Académique Documents
Professionnel Documents
Culture Documents
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİN SOSYOLOJİSİ)
ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
Abdullah MOHAMMADİ
Ankara, 2010
T.C.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ (DİN SOSYOLOJİSİ)
ANABİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
Abdullah MOHAMMADİ
DANIŞMAN
Prof. Dr. Niyazi AKYÜZ
Ankara, 2010
II
4.8. Dine Önem Verdiği Kadar Milliyete de Önem Verilmesi ................................. 152
4.9. Ülke ve Milliyeti İçin Savaşmanın Meşruluğu .................................................. 153
4.10. Din Açıdan Organ Naklinin Caiz Olması ........................................................ 154
4.11. Diğer Din Mensuplarına Hoşgörü Davranılması ............................................. 154
4.12. Allah’ın Varlığı ve Tekliğine İnanmak ............................................................ 155
4.13. Ahiret Hayatının Gerçekliği ............................................................................. 156
4.14. Din Açıdan Sakal Bırakmak Sünnettir ............................................................. 156
4.15. Cennetin Sadece Müslümanlara Mahsus Olması ............................................. 157
4.16. Din Açıdan Başörtüsünün Farz Olması............................................................ 158
4.17. Seçimlerde Dindar İnsanlara Oy Verilmesi ..................................................... 159
4.18. Hz. Peygambere Uymanın Şart Olması ........................................................... 160
4.19. İslam’ı Başkalarına Anlatmak Önemli Görevlerinden Biri Olması ................. 161
4.20. Kur’an’daki Hükümlerin Her Çağda Geçerli Olması ...................................... 162
4.21. Her Şey Allah’ın Takdiriyle Olması ................................................................ 162
4.22. Dini Önem Veren Bir Partinin Ülke Yönetimine Gelmesi .............................. 163
4.23. Müslüman’ın Başka Bir Dine Girdiğinde Mürtet Olması ................................ 164
4.24. Depremin, Allah’ın Gönderdiği Bir Azap Olması ........................................... 165
4.25. Bir Müslüman İçin Mezhebin Gerekli Olması ................................................. 166
4.26. Dini İçin Savaşmanı Meşru Olması ................................................................. 167
4.27. Bir Müslüman İçin Ahiretin Önemli Olması ................................................... 167
4.28. Kadının Sesi Erkeğe Haram Olması ................................................................ 168
4.29. Din Açıdan Kadınla Tokalaşmanın Caiz Olmaması ........................................ 169
4.30. Dini Olmayan TV. Programlarına bakmak Caiz Olmaması ............................ 169
5. Üniversite Öğrencilerin Din Anlayışına Yönelik Tutumların Derecelendirmesi ..... 170
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ ................................................................................ 175
KAYNAKÇA ................................................................................................................ 183
EKLER .......................................................................................................................... 203
EK. I: TÜRKÇE ANKET FORMU .......................................................................... 203
EK. II. FARSÇA ANKET FORMU ......................................................................... 210
ÖZET ............................................................................................................................ 216
SUMMARY .................................................................................................................. 217
VI
TABLOLAR VE ŞEKİLLER
Tablo 10- Örneklem Grubunun Dini Hayatının Durumuna Göre Dağılımı ………80
Tablo 20- Örneklem grubunun Din Eğitimine Göre Dağılımı …………………... 100
VII
Tablo 21- Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Cinsiyete Göre t-Testi
Sonuçları ………………………………………………………………103
Tablo 22: Modernist Din Anlayışının Cinsiyete Göre t-testi Sonuçları …………..105
Tablo 23: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Yaşa Göre t-Testi
Sonuçları ……………………………………………………………... 106
Tablo 24: Modernist Din Anlayışının Yaşa Göre t-Testi Sonuçları ……………...107
Tablo 25: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Doğum Yerlerine Göre t-
Testi Sonuçları ……………………………………………………….. 108
Tablo 26: Modernist Din Anlayışının Doğum Yerlerine Göre t-Testi Sonuçları ...108
Tablo 27: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Medeni Durumlarına Göre
t-Testi Sonuçları ……………………………………………………… 109
Tablo 28: Modernist Din Anlayışının Medeni Durumlarına göre t-Testi Sonuçları
………………………………………………………………………….110
Tablo 29: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Sınıflara Göre t-Testi
Sonuçları ……………………………………………………………... 111
Tablo 30: Modernist Din Anlayışının Sınıflara göre t-Testi Sonuçları …………. 112
Tablo 31: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Mezheplere Göre t-Testi
Sonuçları ………………………………………………………………112
Tablo 32: Modernist Din Anlayışının Mezheplere göre t-Testi Sonuçları ……….113
Tablo 33: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Yerleşim Birimlerine Göre
Betimsel İstatistikleri ………………………………………………….113
Tablo 34: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Yerleşim Birimlerine Göre
Varyans Analizi (Anova) Sonuçları …………………………………..114
Tablo 37: Modernist Din Anlayışının Yerleşim Birimlerine Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları …………………………………………………..1118
Tablo 38: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Fakültelere Göre Betimsel
İstatistikleri …………………………………………………………... 120
Tablo 39: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Fakültelere Göre Varyans
Analizi (Anova) Sonuçları …………………………………………… 120
Tablo 40: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Fakülteler Arasındaki Korelasyon ………………………. 122
Tablo 41: Modernist Din Anlayışının Fakültelere Göre Betimsel İstatistikleri …..128
Tablo 42: Modernist Din Anlayışının Fakülteler Göre Varyans Analizi (Anova)
Sonuçları ………………………………………………………………123
Tablo 43: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile Fakülteler
Arasındaki Korelasyon ………………………………………………...123
Tablo 44: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Gelir Durumuna Göre
Betimsel İstatistikleri ………………………………………………… 125
Tablo 45: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Gelir Durumuna Göre
Varyans Analizi (Anova) Sonuçları ………………………………….. 125
Tablo 46: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Ailelerinin Gelir Durumları Arasındaki Korelasyonu ……127
Tablo 47: Modernist Din Anlayışının Gelir Durumuna Göre Betimsel İstatistikleri
………………………………………………………………………….128
Tablo 48: Modernist Din Anlayışının Gelir Durumuna Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları ……………………………………………………..133
Tablo 49: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile Ailelerinin
Gelir Durumları Arasındaki Korelasyonu ……………………………..129
Tablo 52: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Dindarlık Durumları Arasındaki Korelasyonu …………...132
Tablo 54: Modernist Din Anlayışının Dindarlık Durumlarına Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları…………………………………………………….. 133
Tablo 55: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile Dindarlık
Durumları Arasındaki Korelasyonu …………………………………...134
Tablo 56: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Kimlik Durumlarına Göre
Betimsel İstatistikleri ………………………………………………….135
Tablo 57: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Kimlik Durumlarına Göre
Varyans Analizi (Anova) Sonuçları …………………………………...135
Tablo 59: Modernist Din Anlayışının Kimlik Durumlarına Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları ……………………………………………………..137
Tablo 60: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile Kimlik
Durumları Arasındaki Korelasyonu …………………………………...139
Tablo 62: Üniversite Öğrencilerin Namaz Kılma Durumlarına Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları ……………………………………………………..140
Tablo 64: Üniversite Öğrencilerin Oruç Tutma Durumlarına Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları ……………………………………………………..142
Tablo 71: Dinimize göre eğlence amacıyla kâğıt oynanmasında sakınca yoktur... 148
Tablo 72: Doğru yolu bulmada Vahy ve akıl birbirini tamamlar ………………...149
Tablo 74: Müslüman bir kadının, Müslüman olmayan bir erkekle evlenmesi
dinimize göre caiz değildir …………………………………………….151
Tablo 75: Dini inançların yanı sıra milli ve kültürel değerlere de önem vermek
gerekir …………………………………………………………………152
Tablo 77: Bir Müslüman’ın sadece ülkesi ve milliyeti için savaşması meşrudur ...153
Tablo 79: Başka dinden ve mezhepten olan insanlara hoşgörülü davranılmalıdır .154
Tablo 84: Başörtüsü dinimize göre farzdır, kadının saçının bir telinin bile erkeğe
gösterilmesi haramdır ………………………………………………….158
Tablo 86: İslam’a uygun bir hayat sürmek için peygambere uymak şarttır ………160
Tablo 90: Dini kurallara önem veren bir parti, ülkenin başına gelmelidir ………..163
Tablo 91: Bir Müslüman başka bir dine girerse mürtet olur ……………………...164
Tablo 92: Deprem, bir topluma Allahın gönderdiği bir azaptır …………………..165
Tablo 93: Bir Müslüman mutlaka bir mezhebe mensup olmalı …………………..166
Tablo 94: Bir Müslüman’ın sadece dini için savaşması meşrudur …………….....167
Tablo 97: Erkeğin kadınla tokalaşması dinimize göre caiz değildir …………….169
Tablo 98: Dine hizmet etmeyen televizyon programlarına bakmak bir Müslüman
için caiz değildir………………………………………………………. 169
KISALTMALAR
ÖNSÖZ
Abdullah MOHAMMADİ
ANKARA – 2010
1
GİRİŞ
1
Orhan Türkdoğan, Sosyal Hareketlerin Sosyolojisi, IQ Kültür Sanat Yay., İstanbul 2004, s. 471.
2
Mualla Selçuk, “Dini Hitabet Uygulamalarımız”, İslami Araştırmalar Der., C. V, S: 3, İstanbul
1991, s. 165.
3
Erdinç Yazıcı ve Diğerleri, Türk Üniversite Gençliği Araştırması, G.Ü. Yay., Ankara 2003, s. 12-13.
4
Vehbi Bayhan, Üniversite Gençliğinde Anomi ve Yabancılaşma, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara
1997, s. 2.
5
Selçuk Uygun, “Üniversite Gençliğin Yabancılaşması”
www.yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi57/uygun.htm (02.02.2010).
2
6
Bkz., Barlas Tolan, Çağdaş Toplumun Bunalımı Anomi ve Yabancılaşma, Kalite Matbaası,
Ankara1980, s. 142-146; İsmail Doğan, İletişim ve Yabancılaşma, Sistem Yay., İstanbul 1998, s.
25-28; Martin Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, Çev. Özlem Balkız ve diğerleri, 2. Bsk., Sentez
Yay., İstanbul 2008, s. 34-38, 123-131.
7
Selçuk Uygun, a.g.m., http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi57/uygun.htm (02.02.2010).
8
Orhan Türkdoğan, a.g.e., s. 472-474
9
Sistem kavramı: “Unsurları arasında ahenk olan bütün anlamını ifade etmektedir.” Bir dinin gerçek
olabilmesi için tezat arz eden akideler yerine tutarlı ve manalı bir inanç sistemine sahip olması
lazımdır. Din sistemlerinin oluşmasıyla din konusunda uzmanlaşmış din adamının rolü büyüktür.
Din alanı ile diğer alanlar arasında sınır çekilmesi, bunlarla ilgili rollerin birbirinden farklılaşması
din sistemi içinde yeniden uzmanlaşma imkanları açılır: Bkz., Erhan Atiker, Bireyselleşme ve
Toplumsal Farklılaşma, İ.Ü.E.F. Yay., İstanbul 1995, s. 7-10, 60; Amiran Kurktan Bilgiseven, Din
Sosyolojisi, Filiz Kitabevi, İstanbul 1985, s. 192.
10
Niyazi Akyüz, “Dinin Mesajının Sosyo-Kültürel Muhtevası ve İslam”, A.Ü.İ.F. Der., C. XXXVIII.,
Ankara 1998., s. 298-299.
11
Dinde değişim olgusunu, İslami literatüründe farklı kelimelerle ifade edilmiştir. Olumlu değişim,
ihya, ıslah, teceddüt ve tekamül, olumsuz değişim ise tağayyür, tahrif, inhiraf, ifsat ve tebeddül
3
gibi sözcüklerle ifade edilmiştir: Bkz., Sabri Hizmetli, “İslam ve Değişme”, A.Ü.İ.F. Der., C. 37,
Ankara 1997, s. 91.
12
Ünver Günay, “Modern Sanayi Toplumlarında Din: I”, E.Ü.İ.F. Der., S: 3, Kayseri 1986, s. 42-44.
13
Mehmet Taplamacıoğlu, Din Sosyolojisine Giriş, A.Ü.İ.F. Yay., Ankara 1961, s. 71.
14
Akyüz, Dinin Örgütsel İklimi Dini Gruplar, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara 2007, s. 15;
Akyüz, “Dinlerin Teşekkülünde Dini Liderlerin Karizması”, A.Ü.İ.F. Der., C. XLI. Ankara 2000,
s.275.
15
Bkz., İbn Haldun, Mukaddime, Haz. Süleyman Uludağ, C. I. 5. Bsk., Dergah Yay., İstanbul 2007, s.
213; Taplamacıoğlu, Genel Sosyoloji, 2. Bsk., Ankara 1969, s. 14; Trigg Roher, Understanding
Social Science, Çev. Şahnaz Musemma Perest, Neşri Ney, Tahran 1384, s. 103; Charon Joel M,
Ten Questions: A Sociological Perspective, Çev. Menuçehr Saburi, Neşri Ney, Tahran 1385, s. 51.
16
Niyazi Usta, Ekonomi Ahlakı ve İnsan Kaynağı, Aktif Yay., Erzurum 2001, s. 7.
17
Rene König, Günümüz Sosyolojisi, Çev. Battal İnandı, Akademi Kitabevi, İzmir 1994, s. 71.
4
toplumun alacağı sosyal şekil ve değişmelerin içerisinde rol almaktadır.18 Bir bakıma
insanın toplum içinde yaşamasını zorunlu hale getiren iki neden mevcuttur.
Bunlardan birincisi doğa, diğeri ise insanın fizyolojisidir. İnsan doğa karşısında
korumasız ve zayıf bir varlıktır. İnsan doğa karşısında kendini korumak ve güçlü
duruma geçebilmek için birtakım araçlara ihtiyaç duymaktadır. Toplum tam bu
noktada insan hayatında önemli araçlardan biri haline gelmektedir. İkincisi ise “insan
fizyolojik varlığını devam ettirebilmek için doğayı dönüştürmek zorundadır.” İnsanın
bunu tek başına yapabilmesi mümkün gözükmemekte ve diğer insanların yardımına
ve işbirliğine ihtiyacı olmaktadır.19 Böylece toplum hayatında bir arada yaşamanın
getirdiği nitelikler ve özellikler, bazı insanları yakınlaştırmakta ve bazılarını ise
uzaklaştırmaktadır. Bu durum sosyolojik açıdan “toplumsal mesafe” olarak
nitelendirilmiştir. Toplumsal mesafe, toplumda yaşayan bireylerin gruplaşmasına ve
kutuplaşmasına neden olmaktadır.20 Toplumda fertler veya gruplar arasında meydana
gelen yakınlaşmalar ve zıtlaşmalar sonucunda meydana gelen değişimler, bireylerin
dine olan tutumlarında ve davranışlarında farklılaşmalara sebebiyet verebilir.
18
Emre Kongar, Toplumsal Değişme Kuralları ve Türkiye Gerçeği, 6. Bsk., Remzi Kitabevi, İstanbul
1995, s. 33-34; Yümni Sezen, İslam Sosyolojisine Giriş, Turan Kültür Vakfı, İstanbul 1994, s.13.
19
Geniş Bilgi için; Cevat Özyurt, Modern Toplumun Çözümlenmesi, Açılım Kitap Yay., İstanbul
2005, s. 23; Nurettin Şazi Kösemihal, Sosyoloji Tarihi, Remzi Kitabevi, 2. Bsk., İstanbul 1968,
s.23-27.
20
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, Gündüz Eğitim Yayıncılık., Ankara 2007, s.
7.
21
Günay Tümer, “Çeşitli Yönleriyle Dinler”, A.Ü.İ.F. Der., C. 28, Ankara 1986, s. 247.
22
Neda Armaner, “Şahsiyet Terbiyesinde Dini Kültürün Rolü”, A.Ü.İ.F. Der., C. 21, Ankara 1976, s.
143.
5
23
Hans Freyer, Din Sosyolojisi, Çev. Turgut Kalpsüz, Ankara 1964, s. 31.
24
Henri Bergson, Ahlak ile Dinin İki Kaynağı, Çev. Mehmet Karasan, M.E.B. Yay., İstanbul 1986, s.
127; Mahir İz, Din ve Cemiyet, 2. Bsk., Med Yay., İstanbul 1979, s. 17.
25
Joachim Wach, Din sosyolojisine Giriş, Çev. Battal İnandı, Ankara 1987, s. 17.
26
Eliade Mircae, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, C. I., Çev. Ali Berktay, Kabalcı Yay.,
İstanbul 2000, s. 11. Bu görüşün tersini savunan sosyologlar da bulunmaktadır. Bu sosyologlarla
ilgili geniş bilgi için bkz., Gustav Mensching, Dini Sosyolojisi, Çev. Mehmet Aydın, Din Bilimleri
Yay., Konya 2004, s. 11; Günay, Din Sosyolojisi, 4. Bsk., İnsan Yay., İstanbul 2001, s. 137-139;
Emile Durkheim, Toplumsal İşbölümü, Çev. Özer Ozankaya, Cem Yayınevi, İstanbul 2006, s. 123;
Max Weber, Bürokrasi ve Otorite, Çev. H. Bahadır Akın, 2. Bsk., Adres Yay., Ankara 2006, s. 5;
Türkdoğan, İslam Değerler Sistemi ve Max Weber, IQ Kültür ve Sanat Yayıncılık, İstanbul 2005,
s. 25-26; Cemil Sena, Tanrı Anlayışı, Remzi Kitabevi, İstanbul 1978, s. 553-571.
27
Günter Kehrer, Roland Robertson, Emile Durkheim Din Sosyolojisi, Çev. M. Emin Köktaş,
Abdullah Topçuoğlu, Vadi Yay., Ankara 1996, s. 11.
28
Max Weber, Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Çev. Zeynep Gürata, Ayraç Yay., Ankara
2005, s. 77.
29
İhsan Çapcıoğlu, “İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Yakın Sosyal Çevre İle İlişkilerinde Etkili Bir
Faktör Olarak Dindarlık”, Türkiye Sosyal Araştırmalar Der, Aralık 2008, Yıl: 12, S: 3, ss. 49–64, s.
50.
30
Ali Akdoğan, Geleneksel Toplumdan Modern Topluma Geçişte Dini Hayat, Rağbet Yay., İstanbul
2002, s. 79.
31
Olivier Roy, Afganistan’da Direniş ve İslam, Çev. Mustafa Kadri Orağlı, Yöneliş Yay., İstanbul
1990, s. 57.
6
Her toplumun yapısı itibarıyla kendine özgü farklı din anlayışı, kültürü, insan
yetiştirme düzeni ve yöntemi, idealleri ve değer yargıları vardır. Bu bağlamda
toplumlar ile dinler çeşitli kültürel alanlarda birbiriyle devamlı olarak etkileşim
halindedir. Bu karşılıklı etkileşim sonucunda, toplumlarda farklı dönemlerde farklı
gelişme ve değişmeler ortaya çıkmıştır.32 Yalnızca din tek taraflı olarak toplumları
şekillendirmez, toplumlar da kendi yapılarına ve şartlarına göre bir din anlayışını
yansıtırlar.33 Böylece din anlayışının oluşmasında psiko-sosyal şartlar, toplumun
kültürel değerleri ve ekonomik şartlar gibi konular etkili olmakta veya başka bir
ifade ile din anlayışı her topluma veya ferde göre farklılık veya değişiklik arz
etmektedir.34 Bu bağlamda araştırmalarımızın sonucunda “geleneksel ve siyasal
İslamcı din anlayışı” ile “modernist din anlayışı” gibi iki din anlayışının üniversite
öğrencileri arasında daha belirgin olduğu görülmüştür. Afganistan’da üniversite
öğrencilerinin din anlayışı konusunda ve genel itibarıyla gençlerin dini yaşayışları ve
buna paralel olarak ortaya çıkan sorunlarla ilgili ne empirik düzeyde ne de teorik
anlamda ciddi bir araştırma mevcut değildir. Bir bakıma bu sahada benzer
çalışmaların bulunmayışı araştırmamızın sahasında tek olması önemli sayılabilir ama
diğer taraftan teorik bağlamda araştırmanın çerçevesini oluşturmakta sıkıntı meydana
getirebilir. Küreselleşen bir dünyada özellikle Afganistan’ın içinde bulunduğu sosyo-
kültürel, ekonomik ve siyasal düzlemdeki sorunlardan üniversite öğrencileri olumlu
veya olumsuz yönde etkilenmektedir. Bu çalışmada üniversite öğrencilerinin din
algılamasını, dini inanç, ibadet ve sosyal hayatla ilgili tutumları kısmen de olsa
sosyolojik açıdan tespit edilmeye çalışacaktır.
32
Akyüz, “İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı Ölçeği Üzerine Bir Pilot Araştırma”,
A.Ü.İ.F. Der., C. XLII., Ankara 2002, s. 127.
33
Mustafa Aydın, İslam’ın Tarih Sosyolojisi, 2. Bsk., Pınar Yay., İstanbul 2001, s. 23.
34
Kemaleddin Taş, Üniversite Gençliğinin Dindarlık Kriterleri, Alter Yay., Ankara 2005, s. 19.
7
4. Geleneksel yapıdan modern bir yapıya doğru hızlı bir şekilde ilerleyen
Afganistan toplumunda dini önderlerin, pirlerin, seyitlerin ve şeriflerin üniversite
öğrencilerinin din anlayışının oluşmasında ve dini yaşayışlarında etkisi nedir?
35
Sönmez Kutlu, Çağdaş İslami Akımlar ve Sorunları, Fecr Yay., Ankara 2008, s. 26.
8
36
Bkz., Taş, Türk Halkının Gözüyle Diyanet, İz Yay., İstanbul 2002, s. 22.
37
Abdullah Hassan (Mohammadi), Afganistan Kökenli Hazaraların Din Anlayışı, (Basılmamış
Yüksek Lisans Tezi), Isparta 2004, s.3-4.
38
Ekrem Sarıkçıoğlu, Din Fenomenolojisi, S.D.Ü. Yay., Isparta 2002, s. 1-2.
39
Seyyid Hüseyin Nasr, Genç Müslüman’a Modern Dünya Rehberi, 3. Bsk., İz Yay., İstanbul 2003, s.
143-144.
40
Bugün İslam dünyasının birliği, daha önceden hiç rastlanılmamış düzeyde parçalanmış
bulunmaktadır: Bkz., Seyyid Hüseyin Nasr, İslam ve Modern İnsanın Çıkmazı, 4. Bsk., İstanbul
2004, s. 113-114.
9
dini konularla ilgili sorunlar halledilmedikçe, Batı ile siyasi ve ekonomik yönden
barış sağlamak mümkün değildir.”41 Afganistan’da özellikle 1990’lı yıllardan bu
yana çatışmaların ve anlaşmazlıkların olduğunu görmekteyiz. Bu çatışma ve
anlaşmazlıkların görünen tarafı din veya farklı mezhep anlayışları olmuştur.
Özellikle Taliban hareketinin ortaya çıkması ve “Allah’ın hükmünü yeryüzüne
getirme” sloganıyla başlayan hareket, 1998 yılında Mezar-i Şerif’te 8 bin sivil
insanın ölümünü fetva ile meşrulaştırmıştır. Böyle geleneksel bir yapıda dini
hükümleri kendi kabilesinin değerlerine göre yorumlayan ve bazen de kabilesinin
değer yargılarının (bu olayı sadece Peştun Kabilelerinde görmek mümkündür,
Peştunların deyimiyle Peştunvali) dini hükümlerden daha fazla önem kazanan bir
yapıda, üniversite öğrencilerinin din anlayışlarını inceleme konusu yapmak,
üniversite öğrencilerinin diğer dine veya mezhebe mensup olan insanlara karşı nasıl
bir tavır içinde olduklarını ortaya koyabilmek konumuz açısından önemlidir.
3. ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ
41
Mustafa Köylü, Farklı İnançların Buluşma Zemininde Önemli Etkenler, Türkiye’de Din Eğitimi ve
Sorunları Sempozyumu, Değişim Yayınları, Adapazarı 2002, s. 245-246.
42
Münir Koştaş, Üniversite Öğrencilerinde Dine Bakış, T.D.V., Yay., Ankara 1995, s. 3.
10
5. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ
Bir araştırmanın sağlıklı bir şekilde ortaya konulabilmesi için belli bir takım
modellere ihtiyaç duyulmaktadır. Her bilimsel araştırma için model seçildiğinde,
modelin araştırmacıya zaman ve masraf bakımından yük getirmeyecek şekilde
seçilmesi önemli hususlardan biridir. Ama sebebi ne olursa olsun her araştırmada
model bulunması gerekmektedir. Bu bağlamda model, bir araştırmanın konusunun
belirlenmesinden araştırmanın sonuca varılmasına kadar geçen faaliyetlerin bütünü
denebilir.43 Bir başka açıdan bakıldığında araştırma modelinin seçilmesi, doğru
yöntem ve tekniklerin yerinde kullanılması sosyal araştırmalar bakımından
önemlidir. Bu bağlamda araştırmanın model seçme safhasında, her türlü sosyal
olaydan ve ön yargıdan uzak kalması gerekmektedir.44 Dolayısıyla model, bir
sistemin temsilcisi olup sadece “önemli görülen değişkenleri içine alacak şekilde,
gerçek durumun özetlenmiş halidir.”45 Araştırmacının araştırma modelini hazırlarken
dikkat etmesi gereken hususlar ise modelin, araştırma amacına uygun olması,
ekonomik açıdan araştırmacıya yük getirmemesi, verilerin toplanması ve
çözümlenebilmesi için gerekli koşulların düzenlenmesidir.46
43
Zeki Aslantürk, Araştırma Metod ve Teknikleri, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı
Yay., İstanbul 1999, s. 38-39.
44
Türkdoğan, Bilimsel Araştırma Metodolojisi, 4. Bsk., Timaş Yay., İstanbul 2003, s. 190.
45
Niyazi Karasar, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yay., 19. Bsk., Ankara 2009, s. 76.
46
Karasar, a.g.e., s. 76.
13
47
Bkz., Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 45; Taş, Üniversite Gençliğinin
Dindarlık Kriterleri, s. 24; Ramazan Uçar, Sosyolojik Açıdan Alevilik – Bektaşilik (Abdal Musa
Tekkesi Üzerine Bir Araştırma), Aziz Andaç Yay., Ankara 2006, s. 7.
48
Yusuf Ziya Özcan, Özden Özbey, Sosyolojiye Giriş Sosyolojide Araştırma Metotları, ed. İhsan
Sezal, Ankara 2002, s. 87.
49
Cavit Orhan Tütengil, sosyal Bilimlerde Araştırma ve Metod, 4. Bsk., İ.Ü.İ.F. Yay., İstanbul 1978,
s. 69; Saim Kaptan, Bilimsel Araştırma Teknikleri, Ayyıldız Matbaası, Ankara 1973, s. 11.
50
Birsen. Gökçe, Toplumsal Bilimlerde Araştırma, 3. Bsk., Savaş Yay., Ankara 1999, s. 129.
14
51
Ali Balcı, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntem, Teknik ve İlkeler, 4. Bsk., Pegem Yay., Ankara
2004, s. 79-80.
52
Karasar, a.g.e., s.110.
53
Akyüz , İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 46.
54
Ali D.Arseven, Alan Araştırma yöntemi (İlkeler Teknikler Örnekler), Gündüz Eğitim Yay., Ankara
2001, s.106.
15
55
Bkz., Hüseyin Bal, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, S.D.Ü Yay., Isparta 2001, s.111;
Amiran Kurtkan Bilgiseven, Sosyal Bilimler Metodolojisi, İstanbul 1973, s. 203.
56
Karasar, a.g.e., s.111.
57
Aslantürk, a.g.e., s. 108-109.
58
7000 öğrenci Kabil Üniversitesine bağlı çeşitli fakültelerinde okumaktalar, www.ka.edu.af
(05.06.2010).
16
59
Prof. Dr. Niyazi Akyüz, Yrd. Dr. İhsan Çapcıoğlu, Doç. Dr. Kemaleddin Taş,
60
Bkz. Akyüz, Gecekondularda Dini Hayat ve Kentlileşme, Gündüz Eğitim ve Yayıncılık, Ankara
2007; Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı; Taş, Üniversite Gençliğinin
Dindarlık Kriterleri.
61
Balcı, a.g.e., s. 159.
62
Balcı, a.g.e., s. 120.
17
63
Uçar, a.g.e., s. 10.
64
Arslantürk, a.g.e., s. 115.
65
Karasar, a.g.e., s. 151.
18
Ölçeklerdeki maddelerin tek bir yapıyı ölçüp ölçmediğini test etmek için
faktör analizi uygulanmıştır. Faktör analizi, aynı yapıyı ölçen değişkenleri toplayarak
ölçme işini az sayıda faktör ile gerçekleştirmektir.69 Bu araştırmada analiz
sonuçlarının değerlendirilmesinde, ölçekte yer alan maddelerin faktör yük değerinin
.30 ve daha yüksek olması şartı dikkate alınmıştır. Faktör yük değeri, .30’un altında
kalan maddeler değerlendirilmeye alınmamıştır.
Geçerliliği ve Güvenirliği
66
Ozankaya, Toplumbilim, 6. Bsk., Tekin Yay., İstanbul 1986, s. 37.
67
Karasar, a.g.e., s. 151.
68
Karasar, a.g.e., s. 148.
69
Bkz., Şener Büyüköztürk, Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı, 6. Bsk., Pegem Yayıncılık,
Ankara 2006, s. 123; Ed. Şeref Kalaycı, Spss Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 4.
Bsk., Asıl Yay., Ankara 2009, s. 321.
19
Analiz Sonuçları
Madde Toplam
Korelasyonu
Sonrası Yük
Faktör Yük
Döndürme
Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din
Değeri
Değeri
Anlayışı Tutum Ölçeği
Güvenirliği
Bartlett’s Testi
Korelasyonu
Sonrası Yük
Faktör Yük
Döndürme
Toplam
Madde
Modernist Din Anlayışı Tutum
Değeri
Değeri
Ölçeği
Birinci faktör, döndürme (rotasyon) sonrasında 19 maddeden ( 15, 13, 24, 19,
21, 20, 18, 16, 26, 22, 17, 25, 33, 28, 29, 34, 31, 14 ve 27) ve ikinci faktör ise 11
maddeden (1, 3, 2, 10, 6, 7, 8, 9, 4, 5 ve 11) oluşmaktadır. Bu bağlamda birinci faktör
(Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı) yük değerleri 0,364 – 0,684 arasında
değiştiği görülmüştür. İkinci faktör (Modernist Din Anlayışı) yük değerleri ise 0,332
– 0,753 arasında değiştiği saptanmıştır. Dolayısıyla faktör yük değerlerinin yüksek
çıkması, ölçeğin birbiriyle yüksek düzeyde ilişkili olduğu anlamına gelmektedir.
Bu çalışmada anket formunda yer alan maddeler, ifade ettiği anlamlara göre
sınıflandırılmıştır. Dolayısıyla çalışmamızda birinci faktördeki maddeler,
“Geleneksel ve Siyasal - İslamcı Din Anlayışı” ve ikinci faktördeki maddeler,
“Modernist Din Anlayışı” olarak adlandırılmıştır. Böylece Afganistan’ın genel
yapısı dikkate alınarak gerçekleştirilen araştırmamızda iki ölçek kullanılmıştır.
70
Şener Büyüköztürk ve Diğerleri, Sosyal Bilimler için İstatistik, 3. Bsk., Pegem Akademi, Ankara
2008, s. 159-160.
23
71
Ed. Kalaycı, a.g.e., s. 131.
72
Büyüköztürk ve Diğerleri, a.g.e., s. 186.
24
BİRİNCİ BÖLÜM
ARAŞTIRMANIN KURAMSAL ÇERÇEVESİ
1.Din ve Toplum
73
Akyüz, Gecekondularda Dini Hayat ve Kentlileşme, s. 47.
74
Kamuran Birand, “Dinin Mahiyeti Üzerine”, A.Ü.İ.F. Der., C. 6, S: 1, Ankara 1957, s. 118.
75
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 29.
76
Carl Gustav Jung, Din ve Psikoloji, Çev. Cengiz Şişman, İnsan Yay., İstanbul 1993, s. 17.
77
Harun Özdemirci – Yaşar Çolak, Din – Devlet Din – Siyaset İlişkisi, Diyanet İşleri başkanlığı Yay.,
Ankara 2001, s. 15.
78
Bkz., Sezen, Sosyoloji Açısından Din, M.Ü.İ.F.V. Yay., 3. Bsk., İstanbul 1998, s. 29; Günay, Din
sosyolojisi Dersleri, Erciyes Üniversite Yay., Kayseri 1996, s. 127; Kemal Güran, Müslüman’ın El
Kitabı, T.D.V. Yay., Ankara 2000, s. 35; Günay Tümer, “Din”, DİA, C. 9, İstanbul 1994, s. 312-
314.
79
Günay, Din Sosyolojisi, s. 192; Hamdi Döndüren, İslam İlmihali, Erkam Yay., İstanbul 2008, s. 15.
25
karşı saygıyla bağlılığı ifade etmektir.80 İbranice’de hüküm, idrak etme ve ceza
anlamlarında kullanılmıştır.81 İslam’da ise din kelimesi Kur’an-ı Kerim’le irtibatlıdır.
Öyle ki Kur’an-ı Kerim’in çeşitli ayetlerinde din kelimesi taat, itaat, teslimiyet,
ibadet ve millet gibi manalarda kullanılmıştır.82 Ayrıca Kur’an, dinin Allah katında
İslam olduğunu da açık bir şekilde ifade etmektedir.83
80
Adnan Adıvar, Tarih Boyunca İlim ve Din, Remzi Kitabevi, İstanbul 1987, s. 13-14; Veysel Uysal,
Din Psikolojisi Açısından Dini Tutum, Davranış ve Şahsiyet Özellikleri, M.Ü.İ.F.V. Yay., İstanbul
1996, s. 17.
81
Akyüz, “Dinin Nesnelleşmesi”, A.Ü.İ.F. Der., C. XXXVII., Ankara 1998, s. 287.
82
Günay, Din sosyolojisi, s. 192-193; Bilgiseven, Din sosyolojisi, s. 8
83
Ali-İmran 19.
84
Emile Durkheim, Dini Hayatın İlkel Biçimleri, Çev. Fuat Aydın, Ataç Yay., İstanbul 2005, s. 21.
85
İzzet Er, Din Sosyolojisi, Akçağ Yay., Ankara 1998, s. 4.
86
Halis Adnan Arslantaş, “Sosyal Değişme, Kentleşme ve Kentlileşmenin Din Üzerine Etkileri”,
İ.Ü.İ.F. Der., 13:2, İstanbul 2008, s. 181.
87
Er, a.g.e., s. 3.
88
Günter Kehrer, Din Sosyolojisi, Çev. Semahat Yüksel, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul 1992, s. 9.
89
Bilgiseven, Din sosyolojisi, s. 8.
26
90
Bkz., Mehmet Bayyiğit, Üniversite Gençliğinin Dini İnanç Tutum ve Davranışları Üzerine Bir
Araştırma, (Basılmamış Doktora Tezi), Uludağ Üniversitesi, Bursa 1989, s. 9; Günay, Din
sosyolojisi, s. 196.
91
Ejder Okumuş, Toplumsal Değişme ve Din, İnsan Yay., İstanbul 2003, s. 52.
92
Peter L. Berger, Dinin Sosyal Gerçekliği, Çev. Ali Coşkun, İnsan Yay., İstanbul 1993, s. 89.
93
Mustafa Aydın, İslam’ın Tarihi Sosyolojisi, Pınar Yay., 2. Bsk., İstanbul 2001, s. 20.
94
Gustav Mensching, a.g.e, s. 11.
95
Raymond Aron, Sosyolojik Düşüncenin Evreleri, Çev. Korkmaz Alemdar, 5. Bsk., Bilgi Yayınevi,
İstanbul 2004, s. 89.
96
Din, pozitivist anlayışının aksine yalnız zamana bağlı bir fenomen olmayıp, insanın ebedi planına
da uygundur. Bkz., Joachim Wach, Din Sosyolojisine Giriş, s. 37.
27
olduğu gibi dinlerin de tekâmül içinde olduklarını savunmuştur.97 Ona göre insan
topluluklarının bulunduğu her yerde mutlaka bir din de vardır. Dinlerin de diğer
sosyal kurumlar gibi değişebilir ve gelişebilir özellikleri vardır. Comte, pozitivist bir
toplumun pozitivist bir dini olacağını ileri sürerek98 pozitivist bir dinin temellerini
kurmaya çalışmıştır.99
97
Emile Durkheim, Sosyolojik Metodun Kuralları, Çev. Enver Aytekin, 2. Bsk., Sosyal Yay., İstanbul
1994, s. 56; Münir Koştaş, “Auguste Comte’un Din Sosyolojisi”, A.Ü.İ.F. Der., C. 34, Ankara
1993 s. 70-73.
98
Koştaş, “Din Sosyolojisine Giriş”, A.Ü.İ.F. Der., C. XXVIII., Ankara 1986, s. 362.
99
Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 15. Bsk., Ötüken Yay., İstanbul 2004, s. 148.
100
Günay, Din Sosyolojisi, s. 137-139; Durkheim, Toplumsal İşbölümü, s. 123.
101
Mensching, a.g.e., s. 11.
102
Peter L. Berger, Kutsal Şemsiye, Çev. Ali Coşkun, Rağbet Yay., İstanbul 2000, s. 254; Günay,
“Din Sosyolojisinin Tarihsel Gelişimi ve Temel sorunları”, E.Ü.S.B.E., Der., S. 12, Yıl. 2002, s. 6.
103
Sezgin Kızılçelik, Sosyoloji Teorileri, C. I., Yunus Emre Yay., 2. Bsk., Konya 1994, s. 208;
Günay, Din Sosyolojisi, s. 139.
104
Kehrer, a.g.e., s. 23-24.
105
Günter Kehrer, Din Sosyolojisi, Der. Yasin Aktay-M. Emin Köktaş, Vadi Yay., 2. Bsk., İstanbul
1998, s. 21.
28
var olan her türlü sosyal kurumun dinin şemsiyesi altında bulunduğunu ve zaman
içerisinde bu kurumların bağımsız birer profan kurumlar olarak ortaya çıktığını
söylemiştir.106 Durkheim’in ortaya koyduğu teoriye göre dinsel ayin ve törenlerin
inananları tarafından yerine getirme gayelerinin bireylere toplumun “moral
üstünlüğünü” tasdik etmektir.107 Ona göre dinler, toplumlarda meydana gelebilecek
değişmelere108 sebebiyet verebilecek güçte değiller, ancak toplumsal sistemi
destekleyebilir.109 Durkheim aynı zamanda Tylor’ın “animist” ve Max Müller’in
“natürist” din teorilerini eleştirerek dinin bilim öncesi düşüncenin ürünü olduğu
teorisini110 de reddettikten sonra dini toplumsal olana indirgemektedir. Durkheim’in
bakış açısıyla din, bireylerin çevresinde olup bitenleri özel “gözlüklerle” görmeyi
sağlayacak kavramsal görüş imkânları sağlamaktadır. Yani din, “insanlarda uzun
süreli, geniş kapsamlı, güçlü ve güdüler yerleştirmeye çalışan bir semboller
sistemi”111 olarak ele alınmaktadır.
Max Weber din tanımı ile ilgili ısrarlı davranmamaktadır. Ona göre önemli
olan şey, “insanın sosyal davranışından dini olanın “anlam” olarak çıkarılmasıdır”.113
Weber’in çalışmalarından, kendi döneminde oldukça rağbet gören din tanımına
uygun hareket ettiği anlaşılmaktadır.114 Weber’in anlayışında din ve ekonomik
106
Mimar Türkkahraman, Toplum ve Temel Toplumsal Kurumlar Kurumlar Sosyolojisine Giriş, Alp
Yay., Ankara 2006, s. 183.
107
T.B. Bottomore, Toplumbilim, Çev. Ünsal Oskay, 6. Bsk., Der Yay., Ankara 2000, s. 264.
108
Dinler, bazı toplumlarda değişmeyi meydana getirirken bazı toplumlarda da engelleyici fonksiyonu
vardır. Özellikle geleneksel toplumlarda yeniliğin yayılmasına bir engel oluşturabilir. Bkz.,
Türkdoğan, Çağdaş Türk Sosyolojisi, IQ Kültür Sanat Yay., İstanbul 2003, s. 544.
109
Ian Thompson, Odaktaki Sosyoloji (Din Sosyolojisine Giriş), Çev. Bekir Zakir Çoban, Birey
Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 56.
110
Günay, Din Sosyolojisi, s. 126-130
111
Şerif Mardin, Din ve İdeoloji, İletişim Yay., 12. Bsk., İstanbul 2003, s. 37, 65.
112
Okumuş, Toplumsal Değişme ve Din, s. 60.
113
M. Emin Köktaş, Türkiye’de Dini Hayat, İşaret Yay., İstanbul 1993, s. 25
114
Günay, Din Sosyolojisi, s. 191.
29
115
Max Weber, Bürokrasi ve Otorite, s. 5; Türkdoğan, İslam Değerler Sistemi ve Max Weber,, s. 25-
26.
116
Bkz., Ünver Günay, “Max Weber’in Din Sosyolojisindeki Yeri ve Önemi”, E.Ü.İ.F. Der., S. 5.,
Kayseri 1988, s. 3-4; Ünver Günay, “Max Weber’in Din Sosyolojisi”, E.Ü.İ.F. Der., S. 3 Kayseri
1986, s. 323.
117
Kemaleddin Taş, “Dinin sosyolojik Tanımı Üzerine Bir Değerlendirme”, Dini Araştırmalar, C.
VI., S: 16., Mayıs-Ağustos 2003, s. 200-203.
118
Freyer, İçtimai Nazariyerler Tarihi, Çev. Tahir Çağatay, 2. Bsk., Yıldız Matbaası, Ankara 1968, s.
191.
119
Sabri F. Ülgener, Zihniyet ve Din İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlakı, Derin Yay.,
İstanbul 2006, s. 27; Ahmet Özkiraz, Sabri F. Ülgener’de Zihniyet Analizi, A Yay., Ankara 2000,
s. 60-67.
120
Emel Öztürk Karagöz, Max Weber’de Anlayış Sosylojisi ve Din Olgusu, Derin Yay., İstanbul 2003,
s. 202.
121
Türkkahraman, a.g.e., s. 181.
30
Genel itibariyle dinler, hem insan hem de kâinat hakkında bir görüş bildirir.
Yani din, “bir dünyayı anlama ve kendini o dünyadan belirli bir yere yerleştirme
modeli olarak” çaba gösterir.131 Böylece insan dinlerden kendi mahiyeti ve kâinattaki
yeri hakkında bir bilgiye sahip olur. Buna göre kâinattaki düzeni ve hayatı anlamak
122
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 31-32.
123
Joachim Wach, Din Sosyolojisine Giriş, Çev. Battal İnandı, Ankara 1987, s. 7-16; Köktaş, a.g.e., s.
26.
124
Ergün Yıldırım, Değişen Din Anlayışının Sosyolojisi, Bilge Yay., İstanbul 1999, s. 27; Bilgiseven,
Din Sosyolojisi, s. 185.
125
Türkkahraman, a.g.e., s. 178.
126
Mehmet Ali Kirman, Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yay., İstanbul 2004, s. 61.
127
Seyyid Hüseyin Nasr, İslam İdealler Gerçekler, Çev. Ahmet Özel, İz Yay., 2. Bsk., İstanbul 2003,
s. 18.
128
Seyyid Hüseyin Nasr, Bilgi ve Kutsal, Çev. Yusuf Yazar, 3. Bsk., İz Yay., İstanbul 2009, s. 104.
129
Necdet Subaşı, Türk Aydınının Din Anlayışı, Yapı Kredi Yay., İstanbul 1996, s. 213; Nasr, İslam
İdealler Gerçekler, s. 17.
130
Nasr, Bilgi ve Kutsal, s. 103.
131
Mardin, Din ve İdeoloji, s. 30.
31
yaratıcı bir tanrının varlığıyla ancak mümkün olabilir.132 Din “olmadan insan, kendi
asıl seviyesinin altında yaşar ve onun insanlığı sadece tesadüfe bağlı kalır.”133 Bu
bağlamda dinler insanın temel sorunlarını belli bir perspektiften izah eden sistemler
olarak karşımıza çıkmaktadır. Dinler, zihnimizi meşgul eden metafizik
problemlerden pratik davranış kurallarına kadar her konuda insanı aydınlatmayı
hedef edinmiştir.134 Bu bağlamda dinlerin ortaya çıktıkları toplumlardan
soyutlanmaları ve din olgusunun sadece toplumsal olaylara bağlanması veya büyü,
bilim, vb. gibi yaklaşımlarla açıklanması doğru sonuçlara ulaşmada yetersiz kalabilir.
Çünkü din, toplum üstü “aşkın” bir öze sahiptir. Bu öz ise “ahlaki” olandır. Din de
bu ahlaki olanın bir açılımıdır.135 Zira dinin özü değişmez olarak kalırken onun
işlevleri ve yansımaları farklılık arz edebilir.136 Şu halde din, bireyin maddi ve
manevi yaşamını değiştirerek ona bir istikamet ve düşünce vermektedir.137 Böylece
dinin tanımına sosyolojik perspektifinden bakıldığında en gerçek tanımın bizzat dinin
kendi özü, cevheri ve mahiyeti ile mümkün olmaktadır. Zira insan hayatının
temelinde fıtri olarak dini gerçek yatmaktadır.138 Dolayısıyla din insanlık tarihinin
her safhasında varlığını korumakta ve hatta sanayi toplumlarında da etkisini
sürdürmektedir.139
132
Haydar Gölbaşı, “Modernleşmeyi Engelleyen Arkaik Bir Çatışma Sorunu: Alevi-Sünni
Çatışmasının Arka Planı”, C.Ü.İ.İ.B. Der., C. IX., S. 1., Sivas 2008, s. 42.
133
Nasr, Genç Müslüman’a Modern Dünya Rehberi, s. 21.
134
Erol Güngör, İslam’ın Bugünkü Meseleleri, 11. Bsk., Otüken Yay., İstanbul 1997, s. 97.
135
Mustafa Aydın, Kurumlar Sosyolojisi, Vadi Yay., Ankara 2000, s. 101.
136
Ali Coşkun, “Toplumsal Düşünce Tarihinde Din Sorunu”, Din, Toplum ve Kültür, İz Yay.,
İstanbul 2005, s. 13.
137
Muhammed İkbal, İslam’da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, Çev. Sofi Huri, 3. Bsk.,
Kırkambar Yay., İstanbul 1999, s. 20.
138
Bkz., Nasr, Genç Müslüman’a Modern Dünya Rehberi, s. 175-176; Günay, Din Sosyolojisi
Dersleri, s. 143.
139
Ünver Günay, “Modern Sanayi Toplumlarında Din II”, E.Ü.İ.F. Der., S: 4., Kayseri 1987, 30-56.
32
140
Joachim Wach, Din Sosyolojisi, Çev. Ünver Günay, M.Ü.İ.F.V. Yay., İstanbul 1995, s. 76; Günay,
Din Sosyolojisi, s. 207.
141
Ünver Günay, “Modern Sanayi Toplumlarında Din:I”, E.Ü.İ.F., Der., S:3, Kayseri 1986, s. 43;
Şerif Mardin, Türkiye’de Din ve Siyaset, 10. Bsk., İletişim Yay., İstanbul 2004, s. 237.
142
Bkz., Günay, Din Sosyolojisi Dersleri, s. 144; Wach, Din Sosyolojisi, s. 76.
143
Cevdet Kılıç, “Felsefe Din, Vahiy Akıl İlişkisi Bağlamında Din Kavramı ve Günümüz Din Toplum
İlişkisi”, F.Ü.İ.F. Der., S. 4, Elazığ 1999, s. 119; Freyer, Din Sosyolojisi, s. 32.
144
Günay, Din Sosyolojisi, s. 208.
145
Ejder Okumuş, Meşruiyet Ekseninde Din ve Devlet, Pınar Yay., İstanbul 2003, s. 67.
146
Antik çağda yaşayan bazı Yunan düşünürleri tanrıların, kendilerine benzediklerini iddia
etmişlerdir. Onlara göre tanrılar da insanlar gibi hırsızlık, zina ve benzeri kötü şeyler yapabilirler.
Macit Gökberk, Felsefe Tarihi, 13. Bsk., Remzi Kitabevi, İstanbul 2002, s. 25; Kamıran Birand,
İlk Çağ Felsefesi Tarihi, 3. Bsk., Ankara 1987, s. 17.
33
İslam ve Hıristiyanlık dinlerinde ise, daha ziyade şehir halkı arasında taraftar
bulmuştur.147
147
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 64,65,67; Mehmet Taplamacıoğlu, Din Sosyolojisi, 2. Bsk., A.Ü.İ.F.
Yay., Ankara 1975, s. 93.
148
Halil İbrahim Bahar, a.g.e., s. 63; Sulhi Dönmezer, Sosyoloji, 5. Bsk., Hüsnütabiat Matbaası,
İstanbul 1974, s. 82.
149
Erhan Atiker, a.g.e., s. 14.
150
Bir antropolog olan Taylor’a göre kültür kavramı, “Bilgi, inanç, sanat, ahlak ve alışkanlıkları içine
alan karmaşık bir bütündür.” Bkz., Dönmezer, a.g.e., s. 80. Zygmunt Bauman’a göre kültür,
“Düzen getirmekle kalmaz, ona değer de verir. Kültür, bir düzeni en iyi, hatta belki de tek iyi
düzen olarak göklere çıkarır.” Bkz., Zygmunt Bauman, Sosyolojik Düşünmek, Çev. Abdullah
Yılmaz, 5. Bsk., Ayrıntı Yay., İstanbul 2000, s. 161. Ziya Gökalp kültür kavramını ikiye ayırarak
kültür yerine hars kavramı kullanır. Ona göre hars, bir toplumun dinsel, hukuksal, dilsel, ekonomik
ve estetiksel alanları içine barındırandır. Medeniyet ise birçok milletin toplumsal hayatının ortak
bir ürünü olarak ifade etmektedir. Bkz., Ziya Gökalp, Türkçülüğün Esasları, Haz. Mehmet Kaplan,
Kültür Bakanlığı Yay., İstanbul 1976, s. 25
151
Sanayi devremi Batı toplumlarının maddi kültürlerinde büyük değişmelere sebep olurken manevi
kültür aynı hızla değişmediği görülmektedir. Marx’a göre teknolojik değişmeden sonra manevi
kültürde değişmeye başlar. Weber, bunun tam tersini savunarak maddi kültür manevi kültürden
sonra oluşur ve manevi kültürün değişmesi ile dönüşüme uğrar: Bkz., Zeki Arslantürk, M. Tayfun
Amman, Sosyoloji (Kavramlar – Kurumlar – Süreçler – Teoriler), 4. Bsk., Çamlıca Yay., İstanbul
2001, s. 232.
152
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 224-225.
34
153
Bilgiseven, Genel Sosyolojisi, Filiz Kitabevi, 4. Bsk., İstanbul 1986 s. 286; Zeki Arslantürk, M.
Tayfun Amman, a.g.e., s. 225.
154
Niyazi Akyüz, Gecekondularda Dini Hayat ve Kentlileşme, s. 58-59.
155
Ünver Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, Erzurum Kitaplığı 6, İstanbul 1999, s.
177-178.
156
Bkz., Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, s. 180; Taplamacıoğlu, Din Sosyolojisi, s.
271-272.
157
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 77.
158
Sezen, Sosyoloji Açısından Din, s. 108.
159
Sezen, İslam Sosyolojisine Giriş, Turan Kültür Vakfı, İstanbul 1994, s. 151.
160
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 225, 240.
35
anlamların tümünü; sosyal yapı, bu hareketlerin aldığı şekli ifade eder. Bu bağlamda
sosyal yapıda karşılıklı etkileşim süreci vardır.161
161
Mardin, Din ve İdeoloji, s. 58.
162
Türkkahraman, a.g.e., s. 180.
163
Günay, Din Sosyolojsi, s. 52.
164
Wach, Din Sosyolojisine Giriş, s. 16.
165
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 64.
166
Wach, Din Sosyolojisine Giriş, s. 7.
167
Bkz., Phil Zuckerman, Din Sosyolojisine Giriş, Çev. İhsan Çapcıoğlu-Halil Aydınalp, Birleşik
Kitabevi, Ankara 2006, 52; Wach, Din Sosyolojisine Giriş, s. 17.
36
1.3. Geleneksellik
168
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 71.
169
Freyer, a.g.e., s. 37.
170
Emel Öztürk Karagöz, a.g.e., s. 203.
171
Gelenek, adet ya da alışkanlıkla aynı anlamda kullanılmıştır. Oysaki gelenek, adet ya da
alışkanlığın tam zıddıdır: Bkz., Mehmet Aysoy, Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine, Açı Kitaplar,
İstanbul 2003, s. 15.
172
Dönmezer, a.g.e., s. 191; Sıtkı Karadeniz, “Gelenek Üzerine Bir Okuma Denemesi: Geçmişle
Gelecek Arasında Gelenek”, Milel ve Nihal Der., C. 4, S: 2, Mayıs-Ağustos 2007, s. 32-35; Niyazi
Berkes, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yapı Kredi Yay., İstanbul 2003, s. 423-424.
37
173
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 33-34.
174
Recep Şentürk, Yeni Din Sosyolojileri, Gelenek Yayıncılık, İstanbul 2004, s. 32-33.
175
Atiker, a.g.e., s. 62.
176
Dönmezer, a.g.e., s. 173.
177
Şentürk, a.g.e., s. 32.
178
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 311.
179
Bkz., Erol Güngör, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 15. Bsk., Ötüken Yay., İstanbul 2004, s. 36; Erol
Güngör, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, 12. Bsk., Ötüken Yay., İstanbul 2003, 9-57;
38
için ihtiyaç duyulmaktadır. Dinde gelenek ise dinin bozulmadan devamı için
zaruridir.180 Bu bağlamda İslam’ın geleneğe (eski olan her şey) karşı olmadığı
görülmektedir. İslam dini için en önemli olan şey, bireyin huzurlu bir hayat sürmesi
ve toplumun kendi içinde barışık bir durumda olmasıdır. Bu açıdan İslam’ın
gelenekçi bir yapıda olduğu anlaşılmaktadır.181
180
Sezen, İslam’ın Sosyolojik Yorumu, İz Yay., İstanbul 2004, s. 392.
181
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din anlayışı, s. 37;
182
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 177.
39
Din ile gelenek arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Din; insan, Allah ve
toplum arasındaki bağlantıyı sağlamaktadır. Gelenek ise; nesilden nesile aktarılan
bilgi, düşünce ve davranışlardır. Böylece gelenek, yazılı ve sözlü bütün uygulamaları
içine alan geniş bir kavramdır. Bu anlamda gelenek hemen ortaya çıkmaya veya
oluşmaya başlamaz. Ancak dinin ilk inananlarının arkasından en az iki veya üç nesil
geçtikten sonra gelenek oluşmaya başlar.184
183
Kadir Canatan, Bir Değişim Süreci Olarak Modernleşme, İnsan Yay., İstanbul 1995, s. 17-18.
184
Taş, Üniversite Gençliğinin Dindarlık Kriterleri, s. 57.
185
Mehmet Taplamacıoğlu, Din Sosyolojisi, 2. Bsk., Ankara 1975, s. 292.
186
Seyyid Hüseyin Nasr, Modern Dünyada Geleneksel İslam, Çev. Sara Büyükduru, 4. Bsk., İnsan
Yay., İstanbul 2004, s. 14-17.
187
Nasr, Modern Dünyada Geleneksel İslam, s. 18.
188
Abdullah Alperen, Sosyolojik Açıdan Türkiye’de İslam ve Modernleşme, Karahan Kitabevi, Adana
2003, s. 45-47.
40
1.4. Modernleşme
Her toplum ne kadar geleneksel veya tutucu olsa bile değişme ile karşı
karşıyadır.190 Zira tam anlamıyla statik veya durağan bir toplumdan bahsetmek
mümkün değildir.191 Her toplum sürekli olarak bir değişim süreci içindedir.192 Bu
bağlamda sosyologlar, toplumların oluş nedeni olarak değişmeyi göstermişlerdir.193
Toplumlarda meydana gelen değişmeye paralel olarak toplumsal yapılar, toplumsal
sistemler ve toplumsal kurallar devamlı bir değişiklik ve hareketlilik
göstermektedirler.194 Ancak bu değişme,195 toplumsal hayatın farklı alanlarında
189
Gilles Kepel, Cihat, İslamcılığın Yükselişi ve Gerilemesi, Çev. Haldun Bayrı, Doğan Kitapçılık,
İstanbul 2001, s. 267-272.
190
Joseph Fichter, Sosyoloji Nedir, Çev. Nilüfer Çelebi, 7. Bsk., Anı Yayıncılık, Ankara 2004, s. 194.
191
Dönmezer, a.g.e., s. 291.
192
Ahmet Eskicumalı, “Eğitim ve Toplumsal Değişme:Türkiye’nin Değişim Sürecinde Eğitimin Rolü,
1923-1946”, B.Ü.E. Der., C. 19., İstanbul 2003, s. 15.
193
Doğan Ergun, 100 Soruda Sosyoloji Elkitabı, 9. Bsk., İmge Kitabevi, Ankara 2008, s. 57.
194
Vahap Sağ, “Toplumsal Değişme ve Eğitim Üzerine”, C.Ü.S.B., Der., Mayıs 2003, C. 27., s. 13
195
Fonksiyonalist sosyoloji, değişmeyi kural dışı bir olgu olarak kabul etmekte ve buna önem
vermemektedir. Bu anlayışa göre toplumda değişme yok süreklilik vardır. Bkz., Orhan Türkdoğan,
Kültür-Değişme ve Toplumsal Çözülme, IQ Kültür Sanat Yay., İstanbul 2004, s. 110.
41
farklılık arz etmekle beraber hız bakımından her dönemde196 ve toplumdan topluma
farklı olabilir.197 Teorik planda toplumlarda meydana gelen bu değişim ve
farklılaşmalar, sosyologlar tarafından gelişme veya modernleşme kavramlarıyla izah
edilmiştir. Bazı düşünürlere göre gelişme, sürekli büyümeyi ve toplumun ekonomik
yapısındaki değişmeleri ve modernleşme198 ise sosyal, kültürel, siyasi ve psikolojik
değişme süreçlerini kastetmişlerdir.199 Toplumsal yapının bu çerçevede değişmesiyle
birlikte toplumda mevcut olan değer yargıları, toplumsal kurallar veya roller,200
toplumsal sistemler ve sosyal davranışlar bir “bütünlük” ve “süreklilik” içinde
değişmektedirler.201 Dolayısıyla endüstrileşmeyle birlikte toplumlarda meydana
gelen değişmeler daha fazla hız kazanmış, değişmelere paralel olarak sorunlar, bu
sorunların çözüm arayışları ve tekrar yeni sorunlar ve çözümler birbirlerini izleyerek
günümüze kadar gelmiştir.202 Başka bir ifade ile modernlik, devamlı olarak kendini
sorgulama ve hatalarını düzeltmeye ve aşmaya çalışan bir program olarak
nitelendirilebilir.203
196
T.B. Bottomore, a.g.e., s. 330; Ali Esgin, Anthony Giddens Sosyolojisi, Anı Yay., Ankara 2005, s.
358.
197
Bkz., Dönmezer, a.g.e., s. 291; Charon Joel M., a.g.e., s. 273; Bilgiseven, Genel Sosyoloji, s. 265.
198
Yapısal-işlevsel kurama göre modernleşmenin sonucunda kitle toplum ortaya çıkmıştır. Buna göre
kitle toplumunda sanayi ve bürokrasi sayesinde toplumlarda var olan geleneksel bağları ortadan
kaldırmıştır. Birey toplumsal olarak izole edilmiş ve toplumsal hayat ona bir demir kafes haline
gelmiştir:(Tönnies, Durkheim ve Weber bu görüşü savunmuştur.), Bkz., Halil İbrahim Bahar,
Sosyoloji, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu, Ankara 2005, s. 104-105; Ralph Schroeder,
Max Weber ve Kültür Sosyolojisi, Çev. Mehmet Küçük, Bilim ve Sanat Yay., Ankara 1996, s. 166-
167. Marx, modern çağı sorunlu bir çağ olarak görmüştür. Ona göre kapitalist düzende, sınıf
mücadeleleri temel bölünmelerin kaynağı olarak görmüştür: Bkz., Anthony Giddens, Modernliğin
Sonuçları, Çev. Ersin Kuşdil, 2. Bsk., Ayrıntı Yay., İstanbul 1998, s. 14-15. Weber’e göre
demokrasi ve bürokrasi arasındaki ilişki modern toplumsal gerilimin en köklü kaynaklarından
birisidir: Bkz., Anthony Giddens, Max Weber Düşüncesinde Siyaset ve Sosyoloji, Çev. Ahmet
Çiğdem, Vadi Yay., Ankara 1992, s. 14.
199
Canatan, a.g.e., s. 12.
200
Dönmezer, a.g.e., s. 292-293.
201
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 23.
202
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 392.
203
Kirman, a.g.e., s. 156.
42
ortaya çıkmayıp tedrici olarak tezahür etmektedir. Buna göre modern toplumlarda
geleneksel döneme ait bazı izler hala varlığını sürdürebilir.204 Örnek olarak
İngiltere’de ne kadar sembolik olsa bile Kraliçe hem dinin hem devletin başı
sayılmakta ve taç giyme merasiminde Anglikan kilisesinin inanç ve esaslarını
koruyacağını yemin etmektedir.205 Kısaca “modernlik bazen gelenekselleşmiş,
geleneksel düzen de modernleşmiş olabilir”.206 Bu çerçevede modernliği eskiden
tamamen ayırarak bir kopuş207 noktası olarak algılamak ve aşırı uçlara kaymak hatalı
sonuçlara sebep olabilir. Dolayısıyla geleneksel ile modern arasında devamlılık söz
konusudur ve bu ikisini birbirinden tamamen ayrı düşünmek hatalı sonuçlara
götürebilir.208
204
Şentürk, a.g.e., s. 33.
205
Jacques Robert, Batı’da Din-Devlet İlişkisi (Fransa Örneği), Çev. İzzet Er, İz Yay., İstanbul 1998.
s.22.
206
Akdoğan, a.g.e., s. 49;
207
Andrew Davison, Türkiye’de Sekülarizm ve Modernlik, Çev. Tuncay Birkan, İletişim Yay., İstanbul
2002, s. 54.
208
Giddens, Modernliğin Sonuçları, s. 12.
209
Ed., Niyazi Akyüz, İhsan Çapcıoğlu, “Toplumsal Yapı, Değişme ve Din”, Din Sosyolojisi, Gündüz
Eğitim ve Yayıncılık, Ankara 2008, s. 393-394.
210
Akdoğan, a.g.e., s. 41.
211
Zeki Arslantürk, Kutsalın Dönüşü Yeni Toplum Arayışları, Ayışığıkitapları Birleşik Dağıtım Yay.,
İstanbul 1998, s. 12.
43
söz konusu olan modernlik farklı anlamlarda kullanılmıştır. İlk olarak 5. yüzyılın
sonlarında Hıristiyan olanların Romalı ve pagan geçmişinden ayırmak için
kullanılmıştır.212 Bu kavram en çok 17. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Batıda ortaya
çıkan toplumsal yaşam biçimleri, ekonomik ve siyasal düzlemde meydana gelen
değişiklikler ve bu değişiklikler zaman içerisinde hemen hemen tüm dünya ülkelerini
etkileyen bir kavram haline gelmiştir. Başka bir ifade ile modernliği, Batı ülkelerinin
bugün temsil ettikleri teknik, bilgi ve zihniyet olarak da söylemek mümkündür.213
Bugün ise modernlik Batı toplumunun adeta bir simgesi haline gelmiştir.214 Zira
“Batı uygarlığının Rönesans ve Aydınlanma215 dönüşümünden sonra kazandığı
kültürel değer ve sosyal ilişkilerin özümsenmesi ile ortaya çıkan”216 bir hayat şekli
olarak tanımlanmıştır.
212
Bkz., Ahmet Demirhan, Modernlik, Ağaç Yayıncılık, İstanbul 1992, s. 12; Sezgin Kızılçelik,
Postmodernizm Dedikleri, Saray Kitabevi, İzmir 1996, s. 9.
213
Giddens, Modernliğin Sonuçları, s. 11.
214
Kirman, a.g.e., s. 156.
215
Aydınlanma felsefesi, insanı rasyonel bir varlık olarak kabul etmektedir. Hâlbuki akılla algılanan
insan asıl insana göre küçük bir parça olarak kalır. Burada aydınlanmak isteyen insanın kendisi ve
aydınlatılmak istenen şey de, insan hayatının anlam ve düzenini kastetmektedir. Bkz., Hilmi Ziya
Ülken, Dünyada ve Türkiye’de Sosyoloji Öğretim ve araştırmaları, Kitabevi, İstanbul 2008, s. 4;
Macit Gökberk, a.g.e., s. 289-300; Niyazi Akyüz, İhsan Çapcıoğlu, “Sosyolojide Yönteme Giden
Yollar Üzerine”, Toplum Bilim Der., C. 1-3, S: 1-6, Ocak-Haziran 2006-2009, Ankara, s. 80.
216
Ömer Demir, Mustafa Acar, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Vadi Yay., 3. Bsk., Ankara 1997, s. 160.
217
Nasr, Modern Dünyada Geleneksel İslam, s. 94.
218
Nasr, Bilgi ve Kutsal, s. 103; Birol Dok, Nietzsche’nin Nihilizmi, 3. Bsk., Anekdot Yayınevi,
Ankara 2008, s. 51-97.
219
Philip A. Mellor, “Bilgi Çağında Din, Kültür ve Toplum”, Çev. İhsan Çapcıoğlu, A.Ü.İ.F. Der., C.
XXXXVIIII., S. 1., A.Ü.B., 2009, s. 264.
44
220
Peter Kivisto, Sosyolojinin Temel Kavramları, Çev. İhsan Çapcıoğlu ve Sefer Yavuz, Birleşik
Dağıtım Kitabevi, Ankara 2008, s. 166.
221
Ahmet Çiğdem, Bir İmkan Olarak Modernite, İletişim Yay., İstanbul 1997, s. 233.
222
Zygmunt Bauman, Bireyselleşmiş Toplum, Çev. Yavuz Alogan, Ayrıntı Yay., İstanbul 2005, s. 86.
223
Modernleşmeyle beraber gerçekleşen sekülerleşme süreci, kendi içinde reaksiyoner oluşumları da
ortaya çıkartmıştır. Bkz., Mehmet Ali Kirman, “Sekülerleşme Perspektifinden Dini ve Seküler
Fundamentalizm”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Der., S: 1/2, 2008, s. 275.
224
Akdoğan, a.g.e., s. 44; Abdurrahman Momin, “Din ve Gelişme: Gelişme ve Bütüncül Bir
Çerçeve”, Din, Toplum ve Kültür, Çev. Ali Coşkun, İz Yay., İstanbul 2005, s. 200.
225
Ali Yaşar Sarıbay, “Politik Teori, Modernite ve Ahlak”, Doğu Batı Düşünce Der., S. 4., Ağustos,
Eylül, Ekim 1998, s. 60.
226
Nilüfer Göle, “Batı-Dışı Modernlik Üzerine Bir İlk Desen”, Doğu Batı Düşünce Der., S. 2., Şubat,
Mart, Nisan 1998, s. 65.
227
Canatan, a.g.e., s. 34.
228
Güngör, Kültür Değişmesi ve Milliyetçilik, s. 31.
45
229
Ali Yaşar Sarıbay, Postmodernite Sivil Toplum ve İslam, 3. Bsk., Alfa Yay., İstanbul 2001, s. 12.
230
Modernleşmenin sonucunda ortaya çıkan özgürlük anlayışı, insanı her alanda özgürlüğe sevk
etmiştir. Din de bu özgürlük anlayışından nasibini almıştır. Bu da toplumlarda zorunlu bir zihniyet
değişikliklere yöneltmiştir. Bkz., Niyazi Usta, Menzil Nakşiliği Sosyolojik Bir Araştırma, Töre
Yay., Ankara 1997, s. 24.
231
Robert J. Wuthnow, P.L. Berger, Din ve Modernlik, Çev. Adil Çiftçi, Ankara Okulu Yay., Ankara
2002, s. 55.
232
Şaban Ali Düzgün, Din Birey ve Toplum, Akçağ Yay., Ankara 1997, s. 179.
233
Margaret M. Poloma, Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, Eos Yay., Ankara 2007, s.
337; Berkes, a.g.e., s. 23.
234
Schroeder, a.g.e., s. 178.
235
Ed; Bünyamin Solmaz, İhsan Çapcıoğlu, Din Sosyolojisi Klasik ve Çağdaş Yaklaşımlar, Daniele
Hervieu – Leger, “Sekülerleşme, Gelenek ve Dindarlığın Yeni Şekilleri: Bazı Teori Öneriler”,
Çev. Halil Aydınalp, Çizgi Kitabevi, Konya 2006, s. 138.
236
Voll’a göre modernizm döneminde dinin öneminde bir azalma söz konusu değildir. Bkz.,
Abdulvahap Taştan, “Göç, Sosyal Değişme ve Din-Kuşaklar Açısından Bir Değerlendirme”,
E.Ü.İ.F., Der., S: 1, Kayseri 2001, s. 80.
237
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 311.
46
238
http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_471/471_442.pdf (10.06.2010).
239
Robert J. Wuthnow, P.L. Berger, a.g.e., s. 53-54.
240
Canatan, a.g.e., s. 15.
241
Myron Weiner and Ali Banuazizi, The Politics Of Social Transformatin İn Afghanistan, İran and
Pakistan, Syracuse University Pres, 1994, s. 333.
242
Mehmet Köçer, “Atatürk İnkılâbının Nadir Şah Döneminde Afganistan’ın modernleşme çabasına
etkisi”, Turkish Studies İnternational Periodical For The Languages, Literature and History Of
47
Turkish or Turkic, Volume 3/4 Summer 2008, s. 560; Farid Ahmad Musa, Atatürk Dönemi
Türkiye-Afganistan Münasebetleri ve Afganistan’ın Modernleşme Çabaları, (Basılmamış Yüksek
Lisans Tezi), Isparta 2004, s. 44.
243
Alperen, a.g.e., s. 53-54; Mehmet Akgül, Türk Modernleşmesi ve Din, Çizgi Yay., Konya 1999, s.
231.
244
Graham E. Fuller, Siyasal İslam’ın Geleceği, Çev. Mustafa Acar, Timaş Yay., İstanbul 2004, s.
107.
245
Alperen, a.g.e., s. 54-56.
246
Alperen, a.g.e., s. 59.
48
247
Şaban Ali Düzgün, “Değişim Kavramı ve Toplumsal Değişimin Şartları”, A.Ü.İ.F. Der., C. 38.,
Ankara 1998, s. 322.
248
Sabri Hizmetli, “İslam ve Değişme”, A.Ü.İ.F. Der., C. 37., Ankara 1997, s. 87.
249
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 30-31.
250
Akdoğan, a.g.e., s. 49.
251
Max Weber, Sosyoloji Yazıları, Çev. Taha Parla, Hürriyet Vakfı Yay., İstanbul 1986, s. 80.
252
Zeki Arslantürk, M. Tayfun Amman, a.g.e., s. 318.
253
Fichter, a.g.e., s. 146.
254
Bahar, a.g.e., s. 238.
49
siyasal olan, bireyin toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ilkelerden ibarettir. Siyasal
olan, bu ilkeleri uygulamak için gücünü hukuktan almaktadır.255
255
Bkz., Aydın, a.g.e., s. 145; Weber, Sosyoloji Yazıları, s. 80-85.
256
Siyasal İslam’ın ortaya çıktığı sosyo-kültüel yapıda çeşitlilik arz edebilir. Siyasal İslam barışçı da
olabilir şiddet benimseyen de, demokratik de olabilir otoriter de, radikal da olabilir ılımlı da,
gelenekçi de olabilir modernist de; Bkz., Graham E. Fuller, a.g.e., s. 96.
257
Akyüz, İlahiyat Fakğltesi Öğrencilerinin Din Anlayışı, s. 38.
258
Aydın, İslam’ın Tarih Sosyolojisi, s. 214.
259
Ed., Niyazi Akyüz, İhsan Çapcıoğlu, “Toplumsal Yapı, Değişme ve Din”, Din Sosyolojisi, Gündüz
Eğitim ve Yayıncılık, Ankara 2008, s. 348,352.
260
Ersin Kalaycıoğlu, Çağdaş Siyasal Bilim, Teori, Olgu ve Süreçler, Beta Yay., İstanbul 1984, s. 18,
198.
261
Mardin, Din ve İdeoloji, s. 30.
262
Ed., Niyazi Akyüz, İhsan Çapcıoğlu, a.g.e., s. 349.
50
eksikliğini dinle izah etmeye çalıştığı andan itibaren sorunların ortaya çıkma
ihtimalleri mevcuttur. Dolayısıyla dini olmayan bir konu dinileşmektedir. Bu
durumda siyasetçiler ister istemez hem dini hem de devleti temsil eder hale
gelmektedir ki bu başlı başına gelecekteki sorunların habercisidir.
Başka açıdan İslam dinini sadece salt bir din olarak düşünmek yanlıştır. Zira
İslam dini bir medeniyet olduğu kadar bir hayat şeklidir. Bu medeniyet ve hayat
şeklinin içinde maddi-manevi, kutsal olan ve kutsal olmayan, hukuki veya dinle ilgili
faaliyetler o kadar iç içe girmiştir ki bunları birbirinden ayırmak mümkün
gözükmemektedir. Zira vahiyden ilham alan esaslar, temelde İslam dininin bu
esasları birbirinden ayrı olarak düşünmediği, bu esaslar dini ve idari olduğu kadar
maneviyat ve siyaset için de değerli olan olarak karşımıza çıkmaktadır.264 Bu da
İslam dininin hayatın her alanına ve hatta her anına yönelik olması demektir.265
263
Fuller, a.g.e., s. 148.
264
Jacques Robert, a.g.e., 20-21.
265
Özden Özbay, “Üniversite Gençliği Arasında Din ve Sosyal Sapma”, C.Ü.S.B. Der., C. 31., S: 1.,
Mayıs 2007, s. 4.
51
266
Kutlu, a.g.e., s. 40-41.
267
Mohammad Ali Payam, Nakşe İsti’mar-i Garb ve Şark Der Afganistan, Seyyid Cemaleddin Yay.,
Meşhad 1364, s. 42.
268
Fuller, a.g.e., s. 54-55.
269
Fuller, a.g.e., s. 58.
270
Fuller, a.g.e., s. 232.
52
271
Bu konuyla ilgili geniş bilgi için bakınız; Olivier Roy, Siyasal İslam’ın İflası, Çev. Cüneyt Akalın,
Metis Yay., İstanbul 1994, s. 195-219.
272
Afganistan’da iç savaşın sürdüğü yıllarda binlerce insanın öldürülmesi ve 4 milyon insanın ülkeyi
terk etmeleriyle sonuçlanmıştır. Kabil’in batısında 1993 yılında Afşar katliamı, 1997 ve 1998
yıllarında Mezar-i Şerif ve Bamyan katliamları; http://www.rawa.org/mazar4.htm;
http://www.hazara.net/taliban/genocide/mazar/mazar.html;
http://usinfo.state.gov/is/Archive_Index/Al_Qaeda_and_Taliban_Atrocities.html;
http://www.geocities.com/Tokyo/Courtyard/8769/afphistory.html;
http://www.hrw.org/reports98/afghan/Afrepor0.htm#P35_500;
http://www.hrw.org/en/search/apachesolr_search/mazar-i+sharif+1998;
http://www.delmio.com/Default.aspx?tabid=756. (22.02.2010)
53
2. Din Anlayışı
Din anlayışı, bireyin dini yaşantısının bir sonucu ve ürünü olarak kutsala ve
kendi dışındaki bireylere sahip olduğu zihinsel bir durumdur.274 Nasıl ki bireylerin
zeka durumları, yetenekleri, ilgi alanları farklılık arz ettiği gibi bireylerin olaylara
karşı tavırları ve yorumlayışı da değişebilmektedir. Dolayısıyla bireyler, içinde
bulundukları psikolojik, sosyolojik, kültürel ve ekonomik şartlarda dini anlayıp
değerlendirirler. Kişiden kişiye değişiklik arz eden bu yorum çeşitliliğine, kişinin din
anlayışı denmektedir. Kişinin din anlayışı, zamana ve şartlara göre
değişebilmektedir.275 Zira bireyin “fiziksel ve sosyal çevresi”, “fizyolojik yapısı”,
“istek, hedef ve amaçları” ve “geçmişteki tecrübeleri” birbirinden farklıdır.276 Bu
bağlamda din anlayışı ikiye ayrılmaktadır. Birincisi toplum tarafından dayattırılan
din anlayışı, ikincisi ise bireyin kendisinin sahip olduğu din anlayışı. Sosyolojik
olarak ifade edersek birincisine “toplumsal din anlayışı” ve ikincisine ise “bireysel
din anlayışı” denilebilir. Böylece bireyin içinde bulunduğu yaş, sosyal statü, akıl ve
bilgi düzeyi, bireyin sahip olduğu siyasi ve itikadi mezhepler, bireyin içinde
bulunduğu ortam ve kültür, bireyin ekonomik düzeyi gibi sebepler, bireyin din
anlayışının farklılığında etkili unsurlardır.277 Dolayısıyla araştırmamızda, sözü geçen
273
Khatamol Nabiin Medresesi (Ayetollah Mohseni), Davet Yüksek Öğrenim (Abdul Rasul Sayyaf),
Mizan Derneği (www.mizanonline.com) Bayat Vakfı, Ariana TV, Nur TV, Nurin TV ve Tamaddon
TV.
274
Serkan Şimşek, Din Görevlilerinin Din Anlayışına Psiko-Sosyal Bir Yaklaşım (K. Maraş Örneği),
Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş 2009, s. 18.
275
Dr. Ali Kuzudişli, “Anlatım”, www. dinibil.com/Default.asp?L=TR&mid=1589 (15.5.2020)
276
Türkdoğan, Çağdaş Türk Sosyolojisi, s. 53.
277
Şimşek, a.g.e., s. 18.
54
Bu dönemi, okul öncesi (0-6) ve okul dönemi olarak iki gruba ayırmak
mümkündür. Bu dönemde çocuğun doğuştan getirdiği duygular ve istidatlar zaman
içersinde her biri sırası geldiğinde kendini göstermeye başlamaktadır. Bu dönemde
çocuğun bazı duygu ve istidatları altı – yedi ayda kendini göstermeye başladığı gibi
bazı duygu ve istidatları ise altı – yedi yıl sürebilir. Çocuğun bebeklik döneminde (0-
2) çok basit dini tezahürleri ortaya çıkmaya başlayabilir. Örneğin evde anne-
babasını namaz kılarken veya dua ederken görmesi sonucunda bazı taklitleri
yapmaya çalışabilir.279 Bu dönemde çocuğun zihni soyut kavramların algılanabilecek
güçte değildir. Bu durumda çocuğun düşünmeden, şüphelenmeden ve itiraz etmeden
inanmaya hazır olduğu söylenebilir.280 Ama (2-6) yaşlarda ise belirgin bir şekilde
dini tezahürleri görülmeye başlar. Çocuk için bu dönemde taklidin yanında duygusal
olarak katılım da söz konusu olmaya başlar. Çocuk 3 yaşından sonra dini mahiyette
“bir söz, bir korku ya da bir davranış” olarak ilgilenmeye başlar. Allah’a karşı saygı
278
Habil Şentürk, Din Psikolojisi, Esra Yay., Konya 1997, s. 91.
279
Şentürk, a.g.e., s. 92-93.
280
Hayati Hökelekli, Din Psikolojisi, T.D.V. Yay., Ankara 1993, s. 254.
55
veya korku duyguları daha da belirgin hale gelir. Çocuk, dil gelişmesiyle birlikte
büyüklerin kullandıkları dini kelime veya deyimleri daha iyi ifade etmeye başlar.
Ancak bu dini kelime veya deyimleri derinlemesine anlama konusunda hala
yetersizdir. Zira çocuğun bu kelime veya deyimleri tekrar etmesi, onun dini şuuru
tam olarak kazanması anlamına gelmez. Çünkü çocuk bunları daha çok anne –
babasının dikkatini veya tasvibini kazanmak için kullanır. Ancak çocuk büyüklerin
dini dünyasına bu dini kelime veya deyimlerle girer.281 Çocuk (5-6) yaşlarına doğru
geldiğinde hayal dünyasının genişlemesiyle birlikte düşünce melekeleri de gelişmeye
başlar. Bu yaşta çocuk yaratıcı ile ilgili bazı sorular sorarak yaratıcıyı anlamaya
çalışır. Bu dönemde çocuk dini hikâyelerle daha fazla ilgilenmeye başlar ve daha
fazla sever.282 Okul döneminde ise belli bir olgunlaşma seviyesine ulaşmış, bedenen
ve ruhen birtakım becerilere sahip olmuştur. Dolayısıyla çocuk zihin olarak da
elverişli duruma gelmiştir.283
281
Hökelekli, a.g.e., s. 255; Şentürk, a.g.e., s. 93-100.
282
Hökelekli, a.g.e., s. 256.
283
Şentürk, a.g.e., 101.
284
Şentürk, a.g.e., 102.
285
Hökelekli, a.g.e., s. 256-257.
56
286
Osman Pazarlı, Din Sosyolojisi, 3. Bsk., Remzi Kitabevi, İstanbul 1982, s. 45.
287
Şentürk, a.g.e., 104.
288
Neda Armaner, Din Psikolojisine Giriş, Ayyıldız Matbaası, C. I., Ankara 1980, s. 93.
289
Bkz., Şentürk, a.g.e., 105-108; Hökelekli, a.g.e., s. 267.
57
dönemde Allah’ın varlığı konusunda bazı zorlukları olsa bile onlar için henüz kolay
anlaşılır bir varlık değildir. Bu dönemde ergenin dine, ibadetlere ve günah ve sevap
konularına büyük ilgisi vardır. Ancak bu dönem fazla sürmez ve ergenin kendine
özel ve bu döneme ait bazı bunalımlar baş göstermektedir.290
Ergenlik döneminde (15-17 yaş) ise kişi, bedenen ve ruhen gelişmiş, buluğ
çağına ayak basmıştır. Bu durum da ergen kişinin, İslam dini nezdinde, dinî bütün
sorumluluklarını yerine getirebilecek durumda olduğunun işaretidir. O bundan
sonraki hayatında dini emir ve yasakları göz önünde bulunduracak ve davranışlarını
ona göre şekillendirecektir. Bu açıdan bu dönemin öneminin veya bu dönemin
gelişim özelliklerinin iyi bilinmesi gerekmektedir.291 Bu dönemde çocuk,
çocukluktan çıkmış ve yeni bir hayata başlamıştır. Başka bir ifade ile yeniden
dünyaya gelmiştir.292
Kişi için dini şüphe ve çatışma, bu dönemin belirgin bir özelliği olarak ortaya
çıkmaktadır. Zira birçok kişi, toplumsal ve gündelik hayatında karşılaştığı olaylar ile
okulda öğrendiği bazı bilimsel teorileri, dini inanç ve anlayışa tatbik etmede ve
anlamada güçlük çekebilir. Ergenlikte dini şüphe ve çatışmanın yaşanması çeşitli
ülkelerdeki ergenler arasında farklılık arz etmektedir. Batı ülkelerinde erkekler
arasında % 75, kızlar arasında % 50’lik bir oranın iman konusunda şüpheler yaşadığı
ve Türkiye’de yapılan araştırmalara göre ise ergenlerin % 30 dolaylarında iman
konusunda şüpheler yaşadığı tespit edilmiştir.293 Maalesef Afganistan’da gençler ve
özellikle üniversite öğrencileri üzerinde bu dönemde iman ile ilgili yaşadıkları
şüpheleri bilimsel veriler doğrultusunda ortaya koyan araştırmalar bulunmamaktadır.
Dolayısıyla Kabil Üniversitesinde okuyan öğrencilerin eskiden hangi durumda
olduklarını istatistiksel olarak vermek mümkün değildir.
290
Hökelekli, a.g.e., s. 268-269.
291
Hökelekli, a.g.e., s. 266.
292
Pazarlı, a.g.e., s. 49.
293
Hökelekli, a.g.e., s. 271-272.
58
Gençlik dönemi olan 17-21 yaş grubunda olan kişi tam anlamıyla gençliğini
hissetmeye başlar, toplumda da üzerine düşen görevleri kabullenmeye ve rollerinin
hakkına vermeye çalışır. Toplum da onun kişiliğine saygı duymaya ve değer
vermeye başlar. Sonuç itibariyle kişi, sosyal çevre tarafından itibar kazanır.295 Bu
dönemde genel olarak gencin dini arayışları, bocalamaları ve şüpheleri yatışmış ve
bir sonuca ulaşmıştır. Çünkü bu dönemde genç, din tutumlarını tam olarak
belirleyebilecek zihni ve duygusal olgunluğa ulaşmıştır. Bu çağda, gencin dinle ilgili
kesin tercihleri ve kararları açıkça baş göstermeye başlar. Bu dönemde gençlerin bir
kısmı, çocukluk döneminden farklı olarak dini inanç bunalımları yaşarlar ve dini
değerler dünyasını baştan kurarlar. Gençlerin diğer bir kısmı, aileden veya
çevresinden aldıkları geleneksel dini inancının aynısını veya az değişiklikle
sürdürürler. Gençlerin bir diğer kısmı ise dine karşı bir tavır içinde durarak tamamen
dine ilgisiz kalırlar.296 Bu bağlamda ergenliğin son dönemi olan gençlik çağı
tarafımızdan gerçekleştirilmiş araştırma açısından son derece önemlidir. Zira bu
dönemde genç, hayatının yönünü değiştirebilecek üniversite ortamına girmiştir.
Dolayısıyla üniversite ortamı, öğrencinin dine olan tutumu ve din anlayışının
oluşmasında önemli bir faktör olarak görülmektedir.
294
Hökelekli, a.g.e., s. 267.
295
Şentürk, a.g.e., 111.
296
Hökelekli, a.g.e., s. 280-281.
59
Yetişkinlik dönemini, ilk yetişkinlik (21-40 yaş), orta yaş (40-60 yaş) ve
yaşlılık (60 yaş ve üstü) dönemi olarak üç gruba ayırabiliriz. Araştırmamızın sınırları
kapsamında ilk yetişkinlik çağı bizim için önem taşımaktadır. Orta ve yaşlılık
dönemleri araştırmamızın sınırları dışında olduğundan dolayı bu dönemlere
değinilmeyecektir.
297
Bekir Onur, Gelişim Psikolojisi, Yetişkinlik, Yaşlılık ve Ölüm, 6. Bsk., İmge Kitabevi, Ankara
2004, s. 56.
60
298
Armaner, Din Psikolojisine Giriş, s. 129; Hökelekli, a.g.e., s. 282.
299
Günay, Erzurum ve Çevre Köylerinde Dini Hayat, s. 41.
300
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 37, 71.
61
temel kurumları olan aile, eğitim, siyaset ve sanat hakkında da belli bir zihniyete
sahip olurlar.301
301
Okumuş, Toplumsal Değişme ve Din, s. 68-69.
302
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 64.
303
Taş, Türk Halkının Gözüyle Diyanet, s. 55.
304
Mardin, Din ve İdeoloji, s. 30.
305
Aydın, Din Felsefesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay., İzmir 1987, s. 5.
306
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 71.
307
Sabri F. Ülgener, “II. İzm’ler ve Sistemler; Bir İzm’in Dünü ve Bugünü”, Makaleler, Haz., Ahmet
Güner Saray, Derin Yay., İstanbul 2006, s. 631-640; Sabri F. Ülgener, “Çözülme Devri Zihniyeti”,
Makaleler, s. 661; Sabri F. Ülgener, “İktisadi Yenilenmemizin Zihniyet Muhasebesi”, Makaleler,
s. 255.
308
Osman Şimşek, Türk Girişimciliğinin Sosyolojisi, Otorite Yay., Ankara 2008, s. 99.
309
Usta, Ekonomik Ahlak ve İnsan Kaynağı, s. 18.
62
Toplumlarda din, toplumsal bütünleşmeyi doğru veya yanlış, iyi veya kötü
olarak sağlamaya çalışmaktadır. Karl Marx, dinin toplumların afyonu olduğunu
söylerken bile dine bir görev yüklemiş310 ve bir anlamda dinin bütünleştirici gücüne
dikkat çekmiştir. Durkheim de din ile toplumsal bütünleşmenin her ikisinin de yan
yana var olduklarını söylemiştir. Ona göre dinde gevşeme ortaya çıktığı zaman
toplumdaki dayanışma da gevşemeye başlar.311 Durkheim, dinin insan toplumunda
büyük bir bütünleştirici gücü olduğunu önemle vurgulamıştır.312 August Comte
gelecekteki dinin pozitivizm olduğunu savunurken toplumların dinsiz olarak
yaşamayacağını kabul etmiştir.313 Böylece dinler, sadece bireylerin iç dünyasında
etkili olmayıp bireyleri birbirlerine bağlayan bir köprü görevi de vardır.314 Çünkü
din, toplumda yayılmaya başladığı dönemden itibaren artık toplumun bütün sosyal
varlığı ile kaynaşarak bütünleştirici gücünü bütün sosyo-kültürel alanlarda
hissettirmeye başlamaktadır.315 Ancak dinin durum ve şartlara göre bütünleştirici
rolünün yanı sıra ayrıştırıcı rolünü ve hatta toplumda protestolara sebep olabileceğini
de unutmamak gerekir.316
310
Arslantürk, Kutsalın Dönüşü, s. 20; Aydın, İslam’ın Tarih Sosyolojisi, s. 23.
311
Bkz., Nur Vergin, Din, Toplum ve Siyasal Sistem, Bağlam Yay., İstanbul 2001, s. 43; Durkheim,
Toplumsal İşbölümü, s. 89.
312
Adil Çiftçi, “Dini Kurumlar”, D.EÜ.İ.F. Der., S: IX., İzmir 1995, s. 432.
313
Arslantürk, Kutsalın Dönüşü, s. 20.
314
Freyer, Din Sosyolojisi, s. 32.
315
Günay, Din Sosyolojisi, s. 314.
316
Ünver Günay, “Din ve Sosyal Bütünleşme”, E.Ü.İ.F. Der., S: 6, Kayseri, 1989, s. 6-7.
317
Wach, Din Sosyolojisi, s. 66-67.
318
Ed. Niyazi Akyüz, İhsan Çapcıoğlu, a.g.e., s. 380.
63
kuvvetlendirmektedir. Dinlerin yıkıcı veya ayrıştırıcı rolü ise özellikle bir toplumda
aynı anda birkaç din ve aynı dinin farklı mezhepleri olduğunda daha da belirgin hale
gelebilir.319
319
Dursun, a.g.e., s. 38.
320
Hıristiyanlık toplumun siyasi alanlarıyla ilgili pek fazla ilgilenmemiştir. Ama İslam, siyasi bir
hareket olarak ortaya çıktığında siyasi alanla ilgili düzenlemeler de getirmiştir. Ancak bu
düzenlemelerin en çok medeni hukuk alanlarında gerçekleştiğini görmekteyiz; Bkz., Davut
Dursun, a.g.e., s. 39; Taner Timur, Osmanlı Kimliği, Hil Yay., İstanbul 1986, s. 52-63.
321
König, a.g.e., s. 63.
322
Sabri F. Ülgener, Zihniyet ve Din İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlakı, s. 8.
323
Dursun, a.g.e., s. 40.
64
3.3. Meşrulaştırma
324
Ejder Okumuş, Dinin Meşrulaştırma Gücü, Ark Yay., İstanbul 2005, s. 50.
325
Okumuş, Dinin Meşrulaştırma Gücü, s. 52.
326
Sabri F. Ülgener, Zihniyet ve Din İslam, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlakı, s. 10.
327
Dursun, a.g.e., s. 40.
328
Okumuş, Dinin Meşrulaştırma Gücü, s. 52.
65
İKİNCİ BÖLÜM
1. Afganistan
329
Hac Kazım Yazdani, Pejuheş Der Tarihî Hazaraha, 2.Bsk, Mehr Yay., Kum, H. 1372, C.I, s. 88;
Mohammad Hüseyin Yamin, Historic Afganistan, Kitap Neşriyat Yay., Kabil, 2001, s. 24,25,33.
330
Seyyid Asker Mosavi, The Hazaras of Afghanistan Historical, Cultural, Economic and Political
Study, Çev.Esedullah Şefai, Nakşi Simork Yay., Tahran, H. 1379, s. 25.
331
Yazdani, a.g.e., C.I, s. 88.
332
Mosavi, a.g.e., s. 25.
66
siyasetinde Afgan kelimesi her zaman Peştun ile aynı anlamda kullanılmış ve bu
çerçevede milli düşünce ve milli değer oluşturulmaya çalışılmıştır.
1793 yılında Timur Şah’ın ölümünden sonra oğlu olan Zaman Han tahta
geçmiştir. Mahmut Şah, kardeşini yenerek onun yerine geçmiştir Dost Muhammed,
Mahmut Şah ile giriştiği savaşta galip gelmiştir. Böylece yönetim Dürraniler’in
Sadozey kolundan el değiştirerek Barekzeyler’in (Muhammedzey) eline geçmiştir.
333
İlhan Bilgü, DİA., ”Afganistan” Maddesi, C. 1. İstanbul 1988; İsmail Hakkı Göksoy, Çağdaş
İslam Ülkeleri Tarihi, 2. Bsk., Fakülte Kitabevi Yay., Isparta 2003, s. 123-124.
334
DİA, “Afganistan” Maddesi.
335
DİA, “Afganistan” Maddesi.
67
Dost Muhammed Han’ın 1839 yılında ölümü üzerine büyük oğlu olan Şir Ali, tahta
geçmiştir. Şir Ali Han’ın Türkistan’a kaçmasıyla amcası olan Abdurrahman Han
Afganistan tahtına geçmiştir.336
336
DİA, “Afganistan” Maddesi.
337
Mohammad Nabi Muttaki, “Revabet-i Kuçiha ve Hazaraha”, Sirac Der., Yıl:3, Sayı:11, Kum,
H. 1376, s. 45.
338
DİA, “Afganistan” Maddesi.
339
Mehmet Saray, Afganistan ve Türkler, 2. Bsk, Kitabevi Yay., İstanbul, 1997, s. 197; Arslan Bulut,
“Afganistan’ın Yarısı Türk”, www.otuken.net/arslan.bulut/Afganistanin-yarisi-turk.html.
(15.08.2009).
68
Kasım 1933 yılında bir çiftçinin oğlu olan lise öğrencisi Abdulhalik tarafından
öldürülmesinden sonra oğlu Zahir Şah Afganistan tahtına geçmiştir.340
Davut Han tedbir amacıyla sivil Marksist örgütlerinin önde gelen kişileri olan
Muhammed Tereki ve Babrek Karmel’i hapse atmıştır. Bu durum üzerine ordudaki
Marksist subayların giriştiği bir darbeyle Davut Han ve ailesi başbakanlık sarayında
öldürülmüştür. Muhammed Tereki, Sovyetler Birliği’nin desteğini alarak Nisan 1978
yılında Afganistan’ın başbakanı olmuştur. Muhammed Tereki’nin izlemiş olduğu iç
ve dış politika, yakın çalışma arkadaşlarının ve özellikle Hafizullah Emin’in karşı
çıkmalarına sebep olmuştur. Hafizullah Emin, Sovyetler Birliği’nin isteğinin hilafına
Eylül 1979 yılında Muhammed Tereki’yi öldürterek Afganistan başbakanı olmuştur.
Ama bu iktidar fazla sürmemiş, Sovyetler Birliği, Afganistan’a askeri bir
müdahalede bulunarak Hafizullah Emin’i öldürdükten sonra Babrek Karmel’i başa
geçirmiştir.342
340
DİA, “Afganistan” Maddesi.
341
DİA, ”Afganistan” Maddesi; www.otuken.net/arslan.bulut/Afganistanin-yarisi-turk.html.
(15.08.2009).
342
DİA, ”Afganistan” Maddesi; www.otuken.net/arslan.bulut/Afganistanin-yarisi-turk.html.
(15.08.2009).
343
DİA, “Afganistan” Maddesi.
69
önemli havaalanı olan Bagram havaalanını almalarından sonra istifa ederek Kabil’de
bulunan Birleşmiş Milletler’e sığınmıştır. Ekim 1996 yılında Kabil’in, Taliban
tarafından düşürülmesinden sonra Necibullah, yanında bulunan kardeşiyle birlikte
idam edilmiştir.344
Bazı Mücahit grupları, ülkede oluşmuş olan siyasi boşluğu kendi lehlerine
kullanmaya başlamışlardır. Mücahit gruplar birbiriyle savaşırken Kandehar’da
Taliban hareketi ortaya çıkmıştır. Taliban kısa bir zaman içerisinde yaklaşık olarak
ülkenin %90’lık bir kesimini ele geçirdikten sonra Mücahit gruplar, Birleşik Cephesi
adıyla Talibanlar’a karşı birleşmiştir. 11 Eylül saldırısından sonra ABD, bu
saldırılardan Taliban örgütünün desteklediği El-Kaide’yi sorumlu tutmuştur. ABD,
Birleşik Cephesi’nin yardımıyla Taliban rejiminin sonunu getirmiştir. Bonn’da
Birleşmiş Milletler’in yardımıyla Mücahit gruplar bir araya gelerek bazı anlaşmalara
varabilmişlerdir. Hamit Karzai ilk cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.
344
Mir Mohammad Maş’uf, “Sovyetler Birliğinin Tecavüzü ve Demokratik Halk Partisinin
Hâkimiyeti”, (yayınlanmamış makale); Debler Fişer, “The Far East and Avustralia”, Çev. Ali
Cuya, Sirac Der, Yıl: 3, S: 12, Kum, 1997, s. 66,67.
345
Ali Rıza Ali Abadi, Afganistan, 3. Bsk, Çap ve İntişarat Yay., Tahran 1996, s. 186.
346
Recep Albayrak, Afganistan Türkleri, Berikan Yay., Ankara 2004, s. 17.
347
Mohammad Ali Payam, Nakşi İsti’mar-i Garb ve Şark Der Afganistan, Organi Neşerati Seyyid
Cemaleddin (Hüseyni), H. 1364, s. 15-16.
70
Ülkenin güneyinde yer alan Süleyman, kuzeyinde yer alan Bendi Türkistan dağları
ve orta kesiminde (Hazaracât) yer alan dağlar bir şerit olarak doğuya (Pamir) doğru
uzanmakta ve Çin’e komşu olmaktadır. Afganistan, yeraltı kaynakları açısından da
zengin bir ülkedir. Son dönemde ülkenin çeşitli yerlerinde petrol ve doğal gaz
yataklarının348 Rus döneminden daha fazla bulunması, ülkede devam eden savaşların
ve kargaşaların nedenlerinden biri sayılabilir.
En son 1981 yılında ülke 9 idari bölgeye ayrılmış ve son dönemde bazı illerin
büyük olan ilçeleri il statüsüne girmiştir:
3- Herat: Heri Rud nehrinin verimli vadisini ve Hazara dağları ile İran
sınırı arasındaki sahayı içine almaktadır.
348
Bkz., DİA, “Afganistan” Maddesi; Albayrak, a.g.e., s. 17-18.
71
Afganistan’da aile bağları da çok kuvvetlidir. Bütün aile fertleri, ailenin reisi
konumunda olan babaya saygı göstermektedirler. Bu meseleyi bir kabile veya bir
kavim için düşündüğümüzde kabile veya kavmin reisi konumunda olan Han veya
Mirlerin önemi çok büyüktür. Bir ailenin oğulları evlense bile anne babası ile birlikte
349
Saray, a.g.e., s. 18–20; İ.A., “Efganistan” maddesi; Albayrak, a.g.e., s. 20.
350
DİA, “Afganistan” Maddesi.
351
Peter Marsden, Taliban: War, Realigion and The New Order in Afghanistan, Çev. Necle Handak,
Vezareti Umur-i Harice Merkezi Çap ve İntişarat Yay., Tahran, H. 1378, s. 11.
352
Abadi, a.g.e., s. 29.
353
Abadi, a.g.e., s. 33.
72
yaşamaktadır. Bu durumda çekirdek aile tipleri söz konusu olmayıp büyük aile tipleri
karşımıza çıkmaktadır.
Kabil, hem eski hem de tarihi bir şehirdir. Bir zamanlar Kabil, ticaret
kervanlarının uğradığı bir yerdi. Bu ticaret kervanları sayesinde zengin bir şehir
haline gelmişti. Kabil şehri, tarihte çeşitli din ve mezheplere mensup olan insanların
bir arada yaşadıkları bir şehirdi. Babür, Kabil’i istila ettikten sonra bu şehirde camii
ve saraylar inşa etmiştir. Babürname, Kabil’de çeşitli dinlere ve ırklara mensup
halkların sorunsuz bir şekilde yan yana yaşadıklarını haber vermektedir. Hatta Kabil
şiir ve edebiyata konu olmuştur. Şahnamede ve Pehlevi edebiyatında Kabil’den söz
edilmekte ve şehrin güzelliğinden haber verilmektedir.355
Kabil İslam’dan önce Hint, Çin, Yunan, Fars, Arap, Moğol ve Türklerin
istilasına uğramıştır. Yaklaşık M.Ö 250 yılında Kabil, İskender tarafından istila
edildikten sonra ekonomik açıdan zengin bir duruma gelmiştir. Kuşaniler döneminde
de Kabil veya Kabilistan önemini kaybetmemiş, çeşitli medeniyetlerin beşiği
olmuştur.356 Kabil bu önemi tesadüfî değildir. Zira Kabil, jeopolitik açıdan ülkenin
önemli bir noktasında bulunmaktadır. Şehrin bu durumu, istilacıların gözünden
kaçmamıştır.
354
Abadi, a.g.e., s. 37.
355
Saheb Nazar Muradi, Kabul Der Gozergahe Tarih, Duşenbe 1379, s. 16-26.
356
Muradi, a.g.e., s. 6-7.
73
357
Muradi, a.g.e., s. 29-37.
358
DİA, “Afganistan” Maddesi.
359
Muradi, a.g.e., s. 23.
360
Muradi, a.g.e., s. 23-24.
74
361
M. Süreyya Şahin, “Afganistan”, Maddesi, DİA., C. I, İstanbul 1988, s. 403.
75
Bazı şahıslara kutsallık atfetme ülkenin her tarafında yaygın bir anlayıştır. Bu
kutsal kişiler, ya Hz. Peygamberin soyundan gelen seyyidlerdir362 veya şerif denilen
kişilerdir. Ülkenin hemen hemen her bölgesinde seyyidlere veya şeriflere rastlamak
mümkündür. Eğer bu kişiler, halk arasında çok fazla itibar görürlerse ölümlerinden
sonra mezarları halkın ziyaret yerlerinden biri haline gelmektedir. Bu mezarların
bazen şöhreti şehrin sınırlarını aşıp ülkenin her tarafına yayılmaktadır.
362
Roy, Afganistan’da Direniş ve İslam, s.68-69.
363
Afganistan Anayasası, Kabil Devlet Matbaası, Kabil H. 1382.
76
MEZHEP
500
400
300
200
Frequency
100
Std. Dev = ,42
Mean = 1,23
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
MEZHEP
77
Dindarlık durumu N %
Gelenek olarak inanan, dini vecibelerini yerine getiren, dini kitaplar okuyan
ve dini merasimlere katılan bireyler dindar olarak sayılmaktadır. Bireylerin yukarıda
saydığımız faaliyetleri yapma derecesine göre dindarlık düzeyleri belirlenmektedir.
Bu tanıma göre dini faaliyetleri fazla yerine getiren bireyler çok dindar, az yerine
getirenler ise derecesine göre dindar tanımına girmektedirler.364
364
Ahmet Onay, Dindarlık Etkileşim ve Değişim, Dem Yay., İstanbul 2004, s. 46.
78
DINDAR
400
300
200
100
Frequency
DINDAR
Tablo 7’de görüldüğü gibi, örneklem grubundaki öğrencilerden 224 (% 41.8)’ü beş
vakit, 128 (% 23.9)’i sık sık, 95 (% 17.7)’inin ara sıra, 44 (% 8.2)’ü nadiren ve 44 (%
8.2)’ü ise hiç namaz kılmadıklarını ifade etmişlerdir. Dolayısıyla öğrencilerin büyük
çoğunluğunun beş vakit namaz kıldıkları anlaşılmaktadır. Bu tablo verilerini, tablo 6
verileriyle karşılaştırdığımızda dinle az ilgili olan öğrencilerin ve hatta dine ilgisiz
olanların bile namaz kıldıkları anlaşılmaktadır. Zira nadiren namaz kılıyorum
diyenlerin bile namazla ilgili oldukları ortaya çıkmaktadır. Afganistan’da namaz
kılmayanın toplum tarafından hoş karşılanmayacağı herkes tarafından bilinmektedir.
Dolayısıyla bu durum, öğrencilerin namaz kılma oranlarını etkileyebilir.
NAMAZ
300
200
100
Frequency
0 N = 535,00
1,0 2,0 3,0 4,0 5,0
NAMAZ
ORUC
400
300
200
100
Frequency
ORUC
Tablo 9’da görüldüğü gibi örneklem grubundaki toplam 536 kişinin 250 (%
46.6)’si ibadetlerine bağlı olduklarını, 143 (%26.7)’ü ibadetlere inandıklarını fakat
ara sıra aksattığını, 62 (% 11.6)’si ibadetlere inandıklarını ama çok fazla aksattığını,
30 (% 5.6)’u ibadetlere ilgilerinin az olduğunu fakat kalbinin temiz olduğunu ve 51
(% 9.5)’i ise ibadetlere inanmadıklarını beyan etmişlerdir. Dolayısıyla üniversite
öğrencilerinin ibadetlere yönelik tutumları yüksektir. Bu tablo verilerini 7. ve 8.
tablolardaki verilerle kıyasladığımızda, öğrencilerin beş vakit namaz kılma
durumlarıyla eksiksiz oruç tutma durumlarını belirten verilerle “İbadetlerime
bağlıyım” verileri arasında anlamlı bir ilişkinin olduğu görülmektedir. Üniversite
öğrencilerinin büyük bir kitlesinin ibadetlere bağlı olduğu görülmektedir.
DINIHAY
300
200
100
Frequency
DINIHAY
3. Yerleşim Birimi
Tarihi belgelerden anlaşılacağı üzere çok eski tarihlerde, Kabil önemli bir
yerleşim merkez haline gelmiştir. Kabil’in ipek yolunun kesiştiği noktada olması
geçmiş devletlerin ve imparatorlukların dikkatinden kaçmamıştır. Kabil’de çeşitli
kazıların sonucunda eski medeniyetlere ait eşyalar, o dönemde geçerli olan paralar ve
Buda heykelleri bulunmuştur.365 Bu kazılardan anlaşılıyor ki Kabil de Bamyan gibi
Budizm dininin merkezi durumundaydı. Son yıllarda Afganistan ve özellikle Kabil
hızlı bir değişimle karşı karşıya kalmaktadır. Afganistan devletinin bu hızlı değişim
ve gelişmelere karşı ciddi anlamda plan ve projesinin bulunmayışı gelecekte başka
sıkıntıları beraberinde getirmektedir. Örneğin şehirde plansız olarak inşa edilen
çarpık şehirleşme ve şehrin plansız olarak büyümesi gelecekte ciddi anlamda
sıkıntıların habercisidir.
Yerleşim birimleri N %
Tahar 59 11,0
Mezar-i Şerif 111 20,7
Kabil 176 32,8
Pençşir 30 5,6
Faryab 36 6,7
Gazne 46 8,6
Bamyan 17 3,2
Kandehar 43 8,0
Daykondi 18 3,4
Toplam 536 100,0
365
Saheb Nazar Muradi, a.g.e., s. 23-25.
84
SEHIR
200
100
Frequency
0 N = 536,00
1,0 3,0 5,0 7,0 9,0
2,0 4,0 6,0 8,0
SEHIR
Doğum yeriniz N %
DOGUMYER
500
400
300
200
Frequency
100
Std. Dev = ,45
Mean = 1,28
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
DOGUMYER
4. Demografik Yapı
366
Esedullah Oğuz, Afganistan, Cep Yay., İstanbul 1999, s. 15-20.
367
Yazdani, a.g.e., C. I., s. 131.
368
Burada Kafkasya ırkına mensup olanlardan Aryailer kastedilmektedir.
369
Loyis Dupree, Afghanistan, Princeten University Press, USA, 1973, s.57.
370
Ansiklopedik Ülkeler ve Dünya Atlası, Okyanusya/Asya ve Türkiye, “Afganistan” maddesi.
371
www.cia.gov/cia/publications/factbook/goes/af.html (15.09.2009).
372
Sayyed Abd Al – Qayyum Sajjadi, Jame’e Şenasiye Siyasiye Afganistan, Bustan-e Ketab-e Qom
Yay., Qom 1380, s. 53.
373
Yazdani, a.g.e., C.I., s. 135.
374
Aliabadi, a.g.e., s. 15.
375
Bkz., Yazdani, a.g.e., C.I, s.138-140; Aliabadi, a.g.e., s. 15-17.
87
376
www.cia.gov/cia/publications/factbook/goes/af.html (15.09.2009); Al –Qayyum Sajjadi, a.g.e., s.
59.
377
Neslihan Durak, Hezareler Hazaralar, Öz Serhat Yay., Malatya 2008, s. 15-21.
378
Bkz., Henri Field, Mardom Şenas-i İran, Çev. Abdullah Feriyar, Entişarat-i İbn-i Sina, Tahran
1343, s. 811; Arminiyos Vamberi, Siyahat-i Derviş Dorugin, Çev. Fetali Khaje Nuriyan, 3. Bsk.,
Entişarat-i İlmi ve Ferhangi, Tahran 1365, s. 340-341; Mohammad İsa Garcistani, Tarihi Hazara
ve Hazaristan, Şuray-i Ferhangi İslami Afganistan, Pakistan-Koveyte 1989, s. 48; Yazdani, a.g.e.,
C.I, s.138-140.
379
www.cia.gov/cia/publications/factbook/goes/af.html (15.09.2009); Sayyed Abd Al –Qayyum
Sajjadi, a.g.e., s. 59.
380
Hüseyin Pirniya, İran-i Bastan ve Dastanhaye Gadim-i İran, Dünyaye Kitap Yay., Tahran 1370, s.
11-13; Mahmud Afşar Yazdi, Afgan Name, C. 1., Bonyad-i Mahmud Afşar, Tahran 1380, s. 120;
Cevahir La’l Nehro, Kaşf-i Hind, Çev. Mahmud Tafzili, C. 1., 2. Bsk., Sepehr Yay., Tahran 1361,
s. 141; Saray, a.g.e., s. 22.
381
Şahin, “Afganistan”, Maddesi, DİA.
382
www.cia.gov/cia/publications/factbook/goes/af.html (15.09.2009); Al –Qayyum Sajjadi, a.g.e., s.
59.
88
383
Şahin, “Afganistan”, Maddesi, DİA.
384
Geniş bilgi için bakınız; Yazdani, a.g.e., C.I, s.138-140.
385
Lugatnameyi Dehhuda ve Dairetul Maarefi Farsi, C.I, “Aymak” kelimesi.
386
Yazdani, a.g.e., C.I, s.136-137.
387
Bkz., Özgür Çınarlı, “Afganistan: Enerji, Terör, Uyuşturucu ve Toplumsal
Yıkım”http://hirc.parcabul.com/journal, (15.08.2009).
388
Yazdani, a.g.e., C.I, s.139-140; Şahin, “Afganistan”, Maddesi, DİA.
389
Yazdani, a.g.e., C.I, s.138-140.
390
Al –Qayyum Sajjadi, a.g.e., s. 53.
89
KIMLIK
200
100
Frequency
0 N = 536,00
2,0 3,0 4,0 5,0 6,0 7,0
KIMLIK
“Belli bir sahada ve belli bir zaman diliminde yaşayan insan sayısına”
nüfus391 denmektedir.392 Şüphesiz sosyal ve ekonomik değişmeler ile ülkenin nüfusu
arasında bir ilişki söz konusudur. Nüfus meselesi özellikle 20. asrın ikinci yarısından
sonra bütün dünya ülkelerinin dikkatini çekmiştir.393 Gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde bazı sorunların çıkmasıyla birlikte bu mesele daha da önem kazanmıştır.
Gelişmekte olan ülkelerde nüfusun hızlı bir şekilde artması, insanların kırsal
391
Bugün dünyada oldukça şaşırtıcı bir şekilde “nüfus patlaması” ortaya çıkmıştır. Böylesi bir nüfus
artışının sonuçları insanlığın geleceği için düşündürücüdür: Bkz., Anthony Giddens, Sosyoloji,
Çev. M. Ruhi Esengün-Dr. İsmail Öğretir, 2. Bsk., Birey Yay., İstanbul 1994, s. 12.
392
Osman Gümüşçü, XVI. Yüzyılda Larende (Karaman) Kazasında Yerleşme ve Nüfus, T.T.K. Yay.,
Ankara 2001, s. 143-144; Patrick Nolan, Human Societies, Çev. Naser Movaffakiyan, 2. Bsk.,
Neşri Ney, Tahran 1383, s. 53.
393
Hüseyin Saraç, Sosyal Boyutuyla İslam’da Nüfus Politikası, T.D.V., Yay., Ankara 1997, s. 9.
91
394
Mahmut Tezcan, Sosyolojiye Giriş Temel Kavramlar, Ankara 1993, s. 71.
395
Mustafa E. Erkal, Sosyoloji (Toplumbilimi), Der Yay., İstanbul 2000, s. 175.
396
Tezcan, a.g.e., s. 70.
397
T. B. Bottomore, a.g.e., s. 90.
398
Saraç, a.g.e., s. 63-68.
399
Bahar, a.g.e., s. 266.
400
Büyük şehirlere göçün hızlandırıcı faktörleri arasında kıtlık, ihtikar, kuraklık, savaş, idari yolsuzluk
(zulüm) ve mali zorluklar gibi nedenleri söyleyebiliriz; Bkz., Sabri F. Ülgener, Tarihte Darlık
Buhranları, Derin Yay., İstanbul 2006, s. 84-89.
92
Cinsiyetiniz N %
Tablo 13’te görüldüğü gibi örneklem grubundaki toplam 536 kişinin 127 (%
23,7)’sını kadınlar ve 409 (% 76,3)’nu ise erkekler oluşturmaktadır. Tablodaki
verileri incelediğimizde üniversitede okuyan erkek öğrencilerin kız öğrencilerden
daha fazla olduğu anlaşılmaktadır. Afganistan’da hala bazı bölgelerde kız çocuklarını
okullara göndermeyen aileler mevcuttur. Özellikle Taliban’ın kontrol ettiği şehirlerde
kız çocuklarının okula gitmeleri engellenmekte ve kız çocuklarına ait okullar
yakılmaktadır. Böyle bir ortamda üniversiteye giden kız öğrencilerin sayısının
beklenenden daha yüksek olduğunu ifade edebiliriz.
401
Özer Ozankaya, Toplumbilim, 6. Bsk., Tekin Yayınevi, İstanbul 1986, s. 185.
93
CINSIYET
500
400
300
200
Frequency
100
Std. Dev = ,43
Mean = 1,76
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
CINSIYET
Yaşınız N %
YASINIZ
400
300
200
100
Frequency
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
YASINIZ
Medeni durumunuz N %
M.DURUM
600
500
400
300
200
Frequency
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
M.DURUM
5. Ekonomik Durumu
Afganistan ekonomisi tamamen çökmüş bir durumda iken son yıllarda yavaş
yavaş canlanmaya başlamıştır. Ülkede yıllarca devam eden savaş nedeniyle merkez
bankası, hazine, vergi toplama ve gümrük, istatistik toplama ve yayın, kamu hizmeti
402
DİA, “Afganistan” maddesi; Haz. Ekrem Yolcu, Vahdet Der.,
www.İktibas.info/dergi/subat/lokal.htm. (15.08.2009).
96
gibi devletin temel iktisadi kurumları ya son derece zayıftır403 ya da yeni yeni
yapılandırılmaya başlanmıştır.
Gelir durumu N %
Tablo 16’daki örneklem grubuna ait verilere göre ankete katılanların 102 (%
19)’si gelir durumlarının çok iyi, 240 (% 44,8)’sı iyi, 161 (% 30)’i orta, 31 (% 5,8)’i
düşük ve 2 (% 0,4)’si ise çok düşük olduğunu söylemiştir. Tablo verilerine
403
Cengiz Ersun ve Tamer Kayacıklı, Afganistan Genel Durum, Piyasa Yapısı ve Piyasaya Giriş, İTO
Yay., İstanbul 2002, s.15,16.
404
Cengiz Ersun ve Tamer Kayacıklı, a.g.e., s.16; DİA, ”Afganistan” maddesi.
405
Bkz., Büyük Kültür Ansiklopedisi, Afganistan maddesi, Başkent Yay., Ankara 1984, s. 86-87;
Büyük Larousse Sözlük ve Ansiklopedisi, “Afganistan” maddesi.
97
GELIR
300
200
100
Frequency
0 N = 536,00
1,0 2,0 3,0 4,0 5,0
GELIR
6. Eğitim Durumu
Afganistan’ın birçok yerinde hâlen modern anlamda bir lise veya üniversite
mevcut değildir. 20. yüzyılın başlarında ilk modern okul açılmıştır. Ülkede eğitimin
ilerlemesi 1929 yılından sonra olmuştur. Ülkede modern anlamda ilk lise, 1903
yılında Kabil’de kurulmuştur. Eğitim Bakanlığının 1921 yılında kurulması ve
yabancı ülkelerin yardımlarıyla eğitim-öğretim sahasında ciddi çalışmalar olmuştur.
1933 yılında Kabil Üniversitesi kurulmuş ve aynı yıl kızlar için de bir ilkokul
açılmıştır. Yüksek öğrenim kurumları, Kabil, Herat, Kandehar, Celalabad ve Mezar-ı
Şerif şehirlerinde toplanmıştır. 1996 yılında ilk üniversite Hazaracât bölgesinde
bulunan Bamyan şehrinde Bamyan Üniversitesi adıyla kurulmuştur. Ülkenin en
önemli ve en zengin kütüphanesi olan Kabil Halk Kütüphanesi 1920 yılında
kurulmuş ama iç savaş sırasında yağmalanmıştır.407 Bu kütüphane kısıtlı kitaplarıyla
ülkenin en büyük kütüphanesi sıfatını taşımaktadır. Üniversite öğrencileri, bu
kütüphaneden ve bazı küçük kütüphanelerden yararlanmaktadır.
406
Aliabadi, a.g.e., s. 42.
407
DİA, ”Afganistan” maddesi; Meydan Larousse Büyük Lûgat ve Ansiklopedisi, “Afganistan”
maddesi.
99
Fakülteler N %
FAKÜLTE
300
200
100
Frequency
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00 2,50 3,00
FAKÜLTE
Sınıflar? N %
son sınıfta okuyan öğrencilere göre daha yüksek oranda temsil edildiği
görülmektedir.
SINIF
400
300
200
100
Frequency
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00
SINIF
DINI.E.D
500
400
300
200
Frequency
100
Std. Dev = ,39
Mean = 1,87
0 N = 536,00
1,00 1,50 2,00 2,50 3,00
DINI.E.D
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Cinsiyet N X S Sd t P
p< .05
408
Arslantürk, Araştırma Metod ve Teknikleri, s. 49-57.
104
409
Taş, Üniversite Gençliğinin Dindarlık Kriterleri, s. 81-82.
105
Cinsiyet N X S Sd t P
P> .05
410
İhsan Çapcıoğlu, Sosyo-Politik Tutumlar ve Dindarlık İlişkisi- İlahiyat Fakülteleri Örneği,
(Basılmamış Doktora Tezi), Ankara 2010, s. 118.
106
Tablo 23: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışının Yaşa Göre t-Testi
Sonuçları
Yaş N X S Sd t P
p< .05
411
Taş, a.g.e., s. 87.
107
Yaş N X S Sd t P
P< ,05
Tabloda görüldüğü gibi Modernist Din Anlayışı tipine yönelik tutumlar, yaşa
göre anlamlı bir farklılık göstermektedir [ t (534) = -1,13, P< ,05 ].
Tablo 24’ten elde edilen bulgular çerçevesinde, 18-24 yaş gruplarına giren
üniversite öğrencilerin Modernist Din Anlayışı tipine yönelik tutum puanlarının
ortalaması (X= 2,6329), 25 ve üstü yaş grupların tutum puanlarının ortalamasına (X=
2,5669) göre az bir farkla yüksektir. Dolayısıyla 18-24 yaş gruplarının Modernist Din
Anlayışına daha yüksek düzeyde sahip oldukları ifade edilebilir. İki grup arasında
istatistiksel olarak fazla bir fark olmadığı da dikkatten kaçmamalıdır. Modernist Din
Anlayışı ile yaş arasında ilişki olduğu ortaya çıkmaktadır. Ankete katılanların yaşı
yükseldikçe din anlayışlarında da değişiklik görünmektedir.
412
Onay, a.g.e., s. 108.
108
Doğum yeri N X S Sd t P
p> ,05
Doğum yeri N X S Sd t P
P< ,05
Medeni durum N X S Sd t P
P< ,05
413
Taş, a.g.e., s. 102-103.
414
Onay, a.g.e., s. 120-121.
110
Medeni durum N X S Sd t P
P< ,05
Sınıf N X S Sd t P
p< ,05
Varyansların eşit olmadığı varsayımına göre hareket edilen Tablo 28’den elde
edilen bulgular çerçevesinde, Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı tipine
yönelik tutumlar, sınıflara göre anlamlı bir farklılık göstermektedir [ t (509,28) = -4,93,
P< ,05 ].
415
Akyüz, İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Din Anlayışı., s. 94, 99.
416
Çapcıoğlu, Dotora Tezi, s. 120-121.
112
Sınıf N X S Sd t P
P< ,05
Mezhep N X S Sd t P
P< ,05
113
Mezhep N X S Sd t P
P< ,05
Yerleşim Birimleri N X S
*p< ,05
Tablo 35: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Fakülteler Arasındaki Korelasyon
Geleneksel ve
Siyasal İslamcı Din
Yerleşim Yerleşim Anlayışı tutum
Birimleri Birimleri ölçeği toplam
puanları
Yerleşim Pearson
1 ,036(**)
Birimleri Korelasyon
Anlamlılık
. ,407
(Çift Yönlü)
N 536 536
Pearson
Geleneksel ve ,036(**) 1
Korelasyon
Siyasal İslamcı
Din Anlayışı Anlamlılık
(Çift Yönlü) , 407
tutum ölçeği
toplam puanları N
536 536.
Yerleşim Birimleri N X S
Fakülteler N X S
**2-1,3 ,000
Gruplararası 73,820 2 36,910 *102,13
3-1
Gruplar içi 192,628 533 ,361
Toplam 266,448 535
*p< ,05
Tablo 40: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Fakülteler Arasındaki Korelasyon
Geleneksel ve
Siyasal İslamcı Din
Fakülteler Fakülteler Anlayışı tutum
ölçeği toplam
puanları
Fakülteler Pearson
1 ,336(**)
Korelasyon
Anlamlılık
. ,000
(Çift Yönlü)
N 536 536
Geleneksel ve Pearson
,336(**) 1
Siyasal İslamcı Korelasyon
Din Anlayışı
Anlamlılık
tutum ölçeği ,000
toplam puanları (Çift Yönlü)
N 536 536.
417
Akyüz, a.g.e., 95-96.
418
Taş, a.g.e., s. 92-93.
419
Çapcıoğlu, Doktora Tezi, s. 122.
123
Fakülteler N X S
Tablo 43: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile
Fakülteler Arasındaki Korelasyon
Modernist Din
Anlayışı tutum
Fakülteler Fakülteler ölçeği toplam
puanları
Fakülteler Pearson
1 ,234(**)
Korelasyon
Anlamlılık
. ,000
(Çift Yönlü)
N 536 536
Modernist Din Pearson
,234(**) 1
Anlayışı tutum Korelasyon
ölçeği toplam
Anlamlılık
puanları ,000
(Çift Yönlü)
N 536 536.
125
Yukarıdaki tablo 43’ten elde edilen verilere göre, Modernist Din Anlayışı
tutum ölçeği toplam puanları ile öğrencilerin okudukları fakültelere göre sahip
oldukları puanlar arasında düşük düzeyde, çift yönlü, pozitif ve anlamlı bir ilişki
olduğu anlaşılmaktadır ( r= ,234, p< ,05 ). Bu verilere bakıldığında, öğrencilerin
okudukları fakültelerin Modernist Din Anlayışı tutum ölçeği toplam puanlarında
farklı etkilere sahip olduğu görülmektedir.
Gelir Durumları N X S
Anlamlı
Fark
*4,22 **1-3 ,002
Gruplararası 8,211 4 2,053
3-1
Gruplar içi 258,237 531 ,486
Toplam 266,448 535
*p< ,05
Gruplar arasında yapılan çoklu karşılaştırmaya göre, çok iyi ve iyi gelir
durumlarına sahip olanların, orta, düşük ve çok düşük gelir durumlarına göre
Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışına yönelik daha yüksek düzeyde olumlu
tutumlara sahip olduğu görülmektedir.
420
Taş, a.g.e., s. 108-109.
127
İhsan Çapcıoğlu, araştırmasında alt gelire sahip olan öğrencilerin üst gelire
sahip olan öğrencilere göre daha fazla Muhafazakar dini tutum düzeyine sahip
olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla öğrencilerin gelir durumları iyiye doğru
gittikçe Muhafazakar dini tutumları da azalmaktadır.422
Tablo 46: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Ailelerinin Gelir Durumları Arasındaki Korelasyonu
Geleneksel ve
Ailelerinin Gelir Ailelerinin Siyasal İslamcı Din
Durumları Gelir Anlayışı tutum
Durumları ölçeği toplam
puanları
Ailelerinin Gelir Pearson
1 -,171(**)
Durumları Korelasyon
Anlamlılık
. ,000
(Çift Yönlü)
N 536 536
Geleneksel ve Pearson
-,171(**) 1
Siyasal İslamcı Korelasyon
Din Anlayışı
Anlamlılık
tutum ölçeği ,000
toplam puanları (Çift Yönlü)
N 536 536.
421
Onay, a.g.e., s. 116.
422
Çapcıoğlu, Doktora Tezi, s. 126.
128
gelir durumlarının Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı tutum ölçeği toplam
puanlarında düşük düzeyde farklı etkilere sahip olduğu görülmektedir.
Gelir Durumları N X S
Tablo 48: Modernist Din Anlayışının Gelir Durumuna Göre Varyans Analizi
(Anova) Sonuçları
Tablo 49: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile
Ailelerinin Gelir Durumları Arasındaki Korelasyonu
Dindarlık Durumları N X S
2-1,3
Gruplar içi 234,677 532 ,441
3-1,2
Toplam 4-1
266,448 535
*p < ,05
423
Taş, a.g.e., s. 123-125.
424
Çapcıoğlu, Doktora Tezi, s. 131.
132
Tablo 52: Geleneksel ve Siyasal İslamcı Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam
Puanları ile Dindarlık Durumları Arasındaki Korelasyonu
Geleneksel ve
Dindarlık Siyasal İslamcı Din
Durumları Dindarlık Anlayışı tutum
Durumları ölçeği toplam
puanları
Dindarlık Pearson
1 ,334(**)
Durumları Korelasyon
Anlamlılık
. ,000
(Çift Yönlü)
N 536 536
Geleneksel ve Pearson
,334(**) 1
Siyasal İslamcı Korelasyon
Din Anlayışı
Anlamlılık
tutum ölçeği ,000
toplam puanları (Çift Yönlü)
N 536 536.
Dindarlık Durumları N X S
çok dindar (X=2,3157) olanlar şeklindedir. Dolayısıyla dine ilgisiz ve dinle az ilgili
olan öğrencilerin Modernist Din Anlayışına yönelik daha olumlu düzeyde oldukları
ortaya çıkmaktadır.
Tablo 55: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile
Dindarlık Durumları Arasındaki Korelasyonu
Kimlik Durumları N X S
Kimlik Durumları N X S
5-1,2,3
*p < ,05
Tablo 60: Modernist Din Anlayışı Tutum Ölçeği Toplam Puanları ile Kimlik
Durumları Arasındaki Korelasyonu
425
Koştaş, a.g.e., s. 54-55.
426
Köktaş, a.g.e., s. 108.
142
427
Koştaş, a.g.e., s. 58.
144
X= 3,9794; S= 1,2184
Katılmıyorum 69 12,9
Hiç katılmıyorum 25 4,7
Toplam 536 100,0
X= 3,3638; S= 1,1729
Tablo 80’dan elde edilen veriler incelendiğinde, “Bir insanın dini kadar
milliyetinin de önemli olduğu” tutumuyla ilgili çeşitli fakültelerde okuyan
öğrencilerin % 18,7’si tamamen katıldıklarını, % 43,7’si katıldıklarını, % 4,9’u
kararsız, % 24,1’i katılmadıklarını ve % 8,8’i ise hiç katılmadıklarını belirtmişlerdir.
1994 yılında Taliban Örgütü tarafından Kabil yakınlarında şehid edilen Üstad
Abdul Ali Mazari’nin “Afganistan’da söylemler dinidir (mezhebi) ama eylemler
ırkidir” sözü, Afganistan halkı için milliyetin daha önemli ve başrolde olduğunu
gösteren bir sözdür.
154
Öğrencilerin en yüksek tutum puanına sahip olan büyük bir kısmı (% 43,5),
“Ahiret hayatının gerçek olduğu” konusuna tamamen katılmaktadır. Katılımcıların %
26,9’u katıldıklarını, % 9,9’u kararsız, % 15,5’i katılmadıklarını ve % 4,3’ü ise hiç
katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Dolayısıyla öğrencilerin bu konuda yüksek tutum
puanına sahip olduğu görülmektedir. Tarafımızdan gerçekleştirilen mülakatta da
öğrencilerin Ahiret hayatına inandıklarını ve öldükten sonra başka bir hayatın onları
beklediğini belirtmişlerdir. Bunun yanında bazı öğrenciler sadece Allah’a
inandıklarını ve öldükten sonra başka bir hayata inanmadıklarını ifade etmişlerdir.
4.14. Din Açıdan Sakal Bırakmak Sünnettir
X= 2,2981; S= 1,2009
Tablo 86’dan elde edilen bilgilere göre “Sakal bırakmanın dinen sünnet
olduğu” tutumuyla ilgili öğrencilerin % 30’u tamamen katıldıkları, % 36,2’si
katıldıkları, % 9,7’si kararsız, % 19’u katılmadıkları, % 3,9’u hiç katılmadıkları ve %
1,1’i ise cevapsız olduğu görülmektedir.
Üniversite öğrencileriyle yapılan mülakatta da sakal bırakmanın Hz.
Peygamberin bir sünneti olduğu konusuna yüksek düzeyde olumlu bakmaktadırlar.
Bazı öğrenciler sakal bırakmanın bir sünnet olduğunu kabul etmekte ancak modern
dünyada sakal bırakmayı sadece Hz. Peygamberin bir sünneti olarak algılamanın
yanlış olduğunu ifade etmektedirler.
X= 2,4384; S= 1,2395
428
Köktaş, a.g.e., s. 101.
429
Koştaş, a.g.e., s. 46-47.
159
Tablo 86 verilerini incelediğimizde, “İslam’a uygun bir hayat sürmek için Hz.
Peygambere uymanın gerekli olduğu” tutumuyla ilgili öğrencilerin % 50,4’ü
tamamen katıldıklarını, % 25,4’ü katıldıklarını, % 8,2’si kararsız, % 10,8’i
katılmadıklarını ve % 5,2’si hiç katılmadıklarını söylemişlerdir. Dolayısıyla
üniversitede okuyan öğrencilerin büyük bir kısmı İslam’a uygun bir hayat sürmek
için Hz. Peygambere uyulması gerektiğini savunmuşlardır. Kabil Üniversitesinin
çeşitli fakültelerinde okuyan öğrencilerle yaptığımız mülakatta da öğrencilerin büyük
bir kısmı Hz. Peygambere uymanın gerekliği olduğunu belirtmişlerdir. Zira Hz.
Peygamberin davranışlarının ve sözlerinin bütün Müslüman için bir rehber
mahiyetinde olduğunu söylemişlerdir.
161
430
http://bakhtarnews.com.af/da/index.php?news=11391;http://eslahonline.net/7629;
http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=10862; http://www.khabaronline.ir/news-65770.aspx
(09.06.2010).
162
X= 2,1623; S= 1,3119
Tablo 89’dan elde edilen veriler çerçevesinde, “Her şeyin Allah’ın takdiriyle
olduğu” tutumuyla ilgili öğrencilerin % 15,1’i tamamen katıldıklarını, % 26,1’i
katıldıklarını, % 8,6’sı kararsız, % 43,3’ü katılmadıklarını ve % 6,9’u hiç
katılmadıklarını söylemişlerdir. Bu verilere bakıldığında üniversite öğrencilerinin
büyük bir kısmının her şeyin Allah’ın takdiriyle olduğu konusuna katılmadıkları
görülmektedir. Dolayısıyla çeşitli fakültelerde okuyan öğrenciler, Allah’ın varlığına
inandıklarını ancak her şey Allah’ın takdiriyle gerçekleşmediğini ifade etmişlerdir.
Kabil Üniversitesinde okuyan öğrencilerle tarafımızdan gerçekleştirilen mülakatta da
Hazar ve Tacik kökenli öğrencilerin büyük bir kısmı, yaratıcının insanoğlunu
yeryüzünde halife olarak yarattıktan sonra, yeryüzünde ilahi görevi beşere verdiğini
belirtmişlerdir. Ancak her şeyin Allah’ın takdiriyle olduğunu savunanlar da büyük
bir kitleyi oluşturmaktadırlar.
4.22. Dini Önem Veren Bir Partinin Ülke Yönetimine Gelmesi
Tablo verilerine bakıldığında, “Dini kurallara önem veren bir partinin ülkenin
başına geldiği” tutumuna öğrencilerin % 32,8’i tamamen katıldıklarını, % 23,7’si
katıldıklarını, % 19’u kararsız, % 19,4’ü katılmadıklarını ve % 5’i ise hiç
katılmadıklarını ifade etmişlerdir. Dolayısıyla üniversite öğrencileri, ülkenin
yönetimini dini kurallara önem veren bir partinin elinde olduğunu söylemişlerdir.
164
Tablo 91’den elde edilen bulgulara göre, “Bir Müslüman başka bir dine
girerse mürtet olduğu” tutumuyla ilgili öğrencilerin % 39,4’ü tamamen katıldıkları,
% 25,9’u katıldıkları, % 11,6’sı kararsız, % 16,8’i katılmadıkları ve % 6,2’si ise hiç
katılmadıkları ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin % ,2’si ise bu soruya cevap
vermemişlerdir. Dolayısıyla öğrencilerin büyük bir kısmı, bir Müslümanın başka bir
dine girerse mürtet kabul edilmesi gerektiği konusunu savunmuşlardır. Tarafımızdan
gerçekleştirilen mülakatta da Müslüman birinin başka dine girdiğinde mürtet olduğu
konusunu savunan öğrencilerin çoğunlukta olduğu görülmüştür. Aşağı yukarı iki yıl
önce bir Afganistan vatandaşı Hıristiyan dinine girmişti. Afganistan’ın Yüksek
Mahkemesi Hıristiyan dinini kabul eden bu kişinin mürtet olduğunu ilan ederek
165
idama mahkum etmişti. Kabil’de bulunan bir yabancı büyükelçilik söz konusu olan
kişiye vatandaşlık vermiş ve Afganistan’dan kendi ülkelerine götürmüştür.431
431
www.kabulexpress.com; www.kabuli.org ve http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=10894
(11.06.2010).
166
Tablo 93’ten elde edilen bulgulara göre, “Bir Müslümanın mutlaka bir
mezhebe mensup olması gerektiği” tutumuyla ilgili öğrencilerin % 61,1’inin bu
konuda katılmakla beraber % 5,2’si kararsız ve % 33,4’ü ise bu konuda görüş
bildirmemişlerdir. Tablo verilerine bakıldığında öğrencilerin büyük bir kitlesi, bir
Müslüman’ın mutlaka bir mezhebe mensup olması gerektiğini düşünürken
öğrencilerin önemli bir kitlesinin ise bu konuyla ilgili tutum düzeyinin olumsuz
yönde olduğunu görmekteyiz.
Afganistan halkı için her zaman mezhep önemli ve tartışılmaz bir konu
olmuştur. Ülkede iç veya dış savaşlar mezhep gücüyle meşrulaştırılmıştır. Dinin veya
mezhebin meşrulaştırma ve kitleleri hareketlendirme gücüne hem Afganistan’da iç
savaş sürerken hem de İngilizlere ve Ruslara karşı savaşlarda şahit olmaktayız.
Tarafımızdan gerçekleştirilen mülakatta da öğrencilerin mezhebin önemli rolü
olduğu konusunda hemfikir olduğunu söyleyebiliriz. Caferi olan öğrencilerin büyük
bir kısmı mezhebin önemli olduğunu ancak bir Müslüman’ın hiçbir mezhebe
girmeden de iyi bir Müslüman olabileceğini ifade etmişlerdir.
167
Kararsızım 64 11,9
Katılmıyorum 93 28,2
Hiç katılmıyorum 71 29,3
Toplam 536 100,0
X= 2,5821; S= 1,3971
bakımdan öğrencilerin büyük bir kısmının ise kadının sesinin erkeğe haram olduğu
konusuna katıldıkları anlaşılmaktadır. Tarafımızdan öğrencilerle gerçekleştirdiğimiz
mülakatta da öğrenciler, kadının sesinin erkeğe haram olmadığını, bu tür söylemlerin
İslam’a zarar vereceğini düşünmektedirler.
432
Afganistan Anayasası, Kabil Devlet Matbaası, Kabil H. 1382.
171
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
meşrudur”, “Bir Müslüman’ın sadece dini için savaşması meşrudur” ve “Kadının sesi
erkeğe haramdır”. (Bkz. Tablo 74, 77, 81, 98 ve 100)
KAYNAKÇA
1. ESERLER
ADIVAR Adnan, Tarih Boyunca İlim ve Din, Remzi Kitabevi, İstanbul 1987.
ALİ ABADİ Ali Rıza, Afganistan, 3. Bsk, Çap ve İntişarat Yay., Tahran 1996.
ARMANER Neda, Din Psikolojisine Giriş, Ayyıldız Matbaası, C. I., Ankara 1980.
ARSEVEN Ali D., Alan Araştırma yöntemi (İlkeler Teknikler Örnekler), Gündüz
Eğitim Yay., Ankara 2001.
AYDIN Mehmet, Din Felsefesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Yay., İzmir 1987.
AYDIN Mustafa, İslam’ın Tarih Sosyolojisi, 2. Bsk., Pınar Yay., İstanbul 2001.
AYSOY Mehmet, Geleneksel Sonrası Toplum Üzerine, Açı Kitaplar, İstanbul 2003.
BAL Hüseyin, Bilimsel Araştırma Yöntem ve Teknikleri, S.D.Ü. Yay., Isparta 2001.
BALCI Ali, Sosyal Bilimlerde Araştırma Yöntem, Teknik ve İlkeler, 4. Bsk., Pegem
Yay., Ankara 2004.
BERGER Peter L., Dinin Sosyal Gerçekliği, Çev. Ali Coşkun, İnsan Yay., İstanbul
1993.
----------------------, Kutsal Şemsiye, Çev. Ali Coşkun, Rağbet Yay., İstanbul 2000.
186
BERGSON Henri, Ahlak ile Dinin İki Kaynağı, Çev. Mehmet Karasan, M.E.B. Yay.,
İstanbul 1986.
BOTTOMORE T.B., Toplumbilim, Çev. Ünsal Oskay, 6. Bsk., Der Yay., Ankara
2000.
CANATAN Kadir, Bir Değişim Süreci Olarak Modernleşme, İnsan Yay., İstanbul
1995.
COŞKUN Ali, “Toplumsal Düşünce Tarihinde Din Sorunu”, Din, Toplum ve Kültür,
İz Yay., İstanbul 2005.
ÇİĞDEM Ahmet, Bir İmkan Olarak Modernite, İletişim Yay., İstanbul 1997.
DEMİR Ömer, Mustafa Acar, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Vadi Yay., 3. Bsk., Ankara
1997.
DURKHEİM Emile, Dini Hayatın İlkel Biçimleri, Çev. Fuat Aydın, Ataç Yay.,
İstanbul 2005.
İstanbul 1994.
İstanbul 2006.
DURSUN Davut, Osmanlı Devletinde Siyaset ve Din, 2. Bsk., İşaret Yay., İstanbul
1992.
188
Ed. Şeref Kalaycı, Spss Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 4. Bsk.,
Asıl Yay., Ankara 2009.
ERGUN Doğan, 100 Soruda Sosyoloji Elkitabı, 9. Bsk., İmge Kitabevi, Ankara
2008.
FİCHTER Joseph, Sosyoloji Nedir, Çev. Nilüfer Çelebi, 7. Bsk., Anı Yayıncılık,
Ankara 2004.
FİELD Henri, Mardom Şenas-i İran, Çev. Abdullah Feriyar, Entişarat-i İbn-i Sina,
Tahran 1343.
189
FİŞER Debler, “The Far East and Avustralia”, Çev. Ali Cuya, Sirac Dergisi, Yıl: 3,
S: 12, Kum 1997.
FULLER Graham E., Siyasal İslam’ın Geleceği, Çev. Mustafa Acar, Timaş Yay.,
İstanbul 2004.
İstanbul 1998.
GÖKBERK Macit, Felsefe Tarihi, 13. Bsk., Remzi Kitabevi, İstanbul 2002.
GÖKÇE Birsen, Toplumsal Bilimlerde Araştırma, 3. Bsk., Savaş Yay., Ankara 1999.
GÖKSOY İsmail Hakkı, Çağdaş İslam Ülkeleri Tarihi, 2. Bsk., Fakülte Kitabevi
Yay., Isparta 2003.
GÖLE Nilüfer, “Batı-Dışı Modernlik Üzerine Bir İlk Desen”, Doğu Batı Düşünce
Der., S. 2., Şubat, Mart, Nisan 1998.
1986.
1987.
İstanbul 1999.
GÜNGÖR Erol, İslam’ın Bugünkü Meseleleri, 11. Bsk., Otüken Yay., İstanbul 1997.
2003.
------------------, Türk Kültürü ve Milliyetçilik, 15. Bsk., Ötüken Yay., İstanbul 2004.
191
İKBAL Muhammed, İslam’da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, Çev. Sofi Huri,
3. Bsk., İstanbul 1999.
JUNG Carl Gustav, Din ve Psikoloji, Çev. Cengiz Şişman, İnsan Yay., İstanbul 1993.
KALAYCIOĞLU Ersin, Çağdaş Siyasal Bilim, Teori, Olgu ve Süreçler, Beta Yay.,
İstanbul 1984.
KARAGÖZ Emel, Öztürk, Max Weber’de Anlayış Sosylojisi ve Din Olgusu, Derin
Yay., İstanbul 2003.
KARASAR Niyazi, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yay., 19. Bsk., Ankara 2009.
------------------, Din Sosyolojisi, Der. Yasin Aktay-M. Emin Köktaş, Vadi Yay., 2.
Bsk., İstanbul 1998.
KILIÇ Cevdet, “Felsefe Din, Vahiy Akıl İlişkisi Bağlamında Din Kavramı ve
Günümüz Din Toplum İlişkisi”, F.Ü.İ.F. Der., S. 4, Elazığ 1999.
-------------------------, Sosyoloji Teorileri, C. I., Yunus Emre Yay., 2. Bsk., Konya 1994.
KÖNİG Rene, Günümüz Sosyolojisi, Çev. Battal İnandı, Akademi Kitabevi, İzmir
1994.
KUTLU Sönmez, Çağdaş İslami Akımlar ve Sorunları, Fecr Yay., Ankara 2008.
LA’L NEHRO Cevahir, Kaşf-i Hind, Çev. Mahmud Tafzili, C. 1., 2. Bsk., Sepehr
Yay., Tahran 1361.
MARDİN Şerif, Din ve İdeoloji, İletişim Yay., 12. Bsk., İstanbul 2003.
-------------------, Türkiye’de Din ve Siyaset, 10. Bsk., İletişim Yay., İstanbul 2004.
MARSDEN Peter, Taliban: War, Realigion and The New Order in Afghanistan, Çev.
Necle Handak, Vezareti Umur-i Harice Merkezi Çap ve İntişarat Yay.,
Tahran, H. 1378.
MELLOR Philip A., “Bilgi Çağında Din, Kültür ve Toplum”, Çev. İhsan Çapcıoğlu,
A.Ü.İ.F. Der., C. XXXXVIIII., S. 1., Ankara 2009.
MENSCHİNG Gustav, Dini Sosyolojisi, Çev. Mehmet Aydın, Din Bilimleri Yay.,
Konya 2004.
MİRCAE Eliade, Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, C. I., Çev. Ali Berktay,
Kabalcı Yay., İstanbul 2000.
NASR Seyyid Hüseyin, Bilgi ve Kutsal, Çev. Yusuf Yazar, 3. Bsk., İz Yay., İstanbul
2009.
İstanbul 2003.
195
NOLAN Patrick, Human Societies, Çev. Naser Movaffakiyan, 2. Bsk., Neşri Ney,
Tahran 1383.
Özdemirci Harun– Yaşar Çolak, Din – Devlet Din – Siyaset İlişkisi, Diyanet İşleri
başkanlığı Yay., Ankara 2001.
196
PAYAM Mohammad Ali, Nakşe İsti’mar-i Garb ve Şark Der Afganistan, Seyyid
Cemaleddin Yay., Meşhad 1364.
PİRNİYA Hüseyin, İran-i Bastan ve Dastanhaye Gadim-i İran, Dünyaye Kitap Yay.,
Tahran 1370.
POLOMA Margaret M., Çağdaş Sosyoloji Kuramları, Çev. Hayriye Erbaş, Eos Yay.,
Ankara 2007.
ROBERT Jacques, Batı’da Din-Devlet İlişkisi (Fransa Örneği), Çev. İzzet Er, İz
Yay., İstanbul 1998.
ROHER Trigg, Understanding Social Science, Çev. Şahnaz Musemma Perest, Neşri
Ney, Tahran 1384.
ROY Olivier, Afganistan’da Direniş ve İslam, Çev. Mustafa Kadri Orağlı, Yöneliş
Yay., İstanbul 1990.
----------------, Siyasal İslam’ın İflası, Çev. Cüneyt Akalın, Metis Yay., İstanbul 1994.
SAĞ Vahap, “Toplumsal Değişme ve Eğitim Üzerine”, CÜSB., Der., Mayıs 2003, C.
27. Sivas 2003.
SARAÇ Hüseyin, Sosyal Boyutuyla İslam’da Nüfus Politikası, T.D.V., Yay., Ankara
1997.
197
SARIBAY Ali Yaşar, “Politik Teori, Modernite ve Ahlak”, Doğu Batı Düşünce Der.,
S. 4., Ağustos, Eylül, Ekim 1998.
2001.
SCHROEDER Ralph, Max Weber ve Kültür Sosyolojisi, Çev. Mehmet Küçük, Bilim
ve Sanat Yay., Ankara 1996.
SUBAŞI Necdet, Türk Aydınının Din Anlayışı, Yapı Kredi Yay., İstanbul 1996.
ŞİMŞEK Serkan, Din Görevlilerinin Din Anlayışına Psiko-Sosyal Bir Yaklaşım (K.
Maraş Örneği), Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Kahramanmaraş 2009.
THOMPSON Ian, Odaktaki Sosyoloji (Din Sosyolojisine Giriş), Çev. Bekir Zakir
Çoban, Birey Yayıncılık, İstanbul 2004.
USTA Niyazi, Ekonomi Ahlakı ve İnsan Kaynağı, Aktif Yay., Erzurum 2001.
---------------, Menzil Nakşiliği Sosyolojik Bir Araştırma, Töre Yay., Ankara 1997.
ÜLGENER Sabri F., “II. İzm’ler ve Sistemler; Bir İzm’in Dünü ve Bugünü”,
Makaleler, Haz., Ahmet Güner Saray, Derin Yay., İstanbul 2006.
VERGİN Nur, Din, Toplum ve Siyasal Sistem, Bağlam Yay., İstanbul 2001.
200
WACH Joachim, Din Sosyolojisi, Çev. Ünver Günay, M.Ü.İ.F.V. Yay., İstanbul
1995.
WEBER Max, Bürokrasi ve Otorite, Çev. H. Bahadır Akın, 2. Bsk., Adres Yay.,
Ankara 2006.
---------------, Sosyoloji Yazıları, Çev. Taha Parla, Hürriyet Vakfı Yay., İstanbul
1986.
WUTHNOW Robert J., P.L. Berger, Din ve Modernlik, Çev. Adil Çiftçi, Ankara
Okulu Yay., Ankara 2002.
YAZDANİ Hac Kazım, Pejuheş Der Tarihî Hazaraha, C.I 2.Bsk, Mehr Yay., Kum,
H. 1372.
YAZDİ Mahmud Afşar, Afgan Name, C. 1., Bonyad-i Mahmud Afşar, Tahran 1380.
YILDIRIM Ergün, Değişen Din Anlayışının Sosyolojisi, Bilge Yay., İstanbul 1999.
201
YÜMNİ Sezen, İslam Sosyolojisine Giriş, Turan Kültür Vakfı, İstanbul 1994.
2. ANSİKLOPEDİLER
3. İNTERNET
www.hazara.net/taliban/genocide/mazar/mazar.html (22.02.2010).
202
http://usinfo.state.gov/is/Archive_Index/Al_Qaeda_and_Taliban_Atrocities.html
(22.02.2010).
www.geocities.com/Tokyo/Courtyard/8769/afphistory.html (22.02.2010).
www.hrw.org/reports98/afghan/Afrepor0.htm#P35_500 (22.02.2010).
www.hrw.org/en/search/apachesolrsearch/mazar-i+sharif+1998 (22.02.2010).
www.delmio.com/Default.aspx?tabid=756. (22.02.2010).
www.cia.gov/cia/publications/factbook/goes/af.html (15.09.2009).
www.otuken.net/arslan.bulut/Afganistanin-yarisi-turk.html (15.08.2009).
http://bakhtarnews.com.af/da/index.php?news=11391; http://eslahonline.net/7629;
www.afghanpaper.com/nbody.php?id=10862; www.khabaronline.ir/news-
65770.aspx (09.06.2010).
http://perweb.firat.edu.tr/personel/yayinlar/fua_471/471_442.pdf (10.06.2010).
www.kabulexpress.com;http://www.afghanpaper.com/nbody.php?id=10894 ve
www.kabuli.org
www.ka.edu.af (05.06.2010).
203
EKLER
EK. I: TÜRKÇE ANKET FORMU
Abdullah MOHAMMADİ
-I-
( )-3)Mühendislik
204
( )-1) Lisede öğrendiğim din eğitimi ( )-2) Özel din öğrenimi gördüm (aile
içinde, camide, medresede vb.) ( )-3) Din öğrenimi görmedim
( )-1) Peştun ( )-2) Hazara ( )-3) Tacik ( )-4) Özbek ( )-5) Türkmen ( )-6)
Aymak ( )-7) Afgan ( )-8) Afganistanlı ( )-9) Müslüman
-II-
( )-1)İbadetlerime bağlıyım.
-III-
7. Dini inançların yanı sıra milli ve kültürel değerlere de önem vermek gerekir
-IV-
16. Başörtüsü dinimize göre farzdır, kadının saçının bir telinin bile erkeğe
gösterilmesi haramdır
18. İslam’a uygun bir hayat sürmek için peygambere uymak şarttır.
22. Dini kurallara önem veren bir parti, ülkenin başına gelmelidir
30. Dine hizmet etmeyen televizyon programlarına bakmak bir Müslüman için
caiz değildir
سوالھای زيرمربوط به موضوع تحقيقی است بنام "ديدگاه دانشجويان درباره دين )دانشگاه کابل
دانشکده ھای الھيات˓ حقوق و مھندسی (" .سواالت جای گرفته در اين فرم ،طرز تفكر دانشجويان نسبت
به د ين ،تطبيق دستورات د ينی در زندگی روزمره ،جايگاه و اھميت د ين در زندگي فرھنگی اجتماعی
دانشجويان را تثبيت خواھد كرد.
نشان دادن دقت و صميميت شما در حين جواب دادن سوا ل ھا برای بد ست آوردن نتيجه بھتر از
اين تحقيق به ما كمك خواھد كرد .به ھمين دليل بعد از خواندن ھمه سوا ل ھا ،نكاتی كه بھتر نظر و فكر شما
را منعكس ميكند با خط كشيدن به دوران آن به ما معلوم كنيد .پاسخ شما به سواالت فقط برای تحقيق علمی
استفاده خواھد شد بنابر اين اسم خودتان را ننويسيد و به تمام سوا ل ھا پاسخ بدھيد .از عالقه و كمك شما
تشكر ميكنم.
عبدﷲ محمدی
آنکارا /تركيه
15.09.2010
) ( (2-بطور خصوصی .8سطح تحصيل دينی شما چه ھست؟ ) (– (1در ليسه حوزه علميه)مدرسه(
تحصيل دينی کرده ام ) در خانواده ام˓ در مسجد˓ حوزه علميه)مدرسه( و غيره (
-I-
.14كدام يكی از نكات زير نظر شما را درباره روزه منعكس ميكند؟
) ( (2-روز ھای زياد ماه رمضان را روزه می گيرم ) (– (1ماه رمضان از اول تا آخرش
.15از موارد ذيل کدامش حيات دينی شما را خوب منعکس می کند؟
) ( (2-قبول دارم فقط کمی عبادت ھايم را انجام نمی دھم ) (– (1عبادت ھايم را انجام می دھم
) ( (4-به عبادت ھا عالقه زياد ندارم اما به تميز بودن قلبم ايمان دارم
-II-
.4برای پيدا کردن راه راست وحی و عقل مکمل يکديگر ھستند؟
.6از نقطه نظر دين ازدواج يک زن مسلمان با يک مرد غير مسلمان شکالی ندارد؟
.7در کنار عقيده ھای دينی به ارزشھای ملی و فرھنگی ھم بايد اھميت داده شود؟
.10از نقطه نظر دين پيوند ارگان انسان به انسان ديگر اشکالی ندارد؟
.11بايد به کسانی که مربوط به دين و مذھبی ديگر ھستند خوب رفتار کرد
-IV-
.16از نقطه نظر دين حجاب فرض است ،يک تار موی زن برای مرد حرام است
214
.19از وظايف مھم يک مسلمان دين اسالم به ديگران تبليغ کردن است
.22حزبی که به دين اھميت می دھد بايد کار امور کشور به دست بگيرد
ÖZET
Abdullah MOHAMMADİ
Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı (Din Sosyolojisi)
Doktora Tezi, 232 sayfa, Ağustos 2010
Danışman: Prof. Dr. Niyazi AKYÜZ
Bu çalışma, Kabil Üniversitesi İlahiyat, Hukuk ve Mühendislik
Fakültelerinde okuyan öğrencilerin din anlayışını incelemektedir. Ayrıca bu
araştırmada üniversitede okuyan öğrencilerin dinî tutum ve davranışlarının boyutları,
Afganistan toplumunda meydana gelen değişim sonucunda üniversite öğrencilerinin
dinî inanç, ibadet, sosyal hayat ve dünya görüşlerinde farklılaşma olup olmadığı ve
farklılaşmanın ne düzeyde meydana geldiği ortaya konulmaya çalışılacaktır.
Yukarıda sıralanan bu hususların belirlenmesi için konu ile ilgili din anlayışı ölçeği
formu kullanılmıştır. Üniversite öğrencilerinin din anlayışının oluşmasına etki eden
faktörler ve onların dinî inanç, sosyal hayat ve dünya görüşlerinin tespiti için, anket
formundan elde edilen bulgular doğrultusunda çeşitli analizler yapılmıştır.
Araştırma giriş, araştırmanın kuramsal çerçevesi, Afganistan’a ve Kabil
kentine genel bir bakış, öğrencilerde dinî ve toplumsal yapı ve araştırmanın bulguları
ve yorumları başlıkları altında toplanmıştır. Çalışmamızın ana konusunu oluşturan
üçüncü bölümde anketten elde edilen sonuçlar doğrultusunda öğrencilerin din
anlayışı, hangi din anlayışına yöneldikleri ve bu anlayışa etki eden faktörler üzerinde
durulmuştur. Sonuç kısmında ise araştırmanın bulguları doğrultusunda elde edilen
sonuçlara yer verilmiştir.
Sonuç itibariyle üniversite öğrencilerin din anlayışının oluşmasına etki eden
faktörlerin cinsiyet, yaş vb. olgusal durumlara göre farklılaştığı ve toplumda
meydana gelen sosyal değişimlerin onların din anlayışlarını etkilediği görülmektedir.
SUMMARY
THE RELIGIOUS UNDERSTANDING OF UNIVERSITY STUDENTS
(SAMPLE: UNİVERSİTY OF KABUL)
Abdullah MOHAMMADİ
Ankara University, Institute of Social Sciences
Department of Philosophy and & Religion (Sociology of Religion)
Doctoral Thesis, 232 Pages, August 2010