmdan kan sz, yukardan rzgar gibi
gelip geince, ayr ve otlaklar bereketli mahsl verir.
Senin azmdan kan sz, yeryznde sylenince
yeillikler yetiir.
Senin azndan kan sz, davar srsn, koyun
alm bytr, canlt varltklar oaltr.
Senin azmdan kan sz, adalet ve hakk muhafaza eder,
insanlar doru ve samimi konuurlar.
Senin azndan kan sz uzak gkler gibidir, kimsenin
grmedii gizli yeralt lkesi gibidir.
Senin azmdan kan sz onu kim anlar,
ona kim tahamml eder?
Hem atlar, hem ilaheler en gzel ksmlarnda brani
mezmurlarn andrmaktadr. Mezmurun asl, eski Babildeki
merasimlere benzer aymler ise de, asrlar boyunca mezmur
airler bu ayinlerden vazgeip ahsi bir din duygusuna var
maya muvaffak olmulardr. Babil ilahileri ise, ayinlere ba
lanmaktan kurtulamamtr.
Eski Irak'ta geni bir mitoloji edebiyat en eski zamanlar
dan beri mevcuttu. lkbahar bayramnda bir yaratl esatiri
anlatlmtr (enuma eli) ki onun bizi bilhassa ilgilendiren
konusu, Marduliun Tiamat ejderini ldrmesidir. Kurtarc
ilah, bu kaos ejderinin paralanan vcudundan dnyay ya
ratmtr. Bu, baka iptidai dinlerde de rastlanan vcudun
dan dnyay yaratmtr. Bu, baka iptidai dinlerde de rast
lanan bir fikirdir.

Adapa hikayesine gelince, rzgarn kanatlarn kran


adamn ksmetinden bahsetmektedir; bu esatirin en mhim
fikri, Adapa'nn kendisine takdim edilen lmszlk neba
tn yememesi dolaysyla btn gelecek insanlar lmsz
lkten mahrum etmesidir.
1 2 levhada yazlm olarak bize gelmi olan
- 56 -

Gilgame

SM E R VE AKAD D N L E R i
destan, eski arkn en mehur mitolojik destan sanlmakta
dr. te iki ilah olan Gilgamein vefakar arkada Enkidu
ile beraber geirdii maceralarda ve Enkidu'nin lmnden
sonra grd ztrapta, dnya edebiyatnda sk sk rastla
nan motifleri grmekteyiz: Mesela bir tek insann geirdii
bir tufan hakkndaki ve Ahdi Atik'te anlatlan tufan desta
nna benzeyen esatr, Gilgamein ab- hayat elde etmeye
.ur.amas ve baka paralellere gze arpmaktadr.
Hititlerin dininde, eski ark dinlerine pek benzer tasav
vurlara rastlanmaktadr. Byk bir ana ilahe, kuvvetli bir fr
tna ilah orada da mevcut idi; ibadetin, pek resmi bir ekil
de icra edilmesini bize gelen meratin ve kabartmalardan is
tidlal edebiliriz.

M. JASTROW, Die Religion Babyloniens und Assyriens, 1905-1 9 1 2.


A. UNGNAD, Die Religion der Babylonier und Assyrer, 192 1 . Ch. F. JE
AN, La religion sumerienne, 1948. - E. DHORME, Les Religions de Baby
lonie et d'Assyrie, 1949.- A. FALKENSTEN, Die Haupttypen der sume
rischen Bechwrung, 1931. - G. CONTENEAU, La magie chez les Assy
riens et les Babyloniens, 1947. TALLQUST, Akkadische Gtterepithe
ta, 1938. - G. CONTENAU, L'epopoee de Gilgamesh, 1942. - G. FURLA
N, La religione degli Hittiti, 1936. - R. DUSSAUD. Les Religions de Hit
tites et des Hourrites, des Pheeniziens et des Syriens, 1949.
-

- 57 -

E S K YU NAN STAN

unanlar, M.. 1 2 . asrda imal memleketlerinden


Akdeniz mntakalarna ilerleyince, orada uzun zamanlardan
beri revata olan ve indojermen rkna mensup olmayan bir
milletin kltirne rastlamlardr. Girit-Mikena'l denilen bu
kltr, gittike inkiaf eden Yunan dinine de tesirler icra et
mitir. Onun birka hususiyeti imdiye kadar tamamen be
lirtilmemitir; hkm srd mntakalarda muazzam me
zarlarn mevcut olmasndan, llere ihtiram gsterilip, lm
hakknda da zel tasavvurlarn beslenildiini istidlal edebi
liriz. Ayinlerde kullanlan bir alet, ayn zamanda da bir ko
ruma timsali olan ifte balta tasvirleri duvarlarda, sunaklar
da ok sk grlmektedir. Tabiate perestie gelince eski Gi
rit'lilerin aalara hususi bir dikkat ve sayg gsterdikleri ga
yetle muhtemeldir; aalar, ilahi kuvvetleri ihtiva etmiler
dir. lahlara gelince, ok defa ku eklinde tasvir edilmitir;
bize intikal eden resimlere inanrsak, ilahelere de byk
miktarda tapnlmtr. Onlar arasnda bilhassa, daima hay
vanlarn refakatinde grnen ve bu hususiyetinden dolay
''hayanlann kraliesi " ismiyle vasflandrlan gen bir ilah
varlk dikkati celbetnektedir.
Girit'li dini mefhumlarn ve ilahi ahsiyetlerin bir ksm

- 58 -

E S K YU N A N STAN
Yunan dinine sirayet etmi; ilahi varlklar, peri ve cinler e
refine yaplan merasime gelince, ta eski zamanlardan beri
mkaddes saylan yerlerde icra edile gelmitir; nk din
tarihinin bir kanununa gre, bir defa mukaddes olan yer,
yeni gelen bir dinin taraflar iinde kudsiyetini (belki biraz
deitirilmi ekilde) muhafaza etmektedir.
En eski Yunan devrinin halk dinine dair malumatmz
pek eksiktir. Baka iptidai milletlerde de olduu gibi, kuv
vetli bir demonistik din hkmetmitir; insan, muhtelif dev
ve naho varlklardan kendini koruyup bilhassa tabiat st
kuvvetlere yaklaabilmek iin lazm gelen tedbirlere riayet
etmeye almtr. Deisidaimonia, demonik kuvvetlere kar
duyulan havf, hayet o eski dinin bir hususiyeti idi. Bu
sebepten insan bilhassa btn temizlik usullerine byk bir
ehemmiyet atfetmitir. lahi kuvvet kendini talarda, aa
larda da gstermitir; bu kkten sonraki ilahlarn bir ka
gelimitir: Hennes, Hennae (yolun kenarndaki ta direkle
ri) lerin ilahidir; aalarn ihtiva ettikleri kuvvetleri driad ve
buna benzer perilerde ahslandrlmtr; bazen de hususi
aalar ilahlarn sembolleri olmutur. (Atina-zeytin aac;
Apollo-defne aac). Halbuki ilahlar hemen hi hayvan ek
linde tasvir edilmemitir; bu, eski ark dinlerinden ve bil
hassa Msr dininden byk bir farkdr. llere byk bir
sayg gstermitir; l ruhlar zararl olduklar iin, onlara
kurbanlar sunulmutur. Baz byk kahramanlar, fevkalade
insanlar lmlerinden sonra ilahlatrlp Heros ismiyle yar
ilahlar saylmtr.
Birok yer ve faaliyet ilahlar memleketin hemen her k
esinde mevcut idi. Her amel iin ve hayatn her safas iin
mtahasss ilahlar vard . ocuklar terbiye eden, ekinleri
byten, hastalara ifa veren, ehri koruyan yzlerce varlk.
Dinin btn zelii, Walter F. OITO'nun syledii gibi,
topraa, yere ballktr.
Halbuki eski halk dininin bu ktonik, karanlk ve ekseri
ya tekin olmayan taraflar HOMEROS'un heybetli esatirinde
- 59 -

D N L E R TAR H N E G R
nemli bir rol oynamamaktadr. M . . galiba 9 . asrda telif
edilen bu esatirde, aydn, yce, semavi, Olimpos dana
mensup ilahlar dininin merkezini tekil etmektedirler. Hal
buki bu ilahlar o zamanki asil derebeylerin ilahi bir azame
te bytlen numunelerinden baka varlklar deillerdir ki
onlarn, Zevs'in riyasetinde bulunan devleti, yeryznde g
rnen saray hayatnn bir aksidir. Bu ilahlar, her eyi bilir
veya her yerde hazr olarak deil, tam insanlar nevinden ta
savvur edilmilerdir. Sonraki Yunan feylesoflar, bu dini fel
sefe bakmndan tenkit ederken bazen pek dnyev'i mace
ralara benzeyen bu ilah efsanelerinden alnmlardr. HO
MEROS'ta yerli ilahlar ve ller hemen hi mevzubahs de
ildir; din, eski merasim yerlerinden de ayrlmtr.
Panteon'un - yani ilahlar cemaatnn - reisi, esas itiba
riyle gk ve nur ilah, ona kar kimsenin bir ey yapamaya
ca bir hkmdar olan Zevs'tir. "Parlamak" manasna giren
bir kkten gelen Zevs isminin gsterdii gibi, gkte parla
yan olaylarla alakal idi; imek ve frtnalar, oturduu yk
sek dalardan yeryzne gnderir. Yamurun sahibi oldu
u iin, verimlilikle de mnasebeti vardr. Bazen adaletin
koruyucusu sanlmtr. Fakat daha ok, iradesi mutlaktr;
insanlara adaletsiz ve insafsz grnen amellerde de bulu
nabilir.
Zevs, dnya'nn yaradan olmad gibi, bazen de baka
ilahlarda beraber deitirilemez bir ksmetin (moira) irade
sine tabi olarak tasavvur edilmitir. HOMEROS, Zevs iin
ara sra srf "ilah" tabirini kullanm; ilahiyatlar bu gr
gittike benimsemilerdir.
Mitolojik esatire gre, Zevs'in zevcesi, "inek gzl" He

ra, kadnlarn ve evlenmenin ilahesidir. Zevs'in kz ise, ba

basnn bandan kan ve bu suretle onun hikmetini ahs


landran Atena'dr; Zevs'e de nasihatlariyle yardm etmekte
dir. Kltr getirici, sanat ve sinaat koruyan, iffetli ve akll
ilahe Atina ehrini himayesi altnda tutmaktadr; drt sene
de bir defa yaplan Panatene bayramnda, ilahenin heykeli
- 60 -

E S K YU NA N STAN
yeni elbiselerle sslenilip bir ok da msabakalar icra edil
mitir. Ciddi ve kibar gen ilahenin mukaddes hayvan, bay
ku idi.

Apollon,

byk olimpiyal ilahlarn ncs, "mdafaa


edici" , hastal , taharetsizlii def'eden, sular-ldrme
suunu bile-balyan bir varlktr. 200'den fazla mukad
des isimin mevcudiyeti Anadolu'dan gelen bu ilahn ibade
tinin yaylma derecesini isbat etmektedir. Gnaha ve hasta
la mbtela insanlar temizliyen Apollo, nizamn himayeci
si de olmutur. Daima eski usullerin muhafazasn tevik
eder, eski ananevi ayin tertibine devam ettirilmesini ister gi
bi temsil edilmitir. Karanlk ve toprak kuvvetlerini ahslan
dran Piton ejderini ldrdkten sonra bu varln mukad
des . bir yeri olan Delfi'nin de sahibi olmutur: mistik olma
yan bir tabir ile, 9. asrdan itibaren bu ilahn, en eski za
manlardan kalan Delfi'deki kehanet yeri ile bir mnasebeti
ortaya atlmtr ki bu birleme sayesinde evvela bir toprak
ilahesine mahsus olan bu yer bir zamanlar Yunanlarn mil
li merkezi haline gelmitir. nsanlar temizliyen Apollo, za
man ilerledike aydnln, gzel ahengin, kudsl itidalin bir
sembol olmutur.
Olimpiyal ilahlar arasnda HemeSin ismi unutulmama
ldr. Esas itibariyle yollarda bulunan ta direklerinin, sonra
yollarn ilah olan bu varlk, o sfat sayesinde ilahlarn ha
bercisi, sratn de kanatl ilah, olmutur. ocukluunda,
mitlere gre, Apolldnun kzlerini alp hiddetlenen ilahi
kavaln icad ile teskin eden bu kurnaz ilah, tccarla:m ko
ruyucu ilah sanlmtr.

Poseydon'a gelince, sularn, denizin ilahdr; ona mahsus


mukaddes hayvan, attr. - Gzellik, ak, bazen de verim
lilik ilahesi sanlan Afroditin deniz kpnden (afros)
kn, gzellii ile insanlar byleyiini anlatan hikayeler,
sanatkarlar her asrda yeni airane eserler, gzel resimler
yaratmaa tevik etmilerdir. Afrodit, gz bal, kk bir
ocuk eklinde tasvir edilen ak ilah Eros'un annesidir.
-

61

D N L E R TA R i H N E G i R
Altnc asrda, 1 2 yksek ve en mhim ilaha, rivayete g
re Atina'da mterek sunaklar kurulmutur. O ilahlara, Ati
na'dan baka Yunan ehirlerinde de tapnlm, sonra da
birlikte Roma'ya getirilmitir. Onlar, 6 ift halinde tasavvur
edilmilerdir: Zes ile zevcisi Hera, Poseydon ile Atena,
harp ilah, kuvvetli Ares ile gzel Ajrodit; Apollo ile kzkar
dei olan av ilahesi, iffetli bir kz olan Artemis ki eski Girit
hayvanlarn kraliesi gibi, ormanlarn hayvanlariyle beraber
temsil edilmektedir; ate ilah, ayn zamanda da semavi de
mirci olan Hefistos ile ocak ilahesi Hestia; Hermes ile nebat
ve mahsul verici Demeter. Bu ilahlar, Walter F. OITO'nun
bir szne gre, "ezeli idelelerin ahslandrmalar" saylabi
lir.
Homerosun gsterdii ilahlarda asil bir snfn aksini gr
memize mukabil aa yukar M.. 750'de yaayan Hesiod,
Teogoni (yani ilahlarn yaradl) adl eserini daha fazla ift
ilere gre bir dinin mmessili olarak yazmtr. Onda, Zevs
daha fazla adaletin himayecisi, ahlaklarn koruyucusudur;
orada moira'lar bile Zevsin kzlar olarak temsil edilmitir.
lahlarn mnasebetleri iyice tertiplendirilen bir sistem ha
linde gsterilip muhtelif yer ilahlarnn da mevkii tespit edil
mitir. Hesiodda, kaos'tan balayarak Gea ve Uranosun ni
kah, onun kendi ocuklarnn yemesi ve artk Zevsin mey
dana kmas gsterilmektedir.
Klasik Yunan dini, ince ve hassas ahlak duygusuna ga
rip ve naho grlen esatirden temizlendirilmi bir surette
en mkemmel ifadesini S'inci asrn byk dram yazarlarnn
eserlerinde bulmutur. Byk Ayilos, Zevsten hemen mo
noteistik kelimelerle bahsetmitir. Dinin en yksek lk ve
rnei, Sofoklesin (497-406) trajedilerinde temsil edilmitir.
Bu dine nazaran, insann ileyecei en byk gnah kib'ir
ve gurur (hybris), ilahlarn hasedini uyandran azamet ve
kendi kuvvetlerine fazla gvenmedir. Byle bir fikir, baka
dinlerde de az ok bulunabilir ama, en kuvvetli izlerini Yu
nan dininde brakmtr. nsann bu asll gnah karsnda
- 62 -

E S K YUNA N STAN
mspet bir lk bulmas lazmdr; bu, itidale.lir ki insann, is
tidadlarn ahenkli bir surette gelitirmesi, ilahlarn iradeleri
altnda huu iinde yaamasdr. Byle bir davran her in
sann ona erimeye alaca hedeftir. nsan, insaniyetin
hudutlarn amadan ilahlarn istediklerini ilemekle ura
maldr. Bu "apollinik" itidal, klasik devrin sanat eserlerinde
de kendini gstermektedir.
Bu yksek dini lklerin ve bu. olimpiyal ilah lkesinin
yannda, halk dini eski ekillerinde yaamaya devam etmi
tir. Yunanlarn esasl merasim yerleri galiba mukaddes ko
rular idi. Homerostan sonraki zamanlarnda, byk miktar
da mabetler bina edilmitir. Halkn tapnd kaba ve iptidai
odun heykeller yannda bilhassa 5. asrdan itibaren pek sa
natkarane ilah heykelleri yaplmtr. Byk heykeltra Fidi
asn elinden kan sanat eserleri insann gzellik lklerini
harikulade bir ekilde temsil etmeye muvaffak olmutur.
Yunan ilah resimleri, mermer heykelleri bugne kadar g
nl ekici tazeliini muhafaza edip hala gzellik rnekleri
olarak takdir edilmektedir.
Mabedlerde ilahlara kurbanlar takdim edilmi, bir ksm
larnda hususi bir kurban ziyafeti verilmitir; bir ksmnda
kurban yakacak ateler yaklm , veya bir vasta ile ilahlara
gnderilen kurbanlar sunulmutur. Demek, klasik kurban
mefhumunun iki taraf mevcuttur; bir taraftan Hahlarla bera
ber yemekten dolay onlarla bir mnasebet kurmak; br
taraftan ilahlara insanlarn itirak etmedii hediye veya kef
faret armaanlar takdim etmek. Byk bayramlarda muh
telif mukaddes yerlere.le, mesela Olimpia'da hem sanatkar
larn msabakalar, hem <le spor yarmalar vuku bulmu
tur.
. . Halkta en eski zamanlardan beri toprak ana'ya tapnl
m, verimlilik ayinleri de icra edilmitir. Halbuki Anado
lu'da grlen, tabiat ile alakal ana ilaheler asl Yunanis
tan'da pek ehemmiyetli bir rol oynamamtr. Eski Yunan
toprak ana's erefine yaplan merasimin bir merkezi, Elev-

63

D N L E R TAR i H i N E G i R i
sis idi. Orada her sene mehabetli ayinlerle Demeter adl ila
henin, kaybolan kz Persefondyi korku ve heyecan ile am
mas canlandrlmtr. Demelerin kederinden dolay mahsul
zarar grp, ilahenin, yeralt lkesinin krnln kard, im
di de o lkenin kraliesi olan kzn bulduundan sonra
dnyada nevnema yeniden balar. Maamafih, zaman iler
ledike, bu hikayeyi temsil eden majik ayinler deil, insan
hayatnn bir sembol sanlan efsanenin kendisi halkn ilgi
sini celb etmeye balamtr. Mistik cereyanlar Yunan dini
ne sirayet ettike bu merasim de zenginlemi, yeni bir ma
na kazanmtr. Demeterin kzn yeralt lkesinden kurtulu
u gibi, insan ruhunun da ller lkesinden (Hades kurtu
labilecei hakknda bir mit belirmitir. Elevsis'deki srri
(gizli) ayinlerde, ruhunu kurtarmak isteyen namzet hususi
bir trenden gemeliydi; antik devrinin edebiyat ve airle
ri bu ayinlerin temizleyici kuvvetini, merasimin unutulmaz
tesirlerini hayranlkla titreyen szlerle vmlerdir.
Olimpiya'l ilahlardan baka bir ilah mefhumu, esasen
Trakyal bir hayvan ilah olan Dionisosun ahsiyetinde ken
dini gstermektedir. Ona bilhassa, kendilerinden gemi
sarho kadnlar tarafndan ibadet edilmitir. Pek esrarengiz
hviyetini, ldrm gibi kendi hadlerini aan, ormanlar ko
arak geen, artk ilahn mukaddes hayvann paralayp yi
yen kadnlarn u kelimeleriyle ifade etmeye allmtr:

Gel, gel, eklin nasl olursa olsun,


Dalarn boas sen, yzbal ylan,
yanan alevle aslan,
Ey ilh, hayvan, srr, gel!

Dionisos, zm ile temsil edilen bir verimlilik ilahdr;


onun ahsiyetine, eski arkn "len ve tekrar hayata kavu
an ilah" anlam eklenmitir. Esas itibariyle pek garip ve ba
zen hayaya aykr merasimi, ilahn ibadeti btn meleke in
tiar ettike medeni ve ahlaki usullere gre bir deiiklie
uramtr. Bundan tr kltr sahasnda derin tesirler h- 64 -

E S K i YU NAN STAN
rakmtr: Dionisos'un cokun ve heyecanl abiJlerin koro
halinde syledikleri arklar ve ilahilerden klasik ditiram
ekli gelimitir; onlarn akalarndan komedi, ilahn l
mnde yaktklar atlardan trnjedi inkiaf etmitir demek,
imdiki tiyatro ekilleri, Dionisos merasiminden kymetli bir
mirastr. Dionisos'lu din duygusunun hususiyeti, vecid ve
sarholuktur insan, ilahla birletirmei umar: Demek ki ay. dm, tefrit ve ifrattan kaan Apollo dininin klasik itidalin tam
tezaddr.

Dionisos dininin tasavvurlar ile, Orfizm karmtr. Bu


din esatire gre Menad, yani cokun ve ak peri kzlarnn
paralandrdklar ORFE'ye baldr ki mitik air, tatl ark
laryla vahi ha,yvanlar bile munis yapmaa muvaffak ol
mutur. Halbuki esasl Oifizm, pek sert bir zht ve riyazet
vastasyla ruhu temizlemee alan bir felsefedir; bundan,
garp aleminde ilk defa olarak vcudun, ruh zindanndan
baka birey olmadn (soma sema), aslen de her madde
den serbest olan ruhun tenash kanunlarna tabi olduunu
syleyen doktrinler ortaya kmtr. Orfik teolojide pek en
teresan bir yaratl esatirine rastlarz: Zevs, Dionisos:.'Zag
revs adl bir oul tevlit eder; o ocuk, kalbi mstesna, Ti
tanlar tarafndan yenilir. Zevs, kalan kalbi yedikten sonra,
Semele adl bir kz ile yeni bir Dionisos'u tevlit ettikten son
ra Titanlar atele yakar, onlarn klnden insanlar yaratr
ki imdi hem titanik (yani: ilahi olmayan) ve ilahi unsurlar
iinde tarlar. lahi kvlcmlarn kurtuluu riyazet, muhtelif
yemeklerden ictinap edi, ruhani tasfiye ile vaki olabilir.
Tasfiye edilen ruh artk, kendi anavatan olan yldzlara d
ner.

Bu telakkilerin en mhim mmessilleri, Cenubi italya'da


M.. 5 1 0'da vefat eden mehur matematiki ve musikici Pi
tagor, hususi bir tarikatn kurucusu, ve ondan bir asr son
ra yaayan Empedokles'tir ki, kendini, artk fani bir insan de
il, lmsz bir ilah olarak tavsif etmitir.
Bu muhtelif din ekilleri yan yana yaamlardr. Eski
- 65 -

D N L E R TAR H N E G R
Yunanistan mull bir <levlet olmad iin zel bir "deu/et
dini " hibir zamanda mevcut deildi. ehirlere.le ayr ayr
ilahlara tapnmtr; memleketin siyasi vaziyeti, Yunan mil
letini amil bir tanr anlayna sevketmemitir. Birok k
k ehir ve eyaletlerin ilahlar -esas itibaryla ayn din duy
gusundan, ayn tarihl kaynaklardan gelmelerine ramen
bir trl birletirilemediler. Halbuki her eyalet ve bilhassa
Atina ehri, ananevi dini merasimi serte muhafaza etmitir.
lk zamanlarda ayinleri icra eden bizzat kral idi: Demokra
sinin kuruluundan sonra gittike bir kahin snf husule ge
limitir. Kahin vazifesini asil ailelerin azalar, fahri olarak
icra etmilerdir; kurbanlarn bir ksm onlara tahsis edilip
bakaca ikramiyeler verilmitir. Baz yerlerde, kahineler ilah
ve bilhassa ilahelerin hizmetinde bulunmulardr.
M.. 6. ve 5. asrlar, din tarihinde gayet nemli bir za
mandr. Dnyann btn ularnda -in'den balayarak
yeni dini cereyan, yeni felsefi hareketler meydana kmaya
balamtr. Yunanistan'da dram yazarlar eski dinin en yk
sek seviyesini gsterdikleri gibi, feylesoflar da yeni dini te
lakkiler ileri srmlerdir. 474 senesinde len ksenofanes,
eski ilah hikayelerine ve bilhassa Zevs'un muhtelif ak ma
ceralarn ima ederek, halk ve Homeras'un eski tasavvurla
r aleyhine kulland iddetli tabiriyle mehurdur:

Homer ile Hesiod almak,

zina etmek ve birbirini aldat


mak gibi insanlarda ayp ve hakaret sanlan btn gnahla
r ilahlara atfetmiler.
Ana'anev1 ilah tasavvurlar aleyhine de sz amtr:
Eer atlarn ve kzlerin elleri olsayd , onlar ilah heykel
lerini at ve kz ekillerinde yaparlard.
Anadolu'nun cenubu-garbi kenarnda oturan byk yu
nan tabiat feylesoflar, ahsi kanaatlarna gre ya suyu ( Ta
les), ya hava'y (anaksimenes), yahut da atei (berak/it)
dnyann asl sanmlar, buna nallik teorilerini ilemiler
dir. Bu son ahsiyet, Yunan tabiat feylesoflarnn en by
, tevars edilen dinden ekinip btn ilahlarn arkasnda
- 66 -

E S K YUNAN STAN
bir vahdet, bir ilah prensibi grmtr ki onda, dnyann
gidii iin lazm olan btn tezatlar birlemektedir:
Yegane muhakkak olan bir mahiyet, kendinin Zevs is
miyle isimlendirilmesini hem ister, hem istemez.

Heraklifte ilahi yaratc prensip logos (yani kelime) keli


mesiyle vasflandrlmtr; bu fikir, bundan sonraki telolojik
sistemler iin gayet ehemmiyetlidir.
Yeni gelien tabiat bilgisinin ilim ile iman arasndaki m
nasebetleri aratrmasridan dolay, eski dini tasawurla, ata
larn adetlerine gsterilen sayg ve hrmet azalmaya bala
mtr. Baz bilginlerce ilahlar, en eski zamanlarda harikula
de messir ileri dolaysyla ilahlatrlm insanlardr. (Bu
teoriyi uyduran Evhemeros isimli zat olduu iin, bu gibi
denemelere Evhemerism denilir). Baka bir gre nazaran
ilahlar tabiatn muhtelif olaylarn ahslandrmaktadr. So
fistler ise, tam bir agnostizism gstermilerdir: bunlar, ilah
lar hakknda bilgileri olmadn sylemilerdir. Onlar da,
ilahlarn aslnn insan olduunu beyan etmeye uramlar
dr: ilahlar, faydal olann taahhsleri, yahut akll devlet
adamlarnn, halk tanzim etmek maksadyla icat ettikleri
varlklardr. Artk insan, her eyin ls sanlmtr.
Felsefe ve hikmetin en byk retmenlerinden biri -bel
ki de onlarn en nemlisi Sokraftr (469 - 399). Onun tahak
kuk ettirmeye alt gaye, ahlak bakmndan doru olan
ayrt etmektir. Bu doruluk prensibini murakabe ve vicdan
imtihan vastasyla tanyan insan, btn hayatnda, nerede
ve hangi vaziyette bulunursa bulunsun, gerekletim1eye u
raacaktr. Sokrat, ilahi bir sesin (daimonion) tevikiyle hare
ket edip memleketin terbiyecisi olduundan emindi; onun
vazifesi, insanlarn hepsini, vicdann sesine kulak verip d
tan veya iten gelen hi bir vesveseye tabi olmakszn doru
yoldan ayrlmamalarn tevik etmektir. Ona gre, irade ve fa
zilet bir olmaldr; faziletten ayr olan bir iradenin faydas
yoktur. Bunun iin Sokrat, uzun konumalarnda her vatan
dann vicdann uyandrp kendine gre doru yolu gster- 67 -

D N L E R TA R H N E G R
meye alt gibi, kendi devine sadk kalardk hkCmetin
kendisine iirdii zehiri tam bir itaatle iip lmtr.
Burad:. Sokrat'n akirtlerinde, en nemli mmessili Di
zikretmemiz lazmdr; onda, fa
zilet ve bilhassa ok uramakla kazanlan fazilet, hayatn
merkezini tekil etmektedir; her nevi nee ve hevese kar
derin bir nefret duyulmaktadr. -Nee ve heves, insan fazi
let yolundan kartan tehlikelerdir.

ogen olan Kynik mezhebini

Sokrafn kendisi

bir tek satr bile yazmamtr; rettikle


ri, bize akirdi olan Eflatun (platon) (427 - 347) sayesinde
gelmitir. Dialoglarnda, stadnn szlerine dayanarak onun
fikirlerini inkiaf ettirmitir; Sokrafn eserini yalnz Eflatun'un
aynasnda grmekteyiz. Eflatun btn garb dnyasnn felse
fe tarihinrle hudutsuz bir tesir brakmtr. Eserlerinde oifikve
dionisik mistikliinin ham maddelerini temizlemi, tasfiye et
mi, mkemmelletirmitir. nsan ruhunun kemale kavumak
istemesi, ruhun aslnda ilahi olmasna bir delildir. Hakikate
erimeye almak suretiyle, ruh gittike kendi aslna yakla
abilir. Ruh ezelde mevcut idi; bildii her ey, yalnz ezelde
bildii eylerin bir hatrasdr. Aslna giden ruhani hareket,
kur , bir almadan sert bir riyazetten uzak kalarak, heyecan,
evk, ak iinde bir ykselitir. Hislerle duyulan bu dnya,
ezell ve ebedi olan mkemmel ide'lerin bir suretidir ki bu su
retten vazgeip ebedi nmunelere erimek insann gayesidir.
Bu idclerin en yksei, iyi olannkidir.
EFLATUN' un bu ana fikirlerine bir ka asr sonra PLOT
NOS (M. S. 207-270) tarafndan daha mistik bir ifade veril
mitir. PLOTNOS'un en mhim fikri, yine ruhun, ezell ve
ebedi ahadiyyet ile birlemesidir. Dnyann bu ahadiyetten
derece derece feyizler eklinde kt gibi, ruh bu yolda ak
"i istikamette de kendi aslna erimee alr. Bu hayatta
mmkn olan en derin saadet, ruhun, vecdin ifade edilmez . .
nadir anlarnda 1mlduu vuslattr ki belki insann uzun za
man fazilet ve r _razet ile megul olduundan sonra, bunu
Tanr kcndbinc baheder. Bu sistemde dnyann hemen
- 68 -

E S K YUNA N STAN
hi bir kymeti yoktur. Ezeli nur, kendinden tamak suretiy
le nus'u yani: ezeli ide'leri tayan varl -dnyaya getirir;
o nus'tan dnya ruhu, ondan tek ruhlar kmaktadr. nsa
nn ruhu, ilah! ak vastasyla kendi aslna bezemee sev
kettikten sonra artk onunla birleecektir. PLOTNOS, Enne
ad adl alt ksmlk byk eserinde, ahsi olmayan bir Tan
r mefhumunu bildirmekle beraber hem Hristiyan, hem de
mslman mistik cereyanlarda derin bir iz brakmtr.
Kurtulua kavumaa uraan bu derin mistik din yann
da EFLATUN'un ahsi akirdi ARSTOTELES'in ( 384-322) fel
sefe sistemi grnmektedir. Bu alim, yaad zamanda mev
cut olan ilmin hemen hepsini toplayp dnyann btn olay
larnda alemmul bir nizamn mevcudiyetini gstermee a
lm, bilgilerin hemen btn sahalarnda gelecek asrlarn il
mi teebbslerinin temellerini atmtr. Ona gre, ilahi pren
sip "ilk muharrik" tir ki kendisi mteharrik deildir; o, mad
desiz kulli ruhtur. Her eyin maddesinden tahakkuk etmek
isteyen ekil kar; bu suretle, ruh, vcudun hakiki ekli ola
rak kabul edilebilir. slam felsefesi ARSTOTELES'in doktrin
lerin neo - platonism fikirleriyle karm bir ekilde benim
semi ve geniletnitir. Yunanl stadn sistemleri -ve bilhas
sa mantk ssre ni- Hristiyan mtekallim ve ilahiyatlarnn
naza riyatnd a ne kadar byk bir yer tuttuu malfimdur.
Antik devrinin en nemli din! - felsefi cereyan ise, Stoa
idi. O cereyann kurucusu Zeno, M.. 264 senesinde vefat
eden Suriyeli bir feylesof idi. Stoa'ya mensup feylesoflarn
tasawurlarnn ananevi dine kar aldklar tavrda birbirin
den farkl olmalarna ramen, hepsinde derin bir ahlak duy
gusu vard. Fazilet, dnya nizamna uygun bir ekilde yaa
maktr; bu dnya nizam, ilahi bir kanun, ilahi bir prensip
tir. Halkn tapt ilah, dev ve leros'lara gelince, yalnz bu
ezeli kuwetten gelen varlklardr. Dnyann manal bir ni
zamnn mevcut olmasna inantan, ahlaklar yenilemeye
alma fikri domutur. Stoa'llar, insann yksek ahlaki ft
ratn zerinde durmulardr; insan, bu kabiliyetini kafi de-

- 69 -

D N L E R TAR H N E G R
recede gelitirince dtan gelen btn skntlara ehemmiyet
vermeden tamam bir i hrriyetine malik olur. pnya niza
mna uyularak ilenilen amellerden biri, geni bir msama
ha, millet ve snf hadlerini aan bir insan sevgisidir; Sene
ka'nn bir szne gre: "Bir insann bulunduu her yerde,
iyi amellerin ilenilmesine imkan vardr."
Milattan sonra Stoa felsefesi bilhassa Roma'da intiar et
mi, ona mensup olanlardan M.S. 65 senesinde len Sene
ka, M.S. 1 30 vefat eden topal kle Epiktet ve mparator
Mark Aurel hayat ve yazlar vastasyla millettalarnn ou
iin ihtirama deer, gzel bir insaniyyetin rnekleri olmu
lardr. Saadet ve bahtszl ayn huzurla kabul eden feyle
soflarn eserleri, Hristiyanlkta da takdir edilmitir.
Zeno'nun bir ada, Epikur idi. Bu feylesof, insanlara,
ebedi saadeti iinde ve dnyann kederlerine bakmakszn
oturan ilahlara mit ve korkudan uzak bir ihtiram ve sevgi
ile tapmalarn retmitir. lahlarn bu hali, insanlar iin g
zel bir rnek saylmtr; onlar gibi insan da neeli bir hu
zur iinde yaasn, ehevi ve alak fikir ve amellerden de
vazgesin. lahlar -huzurun nmuneleri olmakla beraber
dnyann gidiine bakmadklarndan insan, ilahi bir zevkle
tam bir ruh skuneti kazanmaya alsn.
Atina'daki Akademi, klasik Yunan felsefesinin merkezi,
i ')arator JUSTNAN tarafndan kapatlm, M.S. 529'da es
ki ,elsefi hareketlere bir son verilmitir.

RESCHER, Ausfhrliches Lexikon der griechischen und rmischem


Mythologie. 1884 v.s. - PAULY - WSSOWA, Realenzyklopaedie der klas
sischen Altertums wissenschaften. 1894, v.s. - U. VON WLLAMOWTZ MLLENDORF, Der Glaube der Hellenen. - O. KERN, Mie Religion der
Grieclen, 1928. - P. NLSSON, Gesclichte der griechisclen Religion,
194 1 , 1950.
Walter F. OTTO, Die Gtter Griechenlands, 1934 - Walter
F. OTTO, Dionysos, 1933.
R. PETTAZZON, La religion de la Greece
ancienne, 1952. - G. C. FELD, Die Philosophie Platons, 1952. - W. JA
EGER, Aristoteles, 1927. - E. ROHDE, Psycle.
-

- 70

ROMA L I LAR

oma ile Yunan dinleri arasnda birok mterek


ilahlar sayesinde zahlri bir benzerlik mevcut ise de, bu iki
din esas itibaryla birbirinden pek farkldr. Yunan ilahlar
nn, eit eit esatirde ok canl birer ahsiyet olarak tem
sil edilmelerine karlk, yerli Roma ilahlar hviyetleri inki
af etmemi, glgeler kadar zayf ahsiyetler halinde kalm
lardr.
En eski zamanlarda, Roma'da majik usuller byk bir rol
oynamtr; dinde bile bu majik grn mteaddit izleri
grlmektedir. Bu dinin bir hususiyeti, hemen her vakada
yeniden ortaya kan faaliyet ilahlar ile fazilet ilahlar, ok
sk olarak da vakann kendisini ahslandran ilahlardr. On
lar, baka dinlerin gelimelerinde grnen kaidelere gre
hepsine amil olan bir yce Tanrnn fonksiyon veya sfat
larna tahavvl etmemi, Roma'nn btn din tarihi boyun
ca ferdi varlklar halinde yaamaya devam etmilerdir. Bu
tabiat st varlklarn en nemlileri, iftlik ile aile hayatna
aittir:

Sterkulinus adl bir ilah, tarlann gbrelenmesine bakar;


Verkuator, topran sapanla ilk defa yarlmasna, Reparator
ise, bu iin tekrar edilmesine, mporkitor'a gelince, nc
- 71 -

D N L E R TA R H N E G R
ift srmesine yardm eder.
Her ameliyeye mahsus bir ilah vardr:

Subriator, yaban otlarn skp atmasnn korucusudur. . .


ta hasatta inayetini gsteren Messorile budayn mahzenler
den karlmasnn ilah olan Promitor'a kadar saysz faali
yet ilahlarna rastlanmaktadr.
Faziletler de -Fides, vefa, ile balayarak- tamamen ilah
latrlmlardr. stediimiz kadar kolaylkla bulunan misal
lerden, insann houna giden bir misali daha alalm: Bakr
parann ilah, Aeskulanus adl bir varlk vard ki, M.. 301
senesinde bakr yerine gm parann kullanlmasna ba
lad vakit, kendisinin Argentinus, yani "gml", isimli
bir ilahi olu dnyaya gelmitir.
Romal dinin ilk devrinde en byk rol oynayan ilahlar,
esas
itibariyle g temsil eden bir ilahtr; bu sfatndan dolay,
hem yldrmn hein de andn ilah saylmtr. Onun yann
da, nikahn kudsiyetini muhafaza eden zevcesi, iri gzl ju
no hkm srer. Mars harb ilahi, bazen Roma milletinin
atas gibi telakki edilmitir. Kvirinusun fonksiyon ve sfat
larnn farkna henz tamamiyle varamadk.

jupiterve KvirinStur. jupiter bilhassa iftlie baldr;

Bize gelen dua numuneleri, ilahlarin isimlerini -asyla


saymak suretiyle, kapnn, amann, balangcn ilah olan
jann; adyla balamaktadr. (Onun ismi hala ]anuar, janvi
er aynn adnda grlmektedir). Hem gelecee, hem de
maziye bakan kap ilah resimlerinde iki bal, yahut iki
yzl okrak tasvir edilmektedir. Zikri geen bu srada g
rlen son ilahi varlk, evde yaplan ibadette en nemli yer
tutan Vesta, yani ocak ilahesidir. Roma ehrinin ve bu su
retle de btn memleketin ocak ve merkezini tekil eden
Vesta mabedinde, evvela drt, sonra alt, daha sonra da ye
di kadn kahin tarafndan hizmet edilmitir. Bu hatunlar, ra
hibeler nevinden, daima iffetlerini muhafaza etmekle m
kellef olup aksi takdirde ehrin ve milletin emniyetini teh
dit eder gibi saylp idam edilmilerdi. Resmi ayinlerde zel

- 72 -

ROMA L I LAR
vazifeleri vard; kendilerine derin bir sayg gsterilirdi.
Her yerin iyi bir himaye edici perisi, bir Lar vard. Mah
zene (!at. penas) bal olduklarndan, Penat'lar diye isim
lendirilen ev perilerine, hususi ibadetin en byk ksm te
vecch etmitir. Her insann da zel bir hayat verici, koru
yucu perisi mevcuttur ki, erkeklerde bu perinin ad genius,
kadnlarda ]uno idi. Bu, eski animist <linin kalntlar olsa
gerektir: genius hayat ile alakadar olan ruh prensipinin bir
teahhsdr.
En eski zamanlarda mabetler bina edilmemekle beraber,
merasim komplike ve sert kaidelere tabi idi; btn din tari
hinde, Romal dininde olduu kadar titiz talimata hi rastla
mamaktayz; ayinler en ufack teferruata kadar tertiplendi
rilmiti, dualar bile en ehemmiyetsiz grnen sz ve hare
ketlere kadar deitirilemez bir nizamn altnda idiler. Bu
gnk Roma kilisesinin gayet sert forml ve talimatnda bu
fikirlerin aksi grlmektedir.
Esas itibaryla, kral, kahinlerin en ycesi idi; isimleri ge
en byk ilaha bal olan jlamen (yani Jupiter'in ka
hini jlamen dialis, sonra flamen martialis, }lamen kvirina
lis) sayg ve hrmete layk olmakla beraber ayn zamanda
pek g ve hayatn hemen btn taraflarn ihata eden ta
bu - kaidelerine riayet etmek zorunda idiler; bilhassa fla
men dialiSin hatt hareketi hakkndaki emirler ok kompli
ke idi.
Bu byk ilahlarn yannda baka kk ilah ve perilere
layk olan ibadeti icra eden kahin zmreleri vazifelerini gr
mlerdir; oban ilah olan Famusa merbut zmre, Luperci
idiler. Mhim bir rol oynayan baka bir cemiyet, ilahlarn is
teklerini kularn uuuna bakarak tayin eden Avgurlar idi
ler; eski Babil'de grlen ve bilhassa talya'nn asll sekene
si saylan Etrsk'lerde cari olan cier falna bak, Roma'da
tevars edilen usullere gre ilenilmitir. Merasimin hazr
lanmasna ve icra edilmesine bakmak, Pontifeks denilen ka
hinlerin vazifesi idi; onlarn ba, pontqex rnaximus unvan-

- 73 -

D N L E R TAR H N E G i R i
n tayan bir zatt. Bu tabir, Hristiyanla da, papann bir
unvan olarak sirayet etmitir.
Tarkvin'li devrinden itibaren, Roma dininin muhiti geni
lemeye balamtr. jupiter optimus maximus, yani en iyi,
en yksek jupiter'in erefine Roma hisarnda vuku bulan
ayinlerin ehemmiyeti artm, bu ilah da, bir dereceye kadar
fatih ve muzaffer Roma devletinin ilahJ teahhs saylm
tr. O zaman, Roma'nn ilk devrinde bile mevcut olan Etrsk
tesiri ve Yunanistan'n, bir az kuru olan Roma dinini can
landran ruhani kuvvetinin brakt izleri gze arpmakta
dr.
Napoli civarnda bulunan Kumae isimli, Apollo'ya mah
sus bir mukaddes yerden M.. 520 senesinde sibylla men
e'li kitaplar Roma'ya getirtilmiti. Bunlar, fal sanatna ala
kal yazlardr ki, onlar sayesinde fal sanat da Roma'nn mil11 ayinlerine girmi, onlardaki teviklerle Yunan, sonra da
ark dinlerine ait mefhumlar ve muhtelif Romann dini ta
savvurlarna szmtr. Sibylla'lar ise, Hristiyan ilahiyat ve sa
natlarqda Tanrnn szlerini en eski zamanlardan beri bil
diren flf k;tdnlar blarak tasavvur edilip Latince Hristiyan
, ilahilerinde bile bir yer almlardr.
O zamana kadar, plebejler yani basit halk, avam, mera
sime itirak edememitir. Bu hakka malik olduktan sonra,
Yunanistan'dan gelen ilahlar seve seve kabul edip onlara
ibadet etmeye yardm etmilerdir. lahlarla birlikte Yunan
esatir ve ilah resim ve heykelleri de Roma'ya gelmi, mp
hem Romal ilahlara daha ahsi bir ekil vermilerdir. O za
man, Yunan Zevs, Romal jupiter ile mukayese edilip he
men her Yunan ilahnn bir karl bulunulmutur. M..
217 senesinde Yunan din sisteminde toplanan 12 ilaha (6
ift, bak. s . 45) tamamen Roma'da vatanda haklar verilmi
tir. Bu birleme, ta eski zamanlardan beri mukaddes kanun
larda tespit edilen "yerli" ile "idhal edilen" ilahlar arasnda
ki ayrl bertaraf etmitir. Bu hareketten 13 sene sonra,
Sibylla meneli faln szlerine uyarak Anadolu ana ilahesi
- 74 -

ROMA L I LA R
Kybel<!nin ta:;:; heykeli, btn <l:;:;manlar memleketten kov
sun diye Roma'ya getirtilmitir. Asya l dinler Roma'ya akn
etmeye balamlardr. Neticede asli halk dini ayrm, fel
sefe ve bilhassa Stoa felsefesi, ilim ve bilginler tarafndan
eski <linin yerine konulmutur. br taraftan, halkta hkm
sren batl itika<l, kendini binbir renkte gstermi, mnec
cimler (kaideler, yani eski Babil'<len gelen ve oradaki ast
rolojiden ilham alan kimseler) e sihirbazlar arttka avam
by ve hurafeleriyle aldatmakla almlardr.
mparatorlar zamannda, eski ayinlerin yenilendii grl
mektedir. Ogst, klasik deve ait". merasimi yine carlan<lr
makla uramtr. Halbuki o zamann en enteresan dini
olay, imparator erefine yaplan ayinlerdir. Esas itibaryla
bu peresti, saltanat sren imparatorun geniuSu ile ilah
mertebesine ykseltilen seleflerine ait idi; ama, Diokleti
an'n devrinde, henz yaamakta olan imparator ilahla
nakledilmitir. Mamaafih Ogst'n grd saygy, baka
bir imparator grmemitir. Bu merasim, Roma devletinde
birletirilmi ayr lke ve milletlerin birlik duygusunu kuv
vetlendirmitir: Hkmdara hrmet etmek ve tapnmak,
devletin getirdii saadeti kran ve memnuniyetle takdir et
mek demekti. Yahudiler, bu merasime itirak etmeye mec
bur deillerdi; o ayin, Roma devletinde mevcut olan saysz
baka dinlerin hepsinde -yeni gelien Hristiyanlk mstes
na- makbuld.
Btn dini tasawurlarda, o zaman klli bir bak peyda
olmutur: Romal ehirdan eski zamanlarda yabanc ilah
lardan nefret edip ekinmesine ramen, hafidlerince o esra
rengiz varlklar Roma'da tannm ilahlarn kopyalarndan
baka birey sanlmamtr: Her yabanc milletin en yce ila
h bir surette bir jupiter, her harp ilah birer Mars olarak te
lakki edilmitir. (interpretatio romana).

- 75 -

ROMA D EV L ET N D E
D N L E R N KAR I MAS I .

M..

204 senesinde, Asyal ana ilahe Kybeldnin Ro


ma'ya getirilmesi ile arkl dinler oraya yani garp memleket
lerine girmeye balamtr. Vatan Anadolu olan bu ilahenin
vahi ve garip merasimin en nemlisi, ilkbaharda vaki olan
byk bayramd ki, kahin namzedleri orada -esatire gre
Kybele'nin mauku olan Attis'in yapt gibi- ilahe erefine
kendilerini hadm ederlerdi.
Bu dini tasavvurlarn Asya'dan gelmelerine karlk, M
sr'dan da sis ile SerapiSe ibadet adeti Roma'ya gelmitir.
Serapis burada, eski Msr'da siSin kocas olan OsiriSin ye
rine gemitir. Bu ilahlara tapan cemiyetin, sk bir kurum
halinde organize edilen kahinleri her gn messir ayinler
icra etmilerdir. Roma'llarn ou esrarengiz takdis ve a
l treni vastasyla sis'in srrna, ilan ettii lmszle i
tirak etmekle uramlar, insann dini duygu ve ihtiyalar
n tatmin eden, resimlerde ok defa Homs ocuunu kuca
na tutar halde tasvir edilen bu ilahe, Roma kadnlarnn da
dikkat ve sevgisini celbetmeye balamtr.

- 76 -

ROMA ,D EVLETI N DE D i N L E R i N KARI MAS I

M.. 1 . asrdan bert Romallar ve bilhassa askerler, r.nl


larla cari olan savair sebebiyle r.n meneli Mitra perestiini
grp benimsemilerdir: Bu din, eski safiyetini muhafaza et
meyip Babilli yldz ibadetiyle yeni bir kl haline gelmekle be
raber, Romal ordunun pek beendii bir dnya grn bil
dinnitir. Mitra'ya inan zaten ran'da da, bilhassa imali - gar
bide oturan kabilelerin cmertlerinde mhim bir yer tutmu,
daima muhariplerin dini olmutur. Romal askerlerle beraber
memleketin ta imal ve garb snrlarna kadar intiar eden bu
dinin mukaddes yerlerinin hala Almanya ve Fransa'da kalnt
lar mevcuttur. Hemen btn Roma devletine yaylan bu din,
yeni gelen Hristiyanln en kuvvetli murakb idi. Mitra ayin
leri, yeralt mahzenlerinde veya dalardaki maaralarda icra
edilmitir; byle bir makamda yzden fazla insan yer almtr.
Misterlere gireh namzed, seneler boyunca birka dereceden
geip muhtelif mertebelere terfi edilebilmitir; halbuki 7'nci,
yani en yksek, mertebe yalnz kahinlere mahsus kalmtr.
Mitra, esatire gre insanlara yardm etmek maksadyla
mitik boay ldrd, mtemadiyen mcadelelerde bu
lunduu gibi, insan da, nefsani heveslerini bastrp kalbini
temizlemeye almaldr. Bu dinde en ok istenilen fazilet
lerin, cesaret, itaat, akgzllk olmasndan ve kendine
mensup olanlarn ahlakn kuvvetlendirmesi dolaysyla as
kerlere uygun gelmitir. Mitra dini, gne ibadetine de ba
lanmtr; Mitra esas itibaryla bir gi..ne ilahdr. Onun ere
fine icr. edilen ayinlerin son cmlesi udur:
Lebbeyk ya Rab, sularn sultan, lebbeyk, arzn kurucu
su, labbeyk, ruhun hkmdar. Ya Rab, yeniden domu,
kendimi ykselterek vefat eder, ykseltmi lrm. Hayat
tevlit eden doumdan peyda olup yok olmaya eriyerek gi
diyorum, senin kurduun, senin tertiplediin, senin yaratt
n ilahi srra uyarak yolumdan yryorum.

Roma'ya gelen Suriyli iftilerle tacirlere gelince kendi


ilahlarn beraber getinnilerdir. Hmsl bir aileye mensup
olan imparator Heliogabal, ehrinin yerli ilahn Solinuictus
- 77 -

D N L E R TAR H N E G R

Elagabal (yani: yenilmez gne Elagabal) isim ile memleketin

en yce ilahnn yerine ykseltmek istediyse de, muvaffak


olamad. Bununla beraber, ok defa Mitra dini ile karan "ye
nilmez gne" in tesiri, mparatorlar devrinin sonunda pek
geniledi. O asrlarda gelien sinkretistik din tasavvurunda,
gne bir merkez tekil etmitir; yenilmez gnein yeniden
doduu gn, (25 Aralk) hala Hristiyanlkta sa'nn doum
gn olarak telakki edilmitir; en eski Hristiyan resimlerinden
birinde, sa, bu gnein nianlarn tar gibi temsil edilmitir.
arktan Roma'ya gelen btn dinlerin, merasime mte
alik birer lejand var ki messir muhteviyat (ekseriya bir ila
hn lp tekrar hayata kavumas) mminlerin kalplerine
dokunmu ta derin bir i tecrbe husule getirebilmitir. Bu
lejandlar, merasimde temsil edilmilerdir. Ayinlere itirak
edecek namzet, esrara vakf olup ilahi mukaddesata bile i
tirak ederek ilahn geirdiklerini de geirmek suretiyle -ya
ni, ilahla beraber lp yeni bir hayata uyanmak suretiyle
br dnyada da uurlu bir ksmet kazanaca hakknda
kuvvetli bir mit beslemitir. nsandan istedikleri kurban, ri
yazet ve saire bu ark dinlerinde kolay deildi; dindar, her
eyi, her dnyevi lezzeti feda etmeye hazr olmalyd. Mu
kaddes yemekler de, takdis edilenler arasnda ayrlamaz bir
rabta kurmular. Eski zamanlarda insanlar, kendi milletinin
dini vastasyla birbirine merbut bulunmalarna ramen, im
di ferdin kurtuluu insanlarn ilgilerini celb etmi ve takdis
edilenlerin, milli olmayan, zel kanunlarna nazaran yaayan
cemiyetlerde birlemeleri, milli cemaatlarn yerine gemitir.

G. WSSOWA, Religion und Kultus der Rmer. 1912. F. ALTHEM,


Rmische Religionsgeschichte, 1931 - 1933. C. CLEMEN, Die Religion
der Etrusker, 1936. F. CUMONT, Les religions orientales dans la paga
nisme romain. 1909.
R. RETZENSTEN, Poimandres, 1904.
J. LE
POLDT, Sterbende und auferstehende Gtter, 1923.
R. RETZENSTE
N, Die hellenistischen Mysterienreligionen nach ihren Grundgedanken
und Wirkungen, 1927. H. LESEGANG, Die Cnosis, H. PRESKER, Ne
utestamentliche Zeitgeschichte, 1937.

_
_

- 78 -

J E RM E N L E R

ptidai kltrlerin hepsinde, insan ferdi bir ahs olarak


deil, yalnz btn soyun bir paras, ailesinin klliyetini a
hslandran bir varlk eklinde hareket etmektedir. Soyun
yelerini birbirlerine balayan tesant, eski Jermenlerde
kendini geni mikyasta gstermitir. Akrabalar birletiren,
btn aileye amil bir hayat kuvveti, mterek bir "ugur"
mterek bir teretr tir. Alemin bu suretle bir tek varlk
muhtatr. nsaf ve adaletle saltanat srecek hkmdarlarn
ugurlarna gelince, onlarn gayet kuvvetli olmas lazmdr.
nsan, iini nerede ilerse, orada iyi mntka vardr; fakat
insann henz gidemedii l, orman ve kra yerlerse, dev
ve cinlerin vatanlardr. Halbuki u tkenmez faaliyet insa
n felaket ve lmden kurtaramaz; maamafih, ]ermen, ba
na gelene inkiyat etmeden inat ve cesaretle ona kar durup
lme kadar istedii gibi hareket etmeye almtr. Byle
bir dinde, cokunlua, heyecana yer yoktur; baka milletle
rin insanlarn son derecede ilgilendiren, onlar ruhunun de
rinliklerine kadar sarsan meseleler, burada bulunmazd: Iz
trap hakknda, ztrabn manas, ztraplardan kurtulabilme
si hakknda Jermenlerde hibir teolojik sistem kurulmam
tr. Ayn zamanda da, bu millet, baka iptidai milletler
-

79

D N L E R TAR H N E G i Ri

nev'inden, hibir tabu kanunu yaratmamtr; insanlar ara


sndaki mnasebetler bu gibi kanunlara tabi deildir. Haya
ta bal olan her ey amil bir klln bir paras olarak ta
savvur edilmitir.
Faal hayat kuvveti ile ahsi bir ruh arasnda o eski za
manlarda Jermenler bir ayrlk kabul etmemilerdir. Hayat,
ruha, ahsiyete ait her eye, elbiselerine, silahlarna, ziyne
tine brnp kalmaktadr. Bu "hayat'', ]ermen dininin mer
kezi olarak anlalabilir. Kendi mlkn ya tamamyla, ya
hut ksmen yabanc birine tahvil etmek, kendi kuvvetinden
bir ksmn hediye etmek demektir; bu sebeple byle bir
hareket pek resmi bir ayin halinde vaki olmutur. nsan, ak
rabasndan olmayan bir dostla kardelik balar tesis edin
ce onu kendi uuruna itirak ettirmi olur.
Bizde mal1m olan ruh ile beden arasndaki fark ve bu
iki prensibin lmde birbirinden ayrl, Jermenlerce me
huldr. l bile, soy cemiyetinin bir paras olarak yaama
ya devam eder gibi tasavvur edilmitir. Onun, ailesinde do
acak bir ocukta tekrar bu dnyada gze grnen bir e
kil almasna inanlmtr. Bir ocua l akrabasnn ayn is
mini veya ismine benzeyen bir ad verilmesi o telakkiden
ileri gelmitir. br taraftan, bu, ocuun ancak isim aldk
tan sonra soyunun iine domu . olmasn ifade etmektedir;
isim ona kendi hviyetini verir. Byle bir teliikkiye birok
iptidai milletlerde rastlanmaktadr. ller ise, muayyen za
manlar "yaayan l" eklinde evlerinin civarlarnda dolap
insanlara da zarar verebilirler.

Hayat pnsibi, evde ve eve mensup nebat ve hayvan


larda da mevcuttur. Uurun bilhassa ziynetlerle silahlara
bal olduunu syleyen rivayetler vardr. Evin kendisi, bil
hassa kaps ve ev sahibinin oturduu yer, kuvvetle dolu
dur. ]ermen dininde kadnlara gsterilen hrmet ve sayg,
bir ynden, uur ve kuvvetle dolu evle sk mnasebetle
rinden, br ynden de tabiat st varlklarla olan alakala
rndan ileri gelmitir. Kadnlar, fala bakmakta ve kiilinlik
- 80 -

J E RM E N L R

yapmakta byk bir rol oynamlardr.


Soya mahsus birka mukaddes yer, evin dnda bir e
me ile bir mukaddes aac (ekseriye bir mee aac) olan
bir koru iinde itibar olunmulardr. Mabedler olduka ge,
galiba Romallarn tesirleri altnda, bina edilmitir; orada
kanl kurban bayramlar yaplmtr. Halbuki babadan ou
la intikal eden bir kahinlik yoktu. Kahinler, hususi bir ter
biye geirmek mecburiyetinde deillerdi; komplike ayinler
de mevcut deildi. Ailenin reisi kurbanlarn istedii gibi
takdim edebilirdi; nk kahinlere mahsus bir esrarengiz
marifet yoktu. imal memleketlerinde, evlerde yaplan bay
ramlar, hayatn en mhim zamanlar idi; o merasim, onlara
itirak edenlerin uurlarn hususi yemekler yemek ve arap
imek suretiyle tazeletirip gelecek iin kuvvetlendirmek
maksadyla icra edilirdi. Bunun iin de her nemli hadise
ye, her mhim ie yalnz byle bir bayram yapldktan son
ra balanrd. Bu hususi bayramlarn baka gnele ve sene
nin gidiiyle alakal olarak (k balangcnda, kn ortasn
da, yaz balangcnda) byk tren yaplrd.
lahlar insanlardan ycedir. . Onlar, ayn zamanda hem
ahsiyetler, hem de ahsi olmayan kuvvetlerdir. nsanlara en
yakn olanlarfylgjur, yani "takip edenler", insanlara tabi olan
perilerdir. Her aile, her soy kendi ilahn bir akraba eklinde
grmtr; ilah, tam insan gibi, kuvvetini kurban ve bayram
lar vastasyla arttrnak zorunda olan bir varlk sanlmtr.
Hakiki airet ilahlarnn hemen hi bulunmadn syleyebi
liriz; hususi bir gk ilah, yahut da yldz ilahlarna eski Jer
menlerde rastlanmamaktadr. Fakat, 9. asrdan itibaren mitik
efsanelerden baz rneklerin mevcut olduu iin ]ermen ilah
larn ahsiyetlerini pek vazh bir ekilde grememekteyiz. .
Vikinglerin en eski zamanlarnda, asil ifti soylarnn
mterek ilah Tor meydana gelmitir. Tor, insanlarn dn
yasnn koruyucusu, devlerle avaan, kuvvetli, iri bir ilah
tr. Kocaman devlerle mcadele eden, tekin olmayan varlk
lar yenen bu muharip ilah, tekelerin ektikleri bir arabada
- 81 -

D i N L E R TA R i H N E G R ! $

geznp muazzam bir eki ile silahlan<lrlntr. Jermen


memleketlerinin en geni mntakalarn<la ona tapnln ol
mas gayet muhtemele.lir; nk Jermen <lillerinin hemen
hepsinde perembe gnnn ismi, bu ilaha bal<lr (Don-

nerstag, thursday).

Asil muhariplerin ilah ise, Odin ( Wodan) <lr. Oturduu


yer, gklere.le bulunan Valhal a<ll bir hisardr. Hizmetileri
olan Va/ktler, kuwetli muharip kzlar, savalarda ehit
olanlar oraya getirirler; o hisar<la her gn akama kadar
harple megul olduktan sonra geceleyin istirahat ederler.
Aalara aslan harp esirleri ve millet dmanlar da Odin'in
maldrlar. Bu ilah dehet saan ve havalardan, sekiz ayak
l bir ata binerek geen, avare bir kahraman olmakla bera
ber hikmetin de sahibi, iir sanatnn mucidi, odun veya ta
lara kazlan sihirli harflerin (runa) staddr. llerin ilah
sfatyla k gecelerinde arkadalaryla beraber bulutlarda
drt nala at koturup dnyay gezer; kendisi de -belki Hris
tiyanlk tesirlerini belirten bir rivayete gre- 9 gn yeralt
lkesinde bir aacn dalnda asl kalp orada hikmeti
renmitir. Bir tek gz vardr; omuzlarnda iki karga oturur.
Odin, Viking'lerin zamannda en ok sevilen ilah idi; cesur
ve atlgan muharip ve denizcilerin lklerini temsil eder ve
bunun iin de, biraz kaba saba olan Tordan stn gibi g
rlnt-tr. Ona yneltilen ibadetin cenuptan gelip bilhassa
Norve .e yaylm olduunu isti<llal e<lebiliriz; zlanda'da o
ilah bilinmiyor. Odin'in zevcesi, Frig denilen bir ilaledir.
Zafer bahe<len Tyr veya Ziu isimli bir ilaha dair malu
matmz eksiktir; mitlerde, tek bir eli okluu sylenir; <ln
yay korkutan Fenris kurdu ile mca<lele ederken bir elini
kaybetmitir. Onun erefine kl rakslar icra e<lilnitir.
Onun nuka<ldes gn saldr (Dienstag, Tuesday)
.

Odin, Tor ve onlarla ilgili ilahlar Ase'ler ismiyle birleti

rilmitir. iftlikle megul bir airetin ilahlar, selamet, verim


lilik ve bereketli bir sene getiren Freyr ve Nyrd isimli var
lklar, Vanlar adyla mehurdur; onlarla Ase'ler arasnda es- 82 -

J E RM E N L R

ki efsanelere gre -bir muharebe vaki vukua. gelmitir ki


neticesinde, iki dman taraf birlemitir. jernenlerin muh
telif airetleri arasnda kan muharebeler ve on,larn netice
sinde vaki olan "ilah birlemesi" mitoloji'de bu suretle anla-;
tlmtr. Frcyrin mukaddes hayvan, erkek domuz idi. .O
ilah erefine yaplan trenlerin merkezi, imal memleketle
rin en muazzam merasim yeri Uppsala ehri idi, orada icra
edilen ayinler, Frcyt'in ilerini anlatan destanlar gibi, olduk
a ehevi bir karakter tard, hatta insan kurban etmeye ka
dar bile varrd.
Kk ilahlar arasnda Loki'nin hususi bir mevkii vardr:
O, aslen dev olmakla beraber ezelde Odin ile kankardeli
i ettikten sonra ilahlar arasna katlmtr; halbuki mahiye
ti, hilekar ve dessas olmasndan da bellidir.
M.S. 13. asrda, zlanda'da eski esatir Edda adl iir ko

leksiyonlarnda toplanmtr. ki ayr Edda vardr ki en me


huru, Snorri Edda ismiyle anlan ve eski mitolojinin muhte
lif noktalarna temas eder bir eserdir; iir Edda's ise, birka
]ermen ilahisini ihtiva etmektedir. zlanda'da toplanan halk
efsanelerden -Saga'lardan- ]ermen dininin anahatlarn da
anlamak mmkndr. Halbuki btn bu eserlerin telif ta
rihleri olduka ge olduu iin, ilerindeki hikayelerde
Hristiyan tesirlerin ne miktarda mevcut bulunduunu bile
miyoruz. Saga'lar imal memleketlerinde yaayan kahra
manlarn geirdikleri maceralar anlatan, zel bir airane s
llpta yazlan hikayeler, o zamann dini ve gnlk hayatnn
hususiyetierini aydnlatmaya yardm edebilir. Edda'daki ef
saneler harhalde -aslna nazaran- bir takm deitirmelere
uramtr; onlarda tamamen bir sistemde tertiplendirilni
tir. Dnyann gidii, byk bir dram halindekileri, tabiat s
t varlklarn birbirlerine kar duyduklar dostluk veya kin
duygular hakknda rivayetler vardr. Btn bu hadiseler
byk bir sistemde tertiplcndirilnitir. Dnyann gidii, b
yk bir dram halinde de grlmtr; bu dramn en feci, en
de messir vakas, Balder adl aydn, gen ilahn yarm ilah
- 83 -

D i N L E R TAR i H i N E G i Ri

Lok'nin hainlii neticesinde ldrlmesidir. Dnyann sonu


bir "ilahlar uful" ( ragnark) olacak ki o zaman btn dn
ya ate ile mahv edildikten sonra yeni bir dnya yaratla
caktr; ilahlar da leceklerdir, onlar da ksmete tabidirler.
(bak R. Wagner'in mehur operas"Gtterdaemmemng ').
Bu fikirler, en kuvvetli ifadelerini "Vala 'nn vahy " ( V
hspn) isimli , Jermen esatirini ilk ve son defa olarak bir kl
l.di1: gctin:n , fakat herhalde Hristiyan tesiri altnda yazlan
lJ(.; 1 hir -.iir<le Gulnutur.

K. I IET.\f. Altgl!n.ni-rhe Religonsgeschichtc, 1910, 1937, 1954, - ) .


DE\'RES, Altgcrmanisde Rdigionsgcsdirhte, 1935-1937. V. GREN
BECH, Kultur an<l Religion der Gcrnumen, 1937/38. - H. SCHNEIDER,
Die Gtter der Germanen, 1938. - W. BAETKE, Art und Glaube der Ger
manen, 1938.

- 84 -

l< E LTL E R

l<

'
eltler, ta devrinin son zamanlarnda oturduklar Or
ta Avrupa'dan bir taraftan Garbi Avrupa ve ngiltere'ye br
taraftan Anadolu'ya kadar , yaylmlardr. Bu sahann pek
geni olmasna ramen, . Kelt dininde birka mterek tasavvur gze arpmaktadr.

Bilhassa tabiat ilah ve cinlerine tapnlmtr. . Bu tasavvur


galiba yannda bif hayvan bulunan insan eklinde tasvir
edilen ilahlarn asl olsa gerektir. Bu gibi ilahlardan, ay ve
kaz ilahelerini zikretmekle iktifa ederiz. Muhtelif memleket
lerde ayr isimlerle grdmz ilahlarn ou; fonksiyon
bakmndan birbirine ok benzemiler, faaliyetlerinde bir
ayrlk gstermemilerdir. Tabiat ve verimlilikte alakal olan
ilahe gruplarna bilhassa kadnlar tarafndan tapnlm olmas pek muhtemeldir; Kelt dininde byk bir. rol oynayan
bu gruplarn en mhimi, resimlerine sk rastlanan Matres,
yahut Maternae, yani "anneler" ldr.
Keltlerde, ilahlarn muayyen bir ilah lkesi yoktur; tepe
lerde, adalarda veya korularda oturur gibi telakki edilmi
lerdir. Keltlerin en mukaddes yeri, iinde ayinler yaplan
koru idi; mabet binalar ise, herhalde yalnz Romallarn te
siri altnda inkiaf etmitir. En mukaddes aa, ll}ee aac

- 85 -

D i N L E R TAR H i N E G i R i

idi. Irmaklarla emeler iliilelerle canlandrlmtr.


Ayinler pek vahice idi; Romal mellifler, Keltlerin, ilah
larna bartrma ve kran kurbanlarnda ka insan ldr
dklerinden dehet ve korku ile bahsetmektedirler. Bu kur
ban ayinleri, dinin merkezi olduklarndan, bir insan onlara
itirak etmekten men'etmek, kendisini en ar cezaya maruz
brakmak demekti. Ayinleri icra eden kahinler, teberru ve
falclk eden Drnidler idiler; bunlar "ilahlarn lisanyla ko
nuup" ayin, kehanet gibi din! usullere vakf olduklar iin
hayatn btn taraflarnda, siyasette bile, byk bir tesir ve
nfuzu haiz olmulardr. En asll ailelerin azalar, kadnlar
dahil olmak zere, Drnidlii renmilerdir. Bu kahinlerin
husus! bir teekklnn mevcut olmas muhtemeldir.
Kliisik devrinin melliflerine inanrsak, Dnidlerin felse
fe sahasnda derin bilgileri vard.
Kelt dininde en tipik tasavvur, insann lmszlne
dair pek kuvvetli bir inantr; zanlarnca, l gelecek haya
tnda bu dnyevi mre benzeyen, daha mesut ve bahtiyar
bir halde yaayacaktr, bunun iindir ki, l, kendisine ait
eya ile ve hatta akrabas ile beraber gmlmtr.

MAC CULLOCH, The Religion of the Ancient Celts, 191 1 .


USE, Die Kelten, 1929.

- 86 -

W. KRA

E S K RAN D N

E ski zamanlarda Hindistan ile ran arasndaki mnase

betler hem rk, hem de dil bakmndan gayet sk olmakla


beraber bu iki memleketteki dini inkafta alacak bir fark
gze arpmaktadr. Hint dininin Veda'larda grnen eklin
de bulunan ilah isimleri, Zerdt tesiriyle ran'da peyda
olan dinde bir rol oynayan ilahi varlklarda da mevcuttur
ama bazen ayn kelime ile isimlendirilen tabiat st mahlu
kat bu iki mntkada birbirine zt bir surette gelimitir: me
sela ran'da Yce Tanrnn ismi olan Abura kelimesi, Ve
da'larda Asura'ya tahavvl edip kt cinlerden bir zmre
nin addr. Bilakis, ran dininde yalan ilahlar olan dev'ler,
Hindistan'da Deva isimli iyi ilihlardr.
Halbuki ran'da Zerdften evvel ve Zoroastrismin ya
nnda yaayan dinin baz hususiyetleri, ancak, Hin<listan'da
bulunan tasavvurlarla karlatrldktan sonra anlalmakta
dr; birok mitlerin manasn bundan baka vastalarla kav
rayamyoruz.

Zerdt'n faaliyetinin ne zaman vuku bulduunu kat'i


olarak tespit etmek mmkn deildir; baz kaytlardan ken
disinin M. 6. asrdan evvel ortaya km olduunu istidlal
edebiliriz; baz alimlerce M.. 569 senesinde domutur.
- 87 -

E S Ki 1 RAN D i N i

G. Widengren'in son makalelerine nazaran, bu zend metin


leri ran'n imali - garbi kesinde, Ermenistan'<la yaayan
dindarlarn an'anelerini aksettirmektedir. Bu dindarlarn es
ki Mitra dinine yakn olduklar iin zend denilen bu ilave
ve erhlerle klasik Zerdt ananesine muhalif olan fikirler
bile resmi din kitaplarna ve btn teolojik fikirlerine sz
mtr. Bu inkiafn tafsilat imdiye kadar incelenmemitir.

Zend kelimesi ise, slam tarihi iin zendfk tabirinin asl


olduu iin alakabah olsa gerektir. ran'da, Avesta'ya orto
doks olmayan bir erh yazanlara bazen zindfk denildii gi
bi, slamiyette de bu tabir esas itibariyle snni gelenee
muhalif olan kiiler iin kullanlmtr.
Avesta, hem dine, hem eriat ve akidelere ait metinleri
ihtiva etmektedir. Bu metinlerin en nemli ksm, dini me
rasim sras hakkndaki kolleksiyondur:
Resmi ayinlere ait paralardan ibaret olan Yasna. Onun
28'inci, 34'nc, 43'nc, 51 'inci ve 53'nc bablar, Gatha
ismini tayan, Zerdt ile muhitinin ilahilerini ihtiva etmek
tedir. Bu iirler, Farsann pek eski bir lehesinde, ayn za. manda da gayet sanatkarane ve anlalmas zor bir slupla
yazlmtr; imdiye kadar garp dillerinde btn mkilat
halleden bir tercme yaplamamtr.
Yasna'nn 35'inci babndan 41'inci babna kadar, Zer
dfn cemaatnn, Yedi ksml Yasna adn tayan en es
ki vesikasn tekil etmektedir. Avesta'nn ikinci mhim ks
m, ''Kk Avesta " ve kk merasim ve gndelik ibadetin
sras hakknda talimat veren Yat'lardr.
Btn bu metinlerin birbirinden ayr lisan derecelerine
ait olduundan; onlarn da muhtelif zaman ve mekanlarda
husule geldiklerini syleyebiliriz.
Zerdt'n doktrininin zayf bir tesirini Gatha'larda gr
mekteyiz. En yksek Rab, Abura Mazda'dr (bu iki kelime
nin birbirinden ayrlmas, yahut yerlerinin deitirilmesi
mmkndr.) Ahura, alim-i kl, dnya nizamnn plann
hazrlayan, hayat veren hakimdir; o kat'iyyen aldatlmaz.
- 89 -

D N L E R TAR i H i N E G R

Onun vatan, byk sve msteriki H. S. Nybergin ky


metli aratrmalarna gre Hvarizm ve Maverannehir'de
hayvan yetitiren bir kabilenin lkesi idi. Oraya akn eden,
memleketinin civarnda yaylm olan Mitra dinine mensup
olanlarla mnakaalarda bulunduundan dolay, Zerdfn
Sirderya mntkasnda oturan bir airetin lkesine gidip ora
da da davalarn, dini tasavvurlarn bildirmekle orann Vi
taspa adl hkmdarn kendine celbetmeye muvaffak ol
mu bulunmas gayet muhtemeldir. Maamafih birok dinler
de grdmz vehile, Zerdfn de ilan ettii fikirler git
tike biraz deitirip komu dinlerden gelen ilahlar -eski
dman olan Mitra'y bile -baz tadillerden sonra benimse
yerek onlara kendi dini sisteminde yer vermitir. Zerdfn
lmn takiben, bildirdii din evvela yakn evrelerde,
oradan garba, yani ta ran'a yaylmtr. Orada memleketin
resmi dini olmutur. Halbuki bu dinin hayati kudretleri, art
tka sonsuz talimat, merasim ve emirler ummannda he
men boulmutur. Mslmanlarn 7. asrn ortasnda ran'
fethetnl.elerinden sonra eski muganlarn dini oradan kaybo
lup ancak ekseriyette Bombay'da oturan parsilerin kk
bir zmresinde yaamaya devam etmektedir. u kadar var
ki onun bir in'ikasn slam iirinin aynasnda grmekteyiz:
hem Acem airleri deyr-i mugan ile pir-i mugan mtead
dit beyitlerde methetmilerdir hem de Trk divan edebiya
t airleri mugpecleri, mugan pfrlerini birok gazellerinde
vmlerdir.
Zoroastrism'in -yani Zerdt'e ait dinin- ifahi bir gele
nekte rivayet edilen esasl mukaddes kitaplarnn bir ks
mndan fazlas bize gelmemitir. imali - garbi ran'da kul
lanlan bir lehede telif edilen bu metinler, muhtelif zaman
lara ait olmakla beraber hepsi Avesta'da toplanmtr. Mu
kaddes metinlerin iki nshasndan fazla kopyalar mev
cut deildi. Bunun yannda zend ismiyle mehur olan bir
dini edebiyat vard. imdiye kadar bu zend, Avesta'ya peh
levl (yani orta-farisi) dilinde yaplan erhler olarak kabul
edilmitir; fakat en yeni tetkiklere ve bilhassa sve bilgini
- 88 -

D i N LE R TAR H N E G R! $
Ona yakn olan ilahi varlklar, Amea Spenta (mukaddes,
lmsz) adl, faal, ileyen kuvvetler vardr ki, reisleri olan
Ah ura Mazda ile bir yedilik eklinde birleirler. Alt Amea
Spenta, hem Abura Mazdd<lan kan mstakil ilahlar, hem

de O'nun zatnn muhtelif taraflardr; isimleri, pek abstrait


faziletlere ima etmektedir: Onlarda mesela Aa Vah ita, ya
ni "en iyi dindarlk", "doru nizam" adl bir varlk dikkati
mizi celbetnektedir; o, Ab ura Mazda'ya mahsus bir kuv
vetdir: Hint dininde ona benzer, "nizam, tanzim edici" isim
li (ve lisan bakmndan ayn kelime olan) prensip, dnya
nn gidiini idare eden Varuna'ya ortak olmaktadr. Fransz
alimi Dumezil, Aa'nn yalnz eski indojernen Varuna'nn
bir sblimasyonu olduunu ispat etmitir.
Bizde henz bilinmeyen sebebi birka bilgininin kendi
grlerine gre aydnlatmaya altklar bir buhran, Zer
dilf, kendi fikirlerini gelitirmeye sevketmitir.

"Buga

hakkndaki Gatba " da, memlekete dtan gelen, ayrt edici

iareti boa kurbanlar olan yeni bir dinden korkan boa,


ilahlara niyaz etmektedir; Abura Mazda, merhamet ve kuv
vetini gsterip yalvaran hayvan Zerdt 'n himayesi altna
koymaktadr. Bu hadise -yani Zerdtn bu h ususta grd
vizyon-, kendisine kar Abura Mazda'nn faaliyetini
aka gstennitir; imdiden, O'nu, mtemadiyen ktlk
kuvvetleri ile savaan iyi prensip olarak tanmtr.
Grp duyduklarn beyan etmek maksad1yla, Yasna'nn

43'nc babnda, tekrar tekrar "Senin faaliyetine ahit ol


dum" denilmektedir. Yce Tanrnn eli her eyde belli olur;
insana doru yolu, doru nizam retir. O babda ve daha
baka yerlerde anlatlan, Zerdt ile kendi ilah arasndaki
konuma,

ilaha

istediklerini

soran

amanlarn

ta

eski

zamanlarda kullandklar teknie pek benziyor. Yani Zer


dfn hareket hatt, Eski Ahdin, Rabbin sznden malUp

olan peygamberlerin tavrndan pek farkldr; Zerdt daha


iptidai bir kltre baldr. Maamafih bu fark, ran peygam
berinin muazzam ehemmiyetini kltmemektedir; bilakis,

- 90 -

E S K I RAN D i N i

bu adam, din tarihinde o zamana kadar hakim olan tasav


vurlara son derece nemli bir unsur katmtr. Bu tasavvur,
dnyann muayyen bir nihayeti olmas, bir nevi kyametin
kopmasdr.
Ezelden beri dnyaya hkmetmek iin gece gndz
muharebe eden iyi prensip (Abura Mazda, Omuzd) ile
kt prensip (Angra mainyu, Abriman) arasndaki gergin
lik dnyann sonuna kadar devam edecektir. Dnyann
sonu, Abura Mazda'nn, saltanat artk tesis edecei gn
olacaktr. O gn, erimi demirden rmak dnyann zerine
dklecek, mminlere lk st kadar ho grnen bu deh
et verici nehir, ktleri yakp mahvedecektir. yiler ise, o
nehirden getikten sonra insaf ve iyilikle parlayan yeni bir
dnyada mesut bir hayat sreceklerdir.
Bu gibi tasavvurlar ifade eden Zerdt, srail, Hristiyan
lk ve slam aleminde, dnyann son zamanlarna ait vahiy
ler alan resllerin (apokaliptik) ilk rneidir. Halbuki, bu
umumi muhakeme yannda her insan lmnden sonra
invat kprsnden gemek suretiyle husus! bir imtihana
maruz kalacaktr: iyiler, hayatlarnda daima Abura Maz
da'nn tarafnda mcadele edenler, zahmet ekmeden br
dnyaya vasl olacaklar; ktler ise "duruglarn evlerinde".
yani yalan cinlerinin oturduklar yerde, hasret ekip
yaayacaklardr. br dnyada, yeni leni karlayan zat,
insann semavi, ruhani numunesi, onun "melei" <lir. Amel
lerine nazaran bu ahsiyet ya can ekici gzel bir kz, yahut
da iren bir varlktr.

Zerdt dininin eski mertebelerinde mevcut olan bu


fikirler, sonraki ilahiyatlarn nazariyatnda gelitirilmitir.
Yeni dinin taraftarlar Turi kabileleriyle temas ettiklerinden,
onlarn birka ilah bunlarn dini tasavvurlarna szmtr,
mesela gzel ve kudretli verimlilik ilahesi, messir bir top
rak ve su perisi olan Ardvi Sura Anrbita (imdi Nahit);
kunduz krkleriyle sslenmi, iri bir kz eklinde tasavvur
edilen bu varlk birok yerlerde vlmtr. Gklerde par- 91 -

D N L E R TAR H N E G R

!ayan nurun, ayn zamanda da ahd- vefann ilah olan Mit


ra bile, eski dininin ilahi varlklaryla birlemitir. Zerdt
ile taraftarlar bu yabanc (veya daha dorusu: eskiden
ran'da tapnlan) ilaha kar her ne kadar iddetli
davranm iseler de, komu kabilelerde sarslmaz bir mev
kii olan Mitra gittike Abura Mazda'nn maiyetinde yksek
rtbe elde etmitir; sonraki teolojik ve mitolojik fikirlerin
ounu yalnz Mitra dininin tesirleri olarak kabul etmek
mmkndr. nc bir misal, dinin kurucusu tarafndan
kat'i ve sert tabirlerle reddedilen, boa kurbanlarnda iilen,
sarholuk veren Haoma (arap, bak. Hindistan'da soma)
bile zaman ilerledike Zoroastrism ayinlerinde kullanlp
Abura Mazda'nn bir olu olarak vasflandrlmtr.
Zikri geen bu son ilah, Yazata denilen, ibadete
deer mahllkatn bir cinsine mensuptur. Bu ailenin en tipik
mmessili, mertebesi gittike Amea Spenta'larnkine yk
seltilen Sraoa'dr. Sraoa bir taraftan insann ilahi syleyip
dua okumasn, br taraftan da ilahi dinlemeyi ahslan
dran bir varlktr; kurban szlerinin de ilham ve vahyin
perisi olduu iin insan ile Abura Mazda arasnda elilik
yapar. Dualarn resmi ekilleri, emredilen tabirleri, bilhassa
en nemli yer tutan Ahuna Vairya adl dua, hep ilahi ah
siyetler eklinde tasavvur edilmitir.
Tabiat st iyi mahlukatn Frava denilen frkas Yazata
isimli bu ilahlardan farkldr. Onlar, btn varlklarn,
Amea Spentalarda dahil olmak zere, semavi rnekleridir:
Bir taraftan llerin ruhlar, br taraftan hayatta olanlarn
doumdan evvel yaradlan koruyucu perilerdir; iyi ve din
dar insanlarn yannda yalan kuvvetlerine, devlere kar
daima savap dnyann iyi ksmlarna hareket verirler.
lahiyatlar, Avesta'daki mphem imalara dayanarak
dnyann gidiinin 1 2000 sene devam edeceini ileri sr
mlerdir; yara dltan 3000 sene sonra, kt kuvvetler
dnyaya akn etmeye balamlardr; onlarn hakimiyeti
yava yava artmtr. nc devirde Zerdt meydana
- 92 -

E S K i I RA N Di N

kp devlerle merhametsizce muharebe etmektedir. Bu


peygamberin spermas bir glde muhafaza edilir. Dnyann
son devrinde, her bin ylda bir, bu glde ykanan birer kz
bu spermann bir ksmndan gebe olup dnyay kurtaran
birer kahraman douracaktr. Saoyant ismini tayan
nc kurtarc, artk dnyay Abura mazda'nn yalan
kuvvetlerini imha etmek maksadyla icra edecei muhake
meye isal edecektir.
Dnya, iki dman mntakasna blnd iin, insan
durmadan sava ve muharebede bulunmaldr. Bu mcade"'
lenin bir ksm, iyi amellerle ayinleri titizce icra etmekle
megul olmaktr. Dindar kimse, gndelik merasimi yapt m
devlerin kudretlerini zayflatm olur; btn kuvvetleriyle
alt m, yalan sylemeden, vefa ve iffet iinde yaad m,
Abura Mazda'nn taraftarlar lehine bir zafer kazanm olur.
En nemli emirler, taharet, temizlik hakkndaki talimattr;
insann, kt prensip tarafna bal olan her eyden uzak
kalmas arttr. Hem toprak ile su, hem de ate hi bir
suretle kirlenmesine maruz kalmamaldr; llerin cesetleri
bu unsurlara kat'iyyen dokunmamaldr. Cesedlerin yksek
kulelerde oturtulmasnn sebebi budur (skft kuleleri) Un
surlarn en kymetlisi atetir; ona hrmet gstermek
merasimin mihrakdr. Hususi mabedlerde ona ihtiram
edilir; alevlerini kirletmemek iin kahinler eldiven giyip
azlarn bir mendil ile rterler. Yabanclar, ran dininde
en ok ilgilendiren taraf, bu ate perestii idi.

Abura Mazda nn dnyasna ait mukaddes hayvan ve


nebatlar da vardr; sr bir yana, en mukaddes hayvanlar
kpek, tembelleri uykudan uyandran ve almaya tevik
eden horoz, ondan sonra da su samurudur. Olduka yeni
bir kaynaa nazaran, bir tek su samurunu ldren adam,
ceza olarak 10.000 ylan, 10.000 su ylan, 1 0.000 kurbaa,
10.000 yeil kurbaa, 10.000 kaplumbaa, 1 0.000 her eit
eit haarat ldrmelidir; bu, pek nazari bir emir olmakla
beraber, Ahura Mazda'nn iyi dnyasna mensup olan var'

- 93 -

D N L E R TAR i H N E G i Ri

lklarn kymetini iyi gstermektedir. Ylanlar, fareler,


haarat ve muzr hayvanatn ou kt prensiple ilgili, bun
dan dolay da ldrlmeye layk mahlCkattr; onlar ne
kadar abuk imha edilirse bu Rabbin beenecei bir amel
saylmaktadr.
Eski ran'da grlen dualizm ise, btn tabiat ihata et
mektedir. Maddenin iyi ksmlar mevcut olduu gibi ruhani
dnyada ktlk de vardr. Vcut, kendiliinden kt ve
pis deildir; bilakis, o da, Abura Mazda'nn emrettiklerini
icra etmek suretiyle insann kurtuluuna hizmet edebilir.
Maddenin esas itibaryla kt, ruhun muhakkak iyi olmas
nevinden bir tasavvur, Zoroastrism'de deil, ancak gnostik
ve mistik fikir sistemlerinde peyda olmaktadr.

H. S. NYBERG, Die Religionen des alten ran, Almancas 1938. - G.


WDENGREN, Hochgottglaube im alten ran. - G. WDENGREN, Zur
iranischen Religionsgeschichte, Numen 1. II.

- 94 -

MAN K E ZM

Zerdt dininde, "iyi" ile "kt" arasndaki gerginlik

varln btn tezahratna amil olmasna karlk, gnostik


teosofik felsefe ve dinlerde bu fikir "ruh" ile "madde"
arasnda barmaz bir tezad telakkiye inkilap ettirmitir.
Din tarihinin birka devresinde rastlanan bu sistemlerin en
mkemmel ve en derin nmunesi, Manikeizm'dir. Bu dinin
kurucusu M.S. 215 - 276 senelerinde ran'da apur dev
letinin hkm srd sahada davasn yaymakla megul
olan Man'dir. Dinini bir mddet Trkistan'da nerettikten
sonra, Zoroastrism kahinlerinin tahrikleriyle hapse atlm
ve nihayet hapiste lmtr.
Man'nin dini ksa zaman iinde dou ve batya yayl
mtr. Bu dinin balca hususiyeti, bildirdii hikmeti geldii
lkelerde hakim olan dinlere uydurmasdr: Budist bir
memleket olan Trkistan'da Budizm'in sembollerini kullan
d gibi, garpta da, Hristiyan akidelere ok uygun gelen
fikirler husule getirmitir. Son yllarda bir ynden Trkistan
ve in'in Kansu adl eyaletindeki aratrmalarda elde edilen
Trke, ince ve muhtelif ran lehelerinde telif edilmi bu
lunan yazlar, dier taraftan da Msr'da bulunup ilalliler ve
daha baka mhim eserleri ihtiva eden koptik papirsler
- 95 -

D i N L E R TARi H i N E G i Ri

bize, Manikeizn'in o civarlarda ald ekli iyice tantmak


tadr. imdiye kadar mallmatmz, bu dine aleyhtar olan
Hristiyan membalardan (bilhassa, genliinde 9 sene bu
dine sllk etn1i olan Augustin'in eserlerinden) ve yine
dman bir tavr alan Mslman kaynaklarndan almak
mecburiyetinde idik.
Mani'nin doktrininde. dinin merkezi olarak pek komplike
bir kosmoloji, dikkatimizi celbetmektedir. Onu, en ksa ve
ok basit bir ekilde tavsif etmek isteyince en mhim nok
talarn yle sralayabiliriz: Ezdi bir nur sahasnn yannda
yine ezelden beri maddi bir saha mevcuttur ki onun ks
kan hkmdar, o nura saldrp bir parasn gasbetmitir. .
"Byk ullhiyet pederi" ne -yani nurani sahann ilahna
ait olan be "ev" bu halden korkmutur. Karanlk aleyhine
savaabilmek maksadyla ilah kendinden kan ve "hayatn
annesi" ad verilen bir feyiz ile asl insan dourmutur.
Karanlk devlerinin, insanlarn ilk rnei olan bu ilahi mah
llku ldrp yuttuklarndan dnyay yaratmtr. Bu dnya
on gk ile sekiz arzdan ibaret olarak tasavvur edilmektedir.
Msr'da yazlan bir ilahi, zikri geen muharebeyi yle
anlatmaktadr:
Halbuki nur lkesinde birok melekler vard ki
Pederin dmann malp etmek iin kudretleri vard.
Kendilerinden yksek olmak isteyen asileri,
gnderecei kelimesiyle (yani olu ile) bastracak peder,
srsn imha edecek aslann geldiini gren bir oban gibi
Ki hile ile bir tek kuzu feda ederek
Aslan yakalamak iin kuzuyu tuzaa yerletirir.
Bir tek . uzu feda etmekle btn srsn kurtarr.
Sonra da, aslann yaralad kuzuya ifa verir.
Kuvvetli olunu gnderen peder iini ayn surette iler...

Burada Mani'nin kosmolojisini Hristiyan tabirlerde (Al


lah 'n kuzusu, Allah 'n oglu diye) anlatan edebiyatnn
gzel bir misalini grmekteyiz.
Yaradltan sonra, insann en nemli devi, karanlk
- 96 -

MAN I K E ZM

maddesinde mahpus olan nur paralarn esaretten kurtar


masdr. Bu ite baz semavi kuvvetler de ona yardm eder.
nsan, karanlk hkmdarnn dnyaya getirdii bir mahh1k
tur; tek bana kalsayd, belki maddeden kurtulup nurani
feleklere dnebilirdi, ama, karanlk kuvvetleri, tenasl
vastasyla Adem'deki nurani unsurlar daha fazla par
alanarak zayflasn diye Havva'y da yaratmlardr. Bunun
iin, sa adn tayan, fakat tarihi sa meflmmundan uzak
kalan ilahl bir zat, Adem'e zht ve riyazette yaama nasihati
vermitir. Bu kaynaklardan, Hristiyanlkta bilhassa Augustin
sayesinde byk bir rol oynayan "asli su" ve bu suun bil
hassa cinsi mnasebetlerde grlmesi meselesi husule gel
mitir; ruhbanlkta ve zahidlerde btn cinsi muamelelere
kar sylenilen szlerin ounun, bu manikeist fikirlerin
tesiri altnda kuvvetlenmi olmas muhtemeldir.
Birok peygamberler, bilhassa Zerdt, Budda ve sa, in
sanlara, asli nur sahasna hasret eken nur paralarn kur
tarmak vazifesini retmilerdir; bunlarn son ve en byk
mmessili bizzat Man'dir. Hristiyan muhitte kendinin,
sa'nn vadettii "teselli verici" olmasn iddia etmitir;
Budizm mntakalarnda Buda'nn szlerinin kendi doktrin
lerine uygun olmas zerinde kolaylkla durabilmitir; bura
da, mterek olan nokta, insann artk bu hayatn ztrap
lanndan kurtaracdr.
Manikeizm'in, Hz. sa hakknda gayet gzel bir fikri var
dr: Hata ztrap eken sa, maddi dnyada dert eken
nurun bir semboldr; her dakika her nebatta, her mahh1k
ta ztrap eke eke artk kendi ana vatanna kavuacak
olan nurun tecellisi o'dur.
Nur paralarnn kurtulmas, yalnz en sert ve msama
hasz zht ile gerekleeceinden, Man'nin dinine mensup
olanlarda "husus" (elect) denilen muayyen bir zmre
teekkl etmitir ki, kendilerini artmaktan baka bir ileri
yoktu. Onlarn yannda, para, yemek ve bu gibi lzumlu
maddi eyleri "husus'1ara takdim ederek onlara hizmet e-

97

D N L E R TAR H N E G R

den bir "muhib" zmresi vard.


Nuru kurtarmak iin en gzide vasta, nur paralarn ih
tiva eden ilahi ve dualar syleyip mukaddes kitaplar
okumaktr. Manikeistlerin kitaplarnn fevkalade nefis
yazlp sanatkarane resimlerle ele sslenilmesi herhalde,
Man'nin bir ressam olduu hakkndaki efsanelerin kayna
olsa gerektir. Trkistan'claki Manikeist kitap sanatndan, s
lam minyatr sanatna mteveccih bir cereyann mevcut ol
duu malumdur.
Ayr dillerde yazlan ilahilerde gayet messir dualar var
dr ki insan onlarda artk karanln zlmn geri brakp
ezeli ve ebedi nura kavumay zlediini tatl ve kuvvetli
szlerle ifade etmektedir:
imdi iten rica ederek candan niyaz ederim:
Ltfet, beni bu maddi vcuttan kurtar, durmadan atlayan,
Dalgalanan, alkalanan bu zehirli ate denizinden,
inde dalp kan ejderlerin gemileri yuttuklar denizden!,
Ben, ey byk Aziz, nurun bir kuzusuyum,
Gzyalar dktm, tahamml ettim, aladm,
zulmden ikayet ettim,
nk beni yakalayp nurun iyi ailesinden uzaklatran
Kurtlarn ve btn vahi drt ayakllarn cefalarna uradm.
inayet et! Ah, beni tut!
Beni nurun yumuak, sulhperver srsne kat,
eriatn harmanna, nurun mahzenine beni eritir.
O zaman serbest ve daima korkmadan gezinebilirim.
Ben de, ya Rab, nurun, kuytu bir ormanda dikenlere atlm,
Kokulu bir tohum tanesiyim,
nayet et! Beni yerden kaldr!
eriatn harmanna, nurun mahzenine beni eritir.

H. Cl. PUECH, Le Manicheeisme, 1949. H . H. SCHAEDER, Urforn


und Fortbildungen des manichaeischen Systems, 1927 H. H. SCHAED
ER, Der Manichaeismus nach Meuen Funden und Forschungen, 1935
(Orientaliscche Stimncnzun Erlsungsgedanken) C. R. C. ALLBERRY,
A. Manichaean Psalmbook, 1938.
_

- 98 -

H NT D N L E R :
B RA H MAN ZM, H N DU ZM

in, dnyann iki ayr nntakasn<la, iptidai, zmre


veya millete bal olan bir dinden, btn insanlara amil
yksek bir din eklinde tekaml etmitir; bu iki mntaka, bir
yanda Yahudiliin, Hristiyanln ve Mslmanln ana va
tan olan sam! memleketler, te yandan da en derin mistik
mefhumlar yaratan Hindistan'dr.
Hint dini duygusu en eski zamanlardan beri garp dnya
snn fikirlerine kmsenmeyecek bir tesir brakmtr; Yu
nan dininde belki Hint felsefesinin baz izlerini grebiliriz;
Ortaada1ran - Arabistan - Akdeniz yolu ile Avrupa'ya ge
len Hint efsaneleriyle beraber bu milletin dini tasavvurlar
batya szmtr. En mehur misali, Buda'nn hal tercmesi
nin, arkta yaayan bir Hristiyan zahidin hikayesi sanlmas,
Buda'nn bu suretle ister istemez kilise azizleri srasna gir
mesidir Qoasaf, 27.X). 17. asrdan itibaren tacir ve misyo
nerlerin teebbsleriyle Hint dinleri, Hint edebiyat da Av
rupa'da tannmaya balamtr. 1785'te byk mistik iir
Bbagavadgita'nn ngiliz alimi Wilkins tarafndan yaplan
bir tercmesi kt; vatanda William jones, drt sene son- 99 -

D N L E R TAR H N E G i R 1 $
ra mehur dram akuntala 'y ngilizceye evirdi. Bu eser,
bilhassa Alnan klasik airlerinin hayranln uyandrmaya
muvaffak oklu; Herder, Goethe /!e Sebiller bu iirin gzelli
ini en tatl szlerle methettiler. Hindistan, romantik airle
rinin zledii "insaniyetin, dinlerin anavatn" idi; bu muhit
te, Indoloji 'nin ilk sistematik eserleri de kmtr (Schlegel
1808). Geen asrda bu sahada alan alimlerden yalnz,
mukayeseli din bilgilerinin kurucusu sanlan, ngiltere'de
yaayan Alman Prof. Max Mlleri zikredebiliriz ki, Sacred
Books of the East adl, btn ark dinlerine ait vesikalarn
tercmelerini muhtevi pek kymetli bir eserin temelini at
mtr.
Hem UpaniadJ.arn derin mistiklii, hem de Buddizm'in
hikmeti bilhassa geen asrda garbi felsefe cereyanlarnda
bir iz brakmtr: Schopenhauer ve talebesi Paul Deussen
Upaniadlarn tasavvurlarna hayran kaldlar; . asrn sonun
da Bayan Blavatsky tarafndan kurulan Teosofik hareket ge
ne en mhim fikirlerini Hint felsefesinden ald: Teosoflarm
bir bran; 1 9 1 2 'de Almanya'da Rudolf Steinerin riyasetinde
almaya balayan ve Garbi Avrupa:da hala artan bir kuv
vet tekil eden A ntroposo.flardr. Budizm mevzu unda yalnz
alimleri deil, halk da tenvir etmek maksadyla, Avrupa'da
1 903'ten itibaren misyonerlikte bulunmutur; Berlin ve M
nih'te budist ibadetgahlar vardr. Bu cereyanlarn yannda ,
Hint dinleri ile Hristiyanlk arasnda bir ibirliine veyahut
bir senteze varmak isteyen cereyanlar da mevcuttur.
Hint dini edebiyatna gelince, en eski zamanlardan beri
bugne kadar ok muhtelif lisanlarda telif edilmitir. En es
ki eserler, Vedalar, asrlar boyunca yalnz ifahl bir anane
ile nesilden nesle tevars edilmitir. Mukaddes kitaplarn li
san, sanskritedir. [yani sanskrit yaplm, ilenilmi" (dil)
demektir}. Halk dillerine gelince, en mhimi prakrittir ki
onun da bir ok muhtelif leheleri kullanlmtr; Jayna'larn
eserlerinin bir ksm bu dilde yazlmtr. Pati dili ise Cenu
bi Budizn'in mukaddes metinlerin lisandr. 1 0. asrdan iti- 1 00 -

H i NT D N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM

baren ayr ayr yeni leheler ve lisanlar ( pancabi, Marathi,


Kamiri gibi) <linl edebiyatta kullanlmaktadr; 12. asrdan
beri Urdu <lili <le bir rol oynamaya balamtr. ndo-jernen
lisanlarnn yannda bilhassa Cenubi Hindistan'n dinlerinde
baka rklara ait diller grlmektedir; Tamil ve Malayalam
en nemli misalleridir.
Hindistan'n en eski dini teekkllerinde, baka indojer
men milletlere de mahsus olan tasawurlara rastlamaktayz:
Aa, su ve ate mukaddes eylerdir; bilhassa atein ehem
miyeti gayet byktr. Byk bir ate olan gnee de tapl
mtr; gklerde arabas ile dolaan bu ilahi kuwete derin
bir hrmet gsterilmitir; onun kuwetlerini tazelendirmek
iin birok byler kra edilmitir. Gk ilahnn yannda
toprak ana ilahesi de mevcuttur. Fakat dinin byk bir ks
mnn majik bir mahiyet tadn syleyebiliriz; bu majik
taraflar bilhassa kurban ayinlerinde grlmektedir.
Ij:indistan'n dini duygusuna gre, insan ayr yoldan
kurtulua gidebilir: birisi, ameller vastasyla (yani kurban
larla) kurtulu; tekisi, bilgi ve marifet vastasyla (yani tan
rsal, ilahi hakikati tanmakla) kurtulu; ncs ise, insa
nn ahs eklinde tasavvur edilen bir ilah severek kendini
teslim etmesi vastasyla kurtulutur.
1) Amele, yani kurbana en byk ehemmiyeti atfeden
dinin aksini, bir ksm aryalarn Hindistan'a geldikleri ilk za
mandan kalan, Veda denilen teferruatl edebiyatta grmek
teyiz. M.. aa yukar 3000 ile 300 arasnda gelien bu ge
ni edebiyatn ismi "bilgi" demektir. Veda'lar, ilahlleri, kur
ban merasiminde kullanlan resmi tabirleri, afsun dualarn
ihtiva etmektedir. Dini duyguya gelince, Rigveda'n binden
fazla ilahisi btn bu eserlerin en enteresan parasdr. A t
han;aveda'da, sihir szleri ve afsun dualar hakkndaki tali
mat bulmaktayz. Sama ve Yajun;eda <la ise, Rigveda'dan
daha byk miktarda, kurbanlarda kullanlmas lazm gelen
sz ve tabirleri retmek iin toplanmtr; birok ilahide iki
Veda'da ayn ekilde bulunmaktayz. Muhtelif Veda'lar
- 101 -

D N L E R TA R H i N E G R i

kurban merasiminde muhtelif vazifelere memur olan kahin


ler tarafndan okunmaktadr.
Bu edebiyatn melliflerine dair mallmat elde etmek
gtr. Birok ailelerin isimleri gemekle beraber, Veda'la:
Hintlilerce ilahi bir eserdir. Aslnn Hallarda bulunduuna
dair birok rivayetler vardr: Onu ilk defa okuyan, ilahlarn
ocuu idi; ilahileri vahiy halinde duymu, yahut grm
tr; Veda'lar bazen de, ilahi bir hipostaz, ilahlarn dour
duklar bir varlk, ilahi bir feyiz olarak tavsif edilmektedir.
Bunun iin, bu edebiyatla megul olmak, en iyi amel, kur
ban kadar kymetli bir amel saylmaktadr.
Kurbann, hibir memlekette, hibir dinde Hindistan'da
grnen mikyasta nemli bir yer tutmamasn syleyebiliriz.
Kurbanlarn manalar birbirinden farkl idi; ilahlarn fkesi
ni teskin etmek maksadyla takdim edilen kurbanlar yann
da, hususi takdimeler de verilmiti. En eski zamanlardan ka
lan at kurban, iptidai bir hieros gamos, mukaddes nikah,
sembolletiren bir amel idi. Kurban'n majik taraflar da g
ze arpmaktadr: Hint dininin inkiaf ettii zamanlarn ta
savvurlarna gre, ilahlar kurbanlar zleyip teberruatta bu
lunanlara buna mukabil nimetler -uzun hayat, ocukla"r ve
bilhassa en ok istenilen ey, inekler- ihsan etmektedirler.
Kurban, ilahlarn hayati kuvvetini tazeledii iin bu suretle
ins.m onlara bu kuvvetten bir ksmn vennek imkann el
de !tmektedir. "Tereya burada - senin verdiklerin nere
de?" diyen dualar vardr. Byle bir nokta-i nazar inkiaf
edince, ilahlar, artk kurban takdim edene - yani kahine tabi olmulardr.
Eski zamanlarda ev sahibi -bazen karsnn yardm- ile
ilahlara kurbanlar takdim etmitir; evde yaplan birok
ayinlere o bakmtr. Fakat her kurban, gittike mkilleen
hazrlklar gerektirmitir; zhd ve riyazet, tasfiyeler hem
merasimden evvel hem merasimden sonra lazmd. Zaman
ilerledike bir kahin snf ortaya kmtr ki kurban icra
edebilmek iin gerekleen btn bu hazrlklar, Veda'larn
- 1 02 -

H i NT D i N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM

okunmalar, mukaddes tabirlerin titizce ifade edilmesi gibi


vazifeleri stlerine almlardr. Bmhman denilen bu kahin
snf, Hindistan'n drt ksmdan ibaret olan itimai bnye
sinde en yksek snf tekil etmitir. kinci snf, nuharip
lerden, ncs esnaf, tccar gibi nevi insanlardan teek
kl etmitir. En aa snf, baka rklara mensup olan hade
meler snf idi.
Brahman'n ii, yalnz kurban merasimini icra etmek de
il, ayn zamanda da sihir ve by yapmak idi. Brahman bu
suretle dnyada en kudretli, en kadir varlk olup ilah ve
devleri istedii gibi kullanabilmitir; tabiatst varlklarn,
onun iradesinin bir zayf aleti olmaktan baka fonksiyonla
r yoktu.
Veda'larda isimleri geen ilahlarn en mhimleri, ndra,
Agni ve Varuna'dr.
Agni, atein ilahdr. Kurban yaktrd iin, ate ilah in- .
san ile byk ilahlar arasnda kahin sfatyla tavassut edip,
insanlarn verdiklerini onlara takdim etmektedir. Tipik bir
kurban ilah olan Agn'nin yannda, ikinci "kurban ilah",
Soma, grlmektedir. lmszlk baheden, sarholuk ve
ren bu mukaddes arap da zel bir kurban ayininde kulla
nlmtr; Veda'larn bir kitabndaki btn ilahiler kendisine
tahsis edilmitir.

ndra, esas itibaryla bir frtna ilahdr. Kuraklktan son


ra susuz topraa yamur yadran, ejderi ldren, dman
larn mahveden, byk miktarda sarholuk verici Soma a
rabn ien kahramandr. "Kuvvetin sahibi", "kendiliinden
hakim olan" bu ilah, tab1atn, hudutlarn aan kuvvetlerini
temsil etmektedir; ok yiyen, ok ien, canl ak macerala
r olan ndra'nn maiyetinde Rudra isimli korkun rzgar ve
kasrga ilahlar toplanmtr. Arkadalar arasnda ara sra
Viniya rastlanmaktadr.
Harpi, vahi ndra'ya mukabil dnyann nizam ve ka
nunlarnn hamisi olan Varma bulunmaktadr. Varma, g
nahkar cezalandran, niyaz edene bakan, vakarl ve adil bir
- 1 03 -

D N L E R TAR i H N E G i R

ilah olduundan, Rigeda'nn en messir, en muhteem ila


hi ve duaJar kendisine tevcih edilmitir.
Onun sayesinde mahlkat bilgiye erimi;
Dnyalarn aralarm iddetle aan ilah,
Yldzlarla gkleri yukarya itip
Yeryzn aada demitir.
Dnerek kendime yle sorarm:
Varuna ya ne zaman yaklaacam?
Ne zaman, kin beslemeden kurbana sevinecek?
Ne zaman sevinerek inayetini grmek bana nasip olacak?
Gnahmn ne olduunu merak ederim;
Bilenlere bunu sorarak giderim.
Sorduum ariflerin hepsi
Bir ey sylerler: Varuna sana kzar!
lahfler syleyen dostunu ldrecek kadar
Seni kzdran en byk gnahm nedir? Ey kudretli, kayyum
Bunu bana anlat! Diz kp, gnahm bala diye
Senden af isteyeyim...

Fakat Varuna sihirbazl da iyi bilir; baz rivayetlere g


re dnyay yaratan o'dur. Onun yannda, eski Aryanlarda
vefa ve ahdi temsil eden Mitra sk sk grlmektedir.

Veda zamannda, ilahelere az taplmtr. Yalnz afak ila


hesi, kr atlarn ektikleri altndan bir arabaya binen Uas,
birka . gzel ilahide vlmtr. afan bir de erkek ilah
va . 'r.
l hlarn etrafnda saysz devler, cinler ve bu eit mah
h1kat hemen her yerde bulunmaktadr: Sularda, korularda
anekici apsaras (su kzlar) yaarlar; gandama'lar da mi
tolojide byk bir rol oynamaktadr.
Gklerdeki ilahlardan, bilhassa ilahi ikiz, avin ler afak
ilahesinin aklar sfatyla mehurdur.
'

Fakat alemin her hareketini, her deiikliini tanzim


eden kuvvet, rta, ezeli ve ebedi kanundur.

Veda zamannda, Hindistan'da grlen kosmoloji olduk


a karktr. Yaradl mitlerinde, ahsi ve gayr- ahsi tasav- 1 04 -

H NT D N L E R : B RA H MA N ZM, H N DU ZM

vurlar yan yana bulunmaktadr. ran mitolojisinde de cari


bir anlama -insan kadlm'e- Hindistan'da da rastlanmakta
dr: Yama, insanlarn numunesi, ldkten sonra llerin
kral sfatyla ebediletirilmitir. Bundan maada, ilk kurban
takdim ettii iin hususi bir yer tutan, insanlarn pederi Ma
nu dan bahseden gelenekler pek nemlidir. Antropolojik
tasavvurlara gelince, insann muhtelif ruhlarnn mevcut ol
masna dair bir inan mevcuttu: Nefese bal olan prana ve
atman (ki sonraki felsefede gayet mhim bir yer tutmu
tur); hayat ruhu olan asu; esas itibaryla gzbebeini temsil
eden, kosnolojik mitlerde bazen yaratc fonksiyonlarn
benimseyen purna; akl ve idrak ile bir mnasebeti olan
'

manas. .

Ahlaki fikirlerde, gnah ve su dnyann nizamna kar


ilenen bir hatadr; ayn zamanda, bir hastalk gibi sirayet
eden, maddi bir ey olarak telakki edilmektedir. Bu sebep
ten, ilahlarn mafiretine kurban vastasyla nail olmaya a
lan insan, hem bu maddi gnahtan temizlenmeye, hem de
bozulan dnya nizamn dzeltmeye almaktadr.
Kurban merasimini bilip icra eden Brahman, insan ve
ilahlar idaresi altnda bulunduracak kadar kuvvetli olmu
tur. Benzer bir inkaf sayesindedir ki riyazet de kendisine
mahsus bir kymet kazanmtr. Hemen btn iptidai millet
lerde az ok bulunduu vehile riyazet, ayinleri hazrlayp
gnlk hayatndan ayrlarak kendini yalnz dini merasime
mahsus bir mukaddes hale getirmek iin lazm olan ve p
hesiz ok faydas bulunan bir tedbirdir. Halbuki Hindis
tan'da, metodik riyazet, yoga, bu asldan ayrlp bizatihi he
def olmutur. Riyazet eken zahid "urayor"; uranca ta
biatst kuvvetlere malik oluyor, kurtulua eriiyor. Hint
edebiyat, birok efsane ve esatirde, riyazetlerin ateiyle
ilahlar bile korkutan zahidlerden bahsetmektedir. Fevkela
de kuvvetli bir zahid meydana karsa, ilahlar, dnya niza
m bozulmasn diye onu tehlikeli riyazetinden evirmek
mecburiyetinde kalp ekseriya gzel ve gnl ekici bir pe- 1 05 -

D N L E R TAR i H i N E G i R i

riyi yeryzne gnderirler; zahid onu grnce ak olup bir


mddet riyazetinden vazgeer; bu vesile ile ilahlarn kudre
ti yine artar. Lejandlara gre bir zahidin, riyazet ve ibadetin
ateiyle 500 asil prens yakm olmasn gznnde tutunca,
ilah ve devlerin de saysz yoga temrinleriyle megul olup
yalnz byle bir riyazet vastasyla kuvvetlerini kazanm ol
duklarn anlatan esatiri daha iyi anlamaktayz. Maanafih,
yoga'da dini elemanlar temrin (bilhassa nefes temrinleri) ya
nnda kaybolup zahidin ilahlara ball da zlmtr.
Yoga artk bir hazrlk derecesi deil, kendinden ileyen bir
ameldir.

Yoga hakkndaki en mhim eser, Patanjalfnin btn


mtelaalar toplayp felsefi suretle tefsir eden Yogasutra's
dr.
Drt Veda etrafnda gayet geni bir edebiyat vcuda gel
mitir. Onun bir ksm, Brahmana metinleridir. Kurban ayin
ve erkann gsteren bu metinlerde, kurban hakkndaki bil
gi, "kurban felsefesi" en ufak teferruata kadar ilenmitir.
Arifler, esatir ve mitolojik efsanelerde veya kurbana ait su
allere verilen cevaplarda Brahman'n mahiyetini renip
retmek iin uzun speklasyonlarda bulunmulardr.
Brahman'n evvela, iptidai dinlerdeki mana mefhumuna
benzer esrarengiz, messir bir kudret olmas gayet muhte
meldir. Bu kudret kendini, ilahlara bile kuvvet veren kur
banda gsterir. Kurbann makbul olmas da resmi tabirlerin
doru okunmalarna bal olduundan Brahman kelimesi
"kurban sz" manasna girip, Brahman, kurban takdim
eden kahinin unvan olmutur. Sonra bu mefhumun ihtiva
ettii mana daha genileyip de bu edebiyatn en nemli
metni olan Sattapattabrahmana'da brahma, btn varln
asl olarak telakki edilmektedir "Ezelde yalnz brahman
vard; ilahlar o yaratt".
Bu inkiafn yeni bir derecesi, gayr- ahsi ve mutlak sa
nlan bu yaratc prensibin yannda ahsi bir ilah eklinde
tasavvur edilen Brahma'nn peyda olmasdr.
- 106 -

H NT D i N L E R i : B RA H MAN i ZM, H N DU i ZM

Brahmana'larda, kurban hakkndaki nazari dnceler


son haddini bulmutur. Onlarda grnen ilahiyati sistem
lerde, Veda'larda olduu gibi, muhtelif ilah ve yaradl ta
savvurlar bulunmaktadr: Yaradan, dnyay ya kendinden
karm, yahut kurban ve rivazet vastasyla yaratmtr; ya
hut da dnya, ilahi hakikatn bir aldan perde oyunundan
(maya) baka bir ey deildir. "Mahlkatn rabbi" prajapa
ti, ahsi bir yaradan, halk dininde nemli bir yer tutmam
tr.
Vedalara balanan ikinci bir edebiyat kolunda, "amel va
stasyla kurtulu" yolunun yerine baka bir yol gsterilmek
tedir: Bilgi ve marifet vastasyla kurtulu. Bu metinler b
tn dnya vazifelerini yaptktan sonra kendilerini sadece di
ne vakfetmek maksadyla ormanlara ekilen zahidlere re
tilecek bilgileri ihtiva eden aranyaka'lar, yani "orman me
tinleri" ve bunlarn iinde bulunan Upaniadlardr.
Muhtelif zamanlara ait olan Upaniad mistii, kurban ve
riyazet hakkndaki pek nazari makalelere katlmtr. Bu
mistiin, evvelki dini duygu ve telakkilere tabi olmasn in
kar edip onu aslndan ayrarak mcerret bir fenomen san
mamza imkan yoktur. Halbuki btn bu ballklarla bera
ber bu mistik, o zamana kadar mevcut bulunmayacak ve
belki de bundan sonra daha yksek bir mertebesi bulun
mayacak olan bir seviyeye erimitir. mpersonal mistiin
en mkemmel nunesini bu metinlerde grebiliriz.
Veda'larn peyda olduklar zamann dnya gr ve
dnya duyuu asrlar boyunca deimi, insanlar iptidai ce
saret ve hodbinlikten uzaklap bedbin olmaa balamlar
d. Bu hayatn, bu varln dertleri, tenashe ve sonsuz do
u silselesine inan sayesinde daha ac, dnyadaki hayat
daha mitsiz grnmt. Tenashe inan, eski zamanlar
da insan amellerine gre bu hayattan ya iyi, ya kt olan
yeni bir hayata bir defa daha dnyaya getiren kuvvet -yani
insani faaliyetin z olan kannan- ilahi adaletin bir olay
telakki edilmiti. Maamafih zaman ilerledike, insan bu ha- 1 07 -

D i N L E R TA R H N E G R
yattan daha iyi bir hayata kavumak bile istemeyip maddi
dnyadan, doum silsilesinden kurtulmaya alrd. aresiz
insan, bu dnyada "kuru bir emede oturan bir kurbaa
nevinden" kurtulua, sonsuz skunete susard.
Upaniadarn arifleri -her mistiin yapt gibi- insana

kendi iine gitmeyi retmilerdir. D dnyadan vazgeip


bu dnyay terkeden silik, kendi kalbinde hayat prensibini
-yani cann srr olan atman'- bulur. Vecidde, atman'n
kendi srr olduunu ve atman'dan btn eylerin, btn
dnyalarn ktn anlayverir:
"Alev eklinde yanan bir ateten kvlcmlarn kp her
tarafa yaylmas gibi, makamlarna gre btn hayat kuvvet
leri bu atman'dan karlar, hayat kuvvetlerinden ilahlar,
ilahlardan alemler kar."
Bundan, atman n brabman denilen yaratc prensiple
'

bir olmas anlalr: "aham brahmasm- ben brabma'ym":


Bu, arifin, kamilin en yksek marifetinin bahtiyar ifadesidir.
"Tat tvam asi - bu sensin", Upaniadarn "byk sz" dr;

yani btn alemde mevcut olan her parada, her varlkta


senin atman ile ayn kaynaktan gelen, bundan tr onun
la da bir olan bir sr vardr.
"Uddalaka " oluna dedi ki: Niagrodha aacndan bana

bir meyve getir!" - Olu: "Buyurun n1'Jhterem efendim" de


di. - "Onu ikiye ayr!" - "kiye ayrlmtr, muhterem efen
din, - "iinde ne gryorsun?"- "Orada, muhterem efendim,
ufack ekirdekler gryorum." - "Onlardan birini ikiye
ayr!" - "Ayrlmtr, muhterem efendim. " - "inde ne gr
yorsun?" - "Hi bir ey grmyorum, muhterem efendim." Bunun zerine dedi ki: "Ey aziz, grmediin incelik ise and
olsun ki bu inceliin mahiyeti, btn alemin nefesidir; reel
olan budur, atman budur, sen kendin busun!"
Halbuki

atman'n srrn ifade etmek kolay deildir.

Onun mahiyetini Hindu arifleri, muhtelif ekillerde beyan


etmeye almlardr: "O, harekettedir, hareketten de uzak
tr; o, yakndr; o, her eyin iindedir, o her eyden dar-

- 1 08 -

H i NT D N L E R i : B RA H MA N ZM, H i N DU i ZM

dr." (a-Up). Atman ile brahman a rasndaki birliin srrna


yalnz menfi tabirlerle iaret edilebilir; o, neti neti, "yok
yok" tur.
Yalnz onu tammyan onu tamr,
Onu tanyan onu bilmez.
Tanyan tarafndan tannmam,
bu - Kena - Upaniad'n ahenkli szleriyle atman-brahman srrdr.

Bu atman, btn mahlUkatn kymetleri yalnz O'nun sa


yesinde olan en yksek, mutlak kymettir :
Kar, kocasn koca olduu iin deil, iindeki atman se
bebiyle sever. Koca, karsn, kar olduu iin deil, iinde
ki atman iin sever. Oullar, oullar olduklar iin deil, i
lerindeki atman dolaysyla sevilir. Mal ve sermaye, mal ve
sermaye olduu iin deil, iindeki atman hasebiyle sevi
lir... lahlar, ilah olduklar iin deil, ilerindeki atman sebe
biyle sevilir... Bunun iin atmana merakla bakmal, atman
iitmeli, atman dnmeli, atmana dikkat etmeli Maitreyi;
nk atman grp, iitip dnp bildikten sonradr ki
btn alemi bilmi olursun.
nsan, son deruni tecrbesini -yani bu srra vakf oluu
vuslatn veya ryasz bir uykunun saadeti ile mukayese et
mektedir. Bu tecrbeye kavumak iin mridin idaresinde
uzun bir hazrlk lazmdr ama, insan, son hedefi kendi kuv
vetleriyle bulamaz; nk mistik tecrbeleri zorlayamaz.
Sderblom, okuyucularn dikkatini Katbaka-upaniadn bir
cmlesine celb etmitir ki orada mistik yolun sonu yle ifa
de edilmektedir: "Yalnz o'nun (yani atman'n) setii,
O'nu idrak temeye muktedirdir." Bu cmle, marifetin ve
l::.undan kan kurtuluunun insann eseri olduundan deil,
taayynsz, akl iin yok olan Tanrnn inayeti olduuna
iaret etmektedir. Bu bilgiye erien, dou silsilesinden
kp lmnden sonra kendi hviyetini artk fark etmeksizin
Brahman'da eriyip kaybolacaktr.
- 1 09 -

D N L E R TAR H N E G R
"lmJen sonra uur kalmaz . . . kilik farz edilirse, biri
tekini koklar, grr, iitir, dnr, tanr, onunla konuur.
Fakat ferdin btn ksmlar atman haline geldikten sonra
baka bir varlkla nasl konusun, onu nasl koklasn, gr
sn, iitsin, dnsn, tansn?"

Upaniadlar,
ron tarafndan,

1801 'de Fransz msterik Anquetil Duper


17 'nci asrda mogol prensi Dara ikoh un
tevikiyle hazrlanan bir Farsa tercmeden Latinceye ev
rildikten sonra Avrupa'da hret kazanp 19'uncu asrda bil
hassa Alman felsefesinde derin bir iz brakmtr. Mehur Al
man feylesofu Schopenhauer "tat tvam asi -bu sensin" di
yen byk szde, temelleri merhamet ve acma olan kendi
ahlak felsefesinin esaslarn bulmu, Upaniadlara kar
duyduu hayranl "Asl metni mstesna dnyada daha g
zel, daha yksek bir ey okumak mmkn olmayan Upani
adlar, hayatmn tesellisi olduu gibi lmmn de tesel
llsi olacaktr. " szleriyle ifade etmitir.
'

Schopenhauerin talebesi Paul Deussen ile birok Alman


alim ve edebiyatlar Upaniadlarn zaman ve mekan art
larna (yani eski kurban ve Brahman nazariyesine) bal ol
duklarna gz yumarak yalnz derin fikirlerine baktklar
Hint felsefe ve mistiini son derece takdir etmilerdir.
Zikri geen bu esaslara dayanarak Hindistan'da birka
felsefi sistem teekkl etmi ki en mhimleri Samkhya fel
sefesi ve Vedanta teolojisidir. Sankhya felsefe sisteminde
hususi bir Tanrya yer verilmeyip sayya smayan nefesle
rin gerek varl itiraf edilmekteqir. Buddizm'de bu nazari
yetinin tesirleri gze arpmaktadr. Halbuki samkhya felse
fesi, dier Hint tasavvurlarna muhalif olarak, maddenin ha
kiki olup ezell ve ebedi nefeslerin onunla birletiklerini ile
ri srmektedir. Madde prensiple belirtilir ki, 1 . aydn ve
temiz prensip olan (sattva) "var olma'', 2. kendini sevda ve
enerji eklinde gsteren (rajas) "renk'', 3. kendinden dert,
zulmet, tembellik v.s. kan (tanas) "karanlk" tr. nsan, ci
sim ve ruh arasndaki ayrln farkna varmak suretiyle ebe- 110 -

H NT D i N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
dl hrriyete kavuur. Tam Bu<lizm'<le greceimiz vehile,
gayet komplike olan bu felsefede <le insan, bilgisizliin her
ztrabn mahvolas sebebi olduunu anlamtr.

Vedanta felsefesine gelince, o, atman - brahman'dan


baka bir realitenin mevcut olmadn kabul edip renk
renk tezahrat dnyasn, tabiat, insanlar, ilahlarn hepsini
bir aldan perdesi, bir sihir, bir "maya " saymaktadr. Ve
danta (yani " Veda'larn sonu") nn en nemli mmessili,
822'<le vefat eden byk ankara, kat'i bir surette Brah
ma'nn yannda ikinci bir prensibin mevcut olmadn be
yan etmitir. (advait, "ikilik yok" telakkisi) . Yegane reel
olan Brahma'ya -yani taaynsz, ahsiyeti olmayan varlk
ve fikir- aldan perdesi (maya) iltihak ettiinden Brahma,
ahs eklinde tasavvur edilen bir Tanr gibi tecelll etmekte
dir. Bu suretle, Brahla'nn maya ile birlemesinden ileri ge
lir gibi telakki edilen halk ilahlarna da ibadet etmeye im
kan vardr. Fakat bu mahdut ve aldatc tezahrat terk edip
mutlak Brahma'y tanmak, Vedanta felsefesinin erimeye
deer maksaddr.
Mamafih, bu dinin <le, btn dinlerin tarihinde tekrarla
nan bir inkiafa tabi olarak, asrlar boyunca tahriflere ura
dn grmekteyiz. Bu tahriflerin biri, insann, Tanr anla
mnn en yksek mertebesi olan "mutlak Tanr" tasavvuru
nu tahamml edemediinden, bu mutlak varlkla kendi ara
snda tavassut eden ahs bir Tanr anlamna varmasdr. Bu
mn iin 1 2'nci asrda Vedanta'y yine tefsir eden Ramanu
ja'nn erhinde ahs bir Tanr meflumu bulunmaktadr. Ra
manuja'ya gre Brahman dnmekle mukayyeddir.
Brahnan'n vahdaniyeti muteayyin, mteahhs olup fikir
lerinde okluu tadndan dolay bu dnya da, bir alda
n deildir; ezelden beri Brahnan'n fikirlerinde mevcut
olan bir eydir.

vara (yani Rabb) meflumuna da bu felsefede rastlan


maktadr: O, Brahma n' n kendini idrak edii makam -yani
kendi zatna vukufu ile- bir mertebe tenezzl ederek idira- 111 -

D N LE R TAR i H N E G R i
kin tecelllsi makamdr.
ismidir.

11ara,

Hinduizm'de ahsi ilahn bir

Hint dinlerinin bir kolunda -bhakti, yani Tanr aknda


asrlar boyunca arttka n plana gelen ahs bir ilaha ina
n, Ramanuja sayesinde Vedanta felsefesinin mutlak Tan
r anlamna mncer olup bu neflumlarn daha scak bir
renk vermitir.
Hint dininin inkiafnda grnen son devir, Hinduizm
adyla tavsif edilmektedir. Hindu , bu dinde doup yetimi,
hududlarn amasna katiyyen imkan olmayan muayen bir
cemiyet tabakasna mensup bir insandr. Tabakalar arasn
daki hudut yalnz son senelerde, bilhassa Gand'nin tesiri
altnda bir az gevetilmitir.
Hinduizm, muhtelif ve bizce bazen ayrt edilmeyen ilah
ve devlerin okluundan, acayip esatlr ve ayinlerden dola
y anlalmas zor bir din, daha dorusu bir din alemidir. Bu
dinin tezahrat, Hindistan'da eit eit ekillerde, birok
kollarla, drt bala tasvir edilen putlar veya ekseriya mu
tantan kabartma ve heykellerle ssl muazzam mabetler gi
bi bize ilk bakta pek garip grnmektedir. Ama, tekrar ba
knca insan yava yava bu dmlenmi ekillerin anahat
larnn, hatta husus! gzelliklerinin farkna varr.
Hinduizm'de gerek aryan, gerekse de bunlarn gelime
lerinden evvel Hindistan'da oturan milletlerin dini tasavvur
lar birlemitir. Fevkalade geni bir tolerans ve msamaha
s sayesinde tarih boyunca birbirine zt olan ilahlar ve di
nin iine szan her yabanc unsuru benimsemek kabildir.
Nathan Sderblom bu hali "Hindistan, yok demeye takat bu
lamamtr" diye pek isabetli bir surette tavsif etmitir. Dn
yay ancak bir maya, bir hayal olarak telakki eden, Tan
r'nn bir ksmnn da vakit vakit hayvan veya insan eklin
de yeryzne indiine inanan bir din, her zaman, eski Hah
larla birleerek yeni elin! tasavvurlar kabul etmeye hazrdr.
Cenubi Hindistan'l bir airin szleriyle :

- 112 -

H NT D N L E R i : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
Dinleri iyice seyredince
unu grrm : senin bir oyunundur;
zleri, ey canan, farkl deildir.
Artk skutunun ummanmda kaybolur
Denize akan rmaklar gibi. ..
ok geni bir epik edebiyat ile mitolojik eserler (pura
klasik devrinin en mhim rneklerini ihti
va etmektedir; ayr mitolojik konular arasnda kesin bir hu
dut tayin etmek hemen hemen mmkn deildir. Eski bir
ormann nebatlar gibi birbirinden kar, birbirini rter.

na) Hinduizm'in

Hinduizm'e gre, dnyann prensibi ksml bir ekil


de tecem etmektedir: Yaratc Brahma, muhafaza edici Vi
nu, tahrip edici iva, . Varuna, sonsuz zamanlar alemumul
ilahi ummanda alem ylannn srt stne yatar; gbein
den kan bir nilfer ieinde drt yzl Brahma heybet
le oturup alemi kendinden darya karr. 'i3u alem, gerek
deil, ilahi hayalin hedefsiz bir oyunudur. ilahlar, insanla
rn hakiki dnya sandklar bu oyuna ara sra karrlar:
Devlerin kudretlerinin fazla artt zaman Vinu'nun bir ks
m dnyevi bir mahluk -balk, kaplumbaa, insan- eklini
alp devleri yenmekle ayan hayret keramet gsterdikten
sonra tekrar ezell ve ebedi ilahn iine dner.

Veda

devrinde bu ilahtan daha byk bir rol oyna


yan ilahlar (mesela Indra) Hinduizm'de ezell Tanrnn birer
tecellisi olarak telakki edilmektedir. Birok Hindularn zan
larnca, Buda ve sa bile Vinu'nun indirdii ksmlardan
(avatara) baka birey deillerdir. Bylece, her yabanc
ilah veya din kurucusu avatara sfatyla Hint dininde bir yer
bulabilir.

Vinu'nun tecellilerinden bilhassa iki tanesi Hint edebi


yatnda pek nemli yer tutmaktadr: Bunlar, Roama ile Kri

na'dr.
Vinu'nun,

ehzade Rama'nn ahsiyetini ald zaman


vatanszla gitmeye icbar edilip refikasn karan devlerle

1 13

'

D N L E R TAR H i N E G R
muharebe etmesi muazzam bir eser olan Ramayana'da
edeblletirilmitir. Sanskrite yazlm bu byk iirin yann
da, Rama'nn muharebelerini, ektii dertleri anlatan birka
eser mevcuttur; onlarn en mehuru, ilahi akla yanan Tul
si Das adl (lm 1624) bir airin, halk dilinde yazd "Ra
ma 'nn hayat ", Hindistan'da hala en ok beenilen dini ki
taplardandr.
Din tarihi iin belki Vinu'nun ikinci mehur avatara's
nn, yani "Krina'nn, nemi daha byktr. Kral Arjuna'nn
arabacsr eklinde gze grnen Krina, kral, dmanlar
olan akrabalarna kar savamaya tevik eder. Ramaya
na'nn yannda Hint edebiyatnn en byk epik eseri say
lan Mahabharata'nn bir paras, bu sahneyi anlatmaktadr.
Bhagavadgita (Bhagavad, yani "yksek, aziz" den bahse
den iir) Hint felsefesinde yeni bir admdr; bu uzun ve m
essir iirin imdiki ekli, herhalde olduka ge bir zamanda
(M.S. lOOO'den sonra) pek eski metinlerden tertiplenmitir.
Halbuki asll fikirler istediimiz kadar vazhtr: Krina'nn bu
hitabnda, insan ile iliil arasndaki mnasebetler, kurtulu
yolu da tarif edilmektedir. Buna gre dindar, amellerle de
il, yalnz bilgi ve marifet yoluyla da deil, rahmet ve sev
gi ile bakan balayc bir ilah severek kendisine teslim et
mek suretiyle kurtulua eriebilecektir.

Krina "Bana ve yalnz bana akla tapan fsk ve gnah


kar bile, doru bir karar verdii iin iyi bir insan saylsn."
diyor.
nsan, hakiki eklinde kendine yaklaan imha edici bir
ate Jenizi olan Tanry, yalnz avatara vastasyla tanyabi
lir. Tanr, bu tecellisine balanan dindara yle bir vaidde
bulunmutur.
"Btn varlklar benim nazarmda msavidir.
Ne dostum ve ne de dmanm vardr. Fakat akla bana
balananlar bendedir ve ben onlardaym."

Krina, krala her amelde doru yolu retir; insan faali


yette bulunsun ama, ilerinin bedelini beklemesin; tam bir
- 1 14 -

H i NT D i N L E Ri : B RA H MAN i ZM, H i N DU ZM
hrriyette yaayp ilahn inayetine gvensin. Bu suretle kur
tulu, kurban merasimini titizce icra eden Brahmanlara ve
uzun riyazet ve tefekkrden sonra atman brahman srrna
vakf olan ariflere mnhasr kalmaz; bu bhakti (ak) mistik
lii her cemiyet tabakasna ayn mikyasta, kurtulua kavu
ma imkan verir; onun temeli, ilahi inayete itimaddr. Bu fi
kirler Bhagavadgita'da en gzel ifadesini bulmutur; bhak
ti bu iirin satrlarnda en parlak renklerde vlmektedir.
Avrupa'da geen asrn ilk senelerinde hret kazanan ve
ifade edilemez bir hayranlkla karlanan bu eser, byk Al
man feylesof ve alimi Wilhelm von Humboldt tarafndan
"dnyada mevcut olan eserlerin en gzeli, en yksei ve en
mehabetlisi" diye vasflandrlmtr.
-

bhakti dininin en tatl poetik ifadesi, jayadevaltn yi


Krina hikayesini anlatan btn iirlerden gzel "Gita
gotJinda " adl eseridir ki, gen bir oban kisvesinde dnya
ne

Bu

ya gelen Krina'nn oban kzlaryla oynap sevitiini an


latmaktadr. Gelenee gre, bu, Tanr'nn ruhlarla oynad
ezeli oyunun bir semboldr. Krina, kzlar arasnda mau
kas Rada'dan baka bir kza candan ak olmamakla bem
ber, 16108 oban kznn (gop) her biri, sevdii gen ilahn
yalnz kendisine iltifat edip mesut bir semada durmadan
kendisiyle elele, kol kola evirdiini zanneder; fakat bu, bir
taraftan, tanrnn aldatc, byleyici maya'nn ho bir oyu
nudur; br taraftan da her insana ayn muhabbetle bakan
ve her inanan gnle blnmemi bir kll eklinde gr
nen tanrnn gzel bir semboldr. "Neidelerin neidesi"
gibi akn btn merhalelerini parlayan renklerle anlatan,
hikayeyi lisann en gzel cevherleriyle, en tatl ahenklerle
ssleyen Gitagovinda, btn ehevi remizleriyle beraber
mistik manada tefsir edilmektedir. Krina ile Riida hikaye
sinin muhtelif rivayetleri Hint edebiyatnda ve gzel sanat
larnda da her asrda yeniden ele alnan bir konudur.
Hintlilerin bir ksm mukaddes ln ikinci ahsn
temsil eden Vinu'ya tapt gibi, baka mezhep salikleri
- 1 15 -

D N L E R TAR i H i N E G R
teslisin nc kuvvetine, yani tahrip edici ia'ya ibadet
etmektedir. Veda'larda Rudra ismini tayan hastalk ilahn
dan inkiaf eden bu ilah, her halde Hindistan'n aryan ol
mayan eski sekenesinin birok ilah mefhumlarn kendinde
birletirmitir. Alemin geirdii drt uzun devrin son ksm
nn hkmdar o'dur. iva, ilahlarn, ezelde lmszlk ve
ren araba (.Ab- Hayat'a) malik olmak maksadyla "st de
nizini" alkaladklar zaman zehir imesi dolaysyla, boaz
hala mordur. Ylanlar onu kuatrlar, kafa tasndan yaplm
bir kase elinde tutarak gerek hararetli bir zahid eklinde,
gerekse de evkle raks eder suretle dnyay gezer. Heykel
lerde drt kol ile temsil edilmektedir. iva, mahv eden
prensip olmasna ramen tevlit eden kuvvet yine o'dur; bu
nun iin ekseriya linga (yani tenasl aleti) eklinde sembo
lize edilmektedir; bu suretle ona da tapnlmaktadr.
iva'ya inananlar ise, pek canl bir dinin hararetli m
messilleridir. Cenubi Hindistan'n (ve belki btn memleke
tin) ok derin bir itiyakla yanan ilahlleri, ivait mezhebine
mensup olan Tamil airlerinin syledikleri iirlerdir. lahi
akla sarho olan bu airlerin en mahiri, 17'nci asrda ya
yan Manikka Vaaga'dr :

Ben zavall, senden ayr dtm m,


Kurumu bir rmakta
Balkk rpnr gibi rpnarak
J:(orkarm: beni brakma
Sen, ey gne kadar prl prl
Prldayan cevher !
Ey mevla, senin bandan
Akan rglerin
alkanan dalgalarnn
Ganja nehrinin dalgalarnn Girdabnda ufack bir kayk gibi
Bembeyaz, ince,
Parlayan hilal yuvarlanyor...
Uluhiyetin korkun, dehet taraflarn ahslandran i- 116 -

H NT D i N L E R i : B RA H MA N i ZM, H i N DU ZM
a'nn yannda bir mennes kuvvet de vardr ki ona bu
ilahla birlikte taplmaktadr. iva'nn zevcesi Kali veya Dur
ga, Himalaya'nn kz sanlan hem korkun, hem de cazibe
li bir ilahedir; eski milletlerin ana ilaheleri gibi saysz ocuk
dourup onlar ldrerek yiyen toprak anann bir sembol
olsa gerektir. iva'da olduu gibi, Kali - Durga tasavvurun
da da birok eski Hint ilahelerinin birletikleri phesizdir.
iva mezhebine bal dindarlarca, her ilahn, yaratc kuvve
tini temsil eden ve kendisinden hi ayrlmayan byle bir
mennes taraf (akt) vardr; baz mezheplere nazaran ilah,
byle bir kuvvet bulunmadan dnyay katiyyen yaratamaz
d.
lahlarn adedi gayet kabarktr; muhtelif cereyanlarn
birleip tekrar ayrlmas dolaysyla baz ilahlar muhtelif e
killerde peyda olup bakalaryla, birok komplike akrabalk
mnasebetleri vastasyla balamlardr; bylece, Hindis
tan'n en popler ilahlarndan biri olan fil bal Ganea,
zenginlik ilah, iva'nn byk olu olarak telakki edilmek
tedir. Birok ilahlar -bazen Veda devrinde byk bir rol oy
nayan varlklar- Hinduizm'de yalnz bir dnya devrinde h
km sren semavi krallar eklinde tasavvur edilmektedir.
. Dnya, alt felek ile yedi yeralt ve bundan daha aa
olan cehennemler arasnda mevcut olan bir yumurta eklin
de tasavvur edilmektedir; Brahma onu tekil etmitir; mu
ayyen bir zamandan sonra (100 Brahma yl, yani 3 1 1 .040
milyar sene) tekrar yok olur. Her Brahma ylnn 360 gece
ve gndz vardr; her gece her gn bir kalpa srer; gece
nin geliinde dnyann byk bir ksm mahvolur; gndz
ise, her gn 13 defa -en yksek 4 felek mstesna- mahvo
lur; her iki imha arasnda birer insan- kadim 7 1 'er devri ha
kimdir; her devrin, birbirinden ksa ve fena olan drt zama
n vardr. Bu sonsuz saylar, Hindistan'da hakiki bir tarih
anlayna yer vermemitir; dnyann gidii, tekrarlanan ve
gerek bir sonlar olmayan hadiselerden ibarettir.'1
nsan bu dnyada saysz ilah ve devler arasnda yayor;
- 1 17 -

D i N L E R TA R H N E G R
bilhassa kylerde, ehirlerde sayya smayan hastalk ilah
lar, devler ve saire mahIOkata inanlmaktadr. Dalar, r
maklar, hayvanlar da mukaddes, ilahi varlklar saylmakta
dr. Bilhassa inek, Hindistan'n en mukaddes hayvandr;
Gandh'nin szne gre, o, btn insan olmayan mahlOk
larn mmessilidir; onu ldrmek, bir Bralunan' ldrmek
kadar affedilmez bir gnahtr.
Btn memlekette, mukaddes yerler, ziyaret edilen ehir
ve nehirler vardr. Ganja nehri insanlar gnahlarndan te
mizler; Benares ehrinde, len her mahluka iva'nn inaye
ti sayesinde kurtulu vadedilmitir. Mabetlerin ekli deiir;
en ufak ve iptidai binalardan balayarak en gzel, fevkala
de zengin sslenilmi kocaman mabetlere kadar; merasim
de, yalnz birka iek takdim editen ta komplike ayinlere
kadar ayr ayr hususiyeti gstermektedir. Her sene birka
byk bayram yaplmaktadr; onlarn en nemlileri, "i
va'nn gecesi", Krina'nn doum gn, Lakmi adl, Vi
nu'nun zevcesi olan ilahenin erefine icra edilen kandil
bayramdr.
Merasimde, mantra denilen mukaddes szler pek ehem
miyetli bir yer tutmaktadr. Her ilahn, tercih ettii mantra
lar vardr; hem Veda'larn ilahileri, hem de yeni "kudret
szleri" mantra olarak hemen her ibadetin balangcnda
kullanlmakta, muhtelif hareket ve jestlerle de icra edilmek-./
tedir. Btn mukaddes kelimelerin en mhimi, "om " dur;
bu, dnyann en eski numinos kelimelerinden biridir ki
Hindular ve bunlar. dayanan milletler ona ok byk tesir
ler atfetmektedirler.
Her Hindu, bundan evvelki hayatnn bir neticesi saye
sinde iinde doan snfa gre birok dini vazifeler zerine
almaya mecburdur; snf her ne kadar yksek ise, vazifeleri
o kadar oalr. Doumdan evvel vaki olan ilkah merasi
minden balayarak, ocua sol omuzda tanan mukaddes
iplik verilmesi ile kendisine mukaddes gayitri ilahlsi syle
nilmesi (bu ayinden sonra iki defa domu" ocuk snfa
"

- 1 18 -

H NT D N L E R : B RA H MAN ZM, H N DU ZM
gerekten intisap etmi oluyor), nikah merasimi, defin me
rasimi, llere sunulan kurbanlara kadar hayatn hemen her
safhas hususi ayinlerin icrasn gerektirmektedir. Bilhassa
Brahman snfn dini vazifeleri oktur. Eski usullere gre,
onun yolu yle idi: ocukluunda Veda renen talebe,
sonra ailesine bakan peder, sonra ormanlara ekilen zahid,
nihayet dilenci rihib . Halbuki bugn bilhassa nc mer
hale hemen hi bulunmuyor.
Muhtelif vazifeler yannda birok serbest ameller mev
cuttur: Byk kurbanlar, ziyaretler, fakirleri yedirmek, mu
kaddes szleri iitmek, zht gibi ameller insan, gelecek ha
yatnda kt bir ekilde domaktan kurtarabilir. nsan, kir
lilik ve gnahtan itinap etmelidir; yksek snfl bir Hindu
iin mesela Hindu olmayan her insan, sonra da her kpek,
sarmsak ve' baka maddeler daima kirlidir; onlara dokun
duktan sonra hususi bir tasfiye ayini lazmdr; bazen de pek
mkl keffaretler istenilir.
Hinduizm'in byk bir ksmnda, tantra (a) denilen
eserlerin tesirleri grnmektedir. O kitaplar, esas itibaryla
akta'larn mukaddes yazlardr ki, Tanr ile aktisi arasn
daki konumalar eklinde merasimle sihirbazla, by sz
lerine dair malmat vermektedir. Bu kark, bazen de Se
hevl ve naho adetleri ihtiva eden din, halkn fikirlerinde
hakim olsa gerektir; bununla beraber o eserlerde hile, ara
sra derin dini grlere rastlanmaktadr.
Asli Hinduizm'in yannda, slam ve Hristiyanlk memle
kete geldii zamandan itibaren birka sinkretist cereyan
peyda olmutur. Bu cereyanlarda belki en enteresan ahsi
yet, 1 524 senesinde vefat eden KABR'dir; slam ve Hindu
izm arasnda mistiklik sayesinde bir birleme yaratmaya a
lmtr; Allah' Rana adyla isimlendiriyor; iki dinin d
olaylarn kabul etmeksizin (ne snnet, ne de heykeller) ga
yet gzel ilahilerinde ilahi maukunu zleyiini, akn,
dertlerini pek parlak, tatl beyitlerle sylemitir. Yaratt di
ni hareket hala Hindistan da mevcuttur. Baka bir birleme
- 11 9 -

D N L E R TA R H i N E G R
ki onda slam fikirleri daha fazla n plana konulmutur,
Sikh dinidir.
Bilhassa byk Mool imparatoru EKBER sayesinde s
lam ile Hinduizm arasnda bir dini komma husule geldi;
imparatorun kendisi, kendine mahsus yeni bir sentez yarat
m, ama, bu yeni cemaat yalnz saraynda kk bir rol oy
nam. Halka kadar ilerlemitir. Dini musamahas, devrinde
yaplan resim ve minyatrlerden belirtmektedir. Torunu
prens DARA SHIKOH, hem Hindistan edebiyatndan muh
telif eserleri tercme ettirmi, hem de Hint zahit ve alimle
riyle dini konular zerinde uzun ve derin konumalarda bu
lunrtmtur.
Hinduizm, Hristiyanlk fikirlerini de benimsemeye al
mtr. Hristiyan misyonerler aleyhine ara sra yazlar yazl
m ise de, Hindu'lar daha fazla, Hristiyan ana fikirlerini
kendi dinlerinin hususiyetleri ile mukayese edip sa'y ava
tara'lardan biri olarak, yahut baka bir ekilde beyan etme
ye uramlardr. Bilhassa geen asrda senkrestik mezhep
ler kurulmutur; onlarn en enteresan, Brahmo amajtr.
1828 senesinde tesis edilen bu cemiyet, Hristiyanlk fikri ve bilhassa Hristiyanlk ahlak- ile Hinduizm'e yeni tevik
ler verecekti; onun yelerinden, Rabindranath TAGORE ile
babasn zikretmeliyiz. TAGORE ve GANDHI, modem Hin
duizm'in belki en tipik mmessilleri saylabilirler: ikisi, eski
Hint dinlerinin sonsuz musamahasn gstermilerdir"
Gandhi'de ahimsa -ldrmemek- lks .btn siyasi te
ebbslerinin temeli idi; avatara'lara inand iin kendini
hem sa'nn hem de Muhammed'in akirdi sanmtr. Bu iki
insan sonra da RAMAKRINA, VIVEKANDA, RAMAKRINA
gibi byk dini ahsiyetler sayesinde Hinduizm son senel
erde garpta byk alaka toplamaya muvaffak olmutur.
-

M. WNTERNTZ, Geschichte der indischen Literatur, 1908 - 1920


H. OLDENBERG, Die Religion des Veda, 1 917. P. DEUSSEN, 60 Upa_

.:_

1 20 -

H i NT D i N L E R : B RA H MA N i ZM, H i N DU i ZM
_

nischaden des Veda, 1897. W . RUBEN, Die Philosophen der Upanisha


den, 1949.
F. HELER, Die Mystik der Upanishaden, 1925.
K. F.
GELDNER, Der Rigveda. 1923; 1954. J. W. HAUER, Die Anfnge der
Yoga-Praxis im alten Indien, 1922. J . W. HAUER, Der Yoga als Heils
weg, 1932. H. VON GLASENAPP, Der Hinduismus, 1929. H. ZMMER,
Maya, 1936. H. W. SCHOMERUS, Die Hymnen des Manikka Vaschaga,
1 923.
W. E. MHLMANN, Mahatma Gandhi, 1952.
_

- 1 21 -

B U D D ZM

ilattan nce 6'nc asrda Hindistan'da, Veda'larn


otoritelerini itiraf etmeyen, dilenci rahiplerden ibaret olan
iki tarikat teekkl etmitir. Bunlardan biri, MAHAVIRA ad
l bir zatn muhitinde doup gelien ]ayna tarikat, "beyaz
giyenler" ve "hava ile giyinmiler" (yani ryanlar) isimli iki
kolu ile sert bir riyazete fazla ehemmiyet atfetmitir. En ky
metli amellerden biri, a kalmak suretiyle intihar etmektir.
]ayna (bu isim "galip, yenen" demektir) rahibi eski Hint za
hit emirlerine baldr; bilhassa l. ve 5. emrine gayet titizce
dikkat etmektedir: Canl bir mahluk ldrmemek iin, getii yollar bir sprge ile temizleyip azn bir mendil ile
rter; beinci emir, kat'! fakr ve yoksulluktur. Tarikat, muazzam bir edebiyat eklinde grnen hususi bir felsefe ya
ratmtr; buna nazaran, sonsuz kk ve byk ruhlar
mevcuttur; dnyann tekerlei durmadan dner; en mesut
devirden balayarak en byk facialarla dolu devre kadar
ve bundan tekrar eski saadete, tekrar felakete tahavvl
eder; her devirde kurtarc kuvvetler insanlara lazm gelen
yolu gstermek maksadyla dnyaya gelmilerdir. Halbuki
bugne kadar yaamakta olan, Hindistan'da aa yukar
1 .250.000 mensubu bulunan bu tarikatn tarih boyunca na- 122 -

-/

B U D D ZM
sl inkiaf ettii yalnz Hint din tarihine ait bir hadise iken,
biraz sonra meydana kan ikinci tarikatn Yani Budizmin
kendi ana vatannda hemen hi bulunmamakla beraber,
dnyann en mhim dinlerinden biri olmas keyfiyeti ma
ICmdur.

Bu tarikatn kurucusu olan, GOTAMA lakabn tayan ve


SAKYA ailesine mensup olan SIDDHARTA aa yukar 560
seneS1nde (M..) imall Hindistan'da bulunan Kapilavattu
ehrinde domutur. Babas asli bir prens olduu iin SID
DHARTA genliini nee ve refah iinde geirmitir; kendi
szlerine gre:
"Babamn evinde elenmem iin bir havuzda mavi nil
ferler, bir baka havuzda beyaz nilferler, bir dierinde de
krmzlar aard; bu iekler hep benim iindi. Ve ben, ey
rahipler, ancak Benares trlar srf.inrdm. Benim elbi
sem de yine Benares'ten gelirdi. Gece gndz stmde ak
bir emsiye souktan scaktan, toz veya iden beni korur
du. saraym vard . . .
"

Ama, birgn bu bo hayata artk dayanamyarak vatan


szla, evsizlie gitmek maksadyla saraylarn, karsn, ye
ni domu olunu brakp tanmyan bir fakir sfatyla mem
lekette dolam a y: h:'-l:mtr.

\!:cjamla grc, G OT..:\1.A balx:,u L li.. lLyat tedbirle

rine ramen birer hasta, ihtiyar ve l insana rastladktan


sonra bu dnyann, bu mrn, bu genliin fani olduklar
nn farkna vann, bunun iin ehirden kamtr.

GOTAMA ewela YOGA temrinlerine byk ehemmiyet


vermi budist metinlerin etrafl bir surette tavsif ettikleri
vehile gayet sert riyazeti sayesinde lmeye yakn olmutur.
Maamafih, bu riyazetin de kendisine skunet, huzur, ilham
vermediinden, bir mddet sonra ondan vazgeerek yine
yemek yemeye balamtr. Bu istikrarszln anlamayan
be zahit arkada onu bu sebepten yalnz brakmlardr.
Neranjara nehrinin kenarndaki bir incir aacnn altnda,
denilebilir ki, murakabeye dalan GOTAMA kurtulua geti- 1 2.) -

D N L E R TAR H N E G R
ren en derin bilgi ve marifeti kazanm, drt ksml hakika
ti renmitir: Iztrap, ztrabn sebebi, ztrabn sebeplerinin
giderilmesi, ztrabn giderilmesine karan yol. (Bu tabirler,
samkhya felsefesinden ald tbbi istiJahfardr; hayat, bir
dert, bir hastalktan baka birey deildir.)
-

Gotana, bu bilgiye kavutuktan sonra derhal tam Nima


gidebilirdi; lejan<llara inanrsak, byle bir ivaya <la
maruz kalmtr. nk bir taraftan, insanlarn alelumum
kendisi iin bulduu bu bilgiye erimeye kabiliyetli olma
dklarn gznnde tutarken, br taraftan da vaaz ve hi
taplarla megul bulunmasnn, ruh skunet ve huzurunu
bozacandan korkard.

na'ya

Halbuki Buda, (yani "ilhama kavuan") bu ivaya kulak


vermeyip ztrap eken mahlkata acyarak onlara da kurtu
lua getiren haklkatlar bildirmeye karar vermitir; budist bir
tabirle "dhamma (yani doktrin) in tekerleini evirmeye
balamtr. " Bu karar, sonraki asrlarda Mahayana Budiz
minde peyda olan inkiaflarn kaynadr.
Buda, Benares'te kendini bir mddet evvel yalnz brak
m olan be zahide ilk vaazn vermi, orada "drt mukad
des hakikati" bildirip zht ile dnyevi zevkler arasndaki or
ta yoldan bahsetmitir :
"Ey rahipler! Bu dnyay terkedenlerin iki ifrattan kan
malar lazmdr. Bu iki ey nedir bilir misiniz? Bunlardan bi
risi zevklere, elencelere, insan alaltan ehevi kaba, adi,
faydasz hazlara yer vermek; ikincisi de riyazetlerle, rahibin
kendine yedirdii dertlerle asil olmayan faydasz bir hayata
atlmaktr. Ey rahipler! Bu iki ifrattan kanan kamil, gz
ve gnl aan ve insan hikmete, irfana, ilhama ve Nirv.a
na'ya gtren bu orta yoldan yrmtr.
Ey rahipler! Kamilin gz ve gnl aan ve hikmete, hu
zra, irfana ve Nirvana'ya gtren bu orta yol hangisidir?
Bu yol sekiz yol azna ayrlan o erefli yoldur ki, bu yol
lar unlardr: Doru inan, doru irade, doru sz, doru
i, doru yaay, doru al, doru dn, doru mu-

- 1 24 -

B U D D ZM
rakabedir. te ey rahipler kamilin bulduu, g ve gnl
aan, hikmete, huzura, irfana, ilhama ve Nirvanaya gtren
doru yol budur. te ey rahipler; ztrap ve ztrabn dou
u hakkndaki yksek hakikat udur: Dou ztrap, ihtiyar
lk ztrap, hastalk ztrap, lm ztraptr. Sevilmeyen ey
lerle bir arada bulunmak ztrap, sevilen eylerden ayr d
mek ztrap, arz edilen eye malik olmamak ztraptr. Ksa
ca, balanmaktan ileri gelen bu be kme ztraptr.
te ey rahipler, zdrabn kayna hakkndaki yksek
hakikat udur: Hakikaten insan bir kere doutan tekrar
doulara srkleyen bu varlk arzusu, varlk susuzluudur
ki hislerden ileri gelen hazlarla beraber kah urada, kah
burada tatmin edilmek isterler: Zevk arzusu, varlk arzusu,
kudret arzusudur.
te ey rahipler, ztrabn kayna hakkndaki yksek ha
kikat udur: Hakikaten bu ihtiraslarn yokluu , varlk arzu
sunun tam manasyla tahribi, terk edilmesi, yok edilmesi,
vazgeilmesi ile olur. te ey rahipler, insan ztrabn kald
rlmasna gtren yksek hakikat udur: Hakikaten bu yol
sekiz yol azna ayrlan o erefli yoldur ki bu yollar unlar
dr: Doru inan . . .
Buda uzun seyahatlarnda doktrinini halka ilan ederken,
seneden seneye mridlerin adedi oalmtr. Takriben 80
yanda iken Buda bu Dnyay terkedip murakabenin dr
dnc merhalesinden byk NinJana'ya kavumutur. M
ridleri, rahip tarikatn tekil etmiler (bhikkhu), onlarn ya
nnda, Buda'nn evvela itiraz etmesine ramen rahibelerin
de bir tarikati teekkl etmitir.
Tarikate mensup olmayarak rahiplerin ahdlerini stleri
ne almaya mecbur olmayan laik (bir tasavvuf tabirini kul
lanarak "muhipler" diyeceimiz) bir zmre de vardr. Hibir
eye malik olmayan rahip ve rahibelere bakm da onlara
lazm gelen eylerle yardm etmilerdir.
Budizmin temelleri, triratna'da (yani ksml cevher)
toplanmtr; onlar Buda, dhanna ve samgha dr: dharma,
'

- 125 -

D i N L E R TAR i H i N E G i R i

Buda'nn bulup bildirdii doktrin ve akidedir ki, Budizn'in


hayat merkezini tekil etmektedir. Hristiyanlkta sa'nn, s
lamda Kur'an- Kerim'in tuttuu yeri, Budizm'de ne bu di
nin kurucusu, ne de mukkaddes bir kitap tutar; insan kur
tulua gtren hakikatlarn bildiren doktrin bu dinin haki
ki mihveridir. Samgha ise, rahip ve rahibelerin cemaatdr.
Akide, bu temeli u suretle ifade etmektedir:
Budaya smyorum, dharma 'ya snyorum, samgha 'ya s
myorum.

Budist rahiplerin en mhim ayini, 15 gnde bir defa ya


plan "gnahlarn itiraf ayini" <lir. O zaman, ne mhiplerin
ne de rahibelerin hazr bulunduklar bir zaviyede; rahipler,
itiraf maddelerini okuyan bir pir ile toplantya\n ufak g
nahlarn itiraf etmektedirler.

\Budizmin doktrinlerini. bilhassa Tripitaka (Pali dilinde ti


pitakam), yani " sepet" adl, Pali lisannda yazlm koca
man bir eserden tanmaktayz. Bu eser, u ksmlar ihtiva
etmektedir:

l. Sepet: vinaya, "hda", bilhassa rahipliin usul ve ka


ideleriyle bunlarn infaz hkmleri.

2. Sepet: dhamma, doktrin. Bazen bu sepete de Sutta


pitaka ismi verilmektedir. Sutta "iplik" kelimesinin manas

n "anahatlar" manasnda anlamamz doru olsa gerektir.


Bu sepet, Buda'nn, kendilerine akide ve fikirlerini beyan
ettii konumalarnn ounu ihtiva ettiinden pek entere
san ve tripitaka'nn bizce en nemli ksmdr: Buda'nn ko
numalarndan maada bu sepette birok kk eserler bu
lunmaktadr ki onlardan biri, Buda'nn hayatn pek airane
anlatan dhammapadam'dr: therigata, "rahip ve rahibelerin
iirleri" adl, dnyay terkedip ilhama erimi olanlarn sa
adetini gsteren bir iir antolojisinin kymeti hem iir, hem
de din bakmndan byktr. Suttanitaka'ya ait olan, jata- 1 26 -

B U D D I ZM

ka

denilen hikayeler ise, Buda'nn szlerine dayanarak


onun bundan evvelki zamanlarda baka ekillerde doup
yaamasn anlatmaktadr; bu eserin kaynaklar eski Hindis
tan'da yaylm efsanelerde bulunmaktadr.
3. Sepetin (abhidhamma) muhteviyat ise, bilhassa Bud
izm'in felsefe ve psikolojisinden ibarettir.
Zikri geen bu eserler muayyen bir asrda deil, muhte
lif zamanlarda toplanmtr. Rivayete gre, Buda'nn mrid
leri, mridin lmn mteakip derhal yazlarn toplama
ya balamlardr. Tarikatta ihtilaf ve mnakaalar meydana
kt zaman, byk konsiller davet edilip mkiller orada
halledilmeye allmtr: Bu konsillerin en mehuru, milat
tan nce 245 senesinde Budizm ile byk bir alaka gste
ren, alemmul mahabbet ve toleransn ilan etmek niyetiy
le pay- tahtnn civarndaki kayalara kazdrd fermanlary
la bu dinin fikirlerine mkcmmd bir if.t1.l: ''<'rPn . diinvann
en iyi ve msamahakar lkuuJ,ui,uJ,u .,.... ,l.... . kral Asv
ka ' n n hiu.yt:sind l j lanan .). ku:>iJu .
,

O zaman, bir kau uevcul iJi . Bunu a:>i --liuu .\ l.


gada lisan ulnas pek muhtemele.lir. imali m.: ld"ctkrJe
Budisler bir sanskrite tercmesini kullannlardr; ondan
Tibete, ince, Mogolca, Uygarca ve daha fazla lisanlara bir
ok tercmeler yaplmtr.
Cenup memleketlerinde hkm sren ve eski Budizm'in
hususiyetlerini daha iyi gsteren kanon, Pali lisannda yaz
lan, zikri geen eserlerinden ibaret olan bir eser, aa yu
kar milattan bir ka sene evvel Serendib adasnda bitirilmi
olsa gerektir.
Budizm'de mahhas bir tanr yoktur; mevcut olan dev
ler -yani ilahlara ve meleklere benzeyen nurani mahl1kat
yaayan her ey gibi doumlarn silsilesine baldr. lEn m
him mefhum, ilhama karan yoldur. Budist, dua ve niyaz
la deil, onun yerine murakabe ve tefekkrle meguldr
mahhas bir tanr bulunmad iin, insan kime dua etsin?
, Her mistikte grnd vehile, Hindistan zahidleri ve
- 1 27 -

D i N L E R TAR i H i N E G i R i

Budist rahiplerinde seyr sllkta ilk adm olarak dnyay


tek edip Hindistan'da asrlardan beri zahidlerin kabul ettik
leri be arta riayet etmek lazmdr: 1 . Can tayan hibir
varl ldrmemek (abimsa); 2. Bakalarna ait olan eyle
ri almamak, 3 . Yalan sylememek, 4. Afif yaamak, 5. Hi
bir eye malik olmamak. Bu, hazrlk derecesidir. Rahip, on
dan aarak murakabeye gider; bunun sayesinde bilgi ve
kurtulua varabilir.
Murakabenin de drt derecesi vardr; muhtelif murakabe
yollarnn en mhimi dbyana denilen metottur. Buna gre,
insan 1 . Bu dnyann fena ve alak olmasnn farkna var
mak maksadyla mesela mezarlklarda ller veya hastalk
lara mptela mahlfikat, yahut da iren sanlan kendi vcu
du gibi irkin eyleri seyrederken bu hayatn, bu dnyann

en kt, en menfi taraflarn dnr, dnyadan inziva


eder. Bunun sonunda, 2 . nsan o feno dnyay terkettim di
ye derin bir saadet duyar ki 3. derecede durgun ve sakin bir
zevk haline gelir 4 . derecede ise, insan ne sevin, ne de z
trap duyar, huzur ve skunet iinde, iyilik ve ktlkten
uzak bir halde yaar.
Baka bir mrakebe metoduna gre, insan, birinci dere
cede, btn dnyalarda yaayan btn mahlukat hayrhah
lkla dnr, sonra btn mahlukatla birlikte sevinir; se
vindikten sonra hepsine acr; 4. derecede tekrar ne sevin
ne de ztrab mevcut olan bir huzura ermi olur.
Bu drdnc derecede insan, bundan evvelki hayatlar
n nasl geirdiini grr; sonsuz doum silsilesi ve onun
sebeplerini anlayabilir; drt hakikatn -yani ztrabn, ztrap
sebebinin, ztra.p sebeplerinin giderilmesinin, ztrap sebep
lerinin giderilmesine kan yolun- farkna varr.

- 1 28 -

B U D D I ZM
Kamilin grd bu illiyet rabtas 12 ksml tekerlek
eklinde tasvir edilmektedir. Budizm, ruhun hakiki varln
inkar edip btn hallerin yalnz bir an iin var olduklarn
tarif etmekle beraber, illiyet rabtasnn dnyada en mhim
rol oynadn itiraf etmektedir. nk her hal, her vazi
yet, ondan evvelki bir halden ileri gelmi gibi telakki edil
mektedir. Budist manastrlarndaki, ekseriya korkun resim
lerle ssl hayat tekerlekleri, bilgisizlikten balayarak lm
ile bitmek suretiyle bu illiyet rabtasn en iptidai insanlara
bile anlatmak zere yaplmtr.
Murakabenin drdnc derecesinde bu hakikati anlayan
kamil, tabiat st eylere de vakf olup sihir de yapabilir;
uzaklardan ve yakndan ilah ve insanlarn seslerini duyar,
ferasetle insanlarn fikir ve dncelerini bilir; bakalarnn
gzlerine grnmeyen bir hale gelir; gne, ay ve yldzla
ra kendi elleriyle dokunabilir.
Halbuki kasdettii bu tabiatst tecrbe ve sihirbazlklar
deil, Nirvana'ya uramaktr. Salik yalnz bu drdnc de
receye vasl olduktan sonra Nirvana'ya eriebilir. Bu Nirva
na mefhumunu, "yokluk" ile tercme etmek pek isabetli
deildir; byle bir tercme yalnz, yokluun mistik manas
nn ne olduunu gznne tutulduu takdirde doru say
labilir. nk Nirvana, psikoloji bakmndan sevinsiz ve
ztrapsz huzr; kosmoloji bakmndan, insann doum sil
silesinden kurtulmu olmas., metafizik bakmndan ise en
yksek kymet, yani mspet bir mahiyettir. Buda'nn gzel
bir szne gre "Nirvana grltl bir ummana benzeyen
dnyann gidiindesaklnbiraaair":-xna---rin'-sirri b
tn mistikliin arayp bulduu son hakikatn srr gibi, keli
melerle ifade edilemez, akl ile eriilemez; bunun iin, akl
onu yalnz yokluk olarak anlamaktadr. Nirvana, lm de
deildir; bilakis, insan bu hayatta iken Nirvana'ya kavua
bilir; maddi sfatlarn, lmnden sonra byk Nirvana'ya
gidecei zaman kaybeder. Fakat varlk arzusu kadar tehli
keli bir istek de lm arzusudur; lme susayan bir insan,
- 1 29 -

D N L E R TAR H N E G R
Ninana'ya eriemez.

Ninana akl iin yokluk olduundan tr , Budda me


tafizik meselelerden hi bahsetmemitir: Nirvana'ya kavu
mu olan orada var m, yok mu? Bu dnya ezelive ebedi
mi muvakkat m? diye soranlara cevap vennemigi) nk
bu meseleler, ne murakabeyi icra etmek ve doru yoldan
yrmek iin lazmdr, ne de kurtulua yardm ederler.
Buda, kanaatn bir mecazda yle ifade etmitir:
Zehirli bir ok bir insana vurmu, arkada ve akrabalar
tabibi armlardr. Farzedelim ki bu hasta: "Bana ok vu
ran insann kim olduunu -erif mi, brahman m, vaisya m,
udra m olduunu- bilmeden ewel yaram iin tedavi iste
miyorum" diye inkar eder, ya "Bana ok vuran adamn ismi
nedir, hangi aileye mensuptur, uzun boylu mu, ksa boylu
mu, orta boylu mu, beni vuran silahn ekli nasldr -bunu
bilmeden ewel yaram iin tedavi istemiyorum" diye cevap
verir-: bylece inkar etse eer, bu iten ne kard? Adam
yarasndan lrd." ,
Temeli "be zahid emri" olan ve bundan tr ilk bak
ta belki souk, dnyaya uymayan bir din, yahut dini bir fel
sefe eklinde gze grnen Budizm'de merhametin ne ka
dar nemli bir yer tuttuu ayan dikkattitl Btn mahlfika
ta, insann dmanlarna bile amil olan bu merhamet ve
sevgi (maitri, metta), ahimsa (yani can tayan bir eyi l
drmemek) emrinin mspet tarafdr. Budistlerin efsane ve
lejandlar, bu deiilmez hayrhahl en parlak renklerle
tasvir etmektedir:
Btn lkelerde mahlfikatn btn dertleri bitsin . . . padi
ah , harami veya askerler tarafndan tehdit edilip, idamlar
na hkm verilip, yzlerce eit eit korkudan zarurete
den mahllkat ise, zarurete dm bu bedbahtlarn en
mthi, en korkun yzlerce korkudan kurtulsunlar. Vuru
lup, hapse konup, elem ekip trl trl ztraplarda bulu
nanlar, binlerce kederlere mptela olanlarn hepsi zincirle
rinden kurtulsunlar; vuranlar, darbelerden kurtulsunlar;
- 130 -

B U D D ZM
idam ile tehdit edilenler yine hayata kavusunlar, skntya
denler bsbtn korkudan kurtulsunlar. . . kimseye dert
veya keder dokunmasn. Btn mahlfkat afiyette bulun
sunlar. te, maitri budur.
Belirttiimiz vehile, bu alemumul merhametten dolay
dr ki Buda, derhal Nirvana'ya gitmek yerine, insanlar ara
snda vaz ve hitap ile megul olmaya karar venniti, Bud
a'nn bu karar Budizm'in bir frkas tarafndan dinin merke
zi ve temeli saylp daha geni bir manada anlalmtr. Bu
hal, Hindistan'dan imall memleketlere ilerleyip orada inki
af eden bu frkalardan belli olur: Mahayana yani "byk
araba" Budizm'i, Cenupta yaylan Hinayana (yani: kk
araba) adl frkada ise, insan yalnz kendi kurtuluu ile u
rap ne kadar abuk olursa olsun Nirvana'ya erimeye a
lmaktadr; ona bu yolda yardm eden kurtarc bir ilah
yoktur; bu frka asil Budizm'in adet ve tasavvurlarna sadk
kalmtr.
Halbuki Mahayana'ya mensup olan insan, byk bir
arabas olduu iin tehlike zamannda bir ok arkada da
kurtarabilen bir adam nevinden, hem cinslerine de kurtulu
a giden yolu gstermeye alr. Bundan tr Mahaya
na'nn lks ilhama kavuup Nirvana'ya varm Buda de
il, mahlukatn saadetini kendi kurtuluuna tercih eden Bo
disattava, yani Buda namzedi, mmkn olduu derecede
insanlara kurtulu yoluna klavuzlamakla urap btn in
sanlara da 'sevgi, saadet ve bahtiyarlk verip Nirvana'nn
mesut skunetine erimekten vazgeer.
"Su, ate, ay, gne elemanlar otlar, allar, nebatlar
yetitirdii gibi, ayn surette de temiz kalpli Buda namzedi
nin muhabbetini gstermesi ile btn mahlukat koncalanp
alr. O, btn mahlukatn aydn sfatlarnn hepsini yetiti
rir. "
Bu frkann mtaleasnca, Buda'nn, kendi doktrinini
ilan etmek hususundaki karar, ezelde btn mahlukatn
kurtulmasndan evvel Nirvana'ya uramayacam diye ver-

- 1 31 -

D N L E R TAR H N E G R
dii bir ahdin dnya plannda zuhur eden muvakkat bir te
cellisidir. Mahayana'da, eski Budizm'in lksn tekil
eden "Buda yolundan yryerek Niruana'ya uramak"
prensibi deil, insann, Buda'ya inanmas, ona teslim olma
s, onun ezeli ahdine gvenmesi dinin srrdr. O zamana
kadar dinin merkezini tekil eden dhamma (daktrin) yerine
Buda'nn ahsiyeti gelmitir.

Buda'nn ahsiyeti demek, yalnz tarihi Buda demek de


ildir. nk Mahayana'da byk miktarda mevcut olan
Buda ve Bodisattva'lar ekseriya tanr haline girmilerdir;
GOTAMA uzun teselskle 25. Buda saylmaktadr. Tarih
boyunca bu dnyada tecelli eden her Buda'nn birer ruha
ni Buda's (Dhayan budda) ve onun Dhyan bodisattva's
vardr. GOTAMA'nn ruhani Buda's Buda Amitaba (yani
"muazzam nur ile parlayan) dr; ona bilhassa in ve Japon
ya'da tapnlmaktadr; o, merhametli, balayan, nurani bir
ilahtr. Tarihi GOTAMA'nn Dhyani bodisattva's Avalokite
vara ismini tayan bir _ilah1 varlk, Mahayana'nn en pop
ler ilahdr. Enteresan bir inkiaftan dolay bu ilah, merha
meti sayesinde eski in ana ilahelerinden birisi ile birleip
Kvan-yin Qaponya'da Kvannon) adl bir ilaheye inkilap et
mitir. Kvan-yin, ekseriya kucanda bir ocukla tasvir edilmektedir; asl bsbtn unutulmutur. Bu ilahede grnen
inkiafn , phesiz baka ilahlarda da grnmesi mmkn
dr; Dhyan buda ve Dhyan bodisatva'lar herhalde birok
eski yer ve faaliyet ilahlarnn ilerine aln ve bylece ana
neyi muhafaza etmilerdir.

Avalokitevara ise,

imdi Tibet'in milli ilahdr; bu mem


lekette, birok iptidai tasavvurlarla karm, saysz ilahlar
olan eski Bon dininin de izlerini tayan bir Budizm mev
cuttur. Bu milli Budizm'e, Lamaism denilir. Yeni din, galiba
7 . asrda Tibete gelmi, 8. asrn ortasnda by ve sihir usul
leriyle kartrlm ve irnkaddes metinlerin bir Tibete ter
cmesi (Kanjur tJe Tanjur) vastasyla memlekette yaylm
tr. 14. asrda lama.ism THSONG-KHAPA adl bir ilahiyati
- 1 32 -

B U D D ZM
tarafndan reforme edilmitir; onun mezhebi, "sar'.'<lr (ra
hiplerin sar kuak ve klahlarndan dolay). Rahipler,
memlekette en byk rol oynamaktadr; manastrlar, kl
trel hayatn merkezleridir. Lasa ehrine.le oturan Dalai La
ma ile Tailunpo manastrnda yayan Panenlama bu ra
hiplerin ve memleketin ruhani reisleridir.
imali Budizm'<le , sayya smayan bu ilahlar yannda
Nimana anlam da deimitir. Mahayana, Nimana hasre
tinden, zaman ve mekandan azade olmak arzusundan vaz
geip mminlere gklerde bulunan bir cennet, "garptaki sa
adet lkesi"ni va'd etmektedir ki orada Buda'nn nurunu
greceklerdir
Mahayana Budizm'inin geni edebiyatna gelince, hayal
le dolu hikaye ve Jejandlarda Buda'nn hayatndan bahse
derek kerametlerini anlatmaktadr; hemen btn din koru
yucularnda grld gibi, Buda'nn da bir kz tarafndan
dourulduu, douunun en harikulade olaylarla vuku bul
duu anlatlmaktadr. Bu efsanelerde, Bodisattva lks an
tka mkemmellemitir.
Mahayana Budizm'i, milattan sonraki ilk asrda in'e ka
dar ilerlemi, 6. asrn ortasnda Japonya'ya gelmitir. Orada
bilhassa 12. ve 13'nc asrlarda birka nemli mezhep te
ekkl etmitir. Bunlarn Avrupa'da son yllarda en byk
ilgiyi uyandran mezhebi, murakebeyi n plana koyan Zen
tarikatdr. (zen - dhyana'dan mutaktr). Maksad, mridin
sert bir terbiyeyi geirdikten sonra birdenbire mantk rab
tasndan karak tenewr ve ilhama kavumasdr; bu yol
da, ekseriya mridin paradoks bir ifadesi, akla uymayan
bir hareketi mridi mantki olmayan bir bilgiye klavuzlaya
bilir. Zen Budizm'inin, Japon kltrne, bilhassa asil muha
riplerin (samuray) terbiye ve ahlaklarna brakt tesiri k
msememeli; gerek mehur Japon ay merasimi, gerekse
lirik iirin en zarif ekilleri de Zen mezhebinin tesiri altnda
kalmlardr. Bu terbiyeyi grm bir adam, tam bir ahenk
le haraket edebilir; btn varlnn bir tek noktaya tevec- 1 33 -

D N L E R TAR H N E G R
cl ettii iin sanatta da bir tek izgi veya bir iki satr ile
her eyin hakiki mahiyetini isabetle ifade eder.
Japon halk, daha fazla ayn zamanda Hanen ve mridi
inran tarafndan bildirilen jodo mezhebine alaka gstermi
tir. Mahayana'nn fikirlerini en mantki surette gelitiren bu
mezhepte Buda Amitaba'nn (Amida) sonsuz kurtarc mer
hametine inan , kurtulabilmek iin yegane arttr. Kadn, er
kek; zengin, fakir, iyilik yapmadan, riyazet ekmeden Bud
a'nn ezell ahdine gvenmek artyla, ebedi saadete eriebi
lirler. Bu suretle, eski agnostik Budizm, yalnz mrakebe ve
bilgiye ehemmiyet veren bir mistik felsefesinden, ilahi bir
kurtarcnn szne inanan ve sonsuz merhametine gvenen
tipik bir sola fides ekline gelmitir. NRAN'n bu telakkileri
Hristiyanlkta protestanlar tarnfndan ileri srlen doktrinlere
o kadar benziyor ki, 16. asrda Japonya'ya gelen katolik rnis
yonlerler, o memlekette bile Luther'in zendekesinin mevcut
olduunu yazmlardr. Bu basit ve halkn dini ihtiyalarn
iyice tatmin eden inan Japonya'da ok tarnftar bulmutur.
1 3'nc asrda Japonya'da vaz'larda bulunan, yksek fi
kirleriyle beraber mteassp olan Niiren, zikri geen bu iki
Budist mezhebini takdir etmemi, vatandalarna cehenne
mi ihtar ederek ihtiraslarn yenmeye davet etmitir. Fakat
Budizm'in msamahal ruhuna muhalif olan taassuptan do
lay iddetli taarruzlara maruz kalmtr. Onun akidesi,
Bu !a'nn zatnn btn olaylara amil olmasn ileri srmek
tedir: "Ruh, Buda ve hakiki varlk, bu kendi ruhumuz
da mevcuttur: bundan maada bir reel varlk yoktur: bu ,
valydr, Budalktr. "

W. S CHU BRNG, Die J ain:. , 1 9 27- H. OLDENBERG, Buddha un<l der


:iltere Bu<ldl isnu s, 1 9 21 . - H. BECK H, Bu<ldhisnus, 296 2 - E. WALD
S CHMDT, Die Bu<ldl alegen<le, 1949. H. HAAS, Ami<la Bu<l<lh a, u nsere
Zufluclt, 1910. - D. T. SUZUK, Die grosse Befreiu ng, 1947. - D. T. SU
ZUK, Zen Bu<l<ll ism an<l Japanese Cultu re, 19 36 . - F. HELER, Die
luddlistiscl e Vers enkung. 19 22. - W. RUBEN, Bu<l<ll izm Tarihi, 1 947.

- 1 34 -

S RA L

smil milleti dnya din tarihinde gayet mhim bir yer


tutmutur denilebilir. lahi vahye dayanan bu dine, Allah'n
istek ve emirlerini bildiren peygamberler tarafndan zel bir
ekil verilmitir. smilin bu dini dayand vahiy bakmndan
hem Hristiyanln, hem de -endirekt bir surette- slam di
ninin esasdr. Halbuki, bu dinin zellikleri ne kadar ente
resan ve esiz olursa olsun, inkiaf yakn douda grlen
dini-Jenomenlerden tecrid edilmez; bilakis onu bir taraftan
onlarn sayesinde, br taraftan da onlara kar gsterdii
hareketin bir aksulameli olamk anlamamz lazmdr.
"'

Bu dinin en mhim vesikalar Eski Ahidde toplanmtr.


Halbuki Eski Ahid, muayyen bir zamanda muayyen bir za
tn tesbit ettii bir eser deildir; onun tarihi yzlerce yl sr
mektedir. Bize kadar gelen bu tek kitabn metni ayr kay
naklardan alnm; ciddi bir filolojik ve tarihi tenkit bu
muhtelif rivayet cereyanlarn belirtmitir. Maamafih, bu in
ce kaynak tenkidi sayesinde Eski Abidin kymeti bizim iin
oalmtr: Biz bu kitab, srail milletine.le muhtelif zaman
larda peye.la olan ve ilahiyat ve tarihilerin dncelerini
in'ikas ettiren dini inkiafn habercisi saymaktayz.
Yahudi ananesine gre, Eski Ahid ksma blnr:
Tevrat -n<!biim (yani peygamberlerin szleri)- KtUbim (ki- 1 35 -

D N L E R TAR H N E G R
taplar, tarih, hikmet ve saireye ait eserler).
Bu kitaplarn sras bazen pek manal grnmyor; hal
buki kitaplarn bize gelen srasyla muhteviyatn bilmek la
zmdr:
Tevrat : yani Musa'ya atfedilen be kitap: Tekvin (bab 1
- 1 1 : ta tufana kadar yaradl destan, insanlarn ilk suu,
bab 12 - 50 BRAHM'in ve oullarnn hikayeleri; SHAK,
YAKUP, YUSUF'un Msr'da bulunmas)

2) k (bab 1 - 18 MUSA, srail'in Msr'dan k, bab


19 - 40 Allah'n Tfir danda MUSA'ya kanunlar bildirmesi).
3) Levililer: Ayin ve merasime ait usuller; kurban, kahin

ler, temizlik kanunlar, bayrailarn tanzimi.

4) Saylar: israil'in
gitmesi.

Tr_ dandan
-

kalkp Erden lkesine

5) Tesniye: 622 senesinde Yehuda kral Yoiya zamann


da kahinler tarafndan neredilmi bir eser ki, MUSA'nn
lmnden bahsettii ve MUSA'nn zamannda henz icv
cut olmayan birok adetlere ima ettii iin o zaman ki ila
hiyatlarn, bozulmu dini islah etmek maksadyla yazdk
larn diyebiliriz.
Bugnk Tevrat'ta, en aa iki ayr kaynaa rastlarz: Al
lah'm ismini muhtelif ekilde kullandklarndan, Yahvist
(Yalve ismini kullanan) ve Elohist (Elohim ismini kullanan)
diye isimlendirilmektedir. Yahvist, en eski kaynak olsa
gerektir; eseri aa yukar M.. 1000 senesinde yazm ol
maldr; Elohist ise, daha fazla teolojik meseleler zerine
durur; ayn mevzulardan bahseden eseri 8. asrda telif etmi
olsa gerektir. Bir asr sonra, bilinmemi bir alim bu iki (bel
ki de daha fazla) kayna birletirmi, imdiki haline. getir
mitir.
Ayn melliflerin eseri, bazen Tevrata balanan Yeu
kitabnda grlmektedir ki, Filistin'in fethini anlatmaktadr.

Hakimler kitab, Ken'an'da zuhura gelen mkilattan,


mstebide hkm sren hakimlerden bahsetmektedir; on- 1 36 -

I S RA I L
larn en mehuru, bedevilere kar savaan GDEON'la her
halde mitik bir varlk olan SMSON'dur.

Rut

kitab, Babil srgnlnden (530'dan) sonra


yazlan klik bir romandr; yabanc olan RUT, gayet mes'ut
ve memlekette byk bir rol oynayan bir aileyi kurar: Bu,
EZRA tarafndan yasak edilen "yabanclarla nikaha" kar bir
reaksiyondur.

I. Samuel,

krallnn balanglarndan, SAUL ve


DAVUT'un tahta kmasndan bahsettikten sonra, II. Samuel
yalnz DAVUT'un M.. 970 senesine kadar sren saltanatn
da vaki olan hadiseleri anlatmaktadr. J. Krallar,
SLEYMAN'n kralln anlatr, 12. babdan itibaren o kraln
93l 'de vuku bulan lmnden sonra memleketin ikiye
blnmesini ve bilhassa ilk byk peygamber olan
LYA'nn amellerini ileri srmektedir; II. Krallara gelince,
memleketin cenup blgesinin (Yehuda'nn) sonuna kadar
(587) gitmektedir. Peygamberlerin szlerinden anlalan tar
ihi vakalarn belirten bir eserdir.

I. ve II. Tarihler,

srail milletinin tarihini tekrar anlatmak

tadr.

Ezra, srgnlkten sonra ran mparatorlar sayesinde


tekrar Kuds'e giren ve orada yeni bir mabet bina etmekle
megul olan milletten bahsedip EZRA'nn gayet sert nikah
kanunlar vastasyla Yahudilii szn tam manasyla
kurduunu gstermektedir.

Nehemia, EZRA'nn yapt gibi Yahudilere daha ok es


ki zamanlarn usul ve kanunlarna rivayet etmelerini emret
mitir.
Ester kitab, Purim bayramnn asln belirtmektedir.
Eyp: Eski Ahidde hkm sren mukayese anlamna

kai bir akslameldir. EYP, dindar olmakla beraber,


felaketlere uruyor; dostlarnn itirazlarna ve bana gelen
btn facialara ramen Allah'a gveniyor ve Allah'n
szn iittikten sonra kendini O'nun iradesine teslim edi-

- 1 37 -

D i N L E R TAR i H i N E G i R i
yor. Kitabn rettii, Allahn istedikleri, onun iradesi, onun
kudreti tek insann saadetinden ehemmiyetlidir.

Mezmurlar, 5 kitapta 150 dini iiri ihtiva etmektedir. On


larda, eski arkta kullanlan ilahi tarzlarn benimseyen ama
daha fazla ahsi bir din duygusu ile dolduran, hayatn
hemen her vaziyetinde ya ferdin, ya cemaatin syledii
dualara rastlanmaktadr. Onlarn byk bir ksm hala Hris
tiyan ibadetinde okunmaktadr.
Sleymann Meselleri: Hikmetin sahibi olan
SLEYMAN'a atfedilmekle beraber muhtelif zamanlarn ait,
ataszleri, hikmet szleri, Allah korkusunu, yaamak
sanatn reten meseller. Eski Msr hikmet edebiyatnn
tesirleri bumda grlmektedir.
Vaiz: Yine SLEYMAN'a atfedilen, halbuki srgnlkten
sonraki zamana ait olan ve bedbinlikle dnyann bo
luunu anlatan kk bir kitap.
Neidelerin Neidesi:

Srgnlkten sonraki zamanlarda


gelien pek dnyevi, tatl ve gzel ak arklarn, mauk ile
mauka arasndaki maceralar, konumalar pek airnne an
latmaktadr. srail'de bu kitabn ehevi ak ok erken Allah
ile kendi nianls saylan srail milleti arasndaki sevginin
bir sembol olarak telakki edilmi, arklar bu bakmdan
mukaddes kitaba szmtr. Yine SLEYMAN'n bir eseri ol
duu iddia edilen bu kitap, Hristiyanlkta da mistik manada
anlalm, ya SA ile kilise arasndaki muhabbetin gzel bir
sembol, yahut da (bilhassa 12. asrda gelien mistik te'vile
gre) kalbn SA'ya kar duyduu akn bir ifadesi olarak
kabul edilmitir.
Peygamberlerin eserleri :
sii'ya (M.. 740 senesinden itibaren Yehuda'da) bab 40
dan:

Devteroia'ya, srgnlkte milletini teselli eden, ismi


bilinmeyen byk bir peygamber.
Yeremya (M..

630 ile 586 arasnda, Yahuda'da)


- 1 38 -

S RA L

Yeremya 'nn mersyeleri

(galiba onun eeri olmayan

atlar)

Hezekiel: Srgnlkte yaayanlarn byk peygamberi.


Daniel: Srgnlkte yaayan bir peygamber.
"Kk" peygamberler:

Hoen: 740 senesinden evvel srail'de vaz etmitir.


Yoel: 8. asrn balangcnda Yehude'da yaamtr.
Amos: Tekoa'l bir oban, peygamberlerin en messir-

lerinden biri. 740'dan evvel srail'de bulunmutur.

Obadya: YOEL'in bir adadr.


Yunus: srail'de 8. asrn ortasnda faaliyette bulunmutur.

Mika: Yehuda'da 7. asrn ortasnda yaamtr.


Nahum: Mika'dan biraz sonra yaamtr.
Habakuk: Yehuda'da 622 senesinden nce bulunmutur.
Tsefanya: 7. asrn ortasnda Yehuda'da va'z etmitir.
Haggay - Zekarya - Maleaki: Babil srgnlnden son-

ra Filistin'de

Peygamberlerin muhtelif eserlerine de birok yabanc


unsurlar sirayet etmi; muhtelif ahsiyetlere ait szler bir
birlerine kartrlmtr. mama gre zlmez bir kl olan
bu eserler, kaynak tenkidi sayesinde zel strktrlerini, her
peygamberin hususiyetlerini daha vazh bir ekilde gster
mektedir.
Hem Eski Ahdin verdii malmat, hem de ayn zaman
da yazlan Msr, Babil, Asur milletlerinde muhafaza edilen
vesikalar aratrm olursak, srail dininin tarihi geli
mesinin anahatlarn yle grrz:
Sami mntakasnn garp ksmlarnda (mesela Ken'an,
Suriye, Fenikiya) hkm sren eski din, bilhassa verimlilik
le alakadar olan merasimden ibaretti. Milletlere gre isim
leri deien bir ilah, tabiatn gidiini idare edip insann
hayatn da tanzim eder gibi tasavvur edilmitir. Onlarda bil-

1 39

D N L E R TAR H ! N E G i R i
hassa Baal (Rabb), El (kudret, kuvvet), Meleh (malik) muh
telif ibadet merkezlerinde byk bir rol oynamlardr. Eski
Babil'de grdmz vehile, mteaddit yer ilahlarna
tapnlmtr. Ayn zamanda bir ynden gk kraliesi ve
byk ana ilahe olan bir tanrann mabedlerinde mukad
des fahielik vaki olup, ltar ile Tammuz'un ak destan
gibi, bu tanrann da len ve yeniden canlandrlan bir
ilaha bal olduunu anlatan birok verimlilik mitleri vard.
lahlara kurbanlar sunulmutur; bilhassa Ken'an'da insan
kurbanlar ve byk miktarda ocuk kurbanlar takdim edil
mitir. lahn hiddetini teskin etmek iin yalnz en kymetli
mal, erkek ocuklar, kafi grnmtr
Ken'an'a (M.. 2000'den beri) gelen, herhalde Arabistan
ve Irak'tan muhaceret eden srailliler ise, bedevi bir kltre
mensup, iptidai milletlerin hepsi gibi o zaman pek derin bir
Tanr anlamna henz varamam bir kabile idi. Muhtelif
maddelerde peyda olan tabiatst kuvvete inanmlardr;
bu maddelerin en nemlisi, kan idi: her ahidde, her mhim
amelde biraz kan dkmek lazmd. Halbuki odun ve baka
eylerde de byle bir mana kuvveti grlmtr. En eski
zamanlarda bile, mukaddes sze byk bir kudret atfedil
mitir. Btn Sami'ler gibi, srail kabilesinde de mukaddes
talara hususi bir hrmetin gsterilmesi gayet muhtemeldir;
talarn zel bir kuvvetine inanmalarna, YAKUP'un Beth-El
de grp anlattklar bir iarettir: YAKUP, ban bir tan s
tne koyduktan sonra ryasnda gklere kan bir merdiven
ve artk Rabbn kendisini grmtr.
"ve YAKUP uykusundan uyanp dedi: Gerek Rab bu yer
dedir, ve ben onu bilmedim. . . Ve YAKUP sabahleyin erken
kalkt, ve ba altna koymu olduu ta ald ve onu direk
olarak dikti ve tepesine zeytin ya dkt." (Tekvin, 28)
Buna kar, MUSA'nn Msr'dan kard airetin dini,
bsbtn baka bir grnten ileri gelmitir. Eski zaman
larda (kat'i bir tarih bilmiyoruz) belki tesadfen Msr'a gel
mi olan bu airet, MUSA'nn riyasetinde belki 14. asrda ak
- 1 40 -

S RAI L
rabalarnn memleketlerine, Ken'an'a gmeye balamtr.
Bu Msr'l sraillilerin aslnn YAKUP'un olu YUSUF'a ba
lanmas kahinlerin gzel bir uy<lurmasdr. Tevratn tarih
tasawuru, acli tarihin hacliselerini cleil, srail'in ilahi bir
plana gre geirdii safhalar belirtmeye almaktadr.
MUSA'ya Tur danda ismini vahyeden Yahve, belki esas
itibaryla Tur dana mensup olan bir frtna ilahdr. Ate ve
gk grltlerinin iinde tecelli eder; belki de o civarda
yaayan Midyan kabilesinin bir airet ilahdr. Fakat derhal
bu mahdut yer ve kk airetten ayrlp kendisine bal bir
ruhani cemaatin ilah eklinde grnmektedir. Baka Sami
ilahlarnn faaliyet ve kuwetlerinin tabiatn dou ve
lmnde belirmelerine ramen, bu ilah kendini tarihte
gsterir: Birdenbire bir millet, her sene yeniden meydana
gelen tabiat tezahratnn sonsuz deveranna bakmaktan
vazgeip tarihin kymetini, yani tarihte Allahn idaresini gr
meye balamtr. Bize pek tabii grnen bu hal, aa
yukar 3500 sene ewel yaayan insanlarn zihniyetlerinde
byk bir deiiklie sebep olmutur.
Bu ilah, kendi milleti olan srail ile bir aht etmitir;
esatire gre tufandan sonra vuku bulan bu ahit, millet ile
Allah ar.snda zlmez bir irtibat yaratmtr; srail tarihin
de vaki olan her hadise, bu ahdin bir neticesi olarak telak
ki etmitir; millet ahdna riayet etmeyince, Rab ceza yadr
d; millet gnahndan tvbe edince, Rab eski ahd yenile
tiriyor. Allah Tur danda MUSA'ya yle hitap etmitir:
"Ve bununla beraber dman memleketlerinde olduklar
zaman, onlar tamamen yok etmek ve kendileriyle olan ah
dimi krmak zere kendilerini reddetmiyeceim ve onlar
dan nefret etmeyeceim; nk ben onlarn Allah Rabb'im;
onlarn Allah' olmak iin kendilerini Msr diyarndan mil
letlerin gz nnde karm olduum atalarnn ahdini
onlar uruna hatrlayacam; ben Rabb'im. " (Lev. 26, 4-45)
srail'in Msr'dan k, Yahudi ilahiyatnda, ahsi dincle
de yorulmadan zikreclilen hadisedir:
- 141 -

D i N L E R TAR i H i N E G R
"Rabbe kredin, nk iyidir; nk inayeti ebedidir...
sraili aralarndan karana; nk inayeti ebedidir.
KlZll Denizi ikiye blene; nk inayeti ebedidir.
Ve israili ortasndan geirene; nk inayeti ebedidir.
Firavun ile ordusunu KlZll Deniz'e atana; nk
inayeti ebedidir...

"

(Mezmur 136, l; 12-16)


Millet Yahve'nin, muhafazasna gayretle bakt ahlak
emirlerine gre davranp, adalet eder ve komusunu sever
se, Rab, onu doru yoldan yrtmeye devam edecektir.
Halbuki Rabbin iradesi insanlar tarafndan bilinemez; o,
mukaddes, edid, kahhar, fa'al bir ilahtr.
"lahlar arasnda senin gibi kim vardr, ya Rab? Kudsiyet
te celil, semalarda heybetli, harikalar yapan, senin gibi kim
vardr?" (k, 15, 1 1)
Rabbin celali, kudsiyeti birok mezmurlarda (19., bilhas
sa gayet eski zamanlara ait 29., 90. ve saire) vlmtr;
EYP hikayelerinde en mehabetli szlere tavsif edilmitir.
Bu ifade edilemez kudsiyetin srr, belki en isabetli ifadesi
ni LYA peygamberinin destannda bulmutur (1. Krallar
19):
"Ve ite, Rab geiyordu, ve byk kuvvetli yel dalar
ayryordu; ve Rabbin nnde kayalar paralyordu; fakat
Rab yelde deildi; ve yelden sonra zelzele; fakat Rab zel
zelede deildi; ve zelzeleden sonra ate; fakat Rab atete
deildi; ve ateten sonra sakin ince bir ses. Ve bu oldu ki,
lya bunu iitince yzn cbbesiyle rtt . . .
"

Musa'nn ve byk peygamberlerin zamanlarnda, br


dnyada bir kyametten, amellerin lmnden sonra bir
mukabelesinin vuku bulacandan bahis almamt; Yah
ve, dirilerin ilahdr, llerinki deil. nsan, bu hayatta
amellerinin mkafatn grr; hayata mana veren, yalnz
Rabb'e inantr.
Yahve dininin Ken'an'a gelen taraftarlar oradaki dinler- 142 -

S RA L
<le ksa bir mddet mnakaa ettikten sonra, ekem ehrin
de toplanan srail ihtiyarlar, balar, hakimleri, reisleri Yah
ve'ye kulluk etmeye resmen karar vermilerdir. Halbuki
zaman ilerledike eski yerli dinlerden birok adetler,
grnn bir az deitirip Yahve <linine szmtr: Eski
ilahlarn yerine Yahve gk ve tabiat ilah <la sanlmtr;
Ken'an kurban merasiminin bir ksm da srailliler tarafn
dan kabul edilmitir. Maamafih ev yaptrmayan, arap i
meyen Rehabi'ler gibi bir iki kk zmre, tevars edilen
bedevi kltre ve en eski Yahve dininin emirlerine uyarak
yaamaa devam etmilerdir. srailliler, yerli dinlerin en iyi
paralarn kendi merasimine szdrm iseler de, insan kur
banlar gibi kt taraflarn, sihir muameleleri de iddetle
yasak etmilerdir; bycler ise idam edilmilerdir.
srail oullar, tarihi idare eder gibi telakki edilen Yah
ve'yi gittike kendi milletlerine balayp srf milli bir ilah
sanmlardr; byk peygamberlerce bile, Yahve'nin gn yani dnyann sonu ve yeni bir zamann balangc - kat'i
surette srail'e inhisar ettirilmitir. Baka milletlere de amil
olan bir selamet, yabanclarn da Yahve'nin itaat altna
gelecekleri hakkndaki fikirlere yalnz son peygamberlerde
(6. asrn ortasnda) rastlanmaktadr. O yeni dnyann mer
kezi, yeni bir Kuds olacaktr:
" . . . . . . Ve birok kavimler gidecekler, ve diyecekler:
Gelin, Rabbin dana, Yakubun Allah'nn evine kalm; ve
kendi yollarn bize retecektir ve onun yollarnda
yryeceiz. nk eriat Siondan, ve Rabbin sz
Yerualimden kacak. Ve milletler arasnda hkmedecek
ve ok kavimler hakknda karar verecek ve kllarn sapan
demirleri ve mzraklarn bac baklar yapacaklar; millet
millete kar kl kaldrmayacak ve artk cengi renmiye
cekler. (. 2, 3)
srail oullar, merasimin btn deiiklikleriyle beraber,
btn insanlar arasndan seilip Yahve'ye yaklaarak onu
yz yze grmeyi in'am edilen ve bundan sonra dinin
- 143 -

D N L E R TAR H N E G R
kurucusu olan MUSA'y, dinin bir merkezi olarak takdir
etmekten hi ekinmemilerdir. .
MUSA'nn bildirdii dini temiz bir ekilde muhafaza
etmek, yahut da onu yabanc dinlere karm olmasndan
temizlemek maksadyla 8. asrn ortasndan beri birok
peygamber memlekette meydana kmlardr. Halbuki
bundan evvel, SLEYMAN'n lmnden sonra (931 ) ikiye
blnen memleketin imali mntakasnda, LYA adl bir
kuvvetli peygamber oradaki BAAL ilahnn kahinlerin aley
hine ayaklanmt; birok mucize sayesinde onlar -kraln
muhalefetine ramen- malup etmitir. Bu frsatta ve Eski
Ahdin rivayet ettii baka hikayelerden, o civarlarda hususi
nebi cemiyetlerinin mevcut olduklarn renmekteyiz.
Bunlar, raks ve muayyen temrinlerle vecde gelmeye
almlardr; halbuki yazlar kalm olan byk brani
peygamberlerin bu muhitlerle mnasebetleri yoktur. .
Tekoa'da oban olan AMOS'tan balayarak (M.. 8.
asrn ortasnda) srail peygamberlerinin hepsi, Yahve'nin
sz hayatlarnda derin bir deiiklik husule getirmesinden
dolay meydana kmaya mecburlard. Hususi bir i 'tecrbe
ile O'nun szn iittikten, yahut da bayltc bir mahede
ile kuddus olan Rabb'in yzn, kudsiyetini ruhani gz
leriyle grdkten sonra, btn millete, byklere de,
kklere de, kklere de hitap ederek yolunu aranlara
Allal'n emir ve nelylerini ilan edip onlar doru yola sevk
etmeye uramlardr.
Yeremiya diyor ki :
"Ve bana Rabbin u sz geldi : Ana karnnda sana ekil
vermeden nce seni tandm, ve sen domadan nce seni
takdis ettim, seni milletlere peygamber ettim. Ve ben
dedim: Al, ya Rab Yehova ite, ben sz sylemek bilmiyo
rum; nk ocuum. Ve Rab bana dedi: Ben ocuum,
deme; nk kime seni gnderirsem gideceksin ve sana
emrettiim her eyi syleyeceksin. Onlarn yznden kork
ma, nk seni kurtarmak iin ben seninle beraberim! Ve
-

144

I S RA I L
Rab elini uzatt ve azma dokundu; ve Rab bana dedi: te
szlerimi senin azna koydum; bak bugn milletler zer
ine ve lkeler, kknden skmek ve ykmak iin, halk
etmek ve yok etmek iin, bina etmek ve dikmek iin seni
koydum."
"Tvbe edin!" peygamberlerin tekrarlanan tevbihleridir,
"tvbe edin, yoksa Yahve'nin cezas size isabet edecektir."
Ta uzaklarda uyuyan bir istikbalden deil, bu dakikada
Allah'a kar yapmalar lazm gelen vazifelerden
bahsetmilerdir. srailin bana gelecek felaketlerin nne
gemek iin adalet ve Allah sevgisi, insan sevgisi gster
mekten mhim bir dev yoktur. Merasim ve ayinlerin bu
ahlaki emirlere kar byk bir ehemmiyetleri yoktur; bun
lara bazen hi kymet atfedilmemektedir:
"Rab diyor: Kurbanlarnz ok olmu, bana ne?
Kolardan yaklan takdimelere ve besili hayvanlarn yana
doydum; ve boalarn, kuzularn, ve ergelerin kanndan
holanmam. nmde grnmeye geldiiniz zaman eliniz
den bunu kim istedi de, avlularma ayak basyorsunuz?
Artk bo takdime getirmeyin; buhur bana mekruh eydir;
ay ba ve Sebt gn toplant arlmasna, fesat ile bayram
toplantsna dayanamyorum. Ay balarnzdan ve belli
bayramlarnzdan nefret ediyorum; zerimde yktrler,
onlar tanaktan yoruldum. Ve ellerinizi atnz zaman,
gzlerimi sizden gizleyeceim; birok dualar ettiiniz
zaman ela dinlemiyeceim; elleriniz kanla dolu. Ykann,
temizlenin; gzmn nnden ilerinizin ktln atn,
ktlk etmekten vazgein; iyilik etmeyi renin; adaleti
arayn, ezilmi olana doruluk edin, kszn hakkn
koruyun, dul kadnn davasna bakn (. 1 , 1 1 v.s . ; bak Yer.
7, 21 ve baka yerlere)
Peygamberler bu fikirleri mtemadiyen ifade etmilerdir.
ster milleti gnahlarndan dolay azarlayan tabirlerle, ister
ilahi cezay bildiren tehdit szleri ile; eski kehanet
slubunu, kah at eklini kullanmlardr. YEREMYA der- 14 5 -

D i N L E R TAR H N E G R
dini, mitsizliini yle anlatmaktadr:
"Keke bam sular ve gzlerim ya pnar olsa da,
kavmin ldrlm kzlarna gece gndz alasam! Keke
bana lde bir yolcular kona olsa da, kavmimi braksam
ve yanlarndan gitsem! nk onlarn hepsi zina ediciler,
hainlerdir." (Yer. 9, 1)
Szlerinin tesirini daha fazla kuvvetlendirmek iin
peygamberler sembolik amellerde de bulunmulardr.
Yakn dounun milletlerinin hepsi Asur kralna kulluk
etsinler diye, YEREMYA boynuna bir boyunduruk almtr.
Kendi milletini bekleyen ksmeti sembolletirmek istedii
zaman,
Rab yle dedi: Git ve mleki ii toprak bir testi satn
al ve kavmin ihtiyarlarndan bir kan bul. . . O zaman senin
le beraber giden adamlarn nnde testiyi kracaksn ve
onlara diyeceksin: Ordular Rabbi yle diyor: Nasl ki,
mleki kabn krarlar, o da bir daha onarlamaz, ben de
bu kavmi ve bu ehri yle kracam.
Gndelik hayat peygamberlere kullandklar temsil ve
mecazlar vennitir: Bir fahie ile evlenen HOZEA, Yahve ile
srail arasndaki mnasebeti, nianlsn terkeden vefasz bir
gelin eklinde sembolize ettinnitir; ayn mecaz, YEREMYA
tanfndan da ilk vahylerinde kullanlmtr. AYA'ya
geHnce "Bir baki Yahve'ye dnecek" diye besledii midi
ifade etmek maksadyla, oluna bu manay tayan
"earyaub" ismini vermitir.
B y i.ik peygamberler, felaket ve uursuzluk ilan eden
insanlard; onlar, srail krallarnn (bilhassa Asur ve Babil
hkmdarlarna kar) yaptklar siyas hatalarla milletin
Yahve'ye hrmet etmemesi arasndaki mnasebetleri iyi
bildikleri iin, yorulmadan siyasi' reislerle kahinleri revbill
etmilerdir; fakat onlar, naho ve can skc nasihatlarna
kulak asnamlardr. Bylece, srail lkesinin sekenesi 722
ylnda Asur kral SARGON tarafndan nefyedilmitir. Bunun
zerine cenubi lkede peygamberlerin tevikiyle birka
- 146 -

I S RA L
dini islahat icra edilmi ise de, 7 . asrda yaayan peygam
berlerin szleri ekseriya kabul edilmemitir.
Milletinin byle bir anlayszl bilhassa cenup devle
tinin krlmasna tevbih edici bir ahit sfatyla itirak eden
YEREMYA'nn ksmeti idi. Genliinde ve peygamber
faaliyetinin ilk yllarnda, kral YSYA'nn M.. 622 sen
esinde icra ettii merasim reformunu byk memnuniyetle
grmt. Bu refonn, rivayete gre Kuds mabedinde
kahinler tarafndan bulunan eski bir yazya dayanarak
yaplmt: Tesniye'nin en mhim paralarn ihtiva eden ve
MUSA'ya atfedilen bu kitap sayesinde; Filistin'de cari olan
kark ibadetlerin yerine ayinlerin eski ekilleri ihya edil
mitir. Islahat kahinlerin bir eseri olan bu hareket, ayn
zamanda da srail'in tarih anlamna yeni bir ekil vermitir:
Bu tarih, imdiden bir kurtulu tarihi, Allah'n sevdii mil
lete gsterdii inayeti belirten vakalarn bir tarili olarak
tel:ikki edilmeye balamtr.
YEREMYA, buna ait vesikalarn bulunulmasndan sonra
birka sene susmusa da, Babil ordular yaklanca yeniden
Yahve'nin szlerini bildirip kendine isabet eden belalarda
bir tek fikirde teselli bulmutur: 722 senesinde Asurya'ya
nefyedilenler, sonra da 597 senesinden beri Babilde
srgnlkte bulunanlar, artk ilahi ruh ve hakikatte yaaya
cak bir srail milletinin zn ve yeni kkn tekil ede
ceklerdir.
Kendisi, vatandalaryla beraber Msr'a gitmeye mecbur
du; nerede, ne zaman ldn bilmiyoruz. YEREMYA'nn
gayet ahsi, btn merasimden azade olan dini, dualar,
atlar Eski Ahdin en gzel ve messir paralarndandr.
nsani vastaszca Allah'a kar karya koyan bu peygam
berlerin derin dini duygusunun, neznurlarn airlerine de
bir tesir brakm olduu phesizdir.
Babilde nefyolunanlarn muhitinde nc byk
peygamber sanlan HEZEKEL de bulunmutur; o, srgn
lkten evvel Yehuda'da uursuzluk bildiren peygamberler- 147 -

D i N LE R TA R H N E G i R i
den idi ama, Babil'de saadet tebir etmeye balamtr:
"nk Rab Yehova yle diyor: te ben, koyunlarm
ben sorup onlar aratracam. Dalm koyunlarnn
arasnda bulunduu gn, oban srsn nasl aratrrsa,
ben de koyunlarm yle aratracam, bulutlu ve karanlk
gnde dalm olduklar yerlerin hepsinden onlar kurtara
cam. . . Onlar iyi otlakta gdeceim ve onlarn al srailin
yksek dalan zerinde olacak . . . " (Hez. 34; 1 1 , 1 2 , 14)
Halbuki kitabnn byk bir ksm iddetli tehditleri,
grd heybetli ve korkun vizyonlar iltiva etmektedir.
HEZEKEL'in kulland semboller gayet renkli ve kuvvet
lidir ama, AYA ve YEREMYA'nn szleri kadar dokunakl
.deildir. HEZEKEL'den birka sene sonra kan, szlerinin
AYA'nn
kitabna
ilave
ettirilmesi
dolaysyla
DEVTEROAYA (yani ikinci YAKA) denilen, ad bilinmez
bir peygamber, selamet ve uur geleceinden baka bir ey
sylememitir :
"Allahnz diyor : Teselli edin, kavmimi teselli edin!
Zayf olana kuvvet verir ve takat kalmam olann
kudretini artrr. Genler bile zayflar yorulur ve btn
yiitler derler. Fakat Rabbi bekleyenler kuvvetlerini tazel
er, kartallar gibi kanat gerip ykselirler, seirtirler ve yorul
mazlar, yrrler ve zayflamazlar. "
Halbuki bu uurun yalnz sraile deil, baka milletlere

de amil olacandan emindi. Kitabndaki

"Yahve'nin kulu "

hakkndaki bap, bilhassa hristiyan dini en byk ehem


miyeti haizdir. Orada, bir ahsiyetin, ounun sularn
tayp onlarn yerine kurban olduu sylenilmektedir.

Byk peygamberlerin szlerinde gittike vazh olan bir


tasavvur, yani, kendini Allah'a vakfeden bir kalbin her kur
bandan nemli ve kymetli olmasna kani olu, en gzel
ifadesini S l 'inci mezmurda bulmutur:

"Ya Rab, dudaklarm a ve azm senin hamdini bildirsin.


nk sen kurbandan zevk almazsn, yoksa arzeylerdim,
- 148 -

I S RA I L
Yaklan takdimeden raz olmazsn.
Allahm kurbanlar ktrtlm ruhtur;
ey Allah, ktrtlm ve ezilmi hor yrei hor grmezsin.
Yahudilik -szn tam manasyla- srail oullarnn
Babil'de geirdikleri srgnlkten sonra inkiaf etmitir.
Oradan Filistin'e dndkten sonra (M.. 538) ilahi eriati
bildiren TEVRAT, dalia fazla btn hayatn merkezi
sanlmtr. Bu, hayatn, saysz ayinleri icra etmekten,
Rabbin emrettiklerine dikkatle bakmaktan ibaret olduunu
sylemekti. Nikaha dair de Yahudilere mahsus talimat ver
ilmitir; Yahudiler artk yabanclarla evlenemezlerdi. Hakim
olan kanaata, Tevrata tabi olan insan sevabn kazanr;
hastalk ve bahtszln bir gnah ilenmesinden ileri geldii
sylenilmitir.
Msr'dan gelen "hikmet sz" adn tayan edebi cinsin
ayn fikirleri ifade ettiinden, brani edebiyatnda da bir aksi
seda uyandrmtr. (Sleyman 'n Mesel/en). Fakat biraz
mekanistik grnen "gnah - ceza; iyi amel - mkafat" teo
rileri yannda, tamamyla baka bir din Eyp kitab nda
peyda olmutur: Hayatn, belann manasn anlamaya
alan, insafsz grnen Yahve ile mnakaa eden insann
btn dinlerde eski Babil'de uzun bir iirin mevzuunu tekil
eden ve her zamanda yeniden zuhur eden ayaklanmas,
mitsizlii, artk kadir ve kadir Allah'n teslim etmesi, bu
kitabn satrlarnda konunun ehemmiyetine uygun bir ifade
bulmutur. EYP'n ikayetleri Yahudilerin ahirette vaki
olan bir ceza veya mkafata inandklar bir zamann prob
lemlerini gstermektedir:
'

EYP yle ikayet ediyor: "Beni amura att ve toz gibi


ve kl gibi oldum. Sana aryorum ve bana cevap ver
miyorsun; ayaa kalkyorum ve gzn bana dikiyorsun. . .
Fakat insan derken e l uzatmaz m? Ve felaketi iinde
ondan tr yardma armaz m? Ben skntda olan iin
alamaz m idim? Yoksul iin canm kederlenmez mi idi?
Ben iyilik beklerken ktlk geldi; ben k umarken
- 1 49 -

D N L E R TAR H N E G R
karanlk geldi. . . O zaman Rab kasrgann iinde EYP
cevap verdi dedi : Bilgisizce szlerle takdiri karartan bu
adam kim? imdi kuan beline vur, erkek gibi, sana
soraym da , bana anlat. Ben dnyann temellerini korken,
sen nerede idin? Bildir, sen nerede idin? . . .
"

Belki ayn zamanda , 73'nc mezmurun tanunadmz


airi, EYP gibi mitsizce hayatnn ve dertlerinin manasn
soranlara, Allal'a gvenen kaibin unutulmaz cevabn
vermitir :

"Fakat ben daima seninle beraberim,


benim sa elimden tuttun.
..
Odnle bana yol gsterirsin ve sonra beni izzetle alrsn.
Gklerde baka kimim vardr? Ve yeryznde senden
bakasn istemem!
nanan insan, ceza ve mk.fat sormaz;
Allah '1 yannda duyunca baka bir ey istemez. "
Aa yukar M.. 300 senesinden M.. 135 senesine
kadar sraili -Yahudi dininin ikinci byk devrini grmek. teyiz. Selevkyali hkmdarlarn Yahudileri lellenistik fikir
ve siyaset sistemlerine girmeye icbar etmelerine kar, 175
ile \1 43 seneleri arasnda, Makkabe'lerin isyanlar sayesinde
Yalfudiler evvela dini sonra da siyasi hrriyeti ksa bir
zaman iin elde etmilerdir. Selevkyalilerin devrini
mteakip Romal hakimiyet devrinde tekrar Filistin vatan
perestlerin birok isyan hareketleri vuku bulmutur.
O zaman da, Eski Ahid, muhtelif kaynaklardan gelen,
muhtelif mellif ve mrettiplerin izlerini gsteren rivayet,
hikayet, tarihi ve airane ksmlarnn bir kl haline getir
ilmesinden sonra imdiki eklini almaya balamtr. st
ste katlm bu rivayetleri birbirinden ayrp metnin tarih
boyunca nasl inkiaf ettiini gznnde tutabilmek iin
dikkatli bir tahlil lazmdr. Byle bir tahlil yaptktan sonradr
ki, dinin zel kklerini btn gzellikleriyle grmekteyiz.
Bu suretle de, metnin iine szm olan bir kelimeye daya- sa -

S RA I L
narak yanl teolojik ve felsefi sistemleri kurmaktan kurtu
labiliriz.
Yahudi dininin yeni -ve sonraki din tarihi iin son
derece mhim olan- bir unsuru benimsemesi o zaman da
vaki oldu: Zoroastrizm'den, dnyann sonunda bir kyamet,
umumi bir muhakeme vaki olacana inan srail'e
gelmitir. Eski Yahve dinin aksine olarak, dnyann gayesi
bu hayatta deil, ahirette veya yeni bir dnyada -yeni bir
Kuds'te- bulunaca sylenilmitir. Milletin, yabanclarn
tazyiki altnda geirdii pek zor zamanlarda, bu vaziyetten
daha iyi bir istikbalin geleceine mit beslemesi gayet
tabiidir: Ya DAVUT'un neslinden zuhur edecek bir hkm
dar, mesihi bir kral beklenilmi, yahut da YAHVE'nin biza
tihi kral olarak tahta kp ezelde dnyaya amil olan
selameti tekrar getiren yeni zamann, yeni dnyann
geleceini ilan edecei zannedilmitir.
"Ve kurt kuzu ile beraber oturacak, kaplan olakla
beraber yatacak ve buza ve gen aslan ve besili sr bir
arada olacak ve onlar kk bir ocuk gdecek. Ve inekle
ay otlanacak, onlarn yavrular birlikte yatacak ve aslan
sr gibi saman yiyecek. . . " (. 1 1 ; 6, 7).

Eskatolojik, yani zamann sonunda vaki olacak hadis


elere ve bilhassa Allah'n egemenliinin gelmesine ait mez
murlar, Yahudilikte hi kaybolmayan bu midi bildirmekte
dir (mesela No . 46, 47, 96-99).

"Rabbe yeni bir ilahi okuyun; nk o alacak iler


yapt. Sa eli ve mukaddes bazusu kendine zafer verdi. . .
Deniz ve onun dolusu, dnya v e onda oturanlar grlesin
ler, nnaklar el rpsnlar, Rabbin nnde dalar meserretle
terennm etsinler; nk o,' yere hkmetmeye geliyor,
dnyaya adaletle ve kavimlere dorulukla hkmedecek.
(98, 1 , 7-9)
Yahudilik, bu hususta hakikaten "midin dini" olarak
vasflandrlabilir.
Yine ran tesiri altnda, Yahudilikte Allah ile kt bir
- s -

D i N L E R TA R H N E G R
kuvvet -yani eytan- arasndaki daimi sava hakkndaki
fikirler gittike geni bir yer almtr. Dinin eski eklinde,
eytan, blis, bilhassa dm olan bir melek saylmtr;
Eyp kitabnn balangcnda bile Allah ile blis arasndaki
konumadan, kt kuvvetlerin yalnz fhi bir emir zerine
altklar anlalr.
Yahudiliin bu ikinci safhasnda, eriatn saysz emir ve
nehyleri daha fazla ilenilnitir; onu bilen ve erheden;
hem hukuku , hem de ilahiyat olan yazclar, Allah'n
beencei bir hayat srmek iin lzumlu grnen kanun
lar bilmeleri dolaysyla milletin hakiki sahipleri idiler.
Onlarda iki mezhep vard ki, bunlardan Sadukiler yalnz
MUSA'nn Tevratnn ihtiva ettii emirlerin meriyetini takdir
etmilerdir. Ferisiler ise, bunun yannda mevcut olan ifahi
gelenein ilzam edici olmasn ileri srmlerdir.
Kuds'te bulunan, srail'in en mukaddes yeri olan ve
bazen de dnyann merkezi saylan eski mabedin HAGGAY
ve ZEKERYA (Zekeriya) peygamberlerinin szlerine tabi
Babil srgnlnden sonra tekrar bina edilmiti; saysz
mezmOr ve iir, Yahudi milletinin bu yeri ne kadar zle
diini gstermektedir. Fakat asrlar boyunca, kurbanlara
deil, Allah'n szn dinleyip de dualarda bulunmaya
fazla ehemmiyet verildii iin, her yerde yaptrlan sina
gog'un -yani cemaatn dua edip hutbe dinlemesi
maksadyla yaplan ibadetgaln- ehemmiyeti artmtr.
Kuds'teki mabedin M.S. 70 senesinde tahrip edilmesinden
sonra sinagog'lardan baka mabedler kalmamtr. O yer
lerde, Tevrat tomar bir sandkta muhafaza edilmektedir;
sinagogun ierisine giren Yahudi, bu sandn nnde
ban sayg ile eip ona panna ile dokunur, parman da
per.
Sinagog'da yaplan ayinler, muayyen dualar, Tevrat
okunmas ve hutbeden ibarettir. brani airleri, bilhassa orta
ada, en gzel iirlerini ya bu ayinlere haifetmiler veya
hususi merasim erefine yazmlardr. ebt ayinleriyle tari- 1 52 -

I S RAI L
hin en mhim hadiselerini andran bayramlardan Yahudi
sanatkarlar ruhani atelerini almlardr. Bu bayramlarn en
nemlileri, ro haana (ylba), kippur (byk balama
bayram), sukkot (sonbaharda yaplan eski bir mahsul
bayram) ve pesah (nasann ilk haftasnda, Msr'dan k
andran byk bayramdr); on gnlk bir oru ve birka
bayram daha icra edilmektedir. Bilhassa tarihi hadiseleri
hatrlatan bu bayramlarda sylenilen ilahilerde, Yahve'nin
milletler arasnda seip kendine tahsis ettii milletin, asrlar
ca Rab'dan gelen bela ve tedbirleri grdkten sonra gnn
birinde nihayet Sion dana dnp O'nun inayetini
greceine inan, bugne kadar devam etmektedir.
Yahudi ibadeti mukaddes yerlere ihtiya gstenneyen
ilk ruhani ibadet saylabilir. Onun hususiyetleri, haftada bir
gnn ibadetlerine mahsus olup, her gnn zel dua
zamanlar bulunmasdr; ibadette, mukaddes yazlar
okunup tefsir edilmektedir. Gnde dua zaman vardr,
sabahleyin, le vakti ve akam. Sabah ve akam dualar
ma adl ksmn ihtiva ediyor (Tesn. 6, 4-9; 1 1 , 1 3-2 1 ;
Saylar 1 5 , 37 - 41); btn resmi dualarda mone esre
(onsekiz dua) adl ksm okunmaktadr. Bundan fazla
muhtelif dufar, (kedua, Allah'n kudsiyeti, kaddi "Allah
kuddustur", niyazlar) ibadeti tekil etmektedir. Bayram ve
ebt gn dufar adi gnlerin dufarna benzer; yalnz o
bayramlarn zellikleri orada gayet vazh bir suretle gster
ilmektedir; mesela ro haana (ylba) da okunan dufar,
dnyann yaradln, gelecek kyameti hatrlatmaktadr;
kippur gnnde bilhassa gnahlarn itiraf ibadetin en
mhim ksmdr. Duann yannda mukaddes kitaplardan
okunan paralar vardr; haftann her gnne mahsus bablar
okunmaktadr; Tevratn okunmasn mteakip ebt, bayram
ve oru gnlerinde peygamberlerin eserlerinden seme
fkralar okunmaktadr. Bu muhtelif paralar eski zamanlar
da tefsir edilmitir; bu tefsir, sonlar bir va'z olarak
gelimitir.

- 153 -

D N L E R TAR H N E G R
Dualar, rtl ba ile okunur; sinagoglarda da kadnlarn
hemen hi haklar yoklur; cemaal, en aa on erkekten
tekil edilmektedir. Sabah dualarnda hususi bir dua man
tosu giyilir, adi gnlerde ayrca ellerine dua bileklii taklr.
Her erkek, imam vazifesini alabilir. Dualar eski zamanlarda
serbest idi; iirlerde sslenilip geniletilmitir (piutim); bu
suretle muhtelif memleketlerde yerli airlerin eserleri de
ibadette okunmaktadr; btn dua ve iirleri toplayan eser
ler (mahsor) Yahudilerin iki byk grubuna (Alman,
Amerika v.s. Akenaz'm ve spanyol-arkl Sefardm) gre
ayrlmaktadr. Sinagog'da kullanlan bestelerin ne zamana
ait olduu bilinmiyor; fakat herhalde ok eski geleneklere
dayannaktadr.
Yunanllarn Yakn Dou'yu idareleri altnda geirdikleri
zaman, geni memleketin muhtelif yerlerinde Yahudi
cemaatler meydana kmtr ki eit eit dinlere mensup
olanlar arasnda misyonerlik yapmakla megul olmulardr.
Hellenistik kltr muhitinde yeni ruhani tevikleri candan
zleyenlerin okluundan Yahudilie yeni intisap edenlerin
adeti ayan dikkattir. O zaman Yahudilik dar milli
evevesinden ap Yakn ark'ta yeni dini hareketleri
tevik etmitir. Bu muhitte, Eski Ahid Yunanca'ya evril
mitir; bu tercmenin rivayete gre 70 alim tarafndan
baarld iin Yunan metnine Septuaginta (yetmilik) ad
taklmtr; bu metin branice aslndan biraz farkl
olduundan ananenin tarili iin byk bir ehemmiyeti
haizdir.
Zikri geen bu lellenistik -Yahudi cemaatlerde bir
taraftan kat'i bir tevhid bildirildii iin, br taraftan da sin
agoglardaki ibadetin sadelii ve vekarll o zamanda cari
olan baka ayinlerden pek farkl olduundan, bu
Yahudilerin, birka asr sonra gelen Hristiyan tasavvur ve
ibadet ekillerine bir yol am olduklarn syleyebiliriz.
Hellenistik Yahudiler kendi hikmet szleri ile Yunan
felsefesi ar;snd1. bir mnasebet mevcut olduunun farkna
- 1 54 -

I S RA I L
varm iseler de, kendi dinlerinin mutlak stnln ispat
etmek iin Yunan feylesoflarnn bu fikirleri eski Yahudi
kaynaklardan alm olduklar ithamnda bulunmulardr.
Bir ynden bu gibi iddialar, bir ynden de iktisadi ms
abaka meselesi, klasik devrinde bile zuhur eden Yahudi
aleyhdarlnn sebeplerinden idi.
skenderiyeli FLO'nun (l. M.S. 40) icra ettii, Yahudi
eriatlkla Eflatuni felsefe arasndaki sentez, bilhassa
Tevratn mecazi ekilde erhine, yol amtr. FLO, dnya
ile Allah arasndaki farkna o kadar byk bir yer vermitir
ki, bu mesafeyi grmek iin birok mutavasst varlklara
lzum grmektedir. Onlarn en ehemmiyetlileri, ilahi kalem
(Logos) ve ilahi hikmet (Sofia)dr. Orfik ve platonikfikirleri
benimsemek suretiyle bedenin, ruhun zindan olduunu
syleyip bundan kurtannak iin lazm gelen ruhani tas
fiyeleri beyan ettinnitir. FLO monoteistik dinlerde ilk
hakiki mistik saylabilir. Tevrat'n mecazi erhleri, Hristiyan
ilahiyatlarn nci/ve Tevrat erhlerine de dikkate deer bir
tesir brakmtr.
M.S. 70 senesinde Kuds'teki mabedin tahribinden sonra
Yahudiler dnyann her tarafnda dalmlardr. Ortaada
spanya, Yahudi kltrnn bir merkezi idi. Orada msl
man hkmdarlar sayesinde hem iir hem de felsefe
sahalarnda eserler yaratmlar, slam felsefesinin garba
naklinde de bir mtavasst roln oynamlardr. airler
arasnda, tatl ve kuvvetli iirlerinde srail'in sonsuz has
retin, deimez Yahudi inann dile getirmeye muvaffak
olan YEHUDA HALEY, felsefe sahasnda MAYMOND'in
isimlerini zikretmekle iktifa ederiz.
1 5 . asrda Mslman hkmdarlarn ilerleyen Hristiyan
ordular tarafndan gittike spanya'dan karlmalarndan
sonra, Yahudiler de mthi merhametsiz takiplere mptela
olduktan sonra bu memleketi terketmek mecburiyetinde
kalmlardr. asr evvel, hal seferlerinde, Garbi
Avrupa'da yaayan Yahudiler zalim takiplere kurban
- 1 55 -

D N L E R TAR H N E G R
olmulard. 18. asrn sonuna -yani aydnlatma devri tesir
lerinin zuhura gelmesine- kadar, haklar gayet snrlyd;
hudutlar muayyen olan mahallerinde garp kltrnden
tamamyla habersiz kalmlardr.
Yahudi hayatnn hareket hatt, o zaman da -her zaman
olduu gibi- Tevrattr. Milattan sonraki asrlar, din bilgin
leri, ananevi kanunlar geniletip deimi olan vaziyete
gre tadil ve tashih etmilerdir. Aa yukar M.S. 200 sene
sine kadar sren i, Talmudun Mina denilen esas madde
sidir. Tevratn bir erhinden baka bir ey olmamakla
beraber bundan sonra kendisi, mer'i olan eriat haline
gelmitir. Mina yine muhtelif erh ve ilavelerle geniletil
mitir. Gemara adn tayan bu ilaveler, hazrlandklar yer
ve okula nazaran ya Babilonyal, ya Filistinli Gemara olarak
vasflandrlmaktadr. eriat, saysz emir ve nehyler, ibadet
ve hukuka dair talimat (ha/aha) yannda Talmudda byk
miktarda hikaye, mesel, hikmet szleri, lejandlar vardr ki
onlarn akisleri edebiyat ve folklorda grnmektedir.
Talmudun fikirlerinin milletin zihniyetinde hakim
olmasna ramen insanlarn din! duygular tatmin eden bir
mistik cereyan da teekkl etmitir. Kabbala adyla isim
lendirilen bu haraketin eserleri olduka geni bir edebiyat
halinde toplanlmtr. Ayr zamanlarda husule geldii iin
onlarda, ayrca din! ve felsefi cereyanlarn tesiri gze arp
akLadr: iJe saybr ve harflere bal bir mistiklik (bir
nevi lurufilik), sonra da melekler, devler, tabiatst
varlklar hakkndaki mphem teoriler bulunduu gibi, gayet
derin ve temiz bir Tanr anlamn belirtmeye alan den
emeler de grlmektedir. Mahdut olmayan, ezeli bir ilah
hakimdir ki onunla grlen dnya arasndaki mesafe on
derecede tecelli eden bir nur ile doludur (Burada, FLO'nun
fikirlerinin bir gelimesi grlmektedir). Varln her
paras, Allah'n zatn tayin eden muhtelif sfatlar haiz bu
ilahi nur kvlcnlarna itirak etmektedir. Bu kvlcmlarn,
kudret, rahmet, lilm, hiddet gibi Allah'n muhtelif sfat-

- 1 56 -

i S RA L
!a rnn birer tecelllsi olduklar iin her varlkta, bu ilahi sfat
lara, kendinde mevcut olan nur parasna nazaran, sahip
olur: Bir insanda daha fazla rahmet, bakasnda daha fazla
kudret .sfat gzkyor. Esas mesele, ruhun asli nur
mntakasna kmasdr.
Ara sra , halkn kurtuluu zleyiinden istifade edip ken
dinin beklenilen Mesih olduunu iddia eden bir aldatc
ortaya kmtr; hrriyete susayan insanlarn byk veya
kk cemaatlar bu nevi adamlarn ardndan koup sonra
byk bir sukut- hayale uramlardr.
Yahudi halk dininin at en gzel iek, Cenubis arki
Polonya'da 18. asrn ortasnda BAALEM isimli bir azize
balanan bir cereyan olan HASDSM'dir. Tamamyla halkn
sade imannn bir meyvesi olan bu hareket, teferruatl mist
ik sistemleri kurmam, srail oullarnn kalplerinde
titreyen hasret, sevgi, itaat, mitten baka bir ey ifade
etmemitir. Mteaddit hikayeler, bu mistiin mmessil
lerinin dini kuvvetlerini gstem1ektedir:
yle diyorlar: Rabbi YSREEL bir gn sinagog'da
Tevrattaki byk lanet bablarnn ( Tesn. 27, 28) okun
masnda duyarak u szleri iitiyordu : "Ve gklerin btn
kularna lein yem olacak!" Rabbi baryordu . Sonra,
yemekte, yle buyuruyordu : "nsann, rica ve havf mevcut
olmadan syledii dualara le denilir. Fakat her azn dua
etmesini duyan O, mahlfikatna merhamet eder. nsann
kalbine gkten byle bir uyandrna gnderiyor ki insan bir
tek defa tevecch eden bir ruhla dua edebilir. O zaman,
duas muazzam oluyor, dua lelerini yutuyor ve ku gibi
gklere kadar havalanyor."

H. GUNKEL, Genesis, 1922. - Einleitung in die Psalnen, 1 933. DHORME, La religion des Hebreux nonades. - O. ESSFELDT,
Einleitung in das Aite Testament, 1934. - G. HLSCHER, Geschichte der
israelitischen-jdisden Religion, 1 922. - A. LOSY, La religion d'Jsrael,

- 1 57 -

D i N L E R TAR i H N E G i R
-

1933.
M. A . B ECK, k n Babylons S romen, 1952. - B OUSSET-GRESS
MANN, Di e Religion des .J udentums im spathellenistischen Zeialter,
1926. 1 . ELB OGEN, Der jdische Gotesdiens in s einer gesdichtlichen
Entwicklung, 1 93 1 .
G. SCHOLEM, Major Trends in'.Jewish Mystic ism,
1946. G. SCHOLEM, B ibl iographia Ka bbalis tica , 1927. M. BUBER, Die
Erzahlungen der Chass idism, 1 949.
-

- 1 58 -

H R ST YAN L l l<

ristiyanln Filistin'de meydana geldii zaman,


Yahudilikte bir taraftan hayatn hemen her safhasna amil
olan er1atn kemikletii, br taraftan halkn, Romal
mstevlilerin tazyiki altnda bir mesll! kraln zuhurunu ve
onun zamanlarn sonunda husule gelecek devrimini bekle
dii grlmektedir. Bu muhitte gelien Hristiyanlk, yalnz
Yahudiliin ananelerini tevars eden bir teekkl deil,
bilakis hellenistik - gnostik dinlerin tesirleri altnda inkiaf
eden bir dindir. Maamafil, en mhim temeli, srail peygam
berlerinin dinidir, yani o adamlarn dini ki, yorulmadan,
bkmadan, Allah ve komu sevgisinin, Allahn emir ve irade
ettii en nemli ey olduunu bildirmilerdi.
sa'nn hayat ve doktrinini, drt tanesi elde olan ncifler
den tamamyla anlayamayz; lmnden sonraki asrda ter
tiplenen, muhteviyat bakmndan birbirlerine olduka
yakn olan ve drdncs daha mistik bir hava ile dolu
olan bu yazlar, ilm! bir hal tercmesi deil , eski hris
tiyanln meselelere dokunan ve yeni Hristiyanlarn kul
lanacaklar bir "manev! tarih", bir katekesedir. Bunun iin,
sa'nn hayat hakkndaki aratrmalar, byk Alnan ilahiy
ats Albert SCHWETZER'in gsterdii gibi, insan sk bir
- 1 59 -

D i N L E R TAR i H N E G R i
dogmatizmden

kurtaran

ve

bundan

tr

kritik

teebbslere msaade eden aydnlatma devrinden sonra


muhtelif ruhani cereyanlara ve muhtelif bilginlerin tel:lkki
lerine gre sa'nn faaliyetinin ayr taraflarna nem veril
mitir.
ncilin bugnk muhteviyat, tarihi bir muamelerinin
neticesi olarak kabul etmemiz lazmdr. sa arami lisan kul
lanmtr;

ncil metinleri,

Yunanca

yazlmtr.

imdiki

metin, aa yukar 2. asrn ilk senelerinde bitirilmitir. En


eski el yazlar, 3. asrdandr. Majuskel metinlerinden (yani
yalnz byk harflerle yazlm pek eski metinler) 5 tanesi
muhafaza edilmitir ki birbirinden baz yerlerde farklar
gstermektedir. Baka lisanlara yaplan tercmelerde de
kaynaa gre deien bu farklar grlmektedir (mesela
eski Suriyeli metin, eski Latince tercmeleri gibi Yurian met
ninin garpl eklini gstermekte, Kpti tercmelerinden bir
ksm, bugn protestan kilisesinde kullanlan bitaraf metne
dayanmaktadr).
lk ncil (Matta, Markos, Luka) ayn muhteviyat
gstennektedir; sa'nn yolunu vaftizden itibaren kyamna
kadar anlatmaktadr. Teferruatta ve kullandklar hikayel
erde birok yerlerde aralarnda fark var. Halbuki byk
benzerlikleri iin sinoptik (yani : ayn bakla) olarak tavsif
edilmektedir. Bu benzerlik meselesini halletmek iin birka
tecrbe yaplmtr; bugn, Markosun ncifnin en eskisi
olduunu, Matta ve Luka hem bunun en eski eklinde, hem
de kaybolan

Q denilen bir kaynaktan metinlerini aldklarn


Q bilhassa sa'nn hikmet szlerini ve

syleyebiliriz.

yazlarn ihtiva eder.

Markos 'a gre ncil 70 senesinden nce yazlmtr ve


Yahudi adetlerini tefsir eden bir Hristiyan tarafndan pek
basit bir slupla telif edilmitir. Matta'ya gre ncilin mel
lifi galiba Yahudilikten Hristiyanla ihtida eden bir Suriyeli
idi; Yahudi adetlerini tefsir etmeyip Eski Abidin szlerine
birok defa ima etmitir.

- 1 60 -

H R I STiYAN L I K

Luka ya gre ncil, baka incil'lerde mevcut olmayan


hikayeleri; mesela sa'nn doumunu ihtiva etmektedir;
onun yazar, rivayete gre PAVLUS'un seyahat refiki olan
Luka'dr (ki ayn zamanda Resullerin lerini yazmtr); her
halde esas itibaryla Yahudi olmayan bir zattr.
Yuhanna'ya gre ncil, olduka ge yazlan, pek mistik
bir eserdir; orada, sa'nn Allah'n olu olmasna iaret edil
dii gibi, sa'nn ahsiyeti de ilahi bir nur iinde gster
ilmektedir.
Bu drt
toplanmtr:

ncifden

maada,

Yeni Ahidde

u eserler

Resullerin leri, sa'nn ge kmasndan ve Pantkot


gnnde Ruhlkudds'n havarilere gelmesinden itibaren
gen Hristiyan cemaatnn hayatna dair mah1mat ve bilhas
sa en byk misyoner olan PAVLUS'un seyahatlar
hakkndaki rivayetler.
PAVLUS'a atfedilen mektuplar ki onlarn birka paras o
byk ilahiyatnn eserleri deildir.
Romallara,

Korintoslulara, Galatyallara, Filipililere, Selaniklilere bir


inci, Filim ona yazd mektuplar tamamen ve yahut byk

ksmlarnda gerekten onun eserleri olsa gerektir; mesefe


teferruatna kadar halledilememitir.

Romallara mektup aa yukar 55 senesinde yazlan,


PAVLUS'un teolojik grlerini en iyi ekilde gsteren uzun
bir mektup, orada, Allah'n tecellisi, eriat ile iman
arasndaki mnasebetler, vaftiz gibi pek mhim meseleler
den bahsedilmektedir (16 bap)
Korintoslulara 1 . mektup (16 bap) 55 senesinden evvel
Efes'ten gnderilen bir mektup; hakiki hikmetten, nikahtan,
putperestlerin kurban ve evbaristiya, son da llerin
kyametinden bahsedilmektedir;- onun en mehur paras,
13. bap, sevgiyi, (agape) en gzel szlerle vp baka ker
amete tercih etmektedir. Halbuki bu para galiba
PAVLUS'un deildir; nk mektubunun gidiini kesiyor.
- 161 -

D N L E R TA R H N E G R

Krintoslulara 2. mektup 0 3 bap): Daha dorusu: 4 .


mektup, nk bu arada iki mektup kaybolmutur.
Muhaliflerle mnakaalar ihtiva ettii gibi gayet ahsi ve
derin bir imann rnekleri olan paralar da vardr. (Mesela
6, 3, 10; bilhassa 12, 1 - 10).
-

Galatyallara mektup: (6 bap), aa yukar 50 senesinde


Cenubi Galatya'da oturan Hristiyanlara, yahut 52 senesinde
imali Galatya'daki cemaatlara yazlan bir mdafaa mek
tubu; Yahudiliin ananelerini muhafaza edenler PAVLUS'un
aleyhinde ithamlarda bulunmulardr; kendi amellerini izah
ve mdafaa eder.
Efesoslular: Herhalde PAVLUS'un kendisinin yazmad
bir mektup. Uzun bir krandan sonra Hristiyan hayattan
bahsedilmekte, ahlak esaslar verilmektedir. Bu eseri galiba
PAVLUS'un bir agirdi yazmtr.
Filipilere mektup: (4 bap); herhalde Romal hapishane
den yazlan bir mektup. nsan, sa'nn yolunda gitmelidir;
bu suretle imdiden semavi bir hayat srp sa'nn yakn
zamanda geleceini meserretle bekleyebilir.
Koloselilere mektup: (4 bap); Efesoslulara yazlan mek
tuba benzer; o da PAVLUS'un bir akirdinin eseri olsa
gerektir. "sa'da ulhiyetin btn doluluu bedenen
mukimdir."
Selaniklilere 1 . mektup: (5 bap); PAVLUS'un en eski
11 r> ktu budur; en mhim paras, 4. babda kyamet ve
fw7'nn geliinrlt>n bahistir
Seu,
" '. Tt ' :!. 111d! 1 1J . ( bapJ; 13dki PAVLU::>.t .t it
deildir. s{t'n tecellisi hemen peyda olmayacaktr; bun
dan evvel, deccal'in gelmesi lazmdr.
..

Timoteos'a 1 . ve 2. mektup: (6 bap, 4 bap); PAVLUS'a ait


deildir. sa, insanlar ile Allah arasnda yegane
mutavassttr; birok nasilat ve tavsiye, bilhassa episkopos
ic,:in ( 1 . mektup 2. bap).
Filemon 'a mektup:

(1 bap); PAVLUS'un, Filemon'un


- 1 62 -

H RI STIYA N L I K
evinden kaan bir kle hakkndaki szleri.

branilere mektup:

03 bap); mellifi bilinmeyen, 96 sen


esinden evvel yazlm enteresan bir mektuptur ki, eski
Hristiyanln teolojik fikirlerinin bir hlasasn gstennek
tedir; bilhassa sa'nn Allal'n olu olmas, ayn zamanda da
hem ezeli ve ebedi byk kahin, hem de kurban olmas
inanc zerinde durmaktadr.

Yakub'un mektubu: (5 bap); imann, iyi amelleri ileme


den l olduunu sylemektedir.
Petrns'un 1 . ve 2. mektubu: (4 ve 3 bap); PETRUS'a
atfedilen, fakat onun eseri olmayan iki mektup; Orta ve
imali Anadolu'da oturan cemaatlara ahlaki nasfatlar; gele
cek semavi egemenliini bekleyi.
Yuhanna 'nn 1 ., 2. ve 3. mektubu: (5 bap, 1 bap ve 1
bap): sa'nn en ok sevdii akirde atfedilen, ilahi muhab
betten bahseden mektuplar. "Allah sevgidir ve sevgide
duran Allah'ta durur ve Allah onda durur."
Yahuda 'nn mektubu: (1 bap); Nasihatlar.
Vahy: (22 bap) YUHANNA'ya atfedilen, maher gn

ve
yeni dnya hakknda pek korkun ve rengarenk tasavvurlar
gsteren eskatolojik bir vizyon. Bu eser, olduka ge Yeni
Ah dn kanuni yazlar arasnda saylmtr. Btn Hristiyan
eskatolojik tasavvurlar sa'nn mutlak hkmdarln
gsteren bu kitaptan ilham almlardr.
sa'nn yolu muhtelif ncil ve mektuplara gre muhtelif
bir ekillerde de grnmektedir: PETRUS'un anlattklar ve
buna dayanan Markos ncili, sa'nn vaftizinden itibaren
gklere kmasna kadar gitmektedir; Luka ve Matta'ya
gre nciller, sa'nn doumundan (ve ecdadndan bile)
balayarak yine ge kna kadar dnyevi hayatnn
btn safalarndan bahsetmektedir. PAVLUS'un mektu
plar, sa'nn ezelde mevcut olmasndan balayarak semav1
ve dnyevi yolunu gstermektedir; Yuhanna'ya gre ncil
ise, Allah'ta olan Kelam (logos) ile balar, ayn hayyarfye
- 163 -

D i N L E R TAR i H i N E G i Ri
atfedilen Vahy'da kyamet ve yeni bir dnyann geleceini
de gstermektedir.
Muhtelif kaynaklarn verdikleri . malumata nazaran,
sa'nn Filistin'de bulunduu zaman hakknda yle bir fikir
edinmek mmkndr:
Nasira'l sa'da peyda olan dini cereyann bir n ay.a,
VAFTZC YAHYA idi. Erden mntkasnda, llerde . eska
tolojik bir mezhebi kurmutu. Ona nazaran, griahbrn
affnn ve yeni bir douun . bir sembol olan ) vaftiz,
kyamette insann bana gelecek muhakemeden muvaf
fakiyetle geebilmek iin lazm olan bir ayin idi.

sa ise, bu mezhebe itirak etti, vaftiz oldu. O zaman


rivayete gre otuz yanda idi. ncife nazaran, vaftizinde
Ruhulkudus gvercin ekline gklerden inerek onun bana
konmutur; ilahi bir ses "Sevgili Olum budur, ondan
razym" demitir. Bir 'mddet -krk gn- lde itikaf edip
eytan tarafndan da tecrbe edildikten sonra Galilea
lkesinde dolaan eskatolojik vfz sfatyla halka yle hitap
etti: "Tvbe edin ki Allah'n egemenlii yakndr."
Sert bir zahit olan YAHYA karsnda sa hayata daha
yakn daha serbest davranmtr; ilk mucizesini Kana
kasabasnda vaki olan bir dnde yapmtr.

sa, insanlara ifa verip mecnunlar cinlerden kurtar


masnn Allah'n egemenliinin gelmesini ispat eden
burhanlar olduunu sylemitir. Vatandalarnn ve hatta
kendi ailesinin anlayszl dolaysyla erkek ve kadn
akirdlerini hakiki ailesi olarak kabul edip aileye, soya bal
olmayan bir cemaat vcuda getirmitir.
Zamanmzda protestan kilisesinin byk bir ksmnn
kabul ettii ve hakikatten phesiz pek uzak kalmayan
telakkiye gre sa'nn gznnde tuttuu . en mhim nokta
Eskatoloji idi, kyamet . gn ile Allah'n melek1tunun en
yakn zamanda peyda olacana inantr. lahi bir. mudze
ile, kat'i adaletin, hakikatin ve sevginin melek1tu getirile
cek, hkm sren Romal imparatorluunda grnen
- 164 -

H R STYAN L I K
eytani kuvvetler yok edilecektir. Ktler Cehennemde
yaklacak, iyiler ise, kyamet ve tecelli vastasyla ebedi hay
ata gideceklerdir. sa, kendinin bu ilahi egemenliin yalnz
mbeiri deil, onun getiricisi olduuna kani idi, o, ilahi
iradeyi yerine getirendir. Gsterdii mucizeler, bu
kudretinin bir feyzidir. akirtlerine rettikleri duada "Gklerdeki babamz"- Allah'n melekGtunun gelmesi en
mhim yer almaktadr: "Senin meh1kutun gelsin; gkte
olduu gibi yerde senin iraden olsun!"
Bu duada, sa'nn gayet nemli ikinci fikri grlmekte
dir: Allah -baba anlam. nsan Allah', ocuklar seven bir
peder eklinde grsn, ocuk gibi ona snp btn kalbi
ni de ona versin. Eski Yahudilikte, Yahve, ara sra srail mil
letinin babas sfatyla gsterilmitir: fakat daha fazla Rab,
kral sfatlarn gstermektedir. sa'da bu Allah - baba,'ya
inan ve gveni dinin merkezine girmektedir. nk sa,
kendini de Allah'n olu olarak tavsif etmitir. Fakat bu tabir
herhalde, mecazi bir manada kullanlmaktadr. sa'nn
kendi szlerinde daha byk bir rol oynayan bir meflum,
"nsanolu"dur. . Bu kelime, Eski Ahdin peygamberlerin
vahylerine kadar geri gidiyor; bilhassa DANEL'in vahy
lerinde bu "nsanolu", dnyada gelecekte sonsuz bir
saltanat sren ilahi bir varlktr.
"Ve ite, insan oluna benzer biri gklerin bulutlar ile
geldi ve gnleri eski olana kadar geldi ve onun nnde
kendisini yaklatlar. Ve btn kavimler ve diller ona kulluk
etsinler diye, kendisine saltanat ve izzet ve krallk verildi;
onun saltanat, gemeyecek ebedi bir saltanattr ve krall
yklmayacak bir krallktr." (Dan. 7, 13, 14)
HENOH'a atfedilen apokrif bir eser, bu fikri geniletip
daha teferruatl bir ekilde nsanolu'nun Allah ile bir
olduunu gstermektedir. Fakat bu esere gre (ki
Yahudilikte byk hret kazanmtr), nsanolu, gelecek
ilahi melekOtun mbeiri eklinde yeryznde vazda
bulunup bundan sonra Allah canibinden bu ilahi rtbesine
- 1 65 -

D i N L E R TAR i H i N E G i Ri
ykseltilmektedir; kendisi, bir gn nsanolu olarak bu
sfatla dnyada hkm sreceini anlatamaz; bu, yalnz
Allal'n bir valyiyle hususi insanlara bildirilen bir hakikat
tir. Bunu,n iin sa'da kendi havarilerine bundan bahset
miyor ama, PETRUS'u . bu husustaki szlerine (Sen, hayy
olan Allah'n olu Mesihsin") .ona "Ne mutlu sana, nk
bunu sana aan, et ve kan deil, gklerde . olan Babamdr"
diye cevap vermek suretiyle tam bu eski tasavvurlarn
erevesinde kalmtr.
Faat sa'nn bildirdii bu ilahi egemenlik, imdiden
insanlarn arasnda mevcuttur; birok misallerde anlatt
gibi grnmez bir halde iliyor, insan, o kymetli cevheri
bulmak iin her eyi brakmaldr.
Bu bakmdan sa'nn ahlaki kanunlar da anlalmaktadr.
nsana, bu melekfa girmeye imkan veren artlar, Allah'n
irade ettiklerini icra etmektir, yani ruhani temizlik, tevazu,
affeden ve yardm eden bir sevgi ve rahmet, yar ve ayar
sevgisini gstermek suretiyle olabilir. Bu ahlaki emirleri
dtan deil, iten, irade ve niyet bakmndan anlamak
lazmdr: Kin ve buz beslemek, ldrmektir; bir kadna
ehvetle bakmak, zinadr. Bundan da, evlenme meselesi
hakkndaki szlerini de anlayabiliriz:
"Kim zinadan tr olmayp karsn boar ve bakas ile
evlenirse, zina eder; boanm olanla da evlenen zina eder."
akirtler saya dediler : Eer erkein, kars ile hali byle
ise, evlenmek iyi deil! Fakat sa onlara dedi: Btn
adamlar bu sz kabul edemez, ancak kendilerine verilmi
olanlar kabul edebilir. nk anadan doma hadm vardr
ve insanlar tarafndan yaplm hadm vardr, gklerin
nelekfu urunda kendilerini hadm denler de vardr.
(Matta 19, 9-i2)
Bundan, boanmaya hi msaade vermediini belirtir;
bu sze dayanarak katolik kilise de byle bir msaade ver
mez.
Halbuki insan, ne kadar alrsa alsn, ebedi saadeti,
- 1 66 -

H RI STYAN L I K
ebedi hayat en faziletli amellerinin bir creti olarak deil,
yalnz Allah'n inayetinin bir armaan olarak alabilir :
Zira gklerin melekOtu ev sahibi bir adama benzer ki,
sabah erken bana renber tutmaya kt. Ve renberlerle
gnde bir dinara uyuup onlar baa gnderdi ve Saat
sularnda kp ar meydannda bakalarn isiz durur
grd. Onlara dedi: Siz de baa gidin, ben size hak ne ise,
onu veririm. Onlar gittiler. Saat alt ve dokuz sularnda yine
kt, yine yle yapt. Ve saat onbir sularnda kp isiz
duran bakalarn buldu ve onlara dedi: Neden burada
btn gn aylak duruyorsunuz? Onlar kendisine dediler:
nk bizi kimse tutmad. Onlara dedi: Siz de baa gidin.
Ve akam olunca, ba sahibi kahyasna dedi: Renberleri
ar; sonuncudan balayarak birincilere kadar cretlerini
ver. Saat onbir sularnda tutulanlar geldikleri zaman her biri
bir dinar ald. Birinciler geldikleri vakit, daha fazla alacak
larn sandlar; onlar da adam bana bir dinar aldlar. Ve
aldklar zaman, ev sahibine kar mrldanarak dediler: Bu
sonuncular bir saat ilediler ve sen onlar gnn arln
ve scakln eken bizlerle bir tuttun. Fakat o cevap verip
onlardan birine dedi: Arkada, sana hakszlk etmiyorum;
sen benimle bir dinara uyumadn m? Kendinirkini al, git;
bu sonuncuya verdiim gibi vermek istiyorum. -Malmla iste
diimi yapmak bana caiz deil mi? Yoksa benim iyi
olduumu kt gzle mi gryorsun? Bylece sonuncular
birinciler ve birinciler sonuncular olacaklardr. (Matta 20, 1 16) .
sa'nn szleri, meselleri, bir. kanun deildir; o, istifar
eden gnahkara ve Allah'n rahmetini arayan asilere,
Allah'n, sevgi ve merhametle niyazlarna cevap vereceini
bildirtir. Bu sebepten, bir defa "Allah bana inayetini
gster1" diyen gmrky, hodperest ve kendi iyi amel
lerine gvenen Ferisiye tercih etmitii. Allah ve nsan
sevgisi, Eski Ahdin peygamberlerini de bildirdikleri emir
ler; ahlakn merkezidir: Kyamet gnnde, nsanolu

- 1 67 -

D i N L E R TAR H i N E G i Ri
eklinde grnecek mesih! yarg, insanlara akidelerini
deil, komulara yaptklarn soracaktr :

O zaman Kral, sandakilere diyecektir: Ey sizler,


. Babamn mubarekleri, gelin, dnya kurulduundan beri
sizin iin hazrlanm olan melekfitu miras aln. Zira a idim,
bana yiyecek verdiniz, .susamtm, bana iecek verdiniz;
yabanc idim, beni ieri aldnz; plak idim, beni giydirdi
niz; hasta idim, beni aradnz; zindanda idim, yanma geldi
niz. O zaman salihler ona cevap verip diyecekler: Ya Rb,
biz seni ne zaman a grp yedirdik veya susam grp
iirdik? Ve ne zaman seni yabanc grdk ieri aldk veya
plak grp giydirdik ve; ne zaman seni hasta, veya zin
danda grp yanna geldik? Kral cevap verip onlara diye
cek: Dorusu size derim: Mademki bu kardelerimden, u
en kklerinden birine yaptnz, bana yapm oldunuz.
(Matta 25)
Zahiri bir zenginlie ballk, Allah yolunda bir manidir.
"Ne mutlu size" diye hitap etmitir; insan, her
eyden nce Allah'n melek'.itunu ve saiahn aramaldr;
bundan sonra btn bu dnyevi eyler ona artrlacaktr.
Btn ahlak! emirlerin bir hlasas, Dag va 'z diye isim
lendirilen, Matta tarafndan rivayet edilen babda grlmek
tedir; onun en mehur paras udur:
Ne mutlu ruhta fakir olanlara; nk gklerin
melektu onlarndr.
Ne mutlu yasl olanlara; nk onlar teselli edilecekler.
Ne mutlu halim olanlara; nk onlar yeri miras alacaklar.
Ne mutlu saliiha ackp susayan lara; nk onlar
doyurulacak/ar.
Ne mutlu merhametli olanlara; nk onlara
merhamet edilecek.
Ne mutlu yrei temiz olanlara; nk onlar
Allah ' grecekler.
Ne mutlu sulh edici/ere; nk onlar
A llah oullar arlacaklar.
Ne mutlu saliih urunda eza ekmi olanlara; nk gklerin
melektu onlarndr. (Matta-7)

sa fakirlere

- 168 -

H R I STIYA N L I K
sii'nn faaliyeti ilk zamanlarda srail oullarna mnhas'r
kalmtr. Fakat Yahudi olmayanlarda grd kuvvetli
iman onu, yabanc milletlerin de gelecek ilall melekfta
itirak edeceklerini tefel etmeye sevk etmitir. (Matta 8,
1 1) Halbuki Yahudiliin evresinde kalmtr. Fakat papa
zlar, ayinleri olan, kilise denilecek hususi bir messeseyi
kurmam ise de, etrafnda toplanan cemaat sonraki kilis
enin nvesi idi. Bu muhitte bir tvbe vaftizi mevcut idi;
mterek yemeklere gelince, gklerdeki ilahi Babasnn
sofrasnda vuku bulacak, ziyafet halinde tasavvur edilen
semavi saadetin bir sembol idi.
Vaftizci YAHYA'nn hkmet tarafndan ldrlmesin
den dolay sann durumu da tehlikeli olmaya balad.
Kuds'e girip Allah'n dmanlarna, eytani kuvvetlere
meydan okumak suretiyle Allah'n melekfitunun gelmesini
tecil etmeye karar verdi. Bir eee binip halk tarafndan
byk sevin ve meserret ile karlanarak Kuds'e gitti.
ilahi otorite ile oradaki mabedde bulunan tccar mukaddes
yerden kovdu. Fakat Sinhedrion, yani Yahudilerin kurul
tay, Romal mstevlileriyle bir mnakaadan korkarak
sa'y tevkif etmeye karar verdi. O, byle bir imkann
gereklemesini hissederek akirtleriyle bir veda ziyafetini
yapt ki, o mnasebetle, tam srailin eski peygamberleri
nevinden, sembolik bir amelde bulunmutur. Eski Ahdin
" nsanolu" mefhumunu, yeni Eski Ahidde mevcut olan
"ztrap eken Allah kulu" ile birletirip insanlar kurtarmak
maksadyla btn ztraplar kendine alan, kuzu gibi itaatli
kurban olan (. 53) ve kemali itaatndan tr Allah'n sa
tarafna ykselten kurtarc sfatyla bu son ziyafetinde
hareket etmitir. Bu veda ziyafeti, Yahudi Pesah
bayramndan birka gn evvel vaki olduundan, sonraki
ilahiyatlar, zikri geen bu tasavvur ile Yahudilerin bu
bayramda kurban ettikleri kuzu arasnda bir mnasebet
kurmu, sa'y da "dnyann gnahn tayan, Allah'n
kuzusu" olarak tavsif etmilerdir.

- 1 69 -

D i N L E R TAR i H N E G i Ri

sa o akam, birgn sonra vuku bulacak olan lmn ,


ekmei krmas, arab da dkmesi ile "Bu, benim vcud
um; bu benim kanm" diye sembolletirmitir. Yaknda
akirdleriyle beraber cennette ebedi ziyafetini greceinden
emindi.
Bu son ziyafete Hristiyan teolojide gayet byk bir
ehemmiyet atfedilmektedir. Kilisenin eit eit mezhep
lerinde bunun manas hakknda birbirlerine' n farkl
telakkiler vardr. Eski Hristiyar}lar, sa'nn insanlar lm ve
gnahtan kurtaran lmn hatrlayarak ibadetlerinden
biraz ekmek yiyip arap ierek ikisini onun vcudunun bir
sembol, gelecek saadetinin de bir mjdesi saymlardr;
ayn zamanda bu mukaddes yemek (sakrament) dank
Hristiyanlarn ruhani birliini ifade etmektedir. Fakat asrlar
boyunca bu spiritualistik telakkinin yerine daha realistik bir
tasavvur gelmitir: Ekmek paras (yahut da mayasz
yaplan b ostia), sa'nn vcududur; arap, onun hakiki
kandr. Papazn, sa'nn kelimelerini syleyip (ve ortodoks
kilisenin usullerine gre) R'.lhulkuds davet ettikten sonra
(epik/ese) ekmek yalnz zahiri bir sfattr; zat ise, sa'nn
kamil vcudu hem ul'.lhiyeti, -hem de beeriyeti- iledir. Bu
srr layk bir surette kabul edebilmek iin, insan bundan
evvel tvbe ve gnah ikrar etmelidir; bu kann ifabah
kuvveti -ncitde branilere yazlan mektupta bildirildii
vehile- gnahlarn lekelerini ykayp insann ruhunu tas
fiye etmektedir. Gnahkarlk halinde bu mukaddesat kabul
etmek en b_yk sulardan biridir.
13'nc asrdan beri katolik kilisede yalnz papazlara
arap barda verilmitir; halka gelince, ekmek parasn
almaktadrlar. Prote.stanizmin Lutheran mezhebinde,
ekmekle arabn zat bir tahvile uramaz, fakat bu mad
delerin "iinde, altnda ve ortasnda" sa'nn hakiki zat
insanlara takdim edilmektedir. Reforme kiliseye nazaran,
ekmekle arap yalnz remiz ve misallerdir. . Bu muhtelif
telakkilerden dolay Hristiyan kiliseler arasnda bu noktada
- 1 70 -

H R I STIYA N L I K
bir birlik mevcut deildir. Bir kiliseye veya bir mezhebe
mensup olan kii, br mezhepte euharisiya'ya itirak ede
mez; mesela katolik bir adam Lutheran kilisede papazn
msaadesiyle bu mukaddesata itirak edince otomatik
olarak lutheran kilisenin bir yesi oluyor.
sa, akgirdler ile birlikte yapt bu son sohbetinden
sonra Zeytin danda bir bahede mnacatta bulunmu,
gecede -rivayete gre bir kagirdin hiyaneti yznden- tevkif
edilmitir. Romal imparatorluunu mesihi dava ile tehdit
ettii iin haa geirilmitir. Cuma gn, sabahleyin, 22'nci
mezmurun ilk -"Allah'm, Allah'n beni niin braktn?"
kelimelerini bararak lmtr.
O gn, gelecek ilahi egemenliin hayalini grenlerin
midi krlm gibi idi. akirdler, Galilea'ya kamlar, yalnz
birka kadn Kuds'te kalmlardr. Fakat ksa bir zamandan
sonra, hata len, belli bir mezarda gmlen sa'nn kyam
etmesine dair haberler memlekette yaylmtr; gze gr
nen bir ekilde mezarndan kalkp kendinin yaknda
kyamet gnnde yine yeryzne dneceini spyledii
anlatlmt. Bu kyama dair malfimat birbirlerinden biraz
farkldr; en eskilerine gre, sa Galilea'daki akirdlerine
gzkm, bakalarca, Kuds'te tezahr etmir. Ruhani bir
telakkinin yannda, kyam edenin vcudunun kesif olarak
tavsif edenler de vardr.
O gnlerde -bilhassa sa'nn kyam gn saylan
Paskalya gnnde- Kudste neler vuku bulduunu bilmi
yoruz; yalnz, ifade edilmez bir hadisenin, o zamana kadar
korkak ve rkek akirdlerin hatt hareketini birdenbire
tamamyla deitirdiini phe etmeden syleyebiliriz.
Rivayete gre, sa, kyamndan sonra krk gn akirdler ile
beraberdi; 40'nc gnde ise, bir bulut iinde gklere
kmtr. On gn sonra, Pantkot bayramnda, Kudste
itin1a eden akirdler zerine Ruhulkuds ateten yalazalar
eklinde dklmtr.
Hepsi RGhulkudsle doldu ve kendilerine ruhun verdii
- 171 -

Di N L E R TAR i H i N E G i Ri
syleyie gre baka baka dillerle sylemeye baladlar.. .
Her biri, qnlarn kendi diliyle sylediini iitiyordu. Hayran
oldular ve ap dediler: "te syleyen bu adamlar hep
Galileali deil mi? Ve nasl biz, her birimiz kendi ana dil
imizi iitiyoruz?"
Biz, Partlar, Medler, Elamllar ve Mezopotamya'da,
Yahudiye'de, hem de Kappadokyada, Pentus ve Asya'da,
Frikya'da, hem de Pamfikiyada, Msr'da ve Libya semt
lerinde Kirine evresinde oturanlar, gerek Yahudi ve gerek
mGhtedi Romal misafirler, Giritliler ve Araplar, kendi dil
lerimizde Allah'n byk ilerini, sylediklerini iitiyoruz."
Bunun zerine, akgirdler, ne insan, ne de eytan'dan
korkarak sa'nn bildirdiklerini neretmeye almlardr.
Etraflarnda toplanan cemaatn, Yahudi ayinlere itirak
etmesine ramen zel bir ibadeti vard ki, merkezini, eska
tolojik bir mukaddes olan "ekmek krmas" tekil etmitir.
agirdlerin riyasetinde mal birlii iinde yaamlardr.
Yahudi - aramik cemaatn yannda bir yahudi - hellenis
tik cemaat gelimitir. Onun reisi, ISTEFAN adl bir adamd;
yedi kiiden ibaret olan bir komite ile bu yeni cemaat idare
etmitir.
ISTEFAN,
vazlerinde,
Yahudi
mabedin
kanunlarnn ve kurban ayinlerinin isa'nn dnnde
biteceini ilan ettii iin, Yahudiler tarafndan talarla
ldrlmtr. Bu suretle, kilisenin ilk ehidi (martir)
olmutur.
, Onun lmnden sonra, hellenistik cemaat Kuds'
terkedip Akdeniz lkelerine dalmtr. Yahudi olmayanlar
arasnda misyonerlik yapmaya balamtr. Hristiyan dinine
yeni intisap edenlerin Yahudi kanunlara riayet edip
etmeyecekleri hakknda Yahudi-Hristiyanlar ile baka mil
letlerden gelen, evvela Yahudi olmayanlar arasnda bir
ihtilaf husule geldi ki, Yahudi olmayanlar lehine halledil
mitir. (Mesela baka milletlerden gelen Hristiyanlar ne sn
net usulne tabi oldular, ne de Yahudiler iin mer'i olan
yemek kanunlarna rivayet etmeye mecbur kaldlar.)
- P :>

H R I STIYAN L I K
Bu ilk ihtilaflardan sonra, Hristiyanlk olduka abuk
intisar etmitir. Sinagoglarda bildirilen tek tanrclk onun
yolunu amt. Yoksullar ise, Hristiyanlarn geni merhamet
faaliyetini, btn esnaf hududunu aan yardmn teekkr
le kabulle bu dine intisap etmilerdir.
Hristiyanlk yayldka hellenistik mister dinlerinin
birok hususiyetlerini benimsemitir. Onlar gibi len ve
yeniden hayata kavuan bir kurtarc ilihtan bahsetti ki, din
dar mukaddes ayinlerde onunla birleip ebedi hayat
kazanacan mit etmektedir. Halbuki Hristiyanln bildir
dii kurtarc, Osiris, Mitra ve Attis nevinden mitolojik bir
varlk deil, ksa zaman evvel yaam olan bir ahsiyet idi.
Hristiyanln, Yahudilik iin yaayan bir mesihi -eska
tolojik cereyandan, merkezi sann insan kurtaran lm
olan bir mister dini haline getirilmesi bilhassa PAVLUS'un
teviki ile vuku bulmutur. Bu adam, Hristiyanlar iddetle
takip eden bir mteassp olduktan sonra Hristiyan dinin en
ateli vaizi kesilmitir. O, btn aleme amil bir kurtulu
hakkndaki fikirleri ya havarilerin szlerinde bulduu
temellere dayanarak, yahut da kendi i tecrbelerine gre
inkiaf ettirmitir. eriate balanmakla deil, Allah'n kurtu
lu ameline inanmakla insan kurtulabilir. sa'nn kendi va'
zlerinde her eyden mhim olan eskatolojik fikirler,
PAVLUS tarafndan mister ayinleriyle birletirilmitir; zira
doduu yer, Tarsus ehri, hellenistik misterlerin bir
merkezi idi. Bu yeni grte, say, ilk akgirdlerinin
grdkleri vehile yalnz tarihi bir insan olarak deil, len,
mezardan kan ve gklere ykselen Rab (kyrlos) olarak
tasvir edilmektedir. Bu kyrlos kelimesi, Hristiyan teolojisine
gre btn eref isimlerini ihtiva etmektedir: Bu suretle
hem muallim, hem ilihi Rab, hem de kral manasna amil
olur. Liturjide, kyrie eleison "Ya Rab, merhamet et" diyen
niyaz tekrar ve tekrar dnyann btn kiliselerinde kul
lanlmaktadr. Yani, bu kyrlos lakab, sa'ya tevecch eden
dualarda en byk ehemmiyeti haizdir. O eski zamanlardan
- 1 73 -

D N L E R TAR H N E G R
itibaren, Hristiyanlar, ilahi Rab olan Mesih sa'ya dua etm
eye veya onun isminde Allaha niyaz etmeye baladlar.
PAVLUS'a nazaran, sa'nn yeryznde srd hayat,
pek nemli deildir; o, yalnz enkarnasyon srrna ve hata
lmne ehemmiyet vermektedir. Bu fkirlerin en tipik
ifadesi, Filipilere yazlan mektupta bulunmaktadr :

Mesih sa' da olan dnce sizde de olsun; o Mesih ki,


Allah'n suretinde olduu halde, Allah'a msavi olmay bir
ganimet saymad; fakat kul suretini ald ve insanlarn ben
zeyiinde olarak kendini hali kld ve ekilde insan gibi
bulunarak lme, hatta ha lmne kadar itaat edip nef
sini alaltt. Bunun iin de Allah onu pek ok ykseltti ve
her ismin fevkinde olan ismi ona ihsan etti ve yerdekiler ve
yer altndakiler diz ksn Baba Allah'n izzeti iin her dil
"sa Mesih Rabdr" diye ikrar etsin! (Fil. 2, 5 - 1 1 )
Bundan da anlald vehile PAVLUS'un teolojisinde
ha fikri en mhim yer tutmaktadr; sa'nn haa yk
seltilmesi, ayn zamanda gklere ykseltilmesinin artdr.
Ha, inananlar iin "hikmet, adalet ve kurtulu" demektir.
Halbuki bu hadisenin derin manas, ancak iman edenlere
grnyor.
nk . ha sz helak olanlarca aklszlktr, fakat biz
kurtulanlara Allah'n kudretidir. (1. Kor. 1 , 12)
Zira ha, ADEM'in iledii ve btn insanl:ra sirayet
eden gnahtan kurtulutur:
"Bunun iin, nasl gna h bir ad . . ; , , ...::.tasy!a ve lm
gnah vastasyla dnyaya girJiy::c, bvkrl i u Lle IJuLu
insanlara geti; nk hepsi gnah ilediler. . . nk eriat
kadar dnyada gnah vard; ama eriat yokken gnah
saylmaz. Fakat gelecek zatn sureti olan ADEM'in
tecavznn benzeyii zere gnah ilememi olanlar
zerinde de, ADEM'den MUSA'ya kadar lm saltanat
srd. Fakat su naslsa, mevhibe de yle deildir; nk
birinin suu ile ou ldlerse, ou iin Allah'n inayeti ve
bir adamn, yani, a Mesih'in inayetiyle olan atiye daha

- 174 -

H R STIYA N L I K
ziyadeleti. . . imdi yle ise, bir su vastasyla btn insan
lara malikumiyeti . iin hkm geldii gibi, bylece de
hayatn salih saylmas iin bir salah fi'li vastasiyle btn
insanlara atiye geldi. (Ro. 5, 1 2 - 1 8)
Veya baka bir szle bu paradoksu ifade etmee
alyor:
"Mesih, bizim urumuzda lanetlenmi olarak bizi eriatin
lanetinden kurtard ( Gal. 3, 14)
Demek, sa'nn byle bir lm sayesinde, gnahn
mkafat
olan lm, manevi bir manada insanlardan
alnd gibi, bu asll su karsnda yaratlan eriatn meriyeti
de sa'ya iman edenler iin bitmitir.
nk zannediyoruz ki, eriatn ileri olmyarak insan
imanla salih saylr. (Rom. 3, 28).
Byle bir kurtuluu gren insan, Mesfh sa ile birletirilir
(bu telakki, sonra kilisede peyda olan mistikliin bir
kkdr). nsan vaftiz vastasiyle sa'nn mistik vcuduna yani btn inananlarn ruhani cemaatna - giriyor; vaftiz,
PAVLUS'a gre sa ile birlikte lmek ve kyam etmektir. Bu
suretle husule gelen mnasebet, mukaddes yemee
(evbaristiya) itirak etmek suretiyle sa'nn vcudunu ve
kann ruhani bir ekilde benimsemekle kuvvetlendirilir. O
zaman iki asll mukaddesat olan vaftiz ile evharist ya, sa'nn
zamannda olduu gibi yaknda gelecek ilahi egemenlik
iin bir hazrlay olarak deil, kurtulu srrna bal olarak
kabul edilmektedir. PAVLUS'un bu telakkisi, Hristiyanln
inkiaf iin gayet nemlidir.
Byk
misyonerin
muhtelif ehirlerde
oturan
Hristiyanlara yazd mektuplarda ara sra gnostik fikirlere
rastlamaktayz; bu gibi tasvirler devtero - palinik - yani
PAVLUS'un adn tamakla beraber kendisinin yazmad mektuplarda daha. sk grlmektedir. PAVLUS atfedilen
mektuplardan hangilerini yazd imdiye kadar yzdeyi.iz
belli
deildir;
byk
mektuplarnda
(Romallara,
Korintoslulara) bile bazen ona ait olmyan paralara tesadf
- 1 75 -

D i N L E R TAR i H N E G i R
etmekteyiz. Bilginler, Efeslilere, Kolossoslulara, branilere
gnderilen mektuplarn PAVLUS'un eserleri olmadna
kanidirler. Zikri geen bu gnostik metinlerde, sa, ikinci
ADEM eklinde tasvir edilmektedir, yahut da Eski Ahid'de
zikredilen kral - kahin MELKSEDEK ile mukayese edilmek
tedir; nk o, ayn zamanda sunakta kansz kurban
(ekmek ve arab) takdim eden kahin ve han sunanda
kendi kann insanlarn kurtuluu iin dken kurba;
kuzusudur.

sa, bu metinlere gre, ilahi kudreti ahslandran

varlktr:

luhiyetin btn doluluu Mesfte bedenen mukimdir.


19)

(Kol 2,

Allah, bedende izhar olundu.

(! Tim.

3, 16)

Bu gnostik ve mistik cereyann en mhim metni, 4.


ncildir. YUHANNA'ya, sa'nn en ok sevdii akgirtine
atfedilen bu ncil aa yukar m.s. 100 senesinde yazlm
olsa gerektir. Burada sa Allah'n Kelam (logos), akgirtler
ine Allah'n harikulade amellerini gsterir, gsterdii
mucizeler, ilahi ve ruhani amellrinin sembolleridir. Sk sk
tekrarlanan "Ben . . . im" (Ben doru yolum - ben zmm ben ab- hayatm v.s.) ulUhiy;::tine ima etmektedir.
Kyamet ve hayat benim; bana iman eden lm olsa da,
yaar ve kim yaar ve hana iman ederse, ebediyen lmez.
(Yuh 1 1 , 25)
.

Ben asmaym, siz ubuklarsnz; bende duran ve ken


disinde durduum kimse ok meyva verir; nk bensiz bir
ey yapamazsnz. ( Yuh 1 5 , 5).
Yol, hakikat ve hayat benim; ben vasta olmadka,
Baba'ya kimse gelmez. (Yuh. 14, 6).
sa'ya inananlar, O'nda yaarlar, o da onlarda yaamak
tadr. Mesihte baki olan bu yeni hayat, insanlara vaftiz ve
evharistiya vastasyla verilmektedir. Halbuki Yubanna'ya
gre ncil, sa'nn iki hususiyetini bilhassa n plana
- 176 -

H RI STYA N L I K
koymutur: D ibadete pek fazla bir ehenuniyeti atfet
memesi ve btn aleme amil olan sevgi ve merhamet.
Allah Ruhtur, ve ona tapnanlarn ruhta ve hakikatte
tapnmalar gerektir. ( Yuh. 4, 24)
Byle bir ruhani ibadet sayesinde, insanlar arasnda hala
mevcut olan ruhi ve dini hudutlar decektir. sa'nn
lm, YUHANNA'ya gre, O'nun, uh1hiyetin kudretine
giriinden. baka bir vak'a deildir. Bunun iin de, hata
len sa'nn son kelimesi, sinoptik ncilde okunduu
gibi 22. mezmurun balangc deil, majestetik bir "Tamam
oldu" dur. Fakat ilahi srlarn beyan sa'nn lm ve ge
k ile bitmi deildir. Tarili Ysa'dan sonra "tesellibah"
(paraklet), yani Ruhulkuds, inananlar ulUhiyetin esrarna
daha derin bir yol gsterecektir. ( Yuh. 15, 26)

Ruhulkuds burada, ahs olarak tasavvur edilmitir.


Allah'n takdis edici kuvvetini ahslandrmaktr; yalnz
onn sayesinde insan hakiki imana girebilir, doru szlerle
Allah'a dua edebilir. Hristiyan kilisede, YUHANNA'nn
naklettii bu sze dayanarak ara sra "nc bir devlet"
kurmak istiyenler kalkmlardr: PETRUS'a dayanan Roma
kilise ve PAVLUS'un doktrinlerini ileri sren protestan
kiliseden sonra yuhanneik bir kiliseyi beklemilerdir ki
orada ne eriat, ne de baka d kanunlar mevcut olup
yalnz Allah'n sevgisi saltanat srecektir. Yahut Eski Ahdin
bildirdii ilahi peder Yaradan'n egemenliinden, sa'da
grnen Kurtarc'nn devletinden sonra artk Rululku
ds'n takdis edici kuvveti kendini, ruhani bir iilemum11
kilisede gsterecektir. Bu gibi fikirler Ortaada (bilhassa
JOACHM DE FLORS'in ecclesla spiritualis, ruhani kilise,
hakkndaki gzel hayallerinde) grld gibi hata, kilis
enin kemiklemesine zlen geni ruhlu ilahiyatlarda
yaamaktadr.

YUHANNA'nm teolojisinin en gzel ifadesi, bu lavari'ye


atfedilen mektuplarda kendini gstennektedir:
Ey sevgililer, eer Allah bizi bylece sevdi ise, bizim de
- 177 -

.,

. .

.,

' . < birbiri;izi sevmemiZ. gerektir.: Hi bfr "vkit ' kinse . Alfr'i .
.
. . :grmemitir; eer bfrbiriffiizi. seversek;.Allah .bizcfo: d uru r ve: .
. Qritn e.gis i'. biZde ;inaredHmi olur.
. : . . -: ,
: . . . Allah ;sevgidir'.\1e sevgide' foan: Allah' ta. dtut .ve . Ailh

Yuh. 4; o; . 2 . '6)': > .


. . . . . . .Bylece; Hristi aill( Y<:!Ili uns\.ii:fa benims.eni;- inv:cud: .
. c)Ian: fikfrleri -gd!tiritir'. lk_asrlada .:heieik saylan' gnos-. . .
.
. . .tik . ce.feyanfar da }ncif de. :'.'bulirtri . inaddeerin : b ir '
: genilerriesfodrt. fare Halbuk( o : felsfirriistik ..sistem .
.'Ierq,: .yeryQznde. "yilrm olarijsa'.ya . heriieri hi ,ehem,.. :.
' , miyet .&nrrietiitir; J
sa; . ylikar Nur dilnyasmdii: gble;. en .:
. <aeiiri flakeerde : bulun.. 'dnyayi-kurtiran ve :bu' maksat
. : . . la: irisani:i.iifvcurgiyi' .ilahi bir. vaik s'<1iiiliiaktadir; . irisani .
. ." ycridui l:>k Iayaldei . jbardti ( aoktizmi hikki d (:!il ;
.
ektigi;it-aplar. da :geiek deildL' Halbuki kilise, riuhteif
ekillerd lius ul geiert.Ne Hris'tiyailim _n baka mis-
ter dinleriri hususiyetleriyfo k3:ft1ran bu gnostik.cereyanlai.
.

kabul etmeiitir'. .' :


Gnostikleriii . yaninda, takriben . M:S. , 150 seI1esiilde
K
a
ra
denizli MARKION va'Zfarda buluimay balaJ:nitr; :Bu ,'.
.
. dari; ,'PA\rUS'un ciddi pir tarftari_ idi. Bki Ahd ir bildir
dii . Yt:we: onun z'annnca iptidai ve dk bir ilahi varlkt
ki1 onun zddi /sii'da-zulmr .eden, sevgi olan "Yabanc lah "
. tr '-fdrkion', . Lyk{iya gr :incf i, ResuJerlrr jlenni ve .
. . . . PAV '..S'u n -inektuplat"f-n tdpfayp bir . nevi .Ahdi cedid . .
yaratntr. Resmi kilise :Jara:findan zn9k sanlan . bU

> adariun byle bir eserirtden: 'hfr, kilisenin t fuessllled

de, keftJi maksatlarna gre bir Yen Ahid topaniaya .karar


vermi, o zamanda inevcut . olan yazi;rdan e.n . me hr . ve .
b tn .. ceinaatiarn . takdir . ..ettikler!i.f. seip f zla '. fantastik .
. olanlarn . kanuni olrak kabul etmernitir; en " byk'
.
Hristiyan cerriaatlar<la kullanlu-. bu resffii .inci!, 2'ncLastin .
2 . yatsmd;n bugnk eklini almtr; . yalniz . bazr.kk
. kilisder_sle . bir iki bap ya ilave edilmi, yahut da eksilmitir..
Fakat fiyle bir esrffi,meydani
. :
,
.
. . ktn(ian sonra,'Hristiyan
.
. . - .. .
__
___ __ ___,__ _
.
. "'.' 178 - '
<o

nda .duru f:".p :

..

"-

. .

----

H R I STYA N L I K
dinine Hristiyan olmayan fikirler iine szmasn diye bir set
yaplmtr.
Yeni gelien dini tehdit eden sinkretisme kar ikinci bir
set, bir akfddnin yani yaradl ve kurtulu hakknda
imann, cemaat tar:fndan ayinlerde kullanlan ksa bir
hlasasnn yaratlmas idi. Bizde Apostolikum isminde
mehur olan bu akide, yine 2'nci asrn son on aylarnda
husule gelmitir.
Herhalde ilk defa olarak Rona'daki vaftiz liturjisinde
kullanlm olan bu akklenin _yan d a , yeni bir ekil alarJ
kiliseyi muhtelif cereyanlardan )foruyan nc bir sej
episkopos vazifesi idi. Cemaatn reisi olan episkopos'un
ruhani silsilesi kesilmeden havarilere kadar geri gitmekte
dir. u silsile, yeni bir episkoposun vazifesine balad
vakit eski episkoposlarn el koymas ile temsil edilmektedir;
Ortodoks, Romal, Anglikan kiliselerinde bu silsile bugne
kadar havariler zamanndan itibaren tevars edilen ruhun
devam etmesini temin etmektedir; protestan kiliselerde, bu
successio apostolica kesilmitir.

t;

Episkopos vazifesinin kurulmas, kilisede yeni bir devrin


balangc demektir.
O zamana kadar ibadette,
RGhulkuds'le dolu erkek ve kadnlar serbeste va'z ve
dualarda bulunup en derin saygya deer saylmlardr;
kilsede mevcut olan vazife sahipleri ise, cemaatn d
hayatn tanzim edip ayinlerde ruh sahiplerinin vekilleri idil
er.
Zikri geen bu set sayesinde .dlise ftiSllli ve sert bir
.
nizam ohin bir tekilat haline gelmitir. Ruhufi, eski zaman
larda . gze arpan serbest tesir edii kat'i snrlarla tahdit
t:dilmitir.

'

Kilisenin 'kanaatnca,
hem .:,/ncil; hem de akide ve
kilisedeki vazifeler, sa'nn akgirtlerine dayanr; kilise,
. aposto{ilttir; yani havariler1n an'anesini muhafaza .. etmekte
-:-; dir. Halbuki' zikri geen bu unsurun eit eit tarihi
----seheplereii. ffinf vcuda geldiini syleyebiliriz.

- 179 -

D N L E R TAR i H i N E G i Ri
Bu harekete kar, MONTANUS adl, takriben 170 sen
esinde meydana kan, Frikyal bir adam, en eski hris
tiyanlm profetik kuvvetlerini yeniletirmeye almtr;
sli'nn eski eskatolojik fikirlerini tekrar n plana
koymutur. Ama MONTANUS ile yannda alan kadn
peygamberler resmi kilise tarafndan reddedilnilerdir. Bu
hadiseden itibaren "Hristiyanlk" demek, episkoposlarn
hkm srdkleri, apostolik gelenein koruyucusu sanlan
"kilise" demekti.
Kilisenin bu inkiafnda Roma ehri, havarilerin
zamanndan beri byk bir faaliyette bulunmutur. Oradaki
cemaat, en eski zamanlardan beri bana gelen btn
iddetli takiplerde bitmez bir sabr gstermitir. Roma'da,
en mhim havariler olan PETRUS ile PAVLUS, imparator
larn Hristiyanlar aleyhine icra ettikleri korkun takiplerde
ehit olmulard. Bu sebeptendir ki, o zaman Roma episko
posunun stnl baka cemiyetler tarafndan bu taril1
bakn.dan kabul edilmitir; halbuki Roma'nn hususi bir
hukuki stnl mevcut deildi. Asrlarca sren bir
merkezletirme hareketi sayesinde, Roma'da oturan episko
pos, yava yava hukuk bakmndan da br episko
poslarn reisi haline gelmi, artk PETRUS'un halifesi
sfatyla btn kilisenin reisliini kendi elinde toplanmaya
balamtr; onun bu iddias, Matta'nn ncilinde nakledilen
;ir sze dayanmaktadr :

"Ben sana derim ki: Sen PETRUS'sun ve ben kilisemi bu


kayann zerine kuracam; ve ller diyarnn kaplar onu
yenneyecektir. Gklerin melekftunun anahtarlarn sana
vereceim; yeryznde balayacan her ey gklerde
balanm olsun ve yeryznde zecein her ey gklerde
zlm olur. " (Mt. 16, 18)
Papa'nn bu husustaki fikirlerini, hem ortodoks, hem de
protestan kiliseler kabul etmemektedir.
Harikulade ahsiyetlerin riyaseti ile, birbirine muhalif
olan zahiri tesirler altnda, Hristiyanlk eski srail Yahve - 180 -

H R I STYAN L I K
perestiinden 2'nci asrn olduka iyi tertiplendirilni kilise
sine giden yoldan yrmtr. Yahudilikte Babilonya,
Msr, Kenan, ran dinlerinin izlerini grdmz gibi,
Hristiyanln da hellenistik - arkl mister dinlerin, Yunan
ve hellenistik felsefe ile mistik hareketlerin tesiri altnda
kaldn biliyoruz. Hemen her safhas belli ve vazh olan
bu birleme ve inkiafta , ilini teebbslerle belirtilemeyecek
bir tek nokta vardr ki, o da Hristiyan dininin en nemli
noktasdr: sa'nn llerden kyam etmesine inan nereden
geldi?
Gsterdiimiz suretle vcuda gelen katolik (yani amil,
niversel- nk her yerde, her zamanda ayn hakikatlara
inananlarn cemiyetidir) kilise , 3. asrdan 6. asra kadar
binasn kuvvetlendirip esaslarn daha kesin olarak ifade
lendirmeye almtr. Apologefler ismi ile tannan birka
ahsiyet, klasik Yunan felsefesi b u binann nazari bir temeli
sfatyla kullanmaya balamtr; onlardan, bilhassa, martir
olarak 165 senesinde len justin'i zikretmemiz lazmdr.
Byk skenderiyeli ilahiyatlar Klemens ile talebesi
olan Origines, Apologeflerin yolundan yrmlerdir.
KLEMENS'e gre, btn Yunan felsefesi ile Yahudi din
sa'nn geliini hazrlayan ilah! vahyiler olup bir tek logos
(Allah'n ezelden beri mevcut olan kelimesi ki sa'da tecel
li eder) btn insanlar nurlandrmtr. Hemen ayn fikirlere
dayanan ORGNES'e nazaran, Hristiyanlk btn insanlarn
asll dinidir ama, insan, kltrel ve din! seviyesine gre
sa'y muhtelif suretlerde gryor; vcutta zuhur eden,
beden ve ruha ifa veren tabip sd'dan vazgeip ezell ve
ebedi logos'a kmal, onunla mistik bir manada
birlemelidir. ORGNES, EFLATUN'un felsefesi ile Hristiyan
itikadlar arasnda bir sentez yaratacakt ama, kilise onun
teebbslerini takd_ir etmemitir. Bilhassa ileri srd
apokatastis hapanton doktrini , yani cehennemdeki
azaplarn ebedi olmayp gnlerin sonunda artk btn
insanlar kurtulup Allah'tan baka bir ey mevcut olmaya- 181

.
Di N L E R TAR i H i N E G i Ri
cana dair fikirleri kilise tarafndan bugne kadar ekseriya
reddedilmektedir. Halbuki ORGNES , eski zamanlarn en
byk ilahiyats idi; Kitab- Mukaddesi onun kadar iyi
bilen ve tefsir eden bir kimse yoktur. Bununla beraber
kilise, doktrinlerinin bir ksmrii ortodoks olarak kabul
etmemi, 553. senesinde pek insafsz bir hkm ile bu
byk mistik ilahiyaty zndklar arasnda saymtr.
Kilisenin itikatlar, ekmenik konsillerde gelitirilmitir.
3.25 senesinde znik'te vuku bulan btn episko oslarn
byle bir toplants, sa'nn varl hakknda bir beyana
vam1tr: oradaki mnakaa, "i" harfi hakknda bir mna
kaa idi ki ondan dolay, byk kilisede iki zt cereyan yan
yana yaamaya mecbur idiler. ARUS tarafndan temsil
edilen itikad, sa'nn babasna zat bakmndan mabih
olduunu . sylemitir (hamo'ouios); ATHANASUS '.un
ortodoks olarak kabul edilen itikad, sa'nn zat bakmndan
babas ile ayn olduunu beyan etmitir (bomo ousios); yani
o, sa'da tam ve kat'i bir enkamasyonun taraftardr; ARUS,
sa'da peyda olan paradoksu reddetmitir. Fakat onun fikir'."
leri, bundan sonra Hristiyanlatrlm Jermenlerde asrlarca
yaamaya devam etmitir.

kinci mhim bir konsil, 431 senesinde . Efes'te vaki


olmutur. Oradaki kararlarda sa'nn mahiyeti hakknda iza
hat vermeye allmtr: sada iki tabiat -birisi ilahi, birisi
de insani- bir ahsta mevcuttur: Buna kar, o konsilde red
dedilen NESTORUS, sa'cla iki ahs (yahut hipostaz) mev
cut olduunu ileri siirmtr: ilahi logos ve insan olan sa
arasnda irade bakIDlndan bir birlii husule gelmitir ama,
ikisi esas itibaryla ayr ahsiyetlerdir. Bunun iin de
NESTORUS, Efes komsilinin itikad haline getirdii
theotokos mefhumunu kabul edememitir: Meryem Ana
yalnz insan sa'y dourmutur, ilah sa'y deil. "Allah
douran" mefhumunun, eski Ana ilahelerin merkezi olan
Efes ehrinde Meryem Anann eref lakab olarak seilmesi
belki bir tesadf deildir.

182 -

:.

H Rl sTIYAN U K . ' . :

. ..

.
:
NESTORUS'un; ia'da iki: yn ahis :kbul eden taraftar
.
lan Urfa {EQ.essa) yplu ne arka .geliri!lerdi( trin'da{
.
geerek. . bilhassa Trkistan . ve in'de, . bir. ksujlar da
Hii.ditn'da mi;yonerlik etlnilerdir. Muhtelif frkalarn b_ir
biinden ayrimasindan : t.r. bu , cereyan gittike
zayiflamtr; 1'1ool' devrinde artk hemen hemen kaybol
nutur: Yalnz Irak ve Cenub-Dou A.nadiu'da hla tek.:
tk kalntlar mevcuttur.

451 senesinde. Kalkedon (skdar)da yine. bir konsil


topland ki, tekrar' Kristolojik bir mesele ile megul idi. O
zaman, monofsitler byk kiliseden ayrlmlardr. Bilhassa
skenderiyeir ilahiyatlar, sii.'da ylnz bir tabiatn mevcut
olduunu sylemilerdir; ilahi ve insani tabiat bu yeni tabi
atta kartrlmtr. Buna kar, Kalkedon konsili iki tabiatn
mevcudiyetini vazh bir surette gstermekle megul idi. Bu
konsilin kararlarn kabul etmeyenler, monofsit ismini
almlardr. Bunlar, Suriye'de yaayan Yakubi'ler, Msr'daki
Kbtler ve Habei Hristiyanlardr. 270 senesinde ilk milli
. kilise olarak Kayserili Gregor tarafndan kurulan Ermeni
kilise de, Kalkedon konsilinin kararlarn kabul etmemitir.

Manafih, garbin ve arkn byk kiliselerinde 'Yunan,


Romal ve protestan bir ahsta iki tabiatn mevcut olup
sa'nn yalnz bu suretle insanlar kurtard itiraf edilmek
terir.
Asrlar boyunca, garbn ve arktaki dini telakkilerin
arasnda bir fark meydana geldi. stanbul'lu patriark
FOTUS, 867 senesinde ilk defa Roma_ ile nnasebetleri
kesmi ve bu mnasebetle, ark kilisesine mahsus olan bir
kaideyi de ileri srmtr: tikadda, Ruhulkuds'n yalnz
ilahi Pederden kt beyan edilmektedir; Katolik kilise ise,
rubun hem Peder, hem de Oul (yani sa)'dan ktn
sylemektedir. ark kilisesi, eski telakkileri muhafaza
etmitir; Baba, Oul ve Ruh arasndaki mnasebet en eski
Hristiyanlkta "Ekonomik " olarak tasvir edilmitir : Baba'nn
ii, yaratltr, olun' ii, kurtulu, ruhunki takdistir. Bundan
-

1 83

D i N L E R TAR i H i N E G R
sonra, bu sfat, Allah'n iinde vaki olan, ifade edilemez
hayat sembolletirmek maksadyla temsil edilmitir. Roma
kilisesinde, Rhulkuds Peder ile Oul arasnda mevcut
olan ezeli ve ebedi muhabbetin ifadesidir; mistiklerin
airane bir tabiri ile, Ruh, ezelden beri kendini Olunda
seven Pederi olu ile birletiren ptr. Bu bakmdan,
Roma kilisesi, Ruhun ikisinden ktn iddia etmitir.
FOTUS'un -bilhassa siyasi sebeplerden husule gelen
kat'i mnasebetten iki asr sonra, (16 Temmuz 1054)
Romallarn Aya Sofya kilisesinde takdim ettikleri bir vesika
ile kat'! bir ayrlk vaki oldu ki, birka birletirme konsiller
ine ramen bugne kadar devam etmektedir.
lO'uncu asrda Bizans'ta vaftiz olan bir Rus prensesi,
memleketini Hristiyanlatrmaya balam, ark kilisesinin
itikadlarn orada da nerettirmitir. 1 589 senesinde, Roma
ile . stanbul'un yannda Moskova'da nc byk patri
arkat yaratlmtr. Onun reisi, hala olduka byk bir tesir
icra etmektedir. Ruslar bilhassa son asrda gayet derin ve
bilgili ilahiyat ve feylesoflar vastasyla _ortodoks kilisesinn
hakiki mahiyetini beyan etmeye almlarchr. Bu kilisede
asrlar boyunca halkta grnen derin mistik duygular, ayn
zamanda da teologlarn en yksek ve ince fikirleri, imdi
garpta Rus kilisesinin geleneklerini saklayan ilahiyatlar
tarafndan dou Hristiyanlara gsterilmektedir.
Ortodoks kilise, idare eden bir papann hukuki otoritesi
ni kabul etmiyor; kilise, daha fazla ruhani bir varlk olarak
temsil . edilmektedir; kyam eden sa'dan btn
Hristiyanlarda akan inayet ve hayat cereyannda yaamak
tadr. Onun en byk bayram, Paskalya, sa'nn kyamdr;
insan ebedi lmnden kurtaran bu hadise, kilisenin ve
her insann hayatnn merkezi saylmaktadr -hi bir
kilised ' . ark kilisesinde grld miktarda Paskalya ilahl
leri, Pa:.,kalya ayinleri mevcut deildir.
Halbuki sert bir d nizam mevcut olmad iin bu
kilisede eski zamanlarda bazen -hem Bizansta, hem de
-

1 84

H RI ST I YAN L I K
Rusya'da- dnyevi hkmdarlarn otoritesine tabi olmutur;
imparatorlar, kiliseyi siyasi hedefler iin kullanmakla
uramlar ve kendi dnyevi otoriteleriyle dini meseleleri
halledip itikadlar bile icat etmeye almlardr.
ark kilisesi, platonik fikirlerin tesirleri altnda kald
iin dnyevi resimlerin, insan ilahi gzellie klavuzlayan
bir vesile olduklarna kaildir. sa'y, Meryem Anay, teslisi,
azizleri temsil eden ve hususi bir sh1pta yaplan resimler
(ikon) kiliselerde, kudslakdesi kilisenin halka mahsus
ksmndan ayrlmaktadr; evlerde de gzel ikonlara rastlanr.
726 senesinde Kayser LEO, bu adet aleyhine bir karar
karm, ama, 61 sene sonra resin1leri mdafaa edenlerin
partisine uzun ve iddetli mnakaalardan sonra hak veril
mitir.
Bu kilisede, gayet sert bir zht ile derin bir mistiklik
inkiaf etmitir. Ruhbaniyet adetleri kendilerini Msr ve
Anadolu'da gstermeye balamtr. Rahib ve zahidler
evvela tek balarna lde, dalarda yaamlardr; 4'nc
asrdan itibaren rahip cemaatlar teekkl etmitir. Bu
cemaatlara ilk kanun ve usulleri veren ahsiyet, Kayserili
BASLUS (lm 379) idi. Niyaz, zht ve amellerle megul
olan rahiplerin hayatn, meleklerinkine benzetmitir; onun
teviki sayesinde tekil edilen rahip kolonilerinin pek tipik
misallerini, rgp, Greme ve Orta Anadolu'nun baka yer
lerinde grnekteyiz. Ruhbaniyet bundan sonra garbda da
intiar etmi, orada muhtelif tarikatlarda gelitirilmitir. ark
kilisesinde ise, bilhassa Athos danda yaayan rahip zm
resi en sert zhd stne alm, ince bir mistik ile
meguldr.
Bu mistik cereyanlar, BASLUS ile ayn zamanda ve ayn
mntkada yayan iki GREGOR (Naziansl ve Basilius'un
kardei olan Nissal) tarafndan ilennitir; bu iki iliihiyat,
Hristiyanla
platonik
ve
neoplatonik
fikirleri
szdrnlardr; Apologetlerin baladklar ii onlar bitirmi
lerdir; ayn zamanda da teslis doktrinlerini daha gzel bir
- 185 -

D N L E R TAR H N E 'G I R i
ekilde . ifade etmeye almlardr. . BASL.US'un bfr sz,
btn . dinlerde mevcut olan mistik bir fiki:i ()yle beyan
ediyo :

..

"Allah'n zat 11akkndaki bilgi, idrak edilnerriesine idrak


etmekten ibarettir: . Biz, Allah'mz faaliyetinden . dolay .
. tandmz isldia, ediyoruz . aria, kendi zatna eritiimize
daif bir hayale taklmyalm nk O'nun faaliyeti bize
iniyor; zatna gelince, biz ona erieiyoruz:''

Neoplatonik fikirleri; l;>,u kapadbyal azizler vastasyla


kiliseye bir yol bulmutur:. Halbuki onlardan daha kuvvetli,,
daha derin bir mistik, bu fikirleri o kadar isabetli bir ekilde
ifade etnitir ki, artk btn kilisenin mali olmutur. Bu
mistik, S'inci asrda DONYSUS AREOPAGTA takma ad
ile yazan, kendi ismini bilmediimiz bir Suriye'li ilahiy
atdr. Melekler hakkndaki kitab ve bilhassa mistik teolo
jisine dair kk eseri, asrlar boyunca Hristiyanlkta son
derece byk bir rol oynamtr. Bu yazarda, kilisede ilk
defa, her mistiin sevdii via negationiSu gryoruz:
Allah'n varl yalnz menfi tabirlerle tavsif edilebilir; Allah,
her eyden ayrdr, her eyden daha yksek, daha aziz,
daha kddustur. Hem garb, hem de ark. kilisesinde
DONYSUS adn kullanan bu byk ahsiyetin tesirleri
aka grnmektedir.

Yunanistan'da, bu mistik cereyann en nemli mmes


sili, 1 1 'inci asrn ilk yarsnda yayan SMEON'un ismini
kaydetmemiz lazmdr ki o mistik air, pek gzel ilahileri ile
Allah'n bykl ve izzeti ile insann yoksulluu
arasndaki gerginlii, ayn zamanda da insann evharistiya'
da ald ilahi armaan -yani ilahi mauk ile vuslat- ifade
etmeye alm ve bu hususta nurla dolu , ok messir
dualarda bulunnutur:
"Bir oldu benimle O! Fakat hangi isim ile O'nunla
birlemi olan kendime hitap ederim? Tabiata gre iki, zata
gre bir olan Allah, beni de iki kat yapt: grdn vehile
bana da iki kat bir isim verdi. Tabiattan dolay ben insanm,

- 1 86 -

H R STI YAN L I K
inayetten tr Allah' n!"
Sonraki asrlarda, Yunanistan'da sptil bir mistik, ok
mhim mistik temrinler (bilhassa nefes almak temrinleri)
grnmektedir; btn bu mistik ananelerin birletii yer,
rahipleri11 skunet ve derin mnacatla megul bir halde
yaadklar Athos dadir. Buna benzer mistik - ekstatik,
yahut da mistik kvietistik cereyanlar Rusya'da da muhtelif
ekillerde meydana gPlmitir.

Garp Hristi:ran alemi ise, 3'nc ve 4'nc asrdan


itibaren birok din adamlar yetitirmitir ki onlarn en
by, AUGUSTN'dir. Genliinde Manikeizme mensup
olduktan sonra vaftiz olmu, imali: Afrika'da bulunan
Hippo ehrinin episkoposluuna tayin edilmitir. Manikeist
gelenee bir bakmdan sadk kalarak Hristiyan fikir sistem
lerinde aslfsu meflumuna nemli bir yer vermitir : nsan,
Adem'in Cennette Allah'n em. ine muhalif olarak yasak
meyveyi yemesinden tr doutan beri suludur; bu aslf
su, tenasl vastasyla tavars edilmektedir. Bu telakki (ki
onun kkleri PAVLUS'un beyanatnda bulunmaktadr) son
raki ilahiyatlarn nazariyatnda gayet brk bir rol
oynamtr. Bu su ile doan adam, Allah'tan kaar, Allah'a
kar hodperestliinden tr isyan eder, batan baa
gnahla su ile doludur, kendiliinden iyi ameller ileye
mez. Bu sert telakki, Protestantizm'de de mevcuttur; katolik
kilise ise, gittike AUGUSTN'in pek radikal fikirlerinden
biraz uzaklap insana, bu asli su'un tekdis eden inayeti
iml1a etmesine ramen, biraz tabii iyilik atfetmektedir.
Yalnz 17'nci asrda Fransa'da jesuit tarikatine kar
savaan, gayet derin bir ahlak duygusu ile mutlak ve
deimez bir imanla Hristiyan lklerin ileri sren
Yansenist cereyan AUGUSTN'in fikirlerini benimsemitir.
439 senesinde vefat eden bu byk ilahiyat, belki kato
lik kilisenin en tipik mmessilidir. Bir taraftan kilisenin sert
otoritesini kabul etmi, bir taraftan da hakiki ruhani kilisenin
alemmul muhabbetin ba olduunu sylemitir. Decivi-

- 1 87 -

D N L E R TAR H N E G R

tate Dei "Allah'n Devleti hakknda" adl byk eserinde


yryznde grnen, semavi kilise bir numunesi olan
kiliseyi vasflandrmaktadr. Mehur bir manikeist arkada
aleyhine yazd eserlerde, kendini pek mantki ve felsefi bir
bilgin sfatyla gsteriyor; asli su meselesi ha_kkndaki mna
kaalarda ncilin otoritesine dayanarak biraz taassuba giren
byk ilahiyat olarak grnyor. Bununla beraber,
AUGUSTN derin bir mistik idi. Onun sayesirde neoplatonik
mistik cerayarlar garb Hristiyarlna szmtr. Dualar derir
bir ak ve hasretle yanmaktadr:
"lahi sen bizi kendin iin yarattn; bizim kalbimiz de,
sende rahat bulaca zamana kadar huzursuzdur. " .
Augustin'in bu sz, mehur Confessionesten alnmtr.
ahsi ve dini hayatn anlatan, ilk byk otobiyografya
olarak hret kazanan bu kitap, mellifin hayatnn her hali
ni, i tecrbelerinin her merhalesini, d vakalarn en
kn bile Allah'a tevecch ederek mnacat eklirde
arz etmektedir. Pek ahsi ve derin bir iman, Confessionesin
her satrnda grlmektedir.
Bu suretle, AUGUSTN'de gelecek asrlarc!a birbirinden
ayrlan ve yalnz ok ender ahsiyetlerde birlikte grnen
iki sfat -byk dogmatik ilahiyat, derin mistik- en
mkemmel ifadesini bulmutur.
Mistik cereyanlara gelir.ce, btn Ortaada kilisede
mevcut idi. Fakat -tam slam dnyasnda olduu gibi- bil
hassa 1 3'nc asrda hepsinden byk mistik ahsiyetler
meydana geldiler. Bundan evvel, Fransa'da yayan Aziz
BERNHART (lm 1 1 53'te) "Neidelerin neidesi" nin
ei ile derir ve irce ak fikirlerini ileri srmt; onun
eserlerinde, Passlon mistii denilen tasavvurlar -yani sa'nn
ektii azaplar tevecch edii- ilk defa olarak uzun uzun
ilenilmitir. Mistik ak ve hasreti tatl szlerle ven, derin
tecrbelerden geen bu aziz, ayn zamanda da kilise
siyasetinde ehemmiyetli bir yer tutmutur.
talya'da biraz sonra Assisi'li FRANZ kemal-i fakr, tevazu

- 188 -

H R STYA N L I K
ve ztrap iinde sonsuz bir semavi sevince ermitir. Btn
mahlukata "karde" diyen, kulara, vahi hayvanlara hut
beler veren, ar hastalara efkatle bakan, tam sa'nn yapp
emrettiklerine gre yaayan FRANZ, hayat sadk kalarak el,
ayak ve vcuduna stigmata- yani sa'nn hata ald
yaralar almtr. Etrafnda toplanan akgirtler, Papa'nn fer
man ile organize edilen bir tarikat haline getirilmi ,
franziskan tarikatn nvesini tekil etmilerdir. 1 271 sen
csinJc len I30NAVENTURA bu Larlbtin en byk eyhi,
.FRANZ'n akn augustinik ve neopbtonik fikirleri ile
birletirip byk bir mistik sistemi yaratnLr; U06'da vefat
eden JACOPONE DA TOD, ayn ilahi ak sarlu iiriyle
durmadan methetmitir.
Almanya'da ise, Hristiyan mistiin en nemli ahsiyet
lerinden biri olan, Dominikan tarikatna mensup
ECKHART'tir. Hristiyan ana fikirlerin arkasnda personel
olmayan, takayytsz, taayynsz bir ilah mefhumunu gs
teriyor. Teslls arkasnda, bu taaynsz ilahi varlk, bu "fazla
aydn karanlk'', bu ezeli ve ebedi derinlik vardr. sa'nn
Filistin'de domas deil, onun, insann kendi kalbinde
domas lazmdr. Yani, insan, kendinde gizlenen ilahi
atei, ruhun kvlcmn bulup gerekletirmelidir. ECK
HART'n bu mistik tasavvurlarnn bir ksm, kilise
tarafndan tekfir edilmitir. Halbuki o, Dionysius Areopagita
vesilesiyle Hristiyanla gelen neoplatonik unsurlar en
mahirane gelitiren ilahiyatdr.
ECKHART'a yakn olan bir mistik, Flandra'da yayan
RUYSBROEK idi ki derin bir tefekkr ile airane bir gr
birletirmitir. Onun tesirleri, 14'nc ve 1 5 'inci asrlarda
imali-Garbi Avrupa'da gelien zahidane yayan erkek ve
kadn cemiyetlerinde gze arpmaktadr.
ECHART'tan biraz sonra, kendisinden daha yumuak ve
ahsi bir ilah mefhumunu gsterip derin bir insan ve ilah
sevgisi olan SUSO Cenubi Almanya'da bulunmutur; ECK
HART . gibi Dominikan tarikatna bal olan TAULER, bil- 189 -

D ;'< U : R TAR i H i N E G R i
,,,:,. "sanlara heyecan ve iman veren va'zlar ile halkta
geni bir mistik hareket uyandrmtr.
Henen ayn zamanda, kadnlar arasnda canl bir mist:k
husule gelmitir. HLDEGARD (lm 1 17) fevkalade ren
kli . vizyonlar ile Allah'in yaayan nuruna bakm, siyaset
sahasrrla da ayan- hayret bir faaliyet gstermitir. Fakat
butn-muasrfarndan byk . olan mistik fr, MEHTLD'dir.
. O hatun; latince yazan alim arkadalar karsnda eserleri
ni -kseriya 'Alnanca yazmtr (ECKHART'n da Almanca
es.ederi vardr) .Ak, heyecan, hasretini anlatmaya alp
yeni k_e lime\ei icat edip Alman dilini en ateli, en cokun
ifadelerle zeriginletifmitir. Allah ile kalp arasndaki aktan
baka bir konusu yktur: :
.

"Ya. Rab beni cidden oksev, beni sk sk ve uzun uzun


'sev! Beni ne kadar ;& Seversen o kadar temiz olurum; beni
n. Ldar a7am:etli seversen O" kadar gzel olurum; beni ne
kadar : tizun seve:sen o kadar mukaddes oluru:1, b
\ r \

>? lt J1

\1EI TTI LD'in ni:rncvl. hcm:;irclcrinin de gayet kymetli

iir, mnacat ve yazlar vardr. O hatunl<r, manastrlarda

saya kar duyduklar aktan tr yanmlardr; ifade etm

eye ratkl<;r bu a\( azen hududunu amtr. Ve o


. manastrlarda . Hristiyan mistiinin . bir hususiyeti inkiaf
etmi.tir: sakraneit . niiStii, yani' sunaktaki takdis edilen
. _ekmekte ri1evp.t sarul;m lsd'ya i:apn. sa'nn bu ekmekte
i : li u:ru; . . rahibeleri; ntukaddesati kabul ettikleri zaman
. : tam bir vecid haline getirecek kada k_uvvetli dulmutur.
Bu peyi ni"istik :.. biraz zayflam bir ekilde hali katolik
' halkt yaamay devain ed!p:ibadeie 'daha scak ve iten bir
. ,hviyet, . verektdir; Orta.ada, en : gzel ilahile_rin .
_ ya:-:lmasna . seb_ep. olhuttlr/ Halk, rakd1s. edilen hostia's .
mevcut ofan . bir kilisede . . sa'nn bzurunu :'hissediyor ve

ardn.' ciualarin ken:diiie tcc.l .efriyor:


.

.
.

-,. Alinariy.a;da:_yzlri-mistik kitapla:dan-l:?iri . bugne kadr


okunmaktadr: im'itatto Christi, MESIH'in taklidi. YuJrnrda .
.
.

..

'

H R STIYAN LI K

zikrettiimiz passior mistii bu kk kitapta gzel ve sade


bir ifade bulmutur. sa'nn hayatna ve . bilhassa
ztraplarnn btn safhalarna tevecch edilir; . insan, bt
zt1rap ve lm kendi kalbinde tahakkuk edince bu
dnyay terkeder de yeni bir hayat bulur. ,
.

sve'teri gelen koca BRGTTA hatun, iddetli vizyonlar


sayesinde mehurdur; o da siyasi hayata karmtr.
Kutdul tarikatn ilk manastr, uzun zamanlar inali
Avrupa'n dini merkezjni tekil etmitir.

ngiltere'de' de 14'nc asrda . canl bir mistik


cereyannn bulunduunu, o za:mada hem erkekler; he
de kadnlar tarafndan' yazlan kymetli. serlerden ren
. niekteyiz; neoplatonik fikirler ve cazip bir. ak duygusunu
gsteren . bu mistiklerden, Richard ROLLE .ile Nowid'li
JULANE'yi zikretmekle iktifa. ederiz.:
t; Jva'd ise, 13;nc as;rda bfr taraftan Assisi'li

FRANi

i lP ": lr0ir lt'i'inin i palamtr, dier taraftan DANTE,


ntviN rrntunvanh,- tn;.trrincnm::.-rt
:
tcrr cecc e
ntiirf'n mehur eserinde ilahi ak, ilahi ziyay mk1.:i11.:
Ici1 . ifade edip .btn mistik. sembollerle katolik dnya
.

grnn hemen btn taraflarna amil olari bir kubbe


bina etmiti ki onui anahtar ta, dindarlarn 'Allali'n
. mahedesiie,. nail olmasdr.
'

14. asrda,.

memlekette Sieia'f( hatun KATARNA'nn


teviki ile . doniinikan tarikat reforine :dilmi7 Fta:nsa'ya
riefyoluan Papa tekrar Romi"ya gerilmit. . Halbuki' bu .
hatt:un ' ada, Genoval .KAT,AINA (lm . 1510) ohdan
.
daha dediij daha huzurlu bir mistik idi.
. .', " Garb n e : :>'yk 'triitikli. 'i6nc( aria ispariya ',da
yetimitir. . Clqdi t mrinlet ,bilhassa jesuff t.aribtm _tsis _:ed..:
dst tqy()la'l ibNATS arafndan iliinitiitir,. isp3:nya vt:!
: beliAvtupa'nn . en kuvyetlj; ei: messfr :azizesi; TERESA
DE :JESUS,_ . misti .duann teriiirii. feyhiade bir:-ekildc :
ethedip ruhu 'm:ihtelif hallerini en; fk teferruata . kadar .
bean etnitir: . Bu . kibar . hatn . il . ruhani dsti, . niistik .

D N L E R TAR i H i N E G R

yolun btn dere ve tepelerini, karanlk ve saadetlerini


stn bir suretle belirten JUAN DE LA CRUZ'un zhd,
ifadeleri, hareketleri, i tecrbeleri, dua ve iirleri biraz
klasik devrin Mslman mutasavvuflarnn hallerini
andrmaktadr.

Mistik cereyann son olarak erdii sahil Fransa'dr. Orada


17'nci asrda FRANOS DE SALES kuvvetli, koyu renkli
eski mistik fikirleri daha ho, biraz sathi ve kibarlara gre
yumuatlm bir slpla temsil etmeye muvaffak oldu.
Buna kar, kvietist'lerin kast ettii, tam bir tevekkl, hibir
ey istemeyen bir ak, bir alakaszlktr ki insan orada, hatta
Cehennem'den kurtulmasn deil, yalnz Allah'n iradesinin
yerine gelmesini istiyor. Bu sekinciliin, bu arnour purn
en byk mmessilleri FENELON ile Madam DE LA
MOTHE GUYON, tehlikeli sanlan bu gibi fikirlerinden
dolay kilise tarafndan reddedilmilerdir.

Yalnz katolik kilisede deil protestantizm'de de birka


mistik ahsiyet grnmektedir. Onlardan 17'nci asrda
Almanya'nn en nemli mistii, anlalmas zor olan, simiya
ile de uraan, esrarengiz kundurac Jakob BHME Alman
ve ngiliz cemiyetlerinde olduka tesir brakmtr; o asrn
sonunda Akman dini edebiyatna tesir eden, irin ve derin
iir veren dokumac TERSTEEGEN'in ilahileri hala halk
tarafndan sevilmektedir.

Kilise iinde bir taraftan pek sptil bir mistik zuhura


geldii gibi, br taraftan eski Romal hukuk prensipleri,
Romal siyaset fennini iine alan kilise, klasik Roma impara
torluunun varisi olmutur. Bizans'ta devlet ile kilise
arasnda gayet sk bir mnasebet mevcut idi; garbda ise,
kilise istibdadn daima muhafaza etmeye muvaffak olmu
idi. mparator Konstantin'in 321 senesinde Hristiyanl
uzun, kanl takiplerden sonra Roma devletinin resmi dini
olarak kabul etmesinden sonra devletin siyasi inkiaf ve
bilhassa paytahtn stanbul'a nakli, Roma ehrnin, garb
memleketlerinin dini siklet merkezi haline gelmesine sebep
- 192 -

H R I STYAN L I K

oldu. En eski zamanlarda yalnz tarih bakmndan episko


poslarn en yksei saylan Roma episkoposu, S'inci
asrdan itibaren hukuk bakmndan da btn kilisenin reisi
sfatn benimsemitir; ayn inkiaf sayesinde, muhtelif
memleketlerde mevcut olan, birbirinden biraz farkl olan
ibadet ekilleri gittike birletirilmitir; ibadet lisan, yalnz
Latince idi. Asrlarca sren bu hareket, sa'nn vekili,
PETRUS'un halifesi olan Papa'nn kudretini gittike
kuvvetlendirmitir; 1870 senesinde tebli edilen Vatikanl
itikadlara gre, Papa, ex catedra (yani kilisenin reisi
sfatyla) bir ferman buyurursa, yanlmaz. Yeni bir itikad,
yeni bir akide yaratabilir (bak. 1950 de Meryem Anann
ge kmas hakknda neredilen akide). Eski zamanlarda,
bu hususta bir konsilin ibirlii lzumlu grnd;
Episkopalizm denilen bir hareket asrlar boyunca byle bir
talepte bulunmu ama, bu temerkz hareketi karsnda
muvaffak olmamtr. Vatikan'l itikadlarn bildirilmesinden
sonra, bir cemaat byk kiliseden ayrlp btn ananeleri
muhafaza etmi, yalnz Papa'nn mutlak otoritesini kabul
etmemitir; "Eski katolik" denilen bu cemaatn merkezleri,
Hollanda ve svire'de bulunmaktadr.

Kilisenin manevi binas, Ortaada birok ilahiyat ve


feylesoflar tarafndan kuvvetlendirilmitir. Bilhassa isko
lastik felsefesinde, aristotelik doktrin ve kategorilerle teolo
jinin meseleleri ilenilmitir; hemen her teolojik mesele
sual, msbet ve menfi cevaplar, mellifin msbet fikirleri ve
baka telakkilerin reddi ile halledilmeye allmtr.
Bilhassa ilahi vahy ile insani akl arasndaki mnasebet o
zamanki ilahiyatlar celbetmitir; iskolastik bilginlerinin en
by, Akvinas'l THOMAS, bu iki prensip arasnda ahen
kli bir mnasebet yaratmtr: Bilmek ve inanmak, tabii ve
vahy vastasyla kazanlan marifet iki ayr eydir; ama, tabi
at,
ilahi
inayet
sayesinde
malvedilmeyerek;
tamamlandrlmaktadr. nsann tabii imkanlarn da itiraf
eden bu fikirler, Roma kilisesi tarafndan asrlarca ok
takdir edilip 1879'den beri kilisenin normal teolojisi
- 193 -

D N L E R TAR H N E G R

saylmtr. skolastik, fikirlerini bilhassa slam dnyas ile


vaki olan ilmi ve teolojik mcadelelerde gelitirilmitir;
Mslman feylesoflar ve bilhassa BN RD sayesinde
garba gelen Aristoteles erhleri, Avrupa'da byk bir alaka
ile kabul edilmitir. BN RD'n eserlerinden yaplan ter
cmelerde vaki olan baz mphem noktalar, resmi kiliseyi,
o teorileri reten Averroistler aleyhine hareket etmeye
sevketmitir. Bilhassa THOMAS, bu gibi cereyanlar
karsnda katolik doktrinleri amil bir ekilde temsil eden
byk eserlerini yazm, Aristoteles'in metotlarn da kendi
felsefesine tatbik etmitir.

skolastik'te iki byk tarikatn muhtelif grleri de


grnmektedir: Franziskan'lar, iradenin ehemmiyetini n
plana koymulardr; dominikanlar (mesela bizzat THOMAS,
ECKHART), akl ve akli kuvvetler zerinde durmulardr.
Bunun iindir ki, bilhassa franziskan bilginler (DUNS SCO
TUS, OKKAM) akl ile vahy arasnda kat'i ve telifi mmkn
olmayan bir tezat grmlerdir: Akla uymayan, vahyin
muhteviyatdr; vahyin hakikat akl ile idrak edilemez.

skolastik'in bu felsefi almalarn yannda kilisenin


nizam gittike sertlemitir. Son derece titiz ve en ufak tefer
ruata kadar ilenilen bir ahlak kanunu mevcuttur; dindar,
mukaddesata yaklamadan evvel sularn bir papaza itiraf
etmeye mecburdur; papazn szne gre, sulara ehem
miyetine gre muhtelif dini cezalar zerine aldktan sonra
gnahlarn karmas vaki olur. Nefsin en ufak duygular ve
ehevi lezzetlerine dair insan sonsuz emir ve nehiyler altnda
kalr; bilhassa 17'nci asrda bu hususta, eski kilisenin lk
lerinden uzak kalan pek tafsilatl eserler meydana gelmitir.

Kilise hayatna dair btn hukuk talimat ve kanunlar,


1918 senesinden beri mer'i olan Codex iuris canonici'de
mevcuttur.

Ortaada, Roma kilisesinde oktan beri mevcut olan bir


tasavvur gerekletirilmitir; bu, papazlarn evlen
memeleridir. Bir taraftan eski rahibane ve zahidane
- 1 94 -

H RI STYAN L I K

cereyanlarn tesiri altnda kalp, br taraftan da , her sabah


mukaddesat takdim eden bir papazn, cinsi mnasebetler
den dolay cnb halde bulunmasn istemeyen kilise, bu
kanunu btn katolik memleketlerde -en uzak imali lkel
er mstesna- icra ettinnitir.

o zaman, lmden sonraki hayat hakknda, eski


kiliseden yaylm olan bir tasavvur domatik eklini
bulmutur; bu purgatorium telakkisidir. KLEMENS,
ORGNES ve baka byk ilahiyatlarn zikrettikleri bu
fikir, 1439'da akide haline getirilmitir: Purgatorium,
Allah'n inayetinde lmekle beraber ilall adalete kafi dere
cede tarziye etmeyen ruhlarn oturduklar yerdir. Dnyada
yaayan dindarlar, llerin ruhlarnn ektikleri azaplar
dua, niyaz, sadakat, evharistiya vastasyla teskin edebilirler;
ruhlar, orada bir mddet ztrap vastasyla temizlendikten
sonra artk Cennet'e girmeye imkan bulacaklardr.

Katolik kilisenin hemen btn akide, kanun ve adetleri,


LUTHER'in refornasyonundan tr toplanan Trient kon
silinin nerettii kararlarnda tespit edilmitir.

Katolik kilise, Papalk messesesinden dolay devletten


ayr yaamak imkann haizdir; bu suretle, merkezi Vatikan
devleti olan bu byk, beynelmilel cemiyet btn siyas
buhranlarda tarafszca ve olduka serbest hareket edebilir.
Liturjinin yalnz bir tek lisanda icra edilmesi, yine kilisenin
bu beynelmilel hviyetine iaret etmektedir. Halk dininin
en iptida! ifadelerinden balayarak mistiklerin en yksek
fikirlerine kadar dinin hemen lier safasn iine aldndan
kltr seviyesi bakmndan birbirinden ok ayr olan insan
lar kendine celbetneye muvaffak olmutur. Ananevi iman,
tevars edilen adetler, dini bir otorite arayan insanlara bir
selamet duygusunu verir.
Maamafih, katolik kilisede asrlar boyunca bir ynden
adetlerin bir kemiklemesi, br ynden muhtelif dini
tasavvurlarn bir maddeletirilmesi vaki olmutur ki ona
kar muhtelif dindarlar itiraza kalkmlardr. Papaln
- 1 95 -

D i N L E R TARi H i N E G R i

seneden seneye byyen dnyevi kuvvetini, papazlarn


genileyen hilerark'sini, kilisenin mutlak otoritesini eski ve
asli Hristiyanln bir tahrifi olarak telakki edenlerin bir
ksm, kilisenin faal ve canlandrc bir unsuru olmak zere
ruhban tarikatlarna alnm, bir ksm da zndk sfatyla
resmi kiliseden kovulmutur.
Zndklara gsterilen muamele, Ortaan en karanlk,
yz klzargc olaylarndandr: Binlerce ve binlerce insan o
zaman, inkvisitsyon tarafndan idam edilip atele
yaklmt.

,_

Roma kilisesirtde gze arpan bu cereyan ve ncifin


ruhuna bsbtn muhalif olan baka usuller aleyhine
savaanlarn en mhim ahsiyeti, alman reformatr
LUTI-IER idi (1483 - 1 546). Senelerce Erfurt ehrinde rahip
olan gen LUTHER, uzun deruni mcadelelerden sonra
sonra insann btn zhdn ve iyi amellerinin neticesinde
deil, yalnz Allah'n sular temizleyen inayeti sayesinde
kurtulacan anlatmtr. Onun btn teolojik tasavvurlar,
tvbeyi yeni bir manada anlamasndan . ileri gelmitir : Allah
sevgisi (yani: hata len sa) insan hakiki tvbeye sevket
mektedir; insan, kendiliinden hakiki tvbeyi duyamaz.
skolastiin, akla ve insann kendi tabiatna atfettii iyi sfat
lar kabul etmeyen LUTHER, 1517 senesinde Wittenberg
ehrinde 95 cmleyi nerettikten sonra Roma kilisesi ile
ak mcadeleye girimitir, Papaln, tarih boyunca inkiaf
ettiine, konsillerin de hatalar yapabildiklerine ima etmi,
1 520 senesinde Alman prenslerini, kilisenin reformuna
balamasna tahrik etmitir. Kilise tarafndan reddedildikten
sonra, Almanya iin en nemli eserine balamtr: Bu,
evvela ncffin, sonra da Eski Ahidin Almanya tercmesidir
ki, birka yanlla beraber hala lisan ve ruh bakmndan
Kitab Mukaddesin en iyi tercmesi saylmaktadr. Resmi
kiliseye kar at savata, muhtelif cereyanlar peyda
olmutur; siyaset sahasnda beklenilmeyen mklat husule
gelmitir. LUTHER, daha fazla prenslerin yardmna dayan- 196 -

H R I STYAN L I K

maya mecbur kald. Bu suretle, Lutheran kilisesi, Roma


kilisesi gibi devletten serbest kalamamtr.

LUTI-IER, Allah'ta bilhassa akl ile bilinmeyen unsurlar


zerinde dunnutur. Deus absconditus, gizli Allah, faal,
dehet verici, ate gibi imha eden bir varlktr ki insan
ondan, deus revelatusa tecelli eden Allah'a, kayor: Tecelli
olan, bsbtn sevgi ve inayet olan Allah, hata len sa'da
peyda olur. sa, tam eski konsillerin tavsif ettikleri vehile
hem insan, hem de Allah'tr, zat bakmndan Allah'la birdir.
nsan, yalnz buna inand iin saadete eriebilir; eer adil
olan Mesih insanlarda messir olursa, insanlarn sular da
Allah tarafndan balanr. Vaftiz'de aslf su insanda kalr;
insan yalnz yeniden doar. Evharistiya'ya gelince, sa
orada vcuden mevcuttur.

Alman reformatr bilhassa sa'dan bahseden, onun


faaliyetine ehadet eden ncite en byk ehemmiyeti
vermitir: sa, ncitin muhteviyatdr. Bunun iin de, protes
tan kiliselerde ibadette bilhassa ncilin okunmasna ve
onun szlerini cemaata izah eden vaza geni bir yer ver
ilmektedir; ekseriya protestan kiliselerde evharistiya nadir
olarak verilmektedir. Bu hususta, LUTI-IER ve br refor
matrler (daha dorusu onlardan sonra inkiaf eden protes
tan
kilise)
eski Hristiyanln adetlerine riayet
etmemilerdir. LUTI-IER, katolik kilisede saylar yedi olan
sakramentleri de ikiye inhisar ettirmitir: vaftiz ve e1baris
tiya; bakalarna kymet vermemitir. Sakramentlerde bile
en nemli ey, gzlerle grlen madde veya zahiri amel
deil, bu maddeleri takdis edilen ilahi kelimedir.

LUTI-IER'in muasrlar, Fransz - svireli CALVN ve


svireli ZWNGL, onun gibi Roma kilisesinde grnen
yanl tasavvurlara kar savamlar ise de, baz noktalarda
kendisine muhalefet etmilerdir. CALVN'in fikirlerinde,
Allah'n egemenliinin yeryznde tahakkuk etmesi arzu
edilmektedir; ksmet ve kader hakkndaki telakkileri de pek
serttir (LUTI-IER'e gre, yalnz ebedi saadet iin Allah'n
- 1 97 -

D N L E R TA R H N E G R

ezeli bir kaderi vardr; CALVN 'e gre, hem Cennet'e, hem
de Cehennem'e gidenlerin ksmeti ezelden beri yazlmtr).
Eharistiya ise, sa'nn vcud gklerdedir; onun ruhu bizi
bir an iin oraya getirir. ZWNGL'nin telakkisine gre,
evharistya, yalnz bir defa vaki olan bir hadisenin sem
boldr. Bu sebepten, ZWNGL ile LUTHER arasnda
1529'da Marburg'da vaki olan bir konumada kat'iyyen bir
anlama mmkn deildi. Lutheran ve reforme kiliseler
arasndaki tezat hala mevcuttur. Calvinisnin sert ahlak sis
temi, insanlar durmadan almaya tevik eden, mistik fikir
lere hemen hi yer vermeyen, liturjik usulleri de, kiliselerin
sslenmesini reddeden teorileri bilhassa Garbi Avrup:'da
ve Ancrika'da derin tesirler brakmtr.

Reformatrler -ve bilhassa Papa'da deccatin bir sem


boln gren Luther- Roma kilisesinin gze arpan birka
kt tarafn kaldrm ise de, onun iyi taraflarnn bir
ksmn bazen sertlikle reddetmitir. Hristiyanln yalnz bir
tarafna alakadar olan reformatrlerin kiliseleri yeni bir tek
tarafla ve bir darlk tehlikesine uramtr. Protestanizmin
evvela yalnz ncite dayanmas, bir Papann otoritesini
kabul etmemesi, bu cereyan daha sbjektif bir telakkiye
gtrebildi; btn dindarlarn itirak ettikleri liturjinin
asrlar boyunca hviyetini hemen kaybetmesi, onun yerine
uzun va'zlarn gelmesi insanlarn ounu hakiki kilise
hayatndan uzaklatrmtr. Sbjektivizmin bir tehlikesi,
kilisenin erevesinde sayya smayan yeni cemiyet ve
mezheplerden kmasdr. 16'nc ve bilhassa 17. asrlarnda
l\rtaya kan mezheplerden bir ksm (mesela Metodistler,
Baptisler Remonstrantlar, Mennonitler) byk cemaatlar
haline gelmilerdir. Kilisenin zahiri sertlemesi karsnda,
pietistik muhitler, insandan derin bir i tecrbesini, hakiki
bir tvbe istemilerdir; onlar sayesinde, dindarlar daha fazla
kilisenin hayatna itirak edip bilhassa fakirlere, kszlere
bakmak vazifesini stlerine almlardr. Bu suretle, byk
yardm amellerine yol amlardr. br taraftan, baz nok
talarda biraz mbalaa gstermilerdir.
- 1 98 -

H R STYAN L I K

Kk, lakin faal cemaatlarclan kvakerler (yani titriyen


ler) domatik olmayan, derin bir elinle sa'nn emrettii
komu sevgisini mkenunelen gerekletirmektedirler.
Kilisenin zahiri ekillerini kabul etmeyen, huzurlu
toplantlarnda "i nura" riayet eden bu kk zme,
olduka geni bir tesiri haizdir.

Katolik kiliseye en yakn olan, protestanizm ile Roma


katolisizm arasnda bir kpr tekil eden cemaat, Anglikan
kilisesidir. ngiltere'nin resmi kilisesi, 16. asrda siyasi sebe
plerle Roma'da ayrlmakla beraber tevars edilen adetleri,
heybetli ayinleri v.s. hala muhafaza etmektedir; yalnz
Papa'nn otoritesini itiraf etmemektedir. inde de bir
birinden farkl cereyanlar vardr ki onlardan biri, gittike
kilisenin Roma'l tipine yaklamaktadr. Halbuki Anglikan
kilisesinin zellii, -memleketin byk bir ksmnn baka
kenisavi cereyanlara
mensup olmasna
ramen
ngiltere'nin resmi kilisesini temsH etmesidir.

18'inci asrda,
aydnlatma
devrinde,
insanlar,
Hristiyanla yeni bir grle bakmaya balamlardr. arka
giden tccar ve misyonelerin rivayetleri sayesinde hret
kazanan ark dinlerini tanmaya gayret gsterilnitir; feyle
soflar, btn dinlerde akla uygun ve hepsinde mterek
olan bir z grp btn dinlerin birlii anlayn tahayyl
etmilerdir. Ayn zamanda, Hristiyanlar, dinin kaynaklarn
filoloji ve tarih bakmndan ilk defa olarak tenkit etmeye
balamlardr.

Aydnlatma devrinin biraz mfrit rasyonalismi karsnda,


19'uncu asrn balangcnda zuhura gelen romantizm
hareketi, dinin derin mitik ve mistik muhteviyatn gster
meye almtr. Gelien din bilgisi, ilahiyatlara da yeni
imkanlar vermitir. Halbuki o - asrda iki tarafta grnen
domatisme kar (bilhassa Vatikanl itikadlardan sonra)
katolik kilisede modernism ismiyle tavsif edilen, talyan,
Fransz, Alnan ve ngiliz bilginlerin uyandrdklar bir
cereyan, itikadlar modern kltr ile birletirmeye alp
- 1 99 -

D i N L E R TARi H i N E G i R i

yeni ilimlerin metodlarn da dini meselelere tatbik etmek


istemitir. lk zamanlarda katolizmin en asil kuvvetlerini, en
yksek imkanlarn gsteren bu cereyan, baz noktalarda
kiliseye tehlikeli grnen fikirleri ileri srd iin 1907
senesinde Papann bir sylabus'u ile yasak edilmitir.

Protestantism'de ise, liberalist cereyan eski akideleri


tarih ve akl bakmndan tenkit etmilerdir, din tarilli ile
beraber almlardr. Halbuki bu harekete kar, Birinci
Harb-i Umumiden sonra tekrar bir ortodoks sistem geliip
bugn protestan kilisede hkri sren sert ve msamahasz
domatizme sebep oldu (dialektik teoloj).

Birinci harp esnasnda, ayrlan kiliselerin birlemesini


hedef tutan bir hareket grlmtr (ekumenik hareket). Bu
gibi ilerin en ateli reisi sve protestan episkopos ve
deerli din bilgini Nathan SDERBLOM idi. Yorulmaz
faaliyeti neticesinde 1925'te Stockholm da btn Hristiyan
kiliselerin mmessilleri toplanmtr. Yalnz Roma kilisesi kendi telakkisine gre selamete gtren yegane hakiki
kilise olduu iin- ne Stockholm konferansna, ne de buna
benzer hareketlere itirak etmitir. ki byk ksma blnen
Ekumenik hareket (birisi ayin ve akidelerle, tekisi pratik
ameller, sosyal, kltrel meselelerle meguldr), birka
kongreden sonra 1 948 senesinde Amsterdam'da hemen
btn Romal olmayan kiliselere amil olan bir "Dnya
kilist. kurultay" ( World council of aiths) tekil etmitir. O
toplantda grld vehile, kilisenin inkiafnda imdi
bilhassa Afrika ve Asya'da yetien gen cemaatler olduka
nemli bir rol oynamaya balamlardr.
Hristiyan ibadeti, en eski zamanlarda dindarlarn
evlerinde icra edilmitir. Halbuki KONSTANTN devrinden
itibaren, artk din serbestliini kazanan Hristiyanlar, hususi
ibadetgahlar bina etmeye balamlardr. ekilleri asrlar
boyunca deien bu kilise binalarnn hemen hepsinde ve
btn mezheplere ait olanlarnda, halka mahsus olan ksm
ile kudslakdes arasndaki ayrlk grnmektedir; Yunan- 200 -

H R STYAN L I K

Rus kilisesinde ikonlar duvar, Roma kilisesinde daha ince


bir parmakla benzer ve bazen mimari bakmdan gayet
nefis olan bir blme kilisenin bu iki ksmn aynnaktadr.
Basit bir masadan inkiaf eden sunak, kilisenin manevi
merkezini tekil etmektedir; o, muhtelif mimari slfplara
nazara gittike zenginletirilip artk 18'inci asrn mutantan
kiliselerinde gayet ssl bir hale gelmitir. Ortaadan
itibaren, sadece bir ha, sunan zerinde durdu; sonra da,
hata len sa'ya lmekte bile galip olan kral, yahut da
ifade edilmez azap eken kul halinde tasvir edilmektedir.
Bilhassa katolik kilisede, suna ssleyen resimler, en mahir
ressamlarn frasyla sann hayatna dair sahneler gster
mektedir; protestanlar ise, resimlere kiliselerinde fazla yer
vermemilerdi; reforme kilise, ibadetgahn yegane ss
olarak bir ha kabul etmitir. Katolik kiliselerde, merkezi
sunan yannda birok kk sunaklar mevcuttur; nk
ara sra ayn zamanda muhtelif papazlar missa'y icra
etmektedirler. Vaazlar iin, minberin hususi bir yeri vardr.
Kilisenin muhtelif ekilleri, btn ehirlere hakim olan
kuleleri, her devrin dini duygularn isabetli ifade etmekte
dir: Gotik sl1bunda bina edilen yksek, ince, zarif, oya :
gibi sanatkarane kiliselerin stunlar, insann kalbini
yukarya ekip, mistik duygu yaratmaya msaittir; bilhassa
renk renk cam percereleri binann iine esrarengiz bir
gzellik verir. 18'inci asrn kiliselerinde (bilhassa Cenubi
Almanya'nnkilerinde) neeli, aydn bir hava mevcuttur;
duvarlarda, tavanlarda temsil edilen kk melekler, yahut
Cennet'e ait sahneler, beyaz, altn ve ak mavi renkler
sevindirici bir mahiyeti haizdir.
Katolik kilisenin usullerine gre, yeni bir kilise evvela
hususi bir takdis vastasyla kullanlacak hale getirilmelidir.
Pazar gnlerinde icra edilen (katolik kilesede her gn
ibadet vardr) ibadetin ekli uzun bir inkiafn neticesidir;
onun iki mhim ksm, hazrlk ibadeti ve hakiki evharistiya
vardr. En eski zamanlarda, zel bir nizama gre hazrlk
- 201 -

D N L E R TAR H N E G R

ibadetinde dua, ncil ve Eski Ahidden okumalar, ve va'z


dan sonra vaftiz olmayanlar kiliseyi lerkederler; vaftiz olan
lar ise missa'nin, takdim edilecek hostia (ekmek) ve arabn
takdis ve mukaddesata nail oluundan ibaret olan ikinci
ksmna itirak edebilirlerdi. Muhtelif dualarn nizam git
tike ilenmitir; imdiki usullere gre, her ibadetin sabit
ksmlar ve muhtelif bayramlara nazaran deien dua ve
okumular mevcuttur. ark kilisesinde, Roma kilisesine
nazaran sabit ksmlar daha mteaddittir. Protestan kilisede
evharistiya ibadetin merkezini tekil etmiyor; orada ksa bir
liturji edilir (ki, her eyalette ayr usullere tabidir) ve bir va'z
verilir. Halbuki btn kiliselerde ibadetler musiki ile
gzelletirilmektedir; hem papaz, hem de cemaat liturjinin
hususi yerlerini beste ile sylemektedirler; bundan maada,
cemaat ncil in metnine ve va'zn konusuna uygun ilahiler
sylerler. Bu adet, Gilhasa protesten kiliselerde gayet gzel
ilahilerin yazlmasna sebep oldu. Missa'nn en mhim
paralar da garbn en mehur bestekarlar tarafndan beste
lenmitir.

Papaz (ve, bilhassa ark ve Roma kiliselerinde, onun


yannda alan Diakonlar) husus! elbiseler giymektedir; o
elbiselerin ekil ve renkleri zel bir kanuna tabidir: Mesela
oru ve tvbe zamanlarnda, meneke renklidir; adi pazar
gnlerinde yeil v.s. Protestan kilise yalnz baz mezhep
lerinde bu adeti benimsemitir; papaz orada ekseriya siyah
bir cbbe, yahut, reforme kiliselerde, adi siyah elbiseleriyle
va'z veriyor. Halbuki sunakta bulum.n rtlerin renkleri
bazen, eski usullere tabi, kilise ylnn muktezalarna gre
deiir. Kilise yl, adi' yldan farkl olarak muhtelif bayram
larnda sa'nn ve cemaatn hayatn sembolletirmektedir.
Bu suretle insan, her sene bu byk drama itirak etmeye
frsat bulur. Baz bayramlarn gnleri sabittir; mesela Noel
ki, ilk asrlarda 6 Ocakta kutlanrken, imdi 24/25 Aralkta
yaplr. Bakalar, Paska(ya gibi, mkl bir usule gre her
sene yeniden tesbit edilir; o, 22 Mart ile 19 Nisan arasnda
bir pazar gnnde vaki olur. Kilise ylnn bir numunesini
- 202 -

H R I STIYA N L I K

vermek iin, 1 945/46 yln en mhim gnlerini gstermeye


alyoruz :

1) Advent deuri (yani sa'nn doum gnn hazrlayan


drt haftalk bir tvbe zaman). Resmi renk : meneke.
28 Kasm: 1 . advent pazar
5 Aralk: 2. advent yazar

6 Aralk: Aziz NKOLAUS'un gn (bilhassa imali Garbi Avrupa'da ocuklara hediye verilir).

8 Aralk: MERYEM ANA'nn immaculata conceptio'su


(l 477'de Roma'da balanan bir usul).

12 Aralk: 3. advent pazar (bir sevin gn olduu iin


pembe rengi de kullanlabilir).
1 9 Aralk: 4. advent pazar

II) N o e 1 d e v r i: s a 'nn doum gn; resmi renk:


Beyaz.
24/25 Aralk: Noel.

26 Aralk: Kilisenin ilk ehidi olan ISTEFANUS'u anma


gn (Resullerin ileri 6. ve 7. bab), renk : knnz.

28 Aralk: Susuz ldrlen ocuklar anma gn (Mt. 2,


13 - 18); renk ya krmz veya meneke (knnz martirlerin
ve Ruhulkuds'n rengidir).
6 Ocak: sa'nn tecellisi (Mt. 2, 1 - 12; Iaya 60, 1 -6)

Bundan sonra adi pazar gnlerinde resmi renk : yeil.

111) Byk Paskalya oru hazrl (renk meneke).


6 ubat: Septuagesimae.
1 3 ubat: Sexagesimae (2. Kor. 1 1 , 19 - 33; 12, 1 -9),
20
ubat:
Quinquagesimae (1 .
Kor.
1 3).
Byk Paskalya orucu, Passion zaman. 40 gn, renk :
Meneke. badette org alnnaz; misa'nn ihtiva ettii hamd
ve sena okunmaz.
23 ubat: Kl arambas.
27 ubat, 6 Mart, 1 3 Mart Passion pazarlar,
- 203 -

D i N L E R TAR i H i N E G i R i
20 Mart: Leatare pazar; o gnde okunan mezmurun
balangc "Laetare!" yani "Sevin'in" olduu iin, ibadet
daha aydn bir hviyet tayor; renk pembe olabilir. Papa, o
pazar gnnde altndan bir gl takdis etmektedir.
25 Mart: Meryem Ana'nn

27 Mart:

Passion pazar

annunuciatio'su.

3 Nisari: "Byk hafta"nn, yani sa'nn ld haftann

balangc. Bu haftada, her gnn hususi ibadetleri vardr.

7 Nisan: sa'nn evbaristiya'y tesis ettii gn. Rengi,


beyaz.
8 Nisan : sa'nn lm gn. Renk: Siyah.

(iV) Paskalya detlrl: (saadet getiren bir bayram olduu


iin, rengi beyazdr).

10 Nisan : sa'nn llerden kmasn anma gn; kilis


enin en byk bayram.

Bundan sonraki 40 gn kilise, bu hadiseyi hatrlatyor.


Eski zamanlarda, Hristiyanla yeni intisap edenler
Paskalya'da vaftiz olurlard.
19 Mays: sa'nn ge kmas (renk : Beyaz).

29 Bays:

Pantkot (Ruhulkudsn havarilere gelmesi),

renk: Krmz (ate zebanlarla geldii iin).

Pantkot ile, kilise ylnn mhim ksm bitiyor. Kilise, bu

7 ayda sa'nn btn hayatn hatrlattktan sonra, Pankottan

sonraki pazar gnnde, teslisi hatrlatyor:

5 Haziran Trinitatis (teslis gn) renk: Beyaz. Bu


bayram, olduka ge kurulmutur.

9 Haziran Festus Corpus Cbiristi, yalnz katolik kiliseye


ait bir bayram. sa'nn kendi vcudu olan bostia erefine bir
rahibenin teviki ile icat edilen bir gn. Renk : beyaz.

Bundan sonra gelen pazar gnlerinde, resmi renk alelu


mum yeildir; pazar gnlerinin hususi isimleri yoktur.
( Trinitatis, yahut Pantkoftan sonraki pazar gnleri).
Muhtelif ve en eski zamanlarda mevcut olmayan bayram- 204 -

H R I STIYAN L I K
!ardan en nemlileri unlardr:

24 Haziran: Vaftizci YAHYA.

15 Austos: MERYEM ANA'nn ge kmas (eski


kilisede yalnz: vefat).
8 Eyll: MERYEM ANA'nn doum gn.

14 Eyll: Han bulunmas (326 senesfde, han bulun


duunu anlatan bir rivayete dayanarak yaplan bir bayram.)
29 Eyll: Melek MKAEL'in anma gn.

Protestan kilise, 31 ekim'de, LUTHER'in reformasyonunu


hatrlatyor.

1 Kasm: Btn azizleri anma gn.

2 Kasm: Btn lm ve
lar anma gn.

purgatorium'da bulunan ruh

Protestan kilisede, 17 Kasm (yahut o haftann aramba


gnnde) bir tvbe gn icra edilmektedir. Kilise ylnn
son pazar gn, protestanlarda ekseriya ller gn olarak
telakki edilmektedir.
Bilhassa azizler, MERYEM ANA v.s. erefne yaplan
kk bayramlara protestanlarda hemen hi ehemmiyet
verilmemektedir. ark kilisesine gelince, zikredilen bu gn
lerin bazlarna hususi bir mana vermektedir; mesela
Paskalya orucununun ilk pazar gn, "Ortodoks gn "
saylp 842 senesinde ikon'larn taraftarlarnn kazandklar
zaferi ve bu suretle btn ortodoks olmayanlarn
ma1ubiyetini hatrlatyor. Bu kilise ylnn byk
hareketinden maada, dindar (ve bilhassa rahip ve rahibel
er) gnn gidiinde okunan dualar vastasiyla tekrar
yaradl ve kurtulu hadiselerini gznnde tutar. Halbuki
bu usuller, ruhbanl olmayan portestan kiliselerde kay
bolmutur.

R. BULTMANN, Das Urchristenun, 1 949.

- 205 -

A. LOSY, La naissance

D i N L E R TAR i H i N E G R
au Clrisianisna , 1933. - E. W. BARNES, The tise of Chiristianiy, 1947.
A. Yon HARNACK, Das Wesen des Clristentun, 1903. - A. YON HAR
NACK. Dognengeschiscte, 1904, - A. YON HARNACK, Mardon, das
Evangeliun von frenden Gott. 1942. - A. SCHWETZER, GESCHCHTE
DER eben - jesu - Forsdung. 1933. - PFANNMLLER, Wesus im Urteil
der Jahrlundretre, 1932 - K. HEUSS, Konpendiun GPENDUM DER
KRCHENGESCHTE. 1949 - H. BALL, Byzantinisd1es Christentum. 1923
- F. HELLER, Der Katlolizisnus, seine ldee und senie Erscheinunng,
1923. - F. HELER, Urkirche Und Ostkircle, 1 937. - F. HELER, A
Hkircliche Autononie und ppstlicler Zentralisnus, 1941 - K. ADAM,
Dar weren des Katholizisnus, 1924.
VECHNER - ESENHOER,
LTURGK, der rnischen Ritus, 1953 R. BULTMANN, Theolopie des
Neuen Testanents, 1948. - A. LETZMANN. Messe und Herrenmahl,

1926)

- 206 -

D N AH S Y ETL E R N VE LA H
VAR L I K LA R I N S M L E R

DAD: Babilonyal, hem verimlilik, hem de felaket


getiren bir rzgar ve frtna ilah ki, ayn sfatlarla mehur
olan, RAMMAN adl Asuryal bir ilahla birletirilmitir.

ADAPA: Babil mitolojisinde, rzgarn kanatlarn kran,


sonra gafleti sayesinde kendisine takdim edilen lmszlk
nebatn yemeyen ve bu suretle btn insan oullarn
lmszlkten mahrum eden bir kahraman.

ADEM: lk insann, srail, Hristiyanlk ve slamda, ismi.


Onun hikayesi, Tekvin 2 3 te anlatlmaktadr. Hristiyan
telakkiye gre, onun suu, btn insanlara sirayet etmekte
dir. Kur'ana nazaran, (Bakara, 34 ve baka yerlerde) btn
melekler, iblis mstesna, Allah'n emri zerine ona hrmet
gstermilerdir; o, dnyevi' mahlkatn hkmdar ve ilk
peygamberdir.
-

AESCULANUS: Roma'da bakr parasnn ilah.

AFRODT: Yunanllarda, deniz kpnden kan,


gzellik ve ak ilahesi, EROS'un annesi. Romallarda
VENS.
- 207 -

D N L E R TAR H N E G R

AGN: Veda'larda, ate ilah; evvela ocak ateine bal,


sonra bilhassa kurban ateine; bylece de insanlar ile ilah
lar arasnda kahinlik yapan, ilahlara insanlarn kurbanlarn
takdim eden gayet mhim bir ilahi varlk.

AHRMAN (ANGRA MANYU) Zoroastrism'de kt ve


karanlk prensip. Eski rivayetlere gre, ZERVAN'n olu ve
bu suretle AHURA MAZDA'nn ikiz kadei.

AHUNA VARYA: Zoroastrism'de en mukaddes, sonra


ilahlatran dua forml. "Rabbin iradesi, adaletin
kanunudur; gn, bu dnyada MAZDA namna ilenilen
ameller iin mkafat (vardr); fukaraya yardm edenlere,
AHURA, melekOtunu baheder."

AHURA MAZDAH: ZERDT dininde iyi prensip, esas


itibariyle Hindistan'da VARUNA'ya ok yakn (yahut ayn)
OLAN YARADAN VE KURTARAN LAH. ESK ESATRE
gre, Zervan'n olu, AHRMAN" -n kardei. A. btn
unsurlar ihata eden, dnyaya amil olan bir varlktr; br
taraftan, dnyay yaratan bir ilahtr.
AMATERASU: into dininde gne ilahesi, Japonya
imparatorunun byk annesi. Esatire gre en eski zaman
larda ilahlar arasnda vaki olan maceralarda bir maaraya
kap, artk bir ayna vastasyla tekrar oradan gtrld
iin, onun mukaddes aleti yuvarlak aynadr.

AMENHOTEP iV. (ECHNATON), Msrda M.. takriben


52'de hakin olan, yalnz gne kursunun ibadetini
Msr'da yaynlamaa alan Firavun. Kurduu yeni pay-'
itahtta, Tell el Amarnada, yeni bir kltrn gelitii
grlmektedir ki, o kltr Firavunun lmnden sonra der
hal vuku bulan irticalara ramen Msr sanatnda derin bir
tesir brakmtr.
1 377

AMEA SPENTA: AHURA MAZDA ile yedi tanesi olan


ilahi varlklar. Onlar, sblime olan eski indojernen ilahlar
olsa gerektir; hem Yce Tanrnn muhtelif taraflar, hem de
mstakil varlklardr. Onlarn isimleri, ekseriya abstre
faziletlerin isimleridir:
- 208 -

D i N AH S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LAR I N S M L E R

VOHU MANA "iyi dnce", AA VAHTA "EN Y


NZAM (kanun hakikat); KATRA VARYA "Melekut",
SPENTA ARMAT "mukaddes huu, doru zihniyet", HAU
RVATAT "kemal, shhat", AMERATAT "lmszlk". Onlar
da, muhtelif nebat, hayvan v.s. ile merbutturlar.

AMDA: BUDDHA AMTHABA veya - Japonya'da


AMDA (ince OMTOFO) "llmez nur ziyas" ,
BUDDA'nn dhayanbodisattva's, in ve bilhassa Japonya
Budizminde, garpta bulunan Cennet'in ahsi bir ilah
eklinde tasavvur edilen, kral. Lejandlara gre onun hede
fi, insanlarn hepsini -en fakir ve en abdallarn bile- Budda
mertebesine getirmesidir. ]oda Budizmine gre, insann
kurtuluu yalnz, AMDA'nn bu va'dine inanp gven
mesinde bulunmaktadr; ona snan insan, katiyen
Cehenneme girmez.

AMON: Msrda Theben ehrinin M.. takriben 2000


senesinden itibaren husus! ilah. Gne ilah RE ile birletir
ilip, Theben ehrinin M.. aa yukar 1 580 senesinden
"Yeni devletin" merkezi olduu zaman Msr'n en yksek
ilah olmutur.

AMOZ: Takriben M.. 750 senesinde srail milleti


ierisinde vazeden bir peygamber. Tekoa kynden gelen
bir oban olan A. imall srail'de grd kark ayinlere
kar iddetli szlerle tepki yapmtr. Muhtelif vizyonlarn,
tevbih ve tehdit szlerinde bildirmitir. ok kuvvetli bir
ahlak duygusu olan peygamberin vahiyleri, Eski Abidin en
messir paralarndandr.
Bak. BALLA, Die Droh - und Scheltworte des Amos.
Leipzig 1925.

ANQUETL DUPERRON: (1731 - 1805), Bir Fransz


mteriki. 1761 'de Avesta'nn ilk nmunelerini Avrupa'ya
getirip, 1801 senesinde Upaniadlarn farsa bir ter
cmesinden latince
bir tercmesini neretmitir.

(Oupnekhat, id est secretum tegendum).

ANAHTA, ARDV SURA (NAHT): Eski ran'da tapnlan


- 209 -

D N L E R TAR H i N E G R

bir su ve bereket ilahesi. ZERDT'ten sonra, onun dininde


de yazatalar arasnda mhim bir yer bulunutur.

ANAKSMENS (M.. takriben 558


525'e kadar) Yunan tabiat feylesoflarndan biri; ona gre, dnyann en
eski ve nemli unsuru, havadr.
-

ANU: Smerlerde gk ilah, gklerin maliki, krallar


tahta kartan semavi imparator. Mukaddes yeri, Uruk ehri
idi. En byk ilah olduundan kendisine Babilonyal
matemakit sisteminde temeli olan 60 rakam verilmitir.
ANUNAK: Akad mitolojisinde, yeryznde yaayan ilahi
varlklar.

APS BOGASI: Msr'da PTAH adl ilahn mukaddes hay


van; onun ismine, hellenistik devrinde SERAPS'te tekrar
rastlanmaktadr.

APOLLON: Anadolu'dan Yunanistan'a gelen, sonra bil


hassa Delfi'de yerletirilen, temizleyici, tekfir edici, ,aydn
bir ilah; gzel bir itidal, gzel de bir ahenk, musiki ve
sanatlar seven bu ilahn sfatlardr.

ARES: Yunan mitolojisinde, ZEVS ve HERA'nn olu olan


harp ve sava ilah. Roma'da: MARS.

ARGENTNUS:
Roma'da
AESCULANUS'un olu.

gm

parann

ilah,

RSTOTELES: (384 - 322). EFLATUN'un akirdi, Bv'<


ske der'in stad. Felsefe tarihinde ilk byk sist-:a =
feyleof; teolojide, arapa tercmeler ve erhler saye.< .uc
Ortaada Avrupa'da hret kazanan ve iskolasti!: sisfr .i-.
nantikl !.emellerini kura1 /\ lem slam, he:n de P. ,.,uy::11 L :
dnyasnda gayet ehemmiyetli bir rol oynanti.
Bak. W. JAEGER, Aristote/es. 1923.

ARUS: (lm 355; stanbul'da). sa'nn tabiat


hakknda eski kilisede icra edilen mnakaalarda, A .
. sa'nn, ilahi babasna zat bakmndan mabih olduunu
ileri srmtr. (Pederin bala ngc yoktur, olunun
balangc vardr; logos, Allah'n bir mahlukudur. ) znik
- 210 -

D i N i AH S i YETL E R i N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S i ML E R
konsili Larafndan 525 te reddedilen bu telakki, ARUS'un
taraftar sayesinde .Jermen airetlere getirilip orada asrlarca
hkm srmtr. ARUS,
birka sene srgnlkte
kaldkLan sonra tekrar episkopos vazifesine geri
arlmtr.
ARJUNA: Bhagamdgita'da KRSSNA'nn nasihatn kabul
eden, kendi akrabalar ile savaan kral.
ARTEMS: Yunan mitolojisinde, APOLLON'un ikizi olan,
bekar, gzel av ve hayvan ilahesi. Roma'da DANA.
ASE'ler: ]ermen mitolojisinde, Asgar'da oturan yksek
ilahlar, bilhassa TOR, ODN ve ZIU (TYR).
ASSURBANPAL: M. 3 668-626 Asurda hakim olan, eski
dinleri hakknda mevcut olan metinleri byk bir
ktphanede toplayan kral. Eski mezapotamya dinlerine
dair pek kymetli malumat ihtiva eden bu ktphane, 184554 senelerinde bulunmutur.
AA VAHTA: AMEA SPENTA'lardan biri, Hindistan'da
mevcut olan RTA'nn ayn, VARUNA'nn bir sblinasyonu,
ilahi nizam.
AAKKU: Babilde bir nevi hastalk ilahlar, hastann
ban artan devler.
AOKA: M.. 273 - 233 Hindistan'da kral. Budizme kar
derin bir sempati gsteren bu kral, btn idaresini yalnz
dini' bir temele dayanarak icra etmitir. Kayalara kazdrd
fennanlar, dnyada az grnen bir msamaha ve btn
dinlere kar geni bir tolerans gstermektedir. Onun reis
liinde, 245'te Buddistlerin 3 . ve en mhim konsili
toplanmtr.
AUR: Asur ehrinin, bilassa harb ilah sfatn tayan
yer ilah.
ATENE: (PALLAS ATENA), Atina ehrinin koruyucu ilah
esi.
ZEVUS'n
bandan
kan,
onun
hikmeLini
ahslandran, bir taraftan ev ilerini br taraftan ilim ve
sanatlar himaye eden ilahenin mukaddes hayvan, bayku,
- 211 -

D N L E R TAR H N E G R

onun mukaddes aac, zeytin aacdr. Roma'da: MNERVA.

AIDANASUS: (Takriben 295 373). ARUS'un aleyhtar.


Ona gre, SA ilahi babasyla zat bakmndan ayndr, onun
gibi yaratlmam ve ilah olarak lmszdr. nsanlar ilah
latrmak maksadyla insani tabiat almtr.
-

ATON: Gne kursu, ECHNATON'nun Msr'da yapt


din reformunda yegane ilah.

ATTS: Frikyal bir ilah, KYBELE adl ilahenin sevgilisi.


Esatire gre vahi bir domuz tarafndan ldrlm yahut
ldrarak kendini hadm etmek suretiyle lmtr. ATIS,
len ve yeniden hayata kavuan verimlilik ilahlarndan
biridir; onun lm gn, 2 martta anlmtr; 25 martta,
ller_den k tespit edilmitir. Ayinlerde, onunla KYBELE
arasndaki ak, ilahenin kkanl v.s. temsil edilmitir.
FRAZER; Adonis, Attis, Osiris.

AUGUSTN: (354-430) Garp kilisesinin en byk


ahsiyeti. imal Afrika'da doan A., genliini nee ve
sefaletle geirdikten sonra 9 sene manikeisme mensup
kalp sonra Roma ve Milano'da neoplatenizm ile megul
oldu ki o felsefe, onu hristiyanla gtrmtr. imali
Afrika'da bulunan Hippo ehrine episkopos seilmi ve
orada lmtr. Byk otobiografyasnn (Conjessiones)
hemen btn Avrupa dillerine tercmeleri vardr; muhtelif
kii :, p ve risaleleri sayesinde btn Ortaan stad
oln; .tur. Asli su hakkndaki gayet sert fikirleri de hala
kilise hayatnda byk bir rol oynamaktadr.
AUKSESYA: Yunanllarda, byyn ilahesi.
AVALOKTEVARA:

Gotama

dhyanbudda's, Tibet'in milli ilah; 1 0 veya

BUDDA'nn

1 1 yz ile tem

sil edilmektedir. in ve Japonya'da bir ilahe eklinde grn


mektedir (bak KVANNON).

AYLOS: (M.. 525-456). Yunanistan byk trajedi


yazarlarndan biri. ZEVS'i, hikmetin, kurtuluun ve kudretin
yegane kaynan takdir etmitir.
- 212 -

D N AH S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
BAAL: Bir yerin "Rabb" veya "ilah", hemen btn sami
:nntakalarda bulunan, nihayet isim haline gelen bir unvan.
BAAL adl ilahlar, frtna ve verimlilie baldr, ok defa,
vahi boann eklinde tasvir edilmektedir. srail peygam
berleri, bilhassa, BAAL'lara gsterilen peresti aleyhine ses
lerini ykseltmilerdir.
BAALEM TOB: (1698 - 1759), Cenubi - arki Polonya'da
yaayan bir Yahudi aziz. Talmudun saysz emirlerinden
dolay olduka komplike olan Yahudilii canlandrmaya
alan bu adam, dini, iki mhim unsurlarna getirmitir:
Allah sevgisi ve duann kuvvetlerine inan. Sevin ve akla
parlayan bu mistik, halkn kavrayaca bir ekilde kendini
gstermi ve bunun iin abucak Polonya'nn fakir Yahudi
sekenesine intisar etmitir; Hassidism ismiyle mehurdur.
M. BUBER, Die Botschaft
Chassidische Erzahlungen.

der Chassidim.

M. BUBER,

BALDER: ]ermen mitolojisinqe ODN ve FRGG'in olu.


anlatt hikayeye gre, FRGG, btn
mahlukattan, BALDER'e hi zarar vermeyin diye yemin
alm, yalnz kse otunu unutmutur. Oyunda, BALDER kr
kardeinin kse otundan yapt bir okla vurulmu,
lmtr. ayet btn varlklar onun iin alarsa lmden
kurtulabilir; fakat ihtiyar bir kadn kyafetinde yol stnde
oturan LOK alamam; bu suretle BALDER ller
lkesinde kalmaya mecbur olmutur.

Snorri Edda'nn

BASLUS: (takriben 330 -379) Kayserili bir rahip. Onun


sayesinde, rahiplik An_adolu'da manastr halinde tesis edil
mitir; eski zamanlarda tek bana yaayan rahiplerin yer
ine, byk veya kk cemiyetlerde yaayan rahipler
cemaat lksn gerekletirmeye almtr. Muhtelif
ilerle megul olmakla beraber gn ve gecelerinin byk
bir ksmn dua ile geiren, pek az konuan rahipler,
BASLUS'e gre imdiden meleklerle gklerde yayorlar.
BASTET: Kedi bal bir Msrl ak ve sevin ilahesi.
BARTII, KARL: (1886), Bale niversitesinde, profesr,
- 213 -

D i N L E R TA R i H i N E G R

dialektik teoloji adl cereyann ilk ve en mhim .nnessili.


BENEDKT XIV: C 1 7tf0 - 1758) Papa; alim ve geni ruhlu
bir bilgin.
BENEDKT, Nursiali: 6. asrda garp hristiyan dnyasnda
ruhban tarikatna kanunlar veren aziz. Hayat hakknda
hemen hi mah1mat -birka lejand mstesna- elde edilmez.
BERNHART, Aziz: (1091 - 1 1 53), Clairvaux manastrn
abbas (Piri). Bir taraftan pek faal bir vfz, br taraftan
derin bir mistik olan B. Neidelerin neidesine yazd mist
ik erhi ve bu hususta verdii vaazlar vastasyla Ortaa
ak mistiine kuvvetli bir ilham vennitir. MERYEM ANA'ya
kar duyduu pek derin bir sevgi, SA'nn passionuna
yanan bir tevecch BERNHARD'n eserlerinden aksettiril
mitir.
Bak. E. GLSON, La
1 934 .

theologie mystique de St. Bernart.

BRGITA: 0303 - 1 373), sve'te yaayan, kocasnn


lmnden kuvvetli vahyalaraldktan sonra Roma'ya giden
ve orda kilise siyasetine de itirak eden bir hatun. Merkezi
Vadstena ehri olan yeni bir tarikat kurmutur.
BLUSUS (Aziz): Enneni bir episkopos.
BLAVATSKY, Helena P: 1 83 1 - 94; kuvvetli bir medium,
ispiritizn ile megul olduktan sonra 1 875 teosofiz cenaatn
tesis etmitir. Senelerce Hindistan'da yaamtr.
BODHSAITVA: BUDDA namzedi. Her insan, hususi bir
adaktan sonra BODHSAITAVA olabilir; B. nn vazifesi,
btn mahlkat sevindirmek, onlar her dertten, her ked
erden kurtarmak, her varlkta gizli olan iyi sfatlar
gelitirmektir. Bunu yapmadan evvel Ninana'ya ginnez.
BHME, Jakob: (1 575 - 1 624), Alnan kundurac ve mist
ik mellifi. Anlay zor bir sembolik kullanan, teolojik sis
teminde iyi ile kt prensip arasnda kat'i bir dualizni ileri
sren, bazen de simya ile uraan bu nadir ahsiyet, Alman
ve bilhassa ngiliz mistik ve teosoflara tesir icr. etmitir. En
- 214 -

D i N i A H S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S M L E R
nemlileri "A urora " (afak) ve Mysterium mng n u 111 olan
eserlerinde, Allah'ta mevcut olan "ateli ak iradesi" ve
"karanlk hiddet iradesini" belirtmek suretiyle, LUI1-IEH'in
ana fikirlerini mistik bir ekilde gelitirmitir.
BRAHMA: Hindistan'da dnyay yaratan kuvvet, sonra
mistik bir teslisin ilk ahsiyeti.

BONAVENTURA: (1 221 - 1 274), doctor ecclesiae. 1 257


Fransizkan tarikatine intisap etmitir; o tarikatin en byk
DONSSOS
mistik
ilahiyats
saylmaktadr.
AREOPAGITA'n1 ' fikirlerini, AUGUSTN'in teolojisiyle
birletirmitir. "Her bilgi ve marifet, Allah'tan gelen ten
virdir, her bilgi ve marifet, ak iinde Allah'la birlemeyi isti
hdaf etmektedir."
E. GLSON, La

Philosophie de St. Bonarmntura.

1924.

DE BROSSES, Clarles: ( 1709 - 1777). 1760 Le culte des


dieux fetiches adl bir eser karan Fransz alimi.
BUDDA: "Tenvir edilen".
CALVN, Johann: (1509 - 1 564). Kilisenin reformatr
lerinden biri. Fransa'da doup bym, protestanlarn
fikirlerine temayl edip de lnstitutio Christianae religionis
(hristiyan dininde dersler) adl bir eserde fikirlerinin ana
hatlarn gstermitir. Ekseriya Geneva'da yaamtr.
LUTI-IER'den birka noktadan fark gsteren doktrinin
merkezi,
insann,
Mesih'te
yaamasnn
ezelden
yazlmasdr. Allah'n izzeti, Allah'n melekutu insan
tarafndan takdir edilmelidir. LUTI-IER'de grnen inayet
mefhumu, CALVN'de ikinci planda kalmtr.
CHAMSSO, Adalbert von: (1 781 - 1838): Alnan airi ve
edebiyats.
F. CHAMPOLLON: 0790 - 1832), 1822 Eski Msr
hierogliflerin manasn bulmaa muvaffak olan Fransz bil
gini.
CVANGTSE: M.. takriben 330 da doan, temiz bir
Taoizmin mmessili olarak KUNG FUTSE'nin taraftarlar ile
- 21 5 -

D N L E R TAR H N E G R
mnakaa eden bir in edebiyats.
DANEL: Rivayete gre Babil srgnlnde peygamber
olan, fakat galiba olduka ge bir zamana ait olan bir
peygamber. Renk renk vahylerinde Eski Alid'de ilk defa
Apokaliptik fikirleri ileri srmtr.
DANTE ALGHER: (1265-1321), talya'nn ve phesiz
btn garb aleminin Ortaada en kuvvetli, en derin airi
ki onun Divina Commedia's, gayet gzel bir iir olduktan
baka zamannn hemen btn teolojik bilgilerini de ihtiva
etmektedir.
DARA IKH:
(1615 - 1 659), Mool mparatoru
CHANGR'in olu; Hind dinlerine ok merak eden prens,
upaniadlarn ve baka Hind eserlerinin Farsa'ya
evrilmesini tevik edip Hind alimleri ile de dini muba
haselerde bulunmutur. (Les entretiens de Lahore, ed. L.

Massignon.)

DAVUD: Yehuda'nn, sonra da Filistin'in imal mntkas


olan Israel'in Kral. 10 uncu asrn ilk ksmnda hakim olan
bu kraln hikayeleri, Eski Alid'de 1 . Sam. 16'dan 1 . kral
lara 1 bablannda yazlmtr. SAUL'u mteakip tahta kan
DAVUD, hem iyi bir siyaset adam hem de kymetli bir
sanatkard. Kur'an'a gre Peygamber'dir.
DEMETER: Yunanlarda, toprak ana, buday anas; tar
lalarn verimliliini ve insanlarn tevlit kuvvetlerini hin1aye
etmektedir; bundan tr, devleti koruyan bir ilahe haline
gelmitir. Mitolojide, PERSOFONE'nin annesidir.
DEUSSEN, Paul: (1845-1919) Alman indolog ve feyloso
Vedanta felsefesi, hristiyan fikirleri ve stadnn
SCHOPENHAUER'in
teorilerini
birletirmee
ve
Upaniadlar garbda . tantmaya almtr.
fu.

DEVTERO
IAYA
smi bilinmeyen, Babil
srgnlnde srail'de yaayan, Allah'n rahmet ve sevgisi
ni mjdeleyen bir peygamber. AYA'nn kitabna eklenilen
eserinde, btn milletlerin, bir olan Allal' nihayet takdis
- 216 -

D N AH S YETL E R i N VE i LA H i VA R L I K LA R I N i S iM L E R
edilip ilahi merhamet sayesinde kurtulaca bildirilmekte
dir. Kitabn en enteresan paras, "Yahe'nin kulu " (ebed
Yahve) bablardr (52,53)
DANA : Roma'da av ilahesi.
DODOR : (M.. 1 inci yzylda) Ogst'e kadar dnya
tarihini yazan bir Romal mellif.

DHYANI BUDDA : Ruhani Budda. d. budda ve bodis


hepsi, bir tek ezeli ruhani BUDDA'dan km
gibi tasavvur edilmektedir.

attvalann

DOJEN : (M.. takriben 4 1 2


mehur mmessili.

323) kynik felsefesinin en

DONYSOS : Belki Trakya'dan gelen, esasen boa


eklinde tasvir edilen, sarholuk ve verimlilik ilah.
(Roma'da BAKKUS). Orfik rivayete gre, D ., ZEVS'in
oludur; titanlar onu ldrp yemilerdir; Zevs, onun
yreini yiyip yeni bir D. tevlid ettikten sonra titanlar
ldrr ve onlarn klnden insanlar yaratr.
W. F. Otto, Dionysos. DONYSSOS AREOPAGTA : M.S.
525 senesinden evvel yazan, ismi bilinmeyen bir mistik
ilahiyat. PAVLUS'un bir talebesinin ismini takan ve bu
suretle daha byk bir otorite ile konuan bu mistiin,
yakubi kilisenin bir episkoposu olmas muhtemeldir. O,
neoplatonismin fikirlerini geni bir rmak halinde hristiyan
kiliseye aktmtr; bilhassa, her mistikte byk bir rol
oynayan via negationis tatbik etmitir; Allah, aydn bir
karanlktr, o, btn mevcut olann yokluudur. ''Melekler
hierarkileri" ve Mistik teoloji isimli eserlerinde, bu fikirleri
arz etmektedir. Btn hayat, ilahi ak kuvvetinden kar,
oraya 'dner. DONYSSOS, duann muhtelif mertebelerini
de tavsif ve izah etmitir.

DUMEZL : Paris'te okutan bir Fransz msteriki ve din


bilgini.
DUNS SCOUTS: (lm 1308); bir ngiliz, Fransizkan
rahibi, Akvinas'l THOMAS'n muhalifi: Allah'n z ,
- 217 -

D N L E R TAR H N E G R
entellekt deil, mantkla idrak edilmeyen ve mantka
uymayan iradedir.
EA : Smerlerde, Frat ve Dicle nehirlerinin mansabnda
bulunan Eridu ehrinde bilhassa tapnan su ilah, byk
Smer teslisinin nc ahsiyeti (mukaddes says 40).
Temizleyici, majik ve gzel sanatlarla hikmetin sahibi olan
bu ilah, bazen de, insanlarn yaratcs olarak tavsif edilmek
tedir. Onun olu sanlan MARDUK, majik usullerde, her
hikmetin menba olan babasna mracaat eder gibi gster
ilmektedir.
ECHNATON: (bak Amenhotep iV) ECKHART: (1 2601327) Dominikan tarikatna mensup bir Alman mistii.
Vaazlar ile, yazlar ile Dionysisos AREOPAGTA'nn tesiri
altnda kaldn gstermektedir. Allah'n, sa'nn, her
insann kalbinde domasn talep edip, teslisi ise onu yalnz .
uluhiyetin derinliinden kan bir tecelli olarak kabu
etmitir. Gayet derin ve bir bakma tipik hristiyan mistiin
hududunu aan fikirlerinin bir ksm, katolik kiliseye
tehlikeli grnm, 1329 da, Eckhart'n sisteminin 28 nok
tas reddedilmitir.
EFLATUN

(427-347) Yunanistan'n en messir feyleso

fu. stad SOKRAT'n fikirlerini gelitirmi, hem siyaset

bakmndan (devlet hakkndaki eserleri), hem de teloloji


bakmndan (ide'lerin varl, insan kanatla.yan hakiki ak
v.s.) son derece mhim lkleri gstermitir.
EKBER: (1452-1605). 1 556 Hindistan'da Mool impara
torlarnn tahtna kan, hem muvaffakiyetle bitirdii
muharebe, hem de memleketinin idare reformu ile mehur
dur; kltr bakmndan, gzel sanatlar, ilim ve dini ileri
tevik etmitir. Bilhassa Hindistan'da mevcut olan muhtelif
dinler arasnda bir anlay husule getirnee almak mak
sadyla btn dinlerin nnesilleri ile icra ettii nubahase
ve konumalar ayan d ikka t tir. Brnimsedii din-i illibf
btn dinlerin en iyi mtt:rek elemanlarn ihtiva eder.
EL: Habeler mstesna btn Sami milletlerde Allah
- 2 18 -

D N i AH S iYETL E R i N VE LA H I VA R L I K LA R I N S M L E R
meflrnnu. Bu kelime, sk sk, bu ilahn ibadeti icra edilen
yerin ismi ile beraber kullanlmaktadr (mesela Beth-El,
"Allah'n evi" ); herhalde eski Kenan yer ilahlarnn isimleri
bu gibi adlarda muhafaza edilmektedir.
ELSABETI-I , Azize: (1 207-1231) Macar bir prenses,
ocuk iken Eisenach ehrine gelip, oradaki Kont'un gen
refikas sfatnda merhamet ve iyilii ile hret kazanmtr.
Kocasnn lmnden sonra Marburg'a gidip orada fakir ve
hastalara
bakarken
Assisi'li
FRANZ'n
lklerini
gerekletirmee uramtr. Vefatndan 4 sene sonra kilise
tarafndan "azize" unvann alm, onun erefine hala mev
cut olan bir kilise bina edilmitir. ELSABETI-I, hristiyan
azizelerinin en sevimlisi olsa gerektir.
EMPEDOKLES: (Takriben M. . 490-430), Sicilyal,
PTAGOR'un doktrinlerini nereden bir feylesof ki, kendini
ilahi bir tecelli olarak ihtirama deer gnntr. Lejanda
gre, kendini bir yanardaa atmak suretiyle intihar etmitir.
Felsefi sisteminde Orfizmin fikirleri, tenash inan v.s.
mevcuttu.
ENKDU: Glgam esatirinde Glgame'n dostu.
ENLL: Smer ve Akkadda esas itibariyle yeryznn
ilah; dalarn kral. lahlar arasnda, kudretli hkmdardr.
Ona ait olan say, SO'dir. Mukaddes paytaht, Nippur
ehridir.
EPKTET: (Takriben 50-1 38), topla bir kle olup,
Roma'da Stoa felsefesinin en mehur mmessillerinden
biridir.
EPKR: (341 -270), Felsefi bir cereyann kurucusu . Eski
Yunan dinini tenkit eden ve ondan kurtulmak isteyen E.,
ilahlarn tam ruhlar gibi, atomlardan mrekkep olup keder
ve skntlardan serbest, dnya idaresine bakmakszn
yaadklarn sylemitir. insan da, iyilik yapmakla ve
ruhani sevinleri aramakla, onlarnkine benzer bir halde
yaasn.
- 219 -

D N L E R TA R H N E G R
EROS: "Ak", AFRODTE'nin olu. Gen bir olan veya
kadn, gzleri bal bir ocuk eklinde tasvir edilen EROS,
felsefeye -ve bilhassa EFLATUN'a gre- dnya prensibidir,
iyi, gzel ve doru olana erimeyi istihdaf eden ezeli hasret
ve ak. Dinlerde, EROS anlamnn manasna dair eserler: A.
Nygren, Eros und Agape, 1930. - W. SCHUBART, Religion
und Eros, 1944; - L. KLAGES, Vom kosmogonischen Eros
192 1 .
ESTER: Yahudi rivayetine gre (Ester kitab) ran kraln,
bir gnde 75800 Yahudi dman ldrtmee tevik eden
gzel bir kadn. Bu hadiseyi anma gn, Purim bayramdr.

EVHEMEROS: Aa yukar M.. 300'de yaayan bir


Yunan edebiyats ki onun seyahat kitabnda, ilahlarn,
byk insanlarn ilahlatrlmasndan ileri geldiklerini iddia
etmitir.
EVPRDES: (480-406) Byk Yunan dram yazarlarndan
biri. Halk dininde mevcut olan ilah hikayelerinin
ahlakszln iddetle tevbih etmitir. Bakkanflar adl traje
disi, DONYSOS dininin en kuvvetli sanatkarane ifadesi
saylmaktadr.
EYB: Eski Ahid'de, an'anevi bir halk efasanesine daya
nan menkibenin kahraman. Btn belalarda sabreden,
Allah'a gvenen EYP, Eski Ahd'e gre nihayet Allah'la
mnazara ediyor. Artk Allah'n frtnada vaki olan tecellisi
zerinde, kendini O'nun iradesine teslim ediyor. EYP,
tahamiln ve sabrn misali olmutur.
EZRA: srail milletinin Babil srgnlnden dnd
zaman, Yahudilikte byk bir reform icra eden, milletin
btn hayatn Tevratn otoritesi altna koyan bir kahin.
Ona atfedilen kitaplar, yaptklarn belirtmee almlardr.
3 . ve 4 . Ezra kitab apokriftir.
FAVNUS: Roma dininde, hayvanlarn tevlit kuvvetini
koruyan ilah. Yunanlarda PAN.
FENELON:

( 1 6 5 1 - 1 7 1 5)

Felsefe ,

- 220 -

terbiye

ve

din

D N AH S YETL E R N VE i LA H VAR L I K LA R I N i S i M L E R

Telemak ve Tannnn
Sfatlar ve Meucudiyetinin Tetkiki ve baka eserleri
tannmtr. Mistik akn fikriyatnn (amour pur) Fransa'da

sahasndan alm bir Franszdr.

en byk mmessilidir.

FDES: Roma dininde, vefa ilahesi.


FDAS: Yunanistan'n en mehur heykeltra (M.. 5.
asr.)
FLO: (M.. 25 - M.S. 40) skenderiyeli hellenistik Yahudi cemaatna mensup mistik bir feylesof. Tevrata
yazd erhlerde, mistik felsefesini ve allegorik bir tevil
meyli gstermektedir. Eserlerinden bilhassa logos teorileri
grlmektedir. FLO'nun mistii, hem Yahudi, hem de hris
tiyan mistiin inkiafna yardm etmitir.
-

FRAVUN: Eski Msr'da evvela dnyay yaratan ilah


saylan, sonra bu yaratan ilahla bir saylan ilahi oul, hem
hkmdar hem de ba kahin.
FOTUS: (lm 897) 857'de Bizans'ta patriark olan,
863'te Roma kilisesi tarafndan reddedilen, Roma ile Bizans
kiliseleri arasndan ilk byk ayrl husule getiren ilahiy
at. Bilhassa filioque forml aleyhine tedbirler almtr.
FRANZSKUS, Assisi'li: ( 1 181-1226). Zengin bir ailenin
ocuu. sa ve havariler gibi tam bir fakir hayat srm.
"Fakr hanm" la mistik manada evlenmi, sonsuz bir sevgi
ile btn varlklar dnm ve onlara yardm etmi bir
aziz. Kendisi etrafnda toplanan fakirlerin, Papa tarafndan
bir tarikat eklinde organize edilmeleri, FRANZ'n istedii
ruhani hrriyet ve fakr lksne muhalif idi. Vefatndan iki
sene evvel stigmata almtr. Onun en mehur lirik eseri,
"Gne ilahisi''dir ki orada, gneten balayarak topran,
rzgarn, suyun ve lmn mevcut olmalar hasebiyle
Rabbine kran ve senada bulunmutur. 1 228 senesinde
"aziz" unvann almtr.
SABATER,

Vie de St. Franois d'Assise.

1893.

FRANZ, Sales'li (Franois De Sales): (1 567 - 1622)


- 221 -

D i N L E R TAR i H N E G i R i
Fransa'da jesuit mekteblerine ginikten sonra zndklara kar
savaan, sonra mistik cereyanlara itirak eden ve kilise
tarafndan 1665 senesinde: aziz, 1887 senesinde doctor
ecclesiae nvann alan bir zat. Ruhani dostu olan Madane
De CHANTAL ile beraber mistik yolundan yrm, fakat
Ortaa'n byk mistiklerinin derinliini bulmamtr.
Bununla beraber - veya belki bunun iin - eserleri pek
beenilmitir. En mehur kitaplar: lntroduction a la uie

devote, Traite de pamour de Dieu.

FREYR ("Rab") : jermenlerde, bilhassa imali - ark


mntakada, verimlilik ilah. badet merkezi, Uppsala ehri
di. Van'lara mensuptur.
FRGG: ]ermen mitolojisinden, ODN'in zevcesi,
BALDER'in annesi, kadn faziletlerinin rnei. Onun
mukaddes gn, cuma'dr. (Freita, friday).
GANDH: (1869-1 948): Hindli bir hukuku, Cenubi
Afrika'da Hindlilerin kurtuluu iin mcadele eden, hindis
tan'n siyasi hrriyetini kazanan "byk ruh" (Mahatma).
Onun fikirlerinin temeli, eski Hint zahid emri ahimsa,
ldrmemek, idi; kendini bir taraftan ayn zamanda
BUDDA'nn, SA'nn ve MUHAMMED'n akirdi olarak
vasflandran GANDH, br taraftan tipik bir Hindu
kalmtr. Muhtelif snflar arasndaki hududu bertaraf
etmee almtr, fakat Hinduizmde byk bir rol oynayan
bir telakkiyi - inee gsterilen ihtiram - muhafaza etmitir;
nk inekte, btn gayri insani tabiatn kudsiyetinin gzel
bir semboln grmtr. Amtara'lara inan Gandhi'ye,
her dinin mmessillerini ihata etmee imkan vermitir.
GEA: Toprak ana; Eski Yunan mitolojisinde URANOS'un
kars; dourduu ocuklar ldrp yiyor.

GDEON: Eski Ahdin Hakimler kitabna gre, srail'de


byk hakimlerden biri (Hak.6-8); Midyan kabilesini
malup etmitir.
GLGAME: Hikayesi, 1 2 levhada muhafaza edilen,
Smer-Akad bir kahraman, te iki ilah, te bir insan.
- 222 -

D N AH S YETL E R i N VE i LA H VA R L I K LA R I N i S i M L E R
Belki Uruk ehrinin kr.llarndan biridir. En mhim nokta
lar, Gilgmnein, ab- hayat aramas ve dnyay kaplayan
Tufan'dan bahsi olan Gilgame esatiri, herhalde Eski ark
edebiyatndan akisler uyandrm, dnya edebiyatna bile
baz tesirler brakmtr.
GOETHE, Johann Wolfgang
Almanya'n en byk airi.

von:

(1749-1832).

GOTAMA : Budda'nn asl ismi.


GREGOR I (Byk Gregor): (590-604) lk rahip papa
olan, bunun iinde rahiblere ok yardm eden ve birok
eserleri ile dini ve ahlaki meseselere dokunan ahsiyet.
GREGOR LLUMNATOR: (240 ile 250-320 arasnda),
Kayseri'li bir zat, Enneni kilisenin tesis edicisi. Onun
sayesinde, Ermeni kilisesi takriben 280'de milll kilise haline
gelmitir.
GREGOR NAZANZ'l : (takriben 319-takriben 390),
skenderiye ve Atina'da tahsil eden, ilim ve pratik ameller
le megul olan ve 380 se:vsinde ksa bir zaman iin patri
ark olan byk Kapadokyal ilahiyatlarn biri. 379'da
stanbul' da " logos'un ilahi tabiatine dair 5 konuma"
yapmtr.
GREGOR, NSSA'l: (takriben 335-takriben 394), Byk
BASLUS'un kardei, 37 1 de Nissa'da episkopos.
Kapadokyal ilhahiyatlarn en byk mistii odur;
ORGNES ile kilisevi an'ane arasnda bir ahenk yaratmaa
uramtr. nsan, iinde ilahi bir miras tad iin, Allah'
tanmak imkanna sahip olur; Allal' vecd'de mahede
edebilir. Halbuki GREGOR de, Allah'n onu tanmamak
suretiyle tanndn sylemitir, yani ia negationi::.e en
byk ehemmiyeti atfetmitir.
GUDEA: (Aa yukar M.. 2400) Lahas ehrinin Smer
kral. Bir ilaheye tevecch eden duas pek mehurdur,
ocuka bir itimadn gzel bir ifadesidir "annem yoktur, sen
benim annemsin; babam yoktur, sen benim babamsn".
- 22:1 -

D i N L E R TAR i H N E G R
GUDEA'nn bize gelen yaztlarndan, Smer ibadetinin
birok hususiyetlerini istidlal edebiliriz.
GUYON, Madame DE LA MOTHE: ( 1 648-1717)
Kvietismin en mehur mmessili olan bu hanm, amourpur
mefhumunu son mantki neticelerine kadar gelitirmi, bil
hassa "passif dua"nn tekniini inkiaf ettirnitir. Mistik teo
rileri, "Les torrents spirituels" ve ''Moyen court et tres /acile
de faire oraison " adl kitaplarnda bulunmaktadr.
FENELON, onun taraftan idi. Tam bir tevekkl reten
Guyon, kilise tarafndan reddedilen fikirlerinden dolay
birka defa hapishaneye konmutur.
HABAKUK: Zaman belli olmayan bir srailli peygamber
ki, onun kk eseri, peygamberane liturji eklini gster
mektedir.
HAGGAY: M.S. 320 senesinde, Kuds'te bina edilen
mabede dair bika beyit syleyen bir peygamber.
HAMMURAP: (M.. 1955-1913) Amuru milletine men
sup olan, Babil'in l. slalesini tesis eden ve bu vesile ile
MARDUK'a Babil panteonunda hususi bir yer veren kral.
Rivayete gre AMA'tan ald kanunlar btn yakn ark
hukukunda derin tesirler brakan bir eserdir.

HEFSTOS: Yunanllarda, ate ilah, demircilerin koruyu


cusu. Romallarda: VULKANUS.
HELER, Friedrich: (doumu 1892), Dindar bir katolik
ailesinden gelen, din bilgileri ve ark dillerini okuyan ve
"Dua" hakknda amil tezi sayesinde ok gen yata dnya
da mehur olan alim. sve'te SDERBLOM ile temas etmi,
orada protestan kilisesine intisap eylemitir. 1921 senesin
den beri Marburg'da Din bilgileri profesr. Heiler'in
gayesi, protestan - katolik muhalefetinden geerek ruhani
bir kilise kurmak veya hazrlamaktr; o kilise, btn hris
tiyan olnayanlara, Allah' ak ile yarayanlara amil ola
caktr. Din bilgilerinden ald btn malumat ile, bu
byk hedefi tahakkuk ettirmee almaktadr.
- 224 -

D N AH S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N i S M L E R
HENOH: srail esatirine gre, insanlarn ecdadndan biri,
gya 365 sene yaayan bir patriarktr. lmnden evvel
ge gtrlmtr. Bu esrarengiz ahsiyete atfedilen
apokrif bir eserde, nsan olu fikirleri gayet vazh bir
ekilde grlmektedir; HENOH, kendisi, Allah'n egemen
liinin gelecei gnde kral bulunacak olan nsanolu'dur.
HERA: Yunanllarda, Zevs'in, inek gzl refikas; ahlaka
ve iffete bakan, kadnlarn hayat ve skntlarnda onlara
yardm eden bir Ha.bedir.
HERAKLT: Cm .. 540 - 480) Yunan tabiat feylosoflarnn
en by, ki ona gre, her eyin asl atetir. Efes'te bulu
nan bu feylesof, ilah! aslda btn ztlarn nihayet birleip
huzura kavutuunu, dnyann gidiini tevik eden ilah!
logosun her eyi saran ateten olduunu sylemitir.
HERMES: Yunanllarda, yollarda bulunan ta yn ve
direklerinin ilah, sonra yollarn, obanlarn, hrszlarn ve
tccarlarn ilah; byk ilahlarn hizmetinde haber getiren,
kanatl kunduralar ile temsil edilen ilah.
HERMES TRSMEGSTOS: " defa byk Hermes'',
HERMES ile Msr'l yaz ilah1 TOT'un bir kartrlmas.
Hellenistik devrinde husule gelen bu ilahi varla, geni bir
edebiyat bina edilmitir. 18 eser olan hermetika, bilhassa ilk
kitabnda dnyann yaratlndan balayarak kozmik su ve
insann yedi yldz feleklerinden geerek yine gkteki ilahi
babas ile birleeceini bildirmektedir. Muhtelif kaynaklar
olan bu Hemetik felsefesi, ortaaa kadar garb ve arkta
messirdi.
HERODOT: (lm takr. M.. 425). Onun byk tarih
eserinde, Msr ve baka eski ark dinlerine dair -bazen
yanl- malumat verilmektedir.
. HESOD: (Aa yukar M.. 700) Yunan dinini, ifti ve
orta tabaka ynnden nazara almtr. 1heogon'si, ilahlarn
gelimesini anlatmaktadr; onun merkezinde, ZEVS, adil
olan yksek ilah, bulunmaktadr. "Gnler ve iler" adl eseri
de, mitolojik bablar ihtiva etmektedir.
- 225 -

D N L E R TA R H N E G R
HESTA: Yunanllarda
(Romallarda: Vesta)

atein

ve

ocan

ilahesi

HEZEKEL: Babil srgnlnde Allah'tan vahy alan


srailli Peygamber. Onun, son vahyi, 571 senesindedir.
Srgnlkte yaayanlarn peygamber ve kahini idi; kuvvetli
vizyonlar, sembolik amelleri de anlatlmaktadr.
HERONMUS: (lm M.S. 420). Roma'da tahsil ettikten
sonra vaftiz olup rahip olmutur; senelerce Suriye l
lerinde, sonra da stanbul'da bulunmutur. 382'de Roma'ya
gitmi, 388'de Bethlehem de bulunan bir manastra ekil
mi, ruhani dostlarna va'zlar vermitir. Kitab Mukaddesi
latinceye evirmitir; bu byk eserinden baka, muhtelif
erhler, zhd hakknda eserler, lejandlar yazmtr.
Resimlerde, ekseriya hcresinde oturarak yaz yazd,
yannda bir aslan bulunduu tasvir edilmektedir.
HLDEGARD, BNGEN'li: (1098-1 179), Garbi Almanya'da
bir rahibe maastrnn reisesi. Kuvvetli vizyonlarndan,
kilisenin vaziyetini tanzim etmee, mektuplar ile de Alman
imparatoru arasndaki gerginlii gevetmee almtr.
HLDEGARD , ilk byk Alman mistik hatunu sfatyla,
kendi vizyonlapnda grdklerini gsteren resimlerle ssl
eserleri sayesinde garp dnyasnda olduka byk bir rol
oynamtr.
HSKYA: (M.. 720-691) Yehuda kral. lk senelerde
Asur kralnn Yehuda zerindeki hkmranln kabul
etmise de sonralar memleketinin istiklali iin muharebeye
girimitir. (i. 18; 18-31).
H OFMANNSTHAL,
HUGO
VON:
Avusturya'nn en byk airlerinden biri.

(1874-1 929),

HOMER (galiba M.. 9. asr) : Rivayate gre Yunan epik


iirlerinin mellifi. Hayat hakknda elimizde hemen hi
malumat yoktur; halbuki "Homerik din" anlam, din tari
hinde, kendisine atfedilen byk iirlerinde grnen
antropomorfik, asil muharipler gibi davranan ve insanlara
ok yakn olan ilahlara inan demektir.
- 226 -

Di N AH S YETL E R N V E 1 LAH VAR L I K LA R I N S M L E R


HONEN:
( 1 250- 1 3 1 0 ) ,
Japonya'da,
Mahayana
Buddizminin bir refornatr. Talebesi NRAN gibi, insann
ebedi saadetine yalnz BUDDA'ya inanp gvenmek
suretiyle eriebileceini retmitir.
HORUZ: Msr dininde, SS'in, OSRS'in lmnden
sonra dourduu bal ilall ocuk. Esas itibariyle Edfu
ehrinin ilah olan HORUZ, gne ilih RE ile de birletiril
mitir; gne "ufuklarda kan HORUZ"dur, Firavun, onun
tecellisi saylmtr. -sis, ok defa kk Horuz'la beraber
temsil edilmitir.
HOZEA: (M.. 745 ile 735 arasnda) imali srael'de
peygamber olan, milletinin sular ve billassa Babil'den
getirtilen ilahlarn ibadeti aleyhine ok iddetli ve messir
tevbih szleri syleyen bir ahsiyet. Bir fahie ile evlenen
bu peygamber, Yahve ile srail arasndaki mnasebeti,
kendi nikahna benzetmitir: Halk, hakiki sevgilisinden
kaar ve yabanc Hahlarla seviir; onu seven Yahveyi zer
ve aralarndaki Eski Ahdi unutur.
HUTHLOPOHTL: Azteklerde kolibri eklinde tasvir
edilen harp ilah. Ayinleri pek zalim olan bu ilaha, 1482
senesinde yeni bir mabet tesis edildii zaman, 70000 harb
esirin idam edildii anlatlmaktadr. Bu rivayet mbalaal
olabilir ama, phesiz ki erefine binlerce insan kurban
edilerek en feci ekilde ldrlmtr.

BRAHM: Tevratn Tekvin faslnn 12-25 inci bab


hakkndaki malumat ihtiva tmektedir. Fakat bu rivayetler,
hakiki tarih olmaktan uzak , kalp belki eski zamanlarda
Filistin'de yaam ve Irak'tan gelen Sami airetlerinin bir
numunesi olan bir muhterem insann hayat hakknda
lejan.dlardr. Bu gibi lejandlarda, bir milletin ruhani tarilli
teksif edilmektedir. BRAHM, (Jaya 4 1 ,8) ilk defa olarak
"Ha/ilullah " lakabn almtr. Hristiyan kilisede (Luk. 16,
12; Gal. 3; Rom. 4), Yahudilikte ve slam dininde BRAHM
hakknda birok rivayetler mevcuttur. Bilhassa slam
dininde, SMAL vastasyla da Araplarn atas olan, temiz
- 227 -

D i N L E R TAR H N E G i R

slam dininin ilk mmessili olarak son derece takdir edilen


BRAHM'in ehemmiyeti pek byktr.

GG: Akad mitolojisinde, gklerde yaayan ilahi


varlklar.

GNATUS, LOYOLA'LI: (1491-1 556) Zabit olduktan


sonra 1 527 tvbe eden GNATUS, 1 534'te kurduu jesuit
tarikatini MERYEM ANA'nn himayesi altna koymu, ayn
zamanda da papaya kar deimez bir itaat ve tarikatn
iinde, kat'i bir teslim talep etmitir. Hususi bir temrin kitab
vastasyla, hem tarikatte, hem de dnyada yaayanlar ter
biye etmee almtr. 1622 senesinde "aziz" nvannn
almtr.
LYA: Eski Ahidde ( 1 . Krallar 1 7 v.s.) bilinen hikayeye
gre, srail de M.. 1 0 uncu asrda ortaya kan pek
kuvvetli bir peygamber. Muhtelif mucizeleri anlatlmaktadr;
bilhassa, yabanc ilahlara (Baatlara) tapan 300 kahini
ldrmesi ve monoteist tasavvurlar kraln muhalefetine
ramen neretmee almas mehurdur. 1. Krallar 19'da,
Harbe dandan Allah ile konumas hakknda malumat
vardr; o, Eski Ahdin en gzel paralarndan biri saylabilir.
2. Krallar 2, lmden evvel ateli bir araba ile ge kt
sylenilmektedir.
MPORKTOR: Roma'da nc ift srmenin ilah.

MHOTEP: M.. takriben 1 000 senesinde Msr'da


memur olan bir zat ki, kendi olu iin 30 hikmet sz
toplamtr. Bunlarn tercmesi, Sleymann Meselleri 22, 17
- 23, 22'de bulunan szlerinde mevcuttur.

NDRA: Veda'larda yamur yadran, kahraman, kuvvetli


bir harp ilah. ok yiyen, ok soma ien ve bazen biraz
vahi bir varlk. Hinduizm'de byk bir rol oynamamtr;
Veda zamanndan sonra ehemmiyetini kaybetmitir.
NKA: Peru'dan, gne ilahnn olu saylan hkmdar.

RENAEUS: (Lyon'lu), takriben 1 50'de Anadolu'da


domu, Fransa'da episkopos olmutur. Kendisi, hristiyan
- 228

D N AH S YETL E R i N VE i LA H i VAR L I K LA R I N S M L E R
domatik'in yaratcs olarak tavsif edilebilir. Zndklar aley
hine yazd kitaplar mehurdur. Ona nazaran, Allah'n
sa'da insan eklinde peyda olmasndan maksat, insann
ilahlatrlmasdr; sa, ikinci Adem olarak telakki edilmekt
edir. RENAEUS bilhassa episkoporlarn silsileleri zerinde
durmu, bylece de kilisenin teekklne yardm etmitir.
Halbuki byk Kapadokyal ilhahiyatlar kadar geni-: ufuk
lu ve derin deildir.
SHAK: Patriark'larn ikincisi, BRAHM'in ve SARA'nn
olu (bak Tekv. 18); shak yznden, SMAL le gnder
ilmitir ( Tekv. 21,8); O, babas tarafndan kurban olarak
takdim edilecekti ( Tkv. 22). SMAL, Araplarn atas olduu
gibi, SHAK'da, Yahudilerin atas saylmaktadr.
SS: Msr dininde, OSRS'in kz kardei ve zevcesi.
Asrlar boyunca, hemen btn ana ilahelerin hususiyetleri
ni benimsemitir, tabiatn kraliesi olduu gibi, fakirlere ve
kederlerle ykl olanlara efkat ve merhamet gsteren
anne'dir; ller lkesinde hakim olan OSRSin zevcesi
sfatyla llerin de kraliesi olmutur. SS'in erefine
yaplan mister trenleri, hemen btn Yakn Douda ve bil
hassa Roma'da byk rol oynamtr; hellenistik devrinde,
zhd, riyazet ve tasfiye ayinlerinden sonra ilahenin srrna
yaklaan insan, hususi bir trende vaki olan "vuslat"tan
sonra yeni bir hayata ve en nillayet ebedi saadete erimei
ummutur.
SKENDER: (M.. 363-330).
STEFAN: Hellenistik-Yahudilikte husule gelen ilk hris
tiyan cemaatn reisi. Yahudi ibadetinin, SA'nn dnnde
biteceini syledii iin Yahudiler tarafndan talarla
ldrlntr. Kilise'nin ilk martiri olan STEFANUS'u
anma gn, 26 Aralktr.
AYA: (M.. 8. asrn ortasndan itibaren). Takriben 740
senesinde ilk vahyi alan AYA, Yehuda'da yaam, bir
peygamber hanmla da evlenmitir. Yahvenin gnnn,
kendi ilahn brakan srail oullarnn bana muhakkak
- 229 -

D N L E R TAR H N E G R
yaknda geleceini, bildirmitir. 722 senesine kadar, Asur
ordularnn bu ceza gnn getireceklerinden emindi; fakat
bundan sonra, Asurilerin de ilahl cezaya maruz kalacak
larn sylemitir. AYA, pek kuvvetli ve muhtelif ekillerde
-iir, at, nasihat v.s.- bildirilen vahylerinde bilhassa bir ey
retmitir ki onun zerinde btn hayat boyunca
durmutur: Yahve, kurban ve zahiri bir ibadet deil, iman
ve itinad istiyor.
TAR: (Smerlerde: NNNA) Esi Akad dininde -baka
Sami dinlerinde de olduu gibi- Zhre yldzna bal olan,
bunun iin. hem akam, hem sabahta var ki olan ileri
himaye eden byk ana ilahe. Ak, verinlilik, mukaddes
fahielik onun :Sahasdr; br taraftan, harp ilahesidir de.
Ona benzer ilaheler, btn Yakn arkta mevcuttur.
JAKOPONE DA TOD: (Takriben 1240-1306) Fransizkan
tarikatna mensup bir air. Kilisede grnen su-i idareye
kar yazd ac hicivlerden dolay senlerce hapishanede
kalmtr. Halbuki onu mehur eden, bu hicivler deil, mist
ik akla yanan, fakr ve ak en gzel renklerle vasflandran,
onlar en ahenkli szlerle ven arklardr.
JAYADEVA: (12. asr) Hinduizmin byk airlerinden
biri. Onun en ehemmiyetli eseri, KRNA ve RADA'nn
akn anlatan Gitagovinda'dr.

JOAHM DE FLORS: (takr. 1 132-1202), ecclesia spiritu


alis, yani "ruhani kilise"nin lksn ileri sren rahip. 1 200
senesinin ylbanda ald bir viziyone nazaran, Eski
Ahidde ifadesini bulan "Babann kilisesi" ve SA'nn kilis
esinden sonra nihayet Ruhulkudds'n alemmul kilisesi
gelecektir.

JOEL: Galiba M.. 5. asrn sonunda yaayan bir brani


peygamber.

JUAN DE LA CRUZ: (1 542-91); spanya'da Kannel


tarikatine mensup ve bu tarikatin byk reformatr olan
Teresa'nn ruhani dostu olan bu mistik, lristiyan dnyasnn

en byk mistiklerinden biri, ayn zamanda da spanya'nn


- 230 -

D i N i A H S iYETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R
e n nemli airlerindendir. Yazd ve sonra tefsir ettii
byk iirlerinde, kalbin mistik yolda gemee mecbur
kald "karanlk gece"yi, yani Allah'tan uzak, tesellisiz
kalmasn ifade etmitir; bu gecenin en derin karanlklarda,
birden bire ilahi huzurun nuru parlyor. Mistiin yolunu,
Karmel dana k remizi ile gstermi, mistik dua
hakknda da -TERESA gibi- malumat ermitir.
]. Baruzi, St. Juan de la Croix et le probleme de pexpe
rience mystique. 1924.
JULAN OF NORWCH: ( 1 34 3- 1 4 1 3 'den sonra).
ngiltere'nin byk mistik hatunlarnn en nemlisi. Derin
bir ak, rekli ve zarif vizyonlarndan anlalmaktadr.
JUSTN: (Takriben 100- takriben 165) Eski hristiyan kilis
enin apologetlerinin en mehuru. Ona gre, SA'da insan
eklinde grnen ilahi logos, tohum halinde baka mil
letlerde, Yunan feylesoflarnda da mevcuttur. Halbuki
yegane doru felsefe, ona gre, Hristiyanlktr.
JUSTNAN: (Takriben 482-565) Kiliseye kanun veren ve
bu suretle kilisenin teekklne hukuki imkanlar da
hazrlayan imparator. ORGNES ve monofzitlere kar
hareket etmitir.
KABR: (1440-1510) Hindistan'da slam ile Hinduizm
arasnda bir senteze varmaa uraan, byk mistik air.
Hinduizm'de mevcut olan ilah resim ve heykellerini red
detmekle beraber, yegane Allah'n ismi olarak Hind
avataras RAMA'nn adn kullanmtr. RABNDRANATH
TAGORE tarafndan ingilizceye evrilmi mistik iirleri,
tasavvufun en gzel hususiyetlerini gstermektedir; halbuki
ayan- hayret ahenklerine ramen kafi derecede tannma
maktadr.
KAL-DURGA:
Hinduizm'de,
VA'nn
zevcesi,
Himalaya'nn kz; douran ve ldren bir ana ilahe. Bazen
kendisine insan kurbanlar takdim edilmitir; onun erefine
yaplan ayinler, bazen pek ehevidir. Bununla beraber,
Hindistan'n byk mistik airleri derin ve canl bir akla bu
- 231 -

D N L E R TA R H N E G R

ezeli anneye tevecch edip, ona hararetli ilahiler armaan


etmilerdir.
KALLOGENA: Yunanistan'da kadnlar tarafndan taplan
"gzel doum veren" ilahe.
KATARNA, GENOVA'LI: (1447-15 10). Kendisine iyi
amellerle, bilhassa hastalara baka veren bir talyan azize
si. Sert bir zhd, ve ateli vizyonlarla mehurdur; bilhassa
purgatorium hakkndaki vizyonlar katolik kilisede takdir
edilen bir kitapta neredilmitir. Dua ve vizyonlarndan
anlald vehile, Allah'ta ahsi taraflar deil, gayri ahsi
taraflar zerinde durmutur; yani, neoplatonik mistik anne
sine sadk kalmtr.
F. VON HGEL, Tbe mystical Element of Religion, as
studied in St. Catharine of Genova and herfriends. 1908.
KATARNA, SENA'LI: 0347-1380). Dominikan tarikatine
mensup, pek faal bir talyan mistik hatun. Ortaada ok
kullanlan bir tabir ile, SA'nn gelini saylan KATARNA,
kilise siyasetinde, Papalar Avignon'dan Roma'ya getirmesi
ile byk bir muvaffakiyet kazanmtr.
KEB: Msr dininde, yeryz ilah. Bu dinlerde ender
tesadf edilen bir tasavvurdur; ekseriya, yeryz dii bir
varlk eklinde ahslandrlmaktadr.
KHERPA: Msr'da On ehrinin ilahiyatlarna gre,
gne ilahnn sabahleyin ald isim.
KLEMENS: skenderiye'li (M.S. 216'dan evvel lm).
Byk skenderiyeli kateket mektebinin reisi. Ona ve
taraftarlarna gre, btn felsefe ve muhtelif milli dinlerde,
bir olan ilahi logos kendini gsternitir; iman ile akl
arasnda bir ahenk mevcuttur. imdi dnyada organizasyon
halinde grnen hristiyan kilise, gittike ruhani bir ekilde
gelimitir.
KONSTANTN : 306 - 337'de Roma imparatoru olan,
317'de umunl din serbestliini ilan eden ve biraz sonra
Hristiyanla devletinde en mhim yeri veren, hkmdar.
- 232 -

D i N AH S i YETL E R i N VE LA H VAR L I K LAR I N i S M L E R

lmnden evvel vaftiz olan KONSTANTN , imparatorun,


kilisenin de hkmdar olduunu ileri srmtr.
KRNA : Hinduizm'de VNU'nun bir aataras. Belki
eski zamanlardan bir esatir kahramanndan, yahut da bir
yer ilahndan gelimi, sonra hem arabac, hem de oban
sfatyla Hind dini edebiyatnda temsil edilmektedir.
KSENOFANES : (M.. 570 - 480) Yunan felsefesinde
inkiaf eden din tenkidini ifadelendiren bir feylesof.
Bilhassa HOMER ve HESOD'un esiitirinde gze arpan
antropomorfistik tasavvurlar iddetle tenkit etmitir.
KUETZALKOHUATI.. : Azteklerde, kltr getirici ilah.
Esatire gre, douda bir kzn dourduu bir kahramandr.
KUNGFUTSE (KONFUZUS): (M.. 551-479), in dininin
reformatr. Muhtelif vazifeler grdkten sonra retmen
olan, bilhassa in edebiyatnn eski adetlerden bahseden
eserlerini; tahsil eden, iir ve musikiye nem veren KUN
GRFUTSE, 508 senesinde bakan olmu, siyasi buhranlardan
tr memleketini terk etmitir. Onun gayesi, gelenein
bozulmas dolaysyla her bakmdan tehlikeli bir duruma
den memleketine yardm edip vatandalarn an'anevi
ekilde terbiye etmek idi. Bunun iin klasik edebiyat
toplayp kanun ekline getirmitir. Dini meselelerle ok az
meguld; daha fazla ahlak konusu zerinde durmutur.
M.. 204 senesinde mezarnda ilk defa kurbanlar takdim
edilmi, M.S. 1912 gk ve yeryz ilahlar payesine yk
seltmitir.
KVRNUS: Roma dininde, fonksiyonlar pek iyi bilin
meyen byk bir ilah.
KVANYIN (jap. KWANNON), Mahayana Budizm'de
Gotama BUDDA'nn dyanbodisatva's olan AVALOKTE
VARA'nn in ve Japonya'da ald ekil. Eski in ana
ilaheleriyle birletirilip efkatli bir ilahe olmutur. Kadnlar,
ondan ocuk istirham ederler, hastalar, afiyet ve ifa rica
ederler. Resimlerde, birok defa bir ocukla beraber gs
terilmektedir.
- 233 -

DTN LE R TA R i H i N E G i R i

KYBELE: Frikyal bir ana ilahe; ona tapna adeti M..


204 senesinde Rona'ya gelmitir. KYBELE'ye mukaddes
olan madde, siyah bir ta heykeldir. Esatir ve ayinlerde,
onunla AITS arasndaki ak maceras mevzuu bahistir.
LAKM: Hinduizm'da, gzelliin, evlenmenin ve
zenginliin ilahesi, VNU'nun zevcesi. Onun mukaddes
hayvan, inektir.
LANG, ANDREW: (1844-1912), ngiliz bir din bilgini.
Bilhassa iptidai dinlerle megul olan LANG, dinlerde
mitolojik tasavvurlarn ikinci planda geldiklerini ve dinin
"pratik" taraflarndan inkiaf ettikl<::rini sylemitir.
Tbe Making of Religion. 898.
LAOTSE: Aa yukar M.. 604'te doan, muhtemelen
ariv memuru olan byk in ilahiyat ve feylesof. Ne
zaman ldn bilmiyoruz; onun hviyetini yalnz
Taoteking adl kk kitabndan istidlal edebiliriz. in'de
eski ve yeni zamanlarda en derin mistik saylabilir.
LAR: Roma'da, ev ate ilah, eve ait olan tarlalarn da
koruyucusu.
LEBNZ, G. W. (1646-1716): Alman aydnlatma felse
fesinde en byk ahsiyet. lmin btn sahasnda -matem
atik'ten teolojiye kadar- alan LEBNZ, idealistik bir sis
tem yaratm, alemlerde mevcut olan byk ahengi
gstermee almtr.
LEO, SAUROS, (716-741): Bizans imparatoru olan, 726
senesinde ikon'lar kiliselerden kaldrtan ve bundan dolay
Ortodoks kilisenin mukavemetini uyandran hkmdar.
LOK: Eski Jennen mitolojisinde, yars dev, yans ilah
olan bir varlk. ODN'in kankardei olan LOK, eit eit
ekillerde gze grnyor: Sinek, kartal, balk, ay, acuze
v.s. Ate ile sk bir mnasebeti vardr.
LUTHER, MARTN: (1483-1546), lSOS'te Erfurt ehrinde
rahip olan, sene sonra Wittenberg'de profesrle tayin
edilen Alma,n reformatr, 151 Tde doktrinlerini bildirdik- 234 -

D i N i AH S iYETL E R N VE LA H VAR LI K LA R I N S M L E R
'

ten sonra, 1 521 Alman imparatorunun huzurunda akidelerini, mdafaa etmi; resmi kilise ile mnasebetlerini kesmitir.
ncil ve Abd A tik i Almancaya evirmitir. LUTHER'in teolo
jik tasavvurlar; kendi tecrbelerinden anlalmaktadr.
Uzun seneler, iyi amellerle, riyazetle Allal'n inayetini
aradktan sonra, bu inayetin Allah'n serbest bir hediyesi
olduunu anlam ve bu hakikata binaen, insana, yalnz
SA'da tecelli eden ilahi sevgiye gvenip btn gnahlarna
ramen Allah'n rahmetine itnad etmeyi retmitir.
,
ncitde , bu fikirleri arayp bulmutur. Bundan dolay,
Papalkta temerkz eden komplike katolik sisteme kar
hareket etmi, kilisede laik elemanna ehemmiyet vermitir .
. MATREYR: Upaniadlarda, baz yerlerde hitap edilen
bir hanm.
MALEAK: Babil srgnlnden sonra srail'de ksa
zaman iin va zb rda bulunan bir p1.. } g.mbe:.. .
MAN (21 5-27 jJ: Panl ..:, ..11..:11...Jen birinin olu olarak
Babil'de. , doan MAN I , zurua:>Lh. ve gnostik unsurlar
birletirip yeni bir dini sistem yaratmaya almtr. Pek
komplike bir mitoloji vastasyla, insann, iinde, gizlenilen
nur paralarn kurtarp tekrar nur dnyasna dnmesini
retmitir. Sisteminde hem ZERDT, hem de BUDDA ve
SA bir rol oynamaktadr; MAN, kendisini, SA'nn vadettii
parakle saymtr. Faal misyonerler sayesinde, Makineizm
olduka abuk Trkistana kadar ilerlemitir. MAN'nin ken
disi ise, zoroastrik muganlarn teviki ile tevkif edilmitir.
Onun ressam olduunu syleyen rivayetler, herhalde,
nanikeisderin . mukaddes kitaplarn en zarif ekilde
sslemelerinde n ileri gelmi olsa gerektir.
MAHAVRA: (M.. 539-467) imali Hindistan'da Jaina
tarikatinin kurucusu, veya daha eski sistemlerin refor
matr . . Mutlak bir zhd isteyen MAHAVRA, elbise
giymeksizin . dilenci rahip sfatyla dolamtr. Kendisine
verilen lakab, ]f! ina, "galip, yenen"dir.
MANKKA VAAGA: (Belki M.S. 8. asr), Tamil dilinde
'

'

_ _ _ ___

- 235 -

Di N L E R TAR i H i N E G i Ri

yazan, ilahilerini VA ve KALDURGA'ya ynelten air.


Hindistan'da yaayan dini airlerin en by olsa gerektir;
ilahilerinde, hudutlar aan, her eyi yakan, en kuvvetli ren
klerle parlayan bir ak grnmektedir.
MANU: Veda ve Hinduizme gre, dnyann
yaratlndan sonra ilk defa kurban takdim eden insan; bir
tufan esnasnda, o zaman balk eklinde dnyaya gelen
VNU tarafndan kurtarlmtr. MANU'ya atfedilen eser,
Brahmanlarn vazife, hak ve ahlakndan malumat veren,
M.. 2. asr ile M.S. 2. asr arasnda yazlan bir hukuk
kitabdr.
MARK AUREL: Roma'da 161-180 imparator. Yunanca bir
eseri, Stoa felsefesinin ve ahlaknn mkemmel bir
rneidir; nk imparator, teori bakmndan deil, kendi
tecrbelerine gre konumak selahiyetine sahiptir.
MARDUK: Babil ehrinin yer ilah ki, o M.. 1950 sen
esinden itibaren Anuru dinastisinin zaferinden dolay
byk ilahlar arasnda sayl EA'nn olu olarak kabul edil
mi ve bu vesile ile Babil panteoun'unun en mhim
ahsiyeti olmutur. Ezelde tiamat ejderini ldren MAR
DUK, Ea'nn hikmetine itirak ettii iin frklerin,
tabiblerin ilah da olmutur. Ona kar icra edilen ibadet,
yeni Asur devletinin zamanna kadar yaamaa devam
etmitir.
MARKON: (lm takriben M.S. 160) Sinoplu bir adam,
Pavlus'un en sert tarftar. O, Eski Ah idde eriat ve emirler
den baka bir ey grmemi, orda faaliyette bulunan ilahi
varl fena ve zalim olarak telakki etmitir. ncifde tecelli
eden, sevgi ve merhamet olan SA, "yabanc ilah", Eski
Ahdin ilahnn zdddr. MARKON, kendine gre LUKA'nn
ncilinden, PAVLUS'un mektuplarndan ve Resullerin le
r'nden hususi bir Ahdi Cedid tertiplemitir. Kilise, mer
hametsiz bir riyazetle yaayan MARKON'u zndk saymtr.
MARS: Roma'da harp ilah, kendi milletinin koruyucusu,
bundan dolay da tarlalar himaye eden bir ilah. Mukaddes
- 236 -

D i N A H S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R

ay, hala onun ismini tayan mart aydr.


, MATRES: ("anneler") Keltlerde lk eklinde tasvir
edilen ilaheler.
MAYNOND: (11 35-1204) spanya'da byyen, sonra
Msir'da tabip olarak yaayan byk Yahudi feylesof ve
il:lhiyat. Mina'y erbetmi, Yahudi akideyi gzel bir sis
temde izah etmi ve bilhassa ARSTOTELES'in felsefesine
Yahudilikte bir yer vermitir. Halbuki Tevratn an'anesine
sadk kalarak, dnyann ezeli olmasn muhtemel grme
mi, onun yaratlm olmasnn ihtimale daha yakn
olduunu ileri srmtr. MAYNOND'in eserleri, Arap
feylesoflarn fikirlerini de garba nakletmee yardm
, etmilerdir; onlar Yahudiliin inkiaf iinde gayet nem
, lidirler.
MEHTHLD, MAGDEBURG'lu: (Takriben 1 212-1280)
Dominikan tarikatna tertiar olarak mensup olan bu byk
Alman mistik ve air, ortaada mistik yolundan yryen
kadnlar arasnda hususi bir yer almaktadr. " Uluhiyetin
akan ziyas " adl kitab, nesir ve iir eklinde, yeni
kelimeleri yaratmaktan ekinmeden, en cesur ifadeleri bile
kullanarak, ilahi akn srrna ima etmektedir.
MELKSEDEK: Tekvin 14, 1 7-20e gre, Kuds'te kral ve
kahin olan, BRAHM'i takdis eden bir zat. ncil'de, br. 7,
SA o kahin - kralna benzetilmektedir.
MENG - TSE: (372-289) in'de KUNGFUTSE'nin doktrin
lerini mdafaa eden ve tazelendiren bir edebiyat. Onun
eserleri, derin bir insan sevgisini ve geni bir msamaha
fikrini gstennektedir.
MERYEM ANA: SA'nn annesi (Bak Mk. 6, 3; Mt. 13, 35;
Res. 1, 14) En eski rivayetlere gre, Marangoz YUSUF'un
refikas ve baka ocuklarn da annesi idi; Matta ya gre
inci/, bakire olarak SA'y dourduunu sylemektedir.
Buna dayanarak hristiyan kilise, onun, hem sa'nn
doumundan evvel, hem de bundan sonra bakire olduunu
ileri srmektedir. Efes konsilinde, kendisine "Allah'

- 237 -

D N L E R TAR H N E G R

douran" lakab verilmitir; bu sfatla, SA tarafndan icra


edilen kurtulua muvasst olarak itirak etmektedir. lahiy
atlar, MERYEM ANA'nn her gnahtan masum olup, hatta
aslf su a mptela olmadn ileri srmler ve bundan
tr; lnce de maruz kalmadn istidlal etmilerdir. Olduka erken, MERYEM ANA'ya gsterilen ihtiram liturjide
hususi bayramlar, hususi dua ve ilahiler eklinde geni bir
yer tutmutur; bilhassa ark kilisesi kendisine gayet derin
bir hrmet gstermektedir. Protestan kilise, MERYEM
ANA'ya SA'nn annesi olarak ihtiram etmekle beraber, ona
ait bayramlarn hemen hepsini kaldrmtr. En eski zaman
lardan beri, MERYEM ANA'y temsil eden resimler, onun
erefine yazlan iirler btn kilisede yaylmt; keramet
gsteren Meryem heykelleri, MERYEM ANA'nn tecellileri
bilhassa katolik halk dininde gayet byk bir rol oynamak
tadr. -Mistikleri iin MERYEM ANA, Allah'n szne itaat
eden, Allah' kendinde kabul eden kalbin gzel bir sem
boldr.

'

MCHZANE: (847-903) Japonya'da mehur bir edebiy


at; lmnden sonra, ilim ve yaz sanatnn ilah payesine
karlmtr.
MESSOR: Roma'da hasat toplamasnn ilah.

MCHA: (M.. 700'den evvel), Filistinde ksa bir zaman


iin yabanc ilahlarn perestii aleyhine tehdit szlerinde
bulunan bir peygamber.

MKADO: Gne ilahesinin torunu saylan Japonya


imparatoru.

MTRA: Eski indojennenlerde, kla bir mnasebeti olan


bir ilah. Hindistan'da VARUNA ile beraber bulunan MTRA,
gklerdeki nizamn muhafaza edicisidir; ahd- vefann
ilahdr. Eski ran dininde en mhim ahsiyet o idi; Zerdt
tarafndan reddedilmekle beraber sonraki asrlarda tekrar
ZERDT dinine szmtr. badeti, bilhassa imali - garbi
ran'da icra edilmi, oradan, baka unsurlar benimsedikten
sonra askerler vastasyla Roma'ya gelip Roma imparator- 238 -

D N AH S YETL E R i N VE LA H VA R Lt K fAR I N S M L E R

luunun ta kenarlarna kadar intiar etmitir. Burada, kt


devlerle savaan, mitik boay ldren, bazen gnele
birletirilen MTRA'ya mahsus ibadeti M.S. 4. asra kadar
Avrupa'da devam etmitir.
MOLOK: srail'de, muhtelif yerlerde ismi geen bir ilah
ki, ona, rivayete gre ocuklar kurban olarak takdim edil
mitir.
MONTANUS: (lm M.S. 1 78) Hristiyanln profetik
hususiyetlerini canlandnnaa alan Frikyal bir zahid;
kilisede o zaman byk bir rol oynamayan eski hristiyan
eskatolojik fikirleri onun mezhebinde dinin merkezini tekil
etmitir.
MUSA: Tevratta k kitabndan itibaren, Msr'da bulu
nan Yahudileri Filisitin'e gtrmee alan MUSA'nn
hayat hakknda az ok lejandl rivayetler bulunmaktadr.
Msr'dan k galiba takriben M.. 1 2 50'de vuku
bulmutur. MUSA'nn ahsiyeti hakknda hemen hi msbet
malumat mevcut deildir; onun byk eseri, srail milletine
yeni bir Tanr meflumunu vermesidir. Kendisine Tur
danda tecelli eden YAHVE, din tarilinde ilk defa tarile
bal bir ilahtr. Bunun iin, MUSA'y din tarilinin en
mhim ahsiyetlerinden saymamz lazmdr. TEVRAT ise,
onun eseri deildir; yalnz ona ait hikayeler ve tarih boyun
ca ona atfedilen sz ve emirleri ihtiva etmektedir.
MLLER, MAX: (1823-1900) Alman mteriki, sonra
ngiltere'de Din bilgileri profesr. Onun teviki ile, ark
dinlerinin btn mukaddes kitap ve ehemmiyetli
vesikalarnn tercmelerini iltiva eden Sacred Books of the
East adl kolleksiyon neredilmitir. Din tarihi konusu
zerinde yazd kitaplarda, geni bir tolerans kendini
gstermektedir.
NABU: (NEBO) Akad mitolojisinde MARDUK'un olu
saylan, kltr ve bilhassa yaz sanatn getiren, elinde bir
kalem tutarak temsil edilen ilah.
NAHUM: Galiba M.. 620 senelerinde Filistin'e hcum
- 239 -

D N L E R TAR H N E G R

eden Asur krallar aleyhine ses karan bir brani peygam


ber.
NAMTAR: Akad mitolojisinde, bir hastalk devi.
NANAK: (1469-1 538) imali Hindistan'da, KABR'den
ilham alarak, mistik yoldan geen ve dokunakl beyitlerde
vuslat ve Allah'n vahdetini ifadelendiren bir air. Onun
beyitleri, Sikh'lerin mukaddes kitabna menkuldr.
NEFTZ: Msr mitolojisinde, SETI-l'in kz kardei ve
zevcesi.
NEHEMA: Babil srgnlnden sonra Kuds'n
tamirine bakan, bilhassa surlarn inasn tevik eden, ran
hkmetinin hizmetinde bulunan bir Yahudi memur.
Yaptklar, Nehemia kitabnda anlatlmaktadr.
NEPTUN: Roma'da deniz ilah.
NERGAL: Smer ve Akad mitolojisinde ilk zamanlarda
gne hararetinin ilah, ayn zamanda -yeralt lkesinin ila
hesini yendikten sonra onun kocas olarak- yeralt lkesinin
hkmdar, dev ve gullerin kral.
NESTORUS: (lm 451) 428-431 stanbul -patriark,
Efes konsilinde, SA'da mevcut olan iki tabiat hakkndaki
doktrinleri reddaldikten sonra Msr'a nefyedilmitir.
NREN: (1222-1281) Japonya'da Budizm'in en entere
san ahsiyetlerinden biri. ]odo mezhebinde bymesine
ramen Budizm'in btn mezheblerini reddetmi, halk
tvbeye ararak va'zlar vermitir. Suddharma Pundarikasutra'dan ald fikirlere gre, Budda'nn varl
mekan ve zamanda mevcut olan btn olaylara amildir.
Sert ve msamahasz tasavvurlarndan tr, birka defa
hkmet tarafndan tevkif edilmitir.
NKOLAUS, MRA'l: (lm M.S. 350) Aziz nvann
alan, merhamet ve insan sevgisiyle mehur olan bir episko
pos. Anma gnnde -6 aralk- hala ocuklara hediyeler ver
ilmektedir; ona dair birok lejandlar halkta yaariaktadr.
NNlJRTA: Smer ve Akad mitolojisin_de frtna ilah,
- 240 -

D N AH S YETL E R N VE LAH VAR L I K LA R I N S M L E R

sonra bu sfatndan dolay harp ilah eklinde gelien varlk.


Baz yerlerde, ta ve nebatlarn ilah ela saylmtr.
NUT: Msr'da, gk ilahesi.
NYBERG, H.S.: (1889) sve msterik ve din bilgini,
Eski Ahid ve bilhassa ZERDT dini hakkndaki kymetli
eserleri ile mehurdur.
NYRD: Jermenlerde, Van adl ilahlara dahil bir verim
lilik ilah.
OBADJA: srail peygamberlerinin biri; zaman belli deil;
pek ksa vahylerinde YAHVE'nin adalet ve cezasndan
bahsedilir.
ODN (WODAN): Jermenlerde, llerin ilah, sonra
byk byc ve mukaddes harflerin stad, asil muharib
lerin koruyucusu ve zafer baheden bir varlk. ki kargas ile
beraber, sekiz ayakl kr atna binmi olarak bulutlardan
getii tasavvur edilir.
OGST: (M.. 27 M.S. 14) Roma imparatoru. En ok
sevdii ilah APOLLON olan OGST, eski Roma ayinlerini
canlandrmaa almtr. Onun genius'una tapnm,
lmnden sonra kendisi ilahlatrlmtr.
OKKAM: (lm 1347) ngiliz fransizkan rahibi, isko
lastikte, Akvinas'l Thomas'n muhalifi. Ona gre, imanda
"niin?" diye sorulmaz, iman ve ilim, iki zttr. "Paradoks
olduu iin ona inanyorum."
ORFE: Trakya'dan gelen bir mitolojik ahsiyet ki,
efsanelere gre, gzel besteleri ile vahi hayvanlar bile
munisletirnitir. Yine esatire gre ldran kadnlarn
paralayp ldrdkleri ORFE'nin ismine M.. 6. asrda
ortaya kan Oifizm denilen mistik - asketik cereyan
baldr.
ORGNES: (Takriben 185 - 254) skenderiye kateket
mektebinde KLEMENS'in talebesi. Kendini dini sebeplerle
hadm eden ORGNES, eski kilisenin en byk
stadlarndan biridir; halk dini ile hristiyan mistii arasnda
- 241 -

D N L E R TAR i H N E G R

bir kpr yaratm, hristiyanln, btn insanlarn dini


olduunu, yalnz insanlarn muhtelif seviyelerine nazaran
ayr ayr ekillerde grndn sylemitir. Neoplatonik
felsefesine dayanarak, insana, ezeli ve ebedi logosa kadar
kmasn reten ORGNES, apokatastasis doktrini el,
dnyann sonunda Allah'tan baka birey kalmayacan
ileri srmtr. Ayn zamanda, Neidelerin neidesinin sem
bollerinden istifade ederek mistik ak vm, Tevrat ve
ncilin metinlerini de dikkatle incelemi ve bfrbiri ile
mukayese etmitir. Btn bu faziletlerine ramen, 553'te
kilise tarafndan zndklar arasna konmutur.
OSRS: Msr'da, Nil'in tamasyla ve binnetice verim
lilikle mnasebetleri olan bir ilah. Mitolojide, KEB ve
NUT'un ilk olu, kardei SETH tarafndan ldrlm ve
bundan sonra ller ilah olmutur. Halbuki . aa yukar
m.. 2700 senesinden beri llerin ilah saylmtr.
FRAVUN, lmnden sonra OSRS oluyor. Asrlarca sren
bir inkiaftan dolay, nillayet b;r insann, lmnden sonra
bu ilahla birleecei sylenilmitir. Osiris, esas itibariyle
hayvan eklinde, yahuthayvann refakatiyle tasvir edilme
mitir; Apis boas ile mnasebeti olduka ge bir zamana
aittir.
OTTO, RUDOLF: (1869-1937) Senelerce Marburg'da
h hiyat profesr olan Otto, dinin, btn baka ilim ve
tec ;belerden fark olarak yalnz kendi mahiyetinden
anl; ldn ileri srm ve bu suretle btn din
bilginliine yeni bir temel vermitir. Uluhiyetin cemal ve
celal :rafn vasflandrmak iin, mysterium fascinans ve
mysterium tremendum tabirlerini kullanmtr. Muhtelif din
lerin mukayesesinde kymetli aratrmalarda bulunan
OTTO, dinlerin birlemesine yardm etmek maksad ile
"Re.ligiser Menschheitsbund" adl bir organizasyon
kurmutur.
OTTO, WALTER F: (1874) Yunan dini tasavvurlarnn en
mahir tercmanlarndan biri. Kitaplarnda, Yunan ilahlarnn
- 242 -

D i N AH S YETL E R i N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R

mahiyetini mkemmelen izah etmitir.


PAN: Yunanistan'da, hayvanlarn, obanlarn ilah
(Roma'da FAVNUS)
PAVLUS: Tarsus'ta doan, Hellenistik Yahudi cemaatna
mensup olan, hristiyanln inkiafn hazrlayan havari.
Hristiyanlar iddetle takip ettikten sonra, SA'nn bir vizy
onu sayesinde hristiyan olup uzun seyahatlerinde muhtelif
milletlerde misyonerlik etmitir. Kbrs ve Pamfliya, Cenubi
Anadolu, sonra Suriye, Konya, Yunanistan'dan getikten
sonra sene kadar (50-53) 0 Efes'te kalm, tekrar
Yunanistan'a ve bir daha Kuds'e dndkten sonra
Roma'ya gitmi, orada martir olarak lmtr. Kurduu
cemaatlara yazd mektuplarda, Yahudi eriatten serbest
olan, yalnz SA'nn lmnde peyda olan kurtulua gve
nen bir dini bildirmitir. SA'nn gelii ile, yeni aion, ebedi
dnya imdiden gelmitir. PAVLUS, SA'nn bildirdiklerine
baka bir ekil vermitir; onun eserlerinin muhteviyat,
SA'da olduu gibi ESKATOLOJK bir tasavvur deil, SA'nn
kendisi, onun kurtulu amelidir. Bu sebepten baz liberal
ilahiyatlar, PAVLUS'un fikirlerini reddederek NCL'de
gorunen SA tasavvuruna dnmlerdir. Halbuki
PAVLUS'un mektuplarnn, eldeki muhtelif ncillerden daha
evvel yazlm olmas dolaysyla, bu teebbsler de pek
faydal bir netice verememitir.
PENAT: Roma'da, yemek dolaplarnn ve mahzenin ilah
lar; evin oca ile bir mnasebetleri mevcut olduu iin
Roma devlet ayinlerinde VESTA mabedinde onlara da yer
ayrlmt.
PERSEFONE: Yunan mitolojisinde, ZEVS ile DEMETER'in
kz, HADES tarafndan karldktan sonra yeralt lkesinin
kraliesidir. Onda, verimlilik ve ktonik ilahelerin
birbirlemesi grnmektedir.
PETRUS: (Kefas, yani "Kayd'), SMON adl bir balk,
isa'nn ilk havarilerinden biri. Matta 16, 18e gre, SA ken
disi iin kurulacak kilisede hususi bir yer verip "Sen,
- 243 -

D N L E R TAR H N E G R

zerinde kilisemi kuracam kayasn" demitir. Bu sze,


Roma kilisesi kendi hakkn dayandrmaktadr. Rivayate
gre, SA, kyamndan sonra ilk olarak PETRUS'a grn
mtr. ( 1 . Kor. 15, 5>. O, Kuds'te teekkl eden hristiyan
cemaatn reisi idi. Onunla PAVLUS arasnda bir zamanlar bir
muhalefet kmtr; nk PETRUS, Yahudi an'anelerini
daha fazla muhafaza etmek istemitir. Halbuki o da,
PAVLUS gibi, Roma'ya gitmi, martir olmu, rivayete gre
PAVLUS ile ayn gnde ldrlmtr.
PLOTN: (Takriben 205-270) Msrl; Roma'da okumu,
hem EFLATUN'un, hem de STOA'nn felsefesi ile megul
olan byk bir mistik feylesof. Bir olan Allah'tan nus
vastasyla kan, ta maddi dnyaya kadar inen ruh, tekrar
meneine kmaldr. Ruhu mutlak olanla birleen vecid,
PLOTN'e hayatnda drt defa nasip olmutur. Mistik felse
fesini, Enneadlarda izah etmitir. Onun, hem garb, hem
arkta btn ortaada icra ettii tesir hayrete ayandr.
Plotins Enneaden, tere. H. Fr. Mller, 1878 - 1880.
POSEDON: Yunanistan'da btn sularn ilah, sonra bil
hassa deniz iliih. Onun mukaddes hayvan at olduundan,
onun erefine hususi bayramlarda at yarmalar icra edil
milerdir. - Roma'da ona mabih ilah, NEPTUN'dur.
PRj.JAPAT: "Mahlukatn rabbi" , Brahmanism'de dnyay
yarata. insanlara ocuk veren bir ilahi varlk . Bildiimize
gre, onun ibadeti byk bir rol oynamamtr; bu ibadet
ilahiyatlarn yarattklar bir mefhum idi.
PROMTOR: Roma'da, buday mahzenlerden karma
ilah .

PTAH: Msr dininde, Menif ehrinin ilah, san'atkarlarn


ve esnafn koruyucusu. Onun mukaddes hayvan, Apis
boas idi.
PTAGOR: (Takriben M.. 532) Byk bir matematiki,
saylar teorisinden baka musikiyle de megul idi . Tenash
fikirlerini Yunanistan'da neretmi ve feleklerin, yldzlarn
- 24 4 -

D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R

ahenkli rakslar zerinde durmutur.


RADA: Hinduizn'de KRNA'nn hakiki sevgilisi, Allah'
seven ve onun tarafndan sevilen kalbin bir sembol.
RAMA: Hinduizm'de VNU'nun bir tecellisi; prens olan
RAMA, zevcesiyle 14 sene memleketinden uzak kalp bu
arada ok mkl muharebeler gemeye mecbur olmutur.
O da, Bhakti mistiinin bir lksdr. KABR, RAMA ismi
ni Allah ismi olarak kullanmaktadr.
RAMAKRNA: (1834-1886) Hinduizm'de son asrda
meydana kan en cana yakn ahsiyet. Her kadnda, ilahi
annenin bir tecellisini gren RAMAKRNA, Hind mistiinin
pek tipik bir mmessilidir. Btn iradesini il:lhi iradede erit
tikten sonra, dinlerin esasl birliine ima ediyor: "Var olu,
bilgi ve saadet olan Bir, bazlar tarafndan God, bazlar
tarafndan Allah, bazlar tarafndan Hari, bazlar tarafndan
Brahma diye isimlendirilir."
ROMAN ROLLAN, La vie de Ramakrishna. Faris 1929.
RAMAN: Babil'de bir rzgar ve frtna ilah, ok defa
ADAD'la birletirilmitir.
RAMANUJA: (lm takriben 1 1 38). Vedanta felse
fesinin ikinci byk mmessili. Ona gre, BRAHMAN
ismiyle vasflandrlan ilahi varlk, btn iyi sfatlar iinde
tayor ve bilhassa dnmekle muttasftr. Onun iin
BRAHMAN'dan kan alem bir hayal, bir maya deildir, bir
realiteyi haizdir. Bu suretle, balk ibadetinde bir rol oynayan
ilahlarn perestiine ve bilhassa bhakti mistiini Vedanta
felsefesine szdrmtr.
RE: Msr'da gne ilah, memleketin ilk milli ilah; On
teolojisine gre, bir ilah dokuzluunun en yksek ilahdr.
REPARATOR: Roma'da topran sapanla ikinci defa
yarmasnn ilah.
ROHUS, Aziz: (Takriben 1 295-1 327) Katolik kilL de
halk vebaya kar koruyan bir aziz.
ROLLE, RCHARD: ( 1 290- 1349) lk ngiliz mistii .
- 24 5 -

D N L E R TAR i H N E G i R

Oksford'da tahsil ettikten sonra inzivaya ekilmi,


franziskan mistik duygusunu ifade etmi ve felsefi sistem
lere deil, hayatta lazm olan mistik temrin ve tecrbelere
kymet vermitir.
RUYSBROEK, ]AN DE: 0293-1381), Belika'da yaayan,
mistik terbiyesini ECKHART'tan alan ve onun fikirlerini
gelitirip ruhani hayata tatbik eden byk bir mistik.
Eserlerinde, sanatkarane tertiplendirilmi merhalelerden
vuslata giden yolu gstermi, ECKHART'n talebesi olarak
ulOhiyetin, derinlii idrak edilemeyecek esrar zerinde
durmutur. imali - garbi Avrupa'da mistik cereyanlar onun
sayesinde pek kuvvetli olmutur.
RUDRA: Veda'larda bir frtna ve hastalk ilah ki, ondan,
Hinduizm'de VA inkiaf etmitir.
SAMUEL: srail'de kralln tesis ediliinde pek byk
faaliyet gsteren bir ahsiyet. Ona dair malumat, Eski
Ahid'de 1 ve 11. Samuel kitaplarnda yazlmtr.
SAOYANT: ZERDT dininde, dnyann sonunda bir
kzn ZERDT'n spermasndan douraca kahraman, ki
iyi ve kt prensip arasndaki mcadelenin son safhasn
iyilerin zaferi ile bitirecektir.
SARA: BRAHM'in zevcesi, SHAK'n annesi.
SAUL: srail milletinin, aa yukar M.. 1000 senesin
den itibaren hkm sren ilk kral.
SCHMDT, P. WU IET.1: (()l 195 1) KaLu!ik din hil
gini. Eserlerinde, dnyada en iptidai nilleLlerde bir
monoteizmin mevcut olmasn ispat etmee alm ve bu
hususta pek enteresan malumat toplamtr.
SCHOPENHAUER, ARTUR: (1788-1860) 19. asrn en
kuvvetli feylesoflarndan biri ki, Hind fikirlerinden ilham
alp hem Nimana hem de Upanidlann umumi birlik
meflumunu benimsemitir.
SCHLERMACHER, FREDRCH DANEL: (1768-1834)
Berlin'de lutheran papaz ve profesr. "Din hakknda kon- 246 -

Di N AH S YETL E R N VE LA H VAR L I K LA R I N S M L E R

feranslar" ve baka eserleri ile 19. asrn dini hayatnda


derin bir tesir brakmtr; dinin psikolojik taraflarn
belirtmee alm ve dinin mahiyetini "mutlak bir merbu
tiyet," olarak tavsif etmitir. Mistik fikirleri ile karm olan
derin ve gzel teolojik sistem, bugn bilhassa dialektik
teoloji tarafndan, fazla sbjektif olduu iin, reddedilmekt
edir.
SCWETZER, ALBERT: (1875) Zamanmzn en ayan-
hayret insanlarndan biri. Esas itibariyle ilahyat olan ve bu
sfatyla, SA'nn eskatolojik va'zn gsteren "Geschichte der
Leben - jesu - Forschung " adl kitabnda son asrlarn SA
hakkndaki fikirlerini belirten SCHWETZER, tp ile de
megul oldu, 1913'ten itibaren Orta Afrika'da hastahaneler
kurmu ve oradaki zencileri maddi ve manevi bakmdan
kuvvetlendirmee almakta; "Hayata kar hrmet" sz
leriyle teksif edilen ahlak felsefesini kuvveden fiile
karmaa uramaktadr. Ayn zamanda, zamanmzn en
iyi musiki inas ve org alanlarndan biridir.
SEHMET: Msr'da aslan bal bir harp ilahesi; PTAH'n
zevcesi.
SEMELE: Yunan mitolojisine gre ZEVS'in bir maukas,
DONSOS'un annesi. HERA'nn kskanlndan dolay
ZEVS onu atele yakmtr.
SENEKA (M.. 4 - M.S. 65) Stoa felsefesine mensup bir
Romal feylesof. Hayat, bir lm h:mrl sanm, Labiat
kanunlarna mutabk yaayan in.sanlardan, dalna yardma
hazr olan umumi bir merhamet talep etmitir. Eski
Hristiyanla da tesirler brakmtr.
SERVET, MCHAEL: (lm 1 554). Teslis akidesini itiraf
etmedii iin Geneva'da CALVN'in emri zerine atele
yaklmtr;
o,
protestan
inkvisizyonun
ilk
kurbanlarndandr.
SEPARS: (OSR ve APS BOGA) Ptolomaik devrinde
hellenistik tesirler altnda Msr'da husule gelen, arka ve
garbe intiar eden bir ilah birlemesi. Onun yannda, yine
- 247 -

D N L E R TA R H N E G R

SS bulunmaktadr; OSRS'ten tevars edilen bir


hususiyeti, llerin hkmdar olmasdr.
SETH: Msr mitolojisinde, kardei OSRS'i ldren ilah .
SDDARTA: BUDDA'nn ismi.
SMEON, (YEN TEOLOG): (949-1022) stanbul'da rahip
olan, sonra nefy olunan mistik air. ark kilisesinin en
kuvvetli airi olsa gerektir. Vecidde ilahi nuru grm, onun
gzelliini iirlerinde ifadelendirnee almtr. lahi ak
ile dolu olan SMEON, iirlerinde bilhassa insann Allah'la
birlemesinden, vuslatn ve insan takdis eden inayetin
srrndan bahsetmektedir.
N.STETHATOS: Un grand mystique byzantin. Vie de
Symeon le Nouveau Tbeologien, Texte grec ... et trad
franaise. Roma 1 928. KLAN KRCHHOFF, Licht vom
Licht. (SMEON'un ilahilerinin Almanca tercmeleri).
SMSON: Hakimler 13; 15; l<Jya gre, srail'in byk
hakimlerinden biri. Onun kuvveti, salarnda bulunuyor;
belki tabiat kuvvetinin
ve bilhassa gnein bir
ahslandrlmasdr.
SN: Akad dininde, ay il5.h, yldzlara bal olan byk
ln en mhimi. Btn alemin padiah olduu gibi,
gnei ve yldzlar da dournutur: -AMA ve TAR
onun ocuklardr-. l5.hilerde, kaln boynuzlu bir boaya,
bir kaya veya mavi sakall bir adama benzetilmektedir:
Onun ibadetinin merkezi, Ur ehri, sonra da Haran ehri
idi. Yemen'de oturan Sami airetlerde de, bu ay ilah en
nemli yeri tutmutur.
SDERBLOM, NATHAN: (1866 - 1931) sve'in byk
din adam ve alimi. Paris'te papaz olduktan sonra 1901 sen
esinde Uppsala niversitesinde, 1912'de Leipzig'de profesr
olmu, 1914'te, sve Arkepiskopusu seilmitir. Ayrlm
olan
kiliseleri
birletirmek
maksadyla,
1 925'te
Stockholm'da byk bir kilise toplants tertip etmitir.
Mteaddid resmi vazifelerinin yannda , din bilgisi sahasnda
- 248 -

D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R

birok kynelli kitaplar da yaynlamtr; bilhassa "Das


Werden des Gottesglaubens " 1 9 1 4 < dinin asln unsurda
aratrmaktadr: Mana'ya inan, Animizm ve Yksek
Tanr'ya inan) Dinlerin mukaddes kitaplar, LUTHER'in
teolojisi, eski ran dini v.s. hakknda eserleri mevcuttur;
lmnden sonra, Der lebendige Gott adl, muhtelif dini
ahsiyetlerin i tecrbelerini tahlil eden bir kitab
FREDRCH HELER tarafndan neredilmitir.
SOFOKLES: (496 - 406) Yunanistan'n byk dram
yazar. Eserlerinde, ksmetin deitirilmez kuvvetini, insann
bu husustaki zayfln gstermitir.
K. RENHARDT, Sophokles. 1 948
SOKRAT: (469 - 399) Yunanistan'n byk felsefe stad.
ahsiyeti, yalnz Ejlatun'un eserlerinde grnmektedir.
Kuvvetli bir i sesinin emirlerine uyarak hareket eden
SOKRAT, vatandalarnda sual ve konuma vastasyla ahlak
duygusunu, hakikata susuzluu uyandrmakla megul idi.
SOL NVCTUS ELAGABAL : Sami memleketlerden gelen
bir BAAL ile MTRA arasndaki birlemeden ileri gelen bir
ilah. Takriben m.s. 270'de Roma'ya getirilmiitir.
SOMA: Hindistan'da, Veda'larda methedilen, lmszlk
veren mukaddes kurban arab, kendisi de ilahlatrlmtr.
SOZN, LELO VE FAUSTO: (16 nc yzyl) Teslis'i
kabul etmeyen iki talyan hukuku.
SRAOA: Zoroastrizm'de, "taat, doru dinleyi"
manasn tayan bir ilahi varlk.
STENER, RUDOLF: (1861 - 1 925) Tleosof, sonra da
1913 senesinde Antroposofik cematn kurucusu ki Hind
fikirlerini, hristiyan unsurlarn ve GOETHE'nin muhtelif
tasavvurlarn birletirmee almtr. Kendisi, enteresan
ruhani tecrbelerden gemitir; taraftarlar kendisine hemen
her sahada yeni ve hayat iyiletiren bilgiler atfetmekte
dirler.
STERKULNUS: Rona'da tarlalar gbreleme ilah.
- 249 -

D N L E R TAR H N E G R

SUBRATOR: Roma'da yabani otlar skp atna ilah.


SUSO (SEUSE), HENRCH: (Takriben 1295 - 1366)
Cenubi Almanya'da yaayan bir dominikan rahibi. ECK
HART'nkinden daha yumuak, daha ahsi bir ilah meflu
munu gstermektedir. Bilhassa MERYEM ANA'ya ve onun
birer sembol olan her kadna gsterdii hrmet mehur
dur. "Ebedi hikmete ait kitapk" adl en mehur eserinde,
ilahi hikmet ile vaki olan mistik konumalardan bahset
mektedir.
SLEYMAN: DAVUD'un olu, 10 uncu asrda srailin
kral (Bak 2. Sam. 6 20, 1 . Krallar). Btn kuvvetlerini
kltrel ve ticari amellere veren SLEYMAN, Kuds'te bina
ettirdii mabet sayesinde hret kazanmtr. Onun
saltanatnda, srail milleti en refahl gnlerini grmtr.
Kltrel baarlar gznnde tutarken, halkn, muhtelif
zamanlara ait hikmet szleri, iir, mezmur ve daha baka
kymetli eserleri kendisine atfetmesi ayan- hayret deildir.
AMA: Eski Sami gne ilah ki -bilhassa Akad mitolo
jisinde- ay ilahnn bir olu olarak telakki edilmitir. AMA,
her eyi gren adaletli hakim, kanunlar bildiren ilahtr.
AN - T : Eski in'de, gk hkmdar.
ANKARA: (Bazen ANKARAARYA, stad ANKARA;
lm takriben m.s. 820) Vcdanta felsefesinin ilk ve en
hyk mmessili. Upaniadlar serhederken ndmitn rlnk
tri n i n i gdi;:.Ln;:.Lr: Hakiki varlk, yalnz BRAHMA"\'d r: hu
dnya onun bir hayalidir. Bu lakikaLi iten bilen arif,
lmnden sonra BRAHMAN ile birleecek ve samsara'dan
kurtulacaktr.
ANKARA, Upaniadarn felsefesini son neticelerine
kadar getirmi ve mistiin son hududuna kadar ilerlemitir.
APUR I: (24 1 - 272) ran imparatoru.
EARYAUB: AYA'nn bir olu; ismin ma'nas,
AYA'nn midini ifadelendirmektedir. "Bir kalnt tvbe
-

edecektir. "

- 250 -

D i N AH S YETL E R N VE i LA H i VAR L I K LA R I N S i M L E R

NRAN: (1173 - 1263) Mahayana Budizmine Japonya'da


yeni bir ekil veren, .fodo mezhebinin hususiyetlerini daha
vazh bir surette belirten reformatr. nsann kurtuluu iin
yalnz AMDA'ya inan lazmdr. Eski rahip an'anesini
brakarak 1203 senesinde de evlenmitir. lahileri ile itikad
lar halk arasnda yaylmtr.
VA: Hinduizm'de tahrip edici, rakka Jiihid, mor
boazl ilah, byk ln nc ksm. Tevlit edici
olduu iin Linga eklinde temsil edilmektedir.
TAGORE, RABNDRANATH: (1861 - 1941) Eski bir
Brahman ailesinden gelen, babas Brahma - Sama} hareke
tine itirak eden TAGORE, Bengal dilinde pek sanatkarane
iirleri, ile ark ve garb dnya grnn ahenkli bir sen
tezini yaratmaa uramtr. Hind zahid emirlerini bertaraf
eden, tabiat gzelliinde Allah'n gzelliine tapan, ak ve
sevin bildiren TAGORE, airane ve dnyaya yakn olan
mistii sayesinde garp'ta Hindistan'a ok dostlar
kazandrmtr.
TALES, MLETI.: (M.. 640 - 548) Yunan tabiat feyle
soflarndan biri, ona gre, dnyann yaradlnda en byk
rol oynayan prensip, sudur.
.
TAMMUZ: (Smer DUMUZ) Eski ark dinlerinde
ITAR'n mauku olan, gen bir . oban ilah. Merasim ve
mitlerde, onun lp yine hayata kavumas temsil
edilmitir.
A. MOORTGAT, Tamme:. 1 949.
TAULER: (Takriben 1300-1361) Doninikan tarikatine
mensup, ECKHART'n talebesi olan bir mistik.
ECKHART'tan daha fazla mistiin hayata tatbik edilmesi,
mistik va'zlar ile megui olmu ve garbi Almanya'da
kuvvetli bir mistik hareket uyandrmtr.
TEKATI.IPOKA: Azteklerde ldrc gne hararetini
ahslandran, insan kanna susayan gayet korkun bir ilahi
varlk.

\.

- 251 -

D N L E R TA R H N E G R

TERESA DE JESU: 0 5 1 5 - 1 582) Karmel tarikatinin


byk reformatr. spanya'da yetien mistikler arasnda,
bu hatun en byk rol oynamtr. Yazd eserlerinin
yannda, manastrda grd harikulade i tecrbeleri ile,
tarikatn reformn yorulmaz bir faaliyet ile icra etmitir.
Eserlerinden, mistik duann drt derecesine dair fikirleri
gayet mhimdir; ruhun kn da derin bir psikolojik bilgi
ile anlatmtr. Vizyonlarnda ilahi akn yanan oku ile
vurulmutur. phesiz ki, mistikle Allah arasnda vaki olan
"byk konuma", yani vecde getiren dua, Hristiyan mist
ikle onun yapt kadar gzel tasvir edilmemitir.
TERSTEEGEN, GERHARD: (1697
1769) Garbi
Almanya'da yaayan bir dokumac, Fransz kvietistlerin
eserlerini tercme edip vatannda tantnutr; mistiklerin
biografyalarn da neretmitir. Halbuki en nemli eseri,
ilahilerdir. irin, sakin ve huzurla dolu iirleri h5.la protestan
kiliselerinde okunmaktadr.
TERTULLAN: M.S. 2 . asrn sonunda faaliyette bulunan
bir Hristiyan edebiyat. Hukuk ve felsefe sahalarnda
altktan sonra kiliseye dokunan hemen her meseleye dair
risaleler neretmi, Latin dilinin pek mantki fonnllerinden
istifade ederek teslis ve SA hakknda kat'! ve deitirilmez
meflumlar yaratmtr. Lakin hristiyanln ahlaki emirlerini
o kadar sert bir ekilde ileri srmtr ki, neticede resmi
kiliseden ayrlarak MONTANUS'un mezhebine katlmtr.
THALLO: Yunanistan'da verimlilik veren, ocuklar
byten ilahe.
THOMAS, AKVNAS'l: (1225 - 1 274) 1 243'te dominikan
tarikatine intisab eden, Paris ve Almanya'da okuyan
THOMAS, ortaa'n en byk iskolastik ilahiyat's
saylmaktadr. ARSTOTELES'in fikir ve bilhassa mantn
benimsemek suretiyle kilisenin doktrinlerine felsefi bir
temel kurmutur. man ve akli bilgi birbirini tamamlamak
tadr; inayet, insann tabiatn mahv etmiyor, onu
kenalletiriyor. THOMAS'ta gnahlarn balanmas
- 252 -

Di N A H S YETL E R N VE LA H I VAR L I K LA R I N i S M L E R i

zerinde deil, tabiatn inayet vastasyla tamamlatrlmas


zerinde durulmaktadr. Teolojik sistemini, Sun11na theolo
giae adl byk eserinde iskolastik metodlara gre izah
etmitir; Hristiyan olmayanlar ve bilhassa Mslmanlar
Hristiyanla dndrmek maksadyla, summa contra gen
li/esi yazmtr. Onun yaratt teolojik sistem, katolik
kilisede aa byk bir yer tutmaktadr.
M. GRABMANN, Tbomas von Aquin. 1926.
THOMAS A KEMPS, 0 380 - 1471) Hollandal rahip.
Onun rahiplere tahsis ettii, mitatio Cbirsiti adl kitap hala
katolik halkta okunmaktadr.
THUM: Msr'da, On'daki gne ilahiyatlarna gre,
gnein akam vakti ald ad.
TEN: in'de, ilah sanlan gk.
TOR (DONAR): JerrnenlcrJe eki'le tasvir edil<'n ,
kuvvetli ve li.L kaba frtn: ilah. Romallar onu kendi
JUPTER'lcric
ben z<:>tnilerd ir;
aslen
herhalde
Hindistan'daki i'ilJRA'ya benzeyen bir ilahtr. Jennen
mitolojisinde olduka byk bir rol oynayan TOR'un
mukaddes gn, perembedir (Donnerstag, thursday).
TOT: Msr'da yazma, sanatnn ve ilmin ilah ki, ller
muhakemesinde yazc vazifesini temsil eder ve llerin
amellerini yazar.
TSONG - KAPA: 0357 - 1419) Tibet'te Lamaism'in refor
matr.
TULS DAS: ( 1 532 - 1623) Hindistan'da, ekseriya
Benares'te yaayan mistik air. RAMA'ya dair eserinde,
dokunakl beyitlerle insan kurtaran ak ve RAMA'ya
gvenii anlatmtr; onun esir, hala Hindistan'da ok
sevilmektedir.
TYLOR, EDWARD BURNE1T: (1832 - 1 917) ngiliz
etnolog ve antropolou. Din tarihinde, Animizm teorisini
ileri srmtr.
TYR (ZU): Jennenlerde harp ilah ve yarg, klla
- 253 -

D N L E R TAR i H i N E G R

savaan bir kahraman. Romallar, onu MARS'la mukayese


etmilerdir. Onun mukaddes gn, sal gndr. (Dienstag,

tuesday) .

. UDDALAKA: Upaniadlarn feylesoflarndan biri.


URANOS: Eski Yunan mitolojisine gre, gk ilah,
GEA'nn kocas, titanlarn babas; kendi olu KRONOS
(zaman ilah) tarafndan hadm edilerek azlolunmutur.
UAS: Veda'lardan afak ilahesi; gk kaplarn ualar ile
aar.
VAFTZC YAHYA: (Bak. Mr. 1, 1 8; Mt. 3, 1 - 12; Luk.
3, 1 - 20) Erden lnde tvbeye aran vaiz. Eski srail
peygamberleri gibi, ayinleri beenmemi tevbihlerde
bulunmutur. Erden sularnda icra ettii vaftiz, insanlara
gelecek kyamette muvaffakiyet verecekti. Hkmet
tarafndan idam edilmitir.
VALKR: Jermenlerde harp perileri, l kahramanlar
muharebeden sonra ODN'in hisarna gtren kzlar.
VAN'lar: Jermenlerde, verimlilik ve dourganlkla
alakadar olan, bilhassa imali - arki mntakalarda bir rol
oynayan ilahlar; onlarn en nemlileri, NYRD, FREYR ve
FREYA drlar. Bir ibadet merkezi, Uppsala ehri idi.
VARUNA: Veda'larda, dnyann nizamn koruyan,
yarg ve kral olan, muhteem, sillir bilen, gnahlar ceza
landrp affeden Rabb.
VENS: Roma'da gzellik ve ak ilahesi.
VERKUAKTOR: Roma'da topra sapanla ilk defa sr
menin ilah.
VESTA: Roma'da ocak ateinin ilahesi (bak. Yunanistan
HESTA). Onun oca, Roma devletinin merkezi saylmtr.
VESTA'ya takdis edilen kzlar, hususi tabu emirlerine tabi
idiler.
VNU: Hinduizm'de bulunan teslisin ikinci ahs,
muhafaza edici ve ara sra bir ksmn dnyaya indiren ve
bu suretle devleri yenen, mavi renkli ilah. Halk VNU ve
-

- 254 -

D N AH S YETL E R N VE LA H VA R L I K LA R I N S M L E R
onun avataralar olan RAMA ve KRNA'ya kar derin ve
scak bir sevgi duymaktadr.
VTASPA: ZERDT'n dinine ilk olarak itirak eden
kral.
VVEKANDANDA: (1862 - 1902) RAMAKRNA'nn
talebesi; onun fikirlerini garbda tantmak maksadyla uzun
seyahatlar yapmtr. Vedanta felsefesi ona gre, dnyann
en mkemmel dinidir ve her yerde kabul edilmee ayan
fikir sistemidir.
VULKANUS: Roma'da atein ve demircilerin ilah.
WAGNER, RCHARD: (1813 - 1883) Alman bestekar;
operalarnda
eski jermen mitolojisinden paralar
canlandrmay denemi, bazen de Budist fikirlerinin te'sir
leri altnda kalmtr.
WENNOFER: Msr'da OSRS'in bir ismi.
YAHVE: sminin telafuzu belli olmayan, srail milletinin
ilah. Mukaddes ismini suistimal etmemek iin onu olduka
ge "adon'a)I' olmutur. ''Rab" kelimesinin harekeleri ile
okumulardr; bylece YEHOVA olmutur. Asll isminin
izah, k 3, 14'de verilmektedir: "BEN OLANIM" (hyy
"olmak" kknden) Midyan kabilenin bir airet ilah, yahut
Tur danda yerletirilen bir frtna ilah olan Yahya,
MUSA'nn zamanndan beri tarilte faal ve messir olan,
srail ile merbut bulunan tek hakiki ilah eklinde kendini
gstermitir.
YAKUB: srail milletinin atas, SHAK'n olu, YUSUF'un
babas, tipik bir oban. Ona dair hikayeler, Tekvin'in
muhtelif yerlerinde anlatlmaktadr; en mhim noktalar,
BETH'EL'de grd viziyon (28, 1 1) ve ilahi bir varlkla
greidir (32, 23).
YAMA: Hindistan'da lm gren ilk insan. Bundan
dolay llerin kral ve ahirette hakim olarak tasvir edil
mitir.
YANUS: Roma'da kapnn, sonra da ailenin ilah. ki bal

- 255 -

D N L E R TA R H N E G R
veya iki yzl YANUS, devlet ayinlerinde de yer almtr.
Onun mukaddes ay, senenin balangc olan ocak ay
(!amar, ]a nt ier)dir
.

YEHUDA HALEY: (1085 - 1 14 l 'den sonra). Ortaa'da


Mslman spanya'da iek aan Yahudi felsefe ve iir
sanatnn en mahir mmessili. Toledo ehrinde doan
HALEY , Arap edebiyatnn kaidelerini brani iirine tatbik
etmitir; iirlerinde, atalarnn vatan olan Kuds'e duyduu
hasreti, (Sion iir/en), Yahudiliin kederlerini anlatm,
Filistin'e gidince yazd "deniz iirleri"nde, tabiatn heybe
tini ifade etmitir. Ayn zamanda iyi bir feylesof idi; al Hazari adl kitabnda, mam GAZZALnin tesiri altnda
muasr felsefeyi tenkit edip, dinin srrn Allah'la beraber
yaamada grmtr; Allah hakkndaki bilgi, din olmaktan
uzak kalr.
YEREMYA: (Takriben M.. 650 - 577'den sonra) srail
peygamberlerinin en by. Genliinde bile Allah'n
szn dinleyen ( 1,1 0), aa yukar 627 senesinde ilk defa
vahylerini bildiren YEREMYA , yabanc Baallere gsterilen
peresti
aleyhine
savamtr.
Kral
YOYA'nn
refornlarndan sonra bir zaman susmu, 6 1 2'den itibaren
tekrar va'zetmee balam, bundan sonra kral ve kahinler
tarafndan takip edilip le ekilmitir. Babil ordular
yaklatklar zaman, kraln bu milletle mevcut olan ahde
sadk kalmasn talep etmi ama muvaffak olamam;
kavminin en byk ksm Babil'e gtrldkten sonra
birka vatanda ile beraber Msr'a gitmek zorunda
kalmtr. YEREMYA'nn hususiyeti, pek ahsi bir ifade,
gayet messir dualar, sonra da birok sembolik amellerdir.
Onun szleri, bir arkada tarafndan yazlmtr. O, sonraki
sraili takva ve dini iirler zerinde pek derin bir tesir
brakmtr.
YOYA: 639 - 609 Yeluda'nn kral. 622, 'de kahinlerin
teviki ile ibadeti yabanc unsurlardan temizletmi, ayinleri,
eskisi gibi, Kuds'teki mabet'te temerkz ettirmitir. 609'da
- 256 -

D N AH S YETL E R N VE LAH VAR L I K LA R I N S M L E R


Msr Firavununa kar muharebeye karken ldrlmtr.
YOU: Musa'nn hademe ve halifesi. Onun ismini tayan
kitab, bap 1 - 12'de Erden mntakasnn fethini, 12 - 34 bu
topraklarn paylatrlmasn anlatmaktadr. You kitab, tam
Tevrat gibi, yahviin ve elohistin redaksyonlarn gster
mektedir.
YUHANNA (YAHYA): Rivayete gre, SA'nn en ok
sevdii havari. Galiba Kuds'te martir olarak lmtr.
Kendisine atfedilen, ncilin en mistik ksmn tekil eden
eserler hakikatte ona ait deildir.
YUNO: Roma 'da, kadnlarn hayat kuvveti; sonra
YUPTER'in zevcesi sfatyla "mutlak kadn".
YUPTER: (Dyaus piter, nur pederi) , Roma'da gk ilah;
gk grlts ve yamurun sahibi odur. Ayn zamanda
adalet ve ahdin de ilahdr.
YUSUF: Rivayete gre YAKUB'un olu; onun hikayesi,

Eski Ahd in en gzel paralarndan biri olduu gibi,


Kur'an'da da hikayelerin en gzeli olarak tavsif edilmekte
dir.

ZAKARYA: (M.. 520 - 5 16) Babil srgnlnden


sonra, mabedin binasna ehemmiyetle iaret eden, muhtelif
vahylerini bildiren bir sraill peygamber.
ZEFANYA: Takriben M.. 625'te Kuds'te bulunan,
eskatolojik va'zlar veren, tvbe ve huu talep eden bir
srailli peygamber.
ZENON: (336 - 264) Stoa felsefesinin ilk mmessili.
ZERDT (ZOROASTER): M.. 6. asrdan evvel
monoteistik bir dini ran'da yaratmaa alan peygamber.
Onun en mhim vahyi, herhalde "Boa hakkndaki gatha "
da muhafaza edilmektedir; o zamandan beri, iyi prensibi
temsil eden AHURA MAZDA'nn faaliyetini malade
etmitir. lk taraftarlarn Siriderya mntakalarnda
bulmutur. Hususi hayatna dair hemen hibir malumat elde
edilemiyor.
- 257 -

. Di N L E R TAR i H N E G R i
ZERVAN: Eski ran dininde ve ZERDT'ten sonra
husule gelen bir cereyanda, zaman ilah; erkek ve kadn
prensipi, dourduu ikiz AHURA. MAZDA ve AHRMAN'de
peyda olan iyi ve kt prensibi de tamaktadr. Zerdt
dininde yer bulmamtr.
ZEVS: Yunan mitolojisine gre, KRONOS'un olu. Nurlu
bir gk ilahdr, frtna ve yamurla da ilgilidir. Gittike
btn ilahi sfatlar benimseyen, birok yabanc Hahlarla
birleen en yksek ilah oluyor; feylesof ve airlere gre,
dnyay tanzim eden prensip, yegane realite odur.
A. B. COOK, ZEUS. Cambridge 1914.
ZWNGL, HULDRYCH: (1484 - 1531) svire'li refor
matr. Humanistik, geni ruhlu bir adama, Luther'den fazla
akla dayanan, insan tabiatnn baz iyi noktalarn da itiraf
eden ZWNGL, evharistiya meselesinde LUTHER ile
anlaamam, LUTHER'den daha spiritualistik bir telakki
ileri srmtr.

- 2 58 -

D N L E R N VE D N
C E RAYAN LA lt l N S M L E R .

NTROPOSOFSM: 1 9 1 3 R. STENER tarafndan


i'theeosofik fikirlere dayanarak tesis edilen, Hind ve
Hristiyan fikirlerini birletiren bir cereyan. Kanna ve
tanash fikri mevcut olmakla beraber sa kurtc olarak
telakki edilmitir. Btn alemde byk bir ahenk grlp
bu ahengi de gndelik hayatta tatbik etmee allmak-
tadr. yi bir terbiye sistemi mevcuttur. Mrakebeye byk
yer ayrlmtr. A., bilhassa Almanya'da pek muvaffak oldu.
APOLEGETLER: 2. asrda, Hristiyan ana fikirlerini Yunan
ve bilhassa Stoa felsefesi yardmyla kuvvetlendirmee
alan ilahiyatlar (JUSTN v.s.) Dinin esrarn, felsefe
vastasyla nfuz ederek gnnee uraan A. ,ler, btn
insanlarda mevcut olan logos spennatikosun mevcudiyetine
kani olmular, bu suretle Yunan felsefesini de, Hristiyan..
hazrlayan bir "mekteb" olarak takdir etmilerdir.
'

AVERROSTLER: BN RD'n (Lat. AVERROES) eser


lerinden yaplan tercmelerine dayanan, dnyann ezell ve
ebedi oluunu, felsefi hakikatle dini hakikatin iki ayr ey
- 259 -

D N L E R TA R H N E G R
olduunu ileri sren ve bunun iin resmi kalolik kilisesi
tarafndan 13. asrda reddedilen bir felsefi cereyan.
BENEDKTN TARKATI : (O.S.B.) Nursia'l BENEDKT'in
takriben 529 senesinde kurduu bir rahip tarikati.
BASLUS'un nmunesine sadk kalarak manastrlarda
yaayan rahip cemaatlar, tek bana yaayan zahidlere ter
cih etmi ve tesis ettii tarikate mkemmel bir kanun
vermitir. Orare et laborare, dua etmek ve almakla
megul olan benediktin rahipler, kltr bakmndan btn
garbi Avrupa'da ayan- hayret eserler yaratmlardr; onlar
hala dini edebiyat, liturjik ve bu gibi meselelerde en faal ve
en mahir tarikati tekil etmektedirler.
BAPTSTLER: ngiltere'de 17. asrda meydana kan,
ocuk vaftizmini kabul etmeyen, yalnz bykleri -en eski
lristiyan adetine gre- vaftiz eden bir cemaat. Onlarn
byk bir ksm, Amerika'ya gmtr; 1834'te Almanya'da
Baptist mezhebi bir yer bulmutur. Baptistler, kilise kanun
ve idarelerini reddediyorlar; yalnz Eski ve Yeni Ahd'in
otoritesine ehemmiyet veren cemaatin yegane reisi, SA'dr;
bu dnyada onun bir reisi bulunmamaktadr.
BON DN: Eski Tibet milli dini. Tabiat dev ve perilerine
byk bir inan mevcuttur; onlarn hiddetini teskin etmek
iin ayinler icra edilmi, bilhassa tehlikeli yol ve geitlerde
kk kurbanlar takdim edilmitir. (Bu adet, hala mevcut
tur). By ve sihir ile megul olan kahinler, insanlarla ilah
lar
arasndaki
mnasebetleri
tanzim
etmilerdir.
Hinduizm'in tesirlerini gsteren bu dinde, zaman ilerledike
bir mitoloji de gelitirilmitir; onun kalntlar, Budizm ile
kartrlmtr.
H . HOFFMANN
1 938.

Religion.

Zur Gesch 'chte der tibetischen Bon

BRAHMO - SAMA] . Geen asrn ortasnda Hindistan'da


kurulan, Hinduizmi, Hristiyan fikirlerin yardmyla (bilhassa
itimai ve ahlaki lkleri ile) yeniletirip canlandramaa
alan bir cereyan. Taraftarlar az olmakla beraber nemli
- 260 -

D N L E R N VE D N C E RAYA N LA R I N S M L E R
bir rol oynayan bu cemiyetin en gzide yelerinden biri air
TAGORE idi.
DOMNKAN TARKAT: ( ordo fratnm praedicatontm,
12 16 senesinde kurulan, bilhassa zndklara kar
savaan ve pek kuvvetli vaizleri ile mehur olan byk
rahip tarikat. Bir taraftan inkvisiyonu icra eden bu tarikat
de, br taraftan Akvinas'l THOMAS, ECKHART ve baka
byk mistik ahsiyetler yetimilerdir.

O.P.)

EKUMENK HAREKET: Ayrlan kiliselerin birletirilme


sine alan, sve episkopos'u SDERBLOM tarafndan
tevik edilen ve ilk byk ifadesini 1 925'de Stockholm'deki
byk kongrede bulan bir cereyan ki son harpten sonra
tekrar ilerine balamtr.
EPSKOPALZM: Episkoposlann konsiline kilisede en
byk tesir icra etmesinin taraftarlar ki, papalkta grnen
temerkz hareketi aleyhine savamlardr. 1 3 . asrdan
itibaren, bilhassa 14. asrda birok ilahiyatlar bu fikirlere
itirak etmilerdir. Episkopalizm papalarn tehdidine
ramen, 18. asra kadar ara sra Avrupa'da, bilhassa Fransa
kilisesinde,
gorunmutur,
nfallibilitas akidesinin
bildirilmesinden sonra, bu cereyan tekrar katolik kilisede
husule gelmi, "Eski katolik" kilisesinin teekklne sebep
olmutur.
ERMEN KLSES: lk hristiyan milll kilisesi, 280 senesin
den beri mevcut olan bu kilise, Kalkedon konsilinin karar
larn kabul etmemitir; o, en eski zamanlara ait liturjik usul
leri muhafaza etmektedir.
FERSLER: Yahudilerde, milattan nce ortaya kan,
eriatn en kk teferruatna bile riayet eden bir grup.
Tevratn erhi olan ifahi gelenee en byk ehenuniyeti
atfetmilerdir.
Onlar,
sonraki
asrlarda
talrnutu
yaratmlardr; sinagog messesesine Yahudilikte nemli
yerini veren onlardr.
FRANZSKAN TARKAT (ordofratntrn rninonun, OFM):
Assisi'li Franz'n akirdleri ki hi bir eye malik deilllerdir;
- 261 -

Di N L E R TAR H N E G R
manastr da pek fakir olmaldr. Bilhassa vaiz ve ruhani
yardmla megul olan bu tarikatn reisi, 12 sene iin seilen
bir "general" dir. Baka tarikatlerde olduu gibi,
Franziskanlarn da bir kadn tarikat vardr. Bu tarikata
yakn olan tertiarlar, F.nin fikirlerini btn garb dnyasna
yaymlardr. Tarikatin kendisinde, asrlar boyunca birka
ayrlk peyda olnutur; bu suretle, birok kk tarikatlere
blnmtr.
GNOSTK: (Ma 'rife) : nsann, Allah' tanmak vastasyla
kurtulacan ileri sren cerayanlar. Halbuki yalnz byle bir
bilgiye inhisar etmeyen marife, gnostik denilen dinlerde
byk ve komplike sistemler yaratmtr: makrokosmos ile
mikrokosmos arasndaki mnasebeteleri; mutlak ilahi
varlktan kan muhtelif aionlarn mahiyeti, dnyann git
tike Allah'tan uzaklamas, ruhani varlklarn hierark1eri
hakknda pek komplike telakkileri ileri srmtr. Birok
dinlerde gnostik fikirlere rastlamamza ramen, bu tabir bil
hassa helenistik devrin sonunda, ve Hristiyanln
komuluunda, yaayan cereyanlarda kullanlmaktadr.
Gnostik hareketlerde iki telakki gze arpmaktadr. Birisi
zahidane, asketiktir: Btn insanlar, dnyevi ve maddi
eylerden ictinab etmek suretiyle ilahi asllarna dnecek
lerdir; br telakki libertinist'tir: Btn insanlar, btn
gr- hlar ilemelidirler, nk dnya'nn en fani ve en
mad li haline gelmesinden evvel kurtulu ve yukarya kan
hareket peyda olamayacaktr. Bu iki grten ileri gelen
cereyanlar, sath altnda baz heretik mezheplerde
yaam::.a devam etmitir.
LESEGANG,

Die Gnosis.

1 924.

HASSDSM: (Hasidim "dindarlar") 18. asrda Polonya'da


ve komu memleketlerde peyda olan bir Yahudi halk
mistii ki en mhim temelleri, dua, sevgi ve sevin'tir.
HNAYANA: "Kk araba" Serendib, Birma, Siam,
Kamboca'da grnen, eski Budizmin hususiyetlerini
muhafaza eden Budizm.
- 262 -

Di N L E R i N VE D i N i CE RAYA N LA R I N i S M L E R
JANSENSM: Cornelius JANSEN tarafndan 17. asrn
balangcndan itibaren tahrik edilen UGUSTN'in aslf su
mefhumunu en ciddi ve sert manada kabul eden bir
cereyan. ]esuit tarikati aleyhine bulunan ]., kat'i bir predes
tination'un taraftar idi. Pek derin ahsi bir takvay, Allah'n
idaresine teslimi mkenunel bir surette gsteren jansenist
lerin merkezi, Port Royal idi. Orada mehur Fransz feylosof
PASCAL'da, derin dini fikirlerini, jesuitlere kar yazlarn
neretmitir. jansenistlerin temsil ettikleri mutlak ve kat'i
dindarlk, daha yumuak davranmak isteyen kilise
tarafndan tasvip edilmemi, JANSEN'in fikirleri 1 642'de
papa tarafndan reddedilmitir.
]AYNA TARKAT: Sert bir zhd ile mehur olan,
Hindistanda m.. 6. asrda gelien, Veda otoritesini kabul
etmeyen iki byk rahip tarikatlerinden biri.
JESUT TARKAT (S.].): Loyola'l GNATUS tarafndan
1 534 senesinde Mslmanlar arasnda misyonerlik yapmak
maksadyla tesis edilen, alt sene sonra nerine papa
tarafndan resmen izin verilen bir tarikat. Papa'ya mutlak bir
itaat gsteren, yalnz manastrlarda deil, dnyada pek faal
olan bu tarikat, sert bir disipline tabidir. GNATUS'un
yaratt ruhani temrinler, gayet iyi bir terbiye ve tahsil
gren jesuitlerin manevi surette kuvvetlendirilmesi mak
sadyla icra edilmektedir. LUTHER'in reformatiyonuna kar
mcadele eden bu tarikat, hala geni bir tesiri haizdir ve
mesela MERYEM ANA'nn ge kmas hakkndaki aki
denin teekklnde nemli bir rol oynamtr.
]ODO: Japonya'da 1 2 . nci asrda Mahayana Budizm'inin
bir mezhebi olarak gelien, NRAN tarafndan geniletilen
bir cereyan ki, yalnz AMDA'nn vaadine gvenen insann
muhakkak Cennete gideceine kanidir. Mensuplarn adedi
takriben 13 milyon olsa gerektir.
. KARMEL TARKAT: Peygamber LYA'nn orada ilahi
vahyi olan Karnel danda itikafa ekilen zahidlerin
tarikati. 1 1 95'te hususi bir kanunu yaratlm, tarikat
- 263 -

D N L E R TAR H N E G R

Avrupa'da da olduka geni surette intiar etmitir. En sert


bran, "plak ayakl Karmel'li'1erdir. Bu tarikatn kadn
blm, byk spanyol mistik TERESA tarafndan 1 563
senesinde reforme edilmitir. Tarikat, bilhassa mistik dua ve
murakabe ile meguldr; birok byk bilginler de
yetitirmitir.
KIPTI KLSES: Monofzit kiliselerden biri. Partiark, isk
enderiye'de oturmaktadr. En eski rahip ananeleri hala
orada bulunmaktadr.
KVAKER ("titriyenler"): "Dostlarn cemiyeti", 1648 sen
esinden itibaren ngiltere'de meydana kan bir mistik
pratik cereyan ki imdilik - takriben 1 50.000 azas olmakla
beraber - Amerika'da byk bir rol oynamaktadrlar. Onlara
gre, her insann iinde ilah! bir nur parlamaktadr; her
insan Allah'n oludur. sa'nn mistik vcudu, btn
insaniyete amildir. badette, Allah'a sk1tla tevecch
edilmektedir. Sulhperestlikleri iin, Kvakerler, askere git
miyorlar; harpte azap ekenlere her trl manevi ve maddi
yardmda bulunuyorlar.
KYNKLER: Aa yukar m.. 400 senesinde kurulan bir
Yunan felsefi hareketi ki onlara gre, en yksek kymet,
arzusuzluktur. Allah mefhumu, olduka abstrait, ahs
olm 'Van bir varl gstermektedir; faziletleri gelitirmek,
en i; ibadettir.
LA1 ,fASM: Tibet'te grlen, muhtelif halk efsaneleriyle
kartrlm Budizm. Rivayete gre 2 milyon Hallar mev
cuttur; klhinler ile halk arasnda kesin bir hudut vardr;
yalnz rahipler, ninJana'ya gireceklerdir.

LBERALZM: lmi tenkit ve akl ile dinin kklerini, tari


hini ve durumunu aratran, akidelere serbest bir grle
bakan bir teolojik cereyan. Aydnlatma devrinden itibaren
garbi Avrupa'da bu nevi teoloji inkiaf etmee balamt;
19. asrn sonunda, tarih ve dinler taril ile el ele alm,
geni ufuklu tetkikata imkan vermitir. Protestantizmde lib
eralizm ismi ile vasflandrlan bu nemli hareketin bir
- 264 -

D i N L E R N VE D N i CE RAYA N LA R I N S M LE R i
tehlikesi, dinin numinos, esrarengiz tarafna pek ehem
miyet vennemesidir.
W. NGG,

Geschichte des relligisen Liberalismus.

1937.

MAHAYANA: "Byk araba" Buddizmin, bilhassa imal


mntakalarnda ald ekil.
MAKKABE'ler: Yahudilikte, Selevkiyalilar ile mcadelede
bulunan, srail milletinin Yunanlatrlmasna kar savaan
dini-milli bir zmre. M.. 165 senesinde, srail'in dini hr
riyetini kazanmlard.
MENNONTI..E R: 1 540 senesinde Hollanda ve imali
Garbi Almanya'da vaftiz hakkndaki fikirlerinin umumi
protestan telakkilerinden farkl olduu iin hususi bir
cereyan eklinde organize edilmi, sonra bilhassa
Amerika'ya gmeye mecbur olmu bir cemaat. Her
cemiyet kendi idaresi altnda yayor; hepsinden yksek bir
reisleri yoktur. Yalnz bykler vaftiz edilmektedir; SA'nn
emirlerini kelime kelime icra etmek iin ne askere gidiyor
lar, ne de and iiyorlar. Baka cemaat ve dinlere kar
msamaha ve tolerans gsteriyorlar.
METODSTI..ER: 1738 senesinde Oxford'da yaayan John
Wesley'in hakiki Hristiyanla tvbe etmesinden sonra
evvela kilisenin hudutlar iinde kalan, nihayet onun
snrlarn aan bir cereyan; 1760'da amerika'ya giden
metodistler, bilhassa insann hakiki i tecrbesine, tevbe
sine kymet veriyorlar; her insan, gnn ve dakikasn
bildii byle bir tevbeden titizce geirmelidir; bu sbjektif
tecrbe olmadan, resmi kilisenin de ehemmiyeti kalnyor.
Optimistik bir dnya gr olan metodist cereyan, hem
Avrupa, hem de Amerika'da olduka kuvvetlidir.
MODERNSM: Katolizismde geen asrn ortasndan
itibaren inkiaf eden, dini modern kltr ile birletirmee
alan bir cereyan. Zaman ilerledike, Kitab Mukaddesi
modern ilmin verdii vastalarla tenkit etmeye ve tarih
bakmndan anlamaya uraan modernist alimler, eski
akidelere de bazen yeni bir mana vermeyi denemilerdir.
- 265 -

D N L E R TAR H i N E G i R i
Papa taratindan bu cereyan 107 Syllabus Lamentalibi
vastasyla yasak edilmi, sene sonra her katolik
papazadan antimodernist-and talep edilmitir.
F. HELER,

Modernismus.

Alfred Loisy, der Vater des Katboliscbem

1947.

MONOFZT: Kalkedon konsilinin kararlarn kabul


etmeyen, bilhassa Suriye ve Yakn arkta mevcut olan
Hristiyan kiliselerinin unvan. YAKUP BARADAI tarafndan
577 senesinden beri muhtelif seyahatler sonunda tekil
edilen Suriye kilisesi, onun ismi ile mehurdur. SA'da
yalnz bir tabiatn mevcut olduunu ve insaniyetten ibaret
bulunduunu syleyen monofizitler, esas itibaryla
Ortodoks saylan telakkilerden uzak kalmamtr; yalnz
kullandklar tabirler belki biraz farkl veya mphemdi.
NEOPLATONSM: PLOTN'e dayanan mistik-felsefi sis
tem ki merkezi, ezeli olan'n, alem ile mnasebetidir. Ezeli
ilah! varlktan kan dnyadan terar BR OLAN'a dnen
insan, uzun hazrlklar, riyazet ve zhdden sonra, belki de
imdiden vecidde vuslata eriebilir. Neoplatonizm bir ksm
Hristiyan ve Mslman mistikler zerine derin tesirler
brakmtr.
NESTURILER: Efes konsilinin kararlarn kabul etmeyen,
NESTORUS'un ismini tayan kilise. Onlara gre, SA'da
tabiat, iki bipostas bir tek ahsiyet halinde mevcuttur; sa,
hem bsbtn insan, hem de bsbtn ilahtr, fakat
MERYEM ANA yalnz insan olan SA'y dounnutur, bunun
iin, "Allah douran" (tbeotokos) ismini alnas doru
deildir. Urfa 'dan ran'a, Trkistan ve in'e kadar intiar
eden NestCrller, 1 3 . asra kadar o mntakalarda
bulunmulardr.
ORFZM: Yunanistan'da m.. 5 . veya 6. asrda vcuda
gelen bir zld cereyan. Enteresan bir kosmoloji'de aslf
su'a benzer bir anlam ileri srmlerdir; insan, yaratltan
itibaren sulu ve fenadr. Amellerine gre birok doutan
geerek belki semavi vatanna dnecektir.
- 266 -

D N L E R i N VE D i N i C E RAYA N LA R I N S M L E R
PETSM: Takriben 1675 senesinde Almanya'da, kilisenin
ortodoks ve kemiklemi ekilleri aleyhine husule gelen bir
cereyan. Dinin i tecrbelerini n plana koyan, eski gnah
halini SA'nn lm sayesinde yeni kazanlan inayetin
saadeti ile karlatran ve geni bir edebiyat yaratan bu
pietistik muhit, bazen mbalaal, lzumundan fazla doku
nakl ve trmalayc taraflar ile beraber, bilhass,a sosyal
sahada byk iler icra etmi, kilise hayatna yeni bir sb- .
jektivismi eklemitir.
: .
:"

PROTESTANTZM:
smini, .
1 529 . l..UTHER'in
taraftarlarnn, kilisenin din . meselelerine. pair . b 1 .ararna . .
kar nerettikleri bir protesto'dan almtr. inc;le it eit .
mezhepler bulunan protestanizm, Roma iliseine. nazaran
laik elemanlara daha geni bir faaliyet imkann verip
rahiplii bertaraf etmitir. Onun merkezi nci!dc:. mevcut
olan ilahi kelam olduu iin, halka ncilin V<;! Esk.i Ahd in
tercmeleri vermitir. Resnl bir ananesi mevcud olmad
iin, Protestantizm ncilin muhtelif erhlerine . ve .(bundan
dolay, muhtelif dini cereyanlarn gelimesine ,ye: .Yrmitir
ki o cereyanlarn her biri, ncili baka bir manad:- kabul
1
etmektedir.
Bu sbjektivizm, protestantiznin bqyi.IK
thlike.,
..
.

sidir. Obr taraftan, insann yalnz Incif in otoritesine ve

kendi vidanna gvenip resmi bir kilisenin : ot


esinin .
hudutlarnda kalmaya mecbur olmad iin o kilisede dinin
tarihi inkiafna dair aratrmalar, ilmi teebbsat daha
:
erken yaplmtr.
. .
.
. ,. . .
REFORME KILISE: Isvire'de, Fransa'da, Hollanda ve
Garbi Almanya'nn bir ksmnda yaylm bulunan, fakat tek
bir orgnizasyonu olmayan bir protestan kilise. CALVN ve
ZWNGL'nin fikirlerini gelitiren, bilhassa sakrament teolo
jisinde lutheran telakkisinden ayrlan, zahiri liturjik ekillere
kymet vermeyen mhim bir cemaat.

oWt

REHABLER: Yahudilikte, airet halinde yaamaya


devam eden ve Kuds'te m.. 6. asrda bile mevcut olan bir
cemaat. Eski bedevi ananelere sadk kalarak ne ev
- 267 -

D i N L E R TAR H i N E G R
yaptrmlar, ne de ziraat ile megul olmulardr.
REMONSTRANTLAR: (Anninianlar): 1610 Hollanda'da
din meselelerine dair bir karar ( remonstratio) karan, bun
dan tr resmi kilisenin tazyiki altnda kalan bir cemaat.
Tolerans, serbest ilmi' alna ve dini' hrriyeti mdafaa
eden bu cemaat, hala Hollanda'da olduka geni bir yer
almaktadr; o memleketln -ve bir bakmdan Avrupa'nn- ilk
byk din bilginleri bu mezhebe mensup idiler.
SADDUKLER: Yahudilikte, yalnz Tevrata dayanan,
ifahi gelenein meriyetini kabul etmeyen ve bu suretle,
Babil srgnlnden sonra srail'de husule gelmi eska
tolojik fikirleri reddeden bir mezhep. Merkezi, Kuds
mabedinde icra edilen ananevi ibadet idi. Mabed m.s. 70
senesinde tahrib edildikten sonra, Sadduk1erin nfuzu da
sona ennitir.
SKH: Hindistan'da takriben 1 500 senesinde Guru
NANAK tarafndan organize edilen bir cemiyet. slam'dan
alnan kat'i' bir monoteismin mevcudiyetine ramen
Hindistan felsefesinden gelen maya ve
nirvana
tasavvurlarn benimsemitir. Tenash fikri kabul edilmekt
edir, ama, avatara'lara inanlmamaktadr. Mukaddes yeri
Anritsa'daki "altn mabed" olan Sihk tarikatn ilahi ve dini'
edebiyatn ihtiva eden eser, Granth'tr.
SOFSTLER: m.. 5. asrda Yunanistan'da vcuda gelen
bir felsefi cereyan.
STOA: Yunanistan'da M.. 4. asrn sonunda ZENON
tarafndan kurulan bir felsefe sistemi. O, dnyay, logos'un
iyi bir eseri olarak kabul ediyor; insana lazm olan fazilet,
iyi ile kt arasndaki fark tanyp bilmektir. Ferdin
tekamlne yardm eden bu felsefe, milliyetinin hududunu
am, en byk mmessillerini Roma'da bulmutur.
NTO: lahlarn yolu; Japonya'nn milli dini.
TANTRZM: Hinduizm'de, tantralara dayanan mistik
majik yol; insan, akti ile ayn olmasnn farkna varmaldr.
- 268 -

D N L E R i N VE D N C E RAYAN LA R I N S M L E R
Hususi bir Hind mezhebine ait olan tantrizm tabiri, din tar
ihinde, hemen her yerde mevcut olan kark, komplike ve
mbhem dini-majik usullerde kullanlmaktadr.
TAOZM: in'de LAOTSE'nin ifadelerine dayanan, tabiat
felsefesine bal bir mistik. M.S. 1 . asrda kilise halinde
teekkl eden, Budizme de yaklaan Taoizm, eski lkeler
ine asrlar boyunca kaybedip by ve majikle megul
olmutur.
THEOSOF: Birok dinlerde, dinin ve dini felsefenin
merkezini tekil eden T. , gnostik fikirlere ok yakn olan bir
cereyandr. Byk mistik ve mutasavvflarda (BN ARAB,
JAKOB BHME) theosofik tasavvurlara rastlanmaktadr.
Alelitlak, T. mefhumu imdi, 1 875 senesinde Bayan
BLAVATSKY ile bir ngiliz zabitinin birlikte tesis ettikleri
cereyanda kullanlmaktadr. Hind fikirlerini benimseyen, bir
taraftan ispiritizm, br taraftan mistikten ilham alan T., bil
hassa 1 907 senesinden itibaren Annie BESANT'n reislii
altnda faaliyette bulunmutur. 1 9 1 3 antroposoji muhtelif
sebeplerden theosojiden ayrlmsa da eski Hind karma
tasavvurlarn muhafaza etmitir.
UNTARSM: Kilisede teslis akidesini kabul etmeyen
cereyanlar. 16. asrda, CALVN tarafndan atele idam edilen
SERVET ve talyan SOZN (ki taraftarlar Polonya'dan
Amerika'ya gmek zorunda kalmlardr) bu fikirlerin
klasik mmessilleridir. Domatikte geni bir tolerans
gsteren Unitarian kilise, imdi imali Amerika'da
temerkz etmektedir.
WORLD COUNCL OF FATHS: Ekumenik hareketin
teviki ile 1 948'de Amsterdam'da yaplan toplant'da kuru
lan, Roma kilisesi mstesna hemen btn hristiyan
kiliselerini ihata eden bir organizasyon.
YAHUDLK: Babil srgnlnden sonra gelien,
MAKKEBE'ler zamanndan maada mstakil bir devleti
bulunmayan, btn hellenistik, sonra Hristiyan ve
Mslman dnyasndan yaylan Yahudi milliyet ve dini.
- 269 -

D N L E R TA R H N E G Rl
YAKUBLER: Suriye'deki monofizit kilise, 578'de vefat
eden YAKUP BARADAI tarafndan tekil edilip en iyi
zamann 12. asrda grmtr.
ZEN: (Dhyana, "murakabe"nin Japoncas) in'de vcu
da gelen, 1236 senesinden itibaren Japonya'da da intiar
eden, sistematik temrinler ve mridin paradoks grnen
amelleri vastasyla mridi mahedeye gtren bir tarikat.
Aa yukar 8,5 milyon mensubu olan Zen tarikati, Japonya
kltr zerinde derin bir tesir brakmtr.

- 2 70 -

K TA P LA R I N S ML E R

ABHIDHAM.MA: Budist Pali-kanon'un, iskolastik ve

teolojik mevzular zerinde eserler ihtiva eden 3 nc ksm.

. ARANKAYA : "Orman metinleri", Veda'lara bal, kur


. bann mahiyetine dair, metinler.
AURORA: JAK:OB BHME'nin mistik bir eseri.
AVESTA: 21 muhtelif eserden, olduka ge toplanan,
ZERDT'n ve sonraki cemaatlerinin ilahi, talimat,
vesikalar v.s. muhtelif zamanlara ait paralar ihtiva eden
kanonik eser.
BA:((I(ANTLAR: EVRPDES'in bir dram.
BHAGAVADGTA: Hindistanda bhakti-mistiine dair en
nemli eserlerinden biri, Mahabharata adl byk epik
iirin bir paras olan, arabac sfat ile krala, kendi akra
balarna kar giritii muharebeden nce nasihat veren
KRNA'nn hikayesini anlatan Bl, m.. 2 inci asrdan
sonra, belki daha ge bir vakfrte telif edilmi, asrlar boyun
ca muhtelif tadilata uramtr. Mahhas bir ilaha kar
duyulan ak ve itimad, insan kurtaran vesiledir; bu, 19.
asrn ilk senelerinde Avrupa dillerine evrilmi olan byk
eserin hlasasdr.

- 27 1 -

D N L E R TA R H N E G R
BRAHMANA: Hindistan'da, Vedalara bal olan edebiy
atn mhim bir kolu ki bilhassa kurban teolojisini arz
etmektedir.
BRHADARANYAKA UPANAD: bk. UPANAD.
CODEX URS CANONC : 1917 senesinden itibaren
Roma kilisesinin btn hukuk maddelerini ihtiva eden,
resru eriat eseri.
CONFESSONES: AUGUSTN'in, mnacat eklinde 397
ile 400 seneleri arasnda yazd byk otobiografya .
DE CVTATE DE: "Allah'n devleti hakknda" ,
AUGUSTN'in 4 12'de balad, 426'da bitirdii, dnyevi ve
semavi devlet, kilise ile imparatorluk arasndaki gerginlik
leri aratran, Roma kilisesinin inkiafna derin bir tesir
brakan eser.
DE SDE VE OSRDE : PLUTARCH'n, eski Msr ayin
leri hakknda malumat veren eseri.
DHAMMA: (Sanskr. dharma, "akide, doktrin") Pali
kanon'un 2. "sepeti"; Budizmin akideleri ve buna benzer
meseleler hakknda eserler iltiva etmektedir.
DHAMMAPADAM:
Palikanon'un
suttapitika adl
ksmnda bulunan, 423 hikmet szn ihtiva eden bir kitap.
DVNA COMMEDA: DANTE'nin, 13. asrn btn teolo
jik, mistik ve ilmi malumatn iinde toplad, defa 33'er
babda Cehennem, purgatorium ve Cennet'ten bahseden,
Hristiyan Ortaan en derin, en messir byk iiri.
EDDA: SNORR adl bir zatn (lm 1241) slanda'nn
hristiyanlatrlmasndan 20 sene sonra vatandalar iin
toplad, eski jermen ilahi ve esatirinden rnekler veren bir
eser. -Onun yannda, Eski yahut iir Edda's 28 iirden
ibarettir. Onda, dnyann sonuna aid olan Vluspa bulun
maktadr.- Edda'da grnen ]ermen dininin kalntlar,
Hristiyan elemanlarla karm olsa gerektir; iirlerin hususi
bir slubu pek ksa ve messir cmleleri, vardr.
ENNEAD: PLOTN'in, dokuzar kitab olan alt byk
- 27 2 -

K iTAP LA R I N S M L E R
kitabndan ibaret neoplatonik mistik felsefesinin temeli
saylmas gereken eseri.
ENUMA EL: Babil'de, dnyann yaradln anlatan
epik iir.
GATHA: AVESTA'nn YASNA isimli ksmnn 28 ila 34. ,
43. ila 5 1 . 53. bablan ki ZERDT'n cemaatinde sylenilen
ilahileri, Zerdt'n kendi szlerini ihtiva etmektedirler.
Bab 43, Buga hakkndaki gatha dr.
'

GEMARA: M.s. 5. asrn sonuna kadar yaplan Mina


erhi; bir Babilonyal bir de Filistinli g. -muhtelif tefsir mek
teplerine gre- mevcuttur.
GTAGOVNDA : JAYADEVA'nn, 12. nci asrda KRNA
ile RADA arasndaki ak macerasna dair yazd, pek
airane, parlak, renkli bir lirik dram ki, ona Hindular
tarafndan tam mistik bir mana verilmitir; bu suretle, bhak
ti-mistiin en tipik ve en irin misallerinden saylabilir.
GRANTH: Sikh dininin mukaddes kitab.
GNLER VE LER : HESOD'un eseri.
HAGGADA: Yahudi geleneinin, talmudun bir blm;
Tevratn erhinde bilhassa lejandalan, mukaddes
hikayeleri, airane efsaneleri ileri srmektedir; ESK AHD'in
baz paralarn da sembolik bir ekilde tefsir etmee a l r.
Sinagoglarda TEVRAT'n okunmasndan sonra veya ha l k
toplantlarnda d a okunan HAGGADA, Yahudi folkloru i\i
gayet enteresandr.
HALAHA : Yahudi geleneinin bir

blm;

hill..ssa
hukuk, ayin ve ibadetle meguldur. O, talm ud u n cu Ln.iyk
ksmn tekil etmektedir. inde bulunan her l i r hukuk
maddesi, yine Ha/aha ismini tamaktadr.

HERMETKA: HERMES TRSMEGSTOS'un otoritesine


dayanan mistik - gnostik eserler.
-GNG: "Tahavvlat kitab", eski in'de, yang ve yin
prensiplerine dayanan bir fal kitab. Dz ve keskin izgiler
le, 64 heksagram eklinde (8 defa 8, nk 8, <;in 'Jc
- 27 3 -

D i N l E R TA R i H i N E' C. i R i

mukaddes bir :saydr) 1 ten'sil edilen numnelere gre,


kk plerle fal sanat icra edilmektedir.: f:-:Ging,'. son
.zamanlarda ! garpta (bi l l:s'>a : psikolog. : (j. ,, c;-. : Jl)NG
sayesinde) bilginlerin ilgilerini cdbetmitir.
MTATO : : CHRSJ t (" ! Mcsih'in takli<lF), THl\1.AS A
, KEMPS adl :mistiin, jnsana, SA'nn :y:ptklam yapmay
ve bu suretle mutedil . mistik yolundan yrucyi rete[},
h ala katolik halk arasnda"'.u.kc okunan . ye sevilen ; k}(,
fak!'ll zengin eseri. . _ , : , . . : " :
\.
: "J : ; :
.

. " .. "
,
"
, , INClL . : (Yun:na ; ! , euanJ?e on , yan . . mud. :; , 11n
.
getirdii mjde; sonr:. kitabn isni , oldl)) , Asl; ; ha\f;rilerin
i fa h e: .aplattm : hik4yerdi; '.ls,li . flili,, ,fanik,)in.dr.
Szn .tan .ma'nasnda
INCIL -olan drt kitabn
muhteviyat,
-) ; :
:
.i

;
'
!
; ,.- :. /
hem Isa'nn, syldii hikpet s_<;>zleri" ye misa,lltr, . pe,ygrr,lxrai_- -v. . apol<.alip,tik szlri, .riat')kknda,kl , ifadlri,
hem d,e onun :akkmda.anl,atln. keramet' :v )eJaciliid.ir.
. ' 'j
Bu metirilerin, : vaftiz
olacaklara ; -,. verilen
. .. derslerde
: , . , . . .- . .. 1 ; , . ,.
, ; .; . ' ' -. , -/ :
..
.
.
kullanlmak zere t6plaililli :olrhasi 'muhtemeldir
.
NSTTUTO DOSTRINAJ { CHRISTANAE: ; CALVIN'in
' ' !
teolojisinin nvesini' ihtiva: eden: eser.'' . i .
; -;A: :tAt :, , 'viE
:Evi'E: 's:A'.1'EsU
. ' !N'iRonucfioN'
'
;
j
' '' - '
,
' : _; .
:
'
FRANZ'n; mistik ycih.n balahgcni .reten bir eseri. ' '' ' ' '
JAlfi(A; . Plikqn;d,' ,Btidllh . fayci ci
' 550 ,::iyat1lda11 baien. . ye op.un, o'ri a s l(fa,4il (yi
sabr, iffet, ' nerlimet . v'.s)' sayesin<le' 'fe'r 'defa ' da'.lia yuksek
) ! : ;:
o;:
bir mertebede domasn anlatan eser. ' !
...

'

>

'

'

'

'

'

'

- ''

... . \

'

. ;

'

,,

"

,, :_ . .

"

- '

'

. . .

; - "' ..

,,

"

' ' ' ' ' '

, '

.- )

._

'

. '

1 \

'

. '

' ' " ' - ' : <

-' :

;-

: -

- . '' '

..

' "

. J\ABBALA: ' yahtldi mi;iqir n .lin,1 eser(Eri :GDyk


ksm. 13 . asrda , spnya 'Ve Alnanya;da tpianri!'tr.
Bilhassa Sohar' ('.',fr,La/).'l, Jsn1}, xeqf,n ..! .H}i
olmak iddiasnda bulunmakla qeraber, o}( tarafl , bir
eseridir. FLO;ui', ' gnostik . 've ep1dtoiik'1 tereyaniar,n
tesirleri altnda, ilahi emariasybilardah, . bazeri ! tertaslltei
' bile bahsedilmektedir:' Allah :ile dnyevi vadklar arasinda
kat kat' nur /felekleri, her ,; insah', ; her . varlkta i llahi' nur
kv. lcmlar vardr. . Hurufilikten balayarak et:yksek misi. .

'.

'

..

- 274 -

'

KiTAPLAR
iN, i S i M L E R i ,
;
.
.

'

'

'. ,

'

i,. ilah. meumuna. kadar hen1e Jwr; mstik oly goru


mektedir. . Tevratta :icra . . edilen tevil u kelimelerden
iaiyo:. ,;Tet'ii, di . . kelimlr . ve . P.rofan . .hiki.yeferi
iitia . e'tttlni (, kidia / . edn )ant! . Gtek. t 91luri . )r
J.fpein. de,ri iblf: _sr gfiirJ" ";: '. r: .
..
-h:.KANUR: "evrilmi . sz''.i ,tipitakam'm .Tibetesini. veya
_Mogolqsn; ve onun yannd; geni: bir, dini;('.idebiyat, ,by
.szleri; : i nantratar :v.s.: ; ihtiva , eden : . 08 : ciltlik, . Lamisn'in
mukaddes" eseri. ;
: ::_,
, ..
: : ; ;. .
:
t<-LMAHABHARATA : ''100.000 eyit 've s: kitaptan ibaret
.
'Olan byk Hihd epik iiri. 'Onun) nvesi,' eski bir kahraman
efsanesidir;; . buna:; asrlar. i boyunca .muhtelif kaynaklardan
geen: '. hitik, : .teolojik . '. ve ,mistik ... fikirler ' :eklenilmitir.
HmdiStann dini 'edebiyaiindar: saylan iirin kymeti yle
'vtilmektedir: Dnce; amel ve szlerle ilenileij her su,
-buiifi dinleyen adamdan alnr/':
::b MAHSR: Yalitidi ibatletinde kulfanlai dua ve' dii:i iii"
leri ihtiva eden, sinagoglarda kullai:iitan)eser :
irfrMA_;sKEL ME1iNI.:ERV' nhti6. ')raln!z ';byk Yunan
:11&H1eriyfo' .: yazan;; noktasz : en eski deuieri; .. niar;- -incit
metninin en ehemmiyetli temelleridif:: S( ;Siiiaiticits,' 4.
asrdan;; B,c>,Vatikanl,' dyine 4 asr A, ' ;Alexandrins, 5.
-asrddn1 (er:erken:bulunari etin budUr);. Colduka zengin,
-5: asirda:n kalan, bir metin; D; Codex: Bezae; 6.: aslr. Eskiden
:arkta t kullanilan:':jncihve : tercmelefi,: bilhassa B , ve S'e
dayannlardr; garp ananesi ise, D'ye istinat. etmektedir. .
:V(MEZMUR:: Eski Ahd'irl iehifr; bif kitabY150 ilahi ve dini
ifr ihtiva eden', 5 blml; :olan :mezmur . kitabnn nel
_ Jifleri : bilinmemektedir; , bugnk iirlerinin Sleyman'n
eserleri olmadn syleyebiliriz. Eski Babil ibadetinde :kul
J::nlan ilah .ekilleri; ,dua formlleri. rail'de .kullanlmtr
rana, nezmurlarda :daha ,ahsi b_ir din grnmektedir;: o .iir
ler,: ayinlerde. syknqelerin('.i .ramep, }(h!nler. tarafndan
ya.zlm . rnekler ,. deildir. ,Onlarda, . nultlif . kahinler
Jarafndqn yazlm , rnel)ler , deildir. Onlarda, muhtelif
..

'

'

- 27 5 -

D i N L E R TA Ri H i N E G i R i
konular gze arpmaktadr. Medh sena iin ilahiler ki,
Allah'n vlmee layk sfatlarnn, harikulade amellerinin
anlatlmas ile balyor (ms. 136, 103, 148 v.s.). Halk atlar:
srail, bana gelen felaketlerden ikayet etmektedir (44, 74,

80). kran ve kurban ilahileri: insan, ektii azaplar


anlattktan sonra, Allah'n kudretini vyor ve teekkrleri
ni bildiriyor. Ferdin atlar: insan, grd ztraplardan,
hastalktan, gnahlarndan bahsettikten sonra birden bire,
midini canlandryor, Allah'a imdiden, gelecek yardm
iin teekkr ediyor (22, 73 , 42/3). Buna benzer, daha ksa
ve dokunakl "itimad mezmurlar" vardr ki insan orada
yalnz, Allah'a nasl gvendiini ifade etmee alyor (123,

1 30, 23). Krallk mezmurlar, kraln tahta kmasndan


bahsediyorlar (110,2), eskatolojik mezmurlar ise, Allah'n
artk melekfitunu getirecei hakkndaki midi gsteriyor

(46, 96 - 99). Bu byk gruplarn yannda, muhtelif "hikmet


mezmurlar" (1 1), mabede girerken sylenilen mezmurlar
(122 v.s.) v.s. mevcuttur.
MSSALE ROMANUM: Katolik kilisenin ibadet eklini
btn

kilise

yl

boyunca

en

kk

teferruata

kadar

gsteren ibadet kitab.


MNA: Tevrat'n erhi, Yahudilikte bu hususta mevcut
olan btn ifahi gelenek. Alt blm vardr: Ziraat, bayra
rlar, "kadnlar" (yani nikah, ev hayatna dair talimat), zarar

hu (hukuk), mukaddes eyler, taharet. Mina, ilk defa 1492


Venedik'te baslmtr.
MOYEN COURT ET TRES FACLE DE FARE ORASON:
Mme.

GUYON'un,

mistik dua ve

bilhassa

passif dua

hakknda, kvietizmin tasavvurlarn etraflca gsteren bir


eseri.
NEDELERN NEDES: Eski Ahd'e ait, airane bir ak
maceras. Ak ile mauk arasndaki ak, Yahudilikte srail
ile Allah arasndaki mnasebetin bir sembol olarak tevil
edilmitir. Hristiyanlk, bu ak, SA ile kilisesi arasndaki
sk mnesebetin bir misali olarak kabul etmi, sonra da tek

- 276 -

K TA P LA R I N i S i M L E R i

kalbin Allaha kar duyduu ak ve hasretin gzel bir sem


bol saymtr. Bilhassa Aziz BERNHART, bu nev'i erhlerin
en mehur misalini vermitir. Kk eserin remizleri, hem
Yahudilik, hem de Hristiyanlkta sk sk kullanlmaktadr;
nistik edebiyat bilhassa bu kaynaktan istifade etmitir.
Orada geen baz tabirler, MERYEM ANA'ya da tatbik
edi.inektedir.
LLER KTABI: Eski Msr'da br dnyaya dair mev
cut tasavvurlar gsteren, muhtelif ekillerde bize gelen,
resimlerle ssl bir eser.
. , PALKANON: Eski Budizmin mukaddes kitaplar.
PUTM: Yahudilikte resm1 dualar arasnda okunan, en
mehur airlerin eserleri olan dini iirler.
PURANA: Hindistan'da "eski efsaneler", muhtelif mezhe
blerin tasavvurlarna gre ilahlarn hayatna, yaradla,
mkaddes ahsiyetlere v.s. ait olan mitolojik eserler.
Q: Sinoptik ncillerin kaybolan bir kayna; onun sa'nn
hikmet szlerini ihtiva etmesi gayet muhtemeldir.
RAMAYANA: 24.000 beyitlik bir Hind iir. O, Vinu'nun,
RAMA eklinde yeryznde grnd vakit geirdii
maceralar anlatmaktadr. Ayn konu, defalarca halk dilinde
de bahis mevzuu olmu idi. Klasik eserin M.. 4. veya 3.
asrda telif edilmi olmas muhtemeldir.
SAGA'lar: slanda ve Norve'te gelien kahraman
efsaneleri.
SEPTUAGNTA: Eski Ald'in Yunanca tercmesi.
"Yetmilik" adn, rivayete gre yetmi bilgin tarafndan
baarlmas dolaysyla almtr. S., Hristiyanlar tarafndan
kabul edilmitir; Yahudiler bunun zerinde yeni bir ter
cmesini yaptrmlardr. S. nn baz yerleri, bizde bulunan
brarl metinden farkl olup birka yerinde de aslnda mev
cut olmayan hikayeler bulunduu iin, bu tercme, metin
tenkidi bakmndan pek nemlidir.
sipDUR: Yahudi dualarnn nizamn gsteren resm1 dua
- 277 -

D I N . ER TA RI H I N.E C.TRl

kitabi. , :

, . , , ,.

:.

. .. s urr\r frA.KJ\ : " fpk'. ;peti';,.Palikarlol'lin i.' 'ksniL s'


esefi !hva e'trietedfr . En ffil1i . patalarndari '' biri;.
"fhahaf/aritiib'ba'nasutta ,. yani ''Bilytlk Nir\ra.'rla. hakkii<laki ,
_

' ' ' - - { J

..

. .

'

"

'j

. -

\ :'

' , ,

;-

"

' . J'

._

' .. ' . .
';

f,

stiia", 'Buda'i'..iri lmn aruatan eserdir.


\

.'

'' ,

" '

. .

'

..

: . ..

; , '

"

' .

' ' :'

. .j

. .

'

'

'

"
.

. - < '

\ '

SLEYMANIN MESELELER!: 'M'ul1ielif eserlerden'


tC?Pl.aml.an li,kmet_, s<)zleri. ,Onl:wn , 2:z. v.e 23. 'babiatfl<l;
." :
' '
Msiri
bir kaylik'.ynn terthie : e'tmitir. :
, ; - < : ; .'.. ..: J - r , \ , ; .-- J : :. : 1 ;.,.- ) i '. '. ' . ; ; ,r ; ;";
: - .. .. ; -,.''../ '.:" . ;
; : ; "
.
IKING: ("arklar kitab") Drt kitaptan ibaret oln, , 305
iiri ihtiv:, . <r,r r,n;\r eWf)t.ha .it, .bi-:i?' ,K ii?
FuTsE, 1000 le 600 senden. arasnda vucuda gelen bu r. .- . .
"
foii toplanip kitap lfalirie getirilmitir: ; : :
' 1 '
(Bak. A. waey, The Book 'o]sons; 1937).'..
iW ;ec'e6iY:i aail ' ofun, ll1:cf 2357
se!ie'Mn<len iti8irri.:
'627'
eriefoe
;k.a<lar
hadisat
ana:r'
. . rnf.iii'
:
; !_ . :, .,
. , _ ; . . , , !
- - :

-'. '
.
ma gayesi giiden,' 'fakat' bif' farih eserinden daha ' fazla prens:.:
leiil1 terbiyesii'e' <:lafoah'eser! ,: : : c '
:: . '> '. . . .
TALMu:D:! ferahh : 've r:'r aiiaiienin;', miiidya:
balanan: yeni bir;erhi. Babilniyal ve: Filistiili Tafuld; en
geiif 'bir ekilde>btn erfatr' ihtiva: eden; :Yahudilerin'
ederi 'eser; ' ; ; ' , / " ; ; ::r : , , : - ' '. i l ; ' ''- ; ( n '
layatihdanzirif
\
;
_; ! , - , . . ,, . : :
:-
r .'! L". : ' . -- . -- ,; '.
- TANTRA: - ("a") ' aktalarri mukaddes kitaplar. itJa ile
aktisi arasndaki kortdmal:ii-"'eklihde ' <linYirieselelerr\;e
bilhassafkarik' by ve majik usulleri ihtiv eden' esefler.
Onlarn hususiyetleri, Asya'da halk ve hususi mezheplerde
grlenyar din!;. yar majik .pratiklerle uraan _cereyanlar
tantrizm :isnipJ .Vernee: sebep old: . : ,

r
-TANCUR: Takriben '1300 ;::senesillde bitirilmi : :olan,i
Kancul'un bir -erhi -'saylan' 225! cildlik bir'-Tibete ! eser;
kancur gibi;: ekseriya Hind 'kayraklarindan alnan eit eit
! i ' .. , - , ,
dint ve:gayr:.: dini'inalumat Vefnektediri ' ; . :_
'

..

; ; ' ', ' ' .

: : .: ! . : :.

- :kiNGtR:ni.
, , , ; - .- ,
_

.- . i .

..

,-

, . :_,. , , ,

, .

; : ; '. __

. , . .

, _ . -

.. r

" : :. : r

'; TAO TE KNG " rab ile ;tk f'akkiniki 'kitap'" Si' bhptan
ibaret olan, Laotse'ye atfecliln'/in fuistiglnii' 'eri 'ek! 'es.eri
. .
' ;,
;,
'
olan kitap.;
- 278 -

l< iTA P.LA l\ l ('J i s l y L E R I

-itrJEl}(JA'fA ''.Rahiplerjn, iir/en", Palikanon'.a ait .bir eser,


C;'.:tTESNYE: ' (Devteronomium),. Tevrat'm . 5;: kitab. Kral
iYoiya: zamannda ,;kahinlerin :iddiasna . gre mabedde
bulunan bir; eser.: Onun merkezi, bab 12 : 26'da bulunan
eriatksimlardr. Bu kitap; kahinlerin bir eseridir, Musa'nn
deildir,, ,.
nsTEVRAT: Misa'ya atfedilen 5 , kitap; Kelime, Allaha, iste
iinirsormak metodu demektir; Ibindan sonra: bu suretle
elde edilen ilahi emirlerin meemuas; sonra; ; Yahudi
c;emaatnn ha.yatn tanzime. dair ilahi emirlerL illtiva eden
jvi"SA'Yatfn kt;p'i; .Bl1.-, iiaf, Babil :sl1rgn
nden qng Q(ll<ntr_, ,Artk, Tet;!qt, : ilah! . .ye kell;lle
l.irn,yaly , ()an; bif 1,<itap . sayl,ntr. ..zerijde , yazld
tomar, sinagogl!n merkezini tekil etmektedir.
e L! EO('.iqi: - -H,ESOQ'.un, (!S_ki. Y,unan ,- niderine dair
:-

, .. : :: , ,. \

, _.

"'

. .. . . .

,..

,. , . ,

;. 1

' . , ,

TRPTKA .(Tipitakam): Budizmin '.. mukaddes


gplarnn . kanon,u;, :IJ;li lisan,nda_y<zlmtr. ,
..
::.- TRAT.E:: DE:: L'AMOUR DE DEU:.: SALES'L FRANZ'n,
istik, aka'. dair kitab.- '
UPANADLAR:: . ; Vedalara . ilave' . eileri, 'muhtelif . famari
lari.'.ait .olan yazlar. :Kurban teolojisiiden gelen ilahiyatilar,
o eserlerinde "marifet ile kurtulu" yolunu bulmaa
ajuql[. Cf:Jr!l:, n drin .fkr! a,tpt, il brahman
xs,,:.da if. ayql: , b:ul.?-_d_ ; hakk111ak p;is.tik, mar
ife'dir. En mehur Upaniadlar, a, ..[(f!lla,,f(_atak1,ve. en
k.*1rind;,, 9:rn, Brh,tf:l(J,rqrya.kt!-. '! )ardr: () . sederin
fo.s_eKe:si, 4v-rpa'da g,en a:rda erp .bir esi: :ralrnit;.
. arda ili:red*n2evat hakkrid 'iindiye kidr kaffdere
cede('na:.imaf edinmek mmkui'. ana:nur.
fi' ., ;
_
t i \)
/
;
. . VEDA:' En' eski. Hind dmiiin rt mukaddes kitabi. 1028
ilahiyi iltiva eden Rigveda kurbanda dii.okyan" dii
tarafndan kullanilmtr; Yajuroeda ise, kurban takdim
eden kahin tarafndan, Samaveda, ilahi okuyan kahin
: '.

.. ,

..

. ..

'. 1 - .

.
\

; '

r :

''

- 279 -

-,

_ : ; : ; ,

';

.- . ,

: /

, .

D i N L E R TAR i H i N E G R .

tarafndan, Atharvaveda, hemen hemen ayn ilahi ve tali


mat gstermektedir. Vedalann Hindistan'n en mukaddes
kitaplar olduklar iin onlarn da ilahlarn vahyleri, ilahlarn
ocuklar, ezelden beri Brahman'da mevcut olduklar
sylenilmitir. Vedalara, byk bir dini edebiyat ilave edil
mitir: Brahmanalar, Aranyaka ve Upaniadar, sutra'lar.
VEDANTA: " Vedalarn sonu " , mutlak bir monizm
reten, fakat felsefe okullarna gre farklar gsteren Hind
dini edebiyatna ait eserler.
VLUSPA: Edda'nn, dnyann balangc ve sonu
hakkndaki bir iiri. Dnyann atele yaklmasndan sonra,
yeni bir dnyada ilahi bir saadet hkm srecek. V., yani
" Vala 'nn vahy" herhalde Hristiyan fikirlerinin tesirini gs
teriyor.
VNAYA: Pali kanon' un 1 . ksm, 227 maddesi olan
gnah itiraf formln, tarikat hakkndaki emirleri v.s. ihti
va etmektedir.
YAHYANIN VAHY: ncil'in son kitab, 70 ile 90 seneleri
arasnda yazlm olsa gerektir. Hristiyanln apokaliptik
tasavvurlarn en vazh ekilde gsteren bu vahyin mellifi,
drdnc ncil'in mellifi ile ayn deildir.
YASNA: Avesta'da bulunan, gatha'lar da ihtiva eden
liturjik bir eser.
YAT: Avesta'nn ihtiva ettii, yazatalara takdim edilen
kurbanlarda sylenilen herhalde Zerdt'ten daha eski bir
zamana ait olan ilahiler.
YOGASUTRA: Samkbya felsefesine bal olan, pantan
jal'nin eseri olan, Yoga felsefe ve pratiini belirten kitap.
ZEND: Avesta'ya yaplan bir erh ki muhtemelen imali
-Garbi ran'da oturan, eski ran dinini muhafaza eden
muhitte gelimitir.

- 280 -

D N TAR H N D E KU LLAN I LAN


BAZ I TAB RL E R

Anv.Af.TA: (kilik yok): Hindistan'da bilhassa mehur

ilahiyat ve feylosof ANKARA tarafndan ilenilmi,


Brahman'dan baka bir eyin hakiki olmayp btn varln
-ilahlar da dahil olmak zere- yalnz ilah aldan
perdesinin, ilahi ryann bir oyunu olduunu ileri sren
doktrin.
ADVENT: Hr. kilise ylnn balangc; sa'nn doum
gnn hazrlayan zaman. Katolik kilisede, Noelden evvel
ki drt hafta tvbe ve riyazet zaman saylr; ortodoks
kilisede, Noelden evvel 40 gn oru tutulur.
AGAPE: ncil'de sevgi ve muhabbet, bilhassa Allah'tan
insana inen ve bundan sonra yar ve ayar sevgisinde ken
dini gsteren alemmul muhabbet. 1. Kor. 13, bu muhab
beti vmektedir. Sonraki, eski hristiyanlkta: Mterek
yemekler ki oralara zengin ve fakir, btn cemaat itirak
etmitir.
AGNOSTK: Transzendent olan tanmak mmkn
olmadn ileri sren din veya felsefeler, mesela
- 281 -

D N L E R TA R H N E .G R

Upaniadlarn felsefesi (Allah "Yok yok" tur), Budizm,


Yunanistanda Sofistler (lahi olan bilmemize imkan yoktur)
v.s.
AHAM BRAHMASM: Ben brhama (yani dnyay yaratan
prensip) im; Upaniadlarn "byk sz".
AHMSA: ("LDRMEMEK") : Eski Hindistanda zhd
emiderinint n ; miH1ip,i :ttit ;:xrl!gp; :l:s.J .sye:s.J.nde
hususi bir ruhu, zel bir kymeti mevcut olduundan, onu
ldrmek yasaktr.! 4hims<ieiiirhPi,bfk rahip tarikat
larnda -Jainizm'de, Budizm'den daha fazlasyla- riayet
edilmektedir, hem de Hinduizmde byk bir rol oynamak
tadr. GANDH'nin siyas ve ahlak! lkleri bu nokta-i
nazardan gelimitir. Hi bir varla zarar vermemek mak
sadyla, zahidler gayet titiz ihtiyat tedbirleri alp gidecekleri
yollar sprge ile temizliyor, iecekleri suyu dikkatle
szdryorlar. slam dnyasnda, eski mutasavvflrdan
BRAHM BN EDHEM b.u af?imsay
. . . j;\
: , ; . : ; , : .r .-_ ; < ;: \ >-gstermitir
' : ; : :_ / : ;-, ,. 1 . !- ...
AION: ok . uzun bii'.zamari: Esas ' itibariyle bir . zaman
il l:' k i p ;un. qvirl in.son,ui, .Yiliri ''.Gnp.s4h: ,.
ezell.
ilah{ ' vadiklar. . ' . , ' .. .
feyizler,
"
- : ilah!. arlkian
: : ' .' , kari
-'
'
,. , yar'
'-\ i '
; ' _; - '' '
J .' .'
.: ,\ ; ) : .. : ;
: . AKiDE:: Bir .dinin mltyiyatn, s<:t;.bi?. l}lasa ha11:1d(!.
ifade eden, cemaatn benimsiyecei cmleler. Al<.c;l.ler
eeriya, .., ,dini.:, . znd.. sayan, ,. creyaplayla 1.. ,adele
ettii'" zna .yanliJ*irlere k<;r1 bi(se( tkil. tmek ',Ji<;l::
sadyfa. gelitrHll).iti: : . . '
.
. . . ' ' ' ' ._'.', :. ,: ' ' '
.
ALLAHIN CUGU:. }nctfde,' ;a, ,her .insa11;n Al
olu olduunu s ylemiti; b . nfhu , '.;GkJrdki
labariiz'; , ke.ih11 e.rryle . ba;Yl1 dl.a,da ,;n<l iri 8 sepek:
tr.. , PAY(:1S 'a . ?c\ Isa,\ b.ll, sz; , ci,9
. yaya_ pYk ', i?ft
. e saylr: insan. bu,
.qude getryor,, , uqku, oglu olan, vars d
sur,eti; ilhi.-11e'ekutii11'var!Si olarak._trvif e,<llii:' R!ll.. s; : 7.
-i7 "'nk ' Allafrri. Ruhu ile sevkedeiilefiri' hepsr'AllaHn
oullardrlar. nk yine korku ile kulluk ruhri\'
alrnidinz; fkat .: }ulh.k rulitinu; aldiiiiz . ve diIia; . Abba,
Baba, 'diye airrz . . . ve' eer 'evlat isek heitl; d varislefiz;'
.

. .. .. ,.

''

'.'

'.-.

1.

' '

;_

'

- 282 -

D i N TA R H N D E K U L lAN l lAN BAZ I TAB R L E R

All:h'n. :varisleri ve Mesih' in varisleriyiz .. .. "


,. 'ALLAHIN KUZUSU: :Eski Ahid'de, srail milleti Aiah'n
kuusudui; HESEKEL'e gre; Allah iyi oban sfatyla kuzu
hi:iin otlaa gtrecektir. iricil'de; bu . tabir isa'da kullanlr;
'K.or 5,7,: ".nk bizim fshmz(yahi pesabta kesilen kur.c
baiifblari :Mesih de kurban edilmitir." Yuhanna'ya gre
nCifde; sa '"dnyann gnah.mi kandirai Allah kuzusu"
olarak tavsif edilir; ' eki bir 'adete . gre; senede bir defa bir
!hzl/ yahut . bir koylh ' husus! trenlerden so'ira . milletin
gunahfanri1 .kaldrrsii diye srailliler tarafndan le saliveril'
mitir. Bu tasavvur; : 53'te :azap :eken kul hakkinda syle
nilen ;i fikirlerle '. kartrlm. : . sa'yaF nakledilmitir.
YUHANNA'nn:vahyinde, bu tasavvur dinin. merkezini . tekil
etmektedir; , . :Hristiyanlar, . : elbiselerini q .ilahi: kuzunun
kannda,, ykamak . suretiyle ' (yani v:afiz ,' vastasyla)
gnahlarndan urtulmulard. , . Kilisenin, liturjisind . hala,
evharistiya'dan ev:vel, defa , agnus dei .adl (yani :':Ah'n
kuzusu") bir dua . okunmaktadr. Gzl sanatlarda . da b,u
mot.ife sk sk rastlanmaktadr. :
:
:
. , . ,
ALLAHIN OGLU: Eski Alid'de srael milleti; Krallk mez
nurlarnda scil kral, yahut belki bekle11ilen mesil1i kral
(mesela Mezm 2,7: Rab bana . dedi: Sen, bep.im ol,upsun,
bn seni
'bugn tevlitl ettim).
Orada - eski
.arkn
mukaddes
: '. ' ,.,
:
: '.-' =- . , ' '' . . ' ' ' i !
; : \ : '.
. : ". :
kralltjdan gelen., ananeler m,eycuttur. Inil'de, bu sz,
M,il1'11. yazife'itji b,eyan.. tillkted . (Mt. .16 '6 : sen Jay
o.lan Allalin pglusu, Mesilsin): jncile gre, bu Mesih 'g:..
ten gllyor, .. .ge de dnyor. Sccraki teslis fikirleri, bu

ifefore, <laya:int: ' , : . ". ' ' ' :


'
. muhlis,
mutlak
AMOUR ruR: Frc.nsz, kvietistik. .misikte,
.
.
.
.
bir ;ak ki . insan .wda, 1\Hal'tan ne C.e.ne t istiyor, . ne de
Cehennemden kurtulmay niyaz eiyor; tam ilahi if<lenin
bir., alti ofarak . yayor; akta duydu lezzetten bile
kayor. Jasavvufta RABA, HALLAC, AHMET GAZZAL bu
{;y.'i a0 'tnijnessilleri sylabilirler. ' ' ' . '
ANA LAHE : Bilhass.a Sami mntaka.lard(\ v Anadolu'da
.

.eJ '

'

1 . '

'

'

: (

'

' ' ' l

'

'

'

>

'

'

- 283 -

D N L E R TA R H N E G R
en tipik numuneleri grlen, topraa bal, topran tevlit
edici kuvvetlerini ahslandran bir ilahi varlk. Ana ilaheler
-Demeter, Kybele, tar, belki Kali - Durga- hemen her
dinde raslanr; onlar kendilerini ana , mauka, bakire
eklinde gsterirler. Birok il:lh ve insanlarla sevien tar,
il:lhi ocuu ile temsil edilen sis, saysz ocuklar douran
ve onlar yine ldren Kali - hepsi bu tipin muhtelif
taraflardr. Bazen de, bu ana ilahe, bakire olmakla beraber,
ocuk dourur. Pek eski bir kltr seviyesine ait olan bu
fikirlerin kalntlar, semavi dinlere (Hristiyanlkta Meryem
Ana tasavvuru, Budizmde Kvannon) szmtr.
ANMATZM: Btn tabiat hadiselerini ve dnyada mev
cut olan hemen her eyi canlandran bir fkir sistemi.
ANMZM: Ruhlara inan. ngiliz alimi TYLOR'un 1867
senesinde ilk defa kulland bir tabirdir. Tylor ryalarda
grnen ruh, l ruhu ve baka ruhlara inann, btn din
lerin kk olduunu iddia etmitir; buna kar birok bil
ginler tarafndan dinlerin baka kaynaklar gsterilmitir.
Halbuki ruhlarn farkna var dinin mhim bir kaynan
tekil etmektedir.
ANNUCATO: MERYEM ANA'ya, Cebrail tarafndan
sa'nn doumunun bildirilmesi.
ANTROPOMORFZM: nsann ilah! varl insan eklinde
tasavvur etmesi. Yunan ilahlar, bu grn pek tipik birer
misalidir; onlar, tamamiyle insan nevinden hareket ediyor
lar. Fakat hemen her dinde, (muhtelif ilah heykellerinde
belirtildii vehile) antropomorfizm az ok yer alr; en yk
sek dinlerde bile, Allah'n ellerinden, Allah'n yznden
bahsedilmektedir; nk insan, tam ruh olan bir Allah' zor
lukla tasavvur edebilir ve onun mahiyetini ifade etmek iin,
insani anlam ve ifadeleri kullanmak mecburiyetinde kalr.
ANTROPOSOFZM: 191 3'te Almanya'da R. STENER
tarafndan tesis edilen bir senkretist cemaat. Merkezleri Bal
ehrine yakn olan Goetheanum'un isminden anlald
gibi, Goeth<!nin fikirlerini, eski teosofk fikirlerle Hristiyan
- 284 -

D i N TAR H i N D E K U L LA N I LA N BAZI TAB R L E R

lkleriyle kartrmlardr. Teosoffden ayrlan bu cemaat,


Hindistandan gelen tenash ve karma doktrinlerini benim
semitir; temrinler ve insan gittike meleklere, alemin kur
tarcs olan sa'ya gtren meditasyonlara icra ettiriyorlar;
gzel sanatlara, renk armonisi sistemlerine byk bir ehem
miyet veriyorlar, bilhassa da terbiye sahasnda gayet geni
bir
faaliyeti
gsteriyorlar.
1 922 'de
kurulan
Christengemeinschaft (Hristiyanlar Cemiyeti), Antroposo
fizmde ilk senelerde Hind fikirleri arkasnda gizlenen
Hristiyan doktrinlere yeni bir mana vermee alyor.
APOKALPTK: Dnyann sonundan bahseden, yahut
dnyann sonuna dair malumat veren bir edebiyat. lk defa
eski ran'da grnen, oradan Yahudilie szan bu fikirler,
milattan nce birka mhim eserin meydana gelmesine
zemin olmutur; miladdan sonra, havarilere ve baka zeva
ta atfedilen olduka geni bir apokaliptik edebiyat vcuda
gelmitir. slami sahaya yaylm olan cafr bu cmledendir.
APOKATASTASS HAPANTON: Dnyann sonunda, eski
kamil halin tekrar gelmesi, ktlerin, devlerin bile nihayet
ilahi inayet sayesinde Cehennem'den kurtulmas. 1 . Kor.
1 5 . 28 "ta ki Allah her eyde her ey olsun" diye yazlmtr.
Zikri geen tasavvur, Hristiyanlkta bilhassa ORG NES
tarafndan mdafaa edilmi ise de resmi kilise tarafndan
kabul olunmamtr.
APOKRF: Eski ve Yeni Alid'de esas itibariyle mevcut
olmayan eserler. Hieronimus'tan itibaren, bu kelime, Eski
Ahd'in brani metninde mevcut olmamakla beraber
Septuaginta'da mevcut olan paralarda kullanlr; onlarn en
byk ksm, Tridentinum'dan sonra katolik kilise
tarafndan kanonik olarak kabul edilmitir. Aldi Cedid'e ait
olan apokriflerin ou, enteresan lejandlar ihtiva etmekte
dir; fakat fazlasyla hayale katklar iin kanonik olarak
takdir edilmemektedir.
APOSTOLKUM: ncil'den gelitirilen akide. 2. asrda
katehumenlerin vaftiz derslerinde kullanlan, 6. asrda
- 285 -

P i N L E R TAR i H I N_E ,G,I R

.Fransa v;e spanya'ya da gelen . ksmlk bir fonnl ki


imdiye. kadar: . kilise.de . pazar gnlerinde .okunmaktiidr.
Daha fazla . ilnilmi bir akii(;!, Nizeo-Konstantini akidedif.
EJ.postolikumun t'1rihLi.nkiaf)akk;-da en mhim , eser, .f'l.

yon Harnack, Das apostoliche G{auJe,nsbekef!-ntnis, , 192

senesinde. k;an, indiye kadar 27 ..basks olan kitaptr. . , .

'

ASLI SU: . ADEM'in suu yznden btn . . insanlar


suludurlar; suun cezas,' ,lmdr. :pAVLUS,. bu. :fikirleri,
.bilhassa Romallara yazd mektupta-gayet ak, birsurette
izah etmitir. Gnostikler ise, bu suun: zel .bir kaynan
arayp bunu maddetje . bulmulard. Tertulian'a gre; ,su,
Adem'. in . ocuklar iin pek tabii bir : eydir; faka byk
AUGUSTN, ADEM 'de , , btn , in.sanlarn sulu . olduldarn,
suun bu sebepten . btn insanlara -bir hastalk nevinden
sirayet etmekte, : teqasl . v<stasyla .. tevars. edilip insinp,

kendiliinden hi : . iyilik . ,yapama9n. retmi i.


AUG{)STN'in bu . fikirleri, . bilhassil : ,17. asrda jqenit
ceryannd_a n. plana .konmuttr., ark kilisesi ise, _insanri,
bu . asli sula beraber ldrecek i
'fesaqa urafiadin
s lyor, skolaHk ise, bu . sun, 'cennet'te. mevcut Ol.an
hususi bi 'ilahi iriayet . a auin. kay plnsuia sbeb i}rt
verdiin'i . ileri srmektedir: 'Profostaritizme .. gelince', . asli
suun, tn insan tabi.atn kaCi b,ir. fesa ()lcluunu iddia
.
ediyor; byle bir fesat 'rriasaydi, isa'nm kuiturac : ameli
manasz kalrd. Baz Orta a ilahiyatlaiibile, asll sua "o
felix 'cutj;a" dlye hitap "etmilerdi:' '"E)r mes;ut isi!'' 'n
yalhz o su vasta.syhi . insan byle bir kurtulua nail ola
'bilmitir. Asli suun her irisan'da do'umdan itibaren mevclt
olduundan . yeni dogji odik bile' 'onun "yki.intr ta'ir ve
vaftiz olmadan lnce, Cehnet'e' gifemez (Katolik doktrin).
Asll su'tan. doundii }tibare'r serbest otan yegane in:Sari,
yine katolik akideye gre Meryeii Aria'diri 'bunri. i.indfr ki
-yeni akideye naiatari lum gnneden:gge kriiur.'' '
.

bir

lill,

ASURA: Eski zamanlarda indojerni1erd; iliii v:arklar;


Hindistan da;. bilhassa 'deillonik' bii" taraf . ofan ilalila:rda kul1

\ : ' .,

- 286 -

'.

D N TA R H N D E K U L LAN I LAN BAZ I TAB R L E R

lanlrd.Jmesela iVaruna, Rudra ve bu ilahtan rgelien .iya);


:sonra da; devlec de. :kullanlmtr:, ran'da,. ah.ura mefumu
l?undan .aykr bir -manaalmtr Cbk. Ahura Mazda)J
: >AVN: Hiridisfan'da 'Veda devrinde ilahi ikiZ; mterek
's evgilileri, yalnfr.karlar olan Uas ..:afak ilahesi-'ile birlik

. .. . .

te gklerde ' dolarlar; sanatkarlardr:

):L ''AtMAN:; 'c.Affiinca1 Atem;


; ''ifes);: Hindistari;da:

ahsi 've
'
"
; -- . . ;
'.
hayat, ' prensibi'. . Olnderi ' sonra yaamaa devam
-&ip ;-; enasit'' ''ahsiyedn . llaliiyetini'- muJafaza ' ediyor.
'up'ciriiaddiin 'fds.efiine gre; her: virliri ; ruhu, atman',
alemin ruhunun, brahman'm aynid!E' Bu 'bfrligi ci'nyp
tahakkukettiiei 'arif,' "lmiden 'sonra ezeli ve ebe& brah
,man'da ,kaybolup :tenashten kurtuimutur. ; '
,i c0AVATARA: ("nen') ' . Hinduism'de Visnu'nun, zaman
izalian.: ' kUrtarc' :. sfatiyle' ; dnyaya inen ve zamann
idplarna' gr ' muhtelif ;ekillerde .'. kendini gsteren :bir
'
Ksf Cbalik; 'kapluml:faga; '. arslan, cce, RAMA V.' s.);
'
.
;
;
>f<XYDINLATMAbEVR.i: i7: ve is. srlar Gafb Avrupa'da
vaki olan, bir felsefi cereyann devri. Bilhassa akla dayanan
1btF: feiiefi ! Sistenilerde; ihsan' eski : dnatizmden>kurtar
maa almlar, :teolojide deism'-in : - :fikirlerini .; ileri
srmler, antropolojide ise, insann esas . . itiba,riyle iyi
.()lduunu: .iddia etmilerqir. ;giltt::r'de. gelien bu .cereyan,
b o,l . oy tr.
rfa, , &
..Aliany;a'qa feJse(e salasncia bu devrn .en)him ahiyeti,
iEiBNiZ' 'idi. A.ydnlatna> Cey.riq i . qir)issiyeti, .Avrpa'da
yeni tannnaa , balayan. yabanc dinere . kr .. gsterilen
'
ilgi, _teoloji _sah ihd oi<ltik'i nl bit tlera'ns idi'. ;

:;
; ,.', _. ;

: , '. \
!" ,
:
: . AZIZ: ,Hfisti)Tari, kilised eski zamanlarda, vaftiz ol.an her
iis:i'n bir . ''iiz' ) olarak' ilkk'i ' dnitif: . Azizlerde
. cevuya<l' ;01dtit! :8); i!aiii:.irnwet' kendini aka 8s
t<iiyor'.' hidlel-1 :fazile_tli 'iilianiar hik.tarafn<lari etken' taziz
edilnilerCifr'. ' Rha kilises( bir insana ' "a ziz " Csahct, saint)
. uhvanih{' vennek [ iiri. : 'komplik . bfr'- ' sistem . kat etmitir.
'993'te:'ill( : tefa olarak bir in.san, iPapa: tarafndan bu unvan
I'!

. ...

c r,

.- . _ -. '

'kzriik
.

, .

. .,

.- . . .

. '

"

.. i

. . .

'

'

._, ,..

'

'

'

'

'

..

. ,

'.;,4:

.-

.-

.- ,

f.

; ,

: ,

d. :.\ra,yq, if':
p
g
.

, _ _

,:

_ _

-. 287 -

.-

. D i N L E R TAR i H i N E G i R i
almtr; 1 1 70'den itibaren, sistem imdiki haline gelmitir:
edilecek bir insann lmnden sonra, onun
hayat hakknda malumat toplanp; lekesiz bir hayat srp
iki keramet de gstermi ise, beatificat/o vaki olur (yani
beatus, selig) unvann alr. Bazen asrlarca sren bir
muameleden sonra belki aziz unvann alr, onun erefine
kiliselerde missa/ar icra edilmee msaade edilir. 18. asrda
Papa BENEDKT XIV, kanonisatio iin lazm gelen sfatlar
bildirmitir; zikri geen fazilet ve kerametlerden maada,
"kara sevdal bir insan olmakla beraber daima ilahi nee
iinde yaamas" arttr.

Kanonise

BA: Msrda, insann lmnde len hayat prensipi.


BABL SRGNLG: srail oullarnn m.. 597 ve 586
senelerinden sonra Babil mntakasnda geirdikleri,
Yahudiliin inkiaf iin son derece mhim zaman. Eski
brani lisannn yerine gittike arameik dili geti; srgn
lkte peygamberlerin yerine kahinler geldiler; Yahudiliin
hviyeti o zaman ve Filistin'e dnten sonra (538) imdiki
manada inkiaf etmitir.
BAKKANT: Yunanllar, Dionisos (lat. Bakkus) adl ilahn
sarho ve heyecanl cemiyetinin azas.
BEATFCATO: Bk. "Aziz".
BHAKT: Hindistan'da: Muhabbet, Allah'a kar duyulan
ak. En parlak ifadesini, Bhagavadgita'da bulunmutur;
KRNA'nn eklinde gze grnen Allah orda "Bana
muhabbetle snan kaybolmaz" diyor.
BHAKT-MARGA: Ak vastasyla kurtulu.
BHKKU (Mennes: bhikkin): Budizm'de rahip. ok sert
kaidelere tabi olan rahipler, Budizmin zn tekil ediyor
lar; onlar hibir eye malik deillerdir, akrabalar ile
mnasebetlerini kesmilerdir; dilenci sfatyla, gnde ancak
bir defa yemek yiyerek memleketlerde dolayorlar.
BRAHMAN: Mana gibi kendiliinden messir olan,
mesela afsun sznde mevcut bulunan bir tabiat st

- 288 -

D N TA R H ND E K U L LAN I LAN BAZ I TAB R L E R


kuvvet;
Hindistan'da
kurbana e n byk
kuvvet
atfedildiinden, brahman kurban sznde mevcut olan
kuvvet, bundan sonra dnyay yaratan kuvvet saylmtr.
BRAHMAN: Mukaddes kurban kuvvetiyle temas eden,
en yksek sna ait Hind Kahini.
CGERE BAKI: Eski arkta cier, ruhun ve duygularn
mekan sayld iin, onda vaki olan deiikliklerin,
kozmik ahenge uyarak, muayyen manalar haiz olduklar
zannedilmitir. Cierin her hangi bir yerinde u yada bu
deiiklik vuku bulursa, insann kendi evinde veya devlette
bu veya u hadise vaki olur. Bu fal sanat, bilhassa eski
Babilde ilenilmiti; Hititlerde, Yunanlarda da mevcut idi;
Etrsklerde yine pek byk bir rol oynamtr; onlardan
Romallar'a gemitir.
FfE BALTA: Bilhassa Girit - Mikenali kltrnde
mukaddes bir alet, koruyucu bir sembol.
NVAT KPRS: Zerdt dininde, ruhun, lmden
sonra geecei kpr.
DAGVAZI: ncil'de MATTA'nn 5 . - 7. bablarnda
toplanlm va'z ve hikmet szleri. sa'nn muhtelif zaman
larda bildirdii emirler burada bir tek vaaz haline getiril
mitir. Eskatolijik emirler olduklar iin, insandan mutlak bir
teslim, merhametsiz bir mcadele-i nefs talep ediyor.
Bunun iin, onlarn gndelik hayatta gerekletirilmesi
Hristiyan ahlak felsefesini byk mkilata sokmutur.
Halbuki bu da va'znda isa'nn en derin fikirlerinin mevcut
olduuna phe yoktur.
DALA LAMA: Lamaism'deki "sar mezheb" in reisi; pay
taht, Lasa ehrindeki Potala'dr.
DESCCAL: (ncil'de: Antichrist), 2. Sel. 2 , 4 'te yazldna
gre, kyametten evvel sa'nn muhalifi; yalnz onu malup
ettikten sonra Mesih'in melek1tu peyda olacak. Baz
Hristiyan mezheplerde, mesela LUTHER'de, Papa, deccal'in
nmunesi saylmtr.

- 289 -

D i N L E R TAR i H N E G i R i
slamiyette,

deccal

yine

dnyann

sonundan

evvel

hkm sren, insanlar batan kartan, felaket gnleri


getiren, nihayat Mehdi tarafndan ldrlecek olan bir

varlktr.
DESM: Allah'n var olmas inkar etmemekle beraber
kendisini olduka uzak, dnyann gidiine bakmayan, faal
olmayan,

btn antropomorfistik tasavvurlardan serbest

kalan bir varlik eklinde temsil eden bir teolojik - felsefi sis
tem. Muhtelif dinlerde grlen byle bir telakki, en klasik
ifadesini aydnlatma devrinde ngiliz Deism'inde bulmutur.
DESDAMONA: Yunan dininde, ilahlardan, devlerden,
btn tabiat st kuvvetlerden korku.

DEUS ABSCONDTUS: "Gizli ilah"' mistik bir tabir; bil


hassa LUTIIER'in teolojisinde kullanlmtr; orada, "iradesi,
hkmleri

insan

tarafndan

hi

anlalmayacak Allah"

demektir.
DEUS

OTOSUS:

Tembel,

almayan

ilah:

alemi

yarattktan sonra oradan ekilip, dnya nizamna bakmayan


yaratan ve bazen de kltr getiren ilah.
DEUS REVELATUS: "Tecelli olan ilah", LUTIIER'e gre,

deus abscondituSun,

insanlara sa'da gsterdii ltuf ve

sevgi taraf.
DEVA: ndojermenlerde ilah; Hindistan'da yksek, aydn
ilahi varlklarn ismi (mesela ndra, Avinler, sonra Vinu),
ran'da ayn meflum dev manasnda kt, yalanc kuvvet
leri vasflandrmakta dr.
DEVTERO - PAVLNK: PAVLUS'un ismini tamakla
beraber ona ait olmayan mektuplar (mesela Efeslilere).
DHAMMA: (Dharma) Hindistan'da " kanun, doru nizain,
hidayet": Budizm'de akide'nin ikinci ksm, ayn zamanda
da Budizm'in en mhim rkn . .Ne Buda'nn ahsiyeti ne de
ona ait veya akirtleri tarafndan toplanan mukaddes kita
plar,

dhamma kadar dinin merkezini

tekil etmilerdir.

DHYANA: Murakabe, meditation, (Budizm'de).

- 290 -

D N TAR H N D E K U L LA N I LAN BAZ I TA B R L E R


DAKON: Kilise'de, Papaz'dan evvelki ruhani rtbe.
DALEKTK TEOLOJ: Birinci byk harpten sonra, lib
eral teolojisi karsnda bir reaksiyon olarak, Kari BARTH ve
baka ilahiyatlarn vcuda getirdikleri bir protestan teolo
jik sistem. Orada, insann sznn dalna Allah'n vahyin
den uzak kalp bundan tr her va'zn ve Allahn vahyi
hakknda her beyanatn durmadan bu dialektik gerginlikte
bulunduu sylenilmektedir. Vahye dayanmayan her teolo
ji reddilir; gnah meselesi en sert ve paradoks ekilde ifade
edilir. Her nevi ahsi i tecrbeye ve bilhassa mistie kar
gayet iddetli bir msamahaszlk ve anlayszlk gster
ilmektedir; nk bu gibi tecrbeler, vahye dayanmad
iin insann, kendiliinden Allah'a yaklaabildiini zan
netmesinden ileri geliyor; bu suretle, ilahi kelamn yalnz
bir defa, yani sa'da, dnyaya hitap ettiini bildiren hakikat
gizlenir. Bu pek dar noktai nazardan anlald vehile
dia/ektik teoloji Hristiyan olmayan dinlere kar dmanlk
gsterir.
DOCTOR ECCLESAE: Papa, yahut konsil tarafndan ver
ilen bir unvan. Katolik kilisede en eski zamanlardan
itibaren takriben 20 kii, "temiz doktrin ve salam akide,
kutsal bir hayat, amil bilgi"leri dolaysyla bu unvan
almtr. (Mesda Akvinasl THOMAS).
DO UT DES: Ben vereyin, sen de ver!": Kurbanda
beliren bir telakki: nsan, istedii eyleri elde etmek mak
sadyla ilahlara teberularda bulunur. Bunu iki ekilde beyan
etmek mmkndr: 1 . Majik usullere gre, insan, ilahlarn
kuvvetlerini artrmak istiyor;

2 . Dini adetlere nazaran, Hahlar sevindirip onlardan da


bir ey almak istiyor.

DOKETZM: Bir realiteyi, yalnz hayal olarak telakki


edi. Gnostikte, bilhassa sa'nn hakiki bir bedeni olmayp
bir hayali beden de dnyaya geldiini iddia eden fikirlere
denilir.
DOLAP:

inde,

evin ecdat
- 291 -

resimlerini ihtiva

eden

D i N L E R TA R H N E G Ri
mukaddes yeri.
DRT MUKADDES HAKKAT: Budizm'de ztrap,
ztrabn sebebi, ztrabn sebebinin kaldrlmas, ztrabn
sebebinin kaldrlmasna gtren yol.
DRAD: Yunanllarda, dii aa perileri.
DRUD: Keltlerde kahinler; kurban merasimi ile megul
olan, hakim ve retmen sfatyla alan asil adamlar.
ECCLESA SPRTUALS: Ruhani kilise.
EKSOGAM: ptidai kavimlerde, bir insann kendi aire
tinin iinden bir zevce alamamas. Bu adet, bilhassa totem
izm'de mevcuttur.
EKUMENK: Eski manada: nsanlarn oturduklar
mntakalara amil olan kilise; o kilisenin mmessillerinin
icra ettikleri ilk konsiller, ekumenik konsiller ismi ile
mehurdur. (znik, Efes, Kalkedon). imdi, ekumenik
hareket, btn kiliseler arasndaki mnasebetleri,
kuvvetlendirip kiliselerin ibirliini tevik eden, Birinci
Byk Harpte balayan byk ve pek faal bir cereyan
ifade etmektedir.
ELECT: Manikeizm'de, bir nevi rahiplikte mr, dua ve
orula megul olan hususi zmre.
ELOHST: Eldeki Tevratn kaynaklarndan biri. Allah'tan
basederken Elohim ismini kulland iin, elohist ad ile
tannmtr. Muhtemelen m.. 8. asrda yaayan bu ilahiy
at, Yahvisften fazla teolojik fikirlerle megul olup
Tevm: 'n hikayelerinde tabiat st hadiseler zerinde
durmu, esatiri daha ilmi bir ekilde tertiplendirmitir.
EMANASYON: Theogoni ve kosmogonide grnen bir
hadise, ilahi bir feyiz. Muhtelif dinlerde, ezelde ilahi bir
varln, dnyay kendinden karttn syleyen mitler ve
tasavvurlar vardr; bu, yaratl tasavvurunun tam zttdr;
nk Allah ile dnya arasnda zat bakmndan bir mabe
het, yahut da bir ayniyet olmas lazm gelir. Emanasyona
inanan dinlerde (Eski Hindistan dini, Mahayana Budizm,
- 292 -

. D N TAR H N D E K U L LA N I LAN BAZI TAB R L E R


Manikeizm, gnostik sistemler, her trl mistik mesela - bn
Arabi'nin sisteminde) ekseriya Allah'tan kan varlklarn,
muhtelif merhalelerden geerken asli kemalini kaybettikleri
sylenmitir; bu maddi dnya, son merhaledir; insan imdi
geldii yoldan aksi istikamette geriek suretiyle ilahi aslna
dnebilir.
ENKARNASYON: Esas itibariyle uluhiyetin, tezahrat
dnyasna girmesi; sonra: Allah'n, insan eklinde peyda
olmas; hulul. Hinduizmde avatara tasavvuru, Vinu'nun
byle bir enkarnasyonu iddia etmektedir; enkarnasyona
inan, Hristiyanln temelidir. Bu doktrine gre insan o
kadar suludur ki, yalnz Allah tarafndan kurtarlabilir; hal
buki bu kurtulu, yalnz bir insan tarafndan icra edilebilir bunun iin, isa'da hem ilahi, hem de insani tabiatn mevcut
olmas insanlarn kurtuluu iin arttr. (bk. Rom. 8, 3; Gal.
4, 4; 6, 2; Fil. 2. 6).
ENZYKLKA: Papa'nn btn dindarlara, yahut episko
poslara gnderdii bir sirkler. lk szlerine nazaran isim
lendirilir. (Mesela: E. pascendi, pascendi. . .) kelimesiyle
balar.
EPKCESE: Kurbanda, ilahlarn davet edilmesi; Hristiyan
teolojisinde, sakrament maddesinin takdisinde, sa'nn,
yahut Rfihulkuds'n arlmas. En eski ekli galiba, hala
baz mezheplerde kullanlan maranatha "Ey bizim
Rabbimiz, gel. " kelimeleri idi. 2. asrdan itibaren
Ruhulkuds, ekmek ve arab takdis etmee davet
edilmitir; bu adet, ark kilisesinde halen yaamaa devam
etmektedir.

EKSKOPOS: lk zamanlarda, Hristiyan cemaatlerin


nizamna bakan zat (bk. Fil. 1 , 1). 2. asrdan sonra otorite
sahibi olup muhtelif ehirlerde cemaatin reisi ve hocas
oldu; onun silsilesi, havarilere kadar iner. Episkoposlarn
cemiyeti, kiliseyi temsil edip, kilisenin de en mhim temeli
saylmtr. 4. asrdan itibaren bir eyaletin en yksek episko
pos, metropolit nvann alp bakalarnn reisi seilmitir.
- 293 -

D N L E R TAR H N E G R .
Gelien papalk, episkoposl.arn eski ehemmiyetini tahdit
etmitir.
ESKA.TOLOJK: Aem'in istikbaline ait tasavvurlar. Bu
gibi fikir ve tasavvurlara en iptidailerinden balayarak,
hemen btn milletlerde rastlanmaktadr. Dnyann sonu,
ekseriya bir tabiat felaketi vastasyla gelecek gibi tasavvur
edilir. (Bazen, byle bir felaket dnyay imha etmekle
beraber biraz sonra yeni bir dnya ayn artlar altnda tekrar
husule gelip bu suretle hayatn sonsuz tekerlei btn bu
hadiselere ramen dnmee devam eder.) Birok milletler,
eskatolojik tasavvurlar yalnz kendi lkeleri iin kabul
etmilerdir: Eski srail peygamberlerinin, eskatolojik va'zlar
vermelerine
ramen,
yalnz
srail'in
sonunu
dnmlerdir. Sonra bu fikirler, baka milletlere bakarak
geniletilmitir. Hemen her eskatolgjik eserde, dnyann
sonunu (ve bazen de kyameti) bildiren hadiseler saylmak
tadr: Zelzele (bak, ZELZELE suresine!), Tufan, gklerin
yldzlarn mahvolmas (pek gzel bir misali, TEKVR sure
sidir), bazen de yeryznde vaki olan iddetli muharebeler
(eski ran eskatolojisinde, semavi dinlerde deccal ile vuku
bulacak meldhim). Bu dnyann, sonundan sonra alaca
ekil, ezelde mevcut olan Cennet'e benzeyecek: Bu fikir,
bilhassa Yahudilikte inkiaf etmitir (bak i. 9 ve 1 1 !).
Hristiyanlkta ise, orada sa'nn gelmesi, eskatolojik bir
hadise olarak telakki edilmitir; yapt keramet ilahi ege
menliin insanlar arasnda mevcut olmasna bir iaret
saylmtr. Bu suretle, Hristiyan teolojisine gre, sa'nn
zuhur etmesiyle, eskaton (son zaman) imdiden hakikat
olmutur; sa'ya inanan insan, imdiden bu yeni dnyada
yaamaktadr. slam dininin sa'nn gelecei hakkndaki
dncesi de bu arada hatrlanabilir.
EVHERENZM: EVHEMEROS'a dair, ilahlarn esas
itibariyle ilahlatrlan kahramanlardan baka bir ey
olmadklar hakknda bir teori.
EVHARSTY A.:

Lisan

bakmndan:

- 294 -

. kran;

sonra

D i N TAR i H i N D E K U L LA N I LA N BAZI TA B R L E R
Hristiyanlkta bir sakramenfin ismi: nk sa, lmnden
birgn evvel, ekmek ve araptan ibaret olan bu mukaddes
yemei, Yahudi usullere gre bir kran duas okunurken,
bir hatra yemee olarak tesis etmiti. Cemaatlarda, bu
"kran", sa'nn kurtaran lm iin okunurdu. Evvela pek
basit bir hatra yemei olan e. nihayet uzun missa'nn
merkezi haline gelmitir. ncitde bu adete dair ilk haber,
PAVLUS'un Korintoslulara yazd 1 . mektub ( 1 1 , 23) da
bulunmaktadr; orada yazlan szler, kilisede, ekmekle
arabn takdis edildii zaman okunmaktadr; katolik
telakkisine gre, sa'nn bu kelimeleri, ham maddeyi onun
hakiki kan ve bedene tahvil etmek kudretini haizdir. En
eski hristiyanlar, e. 'yi bir nevi kurban olarak icra etmilerdir;
klasik ilahiyatlara gre (ORGNES, AUGUSTN) bu iki
maddede tabiat st ilahi varlk, ruhlani bir ekilde mev
cuttur; iskolastik devrine kadar, daha realistik bir telakki
gelimiti; transsubstantio sayesinde maddeler gerekten
beden ve kan haline getirir. Dominikan tarikatna nazaran,
e, insan takdis eden mukaddes bir nianedir; franziskanlara
nazaran, Allah'n ruhta gsterildii mucizenin bir sem
boldr. Reformatrler, mesela LUTI-IER ise, eski realistik
fkirleri benimseyip "sa'nn vcudunun gerekten yenil
diini" sylemitir. CALVN'e gelince, sa'nn vcudu e. da
kuvvet ve tesir bakmndan mevcuttur diye daha spiritalis
tik bir fkre varmtr; Zwingli, e. y bir hatra olarak kabul
etmitir. Romal kilise, bilhassa e.'nn kurban olmas
zerinde duruyor; o, papazn her gn takdim ettii "kansz
kurban" dr.
EX CATHEDRA: Krsden, yani kilisenin yanlmayan
hocas sfatnda. Papa hakknda kullanlan bu tabir,
Papa'nn, bu sfatla bir hkm vermesi demektir.
EX OPERE OPERATO: Kendi kuvvetinden ileyen bir
ey, mesela: Bir kurban, kahin'in gerekli afsun dualarn
doruca ve titizce okumasndan dolay, messir olur.
FAALYET LAHLARI: Kendilerine ait olan ok dar bir

- 295 -

D N L E R TA R H N E G R

faaliyet sahalar olan, bilhassa Roma, slav ve Yunan din


lerinde byk miktarda husle gelen ilahlar.
FENRS KURDU: ]ermen mitolojisinde, Cehennemi
kuvvetlerin kardei olan, dnyann sonuna kadar zincirler
le sarlm olarak yeralt lkesinde yatan kocaman, kurt
eklinde grnen devimsi bir varlk ki, nilayet, dnyann
sonunda ilahlara taarruz edecektir.
FET: nsanlarn yaptklar, mana ile dolu, messir bir
alet, yahut birok eyadan mrekkep bir ey (ifte balta,
amanlarn kudumlar, sepetleri). F. kelimesi, 1760 sen
esinde kan, Fransz alim De Brosses'in bir eserinde (Le
culte des dieux fetiches) ilk defa kullanlmtr; esas manas
"yaplm"tr.
FLOQUE: "ve ouldan" Roma kilisesinde akidede kul
lanlan bir ilave; buna gre Ruhulkuds hem peder hem de
ouldan kar. Ortodoks kiliseye gre, Ruh yalnz Pederden
kar. Bu nokta, iki byk kilisenin ayrlmasnn mhim bir
amili oldu.
FLAMEN: Roma'da kurban kahini, kelimenin manasnn
ifade ettii gibi "atei fren" kahinler. byk flamen
yannda, 12 tanesi kk ilahlarn hizmetinde
bulunmulardr.
FONKSYON LAHLARI: Tek bir fonksiyonu olan ilahlar
(mesela: N i k e, zafer getiriyor). Ekseriya asrlar boyunca
bir byk ilahn fonksiyonlar haline gelebilirler (mesela :
Atena Nike: zafer getiren Atena)
FESTUM CORPUS CHRST: (MESH'in vcudunun
bayram), ( franz. la fete Dieu) Katolik kilisesinde i247 sen
esinde Belikal bir rahibenin teviki ile ilk defa icra edildik- .
ten sonra 1317'de resmi bayram olarak bildirilen, patkottan
1 1 gn sonra yaplan bir bayram. 1215'te Lateran konsilinde
transsubstantion akidesi kabul edildikten sonra, isa'nn
vcudunu gerekten ihtiva eden hostia, kiliselerde
muhafaza edilmi ve ona tapnlmt; f c. Ch. de takdis
edilen hostia byk bir geitte ehirlerde gsterilmektedir.
- 296 -

D N TAR H N D E K U L LA N I LAN BAZ I TA B R L E R


Reformasyondan
sonra ,
protestanlar
adeti
bu
reddetmilerdir; bu sebepten, imdilik en tipik katolik
bayram saylmaktadr.
FRAYAI: Zerdt dininde, insanlara yardm eden ruhani
varlklar. Onlara Atesta'da uzun bir iir (Yat 1 3) ithaf edil
mitir.
FYLGJUR: jermenlerde, insan
kuvvetler (bir nevi glge ruhlar).

takip

eden,

ruhani

GAYTR: Rigveda III 62, l O'da bulunan, her Brahman'n


sabahleyin okuduu, kadnlar tarafndan okunamayan
mukaddes bir beyit: "lah Satitr'nin, fikirlerimizi
canlandracak bu mkemmel nurunu kabul etmek istiy
oruz." Bu beyit, mitolojide, BRAHMA'nn ikinci zevcesi
eklinde ahslandrlmtr.
GENUS : Roma dininde: Erkeklerde mevcut
esrarengiz hayat kuvveti, sonra da koruyucu peri.

olan

GOP: Krina'nn sevdii oban kzlar; hindistan


mistiinde, Allah'a ak olan ve onun hayali vastasyla
saadet bulan kalbin misali.
HA: Hristiyan olmayan baz dinlerde de pek mehur bir
niane olmakla beraber, Hristiyanln zel alameti
saylabilir. KONSTANTN devrinden itibaren,
ha,
Hristiyanln sembol oldu. Halbuki sunaklarda, halar
1 100 senesinden evvel bulunmamtr; ark kilisesinde,
byle bir adet daha evvel intiar etmitir. lk zamanlarda
yalnz ha temsil ettikten sonra, sanatkarlar da, ya azap
ekerken, yahut da galip olan kral eklinde, sa'y hata
gstermee baladlar. Liturjide (ve bundan dolay da gn
delik hayatta) protestan olmayan kiliselerde ha nian el ile
aln ve gs zerinde yaplr. ncite gre sa'nn hata
lmesi dinin merkezidir; sa lme kadar Allah'n iradesine
itaat ettii iin, bu suretle semavi izzete girebilir (Fil. 2 , 8 ),
Ha, eytani kuvvetlere kar kazanlan zafer demektir (Kol.
2 , 1 5), nk sa'nn bu lm, insanlar asli sutan ve
lmden kurtarr (en mhim yerler: 1 . Kor. 1 5 , 3; GAl. 3,
- 297 -

D N L E R TAR H N E G R
1 3; brani 10, 12; Yuhanna'ya gre ncil 1 , 19).
HAOMA: Yunanllarda , yeralt lkesi ve onun kral. Eski
ran'da kurban merasimlerinde sunulan mukaddes arap
(bak soma). Zerdt tarafndan ayinlerde kullanlmasna
ramen, zoroastrizmin inkiafnda tekrar ehemmiyet
kazanp pek mukaddes ve her hastala ifa veren bir
madde, bazen de Abura Mazda'nn bir olu olarak telakki
edilmitir.
HAYAT TEKERLEG: Budizm'de, hayatn muhtelif mer
halelerini -bilgizislikten balayarak lme kadar- ekseriya
korkun resimlerle belirten, en tipik misallerini Tibet ve in
manastrlarnda gsteren levhalar.
HENOTEZM: Btn baka ilahlardan yksek olan bir
ilaha inan (eski ark dinlerinde bazen byle bir cereyan
grlmektedir; bilhassa dua ve ilahilerde, hitap edilen ilah,
btn ilahi varlklardan daha kudretli, daha faal olarak
tavsif edilmektedir).
HEROS: Yunanllarda, kahramanlar, insanlarn atalar.
Mitolojide, baz heros'larn ilahlatrlmas, baz ilahlarn da
heros mertebesine dmesi gsterilmektedir: Heros per
estii, antik imparator perestiinde ve bir bakmdan, azi
zlere gsterilen ihtiramda yaamaa devam etmektedir.
HBRS: Kibir. Yunanllarda , lk sanlan "doru nizam,
itidal" n ztt hibris, ilahlarn hi balamayacaklar bir
sfattr; insann bana gelen her bela, bu tehlikeli sfatn
meyvesidir.
HERAK: Papaz veya rahiplerin, hususi mertebelerde
tertip edilen nizam. Eski ark'n byk kahin dinlerinde
pek gzel tertiplendirilmi hierarkiler mevcuttur; katolik
kilisede, 8 mertebesi olan bir h. vardr ki yksek mer
haleleri, diakon, papaz, episkopmtur. Baz tasavvurlara
gre, meleklerin de zel bir hierarkleri mevcuttur.
HERODUL: "mukaddes kle " , birok dinlerde,
mabedlerde- bilhassa verimlilik ilahelerinin hizmetinde

- 298 -

D N TA R H N D E l< U L LANJ LAN BAZ I TA B R L E R

fahielik eden kadnlar. Sami mntakalarda (Babil, Kenan,


Yemen) ve Eski Anadolu'da, bugnk ahlak bakmndan
pek anlalmayan bu adet byk mikyasda mevcuttu.
Manas esas itibariyle veya ilaha takdim edilen bir "bekaret
kurban" olsa gerektir; bazen de, gl. ile toprak arasnda
vaki olan mukaddes nikah temsil ve bu suretle- rnajik
usullere gre- icra etmek arzusundan domutur.
HEROS GAMOS: "mukaddes nikah", gk illah ile
toprak anas arasnda vaki olan, dnyaya verimlilik
baheden nikah.
HPOSTAZ: lahi bir sfat. Sfatlar bazen mstakil ilahi
varlklar hali..e gelmitir, mesela hellenistik- Yahudilikte
sofi.ya: "Allah'n hikmeti".
HOMOOUSOS: Zat bakmndan mabih (sa ile lahi
Peder).
HOMOOUSOS: Zat bakmndan ayn (sa ve ilahi
Peder).
HOSTA: Evharisti ya da kullanlan, mayasz ekmekten
yaplm yuvarlak ekmek paras ki, takdisten sonra sa'nn
vcudu haline gelmektedir: Rahibeler tarafndan imal edilen
hostia, mukaddes bir sembol (bir ha, bir balk v.s.) ile ss
ldr. Ortaa rahibe lejandlarna gre, takdis edilen hosti
a farda birok mucizeler grlmtr; hostia'ya tevecch,
bilhassa rahibeler manastrlarnda gelitirilmitir.
HRSMA: Takdis edilen, katolik ve ark kiliselerinde kul
lanlan bir zeytin ya. Bir sakramentum chrysmatis, kato
lik kilisesinde ocuklara Ruhulkuds' vermek maksadyla,
episkopO: tarafndan 7 yandan byk ocuklara hususi
bir trende verilir; ocuun aln bu madde ile yalanr.
LUTHER, bunu sakrament olarak kabul etmitir.
HTONK LAHLAR: Yeralt mntakasna ait olan, hem
lmle, hem de verimlilikle alilkal ililhi varlklar.
KON: ark kilisesinde, isa'y MERYEM ANA'y teslisi,
azizleri temsil eden, hususi bir uslpta yaplm olan, hem
- 299 -

D N L E R TA R H N E G R

kilisede, hem evlerde bulunan resimler. konoklast denilen,


ikonlara gsterilen ihtirama kar savaan zmrelere kar,
ark kilisesinin resmi teolojisi bunlar kabul etmi ve ikon
lar, ilahi varlklarn bir aksi, ulUhiyete gtren bir manevi
kpr saymakla eski platonik tasavvurlara sadk kalmtr.
KONOSTASE: ark kiliselerinde, halka mahsus yeri,
kudselakdes'ten ayran, resimlerle ssl bir duvar.
MMACULATA CONCEPTO: MERYEM ANA'nn asli su
tan ana rahimde bile serbest olmasn iddia eden, 1854 sen
esinde katolik kilisede akide haline gelen telakki. Bundan
u kar ki o, lmden de kurtulmutur (nk lm, asli
suun neticesidir) bu suretle, 1950'de neredilen katolik
akide (MERYEM ANA'nn lmeden ge kmas) bu aki
denin mantki neticesidir. Halbuki bu gibi fikir -susuz bir
bakirenin ilahi, yahut yar ilall bir ocuu dourmas
dnyann birok dininde grlmektedir. Eski Hristiyanlk,
MERYEM ANA hakknda bu gibi tasavvurlar ileri srme
mitir; bu, uzun bir inkiafn meyvesidir.
NFALLBLTAS: Yanlma tehlikesine maruz kalmamak.
Eski hristiyan telakkisine gre, konsiller, epikoposl.arn
toplantlar resmi sfatyla konuurken yanlamazlar da (bir
nevi icma). Halbuki papaln temerkz siyasetinden
dolay, birka cereyann itirazlarna ramen 18. 12. 1870 de
Vatikanl itikadlarnda, Papa'nn, excathedra hkm ver
ince, yanlmad ileri srlmtr. Bu fikir, ortaada da
baz yerlerde (mesela Akvinasl 7boma.Sta) grlmektedir.
NKVSSYON: Bilhassa ortaada meydana gelen, hris
tiyanln dmanlarn ve zndklar yennee alan bir
messese. Eski kilisede, bu gibi ruhani mcadeleler, ruhani
silahlarla -kitap ve risalelerle- yaplmt. Halbuki
Augustin'in tehlikeli prensipi cog te intrare onlar, kiliseye
girmeye zorlayn!- kilise tarafndan merhametsizce tatbik
edilmitir. 12. asrda, Akvinasl THOMAS gibi bilgili adamlar
bile, zndk ve kafirlerin atele yaklmasnn doru
olduunu iddia etmilerdi. Cenubi Fransa'da oturan bir
- 300 -

D N TA R H N DE l<U L LAN I LAN BAZ I TAB R L E R


mezhep, bu takiplerin ilk kurban oldu; 1209 senesinde ona
mensup olanlarn byk ounluu atele ldrlmtr.
spanya'da, inkvisisyon devletle el ele almtr; onun "din
amelleri" Ortaa'da mistikler, Yahudiler, Mslmanlar,
reformatrler aleyhine icra edilmitir; bu suretle, binlerce ve
binlerce insan en feci lmle ldrlmtr.
NSANOGLU: ncil'de sa'nn bir unvan. 69 yerde bulu
nan bu kelime, ESK AHD'in DANEL kitabnda mevcut
olan insanolu fikirlerine dayanr (bak Daniel 7, 1 3) .
Apokrif b ir eser olan HENOH kitabnda, Rudolf Otto'nun
gsterdii gibi, insanolu anlam gelimi bir ekilde
grhnektedir: Bu lakab tayan, ezelden beri mevcut olan
bir' varlktr; Allah'n gelecek melekfitunda hakin olmakla
beraber yeryznde gizli ve bilinnemi bir hayat sryor;
yalnz Allah tarafndan vatandalarna tantlr. sa, herhalde
bu tasavvurlar beninseyip kendinde bu gizli insanolu'nu
grmtr. Yuh. 3, 13, insanolununun ezelden beri gk
lerde yaadn symektedir "Hi kimse ge kmamtr;
ancak gkten inni olan nsanolu kmtr; o ki, gkte
dir."
NTERPRETATIO ROMANA: Romallarn, yabanc din
lerin muhtelif ilahlarn kendilerinkine benzetip mesela her
yabanc harp ilahnda birer Mars, her ak ilahesinde birer
Vens grmeleri.
SA'NIN
GGE
IKMASI:
Hristiyan
kilisesinde
Paskalyadan 40 gn sonra yaplan bayram (bak. Resullerin
leri 1 ,3). O bayramla, Paskalya devri son bulur; paskalya
mumlar sndrlr.
SKOLASTK: Katolik kilisede gelien kelam sistemleri.
Bilhassa Aristoteles'in eserlerinin ounun garpta
tannmasndan sonra iskolastik metodlar -her meseleninsu
al ve cevap, menfi ve msbet taraflar ile belirtilmesi
Yunan felsefesinin mantk usullerine gre ilenmitir.
Mslman felsefesine kar savaan iskolastik metodlar, bu
sava neticesinde inkiaf etmilerdir. skolastik, bir tek fikir
- 301 -

D N L E R TAR H N E G Ri
sistemi deildir, iinde muhtelif ve bazen birbirine muhalif
olan cereyanlar da mevcuttur. Halbuki katolik kilisesinin
felsefesi, o zamanlarda yaratlp mkemmel bir sistem
haline getirilmitir.
nkiaf gerei gibi gsteren kymetli bir eser: M. GRAH
MANN, Geschichte der scholasticshen Methode. 1 908/1 l.
VARA: "Rabb" , Hindistan' da, mutlak olan tanr,
ahsiyet halinde telakki edilebilir; insan sevdii, gvendii
bu ahsi Allah'a "vara" diyor, ona akla yaklayor. vara
meflumunu Vedanta felsefesine szdran ilahiyat,
AMANUJA idi.
]NANA MARGA: Hindistan'da : Marifet, bilgi vastasyla
kurtuluu en mkemmel ifadesi Upaniadlarda bulunan bu
kurtulu yolu, insann, yalnz hususi bir ilahi hakikat
tandktan sonra teashten kurtulacan retmektedir.
Upaniadlara gre, atman ile brahman arasndaki asli
birlii bilmeli; Budizm'e gre, drt hakikat tanmal,
samkhya felsefesine gre, madde ile ruh arasndaki fark
grmelidir. Bu hakikati bilmeden evvel, insan sonsuz sam
sara ya baldr.
'

JANA: "Galip, yenen". Hindistan'daki Jaina tarikatinin


felsefesine nazaran her dnya devrinde ortaya kan kur
tarc ve slahat kuvvetin ismi. Onlarn bu devirde son
l'cellisi, tarikati kuran MAHAVRA'dr.
JNYA: Japonya'da

into mabedi.

KA: Msr'da lmden sonra insann bedeninde kalan bir


ruh prensibi. Bunun iin mezarlara bazen "ka 'mnevi"
denilir
KAD: "Allah kudCistur", kelimeleri ile balayan, Yahudi
ibadetinde mhim bir yer alan dua.
KALPA: Hindistan'da "dnya devri", yani dnyann
yaratld ve tekrar yok olduu bir devir. Bu kalpalar dur
madan birbirini takibederler; her kalpa'nn muhtelif devir
leri vardr ki insanlar ve devler onlarda yaar ve savarlar;

- 302 -

D N TAR H N D E KU L LA N I LAN BAZ ! TA B R LE R

kalpa'nn son devri, felaketle, ktlkle dolu ve


bakalarndan ksadr. Budist tasavvurlara gre bir byk
kalpa, her birisi 1 ,680,000 yl devam eden 80 tane kk
kalpadan ibarettir. Hinduizmde, buna benzer tahayyllere
rastlamaktayz.
KANON: Bir dinin btn mukaddes ve umumiyetle
kabul edilen kitaplar. (Budizm de Pati-kanon,
Hristiyanlkta Eski Ahid ve ncil). Kanon, ekseriya,
muayyen bir dini ahsiyet tarafndan tesis edilen dinlerde
tertiplendirilnektedir; ona ait szler ve hikayelerle verdii
emirler kitap halinde toplanmaktadr. Bazen de bu kanun
lara tabiat st :.bir asl atfedilir ( Vedalar, ilahlarn eserleri,
yahut Hahlarla beraber yaratlmtr; Tevrat, bsbtn ilahi
vahydir v.s.). Kanon, bir dini, yabanc tesirlere kar
koruyan bir settir.
KARMA: "Amel". Hindistan' da ok eski zamanlardan beri
mevcut olan, belki ilk defa Brbad-aranyaka-Upaniadda
yazlan bir tasavvura gre, insann amelleri, bundan sonra
ki hayatnn hususiyetlerini tayin etmektedir: Bu suretle,
ahsi olmayan bir adalet sayesinde iyi ameller mkafat,
kt ameller ise ceza grecektir. imdiki hayatta vaki olan
her hadise, geen hayatn bir neticesidir. Kanna tasavvuru,
insan, ahlak emirlerine gre hareket etmee tevik etmek
tedir; dnyann sonunda vuku bulacak olan bir kyamete ve
ilahi bir muhakemeye inanmaya: , bir millet iin kanna
prensipi bir nevi ilahi adaleti temsil etmektedir. Hem
Budizm, hem de Jainizm, insann kannasndan kurtula
mayacan ileri srmektedirler.
KARMA MARGA: Hindistan'da : Amellerle (yani kurban
vastasyla) kurtulu.
KATEKESE: Vaftiz'dei evvel vaki olan dersler. Eski
kilisede, vajtiz olmak isteyenlere hazrlk dersleri
verilmitir. O zamann en mehur din mektepleri bu ile
megul idiler. Bilhassa 3. asrda Kudsl KIRLL tarafndan
verilen "mistik katekese"ler -yani vaftiz ve e11baristva'nn
- 303 -

D N L E R TAR H N E G R

esrarna dair konferanslar- pek mehurdur.


KATEKUMEN: Vaftiz olmak isteyen k.ler missa'ya yalnz
birinci ksmnda itirak etmee mezun idiler; misterlerin
(yani takdis ediin) balangcndan evvel kiliseyi terk
etmilerdir.
KATOLK: "amil, evrensel" manasna gelen bu kelime,
bilhassa, muhtelif ekillerde tezahr etmesine ramen
alemmul bir birlii tekil eden messeselerde kullanlr.
Kilise, kendine en eski zamanlarda bu lakab vermitir; bun
dan kasdettii, btn dnyada mevcut olmas, btn
ananeleri muhafaza etmesi, btn dini olaylara amil bulun
masdr. ok defa kullanlan bir misale gre, sa'nn mistik
vcududur: Yani, muhtelif fonksiyonlar olan uzuvlar
bulunmakla beraber bir kldr. Katolik lakab, btn
kiliseler tarafndan kendi hali iin kullanr. Halbuki adi
dilde, ekseriya yalnz Roma kilisesi hakknda kullanlr.
Roma katolik kilisesinin birka hususiyeti udur: yi orga
nize bir hierariye sahiptir; episkoposlarn kudreti, papa'.nn
reislii altnda kalmaktadr. Papaln bu temerkz hareketi,
birbirinden farkl olan eski liturjilerin birlemesinde belli
olur. lahi vahy, hem ncil'in, hem de kilisede muhafaza
olunan ananenin kaynadr; halbuki katolik kilise, ncif
den daha eskidir; ncit i kanon olarak yaratan o'dur. Anane,
riv;yete gre havarilerden geliyor; asrlar boyunca eskiden
mevcut olan nveler inkiaf eder ve bu suretle yeni akidel
er de geliebilir. nsan, daima gnah ile balama, iyi amel
ile il:1hl inayet arasndaki gerginlii duyar ve mmkn
olduu kadar iyi amellerle megul olur. Gayet ince ve yk
sek felsefe sistemlerinde katolik imann hakikatini is bat
etmee alan Roma katolik kilisesi, insann, yalnz bu
kilise sayesinde, bu kilisenin papazlarnn verecei mukad
desat sayesinde kurtulacan syler ve bu sebepten dolay
baka kiliselerin birletirme teebbslerine itirak etmez.
KEDUA: Yahudi ibadetinde sylenilen bir dua.
KLSE: Mterek bir akidesi ve ayinleri olan, ruhani bir
- 304 -

D i N TAR H N D E KU L LA N I LAN BAZ I TA B R L E R


reisin ahsiyetinde ananevi birliin semboln gren insan
lara amil olan bir organizm. Bu manada, kilise tabirini
muhtelif milletlerde kullanmak caizdir. (Mesela Lamaizm'de
"sar kilise" ve "krmz kilise"). Fakat aleltlak Hristiyanlkta
kullanlmaktadr. Katoliklere gre, kilise, sa tarafndan
kurulmu olan bir messesedir; reisi, Petrus'un halifesi
saylan papadr; daha ruhani bir telakkiye gre, btn
mminlerin ruhani cemaati ki idaresi, zamann icabna
nazaran deiebilir. Gal. 6, 16, kiliseyi "Mesih'in vcudu"
olarak vasflandrlmtr. KLEMENS'e gre (2. mektup, 14),
hakiki kilise, ezelden beri ruhan gklerde mevcuttu,
Hristiyan cemaatlerde zuhura geldi. Grlmeyen, btn
inanan insanlar ihata eden kilise ile yeryznde peyda
olan kilise arasndaki fark, refonnatrlerde de grlmekte
dir. Yeryznde grnen ve alan kilise, ecclesila mili
tans, muharebe eden kilise'dir; nihayet gklerde ecclesia
triumphans, muzaffer kilise, tecelli edecektir.
KLSE YILI: sa'nn hayatim senenin gidiinde temsil
eden, kilise tarafndan uzun zamanlarda gelitirilen bayra
nlarn nizanu.
KPPUR: Yahudilikte byk balama gn. Tvbe ve
uzun ibadetlere merbut olan bu nemli bayram, Leviler
kitabnn 16. babnda verilen talimata dayanmaktadr.
KROS: "Rabb", sa'ya eski Hristiyanlkta verilen unvan
(bak l . Kor. 2, 8; 2. Kor. 8, 5 6). Kyrie eleyson "Rabb, mer
hamet gster" hfa kiliselerde tekrarlanan, Yunanca
kelimeleriyle btn garp kiliselerine girmi olan niyaz.
-

KOSMOGON : Alemin oluuna dair mitolojik veya felse


fi tasavvurlar.
KOSMOLOJ: Alemin mahiyetine dair tasavvurlar: Onun
oluu, devam; alemin bir sonu var m, yok mu? yi terti
plenmi bir kl'mdr, bir oyun mu?... gibi meselede
megul olan ilim.
KUDSLAKDES : srail'de mabedin i hcresi; bundan
sonra, her mabedin, ierisine halkn giremeyecei nukad- 3 05 -

D N L E R TA R H N E G R
des yer.
KlJR'nJUJ DNLER: Her dinde, kurtulu anlam var,
nk her din, insan, bu dnyadan ayrp ilahi bir hakikate
sevketmek istiyor. Halbuki bu kurtulu anlam, muhtelif
ekillerde grnr. En dar manada Asya'da doan birka
dine
bu ad verilmektedir:
nsan bu dnyann
ztraplarndan tam bir skunet haline gtrmek isteyen
Upaniad mistii, Hinduizm, jainizm. ran'da, Zerdt
dininin baka unsurlarla karmasndan sonra husule gelen
dini sistemler, bilhassa manikeizm, sonra da btn gnostik
cereyanlar, lellenistik mister dinleri bu mefhuma
dahildirler. Hristiyanlkta, sa'nn lmne inan, kurtaran
ameldir.
KVETIZM : Kalbin tam bir huzur ve skuneti, mutlak
bir tevekkl, btn arzu ve isteklerden vazgei. Hemen
her mistikte grlen bu davran, (ve belki en tipik
nmuneleri eski tasavvufta bulunan) Hristiyanlkta, 17.
asrda Fransa'da kilise tarafndan reddedilen bir mistik
cereyann ismi olmutur.
LMBUS: Katolik doktrinine nazaran, ne Cennet'e, ne de
Cehennem'e veya purgatoriuma ait uhrevi bir yer ki onun
bir ksmnda ( 1 . patrum), Eski Ahid'de zikredilen dindarlar
ve Hristiyan olmayanlarn baz gzide mmessilleri otu
rurlar (halbuki yalnz, sa'nn urficundan sonra Cehennem'e
gitmesine kadar lm olanlar); limbus infantium'da, vaftiz
olmadklar iin asll sutan kurtulamayan ocuklar otu
rurlar.
LNGA: Hindistan'da iva'nn sembol olarak mabedlere
konulan ve hamail eklinde tasvir edilen tenasl aleti.
LTIJR]: badet nizam. Liturjide, dinin mitleri ve
akideleri temsil edilmektedir; eski ark dinlerinde de,
mitolojik hadiseleri temsil etmekle onlar canlandran litur
jiler mevcut idi. imdi bilhassa kilisenin ibadet nizamnda
kullanlr. Bu nizam , 3. asrdan itibaren bugnk eklini

- ,;.; 06 -

D N TA R H N D E K U L LAN I LAN BAZI TA B R L E R

almaa balamtr. Roma 'da icra edilen 1 . , HPPOLT


tarafndan tertiplendirilmitir. Bizans kilisesinde, her gn
Hrisostomus liturjisi, yalnz en yksek bayramlarda Basilius
liturjisi icra edilmektedir. Suriye'de hususi bir yakubi liturji
mevcuttur. Garpta, Roma J . sinin yannda, gallikan (yani
Fransa ve spanya'da kullanlan) 1 . byk bir rol
oynamtr; fakat zaman ilerledike onlarn hepsi birletiril
mitir. 1 570 senesinde neredilen Missale Romanun, imdi
mer'i olan nizam bildirmitir. Roma liturjisi, ark liturjisin
den daha zengindir. Protestan kiliselerde en eski liturjinin
yalnz zayf kalntlar mevcuttur.
LTURGK: Ayinlerle megul olan ilim.
LOGOS: Kelam, ilahi akl. Heraklit'e gre, ilahi logos,
dnyann yaratl ve tanzim ediliinde en mhim yer
almtr. Gnostik sistemlerde, 1. hemen mstakil bir
hipostas haline gelir, Allah ile dnya arasnda tavassut eden
kuvvet o'dur. Hristiyanlkta sa, ezeli logos ile birletiril
mitir (bak. Yul. 1 , 1 : Kelam balangta var idi ve Kelam
Allah nezdinde idi ve Kelam Allah idi...)
LOGOS SPERMATKOS: Eski Hristiyan ilahiyatlara gre
tohum halinde her insanda mevcut olan ilahi logos.
LUPERC: Rona'da oban ve verimlilik ilah FAVNUS'un
kahinleri.
MAKROKOSMOS - MKROKOSMOS: Alemde mevcut
olan kuvvetler arasnda sk bir mnasebetin var olmasna
inantan ileri gelen bir tasavvur: nsanda vaki olan, aemde
de vaki olur; gklerde vuku bulan bir hadise, paralel bir
hadisenin yeryznde husule geldiini gsterir. Bu fikir,
antik devrin dinlerinde sk sk grlmektedir: in'de, insan
tao'ya gre hareket etmelidir; eski Babil ve Smer'de, hem
yldzlara bak, hem de ciere bak sanat bu gibi grler
den inkiaf etmitir. Her fert, gerekten kk bir :1lem
(mikrokosmos) saylr; iinde byk 5.lenin btn imkan
larn tar. Bilhassa muhtelif dinlerde nemli bir rol
oynayan "ilk insan" mefhumunda, bu tasavvurlara rastlan- 307 -

D N L E R TA Ri H N E G i Ri
maktadr; ilk insan, dnyann bir numunesidir, dnyann
mmessilidir. Bylece de insan- kamil: O, alemin btn
hususiyetlerini kendinde toplayan, kainatn aynas olan
varlktr.
MATR (pali: netta): Alemumul sevgi ve merhamet,
Budizmde en mhim faziletlerden biri.
MANA: Bir eye veya bir insana mahsus, tabiatst
kudret, harikulade bir kuvvet. Bu melanezyal kelime ve
meflum, 1 878 senesinde ngiliz alimi CODRNGTON
tarafndan ilk defa kullanlmtr; bundan sonra ok geme
den btn din tarihinde -dinin en mhim kklerinden biri
olarak- mehur bir anlam olmutur.
MANTRA: Mukaddes sz, beyit, forml; Hindistan'da
hususi bir kudreti haiz olan, ibadetlerde mrldanlan ksa
sz veya dua.
MARANATI-IA : "Ey Rabbiniz, gel!" (yahut "Rabbimiz
gelir"): missa'da kullanlan dualarn en eskisi.
MARTR : ehit. Kendi dini iin ldrlm bulunan,
bunun iin derhal Cennet'e girecek olan dindar. Onun
mezar, kudretle doludur. Mattinerin kemikleri, kiliselerde,
sunakta muhafaza edilmektedir.
MAYA: Silir, aldan perdesi. Hindistan'da, yegane reel
olan Brahman'n hayali saylan maddi dnyann tezahrat.
MESH : "Ya srlerek takdis edilmi ahsiyet".
Dnyann sonunda kral olacak; Eski Ahd'e nazaran da,
imdiki mukaddes kral olabilir. Yahudilikte, DAVUD'un
neslinden kan bir mesihi kral beklenilirdi; hala Yahudi
felsefesinde Mesih'in gelmesi zerinde durulmaktadr. sa,
mesih (yunanca Christos) nvann almtr; o, ilahi ege
menlii getiren, orada keramet gsteren kral saylmtr.
MKADO : Japonya'nn, gnein torunu saylan impara
toru .
MSSA: Hristiyan ibadetinin (bilhassa katoliklerde) ismi.
Adn, papazn " ite nissa esf' (gidin, cemaate gitmee izin
- 308 -

D i N TA R H i N D E K U L LA N I LAN BAZ I TAB R L E R


verilir) szlerinden almtr. Eskiden beri, iki ksm vardr:
Birisi dua, okunmalar ve bazen va'zdan ibaret olan, kateku
menlerin de itirak etlikleri umumi ksm; tekisi, yalnz
uajtiz olanlara ak olan "kurban missa"s ki iinde off'erto
rium'da ekmek ve arap hazrlanyor, sonra takdis edilip
tahvil ediliyor; artk communionda isteyenlere veriliyor.
Missa, muhtelif ekillerde icra edilir: missa solenmis, "yk
sek (heybetli) m.", en mhim paralar musiki ile icra edilir;
sonra yalnz papazlardan okunan hususi missalar (papaz,
her gn missa okumakla mkelleftir; adi katolik pazar
gnnde bir missaya itirak etmekle mkelleftir). Papa!
missa, Papa tarafndan, pontifical m, episkopos tarafndan
icra edilir. Dindar, hususi bir niyetle hususi bir missa icra
ettirebilir (meseli: purgatorium"da bulananlarn azaplarn
teskin etmek gayesiyle ve yahut baka iyi bir maksat ile).
MSTER DNLER : Yalnz hususi bir trenden geen
insanlar, mistetiere (yani esrara) itirak edebilirler. insan, o
dinlerde uzun bir hazrlktan sonra, ayinlerde temsil edilen
ilahla birleip onun hayatn, lmn kendinde tahakkuk
ettirir ve bylece, len ve yeniden hayata kavuan ilah gibi,
artk lmnden sonra ebedi hayata nail olur. Misterdinleri,
eski
milletlerde
-bilhassa
Anadolu
ve
Yunan
mntakalarnda- byk bir rol oynamtr; Elevsis'de vaki
olan trenler, Kybele ayinleri, sis misterleri onlarn en tipik
ve Roma imparatorluuna da intiar eden misalleridir.
Mister dinlerine intisap edenler, eski milli dinlerin hudut
larn ap daha ahsi ve derin bir kurtulu dinine
girmilerdir. Bu dinlerin birok hususiyetleri, hristiyanla
da szmtr.
MTOS : lahlarn tarihi; dnyann yaratln, ilahlarn
mnasebetlerini, tabiatst kuvvetlerin maceralarn anla
tan, hemen her dinde bulunan ve en eski zamanlara ait
olan hikayeler ki, gze grnen bir hakikati anlatmamakla
beraber eski zamanlarn lisan ile insanlara dokunan bir
tabiatst hakikati temsil ve beyan etmee alr.

309

D N L E R TAR H N E G R

MYA : japonya 'da into dininde mevcut olan mabed


lerin ismi.
MORA: Eski Yunanistan, insanlarn hayat ve lmlerini
tayin eden bir ksmet ilahesi. Bazen, Zevs ve byk ilahlar
ona tabidirler; sonraki mitolojide (bilhassa HESOD'dan
sonra) MORA'lar ekseriya Zevs'in kz saylmtr.
MEYSTERUM FASCNANS : Saadet baheden, canekici
sr; Rudolf OTTO'nun terninolojisinde: Uluhiyetin aydn,
huzurlu, insana sevgi, selam ve kurtulu gnderen, cemal
taraf.
MEYSTREUM TREMENDUM : Korkutan, titreten sr;
Rudolf Otto'nun terminolojisinde ulhiyetin karanlk, hid
det, cezalandran, mehabetli taraf, insann akl iin yok
olan, grnen ve tasavvur edilen her eyden ayr olan celal
taraf.
NAGUALZM : Bilhassa krmz derililerde mevcut olan
bir tasavvur; insann ksmeti, hususi bir hayvann ksmetine
baldr.
NCEANUM - KONSTANTNOPOLTANUM : ark kilis
e.sinde 565 senesinden beri her evharistiya'da okunan, eski
apostolikum adl akidenin biraz geniletilmi, daha mistik
eklini gsteren akide. Roma kilisesi bunu yksek bayram
larda -yalnz filioque kelimesini ilave ederek- kullanyor.
NRVANA: Budizm'de en yksek maksat: Akl iin yok
olan, halbuki msbet bir kymet- sonsuz, ztrapsz huzur;
kosmoloji bakmndan insann, artk doum silsilesinden
kurtulmu olmas; metafizik bakn1ndan en yksek kymet,
ifade edilmez -saadet. ("Bliss, inspeakabte", )ir budist rahib
inin szleriyle,) Dnyada duyulan "susuzluk" snm ola
cak, faaliyet, istekler mevcut olmayacak; bu huzurlu adada
ne toprak, ne de su, ne ate ne de hava, ne lm, ne de
doum vardr. Halbuki byle bir hal, insan tabirlerle ifade
edilemez; Buda da, bu hususta hi malumat vermemitir.
Mahayana budizminde, bu gayri ahsi, abstrait Niruana
meflrnnunun yerine hakiki bir Cennet gelmitir.
- 510 -

D N TAR H N D E K U L LA N I LA N BAZI TAB R L E R


NUMNOS: Rudolf Otto 'nun
numen, "uluhiyet "
kelimesinden tekil etlii bir neflun; o, mutlak mukaddes
olan tavsif etmektedir; nk, ilahi varlklar, yahut insana
derin bir heybet veren hadise ve varlklar btn ahlaki
faziletlerden (Allah iyi, adil , alim v.s. dir) ayrnca, yine
mukaddes bir varln mevcudiyetini duyuyoruz. Korkutan
ve can ekici taraflar ile insann kalbine dokunan ve orada
dini bir duygu uyandran bu tabiatst kuwet, numinos ad
ile vasflandrlmaktadr.
NUS: Gnostik ve bilhassa neoplatonik fikir sistemlerinde,
yegane ilahi varlktan kan, iinde ide'leri tayan dnya
ruhu.
OM: Hindistan 'da, ilahi kuwetle dolu mukaddes bir
kelime. Dualarda , ibadetlerde, uzun nefes almakla, syle
nilir. Upaniadara gre "rmcein kendi tellerine trman
mas ve ak havaya gelmesi gibi, hakikaten mrakebe ile
megul olan her insan, om kelimesine trmanarak, kurtulua
eriir."
ORTODOKS : "Doru akidesi, doru hamd senas
olan" cemaat. imdi bilhassa ark kilisesi hakknda kul
lanlan bir fahri tabir. br taraftan, ortodoksta, her dinde,
akidesi salam olan zmre iin kullanlr.
PANATENEYA BAYRAMI : Drt senede bir defa eski
Yunanistan'da Atena'nn erefine yaplan bir tren. lahenin
heykeline o zaman yeni elbiseler getirtilmitir; ayrca spor
msabakalar da icra edilmitir.
PANENLAMA : Lamaism'in "krmz nezhebi"nin ruhani
reisi. Tibet'te bulunan Tailunpo adl manastrda bulunan
bu lama, Dalaylama'dan fazla dini meselelerle meguldr.
PAN1BEON : Yunanistan ve Roma'da "btn ilahlara"
takdis edilen nabed. Rona'da ilk pantheon m. . 24 sen
esinde bina edilmitir. Mutlak manada , ilahlarn btnl
demektir.
PANTKOT:

Yahudilikte

ilkbaharn sonunda yaplan

- 311 -

D N L E R TAR H N E G R

"hafta bayram" zamannda icra edilen hristiyan bayram.


Resullerin leri, bab 2, 1 'de anlatlan hikayeye gre,
paska(vadan 50 gn sonra Rlhulkuds havarilere gelip
onlara, muhtelif lisanlarda va'z etmee imkan vermitir.
Pantkot, bu hadisenin anlmas gndr.
PAPA : 3. asrdan itibaren btn episkoposlarn nvan,
5. asrdan itibaren Roma episkopos'una tahsis edilmitir.
Tarih bakmndan mevcut olan zel yeri, hukuk
bakmndan da gittike kuvvetlendirilmitir. Ortaada,
Papalk garpte bir zamanlar en kuvvetli ve messir siyasi
kuvvet idi. Halbuki 1309 - 1377'de Fransa krallar tarafndan
Avignon ehrine gtrlen, papalar, dnyevi kuvvetlerin
oyuncaklar idiler; 1377 - 1417 hem Avignon da hem de
Roma'da birer Papa mevcut idi. Fakat bundan sonra,
papalk tekrar kuvvetlerini toplam, merkezi Vatikan olan
hususi bir devlette oturan Papa bilhassa 1870 senesinde
bildirilen infalilbilitas akidesi sayesinde bilkuvve ve bilfiil
Roma kilisesinin mutlak reisi, kendi tabirleriyle sa'nn vek
ili, Petrus'un halifesidir.
PARAKLET: Yuhanna'ya gre ncil'de sa'dan sonra
gelecek onun doktrinlerini tespit edecek "teselli verici"
Rululkuds (Yul. 14, 26; 15, 26 16, 7 - 12; 23, 26).
PARAMENT: (Parare, "sslemek") Kilisede kullanlan
kymetli kumalar, sonra bilhassa papazlarn hususi bir
kanuna tabi olan elbiseleri sunakta bulunan rt ve kaplar.
PASKALYA: Hristiyanln ilk zamannda Yahudi pesah
gnnde yaplan bayram. Halbuki o zamanlar, cemaat her
pazar gn, sa'nn bir pazar gn llerden kmasn
anarlard. 2. asrdan beri hususi bir paskalya gn kilisel
erde intiar etmitir. Fakat onun tarihi, sabit bir gn
deildir; her sene yeniden tespit edilmektedir: lkbaharda
ay'n tam grnnden (Bedri tam) sonraki pazar gn.
Paska(va, kilisenin ve bilhassa ark kilisesinin en mhim
bayram saylabilir; ibadet eklinde bir ok eski adet ve
usuller muhafaza edilmektedir. ( mumlarn, suyun takdisi
- 312 -

D i N TAR i H i N DE K U L LA N I LA N BAZ I TAB R L E R


v.s.) Eski kilisede, katakumenler o gn

aftiz oldular.
Passion - mistii:

PASSON: sa'nn ektii azaplar.


Bilhassa Aziz BERHARD zamanndan itibaren, Ortaada ve
18. asra kadar hristiyan mistikte nemli bir yer tutan bir
tasavvur: nsan, sa'nn ektii azaplarna, kanna, yaralarna
tevecch edip bu konu zerinde tefekkr ediyor, bu
azaplar da kendi ruhunda duyuyor ve artk, sa'nn, ztrap
eken insaniyetinden Allah'n sevgisine gelir, len ve kan
Mesih'le birletirir. O mistik cereyannn bir bran, bilhassa
sa'nn, sevgi ile yanan kalbine tevecch etmektedir.

Passion zaman: quadragesimae,

Paskalya'dan evvelki
gn; kilisede hazrlk, tvbe ve oru zamandr. (Oru
orada, btn etlerden, ark kilisesinden hayvandan gelen
her mahsulden ictinap etmek demektir) Ortaa'da , o
zaman gnahkarlar ar ceziilara maruz kalmlardr.
Paskalya gn , btn bunlara bir son verdi.

40

PATRARK: En eski zamanlarda yaayan, srail milletinin


atalar saylan BRAHM, SHAK, YAKUB. Kilisede byk ve
en ehenuniyetli ehirlerin ruhani reisleri: Roma, stanbul,
skenderiye, Antakya, Kuds ve birka metropolit.
PESAH: Yahudilerin, nisann ilk haftasnda icra edilen,
Msr'dan k hatrlatan byk bayram. k 12, 2 7de
anlatld vehile, Msr'dan kmakta olan Yahudiler,
btn hayvanlarn ilk doanlarn kesmiler, onlarn kann
kaplara srnlerdir. Bu gnlerde yine kuzular kesilir.
Msr'dan k, Yahudi" tarihinde en mhim ve hemen her
dua da hatrl:- nan hadise olduu iin, pesah bayramnn
elemmiyeu ae gayet byktr. Hristiyan paskalyann asl o
gndr.
PTON EJDER: Deti de oturan, Apollon tarafndan
ldrlen bir htonik varlk.
POLTEZM: ok tanrclk. ptidai milletlerde mevcut
olan muhtelif faaliyet, yer, fonksiyon ilahlarna inan .
Dinler geliince, bu ilahlar bazen gzel gruplar halinde
temsil edilmitir; Babil, Msr, Hindistan'da bu gibi ilahi

- 31) -

D N L E R TA R H N E G i R i

lk, yedilik (bilhassa Babil'de), dokuzluklara rastlanmak


tadr.
PONTFEX MAXMUS: Roma dininde, btn hayat iin
seilmi ba kahin. M.. 12 senesinden itibaren Roma
imparatoru bu nvan benimsemitir. S . asrdan beri,
Papa'nn nvanlarndan biridir.
PURGATORUM: Katolik kilisenin akidelerine gre,
"Allah'n inayetinde lmekle beraber ilahi adalete kafi mik
tarda tarziye vermeyen ruhlarn oturduklar yer". Yani: vaf
tiz olanlarn, gnahlarndan temizlendirilecekleri yer. Mt. 5,
26; Mt. 12, 32 !, Kor, 3, 12 gibi yerlere dayanan bu telakki,
1439'da vaki olan Florenz konsilinde resmen kabul edil
mitir.
Eski kilisenin, Kapadokyal ilahiyatlarn
"temzileyen bir ate" ten bahsetmelerine ramen, bu telak
ki ark kilisesinde resmi bir akide olmamtr. Katolik
telakkiye gre, p.'da bulunan "fakir ruhlarn" azaplar, nissa
sayesinde teskin edilir veya ksltlr. 2 kasm, btn bu ruh
lar anma gndr. Protestan kilise, p. tasavvurunu reddet
mektedir.
PURM: 14 Aralkta yaplan bir Yahudi bayram. Esther
kitabnda anlatlan hikayeye gre, ran kral -Esther'in
teviki ile birdenbire 85.000 Yahudi dmann
ldrtmtr.
RAJAS: Samkhya felsefesinden 2. prensip; insan
cnyasna ait olan hareket: Kast, evk, kuvvet.
RO HAANA: Yahudilikte ylba. Ekim aynda (eski
ti:r; aynda) icra edilir.
RTA: Hak, hakikat, doru nizam. Hindistan'da -bilhassa
Veda devrinde- dnyann doru nizamn yaratan kosrnik
prensip. Varuna ile beraber zikredile bu tanzin edic
kuvvet, ran'da aa ismiyle grlmektedir.
RUHULKUDS: Allah'n itii milletin ve insann
zerinde duruyor, onlar doru yoldan gtryor. O, insana
tvbe, dua ve niyaz retiyor. ncil de bu tesirlerinden
- 31 4 -

D i N TAR H N D E KU L LAN I LA N BAZ I TAB R L E R

bahsedilmitir. Sembol beyaz bir gvercin olan Ruh,


ylanda sembolletirilen eytani kuvvetleri yenerek insan
takdis eder gibi tasavvur edilmektedir. Eski kilise, bilhassa
ilahi ahslarn tesirlerine ehemmiyet atfetmitir; kilise, bil
hassa ilahi ahslarn tesirlerine ehemmiyet atfetmitir; Allah
baba, yaratc, sa kurtarc olduu gibi, Ruhulkuds insan
lar takdis eden kuvvettir. O, tabii (yani: vajiiz olmayan)
insann zatna ait deildir; vajiiz'de, insana geliyor.
ATHANASUS, Ruhulkudsn prestiini talep etmitir. 362
senesinde, Kapadokyal ilahiyatlar r. un ilahi pederle zat
bakamndan bir olduunu sylemilerdir. Esas itiba.riyle r.
un yalnz Peder'den kt ileri srlmtr ki, bu telakki,
hala ark kilisesinde mevcuddur. Roma'da, 589 filioque
(ruhun, babadan ve ouldan kmas hakkndaki) cmle
ilave edilip 1014 senesinden beri akidede de okunmutur.
nk oradaki tasavvurlara gre, r. Allah ile sa arasnda
ezelden beri meycut olan muhabbeti ahslandrmaktadr.
RUNA : Jermenlerde, ta, odun ve daha baka maddelere
kazdrlan mukaddes harfler. Runalar, fal sanatnda kul
lanlan, majik kuvvetleri haiz olan, mitolojiye gre odin'in
icat ettii, manal harfler.
SAKRAMENT: Mukaddes bir ey, bir ayin. Hristiyanlkta
esas itibariyle vaftiz ve evharistiya. Asrlar boyunca, katolik
kilisesi yedi s. kabul etmitir. sa'nn istik vcuduna itirak
edi demek olan vaftiz; confirmatio (hrisam s.), yani
Ruhulkuds'e has olan inayet ve marifetlerin takviye
edilii; evharistiya, "kansz kurban". Tvbe: kaybolan vaftiz
inayetini tekrar elde etmek iin, takdis edilen yan hasta
lara srlmesi (hem ifa, hem de gnahlarn balanmas
iin); ordo: hierarkinin st merhalesinde bulunan
diakon, papaz ve episkonopusun takdisi. Nikah: katolik
telakkiye gre, sa ile kilisesi arasndaki zlmez ruhani
mnasebetin bir sembol ve bundan tr mukaddes bir s.
tr; (kilise, ncil'in emirlerine sadk kalarak boanmaa izin
vermiyor). Kiliseye gre, Ruhulkuds maddi ekilleri tahvil
- 315 -

D N L E R TA R H N E G R
etmektedir; s, ilahi inayeti ihtiva etmektedir. O , yalnz
papaz tarafndan icra edilebilir. Vaftiz, crisam s. ve ordo'
nun "mhr" insandan silinemez. Yalnz vaftiz ve evharis
tiya'y s. olarak kabul eden refornatrlerden Luther, s.'n,
her insana ilahi inayeti vadettiini, halbuki bu inayetin
yalnz
dindarlar tarafndan elde edildiini sylemitir.
Calvin'e gelince, Allah bu s.'ler vastasyla bize vadettii
inayeti tesbit ediyor, biz - onlar icra etmek suretiyle - ken
disine takva, iman ve itimadmz gsteriyoruz. Zwingli'ye
gre, s.'ler anma ayinleridir.
SAKRAMENT MSTG: Hostia'ya tevecch etmek
suretiyle mistik yoluna giren katolik halkn (ve ortaada
bilhassa rahibelerin) mistii. Daha geni bir manada, birok
dinlerde, mukaddes bir heykel, yahut takdis edilen herhan
gi bir eye tevecch ederken mrakabe ve vuslata giren
lerin yolu (mesela Hindistan'da Kali'nin heykeli nnde
vecde gelen; mister dinlerinde mukaddes yemeklere itirak
etmek suretiyle isticika dalan dindarlar, s. niistii yolun
dan yryorlar).
SAMGHA: Budizm'de
nc ksm.

rahipler cemaati,

triratna'nn

SAMKHYA: ( "say"), Hindistan'da ortodoks sanlan 6


felsefi sistemden biri. Upaniadlarda bazen onun akisleri
grtiPmektedir; jainizm ve Budizm'in temellerinden biridir.
Sonr. bilhassa yoga ile birletirilmitir. Bu felsefeye gre,
indivk,el ruhlarn says mahdut deildir; ahsi bir ilah
yoktur. Maddi dnya, bir ezeli maddeden kar, tekrar onun
iine d1er. Ruhlar, bu maddeye baldr; ruh ile madde
arasndaki fark grmeden insan kurutulamaz. Bu bilgiye
varan ruh, karma'snn bittii ana kadar bu dnyada
yaamaa devam eder, sonra ninanaya gider. s. felsefesi
asrlar boyunca gelimi, gayet komplike bir sistemdir.
Vedanta sistemi karsnda, maddeye bir gerek varl
atfetmektedir; bu ezeli, uursuz madde durmadan yarat
makla meguldr.

- 316 -

D i N TAR H N D E K U L LA N I LAN BAZI TA B R L E R

SAMSARA: Doumlar silsilesi; her insann, karmasna


gre tekrar ve tekrar dnyaya geleceini iddia eden, bil
hassa Hinduizm ve Hindistan'n byk rahip tarikatlerinde
ileri srlen telakki.
SAMURAY: Japonya'da asil muharip snfna mensup
olan zat.
SATrVA: Samkhya felsefesinde ilalar alemine ait olan
aydn, akla bagl, iyi kuvvetler, faziletler, nur prensipi.
SEKNCLK: Bak. kvietizm.
SBYLLA: Baz eski ark dinlerine ait olan peygamber
hatunlar; m.. 8 . asrdan itibaren zikredilen bu yar iliihi
varlklarn en mehuru, Eritrea 'l s. tlr; Napoli civarnda
bulunan Cumae'de mevcut olan s, Roma dininde byk bir
rol oynamtr; ona atfedilen, heksameter eklinde yazlan
fal kitaplar, yabanc ilahlarn Roma'ya getirtilmesine sebep
oldu. Hristiyan edebiyatlar bu nevi edebiyat benimse
milerdir, s. lar, eski Ahd'in peygamberleriyle beraber,
bazen ortaa edebiyatnda zikredilmektedir.
SNAGOG: Yahudilerin mabedi. Babil srgnlnde ve
Kuds'ten uzak kalan Yahudi cemaatlerinde, kurban sun
mak maksadyla yaplan mabedin yerine, halk Tevrat
retmek ve tam ruhani bir ibadette bulunmak maksadyla
sinagoglar dinin bir merkezi oldular. S. da ibadet icra ede
bilmek iin, en aa 10 erkein hazr bulunmas arttr.
rtl bala, baz gnlerde de hususi bir dua mantosu ile,
sabah duasnda dua bileziklerj giyerek sinagogda dualarn
okuyan Yahudi, yzn Kuds'e evirir. Resrn'.i dualar
yava yava inkiaf etmilerdir, imdi kullanlan resnl
dualar, piutim denilen iirlerle gzelletrilmektedir; btn
ibadet nizam (resmi dualar ve piutim) mahsor isimli eserlerde toplanlmtr.
SINHEDRON (SANHEDRN) : Yahudilerin kurultay.
Lev. 1 1, 16 ayetine dayanarak 70 yesi ba kahinin
reisliinde toplanmtr.

- 3 17 -

D N L E R TA R H N E G R
SNKRETZM: Bilhassa antik devrin son asrlarnda, en
muhalif dinler arasnda birbirine benzemeyen fikir ve
tasavvurlar kartrlp bu ekilde yeni dini olaylar husule
getiren cereyan.
SNOPTK ("ayn bakmdan") : Takriben 1800 senesin
den itibaren Hristiyan teolojide, ncil'in Matta, Markos ve
Luka'ya dair ksmlarn vasflandran bir tabir. nk o
ncil, birbirine ekil ve sra bakmndan olduka yakndr,
bazen de kelime kelime ayndr. Fakat bununla beraber, her
ncil'in hususiyetleri mevcuttur. Bu mklat halletmek
iin, sa'nn hayatna dair malumatn iki eserden alnm
olduklar ileri srlmektedir; onlarn birisi, Markos'un en
iptidai ekli, tekisi Q denilen, sa'nn hikmet szlerini ihti
va eden bir kaynaktr.
SOFYA : lahi hikmet, eski Yahudilikten gnostik sistem
lere szm olan bir meflum, Sofiye orada hemen hemen
ipostaz haline getirilmitir. Kilisede, bilhassa Ortodoks
kilisede, onu Meryem Ana ile birletirmee alan cereyan
lar vardr.
SOLA FDES: "yalnz imanla". Yani, insan, yalniz,
Allah'n sevgi ve merhametine inanriak ve gvenmek
sayesinde, eriatin emrettii iyi emelleri yapmadan, saadete
eriebilir. yi ameller, imann bir meyvesidir, onun bir art
deildir. En kuvvetli ifadesini Luther'de bulan bu fikir
Hindistan'da bhakti - mistiinde, Mahayana - Budizm'de
Amida Budda'ya gsteren itimad v.s. de mevcuttur. (Bak.
ncil, Romallara 3/1 1).
SOMA : Hindistan'da, kurbanlarda kullanlan, sarholuk
ve lmszlk baheden, asl gklerde sanlan mukaddes
arap. lahi bir varlk olduu iin, kendisine Rigveda'nn
birok ilahisi tevcih edilmitir.
SOMA SEMA:
(Yunanca): "Beden hapishanedir"; yani,
! ; } l l . t u l l
" .
nl!F: :.ya 9 ?; ity,9,la;, :ru!h . 1.n_lk dnyasna ait olan
maddi vcutta mahpus kalp lm va.tfle!X!1 :.H1 lsmH
Orfizm'de ilk defa bu kelimelerle ifade edilen tasavvur,
- 3 18' ;... .

D N TAR H N D E K U L LA N I LAN BAZ I TAB R L E R


hemen btn mistik dinlerde ehemmiyetli bir yer tutmak
tadr.
STGMATA: sa'nn hata iken el, ayak ve alnnda ald
yaralar. Baz
Hristiyan dindar ve mistikler, bu yaralar
zerinde daimi bir murakabede bulunduklar iin onlarn,
kendi vcudlarnda gereklemesine ahit oldular;
bazlarnda dainl bir halde, bazlarnda da yalnz passion
zamannda, yahut cuma gnlerinde grlmektedir. Tarihte
vaki olan bu hadiselerin ilk mspet numunesi, Assisi'li
Franz'n stigmata (1 224 senesinde)dr.
STOLA: ibadette diakon, papaz ve episkopos tarafndan
btn liturjik elbiseler zerinde giyilip, 2 metre kadar uzun
bir iplik liturjik renklerde yaplp papazn rtbesine gre
muhtelif ekillerde tanmaktadr.
SUCCESSO APOSTOLCA: Episkoposlarn, ta havarilere
kadar inen, eski episkoposun el koymas ile temin edilen
silsilesi. Protestan kiliselerinde refornasiyon devrinden
itibaren kesilmitir; yalnz sve'te hala mevcuttur.
SUKKOT: Yahudilikte sonbaharda yaplan bayram; eski
bir bereket treni olan bu bayramn asl hakkndaki rivayet,
Saylar 23, 42 tie bulunnaktadr.
SUNAK: Hemen btn dinlerde, kurbanlar takdim
etmek iin konulan, ekseriya tatan yaplm masa.
Kurbanlarn cinsine gre, yaklan takdimeler, bl)Jur
takdimeler, hayvan veya nebat kurbanlar iin sunan ekli
deiir. Hristiyanlkta, sunak, ilk zamanlarda (ve imdi
reforme kilisede) basit bir masa idi. Sonra, martirlerin
vcudundan bir parac sunan hususi bir yerinde
muhafaza edildi. Artk, "kansz kurban" takdim etmek iin
tahsis edilen martirlerin kuvvetinden de hisse alan mukad
des yerdir. Sunak, kilisenin merkezini tekil etmektedir;
asrlar boyunca, muhtelif sanat cereyanlar eklini, ssn
deitirmitir.
SYLLABUS: Papa tarafndan neredilen beyanlar, bilhas
sa bid'atler ve yanl doktrinler aleyhine bildiren karar- 319 -

D N L E R TAR H N E G R
nameler; onlarn en mehuru, 1 909 senesinde
cereyana kar kan yl/abus Lamentabilidir.

Modernsit

AKT : Hindistan'da, bilhassa iva mezheblerinde ilahn


yaratc kuvveti, onunla ayrlmaz bir mnasebette bulunan
mennes bir ilahi kudret; veya muhtelif isimleri olan bir
ilahe.
AMAN: Bycler, sihirbaz tabibler, tabiatstu
kuvvetlerle temas eden kahinler; tabir, ekseriya imall
Asya'da Mogol ve Trkler arasnda alan kahinler iin kul
lanlmaktadr. amann bir hususiyeti, manen gklere
kmas, gklerin ve yeralt lkelerinin muhtelif tabakalar
hakknda malumat verip, lazm gelirse o arada devlerle, cin
lerle savamasdr. Vecd halinde yaplan bu seyahati anla
tan gayet messir ilahi ve iirler mevcuddur. (Bak.
Abdlkadir nan'nn amanizm adl eseri. 1 95 5)
EBT GN: Tekvin esatirine gre, Allah'n, yaratltan
sonra yedinci gnde dinlendii iin insan da, Yahudi ana
nesine gre, o gn hibii ile megul olmamaldr. Evvela
kaba iler hakknda verilen bu emir, Babil srgnlnden
sonra daha kesin ve daha yaygn bir ekilde telakki olun
mu, en ufak megaleler bile yasak edilmiti. ebt gnnn
bu zellii, belki eski Babilde yedinci gnn meum
sanld iin husule gelmitir.
MA: Yahudi ibadetinde en mhim dua; hergn sabah
ve akam baka dualarla beraber okunur. smini, duann ilk
kelimelerinden (ma israi/) den ald: "Dinle, ey srail:
Allah'mz Rab bir olan Rabdir; ve Allah'n Rabbi btn
yreinle ve btn cannla ve btn kuvvetinle seveceksin"
(Tesn. 6,4). Bundan sonra, Tesn. 1 1, 13 21 ve Saylar 15,
3 7 41 okunur.
-

MONE ESRE (BERACHOD (18 kran): Yahudilikte


gndelik dua'nn merkezi; 18 (imdi 19) dua ve bundan
sonra kran ve hamd formlleri. Eski zamanlardan beri
cemaat tarafndan okunduu iin, bu duann cmleleri "biz"
eklinde yazlmtr. Sinagoglarda mone esre evvela ses- .)20 -

D i N TAR i H i N DE K U L LA N I LA N BAZI TAB i RL E R


sizce okunur, sonra haham tarafndan yksek sesle tekrar
lanr.
UDRA : Hindistan'da en aa, eski zamanlarda aryan
olmayan klelerden mrekkep tabaka.
TABU: Haram manasna giren Polinezyal bir kelime. Bir
eyin tabiatst ve tehlikeli kudretini ifade etmekten ibaret
tir.

Tabu,

tam bir hastalk nevinden, baka eylere sirayet

edebilir; ona yaklamak iin, uzun hazrlk ayinleri lazmdr.

TAMAS:

hayvan,

Sankhya felsefesinde

nebat

ve

cemadata

nc prensip: devlere,

ait

arlk,

hareketsizlik,

ktlk, faaliyetsizlik prensibi.


TAO:

in'de

tabiatn

ve

dnya

gidiinin deimez

nizam; insann amellerinin rnei; onda, birbirine zd olan

yang ve yin birletirilmitir.

TAPAS: "Ate, stma", Hindistan'da riyazet; insap, riyazet


ekerken, mkil ve uzun temrinlerden geerken, iinde o
kadar kuvvetli bir (manevi) ate topluyor ki, bakalarn bile
yakabilir. Bu hususta, Hind edebiyatnda birok lejandlar
vardr.
TAT TWAM AS: Upa'!liadlar_da, insann atnannn her
eyin

atman

ile bir olduunu ifade eden byk sz: "bu,

sensin" . Bu suretle, dnyann ayr olaylar arasnda sk bir


mnasebet, bir birlik kurulur; her varln ztrab, benim de
ztrabndr; her varln lm, benim de bir bakndan
lmmdr. Bunun iin bu sz, Schopenhauer'in bildirdii
"merhamet felsefesinin" temeli olmutur.

TE: Fazilet; in'de insann, bir ey istemeden, yalnz

tao

ile gzel bir ahenkte bulunurken, iledii amel; te'nin en


mhim sfat, akrabaya, arkadalara kar gsterilen lrinet
tir.

TEZM: Bir tek Tanrnn mevcudiyetini kabul eden bir


doktrin,

ateizmin

zdddr.

Bu

(politeizm
yaratmtr (panteizm

tanr,

karsnda), alemden ayrdr ve onu

birdir,

karsnda), onu hala idare etmektedir, yaayan bir zattr. .

- 321 -

D N L E R TAR i H i N E G R

(deizm karsnda).
TENASH: Muhtelif dinlerde, ruhun lmden sonra
tekrar dnyaya gelecei hakknda tasavvurlar vardr. Bu
tasavvur, ruhun, cisimden ayr olduunu iddia etmektedir.
Karman sa'/esinde insan amellerine gre insan, hayvan,
nebat, ilah eklinde doacaktr. Tenash tasavvuru, bilhas
sa Hindistan dinlerinde byk bir rol oynamaktadr; eski
Veda devrinde bir nevi ahlaki kontrol sistemi olduktan
sonra Upaniadlarda ve Budizmde, insan zincirleyen
dnyevi kuvvetlerin bir sembol de sanlmtr. Budizm'de
tanash tasavvurunun ne kadar byk bir rol oynad,
jataka'lardan renilmektedir. Murakabede bulunan,
murakabenin st derecesinde, gemi hayatlarnn farkna
varr. Orfizm ve buna dayanan mistik cereyanlarda, bu fikir
garpte de yaylrraa balamtr. Hatta baz lristiyan ve
mslman mezheplerde (abl- bak, ihvan as- safa v.s. gibi)
tenash fikrine rastlanmaktadr; Avrupa'da, az ok taraftar
bilhassa theosofi ve antroposofi sayesinde kazanmtr.
TENNO: Gn olu, Japonya imparatorunun nvan.
TERTAR: (Tarikatlarda muhip gibi), bir tarikatn btn
tsullerini zerine almayan, "nc" bir tabaka tekil eden,
. anevi bakmdan
tarikate mensup olan insanlar. Hem
udizm'de, hem slamiyet ve Hristiyanlkta (Manikeizmi de
ikredebiliriz) bu tertiarlarn - tarikatin lklerini dnyaya
'; etirdikleri iin - ehemmiyeti ok byktr.
TESLS: Muhtelif dinlerde, ilahlar bir lk halinde
' >irletirilmitir; , hemen btn dinlerde mukaddes bir
;aydr. Faaliyet lkleri, aile lkleri, mistik lkler eski
Hindistan'dan (Barhma-Vinu-iva) ve Smerden (Anu
Enlil-Ea) balayarak yksek dinlere kadar rastlanmaktadr.
Hristiyanlkta ( 1 . Kor. 12, Matta 28, 9 7) gibi yerlerde
ncil'de zikredilen Allah-sa-Ruhulkuds teslis mefhumun
dan, komplike bir teslis sistemi gelimitir. Yan yana
zikredilen bu ilahi kuvvet, birbirinden farkl olarak telak
ki edilmitir. Aralarndaki mnasebet, 38 1 senesinde stan

- 322 -

D i N TAR i H i N D E K U L LA N I LA N BAZI TA B i R L E R
bul'da toplanan konsil tarafndan yle izah edilmitir: Allah
baba tevlit edilmemi, olu sa tevlit edilmi, Ruhulkuds
Allah'tan kmtr. Halbuki o zaman bile, teslise inan hris
tiyanlar iin arttr; bu konsilden bir sene evvel kan bir
fermana gre, teslisi inkar edenler, devletin hukuk
himayesi altnda kalmazlar. Augustin'e ve ona tabi olan
garp kilisesine, gre, ilahi ahsiyetin mnasebetleri
yalnz teslisin iinde vaki olup teslis darya bir tek ilahi
varlk olarak kendini gsterir. Modern telakkiye gre, teslis,
Allah'n taraf istihdaf eden iradesini ifade etmektedir.
Allah'ta mevcut olan hayatn bir semboldr. Teslise inan
protestanlarda da imann art sanlmasna ramen (Calvin,
1 554'te teslisi inkar eden Servet'i Geneva'da atele yaktrd)
muhtelif zaman ve mekanlarda bu akideyi kabul etmeyen,
imdi ekseriya Unitarians ismiyle bilhassa Amerika' da bulu
nan cemaatlar ortaya kmtr.
THEOGON: lahlarn yaratl ve hayatlarn ifade
etmee alan mitler.
THEOTOKOS: "Allah' douran", Meryem Ana'ya 431'de
Efes konsilinde verilen, Nesturi mezhep tarafndan kabul
edilmeyen nvan.
TAMAT: Ezelde deniz dibinde yatan kaos ejderi. Akad
mitolojisine gre Marduk onu ldrmtr.
TTAN: Yunan mitolojisine gre, Uranos ve Gaia'nn
ocuklar olan, Zevs'ten evvel dnyada hakln olan ilahi
varlklar. Zevs tarafndan inha edilmilerdir.
TJURUNGA: Uzunca dar kk tahta aletler ki bir iplik
vastasyla insann ba etrafnda dndrlr ve bu suretle
garip, vzltl bir ses karr. Bilhassa Avustralya'da yayan
iptidai milletlerde, bu t. en mukaddes ve mana ile dolu
alettir; bazen, tj. hn l ecdadn ruhlarn veya kuvvetlerini
ihtiva ettii sylenilir. Kadn ve ocuklar, ona
yaklamamaldrlar.
TRRATNA: ksmlk cevher; Budizmde Budda
Dharna ve Samgha. Jainizn de, triratna'nn ksmla
- 323 .::... -

D N L E R TAR H N E G R
"doru inan, doru bilgi, doru yry".tr.
TOTEMZM: ptidai milletlerde, bir airet veya kabilenin
hususi bir hayvanla (bazen de nebat ve baka tabiat olay
laryla) akrabal. Airet hayvann ismini tar, kendi
akrabas sanlan hayvan yemez, yabanc bir airetin azalar
ile evlenir.

TRANSSUBKSTANTATON:
Evharistiya hakknda,
1 2 1 5'te vaki olan 4. Lateran konsilinden itibaren resmi
katolik telakki: Ekmein ve arabn zat takdis vastasyla
sa'nn vcudu ve kan zat ile deitirilir; btn mesih,
insaniyeti ve uluhiyeti, bu para ekmekte mevcuttur. Maddi
unsurlarn zat bakmndan deimesi, papazn sessizce oku
nan kelimeleri ( 1 . Kor. 12) vastasyla olur.
TRDENTNUM: LUTHER'in reforrnasyonunun bir
akslaneli olarak 1 545-1 563 senelerinde Trient ehrinde
toplanan, Roma kilisesinin hemen btn tezahrat
hakknda kesin talimat bildiren ve bu suretle katolizisrnin
imdiki halini hazrlayan byk konsil.
UGUR: Jerrnenlerde, insana ait olan, mukaddes hayat
kuvveti.
VAFTZ: Eski ark dinlerinin bir ksmnda, bilhassa mis
ter dinlerinde insan temizleyen, gnahlarn ykayan bir
vaftiz mevcuttu, Vaftiz lm dernekti: Suya batan insan,
geen hayatndan "ld" yeni bir hayata balad. Vaftizci
Yahya'nn icra ettii vaftiz, eskatolojik bir mahiyet tad:
nsan, bu suretle gelecek kyamet ve girerek demekti
PVLUS, Rom. 6, 3'te, vaftizin yeni bir hayata ilahi
. muhakemeden muvaffakiyetle gemee layk bir hale geldi.
sa, Yahya tarafndan vaftiz oldu (Mark. l ,9), baz ilahiy
atlara gre, hakiki ilahi hayat o andan itibaren balad.
Kendi telakkisine gre, vaftiz "lmek, atele vaftiz olmak"
lernektir (bak. Mark. 10, 35>; o, hususi bir vaftiz icra etme
mitir. Paskalya'dan sonra, cemaati (llerden km olan
Rabbin bir szne dayanarak: Mt. 28, 1 9) sa'nn isminde
mftiz etmee balamtr. Onun iin, vaftiz, Ruhulkudsle
- 324 -

D N TA R H i N D E K U L LA N I LA N BAZ I TAB R L E R
yeni bir hayata gtren lm olduuna iaret etntir. O
zaman, yalnz bykler uzun bir hazrlktan sonra vaftiz
olmulardr; Augustin, asli su'un mevcudiyeti iin ocuk
larn derhal vaftiz olmalarn taleb etmitir. Bu suretle,
ocuk vaftizi hemen btn kilisede intiar etmitir; yalnz
birka mezhep (mesela baptistler) bykleri vaftiz ederler.
Vaftiz, hayatta yalnz bir defa mmkn olan, tekrarlana
mayan bir sakramenttir. Halbuki bazen, bir kiliseyi terk
edip br kiliseye gidenler, (mesela Roma veya ark kilise
sine giren protestanlar) yeniden vaftiz oldular. Vaftizin, tes
lis namna icra edilmesi arttr.
VATKANL AKDELER: 1870 senesinde Vatikan kon
silinde bildirilen, Papa'nn infallibilittSna dair akideler.
VA NEGATONS: "nkar yolu", Allah'n her eyden
baka olduunu, akl iin yok olduunu, bilgi ile idrak
edilemeyeceini tasavvurlar. Bilhassa mistik dinler
(Upaniadlar, Platin, Eckhart, Bayezid Bistami v.s.) bu yolu ,
Allah'n kudsiyet ve bykln tavsif etmek iin
sevmilerdir.
WU- WE: "lememek" , in' de Laotse'nin rettii pasif

davran; insan, yalnz tao'ya uyarak, kendiliinden bir ey


istemeden, hareket etmelidir.
.
YAHVE'nin KULU: DVTERO-IAYA (bab 52, 1 3 - 53,
12)'da zikredilen esrarengiz bir ahsiyet : ya srail milleti, ya
bilinmeyen bir ahsiyet, yahut da yazarn kendisi. oklarn
azaplarn teskin etmek iin btn ztraplarn zerine alan,
ldrlen kul, Hristiyanlkta sa'ya ima eden bir sembol
olarak beyan edilmitir.

YAHVST : Eldeki Tevratn kaynaklarndan birinin mel


lifi. Allah iin, Yaht1e ismini kullandndan bu isimle
mehur olmutur. Ona atfedilen, olduka basit ve teolojik
olmayan bir uslupla yazlan paralar belki de iki muhtelif
mellife aittir; en eskisi, herhalde m.. 1 O. asrda yaamtr.
YANG: in'de yksek, aydn, erkek, tevlit edici, yaz
prensipi; 1-Ging'de dz izgi ile temsil edilmektedir.
- 325 -

D N L E R TAR H N E G i R i
YAZATA : ZERDT dininde, ihtirama deer, tabiatst,
alemin iyi tarafnda bulunan varlklar; en eski ran dinine
mensup olan ilahi varlklar zaman ilerdike onlara eklenil
milerdir.
YAIYAN L: Jennenlerde, l ruhsuz bir beden
halinde deil, ekli deimi olmakla beraber- yine yaayan
bir varlk olarak kabul edilmitir.
YN: in'de, dii, karanlk, ar, glge prensipi; I.
kesilmi izgilerle temsil edilmektedir.

Ging'de

YOGA: Hindistan'da mevcut olan 6 ortodks felsefe sis


teminden biri. Ona gre Allah, baka ruhlar gibi bir ruhani
varlktr. Bilhassa yoga temrinleri gayet enteresandr; insan,
ruh ile madde arasndaki ayrl tanmaya alr, sonsuz
riyazet, gayet g temrin ve bilhassa nefes kontrol ile,
tabiat st kuvvetleri elde etmee urar. Yoga'nn bu
taraf, garbta felsefi tarafndan daha fazla mehurdur.
YCE TANRIYA NANI: Muhtelif iptidai milletlerde,
ekseriya dnyadan uzak kalarak ayinlerde hemen hi yer
tutmayan dnyay yaratan bir yce Tanrya inanlmaktadr;
Tevratn ehadetine dayanarak birok ilahiyatlar, bu
iptidai tektanrcl ( Urmonotheismus') btn dini olay
larn kk sanmlardr.
"

ZKKURAT: Smerlerin bina ettikleri, ehramlara ben


zeyen byk kuleler eklinde yaplan, kat kat mabedler.
Tevrat'n Babil kulesi hakknda anlatt hikaye, herhalde
byle bir zikkurattan ilham almtr.

- 326 -

SON SZ

itabmz burada sona erdi. Bu arada okuyucularma


aadaki hususlar aklamay lzumlu gryorum:
Fakltemizde slam Tarihi hususi bir ders olarak okutul
maktadr. Bu itibarla Mukayeseli Dinler Tarihi kitabmza
ayrca slam Tarihi ksmnn alnmasndan sarf- nazar edil
di. Bununla beraber, kitabmz ilgilendiren muhtelif dinlere
ait metinler ayrca bir kitap halinde verilecektir.
Tab' iinde karlalan zorluk ve gecikmelerden dolay
kitapta vukua gelen kusurlar iin zr dilerim.
Bu arada bu kitaba ait notlarn1 okuyarak baslmasna
yardm eden arkadam Kemal Edip Krkolu ve asis
tanm Hikmet Tanyu'ya teekkr ederim.

Ankara, Aralk 1955

Annemarie Scbimmel

- 327 -

Vous aimerez peut-être aussi