Vous êtes sur la page 1sur 103

eti ,im Uze rine Bi r Felsefe A ra,t rmas

Arda Denkel
Btn haklar korunmutur.
Birinci Bask Mays 1 981

Boazii niversitesi Matbaasnda Baslmtr.


Bebek - sta nbul
Ayegl iin..
indekiler

nsz Vl l

iletiim ve Dnce 1

Anlatma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27

Anlama 49

Uzlam 69

Bitiri 87

Onso.z

Bu kita b, 1977 y lnda tamam layara k Oxford niversitesi'ne teslim etti i m


Doktora tezi mden t rettim. B u kita p ve o tez arasnda, ayn konu lar kapsa ma
la rna, ve birok bl mlerin hemen dorudan eviri nitelii gstermelerine karn,
baz nemli ayr lklar bul unmaktadr. l ki, bir tezde bul unmas beklenecek, oysa
bir kitapta ho grlmeyecek ''fazla ayrnt''nn atlm oluud ur. B u adan,
zel likle deneysel bilgini n a kta rl masnda, kitap tezden daha fa kir, anca k daha
kolay okunur du rumdadr. Konu larn sralan ve anlat m alar ndan i l k i ki b
lm, hemen yeniden yaz ld denebilir. Son iki bl mse teze ok daha ya kn
kalm tr. Burada felsefi tutum olarak, yaplan, kavram z mlemesi, kavram
aklamasdr. Ancak kavra mlarn zel li kleri ve kullanl biimleri bir di lden
bakasna nemli deiikli kler gsterebi lmektedir. B u yzden bi rok konunun
Trk diline uyarlanmas zorunlu olm u, ve dolaysyla baz konularn tartl mas
yeniden yazma gerektirmitir.

Baka bir dilde felsefe konu lar zerine d np yazan, zel likle kavra m
sal z mleme yapyorsa, Trke'de de ayn konu lar dnmek ve yazmak gerek
tiinde nemli glklerle karlayor. B u glkler ''a rt l m'' Trke kullan l
mak istendiinde ortaya kmaktadr; Arapa ve Farsa szcklerle zeng i n
lemi ''eski di l'' iin byle bir sorun sz konusu deildi r. zntyle beli rtecei m
ki, benim uygulamam asndan bakldnda Trke ''yeni lenmi'' bir dil deil,
yalnzca ''art lm '', dolaysyla fakirletirilmi bir dil grn mndedir. D nme
asndan, kavramsal fa kirl iin yol at kmazlar ve ayrm salama olanak
szl klar, yeni lm esi, ve ksa srede giderilmesi gereken sakatl klardr. B u na rnek
olarak, bu kitapta deindiim ve bir aklama ile ilgili olara k kul lanmak zorunda kal
dm ''dnme'' ile ilgili szckleri gstermek isteri m. ''Dnmek'', yani l ngi
lizce'deki karlyla ''to think'', o di lde, anla mlar eitli ayr lklar gsteren geni
bir kavra mlar beini kapsa maktad r. zellikl e ''to consider, deli berate, contem
pl ate, entertain'' gibi kavramlar arasnda ki semantik ayrlk aktr. Eski dil, ''teem
ml, mlahaza, mtalaa, tefekkr'' gibi bir eitlil ikle bunlara yakn ka rl klar sa la
ya bili rken, yeni Trke'deki, ''ele alma'' ,''tartma'', ''dncede bul undurma''
gibi ''mecazi'' bii mler anca k kaypak ya klamlar salayabiliyor. B u nun dnda,
bu konuda tam zellemi tek Trke eylem szc ''dnmek''tir. Dil i mizin
kavra msal adan fa kirliini daha da vurgulamak iin lngil izce'de vermi olduum
szck listesi ne, ''to th ink''in kapsa m dna tamadan unlar ekleyebi lirim:
''to reflect, ponder, cogitate, meditate, cerebrate, lucu brate, specu late, muse,
.
rumnate, ntrospect, ete . . .
.
,,
VI 11

Bu tr gl kler ya nsra, yeni Trkesi iyi tan nmayan, veya lngi lizce anlam
karln T rke'de ta m olara k vermeyen szckler bulunmaktadr. Bu durumlarda
szc n yan nda, pa ra ntez iinde 1 ngilizce veya eski dilden bir aklayc karlk
verme yol u n u tuttu m. Baz durumlarda ise nerilen yeni szck o denli yabanc
geldi ki, eski si n i kulla nmay yeledim. rnein, ''yasa n'' yeri ne ''niyet'' szc n
kullandm. Bu kitaptaki temel kavramlarn ifadeleri olan '' mesaj'' ve ''rol'' gibi
yaba nc szckler karlklar bulunmadndan (''mesaj'' yeri ne ''ha ber''
veya ''sa lk'', anlam bozmaktadr) metinde deiti ril meden yer almlardr. ''Anal iz''
anlam taya n ''zmleme'' (''zmlemek'') szc bu kita pta sk kullanlan ve
nemli yeri olanlardandr. B u szc bu anlamnda kullanrken TD K szl n n
1974 alt nc basks n izledim. Oysa bugnlerde beklen med i k bir olgu olara k en
sivri lmi pol iti kacsndan sokaktaki adama dek toplumumuz ''z mleme''yi
ya nl olarak, ''bir sorunu zme, zm getirme'' yeri ne kullanmaktadr. Top
lumun benimsedii deiti rilemeyeceine gre, szl k deitiri lecek, ve ''zm
lemeye'' baka bir anlam kaza ndrlacakt r. Bu d u rumda ''analiz''in kar l ne
olur imdiden bi linemez. Ancak bu ne olursa olsun, ben i m buradaki kullanm
ileride ya nl kal maya mahkum grnmekted ir .

Kitapta sk kullanlan baz nemli kavra mlarn Trk e mevcut szl k karlklar
kaypa kl k veya bel irsizlik y znden uygun bulun madndan yeni szckler
nerme yo l u tutulmutur. Bu szckl er, karl klaryla birlikte unlardr:

association: badatrma, balant


coordin ation : uyumlama
signal, signalling : i mleme
referri ng : ynletim
i ntellectua listi c : ussa lc

Ayrca tekn i k kavramlar ifade iin ''sylen i m'', ''n uzlam'', ''ta m uzlam''
gibi szckler tretilm itir.

D i l i mizin kavramsal fa kirliinin bir nedenini, topl u m u muzda felsefen i n az


yapl yor olmas, az felsefeci bulu nmas, ve geleneksel ola ra k bu konuya pek
e ili nmemi olmasnda bulabiliriz. B u g n Trke iin, daha ok felsefe evirisi,
ve zgn felsefe yaptlarna gereksinim vardr.

nsz, bu kita bn ortaya kna katk lar olan lara teekkr ederek biti ri
yorum . Kitaba temel olan doktora almalarmn i l k blmn L. J . Co hen
ve P.F. S nowdon' u n deneti mlerinde srdrdm. Tezi hazrladm son iki yl
sresince konuyla ilgili deneysel bilgi birikimine ulamamda ve onu deer
lendirmemde by k ya rdmlar olan Profesr J erome Bruner'a teekkr bor
bil iyoru m. Tezi yaza rken en byk katky ve yard m doktora s pervizrm
Profesr Peter Strawson'dan grdm. ki yl boyu nca bana haftada bir ayrd
uzun saatlerde kon uya her adan en i n ce ayrntya d ek girebil memi salad.
IX

Buna karn yine de hata l grler rettiysem bunlarn sorumluluu doal


olarak btnyle bana a ittir. B u rada, rencilik yllarmda moral deste ini esir
gemeyen eimin ve New College'n o yllarda banda bul unan Sir Wil l iam
ve Lady Hayter' n katk la rn da bel irtmek isteri m.

Kitab basm ncesi da ktiloya Nesrin Akayl ekti. M etni okuyarak d zelt
meler neren Harun Rzatepe ve Zeynep Davran'a da teekkr borluyum.

A. D.
ata leme, 1978.
ietifim ve Dnce

Yaa m srdrmede birok hayvan tr iin iletii m temel bir gereksinimdi r:


insa n da bu ''kural''n dnda kalmaz. Ayn veya ayr trden bi reyler, besin alma dan
ci nsel yaantnn d zenlenmesine, yavru larn yetitiril mesi nden topl umsal ya pdaki
yerl erinin bel irlenmesine dek ilikilerinin byk bir b lmn birbirleri ne durumlarn
ve isteklerini bildiren mesaj lar yollayara k yeri ne getirirler. En basit bii m inde, ki
buna bundan byle ''ekirdek iletiim olay'' diyece iz, iletii min i ki bi rey arasnda
ortaya ktn grrz. Daha karmak btn iletiim bii mleri nin bu temeldeki
''ekirdek iletiim olay''na z mlenebilecei d nlebi lir. Dolaysyla, bir
d zeyde konutuumuzda iletiim kavra mnn z mlenmesi, ve bir baka d zeyde
konutuu muzda iletii m olgusunun betim lenmesi, ''ekirdek iletii m olay''
kavram veya olgusu nun z mlenmesi veya betimlenmesi soru nu olara k ka r-
.

mza kacaktr.

Byle bir zmlemenin ilk aamasna giri meden nce ''i letiim'' szcnn
baz ilgi lenmediimiz anlamlarn yolumuzdan syrmal yz. Burada szn etti
imiz iletii m kavra mnn, ''kitle iletiimi'' (mass - communication) , ''kentsel
trafi k i l etiimi'', ''posta, radyo, televizyon a racl yla yeri ne getirilen iletiim''
(tele-communicatio n) gibi kavra mlarla ancak dolayl bir ilikisi vard r. B u tr
kavra mlarn bizim ilgili olduumuz kavrama indirgenebilecei, en azndan byle
bir indirgemeyi yerine getiren bir zm lemenin sunu labi lecei kolaylkla ka bul
ed ilebi lir. Ancak, bu konular kita bn ka psa m dndadr.

ekirdek iletiim olay nasl meydana gel i r ? B unu yantl amak iin, i letiim
olayna kat lan bi reyler ya nsra, bu bi reylerin taknd klar iletiim - rolleri nden
sz etmemiz gerekecektir. ileti imin yerine geti ri lmesi asndan birbirini ta mam
layan iki rol gerekl idir. Szn ettiimiz iki birey ve iki roln srekli akmas
zorunlu olmad gibi, salkl i l etiim asndan byle bir srekli akmann
sz konusu olma masnn gerekl iliini nerebiliriz. Tersine, i l etii m rol leri
iletiime karan bireylerce srekli olarak karlkl deitirilir. iletiim, herhangi
iki bireyi n bu rol leri paylap, ro llerinin gereini yeri ne geti rd i kleri bir ortamda
doar. letiim srdke bu rol lerin deitirildii grl r. Buna ka rlk ''ekirdek
i letiim olay'' diye andmz olay iinde bireyleri n taknd rol tekti r ve bu
rollerin gereini yalnzca bir kez yerine geti rirler. Demek ki sregiden iletii mi
bir ''ekirdek i letiim olaylar'' dizisi olara k grebiliriz.
2

iletiim rollerini taknan bi reylere ''syleyen'' ve ''dinleyen'' d iyecek olursak,


bu rolleri de ''syleme'' ve ''dinleme'' olarak nitelendirebiliriz. Bir eki rdek iletii m
ol aynda, bir bi rey bi rey anlatr ve bu anlatlan bir baka bi rey anlar. Eer sy
leyen bireyin anlatt ve dinleyen bireyi n anlad, kabaca ''ayn'' denebil ecek
kadar yaklak ise, i l etiim olay ''baarl'' olmutur. Baarsz iletiim olaylarnda
ya ''yanl anlama. ya ''anla mama. ya da ''anlata mama'' sz konusu ol mutur.
iletiim o unl u kla baarl olur.

Syleyen ve dinleyen arasnda a ktarlana , yani anlatlan ve a nlanana -ki bunlar


baarl bir i l etiim olaynda ayndr- '' mesaj'' d iyece iz. Bu nu bilgi den ( i nformation)
ayrd etmemiz gerekir: iki ayr mesaj ayn bilgi olabilecei gibi, ayn mesajda

i ki ayr bilgi veri lebi l i r. Dolaysyla bilgi aktarm mesaj a ktarm i l e olur diyebi liriz.
ekirdek iletiim olaynda iki bi reyle akan iki rol ve a ktarlan bir tek mesaj vard r.
i mdi kabaca, bu olayn nasl meydana geldiinin beti mlemesini verel i m : Bir birey
herhangibir nedenle (bir doal gereksini m veya basit bir istek i le) bir dncesini
bir baka bi reye iletmek ister. B u istekle, br birey tarafndan izlenebilecek baz
davranlarda bulunur (konuur veya imlemeler ku llan r) : - bu na bundan byle
''sylenim'' diyeceiz- bylece iletmek istediini anlatm olur. Syleyen bi reyin
ilevinin sona erdii yerde kar yann ilevi balar: dinleyen bi rey, karsndakinin
gzlemi olduu davrann yoru mlar. ve syleyenin ne demek istemi olduu
zerine bir kan, bir dnce gelitiri r. B u geliti ri len dnce ''anlanan''d r ve
ekirdek i l etiim olaynn sonunu beli rler. B u ndan sonra karlkl a ktarlacak br
dnce ve mesaj lar baka ekirdek iletii m olaylar meydana getireceklerdir.
Anlatma ve anlama ilevlerini stlenmi bi reyleri bu ilevlerin adlaryla rol lendir
d iimizde, kullandmz teri mler, sz konusu ilevlerin yerine
getirildiini ieriyor. Oysa bu ilevlere balanmas. veya byle bir gi rii mde
bul unu l mas ilevin tamamlanmasna bir gvence saylmaz : gnl k yaamda
balayp ta yerine getirilemeyen ok sayda anlatma veya anlama d u rumu grl r.
B u adan. iletiim rolleri iin daha yansz terimler olan ''syleyen'' ve ''dinleyen''
szcklerini seti k. l etiim ilevlerini de yukarda ya pm olduumuz gibi syl eyen
iin ''anlatma. di nleyen iin de ''anlama'' olara k bel irl iyoruz. l etiime kat lan
bireyleri rol lerine kout (paralel) olarak ilevsel adan da belirleyebiliyoruz :
''anlatan'' ve ''anlayan'' . .

imdi, bir i l k kaba yaklam olarak, yukardaki gibi beti mlemi olduumuz
i l etiim olgusunu daha derinine inceleyerek doyurucu bir zmleme getirebilmek
iin, ya plmas gerekecekleri dnebiliriz. nce nerede durduumuzu daha kesin
olarak grebil mek bakmndan ileti im ve dil arasndaki ilikiyi aklamamz gerekir.
Ancak byle bir tartmadan sonra salkl bir iletiim zmlemesine gi riebil iriz.
letiimin z mlemesinin, bu kavramn deimeyen ynnn (aspect)
aklanmas i l e yerine getirilebileceini dnebi liriz. Bunlardan biri, i le
tiimde aktarlan dnce, yani mesaj, dier i kisi ise. syl eyen ve din
l eyenin stlendi kleri ilevlerdir, diyebiliriz. Dnce, mesaj, anlama, anlatma
3

gibi kavra mlar dilde kolayl kla ve sk sk kullanyoruz. B unu yaparken de


nemli bir glkle karlam yoruz. Oysa, bu kavram lar aklamak
gerektiinde durum hi de byle ol muyor. ''D nce nedir ?'' ya da
''Anlama nedir ?'', veya ' ' B i r kiinin herhangi bir eyi a nlam olmas iin nelerin
yerine gelmi ol mas gereki r ?'' gibi sorular ortaya atldnda, Wittgenstein'n
deyi miyle ''zi hinsel kra mplar'' da beli rmeye balyor. B u kita pta bu sorunlar bi rer
bi rer ele alnara k kra mplar gideril meye allacak ve bylece iletiim olgusunun
daha iyi tantlmas amac gdlecektir.

l etiim ve dil iliki lerini incelemeye bala rken, baz amalardan sz etmeye
elverili bir yerde bul unuyoruz. letiim kavra mn akla maya girimekle asl
ya pmak isted ii miz, doal olara k, insan iletiimini ayd nlatmak ve anlamaktr.
''Dil'' ve ''anla mllk'' gibi kavramlarn aklanma gerei ite karmza bu balamda
kyor. Buradaki ya kla mn temel bir varsaym, di lsel iletiim ve dil deki anlamn d i l
sel ol mayan insan iletiimi, ve onda doan anlamllk kavra mndan trediidir. Dola
ysyla bu kitaptaki temel savlardan biri, dilin iletiim amacyla ortaya kt ve
ana ilevinin de iletiim olduudur. B u gr, felsefe ve dilbilim alannda genel
bir gr olmaktan uzaktr. Tersine, dil kavra mn aklama yaklamlarn, yu kardaki
sav kabul eden ve ona kar kan olmak zere iki a na bee ayrabiliriz. Buradaki
gre kar olan toplulukta Frege, Wittgenstein, Chomsky ve Davidson gibi
nl adlar bul unmaktadr. Bu gr paylaanlar ise son yllarda gel itirilen baz
deneysel ruhbilim dallarnda alan aratrmaclar, ve filozoflardan Austin, G rice
ve Strawson'dur. 1
B u konuya yeniden ve daha ayrntl olarak deinmeden, i l k ad mda yant
l a maya alacamz soru lar o rtaya koyalm :

1. Dil ne lde iletiim amacna ynelikti r ?


2. letiim ne lde dilseldi r ?
3. nsan iletiimini dier iletiim biimlerinden nasl ayrded ebil iriz ?
Az nce, dil ve iletiim arasndaki il ikil erden sz ederken i ki kart gr
bildirmiti k; bu sorula rmzdan i lkinin grl mesine uygun bir balangtr.
Burada il eri srd mz gre kar olan yaklama gre, dilin kullanlmasnda bi r
iletiim amac gdlmesi gerekmedii gibi, dil sk sk iletii m d grevlerde de kul
lanl r. Dolays ile, iletiim dilin ana ilevi dei ldir. Bu gr a sndan dilin
ve di ldeki anla mll n aklanmasnda i letiim olgusundan hareket etmek yanl

Bkz. Strawson'un ayrm: Strawson, P.F., ''Meaning and Truth'', Logico-Linguistic Papers,
Lond o n : Methuen, 1 972.
4

bir yo lu izlemek olacaktr. Byle bir yoldan eriilebilecek en olumlu nokta ''baa -
rl iletiim'' olgusunun a klanmas olaca kt r. Ornein, bu yaklam simgeleyen-

lerden Chomsky'nin son yaptla rndan birine bakarsak unlar dedi ini grrz :
'' letiim dilin ilevlerinden yalnz bir tanesidir, ve onun ana ilevi olmaktan da
uza)<tr. Kul lanma arl k vererek dili bir ama yerine getirmeye yarayan
ara gibi gsteren zmlemenin ciddi sakatlklar va rd r''. 2 Chomsky
bu gr u rneklerle desteklemektedi r : ' ' D nme, aratrma, dzgl top
lumsal alveril erde, kiinin davranlarnn tasarlanmas ve ynl end irilmesinde,
yaratc yaz yazma, kiisel duygularn aa vurulmas ve benzeri ok saydaki
baka di lsel ilevl erde, terimler onlar kullannakta olan (syleyen) bi reyl erin
di nleyene ynel i k niyet ve amalar gznne al nmadan, kesin anlamlaryla
kullanrlar . . . Arat rma, havadan sudan soh bet gibi saysz denebi lecek normal d u
ru mda dil kuralna gre kull anl r, tmceler kesin anla mlar n alrlar, bi reyler syledik
lerini bilerek konu urlar veya yazarlar; anca k buna karn bu durumlarda bir dinleyi
cide baz inan veya dnceler uyandrma veya baz davranlarda bul undu rma
amac gdlmez.''3 Cho msk'ynin ileri srdklerini noktada ele alabil iriz :
a ) Biri nci nokta bir yanl anlama ile ilgilidir. B u yanlln kaynan da
ylece gsterebil iriz . u uslamla may ele ala l m : eer di ldeki anla mllk ve dilin
kull anl , sa lt iletiim olayndaki syleyen bireyin dinleyene ynelik (anlatma )
ama ve niyetlerine indirgenecek ise, bir kull anmdaki anlam ve amalar arasnda g
rlecek her ayrlk, byle bir gr rtmeye yetecektir. B u demek ki, dil kullanla
rak ya plan bir iletiim olaynda kullanlan szc k ve t mcelerin di ldeki a nlam ve
bunlar kullanan syleyenin di nl eyene anlatmak isted ii fa rkl olabilir: i te bu durum
da, syleyenin farkl olduu bilinen amac hesaba kat l mayaca gibi, byle bir fark
l l k dilsel a nla mlln (szck ve tmcelerin anlamn n) ''syleyenin anlatt ''
(syleyenin d inleyene iletmek istedii) asndan yaplacak zmlemesini de
rtecektir. Bireyin anlamn, baka bir eyin anlamlln kullanarak zm
leyebil mek iin hi ol mazsa eanlamllk bul unmas gerekir. te bu d u rumlarda
bu gerek yerine gelememektedir. Bu gr byk lde doru olara k kabul
edil ebi lir; ancak Chomsky tarafndan tartlan konuya uygulan biimi yanl
gibi d u ruyor . . . B u konuda i ki nokta ileri srel i m : birincisi, sz konusu farkl l k
d i l kullanml arnda aka aznlkta kalmaktadr. Baka bir deyile, genelde syle
yenin kul land tmce ve szlerin anlam dinleyicisine ynelttii iletii m a mac
ile etir. kincisi ise, bizim savunduumuz grn doruluu iin
bu ik isinin fa rkl olmamas gerei bul unmaydr. Aksine, byle bir farklin
sz konusu olduu durumlar bizim grmz asndan ilgin bir aratfma konusu
meydana geti rirler. Bakkala girip '' Ekmeiniz var m ?'' diye soran bir kii ger
ekte ekmek almak istediini anlatmaktadr: lettii mesaj, ''ekmek almak isti
yoru m''d u r. ''Ekmeiniz var m ?'' t mcesinin anlamnn byle durumlarda ''Ekmek

2 Chomsky, N., Reflections on Language, Lond o n : Temple Smith, 1 975, s. 69.


3 a.y., s. 62, 69.
5

almak i stiyorum'' olduu sylenebilir, oysa Chomsky iin bunu kabul etmeye
olanak yoktur. '' Ekmeiniz var m ?'' diye sora n birinin iletti i anlam onun gr
ne gre, yalnzca bakkaln ekmeinin olup ol madn soran bir mesaj ola
bilir. Eer bizim savunduu muz deil de Ch omsky'nin gr doru olsayd,
byle bir soru sorarak (ve baka bi rey eklemeden) bakkaldan ekmek satn almak
olanaksz olurd u . Chomsky'nin yanlgsn aklaya l m : Savunduumuz gr,
syleyenin kulland tmcenin anlam ile ayn bireyi n bu t mceyi kull anarak
d inleyende meydana getirmek istedii dncenin (ona anlatmak istedii ni n)
bal lamna ( korelasyonuna) dayanmamaktadr. B u gerekten ya nl ve basiti
(si mplistic) bir yaklam olurd u . Gerekte bizim yapmaya al t mz, bu iki
ge arasnda evri msel ve gelii msel (bir baka deyimle: fi lojenetik) bir il iki sap
tamaktr. Syleyenin iletii mse! amac, evrimsel bir gelime iinde, byle bir
amac dile getiren tmceye temel olmakta, ona anlam kazandrmaktadr. Bu
grn doru luu, i kisini n her du rumda e ol masnn dorulu unu gerekti r
meyecektir. Evri msel geliim iinde temel olma kavra mna az il eride aklk kazan
dracaz. imdilik, Chomsky'nin szn ettii farklln grmz etkil emedi ini
bildirmek yeterlid i r.
Ayn nokta, baz d u ru mlarda iletiim amac g tmeden kullanlan t mcelere
neden di lsel a nla mllk verebi ldii mizi aklyor : Bir tmceyi onun gramer yap
sn incelemek iin syler ya da yazabiliriz; bir t mceyi alt rma al mas
olara k, veya hut skc bir sessizl ii bozmak iin toplumsal bir g rev yerine getir
mede kullana biliriz: byle durumlarda, tmceler belirli bir mesaj iletme amac
ile kullanlmamlardr. letiim grevi yklenmemektedirler. Evrimsel olara k,
i l etiim grevi grmek iin gelien dil, ana ilevi olan iletiim yansra, byle
amalar i in de kullanlabilir.
b) Chomsky'ye gre; gnlk soh bet ve dzgl toplu msal iliki leri n yerine
getirildii konumal arda, kiiler sylediklerini bilerek konumala rna karn,
kendi lerini dinleyenlerde dnceler uyandrma amac gtmezler . . . Chomsky'nin
bu dediini kabu l etmek ok g : gnl k soh bet vb. gibi i l i ki lerde ya plan,
karlkl ol arak dnce, inan, istek, duygu, bilgi vb. alveriinden baka nedir ?
Eer byle bir alveri varsa, bireyler s , y ledi kleri ile, kendilerini d inleye11lere
bunlar aktarma, yani onlarda bu dnceleri uyand rma abasnda deil ler
midi r ?
c) Chomsky, d i l ve onun anla ml gelerinin i l etiim i l e btnyle il gisiz
olara k kullanld bir baka alan olarak dncenin kendisini grmektedir. Dili
dnmede ku llandmz, yani dil i l e d ndmz (dnceyi dil ile yrt
tm z) savn ileri srer gibidir. Yukarda bildirilmi olduu gibi Chomsky'ye
gre dil ''dncede ele alma'', ''dnsel aratrma'', ''bi reyin kendi davran
larn tasa rlay p'', dzenlemesi'', ''yaratc yaz yazma'' ve ''hislerini aa
vurma'' gibi alanlarda kullanl r. Bu iliikte nemli bir ayr m gerekiyor:
dncenin dille anlat lmas (dil kullanlarak d a vurulmas) ve dilin dncenin
6

(sessiz, i ten dncenin) arac olarak kullan l mas, aka fa rkl olgu lardr.
Bunlardan birincisi, ki Cho msky ''yaratc yaz yazma'', ''hislerini aa vurma''
gibi rneklerle bunu kasted iyor gibidir, sorun yaratabilecek bir nerme olamaz.
letiimde bulunan kii de dil ile dncesini aa vurmakta, bir baka kiiye
a ktarmaktadr. H ereyden nce, bu d u ru m dilin dncede kullanld bir durum
deildir: tersine dilin d nceyi anlatmada (ifadede) kullanld i l etiim olg u
sunu gstermekted ir.

D ncenin dil i l e y rtld sav ise daha uzun bir tartma gerektiriyor.
nce, baz d u rumlarda, dncemizi kendimiz iin ak hale getirmek,
veya a z sonraki bir toplantda konuacakla rmz hazrlamak amacyla, tpk
konuuyormu gibi, ya lnz iten, dncemizi dille tekrar ettii mizi kabul
etmemiz gerekir. Byle duru mlarda kendi kend i mize dsncemizi kesin-

leti rir, iimizden dile evirir, ve bir konuma hazrl olara k, tpk
bir oyuncunun yineleyii gibi, iten, dille ko nuuruz. Buna benzer olara k,
sesli, kendi kendi mize konutuu muz da olur. B u da yksek sesle dnme diye
nitelend irilebilir. B u nlar, adeta bir di nleyene konuuyormuuz gibi davrandmz,
byle bir davrana hazrlk iinde bulunduumuz duru mlardr. Oysa, bu biim
ileyiler dncenin ok kk bir bl mn meydana getirirler. Alt taraf,
dnce konumaya bir hazrlk deildir. nden bir dnce olmu olmas gerekir ki,
bu dnceyi kend i kendimize kesinletirip iimizden dile evirel im. Ayrca,
konumaya iten hazrlk d u rum lar da kolayca i l etiim i n bir t revi olarak grlebilir.

yle ise, bizi imdi asl ilgi lendiren, konumaya iten hazrl k ol mayan, norma l
ve ''asl'' dnce durum lardr. Chomsky, dili ite bunu yrtmek iin bir ara
olarak kul lanmak gerekl idir, diyor. Dncenin bu salt biiminde, t mceler kurup,
d nceyi yrtebilmek iin gramer yapl ar meydana geti rdiimize i nanmak
biraz g . . Dnce iinde arada srada kavra m -szckleri veya deyi mler ku llan
d mz kabul edebil memize kar lk, btn d nceyi gra mer yaplar kurarak
y rttmz grnn yanl olduu sonucuna va racaz. Bu tartmay i leride
daha ayrnt l olarak yeniden aarak bu sonu cu pekitirmeye al acaz.

B u d u rumda yle grnyor ki, Chomsky'nin ileri srdkleri, ve rnek olara k


verd ii durumlar, d i l i n temelde bir i l etiim arac olduu savn, yani bizim savmz
rtmede pek fazla yol alamamaktadr: syledii gibi, dilin i l etiimden ba msz
olduu, ve i letiimin ana ilevi ol mayp, ok sayda ilevinden yalnz biri olduu
grlerine, verdii kantlara dayanarak kat lmak gtr. Aksine, d i l i iletii m a
sndan deerl endi rerek, onu iletiimin evri minde, gelier aralar dizini ni n en st bir
aamas olarak ele alrsak, o za man karmzda nsan'n byk bir yaratsn bu luruz.
B u gr asnn dna d tmzde, dilin di er iletiim biim leri ile olan ak
ve nem li i liki lerini grmezden gelmeye zorlanarak, dilin i nsan yaantsndaki
rol zerine ya nl bir kan gelitiririz.
7

i letiim bii mleri ve bunla rn d i l ile il iki leri konusuna deinmiken az nce
ortaya attmz soruya dnel im. letiim ne lde d ilseldir ?

Kabaca syleyecek olursak, insan iletiimi iki cins ara aracl yla yerine getiril i r :
di lsel ve d i l - d. D i l, iletii m arac olarak daha dorudan gze arpan olduundan,
bireyler arasndaki dnce alveriinin ana yolu olarak kabul ed ilmitir. Byle
bir kabule dayanarak ta , ilgi genell i kle dil zerinde yo unlat r lm tr. Oysa,
son y llarda yap lan deneysel arat rmalar, gze az arpan d i l - d iletiim biimini n
birok ynlerden en az dil kadar nemli olduu, ve belki daha da ilgin olarak,
dil -d i l etiim bii mlerinin geliim ve evrim asndan dilin temelinde yatt klar
konularnda kuvvetli kant salamlard r. B u alanlarda uzun yllardr a rat rma lar
ya pm olan Argyle'a gre deney, ''dil in, dil-d iletiime nemli lde baml
olup onunla gi rift bir biimde i ie girdiini ve, szlerle anlatlamayan ok ey
bul undu unu'' gstermiti r.4 Ayr ca, istatistik arat rmalar, di er birey ha kkndaki
du yg ularn ileti lmesinde, ''dil -d gelerin, di lsel olanlara kyasla be kez daha ok
arl k tad, ve i kisinin elitii yerlerde de, di lsel mesaj n gz nne alnmad n
gsteriyorl ar."5 Bu tr aratrmalar, dil d iletii min hayvan cinsleri a rasnda geni
lde yayg n olduu nu, ve hayvanlarn belirl i bir mesaj iletmekte kullandklar
i mleme biimlerinin ayn mesaj iletmede i nsanlarca kull anlan im leme biim leri ile
a ka gzlemlenebilen bir s rekl ilik gsterdi klerini de sapta mtr. Bundan kara k,
dil -d i mlemelerin (signals) bir lde doutan edi ni l me olduklar ileri srlm
tr. Bugn iin, bu alanda almalar ya pan aratrmaclar, dil -d iletii m gelerinin
ne lde do utan edi nil me, ne lde sonradan renme, yani k ltrce bel ir
lenmi olduklar n saptama ynnde ilerleme gstermekted irler. Ancak, deneysel
olarak, ''reni lmi'' ve ''do utan'' eler arasnda ak seik bir ayrn getirecek
ltler henz salanabilmi deildir. Bel ki btn davran bii mlerinde doutan
edi nilmi geler bul unduunu -byk bir ksmnda bul unuyor olmasna karn
ne srmek doru olmayabilir; yine de btn davran bii mlerinin doutan
edinilme gelerden evri msel olara k trem i oldu unu, ve baz davra nlarn
doutan ed i nilme ynleri halen en gel imi cinslerde (rnein i nsan) bile koru
duunu sylemek, byk lde gerei bildirmek olacaktr.

nceden de belirtilmi olduu gibi, i nsanlarda gr len davran bii mlerinin


-iletii mse! veya de i l - doutan edi nilme ynlerini bulmada yol gsteren nemli
bir lt, ayn biim davranlarn yakn hayvan cinslerinde bul unu p bulunma-

4 Argyle, M., Bodily Communication, London: Methuen, 1 975, s. 4.


s a.y. s. 1 28.
8

dna bakmaktr. Bu yntemlerle, iletiimse! davran bii mlerini n, ill<elden,


gelierek di lsel biimlere doru yaptklar evrim izi lebil meye balanmtr.6
'

Hayvanlar dnyasnda, iletiimse! iml emenin, ki bu son derece zellemi


ve yaanlan yreye uydurulmu zel likler gsterebilmekted ir, ''niyet davranlar''
(rnein: umak isteini imlemede kanatlarn almas, veya srmak isteini
imlemede dileri n gsteril mesi gi bi) ve ''kendiliinden davranlar'' (tylerin
di klemesi, terleme, sol uma gibi) gibi kkenlerden tredikleri bel i rti lmektedi r. B u
g i bi imlemeyi dier bir hayvanda ''okuyan'' bi rey, bunlara kar hibir zaman
ilgisiz kalmamakta, ve her durumda tepki veya yant biim inde bir davran
sergilemekted , i r. rne in, bl gesel egemenlik bel i rten saldrgan bir davranla
karlaan erkek maymun ya kavgaya tutuur, ya ya lta klanr ya da eker gider.
Hayvanlarn bu biimlerde bir dierlerinin d u ru m ve eilimlerini okudukla rndan bir
sonraki, evrimsel aama, iletiimde etkin olmu imleme gelerinin yerlemesini
sa lama olmaktad r. Hayvan topl uluunda bu biim ''yerlemi'' iletiim imlemeleri
oa ldka, bunlarn etkinlikleri artmakta ve kullanlar giderek kolaylamaktadr.
Bu ''yerleme'' olgusuna aratrmaclar ''rfletirme'' (ritualisation) adn veriyorlar.7
B u zel lik, insan ocu kluu ve eitli insan k ltrlerinde de kolayca gzlemlene
bilmektedi r. Ayrca gelimi insan iletiimi kapsamnda bunun bir karl grl
mekted ir ki, bu, dil-d iletii mden di lsel iletiime geii salayan uzlam olgusu
( convention) dur. Bu konuyu daha ileride ayrntyla inceleyeceiz. ''rfleti rme''
olgusu (tpk uzlam gibi), bir imlemeyi standardlatrma, bilgi veya iletii mse!
ieriini koruyarak simgesel (ikonik) zel liini azaltma, ve imlemeyi paralara
ayrma gibi sonular dourur. Ak bir biimde, rfletiri lmi ve dolaysyla standard
latr lm i mlemeler k lt rel geler hal ini almakta ve kullanlabil meleri byk
lde reni lmelerine dayanmaktadr. Bylece igdsel (do utan ed i nme)
zel likler yansra, bir k lt rel - sonradan renilebilen- yn geliti ril mekted ir.
B u biim rfleti rme ve kltrel zelleme yle boyutlara varmaktadr ki, temelde
ayn do utan edinme ses zelliklerini tayan hemcins ku tleri, rnein
ispinozlarda, blgesel lehe farkl l klar meydana geti rebi lmekted ir.8

Dilsel ya da dil -d olsun, insan iletiimini hayvan iletii minden ayrdede


bil memiz gerekir. Bu bizi yukarda bel i rlemi olduumuz nc sorunun yantna

6 Bkz. Smith P.K., ''Ethological Methods'', Foss, B. { Ed.) New Perspectives in Child Develop
ment, Pen g u i n Books, 1 974.
7 Argyle, M . , Bodily Communication, Landon : M ethuen, 1 975, s. 40; Bruner, J. S., N ature
and Uses of l mmaturity, The American Psychologist, Vol. 27, 1 972.
8 Thorpe, W. H., ''Vocal Commun ication i n Birds'', H i nde, R . ( Ed . ) , Non-Verbal Communica
tion, Cambridge U . P. , 1 972.
9

getiriyor. '' nsan iletiimi hayvan larnki nden farkl dr'' dncesi n i ylece tem el
lendirmeye alabiliriz: d iyebiliriz ki i nsa nlar ilettikleri n i belirli bir amala (bi lerek,
n iyetlenerek, istemli olarak) ileti rken, hayva nlar byle deild irler; onlar im lemel eri n i
kendilii nden (otomatik, sponta ne, istemsiz) ya parlar. l m lemeleri, ii nde bul u n -

duklar ru hsal ve fizyolojik durumun dorudan ya nsmasdr. Bu lt kabaca


geerli olmasna ka r n, i ki ile.t iim biimi arasnda kesin bir ayrm salamyor.
B u n u n birinci nedeni, insanlarn i nsa n - ncesi (veya doal) il etiim biimleri n i ok
yayg n olarak kullanyor olmaladr. ligimizi, du yg ul armz, kzgnlk veya istekl eri mizi
srekl i olarak yz ifadesi, mimikler ve eitli davra nlarla evremizdeki leri n gr
ne sereriz. B u biim davran lar da ou kez istemsiz ve kend ilii nden yer i n e
getiririz. B u nunla di lsel bii mde yrttmz il etiimi destekler, o n u tamamlarz.
Bu doal iletii m i n kullan lmad i nsan il ikileri ok kuru ve hissiz olurd u . kinci
neden ise, baz hayvan cinslerinde gzlemlenen iletiim biim leri n i n kolayca
''istem d'' veya ''a masz'' olarak, yani ''doa l'' iletiim diye n itelendirilemeyecek
zel li kler gstermeleridir. Hayva nlarda gelikin ve karmak ama ve niyetlerin
olabi lecei grne kar gl savlar bulu nmaktadr. rnein Davidson yle
demekted ir: ''bir bakas n n dilini yoru mlayamaya n bir yaratn d n cesi de
(istekleri, i na nlar ) olamaz."9 Buna kant gsterirken yle uslamla maktad r :
'' Elde d i l olmadan, ou kez g ven le ortaya att mz, ve birbirinden anca k i nce
farkl l klarla ayr lan aklamalar yapmamz olanakszdr. ( rnein) bir kpek
ha kk nda, sa h i b i n i n evde olduunu bil iyor, d iyoruz. Oysa bu kpek (sahibi olan)
M r. Smith' i n veya (ayn kii olan) banka mdr n n evde olduunu bil iyor mu ? . .
D i l d iye yorumlanabi lecek bir davra n biimi olmad s rece, yaratklar ''d
n yor'' diye n itel erken ya ptmz ayrnt l betimlemeler, veri ler ve olgularca tai
olara k desteklen meyecektir. B u durumlarda, istek, i nan ve dier eil i m l erle
nitelemede direnecek olursak, aklamalarmz eldeki veri lere gre eitl i almak
aklamalardan daha ok destek grmedii nden, deer yitirecektir." Davidson'un
uslamlamas gereksiz yere, davra n karmakl kavra m na yaslat lm
gibi gr nmektedir. yle ki, d n ce, ya l n z ok karmak (dil gibi) davra n biimi
gsterenlerde bulunabilir .. Ancak, byle bir sav, davran n ya pld ba lamn ve
davra n n tuta rllnn nemini gznne almamaktadr. Bir yaratk yle ''ilgili''
bir balamda yle tutarl bir davra n ortaya koya bilir ki, bu d u rumda davra n
fazla karma k ol masa da, d nce veya istek ile yapld ka nsn kolayca uya n
drabil ir. Byle bir a klama, olgu ve veri lerce d ier olas aklamalardan ok daha b
yk gle desteklenecektir. Kald ki, i nsa n d yaratklar veya ok kk (dil ncesi)
ocuklar '' dnebilirl i k'' ve ' ' anlk'' ile n itelendirdii mizde genellikle basit aklama
lar yapma yol u n u tutuyoruz: karmak dnce biim leri ieren aklamalarn, tpk
Davidson'un dedii g i bi, verilerce destekl enmesi bekl enemez : u halde, kpe i n
basit bir dnce dizgesi (sistemi) bulunduunu il eri s rmek, ve sa h i b i n i n evde
---------

9 Davidson, O. ''Thought and Talk'', G utten plan, S. ( Ed.) Mind and Language Oxford U . P . .

1 975, s. 9, 1 5, 1 6.
10

olduu n u bildiini nerirken, sa hibini kokusundan, evi de bir besin kayna olara k
ta ndn sylemekle ne denli sakncal bir tutuma gi rebilmi oluruz ?
Davidson'un kantlar, hayva nlar karma k d nce biimleri ile nitelemen i n
.

nemli saknca ve yan l ln ortaya seriyor. Oysa, ayn n itelemen i n basit dnce
biimleriyle yapl mas n n b i r sakat yan olduunu gstermiyor. Ta m tersi n e,
Lorenz'in u beti mlemesinde olduu gibi ''bilerek'' ve ''n iyetli davra n'' ile a klama
e n doyurucu bir yol oluyor: ' ' Ba he kaps n henz am ve kapamaya vakit bile
bulama mtm ki, kpek havlayarak zerime kotu. Beni ta n r ta n maz, bir a n uta n r
gibi duralad; sonra bacama srnerek ak kapdan dar frlad ve yol u n br
yanndaki kom u n u n bahe kaps na doru, sanki batan beri o bahedeki bir
10
d mana ynelmimi gi bi, fkeyle havlamaya deva m etti."

nsa n iletiimini d ier biimlerden ayrd edebilecek bir nitelik veya ltn
aranmas, bizi H . P. G rice'n alma alanna gtrr. Anlam kavramn akla maya
ynelik olara k Grice ''doal'' ve ''yapay'' a n lamlar adn verdii iki kavram arasnda
bir ayrm geti rmiti r 1 1 ''Yapay a n lam'' kavram, bizim burada ''i nsan iletiimi''
diye adlandrdmz olguyu bel irler; yle ki, ''yapay a n lam'' yalnz i nsan il etiiminde
ortaya kar. '' Doal anlam'' ise b u n u n dnda kalan iletii m biimleri ni (ki buna
hayvan i l etii mini de soka biliriz) kapsar. Dolaysyla doal anlam ve ya pay a n lam
ayrm, i nsan iletiimini dier iletiim biimlerinden ayrmada nemli lde
yard m salayacaktr.
G rice'n ayrmn ve bunda kulland ltleri Trke' n i n dilsel ve kavra msa l
ya psna uydurarak a klayalm. u nlar doal anlam rnekleridir: ' ' B u va ha,
burada su olduu anla m na gelir'' ( B u vaha, burada su var demekti r), ' ' D umann
varl ate anlamna gelir'' ( D uman varsa, ate var demekti r) ; ' ' Kpe i n d ileri n i
gstermesi, kzd anlam ndad r'' (''anlamna gel ir'' veya ''kzg n demektir'') ;
''bu yz ifadesi ac anlamna gel ir'' (ac demekti r) ; ' ' B u krmz lekeler kzam k
anlamna gel ir'' ( kzamk demektir) . Grice, iinde doal a n l a m kavram bul u
nan yukarki trdeki nermeleri n baz zelliklerini kulla narak ltler gel itiriyor.
B u l tlere baka l m :
a ) Anlamll bildiren n erm enin , bu demek ki, belirli bir durumda, X'in r
anl am tadn (demek old uunu) bild iren nermen i n, X' i n tad sylendii
a nlam iermesi g erekir (ya n i r'yi ierir) . Baka bir d eyile, bu d u rumlarda 'X,

o Lorenz, K., King Solomon's Ring, New York: Corwell, 1 952.


Grice H . P., ''Meaning'', Strawson, P.F. ( Ed.) Philosophical Logic Oxford U . P., 1 967.
( lk yaym 1 957).
11

r a n lam ndadr'' gibi bir n erme, ma ntksal olara k r yi ierir. rnein, ' ' B u vaha,
burada su olduu anlamna gelir'' n ermesi, ''burada su vardr'' n ermesi ni ierir;
veya ' ' Kpe in dileri ni gstermesi kzd anlamna gelir'' nermesi ''bu kpek
kzg n dr'' ierir. B u n u n byle olduunu kolayca snaya biliriz; ' ' B u k pein dilerini
gstermesi kzg n olduu anlamna gelir, ama bu kpek kzg n deil'' veya ''Bu
va ha, burada su olduu a nlamna gelir ama burada su yok'' eliik nermelerdir.
( N edeni ak: su olmadan va ha ola maz. )
b) Anlaml l bild iren nerme, eer sz konusu anlamllk doal anlam ise,

anlam nda bir deiiklik olmadan, anlam taya n (X) bir olgu (vaka) gibi gste-
rerek, yeniden yaz labilir: ' ' Kpein dilerini gsterd ii olgusu, kpe i n kzd
anlamna gelir'' (kpek kzg n demekti r) . ' ' B u krmz lekelerin bulu nmas olgusu,
kza m k anlamna gelir'' (kza m k demektir) .
c) Anlaml olduu nerilen eyin (X) istemle (bi lerek, niyetli olara k, amala)
ya pld, doal anlam tayorsa, sylenemez. rnein, kpek dileri ni bi lerek
gsterdi, veya ocuk lekeleri bilerek kard, veya hut vaha orada niyetli olarak kt
(karld) denemez. D ier bir deyile, bunlar hep kendiliinden olgulardr.
d) Ayn ekilde, bu tip nermeler' ' . . . . . ile anlatlmak isten ilen (den mek
istenen) . . . . . . du/idi." biiminde evrilemezler. rnein, ''Vahann varl ile an -
!at lmak istenen orada su olduu idi'' veya '' Krmz lekelerle a n lat lmak istenen
kza mk olduu idi.'', bata veri len rnek nermelerin doru evi rileri deildir.
imdi, bu ltler, yi n e anlamllk bildirilen bir n ermeye uyguland nda,
btnyle ters sonu verirlerse, bu sz konusu nerme ''yapay a nlamllk'' bildi riyor
diyebi lece iz. yle ki, bildirdii anlamlln yapay olabi lmesi iin yukardaki drt
ltn her biri nin nerdi i nin deillenmesi gerekmektedir. rnek olarak u ner
meleri ele alalm : ''ki kez alan zil (ofre ) ' ' devam et ''anlamna geldi (demekti r) ''
''Si perlerden ykselen beyaz bez ''teslim ol uyoruz'' anla mndadr (demekti r)''
''renci nin kalkan eli ya nt vermek isted ii anlamna geldi'' ''M ehmet beyi n
elini silkelemesi art k karsndan ok bkt anl amna geldi''. ltleri yeniden
kulla narak bu nermelere uyg ularsa k greceiz ki ;

a1) B u nermeler, anlamlln bildirdiklerini iermiyorlar: ' ' B u kpe i n dilerini


gstermesi kzgn olduu anlamna gelir, ama bu kpek kzg n dei l'' eliik iken,
' ' ki kez a lan zil ''devam et'' anlamna geldi, ama, otobs ha reket edemezd i''
( bozuk olabilir, veya daha binen/inen vard r, veya hut biri ofre aka ya pmtr)
gibi bir nerme ko laylkla kabul edilebilecek d u rumdadr. Ayn durumu br rnek
lerde de grebi liriz: ''Si perlerden kalkan beyaz bez tesl im oldu klar anlamna geldi,
oysa teslim olmaya niyetleri yoktu. (bir sava kurnazl ya pyorlard) '', ''renci n i n
ka lka n eli ya nt vermek istedii anlamna geldi, ancak renci bir ey bil miyord u .
( E lini gsteri olsun diye kaldrmt ) '' vb ..
b ) . ' ' (Otobste) i ki kez zil alnmas olgusu, ''devam et'' anlamna geldi'';
1
''Siperlerden beyaz bir bez ykseltme olgusu, ''teslim ol uyoruz'' anlamna geldi''
12

vb. gibi tmceler, bata rnek olarak verilen nermelerle e anlamda deildirler.
Biri dieri nin evi risi olamaz.

c 1) Ak bir ekilde, zilin iki kez a lnmas, beyaz bezin si perl erden ykseltil mesi,
rencinin kalkan eli, amal ve istemli (n iyetli, bil erek) edimler olarak deerlen
di ri lebi lirler .

d 1 ) ''iki kez a lnan zille a n lat l mak istenen ofrn devam edebil ecei idi."

'

''Gsteri len beyaz bezle anlatl mak istenen, teslim olu naca idi'', ' ' Kaldrlan
el ile denmek (anlatlmak) istenen, ren cinin ya nt verecei idi." Bu biimde
yen iden yaz lm nermeler ' 'doal a n lam'' rnekleri n i n tersine, kabul edilebi l i r
t mceler ol uyorlar.

yle ise, ikinci bek rnek nermeler, doal anlamllk deil, yapay anlamllk
bildiriyorlar. Grice' n sa lad ltler dizini de, en az bu rada kiler gi bi, kaypak say l
mayacak durumlarda baar ile uygulanabi liyor. U n utma mak gerekir ki, rnek ald
mz nermeler u durum lar gstermektedi rler, ve bu sayede kesin ayr m sa
lanabilmektedir. Oysa, olgulara baktm zda, doal ve yapay anlamllk ve buna
kout olarak doal ve yapay il etiim, kesin olarak ayr lmaktan ok, biri nden
di erine dereceli bir gei ''spektru m''u sergi lerler. Arada kalan ve kesin olarak n e
' 'doal'' ne de ''yapay'' diye snflandramadmz baz hem hayvan hem de
i nsa n imlemeleri bulunmaktad r. Hayva nlarda grlen bu tr im lemel er, evrim
srecinde zellemi olmalarna, ve halen kendili inden (otomati k), (yan bel ir
gin bir ama gtmeden) kullan l malarna karn, imledi kleri nin doal si mgesi
olmaktan kurtu lmus du rumdadrlar.

Bu, arada ka ldn bildirdiimiz durumlar hangileridir ? Afrika'da yaaya n,


kk, gri renkli ''vervet maymu nu'' ad ile bilinen hayvanlar ele alalm. Bu nlar,
aalarda yaa rlar ve gelimi bir ''uyarma iletiim biimleri vard r. B i r kartal
zerl eri ne doru szldnde bunu gren bir maym u n, bir uyar bar duyurur.
' ' B u sesi n duyul masyla btn vervet maymu nlar bir anda dallarda n, tabandaki
sk otl u k iine kayar, kartal sald rs gibi te hlikelerden ko ru nmu olurlar. . . Ayn
hayvanlar tabanda yaaya n, leopar gibi yrtc hayvanlar yaklat nda deiik
sesler karrlar." 12 Bu seslerin duyulmasyla maymunlar, zemi ndeki tehlikeden
uzaklaarak aalarn stl erine trma nrlar. Bu tr iml emeler ksmen do uta n
edinil me, ksmen ise renil mi gibi grnmekted ir. nemli bir zel likleri ise,
dumann, atein doal iareti/i mi olduu anlamda, tehliken in doal imi ol mama
lardr. Bu il iikte sz n edebilecei miz bir baka ilgin olgu da, empa nzelere
' 'sar-di lsiz'' d i l i n i n (ASL) reti lebi lmi oluudur. Ga rdner' larn yapm olduklar
deneyde ''Washoe'' adn verd ikleri empanze, bu dili renip, onun aracl yla
iletiimde bulun mutur. 100 kadar im renerek bun lardan 2500 deii k birleim
-- --------- - - -- -- - ----

12
'

Altmann, S., Primate Communication, M i l ler G . (Ed.), Communication, Language and


Meaning. New York: Basic Books, 1 973, s. 84, 91.
13

t reten Washoe, bu im leri ak bir iletiim amac i le kullan yordu. 1 3 D u ru m u,


ya nslama (ta klit etme) ve koullanma (artlanma) dan ak bir biimde
farklyd. iste kleri ni i letiyor ve buyru klar veriyord u. Yapt anlam (semantik)
yanll klar ufak ocuklarn ( i nsa n ) sk sk yapt klar trdendi.

imdi bu tr, ortada kalan, kaypak iletii m biimleri n i n zelliklerini bel irleyip
bunlar doal ve kaypak iletii min tipik rnekleriyle karlat ra lm. B u n u n iin n
ce, bu ilgin hayvan iletii m biimlerini, daha basit ve evri mde daha geri biimlerle
birlikte ele ala l m . Daha geri i letiim biimlerine rnek olarak, kzgnln bel i rtisi
olan di gsterme; korku anlamna gelen kl diklemesi (rperme) ; ve maymunl arda
ci nsel istei gsteren kalal ardaki mavi iikleri verelim. Bu tr sergi le me/i mleme
biimlerinin u zell iklerini sayabiliriz.
l .a. Kendilii nden (otomatik/sponta n e) imlerdirler.
l . b. B u trden bir i m leme/sergileme orga nizma n n durumu n u n bir doal
im idir. Ayrca imleme bu d urumda, imlenenin de (i mlenmi ola n n ) doal imidir.
l.c. ''Bu
trden bir imlemenin doal anla m, hayva n n bu imce
belirtilen durumudur." diyebi liriz. rnein, Bu ked i n i n di kleen tyleri korkmu
olduu a n lamna gelir." dedi imizde buradaki a n lamllk, doal olan dr.

Bizim u an da ilgilendiim iz ve zellikleri ni akla maya al acamz trden


im lemeler, bu yukardakilerden evri m asndan daha st bir gelime d zeyi n
dedirler. Az nce verdiimiz vervet maym u n u uya r imlemel eri rne ine
kular n blge egemenlii bildiren tleri ve arlar n n ekta rn yeri, ve
niceliini bildiren dan slarn ekleyebi liriz. 1 4 Bu imlemeleri aklarken iki
seenek va r: bir yorum, hayvann ok zellemi ve ayrnt l bilgi ileten
davrann, hemcinslerine yneltilmi olarak deerlendirmek olabilir. Bir
di er deyi mle, maymunun sz ko n usu duru mlarda davra nd gibi dav
ra nmas n n nedeni, hemci nsl eri ni belirli bir tehl ikeye kar ''uyarma k'',
''ilgilerini ekmek'' isteidir, diyebi li riz. mleme ke ndilii nden, otomatik
olarak yap l yor olmas ya nsra yap l nda byle bir istek de bulu nabilir. Byle
bir yorum, sz konusu hayva nn, dorudan fark nda ol masa bi le, bir iletiim ama
c/niyeti bulun durduunu varsayma durumu nda olacaktr. Yaplan davra n
(i mleme) byle bir niyetin otomatik sergi lenii olara k grlecektir. Bir ikinci
yorum ise, hayvanlarn iletii m davranlar n insanlarnkine bu denli yakn gs
termeden veri lebilir: hayvan (bir kartaln yaklayor oluundan) ''korktuu'' veya
bunu ''dnd'' iin bu imlemeyi yapmaktadr. Byle bir aklamaya gre,
hayva nda iletiimse! ama bulunduu varsaylmayacak, ve sz konusu davra n
(i mleme) hayva n n dnce veya korkusu n u n ol umasyla birlikte kendiliinden
----- --- --- -

13 Gardner, A. ve Gardner, B., ''Two Way Commu n ication with an ln fant Chimpanzee'' Schrier
ve Stollnitz ( Eds) . Behaviour of Non Human Primates. Landon : Academic Press, 1 970.
14 Thorpe, W. H., Bkz. not (8) ; ve von Frisch, K., The Dance Language and Orientation
of Bees, Cambridge, Mass. : Harvard U.P., 1 967.
14

(otomatik olara k) da vurul uyor g i bi grlecektir. Bylece hayva n n davra n


hemcinsleri n e yneltilmi olarak yoru mlan mayacaktr.

Yukardaki birin ci ya da ikinci aklama aras nda seim yapmamz salayacak


bakaca veri bulu namad ndan, her iki seen ei de imdilik eit ora nda olas
yoru mlar olarak deerlendirebiliriz. imdi, bu tr iletii min zelliklerini, bir nceki
tr nki lerle kar latrabi lecek eki lde sergilemeye ala l m :
11.a. B u tr imler de ''kend ili i nden'' (otomatik) dirler.
1 1 .b. Bir nceki trn tersi ne, davra n hayva n n ruhsal (veya orga nizmasnn)
durum u n u n bir doal imi say labilmesi ne karn, ayn davra n (i mleme) , he mcins
lerine imledii mesaj n doal imi say lamaz ve yle grlemez. ( B u demek ki
maymu nun bar, sa ldra n bir karta l n , dumann atein doal i m i oluu gibi,
doal imi deildir; a ncak, maymunun korkusun un veya hemcinsleri n i uyarma
niteyi n i n doal imi olabilir.)
11.c. Byle bir durum dod uunda, bu trden bir imle menin doal anlam hay-
. '

va nn ru hsal durumudur, diyebil irken, imlemenin i l ettii o n u n doal anl amdr,


diyemeyiz.

Sonu olarak savu n u lmak iste nen gr, bu imleme trleri n i n doal i leti im
d u rumlar olmaddr. Vervet maymu n u rneini son bir kez daha ele alalm.
( B u na kout uslamlamalar a r ve ku rnekleri ne de kolayca uygula nabilir.) Bir
maymun topluluunu doal orta mlar iinde gzlemlediimizi dneli m : may
munlardan biri, nceden yaptmz gzleml erde ya lnz bir kartal saldrs
olduu ndaki gibi barmaya bal yor, ve dierleri d e mesaj alm grnerek,
alt dal lara, orada n da otlarn arasna kaybol uyorlar. imdi yan t gerektiren soru lar
un lardr: '' Maymu n u n hayk r ne an lama geldi ?'' ve ' ' B u hangi trde bir a n
lamll kt ?'' H aykr, maym u n u n bir kartal sald rsndan korktuu (veya hemcins
lerini byle bir sald rya kar uyard) a n lamna geldi. ''Anlamllk'', burada ''doal
anl amll k'' an lamnda kullanlm ol makta, ve G rice'n ltleri ni de baaryla
doyurma ktadr. Oysa, hayva n n korkmas (veya uya rmak istemesi) olgusundan,
gerekten bir karta ln sald rma kta olduunu karsayamayz: maymun imlemeyi
ya pt halde sald ran bir kartal olmayabilir. l ki ikin cisi ni iermemekted ir. Ayn
ey kurun t ve arnn dans iin de geerlidir. B u tr i letii mde mesaj olarak
aktarlan doru ya da ya nl olabilir. Bir baka deyile, hayva nn korktu unun
(veya a ktarmak istediinin) doru ya da ya nl oluu, hayvann korkmakta (veya
uyarma amacnda) olduu n ermesi n i n doru luunu etkilememektedir. yle
ise, evrede saldran bir kartal bulunmasa bile, '' M aymu n u n bar bir karta ln
sald rsndan korktuu (sa ldrsna kar uyarmak istedii) anlamna geldi'' ner
mesi '' Maymu n bir karta l n saldrs ndan korkuyor (bir saldr olduu hakknda
uyaryor) u ierir. ( Bkz. G rice'n ltleri ) . Dolaysyla doal anlam deimemek
tedir. Oysa iletiimi ilgilendirdii lde, nemli olan hayva nn korktuu deil
(veya uyarmak isted ii dei l ) , bu korku veya iste inin ierii, ya ni n eden korktu -
15

udur. Sonu olarak, bu durumlarda kullanlan im lemelerin doal anlam lar n n


bu i mlemelerin iletii mde akta rd k lar mesajla zde olmadklarn kantlam
bulun uyoruz.

Bu tr iletiimde, nemli ola n n, hayva n n korkmakta olduu, istemekte veya


dn mekte olduu deil, neden korktuu veya ne istediidir, dedik. Mesaj n
n e old u u n u n bildi rilmesinde ''syleyen''in sze konu edil mesi b u n u ya pay
i letii me ok yaklatryor. Ancak, benzerlik tamamlanamamaktadr, ve ele alm
olduumuz durumlar yapay iletiim d urumlar d eildir: bunlar yapay i letii mden
aka ayran ''kendiliinden'' olulardr. Syleyen kii nin an latt n ''yapay''
ya pan her eyden nce sylenenin ( i mlemen i n ) kendiliinden dei l de bi lerek,
amal olarak sylenmesi zelliidir. B u du rumda, tartma mza konu olan il etiim
biimini ''ikisi aras'' bir snf olarak grmek gerekecektir.

Bu iliikte bildirilmesi uyg u n olan bir nokta, insanlarn ei lim ve durumlarn


srekli olarak buna benzer biimlerde, ''kendilii nden'' i mleyip sergile
di kleri dir. Dil d il etii mimizin byk bir ksmnn bu trden oluu ya nsra,
n lem sz ve tmceleri gibi di lsel kon u mamzn en az bir ksm da b u n
dandr. Ara durumlarn olmas doa l - ya pay anlamllk/i letiim ayr m n bizim
ilgilendiimiz yn nden etkileyecekti r. Amac mz, a n msanaca gibi , ''yapay''
ve buna kout olarak ''i nsa n'' iletiimini dier biiml erden ayrdetmekti. G rice'n
ltleri buna olanak sal yor. u ana dek ak seik bel i rmi ol mas gereken
bir noktay yineleyelim: insanl arn aralar nda srd rdkleri iletiim, ''insan iletiimi''
diye adla ndr p, ''yapay'' olara k nitelendirdiimiz iletiim biimi ile snrlanmam t r:
hem ''arada'' olarak nitelenen hem d e ''doal'' iletiim biimleri ni gnlk yaa ntda
sk sk kullan rz. B i r yeri acyan kii bu aryla yz n bu ruturduu nda, onu
grenler ac ektii mesaj n ''doal'' biimde al rlar. Bir olay karsnda ''kfr
basa n'' kii kzgnln ''ikisi aras'' bir iletiim biimiyle iletir. G z-ka iaretleriyle
ilgin biri n i n ya klamakta olduu nu bildiren ise ''yapay'' bir iletiim biimi k u l
lanma ktadr.

letiim zeri ne baz genel aklamalar ve ayr mlar getirdikten sonra, ama
ladmz zmleme y n nde aratrmalara balayabiliriz. l etiimin temel
gesinden sz etmiti k: bunlar mesaj, a nlatma ve a n lama olarak bildirilm iti.
l k nce, il etilen (aktarlan) dnce olara k ele alabilecei miz mesaj 'dan balayalm.
Mesaj'n ya ln zca bilgi aktarm veya bildiri olmadna deinmitik. letiimde
her trl d nsel ilev belirli bir a n latm biimiyle a ktarlabil ir. B u n a ru hsal
d u rumlar da ekleyebi li riz. Dolaysyla a ktarlan dnce veya-mesaj, dilek ve istek
lerden, ina n, korku, kzg n l k ierikleri ne dek geni bir yaylm gsterir. B u n a
16

kout olarak, iletiimde a ktarlabi lecek her trl d nsel ierie de ''dn ce''
diyebi liriz. M esaj kavra mn ''akta rlan d nce'' olarak bel irleyebilirsek, dnce
zeri n e ya pacamz a klamalar, mesaj kavramna da aklk getirmi olaca ktr.
Szl klerin gsterd ii yolu izleyerek mesaj n ''aktarlan dnce'' ol arak doyurucu
bir biimde belirlendiini varsaya l m . Mesaj kavra mn bylece d nce kavra m na
indirgersek, karlaacamz soru n dil ve dnce il ikisi soru nu olacakt r.
Chomsky' n i n nerisi ni tartrken ksaca deindiimiz soru n u yeniden ele alara k
ayrnt ile i n celeyel i m : ''D nceyi y rtmede dil ne lde gereklid i r ?''
' ' D nebi lmek iin bir dil kon uuyor olmak gerekli midir ?'' gibi sorular ya ntlamaya
alacaz. Eer d i li n , dncenin var olabi l mesi iin bir temel gerek olduu ortaya
karsa, izlediimiz yol un sakat olduunu kabullenme zorunlul uuyla karla
a biliriz.

Kabul edilebi lir bir gr, dil ve d ncen i n birbirlerine baml oldu klar, ve
dncenin byk bir bl myle, dil taraf ndan salanacak yapsal ve bii msel zel
l i kler ve yine ayn temelden bir kavra msa l ereve gerektiriyor olmas yansra, baz
dnsel ( cogn itive) yeti leri n bulu n mas n n da kon uma yetene i n i n kaza nlmas
ve d i l i n ren iliinin temel kou ll ar nda n olduklardr. Byle bir an lat m, genel
olarak gn mz filozof ve ruhbili mci leri nin grn ya nstmaktadr. Ancak,
bu denli genel bir gr iinde eitli yo ru m ve vurgu farkllklarn
bulmak da doa ld r : dil ve dncenin kar lkl olarak bamllklar n n a n lal
(yoru mlan) biimi birbirine kart iki ya klam dourmutur. Spektrumun bir
ucuna Davidson - H a rman15 gr n (buna Chomsky'ninki gibi daha ''dolayl ''
grleri de katarak) yerletirebiliriz: buna gre dnce dile, dilin dnceye
olduundan daha temel bir anlamda baml dr. br uca ise, belki daha az yaygn
(az popler) olan, ve dnce ile d i l i n kar lkl baml lklar n n st ve karmak
ilev dzeyleri nde geni lde varl n kabul ederken, daha az karmak, basit,
ve bir a n lamda temel d nce biimi n i n bulunabilmesi ve y rt lebi l mesi iin
dilin gereksiz olduunu savu nan gr koya biliriz. Bu kitapta da savu n u lacak
bu ikinci gre gre, bireyler, hayvan veya insan olsun, dil kullanmadan basit
dnce y rtme yetisine sa h i ptirler. Ayn grn paras olarak, dil renebilmek
ve bu sayede daha karmak dnce dzeylerine eriebilmek iin, dil olmadan
basit dnce y rtebi l me yetisi ne sa hip olmann bir temel gereklilik olduu
eklenebi lir.

G een bl ml erdeki tartmalardan anmsanaca gibi, Davidso n'un ana sav,


bir yaratn dnebilmesi, dnce sa hibi olabil mesi iin', nce baka biri n i n
dilini yoru mlaya bil iyor olmas gerekti idir. Bu savn, sz ko nusu yaratn bir
dili bil mesi/kon umas ngerei n i ierdiini kolayl kla varsayabiliriz. Ayn sav
bir ynde yoruml ayara k karsa nabilecek bir baka nerme de bir dili bilmenin

s Davidson. D., Bkz. not (9); Harman, G., ''Three Levels of M eaning'', Stcinberg ve J acobovits
( Eds.), Semantics, Cambridge U . P., 1 968; H arman, G., Thought, Princeton U . P., 1 9 73.
17

(ona sah ip olmann) kiiye dnme yetisi sa!:jlad, ve dilin dnmeyi yklenip,
ona ara olduudur. Bu konu, az il eride yeniden deinecei miz, dnceyi y
rtmede (d nebi l mek iin) baz ''aralar n'' gerekl i olup olmad , veya'' saf,
ar nm dnce'' gibi bir eyin sz konusu olup ol mad tartmas i l e yak n
dan ilgili, hatta, b u tartmann uzantsd r. He men bel irtilmelidir ki, d i l yal nz
bir olas ara trdr, ve dncenin yrt lebil mesi iin aralar n gerekli old u
unu il eri sren gr, bir Davidson - H arman tutu m u n u benimseme zorunda
deildir.
Davidson ve H arman'n aklamalar birbiri ni tamamlayc aklamalar olarak
gr lebi lirler: ilki dnce iin bir koul ileri srerken, i ki ncisi dncenin doas
zerine bir neridir. H arman'n grn beni msemek Davidson'unkini
de beni msemek anlamna geli rken, bunun tersi geerli deildir. D i lsel beceri n i n
(dil bilmenin) dnebilmek iin gerekli bir koul olduunu i leri srd mz
halde, dilin d nm ede kullanld, d i l i n d ncen i n arac olduu grn
yadsyor olabiliriz. te yandan Davidson'cu bir grn H arman'nkini destekl eme
ei l i minde olacan, bu i ki nc i n i n doruluunun biri n c i n i n de doruluu anlamna
gelecei as ndan, bekleyebil iriz. Bu iliikte, H arman ' n sav n, dilin dncede
bir oranda kullan ld, ve dnceyi yard myla yrttmz aralardan yal nz
biri old u u n u savu nan daha yumuak bir grten ayrdetmek gerekir. Byle
yumuak bir grn doru luu, Davidson'un gr n n de doruluu anlamna
gelmeyecektir.
H arman'n sav n daha ayr nt l olarak ele almadan, dnmenin ara gerektirip
gerekti rmed ii soru nuna bir kez daha gz atal m. B u konuya dnce hakknda
bilgi as ndan (episte moloj i k adan) en temel soru lardan biri ni sorarak yakl aal m.
Dnce dedii mizi, ''dn me'' olarak adland rdmz, nasl biliri z ? nsan olarak
hepi miz (byk o unluu muz) dndmzn fark ndayzd r. D n me ve
dnce hakknda farknda olu bii mlerimiz nelerd i r ? D nceyi nesneler g i bi
d uyumlamyoruz: bu, elimize al p, evi rip evi ri p, koklayp, zeri ne vu rarak ses
karabileceimiz n esnelerden deil. znel adan, bir anlamda, al gladmz
d nyadan daha temel .. Alglama, yoru mlama gibi aamalar ol madan, dnceyi
dorudan tanyor, o n u n dorudan fark nda oluyoruz. te D escartes, bu n itel ii
kullanarak dn meyi varl n bilgisi n e temel yapmt. Ancak D escartes, ''dn
ceni n farknda oluu'' bu denli temel bir grevde kullan rken, dncenin nasl
fark nda olu nduu n u n zerinde durmuyor.
Kabaca, d ncenin fark nda olu biimleri n i n iki olduunu nerebi liriz:
1 6
bir, zaman iinde yer alan bir eylem olarak, bir de dncenin i eri i as ndan . . .

Dnme'nin n e biim bir eylem olduu konusuna bu rada deinmeyeceiz:


byle bir i nceleme arat rma alan mz n dnda kal yor. erii asndan ise, d
dncenin ylece farkndayz: dnce ou n l uka bir ey zerinedir ( hakk n -

6 Sibley, F.N., ''Ryle a nd Thinking'', Wood, O., ve Pitcher, G., ( Eds.) Ryle, Macmillan, 1 970.
18

dadr) . Baka bir deyile, dncede nesneler veya zihin ieri kleri simgelen irler
(temsil ed ilirler) . Dnce ounlukla bir eyler temsi l edilerek yrtlr. yle
ise, dnce ierii as ndan ele al nd nda soru labilecek e n temel sorulardan
biri, ''d ncede simgelenenler nasl si mgeleniyorlar (temsil edi liyorlar) ?'' olaca ktr.
Dnce, zeri nde dnleni bilinte si mgeleyebil mek iin ara gerektirir mi,
yoksa saf, ara veya bu gibi d katklardan arnm dnce var mdr? Daha
basite soracak olursak, sessiz d nme, si mgeler, resi mler, imgel er, ve (iten )
szckler araclyla m y rt l r ?

B u konuda drt deiik gr i leri srlebi lir:


a ) D nce, d katkdan arnm ve bt n yle saftr.
b) Saf dnce ya n sra si mgeler, i mge, resi m, ve dilsel geler kullanrz.
c) Dnce btn yle si mge, di lsel ge, i mge vb. gibi aralar aracl yla yrtlr:
saf dnce yoktur.
d ) D nce btnyle dilseldir. D nce dil ile yrtlr: dnmek demek
iten konumak demektir.

Aka grld gibi, bu drt grn temeli nde yatan asl kartl k ''dnce
ara gerekti rir'', ''dnce ara gerektirmez'' nermeleri n i n atmas ndadr.
D nmz i n celediimizde bu konuda kolayl kla kesin yarglara varamad
mz grrz. En azndan, varl a n yarglar ou kez kiiden kiiye deiir : bazs
ara kullanmadan dnd kans ndadr, bazs ise d ncesini, bir si mge,
szck vb. dizi n i olarak grr. Bu bakmdan dncenin kendine bak ( i ntrospec
tion) bizi pek ileri gtrmyor. B u alanda ku llan lm klasi k usla mlamalara gz
atalm. Denebi l i r ki, bir ile uramakta olan bi rey dn mektedir. rnek olara k
bir marangozu dneli m : ivileri ta hta n n zeri n e dikine yerleti rip ekici vururken
bunu dnerek yapar. N e denli otomati klemi olursa olsun mara ngozun yapt
''dncesizce'' bir edim ola maz. Oysa bu tr ileri yeri ne getiren leri n her eki
vuruu nda n, her ivi yerletiriten, her kalemle izgi ekiten nce ya pacaklar n
imgeledikleri n i il eri srmek gereki ol mayacaktr. Topu ayayla s ren futbolcu,
ekici vura n marangoz, d mleri skan ba l k yapt klar n n ya nsra, ona ek
ol arak bir d e iten ''u n u ya pyorum, unu ediyorum . . " diye konumalar geir
me gerei duymazl ar. Duysalar da, ou kez yaptklarna yetiemeyeceklerdir bile . .
Bylece, d nmede aralara gerek yoktur denebilir. 1 7

Bu, bizi yine pek i l eri gtrmeyecektir, nk bir fizi ksel edimde bulu nmada n y
rt len dnce zeri ne hi bir bilgi vermemekted ir. Bunun karsna u neriyi ka
rabi liriz: herha ngi bi rey hakknda dnld nde, rnein bir a ac dnd
mzde, d ncemize bir ''i a nlatm'' vermek gerekecektir: ya dncemizde bir aac
i mgeleyeceiz ya da iimizden ''aa'' szcn geireceiz. Byle bir aklama

11 Ryle, G., ''A Puzzling Element in the Notion of Thinking'' Proceedings of the British
Academy, Yol. 44, 1 958, s. 1 29 - 1 44.
19

da yetersiz kalacaktr. u rnei dneli m : birisi tam sinemaya girmek zereyken


birden akl na, o akam amcasn ziyaret etmesi gerektii gel iyor. Aklna gelen bu
d ncede, bu bir anda akm olan dn' de, hangi i mgeler ve hangi iten sylen
mi szckler yer almaktadr ? Amcasnn yz m, ''amca'' szc m, amcas n n
evi n i n resmi mi, yoksa bu evi n soka m ? Byle durumlarda (en az ndan tutarl
olara k kullanlan) aralardan sz etmek an lamsz olacaktr. Kullanlan i mge ve
szckler olsa bile deii k kullanlarda ve deiik kiilerde baka baka olacaklardr.
Kald ki, baz kiiler rnein bir aac dnd kleri halde, d nceleri nde n e bir
szck, n e bir simge, ne de bir aa resmi getiini kabul edeceklerdir. . Yine
baladmz noktaya dndk.
D ncenin ara gerektirdii gr n savunan filozofl ar yle bir a klama
neriyorla r : bir ey dnd sylenen birini ele alalm. Bir felsefe uslamla mas
dnd n ka bul edel i m . Bir sre dndkten sonra bu kii, rnein H u m e
felsefesinin Platon'u nkinden tretilebi lece ini kantlaya n bir uslamlama d n
dn (tasarlad n) bildi riyor. O n u din leyenler ilgi ile, bu dnd uslam
lamay bildirmesini istiyorlar. Anlatmaya balyor; fakat bir iki t mce sonra d ural yor,
duraksayp, t mceleri tekrara balyor, gene dural yor ve e n sonunda du ruyor.
B u durumda dinleyenler normal bir tepki olarak, kii n i n d nm oldu u n u
syledii uslamlamay gerekte dn memi olduu gr ne varacaklardr.
yle ki, usla mlamay belli bir lde szckler halinde formle etmed i ke kiin i n
onu dn m olduuna inanlmayacaktr. Kii d ncesini uygun bir biimde
bildire medike onun dndn sylediini gerekten dnm olduu
kabul edil meyecektir. 1 8
Oysa, ayn durum, baka bir adan kart sav savu nmada kullan labilir. Sk
olarak bam za gelen olaylardan biri de ok iyi bildiimiz eyleri a n latrken doru
szckleri bul makta zorlu k ekme, szckleri bir trl a n msayamamadr. yi
bilinen bir kon u n u n bakasna aklanmas nda da, aklamay yapan kii sk sk
dura ksayacak, tmceleri ni kesip yeniden balayacak ve szckleri an msamaya
al rken durup bekleyecektir. B u byle olduuna gre, kii nin dn cesinde
szcklerin bu lu nmam olmas gerekir: eer bulunmu olsayd, szckleri bulma
da glk sz ko n usu bile olmazd, denilebil ir.
Btn bu tartmaya, dncenin aklk dzeyleri arasnda bir ayr m getirerek
biraz k tutabiliriz. D nceyi aklama, ve aklatrmada ayr d zeyden
sz edebi liriz:
(1 ) Btnyle aklan m, aa vurulmu, iletil mi dnce: dil kullanlarak,
baka kiilere aklanan d nce. B u dn meden ok, dncenin a n latlmas
ile ilgili bir d zey olma durumu ndadr.
(2) Szc kler, imge ve simgeler aracl yla aklan m, a klatrlm, fakat
d a vurularak an latlmam dnce. ten kurulmu, aklk kaza ndrlm

s S ibley, F. N., Bkz. not (1 6 ) .


20

d nce. Bir konuma ya pmadan nce, sylenecekleri n zihinden gei ri l mesi


veya bir ma ntksal uslamla man n zihinde formle edilmesi gibi durumlar.

(3) Szck ve simge bul undurmas gerekmeyen dnce: kuru lmam ve


aklanmam, aklatrlmam... B i r eyi ''yle bir'' veya ''kabaca'' dnm
olmak.

imdi .bu d zeyler nda yukardaki tartmaya bir kez daha gz atalm.
yle grn yor ki, savu nm ada ne srlen ler, u neriler olan (a) ve (d) yi
kan tlamakta, hatta inanlabilir gstermekte pek ileri gi demiyorlar. Yukardaki
(3) c d u rumda bile (a) sav n n geerlili i biraz kuku gtrecektir: en ''kaba saba''
veya ''gelip geici'' dncede bile resim, i mgeleme veya szcklerin kesin olara k
bulu nmadn savu nabilmek pek g gr nmektedir. (b) ve (c) grl eri arasnda
bizim ilgi amzdan nemli bir fark yoktur ve ka bul edi l ebilir gibi grn mekted irler.
(d} de aklanan gr ise, kart u tutu mdur. Doal olarak ( 1 ) gibi durumlar da
btnyle sz konusudur; ancak bu gibi durumlar dnmeden ok iletiimi kap
sarlar. As l sorun (2) gibi durumlarda ( d) nerisi n i n geerli olup olmaddr .
H a rman'a gre bunun ya n t o l u m l u iken, bizce olu msuzd ur. ite bu nedenle

bu gre daha ayr nt l olarak deineceiz.

Harman'n il eri srd kurama gre, dil ve dnce a rasnda yle sk bir
ba vardr ki, dnen bir kii nin ''tmceler dnd'' veya ''tmcelerle (dil ile)
d nd'' uyg u n bir aklama olmaktad r. B u kurama gre, dnlen, ya her
hangi bir dilin tmceleri, ya da zel bir ''dnce d i l i n i n'' n ermeleri ol maktadr.
Byle bir ''dnce dil i'' normal dillerle bire bir uyum (tekabl) iinde grlmek
tedir; yl e ki, normal d i l i n veya dnce dilinin t mceleri a rasnda gze arpan
bir farkllk bulunmad varsaylmaktadr.

Dil ve dnce arasnda bir koutluk olduu kabul ed ilebilir bir grtr.
Ancak koutl uun varln sylemekle, bire bir uyum olduunu, ve hatta
zdel iin sz konusu olduunu bildi rmek aras nda apak olmas gereken nemli
ayrmlar bulun maktadr. Dil ve dnce n e lde koutturlar ? B i ri n i n dierinin
anlatm arac ol mas bak mndan aralarnda ya p benzerl ii beklenebi lir. Gerekten
d e ma ntksal kural ve ilkeler, zne -yklem i l ikileri d ncede olduu g i bi dilde d e
geerlid irler. Dnce dil ile bildirildiinde '' zeri nde dnlen'', ''zeri nde
konuulan'' olara k ; ''d nlen zeri ne d n l m olan '' ise, ''zeri nde konuulan
zeri ne syl enmi olan'' olarak, koutl uk gsteren bir biimde ya nsr. B u snrlar
amayan bir koutluk nerisi - ki buna ki msen i n pek iti raz olmayacaktr- yukarda
an lattmz bire bir uyum nerisinden ok fa rkldr. Harman'n gr ne gre,
21

d nce dile o lde yak nd r ki, dnlen dilin tmceleridir. Buna gre,
dnce bir ''sessiz konuma''ya indirgenmektedi r : yle ki konutuumuzda
''a k'' olann d nceden tek fark, bu ikincisi n i n ''kapal'' olmasdr. l g in bir yn,
Harman'n, sav n destekleyecek bir tek uslamlama bile vermemesidir: dil ve
dnce a rasndaki koutl uu temel al arak sav n il eri s rmekte, ve bunun olgular
aklay n n yeterli kant olacan dn mektedir. 1 9 Oysa, olgular H a rman'n
gr n rtmektedirler.

B u kura m n ayrntlarna daha fazla i nmeyeceiz. Koutl u k durumunun,


Harman'n nerd ii bire bir uyum (ve hatta zdelik) iin ka n t olmadn ve
sa lad deste i n zayf olduunu bel irtti kten sonra ana sav ele alara k in celeyel i m :
(A) D n m e dil ile olur (t mcelerle olur) .

a) Bu n ermeyi ''dnce dil ile an latlabil ir'' a nlam nda yorumlayabiliriz: bu


herkese ben imsenecek bir n eri olur. Dnceni n dil ile a nlatlabildii apak
bir gerektir. Oysa, bu yorum H a rman'n iine hi yara mayacaktr: dncenin
d oas zeri n e bir nerme ol maktan km bulun maktadr.

b) Daha sk ola rak, (A) nermesi ni, ''kiilerin dndkl eri t mcelerdir'' biiminde
yorumlayabiliriz. B u du rumda hemen akla gelecek bir soru ''t mceler nasl dn
lebilirler?'' olacaktr. Bu soruya tatminkar bir ya nt verilm edii s rece ''kiil erin
dndkleri t mcelerd ir'' gibi bir nermenin anl an1l l kuku gtrr olara k
ka lacaktr. yle ise, bu ya nt n nasl veri lebileceini aratralm. nce, d enebilir ki,
bir tmce zerine dnen kii bir t mceyi dn mekted ir. B u sk sk yaptmz
bir eydir, ve herkese kabul edi lebilecektir. u a nda (A) tmcesi zeri ne dn yor,
yani onu dn yoruz. Ancak byle bir yo rum (A) y a klamad gibi o n u doru
la mayacaktr da . . . Ya l nz ara sra n e zeri n e dndmz bel irtecektir. Kiileri n
dnd kleri n i n tmceler olduunu syleyebileceimiz daha baka durumlar da
va rd r. rnein, bir tmceyi imgeleyen bir kii nin tmce dndn n ermek
uygun olur. Bir t mceyi imgeliyorsam, o tmce zerine dn yor olmam gerek
mez; ayrca, d n mekte olduum da bir t mcedir. B i r t mceyi imgelemek, bir
t mceyi ''ele alma k'' ( consideri ng) , ''tartmak'', ''mlahaza etmek'' ( contem
plati n g ) , ''teemml etmek'' (deliberati ng) gibi d nsel eyl eml erden farkl dr:
b unlar tep tmce zerine dnme biimleridir. Denebi l i r ki ''d ncede bu l u n
d u rmak'' (enterta i n ) , bir tmceyi dn mektir, ve bunun tmce zerin e bir dnce
ol mas gerekmez. Ancak ''bi r t mceyi dn cede bulundurmak''ta n ne anlala
bi l i r ? D ncede bulundurulabilen gr, kuku, i mge, ka n, dn (fikir) gibi
eylerdir. B i r tmce ayn biimde mi dncede bulundurul uyor olacakt r ? ''Bir
tmceyi dncede bulundurmak'', yle grn yor ki, ya ''bir t mcen i n anlamn''
ya da ''bir tmcenin imgesi ni dncede bulundurmak'' a n lamnda kulla n l a
bilecektir. B u anlamlarn biri ncisinde, dncede bulu ndurulduu syl e n e n bir

- ---- - -----

19 Harman, G., Thought, Princeton U . P., 1 973, s. 57.


22

tmce deildir (ya l n zca n e anlama geldiidir) ve dolaysyla ''bir tmceyi dnme''
yi aklayamaz. i kinci anlam ise yi ne ''bir tmceyi i mgeleme''ye i ndirgenme duru
mundadr. yle gr nmektedir ki, ''kii leri n dndkleri tmcelerdir'' gibi
bir neri n i n bizce ilgin yoru mlar ''tmcelerin i mgelenmesi''ne dnmek
ted ir. T mceleri n i mgelenmesine bir itiraz mz olamaz; a n cak, bu d uru mda
Harman'n yan tlamas gereken soru ''yal nzca imgeleyerek mi dnebil iriz ?'';
''bir eyi dndmz her d uru mda bunu imgel iyor mu oluruz ?'' olacakt r,
ve bu ya nt istese de istemese d e olu msuzdur.

c) (A) nermesinin bir baka yoru mu da, ''dnme, kii n i n kendi ni konuur
olara k i mgelemesidir'' olabilir. Bir baka deyile, dnen kii, kendini konuurken
i mgeleyerek dn mektedir, denebilir. Byle durumlar sk sk ortaya kar: oysa,
soru n u m uz, bu durumlarn bulunup bulu nmad deil, dncenin bt n n n
byle durumlardan oluup olumad dr. Kendini ko nuur gibi i mgelemek d
ncenin ounluunu meydana getiren bir zihi nsel ilev deildir. Daha ok,
bir tr hazrlanma gibi, ve adeta ''yapay'' bir zellik gsteri r: yle ki, sanki kii
kendine dardan bakyormu g ibidir. B u yorumda, kii kendisi n i konuuyormu
gibi i mgelediine gre, i mgelenen konumadaki t mcelerin dnme srasnda
kurul uyor ol mas gerekir. Dolaysyla, daha nce tarttmz, a nlat m srasnda
szck ve uygun t mcelerin bulu namama durumu bu yorur i i n glk kayna
ola caktr. B u ndan baka, ve daha nemli olarak sylenebilir ki, yo u n dn me,
heyecan, korku, vb. gibi durumlarda kii n i n kendi kendini bu d u rumlardaym
g i bi i mgel iyor olduu nerisi i n a ndrclktan btn yle yoksu ndur.

d) B i r drd nc yoru m da ''Dn rken dili kullanrz'' (tmceler kullanrz)


olabilir. Burada ilk anmsanmas gereken, bu kullanman n kapsa mnn btn
dnce olacadr. kinci olarak, ''dili kulla nma''dan n eyin a n lalabilece i n i
sora l m . Bu d a bizi ''hangi dil, n e tr dil ?'' gibi soru lara yneltecektir. l etiimde
kullandmz g n l k dil kastediliyorsa, o zaman dilin kullanln salayan szck
ve tmceler. dnmed e nasl kullanlyor. bunun yantlanmas gerekecektir.
Dnrken bunlarn beyinde ortaya kp (vuku bulup), yer ald m sylenecektir.
Eer bu yol tutu la caksa bu ne biim bir yer alma ve ortaya kma olacakt r ? Genel
likle szck ve t mceler ya sylenmi sz. ya da yazlm yaz olara k yer alrlar;
beyinde (veya zihinde) bunlardan biri mi olacaktr ? te yandan bu ortaya k bir
imge ierii olara k grlecekse, durum, yukarda tart lan (b) ya da (c) ye dn
mez mi ? Dol aysyla, dn rken gnlk dilin kullanldn nermek pek doyu rucu
olmayacakt r, d iyebi liriz.
Oysa, bu ak olan tek yol deildir. ''D il'den, daha ncelerde sz n ettiimiz
.
bir ''d nce dili'' kastedi liyor olabi lir. yle bir ''dnce dili'' olsun ki kuramsal a
dan ilgin olabil mesi iin g n l k dil le, Harman'n nerdii g i bi bire bir uyum iinde
bulunuyor olsu n. 2 0 i lgin olabil mesi iin, yani gerekten bir dilden kon uuyor olabi l -

20 Ayn yapt, s. 54- 59.


23

mek iin, ''dnce dili'' denilenin, gnlk dille basit bir koutl u k gstermesi
yetimeyecektir. ''Dnce dili'' denilenin gerekten, Harman'n nerdii ilevi yeri
n e getirebilecek bir dil olabil mesi iin, koutl ua ek olara k kendi szc kleri, adlar,
balalar, tmceleri vb. olmas ve bunlarn gn lk di ldekilere tekabl edebilmesi
gerekir. ''D nce adlar'', ''D nce balalar'', ' ' D nce tmceleri'' gibi ey
lerden sz etmek her eyden nce anlamsz ko nuul uyorm u hissini uyandryor.
Harma n byle bir ''dnce dili nde'', herha ngi bir dili dil yapa n, ''a nlam'', ''an lama'',
''ynleti m'' ( referen ce) gibi kavra mlarn yer alamayacan kabul etmek zoru nda
kal yor.2 1 B u na ''dnce dili nde'' bulu namayacak baka temel di lsel zel likler
ekleyebi liriz : ''anlatm'', ''i letiimde kullan '', ''uzlam'' (convention) vb. . B u
kadar bile, eer ''dnce dili'' diye bir ey varsa, bunun g n l k dilden pek fa rkl
oldu u n u gstermeye yeterli grn yor. Daha daha ar glkleri ksaca bel irtel i m :
eer ''dnce dili'' gerekten g n l k dille bire bir uyum durumundaysa, d
nrken gramer kurallarna uyuyor olmamz gerekir. G n l k dilde e anlaml t mceler
aras nda kolaylkla yapabildiimiz ayrm dncede uygulanabilecek mid i r ?
E anlaml dnceler sze konu olabilir mi ? B u n u salayacak ltl er var md r ?
G each dnce ile tmceler aras nda nemli bir ayr la deiniyor.22 B u da
sre a sndan bir ayr lk. Tmceleri sylemek olsun, akldan geirmek olsun
baz szcklerin birbiri ardna geliinden meydana gelir ve belirli bir sre a l rken, bir
dncenin arka arkaya gelmi kavramlarn toplam olara k gr lmesi olanakszd r.
Bir d ncenin kavra nabil mesi iin, paras olan kavramlarn hep birarada ve bir
defada kavra nmas gerekir. Bir yargya varmak, o yargy dnmek, bir sa ncnn
balayp, srp bitmesi gibi, ak seik, srd an lalabilen bir ey d eildir.
''Amcama gitmem gerektii dncesi 1 0.30'da balayp, iki sa niye sonra sona erdi''
diyemeyiz. B u na kar l k, ''1 2.1 O'da aniden bir sanc sapland, ve iki daki ka srd''
kabul edilebi lir bir nermedir.
D nceni n gnlk dil olsu n ''d nce dili'' olsun, bir dil ile, yani bu dilin
t mceleri ile y rtld nerisinin savu nulabilir bir sav olmad sonucuna
vara biliriz.

'

Davidson ve Harman'n grl eri ni, (ayn zamanda Sapir-Whorf23 kuram


ve davra n lk (behaviourism) kuramn da) rten deneysel verilere ksaca
----- - - - --- -

2 a.y. s. 59.
22 G each, P., Mental Acts. Landon: Routledge and Kegan Paul, 1 957, s. 1 01 - 1 06.
23 Sapir, E. ( M andelbaum, Ed.) Culture, Language and Personality, U n iv. of California
Press, 1 961 ; Whorf, B., Collected Papers on M etalinguistics, Washington D.C. : Dept.
of State, Foreign Service l nstitute, 1 952.
24

bir gz atmakta yarar bulu nmaktad r-. ocuklarn geliim sreleri i ncel endii nde
ortaya kan ilgin bir olgu, anlk ve d nsel yeti lerin, tuta rl olarak, karl klar
olan d i lsel beceri lerden nce ortaya ktklardr.

a ) D . R icks'in srdrm olduu bir al mada,24 ocu klarn konumaya


balang dnemi nde, evrel eri ndeki nesneler zeri ne iletiimde bulu nabilmek
iin, bu nesnelere verdikleri adlar bykleri nden ren meyip, kendi leri uydurd uklar
(icat ettikleri) sonucuna varl mtr. Sonraki aamalarda, bu 'icat' szckler,
yerl erini evrede konuulan dilin szc kleri ne brakmaktadrlar. B i zce nemli olan,
iletii m gereinin d uyu lmas, ve bir d nceyi aktarmak iin, iletii mse! bir yarat
da bulun ulmasdr. B u sonu gerekten doruysa, o zaman, dilsel geden
nce, onun aktarmada ara olduu d nce meydana kyor, ve byle b i r dn
cen i n varl onu bildirecek dilin var olmasna gerekl i koul oluyor, denebilir.

Ayn tr kulla n larda bir tek szckle, btn bir d nce a nlatlmakta, yan i
btn bir t mce i l e bildirilebi lecek bir anlamn ileti ldii gr lmektedir. ocuklar bu
tr kullan zel likle 1 2. - 1 8. aylar arasnda uygularlar. ( r. ''St'' szc ''Ben
st istiyorum'' gibi bir t mce yeri ne kullanlyor.) Bu olgu da bir t mcen i n a n lat
mndaki zengi nliin, bir dier deyile, szcn kavramsal karlnn ok d n a
tam olan mesaj ieriin in, di lsel aralardan ve bu mesaj n di lsel kar l olan
becerilerden nce gel iyor olmas gerektiini gsterir. ocuun kullanmndaki
ya l n z bir szc ktr; oysa onunl a a n latt btn bir tmcen i n a n lamll dr.

b) M c Neill'ler ve ayr olara k L. B loom taraf ndan ya plm olan aratrmalar, 2 5


dilde yadsma ( n egation) b iimleri n i n renili sras zeri n e ilgin bilgiler sa
la mtr. ocuklar, yeni ve daha karmak yadsma biim leri ni kullan maya bala
d klarnda, bunu gramerde zellikle bu ilev iin ayr lm terimlerden nce, daha n
ceden ren i p kullanm oldu klar, daha basit yadsma teri mleriyle yeri ne getiriyorl a r .
O rnein, daha st dzey yadsma biimi olan yo ku msa ma (i nkar, denial) ve

reddetme, dilin bu nlara ayrlm szckleri kullanlmadan nce, daha basit ve


alt dzey yadsma biimi olan, ve ocuun oktan beri kullanyor olduu var-ol ma
ma, varlk yadsnmas gibi ilevlerde kullanlan szcklerle ya pl maya balanmak
tadr. Bun dan aka grnen, ocukla r n yeni dilsel biimleri, bu bii mleri n a nlat m
olan d nsel kavra mlar anlamadan nce kullan maya balamyor olduklardr.
Ta m tersine dnsel olarak kavra nabildikten, ve daha basit bii mlerle an lat ldkta n
sonra bu kavra mlar bildiren terimler kullanma gi rmeye bala maktadrlar.

c) Za man kavramnn ol uturu l mas da benzer zel l i kler gstermekted ir. R .


Cromer' n yapt deneysel almalar n gsterdiine gre, ok ncelerden ren i l -
---- ---- - - ------

24 Ricks, D., The Beginnings of Vocal Communication i n lnfants and Autistic Children. U. of
Lo ndon, Yaynlanmam Doktora Tezi. (1 972)

s Mc N eill, D. ve M c N eill N . B., ''What Does a Child Mean When he Says ' N o' Adams, P.
( Ed.), Language in Thinking, Peng u i n Books, 1 972. Bloom. L.,
25

mi olan di lsel anlatm bii mleriyle bildiri ni kolayca olanakl olmasna karn, ocuk
lar drt yandan nce, olaylar n meydana geli sras zeri n e konuurken, a nlatm
da b u sray hi deitirmemektedirl er. Anlat mda, olaylar olu srasn bt nyle
koru maktadrlar. rne i n, ngilizce grameri n e gre doru anlatm biimi n i n ' ' B i l i
yor musun, klar snd'' srasn izlemesi gerektii ha lde, drt yana kadar
ocuklar bu tr bildirimleri l ngil izceye gre ya nl olan '' Iklar snd, biliyor musun''
srasnda vermektedirler.

Benzeri trde bir durum da, koul bildiren ( hypothetica l ) nermelerin kulla n
myla ilgili olarak ortaya kyor. B u tr nermeler de yeni gramer biimleri ren meyi
gerekti rmedikleri halde ocuklar taraf ndan ancak drt yandan balaya ra k kulla
nlmaktadrlar. yle ise, sz konusu d nsel yetileri kaza nma, bu yeti leri n anla
t mna yarayan dilsel ya plar renmek sayesinde olmamaktadr. Ortaya yen i
bir dilsel ge kmad ha lde, yeni d nsel biimler ancak bir aama sonras nda
grl meye balamaktad r.

Bu bilgil erde, ve zellikle deneysel veri n i n yoru mla n masnda bir ya nllk bu lu n -
.

muyorsa, rtmek iin i ncelemi olduumuz grler konusu nda amacmza


ulam say labil iriz. Bu aamada bizce en nemli son u, dil ncesi ve dilden
ba msz dncenin olanakl ve var old uunun belirlen mesi dir. Bylece, i leriki
bl mlerde geliti rilecek i letiim kuramnn ana yaklam dorulanm olmaktadr.
Anlatma

Anlatma'' kavramnn z mlemesine girimeden nce, bu szc


hangi anlamnda kulland mz akla kavutu ra lm. B ylece, zmleyeceimiz
kavra m batan bir lde aklam olacaz. ''Anlatma'' szc ile burada kastetti
imiz, szlkte ''anlatmak'' szc n n a nlam kapsa mna giren kavra mlarda n
biridir. ''Anlatma''dan a n ladmz, ''sylemek'', ya ni bir olay, bir yky anlatmak
eylemi deildir. B u kavram ve bizim ilgilendiiniz anlam, baz d u rumlarda kar lkl
olara k birbi rleri ni iermeleri ne karn farkl drlar. Bir kii, d ncesi ni szckler
l e sylemeden bizim i lgi lendiimiz kavram asndan anlatabilir. Bir davra n ,
bir im leme bu anlamda a n latmay salaya bi lir. ''Sylemek'' a n lam ndaki ''anlatmak''
eylemi ni ''anlatm'' szc n n anlamlarndan biri ile bildirebiliriz. Dolaysyla
''anlatma'' kavram, bu an lamdaki ''anlatm'' kavram ndan farkl olacaktr. Trk
Dil Kuru m u szl , ''anlatmak'' szc n n anlamlar arasnda ''inandrmak''
kavra mna da yer veriyor. Bu kavram da bizim ilgimizin dnda kalmaktad r.
Ar bir kar l kta bulunma k'' anlam, t pk ''bir ko nuda bilgi vermek'' (veya Hayat
szlnde bel i rtildii gibi) ''retmek'', ''ders vermek'' anla mlar gibi, zm
leyeceimiz kavra mla komu olular ya nsra ondan ayrlmakta drlar. Hayat
szlnde gsteri len ''dolayl olara k ifade etmek'' kavra m, bizim zeri nde dur
duu muza daha ya kn olmasna karn yi ne de onunla zde deildir.

Bizim, iletii min temel gelerinden biri olarak grd mz, ve bu blmd e
z ml emesi n e al acak olduumuz ''an latma'' kavra m, szcn u anlam nda
belirlenmektedir: ( H ayat Byk Trk Szl nden) '' fham, tefh im etmek, a n l a
ya cak su rette ifade etmek: B u adama maksadm a n latmaya al yorum'' (Trk
Dil Kurumu Szl nden) ''Birinin anlamas n sa lamak''. ngi lizcedeki ''saying''
ve ''tel ling'' szckleri nin, ve Fra nszcadaki ''dire'' szc n n uyg u n, karlk
a nlamlar, burada zm lemesini yapacam za ya kn kavra mlar getirmektedirler.
Akla gelebilecek bir soru, n iye ''demek'' veya ''sylemek'' szckleri yeri ne
''a nlama''nn sei ldii olacaktr. B u n u n n edenini yle aklayabiliriz. Bi rinci
olara k, nceden d e belirtildii gibi, amacmz iletiim olgusu nu, tm kapsa myla
ayd n latp aklayacak bir z mleme getirmektir. Yine, nceden tartlm olduu
gi bi, i letiimde bir ey, bir d nce a ktaran birey, bunu di lsel aralarla ya pma
28

zoru nda deildir. Dilsel veya dil-d ''davra n larda'' bulu nara k, karsndaki
ne mesaj iletme abasndadr. ' ' D emek szc olsun ''sylemek'' szc
olsu n, iletiimle ilgili an lam larnda, dilsel davra n (ya n i sz sylemeyi ) ier
mekte, veya bu nitel ie buradaki zmlemeyi saptrabilecek biimde ya kla
maktadrlar. Bizi m arad mz kavra mn, sz syl emekten o k daha geni bir
ka psam ol mas gerekmektedir. te bu nedenle ''a nlatan'' bireyi n kulland imleme
(yani karndaki ne seri mledii -sergi ledii-) iin ''sz'' deil ''sylenim'' dedik.
''Syleyen birey'' veya ''sylenim'' gibi szckler kullanrken bu nlar hem di lseli
hem de dil d olan bel irtir ii mde ele al yoruz. Di lselle snrlanmam bir i l eti im
kavramn belirleyerek aklamak bu kitabn ana amalar ndan biridir.

Anlatmak eyl eminde ''sylemek'', ''demek'' ve ''sylenen'' bir ara olarak


ku llanlmaktadr. Bu adan bakl dn da, bi r ikinci temel ayrm ortaya kmaktadr.
''Anlatmak'' szcnn bu dierleri nden a n lam bak mndan farkl olduunu
grmek iin u bileiml ere baka l m : ''syleyerek sylemek'', ''syleyerek demek'',
''diyerek sylemek'', ''diyerek demek''. Bu nlar hemen hemen ayn anlama sa hiptir,
ve ' . . . . . . . . .' diyerek . . . . . . syledi '' gibi t mcel erde an alitik ve dorusal (ta utologous)
nermeler meydana getirirler. rnein, 'Gel' diyerek gel mesi ni syledi'', '' 'Gel'
szc n syleyerek gel dedi'' gibi . . . B u na kar lk, btn bu bi leimler ve
''an latarak an latmak'' gibi bir bileimden, ''syleyerek anlatmak'', ''diyerek a n -
latma k'' kesin bir biimde farkl dr. yle ki kurulacak'' ' . . . . . . ' diyerek . . . . . . a nlatt''
gibi bir t mce, zoru nlu anl amda ne a nalitiktir n e de dorusal bir nerme veri r : 'Gel'
diyerek aaca kmas gerektiini a n latt'', ' G el' szn syleyerek, ba l kondan
ieri gi rmesi gerektiini a n latt''. Burada sylenen veya denmi olan, a n latlana
ara olmu, sylenenin anlamnn ok daha tesi n e talara k bir ey anlat l m tr.
Ayn bii mleri daha nceki bileim lere uygulayamyoruz : '' ' G el' diyerek aaca
kmas n ( kmas gerekti ini) syledi'' ya nl tr : aaca kmas gerektiini sy
lemi ol mas iin ''Aaca k'' veya ''Aaca kman gerekiyor'' demi olmas ge
rekirdi.

Bir nc ayrm olara k diyebili riz ki, ''sylemek'' ve ''demek'' kavramlar n n


tersine ''an latmak'' a n lam yaratmaktr. ''Gel'' sz n sarfeden (syleyen ) , bu n u
diyen kii n i n sylediinin veya dediinin anlam o szcn anlamd r. '' 'Gel'
diyerek ne sylediniz ?'' sorusu n u n yant ' ' G elmesi ni syledim''dir. Yukarda da
bildirdiimiz gibi, 'Gel' diyerek ne anlatmak istedi ?'' sorusu n u n yant ok
farkl olabilir. ''Sylenenin geldii anlam'' veya ''an lat lan'', ''sylenen''den ok
daha geni, ve deiik olabilir. ve syleyence yaratlm bir anlamdr.

''Anlatmak'' (veya ''an latma ' ' ) , ''bildirmek'' (veya ''bildirme'') kavramndan da
ayrdedilmelidir. B u iki kavram ou du ru mda biri br nn yeri ne kullan labi lecek
lde e anlamllk gsterir gibi iseler de, aralar ndaki nemli bir fark ''bildirme'' nin
kapsa mnda bulundurduu bir ykmlln ''anlatma''da bulunmaydr. Bildir
dii sylenen kii, bildirdiinin anlamn bildirmi olma ykmll ndedir.
29

Ya ln zca iletmemi, bildi rmitir (assertion, declaration ) . Bir soru tmcesi kullan arak
bir ey a n lata bil iriz; oysa bir soru t mcesi ayn eyi bi ldirmede kullanla mayacakt r.
B i ldirme nerme ile elele giden bir kavra mken, an latma, nermelerin olduu g i bi
nerme d mesaj larn (soru, emir, vb.) iletii mini de kapsa r. ''Ge kalmyor muyuz ?''
diyerek ge ka lp kalmadklar n renmek istediini a nlatm olan kii bir ey
bildi rmem iti r. (''Ge kalm yor muyuz ?'' diyerek trenin kalkmakta olduunu a n
latyorsa, ayn eyi bildirdii de sylenebilir.)

ngilizcedeki ' 'to mea n '' eylem -szc (fiili) bir syleyen bi reye uygulanm
bii miyle (the speaker's meaning) bizim burada ay rdettiimiz ''a nlatma'' kavra
myla byk yak n l k gsterir. ngil izce'deki ' 'sayi ng'' ve ' 'the speaker's mea n i ng''
(syleyenin kastettii) arasndaki sk yak nlk gznne alndnda bu doal gr
necektir. Fakat benzerl ik tam deildir. Anlatma'ya bir edim gzyle bak labilir. Anlat
ma baar l ya da baarsz olabilen bir eydir. ' 'Anlatmaya almak'' deyi m olarak
b u n u ka ntlar: Anlatmak amacyla bir eyler yapan kii bu a mac yeri n e getiremeyebi
l i r. Ayn eyleri ''speaker's meaning'' zeri ne syleyemeyiz: bu bir edi m deil, bir
eylemin yeri n e geti riliinde (sz sylerken) kii n i n iinde bulunduu zihi nsel
durum, yani d i nleyen bi reye yneltilmi bir karmak niyetli olma du rumudur. 2 6
''A speaker's mea n i ng somethi ng'', yani syleyen i n birey kastetmesi ni, bir tekni k
teri m nererek, syleyenin bi rey ''anlamlamas'' olara k ifade edecek olursak,
syleyen i n birey syleyerek ''anlam lamas n n '' btnyle ona ba l olduu
grlecektir. Anlaml amaya al mak veya bun da baar l olup olmamak sz
konusu olamaz (olursa sama szler dourur) ; kii, bir zihi nsel du ruma gi rmek

iin aba gstermez: ya o du rumdadr ya da deildir. Anlamlanan, syleyenin


anlatmadaki a macdr. Ama veya niyet sahibi olmak ''baarlan'' bir ey deildir.
Burada bir noktay bel irtmekte yara r olabilir. Anlatma nn baaryla yerine geti rilmesi,
anlatma n n amac nn yeri ne geti ril mesi demek dei ldir. B i r kii bir mesaj, kulland
i mler veya szlerle baaryla anlatm olabilir; ancak ne denli baarl olursa olsu n,
din leyen bi rey onu anlamayabilir. An latma k a n lalmay gara nti etmez. ''Derdimi,
d ncemi, o kadar iyi a n latma ma ramen hi bir ey anlamad'' diyebi liriz. B u
nokta en bata i leri srd mz g lendiriyor: anlatma ve a n lama birbirleri ni ta
ma mlarlar, ancak biri dierinin paras deildir. B u da szlk aklamalar n n
snrll n gsteriyor. Szl k ta n mlamas ylece dzelti lebilir: ''Biri n i n anla
mas n salamak iin gerekl i iletii mse! abay gstermek."

Kavra mmza bylece aklk kaza ndrdktan sonra, zmlemesi n e giriebiliriz.

2 6 Bkz. Stampe, O., ''Towards a G rammar of Meani ng'', Phil. Rev., 1 969.
30

10

Anlatma nedir ? Anlatma kavramn kendi d nda, a n la mca baka kavramlar


kulla narak nasl a klayabiliri z ? Byle bir a mac, bir nceki blmde yaptklar mz
doyurmaz; nk szl k karlklar ancak e a nlam veri r. Sorumuzun yantna
doru gtren e n veri mli yol, bir ey a n latt sylenen bireyi n n eler yaptn

betimlemek, ve hangi koullar yeri ne geti rmi ol mas gerektii ni belirtmek


olacaktr. Bylece, bir bireyi n bir ey a nlatm olmas n n zoru nlu ve yeterli kou l lar
sa pta ndnda, bu kavra mn ie yarar bir zmlemesi de sala nm olacaktr.

Bu konuda ortaya ata bilecei miz ilk ve kendiliinden a pak kou l, a n latma n n
dta n gzlemlenebilen hi bir ey yapmadan yeri n e getirilemeyece idir. i l etiim
ve anlatma iin temel koul d nceyi da vurmak, yani herkesi n grebi lecei
fiziksel bir edim arac l ku llanma kdr. B u koulu rtebilecei d n l ebi lecek
tek rnek ''telepati'' ile i letiim olabil ir. Ya ln z, bununla ilgili olarak iki noktay
akldan karma maldr. i lki, telepati olarak adlandrlann, eer gerekten zerindeki
kukular temizl enip varl kabul edilecekse, yarataca iletiim kavra m n n bizim
burada tarttmz ''doal'' ve ''yapay'' i letii m kavra mlarnn dnda, bir nc,
ve deiik kavram getiriyor olaca dr. Dolaysyla bizi m verdiimiz ''yapay iletii m''
kavra m zmlemesi bundan etkilen meyecektir. i kinci nokta ise udur: telepati
ile gerekletirilecek bir iletiimde ''an latma'' diye bir ey olmayacaktr. (''anlama''
da olmayaca gibi) . Bu bakmdan telepati rnei, bizi m an latma iin nerdiimiz
gerekli koulu rtemeyecekti r.

Bir ey a n latabilmek iin bir eyler yapmak gerektiini syl edik. Yaplan,
a n latman n aracdr. unu, bunu yaparak bir ey an lat lr. O zaman yl e bir soru
sora l m : an latmak iin ya plan, a nlatmann paras mdr, yoksa vazgeilemeyecek

bir destei, onsuz ola mayaca bir ara md r ? An latmak iin ya pla n n, a nlatma n n
bir paras olmadn syleyebiliriz : ya p lan kulla narak onunla anlatrz; a nlatma
her n e kadar ondan destek gryorsa da yapla nda n farkl dr. Ya plan ayn eyle,
iki ayr durumda ayr ayr eyler a n lat labilir. Yap lan ''yz burutu rma'' olsun.
Pis koka n bir yerde yzmz buruturarak karmzda ki n e irendii mizi anlata
bilirken, ayn eyi yaparak, rendiini uygu layan bir kema n rencisi nin pek
doru almadn da a n latabil iriz.

''Yaplan''a iletiimle ilgili olduunda ''sylenim'' diyeceiz. B u ndan nce de


bir ka kez bel irtti imiz gibi, ''sylenim''in anlamna yalnz sz ve t mceler gir
memekted ir. letiim amacyla ne ya pl rsa ''sylenim'' olarak adla ndr labi lecektir.
i m le meler, el, vcut, yz hareket ve ifadeleri, herha ngi bir ses, veya seri mlenen,

gsteri len bir ey, bu a n la mda, a n latmak amacyla yap lan ''sylenimler'' o larak
gr leceklerdir.
31

Bir ey anlatmaya gerekli koul olarak bir eyin syle nmesi gerekir, dedik.
Bu eyin sylendii balam, ve daha geni olarak, sylenimin iinde sylendii
fiziksel ve ( iletiime kat lan kiilere ait) zi hi nsel ortam, a nlatma iin bir ikinci
gerekl i kouldur. Ta nmsal olara k, anlatma n n byle bir ortam iinde yaplmas
zoru nludur: bu orta ma ''duru m'' (occasion) diyeceiz. D u rum a nlatmay dorudan
belirleyen bir etmendir. Yukardaki rnekte, sylenim, pis bir kokun u n olduu ve
keman alan bir renci n i n bulunduu durumlara gre deiik a n lamlar kaza nmt .
u halde, denebi l i r ki, a nlatmada, sylenim g i bi durum da iletiim ya pan bireyler
taraf ndan ara olarak kullanl maktadr.

11

Henz bu d zeyde tartrken, u a na dek aka bildirmeden izlemi ol


duu muz yolu aklaya l m : balarda ksaca szn etti i miz, dil -d (dil ncesi)
yapay iletiim bii minin, dilsel iletiim bii mine ncel oluu sav n, izlediimiz
ynteme gre bir aratrma sras olarak a lyoruz. Yapay iletii m bii mleri
iinde ilk nce beli rdiini varsaydmz dil -d i letii min aklanmasn amalar m
zn i l ki olarak al yoruz. B u ama baar ile yeri ne g etiri lebilirse, benzeri bir zmleme
dilsel iletiime uygula naca k, ve kout bir aklama elde edilecektir. Burada yant
lanmas, veya en azndan, yantlama yol u nda baz ipu lar n n veril mesi gereken
bir soru udur: dil - d yapay iletiimden, dilsel yapay iletiime hangi yoldan
gei ya placak, ilkinin zmlenmesi ne aracl yla ikincisine uygulanabilecektir ?
B u iki iletiim bii mini ortaya k srasnda birbi rine balayan bir olgu var md r ?
B u son soruya yan tmz olu mludur. ki iletiim biimi gelime srecinde bel irli
bir aa may simgeleyen uzlam (conventi on) olgusuyla bala nmaktadrlar.
Dil d ve di lsel yapay iletiim biim leri n i karlatrd mzda, bu iki olg uyu bir
yn dnda her adan izomorf grrz. Bu yn, dil d iletii mde bulun may p, dil
selde var olan uzlam ve bunun getirdii ya psallk (structuredness) zelliidir. D i l
sel il etiimi bu ze lli klerden soyutlad mzda, onu dil -d yapay iletiime in dirge
yebi leceimiz, temel varsay mlarm zdand r. B u varsay mdan hareketle yntemimizi
yl e belirleyebi liriz: dil d iletii mde bulacamz her zel lik, ayn zamanda koutu
di lsel iletiime zg olarak kabul edilecektir. Dil -d yapay iletiimin z mlemesi ne
ek olarak uzlam kavramnn zml enesi, di lsel iletiim kavramnn z mlemesi ni
verecektir. Varsaymmza gre, kavra msa l adan bylece an latabi ldiimiz il iki n i n
olgusal sralan asndan izledii yol, ok basitletirilmi ol arak udur: bir birey
bir dieri n e bir d nceyi iletmek amacyla dil d bir ey syleyerek (geni

anlamda) bu dn ceyi a n l atr. Bu dil d ''sylenim'', giderek bir uzlama


dn r, ve yapsal ' zellikler kazanarak, dilsel bir ge, bir t mce bii mini a l r.
Bu, ayn zamanda insan dilleri nin ( b asite indirgenmi olarak) ortaya k biimi nin
de beti mlemesidir.
32

Bu aamadan balayarak aratrma larmz d i l - d ya pay i l etiim zerinde


yo u n latr laca ktr.

12

D i l -d yapay iletii m hangi du rumlar kapsar ? B u tr il etiimin en belirg i n


olarak gr nd alanlarn ba nda ''dil ncesi'' ya pay i letiim gelir. B i r a ntropo
logun Amazon orma nlarnda yol u n u kaybettiini dnelim. G nlerce a-susuz
dolatktan sonra, uygar dnya ile hi i likisi olmam bir yerl iyle karlayor.
Her i kisi de birbirleri nin dillerinden an lamyorlar. A olduunu, ve yemek isted i i n i
bildirmek iin antropologun bir eyler yapmas gerek: yzne acnacak bir ifade
veriyor, az n ap iner gibi hareketler ya pyor ve midesini svazl yor; bunlar
(syledikleri n i ) yaparak, a oldu u n u anlatyor. Burada, ''sylenim'' bt nyle
dil -d bir edim, ve i letilen de dil -d aralarla i l eti lm i durumda. Ayn trde bir
baka rnek henz dil renmemi olan bir ocuun, veri lmekte olan mamaya
doymu olduunu, alar g i bi sesler kararak a n latmas olacaktr. ocuk, alamasna
gerekten n eden olacak bir ey yznden ve gerekten alamamaktadr. Ancak,
doygunluunu ve fazla ma madan sknts n anlatmak iin alar gibi yapmaktadr.
Dil -d yapay iletiimin kapsad bir ikinci alan da, sylenimin dilsel olup,
anlatlann sylenen in di lsel an lamndan fa rkl olduu durumlardr. letii mde,
bazen sylediimiz szlerle bunlarn a n lam ndan baka eyler kastederiz. S
kk bir otob ste ayakta kalm yal bir kad n otura n gence soruyor: ' ' Rahat nz
yeri nde mi ?''. Burada sylenenin di lsel (bir t mce) olmasna karn, iletilen anlam
ok farkl, ve bizce ilgin olarak, bu t mceni n a nla myla bt nyle i l gisizdir.
Bu a nlamn tam kart (ve stelik eliik) olabi ldii durumlar da dn lebi l i r :
g nei n altnda pimi bir adra girildii nde ''buras da epey seri nmi'' diyerek,
iersi n i n frn gibi olduu an latlabilir .
Unc bir alan, sylenimin uzlam durumuna gelmi olmasna kar n di lsel lie
. .

dnmemi olduu d urumlar kapsar. Tesl im olunduunu an latmak iin beyaz


bayrak ekmek, veya garsondan hesa b istemek iin kalemle yaz yazar gibi bir
hareket yapmak, say labilecek rneklerdendir.
Son bir bek ise, sylenimin di lsel olduu, fakat a n latlann sylenimin di lsel
anlam ndan farkl olduu durumlarda uzla mlama n n ortaya kyla i l gilidir.
Bir bakkala girildii nde ''ekmek var m ?'' gibi bir soru, uzlamsal olarak '' ekmek
alyoru m'' anlamna gelir. Bu anlam uzlamsallam tr, ama kullanlan tm cen in
anlamn dan tmyle farkl dr. 27
-- ------ ---- - - - - - - - -- - - - - -

2 7 Bu alan John Austin (How ta do Things With Words. Oxford U . P., 1 962) ve J o h n Searle
(Speech Acts, Cambridge U . P., 1 969) taraf ndan geni olarak aratrlmtr. Gelitirilen
''lllocutionary Acts'' kavram i lgin aklamalar salamtr.
33

Bu bl mde, uzlam ve dil ncesi biim lerle, ya ni yukarda ki i l k iki alanla


ilgi len eceiz. Amacmz bu iki ileti im biimindeki a nlatma kavra mn zm
lemektir.

13

An latma n n baaryla yeri n e getiri lmesinden sz edebi l mek iin, bir durum
ve bir sylenimin gerekl iliinden sz etmitik. Ancak bu kadar yeterli olmaya
caktr. Her durum ve her sylenen bir mesaj aktarmay sa layamayacaktr. O l
duu yerde el rpmaya, veya acayip yz hareketleri yapmaya balayan bir ki
i ( belki : deli olduundan baka) pek bir ey anlatyor olmayacaktr. Sylenenin
a n latmak iin sylenmi oluunu, bir geveleme ya da bi li nsiz davra ntan
ayrdedebilecek bir zellik aryoruz. Byle bir zellii, G rice' n daha nce sz n
ettiimiz yaptnda bulabileceiz.28 Syleyenin a n lamlamas (the speaker's
mea ning) kavramn z mleyen bu filozof, bizim arat rma alanmzn ok ya-

knlar n aydnlatmtr. Bu zmlemeden dn alara k, a n lamann bir baka te-


mel zelliini de yle bildirebiliriz: belirli bir d urumda, sylenimin bir ey a n latmaya
ara o la bilmesi iin, o n u syleyenin, dinleyen bireyde bu sylen im ile bir d nce
uya nd rmak amacn gtm olmas gerekir. B u demek ki anlatmak, bir d urumda,
syleyen bireyin, X gibi bir eyi herha ngi bir dinleyen bireyde r gibi bir d nce mey
dana getirmek amacyla sylemesi ol uyor. Sylenimin byle bir niyet veya amala
sylenmi olmas, onu herhangi bir davra nta n ayrdeden zelik olmaktadr. G rice' n
da belirttii gibi,29 bu koul da yeterlilik sala mayacaktr. Kend isi n i n verdii u r-
nek, yetersizlii aka gstermektedir. Bir ci nayet olay nn getii yere kimseye

gstermeden Bay B'nin mendilini bra kyoru m. Bunu yaparken amacm sorutu rma
y ya pan savcda katilin Bay B olduu dncesi ni uyandrmaktr. ( D urum, ci nayet
olay nn getii yer, sylenim ise brakt m mendil oluyor) Byle bir duru mda, ne bir
kii n i n bir ey a nlatmas, ne de yapay i letiim sz konusu olacaktr. O lsa olsa, mendili
orada gren savc, Bay B'nin katil olduunu bunun doal an lam o larak karsaya
caktr. Ben nendili bra krken bu ii kimseye gstermeden yaptm iin bir ey a n la
tyor veya iletii m yapyor say lamam. En azndan bu durumu ''insan i letiimi''
kavra myla beli rleyemeyiz. Bir rnek daha dnel i m : Bir odada iki kii, kendi
kendi lerine bir eyler okuyorlar. B irisi yeni gelmi olan g n l k gazetenin ba
sayfas nda bul unan, n l bir politikac n n resi mlerin i kara la maya bal yor. B u n u
yaparken, dier kii nin yaptn grdn bil mesine karn, hi istifi ni bozmadan,
kendi kendine, brne bakmadan karala maya devam ediyor. imdi karalaya n
------- -- ----

28 Grice, H . P., Bkz. not (1 1 ) ; Grice, H.P., ''Utterer's Meaning and l ntentions'' Phil. Rev. Vol.
78, 1 969.
29 Grice, H.P., not (1 1 ) deki ayn yapt, s. 43.
34

kii, bu yapt il e, dierinde, o politikacdan nefret ettii d ncesi ni uyardrma


niyeti (istei, amac) olsa bile bunu ona anlatyor, veya yapay iletiim gerekle
tiriyor olara k grlemeyecektir.
G rice, hakl olarak burada bir koulun daha gerekmekte olduunu belirtiyor:
Syleyen bi rey, sylediini yalnz dinleyende bir d nce uyand rmak amacyla
sylyor ol mayacak, ayn zamanda din leyenin bu amacn farketmesi amacn
da tayacaktr. Yukarda ele aldmz rneklerde syleyen birey bu ikinci amac
ta mamakta, yani dinleyicisinde bir dnce uyandrmak iste inin onca farkedil
mesi ni istememekted ir. Bir baka a nlatmla, bu son koulu, syleyen bireyin sy
ledii ile uya ndrmak istedii dnceyi akta rmak istedii n i n dinleyence fark na
varlmas gerei olarak beli rleyebiliriz. yle ki dinleyen, sylenimi grnce ya lnz
bel irli bir dnce oluturmayp, ayn zamanda bu d ncenin iletiim amacyla
uyandrldn d nebilsin. Yukarki rnekler bu ikincinin dnl mesine izin
vermemektedir.
B u noktaya dek saptaya bildiimiz koullar kullanarak ka baca bir ta nm il eri
srel i m :
''S gibi bir syleyen bi rey, X gibi bir ey syleyerek bununla r'yi anlatt'' (yani,
S, X ile r anlatt) demek,

''S ' x 1,

a ) D gibi bir din leyen bireyde r d ncesi ni uyandrmak, ve


b} r'yi D'ye aktaryor ol mak,
amacyla syledi'', demektir.

14

B u noktada artk G rice'dan ayrl yoruz. B u n u n iki nedeni var: birincisi,


bizim, G rice' n peinde olduu ''syleyenin anlamlamas'' kavramndan baka ve
biraz daha geni kapsaml bir kavra mn z ml emesi ne alyor olmamz; ikincisi
ise G rice'n kendi ta nm nda grlen nemli bir eksikliktir. B u eksi klii hemen
ortaya koyup onu gidermeye alalm.
Yukardaki gibi, G rice'n yol u n u izleyerek elde edilmi bir ta n ma ya knda n
bak ldnda, a n lata n (syleyen) bireyin X'i, dinleyenin gzlemine iki niyetle
sunduu grlecektir. B u niyetler farkl niyetlerdir: biri bir bakas nda bir d nce
uyandrmak, dieri ise bu birinci n iyetin aa vurulmas gibi bir niyettir. Bir
bakasnda bir d nceyi, bu dnceyi onda uyandrmak iste im izi aa vur
madan, ve hatta bu dnceyi bizim uya ndrd mz bile farketti rmeden uyandra
biliriz. Dolaysyla, bir d nceyi uyandrmak (veya bunu istemek) , davran mz
bu dnceyi uyandrmak istediimiz bi reye yneltmi olarak uyandrmaktan
(veya bunu istemekten) farkldr. u hal de, ta n mm za gre elde bir tek davran
35

(X) ve iki deiik ama bulunmaktad r. B u balamda sorun, ama, istek ve n iyet
'

gibi eylerin herkese gzl emlen emeyecek trden olu lar nda n doacaktr.
B i r ama veya niyet, bir davra nla gzl emlenebilir (yoru mlanabilir) duruma
getiri lmedi ke, amacn sa hibi nde gizli kalacaktr. Bu, telepati gibi d urumlar dnda
kesin bir kuraldr. Peki burada X hangi n iyeti akl yor olabi l i r ? Ya biri ni ya da
brn . . u halde ta nma gre niyetlerden biri aklanama maktadr. Bu da,
ta n m n bel irledii davra n iletiim as nda n yetersiz du rumda brakacaktr.
B u durumu daha ak olara k seri ml emeye alalm. Ta nmda bir X davran
(sylenim) vard r, ve bu davra nla, syleyen bi rey, deerinde r gibi bir d n
ce ol utu rmay istemektedir. Oysa, bu kadaryla, ta nm yapay il etiim kavra m n ,
yukarda ele a l m olduumuz rneklerde grld gibi verememektedir. Sy
leyenin, uyandrd dnceyi dinleyene yneltmi olmas,, bunu aka aktaryor,
iletiyor olarak olara k grlmesini i stiyor olmas da gerekmektedir. Ancak bu son
istek, ta nma gre, aa vurulamama d u rumu ndadr: bu istei gzlemlenebilir
duruma sokacak bir fizikse l davrann ta nma eklenmesi gerekecektir.

Bir rnek vereli m :


a) zerinde oturduum sanda lyeden, kend imi yana atp, sa ndalye ile bir
likte yere dyorum. Bunu yaparak, ev sahibi nde, sandalyesi nin bacaklar n n
arpk olduu d ncesini uya ndrmak istiyorum. i stei m ve yaptm yaln zca
bu kadar. Bu d nce ev sahibinde uyan yor, gelerek ka lkmama yard m ediyor
ve benden eyasnn durumundan dolay zr diliyor. imdi bu davra nmla,
uyandrmay amaladm dnceyi uyandrmak bak mndan baar l olmu
olmama ramen, yapt m l a bir ey a n latm deilim. Ne davranm (X; sy
lenen) bir a n lama geldi, n e de bu davra n mla (yapay olara k) birey anlatt m .
O lsa o lsa, ev sahibim asndan, dm, sanda lyesinin arpk oluu doal
an lamn tam tr. Byle oluu n u n nedeni, benim gerekten d tm san
m olmas, bunun neden ini de sandalyenin bacaklar n n arpk oluuna ba
lamasdr. n k, yal nzca bu davra nta bulundum, ve niyeti mi aa vurmak
istemedim.
b) imdi ise yle bir durum dneli m : (a) 'da yapt m eylerin ayns n
yapyor, ve bun lar btnyle ayn niyetle yapyoru m. Fakat bu kez, bunlara e k
olarak, ev sa hibinde bu dnceyi uyan drma iste imi de aa vurmak istiyorum.
Ya ni, uyandrdm dnceyi ev sahibime a kta ryor, iletiyor durumu nda gr n
meyi istiyoru m . B u durum, ta n mmz tam olarak kapsa maktadr. Ancak, iletii m i n
yeri ne getirilmesi ne yeterli deildir. Di nleyenin (ev sahibi) asndan (a) ve (b}
du rumlar arasnda hi bir ayrm yoktur. Gzlem leyebildii yaln zca d mdr
ve niyetlerimden ha beri olamaz. B u niyetler belirli davra nlarla akla nmadka,
onlar n farkedil mesi beklenemez. Demek ki, ta n mmzn gsterd ii gibi bir du rum,
bir eyin a n latld bir durum ola mayacaktr.
c) Bir eyin a n lat labi l mesi iin, niyetlerimizin baz davranlarla akla nmas
gereki r. rneimizde, bu ylece yeri n e getiri lebi lir: (a) ve (b) de ya ptm akla-
36

dmz her eyi yapyor ve beraberi ndeki her iki niyeti de tayor olduumu d
nelim. B u kez, bun lara ek olarak, davra nm ev sa hibine ynelttiimi, yaptk
larmla bir eyler iletmek, a ktarmak isted iimi aklamam iin, derken dinl e
yene bakp (veya yaln zca bir bak at p), yzme belirli bir ifade verecek olur
sam, yapt m bile isteye (bil hassa, mahsus) yapt m ve ona bir ey iletme
amacyla yaptm farkedecek, ve bylece ya ptklarmla bir ey a nlatm o lacam.

B ylece, ta nmmz uyg u n duruma sokabilmek iin bir koul daha eklememiz
gerekiyor. B u koul da, grd mz gibi, S'nin X ile birlikte, bir de iletiime
niyetli o lduunu, yani uya ndrlan dnceyi ''aktarmak'' isteini aklayan
''y'' gibi bir imlemede bulu nmas gere idir. Bu, ''y'' ile adlandrd mz davran
zeri nde biraz daha ayrntl olara k duru p, bu konuda deneysel ruhbilimin salad
veri lerden yararlan maya alacaz. ''y'' davra nna ''i letiimse! ama imlemesi''
(sergilemesi/serimlemesi) diyeceiz. Bu davra n n aklad ama ise ''iletii m
se! niyet'' olarak adlandrlacaktr.

15

letiimse! niyet im lemesi nasl bir davra ntr? N e biim bir imlemedir ?
Syleyebilecei miz ilk ey, bu imlemenin sylenim (X) kadar eitli ve deiik
biimler a lmayacadr. X'in her bir deiik dnce iin ( bu dnceyi uya n
d ra bilmek ii n ) yeni bir davra n olmas gerekir. Oysa, iletii mse! niyet, her
deiik iletii m olaynda ayn niyetti r : S'nin r'yi D'ye iletmek niyeti ( r'n in D'de
uyanmasna , ya lnzca n eden ol mayp, r'yi D'de kendisi nin uya nd rdn D'ye
aklama k niyeti) . Denebilir ki, iletiimse! ama i mlemesi ayn anlama gelen,
veya durumuna gre birbiri ni ta ma mlayan bir veya birka imleme (davra n) den
ok olmamaldr. Bu tr imlemeleri bil iyor muyuz : eer bil iyorsak, bunlar hangi
leridi r ?

B u sorular n ya ntlar, deneysel ruhbil imin d i l -d iletiim konusunda sala


d bulgu lardadr. Bu konuda deneysel almalar, video -teypl erin de kullanla
bilmesiyle 1 970 y l civa rnda balamtr. B u aygtl arn yardmndan yoksun
olarak dil -d imi emel eri betimlemeye al mak m itsiz bir u ra olurdu. 30 Bu
daldaki a ratrmalar oldu ka geni bir alan kapsamaktadr: kuramsal bir temel
gr , E. G offma n ve M . Argyle3 1 gibi bi lim adamlarnca salanm tr.

3 0 Weitz, S., ( Ed.) Non-Verbal Communication, Oxford U . P., 1 974, s. 6.


J Goffman, E., Behavior in Public Places, G lencoe: The Free Press, 1 965; Goffman, E.,
lnteraction Ritual, New York: Doubleday Anchor, 1 967; Goffman, E., Relations in Public.
N ew York: Basic Books, 1 97 1 ; M. Argyle, Bodily Communication. London : Methuen.
1 975; Argyle, M., and Coo l(, M., Gaze and Mutual Gaze, Lond o n : Cambridge U.P. 1 97 6 .
37

Yakn gem ite ya plm deneysel a ratrmalar, dil -d iletiimin dilsel ile-
-

tiime destek olarak, veya kendi ba na, ikinci bir iletiim ortam ol uturduunu
kantlam tr. Bu tr davra n bii mleri ounlukla bili nsiz olara k seri mlenip
yoru mlandndan ve zaman olarak ok ksa srdklerinden, onlar srekli olara k
kullanmzn pek az fa rk ndayz. Balarken de belirtildii gibi, to plum ii ndeki
birey ilikileri n i n d zenlenii, i d urumlarn (hisler, istekler) bild iril ii ve sergi
lenii, ve d nsel durumlarn dtan yo rumlanabil mesi nde dil d imlemenin
ok nemli bir yeri vard r. Bu tr im lemen i n bal ca geleri aras nda, bi reyleri n
'

bir dieri ile uzaklk ilikil eri, vcut hareketleri, ses tonu, konuma hz, dil
d sesler, ve en nemli si yz ifadeleri ve baklar say labilir. Deneysel olarak
kantla nm nemli bir bulgu, bili nli olmad mz ha lde, bakalar nn dil d
serimleme ve iml emel eri ne hi bir durumda i lgisiz kalmad mzdr. Di nleyen
birey her zaman kars ndaki nin imlemeleri ne tepki gsterip, davra nlar n ona
gre ayarlar ve ya ntsa( davranta bulunur.

Bu olgularn nda, burada ileri sr l ecek gr, tpk herhangi bir dier
dil- d imleme gibi, syleyen bi reyi n iletiimse( niyetin i n d e dil -d bir davra
nla imleniyor/serimleniyor ola bileceidir. Savmz, bu tr i mlemede bak
yn, bak kar lamas, ve ka kaldrma32 gibi im leme aralar n n tek tek ve
ya bir arada nemli ro lleri olduudur. Bunlar olanak d nda ka ldnda (rnein :
grme d uyusu kullanlamadnda : arada bir duvar bulunmas g i bi ) baka dil d
iml emeler bunlarn yeri ni alabilecektir. Sz n ettiimiz geleri n gerekten de bu
ilevde kullanldklar deneysel adan destek grmektedir. zel olarak bizim soru
num uz arat rlmam olmasna karn yakn konularda yaplan deneysel almalar
savmz destekleyen bulgular dou rmutur. nce, laboratuvar deneyleri nden
daha eski lerde, gzlemleriyle bu kon uya k tutm u olan E. Goffman'n33 yaz
larna bakalm. Bak kar lamasnn toplumda birey i liki leri n i d zenlemede n e
denli nemli olduunu ilk kez ne srenl erden olan Goffman, bir bireyler aras
dorudan ilikinin (focused interaction) ''taraflardan birinin gzleri ne zel bir
ifade vererek, veya sze balarken sesine verdii zel bir tonla a ya p masyla
balat ldn'' bildi riyor. '' liki n i n btn yle kurul mas, dier bireyi n gzler,
duru veya sesle, gz gze bir kar l kl eyleme girimeye hazr oldu u n u imle
yerek, bu a kabul ettiini gstermesiyle salan r.''34 yl e bi r rnek veriyor:
bir garson, mteri n i n yemek smarlamasn, o n u n baklar n ya kalamas n nle
yerek nleyebilir. ''Gz gze bakma . . . toplumun iletiimi yaants nda zel bir

----- -------

3 2 Bak Yneltmes i : baklar belirli bir yne evirmek; Bak karlamas : iki bireyin birbirinin
gzlerinin iine bakyor olmas (gz gze gelmek). Ka kaldrma, Eibl - Eibesfeldt (''Similarities
and Differences between Cu ltures i n Expressive Movements'', H i nde ( Ed.) Non-Verbal Com
munication, Cambridge U.P. 1 972.) tarafndan betimlenmi olan ve hemen her i.n san kl
trnde gzlemlenen, iyi niyetle karsndakine ilgi gsterme, ve selamlama davran.
3 3 Goffman, E., 1 965, 1 967, Bkz. not (31 ) .
3 4 Goffman, E., 1 965. Bkz. not (31 ) , s. 91 -92.
38

rol oynar." : karlkl di lsel veya dil -d iletiime ak olundu u n u n rfsel bir
anlat md r.3 5 Goffma n'n gzl eml eri, R . Exl ine, A. Kendon ve M. Argyle36 gibi
aratrmaclarn laboratuvar deneyimleriyle kantlanm durumdadr. Bu tr labo
ratuvar almalar nda n, iletiimse! ama i mlemesi nin ya lnz bak karlamasyla
ya plmad, ve bak kar lamas n n iletiimi balatma ya n sra baka ilevleri de
bulunduu karsanabilmektedir: Ba klarla, ayrca tehdit. st nlk kabul etti rme,
ci nsel iliki nerme ve iyi niyet yak nlamalar n n i mlendii bel irlenmitir.37

imdi yle bir soruyu ortaya atma durumundayz: Ka ka ldrma ile desteklenmi
bak kar lamas nn gzlemlenebilir du ru mda olmas. bir bi reyi n iletiimse! niyeti n i
i mlemeye yeterli midi r ? Baka bir deyile, belirli bir du rumda, bir dieri n i n bak n
elip gz gze gelen ve bununla birlikte bir ey syleyen (geni anlamda) bir bi rey,
iletiim d nda baka bir ey yapyor olarak yorumlanamaz m ? i letiim amac olma
dan kars ndakinde bir tepki uya ndrmak istiyor olara k yoru mlanamaz m 7 u rne
e gz ata l m : B i r trafik polisi, bir arabay, elle ia ret vermek yerine, yaln zca yol una
karak (araba n n n nde durup hareketini nleyerek) d u rduruyor.38 B u n u
yaparken frn gznn iine baktn da d nebil iriz. Polis bu d urumda
iletiim yapmakta mdr? B u n u n yan t a ka ''hayr'' olmaldr. Polisi n yapt,
araba n n yol u n u fiziksel olarak kesmek, onu n ede nsel olara k durdurmaktr; bu
ise durmas n isteyen bir mesaj yollayarak d urmasn salamaktan temelde fark
l dr. Salanan bak karlamas na geli nce, ofr bunu bir iletiim niyeti seri m
liyor olara k grmeyecektir. nk iletilen bir ey bulunmamaktadr. B u durumda
polisi n bakl ar (yukarda sz edilmi olduu gibi) tehdit veya st n l k kabul
ettirme olarak yorumla nacaktr. yle ise soru ylece yeniden ortaya konabi l i r :
ift a n lamlln doabilecei durumlarda gz gze gelmenin iletiim veya o n u n
dnda niyetlerle ya pld ayrd edilebilecek midir? nce, ''durum'' ve ''syle
nim''in daha ayr nt l olarak deerlendirilmesi ok anlamll giderici ipula r
salayabilir. Ancak, i letiim niyeti n i n sergileni biiminde de ok anlamll
giderici zellikler bulunabilecektir. yle ki, bak karlamas ya ns ra, a nlamn
pekitiren baka destek i mlemel er. ya ni, ka kaldrma, gl mseme vb. gibi yz
ifadeleri, vcut hareketleri, sesler vb . . . , kullanlyor olabilecektir. B u n u n yansra,
ve belki daha da nemli olarak, baklar arasnda tadklar a nlam as ndan
ayr m ya pabildiimiz deneysel olarak sa pta nmtr. E. H ess ve arkadalar n n
ya pm olduklar bir d eneyde39 gz bebeinin bykl nn saldrga nlk, iyi
--- - ---- - - .

3s Ayn yapt, s. 92.


36 Exline, R., ''Visual l nteraction'' Weitz ( Ed.) Non-Verbal Communication, New York:
O. U . P. 1 974; Kendon, A., ''Seme Functions of Gaze Direction in Social l nteraction'', Acta
Psychologica, 1 967; Argyle and Cook, 1 976, Bkz. not ( 3 1 ) .
3 7 Bkz. Exline, R., 1 974, not (36).
38 Bkz. G rice, H . P., 1 957, not (1 1 ) .
39 H ess, E.H., Seltzer, A. L., and Schrien, J . M . , ''Pupil Response of Hetero and Homosex u a l
Ma les ta Pictures of Men and Women'', J . Abnorm. Psychol. s. 1 65-1 68.
39

niyet, sevecenlik (efkat) gibi duygusal eili mleri aklad ortaya kmt r.
Deneye kat lanlara gzel bir kzn btn yle ayn gr nen iki resmi veri lmi,
ve bunlarn hangi his durumunu anlattklar sorul mu. H is duru m u n u n yoru munda
bireyler arasnda tam bir a nlama gzlemlenirken, ayr hisleri ifade ettii sy
lenen resimler aras ndaki farklln nerede olduunu kimse gsterememi. Ger
ekte farkllk, gz bebei nin bykl ndeymi.

yle ise, durumlarn byk bir ounluu nda, baklarn, gerekti inde baka
seri mlemelerin d e desteiyle, iletiim niyeti ni imlemede yeterli olabil eceini
syleyebi li riz. Bu, olas yanl an lama lar kabul etmediimiz anlamna gelmez.
Yanl yorumlama ( S, i letii m niyetl en iyorken, onu baka bir ey istiyormu gibi
yorumlama veya tam tersi) bir olas l k olara k dnlecektir.

i mdi, i letii msel niyeti n i mlemesinin baka iletiim durumlarndan daha


saydam olara k grlebi ldii bir iletiim davra n (syleni m ) i nceleyel i m : bylece
konuyu daha ak bir biimde kavrayabil iriz. B u i letiim davra n , kabaca, ''bi
rini bir bakasna gstermek iin bak ve yz gisteri lene doru evirmek''
olarak betimlenebi lir. Bu davra nn, du ruma, nceden karlkl ko numa olmu
olup olmad na, ve kii nin n e lde konuka n ve yard mc (co-coperative)
oluuyla kout biimde, deiik gr nmleri olabilecektir. Bununla gerekle
tiri len iletiim ''doal'' ol mayacak, a ncak '' uzlamsal'' bir zel lik te gstermeye
cektir: ayn davra n deiik insan kltrl eri nde grmek olanakldr.

Bir i letiim olay n n kendi iletiimse! gemii (yani bu olaydan nce iletii m i n
srdrl yor olup olmamas ) , kullanlan iletiim davrannn (sylenimin) ve
i letiimse! niyet imlemesinin reti liinin ak sei klik nitel iini etkil eyecektir.
Eer nceden bir karlkl iletiim (konu ma veya dil -d) srp gidiyor idiyse,
ve bu ekirdek iletiim olay, kon uyu keskin bir biimde deitirmeyecekse,
i letiimse! ama seri mlemesi nin, yeni ve deiik bir kon u n u n ortaya at ld bir
ekirdek i leti i m olay na kyasla daha az aklkla im lenecei beklenebilir. yle ki,
Bay B'nin kim olduu sorusunun (dil-d ) ya nt olarak ba ile yap lan ufak bir
hareket, veya B'ye doru ksa bir bak iletiimi baarya gtrmeye yeterli olacaktr:
bu durumlarda syleyenin iletiim amac zaten va r say lmaktadr; tekrar i mlemesine
gerek yoktur. Ayn eki lde, syleyen'in ruhsal durumu da syl enim ve niyet seri m
lemesi n i n aklk derecesi n i etki lemektedir. Daha az ya rd mc ve konukan olma gibi
bir ruhsal durum, sylenimde ksa lmalara yol aacaktr. Filmlerdeki ''kt adam''
tipi anlamsz bir yzle kk bir bak ha reketi ya pma kla yeti necektir. Ancak
zor bir durumda ise iletiime daha yatk n grnecektir.

yle bir durum dnelim ki, bu etmenler sylenimi etki lemesi n : syleyen
olaan lde ko nuka n, ve yeni bir konu ma, yeni bir ko n u balatyor olsu n.
yle bir durumu i mgeleyel i m : Bay A'ya Bay B hakknda, pek onaylamayan
bir tonda konutuumu dnelim. B u arada, ben farkna varmadan odaya B
giriyor. Bay A'nn, konumam dizginleyebi l mek iin, Bay B'yi bana gstere-
40

rek beni uyarmas gerekiyor. B u durumlarda kullanlan tipik bir dil -d davra
n (sylenim), gz gze gelmeyi sa ladktan sonra, bak bir ka ka ld rmay
la younlatrarak gsteri len n esneye {bu d uru mda Bay B'ye) yneltmekti r.
Bu davrann iyi bir rnek olduu sylenebilir. nk iletiim amacnn im lemesi
aa kmakta, ve el ektronik kayt aygtlarna gerek olmadan g n l k ilikilerde d e
kolayca gzl emlenebil mekted ir . . . l gin olan nokta odur ki, eer Bay A, baka
hi bir ey yapmadan ya lnzca Bay B'ye bakarsa; dinleyeni uyaramayacaktr.
Kars ndaki (ben) o n u n di kkati nin da ldn, sk l p baka yerlere bakmaya
ba ladn sanacaktr. yle ise, b a kt eye gerekten kars ndaki ni de elerek
baktrtmak ve d e bylece uyarabilmek iin, fazladan imlemeler kullanmas gerek
mektedi r : bak karlamas salamas, bu olamadndanda yapma bir ks rk
ykn mesi vb. gibi . . .

16

Deneysel bulgu larla salanl atrm olduumuz gr n me gre, a n latma


kavramnn daha tatmi n kar bir ta nmn ylece verebi liriz.

''S gibi bir syleyen bi rey, y gibi bir im leme (davran) bera beri nde, X gibi
bir ey syleyerek (dil d davranta bulunarak) bununla r'yi an latt (ya ni, S,
y ve X ile r a nlatt)'' demek,

''a) S, X'i, D gibi bir dinleyen bireyde r d ncesi ni uyandrmak amacyla


syledi, ve

b) S, y ile D'ye i leti im niyetini seri mledi." demektir.

Ta nm mz karsnda savu nmamz gerekebilecek bir itiraz u olabi l i r. Dene


bilir ki bu ileri srlen ta n m sonu belirsiz bir uzatlma gerei i le kar karyad r.
yle ki, syleyen iletiim niyeti ni imleyerek, iletiim ya pmak istediini iletmek
istemektedir. yle ise, bu i letiimse! davra nn da bir iletim niyetiyle ya pldn
din leyen iin belirgi nletirmek gerekir. Aksi halde baka yorumla r gtrebilecektir.
Demek ki, syleyen, iletiim niyeti tadn il etmek amacyla, bir kez daha i l e
tiim niyeti ni im lemeli, ve bu kez bunu da iletii mse! bir davra n haline sokmak
iin bir kez daha im lemeli . . . ve bu sonsuza dek, ta nm tama mlanamada n srmelidir4 0
Bu itirazdan kayg duymaya gerek yoktur. N edeni de, iletiim niyeti n i n imlenmesinin,
X'in uyandrd r dncesinin ileti ldii biimde iletilm emesidir. B u ada n,
syleyenin iletii mse! niyeti ni seri mlemesi nin (i mlemesi nin) bir yapay iletii m

40 Bkz. Gandhi, R., Presuppositions of Human Communication, D e l h i : O . U . P., 1 974.


Bu yazarn ''speaker's mean i ng'' tanm da bu zelii gsterir. Gandhi bunu iletiim i n bir gere i
saymaktadr.
41

olay olmadn bildirmel iyiz. Yapay iletii min paras olara k ''anlatlan'' bir ey
olmadndan, iletiim niyeti im lemesi n i n iletii m amac yla imlendiinin imlen mesi
gerekmeyecektir. Daha nce grdmz gibi, iletii m niyeti n i n imlenmesi
byk lde igd sel bir seriml emedir. rnek bir doal im ol masa da doa l
ve yapay a nlamlln aras ndaki alana dmektedir.

Bir baka itiraz da ylece ynelti lebilir: ''bu ta nm, yani 'anlatma' kavramn n
zmlemesi, dier baka ta n mlarla birlikte ' i letiim' kavramnn z mlemesini
-

vermesi amac gd lerek gelitiril mektedir. Oysa iletii m kavra m, 'i letiim niyeti
imlemesi' ol arak bu ta nmn iinde zaten bulun uyor durumdadr. B u ise bir ksr
dngye d mektir." ki nokta sayesi nde ksr dng ye d me durum unda deiliz.

1 ) i letii m n iyeti ni imlemek (veya serimlemek) iletiim kavramnn bili nli olara k
d ncede bulu ndurulmasna, veya bu kavra ma daya n mamaktad r. B u tr i m
lemelerin, yaa mn ilk 8-1 O aylk dnemi n i n sonunda ortaya kt n ve do uta n
edinilme davra n biimlerinin bu devrede bu ilevde kullan lacak bir i mlemeye
evri ldiini destekleyecek bulgular vardr.4 1 u halde, yar yarya igdsel olan
bu im leme, ilgili kavra mn tam bir bili nciyle ya plma durumunda dei ldir. Olsa olsa,
ocukta, bykl eri aras ndaki iletii mse! alverii gzlemlemi, ve kendi dn
celeri ni aktarm olmakta n belli bel irsiz bir dn (fikir) olumutur. Ya pmakta
olduumuz kavra msal zm lemede iletiim kavra m zmleyici bir ge durumun
da deildir: zmleyici ge, igdsel yo llarla ed inilni bir i mlemedir. Bu im lme
n i n iletiim amacn serim lemesi, iletiim kavra m n n zmleyici olmas n gerektir
mez.
2) ''i letiim niyeti'' kavra mnn z mlemede ge olduunu kabule zorla nsak
bile, G rice'dan baz kou llar dn alarak42 bunu iinde ''iletii m'' szc bu lu n
d urmayan karmak bir niyetler k mesi olarak ta nmlayabi liriz. '' letiim n iyeti''ni,
''X'in uyandrd r d ncesi nin S taraf ndan uyandrlmak isten mi olduu n u n,
D taraf ndan farkna varlmas ve r'yi, bu fa rk na var zeri ne oluturmas amac''
olara k yeniden yaza bil iyoruz. H er n e kadar bu tanm kullan maya gerek ol mayacaksa
da tam bir doyu m sala mas amacyla bildi riyoruz.
i letii m niyeti n i n imlen mesi nin iletiimi balat mak iin her du rumda g erekli
olduunu ileri srebil memize karn, bu imlemen in baz d u rumlarda il etiimi
yapaylatrma katksna gerek kalmamaktadr. Bu, zellikle uzlamlam ile
tiim davra nlarnda sz konusudur: bu davra nlar n iletiim a rac olduklar
ve iletiimse! niyetle kullan ldklar, uzamn bir parasdr. Bu, dilsel iletii m
davranlarn da kapsa maktadr. rn ek dn lecek olursa, savata si perlerden
bir beyaz bayrak sallamak teslim olunduu n u uzlamsal olara k bildi recektir.

4 Sugarman (Beli), S., ''A D escription of Communicative Development i n the Pre- Language
Child'' Yaynlanmam Tez, 1 973. Bruner, J . , ''Nature and Uses of l mmaturity'', The American
Psychologist, Vol. 27, 1 972.
42 Grice, H. P., Bkz. not (1 1 ) , ve Grice, H . P., not (28) .
42

Ayrca iletiimse! niyet imlemeye gerek yoktur. B u n u n gibi , konuulan bir s


zn de, uzla mnn bir paras olarak iletiim niyetiyle syl endii belli ve apa
ktr. Uzlamsal yapay iletiimde, iletii mse! niyet imlemesi, syl enimi ''yapay''
anlaml yapmak yerine, iletii mi balatmada kullan lacaktr. Bu zellik bize i nce
bir ayr m grme frsatn ta n maktadr: ''anlaml olma, fakat il etiim amac tamama''.
te ya ndan dil ve uzlam d iletiim durumlar n n hemen hepsi nde, syleyen
il etii m niyeti ni ya i mlemi olacak ya da bu niyeti tad ak bir nedenden tr
varsaylyor olacaktr. D urumun belirl eyecei bu ak neden, syleyen bi reyi n
baka bir iml emesiyle deitiri lip kaldrlmadka, kendisi asndan ykmllk
yaratmaya devam edecektir.

17

Son durumu nda, tanmmz, a nlatma'y zmleyecek gce ulamtr.


Ancak byle bir tanmn (imdilik kapal olarak) ierdii baz kavra mlar vard r ki,
olgusal adan bakld nda, bu nlar yzeye karmak, iletii min dta n kolayca
gzlemlenemeyen baz zel li klerinin gr lmesi ne yarayacaktr. Kabaca sylenecek
olursa, bu bulgu, ''S, X ile, r yi an latyor'' denebil mesi iin ''S'nin X ile r'y
D'de nasl uya ndraca n tasarlam olmas (planlam olmas ) n n '' gerekiyor oluu
dur. l k bakta apakm gibi grnen bu koul biraz daha deri n i n e dnld n
de kabul zor bulu nacaktr. Zira ta n m n paras cl arak genellendiinde kar lalacak
zorl u klar vardr. Dzg l iletii m du rumlarnda, yani gnlk karlkl ko n umada
her t mceyi sylemeden nce tasarlad mz nermek ne derece i n a ndrcd r ? Dilsel
olsu n, dil -d olsu n aktard mz birok mesaj , durup d n m eden, adeta ken
dilii nden syleyerek, kar mzda ki ne a ktaryoruz. Tasarlama iin bir sre
ayrldnn farknda olmadmz gibi gnlk mesaj al veriinde syledikleri mizi
nden ''nasl iletsem'' diye dndmzn daha hi fa rknda deiliz. yle
ise, doal eilim, an latmada tasarla man n olmamas gerektii ynnde olmaldr.
Bu yzden, tasa rlamann var olduunu ka n tlayabilmek, gl uslamlama gerek
tirmektedir. Byle bir uslamlama i leri sr p, destekleyici d eneysel bulgulara da
dei neceiz.
H erhangi bir eyi amalamak (ona niyeti olmak) bir koul ierir. Bu
koulu ylece bildirebiliriz : ''S, X'i ya pmak niyeti ndedir'' t mcesi n i n
doru olabilmesi iin, (baka koullar ya nsra) ''S, X'i yapmak iin erekli
giriimleri ya pma ve nlemleri alma durumu ndadr." gibi bir tmcenin d e doru
olmas gereki r. Bu kou l u n nedeni ise, ''S, gel ecek ay yurt dna gitmek niyetinde
(gitmek amacnda ) , fakat bunu salamak iin gerekli giriim, ilem ve nleml eri
al mayacak'' n sama, hatta eliik bir nerme durumu nda oluudur. 43

43 Bkz. G rice, H. P., ''l ntentions and U ncertainty'', Annual Philosophical Lecture of the British
Academy, Oxford U . P. 1 971 .
43

G erekte, ya plan herhangi bir ey (X) iin ncel (preliminary) nlem ve giri
imler gerekmeyebilir. Oysa, S bunlar byle nlemlerin gerektiini dndmz

yerlerde ve durumlarda da al mayacaksa, onun gerekten X'i ya pma n iyetinde


olduunu, kukuyla karlama durumunda olmalyz.

Deiik bir vurguyla, ayn koulu J. Meiland yle ele almt r.44 nce Meiland,
ama (niyet) ieriklerini iki ulama (kategoriye) ayryor: niyetin sahibi bi reyi n
edim ve davra nlar, ve bunun dnda kalan, olaylar, durumlar, baka larnn
davra nlar gibileri .. Bir birey, kendi davran larn niyetledii gibi (elini oynatmak,
yemek yemek, bir yere gitmek), ''baka birinin bir ey ya pmasn'', ''bir olay
meydana getirmeyi'', veya ''bir eyin gerceklemesi ni'' de niyetleyebilir. M eiland ko
ulunu veriyor: Bir bireyin oluturduu herhangi bir niyetin ieriinin yal n zca
kendi davranla ryla snrlanm olmas gerekmez. B u adan, eer bu bireyin,
X gibi, ierii kendi davra n ol mayan (r: bir d urum) bir niyeti varsa, ayn zamanda
K gibi, bir kendi davrann ierik alan baka bir (veya birka) niyeti d e
olmas gerei vard r. Dahas, K yle olmaldr ki, bu bi rey, K'y yapma nn, X'i
meydana getirmede yaln zca bir rol olduun dan te, bu ynde nemli bir yol
al nmas n da salyor olduu i nancnda olmaldr."4 5

Bu il keye, u gerekeyle kar klabilir: baz durumlarda, ayn ama veya


niyetin ierii hem bireyin kendi davra n olarak, hem de meydana getirilecek
bir durum olara k ifade edilebilir. Bylece, ilkenin nasl uygulanaca bel irsizleir.
rnein bizi zellikle ilgi lendiren bir ni yet ierii, ya ni bir bakas nda bir d nce
ol umasn niyetlemek, ayn zamanda bu kiide bu d nceyi oluturmak, uya n
drmak olarak ta ifade edilebil i r. B u duru mda ilkenin doru, ya da ya nl olduu
ak deildir. Byle bir itiraz karlamann iki yolu va rdr. l ki, ''uya ndrma'' veya
''ol utu rma'' nn gerekte davra n veya edim olmadklar n sylemektir. B u n lar,
''zmek'', ''bu lma k'' eylemleri gibi, edimden ok, ''bir sonucun elde edi lii''
olarak yorumlayabi leceimiz neri lebi lir. Davran lar iin genel kural veya koullar
il eri s rme durumuna dmeden, yukar ki gibi bir ayrmn, ''korkutmak'' gibi bir eyle
me uygulannn basit i ken, ''kurmak, yapmak'' gibi kavra mlarda g lkler

dou rabileceini bel irtmekle yetinebiliriz. te ya ndan, '' meydana geti rmek''
gibilerinin d e, ''komak'', ''el sallamak'', ''zpla mak'', ''vu rmak'' gibi davran lardan
ok baka olduklarnn, dolaysyla davra n olarak kabul edilemeyecekleri nin
sylenmesi ne bir itirazmz olmaya bilir. Bylece, bizim i lgi lendii miz kavra mlara
uygulan nda, Meiland'n i lkesi nin doru olduu syl enebi li r. i kinci yol ise,
''komak'' vb.. gibi davran lar ''temel edim'' olara k nitel endirdikten sonra,
Meiland'n il kesini ylece tama mlama k olacakt r : ''ilkenin doru olmas iin
niyetin ierii olan X'i, bireyin bir temel edimi olarak ele alamamak gereki r'',

44 Meiland, J., The Natura of lntention, Landon : Methuen, 1 971 .

4 5 Ayn eser, s. 36.


44

Temel edim kavram gl klerden btn yle arnm bir kavram deildir,4 6 fakat,
yine de, Meiland'n koulunun kabul edilebi lir olduunu yalan layacak kesin
kan tlar gremiyoruz.

B u ndan sonra aklamak istediimiz u olacaktr: Nasl ol uyor da, bakasnda


bir d nce uyandrma n iyeti olan ve bu niyetle bir eyler yapan (ve bunu
ya pabil mek iin yukarki koulu yerine geti ren) birey bu ama uru na, d ier
herha ngi bir davra n tan ayr olarak yapt o davra n ya pyor ? D ier bir deyile,
a kla maya alaca mz, yukarki kou l u n yeri ne geti rilmes i n i n neleri i erdiidir.
Bylece, yapaca mz n doruluunun, genel uygulamasnda Mei land'n ilkesinin
doru ya da yanl oluuna ba l o lmad n syleyebiliriz.

18

Blm 1 6'da vermi olduumuz tanma dnel i m : X davra n nda b u l u n a n


(di l - d bir ey syleyen) bir birey (S), n e yapm ( n e yeri ne g etirmi) olmaldr ki,
X ya parak r dncesi ni uya ndrd syl enebi lsin ?

Grm olduumuz zere, r gibi bir dnceyi uya ndrma niyeti nde olmak,
bu n iyeti gerekletirmek iin bir eyler ya pmak, (X) gibi baz ncel n lem ve
giriimleri gerektiren oldu ka karmak bir zihi nsel d urumdur. Bu ncel nlemleri
al mayan ve bunlar yeri ne getirme n iyeti nde de olmayan bi rey iin, r'yi uya ndrmak
niyetin de olduunu syleyemiyoruz: an cak bunu istediini ya da a rzu ettiini
syl eyebili riz. te yandan, byle bir amac ol mas nn, birey iin, amacnn ierd ii
syleni len koullarn ke ndilii nden, otomatik olarak yeri n e getiri l i p salanacana bir
gvence olmad da apak olsa gerektir. ' ' O nda Kuzey Kutbu' na gitmek istediim
dncesini uyand rmaya niyetl iyin, ama bunu nasl yapaca m hi bi1emiyorum'',
en azndan a cayip bir nermedir. B u na ya nt olara k ' ' Eer onda bu dnceyi
uyandrabilecek bir yol, bir usul dnmediysen, byle bir niyeti n olduu nu
savuna mazs n ; olsa olsa bunu arzu ettiini veya istediini syleyebi lirsin'' demek
uygun olur. Do laysyla yle grn yor ki. ' ' r'yi uyandrma amacnda olmak'',
r'yi D'de uyandrmada kullan lacak olan X gibi bir davra nn ne, ve nas l olacan
kendili i nden salamyor. Tam tersi nin sz konusu olduu syl enebi l i r : X gibi
bir davra n yapmaya (X'i sylemeye) hazr olmak (veya X'i sylemi ol mak) ,
bi reye, bir bakasnda r gibi bir dnceyi uya nd rma niyetinde olduunu syleme
hakk kazand ryor. Dahas, herhangi bir davra n kabul edilemez: sylenen (X) ,
uyandrl mas niyetlenen dnce ile s kca ilgili olmaldr. Oui nto n47, G rice' n

--- --- - - - - - ---

4 6 Bkz. Da nto, A. ''Basic Actions'', White, A.R. ( Ed . ) , The Philosophy of Action, Oxford
U . P . s. 43- 58.
4 7 Ouinton, A.M., The Natura of Things London: Routledge and Kegan Paul, 1 973.
45

ta nmnn ya nl olduunu nerirken bu noktay dn mtr: ''Birisinin X yaparak,


r'yi uyand rma niyeti nde olabil mesi iin X' in, r'yi D'de uya ndra bileceine ina nyor
olmas gerekir. Trafik la mbalarnda durmu olan otobsn daha hzl gitmesi ni
salamak niyetiyle, dizim zeri nde parmaklarmla tempo tuttuumu, bunun
gerekten bu sonucu salayacana inan myorsam, syleyemem." Bu gerekten
kabul edi l mesi gereken bir noktadr. Ayn kon uda P. Zift ve S. Schiffer ta raf ndan
itiraz ve dzeltmeler neril mekted ir. 48

yle grn yor ki, r gibi bir d nceyi bir bakas nda uya nd rma niyeti nde
olan kii, X'i ya pmann (sylemenin) r'yi D'de uya ndrmada etkin olaca i nanc nda
olmaldr. Bu inan, D'de r'yi uyandrmak iin niye bir baka sylenim deil d e
bu X'in ku llanldn aklama durumundadr. Yukarki niyete sahip olmann, bu
inanc kendilii nden (otomatik olarak) yaratmayaca olgusunun nda u soru
sorulmaldr: X'in etken olaca inanc nereden domaktadr ? Bir syleyen bi reyi n
r'yi iletmek istedii dnldnde, onun bu inanca var yolu zeri n e ne
syleyebiliriz ?

Eer bir birey, nceden, baz eyleri yapma n n (X'i yapma n n ) ,r'yi uyand rmaya
yarayacan bil iyorsa, o zaman byle bir ama iin temel hazrdr. Byle bir durumda
bu bi lgiyi anmsamakta n fazlas gerekmeyecektir. Bir kii, a mak istiyorsa,
ve dmeyi evirince lambalarn ya naca bilgisi ni rendiyse, ve bunu u anda
a n msyorsa, bu kii n i n klar ya kma niyeti nde olduu sylenebilir; nk doal
olarak, d meyi evirmenin klar ya kaca inancnda olacaktr. Benzeri bir
d urum, biri n i n dier bir bireyde bir dnce uya ndrmak isteyip, bunu gerek
letirecek uzlamsal bir yolu bildiinde sz kon usudur. B u uzlam ren mi
olmak (rnein, tesl im olmak iin beyaz bayra sallamay renmi olmak) ve
bunu o a nda an msamak, kiiyi niyetli duruma sokmaya yeterli olacak uyg u n
inan c salayacaktr. Ancak, dil -d ve uzlam d iletiimden sz edildii nde,
byle bir hazr bilgi olanak dnda kalacakt r: bu duru mlarda iletiim yeni bulua
daya n r, ve sylen i m i n (X) , ilettii dnceyi iletmede kullanl i l k kezd ir. Bylece
ncel, hazr bilgiden yoksu n olan syleyen bu durumlarda nasl davra naca
konusu ndaki inancn'' yeniden'', ''yokta n'' meydana getirme durumu ndadr.

B u bizi u son uca gtrmekted ir: uzlam d iletii mde, a ma olan r dn


cesi ni bir bakasnda uyan drmak iin ne yaplaca, yani ne sylenece i , n ceden
d n l p tasa rla nmaldr: bu nceden bi li nen lerden baz seenek davra n
biimlerinin birleimsel (sentetik) yo lla reti lmeleri, ve biri n i n bunlar aras ndan

seilmesi ni kapsar. Baka bir deyile, hem karar verme, hem de yaratc dnce
(ele alma : consi deration, deliberati on) sz konusudur. B u eylemi (aktivite)
''bakas nda bir d nce uya ndrmak amacyla bir davrann tasarla n mas (plan
lanmas ) '' olarak adlandracaz.
-- - - ---- - - - - -

4 8 Ziff, P., ''On H . P. Grice's Account of Meaning'' Analysis. 28, 1 967, s. 1 - 1 8 ; Sch iffer, S . ,
Meaning, Oxford U . P. 1 972, s. 1 1 .
46

B u i leri srdmz tasarlama kavramnn g n l k yaa nt dakinden biraz


deiik olduunu kabul etmek mm kndr. Ancak, tasarlamay tasa rlama yapan
temel niteli kleri n hangileri olduunun grl mesi gerekmektedir. rnein, denebi lir
ki, szc n gnlk a nlam nda, tasa rlama nn gzl emlenebi lir bir sresi olduu
ierilmektedir: bu, tasarlanan eyi n ''ele a l nd'' sredir. Ayn biimde, bir dav
ra n tasa rlad syl enen bi reyi n, yapt n n bilincinde olmu olmas ikinci
bir ierme olacaktr. Bizim bu rada i leri srdmz kavra mnsa bu nitel ikleri
bulun mayacaktr. Anlal mayacak kadar ksa bir sre alabilir, ve tasarlayan birey
tasarlamakta olduunu, veya tasarlam olduunu bil meyebi l i r, bunun fa rk nda
olmayabilir, fakat, her durumda neyi tasarlad n, d ncesinin ierii olara k
bilecektir. Bu farkllklarn ayr m yaratacak nemde oldu unu savu nmak zorlama ge
rektirecek gibidir. D iyebiliriz ki, tasarlama n n ok daha nemli bir nitel ii, onun erek
sel veya bir amaca ynelik oluudur: yaratc bir birleim (sentez), yenilik getirme, ve
olas seenekler a rasnda karar verme . . . Yine nemle bel irtebi leceimiz bir nokta da,
farkna var la mayacak kadar ksa sreli tasarlama sreleri n i n varl n n bil imce
kantla nm olduudur. B u adan bel irti lebi l i r ki, ''hesapl '' (bil erek, istemli)
ve ''kend iliinden'' yaplan iletii mse! davra nlar (sylenimler) arasnda ya ptmz
sezgisel ayrm, ''tasa rl anm'' ve ''tasa rlanmam'' davra n lar (sylenimler)
aras ndaki ayr ma bt n yle kout deildir. Eer ilk ve yeni iseler, ''kendilii nden''
sylenimler d e tasa rlanm olacaklardr. B u nerme az sonra bildireceimiz gibi
ruhbilim aratrmalarn da ortaya karl a n deneysel bulgu larca desteklenmektedir.

19

Btn yapay iletiim olaylarnda tasa rlama olduu syl enebilir mi ? B u soru nun
ya nt olumsuzd ur. nceden tasa rlanm sylenimler de kulla nlyor olmasna
karn, g n l k i letiimde sylen imlerin bir blm syl enirken tasarlanma maktadr.

B u n u n ya nsra, iletii min byk ve temel blmnn, ve zellikle iletii min


yeni bilgi veren yaratc b lm n n, syleni mler tasarlanarak gerekleti rildii bi l
dirilebilir. T mceleri n, ilerinde bulunan baz nceden hazr di lsel formller dnda,
konuurken tek tek tasarla ndklar deneysel olara k kantlanm tr. Bu den eysel
bulguya bakmadan nce, iinde tasarlama bulun mayan iletii min neleri kapsadna
gz atalm ..

Yinelen mi dil ve uzlam d syleni mler iletiim srasnda tasarla nmayacak


lardr: yinelendikleri, yeniden ayn amala ku llanldklar bir iletiim olay nda
yeni batan tasarla n malar gerei yoktur. Ayn ey, uzlamlam olup ta henz
dilsel ol mayan sylenimler iin de sz konusudur. rnein teslim olmak iin
bayrak sallamak veya taksi tutmak iin parmak kaldrmak sylenimleri ni ele
alalm. Bu syl enimleri olduklar gibi ren mi olmak, kullanldklarnda istenilen
47

d nceyi uyandrabi lecekleri inancn dorulamak, onu temellendirmek iin


yeterlidir.

Dilsel iletiimde de sk sk kullanlan baz sylenimler vardr ki, sy


lendikleri srada tasarla ndklarn i leri s rmek ya nl olacaktr : bunlar, hazr
formller olara k kullanlan, gramer yaps na sahip olmalarna karn, ''btn''
olara k, yapsal lamam uzlamsal sylenimler gibi ilev gren syleni mlerdir.
rnek olara k, Selamlama ve hatr sormada kullanlan teri m ve t mceler gsteri lebi lir:
'' Nasls n z ?'', ''Sela mnaleykm'', ''Afiyet olsun," '' Rica ederim'', .. n lem formlleri
de tasarlama bulundu rmaya caklardr. ''Allah kah retsi n'', ' ' Lanet olsun . . . n
lemleri anlaml olara k kabul edip edemeyeceimiz ak deildir. B u n lar kendi
lii nden (sponta ne olarak) kullanan bireyler bunlarla bir ey anlatmaya (yapay
olarak) al mamaktadrlar: yaptklar, sk nt veya kzgnlklarn sesli olara k da
vurmak, otomatik olarak ya nstmaktr. Uzla msa l olmalarna karn daha ok
doal imleme trn andrmaktadrlar. ( B u iki kavram birbiriyle eliik deildir.)

Syleyenin dilsel i letiimde t mceleri n i srekli olara k tasarlad, kesin kant


say labi lecek bulgu larla gsteri lmitir. Bu ala nda, 1 950'1erin ortalar ndan beri
aratrmalar yapan F. Goldman- Eisler ok sayda makale, ve grleri ni sonradan
toplad bir kitapla49 deneyleri ni bildirmitir. Deneylerinin hangi yollar izlenerek
ya pldn ksaca a nlatal m . Goldman- Eisler'in k noktas, g nl k karlkl
konumada ki d u raklama ve aralar n el ektronik aygtlarla lldnde ilgin
bir gr nm vermesidir. Konuma srekli bir olgu deil, baz sesleri n durup ye
niden balamasyla meydana gelen kesinti li bir sretir. Fonetik nedenler ve
nefes alma gerei yznden ya plan duraklamalar ayrd edi ldiinde, geri ka
lan daha uzun aralklar u niteli kleri gstermilerdir: D u ra klamalarn nemli bir
bl m n n t mcedeki konum lar nn anlalmay kolaylatracak, alt-t mce ba
lanma noktas veya virgl gibi yerlerde deil, aksi ne gramer a s ndan birlikte olmas
gereken geler arasnda olduu gzlemlenmektedir. Bu ndan, bu duralama tr n n
a n lalmay kolaylatrma dnda bir nedenden i leri geldii sonucu kartlmtr.
D uralamalarn uzunluu aratrlmaya bala n nca, daha daha ilgin olarak konuulan
tmcelerin ''ren ilmilik'' dzeyleri arrttka. aralarn ksald saptanntr.
yle ki, ayn tmceleri birden ok kez yin eleyen bireyler her sonraki yinelemelerinde

daha az d uralamlardr. D u ra lama nokta larnn skl da buna kout bir gr nm


verm iti r: Deneyler hazrlksz ko numa nn %50'sinin 3 szckten az para lara b
l nm olduunu gstermitir. Bireyler sylediklerini 6 ar kez yinelediklerinde 3
szckten az paralara blnm blmlerin %35'e dt gr lmtr. Goldman
Eisler bu bulgular yle deerlendi riyor: eer belirli bir yatan sonra konuma bece
risi n i n du raan (sabit) bir zellik gsterecei kabul edilecek olursa, bu tr yineleme
lerde elde edilen sonularn beceri ile ilgili olmamas gerekir. O ha lde, bu beceri -d
- - - - - - - -- - - - - - - - -- - - - -

49 Goldman- Eisler, F., Psycholinguistics : Experiments in Spontaneous Speech . Londo n :


Academic Press. 1 969.
48

zelli kler, dilin yaratc lk ve tasa rla ma y n n n hazrl kla ilgili gstergeleri olara k
grlebil irler. B u varsaym, yarda kesilen t mcelerin sonlar n n kesti ri lmesi ne daya
nan, ve bu tmcelerden nce gelen leri n nda yaplan ta mamlamalarn ald
sreni n d ura lama larla karlatrl malar ile gerekletiri len deneylerde dorulanm
tr. Uzun dura lamalardan sonra gelen szckler kestiril mesi en byk gl ya ra
ta nlar olmulardr. Dolaysyla, Goldman- Eisl er, duralamalarn ko n umada reti len
yeni ve ilk bildirim ieri i n i n gstergesi olduunu i leri s rmektedir. Bu deney
lerde sa pta nm bir baka nemli olgu da sz dizimi (sentaks) karmakl nn
artmas n n duralamay arttrmaddr. Dolaysyla d ura lamalarn ayrd edilmi
olan blm a n lambi l i msel (semantik) karmaklk, ya n i tasarla ma nn gl
ile ilgilidir.

20

i leri srd mz uslamlama ve deneysel kantlar Blm 1 6'daki ta n -


mmza ''tasarlama'' gesinin katlmas n gerektirmektedir. Bylece, uzlam ve


dil -d a n latma kavramnn tam olduunu i leri srdmz tanm u olacakt r :
1. ''S gibi bir syleyen bi rey, y gibi bir i mleme beraberinde, X gibi bir sy
lenimde bulu narak bununla r'yi anlatt '' demek,

''a) S, X'i D gibi dinleyen bireyde r d ncesi n i uyandrmak a macyla tasarlad


ve syledi, ve,
b) S, y ile, D'ye iletiim amacn sergiledi'' demektir.

B u ta nm daha ksa olarak yle bild irebiliriz:


i l . S, (y ile birlikte) X ile r anlatt, ''S, D'nin r dnmesi iin X'i tasarlaya rak,
i l etiim amacn sergileyen bir y imlemesi ile birlikte syledi'' demektir, veya :

1 1 1. S, X ile r an latt, ''S, D'de r'yi, X'i tasa rlayp syleyerek uyandrd, ve iletii m
amac sergiledi'' demektir.
B u n lar arasnda ta nm 1 , en ayrntl ve kapsaml olandr. Aka grlebilmekte
dir ki ifade etmedeki btn karmak d grn e karn birey a n latma durumunda
olan bireyden tan m mza gre beklenilen ler, Blm 4'te bildiril en, Davidson'un
koymu olduu sn rlar dna tama maktadr. Ta n m n (b) ksm yar doal bir biim
de sergi lenen basit bir amatr. Ta nmn (a) bl mn de ise yi n e basit bir amac n yeri
ne geti ril mesinde bir sylen imin tasarlanp retilii beti mlenmektedi r. B u karmaklk
dzeyi d i l n koulunu gerektirecek n itel ikte deildir. Dolaysyla program mz a
s ndan bir aksakl k yaratmadan, aradmz niteli kleri bulundura n bir a n latma ta n m
salayabi lmi bulun uyoruz. Bu ta n m, an lama ta n myla tamaladkta n sonra uzlam
kavramn zml emeye gi rieceiz. B u n u n da yeri ne getiri lmesi, bizi dilsel i letii
min kaplarna ul atracaktr.
Anlama

21

letiimin br y nleri nin de anla labilmesi iin ''anlama'' kavramnn bir


ta nmn salamak gereki r. letiim adn verdiimiz olg u n u n bir sre olarak
tamamlanmas, a n lama n n yeri ne gelmesiyle olur. Bir ekirdek i l etiim olay
bylece tamamlanmadysa, onu gerek iletiim olarak saymyoruz: ''ne a n lat
tysa a n lamad, ne yaptysa boa gitti'' diyoruz. B u durumlara ''kesik'' ya da ''ek
sik'' i letiim adn verebil iriz. ''Ya n l anlama'' du rumlar n eksik i letii mden ayrd
etmelid ir: burada her ne kadar ama edilen deilse de bir ey i leti lebi lmekted ir.

Anla may, syleyenin amac n n yeri ne gel mesi, yapt tasarlamann baarya
ulamas olarak grebi liriz. Burada ya paca mz, bir d i l - d (ve uzla m-d)
ekirdek iletiim olayndaki anlama durumunu betimlemek olacaktr. B u arada, dilsel
syleni mlerin an lalmasna da kout olarak deinilecek, ve bir oranda ayd nlat l
malarna allacaktr. Deneysel veriler, nceden olduu gibi burada da kullanla
caktr.
Herhangi bir eyi n ya pay iletiim sylenimi olarak deerlendirilebil mesi iin,
onu ya pan, syleyen bi reyi n bir iletiimse! niyet tadnn varsayl mas gere i
vardr. B u nokta, iletiimin nemli bir zellii olarak vurgulanmaldr. leti imin
baa rs, syleyen bireyi n n iyeti n i ve i l etmek i stedii n i n i eri i n i baaryla ortaya
dkmesinden ok, o n u n bu ierikle il etiim ya pma amacn n n dinleyence ''gr
lyor'' olmasna, ''tan nmasna'' bald r. Syleyen bi rey meramn doru d rst
an latamasa bile, onun doru d rst anlatamad dinleyence a nlalabil mise,
iletiim baarl mtr. ok kk ocuklar (8 ay ncesi) i l etiim niyetleri ni serimleme
becerisini henz gel itirmemil erdir. Oysa, an neleri taraf ndan, syl eni ml eri ya pay
i letiim olarak a n lalabilmekted ir. 5 0 En azndan, anlatma ta nm ndaki ''y'' imleme
si nin gzl emlenemedii duru mlarda bile, a n neleri n ocuklar n n yapay iletiim leri n i
doal olanl ardan ayrd edebildikleri n i bil iyoruz. Yakc scakl ktaki ma may az na
'

alan ocuun al amas, acs n n doal olara k i l etilmesidir; oysa, yedirilmekte olan
sevilmeyen bir ma maya kar ya p mack alama sesleri, ou kez anne tarafndan
' ' yapay'' iletiim olara k ta n n ma ktadr.
D i lsel iletiimde de sk olarak gzlemlenebilen bir durum, syleyen i n t mces i n i
bozuk su nmas, veya kekeleyip bocal amasna karn din leyence ''ne demek istedii''
- - - - - ---------- -

50 Snow, C. E., ''The Development of Conversation Between Mothers and Babies'' Yay ml an mam
makale. (1 975 ) .
50

a n lalabildiinde belirir. Bu durumlarda da iletiim olayn ''baar l'' olarak niteleye


ce iz: di lsel olsun dil d olsun, yeteri nce ak olmayan sylenimleri n dinleye nce
a n lalabil mesi, sylenimin hangi du rumda ve balamda sunulduuna bal dr.

B u bi ldirilen leri n nda, u iki noktay ileri srebiliriz:


a ) Bir syl enimin ''yapay'' olarak anlalabilmesi, ya ni sylenimin anlamnn
yapay olara k an lalabi lmesi iin, sylenim iletiim amac ile sunulmu olara k
yoru mlanmaldr. Bir baka deyile, iletiim amac n n ta nn mas (gr lmesi ) ,
sylenimi ''yapay'' anlamllk tamaya aday duruma geti rir.
b) ( a ) ' n n yeri ne gelmesiyle birlikte, mesaj n ieriinin anlalmas, yani anlat
lan'n anlalmas, din leyeni n sylenimi yorumlayp amasyla gerekleir. Ancak
(b), (a)'dan btn yle bamsz olarak yrtl emeyecektir: Sylenim, syleyenin
iletii m niyetine iliik olara k yorumla nacaktr.
B u i ki nokta, anlamann iki temel yn olarak grlebi lir. B u n lar ayr ayr
inceleyeceiz.

22

Syleyen bireyi n seri mledii iletii mse! niyet d i nleyen ce nasl ta n n r ?


Dil - d i letiim kapsam nda, bireyler arasnda srekli olarak imleme yaplp bunlarn
kar tarafa ta nndn (ya n i ''grldn '') ve buna gre de baz tepkileri n
ortaya kt n belirtmiti k. Dil -d bi r i mleme olan iletii mse! ama imlemesi n i n
tan n nn ayn biimde gerekletiini d nebiliriz.
Ruhbilim kapsamnda gerekleti rilen deneyler zeri n e gelitirilen ve g nmz
de genel olara k ka bul edilen kurama gre, bu tr tanma olg usu bir alglama olayd r,
ve alglamann snrlarnn dna tamaz. 5 1 B u kurama gre alglama olay n n
nasl beti mlendiini kabaca bildirel i m : alg la may nitelendiren temel ileyi ( meka
nizma ) , bir duyumsal veriden (sti mulus) kavramsal ulama (kategori) dinamik
bir karsama (i nference) sreci olarak grlmekted ir. Veriden bel irli bir para n n ,
bu para n n uyduu ulama sentezlen mesi, ya ni kabaca alglama, ulamlar n ren i l
mesi ve sentezlemenin, veri n i n zenginletirilerek srekli biimde denetlen mesi
gibi n koullar iermektedir. Kurama gre bu tr ya pc karsama ( i nference)
alglama d nda da bir ok dnsel ( cognitive) ileyii temel lendi rmektedir. 5 2
B u beti mlemedeki temel gelerden bazlarn aklamakta yara r ola caktr :
nce veri veya ''girdi''den sz edelim. Alglama asndan bakld nda ''girdi'',
---- ---------- -

s Bruner, J. ''On Perceptual Readiness'', Psych. Rev. 1 957; Bru ner, J . and Tagiuri, R., ''The
Perception of People'', Handbook of Social Psychology, N ew York: Addison Wesley,
1 954; N eisser, U . Cognitive Psychology, N . J . : Prentice Hail, 1 967.
s Bruner, J . 1 957; Neisser, U., 1 967, B kz. not (51 ) .
51

herha ngi bir veri ve o n u n iinde bulunduu balam, ya ni durumu kapsar. Veri n i n
bel irli bir ulama yerleti ril mesi, ya ni ta n nmas, iinde bulunduu bal amn ta
mamlayclyla olur. Ayn imleme deiik balamlarda (deiik d u ru mlarda)
baka biimde yoru mlan maktadr. rnein gerginlikle krm ayn yz ifadesi,
''rekor kran bir sporcuda'' ve ''lm cezas n n i nfaz n izleyen bir kiide'' ok
deiik a n lamlar ieren bii mlerde ta nnmaktad r. 5 3 Bu bakmdan veri nin alglama
olara k adlandrdmz olayn iinde balamyla zenginl etiri lerek srekli denetimi
sz konusu olmaktadr.
Bildirmi olduumuz betimlemede, herha ngi bir alglamann yeri n e gelebil mesi
iin, o alglama n n iinde ol uturulaca ulamn. daha nce renilmi olma gerei
n koul olarak ierilmektedir. B u n kou l u n gerei a ktr: bir n esnenin hangi
trden oldu u n u syleyebilmek iin o tr bilmek gerekir. Ka rmzda oynaan
baz renklerin bir kuun gr nts olduu n u syleyebilmek iin, ' ku'un, veya
o olmazsa 'hayvan'n veya o da olmazsa 'nesne'nin n e olduunu biliyor olmamz
gerekir. Aksi ha lde, oyn aan re nkler yoru mlana mayacak, ya ni girdi alglan amaya
caktr. ocukluun erken devirleri nden balayara k ulamlar ren ip kavryor,
bylece de 'alg lama'y gerekleti rebil iyoruz. u halde ''ren me'' de alglama
asndan nemli bir gedir. 54
Algla may asl nitelendiren, betimlemede veri len '' karsama'' (intikal, i nference)
kavra mdr. lk nce, byle bi r gre, karsamann temelde ma ntksal bir ilem
olduu ve karm ( istidlal, deduction) kavramndan ayrd edilemeyecei ne
srlerek kar klabilir. Bu her ne kadar doruysa da, karsama kavra m n n
dar bir yoru mu olmaya mahkumdur. ''karsa ma''nn felsefe as nda n e n az
a n lam bulunduunu syleyebil iriz. Bu a nlamlardan biri ma nt ksal karsama,
ya ni karmdr. B i r iki ncisi ise t mevarm niteleyen ileyi, yani t mevarmsal
karsa madr. Bir nc an lamdaki karsamann ise iki nerme aras nda olma
(yani bir nermeden bir bakasn ka rsama) g erei bi le yoktur. H erhangi bir eyden,
bir durum veya olgudan bir dne (kavram, ulam veya n ermeye) gei olarak
nitelenebilir. ite algl amay betim lerken ''karsama'' bu son ve daha yumuak
a n lam nda kullanlmaktadr.
Alglama ile ilgili bir baka nemli kavram da,"yo un lama alan '' (focal attention)
dr. Alglama, girdinin belirli bir alan zerine younlaarak yaplr. Eer bu byle
olmasayd, ve btn grsel girdi (grnt) bir kezde alglanma durumu nda olsayd,
insan beyni bunu yeri ne getiremeyecek kadar kk kalrd, 5 5 Nesnelerin ta n n mas,
ya ni a lgla nmas, ancak on larn kendi dndaki lerden ayrd edilmelerinden sonra
zerleri nde yo u nlalarak sala nabilir. G ird i n i n bel i rli bir alan (veri) bylece
alglamaya ierik olabilir. te yandan, bir youn lama a l a n n n sei lebi lmesi
- - - - --- -

5 3 Bru ner, J., and Tagiuri, R., 1 954. Bkz. not (51 ) . s. 63.
54 Bruner, J., 1 957, Bkz. not (51 ) s. 1 26.
5 5 N eisser, U., Bkz. not (51 ) , s. 87.
52

iin baz ''yo unlama ncesi'' sreler (preattentive processes) gerekmek


tedir. Bu nlarla, salt d uyu mun yani gird i n i n ilk ayrtrmas gerekletiri l i r. Yo
un lama ncesi ileyiler normal yaantdaki davra n larn byk bir o u n
luunu, yar otomatik bir biimde y rtrler. Gz ve ba hareketleri bu trdend i r
ve youn lamay (di kkati) yneltirler. ''Gnlk yaantdaki pek ok d nsel
eylem younlama n cesidir: sabah brosu na giren biri bildik gr nt leri rnein,
sekreterin oktan gelmi oldu unu ''bir nazarda'' farkeder."56 Ayn trden ileyiler
bir da nsz n otomatiklemi ha reketleri ni, bir uyurgezerin evresine arpmada n
yry n salarlar.
B u de neysel kuramn nda, iletii mse! n iyet imlemesi nin ta nnmas n bir
alglama olgusu olarak grebi liriz. Bylece, bu tr tan mada bir ''usavu rma ' '
d zeyi nden sz etme gerei olmayacaktr. Deneysel aratrmalar zeri ne geli
tirilen grlere gre, herhangi bir n esnenin ne olduunu anlamak. veya onu
tanmak, daha st dzeyden bir olgu olan usa vurmay gerektirmemektedir. 5 7
letiim niyeti iml emesi nin alglanmas nn, yo u n lama ncesi srel erce
yeri ne getiri ldi i n i ileri srebiliriz. Bir bi reyi n sylen i m i n i n zeri nde yo
unlarken onun iletiim amacn imleyiini zeri nde di kkat youn latrmadan
deerlendi rir, tanrz. B u nokta, ayn zamanda, bu tr imlemeleri n ak sei k olarak
fa rknda olmay mz da aklar : hem imleme hem de ta n n kendil ii nden (oto-
matik) ileyilerce yeri ne getirilmektedir. i mlemen in n e olduunun bilinmesi

kullanlan imin syleyen ve dinleyence bilinmesi ni gerektirmeyecektir. O halde,


bir i letii mse! niyet im lemesi nin ta nn mas nn aklamasn ylece verebiliri z :
u koullar yeri ne geldiinde D gibi bir dinleyen i n , S gibi bi r syleyenin ileti
i mse! niyet i mlemesini tand syl enebi l i r : karsndaki S taraf ndan il eti imse!
niyet imlemesi olara k retilmi (seri mlenmi) ''y'' gibi bir duyu msal veriyi, D bir
iletii mse! ama seriml emesi olara k alglama l ; ya ni D, ''y'' verisi nden ''i leti imse!
niyet'' ulamna (kavramna) bir yapc karsama ya pmaldr. B u n u n da n koulu.
sz konusu ulam n D'ce bilin iyor ol masd r.
Byle bir ta nm, nceden de bel i rtildii gi bi, alglamann zeri ne yaplacak bir
usa vurmay gereksiz brakmaktadr. Yani bu ta nm, ta nmann, nce imlemeyi bir d i l
d serimleme ( i mleme) olarak algladktan sonra, bu imleme ve i l etii mse! niyet
kavra m arasndaki bala nt (associ ation) izlenerek, syleye nin byle bir amac
olduu i n ancna bir karsama ile va rmak ( byle bir yarg da bul u n mak) g i bi
iki aamal bir sreci iermed ii temel gr nn zeri ne kurul mutur. G erekten
de deney byle i ki aamal tan may dorulamamaktad r. ' ' H emen herkes bir
yzde beli ren hrs, bir davra nta ki neelilik, veya bir resimdeki huzurlu uyuml u l u k
gibi nitelikleri alglamtr. o u kez, bu alglama btn yle doru dandr.

s6 Ayn yapt s. 92.


5 7 A.y., s. 95, ve Bruner, J., Goodnow, J . , and Austin, G ., A Study of Thinking, New York :
Wiley, 1 956.
53

nce ene adalesi nin kas lm olduunu alg layp, sonra bundan fkeyi
karsa m ayz: daha byk ounl ukla bunun tam tersi sz ko nusudur ... Birok
oc uk ruhbilimcisine gre, (bu yukarki gzlem) istisna deil genel kuraldr. " 5 8
B u gr her ne kadar akla may kolaylat ryorsa da bir adan yetersiz
ka l maktadr. Byle bir ta nm iki nemli noktay ayrd edemeyecektir: ta nma
gre bir bak karlamas n n (gz gze gel me) bir bak karlamas olara k
alglanmas ile, ayn eyi n i l etii mse! ama seri mlen ii olarak algla nmas arasnda
fark bulun mayacaktr. Bu ayrl gsterecek ltlerden yoksundur. Eer, ta nmn
ierdii gibi, bu her iki durum da birer alglama durumu i se, ve alg lama tesinde
baka bi rey bulu ndu rmuyorsa, i kisi aras ndaki ayrm gsterebi lecek geleri n
veya l tleri n bulunabilmesi gerekir. Bu gl belki ylece zebi liriz.
Diyebiliriz ki, her iki duruma da ayn alglama kuram ayr biimde uygulan maktadr;
nk ileyi ve sreler aras nda ayr l k yoktur. Ayr m n dod uu yer, kavra msa l
h ierari'deki deiik dzeylerdir. Zi hin deki kavramsal ya pnn hi erarik bir zellik
gsterdiini il eri s rersek, ulamlar arasnda dzey ayr l klar varsaya bili riz. Algsal
karsa ma bu aklamaya gre, belirli bir dzeydeki ulama ya pl yor olma
ldr. karsa mann hangi d zeyde durup hangi d zeyleri aaca girdide bulunan
bal amsal ipularyla belirlenecektir.

23

letiim amac n n sergilenmesi n i n tan nmas olgusunun bir tanmn geli


tirdikten sonra, imdi, sylenimin a nlalmas n n zeri nde yo un laabil iriz. leti
imde syleyenin an lalmas nn temel i nde sylenimin tad ieri i n din leyence
dnceye evri lmesi bulun ur.
Bir kon uyu yeniden vurgulamakta ya ra r olacaktr. An msa naca gibi, dil -d
ve uzlam n cesi sylenimleri n a n lal masnda dinleyen, sylenimin yaps
zerine hi bir n bilgi tamamaktadr. Ayrca, uzlam d olan bu trden herha ngi
bir sylen imle ilk kez karlama durumu nda olacaktr. Bu durumlarda il etilen
mesaj ve bu a mala kul lanlan syl enim dinleyen iin btnyle ''yeni''dir. Anlama
kavramnn zml emesi n e balamadan, bunun bir bi reyin bir di eri nin sylenimini
a n lamas yansra baka d urumlar da kapsad n bildirmek gerekir. Bir eyi n
n e olduu nu anlamak, bir t mceyi anlamak vb. gibi balaml arda da ''anla ma''y
ilgili olduumuz anlamnda kullan yoruz. B u kavra mn ''tmcelerin a n lalmasna''
aynen uygulanabilmesi programmz asndan nemlidir; bu nedenle geni a mal
bir uslamlama gelitirilecektir.
Bir baka bi reyin il etiim niyeti ni tan yarak veya bunu varsayarak, o bireyi n
sylenimini anlam olmak neleri iermektedir 7 M esaj n sylen im iinde adeta

sa Neisser, U., Ayn yapt s. 69.


54

paketlenmi olduu dn l ebilir. Din leyenin bu paketi amas hangi kou llar
ieri r ? Buna ya nt olarak denebilir ki, tpk iletii mse! niyet durumunda olduu
gibi, a lg lama kavra m btn soru nu zebi lir: iletiimse! niyet nasl ta nn yorsa,
din leyenin, syleyeni n kendisinde r gibi bir dnceyi uya ndrma niyeti ni aynen yle
tand i leri srlebil ir. Oysa, bu uygun bir aklama olamayacaktr, nk (iletiim
niyeti ni ta n mada olduu gibi} tanma ve anlama kavra mlar aras nda ak farkllklar
vardr. u ayrml ara di kkat ekebil iriz :
a ) Bi risi herha ngi bir eyi ta nd nda, o nesneyi ne olara k tanyorsa on un kendince
daha nceden bil i niyor ol mas gerekir. (ya reni l mi ya da do utan edinme)
rnein, biri n i n herha ngi bir nesneyi bir arap kadehi olarak tan yabil mesi (gre
bil mesi) iin, nceden arap kadehi kavramn biliyor ol mas gerekir. Ayn
zellik anlamaya uygulanamaz. Anlalann nden bili niyor ol mas gerekmez,
ou kez a nladklarm z bizim iin yeni eylerd ir.
b) Ta nnan n esne bir ulama soku lur; veya bir ulama ge gsteri lir. Anlalan ise
bir ulama zg olarak grlemez.
c) Ta nma, algya daya ndrl r. Anlama iin ise zoru nlu olara k algya dayandrlma
koulu yoktu r : bel lek, i mgelem veya karma daya ndrlabilir.
,

d) Bu anlamndaki ''anlama''y olgu lara uygulamak ''nesneleri anlamak'' gibi


bir ifadeden daha uygun gr n rken, ta nmann nesnelerde daha uygun bir
uygulama orta m bulduu syle nebilir. ''Ta n ma'' olgu lara uyg u land nda buradaki
anlamndan bakasna kaymaktadr. (rne i n : ''M ttefikler Trk D evleti'nin
bamsz olduunu tand lar'' derken ''kabul ettiler'' a n lamnda kullanyoruz)
Ta nma, bu anlam nda (bir sylenimi) anlama kavra mn zmleyememesi ne
karn, yi ne de anlamann kapsa mna gi rmekted ir: bir bakas nn sylenimini
a nlayabil mek iin, din leyenin nce bu sylenimi meydana getiren davra n
paracklar n alg layp ta n mas gerekir. B u paracklarn n e biimde, ya ni n e
olarak algland klar, anla may dorudan etkileyen, bir lde beli rleyen bir etmen
ol maktadr. Doal olarak, sylenimin bt nnden n e anlald, syl enimi
meydana getiren gelerin ne olara k gr n p ta n ndklarna bal olaca ktr. yle
ise, a nlama n n aklamas nda bir alglama gesi bulunmaldr.
'

Bir sylenimin an lalmasn bir sre kenara brakp, az daha genele karak
biri n i n herhangi bir eyden bir ey an lamas n n akla mas n vermeye alal m.
Kaba bir yaklam olara k diyebi liriz ki, X gibi bir eyden bir ey anlad syl enen
D g i bi bir bi rey, X ile veya X'in bir yn, bir paras ile nedensel olara k i l i kili
olan p gibi blr dnce ol uturur. ( B u d u ru mda X'i bir n esneler bileii veya
bir balam ii ndeki nesne olarak ele al yoruz) . Bu aklama bir ta n m olara k yeterli
ol mayacaktr. X ile nedensel olarak iliki li olan, ve D'de oluan p dncesi n i n
ksmen veya btn yle X'ce belirlendiinin de bel irtil mesi gerekecektir. Baka
bir deyile, p dncesin i n, X'in algsal veya baka simgesel ( representationa l )
( bellek, imgelem, dncede olma) bi lincinden t ryor olduunu da gstermek
55

gerekir. Bundan karsa nabilecei gibi, X ile nedensel olarak il iki l i birden ok
(pi) dnce olabi lecektir. u halde, X'i n birden ok biimde a nlala bilecei
nerilebilir. Bu konuyu aklamada geen bl mde bildirdiimiz ruhbi lim kura
mndan yararla nabil iriz. Bu kuram izl eyerek, p gibi bir d ncen i n oluturulmas n n
bir ya pc karsama, s rekli denetim ile gelien bir sentetik ileyi oldu unu var
sayabil iriz. yle ki sentez edilen d nce, balamsal i pularnca bir ok kez
dorulan m, destekl enmi olacaktr. Bunu n ermek, bizi bu karsa mann bili nli
olduunu veya bu karsamann izlenebi l i r bir sre iinde olutuu nu kabule
zorlamyor. 5 9

Bu rada, p d ncesi ni ''X ile nedensel il ikili'' (veya daha ayr nt l olara k,
X' i n algsal veya baka si mgesel bilinciyle nedensel iliki li) olarak n itel endirdik.
A klamam z, iinde X'e yn leti m (refera ns,) bulu nduran, X zeri ne (ha kknda)
olan, p trnden d ncelerle snrlandrmadk. yle gr n yor ki, biri n i n, olu
turduu d nce X zeri ne (h akknda) olmadan da, X'den bir ey anlad n , yani
X'i anlad n syleyebiliyoruz. u rnee gz atal m : Bay K bugn leden so nra
beni ziyaret etmeye sz vermi bulun uyor. Ancak, u ara kendisi n i n salnn
pek iyi olmad herkese biliniyor. Ta m ziyareti bekled iim saatlerde o n u n yeri n e
kapda Bayan K'y grnce, Bay K' nn yine hastalandn anl yoru m. B urada,
Bayan K'y ka pda alglaym zerine oluturduum d nce, Bayan K veya onun
gel ii zeri ne ( hakknda) de i l . Buna karlk, onun geliinden bir ey anla m
olduum dorudur. Burada hat rl anmas gereken, Bayan K'n n gelmi olduu
olgusu nun, (veya bu olgu n u n dn lmesi n i n ) olup biteni n anlalmas olmad
dr; ancak algla nmas olduudur: Bayan K' n n geldii n i algl yor,- ve bundan,
kocas nn yine hastalandn karsyorum.

imdi, yukarda gel itirdiimiz akla may uzlam -d syleni mleri n anlal
masna uygu layp bir ta nm elde etmeye alalm . . nce, ''p'' dncesi n i n bu
bala mda a laca biimi belirlemek gerekecek. Anlama iletiime uyguland nda,
X'den anlala n n, X'den karsa nan bir ''p'' dncesi olduunu syle
yemiyoruz. Bu balamda, X ile nedensel olarak ilikili ''p'' d ncesi, iinde anla
lann i eriini tayan ( p'den ayr) bir ''r'' d ncesi, syleyene yn letim
ve syleyenin niyetine ynletim gibi geler bulunduracaktr. X sylenimine
de ynletim bul unmas gereksiz gibi grn rken, Bl m 21 'de bel irti ldii gibi
yoru mlama kardaki bireyi n iletiim amac n n ta n nmasyla baladndan,
syleyene ve onun bir eyler iletiyor olduuna y nlet i m gerekli olacatr. yle
ise, X'den anlalan (anlalm olan) ''r'' harfi ile a nacak olursak, ''p'' dncesi n i n
ald biimi ylece nitelendirebi liriz: ''syleyen r'yi aktarmaya (iletmeye) alyor'' .
Bu duru mda unu i leri srebi liriz: ''r'' d ncesi ''birisi geliyor'' olsu n ; ''X'' ise
yzn apka i l e rtme davra n olsun. B u n u n la, ya ni S gibi biri nin apka ile
'

yz n rterek, uyg un bir durum ve balamda bir bakasna ( O ) biri nin geldiini

59 Bkz. Bruner, J . 1 957, not (51 ) .


56

bildirdiini varsaya lm. ' ' D gibi bir dinleyen, S'nin yzn apkasyla kapa masndan
birin i n gelmekte olduunu anlad'' t mcesi u t mce ile edeerd i r : ''S'yi apka
syla yzn rtyor olarak alg lay ndan (algs n n ieriinden) D, S'nin biri n i n
gelmekte olduu d ncesi ni (r) iletmeye al t d ncesi ni (p) karsad ''.

Bir z mleme kabaca u ereve iinde veri lebi l i r : u koullar yerine geldi i n
de, D gibi bir dinleyenin belirli bir durumda X gibi bir sylenimden r an lad sy-
1 en ebi 1i r :
i ) D, S'nin r'yi iletmeye al t d ncesi ni (p) ka rsamtr.
ii) bu p di:in cesi, ksmen D'n in. bal am ve durum iinde X'i nasl alglam
olduunca belirlen mitir.
iii) p, D'deki X' i n algsndan, yapc bir ka rsama ile t reti lmi, ve bu karsama
bala mdaki zelli klere dayanarak sna nmtr.

''p'' d ncesi oluturulurken, D'nin ya pc ka rsamasnn baz gnlk ve


yaygn bala nt lardan (association) yararland nemli bir nokta olara k vurg u
lanmaldr. B u birlei mler gnlk yaantda renilmi ballamlardr (corre
lation) . Bu birleimler sayesinde rnein duman atei gsterecek (i erecek) ,
bir patlama ise, ykm d ncesi ni douracaktr. Bu bala nt lar din leyenin algsndan
karsayaca d ncel eri yneltirler. Bu da birden ok ynde olabilir. B u yoru m
eitlilii olas l, iletiim dnda kalan a n lamada nemsiz saylabilir. Ayn
durum veya olgu deiik bak alarndan deerl endiri l i p, yoru mlanabilir, zeri ne
fikir ol uturu lur. Bylece ayn eyden, bi reyi n you nl ama alann seiine gre,
birbiriyle tutarl olmak koul uyla deiik eyler anlalabi lir. Deneysel ruhbi l i m i n
gsterdiine gre, duyu msa l girdi ii nde bulunan ha reket, olaan st nesneler,
norma l i n dna taa n zel li kler you n lam zerlerine ekerler. Bu, deiik yoru m
lar n olas ln azaltaca k bir etmendir; bir odaya girdiimizde krk dura n vazo zeri
n e dnce ol uturmamz, olduu gibi dura n dier nesneler zeri ne d nmemizden
daha ok olasdr. Ancak ok anlaml lk olana btnyle ortadan kal kmamaktadr.
B u rada zerinde durulmas gereken nemli nokta, iletiimde, din leyene sunula n
sylenimin eitl i bii mlerde a nlalabi lmesine karn (ayn alg lsal bilinten
deiik ka rsamalar yap labilmesi ) , bunlardan ancak biri nin, syleyen i n syle
nimiyle ne demek istediinin anlal mas say labileceidir. Di nleye n i n a n l a
d n n doru olabi lmesi iin, ieri ke syleyenin anlatmak istediiyle edeer,
ayn o lmas gerekir. Oyle ise, baar ans n ykselt mek iin syleyen en uygun

balam ve durumu seerek, sylenimin olabildiince ak ve tek anlaml olmasna


dil<kat edecektir. Bu adan bir baka nokta aydnlanyor : i l etiim niyeti n i n seri m
len mesi, br grevleri ya nsra, ok anlamll azaltc bir ilevi de yklenmek
tedir: Dinleyen bu imleme sayesi nde syl enimi iletiim ile ilgili olarak deerlen
di ri r. B u sayede, birinin sylen imini meydana getiren davra n zeri ne oluturd u
u muz d nce, davrann ne kadar ho veya gereksiz olduu gibi eyler deil de
''ne i letmek istedii'' konusu nda olabi l i yor.
57

24

Buraya dek ta nmlar gelitiri lerek, anlama kavramnn bir zmlemesi n e


gidildi. B u ndan sonra, bu z mlemenin felsefi hesabn vermemiz gerekecek.
Bu hesap veri, zellikle iki nokta zeri nde younlaacak. B u n lardan biri kulla n
dmz karsama kavram, dieri ise anlamann savu nmu olduu muz g i bi
belirli bir zamanda meydana gelen, bir ''olu'' olma zeliidir.

Yukarda, karsama kavramn ksa bir a klama dnda, ruhbilimdeki zgrce


ku llanln izleyerek, eletirmeden uyguladk. Kullan taki teknik anlamlarn, ve
ve baz ''zel'' anlat mlarn akla nmas ve doru lan mas (justificati on) gerekir.

zlediimiz ruhbilim kuramlarnda hem alglama hem de anlamann zde


birer karsama olay olduklar temel gr vardr. Biz de ta n mlarmz bu temel
gr kabul ederek gelitirdik. Yinelemek gereki rse, bir iletiim n iyetinin ta n n mas,
baz duyumsal verileri iletiim niyeti olarak alglamak, ya ni girdil erden i l etiim
n iyeti ulam na bir karsama ya pmak; yi ne benzer olarak, bir mesajn a nlalmas da,
bir sylenimin alg i erii nden bir dncenin karsanmas olara k gr ldler.
Bu iki kout ''sreci'', sonular (karsamann ieri i) asndan kar lat rp
farkl olduklarn gsterdik. Bir ulamn karsa nmas zde o ulamn bilgisi n i
gerektiri rken bir dncenin ( i nancn) karsa nmas, bu dncen i n nden biliniyor
olmasn gerekti rmemektedir. Burada, geerken, karsamann var noktas n n bir
ulam ya da kavram olduunu sylemek arasnda ayrm grmediimizi belirtebi liriz.

B u bl mde zeri nde du rmak isted ii miz bir baka ayrm ise, tanma ve anlama
gibi benzer zihinsel ' 's relerin'' znde bulunduu bildirilen karsama olgular
aras ndakidir. B u ayr m belirtilmeden ayn kavra mn hem tanma hem d e a n
lamaya. uygula n sakatl k douracak niteliktedir. Eer byle bir uygulamada
sra r edilecek olunursa, ''karsama''nn bili nen anlamna byk lde ters dme
durumunda kalnacakt r. u iki olaya baka l m :

A. Bir resmi dairenin bayran yarya eki lmi olara k gryoru m (bir di ree
asl bezi yarya eki li bir bayrak olarak gryoru m ) . B u ndan bir devlet baka n n n
l m olabi leceini anl yorum.

B . Bi riyle gz gze gelerek, onun iletiim niyeti ni tan yoru m (bak n i l etiim
n iyetinin imlemesi ol arak gryoru m ) .

Bu nlardan i l ki nde, karlatm veriyi yarda bir bayrak olara k tanymdan bir
devlet bakannn lm olduu d ncesine geiyorum. B i r baka deyile,
yarya eki lmi bayrak benim iin uzlamsal olara k biri nin ld dncesini
ieriyor. Burada, uzlamsal olma zel lii bir gerek deildir: uygun bir orta mda
birini midesini svazlyor olarak grdmde (yani elini midesi zeri nde gezdiren
58

birini midesi ni ovalyor olarak grd mde) bundan beni m o n u n a olduunu


dnmemi istediini an layabilirim. Bu durumda ''anlalan'' bir uzlam araclyla
(bir uzlam sonucu) karsa nmamtr. Uzlamsal veya uzlam d, ruhbi l i mde
bu tr algdan dnceye geie bir ''karsama'' denmektedir. Bu ya r -tekni k
anlam nda, ''karsama'' dil deki olaan anlam ndan byk bir farkl l k gsterme
mektedir. Ancak, nemli olan nokta udur ki, ( B ) deki kullan nda, bu a n lamdaki
'' karsama''ya benzer bir ey bulam yoruz. B 'yi n itelendiren nemli bir zellik,
herhangi bir veriyi, dorudan, bir ey olarak grmemizd i r. Baka bir deyile, burada
duyu msal veriden bir kavrama gei (karsama) varsa bile bunun farknda d eil iz.
Bu nokta ruhbilim ci lerce de a ka belirtilmektedir.6 Felsefeciler de ayn gr
ileri srmlerdir. rnein, Wittgenstei n'n u uslamlamas n izleyel i m : '' Dorudan
(i mmediately) edinilen grsel deney (yoru munun) beti mlemesi, dolayl bir beti m
lemedir. '' Bu biimi bir kutu olarak gryorum'', t mcesi, yle bir grsel deney ieri
im va r ki, bir biimi kutu olarak yoru mladm veya bir kutuya bakt m her kez bu
deney ieri ine sahip olduumu farkediyorum, anlam nda dnlsn. Oysa,
bu a n lam tasayd, deney ieriini bilnem gerekirdi. O na dolaysz ve doruda n
ynleti m ( reference) yapabilirdim. (Tpk krmz zeri n e, onu kan rengi olara k
'

adlandrmadan dorudan sz syleyebildiim gibi . . ) ' ' 6 1 Strawson'un da belirtti i


gibi, bununla bildirilmek istenen, a n nda olua n algsal deneyde, ''dnce,
ya ni yoru mla, grsel deney ierii arasnda t mevar msal olarak kurulm u, ya lnzca
bir d iliki olduunu dnmenin ya nl olacadr'' 6 2 yle ise, diyebil iriz ki,
alglamada sz konusu olan ''karsama'' i l e, algnn yoru mla nmas nda bulunduu
belirtilen (rnein ''anlama'' durumu gibi) ''karsama'' trlerinin ayn, zde
olduunu i leri srmek sakat bir tutum olacaktr.

R u h bi l i mde, bu iki ayr ortamda ayr anlam tadn gsterdiimiz ''karsama''


'

szc, ayrm yokmu gibi kullanlmaktadr. Bu tutu mun kullanlan kavra mn


anlamn zayflatp, genilettii n i belirtmek gerekir. B u ruhbilime has teknik
anlam nda ''ka rsama'', ''bir zihi nsel ieri kten dierine gei'' gibi ok genel
bir anlam kaza n maktadr. B u du ru mda da, anmsama ve imgeleme g i bi zi hi nsel
eylemleri n de temelde bi rer ''karsa ma'' olduu yanl gr n yadsyabilmek
iin ltl erden yoksun ka lnmaktad r. Byle bir tutum yeri ne u yol sei lebi l i r :
(A) gibi durumlarda, olaan an lamn a ya k n olduunu beli rtmi olduumuz kul
lanlarda, ''karsa ma'' szc uygulanmaya devam edilebilir. te yanda n
( B) gibi durumlarn beti mle mesinde bu szck braklp, yeri ne ''yapc sen
tezleme'' gibi deyimler kullanlabilir.

-------- --

60 Ayn yapt, s. 1 29.


6 Wittgenstein, L., Philosophical lnvestigations, Oxford: Blackwell, 1 953, b. 1 94.
62 Strawson, P., Freedom and Resentment, Lando n : Methuen, 1 973, s. 57.
59

25

Ryle, n l bir eseri nde, bakalarn anlamann bir karsama olmadn


savu nup, bu sav n destekleyen uslamlamalar gel itirmitir.63 karsama asndan
yaplacak aklamalar Descartes' ikici l i k (Cartesian dualism) olarak nitelendir
mekted ir. Asl nda Ryle'n amac bu son gr rtmekti r. Bizim tutumu muz
Kartezianizmin dnda kaldna gre Ryle ile bir alp veremed i k ol
mamas gerekecei dn lebi lir. Oysa, D escartes'l ykma programnn
nemli bir bala ng noktas, karsama kavamnn anlamann temelinde olduu
grn ortadan kaldrma abasyla bel i rle n mektedir. Bu bizim tuttuumuz
bir yol olduuna gre Ryle'a kar da savunulmas gerekecektir.
Ryle, anlama zeri ne gr gel itirirken, (genel olarak) bir bakas n anlamak
ve bir bakasnn di lsel davrann anlamak arasnda bir ayrm gzetmemektedir.
B u adan Ryle'a kar kmayacaz: temelde bu ayr mn ok byk olmad
gr n biz d e savu nma durumundayz. Burada Ryle'n eletirileri n i ya ntla rken
genel likle dil ve uzlam d syl enimler zeri nde du ra caz.
Ryle'n bir bireyi n a nla l mas n n ''bu bireyin n e dndn karsama''
olduu grne kar gelitirdii uslamlama byle bir karsama nn snana maz
'

bir karsama olaca, ve baarla bilse (yaplabi lse) bile byk bir olaslkla yanl
olaca ynnded i r : Bu amala ileri srd iki noktay gzden geirmek ilgin
ol acaktr. Kiilerin herkese gzlenebi lir davran larndan, n e dndklerine
yaplacak bir karsa man n dayandrlabi lecei gvenilir ltleri n bulu nmadn
gstermek amacyla, tek tek davranlarla dnceleri i li tiren ( birleti ren ) hi
bir ruhbi l i m yasasn n u ana dek ortaya karl madn bildirdikten sonra yle
devam ediyor: ''gerekten de bir ki inin bir bakas nn sz ve davra nlarn ancak
ruhbilimsel yasalara gre nedensel karsa malar ya parak anladn varsayacak
olursak, bundan u acayip zoru nlu sonu doacaktr: eer bir ruhbi l i mci bu yasalar
kefedebilmi olsayd bile bunlar bakalar na hi bir zaman iletememe durumunda
kalrd ."64 i kinci olarak Ryle, bir kii n i n z zihi nsel durumlar ve d a vurduu
davra nlar arasnda kurduu ba ll amlar (correlati o n ) , bakalar n n i durum
larnn, davra nlarna bakarak karsanmasnda uygun biimde kullanamayaca n ,
nk bir tek bireyden genelleme yaparak elde edece i byle bir kural n gvenilir
ol mayacan savun uyor. B u n lardan Ryle u sonucu karyor: eer gerekten
a n lama bir karsama olsayd hi bir ki mse bir dieri n i anlaya mazd . Oysa ou
kez bir g lk dahi olmadan bir dierimizi a n layabildiimize gre, a n la mada
karsama bulun muyor olma l dr.

6 3 Ryle, G., The Concept of Mind, Penguin, 1 949, s. 50-60.


64 Ayn yapt, s. 52.
60

yle grn yor ki, ''bakalarn anl ama''y aklamada kullanm n eri len
karsama kavra mn, Ryle, bu kavra ma batan aykr durumlarda snyor, ve bylece
kolayca a malad ynde sonu al yor. nk, karsama nn g veni lirliini
s nad orta mlar sta ndart ve olaan olmayp, hi bir i nsa nn bir dieri ni daha hi
bir kez bile a n la ma m olduu varsaymsal (hi potetik) orta mlardr: yle bir orta m ki,
bir i nsan bir bakasn tari hte ilk kez olarak an layacak, ve bu i ii n elinde ya l n zca
bu kuku gtrr '' karsa ma'' denilen ara bul u nacak . . . yle bir durumda ki,
elinde ne kullanabilecei yasa lar, ne de gven ilir t meva rmsal destek var : bu
alanda tek ynlend irici kend i davra n-d nce bal lamlar . . Bu duruma konan
kii n i n kend ini iinde bulduu kmaz, nce karsa mas n daya ndracak bir
temel olma mas ve sonra bunun ka nlmaz sonucu olarak , yapt gven i l mez
karsamalar snayamamas zel likleriyle n itelen dirilebilir.
Byle bir kmaza sapla n m olmad mz dndrecek neden ler vard r.
Biri nci nokta : bi rbi rleri ni tarihsel olarak ' 'sfrda n'' a n la maya balama durumu nda
olan bi reyler varsaymn kabul edecek olsak bile, bu d u rumda yaplacak kar
samalarn t meva rmsal destek veya ru hbilim yasalar gibi ussal (rati onal) lt
lere dayandrl mas zoru n l uunda ol mayacaz. Deneysel ruhbi l i m alan nda top
lanan bilgiye gre d ier bireyl erin durum ve eili ml eri nin davra nlar na gre
deerlendiri l i p an lal mas temelde igdsel (douta n edi n i l me) zel l i kler gs-

termekted ir. Tr mze bal bireyler, hemci nslerinin yollayp seri mledii baz
i m lemeleri igd sel olarak ''okuyup'' yorumla ma yetisine sa hip bulunmaktadrlar.
B u n itel i k kk ocuklar ve i nsana yakn hayvan trleri nde de aka gzlenebi l
mektedir. yle i se, bi rbirleri n i ''sfrdan'' a nla maya balama durumunda olan
i nsanlarn bu ksr dngy krabilecek doal aralar va rd r.
kinci bir nokta da udur: Anlam a n n bir '' karsama'' olup olmadn ortaya
karabilmek iin, ''sfrdan'' du rumlar ele alma gerei yoktu r. Daha uygun
olarak, i nsanlarn birbirlerini dilsel olarak anladklar gerek durumlar ele a l p,
bu orta mlarda, bi rbirl eri nin davra n , durum, istek ve ei l iml eri zeri ne yaptklar
yoru mlarn dilsel betimlemesinden yararlanabiliriz. Bylece, deneysel olara k bir
dieri n i n davra n lar ndan dnce ve hislerini oku mada i nsa nlarn n e lde
baarl yorumlar yapabildikleri n i defalarca s nayarak daha gvenilir son ulara
varabiliriz. B u lgularmz karsa malarn tuta rl doruluunu gsteriyorsa (ki,
deney bu n u gstermektedir) , o zaman ''karsama''nn anlama n n temel bir
gesi olduunu gvenilir bir biimde ileri srebil iriz. B u neden le, Ryle' n ele
tirileri n i n baarl ola mad n syleyebil iriz.
Dilsel sylenimler sz ko nusu olduunda da, anlama nn bir karsama olay
olduunu savu nabilir miyiz ? u ana kadar tartlan lar n' zeri ne bunu i l eri srmek
fazla acel eci lik olabilir, nk di lsel sylenimlerin, bir uzla m ya psna bal
olmak, ondan tremek zellikleri vard r. l eride, byle bir zelliin bulunmasna kar
karn, bir t mcen i n anlalmas nn temelde uzla m d bir sylenimin anlal mas n
dan ok farkl olmadn savu nacaz.
61

26

leri srm olduumuz zmleme nemli say labilecek bir gr a


sndan gel ecek eletiri leri karlayp bu nlar ya n tlayabilmelidir. B u eleti rilerin
kkeninde bulu nacak gre gre anlama, bir zihi nsel s re veya oluum deil,
bir yntemin renil mesi nden doan yetenekle ilgili bir du rumdur. B u rada ''yete
nek'' szcnn doutan bul unan , var olan yeti anl amnda kullan lmadn
belirtmeliyiz. ''Yetenek'' bizim ilediimiz anlam nda, renme sonucu bir eyi
yapabil me, yeri n e getirebilme gc, gizi li ( pota nsiyeli)dir.
Anla may bir yetenek as nda n gren felsefi grn yetkesi (otorite) b
yktr: bu gr amz n en n l baz fi lozoflarn ca ileri srlmtr. B u nlar
aras nda Wittgenstein, Ryle ve Du mett'i sayabil iriz. B u filozofl arn kendi szlerini
kullan maya alarak grn ksa bir zetini verel i m : Wittgenstein'n nemle
vurgulad bir nokta, ''kolayca gr nr kaba niteliklerin arkas na sakla nm
gibi duran zi hi nsel sreleri bulup yakala maya a lm ann , sonu gelmez bir
'

ura''65 olduudur. Bir eyi anladmz dnd mz za man bunun oluu-


mu nda yatan bir sre aramak doru lanamayacak bir davra ntr. '' . . . her a n lama
durumu nda ol utuunu farkettiimiz bir ey bulsak dahi bu bulduumuzun
a n lama olduunu syleyebi lir miyiz ? Anlam olduum iin ' 'imdi anl yorum''
diyebildiime gre, nasl olur da an lama sreci sakl bir ey olabi l i r ? Ve eer sakl
'

olduu nda diren iyorsam, o zaman neyi arat ra cam nereden bil iyorum ?''(' 6
Wittgenstei n yle bir sonuca va ryor: bildi im iz, tand mz zihi nsel s re ler
(process) (bir ar n n balayp sona ermesi, bir tmcen i n duyulmas gibi) lt
olara k aln rsa, an lamann bu trden bir ey olmad ortaya kar. Anla may
byle grme abas da sakattr. Bir a n iin vermekte olduumuz zeti keserek,
bu raya kadar il eri srlen grn arl n tarta lm. Wittgenstei n'n ne sr
d grler, ''sre'' (process) kavramnn ru hbili mdeki zg rce kullan ile
bir kartl k serg il iyorlar. Ayn zgrce kullan ruhbilimi izlemi olduum uzdan,
algl ama ve a n lama kavram lar nn verdii miz a klamasnda da, bir lde yer
al m bulunmaktadr. Belirli bir zamanda balayp, . srdkten sonra sona eren
b i r a n lama deney ierii nin bulu nmadn sylerken Wittgenstei n btn yle
hakl grn yor. Bir ey anlad mzda anladmzn ieriini bil iyoruz; fakat,
a n lay mzn duyumla nmas gibi bunun yansra olan bir deney ierii de b u
lunduunu syleyemeyiz. Bir ok durum larda btn sylenebilen, zaman iin de
belirli bir noktadan sonra bir eyi n an la lm olduudur. Bu ise ''bir ruhsa l /
zihi nsel durumda bulu nmak'' la daha uygun olarak akla nabilecek bir ey
dir; en azndan, bir zihi nsel sre ol uturduu sav ndan daha uygun bir neridir.

6 5 Wittgenstein, L., Bkz. not (61 ) , blm 1 53.


66 A.y., b. 1 53.
62

G eriye bakp da zi hi nsel deney ierikl eri mizi gzden geirdiimizde a nlamay
ol utura n bir zi hi nsel sreci bulup gsteremediimiz konusunda Wittgenstein
her ne kadar haklysa da, byle bir srecin (aka gzlenebi lir olmada n) ger
ekten yer alabilecei olana ortadan kaldr lmamtr. Byle bir srecin ger
ekten var olduunu savu nacak birisi, b u n u n byk olas lkla anlama n cesi

durumuyla, a n la m olma durumu aras ndaki geite yer aldn syleyecektir.


Wittgenstein'n da dedii gibi ''i mdi bildim'' - benzer olara k : ''imdi bece
rebildi m'', ve ''imdi a n lyoru m''6 7 denilen an . . . Anlama madan anlamaya olan
deii kl iin yer ald bu a n bizim grmz asndan ok nemlidir. B u ge
i noktasna Wittgenstei n d e ilgi gsteriyor. ''u rnei imge leyel i m : A bir yere
say seri leri yazyor; B de bu yaz lanl arn bi rbirini izleyileri ni a klaya n bir ku
ra l bulabilmek iin A'ya bakyor. Baarrsa ''imdi artk devam edebilirim'' d i
yecektir. Bu yete nek, bu a n lay, ortaya k n bir a nda yapan bir eyd ir." 68
Kukusuz, byle bir geii kabul etmesine karn, Wittgenstein o geite bir srecin
g izli ol mad n sylecektir. Kald ki bi lebi ldiimiz ya l nzca geiin olduudur,
bundan te bir ey d eil. Oysa bu gr, geiin nasl olduu ve buna n e gibi
eylerin kart konusu nda bir aklama getirmekten geride kalmaktadr. Wittgen-

stein'a gre byle bir eyler aratrmaya ka lkmak sakat bir tutu m olacaktr; a ncak
ru hmili mci, bili msel aratrmac olara k byle d nmeyebi lr. Ayrca, farknda
olmamamza karn, ayr nt l deneyim, byle bir srecin sz konusu olduunu
gsterebilir.

Bu nokta deneysel olara k bir zme ulat rlmadan anlamada gerekten


.

bir sre bulunup bulunmad ko nusunda bir tutum almamakta yarar vardr.
B u n u n yeri ne a n la may, en azndan bizi ilgilendiren adan, anlalma ncesi nden
a nlalmaya geite bir olu olarak grebil iriz. Verdii miz tan mlarda yapm
olduumuz budur, ve bu gr, Wittgenstei n'n eletirisinden de etki lenme
d u ru mu nda deildir.

imdi, ''yetenek as ndan anlama'' grn n zeti ne geri dnel im. Witt
genstein yle diyor: ''kendi kend i n ize soru n : hangi d urumlarda, hangi koul
larda 'imd i artk devam edebi lirim' diyebil iyorsu nuz ?''69 te bu balamda,
'bilmek' szc nn grameri 'anla mak' szcn nkiyle sk s kya ilikilidir''70
Ryle bu i l iki n i n daha ayr ntl bir aklamas n veriyor. ''An la ma, 'yapabilme'n i n bir
parasdr. Akllca yrtlen herhangi bir ilevi n an lalmasnda gerekl i olan
bilgi, bu ilevi yrtmede geerli olacak becerid i r''. 7 1 Dilsel beceri, bili msel bir
deneyi min yrtl mesi nde gerekli beceri, ve nak yapma g i bi beceri ler buna rnek

67 A.y., b. 1 51 .
6 8 A.y., b. 1 51 .
6 9 A.y., b. 1 54.
70 A.y., b. 1 50.
7 1 Ryle, G., 1 949, bkz. not ( 6 3 ) . s. 53.
63

olarak veri lmektedi r. Ryle'a gre, bir ilevi yeri ne getiren birey n eyi ''yabapi lme''
yetenei ne/becerisi ne sahi pse, onun yapt n bilinli olara k izleyen birey de
ayn eyi ''ya pabil me'' yeteneine sahip olmaldr. ''An lamak'' ve ''izlemek''
g i bi szckler kii nin ''yapabi l me'' ve yapabildiini yapma yetenekleri ni gs
terirler' '72 Yapa nn yaparken gereksindii, ve onu izleyeni n an larken kulland
ayn yete nektir. Kii izleyip alklad davra n lar izleyip al klayabi lmek iin o
davranlarn gerektirdii yetenee bir lde sahip ola bilmeli, o ii ya pabilme
durumu nda olmaldr.
Bu zetled ii miz, anlamann bir genel aklamas nitel iindedir: ayn ak
lamann, szckleri n anlalmas, uzla m-d syleniml erin anla lmas, ve tm
celeri n a n lalmas gibi alanlarda uygulanabilir olmas beklenmektedir. B u sz n
ettiimiz fi lozoflarn ana amalar dilsel gelerin anlalmas nn (szc k-t mce

g i bi ) aklan mas ol mutur. Bu balamda Wittgenstei n n l slogann ileri sr


m tr: ''Bir tmceyi anlamak demek, bir dilden anlamak demektir. Bir dilden
a n lamak ise, bir yntemi ren mi olmak demekti r."73 Dum mett de, ayn gr
kendi form lyle u biimde ne sryor: ''Di kkatlerin zeri nde you nlatrlmas
gereken sz," . . . . . . 'nin anlamn biliyor olmak'' szdr: bir anlam kuram ( her
eyden nce) bir anlama kuramdr''74
Yetenek asndan veri len anlama aklamas ,"szcklerin a n lalmas'' bala-
mnda baar ldr. G erekten de, algsal bir aklamann (ek olarak) gereklilii

konusu bir ya na braklrsa, karlalan bir szcn an lal mas byk lde
bu szcn anlamnn bilinip bi li nmemesi ne ve daha belirgin olarak, szcn
renilmi olup olmadna baldr. Kii yaln zca renmi olduu szckleri
a n lar. Bu nokta il eri srdmz ruhbilimsel kuram larla da tam bir uyum
durumu ndadr.
te yandan, dil -d ve uzlam- d sylenimlerin a nla lmas balam nda,
baz balantlarn (associations) ren ilmi olmas, baz davra nlarda bulunabi l
me yetenei ve algla maya olanak salayan ulam veya kavramlarn renilmi olma
l a r, kardaki kii n i n ne demek istediini a n lamada tam yeterlilik salamyorlar.
Belirli bir bilgi veya yetenein renilmi olmasyla aklana mayan bir ''yaratc''
yorumlama yn bu tr anlamann temel zel li kleri nden biri gibi gr nmektedi r.
Gerekten de ,tanmsal olarak, bu durumlarda anlalan ilk kez a n lal maktadr .
Daha nceden renilmi olann ta nnmas sz ko nusu deildir. i te yaratc

olara k nitel endi rdii miz bu yn ''karsama'' kavram i le aklamaya al tk.


B u ''yaratc'' yoru mu nden renil mi bir yntem veya bilgi a klayamama
durumu ndadr. u ha lde yetenek asndan anlama kavram bu alanda uygulama
bulamamaktadr.
- - - - - -
- - - -- - ---- - --

72 A.y., s. 54.
73 Wittgenstein, L., bkz. not (61 ) , b. 1 99.
74 Dum mett, M., Frege : The Philosophy of Language, Land o n : D u ckworth, 1 973, s. 92.
64

27

Yete nek asndan veri len a n lama aklamas nn szckleri anl amada
baarl, a ncak uzlam d sylen imlerin a n lalmasnda yetersiz olduu nu
gsterd ik. Uzlam d syleni ml eri n anlalmasnda, bata il eri srdmz
ta n m doyurucu bir aklama salayabil mektedir. D u rum bu ise, acaba, i ki ayr
anlama kavram vardr, ve szckleri n an lalmas ile syl enimlerin an lalmas
ayr kavramlarca belirlenebi len baka baka eylerd ir mi diyeceiz ? Bu soruya
yant mz olu mludur. Anlama nn i ki deiik kavra m oldu u n u n , z a nce Witt
genstei n'dan iletti imiz nermelerde de ka bul ed ildiini grdk. Ancak bu, soru
lar zmede yeterli olm uyor. nemli olan nokta, t mceleri n anlal mas nn hangi
anlama kavramnn uygulama alanna dtnn sa pta nmasdr. Hat rlanaca
gibi, bizim programmzn baars, syleni mlerin, d i l - d veya dilsel olsun, baz
ufa k farkll klarla ayn trden olduklarnn gsteri lmesi ne baldr. Dil -d veya

uzla m -d syl enimleri n zml emesi, daha ileriki bir aamada t mceleri n
z mlemesi ne temel olarak d n l mektedir. u halde bizim savmz, t mceleri n
anlalmasnn te melde bir karsama olay olduu erevesindedir. Oysa, yukarda
szn ettiimiz fi lozoflar bunun tam kart bir gr i leri srmektedirler.
On lara gre t mceleri n a nlalmas a ncak yetenek asndan aklanabi lir. Blm
26'da Wittgenstein'dan ilet mi olduumuz bir rnekte bir say serisi nin hangi
saylarla devam edeceinin a n lalma durumu ele al nm t . Orada ak olarak
bir yntemin bilin mesi, bir n koul, bir gerek durumundayd . Matematik bilgisi
ol maya n biri n i n say seri lerini anlayabil mesi dnlemez. Burada matematikten
a n l yor olmas, onu yetenekse! ol arak, herhangi bir matematik i lemini anlama
d u rumuna sokuyor. Bu ise uzlam d syleni mlerin an la lmas nda n aka
farkl bir ey: uzlamsal bir ya p olmaynca ren ilecek bir yntem, bili necek
bir n bilgi sz konusu bile ol muyor. Ayn noktadan kalkarak ''bir tmcenin
an lalmas'' (ki bu say seri leri ne daha ok benzer gibidir) ve ' 'uzlam-d
bir sylenimin anlal mas'' duru mlar nn temelde fa rkl olduu ne srlebilir.
Wittgenstei n' an msayalm : ' ' Bir t mceyi a n lamak bir dilden anlamaktr. Bir
di lden an lamak ise bir yntemi bil mektir."7 5 Byle bir neri doru mudur? ( i )
Bir dilden a n lamann, o dilin bir nermesini a n lamay gara nti etmediini ve (ii)

''t mce anlama'' ve ''uzla m - d syle nim anlama'' durumlar n n i l k bakta


grndkleri kadar farkl eyler olmadklarn ve bu szlerden benzer an lamlar
ifade ettiimizi gstermeye alacaz.

7 s Wittgenstein, L., bkz. not (61 ) , b. 1 99.


65

28

nce bu iki anlama kavramn belirleyerek aralar ndaki farkl l ak seik


grel im, B u na da Blm 26'da verdiimiz Dummett' in form l n inceleyerek
yaklaa lm. Grlm olduu gibi, Dum mett iin anlamak, ''anlamn biliyor
ol mak''tr. Bu form l eer yaln zca szcklerin a n lalmas kapsamnda uygula
n rsa, daha nce de bel irtti imiz gibi, ortaya bir sorun c kmaz, ve kolayca kabul
edilebi lir. Herkesi n kat labi lecei gibi, bir szc anlamak o n u n anlamn bil iyor
ol maktr. Anlam bili nmeyen bir szc n a n la lmas mantk as ndan olanaksz
dr. Anlam renildii andan balayara k bir bireyi n bir szc anlad sylene
bilir. Bu an lama durumu (eer un utursa ) anlamn unutulmasna kadar srecektir.
(yabanc bir dilin bilinen szckleri n i n zama nla u n utulmas gibi ... ) Forml
tmcel ere uygulad mzda yle bir ey elde ediyoruz: ' ' B i r t mceyi a n lama k, o
tmcenin a n lamn bil mekti r''.

A) B i r tmceyi a nlad sylenen bi rey, onun an lamn nceden beri biliyor


olandr. ( B u na u eklenebi lir: nk bu bi rey, sz konusu t mcen i n paras
olduu dili bil mektedir.)

B ) Bir t mceyi a n lad syl enen bi rey, bunu o a nda, anlamnn bilgisi ne vara
ra k a n lar. ( B u n u, sz konusu t mcen in paras olduu d i l i bil mesi sayesinde
yapa bilir.)

(A) ve ( B ) balamlar sze konu ettiimiz iki deiik a n lama kavra m n bulundur-
-

maktad rlar. (A)'daki kavra mn ''tmce- rnekleri ''ne uygulanamayacan, uygu


landnda da ya n l olaca n gstereceiz. ''T mce-tipleri n e'' gelince, bir dili
bilmekten dolay i n sa n n bun lar ''yete nekse!'' olarak anl adn syl emek a kla
yak ndr. Dolaysyla buna kar bir itiraz ileri srlmeyecekti r. D u mmett'i n for
ml (A) , ya ln zca t mce-tipleri ne uygulandnda her iki yoru mu nda da doru
olara k gr lebi l i r.

''Anlama szc n n ayrdetti imiz iki anlamna ''srekli anl ama'' ve ''olu
sa! anlama'' diyel im. B u nlar i ki kavra m-bei olarak grlebilirler: her biri n i n
kapsa mnda birden ok ge- kavram bulunmaktadr. Bizi burada ilgilendiren,
kavram bekleri ni ayrdetmek olduundan ge -kavra mlara de i n meyece iz.
Basitl ii salamak iin her bir bei tek kavra mm gibi ele alacaz. ki kavram
ayrdeden zellikleri yle sayabil iriz. Biri, bel i rli bir zamanda meydana gelen
bir oluu gsterirken (bir eyi n - bir tmce n i n - anlald anda meydana gelen)
br kii nin (bilinli veya bilinsiz olarak) iinde srekli olara k bulunduu
bir zihi nsel durumu gsterir. ''Srekli a nlama''nn bir balangcndan sz edile
bilir: bir szc anlama durumu o n u n anlamnn renilmesi nden iti baren
balar. O a ndan balayarak o szcn srekli olarak a n lama durumu nda ka lnr.
66

Balang a n nda ''olusal a n lama ' ' n n bulunmu olduu da il eri sr lebi lir. u
rneklerde ayrm daha ak olarak ortaya kyor:

A. (i) Franszca anlar msnz ?


(ii) B u szc a n l yor musu nuz ?
(iii) Araba motoru ndan anlar ms nz ?
( iv) Futboldan anlar msnz ?

B. (i) N e demek istedi ini i mdi a n lyoru m.


(ii) Kantlar grnce o n u n susuz olduunu anladm.
(iii) B u tmceyi anl yor musu n ?
( iv) Orada ne olup bitti ini imdi a n l yoru m.

(A) beindeki n ermelerde durmadan sregiden bir zihi nsel durum veya yete
nekten sz ediliyor. yle ki, ''anlamak'' yeri ne ''bil mek'' konsa nermeleri n
a n lamlarnda byk bir deiiklik olmayacak. Buna karlk, ''anlama'' szc
( B ) gibi nermeler iinde kullanld nda, yeni bir d ncen i n ol utu rulmas n
ieren, insa n n zihninde beliren bir eyden sz ed ilmektedir. Ol uturulan d nce
nceden bilinen bir bilgi olabi lir, a ncak d nce olara k ol uturul mas o a nda
olan ''taze'' bir olaydr. rnein, - (p.q) = ( - pv - q ) oldu unu bil iyor olabi l i
rim ama '' - (p.q) = ( - pv - q ) '' tmce-rneini her okuyuu mda o n u anlay
m yeni bir ol utur. (Tabi bu okuyularda nceden okud u u m t mce-rne
i n i n anlamn bilmiyor olma ly m. nk anlam nden biliyorsa m, nermeyi
o an a n l yor olama m ; yapaca m ya ln zca bakp karmda olann a nlamn bil
diim o n erme olduunu dn mektir.)

imdi Dummett'in form l n n yorumun a geri dnelim. Grm olduu


muz g i bi, tmcelere uygula nnda bu form l (A) yoru munda ''srekli a nlama''
kavra mn, ( B ) 'de ise ''ol usa! a n lama'' kavra mn iermektedir. rtmek iste
diimiz (A) yoru m u n u ele alalm : Bir t mceyi a n lamak, o n u n anlamn (teden
beri ) biliyor ol maktr''. B u n u n di nlen mekte veya okunmakta olan bir tmcen i n
a nlalmasna uyguland nda, ya nl olduu gze arpacaktr. Bili nen bir dilin
szckleri teden beri (dil renildii nden beri) biliniyor olmaldr; oysa bu
d i l i n t mceleri nin de teden beri bilindii sylenemez. D i l bilgisi kullan larak,
bir dnceyi bakasna a ktarmak iin tmcelerin yap l p sylendii, ve bunlarn
iiti lip okunduu bir ortamda (A) yoru mu ya nl olmaldr. Tmce-rn ekleri nin
a nlamnn bilgisi ne onlar a nlad mz anda varrz. B u n u n tam kart olarak
nerilebilecek, bilinen bir dilin szckleri n i n renilmi olduklardr. B u n lar
renilmi olduklar iin an lalma d u rumu ndadrlar. Ayn ey bir dilden an la
maya da uygulanabilir: gramer ve szckleri ren ilmi olan bir dil, a n la l ma,
bilinme durumu ndadr. te buna ta m kart olarak, bir dilin t mceleri n i n ren i l
mediini, reni l emeyeceini bildirebi liriz. B i r dilin t mceleri n i n anlamn szck
lerde olduu gibi bu anlam lar renerek bi lemeyiz : buna a n lmz yetiemez;
67

bir dilin retebilecei tmce says bel i rsiz derecede byktr. Bu an la mla r, dil
bilgisi n i tek tek t mcelere uygu layarak a nlayabiliriz, onlarn bilgisine varabi l iriz.

B u na ylece kar klabil eceini dnebiliriz: Tmcelerin anlamlarnn


szcklerde olduu gibi tek tek ren ilmedii dorudur; oysa yine de, bir kii
bir dili biliyorsa, o dilin nerme/t mceleri ni de bil iyor d emektir. N edeni de
dilin bilgisi nden bt n bu ok byk saydaki t mceleri n bilgisi n i n tre
tilebileceidir. B u itirazn ya n t, tmce-tipi, tmce -rnei ayr mn i leri srdmz
de veril miti. Bir dilin t mce-tipleri nin yetenekse! olarak bili ndii, bizce kabul edi
lebi lir gr genelletirilerek, ayn neri tmce - rnekleri ne uygulanrsa, sylen i
len u a n lamdan tesi n i ieremeyecekti r: bildii bir dilin tmcesiyle karlaan
kii onu anlayabilir.

imdi de yle bir rnek dnelim. Bir ya banc renci ya banc lara Trk
e retmek iin hazrlanm basit bir giri kita byla geliyor ve size ii ndeki b
tn t mceleri a n layp an lamadnz soruyor. yle sayfa lar bir iki evi rd ikten
ve orada burada t mcelere gz att kta n sonra, g venle, bu kitaptaki btn tm
celeri a nladnz sylyorsunuz. Bu bir ''ol usa l an lama'' durumu mudu r ?
Byle bir itiraz etkil i olamayacaktr. Kitaba bakarak her t mcesi ni a n lad n ve
akla maya hazr olduunu bildiren kii gerekten her bir tmcesi ni a n lad n
sylyor ola maz. Btn kita b ezberl emediyse bakmadan ''3. sayfa nn i l k tmce
sinin'' anlamn aklamayacaktr. Aklaya bil mek iin, nce yeniden okumas
gerekecektir. Ayrca t mceye yal n zca bakmak, gz atmak da yeterli deildir.
Dikkat veri lip, ''anlayarak okumak'' gerekecektir. Kii o anda baka bir eyle
urayor veya baka eyler dn yorsa, en basit t mceyi bile anla mayabilir.
Karlalan bir tmcenin anlalmas bir ol utur.

29

''Bir dilden a n lamak'' ve karlalan bir ''tmceyi a n la mak'' dendiinde


ayn tr an lamadan sz etmed ii mizi grdk. Farkl olmalarna karn, bir n ceki
bir sonrakinin gerekli koulu durumu ndad r: bir t mceyi an laya bi lmek iin o n u n
iind e t retildii dili bilmek gerekir. imdi gsteri l meye allacak olan, bir
t mceyi anlamak iin o n u n tretildii dilin bi l i n mesi n i n gerekl i olmasna karn
yeterli o l madd r. B u n u il eri srerken, rnein, Wittgenstei n'n u gr n e
kar kmyoruz: '' Bana bilmediim bir ifrede, ifre an ahtaryla bera ber bir
t m ce veri liyor. Bu duru mda, bu t mceyi anl amak iin gerekli herey verilmi
ol uyor."76 Sz n ettiimiz yetersizlik, daha ok bilgi gerektii, yani bilgi yeter
sizlii asndan deildir; veri lmi bilgi n i n bel irli bir kullanma, ilenme gerei

7 6 Wittgenstein, L., Philosophical G rammar, Oxford : Blackwell, 1 975, s. 43.


68

olduu a sndandr. Burada ileri srd mz, bir t mceyi anlamada, bilinmekte
olan dil bilgisi nin zel bir ilemle tmceye uygulan mas gereklili idir. B u uyg u
l a ma ileminin ise, bir syl enimin al gsal ieriine uygulanp bir dnce olutur u l
masnda sz ko nusu olan '' karsa ma''dan ok farkl bir ey olmad n d
n yoruz. T nceleri n a nla l mas nda bu tr karsama nn bulunmas gerektiini
dorudan gstermek u an iin olanak d nda kal maktadr. Ancak dolayl olarak,
bu gr destekleyecek unu syleyebi l i ri z : dili en iyi bir bii mde bil iyor o l ma
mza, ve ii ndeki btn szckleri a n l yor olmam za karn, semantik adan kar
mak t mceleri anlamada bazen gl k ekeriz. B u n u karsamann ya plam yor
(yaratc sentezin g erekletirilemiyor) ol uuyla aklayabiliriz. B u n u , karsamann
dilin kural larn izleyerek ya pldn syl emekten teye bir ierik amalamadan
i leri s ryoruz.

Denebilir ki, yukardaki a nlama gl semantik adan karmak tmce


lerde sz konusudur. Bu da daha basit, g n l k dilde sk kullanlan t mcel eri n
a nlalmasnda geerli olan bir ey deil. Dolaysyla, basit n ermelerde anla-
mann bir karsama olduu yanl md r ? Buna kar nce, nermeleri n karmak-
'

latka a n lalmalar n n daha gletiini belirtebiliriz. B u olguyu, karsamann,


(yaratc sentezl emenin) t mcelerin karmaklna gre (burada yaln zca sem a n
tik karma klk sz konusudur) dereceli olarak yer ald gryle yoru mla
ya bil iriz. ''Gnayd n'', '' Estafu rulla h'', ' 'Sela mna leykn'', ' ' Hay canna oku
yay m'' vb. hazr form l lerde yok denecek kadar az, buna karl k, basit,
fakat bi lgi veren nermelerde bulunduunu n erebi liriz. Bu tr nermeleri a n l a
mada glk ekmeyi imiz b u nermeleri n a nla lmal ar n n karsama/sentezleme
bulundu rmamasndan deil balam ve ko n uma nn geliiinden syl eneni
az ok kestirdiimiz, bekl iyor olduumuz iindir. Anlama glkleri, basit olmasna
karn balam ve d u rum erevesi nde beklenmeyen i lgisiz nermelerle kar la l
dnda da ortaya kar. rnein, bir kitapda mendil aradn syleyen bir
kii n i n ne demek istediini an lamada bir glk olacaktr.
uzam

30

Uzlam kavramnn aklanma ve zmlenmesi, i nsan il etii mi erevesi nde


di lsel syl enim, dilsel anlamllk ve uzla m -d syl enim (anlamllk) ara
sndaki nemli ilikiyi verecektir. Baka bir deyile, temel yapay anlamllk ve
iletiim kavramn, bundan treyen daha karmak yapay il etiim biimleriyle
ma nt ksal olarak birletirecektir. Bir baka dzeyde konuulduunda, yapay
anlan1llk olgusunun i l k ve en basit ortaya k biimleriyle, daha gelitiri lmi
ve topl umsa l latrlm i nsan (yapay) i letiim bii mleri arasndaki evri m zi n
cirini uzlamn tamamlad sy enecektir. Uzla mn z mlenmesi, uzla m -d

sylenim leri n nasl uzlamsallatrld n, dolaysyla ya psal bir iletiim sistem i n i n


treye bilmesi iin temelin nasl ol utu ru labildiini a klayacaktr.

Uzlam iin baz davra nlar n bi reysel zellik olmaktan kurtarlp topl uma
maledil mesi diyebiliriz. Ancak bu, mecaz yn ar basan bir anlatmdr. Daha
bel irgin ve saydam olarak ne diyebi liri z ? Bir uzlam, belirli bir topl u mdaki dav
ra n dzenli liidir. Byle bir betiml emeyi kabul etmek g deildir. Fakat sz
konusu davra n dzenliliinin ne trden olduunu, hangi durumlarda orta
ya ktn, ve bireylerce nasl edi n ildiini akla maya altm zda glk
lerle karlamaya balyoruz. Tatminkar say labi lecek bir uzlam zmle
mesi bu konulara yeterli aklamalar getirebi lmelidir. Sz konusu davran d
zen liliinin ilgili bireyler a ras nda ak veya kapal bir ''anlana'' (agreement)
olduu gr sakat bulunmu tu r.77 B u n u n bir yk nme (taklit) veya ''top
l u msal an lama'' (social contract) olabi lecei grleri ne kar da salam ele
tiri ler bulun maktadr. 78 Bu ynleri baaryla aklayan bir uzlam kuram D . K.
Lewis 7 9 taraf ndan gelitirilm iti r : bu kurama gre uzlam, bi reyler ortak bir
a maca ynelik davra n lara giritikleri nde ortaya kyor. yle bir koullar btn
dnlsn ki, bir bi reyin davra n dier bi reyl erin davra nna bal olsu n ve
btn bireyl eri n karlar bir noktada kesiiyor, akyor olsu n . B u d u ru mlara
Lewis, dzenletirme, uyumlama soru n u (co-ord in ation problem) adn veriyor.
Uyumlama sorunu rnekl eri olara k, ''iki bireyi n bir yerde bulumalar'', ''bir top-
- -- - - - - - - -- -- - - - ---- --- ---

7 7 Quine, W.V.O., ''Truth by Convention'', The Ways of Paradox, N ew York: Random H ouse,
1 939, s. 70-1 00; Lewis, D. K., Convention, Harvard, 1 969, s. 83.
7 8 Lewis, D . K., bkz. not (77),
7 9 Ayn yapt.
70

la ntya gidite ne giyil eceine karar veri lmesi'' gibileri verilebi lir. Bir uyumlama
soru nuyla karlaan bi reyler dier bi reyl eri n ne yapacan kesti ril eri ne gre
kendi davra nlar n seecek ve en iyi ortak davran biimi soru nun zm
ol acaktr. Lewis'in sav, uzlamn bel irli bir uyumlama soru nu yla yeniden kar
laldnda ortaya kabileceidir. Eer geen kez yapt klar nn a ynsn yineler
lerse, ayn zm elde edecekleri ilgili bi reyler iin bir ''ortak bilgi'' durumu nda
olacaktr. Yeterince benzer bir d urumda ayn yntem, ayn ilem uygula ndnda
ayn son u elde edilecektir. yle ise bi reylerdeki ortak bilgi, ayn davranta
bulunmalar n n nedeni ( reason) olacak, ve uzlam olarak adland ra bil ecei miz
bir davra n d zenliliini do uracaktr. D gibi bir ilemin P gibi bir soruna -
zm salad ortak bilgisi kabaca udur: her bir bi rey kendi yapm oldu u n u n
-

D davra n oldu u n u bil iyor, ayrca dier bireyl eri n de bunu bildiini bil iyor,
ve onlarn bunu bildiini bildikleri ni de biliyor, ve. . . (sonsuza dek)
Lewis'in kuramnn iki temel nermesi bulunmaktadr ve bunlar tart l p
el est i ri 1m elidir:

(i) Uzla mlar bireyleri n uyumlama sorunla ryla kar lat klar duru mlarda ortaya
karlar, ve
( i i ) bi reyleri n ayn davranta bulu n malarna neden ( reason) -ki bu davra n
uzlam ol uturur- ortak bilgileri nin D davra nnn ayn son uca gtrecei
olmasdr. B u nermeleri i l etii m asndan i nceleyel im.

31

letii mse! uzla mlar hangi durumlarda ortaya karlar ? J . Bennett ve


S . Schiffer taraf ndan 8 0 da belirti len bir nokta, uzlamlarn meyda na g elmesi
iin uyumlama soru nlarnn gerekl i olmad, ve zellikle iletiimse! uzla mlar n
uyumlama sorunlarn dan domad klardr. Bu gr destekleyen i ki nokta
vardr. (A) Hem il etiim durumlar hem de uyumlama sorunlar bir amaca y ne lik
durumlar olmalarna karn, bu a malar doalar asndan baka bakadrlar.
Uyumlamada ya plmak istenen deii k bi reyleri n davran la rnn dengelen mesi i ken,
iletiimde ama bir baka bi reyde bir dnce meydana getirmektir. Schiffer' n
szleriyle, ''iletii mde, bir karsama ya pl mas n salamak amacyla davra na
geilir; baka bi reyl eri n davra nlaryla kendi davrann uyumlamak iin deil ." 8 1
( B ) ki nci ve il ikili konu ise, dinleyeni n syleyenin davranlaryla uyu mlulua
soka bi lecei herha ngi bir davran bulunmaydr. Bennett'i n ya pt gibi

8 0 Bennett, J., Linguistic Behaviour, London: C . U . P., 1 976; Sch iffer, S .. Meaning, Oxford
U . P., 1 972.
8 Schiffer, S., ayn yapt, s. 1 51 .
71

''dnce olutu rma''y bir edim, davra n olara k ele almak82 sorunu zmeye
cektir. B u n u byle kabul etsek bile, iletii mde syleyenin ve dinleyen i n hangi
amala ne ya ptklarn sorduumu zda, bir uyumluluk salama amac gtmedik
leri ni greceiz. Bir syleni m reten bireyin , bunu, d i nleyen bi reyi n davran
ile uyu mlu lua girmek iin ya pt n dn mek gtr. Bundan ok, syleni
miyle dinleyeni etki lemek, onda bir dnce meydana getirmek amacn
tad sylenebilir. D i n leyende de, rettii sylenimini grd syleyen i l e,
davra n larn dzen letirme kaygs bulunduunu savu nmak gtr. Din leye n i n,
bir gerek uyumlama sorunu durumu nda olduu gibi, syleyenin davranna
(syleni me) gre kendi davra nlarn dzene sokma, ona gre davra nma ( Bennett' e
gre; dnce ol utu rma) durumu yoktur. Dinleyen sylen imi ya ln zca yoru mlar,
ondan bir dnce karsa r : amac dncesi n i syl enime gre karsayp, sy
lenimle belirli bir uyumlul ua girmek dei ldir. B yle bir uyumlul ua gi rd ii savu
nu lsa bile, hangi ama iin uyu mlul ua girildii nasl ya n tlanaca ktr ?
letiim d u rumlar grm olduumuz gi bi, uyumlama ilem leri olmadklarna
gre, ve de sylenimler olsu n, bunlarn a n la mlar olsun, uzlamlat rldklarna gre,
il etiim du rumlar kendil i kl erinden bamsz bir uzlam retme ortam olmaldrlar.
B u sonu, i l etiimde syleni mlerin uzla msal lat rl malar konusunda G rice ve
Sch iffer'in grl eri ne ya k ndr. 83 G rice' n bizimkine uya n program, yapsal l k
ncesi uzlamsal syleni ml eri, uzlam d sylenim rnekleri nden tretmektir.
Bu, G ri ce'n aklamasnda iki aamada olmaktadr: nce, bir X sylenimi nin,
bunu syleyen bi rey iin (bu bireyin z dilin de) bir r a nlam tamasnn ne olduu n u
izah ediyor. 84 B u ndan da, X'i n bir topl u l u kta (community) r a nlamn tamas n n
aklamasn t retiyor. Sonra da bu aklamadan geliti rerek, ya psallam uzla m
sal sylen im ta n mlar elde ediyor. 8 5

G rice'n, aklama asndan ma ntksal bir sralama olarak ne srd, deneysel


bulgularca destekl enmektedir: ocukl u kta iletii mse! uzla mlar n doal olarak
kaza n l mas ayn sray izler gibi grn mekted ir. ocuklar, bykleri n i n konutuu
d i l i n uzla mlar n kabul etmeden nce kend ilerince retilmi uzla m-ncesi
syl eni ml eri uzlamlatrmaktadrlar. Bu uzla msal syleni mler bykl eri n konu
tuu dilden btn yle ba msz grnmekted ir. Dahas, bu yar - uzlam durumuna
dn trlm sylenimlerden kendi z dilleri n i t retmekted irler: bu zdil, e n
az ksmen, ana -baba taraf ndan a nlal maktadr. Daha sonra, ana-babann yne
timi altnda bu zdil yava yava a nadilin yapsallam geleri (sz ve t mceler)
--- ------- -- ---- -

8 2 Bennett, J., bkz. not (80), s. 1 78 - 1 79.

8 3 G rice, H. P., ''Utterer's Meaning, Sentence Meaning and Word M eaning'', 1 968, Searle, J .
( E d . ) , The Philosophy of Language, Oxford U . P.
84 zdil (idiolect), bir bireyin kendisine has deyimlerle dolu olan, herhangi bir d i l i kend i n e has
olarak kullan biimidir. Kulland dilin kendine has deyimlerden oluan blmne d e denir.
Bkz. Oxford Dictionary.
8 5 G rice, H . P., bkz. not (83 ) .
72

lehine terked il mektedir. Kabaca bel irtilecek olunursa, yaant nn 8. ve 9. aylar sra l a
rnda bu ilk uzlamlama sreci ortaya kyor ve 2. yan sonlar na dek uzanan sz
c klerle konu ma ( holophrasti c speech) devresinde bir yanda n srerken te ya ndan
da yava yava braklp ana -dile geiliyor.

evredeki by klerce konuulan a n a - dilden bamsz bir syleni mler sistemi


(zdil) gel itirildii konusunda bol denecek kadar deneysel veri bu lu n maktadr.
'' ocuk dil i'' olarak bilinen bu syleni mler tutarl ol arak, ve deimeyen ierikte
d nceler aktar lmas nda kullan lmaktadr. Baka aratrmaclar ya nsra Leopold 8 6
ve Bl oom, 8 7 byklerce, '' ocuk szckleri'' olarak adlandrlan bu sylenimlerden
sz etmektedirler. Daha ayrnt l ve ilgin olarak Dore, 8 8 videoteypten yararlanarak
ya plm almalarda ana dilin szckleri ni kullanmadan nce iletiimde ''fonetik

olara k deimeyen, tutarl sylen imlerin'' kullanldnn saptandn bildirmitir.


Ya psal adan, bu sylenimler (a) kolayca ayrdedilebilirlik, (b) belirl i bir daarck
ii nde sk sk yinelenme, ve (c) fon etik adan deimezl i k zellii gstermekted ir
ler. Ayrca (d) evredeki n esneler ve ocu un davra nlaryla belirli bir lde
balantl olara k beli rmekted irler. Bir ocuun zd i l i n i n i ncelen i p beti mlen mesi
M .A.K. Hall iday8 9 taraf ndan sistemli olarak yaplm tr. B u ocuun tutarl sylen i m
leri nin, 9. aydan 18. aya dek her 6 haftada bir tam bir listesini vermektedir. Hall iday' i n
listesine ald klar, ya ln zca sistemli ve tutarl olarak, ayn mesaj iletmede kullanlan

sylenimlerd ir. ilk aamalarda, syleni mlerin a na dille ya psal veya foneti k adan

ilgili olmadklar zellikle bel irtil mitir.90

Burada bildiril mesi gereken bir nokta, G rice' n yar - uzlamlam zdil (idiolect)
kavra mn ocuklara uygularken (ve destekleyi ci deneysel bilgi salarken) ya plmak
isten enin bu zd i l i n bir ''zel'' (private) dil olduunu il eri srmek olmad dr.
Akca, bu zdil syl enim leri en az bir baka kiiye y n elti lmi durumdadrlar,
ve bu kii de anne (ya da baba veya herhangi bir bakc veya bunlarn bi rka birara
da) dir. te yandan, ak olan bir baka nokta da bu zd i l lerde sylen imler ve bunla
rn a nla mlar nn sapta np biimlenmesi nde, bakc ve ocuun ortak olara k etken o l
mana lardr: Lewis' i n uzla m kura m n n bu adan doruland sylen emez.
yle gr nm ektedir ki, bu syleni mler ve tutarl a n lamlarnn biimlenmesinde
tek etken oc uun fonetik yetenekl eri 'Je niyetleri olmaktadr. Bakcnnsa uzla
ml amaya hemen tek katks nn bu syl enim leri n bel irli bir anlamda kulla nln
aka ta nmas olduu n u syleyebiliriz. Eer bakclar ( bykl er: ana - baba) bu

--- - - - --- -

86 Leopold, W., Speech Development of a Bilingual Child, Evanston, l llinois: Northwestern


University, 1 939.
87 Bloom, L., ''ne Word at a Time''. yaymlanmam konferans bildirisi, 1 971 .
88 Dore, J., ''Conditions of the Acquisition of Speech Acts'', Markova ( Ed.) The Social Context
of Language, Land o n : Wiley, 1 976.
8 9 Halliday, M.A.K., Learning how to Mean, Landon : Edward Arnold, 1 975.
9 0 Ayn yapt, s. 38.
73

i l k uzla mlar n kurulmalarna daha dorudan katkda bulunabilselerdi, bu sylen i m


lerin ana dille en azndan bir lde ya knl, benzerl ii olurd u : bu bekl enebilecek
en doal bir zel liktir, n k bakc, srekli olarak ocuun syleni mleri ni ana dilde
yorumla makta, dille yinelemekte ve ocuun iletii mse! davra nlar n ynlendir
meye abalamaktad r.9 1
Uzlamsal iletiimi meydana getiren geler ya l n zca G rice' n ne srd
programa uygun olara k ortaya kma maktadrlar. Lewis'i n aklamalarna uyg u n
biimde de t reyen iletiimse! uzlamlar bul unmaktadr. Ynleti min ( reference)
temel i n i olutura n ''gsterme'' (ostension) ve gzle izleme gibi yetenekler a n a
ve ocuun uzun almalarla (oyun sresi nde) davra n lar n uyumlu biime sok
malaryla salanmaktadr.92 Burada uyumlama soru nu en kes ki n bir biimde sz
konusudur.

32

letii mse! uzlamn, uzla m - d sylenimlerden tredildii gr n


savunduk. Bu genel biim yansra, yine i l etii mde kullanlan ynletim gibi baz
baka biimleri nse kken leri ni (u zlam-d) i l etiim dndan, oyu n orta mnda
gerekletirilen uyumlama durumlarndan ald klar n ileri srdk. ocuklarn
uzla m - d syleni mleri ni bir cins '' n - uzla m''a dn trp, bu n - uzlamlardan
bir zdil ol uturduklar n, ve daha sonra bunlar yava yava ana dil szleriyle
deitirdikleri ni syledik. Bu zdil gesi durumu ndaki n - uzlamlarn ocuk ve
bakc (ana-baba) arasnda kuru lduunu, ancak uzla mn ve anlamnn ocuk
taraf ndan bel irlendii ni bildirdik. imdi i se, bu olutu rulan n - uzla mlarn
meydana geli nedeni zeri nde duracaz. Buna balamadan iki nokta akl a n
maldr. ''n - uzlam'' deyimini, u ana dek ilgilenip aratrd mz, uzla mla
trma n n zdil ol uturmay salayan ilk aamasnda ortaya kan biimler i i n
kullanyoruz. Ta m- uzla m ve n - uzlam arasndaki ayr m daha ileride vereceiz .
ikinci nokta, Trken i n kavra msa l adan nemli bir ayr m sala ma masyla ilg ili :

'' neden'' szcnn kapsamna hem bir olay n bir baka olaydan nce ge
rek ona gerekl i ve yeterli koul oluu kavra m, hem de bir davra n ta bulun ulmasnda
etkin olan dnce kavra m g irmektedir. Bunlar aras ndaki ayr m imdi bala nacak
tartma asndan temel bir nem tamaktadr. Bat dil leri nde bulunan '' cause''

91 N i n io, A., and Bruner, J., ''The Achievement and Antecedents of Labelling'' J . Child. Lang.,
1 977.

9 Scaife, M ., and Bruner, J., ''The Capacity far J oint Visual Attention in the lnfant'', Nature,
'

253, N a . 5489, 1 975, s. 265-266; Kaye. K., ',' l nfants 'Effects upon their Mothers' Teac h i n g
Strategies'', G lidewell, J . ( Ed.) The Socjal Context of Learning and Development,
1 976; Collis, G., and Shaffer, H . , ''Synchronisation of Visual Attention in M other- l nfant
Pairs'', J . of Child Psych . 1 6, 1 976.
74

ve ''reaso n'' ( raison) szckleri bu ayr m aka verebilm ektedir. ''Cause'' ( Latince
''causa''dan t reme) bir olayn baka bir olayca ortaya ka rl mas, meydana
geti ril mesi ni ifade ederken ''reaso n'' ( Lati nce us, akl an lam nda ''ratio''dan treme)
bir davra n n ardndaki d nce, niyet, uslamlama g i bi us ve a n l k i eriklerini
bildirir. Bu ayr m belirtebi l mek i i n bundan byle ''olgu- neden'' ve '' ussa l - neden''
deyi mleri n i kullanacaz.
Kon u m uza bu ayr m n nda geri dnersek, arad mz ylece bildirebiliriz:
ocuun ayn dn ceyi akta rmada ayn sylenimi kullanmas n n ussal n edeni
nedi r ? Byle bir ussa l - n eden var mdr? B u , Lewis ve Schiffer' i n dedikleri gibi,
hem bakcda hem de ocukta bulun an, ve X'in gemite r'yi aktarmada baar l
olduu ''ortak-bil gisi'' midir?
Lewis' i n gr- ne kar ne sr lebi lecek i l k itiraz, 4. blmde tartarak,
ve Davidson'u el etirerek kabul ettiimiz biimiyle, ''karmak dzeylere erimi
dncenin dil kul lanamayan yaratklarda bulunabilecei gr n n sakat
olduu'' sav olacaktr. nk, Lewis'e gre, r'yi meydana getirmek i i n X' in
kullanlyor oluu taraflarn X'in bu ite baarl olaca ''ortak dncesi'' us
sa l - neden ine ba ldr. B u grn doru olabil mesi, X'i n -uzla m olarak kulla
nan bi reylerde '' ortak d nce'' diye adlandrdmz ( B kz. bl m 30) son
suza dek uzaya n karma klkta bir d nce dizisi nin bulun mas na baldr. Do
laysyla, bu karmaklkta bir d nceyi zihi nde kurabilmek iin uzla msa l
bir di lsel dizge (sistem) olmas n gerei (presu pposition) olacaktr. Fakat byl e
bir d izge zaten bulun uyorsa, uzla m n ''ortaya kndan'' sz ediyor olamayz :
uzlamsal dizge zaten bulun maktadr. Yok, eer gerekten ''ortaya k''tan
sz edil iyorsa ve nden b u l u n uyor olan bir dizge kabul edilmeyecekse, Lewi s'in
' 'ortak d nce'' kavra mn uygulama olana kalmayacaktr, zira bu kavram
d ncede b u l u ndurabilmek uzla msal bir dilsel dizgeyi gerektirmektedir. Dolay
syla, Lewis g r bu adan bir kmaz iindedir.
Deneysel adan da Lewis gr n yadsya n i ki rnek gsterebil iriz. De neyi n
gsterdiine gre, ocuklar n iletiimse! uzla mlar kabul edileri, bakclaryla
paylatklar bir ''ortak bilgi'' zeri ne temel lendiri l iyor olmamaldr. Bu rnekler
ocuklarda ''ortak bilgi'' dediimizi n ola mayaca n gstermiyor; ancak, eer
ocuklarda byle bir dnce bulun uyorsa bile, kurduklar n - uzla mlar bu
temel zeri n e kurmad klar hakk nda gl deneysel d estek salyorlar.
l k olara k Bru ner'n93 bildirdii u olay tipine gz atal m : bu olaylar d izisi,
bir ocu un n - uzlam latrlm zdili i l e ilgilidir ve Lewis grne gre uzlama
temel olmas gereken sz ko nusu ''ortak bilgi''nin taraflarca pa'yla lmad aka
bel irmesine karn, ocu u n tutarl ve d zenli i l etiim davra n n (n - uzla m)
kulla nmaya devam edii n i gstermektedir. ' ' rnek, oc uun oturduu yerden
i ki eliyle herhangi bir yne doru uzanmas i mleme-biiminin gelimesiyle ilgi lidir.
--- --- - --- - - --

93 Bruner, J., '' From Commun ication to Language'', Cognition, 3 (3), 1 976, s. 266.
75

nceki tekrarla nlarnda, bu i mleme, a n n e taraf ndan uzanma ynndeki avuca


sacak by klkte bir n esnenin istenmesi olarak yorumlanm ve byle bir nesne,
ounlukla, ocukta heyeca n yaratacak biimde ona ar ar uzatlp ses ton u
ykselti lerek veri lm iti. Sekiz ay, bir haftalkken Jon ( ocuk) imle meyi kulland.
Anne, yak nlarda uyg u n biimde bir n esne olmadndan, imlemeyi, eli n i istiyormu
gibi yoru mlad, ve parmaklaryla yrme yknmesi (taklidi) yaparak elini enesine
doru yrtt. H er za manki g i bi hevesle kat lmamasna karn ocuk a n nesi n i n
bu oyu nunu kabul etti. Oyu n biti nce Jon yi n e ayn i mleme ile i l eri uzand. Anne
bunu eski oyu nun yinelen mesi istei olara k yoru mlad. Bu kez Jon oyu na da
ha da isteksizce katld. B itite, Jon'un imlememesi ne karn a n n e oyu n u bir
kez daha denedi. ocu k bakn evirerek alar gibi sesler kard . Anne ye
niden yi n eledi, ocu k bsbtn ilg isizleti." Bu rn ekte, anne tarafndan ak
a tannm olan bir dzenli iletii mse! davra n sz konusudur. i lgin olan nok
ta ise annenin beklenen biimde karlk vermekten eksin (aciz) kalmasna ve
birka kez baka kar l klarla istei deiti rmeye a lmasna karn, ocuun
ayn iml emeyi kullanmakta direniyor oluudur. Eer ocuk bu imlemeyi bir
''ortak bilgi'' ussal n edeni yznden kullan yor olsayd, byle bir ortak bilg i n i n
artk sz konusu olmad a n n e tarafndan davra nlaryla aka ortaya konduktan
sonra bunu kulla narak i ste ini yinelem ekte d i ren mezdi. ie basit bir ''yanl a nlama''
nn kartn sylemek gereki ol mayacaktr. Byle bir ya nl anlamaya gre
ok fazla yineleme b ulu n ma ktadr. yle ise, denebi l i r ki, ocuk a n nesi n i n davra nna
karn dzenli iletii mse! davra nlarnda di retiyorsa, bu d zenlilii n ussal
nedeni, eer bir u ssal n eden sz ko nusu olacaksa, ''ortak bilgi'' olmamaldr.

B u n u n benzeri bir d u ru m ocu u n, az daha i l eriki bir aamada, ana-dilin uzl a


mlar n ren meye bal ad bir devi rde ortaya kmaktadr. B u devirde, bykleri n
kullandklar szc kleri kullanarak tek tek szcklerle dnceleri ni aktarmakta dr.
Genellikle ve dzg l olara k, bykleri n bu szc kleri kullandklar ndaki uzlamsal
y nletim neye ise oc uun kendi kullanndaki i l etti i dnce de bununla
ilgili olmaktadr. ocuk a na dil szckleri n i bu aamada kullan rken sk gzlene
bilen bir zel l i k u olmaktad r : ' ' B ykler asndan bir glk kayna, ocuun
a na - dil szckleri ni bunlar n uzlamsal ynletimleri n i n dna kayarak kullana
bil mesinden domaktadr. B u tr uzlam dna kay i ki biimde ortaya kmak
tad r: ynletimin szc kleri n a n la mlarnn kapsam d nda kalan nesnel ere
uzat lp tarl mas ve ynletimi uzlamsal olara k kastedilen n esneleri n bir alt
beinde snrlandrma ei l i m i . . B i rok a ratrmac n n da belirttii gibi yn
leti m i n da ta rlmas sk rastlanan bir du rumdu r. Alt bee snrlama daha az
grl mektedi r. B u n u n n edeni, bu ikinci tr kayl arn daha az sorun yaratma
zellii olabi l i r. B ykleri n kulla nlarna yaklaldka, ocu u n aznda szck
ynletim deiti rebi lmektedi r.''94 Bu durumda da uzlamsal zellikler kazanm
. - - ---- - - - -
---

94 Ayan, J., ''Early Language Development'', R ichards, M ., ( Ed . ) , The lntegration of a Child


lnto a Social World, C . U . P., 1 974.
76

syl eni mler sz ko nu sudur, ve yine, bunlarn kullanl larna ussa l - n eden olara k
bir ''ortak bilgi'' (ya n i ayn i mlemen i n ayn r d ncesi n i iletti i ortak bilgisi)
gsteri lememektedir. Kullan lar sonucu, syle n i m zeri n e ocuun ve by kleri n
bilgileri n i n ''ortak'' olmad belli olduktan sonra da ocuk bu syleni mleri kullanma
ya devam etmektedir.
yle grnmekted ir ki, iletii mse! uzlamlarn kuruluu ve i l k kabul edi li leri ni

aklamada, bu nlara ussa l - n eden olarak ' 'ortak- bilgi'' kavra mn gstermek ya n l
bir yol tutmaktadr.

33

Sorun hala ortadadr: neden dol ay r d ncesini iletmek iin ayn


X sylen imi kullanl yor, ve X bylece nasl uzla msa llatrlyo r ? ''Ortak bilgi''
ussal- nedeni temelinden vazgeersek uzla m kavra m n zayflatp Qu in e' n
iti razlar na kap ama durum u na dmez miyiz ? Belki de bir ussa l - nedenle te
mellendirme a bas asl vazgememiz gereken eydir. nk ussal- neden tuta r
l olarak bi reylerde d i l bilme ngerei n i i ermekted ir. rnein, bu adan, yuka
rda szn ettiimiz Grice' n uzla mlama aklamas olduka baa r l gr l
mektedir. X gibi bir syl enimin S gibi biri iin r an lam nda ol mas kou llu
olara k yle akla n ma ktadr: S, r a n latmak iin tutarl bir uygulama (practi ce,
policy) veya alkanlk olarak X sylenimini kullanyorsa, X, S iin r anlam
tar. Ko u l : D gibi bir di nleyenin S'nin uygu lamas n n (alkanlnn) fark nda
olmas, ve S'nin rettii X ile ilgisi n i bilmesi gereklidir.95 B u aklayc tanm
yukarda ele aldmz snama nrekleri ne uygula ndnda iyi il emektedir. Ancak

i l eri srdmz soruyu aklamada pek bir ey vermediini syl emek hakszca
davra nmak ol mayacaktr. Btn ya pt, bir davran dzeni olduu gere i n i
yinel emektir. Yal nzca, ''dzenlilik'' szcn ' 'tutarl uygul ama'' ( pol icy, pra c
tice) ile deitirmekted ir. Neden dol ay S'nin bu uygula may balatp be n i m
sedii n i n a klamas sal a n mamaktadr. Oysa Lewis ve Sch iffer' i n olduu gibi,
bizim de yant n aradmz bu soru ndur. Bu konuda G rice' n kulland ''a lkanlk' '
kavra m daha ok i e yarar grn mekted ir. N eden X sylen i m i n i n S'nin uyg u
la mas durumuna g eldii n i n a klanmas olarak, X'in bir alkanl a dnd, kabul
edilebilir bir neridir. Da has, ''dzenli davra n''lar geliti rmede alkanlk kaza n
mann ro l n n byk olduu aktr. Ancak, daha nemli olarak, ''alka n l k
kaza nma'' bir ussal-neden gerei geti rmemektedir. Bakcs n a r d ncesi n i
aktarrken d zenli olarak X sylenimini kullan maya balaya n bir oc uun
(bakc taraf ndan a ka ta nn m) bir r i l etmede ''X'i kullanma alka n l ''
gel itimi olduunu kolayca ileri s rebi l i riz. Fakat iletiimse! uzla mlar n kuru l u p

9 5 G rice, H . P., bkz. not (83), s . 61 .


77

beni msen mesi ya lnzca bir al kanlk d u rumu mud ur ? B u pek zayf bir koul
deil mi d i r ? H erhangi bir alkanlk kaza nmakla i letiimi salaya n al ka nl klar
kaza n mak arasnda ayr m sal ayacak l tler gerekmez mi ?

B e l ki bu d uru mda, d i l ve uzlam ncesi il etiim yapa n bir ocuun,


kul lan m olduu baarl bir syl enim (X) ile, iletil mesi ni salad dnce
( r) a rasnda bir olg u - neden ba grmekted ir, diyerek uygun bir aklama sa
layabili riz. X'i r'yi iletmede kullanmak S'nin bir alka n l d u rumuna geliyor,
nk S, X ve r arasnda bir olgu- neden il ikisi gryor: X ve r'yi olg u - n edensel
olarak birbi ri n e bal gryor. Bir olgu- neden ba n n bulunduu grn
gel itirmek ussal doru lama gerekti rmeyecektir. Olgular ve nesneleri n eden
sel iliki iinde grmek, d nyay anla maya alan i nsan n temel e ilimleri n
den biridir: insan an l (adeta Kant' n nerdii biimde) birbirini izleyen olay
l a r nedensel -i likili olarak kavrar. Deneysel ruhbi l i m, 8 ayl k ocuklarn nedensel
yo rumlar yapt klar n kantlam olduundan,96 bu adan da bir g lk k
mayacakt r.

Burada yantla nmas gereken olas bir itiraz u olabilir. Denebi lir ki, yukarda
ele alm olduumuz rneklerde bakcnn umursamaz (veya uyum gstermeyen)
tutumuna karn ocuun srarla d zenli il etiim davranna devam etmesi,
''ortak bilgi'' trnden ussa l - nedeni olduu g i bi, uzlamsal sylen i m i n ze
rinde temellenecei bir olg u - n eden ba yoru m u n u da yadsmaktadr. l etiim -dav
ran (sylenim) baarsz olduka ocuun X ve r a rasnda grd sylenen
olgu- neden ba da zayflayp yok olacaktr. yle ise, baarsz olmasna karn
X'e sarlmas n a klamada olg u - n eden kavram daha tatminkar olama maktadr.
Bu itiraz yantlamak iin ''ortak-bilgi'' nin o n u kullanan iin bir ussa l - neden
o l mas na karl k, ''ol g u - neden il ikisi'' n i n byle olmad apak gere ini vur
g u layabiliriz. B u ikincisi, bir e ilime, insanlarn birbiri ardna gelen olaylar
yoru mlay biimlerine veri len addr. Dolaysyla, bu son akl amada uzlam
kuran bi reylere davra n lar iin bir ussal temel veya neden vermiyoruz. Ya l n zca
d zenlilii n temelinde olabi lecek bir eili mden sz ediyoruz. ki olgu arasnda
n edensel il iki gren kii, davra nna bir ussal temel salam olmasa bile, birka
baarszla karn iliki n i n tutaca n mit etmeye devam edebi lir. rne i n,
bir iki kez ma r'a bas lmasna karn almam olan arabay al trmaktan
midi kesmez, daha birok kez den emeye deva m ederiz. Oysa, iinde aka
geersiz (i nvalid) bir karm bulduu muz uslamla may belki g eerli son u veri r
diye yrtmeye, sonuca gt rmeye kal kmayz.

- --------- -------- ---

96 Piaget, J., The Construction of Reality in the Child, London : Routledge and Kegan Paul,
1 956.
78

34

Uzlam kavramn i ncelemeye balayaldan beri tutu mumuz daha ok


eletirici oldu. nce n eden iletiim uzlamlar n n Lewis'i n d edii g i bi orta k
olara k yrtlen ilemlerde ortaya kmad, ve daha sonra da iletiimse! uz
lamlarn kurulup benimsenmesinin ussal nedeninin bir ''ortak- bilgi'' temeli
olmad n gstermeye al tk. Bu i liikte, uzla mlar n i l k kurulu ve i l k ben i m
seni durumlarnda D evidson'un i leri srd bir tezi bir lde deitirerek
kullandk. Ayrca savmz glendirecek deneysel gzlemleri bildirdik. Eletir
diimiz grler bizim bak amzdan grldnde, fazla ussalc (over
i ntellectual istic) tutumlar olarak bel irdiler ve temelde bir di lsel beceriyi gerek
sindikleri ortaya kt. B u dzeyden balayarak yapc baz neri lerde bulu nduk.
Uzlamsa l i letiim davran lar n kurmak ve beni msemek iin bir ''orta k-bilgi'' n i n
ussal-n eden durumu nda olduu gr yeri n e, ussal olmayan bir tem elin neri
lebilecei n i gstermeye altk. Ussal ol maya n temel, doyum salayacak biimde
ta m - uzla mlar iin dnl emese bi le, bunlarn oluum as ndan nc leri
olara k grlebilecek n - uzlamlar iin yeterli olacaktr. n - uzlam kavram n,
iki birey arasndaki i l etii mse! davran d zen liliinin ilk kn gstermek iin
il eri srdk. Bu aamada iletii mse! davran sta ndart bir duruma dnm
ve dzenlilik kaza nm olmasna karn henz ta m uzlamlamamtr. Gri ce' n
''alkanlk'' kavra mn kulla narak X gibi bir n- uzlam ylece tanmlaya bi l iriz:
X, S gibi bir syleyen bi reyi n bir dze n l i iletii mse! davran dr; yle ki, S,
X'i retmi, ve X gemi i l etiim durumlarnda A g i bi bir din leyene r g i bi
bir d nceyi i l etmede baa rl olmu, ve S, yeniden r'yi iletmek isteyi nce X'i
kullanma al ka n l n kaza narak, bu davra na ba l kalm , ve onu bakalarna
yelemitir. Byle bir n- uzla mn tutu nabil mesi iin, en az bir dinleyen bireyi n
(A) , syleye n i n r iletmede X kullanma alkan lnn bilincinde ol mas gerek
mekted i r. B u na gre, belirl i bir du rumda r a nlam tam olan X gibi bir sy
lenim, eer S taraf ndan her kez r d ncesini uyandraca beklen erek kulla
n l r ve bu X, A' nn da bildii gi bi, S'nin r iletmede davra n alka n l durumuna
dnrse, bir n - u zlam elde edilmitir. Bu d urumda, alkanln meydana
gelii n i n temelinde X' i n r ile olg u - neden ilikisi ol d u u n u n S'ce grl mesi
bulu nmaktad r.

Byle bir n - uzlam a klamas n n ta m - uzlam kavra mn ta n mlamada


yetersiz ka ldn syleyeceiz. N eden olara k da, n uzl a m aklamas n n
'' ussal bir temel''e daya ndrlma mas gsterilebilir. n - uzla m ussal bir temel
g erekti rmezken, ta m- uzlamn gerektirdii sylenebilir. Dol aysyla, ''ortak bilgi''
i l e temel lendirilmi bir aklama fazla ussa lc grl rken, ''olgu -n edensel olarak
temelle ndirilmi al kanlk'' da tam - u zla m iin yetersiz kalmaktadr. Bize yle
79

bir ''ussal temel'' kavra m gerekmektedir ki, hem ifade edilebil mesi iin bir dilin
varln ngerek olarak almasn, hem de iinden treyecei n- uzlam kavra
myla bal lk gstersi n. Ak ve kesin olara k neden n uzla m aklamasnn
tam uzlam ta n mlamada yetersiz ka ld n , yani tam uzlam iin neden bir
ussal temel gerekti ini bildiremeyeceiz; an cak, beyaz bayrak ekme davra n
nn, tesl im olunduunu iletmede uzlam d u rumuna gelii nin bir yenilgi sonu nda
baaryla uyguland ve g emite btn yenilenlerin sava braktklarn bildir
mede bunu al kan l k ed indiklerini savunmak en azndan garip kaacaktr.
Ta bii, bunun, beyaz bayrak ekmenin ilk ortaya kp bir n uzlam durumuna d
nmesinin akla mas olara k uygun ve olas olduu dn lebilir; oysa, bizim bu
nceden kuru lu tam uzlam bili ve beni mseyi bii mi mizi beti mleyemeyecektir.
Bizler bu sylenimi kullanrken daha pekimi bir bilinle ve bir ussal- nedenimiz
( reason ) olduu iin kullan yoruz. Ya ntlanmas gereken soru byle bir ussal
temelin, eer ''ortak bilg i'' gibi bir ey ol mayacaksa ne olacadr.

35

Bu ya n t vermeye balamadan nce, henz bu aamada n mze ka


rlabile;ek bir kar-gr ele a l p rtmemiz gerekmektedir. An msa naca
g i bi, i leri srdmz akl amaya gre ta m - uzla mlar n - uzlamlardan, bu
sonuncu lar ise, uzla m-d sylenim lerden tremekted irler. Baarl olan bir
uzla m - d sylenimin ayn ilevde bir n - uzlam olarak kullanlmas, yani bu
kulla n m n alkan la dn mesi iin, syleyenin X ve r arasnda bir olg u - neden
il ikisi grmesi/yorumlamas gerekmektedir. te kar gr bu noktadan ba
layara k geliti rilebilir. yle denebilir: eer syleyen birey, X ve bir d i n leyen
bi reyde grd p gibi bir tepki ( p : dinleyen i n r gibi bir dnce ol uturmas )
arasnda olgu- neden ilikisi olduunu dn yorsa, bundan byle, her r i leti mi
gerektiinde X sylenimini, ya lnzca byle bir nedensel iliki olduunu dn
d iin, ve bizim ''anl atma'' iin il eri srdmz koullar hesaba katmadan
(atlaya rak) ku llan yor ve b u n u n zeri ne alka n l k kuruyor olara k grlebilir. B u
gerekten byle ise, vermi olduumuz ''anlatma'' ta nm ve zmlemesi gerek
siz biimde karmak ve ya n l tr.

Bu tr bir itirazdan korkmamza iki nedenden dolay gerek yoktur. Biri nci
neden udur: gerekten de syleyenin, X'i, r'yi iletmede yaln zca X ve r arasnda
bir olg u - nedensel iliki grd iin kullandn ve iletiimse! niyet seri mlemesi
gibi kou llar yeri ne getirmediini d necek olsak bile, bu, ''anlatma'' iin ver -

diimiz zm leyi ci ta nm gereksiz duruma sokmaz. Byle bir ta nm en azndan,


X' in r'yi iletmede i l k kez kullanld ekirdek iletii m olay n aklamada gerekli ola
caktr, nk byle bir orta mda henz izlenmi bir X ve r bal lam ( corre -
80

lation) ve dolaysyla nedensel lik ilikisi yo rumu bulun muyor ol acaktr. ki n ci,
ve daha nemli olan bir neden ise, . X gerekten yalnzca bir olg u - n edensel ili
ki olduu d ncesi temeli zeri ne kulla nlyor ve anlalyorsa, bu durumda
X'in meydana getirdii r' n i n ''ileti lm i'' bir dnce olduunun, ve X'in bu
durumlarda yapay anlam tad nn syl enemeyeceidir. B u durumda syleyen
din leyende r dncesi n i meydana getiriyor d iyebil memize karn, S'nin r'yi
anlatt n syleyemeyiz. Herhangi bir dnceyi bir bakas nda ol uturmak, ve
bunu bir mesaj iletmek a macyla yapmak nemle ayrd edil mesi gereken ey
lerdir; bir n edensel il iki temeli zerinde X'i kullanmak ise bu nlardan ancak b i
ri ncisi ni yapmaktr. Akam topla ntlarna son vermek iin (i letiin niyeti i m
lemesiyle birlikte) kolumdaki saate bakma al kanln gelitirmi olduumu
varsayal m. B u n u , bu davra nmn bu amata gemiteki baars, ve kon u k
l armn da bunu bi liyor olmalar zeri n e gel itirmi oldu um u d nelim. Veri ler
bunlarken, ben i m ayn davra n (sylenimi) uygun bir orta mda bu kez il etiimse!
niyet imlemeden yaptm dnelim. Ortam yle olsu n ki, bir akam topl a n
ts n n ileri saatlerinde kon u klarmla birl i kteyken, ben bu davra nn gemiteki
baarsna gvenerek, fakat i l etiimse! niyet imlemeden saati me bal<maya balyor
olay m : bu davra nm zeri ne ko nuklarmn gerekten izin isteyip kalktkl arn
kabul edel i m . Byle olsa bile bu davra nn yapay a n lam tad n veya benim
bu davra n mla herhangi bir ey anlattm sylemek gt r : herhalde amacm
onlar a ka kovmak, onlardan gitmeleri ni ''di lemek'' veya on lara bunu ''emret
m ek'' deildi. Ya pt mda ak bir kovma, bir ey dileme veya bir ey emretme
olarak adla ndrabil eceimiz bir yn bulunm uyordu. Evi mden ayr lmalarn iste
diim d ncesi n i konuklarmda, bunu onlara iletiyor veya anl atyor durumu
na dmeden uya ndrdm.

D i kkat ed il mesi gereken bir nokta, saatime bakma davran n n bir tam uz
lam olmad, yaln zca, ben i m zdilimi ol uturan n - uzlamlardan biri oldu u
dur. Bir syl enim ta m - uzlam olm usa, onu kullanan syleyen bireyi n, bir i l e
tiimde bulu nmaya n iyetli olduu ykml ln de getirir. ' ' B u evden gidin'' g i bi
bir tmceyi kullanmama karn, konuklarm kovmak istemed iimi, veya gitmeleri n i
'

istediimi aka anlatmam, iletmemi olduumu savu namam. Dol aysyla, n


uzlam durumuna dnm sylen imlerin il etiimde syleyence bir eyler
' 'a nlatmak'' i i n kullanl abil meleri bunlarn ya n sra iletii mse! niyetin de belli edi
l iyor olmasna baldr. n - uzlam kullanlsa bile bu sylenimin uyandrd
dncenin ''yapay anlam'' olarak deerl endirilebilmesi, sylenimin yansra
bulu nacak bir iletii mse! niyet im lemesi n i n va rlna baldr. Bu koul, ta m - uz
lamlar sz konusu oldL. u nda kalkmaktadr.

Son olarak yi nelemek istersek, i n celediimiz eleti rinin bizi ilgin bir ayr mn
ortaya kar lmasna gtrdn syleyebiliriz. B u kez de d i nleyen as ndan
aklayacamz ayrm, bir kiiyi (syleyen i ) bir ey yapyor, veya bir ey d
nyor olarak yoru mla makla, bu dnd veya yaptn dinleyene iletmek
81

i stedii bir mesaj olarak yoru mlama k aras ndadr. Ta m - uzla msal syl enimler
(rnein, t mceler) bunu ken dilii nden yeri n e getiri rken, uzl am d ve n
uzlam sylenim leri bu yoru mu i l etiim n iyeti n i n belirti lmesiyle salarlar.

36

Otuzdrdnc bl m kaparken, ta m - uzlam kavra mn aklayabilmek


iin, fazla - ussa lc zel likler gstermeyen bir ussal temelin, ya ni ''dzen lilie
uyma''nn zerinde temel lendi rilecei bir d ncen i n gerei nden sz ettik. B u n u n
n- uzlam lardan ta m - uzlamlara geii a klayaca n , ve dil ncesi d nsel
yeti lerle kullanlabilecek trden olmas gerekti ini de bildirdik. G rice' n bu konuda
verdii aklamalar btn yle niceliksel deiim leri ieren aklamalardr. Ya p
t, yukarda ele ald mz, bir bireyi n iletii mse! davran alkanln ( zdil -n
uzla m ) , topl uluun br bireyleri ne yaymaktr. yle ki, ayn al kanlk topl umun
br bi reyl erince de kaza n lm olacaktr. ''T gibi bir topl uluun baz (veya bir
ok) yeleri herhangi bir O ( d i n leyen) iin, D'nin, kendi leri n i n r dndk
leri ni dnmesi n i istediklerinde, iletiimse! davran daarcklarndan X gibi
bir sylenim kullanyorlarsa, ve X'in kullanl nn yelen mesi bu bi reyleri n,
br bi reylerden de baz lar nn ayn X'i daarcklar nda bulu ndurdu klar var
say m na bal ise, X'i n T topl ul uunda r anlam nda olduu syl enebil ir." 9 7
G rice yle bir d urumdan sz ediyor ki, bir kiinin zd i l i, topl u l u u n dier ye
leri n e genel lemitir. yle ise b u ta nm, tam uzlam aklamas vermekten ok,
toplu lua bir bireyin n - uzla mlar n yayma ktadr. Gerekte beklenen, byle
bir yaymadan ok, bir n - uzla mn ta m - uzlama dnm n n anlatmd r.
Bu dnmn, geiin, aklamas olara k a ka yetersiz olan bu ta n m ze
ri ne unun bildiril mesi gerekti r: bt n eksikliine karn, sz ettii durum, ya
ni bir bireyi n n- uzlam nn (X) br bireylere genel lemi, yay lm olduu
durum, X'i n tam- uzlama dnm olduunu ieren bir durumdur. B u n u n
byle oluunun nedeni, bir bakas n n iletii mse! davra nnn kabul edilmesi ve
benimsenmes i n i n verilen ta n m asndan bir nkou l olmas, ve bu nkoulun
i inde aradmz deiimin bulun uyor olmasd r.
O halde u il keyi nerebi liriz: S'n i n X gibi d zen l i bir i letiim davra n ols u n . X' i n
S ' n i n zd i l i n i n n - uzlamlarndan veya, S ' n i n ta m - uzlamsal d i l i n i n O taraf ndan
henz bili nmeyen tmceleri nden olmas bir ey deiti rmeyecekt i r. Bu X'i n S ve O
arasnda bir tam uzla m haline dnmesi iin, D'nin X'i yal n zca kabul edi p
tan mas yetmeyecek, buna ek olafak, D'nin de ayn davra n ayn a mala ( r iletmek)
kullan maya balamas gerekecektir. Baka bir deyile, tam anlam nda bir uzlam,

9 7 Grice, H . P., bkz. not (83), s. 62.


82

bir bireyin bir di eri nin d zenl i i letiimse! davrann kabul edip kendi de kullan-
.
.

masyla ortaya kar.

Bunun aklanmas gerekir. Neden bir bireyin zdilinin n - uzla mlar bir baka
birey taraf nda n kabul edilip kullanl nca tam - uzlama dns nler ? Kabaca,
bunun yan t, byle bir durum meydana geldii nde, taraflarn balam (durum)
iinde karl atklar i pularnn, eer bu bireyler bir dile sahip olsalard, X'in r'yi
i lettii ''ortak bilgi''sini ol uturmalarna yeterli olmu olacad r.

imdi bunu daha ayr nt l olarak grel im. nce S'yi ele a l l m : D'yi (gem ite
kendi zdilinin paras olarak kulland) X'i imdi kullan yor olara k grdkten so n
ra, S'nin X'i kullannn temeli bir deiime urayacaktr. G emite S, X'i eskiden
D'de r'yi oluturmada baarl olmu olduu iin kullanrken, imdi D'nin de
etkin olarak X'i kullandn grerek, D'nin, kendi ve S arasnda X'in r'yi ilettii
bilincine sahip oldu un un fa rk na varcaktr. Buna gre, X bir i ki nci birey taraf nda n
d zen li ve tutarl olarak kullanlmaya bala n nca, tarafl arn, bir dieri nin X'in r'yi
iletmede kullanldn bildiini anlamalar salanmaktadr. Bylece, S, bir olgusal
neden temeli tesinde, D'nin tutu munu deerlendi rerek, X'i kullan iin bir ''ussal
temel'' gelitirecektir. O andan balayarak, S, X'i D'ye kar yaln zca gemite
baarl olmu olduu iin deil, bundan te, D'nin X'in r ilettiini bi ldiini anlad
iin kullanacaktr.

Henz D'nin neden S'nin zdilinin bir n-uzla mn alp kullan maya balad n
grmedik. nceden bildirdiimiz gibi, daha kendi de kull an maya balamadan,
D, S'nin r i letmede X'i kullanma al kanl olduunun fark ndadr. Bu bilin,
kendi ii nde, D iin, eer X'i kullanrsa S'de r dncesi n i uyandrabilecei kansna
varmay salar nitelikte midi r ? B u kan D iin bir ussa l - neden ol utu rur mu ?
Baka bir deyile, ''r'yi iletmek isted iinde X'i kullanmak S'nin alkanldr''
nermesinden, geerli olarak, ''S iin, X r'yi iletir ( r anlamndadr)'' nermesini
karsayabilir m i ? Buna olumlu ya nt vermenin ekici ynleri bulunmaktadr.
Her seferinde, D'nin bildiine g venerek X ile r'yi iletmi olan S'ye imdi ''kendi
oyununu oynayarak'', X davra n ile D'nin r'yi iletebi leceini dn mesi akla
uyg u ndur. "Bunun a kla uygunl uuna karn daha nemli bir soru yant beklemekte
dir: acaba ayn uslamlama D'nin byle bir durumda S'ye r'yi iletebilecek bir baka X 1
sylen imini deil de X'i ye tutmasna yeterli temel salayabilir mi ? D'nin, kar
sndaki S iin X'in r'yi ilettiini bi lmesi yansra, r'yi S'ye iletmede kendine has,
bir baka X 1 davran kulla nmay seebi leceini dnemez miyiz ? yle ki,
S X'i kullanr, n - uzla mlatrrken, D de X 1 ' i kullan;p n-uzlamlat rsn. ift
anlamllk veya kaypa klk gibi niteliklerin bunu gerekti rmeleri gibi az rastlanan

etmenler d nda, D'nin byle bir yolu semesi olas deildi r. D a sndan, X 1
yeri ne, S'ye r iletmede X'i kullan mak ok daha ussal ( rasyonel) bir davra n ola
caktr. X'te, X 1 'de ol maya n ya ra r (avantaj) X'in S iin r anlamna geldii, r'yi ilettii
dir. X, S'nin r'yi iletmede kendi z dzenli davra n dr.
83

Bundan baka, D'nin S'nin X'i kullan n n D'nin bunu ta nm olmasna ba!:jl
olduunu a n lamas da, D'nin S'ye r'yi i letirken X'ten baka bir sylen i m kullanmama
ei limini peri nleyecekti r. B ylece, S'ye r ileti rken X'i kullanan D'nin bu kullanna

ussal - neden olara k u bilin gsterilebi lir:


a) r ileti rken X'i kullanmak S'nin a lkanl ol mutur; yle ise S iin X, r anla
mndadr ( r'yi iletir) , ve,
b) S'nin A'ya ynel i k davran, A' n n doru yorumuna baldr.

37

Bir bireyi n n -uzla msal syleniminden balayarak, b u n u n bir ikinci


birey taraf ndan kullanlmas n n hangi koullara bal olduunu aratrdk. Beti m
lemelerimiz yle bir duruma eriti ki, imdiki aamada i ki bi rey ayn X sylenimini
birbirlerine ayn r d ncesi ni i l etmede kullan yorlar. Balang ta X'i bu amala
kullanmalar n n ussa l - nedeni deiik olabi l mesi ne karlk, u a n iin en byk
nemi tayan nokta, X'i imdi kar lkl olarak ayn r dncesi ni a ktar mada kul
landklardr. Belirttiimiz gibi, bu duru mda, eer S ve D dil bil iyor olsalard (ayn
dil olmas da zoru nlu deil) onlarn X sylenimi, ve o n u n r i letme ilevi zeri n e
''ortak bilgi'' denilen karmak dnce sistemini ol utu rmalarna yeterli temel ve
koullar salanm olurdu. Baka bir deyile, dil bilen bireyler iin, bu durum,
''ortak bilgi''nin kurulmasna yeterl idir. Bata X'i kulla nmaya balaylar nn koulla r
n e olursa ol sun, u anda X'in kullanl nedeni, br bireyin X'in hangi ilevi
grdn bil mesi ussal temeli olmaktad r. Ussa l - n edenin u olduunu n erebi liriz:

'' H er bir bi rey, (a) dieri n i r i l etmede d zenli olara k X'i {bir i l etii mse! n iyet imle-
-

mesiyle) kullanrken grmtr, ve {b) kendi de X'i dzerl i olara k r'yi iletmede
{i letii mse! niyet im lemesiyle birl i kte) ku llan mtr."

Buna gre, yle bir ''uzlam bili nci'' tan mla mas i leri srebi liriz. '' H er bir
bi rey u n u n bili ncindedir: ( i ) br birey iin X, r'yi iletir ( r anlamndadr) , ve (ii)
kend isi, k endi iin d e X'in r'yi ilettiini ( X'in r anlamnda oldu u n u ) aka ( herkesin
grebilecei biimde) g stermitir."

B u yukarda ta nmlanan biimde uzlam bilincine sa h i p olan iki kii nin, eer
bir dil ko n uabil iyorlarsa (veya iki ayr d i l ) , bu bili nleri ni, Lewi s' i n nerdi i trden,
X'in r i l ettii ''ortak bilgi''si n e dntrebilmeleri, basit bir usavu rmadan baka
bir ey g erektirmeyecektir. B u na karlk, ''uzlam bili nci''nin, kendi iinde, bir
ussal temel olarak yeterli olduu n u nerebi liriz. Bu, yinelemek gerekirse, X syle
n i minin r'yi iletmede d zenli olara k kullanl mas ve bu ilevde kendi dndaki
sylenimlere ye tutulmasna ussa l - n eden olan bir temeldir. Dolaysyla, ''X'in
r i l ettii ortak bilgisi'' kavramn bundan byle, ayn oranda aklayc. fakat ayn 1
84

glkleri iermeyen ''uzlam bi linci'' kavram ile deitirebil iriz. Ta m - uzlam


tanm ise yle treti lebi lir.

'' Eer S ve D gibi bireyler aralarnda r d ncesini iletmek iin X sylen imini.
( i ) br iin, r'yi ilettii, ve (ii) kendi iin de r ilettiini aka gstermi olduu,
ussal temeli zerine kullanyorlarsa, bu X, S ve D arasnda tam uzlamdr."

Yukarda belirtti imiz gibi uzla m bili nci kavra m ''ortak bilgi'' kavramnn da
temel inde bulunmaktadr; an cak buna karlk. dncede bul undurulabilmesi
(dnlebi lm esi) ok daha kolaydr. D i l - ncesi bir ocuun bunu dne
bi leceini bir glkle kar lamadan nerebiliriz.

X sylen imini bir uzl am bilinci zeri ne kullanyorlarsa, taraflarn iletiimse!


niyetlerini imlemelerine gerek kal mayacaktr; nk bu bilin zerine. bi reylerin
her biri bir dierin i n X'i yaln zca ve tutarl olarak iletiim amacyla kullandnn
farknda olacaktr. B i ldirmi olduumuz gibi bu zel li k. n- uzlamlarla bir kartl k
dourmaktadr. n - uzla m l a r iletiim niyeti nin imlenmesi n i gerektirirler. Verdiimiz
rnee geri dner. ve imdi D'nin de ayn davra n S'ye kar kullanmaya balam
oldu u n u. ve dolaysyla S ve D arasnda bir uzlam bi l i n ci doduunu dnrsek,
artk S'nin saatine bakmas. ister istemez, D'nin a ka evden gitmesin i istemesi
veya emretmesi anlamna gelecektir. ve bu bir iletiim niyeti sergilenmesine gerek
ol madan a ka bu anlam tayacaktr. B u d urumda artk S iin. ayn davra n
kullanarak, aka bir ey iletmi veya istemi olmadan, D'nin gitmesi gerektii
d ncesini D'de uyandrma olana kalmamtr.

n - uzlamlardan ta m - uzlamlara geii, basit bir olgu- neden i l ikisi yoru m u n


dan uzlam bi l i ncine doru, ussal temel biri kim ve zenginlemesin i ieren bir
geliim olara k grmelidir. B urada a nszn meydana gelen atlamalar nerme d u
rumunda deiliz.

38

Daha nce, deneysel ruhbilimd e sa pta nm olan ve bakclarn (ana,


baba vb. ) , ocu u n kendi syleniml eriyle ne iletmek istediini, veya bu sylenim
leri n yorumunu, ana dilde t,tarl ve srekli olara k yen iden syledikleri bulgusunu
bildi rmitik. B u tutu m ve davra n ocuun kendi zdilini gelitirmesi nden sonra da
srmekte, ve aka b u zdilden ana dile, tek szckler kul lanarak iletiim yapmaya
geiine yardmc olmaktadr. Genellikle, bak clar, ocu u n zdi l sylenimlerini
yk nme yolu n u tutma makta, bunu yapsalar bile, ana dildeki yorumuyla birlikte
syleme eilimini gstermekted irler. B u n unla ilgili olara k Ninio ve B runer98 yle
. - - --

9 8 N i nio, A., a nd Bruner, J., bkz. not ( 9 1 ) .


85

diyorlar: ''Olg uya daha geni bir bak asndan yaklaarak, anneyi, ocu u n u
kulland imlemeler yeri n e szckler veya bu szcklere yaklamlar kullan maya
zorluyor olara k grebi liriz." Birok a n a - baba, ocu u n syleyip d urduu sylen im
leri ocukla a n la mada kendi l eri n i n de kullanmalarnn, ocuun ana dili renmesi
n i geciktirecei i nanc ndadrlar. Bu ina nta geree yak n l k olduu syl enebi l i r :
nk, ocuun kulland zdi l sylenimlerini ona kar ayn iletii msel amala
kulla narak bu syl enim leri ta m - uzlam durumuna dn trme tehli kesi vardr.
ocu u n ana d i l i renmesi ise, bu n- uzla mlar tam uzlamlatrmadan, a na dil
szckleri ni kabul etmesi, onlar ta m- uzlam olara k kulla nmasna bald r.

Uzlam d yapay iletiimi renmi ocuklar toplumdan ayrp, beraber


olduklar bir orta mda yeterli bir sre d d nya ile i l ikileri ni kesebilseydik, by k
olas lkla kendileri n e has ta m- uzla msa l bir iletii m dizgesi (sistemi) rettiklerini
gzlemleyebil irdik. i ki birey arasnda oluturulan ta m - uzlamlar bu tr ikilemlerle
zincirleme olarak topl uluun geri kalan kesimleri n e yayl acaktr.

Uzla m konusu nda son bir soru sora l m : neden bir zdi l gerekl idi r ? ocu k,

bu aamay atlayarak neden batan ana d i l i n szc klerini renip uzlam ben i m
semez ? Yant olara k, ''dze n l i i letiim davra n'' kavramn gelitirebi l mesi, bu
tr davra nn iletiime kaza ndrd kolayl kavrayabil mesi, ve daha nemli
olarak ''uzlam bili nci'' g i bi bir dnceyi zihinde kurabi lmesi, ocuun bt n
bun lar ii nden tretebilecei bir n- uzlamsal zdil gelitirmi olmasna bal dr,
denebilir.
Biti ri,

39

1 690'da yay nlad ' nsan Anl zeri ne Bir Deneme' adl eseri nde ( B k.
1 1 1 , Ch 1, para. 1 ) Locke i n sa n iletii minin va r olu neden ini yle belirliyor: ' ' D
nce, insann kendine olduu kadar bakalarna da zevk ve yara r salaya bi lecek
eitl il ie sa hip olmasna karlk, kendi kendini aa vuramaz. i nsa n n iinde

sakl ve baka larnca gzlem lenemez olma zel liini gsterir. Toplumun sal aya -
,

bi lecei yarar ve ra hatl klar dncelerin i leti imi olmadan elde edemeyecekleri n -

den, i nsanlarn, bir araya gelerek dnceleri meydana getiren grn mez kavra m-
lar bakalarna a racl klaryla bildirebilecekleri herkesce gzlemlenebi lir anlaml
simgeler bulmalar zoru nl uydu''. B u kitapta, i nsanlarn bunu nas l yapa bildikleri
beti mlen meye alld. Sonu olarak, ana hatlar Locke ile an lama mza karn,
bir dili kurma nn gereksini mler kars nda bir araya gelip i letiimi salayaca k
bir ara zeri nde orta k bir a nlamaya va rmak olamayacan nermi ol uyoruz.
D u rumun Locke' u n dnd gibi bir anl amay ierebilmesi iin a nlaan birey
lerin (anlaabilmek ii n ) n den, bir ortak iletiim aracna (ya n i bir dile) sahip
o l malar gereki rdi. Bu ise, hemen grlebilecei gibi dngsel bir aklama ol
maktadr. nsanlar n ii nde, bakalarndan sakl dura n dnceleri a ktarabilmek
onlar herkese gzlemlenebi lir fiziksel syleni mlere 'pa ketleyerek' sunmakla
olaca ktr. Bu paketleme ve paketin a lmas, burada grdmz gibi, kiilerin
baz kararlar sonucu birta km anlamalar yapmalaryla deil, uzu n bir evrim sonucu,
doal ve istemsel gelerin bir arada yorulara k uygun dengeler salamalaryla
mmkn olabil iyor. B u olanan nasl o rtaya kabildiini ekirdek il etiim olay n
beti mleyerek akla maya al tk. Betimlemem iz, iletiime kat lan bireyl erin rol ve
ilevleri nin a ktar lan mesajn doas n n daha deri nine ta n nmasn ierd i . z m
lememizi, il etiimin di lselleme yn nde kaza nd uzlam boyutunu da aklaya -
rak genelletirmeyi amaladk.

ekirdek iletii m olay n n genel zmlemesini tamamlam bulun uyoruz.


Bylece bu kita bn da son u getirilmi oluyor. Ancak, bu, i n celemi olduumuz
alann btn ynl eri nin kapsand anlam nda sylen memitir. Yap lm olan,
eer baa rl ysa, sadece temeli aydnlatmtr. Bu temelden treyen daha karmak
olgular ve ynlerin aklanmas iin al ma n n srdrl mesi gerekecektir. letiim
konusu nun doyum salayacak bir biimde kapsa nabi lmesi iin bu kitaptan sonra ge
lecek almalar i ki ynde you nlatrabiliriz. Birincisi, tam uzlamlam sylenim
88

kavramndan tmce kavramnn treti l mesi, ve nasl olup ta syleni mlerin bylece
szck ve tak g i bi gelere ayr lp, sonra ayn geler baka bii mlerde toplanarak
yeni t mceler meydana geti rilebi ldii sorununun uygun bir aklamas nn sa
lanmas yndr. B u al ma, dili bir dizge (sistem) olara k ele alp t mce, szc k
ve yap (gramer) aras ndaki i li kiyi aydnlatacaktr. B u kitapta, bu a mala geli
tirilecek bir kuramn a na izgi leri kabaca bel irti lmitir. Byle bir kuramla insan
iletii minin tam bir aklamas, zm lemesi sala nm olacaktr.

B u kitab izleyerek srdrlebilecek bir ikinci aratrma yn i se, anlam veya


anlamllk kavra m n n bir zmlemesi nin sala nmas olarak bel irebi lir. Felsefe
sorunu olara k bu temel bir neme sahiptir. Bu rada izlediimiz gre gre a n l a m
ve a n lamllk iletiimde doar. Oysa b u n u sylemek, anlamn n e olduunu syle -
,

mekten ok geril erdedir. An lamn iletiimde nasl ortaya kt n, bir sylenimi n


''anlaml'' olduunu sylemenin ne demek oldu u n u aklamak gerekir.

Bu i ki ana felsefi aratrma y nne bir temel salamas ya nsra, tamamlanm


olan al mann i btnl ve kapsa m olduu ko n u n u n nemi vurgulanmaldr.
Bu z mleme i l e hayvan i l etii minden tam uzla msa l iletii me, srekl ilii salayan
ve evrimsel geliimi de aklaya n bir model salanm olmaktar. Ayn model,
hayvan ve i nsan i l etiimi aras ndaki ayr m da aydn latmaktadr. nsanlarn baka
trlerden farkl olara k retti kleri a nlamllk, i l etii m i stemi olduu dnlerek
yorumlanan bir anlamllktr.
FELS E F E KAYNAKLAR!

Austin, J . How to do Things with Words, Oxford U . P., 1 962.


Bennett, J., Linguistic Behavior. Lond o n : Cambridge U . P. 1 976.
Chomsky, N., Reflections on Language, Londo n : Temple Smith, 1 979.
Da nto, A., sasic Actions'', White. A.R .. (ed.) The Philosophy of Action, Oxford U . P.
Davidson, D., ''Thought and Talk'', G uttenplan, S. (ed.) Mind and Language, Oxford U.P. 1 975.
D u mmett, M., Frege : The Philosophy of Language, Londo n : D uckworth, 1 973.
Gandhi. R., Presuppositions of Human Communication, Delhi: Oxford U . P., 1 974.
Geach, P., Mental Acts, Lond o n : Routledge, 1 957.
Grice, H. P., ' Mean ing', Strawson, P. F., (ed.), Philosophical Logic, Oxford U . P . 1 967.
Grice, H.P., ' Utterer's Meaning and l ntentions', The Philosophical Review, 78, 1 969.
Grice, H . P., ' U tterer's M ea n ing, Sentence Meaning and Word Meani ng' Searle J., {ed.) , The
Philosophy of Language, Oxford U . P.
Grice, H . P. 'l ntentions and Uncertainty', Annual Philosophy Lecture of the British Academy,
Oxford U . P., 1 97 1 .
Harman, G., 'Three Levels of M eaning', Steinberg and Jacobovits, {eds.), Sem antics, Ca mbridge
U . P., 1 968.
H arman, G., Thought, Princeton U . P., 1 973.
Lewis, D., Convention, Harvard, 1 969.
Meila nd, J., The Natura of lntention, Lond o n : Methuen, 1 97 1 .
Qui ne, W.V. O., 'Truth by Convention', Ways of Paradox, N ew York: Random House, 1 939.
Ouinton, A. M . The Nature of Things, London: Routledge, 1 973.
Ryle, G., The Concept of Mind, Penguin, 1 949.
Ryle, G., ''A Puz zling Element in the Notion of Thinking'', Proceedings of the British Academy,
44, 1 958.
Schiffer, S .. Meaning, Oxford U . P., 1 972.
Searle, J., Speech Acts, Cambridge U . P., 1 969.
Sibley, F.N., '' Ryle and Thinking'', Wood, O., ve Pitcher, G ., (eds. ), Ryle, Macmillan, 1 970.
Stampe, D., 'Towards a Grammer of Meani ng', The Phil. Review, 1 9 69.
Strawson, P.F., ' M eaning and Truth', Logico Linguistic Papers, Lond o n : Methuen, 1 972.
Strawson, P.F., Freedom and Resentment, London : Methuen, 1 973 .

Wittgenstein, L., Philosophical Grammar, Oxford : Bl ackwell, 1 975.


Wittgenstein, L., Philosophical lnvestigations, Oxford : B lackwell, 1 953.
Ziff, P., 'On H . P.Grice's Accont of Meaning', Analysis, 28, 1 967.

Vous aimerez peut-être aussi