Vous êtes sur la page 1sur 3

Marguerite

yourcenar alexis pdf

Want more? Advanced embedding details, examples, and help! « Alexis ou le Traité du vain combat », publié en 1929, est un roman épistolaire de Marguerite Yourcenar (1903-1987).

Premier roman de l’auteure, « Alexis ou le traité du vain combat » se situe en Autriche, à la veille de la Première Guerre mondiale. « Alexis ou le Traité du vain combat » consiste en une longue lettre, de cent pages environ, qu’un jeune musicien de 24 ans, Alexis, adresse à sa femme Monique.
Le jeune homme tâche d’expliquer pourquoi il l’a quittée sans un mot, tournant fréquemment autour d’un aveu qu’il ne formule jamais clairement. Se sentant coupable vis-à-vis de Monique, il dit vouloir s’essayer à la sincérité, car leur couple a trop souffert du mensonge.

Il revient alors longuement sur son enfance et son adolescence, ainsi que sur leur brève vie commune. « Alexis ou le Traité du vain combat » est inspiré d’une expérience que Yourcenar a vécue : être amoureuse d’un homme homosexuel. L’auteure disait à propos de cet homme et d’« Alexis ou le Traité du vain combat », dans une interview accordée à
Matthieu Galey pour son essai « Marguerite Yourcenar, les yeux ouverts » : « Alexis était quelqu'un que je connaissais et aimais, mais que je désirais décrire en l'éloignant assez pour le placer un peu à une autre époque vingt ans en arrière, avec le fossé de la guerre de 1914.

» « Alexis ou le Traité du vain combat » tient une place particulière dans l’œuvre de Yourcenar en tant que premier roman. En outre, « Alexis ou le Traité du vain combat » compte parmi les seuls romans qu’elle n’a jamais réécrits. Mais c’est peut-être à la fois la haute qualité du style (bien que ce fût son premier roman) et la modernité du thème (la
liberté sensuelle) qui valent à « Alexis ou le Traité du vain combat » d’être encore considéré comme un livre important de la romancière.
Romancière qui devint d’ailleurs, en 1980, la première femme à entrer à l’Académie française. Pour les articles homonymes, voir Alexis. Cet article est une ébauche concernant la littérature française. Vous pouvez partager vos connaissances en l’améliorant (comment ?) selon les recommandations des projets correspondants. Alexis ou le Traité du vain
combatFormat RomanLangue FrançaisAuteur Marguerite YourcenarGenre Littérature LGBTDate de parution 1929Pays Francemodifier - modifier le code - modifier Wikidata Alexis ou le Traité du vain combat est le premier récit publié par Marguerite Yourcenar. Il s'agit d'un court roman épistolaire écrit entre le 31 août 1927 et le 17 septembre 1929,
et paru à l'automne 1929.

Il se situe en Autriche, à la veille de la Première Guerre mondiale. Résumé Dans une longue lettre, Alexis, jeune musicien de vingt-deux ans, décrit à son épouse Monique le « vain combat[1] » qu’il mène depuis des années contre la nature de ses désirs profonds et qui le conduit à rompre : l’amour des hommes, qui est suggéré entre les lignes du récit.
Il lui indique ainsi qu'il va devoir la quitter afin de pouvoir se réaliser, chose qui lui est impossible tant qu'il se trouve à ses côtés. Certains commentateurs[2] ont noté qu'il s'y trouvait pour la première fois une technique narrative généralement caractérisée comme étant le « portrait d'une voix », technique qui participera à plusieurs autres ouvrages
ultérieurs de l'autrice, notamment à Mémoires d'Hadrien[3]. Notes et références ↑ Marguerite Yourcenar, Alexis ou le traité du vain combat : Le Coup de grâce, Paris, Gallimard, 1978, 248 p. (ISBN 978-2-07-037041-2). ↑ Yvon Bernier, « Itinéraire d'une œuvre - Marguerite Yourcenar », Études littéraires, volume 12, numéro 1,​ avril 1979, p. 5 (lire en
ligne). ↑ Marguerite Yourcenar, Mémoires d'Hadrien, Paris, Gallimard, 1951, 364 p. (ISBN 978-2-07-036921-8).
Voir aussi Sur les autres projets Wikimedia : Alexis ou le Traité du vain combat, sur Wikiquote Articles connexes Jeanne de Vietinghoff Liens externes Notices d'autorité : BnF (données) Portail de la littérature française Portail LGBT Portail des années 1920 Ce document provient de « . Want more? Advanced embedding details, examples, and help!
Narrativa Si estabas buscando el libro Alexis de Marguerite Yourcenar, has llegado al sitio indicado, con un solo click puedes descargar en el formato que desees. Si continua con nosotros, en segundos descargará la copia del libro en formato ePub de Alexis de Marguerite Yourcenar. Solamente haga click en el botón que se encuentra a continuación
para descargar y disfrutar de su lectura. Descargar ePub Si eres un ratón de biblioteca y estas buscando una copia del libro Alexis de Marguerite Yourcenar, estás en el lugar adecuado. Al hacer clic en el enlace siguiente, podrá bajar el libro completo en PDF. Es un enlace de descarga completamente seguro. Descargar PDF Al hacer clic en el botón
de abajo podrás descargar el libro de Alexis de Marguerite Yourcenar.
Este libro está disponible en formato audible con un solo clic. Durante tres meses tendrás acceso de forma gratuita a un extenso catálogo 90.000 títulos y podcast. Descargar Audible Descarga y deleitese relajadamente con la lectura de este libro y comparte tus valoraciones sobre Alexis de Marguerite Yourcenar en los comentarios.No te olvides
buscar otros libros de este autor Marguerite Yourcenar. El lenguaje de las abejas de Cristina Caboni El último verano de Silvia Blanch de Lorena Franco La máquina del tiempo de Mario Escobar Ruido en el corazón de Ena Billie de Anna Gavalda Los pliegues de la tierra de Arundhati Roy Ellas hablan de Miriam Toews La lenta agonía de los peces de
Eric Frattini La escuela católica de Edoardo Albinati Hoy no me cambio por nadie de Antonio San José Pérez España contra pronóstico de Miguel Ángel Aguilar El abogado del presidente de Luis Carlos Molina Acevedo Temblor de Maggie Stiefvater La joven del acantilado de Lucinda Riley El último sueño de Cleopatra de Christian Jacq Azul Vermeer
de Mar Mella El peso de la culpa de Peter Robinson LA HIJA DEL HEREJE de Vanitha Sankaran Bendito Harry de Peter Carey De Profundis de José Cardoso Pires El sueño inocente de Karen Perry Una dama en juego de Carla Montero Ocurrió en Pekín de Beijing Tongzhi La sombra del Samurái. 47 Ronin de Raúl de la Rosa ¿Más vale sola? de Chloe
Santana © 2023 EbookTeca - PDF, ePub y audible · alexis Alexis Sorbas Alexis Sorbas Alexis de Tocqueville Edition Alexis de Tocqueville Want more? Advanced embedding details, examples, and help! ALEXIS ya da Beyhude Mücadelenin Kitabı, 1929’da çıktı; o güne kadar yasak damgası vurulmuş bir konunun yüzyıllardan beri ilk defa edebiyatta ve
toplum ahlakında tam olarak yazılı ifadesini bulduğu bir dönemle çağdaştır. Yayımlanışından bu yana yaklaşık otuz beş yıl geçti: bu süre boyunca, fikirler, toplumsal âdetler, kamuoyunun tepkisi değişime uğradı, ancak sanıldığından daha azdır bu değişiklik; yazarın görüşlerinden bazısı değişti, ya da değişebilirdi. Dolayısıyla, bu uzun aradan sonra
Alexis’i yeniden açtığımda az çok endişeliydim: bu metinde bazı ufak tefek düzeltmeler yapmam gerekeceğini, değişmiş bir dünyaya ilişkin durum saptaması yapacağımı sanıyordum. Bununla birlikte, iyice düşündüğümde bu değişiklikler bana lüzumsuz, hatta zararlı göründü; birkaç üslup dikkatsizliği hariç, bu küçük kitap olduğu gibi bırakıldı, bunun
da görünüşte birbirine karşıt iki sebebi var: Biri, artık haritalardan silinmiş bir ülke, bir zaman, bir çevreye sıkı sıkıya bağlı, çok eski bir orta Avrupa ve Fransız atmosferinin sinmiş olduğu bir iç dökmenin çok özel karakteri — kitabın sesini değiştirmeden bu atmosferde herhangi bir değişiklik yapılması imkânsız olurdu. İkincisi ise aksine, hâlâ
uyandırdığı tepkilere bakılacak olursa, bu anlatının bir tür güncellik hatta bazı kişiler için bir tür yararlılık taşır göründüğü gerçeği. Eskiden kanunen ve ahlaken yasak olarak kabul edilen bu konu günümüzde edebiyatta fazlasıyla işlenmekle hatta istismar 7 edilmekle, böylece de bir tür hak kazanmakla birlikte, öyle görünüyor ki Alexis’in özel sorunu
bugün eskiden olduğundan daha az kaygı verici ya da daha az gizli değildir; ayrıca bu konuda bazı çok sınırlı çevrelerde hüküm süren ve hakiki özgürlükten çok farklı olan göreli kolaylığın da kamuoyunun bütününde bir yanlış anlama ya da bir önyargı daha yaratmaktan başka bir şey yaptığı söylenemez. Alexis ve Monique’in dramının hâlâ yaşandığını
ve cinsel gerçekliklerin dünyasına yasaklarla ket vurulduğu müddetçe kuşkusuz yaşanmaya devam edeceğini anlamak için etrafımıza dikkatlice bakmamız yeter; bu yasakların belki de en tehlikelileri dilin koyduğu yasaklardır; ne var ki dilin, insanların çoğunun fazla sıkıntı çekmeden bertaraf ettiği ya da etrafından dolaştığı engellerine, vesveseli
kafalar ve saf yürekler neredeyse kaçınılmaz olarak takılıyor. Ne denirse densin, toplum ahlakı, bu romanın temel öğesinin çok eskimiş olamayacağı kadar az değişti. BÜTÜN BİÇİMLERİYLE cinsel özgürlük sorununun büyük ölçüde bir ifade özgürlüğü sorunu olduğu belki de yeterince fark edilmedi. Eğilimler ve eylemlerin nesilden nesile çok
değişmediği besbelli; değişen ise, tersine, bunların etrafındaki sessizlik alanının genişliği ya da yalan katmanlarının kalınlığı. Bu sadece yasak serüvenler için geçerli değil: bizzat evliliğin içinde, kan-koca arasındaki cinsel ilişkilerde, dilsel batıl inanç kendini zorbaca dayatıyor en çok. Münasip olduğu farz edilen formülleri — ama aslında ucuz
edebiyatın yarı korkak ya da yarı açık saçık formülleridir bunlar— dilinden eleyerek Alexis’in macerasını dürüstçe ele almaya çalışan yazarın, az çok yetersiz ve bazen de kabul edilemez iki veya üç ifade yöntemi arasında seçim yapmaktan başka şansı yoktur. Yeni oluşturulmuş, onlan destekleyen kuramlarla birlikte modası geçmeye yazgılı, doğruluk
özelliklerini ortadan kaldıran aşın bir yaygınlaşma yüzünden tahrif edilmiş bilimsel dil dağar- çığının terimleri, ancak yaratılmış oldukları özel eserler için geçerlidir; bu yafta-kelimeler edebiyatın hedefine ters düşerler: ifadede bireysellik hedefine. Erdemli geçinen ya da bıkkın bir okur kitlesini görmek istemediği ya da alışkanlık kesbettiğinden artık
göremediği şeye dosdoğru bakmaya zorlamak söz konusuysa, her zaman yandaş bulmuş bir edebi yöntem olan müstehcenlik savunulabilir bir sarsma tekniğidir. Bu tekniğin kullanımı, meşru bir biçimde bir nevi kelimeleri temizleme girişimine; kendi içlerinde önemsiz, ama kullanılmaktan kirlenmiş ve onursuzlaşmış sözlere bir tür temiz ve dingin
masumiyet kazandırma çabasına tekabül de edebilir. Ama bu kaba çözüm konumuzu ilgilendirmeyen bir çözüm: riyakâr okur uygunsuz kelimeyi ilginç ve renkli bir anlatım biçimi olarak, neredeyse egzotik olarak kabul etmeye meyillidir, aşağı yukarı tıpkı yabancı bir şehirden geçen yolcunun şehrin kenar mahallelerini gezmekte bir mahzur görmemesi
gibi. Müstehcenlik çabuk yıpranır; bu yöntemi kullanan yazarı dozu giderek artırmaya zorlar ki bu da hakikat için, bir zamanların imalarından daha tehlikelidir. Dilin kabalığı düşüncenin bayağılığı konusunda insanı aldatır ve (birkaç büyük istisna hariç) belirli bir konformizmle çok kolay bağdaşır. Yazarın karşısına üçüncü bir çözüm yolu çıkabilir:
çıplak, neredeyse soyut, hem ölçülü hem belirgin bir dilin kullanılması.
Bu dil Fransa’da yüzyıllarca vaizlere, ahlakçılara ve bazen de klasik çağ romancılarına, onların o zamanlar “duygu sapmaları” adı verilen konuları işlemelerine hizmet etmiştir. Vicdan muhasebesinin bu geleneksel üslubu, hayatın kendisi gibi doğası gereği karmaşık bir konu hakkında karara varırken sayısız ince ayrıntıyı dile getirmeye o kadar uygun
düşer ki, Bourdalou ya da Massillon hoşnutsuzluğu ya da kınamayı, Laclos ise cinsel serbestliği ya da şehveti ifade etmek için buna başvurmuşlardır. Tam da temkinli olmasından dolayı bu süzülmüş dil, Alexis’in düşünceli ve vicdani kaygılar taşıyan yavaşlığına; içinde bulunduğu belirsizlikler 9 ve baskılar ağından, ilmekleri koparmaktan çok tek tek
çözen bir hareketle, kendini kurtarmak için gösterdiği sabırlı çabaya; cinselliğe duyduğu saygının da dahil olduğu edebine; aklı ve teni hiç alçalmadan uzlaştırma niyetine özellikle uyuyor gibime geldi. Birinci tekil şahısta yazılmış her anlatı gibi Alexis de bir sesin portresidir.
Bu sesin kendi perdesini, kendi tınısını olduğu gibi bırakmak, mesela biraz başka bir çağa aitmiş gibi görünen — otuz beş yıl önce bile öyle görünüyordu— tonundaki nazik iniş çıkışları da.
Alexis ile genç karısı arasındaki ilişkiye dair belki de kendi iç dökmesinden daha çok şeyi ele veren neredeyse pohpohlayıcı şefkat tonunu da hiç bozmamak gerekiyordu. Roman kişisinin, bugün yazara kuşkulu görünen, ancak kişiliğini tanımlama açısından değerini koruyan bazı görüşlerini de olduğu gibi bırakmak gerekiyordu.
Alexis eğilimlerini, bütünüyle kadınların hâkimiyeti altındaki püriten bir çocukluğun etkisine bağlar; onunla ilgili olarak bu bakış açısı doğrudur belki, bunu kabul ettiği andan itibaren önemlidir, ancak (eskiden buna inandıysam da, hatırlamıyorum) şimdi bu bana, belki de bu türden güdülenmelere gerek duymayan olaylan çağımızın psikolojik sistemine
suni olarak dahil etmeye yönelik bir açıklama tarzı olarak görünüyor. Aynı şekilde, Alexis’in aşktan bağımsız olarak tadılan zevki tercih etmesi, uzayan her bağlılıktan sakınması, aşın romantik bir yüzyıla karşı tepki gösteren bir dönemin özelliğidir: bu bakış açısı zamanımızın en yaygın bakış açılarından biriydi, bunu dile getirenlerin cinsel zevkleri ne
olursa olsun. Buna karşılık olarak Alexis’e, bu şekilde ayn tutulan hazzm da kasvetli bir alışkanlığa dönüşebileceği; dahası, zevki, sanki orada yer almaya layık değilmiş gibi diğer insani duygulardan ayrı tutma kaygısında temelde püritenlik yattığı söylenebilir. Alexis karısını terk ederken, gidişine gerekçe olarak daha tam ve yalanla daha az lekelenmiş
bir cinsel özgürlük arayışını gösterir, ve kuşkusuz bu sebep en belirleyici olandır; ancak, gi10 den kişi tarafından itiraf edilmesi daha zor başka sebeplerin de işe karışması muhtemeldir; Monique’in istese de istemese de canlı örneği haline geldiği, önceden imal edilmiş bir konfor ve bir saygınlıktan kaçma isteği gibi. Alexis genç karısına bütün
erdemleri yakıştırır, sanki onunla kendisi arasındaki mesafeleri çoğaltarak gidişini haklı çıkarmayı daha kolay buluyordun Bazen Monique’in bir cevabım yazmayı düşündüm, bu cevap Alexis’in iç dökmesine hiçbir bakımdan ters düşmeden bu macerayı bazı noktalarda aydınlatacak ve bize genç kadmın daha az idealleştirilmiş, ama daha eksiksiz bir
imgesini sunacaktı. Şimdilik bundan vazgeçtim. Bir kadının varoluşundan daha gizli bir şey yoktur.
Monique’in anlatısını yazmak belki de Alexis’in itiraflarını yazmaktan daha zor olur. yourcenar . alexis marguerite yourcenar ALEXIS oder der vergebliche kampf Mit einem Nachwort zur deutschen Ausgabe scherz & goverts verlag stuttgart Deutsche Übertragung von Richard Moering Titel der französischen Originalausgabe »Alexis ou le Traité du
vain combat« Erschienen bei Librairie Plon, Paris Alle deutschen Rechte bei Scherz & Goverts Verlag GmbH. Stuttgart .
Schutz- umschlag und Einband von Gunter Böhmer . Satz und Druck der Buch- druckerei Eugen Göbel, Tübingen . Gebunden bei Heinr. Koch, Tübingen Papier von der Papierfabrik Bohnenberger, Niefern . Printed in Germany Ihm gewidmet D ieser Brief, liebe Freundin, wird sehr lang werden.
Ich liebe das Schreiben nicht besonders. Ich habe oft gelesen, daß die Worte den Gedanken verraten. Es will mir scheinen, als ob dies vor allem von den geschriebenen Worten gilt. Sie wissen selber, was nach zwei Übersetzungen von einem Text übrig bleibt. Außerdem bin ich wenig geübt im Schreiben. Wer schreibt, muß stän- dig zwischen zahllosen
Ausdrücken wählen, von denen ihm keiner – besonders nicht ohne die an- dern – genugtut. Und doch sollte ich eigentlich wissen, daß nur die Musik erlaubt, Akkorde mit- einander zu verbinden. Jeder Brief, auch der längste, zwingt uns, die Dinge gegen ihren Willen zu ver- einfachen. Wir werden sofort unklar, wenn wir gründlich sein wollen.
Ich möchte hier nicht nur aufrichtig sein, sondern auch genau. Auf diesen Sei- ten werden viele Stellen wieder durchstrichen wer- den – einige sind es schon. Und nun noch meine einzige und letzte Bitte: lesen Sie über keine dieser Zeilen hinweg, die mir noch so viel Qual bereiten 7 werden. Wenn es schon schwer genug ist zu leben, so ist es fast
unmöglich, sein Leben zu erklären. Vielleicht wäre ich besser nicht abgereist ohne ein Wort zu sagen, als hätte ich mich geschämt oder als hätten Sie alles verstanden. Ich hätte lieber leise und langsam mit Ihnen sprechen sollen, in einem vertrauten Zimmer und im Dämmer einer Abend- stunde, wo einer den andern so wenig sieht, daß man fast alles
zu gestehen wagt. Aber, liebe Freun- din, ich kenne Sie und kenne Ihre Güte. Eine solche ›Beichte‹ hat leicht auch etwas Klägliches, Mitleid- erregendes. Sie würden mich bedauern und würden glauben, mich deshalb auch zu verstehen. Ich kenne Sie. Sie würden mir die Erniedrigung einer so lan- gen Erklärung ersparen wollen und mich allzufrüh
unterbrechen; und ich würde schwach genug sein, bei jedem Satz auf eine Unterbrechung zu hoffen. Sie haben noch eine andere Eigenschaft – vielleicht ist es eine Schwäche –, die ich nicht mißbrauchen will. Ich werde übrigens gleich darauf zurückkom- men. Ich fühle mich Ihnen gegenüber so schuldig, daß ich eine gewisse Distanz zwischen mich
und Ihr Mitgefühl legen muß. Ich rede nicht von meiner Kunst. Sie lesen keine Zeitungen, haben aber sicherlich durch gemeinsame Freunde erfahren, daß ich, wie man sagt, Erfolg hatte; was im Grunde darauf hinausläuft, daß viele 8

Vous aimerez peut-être aussi