Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
Arda Denkel
Btn haklar korunmutur.
Birinci Bask Mays 1 981
nsz Vl l
iletiim ve Dnce 1
Anlatma . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27
Anlama 49
Uzlam 69
Bitiri 87
Onso.z
Baka bir dilde felsefe konu lar zerine d np yazan, zel likle kavra m
sal z mleme yapyorsa, Trke'de de ayn konu lar dnmek ve yazmak gerek
tiinde nemli glklerle karlayor. B u glkler ''a rt l m'' Trke kullan l
mak istendiinde ortaya kmaktadr; Arapa ve Farsa szcklerle zeng i n
lemi ''eski di l'' iin byle bir sorun sz konusu deildi r. zntyle beli rtecei m
ki, benim uygulamam asndan bakldnda Trke ''yeni lenmi'' bir dil deil,
yalnzca ''art lm '', dolaysyla fakirletirilmi bir dil grn mndedir. D nme
asndan, kavramsal fa kirl iin yol at kmazlar ve ayrm salama olanak
szl klar, yeni lm esi, ve ksa srede giderilmesi gereken sakatl klardr. B u na rnek
olarak, bu kitapta deindiim ve bir aklama ile ilgili olara k kul lanmak zorunda kal
dm ''dnme'' ile ilgili szckleri gstermek isteri m. ''Dnmek'', yani l ngi
lizce'deki karlyla ''to think'', o di lde, anla mlar eitli ayr lklar gsteren geni
bir kavra mlar beini kapsa maktad r. zellikl e ''to consider, deli berate, contem
pl ate, entertain'' gibi kavramlar arasnda ki semantik ayrlk aktr. Eski dil, ''teem
ml, mlahaza, mtalaa, tefekkr'' gibi bir eitlil ikle bunlara yakn ka rl klar sa la
ya bili rken, yeni Trke'deki, ''ele alma'' ,''tartma'', ''dncede bul undurma''
gibi ''mecazi'' bii mler anca k kaypak ya klamlar salayabiliyor. B u nun dnda,
bu konuda tam zellemi tek Trke eylem szc ''dnmek''tir. Dil i mizin
kavra msal adan fa kirliini daha da vurgulamak iin lngil izce'de vermi olduum
szck listesi ne, ''to th ink''in kapsa m dna tamadan unlar ekleyebi lirim:
''to reflect, ponder, cogitate, meditate, cerebrate, lucu brate, specu late, muse,
.
rumnate, ntrospect, ete . . .
.
,,
VI 11
Bu tr gl kler ya nsra, yeni Trkesi iyi tan nmayan, veya lngi lizce anlam
karln T rke'de ta m olara k vermeyen szckler bulunmaktadr. Bu durumlarda
szc n yan nda, pa ra ntez iinde 1 ngilizce veya eski dilden bir aklayc karlk
verme yol u n u tuttu m. Baz durumlarda ise nerilen yeni szck o denli yabanc
geldi ki, eski si n i kulla nmay yeledim. rnein, ''yasa n'' yeri ne ''niyet'' szc n
kullandm. Bu kitaptaki temel kavramlarn ifadeleri olan '' mesaj'' ve ''rol'' gibi
yaba nc szckler karlklar bulunmadndan (''mesaj'' yeri ne ''ha ber''
veya ''sa lk'', anlam bozmaktadr) metinde deiti ril meden yer almlardr. ''Anal iz''
anlam taya n ''zmleme'' (''zmlemek'') szc bu kita pta sk kullanlan ve
nemli yeri olanlardandr. B u szc bu anlamnda kullanrken TD K szl n n
1974 alt nc basks n izledim. Oysa bugnlerde beklen med i k bir olgu olara k en
sivri lmi pol iti kacsndan sokaktaki adama dek toplumumuz ''z mleme''yi
ya nl olarak, ''bir sorunu zme, zm getirme'' yeri ne kullanmaktadr. Top
lumun benimsedii deiti rilemeyeceine gre, szl k deitiri lecek, ve ''zm
lemeye'' baka bir anlam kaza ndrlacakt r. Bu d u rumda ''analiz''in kar l ne
olur imdiden bi linemez. Ancak bu ne olursa olsun, ben i m buradaki kullanm
ileride ya nl kal maya mahkum grnmekted ir .
Kitapta sk kullanlan baz nemli kavra mlarn Trk e mevcut szl k karlklar
kaypa kl k veya bel irsizlik y znden uygun bulun madndan yeni szckler
nerme yo l u tutulmutur. Bu szckl er, karl klaryla birlikte unlardr:
Ayrca tekn i k kavramlar ifade iin ''sylen i m'', ''n uzlam'', ''ta m uzlam''
gibi szckler tretilm itir.
nsz, bu kita bn ortaya kna katk lar olan lara teekkr ederek biti ri
yorum . Kitaba temel olan doktora almalarmn i l k blmn L. J . Co hen
ve P.F. S nowdon' u n deneti mlerinde srdrdm. Tezi hazrladm son iki yl
sresince konuyla ilgili deneysel bilgi birikimine ulamamda ve onu deer
lendirmemde by k ya rdmlar olan Profesr J erome Bruner'a teekkr bor
bil iyoru m. Tezi yaza rken en byk katky ve yard m doktora s pervizrm
Profesr Peter Strawson'dan grdm. ki yl boyu nca bana haftada bir ayrd
uzun saatlerde kon uya her adan en i n ce ayrntya d ek girebil memi salad.
IX
Kitab basm ncesi da ktiloya Nesrin Akayl ekti. M etni okuyarak d zelt
meler neren Harun Rzatepe ve Zeynep Davran'a da teekkr borluyum.
A. D.
ata leme, 1978.
ietifim ve Dnce
mza kacaktr.
Byle bir zmlemenin ilk aamasna giri meden nce ''i letiim'' szcnn
baz ilgi lenmediimiz anlamlarn yolumuzdan syrmal yz. Burada szn etti
imiz iletii m kavra mnn, ''kitle iletiimi'' (mass - communication) , ''kentsel
trafi k i l etiimi'', ''posta, radyo, televizyon a racl yla yeri ne getirilen iletiim''
(tele-communicatio n) gibi kavra mlarla ancak dolayl bir ilikisi vard r. B u tr
kavra mlarn bizim ilgili olduumuz kavrama indirgenebilecei, en azndan byle
bir indirgemeyi yerine getiren bir zm lemenin sunu labi lecei kolaylkla ka bul
ed ilebi lir. Ancak, bu konular kita bn ka psa m dndadr.
ekirdek iletiim olay nasl meydana gel i r ? B unu yantl amak iin, i letiim
olayna kat lan bi reyler ya nsra, bu bi reylerin taknd klar iletiim - rolleri nden
sz etmemiz gerekecektir. ileti imin yerine geti ri lmesi asndan birbirini ta mam
layan iki rol gerekl idir. Szn ettiimiz iki birey ve iki roln srekli akmas
zorunlu olmad gibi, salkl i l etiim asndan byle bir srekli akmann
sz konusu olma masnn gerekl iliini nerebiliriz. Tersine, i l etii m rol leri
iletiime karan bireylerce srekli olarak karlkl deitirilir. iletiim, herhangi
iki bireyi n bu rol leri paylap, ro llerinin gereini yeri ne geti rd i kleri bir ortamda
doar. letiim srdke bu rol lerin deitirildii grl r. Buna ka rlk ''ekirdek
i letiim olay'' diye andmz olay iinde bireyleri n taknd rol tekti r ve bu
rollerin gereini yalnzca bir kez yerine geti rirler. Demek ki sregiden iletii mi
bir ''ekirdek i letiim olaylar'' dizisi olara k grebiliriz.
2
i ki ayr bilgi veri lebi l i r. Dolaysyla bilgi aktarm mesaj a ktarm i l e olur diyebi liriz.
ekirdek iletiim olaynda iki bi reyle akan iki rol ve a ktarlan bir tek mesaj vard r.
i mdi kabaca, bu olayn nasl meydana geldiinin beti mlemesini verel i m : Bir birey
herhangibir nedenle (bir doal gereksini m veya basit bir istek i le) bir dncesini
bir baka bi reye iletmek ister. B u istekle, br birey tarafndan izlenebilecek baz
davranlarda bulunur (konuur veya imlemeler ku llan r) : - bu na bundan byle
''sylenim'' diyeceiz- bylece iletmek istediini anlatm olur. Syleyen bi reyin
ilevinin sona erdii yerde kar yann ilevi balar: dinleyen bi rey, karsndakinin
gzlemi olduu davrann yoru mlar. ve syleyenin ne demek istemi olduu
zerine bir kan, bir dnce gelitiri r. B u geliti ri len dnce ''anlanan''d r ve
ekirdek i l etiim olaynn sonunu beli rler. B u ndan sonra karlkl a ktarlacak br
dnce ve mesaj lar baka ekirdek iletii m olaylar meydana getireceklerdir.
Anlatma ve anlama ilevlerini stlenmi bi reyleri bu ilevlerin adlaryla rol lendir
d iimizde, kullandmz teri mler, sz konusu ilevlerin yerine
getirildiini ieriyor. Oysa bu ilevlere balanmas. veya byle bir gi rii mde
bul unu l mas ilevin tamamlanmasna bir gvence saylmaz : gnl k yaamda
balayp ta yerine getirilemeyen ok sayda anlatma veya anlama d u rumu grl r.
B u adan. iletiim rolleri iin daha yansz terimler olan ''syleyen'' ve ''dinleyen''
szcklerini seti k. l etiim ilevlerini de yukarda ya pm olduumuz gibi syl eyen
iin ''anlatma. di nleyen iin de ''anlama'' olara k bel irl iyoruz. l etiime kat lan
bireyleri rol lerine kout (paralel) olarak ilevsel adan da belirleyebiliyoruz :
''anlatan'' ve ''anlayan'' . .
imdi, bir i l k kaba yaklam olarak, yukardaki gibi beti mlemi olduumuz
i l etiim olgusunu daha derinine inceleyerek doyurucu bir zmleme getirebilmek
iin, ya plmas gerekecekleri dnebiliriz. nce nerede durduumuzu daha kesin
olarak grebil mek bakmndan ileti im ve dil arasndaki ilikiyi aklamamz gerekir.
Ancak byle bir tartmadan sonra salkl bir iletiim zmlemesine gi riebil iriz.
letiimin z mlemesinin, bu kavramn deimeyen ynnn (aspect)
aklanmas i l e yerine getirilebileceini dnebi liriz. Bunlardan biri, i le
tiimde aktarlan dnce, yani mesaj, dier i kisi ise. syl eyen ve din
l eyenin stlendi kleri ilevlerdir, diyebiliriz. Dnce, mesaj, anlama, anlatma
3
l etiim ve dil iliki lerini incelemeye bala rken, baz amalardan sz etmeye
elverili bir yerde bul unuyoruz. letiim kavra mn akla maya girimekle asl
ya pmak isted ii miz, doal olara k, insan iletiimini ayd nlatmak ve anlamaktr.
''Dil'' ve ''anla mllk'' gibi kavramlarn aklanma gerei ite karmza bu balamda
kyor. Buradaki ya kla mn temel bir varsaym, di lsel iletiim ve dil deki anlamn d i l
sel ol mayan insan iletiimi, ve onda doan anlamllk kavra mndan trediidir. Dola
ysyla bu kitaptaki temel savlardan biri, dilin iletiim amacyla ortaya kt ve
ana ilevinin de iletiim olduudur. B u gr, felsefe ve dilbilim alannda genel
bir gr olmaktan uzaktr. Tersine, dil kavra mn aklama yaklamlarn, yu kardaki
sav kabul eden ve ona kar kan olmak zere iki a na bee ayrabiliriz. Buradaki
gre kar olan toplulukta Frege, Wittgenstein, Chomsky ve Davidson gibi
nl adlar bul unmaktadr. Bu gr paylaanlar ise son yllarda gel itirilen baz
deneysel ruhbilim dallarnda alan aratrmaclar, ve filozoflardan Austin, G rice
ve Strawson'dur. 1
B u konuya yeniden ve daha ayrntl olarak deinmeden, i l k ad mda yant
l a maya alacamz soru lar o rtaya koyalm :
Bkz. Strawson'un ayrm: Strawson, P.F., ''Meaning and Truth'', Logico-Linguistic Papers,
Lond o n : Methuen, 1 972.
4
bir yo lu izlemek olacaktr. Byle bir yoldan eriilebilecek en olumlu nokta ''baa -
rl iletiim'' olgusunun a klanmas olaca kt r. Ornein, bu yaklam simgeleyen-
lerden Chomsky'nin son yaptla rndan birine bakarsak unlar dedi ini grrz :
'' letiim dilin ilevlerinden yalnz bir tanesidir, ve onun ana ilevi olmaktan da
uza)<tr. Kul lanma arl k vererek dili bir ama yerine getirmeye yarayan
ara gibi gsteren zmlemenin ciddi sakatlklar va rd r''. 2 Chomsky
bu gr u rneklerle desteklemektedi r : ' ' D nme, aratrma, dzgl top
lumsal alveril erde, kiinin davranlarnn tasarlanmas ve ynl end irilmesinde,
yaratc yaz yazma, kiisel duygularn aa vurulmas ve benzeri ok saydaki
baka di lsel ilevl erde, terimler onlar kullannakta olan (syleyen) bi reyl erin
di nleyene ynel i k niyet ve amalar gznne al nmadan, kesin anlamlaryla
kullanrlar . . . Arat rma, havadan sudan soh bet gibi saysz denebi lecek normal d u
ru mda dil kuralna gre kull anl r, tmceler kesin anla mlar n alrlar, bi reyler syledik
lerini bilerek konu urlar veya yazarlar; anca k buna karn bu durumlarda bir dinleyi
cide baz inan veya dnceler uyandrma veya baz davranlarda bul undu rma
amac gdlmez.''3 Cho msk'ynin ileri srdklerini noktada ele alabil iriz :
a ) Biri nci nokta bir yanl anlama ile ilgilidir. B u yanlln kaynan da
ylece gsterebil iriz . u uslamla may ele ala l m : eer di ldeki anla mllk ve dilin
kull anl , sa lt iletiim olayndaki syleyen bireyin dinleyene ynelik (anlatma )
ama ve niyetlerine indirgenecek ise, bir kull anmdaki anlam ve amalar arasnda g
rlecek her ayrlk, byle bir gr rtmeye yetecektir. B u demek ki, dil kullanla
rak ya plan bir iletiim olaynda kullanlan szc k ve t mcelerin di ldeki a nlam ve
bunlar kullanan syleyenin di nl eyene anlatmak isted ii fa rkl olabilir: i te bu durum
da, syleyenin farkl olduu bilinen amac hesaba kat l mayaca gibi, byle bir fark
l l k dilsel a nla mlln (szck ve tmcelerin anlamn n) ''syleyenin anlatt ''
(syleyenin d inleyene iletmek istedii) asndan yaplacak zmlemesini de
rtecektir. Bireyin anlamn, baka bir eyin anlamlln kullanarak zm
leyebil mek iin hi ol mazsa eanlamllk bul unmas gerekir. te bu d u rumlarda
bu gerek yerine gelememektedir. Bu gr byk lde doru olara k kabul
edil ebi lir; ancak Chomsky tarafndan tartlan konuya uygulan biimi yanl
gibi d u ruyor . . . B u konuda i ki nokta ileri srel i m : birincisi, sz konusu farkl l k
d i l kullanml arnda aka aznlkta kalmaktadr. Baka bir deyile, genelde syle
yenin kul land tmce ve szlerin anlam dinleyicisine ynelttii iletii m a mac
ile etir. kincisi ise, bizim savunduumuz grn doruluu iin
bu ik isinin fa rkl olmamas gerei bul unmaydr. Aksine, byle bir farklin
sz konusu olduu durumlar bizim grmz asndan ilgin bir aratfma konusu
meydana geti rirler. Bakkala girip '' Ekmeiniz var m ?'' diye soran bir kii ger
ekte ekmek almak istediini anlatmaktadr: lettii mesaj, ''ekmek almak isti
yoru m''d u r. ''Ekmeiniz var m ?'' t mcesinin anlamnn byle durumlarda ''Ekmek
almak i stiyorum'' olduu sylenebilir, oysa Chomsky iin bunu kabul etmeye
olanak yoktur. '' Ekmeiniz var m ?'' diye sora n birinin iletti i anlam onun gr
ne gre, yalnzca bakkaln ekmeinin olup ol madn soran bir mesaj ola
bilir. Eer bizim savunduu muz deil de Ch omsky'nin gr doru olsayd,
byle bir soru sorarak (ve baka bi rey eklemeden) bakkaldan ekmek satn almak
olanaksz olurd u . Chomsky'nin yanlgsn aklaya l m : Savunduumuz gr,
syleyenin kulland tmcenin anlam ile ayn bireyi n bu t mceyi kull anarak
d inleyende meydana getirmek istedii dncenin (ona anlatmak istedii ni n)
bal lamna ( korelasyonuna) dayanmamaktadr. B u gerekten ya nl ve basiti
(si mplistic) bir yaklam olurd u . Gerekte bizim yapmaya al t mz, bu iki
ge arasnda evri msel ve gelii msel (bir baka deyimle: fi lojenetik) bir il iki sap
tamaktr. Syleyenin iletii mse! amac, evrimsel bir gelime iinde, byle bir
amac dile getiren tmceye temel olmakta, ona anlam kazandrmaktadr. Bu
grn doru luu, i kisini n her du rumda e ol masnn dorulu unu gerekti r
meyecektir. Evri msel geliim iinde temel olma kavra mna az il eride aklk kazan
dracaz. imdilik, Chomsky'nin szn ettii farklln grmz etkil emedi ini
bildirmek yeterlid i r.
Ayn nokta, baz d u ru mlarda iletiim amac g tmeden kullanlan t mcelere
neden di lsel a nla mllk verebi ldii mizi aklyor : Bir tmceyi onun gramer yap
sn incelemek iin syler ya da yazabiliriz; bir t mceyi alt rma al mas
olara k, veya hut skc bir sessizl ii bozmak iin toplumsal bir g rev yerine getir
mede kullana biliriz: byle durumlarda, tmceler belirli bir mesaj iletme amac
ile kullanlmamlardr. letiim grevi yklenmemektedirler. Evrimsel olara k,
i l etiim grevi grmek iin gelien dil, ana ilevi olan iletiim yansra, byle
amalar i in de kullanlabilir.
b) Chomsky'ye gre; gnlk soh bet ve dzgl toplu msal iliki leri n yerine
getirildii konumal arda, kiiler sylediklerini bilerek konumala rna karn,
kendi lerini dinleyenlerde dnceler uyandrma amac gtmezler . . . Chomsky'nin
bu dediini kabu l etmek ok g : gnl k soh bet vb. gibi i l i ki lerde ya plan,
karlkl ol arak dnce, inan, istek, duygu, bilgi vb. alveriinden baka nedir ?
Eer byle bir alveri varsa, bireyler s , y ledi kleri ile, kendilerini d inleye11lere
bunlar aktarma, yani onlarda bu dnceleri uyand rma abasnda deil ler
midi r ?
c) Chomsky, d i l ve onun anla ml gelerinin i l etiim i l e btnyle il gisiz
olara k kullanld bir baka alan olarak dncenin kendisini grmektedir. Dili
dnmede ku llandmz, yani dil i l e d ndmz (dnceyi dil ile yrt
tm z) savn ileri srer gibidir. Yukarda bildirilmi olduu gibi Chomsky'ye
gre dil ''dncede ele alma'', ''dnsel aratrma'', ''bi reyin kendi davran
larn tasa rlay p'', dzenlemesi'', ''yaratc yaz yazma'' ve ''hislerini aa
vurma'' gibi alanlarda kullanl r. Bu iliikte nemli bir ayr m gerekiyor:
dncenin dille anlat lmas (dil kullanlarak d a vurulmas) ve dilin dncenin
6
(sessiz, i ten dncenin) arac olarak kullan l mas, aka fa rkl olgu lardr.
Bunlardan birincisi, ki Cho msky ''yaratc yaz yazma'', ''hislerini aa vurma''
gibi rneklerle bunu kasted iyor gibidir, sorun yaratabilecek bir nerme olamaz.
letiimde bulunan kii de dil ile dncesini aa vurmakta, bir baka kiiye
a ktarmaktadr. H ereyden nce, bu d u ru m dilin dncede kullanld bir durum
deildir: tersine dilin d nceyi anlatmada (ifadede) kullanld i l etiim olg u
sunu gstermekted ir.
D ncenin dil i l e y rtld sav ise daha uzun bir tartma gerektiriyor.
nce, baz d u rumlarda, dncemizi kendimiz iin ak hale getirmek,
veya a z sonraki bir toplantda konuacakla rmz hazrlamak amacyla, tpk
konuuyormu gibi, ya lnz iten, dncemizi dille tekrar ettii mizi kabul
etmemiz gerekir. Byle duru mlarda kendi kend i mize dsncemizi kesin-
leti rir, iimizden dile evirir, ve bir konuma hazrl olara k, tpk
bir oyuncunun yineleyii gibi, iten, dille ko nuuruz. Buna benzer olara k,
sesli, kendi kendi mize konutuu muz da olur. B u da yksek sesle dnme diye
nitelend irilebilir. B u nlar, adeta bir di nleyene konuuyormuuz gibi davrandmz,
byle bir davrana hazrlk iinde bulunduumuz duru mlardr. Oysa, bu biim
ileyiler dncenin ok kk bir bl mn meydana getirirler. Alt taraf,
dnce konumaya bir hazrlk deildir. nden bir dnce olmu olmas gerekir ki,
bu dnceyi kend i kendimize kesinletirip iimizden dile evirel im. Ayrca,
konumaya iten hazrlk d u rum lar da kolayca i l etiim i n bir t revi olarak grlebilir.
yle ise, bizi imdi asl ilgi lendiren, konumaya iten hazrl k ol mayan, norma l
ve ''asl'' dnce durum lardr. Chomsky, dili ite bunu yrtmek iin bir ara
olarak kul lanmak gerekl idir, diyor. Dncenin bu salt biiminde, t mceler kurup,
d nceyi yrtebilmek iin gramer yapl ar meydana geti rdiimize i nanmak
biraz g . . Dnce iinde arada srada kavra m -szckleri veya deyi mler ku llan
d mz kabul edebil memize kar lk, btn d nceyi gra mer yaplar kurarak
y rttmz grnn yanl olduu sonucuna va racaz. Bu tartmay i leride
daha ayrnt l olarak yeniden aarak bu sonu cu pekitirmeye al acaz.
i letiim bii mleri ve bunla rn d i l ile il iki leri konusuna deinmiken az nce
ortaya attmz soruya dnel im. letiim ne lde d ilseldir ?
Kabaca syleyecek olursak, insan iletiimi iki cins ara aracl yla yerine getiril i r :
di lsel ve d i l - d. D i l, iletii m arac olarak daha dorudan gze arpan olduundan,
bireyler arasndaki dnce alveriinin ana yolu olarak kabul ed ilmitir. Byle
bir kabule dayanarak ta , ilgi genell i kle dil zerinde yo unlat r lm tr. Oysa,
son y llarda yap lan deneysel arat rmalar, gze az arpan d i l - d iletiim biimini n
birok ynlerden en az dil kadar nemli olduu, ve belki daha da ilgin olarak,
dil -d i l etiim bii mlerinin geliim ve evrim asndan dilin temelinde yatt klar
konularnda kuvvetli kant salamlard r. B u alanlarda uzun yllardr a rat rma lar
ya pm olan Argyle'a gre deney, ''dil in, dil-d iletiime nemli lde baml
olup onunla gi rift bir biimde i ie girdiini ve, szlerle anlatlamayan ok ey
bul undu unu'' gstermiti r.4 Ayr ca, istatistik arat rmalar, di er birey ha kkndaki
du yg ularn ileti lmesinde, ''dil -d gelerin, di lsel olanlara kyasla be kez daha ok
arl k tad, ve i kisinin elitii yerlerde de, di lsel mesaj n gz nne alnmad n
gsteriyorl ar."5 Bu tr aratrmalar, dil d iletii min hayvan cinsleri a rasnda geni
lde yayg n olduu nu, ve hayvanlarn belirl i bir mesaj iletmekte kullandklar
i mleme biimlerinin ayn mesaj iletmede i nsanlarca kull anlan im leme biim leri ile
a ka gzlemlenebilen bir s rekl ilik gsterdi klerini de sapta mtr. Bundan kara k,
dil -d i mlemelerin (signals) bir lde doutan edi ni l me olduklar ileri srlm
tr. Bugn iin, bu alanda almalar ya pan aratrmaclar, dil -d iletii m gelerinin
ne lde do utan edi nil me, ne lde sonradan renme, yani k ltrce bel ir
lenmi olduklar n saptama ynnde ilerleme gstermekted irler. Ancak, deneysel
olarak, ''reni lmi'' ve ''do utan'' eler arasnda ak seik bir ayrn getirecek
ltler henz salanabilmi deildir. Bel ki btn davran bii mlerinde doutan
edi nilmi geler bul unduunu -byk bir ksmnda bul unuyor olmasna karn
ne srmek doru olmayabilir; yine de btn davran bii mlerinin doutan
edinilme gelerden evri msel olara k trem i oldu unu, ve baz davra nlarn
doutan ed i nilme ynleri halen en gel imi cinslerde (rnein i nsan) bile koru
duunu sylemek, byk lde gerei bildirmek olacaktr.
6 Bkz. Smith P.K., ''Ethological Methods'', Foss, B. { Ed.) New Perspectives in Child Develop
ment, Pen g u i n Books, 1 974.
7 Argyle, M . , Bodily Communication, Landon : M ethuen, 1 975, s. 40; Bruner, J. S., N ature
and Uses of l mmaturity, The American Psychologist, Vol. 27, 1 972.
8 Thorpe, W. H., ''Vocal Commun ication i n Birds'', H i nde, R . ( Ed . ) , Non-Verbal Communica
tion, Cambridge U . P. , 1 972.
9
getiriyor. '' nsan iletiimi hayvan larnki nden farkl dr'' dncesi n i ylece tem el
lendirmeye alabiliriz: d iyebiliriz ki i nsa nlar ilettikleri n i belirli bir amala (bi lerek,
n iyetlenerek, istemli olarak) ileti rken, hayva nlar byle deild irler; onlar im lemel eri n i
kendilii nden (otomatik, sponta ne, istemsiz) ya parlar. l m lemeleri, ii nde bul u n -
9 Davidson, O. ''Thought and Talk'', G utten plan, S. ( Ed.) Mind and Language Oxford U . P . .
1 975, s. 9, 1 5, 1 6.
10
olduu n u bildiini nerirken, sa hibini kokusundan, evi de bir besin kayna olara k
ta ndn sylemekle ne denli sakncal bir tutuma gi rebilmi oluruz ?
Davidson'un kantlar, hayva nlar karma k d nce biimleri ile nitelemen i n
.
nemli saknca ve yan l ln ortaya seriyor. Oysa, ayn n itelemen i n basit dnce
biimleriyle yapl mas n n b i r sakat yan olduunu gstermiyor. Ta m tersi n e,
Lorenz'in u beti mlemesinde olduu gibi ''bilerek'' ve ''n iyetli davra n'' ile a klama
e n doyurucu bir yol oluyor: ' ' Ba he kaps n henz am ve kapamaya vakit bile
bulama mtm ki, kpek havlayarak zerime kotu. Beni ta n r ta n maz, bir a n uta n r
gibi duralad; sonra bacama srnerek ak kapdan dar frlad ve yol u n br
yanndaki kom u n u n bahe kaps na doru, sanki batan beri o bahedeki bir
10
d mana ynelmimi gi bi, fkeyle havlamaya deva m etti."
nsa n iletiimini d ier biimlerden ayrd edebilecek bir nitelik veya ltn
aranmas, bizi H . P. G rice'n alma alanna gtrr. Anlam kavramn akla maya
ynelik olara k Grice ''doal'' ve ''yapay'' a n lamlar adn verdii iki kavram arasnda
bir ayrm geti rmiti r 1 1 ''Yapay a n lam'' kavram, bizim burada ''i nsan iletiimi''
diye adlandrdmz olguyu bel irler; yle ki, ''yapay a n lam'' yalnz i nsan il etiiminde
ortaya kar. '' Doal anlam'' ise b u n u n dnda kalan iletii m biimleri ni (ki buna
hayvan i l etii mini de soka biliriz) kapsar. Dolaysyla doal anlam ve ya pay a n lam
ayrm, i nsan iletiimini dier iletiim biimlerinden ayrmada nemli lde
yard m salayacaktr.
G rice'n ayrmn ve bunda kulland ltleri Trke' n i n dilsel ve kavra msa l
ya psna uydurarak a klayalm. u nlar doal anlam rnekleridir: ' ' B u va ha,
burada su olduu anla m na gelir'' ( B u vaha, burada su var demekti r), ' ' D umann
varl ate anlamna gelir'' ( D uman varsa, ate var demekti r) ; ' ' Kpe i n d ileri n i
gstermesi, kzd anlam ndad r'' (''anlamna gel ir'' veya ''kzg n demektir'') ;
''bu yz ifadesi ac anlamna gel ir'' (ac demekti r) ; ' ' B u krmz lekeler kzam k
anlamna gel ir'' ( kzamk demektir) . Grice, iinde doal a n l a m kavram bul u
nan yukarki trdeki nermeleri n baz zelliklerini kulla narak ltler gel itiriyor.
B u l tlere baka l m :
a ) Anlamll bildiren n erm enin , bu demek ki, belirli bir durumda, X'in r
anl am tadn (demek old uunu) bild iren nermen i n, X' i n tad sylendii
a nlam iermesi g erekir (ya n i r'yi ierir) . Baka bir d eyile, bu d u rumlarda 'X,
r a n lam ndadr'' gibi bir n erme, ma ntksal olara k r yi ierir. rnein, ' ' B u vaha,
burada su olduu anlamna gelir'' n ermesi, ''burada su vardr'' n ermesi ni ierir;
veya ' ' Kpe in dileri ni gstermesi kzd anlamna gelir'' nermesi ''bu kpek
kzg n dr'' ierir. B u n u n byle olduunu kolayca snaya biliriz; ' ' B u k pein dilerini
gstermesi kzg n olduu anlamna gelir, ama bu kpek kzg n deil'' veya ''Bu
va ha, burada su olduu a nlamna gelir ama burada su yok'' eliik nermelerdir.
( N edeni ak: su olmadan va ha ola maz. )
b) Anlaml l bild iren nerme, eer sz konusu anlamllk doal anlam ise,
anlam nda bir deiiklik olmadan, anlam taya n (X) bir olgu (vaka) gibi gste-
rerek, yeniden yaz labilir: ' ' Kpein dilerini gsterd ii olgusu, kpe i n kzd
anlamna gelir'' (kpek kzg n demekti r) . ' ' B u krmz lekelerin bulu nmas olgusu,
kza m k anlamna gelir'' (kza m k demektir) .
c) Anlaml olduu nerilen eyin (X) istemle (bi lerek, niyetli olara k, amala)
ya pld, doal anlam tayorsa, sylenemez. rnein, kpek dileri ni bi lerek
gsterdi, veya ocuk lekeleri bilerek kard, veya hut vaha orada niyetli olarak kt
(karld) denemez. D ier bir deyile, bunlar hep kendiliinden olgulardr.
d) Ayn ekilde, bu tip nermeler' ' . . . . . ile anlatlmak isten ilen (den mek
istenen) . . . . . . du/idi." biiminde evrilemezler. rnein, ''Vahann varl ile an -
!at lmak istenen orada su olduu idi'' veya '' Krmz lekelerle a n lat lmak istenen
kza mk olduu idi.'', bata veri len rnek nermelerin doru evi rileri deildir.
imdi, bu ltler, yi n e anlamllk bildirilen bir n ermeye uyguland nda,
btnyle ters sonu verirlerse, bu sz konusu nerme ''yapay a nlamllk'' bildi riyor
diyebi lece iz. yle ki, bildirdii anlamlln yapay olabi lmesi iin yukardaki drt
ltn her biri nin nerdi i nin deillenmesi gerekmektedir. rnek olarak u ner
meleri ele alalm : ''ki kez alan zil (ofre ) ' ' devam et ''anlamna geldi (demekti r) ''
''Si perlerden ykselen beyaz bez ''teslim ol uyoruz'' anla mndadr (demekti r)''
''renci nin kalkan eli ya nt vermek isted ii anlamna geldi'' ''M ehmet beyi n
elini silkelemesi art k karsndan ok bkt anl amna geldi''. ltleri yeniden
kulla narak bu nermelere uyg ularsa k greceiz ki ;
vb. gibi tmceler, bata rnek olarak verilen nermelerle e anlamda deildirler.
Biri dieri nin evi risi olamaz.
c 1) Ak bir ekilde, zilin iki kez a lnmas, beyaz bezin si perl erden ykseltil mesi,
rencinin kalkan eli, amal ve istemli (n iyetli, bil erek) edimler olarak deerlen
di ri lebi lirler .
d 1 ) ''iki kez a lnan zille a n lat l mak istenen ofrn devam edebil ecei idi."
'
''Gsteri len beyaz bezle anlatl mak istenen, teslim olu naca idi'', ' ' Kaldrlan
el ile denmek (anlatlmak) istenen, ren cinin ya nt verecei idi." Bu biimde
yen iden yaz lm nermeler ' 'doal a n lam'' rnekleri n i n tersine, kabul edilebi l i r
t mceler ol uyorlar.
yle ise, ikinci bek rnek nermeler, doal anlamllk deil, yapay anlamllk
bildiriyorlar. Grice' n sa lad ltler dizini de, en az bu rada kiler gi bi, kaypak say l
mayacak durumlarda baar ile uygulanabi liyor. U n utma mak gerekir ki, rnek ald
mz nermeler u durum lar gstermektedi rler, ve bu sayede kesin ayr m sa
lanabilmektedir. Oysa, olgulara baktm zda, doal ve yapay anlamllk ve buna
kout olarak doal ve yapay il etiim, kesin olarak ayr lmaktan ok, biri nden
di erine dereceli bir gei ''spektru m''u sergi lerler. Arada kalan ve kesin olarak n e
' 'doal'' ne de ''yapay'' diye snflandramadmz baz hem hayvan hem de
i nsa n imlemeleri bulunmaktad r. Hayva nlarda grlen bu tr im lemel er, evrim
srecinde zellemi olmalarna, ve halen kendili inden (otomati k), (yan bel ir
gin bir ama gtmeden) kullan l malarna karn, imledi kleri nin doal si mgesi
olmaktan kurtu lmus du rumdadrlar.
12
'
imdi bu tr, ortada kalan, kaypak iletii m biimleri n i n zelliklerini bel irleyip
bunlar doal ve kaypak iletii min tipik rnekleriyle karlat ra lm. B u n u n iin n
ce, bu ilgin hayvan iletii m biimlerini, daha basit ve evri mde daha geri biimlerle
birlikte ele ala l m . Daha geri i letiim biimlerine rnek olarak, kzgnln bel i rtisi
olan di gsterme; korku anlamna gelen kl diklemesi (rperme) ; ve maymunl arda
ci nsel istei gsteren kalal ardaki mavi iikleri verelim. Bu tr sergi le me/i mleme
biimlerinin u zell iklerini sayabiliriz.
l .a. Kendilii nden (otomatik/sponta n e) imlerdirler.
l . b. B u trden bir i m leme/sergileme orga nizma n n durumu n u n bir doal
im idir. Ayrca imleme bu d urumda, imlenenin de (i mlenmi ola n n ) doal imidir.
l.c. ''Bu
trden bir imlemenin doal anla m, hayva n n bu imce
belirtilen durumudur." diyebi liriz. rnein, Bu ked i n i n di kleen tyleri korkmu
olduu a n lamna gelir." dedi imizde buradaki a n lamllk, doal olan dr.
13 Gardner, A. ve Gardner, B., ''Two Way Commu n ication with an ln fant Chimpanzee'' Schrier
ve Stollnitz ( Eds) . Behaviour of Non Human Primates. Landon : Academic Press, 1 970.
14 Thorpe, W. H., Bkz. not (8) ; ve von Frisch, K., The Dance Language and Orientation
of Bees, Cambridge, Mass. : Harvard U.P., 1 967.
14
Sonu olarak savu n u lmak iste nen gr, bu imleme trleri n i n doal i leti im
d u rumlar olmaddr. Vervet maymu n u rneini son bir kez daha ele alalm.
( B u na kout uslamlamalar a r ve ku rnekleri ne de kolayca uygula nabilir.) Bir
maymun topluluunu doal orta mlar iinde gzlemlediimizi dneli m : may
munlardan biri, nceden yaptmz gzleml erde ya lnz bir kartal saldrs
olduu ndaki gibi barmaya bal yor, ve dierleri d e mesaj alm grnerek,
alt dal lara, orada n da otlarn arasna kaybol uyorlar. imdi yan t gerektiren soru lar
un lardr: '' Maymu n u n hayk r ne an lama geldi ?'' ve ' ' B u hangi trde bir a n
lamll kt ?'' H aykr, maym u n u n bir kartal sald rsndan korktuu (veya hemcins
lerini byle bir sald rya kar uyard) a n lamna geldi. ''Anlamllk'', burada ''doal
anl amll k'' an lamnda kullanlm ol makta, ve G rice'n ltleri ni de baaryla
doyurma ktadr. Oysa, hayva n n korkmas (veya uya rmak istemesi) olgusundan,
gerekten bir karta ln sald rma kta olduunu karsayamayz: maymun imlemeyi
ya pt halde sald ran bir kartal olmayabilir. l ki ikin cisi ni iermemekted ir. Ayn
ey kurun t ve arnn dans iin de geerlidir. B u tr i letii mde mesaj olarak
aktarlan doru ya da ya nl olabilir. Bir baka deyile, hayva nn korktu unun
(veya a ktarmak istediinin) doru ya da ya nl oluu, hayvann korkmakta (veya
uyarma amacnda) olduu n ermesi n i n doru luunu etkilememektedir. yle
ise, evrede saldran bir kartal bulunmasa bile, '' M aymu n u n bar bir karta ln
sald rsndan korktuu (sa ldrsna kar uyarmak istedii) anlamna geldi'' ner
mesi '' Maymu n bir karta l n saldrs ndan korkuyor (bir saldr olduu hakknda
uyaryor) u ierir. ( Bkz. G rice'n ltleri ) . Dolaysyla doal anlam deimemek
tedir. Oysa iletiimi ilgilendirdii lde, nemli olan hayva nn korktuu deil
(veya uyarmak isted ii dei l ) , bu korku veya iste inin ierii, ya ni n eden korktu -
15
letiim zeri ne baz genel aklamalar ve ayr mlar getirdikten sonra, ama
ladmz zmleme y n nde aratrmalara balayabiliriz. l etiimin temel
gesinden sz etmiti k: bunlar mesaj, a nlatma ve a n lama olarak bildirilm iti.
l k nce, il etilen (aktarlan) dnce olara k ele alabilecei miz mesaj 'dan balayalm.
Mesaj'n ya ln zca bilgi aktarm veya bildiri olmadna deinmitik. letiimde
her trl d nsel ilev belirli bir a n latm biimiyle a ktarlabil ir. B u n a ru hsal
d u rumlar da ekleyebi li riz. Dolaysyla a ktarlan dnce veya-mesaj, dilek ve istek
lerden, ina n, korku, kzg n l k ierikleri ne dek geni bir yaylm gsterir. B u n a
16
kout olarak, iletiimde a ktarlabi lecek her trl d nsel ierie de ''dn ce''
diyebi liriz. M esaj kavra mn ''akta rlan d nce'' olarak bel irleyebilirsek, dnce
zeri n e ya pacamz a klamalar, mesaj kavramna da aklk getirmi olaca ktr.
Szl klerin gsterd ii yolu izleyerek mesaj n ''aktarlan dnce'' ol arak doyurucu
bir biimde belirlendiini varsaya l m . Mesaj kavra mn bylece d nce kavra m na
indirgersek, karlaacamz soru n dil ve dnce il ikisi soru nu olacakt r.
Chomsky' n i n nerisi ni tartrken ksaca deindiimiz soru n u yeniden ele alara k
ayrnt ile i n celeyel i m : ''D nceyi y rtmede dil ne lde gereklid i r ?''
' ' D nebi lmek iin bir dil kon uuyor olmak gerekli midir ?'' gibi sorular ya ntlamaya
alacaz. Eer d i li n , dncenin var olabi l mesi iin bir temel gerek olduu ortaya
karsa, izlediimiz yol un sakat olduunu kabullenme zorunlul uuyla karla
a biliriz.
Kabul edilebi lir bir gr, dil ve d ncen i n birbirlerine baml oldu klar, ve
dncenin byk bir bl myle, dil taraf ndan salanacak yapsal ve bii msel zel
l i kler ve yine ayn temelden bir kavra msa l ereve gerektiriyor olmas yansra, baz
dnsel ( cogn itive) yeti leri n bulu n mas n n da kon uma yetene i n i n kaza nlmas
ve d i l i n ren iliinin temel kou ll ar nda n olduklardr. Byle bir an lat m, genel
olarak gn mz filozof ve ruhbili mci leri nin grn ya nstmaktadr. Ancak,
bu denli genel bir gr iinde eitli yo ru m ve vurgu farkllklarn
bulmak da doa ld r : dil ve dncenin kar lkl olarak bamllklar n n a n lal
(yoru mlan) biimi birbirine kart iki ya klam dourmutur. Spektrumun bir
ucuna Davidson - H a rman15 gr n (buna Chomsky'ninki gibi daha ''dolayl ''
grleri de katarak) yerletirebiliriz: buna gre dnce dile, dilin dnceye
olduundan daha temel bir anlamda baml dr. br uca ise, belki daha az yaygn
(az popler) olan, ve dnce ile d i l i n kar lkl baml lklar n n st ve karmak
ilev dzeyleri nde geni lde varl n kabul ederken, daha az karmak, basit,
ve bir a n lamda temel d nce biimi n i n bulunabilmesi ve y rt lebi l mesi iin
dilin gereksiz olduunu savu nan gr koya biliriz. Bu kitapta da savu n u lacak
bu ikinci gre gre, bireyler, hayvan veya insan olsun, dil kullanmadan basit
dnce y rtme yetisine sa h i ptirler. Ayn grn paras olarak, dil renebilmek
ve bu sayede daha karmak dnce dzeylerine eriebilmek iin, dil olmadan
basit dnce y rtebi l me yetisi ne sa hip olmann bir temel gereklilik olduu
eklenebi lir.
s Davidson. D., Bkz. not (9); Harman, G., ''Three Levels of M eaning'', Stcinberg ve J acobovits
( Eds.), Semantics, Cambridge U . P., 1 968; H arman, G., Thought, Princeton U . P., 1 9 73.
17
(ona sah ip olmann) kiiye dnme yetisi sa!:jlad, ve dilin dnmeyi yklenip,
ona ara olduudur. Bu konu, az il eride yeniden deinecei miz, dnceyi y
rtmede (d nebi l mek iin) baz ''aralar n'' gerekl i olup olmad , veya'' saf,
ar nm dnce'' gibi bir eyin sz konusu olup ol mad tartmas i l e yak n
dan ilgili, hatta, b u tartmann uzantsd r. He men bel irtilmelidir ki, d i l yal nz
bir olas ara trdr, ve dncenin yrt lebil mesi iin aralar n gerekli old u
unu il eri sren gr, bir Davidson - H arman tutu m u n u benimseme zorunda
deildir.
Davidson ve H arman'n aklamalar birbiri ni tamamlayc aklamalar olarak
gr lebi lirler: ilki dnce iin bir koul ileri srerken, i ki ncisi dncenin doas
zerine bir neridir. H arman'n grn beni msemek Davidson'unkini
de beni msemek anlamna geli rken, bunun tersi geerli deildir. D i lsel beceri n i n
(dil bilmenin) dnebilmek iin gerekli bir koul olduunu i leri srd mz
halde, dilin d nm ede kullanld, d i l i n d ncen i n arac olduu grn
yadsyor olabiliriz. te yandan Davidson'cu bir grn H arman'nkini destekl eme
ei l i minde olacan, bu i ki nc i n i n doruluunun biri n c i n i n de doruluu anlamna
gelecei as ndan, bekleyebil iriz. Bu iliikte, H arman ' n sav n, dilin dncede
bir oranda kullan ld, ve dnceyi yard myla yrttmz aralardan yal nz
biri old u u n u savu nan daha yumuak bir grten ayrdetmek gerekir. Byle
yumuak bir grn doru luu, Davidson'un gr n n de doruluu anlamna
gelmeyecektir.
H arman'n sav n daha ayr nt l olarak ele almadan, dnmenin ara gerektirip
gerekti rmed ii soru nuna bir kez daha gz atal m. B u konuya dnce hakknda
bilgi as ndan (episte moloj i k adan) en temel soru lardan biri ni sorarak yakl aal m.
Dnce dedii mizi, ''dn me'' olarak adland rdmz, nasl biliri z ? nsan olarak
hepi miz (byk o unluu muz) dndmzn fark ndayzd r. D n me ve
dnce hakknda farknda olu bii mlerimiz nelerd i r ? D nceyi nesneler g i bi
d uyumlamyoruz: bu, elimize al p, evi rip evi ri p, koklayp, zeri ne vu rarak ses
karabileceimiz n esnelerden deil. znel adan, bir anlamda, al gladmz
d nyadan daha temel .. Alglama, yoru mlama gibi aamalar ol madan, dnceyi
dorudan tanyor, o n u n dorudan fark nda oluyoruz. te D escartes, bu n itel ii
kullanarak dn meyi varl n bilgisi n e temel yapmt. Ancak D escartes, ''dn
ceni n farknda oluu'' bu denli temel bir grevde kullan rken, dncenin nasl
fark nda olu nduu n u n zerinde durmuyor.
Kabaca, d ncenin fark nda olu biimleri n i n iki olduunu nerebi liriz:
1 6
bir, zaman iinde yer alan bir eylem olarak, bir de dncenin i eri i as ndan . . .
6 Sibley, F.N., ''Ryle a nd Thinking'', Wood, O., ve Pitcher, G., ( Eds.) Ryle, Macmillan, 1 970.
18
dadr) . Baka bir deyile, dncede nesneler veya zihin ieri kleri simgelen irler
(temsil ed ilirler) . Dnce ounlukla bir eyler temsi l edilerek yrtlr. yle
ise, dnce ierii as ndan ele al nd nda soru labilecek e n temel sorulardan
biri, ''d ncede simgelenenler nasl si mgeleniyorlar (temsil edi liyorlar) ?'' olaca ktr.
Dnce, zeri nde dnleni bilinte si mgeleyebil mek iin ara gerektirir mi,
yoksa saf, ara veya bu gibi d katklardan arnm dnce var mdr? Daha
basite soracak olursak, sessiz d nme, si mgeler, resi mler, imgel er, ve (iten )
szckler araclyla m y rt l r ?
Aka grld gibi, bu drt grn temeli nde yatan asl kartl k ''dnce
ara gerekti rir'', ''dnce ara gerektirmez'' nermeleri n i n atmas ndadr.
D nmz i n celediimizde bu konuda kolayl kla kesin yarglara varamad
mz grrz. En azndan, varl a n yarglar ou kez kiiden kiiye deiir : bazs
ara kullanmadan dnd kans ndadr, bazs ise d ncesini, bir si mge,
szck vb. dizi n i olarak grr. Bu bakmdan dncenin kendine bak ( i ntrospec
tion) bizi pek ileri gtrmyor. B u alanda ku llan lm klasi k usla mlamalara gz
atalm. Denebi l i r ki, bir ile uramakta olan bi rey dn mektedir. rnek olara k
bir marangozu dneli m : ivileri ta hta n n zeri n e dikine yerleti rip ekici vururken
bunu dnerek yapar. N e denli otomati klemi olursa olsun mara ngozun yapt
''dncesizce'' bir edim ola maz. Oysa bu tr ileri yeri ne getiren leri n her eki
vuruu nda n, her ivi yerletiriten, her kalemle izgi ekiten nce ya pacaklar n
imgeledikleri n i il eri srmek gereki ol mayacaktr. Topu ayayla s ren futbolcu,
ekici vura n marangoz, d mleri skan ba l k yapt klar n n ya nsra, ona ek
ol arak bir d e iten ''u n u ya pyorum, unu ediyorum . . " diye konumalar geir
me gerei duymazl ar. Duysalar da, ou kez yaptklarna yetiemeyeceklerdir bile . .
Bylece, d nmede aralara gerek yoktur denebilir. 1 7
Bu, bizi yine pek i l eri gtrmeyecektir, nk bir fizi ksel edimde bulu nmada n y
rt len dnce zeri ne hi bir bilgi vermemekted ir. Bunun karsna u neriyi ka
rabi liriz: herha ngi bi rey hakknda dnld nde, rnein bir a ac dnd
mzde, d ncemize bir ''i a nlatm'' vermek gerekecektir: ya dncemizde bir aac
i mgeleyeceiz ya da iimizden ''aa'' szcn geireceiz. Byle bir aklama
11 Ryle, G., ''A Puzzling Element in the Notion of Thinking'' Proceedings of the British
Academy, Yol. 44, 1 958, s. 1 29 - 1 44.
19
imdi .bu d zeyler nda yukardaki tartmaya bir kez daha gz atalm.
yle grn yor ki, savu nm ada ne srlen ler, u neriler olan (a) ve (d) yi
kan tlamakta, hatta inanlabilir gstermekte pek ileri gi demiyorlar. Yukardaki
(3) c d u rumda bile (a) sav n n geerlili i biraz kuku gtrecektir: en ''kaba saba''
veya ''gelip geici'' dncede bile resim, i mgeleme veya szcklerin kesin olara k
bulu nmadn savu nabilmek pek g gr nmektedir. (b) ve (c) grl eri arasnda
bizim ilgi amzdan nemli bir fark yoktur ve ka bul edi l ebilir gibi grn mekted irler.
(d} de aklanan gr ise, kart u tutu mdur. Doal olarak ( 1 ) gibi durumlar da
btnyle sz konusudur; ancak bu gibi durumlar dnmeden ok iletiimi kap
sarlar. As l sorun (2) gibi durumlarda ( d) nerisi n i n geerli olup olmaddr .
H a rman'a gre bunun ya n t o l u m l u iken, bizce olu msuzd ur. ite bu nedenle
Harman'n il eri srd kurama gre, dil ve dnce a rasnda yle sk bir
ba vardr ki, dnen bir kii nin ''tmceler dnd'' veya ''tmcelerle (dil ile)
d nd'' uyg u n bir aklama olmaktad r. B u kurama gre, dnlen, ya her
hangi bir dilin tmceleri, ya da zel bir ''dnce d i l i n i n'' n ermeleri ol maktadr.
Byle bir ''dnce dil i'' normal dillerle bire bir uyum (tekabl) iinde grlmek
tedir; yl e ki, normal d i l i n veya dnce dilinin t mceleri a rasnda gze arpan
bir farkllk bulunmad varsaylmaktadr.
Dil ve dnce arasnda bir koutluk olduu kabul ed ilebilir bir grtr.
Ancak koutl uun varln sylemekle, bire bir uyum olduunu, ve hatta
zdel iin sz konusu olduunu bildi rmek aras nda apak olmas gereken nemli
ayrmlar bulun maktadr. Dil ve dnce n e lde koutturlar ? B i ri n i n dierinin
anlatm arac ol mas bak mndan aralarnda ya p benzerl ii beklenebi lir. Gerekten
d e ma ntksal kural ve ilkeler, zne -yklem i l ikileri d ncede olduu g i bi dilde d e
geerlid irler. Dnce dil ile bildirildiinde '' zeri nde dnlen'', ''zeri nde
konuulan'' olara k ; ''d nlen zeri ne d n l m olan '' ise, ''zeri nde konuulan
zeri ne syl enmi olan'' olarak, koutl uk gsteren bir biimde ya nsr. B u snrlar
amayan bir koutluk nerisi - ki buna ki msen i n pek iti raz olmayacaktr- yukarda
an lattmz bire bir uyum nerisinden ok fa rkldr. Harman'n gr ne gre,
21
d nce dile o lde yak nd r ki, dnlen dilin tmceleridir. Buna gre,
dnce bir ''sessiz konuma''ya indirgenmektedi r : yle ki konutuumuzda
''a k'' olann d nceden tek fark, bu ikincisi n i n ''kapal'' olmasdr. l g in bir yn,
Harman'n, sav n destekleyecek bir tek uslamlama bile vermemesidir: dil ve
dnce a rasndaki koutl uu temel al arak sav n il eri s rmekte, ve bunun olgular
aklay n n yeterli kant olacan dn mektedir. 1 9 Oysa, olgular H a rman'n
gr n rtmektedirler.
b) Daha sk ola rak, (A) nermesi ni, ''kiilerin dndkl eri t mcelerdir'' biiminde
yorumlayabiliriz. B u du rumda hemen akla gelecek bir soru ''t mceler nasl dn
lebilirler?'' olacaktr. Bu soruya tatminkar bir ya nt verilm edii s rece ''kiil erin
dndkleri t mcelerd ir'' gibi bir nermenin anl an1l l kuku gtrr olara k
ka lacaktr. yle ise, bu ya nt n nasl veri lebileceini aratralm. nce, d enebilir ki,
bir tmce zerine dnen kii bir t mceyi dn mekted ir. B u sk sk yaptmz
bir eydir, ve herkese kabul edi lebilecektir. u a nda (A) tmcesi zeri ne dn yor,
yani onu dn yoruz. Ancak byle bir yo rum (A) y a klamad gibi o n u doru
la mayacaktr da . . . Ya l nz ara sra n e zeri n e dndmz bel irtecektir. Kiileri n
dnd kleri n i n tmceler olduunu syleyebileceimiz daha baka durumlar da
va rd r. rnein, bir tmceyi imgeleyen bir kii nin tmce dndn n ermek
uygun olur. Bir t mceyi imgeliyorsam, o tmce zerine dn yor olmam gerek
mez; ayrca, d n mekte olduum da bir t mcedir. B i r t mceyi imgelemek, bir
t mceyi ''ele alma k'' ( consideri ng) , ''tartmak'', ''mlahaza etmek'' ( contem
plati n g ) , ''teemml etmek'' (deliberati ng) gibi d nsel eyl eml erden farkl dr:
b unlar tep tmce zerine dnme biimleridir. Denebi l i r ki ''d ncede bu l u n
d u rmak'' (enterta i n ) , bir tmceyi dn mektir, ve bunun tmce zerin e bir dnce
ol mas gerekmez. Ancak ''bi r t mceyi dn cede bulundurmak''ta n ne anlala
bi l i r ? D ncede bulundurulabilen gr, kuku, i mge, ka n, dn (fikir) gibi
eylerdir. B i r tmce ayn biimde mi dncede bulundurul uyor olacakt r ? ''Bir
tmceyi dncede bulundurmak'', yle grn yor ki, ya ''bir t mcen i n anlamn''
ya da ''bir tmcenin imgesi ni dncede bulundurmak'' a n lamnda kulla n l a
bilecektir. B u anlamlarn biri ncisinde, dncede bulu ndurulduu syl e n e n bir
- ---- - -----
tmce deildir (ya l n zca n e anlama geldiidir) ve dolaysyla ''bir tmceyi dnme''
yi aklayamaz. i kinci anlam ise yi ne ''bir tmceyi i mgeleme''ye i ndirgenme duru
mundadr. yle gr nmektedir ki, ''kii leri n dndkleri tmcelerdir'' gibi
bir neri n i n bizce ilgin yoru mlar ''tmcelerin i mgelenmesi''ne dnmek
ted ir. T mceleri n i mgelenmesine bir itiraz mz olamaz; a n cak, bu d uru mda
Harman'n yan tlamas gereken soru ''yal nzca imgeleyerek mi dnebil iriz ?'';
''bir eyi dndmz her d uru mda bunu imgel iyor mu oluruz ?'' olacakt r,
ve bu ya nt istese de istemese d e olu msuzdur.
c) (A) nermesinin bir baka yoru mu da, ''dnme, kii n i n kendi ni konuur
olara k i mgelemesidir'' olabilir. Bir baka deyile, dnen kii, kendini konuurken
i mgeleyerek dn mektedir, denebilir. Byle durumlar sk sk ortaya kar: oysa,
soru n u m uz, bu durumlarn bulunup bulu nmad deil, dncenin bt n n n
byle durumlardan oluup olumad dr. Kendini ko nuur gibi i mgelemek d
ncenin ounluunu meydana getiren bir zihi nsel ilev deildir. Daha ok,
bir tr hazrlanma gibi, ve adeta ''yapay'' bir zellik gsteri r: yle ki, sanki kii
kendine dardan bakyormu g ibidir. B u yorumda, kii kendisi n i konuuyormu
gibi i mgelediine gre, i mgelenen konumadaki t mcelerin dnme srasnda
kurul uyor ol mas gerekir. Dolaysyla, daha nce tarttmz, a nlat m srasnda
szck ve uygun t mcelerin bulu namama durumu bu yorur i i n glk kayna
ola caktr. B u ndan baka, ve daha nemli olarak sylenebilir ki, yo u n dn me,
heyecan, korku, vb. gibi durumlarda kii n i n kendi kendini bu d u rumlardaym
g i bi i mgel iyor olduu nerisi i n a ndrclktan btn yle yoksu ndur.
mek iin, ''dnce dili'' denilenin, gnlk dille basit bir koutl u k gstermesi
yetimeyecektir. ''Dnce dili'' denilenin gerekten, Harman'n nerdii ilevi yeri
n e getirebilecek bir dil olabil mesi iin, koutl ua ek olara k kendi szc kleri, adlar,
balalar, tmceleri vb. olmas ve bunlarn gn lk di ldekilere tekabl edebilmesi
gerekir. ''D nce adlar'', ''D nce balalar'', ' ' D nce tmceleri'' gibi ey
lerden sz etmek her eyden nce anlamsz ko nuul uyorm u hissini uyandryor.
Harma n byle bir ''dnce dili nde'', herha ngi bir dili dil yapa n, ''a nlam'', ''an lama'',
''ynleti m'' ( referen ce) gibi kavra mlarn yer alamayacan kabul etmek zoru nda
kal yor.2 1 B u na ''dnce dili nde'' bulu namayacak baka temel di lsel zel likler
ekleyebi liriz : ''anlatm'', ''i letiimde kullan '', ''uzlam'' (convention) vb. . B u
kadar bile, eer ''dnce dili'' diye bir ey varsa, bunun g n l k dilden pek fa rkl
oldu u n u gstermeye yeterli grn yor. Daha daha ar glkleri ksaca bel irtel i m :
eer ''dnce dili'' gerekten g n l k dille bire bir uyum durumundaysa, d
nrken gramer kurallarna uyuyor olmamz gerekir. G n l k dilde e anlaml t mceler
aras nda kolaylkla yapabildiimiz ayrm dncede uygulanabilecek mid i r ?
E anlaml dnceler sze konu olabilir mi ? B u n u salayacak ltl er var md r ?
G each dnce ile tmceler aras nda nemli bir ayr la deiniyor.22 B u da
sre a sndan bir ayr lk. Tmceleri sylemek olsun, akldan geirmek olsun
baz szcklerin birbiri ardna geliinden meydana gelir ve belirli bir sre a l rken, bir
dncenin arka arkaya gelmi kavramlarn toplam olara k gr lmesi olanakszd r.
Bir d ncenin kavra nabil mesi iin, paras olan kavramlarn hep birarada ve bir
defada kavra nmas gerekir. Bir yargya varmak, o yargy dnmek, bir sa ncnn
balayp, srp bitmesi gibi, ak seik, srd an lalabilen bir ey d eildir.
''Amcama gitmem gerektii dncesi 1 0.30'da balayp, iki sa niye sonra sona erdi''
diyemeyiz. B u na kar l k, ''1 2.1 O'da aniden bir sanc sapland, ve iki daki ka srd''
kabul edilebi lir bir nermedir.
D nceni n gnlk dil olsu n ''d nce dili'' olsun, bir dil ile, yani bu dilin
t mceleri ile y rtld nerisinin savu nulabilir bir sav olmad sonucuna
vara biliriz.
'
2 a.y. s. 59.
22 G each, P., Mental Acts. Landon: Routledge and Kegan Paul, 1 957, s. 1 01 - 1 06.
23 Sapir, E. ( M andelbaum, Ed.) Culture, Language and Personality, U n iv. of California
Press, 1 961 ; Whorf, B., Collected Papers on M etalinguistics, Washington D.C. : Dept.
of State, Foreign Service l nstitute, 1 952.
24
bir gz atmakta yarar bulu nmaktad r-. ocuklarn geliim sreleri i ncel endii nde
ortaya kan ilgin bir olgu, anlk ve d nsel yeti lerin, tuta rl olarak, karl klar
olan d i lsel beceri lerden nce ortaya ktklardr.
balang dnemi nde, evrel eri ndeki nesneler zeri ne iletiimde bulu nabilmek
iin, bu nesnelere verdikleri adlar bykleri nden ren meyip, kendi leri uydurd uklar
(icat ettikleri) sonucuna varl mtr. Sonraki aamalarda, bu 'icat' szckler,
yerl erini evrede konuulan dilin szc kleri ne brakmaktadrlar. B i zce nemli olan,
iletii m gereinin d uyu lmas, ve bir d nceyi aktarmak iin, iletii mse! bir yarat
da bulun ulmasdr. B u sonu gerekten doruysa, o zaman, dilsel geden
nce, onun aktarmada ara olduu d nce meydana kyor, ve byle b i r dn
cen i n varl onu bildirecek dilin var olmasna gerekl i koul oluyor, denebilir.
Ayn tr kulla n larda bir tek szckle, btn bir d nce a nlatlmakta, yan i
btn bir t mce i l e bildirilebi lecek bir anlamn ileti ldii gr lmektedir. ocuklar bu
tr kullan zel likle 1 2. - 1 8. aylar arasnda uygularlar. ( r. ''St'' szc ''Ben
st istiyorum'' gibi bir t mce yeri ne kullanlyor.) Bu olgu da bir t mcen i n a n lat
mndaki zengi nliin, bir dier deyile, szcn kavramsal karlnn ok d n a
tam olan mesaj ieriin in, di lsel aralardan ve bu mesaj n di lsel kar l olan
becerilerden nce gel iyor olmas gerektiini gsterir. ocuun kullanmndaki
ya l n z bir szc ktr; oysa onunl a a n latt btn bir tmcen i n a n lamll dr.
24 Ricks, D., The Beginnings of Vocal Communication i n lnfants and Autistic Children. U. of
Lo ndon, Yaynlanmam Doktora Tezi. (1 972)
s Mc N eill, D. ve M c N eill N . B., ''What Does a Child Mean When he Says ' N o' Adams, P.
( Ed.), Language in Thinking, Peng u i n Books, 1 972. Bloom. L.,
25
mi olan di lsel anlatm bii mleriyle bildiri ni kolayca olanakl olmasna karn, ocuk
lar drt yandan nce, olaylar n meydana geli sras zeri n e konuurken, a nlatm
da b u sray hi deitirmemektedirl er. Anlat mda, olaylar olu srasn bt nyle
koru maktadrlar. rne i n, ngilizce grameri n e gre doru anlatm biimi n i n ' ' B i l i
yor musun, klar snd'' srasn izlemesi gerektii ha lde, drt yana kadar
ocuklar bu tr bildirimleri l ngil izceye gre ya nl olan '' Iklar snd, biliyor musun''
srasnda vermektedirler.
Benzeri trde bir durum da, koul bildiren ( hypothetica l ) nermelerin kulla n
myla ilgili olarak ortaya kyor. B u tr nermeler de yeni gramer biimleri ren meyi
gerekti rmedikleri halde ocuklar taraf ndan ancak drt yandan balaya ra k kulla
nlmaktadrlar. yle ise, sz konusu d nsel yetileri kaza nma, bu yeti leri n anla
t mna yarayan dilsel ya plar renmek sayesinde olmamaktadr. Ortaya yen i
bir dilsel ge kmad ha lde, yeni d nsel biimler ancak bir aama sonras nda
grl meye balamaktad r.
Bu bilgil erde, ve zellikle deneysel veri n i n yoru mla n masnda bir ya nllk bu lu n -
.
Bizim, iletii min temel gelerinden biri olarak grd mz, ve bu blmd e
z ml emesi n e al acak olduumuz ''an latma'' kavra m, szcn u anlam nda
belirlenmektedir: ( H ayat Byk Trk Szl nden) '' fham, tefh im etmek, a n l a
ya cak su rette ifade etmek: B u adama maksadm a n latmaya al yorum'' (Trk
Dil Kurumu Szl nden) ''Birinin anlamas n sa lamak''. ngi lizcedeki ''saying''
ve ''tel ling'' szckleri nin, ve Fra nszcadaki ''dire'' szc n n uyg u n, karlk
a nlamlar, burada zm lemesini yapacam za ya kn kavra mlar getirmektedirler.
Akla gelebilecek bir soru, n iye ''demek'' veya ''sylemek'' szckleri yeri ne
''a nlama''nn sei ldii olacaktr. B u n u n n edenini yle aklayabiliriz. Bi rinci
olara k, nceden d e belirtildii gibi, amacmz iletiim olgusu nu, tm kapsa myla
ayd n latp aklayacak bir z mleme getirmektir. Yine, nceden tartlm olduu
gi bi, i letiimde bir ey, bir d nce a ktaran birey, bunu di lsel aralarla ya pma
28
zoru nda deildir. Dilsel veya dil-d ''davra n larda'' bulu nara k, karsndaki
ne mesaj iletme abasndadr. ' ' D emek szc olsun ''sylemek'' szc
olsu n, iletiimle ilgili an lam larnda, dilsel davra n (ya n i sz sylemeyi ) ier
mekte, veya bu nitel ie buradaki zmlemeyi saptrabilecek biimde ya kla
maktadrlar. Bizi m arad mz kavra mn, sz syl emekten o k daha geni bir
ka psam ol mas gerekmektedir. te bu nedenle ''a nlatan'' bireyi n kulland imleme
(yani karndaki ne seri mledii -sergi ledii-) iin ''sz'' deil ''sylenim'' dedik.
''Syleyen birey'' veya ''sylenim'' gibi szckler kullanrken bu nlar hem di lseli
hem de dil d olan bel irtir ii mde ele al yoruz. Di lselle snrlanmam bir i l eti im
kavramn belirleyerek aklamak bu kitabn ana amalar ndan biridir.
''Anlatmak'' (veya ''an latma ' ' ) , ''bildirmek'' (veya ''bildirme'') kavramndan da
ayrdedilmelidir. B u iki kavram ou du ru mda biri br nn yeri ne kullan labi lecek
lde e anlamllk gsterir gibi iseler de, aralar ndaki nemli bir fark ''bildirme'' nin
kapsa mnda bulundurduu bir ykmlln ''anlatma''da bulunmaydr. Bildir
dii sylenen kii, bildirdiinin anlamn bildirmi olma ykmll ndedir.
29
Ya ln zca iletmemi, bildi rmitir (assertion, declaration ) . Bir soru tmcesi kullan arak
bir ey a n lata bil iriz; oysa bir soru t mcesi ayn eyi bi ldirmede kullanla mayacakt r.
B i ldirme nerme ile elele giden bir kavra mken, an latma, nermelerin olduu g i bi
nerme d mesaj larn (soru, emir, vb.) iletii mini de kapsa r. ''Ge kalmyor muyuz ?''
diyerek ge ka lp kalmadklar n renmek istediini a nlatm olan kii bir ey
bildi rmem iti r. (''Ge kalm yor muyuz ?'' diyerek trenin kalkmakta olduunu a n
latyorsa, ayn eyi bildirdii de sylenebilir.)
ngilizcedeki ' 'to mea n '' eylem -szc (fiili) bir syleyen bi reye uygulanm
bii miyle (the speaker's meaning) bizim burada ay rdettiimiz ''a nlatma'' kavra
myla byk yak n l k gsterir. ngil izce'deki ' 'sayi ng'' ve ' 'the speaker's mea n i ng''
(syleyenin kastettii) arasndaki sk yak nlk gznne alndnda bu doal gr
necektir. Fakat benzerl ik tam deildir. Anlatma'ya bir edim gzyle bak labilir. Anlat
ma baar l ya da baarsz olabilen bir eydir. ' 'Anlatmaya almak'' deyi m olarak
b u n u ka ntlar: Anlatmak amacyla bir eyler yapan kii bu a mac yeri n e getiremeyebi
l i r. Ayn eyleri ''speaker's meaning'' zeri ne syleyemeyiz: bu bir edi m deil, bir
eylemin yeri n e geti riliinde (sz sylerken) kii n i n iinde bulunduu zihi nsel
durum, yani d i nleyen bi reye yneltilmi bir karmak niyetli olma du rumudur. 2 6
''A speaker's mea n i ng somethi ng'', yani syleyen i n birey kastetmesi ni, bir tekni k
teri m nererek, syleyenin bi rey ''anlamlamas'' olara k ifade edecek olursak,
syleyen i n birey syleyerek ''anlam lamas n n '' btnyle ona ba l olduu
grlecektir. Anlaml amaya al mak veya bun da baar l olup olmamak sz
konusu olamaz (olursa sama szler dourur) ; kii, bir zihi nsel du ruma gi rmek
2 6 Bkz. Stampe, O., ''Towards a G rammar of Meani ng'', Phil. Rev., 1 969.
30
10
Bu konuda ortaya ata bilecei miz ilk ve kendiliinden a pak kou l, a n latma n n
dta n gzlemlenebilen hi bir ey yapmadan yeri n e getirilemeyece idir. i l etiim
ve anlatma iin temel koul d nceyi da vurmak, yani herkesi n grebi lecei
fiziksel bir edim arac l ku llanma kdr. B u koulu rtebilecei d n l ebi lecek
tek rnek ''telepati'' ile i letiim olabil ir. Ya ln z, bununla ilgili olarak iki noktay
akldan karma maldr. i lki, telepati olarak adlandrlann, eer gerekten zerindeki
kukular temizl enip varl kabul edilecekse, yarataca iletiim kavra m n n bizim
burada tarttmz ''doal'' ve ''yapay'' i letii m kavra mlarnn dnda, bir nc,
ve deiik kavram getiriyor olaca dr. Dolaysyla bizi m verdiimiz ''yapay iletii m''
kavra m zmlemesi bundan etkilen meyecektir. i kinci nokta ise udur: telepati
ile gerekletirilecek bir iletiimde ''an latma'' diye bir ey olmayacaktr. (''anlama''
da olmayaca gibi) . Bu bakmdan telepati rnei, bizi m an latma iin nerdiimiz
gerekli koulu rtemeyecekti r.
Bir ey a n latabilmek iin bir eyler yapmak gerektiini syl edik. Yaplan,
a n latman n aracdr. unu, bunu yaparak bir ey an lat lr. O zaman yl e bir soru
sora l m : an latmak iin ya plan, a nlatmann paras mdr, yoksa vazgeilemeyecek
bir destei, onsuz ola mayaca bir ara md r ? An latmak iin ya pla n n, a nlatma n n
bir paras olmadn syleyebiliriz : ya p lan kulla narak onunla anlatrz; a nlatma
her n e kadar ondan destek gryorsa da yapla nda n farkl dr. Ya plan ayn eyle,
iki ayr durumda ayr ayr eyler a n lat labilir. Yap lan ''yz burutu rma'' olsun.
Pis koka n bir yerde yzmz buruturarak karmzda ki n e irendii mizi anlata
bilirken, ayn eyi yaparak, rendiini uygu layan bir kema n rencisi nin pek
doru almadn da a n latabil iriz.
gsteri len bir ey, bu a n la mda, a n latmak amacyla yap lan ''sylenimler'' o larak
gr leceklerdir.
31
Bir ey anlatmaya gerekli koul olarak bir eyin syle nmesi gerekir, dedik.
Bu eyin sylendii balam, ve daha geni olarak, sylenimin iinde sylendii
fiziksel ve ( iletiime kat lan kiilere ait) zi hi nsel ortam, a nlatma iin bir ikinci
gerekl i kouldur. Ta nmsal olara k, anlatma n n byle bir ortam iinde yaplmas
zoru nludur: bu orta ma ''duru m'' (occasion) diyeceiz. D u rum a nlatmay dorudan
belirleyen bir etmendir. Yukardaki rnekte, sylenim, pis bir kokun u n olduu ve
keman alan bir renci n i n bulunduu durumlara gre deiik a n lamlar kaza nmt .
u halde, denebi l i r ki, a nlatmada, sylenim g i bi durum da iletiim ya pan bireyler
taraf ndan ara olarak kullanl maktadr.
11
12
2 7 Bu alan John Austin (How ta do Things With Words. Oxford U . P., 1 962) ve J o h n Searle
(Speech Acts, Cambridge U . P., 1 969) taraf ndan geni olarak aratrlmtr. Gelitirilen
''lllocutionary Acts'' kavram i lgin aklamalar salamtr.
33
13
An latma n n baaryla yeri n e getiri lmesinden sz edebi l mek iin, bir durum
ve bir sylenimin gerekl iliinden sz etmitik. Ancak bu kadar yeterli olmaya
caktr. Her durum ve her sylenen bir mesaj aktarmay sa layamayacaktr. O l
duu yerde el rpmaya, veya acayip yz hareketleri yapmaya balayan bir ki
i ( belki : deli olduundan baka) pek bir ey anlatyor olmayacaktr. Sylenenin
a n latmak iin sylenmi oluunu, bir geveleme ya da bi li nsiz davra ntan
ayrdedebilecek bir zellik aryoruz. Byle bir zellii, G rice' n daha nce sz n
ettiimiz yaptnda bulabileceiz.28 Syleyenin a n lamlamas (the speaker's
mea ning) kavramn z mleyen bu filozof, bizim arat rma alanmzn ok ya-
gstermeden Bay B'nin mendilini bra kyoru m. Bunu yaparken amacm sorutu rma
y ya pan savcda katilin Bay B olduu dncesi ni uyandrmaktr. ( D urum, ci nayet
olay nn getii yer, sylenim ise brakt m mendil oluyor) Byle bir duru mda, ne bir
kii n i n bir ey a nlatmas, ne de yapay i letiim sz konusu olacaktr. O lsa olsa, mendili
orada gren savc, Bay B'nin katil olduunu bunun doal an lam o larak karsaya
caktr. Ben nendili bra krken bu ii kimseye gstermeden yaptm iin bir ey a n la
tyor veya iletii m yapyor say lamam. En azndan bu durumu ''insan i letiimi''
kavra myla beli rleyemeyiz. Bir rnek daha dnel i m : Bir odada iki kii, kendi
kendi lerine bir eyler okuyorlar. B irisi yeni gelmi olan g n l k gazetenin ba
sayfas nda bul unan, n l bir politikac n n resi mlerin i kara la maya bal yor. B u n u
yaparken, dier kii nin yaptn grdn bil mesine karn, hi istifi ni bozmadan,
kendi kendine, brne bakmadan karala maya devam ediyor. imdi karalaya n
------- -- ----
28 Grice, H . P., Bkz. not (1 1 ) ; Grice, H.P., ''Utterer's Meaning and l ntentions'' Phil. Rev. Vol.
78, 1 969.
29 Grice, H.P., not (1 1 ) deki ayn yapt, s. 43.
34
''S ' x 1,
14
(X) ve iki deiik ama bulunmaktad r. B u balamda sorun, ama, istek ve n iyet
'
gibi eylerin herkese gzl emlen emeyecek trden olu lar nda n doacaktr.
B i r ama veya niyet, bir davra nla gzl emlenebilir (yoru mlanabilir) duruma
getiri lmedi ke, amacn sa hibi nde gizli kalacaktr. Bu, telepati gibi d urumlar dnda
kesin bir kuraldr. Peki burada X hangi n iyeti akl yor olabi l i r ? Ya biri ni ya da
brn . . u halde ta nma gre niyetlerden biri aklanama maktadr. Bu da,
ta n m n bel irledii davra n iletiim as nda n yetersiz du rumda brakacaktr.
B u durumu daha ak olara k seri ml emeye alalm. Ta nmda bir X davran
(sylenim) vard r, ve bu davra nla, syleyen bi rey, deerinde r gibi bir d n
ce ol utu rmay istemektedir. Oysa, bu kadaryla, ta nm yapay il etiim kavra m n ,
yukarda ele a l m olduumuz rneklerde grld gibi verememektedir. Sy
leyenin, uyandrd dnceyi dinleyene yneltmi olmas,, bunu aka aktaryor,
iletiyor olarak olara k grlmesini i stiyor olmas da gerekmektedir. Ancak bu son
istek, ta nma gre, aa vurulamama d u rumu ndadr: bu istei gzlemlenebilir
duruma sokacak bir fizikse l davrann ta nma eklenmesi gerekecektir.
dmz her eyi yapyor ve beraberi ndeki her iki niyeti de tayor olduumu d
nelim. B u kez, bun lara ek olarak, davra nm ev sa hibine ynelttiimi, yaptk
larmla bir eyler iletmek, a ktarmak isted iimi aklamam iin, derken dinl e
yene bakp (veya yaln zca bir bak at p), yzme belirli bir ifade verecek olur
sam, yapt m bile isteye (bil hassa, mahsus) yapt m ve ona bir ey iletme
amacyla yaptm farkedecek, ve bylece ya ptklarmla bir ey a nlatm o lacam.
B ylece, ta nmmz uyg u n duruma sokabilmek iin bir koul daha eklememiz
gerekiyor. B u koul da, grd mz gibi, S'nin X ile birlikte, bir de iletiime
niyetli o lduunu, yani uya ndrlan dnceyi ''aktarmak'' isteini aklayan
''y'' gibi bir imlemede bulu nmas gere idir. Bu, ''y'' ile adlandrd mz davran
zeri nde biraz daha ayrntl olara k duru p, bu konuda deneysel ruhbilimin salad
veri lerden yararlan maya alacaz. ''y'' davra nna ''i letiimse! ama imlemesi''
(sergilemesi/serimlemesi) diyeceiz. Bu davra n n aklad ama ise ''iletii m
se! niyet'' olarak adlandrlacaktr.
15
letiimse! niyet im lemesi nasl bir davra ntr? N e biim bir imlemedir ?
Syleyebilecei miz ilk ey, bu imlemenin sylenim (X) kadar eitli ve deiik
biimler a lmayacadr. X'in her bir deiik dnce iin ( bu dnceyi uya n
d ra bilmek ii n ) yeni bir davra n olmas gerekir. Oysa, iletii mse! niyet, her
deiik iletii m olaynda ayn niyetti r : S'nin r'yi D'ye iletmek niyeti ( r'n in D'de
uyanmasna , ya lnzca n eden ol mayp, r'yi D'de kendisi nin uya nd rdn D'ye
aklama k niyeti) . Denebilir ki, iletiimse! ama i mlemesi ayn anlama gelen,
veya durumuna gre birbiri ni ta ma mlayan bir veya birka imleme (davra n) den
ok olmamaldr. Bu tr imlemeleri bil iyor muyuz : eer bil iyorsak, bunlar hangi
leridi r ?
Yakn gem ite ya plm deneysel a ratrmalar, dil -d iletiimin dilsel ile-
-
tiime destek olarak, veya kendi ba na, ikinci bir iletiim ortam ol uturduunu
kantlam tr. Bu tr davra n bii mleri ounlukla bili nsiz olara k seri mlenip
yoru mlandndan ve zaman olarak ok ksa srdklerinden, onlar srekli olara k
kullanmzn pek az fa rk ndayz. Balarken de belirtildii gibi, to plum ii ndeki
birey ilikileri n i n d zenlenii, i d urumlarn (hisler, istekler) bild iril ii ve sergi
lenii, ve d nsel durumlarn dtan yo rumlanabil mesi nde dil d imlemenin
ok nemli bir yeri vard r. Bu tr im lemen i n bal ca geleri aras nda, bi reyleri n
'
bir dieri ile uzaklk ilikil eri, vcut hareketleri, ses tonu, konuma hz, dil
d sesler, ve en nemli si yz ifadeleri ve baklar say labilir. Deneysel olarak
kantla nm nemli bir bulgu, bili nli olmad mz ha lde, bakalar nn dil d
serimleme ve iml emel eri ne hi bir durumda i lgisiz kalmad mzdr. Di nleyen
birey her zaman kars ndaki nin imlemeleri ne tepki gsterip, davra nlar n ona
gre ayarlar ve ya ntsa( davranta bulunur.
Bu olgularn nda, burada ileri sr l ecek gr, tpk herhangi bir dier
dil- d imleme gibi, syleyen bi reyi n iletiimse( niyetin i n d e dil -d bir davra
nla imleniyor/serimleniyor ola bileceidir. Savmz, bu tr i mlemede bak
yn, bak kar lamas, ve ka kaldrma32 gibi im leme aralar n n tek tek ve
ya bir arada nemli ro lleri olduudur. Bunlar olanak d nda ka ldnda (rnein :
grme d uyusu kullanlamadnda : arada bir duvar bulunmas g i bi ) baka dil d
iml emeler bunlarn yeri ni alabilecektir. Sz n ettiimiz geleri n gerekten de bu
ilevde kullanldklar deneysel adan destek grmektedir. zel olarak bizim soru
num uz arat rlmam olmasna karn yakn konularda yaplan deneysel almalar
savmz destekleyen bulgular dou rmutur. nce, laboratuvar deneyleri nden
daha eski lerde, gzlemleriyle bu kon uya k tutm u olan E. Goffman'n33 yaz
larna bakalm. Bak kar lamasnn toplumda birey i liki leri n i d zenlemede n e
denli nemli olduunu ilk kez ne srenl erden olan Goffman, bir bireyler aras
dorudan ilikinin (focused interaction) ''taraflardan birinin gzleri ne zel bir
ifade vererek, veya sze balarken sesine verdii zel bir tonla a ya p masyla
balat ldn'' bildi riyor. '' liki n i n btn yle kurul mas, dier bireyi n gzler,
duru veya sesle, gz gze bir kar l kl eyleme girimeye hazr oldu u n u imle
yerek, bu a kabul ettiini gstermesiyle salan r.''34 yl e bi r rnek veriyor:
bir garson, mteri n i n yemek smarlamasn, o n u n baklar n ya kalamas n nle
yerek nleyebilir. ''Gz gze bakma . . . toplumun iletiimi yaants nda zel bir
----- -------
3 2 Bak Yneltmes i : baklar belirli bir yne evirmek; Bak karlamas : iki bireyin birbirinin
gzlerinin iine bakyor olmas (gz gze gelmek). Ka kaldrma, Eibl - Eibesfeldt (''Similarities
and Differences between Cu ltures i n Expressive Movements'', H i nde ( Ed.) Non-Verbal Com
munication, Cambridge U.P. 1 972.) tarafndan betimlenmi olan ve hemen her i.n san kl
trnde gzlemlenen, iyi niyetle karsndakine ilgi gsterme, ve selamlama davran.
3 3 Goffman, E., 1 965, 1 967, Bkz. not (31 ) .
3 4 Goffman, E., 1 965. Bkz. not (31 ) , s. 91 -92.
38
rol oynar." : karlkl di lsel veya dil -d iletiime ak olundu u n u n rfsel bir
anlat md r.3 5 Goffma n'n gzl eml eri, R . Exl ine, A. Kendon ve M. Argyle36 gibi
aratrmaclarn laboratuvar deneyimleriyle kantlanm durumdadr. Bu tr labo
ratuvar almalar nda n, iletiimse! ama i mlemesi nin ya lnz bak karlamasyla
ya plmad, ve bak kar lamas n n iletiimi balatma ya n sra baka ilevleri de
bulunduu karsanabilmektedir: Ba klarla, ayrca tehdit. st nlk kabul etti rme,
ci nsel iliki nerme ve iyi niyet yak nlamalar n n i mlendii bel irlenmitir.37
imdi yle bir soruyu ortaya atma durumundayz: Ka ka ldrma ile desteklenmi
bak kar lamas nn gzlemlenebilir du ru mda olmas. bir bi reyi n iletiimse! niyeti n i
i mlemeye yeterli midi r ? Baka bir deyile, belirli bir du rumda, bir dieri n i n bak n
elip gz gze gelen ve bununla birlikte bir ey syleyen (geni anlamda) bir bi rey,
iletiim d nda baka bir ey yapyor olarak yorumlanamaz m ? i letiim amac olma
dan kars ndakinde bir tepki uya ndrmak istiyor olara k yoru mlanamaz m 7 u rne
e gz ata l m : B i r trafik polisi, bir arabay, elle ia ret vermek yerine, yaln zca yol una
karak (araba n n n nde durup hareketini nleyerek) d u rduruyor.38 B u n u
yaparken frn gznn iine baktn da d nebil iriz. Polis bu d urumda
iletiim yapmakta mdr? B u n u n yan t a ka ''hayr'' olmaldr. Polisi n yapt,
araba n n yol u n u fiziksel olarak kesmek, onu n ede nsel olara k durdurmaktr; bu
ise durmas n isteyen bir mesaj yollayarak d urmasn salamaktan temelde fark
l dr. Salanan bak karlamas na geli nce, ofr bunu bir iletiim niyeti seri m
liyor olara k grmeyecektir. nk iletilen bir ey bulunmamaktadr. B u durumda
polisi n bakl ar (yukarda sz edilmi olduu gibi) tehdit veya st n l k kabul
ettirme olarak yorumla nacaktr. yle ise soru ylece yeniden ortaya konabi l i r :
ift a n lamlln doabilecei durumlarda gz gze gelmenin iletiim veya o n u n
dnda niyetlerle ya pld ayrd edilebilecek midir? nce, ''durum'' ve ''syle
nim''in daha ayr nt l olarak deerlendirilmesi ok anlamll giderici ipula r
salayabilir. Ancak, i letiim niyeti n i n sergileni biiminde de ok anlamll
giderici zellikler bulunabilecektir. yle ki, bak karlamas ya ns ra, a nlamn
pekitiren baka destek i mlemel er. ya ni, ka kaldrma, gl mseme vb. gibi yz
ifadeleri, vcut hareketleri, sesler vb . . . , kullanlyor olabilecektir. B u n u n yansra,
ve belki daha da nemli olarak, baklar arasnda tadklar a nlam as ndan
ayr m ya pabildiimiz deneysel olarak sa pta nmtr. E. H ess ve arkadalar n n
ya pm olduklar bir d eneyde39 gz bebeinin bykl nn saldrga nlk, iyi
--- - ---- - - .
niyet, sevecenlik (efkat) gibi duygusal eili mleri aklad ortaya kmt r.
Deneye kat lanlara gzel bir kzn btn yle ayn gr nen iki resmi veri lmi,
ve bunlarn hangi his durumunu anlattklar sorul mu. H is duru m u n u n yoru munda
bireyler arasnda tam bir a nlama gzlemlenirken, ayr hisleri ifade ettii sy
lenen resimler aras ndaki farklln nerede olduunu kimse gsterememi. Ger
ekte farkllk, gz bebei nin bykl ndeymi.
yle ise, durumlarn byk bir ounluu nda, baklarn, gerekti inde baka
seri mlemelerin d e desteiyle, iletiim niyeti ni imlemede yeterli olabil eceini
syleyebi li riz. Bu, olas yanl an lama lar kabul etmediimiz anlamna gelmez.
Yanl yorumlama ( S, i letii m niyetl en iyorken, onu baka bir ey istiyormu gibi
yorumlama veya tam tersi) bir olas l k olara k dnlecektir.
Bir i letiim olay n n kendi iletiimse! gemii (yani bu olaydan nce iletii m i n
srdrl yor olup olmamas ) , kullanlan iletiim davrannn (sylenimin) ve
i letiimse! niyet imlemesinin reti liinin ak sei klik nitel iini etkil eyecektir.
Eer nceden bir karlkl iletiim (konu ma veya dil -d) srp gidiyor idiyse,
ve bu ekirdek iletiim olay, kon uyu keskin bir biimde deitirmeyecekse,
i letiimse! ama seri mlemesi nin, yeni ve deiik bir kon u n u n ortaya at ld bir
ekirdek i leti i m olay na kyasla daha az aklkla im lenecei beklenebilir. yle ki,
Bay B'nin kim olduu sorusunun (dil-d ) ya nt olarak ba ile yap lan ufak bir
hareket, veya B'ye doru ksa bir bak iletiimi baarya gtrmeye yeterli olacaktr:
bu durumlarda syleyenin iletiim amac zaten va r say lmaktadr; tekrar i mlemesine
gerek yoktur. Ayn eki lde, syleyen'in ruhsal durumu da syl enim ve niyet seri m
lemesi n i n aklk derecesi n i etki lemektedir. Daha az ya rd mc ve konukan olma gibi
bir ruhsal durum, sylenimde ksa lmalara yol aacaktr. Filmlerdeki ''kt adam''
tipi anlamsz bir yzle kk bir bak ha reketi ya pma kla yeti necektir. Ancak
zor bir durumda ise iletiime daha yatk n grnecektir.
yle bir durum dnelim ki, bu etmenler sylenimi etki lemesi n : syleyen
olaan lde ko nuka n, ve yeni bir konu ma, yeni bir ko n u balatyor olsu n.
yle bir durumu i mgeleyel i m : Bay A'ya Bay B hakknda, pek onaylamayan
bir tonda konutuumu dnelim. B u arada, ben farkna varmadan odaya B
giriyor. Bay A'nn, konumam dizginleyebi l mek iin, Bay B'yi bana gstere-
40
rek beni uyarmas gerekiyor. B u durumlarda kullanlan tipik bir dil -d davra
n (sylenim), gz gze gelmeyi sa ladktan sonra, bak bir ka ka ld rmay
la younlatrarak gsteri len n esneye {bu d uru mda Bay B'ye) yneltmekti r.
Bu davrann iyi bir rnek olduu sylenebilir. nk iletiim amacnn im lemesi
aa kmakta, ve el ektronik kayt aygtlarna gerek olmadan g n l k ilikilerde d e
kolayca gzl emlenebil mekted ir . . . l gin olan nokta odur ki, eer Bay A, baka
hi bir ey yapmadan ya lnzca Bay B'ye bakarsa; dinleyeni uyaramayacaktr.
Kars ndaki (ben) o n u n di kkati nin da ldn, sk l p baka yerlere bakmaya
ba ladn sanacaktr. yle ise, b a kt eye gerekten kars ndaki ni de elerek
baktrtmak ve d e bylece uyarabilmek iin, fazladan imlemeler kullanmas gerek
mektedi r : bak karlamas salamas, bu olamadndanda yapma bir ks rk
ykn mesi vb. gibi . . .
16
''S gibi bir syleyen bi rey, y gibi bir im leme (davran) bera beri nde, X gibi
bir ey syleyerek (dil d davranta bulunarak) bununla r'yi an latt (ya ni, S,
y ve X ile r a nlatt)'' demek,
olay olmadn bildirmel iyiz. Yapay iletii min paras olara k ''anlatlan'' bir ey
olmadndan, iletiim niyeti im lemesi n i n iletii m amac yla imlendiinin imlen mesi
gerekmeyecektir. Daha nce grdmz gibi, iletii m niyeti n i n imlenmesi
byk lde igd sel bir seriml emedir. rnek bir doal im ol masa da doa l
ve yapay a nlamlln aras ndaki alana dmektedir.
Bir baka itiraz da ylece ynelti lebilir: ''bu ta nm, yani 'anlatma' kavramn n
zmlemesi, dier baka ta n mlarla birlikte ' i letiim' kavramnn z mlemesini
-
vermesi amac gd lerek gelitiril mektedir. Oysa iletii m kavra m, 'i letiim niyeti
imlemesi' ol arak bu ta nmn iinde zaten bulun uyor durumdadr. B u ise bir ksr
dngye d mektir." ki nokta sayesi nde ksr dng ye d me durum unda deiliz.
1 ) i letii m n iyeti ni imlemek (veya serimlemek) iletiim kavramnn bili nli olara k
d ncede bulu ndurulmasna, veya bu kavra ma daya n mamaktad r. B u tr i m
lemelerin, yaa mn ilk 8-1 O aylk dnemi n i n sonunda ortaya kt n ve do uta n
edinilme davra n biimlerinin bu devrede bu ilevde kullan lacak bir i mlemeye
evri ldiini destekleyecek bulgular vardr.4 1 u halde, yar yarya igdsel olan
bu im leme, ilgili kavra mn tam bir bili nciyle ya plma durumunda dei ldir. Olsa olsa,
ocukta, bykl eri aras ndaki iletii mse! alverii gzlemlemi, ve kendi dn
celeri ni aktarm olmakta n belli bel irsiz bir dn (fikir) olumutur. Ya pmakta
olduumuz kavra msal zm lemede iletiim kavra m zmleyici bir ge durumun
da deildir: zmleyici ge, igdsel yo llarla ed inilni bir i mlemedir. Bu im lme
n i n iletiim amacn serim lemesi, iletiim kavra m n n zmleyici olmas n gerektir
mez.
2) ''i letiim niyeti'' kavra mnn z mlemede ge olduunu kabule zorla nsak
bile, G rice'dan baz kou llar dn alarak42 bunu iinde ''iletii m'' szc bu lu n
d urmayan karmak bir niyetler k mesi olarak ta nmlayabi liriz. '' letiim n iyeti''ni,
''X'in uyandrd r d ncesi nin S taraf ndan uyandrlmak isten mi olduu n u n,
D taraf ndan farkna varlmas ve r'yi, bu fa rk na var zeri ne oluturmas amac''
olara k yeniden yaza bil iyoruz. H er n e kadar bu tanm kullan maya gerek ol mayacaksa
da tam bir doyu m sala mas amacyla bildi riyoruz.
i letii m niyeti n i n imlen mesi nin iletiimi balat mak iin her du rumda g erekli
olduunu ileri srebil memize karn, bu imlemen in baz d u rumlarda il etiimi
yapaylatrma katksna gerek kalmamaktadr. Bu, zellikle uzlamlam ile
tiim davra nlarnda sz konusudur: bu davra nlar n iletiim a rac olduklar
ve iletiimse! niyetle kullan ldklar, uzamn bir parasdr. Bu, dilsel iletii m
davranlarn da kapsa maktadr. rn ek dn lecek olursa, savata si perlerden
bir beyaz bayrak sallamak teslim olunduu n u uzlamsal olara k bildi recektir.
4 Sugarman (Beli), S., ''A D escription of Communicative Development i n the Pre- Language
Child'' Yaynlanmam Tez, 1 973. Bruner, J . , ''Nature and Uses of l mmaturity'', The American
Psychologist, Vol. 27, 1 972.
42 Grice, H. P., Bkz. not (1 1 ) , ve Grice, H . P., not (28) .
42
17
43 Bkz. G rice, H. P., ''l ntentions and U ncertainty'', Annual Philosophical Lecture of the British
Academy, Oxford U . P. 1 971 .
43
G erekte, ya plan herhangi bir ey (X) iin ncel (preliminary) nlem ve giri
imler gerekmeyebilir. Oysa, S bunlar byle nlemlerin gerektiini dndmz
Deiik bir vurguyla, ayn koulu J. Meiland yle ele almt r.44 nce Meiland,
ama (niyet) ieriklerini iki ulama (kategoriye) ayryor: niyetin sahibi bi reyi n
edim ve davra nlar, ve bunun dnda kalan, olaylar, durumlar, baka larnn
davra nlar gibileri .. Bir birey, kendi davran larn niyetledii gibi (elini oynatmak,
yemek yemek, bir yere gitmek), ''baka birinin bir ey ya pmasn'', ''bir olay
meydana getirmeyi'', veya ''bir eyin gerceklemesi ni'' de niyetleyebilir. M eiland ko
ulunu veriyor: Bir bireyin oluturduu herhangi bir niyetin ieriinin yal n zca
kendi davranla ryla snrlanm olmas gerekmez. B u adan, eer bu bireyin,
X gibi, ierii kendi davra n ol mayan (r: bir d urum) bir niyeti varsa, ayn zamanda
K gibi, bir kendi davrann ierik alan baka bir (veya birka) niyeti d e
olmas gerei vard r. Dahas, K yle olmaldr ki, bu bi rey, K'y yapma nn, X'i
meydana getirmede yaln zca bir rol olduun dan te, bu ynde nemli bir yol
al nmas n da salyor olduu i nancnda olmaldr."4 5
dou rabileceini bel irtmekle yetinebiliriz. te ya ndan, '' meydana geti rmek''
gibilerinin d e, ''komak'', ''el sallamak'', ''zpla mak'', ''vu rmak'' gibi davran lardan
ok baka olduklarnn, dolaysyla davra n olarak kabul edilemeyecekleri nin
sylenmesi ne bir itirazmz olmaya bilir. Bylece, bizim i lgi lendii miz kavra mlara
uygulan nda, Meiland'n i lkesi nin doru olduu syl enebi li r. i kinci yol ise,
''komak'' vb.. gibi davran lar ''temel edim'' olara k nitel endirdikten sonra,
Meiland'n il kesini ylece tama mlama k olacakt r : ''ilkenin doru olmas iin
niyetin ierii olan X'i, bireyin bir temel edimi olarak ele alamamak gereki r'',
Temel edim kavram gl klerden btn yle arnm bir kavram deildir,4 6 fakat,
yine de, Meiland'n koulunun kabul edilebi lir olduunu yalan layacak kesin
kan tlar gremiyoruz.
18
Grm olduumuz zere, r gibi bir dnceyi uya ndrma niyeti nde olmak,
bu n iyeti gerekletirmek iin bir eyler ya pmak, (X) gibi baz ncel n lem ve
giriimleri gerektiren oldu ka karmak bir zihi nsel d urumdur. Bu ncel nlemleri
al mayan ve bunlar yeri ne getirme n iyeti nde de olmayan bi rey iin, r'yi uya ndrmak
niyetin de olduunu syleyemiyoruz: an cak bunu istediini ya da a rzu ettiini
syl eyebili riz. te yandan, byle bir amac ol mas nn, birey iin, amacnn ierd ii
syleni len koullarn ke ndilii nden, otomatik olarak yeri n e getiri l i p salanacana bir
gvence olmad da apak olsa gerektir. ' ' O nda Kuzey Kutbu' na gitmek istediim
dncesini uyand rmaya niyetl iyin, ama bunu nasl yapaca m hi bi1emiyorum'',
en azndan a cayip bir nermedir. B u na ya nt olara k ' ' Eer onda bu dnceyi
uyandrabilecek bir yol, bir usul dnmediysen, byle bir niyeti n olduu nu
savuna mazs n ; olsa olsa bunu arzu ettiini veya istediini syleyebi lirsin'' demek
uygun olur. Do laysyla yle grn yor ki. ' ' r'yi uyandrma amacnda olmak'',
r'yi D'de uyandrmada kullan lacak olan X gibi bir davra nn ne, ve nas l olacan
kendili i nden salamyor. Tam tersi nin sz konusu olduu syl enebi l i r : X gibi
bir davra n yapmaya (X'i sylemeye) hazr olmak (veya X'i sylemi ol mak) ,
bi reye, bir bakasnda r gibi bir dnceyi uya nd rma niyetinde olduunu syleme
hakk kazand ryor. Dahas, herhangi bir davra n kabul edilemez: sylenen (X) ,
uyandrl mas niyetlenen dnce ile s kca ilgili olmaldr. Oui nto n47, G rice' n
4 6 Bkz. Da nto, A. ''Basic Actions'', White, A.R. ( Ed . ) , The Philosophy of Action, Oxford
U . P . s. 43- 58.
4 7 Ouinton, A.M., The Natura of Things London: Routledge and Kegan Paul, 1 973.
45
yle grn yor ki, r gibi bir d nceyi bir bakas nda uya nd rma niyeti nde
olan kii, X'i ya pmann (sylemenin) r'yi D'de uya ndrmada etkin olaca i nanc nda
olmaldr. Bu inan, D'de r'yi uyandrmak iin niye bir baka sylenim deil d e
bu X'in ku llanldn aklama durumundadr. Yukarki niyete sahip olmann, bu
inanc kendilii nden (otomatik olarak) yaratmayaca olgusunun nda u soru
sorulmaldr: X'in etken olaca inanc nereden domaktadr ? Bir syleyen bi reyi n
r'yi iletmek istedii dnldnde, onun bu inanca var yolu zeri n e ne
syleyebiliriz ?
Eer bir birey, nceden, baz eyleri yapma n n (X'i yapma n n ) ,r'yi uyand rmaya
yarayacan bil iyorsa, o zaman byle bir ama iin temel hazrdr. Byle bir durumda
bu bi lgiyi anmsamakta n fazlas gerekmeyecektir. Bir kii, a mak istiyorsa,
ve dmeyi evirince lambalarn ya naca bilgisi ni rendiyse, ve bunu u anda
a n msyorsa, bu kii n i n klar ya kma niyeti nde olduu sylenebilir; nk doal
olarak, d meyi evirmenin klar ya kaca inancnda olacaktr. Benzeri bir
d urum, biri n i n dier bir bireyde bir dnce uya ndrmak isteyip, bunu gerek
letirecek uzlamsal bir yolu bildiinde sz kon usudur. B u uzlam ren mi
olmak (rnein, tesl im olmak iin beyaz bayra sallamay renmi olmak) ve
bunu o a nda an msamak, kiiyi niyetli duruma sokmaya yeterli olacak uyg u n
inan c salayacaktr. Ancak, dil -d ve uzlam d iletiimden sz edildii nde,
byle bir hazr bilgi olanak dnda kalacakt r: bu duru mlarda iletiim yeni bulua
daya n r, ve sylen i m i n (X) , ilettii dnceyi iletmede kullanl i l k kezd ir. Bylece
ncel, hazr bilgiden yoksu n olan syleyen bu durumlarda nasl davra naca
konusu ndaki inancn'' yeniden'', ''yokta n'' meydana getirme durumu ndadr.
seilmesi ni kapsar. Baka bir deyile, hem karar verme, hem de yaratc dnce
(ele alma : consi deration, deliberati on) sz konusudur. B u eylemi (aktivite)
''bakas nda bir d nce uya ndrmak amacyla bir davrann tasarla n mas (plan
lanmas ) '' olarak adlandracaz.
-- - - ---- - - - - -
4 8 Ziff, P., ''On H . P. Grice's Account of Meaning'' Analysis. 28, 1 967, s. 1 - 1 8 ; Sch iffer, S . ,
Meaning, Oxford U . P. 1 972, s. 1 1 .
46
19
Btn yapay iletiim olaylarnda tasa rlama olduu syl enebilir mi ? B u soru nun
ya nt olumsuzd ur. nceden tasa rlanm sylenimler de kulla nlyor olmasna
karn, g n l k i letiimde sylen imlerin bir blm syl enirken tasarlanma maktadr.
zelli kler, dilin yaratc lk ve tasa rla ma y n n n hazrl kla ilgili gstergeleri olara k
grlebil irler. B u varsaym, yarda kesilen t mcelerin sonlar n n kesti ri lmesi ne daya
nan, ve bu tmcelerden nce gelen leri n nda yaplan ta mamlamalarn ald
sreni n d ura lama larla karlatrl malar ile gerekletiri len deneylerde dorulanm
tr. Uzun dura lamalardan sonra gelen szckler kestiril mesi en byk gl ya ra
ta nlar olmulardr. Dolaysyla, Goldman- Eisl er, duralamalarn ko n umada reti len
yeni ve ilk bildirim ieri i n i n gstergesi olduunu i leri s rmektedir. Bu deney
lerde sa pta nm bir baka nemli olgu da sz dizimi (sentaks) karmakl nn
artmas n n duralamay arttrmaddr. Dolaysyla d ura lamalarn ayrd edilmi
olan blm a n lambi l i msel (semantik) karmaklk, ya n i tasarla ma nn gl
ile ilgilidir.
20
1 1 1. S, X ile r an latt, ''S, D'de r'yi, X'i tasa rlayp syleyerek uyandrd, ve iletii m
amac sergiledi'' demektir.
B u n lar arasnda ta nm 1 , en ayrntl ve kapsaml olandr. Aka grlebilmekte
dir ki ifade etmedeki btn karmak d grn e karn birey a n latma durumunda
olan bireyden tan m mza gre beklenilen ler, Blm 4'te bildiril en, Davidson'un
koymu olduu sn rlar dna tama maktadr. Ta n m n (b) ksm yar doal bir biim
de sergi lenen basit bir amatr. Ta nmn (a) bl mn de ise yi n e basit bir amac n yeri
ne geti ril mesinde bir sylen imin tasarlanp retilii beti mlenmektedi r. B u karmaklk
dzeyi d i l n koulunu gerektirecek n itel ikte deildir. Dolaysyla program mz a
s ndan bir aksakl k yaratmadan, aradmz niteli kleri bulundura n bir a n latma ta n m
salayabi lmi bulun uyoruz. Bu ta n m, an lama ta n myla tamaladkta n sonra uzlam
kavramn zml emeye gi rieceiz. B u n u n da yeri ne getiri lmesi, bizi dilsel i letii
min kaplarna ul atracaktr.
Anlama
21
Anla may, syleyenin amac n n yeri ne gel mesi, yapt tasarlamann baarya
ulamas olarak grebi liriz. Burada ya paca mz, bir d i l - d (ve uzla m-d)
ekirdek iletiim olayndaki anlama durumunu betimlemek olacaktr. B u arada, dilsel
syleni mlerin an lalmasna da kout olarak deinilecek, ve bir oranda ayd nlat l
malarna allacaktr. Deneysel veriler, nceden olduu gibi burada da kullanla
caktr.
Herhangi bir eyi n ya pay iletiim sylenimi olarak deerlendirilebil mesi iin,
onu ya pan, syleyen bi reyi n bir iletiimse! niyet tadnn varsayl mas gere i
vardr. B u nokta, iletiimin nemli bir zellii olarak vurgulanmaldr. leti imin
baa rs, syleyen bireyi n n iyeti n i ve i l etmek i stedii n i n i eri i n i baaryla ortaya
dkmesinden ok, o n u n bu ierikle il etiim ya pma amacn n n dinleyence ''gr
lyor'' olmasna, ''tan nmasna'' bald r. Syleyen bi rey meramn doru d rst
an latamasa bile, onun doru d rst anlatamad dinleyence a nlalabil mise,
iletiim baarl mtr. ok kk ocuklar (8 ay ncesi) i l etiim niyetleri ni serimleme
becerisini henz gel itirmemil erdir. Oysa, an neleri taraf ndan, syl eni ml eri ya pay
i letiim olarak a n lalabilmekted ir. 5 0 En azndan, anlatma ta nm ndaki ''y'' imleme
si nin gzl emlenemedii duru mlarda bile, a n neleri n ocuklar n n yapay iletiim leri n i
doal olanl ardan ayrd edebildikleri n i bil iyoruz. Yakc scakl ktaki ma may az na
'
alan ocuun al amas, acs n n doal olara k i l etilmesidir; oysa, yedirilmekte olan
sevilmeyen bir ma maya kar ya p mack alama sesleri, ou kez anne tarafndan
' ' yapay'' iletiim olara k ta n n ma ktadr.
D i lsel iletiimde de sk olarak gzlemlenebilen bir durum, syleyen i n t mces i n i
bozuk su nmas, veya kekeleyip bocal amasna karn din leyence ''ne demek istedii''
- - - - - ---------- -
50 Snow, C. E., ''The Development of Conversation Between Mothers and Babies'' Yay ml an mam
makale. (1 975 ) .
50
22
s Bruner, J. ''On Perceptual Readiness'', Psych. Rev. 1 957; Bru ner, J . and Tagiuri, R., ''The
Perception of People'', Handbook of Social Psychology, N ew York: Addison Wesley,
1 954; N eisser, U . Cognitive Psychology, N . J . : Prentice Hail, 1 967.
s Bruner, J . 1 957; Neisser, U., 1 967, B kz. not (51 ) .
51
herha ngi bir veri ve o n u n iinde bulunduu balam, ya ni durumu kapsar. Veri n i n
bel irli bir ulama yerleti ril mesi, ya ni ta n nmas, iinde bulunduu bal amn ta
mamlayclyla olur. Ayn imleme deiik balamlarda (deiik d u ru mlarda)
baka biimde yoru mlan maktadr. rnein gerginlikle krm ayn yz ifadesi,
''rekor kran bir sporcuda'' ve ''lm cezas n n i nfaz n izleyen bir kiide'' ok
deiik a n lamlar ieren bii mlerde ta nnmaktad r. 5 3 Bu bakmdan veri nin alglama
olara k adlandrdmz olayn iinde balamyla zenginl etiri lerek srekli denetimi
sz konusu olmaktadr.
Bildirmi olduumuz betimlemede, herha ngi bir alglamann yeri n e gelebil mesi
iin, o alglama n n iinde ol uturulaca ulamn. daha nce renilmi olma gerei
n koul olarak ierilmektedir. B u n kou l u n gerei a ktr: bir n esnenin hangi
trden oldu u n u syleyebilmek iin o tr bilmek gerekir. Ka rmzda oynaan
baz renklerin bir kuun gr nts olduu n u syleyebilmek iin, ' ku'un, veya
o olmazsa 'hayvan'n veya o da olmazsa 'nesne'nin n e olduunu biliyor olmamz
gerekir. Aksi ha lde, oyn aan re nkler yoru mlana mayacak, ya ni girdi alglan amaya
caktr. ocukluun erken devirleri nden balayara k ulamlar ren ip kavryor,
bylece de 'alg lama'y gerekleti rebil iyoruz. u halde ''ren me'' de alglama
asndan nemli bir gedir. 54
Algla may asl nitelendiren, betimlemede veri len '' karsama'' (intikal, i nference)
kavra mdr. lk nce, byle bi r gre, karsamann temelde ma ntksal bir ilem
olduu ve karm ( istidlal, deduction) kavramndan ayrd edilemeyecei ne
srlerek kar klabilir. Bu her ne kadar doruysa da, karsama kavra m n n
dar bir yoru mu olmaya mahkumdur. ''karsa ma''nn felsefe as nda n e n az
a n lam bulunduunu syleyebil iriz. Bu a nlamlardan biri ma nt ksal karsama,
ya ni karmdr. B i r iki ncisi ise t mevarm niteleyen ileyi, yani t mevarmsal
karsa madr. Bir nc an lamdaki karsamann ise iki nerme aras nda olma
(yani bir nermeden bir bakasn ka rsama) g erei bi le yoktur. H erhangi bir eyden,
bir durum veya olgudan bir dne (kavram, ulam veya n ermeye) gei olarak
nitelenebilir. ite algl amay betim lerken ''karsama'' bu son ve daha yumuak
a n lam nda kullanlmaktadr.
Alglama ile ilgili bir baka nemli kavram da,"yo un lama alan '' (focal attention)
dr. Alglama, girdinin belirli bir alan zerine younlaarak yaplr. Eer bu byle
olmasayd, ve btn grsel girdi (grnt) bir kezde alglanma durumu nda olsayd,
insan beyni bunu yeri ne getiremeyecek kadar kk kalrd, 5 5 Nesnelerin ta n n mas,
ya ni a lgla nmas, ancak on larn kendi dndaki lerden ayrd edilmelerinden sonra
zerleri nde yo u nlalarak sala nabilir. G ird i n i n bel i rli bir alan (veri) bylece
alglamaya ierik olabilir. te yandan, bir youn lama a l a n n n sei lebi lmesi
- - - - --- -
5 3 Bru ner, J., and Tagiuri, R., 1 954. Bkz. not (51 ) . s. 63.
54 Bruner, J., 1 957, Bkz. not (51 ) s. 1 26.
5 5 N eisser, U., Bkz. not (51 ) , s. 87.
52
nce ene adalesi nin kas lm olduunu alg layp, sonra bundan fkeyi
karsa m ayz: daha byk ounl ukla bunun tam tersi sz ko nusudur ... Birok
oc uk ruhbilimcisine gre, (bu yukarki gzlem) istisna deil genel kuraldr. " 5 8
B u gr her ne kadar akla may kolaylat ryorsa da bir adan yetersiz
ka l maktadr. Byle bir ta nm iki nemli noktay ayrd edemeyecektir: ta nma
gre bir bak karlamas n n (gz gze gel me) bir bak karlamas olara k
alglanmas ile, ayn eyi n i l etii mse! ama seri mlen ii olarak algla nmas arasnda
fark bulun mayacaktr. Bu ayrl gsterecek ltlerden yoksundur. Eer, ta nmn
ierdii gibi, bu her iki durum da birer alglama durumu i se, ve alg lama tesinde
baka bi rey bulu ndu rmuyorsa, i kisi aras ndaki ayrm gsterebi lecek geleri n
veya l tleri n bulunabilmesi gerekir. Bu gl belki ylece zebi liriz.
Diyebiliriz ki, her iki duruma da ayn alglama kuram ayr biimde uygulan maktadr;
nk ileyi ve sreler aras nda ayr l k yoktur. Ayr m n dod uu yer, kavra msa l
h ierari'deki deiik dzeylerdir. Zi hin deki kavramsal ya pnn hi erarik bir zellik
gsterdiini il eri s rersek, ulamlar arasnda dzey ayr l klar varsaya bili riz. Algsal
karsa ma bu aklamaya gre, belirli bir dzeydeki ulama ya pl yor olma
ldr. karsa mann hangi d zeyde durup hangi d zeyleri aaca girdide bulunan
bal amsal ipularyla belirlenecektir.
23
paketlenmi olduu dn l ebilir. Din leyenin bu paketi amas hangi kou llar
ieri r ? Buna ya nt olarak denebilir ki, tpk iletii mse! niyet durumunda olduu
gibi, a lg lama kavra m btn soru nu zebi lir: iletiimse! niyet nasl ta nn yorsa,
din leyenin, syleyeni n kendisinde r gibi bir dnceyi uya ndrma niyeti ni aynen yle
tand i leri srlebil ir. Oysa, bu uygun bir aklama olamayacaktr, nk (iletiim
niyeti ni ta n mada olduu gibi} tanma ve anlama kavra mlar aras nda ak farkllklar
vardr. u ayrml ara di kkat ekebil iriz :
a ) Bi risi herha ngi bir eyi ta nd nda, o nesneyi ne olara k tanyorsa on un kendince
daha nceden bil i niyor ol mas gerekir. (ya reni l mi ya da do utan edinme)
rnein, biri n i n herha ngi bir nesneyi bir arap kadehi olarak tan yabil mesi (gre
bil mesi) iin, nceden arap kadehi kavramn biliyor ol mas gerekir. Ayn
zellik anlamaya uygulanamaz. Anlalann nden bili niyor ol mas gerekmez,
ou kez a nladklarm z bizim iin yeni eylerd ir.
b) Ta nnan n esne bir ulama soku lur; veya bir ulama ge gsteri lir. Anlalan ise
bir ulama zg olarak grlemez.
c) Ta nma, algya daya ndrl r. Anlama iin ise zoru nlu olara k algya dayandrlma
koulu yoktu r : bel lek, i mgelem veya karma daya ndrlabilir.
,
Bir sylenimin an lalmasn bir sre kenara brakp, az daha genele karak
biri n i n herhangi bir eyden bir ey an lamas n n akla mas n vermeye alal m.
Kaba bir yaklam olara k diyebi liriz ki, X gibi bir eyden bir ey anlad syl enen
D g i bi bir bi rey, X ile veya X'in bir yn, bir paras ile nedensel olara k i l i kili
olan p gibi blr dnce ol uturur. ( B u d u ru mda X'i bir n esneler bileii veya
bir balam ii ndeki nesne olarak ele al yoruz) . Bu aklama bir ta n m olara k yeterli
ol mayacaktr. X ile nedensel olarak iliki li olan, ve D'de oluan p dncesi n i n
ksmen veya btn yle X'ce belirlendiinin de bel irtil mesi gerekecektir. Baka
bir deyile, p dncesin i n, X'in algsal veya baka simgesel ( representationa l )
( bellek, imgelem, dncede olma) bi lincinden t ryor olduunu da gstermek
55
gerekir. Bundan karsa nabilecei gibi, X ile nedensel olarak il iki l i birden ok
(pi) dnce olabi lecektir. u halde, X'i n birden ok biimde a nlala bilecei
nerilebilir. Bu konuyu aklamada geen bl mde bildirdiimiz ruhbi lim kura
mndan yararla nabil iriz. Bu kuram izl eyerek, p gibi bir d ncen i n oluturulmas n n
bir ya pc karsama, s rekli denetim ile gelien bir sentetik ileyi oldu unu var
sayabil iriz. yle ki sentez edilen d nce, balamsal i pularnca bir ok kez
dorulan m, destekl enmi olacaktr. Bunu n ermek, bizi bu karsa mann bili nli
olduunu veya bu karsamann izlenebi l i r bir sre iinde olutuu nu kabule
zorlamyor. 5 9
Bu rada, p d ncesi ni ''X ile nedensel il ikili'' (veya daha ayr nt l olara k,
X' i n algsal veya baka si mgesel bilinciyle nedensel iliki li) olarak n itel endirdik.
A klamam z, iinde X'e yn leti m (refera ns,) bulu nduran, X zeri ne (ha kknda)
olan, p trnden d ncelerle snrlandrmadk. yle gr n yor ki, biri n i n, olu
turduu d nce X zeri ne (h akknda) olmadan da, X'den bir ey anlad n , yani
X'i anlad n syleyebiliyoruz. u rnee gz atal m : Bay K bugn leden so nra
beni ziyaret etmeye sz vermi bulun uyor. Ancak, u ara kendisi n i n salnn
pek iyi olmad herkese biliniyor. Ta m ziyareti bekled iim saatlerde o n u n yeri n e
kapda Bayan K'y grnce, Bay K' nn yine hastalandn anl yoru m. B urada,
Bayan K'y ka pda alglaym zerine oluturduum d nce, Bayan K veya onun
gel ii zeri ne ( hakknda) de i l . Buna karlk, onun geliinden bir ey anla m
olduum dorudur. Burada hat rl anmas gereken, Bayan K'n n gelmi olduu
olgusu nun, (veya bu olgu n u n dn lmesi n i n ) olup biteni n anlalmas olmad
dr; ancak algla nmas olduudur: Bayan K' n n geldii n i algl yor,- ve bundan,
kocas nn yine hastalandn karsyorum.
imdi, yukarda gel itirdiimiz akla may uzlam -d syleni mleri n anlal
masna uygu layp bir ta nm elde etmeye alalm . . nce, ''p'' dncesi n i n bu
bala mda a laca biimi belirlemek gerekecek. Anlama iletiime uyguland nda,
X'den anlala n n, X'den karsa nan bir ''p'' dncesi olduunu syle
yemiyoruz. Bu balamda, X ile nedensel olarak ilikili ''p'' d ncesi, iinde anla
lann i eriini tayan ( p'den ayr) bir ''r'' d ncesi, syleyene yn letim
ve syleyenin niyetine ynletim gibi geler bulunduracaktr. X sylenimine
de ynletim bul unmas gereksiz gibi grn rken, Bl m 21 'de bel irti ldii gibi
yoru mlama kardaki bireyi n iletiim amac n n ta n nmasyla baladndan,
syleyene ve onun bir eyler iletiyor olduuna y nlet i m gerekli olacatr. yle
ise, X'den anlalan (anlalm olan) ''r'' harfi ile a nacak olursak, ''p'' dncesi n i n
ald biimi ylece nitelendirebi liriz: ''syleyen r'yi aktarmaya (iletmeye) alyor'' .
Bu duru mda unu i leri srebi liriz: ''r'' d ncesi ''birisi geliyor'' olsu n ; ''X'' ise
yzn apka i l e rtme davra n olsun. B u n u n la, ya ni S gibi biri nin apka ile
'
yz n rterek, uyg un bir durum ve balamda bir bakasna ( O ) biri nin geldiini
bildirdiini varsaya lm. ' ' D gibi bir dinleyen, S'nin yzn apkasyla kapa masndan
birin i n gelmekte olduunu anlad'' t mcesi u t mce ile edeerd i r : ''S'yi apka
syla yzn rtyor olarak alg lay ndan (algs n n ieriinden) D, S'nin biri n i n
gelmekte olduu d ncesi ni (r) iletmeye al t d ncesi ni (p) karsad ''.
Bir z mleme kabaca u ereve iinde veri lebi l i r : u koullar yerine geldi i n
de, D gibi bir dinleyenin belirli bir durumda X gibi bir sylenimden r an lad sy-
1 en ebi 1i r :
i ) D, S'nin r'yi iletmeye al t d ncesi ni (p) ka rsamtr.
ii) bu p di:in cesi, ksmen D'n in. bal am ve durum iinde X'i nasl alglam
olduunca belirlen mitir.
iii) p, D'deki X' i n algsndan, yapc bir ka rsama ile t reti lmi, ve bu karsama
bala mdaki zelli klere dayanarak sna nmtr.
24
B u bl mde zeri nde du rmak isted ii miz bir baka ayrm ise, tanma ve anlama
gibi benzer zihinsel ' 's relerin'' znde bulunduu bildirilen karsama olgular
aras ndakidir. B u ayr m belirtilmeden ayn kavra mn hem tanma hem d e a n
lamaya. uygula n sakatl k douracak niteliktedir. Eer byle bir uygulamada
sra r edilecek olunursa, ''karsama''nn bili nen anlamna byk lde ters dme
durumunda kalnacakt r. u iki olaya baka l m :
A. Bir resmi dairenin bayran yarya eki lmi olara k gryoru m (bir di ree
asl bezi yarya eki li bir bayrak olarak gryoru m ) . B u ndan bir devlet baka n n n
l m olabi leceini anl yorum.
B . Bi riyle gz gze gelerek, onun iletiim niyeti ni tan yoru m (bak n i l etiim
n iyetinin imlemesi ol arak gryoru m ) .
Bu nlardan i l ki nde, karlatm veriyi yarda bir bayrak olara k tanymdan bir
devlet bakannn lm olduu d ncesine geiyorum. B i r baka deyile,
yarya eki lmi bayrak benim iin uzlamsal olara k biri nin ld dncesini
ieriyor. Burada, uzlamsal olma zel lii bir gerek deildir: uygun bir orta mda
birini midesini svazlyor olarak grdmde (yani elini midesi zeri nde gezdiren
58
-------- --
25
bir karsama olaca, ve baarla bilse (yaplabi lse) bile byk bir olaslkla yanl
olaca ynnded i r : Bu amala ileri srd iki noktay gzden geirmek ilgin
ol acaktr. Kiilerin herkese gzlenebi lir davran larndan, n e dndklerine
yaplacak bir karsa man n dayandrlabi lecei gvenilir ltleri n bulu nmadn
gstermek amacyla, tek tek davranlarla dnceleri i li tiren ( birleti ren ) hi
bir ruhbi l i m yasasn n u ana dek ortaya karl madn bildirdikten sonra yle
devam ediyor: ''gerekten de bir ki inin bir bakas nn sz ve davra nlarn ancak
ruhbilimsel yasalara gre nedensel karsa malar ya parak anladn varsayacak
olursak, bundan u acayip zoru nlu sonu doacaktr: eer bir ruhbi l i mci bu yasalar
kefedebilmi olsayd bile bunlar bakalar na hi bir zaman iletememe durumunda
kalrd ."64 i kinci olarak Ryle, bir kii n i n z zihi nsel durumlar ve d a vurduu
davra nlar arasnda kurduu ba ll amlar (correlati o n ) , bakalar n n i durum
larnn, davra nlarna bakarak karsanmasnda uygun biimde kullanamayaca n ,
nk bir tek bireyden genelleme yaparak elde edece i byle bir kural n gvenilir
ol mayacan savun uyor. B u n lardan Ryle u sonucu karyor: eer gerekten
a n lama bir karsama olsayd hi bir ki mse bir dieri n i anlaya mazd . Oysa ou
kez bir g lk dahi olmadan bir dierimizi a n layabildiimize gre, a n la mada
karsama bulun muyor olma l dr.
yle grn yor ki, ''bakalarn anl ama''y aklamada kullanm n eri len
karsama kavra mn, Ryle, bu kavra ma batan aykr durumlarda snyor, ve bylece
kolayca a malad ynde sonu al yor. nk, karsama nn g veni lirliini
s nad orta mlar sta ndart ve olaan olmayp, hi bir i nsa nn bir dieri ni daha hi
bir kez bile a n la ma m olduu varsaymsal (hi potetik) orta mlardr: yle bir orta m ki,
bir i nsan bir bakasn tari hte ilk kez olarak an layacak, ve bu i ii n elinde ya l n zca
bu kuku gtrr '' karsa ma'' denilen ara bul u nacak . . . yle bir durumda ki,
elinde ne kullanabilecei yasa lar, ne de gven ilir t meva rmsal destek var : bu
alanda tek ynlend irici kend i davra n-d nce bal lamlar . . Bu duruma konan
kii n i n kend ini iinde bulduu kmaz, nce karsa mas n daya ndracak bir
temel olma mas ve sonra bunun ka nlmaz sonucu olarak , yapt gven i l mez
karsamalar snayamamas zel likleriyle n itelen dirilebilir.
Byle bir kmaza sapla n m olmad mz dndrecek neden ler vard r.
Biri nci nokta : bi rbi rleri ni tarihsel olarak ' 'sfrda n'' a n la maya balama durumu nda
olan bi reyler varsaymn kabul edecek olsak bile, bu d u rumda yaplacak kar
samalarn t meva rmsal destek veya ru hbilim yasalar gibi ussal (rati onal) lt
lere dayandrl mas zoru n l uunda ol mayacaz. Deneysel ruhbi l i m alan nda top
lanan bilgiye gre d ier bireyl erin durum ve eili ml eri nin davra nlar na gre
deerlendiri l i p an lal mas temelde igdsel (douta n edi n i l me) zel l i kler gs-
termekted ir. Tr mze bal bireyler, hemci nslerinin yollayp seri mledii baz
i m lemeleri igd sel olarak ''okuyup'' yorumla ma yetisine sa hip bulunmaktadrlar.
B u n itel i k kk ocuklar ve i nsana yakn hayvan trleri nde de aka gzlenebi l
mektedir. yle i se, bi rbirleri n i ''sfrdan'' a nla maya balama durumunda olan
i nsanlarn bu ksr dngy krabilecek doal aralar va rd r.
kinci bir nokta da udur: Anlam a n n bir '' karsama'' olup olmadn ortaya
karabilmek iin, ''sfrdan'' du rumlar ele alma gerei yoktu r. Daha uygun
olarak, i nsanlarn birbirlerini dilsel olarak anladklar gerek durumlar ele a l p,
bu orta mlarda, bi rbirl eri nin davra n , durum, istek ve ei l iml eri zeri ne yaptklar
yoru mlarn dilsel betimlemesinden yararlanabiliriz. Bylece, deneysel olara k bir
dieri n i n davra n lar ndan dnce ve hislerini oku mada i nsa nlarn n e lde
baarl yorumlar yapabildikleri n i defalarca s nayarak daha gvenilir son ulara
varabiliriz. B u lgularmz karsa malarn tuta rl doruluunu gsteriyorsa (ki,
deney bu n u gstermektedir) , o zaman ''karsama''nn anlama n n temel bir
gesi olduunu gvenilir bir biimde ileri srebil iriz. B u neden le, Ryle' n ele
tirileri n i n baarl ola mad n syleyebil iriz.
Dilsel sylenimler sz ko nusu olduunda da, anlama nn bir karsama olay
olduunu savu nabilir miyiz ? u ana kadar tartlan lar n' zeri ne bunu i l eri srmek
fazla acel eci lik olabilir, nk di lsel sylenimlerin, bir uzla m ya psna bal
olmak, ondan tremek zellikleri vard r. l eride, byle bir zelliin bulunmasna kar
karn, bir t mcen i n anlalmas nn temelde uzla m d bir sylenimin anlal mas n
dan ok farkl olmadn savu nacaz.
61
26
olduu nda diren iyorsam, o zaman neyi arat ra cam nereden bil iyorum ?''(' 6
Wittgenstei n yle bir sonuca va ryor: bildi im iz, tand mz zihi nsel s re ler
(process) (bir ar n n balayp sona ermesi, bir tmcen i n duyulmas gibi) lt
olara k aln rsa, an lamann bu trden bir ey olmad ortaya kar. Anla may
byle grme abas da sakattr. Bir a n iin vermekte olduumuz zeti keserek,
bu raya kadar il eri srlen grn arl n tarta lm. Wittgenstei n'n ne sr
d grler, ''sre'' (process) kavramnn ru hbili mdeki zg rce kullan ile
bir kartl k serg il iyorlar. Ayn zgrce kullan ruhbilimi izlemi olduum uzdan,
algl ama ve a n lama kavram lar nn verdii miz a klamasnda da, bir lde yer
al m bulunmaktadr. Belirli bir zamanda balayp, . srdkten sonra sona eren
b i r a n lama deney ierii nin bulu nmadn sylerken Wittgenstei n btn yle
hakl grn yor. Bir ey anlad mzda anladmzn ieriini bil iyoruz; fakat,
a n lay mzn duyumla nmas gibi bunun yansra olan bir deney ierii de b u
lunduunu syleyemeyiz. Bir ok durum larda btn sylenebilen, zaman iin de
belirli bir noktadan sonra bir eyi n an la lm olduudur. Bu ise ''bir ruhsa l /
zihi nsel durumda bulu nmak'' la daha uygun olarak akla nabilecek bir ey
dir; en azndan, bir zihi nsel sre ol uturduu sav ndan daha uygun bir neridir.
G eriye bakp da zi hi nsel deney ierikl eri mizi gzden geirdiimizde a nlamay
ol utura n bir zi hi nsel sreci bulup gsteremediimiz konusunda Wittgenstein
her ne kadar haklysa da, byle bir srecin (aka gzlenebi lir olmada n) ger
ekten yer alabilecei olana ortadan kaldr lmamtr. Byle bir srecin ger
ekten var olduunu savu nacak birisi, b u n u n byk olas lkla anlama n cesi
stein'a gre byle bir eyler aratrmaya ka lkmak sakat bir tutu m olacaktr; a ncak
ru hmili mci, bili msel aratrmac olara k byle d nmeyebi lr. Ayrca, farknda
olmamamza karn, ayr nt l deneyim, byle bir srecin sz konusu olduunu
gsterebilir.
bir sre bulunup bulunmad ko nusunda bir tutum almamakta yarar vardr.
B u n u n yeri ne a n la may, en azndan bizi ilgilendiren adan, anlalma ncesi nden
a nlalmaya geite bir olu olarak grebil iriz. Verdii miz tan mlarda yapm
olduumuz budur, ve bu gr, Wittgenstei n'n eletirisinden de etki lenme
d u ru mu nda deildir.
imdi, ''yetenek as ndan anlama'' grn n zeti ne geri dnel im. Witt
genstein yle diyor: ''kendi kend i n ize soru n : hangi d urumlarda, hangi koul
larda 'imd i artk devam edebi lirim' diyebil iyorsu nuz ?''69 te bu balamda,
'bilmek' szc nn grameri 'anla mak' szcn nkiyle sk s kya ilikilidir''70
Ryle bu i l iki n i n daha ayr ntl bir aklamas n veriyor. ''An la ma, 'yapabilme'n i n bir
parasdr. Akllca yrtlen herhangi bir ilevi n an lalmasnda gerekl i olan
bilgi, bu ilevi yrtmede geerli olacak becerid i r''. 7 1 Dilsel beceri, bili msel bir
deneyi min yrtl mesi nde gerekli beceri, ve nak yapma g i bi beceri ler buna rnek
67 A.y., b. 1 51 .
6 8 A.y., b. 1 51 .
6 9 A.y., b. 1 54.
70 A.y., b. 1 50.
7 1 Ryle, G., 1 949, bkz. not ( 6 3 ) . s. 53.
63
olarak veri lmektedi r. Ryle'a gre, bir ilevi yeri ne getiren birey n eyi ''yabapi lme''
yetenei ne/becerisi ne sahi pse, onun yapt n bilinli olara k izleyen birey de
ayn eyi ''ya pabil me'' yeteneine sahip olmaldr. ''An lamak'' ve ''izlemek''
g i bi szckler kii nin ''yapabi l me'' ve yapabildiini yapma yetenekleri ni gs
terirler' '72 Yapa nn yaparken gereksindii, ve onu izleyeni n an larken kulland
ayn yete nektir. Kii izleyip alklad davra n lar izleyip al klayabi lmek iin o
davranlarn gerektirdii yetenee bir lde sahip ola bilmeli, o ii ya pabilme
durumu nda olmaldr.
Bu zetled ii miz, anlamann bir genel aklamas nitel iindedir: ayn ak
lamann, szckleri n anlalmas, uzla m-d syleniml erin anla lmas, ve tm
celeri n a n lalmas gibi alanlarda uygulanabilir olmas beklenmektedir. B u sz n
ettiimiz fi lozoflarn ana amalar dilsel gelerin anlalmas nn (szc k-t mce
konusu bir ya na braklrsa, karlalan bir szcn an lal mas byk lde
bu szcn anlamnn bilinip bi li nmemesi ne ve daha belirgin olarak, szcn
renilmi olup olmadna baldr. Kii yaln zca renmi olduu szckleri
a n lar. Bu nokta il eri srdmz ruhbilimsel kuram larla da tam bir uyum
durumu ndadr.
te yandan, dil -d ve uzlam- d sylenimlerin a nla lmas balam nda,
baz balantlarn (associations) ren ilmi olmas, baz davra nlarda bulunabi l
me yetenei ve algla maya olanak salayan ulam veya kavramlarn renilmi olma
l a r, kardaki kii n i n ne demek istediini a n lamada tam yeterlilik salamyorlar.
Belirli bir bilgi veya yetenein renilmi olmasyla aklana mayan bir ''yaratc''
yorumlama yn bu tr anlamann temel zel li kleri nden biri gibi gr nmektedi r.
Gerekten de ,tanmsal olarak, bu durumlarda anlalan ilk kez a n lal maktadr .
Daha nceden renilmi olann ta nnmas sz ko nusu deildir. i te yaratc
72 A.y., s. 54.
73 Wittgenstein, L., bkz. not (61 ) , b. 1 99.
74 Dum mett, M., Frege : The Philosophy of Language, Land o n : D u ckworth, 1 973, s. 92.
64
27
Yete nek asndan veri len a n lama aklamas nn szckleri anl amada
baarl, a ncak uzlam d sylen imlerin a n lalmasnda yetersiz olduu nu
gsterd ik. Uzlam d syleni ml eri n anlalmasnda, bata il eri srdmz
ta n m doyurucu bir aklama salayabil mektedir. D u rum bu ise, acaba, i ki ayr
anlama kavram vardr, ve szckleri n an lalmas ile syl enimlerin an lalmas
ayr kavramlarca belirlenebi len baka baka eylerd ir mi diyeceiz ? Bu soruya
yant mz olu mludur. Anlama nn i ki deiik kavra m oldu u n u n , z a nce Witt
genstei n'dan iletti imiz nermelerde de ka bul ed ildiini grdk. Ancak bu, soru
lar zmede yeterli olm uyor. nemli olan nokta, t mceleri n anlal mas nn hangi
anlama kavramnn uygulama alanna dtnn sa pta nmasdr. Hat rlanaca
gibi, bizim programmzn baars, syleni mlerin, d i l - d veya dilsel olsun, baz
ufa k farkll klarla ayn trden olduklarnn gsteri lmesi ne baldr. Dil -d veya
uzla m -d syl enimleri n zml emesi, daha ileriki bir aamada t mceleri n
z mlemesi ne temel olarak d n l mektedir. u halde bizim savmz, t mceleri n
anlalmasnn te melde bir karsama olay olduu erevesindedir. Oysa, yukarda
szn ettiimiz fi lozoflar bunun tam kart bir gr i leri srmektedirler.
On lara gre t mceleri n a nlalmas a ncak yetenek asndan aklanabi lir. Blm
26'da Wittgenstein'dan ilet mi olduumuz bir rnekte bir say serisi nin hangi
saylarla devam edeceinin a n lalma durumu ele al nm t . Orada ak olarak
bir yntemin bilin mesi, bir n koul, bir gerek durumundayd . Matematik bilgisi
ol maya n biri n i n say seri lerini anlayabil mesi dnlemez. Burada matematikten
a n l yor olmas, onu yetenekse! ol arak, herhangi bir matematik i lemini anlama
d u rumuna sokuyor. Bu ise uzlam d syleni mlerin an la lmas nda n aka
farkl bir ey: uzlamsal bir ya p olmaynca ren ilecek bir yntem, bili necek
bir n bilgi sz konusu bile ol muyor. Ayn noktadan kalkarak ''bir tmcenin
an lalmas'' (ki bu say seri leri ne daha ok benzer gibidir) ve ' 'uzlam-d
bir sylenimin anlal mas'' duru mlar nn temelde fa rkl olduu ne srlebilir.
Wittgenstei n' an msayalm : ' ' Bir t mceyi a n lamak bir dilden anlamaktr. Bir
di lden an lamak ise bir yntemi bil mektir."7 5 Byle bir neri doru mudur? ( i )
Bir dilden a n lamann, o dilin bir nermesini a n lamay gara nti etmediini ve (ii)
28
B ) Bir t mceyi a n lad syl enen bi rey, bunu o a nda, anlamnn bilgisi ne vara
ra k a n lar. ( B u n u, sz konusu t mcen in paras olduu d i l i bil mesi sayesinde
yapa bilir.)
(A) ve ( B ) balamlar sze konu ettiimiz iki deiik a n lama kavra m n bulundur-
-
''Anlama szc n n ayrdetti imiz iki anlamna ''srekli anl ama'' ve ''olu
sa! anlama'' diyel im. B u nlar i ki kavra m-bei olarak grlebilirler: her biri n i n
kapsa mnda birden ok ge- kavram bulunmaktadr. Bizi burada ilgilendiren,
kavram bekleri ni ayrdetmek olduundan ge -kavra mlara de i n meyece iz.
Basitl ii salamak iin her bir bei tek kavra mm gibi ele alacaz. ki kavram
ayrdeden zellikleri yle sayabil iriz. Biri, bel i rli bir zamanda meydana gelen
bir oluu gsterirken (bir eyi n - bir tmce n i n - anlald anda meydana gelen)
br kii nin (bilinli veya bilinsiz olarak) iinde srekli olara k bulunduu
bir zihi nsel durumu gsterir. ''Srekli a nlama''nn bir balangcndan sz edile
bilir: bir szc anlama durumu o n u n anlamnn renilmesi nden iti baren
balar. O a ndan balayarak o szcn srekli olarak a n lama durumu nda ka lnr.
66
Balang a n nda ''olusal a n lama ' ' n n bulunmu olduu da il eri sr lebi lir. u
rneklerde ayrm daha ak olarak ortaya kyor:
(A) beindeki n ermelerde durmadan sregiden bir zihi nsel durum veya yete
nekten sz ediliyor. yle ki, ''anlamak'' yeri ne ''bil mek'' konsa nermeleri n
a n lamlarnda byk bir deiiklik olmayacak. Buna karlk, ''anlama'' szc
( B ) gibi nermeler iinde kullanld nda, yeni bir d ncen i n ol utu rulmas n
ieren, insa n n zihninde beliren bir eyden sz ed ilmektedir. Ol uturulan d nce
nceden bilinen bir bilgi olabi lir, a ncak d nce olara k ol uturul mas o a nda
olan ''taze'' bir olaydr. rnein, - (p.q) = ( - pv - q ) oldu unu bil iyor olabi l i
rim ama '' - (p.q) = ( - pv - q ) '' tmce-rneini her okuyuu mda o n u anlay
m yeni bir ol utur. (Tabi bu okuyularda nceden okud u u m t mce-rne
i n i n anlamn bilmiyor olma ly m. nk anlam nden biliyorsa m, nermeyi
o an a n l yor olama m ; yapaca m ya ln zca bakp karmda olann a nlamn bil
diim o n erme olduunu dn mektir.)
bir dilin retebilecei tmce says bel i rsiz derecede byktr. Bu an la mla r, dil
bilgisi n i tek tek t mcelere uygu layarak a nlayabiliriz, onlarn bilgisine varabi l iriz.
imdi de yle bir rnek dnelim. Bir ya banc renci ya banc lara Trk
e retmek iin hazrlanm basit bir giri kita byla geliyor ve size ii ndeki b
tn t mceleri a n layp an lamadnz soruyor. yle sayfa lar bir iki evi rd ikten
ve orada burada t mcelere gz att kta n sonra, g venle, bu kitaptaki btn tm
celeri a nladnz sylyorsunuz. Bu bir ''ol usa l an lama'' durumu mudu r ?
Byle bir itiraz etkil i olamayacaktr. Kitaba bakarak her t mcesi ni a n lad n ve
akla maya hazr olduunu bildiren kii gerekten her bir tmcesi ni a n lad n
sylyor ola maz. Btn kita b ezberl emediyse bakmadan ''3. sayfa nn i l k tmce
sinin'' anlamn aklamayacaktr. Aklaya bil mek iin, nce yeniden okumas
gerekecektir. Ayrca t mceye yal n zca bakmak, gz atmak da yeterli deildir.
Dikkat veri lip, ''anlayarak okumak'' gerekecektir. Kii o anda baka bir eyle
urayor veya baka eyler dn yorsa, en basit t mceyi bile anla mayabilir.
Karlalan bir tmcenin anlalmas bir ol utur.
29
olduu a sndandr. Burada ileri srd mz, bir t mceyi anlamada, bilinmekte
olan dil bilgisi nin zel bir ilemle tmceye uygulan mas gereklili idir. B u uyg u
l a ma ileminin ise, bir syl enimin al gsal ieriine uygulanp bir dnce olutur u l
masnda sz ko nusu olan '' karsa ma''dan ok farkl bir ey olmad n d
n yoruz. T nceleri n a nla l mas nda bu tr karsama nn bulunmas gerektiini
dorudan gstermek u an iin olanak d nda kal maktadr. Ancak dolayl olarak,
bu gr destekleyecek unu syleyebi l i ri z : dili en iyi bir bii mde bil iyor o l ma
mza, ve ii ndeki btn szckleri a n l yor olmam za karn, semantik adan kar
mak t mceleri anlamada bazen gl k ekeriz. B u n u karsamann ya plam yor
(yaratc sentezin g erekletirilemiyor) ol uuyla aklayabiliriz. B u n u , karsamann
dilin kural larn izleyerek ya pldn syl emekten teye bir ierik amalamadan
i leri s ryoruz.
30
Uzlam iin baz davra nlar n bi reysel zellik olmaktan kurtarlp topl uma
maledil mesi diyebiliriz. Ancak bu, mecaz yn ar basan bir anlatmdr. Daha
bel irgin ve saydam olarak ne diyebi liri z ? Bir uzlam, belirli bir topl u mdaki dav
ra n dzenli liidir. Byle bir betiml emeyi kabul etmek g deildir. Fakat sz
konusu davra n dzenliliinin ne trden olduunu, hangi durumlarda orta
ya ktn, ve bireylerce nasl edi n ildiini akla maya altm zda glk
lerle karlamaya balyoruz. Tatminkar say labi lecek bir uzlam zmle
mesi bu konulara yeterli aklamalar getirebi lmelidir. Sz konusu davran d
zen liliinin ilgili bireyler a ras nda ak veya kapal bir ''anlana'' (agreement)
olduu gr sakat bulunmu tu r.77 B u n u n bir yk nme (taklit) veya ''top
l u msal an lama'' (social contract) olabi lecei grleri ne kar da salam ele
tiri ler bulun maktadr. 78 Bu ynleri baaryla aklayan bir uzlam kuram D . K.
Lewis 7 9 taraf ndan gelitirilm iti r : bu kurama gre uzlam, bi reyler ortak bir
a maca ynelik davra n lara giritikleri nde ortaya kyor. yle bir koullar btn
dnlsn ki, bir bi reyin davra n dier bi reyl erin davra nna bal olsu n ve
btn bireyl eri n karlar bir noktada kesiiyor, akyor olsu n . B u d u ru mlara
Lewis, dzenletirme, uyumlama soru n u (co-ord in ation problem) adn veriyor.
Uyumlama sorunu rnekl eri olara k, ''iki bireyi n bir yerde bulumalar'', ''bir top-
- -- - - - - - - -- -- - - - ---- --- ---
7 7 Quine, W.V.O., ''Truth by Convention'', The Ways of Paradox, N ew York: Random H ouse,
1 939, s. 70-1 00; Lewis, D. K., Convention, Harvard, 1 969, s. 83.
7 8 Lewis, D . K., bkz. not (77),
7 9 Ayn yapt.
70
la ntya gidite ne giyil eceine karar veri lmesi'' gibileri verilebi lir. Bir uyumlama
soru nuyla karlaan bi reyler dier bi reyl eri n ne yapacan kesti ril eri ne gre
kendi davra nlar n seecek ve en iyi ortak davran biimi soru nun zm
ol acaktr. Lewis'in sav, uzlamn bel irli bir uyumlama soru nu yla yeniden kar
laldnda ortaya kabileceidir. Eer geen kez yapt klar nn a ynsn yineler
lerse, ayn zm elde edecekleri ilgili bi reyler iin bir ''ortak bilgi'' durumu nda
olacaktr. Yeterince benzer bir d urumda ayn yntem, ayn ilem uygula ndnda
ayn son u elde edilecektir. yle ise bi reylerdeki ortak bilgi, ayn davranta
bulunmalar n n nedeni ( reason) olacak, ve uzlam olarak adland ra bil ecei miz
bir davra n d zenliliini do uracaktr. D gibi bir ilemin P gibi bir soruna -
zm salad ortak bilgisi kabaca udur: her bir bi rey kendi yapm oldu u n u n
-
D davra n oldu u n u bil iyor, ayrca dier bireyl eri n de bunu bildiini bil iyor,
ve onlarn bunu bildiini bildikleri ni de biliyor, ve. . . (sonsuza dek)
Lewis'in kuramnn iki temel nermesi bulunmaktadr ve bunlar tart l p
el est i ri 1m elidir:
(i) Uzla mlar bireyleri n uyumlama sorunla ryla kar lat klar duru mlarda ortaya
karlar, ve
( i i ) bi reyleri n ayn davranta bulu n malarna neden ( reason) -ki bu davra n
uzlam ol uturur- ortak bilgileri nin D davra nnn ayn son uca gtrecei
olmasdr. B u nermeleri i l etii m asndan i nceleyel im.
31
8 0 Bennett, J., Linguistic Behaviour, London: C . U . P., 1 976; Sch iffer, S .. Meaning, Oxford
U . P., 1 972.
8 Schiffer, S., ayn yapt, s. 1 51 .
71
''dnce olutu rma''y bir edim, davra n olara k ele almak82 sorunu zmeye
cektir. B u n u byle kabul etsek bile, iletii mde syleyenin ve dinleyen i n hangi
amala ne ya ptklarn sorduumu zda, bir uyumluluk salama amac gtmedik
leri ni greceiz. Bir syleni m reten bireyin , bunu, d i nleyen bi reyi n davran
ile uyu mlu lua girmek iin ya pt n dn mek gtr. Bundan ok, syleni
miyle dinleyeni etki lemek, onda bir dnce meydana getirmek amacn
tad sylenebilir. D i n leyende de, rettii sylenimini grd syleyen i l e,
davra n larn dzen letirme kaygs bulunduunu savu nmak gtr. Din leye n i n,
bir gerek uyumlama sorunu durumu nda olduu gibi, syleyenin davranna
(syleni me) gre kendi davra nlarn dzene sokma, ona gre davra nma ( Bennett' e
gre; dnce ol utu rma) durumu yoktur. Dinleyen sylen imi ya ln zca yoru mlar,
ondan bir dnce karsa r : amac dncesi n i syl enime gre karsayp, sy
lenimle belirli bir uyumlul ua girmek dei ldir. B yle bir uyumlul ua gi rd ii savu
nu lsa bile, hangi ama iin uyu mlul ua girildii nasl ya n tlanaca ktr ?
letiim d u rumlar grm olduumuz gi bi, uyumlama ilem leri olmadklarna
gre, ve de sylenimler olsu n, bunlarn a n la mlar olsun, uzlamlat rldklarna gre,
il etiim du rumlar kendil i kl erinden bamsz bir uzlam retme ortam olmaldrlar.
B u sonu, i l etiimde syleni mlerin uzla msal lat rl malar konusunda G rice ve
Sch iffer'in grl eri ne ya k ndr. 83 G rice' n bizimkine uya n program, yapsal l k
ncesi uzlamsal syleni ml eri, uzlam d sylenim rnekleri nden tretmektir.
Bu, G ri ce'n aklamasnda iki aamada olmaktadr: nce, bir X sylenimi nin,
bunu syleyen bi rey iin (bu bireyin z dilin de) bir r a nlam tamasnn ne olduu n u
izah ediyor. 84 B u ndan da, X'i n bir topl u l u kta (community) r a nlamn tamas n n
aklamasn t retiyor. Sonra da bu aklamadan geliti rerek, ya psallam uzla m
sal sylen im ta n mlar elde ediyor. 8 5
8 3 G rice, H. P., ''Utterer's Meaning, Sentence Meaning and Word M eaning'', 1 968, Searle, J .
( E d . ) , The Philosophy of Language, Oxford U . P.
84 zdil (idiolect), bir bireyin kendisine has deyimlerle dolu olan, herhangi bir d i l i kend i n e has
olarak kullan biimidir. Kulland dilin kendine has deyimlerden oluan blmne d e denir.
Bkz. Oxford Dictionary.
8 5 G rice, H . P., bkz. not (83 ) .
72
lehine terked il mektedir. Kabaca bel irtilecek olunursa, yaant nn 8. ve 9. aylar sra l a
rnda bu ilk uzlamlama sreci ortaya kyor ve 2. yan sonlar na dek uzanan sz
c klerle konu ma ( holophrasti c speech) devresinde bir yanda n srerken te ya ndan
da yava yava braklp ana -dile geiliyor.
sylenimlerd ir. ilk aamalarda, syleni mlerin a na dille ya psal veya foneti k adan
Burada bildiril mesi gereken bir nokta, G rice' n yar - uzlamlam zdil (idiolect)
kavra mn ocuklara uygularken (ve destekleyi ci deneysel bilgi salarken) ya plmak
isten enin bu zd i l i n bir ''zel'' (private) dil olduunu il eri srmek olmad dr.
Akca, bu zdil syl enim leri en az bir baka kiiye y n elti lmi durumdadrlar,
ve bu kii de anne (ya da baba veya herhangi bir bakc veya bunlarn bi rka birara
da) dir. te yandan, ak olan bir baka nokta da bu zd i l lerde sylen imler ve bunla
rn a nla mlar nn sapta np biimlenmesi nde, bakc ve ocuun ortak olara k etken o l
mana lardr: Lewis' i n uzla m kura m n n bu adan doruland sylen emez.
yle gr nm ektedir ki, bu syleni mler ve tutarl a n lamlarnn biimlenmesinde
tek etken oc uun fonetik yetenekl eri 'Je niyetleri olmaktadr. Bakcnnsa uzla
ml amaya hemen tek katks nn bu syl enim leri n bel irli bir anlamda kulla nln
aka ta nmas olduu n u syleyebiliriz. Eer bakclar ( bykl er: ana - baba) bu
--- - - - --- -
32
'' neden'' szcnn kapsamna hem bir olay n bir baka olaydan nce ge
rek ona gerekl i ve yeterli koul oluu kavra m, hem de bir davra n ta bulun ulmasnda
etkin olan dnce kavra m g irmektedir. Bunlar aras ndaki ayr m imdi bala nacak
tartma asndan temel bir nem tamaktadr. Bat dil leri nde bulunan '' cause''
91 N i n io, A., and Bruner, J., ''The Achievement and Antecedents of Labelling'' J . Child. Lang.,
1 977.
9 Scaife, M ., and Bruner, J., ''The Capacity far J oint Visual Attention in the lnfant'', Nature,
'
253, N a . 5489, 1 975, s. 265-266; Kaye. K., ',' l nfants 'Effects upon their Mothers' Teac h i n g
Strategies'', G lidewell, J . ( Ed.) The Socjal Context of Learning and Development,
1 976; Collis, G., and Shaffer, H . , ''Synchronisation of Visual Attention in M other- l nfant
Pairs'', J . of Child Psych . 1 6, 1 976.
74
ve ''reaso n'' ( raison) szckleri bu ayr m aka verebilm ektedir. ''Cause'' ( Latince
''causa''dan t reme) bir olayn baka bir olayca ortaya ka rl mas, meydana
geti ril mesi ni ifade ederken ''reaso n'' ( Lati nce us, akl an lam nda ''ratio''dan treme)
bir davra n n ardndaki d nce, niyet, uslamlama g i bi us ve a n l k i eriklerini
bildirir. Bu ayr m belirtebi l mek i i n bundan byle ''olgu- neden'' ve '' ussa l - neden''
deyi mleri n i kullanacaz.
Kon u m uza bu ayr m n nda geri dnersek, arad mz ylece bildirebiliriz:
ocuun ayn dn ceyi akta rmada ayn sylenimi kullanmas n n ussal n edeni
nedi r ? Byle bir ussa l - n eden var mdr? B u , Lewis ve Schiffer' i n dedikleri gibi,
hem bakcda hem de ocukta bulun an, ve X'in gemite r'yi aktarmada baar l
olduu ''ortak-bil gisi'' midir?
Lewis' i n gr- ne kar ne sr lebi lecek i l k itiraz, 4. blmde tartarak,
ve Davidson'u el etirerek kabul ettiimiz biimiyle, ''karmak dzeylere erimi
dncenin dil kul lanamayan yaratklarda bulunabilecei gr n n sakat
olduu'' sav olacaktr. nk, Lewis'e gre, r'yi meydana getirmek i i n X' in
kullanlyor oluu taraflarn X'in bu ite baarl olaca ''ortak dncesi'' us
sa l - neden ine ba ldr. B u grn doru olabil mesi, X'i n -uzla m olarak kulla
nan bi reylerde '' ortak d nce'' diye adlandrdmz ( B kz. bl m 30) son
suza dek uzaya n karma klkta bir d nce dizisi nin bulun mas na baldr. Do
laysyla, bu karmaklkta bir d nceyi zihi nde kurabilmek iin uzla msa l
bir di lsel dizge (sistem) olmas n gerei (presu pposition) olacaktr. Fakat byl e
bir d izge zaten bulun uyorsa, uzla m n ''ortaya kndan'' sz ediyor olamayz :
uzlamsal dizge zaten bulun maktadr. Yok, eer gerekten ''ortaya k''tan
sz edil iyorsa ve nden b u l u n uyor olan bir dizge kabul edilmeyecekse, Lewi s'in
' 'ortak d nce'' kavra mn uygulama olana kalmayacaktr, zira bu kavram
d ncede b u l u ndurabilmek uzla msal bir dilsel dizgeyi gerektirmektedir. Dolay
syla, Lewis g r bu adan bir kmaz iindedir.
Deneysel adan da Lewis gr n yadsya n i ki rnek gsterebil iriz. De neyi n
gsterdiine gre, ocuklar n iletiimse! uzla mlar kabul edileri, bakclaryla
paylatklar bir ''ortak bilgi'' zeri ne temel lendiri l iyor olmamaldr. Bu rnekler
ocuklarda ''ortak bilgi'' dediimizi n ola mayaca n gstermiyor; ancak, eer
ocuklarda byle bir dnce bulun uyorsa bile, kurduklar n - uzla mlar bu
temel zeri n e kurmad klar hakk nda gl deneysel d estek salyorlar.
l k olara k Bru ner'n93 bildirdii u olay tipine gz atal m : bu olaylar d izisi,
bir ocu un n - uzlam latrlm zdili i l e ilgilidir ve Lewis grne gre uzlama
temel olmas gereken sz ko nusu ''ortak bilgi''nin taraflarca pa'yla lmad aka
bel irmesine karn, ocu u n tutarl ve d zenli i l etiim davra n n (n - uzla m)
kulla nmaya devam edii n i gstermektedir. ' ' rnek, oc uun oturduu yerden
i ki eliyle herhangi bir yne doru uzanmas i mleme-biiminin gelimesiyle ilgi lidir.
--- --- - --- - - --
93 Bruner, J., '' From Commun ication to Language'', Cognition, 3 (3), 1 976, s. 266.
75
syl eni mler sz ko nu sudur, ve yine, bunlarn kullanl larna ussa l - n eden olara k
bir ''ortak bilgi'' (ya n i ayn i mlemen i n ayn r d ncesi n i iletti i ortak bilgisi)
gsteri lememektedir. Kullan lar sonucu, syle n i m zeri n e ocuun ve by kleri n
bilgileri n i n ''ortak'' olmad belli olduktan sonra da ocuk bu syleni mleri kullanma
ya devam etmektedir.
yle grnmekted ir ki, iletii mse! uzlamlarn kuruluu ve i l k kabul edi li leri ni
aklamada, bu nlara ussa l - n eden olarak ' 'ortak- bilgi'' kavra mn gstermek ya n l
bir yol tutmaktadr.
33
i l eri srdmz soruyu aklamada pek bir ey vermediini syl emek hakszca
davra nmak ol mayacaktr. Btn ya pt, bir davran dzeni olduu gere i n i
yinel emektir. Yal nzca, ''dzenlilik'' szcn ' 'tutarl uygul ama'' ( pol icy, pra c
tice) ile deitirmekted ir. Neden dol ay S'nin bu uygula may balatp be n i m
sedii n i n a klamas sal a n mamaktadr. Oysa Lewis ve Sch iffer' i n olduu gibi,
bizim de yant n aradmz bu soru ndur. Bu konuda G rice' n kulland ''a lkanlk' '
kavra m daha ok i e yarar grn mekted ir. N eden X sylen i m i n i n S'nin uyg u
la mas durumuna g eldii n i n a klanmas olarak, X'in bir alkanl a dnd, kabul
edilebilir bir neridir. Da has, ''dzenli davra n''lar geliti rmede alkanlk kaza n
mann ro l n n byk olduu aktr. Ancak, daha nemli olarak, ''alka n l k
kaza nma'' bir ussal-neden gerei geti rmemektedir. Bakcs n a r d ncesi n i
aktarrken d zenli olarak X sylenimini kullan maya balaya n bir oc uun
(bakc taraf ndan a ka ta nn m) bir r i l etmede ''X'i kullanma alka n l ''
gel itimi olduunu kolayca ileri s rebi l i riz. Fakat iletiimse! uzla mlar n kuru l u p
beni msen mesi ya lnzca bir al kanlk d u rumu mud ur ? B u pek zayf bir koul
deil mi d i r ? H erhangi bir alkanlk kaza nmakla i letiimi salaya n al ka nl klar
kaza n mak arasnda ayr m sal ayacak l tler gerekmez mi ?
Burada yantla nmas gereken olas bir itiraz u olabilir. Denebi lir ki, yukarda
ele alm olduumuz rneklerde bakcnn umursamaz (veya uyum gstermeyen)
tutumuna karn ocuun srarla d zenli il etiim davranna devam etmesi,
''ortak bilgi'' trnden ussa l - nedeni olduu g i bi, uzlamsal sylen i m i n ze
rinde temellenecei bir olg u - n eden ba yoru m u n u da yadsmaktadr. l etiim -dav
ran (sylenim) baarsz olduka ocuun X ve r a rasnda grd sylenen
olgu- neden ba da zayflayp yok olacaktr. yle ise, baarsz olmasna karn
X'e sarlmas n a klamada olg u - n eden kavram daha tatminkar olama maktadr.
Bu itiraz yantlamak iin ''ortak-bilgi'' nin o n u kullanan iin bir ussa l - neden
o l mas na karl k, ''ol g u - neden il ikisi'' n i n byle olmad apak gere ini vur
g u layabiliriz. B u ikincisi, bir e ilime, insanlarn birbiri ardna gelen olaylar
yoru mlay biimlerine veri len addr. Dolaysyla, bu son akl amada uzlam
kuran bi reylere davra n lar iin bir ussal temel veya neden vermiyoruz. Ya l n zca
d zenlilii n temelinde olabi lecek bir eili mden sz ediyoruz. ki olgu arasnda
n edensel il iki gren kii, davra nna bir ussal temel salam olmasa bile, birka
baarszla karn iliki n i n tutaca n mit etmeye devam edebi lir. rne i n,
bir iki kez ma r'a bas lmasna karn almam olan arabay al trmaktan
midi kesmez, daha birok kez den emeye deva m ederiz. Oysa, iinde aka
geersiz (i nvalid) bir karm bulduu muz uslamla may belki g eerli son u veri r
diye yrtmeye, sonuca gt rmeye kal kmayz.
96 Piaget, J., The Construction of Reality in the Child, London : Routledge and Kegan Paul,
1 956.
78
34
bir ''ussal temel'' kavra m gerekmektedir ki, hem ifade edilebil mesi iin bir dilin
varln ngerek olarak almasn, hem de iinden treyecei n- uzlam kavra
myla bal lk gstersi n. Ak ve kesin olara k neden n uzla m aklamasnn
tam uzlam ta n mlamada yetersiz ka ld n , yani tam uzlam iin neden bir
ussal temel gerekti ini bildiremeyeceiz; an cak, beyaz bayrak ekme davra n
nn, tesl im olunduunu iletmede uzlam d u rumuna gelii nin bir yenilgi sonu nda
baaryla uyguland ve g emite btn yenilenlerin sava braktklarn bildir
mede bunu al kan l k ed indiklerini savunmak en azndan garip kaacaktr.
Ta bii, bunun, beyaz bayrak ekmenin ilk ortaya kp bir n uzlam durumuna d
nmesinin akla mas olara k uygun ve olas olduu dn lebilir; oysa, bizim bu
nceden kuru lu tam uzlam bili ve beni mseyi bii mi mizi beti mleyemeyecektir.
Bizler bu sylenimi kullanrken daha pekimi bir bilinle ve bir ussal- nedenimiz
( reason ) olduu iin kullan yoruz. Ya ntlanmas gereken soru byle bir ussal
temelin, eer ''ortak bilg i'' gibi bir ey ol mayacaksa ne olacadr.
35
Bu tr bir itirazdan korkmamza iki nedenden dolay gerek yoktur. Biri nci
neden udur: gerekten de syleyenin, X'i, r'yi iletmede yaln zca X ve r arasnda
bir olg u - nedensel iliki grd iin kullandn ve iletiimse! niyet seri mlemesi
gibi kou llar yeri ne getirmediini d necek olsak bile, bu, ''anlatma'' iin ver -
lation) ve dolaysyla nedensel lik ilikisi yo rumu bulun muyor ol acaktr. ki n ci,
ve daha nemli olan bir neden ise, . X gerekten yalnzca bir olg u - n edensel ili
ki olduu d ncesi temeli zeri ne kulla nlyor ve anlalyorsa, bu durumda
X'in meydana getirdii r' n i n ''ileti lm i'' bir dnce olduunun, ve X'in bu
durumlarda yapay anlam tad nn syl enemeyeceidir. B u durumda syleyen
din leyende r dncesi n i meydana getiriyor d iyebil memize karn, S'nin r'yi
anlatt n syleyemeyiz. Herhangi bir dnceyi bir bakas nda ol uturmak, ve
bunu bir mesaj iletmek a macyla yapmak nemle ayrd edil mesi gereken ey
lerdir; bir n edensel il iki temeli zerinde X'i kullanmak ise bu nlardan ancak b i
ri ncisi ni yapmaktr. Akam topla ntlarna son vermek iin (i letiin niyeti i m
lemesiyle birlikte) kolumdaki saate bakma al kanln gelitirmi olduumu
varsayal m. B u n u , bu davra nmn bu amata gemiteki baars, ve kon u k
l armn da bunu bi liyor olmalar zeri n e gel itirmi oldu um u d nelim. Veri ler
bunlarken, ben i m ayn davra n (sylenimi) uygun bir orta mda bu kez il etiimse!
niyet imlemeden yaptm dnelim. Ortam yle olsu n ki, bir akam topl a n
ts n n ileri saatlerinde kon u klarmla birl i kteyken, ben bu davra nn gemiteki
baarsna gvenerek, fakat i l etiimse! niyet imlemeden saati me bal<maya balyor
olay m : bu davra nm zeri ne ko nuklarmn gerekten izin isteyip kalktkl arn
kabul edel i m . Byle olsa bile bu davra nn yapay a n lam tad n veya benim
bu davra n mla herhangi bir ey anlattm sylemek gt r : herhalde amacm
onlar a ka kovmak, onlardan gitmeleri ni ''di lemek'' veya on lara bunu ''emret
m ek'' deildi. Ya pt mda ak bir kovma, bir ey dileme veya bir ey emretme
olarak adla ndrabil eceimiz bir yn bulunm uyordu. Evi mden ayr lmalarn iste
diim d ncesi n i konuklarmda, bunu onlara iletiyor veya anl atyor durumu
na dmeden uya ndrdm.
D i kkat ed il mesi gereken bir nokta, saatime bakma davran n n bir tam uz
lam olmad, yaln zca, ben i m zdilimi ol uturan n - uzlamlardan biri oldu u
dur. Bir syl enim ta m - uzlam olm usa, onu kullanan syleyen bireyi n, bir i l e
tiimde bulu nmaya n iyetli olduu ykml ln de getirir. ' ' B u evden gidin'' g i bi
bir tmceyi kullanmama karn, konuklarm kovmak istemed iimi, veya gitmeleri n i
'
Son olarak yi nelemek istersek, i n celediimiz eleti rinin bizi ilgin bir ayr mn
ortaya kar lmasna gtrdn syleyebiliriz. B u kez de d i nleyen as ndan
aklayacamz ayrm, bir kiiyi (syleyen i ) bir ey yapyor, veya bir ey d
nyor olarak yoru mla makla, bu dnd veya yaptn dinleyene iletmek
81
i stedii bir mesaj olarak yoru mlama k aras ndadr. Ta m - uzla msal syl enimler
(rnein, t mceler) bunu ken dilii nden yeri n e getiri rken, uzl am d ve n
uzlam sylenim leri bu yoru mu i l etiim n iyeti n i n belirti lmesiyle salarlar.
36
bir bireyin bir di eri nin d zenl i i letiimse! davrann kabul edip kendi de kullan-
.
.
Bunun aklanmas gerekir. Neden bir bireyin zdilinin n - uzla mlar bir baka
birey taraf nda n kabul edilip kullanl nca tam - uzlama dns nler ? Kabaca,
bunun yan t, byle bir durum meydana geldii nde, taraflarn balam (durum)
iinde karl atklar i pularnn, eer bu bireyler bir dile sahip olsalard, X'in r'yi
i lettii ''ortak bilgi''sini ol uturmalarna yeterli olmu olacad r.
imdi bunu daha ayr nt l olarak grel im. nce S'yi ele a l l m : D'yi (gem ite
kendi zdilinin paras olarak kulland) X'i imdi kullan yor olara k grdkten so n
ra, S'nin X'i kullannn temeli bir deiime urayacaktr. G emite S, X'i eskiden
D'de r'yi oluturmada baarl olmu olduu iin kullanrken, imdi D'nin de
etkin olarak X'i kullandn grerek, D'nin, kendi ve S arasnda X'in r'yi ilettii
bilincine sahip oldu un un fa rk na varcaktr. Buna gre, X bir i ki nci birey taraf nda n
d zen li ve tutarl olarak kullanlmaya bala n nca, tarafl arn, bir dieri nin X'in r'yi
iletmede kullanldn bildiini anlamalar salanmaktadr. Bylece, S, bir olgusal
neden temeli tesinde, D'nin tutu munu deerlendi rerek, X'i kullan iin bir ''ussal
temel'' gelitirecektir. O andan balayarak, S, X'i D'ye kar yaln zca gemite
baarl olmu olduu iin deil, bundan te, D'nin X'in r ilettiini bi ldiini anlad
iin kullanacaktr.
Henz D'nin neden S'nin zdilinin bir n-uzla mn alp kullan maya balad n
grmedik. nceden bildirdiimiz gibi, daha kendi de kull an maya balamadan,
D, S'nin r i letmede X'i kullanma al kanl olduunun fark ndadr. Bu bilin,
kendi ii nde, D iin, eer X'i kullanrsa S'de r dncesi n i uyandrabilecei kansna
varmay salar nitelikte midi r ? B u kan D iin bir ussa l - neden ol utu rur mu ?
Baka bir deyile, ''r'yi iletmek isted iinde X'i kullanmak S'nin alkanldr''
nermesinden, geerli olarak, ''S iin, X r'yi iletir ( r anlamndadr)'' nermesini
karsayabilir m i ? Buna olumlu ya nt vermenin ekici ynleri bulunmaktadr.
Her seferinde, D'nin bildiine g venerek X ile r'yi iletmi olan S'ye imdi ''kendi
oyununu oynayarak'', X davra n ile D'nin r'yi iletebi leceini dn mesi akla
uyg u ndur. "Bunun a kla uygunl uuna karn daha nemli bir soru yant beklemekte
dir: acaba ayn uslamlama D'nin byle bir durumda S'ye r'yi iletebilecek bir baka X 1
sylen imini deil de X'i ye tutmasna yeterli temel salayabilir mi ? D'nin, kar
sndaki S iin X'in r'yi ilettiini bi lmesi yansra, r'yi S'ye iletmede kendine has,
bir baka X 1 davran kulla nmay seebi leceini dnemez miyiz ? yle ki,
S X'i kullanr, n - uzla mlatrrken, D de X 1 ' i kullan;p n-uzlamlat rsn. ift
anlamllk veya kaypa klk gibi niteliklerin bunu gerekti rmeleri gibi az rastlanan
etmenler d nda, D'nin byle bir yolu semesi olas deildi r. D a sndan, X 1
yeri ne, S'ye r iletmede X'i kullan mak ok daha ussal ( rasyonel) bir davra n ola
caktr. X'te, X 1 'de ol maya n ya ra r (avantaj) X'in S iin r anlamna geldii, r'yi ilettii
dir. X, S'nin r'yi iletmede kendi z dzenli davra n dr.
83
Bundan baka, D'nin S'nin X'i kullan n n D'nin bunu ta nm olmasna ba!:jl
olduunu a n lamas da, D'nin S'ye r'yi i letirken X'ten baka bir sylen i m kullanmama
ei limini peri nleyecekti r. B ylece, S'ye r ileti rken X'i kullanan D'nin bu kullanna
37
'' H er bir bi rey, (a) dieri n i r i l etmede d zenli olara k X'i {bir i l etii mse! n iyet imle-
-
mesiyle) kullanrken grmtr, ve {b) kendi de X'i dzerl i olara k r'yi iletmede
{i letii mse! niyet im lemesiyle birl i kte) ku llan mtr."
Buna gre, yle bir ''uzlam bili nci'' tan mla mas i leri srebi liriz. '' H er bir
bi rey u n u n bili ncindedir: ( i ) br birey iin X, r'yi iletir ( r anlamndadr) , ve (ii)
kend isi, k endi iin d e X'in r'yi ilettiini ( X'in r anlamnda oldu u n u ) aka ( herkesin
grebilecei biimde) g stermitir."
B u yukarda ta nmlanan biimde uzlam bilincine sa h i p olan iki kii nin, eer
bir dil ko n uabil iyorlarsa (veya iki ayr d i l ) , bu bili nleri ni, Lewi s' i n nerdi i trden,
X'in r i l ettii ''ortak bilgi''si n e dntrebilmeleri, basit bir usavu rmadan baka
bir ey g erektirmeyecektir. B u na karlk, ''uzlam bili nci''nin, kendi iinde, bir
ussal temel olarak yeterli olduu n u nerebi liriz. Bu, yinelemek gerekirse, X syle
n i minin r'yi iletmede d zenli olara k kullanl mas ve bu ilevde kendi dndaki
sylenimlere ye tutulmasna ussa l - n eden olan bir temeldir. Dolaysyla, ''X'in
r i l ettii ortak bilgisi'' kavramn bundan byle, ayn oranda aklayc. fakat ayn 1
84
'' Eer S ve D gibi bireyler aralarnda r d ncesini iletmek iin X sylen imini.
( i ) br iin, r'yi ilettii, ve (ii) kendi iin de r ilettiini aka gstermi olduu,
ussal temeli zerine kullanyorlarsa, bu X, S ve D arasnda tam uzlamdr."
Yukarda belirtti imiz gibi uzla m bili nci kavra m ''ortak bilgi'' kavramnn da
temel inde bulunmaktadr; an cak buna karlk. dncede bul undurulabilmesi
(dnlebi lm esi) ok daha kolaydr. D i l - ncesi bir ocuun bunu dne
bi leceini bir glkle kar lamadan nerebiliriz.
38
diyorlar: ''Olg uya daha geni bir bak asndan yaklaarak, anneyi, ocu u n u
kulland imlemeler yeri n e szckler veya bu szcklere yaklamlar kullan maya
zorluyor olara k grebi liriz." Birok a n a - baba, ocu u n syleyip d urduu sylen im
leri ocukla a n la mada kendi l eri n i n de kullanmalarnn, ocuun ana dili renmesi
n i geciktirecei i nanc ndadrlar. Bu ina nta geree yak n l k olduu syl enebi l i r :
nk, ocuun kulland zdi l sylenimlerini ona kar ayn iletii msel amala
kulla narak bu syl enim leri ta m - uzlam durumuna dn trme tehli kesi vardr.
ocu u n ana d i l i renmesi ise, bu n- uzla mlar tam uzlamlatrmadan, a na dil
szckleri ni kabul etmesi, onlar ta m- uzlam olara k kulla nmasna bald r.
Uzla m konusu nda son bir soru sora l m : neden bir zdi l gerekl idi r ? ocu k,
bu aamay atlayarak neden batan ana d i l i n szc klerini renip uzlam ben i m
semez ? Yant olara k, ''dze n l i i letiim davra n'' kavramn gelitirebi l mesi, bu
tr davra nn iletiime kaza ndrd kolayl kavrayabil mesi, ve daha nemli
olarak ''uzlam bili nci'' g i bi bir dnceyi zihinde kurabi lmesi, ocuun bt n
bun lar ii nden tretebilecei bir n- uzlamsal zdil gelitirmi olmasna bal dr,
denebilir.
Biti ri,
39
1 690'da yay nlad ' nsan Anl zeri ne Bir Deneme' adl eseri nde ( B k.
1 1 1 , Ch 1, para. 1 ) Locke i n sa n iletii minin va r olu neden ini yle belirliyor: ' ' D
nce, insann kendine olduu kadar bakalarna da zevk ve yara r salaya bi lecek
eitl il ie sa hip olmasna karlk, kendi kendini aa vuramaz. i nsa n n iinde
sakl ve baka larnca gzlem lenemez olma zel liini gsterir. Toplumun sal aya -
,
bi lecei yarar ve ra hatl klar dncelerin i leti imi olmadan elde edemeyecekleri n -
den, i nsanlarn, bir araya gelerek dnceleri meydana getiren grn mez kavra m-
lar bakalarna a racl klaryla bildirebilecekleri herkesce gzlemlenebi lir anlaml
simgeler bulmalar zoru nl uydu''. B u kitapta, i nsanlarn bunu nas l yapa bildikleri
beti mlen meye alld. Sonu olarak, ana hatlar Locke ile an lama mza karn,
bir dili kurma nn gereksini mler kars nda bir araya gelip i letiimi salayaca k
bir ara zeri nde orta k bir a nlamaya va rmak olamayacan nermi ol uyoruz.
D u rumun Locke' u n dnd gibi bir anl amay ierebilmesi iin a nlaan birey
lerin (anlaabilmek ii n ) n den, bir ortak iletiim aracna (ya n i bir dile) sahip
o l malar gereki rdi. Bu ise, hemen grlebilecei gibi dngsel bir aklama ol
maktadr. nsanlar n ii nde, bakalarndan sakl dura n dnceleri a ktarabilmek
onlar herkese gzlemlenebi lir fiziksel syleni mlere 'pa ketleyerek' sunmakla
olaca ktr. Bu paketleme ve paketin a lmas, burada grdmz gibi, kiilerin
baz kararlar sonucu birta km anlamalar yapmalaryla deil, uzu n bir evrim sonucu,
doal ve istemsel gelerin bir arada yorulara k uygun dengeler salamalaryla
mmkn olabil iyor. B u olanan nasl o rtaya kabildiini ekirdek il etiim olay n
beti mleyerek akla maya al tk. Betimlemem iz, iletiime kat lan bireyl erin rol ve
ilevleri nin a ktar lan mesajn doas n n daha deri nine ta n nmasn ierd i . z m
lememizi, il etiimin di lselleme yn nde kaza nd uzlam boyutunu da aklaya -
rak genelletirmeyi amaladk.
kavramndan tmce kavramnn treti l mesi, ve nasl olup ta syleni mlerin bylece
szck ve tak g i bi gelere ayr lp, sonra ayn geler baka bii mlerde toplanarak
yeni t mceler meydana geti rilebi ldii sorununun uygun bir aklamas nn sa
lanmas yndr. B u al ma, dili bir dizge (sistem) olara k ele alp t mce, szc k
ve yap (gramer) aras ndaki i li kiyi aydnlatacaktr. B u kitapta, bu a mala geli
tirilecek bir kuramn a na izgi leri kabaca bel irti lmitir. Byle bir kuramla insan
iletii minin tam bir aklamas, zm lemesi sala nm olacaktr.
anlamllk kavra m n n bir zmlemesi nin sala nmas olarak bel irebi lir. Felsefe
sorunu olara k bu temel bir neme sahiptir. Bu rada izlediimiz gre gre a n l a m
ve a n lamllk iletiimde doar. Oysa b u n u sylemek, anlamn n e olduunu syle -
,