Vous êtes sur la page 1sur 273

teki p e y g a m b e r le r

O k u y a n u s Y a y n
Psikiyatri - 05
Psikoloji / G u ru la r

t e k i P e y g a m b e r le r
A n t h o n y Storr

IS B N : 9 7 5 -8 4 2 0 -0 9 -7

I. B a sk : stanbul, N isa n 2001

z g n A d : Feet o f C lay - A S tu d y o f G u ru s
A n t h o n y Storr

n g iliz c e 'd e n e vire n : A sl D ay


D z e lti: e n o l M u m c u
Y a y n a h a z r la y a n : D e n iz K o

G r a f ik t a s a rm : 2 T asarm / M e h m e t U lusel
K a p a k t a s a r m v e ill s t r a s y o n la r : M e h m e t Ulusel
Film , b a s k v e cilt: M a s M a tb a a c lk A..

K ita b n Trke yayn h aklar A kal Telif H akla r A jans araclyla alnm tr.

Trke evirinin t m yayn h aklar sakldr.


T a n tm iin y a p la c a k k sa a ln tla r d n d a y a y n c n n y a z l izn i o lm a k s z n
h i b ir y o lla o a ltla m a z .

O k u y a n u s Y a y n
H acem in Efen d i Sok ak, M a k A p t. 9/1 Daire: 2 N ian ta 8 0 2 0 0 stanbul
T e le fo n : (0212) 23 2 5373, 232 5 3 79 Faks: (021 2) 231 5220

o k u y a n u s @ o k u y a n u s .c o m . t r

w w w .o k u y a n u s . c o m . t r
A n t h o n y S to rr, 18 M ay s 1 9 2 0 de d n yay a geldi. Eitim ini W inchester, C h rists
C ollege, C am b rid g e de ve W estm inster H a sta n e sinde ald. D o k to r unvann 1 9 4 4 te
k azan an Storr, d ah a so n ra p sikiyatri alan n d a u zm an lat. Y azarn dier yaynlar
arasn d a; Th e Integrity o f the P erson ality (1 9 6 0 ), H u m an D estructiven ess (1 9 7 2 ),
Ju n g (1 9 7 3 ), T h e D yn am ics o f C reatio n (1 9 7 2 ), Th e A rt o f P sychotherap y (1 9 7 9 ),
S o litu d e (1 9 8 8 ), F reu d (1 9 8 9 ), ve M u sic a n d the M in d (1 9 9 2 ) bulunm aktadr. Ant
hony Storr, S u n d ay T im es, T im es L iterary Su pp lem en t ve In dependen t gibi eitli g a
zeteler iin aratrm alar yapt ve m akaleler yazd. R o y a l C ollege o f Physicians ve R o
yal C o llege o f P sychiatrists ve R o y al Society o f L iteratu rede retim yesi o lara k a
lt. A yrca O xfo rd sh ire Salk O toritelerine bal dan m an lk yap an psikiyatristler
k uru lu u n un o n u rsal yesi ve G reen C o llege, O x fo r d d a em ekli retim yesi oldu.
A n thony Storr, 17 M a rt 2 0 0 1 de h ayata gzlerini k ap a d . Yazarn S o litu d e adl k ita
b d a O k u y an u s Yayn tarafn d an yaym lanacaktr.

K it a p la ilg ili g r le r d e n b a z la r:
A ydnlatc... Bu k itab o k u d u k tan so n ra g u ru lara (peygam berlere) ayn g zle b ak
m ak m m k n o lm a y a c a k . A n drew B row n , S p ec tato r

Etkileyici bir a ratrm a... S to rrun en byk b aars, kltrel o lgu lara bir p sik iyat
risi o lara k deneyim lerini k atm as, d ah a nceki dn rlerin konu yla ilgili yazlarn
dan aln tlar u staca k ullan , k on u lar bir ara y a getiriin deki stnlk ve bunlar
y az ar duyarllyla birletirm esi. A d am Lively, T E S

K arm ak bir k onun u n aydn latc bir biim de aratrlm as- insanln tinsel lider
lere o lan ihtiyac ve a rla ta n la ra kendim izi k aptrm am zn n edenleri. M ary L o
udon , Th e Tim es

Anthony S to rrun arm aan an la lm az olan an lalr klm ak ve bunu yap ark en de
ak c, kkrtc ve ayd nlatc o la b ilm e k . K ay R ed field Jam iso n

A n thony S to rrun g u ru lar h ak k n d ak i bu a lm as ilham verici, retici ve bundan


d a te sev ecen ." Fran k E gerton , O x fo r d Tim es

Y azarn d ier eserleri:


Th e Integrity o f the P ersonality, H u m an D estructiveness, Ju n g , Th e D yn am ics o f
C reatio n , T h e A rt o f P sychotherapy, T h e E ssen tial Ju n g (editr o lara k ), Solitude,
Freud, C hurch ill's B lack D o g , M u sic a n d the M ind

A s h D a y , 1 9 6 7 zm ir dou m lu dur. Eitim ine zm ir A m erikan K z L ise sinin ard n


dan Ege niversitesi P sik oloji blm n de devam etmitir. 1992 ylnda klinik p sik o
loji alan n d a uzm anln alm tr. T erap ist ve d an m an olarak alm aktadr.

K itabn T rk e adn k oyan M ario L eviye teekkrler...


Akl bandaki kii baka birine yolunu sorm az,
H ibir kahine inanmaz.
Bir tek ahm aklar,
Kendilerinden vazgeip, kahinlere inanr.
O nlarsa, insana sadece felaket getirir.

E U R IP ID E S , Ip h ig e n ia T a u ris'te
D ostum , m eslektam Kay Redfield Jam iso n a ve
ortak dostum uz, yayncmz Erwin G likesn ansna.
iindekiler

T E E K K R 9
GR 11

I Paranoyak K uatm alar 21


II Georgei Ivanovitch G urdjieff 41
III Bhagwan Shree Rajneeh 65
IV R ud olf Steiner 85
V Carl G ustav Ju n g 103
VI Sigm und Freud 127
VII Cizvit ve sa 145
VIII Aklllk ve Delilik 167
IX K aos ve Dzen 191
X Sanr ve nan 213
XI Peki Kim e nanalm ? 229

NO TLAR 253
KAYNAKA 263
D Z N 266
teekkr

Eim Catherine Peters tm metni okuyarak nemli dzeltme


ler yapt. Ayn ekilde Stuart Proffitt, H arperC ollinsden A ra
bella Quin ve The Free Pressten Susan A rellanonun da katk
lar oldu. Deerli yorum lar yapan, neriler getiren ve yeni
kaynaklara ulam am salayan M atthew Barton, Dr. Paul Bis
hop, Dr. G ordon Claridge, Dr. Kay R. Jam iso n , Dr. Kim Job st,
Dr. Irvine Loudon ve ei, Polly Lansdow ne, Alan R idout ve
M argaret W inde de minnettarm.
giri
gurularn zellikleri

E linizdeki kitap, gurular hakkndadr. A r anlam na ge


len guru szc, Sanskrite kkenlidir. Kiilerden sz
ederken kullanldnda, saygya deer kii olarak tanm la
nabilir. Profesr R. F. G om brichin verdii bilgiye gre, bu
szck, bir kiinin babas ve daha yaygn olarak retm en
yerine kullanlm aktadr. Onun nerdii en yakn e anlam
saygdeer retm en dir. G nm zde, futboldan ekonom i
ye, alannda uzman olan herkes guru saylm aktadr. Guru te
rimini bu kitapta, hayatn anlam zerine zel bilgi sahibi ol
duunu iddia edenler ve bundan tr de, bakalarna haya
tn nasl yaanm as gerektii konusunda sz syleme hakk ol
duunu hissedenler ile snrlandracam . Cham bers Yirminci
Yzyl Szl, guru szcn tinsel retm en; kutsal kii
olarak tanm lam aktadr. Btn gurular kutsal deildir; ancak
tinsel retm en tanm, bu kitapta terimle ne anlatlm ak is
tendiini ortaya koym aktadr.
G urular eitli ynleriyle birbirlerinden ayrlsalar da, ou,
kiisel vahye dayanan, zel, manevi bir igrye sahip oldu k
larn iddia eder. G urular takipilerine, kendilerini gelitirme
leri ve kurtulu iin yeni yollar vaat ederler. Guruluun okulu
olm ad ve guru olm ak iin tanm lanabilir nitelikler bulun
mad iin, tpk politikaclar gibi onlar da, aslnda kendilik
lerinden seilirler. M anevi stnlkleri olduunu iddia edebi
lecek kadar kibri olan herkes guru olabilir. Hem yakn hem de
uzak tarihten anlald zere, gurulardan bazlar, glerini
vicdanszca kullanarak mritlerini eitli yollarla sm rr ve
ya zam an iinde bu tarz davranlar sergileyen kiilere dn
rler. Bununla birlikte, kutsallklar, kiisel hrslarnn olm a
m as ve btnlkleri sorguya yer brakm ayan gurular da var
dr. sa, M uham m ed ve Buda hl ok sayg duyulan ve re
tileri m ilyonlarca insann hayatm deitirmi gurulardr. Mu-

O le ki Pegam berler
ham m edin K uran da da yer alan, yasal cezalandrm a ve ka
dnlara kar davran biimi hakkndaki baz emirleri modern
Bat dncelerine aykr olsa da, H ristiyan veya Budist olm a
sak da, M uham m cd de, sa da, Buda da saygmz kazanm
lardr.
Bu kitapta, pek sayg duyulam ayacak baz gurulara da yer
verildii iin, en bandan, oum uzun ulaam ayaca dzey
de kiisel btnle, erdeme ve iyilie sahip, manevi olarak
stn kiilerin varln kabul ettiimi belirtmek istiyorum.
G u ru lar gibi olm ayan bu kiiler, konum a becerileriyle ka
labalklar srklem eden, etraflarn hayran mritlerle doldur
m adan ya da sradan insanlarn yardm sz varam ayacaklar,
anlalm as zor bilgelie ulatracan vaat etmeden, gnlk
yaam rnekleri ile bakalarn etkilerler. oum uz, byle
ukala olm adan iyi insanlara rastlamzdr. Belki onlar, dl
beklentisi veya toplum sal tannma am ac olm adan h astalan
ziyaret ederler, kimsesiz ocuklara sahip karlar ya da kendi
lerini hayr ilerine adarlar. Vaaz vermezler, onu yaarlar. Ger
ek erdem gze arpm az. Ancak Albert Schweitzer ve Rahibe
Teresada olduu gibi, reklam altnda kaldnda, sanki
daha az saygdeerm i gibi alglanabilirler.
G urular farkl bir snf olutururlar. Btn gurularn ha
murunun bozuk olduunu iddia etmiyorum. Yine de gurularn
ou, sayg duyulm aya layk olm ayan, sahte peygamberler, de
liler, gven sahtekrlar veya mritlerini duygusal, m addi ve
cinsel olarak ktye kullanan vicdansz psikopatlardr. Tari
hin altnda, azizleri lgn ve delilerden ayrt etmek kolay
dr; ancak hayatna anlam kazandracak bir guru araynda
olan biri iin, bu ayrm yapm ann ok zor olduu da aktr.
Bu zorluk, ksmen mritlerin acil ihtiyalarnn gurularn ger
ek yzlerini grmelerini engellemesinden kaynaklanm akta
dr; aktarm a elik eden arptm aya alk olan psikanalistlere
tandk gelebilecek bir olgu. Seim srasnda yaanan zorluun
dier bir nedeni de, kiilik ve zeka asndan belirgin farkllk
lar gsterseler de, gurularn aslnda en iyisinden en ktsne,
ortak zelliklere sahip olm alarndan kaynaklanm aktadr.
G uru, kendi hayatn deitiren zel, manevi igrye sa
hip olduunu iddia eder. Bu vahyin, bazen Tanr tarafndan,
bazen de melekleri tarafndan gnderildiine inanld gibi,
zam an zam an da H im alayalardaki gizemli varlklardan ve
hatta bak a gezegenlerden iletildiine atfta bulunulur. Bu ta
mamen kiisel olan vahyin, genellikle evrensel olduu ya da en
azndan byk kitleler iin uygun olduu savunulur. Baka bir
deyile, gurular kendi deneyimlerini genelletirirler. Baz guru-
lar, tm insanln kendi grlerine inanm alar gerektiini id
dia ederlerken, dierleri de son gn gelip attnda, kendi ta
kipileri kurtulurken, insanln geride kalan byk ounlu
unun zorda kalacan ne srerler. Bu temelsiz varsaym ,
birok gurunun sahip olduu belirli kiilik zellikleri ile y a
kndan ilikilidir.
ou guru, olduka yalnz bir ocukluk geirip, yaam
boyunca da yalnzln srdrr. N adiren yakn arkadalar
vardr. Belki de, kiisel ilikiler yerine kendi zihinlerinde olup
bitenle daha fazla ilgilenmelerinin nedeni, hi kimsenin onlar
yeteri k ad ar nemsem ediini dnmeleridir. Bir baka deyi
le, ie dnk ve narsisist olm a eilimindedirler. Freudun da
bu konudaki gr yledir:
n c e l i i e r o t iz m o l a n k i i, t e r c ih in i d i e r k i ile r le o la n d u y
g u s a l il i k i le r in d e n y a n a k u l l a n a c a k t r ; k e n d i k e n d in e y e t e r li
li in e in a n a n n a r s i s i s t k i i is e , a s l d o y u m u k e n d i i s e l, z ih in
s e l s r e le r in d e a r a y a c a k t r .'
Yazar, ressam ve bestecilerin ou, insan ilikileri kurm ak
yerine, kendi yaratclklaryla m egul olduklar iin narsisist-
tir ve tek bana olm ay tercih eder. Yalnzlk (Solitude)2 kita
bm da, bu tarz kiileri konu almtm. Ancak yaratc sanat
lar, zam anlarnn ounu yalnz geirseler de, yarattklar ara
clyla insanlarla iletiime gemek ve takdir edenler sayesin
de zgvenlerini kazanm ak isterler. Eletiriye ok duyarl o l
m alarna karn, ou, kendileriyle ayn grte olm ayanlarla
bile fikir alveriinde bulunm aya ve bundan bir eyler ren
meye hazrdr.
Kendileriyle tam fikir birlii olm ayan her eyin dm anl

le k i P egam be rler
n bir gstergesi olduuna inanan gurular ise, her eit eleti
riye kar taham m lszdrler. Bunun nedeni, sadece dostlarla
gerekleebilecek fikir alverii ve yapc eletiri deneyimini
hi yaayam ayacak denli yalnz kalm olm alar olabilir. Bir
baka nedeni ise, vahiylerin eletirilmeden ya kabul edilir ve
ya reddedilir olm alarndan tr, san at eserlerinden farkl bir
kategoride yer almasdr.
G urular sahte bir ballkla dem okrasiye gnl verseler de,
aslen ayrmc ve antidem okratiktirler. Bunun tersi nasl m m
kn olabilir ki? zel bir vahye duyulan inan, gurunun, dier
insanlarda olm ayan bir stnle sahip olm asn gerektirir.
G urular dost kazanm aya gerek duym adan, mritlerini kendi
lerine ekerler. Guruluunu ilan ettikten sonra, guru, otorite
sini salam aldr ki bu durum da, eit artlarda oluabilecek
dostluklar engeller. Gerekten de dostluklar, gurunun gcn
zayflatm a riskini tar. nancn yitirmek istiyorsan, rahiple
ark ad a o l G urdjieffin babasnn en sevdii szlerden biridir.
Gurunun mritleri ile kurduu iliki, bir dostluk ilikisi deil,
stnlk ilikisidir. Bu da yine, daha nceden de oluturm ay
baaram adklar eit artlardaki dostluklarn yokluundan
kaynaklanabilir. Gurunun kendi deerine olan inancnn teme
li, bakalar tarafndan sevilmek yerine, onlar etkilemeye d a
yanr. G urular fikirlerini nadiren tartrlar; onlar genellikle,
sadece grlerini alarlar.
Sklkla, gurunun yeni igrs, ruhsal veya fiziksel bir ra
hatszlk ardndan oluur. Bu rahatszlk srasnda guru, kendi
duygusal sorunlarna verimsizce yant aram aktadr. Bu dei
im genellikle otuzlu, krkl yalarda, orta ya krizi olarak da
tanm lanabilecek bir dnem de gerekleir. Yeni igr bazen
yava yava, bazen de yldrm hzyla gelir. D aha sonra gre
ceimiz gibi, karm aann verdii rahatszl takip eden yeni
bir dzenin kurulm as olgusu, resimden bilime kadar tm ya
ratclk hareketlerinde gzlenir. Bu Evreka rnts, hem
dinsel vahyin, hem de hasta olarak nitelendireceimiz kiilerin
sanrsal sistemlerinin zelliidir. Soruna zm bulunduun
da, ki hem vahyin hem de sanrnn, ortadaki sorunu zm e gi
riimi olduunu dnyorum , i rahatl ortaya kar. Sa
natlar ve bilim adam lar, her yaratc adm n, yeni bir san at
sal veya bilimsel sorunu gndeme getirdiine inanarak, hibir
zm n son zm olm adn dnrler. Bunun tersine,
dinsel vahiyleri veya sanrsal sistemleri kucaklayanlar, ulatk
lar sonucun srekli ve sarslm az olduunu dnrler.
Ruhunun karanlk gecesi , bu yeni igryle son bulan
guru, gerei kefettiine inanm aya balar. Bu cokulu ke
sinlik, gurunun, ikna edicilii ve karizm as gibi, dierleri ze
rinde yaratt gl etkinin nedenidir. Yunanca bir szck
olan (karizm a), zarafet anlam na gelir. M a x We
ber, szc sosyoloji biliminde kullanm a sunarken sadece,
kiiliinin zel, sihirli bir nitelii nedeniyle sradan insanlar
dan ayrlan, doast veya insanst glerle donatlm kii
leri iaret etmektedir. Byle kiilerin, dierlerini etkilemek, ik
na etmek ve kendisini adayan mritleri etrafnda toplam ak gi
bi bir kapasiteleri vardr. K arizm a, sahip olunan inancn yo
unluu ile de yakndan ilgilidir. Toplum nnde akc konu
ma yeteneine ve iyi bir d grnm e sahip olm ak da dier
deerler arasnda saylabilir. Bu kitapta, sz edilen gurulardan
bazlar, topluluklar nnde hibir metne bakm akszn o den
li akc konuurlard ki, izleyenlerini saatlerce bylenmiesi-
ne ellerinde tutabilirlerdi.
Din sosyolojisi konusunda nde gelen uzm anlardan Eileen
Barkera gre; N eredeyse tanm olarak, karizm atik liderler,
ne geleneklere ne de kurallara bal olduklar iin davranla
r nceden kestirilemez ve dier norm al insanlar adna da so
rumlu tu tulam azlar diye aklam tr.3 Eer bir liderin kariz
m atik bir otoritesi olduu kabul edilmi ise, takipilerinin ha
yatlarnn tm alanlarn ynetme hakknn da kendisine veril
dii konusunda uzlalmtr. rnein guru, mritlerinin y aa
yacaklar yerleri, cinsel e olarak kimi seeceklerini ve p arala
r ya da m allar ile ilgili ne yapacaklarn onlara syleyebilir.
Eer bir guru, etrafnda m rit toplam ak istiyorsa, inanc
nn gl olm as neredeyse zorunludur. Bu, btn gurularn

teki Pegam berler


vaaz ettikleri her eye inandklar anlam na gelmiyorsa da,
eer yeni bir cem aat oluturulacaksa, gurunun kendisinin zel
bir igrye sahip olduuna dair bir inan tam as en azndan
balangta arttr. Birok kii, din ya da inan sistemleri ile il
gili deiim ve dnm leri, bakalar tarafndan zorlanm aya
m aruz kalm akszn yaar. Ancak tpk mritlerinin onlara ih
tiyac olduu kadar, gurularn da mritlerine ihtiyalar vardr.
Gurularn gvenlerinin, mritleriyle desteklenme ihtiyac, o r
taya koyduklar inantan o kadar da emin olm adklar olasl
n akla getirir. lerleyen blm lerde greceimiz gibi, baz
gurular, etraflarnda onlar akl yerinde olm ayan biri olarak
alglam ak yerine, peygam ber olarak kabul eden bir grup m
rit topladklar iin, deli olarak etiketlenmekten ve hatta bu
nedenle akl hastanelerine yatrlm aktan kurtulmulardr. T a
rihilerin ortaya koyduuna gre, mesih olm aya soyunmu ki
ilerin ou, kendi m isyonlar ile ilgili kukular tarlar. Etraf
larnda mritlerinin olm as iin didinmelerinin nedeni de bu-
dur. Eer hi kimse paylam yorsa, yeni bir grn gvenilir
liine duyulan inancn srdrlm esi olduka gtr.
stn bir bilgelie sahip olduklarn iddia eden gurular,
kendilerine gizemli bir gemi yaratrlar. Gem ite, sradan in
san lar iin ulalm az olan O rta Asya ya da Tibete gerekleti
rilen yolculuklar, gizli bilgelik ve mistik deneyimlerin edinil
mesinin balangc olarak yceltilmiti. Gnm zdeyse, dn
yann tm kefedilip, haritas karld, hatta Everest bile
Bat sprntleriyle kirletildii iin, gizemli olabilecek kadar
uzak yerler bulabilm ek zorlamtr. Ancak her zam an, baka
dnyalar vardr. Belki de, dier gezegenlerde snrsz bilgelie
sahip ve sadece seilmi insanlara m esaj yollayan yaratklar
yaam aktadr. Baz gurular, buna inanr grnmektedir.
H epim iz gibi, gurular da g tarafndan yozlam a riski ta
rlar. H er ne kadar guru, m isyonuna mnzevi birinin yoksul
luunda balam olsa da, zam an iinde, deerlerini tekrar
gzden geirmesi sk rastlanan bir durumdur. H ayran olun
mak sarho edicidir ve guru asndan, mritlerinin kendisine
atfettii inanlara katlm am ak gittike zorlar. Eer bir kii

ie k i Peygam berler
zel bir igrye sahip olduuna ve Tanr tarafndan bu ig-
ry dierlerine aktarm ak zere seildiine inanrsa, kendisi
ne zel ayrcalklarn tannm as gerektii sonucuna varabilir.
rnein kendisi gibi takipileri de, m addi konularda kayg ta
m ann, yorucu olan tinsel misyonu yerine getirmeyi olum suz
ynde etkileyeceini dnrler. Bu nedenle de, guruya doal
olarak, takipilerinin kazand paray talep etme ve kullanma
hakk verilir. Sonunda, bazen gurular kendilerini lks iinde
yaarken bulurlar.
M addi sorum luluktan kurtulma hakk olduunu dnen
gurular, ayn zam anda sradan insanlarn toplum tarafndan
knanabilecekleri cinsel davranlara girme hakkn da kendi
lerinde grrler. Eer bir erkein etraf kendisine hayran olan
ekici kadnlarla doluysa, cinsel ilikiden kanm as olduka
zordur. Ancak gurunun, kendisini tinsel bir rehber olarak g
ren bir mridi ile ilikiye girm esi, en az hastalarn batan
karan bir psikoterapist veya ocuklarna cinsel tacizde bulu
nan bir baba kadar zarar vericidir.
G urular mritlerinden sklkla dier konularda da yarar
salarlar. Gurularn etrafnda, kendisi nemsiz ilerle ura
masn diye, gnlk ileri onun adna yrtmeye ar istekli
dalkavuk mritler vardr. G urular genellikle bu g gsterisin
den zevk alrlar ve bazlar mritlerine tinsel uygulam a ad al
tnda anlam sz ve gereksiz iler yaptrm a noktasna kadar gi
derek, aslnda kendi glerini kantlam aya alrlar. Bazlar
gnahkr olduunu dndkleri mritlerini acm asz cezala
ra arptrm aktan geri kalm azlar. Gurular, kiisel btnlkleri
ve bakalar zerinde uyguladklar gcn getirdii yozlam a
ya kar koym a asndan birbirlerinden olduka farkldrlar.
G arip bir kozm oloji bilgisine sahip diye ya da ahlksz ol
duu iin, bir gurunun tm igrlerinin sam a olduu d
nlemez. Psikozun daha stn bir bilgelie giden yol olduu
nu iddia eden R. D. L ain gin kuram n doru bulm asam da,
youn bir rahatszlk ya da ruhsal bozukluk ardndan gelen
yeni bir uyan, sradan insanlar iin, kapal olan alg kapla
rn aabilir diye dnyorum . M anik-depresifler bazen,

teki Pegam berler


um utsuzluun derinliklerinin ve cokunun doruklarnn ya
am larn ok younlatrdn ve seme anslar olsa, nor-
malliin sradan can skntsn ekmektense hasta olmay ter
cih edeceklerini iddia ederler. H atta akut bir izofreni ata ge
irip, bunu zarar grm eden atlatanlar da, bu deneyimi y aa
dklar iin kran duyarlar. Ellenbergerin ortaya att, ou
guru iin de uygun olduunu dndm , yaratc h astalk
kavram na sk sk bavuracam .
Baz gurular, ifa ile sonulanan tanm lanabilir bir ruhsal
hastalk dnemi geirirler. Bazlar ise, psikiyatristlerin psiko-
tik olarak tan koyabilecekleri derecede rahatszlanrlar. Bu
durum , nevrotik bir bozukluk deil, kiinin akl dengesinin ye
rinde olm am as ya da gidip gelen duygusal tutarszlklar y aa
masdr. Yine de ou, yaam lar boyunca sosyal adan yeter
li ve m akul llerde dengeli olm ay srdrr. Gurularn ha
yatlar ve inanlarnn eletirel bir gzle incelenmesi, ne yazk
ki, var olan psikiyatrik etiketlerin ve ruhsal hastaln ne olup
ne olm ad konusundaki kavram larn yetersizliini ortaya
koym aktadr. rnein, allmn dnda tuhaf bir inan, san
rdan nasl ayrt edilebilir?
lerleyen sayfalarda, birbirinden olduka farkl olm alarna
ram en, im diye kadar guru zellikleri olarak anlatlan nite
liklerin neredeyse tm n tayan, birka guruyu mercek alt
na alacam . H ibir guru, bu niteliklerin hepsini tam asa bi
le, en iyisinden en ktsne kadar hepsinin sradan insanlar
dan ayrlan ortak zellikleri vardr. Birletirme Kilisesi (Unifi-
cation Church), Bilim M ezhebi Kilisesi (The Church o f Scien-
tology), U luslararas Krishna Bilin Topluluu (International
Society for Krishna C onsciousness/ISK C O N ) ve Tanrnn o
cuklar (Children of G od) gibi ada mezhepler zerinde son
yirmi yldr kapsam l aratrm alar yaplm ve yazlar yazl
mtr. Pek ok ebeveyn gibi, birok kii de, bu yeni din akm
larna katlm ann genler zerindeki etkisi hakknda endie
duym aya balam tr. Benim zel ilgi alanm , gurularn kiilik
leri ile ilgili olsa da, mritlerinin zellikleri zerinde de zam an
zam an duracam . Azizlerden sahtekrlara kadar birbirine hi
benzemeyen bir grup guruyu zellikle setim. midim , eleti
rel olm ayan bir gzle bakldnda, birok ortak zelliklerinin
olduunu gsterebilmektir.

teki Pegam berler


I. paranoyak kuatmalar

itler, M ussolini, Stalin, Ceausescu ve M ao Tse-tung gibi,


yirminci yzyln utan verici diktatrlerinin hepsi de g
araylarnda vicdansz, dm anlarn yok etme konusunda da
acm aszdlar. Diktatrlerin, dost sahibi olm ak gibi lksleri
yoktur. Evlenip aile kursalar da, zgvenlerini yaknlarnn
gerek sevgisiyle salam aktan sa, bilinmeyen bir ounluun
takdirine dayandrm ay tercih ederler. Bu gibi liderlerin p ara
noyaya varan derecede kukucu olm alar artc deildir. O n
lara gre, kitle dnektir ve kolayca etki altna alnabilir. Sade
ce prop agan da ve popler beeniye bel balayan diktatrler,
tm siyasi liderler gibi m uhalif olaylardan huzursuz olurlar.
Diktatr, lke zor bir durum a dtnde bile, hkmetmeye
devam etmek istiyorsa, hibir rakibinin yerini alm a ans ol
m ayacandan ve kontroln hl elinde olduundan emin ol
maldr. Diktatrlerin sahip olduklar kontrol ellerinde tuta
bilmeleri iin, diktatrlk rejimlerinin tipik bir zellii olan is
piyonculara, gizli polislere ve casuslara ihtiyalar vardr. O r
tada hibir neden yokken, sadece diktatrn aleyhine tehdit
olarak algland iin srlm , hapse atlm, ikence grm
ve ldrlm saysz insan vardr. Bundan da te, hiyeraride
st noktalarda olanlarn, diktatr tarafndan tehdit olarak al
glanm a olaslklar da daha yksektir. elikili olarak, liderle
rin kriz dnem lerinde t ve destek iin srtn dayayaca
d o stlar ve mttefikler, genellikle paranoyak diktatrler iin
en byk tehdidi oluturur. H itlerin, 1 9 3 4 te Ernest R hm i
ve Storm trooperdaki temenlerini ortadan kaldrm as bunun
tipik bir rneidir. M nihte daha en bandan beri kendisini
destekleyen R h m e, H itlerin ok ey borlu olm as, onu teh
dit olarak alglanm aktan kurtaramamtr. Hem Stalin hem de
M a o Tse-tung en yakn dostlarn hi tereddt etmeden gzden
karm lardr.
D aha sonra inceleyeceimiz gibi, baz gurular da, kk l
ekte birer diktatrdrler. Verdikleri m esaj, grnte siyas
olm aktan ok dini olsa da, diktatr gibi davranrlar, vgyle

teki Pegam berler


p a ra n o ya k kuatm alar

serpilirler, hi gerek dostlar yoktur, m utlak g gsterisi yap


m aya yeltenirler ve ayn paranoyak phelerden dolay ac e
kerler. imdi bu tanm a uyan iki guruyu inceleyelim.
18 K asm 1 9 7 8 de, G uyan ada, Jonestow n tarikatnn ye
si iki yz altm ocuk, dokuz yzn zerinde kii siyanr ii-
rilerek veya kendilerine siyanr zerk edilerek ldrlmtr.
nsanlk T apna (Peoples Temple) yelerine lm emrini
veren, kendisi de bandan ald silah yarasyla len, tarikatn
kurucusu Jim Jo n e stur. 19 N isan 1 9 9 3 te, yirmi ikisi ocuk,
seksen alt kii Teksas, W acodaki Kyam et (Apocalypse) ift-
liinde kan yangnda can vermilerdir. Bu toplu intihar o la
y da, yine bandan vurularak ldrlen tarikat lideri David
Koresh tarafndan tevik edilmitir.
Bu iki gurunun, daha baka nemli benzerlikleri de vard.
Y atlar ile kyaslandnda ok az arkadalarnn olduu, yal
nz bir ocukluk geirm ilerdi. H er ikisi de, gzel ve akc ko
num a yeteneine sahip, sonu gelmeyen konum alar ile dinle
yenlerini hrpalayarak boyun emelerini salayan, saatlerce
nutuk eken birer vaizdi. kisi de cinsel bakm dan asla snr ta
nm azd. Jim Jon es, kadnlarla olduu kadar erkeklerle de, D a
vid Koresh de yetikinlerle olduu kadar kk ocuklarla da
cinsel ilikiye girm ekten kanm am t. Fiziksel olarak acm a
szlard, ortaya koyduklar keyfi kurallara kar gelme suu i
leyen yelerini, iddetli cezalara arptrm lard. Pek az m ri
din tarikattan ayrlm ak istemesine karn, aile balarn yka
rak, korkun cezalar ile tehdit ederek ve dardan gelebilecek
saldrlar ve ierdekilerin km asn engelleyen silahl korum a
lar grevlendirerek, mritlerinin tarikattan ayrlm alarn en
gellemek iin ellerinden geleni yapm lard. Her ikisi de, olm a
sn bekledikleri saldrlara kar silah stoklar yapm alarna ne
den olan paran oyak kayglar ve saplantl kiilik zellikleri
gsterm ilerdi. Y aam larnn byk blm nde, deliliin snr
larnda dolam ve sonunda da kantlanabilir biimde psiko-
tik olarak lm lerdi.
Eminim ki, tarihte bu kadar kt baka gurular da vardr;
fakat bu iki gurudan daha ktlerinin olabileceini hayal et

teki Peygam berler


p aran o yak kufatm alar

mek olduka zor. O nlara emirleri zerine intihar edebilecek


kadar kr krne tapnan insanlar olm as gerei ise rkt
cdr. Am alar m utlak g olan bu gurularn, dierleri ze
rindeki glerinin en st dzeydeki ifadesi de lmlerine neden
olmalardr. Bu iki canavara daha yakndan bakm ak belki de
bize gurular ve yarattklar fanatizm hakknda bir eyler re
tebilir.
Jim Jon es, 13 M ays 1 9 3 1 de Indiana, Lynnde dnyaya
gelmitir. Babas ksmi felli olduu ve annesi de alm ak zo
runda kald iin olduka yalnz bir ocukluk geirmitir.
Kendini anlatrken hemen her konum asnda ocukken yalnz
olduunu ifade etmitir. Fanatik bir kitap kurdu olmutur. K
k Jo n e sa annesinin yerine bakan kom ular Bayan Kennedy,
kk yalardan itibaren onun kafasn dini dncelerle dol
durmutur. Lisede baarl bir renci olan Jo n e sun zeka d
zeyi lldnde 115-118 arasnda bulunmutur. Srad bir
szel yetenek gelitirmitir. H enz ok gen yalardayken, Me-
todizm i terk ederek, Pentecostal K ilisesine katlmtr. Bunun
nedeni, gurularn zellii olan bir eit inan krizi olabilecei
gibi, Pentecostal K ilisesinin, Jo n e sun vaiz ve tinsel iyiletiri
c i olarak yeteneklerini daha fazla ortaya koym asna olanak
tanm as da rol oynam olabilir. Gen olm asna karn, bura
da cem aate hitap etmesine izin veriliyordu. Yakkl olduu
kadar ikna edici de olan Jon es, dinleyici kitlesini avucuna ala
bileceini kefetmekte gecikmedi. Tam am en kendinden emin
ve inanl bir grnm le, otoriter bir hava yaratt syleni
yordu. D ah a on yanda okul alarndayken bile Jones, zel
gleri olduunu iddia ediyordu. Indianapoliste, ayrcalk ta
nnmayanlarn hakkn savunan karizm atik bir vaiz olarak ta
nnyordu. 1 9 5 3 te, K utsal Ruhun anlam na vardm dese
de, inanlar O rtodokslua bal deildi.1 Jon es kutsal telkini
savunan ikna edici bir vaiz olm akla beraber, kendisinin sosy a
lizm dedii, zellikle rksal kaynam a ile ilgili m esaj, aslnda
dini olm aktan ok siyasydi. Jo n e sun, takipilerine vadettii
yeni bir yaam sznn dayand temel dini uyan deil, ilkel
M arksist grt. Incile de, kapitalizm i, klelik sistemini ve

teki Pegam berler


p a ra n o ya k k uatm alar

rksal ayrmcl destekleyen saldrgan bir metin diye atyor


du. Ayn zam anda, geleneksel Hristiyanln gk Tanrs n
kmsyor, kendisinin sosyalist ii Tanrs olarak geldii
ni savunduundan, mritlerinin byle bir Tanrya ihtiyalar
olm adn sylyordu. Tam anlam yla zgrlk, eitlik, ad a
let ve tm gzellii ve kutsallyla mkemmel sevgiyi getiren
tek ey sosyalizm dir diyordu.2 G k Tanrs nn getirmekte
yetersiz kald iyi eyleri, mritlerine sunduu iin kendisiyle
vnyordu.
Kukusuz, hitabet gc yalnzln bir m iktar kapatm aya
yaryordu. A ncak, Jo n e sun gemite arkadalar, sonra da
mritleri tarafndan terk edilmekle ilgili patolojik kaygs sr
meye devam etti. Genken bir arkadan yemee davet etm i
ti. A rkada Jo n e sun istediinden nce gitmesi gerektiini sy
leyince, Jon es ona tabancayla ate etti, neyse ki ocuk kl p a
yyla kurtuldu.
Her zam an temiz giyinmeye zen gsteren Jo n e sun, titiz
lik konusunda saplantlyd ve kendisini terletebilecek her ey
den kanrd. ou saplantl kii gibi, onun da etrafnda y a
ayanlar da dahil olm ak zere her eyi kontrol altna alm ak
ynnde gl bir istei vard. H aziran 1949ta evlendii k a
rs M arceline, ok baskc ve emredici olduu iin seiminden
ksa bir srede pim an oldu.
1 9 5 6 da Indianapoliste, nsanlk Tapnan kurdu. s
tnde zellikle durduu konu, rksal eitlikti. Jones ve ei Indi
an ap oliste zenci bir bebei evlatlk edinen ilk beyaz iftti. O
zam anlar kark dinsel rgtler hemen hemen hi yoktu ve J o
nes, rk ayrmcln reddettii iin cemaatindeki zencilerin o
u, statlerinin ykseldiini hissediyorlard. lk zam anlarda
verdii vaazlarn ou, cem aatindeki bireyleri yanna ara
rak, kimilerinin transa benzer bir durum a gemesiyle sonula
nan, onlara Tanrnn adna doku n m a eyleminden olum ak
tayd. nsanlk Tapnann balangcnda Jones, phesiz iyi
eyler de yapt. Fakirler iin a evleri kurduu gibi, onlara k
mr ve kyafet de salad. 1965 ylnda, tapm a Kaliforniya,
Redw ood V adisine tadnda, zihinsel zrl ocuklar iin

teki Peygam berler


pa ra n o y a k kuatm alar

iftlik, yallar iin huzur evi, kim sesiz ocuklar iin de evler ve
gndz bakm merkezleri kurdu. Jon es, nemli kiileri etkisi
altna alm a konusunda da baarlyd. Jan e Fonda, Angela Da-
vis, Daniel Ellsberg ve Rosalynn Carter gibi, belirli zam an di
limlerinde ayn sahneyi paylat nl kiileri etkilemeyi ba
ard.
Jon es, rastgele ard kiilerin gemilerini ve srlarn
bildiine dikkat ekerek, kutsal bir vahiyle, gzle grlmeyen
eyleri grm e yeteneine sahip olduunu sylyordu. Gerek
te ise, kiisel aratrm alar yaparak, evlere izinsiz girerek, hatta
p tenekelerini kartrarak bu srlar ortaya karan casuslar
tutmutu.
Jon es kutsal bir yetenei olduunu iddia ettii iyiletirme
konusunda da uzm and, iyiletirdiini ileri srd pek ok
olay sahteydi. Tekerlekli sandalyede getirilen kiilere iyiletik
leri ve artk yryebilecekleri syleniyordu. Aslnda bu kiiler,
nsanlk Tapnann bu rol iin eitilmi, klk deitirmi
yeleriydi. Jon es hi tereddt etmeden, kanseri tedavi ettiini
iddia ediyordu. rnein, gelen kiiye barsak kanserine yak a
land ve tuvalete gitmesi gerektii syleniyordu. Daha sonra,
hastaln mucizevi bir biimde temizlendiinin kant olarak
kanl bir hayvan barsa ortaya karlyordu. Bir iyiletirici
olarak yaptklarndaki aldatm acann karm akl, Jo n e sun
tarikatndakiler zerinde kurduu kontroln yollarndan bi
riydi. Cinsel itiraflar yaptrm ak ise bir baka yoldu. Kimileri
ilemedikleri sular iin itiraf mektuplar im zalam aya zorlan
yordu. Tapnan yelerinin mal varl, ocuk, e ve hatta
kendi bedenleri gibi, onlara bireyselliklerini hissettiren her ey
den vazgemeleri gerekiyordu. Her ey ortada olmalyd. ou
guru gibi, Jon es da para toplam akta olduka baarlyd.
1 9 7 5 te tapnan varl yaklak 10 milyon dolard.
Jon es, pek ok gurudan daha sahtekrd. Ancak yine de ta
pnan bir yesi olan KaliforniyalI avukat Eugene Chaikin,
Jo n e sun hayatnda grd en sevecen kii olduunu ve
saya bu kadar benzeyen birini daha nce hi grm ediini ifa
de etmitir. Bir baka avukat Tim Stoen ise, Jo n e su dnyada

le k i Pegam berler
p a ra n o y a k k uatm alar

ki en merhametli, en drst ve en cesur kii olarak tanml


yordu. Stoen 1 9 7 2 de, kendisi ocuk yapam ad iin, Jo-
nesun, karsndan bir ocuk yapm asn talep eden bir kat
im zalam t. zellikle avukatlar hi de sa f olm am alar ile ta
nndklar iin bu grler, Jo n e sun ikna yeteneini ortaya
koym as asndan etkileyicidir. Jones, Stoenin talebini kabul
etmiti Ancak daha sonra doan ocuun velayetini zerine al
m akla ilgili birtakm yasal sorunlarn ortaya km as, Jones-
tovvnun gzler nne serilmesinin ve yklnn nde gelen ne
denlerinden biri olmutur. San Franciscolu bir hakimin kar
d m ahkem e kararna karn, Jim Jones, John Victor Stoeni
geri vermeyi reddettii iin, kk ocuk da dierleri gibi Jo-
nestovvnda can vermitir.
1 9 7 2 de Jon es, bu sefer de tapna San Franciscoya ta
m ancak hastalan iyiletirdii, lleri dirilttii iddialar ile il
gili rahatsz edici dedikodular, para kaynaklarn zimmetine
geirmesi ile ilgili sulam alarla birleince, K aliforniyadan ay
rlmann daha akllca olduunu dnmeye balam t. nc
bir ekip, Jo n e sun 1 9 7 4 te, Guyana hkmetinden bir tarm
projesi iin olduunu syleyerek satn ald orm anlk araziyi,
dzenlemeye gitmiti. M ays 1 9 7 7 de, tapnan yeleri Los
Angeles ve San Franciscodan kitle halinde g ederek, Jones-
tovvnun kurulmasn salam lard. Bu yerleim yeri, kydaki
bakent Georgetovvndan o kadar uzakt ki, buharl vapur ve
botla oraya ulam ak yaklak otuz alt saati buluyordu. G uya
nann seilme nedeni, zenci lider Michael X .in de aralarnda
bulunduu birok sulunun barnma yeri olm asyla ilgili ny
d. Jon es, H aziran 1 9 7 7 den itibaren, srekli orada ikamet et
meye balad. G uyan aya Jo n e sun peinden gidenlerin yzde
yetmii zenci, te biri de kadnd. Eileen Barkern ifade etti
ine gre, nsanlk T apnana ye olm ak, dier pek ok gn
cel mezhebe ye olm aya benzemiyordu. Jonestovvn, balang-

* M slm anla dn m Black Povvern (zencilerin talep ettikleri toplumsal


ve yasal haklar temsil eden ve salayan g; .n.) temsilcisidir. Ingiltere'den
uyuturucu ii nedeniyle srldkten sonra Trinidad'a gitmi, orada iledii
cinayetin ardndan G u yan a'ya kamtr.

O ie k i Peygam berler
p a ra n o ya k kuatm alar

ta tarm sal bir cem aat olarak tantlm ve yelerinin toplu l


mne kadar da yeni bir din akm olarak snflandrlm am t.
Jo n e sun kurduu yerleim yeri, sahip olduunu iddia etti
i tanrsal iyiletirme becerisiyle hastalklardan arndrlm ,
rksal, ekonom ik eitliin olduu, toplu m utlulua ulalan bir
topya olarak tannmt. Alman bilgilere gre, aslnda buras
daha ok zalim ve acm asz bir kom utan tarafndan ynetilen
bir toplam a kam pna benzemekteydi. Jo n e sun her eyi ve her
kesi kontrol altna alm a ihtiyac bu uzak yerde neredeyse ger
eklemekteydi.
N isan 1 9 7 8 de tarikattan kurtulm ay baaran tapnan es
ki mali sekreteri Deborah Blakeye gre, cem aatte korku ege
mendi. Shiva N a ip au le anlattna gre, insanlar tarlada ye
tersiz erzakla, gnde on bir saat alm aya zorlanyordu.4 Bu
nun sonucu olarak da, orada ikam et edenlerin yaklak yars
ar kilo kayb, kronik ishal ve tekrarlayan ateten m ustarip
ti. Pratikte tbbi tedavi uygulanm yordu. Eskiden balklk ya
pan biri, om zunda yara alncaya kadar kereste tam aya zor
lanm ve sonunda hkrarak alam aya balam t. Bunun
zerine dvlm ve srnerek Jo n e sun nne kadar gidip,
zr dilemesi gerekm iti. K am aya alan olursa ldrlr di
ye tehdit eden Jon es, d dnya ile balantlar koparm ak iin,
tm telefon konum alarn yasaklam , mektuplar sansrden
geirm i, p asap ort ve paralara el koym utu. Jones, mritlerine,
yerleim alannn paral askerler ve Guyana ordusu tarafndan
evrili olduunu, kaaklarn yakalanp ikence edileceini ve
kam a giriim inde bulunan erkeklerin hadm edileceini syl
yordu.
Tm bunlara ramen Jon es birka gzdesi ile beraber, zel
buzdolabnda tuttuu eitli yiyeceklerle besleniyordu. Kendi
sinin, her iki cinsten de istedii herkesle cinsel iliki kurm aya
hakk olduunu dnyordu. Ancak olu Stephann ortaya
koyduuna gre, partnerlerinin hemen hepsi beyazd. D aha is
tekli olm alar iin bazlarna ila veriliyordu. Jones, yerleim
yerindeki tek heteroseksel olduunu ve dier erkeklerin ken
di hom oseksel duygularyla yzleemediklerini iddia ediyor

O le k Pegam berler
p a ra n o ya k k uatm alar

du. Bunu gsterm ek iin erkek mritlerine sahip olmay uygun


buluyordu. Erkek kurbanlardan biri Jo n e sa, imdi anladm
ki, ok derinlerde yatan kendi ecinselliimle baa km am iin
bana sahip olm anz gerekiyordu dem iti.5 N e yazk ki bu
adam kullanldn, Jo n e sun kendi zerinde hakimiyet kur
duunu ve ayn zam anda da kiisel olarak cinsel tatmin sala
dn grm yordu. B a b a asla hata yapm azd ve baba ile
cinsel ilikiye girm ek ise benzersiz bir deneyimdi.
Cezalandrm alar, genellikle kilisenin meydannda ve herke
sin gz nnde gerekletirilirdi. Dverken bir metrelik bir
sop a kullanlr ve dayak bazen yarm saat kadar srerdi. G ra
ce Stoen, topluluk nnde olu John Victorun dvldne
tank olm u, ancak 1976 Temmuz aynda kam ay baardn
da, olunu ardnda brakm ak zorunda kalmt. Dvlen kur
banlarn azlarna tutulan m ikrofonla lklarnn sesi yk
seltiliyordu. Eer bir ocuk altn slatrsa, pantolonunu bana
geirmeye zorlanr, yemek yemesi yasaklanr ve bakalar ye
mek yerken bakm as gerekirdi. ocuklar, bazen Jo n e sun bun
galovunun yaknlarndaki kuyuya sallandrlr, oradaki yar
dm clar tarafndan aa ekilirlerdi. Korku lklar yerlei
min her yerinden duyulurdu. Baka bir cezalandrm a da, su
lunun kendisinden daha gl biriyle boks mana tutuarak,
yar baygn hale gelene kadar dvlm esiydi. Dier sulular, ac
biber yemeye ya da anslerine ac biber sokulm asna zorlanr-
d. Jo n e sun olu Stephan, on alt yandaki arkada Vincent
Lopez biber yemeye zorlandnda, bir tane daha yemekten
kurtulmas ve tekrar yutabilmesi iin arkadann kusm uunu
elinde tuttuunu anlatmtr. Bir baka ceza yntemi de, ceza
ly bazen gnlerce sren, sadece ayakta durabilecek kadar k
k bir sanda kilitlemekti. Baz sululara Byk A yak di
ye tabir edilen elektrik oku veriliyordu. Jon es fiziksel ve ruh
sal olarak bozulduka, Jonestow n, Belsene benzemeye bala
mt.
Shiva N a ip au lun, H ibir Yere Yolculuk (Journey to N o w
here) kitabnda da ortaya koyduuna gre, Jonestow nun ba
ka ynleri de vard. Jon estow n da rksal kaynam a zerinde s

teki Peyqam berler


p a ra n o ya k kuatm alar

rarla durulm as, bazlarna gre zenci olm ann utancn orta
dan kaldrarak onlara saygnlk kazandrm ve yaam larnda
iyiye doru kkl deiiklikler yaratm t. D aha nce alkol ve
ila bamll olanlar tapm ak ya da Jones sayesinde bu al
kanlklarndan kurtulduklarn iddia ediyorlard. Yaklak
on yllk bir sre boyunca, cemaatten hayatta kalanlarla gr
en psikiyatrist Dr. Jam es S. G ordon, grtklerinden hibiri
nin orada olm aktan dolay pim anlk duym am alarndan etki
lenmiti. Grlen odur ki, geleneksel toplum dan uzaklam
bu kiiler, kendilerini, ilk kez kabul grdkleri ve deerli bu
lunduklar yeni bir topluluun paras olarak hissetmilerdi.
N aip au lun yazdna gre, Jonestovvn kimisi iin cennet, ki
mileri iin de kbustu.
Jim Jo n e sun kendisine olan gveninin kayna, oum uz
da olduu gibi arkadalar ve aile tarafndan sevilip takdir edil
mek deil, akc hitabet yetenei ile bakalarn etkileme gc
ne balyd. H i kukum yok ki, bu yalnz gen, kendisi gibi di
erlerini de zel gler ve tinsel igr ile donatlm olduu
na inandrmt. W agnerin, D as Rheingold adl operasnda yer
alan cce Alberich gibi, Jon es sevgi arayn, g salam a u
runa terk etmiti. D aha nce sz edilen, vahi ceza uygulam a
lar, gcn ktye kullanm asnn bir gstergesidir. Annelerin
ocuklarnn fiziksel olarak ktye kullanlm alarna izin ver
meleri ya da yetikinlerin topluluk nnde bu denli ac ekme
ye ve kk drlm eye katlanm alarna inanm ak zordur. An
cak greceimiz gibi, Jon es ceza uygulam alarnda da tek rnek
deildi. Cinsel davranlar, cinsellii, bir sevgi gstergesi o la
rak deil, dierlerine hkmetmek zere kullandn ortaya
koym aktadr. Ahlksz cinsel davranlar, kendi stnlne
olan inanc ile yan yana gidiyordu. Jones, mritleri nerdeyse
alktan lrken, onlardan daha iyi beslenmek, daha iyi yerde
oturm a gibi haklar olduunu dnyordu. nsanlk Tapna-
na byk m iktarlarda kaynak toplasa da o, Rolls Roycelar,
yatlar veya mcevher gibi zenginliin geleneksel tuzaklarna
dm em iti. Onu asl byleyen gcnn dierleri zerindeki
etkisiydi.

teki Pegam berler


p a ra n o ya k kuatm alar

Jon es inan, sanr, gven sahtekrl ve psikoz arasndaki


snr tanmlanm ann zorluunu en iyi ekilde ortaya koym ak
tadr. G urdjieffi darda tutarsak, ilgilendiim dier tm gu-
rulardan aka daha sahtekrdr. Sahte hastalklar iyiletirdi
ini ileri srm ek, num aradan baylm ak ya da hayali dm an
saldrlar icat etmek vicdann hi szlatmyordu. Bir keresin
de, evinde cam krm ve yerdeki tulann ona doru atldn
iddia etmiti. N e yazk ki, odann iinde hi cam kr olm a
m as, camn ieriden krldn ortaya koym utu. Jones-
tow nda dm anlarnn kendisine ate ettiini iddia edip, kant
olarak da mermi sunm utu. Ancak asl ate eden, evlatlk olu
Jim m y Vincent Lopez tarafndan grlm ve daha nce anla
tld gibi, ac biber yemeye zorlanarak cezalandrlmt. J o
nes, m ali sularndan ve ynetimi ak bir dille, faist ve rk
olarak lanetlemesinden dolay srekli, CIA ve M ali Polis gibi
Am erika Birleik Devletleri ajanlar tarafndan takip edildiine
inanmt. Ya ilerledike, kukular daha ok paranoyak san
r biimini alm ve sknt verici, uzun nutuklar giderek, psi-
kotiklerin abuk sabuk konum alarna dnm t. Bu zihin
sel yozlam ann, gerek veya hayali rahatszlklar iin ald,
aralarnda yksek dozlarda am fetam in ve antidepresanlarn da
bulunduu, illara bal olarak arttna phe yoktur.
1 9 7 0 lerde, Jo n e sun paranoyak m esajlar daha da glenmi
ti. San Francisco yneticilerinin etnik aznlklar iin toplam a
kam plar hazrladn ileri srerek, 1970lerin ortalarnda iki
yzden fazla silah toplam t. Sandk iinde tanan m akineli
ler de dahil olm ak zere, Jonestovvndaki cephaneliine daha
fazla silah toplam aya devam etti. Bunlar genellikle, San Fran
cisco Silah T akas B rosundan (ya da Jonestow nda bilindii
zere ncil T ak as ) elde edilmiti.
Jon es, 1 9 7 4 te kendisini Tanr olarak ilan etti. Bunun nce
sinde, Tanrnn iyiletirme yetenei olan kutsal bir elisi oldu
unu ileri sryordu, sonralar sosyalist Tanr olarak geldim
demeye balad. lalarn etkisiyle, kendini daha stn, ilahi
bir statde grm e eilimi olsa da, kendi kutsallna ne kadar
inand bilinmez. 22 K asm 1 9 9 3 te, N ew Yorkerda yaym

O le k Peygam berler
p a ra n o ya k kuatm alar

landna gre, kars M arcelinein, oullar Stephana bab a


syla konuup illar brakm as iin ikna etmeye almasn
sylemesi zerine Stephan; Tanrya gidip, onun bir il b a
mls olduunu mu syleyeceim ? diye cevap vermiti.
Jonestovvnun sakinleri, lmlerine titiz bir biimde hazr
lanm lard. Jones, srekli olarak yerleim yerine eitli d
m anlarn saldrsn beklediini ve eer bu gerekleirse tek yo
lun intihar olduunu sylyordu. Topluluun paralanm asn-
dansa, ya birlikte kp gitmek ya da birlikte lmek gerekir di
ye ilan etmiti. lm son areydi, am a bu elbette bouna ol
m ayacakt. T m dnyaya, A .B.D . hkmetinin kt yann
gsterecekti. Buna karn, ka kiinin intihar ettii, ka kii-
ninse ldrld konusunda halen pheler vardr. Kurtulan
larn verdii bilgi ve cesetlerdeki rnga izleri, ldrlenlerin
saysnn intihar edenlerden ok olduu izlenimini vermekte
dir. Jonestow n felaketi boyutlar tm dnyay oke etmesine
ram en, benzeri trajik olaylar, ne yazk ki o zam andan gn
mze kadar yine yaanmtr, daha da yaanm as beklenmek
tedir.
imdi, Jon estow n dan, Kyam et (Apocalyse) iftliine ge
elim. Gerek ad Vernon Howell olan Koresh, 17 Austos
1 9 5 7 de, on drt yanda bir kadn tarafndan dnyaya getiri
lir. K oreshin annesi iki sene sonra sevgilisi tarafndan terk edi
lince, o da ocuu, annesi ve kz kardeine emanet eder.
1 9 6 4 te, eskiden ticaret gemilerinde alm bir denizci ile ev
lenince ocuunu geri ister ve ona ilk kez z olu olduunu
syler. HowelPin ifade ettiine gre, onu sk sk dven vey
babasyla aras hep bozuktur. O kulda baarsz olm u, zel bir
snfa konm u ve arkadalar tarafndan zrl diye dalga
geilmitir. Ayrca, bu arada kendinden byk ocuklar tara
fndan tecavze uradn da ileri srmtr. Yaplan incele-
mer sonucunda, zihinsel zrl deil de, disleksik* olduu sy
lendii halde, bu onun ncili okum asn engellememitir. An
nesi, H ow ell daha on iki yandayken Yeni Ahiti ezbere bildi

* O kum ay renm ede glk eken kii (.n.)

Otekr Pegam berler


p a ra n o y a k kuatm alar

ini anlatmtr. Daha sonralar, bu yava renen ocuk, tm


alimlerin yaam boyu renebileceinden daha fazla bilgiye
sahip olm as ile vnecektir.
Bu, gerekten de talihsiz bir gemi olsa bile psikotik olm a
dan veya zalim bir canavara dnm eden, daha kt ocuk
luklar geirmi kiiler de vardr. On drt yanda okulu brak
tnda, Howell atlet olarak baar kazanm ve gemiteki d
lanmln stesinden gelmeyi baarm t. Giritii pek ok
garip ite, tutunm asn engelleyen kstah ve hkmedici bir ta
vr taknarak, btn bu olan bitene tepkisini ortaya koym u
tu. H owell de, tpk Jim Jon es gibi eletiriye ar duyarlyd.
On dokuz yandayken hamile brakt on alt yandaki kz
arkada, onun ocuk yetitirmeye uygun olmadn dnd
iin, onunla birlikte yaam ay reddetmiti. Bu onun gveni
ni yerle bir etmi, bunun zerine, bazen tam bir eytan, bazen
de Tanrnn zellikle kayrd biri olduuna inanarak, p ato
lojik dzeyde ruhsal gidip gelmeler yaam aya balam t. D in
de huzur bulma adna, bir sonuca varm ayan giriimlerinin ar
dndan H owell, 1 9 7 9 da Teksas, Tylerda bulunan, Seventh
D ay Adventist Kilisestne' girmi ve burada vaftiz edilmitir.
Papazn kzna ak olunca, Tanrnn bir grnt vastasyla
kendisiyle grtn ve kz ona vereceini sylediini iddia
etmiti. Z am an iine, H ow ellin davranlar o kadar arya
kam t ki, 1 9 8 1 de papaz ve cem aati tarafndan kiliseden ko
vulmutu.
H ow ellin bu tr reddedilmelere gsterdii tepkiler olduk
a ilgintir. Birok gurunun da ortak zellii olan, stres veya
rahatszlk ardndan, yeni bir grn douunu izleyen bir
rnt iermektedir. Tanr tarafndan zel olarak seildiine
dayanan gven duygusu, depresyonunun ilk dnemlerinin he
men ardndan gelmektedir. Bu inan, ergenlik dneminin son
larnda kullanm aya balad LSD ile de artmtr. Seventh Day
Adventist Kilisesinden kovulm asnn ardndan, Branch Se
venth D ay Adventist Kilisesi olarak adlandrlan, hizipi bir

* Yedinci g n d e Isa'nn yeniden dnyaya geleceine inananlar (.n.)

O le k Peygam berler
p a ra n o ya k kuatma/arad

gruba katlm t. Bu tarikatn nasl lideri olduunun ayrntla


r, David L ep pard n, Ate ve K an (Fire and Blood) kitabnda
bulunabilir, ancak burada aktarm aya gerek duymuyorum.
1 9 8 8 de Koresh, kendisi ve mritleri iin, Teksasn batsnda
N ew M ount Carm el Center olarak adlandrlan blgede yer
alan W acoda, yaklak yz dnm lk bir alana yerleim
blgesi kurm utu. Adn HowelPden, David K oreshe evirip,
drt yl iinde Jim Jo n e sun G uyanada kurduuna benzer bir
dzen oluturm utu. H aw aiide oturan i birlikisi M arc Bre-
au ltun da yardm yla, ok sayda zengin i adam tarikata m a
li destek salam ak iin ikna edilmi, salanan kaynak iki temel
am a iin kullanlmt; K oreshin rock yldz olabilme hrsn
gerekletirmek iin mzik aletleri alm ve tarikat dm anlar
dan korum ak iin silah salanm as. Tarikat, A.B.D. yetkileri
tarafndan soruturulana kadar, Koresh silahlara yaklak
2 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar harcam t.6 Yllk geliri ortalam a
5 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar civarndayd. Yerleim blgesinin
FBI tarafndan kuatlm as ve yangn karlarak yok edilmesi
ile dorua trm anan olaylar zincirini balatan, bir datcnn
Koresh kom nne el bom balar teslim edildiini rapor etmesi
olmutu.
Koresh, dinleyicilerini saatlerce avucunda tutabilen akc
konum as ynnden Jim Jo n e sa benzemekteydi. Jo n e s un g
r, zel mlkiyetin ortadan kaldrld, rksal eitliin sa
land kom nist bir toplum du. K oreshin gr ise, kyamet
gn ile ilgiliydi. Kyam et gnne inanan dier peygamberler
gibi Koresh de, Vahiy K itab na dayanyor ve bunu sadece
kendisinin doru yorum layabileceini iddia ediyordu. zellik
le Yedi M h r zerinde benzersiz bir igrye sahip oldu
unu vurguluyordu. D avid L epparda gre Koresh, Eer Ye
di M h r bilm iyorsanz, say tanmyorsunuz demektir
Yedi Mhr, Tanry tanyp tanm ayanlar tespit etmek iin
asit testi gibidir. dem iti.7
Vahiy Kitab, olaslkla .S. 95-96 yllarnda yazlmtr. K i
tapta sa, kendisine kar cephe alm eytani gleri bozguna
uratan, melekler ordusunu yneten bir sava olarak tasvir

te k i P egam be d er
p a ra n o ya k k uatm alar

edilir. Son eytann da bozguna uratlm asnn ardndan, son


suza kadar huzur ve uyum iinde yaayacak, seilmi ve lm
sz klnm insanlardan oluan bir Krallk kurulur. Yedi m
hr ile kilitlenmi kitabn ya da parm enin alnda, dier
kyamet gn grlerinde olduu gibi, en sondaki huzur ve
dzen salanana kadar bir dizi kt olayn gerekleecei bil
dirilir. lk mhr aldnda, elinde oku, banda tac olan, be
yaz ata binmi biri ortaya kp zafere doru koar. kinci
mhrn alm asyla, al ata binmi bir kiiye, byk bir kl ve
insanlarn birbirini katletmelerini salam a gc verilir. n
c mhrn krlm as ile, siyah atn zerinde, elinde terazi tutan
ve aln habercisi olan binici ortaya kar. Drdnc mhr
aldnda, binicisi lm olan, hastalkl ve solgun bir at g
rnr. O na da, klcn yan sra, alkla, bulac hastalkla ve
ya vahi canavarlarla insanl ldrme hakk ve dnyay par
alam a gc verilir. Beinci mhr aldnda, inan uruna
katledilenler szlanm aya balarlar, ancak onlara beyaz kaftan
lar verilerek, Hazreti sa uruna lenler tam am lanncaya k a
dar beklemeleri sylenerek sakinletirilirler. Altnc mhrn
alm asn, iddetli bir deprem izler. Gne siyaha, ay krmz
ya dner ve yldzlar gkten dmeye balar. Yedinci mhrn
Tanrnn gen elisi tarafndan alm asndan sonra, Cennette
yarm saat kadar sessizlik hkm srer. Bunu, karanln g
cnn bozguna uratlm asyla son bulan insanln te biri
nin yok edilmesi izler.
Koresh, kendisini ve mritlerini yedinci mhr aabilecei
ne ve Vahiy K itabnda yer alan felaketleri balatabileceine
inandrm grnmektedir. Tanrnn dnyaya ate ve yldrm
la geri dneceini ve srailde kendisinin banda olaca yeni
bir krallk kurulacan dnmektedir. Koresh, lmn m
ritlerini, kaderi belirlenmi, sekin lmszler ordusu iinde
yer aldklar, bata H ristiyan kilisesi olm ak zere, dnyadaki
tm gnahkrlar ldrm ek zere grevlendirildiklerine ve d a
ha iyi bir yaam n balangcn getireceine inandrmtr.
K oreshin sanrsal sisteminin geliimi, tpk Jim Jo n e sunki
gibi zam an almtr. Balangta, kendisinin Yedi M hr zel

ie k Peygam berler
p a ra n o ya k kuatm alar

bir biimde anlam a becerisiyle glendirilmi bir kahinden


baka bir ey olm adn ileri srmekteydi. Cem aatten ayrlm
mritlerinden biri olan M arc Breaulta, Koreshin kendisinin
Tanrnn olu olduuna inanp inanmad sorulduunda,
Breault, onun kesin olarak buna inandn sylemitir. Bu
inancn, K oreshe tarikat zerinde nasl bir kontrol salad
sorulduunda ise, Breault, M utlak bir kontrol. Bunun anla
lmasnn zor olduunu biliyorum. Ancak birinin, Hazreti sa
olduuna inandnz hayal edin. O size hereyi syleyebilir.
Eer onunla tartrsanz Cehenneme gidersiniz. O , Tanrnn
oludur. Kim Tanrya kar savam ak ister ki? demitir.8 N i
san 1 9 9 3 te, T eksastaki inziva yuvas, son kuatm alar yaad
srada, Koresh artk Tanr olduunu ileri srmekte ve m ek
tuplarn Yahova Koresh olarak im zalam aktayd.
K oreshin sonradan Kyam et iftlii olarak adlandrd
M ount Carm el, aslnda sefil bir yerdi. Hemen hemen hibir
stma ve akar su sistemi ya da tesisat yoktu. Tarikat yeleri
oturaklara dklam ak ve bunlar topraa gm mek zorunday
dlar. Su, tankerle dardan getirtiliyordu. Jonestovvnda oldu
u gibi, burada da tarikat yeleri H epatit B nin de iinde bu
lunduu birtakm hastalklar gelitirmilerdi. Koresh, dar
dan tbbi yardm almann otoritesini tehdit edeceini dn
yordu ve doktora gitmeyi yasaklam t. Srekli olarak, hibir
m anta dayanm ayan, bir dizi beslenme d veriyordu. Ba
zen bir ay boyunca, tek izin verilen meyve, muzdu. Ayn n
de portakal ve zm yemek yasakt. Baz gnler sadece sebze
ye izin veriliyordu, bazen de yemek, sadece meyve ve patlam
msrla snrlandrlyordu. Scak yemek hi yoktu ve K oreshin
izni olm adan dardan yiyecek alm ak da yasakt. Koresh, tp
k Jo n e s un tarikatnda olduu gibi al ceza olarak kullan
yordu ve ou tarikat yesi yetersiz besleniyordu. Aynen Jones
gibi Koresh de, kendini tm beslenme snrlamalarnn dnda
tutuyordu. Gurularn mritlerinden bekledii sam a ve anlam
sz grevler sayesinde kendilerini deerli hissetmeleri gibi,
onun bu gln kurallar ve yasaklam alar da, mutlak gcn
kantlanm asna yaryordu. K oreshin bir baka keyf g dene

te k i Pegam berler
p aran o yak kuatm alar

mesi de, yelerini gece yars uyandrp Incili byte altna


alarak aklad, zam an zam an on be saati bulan konum a
lar dinlemeye zorlam asyd.
K oreshin cezalandrm alar da, Jo n e sunkiler kadar vahiy
di. Sekiz aylk bebeklerin bile yanl davranlar iin bedensel
ceza alm alar gerektiini dnyor ve annelerine, dvmeyi
reddederlerse cehennemde yanacaklarn sylyordu. ocuk
lar en ufak kusurlar iin dahi yardm c olarak adlandrlan
bir tahta paras ile dvlerek cezalandrlyordu. H er ocu
un, zerinde kendi adnn yazd zel yardm c s olduu
gibi, bu dayaklar iin zel olarak ayrlm bir oda da vard.
Koresh, yandaki olu C yrusu o kadar iddetli dvm t
ki, bu M arc Breaultu hasta etmi ve gittike daha fazla hayal
krkl yaam asnda phesiz etkili olmutu. Z am an iinde
serbest braklan yirmi bir ocuktan ou daha taze dayak iz
lerine sahipti. Bir baka cezalandrm a da, suluyu lam a bat
rp karm ak ve ykanm asna izin vermemekti. Son kuatm ada
kurtulanlardan ngiliz Derek Lovelock, yine de, K oreshin
ok yardm sever ve merhametli biri olduu konusunda srar
etmi, ebeveynlerin bazen ocuklarn dvdklerini itiraf etse
de, gaddarlk ve cinsel ynden ktye kullanm a sulamalarn
inkar etm iti.9 W illiam Shaw a, iftlikte geirdii gnlerin ha
yatnn en gzel gnleri olduunu ifade ederek, Biz byk bir
aileydik, tek bir inanca bal olarak, her konuda anlardk.
Hepim iz tek bir cem aattik dem iti.10
Koresh de, cinsel adan Jim Jon es kadar a gzlyd, an
cak onun zevkleri daha farklyd. Koresh 1983te, Branch Da-
vidian Kilisesinin m em urlarndan birinin kzyla evlendi. Kz
on drt yanda olm asna ram en, kimse bu evlilie kar k
mad. Ei, K oreshe ocuk verdi. 1986da Koresh, karsnn
o srada on iki yanda olan kz kardeiyle beraber olm aya ba
lad. Koresh, Kyam et ifliinin bana getikten sonra, kadn
ve erkeklerin ayr katlarda kalm alarn salayarak aileleri p ar
alam t. Aile balarn koparm ak, hem kendi tbiiyetinin
glenmesini salyor, hem de istedii kadnlar batan kar
masn kolaylatryordu. Koresh, cem aat iinde on iki, on

O tek Peygam berler


p a ra n o ya k kuatm alar

yalarndaki kzlar da dahil olm ak zere, istedii kadnla cin


sel ilikiye girme hakk olduunu dnyordu. Bir ocuk, va
jinas ok dar olduundan, onunla ilikiye girebilmek iin b
yk tam ponlar kullanm ak zorunda braklm t."
Jon es gibi, Koresh de zihinsel olarak hastayd. ktidarszlk
olarak tanm lad rahatszln iyiletirmek iin eitli vita
minler ve bitkisel illar kullanyordu. Ancak onun sanrlar
nn geliimi Jo n e sun durum unda olduu gibi illara balan a
maz. Jo n e sa kyasla daha az sahtekrlk yapm asna ramen,
Breaulta, Koresh retilerine kendi de inanyor m uydu, yoksa
sadece dolandrc myd diye sorulduunda, Breault Her iki
si de diye dnyorum . Vernon iddetli bir ihtiyatan kvra
nyordu. Sonra da bu ihtiyac hakl klacak bir din bilimi bul
du. Baka insanlar da retisine ilgi gstermeye balaynca,
kendisi de buna inanm aya b alad dem iti.12
Koresh, 1 9 8 6 da yz krk kars olm asna hakk olduunu
iddia ediyordu. Kyam et iftlii alevler iinde kaldnda, can
veren yirmi iki ocuktan on yedisinin babas K oreshti. D lle
meye sadece kendisinin yetkisi olduunu ve misyonunun bir
parasnn da, dnyay dini btn ocuklarla doldurm ak oldu
unu ileri sryordu.
FBI tarafndan tarikatn kuatlm asnn balarnda, Koresh
kendisinden olm ayan ocuklar serbest brakt. Bu ocuklarla
grm e yapan psikiyatristler, l bebekler hakknda pek ok
hikaye duydular. Baz ocuklar bebeklerin bedenlerinin, onlar
dan kurtulana kadar buzdolabnda tutulduunu iddia ediyor
du. K antlanm am olm akla birlikte, olaslkla Koresh, tarikat
yelerinin ocuklarn kendinden olm ad iin kurban etmi
olabilir. Kesin olan, zam an zam an ocuklar kurban etmenin
gerekli olduu konusunda mritlerini ikna etmeye alm ol
masdr. T m bunlara ram en, serbest braklan ocuklarn du
rumlar hakkndaki raporlarn farkllk gsterdiini sylemek
yerinde olacaktr. W aconun Klleri (The Ashes o f Waco) kita
bnda D ick J. R eavis, zellikle ATFnin* ve FBIn yapt ace

* Alkol, TCtCn ve Ateli Silahlar Federal Brosu; A.B.D. Hazine Birim i'nin bir kolu

teki Pegam berier


p a ra n o ya k kuatm alar

mice saldrnn tam am en haksz olduunun zerinde durm u


tur. ocuklara cem aatte iyi bakldna dair kantlar olduunu
ve serbest kalan ocuklar inceleyen bir psikiyatristin hibir
cinsel istism ar izine rastlam adn syler. FBI, tarikat binasn
da delikler atnda, kk ocuklar olan annelerin, buralar
dan ocuklaryla kam a olanan kullanabileceklerini dn
m t. Ancak, kimse bunu yapm ad. Sondaki toplu lm , ta
rikat yelerinin gaz kullanarak yangn balatm alar ile gerek
lemitir. K oreshin de dahil olduu yirmi yedi kii ise silahla
vurulmutur.
Tanrnn elisi veya Tanrnn kendisi olduuna ilikin
inan sistemi oluturm ak ya da benimsemek egoyu inanlmaz
dzeyde iirir. Koresh daha ok dinle ilgiliyken Jim Jones, rk
sal eitlik ve eitliki toplum la ilgilenmekteydi. Ancak her iki
si de yalnzlklarn ve ocukluklarndaki sevgisizlii, gce hay
ran kalarak telafi etmiler, sonunda da kendi kutsallklar ile il
gili sanrlar gelitirmilerdir.
Bu iki gurunun mritlerini bu kadar uzun sre tbiiyetle
rinde tutm alar inanlmaz grnmektedir. Koresh beraber ol
duu ocuklarn kimliini gizlemek iin birtakm yetersiz giri
imlerde bulunsa da, ahlksz cinsel davranlarnn ve gaddar
ikencelerinin ounu gizlemek yerine tehir etmitir. ki
kam ptan da kendi isteiyle kan ok az kii vardr. Bir guru,
mridini mesih olduuna bir kez inandrdktan sonra, d avra
nlar norm al insan llerine gre ok tutarsz olabilm ekte
dir. Guruya duyulan inan, m antksal deerlendirmenin tam a
men dndadr. G uruya kendini adam mritleri sorgulam ak,
aktan lgna dnm birini sorgulam ak kadar yersizdir.
Psikiyatride, paylalm psikoz (folie deux) olarak ok
iyi bilinen bir olgu vardr. ki kii beraber yayorlarsa ve bun
lardan biri hastaysa, normal olan, psikotik partneri tarafndan
ifade edilen sanrlardan bazlarna inanabilir. Eer psikotik
olan e ya da yakn, hastaneye yatrlm ak zere uzaklatrlr
sa, dieri de eski salna kavuur. Paylalan sanr karlkl
olarak pekitirilir. Psikotik lideri olan bir tarikatn yesi ol
m ak, hem lidere hem de onun inancnn tuzana dm m

teki Peygam berler


p aran o yak kuatm alar

ridine gven verir. Jim Jon es da D avid Koresh de, mritlerini


sk gzetim altnda tutm ular ve cem aatten ayrlmay neredey
se im kansz hale getirmilerdir. Neyse ki, bu gibi durum lar is
tisnadr. Yaygn inancn tersine, Yeni Din A km lar na ye
olanlarn ou, bask altna girmeden ve hibir zorlukla kar
lam adan bu akm lar terk edebilirler. Ancak Jonestovvn gibi
norm al haber kaynaklarndan yaltlm topluluklar, liderleri
tarafndan verilen her trl bilgiye daha baml ve onlara sy
lenenleri sorgulam aya daha az yetkindirler. Duyusal yoksun
luk zerine yaplan aratrm alar, ses ve k geirmeyen yer
lerde tutularak duyusal alglardan yoksun kalan bireylerin, on
lara sunulan bilgi hakknda, daha az eletirel olduunu ortaya
koym aktadr. Bu durum , yaltlm topluluklar iin de geerli-
dir. Buna ek olarak, topluluk iinde gurunun dediklerinden
phe duym aya yeltenen kii, arkadalar tarafndan hain ola
rak ilan edilmektedir. Jon es ve Koresh, mritleri dnda herke
se gre zararl kaklardr. Abartl bir biimde, gnahlarn
pek az telafi ederek, gurularn en kt zelliklerini ortaya koy
mulardr. Neyse ki, gurularn ounluu bunlar kadar kt
deildir. imdi dier gurulara geelim.

teki Pegam berler


II. georgei ivanovitch gurdjieff

G urdjieff, kendisi olduu kadar, yakn mridi Ouspensky


tarafndan da sunulan retileri ile pek ok ilgin ve akl
l kiiyi kandrm ay baard iin ilgimizi ekmektedir. M ri
di olan nl kiiler arasnda yazar Katherine M ansfield, The
N ew A gein sekin editrlerinden A. R. O rage, Little Revi-
ew'un yazar M argaret Anderson, onun arkada ve yaz ileri
yardm cs Jan e H eap, cerrah ve seksoloji uzman Kenneth
Walker, Frank Lloyd W rightin nc ei O lgivanna, daha
sonra kendisi de guru zellikleri tayan John G odolphin Be-
nett saylabilir. Psikiyatrisi Jam es Young ve M aurice N icoll ve
psikanalist David Eder de onun mritleriydi. T. S. Eliot, David
Garnett ve H erbert Read aralkl olarak O uspenskynin top
lantlarna katlmlardr. G urdjieff ile ilk kez 1 9 1 5 te karla
an Ouspensky, mesken tuttuu L on d rada, konuyla ilgilenen
ngilizler iin, gurunun kendisinden daha fazla ulalabilir ol
mutur.
G urdjieffin doum tarihi tam olarak belli deildir. Kimile
ri doum tarihi iin 1866 derken, kimileri de 28 Aralk
1 8 7 7 yi gsteren p asap ortlarn d an birinden alnt yapar.
G urdjieffin en son biyografisinin ve G urd jieff ve Katherine
M ansfieldin yazar Jam es M oore, 1866 tarihinin daha doru
olduunu savunur.' G urdjieff, gemiiyle ilgili pek ok konu
da olduu gibi, bunda da ketumdur. 29 Ekim 1 9 4 9 da lm
tr. D oum yeri, K aradenizin batsnda, H azar Denizinin d o
usunda, K afk as D alarnn gneyinde, R usyada, Erm enis
tan da yer alan, (nceden Gm r olarak bilinen) A lexandro-
p old. Babas Rum , annesi ise Erm eniydi. Evde Ermenice k o
nuulsa da, Rum ca, Trke ve yerel leheleri de renmiti.
O tobiyografisi, stn Kiilerle Tanm a (M eetings with R e
m arkable Men) kitabnda, on sekiz dil bildiini iddia etmi,
ancak bunu destekleyen hibir kanta rastlanmam tr. Tm
yaam boyunca, hem R u say hem de ngilizceyi hatal bir
biimde kullanm aya devam etmitir.
G urdjieff ikisi erkek, drd kz alt ocuun en bydr.

O e k i Pegam berier
Kz kardelerinden biri kkken lmtr. Ailesi, G urdjieff
daha ocukken, 1 8 7 8 de Rus arnn kardei Byk Dk
M ichael Niklayevich tarafndan Trk glerinin bozguna u-
ratlm asndan hemen son ra, K ars yaknlarna tanmtr.
G urdjieff, K ars asker katedraline koro yesi olarak kabul
edilmi ve stn zeks sayesinde, sonradan onun eitimini
stlenen, Peder Dean Borshun dikkatini ekmitir. Gl bir
renme arzusu gsterm i, Yunanca, Ermenice ve R usa ki
taplar okum u, hayatn anlam n aramtr. K ararsz kald
bir dnem in ardndan, evrenin yaratl zerine yeni bir re
ti ile ortaya km as asndan dier gurulara benzerlik gster
mektedir. Yirmi yl kadar sren ve onu gerein arayna s
rkleyen zihin karklnn neden bu kadar ar olduu ise
mehuldr.
Gurdjieff, bir guru olarak, zel bilgisini ve statsn, O r
ta A syaya yapt, ki buradaki bilgiler sadece onun ortaya
koyduklar ile snrldr, yolculuklardaki keiflerinden elde et
tiini ileri srer. 1887-1911 arasndaki dnem de ne yaptna
dair hibir kesin bilgi yoktur ve bu dnem srlarla doludur.
Gurdjieff, rendiklerinin ounu Sarm oung M anastr e-
fi nin yannda, ay kalm as srasnda elde ettiini iddia et
mitir. Bu gizli bilgeliin, .. 2 5 0 0 ylna uzanan bir gemie
sahip olduunu, benlik-dnm ve kutsal danslar ierdii
ni ve bu geleneklerden yola klarak retildiini ileri srm
tr. G urdjieff bu gizli bilgiyi ald retmenlerinin tam yerle
rini belirtmemekte ok srarl olsa da, sonralar aslnda kendi
sinden hibir zam an ayrlm ayan, telepati ile iletiim kurduu
bir retmeni olduundan sz etmitir. Sarm oung m anastr
nn varl kantlanam ad gibi, G urdjieffin mritleri de bu
rasnn gerek bir yer olarak deil, bir simge olarak ele aln
m as gerektiini savunurlar. O tobiyografisi stn Kiilerle T a
nm a, kendi iinde elikili ve kronolojik olarak da gvenil
mezdir. Bu kitabn ortaya koyduu tek ey, G urdjieffin bece
riklilii yan sra, fiziksel ve m addi olarak hayatta kalm a k a
pasitesidir. H al ve antika satm , bozuk diki makineleri tam i
rat yapm , eski korseleri alp bunlar son m odaya uygun ha-
g e o rge i ivonavitch gurdjieff

le getirip satm , ya ve balk ticareti ile uram ve il ba


mllarn hipnozla iyiletirdiini ileri srmtr. Kendi ifade
sine gre, iyiletirmedeki baars benzersizdir (G urdjieff asla
yapay bir alakgnlllk sergilemezdi). O uspensky tarafn
dan ona alm alar ve bulgular sorulduunda eitli konular
daki bilgilerini bir merkezde toplayan bir grup uzm anla, za
man zam an yolculuklar yaptn ifade etmitir. Ancak onlarn
isimlerini veya yerlerini sylemeye yanam ad gibi, kendisi
nin bu srada nerede olduuna ilikin sorular da yantlama-
mtr. Ouspensky, Eitim ald okullar ve sahip olduu ke
sin olan bilgiyi nereden aldna dair yzeysel ve ok az konu
m utur diye ifade etmitir. H akknda Ruslar tarafndan tu
tulmu bir gizli ajan olduuna dair dedikodular bile kmtr.
G urdjieff, 1 9 1 2 de M o sk o v ada guruluunu ilan etmitir.
En temel sav, kiinin kendisini ve dolaysyla ne olacan bil
mediiydi. M odern uygarln, kiiliin, ayr merkez tara
fndan ynetildiine inand fiziksel, duygusal ve zihinsel
ynlerinin i birliini zorlatrdn iddia ediyordu. nsanln
ounluunun uykud a olduunu ve d glere kar bir
makine gibi tepki verdiini ileri sryordu. retisi, seilmi
mritlerini, daha st bilin dzeyine tam ak ve yeni bir ger
eklik algs sunarak onlar uyandrm ak zerine tasarlanm t.
G rne gre,
M o d e r n in s a n u y k u d a y a a r , u y k u d a d o a r , u y k u d a l r . U y
k u n u n h a y a t t a k i n e m i v e r o l n e d a h a s o n r a d e in e c e im .
F a k a t u a n d a s a d e c e b ir te k e y i d n n , u y u y a n b ir in in n a
sl b ilg is i o l a b i l i r ? B u n u d n r k e n , u y k u n u n v a r l m z n en
n e m li z e llik le r in d e n b iri o ld u u n u d a h a t r la r s a n z , d e r h a l
a k a g r e c e in iz g ib i , e e r b ir k i i g e r e k t e n b ilg i i s t iy o r s a ,
h e r e y d e n n c e v a r l n n a s l d e i tir e b ile c e in i v e n a s l u y a
n a c a n d n m e lid ir .'
M isyon (The Work) olarak tannan uygulam asna katlm a
ansn yakalam birka kii, kendini-gzlemleme yntemi ile
sz konusu merkezin birlikte hareket etmesini salayabilir
di. Ardk birka fani ben dizisi iinde, ryada yaam ak
tansa, uyanm birey, trnak iareti iinde yaam ay brakp,
yeni bir btnl gerekletirebilir, bunun sonucunda da

le k i Pegam berler
g e o rge i ivonaviteh gurdjieff

kendi kaderini ynetebilir veya G urdjieffin tanmna gre ya


pabilir hale gelebilirdi. G urdjieff bu durumu yle aklar:
Yapabilm ek demek, bilinli ve kendi istei dorultusunda
davranabilm ek dem ektir. 4 O na gre, her eyde olduu gibi,
bilinteki bu deiimin de fiziksel bir temeli vardr. Buradaki
deiim de, beyindeki kim yasal bir bileimle kendisini ortaya
koym aktadr. Peters, G urdjieffin retisini yle tanmlar,
re tisin in tem el ta , h ib ir g e liim in -h ib ir in sa n i g e lii
m in- b ire y sel tem ele d a y a n m a k sz n ta m a m la n a m a y a c a y d .
G r u p a l m a s sa d e c e bireyin b ireysel b en lik m k e m m e lli i
ne u la m a s n a y a rd m c o lm a s a sn d a n y a r a r ly d .
1 9 7 4 te len J . G. Bennett, G urdjieffle ilk kez 1 9 2 0 de
karlam t. G urdjieff: Yeni Bir D nya Yaratmak (Gurdjieff:
M akin g a N ew World) kitabnda Bennett, blm de G urd
jieffin yolculuklarn ve gizli bilgelii arayn konu edinm i
tir. H em J. G. Bennett hem de Jam es M oore, G urdjieffin yol
culuklarn tam bir netlikle izlemenin imkansz olduunu itiraf
etmilerdir. Bennett kendini hibir zam an tam am en teslim et-
44 memeye zen gsterse de, O rta A syada bir yerlerde bir grup
bilge kiinin ya da Bilgelik stadnn yaadna ve bunla
rn yeni fikirler ve yeni dnme biimleri sunarak, insanln
kaderini izleyip zam an zam an olaylarn akna m dahale et
tikleri ynndeki sim gesel bir gereklik geleneine aka
inanrptr. Bennett, G urdjieffin nsanln ekirdei dene
bilecek bir grupla iletiime girdiini ileri srer. Bu grup, olas
lkla Sarm oun kardeliinin, tinsel olarak ileri derecede geli
mi ve yksek enerji yayan yelerinden olum aktadr. Yazd
na gre;
B y le si b ir g ru b u n g e r e k n em i, m isy o n u n d a y a tm ald r. B ir
k ii tin sel g e r e k li in fa rk n a v a rd k a , d n y a d a o k n em li
e ylem lerin g e r e k le ti in e d a h a fa z la ik n a olur. Bize d e n g
rev, z o rlu ve teh lik eli b ir g e ile , yeni bir d n e m e a d m a ta n
in sa n l a y a rd m c o lm ak tr. G u r d jie ffin b u g r e v iin de o l
d u u n u ve b u n d a n d a te , bize bu s re c e k a tlm a n n y o lu n u
a t n k a n tla y a b ilir se k , e k ird e k G r u p Ma iletiim e g e
m ek iin y o lu n o u n u k a te tm i o lu ru z .1
nsanln yeni bir devrin eiinde olduu grne,

O e k Peygam berler
ge o rg e i ivonavitch g urdjieff

Ju n g un dncelerini tartrken tekrar dneceiz.


Bennett, O uspenskynin uzun sredir mridiydi, bu neden
le de stadn kendisinden de sadece bir mertebe uzaklktayd.
Ancak G urdjieff ile araklkl olarak hep iletiime geti ve ya
am nn son iki ylnda da onu sk sk grd. Bennett, Gurdji-
effin grlerinin ve retisinin hayatn deitirdiine inan
m ve kendisi de L o n d rada G urdjieffe paralel gruplar ynet
mitir. Birka tarikat yesini psikiyatrik hasta olarak grd
mden dolay, bu toplantlarn bazen katlm clar zerinde
korkun etkiler braktn biliyorum. Yine de Bennett, srek
li gizli bilgelii arayan ve asla aradklarn bulam ayanlara ben
zer bir yol izlemitir. Jam es M oore, Bennettin hayatn yle
aktarr:
B e n n e tt... 1 9 5 5 te G u r d jie ff in a n a g r n d e n k o p a r a k se i
ci ilik ile rin p e in d e n k o m u tu r (B a k a ey lerin y a n sr a H o -
sein R o fe ta r a fn d a n S u b u d 'a a lm , M a h a rish i M a h e sh
Y o g i ta r a fn d a n e itilm i, R o m e n K a to lik K ilise sine k a b u l
e d ilm i ve d ris a h sa y e sin d e G r lm e z H iy e r a r i ile ta n
m tr ).
1 9 1 7 deki Rus devrimi, G urdjieffin nce Tiflis, G rcis
tan a, sonra stanbula, sonra da Berline tanm asna neden
olmutur. Biyografi yazar Jam es M oore, onun bu yorucu ve
hatta zam an zam an tehlikeli yolculuklarn kronolojik olarak
kaleme almtr. Yakn dostlar T hom as ve O lga de H artm ann,
G urdjieffe K afkasya, Essentukideki m ola yerinde katlm
lard. Bu, A ustos 1 9 1 7 de arn tahtn terk etmesini taki
ben, koalisyon hkmetinin babakan olarak Kerenskyi a ta
masnn hemen ardndandr. Gurdjieff, birden bire, K arad e
nizde T uapseye gideceini aklaynca, sadk H artm annlar
da onunla yola kmlardr. Giysileri uygun olm am asna k ar
n, G u rdjieffin onlar, ldrc derecede yorucu gece yr
ylerine zorlam as, G urdjieffin otokratik ve sam a istekleri
nin mritleri tarafndan nasl esir gibi yerine getirildiinin ar
pc bir rneidir. Bir keresinde, O lga de H artm annn ayakla
r yle im i ve kanam t ki, ayakkablarn bile giyemedii
iin yaln ayak yrmek zorunda kalm t. Thom as de Hart-

te k i Pegam berier
g e o rge i ivonavitch gurdjieff

nann ise, gece nbeti olarak grevlendirildii iin 24 saat hi


uyuyam am t. ift, eklemleri ardan kopsa da, bitkin duru
ma dseler de devam etmekten vazgemediler.
G u r d jie ff b iz d e n , zellik le de so n u belli o lm a d iin z o r la y
c o la n ar b ir g a y re t b e k liy o rd u . Ac e k se k ve din len m eye
h a sr e t k a ls a k d a , tek y a p m a k isted i im iz ey G u r d jie ff le b ir
lik te o lm a k o ld u u iin , iim izd en gelen h ib ir isy an y o k tu .
B u n u n d n d a k i h er ey ise n e m siz d i.1
Bu, G urdjieffin yinelenen bir davran kalbyd. Hart-
m annlar, bu dayatm alarn, onlara duygusal ve fiziksel glk
leri yenmeyi retm ek iin olduunu ileri sryorlard. G urd
jieff, insanlar fiziksel kapasitelerinin snrna kadar zorlar ve
bazlar kendilerinde olduunu hayal bile etmedikleri bir d a
yanm a gcne sahip olduklarn grrlerdi.
G urdjieff parasz kaldnda, havyar ve hah iiyle u raa
rak yaam n srdryordu. ngiltereye yerlemeyi mit et
mekteydi, ancak leri Bakanl ondan phelenerek, ekir
dek m rit grubunu terk edip sadece tek bana gelirse izin ve
receini bildirdi. Z am an iinde, bir gazete patronuyla evli ve o
sralarda ei ile aras bozuk olan Lady Rotherm erein bonkr
l ve baka zengin destekilerin de katklaryla, Fransa,
Fontainebleauye yakn, Chteau du Prieurede, byke bir
arazi zerinde nsanln Ahenkli Geliimi Enstits n kur
may baarmtr.
M isyon, G urdjieffin nceden dzensiz aralklarla verdii
konferanslarnn yan sra, zel egzersiz ve danslar da ieren,
yorucu fiziksel alm ay gerektiren, bellek ve kendini-gzleme
eitimlerinin verildii, bir grup alm asyd. Bu szde Kutsal
D an s a katlanlardan bazlar, bunu yoga ve fiziksel farknda-
l etkileyen dier uygulam alardan daha deerli bulduklarn
ifade ediyorlard. G urdjieffin mesajnn ve kendi davranlar
nn temel zellii, o anda yaplan eye tam am en younlam ak
t. im di nin youn olarak yaanm as, imdi ve buraday
olum suz etkileyen gemi ve gelecekle ilgili dncelerin d a
rda braklm as, sadece G urdjieffin retisi ile snrl deildir.
Zen felsefesi de, gemi ve gelecei uuan yanlsam alar o la

O leki Peygam berler


ge orge i ivona vitch g urdjieff

rak grr. Sonsuz gereklie sahip tek ey, imdidir.9


G urdjieff, tam anlam yla bir diktatrd. M ritlerini o den
li kk drm ekte yle yetenekliydi ki, kocam an adam lar
bile gz yalar iinde kalrlard. Kk drr sonra da, m
ridini zel bir iyilikle dllendirirdi. Keyf emirlerine sorgusuz
itaat beklerdi. rnein bir keresinde durup dururken, enstit
de mritlerinin birbiriyle konum alarn yasaklam t. Btn
iletiim rettii zel fiziksel hareketlerle yaplmalyd. G urd
jieff bazen i yknde hibir azalm a yapm akszn mritlerini,
bir haftaya varan srelerde oru tutm aya zorlard. O toritesi,
mritlerinin onun emirlerine uymann kendi iyilikleri iin ol
duuna inandrlm alarna dayanm aktayd. Onun ok fazla et
kisi altnda kalm am ay baaranlar ise, dier gurular gibi, onun
da kendi adna gcn snam aktan zevk aldn dnrler
di. Bol m iktarda alkoln tketildii ve katlanlardan byk
m iktarda paralarn topland akam yemekleri de dzenlen
mekteydi.
G urdjieff tm bunlarn yan sra, bir de ayrntl evrenbili
mi (kozm oloji) gelitirmitir. Evren ve insann buradaki yeri ile
ilgili tasviri, karm ak ve herhangi bir nesnel kantla destek
lenmekten yoksundu. Adeta kast olarak anlalm az hale geti
rilmi ve genellikle de kendi iinde tutarszd. M ritleri arasn
da zeki ve sekin kiiler de olan Gurdjieff, gl bir guru ol
duundan, pheci bir okuyucuya psikotik sanr sistemi gibi
grnen yazlarna, mritleri anlam yklemeye uramlardr.
M isyon, G urdjieffin sunduu gln bir neolojizm ' ile daha
da zorlamtr. O kuyucuya bu noktada, kronik izofrenlerin,
genellikle bakalarnn anlam akta zorland ancak kendileri
iin bir anlam olan kelimeleri icat ettiklerini hatrlatm akta
fayda gryorum . Z rihteki Burghlzli akl hastanesinin ta
nnm yneticisi ve izofreni szcnn yaratcs Eugen
Bleuler, bir hastasndan yapt alnty yle aktarr.
D z k ilise -ey aleti o la n A p e lld e, b a b a , yeni f. d u ru m u n a g ir
m ek iste d i in d e n in sa n la rn p a rla k -in a n ta n a ld k la r g e le
n ek le r ve a l k a n lk la r v ard r. n k o n la r b a b a n n sad e ce

* Yeni szck yaratm a (.n.)

t e k i Pegam berler
g e o rg e i iv o n a v iu h gurdjleff

m zik le o la n B a b e li k o m e d y a sy o n u o ld u u n a in an y o rlard .
B u n ed en le y k se k O s e tio n a ve la h a n a d n y a sn a gittile r ve
her ey k t y d ve iyi her ey e k ary d . T e rs d n m O ste-
io n v a d isin d e o g e lece k ve bu n u n d a te si iin d e d ir ki b a b a
a d ild ir .'
Bir baka hasta ise, dirsek-insanlar tarafndan ikence
grdn sylem ekteydi. Bleulerin de ifade ettii gibi, izof
renlerin sluplar genellikle abartldr. H asta, syledikleri
adeta, insanln en ok merakn uyandran eymi gibi st
dzeyde yapay ifadeler kullanarak sam alklarn aklar. "
G urdjieffin izofren olduunu iddia etmesem de, dil kullan
m psikotiklerinkine benzemektedir.
rnein, G urdjieff Bizim H er eye Gc Yeten, Sevgi D o
lu, O rtak Babam z, Varl-Birletiren Sonsuz Yaratcm z di
ye adlandrd Tanrya inanyordu.12 Bu tanm lam a olduka
abartldr. G urdjieffe gre, balangta uzayda En Kutsal
M utlak G n e vard ve o sonsuzdu. lkel kozmik m adde Et-
herokilno tarafndan doldurulm utu. Bu bulutsu Etherokilno
durgun bir dengedeydi, sper-gne varoldu, d uyarandan
tam am en bam sz bir biimde, O rtak Babam z tarafndan
kendi isel kanunlar ve A utogocrat (her eyi kontrolm altn
da tutuyorum ) olarak tanm lanan eyin datmyla beslen
d i. 13
Ancak, hepimize saldran hain Z am an, vicdansz H eropass
biiminde ortaya kt ve M utlak G nein hacmini kltmek
iin tehdit etti, bu eyleme mani olm ak iin de nlem alnm a
lyd. Bunun zerine O rtak Babam z, kendinden, Theomert-
m alogos adn verdii yaratc Emir-Tanrsm ortaya kard.
Bu da Etherokilno ile etkileime geerek, dnyam z olan Me-
galo co sm o su oluturdu. Bu oluum u m eydana getiren, bir
prensip veya kural olan Trogoautoegocrattr -kendimi yiyerek
varlm srdryorum . Kozm ik grte, Tanr, Yaratlan
eyle, Yaratlan ey de Tanr ile beslenir. 14 G urdjieff yle de
vam eder; bylece Tanr ve onun yaratt, sadece birbirleriye
uzakta durarak ilikiye giren, ayr varlklar oldular. Bu yeni
oluum da, Triam azikam no yani ler Kanunu ile, H eptapar-

te k i Peygam berler
ge o rg e i ivonavitch gurdjieff

p arasbinokb veya E ftalogodiksis olarak adlandrlan Yediler


Kanunu gibi yeni yasalarla varln srdrd.
G urdjieffin ortaya att ler Kanunu, Yediler Kanu-
nuna gre nispeten daha aktr. ler K anununa gre, Y k
sekteki ortadakini gerekletirm ek iin alaktaki ile karr
rnein, spermle yum urta birleerek embriyoyu oluturur. Bu
forml, kartlarn, bir ncy gerektirdii pek ok olaya
da uyarlanabilir. M oore, bu durum a rnek olarak, davac ile
sank arasndaki davay zmeye alan hakimi gsterir.
Yediler Kanunu ise daha karm aktr ve olduka da tutar
szdr. G urdjieff, evren bilimini mzik gam yla eletirmeye a
lmtr. O na gre, her tam am lanm srecin, gerekli kural d-
lklarn da olm asna olanak salayan, yar-perdelik tonlarn
da dahil olduu, inen veya kan bir dizi notaya denk den,
yedi farkl faz vardr. Gurdjieff, Evreni, M u tlakla balayan
ve ay ile biten Yaratln In olarak tanmlad bir diyag
ram da tasvir eder.
G u rdjieffe gre, K on d oor adndaki bir kuyrukluyldzla
dnyann arpm as, Loondeiperzo (sonradan ay olarak ad
landrlmtr) ile A nulios adl, yrngede dnen iki ktlenin
dom asna neden olur. Bu arpm ann ardndan, En Kutsal
M utlak G ne tarafndan, dnya-oluumu ve dnya-korun-
mas zerine uzman tm M elekler ve Bameleklerin olduu
kurul, En Byk Ba M elek Sakaki ynetiminde, O rs adnda
ki gne sistemine gnderilir. 15 G urdjieffin ayla ilgili gr
leri bundan da gariptir. Gurdjieff, tpk dnyann gittike s
np gnee benzemesi gibi, ayn da gittike snarak dnyaya
benzeyen, henz dom am bir gezegen olduunu ileri sr
mekteydi. A nulios unutulm utu, ancak ayn evrimini tam am
lam ak iin hl enerjiye ihtiyac vard. Bu nedenle de, S akaki
dnya gezegenini, aya kutsal askokin titreim i gnderm esi
iin dzenledi. A skokin, dnyadaki organik yaam lnce or
taya kyordu. Mucizeyi A ray kitabnda yer alan Ouspensky
raporuna gre, G urdjieff yle demitir.
A y n g e l i im v e s n m a s r e c i d n y a d a k i y a a m v e l m le il
g ilid ir . Y a a y a n h e r e y , l m ile , o n u n c e le r i c a n l t u t a n

t e k i Pegam berler
ge o rge l ivonavitch gurdfieff

b ir m ik ta r en e rji a a karr. B u enerji ya d a ca n l h er eyin


-b itk i, h a y v a n , in sa n - ru h u d ev bir e le k tro m k n a ts g ib i ay t a
r a fn d a n ekilir. B u d a , o n a ssn ve g e liim in in b a l o ld u u
y a a m verir, ite bu , y a ra tln ndr. E v ren in e k o n o m isin
d e h ib ir ey y o k o lm a z , b ir ge ze g en d e iin i b itirm i belirli bir
en erji b ir b a k a ge ze g en e g eer.16
G urdjieff, daha sonra ayn dnyada gerekleen her eyi
etkilediini syleyerek devam eder.
n sa n , d i e r t m c a n l v a rlk la r g ib i, g n l k y a a m s r a sn d a ,
k e n d isin i a y d a n b a m sz h ale g etirem ez. B t n h a rek etleri ve
s o n u o la r a k d a t m ey lem leri a y ta r a fn d a n yn etilir. B irin i
ld r r se , b u n u y a p a n a y d r ; k e n d in i b a k a la r iin fe d a
e d e rse , b u n u y a p a n d a aydr. B t n k t l k ler, b t n su lar,
b t n k e n d in i a d a m a eylem leri, b t n d e sta n s k a h ra m a n lk
lar, tp k s r a d a n h a y a tn t m ey lem leri g ib i, a y ta r a fn d a n y
n etilir.17
J . G . Bennett yle yazmtr:
D n y a tarih in d e b ir n o k ta d a , d n y a d a , t m g n e siste m in in
d e n g esin i ze llik le d e A y n e v rim in i teh lik eye a ta c a k , hi is
ten m eyen ve teh lik eli b ir d u ru m u n v a rl , Y k se k G le r ta
r a fn d a n a lg la n m tr ."
Bu gre gre, eer kii ay tarafndan ynetildiinin far
kna varrsa, kiisel abalar kendisine anlam sz geleceinden,
toplu intihar istei duyarak, Ay geliimi iin gereken Asko-
kinden yoksun brakm az myd? Bu olaslk iin nceden n
lem alm ak isteyen Yksek Gler, insann om urgasnn teme
line, G urdjieffin K undabuffer adn verdii, bir organ yerle
tirmilerdir." Bu organ, insann deer sistemini sadece kendi is
teklerini doyurm ak ve m utluluk peinde kom ak zere yap
landrm asn ve gerei karm akark alglam asn salar. By-
lece insan, aya kr krne hizmet edecek, kendini-gelitirme
zahmetine girip, aydan tam am en bam szlaabileceinin far
kna varm ayacaktr. Ay krizi bir kez atlatlp, Kundabuffer o r
gannn karlm asndan sonra dahi, insanln ou, sanki or
gan hl oradaym gibi kr, bencil ve igrsz davranm aya

* Gurdjieff'in ou neolojisinin kayna olduka aktr. Kundabuffer organ, adn


olaslkla Kundallnl yo gasnd an almtr. Bu organn, om urgann m erkezinde o lduu
ileri srlmtr. Kundalinl yogasnda da benzer ekilde bir ylann spiral biiminde
dolanm old u u resmedilir.

te k i Peygam berler
ge orge i ivonavltch gurdjieff

devam edecektir. D oann am alar yerine getirilmek isteni


yorsa, insanln byle kalm as gerekmektedir. O uspenskyye
gre G urdjieff, insanln tam am nn evrimlemesinin zararl
olabileceini sylemitir.
r n e in , in s a n lk g e li im in in b e lir li b ir n o k t a y a m a s y a d a
d a h a d o r u b ir a n l a t m l a , b e lir li b ir y z d e z e r in d e o lm a s ,
a y i in ld r c o la b ilir . im d ik i d u r u m d a , a y o r g a n ik h a y a t
l a , y a n i in s a n l k la b e s le n m e k te d ir .
n s a n lk o r g a n i k h a y a t n b ir p a r a s d r , b u n u n a n la m d a
in s a n l n a y n b e s in i o ld u u d u r . E e r t m i n s a n l a r o k z e k i
o l s a l a r d , a y t a r a f n d a n y e n m e k is t e m e z l e r d i.1
nsanln ou, lmlerinden sonra, ay iin askokin sa
larlar ve daha sonra tam am en yok edilmeye zorlanrlar. Gurd-
jieffin rettii gibi, kendini gelitirme ve kendilik-farkndal-
na varm a yolunu izleyen sayl birka kii, yaam lar srasn
da da ask okin yaratabilirler. Bu gibi kiiler, sonunda hayatta
kalabilen bir ruh gelitirebilir ve hatta Nesnel E sasa ulaabi
lirler, En Fazla K utsal M utlak G nele tekrar birlemek sure
tiyle de lm szlk kazanabilirler.
Byle bir eyi kim ciddiye alabilir ki? Bazlar, G urdjieffin
retilerinden mit diye bahseder. Bhagwan Shree Rajneesh,
G urdjieffin ay ile ilgili dalga getiini ileri srerken, J . G. Ben
nett, G urdjieffin, K undabuffer organnn tarihsel olarak orta
ya km as ve kaybolm asyla ilgili aklam asnn kesinlikle cid
diye alnm asn istediini yazmtr.20 O sralarda, L on d rad a
ki, Fransz Enstitsnn yneticisi olan Denis Saurat bir ya
zsnda unu dile getirir: G urdjieff in retisi dnyevi o la
m az. G u rdjieffin vahiyleri, ya sadece peygamberlere zgdr
ya da doast dzeyde bir okula yakndr. 21 G urdjieff hak
knda yazanlar, onun en abartl iddialarndan kendilerini
uzak tutm aya alsalar da, N ew English Weeklynin yazar,
usta edebiyatlardan olup Freud, Ju n g ve Adlerin yaptlarn
da yakndan tanyan Philip M airet, M odern dnyaya sunu
lan ilahi felsefelerden hibiri, gc ve ak ifade biimi asn
dan onunla boy lem ez demitir.22 O uspenskynin G urdji
e ffin retisini tantt Mucizeyi A ray (In Search o f M ira
culous) kitabn okuyan ve G urdjieffin kendi kitab H erkes ve

teki Pegam berler


g e o rge i ivonavitch gu rd jitfi

H er ey (Ali and Everything)i okum aya kalkan biri olarak,


M airetin bu gr, beni sadece artyor. Um arm , okuyu
cuya G urdjieffin evrenle ilgili tasviri hakknda biraz fikir ve
rebilmi ve yazlarnn hem ne kadar uzun hem de ne kadar
anlalm az olduunu gsterebilmiimdir. M ritleri bile H erkes
ve H er ey kitabnn, tam olarak anlalabilm esi iin birka
kez okunm as gerektiini ifade ederek, ak seik ifadeler ve
retilerle hazra kon m aktansa, anlam ak iin ciddi aba har
canm as gerektii fikrini benimsemilerdir.
lk bakta, G urdjieffin ortaya koyduu ayrntl evrenbi
limi, mritlerinin ne k ad ar sa f olduunu lmeye yarayan,
planl ve kom ik bir sahtekrlktan baka bir ey deildir. H a
yatnn balarnda, avare dolat dnemle ilgili anlattklar,
aldatm acada ne k ad ar usta olduunu ortaya koymaktadr.
Kendi yazdna gre, anilinle boyad sereleri, Sem erkantta
Am erikan kan aryas diye satmtr. Yam ur yaar da serele
rin boyas akar diye oray nasl abucak terk ettiini anlatr.
nsanlar ona tam ir etmesi iin diki makinesi veya baka me
kanik aletler getirdiklerinde, genellikle hemen sadece bir ko
lun evrilmesinin sorunu zeceini grd halde, byle ta
mirlerin zam an alc ve zor olduu num arasn yaparak, bu
szde zahmetli ie gre fiyat bierdi. Yine yazdna gre, n
ceden hangi ky ve kasabalard an tren yolu geeceini renir,
sonra da yerel ynetim e, o blgeye demiryolu yaplm asn sa
layabileceini bildirirdi. Bu uyduruk hizmetler karlnda g a
yet iyi para toplad ile vnr ve bunu yaparken de hibir
vicdan azab ekmediini sylerdi.
J. G. Bennett in aktardklarndan bildiimiz zere, kendisi
ve mritleri K azaklar ve Bolevikler arasndaki bir atm a ii
ne dtklerinde, G urdjieff, K afkas dalarnda, hkmetin
kasasn dolduracak lde zengin altn ve platin yataklarnn
yerlerini bildii dedikodusunu kararak, oradan sorunsuz
gemelerini salam tr. Bennett yle yazar:
B t n b u n la r y a p a r k e n , ren cile rin e , telk in in g c n ve in
s a n la rn e sk i m a s a lla r a n a sl k o la y lk la in an d n g s te r i
y o r d u .

teki Peygam berler


ge o rge l ivonavitch gurdjieff

Fritz Peters, G urdjieffin zenle hazrlad bir muziplii


aktarr. G urdjieff bir ie ucuz arab suyla seyreltmi, sonra
da ieyi kum ve rm cek a ile rtmtr. G urdjieff bunu
sekin iki hanm ziyaretisine ikram etmiti. O nlar da kendile
rine nadir bulunan kaliteli araplard an birinin ikram edildii
ne inanarak, beklendii zere, bunun imdiye kadar itikleri
en lezzetli arap olduunu sylem ilerdi.25
Fritz Peters, bir gn G urdjieff kafede otururken zengin bir
ngiliz hanmn ona yaklatn ve eer ona hayatn srr n
sylerse 1000 poundluk bir ek vereceini sylediini hatrl
yor. G urdjieff derhal kafenin nnde i tutan tannm bir fa-
hieyi yanm a arr, bir iki ikram eder ve ona K aratas adn
daki bir baka gezegenden geldiini sylemeye balar. Bu ge
zegenden uarak gelmek iin gereken yiyecei almann ok p a
hal olm asndan ikayet edip sunduu eyden biraz tatmas
iin onu tevik eder. Fahieye bundan ne anlad sorulduun
da, onun kendisine kiraz verdiini ve aka deli olduunu d
ndn ve G urdjieffin eline sktrd para ile yoluna de
vam ettiini syler. G urdjieff ngiliz hanma dnerek te ya
am n srr budur. der. Hanm efendi grdklerinden ok ra
hatsz olur ve ona arlatan diyerek oradan uzaklar. Ancak
her naslsa, ayn hanm ayn gn tekrar ortaya kar, Gurdji-
effe 1000 poundluk eki verir ve sadk mritlerinden biri
olur.26
Gurdjieff, Chteau du Prieuredeki giriimlerini destekle
mek zere A m erikallardan para szdrm ak konusunda da uz
m anlam ve bu eylemini de koyun krkm ak olarak adlan
drmtr. rnein Am erikal bir kadn A m erikadan kalkp
Prieureye evlilik sorunuyla ilikili, fallik bir eylem olduunu
dnd zincirleme sigara imesi konusunda t alm aya
gelmitir. G urdjieff bir an duraksadktan sonra, kadna sigara
m arkasn G auloises B leusa evirmesini sylemi ve bu t
iin yklce bir cret talep etmi, o da bunu memnuniyet ve
kranla demitir. H i phe yok ki, G urdjieff istedii zam an
ikna edici bir sahtekr olabiliyor ve kendisine inanldn gr
dnde de, karsndaki sa f kiiyi istedii gibi ynlendirmek

t e k i Pegam berler
ge orge i ivonavitch gurdjieff

te hi tereddt etmiyordu. O, ayn zam anda da dinleyicilerini


byleyen mthi bir yk anlatcsyd.
Petersa Ben bakalarnn kazand gibi para kazanm yo
rum ve ok param olunca harcyorum. Ama benim asla ken
dim iin paraya ihtiyacm yok, ben para kazanm yorum , ben
sadece istiyorum , insanlar da bana her zaman veriyor, bylece
retim zerine alm a frsat buluyorum demitir.27 Ancak
bir sre sonra, takm a kirpik yapan bir yer sahibi olduu ve bir
dier iinin de hal satm ak olduunu syleyerek kendisi ile e
likiye dmtr. 1 9 3 3 te New Y orka gittiinde, Fritz Petera
on be kadar N ew Y orkluya yemek vermeden nce, drt harf
lik ngilizce kelimelerin kullanmn retmeye istekli olduu
nu syler. Yemee katlanlar belli m iktarda alkol aldktan son
ra, G urdjieff, ou insann -zellikle de Amerikallarn- sad e
ce cinsel isteklerle motive olm asnn, acnacak bir ey olduu
nu ifade etmeye balar. zellikle k bir bayan seip, gayet ka
ba ifadelerle, grnyle bu kadar uram asnn tek nedeni
nin sevime istei olduunu syler. M isafirler ksa bir sre
sonra hi ekinmeksizin birbirlerine sarkntlk etmeye balar
lar. Bu srada Gurdjieff, Am erikallarn km olduu gr
n kantladn ve bu dersi verdii iin de kendisine deme
yaplm as gerektiini syler. Petersa gre bu toplantda birka
bin dolar toplamtr.
Yine de G urdjieffin retisinin tm sahtekrlk olarak
aklanam az. Eer G urdjieff kendini sadece aldatm acayla ge-
indirebiliyordu ise, neden bir evrenbilimi yaratm aya ura
mt? G urdjieff yazmay bir klfet olarak grrd. H erkes ve
H er ey isimli eseri ar uzundur. D orudan kendisi yazm ak
yerine, O lga de H artm anna dikte ettirmi olsa da, tam am la
m ak ciddi bir kendini aday gerektirmitir. G urdjieff kitab
dikte ettirmeye 16 Aralk 1 9 2 4 te balamtr. Beelzebub'tn
Torununa M asallar (Beelzebubs Tales to His G randson) -Her
kes ve H er eyin ilk blm- Kasm 1 9 2 7 de tamamlanmtr.
Kim kendisinin de inanm ad, sadece aldatm ak iin yaratlan
bir eye bu kadar zam an ve enerji harcar? Bu noktada, sahte
krlk ile psikoz arasndaki snr izgisinde gidip geliyoruz.

O ieki Peygam berler


ge o rg e i ivonavitch gurdjieff

G urdjieffin evrenle ilgili anlattklar, astronotlarn ve dier bi


lim adam larnn bulularndan tam am en farkldr ve anlatm
sadece bilim kurgu ile karlatrlabilir. Ancak bunlara, p ara
noyak psikotiklerin kendi sanr sistemlerine inandklar gibi
inandn dnyorum .
G u rdjieffin kibirlilii ve konusunda uzman olanlar hie
saym as da sra dyd. L asc au x daki m aaralar gezerken, J.
G. Bennette, duvar resimlerinin otuz bin yl nce yapldn
syleyen Abb Breuille ayn fikirde olm adn sylemitir.
nk ona gre bu resimler, A tlantisin kaybolm asndan son
ra yaayan bir topluluk tarafndan, yedi-sekiz bin yl nce ya
plm lard. Bennette bir de, enstitsnn sadece insanln
gcnn aratrld, retildii bir merkez deil, tm gne
sisteminin srlarnn aratrld bir yer olm asn istediini
aklamtr. fade ettiine gre, gezegenlerin ve gnein g
rnrln artracak ve tm dnyann durumunu etkileyebi
lecek dzeyde enerji aa karan zel bir yntem icat etm i
tir. 2"
G urdjieffin bilimi ve genel olarak kabul grm uzm anla
r tam am en yok saym as, narsisizmin en u noktalarndadr.
Ancak bazen insanlara epeyce ilgi gsterm i ve ac ekenlere
efkatle davranmtr. K arsndaki kiiyle ilgilenirken, o denli
youn od aklam a becerisine sahiptir ki, bu varl pheye yer
brakm ayan karizm asnn nemli bir yndr. Ebeveyni bo
andktan sonra, yasal olarak teyzesi M argaret Anderson ve
onun arkada Jan e H eap tarafndan evlatlk edinilen Fritz Pe-
tersten G urdjieffin mritlerinden biri olarak daha nce de
sz edilmiti. On bir yandayken Le Prieurye getirilen Pe-
ters, on be yam a kadar burada kalm ve G urdjieffin kendi
sine kar davran biimini yle aklam tr:
O n u n e z a m a n g r se m , n e z a m a n bir ey e m re tse , tam a n la
m y la b en im fa r k m d a y d , b a n a s y le d i i her ey e y o u n la r-
d , ben o n a b ir ey s y le rk e n de d ik k a ti a sla d a lm a z d . N e
y a p m a k ta o ld u u m u v e y a n e y a p m o ld u u m u h arfiy en b i
lird i. S a n rm h e p im iz - zellik le de ben- bizim le b irlik te y k e n ,
o n u n d ik k a tin in t m n n st m z d e o ld u u n u h isse d iy o r
d u k . n sa n ilik ile rin d e , b u n d a n d a h a g u ru r verici b a k a hi-

t e k i Pegam berler
ge orge l ivonavitch g jr d jie H

b ir ey d n e m iy o r u m .
Bu youn odaklam a, daha nce de grdm z gibi
G urdjieffin retisinin nemli bir parasyd. Bu zellii yap
t her eye yansyordu. Dikkatini bir yere ynlendirme yete
nei, dier insanlar zerindeki sra d etkisini aklam akta
dr. G urdjieffin bu konudaki dncesi ise yleydi:
B ir ey y a p a r k e n , b u n u t m b en liin izle y ap n . H e r seferin d e
tek b ir ey . im d i, b u ra d a o tu r u p yem ek y iy o ru m . B en im iin
bu y em ek ve bu m a s a d n d a d n y a d a h ib ir ey y o k . T m
d ik k a tim le y iy o ru m . S iz de b y le y a p m a lsn z - her ey d e ...
H e r a n sa d e c e b ir ey y a p a b iliy o r o lm a k ... B u in sa n n , trn ak
iare ti iin d e y a a m a y a n in san n vasfdr.
H areket halindeyken, tam bir koordinasyona sahipti, bu
da gl grnm n tam am lyordu. H areket biimi yle
anlatlm aktadr: Yry ve beden hareketleri asla telal
deildi. Bir kyl ya da dacnn solum a ritmine benzer biim
de, bir btn halinde akcyd. 31 Petersa gre, G urdjieffin
varl ve fiziksel ekicilii inkr edilemez ve kar konula
m azd . Prieeureden ayrlm as zerinden epey sre getikten
sonra, 1945 yaznn sonlarnda, Peters, uykusuzluk, itahszlk
ve kilo kaybnn elik ettii ar bir depresyona girmi ve Pa
rise G u rdjieffin yanna gitmitir. Onun hasta olduunu gren
G urdjieff konum asn yasaklam ve ihtiyac olduu srece
kalabilecei bir oda sunmutur. Petersa scak sert kahve iir
mi, youn olarak onunla ilgilenmitir. Petersa gre Gurdji-
efften elektrik m avisi kuvvetli bir k kp, kendi iine gir
mitir. Nedeni ne olursa olsun, Peters depresyonundan ksa s
rede kurtulmutur.
Ancak G urdjieff hakkndaki her ey bu kadar olumlu de
ildir. Kiisel alkanlklar tiksindirici bir noktaya varabiliyor
du. Prieeurede ikam et ederken Petersa verilen grevlerden bi
ri de G urdjieffin odalarn temizlemekti.
G iy in m e o d a s n a ve b a n y o su n a n eler y a p t n , m ah re m iy e ti
ne s a ld r m a d a n a n la tm a m m m k n d eil. E n a z n d an sad e ce
b en im g r d m k a d a r y la , G u r d jie ff fizik sel o la r a k bir h a y
v a n g ib i y a a m a k t a y d ... D u v a r d a k i p islik le ri tem iz le m e k iin
m erd iv e n e ih tiy a d u y d u u m z a m a n la r d ah i o ld u ."

)tek Peygam berler


ge o rg e i ivo n a vitch gurdjieff

G urdjieff kendini, bilgelie ulam a ve sahip olduuna


inand zerklikle ilgili deneyimlerini genelletirerek sunan
bir eitici olarak ortaya koym aktadr. Ancak bylesi bir re
ti, sadece seilmi baz kiilerce zmsenebilirdi. nceden de
grdm z gibi, G urdjieff insanln tam am nn gelime k a
pasitesine sahip olduuna inanm yordu ya da ona gre ayn
geliimi etkilenmesin diye bu ynde bir aba harcam am ak d a
ha uygundu. G urdjieff, dier pek ok guru gibi, insafszca ay
rmc ve otoriterdi.
G urdjieffin cinsel davranlar da rezildi. ekici bulduu
her kadn m ridi ile birlikte olur ve onlar sklkla hamile b
rakrd. Fritz Peters, Chteau du Prieureye on bir yandayken
ilk geldiinde, orada on kadar daha ocuk vard ve bunlardan
bazlarnn babas kukusuz G urdjieffti. Dier szn ettii
miz gurular gibi, G urdjieff de g gsterisi yapm aktan zevk
alyordu. H artm annlardan talep ettii fiziksel istekleri daha
nce grm tk. D orudan zalim deildi, ancak mritleri ze
rinde kurduu sistem , fiziksel tkenmeye varacak derecede
sertti. Bennett, o gnleri yle aktarr:
G n l k ru tin p r o g ra m o la a n st d a k ik ti. S a b a h la r be ve
ya a ltd a k a lk a r d k ve k a h v a ltd a n n ce iki s a a t a lrd k .
D a h a s o n r a p ek o k i y a p lrd ; in a a t, a a k e sm e , k ereste
b im e , h em en h em en her t rd en h a y v a n a b a k m a , yem ek p i
irm e , te m izlik ve her t rl ev ii. H zl ve h a fif le y e m e i
ni izleyen k sa b ir d in le n m e n in a rd n d a n , b ir iki s a a t T h o m a s
de H a r t m a n n n a ld p iy a n o e liin d e e g z e rsiz ve rit
m e ay rlrd . B a ze n ilerin b u z a m a n za rfn d a hi sek teye u
r a m a d bir, ik i, h a tta yedi g n e v a ra n s relerce o ru tu
tu lu rd u . A k a m la r , h e rk es ta m a m e n b itk in d en e k a d a r ,
d r t y a d a be s a a t s re n ritm ve ay in se l d a n sla r y a p ly o r
d u .
nce bir direin zerinde, tehlikeli bir biimde dengede
durm aya alrken, yerden 7,5 metre ykseklikteki kirii
onarm aya uraan bir mridin uyuya kalarak dmesine, bu
nun zerine G urdjieff tarafndan kurtarlm aya allm asna
am am ak gerekir.
Bennett bu dzenin, tinsel geliime yarasn yaram asn, Pri-

t e k i Pegam berler
g e o rge i ivonavitch gurdjieff

euree bedava i gc salam ak iin uygun bir yol olduu ze


rinde durm az. G urdjieffin aka ilan ettii am alarndan bi
ri de, insanlardaki etki altnda kalm a eilimini ortadan kal-
d rm a nn yollarn kefetm ek olduu halde, deneyimli bir
hipnozcu olan G urdjieff, ar fiziksel yorgunluun, insanlarn
daha fazla etki altnda kalm alarn saladn fark etmitir.
Bir keresinde m ridi O ragea, bahede m utfak suyunun gitm e
si iin bir hendek kazm asn emretmitir. O rage hendei a
m ak iin birka gn uratktan sonra kendisine, hendein ke
narlarn dzeltmesi de emredilince, O rage bu i iin daha da
fazla almtr. Bitirdii srada, G urdjieff tarafndan, artk ih
tiya kalm ad sylenerek, hendei kapatm as emredilmitir.
G urdjieffin mritlerinden biri olan Olgivanna Ivanovna
Lazovich, Amerikal m im ar Frank Lloyd Wrightin nc
eidir. O lgivanna, G urdjieff ile ilk kez 1 9 1 7 de, hayatnn bu
nalml bir dnem inde karlamtr. O dnem de, bebek bek
leyen O lgivanna on dokuz yandadr. Evlilii sorunlu, babas
hasta, annesi de uzaktadr. G urdjieff Prieuree tandnda,
Olgivanna onun peinden gitti, en iyi danslarndan biri o la
rak, M isyonda eitici yardm cs konum una ykseldi. 1 9 2 4 te
ortada hibir geerli neden yokken, G urdjieff ona Ameri
k a daki abisinin yanm a gitmesini nerdi. O lgivanna, C hica
g o ya gittikten ksa bir sre sonra, bir bale gsterisinde Frank
Lloyd Wright ile tanp, ak oldu. Sonralar, G urdjieff birok
kereler W rightlari ziyarete gitti. Frank Lloyd W rightin sindi
rim sistemi ile ilgili ciddi olarak endielendiini anlayan G urd
jieff, onlar akam yemeine davet ederek, eitli ac ve hazm
zor yemekler ikram ettikten sonra, srarla kadehlerce Armag-
nac iirdi. Wright bu srada kendini ok kt hissetmesine
ram en, ertesi sabah uyandnda sindirim sistemi ile ilgili
korkularnn yok olduunu fark etti. A ralarnda geen dier
bir olayda da,
W righ t, b elk i d e b a z ren c ile rin i, P a r is e G u r d jie ffin y a n
n a g n d e rm e n in h o o la c a n b ild irm i S o n ra d a b a n a g eri
d n d k le rin d e ilerin i b itir ir im . dem itir.
G u r d jie ff sin ir iin d e, c e v ab e n Sen m i b itire cek sin ! Seni

O tek Peygam berler


g e o rg e i ivonavitch gurdjieff

a p ta l. S en m i b itire c e k sin ! H ay r. S en b a la r sn . Ben b itiri


r im . d iye s y le n m itir. W rig h t in d en g in i b u ld u u a k t.J
Wright in kendisinin de guru tarz pek ok zellii vard ve
bu iki diktatrn kendilerini rekabet halinde bulmalar da a
rtc deildir. Bu durum da bile, G urdjieff, W rightin gnln
kazanm ay baarmtr. G urdjieffin lmnn hemen ardn
dan, Wright N ew Y orkta bir m adalya trenindeyken, prog
ram akn durdurm u ve D nyadaki en byk adam yakn
zam an nce kaybettik. Bu adam n ad G urdjieffti demitir.17
O lgivannann ise, G urdjieffin ho olm ayan zelliklerine
sahip olduu ya da bunlar rnek ald grlmektedir. M is
yonda alanlar ve eleri, O lgivanna onlara talim at verirken
ya da acm aszca eletirirken, dizinin dibinde oturm ak zorun
daydlar. H atta W rightin, G urdjieff ile ilgili yazdklarn din
leme ilesine de katlanm alar gerekiyordu.3* Olgivanna yalan
dka daha da diktatrlem i, W rightin lmnden sonra da,
renci ve tandklarnn grm em eyi tercih ettikleri despot
ve kskan bir dul olm utur.19
G urdjieffin taraftarlar, onun, mritlerini yannda kalm a
lar ynnde zorlam adn ve hatta onlar bizzat kendisinin
azat ettiini honutlukla anlatrlar. Bu durum, mritlerinin
kendinden bam sz olm alarn istemesi olarak yorumlanr.
Baz durum larda ise, bu onun dneklik tehdidi oluturanlar
nceden hissetmesi olarak da yorumlanabilir. G urular genel
likle terk edilmektense, olas muhaliflerinden kurtulmay ye
lerler. G urdjieffin en bal mritlerinden biri ve evirmeni
olan O uspensky ona olan gvenini kaybetmeye balad sra
da takvim ler 1917 yln gsteriyordu. Bu hayal krkln ilk
balatan olaslkla, G urdjieffin Essentukide etrafnda top la
d bir grup insan keyf olarak datm asyd. Ouspensky,
G urdjieffin eski zam anlardan ve gizemli bir kaynaktan elde
ettii grlerinin ve retisinin otantikliine inancn srdr
d halde, adam n kendisini gittike daha fazla ekilmez bu
luyordu. O uspensky resmi olarak 1 9 2 4 te G urdjieff ile tm
ilikilerini keserek, kendi rencilerinin de onunla grm ele
rini ve ona danm alarn yasaklam tr.40

teki Pegam berler


g e o rge i ivonavitch gurdjieff

N ew Agein yetenekli yazar A. R. O rage, Prieurede y aa


m ak iin L on d radaki edebi hayatn terk etmitir. Sonra da,
New Y orka tanarak kendi G urdjieff gruplarn kurduu
iin, G urdjieffe byk m iktarlarda para gndermitir. G urd
jieff ile yedi yl sren yakn beraberliinde, kendine ait hibir
ile ilgilenmemitir. Joh n Carsw ell bu dnemi yle yorum la
m aktadr, Zam annn en tannm yazar, bir Ermeni arlata
nna minnet borcunu dem ek iin gizemli bir srgn old u . 41
O ragen G urdjieffe olan ball, G urdjieffin ondan srekli
para istemesi ve bunu derhal yerine getirmezse istism ara varan
davranlar sergilemesi ile snava tbi tutuluyordu. 1 9 2 7 de
evlendii ei Jessie Dwight, Prieureye yaptklar ziyaretten ol
duka rahatszlk duym u, G urdjieffin onu ktye kulland
konusunda eini uyarmtr. O ragen iyice gzn atn an
layan Gurdjieff, O ragen ehirde olm ad bir zam anda, New
Y orka gitti. O ragen grubunu toplad, onu sulayarak, yele
rinin O rage ile iliikleri kalm adna dair bir bildiri im zalam a
larn istedi. Bazlar bunu im zalam ay kabul ederken, dierle
ri reddettiler. Derhal N ew Y orka geri arlan O rage, Gurdji-
effle grm e talebinde bulundu ve kendisi de G urdjieffin
yaratt bir O rage olm ay reddederek, kendi oluturduu
retisini sulayan bir yazy imzalad.
J. G. Bennett, G urdjieffin, azat ettii yandalarnn listesi
ni verir. Kendisi de 1 9 2 3 te Prieureden ayrlm ve 1 9 4 8 de
G urdjieffin lm nden bir yl ncesine kadar da onu hi gr
memitir. ocukluunda G urdjiefften ok etkilenen ve daha
nce de grdm z gibi, yetikinliinde ar depresyon gei
rirken G urdjieffe snan Fritz Peters bile onunla ilgili olarak
G urdjieff tam anlam yla gerek bir otantik dzm ece gibi
grnmeye b alad demitir.42
1 9 3 2 nin balarnda, C hateau du Prieurenin, m addi zor
luklar iinde olduu artk iyice netlik kazanmtr. G urdjieff
her zam anki gibi m addi olarak boyunu am ve 1 9 2 9 daki
ekonom ik kten sonra, Prieureye yaplan Amerikan deste
i de kesilmitir. nsanln Ahenkli Geliimi Enstits so
nunda M ays 1 9 3 2 de kapatlmtr. Ancak G urdjieffin kendi
g e o rge i ivonavitch gurdjieff

si boy gsterm eye devam etmitir. kinci Dnya Sava srasn


da, Alm an igali altndaki Pariste yaamtr. Alveri yapt
m arket sahiplerini, bir rencisinin kendisine T eksasta petrol
kuyusu hediye ettiine ve sava biter bitmez de borlarn de
yeceine inandrarak ihtiyalarn kolaylkla karlamtr.
G u rdjieffin kozm ogonisi', sadece hayal rn olarak nite
lendirilebilir. Evrenle ilgili tasvirini tekrar gzden geirince,
akll ve eitimli herhangi bir kiinin, bunlara inanabilecei
dnlemez. Buna ram en mritleri, okuduklarn anlam a
m alar, sanki G urdjieffin, insan ve evren hakknda inanlr bir
tasvir oluturm a ve anlalr yazm a konusundaki beceriksizli
inden deil de, kendi yeteneksizliklerinden kaynaklanyor
mu gibi, retinin tutarszlnn altnda gizli bir bilgelik bu
lunmas gerektiini dnm ler ve H erkes ve H er ey'i anla
m ak iin canlarn dilerine takm lardr. 1 9 2 4 te, lmden kl
pay kurtulduu bir trafik kazas geiren Gurdjieff, bu kazann
nedeninin de Kendisine dm an olan, savaam ad bir g
cn ortaya km as olduunu sylemitir.'11 Bu, derinlerde ya
tan paran oyak bir sanr sistemini akla getirir. Aslnda o kadar
kt bir srcyd ki, kimse onun arabasn a binmek istemez
di. Belki, Birinci Dnya Savann km asna neden olduunu
iddia ettii gibi bu kazada da gezegenlerin olum suz etkilerinin
rol oynadn ileri srmektedir. G urdjieffin, gezegenlerin za
m an zam an birbirine ok yaklatna dair garip bir gr
vard. O na gre bu yaklam ann yaratt gerilim, insanlarn
kozm ik bir oyunun piyonu olduklarn anlam adan birbirlerini
ldrmelerine neden oluyordu.
G u rdjieffin evren tasviri, hi duraksam adan pe atlabi
lirse de, sunduu fikirlerden bazlar deerlidir. G urdjieff, in
sanlarn haklar olduu kadar ykmllkleri de olduuna
inanmtr. Dnyann sadece insan iin yaratlm adn ve ev
re zerinde teknolojik stnlk kurulm as ile de ilerleme sa
lanam ayacan dnyordu. O na gre insanlk, kendi arzu
larn tatm in etme peinde koarken, varoluunun asl nedeni

* Evrenin yaratln inceleyen bilim teorisi, evrendoum (.n.)

teki Pegam berler


g e o rg e i ivonavitch gurdjieff

olan anlam unutmutur. Yaadm z dnyaya zarar verdii


mizi anladm z gnm zde, G urdjieffin, insanln dnyay
kullanm aktansa, ona hizmet etmesi gerektiine ilikin gr
doru grnmektedir. Pek ok insann uykuda olduu ve
davranlarn kendi bilinli istekleri ile ynlendirmek yerine,
otom atikletii kans da, olaslkla byk bir ounluk iin
dorudur. G urdjieffin gl karizm asnn bileenlerinden biri
de, iinde yaad ana younlam a becerisidir. Bir rencisi
yle dediini anlatr:
Siz g e m ite y a y o rsu n u z . G e m i l dr. u a n d a h a rek e t
e d in . E er e sk isi g ib i y a a m a y a d ev a m ed e rse n iz, gelecek de
g e m i g ib i o la c a k tr. K en d in izle u ra n , k e n d in iz d e bir e y
ler d e itirin , a n c a k o z a m a n belk i de g e lece k fark l olur.'1''
G urdjieffin insanl uyandrm a ve onlar kendi kaderleri
ni yneten varlklara dntrm e tekniklerini uygulayanlar
dan bazlar, bundan kesinlikle faydalandklarn ifade etseler
de, Katherine M an sfield in biyografisinin yazar Claire Toma-
Iin, derledii grlerinde olduka hakldr.
G u r d jie ffin, m ritle rin in i d en g esin i d ze ltm e yn tem lerin in
e rd e m li b ir ey o lu p o lm a d ayr b ir k on u du r. H e r ey on u n
k iili in e d a y a n d ve h ib ir b ilim sel k an t (tpk p sik o a n a -
liz g ib i) y a d a h ib ir k o z m o lo ji ve a h l k i d a y a n a o lm a d
(H ristiy a n l n p ek o k k o lu n d a o ld u u g ib i) iin, a m a t r,
d erm e a tm a bir reti o la r a k k alm tr. G u rd jie ff, h em y o
u n sev g i hem d e n efret u y a n d rm a sn a ra m e n , sistem in in
p ek a z k a lc z a ra r v ard r. G r n en de o d u r k i, b a zla rn n
o lu m lu y n d e d e im ele rin e fr sa t v erm itir.4
Grld zere, Gurdjieff, kendisinin de itiraf ettii gibi
insanlar hi tereddt etmeden aldatan ve ihtiyac olduunda
da onlardan para szdran yetenekli bir sahtekrd. Sahtekr
lar, kendi yklerine neredeyse tamamen inandklar iin, al
datm a konusunda baarldrlar. G urdjieff sadece bir sahtekr
myd? D aha nce de belirttiim gibi, ayrntl kozm ogonisini
sadece aldatm ak iin yaratm olam az. ster gizemli kaynak
lardan renmi olsun, isterse kendi yaratm olsun G urdji
effin evren tasviri, kendi mitini yaratm asnn yan sra, yirmi
yl sren yolculuunda arad yaam n anlam sorusunun ya
ntn da bulm asn salam tr. Bu mit, dini bir vahye yakn

teki Peygam berler


ge o rg e i ivonavitch gurdjieff

dr. Bu ona, inancn salad gveni vermitir. Onu karizma-


tik ve inandrc yapan, yant kefettii konusundaki inancy
d. M ritleri, G urdjieffin kozm ik retisinin tam am n kabul
etmeseler ya da an lam asalar da, yine de onun, baka gurular-
da da olduu gibi, bildiine inanmlardr.

teki Pegam berler


III. bhagvvan shree rajneesh

R ajneesh, doksan tane R olls-R oycea sahip olm as ka


dar, cinsellii de aydnlanm aya giden yol olarak gklere
karan bir guru olm as ile de olduka nldr. Teknolojiyi,
kapitalizm i ve zgr ak tevik eden her guru destek kazan
ma ansna sahiptir. Rajneesh de zellikle de beyaz, orta snf
tan olan mritlerini kendisine balam ada olduka baarlyd.
Eileen B arkera gre, Rajneeshin tarikatnn, 1 9 8 0 lerde en
m oda ve olaslkla en hzl byyen alternatif tinsel/dini akm
o lara k sadece ngilterede, -drt bine yakn mridi vard.1
Rajneesh az sonra inceleyeceimiz gibi, pek ok zellii asn
dan dier gurulara benzemektedir. Ancak onlardan fark,
retisinin tam am en eklektik olm as ve neyin ona ait olduunu
belirlemenin zorluudur. Ksmen benzedii, sklkla da gn
dermeler yapt G urdjiefften etkilendii aktr. H er iki guru
da, m isyonlarnn insanlar uykudan uyandrm ak olduunu
ileri srm ve tutarl bir doktrin btnne bel balam aktan-
sa, kiisel karizm alarna gvenmilerdir.
Rajneesh de, tpk G urdjieff gibi kiisel olarak olduka et
kileyiciydi. Onu ilk kez ziyaret edenlerden ou, en mahrem
duygularnn derhal anlaldn, yarglanm ak yerine kabul
edilip itenlikle karlandklarn hissediyorlard. Yayd ener
ji sayesinde onunla etkileime geenlerdeki en gizli drtleri
uyandrm aktayd. Profesr Ralph Rovvbottom, Rajneeshin
szleri, yaam n basit konularn bile anlaml hale getiren,
varl da kendisini derinden etkileyen bir retm en olduu
nu yazmtr.2 K orum a grevini stlenmi skoyal ortopedist
H ugne M ilne, onunla ilk karlam asn yle aktarr: im
de, yuvam a geldiim e dair byleyici bir his vard. O benim
tinsel babam d, o her eyi anlayan, hayatm a am a ve anlam
kazandran biriydi. 3 Rajneesh hakkndaki, Yce Anlay (The
Supreme Understanding) kitabnn giriinde, M a Yoga Anurag
yle yazar: Sadece tm varlnz -fiziksel, zihinsel ve tinsel-
em anet edebileceiniz bir stat sizi byle bir yolculua ka
rabilir. Bhagvvan dinledike, giderek daha fazla bildiini ve

t e k i Pegam berler
b h a g w a n sh rve rajneesh

gc olduunu anladm . O na sadece, Evet, her eyi senin el


lerine brakyorum demem, her eyin yoluna girmesi iin ye-
terliydi. 4 Rajneesh hakkndaki en iyi kitaplardan birinin ya
zar psikiyatrist Jam es S. G ordon, Rajneeshin neredeyse tm
mritlerinin sk sk tekrarladklar bir ifadeyi dile getirir: Bu
adam biliyor.
Yine de Rajneesh, pek ok guru gibi zenginlik ve gten
tr yozlam , zam an iinde hem fiziksel hem de zihinsel
olarak bozulmutur. En sonunda Amerika Birleik Devletle-
rinde hapse atlm , sonra da buradan srlmtr. Birok l
kenin giri izni vermemesi nedeniyle H indistana dndkten
sonra, 1 9 9 0 da lmtr. Konum alarndan anlald zere,
kariyerinin balarnda sunaca pek ok ey olduu iin, yk
s gerekten de hazindir.
Rajneesh, 11 Aralk 1 9 3 1 de, M adhya Pradesh eyaletinin
kk bir kasabas olan Kuchvvadada, ocukluunun byk
ksmn geirdii, annesinin ailesinin oturduu evde dnyaya
gelmitir. Ailesi ona hayrand ve iddia edildiine gre, R ajne
esh ocukken o kadar gzel ve zarifti ki, dedesi onun nceki
yaam nda bir kral olarak yaadna inanyordu. Bu, daha
sonralar R ajn eesh olan adnn neden ilk bata, R a c a o la
rak verildiini de aklar. Be yandayken kk kz kardei
ni kaybetmitir. Bu lme zlmesine ram en, 1 9 3 8 te, yedi
yandayken, ocukluunun en travm atik olay olan dedesinin
lm onu ok sarsm tr. Dedesinin bir inmeyi izleyen hasta
l hem uzun srm hem de ok arl gemitir. Bu olayn
onu, benzer bir trajedi yaam a korkusuyla, bir daha yakn ili
kiler kurm am aya ittii ileri srlmtr. Dedesinin lmne
tank olm asnn ardndan, Rajneesh gn boyunca yataktan
kalkm am ve yemek yemeyi reddetmitir. Bu yas dneminden
son ra, G adarvvadada yaayan annesinin yanna dnm ve
okula orada gitmitir.
Rajneesh, ocukken yalnz, ie dnk ve ok zekiydi. Gu-
rularn tipik zelliklerinden biri de, arkada edinmektense
yanda toplam alardr. Bu zellik, onda epey kk yalarda
ortaya km t. Dier ocuklar kandrm ve srekli otorite

te k i Peygam berler
b h a g w a n s h n e rajneesh

ye kafa tutm utu. Astml ve hastalkl bir ocuktu. Birok de


fa, lmle burun buruna gelmiti. lm le oyun oynar ve kor
kusunu yenme adna, riskli hareketler yapard. rnein, Shak-
kar nehrindeki girdaba atlar, burga tarafndan dar itilene
kadar dibe dalard. Dier sal bozuk, zeki ve yalnz kiiler
gibi, o da, ok okum aya balad ve bu alkanl uzun yllar
srdrd. Bu sayede, D o u nun kutsal yazlarn, B atnn
nemli filozoflarn yakndan tanr hale geldi. Dini inan ara
ylar, her zam an ba kaldrm a ve dalga geme ile son buldu.
Otoriteye itaat etmesi gereken hibir ideolojiyi kabul edemi
yordu. K avgac, saldrgan ve kstaht. Bir akran onu, ok ze
ki fakat ayn zam anda da alkanlk halinde yalanc biri diye
tanm lam aktadr. M addi konulardaki drstl, ok erken
yalardan itibaren hep phe uyandrmtr. Sosyalizm ve ate
izmi nem sem i, 1 9 5 1 de H indistan Ulusal O rdusunun gen
lik koluna girmitir. 1 9 5 1 de liseden mezun olduktan sonra,
Jab a lp u rda, H itkarini niversitesine gitmitir. ok kavgac
ve ba etmesi zor olduu iin, niversite tarafndan okuldan
ayrlm as istenmitir. Baka bir niversiteye kayt yaptrm
ancak derslere devam etmeyip evde kalm ay tercih etmitir.
Bundan sonra, hareketlerini kstlayacak derecede etkili
olan ba ars, anoreksiya, depersonalizasyon" ve ciddi zg
ven kayb yaad uzun bir ruhsal rahatszlk dnemi geir
mitir. Bir ara, bedeni ve ruhu arasndaki balantnn koptu
unu hissetmitir. Kendisini yeniden eskisi gibi hissedebilmek
iin, gnde yaklak 25 kilometre kom aya ve m editasyon
yapm aya balam tr. Ebeveynleri ruhsal bir hastal olduu
na inandklarndan, onu pek ok doktora gtrmlerdir. An
cak R. D. Laing akm na mensup Ayuverdik bir doktor on la
r, geici ancak nemli bir bireysel kriz dnemi geirdiine ik
na etmitir.
21 M art 1 9 5 3 te, yirmi bir yandayken, Rajneeshin ay
dnlanm a olarak adlandrd bir durum la, hastal sona er

* Kiinin evresini, kendisini veya hem kendisini hem de evresini gerek deilmi
gibi hissetmesi (.n.)

t e k i Pegm berler
b h a g w a n s h n e rajneesh

mitir. Bu, yedi gn boyunca mcadeleyi, aray ve uram a


y durdurup p asif kalarak her eyi brakp, bekledii bir za
man diliminin ardndan gelir. Her eyin berrak, canl ve g
zel olduu, kendinden getii bir dzeye ular ve kendisini
m utluluktan lgna dn m gibi hisseder. Rivayete gre,
B ud ann altnda oturduu bodhi aac gibi, o da M aulshree
aacnn altnda oturur. Ancak bu, B udann insanlk adna so
nulara ulat, sakin, kendi halinde ve serinkanl halinden
olduka farkl bir vecit ve aydnlanm a deneyimidir.
O laylar zinciri, bir psikotik ata dndrr. R ajneeshin
on dokuzla yirmi bir yalar arasnda olduka ar bir depres
yon geirdii ve bunu da vecit ile birlikte hipom anik bir dne
min izledii tahmin edilebilir. Dier gurulara kyasla R ajne
eshin ruhsal hastalk dneminin vahiylerle giden bir iyileme
ile son bulm as olduka erken yata olsa da, benzeri karakte
ristik bir rnty yanstm aktadr. Guru olarak ilan edildik
ten sonra dahi, depresyon ataklar yaadna ilikin gl ka
ntlar vardr. Yirmi bir yl sonra 1 9 7 4 te, her eyden elini ay a
n ekmi ve birka hafta sren tam bir sessizlie gm lm
tr. 1 9 8 1 de de, birka ay boyunca etrafndakilere hi tepki
vermemi ve o dnem de belli ki kitap bile okumamtr. Sy
lenenlere gre, zam an zam an ar derecede iki ier, aralarn
da valium , haha ve azot oksidin de bulunduu eitli m ad
deler kullanrd. Tm bunlar, doal olarak, yaknndakiler ta
rafndan zeri rtlm eye allan depresyon dnemlerini hem
hafifletmeye hem de hastalnn nne gemeye yaram akta
dr. Dier pek ok liderde de olduu gibi, onun da, zam an za
m an kendini gerek hastalkla aa vuran, hem narsisistik,
hem de m anik-depresif bir kiilii olduu sonucuna varm ak
yerindedir diye dnyorum .
Tm yaam boyunca Rajneeshin sal hep bozuktu. e
ker hastal, astm , eitli alerjiler ve sk sk tekrarlayan bel f
tna bal srt ars ekiyordu.
Genken yaad vecit deneyimi, on a o an yaam asn ve
bundan tatmin olm asn salayan srekli bir deiim getirm i
tir. 1 9 5 5 te felsefe blm nden mezun olm u, 1 9 5 7 de de Sa-

teki Peygam berler


b h a g w a n shree rajneesh

ugar niversitesinden yksek lisans diplom asn almtr.


1 9 6 0 ta Jab a lp u r niversitesinde felsefe blm nde yardmc
profesr olmutur. Ayn dnem de H indistan gezmeye bala
m, ou Hintli onun kstahl ve geleneksel deerlere saldr
m as karsnda hayretler iinde kalsa da, o insanlar ihtilafa
drc konferanslar vererek, tartm ac ve geleneklere kar
kan biri olarak n kazanmtr. lk m editasyon kam p n
1 9 6 4 te kurmutur. 1 9 6 6 da Jab alp u r niversitesi ynetiminin
basks nedeniyle, akadem ik yaam na son vermitir. 1 9 6 9 da,
tm H indistanda G an d inin yznc doum gn kutlanr
ken, Rajneesh geleneksel grlere saldrm a frsat bulmu,
G an d inin oru tutm asnn m azoizm , cinsellikten uzak dur-
m asnnsa bir eit sapklk olduunu ileri srmtr. Daha
sonra, Rahibe T eresay da km sem i ve onun da bir arla
tan olduunu sylemitir.
Altml yllarn sonlarnda, Rajneesh Bom bayda birka
mridiyle ayn evde yaam aya balam tr. Buras 1 9 7 4 e ka
dar tm operasyonlarn merkezi olmutur. Bu srede, onun
sannyasin olarak adlandrd mritleri gittike artmtr. Bir
m rit adaynn tarikata katlabilm esi iin, m editasyon yapyor
olm as, portakal rengi ya da krmz kyafetler giymesi, zerin
de R ajneeshin resmi olan, 108 adet tahta boncuktan oluan
m ala kolye takm as, kendisine Rajneesh tarafndan verilen is
mi kullanm as ve gemiini geride brakarak, Rajneeshin oto
ritesini kabul etmesi gerekiyordu. 1 9 7 1 de tarikata 4 19 yeni
ye katlmtr.
ou guru, hayatta olsun olm asn, eski retmenlerine ok
ey borlu olduunu ifade etse de, G urdjiefften etkilendii
ok ak olan Rajneesh, birilerine borlu olduunu hibir za
man itiraf etmemitir. A sla bir stad olm adn sylemesine
karn, daha nceki yaam larnda, pek ok ey rendiini ile
ri srmtr. ok eitli kaynaklar okum asnn sonucu olarak
retisi, L ao Tzu, Buda, sa ve M uham m ed gibi byk din li
derlerinin bir bilekesi olmutur. Her zam an doru alnt yapa-
m asa bile, sk sk Platondan Freuda kadar, tm Batl d
nrlerden sz etmitir. Bernard Levin tekkeyi 1 9 8 0 de ilk kez

le k i Pegam berler
b hagvvan shree rajneesh

ziyaret ettiinde, R ajneeshin hibir kda bakm adan, durak


lam adan ve tekrarlam a yapm adan, bir saat krk be dakika
kadar konutuuna tank olmutur. Levin, ses tonunun al
ak, yum uak ve olduka gzel olduunu syler/ K onum a
snn ciddiyetini, esprili hikayelerle hafifletmenin yan sra,
mstehcen hikayeleri de ocuksu bir tarzda aralara serpitir
mektedir.
Rajneeshin kendisi hibir ey yazm asa da, mritleri k o
num alarn ve yorum larn kaleme alm lar ve bunlar kitap
haline getirmilerdir. Yazlanlarn doru olduunu kabul eder
sek, Rajneeshin ilgin olduu kadar da, akc bir konumac
olduunu grebiliriz. 1974 ve 1 9 7 5 teki sylevlerini oku d u
um da, sondaki k ve tkeniine ram en, R ajneeshin,
yaam larnda yeni bir anlam arayanlara, nasl bir bak as
sunduunu anlam aya balam tm . retisinin temel noktas,
onun dinsiz d in dedii eydi. Bununla kastettii, hibir zel
inanca ya da kiliseye bal olm akszn, yaam n kendisine kar
dini bir tavr gelitirmektir. Ayn bak asn, Ju n g da pay
lamtr. Ancak Rajneesh, dini, m addi ihtiyalarn gerekle
tirmi ve bu nedenle de yaam n anlamn sorgulam aya gc
yeten kiilerin lks olarak ele alm aktadr. Fakir bir toplum
da, din anlam l olam az, nk onlar henz baarszl tatma-
m lardr. 7 Yani, ev sahibi olm ann, zengin olm ann ya da g
nllerinde hangi m addi kar yatyorsa onun m utluluk getir
meyeceini henz anlam am lardr. Rajneesh her zam an fakir
likten nefret etmi, fakirlii horlam ve utanm adan zenginle
rin gurusu olduunu ileri srmtr. Dier taraftan da, konu
m alarndan birinde, sann bir zdeyiine benzer biimde Ne
kadar fazla ey toplarsanz yaam nz o kadar boa gider, n
k bunlarn bedeli yaam n kendisidir der.8 Bu adan, arp
c biimde, kendi retisine ters dmektedir.
Rajneesh, insanlarn tipe ayrldn ileri srm ektedir;
nesne toplayan ve da dnk olanlar, bilgi toplayan ve daha
az da dnk olanlar ile farkndala ulam aya alan ie d
nkler. Son gruptakilerin am ac, gittike daha fazla bilinlen
mektir. M ritlerinde, Buda G otam a ve Yunanl Z o rb anm ki
b h a g w a n s h n e rajneesh

ilik zelliklerini grm ek istediini ifade etmitir. O na gre en


temel ihtiya, gemiin zincirlerinden kurtularak o an y aa
m ak, en nemli emir de kiinin kendini sevmesidir. Siz dn
yaya dilenci olarak gnderilm ediniz, sizler birer im paratorsu
nuz der.
R ajneesh, cinsellie tinsel bir nem veren Tantrik retile
ri kullanarak, cinselliin aydnlanm ann bir yolu olduunu ile
ri srmtr. T m y asaklam alar ve sahiplenm elerden kurtula
rak, zgr ak ve farkl elerle deiik cinsel deneyimleri te
vik etmitir. O na gre, cinsellik eylemi, zirve orgazm na
kar koyup, vadi orgazm diye adlandrd eye ulam ak
iin mmkn olduu k ad ar uzatlmaldr. Btn bedenin or
gazm olan vadi orgazm , dnce ile bir arada bulunam az,
bu nedenle de en deerli deneyim, yarn dnmeksizin y aa
nan andr. Bu G urdjieffle ilgili blm de aktarlan, imdi ve
buraday youn olarak yaam ann benzeridir. Rajneeshe gre,
cinsellik kutsalla ulam ann yollarndan biridir. O na gre,
bekreti ycelten ve cinsellii bastrm aya alan dinler, engel-
lenmilik duygusu ve nevroz yaratm aktadr. Rajneesh, bir ke
resinde, insanlarn ona getirdii sorunlarn % 9 9 unun cinsel
likle ilgili olduunu sylemitir. Ancak hom oseksellii hasta
lk olarak grd iin, retisi, sadece heteroseksel ilikile
re uygundur. H ibir cinsel yasaklam a tanm ayan biri iin bu
olduka tuhaf ve tutucu bir tavrdr. O na gre, kiinin kendi
iindeki kartla -rnein, bir erkek iin, kendi iindeki ka
dna- bakarak da cinselliin stesinden gelinebilir. Ancak
tledii zere, bu sadece stadn rehberliinde yaplabilir.10
Bu durum , Ju n g un anim a kavram na yakndan benzemekte
dir.
R ajneesh, kendisine stat kimlii vermekte hi tereddt et
memesine karn, bir konum asnda guru olduunu inkr et
mitir. Bununla kastettiini dndm ey, tutarl bir reti
btnne sahip olm adnn farknda olmasdr. yle dem i
tir:
B e n im sa d e c e a r a la rm v a r -sad e c e p sik o lo jik c e v a p la r m var.
Ve ce v a p b a n a d e il, size b a ld r. H e r k e s iin , zel b ir c e v ap

O tek Pegam berler


b h a g w a n sh ree rajneesh

v erm em g erek ir.


B u n ed en le, a s la ve a sla b ir g u r u o la m a m ! B u d a b ir g u ru
o lab ilir, a m a ben o la m a m . n k sizler, birb irin izle tu ta rl
d e ilsin iz, her birey b irb irin d e n o k fa rk l, bu d u r u m d a ben
n asl tu ta rl o la b ilirim k i? O la m a m . B u tu ta rll a o k ih tiy a
v a r d iye d e, b ir c e m a a t o lu tu r a m a m ....
O h a ld e , ben b ir g u r u d a n o k , b ir p sik iy a triste (h att b i
r a z d a h a fa z la sn a ) b e n z iy o r u m ."
Yapt baz yorumlar, saya atfedilenlerinkini artr
m aktadr. H enz bir sre daha buradayken, frsat karm a
yn. 12 Dinleyenlerine sk sk, arnm alarn, gevemelerini ve
doal olm alarn tler. nsan eylemle ilevi her zam an birbi
rinden ayrmaldr. Onun grne gre, eylem am aca ve ihti
yalar karlam aya dnktr. lev ise, ayn gazeteyi tekrar
okum ak gibi bo bir ura, huzursuz edici bir beceriksizliktir.
Ahlk ve din de birbirinden ayrlmaldr. nk ahlk drt
lere kar savam a ve onlar inkr etmek ile ilgiliyken, din bi-
linlilii artrm ak ve kiinin iindeki uyandrm akla ilgili
dir. fkeli biri artk farknda olam az. Tam bilinli olu, fke
ile badam az. nsanlar artm bilinle duygularndan uzakla
abilecekleri gibi, dncelerinden de syrlabilmelidirler. Raj-
neeshe gre, insan yeterli dzeyde bilinlenebilirse, kendi d
ncelerine dardan bakabilir. Rajneeshin konum a yapt
odalardan birinin giri kapsna yle bir uyar aslm tr:
Ayakkablarnz ve zihninizi darda braknz. Eer kii
Tanrya ak olm ak istiyorsa, geleneksel dnme biimlerini
terk etmelidir.
Rajneeshe gre, geree ulamann ana yolu vardr:
Deneye dayal bilimsel yol, akla dayal mantk yolu ve kendi
sini iir ve dinde ortaya koyan eretileme yolu. iir, nesnelle
zneli birbirine balayan bir kprdr. Din de esasen iirdir.
Tantrik retide, yaam a her zam an evet denir. Gerek ate
ist, yaam a hayr demeyi srdrendir. D oal olm ayan tek
hayvan insandr. Bu nedenle de dine ihtiya vardr. 15 R ajne
esh, nevrotik belirtilerin, insan iine bakm aya zorlam as ve
gerek sorunlaryla yzletirmesi nedeniyle deerli olduu ko
nusunda, Ju n g la ayn gr paylam aktadr.

io k Peygam berler
b h a g w a n sh ree rajneesh

Rajneesh, retisinin zgn olduunu savunm am sa da,


retisini ifade etme biiminin m odern olduunu sylemitir.
Ancak Rajneesh baka hibir yerde rastlanm ayan, derin nefes
almay temel alan bir m editasyon teknii gelitirmitir. D ina
mik M editasyon olarak da adlandrlan bu m editasyon tr,
yineleyici mzik eliinde, on dakikalk hzl, dzensiz ve de
rin nefes alm akla balar. Bunu izleyen on dakika, bararak,
alayarak, dans ederek kiinin aklna gelen her eyi, hibir k
stlam a olm akszn ifade ettii katarsis (boalm ) yer alr. Dr.
G ordon, kendini, retm enleri, ebeveyni, bakclar, oyun ar
kadalar gibi gemiinde nefret ettii kiilere sayp sverken
bulduunu ifade eder. nc on dakikad a, bir Sufi m antras
olan H oo, hoo, h o o yu barrken, mmkn olduu kadar
yksee zplanr. Rajneesh, Zplarken, ayaklarnz yere yle
iddetli vurun ki, ses, cinsel merkezinize kadar ulasn. Kendi
nizi tam am en tketin diye mritlerine bilgi verir.16 Bunun ar
dndan, kii yapt her eyi brakr, sk nefes alm aktan ve id
detli egzersizden dolay oluan fiziksel kram plarn ve arlarn
durulm as beklenir. Son devrede de, zihin sakinleip, beden
geveyene kadar m zik eliinde dans edilir.
1 9 7 1 de Rajneesh, Bhagvvan nvann almtr. nvann
anlam K utsanm K ii olduu ve Tanrnn yeniden doum u
anlam n tad iin, bu baz Hintli mritlerini kendinden
uzaklatrm tr. M ridi L ax m inin, Bernard Levine dediine
gre, sannyasin\enn ou Rajneeshi Tanr olarak grmesine
karn, o, kendisinin yalnzca kutsal enerji yayan biri olduu
nu iddia ediyordu. Rajneeshin giderek kendi kutsallna
inanm aya baladn dnyorum . Olur da, sadece resmini
tam ak, mritlerine her an onlarla beraber olduunu hatrlat
m az diye, sandan ve trnandan paralarn olduu kutular
datm aya balam tr. Fotoraflarnda titizlikle poz vermesi
ve en ho zelliklerinin ortaya km as iin, iyi klandrm a
olm as konusundaki srar, narsisizminin bir gstergesidir.
1 9 7 4 n balarnda, yaklak otuz-krk kadar sannyasini,
K ailah a, ailesine ait iftlikte alm ak zere gndermitir. Bu
ras fare ve akreplerin cirit att, ar scak ve kurak, dehet

O ie k Pegam berler
b h a g w a n sh ree rajneesh

verici bir yerdi. G urdjieffin mritlerini, tketici ve bo ilerle


uram ann aydnlanm ann yolu olduuna ikna etme yntemi,
Rajneesh tarafndan kendisine ball snam ak iin kullanl
mtr. Sannyasinler yetersiz besleniyorlar ve ar altrlyor
lard. iftlii terk etmeleri ve izin kullanmalar yasakt. ou,
am ipli dizanteri, sarlk, tberkloz ve iddetli eklem ve kas
ars yapan ateli ve bulac bir tr hummann da dahil oldu
u eili hastalklara yakalanm t. Bazlarnn salk sorun la
r kalc olm u, dierleri de iftlikten dndkten sonra ancak
birka ayda toparlanabilm iti.
Tarikata katlan mritler arttka daha geni alana ihtiya
duyulm aya balanm t. Baz Hintli iadam lar, daha son rala
r Rajneesh Vakf olan bir fon oluturup, 17 Koregaon Park,
P o o n ad a, Shree Rajneesh Tekkesi nin geliip byd,
2 4 .0 0 0 m2lik bir yer satn aldlar. 1 9 7 4 ten itibaren orada ay
n anda yaklak alt bin m rit kalabilm ekteydi. Bu arada tek
ke o derece nlenm id ki, dnyann eitli yerlerinden, ylda
yaklak otuz bin kii tarafndan ziyaret ediliyordu. Tekkeye
byk m iktarlarda para yardm yaplm as yan sra; oda ve
yemek creti, kitap sat, konferanslara katlm a creti, grup
ve bireysel terapi cretlerinden ayda yaklak 10 0 .0 0 0 ile
2 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar arasnda gelir elde ediliyor ve bu da
tekkenin yaatlm as iin kullanlyordu.
Tekkede sradan bir gn, sabah 6 dan 7 ye kadar sren di
nam ik m editasyonla balyordu. Bunu, Rajneeshin ngilizce
ve H inte olarak, doalam a yapt, yaklak iki saat sren
konum as izliyordu. 1 9 7 5 te etkileim gruplarnn eitlilii
daha da artm t. G rup ve bireysel terapi eitleri o kadar faz
layd ki, Frances Fitzgerald, Poona Tekkesini Bir yntemi
olan herkes iin, tinsel bir garaj gibiydi. 17 diye tanm larken,
Bernard Levin oradan tinsel bir sperm arket diye bahse
der.1" Uygulanan grup teknikleri, snrsz cinsellikle ve saldr
ganlkla nlenmilerdi. fke ifade edilen eylemlerde o kadar
fazla krk kk m eydana geliyordu ki, durum dan kukulanan
yerel hastanelere, neden olarak merdivenden, bisikletten d
me ykleri anlatlarak olaylarn st rtlmeye allyordu.

O le k Peygam berler
b h a g w a n shree rajneesh

P oonadaki cinsel zgrlk, H ugh M ilne tarafndan olaan


d diye anlatlr. Rajneesh i am arnn enerji geiini en
gellediini syledii iin, kzlar zerlerine i am ar giyme
den, effaf elbiseler giyerlerdi. Baz gruplarda, insanlar, sev
diklerinin bakalaryla ilikiye girmesini seyretmeye zorlanr-
lard, szde bu onlar, cinsellie ar balanm aktan kurtar
m ak iindi. Baz gruplarda sadece oral seks hakimdi. Sevilen
cinsel eylemlerden biri de, erkeklerin, kadnlarn vajinalarna
sokulm u ham m ango meyvesi yemeleriydi.
R ajneesh, tarihteki tm erkeklerden daha fazla kadnla
yattn iddia etse de, aslnda cinsel perform ans ok ktyd.
Pek ok guru gibi o da, kendisine sunulan birok kadnn ta
dna bakyordu. Bhagvvann cinsel ei olm ak ise, elbette paha
biilmez bir ayrcalkt. Ancak cinsel iliki, olaslkla erken bo
alm a sorunu olduu iin, ne yazk ki hayal krkl vericiydi.
O , sevimeye katlm aktansa, seyretmeyi tercih ediyordu. Baz
iftler onun nnde sevimeleri iin tevik edilirdi. Yeni kat
lacak bir yeye, rlplak kalana kadar soyunm as sylenir,
kiiye dokunulm adan uzaktan ncelenirdi. Bazlarndan da,
cinsel ilikiye girm eksizin sadece m astrbasyon yapm alar is
tenirdi.
Bununla birlikte, sevgi hakkndaki retisi, sevginin baka
bir boyutu olduunu dndn ortaya koymaktadr.
D e rin a k t a , b ir e k ild e a rz u s o n a erer. O a n yeterlid ir: A rtk
g e lec e k iin d a h a fa z la istek k alm a m tr. E er birin i se v iy o r
s a m , tam d a o a n d a , ak lm iin iin de deildir. B u an s o n s u z
lu k tu r... Y an i a k n , p ek o k k u tsa llk b elirtisi v a rd r.1''
Eer bir kii kendini sevm iyorsa ya da sevgi dileniyorsa,
onun bakas tarafndan da sevilemeyecei dncesini sklk
la tekrarlam aktadr.
nanlarndan bir dieri de, ou insann ocuk sahibi ol
m aya uygun olm ad ve zaten dnyada da gereinden fazla
ocuun var olduudur. Tm dnyada yirmi yl boyunca d o
um lar y asaklan sa, ou sorunun zleceine inanyordu.
K adnlar nce krtaj, ardndan da ksrlatrlm a iin cesaret
lendiriliyorlard. Tekkede, vazektom i ve tplerin balatlm as

O le k Pegam berler
b h a g w a n three rajneesh

kolaylkla gerekletiriliyordu. Ksrlatrlmay kabul etmek


de, Rajneeshe olan balln bir gstergesiydi. Yaklak iki
yz kadar kii ksrlatrlm ay kabul etmi, ancak ne yazk ki,
bazlar sonradan, yaptklarndan ok pim an olm utu.
N ew Y orklu mridi M a Satya Bharti, Rajneeshle olabil
mek iin, ocuunu eski kocasna terk ettiinde, kendisine
doru olan yapt sylenmiti. M ridin guruyla ilikisi ba
ka ilikilerle karlatrldnda, onun dndaki her ey nem-
sizlemekteydi. Rajneesh En yce iliki, stat-mrit ilikisi
dir... Anahtar, statla m cadele etmekte deil, ona teslim ol
m aktadr. 20 demektedir.
Taraftarlar artka, Rajneeshin kendisine ulam ak da git
tike glemitir. Y aklak 1 9 7 9 dan itibaren sylevleri bo
zulm aya balam , N isan 1 9 8 1 den itibaren sessizlie gm l
m ve topluluk nnde konum ay brakmtr. Bunun yeri
ne, her gn bir saat kadar mritleriyle sessiz bir biimde otur
m aya balam tr. D aha nce de sz ettiim gibi, bu srada o la
slkla bir depresyon dnemi geirmektedir. Fiziksel sal (e
ker hastal, astm ve alerjileri) gittike ktlem i ve ortope
di uzman Jam es C yriax, srt ars iin ne yaplabileceine
bakm ak iin L o n d radan gelmitir. K orum a grevlisi Hugh
M ilne, Rajneeshin illara ihtiyac olm as konusunda olduk
a hassas olduunu bu nedenle de reetelerin guru iin deil
de, kendisi iin yazldn sylem ek zorunda kalmtr.
SannyasM er, irkin davranlar ve giyimlerinin uygunsuz
luu nedeniyle Hintlileri kzdrarak, Poonada benimsenme
milerdir. Bazlar uyuturucuyla, bazlar da fahielik yaparak
geimini salam aktadr. Baz mritler yerel halk tarafndan
dvlmlerdir. Rajneeshin destekledii cinsel zgrlk, gele
neksel Hint retisine tam am en aykr olduu iin, bu durum
halk rahatsz etmitir. Sonunda, H indistan H km eti, R ajne
esh V akfnn vergi muafiyetini kaldrarak, birikm i vergi bor
cu olan 4 .0 0 0 .0 0 0 Am erikan dolarn talep etmitir. R ajne
eshin daha byk bir kom n arazisi alm as yasaklanm ve
dini huzursuzluu krkledii iin tutuklanaca dedikodula
r dolam aya balamtr. H indistandan yasa d yollarla mil-
b h a g w a n shree rajneesh

yonlarca dolar karldktan son ra, P oon adan Amerika Birle


ik Devletlerine gitmek zere hazrlklar yaplm aya balan
mtr. Etraftakilere R ajneeshin H indistanda uygulanm ayan
tbbi bir tedavi iin, A .B .D .ye gitmesi gerektii bildirilmitir.
Rajneesh 31 M ays 1 9 8 1 de N ew Jerseye gitmi, uaktan iner
inmez A m erikann bekledii M esih im demitir.
nc bir ekip O regondaki ikinci byklkteki iftlik
olan, 2 5 .6 0 0 hektarlk araziyi seip 5 .7 5 0 .0 0 0 Amerikan d o
larna satn almtr. Artk buras, Rajneeshin yeni kom n
olan R ajneeshpuram olacaktr. Rajneeshin kendisi de buraya,
A.B.D . G ve V atandala Kabul Birim ini kukulandrm a
m ak iin Temmuz 1 9 8 1 de bir m isafir gibi gelmitir. 1 9 8 5 te,
burada 2 5 0 0 kii srekli ikam et etmekte, 2000 kii de uzun
sreli ziyareti olarak kalm aktayd. Rajneesh de, G urdjieff gi
bi, i yapm ann, bir eit m editasyon veya ibadet biimi, hi
deilse bir oyun olduuna ikna etme taktiini kullanmtr.
Ad ne olursa olsun, i yapm ak, aydnlanm aya giden yolun
nemli bir ksmdr. Sannyasinler haftada, yaklak 100 saate
yakn alyorlard ve herhangi bir entelektel ya da sanatsal
aktivite iin ya zam anlar kalm yordu ya da yorgunluktan is
tekleri olm uyordu. En beendikleri yazarn, Batllarn birok
kitaba imzasn atm ismi Louis LAm our olduu gze arp
maktadr. Eitim dzeyleri dikkate alndnda, bu artcdr.
M ritlerinin yzde seksen yksek okul, yzde altm d r
d niversite, yzde otuz sekizi daha yksek derecelerden me
zundur, bunlarn da yzde on ikisi doktora derecesidir. Hemen
hepsi beyaz, yzde elli drd kadn, yzde krk alts erkektir
ve yzde sekseni soyoekonom ik olarak orta snftandr. Ya
ortalam as otuzun zerindedir. O sralarda tm iletmenin ba
yneticisi olan Sheela adndaki sannyasit, srekli fakirlii b a
hane ederek, dier sannyasittlerin, ailelerini rnein bbrek
am eliyat iin 2 0 .0 0 0 Amerikan dolarna ihtiyac olduu gibi
uydurm a nedenlerle arayarak para istemeleri iin ikna etm ek
ten ekinmemitir. Para toplayanlardan biri, Rajneesh on bi
rinci R olls-R oyceunu teslim ald gn, onu doyuracak kadar
parann asla olam ayacan dile getirmitir.

t e k i Pegam berler
bhagvuan shree rajneesh

Aslnda ou m rit bu arad a, tekkenin hi phesiz keyf


ni karyordu. O rtalkta pek ok kucaklam a, pek ok kahka
ha vard. Frances Fitzgerald, iftlii, Kentli gen iadam lar
iin buras sanki btn yl sren bir yaz kam pyd diye ta
nmlar.21 Bu tatl ryann kt taraf ise, cinsel yolla bulaan
bel soukluu, herpes, idrar yolu iltihab ve AIDS gibi hasta
lklarn gittike yaylm asyd. 1 9 8 4 de kom nde prezervatif ve
plastik eldiven takm adan cinsel ilikiye girm ek yasakland. On
bir sannyasinn AIDS testleri pozitif kt iin, iftliin uzak
bir kesine tecrit edilmitir. Ancak ynetimin, telefon dinle
me ve gizli m ikrofon yerletirmekte eitildikleri ve uzman o l
duklar iin onlar merkezden uzaklatrm ak istemi olduu ve
A ID Sin bu tecride bir bahane olduu sanlm aktadr. Bir sann-
yasir A ID Sden lmtr, ancak zehirlenerek ldrlm ol
mas da olasdr. Rajneesh, A ID Sin, N o strad am u sun keha
nette bulunduu afet olduunu ve yzyln sonu gelmeden
A ID Sin byk bir salgna dnerek dnya nfusunun te
ikisini yok edeceini ileri srmtr. Rajneesh, bunun yan s
ra, 1 9 9 0 larda nkleer bir sava kacann ve San Andreas
fay boyunca da bir deprem olacann kehanetinde bulun
mutur. Sadece, m editasyon sayesinde huzur ve zihin gc bul
may baarm kiiler gelecekteki kaosu atlatabileceklerdir.
Rajneesh, gittike ktlemeye devam etmitir. Eskiden ne
redeyse btn gnn okuyarak geirirken, sonralar bunun
yerine sadece video seyretmeye balamtr. En sevdii filmler,
G eneral Patton ve On E m irdi. Rolls Royce toplam a hrs,
doksan tane toplayana kadar srd. G urdjieff ile benzer bir
baka zellii de, ok kt bir src olmasdr. Krmz k
ta geer, hz cezasna arptrlr, pahal tam iratlar gerektirecek
ekilde arabasn arpard. Rajneesh, oldum olas, zorlant*
halinde koleksiyon yapard. Kkken deniz kenarndan top
lad talar tayabilsin diye annesi giysilerine fazladan cep
dikerdi. Yetikin olduunda her zam an en pahalsndan, zeri
prlanta ve deerli talarla ssl olan kalem , kol dmesi ve

* sten d yineleyen hareketler, kom pulsiyon (.n.)

le k i Peygam berler
b h a g w a n sh ree rajneesh

saatler biriktirmitir. R ajneeshin binlerce mrit toplam as da,


zgvenini artrm asna hizmet eden dier bir koleksiyonudur.
Kesinlikle abart olm asna karn, 1 9 8 5 te tm dnyada bir
milyon m ridi olm asyla vnyordu.
Gurular incelerken hep karlalan eliki, son derece z
gvenli grnen ve gl bir karizm a yayan bu kiilerin, ayn
zam anda, kendilerini yeniden gvende hissedebilmek iin m
ritlerine ihtiya duymalardr. D epresyondan kurtulm ak ve
egosunu beslemek iin Rajneesh nasl bir yntem kullanrsa
kullansn, sonunda hibiri ie yaramamtr. Gnde 60 mg. va-
lium ve diisinin szde astm iin verdii, solunum yoluyla
alnan azot oksit, byk olaslkla geici olarak kendisini ne
eli hissetmesine yol ayordu. Eer btn bu ald sylenen
illarla ilgili bilgiler doruysa, bu durum ruh halinin giderek
bozulm asn aklam aktadr.
Eski korum a grevlisi H ugh M ilnein ifade ettiine gre,
azot oksidi iine ektikten sonra Rajneesh genellikle sayklar-
d ve bir keresinde, O kadar rahatladm ki, artk aydnlan-
yorm uum num aras yapm ak zorunda deilim. Zavall Krish-
nam urti, o hl num ara yapm ak zo ru n d a. 2 demitir. Bu o
kadar kom ik bir itiraf ki, insan H ugh M ilnein gerekten de
gvenilir bir tank olup olm adndan pheye dyor. Mil-
ne, Rajneesh ile 1 9 7 3 te ilk karlatnda ondan bylenmi,
ancak zam an iinde o k ad ar fazla hayal krklna uram tr
ki, 1982 sonbaharnda iftlii terk etmitir. Milne, kendi iha
netinden olduka rahatsz olsa da, bu akm la tanm asndan
ok ey kazandn her zam an sylemitir. 1983te intihara te
ebbs ettikten sonra hastaneye kaldrlarak, psikiyatrik teda
vi grm tr. inde birka phe tayan blm olsa da kita
b, Bhagw an: B aarsz Tanr (Bhagw an: The G od T hat Failed)
akm n, R ajneeshe bu derece yakn bir gzlemcinin azndan
aktarlm as asndan ok deerlidir.
T pk P oon ada da olduu gibi, O regonda da, Rajneesh
yanllar zorbalklar ve yre halkn kmseyen tavrlar ne
deniyle hi sevilmemilerdir. iftlie en yakn kasaba olan An-
telopeun nfusu ou emekli doutan H ristiyanlardan olu

le k i Pegam berler
b h a g w a n shree rajneesh

m aktayd ve olduka azd. Burada yaayanlar, yeni kom ular


nn cinsel ve saldrgan davranlarn duyduklarnda oke ol
m ulard. Yre halk, Rajneesh yanllarnn daha da fazla b
yyp gelimelerini engellemek iin yasal m cadele iine gir
seler de, Rajneesh yanllar toplantlarda ounluu yanlarna
ekm ek ve onlardan daha fazla oy toplam ak suretiyle halk
blmlerdir. A ntelope un ynetimini ele geirmeyi baararak,
sokak isimlerini, Amerikan kahram anlarn isimlerini Hintli
kahram anlar ve baka bilge kiilerin isimleriyle deitirmiler,
sonunda da A ntelopeu, Rajneesh olarak yeniden adlandrm
lardr. H alk, srekli olarak szel veya dier yollarla taciz edil
diinden ikayet etmitir.
1984 baharnda iftlik, tpk Jim Jo n e sun G uyanada olu
turduu ve D avid K oreshin de T eksasta oluturaca gibi, gi
derek gvenlik nlemlerini artrm ve silah toplamtr. Bun
larn iinde yivli tfekler, tabancalar, yar otom atik karabin a
lar ve dier ateli silahlar bulunm aktadr. zel bir Rajneesh-
puram polis gc oluturulm utur. Z am an iinde iftlik, daha
ok bir polis merkezine dnm tr. iftlikte yaayanlarn,
olaand acil bir durum olm adka, dar km alar yasakt.
Rajneeshin kurduu dzene gre, kendisi ba yneticisi She-
ela dnda kimseyle konum uyordu. Sheela, m utlak gc ve
artan paran oyak tavrlaryla, giderek gerek bir diktatre d
nt.
Ayrntl biim de hazrlanm telefon dinleme ve gizli m ik
rofon yerletirme sistemlerinin gelitirilmesinin am ac, komn
iindeki asileri tespit etmekti. Byk m iktarlarda haloperidol
ilc siparii veriliyordu. Bu il, izofreni tedavisinde kullan
lan, renksiz, kokusuz ve tatsz olduundan ne olduu kolay
lkla belli olm ayan, gl bir iltr. Ayrlmak isteyen, sz din
lemez sannyasinlere, bu il, patates ve bira iinde verilerek,
onlarn daha itaatkr olm alar salanyordu. M ritlerden biri
nin fazla dozda il verilmesi nedeniyle ld sanlm aktadr.
Sheela, R ajneeshin ngiliz doktoru Devaraj ile ok yakn ol
m asndan rahatsz olm u ve doktorun kendi yerine, karsn
getirebileceinden korkmutur. D evaraj defalarca, ishal, kus

ie k i Peygam berler
b h a g w a n s h n e rajneesh

m a ve kram plardan hastalanana kadar zehirlemi, sonunda da


ona, iki hafta kan tkrm esi ve hastaneye kaldrlm asna ne
den olan bir enjeksiyon yaparak ldrmeye almtr. Sann-
yasinlerin zehirlendiini gsteren birok olay vardr.
Sheela, kom nn politik gcn artrm ak zere, Wasco
eyalet oylarna hile kartrm ak gibi ileri dzeyde teebbslere
de girimitir. iftlie, szde yardm sever bir giriim ad altn
da, pek ok evsiz toplanm tr. A ncak, gerekte bunun am ac
fazladan oy kullanan kiiye sahip olm akt. lm veya oradan
ayrlm kiilere ait sahte oy pusulalar, yerel ynetim ofisleri
ne yollanmtr. Sheela ve yardm clar Eyll 1 9 8 4 te, Was-
co nun en kalabalk merkezinde, birka byk restorann sa
lata barlarna salm onella m ikrobu bulatrarak, byk bir be
sin zehirlenmesine neden olm ulardr. Bu aslnda, seim gn
geldiinde, oy kullananlarn saysn azaltp azaltam ayacakla-
rn grm enin bir denemesiydi. iftlii ziyarete gelen ve orada
sadece su ien grevli m em urdan ikisi hastalanm , biri ne
redeyse lmle burun buruna gelmitir.
Am erika Birleik Devletleri G ve Vatandala Kabul Bi
rimi (I.N .S.), tarikatn lideri evlilie kar olduunu aklasa
da, her zam an Rajneesh yanllarnn niyetlerinden phelen-
miti. nk, pek ok m rit, Amerikan vatandalar ile anla
mal evlilik gerekletirm ekteydi. Birounun sadece turist vi
zesi vard. Aralk 1 9 8 2 de, I.N .S .nin Portland birimi, Rajne-
eshe srekli ikamet izni verilmesinin reddedildiine ve bir din
alan olarak snflandrlm asnn kabul edilmediine dair bir
tebli karm t. iftliin avukatlar, buna derhal kar ka
rak, srekli ikam et izni alm a reddini geri dndrem eseler de,
R ajneeshin dini bir retmen olarak kabul grm esini sa la
mlardr. R ajneeshin avukatlar erteleme taktikleri uygula
m akta uzman olsalar da, sonunda Rajneeshi tutuklam ak iin,
ynetim tarafndan g yasalarnn ihlli olarak gsterilmitir.
Sheelayla birlikte on dokuz kii, 14-15 Eyll 1 9 8 5 te, Ore-
go n dan A lm anyaya katlar. 28 Ekim de orada tutuklanp,
iade iin tutuldular. Sheela daha sonra, g ileminde sahte
krlk, telefon dinlem ek, zehirlenmeye neden olacak biimde

O tek Pegam berler


b h a g w a n s h n e rajneesh

salm onella m ikrobu sam ak iin plan yapm ak, ehir planla
m acsnn ofisini kundaklam ak, D evaraj ldrmeye teebbs
etmek ve W asco m em urlarna saldrm ak gibi sularn stlen
mitir. Ayn anda yerine getirilmek zere, ikisi yirmi yllk, iki
si de on yllk cezaya arptrlmtr. M ilyonlarca dolar nce
den svire bankalarna yatrdndan, kundaklam adan mey
dana gelen zarara karlk 69 .0 0 0 Amerikan dolar ile sahteci
lik iin 4 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar olan cezann onun iin fazla
bir ey ifade etmedii aktr.
Bu srada, Rajneeshi tutuklam ak zere, bata g yasasn
inemek sebebiyle otuz be dava dosyas ald. Bu haberi
alan Rajneesh, Kuzey C aro lin adaki Charlottea utu. Bura
dan da Berm udaya gemeyi um uyordu. Fakat onu bekleyen
A m erikal yneticiler tarafn d an tutukland. zerinde
4 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar deerinde otuz be adet altn ve p la
tin saat ile nakit 5 8 .0 0 0 Amerikan dolar kt. Kefaletle ser
best kalm adan nce, on iki gn hapiste yatt. K asm da g ya
salarna kar gelme suunu kabul etti. Savc bir pazarlk ner
di. Bu pazarla gre, on yllk artl ertelemeli hapis cezasna,
4 0 0 .0 0 0 Amerikan dolar para cezasna ve lkeyi be gn iin
de terk etme cezasna arptrld. lkeye 5 yl boyunca, Ame
rikan A dalet B akam nn yazl izni olm akszn girmesi y asak
land. Rajneesh daha sonra H indistana gitti. ou kii, onun
H indistana ok kolay katn dnmtr.
Eyll aynda Sheelanm kann hemen ardndan, R ajne
esh onu sulam ve kendi retisi ile taban tabana zt olduk
larndan, onun yaptklarn inkr etmitir. Bu aka gereksiz
sulam ann nedeni, Sheelann kendisini ele vererek cezadan
kurtulabileceinden korkmasdr. Eer Rajneesh, onun tm
sularn ortala dkerse Sheelann bu plan gerekleemezdi.
Bylece de Sheela, onun su ortakln aklayam azd. Elbet
te, Rajneesh Sheelann iledii sularn, hepsi olm asa da, o
unun emrini veren kiiydi. Bu ayn zam anda, kam a giriim i
nin nedenini de aklam aktadr. nk eer sadece g y asa
larn ihll etmi olsayd, kam asna da hi gerek kalm azd.
Rajneesh, P oon ad a ilk zam an larda verdii konferanslar

O le k i Peygam berler
b h a g w a n sh rve rajneesh

nn da ortaya koyduu gibi, zel igrs olan, retmeye de


ecek dzeyde bilgelie sahip, ar yetenekli biriydi. Bir guru
araynda olanlarn, en azndan belli bir sre iin bile olsa,
byle birini bulduklarn sanm alarn anlam ak zor deildir.
P oonadaki sannyasinlerin canllndan ve gzle grlr mut
luluklarndan ok etkilenen Bernard Levin, Rajneeshin re
tilerinin, onlarn hayatlarna bir anlam verdiini ve evrende
kendilerine bir yer kazandrdn dnm tr.24 Ancak Raj-
neesh, Lord A ctonun dsturunun canl bir rneidir, Gte
yozlatrm a eilimi vardr, m utlak g, m utlaka yozlatrr.
Rajneesh bir hrs canavar olana kadar yozlamtr. O , her za
man bir liderdi; kstah, otoriteye kar hogrsz, kendi ken
dini yetitirm i, hibir stada borcu olm adn iddia eden bi
riydi. Kendi neminden dolay im esine am am ak gerekir.
P ap ann bile gnah kard biri varken, Rajneesh in gnah
karabilecei, kendisine hatalarn syleyebilecek, onun ar
lklarn snrlayan hi kimsesi yoktu. A nlalan o ki, yol g s
termesi iin dua edecei, a f dileyecei kiisel bir Tanrya bile
inanc yoktu. Vecit deneyimleri (Zen deyimi ile satori) yaam
olduuna ve bakasn sevmenin, bazen arzunun nne geti
ini bildiine eminim. Ancak kt yola, nasl yalnz, narsisis-
tik ve sradan insanlarla eit bir ilikiye giremeyerek balady
sa, sonu da ayn olmutur. Konferanslarn okum am , R ajne
eshin hazin bir kayp olduunu anlam am salad. O laans
t bir bilgi birikimi ve hayatn nasl yaanm as gerektii hak
knda bir dsturu vard. Ancak m aalesef, kendi grn izle
mede baarsz oldu.

t e k i Pegam berler
IV. rudolf steiner

R udolf Steiner, halen Avrupa ve A m erikada nemini yitir


memi bir tinsel akm n kurucusudur. Steiner tarafndan
1913 ylnda kurulan A ntroposofi Topluluu, kurucusunun fi
kirlerini yaym aya devam etmektedir. ngilteredeki merkezi,
R u d olf Steinerin L o n d rann kuzeyindeki evidir. M erkezde bir
kitap dkkan ve bir ktphane de bulunm aktadr. imdiye
kad ar sz edilen dier gurulardan farkl olarak Steiner, bir
p sik opat deil, neredeyse bir azizdir.
A ntroposofi szc, Beethovenin arkada olan svire
li doktor ve filozof Ignaz Troxler tarafndan ortaya atlmtr.
Bu terimle kastettii, A ntroposofi insann tinsel doasn ba
lang noktas olarak alan dnyann tinsel doasn aratrm a
ya ynelik, bilisel bir yntem dir.' Terimin szlk anlam in
san doas bilgisi olsa da, T roxlerin tanm Steinerin kavram
kulland biimidir. A ntroposofik Yaynclk ve R udolf Ste
iner Yaynevi irketi, onun pek ok ciltten oluan eitli yaz
larn basmtr. En byk tutkusu eitim olan Steiner, Birinci
Dnya Savann sonlarnda W aldorf O kullar A km n b a
latmtr. Akm , adn Steinerin kurduu ilk okuldan almtr.
Bu, W aldorf-Astoria tarafndan ilettilen sigara fabrikasnn
alanlarnn ocuklar iin alm bir okuldu. Birok lkede
gelimeye devam eden Steiner okullarnn hedefi, yalar ne
olursa olsun ocuklarn, fiziksel ve zihinsel olarak stres verici
rekabete girm eden, snav sonularna ya da rekabeti ve m ad
diyat toplum da baar elde etmeleri iin gereken zel beceri
lere ihtiya duym adan, tm potansiyellerini ortaya karm ak
tr. Steinerin ilgisini eken, zeknn tek ynl geliimi deil,
kiinin btnldr. Kiisel geliimle ilgili tavr, birok a
dan, tek ynlln nevroz yarattn vurgulayan ve insanla
rn kiiliklerinin ihmal edilmi ynlerini gelitirerek btn ol
ma ihtiyalar olduuna dikkat eken Ju n g a benzemektedir.
Steiner, zihinsel ve fiziksel zrl ocuklar iin de terapi
yntemleri gelitirmitir. D aha sonra da deineceimiz gibi,
Steinerin inanlar, ou insann baa km akta zorland bu

teki Pegam berler


ru dolf Steiner

tip ocuklarn kiiliklerine deer verilmesini salam tr.


1 8 8 4 te, yirmi yandayken, ocuklarndan biri on yanda
bir hidrosefalik olan (halk arasnda beynin su toplam as o la
rak bilinir) bir aile tarafndan zel retmen olarak tutulur.
ocuk o kadar geridir ki, nerdeyse eitilemez gzyle bakl
m aktadr. Ancak Steinerin, baarl eitimi sayesinde, ocuk
norm al bir okula devam edip, daha sonra doktor olabilmitir.
Steiner ailenin yannda 1 8 9 0 a kadar kaldktan sonra, Viya-
n adan W eimara tanmtr. H epsinde birer kiilik ve geliim
potansiyeli olduuna inanlan ve asla mitsiz diye kenara itil
meyen, beyin hasarl, zihinsel zrl ya da felli ocuklara hiz
met verilen Steiner evlerinden birini ziyaret edip de derinden
etkilenmeyecek birini dnemiyorum .
Steiner, itenlii, duyarll, efkat ve cmertlii ile sevilen
gurulara iyi bir rnektir. Yakndan tanyanlardan biri onu,
efkatin som ut rn ei olarak tanmlamtr.2 Steinerin in
sanlar zerindeki etkisi, bir lde kendini ya da grlerini
zorla kabul ettirmeye alm adan, kendisini tam am en kar
sndakine adam a tarzndan kaynaklanm aktadr. Her birey
iin, zam anndan nce hkme varm adan ya da gelip geici
yarglam alar oluturm adan nce bir kabullenme ve sayg ge
litirmitir. Steiner, biyoloji, kim ya, fizik ve matem atikle ilgile
nen, bu nedenle de bilimsel kantlamann gereklerinin tam a
men farknda, olduka zeki ve bilgi eitliliine sahip bir kiiy
di. Steiner, kendisinin ve mritlerinin, maddi grnm n al
tnda yatan tinsel gereklii ele geirme teknii ile doa bilim
lerinin geleneksel dzeninin nne geebileceklerini ileri sr
mekteydi.
Steiner, grleri ile ilgili saysz konferans vermi ve alt
binden fazla yazs baslmtr. Dinleyicilerine sradan bir kon
ferans dinlemek yerine sanki ibadet ediyorm u hissi veren ka-
rizmatik biriydi. 1 9 0 6 da onun verdii konferans dinleyen
Fransz yazar Edouard Schure, Onu dinleyebilmek iin A t
lantiki bile geebilirim diye duygularn dile getirmitir.3 An
cak onun karizm as, sz syleme sanatna ya da gl vaazla
rndan kaynaklanm yordu. K arizm as, kendi inanc, drstl

teki Peygam berler


ru dolf steiner

ile dinleyicilerinin nasl bir ruh halinde olduunu sezme ve


buna gre onlarla ilikiye girm e becerisinden kaynaklanm ak
tayd. K onum alarna genellikle nceden hazrlanm az, dinleyi
cilerine hissettii gibi, annda tepki verirdi. Tm bunlarla bir
likte, Steinern yine bizi elikiye dren ynleri de vardr.
nan sistemi o k ad ar tuhaf, kantla desteklenmem i ve g arip
tir ki, rasyonel septikler, bunun sanrsal bir sistem olduunu
dnrler.
Steiner, M acaristan -H rvatistan snrndaki bir kyde,
Avusturyal bir tren yolu iisinin en byk olu olarak
1 8 6 1 de dom utur. Babasnn dindar olm am asna karn, ka-
tolik olarak vaftiz edilmitir. Ailesi, Steiner sekiz yandayken,
hem W iener-N eustadta, hem de zengin ku doas asndan
kubilimcilerin beenisini toplayan nl Neusiedlersee glne
yakn, N eud rfle tanmtr. Kendi ifadesine gre, ocuklu
undan itibaren, d dnyada olup bitenlerden ok, zihninin
iindekilerle ilgilenen olduka iine kapal biriydi. Biyografi
yazarlarndan biri onunla ilgili, ocuk tandktan sonra ken
dini yalnz ve dierlerinden ayrlm hissetmi olm al diye yo
rum da bulunm utur.4 Bunun nedeni, dier ocuklarn hepsi
ifti ailelerden gelmekteyken, onun babasnn telgraf olm a
s ve tren yolunda alm as olabilir. Bir baka nedeni de, d a
ha kk yalardan itibaren, kendisini dierlerinden farkl his
setmesine neden olan gzle grlmeyen eyleri grebilm e
deneyimleri yaam olm asdr. Berlinde 1 9 1 3 te verdii bir
konferansta, bu deneyimlerinden birinden bahsetmitir. Y aa
dn syledii olay yledir: Tren garnn bekleme odasn-
dayken, sanki kapnn iinden geerek beliren bir kadn, yar
dm isteyip sonra da ortadan kaybolm utur. D aha sonra
rendiine gre, tam da o bu grnty grd srada uzak
bir akrabas intihar etmitir. Steiner, lm kadnn ruhunu
grdne inanm ve l kiilerin ruhlaryla iletiime girebil
dii zel bir yetenei olduu konusundaki inanc da kuvvet
lenmitir. Yatlar tarafndan reddedilme riskini tam adan
inanlarn p aylaam ayaca iin de, Steiner yetikinliinin ilk
yllarna k ad ar hep yalnz kalmtr. Ancak daha sonralar,

tek i Pegam berler


rv d o lf Steiner

kendisi gibi doast olaylarla ilgi duyan, bitki uzman Felix


K oguzkinin dostluunu kazanmtr. On be yanda K an t
okuyan, Fichte, H egel, Schelling, Schopenhauer ve dier filoz
lara m erak salan Steiner, ok bilgili bir renciydi. Steinern,
Bertrand Russell ve Einsteinla hemen hemen hi ortak nokta
s olm am asna ram en, ocukluklarnda nn de, geom etri
den bylendiine dikkati ekmek gerekir. Russell, on bir ya
ndayken, Euclid ile ilk karlam asnn, ilk ak kadar etkile
yici olduunu syler. On iki yanda kendisine verilen bir ge
ometri kitab karnda Einstein, ilk defa Yunanllar tarafn
dan geom etri ile gzler nne serildii zere, insann sadece
dnce gcyle duraanlk ve safla ulamay baarabilece
in i fark ederek bylenmitir.5 Geometri ile ilk kez dokuz
yanda karlaan Steiner de, dierleri kadar cokuya kapl
mtr. Einsteinn ortaya koyduu hedef, her eyin znel olm a
s nedeniyle dnyann sadece dnceyle alglanabilir olduu
dur. Benzer ekilde, Steiner de d dnyaya bal kalm adan,
geom etri ile ona bal orantlarn tam am en zihinde canland
rlabilir olduunu grd iin ok mutlu olduunu ifade
eder. M atem atiki olm ayan biri iin, matem atiin dier konu
lar dururken, soyut dnceyi rneklendirmek zere neden
geom etrinin seildii ise ilgintir. nk, rnein cebirle kar
latrldnda geom etri hem d dnya ile daha fazla ilikili
dir hem de d dnyada daha fazla uygulanabilirlii vardr. Bu
seimin nedeni ne olursa olsun, Steinerin inanc asndan ge
ometri, en az d dnya kadar gerek olan tinsel bir i dnya
nn varlnn kant olmutur. Steiner grlerini yle dile ge
tirir:
o c u k k e n , k e n d im e tam a n la m y la ifa d e e d e m ese m d e, tp k
g e o m e trik k a v r a m la r n zih in d e k a v r a n a b ild i i g ib i, tin sel
d n y a h a k k n d a k i b ilgiy e de zih in d e u la la b ile c e in i h isse d i
y o r d u m . F izik se l d n y an n v a rl k a d a r tin sel d n y an n v a r
l n d a n d a e m in d im . A n c a k , bu v a rsa y m b ir ek ild e k an t-
la m a ly d m /
Einsteinn dnyay dnceyle kavray deneylerle ve m a
tem atiksel kantlarla dorulansa da, Steinerinkiler tam am en

teki Peygam berler


ru dolf steiner

kiisel olup nesnel kantlam ann dnda kalmtr.


Einstein, dnm e eylemi ile ne kastettiini anlatrken,
kavram larla zgrce oynam aktr; bunun kant, dnme
yardm yla elde ettiimiz duyular zerinde aratrm a yapabil
me ltnde yatm aktadr demitir.7 Bunu anlam ak zor de
ildir. Einsteina gre, dnya ile ilgili yeni kavram lar yarata
bilmek iin, kii, dnyay dorudan alglam aktan kendini sy
rarak, zaten var olan kavram larla zihninde oynayarak, bun
lardan yeni kom binasyonlar oluturm aldr. Onun, dnya aca
ba k hzyla hareket eden biri tarafndan nasl grnrd di
ye hayal edebilme yetenei, kavram larla byle oynayabilm e
sinden dom u, bu da grecelik kuramn yaratm asna neden
olmutur.
Einsteinn dnm e eylemini, kavram larla oynayabilm e
olarak tanm lam as, nl Fransz m atem atiki Henri Poincare
ve baka yaratc dnrler tarafndan da desteklenmitir.
Onlar, m atem atik ve fizik problem lerini zebilmek iin yo
un bir alm ann ardndan bir hareketsizlik dneminin gel
mesi gerektii konusunda fikir birlii iindedirler. Dnr, fi
kirlerinin oturm asna frsat tanmaldr. D ah a sonra da, bu fi
kirlerin, kendi iinden yeni bir zm douracak biimde ye
ni kom binasyonlar oluturm asna izin verilmelidir. Bunun iyi
bilinen bir rneini, G hentte kimya profesr Friedrich Au-
gust von Kekule verir. 1 8 6 5 te, bir akam st minenin kar
snda uyuklarken, Kekulenin, bir dizi atom u, kendi kuyru
unu yiyen bir ylan gibi sarm alanm olarak grm esi, organik
molekllerin halka yapsn kefetmesine ve bylece de m o
dern organik kimyann dom asna neden olmutur. Ayn sra
lam a san atta da vardr. Yazarlar ve besteciler, uzun sre fark
l olaslklarla vakit geirdikten sonra, sanatsal sorunlarna ya
nt olan yeni fikirlerin ilerine nasl doduunu dile getirirler.
Steinerin, dnm e ile ilgili olduka garip grleri ise ta
mamen farkldr. Pek ok eitimli kii dnmenin, nesnelerle
uram aktan vazgeerek, kavram larla oynam ann mmkn
olduu bir zihin durum una gemek suretiyle gerekleen bir
soyutlam a biimi olduunu kabul eder. Steiner ise dnm e

te k i Pegam berler
ru d o lf Steiner

nin nesnelerin iine daha fazla girmekle ilgili olduunu syle


mektedir. zgrln Felsefesi (The Philosophy o f Freedom)
adndaki kitabnn alt bal, D o a bilimleri yntemleri kul
lanlarak yaplan ie bak gzlem lerinin sonular'dr. Deney
sel bilim adam lar bu alt baln elikili olduunu iddia ede
bilirler. nk am alarndan biri de, gzlemler ie bakla ya
da kiisel deneyimlerle bozulm adan, gerek dnya olgularn
nesnel olarak incelemektir. Bunun tam aksine, Steiner dn
me eylemine, gerek dnya olgusunun altnda yattna inan
d tinsel gereklik ile ulalabileceini ileri sryordu. Tpk
buzun sudan olum as gibi, ruhun da her zam an fiziksel ola
nn nnde gittiini ve m addi nesnelerin ruhtan olutuunu
dnyordu. Dnyann bize, ruh ve d o a olarak bir ikilik
iinde verildiini savunuyor ve bilginin bu ikilii birletirdii
ne inanyordu. Bilmek eylemi, gerein dnce ile elde edi
len iki bileeni, alg ve kavram birletirir ve bu ikilii ortadan
kaldrarak bir btne dntrr. " Tinsel yaantm z, ken
dimizle dnya arasndaki btnl bulm ak adna srekli bir
araytr. diye yazmtr." Steinere gre:
D n m e ey le m i, ayr o la n b ire y selli im izi, t m evren le b ir
le tirm e k iin , bize v e rilm i bir un su rd u r. im d iy e d e k , d u
y u m sa d m z ve h isse tti im iz k a d a ry la (hem de a lg la d
m z g ib i) b izler y a ln z v a rlk la r z , d n e b ild i im iz k a d a ry la
d a her eyi k a v r a y a b ile n tek v a r l z . '0
Benzer iddialar, kendini bilmenin, hem Tanry hem de in
sanln yazgsn bilmeyi saladna inanan, ilk Hristiyan
gnostikler* tarafndan ortaya atlmtr.
K ant ve Schopenhauere gre, alglam a m ekanizm am z ve
beyin yapm z, nesneleri d dnyada, mekn ve zam anda var
olduklar ve rastgele ilikiler tarafndan ynetildikleri biimin
de alglam am z salar. Bu kstllklardan dolay, nesneler ve
bunlarn birbirleriyle ilikilerinin bizim grdm z biimi,
nesnelerin gereklikte olduklar ile akm ayabilir. Dnyay

* Hristiyanln ilk dnem lerinde ortaya kan ve insann iinde tanrsal bir kvlcm
tadn, am a kader, d o u m ve lm n h km srd dnyaya dm
olduunu, kvlcmn gizli bir bilgi sayesinde yeniden canlanacan ve bylece
insann Tanr'ya yeniden ulaacan savunan retiye inananlar (.n.)

teki Peygam berler


ru dolf steiner

asla deitiremeyeceimiz, arptlm gzlkler ardndan g


rrz. te bu nedenle, K ant ve Schopenhauer, insanlarn e
yin kendisi ni hibir zam an alglayam ayacaklarna inanm ak
tadrlar.
Steinerin ise, bu grlere yaknl yoktur. ddia ettiine
gre, Eer, tm alglarm zn toplam n bir blm olarak ele
alr ve bunu ikinci blm le, yani eyin kendisi ile karlatrr
sak, bouna felsefe yapm oluruz; sadece ve sadece kavram
larla oynam oluruz. " Bylece, Steiner iki ksack cmlede,
Kant ve Schopenhauerin alg konusunda yanldklarn ve
Einsteinn da yaratc dnm e grnn nemsiz olduunu
ifade etmitir. Steiner dnm e eylem i dedii eyin gerek
ten de eyin kendisi ni ortaya kardna inanmtr.
H a tr la m a s z k o n u su o ld u u n d a , d n m e eylem i bizi, s a n
ki ru h u n h a y a t k a r a r m a s n a k o la y c a y z st b rak ab ilir.
B u , d n ce n in g e r e k d o a sn n -d n ya o lg u su n a n fu z
ed en , sc a k , a y d n latc ve h ey ecan verici- o k b elirgin g lg e
sin d e n b a k a b ir ey d eild ir. B u n fu z etm e , d n m e n in
k en d i e y le m in d e n g e len bir g le g e r e k le ir ki, bu tin sel a
d an sev g in in g c d r ."
Steinerin bilim ve gerek dnya ile ilgili grlerinin kay
na, henz yirmi bir yandayken kaleme ald G oethenin
bilimsel alm alardr. Yazlarnn ilk cildini 1 8 8 4 te yaym la
m, 1890 sonbaharndan 1 8 9 7 ye kadar W eimarda, Goethe
ve Schiller Arivlerinde almtr. ini byk bir dikkatle
yapm ve orada birok sekin insanla tanm a frsat bulm u
tur. Ancak m ektuplarnda ifade ettiine gre, W eimarda git
tike daha fazla yalnz hissetmeye ve hi kimsenin onun niye
tini ve aklndan geenleri anlam adn dnmeye balam
tr. Bu skntl dnem , Ellenbergerin derin psikolojik dei
im adn verdii eyle, ki bu durum a orta ya krizi ya da ya
ratc hastalk da denebilir, 1 8 9 6 da, otuz be yandayken,
son bulm utur.1' Kendi anlatm na gre, gerek dnya algs ile
bakalar ile kurduu ilikiler, bu noktadan itibaren deim i
tir. Kendi i dnyasn tek ynl olarak vurgulam as, d ger
eklii bir rya gibi ele alm asna neden olmutur. Bu deiik
likten sonra ise, gerek dnyann daha fazla farkna varm ve

le k i Pegam berler
ru dolf steiner

insanlara daha yakn olm aya balamtr. Bu deneyim, Ste-


inerin G o lgo th ann Gizem i dedii (sann strab, lm ve
tekrar dirilm esi; bu onun evren grnde nemli bir yer igal
etti) eyi de, aam al olarak kavrayn da kapsam aktadr. Ste-
inere gre, sann ruhu ebedi ve ezeliydi, sa tinsel alemde her
zam an var olm utur ve H ristiyanlk ncesinde bile baka
isimler altnda kendisine tapnlmtr. rdn nehrinde vaftiz
edilmesiyle, bu ezeli ve ebedi ruh, sa adn alm ve arm ha
gerilene kadar da bu bedende kalmtr. U tanga ve ie dnk
rencinin, kendi A ntroposofi akmn kuran bir guruya d
nme sreci artk balamtr.
Goethe, zellikle de bilimsel yazlar ile, onun yol gsterici
olarak kalmtr. Steinerden sonra gelenler, onun derledi
i yazlar n yargl ve hatal bulmulardr. Spinozay akl ho
cas olarak kabul eden Goethe, A lm anyada N aturphilosophie
(D oa Felsefesi) akm balatmtr. Bu akm da Goethe, btn
c bir d oa gr adna, N ew tonun dnyay analitik biim
de inceleme grn reddetmektedir. Bu ret onun, N ew
ton un k ve renk kuram n da kat ve yersiz biimde yok say
m asna neden olmutur. O na gre bu kuram , bir gzlemci ta
rafndan alglanan k olgusuna zarar vermektedir. William
Blake de bu bilimsel grn, insanlktan karc bir eylem o l
duu dncesini paylam ve D em ocritusun A tom lar ve
N ew tonun Ik Partikllerini eletirmitir. Goethe, bireysel
olaylarn dorudan ve derin biimde dnlmesinin, kiiyi
zelden genele gtrebileceine inanyor grnmektedir. r
nein, tek bir bitkiyi yakndan gzlem lemek, ilkel bitkinin
(btn bitkilerin esas modeli olan) alglanm asn salayabilir.
Goethe, bilimin gerektirdii tarafsz, bam sz ve nesnel gz
lem yntemini, insan yeteneklerinin ksmi ve doal olm ayan
bir biimde kullanlm asna neden olm akla sulamtr. Tpk
nesnenin hibir eye ayrlm adan (ki ayrlrsa dorudan alg
lanam az) btn olarak incelenmesi gibi, insan da btnly
le gzlem eylemine katlmaldr. N aturphilosophie retileri,
enerji korunum u gibi deerli birka bilimsel hipotezin olum a
sna esin verse bile, m odern bilim gerek baarsn, bam sz

teki Peygam berler


n jd o lf steiner

lk, nesnellik, analiz, deney ve yaplar en temel unsurlarna in-


dirgeyebilme yntemleri ile elde etmitir.
M odern bilim adam lar yanltc olduklarn dnseler de,
aslnda Goethe ve Steinerin ortaya attklar fikirler ilgintir.
Kendimizi ve dier insanlar hakkm daki bilgimizi ele alacak
olursak, Goethe ve Steinerin savunduklar biimde gzlem le
yerek anlam a yntemi, gerekten de tarafsz gzlem ile elde
edilemeyecek bilgiler salayabilir. Deneysel psikologlar, bilim
sel analizler ve zenli deneylerle, insan davranlar hakknda
paha biilmez bilgiler top lasalar da, bunlar aslnda insanlarn
gnlk yaantsndaki etkileimlerinden olduka kopuk, zel
birer rnektir. Bir adam eine, bir psikolojik aratrm ann ka
tlmcs gibi nesnel olarak davranrsa, onu ksa srede kay
bedeceine kesin gzyle bakabilir. Gnlk, sradan insan et
kileimlerimizde, dierlerinin ne dndn ve ne hissettii
ni anlam ak istiyorsak, kendi kiisel deneyimlerimize dayan
m ak zorundayz. Bizimki ile ayn olm asa da ve bylesi bir i
dnyann varln kantlayacak herhangi nesnel bir kantmz
olm asa da, dncelerinin, duygularnn, isteklerinin, niyetle
rinin ve inanlarnn olduu bir i dnyasnn varln kabul
etmek zorundayz. Yeni biriyle karlatm zda, bize sunulan
ipularna d ayan arak ne dnd, ne hissettii ve nasl biri
olduu hakknda, birtakm tahm inlerde bulunuruz. Birini ta
nm aya alm ak, aslnda edindiim iz bu ilk izlenimleri doru
lam aktr; ancak bu tanm a yakn ilikiye dnecek olursa,
srprizlerle de karlaabiliriz. Fakat oum uzun, duyarllk
dzeyleri farkl olsa da, karm zdaki kiinin nasl hissettii
hakknda bize bilgi veren ve sosyal hayatta fazlasyla yararn
grdm z antenlerimiz vardr. Hepimizin farkl dzeylerde,
kendimizi bakasnn yerine koym a, onunla zdelem e bece
risi vardr. Dierleri hakkm daki bu znel tepkiye psikoloji la
boratuarnda hi yer olm asa bile, bu aslnda biyolojik olarak
da uyum salam am za yaram aktadr. En temel dzeyde, dostu
dm andan ayrm am z salar. D aha st dzeylerde ise, kar-
m zdakini anlam aya, ibirliine girmeye, empati kurm aya ve
sevmeye olanak tanr.

teki Pegam berler


ru d o lf steiner

Eminim ki Goethe ve Steiner, bu gre de kar kard.


Onlar, gerekte sadece insanlar iin uygun olan, sezgisel ve z
nel kavray, nesnelere de atfetm ek istemilerdir. Z oologlar
bizi, hayvanlar zerinde alrken onlar insani zellikleri a
sndan deerlendirmeyelim diye, antropom orfizm e' kar uya
rrlar. Steiner ise iekler, hayvanlar, olaylar ve insanlarla z
delem eye girierek, tm dnyay, antropom orfize etmeye a
lmtr. G oethenin N aturphilosophie retisi, bilimsel nes
nellii reddetse de, eer hayatta olsayd, Goethe bile Steinerin
bu artc hayallerini asla kabul etmezdi.
Steiner, fiziksel gerekliin sabrla gzlemlenmesinin, bizi
fiziksel grnm n altnda yatan tinsel gereklie gtrecei
ne inanyordu. rnein eer bir tohum a yeteri kadar uzun s
re baklrsa, tohum un kk parlak bir bulut tarafndan sar
m alanm olduu grlebilir, diye yazmtr. Duyusal-fiziksel
olarak bir alev hissedilir. Bu alevin tam ortas da, leylk ie
i rengi gibi grnr. 14 Bu yolla, her iek, eer doru gz
lemlenirse, kendisine ait srlar aa vurabilir. Nesnelerin iini
grm e gcne, m editasyon ile ulalabilecei gibi, younlam
dnce ile de ulalabilir. Steiner, m editasyon yaparken, gn
lk dncelerden syrlma ile ilgili faydal tler vermitir.
nsanlar m editasyon uygulam alar sonunda, onun ulat de
neyimlere geemeseler de, bu tlerinden olduka faydalan
mlardr. Steiner, sakin bir ruh alemine dalarak isel hayatn
geliiminin nasl gerekleebileceini anlatmtr. Bu durum da
ki kii, kendi deneyim ve eylemlerine, sanki bir bakasna ait
mi gibi dardan bakm ay renir. Rajneesh de, dardan
bakm ay savunm u ve kiinin kendi duygu ve dnceleri ile
zdelem ek yerine, onlar dardan bir tank gibi gzlem le
meyi renebileceini sylemitir. Steinere gre, bu tutum , en
nem siz deneyimlerin ya da eylemlerin dahi kozmik varlklar
ve kozm ik o lay larla balantsn ortaya karm aktadr. Me-
ditasyona ve derin dncelere dalm aya devam etmek, Ste
inerin yazdna gre, kiinin etrafn tinsel bir kla tama-

* Insanbiimcilik (.n.)

O e k i Peygam berler
n d o lf Steiner

men kaplar ve onu daha nceden hi farkna varlm am yeni


bir dnyann isel olarak gzle grnmeye b alad noktaya
getirir.
K ii, duygusal alglam a ve gzle grlmeyen eyleri gr
me organn yeterli dzeyde gelitirdikten sonra, ulaabilece
i tinsel dnyann snrlarn saptam ak mmkn deildir. Ste-
iner, nceden beri var olan, llerle iletiime girdiine ilikin
inancna paralel olarak, lm den sonra da ruha ne olduunu
bildiini iddia etmektedir. lmden sonra, her bireyin, gemi
yaants, uzun bir resim dizisi gibi gznn nne gelir. Bun
dan sonra, ac ekme yoluyla bir eit arnm adan geerek, ge
mi hayatnda yaad her eyi tekrar gzden geirir. Bunun
zerine, tinsel dnya varlklar, bireyin eski hayatnn meyve
sini, gelecekteki yeni hayatnn ekirdeine dntrrler. Ye
niden dou, R udolf Steinerin inancnn temel ilkesidir. Bu es
ki inanca kendi yorum unu ekledii kitabnda, gemiten gelen
hibir otoriteye gnderm e yapm az. Dier gurular gibi, Steiner
de biliyordu. Bir m ektubunda yle yazmtr:
T in se l k o n u la r h a k k n d a , d o r u d a n tin se l d en eyim e b a l o l
m a y a n h i b ir ey s y le m ey ec e im . B u , benim y o l g ste ric i yl-
d zm dr. T in se l d en ey im ben im h er t rl y a n lsa m a n n iini
g r m e m e o la n a k v e rm itir.17
O na gre, insan ruhu tekrar tekrar yeniden dom akta ve
her yeniden doua, gem i yaantlardaki davranlaryla, o
anki kaderini getirmektedir. Kii, yeni yaantsnda, gemite
ac vermi yaralarn sarabilir. Steinerin zihinsel ve fiziksel
zrl ocuklarla ilgilenmesi, byk ihtimalle bunlarn bir
sonraki yaam larnda norm al bir bedende dnyaya gelecek ol
m alar ve bu hasarl beyinlerin ve sak at vcutlarn geici ola
rak onlara ev sahiplii yaptna ilikin inancndan kaynak
lanm aktadr.
Steiner, A ntroposofiyi kurm ak zere ayrlana kadar, Te-
osofi Topluluunun yesiydi. Bu topluluk, 1 8 9 5 te M adam
Blatvatsky tarafndan kurulmutur. M ad am Blatvatsky, kendi
sine H im alayalarda ikam et eden statlar tarafndan zel bil
geliin retildiini ileri srmtr. H len var olan, Teosofi

teki Pegam berler


ru dolf steiner

Topluluu, balangta olduka baarl olm u, mucit Thom as


Edison ile D arw inin arkada ve alm a orta Alfred Russel
Wallace gibi dnrlerin ilgisini ekmitir. Ancak T eosofinin
Bat dinleriyle dou bilgeliini btnletirme giriimleri, Ste-
inerin inan sisteminin temeli olan say merkez bir noktaya
oturtm uyordu. Steiner, T eosofiden 1910da tam am en ayrl
m asna ram en, B latvatskynin baz inanlarndan vazgem e
mitir. Bunlardan biri, evrenin ak asa adnda, iinde kehanetin
ve telepatinin gerekleebildii, bir eit psiik gkyz ile
kapl olduu ve burada insanln tm tarihini kapsayan Aka-
ik K aytlarn tutulduuna dair inancdr. Bu kaytlara, tinsel
kavray ile ulalabilecei ne srlmtr.
Steinerin, Yce Varlklarn yaad tinsel bir dnyann
var olduuna ilikin inanc, septiklere uuk ve sam a gelebilir.
Ancak bu, Platonun, fiziksel dnyann, iinde mkemmel
form lar barndran dealar D nyasnn bir grnts olduu
dncesinden ok da farkl deildir. Jun g da, tpk gnostikler
gibi, plerom a adn verdii tinsel bir dnyann varlna inanr.
Plerom anm szlk anlam , Tanrnn, Kutsal glerin ve var
lklarn tmnn bulunduu lem dir . Steinerin inancna g
re, Fiziksel duyularla alglanm ayan ekillendirici bir g dn
yasnn varl, yaam vermek, hareket etmek ve m addi dn
yann bir form u olm ak suretiyle, daha st bir bilinlilik dze
yinde hemen kendini gsterm esi ile nesnel olarak alglanabi
lir .'"
Steiner, rettii her eyin, dorudan kendi kiisel, tinsel
deneyiminden ktn iddia etse ve kendi tinsel alglarnn z
nel olabileceini hesaba katsa da, dzenli uygulam a ve tam
drstlkle gerein dten ayrabileceini ortaya atm akta hi
duraksam am tr. O na gre;
S a lk l bir isel d en ey im sa y e sin d e k ii tin sel m g e le m in z
nel bir resim o lm a d n , tin sel g e r e k li in resim b iim in d ek i
ifa d e si o ld u u n u bilebilir. A k l ve b ed en sa l y erin d e biri,
n a sl d u y u sa l a lg sy la d leri g e r e k le rd e n a y rt e d ileb ilirse ,
tin sel y o lla r la d a b u id ra k g c n e u la la b ilir.11'
Destekleyici kantlar olm akszn bunu onaylam ak zordur

O lek Peygam berler


n jd o lf steiner

ve sadece Steinerin tinsel gereklik tasvirine ikna olm u kii


ler bu ifadeye inanabilirler.
Steiner bir tr dirimselci gr de ortaya atm ve lmn
ardndan fiziksel beden hemen rmeye baladna gre, ya
am srasnda bunu durduran gler olduunu iddia etmitir.
Bu gc veya kural Eterik beden olarak adlandrm ve vcut
taki her organn Eterik bir edeeri olduunu, tinsel alg a
sndan bunun fiziksel algya gre ok daha fazla gerek oldu
unu ileri srmtr. Fiziksel beden ve Eterik bedenin yan s
ra, uykudaki bilinsiz kiiyi uyandrm akla grevli A stral be
den dedii nc bir bedenin de olduunu iddia etmitir. A st
ral beden, Eterik bedene nfuz ederek bilinci uyandrr. D r
dnc unsur da, Ego ya da Bendir. A stral beden, ac ve zevk
hissetse de, bellei ve sreklilik hissi yoktur. Uyku srasnda
A stral beden Evrenin uyumlu btnl iine geri dner, uya-
nldnda ise bedene, onu bir kez daha kendisinden yoksun
brakt zam an yetecek kadar enerji verir.20 Ego, bellei oldu
u iin, insan varlnn bilinli ksmdr. Steiner, insan varl
nn bu alt blm lerine bedenler dese de, bunlar gizli beden
ler olarak alglam ak yerine, g alanlar olarak hayal etmek
daha kolay olacaktr.
Teosofist veya A ntroposofist deilseniz, insan varlnn
byle blm lere ayrlm as size m utlaka ok garip gelecektir.
Ancak Freudun, anatom ik veya fizyolojik olarak varlklar
asla kantlanam asa da, Ego, Superego ve d blmlemesinin,
ruhsal aygtn zgn m odeli olarak ok yaygn kabul grd
unutulmamaldr.
Bunun yan sra Steiner, dnyann evrimi ile ilgili gizli bir
bilgisi olduunu iddia etmitir. Bu iddiaya gre, Dnyamz,
gemite ara dnem lerinde tinselliin bulunduu, gezegen
evresinden gemitir. 21 Bylece hem canllar hem de canszlar,
baka bedenlerde yeniden doarlar. Steiner, imdiki gne sis
teminin, onu oluturan kozm ik maddelerin drdnc kez ye
niden d ouu ile m eydana geldiini dnr. Bundan nceki
dnem in adlar, E sk i Satrn, E ski Gne ve E ski Aydr. Bu
konudaki grleri yledir:

t e k i Pegam berler
E s k i S a t r n , t m g n e siste m in i k a p sy o r d u .
E s k i S a t r n , i ie g e m i y k se k sd a n o lu u y o r d u . B u ra d a
h i h a v a y o k tu ve ilk sel k re n in iin d e b u lu n d u u uzay, d
zen li sc a k lk a k m la r ta r a fn d a n d o ld u ru lm u tu . B u sca k lk
a k m la r , in sa n l n n c le riy d i. B u z a m a n d ilim in d e , b e d e n i
m iz a k c s d a lg a la r n d a n ib a r e tti.22
Steiner grlerine yle devam eder: E ski Satrnden ay
rldktan sonra, gne, ay ve dnya, tek bir ktle halindeydi
ler. Ay bu ktleden ayrlnca, uyanm a ve uyku arasndaki fark
olum aya balad. Ay, gece boyunca ruhsal yaam uyarm ak
tayd. Bu arada insanolu, ayn, kendisini etkileyen ve keh
nette bulunabilm esine yardm eden gcn fark etti. nsann
eterik bedeni E sk i G ne dnem inde, astral bedeni de E sk i Ay
dnem inde evrimlemeye balamtr. E gonun evrimlemesi
u andaki gezegenin yeniden dou dnemine denk gelmitir
ki, bu da Dnya dnemidir. Okuyucular, G urdjieffin daha
farkl bir biimde ifade ettii, ayla ilgili tuhaf inanlar hatr
layacaklardr.
Steinere gre D nya dnem inin yedi a vardr. Bunlar,
Polarian, H yperborean, Lem urian, Atlantean, Post-Atlantean,
alttnct ve yedinci alardr.13 Atlantean a, bir sel felketiyle
son bulm utur ve Vahiy K itab nda anlatlan kyamet kehnet
lerinin nceden bildirdii gibi, her eyin her eye kar geldii,
niha bir sav a olacaktr. nsanlk, bu felketten sonra, sonun
da ruhun bedeni ele geirmeyi baard yeni bir aa girecek
tir.
B e d en le rin e v rim i ile ru h la rn ev rim i a r a s n d a k i fa rk a n la m a
lyz. a la r iin d e , in sa n ru h u k en d in i te k ra r te k r a r b a k a
b e d en le rd e bu lur. B u ruh lar, g n n b irin d e , en so n P ost-A t-
la n te a n a d a te k r a r d o a c a k in sa n ru h lar a r a s n d a k i m c a
d eley i y a a y a c a k la r d r . Bu d en e y im , o n la r iin d ers o la c a k ve
o n la r b e n c illik le rin d en k u r ta r m a y a y a ra y a c a k tr. B u n d a n
so n r a in sa n lar, k iilik le rin in o lu m su z y n le ri o lm a k sz n , u
ra la r n n m ey velerin i a la c a k la r ve g e lie c e k le ri yeni b ir a
a girec e k le rd ir. T p k E sk i A tla n tis te o ld u u g ib i, g z le g
r le m ey en ey le rin g r le b ilir h a le g e ld i i b ir a b a la y a c a k
tr. B u yen i a n fa r k ll , in sa n la rn k e n d ilik b ilin lerin in
zg rle e c e id ir. O z a m a n , P o st-A tla n te a n a n b u yedi k l
t r n d e n , fiz ik se l d n y a d a neleri b a a r a b ile c e im iz i r e n

teki Peygam berler


ru dolf steiner

m i o la c a z . Bu k e n d ilik -a lg s ya d a k en d ilik bilinci sa d e c e


fizik sel b ed en d e u y an ab ilir, a n c a k yin e de in san n te k r a r fiz ik
sel b ed en in i b o y u n e d irm e si g e re k m ek te d ir. H e r eyin her e
ye k a r s a v a m a s n d a n s o n r a , a rtk fizik sel b e d en lerim izin
esiri o lm a d a n , b e d en se l o la r a k y a a m a y b a a r a b ild i im iz bir
evrim a a m a s n a u la m o la c a z .21
Steiner, krka yakn kitap yazmtr. Bunlarn tmn oku
mu olsaydm dahi, burada hepsini zetlemem mmkn ola
mazd. Sanrm , asl ifade etmek istediim temel noktay gz
ler nne serebildim. Kukusuz, Steiner tinsel bir mesaj olan,
karizm atik bir kiilie sahip, konum ac olarak etkileyici ve iyi
niyetli bir guruydu. Steiner, sahip olduu tinsel alglam a bece
risinin, geleneksel tekniklere ve disiplinlere farkl bir boyut k a
zandrdn dnyordu. rnein, doktorlara ve tp ren
cilerine tedavi hakknda konferanslar vermi ve m odern tbbn
temelini oluturan bilimsel ilkeleri eletirmeden veya ona kar
km adan, tinsel bilimin tbba nasl uyarlanabilecei konu
sunda da kitaplar yazmt. Alm anya ve talyadaki pek ok
doktor hlen Steinerin retilerini izlemektedir. Gnmzde
Steiner in tedavi ilkelerinin uyguland ok sayda klinik ve
aratrm a merkezi vardr. Steiner ayrca, tasarmn yapt ve
Goetheanum adn verdii ve bir rnei svirede, D ornachta
bulunan A ntroposofi M erkezi olan yeni bir m im ar stil de ge
litirmitir. Bu biimde adlandrlm ilk bina 1 9 1 4 te ina edil
mi, ancak 1 9 2 2 de yanmtr. Steiner, bir tane daha tasarlaya
cak k adar yaam , ne var ki bina lmnden ancak yl
sonra tam am lanarak almtr. Buras, konferans, seminer sa
lonu ve G oethenin F au stun ve Steinerin yazd oyunlarn da
sergilendii bir tiyatro merkezi olarak gnm zde de kullanl
maktadr.
Steinerin eitimle ilgili katklar olduka deerlidir. H aya
ta veda ettii 1 9 2 5 te, A lm anyada iki, H ollanda ve ngilte
rede birer Steiner okulu vard. u anda ise, tm dnyada yak
lak 500 tane okulu vardr. Steinerin eitime bak, daha n
ce de sz edildii gibi, geleneksel snav sonular zerine o d ak
lanm adan, bireyin fiziksel ve zihinsel kapasitelerini gelitirme

teki Pegam berler


ye dnktr. Steiner, karm a eitimin ilk savunucularndandr.
Bundan baka, qcuklarn birbirleriyle rekabete girmeden,
zerinde altklar konu ne olursa olsun birlikte alm ak
iin tevik edilmeleri yolundaki inancn da dile getirmitir.
Steinere gre, ocuklar birka yl ayn snfta okuyarak, ho
gr ve i birlii gibi sosyal beceriler renebilecekleri minya
tr bir topluluk oluturabilirler. Steinerin, sanatn eitimde
nemli bir rol oynam as gerektiine ilikin srar, zellikle ok
ho karlanmtr. O na gre, mziin yan sra, resim, oym a
clk gibi el becerileri gerektiren etkinlikler de, geleneksel okul
larda olduu gibi fazlalk olarak alglanm adan, her ocu
un eitiminin bir paras olmaldr.
Steinerin, beyin hasarl ve zihinsel zrl ocuklar, tinsel
olarak gelitirilebilir bireyler olarak kabul, onlara bakm akla
ykm l kiilere yeni bir mit ve g vermitir. The Cam phill
yuvalar olarak tannan zrller iin bakm evleri, Steinerin
grleri zerine yaplandrlmtr.
Steiner, 1 9 2 4 te iftiler iin bir dizi konferans vermitir.
100
Bu, onun bir entelektel olduunu dnenleri artm asna
ram en, Steiner kyl kkenine ait izleri hep tam ve gr
leri dnya ve evrenin ilgin ilikilerini temel alsa da, lke olay
lar hakknda her zam an bilgi sahibi olduunu ve bu konular
la ilgili pratik nerileri olduunu kantlamtr. evrenin zara
ra uram as hakknda gnm zdeki endieleri nceden sez
mi, doann doal dengesini bozduuna inanlan ve doaya
zarar veren, kim yasal ve dier yapay gbreleme seeneklerini
reddetm i, organik iftilii savunmutur.
Steiner, bakalarna esin veren, insanlara zarardan ok ya
rar dokunan, olduka idealist ve zeki biriydi. Yine de dn
m e dedii ey, yani szde duyusal alglam a gc, hibir ka
ntla desteklenmeyen, m odern fizik ve astronom i ile taban ta
bana zt ve neredeyse bilim kurgu saylabilecek dnya, evren
ve kozm ik grlere yol amtr. Kendisi ile ilgili iddialar ise
hayret vericidir. Tinsel alglam aya ilikin kendi kiisel gc
nn, geleneksel bilimin evren hakknda asla ortaya karam a
yaca gerekleri sunduuna ve bu yolla gerekletirdii keif

e k Peygam berler
ru d o lf Steiner

lerin tptan tarm a, norm alden zrl ocuklarn eitimine ka


dar hayatn her alanna uyarlanabileceine inanc tam d. Bu
uysal, nazik, iyi kalpli ve zarif adam n, kiiliinin bir boyutun
da bildiine dair sarslm az bir inanc vard. Gurularn ortak
zellii olan bu m utlak kesinlik, onun da takipileri olm asna
sebep olm u ve onlarn tinsel bilimine inanm alarna ve reti
sini yaam felsefesi olarak kabul etmelerine yol amtr. Ste-
inerin inan sistemi, kendine zg ve inanlmaz olm asna k ar
n, insanlk adna yaptklar dikkate deer ve kalcdr.

101

teki Pegam berler


t l i l/IJI l v f it im

V. cari gu stav jung

C ari G ustav Ju n g u, gnm zde hlen sadece zihinle ilgili


bilgi ve anlaymz gelitirmesi ve psikoterapiye nemli
katklarda bulunm as ile saygn bir psikiyatrisi olarak deer
lendirenler bulunabilir. Gerekten de btn bunlar yapm ol
m akla birlikte, tedavi yntemi sadece nevrotik belirtilerin iyi
letirilmesi ile snrl kalm amtr. O ayn zam anda dnyevi bir
kurtulu da vaat etmektedir. Ju n g bir doktor olduu kadar tin
sel bir retm endir de. Giri blm nde aklam aya altm
gurulara has rntye pek ok adan uygun davranmtr.
Kendisi de, en nemli igrlerinin, Freuddan ayrldktan
sonra yaad uzun sreli psikolojik rahatszlktan kaynak
landn dorulam aktadr. Bu skntl ruhsal rahatszlktan,
Birinci D nya Sava sonlarna doru yeni bir vahiyle km
tr. D aha sonraki yazlarnda, kendisine zel bir igr bahe-
dildiine inand iin, peygam ber olduunu aka iddia et
mitir. Dediine gre, orta ya ya da zerindeki herkes iin iyi
lemek, yaam a kar dinsel bir bak as kazanm aya ya da
yeniden kazanm aya baldr. Ju n g mritleri olm asn hedefle
mese de, 1 9 4 8 te C. J. Ju n g Enstitsn kuran yakn m eslek
talar tarafndan etraf sarlmtr. Zam anla Avrupa ve Ame
rikann eitli yerlerinde analistlerin yetitirildii ve Jun g
retilerinin yayld merkezler kurulm aya balanmtr.
Ju n g aslnda bir bilim adam olduunu iddia ediyor ve
byle kabul edilmeyi istiyordu. 1 9 3 5 te R udolf Steiner ile ilgi
li grn soran bir bayana yazd mektupta yle der:
B en de R u d o lf S te in e rn k ita p la r n d a n b irk a tan e sin i o k u
d u m . A n c a k itir a f etm eliy im k i, b u n la rn iin de y a r a r la n a b i
le ce im en u fa c k b ir ey d ah i b u la m a d m . B en im b ir p e y g a m
b er d e il, b ir a r a tr m a c o ld u u m u a n la m a lsn z . B en im iin
n em li o la n , d en eyle k a n tla n a n eylerdir. K an t o lm a y a n bir
d en ey zerin e tah m in y r tm e k le k e sin lik le ilg ile n m iy o ru m .1
Ancak tpk R ud olf Steinern grleri gibi, Ju n g un da
pek ok gr, tam am en kendi znel deneyimine dayan m ak
ta ve nesnel olarak kantlanam am aktadr.

O le k Pegam berler
cart g u s ta v j u n g

Junu, Freudla karlam adan ncede sekin bir psikiyat


risin. Brcke laboratuvarn terkettikten sonra, szck ar
m zerinde yapt deneylerle, Freuddan daha bilim sel so
nulara ulamtr. M atem atikten hi anlam am akla birlikte,
m odern fizie ilgi duyan Ju n g, olaslkla tp eitimi sayesinde,
bilimsel kantn zorunluluunu fark etmitir. Yine de, Ju n g un
psikoz veya nevrozun bilimsel nesnellikle iyiletirilebileceini
dndn hi sanm yorum . K rafft-E bin gin Psikiyatri
D ers K itab nda, psikiyatri ders kitaplarnn bile znellikten
kurtulam am olduklar ve bu alanda kantlanm ok az ey
bulunduu yazldr. Ju n g, ite bylesine ihmal edilmi ve de
ersiz grlm psikiyatriye el atmtr. Bir bilim adam ola
rak, bu olum suzluklarn onu uzaklatrm as beklenir ve cerrah
ya da i hastalklar uzman olm a seenekleri dururken, Jung
kendi kiiliini kullanarak, zihinsel hastalklar anlam ak ve te
davi etmek iin tbbn bu alan ile ilgilenmitir. Yirmi bir ya
ndayken, Z ofingia renci birliine Pozitif Bilimin Snrla
r hakknda verdii bir konferansta, rasyonel, bilimsel iddi
104
alarn eletirel bir gzle incelenmesinin insan, sonuta tinsel
veya m etafizik bir dnyaya gtrecei dncesini ifade et
mitir.2 Bir renci, insanla babalk etmitir.
Ju n g, bir psikoterapist olarak, ilgilendii insan sorunlar
nn bir fizik problem i gibi anlalp ele alnabileceine hibir
zam an inanmamtr. Bu aslnda olduka mantkldr. Deney
sel psikologlarn nesnel tutum lar ile bizim gnlk, sosyal ha
yattaki etkileimlerimizin farkllna daha nce de deinm i
tim .' nsan ilikileri, temelde kiisel tahminlerimize ve empati
kurabilm e yeteneimize baldr. Sadece davranlara bakarak,
ne kendimizi ne de bakalarn anlayabiliriz. Freud hastalarn
divana yatrp, onlar gr alannn dnda tutm aya zen
gsterse de, Ju n g hastalaryla yz yze oturm ay tercih ederek,
onlarla daha insani ve gnlk ilikiler kurmutur.
Ju n g, gemiine ve yetitirilme biimine dayanan nedenler
den tr, gurulara benzer zellikler ortaya koymutur. leri
de guru olabilecek kiilerin, genellikle olduka yalnz bir o
cukluk geirmi olduklar iddiasna daha ncede de deinm i

O le k Peygam berler
tim. Bu zellik, Ju n g iin gerekten de dorudur. 1884te bir
kz kardei dnyaya gelmesine ram en Jung, dokuz yam a ka
dar tek ocuk olarak bymtr. O tobiyografisinde, hep yal
nz bana oyun oynadn ve oynarken seyredilmekten ya da
oyunun engellenmesinden olduka rahatsz olduunu yazm
tr. Nachrichten'm yazar ve svire Ulusal M eclis yesi BazeFli
Albert Oeri, kkken ailesi tarafndan, Ju n glarn evine bir
likte oynasnlar diye gtrlm tr. Kk C arln kendisiyle
hi ilgilenmemesi ve oyununa devam etmesi, A lbert hayal k
rklna uratr. Etrafnda srekli ocuklarn olduu, kalab a
lk bir ortam da bym Oeri, bylesi asosyal bir yaratkla
daha nce hi karlam adn anlatr. 4
Ju n g, sonunda oyun arkadalar bulduu iin okulu sevdi
ini yazm asna karn, okuldaki arkadalarna uyum salam a
abalarnn, kendini benliinden uzaklatrdn da ekler. B
tn yaam boyunca yalnz kalm ay srdren Jun g, sadece yal
nz kaldnda tam am en kendisi gibi hissetmitir. Zrih Gl
yaknlarnda, Bollingendeki yazlk evinde yaptrd kuledeki
dinleme o d a snn anahtar sadece kendisinde vard. O tobi
yografisinin son blm nde yle yazmtr:
o c u k k e n k e n d im i y a ln z h isse d iy o rd u m , h l d a yley im .
n k , b a k a la rn n h ib ir ey b ilm e d ii k o n u la r h a k k n d a ,
ben im bile b ilm ek iste m e d i im , b ir o k ey b iliy o r ve se z iy o
ru m .'
Ju n g un guru olm asnda etkili olan, gemii ile ilgili bir
baka etken de din altyapsdr. Babas svire Protestan Kili-
sesinde p ap az olan Ju n g un iki am cas da papazd. Ayrca an
nesi de bir teologun kzyd ve ailesinden be kii daha kilise
de grevliydi. Ju n g evindeki havay bunaltc buluyor ve k
k yalardan itibaren geleneksel H ristiyanla kar gelme
eilimi gsteriyordu. O tobiyografisinde, yaklak -drt ya
larndayken grm olduunu hatrlad ilk ryasn ak tar
maktadr. R yasnda, iinde altn bir tahtn zerinde 4,5 m et
relik devasa bir fallusun bulunduu, bir yeralt odas kefeder.
Bu rya btn genlii boyunca Ju n g a dadanr ve ona yakn
dan tand sa Peygam berden daha farkl, gizli bir tanrnn

teki Pegam berler


carl g u s ta v ju n g

varln iaret eder. On bir-on iki yalarndayken, kendisine


olduka artc geldii iin, bata tam am lam ay reddettii bir
fantezisi vardr. Anlam ad bir nedenden dolay, Tanrnn bu
fanteziyi aklna drdne kuvvetle inanm aya baladn
da, yarm kalm fantezisini tamamlar. Ju n g un otobiyografisi
ni okuyan herkes, Tanrnn Bazel Katedrali zerindeki bir
tahta oturm u, katedralin atsn paralayacak byklkte
bir pislik frlatt imgelemini de hatrlayacaktr. Bu imgelem
le birlikte Ju n g, geleneksel Hristiyanln iddia ettii Tanr
nn sevgi dolu old u u dncesini sorgulam aya balamtr.
Belki de, Tanrnn da kt ynleri vardr. Ju n g un m uh afaza
kr babas, doutan yetenekli oluyla din konularnda tart
m aya girmeyi reddeder ve ona ok fazla dndn syler
di. 1 8 9 6 ya kadar, yani Ju n g ergenlie ulaana kadar yaayan
babas Papaz Paul Achilles Ju n g a gre, insan dnmemeli
sadece inanmaldr.
Ju n g, genlik ann sonuna doru, yetitirilmi olduu
dini inanc terk eder. ok okum a alkanl olan Ju n g u zel
likle etkileyenler arasnda, Schopenhauer ve hatta ondan da
te Nietzsche vardr. Ancak gl dini bir atm osferde yetimi
herkes gibi, hem Nietzsche hem de Ju n g inansz yaam ann
ok zor olduunu grmlerdir. Ju n g un bu dnemi izleyen
tm yaptlar, kaybettii dini inancnn yerine bir eyler koy
ma abas olarak deerlendirilebilir.
Ju n g da, Freud gibi kiisel zelliklerini ortaya koym aktan
hi holanm azd. O tobiyografisi, bakalaryla ilikilerine ili
kin pek az eyden bahseder. rnein einden neredeyse hi sz
edilmez. Ju n g, yaam boyunca yalnz biri olarak kalm ay sr
drmtr. Freudun analizinin ideal son noktas olgun cinsel
bir iliki gelitirebilmeyi hedeflerken; Ju n g un analitik psikloji
kuram , ruhsal aygtn farkl gleri arasnda denge ve btn
le ulaabilm eyi hedeflemekte ve bu hedefe ulam ak iin de
herhangi bir kiisel ilikiye yer vermemektedir. Bu bak as,
olgun insan ilikilerinin, gerek mutluluun tek kayna oldu
unu savunan gncel psikoloji bilimi ile atm aktadr.
Ju n g un yaratc hastal hem uzun hem de ciddiydi. Bu
hastalk dnem i 1913 ylnda balam ve Birinci Dnya S ava
boyunca da srm t. Jun g bu dnem de psikoz tehdidi al
tnda olduuna karar vermitir. Bence hastal tehdit etmek
ten ok daha tededir. Ju n g un, gemite yaad baz dene
yimlerle nceden sinyaller veren, psikotik bir atak geirdiini
dnyorum . ou zam an olduu gibi, hastalk onda da ya
am nn sonuna kadar tayaca izler brakmtr.
Ju n g un anne ve babasnn mutlu bir evlilikleri yoktu. An
nesi, Ju n g yalarndayken, birka aylna hastaneye kald
rlmasn gerektiren bir eit bunalm geirmiti. Ju n g un o
cukluu ile ilgili hatrladklar arasnda, anne ve babasnn ay
r odalard a yattklar ve onun babasyla ayn yatak odasn
paylat vardr.
A n n em in o d a s n n k a p s n d a n rk t c g le r g e liy o rd u . A n
n em , g e c ele ri, g a r ip ve g ize m liy d i. B ir gece, k a p sn d a n , b a
g v d e sin d e n k o p u k , b a b e d en in n n d e ay g ib i g id e n , h a fif
e p a r la k , b e lirsiz b ir k ii g r d m . K o p u k y erden h em en bir
tan e d a h a b a k y o r ve o d a g v d e d e n a y rly o rd u . B u s re
y a k la k a lt, yed i d e fa te k r a r la d . N e sn e le rin b ir k k , bir
b y k o ld u u , o k sk n tl r y a la rm v a rd . rn e in , u zak
m e sa fe d e k c k b ir to p g r y o r d u m , fa k a t bu to p y a k la
tk a , d e v a sa ve b o u c u b y k l k te k i bir to p a d n y o r d u .
Y a d a , st n d e k u la rn t n ed i i t e lg ra f telleri g r y o r d u m ,
k o r k u m d a n u y a n a n a k a d a r bu teller k a ln la y o r d u .4
Bu grsel halsinasyon ve arptm alar, izofrenler tarafn
dan ifade edilenlere ok benzemektedir. Elizabeth F arrm ya
ad izofreni ata ile ilgili mthi aklam alarn kaleme
alan M ing T. T suangn izofreni: Gerekler (Schizophrenia:
The Facts) kitabnda da, eitli grsel arptm alara yer veril
mitir. rnein mesafeler, perspektifin bozulm asyla, kafa k a
rtracak biimde deiiyor gibi grnmektedir. Diz k ap ak la
r, ok bym gibi grnyor, sonra tekrar klyordu, ya
da ayaklarn o kadar uzakta gryordu ki, bacaklarnn uza
dn dnyordu. Bazen, sanki odann kendisi nefes alyor
m uasna, duvarlarn genileyip, bzldn hissediyordu."
Yukarda sz edilen deneyimlere ek olarak, bir de kiinin ol
duka yalnz, krlgan ve ar hassas biri olduunu renen

O tek Pegam berler


her psikiyatrist, J u n g un gelecekte, izofren olmak iin gl
bir aday olduunu dnebilir. Hem ocuk doktoru hem de
analisti olan D. W. Winnicott, Ju n g un otobiyografisini Ulus
lararas Psikoanaliz D ergisin d e gzden geirmi ve Ju n g un
ocukluk izofrenisi profili izerek sonradan iyilemi bir o
cuk psikozu vakas olduunu iddia etmitir.9
J u n g un, yaratc hastal ya da orta ya krizi, kendi ifa
desine gre, Freuddan ayrlmasnn ardndan yaad belir
sizlik dneminin verdii zntyle balamtr. Freudla en
son, 7-8 Eyll 1 9 1 3 te, M nihte dzenlenen, Drdnc Ulus
lararas Psikanaliz Kongresi nde karlamtr. Ju ng belirsizlik
dnemini, bask hissi veren, kendi iinden gelen bir eyin
sanki havada bir ey varmasna, iinden dar tamas di
ye dile getirmitir. Gkyz, bana olduundan da koyu g
rnmeye balad. Bask hissi sanki, sadece psiik bir durum
dan deil de, somut gereklikten kaynaklanmaktayd diye bu
durumu aklamtr. Bu noktada Jung, psikozun bir zellii
olan, i ve d dnyay kartrmaya balamtr. Kendi iinde
ki karkl, d dnyadaki bir bozuklua balamtr. Jung,
Ekim 1 9 1 3 te de, dayanlmaz bir imgelemle paralandn
belirterek, bu imgelemi yle aktarmtr:
K u ze y D en izi ile A lp le r a ra s n d a k a la n b t n b lg e y i s u la r a l
tn d a b r a k a n k o r k u n b ir sel g r d m . Sel, sv ire ye u la t
n d a , d a la r n lk eyi k o r u m a k iin g ittik e b y d n
g r d m . K o r k u n b ir fe la k etin y a k la m a k ta o ld u u n u a n la
d m . Y c e s a r d a lg a la rn iin d e, u y g arl n m o lo z la rn ve
b in lerce b o u lm u cese d in y zd n g r d m . S o n r a t m
d en iz, k a n a b r n d . Bu im gelem y a k la k bir s a a t k a d a r s r
d ."'
mgelem bir hafta sonra, daha kanl bir biimde tekrarlan
d. 1 9 1 4 n balarnda, Jung, yeni bir buzul ann, yaayan
tm canllar ldrecei ryasn yineleyici bir biimde grme
ye balad. Dnya felaketlerine ilikin bu tr ryalar, izofreni
ataklarnn habercisidir. Ju n g un psikiyatri kariyerine balad
Burghlzli hastanesinin bahekimi Eugen Bleuler, izofreni
ders kitabnda, Hastalk balam adan hemen nce, hastalar
genellikle, tam uyanacaklarna yakn kendilerine musallat

O tek Peygam berler


carl g u sta v ju n g

olan rahatsz edici ryalardan yaknrlar. diye yazmtr."


Ancak Jung, stnn verdii bu bilgiyi grmezlikten gel
meyi semi ve imgelem ve ryalarn, birka ay sonra patla
yan Birinci Dnya Savan nceden haber verdiini dnd
iin, peygamberce diye yorumlamtr. Bu yorum, Ju n g un
kendisini psikotik bir rahatszlk geirmediine inandrm ol
sa bile, mutlaka olaylar nceden bildiine ilikin bir inancnn
olmas arttr. Ayrca, bakalarna bahedilmeyen zel bir i-
grye sahip olduunu hem Ju n g hem de meslektalarnn sor
gusuz sualsiz kabul etmesi de, Ju n g un narsisizminin bir rne
idir. J u n g un bakalarnn bilmedii eyleri bildiine ilikin
yorumunu daha nce aktarmtm. Jung, kendisine gelecekle
ilgili igr kazandran yce glerin kanal olduuna inan
yor grnmektedir. ocuklukta, eit artlarda arkadalk ku
ramam kiilerin, kendilerini srden ayr tutan ve zel ol
duklarna ait dlemleri vardr. Ju ng yatlarndan daha yete
nekli ve daha fazla okuyan biri olarak bunu fark etmi olabi
lir, ancak kendisinin seilmi bir kanal olduuna inanc, nere
109
deyse bir byklk sanrsdr.
J u n g un hastal hemen hemen Birinci Dnya Savann
sonuna kadar srmtr. Hastalnn younluu o kadar ile
ri dereceydi ki, ei, Ju n g u sakinletirebilen tek kii olan
Ju n g un otuz yllk metresi Toni Wolfun evlerinin bir yesi ol
masna izin vermitir. Jung hastaln, bilindyla gnll
olarak yzlemek ve bilimsel bir deney diye tanmlar. Sonra da
bu ifadeyi, kendisi zerinde yaplandrlm bir deney olduu
ynnde deitirir. Bir psikiyatrisi olarak, benim iin kara
mizah saylabilecek ey, yaadm deneyimin her aamasnda,
ayn psikozda rastlanan ve delilerde grlen ruhsal durum ile
kar karya kalmamdr. '2 diye yazmtr. Bunu daha basit ve
ak sylemek gerekirse, Ju n g un kars ve metresinin sabrl
desteine ihtiya duyduu, psikotik bir atak geirdii kesindir.
R. D. L aingin psikozun, daha stn bir bilgelie ulamann
yolu olduu grne katlmadm daha nce de belirtmeme
ramen, hastalarn deiime urad ve belki de zenginleerek
atlattklar, bir eit akut psikotik atak vakasnn varln k a

te k i Pegam berler
bul ediyorum. Bu olaylar zincirinin, zellikle de gurularda or
tak olduu gze arpmaktadr. nk, onlar zenginletiren
vahiy, retilerinin temelini oluturmaktadr. Jung kesinlikle
halsinasyonlar grm, depersonalizasyon ataklar yaam
tr. niversitedeki grevinden ayrlm ve bu dnemde bilimsel
yaynlar okuyup takip edemediini fark etmitir. Bu sre zar
fnda ok az ey yazmtr. Bir ara, evinin l ruhlarla dolup
tatn hissetmitir. O andan itibaren ller, bana Cevapsz
Kalm , zlm em i ve G nahlar Affedilmem iler olarak, her
zamankinden daha fazla anlalr hale geldiler. 1' diye ifade et
mitir. Bu duruma tepki olarak, Septem Sermones ad Morto-
usu yazmtr. John Kerr yazy, Gnostik terminoloji ile B y
le Buyurdu Z erdtn tamamen grandiyz, hatta paranoyak
bir sistemle birletirilmesinden doan ve kendi hakllnn
lklarn atan, kasti olarak anlalmaz bir metin olarak ta-
nmlar.M Bu olaanst yaz iin, Ju n g un Nietzscheden ok
Schopenhauere borlu olduunu ve metnin anlalmazl su
gtrmez olsa da, Kerrin yargsnn gereinden fazla sert ol
duunu dnyorum.
Jung, bundan sonraki eserlerinin tmnn temelinde bu
uzun ve rahatsz edici dnemin olduunu syleyerek Kendi
isel imajlarmn peinde olduum yllar, hayatmn en nemli
yllardr. Bu srete nemli olan her ey hakknda bir karara
vardm. 15 diye aklamtr. Tam hastalna yenilmek zerey
ken, hastal ile p ari p assu giden zihnindeki paralanmann
kendisine gsterdii, bu deneyimden bir anlam karmasnn
gerektii ve yeni bir btnlk oluturma urasnn, bir iyile
me sreci olduudur. John Kerrin de ifade ettii gibi Jung
paralanmasn ar bir hassasiyetle gzlemlemeyi baarm
ve bu gzlemin kendisi bir terapi yntemi yerine gemitir. 16
J u n g un rahatszl ve ardndan aydnlanmas, karmaann
verdii rahatszl takip eden yeni bir dzenin getirdii huzu
run olaanst bir rneidir. 1 8 9 8 e kadar gerilere giden bir
zaman diliminde17 Jung, Nietzschenin Z erdtnden u aln

* Baa ba (.n.)

Otek Peygam berler


ty yapar, Bence, herkes, sonunda dans eden bir yldz dou
raca bir kaos yaamaldr. '* Bundan yirmi yl sonra,
Ju n g un yaad tam da budur. Yeni bir btnle doru yap
t bu yolculuu, Schopenhauerin principium individuati-
otis dncesinin nemli yer tuttuu yazlarndan esinlene
rek, bireyleme sreci olarak adlandrmtr.
Kefettii ey, bilinli ego, tehdit altnda ve aresiz olsa bi
le, kendini dlerde, fantezilerle ve bilindnn dier yollary
la ortaya koyan, i sesi dinlemenin ve ona gvenmeyi ren
menin mmkn olduudur. Ju n g un en baarl fikirlerinden
biri de, insan ruhunun kendi kendini ayarlayabilir olmasdr.
Tp eitimi ona, insan fizyolojisinde eer bir tarafa doru faz
la eilim olursa, bunun tam zdd ynnde bir salnmay sa
layan, bir kontrol ve denge sistemi olduunu retmitir. Bu
homeostatik mekanizma, negatif geribildirimle alr. rne
in, kan ekerindeki dalgalanma, merkezi kontrol birimine
bildirilir. Bu bilgi de normal dengeyi bulmasn salayacak bi
imde, vcuttaki bu dalgalanmay telafi edici deiiklik hare
ketlerini balatr. Jung, ruhsal rahatszlklarda da benzer bir
mekanizmann ilediini ileri srmtr. Nevrotik (ya da baz
rneklerde psikotik) olan birey, belki de entelektel kibrinden,
ar dadnk ya da iednk oluundan ve belki de baka
biri tarafndan ar ynlendirilmi ve etkilenmi olmasndan
dolay geliim yolundan sapmtr. Ju n g a gre, insan fizyolo
jisini kontrol eden bir merkez olduu gibi, bireyin ruhunu
kontrol eden bir merkez de vardr. Bu iki kontrol sistemine de,
bilinli irade gc ile ulamak mmkn deildir. Ancak tpk
bedenin bir bilgelii olduu gibi, ruhun da bir bilgelii vardr.
Klinik almalarda da kendini dorulayan bu fikir, gayet
mantkl grnmektedir. Psikiyatristlerin grdkleri hastalara
da bu durum uyarlanabilir. rnein, hayat yaamaya deer
klacak her eyi ihmal edecek kadar fazla alan, hrsl bir i
adam, genellikle orta yalarnda ar bir depresyona girer. Bu
ruhsal yapnn kendini ayarlama abas olarak yorumlanabilir.

* Btnlk ilkesi (.n.)

O e k i Pegam berler
Kii hnsiulg nedeniyle yavalamak ve deerlerini tekrar gz
den getirmek zorunda kalr. Ancak, Jung iin, psikolojik ola
rak kendini ayarlama grn formle etmenin, benim iin
asln yukardaki gibi sunmamdan daha farkl bir anlam var
dr. Ju n g un sorunlarndan biri de, dini inancn kaybetmi ol
masdr. Hastal srasnda kendisinin bilinli isteinden ba
msz olarak, bir ey tarafndan ynlendirilmeye ihtiyac ol
duunu kefetmitir. Bu acaba Tanrnn psikolojik dengi -yani
dardaki Tanr yerine, bir eit kendi iindeki Tanr olabi
lir miydi?
Eer durum bu ise, Ju n g kendi inan kaybna bir cevap
bulduunu rahatlkla iddia edebilirdi; hem iyiletirici bir sre
hem de dinin yerine konacak psikolojik bir yedek olarak. D a
ha nce de ifade edildii gibi, bireyleme sreci, bir inanca
bal kalmadan, cenneti deil de, kiisel btnl ve taml
hedefleyen bir eit Pilgrims Progress19* olarak tanmlanabilir.
Jung, 1 9 1 0 da Freuda yazd bir mektupta, K n ap p in k
saca I.F. olarak bilinen Uluslararas Etik ve Kltr Birlii isim
li yeni bir toplulua katlma olaslndan sz etmitir.
D in in yerin e sa d e c e yine d in geebilir. A c a b a I.F. a n s e se
ri yeni b ir k u r ta rc o la b ilir m i? D e ste k a la b ile c e im iz n asl
b ir m it s u n m a k ta d r ? Y aln zc a a k ll o la n lar, en telek t el d a y a
n a k la r n d a n d o la y a h l k d r la r; g e rid e k a la n h e rk esin , m itin
s o n s u z g e r e k li in e ih tiy ac v ard r.
Bu a r m la r d a n d a a n la y a b ile c e in iz g ib i, so ru n beni
k a y tsz ve ilg isiz b rak m y o r. C in se l zg rl n a h l k i s o r u
n u , g e r e k ten d e b y k t r ve t m so y lu ru h la rn e k ti i c e fa
y h a k etm e k ted ir. 2 0 0 0 yllk H ristiy a n l n yerin i sa d e ce
o n a e d e e r b ir ey a la b ilir.
Bu mektupta, geleneksel Hristiyanl terk etmenin onda
ne kadar ykc etkiler brakt kolaylkla grlebilir. Jung,
Burghlzlide, Freudla tanmasndan yaklak yedi yl nce,
1 9 0 0 de psikiyatrisi olmu ve en bandan beri, daima Fre-
udun fikirlerini eletirmitir. Ancak, asistan A. A. Brillin bil
dirdiine gre, Jung, o sralarda Freud akmnn en cokulu

* Hac Yolculuu; Ingiliz vaiz ve yazar John Bn yan 'n (1628-1688), dindar bir Hris
tiyan'n kutsal topraklara yolculuunu anlatt alegorik masal (.n.)

O le k Peygam berler
destekilerindendi. 21 Belki de tpk geleneksel Hristiyanlk gi
bi, Freud tarz psikanaliz de Ju ng iin snen klardan, terke-
dilmesi gereken inanlardan biri olmu, onu hem yoksun hem
de ynsz brakmtr. Freudtan ayrlndan sonra, Jung, bir
psikotik hastalk geirmek pahasna da olsa kendi mitini ya
ratm ak zorunda kalmtr.
Jung, dnyaca tannm bir kimlikle gndeme geldiinde,
yalnzca belirli bir hasta trnde uzman olduunu ilan etmi
tir. Bu hastalar, nevrotik olarak tanmlamak yerine, yaamla
rn anlamsz ve amasz bulan kiiler olarak tanmlamtr.
Bunlarn ou baarl, yetenekli, grld kadaryla da sos
yal hayata olduka iyi uyum gsteren orta ya grubundan in
sanlardr. Buna ramen inanacaklar ne dini inanlar ne mit
leri hatta ne de bir sanr sistemleri vardr. Jung byle kiileri,
belli bir hedefe doru gitmelerini salayabilecek her trl du
yularn yitirmi olduklar iin taklm diye tanmlar. Bu gi
bi insanlar, dini inan sisteminin kendilerine salayabilecei
inan, mit, sevgi ve anlama gibi duygulardan yoksundular.
Jung bunlarn, insan urann en byk drt baars olarak
kabul edildiini, ayn zamanda retilemeyen ve renileme
yen eyler olarak, ancak deneyimle elde edilebilecek zarif ye
tenekler olduklarn iddia eder.22 Ju ng bu durumu yle ifade
etmektedir:
H a sta la r m a ra s n d a y a a m la rn n ikinci y a rsn y a a
y a n la r d a n -yan i o tu z b e y a zerin d e o la n lar- hem en h e p si
nin so ru n la r n n k k en in d e y a a m la rn d a d in i b ir b a k as
b u la m a m a la r v ard r. H e p sin in d e h a sta la n m a la r n n n ed e n i
nin d in lerin in a n a n la ra su n d u k la r ey d e n y o k su n k a lm a la r
o ld u u n u s y le m ek d o r u o la c ak tr. H i b iri dini b a k a la
rn te k r a r k a z a n m a d a n g e re k ten iyilem em ileridir. B u dini
b a k a sn n elb ette, h ib ir in an la ya d a b ir k ilisen in yesi
o lm a k la ilg isi y o k tu r.21
J u n g un kendi sorunlarn bu hastalara atfettii dnle
bilir. Ancak birok psikiyatrist, klasik anlamda psikiyatrik
hasta tans almayacak olmalarna ramen, aresiz bir biim
de hayatn anlamnn araynda olan insanlarla karlamtr.
Aslnda bu tarz insanlar genellikle, Ju n g dan ok daha az g

O tek Pegam berler


cari g u sta v ju n g

venilirlii olan gurulara snmlardr.


Jung, kendi kiisel aydnlanma deneyiminin yukardaki va
kalara uyduunu dnmekte, ancak bireyleme dedii tinsel
yolculuun herkes tarafndan stlenilmesi gerektiine inanma
maktadr. Mesajnn sadece hayatnn ikinci yarsnda olanlar
iin uygun olduunu ve daha genlerin Freud veya Adlerin
analizlerine daha uygun olduunu dndn ifade etmi
tir. Ju n g un kendi almalarn deerlendirmesi elikilidir. Bir
yandan, bilimsel olduunu iddia ederek herkes tarafndan
dorulabileceini ileri srerken, dier yandan da almalarn
kiisel bir itiraf olarak tanmlamaktadr.
Geerli bir gr olarak, Ju n g un dier gurulardan farkl
olmasnn nedenleri arasnda, ileri srd grlerini baka
larna empoze etmeye almamas ve uzun yllar, kendi fikir
lerini yaymak iin kurulularn oluumuna direnmesi saylabi
lir. Bununla birlikte, Ju n g Mezhebi (The Jung Cult) kitabnda
Richard Noll, yakn zamanlarda elde edilmi, anlald ka
daryla da, ilk Jung dernei olan Zrihteki Psikoloji Kul-
114
bnn alnda Ju n g un yapt konumay ieren bir metin
yaymlamtr. N o llun iddiasna gre bu konumayla Jung,
kendisinin adn verdii gibi, sadece bireyleme yolculuundan
gemi, birka kiinin yer ald gizli bir kilisenin, bir dnya
dini olana kadar gelimesi iin tasarlanm bir kurumu hizme
te amaktadr. Bu savdan phe duyuyorum. Ju n g un zgn
l ve karizmas dikkate alndnda, onun bilind gr
lerini kabul etmi, Ju n g ya da yakn meslektalar tarafndan
analizden gemi ve temel odan Ju n g un grlerinin olu
turaca bir topluluk meydana getirmek istemi insanlarn, za
ten onun etrafnda toplanmama olaslnn ok dk oldu
unu dnyorum. Ancak bu, N o llun ileri srd gibi,
Ju n g un yeni bir cemaat yaratm ak ya da bireylemeyi baar
m bir grup sekin kii tarafndan balatlan dnya apnda
bir akm oluturmak istedii anlamna gelmemektedir. N o lla
gre,
T o p lu m u m u z d a y z bin lerce k ii d e ilse d e o n bin lerce
k ii iin J u n g ve o n u n fik irle ri, y a g e len e k se l Y ah u d i-H risti-

O tek Peygam berler


yan d in in e k a tlm la rn n yerin e g e ere k ya d a bu in an ca elik
e d e rek , k iise l d in in tem elin i o lu tu rm u tu r. z ellik le de bu
ikin ci tip te o la n lar, h ib ir k ilise ya d a s in a g o g d a b y le b ir d e
n eyim y a a y a m a y a c a k la r iin, u z m a n a n a lis t sn f say esin d e
y a a d k la r J u n g tarz d en ey im ile g ize m in ve in san ak ln
a a n ey lerin d o ru d a n d en eyim in i y a a m a m id in i tarlar.2'
Noll, Ju ng hayranlarnn saysn fazla abartr. Dnyada
hibir zaman fazla sayda Ju n g hayran olmamtr, hele bu
Freud hayranlarn asla amamtr. Bundan da te, N o llun
verdii izlenime gre, Jung taraftarlar tm dnya zerinde,
ayn retiyi sunan ve temel olarak analize gelenlerden para
toplayan tek bir kilise oluturacaklardr. Noll, Ju n g a bal
kurululardan, uluslararas geni bir a diye bahsederek,
Ju n g un analizini de kapitalist bir giriim diye nitelendirir.
in gerei, ortada gereinden fazla ekime vard ve Ju n g a
bal olduklarn sylemelerine karn, sadece L ond rada, bir-
biriyle badaam ayan drt grup bulunmaktayd. Noll aslnda,
hi de zerinde durulmay hak etmeyen bir komplo teorisi
sunmaktadr.
ns
Jung ou guruya oranla zek, eitim ve gvenilirlik a
sndan ok ileride olsa da, onlarla birka ortak zellii payla
maktadr. Kendini kesinlikle, nevrotik hastalar tedavi eden
bir psikiyatrist olarak deil, tinsel bir retmen olarak gr
mtr. Bunu ben de, 14 N isan 1 9 5 1 de onu ilk ve son kez
grdmde anlamtm. O sralarda, tartmal kitab G re
ve Yant (Answer to Job ) yazmaktayd. Bana yle dedi: u
anda yazdm, tam bir zehir. Ancak bunu, benim insanlarma
borluyum. Bu yorumu zerine afallamtm. nk sradan
psikiyatristlerin bile benim insanlarm gibi bir ey syleyeme
yeceklerini biliyordum. Bu, tam da bir guru deyimiydi.
Ju n g un mritleri belki sayca az olabilir, ancak Ju n g un onlar
arasndaki konumu tartmaszdr. Ju n g u evreleyen kadn
mritlerin en zekilerinden Marie-Louise von Franzn syledi
ine gre, Ju n g un kendisine Greve Yant kitabnn dierleri
arasnda tekrar yazmak istemeyecei tek kitap olduunu sy
lemitir. Bu kesinlikle, arpc derecede yeniliki bir Tanr ba

O e k i Pegam berler
k asdr. Jung, aslnda geleneksel Hristiyanlk konusunda
gerekten de olduka espriliydi. Bana, bapiskopos William
Templen kendisini ziyarete geldiini ve onu Kilisenin Pren
si olarak grdn sylediini anlatt. Jung, Templea Baki
re M eryem in doumunun gerekten doru olup olmadn
sormu, ancak Temple bu soruyu cevaplamay reddetmitir.
Jung Templen elikisini Ya Meryem bakireydi ya da sa
halktan biriydi diyerek dile getirmitir.
Ju n g kendi fikirlerini kiisel bir itiraf olarak ortaya koyup
bunlar bakalarna alamaya kalkmasa da, bilincin tesine
gidebilmesi iin kendisine zel bir ayrcalk verildiine inand
phesizdir. John Freeman, Ekim 1 9 5 9 da, J u n g la televiz
yonda yapt rportajda ona, Tanrya inanyor musunuz?
diye sormas zerine u nl yant almtr Cevap vermesi
g. Biliyorum. nanmaya ihtiyacm yok. Biliyorum. R ya
lardan sz ederken Ju n g bana Her gece takdis ayinine girme
ansnz v a r demiti ve sylendiine gre, onu ok iyi tanyan
bir grup taraftar, her sabah byk bir umutla, bu yce adam
116
bilindndan nemli bir mesaj daha ald m acaba diye bek
leirlermi.
Jung, zaten 1 9 0 3 te zengin bir kadnla evlenmi olduu
iin, parasal nedenlerle yozlamad. Ancak yine de, zengin
destekilere kaytsz deildi ve hatta byle kiileri kendine
balama zahmetine bile girmiti. Fowler McCormick ve Mel-
lonlar gibi baz zengin Amerikal hastalarn kendine arkada
edinerek, bunlarn eitli Ju ng giriimlerini ve rnein adn
yazlk evinin olduu yerden alan Bollingen kitap dizisini des
teklemelerini salamtr.
Ju n g en az iki hastas ile, Sabina Spielrein ve Toni Wolff,
ilikiye girmiti. Toni Wolfftan, adn vermeksizin, otobiyog
rafisinde ve Freudla yapt yazmalarda sz etmitir. H asta
lar batan karm ak profesyonel bir su olsa da, unutulma
mas gerekir ki Spielrein, Ju n g un analize ald ilk hastalar
dan biriydi ve ona yardmc olduu da kesindi. Ayrca, o tarih
te henz psikanaliz kurallar da bir sisteme balanmamt.
Toni Wolff, balangta Ju n g un hastas olsa da, tedavisi baa

teki Peygam berler


cart gu s ta v ju n g

ryla sonlandktan sonra nce asistan ve meslekta sonunda


da metresi olmutur. J u n g un, takipilerini cinsel veya maddi
olarak kullanmaktan dolay sulanabileceini hi dnmyo
rum. Ju ng tutucu bir aile reisiydi am a baskc tutumunu taraf
tarlarndan anlamsz isteklerde bulunmak zere kullandna
dair hibir kanta rastlanmamtr.
Jung, kesinlikle sekin insanlardan yanayd. Bir svireli
olarak kronik bir demokrat olm ama ramen, Doann aris
tokrat olduunu, bundan da te seici olduunu gryorum.
Q u o d licet Jovi, non licet bo vi ho olmayan am a sonsuz bir
gerektir. demitir.25 Ju n g un tutkuyla inand, bireylerin bi
rer deer taycs olduu ve sadece kendisininkine yakn kii
sel bir dinsel deneyimin bireyi kalabalkta kaybolmaktan kur
tarabilecei ya da komnizm gibi kolektif bir inan sistemine
aklszca hayran olmasn nleyebileceiydi.
Jung zaman zaman, kolektif bilindnn varln savun
duu iin eletirilmitir. Kolektif bilind, birok kltr ve ta
rih diliminde ortak olan mit, dlem, dini dnceler ve belir
117
li birtakm ryalar retmekten sorumlu zihinsel bir yapdr.
Bu fikir en basit haliyle akla olduka uygundur. nsann an a
tomisi ve fizyolojisi, dnya zerinde varolal beri byk dei
ikliklere uramamtr. Bilgimiz ve becerilerimiz byk l
de artm olsa da, ilk hom o sapiensten beri, beynimiz ve zih
nimizin ileyiinin ok deimediini varsaymak doru gibi
grnmektedir. Mitler, dlemler, dini dnceler ve ryalar,
tm insanlkta ortak olan ilevsel psikolojik deneyimlerin ifa
deleridir. rnein, pek ok kltrde var olan kahramanlk
mitleri, yetikin olma mitleri -yetikinliin endieleri, kederle
ri ve dlleri- olarak yorumlanabilir. Hepimiz aresiz bir o
cuktan, kendi ailesini kurabilen, bamsz bir yetikine gei
dnemini yaamzdr. Kahramanlk mitlerinde bize, genellik
le en kk ocuun, lm tehlikesi ve ldrc canavarlarla
yz yze geldii tehlikeli bir yolculua girierek gzeller gze
li gen kz kurtarp sonunda onunla evlendii ve tahta getii
hikayesi anlatlr. Bu, Ju n g un arketip mit dedii, tm dn
yada farkl kltrlerde yer alan, insanln temel ynlerini

teki P egam be rler


carl g u sta v ju n g

yanstan eydir. Btn insanlarda, beynin yaps gibi ortak


olan ve insanlk hakknda ayn eit mitleri ve ayn tip kozmo
gonileri reten, bir alt zihin tabakasnn varl rahatlkla an
lalabilir.
Ancak Jung, olay ou kiinin anlayamayaca kadar ileri
gtrr. Jung, daha nce de sz ettiim gibi, genliinde Scho-
penhauerdan fazlasyla etkilenmitir. Schopenhauer da K an ta
ok ey borludur. Schopenhauer, insann gereklik algsnn,
alglama aygtnn yaps ile snrl olduunu dile getirmitir.
Ona gre, nesneleri d dnyada, nedensel ilikilerle ynetilen
ve mekn ve zamanda var olan eyler olarak alglar, mekn,
zaman ve nedenselliin yaratt snrllklar da aamayz.
Schopenhauern vard kanya gre, bizler nesneleri hibir
zaman eyin kendisi gibi alglayanlayz, algladmz sadece
onlarn temsilleridir. Eer bu doru ise, insan algsndan ba
msz olarak eylerin kendilerinin var olduu temel bir ger
eklik vardr.
Ancak bu varsaym, temel gerekliin gerekli koulu, nes
118
nelerin birbirinden ayrmad, dier bir deyile bir btnlk
iinde olmas izler. M ekn, zaman ve nedensellik snflandr
malarn ortadan kaldrmak, bir nesneyi dierinden ayrmam
z olanaksz hale getirecektir. Schopenhauer, zaman ve mekn
snflamasnn dnda ve gerei zihinsel ve fiziksel diye ikiye
ayran Kartezyen ayrmn tesinde, mutlak bir btnlk oldu
una ilikin, bir ortaa kavram olan uus m undusu dirilt-
mitir. Schopenhauer, Platonun dealar kuramn temel alm
tr. dealar kuramna gre, Doruluk, Adalet, yilik ve bunla
rn benzerleri, zaman dnda bir alanda, tanmlanabilir z
olarak bulunurlar.
Ju n g bu gr, btn kalbiyle kucaklamtr. Arketipleri-
ni, Platonun dealar ile eletirmi ve yle yazmtr:
B u n la r h er t r ru h ta b ilin d , a n c a k a k tif-y a a y a n yeti
ler, P la to n a g r e id ealar, o la r a k b u lu n u rla r ve d n ce , d u y
g u ve d a v r a n la r m z ek illen d irir ve s rek li o la r a k e tk ile r
ler.-"

* Evrenin teklii (.n.)

ie k Peygam berler
Arketiplerin, her ruhta olduunu kabul etmek, yukarda
sz edilen nedenlerden dolay kolaydr. Ancak ou insann;
Platon, Schopenhauer ve Ju n g un kesinlikle inand ekilde,
insan ruhunun ve alglanan olaylar dnyasnn dnda ancak
nedensellik ve zaman dahilinde, dealarn veya arketiplerin
ebedi olarak yaadklar nesnel bir dzenin var olduuna inan
malar olduka zordur. Jung, daha sonraki yazlarnda sklk
la, nesnel ruh olarak, kolektif bilindna atfta bulunur. Sep-
tem, Serm ones ad M ortou sta, Jung, hibir ey ve her eyin
temelinde, iyi ve kt, gzel ve irkin, mekn ve zaman ya da
madde ve g gibi kartlklarn olmad, nk bunlarn e
deer olarak dengede olduklar, gnostik bir terim olan ve d a
ha nce sz edilen p lerom a'y kullanr. Tm kartlklar Yara-
tln, dnyann mekn ve zaman olarak ikiye blnmesinin
rndr.
Heisenbergin Belirsizlik lkesine gre, paracklarn du
rum ve hareketleri ayn anda saptanamaz, nk gzlem eyle
mi onlarn davranlarn etkiler; bu nedenle de, atomik sre
119
lerin nedensellik kuralna uyduunu gsterebilmek imkansz
dr. Jung, bu ilkenin psikoloji iin de geerli olduuna inan
mtr. nk, gzlemci gzledii eyden ayr tutulamaz ve bi-
lindndaki ieriin bilin dzeyine getirilmesi, zihnin btn
blmlerinin ilevini deitirir.
Jung, fizikinin maddeyi aratrmas ile psikologun zihni
aratrmasnn, ayn temel gereklie ulamann farkl yollar
olduunu dnr. Heisenbergin ne srdne gre, kesin
gereklik elektronlarda, mesonlarda ve protonlarda buluna
maz, gereklik onlarn tesinde, kendisini Platonun ideal
formlarnn bilimsel atas olarak, fiziksel dnyadaki soyut si
metrilerde dar vurur. diye ifade etmitir.27 Ju n g a gre, te
mel gereklik, ne aklda ne de maddededir, ikisinin de katld
, onun psikoid dedii eydedir. Ju n g un da hastas olan,
dnyaca tannm fiziki Pauli, Ju n g un kuramnn, modern fi
ziin bana bela olan, znel ile nesnel arasndaki boluu k a
pattn dnmektedir. Pauli ayrca, fenomenler, yani algla
nan olaylar dnyasndan ayr bir temel kozmik dzen olduu

O le k i Pegam berler
cart g u s ta v j u n g

nu da ne srmtr. David Bohmun kark dzeni de ayn


dncenin bir baka rneidir. M adde, mekn ve zamann
dzenleri, temeldeki kark dzenin grnmn oluturur
lar.
Nedenselliin ilemedii bir dnyann olduu fikrini kabul
etmek, baka olaslklara kaplar aar. Jung, olaylarn birbiri
ne, zaman iindeki sralar ile deil, benzer anlamlar ile rast
lantlar asndan balandklar, nedensel olmayan bir ilkenin
var olduuna inanmaya balamtr. Bu ilkesine ezam anl
lk " adn vermitir. Pek ok kii, anlaml rastlantlar olarak
grlen eylerden aknla dm, ancak nedensel ereve
de byle eylerin mantkl bir aklamas olmas gerektiini
dnmek onlar memnun etmitir. rnein, daha nceden
hi bilmediimiz bir isim, onu bir kere fark ettikten sonra a
rtc sklkta karmza kmaya balar. Ryalar ve darda
ki olaylar, zaman zaman akrlar, ki yle olmasa armak
gerekirdi.
Ancak Jung, ezamanl olaylar iin ok az rnek verir ve
bu sayl rnee de almalarnda tekrar tekrar rastlamak
mmkndr. Sevdii rneklerden biri, bir hastasnn ryasn
da altn renkte bir bcek grddr. Hastas ryay hatrla
yp, ona aktarrken, anlattna benzer bir bcek, o srada
pencere pervazna arpar ve ieri girmeden Jung tarafndan
yakalanr. Bu rastlant mdr yoksa zihinle fenomenler dnya
s arasndaki ezamanll gsteren bir bulgu mudur? Bir ba
ka hikaye de Svvedenborga aittir. Kendisi 1 7 5 6 da Gothen-
burgdayken, Stockholm kasp kavuran bir yangn ktn
ryasnda grm, ayn srada ryas gereklemitir.2 Bu son
daki rnek, ayn zamanda Ju n g un dnyay alglay biimin
deki tutarll da ortaya koymaktadr. nk bu hikayeyi bir
tp rencisiyken, Zofingia renci birliinde yapt konu
malardan birinde de aktarmtr. Oysa ezamanllk kavram
Ju n g un szlne daha sonra girmitir. O sralarda tarih,
Mays 1 8 9 7 dir ve Jung, Svvedenborgun imgelemini kehanet
kabul ettiini ve daha baka rnekler sunmak zaman kayb
olaca iin, dinleyicilerinin bu rnekle yetinmeleri sylemitir.

teki Peygam berler


cari g u s ta v ju n g

Konuyla ilgili literatre bakan herkes kolayca, bu olguyu ka


ntlayan pek ok vakay grebilir. 29 demitir. Gerekten gre
bilir mi? Pek emin deilim.
David Peatin, ezamanllk hakkndaki M adde ve Zihin
A rasndaki K pr (The Bridge Betvveen Matter and Mind) ki
tabndan daha nce de sz etmitim.10 Tam olarak ikna olm a
sam da, Peat, ezamanlln, modern fizikilerin evren gr
leri ile uyumlu olduunu, akla uygun bir ifade ile anlatr.
Ju n g un ezamanllk grn, Ouspensky ya da Gurdjieffin
bilimkurguyu andran varsaymlaryla karlatrmak pek do
ru olmaz.
J u n g un doast olaylara ilgisi, doktora tezi olan D o a
st Fenomenlerin P sikolojisi ve Patolojisi zerine (On the
Psychology and Pathology of So-called Occult Phenomena)yi
yazmadan ok nceleri balamtr. Zofingia renci birliin
deki konferanslarndan birinde, tinsellik inancn ve zellikle
de iddia ettiine gre gizemli ellerin fotorafnn ekildiini
dorulamtr. O zamanlarda, pek ok akl banda filozof ve
bilim adamnn tinsellie inanma eilimi olduunu sylemek
yerinde olacaktr.
1 9 5 1 de, onunla karlatmda, bana byk bir zevkle,
Zrih yaknlarndaki kylerde yaayanlarn hl byye ve
kocakar illarna inandn anlatmt. rnein bir ret
men, babas ldkten sonra nevrotik olmutu. Anlalan oydu
ki, retmen bir kzgnlk annda, babasnn en sevdii elma
aacna bir ivi sapladktan sonra, babas hibir ey dememi
ancak ksa srede hastalanp lmt. Bir baka rnekte, iki
inek, boynuzlan birbirine dolanm ve boyunlar ayn yular
dan gemi olarak, o kadar garip bir biimde bulunmutu ki,
kimse nasl bu hale geldiklerini anlayamamt. Bu byc ii
miydi? Ju n g bana, Byle eyler hakknda konumamak ge
rek demiti.
J u n g un astrolojiye ilgisi gelip geici bir heves olmaktan
ok teydi. Freuda 12 Haziran 1 9 1 1 de yazd bir mektupta,
gecelerini yldz fal hesaplamalarna ayrdn anlatmaktadr.
Bir gn, astrolojinin, Tanry yanstan pek ok bilgiyi verdi

teki Pegam berler


carl g u sta v ju n g

ini greceimizi sylemeye cret ediyorum. 31 demitir.


1 9 7 0 de yazd bir mektupta, sanat tarihisi Edgar Wind,
Ju n g la karlamasn yle dile getirir:
1 9 3 0 larn o r ta la r n d a L o n d r a d a , J u n g la y a p t m s y le iy e
tek b ir k o n u h a k im d i, o d a a str o lo jiy d i. K en d i yld z faln he
s a p la d n ve b u y o lla d a k e n d isi h a k k n d a b ir o k ey r e n
d i in i s y le d i. A r d n d a n bu y n tem say e sin d e k e n d ile ri h a k
k n d a b ir o k ey ren e n h a sta la rn a d a b u n u sk lk la n e r d i
in i ek led i. S o n r a o n a , a str o lo jiy i n asl a lg la d n so rd u m .
R e sm i u y g u la y c la rn id d ia e ttii g ib i ge lece k tek i o la y la r n
ce d e n b ilm eye y a r a y a n b ir bilim o la r a k m , y o k sa in gen ele
rin k ah v e fa ln a ya d a k rista l k reye b a k m a la r g ibi- h a y a l g
c n h a re k e te ge irm e y e ve b ilin d n d ak i im geleri y a n st
m a y a y a r a y a n , e k ilse l b ir d a y a n a k o la r a k m g r d n s o r
d u m . K a h k a h a la r a b o u la r a k , e lb e ttek i ik in ci ek ild e a lg la
d n , a n c a k b u n u h a sta la rn a s y le rse ie y a r a m a y a c a n
e k led i. B en d e, h a sta s o lm a d m a g r e , te ra p i o d a s n d a k u l
la n lm a s u y g u n o la n b u a rtc s y le m in e ben im le d evam
e tm e sin e g e re k o lm a d n s y le d im . A n c ak ben im g r m e
k a tlm a d . K e n d isi ve h a sta la r n a iyi g elen bir ey, h erk es iin
g e erliy d i ve e er ben k en d i yld z falm h e sa p la m a y r e d d e
d e rse m b u n u n a n la m n n , k e n d im i d a h a iyi ta n m a y a k ar
g ste r d i im d iren o la c a m ifa d e e t ti.12
Jung, kolektif ruhun dnya ekseninin hayali bir nokta et
rafnda 2 5 .0 0 0 yllk bir zamanda dnmesinin karl olan,
eski zamandan kalm a Platonik yl ile ilikili uzun sreli bir d
nm olduunu dnmektedir. Ona gre, yaklak 2.100
yllk aralklarla, ilkbahar ekinoksunda bir kayma olur. nce
leri inkr ettii elilik rolne soyunarak, pek ok bilim adam
ve psikologun bu dncelerini sama diye nitelendirdiinin
faknda olduu halde, inand byk deiikliklerin olmas
nn yakn olduu konusunda insanl uyarmann grevi oldu
unu grndedir. yle devam eder:
B en i y n le n d iren tah m in le r d e il, b ir p sik iy a tr ist o la r a k vic
d a n m n sesid ir. B u ses b a n a , g re v im i yerine g e tirm e m i ve e t
r a fm d a beni d in leyen b irk a k iiy i, bir a n bitim in d e g e r
e k le e c e k o la y la r k o n u su n d a h a z rla m a m s y le m ek te d ir. E s
ki M s r ta rih in d e n d e b ild i im iz g ib i, b u n la r her P lato n ik
ay n s o n u n d a ve d i erin in b a n d a her z a m a n g r le n p siik
d e iik lik le rd ir. A k a b u n lar, a rk e tip le rin veya d a h a n c e

te k i Peygam berler
den d en d ii g ib i ta n r la r n , k o le k tif ru h ta u zu n s reli d n
m le r y a r a ta n ya d a b u n la ra elik eden p siik etkilerin in
b u r la r d a k i d e iik lik le rid ir. B u d n m , tarih a d a b a la
m ve izlerin i, s o n su z lu u n B o a d a n K o a g e iin d e b r a k
m ve s o n r a d a K o un B a lk a g e iin d e s r d rm t r ki,
bu n u n b a la n g c d a , H ristiy a n l n b a la n g c n a den k d
m ek tedir. im d i d e, b a h a r n o k ta s K o v a b u rc u n a g ird i in d e
o lm a s bek len en b y k d e iik lik le re y a k la m a k t a y z ."
Jung kesinlikle, stn bir igrs olduuna ve bilind
srecini zel bir biimde kavradna inanmtr. Tm bunlar,
peygamber gibi tahminler yrtmesini hakl klmaktadr. Ona
gre, Bilinmez eylerle ilgili srlar bilmek ve nsezi sahibi ol
mak nemlidir. Byle birinin hayat, kiisel olmayan bir eyle,
num inosum ile doldurur. Bunu hi yaamam bir kii nemli
eyler karmtr. 14
J u n g un nce geleneksel Hristiyanla, sonra da Freudcu
psikanalize olan inancn yitirmesi, bilindndaki Tanry
kefetmesine neden olmutur. Doal olarak, kendi analizinin,
tpk kendisi gibi, inanlarn kaybetmekten dolay sknt ya
ayan insanlara iyi geleceine inanmtr. Ancak bence, baka
zmlerin olabileceini de dikkate almakta yetersiz kalmtr.
Sabina Spielreinn ona, boutuu dlemlerin, belki de sa
natla bir ilgisi olabileceini nermesi zerine sinirden kplere
binmitir. nk, Jung, dine, sanattan ok daha fazla nem
atfetmitir. Jung kendi ruhunda aktif din olgu olarak alglad
iyiletirme faktrn yorumlamak zorunda hissetmitir.
Kendini m and ala lar resmederken bulmas zerine, bunu
btnln sembol olarak deerlendirmitir. Aslnda bu ra
hatlkla, kendisine rahat vermeyen eliki duygularn karm a
asn dinle deil, estetikle dzene koyma biimi olarak da an
lalabilirdi.
Bir baka kitabmda, Ju n g un inan kaybn Nietzschenin-
kiyle karlatrdm." Nietzsche, egonun dnda bir eye da
yanma ihtiyac olduu konusunda, Ju n g la ayn fikirde olm a
sna ramen, kendi anlam ve dzen arayn anlatmakta este
tik dili kullanmtr. Nietzsche sonunda felce yenik dm ol
sa bile; yzletikleri sorunu alglamalar, hem Jung hem de

teki Pegam berler


cari g u s ta v ju n g

kendisi iin ayn derecede ikna edicidir. Her ikisi de bilinli


arayn yeterli olmadn anlamlardr. Yani, varoluun tu
tarl bir anlamn oluturan sreler, doru bilinlenme ile ge
lime gsterse dahi, bunlar asl bilindnda meydana gelir ve
iradeyle ulalamazlar. Fakat Nietzschenin vizyonu daha ge
niti. O, hayat yaamaya deer klmak iin insann, resim ve
mzik gibi farkl ideallere kendini adayabileceini grmtr.
Roger Scruton da ifade ettii gibi, Felsefi bak asndan, es
tetiin dinin yerini aldn kantlamak gerekirse, bu Nietzsc
henin dncelerinde ve kiiliinde bulunabilir. '6 Jung ise,
dini daha farkl ve stn bir konumda ele almaya devam et
mitir.
Dier gurular gibi, Ju ng da, aslnda yalnz bir ocuktu.
Kendi ifadesine gre yalnz olmasnn bir anlam vard. Ger
ekten de, otobiyografisinin eletirilerinden birinde delicesine
iine gmlmeye atfta bulunulur. Jung ve yakn takipileri
dnda, bu denli kiisel geliimden bahseden, ancak insan ili
kilerinden hi sz etmeyen baka bir analiz tanmyorum.
124
Narsisistik ihtiyalar, cinsel adan onu ahlksz duruma ge
tirmi olsa da, kendisi gibi ykl enerji ve drt ile donatl
m dier kiilerden daha kt davranmamtr. O bir sahtekr
veya dalavereci deildi. Baz grleri sanr snrlarnda olsa
da, ruhsal rahatszlk dnemi ona, normal insanlar iin kap a
l olan alg kaplarn amtr. Gurdjieff ve Steinerin inanla
r ile karlatrlnca, Ju n g un evrenle ilgili grlerinin ek-
santriklii hafif kalmaktadr. Bununla beraber onlarla payla
t zellik, sahip olduu inancn, gzlem ve kant yerine, has
talnn ardndan gelen kiisel vahye dayanmas, nesnel kant
lamay kmsemesi ve tpk dierleri gibi, hakl olduu ve
bildii inanc tamasdr.
Jung ileri yalarnda bile etkileyici bir grnme sahipti.
Uzun boylu, gl grnml, hem ciddi, hem esprili hem de
iyi bir yazar olmas sayesinde akc bir konumas vard. O l
duka zeki olan Jung, ileri derecede okumu biriydi. Ju n g un
yazlarn okurken sinir bozucu biimde kafas kartn d
nenler, onun hem ngilizce hem de Almanca dillerinde yap

t e k i Peygam berler
carl g u sta v ju n g

t ve onun doutan baarl bir konumac olduunu ortaya


koyan seminer notlarna bakmaldrlar. Karizmas, hakl oldu
unu dnmesinin yan sra, szel akcl ve retisini des
teklemek iin saysz anlalmaz kaynaktan alnt yapma bece
risi ile pekiiyordu. J u n g un psikoloji ve psikoterapiye yapt
katklar, vahiylere bal ve kantlanamaz bir temeli olduu ve
anlalmas g konulara dalm, zor bir yazar olduu konu
sundaki yaygn kan nedeniyle, hak ettii deeri grememitir.
Benim gibi, geleneksel septikler iin, J u n g un inanlar tuhaf
olsa da, yazd her eyi pe atm ak doru deildir. Ruhu,
kendini ayarlayan bir sistem olarak ele almas aydnlatcdr.
ednk ve dadnk tipolojisi, deneysel psikologlar tarafn
dan sklkla kullanlmaktadr. Psikoterapiye kalc, nemli ve
zgn katklarda bulunmutur. Kendi deneyimini baz aldn
dan, yeterli aratrma yaplamasa da, inancn kaybetmi kii
lerin bu inancn yerine baka bir ey koyma ihtiyalar oldu
una ve gkyzndeki tanr yerine Stalin, M a o gibi diktatr
lere tapnmann, hepimizi tehdit eden bir tehlike olduuna
125
dikkat ekmitir. Deneysel psikologlar genellikle bilim dnda
hibir eye inanmasalar da, aslnda insanln sadece kk
bir blmn olutururlar.
Jung, gerei gren, kendi deneyimini genelletiren, ei
timini ald bilimsel geleneini terk etmi ve doru olduunu
bilen bir guruydu. Buna karn, psikolojiye ve insan doasn
alglama biimimize deerli katklarda bulunduu da aktr.

O le k i Pegam berler
VI. sigm und freud

F reud, uzun yaam boyunca daima bir bilim adam olduu


nu ileri srmtr. Guru unvanna fkeyle kar karak,
bir inan sistemi yayd ynndeki tm iddialar reddetmitir.
Ancak psikanaliz kiisel vahiye dayanmasnn yan sra, bir bi
lim dal hatta bir tedavi yntemi bile deildir. Ernest Gellner,
muhteem kitab Psikanalitik Akm (The Psychoanalytic Mo-
vement)da, psikanalizin kiilik ve insan ilikileri konularn
da, bu kadar ksa srede, nasl bu denli gl bir anlam ka
zandn aratrmtr.1 Psikanalizi, bir kuram, teknik, r
gtlenme, dil, deer sistemi, ahlk, atm osfer olarak adlandr
maktadr.2 Aslnda Freud, mritlerinin kabul ettiinden ok
daha fazla guru olmay hak etmitir.
Alm ancada, bilim szcnn, ngilizcede kullanlan
dan farkl anlamlar vardr. N aturw issenschaft ile kastedilen
bizim bilim dediimiz kavramken, G eistw issenschaft, insan
bilimleri iin kullanlmaktadr. W issenschafter de, hem alimler
127
hem de bilim adamlar iin kullanlr ki; bu kullanm ikisi ara
sndaki ayrm bulanklatrr. Freudun profesyonel kariyerine
bizim anladmz anlamda bilim adam olarak baladnn
kesin olduunu sylenebilir. nk i hayatna anatomi ve fiz
yoloji aratrmalar yaparak balam ve inat bir determinist
olmas ile nl Ernst Brckenin laboratuvarlarnda alm
tr. Freud, tm psikolojik olgularn kesinlikle neden-sonu il
kesi ile belirlendii inancyla, deterministliini hep tamtr.
Eer maddi gc elverseydi, Freud yaamn bilimsel aratr
malar yaparak geirmeyi yelerdi. Ancak evlenme istei onu
tpta uzmanlamaya, hayatn tp alannda alarak kazanma
yoluna itti. Freud bilimi terk etmi olsa bile, bilimsel ykm
llkleri anlamamas nedeniyle sulanamaz.
Freudun tm yaamn, tpk felsefede olduu gibi, sayya
dklemez ve yinelenemez bir ie adad sylenebilir. Psika
nalitik hipotezlerden pek az, bilimsel aratrmayla incelenip,
kantlanabilir veya kantlanamaz olmasna ramen, Freud psi
kanalizi bir bilim dal olarak adlandrmakta srar etmitir. Psi-
sig m u n d freud

kanalitik terapi srasnda yaplan gzlemler, psikanalitik kura


mn temelini oluturmaktadr. Ancak her bir terapi seans, bir
kereye mahsustur ve tekrarlanamaz. Ayrca psikanaliz seans
srasnda yaplan gzlemler, kanlmaz olarak, gzlem y ap a
nn kiisel nyarglar tarafndan da arptlr. Bilim adam ve
filozoflar, bu nedenlerle psikanalizi bilimsel geersizliinden
tr reddetmilerdir. Eer Freud, psikanalizin gemi olaylar
ve etkileri erevesinde insan davranlarn aklayan, yorum
layc bir sistem olmas ile yetinseydi, belki de bilim adamlar
nn saygsn kazanabilirdi.
Ancak, Freudun kendi idealindeki bilim adam olmamas
gerei, onun nemini azaltmaz. O, yirminci yzylda insano
lunun kendine bakn deitiren ilk dnrden biri ola
rak, M arks ve Darvvinin yanndaki hakl yerini almtr. Fre
ud un ileri srd her kuramn hatal olduunun kantlanma
s mmkn olsa bile, insann dnce biimi konusunda dev
rim yaratmtr. Freud, bilind kavramn icat etmemi olsa
bile, onu muayenehanede kullanlabilir, ilevsel hale getirmi
tir. Zihni indirgemeci bir yaklamla ele almas, en karmak
davranlar bile basit, biyolojik kkenler zerinden yorumla
ma eilimi dourmutur. Freud kar tezleri rtme ve insani
uralar en kk ortak blene indirgeme konusunda uzman
d. Psikanalizin kurucusunun, insanln byk ounluu iin
aalayc bir gr vard. Fliesse yazd mektuplardan bi
rinde, kendi istedii dnda terapist olduunu ve ruhsal skn
ty tedavi etmek gibi fedakr bir istek tarafndan da hi gd
lenmediini belirtmitir. Ancak tarafsz kalmas ve kiisel ola
rak iin iine girmemesi, zellikle aktarm gibi nemli igr-
ler kefetmesine neden olmutur. Freud, melankoli ve obsesyon
nevrozu gibi ruhsal durumlar hakknda yapt gzlemleri h
l aydnlatc olan, olaanst bir gzlemciydi. Orijinal yazla
rnn ou, Freudun klinik anlatmnn mkemmellii nede
niyle, tekrar tekrar okunmas gereken birer klasiktir. Bizi ku
kuya dren ise, Freudun psikiyatrik olguya ilikin tanmla
malar deil, psikanalitik nedensel aklamalarnn tmn,
ocukluktaki deneyim ve fantezilere balamasdr.

teki Peygam berler


sig m u n d frud

Gnmzde bile yeteri kadar anlalmayan, psikanalitik


kuramn hipotezlerinden ounun, klinik vakalarn nesnel
gzlemi ile hibir ilikisinin olmaddr. ncelediimiz pek ok
guruda da olduu gibi, vahiylerinin tamamen kiisel bir kke
ni vardr ve Freudun da yaratc rahatszl, dierlerinde ol
duu gibi ruhsal ve fiziksel bir sknty takiben ortaya km
tr. Oidipus kompleksi ve rya kuram Freudun kendini an a
liz etmesinin birer rndr. Ellenberger bu dneme dikkat
eker:
A lt yl b o y u n c a ( 1 8 9 4 ten 1 8 9 9 a k a d a r ) F re u d un y a a m n
d a d rt o lay, iin den k lm a z biim d e b irb irin e g irm itir: W il
helm F lie ss ile y a k n ilik isi, n ev ro tik r a h a tsz lk la r, k end ini
a n a liz e d ii ve p s ik a n a liz in tem el ilk elerin i ta m a m la m a s.'
Bu yllarda, Freud ilk ibirlii yapt kiilerden Jo se f Bre
uer ile ilikisini kesmitir. Yine ayn dnemde, psikolojik me
kanizmalarla nrolojik mekanizmalar birletirme abasna gi
ritii kitab, Bilim sel P sikoloji Projesi (Project for a Scientific
Psychologyjni yazmaya balad halde, sonradan bunu b
rakmtr. Tekrarlayan kalp aritmisi, nefes darl, byk ke 129
ifler yapm ak zere olduuna ilikin inancnn yaratt rahat
sz edici dnceler iine gmlp kalmtr. Srekli olarak
nevroz sorunu zerine derin dncelere dalmaktadr. Fliesse
yazd mektuplar, tekrar edici ruhsal bir sknt ektiini orta
ya koymaktadr. Sknts, 1896 Ekiminde, babasnn lm
ile artmtr.
Yaptlar arasnda, vahiylerini en fazla ortaya koyduu,
Kasm 1 8 9 9 da yaymlanan Ryalarn Yorumu (Interpretation
o f Dreams) kitab, yaratc rahatszlnn son bulduunun ia
reti olarak kabul edilebilir. Gerekten de zihinle ilgili yeni bir
kuram gelitirdiine olan inanc tamd. Peter G ay in de belirt
tii gibi, 1 8 9 9 un sonlarnda Ryalarn Yorumunu yaynla
dnda, psikanalizin ilkeleri artk yerli yerine oturm utu.,H
Ancak bu ilkeler, klinik gzlemler yerine, Freudun tamamen
kiisel deneyimine ve kendi ryalarna dayanmaktayd. Kendi
si, rya kuramnn kiisel kkenini kaleme almtr. Temmuz
1 8 9 5 te Viyana dndaki Schloss Bellevuede kalrken, nl

teki Pegam berler


sig m u n d freud

ryas rmann Enjeksiyonunu grr. Bu ok tannm rya


nn detaylar, R yalarn Yorumu kitabnda bulunabilecei gi
bi, rya hakknda da pek ok yaz yazlmtr. Bu balamda,
Freudun ryasn, hastasn yanl tedavi etmekten kendini
koruduu ve bylece de bir dilei yerine getirdii eklinde yo
rumlamaya altn sylemek yeterli olacaktr. 1 9 0 0 de
Schloss Bellevuede kal srasnda arkada Fliesse yle yaz
mtr:
D n e b iliy o r m u su n , b ir g n b irileri bu evin k a p sn d a k i t a
b e la d a u n u o k u y a c a k :
2 4 T e m m u z 1 8 9 5 te, b u ra d a
R y a n n srr k e n d in i Dr. S ig m . F re u d a
ifa etm itir.'
Freud un yaratc hastaln, zihinle ilgili yeni bir kuram
kefettiine ilikin inanc izlemitir. Ryalarn Yorumunun en
deerli igrlerini kapsadna olan inanc srmeye de devam
etmitir. Freudun fikirlerinin ou kendine yapt analizden
kt iin, kendisi tm bunlarn geerliliinden emindi. rne
130
in, Fliesse bir yazsnda yle der:
G en el d e e ri o la n b ir d n c e iim e d o d u . K en d i a n a liz im
de d e o r ta y a k a r d m a g r e , an n em e a k o lm a m ve b a b a
m k s k a n m a m (n ), h er erk en o c u k lu k d n e m in d e y a a n a n ,
ev re n se l b ir o la y o ld u u n u d n y o r u m .4
Psikanalitik kuramn mihenk ta Oidipus kompleksinin
ortaya atlmas ite byle olmutur!
Gurularn bir zelliklerinin de, kendi deneyimlerini genel
letirmeleri olduunu daha nce de grmtk. Freud, bu du
rumun esasl rneklerindendir. Breur, Auguste Forele yle
yazmtr:
F re u d , m u tla k ve ze l fo r m la sy o n a d k n b iri. B en im g
r m e g r e b u , ar g e n ellem ey e yol a a n p s ik o lo jik b ir g e
re k sin im d ir.
Bunun en gzel rnei, Freudun rya kuramdr. Freudun
ortaya koyduuna gre, birka istisna dnda ryalar, ocuk
lua ait bastrlm cinsel isteklerin, klk deitirmi, arptl
m olarak yerine gelmesidir. Bunun kart ynnde pek ok
kant olmasna karn, Freud inatla bu kurama balanm ve

teki Peygam berler


sig m u n d freud

bunu desteklemek iinde birok ryann ustaca yorumlarn


sunmutur. Ryalarn pek ok eidi olduuna ilikin yeterli
derecede veri olduu halde, Freud bir kez kuramn olutur
duktan sonra, doruluuna o kadar inanmtr ki, bakalar
nn yapt eletiriler onu asla yldrmamtr. Yine karmza
kan, kantlanabilir veya reddedilebilir bir bilimsel kuram ye
rine, bir inan sistemidir.
Freud temelde histerinin, ocukluun ilk yllarnda, ocu
un ebeveyninden biri ya da bir baka yetikin tarafndan ta
ciz edilmesiyle yaanan erken cinsel deneyimden kaynakland
n dnmtr. On sekiz vaka zerine yaplandrlm,
Histerinin Kkeni (The Aetiology of Hysteria) makalesinde
yle yazmtr:
k n o k ta m z o la r a k , h a n g i o lg u y u ya d a h a n g i belirtiyi ele
a lr s a k a la lm , so n u n d a k a n lm a z o la r a k c in sel d en eyim a la
n n a ge lm e k te y iz."
Bu Freudun, etioloji hakkndaki fikirlerini ortaya koyar
ken verdii son saysal alma olmutur. Hatta bu rnekte bi
le, bir kontrol grubu yoktur. Ayrca, bu vakalarn analizlerinin 131

tamamlandna dair ya da bu hastalar arasndan gerekten


iyilemi olanlara ait hi bir bilgi de yoktur. Freud, szlerine
yle devam eder:
B u n d a n d o la y d a , h er h iste ri v a k a sn n a ltn d a , o c u k lu u n
ilk y lla rn a r a s tla y a n , b ir y a d a d a h a fa z la , z a m a n n d a n evvel
g e r e k le m i cin se l d en ey im o ld u u , fa k a t bu n u n d a , a ra d a n
g e en o n c a yla r a m e n , p s ik a n a liz a l m a s ile h a tr la n a b ile
cei tezini o r ta y a k o y u y o ru m . B u n u n n em li bir b u lg u o ld u
u n a in a n y o ru m . A d e ta , n ro - p a to lo jin in c a p u t N i l i 'yi k e fi
g ib i."
nanna gre, bu tip olaylarn bastrlmas, yetikinlerin
normal cinsel yaamlarn engellemektedir. Fakat psikanaliz,
bu travmatik olaylar yeniden bilince karp, bu deneyime e
lik eden bastrlm duygularn da da vurulmasn saladn
dan, hasta olayn olumsuz etkilerinden kurtulabilir.
Aslnda hastalarn histerik belirtiler oluturmalarnn ne
denleri eitlidir. Bunlardan biri, baa klamayan bir durum
dan kama ihtiyacdr. Birinci Dnya Sava srasnda, uzun

teki Pegam berler


s ig m u n d frvud

sre strese maruz kalm askerler, geici de olsa kendilerini


cepheden uzaklatracak fel, krlk, ya da herhangi bir orga
nik nedene bal olmayan benzeri rahatszlklar gelitirmiler
dir. Cinsel travma, histerik belirtilerin kmasn salayan tek
travma biimi olm asa da, Freud, dier etkenleri dikkate alm a
yarak, cinsellii psikanalitik kuramn ba kesine koymutur.
Freudun her histeri vakasnn nedeninin cinsellik olduu hak-
kndaki srar, Jo se f Breuerle ibirliinin kopmasna neden ol
mutur.
Freud zamanla, her histeri vakasnn erken ocuklukta ya
anm cinsel taciz ile ilgili olduu ynndeki ilk kuramnn
hatal olabileceini dnmeye balamtr. Bu tarz tacizlerin
varl phesiz olsa ve kalc zararlar yaratsa bile, artan dene
yimi sonucunda bunun ngrd kadar da sk olmadn
anlam aya balamtr. Ayrca erkek kardeinin ve kz kardele
rinin de baz histerik belirtiler gsterdiklerini gzlemlemitir.
Eer neden taciz ise, bu durum ocuklarna cinsel tacizde bu
lunmadna emin olduu babasn sulamak anlamna gele
cektir. Tatmin edici alternatif kuramlar oluturmas, kendini
uzun sreli ve zahmetli bir biimde analiz etmesini gerektir
mitir. Kendi ocukluk anlar gn na ktka, erken o
cukluk fantezilerinin daha fazla farkna varmtr. Bu durum
onun, nevrotik belirtilerin, gerek olaylardan daha ok fante
zilere bal olduu sonucuna varmasn salamtr.
Freudun asl amac, tbbi tedavinin yerine psikanalizi bir
tedavi yntemi olarak koymakt. Hem nevrotik belirtilerin ne
denini hem de bunlardan kurtulmak iin bir tedavi yntemi
bulduuna inanmaktayd. Taciz kuramnndan sonra, bastr
lan eyin, fanteziler olarak ortaya kan drtler olduu sonu
cuna ulamtr. Eer, bastrma sonucu oluan tkanklklarn
giderilmesi iin, fanteziler hastann bilincine getirilip davuru-
lur ve ocukluktaki cinsel drtler hatrlanabilirse, bu nce
den kellenmi olan cinsel olgunluk yolunun kaplarn aabi
lirdi. Bu hedefe ulamakla, nevroz ortadan kalkabilirdi. n
k, Freuda gre, tm nevrozlar, bastrlm ocukluk cinsel
drtlerinin, dolayl ifadeleriydi ve olgun cinsel doyum, nev

teki Peygam berler


sig m u n d freud

rozla badaamazd.
Eer Freudun ilk psikanaliz modeli doru olsayd, psika
naliz de dier tbbi ya da cerrahi teknikler gibi retilir ve
renilebilirdi. Analist de, sadece hastasnn davranlarn gz
lemleyen ve szel iletiimini yorumlayan, bamsz ve vasfl
bir hekim olarak kalabilirdi. Bu midin gerekleememesi iin
nemli neden vardr. Bunlardan ilki aktarm olgusudur.
Freud, bir da rehberi olma rolnden baka bir rol stlenme
yi tercih etmese de, karsna kanlmaz olarak kan, hasta
larnn onu bir baba figr, yceltilmi bir sevgili, hatta bir
kurtarc yerine koymalardr. Hastalarnn ondan istedii,
nevrotik belirtilerinin ortadan kalkmasndan ok daha teydi.
Hastalar, onun anlaym, birey olarak takdirini kazanmay,
ilgisini ve hatta sevgisini istiyorlard.
ikinci olarak, Freud psikanalitik kuramn gelitirdike,
grleri sanat, edebiyat, din, mizah ve antropolojinin de iin
de olduu geni bir a kapsamtr. Baka bir deyile psikana
liz, nevrotik olan kadar normal insan da tanmlamaya alan
ve tm kltrlere uyarlanabilecek, genellemi bir psikoloji
kavram haline gelmitir.
nc olarak da, zaman iinde psikanalitik terapi ihtiya
c iinde olan hasta tipi deimitir. Freudun hastalarnn o
unda, gnmzde ender rastlanan bir tr histeri vard. Bu
nun dndakiler de, zorlantsal* riteller veya dncelerle
kendini ok belirgin olarak ortaya koyan saplantl hastalard.
Psikanaliz, kuram olarak oturmaya baladka, psikolojik sa
lk ve hastalk arasndaki ayrm bulanklamaya balam,
bylece de gittike daha fazla hasta, gnlk yaam sorunu
olarak adlandrlabilecek, ilikilerde zorluk ya da hayattan ge
nel anlamda tatmin olm amak gibi nedenlerle, psikanalistlerin
kaplarm andrmaya balamtr. Kimi analistler, potansiye
linin tmne ulamak isteyen herkesin analizden gemesi ge
rektiine inanmaktayd. Divana yatmaya gnll pek ok kii
iin psikanaliz artk, sadece nevrotik belirtilerinden kurtulmak

* Kom pulsif (.n.)

t e k i Pegam berler
sig m u n d freud

iin uygulanan bir teknik deildi. Psikanaliz yaamn anlam


n bulma ve yaam a anlam katma yoluydu.
Balangta Freudun psikanaliz grnn, dinin yerini
aldna hi kuku yoktur. ddiasna gre din, babann koru
masna duyulan gizli bir zlemdir ve din gelenekler de, benli
e akn eden kabul edilemez drtlere kar kiiyi koruyan t
renlerdir. Freuda gre din, evrensel bir saplant nevrozundan
baka bir ey deildir. Bir Yanlsamann Gelecei (Future o f an
Illusion) kitabn u cmle ile bitirir:
H ay r, bizim b ilim im iz y a n lsa m a deildir. Y a n lsa m a , bilim in
bize v e rm e y e ce i b ir ey i b a k a y erden alab ile ce im izi s a n
m ak tr."'
Buna karn, Freudun psikanalize olan inanc, onu destek
leyebilecek herhangi bir bilimsel kantn varlndan ok daha
teye gitmitir. Takipisi Ferencziye, Mays 1 9 1 3 te yazdna
gre, Gerek, avucumuzun iinde. Bundan, on be yl nce
sinde emin olduum kadar eminim. demitir." (Bu dnem,
Ryalarn Yorumu'nu yazd dnemdir).
134 Freud, psikanalizin bilim olduunu iddia etmeyi srdrr
ken, psikanaliz bir dizi bilimsel kuram yerine, dnyev bir di
ne daha fazla benzemeye balamtr. zcdr ki, insan yaa
mn kavramaya ynelik bu kuram, sonunda kanlmaz ola
rak bir yaam biimi olmutur. Freud da bu akmn kurucusu
olarak, nasl yaanmas gerektiini bilen ve reten biri ve sa
dece bir doktor deil, bir guru olarak kabul edilmitir. Asln
da Freud da, bu role brnmek iin pek de gnlsz saylmaz
d.
Freud u, ele aldmz dier gurularla karlatracak olur
sak, ocukluk ve ergenlik dnemlerinde, dierlerine gre o ka
dar da yalnz olmadn grrz. Fakat kendisi, yatlarndan
skldn ve sadece birka ile ilgilendiini itiraf etmitir. Bun
lardan biri, Freudun ergenlik yalarnda tant Romanyah
bir gen olan Eduard Silbersteindr. Beraber spanyolca
renmiler ve sadece ikisinin anlad zel terimleri olan iki ki
ilik gizli bir birlik kurmulardr. Freudun Silberstein ile arka
dal, neredeyse eit artlardaki dostluu yakalad bir du

teki Peygam berler


sig m u n d freud

rumdur. Ancak, Phyllis Grosskurtha gre, Freud iin mek


tuplama, karlkl grmeden daha deerliydi. 12 Freud ar
kadana bulumak yerine, birbirlerine haftalk olarak neler
yaptklarm anlatan ve bylece daha fazla paylam salayan
bir yazma sistemi nermitir. Silberstein, Freudun dk se
viyeli bulduu bir kza ak olduunu aklaynca, Freud ok
kskanlk gstermitir. Silbersteinn daha sonra evlendii bu
kadn, o kadar iddetli bir depresyona girmiti ki, onu Freuda
gndermiti. Bu hanmn Freudun hastas olup olmad bilin
memektedir, ancak 14 Mays 1 8 9 1 de kendini Freudun terapi
yapt binann merdiven boluundan atarak intihar ettii bi
linmektedir.
Freudun bir dier yakn da, psikanaliz tarihine k tutan
nl mektuplarn gndermi olduu Wilhelm Fliesstir. Fliess,
Freuddan yaa kk olmasna ramen, Freud ona gveni
yor, idealletiriyor ve hatta utandrc derecede ona dalkavuk
luk ediyordu. Fliess cerrah olarak Berlinde altndan, Fre
ud da Viyanada yaadndan dolay, ilikileri daha ok mek
135
tuplamaya dayanmaktayd. Freudun Fliesse olan ball,
1 9 0 2 nin balarndan itibaren, arkadalklar tamamen son
bulana kadar, yava yava azalmtr. Freudun bu dostlukta
sergiledii mazoist boyun ei, daha sonra rencileri ve ta
kipileri zerinde kurduu basknln tersi olarak yorumlana
bilir. Tpk dier gurular gibi Freud, eit artlarda iliki kurm a
y baarm akta olduka zorlanmtr. O tobiyografik Bir al
m a (An Autobiographical Study) isimli yaptnn kiisel yaa
m ve bakalaryla olan ilikilerini hemen hemen hi ierme
mesi, bunun yerine tamamen psikanalizin geliimi zerine
odaklanm olmas, hem ilgin hem de anlamldr.
Freud eletiriye hi tahamml olmamas asndan da di
er gurulara benzer. Ayn gr paylamamay, kiisel d
manlk olarak alglard. Her zaman Viyana Psikanaliz Toplu-
luunun en etkili kiisi olarak kalm ve bu stnl, kendi
si ve dierleri arasna koyduu mesafe ile salamtr. En eski
yandalar bile, Freudun bir arkadatan ok bir stat olduu
nu iddia ederlerdi.

le k Pegam berler
sig m u n d freud

Freud yaam boyunca grlerini birok kereler yenilemi


olsa da, bu deiiklikleri ald eletiriler deil, kendi igrle-
ri ile yapmtr. Taraftarlarnn psikanalitik kuram zerindeki
anlamazlklar nedeniyle, Freudun ilk oluturduu halkay
istifa etmek ya da kafir olarak azledilmek suretiyle terk etme
leri, bilimsel bir anlaamazlktan ok bir kilise iindeki mez
hep atmasna benzemektedir. Elbette bilimsel anlamazlk
lar zcdr, ancak bu tr anlamazlklarda, Freudun ku
ramlarn reddeden taraftarlarna kar kulland iftirac ve
aalayc yaklam nadiren sergilenir. Freud un banazl ve
anlamazla kar hogrszl, aralarnda Adler, Stekel,
Jung ve daha sonradan Rank ve Ferenczinin bulunduu mes
lektalarnn psikanalitik akmdan ayrlmalarna neden olmu
tur. Freud, i arkadalar sadk birer mrit olarak kald sre
ce onlar onaylyor, ona kar ktklarnda ise, onlara ya s
vp sayyor ya da ruhsal hastalklar olduunu ileri srerek
onlar suluyordu. Freud, Adleri paranoyak, Stekeli ekilmez
ve cieri be para etmez, Ju n g u da zalim ve dindarlk taslayan
biri olarak nitelendiriyordu. Psikanalitik akm takipileri, gi
derek daha fazla dini bir cemaate benzemeye balam, Freud
da davadan ayrlanlara kafir olarak adlandrmtr.
Freud dini bir eit yanlsama olarak ele ald halde, ken
di doruluu konusundaki kanaatini mantkl bir nedenle
aklam ak yerine, bir inan sorunu haline dntrmtr.
Richard Webstern ok yerinde gzlemi yledir:
F r e u d un p sik a n a litik a k m n lideri o lm a sn d a k i en arp c
n o k ta , k e n d isi a k a h ib ir d o a s t y a ra tc y a in a n m a sa d a ,
k e n d i y r tt stra te jile r istisn a sz y a ra ta n n k ile re benzer.
G e r e k te n d e k e n d i k u r a m la r n ele a l b iim i, sa n k i T an r t a
r a fn d a n k e n d isin e b a h e d ilm i k iise l vah iy g ib id ir ve b a k a
la r n d a n b u n la r a u y m a la rn istem e biim i d e, k u ts a l s zle re
g ste r ilm e si b ek len en sa y g g ib id ir.
Freudun kendi analizinde dikkati eken, ancak hi stn
de durulm am olan nokta da, bir gurunun mesajnn mritle
ri tarafndan sorgusuz sualsiz kabul edilmesi konusundaki s
rarnn, aslnda gurunun konuyla ilgili gizli pheleri olabile
ceinin iareti olduudur. Gurularn, mritlerinin salad g

teki Peygam berler


sig m u n d freud

ven tazelemesine, tpk mritlerin de liderlerine ihtiyac oldu


u gibi, ihtiyalar olduunu daha nce de grmtk.
Freud Ju n g un ayrlmasndan olduka etkilenmitir. Bu
nunla birlikte, Ernest Jones ve Sandor Ferenczinin, Freud ve
kuramlarnn korunup sakland, gerek inananlardan oluan
gizli bir heyetin kurulmas ile ilgili nerileri, onu biraz olsun
rahatlatmtr. Heyette, gvenirlikleri asndan zellikle seil
mi olan Karl Abraham, M a x Eitingon, Ernest Jones, Hanns
Sachs, Sandor Ferenczi ve Otto Rank bulunmaktayd. Daha
nceden de belirtildii gibi son saylan iki kii daha sonradan
akm dan tamamen ayrlmlardr.
Dier gurular gibi, Freudun da, kesinlikle hakl olduuna
inanmasndan kaynaklanan gl bir karizmas vard. Dn
celerinin Bat dnyasnda yaylmasnda, yetenekli bir yazar ol
masnn yan sra etkileyici bir konumac olmas da rol oyna
mtr. Daha okul yllarnda bile edeb slubu vgyle kar
lanm, 1 9 3 0 da Goethe edebiyat dlne layk grlmtr.
Freudun yazlarnn evirilerini bile okum ak bal bana bir
zevktir. Olas eletirileri sa f d edebilmek zere elinden gele
ni ardna koymad gibi, vard sonularn tek gerek oldu
u biimindeki sunumu nedeniyle de ikna edicidir. Freud, var
d sonular, edeb yetenei sayesinde gerekte olduklarn
dan daha mantkl ekilde sunabildii iin okurlar bunlar ka
bul etmeye hazrdrlar.
Kalemi kuvvetli olduu gibi, konumac olarak da olduk
a ikna ediciydi. Freud asla bir demagog deildi, ancak kendi
sini bylenmi gibi dinleyenleri, hibir nota bakmakszn
drt saat boyunca avucunda tutabilecek kadar akc bir ko
numacyd. Bara ara konumazd, aksine konumas ta
ne tane, net ve enerjikti. Genellikle, sorular sorulmasn sala
yacak biimde konumasna ara verirdi. Viyana niversitesi
tarafndan ciltte toplanm, sonra da yaymlam Psikanali
ze G iri D ersleri (Introductory Lectures) yapt, yazlar ara
snda ticari adan en baarl olandr. Biyografi yazar Peter
Gay, Freud un ikna etme yeteneine hayran kalm ve unlar
yazmtr:

t e k i Pegam berler
sig m u n d freud

K o n fe r a n s su n u m u n u n k u rn a z c a s ra la n , in sa n lar k en d i
y n n e e k m e y e y n e lik ti: F re u d d in leyen lerin e, p sik a n a litik
g r le ri, d il s r m e le rin d e n b a la y a r a k s r a d a n , g e n ellik le
g l n g n l k o la y la r la tan tr, b u ra d a n h erk esin y a k n d an
ta n d b ir ru h sa l d en eyim o la n r y a la r a g e ere k , y a v a y a
v a ve b ilin li o la r a k , s a d u y u n u n s a la m tem elin d e so n lan -
d rrd .'*
Freud gurularn nceden sz edilen tipik zelliklerinden
ounu tasa da, bunlardan hibiri fiilen ahlksz ve rezil
zellikler deildi. Gc yeten hastalarndan yksek cretler
talep etmesine ramen, ihtiyac olanlara kar da bonkrd.
Takntl olarak antika heykelcikler toplamas dnda, sade
bir yaam srmt. Ar bir istei olduuna ya da para birik
tirme konusunda kiisel bir aba iine girdiine ilikin hibir
kant yoktur. Ancak, sz konusu psikanaliz akmna para sa
lamak olunca, durum deimektedir. Frederick Crews, tatsz
bir hikyeyi gn na karmtr. Freud, einden ayrlmaya
niyetli bir meslektan yreklendirerek, nce boanmasn,
sonra da Psikanaliz Fonu na para salam ak zere zengin bir
138
dulla evlenmesini nermitir.15 Ancak Freudun bu mektuptaki
ifadesi, alayc ve esprili olduu iin, bu iddiaya ok gvenmek
doru olmaz.
Freud, kuramlarndan kesinlikle emin olsa da, sz edilen
dier baz gurular gibi, sanr ve varsamlarn olduu herhangi
bir psikotik hastalk belirtisi gstermemitir. Profesyonel kari
yerinde ilerlemesini engelleyen Yahudi dmanl zerinde
zaman zaman gereinden fazla durmutu ve ona gre, bu du
rum psikanalize kar bir tehdit oluturmaktayd. Ancak bu
onun paranoyak olduunu kantlamaz. O sralarda Yahudi
dmanl, Viyanada gn gibi ortadayd. On dokuzuncu
yzyln sonlarna doru da giderek artmt. Yahudilerin se
bep olduu dnlen borsa krizi, 1 8 7 3 te, Freudun niversi
teye girdii yl patlak vermiti. 1 8 9 7 de Viyanada belediye
bakan olarak seilen Kari Lueger, seim kampanyasnda Ya
hudi dmanl temasn kullanmt. Hitler, M art 1 9 3 8 de
Avusturyaya girdiinde, Viyanal Naziler Yahudi dmanl
nn en iddetli savunucular arasndaydlar.
sig m u n d freud

Freud eski hastalarm, yarar salam ak amacyla kullanma


ya alsa da, bu asla namussuzluk dzeyine ulamamtr.
niversiteden st ste yllarca reddedildii iin, Bayan Elise
Gomperz ve Barones M arie von Ferstel, Eitim Bakanndan
Freudun doentliinin verilmesi iin zel olarak ricada bulun
mulardr. Barones, bakana kranlarn sunmak zere, o sra
larda oluturmaya alt resim galerisi iin bir eser hediye
etmitir.'6
Freudun baldz ile ilikiye girdii yolunda sylentiler do-
lasa da, bildiim kadaryla hastalarn ve meslektalarn
ayartm ak iin pozisyonunu kullandna dair herhangi bir ka
nt yoktur. Lou Andreas Salom den, herkes gibi, etkilendii
aktr. Fakat onunla, 1 9 1 1 de, kendisi elli be, Salom ise elli
yandayken karlamtr. Onun bir resmi alma odasnn
duvarn sslemi ve onunla uzun sre haberlemitir. Fre
udun kiilii gz nne alndnda, evlilik d bir ilikisinin
olmas pek olas grnmemektedir. Btn gn hastalar ile il
gilenmi, gecelerini de yazmaya ayrmtr.
Freudun birok fikri geersiz olduu halde, temelde ken
dimizle ilgili dnme biimimiz konusundaki etkileri yararl
olmutur. Psikanaliz, allmadk davranlara kar hogr
mzn artmasn ve fazilet taslamaktan uzaklamamz sala
mtr. Freudun hibir ynlendirme veya t vermeden, has
talarn uzun sreler dinlemesi, hem hastalarn hem de uygu
layclarn yararna, birok modern psikoterapi eklinin do
masna neden olmutur. Freudun bir guru olarak deerlendi
rilmesi ve psikanalizin de bir yaam biimine dntrlmesi,
henz kurtulamadmz birtakm istenmeyen sonular da be
raberinde getirmitir.
1 9 3 0 lardan 1 9 5 0 lere kadar, eitimlerinden dolay psika
nalistler, insan doas hakknda, ok zel bir igrye sahip
olduklarn ve analizden gememi kiilerin de yok saylmas
gerektii inancn tayorlard. Psikanaliz eitimi, stn bilgi
ve stat salayan sekin bir grubun yesi olmay salyordu.
Psikanalitik kuram ve onun uygulamalarn sorgulayanlarn,
yeteri kadar analizden gemedii dnlmekteydi. Tpk dini

O le k Pegam berler
sig m u n d freud

nkml.ml. okluu gibi, hogrszlkle birlemi inanlarn


log.l sonucu olarak, zaman iinde psikanalizde de Atlantiin
Iht iki yakasnda, gerei bildiini iddia eden, hizipi grup
lar ve kart klikler olumutu. Freud ou kiinin fark ettiin
den ok daha fazla kurtarc gibi alglanan biriydi ve mritle
rinden bazlar akllar balarndan gitmi fanatiklere dn
mt.
Tpk statlar gibi, stn bilgelii ve igrsnden emin
olan pek ok psikanalist, kendi meslektalar da dahil olmak
zere, onlarla ayn gr paylamayan herkese kar hog
rsz davranmlardr. ngiliz Psikanaliz Topluluundaki ge
leneksel Freudcular ile Melanie Klein yandalar arasndaki
tartmalar hem ok sama hem de olduka i karartcdr.
Kendilerini insan doas konusunda ve insanlarn duygusal so
runlarm zmeye yardmc olmada uzman olarak gren bu
szde yetikin ve akl banda kiiler, psikanalitik reti tart
malar nedeniyle birbirlerine iftira atm ve topluluu parala
ra blmlerdir. Bu durum, inanc olmayan biri iin, A nanla
140
rn* drdnc yzylda Hristiyan Kilisesini blen hom oousia
ve hom oiousia tartmalar kadar glntr.
Psikanalist olmann olumsuz ynlerinden biri de; olaslk
la hlen de yledir, giderek daha fazla gnlk hayattan kopma
eilimi yaratmasdr. Janet Malcolm, New Yorkda yaayan
gmen bir analisti yle anlatr:
T m h a y a t p s ik a n a litik d n ce le rle d o lu y d u : G n d zle ri
h a sta la rn g r y o r, a k a m la r e n stit d e k i to p la n tla r a k a tl
yor, e iy le b irlik te yem e e k t n d a ya d a evde v a k it g e ir
d ik lerin d e k e n d ile rin e h ep a n a listle r elik e d iy o rd u . fa d e e t
tiin e g r e , d i er in sa n la r d a n g ittik e u z a k la y o rd u . O la y la
ra a n a listle rin g z y le b a k m a y a n la r la , k o n u a c a k o k a z ey
k a lm t.17

* Isa'nn ezeli ve ebedi olmadn, Tanr tarafndan yaratld iin doas gerei
Tanr olm adn savunan akma inananlar (.n.)
* * Arianizm akm kola ayrlmtr: Anom oeanlar, Homoeanlar, Yar Ananlar.
'B ir cevher anlam na gelen 'h o m o o u sio n ' terimi, O ul Isa ile Baba Tanr'nn
ayn cevhere sahip old u u n u ifade eder (.n.)
* * * Baba ile O u lun 'benzer cevhere' sahip olduklarn ifade eden 'h om oio usion '
terimi, 'benzer cevher' anlam na gelm ektedir (.n.)

teki Peygam berler


sig m u n d freud

Bu durum, btn zel gruplar etkileyen bir tehlikedir.


Mritler nasl gurularnn kendisine ve misyonuna olan inan
cn pekitiriyorlarsa, birbirlerinin inanlarn ve sadakatlerini
de pekitirirler. zel gruplar, karlkl gven telkin eden bir
sisteme dnr. Sradan insanlar tarafndan inkr edilse bile,
onlar hayatn nasl yaanmas gerektii konusunda zel ig-
rlere sahip olduklar hakknda birbirlerini ikna ederler.
Psikanaliz tbbi bir tedavi olmaktan ok bir inan olmaya
baladndan beri, psikanalistler giderek hastaya fayda sala
sn salamasn, her psikiyatrik vakaya psikanaliz uygulamaya
balamlardr. Bu noktada eletirel deerlendirme riskine kar
gerek ortaya konulmaz. Analizin tam am lanmas iin
gereken sre giderek artmtr. Asla ulalamayacak mkem
melliin peinde olduklar iin saplantl hastalarn analizleri,
hele maddi sorunlar yoksa, sonsuza kadar srdrlebilir. Bu
tip hastalar, pek az yarar grmelerine ramen, analiste uzun
sreli dzenli gelir saladklar iin, analizlerinin on yl veya
daha uzun srmesi hi de artc deildir. Dier baz analist
ler, Freudun tedaviye almay reddettii psikotik hastalar da
analiz etme konusunda uzmanlamlardr. 1 9 0 4 den itibaren
Freudun nerisi, zellikle patolojik belirtiler kolaylkla ayrt
edilebilsin diye, bir dereceye kadar normal kiilerin analize
alnmas ynnde olmutur. ou psikozda durum bu deil
dir. izofrenik ve manik-depresif hastalarn psikoterapinin d a
ha az kuramsal trleri ve il tedavisinden daha fazla yarar
landklar dorudur. Psikanalistlerin Freudcu psikanalizle, psi-
kotiklere uyguladklar uzun sreli tedavilerin baarszl o
kadar fazla kantlanmtr ki, baz psikiyatristler bu abalar
yanl tedavi olarak deerlendirirler. Bu ktye kullanmlar,
psikanalizin eletirilebilen, deitirilebilen veya yerine daha iyi
bir yntemin seilebilecei bir tedavi biimi olarak kalmak ye
rine, bir inan dzeyine ykseltilmesinin doal sonulardr.
Psikanaliz, Amerika Birleik Devletlerinde de byk v
gyle karlanmtr. Psikiyatrik bir inan olarak nemi, Orta
Avrupadaki Nazilerden kap gelmi gmenler tarafndan
daha da artrlmtr. Uzunca bir sre hibir psikiyatristin, psi-

O le k i Pegam berler
sig m u n d freud

knn;liz eitimi almadan ve saygn bir psikanalitik kurum ta


ralndan tannmadan ilerlemesi mmkn deildi. imdilerde
psikanaliz yerini, geleneinin tam aksi ynndeki, ruhsal ra
hatszlklarn beynin fiziksel bir bozukluundan kaynakland
grn ileri sren biyolojik psikiyatriye brakmtr. Fre-
udcu psikanaliz, o kadar kt bir ne kavumutur ki, psiko-
terapinin her tr gzden dmtr. la reetesi yazmak k o
laylkla renilse de, il asla psikoterapinin yerini alamaz.
Psikiyatrist eitiminde, sapla saman kartrlr, kii yzme bil
meden suya atlr. Bu da psikanalizin deneyimsel bir disiplin
olarak kalmayp bir inan sistemi haline gelmesinin dier bir
talihsiz sonucudur.
Bize insanlar dinlemeyi reten Freud olmutur. Sknts
olan kiilerin sorunlarn tam bir dikkatle uzun sreler dinle
me teknii, psikanalitik retiler dndaki psikoterapi trle
rinde bile olduka etkilidir. Ruhsal rahatszl olan ya da cid
di duygusal sorunlar olan kiiler ilca ihtiya duysun duyma
sn, anlalma ve kabul edilme ihtiyac iindedirler. Psikotera
142
pistler, yarglamadan dinlemeyi, ynlendirme yapmadan veya
dorudan t vermeden kabul etmeyi ve hem tarafsz kalma
y hem de merhametli olmay renirler. Psikanalist olmayan
dier baz gurular da, Gurdjieff rneinde olduu gibi, kar
larnda ihtiya duyan biri olduunda, ayn tavr benimsemi
lerdir. Psikanalizin ykseli ve d hikyesinden, gurulara
ihtiya duyan kiiler hakknda reneceimiz ok ey vardr.
Psikanalizden geen hastalar, tm belirtilerinin ortadan
kalkmadn grebilir ya da bu belirtilerin psikanalitik yo
rumlarnn hepsini kabul etmeyebilirler. Yine de, birou iyi
lemeseler de analizi srdrmeye devam ederler. Bunun nede
ninin, psikanalitik srecin gnlk hayatta kolay rastlanma
yan, faydal deneyimler sunmas olduunu dnyorum. n
celikle, hi kesintiye uramadan kiisel sorunlar hakknda ko
numak, sorunlarn somutlamasna olanak tanr. Bu da so
runlarn daha kolay zlmesini salar. Analizden gemi he
men herkes, kendini daha fazla anlamaya balar. nk, ko
numak olaylar genellikle netletirin Detayl bir gnce tutma-

O ie k Peygam berler
sig m u n d freud

nm da ayn ilevi grebilecei ileri srlebilir; ben de kesinlik


le gnlk tutmann igry artrdna inanyorum. Ancak
gnlk tutma eylemi, sknts olan bir kiiye analizin salad
tatmin edici deneyimlerden biri olan insan olarak kabul
edilme duygusunu yaatmaz. Analizden geme ihtiyac olanla
rn ou, olduklar gibi kabul edilmedikleri ve deer grme
dikleri duygusunu tarlar. Baz insanlar iin, bir baka kiinin
dinlemeye ve onu yakndan tanmaya hazr olduunu bilmek
ve tannd halde reddedilmediini kefetmek, bal bana bir
aydnlanmadr.
Freud, gerekte sunduundan daha farkl bir ey gerekle
tiini dnyordu. Hem nevrozun aklamasn hem de onu
tedavi etme yntemini bulduuna inanyordu. Ancak bire bir
analiz ettii ve detayl bir biimde anlatt drt vakadan s a
dece biri iyilemi, bu hastann da ruh sal zaman iinde iz
lenmemitir (Fare A dam - The R at Man).'* Sunduu ey, asln
da kendi bana iyiletirici olan uzun sreli hogr ve ilgiden
baka bir ey deildir. Bu sonuca Kurt A dam (Wolf Man) ola
rak adlandrlan vaka rnektir. Bu hasta, 1910 dan Temmuz
1 9 1 4 e kadar Freud tarafndan grlmtr. H asta tedaviye
Kasm 1 9 1 9 dan, ubat 1 9 2 0 ye kadar tekrar tedaviye dn
m ve daha sonra en az drt psikanalist tarafndan daha an a
liz edilmitir. Seksenli yalarnda kendisiyle yaplan rportaj
da, Freudun hastalnn kkeni hakkndaki nedensel yorum
larn reddettiini ve onu fazla zorlama bulduunu ifade et
mitir. Onun iin asl nemli olan, Freudun kendisi ile ilgilen
mesiydi. K urt A d am 'm ilk tedavisinden sonraki iyilemesi,
Freudun iddia ettii gibi szde ocukluk cinselliini yeniden
yaplandrmasndan deil, Freudda gvenebilecei bir baba fi
gr bulabilmesindendi.
Freudun Psikanalize Giri-Yeni D ersler'inden sonuncusu
olan mkemmel makalesi Dnya Gr Sorunu (The Q u
estion o f a Weltanschauung)dur. Yaz, okuyucuyu psikanali
zin evrenin bilimsel grn kabul eden, bilimin zel bir da
l olduuna ve bu nedenle de kendi W eltanschauungunu*
oluturmaya elverili olmadna ikna etmeye alr. Freud

teki Pegam berler


sig m u n d freud

hakl olarak unu ileri srer:


B ilim in n e s r d n e g r e , ev ren ile ilgili b ilgi sa h ib i o lm a
n n , zih in sel o la r a k , d ik k a tli in celem e ile y a p la n g z le m le r
d en b a k a y o lu y o k tu r. B a k a b ir d ey ile, biz b u n a a ra tr m a
d iy o ru z . B u n u n d n d a bilgi, v a h iy d en , sez g id e n ve g aip te n
g e lm e z .1''
Ancak grdmz gibi, vahiy Freudun balangtaki for-
mlasyonlarnda can alc bir rol oynamtr. Freud sonradan,
psikanalizin bilimsel aratrmay zihin alanna tadn ileri
srer, ancak bu iddiay kantlamak mmkn deildir. Daha
sonra da, W eltanschauung'a. dnen ve sosyal bilimleri ba
latan M arksizm e dikkat eker.
M a r k s is t k u ra m n eletirel o la r a k in celen m esi y a s a k o ld u u
iin d o ru lu u n d a n d u y u la n p h e , bir z a m a n la r K a to lik K i
lisesin e ay k r d n ce le rin i ifa d e ed en ler g ib i cezalan d rlr.
M a r k s n y a z la r, v a h iy k a y n a o la r a k ncil ve K u r a n n y e
rini alm tr, bu y a z la r d a e sk i k u tsa l k ita p la r d a k i elik i ve
a p r a k l a sa h ip tir.2
tik cmledeki, M arksist kuram yerine psikanalizi, ikinci
cmledeki M a rk s ad yerine de Freudu koyarsak, psikanali
zin bana zellikle ilk gnlerde gelenleri tam olarak anlayabi
liriz. Ancak Freud bunu asla grememitir.
Freud, guru roln stlenmeyi aka reddettii halde ar
pc bir rnek olmutur. Dier gurularda da olduu gibi, ardn
da brakt miras karmaktr. Freud hem hnerli hem de ya
ratcyd. nsan zihnine tuttuu k, mritlerinin iddia ettii
kadar aydnlatc olm asa da, insan davrannn baz karanlk
noktalarn aklamaya yaramtr. nsan davranlarna ho
gry artrm, psikoterapi tekniine katklar olmu ve ken
di davranlarmz hakknda dnme biimimizde devrim ya
ratmtr. Yirminci yzyl insan Freuda ok ey borludur.

* (Alm.) D nya gr (.n.)

D ie k Peygam berler
VII. cizvit ve isa

om a Katolik Kilisesi, sa Derneinin kurucusu Loyolal


gnatiusu, gelmi gemi en yce aziz olarak kabul eder.
Onun bu kitapta yer almasnn nedeni, geirdii yaratc has
talk ardndan, bir spanyol asilzadesinden tinsel bir retme
ne dnmesine neden olan vahiyleridir. Rudolf Steiner, evren
grnn temelini G o lg o tann Gizeminin oluturduunu
iddia etse de, gnatius geleneksel bir Hristiyan olarak tanm
lanamaz. Tam tersi, gnatius kendi dnmn ve vahiyleri
ni katolik retisi ile birletirdii halde, balangta engizisyon
tarafndan phe ile karlanmtr. gnatiusun yaam boyun
ca devam ettiini syledii deneyimler, sosyal yaamda da ye
tersiz biri tarafndan dile getirilmi olsa, psikiyatristler, bunla
r rahatlkla ruhsal rahatszln bir kant olarak kabul eder
lerdi. Ancak gnatius, Kilisenin yaratt en etkin liderlerden
biri olmutur. sa Dernei gnmzde yirmi alt bin yesi ile
dnyann en byk dini tarikatdr.1
Loyolal Iigo, Guipzcoa eyaletinde yaayan, kkleri on
nc yzyla kadar uzanan Baskl aristokrat bir ailenin o
ludur. Kesin olm amakla beraber, olaslkla 1 4 9 1 de, Loyola
kalesinde dnyaya gelmitir. Daha nce dokuz ocuk sahibi
olan annesi, onu hayata getirdikten ksa bir sre sonra lm
tr. 1 4 9 2 de Granada fethedilmi ve Fasllar sonunda Ispan
yadan srlmlerdir. 1 5 0 7 de babasn kaybeden Iigo, K ra
lie sabellann hkmdarl altndaki, Castilein hazine so
rumlusu, asilzade general Velazquez de Cullarin yanna gn
derilmitir. Gen delikanl, orada bir saray adam ve asker ola
rak eitilmitir. Hrsl, gururlu ve yrekli biri olduu dilden di
le dolamaktadr. nn, cephede baar peinde klcn ko
nuturmasna, birok kadnla kurduu ilikilere, usta bir del-
locu ve kumarbaz olmasna borludur.
1 5 1 7 de Velazquez de Cullarin lm zerine dul kalan
ei M aria de Velasco, nigo de Loyola iin, Najera Dknn
evinde bir grev ayarlar. Tam da o sralarda, Najera Dk,
Fransa snrndaki konumu nedeniyle, birok savaa cephe ol

teki Pegam berler


mu N avarren genel valisi olarak atanmtr. 1 512de, Kral
Ferdinand eyaleti kendi topraklarna kattktan sonra, orada
Pamplona kalesini yaptrmtr. Bylece buras, ele geirilmi
eyaletin kilit ehri konumuna gelmitir. Fransadan I. Francis,
blgeye saldrnca, igoya ehri koruma emri verilmitir. Va
li teslim olmay kabul ettii halde, kale dmemitir. Yardm
c glerin im dada yetiecei midi iinde olan Iigo, ordusu
nu kaleyi korumaya devam etmeye ikna etmitir. Iigo, 23 ve
ya 24 Mays 1 5 2 1 de ar yaralanmtr. Bacaklar arasndan
geen bir top mermisi, sa bacann birok yerinden krlma
sna, sol bacak kaslarnn da olduu gibi paralanmasna ne
den olmutur. Ar ateli silahlarla, alt saat sren mcadele
sonunda, kale Fran saya teslim olmutur. Fransz doktorlar,
igoya tbbi olarak her eyi yaptktan sonra, onu dokuz gn
lk bir gecikmeyle de olsa, sedye zerinde, Anzuolada yaa
yan ablasnn evine gndermilerdir. Iigo, temmuz ortasna
kadar ablasnn yannda kaldktan sonra, Loyola Kalesine
gemitir.
146
Fransz doktorlar Iigoya ilk mdahaleyi byk bir titiz
likle yapm olmalarna ramen, spanyol cerrahlar, iyileme
nin tam olarak salanabilmesi iin, sa bacann tekrar kr
larak yerine yerletirilmesi gerektiine karar vermilerdir. Bu
korkun acl mdahaleye byk bir sabrla gs geren Ii
go, ameliyat sonrasnda hayat tehlikeye girecek biimde kt
letii iin son duasn etmesi istenmitir. St. Petera gnah
karttktan sonra, sal mucizevi bir ekilde iyiye doru git
mi ve tehlikeyi atlatt izlenimini uyandrmtr. Kemikleri
yerine oturtulduu halde, bacandaki irkin kemik knts,
asilzadelerin giydii k izmeleri giymesini engellemektedir.
Bunun yok edilmesi iin imdiye kadar ektii aclardan kat
kat fazlasn ekeceini bildii halde, Iigo doktorlara bunu
ortadan kaldrmalar iin yalvarmtr. Biyografi yazarlar, bu
estetik kaygsna dikkat ekerek, bunun erkeklik gururunun
bir kant olduuna ve bu nc ameliyat srasnda ve sonra
snda yaad arl srece gsterdii cesarete deinmilerdir.
Yrmesi imkansz olan Iigo, haftalarca yataa mahkum ol

O tek Peygam berler


mutur. ubat 1 5 2 2 de, ailesinden kalma evden ayrld sra
da, aya hl aksam akta, sakatl da devam etmektedir.
zgvenini fiziksel beceri, cesaret ve dayankllk zerine
kurmu her erkek, snacaklar cinsel baarlar ya da liderlik
leri olsun olmasn, bu tr sakatlayc bir yara almann ne ka
dar zc ve sknt verici olabileceini tahmin edebilir. Psiki-
yatristler, rnein atletlerin hastalk, yaralanma ya da sporu
erken brakmak zorunda kalmalar sonucunda yaamlarnn
nasl ykldn grmeye alknlardr. Bu atletlerden bazlar
kanlmaz olarak depresyona girip, sonunda da alkolik olur
larken, dierleri, gazeteci, spiker ve i adam olarak yollarna
devam ederler. Var olan kimliin bylesine kkten deiimini
baarmak iin, zaman, kararllk ve nemli lde de kiilik
gcne sahip olmak gerekmektedir. Iigo de L oyo lann, sa
Derneinin kurucusu gnatiusa dnmesi, zorunlu hareket
sizlii ve bunun sonucu olarak yaad depresyon ile bala
mtr. Onun yaratc hastal, kendiliinden olmaktan ok,
bana gelen talihsiz olaylarn etkisi zerine ortaya kmtr.
147
Uzun sren iyileme dneminin ounu dncelere dala
rak geirmitir. Tekrar eden hayallerinden birinde, Don Ki-
ota benzer bir biimde, soylu bir kadn uruna kahramanca
iler yaparak onun kalbini kazanrken, bir yandan da kendi
adna zafere ulamaktadr. Vaktinin bir blmn de, eline ge
en her eyi okuyarak deerlendirmitir. Bunlar arasnda, Aziz
Bruno tarikatnn keilerinden Saksonyal Ludolphun yazd
drt ciltlik sa nn H ayat (Life of Christ) ve Dominikan ta
rikatndan talyan Ja c o p o de Voraigen yazd Azizlerin H a
yatlar (Lives o f the Saints) da yer almaktadr.2 Bu yazlar, on
da zaman iinde derin etkiler brakmtr. Baz azizlerin ya
amlarndan adeta bylenmitir. lde yetmi yl, mnzevi
bir yalnzlk iinde hayatn geiren St. Honofrio ile yaamla
rnn banda tpk kendisi gibi, dnyevi uralar olan ancak
rahatszlandktan sonra azize dnen St. Dominic ve St.
Francis, onu en fazla etkileyenler arasnda saylabilir. Artk
gndelik, sradan, ehvet dolu valyelik dleri yerine, St.
Francis ya da St. Dominic olabilme hayali kurmaktadr. Gide

t e k i P egam be d er
rek, dnyev dlerinin eytandan, tinsel fantezilerinin ise Tan-
rdan geldiine inanmaya balamtr. Bu uzun sren hareket
sizlik ve dncelere dalma dnemi ardndan, Iigo, Meryem
A n ay, kucanda olu sa ile grmtr. Bu rya onu sevince
bomu, bu da dnyev sevgi dlerinin sonunu getirmitir.
ne srdne gre, bu andan itibaren, eytan tarafndan bir
daha ayartlmamtr. Bu imgelem, onun aktif asilzadeliini
terk ederek mnzevi bir kei olarak K u d se hacca gitme is
teine kaplmasna neden olmutur.
Sonunda tekrar ayaa kalktnda, Barselonadan yaklak
50 kilometre uzaklktaki, yksek bir da zerindeki M ontser
rat M anastrna gitmek zere, hacca gitme yolundaki ilk
admlarn atmtr. Burada klcn, giysilerini ve soylu kimli
inin gerektirdii tm eyalar brakarak, srtna tvbe elbise
sini geirmi, hac kuan sarnmtr. Ailesi ile de tm bala
rn kopararak, yaklak on yl kadar onlarla hi iletiime ge
memitir. Byk olaslkla aile balarnn Tanrya olan bal
lna engel olacan dnmektedir. Bildiimiz gibi, sa ona
148
bir rnek oluturmaktadr. Iigo, Jean Chanon adndaki Fran
sz rahibe gnah kardktan gn sonra, M art 1 5 2 2 den u
bat 1 5 2 3 e kadar kalaca Montserrat yaknlarndaki Manre-
sa kasabasna doru yola koyulmutur.
lk birka ay bitmez tkenmez bir mutluluk iinde yaad
halde, bu daha sonra deimi ve 1 5 2 2 nin Temmuzundan
Ekimine kadar sren ar bir depresyon dnemine girmitir.
fiigonun, manik-depresif olduu ve bu nedenle de u nokta
larda duygudurum deiiklikleri yaamaya maruz kaldna
neredeyse phe yoktur. Depresyon dnemini, gemi yaa
mndaki gnahlar iin, kendine uygulad ar kefaret ceza
lar da balatm olabilir. Zam ann byk ounluunu, Car-
doner rmann yukarlarndaki bir kayann stnde tek ba
na oturarak geirmektedir. Bu dnemde saln bozacak ka
dar ar oru tutmaktadr. Depresyon dnemi srasnda, btn
gnn dua ederek geirdii halde, Tanrdan uzaklatn
hissettii iin tekrar tekrar intihar giriiminde bulunmu ve
ruhunun karanlk gecesini yaamtr. Uyuyamamasnn yan

O iek Peygam berler


sra, devaml vicdan azab da ekmektedir. Vicdan azab nede
niyle, itiraf etmeyi atlad ve hafife ald herhangi bir gna
h olup olmadn anlamak iin srekli hafzasn kurcalaya
rak kendisini zorlamtr. Tanr ektii ileyi grr de ona acr
diye, btn bir haftay hibir ey yemeden geirdii de olmu
tur. Bu dnemde safra kesesi ta yapm, bu tm yaam bo
yunca dnem dnem safra ta sancs ekmesine neden ol
mutur. nceden d grnmne ar dkn olduu halde,
St. H onofrioya zenerek, trnaklarn ve san hi kesmeden
yaamaya balamtr. 1522 sonbaharnda bir tapnakta bilin
cini kaybetmi olarak bulunmu, dostlar tarafndan beslen
mek zorunda kalmtr. Onu bulduklarnda bilin kayb ve
yksek atei varm; bu durum bir sonraki k dneminde tek
rar etmitir.
Ancak, ateinin ar ykselmesinden ksa bir sre sonra
bir dizi tinsel aydnlanma yaamtr ki, bu durum hem vicdan
azabna hem de depresyonuna son noktay koymutur. Bu de
neyimler, onu bir daha asla terk etmeyecek kadar gl bir hu
149
zur ve dinginlik getirmitir. Kendi anlattna gre, anahtar
figr altnda Kutsal Uly grmesi, onda ylesine byk bir
rahatlama hissi ve mutluluk yaatmtr ki, gz yalarna ha
kim olamamtr. Bir baka deneyiminde ise, Tanrnn yayd
k olduuna inand beyaz bir ey grmtr. Dnyann
yaratlna ait kutsal bilgelik plann uzaktan grdn his
settiini ifade etmitir. Bir kere de, ayin srasnda, yukardan
beyaz k hzmeleri yayldn grdnde, bunun sann ta
pnakta olduunun bir kant olduunu dndn syle
mitir. D ua ettii srada, birok defa, sann bedeni olduuna
inand beyaz bir beden grdn de dile getirmitir.
Bu grsel deneyimlerin, oru tutmasndan kaynaklanan
fizyolojik deiimlere bal olup olmad tartmaya ak bir
konudur. On be yl sren bir dnemde tekrarlanan bir imge
lemi de, gz alc, parlak renkteki bir ylann, gz gibi nesne
lerle kapl olduudur. Balangta, bu grnt ona bir rahat
lama hissi verse de, sonradan bunun eytan tarafndan gnde
rildiine inanmaya balamtr. Jung, Ruhun D oas zerine

le k i Pegam berler
dz vit ve isa

(On the Nature of the Psych) adl makalesinde, gnatiusun


arketipik nemini tartmtr/ Bu tr imgelemlere, manik-
depresif hastalarda olduka sk rastlanr. Iigo de Loyola ka
dar ar ve daha sk tekrarlanan depresyon dnemleri yaayan
Martin Lutherin de, ycelik ile ilgili dini imgelemler grd
dnemleri olmutur. Iigo bu imgelemeleri dile getirmekte zor
lansa da, bunlarn etkileri onun zerinde o kadar derin olmu
tur ki, istemese bile igrlerini bakalar ile paylam ak zo
runda kalmtr. Sonunda, Manresa dandan gn na
kan bu adam , eski yaam tarzn geride brakarak, nefsine ha
kim olmay baarm, zenginlik ve dnyev hret dknl
n yenmi ve kendine tamamen bambaka hedefler edin
mitir.
O n u n g ib i a silz a d e lik te n d n m d i er azizleri, ile ekm e
k o n u su n d a g e rid e b r a k m a y a o ld u k a h evesli o la n g n a tiu s,
im d i de k e n d in i b a k a la r n a h izm et etm eye a d a m tr. stei
sa d e c e K u d s ziy are t e tm ek d e il, M sl m a n la rn din d e
itirm e si iin d e a lm a k tr.'

150
Bu kkten yn deitirme deneyimi sonucunda gnatius,
Katolik alimler tarafndan, ok nemli bir kitap olarak kabul
edilmesinin yan sra, hem ilgin hem de fazlasyla etkileyici
bulunan, nl kitab Tinsel badetler (Spiritual Exercises)i
yazmtr. Tinsel badetler, inananlarn gnahlarndan kurtul
malar iin, tinsel geliimlerine yardmc olmak zere tasarlan
m pratik bir el kitabdr. Kitap ayrca kiinin Tanrnn tarih
plannda kendi yerini bulmasna yardmc olmaya da al
maktadr. gnatiusa gre, gelecekte, Tanrnn hkmdarl
kurulacak ve bylece tm yaratlanlar, onun yceliini tan
mak durumda kalacaklardr. Ronald K n o x a gre ise bu kitap,
Amaca ynelik, ei grlmemi bir gce sahip bir silahtr.
Ama, ruhu adeta bir eit tedavi ile, dnyev arzular ve ben
cillikten, Tanrnn isteine ve saya mutlak bir boyun eme
durumuna dntrmektir. 6 Loyolann temel inancna gre,
nsan, efendimiz olan Tanry vmek, kutsamak ve ona hiz
met etmek iin yaratlmtr ve ancak bunu yaptnda ruhunu
kurtarabilir. 7 Bu am aca ulamay engelleyen her ey ortadan

O ie k Peygam berler
Cizvit ve isa

kaldrlmal, buna ulamay salayan eylere ise kii kendini


adamaldr. gnatius, inananlarn, kendilerine rnek aldklar
ve kendilerini adadklar lk olan sa modeli zerinde youn
lamalar gerektii konusunda srar etmektedir. Be duyu kul
lanlarak, sa kiilii zerine younlaldnda, kurtarcnn
grnts giderek daha fazla canl hale gelir ve sonunda sa,
younlam kiinin benliinin, ksmen de olsa yerine geer.
Hedef, Tanrnn isteine mutlak boyun emek ve kiinin ken
disi ile ilgilenmesinin tamamen ortadan kaldrlmasdr.
Bu yaratc dnceye dalma teknii, Rudolf Steinerin,
kiiyi gya tinsel alglamaya ulatran, younlam dnme
yntemini andrd halde, Ju n g un aktif hayal etmesine da
ha fazla benzemektedir. Ju n g da kii bilinli olarak derin d
nceye dalma durumuna geerek, sanki karsnda d dnya
daki insanlar varmasna, bilindndaki kiilerle konu
m akta ve onlar duymaktadr. Sz edilen bu teknik de,
hem gerein hem de kiinin isel hayal dnyasnn nemini
artrmak zere tasarlanmtr.
1 5 4 1 de son olarak gzden geiriliinden, drt yzyl son
ra bile Tinsel ibadetler kitab, bilim adamlar ve rencilerin
ilgisini ekmeye devam etmektedir. Jung, kendi bireyselleme
sreci ile Loyolann tinsel geliim grleri arasnda paralel
lik kurduu iin, Zrihte, svire Teknoloji Enstitsnde, ki
tap zerine bir dizi konferans vermitir.
Artk gnatius de L oyolaya dnm bu kiinin, daha n
ce sz edilen gurulara ait zelliklerinden pek ounu sergile
dii grlmektedir. mgelemler araclyla kendisine zel bir
igr bahedildiini ileri srmesine ramen, kendisine soru
yneltildiinde bu iddialarn fazla ileri gtrmemitir. Balan
gta, Kilise liderleri onun mesajlarndan pheye dmler
dir. 1526 ylnda engizisyon tarafndan yarglanm ve
1 5 2 7 de krk iki gnlne hapse atlmtr. Mahkumiyetini,
bir dizi baka soruturma da izlemitir. Sonuta retisinin,
kabul edilmi retilere kar kmadna karar verilmi, an
cak din bilimi alannda eitim grmeden ve konu ile ilgili bir
niversiteden mezun olm adan retici olmas yasaklanmtr.

O le k Pegam berler
cizvit ve isa

Bu durum, kurulu bir sistemin, yeni geleni tehdit olarak alg


ladnda gsterdii tipik bir tepki olarak dnlebilir.
Dier gurularla karlatrldnda Ignatius, annesini kay
betmi olmasna ramen, yalnz bir ocukluk geirmemitir.
Stannesinin onun oyun arkadalar olabilecek ada ocuk
lar vardr. Dier gurularda sklkla gzlendii gibi, ortaya
koyduklar grlerin herkese uygun olduuna dair inancn,
gnatiusun da bakalarnn psikolojisini bilmemesinden kay
naklandm dnmemizi gerektiren hibir kant yoktur. An
cak, Hristiyanlk inancnn mutlak ve evrensel bir gerek ol
duu, kendi yorumunun da bu geree ayrca deerli katklar
da bulunduuna dair inancnn tam olduu kesindir. Dr. Me-
issnerin yazd psikanalitik biyografisinde, narsisizmi, yara
lanmadan nceki gururu, kibirlilii, saldrganl, girikenlii
ve bakalarn geme hrs vurgulanmaktadr. Derinlere kk
salm bu kiilik zellikleri, yaad travmatik olayn sonu
cunda esasl biimde deiime uram ancak ortadan kalkm a
mtr. Aktif bir asker komutan olan nigo de Loyola, gnati-
usa dnm , bu sefer de, sa Derneinin ilk generali ola
rak, Tanr tarafndan zellikle seilmi, vaaz veren, reten ve
liderlik yapan tinsel bir kahraman olmutur.
Dier tinsel liderlerde olduu gibi, Ignatiusun da yeni i-
grs, fiziksel rahatszl takip eden ar bir depresyon d
neminin ardndan gelmitir. Bu olay ilgin ve grlmemi k
lan, okuduklaryla ve zorlu abalar harcamasyla, kendini de
itirme yolu izleyerek, bu dnm yaratm olmasdr. Bu,
bilind beklenmedik bir eyler bulma olasl yerine, batan
sona planlanm, bilinli aba ile gerekleen bir dnmdr.
Tinsel badetler kitab, adeta asilzadenin dnyev arzularna
vurulan bir darbedir. Hrs yerini alakgnllle, zenginlik
arzusu yerini yoksulluu brakarak, bedensel ehvet, bedeni
iddetle cezalandrp yoksun brakarak yenilmelidir. Askerin
saldrganl ortadan kaybolmam, sadece yeni bir dman
olan eski gnahkr benliine kar sava amtr.
gnatiusun karizmatik biri olduu phesizdir. Bir vaiz
olarak yetenekleri snrl olsa da, bire bir grmelerde ya da

le k i Peygam berler
cizvit ve isa

kk gruplarda ortaya koyduu itenlik, dorudan konuma


becerisi ve inancnn tam oluu olduka ikna edicidir. zellik
le de kadnlar iin ok ekicidir. Her dzeyden kadn, onun
tinsel rehberliine bavururken, o da, bu kadnlarn mutlulu
una kendini adam grnmektedir. Kontroll oluu, netlii
ve itaat zerindeki srarnn dananlardan bazlarna yasakla
yc biri olduu izlenimini vermi olmas muhtemeldir. Belki de
onu en iyi tanmlayabilecek sfat etin biri olduudur. sa
Derneinin, R o m a da, Santa M aria Kilisesi yaknlarndaki,
La Stradann evine tand sralarda, artk takipileri onun
azndan kan her kelimenin kanun, her ifadenin ise vahiy ol
duunu dnyorlard.
gnatiusun kendisi de, Tanrnn istei olduunu dnd
her eye tamamen boyun eerken, tm bedensel gnahlar
dan ve dnyev hrslardan uzak durmaktayd. Ancak itaate
verdii nemi biraz ileri gtrm , dini olarak stte olan kii
lere de sorgusuz sualsiz boyun eilmesi gerektiini, nk bu
kiilerin otoritesinin Tanrdan geldiini, yani onun isteini
153
yansttn ileri srmtr. Baz Papalarn yaptklarn hatrla
ynca, bir insann buna inanabileceini anlamak ok zordur.
Bundan da te, agnostikler* bile mahrumiyet ve namuslu olu
un ruhu ycelttii fikrini benimsedikleri halde, modern Pro-
testanlar, Batl eitim sisteminin erdem olarak akllara soktu
u kendine gven, kendi kaderini belirleme ve hr bir akla sa
hip olma ideallerini terk etmekte zorlanmaktadrlar. Gerekte
insanlkla ilgili her trl geliim, kabul edilmi otoritelerin
sorgulanabiliyor olmasna baldr.
Ancak, Ignatiusun kusursuz ibadet konusundaki srar,
gurularn pelerinden gelen mritleri tarafndan ekici bulun
malarna yol aan ve onlar kutsal hale getiren zelliklerden
biridir. Kimileri iin, daha stn bir gce tamamen boyun e
mek kiiyi sorumluluktan, pheden ve kaygdan koruduun
dan olduka ekicidir. Stanley Milgram tarafndan gerekleti

* M a d d i dnya dndaki hibir eyin varlnn bilinm ediine ve bilinemez olduuna


inananlar (.n.)

t e k i Pegam berler
cizvit ve isa

rilen nl deney, Otoriteye taat (Obedience to Authority) ki


tabnda anlatlmtr. Deney, ortada emreden bir otorite varsa
normal insanlar baka birine ac verecek bir eyi dahi yaptr
maya ikna etmenin ne kadar kolay olduunu gstermektedir.''
Benim inancm, otoriteye itaatin, insanln en ktcl kiilik
zelliklerinden biri olduu ynndedir." Ancak Cizvitler by
le dnmemektedirler. William Jam es, Dini Deneyimlerin
eitleri (The Varieties of Religous Experince) kitabnda, Al
fonso Rodriguez S .J.den u alnty yapmaktadr:
M a n a s t r h a y a tn n en h u z u r verici y n le rin d en b iri, ita a t
e d e rek a sla h a ta y a p m a y a c a m z a verilen g v e n ce y d i. B a
ra h ip , size b ir ey y a p p y a p m a m a n z k o n u su n d a s y le d ik le
rin d e h a ta l d a v r a n m o lab ilir. A n c ak ita a t e ttiin iz s rece
b ir k a b a h a t ile m e y e ce in iz kesin dir. n k T a n r size, a ld
n z e m irleri yerine g e tirip g e tirm e d i in izi so ra c a k tr. B u k o
n u d a n et b ir h e sa p ve re b ilece k o lu rsa n z , ta m a m e n a k la n r s
n z ."
Engizisyonun birok kurban, olaslkla Katolik Kilisesi-
nin itaati bu kadar gklere karmasn reddeden kiilerdir.
154
Ben sadece grevimi yapyor ve verilen emirlere uyuyordum
szleri, ikenceciler, toplama kamp grevlileri ve dier kor
kun zulmleri yapanlarn en sk kullandklar ifadelerdendir.
Ignatiusun, sahip olduu g tarafndan ypratldna d a
ir hibir iaret yoktur. Tinsel badetler, ibadet edenlerden pek
ok beklenti ortaya koyarken, gnatius, mritlerinden talep et
tiinden fazlasn kendisi gereklemitir. Otoriter, hatt kaba
olmasna ramen, bakalarnn ihtiyalarna kar olduka du-
yarlyd. zellikle de, kendi yaad depresyon deneyiminden
dolay, depresif ya da skntl insanlar rahatlatmakta olduk
a baarlyd. Hastane ve hapisanede kalanlara verdii huzur
konusunda bir uzman olduu ifade edilmektedir. Yine, kendi
sinin de uzun srelerde hastane kalmas, bakalarn anlama
ve onlarla empatik ilikiler kurmasnn kayna olabilir. O, ba
arl bir organizatr ve ynetici olarak kendini, Tanrnn
kralln tm dnyaya yayma misyonuna adam, kalc bir
din kuruluu balatan kiidir.
D aha nce, Ignatius un duygudurumundaki deiikliklerin

Otek Peygam berler


cizvit ve isa

manik-depresif rahatszla bal olduunu ve M anresada


kald dnemde, psikotik zellikli ar bir depresyon geirdi
ini ifade etmitim. Rahatszlnn bu derece iddetli gemesi
nin bir nedeni de, kendine uygulad, sonra da abartl buldu
u iin beenmedii, ar yoksunluklar olabilir. rnein, kii
nin kan ekeri belli bir dzeye indiinde, beyne ve zihne garip
etkisi olabilir. Cokusu, onun duygulanm deiikliklerini nor
mal younluun stnde yaamasna neden olmu olabilir.
Ancak yine de, tm yaam boyunca belirli aralklarla tekrar
eden grsel ve iitsel halsinasyonlarnn, hipomani ya da yk
selmi duygu younluundan dolay m olduunu bilemiyo
ruz. Bildiimiz sadece, bu imgelem ve sesler, sosyal olarak da
uyumsuz birinde olsa, hemen her psikiyatrisi tarafndan psi
kotik belirtiler olarak ele alnabileceidir. Oysa bu deneyimler,
zaten gl olan gnatiusun kiiliini daha da zenginletirmi
ve pekitirmitir.
T m bunlara ek olarak, gnatius, Lutherden Words-
vvorthe kadar deien kiilerin gsterdii, tekrarlayc vecit
deneyimleri de yaamtr. Bu tarz mistik aydnlanma ve b
tnleme deneyimlerine ilerideki blmlerde deineceiz. Bu
tip deneyimler, inananlar gibi agnostiklerin de bana geldii
iin, bunlar her zaman dinsel deneyimler olarak yorumlana
maz. Ancak gnatius elbette bunlar din olduklar ynnde
yorumlam ve bu deneyimlere kendi zel terimi ile teselli de
mitir. Gerekten de, bu deneyimlerin onu avuttuu aktr.
Vecit hali ok ksa srse de, bir bakma yaamn Evrekas gi
bi, tm sorunlarnn zmn salyor grnmektedir. gna
tiusun durumunda, bu deneyime genellikle gzyalar elik et
mektedir. Fakat bu gzyalar, hem inananlarda hem de ag
nostiklerde olduu gibi, mutluluk gzyalardr. Vecit hali, ki
iye gelmektedir; dier bir deyile, irade gcyle ulalamaz
olduu halde, uzun sre dua etme ve derin dncelere dalm a
nn da bu deneyimin yaanmasn kolaylatracana kuku
yoktur. adalarndan biri gnatiustan duyduu eyi yle
aktarmaktadr: Grd kadaryla, teselli olmadan yaa
masnn pek mmkn olmayacan dnyordu. Yani, asla

t e k i Pegam berler
kendine ait olmayan ve hibir zaman da olamayacak, tam a
men Tanrya bal bir eyin deneyimini yaamadan hayat
srdremeyeceini dnmekteydi. 12 gnatius, bu kymetli
tesellilere irade gc ile ulaamayacann tamamen farknda
olduunu aadaki alntda dile getirmektedir:
B ir n ed en o lm a k sz n , k iiye te se lli v erm ek ta m a m e n T an -
r ya m ah su stu r. n k , ru h a g irm e k , ru h ta n a y r lm a k , on u
y n le n d irm e k ve k e n d i sev g isin e e k m e k o n a aittir. N e d e n siz
d iy o r u m , b u n u n la d em e k iste d i im , teselliy i y a a y a c a k r u
h u n , n c ed en a lg la m a d a n veya b ilm e d e n , ak l ya d a irad e o l
m a k sz n b u n u y a a m a s d r .
William Jam es, D ini Deneyimlerin eitleri kitabnda, e
itli mistik kendinden geme deneyimlerden rnekler vermi
tir. Bir yerde, Bartoli-Michel tarafndan anlatlan gnatiusun
hayatndan alnt yapar. Yazara gre, gnatius, gnah karan
lardan birine yle demitir: M a n resada yaad bir saatlik
vecit deneyimi, ona kutsal eyler hakknda, btn retmenle
rin bir araya gelse retemeyecei kadar ey gstermitir.
gnatiusun bana gelen zorlu fiziksel ve ruhsal hastalk,
156
daha az dayankl birinin bana gelmi olsa, o kiiyi ezip gee
ceine kuku yoktur. O ise bu rahatszlktan, onun iin hayat
na bir anlam veren, bir retmen ve dnya apnda yaylacak
bir akmn kurucusu olmasn salayan yakc bir inanla k
mtr. gnatius, etkili bir nc, mkemmel bir organizatr ve
becerikli bir diplomattr. Hristiyanlar, gnatiusun gerei bul
duuna ve bu gerein de onu btnletirdiine inanmlardr.
Hristiyan olmayanlar ise, onun daha nce karlatmz gu-
rulara benzer bir rahatszlk ve iyileme rnts rneini olu
turduunu dnebilirler. gnatiusun inanc, Hristiyan inanc
n kapsad ve bu gelenei zenginletirdii iin, bu durum ag
nostikleri bile artp kskandrsa da, onun grlerini Ste-
inerin ya da Gurdjieffin grleri gibi bir kenara brakamaz
lar. Ancak ister akll ister deli, ister iyi ister kt olsunlar, ruh
sal rahatszln ardndan aklc olmayan bir zmn gelmesi,
gurularn bir zelliidir. Agnostik pheciler, normal insanlarn
dahi ne kadar mantksz olabileceklerini gzden karabilirler.

Otek Peygam berler


imdi de dikkatimizi, gnatiustan, Efendisi ve stad,
Hazreti saya evirelim. nanl birer Hristiyan olarak yeti
tirilenlerin, ona tarafsz olarak bakmakta zorlanmas doaldr.
Buna ramen, buna olanak salayabilecek ok saydaki kitap
arasnda, yakn zamanda piyasaya srlm, Humphrey C ar
penter, E. P. Sanders, Geza Vermes ve A. N. Wilson gibi yazar
larn yaptlar saylabilir. say birok guru arasnda rnek
olarak gstermek, aslnda onun esiz zelliklerini vurgulamak
anlamn tamaktadr, am a say kurtarc olarak alglayanlar,
bu yaklam bir saygszlk olarak nitelendirebilirler. Bu nok
tada, aslnda sann da en banda Hristiyan olmadn ha
trlatmakta fayda olduunu dnyorum.
David Koreshin, Vahiy Kitabn temel alan, maher ile il
gili grlerinden daha nce ksaca bahsedilmiti. say anla
yabilmek iin, ondan nceki maherle ilgili inanlar da bilme
miz gerekmektedir. N orm an Cohn, Evren, K aos ve Gelecekte
ki Dnya (Cosmos, Chaos ve The World to Come) adl kita
bnda, maher inancnn kkenini Zoroastere atfetmitir. D
nemin bilim adamlar tarafndan, Zoroasterin, .. 1500 ile
1200 yllar arasnda bir zamanda yaadn dnmektedir
ler." Zoroaster ortaya kmadan nce, eski Msrl, Mezopo-
tamyal ve ndus vadisinin ilk sakinlerinden olan Hindu-Avru-
pallar arasnda, dnyann tanrlar tarafndan bir kere yaratl
d ve bunun asla deimeyecei gr hakimdir. Dnya, d
zenin karklk ve evrenin de kaos ile bozulaca tehdidi altn
da, alkantl bir yer olarak kabul edilmektedir. Tanr ya da
tanrlarn, dzenli dnyay kaos yaratan glerin saldrlarna
kar nasl koruduklarn anlatan Sava Mitleri yaklak
nc binylda ortaya kmtr. Bu mitlerden bazlar, kor
kun canavarlarn insanl alt ettii, modern, bilim kurgu tar
zndaki korku filmlerine benzemektedir. Buna verilebilecek
rneklerden biri, Smerli canavar L ab b u dur. 450 metre uzun
luunda ve 45 metre yksekliindeki Labbu, zaman zaman sa
hile gelerek yakp ykmaktadr. eytann kt ruhu tanrlar ta
rafndan her zaman bozguna uratlsa da, dzen ksa bir sre
liine sel, veba ya da ktlkla kesintiye uramaktadr. Bu ilk

ie k Pegam berler
medeniyetler, dnyann deil mkemmel hale getirilmesi, her
hangi bir byk deiiklik bile geiremeyeceine inanmaktay
dlar. H uzura kavumak sadece cennette mmkn olabilirdi.
Grevlerini eksiksiz yerine getirmi olanlar iin, lmden son
ra mutlu bir yaam vaat edilmekteydi.
Daha sonra, Zoroaster ortaya kp, gerekte ad Ahura
M azda olan tek bir tanr olduunu ileri srmtr. Zoroaster,
ilk olarak ranllarn geleneksel din rahibi olarak ortaya k
mtr. Daha sonra, kendinden sonra gelen gurular gibi o da,
yeni bir vahiyle sonulanan, kehanetlerinin olutuu ve gaip
ten haber ald zorlu bir dneme girmitir. Cohn yle devam
eder:
B a ze n , T a n r A h u ra M a z d a y -B ilg e lik T a n rsn - e tra fn d a
alt tan e p a r la k fig r o ld u u h a ld e g r d ve iitti i a y d n
la n m a la r ve h a l s in a s y o n la r y a am tr. B u a n d a n itib a ren de
k e n d in i, g e len e k se l in an tan fa rk l, b ir d in in an cn , seilm i
p e y g a m b e ri o la r a k h issetm itir.
Ahura M azd a, her eyi sarp sarmalayc bir dzen olan as-
158
h ann da iinde olduu, evrendeki tm iyi eylerden sorumlu
dur. Ahura M a z d a nn karsnda ise, Angra Mainyu (sonra
dan Ahriman olacaktr) vardr. Angra Mainyu, druj ilkesi ile
hareket eden, hem ktl hem de dzensizlii iinde barn
dran, yok etme ruhudur. Bu iki g arasndaki sava, dnya
tarihinin gemiini, bu gnn ve geleceini oluturmaktadr.
Kendinden nceki inanlara kar gelen Zoroasterin gr
ne gre, bu sava sonsuza kadar srmeyecek, ancak gelecekte
bir noktada sona erecektir. Bu sona ulatktan sonra, tm dn
yaya huzur ve dzen hakim olacak ve kaos sonsuza kadar or
tadan kalkacaktr. Cennete gidene kadar beklemek yerine ye
ni dzen, dnya zerinde kurulacaktr. Dini btn ller, ba
ka bedenlerde tekrar dnyaya gelecek ve tm insanlk, Ahura
M a z d a ya tapnarak birletikleri, tek bir Zoroaster topluluu
oluturacaklardr. Mkemmellemek olarak adlandrlan bu
ilk deiim, kyametten nce bar ve huzurun hakim olaca
varsaylan bin yllk dneme ait, peygamberliin ilk rneidir.
Olaslkla Z oro asterin kendisi de bu mkemmellemenin eli
cizvit ve isa

kulanda olduuna inanm, ancak yzyllar getike, keha


net deitirilmi ve son savan tarihi de ertelenmitir. Ancak
yine de bu, yeni mitin etkisini kaybettii anlamn tamaz.
N orm an C oh n un da iaret ettiine gre, dnya zerindeki iyi
ve kt glerin savaaca fikri, aslnda geleneksel bir gr
olmaktansa, devrimci bir grtr. zellikle de smrgeciler
ve gl dmanlar tarafndan ktye kullanlan ve kendileri
ni aresiz hisseden yoksul ve gsz kiilere ekici gelmitir.
Bu inancn yansmalarna, M arksizm de de rastlanabilir.
sann da, iyi ve kt gler arasndaki mcadelenin bite
cei ve cennette olduu gibi dnya zerinde de, Tanrnn
krallnn kurulacana ilikin bir inan tadna hi phe
yoktur. sann, Baptist John tarafndan vaftiz edilmesinin ar
dndan, sahrada gnaha girmesi, iyi ile kt arasndaki sava
n bir tasviri olup, sann Tvbe et; Cennetin Efendisi s
tnde mesajyla kt bir g denemesidir.17 Hi kimse ye
mek yemeden ve su imeden krk gn yaayamaz. Sz edilen
krk says ile olaslkla, srailoullarnn Msrdan kap l
159
de yaadklar krk yla gnderme yaplmaktadr. Sahrada kal
may yaratc hastaln bir rnei olarak grmek yerinde
olabilir: yalnzla gmlp, i karmaann ve mcadelenin
ortaya kmasna olanak vererek atmann zlmesi ve ye
ni bir grn domas olarak deerlendirilebilir.
sann, Tanrnn krallnn geleceini bildirmesi ile ne
kastettii ve bunun ne kadar bir srede olmasn bekledii bir
ok tartmaya yol amtr. sa bunun ok yaknda olacan
sylemi, ancak tam olarak ne zaman gerekleeceini bilme
diini ifade etmitir. Ancak kralln yaknda gelebilmesi iin
acilen tvbe etmek ve tetikte beklemek gerekmektedir. nsa
nolu hi beklenmedik bir zamanda gelecektir. L u k a nn ne
srdne gre sa, onu dinleyenler arasnda, kralln geldi
ini grmeden lmeyeceklerin bulunduunu bildirmitir. Tan-
rnn krallnn gelmesinin dsal bir deiiklik olmaktansa
ok, insanlarn kalplerinde isel, tinsel bir deiim olaca g
r hakimdir ki, bunun da ispat edilmesi olduka gtr. Bu
nunla birlikte, Hristiyanla inananlarn sann kehanetinin

O tek Pegam berler


cizvit ve isa

yanl olduunu itiraf etmektense, bu yorumlamay kabul et


meleri daha kolaydr. sann, Tanrnn ktl yenecei sa
van yakn olduuna ve Tanrnn krallnn yakn gelecekte
dnya zerinde kurulacana inand, maherle ilgili gr
paylamas kanlmazdr. E. P. Sanders, Kmllln Gelii (The
Corning of the Kingdom) adl blmde yle yazmtr:
sann eskatolojik bir mesaj olduuna emin olabiliriz. '*
sa, ayn zamanda kralln geliinin, ortaya kacak sahte
peygamberler, ktlk, sava ve deprem gibi skntl bir dne
min ardndan olacan da tahmin etmektedir:
O sk n tl g n le r g e e r g e m e z, g n e k a r a r a c a k , ay k v e r
m ey ec e k , y ld z la r g k y z n d e n d ec e k ve ta n r sa l g le r
sa r sla c a k tr . S o n r a cen n ette, n s a n o lu nu m jd eley en lerin
iare tle ri g r le c ek tir. D n y a d a k i t m in sa n la r fery at fign
e d e c e k ler ve b y k b ir zafe rle cenn etin b u lu tla r a ra sn d a n
g elen n s a n o lu nu g rece k le rd ir. O , b o r a z a n se si ile, d rt
b ir y n d en se tik le rin i a lm a k zere, m elek lerin i, cen n etin en
c ra k e le rin d e n h er yere g n d e re c e k tir.'9
armha gerildikten ve tekrar dirilme sylentilerinden son
160 ra, mritleri sann tekrar gelerek, nceden syledii gibi
krall kuracana kendilerini inandrmlardr. Belki de, ya
adklar bu ilk hayal krkl, onlarn sann hayat ve re
tisi ile ilgili tutarl hikayeler yaratma ihtiyalarn harekete ge
irmitir. Eer ok ksa bir sre iinde dnecei dnlseydi,
tarihsel bilgiler toplamaya da gerek kalmazd. Uyulmas gere
ken kurallar ve ncil rnekleri, anonim olarak, .O. tahminen
70 ile 90 yllar arasnda bir araya getirilmeye balansa da, ba
z bilim adamlar M a r k o sun toparlamasnn daha da eski bir
tarihe dayandna inanmaktadrlar.20 Bu kitaplarn Matta,
M arkos, Luka ve Yuhannaya affedilmeleri ise, .S. yaklak
1 8 0 li yllara denk dmektedir.
Eer kendimizi yzyllarca sren Hristiyan speklasyonla
rnn tuzandan kurtarabilirsek, sann da isel bir atma
dan, dorudan babas Tanrdan gelen, yeni ve zel bir tinsel
igryle kmas ile dier gurulara benzediini grebiliriz. E.

* lm den sonraki hayata ait olan (.n.)

O tck Peygam berler


P. Sandersn da dikkat ektii gibi, otoritesi Tanryla arasn
daki kiisel yaknlnn salad inantan kaynaklanan sa,
karizmatik ve kendine zg bir peygamberdir.
Btn ncillere gre, sa nce Hazreti Yahya tarafndan
vaftiz edilmeye raz olmutur. Mesih rolne kendisinin mi b
rnd ve bu nvann onun iin ne anlama geldii konusun
da baz kukular vardr. sa ve mritleri, Caesarea yaknlarn
daki kye gitmek zere yoldayken, somunlar ve balklar
mucizesinden ve Bethsaidal kr adamn gzlerinin tekrar al
masndan sonra, onlara nsanlar benim ne olduumu syl
yorlar? diye sormutur. Onlar da Bazlar Hazreti Yahya, di
erleri Elijah, kimileri de peygamber diyor diye cevap ver
milerdir. sa, Ya siz? diye sorar, Siz benim ne olduumu
dnyorsunuz? , Petern bu soruya verdii cevap, Sen
M esihsin dir.21 sa bunu reddetmemekle beraber, mritlerine
bunu kendilerine saklamalarn tembih etmekten geri durmaz.
sa daha sonra, kendilerinin mesih ya da peygamber olduunu
iddia eden sahtekrlara kar mritlerini uyarr. Yargland
srada, Bapiskopos Caiaphas ona Sen Mesih misin, Kutsal
Varlkn olu m usun? diye sorar. M a rk o sa gre sa, Evet,
yleyim. nsanolunun Tanrnn sa elinde oturduunu ve
cennetin bulutlar iinde geldiini greceksiniz demitir.22 Lu-
k a ya gre ise sa, anlatsa ona inanmayacaklarn dile getir
mitir. M atta da, sann bu soruya soruyla karlk verdiini
ifade eder. Gerekte Yahudilerin istekleri o ynde olsa da, o
u lim, sann, srailin hzinelerini kurtarmak, dmanlar
n yok etmek, yabanc egemenliini ortadan kaldrmak, Yahve
tapnan tekrar onarmak, K ud ste egemenlik salamak gibi
Davut tarz siyas iddialar olan bir Mesih olduuna inanmaz.
E. P. Sandersa gre, sa olaslkla, kendisinin sadece Mesih ol
duunu dnmyor, bunu daha da ileri gtrerek, Tanrnn
elisi olduunu ileri sryordu.
Humphery Carpenter, muhteem ksa kitab sa (Jesus)da,
sann kendisinin kim olduunu dndn aratrmakta
dr.2 Eer, Tanrnn elisi olduuna ve dnyaya cennetin bu
lutlar arasnda dnp, buray an iinde yneteceine inand

le k i Pegam berler
sonucuna varrsak, dier ynleriyle olmasa bile, bir tek bu
ynyle dahi, byklk sanrs tadklar yargsna vardmz
dier gurulara benzemektedir. M a rk o sa gre, insanlar sann
aklnn bandan gitmi olduunu syledikleri iin, ailesi onun
sorumluluunu stlenmeye kalkmtr. Onunla konumaya a
ltklarnda, Annem kim? Kardelerim kimler? diyerek on
lar reddetmi ve etrafnda toplanm kiilere te benim an
nem, ite benim kardelerim. Kim ki Tanrnn istediklerini ya
par, onlar benim kardeimdir, annemdir demitir.24 Gn
mzde inananlarnn ileri srd gibi, sa aslnda aile yaa
mn destekleyenlerden biri deildir. Mritlerine, kardein kar
dei, babann olu aldatt ve ocuklarn da byklerini l
drdklerini syledii hatrlanacaktr. sann mesajnn te
meli, kendini tm kalbiyle Tanrnn Kralln aramaya ad a
yan herkesin, aslnda yalnz olduudur. 2' Daha nce de, gu-
rularn aile balar karsnda kaytsz kaldklarna deinmi
tim.
Gemie geri gidip, .S. 1. yzylda ne gibi inanlarmz
olabileceini hayal etmemiz olduka zordur. Ancak, oum u
zun modern bilginin altnda sanrsal olarak kabul edilebi
lecek inanlara sahip olma olasl olduka yksektir. sann
o andaki ruhsal durumunu deerlendirmek nedenden dola
y yersizdir. Bu nedenlerden ilki, zaman yolculuuna kmam
zn sz konusu olmamasdr. kincisi, drt ncilin hepsi de,
blk prk, elikilidir ve olaylar olduktan ok sonralar
kaleme alnmtr. ncs de, bir inancn ruhsal rahatszl
n kant olabilmesi iin, bu inancn olutuu sosyal balam
iinde deerlendirilmesi gerektiidir. rnein, yirminci yzyl
Ingilteresinde, Tanrnn olu olduunu ve dnyaya yeniden
cennetin bulutlar arasnda an ile dneceini ileri sren her
kes psikiyatrik adan dikkat ekecektir. N e var ki, eski toplu
luklar iin bu tr iddialar pek de artc deildir.
Eldeki kantlara gre, sann kendisini sahrada gnaha
girmesiyle tasvir ettii, dnya zerinde Tanrnn krallnn
kurulmasnn yakn olduuna inand iin tvbe ederek bu
gnahtan kurtulduu bir kriz dnemi yaama ihtimali yksek

le k i Peygam berler
cizvit v e isa

gibi grnmektedir. Kendi lmnn, srailin gnahlarnn


bir kefareti olduuna ve kendisinin de Tanrnn sa elinde
oturan kutsal kii olarak insanl yarglayacana inanmakta
dr. Pek ok Hristiyan dinbilimci, sann dnyann maherle
son bulma kehanetinin gereklememi olmasna arsa da,
bu sann retisinin deerini hibir ekilde drmemektedir.
Bizler nasl ki, kendi zamanmzn insanlarysak, o da kendi
zamannn insandr. Yaratc bireylerin bile, yaadklar dne
min snrllklarndan kamalar mmkn deildir.
sann retisinin en arpc yn, insann i dnyasna
verdii nemdir. Yuda Kanunlarna itaat etmek yreklendiril-
se de, sadece grnteki itaat yeterli deildir. Kiinin i dn
yas da eytan dncelerden ve arzulardan arndrlmaldr.
Kii ancak bu ekilde dmanlarn sevmeyi ve kendisine nasl
davranlmasn istiyorsa bakalarna da yle davranmay re
nebilir. sann retisi, sadece davranlara ynelik emirlerle
snrl olmad ve i dnyadaki gerek deiimi de vurgulad
iin, deeri daha da artmtr. Feris ve vergi toplayc ara
sndaki mesel, gsteri iin kusursuz itaat ve ibadet etmenin
bile, eer ibadet eden kii kendini stn gren biri ise fazla an
lam olmadna dikkati ekmektedir.
B iri F eris, d i eri vergi to p la y c s o la n iki a d a m ta p n a a d u a
etm eye gider. F e ris a y a a k a lk a r ve Y ce T a n rm , d i er in
s a n la r g ib i h a r is, n a m e rt, z in a y a d k n o lm a d m , m esela
u v erg i to p la y c n a b e n z e m e d iim iin s a n a k re d iy o ru m .
F fa fta d a iki k ere o ru tutar, b t n k a z a n c m d a n a a r v e ri
r im d iye d u a etm ek ted ir. D i e ri ise m e sa fe sin i k o r u y a r a k ,
h a tta g z n bile k a ld r m a d a n g s n e v u r a ra k T a n rm ,
g n a h k r k u lu n u b a la d iyerek d u a eder. Size d iy o ru m ki,
d i eri d e il, b u a d a m evine g n a h la r n d a n a rn a r a k gitm itir.
K e n d in i y celten h e rk es h o r la n a c a k , a l a k g n ll o la n h e r
k e s ise y celtilecek tir.
sa ayn zamanda, tapnaa giderek dua etmenin riyakrlk
olduunu da ileri srmektedir.
D u a e d e c e in iz z a m a n , o d a n z a g id in , k a p y k a p a tn ve n ere
de o ld u u b ilin m e z T a n r ya d u a ed in . Ve srrn iin d ek in i de
g r e n T a n r sizi d lle n d ire c ek tir.27
sa, Tanrnn ona zel bir vahiy bahettiini dnmesi

tek i Pegam berler


dz vit ve sa

asndan da dier gurulara benzemektedir. Ancak, sa balan


gta mesajn tm insanla uyarlanabilecek ekilde genelle-
tirmemitir. N orm an Cohn ilk zamanlarda, Yahudi olmayan
larn say pek de fazla ilgilendirmediini, maherle ilgili me
sajnn sadece Yahudiler iin yneltilmi olduunu belirtmek
tedir.2" Dirili hikyeleri ortada dolamaya baladktan sonra,
ilk Hristiyan Kilisesi kurulmu ve zaman iinde Hristiyanlk
bir dnya dini haline gelmitir.
sann, yeni vahyine kendisinin de tamamen inand ke
sindir. Humphrey Carpenter, sann sadece ahlak retisi ile
ilgi ekmediini, mucizelerin de bunda etkili olduunu dn
mektedir. Bana gre ise, bu sann karizmasn hafife alm ak
tr. Bakalar zerinde nasl bir etki yarattna dair hibir ka
ntmz olm asa da, bildiklerimizden bu etkinin olduka gl
olduunu karabiliriz. sa, Aziz Peter ve kardei Andrevvun
kendisiyle birlikte insanlar izlemeye balamalarn istediin
de, onlar da hi tereddt etmeden, evlerini, teknelerini ve aile
lerini brakp onunla yola kmlardr. Dadaki vaazndan
sonra M a tta nn dediine gre, Onu dinleyen herkes vaaz
karsnda bylenmitir. Kendi retmenlerinden fakl biim
de, o gerek bir otoriter tarznda retmektedir. 2" Otorite,
gurularn karizmasnn tamamlaycs olan, ancak onunla ayn
anlama gelmeyen, nemli bir zelliidir. Kutsal kitaplar yo
rum lam ada uzman geleneksel retmen ve fakihler, konuma
larnda bu kitaplardan alntlar yaparken, sa tamamen kendi
inancndan hareketle konumaktadr. sa tarafndan ortaya
konan otorite, kendisinin Tanrnn elisi olduuna inanmas
nn yan sra, fakirler, gszler, hastalar ve gnahkrlara g s
terdii merhametten de kaynaklanmaktadr. Dier gurular gi
bi, sa da kendisinin Tanr tarafndan zel olarak seildiine
inanmas bakmndan ayrmcdr. Ancak her eit insanla kay
nat iin, onun anti-demokratik olduunu sylemek doru
olmaz. Yaad dnem dnlecek olursa da, bu terim zaten
anlamszdr. Bu dzeydeki iyilie nadiren rastlanr. Hele insan,
kendi adna gerekten bir ey istemeyen, hep bakalarn d
nen, zengin ve gly, fakir ve gszden daha aada de

O tek Peygam berler


cizvit v e isa

erlendiren biri ile kar karya geldiinde, bunun etkisi, b


yleyici hatt devrim yaratc olabilir. sa armha gerilip so
nunda aclar iinde ldnde, o sralarda yzba olan bir
komutann, Bu adam gerekten de Tanrnn o lu! dedii
bildirilmitir. Bu ifade, Geza Vermes tarafndan yanl zaman
da yaplm dini bir itiraf olarak bir kenara braklsa da, ben
bu ifadenin aslnda, saf iyiliin tannmas olduunu dnmek
isterim.
imdiye kadar gten onun kadar az etkilenmi ve cinsel
ayartmalara hi kaplmam biri daha bilinmemektedir. sa,
zengin olmann gnahlardan kurtulmaya engel olduunu d
nd iin, asla byle bir eye sahip olmak istememitir. D i
ni konularda hizmet eden kadnlarn, ayaklarn gzyalar ile
ykamasna, onlar lavanta kokulu mrle svamalarna izin
verdii halde, tinsel gcn bakalarn kullanmak iin hare
kete geirdiine dair hibir kant yoktur. sa, babas olan Tan-
rnn onunla dorudan konutuuna inand iin, kendisine
gizemli bir gemi yaratmak ya da sahip olduu bilgelii gi
zemli kaynaklardan elde ettiini ileri srmek zorunda kalm a
mtr.
Mritler, bazen gurunun statsn, kendi beklentisinin de
zerine tarlar. sann kendisi de byk bir olaslkla, reti
sinin bir dnya dinine dneceini dnmemi, Musevi ve
Romal otoriteler gibi birok mridi de, armha gerilmesinin
say sonsuza kadar ortadan kaldrdna inanmlardr. sa
armha gerildiinde (gerekse tabii), Tanrm, tanrm beni ni
ye terk ettin? diye haykrdnda, akllara 22 numaral ilahi
den bir cmleyi mi tekrarlyor, yoksa kendisi de Tanrnn zel
bir elisi olduundan pheye mi dyor, sorusu gelebilir.
Onu izleyen gurulardan sadece bazlar, onun mesajnn
yalnlna ve berraklna ulaabilmitir, ancak bu noktada
bilgimizin ok snrl olduu da unutulmamaldr. Eer sann
detayl bir biyografisine ve insan olarak nasl biri olduuna
dair gvenilir bir bilgiye sahip olabilseydik, Hristiyanlk b
yk olaslkla bir dnya dini olmazd. Btn bunlar bilseydik,
sann drst olmayan ya da gvenilmez biri olarak ortaya -

le k i Pegam berler
kaam ileri srmyorum. Demek istediim, eer birinin kii
lik izgileri ok belirgin deilse, onun mitsel bir kiilie dn
trlmesinin daha kolay olduudur. Mitler ounlukla, bizim
yanstmalarmz zerine yaplanrlar; tm gereklerin ortada
olduu yerde, hayal gc yeeremez.
ncil hikyeleri birbirleriyle elikili olduu halde, yaad
mz kltrn o kadar iine girmilerdir ki, bu hikyeleri ta
rih olarak deil de mit olarak kabul etsek bile, duygusal etki
lerinden kurtulmamz mmkn deildir. Yeni Ahitin hibir
yerinde, sann bir ahrda doduuna ilikin bilgi olmad
halde, ahrdaki bebek tasviri oumuzu derinden etkiler. D a
daki Vaaz, Son Yemek, Yehudann haneti ve armha Geri
li, tek tek o kadar bildik ve ackldr ki, onlara asla tarafsz
bakamayz. Muhteem mzikler de duygusal olarak etkilen
memizi artrr. H ndelin Mesihi, Bachn Passionlar, Bat
medeniyetinin mucizeleri arasndadr ve bunlar karsnda,
Tanrya inanmayanlar bile inananlar gibi gzyana boulabi-
lir.
Yalnln ekiciliinden daha nce de sz etmitim. Salo-
mon Reinach, nl kitab O rfeus: Dinler Tarihi (Orpheus: A
History o f Religions)nde, ncillerin birbiriyle elien pek ok
ifade tadn yazmtr. Ancak, btn olarak bakldnda,
efsanenin kah sakin kah trajik yn yerine, iyilikseverlik, sa
br, adalet, namus gibi erdemlerin gzellikle uyum iinde ol
mas arpcdr. Hristiyan retisinin dier dini veya dnyev
retilerden farkl olmad bir gerektir. sa aslnda, ada
bir ortaa Musevi bilgini Hillel ya da Gamalieldir. Ancak n
cillerden anlald zere Hristiyanlk, tm skolastik felsefe
lerden ve gsteriten ibaret ayinlerden arndrlm, dnya ze
rinde egemen olmaya yakr biimde, gl ve yaln bir re
ti olmutur.
VIII. aklllk ve delilik

kuyuculardan profesyonel olarak psikiyatri ile ilgilenme


yenler, kiilik zellikleri birbirinden olduka farkl olsa
da, ou gurunun deli olduu sonucunu karabilir. Gzle g
rlemeyen eyleri zel gc sayesinde algladn ileri sren,
kendisinin Tanr olduunu iddia eden veya evrenle ilgili bilim
sel destei ya da genel kabul olmayan ve garip kuramlar or
taya atan biri hakknda ne baka dnlebilir ki?
Jim Jones ve Bhagwan Shree Rajneesh gibi, misyonlarnn
sonuna doru belirgin olarak ruhsal bozukluk gsteren guru-
lar da incelemitik. Jones byk miktarlarda amfetamin ve
antidepresan alrken, Rajneesh de valium ve azot oksit kullan
mtr. Rahatszlklarnn nedeni, bu illarn beyinde olutur
duu toksik etkilere balanabilir. gnatius, M a n resada geir
dii dnemde, tuttuu orutan dolay imgelem ve halsinas-
yonlar grmesine neden olan, geici bir ilevsel beyin hastal
yaam olabilir. Ancak, geirdii bu deneyime ramen Ig
natius, mrnn sonuna kadar olduka faal ve salkl olarak
yaamn srdrmtr. eitli bunama tipleri ile il, alkol,
tmr ve mikroplarn beyne verdii zarara bal ruhsal hasta
lklar hakknda hl daha kefedilecek pek ok ey olmasna
karn, bu hastalklar dier organlardaki hastalklarla kar
latrlabilir. Dier hastalklarda etkilenen organ, kalp, karaci
er, akcier veya bbrekken, bu tip hastalklarda en ok zarar
gren organ beyindir. Ancak u da var ki, beyin hastalnn
ya da beynin urad zararn dereceleri birbirinden farkl ol
sa da, modern aratrma yntemleri yan sra, uygulanan psi
kolojik testler de kesin tan koyma imkan salamaktadr.
Hastann beyninde hasar olup olmad gayet net olarak orta
ya konabilmektedir. Belirli bir zararn olas nedeni hakknda
fikir birlii olmasa da, beyin hasar olduu konusunda genel
likle kukuya yer yoktur. Guruluk olgusunda, beyin hasarna
ya da hastalna bal ruhsal rahatszln pek az rol oynad
konusunda yrtlen tahminler nerdeyse kantlanmtr.
Gurularm ortaya koyduu ruhsal rahatszlklar daha fazla
aklllk ve delilik

m anik-depresif bozukluk ya da izofreniye baldr. Bu iki te


mel psikotik hastalk kategorisi iin imdiye kadar kesin bir
beyin patolojisi bulunamad halde, iki ruhsal hastalkta da
kesinlikle genetik faktrlerin rol oynad bilinmektedir.
Ruhsal hastalk ya da delilik , genellikle bir kn ya
n sra, sosyal hayatla baa kma yetersizlii ile ilgili olsa da,
birok guru, sosyal olarak etkili birer lider, insanlar kendi g
r ynnde ikna eden birer hatiptir. Gurular, ruhsal olarak
anormal grlseler de, psikiyatrik hasta olarak tanmlanma
dan veya yaamlarnn sonunu akl hastanelerinde geirmeden
yaamlarn srdrrler. Guru olgusu, ruhsal hastaln d oa
s ile ilgili cevaplamas zor sorular gndeme getirmektedir. n
sanlar sadece, evrenle ilgili deiik grlere sahip olduklar,
bir peygamber veya retmen olarak nemli olduklarna inan
dklar iin psikotik olarak kabul edilebilirler mi? Akl ban
da olmakla delilik arasndaki snr nerededir? Bir kiiyi psiko
tik olarak etiketlemek gerekte ne anlama gelir? u anda kul
lanlan psikiyatrik snflandrmalar doru mudur? Bunlar sa
168
dece septik psikiyatristler tarafndan ortaya atlan akademik
sorular deildir. Normallik ile delilii birbirinden ayran izgi
nin yanl yerde olduunu gstermek zere ciddi bir atlmda
bulunacam. N orm al diye dndklerimiz aslnda daha de
li, deli bildiklerimiz ise daha normaldirler.
Psikiyatrik snflandrmalar yeniden gzden geirme ihti
yacn douran tek grup gurular deildir. rnein, seri cinayet
vakalarn ele alarak, seri cinayet ileyen iki katili yakndan ta
nyalm. Dennis Nilsen, drt yl gibi bir srede on be gen
adam ldrmtr. ldrdkten sonra kurbanlarnn resmini
iziyor, vcut paralarn da gardrobunun iinde ya da yer d
emesi altnda saklyordu. Jeffrey Dahmer de, benzer bir sre
de on yedi kiiyi ldrmtr. Cesetlerin ounu kesmi, kafa
larn halam ve bedenlerinden baz paralar yemitir. Sra
dan insan, bu tr cinayetler ileyen ve sonra da bu ekilde dav-

* ki ulu d uygud u ru m bozukluu; mani ve depresyon dnem lerinin yaand


duygulanm b ozu kluu (.n.)

te k i Peygam berler
aklllk ve delilik

ranan bu iki adamn normallikten ok uzak olduklar iin de


li olduklarn dnecektir. Bence de, sradan insan, grn
de ok hakldr. Ancak, her iki katil de, mahkemede manik-
depresif bozukluk veya izofreni belirtisi tamadklar ya da
il veya fiziksel bir rahatszla bal herhangi bir ruhsal has
talk gstermedikleri iin normal olduklar ynnde deerlen
dirilmilerdir. Seri cinayet ileyen katiller, modern psikiyatri
tan ltlerine gre, anormal bireylerin, nasl normal olarak
ele alnp yasa karsnda bile sorumlu tutulduklarnn en u
rneini oluturmaktadr.
Benzer ekilde, baz sahtekrlar da, gerekte olduklarndan
daha normal olduklar ynnde yanl deerlendirilmilerdir.
nsanlarn gvenini ktye kullanan bu sahtekrlar, ruhsal
olarak, genellikle onlara dava aan veya onlar savunanlarn
fark ettiklerinden daha anormaldirler. Baarl bir sahtekrn,
sradan insanlarn baaramayaca ekilde kendi fantezilerine
inanma becerisi olmas arttr. ou sahtekr gibi, eer kii bir
de cokulu ve karizmatik ise, bu kiinin ayn zamanda ar de
169
recede anormal ya da kronik bir psikotik olduu gzden ka
abilir. Sosyal yaamda baarsz olanlarn ruhsal anormallik
lerini fark etme eilimimiz daha fazladr. Sosyal olarak etkin
ve kendi halinde olanlarn rahatszlklar ya grmezden gelinir
ya da inkr edilir. Kurbanlarndan para elde etmek zere sah
te kimlie brnen sahtekrlarn psikotiklii o denli ortadadr
ki, ya hapse atlr ya da akl hastanesine kapatlrlar. Gerek
d bahanelerle para toplamaktan birok kez mahkum edil
mi yal biriyle hapishanede yaptm grmeyi hatrlyo
rum. Bu kiinin ruhsal bir hastal olabilecei hibir zaman
dnlmemiti. Oysa ben onunla yakndan ilgilenince, kuv
vetle inand bir dizi tipik paranoyak sanry dile getirmiti.
Eer hapishane doktorlarna inanlarndan sz ederse, psiko
tik olarak etiketleneceinin ve doruca akl hastanesini boyla
yacann da farkndayd. Belli bir sre hapishanede kalmay,
sonu belli olmayan bir sre akl hastanesine kapatlmaya ter
cih ettii iin, bana anlattklarn bakasna anlatmamam iin
benden sz vermemi istemiti. Belki, bu da onun aldatmacala

O ie k P e g a m b e rle f
aklllk ve delilik

rndan biriydi. Ama bundan hibir kazanc olmad iin, ha


yatnda ilk defa doruyu sylediini dnyorum. Bu kitap
ta sz ettiimiz gurulardan ou, psikoz ile gven sahtekrl
arasndaki snrda gidip gelmitir. Jung, toplumda bilinenden
ok daha fazla izofren bulunduunu ileri srmtr. Ona g
re Bu olgular, saplant nevrozu, zorlant, fobi ve histeri bo
zukluklar altnda gzden karyor ve akl hastanesinin yak
nndan bile gememeye zen gsteriyorlar. ' Jung bence de or
taya koyduu bu grte hakldr.
Gurular genel olarak, hastala varacak dzeyde youn
ruhsal rahatszlk dnemi geirdikten sonra, bu dnemden
karmaalarnn sonlanmas ile birlikte vaaz ettikleri ya da
rettikleri yeni bir vahiyle karlar. Bir gurunun ruhsal olarak
hasta olup olmadn deerlendirirken, hem geirdii hastal
a hem de bunu takip eden yerleik inanlarna bakmak gere
kir. N e yazk ki, gurularn yaadklar akut ataklarla ile ilgili
bilgiler eksik ve yetersizdir. Ancak baz gurularn, ar co
kunluk dnemleri ve bir ya da birden fazla ar depresyon d
170
nemi geirdiine, bazlarnn hastalnn da izofreniye yakn
olduuna hi phe yoktur.
Baz mani ve depresyon ataklar o kadar u noktadadr ki,
hemen hemen btn psikiyatristler tan konusunda fikir birli
ine varp, bu kiilerin hasta olduu konusunda tereddtsz
anlarlar. Doal olarak, sradan insanlar da onlarla ayn g
r rahatlkla paylar. Genelde sakin biri, ar heyecanl ve
yerinde duramaz hale gelir, tutarsz konumaya balar, yksek
miktarlarda borca girer, rastgele cinsel ilikiler kurar ve uyu
may reddederse, yaknlar hakl olarak onun bir ruhsal hasta
lk geirdiini dnrler. Yine bir kii kedere gmlr, yemek
yemeyi reddeder, nemsiz eyler iin bile kendini sular ve in
tihar etme isteinden sk sk sz ederse, mit edilen odur ki,
onun da hasta olduu dnlp, tedaviye ihtiyac olduunun
farkna varlsn. gnatiusun yaad depresyon dnemi sava
ta yaralanmas ile balam ve asilzade kimliinin yklmasna
neden olmutur. M a n resadayken, psikoza varacak dzeyde
ar bir depresyon ata geirmi ve buna intihar dnceleri
aklllk ve delilik

elik etmitir. Daha nce de belirtildii gibi, dile getirdii te


selli adn verdii kendinden geme deneyimleri, yineleyici
grsel ve iitsel halsinasyonlar eliinde gerekleen, depres
yonun tam aksi kutbunda olan, mani ya da hipomani ata
olarak deerlendirilebilir.
Byk ihtimalle Rajneeshin de ergenlik dneminde yaa
d uzun sren depresyon ata, hipomanik dzeydeki ken
dinden geme deneyimi ile sonlanmtr. Daha sonra, en az iki
kere daha depresyon dnemi yaam, bunlardan biri de fizik
sel ve zihinsel olarak hastalanmaya balamasnn hemen nce
sine denk gelmitir.
David Koresh de, hamile brakt kz tarafndan reddedi
lince patolojik dzeyde duygulanm dalgalanmalar yaam,
kendisinin kah eytan, kah Tanr tarafndan zel olarak kolla
nan biri olduuna inanmtr.
Ju n g un ruhsal hastal ise, deiik uzmanlar tarafndan
farkl farkl ele alnmtr. Bazlar, onun uzun bir depresyon
dnemi geirdiini dnrken, dierleri ise yaadnn izof
reni ata olduu grndedir. Tan koymada karlalan ay
n glk, Rudolf Steinerin orta ya krizini deerlendirirken
de ortaya kmaktadr.
Birok guru, manik-depresif bozukluu andran ve iyile
me ile sonlanan, youn bir ruhsal strese maruz kalsa da, guru-
larn kriz bittikten sonraki davranlar, bu hastaln zellik
leri ile kolaylkla anlatlamaz. Manik-depresif bozukluun ge
nel kabul gren zelliklerinde biri, bunun aralkl dnemlerde
yaanmasdr. Ataklar birbirine ok yakn olduunda, arada
tam iyileecek zaman kalmamas durumu dnda, ataklar ara
snda, ou hasta normale dner. Ancak gurular, akut atakla
rn yaadktan sonra, asla daha nceki kiiliklerine geri dn
mezler. Gurular oluturduklar yeni inan sistemi ile kendileri

* M anik-depresif b ozu kluu n (iki ulu duygudurum b ozukluu) abartl heyecan,


ar hareketlilik, abartl m utluluk duygusu. nemli ve byk birisi olma hissi,
younlam a bozukluu, drtlerini engelleyememe, dikkatsizlik, ar ve
aralksz konum a, arm larda hzlanm a gibi belirtilerle giden dnem i (.n.)
* * M a n ik dnem belirtilerinin daha hafif dzeyde yaand durum (.n.)

O toki Peaam berler


aklllk ve delilik

ve evren hakknda yeni grler edindikleri kalc bir deiim


gsterirler.
Gurulara izofren tans konabilir mi? Akut izofreni atak
lar, manik-depresif bozuklukta olduundan daha sklkla ka
lc izler brakr. Steiner ve Gurdjieff gibi gurularn ne sr
dkleri kendileri ve dnya hakkndaki olaand grler,
acaba izofreni hastalnn bir sonucu mudur?
Elizabeth L. Farrn yazlar, izofreniden dolay yaad
ve eine ender rastlanabilecek aklkta ifade ettii garip dene
yimlerin gerekte nasl tuhaf aklamalar olduunu gzler
nne sermektedir. On alt yandan itibaren, hastaneye s
rekli girip kt sekiz yl boyunca, hastaln tipik zellii
olan, alg bozukluklar, halsinasyonlar ve sanrlar' yaam
tr. Ona, katatonik izofreni tans konmutur. Aklndan geen
dnceleri dile getiren sesler duymu ve dncelerinin ya
ynlandn dnd iin bakalarnn da bunlar duyduu
na inanmtr. Araya giren ekiller olarak adlandrd, o
anda bakt nesne ile kendisi arasna giren, renkli desenler bi
172
iminde grsel halsinasyonlar da olmutur. Ayn zamanda
ar derecede hassas biri olduundan, bakalarnn gremedi
i eyleri alglayabildiine inanmaya balamtr. Bazen san
dalye ya da lamba gibi cansz varlklarn da, sanki birer kii
likleri varmasna onunla iletiime girmeye altklar hissi
ni yaamtr. Lisedeyken bir anlam bulma aray iinde oldu
unu ifade etmesi, zihin karmaa iindeyken, bir dzen kurma
ihtiyacnn ne denli youn olduunu gstermektedir.
L ise d e y k e n , b a n a n eler o ld u u n u a n la y a b ilm e u m u d u y la ,
d in le , b y y le ve s a n a tla u r a m a y a b a la d m . Beni b u n a iten
tem el e tk e n , y a a d k la r m n a n la m n b u lm a k t.
S a n rla r sin sic e b a la d . D in in , b y n n ve sa n a tn n ere
d e y o k o ld u u n u ve lg n d n ce le rin ne z a m a n b a la d n
ta m b ilm iy o ru m . T m b ild i im u y d u ; y a a d m d en e y im le
rin bir a n la m o lm a ly d ve k en d i g e r e k li im le , b a k a la rn n
y a a d g e r e k a r a s n d a k i e likiy i o r ta d a n k a ld r m a k iin,
ben A y d n lan m a a ra y m d a a k t if o lm aly d m . B a n a g r e her
ey, b ir yerde b irb irin e b a la n m a ly d .2

* Hezeyan (.n.)

teki Peygam berler


aklllk ve delilik

Gurularlar konu alan bu kitap kapsamnda, onun da ay


dnland bir d u rum a eritiine inanmaya balamas zellik
le ilgintir. Farr, bir binann yedinci katndan atlayp, bann
stne yere dmesi gerektiine inanmaktayd. Bu noktada
kozmik bir balant noktasna geerek ruhu bedeninden ay
rlp, en u dzeydeki aydnlanmay yaayaca paralel bir
dnyaya transfer olacakt. Aydnlanma olarak adlandrd bu
u nokta, aslnda birok gurunun sahip olduunu iddia ettii
eydir. Ancak bunun her zaman izofreni hastalna bal bir
durum olduunu sylemek ise kolay deildir.
Elizabeth Farr, yaad hastalk nedeniyle defalarca hasta
neye kaldrlmtr. Z am an zaman toplum iinde, sradan gn
lk hayatla baa kamad olduka aktr. izofreni ile ilgili
belirgin bir beyin bir patolojisi ortaya konamamasna karn,
bence, Elizabeth Farrn tasvir ettii alg bozukluklar, olas
lkla beyindeki bir nrofizyolojik rahatszla baldr. Anlat
tklar, benzer psikotik rahatszlklar geiren hastalarn yaa
dklarna yakndan benzedii iin, henz tam nedeni bilmeme
se de, bunun somut bir nedene bal fiziksel bir hastalk oldu
u sonucuna varmak doru olacaktr. Yakn zamanlarda izof
reni zerine yaplan beyin aratrmalar ile ilgili geni literat
rn tekrar gzden geirilmesi ile ortaya kan sonu udur:
izofreni, serebral korteksin* anatomik blgeleri arasndaki
karlkl normal aktivasyonlarda karmak deiiklikler ola
rak tanmlanabilir. ' Dier bir deyile hatal, olan beyin ya da
beynin bir blmndeki yapsal bir anormallik deil, farkl
alanlar arasndaki iletiim srasnda ortaya kan dzensizlik
tir. Aratrmaclar, yllardr izofreninin beynin iki yar lobu
arasndaki yetersiz ya da anormal iletiime bal olduunu ile
ri srmektedirler.
Flepimiz yaadmz deneyimlerden bir anlam karmaya
alrz. Ancak oumuz, akut izofrenik dalmann karm a
asn yaamadm z iin, normal insana lgnca gelen, dn
ya ve dnyadaki yerimizle ilgili bir anlam bulma ihtiyacna

* Beynin en st tabakas (.n.)

O tek Pegam berler


aklllk ve delilik

girmemiizdir. Elizabeth Farr, hastalndan sonra eski sal


na kavumu ve mesleine geri dnmeyi baarmtr. izofreni
ile ilgili u yazdklar ilgintir:
H a sta l m hi h o d e ild i, a m a b y le bir den eyim y a ad m
iin zg n o ld u u m u s y le y e m em . P sik o z , ren m e, p rob lem
zm e ve a lg a lan n n gen ile m e si k o n u su n d a p ek a z in san a
n a sip o la n b ir d e n e y im d i.4
Eer bir kii, Elizabeth Farrn dile getirdii ya da J u n g un
genliinde yaad gibi garip alg bozukluklar yaamsa, bu
bozukluklara anlam vermek iin oluturulan inan sistemleri
nin, onlarla ayn deneyimi yaamayanlar tarafndan sanr ola
rak deerlendirileceini grmek ok da zor deildir.
J u n g un psikotik ata da, aslnda bir problem zme de
neyimiydi. Yaad sknt onu, yeni bir psikolojik bak as
oluturduu zmlere gtrmtr. Bu da, hem onun hem de
onunla ayn bireyselleme yolunu izleyen pek ok takipisi
adna olduka verimli olmutur. Daha nce de sz edildii gi
bi Jung, astroloji, ezamanllk ya da kehnet gibi paranormal
174 psikolojik olgularla ilgili, tm bunlara inanmayanlara garip
gelebilecek birok inanla ba baa kalmtr. Psikotik hastalk
dneminden sonra geride kalan ve tortu olarak nitelendirilen
tuhaflklara sk rastlanlsa da, tm bunlar Ju n g un bulular
nn deerini drmez. Ju n g un hastalna bir anlam kazan
drmaya almas, psikoterapi uygulamalarna ve insan d o a
sm anlamamza katkda bulunmasnn yan sra, yeni ve z
gn igrler kazanmasna neden olmutur.
Elizabeth Farr ve Ju n g un yaad gibi, psikotik hastalk
lar aralkl olarak ya da hi aralksz yllarca srebilir. Fakat
izofreni, tbbi bir model tanmlanabilen ve kolayca tannan
bir hastalktr. Tberkloz geirip sonra iyileen, ancak hasta
lk yznden geride sorunlar kalan biri gibi, psikotik atak ge
iren biri de, nceden normal olsa bile, hastalandktan sonra
ya tam iyileir ya da hastalndan izler tar. Dier psikotik
hastalklar ayn k altnda grmek daha zordur.
Paranoid izofreni olarak bilinen ruhsal bozuklukta, alg
arptmalar daha az belirgin olsa da, bu hastal yaayanlar,

O le ki Peygam berler
aklllk ve delilik

birbirine benzer sanr sistemleri ortaya koyarlar. Hasta genel


likle masonlar, Yahudiler, Katolikler ya da kt gleri olan
eytan gibi zel grup ya da kiiler tarafndan yaplacak kt
lklerin hedefi olduuna inanr. Bu hain eytan ya da kiiler,
ona eitli ekillerde eziyet ederler. Bu kt gler bazen nor
mal artlar altnda asla aklna gelmeyecek yabanc ve ak sa
k dnceleri aklna sokarlar. Hatta bakalar da bunlara
kolaylkla ulaabilsin diye bunlar yaynlarlar. Bu nedenle, so
kaktaki insanlar, bu ktlklere maruz kalanlara tuhaf tuhaf
bakar ve kendi aralarnda bu kiinin ne kadar garip olduunu
fsldarlar. Onu cinsel bir sapk olmakla sulayan sesler bile
vardr. Bu artlar altnda zel yetenekleri fark edilemeyecei
iin bir ie girememeleri garip gelmedii gibi, gittike daha da
yalnz kalrlar.
Yaad hoa gitmeyen bir durum olsa da, hasta ilgi o d a
olduu iin bundan nemli biri olduu sonucunu karmak
tadr. O kraliyet ailesinden gelme biri ya da Eski Ahit peygam
beri olarak yeniden dnyaya gelmi biridir. Yeni bir mesaj
175
olan her peygamber, kurulu dzen tarafndan dlanr. sann
bana gelenleri dnn. sa kesinlikle sra d biri olmalyd;
hatta Mesih bile olmas mmkn myd acaba?
Byklk hissi ve yalnzlk yan yanadr. Jung, on dokuz
yandaki akl hastas ilingir rann vakasn anlatr. Deli
kanl, Tanrnn annesi ve dier nemli kiilerle telefonla ba
lant kurduuna inanmaktadr. Caraman, bu vakay yle ak
tarr:
A sln d a p e k zeki d e ild i. A n cak d i er fikirlerinin yan sra ,
d n y an n , isted i i za m an say falarn evirecei b ir resim d e f
teri o ld u u n a d a ir m uhteem bir fikri v ard . Bunun k an t da
o n a g r e g a y e t b a sitti, ne zam an b an cvirse, n n e yeni bir
sa y fa a ly o r d u .
B u S c h o p e n h a u e r in, irade ve d n ce o la ra k d n y a
g r n n s a d e , ilk el, yo n tu lm am bir gr n m d r. B u a
r y a b a n c la m a ve k o p m a d a n k ay n a k la n a n p ar a lay c bir
d n ce o lm a s n a k a rn , o k a d a r s a f ve b a sit bir biim d e ifa
d e e d ilm itir k i, in san ilk b ata bu g arip li i ancak g l m se y e
rek k a rla r. Y in e d e, bu ilkel b a k as, S clo p e n h au e r in

O le k i Peaam berler
aklllk ve delilik

p a r la k d n y a g r n e d a y a n m a k ta d r. S ad ec e bir d ah i ya da
b ir d eli, d n y ay k e n d i resim d efteri o la r a k g re b ile ce k k a d a r
k e n d in i g e r e k le rd e n sy r a b ilir /
Paranoid izofrenler, kendilerini genellikle ilgi oda olarak
grrler. Sembolist yazar Anna Kavan, bu olay olduka ho
anlatr.
A k a m in m iti. Ik la r ince bir d u m a n n a rd n d a , b u u lu bir
ek ild e p a r ld y o rd u . S a a tim e b a k t m d a , g r m e sa a tin in
n ere d e y se g e ld i in i a n la d m .
B u n u fark e d e r e tm e z, d e iik li in , her eyin st n e k
t n h issettim . B en m e rk e zd im ve gece sa h n e si de benim
e tra fm d a d n y o r d u . K a ld rm d a y r yen in sa n la r d a n b a z
lar a c m a ile, b a z la r so u k b ir ilgiy le, b a zla r d a h a sta lk l
bir m e r a k la b a n a b a k y o rla r d . B a zla r k k , g izli iare tle r
y a p y o rla r d . A n c ak bu iare tle rin , beni u y a r m a k iin m i,
y o k s a beni c e sa re tle n d irm e k iin m i o ld u u n a b ir t rl em in
o la m y o r d u m . I o lsu n o lm a sn t m pencereler, a d e ta delip
ge en g z le r g ib iy d ile r ve h e p si d e b a n a b a k y o rd u . Evler, t r a
fik , g r n r d e k i her ey, b en im ne y a p a c a m g rm e k iin te
tik tey d i.*
176 Bu, kiinin kendi iine gmld en u noktadr. H asta
ya evrilen dikkat, genelde dmanca olmasna karn, bazen
sevecen de olabilir. rnein, baz paranoid izofrenler, kraliyet
ailesinin onlarla zel olarak ilgilendiine ve nazik mesajlar
gnderdiine inanmaktadrlar. Yine hastalarmdan biri ondan
kurtulmak istediime ve ona uygun bir i bulabilmek am acy
la, iveren olabilecek kiilerle birlikte ona komplo kurduuma
inanyordu.
Paranoid sanrlar, birok hasta tarafndan dile getirilen,
akllarna dnce sokulm as durumunu da aklamaya ya
ramaktadr. Bylesi bir hasta konuurken, azn her atn
da, dudaklarndan dklenin kendi sylemek istedii ey ol
madn ileri srmektedir. Bir ey dnd srada, aklna
bunu engelleyen, bununla hi ilgisi olmayan, istenmeyen d
nceler gelmektedir. H astalar sklkla, yaadklar bu tr ko
pukluklardan ikayet ederler. Artk ne dnceleri ne de az
larndan kan szckler zerinde hibir kontrolleri kalmad
n dnrler. T m bu yabanc dnceler ve szckler ne

te k i Peygam berler
aklllk ve delilik

reden gelmektedir? Bizim yaptmz gibi, bunlarn beynin ko


numa alannda bir sorundan kaynaklandn tahmin etmek
yerine, hasta, bir dmann azna szckler ya da aklna d
nceler yerletirdii sanrsn ifade eder. Bu, hem konuma ve
dnme ile ilgili yaad zorluklar aklamakta hem de f
kesini bakasna ynlendirmek yoluyla, kendisinde herhangi
bir hata olabileceini fark etmekten kendini korumaktadr.
Bu nedenlerle sanrlar, hem aklayc hem de aklaycdr
lar. ou insan, baarlarnn kendisinden kaynakladn d
nrken, baarszlklarn da kt ansa, talihsiz olaylara ya
da dmanlarna balar. Snavdan kt not alan renciler,
baarszlklarn adil davranmayan retmenlere balarlar.
Gurdjieff neredeyse lmne neden olacak kadar kt bir ka
za geirdiinde, bunun kendi kt araba kullanmasndan de
il de, kar koyamad dman bir gten kaynaklandn
dnmtr. Ktlk grme sanrs, aslnda oumuzda bu
lunan, kendimiz yerine bakalarna kzma eiliminin abartl
m halidir.
177
Neden ne olursa olsun, bu ruhsal olguyu anlamak iin p a
ranoid kiilie sahip olanlarn duygusal geliimlerinin hem il
gi oda hem de gsz, yani bir bakma ayn zamanda hem
her eye kadir hem de aresiz olunan, bebekliin erken d
nemlerinde duraklamaya urad ya da bu dneme geriledii
ni dnmek faydal olacaktr. Psikanalitik kuramclar, bu d
nemi, iyi ile ktnn kesin izgilerle ayrld bir dnem ola
rak tanmlarlar. Bebek, ihtiyalarn derhal karlayanlar, ta
mamen iyi olarak deerlendirirken, aladnda hemen tepki
vermeyenleri ya da ne iin alyorsa, ona bunu salamayanla
r tamamen kt olarak deerlendirir. Bu artlar altnda uzla
ma zemini olmad gibi, ayn insann bir durumda iyiyken,
bir baka durumda kt olmasnn da anlalmas mmkn
deildir. oumuz, dnyay ve dier insanlar, bu ekilde si-
yah-beyaz olarak grme dnemini atlatsak da, yetikinlikte de
bu dnemden izler tarz. Sava, bulac hastalk, deprem,
ktlk veya baka felaketlerle karlatmzda, biroumuz,
paranoid-izoid olarak adlandrlan bu dneme gerileriz. Bu

teki Pegam berler


aklllk ve delilik

gerileme ile, iyilik ad altnda byl gler atfedilen, guru


zellikleri tayan bir lideri takip eder, ayn zamanda da tam a
men kt olduunu dndmz ve suu zerine ataca
mz bir gnah keisi aramaya koyuluruz. N orm an Cohnun
klasiklemi kitab Binyhn Peinde (Pursuit of the Millenni-
um)de, bu tepkiyle ilgili birok rnek verilmitir.7 Ben de bu
olguyu, nsan Ykclnda Tetikteki Paranoya (The Ubiqu
ity o f Paranoia in H um an Destructiveness) adn verdiim bir
yazda ele almtm.
Paranoid izofreninin, genetik, biyokimyasal anormallik
ve olaslkla da virtik enfeksiyona bal olabilecei gr,
yukarda ksaca anlatlan psikanalitik gr ile hibir ekilde
badam az. Melanie Kleinn ortaya koyduu paranoid-izof-
ren dnemden daha ileri bir dneme geememek ya da bu d
neme gerilemek, belki de bir virse ya da bebeklikte yaanan
beslenme bozukluuna baldr. Psikotik olgunun psikanalitik
kuramlarla aklanmasnn aydnlatc ve doru olabileceinin
altn izmekle birlikte, bu durum, psikanalitik kuramn genel
de inandrc olamayan nedenselliini de kabul ettiimiz anla
mn tamaz. nemli olan, paranoid sanrlarn olumlu bir i
levi olduudur. Sanrlar kiinin yaad karmaay anlaml
hale getirirken, bir yandan da benlik saygsnn korunmasna
olanak salarlar. Her ne kadar eletirel incelemeye ak olm a
salar da, kiinin sorunlarna yaratc bir zm getirirler.
Henri Ellenberger, bu olguyu aklamak zere yaratc
hastalk terimini ortaya atm ve Bilindntn Kefi (The Dis
covery o f the Unconscious) adl kitabnda da kavram Freuda,
J u n g a, Steinere ve fiziki/filozof Gustav Theodor Fechnera
uyarlamtr. Anlattklar yledir:
Y ara tc h a sta lk , b ir d n c e ile ilgili y o u n zih in m eg u liy e
tin in veya belirli bir g e r e i a ra y d n e m in in a rd n d a n gelir.
D e p re sy o n , n e v ro z, p s ik o s o m a tik ' h a sta lk ve h a tta p s ik o z a "
k a d a r o k e itli b iim le rd e o r ta y a kar. B elirtiler ne o lu rsa

* D uygusal atma, kayg, stres gibi etkenlerden kaynaklanan fiziksel belirtilerle


seyreden hastalklar (.n.)
* * Gereklikle ilikinin tam am en kaybolduu, norm al sosyal ilevlerin bozulduu,
halslnasyon ve/veya hezeyanlarn bulun d uu ar ruh hastal (.n.)

O le k i Peygam berler
aklllk ve delilik

o lsu n , bu d n e m ac v erici o la r a k h issed ilir, k ii bu a r a d a bir


iy ileir bir k t le ir. H a sta lk b o y u n c a , k ii asl zih nin i k u r c a
la y a n ey ile a sla b a la rn k o p a r m a z . G e n e llik le n o rm a l h a
y a tn , m esle k i y a a m n n ve aile h a y a tn n iin de y a a m a y
s rd r r. S o sy a l etk in lik le rin e d e v a m etse d e, n ered ey se ta
m am e n ken d i iine d n m t r. B u etin sn a v d a n geerk en
y a n n d a b ir eiticisi o ls a bile, m u tla k y a ln z lk la b a b a a d r
(a m a n ra n d a stad n n o lm a s g ib i). K ii, bu zo rlu s n a v
d an , k iili in d e k i k k te n b ir d e iim ve m th i bir g e r e k ya
d a yeni b ir tin sel d n y a k e fe tti in e d u y d u u in an la kar.'1
gnatiusun yaad yaratc hastalk, tam da Ellenber-
gerin dile getirdii biimde, yani kiiliinde kalc bir dei
im ve mthi bir gerek kefettii inancyla sonlanmtr. En
gizisyon, balarda phelerini dile getirse de, Ignatiusun ke
fettii gerek, Hristiyanlk erevesine dahildir. Bir guru, ya
ratc hastalndan, genel olarak kabul gren inan sistemleri
iinde yer almayan bir inanla ktnda, normallii tartl
maya balanr. Aslnda bundan da te, birinin ruhsal hasta
olup olmadn syleyebilmenin bir dier yntemi de, o kii
nin sosyal davranlarna bakmaktr. 179
Paul Brunton, retisi paranoid sanrsal sistem zerine ya
planm gurulara bir rnektir. Yazd kitaplar, ona takipiler
kazandrd ve uysal biri olarak hi kimseye aka bir tehdit
olmad iin, akl hastanesine kaldrlmak yerine, toplum ha
yatndaki yerini korumay srdrmtr. Jeffrey M a sso n un
Babam n G urusu (My Fathers Guru) kitab, bu sra d olgu
nun paha biilmez bir resmini izmektedir.10
Paul Brunton, 21 Ekim 1 8 9 8 de dnyaya geldiinde ad
Raphael H urstt. Yar Yahudi olmasndan duyduu utan ne
deniyle burnundan estetik ameliyat geirmiti. 1,50 m. boyla
rndaki bu ufak tefek adam , titiz vejetaryenlii ve oru tutma
konusundaki srarl tutumu nedeniyle tehlikeli biimde zayf
t. Byle bir kiinin nemli olduuna dair kompanse edici fan
tezilerle kendini oyalamas hi de artc deildir. Her ocuk,
bu tr yollara bavursa da, oumuz bu eilimden uzaklaa
rak byrz. Jim Jones ve David Koreshin gl birer vaiz ol
duklarn kefetmeleri gibi, Brunton da gl bir yazar oldu

t e k i Peoam berler
aktllihk ve delilik

unu kefetmitir. Bruntonun fantezileri, hevesli okurlar ta


rafndan hem pekitirilmi hem de geerli klnmtr. Gizli
H in d istan d a Aray (A Search in Secret India) adl ilk kitabn
da, gizli bilgelik aray iin Hindistana yapt yolculuklar
aktarmaktadr." Daha nce de grdmz gibi, bu tip yolcu
luklar, guru olacak kiilerin zelliklerindendir. ikinci kitab da
ilkinin hemen ardndan gelmitir. Gizli Yol (The Secret Path)
ilk olarak 1 9 3 4 te baslm, 1 9 6 8 e gelindiinde yirmi sekizin
ci baskya girmitir.12 Dikkatli bir inceleme ile kitabnn, sk
tekrarlardan ve olmayacak terimlerden olutuu grlse de,
yaz aslnda, kendi iinde tutarldr. 1 9 5 2 de yazd nsann
Tinsel Krizi (The Spiritual Crisis o f M a n ) 1 adl son kitab da
dahil olmak zere toplam on bir kitap yazmtr.
Bruntonun daha yce bir bilgelie ulamak iin ortaya
koyduu genel forml olduka bildiktir. amz insan, m ad
di kazan ve d dnya ile fazla megul olduundan, kendi i
benlii ile temas yitirmitir. Meditasyon, ile ekmek ve Brun
tonun yazd kitaplar okum ak sayesinde kii, byk Dou
bilgelerinin anlattna benzer daha st dzey bir bilinlenme
ye ulaabilir. Bruntonun syledii pek ok ey akla yatkndr.
Birok kii, Bruntonun ulatn syledii aydnlamaya inan
masa da, eminim ki meditasyondan faydalanmaktadr. Brun
tonun yazlarnda reenkarnasyona kesin gzyle baklr an
cak, bu inan zaten tm dnyada olduka yaygndr. Olaslk
la pek ok kii tekrar dnyaya gelerek, yaptklar hatalar te
lafi etme ansn yakalamay mit etmektedir.
Bruntonun szel iletiimi yazlar ile karlatrldnda
ok daha savunmaszdr. M a sson larn evinde kald dnem
de, dile getirdii inanlar, paranoid sanrsal sisteminin tm
zelliklerini ortaya dkmektedir. Bu inanlar onu ayrca, hi
bir zel yetenei olmayan nemsiz, Ralphael H urstten, re
tileri hlen N ew Yorkta, Paul Brunton Felsefe Vakf (The Pa
ul Brunton Philosophical Foundation) tarafndan yaylmaya
devam eden gizli bilgeliin reticisi Paul Bruntona dntr
mtr.
Brunton, gurulara ait zelliklerden birok nitelik ve davra-

tek i Peygam berler


aklllk ve delilik

ni biimi sergilemitir. Ailesi konusunda ketum olduu gibi,


hibir kitabnda da zel hayat ile ilgili bilgi vermemitir. Eer
biri, onun yapt gibi, daha nceden defalarca dnyaya geldi
ini ya da baka bir gezegenden geldiini ifade ederse, o kii
nin gncel hayat ve ocukluu ile ilgili daha az bilgi vermesi
daha dorudur. Bruntonun sahip olduunu iddia ettii bilge
lii, ona gre daha nceki yaamlarna ait anlarndan ve ev
renin baka bir yerinde yaayan yce varlklarn ona gizli bil
gelikle ilgili el vermelerinden kaynaklanmaktadr. Brunton,
ayrca Angkorda tant gizemli bir bilge tarafndan eitildi
ini ve M ool metafizik okulu nda okum ak zere kiisel
olarak davet edildiini de dile getirmitir. Gizli Yol kitabnn
balarnda yle yazmtr:
M s r n s a r lle rin d e , en b ilge S u riyeli ey h ler a ra sn d a g e
zin m eyi h e p istem iim d ir. U z ak Irak k y le rin d e y a a y a n t a r i
he k a r m fa k irle r a r a s n a k a r m a k , yal s u f m istik lerin e
ra n d a k i s o a n b iim li k u b b e le r ve siv ri m in a reler a ltn d a s o
ru la r s o r m a k , m o r g lg e le r a ltn d a k i H in t ta p n a k la rn n a l
tn d a y o g i s ih irb a z la rn n m u cizelerin e tan k o lm a k , N e p a l ve
T ib e t sn rn d a m u c ize v i ileri y a p a n B u d a rah ip leri ile g r
m ek , B u rm a ve Sri L a n k a d a k i B u d ist m a n a strla r n d a o tu r
m a k , in b lg e sin d e ve G o b i l n d e k i y zyllk sa r benizli
bilgelerle se s s iz te lep a tik iletiim e g e m e k iste r d im .H
Eer Brunton bir dilbilimci olsayd, bu romantik samalk
daha ikna edici olabilirdi. Sanskrite bildiini iddia etse de,
gerekte bildii Sanskrite birka szc gemiyordu. Brun
tonun adn verdii bilgelerle tek iletiim kurabildii yol, ses
siz telepatik gr m e idi, nk onlarn dillerini bilmiyordu.
Bruntonun etkisiyle H arvard niversitesinde Sanskrit dili
zerine renim gren M asson, O sadece eski bir kltrden
yalan yanl okuyup anlad, karmakark bilgilere sahipti.
Bu eski kltr ne biliyordu ne de anlayabiliyordu. 15demi
tir.
Brunton, Jim Jones kadar barbar bir sahtekr olmasa da,
C hicagodaki Roosevelt niversitesi onu hi tanmadn du
yurduu halde o, bu niversiteden doktora derecesi aldn
sylemitir. Ustbenliin Bilgelii (The Wisdom of the Over-

teki Pegam berler


aklllk ve delilik

self) kitabnda kendini Paul Brunton Ph. D . olarak tant


yor, G izli Yolda ise ad Dr. Paul Brunton olarak yer alyor
du. Yksek eitim aldna ilikin elde hibir kant olm amas
na ramen, o, Astral niversitede, ileri dzeyde mistik ve
gizli glere inanan Thurston adndaki bir Amerikal ressam
la felsefe okuduunu ileri srmtr. Brunton stbenliin Bil
gelii kitabnda, en derindeki kaynaklar aratrmak iin da
yanlmaz aclar ektim dese de, bu kaynaklarn gerekte ne
olduu asla ortaya karlamamtr.17
Bruntonun sadece birka para eyas vard ve zenginlie
dkn deildi. Sadece ay iiyor, kahve ve alkol kullanmyor,
hi et yemiyor ve dnya nimetlerinden uzak yayordu. Her
zaman narin ve sska bir grnm vard. Meditasyonun kii
yi daha st dzey bir bilinlenmeye ve tinsel bilgiye gtrece
i biliniyordu, am a eer ruhun engellenmeden gelimesi isteni
yorsa, fiziksel isteklere de hkmedilmeliydi. Brunton, ayrca,
oru tutma ve cinsellikten uzak durmann da, mridin aydn
lanma yolunun almasna yardmc olacan dnyordu.
182
Ancak, cinsellik yaamadklarn ileri sren dierleri gibi o da,
bkp usanmadan cinsellikten bahsediyor ve yersiz cinsel iliki
ye giren mritlerinin aydnlanma anslarn nasl yok ettikleri
ni ifade eden hikyeleri anlatmaktan byk zevk alyordu. As
lnda kendi de o kadar gnahsz deildi, ikisi ayn olaanst
gzel kadnla olmak zere drt kez evlenmiti ve bir de olu
vard. Mritlerinin barnacak yer vermelerinden ve maddi des
teklerinden ok honuttu. M a sso n a gre, babas ona yllar
iinde toplam 100.000 dolar gndermiti. Bruntonun kendi
sine ait bir evi hibir zaman olmad.
Brunton un mrit adaylar, szde seme srecinin bir par
as olarak, keyf snavlara tbi tutuluyorlard. G gsterme
davran olarak gurularn daha nceden deindiimiz zelli
ini, Brunton mritlerini snavdan geirirerek ortaya koyuyor
du ve aslnda her ey mritlerin aptalca saylabilecek ileri is
tekle yapmalarndan ibaretti. Brunton, Koresh ve Jones gibi
gaddar olm asa da, ona hayranlk duyanlara hizmetisi gibi
davranarak onlar zerinde hakimiyet kuruyordu. Pek ok gu-

le k i Peygam berler
aklllk ve delilik

ru gibi, onun da hi arkada yoktu, sadece mritleri veya


rencileri vard. Uzun yllar Bruntonun klesi gibi yannda ka
lan mridi M a sso n un babas onun yemeklerini hazrlam,
banda beklemi, ayn zamanda da oturduu evin kirasn
demitir. Jeffrey M asson, Bruntonun sekreteri olduunda,
ald mektuplardaki yazlmam yerleri not kd olarak kul
lanmak zere kesmek eklindeki saplantl tutumluluuna da
hizmet etmek durumunda kalmtr. Bruntonun bir de iplik
toplama zorlants vard ve tekrar kullanlamayacak kadar k
k olan ipliklerin balanmas gerektii konusunda da ar s
rarlyd.
Brunton mritlerini, daha nce yaad hayatlarn ona
zel bilgelik bahettiine inandrmt. Dnyaya sa ile birlik
te stn varlklarn ikamet ettii bir alemden geldiini ileri
srmt. ddiasna gre, gece astral bedeni ile istedii her ye
re yolculuk yapabilmekteydi. Jim Jones ve David Koresh gibi
etrafnn dmanlar tarafndan evrili olduuna inand hal
de, hemen her gn saldrda bulunan bu kt niyetli gler ge
183
nellikle grnmez olduklar iin, silah sahibi olmay hi d
nmemiti. Bu dmanlar, zaman zaman onu Tibetten Kali
forniyaya kadar takip ettiklerini syledii Komnistler olarak
kiiselletirilmiti. Bununla beraber, Komnistler aslnda onu
delirtmek isteyen ok daha derinlerde yatan eytan glerin
sadece bir grnmyd. Narsisist bir biimde, zellikle tinsel
olarak gelimi olduunu ve kendisini bu kt glerden ko
ruyacak gte bir atmosfer ile evrili olduunu ileri srse de,
Brunton delirmekten olduka korkmaktayd. Ktlk grme
ile ilgili bu paranoid sanrlar, onun gibi yetenekli ve nemli
birinin nasl daha baarl olamadn aklamakta ve byle
likle de benlik saygsnn korunmasna yardmc olmaktayd.
Bruntonun baz sanr sistemleri masal veya bilim kurgu gi
bidir. Jeffrey M asson zaman iinde Bruntondan hayal krkl
na urasa da, kkken daha nceden birok kere dnyaya
yeniden gelme deneyimi yaam ve dnyaya Siriustan* gelmi

* Byk Kpek takm yldznn en parlak yldz (.n.)

le k i Pegam berler
aklllk ve delilik

biri ile ayn evde yaamann heyecanndan olduka etkilenmi


ti. M a sso n un dediine gre, Paul Brunton tm aileyi, ayrnt
lar sr olarak kalmas gereken tinsel bir kampanyaya katld
na inandrmt. M a sso n a gre, Dm anlar pusudayd.
Kt gler, iyi glerin kararghna szmak iin tetikte bekli
yorlard... Bu ancak bir ocuun tasarlayabilecei macera y
ks kadar saft. '*
Bruntonun sanrsal sistemi, daha nce Vahiy Kitabnda
(The Book o f Revelation) karmza kan arketipik fantezile
re benziyordu. Kendini bir hi gibi hisseden birini hem nem
li bir konuma ykseltmekte hem de sadece onu yaratan iin bi
le olsa, aksi halde anlamsz gelen, yaamn karmaasndan bir
anlam karma ilevini grmekteydi. M a sso n un ifade ettiine
gre, gereklik algs bozulmad iin Brunton psikotik deil
di. Ancak, ulaabildiini iddia ettii daha stn bir gereklik
adna, gerei grmezden gelmekteydi. Ancak bence, eer
Brunton kendi fantezilerinin doru olduuna inanmasayd, bu
kadar inandrc olamazd. Bruntonun yeni inanlarla altn
dan kalkt, phe ve sknt yaad bir dnemden geip ge
mediini bilmiyoruz. Ancak, Gurdjieff gibi, bilgelik aray
iin Hindistana yapt yolculuklar aslnda kiisel sorunlarna
bir zm arayyd. Mucizev glerle donatlm ve tinsel
olarak stn biri olduu iin duyduu bu sakin ve kaygsz
emin olma hali, ocukluundan itibaren tad bir ey ola
maz. Brunton gibileri geleneksel psikiyatri tanmlarn boa
karmaktadr.
Gurular tarafndan sunulan baz inanlarn bakalar ze
rinde etkili olmasnn en nemli nedenlerinden biri de, bu
inanlarn yalnldr. oumuz, siyahn siyah, beyazn beyaz
olduu, iyinin kty yenecei ve erdemlilerin cennete gidece
i, gnahkrlarn ise cehennem ateine atlaca ocukluk
gnlerine geri dnme isteini gizli gizli tarz. Daha az geli
mi edebi rnler ise, dnyay kahramanlar ve kt karakter
ler olarak ikiye blerek, bizim bu ilkel zevkimize hitap ederler.
Conan Doyleun Sherlock Holmes ve Profesr Moriarty tiple
mesi bunun zekice rnekleridir. Ba kahramanlar iki ayr ku

O leki Peygam berler


aklllk ve delilik

tuptur. H olm esun M oriartyyi anlat da bizim paranoid fan


tezilerimizi krklemektedir.
W a tso n , o su u n k rald r. K o s k o c a eh ird e , k t l k le rin y a n
sn n ve h en z fark e d ilm e m i ey lerin n ered ey se t m n n
o r g a n iz a t r d r . O b ir d a h i, filo z o f ve d n rd r. B irin ci s
n f bir z e k s v ard r. A n n o r ta s n d a k i r m c e k g ib i h a r e
k e tsizce o tu ru r. S a n k i bu a n bin lerce n o k ta d a n y a y la n n
lar v a rd r ve o b u n la rn h er birin d e k i k p rty h issed eb ilir. O
sa d e c e p la n la r, k e n d isi h ib ir ey lem d e b u lu n m a z . o k s a y d a
ki a ja n m k e m m e l b iim d e o rg a n iz e e d ilm itir.1'1
Zevk verici olmasnn yan sra, kurgunun bu basit yakla
mdan holanan, gnahkr ocukluumuza da seslendiini
itiraf edelim.
Meru otoriteyi drmek zere planlanm gizli komplo
fikri o denli ekicidir ki, bu fikir, gurular ve politikaclar tara
fndan ktye kullanldnda sonular felket olabilir. N o r
man Cohnun iddia ettii gibi, Avrupada on altnc yzyln
sonlarndan 1 6 8 0 e kadar sren cad av, cadlarn Hristiyan
l ve O rtodoks topluluunu, sihirli glerle ykmak zere
gizli ve kfir bir tarikat kurduklarna duyulan inanla bala 185

mtr.20 Binlerce masum kadn sulanm, ikence grm ve


dnya apnda kabul gren bu paranoid sanr yznden yakl
mtr.
Michel Lindin N ew York Kitap ncelemeleri (New York
Review O f Books) adl kitabnda da belirttiine gre, byk
dinleyici kitlesini uluslararas bir komplonun varlna ikna
etmeye alan modern gurulardan biri de, televizyonda vaaz
veren Pat Robertsondr. Robertson, 198 8de Cumhuriyetiler
adna adayln koymu, ar sa kanattan biridir. Hristiyan
Koalisyonunun bir milyonun stnde yesi olduunu ileri s
rer. Robertson, lluminatinin de iinde olduu eytan bir
komplo olduunu savunur. ddia edildiine gre Illuminati,
Bavyeral Profesr A dam Weishaupt tarafndan 1776 da ku
rulmu gizli bir topluluktur. Robertson, Illuminatinin hali ha
zrda kurulu olan Avrupal M asonlar Topluluu nu ele ge
irdiini iddia eder. Rothschild tarafndan finanse edilen top
luluun, Fransadan XVI. Louis ve sveten III. Gustavusun

teki Pegam berlet


aklllk ve delilik

ldrlmelerinden sorumlu olduu savunulmaktadr. M a rx ve


Engelsden etkilenmi olan Siyonizmin ilk taraftarlarndan Al
man gazeteci M oses Hess, Robertsona gre Illuminatinin bir
yesi olarak, tarikatla dnya komnizminin balangc arasn
daki balant noktasdr.
Norm an Cohn, Soykrm Yetkisi (Warrant for Genocide)
adndaki bir dier kitabnda, Yahudi komplosu mitini incele
mekte ve bunun modern biimini Fransz Cizvit Abb Barru-
ele atfetmektedir. Barruelin inanna gre, Fransz Devrimi,
Orta a Templar Mezhebinin gizli dalaverelerinin dorua
kmasdr. Templar Mezhebi, tm monarileri ortadan kaldr
maya, papal devirmeye ve kendi mezheplerinin kontrol al
tnda olacak yeni bir dnya dzeni kurmaya and imi gizli bir
topluluktur. Bu mezhebin kalbi, Barruelin ileri srdne g
re, onun gerek liderleri olan Illuminatidir. Ancak, Cohn un
yazdna gre, lluminati olarak bilinen bu gizli Alman gru
bu, ne srld gibi mason deil sadece masonlarn raki
biydi ve 1 7 8 6 da da dalmt. 21 Belki de, Muhterem Peder
186
Pat Robertson yanl kitaplar okuyordu. Norman C ohna g
re, yararland kaynaklardan biri olaslkla, Iskoyal mate
matiki John Robinsonun Masonlar, Illum inati ve O kum a
T opluluklarnn G izli Toplantlarnda, A vrupad aki Tm Din
ve Devletlere Kar Yrtlen Kom plonun Kantlar (Proofs of
a Conspiracy Against All the Religions and Governments of
Europe, Carried On in the Secret Meetings of Freemasons, Il
luminati and Reading Societies)dir.
L indin aktard ekliyle Robertsonun grlerini incele
meye devam ettiimizde, karmza gizemli bir para alemi
kar. Avrupann para baronlar, Sovyet tehdidine gvenle kar
koyacak silah donanmna sahip olmas iin devletlere faiz
le bor vermektedirler. Robertson, bu gizli gler Sovyet teh
didini abartt iin, Amerika Birleik Devletinin uluslararas
para kaynaklarndan bor almak zorunda kald ve bu para
y da savurgan biimde silahlanma iin harcadna inanmak
tadr. Lindn dikkati ektii gibi, Robertsonun bu kapsaml
komplo teorilerinin, geleneksel Protestan dinbilimi ile hibir
aklllk ve delilik

ilgisi yoktur. Aslnda bu komplo teorisinin kkleri daha ok,


ar sa poplizmin yeralt edebiyatna dayanmaktadr. Buna
gre, dnya tarihi Yahudiler, masonlar ve uluslararas para
babalar tarafndan ynlendirilmitir. 22 Robertson, srail
devletini savunsa da, Michel Lind, Yeni D nya Dzeni (New
World Order) adl ok satlan kitabnda, Robertsonun, dn
ya tarihi ile ilgili Illuminati-Mason-Komnist-Para Odaklar
zerine kurduu komplo teorilerinin, yzyllardr alk oldu
umuz Yahudiler aleyhindeki propagandalarla beslendiine
neredeyse emindir.2'
ngilterede bu tip komplo teorileri geerliliini yitirmi ol
sa da, tm bunlarn olduka popler olduu 1 9 2 0 li, 3 0 lu yl
larda yaanm olaylara bakmak gerekir. Sapper, Dornford
Yates ve John Buchan, Yahudi dman birok yazardan sade
ce dr. Kahramanlarn her zaman felketleri nledii
komplolarnn merkezinde, kendilerini zenginletirme uruna,
ihtilal yapma ve sava karm aya kararl Yahudi bankaclar ve
silah reticileri vardr.
1 9 2 0 lerde hem The Tim es'da hem de Spectator'da, Hris
tiyanl ykp hakimiyeti kurmak isteyen dnya apnda yay
gn bir Yahudi komplosu olduu grn destekleyen m aka
leler yaynlanmtr.24 Lindin yazsnn da dikkati ektii gibi,
bu tarz dncelerin hl milyonlarca yesi olduunu iddia
eden ve bu nedenle de Cumhuriyeti Partinin hibir ekilde
kaybetmeyi gze alamayaca bir televizyon vaizinin olutur
duu kurulu tarafndan propagandas yaplmaktadr.
Kendi sanrlarn paylaacak baka kiiler de bulabilen pa
ranoid kiiler, bu kitap kapsamnda zellikle ilgintir. Her ge
ce, televizyondaki programlar sona erene kadar uyumadan
bekleyen bir hastamn anlattklarn hatrlyorum. Televizyonu
ak brakyor ve kararan ekranda rastgele oluan parlt ve
noktalara byk bir dikkatle bakyordu. Baka bir gezegende
yaayanlarn, onunla iletiime gemeye altklarna inanma
ya balamt. Dier gezegende yaayanlarn, dnyay nkleer
bir felaketten korumak gibi ok nemli mesajlar vard. Buna
benzer sanrlar olan birok kii, akraba ve dostlarn o derece

O le k Pegam berler
S k lH lM W itrllk

huzursuz eder ve yalnz kalr ki, sonunda kendisini hastanede


bulur. Ancak bu adam , sanrlarnn ciddiye alnd ve kendi
sine nemli biri gibi davranld, gezegenler-aras topluluk a
katld. Bu gruba katlmak onu dalmaktan kurtard. Gnlk
hayatta hi kimseye tehdit oluturmuyordu ve zgrln
kstlamak iin de ortada bir neden yoktu. Topluluun dier
yelerinin ne gibi inanlara sahip olduunu burada syleye-
mesem de, hastam onu tuhaf ve deli olarak kabul etmeyen bir
grup bulduu iin ok mutluydu.
Bu kitab yazdm srada tanmadm ve isim veremeye
ceim birinden bir mektup aldm. Sahibi, aadaki alnty ya
pabilmem iin bana izin verdi.
S ay n B a y m ,
K u ts a l lk e n in m k e m m e l bir o d a o la b ilm e k iin so n iki
y ld r ru h u m la b o u u y o r ve t m za y flk la rm n ste sin d e n
g e lm e y e a ly o r u m . B en ce, H ristiy a n lk gelen e in d e sa,
M sl m a n lk g e len e in d e M u h a m m e d , T ib etli B u d ist ge len e
in d e o ta n tik D a la i L a m a ve H in t g elen e in d e V ish n u /K rish -
n a o ld u u g ib i, o u d in a k m d a , k iile rin k en d i g n a h k r
188 tu tk u la r zerin d e h a k im iy e t k u r d u k la r ve k en d ilerin i g n a h
t a n a r n d r a r a k T a n r'n n A ra c o ld u k la r b ir g elen ek vardr.
Mektubun yazar, kendine uygulad cezalandrmann,
zihninin yapsn bozduunu ve etkin bir tinsel lider olabilmek
iin bunun dzeltilmesi gerektiini szlerine ekleyerek, bunu
yapabilecek bir baka Tanr Arac ile nasl iletiime geebi
lecei konusunda benden t istemekteydi.25 Alnt yapmam
iin izin verdii bir sonraki mektubunda, aradn bulduunu
ve sorununu zdn bildirdii iin memnun oldum.
Gurular, gncel psikiyatrik tan ltlerine kolaylkla
uyarlanamazlar. Delilik ile ilgili kavramlar abartl derecede
geniletmeye kendimizi hazr hissetmedike, ne akut ruhsal ra
hatszlklar, ne de bunu izleyen inan sistemleri delilik ad al
tnda bir kenara koyabiliriz. Sosyal hayatta baarsz olma an
lamnda, paranoid izofren veya psikotik olarak tanmlanma
m Gurdjieff ve Steiner, psikiyatristlerin paranoyak olarak
adlandracaklar hastalarla benzer zellikler tamaktadrlar.
Paranoya olarak ifade edilen durum yle tanmlanr: Hal-

tek Peygam berler


aklllk ve delilik

sinasyonlar veya izofrenik tipteki dnce bozukluklarnn


elik etmedii, zamanla yerleen mantkl biimde yaplandrl
m sistematik sanrlarn olduu, sk rastlanmayan kronik bir
psikozdur. Sanrlar genellikle byklk (paranoyak peygam
ber ya da kaif olma), ktlk grme veya bedensel anormal
liklerle ilgilidir. Amerikan Psikiyatri Birliinin yaymlad
M ental Bozuklarn T ansal ve Saym sal Elkitab (Diagnostic
and Statistical Manual o f Mental Disorders)nn son basmn
da (DSM-IV), bu tan artk Sanrsal Bozukluk, Grandiyz Tip
olarak gemektedir. nceden de belirttiim gibi, tm kabul
edilmi bilimsel grleri darda brakarak, kiinin kendi ev
renbilimini oluturmas gerekten de byklk sanrdr. Hem
Gurdjieff hem de Steinerin yapt budur. Daha nce ifade et
tiim gibi, Gurdjieff gezegelerin ve gnein grnmlerini ar
trmak ve dnyann var olan durumunu etkileyecek dzeyde
enerji aa karmak zere yeni bir yol kefettiini ileri sr
mtr. Bundan te bir byklk sanrsnn olabileceini ha
yal etmek zordur. Steiner, evrenin tarihini icat etmenin yan s
189
ra, somut grnm altnda yatan tinsel gereklii ortaya ka
racak zel gzlemleme gcne sahip olduuna inanmaktadr.
Brunton, daha nce yaad hayatlar ona bilgelik bahettii
iin tinsel olarak gelimi biri olduunu ileri srmtr.
Bu kiiler, Elizabeth Farr gibi hasta olarak grlmezler.
Hatta onlar, Koresh ve Jo n e sin misyonlarnn sonuna doru
olduklar kadar bile hasta deildirler. Onlar sadece, ar dere
cede egzantrik olan inan sistemleri ileri srmektedirler. Nar-
sisist, yalnz ve kstah olmalarna ramen, beyinsel bir hasta
lklar olmamasnn yan sra, algsal arptmalar, dnce bo
zukluklar gibi baka belirtiler de gstermemilerdir. imdiye
kadar yapld ekilde, bu kiilerin psikotik bozukluk ba
l altnda tanmlanmas tartabilir.
Steiner ve Gurdjieff gibi gurular tarafndan ileri srlen
inan sistemleri sanrsal olarak kabul edilebilir. Ama ne var ki,
szde normal insanlarn da ilgin fikirleri vardr. Pek ok kii
uan daire grdne ve bu dairelerin uzayllar tarafndan ya
pldna inanr. Ancak baka bir ruhsal bozukluk ya da sos

O tok Pegam berler


aklllk ve delilik

yal yetersizlik sergilemiyorsa, bu kiileri psikotik olarak ad


landrmayz. rnein, yakn zamanda T. E. Lawrencen bi
yografisini mkemmel bir ekilde kaleme alm Harvard ni-
versitesindeki bir psikiyatri profesr, yazd Karm a (Ab-
ductions) adndaki kitapla psikiyatri kurulularn artmtr.
Kitapta, pek ok hastasnn uzayllar tarafndan karldktan
sonra, uzay gemileri ile gtrldklerine ve burada da erkek
lerden sperm, kadnlardan da yumurtalk alma gibi ac verici
eyler yapldna inandn dile getirir.27 phesiz meslekta
lar, Dr. M a c k in ar derecede saf olduunu dnecekler ve
uzayllarla ilgili inanlar sanrsal olduu iin bir kenara bra
kacaklardr. Ancak, baka ruhsal hastalk belirtileri olmad
srece ona psikotik denemez. Ruhsal hastalk tans, ne kadar
egzantrik olursa olsun sadece inanlara bakarak konamaz.
Sanrsal ya da deil, yeni bir inan sistemi, sorunlar zmek
iin yaplan bir giriimdir. Garip ruhsal deneyimlerden anlam
oluturmak iin uram ak, kaostan dzen yaratmak adna in
sanca evrensel bir dilein sadece bir rneidir.

O ie k Peygam berler
IX .k a o s ve dzen

K ederli ve skntl bir dnemin ardndan bir aydnlanma


dneminin gelmesi tipik bir rntdr. Bu durum her za
man hastalk derecesinde olmayabilir; bazen sanatsal ya da bi
limsel yaratcla veya din inanta deiiklie neden olabilir.
Bu durum, irade d bir sretir. Yaratc bulular, din dei
tirme ve sanr sistemlerinin oluturulmas, insanlara, zerle
rinde pek az kontrolleri olan bilind bir sre sonunda gel
mektedir. Sanrsal sistemin, yaanan bir soruna zm olabi
lecei grne bir nceki blmde deinildii halde, baz
okurlar iin bu gr henz anlalr olmayabilir. Freud,
1911 e kadar uzanan bir zamanda, Schreberin paranoya va
kasn anlatt makalesinde paranoyay yle tanm lamakta
dr:
P a to lo jik s o n u o la r a k g r d m z sa n r sa l o lu u m a sln d a
bir iyilem e g irim i ve yen id en y a p la n m a s re c id ir.1
Hem d hem de i dnyada uyumsuzluk yaamak ve bu
uyumsuzlua yeni bir zm bularak son vermek insan tr
ne ait bir zelliktir. Kuku ve kararszlk, insanolunun bir an
nce kurtulmak istedii, sknt verici durumlardr. Evren, K a
os ve Gelecek D nya (Cosmos, Chaos and the World to C o
me) adl kitabnda, tarihi N orm an Cohn, kaosun verdii ra
hatszln, evrenin dzeni tarafndan ortadan kaldrlaca
fikrinin, insanln temel inanlarndan biri olduunu ortaya
koymaktadr.2
18. yzylda yaam, teolog ve filozof Johann Gottfried
von Herder de, farkl verilerden, tamamlanm bir btn olu
turmann ve yeni bir birlik kurmann, insan doasnn temelin
de yer alan, organize edici eylemlerden biri olduunu dorula
mtr. nsan tr olarak, kaosa kar hogrmz hemen hi
olmad gibi, yeni bir dzen oluturma veya kefetmeye kar
da ok gl bir eilimimiz var. Bu, biyolojik donanmm
zn kanlmaz bir yndr. Konrad Lorenz, insan uzman
lamama uzm an olarak tanmlar. Ayn garip durumu bir
baka ekilde ifade etmek istersek, insann uyuma, bozuk

O le k i Pegam borler
k a o s ve dzen

uyum sayesinde ulaabildiini de syleyebiliriz. Eer evreyle


mkemmel bir uyum iinde olsaydk ve evre de srekli ayn
kalsayd, sorunlardan habersiz, gamsz bir bilmezlik iinde
olurduk. Ancak bizi gdleyecek hibir bir neden olmad
iin asla yaratc da olmazdk. Durum aslnda Rajneeshin de
syledii gibidir: nsan, doal olmayan tek hayvandr, bu ne
denle de dine ihtiya duyar. 1 Birok evreye ksmen uyumlu
olan, ancak hibirine tam uyumlu olmayan insan, bundan d o
lay, her zaman, madd ve manev olarak daha iyisini bulmak
iin arayta olmak zere nceden programlanmtr. nsan ba
arlarnn bu denli arpc olmasnn nedeni de budur. nsa
nolu, kuku, karklk ve iinde ve dnda olup bitenlerden
tatmin olm amakla gdlendii iin, yaratc bir varlktr. Bu
durum insan, hayal gcn kullanarak, kendini ve iinde ya
ad dnyay anlamak zere yeni yollar bulmaya zorlar. Tat
minsizlik, yaratcl kamlayan en nemli unsur olduu iin,
yaratclklar dorukta olan kiilerden birounun, ok youn
duygulanm deiiklikleri yaamalar veya baka tutarszlk
192
belirtileri ortaya koymalar da artc deildir.
Karmaann verdii rahatszln, yeni bir dzen bulunma
syla sonlanmas, kiisel, isel sorunlarn zmlenmesinde ol
duu kadar, bilim ve matematik bulular iin de geerlidir. Bi
lim adamlar ve matematikiler, yeni kavramlara ulamadan
nce, herhangi bir hastalk yaamasalar da, sklkla, bir sorun
zerinde verimsiz bir biimde uzun sreler altklarn ve
bam baka bir ey dnrken, zmn onlara, aniden geldi
ini dile getirirler. Matematiki Cari Friedrich Gauss, bir ma
tematik teorisini kantlamak iin yaklak iki yl verimsiz bir
ura vermitir.
S o n u n d a , z o rlu a b a la r m so n u c u n d a d eil d e, T a n rn n lt-
fu y la , iki g n n ce b a a r y a u latm . A n i bir yld rm d m e
si g ib i, m u a m m a b ir a n d a z l v e rd i. D a h a n ced en b ild i
im bir ey le, beni b a a r y a u la tr a n ey a ra s n d a k i b a la n t
n n ne o ld u u n u ben bile s y le y e m e m .4
Bir baka matematiki Henri Poincare, fuchs almalar
srasnda yaad benzer sreci dile getirir. Benim gibi mate

O le k i Peygam berler
ka os ve d e n

matiki olmayan biri iin, bu kavramlar gizemini korusa da,


Jacques H ad am ard , Poincarnin fuchs gruplan ve fuchs ilev
leri ile ilgili kuramlarnn, onun zaferini talandrdn ile
ri srer. Bir sre bou bouna urap uykusuzluk ektikten
sonra, Poincar jeolojik bir geziye kmtr. Daha nce verilen
uralar sonucu ulalamayan zmn, sorunun bir kenara
itilip, demlenmeye braklmas ile bulunmas, yaratc srecin
tipik bir zelliidir.
Y ap t m y o lc u lu k , b a n a m a te m a tik a lm a la r m u n u ttu r
m u tu . C o u n t a c e s a u la n c a , o to b se a tla y p , b ir o r a y a bir
b u ra y a g itm ey e b a la d k . B ir a d m a tt m s r a d a , b ir a z n c e
k i d n c e le rim d e , b u n a y o la a a c a k h i b ir ey o lm a d h a l
d e, fu ch s fo n k siy o n la rn ta n m la m a k iin k u lla n d m d n
m le rin , E u c lid g e o m e tr isi d n d a k i d n m le rin b ireb ir
a y n s o ld u u n u k a v r a d m . O s r a d a , o to b ste k i yerim e g e
m ek zere o ld u u m iin , z a m a n sz lk ta n b u n u k a n tla y a m a -
d m , ve b a la d m so h b e te k a ld m y e rd e n d e v a m ettim . A n
c a k z m b u ld u u m a ta m o la r a k e m in d im . C a e n e v a rd
m d a , b o bir z a m a n n d a sa d e c e v ic d an m r a h a tla tm a k iin,
z m k a n tla d m .'
193
Birka gn sonra bu yeni igry bir dieri izlemitir.
Matematik problemleri zerinde bir sre daha kafa yorduktan
sonra, Poincar urad yenilgiden sklp deniz kysna tati
le gitmiti. Yry yapt srada, hi beklenmedik bir
zm, ani, hzl ve kesin o larak aklna gelmitir.
Poincar, genelde bilid olan bu srecin tan olduunu
anlatr. Bir gece, koyu bir kahve itikten sonra dncelerin
ordu halinde aklna tn hisseder. Bu dnceler, bir
sre birbirleriyle arptktan sonra, bazlar bir araya gelip
kalc bir kombinasyon olutururlar. Bu durum, sadece uzun
hazrlk almalar ardndan gerekletii iin, dncelerin,
zihinde, olaslkla ok uzun sreler askya alnd tahmin edi
lebilir. Poincar, yeni zmlerin oluturulduu dnceleri
yle hayal eder:
Bu d n ce le r, sa n k i E p ik r n a sl d u ra n a to m la r gibid ir.
Z ih in ta m b ir istira h a t h a lin d e y k e n bu a to m la r h a re k e tsiz d ir;
a d e ta d u v a r d a a sld rlar. B u ta m istira h a t d u ru m u a to m la r n
birb iriy le h i k a r la m a y a c a k la r ve b y lece de a ra la rn d a

teki Pegam berler


kao m <hin

h ib ir b a la n t o lu tu r a m a y a c a k la r k a d a r u zu n s reb ilir.4
Daha sonra, matematiki sondaki zmn kaca, d
nceleri seip zerinde almaya baladnda, bir bakma
atomlar duvarda asl olduklar yerden silkelemi olur. Bunlar
birbirlerine arparlar ve yeni kombinasyonlar oluturup, yeni
rntler ortaya kana kadar da, bu spontan danslarn sr
drrler. Matematiki, atomlara ilk ivmeyi verdii halde,
zm oluturacak biimde bir araya gelme ilemi tamamen bi-
lindnda oluur.
Poincarein durumu, Graham Wallasnn yaratc sre
aamalar tanmlamasna da uymaktadr. Wallasn ifade ettii
ilk aam a, sorunun her adan dnlp zerinde alld
H azrlk aamasdr. kinci aam a, bilinli dncenin terk
edildii, ancak bilinaltnda yeni zmlerin meydana gelme
sine olanak salayacak biimde, dncelerin snflandrld
ve elendii bir dnem olan, Kuluka aamasdr. nc a a
ma ise, yeni zmn ortaya kt Aydnlanma dnemidir.
Drdnc ve son aam a olan D o ru lam ada da, yeni zm
194
zorlu snavlara tbi tutulur ve eer mmknse, nesnel testler
ve bu zmn bakalarnca da tekrar edilmesi gndeme gelir.
K uluka ve Aydnlanm a, bilinli olarak kontrol edilemedi
i iin, yeni zm adeta kiiye gelir Bu nedenle de, yuka
rda yaplan alntda da grld gibi, G au ssun sorunu z
meyi baarmasn Tanrnn ltfuna balamas artc deil
dir. Aydnlanma olgusunu, dini bir dille aklayp aklam a
mak, tamamen, dnrn daha nceki inanlarna baldr.
nanan biri ona bir zm sunduu iin Tanrya krederken,
inanmayan biri ise, dnceleri yeni yollarla tarayan, dzenle
yen ve birletiren, bilindnn yaratc eylem mucizesine hay
ran kalabilir. Genellikle, bilindn yeni zmler bulmak
iin ayartm ak ya da kandrmak zordur. Yukarda da ifade
edildii gibi, aydnlanmayla zlene kadar sorunlar bazen
yllarca zihinde kulukaya yatabilir. Sanatlar ve bilim ad am
lar, uyumaktan, bir deste kt karmaya veya Faurenin d
etini almaya varana kadar, bilindn kamlamaya yaraya
cak birok uygulamadan sz ederler.7 Uygulanan bu ilemler

teki Peygam berler


ka os ve dzen

den bazlar neredeyse, din olmayan bir ibadet gibidir.


Acaba bylesi bir ilhamla gelen bilim ve matematik
zmlerinin hatal kt da olur mu? Evet, kesinlikle olabilir.
H adam and yle yazmtr:
lh am a elik eden m u tla k em in o lm a d u y g u su g en eld e d o ru
o ls a d a , b a ze n bizi y a n ltt d a o lab ilir. Y an lp y a n lm a d
m z, bilinli b e n li im iz ta r a fn d a o rta y a k arlm ald r."
Poincare, kavrad dncelerden bazlarnn hatal oldu
unu ifade etmitir. Becerisi ve eitimi bu ynde olan matema
tikiler ve bilim adamlar, onlara gelen fikirleri denemeli,
zm veya fikri kantlamaldrlar. Bu tip kantlama teknikleri,
sanat eserlerine veya dini vahiylere uygulanamadklar halde,
her ikisinin de muhakeme yoluyla deerlendirilebileceklerini
gsterebilmeyi mit ediyorum.
Bilimsel bir sorunu zmenin yaratt sevin, bazen din
vahiylerde hissedilen duygulara yakn olabilir. C. P. Snovvun
ilk kitaplardan Aray (The Search)ta da, bylesi bir durum
tm canllyla anlatlr. Gen bir bilim adam, nihayet yeni
buluunun doruluunun onay almtr. Bilim, ona pek ok 195

dllendirici an sunmu olsa da, yaad bu deneyim, benlii


ni alp gtrmesi asndan dierlerinden olduka farkldr.
Snovvun yaadklar bir roman kurgusu biiminde yazlm ol
sa da, anlatmn otobiyografik olduu phe gtrmez.
S a n k i, k en d i d m d a yer a la n bir g e r e i a ry o rd u m ve a r a d
m g e r e i b u ld u u m a n d a t m d n y a , a to m la r ve yldzlar,
m k e m m e l b ir n etlie ve y a k n l a u latlar. Ben d e o n lara
y a k la tm . H e p b irlik te , h e rh an g i b ir g ize m in u la a m a y a c a
k a d a r o la a n s t b ir b e rra k l n p a r a s o ld u k ."
Snovvun anlatt gen bilim adam, bu dingin kendinden
geme deneyimini yaam adan nce, Tanryla bir olduunu
dnen veya varlklarn eyler birliinin bir paras olduunu
hisseden mistikleri kmsediini itiraf etmitir. Bu deneyimi
farkl bir biimde yorumlayabilecekken, bu deneyimden son
ra, onlarn ne demek istediklerini gerekten anladn dile ge
tirir. Aratrma ile uraan her bilim adam veya matematiki
nin bana byle bir ey geldiini tahmin etmiyorum. altk
lar alan, d dnyaya ait ve kiisel olmayan bir ey olduu

ie k Pegam berler
iin, yaptklar ile, isel dnyalar arasnda gzle grnen
herhangi bir ba yoktur. Bununla beraber, matematiksel veya
bilimsel bir soruna zm bulmann, ruhta derin etkiler yarat
tna da inanyorum. D dnyaya ait bir sorunun zlme
sinde, belki de i gerilimi de ortadan kaldran ve zihinde yan
k bulan zel, gizemli bir zihinsel sre vardr. Kant, gereklik
le ilgili resmimizin hibir ekilde tam olmadn ve mekn, za
man ve nedensellik kavramlarnn yaratt snrllklar belki
de asla aamayacamz dnmektedir. nsan olarak, bu nes
nel snrllklar nedeniyle, algmz, kanlmaz olarak dar oldu
u gibi, kestiremeyeceimiz kadar da zayftr. Bu gr biraz
daha ileri gtrrsek, bir bilim adam ne kadar nesnel davran
maya alrsa alsn, sadece K antn grne gre, insan ol
mann verdii snrllklardan deil, sahip olduu inanlar,
ruhsal aygtn bir blmn oluturduu iin, bilim adamnn
bile evrenle ilgi resminin belli bir dereceye kadar artlandrl
m olduunu syleyebiliriz.
rnein, Newton, yer ekiminin nasl ilediini anlatmak
ta olduka zorlanmtr. nk bu, birbirinden olduka uzak
ta, temas etmeyen ktlelerin ekimini aklayabilmek iin, ar
tk kendisinin de inanmad, hipotetik yldzlararas eter iin
de herhangi bir arac olm adan ktlelerin birbiri ile etkileimi
ni aklamay gerektirmekteydi. Baz otoriteler, N ew tonun bu
sorunu, dorudan Tanrnn mdahalesine baladn d
nrler. Eer Tanrya inanmasayd, yerekimi ile ilgili baka
sonulara varmas gerekirdi. N ew tonun din inan gelenek
sel inann dnda olduu halde, Tanrnn evrenin ileyiine
istedii her an mdahale edebileceine duyduu inan nede
niyle, New ton aratrmalarn o noktada sonlandrmtr.
Matematik ve bilimdeki yeni bulular, genellikle o zamana
kadar aralarnda balant olmad kabul edilen, kuram veya
kavramlarn sentezinden olumaktadr. N ew tonun evrenin e
kim gc kuram, gezegenlerin devinim ilkesinin, dnyadaki
nesnelerin devinim ilkesi ile birletirmesine baldr. Poinca-
rnin buluu, nceden farkl olduu farz edilen, iki matema
tiksel yapnn aslnda tamamen ayn olduunu kefetmesine

teki Peygam berler


k a os ve dzen

baldr. Hem N ew tonun hem de Poincarnin, bu yaratc


sramalarnn, bilinli kararllk ve beceri ile elde edilebilecek
matematiksel kantlamaya da ihtiyac vard. Henz kuramsal
veya matematiksel olarak bunu kantlayamam olsalar da, fi
zikilerin doann tm glerinin birleecei bir alan kuram
zerinde araylarn srdrmelerinin nedeni, byle bir alann
var olduuna inanmalardr. Einstein bu sorunla yaklak krk
yl kadar urat halde, ne yazk ki bir zm bulamadan
aramzdan ayrlmtr.
Hem Einstein hem de Newton yaamlarnda tuhaf kiilik
zellikleri sergilemilerdir. Yalnz bir ocukluk geirmi olan
Einstein, tm yaam boyunca, hem evresiyle kopukluunu
hem de yalnzln srdrmtr. On alt yandayken, M
nihteki okulundan ayrlarak, talyada yaayan ailesinin yan
na gitmesini gerektirecek dzeyde stres ve depresyon geirdi
ine dair doktor raporu alsa da, herhangi bir psikotik dalma
gstermemitir. Newton, 1 6 9 3 te, elli yann zerindeyken,
uykusuzluk ve itah kaybnn elik ettii psikotik bir atak ge
irmitir.10 Arkadalarnn arkasndan dolap evirdiklerine
inand iin, arkada Pepys ile dostluunu bozmutur. Filo
zof Lockea yazd bir mektup, hastal srasnda Lockeun
kadnlarla arasn a m ay a altna inandn ortaya koy
maktadr. Newton, birka ay sonra eski salna kavutuun
dan bunun, paranoid dncelerin ikincil olarak elik ettii
bir depresyon ata olmas olasdr.
N ew ton ve Einstein, yaadklar dnemde geerli olan p a
radigmalar terk ederek evrenle ilgili yeni modeller yaratabil-
milerdir. zmlerini matematiksel olarak kantlanmasalar-
d, bunlar bakalar tarafndan lgnca bulanabilecekken, on
lar bu zmlere, kavramlar arasnda geleneksel olmayan
tarzda balantlar kurarak ulamlardr. Her ikisinin de evre
nin anlamn bulmaya ynelik youn drtleri balangta, i
lerinde yaadklar karm aa hissinden kaynaklanm olabilir.
Ju n g un dalma srecini ele alrken de grdmz gibi, kii
nin kendi i dnyas ile d dnya arasndaki karklk, yeni
bir dzen kefetme arayn tetikliyor olabilir.

teki Pegam berler


ka o s ve dzen

Bu rneklerden de anlalaca gibi, kiisel faktrler bilim


den tamamen soyutlanamazlar. Bir bilim adam, yeni bir bulu
yaptnda Evreka! diye haykrrken, aslnda kozmik dze
ne katkda bulunmasnn yan sra, kendi zihinsel yaam a
sndan da yeni bir dzenin douunu kutlamaktadr. nsann,
kendisine ait bu yeni dncelerine k olmamas mmkn
deildir. Thom as S. Kuhnun, Bilim sel Devrimlerin Yaps
(The Structure of Scientific Revolutions) kitabnda da ortaya
koyduu gibi, bilimsel paradigmalar zihinde bazen yle sa
lam yerlere otururlar ki, onlara kar kmak ya da onlara son
vermek, delilerin sanrlarna veya inananlarn dini inanlarna
kar kmak kadar gtr." Bu gzlem, bilimsel yntemleri,
yani nesnellik ve kantlama ihtiyacnn, mmkn olan durum
larda da ngrde bulunmann deerini hibir ekilde dr
mez. Bilim adam, ne kadar kurtulmaya alsa da, znel fak
trler, bilimsel bulu ve baarlarnn iine sinsice szar. n
k, bilim adamlar da, bir dizi deer sistemi paylaan ve yeni
yarattklar zmn, meslektalar tarafndan zorlu deneyle
re tutulacan bilen, bilimsel bir topluluun yesidirler. Bir bi
lim adam yanlmazln, din deitirmi biri ya da bir guru
gibi iddia edemez.
rnein, Amerika Birleik Devletlerinde, yeni bir yntem
le souk fuchstan, sonsuz enerji retme yolu bulduunu id
dia eden bir grup bilim adam, onlarn vard sonulara kim
se ulaamad iin, sonunda takndklar tavrdan vazgemek
zorunda kalmlardr. Grlen odur ki, bir sre iin zafer sar
holuu iinde, ok nemli bir bulu yaptklarna inanm ol
salar da, sonunda yanldklarn itiraf etmek zorunda kalm
lardr. Oysa, bir gurunun, yeni bulularna kim yanl diyebi
lir ki?
Gemite aklayc bir geerlilii olan birok bilimsel ku
ramn, zaman iinde hatal ve hatt sanrsal olarak ele alna
bileceini aklmzdan karmamalyz. Buna verilebilecek r
neklerden biri, yukarda N ew tonun reddettii belirtilen, tm
uzay kaplayan ve ekim gc ile dier glerin iletilmesine
olanak salayan bir atmosfer olan, szde yldzlar aras

O e k Peygam berler
ka os ve dzen

eterin varldr. Bir dieri de, on sekizinci yzyl inanc olan,


phlogiston adndaki bir maddenin, her tutuan eyde yok ol
duudur. Eter ve phlogiston var olmasalar da, onlarn yerini
alacak daha iyi bir kuram gelitirilene kadar, hayal varlklar,
baz fiziksel olgularn aklanmasna yaramtr. M odern fizik
ten anlamayanlarn, dnyann gzlemlenemeyecek, ancak akl
yoluyla fikir yrtlebilecek kadar kk paracklardan
olutuu ve bunlarn da saniyenin milyonda birinde varln
srdrdkleri fikrine glp gemesi normal karlanabilir.
Modern bir fiziki, on yedinci yzyla nlansayd, meslekta
larn evrenle ilgili grnn sanrsal olmadna ikna etmek
iin olduka zorlanrd. Ancak bugn, lgn bir alt-atomik
paracklar dnyasnn gerekten var olduundan emin sayl
rz. Fizikiler, tekrarlanabilen ve kantlanabilen deneyler yap
tklar iin, onlarn hem drst hem de akl banda olduuna
inanrz. Kendi aralarnda*anlamazla dseler de, dnyann
doas ve uygulanan bilimsel yntemler ile ilgili hem ortak g
rleri hem de srekli fikir ve bilgi alverii vardr. Evrenle il
gili devrimsel kuramlar bata bir delinin sanrlar kadar lgn
grnse de, eer bilimsel incelemeyi geebilirse, sonuta bilim
dnyasndaki yerini alr. Hibir fiziki, ortaya att kuramla
rn, sorgusuz sualsiz kabul edileceini dnmez.
Elbette sanatlar, mzisyenler ve yazarlar kendi znel duy
gularyla ok daha fazla ilgilidirler. Fakat, yaratc arayn
tekrar eden rnts, hem sanatta hem de bilimde ayndr ve
bu yolu izlemek durumunda kalanlar da, hep benzer gler ta
rafndan motive edilirler. Yazarlar, zellikle de airler, sklkla
iddetli, tekrar eden depresyon dnemleri yaarlar ve yarattk
lar da, skntlarn hafifletme yolu ve huzur araylarnn bir
rn olarak ortaya kar. Yarataclm Dinam ikleri (The
Dynamics of Creation) ve Yalnzlk (Solitude) adl kitaplarm
da, yaratc hayal kurmann, nasl tedavi edici bir ilev grd
n dile getirmitim. Bir iirde ya da bir baka sanat yap
tnda yeni bir btnlk yaratmak, aslnda sanatnn, kendi
ruhunun i dnyasnda kaybettii btnl bulma veya yeni
bir btnlk oluturmas yan sra, d dnyada gerek bir

te k i Pegam berler
ka o s ve dzen

varlk bulan, bir rn yaratma abasdr. 12 Eer, d dnyay


la mkemmel bir uyum iinde olmamann, insanolunun ha
yal gcn tetikleyen biyolojik donanmnn bir paras oldu
unu kabul edersek, en baarl yaratc dleri olanlarn, ken
di isel gerilimlerinden gdlendiklerini grmek de artc
deildir. Graham Greenein de syledii gibi pek ok yazar,
Yazmak bir eit terapidir grne katlr."
Yazarlarn ve dier sanatlarn, hem estetik kayglarna,
hem de kiisel sorunlarna bulduklar zmler, ilk bakta, bi
lim adamlar ve matematikilerin bulduklar zmlere benze
meyebilir. Ancak her iki grup da, yaadklar yaratc sreci
benzer terimlerle aklamaktadr. Youn bir konsantrasyon
dnemi ve konunun her ynyle incelenmesinin ardndan, so
run ya da yeni dnce bir kenara braklr, bilinli olarak m
dahale edilmeksizin, dnceler oturmas iin nadasta bekleti
lir. Yazarlarn durumunda bu nadas dnemi, yazarn kendini
kaybetmi, tkenmi, beceriksiz ve mitsiz hissettii, ar bir
depresyon dnemidir. Bu dnem, gurularda yaanan ve vahiy
200
le son bulan ruhsal ya da fiziksel hastalk dnemi ile paralel
dir. Yazar ve mzisyenlerin nadas dnemleri, yeni bir dnce
doumu ile son bulan, bir sanat eseri vastasyla yaynlanmak
veya baka yollarla sergilenmek zere, somutlatrlm estetik
bir zmdr. Sanat, o anda, genellikle zmnn dorulu
una inanr. Ancak bunun asla sonu yoktur nk her zaman
yeni bir sorun gndeme gelir. Bilimde ve sanatta ura hi bit
mez. Hibir bilim adam ya da sanat, zaferine uzun sre sr
tn dayayamaz. Her zaman zlecek yeni bir bilimsel sorun,
yazlacak yeni bir roman, tamamlanacak yeni bir beste vardr.
Doal olarak, sanat eserleri, bilimsel hipotezler gibi, d o
ru ya da yanl diye deerlendirilemezler. Ancak, eer iyi yap
landrlmlarsa ve tm insanlarca paylalan ortak duygulara
hitap ediyorlarsa takdir edilir, kabul grr ve deerleri teslim
edilir. ou sanat bu durumdan honuttur ve hayranlarnn
ayn alanda alan dier sanatlara da hayranlk gstermele
rini snrlamak gibi de bir kaprisleri yoktur. Gnmzde, bi
reysel olarak, kiinin kendini gerekletirmesi ile ilgili roman

O leki Peygam berler


ka o s ve dzen

tik srarn ar derecede abartlmas, genel beeni ltlerin


den olduka uzakta, znel beste, heykel ve resim eserlerinin
olumasna olanak tanmtr ki, bunlar sadece kk gruplar
tarafndan ilgi grrler. Mzikte, pek az kiiye hitap ettii ve
hibir iz brakan yan olmad iin, seri halde retilen para
larn gelip gidiine tank oluyoruz. Grsel sanatlarda da este
tik kayg, birok nesneye veya nesne ynlarna yanstlmakta
ve bunun da heykel olduu iddia edilmektedir. Bir yaratc
rnn, bir sanat eseri olarak kabul edilebilmesi iin, bu ese
rin sanat dndaki insanlar tarafndan da takdir ediliyor ol
mas gerekmektedir. Aksi halde sanat delilikle ya da iletiim
kuram am akla sulanma riskini alm olur ki, bu ikisi aslnda
ayn anlama gelir. Sanatlar ve bilim adamlar, eer yaptlar
nn, hayattayken beeni kazanmalarn istiyorlarsa, genelin
bir paras olmay ihmal etmemelidirler.
ou gurunun sunduu zm hemen her eyi kapsar. Bu
nun anlam, gurularn, sanat ve bilim adamlar gibi her biri
yeni birer zm gerektiren ve art arda gelen sorunlarla bo-
201
umadklardr. Bulduklar cevaplar, tm sorunlara, yani in
sanla ve yaamn kendisine hitap eder. Bu cevaplar, gurula-
rn kendi kiisel deneyimlerinin genelletirilmesinden baka
bir ey deildir. Grdm z gibi, baz vahiyler genel kabul
grm grlerden o kadar uzak ve tuhaftrlar ki, bunlar
ruhsal hastaln bir kant olarak ele alabiliriz. Fakat normal
insanlarda da, isel karkl ve var olma hissinin verdii ra
hatszl geici olsa da ortadan kaldran, dnyaya uygunsuz
biimde uyum salamalarndan kaynaklanan, ok derin man
tk d deneyimler vardr. Daha nce de belirttiim gibi, akl
l sandklarmz aslnda bizim fark ettiimizden daha delidir
ler.
Bu balamda, gnatiusun gizemli tesellileri zellikle ilgi
ekicidir. Bir keresinde dnyann yaratlmas ile ilgili kutsal
bilgelik plann grdn sylemesi hatrlanacaktr. Bu tesel
li dedii ey, kiiyi derinden etkileyen ve sk sk hatrlanan,
mantk d tinsel deneyimlere bir rnektir. N e psikotik sanr
lar, ne dini inan, ne de ak olmak tartmaya ak deildir.

ie k Pegam berler
ka o s ve d re n

Tinsel deneyimler de bunlardandr. Biri byle bir deneyim ya


yaamtr ya da yaamamtr. Mistik anlar ok ksa srseler
de braktklar izler kalcdr. Herhangi bir din inancn dn
da olsalar bile, aklda kalc ve deerli olduklar iin tekrar et
meleri zlemle beklenir. Bu anlar, bazen meditasyon srasnda
gerekleirler. Bir guru olarak Rajneeshten tamamyla hayal
krklna uram olsa da, koruma grevlisi Hugh Milne,
unlar yazmtr:
Y o u n m e d ita sy o n y a p t m s r a d a , b irk a d efa o g erek m u t
lu lu a ve y o u n y a a n a n sev in ce u la m a y b a a r d m . Bu m e
d ita sy o n a n , t a r if e d ilem e z d erece g zel ve y a a n m a y a d e e r
b ir a n d . K t t a r ik a t la r b ir k e n a ra a ta n la r n , bu an n ne
k a d a r h ey ecan verici ve b a k a h ibir zev k le k y a s la n a m a z o l
d u u k o n u su n d a en u fa k b ir fik irleri bile y o k . D in b ir t a r ik a
ta ye o lm u h em en h e rk es, bu m u tlu u n b ir ek ild e tad n a
v a rm ve d a h a fa z la sn y a a m a k iin d e g eri g e lm itir.1'1
Bir baka kitabmda Wordsworthun, lm szlk neri
leri (Intimations o f Immortality) diye ifade ettii, birok insa
nn yalnz banayken yaad bu mistik deneyimleri ele al
202 d m .1' Bu anlarda, benlik ile dnya mkemmel bir uyum iin
de bir btn olur ve bunlar aklda kalc, deerli izler brakr
lar.
Vecit deneyimleri, aralarnda Walt Whitman, Edmund
Gosse, Arthur Koestler, A. L Rowse, Bernard Berenson ve C.
S. Lewisin da bulunduu, birok yazar tarafndan kaleme
alnmtr. Bu isimlerden de anlalaca zere, sorgulanan bu
deneyim din inan sahibi olanlar kadar, inanmayanlarndan
da bana gelmektedir. Tahmin edilecei gibi Bernard Beren
son, bu deneyimi grsellikle aklamaktadr.
B e n li im i y lla rd r so rg u lu y o r, d e iy o r ve d erin le tirm ey e a
ly o ru m . T a tm in ed ici b ir d e e rlen d irm e iin b ilin li d en ey i
m im i a ra tr y o r u m . H a y r a n o ld u u m , a n c a k k en d im i tam
o la r a k teslim e d ip m u tlu lu a v a ra m a d m iin b ylen em e-
d i im ya d a a l a m a d m s a n a t e serlerin e u y g u la n a c a k bir s
n a v a ra y n d a y d m . Bu id eal ce n n etin m u tlu lu u n u k em iren
b ir p h e k u rd u iim i k e m iriy o rd u . D e rk en b ir s a b a h , S p o le-
t o n u n d n d a , A z iz P ie tro nun k a p p e rv a z n d a k i y a p r a k b i
im in d e k i o y m a la r a b a k a r k e n , b ir a n d a s a p la r, iek y a p r a k

Otek Peygam berler


ka o s ve dzen

la n ve yeillik le r c a n la n d la r ve c a n la n m a la r y la sa n k i ben de
uzun s r e d ir el y o rd a m y la iin e d t m k a r a n lk ta n a
k m g ib i o ld u m . A y d n lan m b iriy d im a rtk . H e r izg isi,
her k e siy le ben im le c a n l b a la n td a o la n ya d a o lm a y a n
her y zeyi ile s a n k i k a r m d a b ir d n y a v a rd . B u n u y a a rk e n
d e b ilin liy d im . O s a b a h t a n itib a re n , g r d m h ib ir eye
k a y tsz k a lm a d m . H e r y e rd e , c a n ll n titreim le rin i g r
y o r d u m , y a n i a d e ta ben im v a rl m y celtm e k zere h izm et
e den en erji ve p a rltla rn g r y o r d u m .1''
Ksmen otobiyografik saylabilecek iiri Childe H aro ld un
H ac Yolculuu (Childe H aro ld s PilgrimageJda Byron, doay
la btnletii srada yaad duygular aktarmtr.
B ir p a r a s o ld u u m
D a la r, d a lg a la r ve g k y z
B e n im , ru h u m u n b ir p a r a s d eil m i?
T u tk u d e il m i t m b u n la r a h isse tti im ?
H e r eyi k m se m e li m i? B u n la rd a n b a k a .
A c e k m e y e g s m g e rm e liy im , v a zg e m e k yerine
V az ge m ek o y s a , u fk u o lm a y a n ,
D n c e le ri ld a m a y a n d u y g u su z la r iindir.
Amiral Byrd, 1934 knda Antarktikada, gelimi bir ha 203
va ssnde yaad srada, gnlk yrylerinden birinde
mistik bir deneyim yaam ve bunu mzik terimleriyle anlat
mtr.
A rm o n i, y a a d m ite b u y d u ! S essizlik te n g e liv e re n -y u m u -
a c k b ir ritm , m k e m m e l b ir sesin tns g ib i; bu belk i de g e
zegen lerin m zi iy d i.
B ir an iin bile o ls a , b u n u n b ir p a r a s o la b ilm e k iin, s a
d ece bu ritm i y a k a la m a k ye te rliy d i. O a n d a , in sa n n evren le
b ir o ld u u n a h ib ir p h e m k a lm a d ... E v ren , d ze n d i, k a o s
d e ild i; in sa n d a , g e c e ve g n d z g ib i, bu d zen in iin de h a k
l b ir yere s a h ip t i.
Aada, bir aratrma iin verilen cevap, aratrmaya ka
tlan kiiden alnan izin zerine aktarlmaktadr.
S ek iz v ey a d o k u z y a la r n d a y k e n b a m a g elen ilk k en d in d en
g e m e d en e y im im i h l t m c a n ll y la h a trla rm . B a b a m la
k z k a r d e im in k t y r y e , b en im iin o k u zu n o ld u u
n a k a r a r v e rild i i iin k a tlm a m a izin v erilm e d i in d e g e r e k
le m iti. O s r a la r d a y a z lk ta tatild e y d ik . M u tsu z lu k iin de
y a ta m d a a la r k e n u y u y u p k alm m . U y an r u y an m az , t m
h a y a l k rk l m n o r t a d a n k a y b o ld u u n u ve o n u n yerine ner-

teki Pegam berler


ka o s ve d re n

d c y sc ta n m la n a m a z b ir huzur, d in g in lik vc i m u tlu lu u n g e l


d i in i h isse ttim . B a h e d e k i an n em in y a n n a g itti im d e , o n u n
la b a b a a o lm a k ta n h o n u ttu m . O n u n d a ben zer ey ler y a
a m o la c a n d n d m iin k e n d im i b ir ey a n la tm a k
z o r u n d a h isse tm e d im . E m in im ki o , b u h issim i d in y o lla r d a n
a k la r d , sa n y o r u m ben de o y a la r d a b y le y ap m tm . O la
s lk la T a n r nn b a n a d o ru e ilip a c m a ld n a in an m tm .
B u n u y a zd m s r a d a bile, y a a d m o k a d a r ca n l o la r a k
h a trly o ru m k i, g z le rim y a la r la (m u tlu lu k ve ra h a tla m a
y a la r ile) d o lu y o r!
B u n d a n s o n r a b irk a d efa d a h a b y lesi d en eyim lerim o l
d u . B a z la r m zik le ilgiliy d i. Bir k e re sin d e bu d en eyim i D o n
G io v a n n i nin L ci d are m la m a n o d etin i a k lm d a n s y
le rk en y a a m tm . B t n bir s a b a h b o y u n ca -d ier tin sel d e
n e y im lerim d e n o ld u k a u z u n bir s re- bu m zik ben im d n
ya ve k e n d im le ilgili d u y g u la rm d e itird i. im d e h u zu r ve
d in g in lik h isse d e rk e n , d n y a o la b ild i in ce g z el g r n d .
M z i i te k r a r h a tr la y a ra k o za m a n k i d u y g u larm yen iden
y a a b iliy o r u m ; a n c a k bu , o y a a d m n so lu k b ir g lg e sin d e n
b a k a b ir ey o lam y o r.
T m b u n la r, h a y a tm b o y u n ca y a a d m en d eerli a n
204 la r o la r a k k a b u l e d iy o ru m . K e n d im le, in sa n lk la ve evren le
bir b t n o ld u u m a n la r ; -M u tlu lu k ta n a k n a d n m e k -
h a y a l ed ileb ilec e k tek m k e m m e l, m u h te e m a n . 1,
Bir baka rnek, Barones M alw ida von Meysenburgun
(1 8 1 6 -1 9 0 3 ) anlarn kaleme alm olan William Jam es tara
fndan aktarlmaktadr. Barones, kadn haklarnn ilk savunu
cularndan bir sosyalist ve Wagnerin arkadadr. 1876 kn
da Sorrentoda, Nietzsche ve Paul Reeye ev sahiplii yapm
tr. Bu srada, Nietzsche ile Wagner son kez bir araya gelmi
lerdir.
T m b u zg rle tiric i ve u z la m a c d n ce le r a k lm a t
n d e , sah il k e n a rn d a y a ln z b a m a o tu r d u u m s r a d a , D a
up h in e A lp lerin d e k i e sk i g n le rim e g id iy o rd u m . Bu k e z, k e n
d im i S o n su z lu u n sim g e si sn rsz o k y a n u s k a r sn d a d iz k
m ek z o r u n d a h isse ttim . O a n d a ettiim d u a d i erlerin d en o l
d u k a fa rk ly d ve a rtk g e r e k ten d u a etm en in ne d em ek o l
d u u n u a n la m tm . D u a e tm e k , b ireylem en in y a ln z l n
d a n , birle m e n in b ilin cin e v a rm a k t. l y o r m u a s m a d iz
k p , l m s z o la r a k a y a a k a lk m a k . Y ery z , cen n et ve d e
n iz u y u m u k u c a k la y a n tek e n g in bir d n y a o la r a k y a n k la n

O tek Peygam berler


y o r d u . im d iy e k a d a r y a a m t m b y k le rin o lu tu r d u u
k o r o a d e ta h er yeri k a p la m t. O n la rla k e n d im i bir b t n
o la r a k h isse d e rk e n , s a n k i Sen d e t m o b a a r m la rn y a n n
d a yer a ly o r s u n d iy erek beni se la m la d k la r n d u y a r g ib i o l
m u tu m .2
Ak olmak da, evrenle olmasa bile, genellikle bir baka in
sanla tamamen btnleme hissini yaatr. Bu da, mantk d
deneyimlerden biridir. Gerekten de, Freud k olmay psi
kozun normal prototipi 21, bir eit delilik gibi ele almtr. Es
ki inanlara gre de klara, ay (Luna) delilik yaratt iin,
ay arpm -Lunatic- (divane) denirdi. Kara sevdal kla
ra, inanlarn paylamadmz inananlara ve sanrlarn sa
ma bulduumuz delilere gsterdiimiz hassasiyeti sergileme
eilimimiz vardr. Ak biriyle tartmann hibir ie yaramad
n gayet iyi biliriz. Kara sevdaya neden olan kiinin bu ba
lla hi demeyeceini bilsek de, bunu dile getirmenin anla
m yoktur. En akl banda ve mantkl insanlar bile, akn e
kicilii ve kuruntularna kar baklk sahibi deildir. Akta
hayal krklna uramak ykc olsa da, hi ak olmam ol 20 5
mak, ok nemli bir deneyimi karm olmaktr. Otobiyogra
fisi ve yazlarndan, on sekizinci yzyln zarafet timsali oldu
u anlalan tarihi Edward Gibbon, Suzanne Curchoda duy
duu aktan gurur duyduunu dile getirmektedir.
T m k a d n la r a tercih e d ilen , bir tek k ad n n y a ra tt , istek ,
d o stlu k ve e fk a t b t n l n arzu lu y o r, v arl m n tek ve en
b y k m u tlu lu k se b e b i o la r a k , o n a sa h ip o lm ay istiy o rd u m .
A k m so n u n d a b a a r y a u la m a m o lsa b ile, a k o ld u u m
k iiy i h a trla y n c a y z m k z arm y o r, h a tta b u k a d a r s a f ve
y ce b ir d u y g u h isse d e b ild i im iin k e n d im le v n y o ru m .22
Gibbon, cinsel istein, ak olmann nemli bileenlerinden
biri olduunu kabul etse de, ak, sadece cinsel tutkuya dn
trme hatasna dmez. Ak olmak saf ve bir yce bir his-
tir , nk tpk cinsellikte de olduu gibi, bir olma aray ile
ilgilidir. Kendini evrenle ve ayrca ak olduklar kii ile bir b
tn halinde hissedenler, bu iki deneyimin ayn ey olduunu
bilirler. Aadaki alnt, yine zel bir mektuptan yazarn izni
alnarak yaplmtr.

t e k i Pegam berler
k a o s v e dzen

H . ye a k o ld u u m d a , o n u n la ta m a m e n b t n leti im i h is
se tm itim . O n u etk ilem ek ya d a o n u n la y a rm a k g ib i bir
k a y g m k a lm a m t, b u n u n yerine sa d e c e sev m e ve sevilm en in
v e rd i i b y k m u tlu lu k v a rd ki, bu d in gin b ir ken d in d en
g e m e g ib iy d i. B irb irim izi a n la d m z a o k a d a r em in d im ki,
k ilise y e g itti im iz d e , k e n d im i g z le rim d e n y a la r b o a lrk e n
b u ld u m . Bu g z y a la rn a r a h a tla m a n n m y o k sa m u tlu lu u n
m u n ed en o ld u u n u b ilm iy o ru m . B y lesi k e n d in d e n g em eler
o k u zu n s rm y o r, a m a y a a n la n n y celiin e em in o lm an n
an s h l o k d e erli ve im d ik i d o stlu u m u z u d a re n k le n d ir
m ey e d e v a m e d iy o r.21
Ak olmaya devam etmek epeyce uzun srse de, ilk bata
ki younluu genellikle ok uzun sre kalc deildir. Dier
mantk d deneyimler veya ruhsal hastalk dnemleri gibi,
ak olmak da baka halde kapal olabilecek alg kaplarn
aabilir. Yukardaki rnekte anlatld gibi, bir baka kiiyle
kurulan yeni ve deerli bir yaknln yolunu da hazrlayabilir.
Sz edilen kendinden geme deneyimlerini yaayanlar, p
hesiz bunun neminin farkndadrlar. Kendinden geme duru
206 mu, ne sayya dklebilir ne de (bazlar buna istedikleri za
man ulaabildiklerini iddia etmelerine ramen) tekrar edilebi
lir bir deneyimdir. Kimileri iin, kendinden geme deneyimi di
ni bir inancn balangc da olabilir. Romain Rolland, Fre-
udun dini bir sanr olarak ele almasndan yaknd mektup
ta, d dnyayla bir olmann yaratt enginlik duygusunun,
din hislerin kkeni olduunu ne srmtr. Byle bir eyi
kendisi hi yaamam olan Freud ise, cevabnda bunu, anne
style beslenme dnemindeki bebein kendisini annesinden
ve d dnyadan ayrmlatramad erken bir dneme ar ge
rileme olarak yorumlamtr. Aslnda bu iki gr birbirinden
ok da farkl deildir.
Agnostikler iin ise, bu mkemmel btnlkle ilgili geici
yaantlar, insan olmann ok belirgin bir zellii olan, yant
lar ve zmler bulmak iin yaratc aray hakknda bir ey
ler ortaya koymaktadr. Geici de olsa btnlemenin yaratt
vecit deneyiminden yerinmek yerine, bu deneyim mutluluk
la karlanmaldr. Bir yere ulamaktansa, umut iinde yolcu

teki Peygam berler


ka o s ve dzen

luk etmek ok daha hotur. Din vahiyler ve sanr sistemleri


nin ortak dezavantaj, kat ve deimez olmalardr, inanan,
inan sistemine o kadar fazla yatrm yapar ki, artk onu ne
deitirebilir ne de mantk erevesinde tartmaya aabilir.
Srekli arayta olan ve sadece ksa aralklarla aradn bulan
kukucular ise bu adan kendilerini daha az engellerler. Ara
y srasnda, kukucu peinde kotuu btnln mkem
melliini bir an iin bile grebilse, kendini olduka ansl his
setmelidir.
Daha nceden, gnatiusun kendinden geme deneyiminin,
depresyon dnemlerinin sonunda yaad manik veya hipo-
manik olgu olduunu ileri srmtm. Baz manik-depresifler
hi phesiz mistik deneyimler yaasalar da, bu deneyimlerin
hepsinin hipomani olarak snflandrlp snflandrlamayaca-
konusunda kukularm var. En ar hali ile bile, manik-dep-
resif bozukluk, genellikle genetik tarafndan belirlenen, tanm
lanabilir bir ruhsal hastalk olduu halde, bundan daha hafif
olan ve normallik glgesi altnda kalan baka duygudurum*
207
bozukluklar olduunu hatrdan karmamalyz. Normal yo
unluun zerinde duygudurumu deiiklikleri gsteren ve
psikotik belirtiler gstermeyenler, olaslkla siklotimik bozuk
lu k " yayorlardr. Manik-depresif hastalkla normalliin s
reklilik gsteren bir yelpaze iinde yer aldn anlamak ok da
g deildir, nk hepimiz farkl younluklarda da olsa, za
man zaman depresyon ve cokunluk dnemleri yaarz.
Birok normal kiinin izofreni hastalna ait zellikler ya
da en azndan izofreni her ne ise ona yakn belirtiler gs
terdikleri gzden kamaktadr. Tpk manik-depresif normal
arasndaki yelpaze gibi, izofreni ile de normallik arasnda da
bir yelpaze vardr. Manik-depresiflerde olduu gibi, izofreni
ye yatknln da kaltmla ilgili olduu bilinmektedir. Tm
poplasyon iinde, izofreni geirme olasl yaam boyu yz
de bir iken, izofrenlerin birinci dereceden akrabalarnn, yani

* M o od , halet-i ruhiye, insann kendisini nasl hissettii (.n.)


* * M anik-depresif b ozu kluu n daha hafif depresyonlar ve hipom anilerin dngsel
olarak yaand alt tipi (.n.)

O le k i Pegam berler
k a o s v e d zen

ebeveyn ve kardelerinin, izofreni geirme olaslklar on kat


daha fazladr. Eer hem anne hem de baba izofrense, ocuk
larnn izofren olma ans yzde krklara kadar kmaktadr.
Tek yumurta ikizlerinden biri izofrense, ikizinin de olma ris
ki yzde elli civarndadr. Bu, kaltmn etkili olduu grn
destekleyen bir bulgu olmakla birlikte, kaltmn etkili tek fak
tr olmadn da ortaya koymaktadr. Eer izofreninin sade
ce kaltmla aklanabilen bir kkeni olsayd, tek yumurta
ikizlerinin izofren olma riskleri yzde elli deil, yzde yz
olurdu.
Herkes izofrenik tipte bir psikotik hastalk geirmeye eit
dzeyde yatkn deildir. Ancak psikotik olma ile normallik
arasnda bir yelpaze olduu gr kabul edilirse, izofreniye
yakn ya da yatkn kiilik zellikleri gsteren normal insanla
rn olaca ve bu tip kiilerin de zellikle izofrenlerin akraba
lar arasndan kaca tahmin edilebilir. Gerekte de durum
budur. Aratrmalar gstermitir ki, pek ok normal insan i
zofreni deneyimlerine benzer hafif belirtiler gstererek kendile
208
rini gerek d hissetmekte ya da telepatik dncelere ka
plmaktadr veya grsel ve iitsel halsinasyonlar ve arptl
m, paranoid dnme biimlerine sahiptir. Psikologlar tara
fndan izotipi olarak tannan, izofrenlerinkilere benzer kiilik
zellikleri gsteren ve strese maruz kaldklarnda da, izofreni
hastal ortaya karabilecek bir kiilik boyutu bulunmakta
dr. Bu kiilik zelliklerden bazlarnn pozitif ynleri de vardr.
Hem izofrenler hem de izotipal kiilii olanlar, sklkla
uyaran bombardmanna uradklarn hissettiklerini bildirir
ler. Ia ve sese kar ar hassaslar, rnein kalabalk bir
od ad a ayn anda birok kii konuuyorsa, kendilerini ok ra
hatsz hissederler. Bu kiiler, ayn anda bir sr dncenin
akllarna mesinden dolay bir taciz hissi yaadklarn da
bildirirler. Bana gre ise, bu, yaratcl zorlayan gdleyici
glerden biridir. Zihin karmaas o denli rahatsz edicidir ki,
kiide dzene sokma ihtiyacn dourur. Kaostan dzen olu
turmann ortaya kard yaratc eylem ise rahatlama hissi ge
tirir.

O tck Peygam berler


ka o s ve dzen

Organizasyon, kontrol ve dnce srecindeki rahatszlk


olarak tanmlanan dnce bozukluu, izofreninin en belir
gin klinik zelliklerinden biridir. Dnce bozukluunun be
lirtileri, uygunsuz tepkiler, balantsz dnceler, anlalmaz
lk ve Gurdjieff ile ilgili blmde de yer verildii gibi tuhaf
szcklerin kullanlmasdr. Kavramsal snrlar bulanklam-
tr ve dnceler arasndaki balantlar da o kadar kiisel ve
kopuktur ki, gzlemci izofreni hastasnn dnce sralamas
n takip etmekte glk eker. Bununla beraber, beklenmedik
balantlar kurulmas, kavramlar veya olaylar arasnda o ana
kadar grlmemi balantlarn bulunmas bilimde yaratc
dnmenin vazgeilmez eleri olduu gibi, aslnda edebiyat
da dilin allagelmiin dnda kullanlmas ile zenginlemitir.
Jam es Joyceun Ulysses ve Finnegann Uyant (Finnegans
Wake)nda kulland dil, baz yerlerde izofrenik dili hatrla
tr. Ayrca, Jam es Joyceun kz L uciann da izofren olduu
nu anmsatmakta yarar vardr. izofrenlerin akrabalarnn
(onlarla yksek oranda ayn genleri tayanlarn), normal in
209
sanlarn akrabalarna oranla, daha fazla yaratc ura iine
girdiklerini gsteren birok aratrma vardr. Btn arlyla
izofreni geirmek ykclktan baka bir ey deilse de, gizli
bir izofren olmann orijinallikle ilikili olabilecei ve yaratc
bulular balataca sylenebilir.
Aratrmalarda izotipi lmlerinde yksek puan alanla
rn, tinsel deneyimler yaamaya daha yatkn olduklar da gs
terilmitir. M . C. Ja c k so n un Psikoz ve Tinsel Deneyim Ara
sndaki liki zerine Bir a lm a (A Study of the relations
hip between psychotic and spiritual experience)24 adl makale
sinde bu durum ortaya konarak, byle deneyimlerin belirgin
zellikleri sralanmaktadr. Bu almayla, William Ja m e sin
mistik diye adlandrd zihin dzeyi tanmlamas arasnda
birok akma olmasna karn, Jackson bu tanma, okuduu
be binin zerinde gncel tinsel deneyim ile ortaya kard
baz zellikleri de ekler. William Jam es, zihnin mistik dzeyi
ni drt zellikle aklar. Bunlar;
T a r if e d ilem e m e si; d en ey im i s z c k le re d k m e d e k i g l k .

O le k Pegam berler
ka o s ve dzen

A k lc y n ; d en e y im ayn z a m a n d a g e re k le ilgili yeni


d erin lik le r g etiren b ir i g r , bir bilgi d u ru m u d u r.
K s a l ; b ir o k m istik d en eyim , b ir ya d a iki s a a tte n uzun
s rm e z .
P a siflik ; k ii irad e sin in o r ta d a n k alk t n , b a ze n ken d i
d n d a k i b ir g ta r a fn d a n k o n tro l ed ild i in i ve y n le n d iril
d i in i d n r.
Jackson ayn zamanda, daha nceden deinilen, huzur ve
dinginlik hissinden de sz eder. Bunlarn yan sra, zaman ve
meknla ilgili bir farkllk hissi, kurald alglamalar, farkl bir
bilin dzeyinin yaanmas ile yaam ve yaamla ilgili sorun
larla yeni bir bak asna ulamay baarma hissini de ekler.
Doayla ya da evrenle btnleme de, tm bunlara elik eden
ortak bir zelliktir.
Bu noktada, imdiye kadar zerinde durduumuz baz d
nceleri tekrar gzden geirmekte fayda olabilir. Gurular, d
zen salayan ve rahatlama hissi yaratan, karmaay ortadan
kaldran, yeni bir vahiy ile sonulanan, bazen psikotik hasta
la varacak dzeyde skntl bir dnemden geerler. Olayla
210
rn byle sralanmas, matematik ve bilimdeki yaratc srece
de benzerdir. Matematik ve bilimde de, alglanan sorun veya
gln verdii i kemirici sknt, o zamana kadar bad a
mayan gerek veya kuramlar bir araya getiren, yeni bir hipo
tezin olumas ile son bulur.
Ayn sre, sanat eserleri yaratlrken de karmza kar.
Depresyon ya da baka bir sknt dnemi ardndan sanat,
elindeki materyali kendi kendine, ite imdi oldu dedirtecek
bir biimde bir araya getirebileceini hisseder. Herderin fark
l verilerden yeni birleimler ve btnlkler oluturmann, in
san doasnn temeldeki dzenleyici eylemi olduu iddiasn
dile getirmi ve herhangi bir ortama tam uyum salayamama-
nn, insan tatminsiz brakt iin, bu btnl yaratma ko
nusunda motive ettiini ve bu kiilerin asla ulamayacaklar
mkemmelliin peine dtklerini belirtmitim.
eitli Dini Deneyimlerde Paralanm Benlik (The D i
vided Self in The Varieties o f Religious Experience) adl yaz
snda William Jam es, ruhsal uyumsuzluun, nasl isel btn

O iekr Peygam berler


ka os ve dzen

lk ve huzura dntn ele almaktadr.


D in i b u lm a k , b t n l e u la m a n n b ir o k y o lu n d a n sad e ce
biridir. sel e k sik li i te d a v i etm e ve isel u y u m su z lu u a z a lt
m a s re c i, gen el bir p s ik o lo jik s re tir ve m u tla k a d in se l o l
m ak z o r u n d a o lm a k sz n , her trl ru h sa l m a te ry a l ile yerine
geleb ilir... rn e in , b u yeni b a la n g la , k ii d in d en u z a k la a
ra k k u k u c u lu a d o ru g id ile b ile c e i g ib i, a h la k s a l tu tu c u
lu k ta n z g rl e ve a p k n l a d o ru d a yn elebilir. V eya k i
in in h a y a tn istil ed en , a k , tu tk u , h rs, in tik a m ya d a v a
tan sev e rlik g ib i yeni b ir u y a ra n veya a rz u o rta y a k ab ilir. Bu
rn e k le rin h e p sin d e , a y n p s ik o lo jik s re v a rd r -frtn a, stre s
ve tu ta rsz lk d n e m i a rd n d a n gelen sa la m lk , tu tarllk ve
d en ge h a li.1'
Gurularn ileri srd yeni gerekler, bazen genel olarak
kabul grm inan sistemleri iinde yer alamayacak kadar
egzantrik olduklar iin sanr olarak etiketlenen, btncl
zmlerdir. Ancak gurular deli diye bir kenara atmadan nce,
szde normal insanlarn da, geici olarak karmaa ve sknt
larnn ortadan kalkt kutsal deneyimler yaadn hatrla
makta fayda vardr. Kendinden geme yani vecit, bunlara bir 211
rnektir; ak olmak ise bir baka rnektir. Her ikisi de, man
tkl deerlendirme ve eletiriye ak olmamalar bakmndan
sanrya benzerler. En derinlerde hissedilen temel nsan dene
yimlerden bazlar btnyle mantk ddr.

t e k i Pegam berler
X. sanr ve inan

nsan derinden etkileyen ve ayn zamanda mantk d olan


nemli bir deneyim de, kendini dine vermedir. gnatiusun
yksn anlatrken, bu durumla karlamtk. Hastaln
dan nce grnrde bir Hristiyan olduu halde, gnatius son
radan koyu bir dindar olmutur. Din bir inanca balanmak,
byk bir rahatlama hissi yaratr. Kiinin srtndan adeta b
yk bir yk kalkm ve kii yaamnn ynn, kendinden da
ha stn bir gcn kontrolne brakmtr. Dine dnme hak
knda, William Jam es unlar sylemitir:
K e n d in i d in e v erm ed e s z ed ilen k riz, bilinli be n li im izi, her
n e o lu rs a o lsu n k e n d im izd en d a h a id ea l g le rin in sa fn a b
r a k m a k ve k e fa re tim iz i d e m e a n la m m tar. Bu n ed en le, d i
n y a a m tin se l o ld u u ve d s a l bir u r a la , t ren le ve ayin le
ilg isi o lm a d s rece k e n d in d e n v a zg e iin , d in y a a m d a h a
y a t n em ta y a n b ir d n m n o k ta s o ld u u n u g r r z .'
William Jam es, bu aklamasnn yan sra, kendini dine
vermeyi tanmlayan bir dizi rnek de vermitir. Edwin D. Star-
213
buckun Dinin Psikolojisi (Psychology of Religion) adl kita
bndan yapt alntlar yledir. Sadece dedim ki, Tanrm,
elimden gelen her eyi yaptm ve imdi her eyi sana brakyo
rum. O anda iimi ok byk bir huzur kaplad. Bir dieri de:
Bir anda anladm ki, her eyi kendi bama yapmaktan vazge
ip, say izlersem, ben de kurtulabilirim. Sonrasnda zerim
deki tm yk ortadan kalkt. 2
Esrarengiz olduu iin daha ilgin olan ise, John Henry
N ew m an in R om a katolik dinine dndr. Kendi tinsel ge
liimini anlatan yazs A pologia pro Vita Sua, dzyaz halinde
kaleme alnm bir bayapt olarak klasikler arasna girmitir.
R om a Kilisesine girdikten sonra duyduu rahatl yle dile
getirmitir:
K a to lik o ld u k ta n s o n r a , a rtk a n la ta c a m b a k a bir d in g e
lim e y a a m a y a c a m . D e m e k iste d i im , d in k o n u la r zerin e
d n m e k te n veya a k lm y o r m a k ta n v a z g e m i d e ilim ; a r
tk a n la ta b ile c e im b ir d e iik lik o lm a y a c a k ; h erh an g i bir
k a y g m d a k a lm a d . T a m bir h u zu r ve ra h a tlk iin d ey im , en

teki Pegam berler


u fa k b ir k u k u m bile y o k . D n m m sr a sn d a , a k lm d a
o la n , h e rh an g i b ir zih in sel ya d a m an e v i d e iik li in bilin cin
de d e ild im . V ahiylerin tem el g erek leri k o n u su n d a eskiy e
d a y a l b ir in an cm d a y o k tu . B u n d an d a h a fa z la tu tk u lu ve
k e n d im e h a k im o ld u u m u hi h a trla m y o ru m ; a n c a k bu tp
k frtn al b ir d en izd e n s a k in bir lim a n a v a rm a k g ib i. M u tlu
lu u m o a n d a n itib a ren hi d e im ed e n d ev a m ediy or.'
Bir nceki blmde sadece ksack anlarda btnle ula
an, ancak hayatla ilgili sorunlara her eyi kapsayan kutsal bir
zm bulamayan septiklerin, araylar tm yaamlar bo
yunca sren, am a hibir zaman niha zme ulaamayan sa
nat ve bilim adamlar ile ayn yolu izlediklerinden sz etmi
tim. N e var ki, dinlerin ve gurularn sunduklar ey, btncl
zmlerdir. N e zihinsel bir bilmece ne de sanatsal bir ikilem
olan din inan, yaam sorununa verilen bir cevaptr. Her ne
kadar Jung, Freud ve Steiner bilimsel yntemler uyguladkla
rn iddia etseler ve bunun aksini kabullenmeye niyetli olm a
salar da, sunduklarnn din inanlara yakn inan sistemleri
olduu aktr. Bunun karlnda septikler kk bir aznlk
214
tr. nsanlarn ou, yaamn gizemine ilikin cevaplar verdii
ni iddia eden ve her eyi kapsayan bir inan sistemine inanma
y ister ve buna ihtiya duyar. Bununla birlikte, gerek olarak
kabul ettikleri inan sistemlerinin, baka insanlarn inanlar
ile badamadn fark ettiklerinde de bu durumdan genellik
le ylmazlar. Birinin inanc, bir bakasnn sanrs olabilir.
nceki blmde, psikotik yaant ile normal davran ara
snda bir yelpaze olduunu gstermeye almtm. Manik-
depresif bozukluk, en youn haliyle, tekrarlayc ve tanmla
nabilir hastalk olmakla beraber, benzer zellikler gsteren an
cak ondan daha hafif olan siklotimik bozukluk her normal,
sradan insann yaad hafif depresyon ve coku dnemleri
ne benzetilebilir. Elizabeth Farrn yaad izofrenik hastalk
ya da Ju n g un anlatt ilingir ra vakas ve Steiner ile
Gurdjieffin sanrsal bozukluklar ile, bu iki rahatszlk ara
snda gidip gelen Bruntonn paranoyak durumunda bir srek
lilik vardr. Pek ok normal kii de, zaman zaman, izofrenle
rin ifade ettii belirtilere benzer eyler yaadklarn itiraf eder

teki Peygam berler


sanr ve inan

ler. Sanrlarn sorunlar zmeye ynelik bir teebbs olduu


grn daha nce de vurgulamtm. Sanrlar, hem aklay
c hem de aklaycdrlar: Su bakalarna atlarak benlik-sayg-
s korunurken, anormal algsal deneyimlere yle bir yorum ge
tirilir ki, zihinsel karm aa tehdidi ortadan kalkar ve byklk
sanrs sistemi, kendisini yalnz ve nemsiz hisseden kiiye ih
tiya duyduu zgveni salar. Din inanlar da, ruhun ekono
misi adna benzer bir ilev grrler.
Sanrlar yle tanmlanmaktadr:
M u tla k b ir g r le sa v u n u la n a n o r m a l in an lard r. G e n e llik
le, o k b y k k iise l n em ta y a n , k e n d in i k a n tla y a n g e r
e k ler o la r a k y a an rla r. M a n t a b a l o lm a d k la r g ib i, d e
n ey im le de d e iik li e u ra m a z la r. erik leri sk lk la h a y a l ya
d a en a z n d a n g e r e k le m e si o la s o lm a y a n ey lerd ir; o rta k
s o sy a l ve k lt re l g e m ie s a h ip k iile r ta r a fn d a n d a p a y la l
m az lar.4
Eer bu tanm doru olarak kabul edersek, bir inancn
sanr olup olmadn anlam ak iin, hem ne dzeyde bir yo
unlukla savunulduunu hem de bu inanc ka kiinin payla
215
tn gz nnde bulundurmamz gerekir.
Bhagwan Shree Rajneeshin bu konuyla ilgili yorumu y-
ledir:
T o p lu m ta r a fn d a n d este k len en m a s a lla r o ld u u g ib i, hi
k im se ta r a fn d a n d este k g rm e y e n m a s a lla r d a vardr. te bu,
ak ll in sa n la d eli a r a s n d a k i fark tr. A k ll in san n h a y a l r
n to p lu m d a n d e ste k g r r. O , to p lu m u , k u r g u la d eyleri
d e ste k le m e si iin y n len d irm itir. D eli ise, k u r g u la d y k
ler to p lu m iin d e k im se ta r a fn d a n d este k len m ey en biridir.
Y aln zdr, bu n ed en le o n u tm a rh an e y e k o y m a k z o ru n d a k a
lrsn z.1
Din inanlar, yukardaki sanr tanmlamasnn bir tek y
n dnda tamamna uyar. Dnyaca etkin inanlar, benzer
sosyal ve kltrel gemilerden olmadklar halde ok byk
kitleler tarafndan paylald iin, anormal olarak kabul edil
mezler. Bu benim, baka bir zihinsel bozukluk belirtisi ya da
sosyal yetersizlik gstermedike, bir kiiye, sadece tuhaf oldu
u veya sanrsal inanlar tad iin, psikotik olarak tan ko
yamayacamza ilikin tezimi destekleyen bir durumdur.

teki Pegam berler


sanr ve inan

Sanr tanmna geri dnecek olursak, din inanlarn da


mutlak bir grle savunulan inanlar olduunu, aksi halde
buna inan denemeyeceini grrz. Elbette inananlarn da
zaman zaman kukular olur, ancak onlarn bu kukular man
tk erevesinde kantlanmas gereken sorgulamalar olarak ele
almak yerine, savalmas gereken dmanlar olarak grmele
ri, aslnda inanlarnn gcnn kantdr. nan, inanan iin o
denli byk bir kiisel neme sahiptir ki, yaamla ilgili her e
yin etrafnda dnd bir merkez haline gelir. nanlar da,
sanrlar gibi mantkla muhakeme etmeye ak olmasalar da,
sanrlardan farkl olarak, bir dereceye kadar deneyimle dei
tirilebilecekleri sylenebilir. nan, zaman iinde, baka ekle
dntrlebilir. nan gelitirilebilir, derinletirilebilir, dei
tirilebilir olmasna karn, tmyle vazgeilmedii srece, ha
yatn tmn etkileyen bir sistem olarak kalmaya devam eder.
Ayn ekilde, sanrlar da kiinin yaamnn ve kendisini algla
ma biiminin tamamn etkisi altna alr.
Bu btncl ve hemen her eyi kapsayan zelliklerinden
216
dolaydr ki, din inanlar konusunda tartmak, paranoyak
sanrlar zerine tartmak kadar gtr.
Her iki inan grubu da, bireyin zel olduuna dair yarat
t hisle, kiinin benlik saygsn korumaya yarar. Normal in
sann benlik saygs, genellikle bakalaryla kurduu ilikilere
baldr. Eimiz, ocuklarmz ve dostlarmz bize dkn ol
duklar iin, varlmzdan mutluluk duyduklar ve bizi sev
dikleri iin kendimizi deerli hissederiz. Hristiyanlk inanc
tayan birinin, bunlarn yan sra Tanr tarafndan da sevildi
i ve deerli bulunduuna ilikin inanc vardr. Bu inan asln
da, hem dl hem de bir eit sigortadr. nanl bir kii, bu e
kilde, kiisel varoluun trajedilerinden korunmaktadr. artlar
ne kadar korkun olursa olsun, yoksunluk ve baarszlk ac
verici bile olsa, Tanrnn sevgisini vermeye devam edecei
inanc bunlarn olumsuz etkilerini hafifletmektedir. nan, ger
ekten de insan korkularndan uzak tutar. rnein, sabit ve
basit din inanlar olanlarn, pheci entelektellere oranla,
komnist fikirlerin alanmasna kar daha kolay kar koy
sanr ve inan

duklar gzlenmitir.6
Hangi nedenle olursa olsun yaamlarnda az duygusal ili
ki yer alan kiiler asndan inan daha da byk nem ta
maktadr. Gurular, genellikle yalnz ocukluk geirmi, ied
nk, narsisistik ve bakalaryla iliki kurmak yerine kendi
akllarnda olup bitenle daha fazla megul olan kiilerdir. Bu
kiilik zellikleri, hayallerin gelimesine olanak salar. Hayal
gc, en fazla yalnzken serpilir. Gurdjieff ve Steiner zenle i
ledikleri evren bilimlerini, yalnz kaldklarnda harekete geen
gelimi hayal glerine borludurlar. Eer sahip olduklar bu
dnceleri daha kk yalarda bakalaryla paylam ve
eletiriye am olsalard, olduklar biimde koruyamazlard.
Ancak, zel bir inan olarak tanmlanabilecek grleri, so
nuta byklk sanrsna dnmtr. Byle inanlarn sor
gulamaya ak olmamas aslnda artc deildir. Eer benlik
saygs zel bir inan veya sanr sistemi zerine yaplandrl
msa, bu inan ya da sanr o kadar deerlidir ki, asla sarsl
mamas gerekir. Hi kimse benlik saygsn btnyle kaybet
217
meyi gze alam az ve yaadklar ar depresyon nedeniyle bu
noktaya gelenler, genellikle intihar ederler.
Sanr tanmna tekrar dnersek, dini inanlarn ieriinin
de genellikle hayal rn veya en azndan olmas muhtemel
olm ayan eyler tarafndan olutuunu syleyebiliriz. rne
in, Hristiyanlkta, biyolojik ilkelere taban tabana zt olduk
lar iin s a nn doum u ve sa nn diriliini hayal rnlerine
rnek olarak gsterebiliriz. Birok Dou dini, retilerinde yi
ne doal olarak gereklemesi olas olmayan insan ruhunun
yeniden douuna yer verir. Hem din inanlar hem de sanr
lar iin, ortada hibir nesnel kant yoktur. Hi kimse, Tan-
rnn varln gsteremez. nanlar, deneye tbi tu t u l m a d k
lar gibi, her iki ynde de kantlanamazlar. Sanr sistemlerinin
benlik saygsn desteklediini grmtk, ayn ekilde din
inanlar da benlik saygsn desteklerler. rnein, pek ok ki
i iin yerinin doldurulabilir olduunu kabul etmek olduka
zordur. Herkes tek ve benzersizdir, ama sadece birka dahinin
yeri doldurulamazdr. ou kii, lmlerinden birka yl son

t e k i Pegam berler
s a n n ve inan

ra unutulup gidecektir. Doa bu anlamda msriftir. Dnyada


gereinden fazla insan olduu gibi, ounluumuz da unutul
maz deiliz. Eer anslysak, dostlarmz ve akrabalarmz bi
zi bir sre zlerler, ama ok azmz srekli hatrlanabilmeyi
baarrz. Bu duruma dayanabilmek ok gtr. lmekte olan
Keats, yaknlar tarafndan ihmal edilmesinin verdii kederle,
mezar tana isminin yan sra unlarn yazlmasn vasiyet et
mitir: Burada ad suya yazlm biri yatmaktadr. Eer by-
lesine yetenekli bir air, hayal krkln bu biimde dile geti
riyorsa, sradan biri kendisi iin ne derdi acaba? Niye olduu
nu bilmiyorum, yaadm, ldm. Hatrlanmayacam.
Ancak rnein biri Hristiyanlk inancn tayorsa, durum
deimektedir. Hristiyanla gre, kii ne kadar nemsiz olur
sa olsun, herkes Tanr katnda deerlidir. Bir kii tm ailesi ve
dostlar tarafndan terk edilmi, baarsz, alkole yenik d
m, uyumsuz ve dnyann asla affetmeyecei bir gnahkr
olabilir. Fakat eer, Tanr tarafndan sevildiine inanyor ve
tvbe ederse Tanrnn onu balayacana ait bir inan ta
218
yorsa, ylgnla ve hilik korkusuna kar korunmu olur. H
ristiyanla ilk inananlar, hibir zel yetenek tamayan ve
toplum iinde nemli bir yer tutmayan kiilerin dahi Tanrnn
gznde deerli olduklar sylendii iin, bu inanca sarlm
olabilirler. Nietzsche, Hristiyanl, ruhu bedenden stn gr
me srar ve cinsellii kt olarak ele alma eilimi de dahil ol
mak zere, pek ok alanda inkr etmitir. Reddetmesinin bir
dier nedeni de, nemsiz ve zayf olann yceltilmesidir, ki bu
da Nietzschenin gl gelimeyi hak eder inancnn tam ak
sidir. Ona gre:
rn e in , sa (ya d a P au l), R o m a d a s r a d a n in sa n larn n asl
y a a d k la r n g r d , -a l a k g n ll , erd em li ve k stl b ir h a
y a t. O n la rn h a y a tn a b y k b ir a n la m ve d e e r k a t a r a k , bir
y o ru m su n d u , b a k a y a a m biim le rin e ten ezzl etm em eleri
iin o n la r y re k le n d ird i.7
T. S. Eliot, insanlarn, gereklerle baa kmakta zorlan
dklarn ileri srmtr. Kiinin gelip geicilii ve nemsizli
i gereine katlanmadaki yetersizlii, din bir inanca sahip ol

O ie k Peygam berler
sa nr ve inan

mann en gl etkenlerinden biridir. Bir Hristiyan iin Tan


r, her insann birey olarak biricikliinin deerini kantlamak
ta ve ruhun lmszlk retisi de, bu biricikliin kaybolma
yacan dorulamaktadr. Baka inanlarda ruhun sreklilii,
bireyselliin korunmasnn artk neminin kalmad noktaya
ulaana kadar yeniden dnyaya gelme gr ile salanr. n
sanlarn, onlara bylesine gvence veren ve destekleyen inan
sistemlerine sk skya balan m alar artc deildir.
1 9 5 9 da, Yz Yze rportajnn sonlarna doru, John Fre-
em anla lmn kanlmazln tartan Jung, btnyle bir
sonla tehdit edilen bilindnn, bu durumu grmezden geldi
ini ifade etmitir. Hastalarm dndmde, hemen hepsi
nin varlk sebepi araynda olduklarn ve varlklarnn hilik
ya da anlamszlk karsnda un ufak olmayacana dair g
vence istediklerini gryorum. nsan, anlamsz bir hayata kat
lanam az. 8 demitir. Ancak yine de bazlar, sadece psikolojik
bir ihtiya olduu iin bir inanca balanamaz ve gereki ba
z kantlara ihtiya duyar. Ruhun lmszlne inanmasa bi
219
le, yaamn dolu dolu yaayan biri iin hayat asla anlamsz
deildir.
ou kii, din inancn arzu edilen bir ey olduuna inan
drlarak yetitirilir. Kendimizi bir eye inandramyorsak veya
nceki din ballmz terk etmisek, aslnda gemile kar
latrldnda gnmzde ok daha hogrl olan insanlar,
bize acrlar. Sylendiine gre, inan d alan bile yerinden oy
natr. nan insann tm skntl dnemlerinde yanndadr.
nan, zntl birinin kederini azaltr, varlna anlam katar,
gelecek iin mit verir, cennette kurtuluu ve sonsuz yaam
vaat eder. Ancak Nietzsche, inanc bir zayflk olarak ele al
maktadr.
n a n c a en o k ih tiy a d u y u ld u u ve o n a en fa z la ta m a h e d il
d i i z a m a n , irad e n in e k sik o ld u u za m an la rd r. n k irad e ,
h k m e tm e h issi g ib i, b a m sz lk ve g c n k a r a r l bir ia re ti
dir. B ir b a k a d ey ile, kii ne k a d a r a z h k m e d e b iliy o rsa , ta n
r, k r a l, to p lu m s a l sn f, d o k to r, peder, d o g m a veya to p lu m
v icd an g ib i ac ilen h k m e d e n , h a tta id d e tle h k m e d e n b irisi
ne ih tiy a d u y a r.

O tek Pegam berler


sa n n ve inan

Eer guru terimi, Nietzschenin yaad dnemde popler


olsayd, mutlaka hkmedenler listesine gurular da eklerdi.
Sadece birka taraftar tarafndan paylalan zel inan sis
temlerinin sanrsal olarak ele alnma olaslklar yksektir. En
az onlar kadar mantk d olan, ancak milyonlarca kii tara
fndan paylalan inan sistemleri ise, dnya dinleri olarak ka
bul edilir. Psikotiklerin inanlar ile normal insanlarn dini
inanlarn karlatrdmzda, bir grubun sanrsal, dierinin
ise normal olduunu sylememiz mmkn deildir. Gurdjieff
ve Steinerin evrenle ilgili inanlarn ele alacak olursak, inan
larnn tuhafl ve bilgili, eitimli kiilerin ortak grlerin
den olduka uzak olmalar nedeniyle, sokaktaki insann, bu
kiilerin deli olduu ve inanlarnn da sanr olduu sonucuna
varacana kesin gzyle bakabiliriz. Bunlar, bakalarnn d
nce ve grlerinden etkilenmeyecek kadar uzakta, zihinle
rinin ssz llerinde dolaan kiilerin inanlardr. Buna ra
men ne Gurdjieff ne de Steiner psikiyatrik vakadr. Hem G urd
jieff hem de Steiner, evrenle ilgili oluturduklar olaand ta
220
rihe inanm ve gnmzde de inanan mritleri etraflarna
toplamlardr. Ancak bunlar sayca o kadar azdr ki, bu m
ritleri zararsz egzantrikler olarak, her iki evren bilimini de
sanrsal olarak deerlendirmek mmkndr.
Ancak dnyada tahminen bir milyarn zerinde Hristiyan
vardr. Bu kadar kiinin kandrlm ya da yanl ynlendiril
mi olduklarn sylemek, kabul edilemeyecek dzeyde haddi
ni bilmezlik ve samalk olur. Yine de, sann doumu, dirili,
ruhun lmszl ve bedenin tekrar dirilmesi retileri, H
ristiyanlk inancnn temel noktalar olsalar da, biyolojik g
r temel alan bir septik iin, en az Gurdjieffin ayla veya Ste
inerin kozmik varlklarla ilgili inanlar kadar inanlmazdr.
Eer dnyada, sadece yz kadar inanl Hristiyan olsayd on
larn da, Gurdjieff ya da Steinerin her syledii eyin doru
olduuna inanlar kadar egzantrik olduklarn dnebilirdik.
ngiliz Kilisesine sabah duas iin gidenlerin, Apostlesin
nann ya da ayn inanlar ieren daha gncel bir uyarla
masn tekrarlamalar gerekir. nan, baz okurlar iin tan-

O tek Peygam berler


dik olmayacandan, tamamn aktaracam.
Y ce B a b a m z , C e n n e t ve y e ry z n n k u ru c u su T a n r ya,
o n u n tek o lu , K u ts a l R u h o la r a k , B a k ire M e ry e m d en d n
y a y a ge len , P o n tiu s P ila te den ile eken , ik en ce g re n , len
ve g m le n , ceh en n em e g id e n , n c g n d e d irilip C e n n e te
ge len ve Y c e B a b a m z T a n r n n s a elin d e o tu r a n , b y lece
d e c a n lla r ve lm le ri y a r g la y a c a k o la n s a ya in an y o ru m .
K u ts a l R u h a , K u ts a l K a to lik K ilis e s ine, A zizle r Birli-
in e, g n a h la rn b a la n a b ilir o ld u u n a , bed en in te k r a r d i
rilecein e ve s o n su z y a a m a in an y o ru m . A m en.
Kendilerine Hristiyan diyenlerden acaba ka kii, bu ner
melerin tamamen gerek olduuna inanmaktadr? Piskopos ve
ngiliz Kilisesinin dier yeleri de dahil olmak zere modern
Hristiyanlar, nan duasn tekrar etmeyi, bu nermeleri me
caz olarak ele alnmas gerektiini vurgulayarak hakl kar
maya alrlar. rnein, Kutsal Ruhun, mecaz anlamda
sann ruhunun sonsuza dek yaayacan iaret ettii dn
lebilir; tpk Platonun felsef ruhunun bizi hl etkilediini
syleyebileceimiz gibi. Dirili yks de benzer biimde d
nlebilir: len kii, onu sevenlerin gnllerinde tekrar diri 221
lir. sann Bakire Meryemden doumu ise, sadece Hristiyan
lkla snrl kalmayan arketipik bir mittir. lk Hristiyan misyo
nerleri, dinlerine dndrmek istedikleri insanlarn Yeniden
D o u 'la ilgili farkl grleri olduunu grnce, bunu eytan
ii olduunu dnmlerdir.10 Pek ok ada Hristiyan,
sann doumunun, aslnda kahramanlarn kkenleri hakkn
da dnme biimimiz olduu ve olaylarn gerekten anlatld
gibi olmad konusunda fikir birlii iindedir. Birming
ham n nceki piskoposu ile 1 9 9 3 te yaplan rportajda pisko
pos, sann doum una inanmadn ancak, artc biimde,
Diriliin gerek olduuna inandn ifade etmitir." Agnostik
ler iin, sann retisinin geerliliini sorgulamak kolaydr,
ancak baz inanl Hristiyanlar iin bedenin tekrar dirilecei
ve lmden sonra sonsuz yaam olaca inancn tayan bir
duay tekrar etmek zor olsa gerek. Hristiyan olarak yetitiri
lenler bu duay duymaya ve tekrar etmeye o kadar alknlar
dr ki, asl ieriini grmezden gelme eilimi iine girebilirler.

t e k i Pegam berler
sanr ve nan

Din inan tayan baz bilim adam ve filozoflar, profesyo


nel dnme biimleri ile inanlarn birbirinden ayrabilir ve
olmas gerektii gibi, bunlar akllarnn ayr bir yerinde tuta
bilirler. Bu gibi kiiler, Tertullianusun nl szn akla geti
rirler: Ve Tanrnn Olu ld, bu nermeye sama olduu
iin inanlr. Gmldkten hemen sonra tekrar dirildi, bu da
imkansz olduu iin kesindir. 12 Agnostikler ise, profesyonel
ce alan, akademik yaamda genellikle aklc olan, ancak bu
mantk diilii kendinden emin bir biimde kabullenen mes
lektalarn anlamakta glk ekerler. Her zaman deilse de,
ounlukla anlamsz olduunu dndkleri iin onlarla tar
tmaya girmekten kanr ve sz konusu kiiye bu konuda,
akl banda her insann yapaca gibi, sanki karlarnda bir
psikotiin sanrlar veya kara sevdalnn lkletirilmi ak
varmasna temkinli davranrlar.
Bilim adamlar, yeni bir hipotezi kabul etmeden nce de
neysel bulgu, tekrar ve kant grmek isterler. Her yeni gelime
sorgulanmasayd, bilim asla ilerleyemezdi. Ancak, Thomas S.
222
Kuhnun Bilim sel Devrim lerin Yaps (The Structure of Scien
tific Revolution) kitabnda belirttii gibi, bilim adamlarnn da
yerleik ve bildik kavramlar terk etmeleri zordur. nk, bu
kavramlar geici hipotezler olarak kalmak yerine, deta birer
inan konusu haline dnmlerdir. En pheci bilim adam
bile, aratrmasnn altnda yatan varsaym ne ise ona inan
m a k durumundadr. Sorunlar, herhangi bir kavramsal ereve
iinde olmakszn, ne aratrlabilir hatt ne de alglanabilir.
Ancak, tek koul hipotezin oluturulduu erevenin alaa
edilebiliyor olmasdr. Bilimde, bir buluun ve ilkenin deiti
rilemeyecek kadar mutlak olmad inancndan baka bir
inan yoktur.
Bilim adamlar pratikte bu kadar btncl bir phecilik
gstermezler. rnein, baz bilim adamlar doal seleksiyon
ve evrim kuramnn o denli ateli savunucusudurlar ki, yazla
r neredeyse Incili vaaz eden misyonerlerin tutkusunu tar.
Darw inin kuramnn, daha nceden karmak gelen kavram
lar o kadar byk bir aklkla anlamlandrma gc vardr ki,
sanr ve inan

kesinlikle doru olmas gereken bir ilke konumuna ykseltil


mitir. En mantkl insann dahi, eletirel felsef eitimin bile
bozamayaca bir inanca sahip olma konusunda gl bir ei
limi vardr. nsanlarn byk ounluunun, kantlanamaz,
nesnel destekten yoksun ve bunlar paylamayanlara lgnca
olarak grnen inanlar vardr. Hepimizin byle eilimleri ol
duuna inanyorum. En rasyonel agnostiklerin bile, zellikle
de benlik-saygs ve sevgi sz konusu olduunda, derinlerde
yatan olabildiince mantk d gizli inanlar vardr. ldkten
ksa bir sre sonra unutulacamz bilsek de, yerimizin doldu
rulamayacana inanmaktan holandmz iin, bu inanca
kar koyamayz. oumuzun, geici de olsa, gerekte oldu
undan daha nemli olduumuza ilikin byklk sanrlar
vardr.
William Jam es, muhteem kitabnn sonlarna doru u ta
nmlamay yapmtr: Farkllklarna ramen tm inanlar,
ortak bir zn varlna hi itirazsz tanklk ederler Bu ifa
de u sonucu ortaya koymaktadr:
223
K u r tu lu h a k k n d a b t n d in ler ta r a fn d a n o rta y a k o n a n , b e
lirli b ir tek d e im e z k an vardr. Bu iki b l m d e n o lu u r:
I. R a h a ts z lk ve
II. B u n u n z m .
I. E n b a sit ifa d ey le ra h a tsz lk , v a rl m z d a bizim le ilgili b ir
ey lerin y a n l o ld u u d u r.
II. z m d e, b ir a d a n , d a h a st n g le rle k u rd u u m u z
b a la n t s o n u c u , b u y a n lta n k u rtu la c a m z d r.
Fakat bu yce gler mutlaka tanrsal varlklar olarak al
glanmamaldr. Son blmde de belirttiim gibi, yaratc bir
sanat ya da aratrmac bir bilim adam veya matematiki
olacak kadar yetenekli kiilerin hepsi de kendileri dnda bir
takm glere bal olduklarn bilirler. imdiye kadar verilen
rneklerin de gsterdii gibi, estetik kayglara ve bilimsel so
runlara bulunan cevaplar, genellikle bilinli kontrol dndaki
zihinsel srelerin rndr. nanyorum ki, snflama, srala
ma ve deneyimden anlam karma, zihnimizde srekli olan
eylerdir. Bu srelerin belirtilerine, ryalarmz hatrlad
mzda ya da dncelerimize artk hkmetmeyi braktmz

le k i Pegam berler
sanr ve inan

istirahat dnemlerinde tank oluruz. Bu anlamda, hepimiz s


tn glere balyzdr. Yaratc bir ile uraan herkes, byle
bir bamll itiraf etmek durumundadr, aksi halde zihninin
nasl altn bilemeyecek kadar igrsz ve kibirli duruma
der. Kendi egosunun her eyi yapabileceine inanmak, abar
tl biimde kiinin kendisini iirmesidir. Yetitirildii Hristi
yanlk inancn kaybedip, Tanrnn ldn ileri sren Ni-
etzsche bile, yine de daha stn bir gcn varlna duyulan
ihtiyac korumutur. yinin ve Ktnn tesinde (Beyond Go-
od and Evil) kitabnda, bir sanatnn tinsel disiplinine yle
deinir:
B ir y n e d o ru o la n bir ita a t: B u n u n a n la m ud ur, h er za m an
iin d n y a d a y a a m a y d eerli k la c a k b ir eyler k m tr ve
u zu n v a d e d e de k a c a k tr ; rn e in , e rd e m , s a n a t, m zik ,
d a n s, m an tk , tin se llik - y celtilm i, artlm , lgn ve k u tsal
b ir ey ler."1
Ancak, Nietzschenin itaati, bir baka insana deil, fikirle
re ve idealleredir. Bir idealin tbiiyetine girmek veya zihindeki
224
daha stn bir gce inanmak baka, Nietzschenin de adn
verdii bir kitaptaki gibi, nsan, Her Haliyle in san (Human,
Ali too Human) olan bir guruya boyun emek ise bambaka
bir eydir. Steiner ve Ignatius gibi gurular, drst ve iten kal
may, mritlerinin hayranlndan etkilenmemeyi baarmlar
dr. Rajneesh gibileri ise, bu durumdan ok etkilenmilerdir.
Herhangi bir gurunun eline den ve onun mridi olan kii
bunu, genellikle sapla saman birbirinden ayrmasna frsat
kalmadan yaar. Sre, ak olmaya veya psikoterapideki ak-
tarma etir. Hibirimiz bu duruma baklk gsteremeyiz.
Gurularn mridi olan herkesin olgunlamam ve nevrotik ol
duunu iddia etmek olduka yanltr. Bir kiiyi, normal,
lml insanlara bahedilmeyen stn glere sahip, tinsel
igrs olan biri konumuna ykseltmek bence tehlikeli oldu
u kadar da batan karcdr. Ben bile, yenik debileceim
bylesi durumlar kolaylkla hayal edebiliyorum. D o u da,
gurular ya da statlar, Batl Protestanlara veya agnostiklere
gre daha fazla kabul edilir durumdadrlar. Aydnlanmaya

O ie k Peygam berler
aday olabilmek iin kiinin kendinden daha stn bir figre,
ynlendirecek ve rehberlik edecek bir stada ihtiya olduuna
kesin gzyle baklmaktadr. Belki de, Budist ve Hint kltr
leri, guru seiminde Batllardan daha iyidir. Gurular, Dou
kltrleri iinde daha yerleik olduklar gibi, varlklarna du
yulan gven de daha fazladr.
Bir kere, birka yazm okumu saf ve temiz bir Amerikal
ift ziyaretime gelmilerdi. Grmenin sonunda beyefendi
bana, Dr. Storr, sanyorum ki siz eimle benim iin mkem
mel insan tanmna tam anlamyla uyuyorsunuz. demiti. As
lnda aklmdan geen cevap N e yazk ki ben, benim aklm da
ki mkemmel kii deilim olmasna ramen, o kadar ok
utanmtm ki, sadece bunu kabul edemeyeceime dair bir ey
ler gevelemitim. Bana gre, pek ok guru, mkemmel insan
olarak kabul edilme konusunda istekli olmaktan da tedir. Al
dklar vglerden dolay maran gurularn utandklarndan
pheliyim. Gurular, bu kitapta vurguladm sandm bi
imde birbirlerinden olduka farkl olsalar bile, bildiklerinden
225
emin olular ve kendilerine gelen vahiylerin herkese uygun ol
duu gr konusunda birleirler. Emerson, zgven
(Self-Reliance) adl makalesinde, bunun dahilere ait bir zellik
olduunu ortaya koymutur.
K en d i d n c e n e in a n m a k , kend i k a lb in in d erin lik le rin d e, se
n in iin d o r u o la n bir ey in h e rk es iin d o ru o ld u u n a in a n
m a k , -ite b u d e h a d r ."
Bana gre ise bu, deha deil, narsisizmdir; kiinin deliliin
snrlarnda dolat, kendi iine gmlmedir. Gurularda ise
bu durum, yaadklar yalnzln sonucu gibi grnmektedir.
Gurular, youn bir stres veya ruhsal hastalk dnemi yaadk
tan sonra, bu rahatszlktan genellikle sanrsal bir sisteme va
ran bir inanla karlar. Eit artlarda fikir alverii yapabile
cekleri arkadalar olmad iin, bu sanrsal sistem tek bana
zenle ilenir. Fikirleri, bilim adamlar ve matematikilerin g
rleri gibi eletirel incelemeye ak olmad gibi, yerleik bir
inan sisteminin boyunduruunda da deildir. Tm kalbiyle
gurunun dnce sistemine sahip kan mritler elde etmek

teki Pegam berler


tanr ve inan

l-, gurunun kendi stnlnn ve kendisiyle ilgili dlerinin


dorulanmasnn son bir kantdr. Sahtekrlar, anlattklar hi
kyeye kendileri de inandklar iin ikna edicidirler. Gurular
da, hakl olduklarna emin grndkleri iin inandrcdrlar.
Onlar kendi vahiylerine inanmak zorundadrlar, aksi halde
tm dnyalar balarna yklr. eliik olarak, gurularn sergi
ledii bu emin olma durumu, aslnda davranlarnn en fazla
phe uyandran yndr. Tm gurularn duyduklar inanla
ilgili gizli pheler tadklar, kendilerine inanacak mritler
toplam aya almalarndan bellidir. Richard Webster yle
der:
o u z a m a n M e s ih in, gizli k im li i ile ilgili d a r d a n o n ay
a r a m a s , k e n d in i o k d a h a sr a d a n b ir y o lla o rta y a k o y a r
-m r itle r in in o lm a s iste i ve o n la rn ita atle rin i lm e k iste r
c e sin e , o n la r d a n ta m b ir s a d a k a t b ek lem ek ve em irlerin in y e
rine g e tirilm e sin d e k i n itelik ve k u s u rsu z lu k la d o a s t g le
rini k a n t la m a k .'1
Bu tanm, bu kitapta anlatlan baz gurulara tamamen uy
maktadr. Ignatius gibi mritlerini zaten varolan bir kiliseye
226
balanmaya ikna etmiyorlarsa gurular, tamamen kendilerine
ait grlere bal inanlar sunuyorlardr. Bireyin zayf egosu
veya iradesinden stn bir eye ya da bir kiiye teslim olmak,
bir inanca balanmann temel zelliklerindendir. Bamszlk
larn bir gurunun emrine veren kiiler bir rahatlama hissetse
ler de, aslnda ok daha byk bir riske girmektedirler.
Agnostik entelekteller, dnce ve kendini ifade etme z
grlne byk deer verirler. Onlarn yeni din akmlarna
katlanlarda en ok ardklar eylerden biri de, kiisel so
rumluluktan vazgeip, bamsz muhakemelerini bir guruya
brakmalardr. John Carsvvell, zamann en nde gelen ngiliz
yazarlarndan Orangen, ad Gurdjieff olan bir Ermeni by
csne itaat etmesini arpc bulmutur. Bazlar, Birlik Tari-
katna ye olanlarn, Sun Myung M o o n tarafndan seilen e
lerle evlenmeyi ve evlenmeden nce olduu kadar, evlendikten
sonra bile cinsel ilikinin yasak olmasn kabul etmelerini, ki
isel zgrlklerini bu derecede terk etmelerini hayretle kar

O le k Peygam berler
sa nr ve inan

larlar. R om a Katolik Kilisesine inanmayanlar iin, katolik bir


yazar tarafndan yazlm bir kitap kapanda N ihil O b stat'
szcklerini grmek rperticidir. Sansrn tutucu ve duyarsz
olduunu dnse bile kanun nnde hi kimse cannn istedi
ini yazamaz, nk sansre urayacan bilir. Fakat katolik-
ler, zellikle de gnatiusun retisinin takipileri, otoriteye
itaatin erdemli bir kendini teslim etme olduuna inanrlar; ay
rca kararlarn kendilerinden daha stn grdkleri bir kim
lie brakmann ou kiiye byk bir rahatlama hissi verdii
de olduka aktr. Rajneeshin Her eyi sana brakyorum
denecek bir kii olduu ve her eyin de o andan itibaren are
sine bakld anlatlmaktadr.
Gurular, mritlerine baml, herhangi bir sistemin disipli
ni altna girmeyen ya da adalar tarafndan eletirilme ola
slklar olmayan yalnz insanlardr. Onlar kanunun bile s
tndedirler. Guru, adeta Tanrnn yerini gasp etmeye teebbs
eder. Gurularn, manik-depresif hastalk, izofreni ya da ta
nmlanabilir bir baka ruhsal hastalk geirmi olmalar ilgin
227
olsa da, bu durum olduka nemsizdir. Gurular Ortodoks
retmenlerden ayrt eden, ne manik-depresif duygu deiiklik
leri, ne dnce bozukluklar, ne sanrsal inanlar, ne halsi-
nasyonlar ne de kendilerinden getikleri mistik deneyimleri
dir; sadece narsisizmleridir.
Okurlar, imdiye kadar benim bir Freud hayran olmad
m anlamlardr sanyorum. Ancak bu, Freudun sunduu g
rleri takdir etmeme engel deildir. Yazd N arsisizm zeri
ne: G iri (On Narcisisim: An Introduction) adl makalesi, edi
trleri tarafndan en nemli yazs olarak kabul edilir. Freud,
narsisizmle ilgili grlerini aktarmaya paranoid izofreniden
balamaktadr (aslnda buna parafreni der, ancak bu terim
artk gnmzde kullanlmamaktadr).
Bu tip hastalar, Freud un iddia ettiine gre, iki temel
zellik sergilerler: Megalomani ve ilgilerinin d dnyadan -in
sanlardan ve olaylardan- ie dnmesi. 17 Freud daha sonra, d

* (Lat.) Engel Y o k (.n.)

teki P egam be rler


liv.nl. m , cklc bu ilgi veya libidonun, kiinin kendi egosu
nu y i n l e n d i i n i syler. Narsisiszm teriminin kullanlmasnn
ned en i de budur. Freud, paranoid izofrenlerin narsisizmleri
nin, i k in c il bir olgu olduunu ve birincil narsisizm olarak a d
l a n d r d , normal ocuklukta yaanan kendi iine gmlme
durumunun abartlm hali olduunu ileri srer. Bir ocuun
ekicilii byk oranda, narsisizmine, kendinden honut olu
una ve eriilemezliine baldr. Tpk, kedi ve yrtc hayvan
lar gibi, bizimle ilgilenmeyen baz hayvanlarn ekicilikleri gi
bi. 18 Kk ocuklarn, kendileriyle megul olmalar kadar
talepkr olmalar da doaldr. Bebein ihtiyalarnn karlan
mas sz konusu olduunda onun ilgi oda olmas beklenir.
Kk ocuklarn da, onlara bakan kiilerin nasl hissettikleri
ve ne gibi ihtiyalar olduunu dikkate almamalar beklenen
bir durumdur. Btn bebekler megalomandr. Kk ocuklar,
karln vermeden byk lde sevgi grme ihtiyac iinde
dirler. Bir ocuk annesini, onun ihtiyalarna cevap verdii s
rece sever ve ondan yetikin bir kiinin sevgilisinin duygular
228
na gsterdii ilgiyi gstermesini bekleyemeyiz. Duygusal geli
imin bu narsisistik dneminde ama baka birini sevmek de
il, sevilmektir.
Yetikin yaamlarnda da narsisistik kalanlar, bu sevilme ve
ilgi merkezi olma ihtiyacnn yan sra buna elik eden byk
lk hissini de tamay srdrrler. Bu, gurulara ait bir zellik
tir. Rudolf Steiner gibi, yine de alak gnll saylabilecek gu-
rular bile, kendi alglamalarnn gcne ilikin ve evrenbilim
ile ilgili byklk inanlarn tarlar. Mrit toplama abas,
gurunun sevilme ve kendi inanlarnn geerliliini kantlanma
gereksiniminin bir ifadesidir. Ancak, mritlerini ayartmay b a
arsalar bile, eit artlarda kendilerini eletirebilecek hibir ya
kn arkadalar olmadan, yalnz kalmaya devam eder. Kiinin
guru olarak stats, tm ilikilerinde de haut en bas* olmasn
gerektirir ki, ite tam da bu nedenle gurular kofturlar.

* (Lat.) Tepeden bakan (.n.)

O lek Peygam berler


XI. peki, kime inanalm ?

slnda Euripidesin Orestesin azndan dile getirdii


A Akll adam , peygamber tarafndan ynlendirilmeyen,
sadece kendi yolundan gidendir sz bu kitabn dsturunu
oluturm aktadr Ancak bu, sylemesi kolay, eriilmesi g bir
idealdir. Gerekte ise, hepimiz deilsek bile oumuz, aklmz
kartnda, yneleceimiz birine ihtiya duyarz. Elbette her
kesin uygar yaamn labirentlerinde muhasebeci, avukat,
elektriki ve tesisat gibi uzmanlara ihtiyac vardr. Ancak bu
rada sz konusu edilen, hayatn anlam ile ilgili olan bir kar
maadr. insanlar, tam bir yetikin olduklarnda dahi, hibir
zaman ak cevab olmayan sorular hakknda, neden kendi
kararlarn vermek yerine, baka birilerinin rehberliine ihti
ya duyarlar?
Belki de, hi kimseyi tam yetikin olarak adlandrmak
doru deildir. N eoteni terimi, dier primatlarn geliimlerinin
erken dnemlerine denk gelen belirli baz zellikleri, yetikin
229
hayatta insanlarn nasl hl koruduklar anlamna gelir. Nite
kim, yetikin bireylerin, insandan daha aada kalan primat
ceninlerine benzer yz grnmleri ve greceli olarak daha
byk beyin yaplar vardr. Neoteni, bazen foetalizasyon (ce-
ninleme) olarak adlandrlr. Neoteni, tam olgunluk dnemin
de kaybolmaya yz tutan bir zellik olan esnekliin kalmasn
salar. Baz ocukluk zelliklerimizi yetikin hayatmza ta
dmzdan dolay, kolay uyum salama yetenei insanda ileri
yalarda da geerliliini korur. Kocam bir kpee, yeni bir
eyler retmek zordur derler. Ancak Neoteni, ya ilerlemi
insanlarn bile yeni eyler renmeye devam edebildiini orta
ya koyar.
Yaamlar, var olan davran kalplar tarafndan ynetilen
evrim basamaklarndaki dier canllarla karlatrldnda,
insanlarn belirgin zelliklerinden biri de, temelde renmeye
bal olan uyum salama becerileridir. Dilin geliimi sayesinde
kltr kuaktan kuaa aktarlabilmitir. nsann tm yaam
iindeki sreye bakldnda, bebeklik ve ocukluk dnemleri

O le ki Pegam berler
peki, kim e inana lm ?

evi m iinde uzamtr. Bunun sonuncunda da, insanolu, -


minenin gereklemesi iin daha fazla zaman kazanmtr.
renme, ocuklukla birlikte sonlanan bir sre deildir. o
u kii renmeye mr boyu devam ederken, bundan ok da
zevk alr. Gnmzde yaam sresi uzad iin, modern Bat
l bir toplum, yetikin eitimi iin de olanaklar sunmadka,
gelimi olarak deerlendirilemez.
renmeyi srdrme yetenei uyum salayc olmasnn
yan sra, hl renmeye devam edebilmek iin baz ocukluk
zelliklerinin korunmasn gerektirir. Bu zelliklerden biri de,
kiinin retmenini gznde bytme eilimidir. ocuklar,
sayg ve gven duyduklar retmenlerden daha fazla ey
renirler. Yetikinler retmenlerden yararlanrlarken, onlarn
sadece teknik uzmanlklarn kullansalar da, eiticilerini bee
nip bilgisinden ve uzmanlndan da etkilenmilerse, byk
bir olaslkla daha hzl reneceklerdir. Bir renci, maran
gozluk ya da bilgisayar kullanmn reniyorsa, retmenin
kiilik zellikleri ve duyarll, greceli olarak ok nemli de
230
ildir. Ancak, kii duygularla ilgili konularda bir eyler re
niyorsa durum tamamen deiir. Mzisyenler, rettiklerini
adeta zihinsel bir beceri retiyor gibi ele alabilirler. Fakat,
duygusal olarak kendisi iin mziin bir anlam olmayan kii,
herhangi bir mzikal zevki ve eseri etkin bir biimde rete
mez. Teknik olarak retmenlerini kat kat am mzik ad am
lar bile geri dnp baktklarnda, retmenlerini genellikle
byk bir hayranlk ve sevgi ile anarlar. Mzikal sezgi, tinsel
igrye yakndr: Buna sahip olan retmen hrmet grr,
hatta putlatrlr. Bu durum, yaamn kendisi hakknda ig
rye sahip olduunu iddia eden ve nasl yaanmas gerektiini
reten gurularn durumu iin de zellikle geerlidir. Mritler
genellikle gurularna neredeyse byl gler atfederler. Bu,
k olmaktan da tehlikeli bir idealletirme biimdir.
Psikoterapistler, ilk defa Freud tarafndan ortaya atlan a k
tarm (transferans) olgusunu yakndan tanrlar. Aktarm, Fre
ud tarafndan hastann gemiindeki otorite figrlerine, ze
likle de anne-babasna sergiledii tutum ve dnceleri analis

t e k i Peygam berler
peki, kim e inanalm ?

tine yklemesi olarak tanmlanmtr. Terimin anlam daha


sonralar, hastann analistine kar hissettii her eyi kapsaya
cak biimde geniletilmitir. lk balangta, Freud aktarm ol
gusunu honutsuzlukla karlamtr. Psikanalizin, hasta ile
analistin arasndaki kiisel bir iliki olmak yerine, tamamen
profesyonel, nesnel, kiisel olmayan bir biimde, sadece gere
in aray olmasn istemiti. stlenmek istedii rol, sadece
bir da rehberi olmakt. Ancak zaman iinde, hastalarnn onu
idealletirilmi bir sevgili, bir baba figr ya da bir kurtarc
rolne koyduunu fark etti.
Aktarm olgusu, sadece psikoterapist-hasta ilikisi ile snr
landrlamaz. Karmzdaki otorite figr, ister guru, ister si
yas lider, isterse retmen olsun, hepimiz bu otorite figrne
kiisel sevgi ve nefret duygularmz yanstrz. Bence, aktarm
yetikin hayatta da renme yeteneinin devam etmesinin, ira
demiz dnda yaadmz, kanlmaz bir sonucudur. Bu insa
nn olgunlamamlnn arpc bir yndr. M ad am Cor-
nuel Hi kimse hizmetisi iin bir kahraman olam az dedii
231
halde, liderler kanlmaz olarak, onlar hibir zaman yakn
dan tanmayan kiiler tarafndan ya kahraman ya da hain ola
rak ele alnrlar. rnein, Amerika Birleik Devletlerinde Ba
kan Kennedy yaam srasnda ve hatt lmnden sonra bile,
anlamsz biimde, olduundan daha deerli gsterilmitir. O l
duka yakn zamanlarda, kiilii ve baarlar sorgulanmaya
ve tarihiler tarafndan tarafsz bir biimde aratrlmaya ba
lanmtr. Saylar az olmakla birlikte, ngilterede hl kralie
ve dier kraliyet ailesi yelerini lkletirenler vardr. nl ki
ileri olduklarndan daha deerli grme eilimi sadece gurula-
rn mritlerine has bir zellik deil, hepimizin paylat n
san bir zaaftr.
Btn baarl liderlerin sergiledii ortak bir zellik olan
kendinden emin olma hali olduka ekicidir. Bu kendinden
emin olm a hali, karizmalarnn nemli bir ksmn oluturur.
Bu kitap, siyas liderler deil tinsel liderler hakknda olduu
halde, baarl siyasetiler, din bir reti ortaya koymasalar
da, gurularn baz zelliklerini tarlar. Her politikacnn fark

teki Pegam berler


peki, kim e inanalm ?

ettii gibi, grnm gereklerden daha ok ilgi uyandrr.


Charles de Gaulle, Fran sann rnek insan olduunu inanan,
karizmatik bir politikacyd. Winston Churchill, kendi deyi
miyle, adet bir aslan kkremesi ve ngilterenin sesiydi. De
Gaulle ve Churchill, mthi birer konumacydlar, ancak on
lar karizmatik klan ve gurulara benzedikleri yn, kendilerine
olan isel inanlaryd. Churchill, 1940 ylnda altm be ya
nda babakan olduunda doktoruna; Bu tesadf olamaz,
tasarlanm olmal. Bu i iin bu yama kadar yaamm ,
demitir.1 Din gurular gibi, siyas liderler de bazen Tanr tara
fndan seilmi olduklarna inanrlar. Eer baarszla ura
m olsalard, de Gaulle ve Churchillin kendileri ile ilgili
inanlarnn, byklk sanrs olduunu dnebilirdik.
kinci Dnya Sava srasnda ngilterede, Winston Churc
hill, lkenin kurtarcs olarak idol haline getirilmiti. ngilte
re, 1 9 4 0 ta Nazi Almanyas ile tek bana kar karya kalp,
beklenen saldr tehdidi herkesin stne ktnde, Churc
hill inat cesareti, kendini toparlama gc, meydan okumas
232
ve konuma ustalyla, mantken artk yenilmek zere olduk
larn dnenleri bile avucunun iine alm ve canlandrm
tr. Brendon, Churchill 1940 ylnn o korkun yazndaki ef
sanev baarsn, tm halk Tanr tarafndan yazlan kader
zerine mistik bir inanla doldurmu olmasna borludur, 2
diye ifade etmitir. Churchill ile ilgili yaplan aratrmalar, gu-
rularn belirgin bir zellii olan karizmaya k tutarken, bu
nun yan sra, baz koullar altnda, idealletirmenin, olumlu
ynleri olduunu da ortaya koymaktadr. Churchill, ele ald
mz gurularn bazlar gibi, doktorunun da ifade ettii zere
sahte bir isel dnyad a 1 gerei bulmutur. Bu i dnyada,
yerine getirmesi gereken destans bir misyonu olduuna inan
m ve umutsuzca bir kahramana gereksinim duyan tm ngil
tere halkn buna inandrmtr. Churchill ar derecede narsi-
sistikti. Onunla alanlar ve ona hizmet edenler kendisine
hayranlk duysalar da, Churchill bakalarnn duygularna
kar olduka duyarsz davranmtr. Churchill ile ilgili yazd
m makalede unu ifade etmitim:

O le k Peygam berler
peki, kim e inanalm ?

1 9 4 0 y ln d a, C h u rc h ill h e p h a y a lin i k u r d u u k a h ra m a n o l
m u tu . B u o n u n cn p a r la k d n e m iy d i. O k a r a n lk y lla rd a , a s
ln d a n g ilte re nin ih tiy ac o la n s a d u y u lu , d zg n ve den geli
b ir lid e r d e ild i. n giltere o s r a la r d a , b ir p e y g am b e r, bir k a h
r a m a n lk im a j, her ey s o n a e rd i in d e bile z a fe r d leri g ren
b irin in a ra y n d a y d . W in sto n C h u rc h ill ite b y le b iriy d i, bu
ilh a m v erici zellii d in a m ik g c n , s a h ip o ld u u ro m a n tik
fa n te zi d n y a sn d a n a ly o rd u .4
Savan sonunda Churchill, byk ounluk tarafndan ye
niden yaplanma sreci ile daha iyi baa kabilecei dn
len i Partisi karsnda elendi. Churchill bu durumu nankr
lk olarak deerlendirse de, ben semenlerin ngilterenin ar
tk bir peygambere veya kurtarcya ihtiya duymad konu
sunda duyarl olduunu dnyorum.
Sir Oswald Mosley ile karlatm toplanty hatrlyo
rum. Politik tarz ve zellikle de Yahudi dmanln tiksindi
rici bulsam da, bende brakt ilk izlenim zarif hareketleri ile
nazik ve modas gemi bir aristokrat olduu ynndeydi.
M osleynin mthi bir karizmas vard. Sohbet aile konularn
dan Kuzey rlandaya geldi. M osleynin tam olarak ne dedii 233

ni hatrlamyorum ancak, bir rpda, eer bu uzun sreli, g


rnrde de zlemez soruna bir son verilmesi isteniyorsa, n
giliz hkmetinin uygulamas gereken bir dizi yasa tasars ile
ri srd. O akam , karizmann neredeyse canl tan oldum
diyebilirim. O gnlerde Mosley gzden deli ok olduu hal
de, ilk zamanlar neden gelecein babakan olarak anldn o
anda anladm. O kadar inandrcyd ki, karsndaki de onun
hakl olabileceini dnmeye balyordu. Bununla beraber,
hibir politikacnn ne I.R.A. ile nasl ba edilebilecei ne de
Ulster hakknda ne yaplabilecei konusunda bir fikri vard.
Onun faist gemii rahatszlk verici ve itici olsa da, zellikle
de bu halledilmesi g sorun iin, belki liderlii M osleye b
rakmalydk diye hissetmitim. Kimbilir, belki Mosley gerek
ten de biliyordu. Konuyla ilgili kendimce daha iyi bir gre
sahip olm ama ve onun nceden sergiledii politikalardan nef
ret etmeme ramen, sadece bildiinden ok emin grnd
iin, Mosley annda beni ok etkiledi.

le k i Peqam berler
p k i. k im r in an a lm ?

lln lc ri bir guru olarak bu kitap kapsamna almamamn


nedeni onun tinsel bir retmen nitelii tamamasdr. Yine de
grularn en kt zelliklerine sahipti. Bunlar arasnda, ko
numalarnda maher temasn kullanmas ve soylu Ari sa
Peygamberliini ykmak zere kurulmu olan Hristiyanlk
kart eytan, dman Yahudiler konusundaki paranoyak s
rar saylabilir. J. P. Sternin ortaya koyduuna gre, Hitlerin
konumalarnda kulland gsterili sylev slubu, Lut-
herin Yeni Ahitte kulland samimi, kiisel dilin zerine ya
plandrlmtr. 5 Hitlerin etkileyici konuma sanat nedeniy
le, dinleyicileri onun kendisini bir Mesih figr olarak dram a
tize etmesine gz yummulardr. Btn ktlklerin kayna
olarak gsterdii Yahudiler sayesinde, halk toplumun baar
szlarn ve sorunlarm ykleyecekleri bir gnah keisi bulmu
tur. A lm anyann 1 9 2 0 li yllarn ve 19 30larn ban gz
nne alacak olursak, Hitlerin cokulu bir kitle tarafndan ta
kip edilmesi ok da artc deildir.
Yeni akmlar balatan yaratc sanatlarn uralar, din
234
konular yerine estetik olsa da, onlar da gurularn baz zellik
lerini ortaya koyarlar. Besteci Richard Wagner, kt anlan gu
ru zelliklerinden ounu sergilemitir. rnein madd konu
larda olduka vicdanszd. deyecek hi paras olmamasna
karn, lks bir hayat yaam ak konusunda srarcyd. Olaslk
la Rajneesh gibi baarsz bir icraat olmasna ramen cinsel
olarak ahlkszd. Ar derece vgden holanr, her zaman
hayranlarnn tam ballklarn ve sadakatlerini isterdi. On
yedi yandayken bile Karmdakinde yarataca etki hi
nemli deil, kalbimin en derinlerindekileri dkebileceim bir
dost aryorum demitir.6 Wagner her zaman hkmetmeliydi,
eit artlarda dostluk kurmak konusunda da baarszd. Ger
ek dostlan yerine sadece takipileri vard. lk einden de ay
rldktan sonra, etrafnda hain olarak alglanma riski tama
dan onu eletirecek veya ona kar kacak kimse kalmamt.
Tipik olarak, o da takipilerini ktye kulland. Geici bir
sre, Nietzsche Wagnerin cazibesine kapldnda, onu ayak
ilerini yaptrmak, ylba hediyesi aldrmak ve baka hizmet
peki, kim e inanalm ?

ileri yapm ak zere kullanmt. Yzk (Ring) adl iirini bitir


diinde, sabrl takipilerine, drt blmn tamamn iki gn
de okuduu gibi, kendini dinleyen herkese de bunu defalarca
tekrarlamtr. Bu aslnda, baz gurularn mritlerine sonu gel
mez nutuklar ekme zelliklerinin, Wagnerin uygulad bii
midir. Wagner, olduka kltrl, ok iyi eitim alm, mthi
yetenekli bir besteci olduu kadar olaanst de yaratcyd.
Aslnda gelmi gemi en karizmatik insanlardan biriydi. N i
etzsche gibi, ondan hayal krklna urayan ve ona kar
kanlar bile, kiiliinin bysn ve mziinin hazzn asla
unutamadklarn ifade etmilerdir. Wagner ayrca narsisizmin
kiisellemi somut rneiydi. O her zaman hakl olmalyd;
nk biliyordu.
Gzle grlr biimde karizmatik olduklar halde din bir
mesaj telkin etmedikleri iin guru saylmayan bu drt rnek,
gerekte ok derinlerde sakat olduklar iin bu kiilere byk
bir dikkatle yaklalmas gerektiinin altn izmektedir. nan
drc ve etkileyici gleri, kendi nemleri hakkndaki byk
235
lk inanlarnn bir rndr. Kendi yerlerinin onayn almak
iin hkmetmeleri gerekmektedir. David Aberbachn ileri sr
dne gre birok durumda, karizma, ailede yaanan bir yas
yaantsna veya baka bir travmatik bir olaya baldr. Guru-
larn geirdii kiisel kriz dneminden sonra ortaya kan ye
ni kimlikleri, gvenli bir aile ortam yerine, tm dnyaya mal
olmu ve herkese ait olduu iin de kimseye ait olamayan bir
kiilii yaratm olabilir. Bu gr, baz durumlarda karizma
tik kiilerin yakn iliki kurm adaki yetersizliini aklamakta
dr.7 Ancak, 1 9 3 3 ten itibaren Hitleri desteklemek iin akn
eden milyonlar, bir paranoyan karizmas tarafndan yanl
ynlendirildiklerini iddia ederek yldrmak mmkn deildir.
N o rm an C oh n un da iaret ettiine gre, toplumsal bozulma
ve sefalet, kanlmaz olarak bu tarz liderleri ortaya karm ak
tadr. Hem Churchill hem de Hitler, yaklamlar asndan
birbirinden olduka farkl olsalar da, N orm an ohnun bu
gzleminin doruluunu kantlarlar. Eer bir toplum nemli
lde bozulmu veya ciddi bir tehdit altndaysa, toplumdaki

O tek Peqam berler


ftfk, kime inanalm ?

dzeni salam a veya onu dmanlardan koruma sz veren


politikaclar byl ve guru tarznda kurtarclara dnrler.
Psikanalitik terimlerle aklanmas gerekirse, bir gurunun
rehberlii altna girmek veya din bir inan sahibi olmak, o
cukluktaki baba gereksinimi zerinde srar etmek anlamna
gelmektedir. Freud, Uygarln H uzursuzluu (Civilization
and Its Discontents) adl kitabnda yle yazmtr:
B e b e in a re sizli in in ve b u n d a n d o la y b a b a y a d u y u la n z
le m in , d in in an g e re k sin im in in k k e n i o lm a s, b a n a k e sin
lik le d o ru g e liyo r. z ellik le d e, bu d u y g u sad e ce o c u k lu k
g n le rin d e n k a la n b ir ey o lm a d iin, s re k li o la r a k K a-
d e r in st n g c ta r a fn d a n o n ay lan y o r. o c u k lu k ta y a a
n a n , b a b a ta r a fn d a n k o r u n m a g e re k sin im in d e n d a h a g l
b ir g e re k sin im d n e m iy o r u m .
Dnya ile baa kmann yollarm renmek iin, bu konu
da deneyimsiz olan ocuun babasnn rehberliine bavurma
sn bekleriz. Kk bir ocuk, yaam sorunlaryla ilgili anne-
babasnn kendisinden daha ok ey bildiini dnr, onlarn
da her eyi bilmedikleri ve yanlm olabileceklerini anlamak
236
iin ok uzun bir sre gemesi gerekebilir. Skntya dt
mzde ya da hastalandmzda kendini aa vuran, bir yer
lerde bilen birinin olduuna dair aklmzn bir kesinde bir
mit hep vardr. Daha nce de ifade ettiim gibi, etrafna m
rit toplamann saplantl ihtiyac, gurular tarafndan ortaya
konan kendinden emin olma durumunun gerek olmaktan
ok grnrde olduunu gzler nne sermektedir. Fakat, tin
sel bir rehbere gereksinim duyan biri iin, bunu anlamak ok
gtr. Kukuyla baklmas gereken bir guruyu, gerekten yol
gsterici olabilecek makul bir gurudan ayrt edebilmek mm
kn mdr? Byle birini tlemek yerine, kanlmas gere
ken zellikleri iaret etmek daha kolaydr.
Potansiyel olarak tehlikeli saylabilecek gurular, otoriter ve
paranoyak olanlardr. Bu iki kiilik zellii aslnda birlikte bu
lunur. Bunlara bir de, gzel konuma becerilerini eklemek isti
yorum. Bu belki de gurularn cephanelerindeki en tehlikeli si
lahtr. Koresh ve Jones gibi gurular, mritlerini onlara boyun
edirene kadar uzun nutuklar ekmi ve onlar konuma selin

e k Peygam berler
peki, kim e inanalm ?

de bomulardr. Gurular, kendi hakimiyetleri dnda baka


bir eyle ilgilenmedikleri iin, cinsel ve maddi olarak bozulma
lar hi artc deildir. Daha nce de belirttiim gibi, Tan-
rya ya da bir baka soyut yol gsterici ilkeye teslim olmak s a
dece ekici deil, ayn zamanda rahatlkla anlalabilir bir ey
dir. Hatt baz durumlarda da deerlidir. Bir baka insan olan
guruya teslim olmak ise, riskli olduu iin endie vericidir.
Rajneeshin, mritlerinden daha nce srdrdkleri hayatta
kendileri iin deerli olan her eyi, hatt nceki kimliklerini
bile brakmalarn isteyip onlara yeni isimler vermesinin nede
ni de budur. Kendisine tamamen boyun emeyi zorunlu kl
mtr. gnatius bile, din olarak stn olanlarn sorgusuz sual
siz itaatini art komutur.
Yeni din akmlarn etrafndaki sis perdesini aralamaya a
lan Eileen Barker, bu akmlarn faydalar kadar tehlikelerine
de dikkat ekmektedir. Mritlerinin yaamlarn deitirmek
adna nemli kararlar veren gurulara kar dikkatli davranl-
mas gerektii konusunda o da fikir birlii iindedir. Mritle
237
rinin paras, giyimi, kiisel mallar ve cinsel eleri konusunda
denetim sahibi olmay isteyen gurular zellikle kanlmas ge
rekenlerdir. Bu ayn zamanda, kutsal otorite iddia edenlerle,
tek ynl bir bak asyla, tek bir hedefe koan tm liderler
ve akmlar iin de geerlidir. stenen deiikliklerin yerine ge
tirilmesinin, grup tarafndan kabul edilmek ve sadakatin test
edilmesi iin zorunlu olduu durumlar tehlikeyi iaret ettii
iin uyank olm ak gerekir. Coraf olarak ya da toplumsal ola
rak kendini soyutlayan bir akm phe uyandrmaldr. Ayn
biimde, onlar/biz , tanrsal/eytan , iyi/kt ve benzer
biimde keskin ve uzlamaz snrlar koyan akmlara da dik
katli yaklalmaldr.10 Jim Jones ve David Koresh tarafndan
ynetilen akmlar, yukarda saylan zelliklerin tmn ta
maktadr.
Baz gurular, kendi mritleri iin bile, giderek daha fazla
ulalamaz olurlar. Bunun nedeni, arkadalar ve mritlerinin
sorunlaryla ilgilenmek yerine ncellikle kendi ilerine gml
m olmalarndan kaynaklanmaktadr. Rajneesh, bunun ar

t e k i Pegam berler
peki, kime inenahm'

pc bir rneidir. Grdjieffin ar bir depresyon geiren Fritz


Petersa youn bir ilgi gstermesi, bir guru tarafndan kiisel
ilgi gsterilmesinin ak bir rneini oluturmasna ramen,
onlarn bir araya gelmeleri anlamaya ya da sorununu zme
ye alma deil, ikna etme amaldr. ahsen ortada olmayan
gurulardan kanmak gerekir. Rudolf Steiner, tpk gnatius ve
sa gibi, byk bir hayran kitlesi topladktan sonra bile kendi
ni bakalarna adamay srdrmtr. Ancak hem Freud hem
de Jung, yalar ilerledike terapi yapmak yerine kuram olu
turmakla daha fazla ilgilenmeye balamlardr.
nsan kiisel sorumluluk yknden kurtarp, yeni bir
inan sistemi salayacak bir guruya boyun emek, yeni din
akmlarna katlmann ekiciliinin tek nedeni deildir. Ayn
balla sahip bir gruba ait olmak da birok kii iin yrek
lendiricidir. Jonestovvndan sa kurtulanlar bu korkun yerde
kaldklar iin pimanlklarn dile getirmemiler, hatt oradan
cennet olarak bahsetmilerdir. Rajneeshin takipisi birok
gen, Oregon iftliinde yaadklar snrsz cinsellik kadar,
238
oradaki dostluktan da zevk almtr. Aziz Sun Myung M oon
tarafndan ynetilen Birlik Kilisesine katlan ou gen, orta
snf ngiliz mrit, gnlk Batl toplumlarn hayal bile edeme
yecei, tinsel idealleri hedefleyen bir akmn paras olmaktan
mutluluk duymulardr. Onlar ilk cezbeden eyin, mutlu bir
ortam, glen yzler ve sevgi dolu bir topluluk olduu grl
mektedir. M o o n un mritleri, onun yeryznde Cennet Kral-
lnn kurulmas iin nclk yapan bir Mesih olduu inan
cn paylamaktadrlar.
Btn toplumlarda, geleneksel dinlerin sunduklar kar
snda hayal krklna uram insanlar her zaman olacaktr.
Yeni dini akmlara katlanlardan ou ok da hakl olarak,
modern Bat toplumlarnn, zenginlik peinde kom ak adna,
ar materyalist ve rekabeti olduunu dnen gen idealist
lerdir. Yaam standard terimi ile anlatlann, daha fazla ei
tim ve kltrel frsatlar sunan tinsel bir standart yerine, daha
fazla am panya ya da somon fme gibi materyalist bir stan
dart olmasnn nemi, kuku gtrmez bir gerektir.

teki Peygam berler


peki, kim e inanalm ?

Ayn kafa yapsnda olan kiilerin bulunduu bir gruba ka


tlarak ortak bir hedef iin almann, kiinin yaamn zen
ginletirici bir ey olduu phesizdir. D ah a nce grdmz
gibi, kii gurudan tamamen hayal krklna uram olsa bi
le, geriye dnp baktnda, orada kurulan dostluklar ve bir
topluluk tarafndan kabul grmenin verdii cokuyu zlemle
anmas mmkndr. Eileen Barker, Yeni D in A km lar (New
Religious Movements) kitabnda yle yazmtr:
Yeni d in a k m la r n d a n b ir ey ler re n m e k istey en lerin , belki
d e p e k o k g e n c in verm e a rz u su n u n fa r k n a v a rm a la r g e re k
m ek ted ir. U z m a n la m a , b r o k r a si ve s o sy a l refah d n y a sn
d a , id e a list g e n le rin , y n le n d irilm e m i en erjilerin i, b a k a la
rn n iyilii iin n a sl k u lla n a b ile c e k le rin i b u lm a la r o k d a
k o la y d eild ir. B a z kiliseler, o k u lla r ve d ern ek m erk e zle ri bu
en erjiy i y a k a la m a y b a a ry o rla r. B u n u b a a r a n bir d e yeni
din a k m la r v a r."
Ancak byle akmlarn bir de liderleri olmaldr. Bu kitap
ta ele alnan baz liderlerin ortaya koyduu gibi, bu kiiler ye
tenek ve gvenilirlik asndan artc biimde birbirlerinden
farkldrlar. 23 9

Bir grubun yesi olmann, bazen iler acs olan bir baka
yn daha vardr. Setikleri gurunun gerei sunduuna
emin olan mritler, bu inanc kendileri gibi paylamayanlara
kar kaba ve duyarsz davranabilirler. rnein, Rajneeshin
sannyasinleri kendilerini hem Hindistanda hem de Oregonda
yaayanlardan stn grdkleri iin yerel halka kt davran
mlardr.
Edmund G o sse un, ateli birer Plymouth Brethren yesi
olan anne ve babas tarafndan yetitirildii ocukluunu an
latmas, banazlkla yetitirildikleri iin zarar grm ocuk
lar iin esiz bir rnektir. ok erken yalardan itibaren edebi
yata duyduu ilgi, G o o seun, Ben Johnson ve Christopher
M arlo w ea ait iirlerin de iinde olduu bir kitap almasna ne
den olmutur. air M arlowe onu byledii halde, babas ki
tab iren olarak deerlendirmitir. Plymouth Brethren tari
katnda, bu tarikata bal sayca pek az ye iin kurtulu ve
lmszlk olduuna ve rnein tm katoliklerin ldkten

teki Pegam berler


peki, kim e intnahm t

sonra daim bir ikenceye urayacaklarna inanlmaktadr.12


Byle tarikatlarn gnmzde bakalarna kar daha fazla
hogrl olduu dnlebilir, ancak David Koreshi hatrla
ynca bu grn doruluundan phe edebiliriz. Koresh,
mritlerini, Hazreti sann D nnn yakn olduuna, ken
disinin srailin kral olacana, bu arada da, Tanr ve onun
lmszlerden oluan ordusunun, Hristiyan Kilisesinden
balayarak, dnyadaki tm hainleri katledeceine inandrm
tr.
Bununla beraber, gvenip inanlabilecek retmenler ve
tinsel rehberlerin zellikleri hakknda da baz eyler sylenebi
lir. Yetikinlerin en iyi retmenleri, otoriter olmayanlardr.
Bu gibi retmenler bilgi verebilir, neride bulanabilir, fikir
verebilirler; ancak her bireyin farkllnn bilincinde olarak,
sonuta her kiinin kendi yolunu bulmas ve kendi grlerini
oluturmas gerektiine inanrlar. ngilizcesi education olan
eitim szc, eski halinden daha ileri bir duruma getir
mek, aa karm ak anlamna gelen Latince kkenli educu-
240
re fiilinden tremitir. Gerekten de, eitim giriiminin asl,
tam da budur. yi bir retmen, kendi rettiklerinden de ile
ri gidip, zgn katklaryla, rendiklerinin stne bir eyler
ekleyen rencisinden gurur duyar. Bu istenen sonu, ret
men adna bir para alak gnll olmay ve rencisi ile bi
rey olarak iliki kurabilme becerisini gerektirir. Ayn anlay,
analitik psikoterapiye de uyarlanabilir, hatt uyarlanmaldr.
J u n g un, bir analistin hastasna nasl davranmas gerektiini
tanmlamas, otoriter bir gurunun didaktik tavrndan olduka
uzaktr. Aada, J u n g un henz psikoterapi ile yakndan ilgili
olduu 1932 ylnda yapt konumasndan bir alnt yer al
maktadr.
B ir d o k to r, bir b a k a s n a reh berlik e tm ek h a tt y o lu n her a d
m n d a o n a elik e tm ek is tiy o r sa , k a r s n d a k i k iin in ruh u n u
h isse tm e lid ir. Y arg y a v a r r sa , bu n u a sla y a p a m a z . Y arg sn
iste r s y le sin ister k e n d in e s a k la s n , bu a sla fa rk etm ez. K a r
t a r a f o lm a n n veya hi d n m e d e n h a sta n n her d ed i in i
o n a y la m a n n h i b ir fa y d a s yok tu r. B u tu tu m o n u h a sta s n
d a n en a z s u la m a k a d a r u z a k la trr. D u y g u la r, sa d e c e n

teki Peygam berler


peki, kim e inanalm ?

y a r g sz ta r a fsz lk la o r ta y a k a b ilirler. B u k u la a bilim sel bir


k u r a l g ib i g e le b ilir ve zih nin ta m a m e n s o y u t tu tu m u ile k ar-
trlabilir. A n c ak ben im s y le m e k iste d i im b u n d a n tam a m e n
fa rk l. B u n san b ir b e c e rid ir -g e r e k le r e , b u n la rd a n a c e
k en k iiy e ve bu k iin in y a a m n n b ilin m ezin e d u y u lan derin
say gd r. G e r e k te n d in d a r biri bu tu tu m a sa h ip tir.1'1
yi bir retmen gvenilirdir. nk, o kendisiyle oldu
undan daha ok rencisiyle ve rettii konu ile ilgilidir.
Eer bir retmen kendisini tarih, matematik veya felsefeye
adam sa, cokusu rencisine de yansyacak ve ikisi birlikte
kiisel dncelerden arnarak, gerein zorlu arayna girie
ceklerdir. Ayn durum, bundan daha da byk bir nemle,
dinsel ya da tinsel araylar iin de geerlidir. Nietzschenin de
ifade ettii gibi, bu yce, saf, lgn ve kutsal 15 olan bir eye
itaat, bazen bu snr aan durumlar da sz konusu olabildii
halde, genelde renci-retmen ilikisini korumaya ynelik
tir. Bireyden daha yce bir ey hakknda rencinin retici ile
beraber younlamas, ikili ilikiler zerinde fazlaca dnme
yi nledii gibi, zayfn gl tarafndan ktye kullanlmas
n da engeller.
yi retmenlerin veya tinsel rehberlerin alakgnll ol
duklar iin karizmatik olmadklar dnebilir, ancak bu her
zaman doru deildir. Bu kitap zerinde alrken, arkadam
besteci Alan Ridout bana yle yazmt:
Sen in de ifa d e ettiin g ib i, n arsisiz m le d o lu o la n la r la k a r iz
m a tik o lu p , ayn z a m a n d a d a g e re k ten k u tsa l o la n in sa n la r
a r a s n d a b ir a y rm y a p m a n n o k g e re k li o ld u u n u d n
y o ru m .
Bu grnn ardndan, Papa ngiltereyi ziyaret ettii s
rada, Canterbury Katedralinde katld ayini aktarmaktadr.
Pa padan olduka etkilenmitir:
K a r m d a k i k iili in ben i bu k a d a r d erin d en sa r s m a s n g e r
e k te n hi b e k le m iy o rd u m . O n u n h a k k n d a im d iy e k a d a r
hi d n m e m itim bile. O ne e tra fn a b a k y o rd u , ne de g a
rip b ir biim d e d a v r a n y o r d u ; h a tt zel b ir ey bile y a p m
y o rd u . B u n a ra m e n , n m d e n g e erk en e tra fn a o la a n st
bir k u t s a llk y a y d n h issettim . O n d a k i bir eyler, en a z n
d a n b a n a , ar d ere c ed e z e l g r n y o r d u . B u n u n ne o ld u u -

O le k i Pegam berler
nu d n d m d e d e, ki o z a m a n d a n beri b u n u hep d n
r m , k im ve ne o ld u u n u g ste r m e iste in in ve bilincin in o n
d a e k sik o ld u u n u fark ettim . A sln d a b y lesi b y k bir is
m e s a h ip b iri, b u k a d a r b y k bir k a la b a lk k a r sn d a k a l
d n d a r a h a tlk la b y le h issed e b ilird i. A sln d a , tu tu m u g e r
ek b ir a l a k g n ll k o la r a k tan m lan ab ilir, bu b a la m d a d a ,
b a k a la r n d a n so n d erece a rp c biim d e fa r k lla m a k ta d r.'
P a pann bu tanmna ben de katlyorum. Sylendiine g
re, kendisi kardinal olarak atandnda, bu grevi stlenmek
konusunda ok da hevesli deilmi. zellikle ilgin olan ise,
bu kadar zverili bir kiinin karizmatik olarak alglanmasdr.
Giri blmnde de dediim gibi, gerek erdem genellikle g
ze arpmaz ve manevi olarak stn kiiler, kalabalklara uzun
nutuklar ekerek veya mrit toplamaya alarak deil, kendi
lerine zg davranlaryla etkileyicidirler. Bu rnekten de an
lalaca gibi, tpk gcn karzimas olduu gibi iyiliin de
karizmas vardr.
Bazen, mrit olmaya aday bir kiinin guruda arad ey,
anne sevgisidir. Bu zellikle de, lm veya ayrlk nedeniyle
242
kkken annesinden ayrlanlar iin geerlidir. Andrew H a r
vey, Gizli Yolculuk (Hidden Journey) kitabnda, on yedi yan
daki Meera ile karlatnda yaad ve M eerann neden ol
duunu syledii, olduka ilgin ve etkileyici bir dizi kendin
den geme deneyimi anlatmaktadr. lk karlamalarndan iti
baren Meera tamamen sessiz kald ve gurularn alldk dav
ranlarn gstermedii iin, Andrewnun onunla yaad de
neyim, genel olarak gurulara balanma konusunda aydnlat
cdr. Septikler, ok gzel bir kadn olduu iin, hayranlarnn
veya mritlerinin ona isteklerini ve ihtiyalarn yansttn
ileri srebilirler. Fakat, Andrewnun durumu farkldr. Me-
erann ecinsel yaantsn uygun bir yaam biimi olarak
onaylamamas zerine, Harvey onu reddetmitir. Yine de, bu
reddedie kadar, Andrew H arveynin ocukluundan beri ara
d bir eyleri onda bulduu kesindir. Kendisinin de aka iti
raf ettii gibi, onun yannda yaadklar, alt buuk yanda
annesi onu binlerce kilometre uzaklktaki yatl bir okula bra
kana kadar, Delhide annesinin yannda hissettiklerine olduk

teki Peygam berler


peki, kim e inanalm ?

a yakndr.
H in d ista n b a n a bir an n e v e rm iti, so n r a o n u ben d en g e ri a l
d. Y lla r s o n r a , yine H in d is ta n d a b ir b a k a b o y u tta , bir y e
n isin i b u ld u m ve b y lece k a y b e tti im e in an d m se v g im geri
g e ld i. O ilk y a r a m o lm a s a y d , sev g iy e b u k a d a r ih tiy a d u y
m a z ve o n u n a ra y n d a her eyi risk e a tm a y a h azr o lm a z
d m . Y a a d m e fk a tin a n s o lm a s a y d , ben i d e itiren bu
k ad n n b e n d e u y an d rd tu tk u y u a sla k a b u l e d e m ezd im . En
d erin y a r a m d a n , y a a m m n m u cizev o la sl d o d u .
Harvey, dokuz yandayken Hindistandan ayrlp eitim
grmek iin on be yllna ngiltereye gitmitir. ok zeki ol
duu iin, O x fo rd da burs kazanm, okulu birincilikle bitir
mi ve belki de ngilterede gen bir renciye verilebilecek en
byk akademik dl olan Fellow o f A ll Souls seilmitir. An
cak bu arada da yaras kanamaya devam etmitir. Ne yazd
iirler, ne itii iki ne de girdii cinsel ilikiler bu yaray sar
maya yetmitir. Tekrarlayan intihar dnceleri, onu yirmi be
yanda tekrar Hindistana srklemitir. Kurtulu araynda
olmamasna karn, ocukluunda hissettii ve ona bir daha
asla geri gelmeyen mutluluu tekrar yakalamann peindedir. 243

Psikiyatristler, yatl okula gitmek zere vaktinden nce evden


ayrlan ocuklarn durumlarn gayet iyi bilirler. Bu yaantnn
verdii ac genellikle uzun srer ve yaratt hasar da bazen te
davi edilemez durumdadr.
Harveynin bir tesadf sonucu, bir tekke ziyareti srasnda,
Fransz asll bir Kanadal olan Jean-M arc Frechette ile tan
masnn ardndan, aralarnda dostluk geliir. Frechettei kendi
ne rnek alan Harvey dzenli meditasyona balar ve sonunda
Ignatiusun teselli adn verdii bir deneyimle dlne kavu
ur. Bu daha nce hi yaamad bir mutluluktur. Deiik ses
ler duymaya, imgelemler grmeye balam ve O x fo rd un en
telektel dzenin kazandrd bilgi aklcln onu hazrla
mad bir keif yolculuuna balam ak zere olduunun fark
na varmtr.
Harvey, Jean-M arc Frechettein de yesi olduu tekkenin,
daha nce vefat etmi gurusu Aurobindonun eserlerini oku
maya balamtr. 1872 doumlu Sir Aurobindo, Cambrid-

teki Pegam berler


peki, kim e In sn e h m ?

g ede Latin edebiyat eitimi grm ve birok dl kazanm


tr. Daha sonra Baroda niversitesinde ngiliz edebiyat pro
fesr olmutur. Hindistann zgrlk mcadelesine katlp,
tutuklandktan sonra, siyaseti tamamen brakp, yaamnn
sonuna kadar aydnlanma peine dm ve kendi din aray
zerine kitaplar yazmtr. Aurobindonun kitaplarndan bi
risinin, Anne (The Mother) olmas Harveyi hem artm
hem de mutluluktan havalara uurmutur. Kutsal A nann
imgelemi, anne olarak Tanr, o kadar kkten, o kadar gl
ve o kadar sarmalayc ki, imdiye kadar Tanrdan anladm
her eyi alt st etti ve deitirdi, diye duygularn dile getir
mitir.18 Jean-M arc, Harveye:
Z a m a n , A n n e n in g e ri d n e c e i z a m an d r. G o e th e , F a u s t'un
s o n u n d a , yan i F a u s t A n n eler ta r a fn d a n k u r tu ld u u n d a , b u
nu n c ed en g rm t r. R a m a k rish n a d a b u n u b iliy o rd u . H a t
ta b u n u , M e ry e m A n a y a g id e re k a rta n biim d e atfed ile n k u t
sa l n em d en d o la y k a to lik le r bile b iliy o r g ib i g r n y o rla r.
O g e lip eziyet ek en c a n lla r k u r t a r a c a k .
Eer tansayd, eminim ki Jean-M arc Frechette, listesine
244
J u n g u da eklerdi. Jung, 1 9 5 0 de XII. Papa Piusun Hazreti
M eryem in ge ykselerek cennette girmesi dogmas ile ilgili
yapt aklamann, Reform hareketinden beri en nemli din
olay olduunu dnmektedir.
P a p a lk ta r a fn d a n y a p la n a k la m a n n m a n tk sa l tu ta rll
su g t rm e z . B u d u r u m , h i b ir m eta fiz ik k ad n tem silin in o l
m a d p r o te sta n l , e rk ek d in i o lm an n utan c iin de b r a
k r... G r n e n o k i, p ro te sta n lk k a d n la rn eitliin i g ste re n
iare tle re yeteri k a d a r n em v e rm e m itir. 0
1 9 6 1 de len Jung, ngiliz Protestanlnn ileri adm ata
rak, 1994 ylnda, kadnlarn papaz olarak atanmas konusun
da eitliini kabul ettiini bilseydi mutlu olurdu sanyorum.
Jean-M arc, Kutsal Annenin dnnn bir insanda vcu
da gelerek gerekleeceine inanyordu. Bunu ileri srdnde
ise Andrevv Harveyden yeniden doua inanmad cevabm
ald. Harvey tekrar akademik yaama geri dnd. Ancak,
Harvey 1978 Kasm aynda, Jean-M arctan, stat olarak ta
nmlad gen bir kadnla tanmak zere derhal Hindistana

tek i Peygam berler


peki, kim e inanalm ?

gelmesini syleyen bir mektup ald. 1978 N o elinde Jean-


Marc, H arveyi Pondicherryde M eerann yaad eve gtr
d. Yaklak sekiz dokuz kii onun gelmesini bekliyordu. M e
era geldiinde hibir ey sylemeden bir sandalyeye oturdu.
O d a d a k i h e rk e s, se ssiz lik iin d e te k e r te k e r g id ip o n u n n n
de d iz k e re k , b a n e llerin in a r a s n a a lp , g zlerin in iine
b a k m a sn b ek lediler. G e ld i i a n d a n itib a re n , o d a y a ta d
se ssiz lik , b en im im d iy e k a d a r a sla y a a m a d m b ir ey d i
- d e r in , e sra re n g iz , y a r a la y c bir m u tlu lu k .21
Sras gelip Andrew Harvey diz ktnde, Velasquezin
Cennetin Sultam Meryem resminin imgesini grr. Fakat bu
sefer, asl resimdeki spanyol kadnn yerine M eerann yz
vardr. M eerann gzlerinin iine bakan gzleri sakin ve tut
kuludur. Daha sonra, altn bir k iinde, Aurobindonun y
znn imgelemini grr. Bu sessizlik Harvey iin artcdr,
nk o; bir air, bir yazar ve entelektel olarak, imdiye ka
dar rendii hemen her eyi, szckler sayesinde renmitir.
A n c a k , M e e r a nn se ssiz li i beni d a h a d erin b ir ren m ey e it
ti. T p k t m v a rl m la y n e ld i im m zik te y a a d m g ib i,
245
o c u k k e n an n e m u y u rk en o n a o k u d u u m za m a n k i g ib i, b e r a
berce b ir b a n k a o tu r u p k a n a sta * o y n a d m z ve den izi se y re t
ti im iz g ib i.
K o r k u la r ve k u k u la r b a n a sa ld ry o r d u , a n c a k her a k a m
M e e ra , her z a m a n y a p t g ib i, t m bu h issettik le rim i sad e ce
v a rl y la , isk em le sin d e o tu r u p , o s a f sev g isin i vererek o r t a
d a n k a ld r y o rd u . K im ve n e o ld u u k o n u su n d a en u fa k bir
fik rim bile y o k tu , tek b ild i im , im d iy e k a d a r hi g rm e d i im
b ir ey lere s a h ip o ld u u y d u . O n u n y a n n d a y k e n , b a k a k im
sen in y a n n d a o lm a d m k a d a r k e n d im i y u v a m d a h isse d iy o r
d u m .22
Harvey, bu yineleyen mistik deneyimlerinin bakalar tara
fndan nasl alglandn tahmin edebilecek kadar zeki biriy
di.
o c u k lu u m d a a n n em i y itirm itim , a m a im d i, k u k u verici
bir b t n l k i in d e , ben i b ir d a h a a sla terk etm eyecek yeni
bir a n n e b u lm u tu m . M e s a fe li, se ssiz o ld u u ve o d a b en im
g ib i k e n d i d d n y a sn a d a lm o ld u u iin, sih irli d m
o n u n st n d e n k u ra b ilir d im . B u y o ru m a n la m sz o ls a d a , et-

* Bir tr iskambil oyun u (.n.)

O le ki Pegam berler
p *k l, k k m h*>*>4t>f

k iin in g c n a z a ltm y o r d u , so u k sesi a d e ta b a n a ik en ce


e d iy o r d u .:
Harvey bu yorumu kabul etmesinin, sihirli dn ge
ersiz klacana inand iin, olaslkla anlamsz olarak de
erlendiriyordu. Fakat buna benzer deneyimler yaayanlar, bu
durumu Kutsal Annenin reenkarnasyonu olarak alglamadk
larna, sevecen ve sevgi dolu insanlarla da bylesi duygularn
yaanabileceine tank olmulardr.
Harvey, Meera hi konumad iin, korumasna onun
retisinin gerekten ne olduunu sorduunda, Mr. Reddy u
yant verir: Tm Varlkla ve eylemle btnlemenin, Sessiz
likken akan aydnlk mutluluu... Ruhun istedii kendinden
geme ve bilgidir, Meera bunlarn ikisini de sunuyor. 24 H a r
vey Meera ile yaadklarn ocukluunda annesi ile yaadk
larna balyor, sonra da bu biimde yorumlanma fikrini red
dediyordu. Ancak, anneleri yaknlarnda olan ve anneleri tara
fndan btnyle anlalma ansna sahip ocuklar, sevildikle
rine duyduklar gven ve gelecekle ilgili endie tamadklar
bir dnyada, anneleriyle ve dnyayla ilgili ayn btnlk his
sini yaarlar. sa da tam da bu nedenle yle demitir:
B rak n k k o c u k la r b a n a gelsin ler, o n lar d u r d u rm a y a a
lm a y n ; n k T a n r n n k r a ll o n la r a aittir. Size d iy o ru m
k i, T a n n n n k rall n o c u k la r g ib i k a b u l etm eyen ler, a sla
o r a y a g irem ezler.2
Dokuzuncu blmde de ifade edildii zere, Freud btn
lemenin yaratt kendinden geme deneyimlerini, bebeklik
dnemine gerileme olarak ele alm ve henz anne memesiyle
beslenen bebein kendini, annesinden ve d dnyadan ayra
mad bir dneme dn olarak deerlendirmitir. Bu Tenny-
son tarafndan da dile getirilen dnemdir.
M in ic ik a v u c u n u
te B u B e n im d em ed en
A n n e sin in g s n e y a sla m ,
D n y a y a yen i g elen b e b e k ,
B y d k e ren e cek
B e n d em eyi
B e n im d em e y i,
Ve s o n u n d a

Otelci Peygam berler


B e n in d e d ik le rin d e n , d o k u n d u k la r n d a n
b a re t o ld u u n u k e fe tm e y i.
H arveynin deneyimlerinden bazlarm erken ocuklukta
hissedilen mutlulua tekrar ulamak olarak yorumlamak, bu
deneyimleri ve duygular geersiz klamaz diye dnyorum.
lgin olan ise, anne sevgisinin gvenliini ve anlayn hi ya
amam birinin zerinde M eerann nasl etki brakacadr.
Bu dnemler, kanlmaz bir biimde hatrlanp geri mi geli
yorlar, yoksa yeniden de oluabiliyorlar m?
M eerann sessizlii, onun en arpc yndr. Ignatius d
nda, szn ettiimiz tm gurular, vaaz veren, konumala
ryla hrpalayan ya da hibir metne bakmakszn saatlerce ko
nuan, mkemmel konumacdrlar. Fakat Meera sessizliini
bozmayarak, bir reti sunmak yerine kendini bulma yolunu
amaktadr. Gln gelebilir ama, kii eer bir guru aray
iindeyse, en iyisi hi konumayan birini bulmaktr. Aslnda
bu espride ciddiyim. Bu bana, elli dakika boyunca divana uza
np hibir ey sylemeden seans bitiren bir hastam hatrlat
yor. Biraz meraktan, biraz da nemli bir eylerin olduunu 247

hissettiimden, ben de o seansta hi sesimi karmamtm.


Ortam huzur ve mutluluk doluydu. Seansn sonunda hastam
bana, imdiye kadar yaptmz seanslarn en iyisini gerekle
tirdiimizi sylemiti.
Bence psikoterapi hastay iyiletirdiinde, ki bazen bu nok
taya gelindii olmaktadr, bunun nedeni psikoterapistin, has
tann belli bir zaman diliminde dnyann sorunlarndan uzak
kald, mutlu bir ocuk gibi tamamen kabul grd, kendi
ne gvendii ve gelimek iin kendini zgr hissettii, gvenli
bir liman, anneye benzer bir snak oluturmasdr. Bence,
psikoterapistler, cinsiyetleri ne olursa olsun, genellikle m
kemmel anne -Kutsal Anne ya da anne arketipi- roln stle
nirler ki, bu iyiletirme srecinin gerekli bir ksm olabilir. yi
leme srecinin bu biimde yorumlanmasnn ya da M eerann
byle deerlendirilmesinin nemlerini azalttklarn dnm
yorum. Bu kadar gen yataki bir kzn byle bir rol stlene
bilmesinin nedeni, bakalarn anlamadaki sezgilerinin gl-

teki Pegam berler


peki, kim e nanalm t

li), m vc mkemmel dinginlii ile olaanst bir kiilik olmas


dr. Onun, Kutsal Annenin yeniden dnyaya gelmi hali oldu
una inanlar, kukusuz benim yazdklarm kaba bularak bir
kalemde sileceklerdir; ancak ben M eerann Harveye yaattk
larnn doruluunu sorgulamyorum, sadece yorumunu yap
yorum.
Gnmzde ngilterede, geleneksel Hristiyanlk retisi
ne olan inancn nemini yitirmekte olduu bir dnemde ya
yoruz. ngiliz halknn yzde 2 ,5 tan az dzenli olarak pazar
sabahlan kiliseye gitmektedir. Oxford piskoposu bir rporta
jnda, Gnmzde, Bat Avrupallar Hristiyanlk sonras bir
toplumda yayorlar. 27 demitir. Bunun sonucu olarak da, da
ha ok insann yeni din akmlarnn ve gurularn retilerinin
cazibesine kapldklar varsaylabilir. Ben, durumun byle ol
duuna inanmyorum. ngilterede olduundan daha fazla in
sann kiliseye gittii Amerika Birleik Devletlerinde ise, yeni
din akmlar ngilteredekinden daha gl boy gstermekte
dir. Tpk, ngilterede pheli din hizmetlerinden dolay bir
248
sredir uzak durmay baardmz televizyon evangelistleri-
nin, A.B.D.de daha fazla olmas gibi. 1 9 5 0 lerden bu yana,
yeni din akmlarndan pek ou Kuzey Amerika ve Hindis
tanda ortaya kmtr. Bundan da te, tarihin ortaya koydu
una gre, yeni bir vahiy ortaya atan guru, srekli kendini
tekrar eden bir ahsiyettir. H atta bazlar David Koreshten bi
le tuhaftrlar. Aldous Huxley, svireli Anabaptist Thomas
Schuckern kutsal bir rehberden kardeini ldrme emri ald
n sylediini ve bunu anne babasnn da aralarnda olduu
kalabalk bir izleyici kitlesi nnde gerekletirdiini yazar.
Bir gurunun peinden gitme istei duyanlar, genellikle yeni bir
vahiy alma ya da asla ulaamayacaklar kurtulular iin yeni
bir yol bulma midi ile bir gurudan dierine geerler. Gurular,
etraflarnda mrit bulunduu srece ayakta kalmaya devam
edeceklerdir. Ancak bana gre, mritler ihtiyalarn yanl
yerlerde aramaktadrlar.
Bu kitab yazarken rendiim bir ders varsa, o da sadece
tuhaf inanlar olduu iin kimseye deli ya da gvenilmez

te k i Peygam berler
peki, kim e inanalm ?

damgas vurulmamas gerektiidir. Dnyada pek ok insan,


hibir kant olmayan ve eletirel olarak incelemeye ak olm a
yan inan sistemlerine sahiptir. Akl salnn yerinde olup ol
madnn tan kriterlerine, bireyin sosyal davranlar ile dier
insanlarla olan ilikilerinin deerlendirilmesi de eklenmelidir.
letmek istediim bir mesaj varsa, o da, ok fazla kendile
rine dnk ve ayn zamanda da otoriter olan kiilere gvenil-
memesi gerektiidir. Hi kimse, Gurdjieffin, Rajneeshin ya
da Ju n g un biliyorum dedii anlamda bildiini syledii eyi
ya da mritlerinin bildiklerine inand eyi bilemez. ster po
litik ister tinsel olsun, otoriter olan kimseye gvenmemek en
dorusudur. Hele dnyay biz ve onlar diye blen, gele
cek iin tek bir yol olduunu iddia eden veya dmanlar tara
fndan kuatldn ne sren kiilerden zellikle kanlmal
dr. Gvenilir olmak iin dogmatik olmak gerekli deildir.
Emin olmann yaratt karizma, hepimizin iinde yatan ocu
u tuzaa dren bir kapandr.
Birisi acilen yardm almak ya da rehber bulmak ihtiyac
249
iindeyken, vaaz etmek yerine dinleyen birini aramal, bir g
rnn dogmasn kabul etmek yerine, onu i dnyasna bak
maya ve benzersiz biri olarak ne dndn ve neye inan
dn bulmaya cesaretlendirecek birini bulmaldr. Eer biri
ortak bir hedefe ulamak iin bakalaryla almann verdii
mutluluu yaamak istiyorsa, mlteciler, fakirler, hastalar ya
da kader kurbanlar iin kendini adam organizasyonlara gi
rebilir. Bu tip organizasyonlarn bir guruya ihtiyac olmad
gibi, bu rgtlere ye olmak iin dinsel bir balla da gerek
yoktur. Bakalarna yardm etmek istei sadece inananlarla s
nrl deildir.
Nietzsche, M utlu Bilim (Die Frhliche Wissenschaft) kita
bn yazal yz yln stnde bir sre gemi olmasna ramen,
yazdklar bu kitab noktalamak iin ok uygundur.
M utluun anlam - Son zamanlardaki en byk olay Tan
r ld kavram, Hristiyan tanrsna olan inancn gvenilir
liini kaybetmesinin glgesi Avrupann stne dmeye ba
lad bile... Yaklaan kasvete, neden kendimizi iin iinde his-

teki Pegam berler


firkl. kinim In sn tlm k

sermeden ve bundan da te kendimizden endie ve korku duy


madan bakamyoruz? Acaba hl bu olayn sonularnn ok
mu fazla etkisi altndayz? nk bu sonular, kendimiz iin
beklentimizin tam da tersidirler. Aslnda bu kasvetli ve keder
li bir durum deil, tam tersine yepyeni, anlatlmas zor bir k,
mutluluk, rahatlama, coku, cesaret, uyanma.
Gerekten de biz filozoflar ve zgr ruhlar , tanr ld
haberini duyunca, sanki yeni bir gn domu gibi hissediyo
ruz; kalbimiz kranla, aknlkla, adet yeni bir gn douu
ve beklentiyle doluyor. Uzun sreden sonra nmzdeki ufuk
pek parlak grnmese de, tekrar zgrleiyor, gemimiz tekrar
her trl tehlikeye yelken ayor, bilgiye duyulan akn n ye
niden alyor; deniz, bizim denizimiz ve ite yeniden nmz
de bizi bekliyor, kim bilir belki de deniz hi bu denli ak ol
mamt.2

teki Peygam berler


NOTLAR

G R
1. Sigm un d Freud, C ivilization an d its D iscon ten ts, Ja m e s S trach eynin Anna
Freud ile ortak evirisi, A lix Starchhey ve Alan T y so n n k atk laryla, Stan d ard
Edition , Volum e X X I (L on d on : H o g arth Press an d Institute o f Psycho-
A n alysis, 1 961) s:8 3
2 . A n thony Storr, Solitude (L o n d o n : H arperC olIin s, 1989).
3. Eileen Barker, N ew R eligiou s M o vem en ts (L on d o n : H M S O ,1 9 9 2 ), s:13.

B R N C B L M
1. Tim R eiterm an & Jo h n Ja c o b s, R aven (N ew York: D u tto n , 1 9 8 2 ), s:4 5
2. age., s:1 4 7
3. Eileen Barker, N ew R eligiou s M ovem en ts (Lon d on : H M S O ,1 9 9 2 ), s:1 4 -1 5 .
4. Shiva N a ip a u l, Jo u rn e y to N ow h ere (H ard m on d sw o rth : Peguin, 19 8 2 ), s:1 4 4 -7 .
5. Tim R eiterm an & Joh n Ja c o b s, R aven (N ew York: D u tto n , 1 9 8 2 ), s:1 7 7 .
6. D av id L ep p ard , Fire an d B lo od (L o n d on : Fourth E state, 1 9 9 3 ), s:1 2 .
7. age, s:1 4 0 .
8. M artin K in g & M arc B reault, Preacher o f D earth (L on d on : Pegiun G rou p,
Signet, 1 9 9 3 ), s:3 0 9 .
9. W illiam Shaw , S pyin g in G uru L an d (Lon d on : Fourth E state, 1 9 9 4 ), s:2 0 7 .
10. W illiam Shaw , age., s:2 0 1 .
11. M artin K in g & M a rc B reault, a g e ., s:78.
12. M artin K in g 8c M arc Breault, age., s:3 0 8 .
253
K N C B L M
1. Ja m e s M o o re, G u rdjieff: Th e A n atom y o f a M yth (Shaftesbury:Elem ent B o o k s,
19 9 1 ).
2 . P. D . O u spen sk y, In Search o f the M iracu lo u s (N ew York: H arco u rt
B rac e,1 9 4 9 ), s:3 6 .
3 . P. D. O u spen sk y, age., s:6 6 .
4 . G . I. G u rdjieff, V iew s from the R eal W orld, (Lon d on : R ou tledge 8c K egan Paul,
A rk an a, 1 9 8 4 ), s:6 9 .
5 . Fritz Peters, G u rd jieff (L on d on :W ilw oo d H o u se, 1976), s:292-3.
6 . J . G . Bennett, G u rdjieff: M a k in g a N ew W orld (Lon d on : Tu rnston e B o ok s,
1 9 7 3 ), s:7 9 .
7. Ja m e s M o o re , G u rd jieffian G ro u p s in B ritian , Religion Today, Volum e 3/
N u m b er 2 , M ay - Septem ber 1986.
8. T h o m a s an d O lg a de H artm an n , O u r L ife w ith M r. G u rdjieff, (Lon don:
Penguin, A rk an a, 1 9 9 2 ), s:2 6 .
9. A lan W. W atts, T h e W ay o f Z en , (L on d on : T h am es and H u d so n , 1 9 5 7 ), s:1 9 9 .
10. Eugen Bleuler, eviren Jo se p h Z in k in , D em entia P raecox or Th e G ro u p o f
S ch in oph ren ias (N ew York: Internation al U niversities Press, 1 9 5 0 ), s: 156.
11. age., s:1 5 7 .
12. Ja m e s M o o re , T h e A n ato m y o f a M yth (Shaftesbury:EIem ent B o o k s, 1991 ),
s: 4 2 .
13. a g e ., s: 4 2 -3.
14. J . G . Bennett, age., s:2 7 5 .

O le k i Pegam berler
15. G . I. G u rd jieff, All an d Everything (Lon d o n :R o u tled ge & K egan P aul, 1 9 5 0 ),
s:8 2 .
16. P. D . O uspensky, age., s:8 5 .
17. a g e ., s:8 5 .
18. J . G . Bennett, age., s:2 5 0 .
19. P.D. O uspen sky, a g e ., s:5 7 .
2 0 . J . G . Bennett, age., s:2 5 1 . .
2 1 . age., s:8 2 .
2 2 . Ja m e s M o o re , age., s:4 1 .
2 3 . G . I. G u rd jieff, M eetin g w ith R em ark ab le M en , eviren A. R. O rage, (Lon don :
R o u tled ge & K egan P au l, 1 9 6 3 ), s:87.
2 4 . J . G . Bennett, a g e ., s:1 2 1 .
2 5 . Fritz Peters, age., s: 81-2.
2 6 . Fritz Peters, age., s: 2 7 0 -4 .
2 7 . a g e ., s:2 5 9 .
2 8 . J . G . Bennett, age., s:1 4 8
2 9 . Fritz Peters, a g e ., s: 3 0 .
3 0 . Ja m e s M o o re , a g e ., s:2 6 1 .
3 1 . R en Z uber, W ho Are You M on sieur G u rdjieff?, eviren Jen n y K o ralek ,
(L on d on : R o u tled ge & K egan P aul, 1 9 8 0 ), s:3 .
3 2 . Fritz Peters, a g e ., s:2 7 .
3 3 . J . G . Bennett, age., s:1 5 4 .
3 4 . J . G . Bennett, age., s:1 6 3 .
3 5 . M ery le Secrest, Fran k Lyoyd W right (N ew York: K n o p t, 1 9 9 2 ), s:6 1 .
254 3 6 . age., s:4 3 1 .
3 7 . Ja m e s M o o re , age., s:3 6 5 .
3 8 . M eeryle Secrest, age., s:5 1 0 -5 1 1 .
3 9 . Jo se p h R y kw ert, T o w ard s a w ell-distributed w orld , T im es Literary
S upplem en t, M a y 6, 1 9 9 4 , s:1 6 .
4 0 . Ja m e s M o o re, age., s:2 0 5 .
4 1 . Jo h n C arsw ell, Lives and Letters, (L o n d o n : F ab er & Faber, 1 9 7 8 ), s: 2 1 3 .
4 2 . Fritz Peters, age., s: 2 4 2 .
4 3 . J . G . Ben n ett,age., s:1 6 5 .
4 4 . C . S. N o tt, T each in g o f G u rd jief (L o n d on : R ou tled ge & K egan P aul, 196 1 ),
s:5 6 .
4 5 . C laire T om alin , K atherine M an sfield (Lon d on : Penguin, 1 9 8 8 ), s:2 3 2 -3 .

NC B LM
1. Eileen Barker, N ew R eligiou s M ovem en ts (London : H M S O , 1 9 9 2 ), s: 2 0 3 .
2 . R alp h R o w b o tto m , R alph R o w b o tto m , Independent on Sunday, 7th A ugust,
1 9 9 4 , s:1 6 .
3 . H ugh M ilne, edited by Liz H o d gk in so n , B h agw an : T h e G od that Failed
(L o n d o n : Sphere B o o k s, 19 8 7 ), s:13.
4. B h agw an Shree R ajn eesh , T h e Suprem e U nderstanding: R eflections on T an tra,
bask y a h azrlayan M a Y oga A n urag, derleyen Sw am i A m rit Pathik (Lon d on :
Sheldon P ress, 1 9 8 8 ), s: 52.
5. Ja m e s S. G o rd o n , T h e G olden G uru (M assach u setts: Th e Stephen G reene Press,
1 9 8 8 ), s: 5 2 .

te k i Peygam berler
6. Bernard Levin, T h e T im es, 8 A pril 1 9 8 0 , s: 12..
7. B h agw an Shree R ajn eesh , Th e M u stard Seed: R eflection s on the Sayin gs o f
Je su s, bask y a h azrlayan Sw am i S aty a D eva, derleyen Sw am i A m rit Pathik
(L o n d o n :Sh eldon P ress, 1 9 7 8 ), s:4 8 8 .
8. age., s:1 5 7 .
9. B h agw an Shree R ajn eesh , T h e Suprem e U n derstan din g, s: 112.
10. age., s:1 9 3 .
11. B h agw an Shree R ajn eesh , M ed itation : T h e A rt o f Ecstacy, bask ya hazrlayan
M a S aty a B h arti (Lon d on : Sheldon P ress, 1 9 7 8 ), s:1 4 7 .
12. B h agw an Shree R ajn eesh , T h e Suprem e U n derstan ding, age., s:10.
13. age., s:6 4 .
14. age ., s:9 6 .
15. age., s.2 1 3 .
16. B hagw an Shree R ajn eesh , M ed itation , age., s:2 3 3 .
17. Fran ces Fitzgerald, C ities on a Hill (Lon d on : Picador, 1 9 8 7 ), s:2 9 7 .
1 8. Bernard Levin, T h e T im es, 9 A pril 1980, s:1 4 .
19. B h agw an Shree R ajn eesh , M ed itation , a g e ., s: 136.
2 0 . B h agw an Shree R ajn eesh , T h e M u stard Seed: R eflection s on the Sayings o f
Je su s, b ask y a h azrlayan Sw am i S aty a D eva, derleyen Sw am i A m rit Pathik
(Lo n d o m S h eld on P ress, 1 9 7 8 ), s:4 ,8 .
2 1 . Frances Fitzgerald, a g e ., s:2 7 5 .
2 2 . Ja m e s S. G o rd o n , a g e ., s:1 8 2 .
2 3 . H ugh M iln e, a g e ., s:2 7 4 .
2 4 . Bernard Levin, Th e T im es, 10 N is a n l9 8 0 .
255
DRDNC B LM
1. H enri F. Ellenberger, T h e D iscovery o f the U ncon scious, U ncon scious, (N ew
Y ork: B asic B o o k s, 1 9 7 0 ), s:6 8 5 .
2. R u d i L issa u , R u d o lf Steiner (Stroud : H aw th o rn Press, 1 9 8 7 ), s:33.
3. A. P. Shepherd, A Scientist o f the Invisible (Edinburgh: Floris B o o k s, 1983 ),
s:6 6 .
4 . age., s:3 .
5. A n ton in a V allentin,Einstein, eviren M o u ra Budnerg (Lon d on : W eidenfeld &C
N ic o lso n , 1 9 5 4 ), s : l l .
6. Jo h an n es H em leben, R u d o lf Steiner: A d ocu m en tary Biography, eviren L eo
Tw ym an (E ast G rin stead: G ou lden , 1 9 5 7 ), s:16.
7. Jerem y B ern stein dan alnt, Einstein (N ew Yoek: V iking Press, 1 9 7 3 ), s:1 7 2 -3 .
8. R u d o lf Steiner, T h e Philosoph y o f Freedom , eviren M ich el W atson (Lon d on :
R u d o lf Steiner P ress, 1 9 6 4 ), s:89.
9. age., s:1 4 .
10. age., s:7 0 .
11. age., s:9 0 .
12. age., s:1 1 9 .
13. H enri Ellenberger, T h e D iscovery o f the U ncon scious (N ew Y o rk:B asic B o o k s,
1 9 7 0 ), s:6 8 5 .
14. R u d o lf Steiner, K n ow ledge o f the H igher W orlds. H o w Is It A chieved?, eviren
D .S. O sm o n d ve C . D avy (L o n d o m R u d o lf Steiner P ress, 1969), s:65.
15. age., s:4 2 .

t e k i Peciamberler
16. a g e ., s:3 5 -6 .
17. Jo h an n es H em leben, a g e ., s:1 5 2 .
18. A . P. Shepherd, age., s:1 5 2 .
19. R u d o lf Steiner, O ccu lt Science-An O utline, eviren G eorge ve M ary A dam s
(L on d on : R u d o lf Steiner P ress, 1 9 6 9 ), s: 11.
20. age., s:6 5 .
21. age., s:1 0 8 .
22. R u d o lf Steiner, R ead in g the Pictures o f the A p ocalyp se, eviren Ja m e s H .
H in des (N ew Y ork: A n th rop oso ph ie P ress, 1 9 9 3 ), s:1 0 0 .
23. a g e ., s:4 0 .
24. a g e ., s:8 2 .

B E N C B L M
1. C . G . Ju n g , Letters, V olum e 1, 1 9 0 6 -1 9 5 0 , eviren R . F. C . H ull, yazlar seen
ve bask y a h azrlayan G erh ard Adler, Aniela J a ffe nin katk laryla (London:
R o u tled ge & K e g a n P aul, 1 9 7 3 ), s:2 0 3 .
2 . C . G . Ju n g , T h e Z o fin gia L ectu res, eviren Ja n van H eurck, tantan
M arie-L o u ise von Fran z, C ollected V olum e A, (Lon d on : R ou tled ge cKegan
P aul, 1 9 8 3 ), s:3 -1 9 .
3. A n thony Storr, C hurch ill's Black D o g an d O th er Phenom ena o f the H um an
M in d k itabn dan W hy P sych oan aly sis is not a Science, (Lon d on : C ollin s,
1 9 8 9 ), s:2 0 7 -2 2 7 .
4 . G erh ard Wehr, Ju n g : A B iography, eviren D av id M . W eeks (B oston :
S h am b h ala, 1 9 8 7 ), s:2 9 .
256 5. C .G . Ju n g , M em o ries, D ream s, R eflection s, h azrlayan A niela J a ffe , eviren
R ich ard ve C la ra W inston (Lon d on : C ollin s ve R o u tled ge C K egan P aul, 19 6 3 ),
s .3 2 7 .
6. age., s: 31-2.
7. M in g T. T su an g , Sch izoph ren ia: Th e Facts (O x fo rd : O xfo rd University Press,
19 8 2 ), s .98.
8. age., s .4.
9. V incent B rom e, Ju n g : M an an d M yth (L o n d o n :M acm illan , 1 9 7 8 ), s.3 0 1 .
10. C .G . Ju n g , M .D .R ., s . 169.
11. Eugen Bleur, D em entia P raecox o r T h e G ro u p Sch izoph ren ias, eviren Jo sep h
Z in kin (N ew Y ork: In tern ational U niversities P ress, 19 5 0 ), s.2 5 5 .
12. C .G . Ju n g , M .D .R .,s .l8 1 ,
13. a g e ., s . 184.
14. Jo h n Kerr, A M o st D an gero u s M eth od (N ew Y ork: K n op f, 1 9 9 3 ), s .5 03.
15. C .G .Ju n g , M .D .R .,s .l9 1 .
16. Jo h n Kerr, M a d n e ss, L o n d o n Review o f B o o k s, 2 3 M art 19 9 5 , s .3-6,
17. C . G . Ju n g , T h e Z o fin gia L ectures,eviren Ja n van H eurck, derleyen W illiam
M cG u ire, T h e C ollected W orkd, Supplem entary Volum e A (Lon d on : R outledge
&C K egan P au l, 1 9 8 3 ), s .88.
18. Friedrich N ietzsch e, T h u s S pok e Z a r a th u str a s P rologue, 5 (H arm o n dsw o rth :
Penguin, 1 9 6 9 ), s.46.
19. A nthony Storr, Ju n g , (N ew Y ork: R ou tled ge, 1 9 9 1 ), s .83.
2 0 . C . G . Ju n g , T h e Freud / Ju n g Letters, derleyen W illiam M cG u ire, eviren R alph
M an h eim ve R .F.C . H ull (L on d on : H o g arth Press ve R ou tled ge 6c K egan P aul,

O ie k Peygam berler
notlar

1 9 7 4 ), Letter 1 7 8 J, s.2 9 4 .
2 1 . Q u o ted in Jo h n Kerr, a g e ., s . 172.
2 2 . C . G . Ju n g , P sychotherap ists o r T h e C lergy , in P sch ology an d R eligion : W est
an d E ast, eviren R . F. C . H u ll, C ollected W orks, Vol.II (R outledge 6c K egan
Paul, 1 9 5 8 ), s.3 3 1 .
2 3 . age., s .3 34.
2 4 . R ich ard N o ll, T h e Ju n g C u lt (Princeton: Princeton U niversity P ress, 1 9 9 4 ),
s.2 9 1 .
2 5 . C . G . Ju n g , P sychotherapists o r theClergy, age., s .3 4 7 .
2 6 . C . G . Ju n g , T h e A rchetypes an d the C ollective U n con sciou s, eviren R. F. C .
H u ll, C o llected W orks, V olum e IX , P art I (L on d on :R ou tled ge 8c K egan P aul,
1 9 6 8 ), s .79.
2 7 . D av id Peat, Synchronicity (N ew Y ork,: B an tam B o o k s, 1987).
2 8 . C . G . Ju n g , T h e Z o n fin gia L ectures, eviren J a n van H eurck, derleyen W illiam
M cG u ire, T h e C o llected W orks, Supplem en tary V olum e A (Lon od n : R ou tled ge
8c K egan P aul, 1 9 8 4 ), s. 4 1 .
2 9 . age.
3 0 . D av id Peat, age.
3 1 . C . G : Ju n g , T h e Freud / Ju n g Letters, age., Letter 2 5 9 J , s.4 2 7 .
3 2 . E d g ar W ind, Letter to P rofessor Ja c k G o o d , 12 Ja n u a r y 1 9 7 0 . Telif hakk sah i
bi M rs. M arg are t W ind in izniyle.
3 3 . C . G . Ju n g , Flying S au cers: A M od ern M yth, eviren R . F. C . H u ll, in
C iv ilizatio n in T ran sitio n (L on d on : R ou tled ge 8c K egan P aul, 1 9 6 4 ), C ollected
W orks, V o l.10, s.3 1 1 .
3 4 . C . G . Ju n g , M em o ries, D eram s, R eflection s, age., s .3 2 8 . 257
3 5 . Anthony Storr, M u sic an d the M ind (Lon d on : H arperC oIlin s, 1992).
3 6 . R o ge r Scruton , M o d ern Philisiophy and the N eglect o f A esth etics, Peter A b b s,
editor, T h e Sym bolic O rder (L o n d o n : T h e Falm er P ress, 19 8 9 ), s.27.

A L T IN C I B L M
1. Ernest Gellner, T h e P sychoan alytic M ovem en t (Lon d on : P aladin , 1 9 8 5 ), s .5.
2 . age.
3. H enry F. Ellenberger, T h e D iscovery o f the U n con sciou s (N ew York B asic
B o o k s, 1 9 7 0 ), s.4 4 4 .
4 . Peter G ay, Freu d:A L ife fo r O u r T im e (Lon d on : D e n t,1 9 8 8 ), s. 104.
5 . Sigm un d Freud, T h e C om p lete L etters o f Sigm un d Freud to W ilhelm Fliess,
eviren ve derleyen Jeffrey M o u ssa ie ff M a sso n (C am bridge, M a ss. H arvard
U niversity P ress, 1 9 8 5 ). S .4 1 7 .
6. age., s. 2 7 2 .
7. Q u o ted in Fran k J . Sullow ay, Freud, B iolo gist o f the M ind (N ew York: Basic
B o o k s, 1 9 7 9 ), s.8 5 .
8. Sigm un d Freu d, T h e A etiology o f H y steria, eviren A nna Freud ile birlikte
Ja m e s Strachey, A lix Strachey ve A lan T y son yard m laryla, Volum e III (Lon od n :
T h e H o g arth P ress an d T h e Institute o f P sycho-A nalysis, 1 9 6 2 ), s . 199.
9. age ., s.2 0 3 .
10. Sigm un d Freu d, T h e Future o f an Illusion, Stan d ard E dition , Volum e X X I ,
1 9 6 1 ,s .5 6 .
11. Q u o ted in E m e st Jo n e s, Sigm un d Freud: L ife and W ork. Volum e T w o (Lon don :

O teki Pegam berler


T h e H o g arth P ress, 1 9 5 5 ), s .168.
12. Phyllis G ro ssk urth , T h e Secret R ing, (N ew Y ork: Addison-W esley 1 9 9 1 ), s .2 5 .
13. R ich ard W ebster, W hy Freud W as W rong, (Lon d on : H arp erC o llin s, 199 5 ),
s .3 6 5 .
14. Peter G ay,Freud : A L ife fo r O u r T im e (Lon d on : J . M . D en t, 1 9 8 8 ), s .3 6 9 .
15. Frederick C rew s, T h e U n know n F reu d , T h e N ew York Review o f b o o k s, Vol
X I , N o .1 9 , K asim 18, 1 9 9 3 , s. 5 5-66.
16. Jeffrey M o u ssa ie ff M a sso n , age., s.4 5 6 -7 .
17. Ja n e t M alco lm , Th e Im possible P rofession (N ew Y ork: K n o p f 1 9 8 1 ), s .83.
18. A n thony Storr, Freud (O x fo rd : O x fo rd University P ress, 1 9 8 9 ), s .104.
19. Sigm un d Freu d, T h e Q u estion o f a W eltanschauung, Stan d ard Edition Volum e
X X I I, 1 9 6 4 , s.1 5 9 .
2 0 . a g e ., s.1 8 0 .

Y E D lN C l B L M
1. M arg are t H ebblethw aite, Finding G od in All T h in gs, (London : Foun t, 19 8 7 ),
s . 11.
2. Philip C a ra m a n , S. J . Ign atius L o y o la (L on d o n :F ou n t, 1 9 9 4 ), s.27.
3. W illiam Ja m e s, T h e V arieties o f R eligiou s E xperience (London : L o n gm an s,
G reen, 1 9 0 3 ), s.4 1 0 .
4 . C . G. Ju n g , T h e Structure an d D yn am ics o f the Psyche, eviren R. F. C : H ull,
C ollected W orks, Volum e 8 (Lon d on : R ou tled ge C K egan P aul, 1 9 6 9 ), s . 196-
198.
5. Philip C a ra m a n , age., s.4 0 .
25e 6. R o n ald A. K n o x , E n th u siasm (O xfo rd : C laren d o n P ress, 19 5 0 ), s.2 4 5 .
7. W. W. M eissner, Ignatiu s o f L oyola (N ew H aven: Yale University P ress, 199 2 ),
s .91.
8. W. W. M eissner, age., s.2 1 0 .
9. Stanley M ilg ram , O bedien ce to A uthority (N ew Y ork: H a rp e r & R ow , 19 7 4 ).
10. A n thon y Storr, T h e H um an D estructiveness, Secon d E dition (Lon don :
R o u tled ge, 1 9 9 1 ), s. 107-9.
11. W illiam Ja m e s, age., s .3 1 2 .
12. W. W. M eissner, age., s .28 0 .
13. age., s .28 5 .
14. W illiam Ja m e s, age., s .3 1 2 .
15. N o rm an C o h n , C o sm o s, C h a o s, an d the W orld to C om e (N ew H aven an d
L o n d o n : Yale U niversity P ress, 1993).
16. age., s .78.
17. T h e N ew English Bible, M atth ew 4 , 1 7 (O xfo rd University P ress, C am b rid ge
U niversity P ress, 1 9 7 0 ), T h e N ew T estam en t, s .6.
18. E. P. San d ers, T h e H isto rical Figure o f Je su s (Lon d on : Allen L an e T h e Penguin
P ress, 1 9 9 3 ), s.1 8 3 .
19. a g e ., T h e N ew English Bible, M atth ew 2 4 , 2 9 -3 1 , s .34-5.
2 0 . E. P. San d ers, age., s .60.
2 1 . age., T h e N ew English Bible, M ark 8, 2 8 -2 9 , s .54.
2 2 . age., s .64-5.
2 3 . H u m phery C arpenter, Je su s (O x fo rd : O x fo rd U niversity P ress, P ast M asters,
19 8 0 ).

te k i Peygam berler
24. age., T h e N ew English Bible, M ark 3 , 3 3-35.
25. G eza V erm es, T h e R eligion o f Je su s T h e Je w (Lon d on : S C M P ress, 19 9 3 ), s. 192.
26. age ., T h e N ew English Bible, L u k e 18, 10-14.
27. A ge., M atth ew 6, 6 , s .9.
28. N o rm an C o h n , a g e ., s. 2 0 1 .
29. age., T h e N ew English Bible, M atth ew 7, 2 8 -9 , s. 11.
30. age., M ark 15, 3 9 , s .66.
31. G eza Verm es, a g e ., s . 168.
32. age., T h e N ew English Bible, M a rk 15, 3 4 -5 , s .66.
33. Salo m o n R ein ach , O rph en u s: A H istory o f R eligion s, eviren Florence
Sim m on ds (L o n d o n : R ou tled ge, R evised Edition , 1 9 3 1 ), s. 252-3.

S E K Z N C B L M
1. C . G . Ju n g , O n the P sychogenesis o f S ch izoph ren ia, in the C ollected W orks o f
C . G . Ju n g , V olum e 3 , eviren R . F. C . H u ll, derleyen H erbert R ea d , M ich el
Fo rdh am , 6c G erh ard A dler (L o n d o n : R o u tled ge 6c K egan P aul, 1 9 6 0 ), s.2 4 7 .
2. Elizabeth L . Farr, In trodu ction: A p erso n al acco u n t o f sch izop h ren ia', in M in g
T. T su an g , Sch izoph ren ia: T h e F ac ts (O x fo rd : O x fo rd University P ress, 19 8 2 ),
s . 1-2.
3. S. E. C h u a ve P. J . M cK en n a, Sch izoph renia - a Brain D isease? British Jo u rn a l
o f P sychiatry (1 9 9 5 ), 1 6 6 , 5 6 3 -5 8 2 .
4 . Elizabeth L. Farr, age., s .9.
5. C . G . Ju n g , T w o E ssay s on A n alytical Psychology, eviren R. F. C . H ull,
C o llected W orks, Volum e 7, (Lon d on : R ou tled ge 6c K egan P aul, 19 5 3 ), s . 141.
6. A nna K av an , derleyen Brian W. A ldiss, M y M ad n ess (Lonodn : P icador C lassics, 259
1 9 9 0 ), s . 15.
7. N o rm an C o h n , T h e P ursuit o f the M illennium (L on d on . Seeker 6c W arburg,
195 7 ).
8. Anthony Storr, H u m an D estru ctiven ess, Second E dition (Lon don : R outledge,
1 9 9 1 ).
9. H enri Ellenberger, T h e D iscovery o f the U nconsciou s (N ew York: Basic B o o k s,
1 9 7 0 ), s.2 1 5 -6 .
10. Jeffre y M o u ssa ie ff M a sso n , M y F ath ers G uru, (R eadin g, M assach u setts,
A ddision-W esley Publish ing, 19 9 3 ).
11. Paul B ru n ton, A Search in the Secret India, (Lon d on : Rider, 1969).
12. Paul B ru n ton (Dr. Brunton), T h e Secret Path (Lon d on : Rider, 1969).
13. Paul B ru n ton , T h e Spiritu al C risis o f M an , (Lon d on : Rider, 1952).
14. Paul B run ton, T h e Secret Path (L o n d o n : Rider, 1 9 6 9 ), s . 14.
15. Jeffrey M o u ssa ie ff M a sso n , age., s . 160.
16. Je ffrey M o u ssa ie ff M a sso n , age., 85.
17. P aul B run ton, T h e W isdom o f the O v erself (Lon d on : Rider; 1 9 4 3 ), s .8.
18. Je ffrey M o u ssa ie ff M a sso n , age., s .85.
19. Sir A rthu r C o n a n D oyle, Sherlock H o lm es: T h e C om p lete Short Stories
(L o n o d n : Jo h n M u rray, 1 9 2 8 ), s. 54 0 .
2 0 . N o rm an C o h n , E u ro p es Inner D em o n s (N ew York: B asic B o ok s), 1975.
2 1 . N o rm an C o h n , W arrant fo r G en ocide (Lon d on : Eyre 6c Sp o ttisw o o d e, 196 7 ),
s.2 6 .
2 2 . M ich el L in d , Rev. R o b e rtso n s G ran d In tern ational C o nspiracy T h eo ry N ew

t e k i Pegam berler
no t/ar

Y ork Review o f B o k k s, V olum e XL1I, n o .2 , 2 1 -5 , Febru ary 2 , 1 995.


2 3 . a g e ., s.2 5 .
2 4 . A n thon y Storr, H u m an D estructiven ess, Second E dition (Lon don : R ou tled ge,
19 9 1 ).
2 5 . P rivate com m u n ication .
2 6 . W orld H ealth O rgan izatio n : M en tal D iso rders: G lo ssa ry an d guide to their
classifg icatio n in accord an ce w ith the N in th R evision o f the In ternational
C lassia fica tio n o f D isease s, (W H O : G eneva, 19 7 8 ), s.31.
2 7 . Jo h n E. M a c k ., A bd u ction s: H u m an Encoun ters w ith A liens (N ew Y ork: Sim on
& Schuster, 1 9 9 4 ).

DO KUZU NCU B LM
1. Sigm un d Freu d, N o te s on a C ase o f P aran o ia, A nna F reu d la ibirlii ile eviren
Ja m e s Strachey, A lix Strachey ve A lan T y son n k atk laryla, S tan d ard Edition,
V olum e X II (L on od n : T h e H o g arth Press an d T h e Institute o f Psycho-A nalysis,
1 9 5 8 ), s.7 1 .
2 . N o rm a n C o h n , C o sm o s, C h a o s, an d the W orld to C om e (Lon don : Yale
U niversity P ress, 1993).
3. B h agw an Shree R ajn eesh , T h e Su prem e U nderstan din g: R eflection s on T an tra,
yayn layan M a Y o ga A n u rag, derleyen Sw am i A m rit Pathik (Lon od n : Shedon
P ress, 1 9 7 8 ), s.2 1 3 .
4 . Ja c q u e s H a d a m a rd , T h e Psychology o f Invention in the M ath em atical Field
(N ew Jersey : P rinceton U niversity P ress, 1 9 4 5 ), s .15.
5. a g e ., s.1 3 .
260 6. a g e ., s.4 7 .
7. R o sam o n d E. M . H a rd in g, An A n atom y o f In spiration (C am b ridge: Heffer,
1 9 4 0 ), s .30.
8. Ja c q u e s H a d a m a rd , op. c.t., s .56.
9. C . P. Snow , T h e Search (Lon d on : G ollan cz, 1 9 3 4 ), s. 127.
10. A nthony Storr, Isaac N ew to n , in C h u rch ills Black D o g an d other phen om en a of
the hu m an m ind (Lon d on : H a rp erC o llin s, 1 9 8 9 ), s .9 3-96.
11. T h o m a s S. K u h n , Th e Structure o f Scientific R evo ulution s (C h icago: C h icago
U niversity P ress, 1962).
12. A nthony Storr, Solitu de, (L on d on : H arp erC o llin s Flam in go , 1 9 8 9 ), s. 123.
13. G rah am G reene, W ays o f E scape (H arm on d sw o rth : Penguin B o o k s, 1 9 8 1 ),
s.2 1 1 .
14. H u g h M iln e, B h agw an : T h e G o d that Failed, derleyen Liz H od gkin son
(L on d on : Sph ere B o o k s, 1 9 8 7 ), s .128.
15. A n thon y Storr, Solitude (L on d on : H arp erC o llin s, 1 9 8 9 ).
16. B ernard B eren son , A esthetics an d H isto ry (Lon d on : 1 9 5 0 ), s.6 8 -7 0 .
17. L o rd B yron , C hilde H a ro ld s P ilgrim age, C a n to to the T h ird L X X V (Lon don :
Jo h n M u rray, 1 8 1 6 ), s.42.
18. R ich ard E. Byrad , A lon e (L o n d on : A ce B o o k s, 1 9 5 8 ), s .62-3.
19. P rivate com m u n icatio n s.
2 0 . Q uo ted in W illiam Ja m e s, T h e Varieties o f R eligo u s Experience (Lon don :
L o n gm an s, G reen , 1 9 0 3 ), s .30 5 .
2 1 . Sigm un d Freu d, Totem an d T a b o o , A nn a Freu dun k atk laryla eviren Jam e s
Strachey ve A lan T y son, stan d ard E ditio n V olum e X III (Lon d on : Th e H o garth

teki Peygam berler


notlar

Press ve T h e In stitude o f P sycho-A n alysis), s .89.


2 2 . E d w ard G ib b o n , derleyen G . Birkbeck H ill, M em ories o f M Y Life an d W ritings
(L o n d o n : M eth uen , 1 9 0 0 ), s . 105.
2 3 . P rivate co m m u n ication s.
2 4 . M . C . Ja c k so n , A stu dy o f the relation sh ip between psychotic an d spiritu al
experience, T h esis fo r D . Phil., O x fo rd University, 1991.
2 5 . W illiam Ja m e s, T h e Varieties o f R eligiou s Experience (Lon d on : L o n gsm an s,
G reen, 1 9 0 3 ), s.1 7 5 -6 .

ONUNCU B LM
1. W illiam Ja m e s, T h e Varieties o f R eligio u s Experience (Lon d on : L o n gsm an s,
G reen , 1 9 0 3 ), s.2 1 0 .
2 . age., s .2 0 8 .
3. Jo h n H enry N ew m an , derleyen M aisie W ard, A p o lo g ia p ro V ita Su a (Lon don :
Sheed an d W ard, 1 9 7 6 ), s . 160.
4 . P. M u llen , T h e p h en om en ology o f d isordered m ental function, in Essential o f
P o stg rad u ate P sychiatry (L on d o n : A cadem ic Press, 1979).
5. H u gh M iln e, B h agw an : T h e G o d that Failed, derleyen L iz H od gk in so n Lon don :
Sphere B o o k s, 1 9 8 7 ), S.12.
6. Jo o s t A. M . M eerlo o , M en tal Seduction an d M en ticide (Lon d on : C ap e, 1 9 5 7 ),
s.50-1.
7. Friedrich N ietzsch e, T h e G ay Science, eviren W alter K au fm an n (N ew York:
V in tage B o o k s, 1 9 7 4 ), 3 5 3 , s .2 9 6 .
8. C . G . Ju n g , F ace to Face, interview w ith Jo h n Freem an , O cto ber 1 9 5 9 , B .B .C .
Script. 261
9. Friedrich N ietzsch e, age., 3 4 7 , s.2 8 9 .
10. Jo se p h C am p b ell, T h e H ero w ith a T h o u san d F aces (N ew York: Pantheon,
Bollingen F o u n d atio n , 1 9 4 9 ), s .3 0 9 .
11. M ary L o u d o n , R evelation s (L on d on : H am ish H am ilton , 19 9 4 ), s .155-6.
12. C . G . Ju n g , T h e P sychological T y pes, eviren R. F. C . H ull ve H . G : Baynes, in
the C ollected W orks, Volum e S ix (L on d on : R ou tled ge Sc K egan P aul, 19 7 1 ),
s.1 2 -1 3 .
13. W illiam Ja m e s, age., s. 5 0 8 .
14. Friedrich N ietzsch e, Beyon d G o o d and Evil, eviren R . J . H ollin gd ale
(H arm o n ds-w orth : Penguin, 1 9 7 3 ), 18 8 , s .93.
15. R alp h W aldo em erson , Self-R elian ce, in R alp h W aldo Em erso, derleyen Richard
Poirier (O x fo rd : O x fo rd U niversity P ress, 1 9 9 0 ), s .131.
16. R ich ard W ebster, W hy Freud w as W rong, (Lon d on : H arp erC o llin s, 1995),
a .3 0 1 .
17. Sigm un d Freu d, O n N arc issism , A nna F reu d un k atk laryla eviren Jam e s
Starchey ve A lan T y son, S tan d ard E dition , Vol. X IV (Lon d on : H o g arth Press
an d the Institute o f P sych oan aly sis, 1 9 5 7 ), s .74.
18. age., s .89.

O N B R N C B L M
1. L o rd M o ran , C hurchill: T h e Stru ggle for Survival 1 9 4 0 -1 9 6 5 (London : C ons
tab le, 1 9 6 6 ), s.7 7 6 .
2. Piers B ren d on , W inston C hurch ill (Lon d on : Seeker Sc W arburg, 1 9 8 4 ), s. 142.

O le k i Pegam berler
notlar

3 . L ord M o ran , a g e ., s. 77 8 .
4 . A n thony Storr, C h urch ills Black D o g an d O th er Phenom ena o f the H um an
M in d (L o n d o n : C o llin s, 1 9 8 9 ), s.49-JO .
5. J . P. Stern, H itler: T h e Fh rer an d the People (L on d on : F o n atan a, 1 9 7 5 ), s. 89.
6. Q u o ted in E rn est N ew m an , W agner a M an an d A rtist (Lon don : G ollan cz,
1 9 6 3 ), s .3 8 , n.2.
7. D av id A b erb ach , Survivin g T rau m a (Lon d on : Yale University P ress, 1 9 8 9 ),
s .1 2 4 -1 4 1 .
8. N o rm a n C o h n , T h e P ursuit o f the M illennium (Lon d on : Seeker 6c W arburg,
19 5 7 ).
9. Sigm un d Freu d, C iv ilizatio n an d Its D iscon ten ts, A nn a Freu dun k atk laryla
derleyen ve eviren Ja m e s Starchey, A lix Starchey ve A lan T y so n n
y ard m laryla (L o n d o n : T h e H o g arth Press an d Th e Institute o f Psycho-
A n alysis, 1 9 6 1 ), S tan d ard E dition , V olum e X X I , s .72.
10. Eileen Barker, N ew R eligio u s M ovem en t (Lon d on : H M S O , 1 9 9 2 ), s . 137.
11. Eileen Barker, age., 136.
12. E dm un d G o sse , Fath er an d Son (Lon d on : T h e F olio Society, 1 9 7 2 ), s.2 0 4 .
13. T. F. H o a d (ed itor), T h e C on cise O x fo rd D iction ary o f E tym ology (O xfo rd :
O x fo rd U niversity P ress, 1 9 8 6 ), s. 142.
14. C . G . Ju n g , P sych oth erap ists o r the Clergy, V olum e II, T h e C ollected W orks,
P sychology and R eligion : W est and E ast, eviren R . F. C . H ull (Lon don :
R o u tled ge 6c K egan P aul, 1 9 5 8 ), 5 1 9 , s .3 38-9.
15. Friedrich N ietzsch e, Beyond G o o d an d Evil, eviren R . J . H o llin gdale
(H arm o n d sw o rth : Penguin, 1 9 7 3 ), 1 8 8 , s.9 3 .
262 16. A lan R id o u t, p erso n al com m un ication.
17. A ndrew H arvey, H idden Jo u rn e y (Lon d on : Rider, 1 9 9 1 ), s .10.
18. a g e ., s.2 5 .
19. a g e ., s .2 6 .
2 0 . C . G. Ju n g , A nsw er to J o b , in Psychology an d R eligion: W est an d E ast, eviren
R . F. C . H u ll, C o llected W orks, Vol. II (Lon d on : R ou tled ge 6c K egan Paul,
1 9 5 8 ), 7 5 3 , s .4 6 5 .
2 1 . A n drew H arvey, H idden Jou rney, a g e ., s. 33.
2 2 . a g e ., s. 35.
2 3 . a g e ., s. 4 9 .
2 4 . a g e ., s. 53.
2 5 . T h e N ew English Bible, St. L u k e, 15-17 (O x fo rd ve C am b rid ge University
P resses, 1 9 7 0 ), s .99.
2 6 . A lfred Ten n yson , In M em o riam A .H .H . XLV, T h e Poem s o f Ten n yson , derleyen
C h risto p h er R ick s (Lon d on : L o n gm an , 1 9 6 9 ), s .90 2 .
2 7 . M ary L o u d o n , R ev elatio n s (Lon d on : H am ish H am ilto n , 1 9 9 4 ), s.3 7 3 .
2 8 . Friedrich N ietzsch e, T h e G ay Science, eviren W alter K au fm an n (N ew York:
V intage B o o k s, 1 9 7 4 ), s. 2 7 9 -2 8 0 .

teki Peygam berler


KAYNAKA

A b erb ach , D av id , Su rvivin g T rau m a, L o n d o n : Yale U niversity Press, 1 9 89.


B an cro ft, Anne, M o d ern M y siu s a n d S ag e s, L o n d o n : P alad in , 1978.
Barker, Eileen, The M ak in g o f a M o o n ie, O x fo rd : B lackw ell, 1984.
Barker, Eileen, N ew R eligio u s M ovem en ts, L on don : H M S O , 1993.
B eckford , Ja m e s A ., C u lt C ontroversies: Th e S o cietal R esp o n se to the N ew R eligiou s
M ovem en ts, L o n d o n : T avistock P ublication s, 1 9 85.
Bennett, Jo h n G ., G u rd jieff, L o n d o n : Turnstone B o o k s, 1 9 73.
Bennett, Jo h n G ., G u rd jieff: A Very G re a t E n igm a, Three L ectu res,
N ew Y ork: S am uel Weiser, 1 9 73.
Boyle, N ich o las, G o eth e, O x fo rd : O x fo rd U niversity P ress, 1995.
C aam a n , Philip, Ign atiu s L o y o la , L o n d o n : H arp erC o llin s, 1990.
C arpenter, H um phrey, Je su s, O x fo rd : O x fo rd U niversity P ress, 1980.
C arsw ell, Jo h n , L iv es a n d L etters, L o n d o n : F ab er & Faber, 1978.
C h ad w ick , Peter, Borderlin e, L o n d o n : R ou tled ge, 1992.
C larid ge , G o rd o n , O rig in s o f M en tal Illn ess, O x fo rd : Blackw ell, 1985.
C opley, Sam u el, P ortrait o f a Vertical M an , L o n d o n : Sw ayne P ublication s, 1989.
C o stello , C h arles G ., (E d itor), Sy m p tom s o f Sch izoph ren ia,
N ew Y ork: Jo h n Wiley, 19 9 3 .
C o tto n , lan, T h e H allelu jah R ev o lu tio n , L o n d o n : Litde, B row n, 1995.
D avy, Jo h n , H o p e, E v o lu tion a n d C h an ge, Strou d: H aw thorn P ress, 1 9 85.
D e H artm an n , T h o m as an d O lga, editr: T .C . D aly an d T .A .G . D aly,
O u r L ife with Mr. G u rd jieff; L o n d o n : Penguin, A rk an a, 1992.
E agle, M o rris N ., R ecent D ev elo p m en ts in P sy ch oan aly sis, 263
N ew Y ork: M c G aw -H ill, 1 9 84.
Ellenberger, H enri F., The D iscov ery o f the U ncon scious,
N ew York: B asic B o o k s, 1 9 70.
E v an s, C hristopher, C u lts o f U n reaso n , L o n don : H a rra p , 1973.
Fitzgerald, Fran ces, C ities on a H ill, L on don : Picador, 1 9 8 7 ,
N ew Y ork: Sim on &C Schuster, 1986.
G o o d w in , Frederick K . and Ja m iso n , K ay R edfield, M an ic-D epressive Illness,
N ew Y ork: O x fo rd U niversity P ress, 19 9 0 .
G o rd o n , Ja m e s S., T h e G old en G u ru , Lex in gto n , M ass: Stephen Greene Press, 198 8 .
G ro ssk u rth , Phyllis, T h e Secret R in g, N ew Y ork: Addison-W esley, 1991.
G u rdjieff, G ., A ll a n d Everything, L o n d o n : R o u tled g e& K eg an P aul, 19 5 0 .
G u rdjieff, G ., M eetin gs w ith R em ark ab le M en,
L o n do n : R o u tle d g e & K e g a n P aul, 1 9 63.
G u rdjieff, G ., V iew sfrom the R e a l W orld, L o n don : R outledge& cKegan Paul,
A rk an a, 198 4.
H arvey, Andrew , H id d en Jo u rn e y , Lo n d o n : Rider, 1991.
H arvey, Andrew , A Jo u rn e y in L a d a k h , L o n don : Picador, 1993.
H ay, D av id , R eligio u s E xperience T o d ay, L on don : M ow bray, 1990.
H eb b leth w aite, M arg aret, Fin d in g G o d in A ll Th in gs: Th e Way o f S ain t Ign atiu s,
L o n do n : H a rp erC o llin s, 1 9 87.
H em leben, Jo h an n es, eviren: L eo T w ym an, R u d o lf Steiner,
E ast G rin stead : H enry G o u lden, 1 9 75.
H uxley, A ld o u s, E n d s a n d M ean s, L o n d o n : C h atto & W in d u s, 1938.

O lekr Pegam berler


ka yna ka

Ish erw ood , C hristopher, M y G u ru an d H is D iscip le,


H a rm o n d sw o rth : Penguin, 1 9 81.
Ja c k so n , M .C ., A Stu d y o f the R elation sh ip betw een P sychotic a n d S p iritu al
E x p erien ce, D .Phil. T h esis, 1 9 9 1 , U niversity o f O x fo rd .
Ja m e s, W illiam , Th e Varieties o f R eligiou s Experience.
L on don : L o n g m an s, G reen, 1 9 03.
Jo h n so n , P aul E. c W ilenz, Sean, The K in gd om o f M atth ias,
N ew Y ork: O x fo rd U niversity P ress, 1994.
King, M artin an d B reault, M a rc , Preach er o f D eath , L o n d o n : Sign et B o o k s, 1993.
K n o x , R o n ald A ., E n th u siasm , O x fo rd : C laren d on P ress, 1 9 50.
K ram er, Jo e l& A lst a d , D ian a, Th e G u ru Papers,
Berkeley: N o rth A tlan tic B o o k s/F ro g, 19 9 3 .
L a sk i, M arg h an ita, E c stasy , L o n d o n : C resset P ress, 1 9 6 1 .
L ean , G arth , Frank B uch m an , L o n d o n : C o n stab le, 1 9 8 5 .
L ep p ard , D av id , F ire a n d B lo o d , L o n d o n : Fou rth E state, 1 9 93.
L issau , R u d i, R u d o lf Steiner, Stro u d: H aw th orn P ress, 1 9 87.
L o u d o n , M ary , R evelatio n s, L o n d o n : H am ish H am ilto n , 19 9 4 .
M a sso n , Jeffrey M o u ssa ie ff, M y F ath e rs G u ru , R ead in g,
M a ss: A ddison-W esley, 1 9 9 3 .
M cC reery, C h arles, Sch izotypy a n d O ut-of-th e-B ody E xperien ces,
D .Phil. T h e sis, 1 9 9 3 . U niversity o f O xfo rd .
M eissn er, W illiam W., Ign atiu s o f L o y o la, N ew H aven : Yale U niversity P ress, 199 2 .
M ilne, H u g h , B h agw an : T h e G o d T h at Failed , L o n d o n : Sph ere B o o k s, 1 983.
M o o re, Ja m e s, G u rd jieff, Shaftesbu ry, D o rset: Elem ent B o o k s, 1 9 9 1 .
264 M u llan , B o b , L ife a s L au gh ter, L o n d o n : R o u tled ge 8c K egan P au l, 1983.
N a ip a u l, Sh iv a, Jo u rn e y to N o w h ere, H arm o n d sw o rth : Penguin, 1 9 8 2 .
N ew m an , Jo h n , H enry, A p o lo g ia p ro Vita S u a, editr: M aisie W ard.
L o n d o n : Sheed an d W ard, 1 9 76.
N o tt, C .S ., T each in gs o f G u rd jieff: The Jo u rn a l o f a P upil,
L o n d o n : R o u tled ge 8c K egan P au l, 1 9 61.
O uspen sky, P.D., In Search o f the M iraculou s,
N ew Y ork: H a rco u rt, Brace 8c W orld, 19 4 9 .
P affard , M ich ael, In glo rio u s W ordsw orths, L o n d o n : H o d d e r 8c S to u gh to n , 1 9 7 3 .
R ajn eesh , B h agw an Shree, editr: M a S aty a Bh arti, M ed itation : T h e A rt o f E c stasy ,
L o n d o n : Sheldon P ress, 1 9 80.
R ajn eesh , B h agw an Shree, editr: M a Y oga A n u rag, derleyen: Sw am i A m rit Pathik,
T h e S u prem e U n derstan din g: R eflection s on Tantra,
L o n d o n : Sh eldon P ress, 1978.
R ajn eesh , B h agw an Shree, editor: Sw am i S aty a D ev a, derleyen: Sw am i A m rit
P adh ik , T h e M u sta rd Seed: R eflection s on the Say in gs o f Je su s,
L o n d o n : Sheldon P ress, 1978.
R eavis, D ick J ., T h e A sh es o f W aco, N ew York: Sim on 8c Schuster, 1 9 9 5 .
R eed , T J., G o eth e, 1. B ask , O x fo rd : O x fo rd U niversity P ress, 1 9 8 5 .
R uthven , M alise , T h e D iv in e Su p erm ark e t, L o n d o n : V in tage B o o k s, 1 9 9 1 .
S an d ers, E.P., T h e H isto ric al Figure o f Je su s,
L o n d o n : Allen L an e, Th e Penguin P ress, 1 9 93.
Secrest, M eryle, Frank L lo y d W right, N ew Y ork: K n o p f, 1992.
Shaw , W illiam , S pying in G u ru L a n d , L o n d o n : Fou rth E state, 1 9 9 4 .

te k i Peygam berler
Steiner, R u d o lf, eviren: M ich ael W ilson , T h e P h iloso ph y o f Freedom , T h e B asis fo r
a M od ern W orld C o ncep tion , L o n d o n : R u d o lf Steiner P ress, 1964.
Steiner, R u d o lf, eviren: D .S. O sm o n d an d C . D avy, K n o w ledge o f the H igh er
W orlds - H o w Is It A chieved? L o n d o n : R u d o lf Steiner Press, 19 6 9 .
Steiner, R u d o lf, eviren: G eo rge an d M ary A d arn s, O ccu lt Science - A n O u tlin e,
L o n d o n : R u d olfStein erP ress, 1989.
T o m alin , C laire, K atherine M an sfield : A Secret L ife, L o n d o n : Penguin, 1 9 88.
U nderhill, Evelyn, M y sticism , L o n d o n : M eth uen , 19 1 1 .
V erm es, G eza, T h e R eligion o f Je su s the Je w , L o n d o n : S C M P ress, 19 9 3 .
W alker, K enneth, A Stu d y o f G u rd jie ffs Teaching, L o n d o n : C ap e, 1 9 8 7
W ashington, Peter, M a d a m e B la v a tsk y s B a b o o n , N ew York: Schocken, 1995.
W ebster, R ich ard , A B r ie f H isto ry o f B lasph em y, So uth w old : O rw ell P ress, 1990.
W ebster, R ich ard , Why F reu d W as W rong: Sin, Science a n d P sychoan alysis,
L o n d o n : H a rp erC o llin s, 1 9 95.
W elch, W illiam J ., W hat H a p p e n e d In B etw een , N ew York: G eorge Braziller, 1 972.
W ilson, A n drew N ., Je su s, L o n d o n : H arp erC o llin s, 1 9 9 3 .
W ilson, C o lin , R u d o lf Steiner, W ellingborough : A q u arian Press, 19 8 5 .
Y oung, Ju lia n , N ietz sc h es P h ilosoph y o f A rt,
C am b rid ge: C am b rid ge U niversity P ress, 1 9 92.
Y oung-B ruehl, Elisabeth , C reative C h aracters, N ew Y ork: R ou tled ge, 1991.
Z uber, R en e, eviren: Jen n y K o ralek , Who A re You M o n sie u r G urdjieff,
L o n do n : R o u tled ge 6c K egan P aul, 19 8 0 .

265

O teki Pegam berler


D Z N 1 9 9 -2 0 1 , 2 0 9 , 2 1 0 , 2 1 4 , 2 1 7 , 2 2 2 ,
2 2 3 ,2 2 5 , 2 2 8 , 2 4 1 ,2 5 0
A berb ach , D av id , 2 3 5 Birlik K ilisesi, 238
A b rah am , K arl, 1 3 7 B lake, W illiam , 92
Adler, A lfred, 5 1 , 11 4 , 136 Blakey, D eb orah , 2 7
A h u ra M a z d a , 158 Bleuler, Eugen , 4 7 , 4 8 , 108
ak lllk , 167 B oh m , D avid , 120
ak tarm , 12, 1 2 8 , 1 3 3 , 2 2 4 , 2 3 0 , Bollingen k itap dizisi, 116
231 B orsh , Peder D ean , 42
A m erik an P sikiyatri Birlii; B reault, M arc , 3 3 , 3 5 , 36
M en tal B o z u k larn T a m sa! ve Breuer, Jo se f, 129, 132
S ay m saI E lk itab t (D iagn ostic Breuil, A bb, 55
an d S tatistiral M an u al o f Brill, A. A ., 112
M en tal D iso rd ers), 189 B rcke, E rn st, 10 4 , 127
A n derson , M arg are t, 4 1 , 55 B runton, Paul (asl ad R ap h ael
A ngra M ain yu , A h rim an , 158 H u rst); G izli H in d istan 'd a A ray (A
A n telope, O rego n , 2 9 , 80 Search in Secret India); G izli Yol
A n tro p o so fi T o p lu luu , 8 5 , 95 (The Secret Path); n san n Tinsel
A n u rag, M a Y o ga, 65 K rizi (The S piritu al C risis o f M an );
ark etip, 1 1 7 , 1 1 8 , 1 1 9 , 1 2 2 , 150, Benliin Bilgelii (The W isdom o f
1 8 4 ,2 2 1 ,2 4 6 the O verself), 1 7 9 , 1 8 0 , 1 8 1 , 1 82,
astral beden, 9 7 , 9 8 , 18 2 , 183 1 8 3 , 1 8 4 , 189, 21 4
astro lo ji, 12 1 , 12 2 , 174 B u c h a n ,Jo h n , 18 7
a k , 3 8 , 6 5 , 7 1 , 7 5 , 8 8 , 2 0 5 , 2 1 1 , B u d a, 11, 12, 6 8 , 6 9 , 7 0 , 7 2 , 181
266 2 2 2 ,2 5 0 Byron, 6. B aron G eorge G o rdo n ;
Aziz D om inic, 147 C hilde H a r o ld un H a c Yolculuu
A ziz Fran cis, 147 (C hilde H a ro ld s Pilgrim age), 2 0 3
Aziz H o n o frio , 1 4 7 , 149
A ziz Ign atius; bak n z L o y o la, 147 cad av, 185
C . G . Ju n g Enstit s , Z rih , 103
B ak ire M ery em , 1 1 6 , 221 C a ia p h a s (b ap isk o p o s), 161
B ap tist Jo h n , 159 C am p h ill yu valar; zrl o cu klar
Barker, Eileen; Yeni D in A k m lar iin, 100
(N ew R eligiou s M ov em en ts), 15, 2 6 , C arpen ter, H um phrey: sa (Jesu s),
65, 2 3 7 , 239 1 5 7 , 16 1 , 164
B arruel, A b b e, 186 C arsw ell, Jo h n , 6 0 , 2 2 6
B arto li, M ich el, 156 C arter, R osalyn n , 2 5
Bennett, Jo h n G o d o lp h in ; G u rd jieff: C eaescu , N ico lae
Yeni B ir D n y a Yaratm ak C h aik in , Eugene, 2 5
(G u rdjieff: M ak in g a N ew W orld), C h an o n , Je a n , 148
4 4 , 4 5 , 5 0 , 5 1 , 5 2 , 5 5 , 5 7 , 60 C hurch ill, Sir W inston S., 2 3 2 , 2 3 3 ,
B erenson, B ern ard , 2 0 2 235
Bh arti, M a S aty a, 76 cinsellik, 6 9 , 7 1 , 7 4 , 1 32, 1 82, 2 0 5 ,
bilim , 1 5 , 18, 5 5 , 6 2 , 7 2 , 8 6 , 87, 238
9 0 -9 4 , 9 9 , 1 0 0 , 1 0 3 , 10 4 , 109, C izvit (sa D ernei), 1 4 5 , 1 54, 186
1 1 0 , 11 4 , 1 1 9 , 1 2 1 , 12 5 , 1 2 7 -1 2 9 , C oh n , N o rm an ; Evren, K a o s ve
1 3 1 , 132, 1 3 6 , 1 4 3 , 14 4 , 157, Gelecek D n ya (C o sm o s, C h ao s,
1 6 0 , 16 3 , 1 6 7 , 1 8 1 , 1 8 3 , 18 9 , and the W orld to C o m e); Binyilm
1 9 1 , 192, 19 4 , 1 9 5 , 1 9 6 , 19 8 , Peinde (The P ursuit o f the

le k i Peygam berler
M illen ium ); Soyktrtm Yetkisi E u rip id es, 2 2 9
(W arrant fo r G en ocide), 1 5 7 , 1 5 8 ,
1 5 9 , 1 6 4 , 1 7 9 , 1 8 5 , 18 6 , 19 1 , Farr, Elizabeth L ., 1 0 7 , 7 1 2 , 173,
2 35, 236 1 7 4 , 1 8 9 ,2 1 4
C rew s, Frederick, 138 Fechner, G u stav T h eodor, 178
C ullar, V elasquez de, 145 Feren czi, Sandor, 13 4 , 13 6 , 137
C u rch o d , Suzann e, 2 0 5 Ferstel, B aron ess M arie von , 178
C y riax , Ja m e s, 76 F itzgerald, Fran ces, 7 4 , 78
Fliess, W ilhelm , 12 8 , 1 2 9 , 13 0 , 135
D ahm er, Jeffrey, 168 fo etalizasy on ; ceninlem e, 2 2 9
D arw in , C h arles, 9 6 , 1 2 8 , 2 2 2 F o n d a , Ja n e , 25
D av is, A n gela, 25 Forel, A ugu ste, 130
delilik; b akn z p aran o id izofren i; F ran sa K ral I. Fran cis, 146
izofren i, 1 6 7 , 1 6 8 , 1 8 8 , 2 0 1 , 2 0 5 F ran sa K ral X V I. L o u is, 185
D ev araj (R ajn eesh in d o k to ru ), 80, F ran z, M arie-L ou ise von , 115
82 Frechette, Je a n -M a rc , 2 4 3 , 2 4 4
diktatrler, 2 1 , 4 7 , 5 9 , 125 Freem an , Jo h n , 1 1 6 ,2 1 9
d in, 1 4 ,1 5 ,1 6 ,1 8 , 2 2 , 2 3 , 2 4 , 2 7 , 3 2 , Freu d, Sigm un d , 13, 5 1 , 6 9 , 97,
3 7 , 3 8 , 3 9 , 6 9 , 7 0 , 7 1 , 7 2 , 8 0 , 81, 1 0 3 , 10 4 , 10 6 , 1 0 8 , 11 2 , 113,
103, 106, 111, 112, 113, 117, 1 1 4 , 11 5 , 11 6 , 1 2 1 , 12 3 , 1 2 7 -1 4 4 ,
123, 133, 134, 150, 151, 158, 178, 1 9 1 ,2 0 5 ,2 0 6 ,2 1 4 , 227,
1 6 3 , 1 6 6 , 1 8 6 , 2 1 1 , 2 1 3 ,2 2 0 , 2 2 8 ,2 3 0 , 2 3 1 , 2 3 6 , 2 3 8 , 2 4 6
223, 226, 238, 239, 241, 248, 250 Fuchs ilevleri, 193
din deitirm e, 1 5 0 , 1 9 1 , 198
din am ik m e ditasyon , 7 3 , 74 G an dh i, M o h an d as K aram ch an d 267
D o rn ach , svire: G oeth ean u m , 99 (M ah atm a ), 69
D oyle, Sir A rthur C o n an , 184 G arn ett, D avid , 41
d u y u sal yo k su n lu k, 39 G aulle, C harles d e, 2 3 2
G au ss, C arl Friedrich, 19 2 , 194
Eder, D av id , 41 Gay, Peter, 12 9 , 137
E d iso n , T h o m a s, 96 Gellner, Ernest; P sik an alitik A kim
ego , 3 8 , 7 9 , 9 7 , 9 8 , 1 1 1 , 123 (The Psychoanalytic M ovem en t),
eitim ; b akn z renim, 4 3 , 4 6 , 6 1 , 27
7 7 , 85, 8 9 , 9 9 , 10 0 , 1 1 5 , 139, G ib b on , E dw ard, 205
151, 153, 182, 2 2 0 , 2 35, 2 39, G oethe, J . W. von, 9 1 , 9 2 , 9 3 , 9 4 ,
2 4 0 , 243 99 , 1 3 7 , 2 4 4
Ein stein , A lb ert, 8 8 , 8 9 , 9 1 , 1 9 7 G o m p erz, Elise, 139
Eitin gon , M a x , 137 G o rd o n , D r Ja m e s S., 2 9 , 6 6 , 73
Eliot, T. S ., 4 1 , 2 1 8 G o sse, Sir Edm u nd, 2 0 2 , 2 3 9
Ellenberger, H enri; Bilindnn 'g r lm ez h iyerari, 145
K efi (The D iscov ery o f the Greene, G rah am , 200
U n con scio u s), 18, 9 1 , 1 2 9 , 1 7 8 , G u rdjieff, G eorgei Ivanovitch, 14,
179 3 0 , 4 1 -6 2 , 6 8 , 7 1 , 7 3 , 7 7 , 7 8 , 98,
E llsb erg, D an iel, 25 1 2 1 , 12 4 , 142, 15 6 , 1 7 2 , 177,
E m erso n , R alp h W aldo, zg ven 1 8 4 , 18 8 , 189, 2 0 9 , 2 1 4 , 2 1 7 ,
(Self R elian ce), 2 2 5 2 2 0 , 2 2 6 ,2 3 8 ,2 4 9
ecinsellik, 2 8 , 2 4 2 G u y an a, baknz Jo n esto w n , 2 2 , 2 6 ,
ezam an llk, 1 2 0 , 1 2 1 , 174 3 3 , 80
Eterik beden, 9 7 , 98

O le ki Pegam berler
dizin

H u d am a rd , Ja c q u e s, 193 Ju n g , C arl G ustav, 4 3 , 5 1 , 7 0 -7 2 ,


1 lartm an n , T h o m a s de, O lg a de, 4 5 , 85, 9 6 , 1 0 3 -1 2 2 , 1 3 6 , 1 3 7 , 1 49,
4f>, 5 4 , 5 7 15 1 , 17 0 , 174, 1 78, 1 9 7 ,2 1 4 ,
I l.irvey, Andrew , 2 4 2 , 2 4 3 , 2 4 4 , 2 1 9 , 2 3 8 ,2 4 0 , 2 4 4 , 2 4 9
2 4 5 , 2 4 6 , 2 4 7 , 248
lla z r e ti M u h am m ed , 1 1 ,1 2 ,6 9 , 88 k ah ram an lk m itleri, 4 7 ,
I lea p , Ja n e , 4 1 , 55 K an t, Im m anuel, 88, 9 0 , 9 1 , 118,
H eisen berg, W erner, 119 196
I lerder, Jo h a n n G o ttfried v on , 19 1 , K ato lik lik , 4 5 , 87, 1 4 4 , 1 45, 150,
210 1 5 4 , 17 5 , 2 1 3 , 2 2 1 , 2 2 7 , 2 4 0 , 2 4 4
I less, M o se s, 186 k arizm a, 15, 2 3 , 5 5 , 6 2 , 6 3 , 6 5 , 79,
H ristiyan lk , 9 2 , 1 1 3 , 1 1 6 , 1 5 2 , 86 , 9 9 , 114, 125, 1 3 7 , 152, 161,
164, 1 6 5 , 16 6 , 1 7 9 , 1 8 8 ,2 1 6 , 1 6 4 , 169, 2 3 1 -2 3 3
217, 2 1 8 , 22 0 , 2 2 1 , 224, 2 3 4 , 248 K av an , A nn a, 176
Hitler, A d olf, 2 1 , 1 3 8 , 2 3 4 K eats, Jo h n , 218
H uxley, A ld o u s, 2 4 8 Kekule, Friedrich A u gu st von, 89
histeri: Freud, 13 1 , 13 2 , 1 3 3 , 170 K ennedy, Jo h n F., 2 3 ,2 3 1
Kerensky, A lexander, 45
Ingiliz P sik an aliz T o p lu lu u , 140 Kerr, Jo h n , 110
nsanln A henkli G eliim i E n s K yam et iftlii, 3 5 , 3 7
tits (Institute fo r the H a rm o n io u s Klein, M elan ie, 1 4 0 , 178
D ev elop m en t o f M an ) baknz K n ap p , A lfred, 112
Prieur, C h teau d u , 4 6 , 4 7 , 60 K n o x, R o n ald , 150
nsanlk T a p n a , 2 2 , 2 4 , 2 5 , 2 6 , 29 Koestler, A rthur, 2 0 2
268 sa, 11, 1 2 , 2 5 , 3 3 , 3 4 , 3 5 , 6 9 , 7 0 , K o gu zk i, Felix, 88
7 2 , 9 2 , 9 6 , 1 0 5 , 1 1 6 , 1 4 5 , 147- k o lek tif bilind, 1 1 7 , 119
15 3 , 1 5 7 , 1 5 9 , 1 6 0 -1 7 5 , 1 8 8 , 2 1 3 , k o m p lo teorileri, 1 8 6 , 1 8 7
2 1 7 ,2 1 8 , 2 2 0 , 2 2 1 , 2 3 4 , 2 3 8 , K oresh , D av id , 2 2 , 3 1 , 3 3 -3 9 , 80,
2 4 0 ,2 4 6 1 5 7 , 17 1 , 17 9 , 1 8 2 , 1 8 3 , 189,
sp an ya K ral II. F erd in an d, 146 2 3 7 , 2 4 0 , 248
sve K ral III. G u stav u s, 185 K rafft-E bin g, R ich ard von;
taat, 4 7 , 6 7 , 8 0 , 1 5 3 , 15 4 , 163, P sik iyatri D ers K itab t (T extbook
2 2 4 ,2 2 6 , 2 2 7 , 2 3 7 , 241 o f Psychiatry), 104
iyi ve k t , 1 1 8 , 159 K rish n am u rti, Jid d u , 79
K uhn, T h o m a s S; B ilim sel
Ja c k so n , M . C ., 2 0 9 , 2 1 0 D evrim lerin Yaps (The Structure
Ja m e s, W illiam ; D in i D eneyim lerin o f Scientific R ev o lu tio n s), 1 98,
eitleri (V arieties o f R eligiou s 222
E xperience), 1 5 4 , 1 5 6 , 2 0 4 , 2 0 9 , K u tsal R uh , 2 3 ,2 2 1
2 1 1 ,2 1 3 ,2 2 3
Jo n e s, Ern est, 1 3 7 L ab b u (Sm erli C an av ar), 157
J o n e s, Jim , 2 2 , 2 3 , 2 6 , 2 9 , 3 2 , 3 3 , L ain g , R . D ., 17, 6 7 , 109
3 4 , 3 6 , 3 8 , 3 9 , 8 0 , 16 7 , 1 7 9 , 181, U A m our, L o u is, 2 7
1 8 3 ,2 3 7 L a sc a u x , 55
Jo n e s, M arc elin e (Jim J o n e s un ei), L ax m i, M a Y oga (R ajn eesh in
2 4 , 31 rencisi), 73
Jo n e sto w n , G u y an a, 2 2 , 2 6 , 2 8 -3 1 , L azov ich , O lgivan n a Ivanovna;
3 5 , 3 9 ,2 3 8 bakn z W right, O . L , 58
Jo y c e , Ja m e s, 2 0 9 L e p p ard , D avid ; A te ve K an (Fire

O le k P eygam berler
dizin

an d B lo o d ), 33 2 2 7 , 2 2 8 , 2 3 5 , 241
Levin, B ern ard , 6 9 , 7 0 , 7 3 , 7 4 , 83 N atu rp h ilo so p h ie; d o a felsefesi, 92,
L ew is, C . S., 2 0 2 92
L o ck e, Jo h n , 197 neoteni, 2 2 9
L o p e z, Vincent, 2 8 , 30 N ew m an , K ard in al Jo h n H enry;
L oren z, K o n rad , 191 A p o lo g ia p ro Vita S u a , 213
L ov elock , D erek , 36 N ew to n , Sir Isaac, 9 2 , 196-198
L o y o lah Aziz Ign atiu s, 1 4 5 , 14 7 , N ic o ll, M au rice, 41
1 5 0 -1 5 7 , 1 6 7 , 1 7 0 , 17 9 , 2 0 1 , 2 0 7 , N ietzsch e, Friedrich; Ju n g ; B arones
2 1 3 ,2 2 4 , 2 2 6 , 2 2 7 , 2 3 7 , 2 3 8 , von M ey sen bu g; W agner; din;
243, 247 yinin ve K t n n tesin de
Lueger, K arl, 138 (Beyond G o o d an d Evil); M utlu
Luther, M artin , 15 0 , 1 5 5 , 2 3 4 B ilim (D ie Frohliche
W issen sch aft); n san , H e r H aliyle
M c C o rm ic k , Fow ler, 116 n san (H u m an , All to o H um an );
M ac k , Jo h n E; K arm a (A bd u c B yle Buyurd u Z erd t (Thus
tion s), 190 S pok e Z arath u stra), 1 0 6 , 110,
M ah esh Y o ga, M ah arish i, 45 12 3 , 1 2 4 , 2 0 4 , 2 1 8 -2 2 0 , 2 2 4 , 2 3 5 ,
M airet, Philip, 5 1 , 52 2 4 1 ,2 5 0
M alco lm , Ja n e t, 140 N ilsen , D enn is, 168
m an ik-dep resyon , 17, 6 8 , 1 4 1 , 148, N o ll, R ich ard ; Ju n g M ezhebi
1 5 0 , 1 5 5 , 1 6 8 , 1 6 9 , 1 7 1 , 172, (T he Ju n g C u lt), 1 1 4 , 115
2 0 7 ,2 1 4 , 227
M an sfield , K atherine, 4 1 , 62 O idip u s k om p lek si, 1 2 9 , 130
M a o Tse-tung, 2 1 , 125 O eri, A lbert, 105 269
M ark sizm , 1 4 4 , 159 O rage, A . R ., 4 1 , 5 8 , 60
M a sso n , Jeffre y ; B ab a m n G u ru su O regon eyaleti: R ajn eesh p u ram
(M y F ath ers G u ru ), 1 7 9 -1 8 4 (kom n ), 7 7 , 7 9 , 8 1 , 2 3 8 , 2 3 9
m atem atik, 8 6 , 8 8 , 8 9 , 10 4 , 18 6 , otorite figr (liderler), 231
1 9 2 -1 9 7 , 2 0 0 , 2 1 0 , 2 2 3 , 2 2 5 , 241 O u spensky, Peter D am ien ; M ucizeyi
M eera, 2 4 2 , 2 4 5 -2 4 8 A ray (In Search o f the
M eissner, W illiam W., 152 M ira cu lo u s), 4 1 , 4 3 , 4 5 , 4 9 , 5 1 ,
M ello n , P au l, 116 59 , 121
M ey sen b u rg, B aron es M alw id a von,
204 renim , 181
M ilgram , Stan ley; O toriteye ta a t
(O bedien ce to A uth ority), 153 p aylalm p sik oz; folie d eu x , 38
M ilne, H u g h , 6 5 , 7 4 , 7 6 , 7 9 , 2 0 2 p aran o id izofren i; baknz izofreni,
M isyon (G u rdjieff), 4 3 , 4 6 , 4 7 , 5 8 , delilik, 17 4 , 1 7 8 ,2 2 7
59 Paul Brunton Felsefe Vakf
M o o n , Sun M y u n g, 2 2 6 , 238 (Paul Brunton P hilosoph ical
M o o re, Ja m e s, 4 1 , 4 4 , 4 5 , 49 F ou n dation ), 180
M osley, Sir O sw ald , 2 3 3 , 2 3 4 Pauli, W olfgang, 119
m it, 5 1 , 6 2 , 1 1 2 , 11 3 , 17, 1 1 8 , 157, Peat, D av id ; E zam an llk : M ad d e ve
15 9 , 1 6 6 , 1 8 6 ,2 2 1 Z ih in A rasn d ak i K p r
(Synchronicity: T h e Bridge
N a ip a u l, Shiva, 27 -2 9 Between M atter an d M ind ), 121
N a je ra D k , 45 Pepys, Sam uel, 197
n arsissizm , 5 5 , 7 3 , 1 0 9 , 1 5 2 , 2 2 5 , Peters, Fritz, 5 3 , 5 5 , 5 7 , 6 0 , 238

O tcki P c q d in b c rlrr
dizin

p h lo g isto n , 199 R otherm ere, M ary Lilian , 46


X II. P ap a Pius, 2 4 4 R o llan d , R om ain , 2 0 6
P laton , 6 9 , 9 6 , 118 R o w b o tto m , R alp h , 65
p lero m a, 9 6 , 119 R ow se, A. L ., 2 0 2
P lym outh Brethren , 2 3 9 , 2 4 0 R h m , Ern est, 21
P oin car, H en ri, 8 9 , 1 9 2 -1 9 7 R u ssell, B ertran d, 88
Prieur, C h teau du: nsanln ryalar, 1 0 7 -1 0 9 , 1 16, 1 1 7 , 1 20,
A henkli G eliim i E nstits (Institute 1 2 9 -1 3 1 , 13 4 , 1 3 8 ,2 2 3
fo r the H a rm o n io u s D evelopm ent
o f M an ), 4 6 , 5 3 , 5 5 , 5 7 , 5 8 , 60 Sach s, H an n s, 137
p roblem zm e, 174 sah tek rlar, 12, 18, 2 5 , 3 0 , 3 7 , 52-
p sik a n aliz , 10 8 , 1 1 3 , 1 1 6 , 1 2 3 , 127- 5 4 , 6 2 , 8 1 , 12 4 , 1 6 1 , 1 6 9 , 170,
1 2 9 , 1 3 1 -1 4 4 , 231 1 8 1 ,2 2 6
p sik o terap i, 1 7 , 1 0 3 , 10 4 , 1 2 5 , 139, Salo m , L ou A n dreas, 139
141, 142, 144, 174, 224, 240, San Fran cisco Silah T a k a s Brosu
2 3 1 , 240, 247, 248 (San Fran cisco G un E xch an ge), 3 0
san atlar: ve yaratc sre, 13, 15,
R ah ib e T eresa, 12, 69 1 9 4 , 1 9 9 -2 0 1 , 2 3 4
R ajn eesh , B h agw an Shree; Yce San ders, E. P.; Krallln G elii (The
A n lay (T he Suprem e C o m in g o f the K in gd o m ), 157,
U n derstan din g), 5 1 , 6 5 , 16 7 , 2 1 5 1 6 0 ,1 6 1
R ajn eesh V akf, 7 4 , 76 san r, 14, 15, 18, 3 0 , 3 4 , 3 7 , 3 8 , 4 7 ,
R ea d , Sir H erbert, 41 5 5 , 6 1 , 8 7 , 10 9 , 1 1 3 , 1 2 4 , 138,
R eav is, D ick J ; W aco'nun K lleri 16 2 , 1 6 9 , 1 7 2 , 1 7 4 -1 9 1 , 1 9 8 -2 0 1 ,
270 (The A sh es o f W aco), 3 7 2 0 5 -2 0 7 , 2 1 1 , 2 1 3 -2 1 7 , 2 2 0 , 2 2 2 ,
R eddy, B algu r V enkat, (M eeranin 223, 2 2 5 , 2 2 7 , 232
k o ru y u cu su ), 2 4 6 , S a p p e r (H erm an C yril M cN eile),
R ed w o o d V adisi, 24 187
R e, P aul, 2 0 4 S arm ou n kardelii, 4 4
R ein ach , S alo m o n ; O rfeu s: D in ler S au rat, D enis, 51
Tarihi (O rp h eu s: A H isto ry o f Schopenhauer, Arthur, 8 8 , 9 0 , 9 1 ,
R eligio n s), 166 1 0 6 , 110, 118, 1 19, 175
R id o u t, A lan , 241 Schucker, T h o m as, 2 4 8
R o b ertso n , Peder M ario n G o rd o n Schur, E d o u ard , 86
(P at), 1 8 5 -1 8 7 Schweitzer, A lbert, 12
R o b in so n , Jo h n ; M asonlar, Scruton, Roger, 124
Illu m in ati ve O k u m a Seventh D ay A dventists K ilisesi, 32
T o p lu lu k la rn n G izli Shaw , W illiam , 36
T op lan tlarn d a, A v ru p a d ak i Tm Sheela, M a A nand (R ajn eesh in
D in ve D evletlere K ar Yrtlen yneticisi), 7 7 , 80, 8 1 , 82
K om p lon u n K an tlar (P roo fs o f a Shree R ajneesh T ek k esi, P o o n a, 74,
C o n sp irac y A gain st All the 7 6 , 7 9 , 82, 83
R eligion s an d G overnm ents o f siklotim ik bozu klu k, 2 0 7 , 2 1 4
E u rop e, C arried O n in the Secret Silberstein, E d u ard , 1 3 4 , 135
M eetin gs o f Freem aso n s, Sir A u ro bin do , 2 4 4 , 2 4 5
Illum inati an d R eadin g Societies), Snow, C . P: A ray (The Search),
186 195
R o d rigu ez, A lfo n so , 154 Spielrein, Sab in a, 1 1 6 , 123
R o f , H o se in , 4 5 S pin oza, B aruch, 92

O le k i Peygam berler
S talin , J o s e f V., 2 1 , 125 211
S tarb u ck , Edw in D ; D inin V elasco, M a ria de, 145
P sik o lo jisi (T he Psychology o f Verm es, G eza, 165
R eligion ), 213 V oraige, Ja c o p o de; Azizlerin
Steiner, R u d o lf: yaratc h astalk ; F lay atlan (Lives o f the Sain ts), 1 4 7
z g r l n Felsefesi (The
Philosophy o f Freed om ), 8 5 -1 0 1 , W aco, T ex as: K yam et iftlii, 2 2 ,
1 0 3 , 1 2 4 , 1 4 5 , 15 1 , 15 6 , 171, 33
1 7 2 , 1 7 8 , 1 8 8 , 1 8 9 ,2 1 4 ,2 1 7 , W agner, R ich ard , 2 9 , 2 0 4 , 2 3 4 , 235
2 2 0 , 2 2 4 , 2 2 8 ,2 3 8 W aldorf O kullar A km , 85
Stekel, W ilhelm , 136 W alker, K enneth, 41
Stern, J . P., 2 3 4 W allace, A lfred R u ssel, 86
Stoen , G race, 28 W allas, G rah am , 194
Stoen , Jo h n V ictor, 26 W asco, O regon Eyaleti, 8 1 , 82
Stoen, T im , 25 W eber, M a x , 15
S u b u d, 45 W ebster, R ich ard , 1 3 6 ,2 2 6
Sw ed en borg, E m an u el, 120 W eishaupt, A d am , 185
W h itm an, W alt, 2 0 2
izofren i; baknz p aran o id izofreni, W ilson, A. N ., 1 5 7
delilik, 18, 4 7 , 8 0 , 10 7 , 1 0 8 , 168- W ind, Edgar, 122
1 7 8 , 1 8 8 ,2 0 7 - 2 0 9 ,2 1 4 , 2 2 7 W innicott, D . W., 108
izotip i, 2 0 8 , 2 0 9 W olff, T on i, 116
W ordsw orth, W illiam , 1 55, 2 0 2
T an rnn K rall (C ennet), 154, W right, Fran k L loy d , 4 1 , 5 8 , 59
159, 160, 162, 246 W right, O lgivan n a Ivan ovn a, 58
dirili, 16 4 , 2 1 7 , 2 2 0 ,2 2 1
T em plar M ezh ebi, 186 X , M ich ael, 26
T ennyson, I. B aron A lfred, 2 4 7
T ertullianus, 2 2 2 Y ahudilik, 11 4 , 138, 13 9 , 1 6 1 , 164,
T eosofi T op lu lu u , 95 17 5 , 179, 186, 18 7 , 2 3 3 ,2 3 4
tinsel, 11, 1 7 , 2 3 , 2 9 , 4 4 , 5 7 , 65, yaratclk, 13, 14, 192
7 1 , 7 4 , 8 5 , 86, 8 8 , 9 0 -9 2 , 9 4 -9 6 , y aratc h a stalk , 18, 9 1 , 1 4 5 , 1 78,
1 0 0 -1 0 4 , 11 4 , 11 5 , 1 2 1 , 145, 179
1 4 8 -1 5 4 , 15 9 , 16 0 , 1 6 5 , 1 7 9 , 180, Y ates, D o rn fo rd , 187
1 8 2 -1 8 4 , 18 8 , 18 9 , 2 0 1 , 2 0 2 , 2 0 4 , Y oung, Ja m e s, 41
2 0 9 ,2 1 3 , 2 2 4 , 2 3 0 , 2 3 1 , 2 3 4 ,
2 3 6 , 2 3 8 - 2 4 1 ,2 4 9 Z en , 4 6 , 83
T om alin, C laire, 62 Z o roaster, 157 -1 5 9
T roxler, Ignaz, 85
T su an g, M in g T ; izofren i:
G erekler (Sch izophrenia: T h e
F acts), 107

U lu slararas Etik ve K lt r Birlii,


112

Vahiy K itab (B ook o f R evelation),


3 3 , 3 4 , 9 8 , 1 5 7 ,1 8 4
vecit, 6 8 , 8 3 , 1 5 5 , 1 5 6 , 2 0 2 , 2 0 6 ,
teki Peygamberler, Anthony Storr'un en zgn, aydnlatc ve beeni
toplam kitaplarndan biridir. Storr'un zgn ve insancl anlatm yla
kitapta, hem Jim Jones ve David Koresh gibi kt nam salm cani
gurularn hem de Loyolal ignatius ve Isa gibi Bat'da saygnlk kazanm
tinsel liderlerin farknda olduum uzdan ok daha fazla kiiyi etkilemi
olduklarn anlyoruz. Neden bazlarn saygn dnr ya da
tinsel lider olarak adlandryoruz da dierlerine deli diyoruz?
Storr, grnte deli ya da grnte akl banda olanlarn
aslnda birbirlerinden pek de farklar olm adn,
sadece yelpazenin farkl blm lerinde yer aldklarn gsteriyor.

"A nthony Storr'un teki Peygam berler'i, ilk iyi guru rehberi.
nceden bu konu zerinde alm yazarlardan farkl olarak, -
gurularn retilerini ele alm ayp psikiyatrisi kim liiyle
spotlar gurularn zerine eviriyor... Bir delilik testi ie yaramaz.
Dr. Storr'a gre, bunun yerine 'hem sadece kendiyle ilgilenen
hem de otoriter olan' kiilere gvenm em eliyiz,
nk 'kendinden emin olma karizmas hepim izin iindeki ocuu
tuzaa dren bir kapandr'... Yeni dinleri bu kadar basit ve anlalr
bir biimde anlatan az sayda eserden biri."
Colin Hughes, Independent

"ok heyecan verici bir kitap... Anthony Storr, sadece yazma yetenei
olan bir psikiyatrisi olmakla kalmayp daha nce kimsenin fikir belirtmek
istemedii bu konuyu son derece akc ve aklc bir dille ilemitir.
Ayn zam anda Dr. Storr, insan ruhunun zmlenmesi sz konusu
olduunda, profesyonel becerilerinin snrnn farknda olan az sayda
psikiyatristten biri."
Damian Thom pson, Literary Revievv

"Uyarc ve okunabilir bir kitap... inde Gurdjieff ve Rajneesh'in, Jung


ve Freud'un, Loyola ve Isa'nn da bulunduu bir sahtekrlar ve saplantl
kiiler ordusu... Storr, tm bilgeliiyle gurularn
sal nasl tehdit edebileceklerini gzler nne seriyor."
Simon Jenkins, Sunday Times

ok az sayda mridi olan kiisel inan sistemleri, kandrmacadan


ibaret gibi grnr. Milyonlarca kii tarafndan kabul grm
inan sistemleri ise dierleri kadar mantk d olsalar bile,
dnya dini olarak adlandrlrlar.
A n tho ny Storr

9789758420094
42P094

lir
Psikiyatri 05
P sikoloji / Gurular

ISBN: 975-8420-09-7
789758

Vous aimerez peut-être aussi