Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
K LLYA T YA YIN LA RI
the modes of thought the macmillan, new york, 1938
dnme biimleri stanbul 2011
ara/c metinler: 0012 dnce 008 / ada bat dncesi 05 / whitehead klliyat 02
yazar alfred north whitehead
tiirkesi yusuf kaplan
isbn 978-605-5976-14-9
yaync sertifika no 12381
birinci bask eyll 2011
K LLY A T Y A Y IN LA R I
mehmet akif caddesi
kestane sok. no: 1 gngren/stanbul
tel: 0212. 642 74 84 faks: 0212. 54 62 07
www.kulUyatyayifllaii.com.tr - kulliyat@kulllyatyaylnlari.com.tr
DNME BMLER
-------
Tiirkesi
Yusuf Kaplan
k l l i y a t y a y i n l a r i 00018
KLLYAT MANFESTO
------
aklak iki yzyldr, kkl bir medeniyet buhran yayoruz. Tarihimizde yaad
Y mz bu ikinci medeniyet buhran, sarsc bir fetret dneminin zuhur etmesine
yol at.
Mool stils, Hal Saldrlar ve Endls M edeniyetinin kmesinden sonra ya
admz birinci medeniyet buhran, temelde siyas bir buhrand, bir fetret dnemine
dnmemiti. Bu buhran, insanlk tarihinin, Asya, Afrika ve Avrupadan oluan
merkez corafyasndaki btn medeniyet geleneklerinin zerine oturarak, hem bun
lardan yararlanan, hem de akdev, fikr ve siyas btnleme gerekletiren Osmanl
tecrbesiyle rettiimiz ok ynl cevapla atk.
Rnesans ve Reformasyonla balayan modern / sekler Bat uygarlnn gelitir
dii meydan okuma, dnyada btn medeniyetlere kar ykc bir saldr retmi,
Toynbee'nin deyiiyle, asr iinde, mevcut 26 medeniyetten 16sn yok etmi,
9 unu ise fosilletirmiti.
iki yzyldr yaadmz ikinci medeniyet buhran, epistemolojik ve ontolojik bir
kopu ve ift ynl bir temasszlk dourdu: Hem slmla, hem de dier dnyalarla si-
mlatif / s ve sahte ilikiler kurmamza yol at.
Sekler Bat uygarlnn gelitirdii meydan okuma, Asya, Afrika ve Amerika k
talarnn yryn durdurdu; baz kadm medeniyet tecrbelerini tarihten sildi; ba
zlarn fosilletirdi ya da Japon ve in tecrbelerinde gzlemlediimiz gibi, neo-libe-
ral ve neo-sekler meydan okumayla mutasyona uratt.
Islm medeniyeti, Toynbeenin yerinde tanmlamasyla, Osm anlnn durdurul-
masyla birlikte, tarihin yaplmasnda zne rol oynama konumunu yitirdi; ilim, fikir
ve sanat geleneklerini yeniden-retemez ve gelitiremez hle geldi.
KLLYAT MANFESTO /5
N eopagan Bat uygarl, ikinci sanayi devriminden bu yana byk bir felsef kriz
yayor: Bu felsef kriz, hayatn her alannda postmodem relativizm, atomlama ve ka
os eklinde kendisini gsterirken, insann, gezegenimizin ve kinatn geleceini tehdit
eden boyutlar kazanm durumdadr.
Dnyann, btn kltrlere varolu ve hayat hakk tanyabilecek, yeni bir mede
niyet tasavvuruna ihtiyac var.
te biz, Klliyat Yaynlar olarak, hl ktann hem coraf, hem de fikr dina
mikler bakmndan kavak noktasnda yer alan Trkiyenin bu medeniyet sramas
na nclk edecek tarihsel bene ve derinlie sahip olduuna inanyoruz ve bu sre
te zerimize den rol ve mkellefiyeti yerine getirmek amacyla yayn hayatna
atldk.
Hz. Mevlnnm pergel metaforundan hareketle, bir ayan bizim medeniyet di
namiklerimize muhkem bir ekilde basan, dier ayayla btn medeniyetlere alabi
lecek kapsaml bir yaynclk projesiyle karnzdayz.
Klliyat Yaynlar, ilim, fikir ve sanat hayatmza gelenek kurucu, yeni bir soluk
getirmeyi amalyor. Bu srete, lkemizde, kltr, sanat, dnce ve ilim hayatnda
yaratc ve ufuk ac almlara nayak olabilecek, medeniyet dilimizin yeniden kurul
masna imkn tanyabilecek telif ve tercme eserlerle bir atlm gerekletirmeyi tasar
lyoruz.
Batda, Douda ve slm dnyasnda gzardt edilen fikir, ilim ve sanat gelenekle
rini belli bir program dahilinde ve sistematik olarak ilk kez lkemizin gndemine ta
may hedefliyoruz.
Klliyat Yaynlar, Referans Metinleri, Aralc Metinler ve Ana Metinierden oluan
ana damarda yapaca yaynclkla ilim, fikir ve sanat hayatmza nc katklar
da bulunmay amalyor.
Referans Metinler damar tnda, ilim, fikir ve sanat dnyasnn genel / btn res
mini sunabilecek, ara/c ve "ana" metinlerin anlalmasnda anahtar" ilevi gre
cek, hem zl, hem de kapsaml ansiklopedi ve szlk almalar; Ara/c Metinler
damarnda, ana metinlerin anlalmasn kolaylatracak metinler; A na Metinler
damarmda ise Dou, Bat ve slm medeniyet havzalarnn, gemite ve gnmzde
retilen ana klasik metinlerini yaymlayacaz.
Klliyat Yaynlar olarak temel ilkemiz udur: Btn kavrayamadmz srece,
hem paramn iinde kaybolmaktan, hem de btn de paralamaktan kurtulabilme
miz, dolaysyla nmze yeni koridorlar aabilmemiz zordur.
NDEKLER
7^o a^\------
SU N U 9
NSZ 19
1. KISIM
Yaratc Ruh 23
1. Blm: nemlilik / Ehemmiyet 25
2. Blm: ifade 43
3. Blm: Anlam a 63
2. KISIM
Aktivite 85
4. Blm: Perspektif 87
5. Blm: Sre Biimleri 102
6. Blm: Medeniyet Dnyas 127
3. KISIM
Tabiat ve Hayat 149
7. Blm: Cansz Tabiat 151
8. Blm: Canl Tabiat 171
4. KISIM
Epilog 193
9. Blm: Felsefenin Gayesi 195
NDEKS 199
DNMENN TEMEL:
BTN KAVRAYARAK PARALARA
RUH FLEYEBLMEK
YU SU F K A PLA N
rinci damar ksaca agnositk damar diye tarif edebiliriz. kinci damar ise, meta
fizik gereklie kap aralayan ama metafizik gereklii hakk mahiyetiyle
kavrayamayan damardr. Bu ikinci damar ise, gnostik damar olarak tanmla
yabiliriz.
Birinci damar, Aristo; ikinci damar ise Eflatun temsil eder. Eflatuncu d
nce, skenderiye ekol zerinden yeniden yorumlanm hliyle Thomas
Aquinasya kadarki -gittike etkisi azalan- Kilise Hristiyanl'mn teolojisinin
ve dncesinin kurulmasnda; Aristocu dnce ise, en kes/k/in ve belirgin
noktasna Kartezyen felsefeyle birlikte ulaan Thomas Aquinasdan sonraki
Bat dncesinin ya da laik ilhiyatm ekillen/diril/mesinde birinci derece
de etkili olmutur.
Her ne kadar, modern dncenin Aristocu dnce geleneinin kritik
edilmesi sonrasnda kurulduu tartma gtrmez bir gerek ise de, Aristosuz
bir modern dncenin gelitirilebileceini tahayyl ve tasavvur edebilmek
muhaldir. O yzden, Whitehead, 2500 yllk Bat dncesinin Eflatun ile
Aristoya dlm bir dipnot olduunu sylerken hakldr.
Heidegger, Batda felsefenin, dolaysyla dncenin Socratesle birlikte
bittiini syler. Bizim gibi pozitivizmin en kaba ve kat alglama biimlerinin
-hl olmayan- entelijansiyamzn dnyay anlama, kavrama ve anlamlan
drma biimlerine tahripkr ve tahrifkr bir ekilde sirayet ettii bir lkede
Heideggerin bu tespitinin bir yank uyandrmasn beklemek elbette ki bou
na bir abadr.
Bat dncesinin, zellikle de modem Bat dncesinin ve hayat-dnya
tasavvurunun ve tatbikatnn teekklnde kilit rol oynayan anahtar figr
Socratestir; Eflatun ile Aristo ise, Socratesin at kapnn darya (Bat
dna deil Bat iine) alan (dolaysyla tm dnyalara, medeniyetlere ka
panan / kapatlan ve srtn dnen) iki ana aktrdr.
Dolaysyla burada unu demek istiyorum: Socrates olmasayd, Eflatun da,
Aristo da olmayacak, varolmayacakt belki; ama baka Eflatunlar ve baka
Aristolar olacak, varolacakt tabi ki. nk insanlk tarihinde Antik Yu-
nanda tabiat felsefesine indirgenen tabiatst felsefeyle irtibat fllatran ve
insan, btn varlklar, hayat ve her eyi anlamlandran, anlamlandrabilen
S U N U I 13
(W est and the rest) eklinde keskin bir ayrma gitmelerine, dolaysyla ken
dilerine ar-zgven duymalarna yetmiti.
te bu ar-zgven duygusu, 19. yzyln ikinci yarsndan itibaren em
peryalist Avrupa ulus-devletlerinin hem kolonilerinde, hem de yava yava
Avrupa corafyasnda ve hinterlandnda birbirleriyle kyasya bir hegemonya
savalar servenine soyunmalaryla sonulannca, Kar-Aydmlanmanm en
nemli temsilcileri Romantik yazar, sanat ve dnrlerin Bat dndaki
kltr ve medeniyet corafyalarna almalarna imkn tand, ite bu sre,
artk tek bir medeniyetten szetmenin ne denli tahripkr sonular dourdu
unun kavranmasn kolaylatrd: Oryantalist almalar zerinden btn di
er kltr ve medeniyet corafyalar, tabi ki yine Avrupa-merkezci bir pers
pektifle kefedilmeye alld: Bu sre, Toynbee, Spengler, Berdyaev, Soro
kin gibi byk tarih felsefecilerinin domasyla zirve noktaya kt.
Whitehead, btn bu tarih felsefecilerinden ve medeniyet tarihilerinden
biraz daha erken bir zaman diliminde, medeniyet fikrinin medeniyetlerin an
lalmas ve insanlk tarihinin bir btn olarak okunmasyla yeniden hayati
yet kazanmasnda zellikle felsefe evrelerinden km, handiyse tek d
nrdr. Biraz nce zikrettiim tarih felsefecileri ve medeniyet tarihileri, me
deniyetlerin dou, ykseli ve k hikyelerini daha ok sosyal bilimlerin
birikimlerinden ve kavramsal erevelerinden yola karak anlatrlarken, ok
fazla doyurucu olmasa da, bir tr tarih felsefesi yaparlarken, Whitehead, me
deniyet felsefesi yapmtr. Felsefe evrelerinde bu anlamda yapayalnz bir se
rvene kan handiyse tek adadr o.
Whitehead, insann tarihsel tecrbesini, btnlkl bir bakla anlamaya
ve yorumlamaya alm, nc bir dnrdr. Onun medeniyet fikrinin te
melini, omurgasn, hatta ruhunu, btn fikri oluturur. O yzden, Bat dn
cesinin Aristo izleini izlemekle, byk bir yanla soyunduunu syler gibi
dir. Bat dncesinin, Eflatunu da Aristolatrdn, Aristocu bir Eflatun
portresi zerinden Eflatunu devre d braktn vurgular. Matematii de
metafiziksel idrak zerinden alglayan Eflatuncu metafiziin marjinalletiril
mesinin Bat dnce ve dolaysyla sivilizasyon tecrbesinin en byk yanl
olduuna dikkat eker. Eer Aristocu Eflatun deil de, dier medeniyetlere
1 6 / D N M E B MLER
aralnn ocuu olduu iin, bu felsef krizin zirve noktasna ulat postmo
dern durumun entelektel sorunlarna ve amazlarna ilikin, bu sorunlarn ve
amazlarn nasl alabileceine dir nemli eyler sylyor bize burada.
Whitehead, bu nemli eserinde, insanln temel varolu ve hakikat so
runlarn dnme biimleri zerinde nefes kesici bir dnme biimi rnei
ortaya koyuyor.
* * *
bir kitabn bir parasn oluturmak amacyla kaleme alnmt; ama eitli
artlar, bu plann gereklemesini imdiye kadar ertelemiti.
Felsefenin Gyesi balkl Epilog ksm ise, Harvard ve Radcliffe felsefe b
lmlerinin rencilerine 1935 akademik ylnn balay mnasebetiyle sunu
lan ksa hitaptan uyarlanarak gelitirilmitir. Bu hitap, daha sonralar, Har
vard Mezuniyet Blteninde yer almt.
yaratc ruh
BRNC BLM
________ ^^><3 *^ 1 . _________
NEMLLK / EHEMMYET
F elsef bir yaklam eksene alan bir almann ilk blm, baz nih fi
kirlerin ya da nosyonlarn, gnlk hayatta vuk bulu hlleriyle birlikte
zgr bir ruhla incelenmesinden olumaldr. Burada edebiyatta, sosyal rgt
lenmede ve fizk hdiseleri anlama konusunda gsterilen abada mevcut ol
duu gzlenen btnlklere (generalities) atfta bulunuyorum.
Bu tr nosyonlarn tanmlar yoktur. Bunlar, kendilerinden ok daha
uzun-lekli, ok daha kapsaml faktrler asndan kolaylkla tahlil edilme
ye msait deildir. Her nosyon, eitli nosyon gruplarnn anlamlar iin ve
kendisiyle ayn derinlikte sergilenmelidir. Bu tr bir grupla ilgili bir tart
mada, bu gurubun yelerinden herhangi biri, dilde yaplabilecek kk bir
ayarlamayla, merkez bir figr olarak seilmitir. Bu seminerde, nemlilik
/ Ehemmiyet fikri, merkez bir fikir olarak alnmtr; o yzden, eitli ko
nulara ilikin yaplan baz tartmalar, dnp dolap tekrar tekrar bu fikre
gelir.
Benim elinizdeki kitapta bir araya topladm bu seminerlerdeki gayem,
insanln tayin edilmi aktivitelerinde varolduu varsaylan tecrbemizin
genel niteliklerinden bazlarn incelemek olacak. Bylesi bir ama, bu tr k
sa bir alma iin bir hayli iddial olabilir. Sistematik dnce, ie, btny-
2 6 / D N M E B ML E R
dit. Bu boluk, eitilmi insann karamsarldr. Her eye ramen her zaman
oradadr, tastamam uurun kysnda. Bununla birlikte, iyi bir edebiyat, kali
tenin veya niteliin sergiledii byk felsef genellemeden saknr, uzak durur.
Edebiyat, nitelie dayal genellemeyi ya da genellii kanlmaz olarak belli
bir kla brndren geliigzel kesinlii hzlandrr. Edebiyat, zmn olarak
bir eyleri varsayan analizin ve tam aksi bir ekilde bizim naif genel sezgileri
mizin temel duygu eksenli nemini aka vurgulamaya geri dnn tuhaf
bir karm, kaynamasdr.
Dil, hayvan alkanl ile bilinli kesinlik arasndaki bu ara aama genel
liine daima szar. Dil, daha kesin kullanma msait szcklerin klfna br
nerek her zaman bu felsef genellie ve genellemeye dnr ve dejenere olur.
Bu tr bir szma, bilinsizdir; nk apaikr olan ifade eder bu. Ama yine de
felsefdir; nk apaikr olan, deiken ayrntnn kalc nemini ete kemie
brndrr. Edebiyat insanlar, kesinlie msait olan, izin veren, szcklerin
bo bir ekilde kullanmn reddederler.
Szgelii, [Ingiliz Romantik air ve dnr] Coleridge, Biographia Litera-
ria balkl eserinde, coku verici bo bir nitelendirme olarak A a ne kadar da
gzel bir ey bu! eklinde bir insann azndan birdenbire, niden kveren
sze aptal aptal bakveren bir turist partisini reddeder. Hi phesiz ki, bu r
nekte, Aa ne kadar da gzel bir ey bu! dejenere ifadesi, manzarann o b
tn canlln yerle bir ederek yok eder. Ama yine de, szl ifadenin nnde
kmsenemeyecek bir zorluk vardr. Szckler, genelde, faydal hususlikle
ri gsterir ve ifade ederler. Peki, szckler, btn nemliliin baml olduu
bu genel nitelik duygusunu davurmak iin nasl kullanlabilirler? Szckle
rin tesinde uzanan bir canllk, bir hayatiyet hissini davurmak, ifade etmek
byk edebiyatn fonksiyonlarndan biridir.
3.-Ne yazk ki, felsefe iin, renme, ayrntlara kayma temayl gsterir.
nemlilik ve gerekilik arasndaki ztlk gibi temel varsaymlarmz
kavramaya alrken, hi phesiz ki, tevars ettiimiz ilm birikime bavur
mamz gerekiyorsa da; yine de, akln (intelligence) geliiminde, sklkla unu
tulan byk bir ilke vardr. renmeyi gerekletirebilmek iin, ncelikli
olarak, kendimizi her bakmdan zgrletirmeliyiz, [renmeye btn pergel
3 0 / D N M E B MLER
dildii gibi, insanlarn vcut slarnn gnlk kaydn tutmak yararl olabilir.
Burada dikkat ekmek istediin nokta, bilginin her eyi aklamaya kifayet et
meyecei ve etmedii gereidir.
Her sosyal sistem, bazlar dominant, bazlar da arkaplanda kalan eitli
ilgi biimleri gelitirir. 18. yzyl, yalnzca akl a deildi; yine 16. yzyl da,
sadece bir dn coku a deildi. Szgelii, Reformasyon kargaasn, Ameri
kaya, Hindistana, Trklere, milliyetiliin trmana geiine ve nihayet
matbaann gelimesine gnderme yapmakszn, bunlarn hepsiyle ilikisini
aratrmakszm incelemek glntr, gln sonular dourur. Bu faktrlerin
burada uygunluu, dn alaka ile i ie geen hkim nemlilik biimlerindeki
deiikliklerde kendisini gsterir.
Dinin ve ahlkn alkantl tarihi, onlar bilimin daha istikrarl genellik
leri lehine bir kenara brakma yaygn arzusunun ana nedenidir. Ne yazk ki,
bu arpk tutumun nedeni olarak, kint, in olunann enkamasyonu ve
estetik, dn ve ahlk fikirlerin etkisinin bir sonucu olarak grmek kanl
mazdr. Bunlar medeniyetin hem ykc, hem de kurucu gleridir. Onlarn
gleri anmaya baladnda, yava, yumuak bir zlme ve k de ardn
dan skn ediverir. Onlar, insanl srgit ileri geri gitmeye zorlarlar.
Dikkatin gerekilik zerinde younlatrlmas, ln sahip olduu ken
dine zg bir stnlktr. Bu tr bir zafere ilikin gelitirilen herhangi bir
yaklam, mnferit tecrbe zerindeki etkisini ifa etmek gibi zorunlu irtibat
lara zelikle vurgu yapan firr ve mnzev erdemi renmeyi baheder.
KNC BLM
. . . . .
FADE
B
u blm, fade fikriyle ilgili eitli fikirlerin incelenmesini konu edine
cektir. Daha genel bir nemlilik fikri, fade fikri tarafndan varsaylr.
Bir farkllk oluturacak muhtte / vasatta bir eyler kaynaacak, i ie gee
cektir. Ancak bu iki fikir arasnda bir ayrm vardr. nemlilik fikri, Kinta
referans bakmndan esas itibariyle monistik / tekcildir. Sonlu mnferit h
diseyle snrl olan nemlilik fikri, ehemmiyetini yitirir. u ya da bu anlam
da da olsa, nemlilik fikri, sonludaki sonsuzluun ikinliinden ortaya kar.
Oysa ifade fikri, sonlu hdise zerin/d/e tesis edil/mit/ir. fade, kendisini
kendi muhti zerinde etkin klmaya alan sonluluun bir aktivitesidir. te
bu nedenledir ki, ifade fikrinin kkeni, sonlu olanda gizlidir ve kendisinin
tesinde uzanan benzerlerinin okluundaki sonlunun ikinliini temsil eder.
Bu iki fikir, yani nemlilik fikri ile fade fikri, hem kinatn monistik yn
nn, hem de oulcu karakterinin tanklardr. nemlilik, Tek olarak Dn-
yadan ok olarak Dnyaya geer. Oysa fade, ok olarak Dnyadan, Tek ola
rak Dnyaya gnderilen bir armaandr.
Seme, ifadeye ait ve mahsustur. Sonlu varln tarz, havas, ekli, muh
ti ya da vasat artlandrr, belirler. Etrafndaki dnyaya ekilen kendi perspek
tifini ekillendiren aktif bir mevcdiyet vardr. Tabiat kanunlar, gayr- ahs
4 4 / D N M E B MLER
rinde ifade eden bir tecrbe vardr. Am a bu, madalyonun yalnzca grnen
yzdr.
Madalyonun grnmeyen dier yz, bedenin, kendilerine dair ifadeleri
dierlerine de empoze eden eitli tecrbe merkezlerinden teekkl ettii ger
eidir. (Burada kullanld anlamda) hissetme ya da nsezi, ifadelerin idrak
edilmesidir, ite bu nedenledir ki, hayvan bedeni, mtereken ifade eden ve
hisseden mevcdiyetlerden teekkl eder, ifadeler, muhtte kaynaan, oraya
szan ve sinen hissetme verileridir. Ve canl bir beden, tecrbenin bu iki y
nnn, yani ifade ile hissetmenin hussiyle tam tamna uyarlanmasdr. te
bu tanzim nedeniyle, bir uyarlanm eitli hisler, tecrbe eden bir zne ola
rak bir hayvan olan stn / yksek varlkta retilir.
Dolaysyla, bir hayvan ve kendilerini tecrbe merkezleri olarak gren be
deninin eitli ksmlar, bir anlamda ayn dzlemdedir. Baka bir deyile,
bunlar, kendilerini birbirlerine canl bir ekilde ifade eden ve kendi his/set-
me/lerini temelde bu tr mterek ifadeler nedeniyle elde eden tecrbe mer
kezleridir.
Bir baka anlamda ise, bir tecrbe merkezi olarak hayvan, kendisinin di
er beden merkezlerinden ok daha yksek dzlemdedir. Zira bu alt mer
kezler, uzmanlardr. Bu alt veya baml merkezler, yalnzca snrl trde
duygusal hisler alrlar ve bu tr canl varlk trlerinin tesinde nfuz edile
mezdirler. Bedenin btn ileyii sresince, enva-i eit duygusal varlk tr
leri arasnda kompleks bir koordinasyon vardr. Bedenin tanzimi veya ile
yii, nsezileri gl bir varlk olarak bir hayvann his/setme birliinin bu
beden aktivitelerinden enva-i eit tecrbeyi almas, idrak etmesi eklinde
gerekleir. Dolaysyla hayvan merkezdeki mterek toplam hissetme ve
risi, dier beden merkezilerindeki verilerle mukayese edildiinde daha yk
sek dzeydedir.
Bitkiler rneinde ise, beden eksenli tanzimlerin, alnan ifadelerde de, do
utan gelen verilerde de daha yksek bir kompleksiteye sahip olan herhangi
bir tecrbe merkezinden yoksun olduunu mahede ediyoruz. Bitkiler dn
yas, bir demokrasi dnyasdr; oysa bir hayvana bir ya da daha fazla sayda
tecrbe merkezi hkimdir, hkmeder. Bununla birlikte, bu tr bir hkimiyet
YARATICI R U H /47
yap varln srdrr. Zira ortalama, her zaman orada mevcuttur, mnferit-
ligi boar.
Oysa bitkiler lemindeki derecelendirme, kendi uzuvlarndan gelen ama
l bir etkiler demokrasisi sergiler. Organizmann iindeki baat gye, kendisi
nin koordineli mnferit ifade kabiliyetinin varln srdrmesidir. Bu ifade
kabiliyetinin byk bir ortalama karakteri vardr. Ancak bu ortalamann ta
biatna, kendi bendenin teekklnn incelikleri hkimdir, hkmeder. Bu,
inorganik bir tabiata sahip olan gayr- ahs ortalama formaliteye koordineli,
organik bir mnferitlik ilve etmitir. Cansz maddede yalnzca potansiyel
olarak gizli olan ey, bitkiler dnyasnda gerekletirilmeye allmtr. A n
cak her bitki rneinde, beden organizmasnn btn, paralarndaki ya da
uzuvlarndaki ifadenin mnferitliini kesinkes snrlar.
Hayvan derecelendirmesi, bedenin fonksiyonlarnn incelikleri tarafndan
desteklenen en aznda tek bir merkez fillie sahiptir. N e kadar zayf olursa
olsun, salt varolma, varln devam ettirme amacn aan amalar sergilenir.
Zira hayvan hayatnda, nemlilik kavramnn, pek ok farkl kullanmlarn
dan bazlarnda, gerek bir alakas vardr. Hayvan hayatnn insan derecesi,
bu kavram olaanst bir ekilde geniletir, geni bir alana yayar ve bylelik
le, nemliliin eitlilii asndan hayat nem arzeden fonksiyon grme ye
niliini devreye girdirir. Dolaysyla, ahlk ve din, her bir hdisede de en iyi
ye doru bu nsan sikin trl ynleri olarak ortaya kar. Daha yksek dere
cede hayvanlarda ahlkn varl gzlemlenebilir; ama dinin varl gzlemle-
nemez. Ahlk, ayrntl hdiseye vurgu yaparken; din, kinatta mevcut olan
ideal birliine vurgu yapar.
Cansz madd toplumdan insan bedenine kadar sosyal toplamn her dere
cesinde, bir ifade zorunluluu vardr. Salt madd cisimlerin veya bedenlerin or
talama aktivitelerinin hkim tabiat kanunlarna tb olmakla snrlanmas, i
te bu ortalama ifade ve ortalama almlama yoluyla gerekleir. Yine insan be
deni, tek bir insan kiisinin duygu eksenli ve ama eksenli derin hislerinin ak
tivitelerinin ifade edilmesini mnferit ifade ve almlama yoluyla gerekletirir.
3.-Bu beden eksenli aktiviteler, son derece eitli ve olaanst seici bir
grnm arzeder. Duygunun dier hisleri bastrmas durumu hri, fkeli bir
YARATICI R U H /51
adam, dnyaya kar genellikle yumruk sallamaya kalkmaz. Aksine bir seim
yapar ve komusunun suratna geiriverir yumruunu. Oysa bir kaya paras,
yerekimi kanununa gre kint tarafsz olarak cezbeder kendisine.
Fizik biliminin yanszl, hayvan davrannn yegne yorumlaycs ola
rak baarszlnn tek nedenidir. Kayann yeryznn zel bir parasna d
t dorudur. Bu byle vuku bulur; nk bu muhitteki evren, farkl denk
lemle zel bir problem zm sunar. Adamn yumruu, kintta yeni bir
zellik arayan, yani rakibinin kmesini isteyen duygu tarafndan ynlendiri
lir. Kaya rneinde, formaliteler hkmlerini icra ederler. Oysa insan rne
inde, izahn, mutlaka ahs tatmini gerekletirmesi arzulanr. Bu honut ol
ma durumlar, formaliteler tarafndan snrlandrlr; ancak younluklaryla
doru orantl olarak bunlar, onlarn tesine geerler ve ahs ifadeyi devreye
girdirirler.
uur, yksek dzeydeki hayvanlarda gzlenen honut olmann seiciliinin
ilk rneidir. uur, fizyolojik ilev grmelerin aktivitelerini koordine eden
ifadeden teekkl eder. Bizim muhitimizde hkim olan szkonusu tabiat akti
vitelerini uurlu olarak mahede ettiimiz eklinde temelsiz bir fikir vardr.
Oysa bunun tam tersi dorudur. Hayvan bilinci, ayrntl bedene dayal fonk
siyon grmeye bamlln kolaylkla ayrt edemez. Bu tr bir ayrm, genel
likle bir hastalk iaretidir. Bedenimizin sonsuz karmakln, ylece, sorgu
suz sualsiz kabul ederiz.
Epistemolojinin ilk ilkesi u olmaldr: Bizim tabiatla olan ilikimizin de
iebilir ynleri, uurlu mahedenin asl konulardr. Hakknda bir eyler ya
plabilecek saduyudur bu sadece. Organik kalclklar, kendi ivmelerini de
vam ettirirler: Kalbimiz aralksz atar, cierlerimiz havay solur, kanmz dur
makszn devr-i dim eder, midemiz hazmeder. Bu tr temel ilemlere dikkati
sabitlemek iin ileri derecede gelimi bir dncenin varolmas gerekir.
Yksek derecedeki hayvanlar, tabiatla, grme, iitme, koklama ve tatma
gibi yapay ilikiler gelitirmitir. Ayrca bu tr irtibatlar, onlarn yksek-dere-
cedeki nitelikleriyle doru orantl olarak deiebilir bir grnm arzeder.
Szgelii, grsel tecrbemizin yok olup gitmesi iin sadece gzlerimizi kapat
mamz kfidir. Yine kulaklarmz tkadmzda, kulaklarmz iitmez olur.
5 2 / D N M E B MLER
Ne ki, jestlerin zayf noktas, onlara dalverdiimiz zaman bakaca fazla bir ey
yapamaymzdr. Oysa sesin avantaj, dudaklarn, bir yandan bir eyler re
tirken, dier yandan serbest kalyor olmasdr.
Bununla birlikte, ses-retimine uurd bir ekilde bavurulmasnn ok
daha derin bir nedeni vardr: Eller ve kollar, bedenin daha ziyade gereksiz k
smlarn veya uzuvlarn tekil ederler. Onlar olmadan da varolabilir, varl
mz srdrebiliriz. Onlar, beden eksenli hayatn hususliklerini, ahslikleri
ni, itenliklerini kabartmaz ve coturmaz. Oysa sesin retilmesinde cierler ve
boaz, ayn anda birlikte harekete geerler. Bylelikle konumada, bir yan
dan, yapay, ba edilebilir ifade kaynarken, te yandan da, organik varoluun
mulak incelikleri, derinlikleri de kkrtlm, harekete geirilmi olur. te
bu nedenledir ki, insan sesi yoluyla retilen ses, organik hayatn derin tecr
belerinin tabi bir semboldr.
te bu gereklik duygusu, sembolizmin etkili olmas bakmndan byk
nemi hizdir. ahs grmeler, yzyze iletiimler, gramofonun kaydetti
inden daha fazla arlk, ciddiyet, gvenilirlik ve anlam tarlar. Eer niver
sitelerin fakltelerine 50er gramofon ve birka bin kayt yerletirilmi olsa,
nasl bir ekonomik baar elde edilebilir yle! Gerekten de, 16. yzylda, ya
ymlanan kitaplarn niversitelerin yerini alabileceini beklemeye koyulmu
tuk. Oysa, tam tersi oldu ve 16., 17. yzyllar eitim vakflarnn ve kurumla-
rnn geliiminde aktif bir dnem olarak tarihe geti. Gereklik duygusu, ister
ses, isterse grme duyular olsun salt duyular tarafndan asla tam olarak geli
tirilemez. Varoluun irtibatll olgusu, anlamann ve kavramann zn te
kil eder.
Dilin iki fonksiyonu vardr. Bu fonksiyonlar, hem kendileriyle, hem de
birbirleriyle zt i grrler. kinci fonksiyon, ziyadesiyle zerinde konuulan
bir fonksiyon olduu iin, biz burada ilkin, birincisini gzden geireceiz. Dil,
kiinin gemiinden imdisine geerek gerekletirdii bir ifadedir. Dil, ge
miin gereklikleriyle yakn ilikiye sahip olan duyularn imdide yeniden-
retilmesidir. ite bu nedenledir ki, gemi tecrbesi, imdide farkl bir ekil
de varedilir; ok iyi tanmlanm duyulardan dn alman bir farkllk ve ay
rkslktr burada szkonusu olan. Bylelikle, gelimi bir hafza, kiinin ge
Y A R A T I C I RUH / 5 5
miinden imdisine geiin/in bir ifadesi olarak deerlendirilen dilin bir isti
dad ve armaandr.
Yine mterek bir. dilin yardmyla, szcklere nakedildii hliyle dinle
yicinin paral gemi tecrbeleri, konumacnn insicaml, tutarl cmleleri
nin altmlanrnasyla oluan yeni bir im ajinatif tecrbede bir araya getirilebilir.
Bylelikle, dilin her iki fonksiyonundaki an yaratc tecrbe olaanst bir
ekilde artrlm ve bir gerekleme ya da mmkn bir gerekleme duygusuy
la mhrlenmi olur.
Dilin muhtevasn, baka bir ifadeyle, dilin sembolize ettii tecrbeleri
incelediimiz zaman, dilin, yksek derecedeki duyularn soyutlanmasndan ne
kadar derinlikli ve yksek bir noktaya iaret ettiini grmenin son derece ha-
rikulde bir ey olduu anlalyor. Dilin oluturduu anlam, birbirinden do
an ve vuku bulan gerek olaylarn somut ilikiler iinde olduunu varsayar.
Descartesm Meditations balkl kitabnda Objektif Gereklikler / Realitas
Ohjectiva olarak adlandrd ey, btn cmleler iin, zellikle de daha ba
sit tecrbeleri kaydeden cmleler iin geeri idir.
Burada rnek olarak, daha nce de zikrettiimiz iin ins olduumuz,
komusuna yumruk sallayan fkeli adam hdisesini biraz daha yakndan ve
farkl bir adan inceleyelim. Her birimiz, byle bir sahnenin grsel tahayy
ln zihnimizde canlandrrz. Ancak tahayyl edilen duyu verilerinin ak,
dncemizin zn tekil etmez. Bu hdise, bin bir trl ekilde duyu ema
s retmitir. Ayrca gece de yaanm olabilir, gndz de. Sokak ortasnda da
vuku bulmu olabilir, herhangi bir odada da. Yumruu atann da, yumruu yi
yenin de her trden davran artk bir nem ifade etmez. Her ey olabilir n
k. Bununla birlikte, duyu verilerinin btn bu belirsizliine ramen, hdise
lerin durmamacasma ak, fkeli adamn yumruunun kurbannn normal bir
ekilde fonksiyon gren bedenini btnyle alt st ettiini ifa eder. Burada
ifa olunan ey, duyu verilerinin durmamacasma ak deil, bilakis, fkeli
adamn gsterdii sert ifadenin bir sonucu olarak kurbann bedeninin alt st
olduu gereidir.
Ayrca adamn fkesi, hi phesiz ki, kendi bedeninin normal ilev gr
mesini de olumsuz ynde etkilemitir. Mikroskopla yaplacak dikkatli bir fiz
5 6 / D N M E B MLER
srasnn ayn olmad durumlarda kusurluluk baars nasl elde edilebilir ki?
Eer gramere bavuruyorsanz, o zaman, aslnda ayn zamanda szcklerin, he
celerin ya da aktarma srasnn tesinde gizli olan bir anlama bavuruyorsunuz
demektir. Bazlarmz, fikirlerimiz ifade edebilmek iin uygun szckler bulma
konusunda bir hayli aba gsteririz. Eer szckler ve hu szcklerin bir cm
le iindeki dizilileri, hep birlikte fikirleri oluturuyorsa, o zaman, bu aba, bu
mcadele neden, nereden ve nasl ortaya kar peki? Bu durumda, fikirleri el
de etmek iin aba gsteriyor olmamz gerekir; oysa biz, szl olarak ifade edi
lemeyen fikirlerin farkndayzdr.
Durum byle olunca, o zaman, dilin, dncenin z olmadn itiraf ede
lim. Bununla birlikte, vardmz bu sonucun kesinlikle snrl tutulmas ge
rektiine de dikkat edelim. Dahas dilin dnda, dncenin unutulmamas,
dncenin kolay hatrlanabilmesi, dncenin daha yksek bir kompleksi-
teyle i ie gemesi, dncenin ileti/i/mi, btn bunlarn hepsi de son dere
ce snrl eylemler ve olgulardr, insan medeniyeti, dilin geliiminin bir r
ndr ve dil de, ilerleyen bir medeniyetin neticesidir. Dnce zgrl dil
ile mmkn klmabilir: Dolaysyla, alkanlk ve artlarn balayclklarna
btnyle baml olmaktan kurtulmu oluruz. te bu nedenledir ki, bizim
Batl zgrlk fikirlerimizi tevars ettiimiz Atmallarn en gelikin ekilde
dili kullanmaktan byk bir haz ve keyif alm olmalar tesadfi deildir.
Dilin, dncenin zne ait bir ey olduunun inkr edilmesi, dnce
nin, onunla koordinasyon iinde olan dier aktivitelerin dnda mmkn ol
duunu sylemek anlamna gelmiyor. Bu tr aktiviteler, dncenin ifadesi
ve ifade edilmesi olarak nitelendirilebilir. Bu aktiviteler belli artlar yerine
getirdii zaman, biz bunu dil olarak adlandrrz. Bu seminerlerin tartt b
tn mesele, dncenin bamszl ve dnceyi ifade edici aktivitelerdir.
Duygu eksenli ve fizk olan bu tr aktiviteler, dnceden daha eskidir.
Bunlar, dnce henz dllenme aamasndayken bizim atalarmzda zaten
mevcuttu. Dnce, kendi rettii aktivitelerin bir sonucudur ve bylece sah
neye ktktan sonra, dnce bu aktiviteleri deitirir ve benimser. Btn
ifadelerden soyutlanm katksz dnce fikri, eitimli dnyann hsn ku
runtusundan baka bir ey deildir. Bir dnce, olaanst bir coku ve he
5 8 / D N M E B MLER
yecan biimi ve hlidir. Tpk bir gle atlan ta gibi, varlmzn btn y
zeyini alt st eder. Ancak bu imge, meseleyi aklama iin yeterli deildir. Zi
ra tan suya atlyla suda oluturduu dalgacklar kadar etkili dalgalar tahay
yl edebilmemiz gerekir. Dalgacklar dnceyi rahatlatr; dnce ise dalga
cklar bytr ve rahatsz eder. Dncenin zn anlayabilmemiz iin, iin
de olutuu dalgacklarla ilikisi bakmndan inceleme konusu yapmalyz.
5.-Dncenin kkenleri ve sonular konusundaki bu incelikli zmle
meleri bir tarafa koyarak konuacak olursak, yaygn olarak en basit ekilde an
lald hliyle, dil, dncenin mutat neticesidir ve dncenin mutat ifa
sdr. Dnme biimlerini anlayabilmek iin, dil medeniyetini reten ya da
dilerseniz, ifadeyi ters yz ederek konumak gerekirse, medeniyetin dilini re
ten psikolojiyi hatrlamak zorundayz.
Burada dikkat ekilmesi gereken ilk nokta udur: u anda biz, iki farkl tr
de dil kullanyoruz; birincisi ses dili, kincisi de grme dili. Bir de konuma ve
yazmn dilleri var tabi. Yaznn dili, olduka modern bir dildir. Eer primitif
resimlerdeki yazy haber veren belli belirsiz beklentileri de hesaba katacak
olursa, yaz dilinin tarihi, yaklak 10 bin ksur yl ncesine kadar uzanr. A n
cak yaygn bir etkiye sahip, etkili bir dnce arac olarak yaznn tarihinin en
az be veya alt bin ksur yllk bir zaman dilimini kapsadn syleyebiliriz,
nsan tecrbesinde bir faktr olarak yaz, buhar makinasyla karlatrla
bilir. Yaz nemli, modem ve yapaydr. Konuma, insan tabiat kadar eski bir
tarihe sahiptir. Konuma, insan tabiatn oluturan asl faktrlerden biridir.
Elbette ki, meseleyi abartmamamz gerekiyor. imdi, insan tecrbesinin b
tn bir tarihini, istisn durumlarda konumann inkr edildii zaman dier
aralarla veya vastalarla gn Lma karabilmek mmkndr. Genel bir sos
yal kazanm olarak gelien konuma, insanln srama gerekletirme sre
cindeki nde gelen yaratc faktrlerden biriydi. Konuma [dolaysyla szl
kltr], yazl dilde gzlenen yapaylklardan hi birinin grlmedii, insan ta
biatnn bizatih kendisidir.
Son olarak, imdi gndelik hayat tecrbemizde yaz ve konumay alkan
lk hline gelecek ekilde ylesine i ie geirmi durumdayz ki, dili tartt
mzda, konumaya m, yazya m yoksa her ikisine de birden mi gnderme
YARATICI RUH / 5 9
Elbette ki, biz, yeiPi sadece baz zel bahar sabahlarna gnderme yapa
rak dnebilen atalarmzdan ok daha fazla medenilemi durumdayz. Bi
zim dnce gcmzn, analiz gcmzn, hatrlama gcmzn ve tahmin
de bulunma gcmzn daha fazla artt tartma gtrmez bir gerektir. Ye
il hakknda yeili bahar mevsiminden soyutlayarak konuan insanlar arasn
da domu olmamz gereinden tr kendimizi itenlikle tebrik etmeye kal
kamayz. Bununla birlikte, tam bu noktada, u yargy hibir zaman unutma
malyz: Daha fazlas deil.
Dil, genellikle konuma olarak kabul edildii srece, belli bir muhtin
zelliine atf yapmak yaygn bir davran biimine dnyor. Burada rnek
olarak "tatl bir gn ibaresini alalm. Standart bir szlk tarafndan yorum
land ekliyle, bir kitapta, szckler, dnyann dnmesine, gnein varl
na ve bilimsel s doktrinine atf yapan genelletirilmi bir anlama sahiptir.
imdi szl bir kenara brakalm ve bilimin btn krntlarn, ayrntl
aklamalarn filan unutalm.
te o zaman, renimden soyutlanmasyla birlikte, tatl bir gn sz ta
rafndan iaret edilen tecrbe, Teksastaki konumaclar iin farkl olacaktr;
Kuzey Denizine komu ngiliz kysnda yaayan konumaclar iin ise daha
da farkl olacaktr. Ama yine de bir anlam zdeliinin varlndan szedile-
bilir: Daha fazlas deil.
Dili, bilginin dayand zdelikleri tayan ve varoluun z olduu mu
hite referansn kendine zgln varsayan bir "ey olarak anlamak zorun
dayz. Konuma dili, sosyal mnasebetin dolayszlnda ya da dorudanln-
da gizlidir. Yaz dili ise, direngen muhitlerden soyutlanarak eitli zamanlar
da ve eitli yerlerde alp okunacak bir seste gizlenmitir. Ancak bir kitap
yksek sesle okunabilir. te burada yaz ile konumann kaynamasna tank
oluruz. Yksek sesle okuma bir sanattr ve iyi bir okuyucu byk bir fark olu
turabilir. Muhitin dolayszl ya da dorudanl ite o zaman yaznn soyut
lamasna m/dhil olur.
Dilin geliiminde mndemi olan soyutlamann kendine zg tehlikeleri
vardr. Soyutlama, dolaysz dnyann gerekliklerinden kaar. Dengeli bir
vurgu yapmak yle dursun, zeki insanlarn samalklarnda son bulur. Yine
YARATICI R U H /61
A N LA M A
nceki iki blmde, nemlilik fikri ile fade fikrini tarttk. Anlam a
fikri, insanln akln [intelligence = zeksn] tahlil etme giriimimizi
temellendirdiimiz lemenin nc fikrini oluturuyor. Bizim buradaki te
mel meselemiz, A nlam ay anlamak olacak.
Burada daha iin bandayken, anlamay tam olarak anlayabilmenin umut
suz bir aba olduunu sylemem gerekiyor. Akln (intelligence) ksm ynle
rini akla kavuturabiliriz sadece. Bununla birlikte, bizim kavray alanm
zn tesinde her zaman bir anlama vardr. Bunun nedeni, btn eylerden ka
tksz bir ekilde soyutlanarak anlalan, anlalmaya allan akl fikrinin bir
mit olmasdr. Hl byle olunca, tam bir anlama abas, Kint btnl
iinde mkemmel bir ekilde idrak etmekle mmkndr. Biz insanlar olarak
sonlu / fn varlklarz; bu tr bir idrak bize tam olarak verilmemitir.
Elbette ki bu, tabiat icab insan bilgisine dhil olamayacak, eylerin /
mevcudiyetlerin sonlu ynlerini olduunu sylemek anlamna gelmiyor. Va
rolan her ey, onun btn dier eylerle irtibatllnm sonluluu, sonsuz ol
mas balamnda bilinebilirdir. Baka bir deyile, herhangi bir eyi, o eyin
perspektiflerinden bazlarna bakarak bilebiliriz. N e var ki, perspektiflerin b
tnl, sonlu bilginin tesinde bir sonsuzluk gerektirir.
6 4 / D N M E B MLE R
miktarda bir yeil rengi bilgisine sahibiz. N e var ki, bu bilgi, imdiki an
Kint perspektifi tarafndan snrlandrlmtr. Bu bilgi, belli, kefedilmemi
bir younluk iin anlamldr ve bu younluk da, bizatih kendisinin alternatif
younluklarla alakall bakmndan anlalabilirdir.
Shelley,Hellas balkl dramatik iirinin koro blmnde unlar yazar:
Ve burada vuzuha kavuturulmas gereken baka bir nokta daha var: Eer ta
bi bu tr bir d szkonusuysa.
Son yzyln halefinin devrettii aclarla kvrand son aama olan Rne
sansn bizatih kendisi, entelektel ilginin tam olarak gelimesini engelleyen
snrlamalar da beraberinde getirmiti. Bu ilgi, uygarln tek kayna olarak
alglanan Grek bilim ve dncesinde kksalmt. Hi phesiz ki, Avru
pann reklere olan borcu, kelimelerle ifade edilebilecek gibi deildir. A n
cak Grek dncesi, Grek, bran ve Msr dncesini iine alacak ekilde
geniletildiinde bile, insan uuru zerine bask yapan ok-ynl nemlilik
biimlerinin yalnzca tek bir sonlu ynn sunar bize.
Bu nedenle anlama konusundaki abamz geniletmek ve derinletirmek
zorundayz. 19. yzylda, Grek dncesi zerinde alan limler, Greklerin
en iyi dnrlerinden daha s; Hristiyanlk zerinde alan limler, erken
Papalar dneminin limlerinin en iyilerinden daha dar kafal; ve nihayet bi
lim adamlar da, matematik ve fizik biliminin kurucularndan bir bakma da
ha s ve dar kafalydlar. Toplamda 19. yzyl, Grek dnrlerinden de, Pa
palardan da, bilimin kurucularndan da, bunlarn hepsinin toplamndan da,
karlatrlamayacak kadar ok daha fazla ey biliyorlard. Ancak modemler,
geri plana szan ve bizim gvenlikli, korunakl kk geleneklerimizi tehdit
etme ihtimali tayan harikulde ya da nefret edilebilecek geni alternatifle
rin varl duygusunu yitirmiti. Zira eer medeniyetler, varlklarn srdre
ceklerse, anlama ve kavramann [ufuklarnn] genilemesi, temel bir zorunlu
luktur.
Anlama, nedir? Anlamay nasl tasvir, tarif ve tavsif edebiliriz? Her eyden
nce, anlama, kompoze etme fikrini gerektirir. Bu fikir iki yoldan biriyle ger
ekletirilebilir: Eer anlalacak ey, trl bileenlerden oluan karmak bir
ey ise, o eyin anlalabilmesi, o eyin faktrlerine ve btn oluturan eyi
ekillendirmek amacyla szkonusu faktrlerin i ie gei ve ie ie geirilme
biimlerine atfla mmkn olabilir. Bu kavray / idrak biimi, bir eyin ne
den o ey olduunu grnr ve anlalr klar.
kinci anlama ve kavrama biimi, bir eye bir birlik veya btnlk olarak
yaklamak, o eyin analiz edilebilir olup olmadna bakmak ve o eyin iin
YARATICI RUH / 6 7
bir ey olarak dnyay- silik ve mulak alglaymza kusurlu bir nfz edii
temsil ettiini varsayarlar.
4.-Tartmamzn bu noktasnda, eylerin / mevcdiyetlerin bir dier yn
de, aka tannma, alglanma iddiasnda bulunur. Bu, huss formlar, d
zensizlik , kt/lk", yanllk olarak eitli ekillerde adlandrlan genel
bir niteliktir. u ya da bu anlamda, iler yanl gider ve ktden daha iyiye
doru bir dzeltme fikri ya da daha iyiden daha ktye doru bir zlme fik
ri eyann tabiatna ilikin sahip olduumuz idrakimize m/dhil olur.
Faktrleri ayarlama veya birbirine uyarlama masal rmek, kurgulamak ve
ardndan da ilveten, ikincil bir yn olarak bir gerilim fikri gelitirmek filo
zoflarn kanamad ayartc bir abadr. Bunu, 19. yzyln ve hatta o byk
Spinozann bile monistik idealizmlerine yneltilen bir eletiri olarak dile ge
tiriyorum. Monistik felsefede algland ekliyle Mutlakn kendi ayrntlar
hakknda bir kafa karklyla malul olmas olduka artcdr.
Kafa karklnn, dzenden daha temelsiz olduunu dnmeyi gerekti
recek dikkate deer bir neden yoktur. Bizim grevimiz, her ikisini de ihata
edebilen ve yansra da nfz etme abamzn genileme ve derinleme yolu
nu aan genel bir kavram gelitirmektir. Burada benim nerim, bu anlama ve
nfuz etme abamza, Kintn iki yn fikrinden yola koyulmak eklinde
olacaktr. Bu, bir birlik veya btnlk faktr ihtiva eder ve z itibariyle,
eylerin / eyann birbiriyle irtibatlln, i ie gemiliini; ama birliini ve
honut olma ve haz alma birliini gerektirir. Btn bir nemlilik fikri, bu ni
h birlie veya btnle bir atftr. Ayrca Kintta ayn lde temel olan,
bir eitlilik faktr vardr. Bir yandan mnferitliinden honut olduu, te
yandan da birbirine ihtiya duyduu her bir fil durumun kendine zg tec
rbesi olan ok sayda fil durum szkonusudur.
Bu birlik veya btnle ilikin yaplacak herhangi bir tasvir ve tarif a
bas, bu oul filliklere ihtiya duyacaktr; yine oklua ilikin yaplacak bir
tasvir ve tarif abas da, nemlilik ve gayenin kendisinden doduu birlik /
btnlk fikrine ihtiya duyacaktr. okluun iinde zorunlu olarak mnfe
ritlik olmas nedeniyle, sonlu gerekletirmeler konusunda trl atmalar
vuk bulabilir. Dolaysyla, okur Tekte toplanmas ve Tekin oka kar
72 / D N M E B MLE R
m ifade ediyor olmaldr. Her iki anlam da, szkonusu olabilir de, anlamlar
dan sadece biri szkonusu oluyor olabilir de; ya da anlamlardan hi biri de sz
konusu olmuyor olabilir de. ite burada, sre, kintn, tutarszln devre
d brakmalarndan kanma biimidir.
Bu tr devre d brakmalar, belli bir durumun, vasatn sonluluuna mah
sus fenomenlerdir. te kint, bu noktada, sre vastasyla, sonlunun snr
larndan ve snrlamalarndan kanr. Burada sre, btn snrlarn berhava
olarak uup gittii, btn tutarszlklarn veya elikilerin zmlendii, son-
ludaki sonsuzun ikinliinin tastamam kendisidir.
-Hibir spesifik sonlu, kintn nnde nih olarak bir engel oluturamaz.
Bu srete, kintn sonlu mmknleri, kendilerini sonsuz ekillerde gerek
letirmeye doru yola koyulurlar.
Eyann tabiatnda, mantk bakmdan ifade edilebilen nih devre d b
rakmalar ya da dlamalar szkonusu deildir. Zira eer dikkatimizi btn bir
zamana yayarak konuacak olursak, uzun bir gemise sahip u gezegende vu
ku bulan tutarszlk, yakn gemite bir baka gn vuk bulan bir baka tutar
szlkla birlikte iki mevcdiyettir; eer szkonusu olan btn bir dnemi iha
ta ederek hareket edecek olursak, bir gn daha nceden vuk bulan bir mev-
cdiyetin, ayn gn daha sonradan vuk bulan bir baka mevcdiyetle tutar
l, uyumlu olabileceini grebilmemiz her zaman mmkndr. Hl byle
olunca, tutarszlk meselesi, szkonusu soyutlamaya nisbetle vcut bulan bir
meseledir.
Eer muhtevay, yksek bir soyutlamayla demlendirerek gerekletirir
sek, bir zihn tutarlla kolaylkla ulaabilmemiz mmkn olabilir. S af mate
matik, bu tr kesin, yani yksek bir soyutlamaya bavurularak elde edilen ba
arnn en baat rneidir. Yine, nihayet 16. ve 17. yzyllarda ok net bir e
kilde gn na kt gibi, matematiin nemi, sonlu beer anlay ve kav
rayn geliiminin, leziz ve nefis bir soyutlamay ve bu soyutlamann iinde/n
dncenin gelitirilmesini gerektirdii doktrinini ok iyi resmeder. Bu yn
temin ete kemie brnmesi, son bin yllk insanlk tarihi srecinde mo
dem uygarln srgit ilerleme kateden bilimi tarafndan geree dntrl
mtr.
7 6 / D N M E B MLER
lardan biri, belli kalplarn, artan miktarda ayrnty koordine etmesinde kul
lanlmasyla gerekleen bir ilerlemedir.
A ncak belli bir kalbn kullanlmasnn belirlenmesi, ayrntlarn sei
mini snrlandrr. Bylelikle, kinatn sonsuzluu, gereksiz olarak nitelen
dirilip gzard edilir. Gnmn tazeliiyle balayveren ilerleme, skc bir
krntlarn ibirlii abasna dnerek dejenere olur. Dnce tarihi ve sa
nat tarihi, bu doktrini resmeder. Dolaysyla, bir ilerleme kalb reetesi su
nanlayz.
lerlemenin, ayrntlarn, ksmen, belirlenmi kalplarn ayrntlarnn bir
araya toplanmas olduu dorudur. Bu, ldrmaktan korkan dogmatik kiile
rin kendilerinden emin ilerleme biimleridir. Bununla birlikte, tarih, baka
bir ilerleme biimi ile daha tantrr bizi: Bu ilerleme biimi, yeni bir kalbn,
kavramsal bir tecrbede denenmesidir. Bylelikle, imdiye kadar geliigzel
bir ekilde alakasz ve gereksiz olarak gzard edilen ya da fark edilmeyen ay
rntlar, ibirlii ile oluturulan tecrbeler katna ykseltilir. Artk o byk
Otenin, Otesinin yepyeni bir tasavvuru beliriverir karmzda.
7.-Dolaysyla, anlama, iki tr ilerleme biimine sahiptir: Belirlenmi bir
kalbn iinde ayrntlarn bir araya toplanmas ve yepyeni bir ayrntya vur
gu yapan taze bir kalbn kefedilmesi. nsanln zeks ya da akl (intelligen-
ce), irtibat kalplar konusunda gelitirilen dogmatik yaklamlardan tr
durmu, hatta durdurulmutur. Dn dnce, estetik dnce, sosyal yapla
rn anlalmas abas, bilimsel gzlem analizi, btn bunlarn hepsi, bu lm
cl virs tarafndan cceletirilmitir.
Anlay ve kavray fikri ya da gerei, Avrupa dncesine, daha o par
lak oluum temelinin atld balang zamanlarnda girmiti. Epikr, Eflatun
ve Aristo gibi dnrlerin hepsi, onlarn anladklar formlarda, kendi tecr
belerindeki eitli unsurlarn kesinlii konusunda ikna olmulard. Daha son
ralar, Saf Aldn Eletirisinde, Kant, bizim neden emin, kesin olmamz ge
rektiinin nedenleri konusunda hnerli izahlar yapmt. Bu kesinlik konu
sunda, yetenein tekrarlanmas hdisesi szkonusuydu.
Bu byk adamlarn, bu inanlar benimsemeleri anlamnda, bu dnr
lerin doktrinlerinden / fikirlerinden hi birinin son iki yzyldr bilginin hz
YARATICI R U H /79
farkl renkler olduu iin, mavi ile krmz renklerinin birbirlerinden kesinkes
farkl olmas nedeniyle bu iki fikir de tutarszdr. Ayrca bir de estetik zevk ve
ya haz ayrm vardr. Mavinin, aheser olan bir resimde belirleyici bir faktr
olduu durumda, ayn geometrik konuma krmznn yerlemesi, tablonun b
tn estetik deerini yerle bir edebilir. te yandan, eer ilgi, btnyle ge
ometrik ilikiye ynlendirilecek olursa, krmz ya da mavi, ayn nda ve ayn
lde bu ilikide rol oynayabilirler.
Btn bu gzlemlerden ve tartmalardan sonra, iki tr tutarszlk olduu
sonucuna varyoruz. Bunlar srasyla, mantk tutarszlk ve estetik tutarszlk
veya uyumsuzluk olarak adlandrlabilir. Mantk tutarszlk, kompozisyonda
alternatif faktrler olarak alglanan eyler veya nesneler arasndaki farklla
dayanr. Mantk tutarszlk, bu birleik nesne kalbnda iki farkl eyin belir
lenmi bir rol stlenmeleri szkonusu olduunda, kompozisyonun btnne
kar kaytsz bir tutum taknabilir. Faktrlerdeki farkllklar, farkl kompozis
yonlar retecektir. Ayrca eitli faktrlerin ilve edilmesi, mevcut nkabul-
leri de alt st edecektir.
Muhtin imknlar balamnda yol at btn somut etkisiyle bir kom
pozisyonu tam olarak anlayamayz. Biz yalnzca soyutlamay fark ederiz. Zira
bu soyutlama balamnda, faktrlerin deimesi ya da yeni faktrlerin eklen
mesi nem arzetmeyebilir. Farkl eylerin eitlii ya da tutarll veya uyum
luluu zerinde demoklesin klc gibi asl duran bir gl dman veya rakip
her zaman mevcuttur. Kendi apaikr delilimizi olabildii lde genilettii
miz ve belirginletirdiimiz lde, soyutlama daralr ve bizim anlaymz ve
kavraymz somut olana daha fazla nfz eder. Bylelikle, er ya da ge, bil
gideki art ve gelime, farkllkla ilgili olarak bir antagonizma / hasmnelik
delilinin belirginlemesine, ne kmasna yol aar.
Burada gelitirdiimiz hliyle anlama ve kavrama [idrak] doktrini, Man
tkm ok tesine taan geni bir alan ihata eder. Estetik tecrbe, apaikrl-
n sunduu bir dier zevk biimidir. Bu vardmz sonu, Avrupa dnce
sinin tarihi kadar eski, bildik bir sonutur. Matematikteki oran doktrininin
mzik ve mimariye tatbikatyla ortaya kan durum, Pisagorcu ve Eflatuncu
okullar ziyadesiyle heyecanlandrmaya yetmiti.
Y A R A T I C I RUH / 8 1
Estetik tecrbe, daha fazla somut bir tecrbe olmas nedeniyle mantk
tecrbeden daha kapsaml bir konudur. Gerekten de, estetik konusunda tat
min edici bir ekilde incelendiinde, geriye tartlacak bir ey kalp kalmad
kukuludur. N e var ki, bu kuku aslnda yersiz bir kukudur. Zira byk, mu
azzam tecrbenin z, mehl olana, tecrbe edilmemi olana nfz etmek
ten ibarettir.
Hem mantk, hem de estetik, kapal gerek/lik/ler zerinde younlarlar.
Oysa bizim hayatmz, ifa tecrbelerinden teekkl eder ve ylece srer gider.
Bu ifa duygusunu yitirdike, ruh demek olan fonksiyon grme biimine sr
git daha fazla zlem duyarz. Bylelikle gemiin vasat tecrbelerine ve ger
ekliklerine ya da nkabullerine daha fazla uyumlanma temayl gsteririz.
Cr, hkim gerekliklere tam olarak uyumlanmak, uyum salamak, hayat ve
hayatiyet belirtisinin kaybolup gitmesi demektir aslnda. Geriye, yalnzca
kupkuru, mhsuz bir inorganik tabiat kalr karmzda.
Buraya kadar ilediimiz blmde, felsef dnce asndan en hayat
nemi hiz olan bu fikirlerin bir toplamnn, btnnn bir araya getirilmesi
abas iinde olduk. Sistematizasyondan olabildiince kandk. U balk al
tnda, eitli dikkate deer fikirler gelitirme kaygs iinde olduk.
Btn bunlardan karlabilecek ders ve sonu u olabilir: Ayrntlar ve
sistemletirmenin tesinde, felsef tasavvur, dncenin ve hayatn yegne te
melini oluturur. One kardmz ve gzard edilebilir bir arkaplana ittiimiz
fikirler, bizim umutlarmz, korkularmz ve davranlarmz kontrol etme
kabiliyetlerimizi tayin eder ve ynlendirir. Biz insantekleri olarak, dndk
e, dndmz lde yaarz. Felsef fikirlerin btnnn, bir araya geti
rilmesinin, herhangi bir uzmanlk alanndaki almadan daha fazla hayat bir
nem arzetmesinin balca nedeni ite budur. Bizim medeniyet idrakimizi ve
medeniyet tasavvurumuzu ekillendiren ey de yine budur.
KtNC KISIM
D R D N C B L M
....
PERSPEKTF
geri kalan blmnde farkllamasn salar. Her biri karlkl bir uyumluluk
yaknl sergileyen benim beynim, kalbim, barsaklarm ve cierlerim bana
aittir. Gndoumu, bu tr bir ilikinin dorudanhmn tesindeki bir dnya
dan gelen bir mesajdr. Bedenin davran-sistemi, ahs tecrbedeki nitelik
aktarmlaryla dorudan ilikisi olan bir unsura sahiptir. Bu dorudanlk, d
dnyann, duygu akyla ilikisinde mevcut deildir. te bu nedenledir ki,
psikoloji ile fizyolojiyi, ister soyut bilim yapma kaygsyla olsun, isterse tbb
bir pratik amacyla olsun, birbirinden koparmak olduka zordur. Tpk bunun
gibi, insan bedeni ile yakn tecrbe davran-sistemleri birbirleriyle adeta et
le trnak gibi i ie geerek btnlemitir.
5.-tnsan tecrbesinin bu ikinci blm, beden eksenli duygularn youn
luklu olduu birinci blmnden olduka farkl bir karaktere sahiptir. Yakn
lk, younluk ve belirsizlikten yoksundur. Ve bedenle ilikilerinde d / haric
tabi gerekleri ifade eden formlarn ayntrlmasndan oluur. nsan tecrbe
sinin bu ikinci blmn, duyu-algs olarak adlandracam.
mdi, duyu-algs, yksek-hayvanlara mahsus bir fenomendir. Bu fenome
ni, hepimizin bildii hliyle, yani insan tecrbesinde ortaya kan ekliyle in
celeyeceiz. Ve yukarda gzden geirdiimiz birinci tecrbe trn oluturan
daha primitif ve beden eksenli tecrbeden treyen, sofistike bir tecrbedir.
Ancak bu ikinci tecrbe biimi, kkenini am ve kkenini oluturan birin
ci tecrbe biiminin yapt her vurguyu tepetaklak etmitir, etmektedir: Bu
ikinci tr tecrbenin balca zellikleri, aklk, anlalrlk ve hissizliktir.
Duygusal etkileri ise, kendisinden ziyade uyarc reaksiyonlar tarafndan ba
arlan ikincil tremiliklerdir. te Humeun doktrini budur. Her ne kadar
Hume, bu birincil tecrbelerimizi duyu-alglarna verdiimiz reaksiyonlar
tasvir etmekte kullanmsa da, yine de sadece Hume, bu bedene dayal birin
cil yaknlk tecrbelerimizi ihmal etmitir.
Burada tasvir ettiimiz duyu algsnda, eitli paralaryla d dnya, nite
lik formu tarafndan karakterize edilir ve hem ayrlmay, hem de birlemeyi
ifade eden formlar tarafndan i ie geirilir. Bu nitelik formlar, mavinin gl
geleri ve sesin tonlar gibi duyu nesneleridir. Ayrlma ve birlemeyi ifade eden
ya da davuran formlar, mekna ve zamana dayal formlardr. Mnhasran bu
A K T V l T E / 95
arazinin, ortasnda byleyici bir kamp kurmutuk. Bir sincap, oturma mek
nmzda ocan etrafndaki briketlerin iinde yuva yapt, bu anne sincap, ora
daki insanlar grmezden gelerek yavrularna bakmak iin yuvasndan k
yor, sonra yeniden geliyordu. Bir gn, anne sincap, yavrularnn bakm aa
masn tamamladklarna karar verdi. Ve sonra teker teker yavrularn orma
nn kysnda bir yere taverdi. Aradan uzun bir zaman getii iin yanl ha
trlamyorsam, sincabn yavrusu vard. Ancak anne sincap, sincap ailesini
darda bir kayann kenarna yerletirdiinde, sincap ailesi, yuvadakinden
farkl zellikler gstermeye balamt. Anne sincap bundan az biraz rahatsz
olmu grnyordu; yavru sincaplar arasnda geride kalan olup olmadndan
emin olmak iin iki kez yuvayla kaya arasnda mekik dokudu. A nne sin
cap yavrularn sayabilmekten de, onlara isimleri olmad iin isimleriyle hi
tap edebilmekten de yoksundu. Tek bildii ey, kayann yanbandaki yavru
larn oluturduu kalabaln, yuvadaki yavrulardan farkllk arzettiini his
setmi olmasyd.
Anne sincabn aile tecrbesi, say tarafndan konulan tam snrlama alg
sndan mahrumdu. Bunun sonucunda da, rahatszl ok fazla olmamt.
Eer anne sincap, say saymasn bilebiliyor olsayd, yavru sincabn bak
mndan iin ne kadar tatmin edici ekilde sonulandn bizzat bilerek tecr
be emi olacakt; ya da yavrularn kaybetme hdisesinde, belli yavrularn
kaybolmasndan tr byk bir ac ekecekti. A ncak sincap, herhangi bir s-
nr/llk tecrbesine sahip deildi.
Hl byle olunca, canl bir yi ve Kt tecrbesindeki art, tam snrlama
biimleri sezgisinin varlna baldr. Bu tr formlar arasnda Saynn temel
bir yeri vardr.
7.-Dn ve mistik dern tecrbelerimize ilikin tartmalarda, salt sonsuz
luk duygusuna dengesiz bir vurgu yaplmaktadr. Bu duygunun altnda ezilen
herhangi bir varlk, sincaptan daha dk bir konumda hissedecektir kendisi
ni. Btn hayata aktarma, ete kemie brndrme biimleri, sonluluun bel
li bir ynn davururlar. Bu tr bir form, kendi tabiatn, bu deil de, u var
lk olarak ifade eder. Baka bir deyile, dlamay davurur; dlama ise, son
luluk, sona erme durumu demektir.
1 0 0 / D N M E B MLER
varolu tecrbesinde zarur bir faktr olan gelecee nasl ihtiya duyduunu
anlayabilmemiz gerekiyor. Dolaysyla, yakn, anlk tecrbede faktrn va
rolduunu grmekteyiz: Bunlar, gemi, imdi ve gelecektir. Sonlu varoluun
nmdal, ite bu ekilde, onun perspektifini oluturan genilemenin sonsuz
luundan mahrum olmay reddeder.
Yine somut, fil gerekliin, kendi fil tahakkuk alannn tesindeki po-
tansiyelliklerle alakasnn koparlmasn nasl reddettiini de anlamak duru
mundayz. Somut gerekletirimin -yani tarih gerekliin- temel karakteri,
trl alaka ve irtibat biimlerini dlayan potansiyelliklerle donatlm olma
sdr. imdiki gereklikte, gemiin, ksmen yeniden-retilen, ksmen de d
lanan, dta braklan eitli karakteristikleri vardr; yine imdide tekrarlanan
ksmen paylalan, ksmen de dta braklan vardr ve nihyet ksmen hazr
lanlan, ksmen de dta braklmas dnlen gelecein trl imknlar var
dr. imdideki bir gereklii, genie, imdide tekrarlanan geree, gelece
e ve yaratclk biimlerinin korunmasna ya da yklmasna atf yapmadan
tartmak, kinat, sahip olduu nemlilik hakikatinden mahrum brakmak
demektir. Perspektifin olmad bir yerde veya durumda, kanlmaz olarak
geliigzellik ve keyflik hkm srer.
Szgelii, bir konser salonunda, o anlk bir zamana zg belli bir ses hac
mi veya akustii vardr. Yine ardk tecrbe anlarna hkim olan bir senfonik
ses dzenei vardr. Ve nihyet bir de, tabiatyla, orkestrada yer alan sanat
larn, orkestra efinin ve kompozitrn yaratc kabiliyetlerinin okluu diye
bir gereklik vardr. Annda gerekletirilen trl statik formlarn varl duy
gusu ve gereklii szkonusudur: Enstrmanlarn formlar, orkestrann mek
na uygun bir ekilde yerletirilmesi, her anlk sesin matematie dayal olarak
hesaplanmas ve nihyet mzik eserinin kendine zg bir ekilde icra edilme
si gereklii gibi. Sonuta, bu tecrbeyi karakterize eden drt farkl gereklik
biimi ile kar karyayz.
Her eyden nce, estetik tecrbede ana yn mevcuttur: Kabiliyet ger
ei, icra olunan veya ortaya konan eserle birlikte baz temel hakikatlerin gn
na kmas gerei ve nihayet bir de sanatda gzlenen bir heyecan ve
gerginlik hli.
1 0 6 / D N M E B MLER
S R E BMLER
1 -Bu blm ile bir sonraki blmn konusu, tarih dnyann iinde vu-
k bulan kompozisyonlar tarafndan gerekletirilen eitli birlik veya
btnlk biimlerinin mlhazasndan domutur. Bu tr dzenlemelerin r
nekleri, kalp veya nabz atlarnn titreimleri, molekller, talar, bitkilerin
hayatlar, hayvanlarn hayatlar ve insanlarn hayatlardr. Burada yapaca
mz tartma, daha sonra, en geni anlamyla sosyoloji, tabiat kanunlar, me-
kn-zamanla ilintili balantlar gibi daha belirsiz birlik veya btnlk biim
leri meselesine kadar uzanacaktr.
Burada gelitireceimiz argman, oklu potansiyel biimlerinin arasnda
ama sabitliinin ve sonlu gerekliin sonlu neminin tesinde varolmasnn
szkonusu olmasndan tr bu nih birlik veya btnlk biiminin ele aln
mas meselesine geecektir. Baka bir deyile burada soracamz ve cevabn
arayacamz soru udur: Sonlunun sahip olduu nem, sonsuzun sahip oldu
u neme nasl [ve neden] ihtiya duyar?
te Descartes, bu balamda ve bu anlamda Mkemmellik sorununu tart
r. Descartes, son derece snrl ve bir o kadar da mulak bir fikri [gndeme
getirmeyi] tercih etmiti. Descartes, tartmasn, yanl bir ncl zerinde te-
mellendirmiti: yle ki: Statik bir varolula nih bir mkemmelleme, bizim
1 0 8 / D N M E B MLER
tecrbemize uygun bir fikri oluturur, diye dnyordu Descartes. Oysa, Des-
cartesn bunun yerine, daha geni kapsaml bir nosyon olan nemlilik nos
yonunu tercih etmesi, benimsemesi ve u temel sorular sormas gerekirdi:
Hangi anlamda kinatn bir nemi vardr? Sonluluun nemi, sonsuzlu
un nemi fikrini de gerektirir mi?
2.-Burada ilk dikkat ekilmesi gereken nokta, kk kompozisyon birim
lerinden daha byk kompozisyon birimlerine geerken bu geiimizin tesa
dfi bir geiten zorunlu bir geie dnt gereidir. Bir seminerin tek bir
cmlesinde, byk bir tesadf unsuruna rastlarsnz. Bir btn olarak bu semi
ner, semineri gerekletiren seminercinin karakterinden baz zorunlu unsurla
r veya zellikleri yanstr. Seminercinin karakteri, btn hayat boyunca
iinde yaad sosyal evrenin ya da vasatn sunduu eyler tarafndan ekil
lenen izleri tar ve yanstr. Bu sosyal artlar, iinde yaanlan tarih [zaman
la ve meknla mukayyet] dneme ait ve bamldr; dolaysyla bu dnem, bu
gezegendeki hayatn izledii geliimin, seyrseferin bir rndr. Bu gezegen
deki hayat, bizim yaadmz tecrbede de g'inyzne kt hliyle zaman-
la-meknla kaytl yldzlar sistemi mahede edilen dzene ba/m/l olarak
srer. Bu huss dzen biimleri, her ne suretle olursa olsun, nih bir zorun
luluk sergilemezler. Tabiat kanunlar, bizim pek fazla farknda olmadmz
geni bir aktivite dnemi veya sreci iinde hkim olduu gzlenen aktivite
biimleridir.
ite tam bu noktada bir problemle kar karya kalyoruz: Btn bir zaman
lei boyunca genileyen dzen biimleri de mevcuttur. Bununla birlikte,
tecrbenin nemliliinin uygun ve istikrarl bir dzene ihtiya duyma zorun
luluu vardr. Tam bir kafa karkl, tam anlamyla bir gerilime yol aabilir.
Ama yine de tarihin geikenlikleri, dzen biimlerinin geikenliklerini ser
giler. Tarih bir dnem, zamanla yerini baka bir tarih dneme terkeder. Eer
bu yeni tarih dnemi, eski dnemde hkmferm olan dzen biimleri ve
bunlarn kavramlar, alglama biimleri asndan anlamakta srarc olursak,
ite o zaman, karmza daha fazla kafa karklndan baka bir ey kmaz.
A m a te yandan da tarih dnemler arasnda kes/k/in ayrmlar da yoktur.
Her zaman ksmen hkim, ksmen tedirgin dzen biimleri mevcuttur. Dzen,
AKTlVlTE /1 0 9
hibir zaman tam olarak tesis edilemez; tedirginlik ve kargaa da hibir zaman
tam anlamyla bir tedirginlik ve kargaa olarak vuk bulmaz. Her eye ramen
hkim dzenin iinde bir gei/kenlik mevcuttur. Ve yeni hkim dzen bi
imlerine gei de her zaman mmkndr. Bu tr bir gei, nceden hkim
olan dzenin hkimiyetinin yol at bir tedirginliktir. Bununla birlikte, es
ki dzen biimleri, yeni dzeni reddederken bile, nemli bir tecrbenin temel
bir vazgeilmez art olarak yeni dzene yava yava uyum salar. Dzen bi
imlerinin, dzen yeniliinin, baar ve baarszlk kstaslarnn hedeflerini
izah edebilmek durumundayz. N e kadar zor ve zorlu da olsa, az biraz anlama
abasnn tesinde, bu tarih srecin zelliklerinden hi de tecrbenin sundu
u aklcla benzer bir honutluk duymayz.
Bat felsefesinin geliimi, statik zaman-mekn ve fizk dzen biimleri zo
runlu varsaymndan tr bir hayli ktrmlemi ve teklemek zorunda kal
mtr. Son iki yzyldan bu yana, bilimsel bilginin geliimi, eksiklii apaikr
bir gerek olmasna ramen bu tr bir varsaymn temelini btnyle yerle bir
ederek yok etmitir. Oysa bu tr bir ihtiya bizzat bilim adamlar tarafndan
bile aka dile getirilmektedir. Bu, bunu aka inkr edenler, kabul etmeye
yanamayanlar tarafndan da rtk bir ekilde kabul edilen bir gerektir. u
nki mevcut literatrde, ayn yazarlarn, bir yandan tabi dzendeki krlma
lar, aksaklklar inkr ettiklerini ama te yandan da, bylesi bir eyi inkr et
menin gerekelerini inkr ettiklerini ve ayn zamanda da kendi inkrlarn
merlatracak felsef nedenler veya gerekeler aramay merulatrma aba
larn da inkr ettiklerini gzlemliyoruz.
O yzden, nce, tecrbenin youn bir ekilde gerekletirdii dzene do
ru ynelii[n nedenlerini] izah etmek zorundayz. Ayrca dzen gerilimini ve
herhangi bir zel dzen formunda zorunluluun yokluunu da aklamak mec
buriyetindeyiz.
3.-Ama burada nce Sre fikrini inceleyeceiz. Sre fikrinin kavranl
mas, veri, form, gei/kenlik ve sorun gibi i ie gemi olgularn analiz edil
mesini gerektirir. Yaratcln tabi nabz atlarn rettii, her bir nabz at
nn tarih gerekliinin tabi bir birimini tekil ettii bir sre ritmi vardr.
Bu ekilde, irtibat hlindeki kintm sonsuzluunun orta yerinde sonlu ger
1 10 / D N M E B l l M L E R l
eklik birimlerini belli belirsiz olarak grebiliriz. Eer sre, fillik asndan
temel, vazgeilmez bir eyse, o zaman, her nih mnferit gereklik bir sre
olarak tasvir edilebilir olmaldr. Newtonc madde tasviri ve tarifi, maddeyi
zamandan soyutlar.
Maddeyi bir rida alglar. Ayn ey Descartesm tasvir ve tarifi iinde
de szkonusudur. Eer sre, temel, vazgeilmez bir gereklik ise, bu durum
da, bu soyutlama yanltr.
imdi de, her bir fenomen birimini karakterize eden, i ie gemi veri,
form, geikenlik ve sorun konularn daha ayrntl olarak incelememiz gere
kiyor. Ancak kes/k/in bir soyutlama yaparak incelememize balamalyz. Tam
olarak gereklemi, ete kemie brnm fenomen, tarih dnyadaki ve form
alanndaki ilikilerinde bir sonsuzlua sahiptir; baka bir ifadeyle, bu tr feno
menlerin her birinin kendilerine zg bir kint idrakleri veya tasavvurlar
vardr. Bu iliki veya irtibatlar dakk bir ekilde setiimiz zaman bu kint
perspektifinin varln idrak edebiliriz. Soyutlayarak belirginletirdiimiz bu
ilikiler ya da irtibatlar, soyutlama yaptmz yerden gelen sonsuzluu tam
olarak anlamak durumundadrlar. Bu srete, analiz yapmaktan ziyade tecr
be eylemi yaparz aslnda. Zira biz kint tecrbe ederiz; oysa kintn ince
ayrntlarn uurumuzda analiz ederiz.
Her hangi bir filliin nabz atlarn ele veren veriler, bu nabz atlary
la ilikisi bakmndan daha nce var olan kint tasavvurunun muhtevasnn
btnnden teekkl eder. Bu veriler, ayrntlarnn okluunda idrak edilen
ite bu kintn kendisidir aslnda. Bu oulluklar, nceden varolan nabz
atlardr ve ayrca ya gerekletirilmi form olarak ya da gerekletirilme po
tansiyelleri olarak eyann tabiatnda kk salan form biimleri vardr. Hl
byle olunca, veri/ler, vuk bulmu olan, u n vuk bulmakta olan ve gele
cekte vuk bulabilecek olan fenomenlerden teekkl eder. Ve bu ifadelerde
ki olmak fiili, tarih filliklerle bir alakann varln gsterir bize.
ite veriler, bunlardr ve bu verilerden gei/kenlik formuna sahip olan bir
sre ortaya kar. Bu sre birimi, szkonusu filliin kymetli bir arma-
andr. Bu, bir kompozisyon, bir gelime ve bir yok olma srecidir. Fil ola
rak olma, varolma srecinde karlatmz her ayrnt, dier ayrntlara yap
AKTlVlTE /111
ler, belli bal baz kesin aritmetik niteliklere sahip bir kmede karmza
kan zel sre biimlerine gnderme yaparlar. Bu srecin kendine zg 2el
bir formu vardr ve bu sre, burada szkonusu edilen artlarda, bu niteliini
koruyan karmak bir mevcdiyette ya da eyde ortaya kar.
Tartmay, ilk bakta sanki geliigzelmi gibi grnebilecek rneklerden
yola karak biraz uzattm iin zgnm. Muhtemelen bazlarnz, yaygn bir
inanc ters yz ederek argmanm gelitirmeye altm fark edecektir. H
kim modern yaklam, iki kere , eittir alt eder nermesinin bir totoloji
olduunu syler bize. Ki bu, iki kere iin, alt ile ayn ey olduunu sy
lemek demektir. Sonuta, grdnz gibi, bu son cmlede, herhangi yeni bir
hakikatle karlaabilmi filan deiliz. Ben, ahsen, bu son cmlenin, bir sre
ci ve bu srecin ima ettii meseleyi gren, hesaba katan bir cmle olduunu
dnyorum. Elbette ki, bir srecin szkonusu ettii mesele, kendisinin te
sindeki trl srelerin malzemesinin bir paras olan bir meseledir. Ancak
iki kere , alt eder soyutlamas balamnda, iki kere ibaresi, akc bir
sre biimini; alt ibaresi ise, tamamlanm bir gerekliin niteliini ifade
eder.
Dil ve sembolizm yorumumuzda olduka naif bir tutum taknyoruz. By
le olunca da, derin ve incelikli anlam farkllklarn karyoruz. Eer alt, ye-
diye denk deildir dersek, o zaman, alt i.le yedinin zdeliklerini inkr
ediyoruz demektir. Bu ibaredeki eit szc, zde anlamna gelir. Ama
te yandan, eer iki kere , eittir alt eder dersek, ite o zaman da, sre
meselesinin, a k nm niteliiyle birlikte varolan bir ey, bir mevcdiyet oldu
unu sylemi oluruz. Dahas, eer iki kere , iki ile drtn toplamna eit
tir dersek, o zaman da, ayn say zelliklerine sahip kompoze etme biimle
rinde, iki farkl srecin ortaya ktn sylemi oluruz. Dolaysyla bu nokta
da eitlik -ya da dr- szcnn anlamlan her ayr durumda farkl anlam
lar tar. Benim buradan vardm nih sonu u: Matematik, daha sonraki
srelerin unsurlar olan formlara dnen belli sre biimleriyle ilgilenir.
Hatrlanaca zere, nceki blmde, sre formu kavramnn, anlamn, ma
tematikte kullanld hliyle sonsuz diziler kavramna da verdiine dikkat
ekmitik.
1 1 4 / D N M E B MLER
rnek olarak, yle yle bir gnde le vaktinde zaman leinde bir ya
ylma ve genilemeden yoksun olan bir zaman nnm noktasna yakndan ba
kalm. Bu tr bir nokta, sreten yoksun bir nokta kavramdr. Ayn ekilde,
meknda bir nokta da, buna benzer bir baka rnektir. Zamann aksine, me
knn genilemesi, gei/kenlik/in hayaletidir. Bu, sadece baz gei/kenlik s
releri tarafndan tecrbe edilir. Bu gerek, son otuz ksr yl iinde, k ko
nusunda gelitirilen bir bakma naif doktrinler biiminde belirginlik kazanan
modem fizik tarafndan fethedilmitir.
lerin [mterek noktalarn] kefi olarak tasvir edilebilir. Szgelii, bir gnler
kiimesi ile bir balklar kmesi arasndaki say zdeliklerinin kefi bunun bir
rneidir.
Dnyann bir btn olarak anlalmas ve anlamlandrlmas, srein, sz-
konusu zdelikler ve farkllklar asndan analiziyle gerekleir. Mnferitle
rin / tekillerin kendine zglkleri, onlarn i ie gemilikleri demek olan
mterek srecin kendine zglklerinde yansmasn bulur. Dolaysyla ara
trmamza, iki -u- noktann herhangi birinden de yola karak balayabiliriz:
Baka bir ifadeyle, nce srei anlamaya alabiliriz; ardndan da mnferit
lerin niteliklerini inceleyebiliriz; ya da nce mnferitlerin niteliklerini anla
ma abas iinde olabiliriz; sonra da ilgi sreci teekkl ettiren fenomenler
olarak alglayp yorumlayabiliriz. Dolaysyla, gerekte, burada yaplan ayrm
lar, yalnzca bir vurgu/lama meselesinden baka bir ey deildir.
Ancak kendi varolularn oluturan mnferitlerin ve sre biimlerinin
birbirinden ayr olarak ele alnp deerlendirilebilecei bu soyutlama imkn,
btn bir dncenin temelinde yatan temel bir sezgi fenomenini gn na
karr. te bu sezgi fenomeni, mnferit olgunun tecrbesinden niteliin kav-
ran srecindeki asl bir remelde vuk bulur. Dolaysyla biz, olgularn ard
klnn ortasnda karakterin ya da niteliin istikrar kavramna doru adm
adm ilerleriz. Baka bir deyile, belli bir ardklk izgisindeki ardk olgula
rn ksm zdelii kavramna ularz. Yani bu tr bir ardkln szkonusu
olduu bir yerde yine bu tr bir ksm zdelii koruyan olgularn potansiyel-
lii olgusuna varrz.
Baka trl sylemek gerekirse... Seriyal formlar ve szkonusu olan
mnferit olgular fikirlerini birbirinden ayrt etmek iin soyutlama yapt-
rnz srece, tam bu noktada, kanlmaz olarak potansiyellik fikrini, yani,
gereklik dizilerinin ve dizi gerekliklerinin potansiyel lii nosyonunu dev
reye girdirmi oluruz. Bizim btn bilgimiz, diziler ile mnferit gereklikleri
birbirleriyle mmkn uyarlanmalarn idrak etmekten teekkl eder. u u
olgular, u u seriyal formlarla insicaml ve uyumludur, deriz. Bunun derhal
hayata geirilmesi, bizim gnlk hayat tecrbemizin yalnzca bir ynn
oluturur.
A K T V T E I 121
varolmaldr. Aksi takdirde, tecrbe edilen her ey, bizim kendi tek-benci,
kk dnyamzda varolu biimimizin kuru, ruhsuz, tatsz tuzsuz ayrntla
rndan ibaret olarak kalakalacaktr. Dolaysyla, dnyann pek ok gereklik
lerinin, fil durumlarnn anlalabilirliini, apaikrln; yine gerekleti
rilen, ete kemie brndrlen deerlerin muhafaza edilebildii dnyann
birlii, btnl duygusunu ve nihyet gerekletirilen gereklerin tesin
de uzanan ideallerin geikenlii ve aknl gereini ancak Tanr hakika
tinin varlna borluyuz.
Sonu itibariyle, Mekn, Zaman ve Tanr hakikatleri, derinlemesine d
nmeyi eksene alan tr yanstmac kurucu fikri ifade eden genel, kuatc
kavramlardr. Eyann tabiatn ve hakikatini bu tr kavramlarla anlama ve
anlamlandrma abas, insan trn dier hayvanlardan ayran en nemli ay
rm izgilerinin banda gelir. Bu ayrm, elbette ki, mutlak bir ayrm deil
dir. Yksek hayvanlar, anlk gerekliklerin anlk hazlarnn tesine geen her
tr idrak ve balanma biimlerini tezahr ettirirler. Ama te yandan da, her
insantekinin hayat, yksek tefekkr abasnn aydnlatctlndan ve ma
sndan yoksun bir anlk durumdan baka bir anlk duruma krktk geiin
ad ve adresidir ayn zamanda.
Bununla birlikte, hayvan hayat ile insan tabiat arasndaki btn bu k
yaslamalar ya da benzerlikler vurguland zaman, geriye, derin dnmeye
dayal tecrbenin etkisi balamnda geni bir boluun anlamlandrlmas ger
ei kalyor. Bu derin dnceye dayal tecrbe, tam olarak anlalabilmeleri
iin birbirlerine iddetle ihtiya duyan ana zellik sergiler: Bunlardan bi
rincisi, mekna dayal tecrbelerden oluan mterek ibirlii tecrbeleridir.
kincisi, gemiten kaynaklanma ve gelecee kaynak yapma tecrbeleridir.
ncs ise, zamana dayal tecrbelerdir.
Ayrca ideallere ilikin tecrbelerin varlndan da szetmek gerekiyor:
Bunlar da, gerekletirilen idealler, gerekletirilmesi hedeflenen idealler,
gerekletirilmi idealler ve nihyet gerekletirilememi ideallerden oluur.
te kintn Tanrsnn tecrbesi budur. Bu son tecrbede, baar ile baar
szln i ie gemesi zorunludur. Hl byle olunca, biz, kendimizden ziyade
kintla ilikimizi tecrbe ederiz. Baka bir ifadeyie, ne olmadmz akla
A K T V T E / 125
MEDENYET DNYASI
man gelitirebilmek mmkn deildir. O hlde, bir idrak biimi , bir ikna et
me, bir inandrma biimidir. Baka bir deyile, bir idrak biimi, bizim tekben
ci varlmzn bir kaydna dnr. Ve bizim nitelie ilikin bir kalbn sergi
lenmesi konusundaki mnferit tecrbemizi tasvir eder. Dier aktiviteler ara
snda bir aktivite olarak bizim aktivitelerimizi hesaba katmaz. Bizim, yarat
mlar dnyasnda bir yaratlm olarak kendimizi bildiimiz gereini gre
mez. Bu nedenledir ki, biz, salt bir grnn honutluuna indirgenmi olu
ruz. Bu varsaymlarla birlikte, pek ok koordineli filliin dnyasna dair fikir
edinebilmemizi salayabilecek bir ver mevcut olmaz.
Bizim tecrbemize ilikin bu tartmada, dikkat ekilmesi gereken ilk
nokta, nitelie ilikin ayrntlar konusunda, ak uurumuzda yapay bir de
ikenlik olgusunun gizli olduu gereidir. Bu, krmzdr, u, grlt
dr , u ise, kelidir eklinde kendini gsteren kes/k/in uurumuz, youn
lama ve ayklama abamzn bir sonucu olarak teekkl eder. Ayrca bu u
urumuz, hibir zaman, kendi kendini destekleyemez, kendi kendine ayakta
duramaz ve varolamaz. Her zaman yanp snen, gelip giden bir varyasyon,
byk lekli dikkat naklini gerekletiren bir deiim ve deikenlik hli
mevcuttur. uur, kuatc bir esasl varolu srecinden gelen deiime yol
ac niteliki, srgit deitiren bir soyutlama veya tecrit etme srecidir. u
ur, vurgular, srgit vurgu yapar. A m a yine de eer uurun varolduu arkap-
lan [vasat] unutursak, ite o zaman ortaya kan sonucun, geliigzellik ol
masn nleyemeyiz.
Salt nitelie ilikin ayrnt zerindeki dikkat younlamas, yalnzca bu tr
bir ayrntnn ardklna dir bir uur olumasyla neticelenebilir. Szgelii,
mavi-ve-gri kalb mteakip krmz-ve-yeil kalbn kaydederiz; ki bu, ak,
anlalr bir an sesi tarafndan kapatlan bir tecrbeyi andrr. Dolaysyla, so
nu itibariyle, nitelik eksenli sbjektif bir tecrbe vardr. Hepsi budur ve bun
dan baka da bir ey yoktur bu balamda. Tam bu noktadan itibaren, btn,
anlamszdr, anlamn yitirir. te bu, uurun soyutlamalar zerinde younla
larak retilen keskin tecrbeyle elde edilen yegne sonutur.
He var ki biz, aklk ya da berraklktan daha fazla eyin uurunda olan
varlklarz. Aklk ya da berraklk nemi, biz onu, varoluun btnln
AKTVTE /13 1
ler var! te bu fenomeni ifade ve izah edecek en iyi ciimle budur, bu olsa
gerektir.
te bu tecrbe, belli belirsiz ama uurd bir dikkati kkrtr. Burada gs
terilen incelikli bir dikkat abas, burada gerekten nemli bir eyler var ifa
desinde temel zellik veya nitelik ortaya karr: Btnlk, Da-Aitlik ve
Ie-Aitlik, gerekten nem arzeden eyin temel nitelikleridir. Bu nitelikler,
ak, anlalr ve analitik kavramlar olarak alglanmaz. Tecrbe, bu ykselen
ayrntl analizin o basit ak ve anlalrln ynlendirmek ve derinletir
mek iin szkonusu belir-belirsiz ya da mulak varsaymlar harekete geirir.
Bunlar, tecrbenin tezahr ettirdii aklk trlerini ifade etmek anlam ve i
levi gren varsaymlardr. Fil gerein btnl szkonusudur. Pek ok ger
ein da-ait olmas szkonusudur. Ve nihayet, bir de, szkonusu btnln
iinde mevcut ve mndemi olan bu tr bir tecrbe etme biiminin ie-aitli-
i olgusu szkonusudur.
Bu ayrm, bir dzlemde gerekleir: Bunlardan hi biri, her ne suretle
olursa olsun, bir dierini ncelemez. Ayrca benim gereimi ve dier gerek
lerin iinde ihata edici btncl bir gerek mevcuttur.
7.-Elbette ki, bizim btn konuma terimlerimiz, zeldir ve aka tecr
benin daha yksek safhalarna atf yapar, ite bu nedenledir ki, felsefe, irnaji-
natif sanata benzerdir. Zira felsefe, salt kendi aklamalarnn veya nerme
lerinin tesindeki anlamlar nerir bize. Genelde, gelikin ifadeler, daha pri
mitif anlamlar yceltir ve kutsarlar.
te yandan, ifa etme abas gelitike, olgular, kendilerini tarihin gei
dnemlerindeki aamalar olarak ifa ederler. nemlilik, kendisini, duygunun
geikenlii olarak gn na karr. Benim nemliliim, kendisini b-
tnden, dier olgulardan devirilen eylerle donatan ve gn na karan,
yamsra da kendisini gelecekteki yaratcla atf yaparak ete kemie brn
dren benim duygusal deerim ve deerliliim olmutur artk.
Bu tecessmler, hem beni tecrbe den pek ok olguyu birletirirler, hem
de ayn zamanda, bu olgular, szkonusu bene referansla kendi eitlilikleri
asndan ayrtrrlar. Baz olgular, onlarla nih bir btnlk iddiasnda bu
lunan yakn bene bu tr bir referns yaknlna sahiptirler. Kalc, ahs
1 4 0 / D N M E B MLER
lO.-Olgu, kendi tabiat icab, bir olgudaki gerekletirilmi bir eyi olu
turmasna ramen, gerek olmayan bir eyi ihtiva eder. Bu, olgunun kav
ramsal yndr. Ne var ki, her zaman olduu gibi, felsef gelenek, bir hayli
soyut bir gelenektir. Bu tr bamsz bir gereklikte salt kavram" olan bir
ey yoktur. Kavram, her zaman, duyguyla donanr; baka bir ifadeyle, umut
la veya korkuyla, nefretle veya kabna smaz bir beklentiyle ya da analiz
hazzyla kuanr. Arzunun ya da beklentinin niteliindeki varyasyonlar son
suzdur. Ancak duyguya dayal bir kkeni olan uygun bir duygu rn olma
nn dnda, salt kavram fikri ya da salt gerekletirim fikri, yanl bir fi
kirdir. Her ne kadar Hume, tecrbedeki dier faktrlerle temel, asl ilikiden
yoksun olan duyu-izlenimlerinin balang aamasndaki kaba tekrar olarak
alglayarak problemi ziyadesiyle basitletirmi olsa da, bizim burada benim
sediimiz ve savunduumuz doktrin, Humeda bulabileceimiz bir doktrin
dir. Hume, daha sonra gelitirdii fikrilerle, szkonusu doktrininde aka
dile getirdii nclleri A llahtanki unutmu grnr. A ncak rakip dnce
biimleriyle giritii tartmada, bunlar, bu ncllerin dayand kat sonu
larla yarglar.
tabiat
ve
hayat
YEDNC BLM
------ /=!^ @ ^sS ------
C A N SIZ T A B A T
ve ses iin gelitirilen aktarma veya nakletme teorileri, devreye ikincil nite
likler doktrinini girdirmi. Ses ile renk artk tabiatta mevcut deildi. Bun
lar, alglaycnn i-dnyaya ait beden eksenli hareketlerine verdii zihn re
aksiyonlardan ibarettir. Bylelikle tabiat, ktle, mekn / uzay ilikileri ve bu
tr ilikilerin deiimi gibi niteliklere sahip madde paracklarnn varolduu
bir yer hline dntrlerek kendi hline terkedilmiti.
Bu ikincil niteliklerin yitirilmesi, Tabiat dar bir alana kat bir ekilde s
nrlam ve mahkm etmiti. Zira tabiatn alglayc iin tad deer, salt bir
heyecanlanma arac olarak fonksiyonlarna indirgenmiti. Ayrca tretilmi
olan bu zihn heyecan, esas itibariyle tabiattaki faktrlerle de ilgili deildi.
Renkler ve sesler, bu zihn reaksiyonun sunduu ikincil faktrlerdi sadece. Ne
ki, artc olan gerek, bu ikincil faktrlerin, tabiatn o muazzam altkatma-
nn tekil eden mekn / uzay ynelimlilik olgusuyla ilikilendirilen bir feno
men olarak alglanmasyd. yle sanyorum ki, Hume, ikincil niteliklere da
yanan mevcut alg doktrinine gre, bizim alglarmzn bu artc, melez zel
liine aka dikkat eken ilk filozoftu. Elbette ki, bu melez zellik, rengi, T a
biatta mevcut olan eylerin ikincil bir nitelii olarak gren Locke tarafndan
daha nceden rtk bir ekilde varsaylm, ne srlmt. Olgulara sdk
olan herhangi bir kozmoloji doktrininin, duyu-algsnn bu yapay karakterini
kabul ve itiraf etmesi gerektiine inanyorum. Baka trl sylemek gerekir
se... Krmz iei algladmz zaman, bizim bir kaynaktan gelen krmzdan
aldmz hazz, baka bir kaynaktan gelen bir mekn / uzay blgesinden ald
mz hazla ilikilendiririz.
Btn bu tartmalardan sonra vardm sonu zetle yle: Btn pratik
nemine ramen, duyu-algs, mevcdiyetlerin tabiatn veya mahiyetini gn
na karrken son derece yapay bir nitelik ve grnm arzeder. Bu sonu,
bizim duyu-algmza kalc bir ekilde yapp duran yanlsama hussiyet tara
fndan desteklenir. Szgelii, yllar nce kaybolan yldzlara ilikin algmz,
aynalarda oluan ya da krlmalarla ortaya kan imge alglarmz, bizim ifte
grmz, hapn etkisiyle oluan grme biimlerimiz bunun balca rnek
lerini tekil eder. Benim modern epistemolojiyle giritiim tartma, T ab iatla
ilgili veri alanna ilikin duyu algsna modern epistemolojinin yapt ar ve
T A B A T VE H A Y A T / 157
dir ve aslnda zarur olan hibir sonu retmezler. Szgelii, Newtonn yere
kimi yasas, madd cisimlerin birbirleriyle olan mekn-eksenli ilikileriyle ir
tibatl hareket deiikliklerini ifade eder. Ne var ki, bu yerekimi yasas, Ok-
liti geometriyle birlikte, uzaym / meknm mesken edinilmesi fikrini bir
araya getiren Newtonc ktle fikrinden domamtr. Bu fikirlerden hi biri
ister tek bana, isterse birlikte olarak olsun, Yerekimi Yasasnn en kk
bir gerekesini, bile sunmazlar. Bu fikirler zerinde kafa patlatan Arimet de,
Gelileo da bu fikirlerden herhangi bir ekilde bir yerekimi yasasnn geliti
rilebileceini dnmemilerdi. Buradaki doktrine gre, uzay / mekn, tabi
dnyaya nfuz eden btn pasif ilikilerin altkatmann oluturuyordu. Btn
bunlarn aktif ilikiler kurmasn mmkn klabilecek artlar sunuyordu ama
onlar bu tr bir iliki kurmaya zorlamyordu.
Yeni yaklam, btnyle farkldr. Bu yaklamn dayand temel kav
ramlar, aktivite ve sre kavramlardr. Tabiat blnebilir ve dolaysyla ge
nileyebilirdir. Ne ki, baz aktiviteleri benimseyen, baz aktiviteleri ise redde
derek dta brakan herhangi bir blnme, btn snrlarn tesine uzanan s
re kalplarn alt st eder. Matematie dayal olarak gelitirilen formlletir
meler, bu tr kalplarn mantk adan btnln gsterir; snrlarn alt st
ettii btnl ve tamamlanml. Szgelii, yarm dalga, bize hikyenin
yalnzca yarsn anlatabilir. Kendi kendine yeterlik fikrine dayanan bir tecrit
varsaym, modem fizikte tatbik edilebilmi bir varsaym deildir. Snrl bl
gelerde kendi kendini devam ettirebilecek aktivitelerin varlndan szedile-
mez. eitli blgeleri pasif bir ekilde igal eden altkatmanlar arasndaki bu
pasif geometrik ilikiler fikri, artk oktan geersizlemitir. Tabiat, i ie ge
mi bir aktiviteler arenasdr. Her ey, aktiviteler de, onlarn birbirleriyle ili
kileri de srgit deiir. Bu yeni kavrama gre, pasif, sistematik ve geometrik
ilikilere sahip uzay / mekn fikri, btnyle sama bir fikirdir. Fiziin btn
fizik yasalarn geometrik ilikiler fenomenine indirgedii eklindeki moda fi
kir, son derece gln bir fikirdir. Aksine, fizik tam da tersini yapmtr: Aris
tocu formlarn geit resminin yerine, modern fizik, sre biimleri fikrini yer
letirmi ve benimsemitir. Bylelikle uzay / mekn ile maddeyi silip spr
m, bunlarn yerine, karmak bir aktivite hlindeki i ilikiler incelemesi
fikrini ikame etmitir. Bu karmak durum, bir anlamda, bir birlik ya da b
1 6 4 / D N M E B MLER
CA N LI T A B A T
aklar. Ona gre, uzay / mekn ilikileri ile zihn zlere sahip madd zler /
cevherler vardr. Bu iki z tr de, kendi znn tamamlanmas iin birbirle
rine ihtiya duymazlar.
N e yazk ki, problemin bu ekilde zihin ve madde [veya ruh ve beden ay
rm] asndan formle edilmesi gerekten byk bir talihsizliktir. Bu [d-
alist] yaklam, bitkilerin hayat gibi daha dk hayat biimleri ile daha d
k hayvan hayat biimlerini bsbtn atlar ve yoksayar. Oysa bu hayat bi
imleri, en yksek dzlemde insan zihnine, en dk dzlemde ise inorganik
tabiata dorudan mdahale eder ve katkda bulunurlar.
Tabiat ile hayat arasndaki bu keskin ayrm, daha sonraki btn felsef
gelenekleri ve oluumlar zehirlemitir. ki gereklik trnn mterek mev-
cdiyetleri ortadan kalktnda bile, en modern dnce ekollerinde bu iki
gereklik ya da varlk trnn uygun bir ekilde kaynamas gibi bir durum
kesinlikle szkonusu bile edilmez. Baz modern dnce ekollerine gre, tabi
at, salt bir grntr; zihin ise tek gerekliktir. Dier baz modem dnce
ekollerine gre ise, fizk tabiat, tek gerekliktir; zihin ise fizk gerekliin
yan rndr (epiphenomenon). Buradaki salt grn ve yan rn
ibareleri, apaikr bir ekilde, eyann ya da gerekliin nih mahiyet ve ta
biatlarnn anlalmasnn aslnda pek de nem arzetmedii fikrini rtk bir
ekilde de olsa ifade ederler.
Benim benimsediim yaklam ise ksaca yle formle edebilirim: ba
ntlar ve mnferit karakterleri kinat oluturan gerekten gerek olan
eylerin kompoze edilmesindeki asl faktrleri olarak kaynatrmadmz s
rece fizk tabiat da, hayat da anlayamayz.
Bu argmanda atlmas gereken ilk adm, hayatn ne anlam ifade ediyor
olabileceine ilikin belli bir kavramsal ereve ortaya koymak olmaldr. A y
rca bir yandan, mevcut fizk tabiat kavrammzdaki arzalan, hayatla kayna
m bir tabiat ve hayat tasavvuru reterek gidermenin yollarn bulmaya da
ihtiyacmz var. te yandan ise, hayat fikrinin, fizk tabiat fikrini ihata etme
sine ihtiya duyuyoruz.
mdi, bu iki fenomeni ilk yaknlatrma olarak hayat fikrinin belli bir
kendinden-honut olma kesin fikrini ima ettii gereini unutmamalyz. Bu,
1 7 4 / D N M E B MLER
tabiatn fizk sreleri tarafndan yerinde bir adm olarak sunulan pek ok ve
riyi varoluun birliine yaknlatracak ya da uyumlu hle getirecek karmak
bir sreler btn olan belli bir mnferit ahsiyetin gelitirilmesini gerekti
rir. Hayat, bu yaknlatrma ya da uyarlama srecinden doan mutlak, mn
ferit bir kendinden honut olma srecinin devreye girdirilmesini salar. Ben
ahsen son zamanlarda yazdm yazlarda, bu yakmla/tr/ma srecini ifade et
mek iin idrak szcn kullanyorum. Ayrca her anlk kendinden-ho-
nut olma mnferit eylemini, bir tecrbe imkn olarak nitelendiriyorum. Bu
varolu birlikteliklerinin, bu tecrbe imknlarnn kendi mterek birliklerin
de, srgit yaratc bir adm atan gelien kint kompoze eden gerekten ger
ek fenomenler olduunu dnyorum.
bununla birlikte, btn bunlar, burada gelitirmeye altm argmann
temel meselelerine gnderme yapan gelecee dnk atflardr, ilk yaknlatr
ma olarak, hayat, bir yaknlatrma srecinin mutlak, mnferit bir kendinden-
honut olma abasn gerektirdiine dikkat ekmitik. Burada yaknlatrlan
verile, kinatn daha nceki fonksiyon grme biimleri tarafndan sunulur.
Bylelikle tecrbe imkn, en yaknen kendinden-honut olma abas
balamnda mutlak bir imkna dnr. Bu tecrbe imknnn, verileriyle na
sl ilgili olduu ve ilgilendii, dier tekrarlanan hdiselere veya imknlara
gndermede bulunulmakszn anlalr. te bu nedenledir ki, kendi i sre
lerine atfla szkonusu imkn, varolabilmek iin, ada bir srecin mevcut
olmasn gerektirmez. Kendini i oluum bakmndan ayarlama srecinde gz
lenen bu karlkl bamszlk, adaln tarifidir.
Bu kendinden-honut olma, holanma kavram, burada hayat olarak ni
telendirilen srecin bu ynn tketmez. Bu anlamdaki bir hayat idrakinin
anlalabilirlik sreci, her hdisenin, ortaya kan her imknn tastamam z
ne has bir yaratc aktivite fikrinin mevcdiyetini gerekli klar. Bu, nceden,
yalnzca gerekletirilmemi potansiyeller biiminde varolan szkonusu sre
cin vcut bulduu kinttaki fil faktrleri gn na karma srecidir.
Kendi kendini ina etme sreci, potansiyeli fiiliyata dkme veya dntrme
srecidir ve bu tr bir dntrme olgusu, kendinden honut olmamn nn-
dalm da ihtiva eder.
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 5
nen eylerin kendi iinde tutarl bir ekilde anlalmas abastnda baarl bir
duruma ulama giriimidir. Dolaysyla bizim birinci vazifemiz, yukarda zik
rettiimiz tabiattaki hayat doktrinini bizim dorudan gzlemlerimizle muka
yese etmektir.
Bizim uur/lu tecrbemizde en fazla ne kan ve nem arzeden gzlemleri
mizin duyu-alglarmza dayal yaptmz gzlemler olduu phe gtrmez bir
gerektir. Grme, iitme, tatma, koklama, dokunma fenomenleri, bizim duyu
lar vastasyla gerekletirdiimiz balca alg biimlerinin kaba bir listesini
oluturur. Ancak zaman zaman ne frlayan zellikler arzeden bir duygu arkap-
lan oluturan saysz mulak duygu biimleri vardr. Duyu-algs, ksmen be
denle ilgisi olmayan, ksmense dorudan bedene atf yapan ikili bir karaktere
sahiptir. Grme rneinde, bedenle ilgisizlik bad safhadadr. Bir manzaraya, bir
tabloya ya da yaklamakta olan bir arabaya bizim zihn gayretimiz ya da endie
mizden tr bir d itkiyle bakarz. Grdklerimiz, sanki bize grnmek iin
hazrlanm gibidir. Bununla birlikte biraz durup dndmzde, gzlerimiz
le grdmz tecrbesini bizzat yaadmz fark etmekte zorlanmayz. Genel
likle bu gerek, alglama nnda ak uurda kendisini gstermez. Bedene daya
l referans yaygn deildir; grntye dayal sunum yaygn ve hatta hkimdir.
Dier duyu biimlerinde ise beden daha belirgin ve belirleyici bir ekilde
ne kar. Farkl duyu biimleri arasnda bu balamda byk farkllklar var
dr. Duyu-algs vastasyla elde edilen bilgiler konusunda gelitirilen herhan
gi bir doktrinde, bu ifte referans, yani hem beden yaplan referans, hem de
bedenin dna yaplan referans mutlaka hatrda tutulmaldr. oklukla Hu-
medan gelen mevcut felsef doktrinler, bedene yaplan referans ihmal etme
lerinden tr kusurludur. Bu doktrinlerin kt yanlar, varsaylan kestirme
bir alg biiminden kestirmeden bir doktrin icat etmeleridir.
Oysa gerek udur: Bizim duyu-alglarmztn olaanst belirsiz ve kafa ka
rtracak kadar mulak tecrbe biimleridir. Ayrca onlarn nemsedikleri
bedenin dna yaplan referans, kinat ifa abasnda son derece yapay ve ge
liigzeldir: Bu konuda yeterince delil mevcuttur.
Halbuki bu, nemli bir meseledir. Szgelii, pragmatik bakmdan, yola d
enmi kaldrm ta, kat, sert, statik ve tanamaz bir eydir. O kestirmeden
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 7
icat edilen duyu-algst yaklamnn bize ifa ettii gerek budur. Eer fizik bi
limi doruysa, o zaman, bu, kaldrm ta olarak adlandrdmz kinatn bu
parasna ilikin verilen bu bilgiler son derece yzeyseldir. Modern fizik bili
mi, duyu algs gei/kenlik/lerinin vuku bulduu nedenle Tabiatn szkonu
su aktivitelerini anlayabilmek iin asrdan fazla bir sre desteklenen, geli
tirilen ve pekitirilen koordineli bir aba meselesidir.
Burada varlacak iki sonu son derece aktr: Birincisi, duyu-algs, tabiat
iindeki temel aktiviteler arasnda yaplan herhangi bir ayrm atlar. Szge
lii, grsel olarak alglanan veya zerine dlen kaldrm ta ile fiziki tara
fndan tasvir edilen kaldrm tann molekiiler aktiviteleri arasndaki farkl
l mukayese edin.
kinci sonu ise, herhangi bir anlama sahip aktivite formln bilimin an
lamakta baarsz olmasdr. Tabiatn grnnden gelen tabiat hakkndaki
formller arasndaki farkllklar, herhangi bir aklama zellii olan bir for
mln gelitirilmesini engellemitir. Hatta bu, gemiin, gelecek beklentisi
konusunda herhangi bir temel sunduuna inanmaktan bizi alkoymutur. A s
lnda dier baka bir gzlem kaynana deil de, yalnzca duyu algsna daya
nan bir alan olarak alglanan bilim, kendisinin kendi kendine yeter olduunu
iddia ettii srece yozlam ve iflas etmi bir bilim algsdr.
Bilim, tabiatta herhangi bir honut olma, holanma fenomeni bulamaz:
Bilim, tabiatta herhangi bir gye gremez; Bilim, tabiatta herhangi bir yarat
clk kefedemez: Bilakis bilim, yalnzca ardklk kurallarn grebilir tabiat
ta. Bu olumsuzlamaar, Tabiat Bilimi iin aynen geerlidir ve Tabiat Bili-
minin metodolojisinde mevcuttur. Fizik Biliminin bu krlnn nedeni, bu
tr bir Bilimin, yalnzca insan tecrbesinin sunduu yarm delille ilgileniyor
olduu gereinde gizlidir. Dikisiz bir paltoyu ikiye bler; ya da metaforu de
itirerek sylemek gerekirse, daha mutluluk verici bir ekle dntrr: Ya
pay ve arz olan palto zerinde dnr, tanr ve zenle dururken; daha as
l, daha temel bir hakkat olan bendeni gzard eder.
Avrupa dncesinde Descartes tarafndan sbitlenen bu felket dolu so
nulara yol aan beden ile zihin arasndaki ayrm, ite Bilimin kar karya
kald bu krln tek sorumlusudur. Bir anlamda buradaki tecrit veya ay
1 7 8 / D N M E B MLER
rm, yaklak 10 kuaktan bu yana en basit eylerin ilk nce hesaba katlma
sna izin verdii iin mutlu, yararl sonular dourdu tabi ki. imdi bu en ba
sit eyler, en mulak, pek ndir yaptmz gzlemlerimizde kintn btn
alanlarna hkim olan yaygn tabiat alkanlklardr. Bu Tabiat Kanunla-
rndan hi biri, en kk bir zaruret delili bile gstermezler. Bunlar, aslnda
bizim gzlemlerimiz leinde hkim olan ilem (procedure) biimleridir.
unu demek istiyorum: Kintn genileyebilirlii, onun boyutlara sahip
olduu ve mekna dayal boyutlarn saysnn olduu, bunun da fizk h
diselerin nih forml olarak kabul edilen geometrinin mekn / uzay kanun
larn oluturduu gereini kastediyorum. Bu davran biimlerinden hi bi
ri zorunlu deildir. Bunlar, ortalama, dzenleyici artlar olarak varolur; nk
fil durumlar, ounlukla bu kanunlar ete kemie brndren i bant bi
imlerini birbirlerine yaknlatrr. Yeni kendini-ifade biimleri kk salyor
olabilir. Henz tam olarak bir ey syleyemeyiz bu konuda. Ancak kyaslama
yoluyla deerlendirmek gerekirse, yeterli bir varolu sresinden sonra imdiki
kanunlarmz zamanla nemlerini yitirecek. Yeni ilgiler hkim olmaya bala
yacak. Terimin imdiki anlamyla, bizim mekn-fizik eksenli dnemimiz ya da
amz, her eyi belli belirsiz belirleyen ama nemli ilikiler konusunda al
nan kararlar zerinde grnrde bir etkisi olmayan gemii arkaplan itecek.
u nda hkim olan bu muazzam yasalar, inorganik tabiatn genel fizik ya
salardr. Belli bir gzlem leinde, bunlar, hibir mdahale izi brakmaks
zn hkimiyetlerini devam ettiriyorlar. Gnelerin oluumu, gezegenlerin ha
reketleri, yeryz zerindeki jeolojik deiimler, btn bunlarn hepsinin,
baka araclarn herhangi bir deiim giriimini bir kenara iten sratli bir iv
me ile ilerledii anlalyor. te bu noktaya kadar, bilimin kendisine dayan
d duyu-algs, tabiatta hibir gye ifa etmez.
Bununla birlikte, duyu-algsnn yalnzca bir faktrn tekil ettii insan
ln genel gzleminin hibir ama ifa etmediini sylemek doru deildir.
Bilakis, tam tersi szkonusudur. nsanln sosyolojik fonksiyonlarna ilikin
btn aklamalar, gyeyi, aklamada vazgeilmez nemi hiz bir faktr
olarak benimserler. rnek olarak delilin ikinci dereceden bir kant olarak ka
bul edildii, bir ceza davasnda, suu ilemeye srkleyen nedenlerin ispatlan
T A B A T VE H A Y A T / 1 7 9
Yine burada baka bir mlhaza daha yapmamz gerekiyor: Tabiat nasl
gzlemleriz? Ayrca bir gzlemin doru analizi nedir? Bu soruya verilecek kon-
vansiyonel cevap, "tabiat, duyularmz vastasyla alglyoruz eklinde bir ce
vap olacaktr. Yine duyu-algstnm analizinde de, duyu-algsnn en kestirme
rnei, yani grme duyusu zerinde younlamaya yatkmzdr. imdi grsel
alg, evrimin son rndr. Grsel alg, yksek derecede hayvanlar -byk
csseli mevcdiyetlere ve daha ileri trde bceklere mahsustur. Grme duyu
sunun deliline gerek duymayan saysz varlk tr vardr. Yine de, bunlar, can
l varlklar iin yaamaya uygun olacak ekilde kendi yaadklar evrelerini
dikkate aldklarna dair her tr iareti gsterirler. Ayrnca insanlar, gzlerini
kapatarak ya da krleme felketinden tr grme kabiliyetlerini kolaylkla
sona erdirirler. Salt grme yetisi tarafndan sunulan bilgi, zellikle kuru ve
plak bir bilgidir; yalnzca d blgeleri renkli olarak ifa eder. Renklerin zo
runlu olarak geikenliinden, blgelerin zorunlu olarak seilmesinden ve
renklerin sergilenmesi zorunlu olarak karlkl adapte etmekten szedilemez.
Herhangi bir mesafeden gerekletirilen grme eylemi, eitli renklere br
nen blgelerin pasif gerekliini gsterir bize. Bununla birlikte, deiimin
kendisi araclyla anlalabilecei herhangi bir i aktivite izi sunan salt renk
li blgelere zg bir eyin varlndan szetmek pek kolay deildir. Bizim pa
sif madd zlerimizin mekn / uzay eksenli dalmna dair kavraymzn ger
ekletii tecrbe ite buradan ortaya kar.
Ne var ki, bu tecrbenin, ilk bakta, grn itibariyle, eylerin veya
mevcdiyetlerin metafizik mahiyetlerini herhangi bir ekilde dorudan ifa
eden bir fenomen olduunu kabul etmemizi kukuyla karlamamz gereken,
bu tecrbeye elik eden iki unsur vardr: Her eyden nce, grsel tecrbede
bile, bedenin mdahalesinin farkndayzdr. Gzlerimizle grdmz dolay
sz olarak biliriz. Bu, elbette ki, mulak bir duygudur; ama her eye ramen yi
ne de son derece nemlidir.
kinci olarak, her bir hayat tecrbe, bedenimizin btnyle fizyolojik
fonksiyonuna bal olarak grdmz eyi ve grdmz eyi grdmz
yeri gzler nne serer. Bedenimizin belli, verili bir ekilde i dinamikleri a
sndan ilev grmesini salamamza ilikin gelitireceimiz herhangi bir me
182 / D N M E B MLER
tot, bize belli, tahsis edilmi bir grsel his sunacaktr. Beden, kendi grsel duy
gulanmlarn yerletirdii tabiatta olup bitenlere kar bilinli bir ekilde ka
ytszdr.
imdi, ayn ey, ok daha byk lde ve gzle grlebilir bir ekilde, b
tn dier duygu biimleri iin de geerlidir. Btn duyu alglar, yalnzca bi
zim beden eksenli fonksiyon grme biimlerimize baml olmann bir sonu
cudur. te bu nedenledir ki, eer ahs tecrbemizin tabiatn aktiviteleriyle
ilikisini anlamak istiyorsak, o zaman, uymamz ve dikkat gstermemiz uygun
prosedrn, ahs tecrbelerimizin ahs bedenlerimize ba/m/lt olduunu in
celememiz gerektii gereini bilmemiz gerekiyor.
Burada bizim ahs zihin-beden ilikimiz hakkndaki hkim inan ve d
n biimlerimiz zerinde biraz kafa yoralm. Her eyden nce, bir birlik veya
btnlk iddiasnn varl szkonusudur. lnsanteki, beden ile zihinden mte
ekkil tek bir hakkatten, tek bir gereklikten ibarettir. Bu birlik / btnlk id
dias, her zaman varsaylan ve varkabul edilen ama ndiren aka formle edi
len temel bir hakikattir. Ben tecrbe ediyorum ve beden, benim bedenimdir.
kinci olarak, bedenimizin fonksiyonunun, salt duyu tecrbesinin retil
mesinden ok daha geni kapsaml bir etkisi vardr. Kalbimiz, cierlerimiz, ba
rsaklarmz ve bbreklerimiz gibi i organlarmzn salkl bir ekilde ilev
grmesinden tr, kendimizi shhatli, hayat dolu bir vasatta yayor buluruz.
Bu organlarmz, dorudan kendileriyle ilintili herhangi bir hlet-i ruhiye
retmedikleri iin duygu eksenli varoluumuz belirginleir. Grme duyusunda
bile, bir gz yorgunluu szkonusu olmad iin grme fiilimizden honut
olur ve belli bir tatmin olma duygusu yaarz.
Ayrca mide armz olmad iin hayatmzn genel seyrseferinden ke
yif alarak yaarz. Ben ahsen, iyi kt shhatten haz almann, yalnzca zel
duygularla geliigzel bir ekilde ilikili olan olumlu bir duygu, olumlu bir h-
let-i ruhiye olduu konusunda srar ediyorum. Szgelii, kt bir resme ya da
ne bileyim irkin bir binaya baktnzda bile gzlerinizin ilevini yerine ge
tirmesinden tr haz alyor olabilirsiniz. Bedenden gelen bu duygu hlinin
dorudan hissedilmesi, bizim en temel, en vazgeilmez tecrbelerimiz arasn
da yer alr.
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 3
Dahas envai eit duygu vardr; ama her duygu tr, en azndan beden
den gelen bir sikle bir ekilde deiim geirir. Bedene dayal ilevlerin tahlil
edilmesi fizyologlarn iidir. Zira felsefe iin burada szkonusu edilebilecek te
mel, vazgeilmez gereklik, btn bir zihn tecrbe kompleksinin, bu tr bir
fonksiyon grme fiili tarafndan ya tremi olduu ya da deiime urad
gereidir. Ayrca bizim temel hissimiz, zihinle bedenin bir ve btn olduu
iddiasna imkn tanyan, yol aan bu tremilik, bir kaynaa bal olma duy
gusudur.
Bununla birlikte, bizim anlk, en yakndan yaadmz tecrbemiz de ay
rca baka bir kaynaktan geldiini iddia ve eder; yamsra da bu alternatif t
reme kayna zerine kurulan bir birlik, bir btnlk iddiasnda bulunur. Bu
ikinci kaynak, bizim uur/h tecrbemizin dolaymsz mevcudiyetinden nce
gelen veya varolan bizim zihin hlimiz [ya da daha doru bir deyile bizim ha
let-i rhiyemiz]dir. Saniyenin drtte biri kadar ksa bir sre nce, u ya da bu
fikirleri tahayyl ediyor, gerekletirme yollar zerinde kafa patlatyorduk; u
veya bu duygumuzdan haz alyorduk ve d dnyaya ilikin u ya da bu trden
gzlemler yapyorduk. u anki zihin hlimizde ise, bu nceki zihin durumu
muzu devam ettiriyoruz. Devam ettiriyorduk ifadesi gerein yalnzca yar
sn, bir yzn dile getirir. Bir anlamda bu gerek, son derece zayftr; baka
bir anlamda ise durumu ziyadesiyle gl bir ekilde ifade eder.
Szkonusu ettiimiz zihin durumu ok zayftr; nk biz bu zihin durumu
nu yalnzca tecrbe etmeyi srdrmekle kalmayz; bununla birlikte, ayn za
manda da, bizim nceki zihin durumumuzla mutlak bir zdelie sahip oldu
umuzu iddia ederiz. te bu, saniyenin drtte bir zamanlk dilimindeki imdi
ki tecrbemizin temeli olan zihin durumumuzdaki zde benliimizin bizatihi
kendisiydi.
te yandan, devam ettirme ifadesi, ar, gl bir zihin durumunu dile
getirir; nk imdiki hldeki tecrbemizi tastamam aynyla devam ettirme
yiz. Artk araya yeni unsurlar girmitir. Bu yeni unsurlarn hepsi de, bizim be
denimizin fonksiyonlar tarafndan sunulur. Bu yeni unsurlar, yeni devreye
girdirdiimiz temel tecrbe krntlaryla birlikte bir saniyenin drtte birlik za
man dilimindeki zihin durumumuz tarafndan sunulan unsurlarla kaynar.
1 8 4 / D N M E B MLE R
nda, beden, varolabilmek iin bir muhte ihtiya duyar. Bylelikle be-
denin muhtiyle, hem de beden ile ruhun tek bir kiide birlik oluturmas
szkonusudur.
N e ki, bizim ahs kimliimizi idrak ederken, bedenden ziyade ruha vurgu
yapmaya eilim gsteririz. Tek bir kii, benim hayat eilim ya da senin hayat
eilimin olan ahs tecrbelerin mterek seyrseferidir. Her bir durumda
dorudan kendi gemiinin dorudan hatrasn ve gelecek beklentisini dev
reye girdiren kendini gerekletirme sreci ite budur. Kalc bir z-kimlie sa
hip olmak, bizim kendi ahs kimliimizi da vurma abamzdr.
Her eye ramen bu ruh fikrini incelediimiz zaman, ruhun bizim beden
tarifimizden daha mulak bir ekilde kendisini ifa ettiini grrz. Her ey
den nce, ruhun sreklilii -zellikle de uur szkonusu olduunda- zamanda
ki boluklar atlamak ve bu boluklar bylece doldurmak zorundadr. Ya de
liksiz uyku uyuruz ya da uyku uyuyamamaktan serseme dneriz. Am a buna
ramen uurunu yitirmeyen kii yine ayn kiidir. Hafzamza gveniriz ve bu
gvenimizi, tabiatn fonksiyonlarnda, daha ok da zellikle bedenimizin
[fonksiyonlarnn] srekliliine dayanarak temellendirir ve salama alrz. Hl
byle olunca, genelde tabiat, zelde ise beden, ahs olarak ruhumuzun kal
cln salayacak imknlar sunarlar.
Ayn ekilde, ruhun varoluunun ardk olarak vuk bulmasnda gzlenen
canllkta artc bir varyasyonun varl szkonusudur. te bu nedenledir ki,
d dnyadaki hdisleri prdikkat gzlemleyerek hayatmz srdrrz ve ar
dndan d[arya ynelttiimiz] dikkatimiz yava yava kaybolur ve bylelikle
derin bir dnceye dalp gideriz. Ancak bu derin dnceye dalp gitme a
bas, canl sunumda tedrc olarak zayflar: Hap alrz; dleriz; uur aknn
bsbtn kesildii bir uykuya dalveririz. Ruhun btn bu fonksiyonlar, e
itli, deiken ve kesintili olarak gerekleir. Ruh birliine ya da btnlne
sahip olmak, beden birliine sahip olmay, bedenle ruhun bir ve btn olma
sn toplum bnyesinin d dnyayla birlik kurmasn andrr. Fizik biliminin
bak asn anlalr klabilmek ve bu bak asn epistemolojinin ina et
mesi gereken temel olgular temsil eden dolaysz dncelerle birletirmek
iin kintta vuk bulan hdiseleri idrak etmek ve yorumlamak felsef spek
1 8 6 / D N M E B MLER
lasyonun iidir. 18. ve 19. yzyllarn epistemoloj isinin zayf noktas, bu epis
temoloji idrakinin btnyle dar, snrl ve snrlayc bir duyu-algs form-
lasyonuna dayanyor olmasyd. Ayrca eitli duyu biimleri arasnda grsel
tecrbe bu epistemoloj i anlay tarafndan rnek ve nemsenmesi gereken ti
pik epistemoloji algs olarak kabul edilmiti. Btn bunlarn sonucunda or
taya kan gerek, tecrbemizi oluturan gerekten nemli, hayat faktrleri
dta brakmak, gzard etmek olmutu.
Bu tr bir epistemoloji idrakinde, bir sistemdeki, btn anlalr klma
abasn hesaba katmak sorunda olan felsef speklasyonun rettii karmak
veriden bir hayli uzak kalrz. Beden ile ruh, beden ile tabiat, ruh ile tabiat
kme tiplerini ya da bedene dayal varoluun ardk hdiselerini burada r
nek olarak zikredebiliriz. Bu temel, asl i ie gemi fenomenlerin fevkalade
bir zellikleri vardr: D dnyann, ruhu oluturan tecrbe ak iin ne tr
bir fonksiyonu olduunu sorabiliriz burada. Bu ekilde tecrbe edilen d dn
ya, szkonusu tecrbeler iindeki yegne asl hakkattir. Btn duygular, b
tn amalar ve btn honutluklar, mhun mnferit olarak varoluu iin ge
rekli olan btn bu fenomenler, ruhun mevcdiyetinin temelinde yatan bu
tecrbe edilen dnyaya bizzat ruhun verdii reaksiyonlardan baka bir ey d e
ildir.
Dolaysyla, bir anlamda, tecrbe edilen dnya, ruhun zn tekil eden
pek ok faktrn kompozisyonundaki karmak bir faktrdr. Biz bunu ksaca
bir anlamda dnyann da ruhta gizli ya da mndemi olduunu syleyerek
ifade edebiliriz.
te yandan, bu temel hakkati dengeleyen bunun zdd bir baka doktri
nin varl da szkonusudur. Baka bir deyile, bizim dnya tecrbemiz, biza
tihi ruhun kendisini, szkonusu dnyann iindeki bileenlerden biri olarak
sergilememizi gerektirir. Dolaysyla bir tecrbe hdisesi ilikisinin, bir iliki
kayna olarak, bir de tecrbe edilmi bir dnyann bir baka iliki kayna
olarak iki yn mevcuttur. Dnya, bir anlamda bu hadisenin iinde mevcut
tur; bir baka anlamda ise, hdise, dnyann iinde mevcuttur. Szgelii, ben
bir odann iindeyim ve oda, benim imdiki tecrbemde [onu tecrbe ettiim]
bir paradr. Am a benim imdiki tecrbem, u n olduum eydir.
T A B A T VE H A Y A T / 1 8 7
epilog
DOKUZUNCU BLM
-- --------------
FELSEFENN G YESt
ve bunlarn ne anlam ifade ettiini sorar. Her makul kiinin szkonusu soru
ya verilecek cevab bildii genel geer varsaymndan tatmin olmay reddeder.
Primitif fikirlerle ve primitif nermelerle yetindiiniz srece bir filozof olma
zelliinizi yitirmi olursunuz.
Sylem gelitirme kaygsyla, elbette ki, bir yerlerden balamak zorun
dasnz. A ncak ncllerinden yola karak tartt iin filozof, hlihazrda
bu ncllerindeki her szc, [her kavram] ve her ifadeyi gelecek bir ara
trmann ve soruturmann konular olaTak zenle inceler, tartr ve belli
bir kalba sokar. Hibir filozof, ister kendi meslektalar olsun ya da hatta
isterse bizzat kendi beni olsun, makul insanlarn vardklar sonularla asl
yetinmez. Filozof, her zaman sonluluun snrlarn zorlamaya alan biri
dir.
te yandan bilim adam da bilginin alanlarn geniletmeye alr. A n
cak bilim adam, ie, ncelikli olarak, megul olduu bilim dalnn alann ta
rif eden primitif fikirler kmesiyle ve bu fikirler arasndaki primitif ilikilerle
balar. Szgelii, Nevvtonc dinamik bilimi, Okliti uzay, youn madde, hare
ket, stres ve gerilimlerle, ok daha genel g fikrini [kalk noktas olarak ka
bul etmeyi ve incelemeyi] varsayar. Ayrca bir de hareket kanunlar ve daha
sonralar ilve edilen birka dier kavram daha vardr. Bilim, sonular kar
maktan [tmdengelim yapmaktan], dolaysyla bu fikirlerin tatbik edilebilirli
ini varsaymaktan teekkl etmiti/r.
Mesela Nevvtonc Dinamik bilimi konusunda, bilim adam ile filozof, zt
kutuplar yzleirler. Bilim adam, sonularn peinde koar ve kinattaki bu
tr sonularn gerekletirilmesini, geree dntrlmesini mahede ede
rek salamaya alr. Filozof ise, dnyay istila eden karakterletirmeler kar
m ya da karmaas asndan bu fikirlerin anlamlarn aratrr.
Bilim adamlar ile filozoflarn birbirlerine yardm edebilecekleri apaikr
bir gerektir. Zira bilim adam zaman zaman yeni bir fikir aray iinde olur;
filozof ise, bilimsel sonularn incelenmesiyle oluan anlamlardan kendince
aydnlanr. Bilim adam ile filozofun birbirleriyle genel olarak karlkl ileti
im kurmalar, mevcut ya da car dnce alkanlklarn paylayor olmala
ryla gerekleir.
E P L OG / 1 9 7
kendi felsefesinin cehlete kar bir tutum olduunu [ve aldn] aka kabul
ediyordu. Socrates eletireldi ama te yandan da yapc bir kiilie sahipti.
Harvard, yaklak 30 yl ncesine kadar felsef departmannn o muazzam
dnemiyle hakl olarak vnr ve kvan duyar. Gerekten de o vakitler, Jos-
hian Royce, William James, Santayana, George Herbert Palmer ve Mnster-
berg gibi filozoflar, iftihar edilecek bir filozoflar grubu oluturmulard Har-
vardda. Bu filozoflar arasnda, Palmern baarlar, esas itibariyle edebiyat
alannda ve bir parlak bir hoca olmasnda younlayordu. Bu grup, gurubu
oluturan filozoflarnn her birinin tek balarna byk iler baardklar ken
dine zg bir gruptu. N e ki, bir grup olarak, bu filozoflar, bugn ok daha b
yk kiiler olarak kabul edilmeye balanmtr. Bu, bir serven, speklasyon
ve yeni fikirler peinde kouturan bir gruptu. Bir filozof olmak iin, bu grup
ta yer alan filozoflarn ana hussiyetleri konusunda mtevaz bir birikime sa
hip olmak gerekir.
Felsefenin ii ve ilevi, sosyal sistemi aydnlatan aktif bir yeni fikirler top
lam gelitirmek ve bunlar korumaktr. Felsefe, [sorgusuz sualsiz] kabul edilen
dnce [birikimi]nin duraan bir genel kabul derekesine doru yava yava
dme eilimini ve erisini tersine evirir. lle de bu ekilde sylemek gerekir
se, felsefe esas itibariyle mistik bir uratr. Zira mistisizm, henz bilinmeyen
ve o yzden de dile getirilemeyen derinliklere dorudan dalan bir fikir, idrak
ve davran hlidir. Ne ki, felsefenin gyesi, mistisizmi rasyonelletirmektir:
Mistisizmi izah etmek sretiyle deil, aksine, rasyonel olarak koordine edilen
yeni szel [sze dayal] nitelendirmeleri mistisizmi anlama ve yorumlama a
basnn iine girdirmektir.
Felsefe, iiri andrr; ve hem felsefe, hem de iir, bizim medeniyet olarak
tarif ettiimiz nih iyi anlam, durumu ve duyguyu ifade etmenin, dile dk
menin ve dile getirmenin yollarn aratrrlar. Her ikisinde de, szcklerin
dorudan [dz, grnr] anlamlarnn tesindeki forma bir atf mevcuttur. i
ir, kendisini vezinle dost klar; felsefe ise matematiin kalplaryla.